Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(38/40)


- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> DEĞİŞMEK


- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PEŞİNDE KOŞMAMAK


- VAZGEÇMEK ile YERİNE KOYMAK


-
değil/yerine/><
, ve/||/<> . ve/||/<> ! ve/||/<> ? ve/||/<> :

( İnsanlık, bir gün...

(,) Virgülü kaybetti:
Söyledikleri, birbirine karıştı.

(.) Noktayı kaybetti:
Düşünceleri, uzayıp gitti. Ayıramadı onları.

(!) Ünlem işaretini kaybetti bir gün de:
Sevincini, öfkesini, tüm duygularını kaybetti.

(?) Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.

(:) İki noktayı kaybetti başka bir gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.

Yaşamının sonuna geldiğinde...
Elinde sadece (") tırnak işareti kalmıştı...

“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."

Alex Kanevsky )


- VE ile/ve/||/<> İLE

( )


- VEBÂ/COCOLIZTLI[Aztek dili]:
HIYARCIKLI/BUBONİK ile/ve/||/<> AKCİĞER/PNÖMONİK ile/ve/||/<> PULMONER/SEPTİSEMİK

( )


- VED ile GÜL | DOSTLUK


- VEDÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VEFÂ


- VEDÛD ile ...

( Çok şefkatli, kendine çok sevgi beslenilen. | Tanrı'nın bir isim-sıfatı; seven, sevginin kaynağı. )


- VEFÂ ile ...

( SÖZÜNDE DURMA, SÖZÜNÜ YERİNE GETİRME )

( DOSTLUĞU DEVAM ETTİRME )

( ONUN YANINDAYKEN NASILSAN, UZAKTAYKEN DE AYNI OLMAK )


- VEFÂ ile/ve/değil/<> SAYGI GÖSTERMEK


- VEGAN/LIK ve/||/<> CAYNACI/LIK(JAİNİZM)

( Hiçbir hayvanın etini ve/ya da ürünlerini yememenin yanısıra, hayvanları, mal/kaynak ya da köle olarak kullanmamayı esas alarak yaşam sürdürme tutumu. VE/||/<> Doğaya, düzene(sisteme) yük ya da olumsuz etki yaratmayacak biçimde, temel gereksinim/zorunlulukların ötesine geçmeyecek biçimde, doğayla uyumlu ve bütünlüklü bir yaşam sürdürme tutumu. )


- VEHHÂB[< VEHB] değil/yerine/= ÇOK HÎBE EDEN, FAZLA BAĞIŞLAYAN, KARŞILIKSIZ VEREN


- VEHİM ve ŞEKK


- VEHM ile/ve VEHİM/VÂHİME

( Kuruntu. İLE/VE Tekil/tikel anlamları tespit eden güç. )

( ... avec/et FACULTE ESTIMATIVE )


- VEJETARYEN ile VEGAN

( [hiçbir hayvanın canına kıymamak üzere]
Etini yememeyi yeğleyen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Etini ve tüm hayvansal ürünleri tüketmemeyi ve kullanmamayı yeğleyen. Hayvanları, mal, kaynak ve köle olarak görmemek ve kullanmayan. )

( Bitkisel beslenme bilgisi ve bilincinde olmak. )


- VEJETERYANVEJETARYEN


- VEKÂLET ile/değil İCÂZET


- VEKÎL[Ar.] ile Vekîl[Ar.]

( Kulların sıfatı olarak. İLE Allah'ın sıfatı olarak. )


- VELÂYET:
ÖZGÜRLÜK ve/<> ÖZGÜNLÜK


- VELÂYET ile/ve/||/<> HIDÂNE HAKKI


- VELÂYET ile/ve VESÂYET

( Korunma. İLE/VE Sakınma. )

( GUARDIONSHIP vs./and TUTORSHIP/TUTELAGE/CUSTODY )


- VELED[Ar.] ile SIBT[Ar.]


- VELED-İ BENÂT[Ar.] ile VELED-İ BENÎN[Ar.]

( Dişil çocukların eril ve dişil çocukları. İLE Eril çocukların eril ve dişil çocukları. )


- VELED-İ KALB ile ...

( KALP ÇOCUĞU, MÂNEVÎ HAL )


- VELÎ[Ar.] ile/ve/= DOST[Fars. < DÜST]

( KIYIM-KIYIM, KIYIL Kİ, DOST ÖNÜNE ÇIK(ABİL) )


- VELİ değil/yerine/= EGE


- VELİYY[çoğ. EVLİYÂ] ile VELÎ[Fars. < VELÂYET]

( Allah'ın 99 adından biri. | Sahip. | Bir çocuğun her türlü hareketinden ve durumundan sorumlu olan kişi. | Ermiş, eren. İLE Velâkin, ammâ, fakat. )

( "ve er"in kısaltması Ve, eğer. İLE "Sahip, usta, mâlik" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[DÂNİŞ-VER: Âlim. | SUHAN-VER: Şair, edip.] )


- VELİYY-ÜD-DİN değil/yerine/= DÎNE SIMSIKI BAĞLI


- VENA:
AŞK ve/<> ŞARAP


- VENUS URANIA ile/ve/||/<> VENUS PANDEMUS

( Saf Aşk. İLE/VE/||/<> Duygularla olan. )

( Gökte. İLE/VE/||/<> Yerde. )


- VEREM ve/||/<> VEREM/KOH BASİLİ(MİKROBU)[< R. Koh adından]


- VERGİ ile VERGİ

( Kamu hizmetlerine harcanmak üzere hükûmetin veya yerel yönetimlerin yasalara göre herkesten doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan topladığı para. | Bir evin, bir iş yerinin gideri, algı karşıtı. İLE Birinin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik. | Allah vergisi. )


- VERİ/BİLGİ:
DUYU ile/ve/||/<>/> AKIL
( ile/ve/||/<>/> HABER-İ SÂDIK)


- | VERİ ve/> BİLİ(ENFORMASYON) ve/> BİLGİ | ile/ve/+/<>/>/<
FARKINDALIK | BİLGELİK(İRFAN/HİKMET) ile/ve/+/<>/>/< ZARİFLİK/ZARÂFET

( BİLGİ: İnsan aklı sınırıları içerisinde evreni ve doğayı anlama çabası. )

( Bilgi, göklere uçabileceğimiz kanatlardır. )

( Yapmanız gereken şey farkında olmanın farkında olmaktır. )

( Tüm sonuçlarına katlanabilmektir. )

( Hiçbir uygarlık, varolan bilgiyle çatışmadan, bilgi üretemez. )

( KUTADGUBİLİG: Mutluluk/saadet veren bilgi, kutlu bilgi. Çinliler, ona Edebü'l-Mülûk der; Maçinliler, onu Enîsü'l-memâlik diye adlandırır. Bu meşrık ilinin büyükleri, buna doğruca Zînetü'l-ümerâ der.
İranlılar buna Şehnâme der, Turanlılar ise Kutadgu bilig diye anar. )

( )

( | Before AND/> After. AND/> Inside AND/> Outside |

vs./AND/+/<>/>/<

Time and place. )

( | [by] ... AND/> "What, where, when, who?" questions and answers. AND/> "How?" question and answers. |

vs./AND/+/<>/>

"Why?" question and answers. )

( | Letter, phoneme. AND/> Morpheme. AND/> Word. |

vs./AND/+/<>/>/<

Sentence. )

( [bilginin/kavramın/nesnenin/olgunun] | Öncesi VE/> Sonrası VE/> İçi ve dışı |

İLE/VE/+/<>/>/<

Zamanı ve Zemini )

( | Yazaç/harf. VE/> Hece. VE/> Sözcük. |

İLE/VE/+/<>/>/<

Tümce. )

( | ... VE/> "Ne, ne zaman, nerede, kim?" soruları ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. VE/> "Nasıl?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. |

İLE/VE/+/<>/>/<

"Neden?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. )

( DATA vs./and/<>/>/< INFORMATION vs./and/<>/>/< KNOWLEDGE vs./and/<>/>/< WISDOM, AWARENESS vs./and/<>/>/< ELEGANCE )


- VERİ ile/ve/> SPERMATA

( Bilgi nesnesi. İLE/VE/> Dönüştürücü/dölleyici bilgi. )


- VERİLENİ/SUNULANI:
"YUT" DİYE değil TUT DİYE!


- VERİLİ ile/ve/||/<>/> VAROLAN

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> Kültür. )


- VERİMLİ/LİK ile/ve/||/<> ÇİLECİ/LİK


- VESAİRE["VESAYRE" değil!] ile/ve/> VE ŞAİRE


- VEZÂRET[Ar.] ile ...

( Vezirlik, paşalık. [Osmanlı'da en büyük rütbe.] )


- VEZİR[Ar.] ile/=/||/<> ÂSAF[Ar.]

( Osmanlılarda devletin bakanlık, valilik gibi yüksek görevlerinde bulunan ve paşa unvanını taşıyan kişi. İLE/=/||/<> Doğu edebiyatlarında vezirin eş anlamlısı olarak kullanılır. Süleyman peygamberin ünlü veziri~İsrailoğulları soyundan gelen Âsaf b. Berhıya'dan kalmadır. )


- VEZİR/AYGUCI ile/ve NEDİM


- VEZİR ile/||/<> VEZİR-İ ÂZÂM

( Bakan. İLE/||/<> Sadrazam, başbakan. )


- VEZÎR-İ A'ZAM ile VEZÎR-İ MAÂL-İ SEMÎR

( Başvekil, en büyük vezir, sadrâzam. İLE Yüksek niteliği/vasfı olan vezir. )


- VEZİRLERİN SIFATLARI ile ...

( * Zeki (vâfiru'l-akl)
* Düzgün tabiatlı (selimu't-tab)
* Edebli (edibu'n-nefs)
* Mutedil mizaçlı (mutedilu'l-ahlâk)
* Doğru iş yapan (munâsibu'l-efâl)
* Çabuk karar veren (serîatu'l-bedîha)
* İyi görünüşlü (makbûlu's-sûre)
* Açık görüşlü (cezlu'r-rey)
* Fikri isabetli (saibu'l-fikre)
* Sır vermeyen (kalilu's-sirre)
* Yerinde tedbir sahibi (hasenu't-tedbîr) )


- VİCDAN/LI ile/değil/ne yazık ki/>< KORKU/KORKAK


- VİCDANSIZ/LIK değil/yerine/>< YÜREKLİ/LİK


- VICTOR FRANKL ve/||/<> IRVIN YALOM


- VİKTORYA ÇAĞLAYANLARI değil/< GÜRLEYEN DUMANLAR ÇAĞLAYANI

( Dünyanın en geniş şelâlesi.[1700 m.][Debisi, en yağışlı dönemde 500 milyon litre][Ort. 100 m.'den dökülmektedir] )

( 1855 yılında, Dr. Livingstone, Mokololo kabilesine, hasta olarak bir hafta zorunlu konuk olduktan sonra 13 gün süren bir yolculuk sonunda kşefetmiş ve dönemin İngiltere kraliçesinin adını vermiştir.[Kraliçe Viktorya, kendi adını taşıyan bu şelâleyi hiçbir zaman görememiştir.] )

( Zimbabwe ve Zambiya doğal sınırını da oluşturmaktadır. Zimbabwe tarafında yer alan bıçak ağzı noktası[knife edge point] olarak anılan kayalıkların üstünden dökülür. )

( ... değil/< MOSİ OA TUNYA )


- VİP değil/yerine/= ÇÖK (ÇOK ÖNEMLİ KONUKLAR)


- VİRTÜÖZ ile/ve/> SANATÇI

( Aleti/ni unutan. İLE/VE/> Kendini unutan. )


- VİZYON/ER değil/yerine/= İLERİ GÖRÜŞ(LÜ)/UZAK GÖRÜ(LÜ)


- VOLONTER/VOLUNTARY[İng.] değil/yerine/= GÖNÜLLÜ


- VOLT ile/ve/||/<> AMPER[< AMPÈRE (Fizikçi)] ile/ve/||/<> OHM/OM

( Elektrikte kullanılan potansiyel farkı (gerilim) birimi. İLE/VE/||/<> Elektrik akımında yeğinlik/şiddet birimi. İLE/VE/||/<> Elektrik direnci. )

( )


- VOLT ile/ve WATT

( Elektrikte kullanılan potansiyel fark(gerilimin) ve/ya da elektromotor gücün birimi.[Bir ohmluk direnç üzerinden, bir amperlik elektrik akımı geçmesi durumunda direncin iki ucu arasındaki gerilim bir volttur.][simgesi: V][Alessandro Volta'nın adına ithafen kabul edilerek kullanılmaya başlanmıştır.(İngiliz Kraliyet Cemiyeti - 1881)] İLE/VE/||/<> Saniyede bir julluk iş yapan bir motorun enerji dönüşümü oranını ölçen uluslararası standart güç birimi.[Buhar makinesi mucidi James Watt'a(1736-1819) ithafen SI birim sisteminde güç birimi olarak kabul edilmiştir.] )

( 1 exawatt [EW] = 1.0E+18 watt [W]

1 petawatt [PW] = 1.0E+15 watt [W]

1 terawatt [TW] = 1000000000000 watt [W]

1 gigawatt [GW] = 1000000000 watt [W]

1 megawatt [MW] = 1000000 watt [W]

1 kilowatt [kW] = 1000 watt [W]

1 hectowatt [hW] = 100 watt [W]

1 dekawatt [daW] = 10 watt [W]

1 deciwatt [dW] = 0.1 watt [W]

1 centiwatt [cW] = 0.01 watt [W]

1 milliwatt [mW] = 0.001 watt [W]

1 microwatt [µW] = 1.0E-6 watt [W]

1 nanowatt [nW] = 1.0E-9 watt [W]

1 picowatt [pW] = 1.0E-12 watt [W]

1 femtowatt [fW] = 1.0E-15 watt [W]

1 attowatt [aW] = 1.0E-18 watt [W]

1 horsepower [hp, hp (UK)] = 745.6998715823 watt [W]

1 horsepower (550 ft*lbf/s) = 745.6998715823 watt [W]

1 horsepower (metric) = 735.49875 watt [W]

1 horsepower (boiler) = 9809.5000000002 watt [W]

1 horsepower (electric) = 746 watt [W]

1 horsepower (water) = 746.043 watt [W]

1 pferdestarke (ps) = 735.49875 watt [W]

1 Btu (IT)/hour [Btu/h] = 0.2930710702 watt [W]

1 Btu (IT)/minute [Btu/min] = 17.5842642103 watt [W]

1 Btu (IT)/second [Btu/s] = 1055.05585262 watt [W]

1 Btu (th)/hour [Btu (th)/h] = 0.292875 watt [W]

1 Btu (th)/minute = 17.5724999996 watt [W]

1 Btu (th)/second [Btu (th)/s] = 1054.3499999744 watt [W]

1 MBtu (IT)/hour [MBtu/h] = 293071.07017222 watt [W]

1 MBH = 293.0710701722 watt [W]

1 ton (refrigeration) = 3516.8528420667 watt [W]

1 kilocalorie (IT)/hour [kcal/h] = 1.163 watt [W]

1 kilocalorie (IT)/minute = 69.78 watt [W]

1 kilocalorie (IT)/second = 4186.8 watt [W]

1 kilocalorie (th)/hour = 1.1622222222 watt [W]

1 kilocalorie (th)/minute = 69.7333333333 watt [W]

1 kilocalorie (th)/second = 4184 watt [W]

1 calorie (IT)/hour [cal/h] = 0.001163 watt [W]

1 calorie (IT)/minute [cal/min] = 0.06978 watt [W]

1 calorie (IT)/second [cal/s] = 4.1868 watt [W]

1 calorie (th)/hour [cal (th)/h] = 0.0011622222 watt [W]

1 calorie (th)/minute = 0.0697333333 watt [W]

1 calorie (th)/second = 4.184 watt [W]

1 foot pound-force/hour = 0.0003766161 watt [W]

1 foot pound-force/minute = 0.0225969658 watt [W]

1 foot pound-force/second = 1.3558179483 watt [W]

1 pound-foot/hour [lbf*ft/h] = 0.0003766161 watt [W]

1 pound-foot/minute = 0.0225969658 watt [W]

1 pound-foot/second = 1.3558179483 watt [W]

1 erg/second [erg/s] = 1.0E-7 watt [W]

1 kilovolt ampere [kV*A] = 1000 watt [W]

1 volt ampere [V*A] = 1 watt [W]

1 newton meter/second = 1 watt [W]

1 joule/second [J/s] = 1 watt [W]

1 exajoule/second [EJ/s] = 1.0E+18 watt [W]

1 petajoule/second [PJ/s] = 1.0E+15 watt [W]

1 terajoule/second [TJ/s] = 1000000000000 watt [W]

1 gigajoule/second [GJ/s] = 1000000000 watt [W]

1 megajoule/second [MJ/s] = 1000000 watt [W]

1 kilojoule/second [kJ/s] = 1000 watt [W]

1 hectojoule/second [hJ/s] = 100 watt [W]

1 dekajoule/second [daJ/s] = 10 watt [W]

1 decijoule/second [dJ/s] = 0.1 watt [W]

1 centijoule/second [cJ/s] = 0.01 watt [W]

1 millijoule/second [mJ/s] = 0.001 watt [W]

1 microjoule/second [µJ/s] = 1.0E-6 watt [W]

1 nanojoule/second [nJ/s] = 1.0E-9 watt [W]

1 picojoule/second [pJ/s] = 1.0E-12 watt [W]

1 femtojoule/second [fJ/s] = 1.0E-15 watt [W]

1 attojoule/second [aJ/s] = 1.0E-18 watt [W]

1 joule/hour [J/h] = 0.0002777778 watt [W]

1 joule/minute [J/min] = 0.0166666667 watt [W]

1 kilojoule/hour [kJ/h] = 0.2777777778 watt [W]

1 kilojoule/minute [kJ/min] = 16.6666666667 watt [W] )

( VOLT vs./and WATT )


- VOYVODA[Slavca] ile VOYVODALIK

( Osmanlılar'ın, Eflak ve Buğdan Beylerine verdikleri san. İLE Voyvoda egemenliği. | Voyvoda egemenliği altındaki ülke. )


- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK


- VUSLAT ile/ve HALVET

( Yaşanılan. İLE/VE Mekân ve mekânda. )

( ... İLE/VE Kişinin, kendiyle meşgul olmama durumu. )

( Kendinden uzaklaşmak için halvete girilir, başkalarından uzaklaşmak için değil! )

( Kavuşma. İLE Yalnız/tenha kalma, tenhaya çekilme. | Tenha yer. | Hamamın sıcak bölmesi. | bkz. Tasavvuf'ta )


- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK


- VUSLAT ile ÜLFET

( Bir şeye ulaşma, yetişme. | [Sevgiliye] Kavuşma. İLE Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )

( Vuslat, yâre, âşinâlıkla varmaktır. )

( MUVÂCEHE[Ar. < VECH]: Yüz yüze gelme. | Karşı, ön. )


- VYAKTA ile VYAKTİ ile VYAKTİTVA ile AVYAKTA

( Tezahür halindeki madde, tekâmül etmiş doğa. İLE Kişi, dış benlik. İLE Kişilik, gövde ile özdeşleşmişlik. İLE Tezahür etmemiş, meknuz. )


- WABP:
WERNICKE ve/||/<> ANGULER GIRUS ve/||/<> BROCHA ve/||/<> PREFRONTAL KORTEKS


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> BERTOLT BRECHT

( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 10 Şubat 1898 - 14 Ağustos 1956 )


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> FREUD

( Benjamin, Freud'un yazı ve kitaplarının iyi bir okuyucusudur. )


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> GERSHOM SCHOLEM

( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 05 Aralık 1897 - 21 Şubat 1982 )


- WEBER KATSAYILARI'NDA:
GÖRME/PARLAKLIK ile/ve KİNESTEZİ ile/ve ACI [ısıyla ortaya çıkan] ile/ve İŞİTME [orta frekanslar] ile/ve BASINÇ [deri] ile/ve KOKU ile/ve TAD [tuz]

( 1/60 ile/ve 1/50 ile/ve 1/30 ile/ve 1/10 ile/ve 1/7 ile/ve 1/4 ile/ve 1/3 )


- WILHELM VON HUMBOLDT ve/||/<> ALEXANDER VON HUMBOLDT

( 22 Haziran 1767 - 08 Nisan 1835 VE/||/<> 14 Eylül 1769 - 06 Mayıs 1859 )

( )


- WILLIAM STERN ile/ve/||/<> ALLAN SCHORE ile/ve/||/<> DONALD WINNICOTT


- WILLIAM THOMSON = KELVIN (LORD)

( 26 Haziran 1824 - 17 Aralık 1907 )


- WOLFGANG AMADEUS MOZART ile/ve/||/<> LUDWIG VAN BEETHOVEN

( 27 Ocak 1756 - 05 Aralık 1791 ile/ve/||/<> 17 Aralık 1770 - 26 Mart 1827 )

( ... İLE/VE/||/<> Kulağı, duyma yetisini kaybetmiş olan.[1801'de işitme sorunları yaşamaya başlamış ve 1817'de tamamen duymamaya başlamıştır.] )


- WTER ile/ve/<> GAICHA ile/ve/<> LOSSI

( Yeni Kaledonya'nın üç önemli adasından biri olan Lifou'da yaşayan 3 kabile.
[Lifou'nun başkentinin adı ise "We"dir.] )


- XSONOFENES:
FİLOZOF (OLAN) ile SOKRATES'İN ÖĞRENCİSİ


- [ya] "BİR YOL BULMAK/AÇMAK" ve/ya da/||/<>/>/< [ya] YOL AÇMAK ve/ya da/||/<>/>/< YOLDAN ÇEKİLMEK


- ...'YA (ÇOK) DÜŞKÜN" ile/ve/değil/yerine "...'YI (ÇOK) SEVEN"


- [ya]
İSTİKLÂL ya da ÖLÜM

( )


- ...'YA NİSPETEN ile/ve/||/<> ...'YA SAYGIDAN/HÜRMETEN


- YA/YA DA ile/ve/değil/yerine/||/+/<>
( HEM, HEM DE ve/||/<> NE, NE DE )

( Ayrım. | İLE/VE/<> Birlik/bütünlük. )

( 0 1 ile/ve/<> [ 1 ile/ve/<> 0 ] )

( "Ne, ne de", "hem, hem de" ile birliktedir![ayrı değildir!] [sadece insana/gelişmiş zihinlere özgüdür!] )

( Doğada/fizikte/hayvanlarda, deneyde/laboratuvarda. İLE/VE/<> Sadece İNSAN'da. )

( Bir şey(ler)i bildirtir. İLE/VE/<> Kendini bildirtir. )

( EL: [Bağlamına/işlevine/yerine/gereksinime göre]
Hem kirli, hem de temiz...
Ne kirli, ne de temiz. )

( DEKOLTE:
Hem açık, hem de kapalı...
Ne açık, ne de kapalı. )

( BEYİN:
Hem ayrık, hem de bitişik...
Ne ayrık, ne de bitişik. )


- YABANCI ile/ve/değil/yerine BAŞKALARI

( [not] FOREIGN vs./and/but OTHERS
OTHERS instead of FOREIGN )


- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN


- YABANCI ile DIŞARIDA TUTULAN

( YABANCİN ile ... )

( PAPALAGİ: Yabancı. | Göğü delen adam. [Göğü Delen Adam (Ayrıntı Yay.) kitabını okumanızı salık veririz] )


- YABANCI ile/ve YIRTICI ile/ve VAHŞİ

( PHALANG/GUAVA[Tayca] ile/ve ... )

( STRANGE vs./and WILD )


- YABANCI/LAŞTIRMA ile/ve/değil/||/<>/< TAŞRALI/LAŞTIRMA


- YABANCI/LIK / YABANCILAŞMA ile/ve YALNIZ/LIK / YALNIZLAŞMA


- YABANCI ile/ve/değil/||/<>/< YENİ

( [not] STRANGE vs./and/but/||/<>/< NEW )


- YABGU ile ...

( Han'ın yardımcısı. )


- YAD ile YÂD[Fars.]

( Yabancı. İLE Anma. | Hatır, gönül. )


- YADIRGAMA ile/değil/yerine/<> BENİMSE(YE)MEME


- YADIRGAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> "YARGILAMAK"


- YAĞ DAMLASI DENEYİ ve/||/<> ELEKTRONUN YÜKÜNÜN ÖLÇÜLMESİ

( 1909 yılında yapılan bir deneyde, elektronun yükünün büyüklüğü ölçüldü. Robert A. Millikan[] 22 Mart 1868 - 19 Aralık 1953], ayrıca bu yükün en küçük birim yük olduğunu ve bu yükün kuantize olduğunu da ortaya koydu... )


- YAĞIZ/ESMER[Ar.] ile KUMRAL ile KONUR

( Siyaha çalan buğday rengi. | Kurşuni renk. | Bu renkte olan. | Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan kişi. İLE Koyu sarı ya da açık kestane rengi. | Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan kişi. İLE Açık kestane renginde olan. )


- YAĞLAMAK ile YALAMAK


- YAĞMUR ADAM ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN

( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )

( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )


- YAHUDİ ile/değil/yerine/= MUSEVÎ


- YAHUDİLİK'TE:
SEFERADLAR ile/ve AŞKENAZLAR ile/ve KARAİLER


- YAHYA EFENDİ ÇEŞMESİ ile YAHYA EFENDİ ÇEŞMESİ

( Yahya Efendi mezarlığında, Yahya Efendi Camisi yanındadır. İLE Davutpaşa'da, Medrese Çıkmazı sokağındadır )

( 1538'de inşa edilmiştir. İLE 1735'te inşa edilmiştir. )


- YAKA-PAÇA (ATMAK)


- YAKIN İLİŞKİ ile/ve/||/<> YOĞUN İLİŞKİ


- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI


- YAKIN ile EŞ

( "NEAR/CLOSE" vs. MATCH )


- YAKIN ile/ve/değil/<>/> UZAK DURULAN/TUTULAN "YAKIN"


- YAKIN/YAKINEN ile YAKÎN[< YAKN]/YAKÎNEN

( Yakın: Uzaklık/mesafeyle ilgilidir[uzakta olmayan] | Muhabbet ve sevgi duyulan, dayanışma içinde olunan kişi/ler. İLE/DEĞİL Kesinlik, eminlik. | Ölüm. | İlm-el-Yakîn > Ayn-el-Yakîn > Hakk-el-Yakîn )

( Yakından tanımak/bilmek, bir yakını olarak değerlendirmek. İLE/DEĞİL Kesin veri/bilgi ile değerlendirmek/bilmek. )

( YAKÎN ile ZANN ile ŞEKK ile VEHM
[ %100 İLE %50 üzeri. İLE %50 İLE %50 altı. ] )


- YAKINDIĞIMIZ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< (")YAKINIMIZ(")


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> BEKLENTİ > HÜSRAN ile/ve/||/<>/> ÖFKE


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA GEREKSİNİMİ


- YAKINLAŞMA ve/<> YAKINSAMA


- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- YAKIN/LIK ile SICAK/LIK

( CLOSENESS vs. WARMTH )


- YAKIN/LIK ile/ve/<> YATKIN/LIK


- YAKINLIK/KURBİYET ile/ve KAVUŞMA/VUSLAT


- YAKINLIK-UZAKLIK ile/ve/||/<> BAŞATLIK-ÇEKİNGENLİK


- YAKINSAMA ile/ve/||/<> YAKLAŞMA


- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN


- YAKIŞIKLI ile GÜZEL

( Baylar için kullanılır. İLE Bayanlar için kullanılır. Yüz güzelliği için özel bir sözcük vardır["Sabâhat"]. [Nadiren erkekler için de kullanılıyor.] ( Öz Türkçe'de "Göz-el"dir. Göze hitap eden. Zamanla "Güzel"e dönüşmüştür. )

( HANDSOME vs. BEAUTIFUL )


- YAKIŞIKLI/LIK ile/ve ŞIK/LIK


- YAKLAŞIK OLARAK ile/ve/||/<>/> SONSUZ İŞ/GÖREV

( Newton. İLE/VE/||/<>/> Kant. )

( QUAM PROXIME > INFINITE TASK )


- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK

( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )


- YAKUT[Ar.]/KIZILTAŞ/ALTAŞ ile YAKUT

( Pembe ya da erguvan tonları ile karışık, koyu kırmızı renkte, saydam bir korindon türü olan değerli taş. | Yakuttan yapılmış ya da yakutla süslenmiş olan. İLE Kuzeydoğu Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğu ya da bu topluluktan olan kişi. | Bu topluluğa özgü olan, bu toplulukla ilgili. )


- [ne yazık ki]
YALAKA/LIK/DALKAVUK/LUK ile/ve/<> YARDAKÇI/LIK

( ... İLE/VE/<> Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )

( TEKÂPÛ ile/ve/<> ... )


- YALAKA/LIK ile/değil/yerine/>< SAYGI/LI


- YALAMAK ile "DİL ATMAK"


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN

( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )

( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )


- YALANCI(EPİMENİDES) AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ DEĞİŞTİRME AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- YALANCI yerine SAHTE


- YALANCI ile/ve/değil/||/<>/< YABANCI


- YALANCI ile/değil YANILICI


- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]

( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )


- YALANCI/LIK ile MİTOMAN/İ

( ... İLE Kendi söylediği yalana inanma sayrılığı. )


- YALIN/LIK ile/ve/<> DURU/LUK


- YALIN/LIK ve/<> GÜZEL/LİK

( SIMPLE/SIMPLICITY and BEAUTY )


- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK


- YALIN/LIK ile/ve/<> ZARİF/ZARÂFET


- YALITILMIŞ/LIK ile/ve/<> TEK YANLI/LIK


- YALNIZ OLMAK ile/değil YALNIZ KALMAK


- YALNIZ OLMAK/KALMAK/BIRAKILMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SENİ, YALNIZ HİSSETTİREN KİŞİLERLE BİRLİKTE OLMAK

( Daha kötü. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> En kötüsü. )


- YALNIZLAŞMA ile/ve/||/<> YABANCILAŞMA


- YALNIZLIK:
FARKINDA OLUNMAYAN ile/değil/yerine FARKINDA OLUNAN

( Hakkında, "konuşabildiğin". İLE/DEĞİL/YERİNE Susmaktan başka çarenin olmadığı. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/<> ÇARESİZ/LİK

( Kişiyi, katılaştırır. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<> (")ÇIPLAK/LIK(")


- YALNIZLIK ile DÜŞÜNÜR/YAZAR "YALNIZLIĞI"

( ... İLE Azınlıkta olmanın ya da paylaşım ağının yaygın olamamasından dolayı duyumsanan. )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<>/> GÖZÜ AÇIK GİTMEK

( Kendini tanımak, daha nitelikli ve verimli yaşamak için ikisini de göze alabilmek, bunları anlamış ve kabul edebilmek, bunlarla yüzleşebilmek gerek. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK


- YALNIZLIK ile KENDİNLE BAŞBAŞALIK


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<>/< MUTSUZ/LUK | ile/ve/||/<>/< DOYUMSUZ/LUK


- YALNIZLIK ile/ve SIKINTI


- YALNIZ/LIK ile TEK BAŞINA/LIK

( Gereksinim duyarız. İLE Yeğleriz. | Temsildir. )

( Tek başına yürüyen kişi, bir dostluk kurar. )

( Yalnızların yılmaması, kendileri için yararlı olur. )

( Kendimizi, kendimizle zaman geçirmeyi, "yalnızlık" saymayacağımız biçimde geliştiriyoruz. )

( Yalnız kalpleri harekete geçiren kişi, dünyayı hereket ettirir. )

( We need. VS. We prefer. )

( En kötü/ileri yalnızlık, kendiyle barışık olmamaktır. )

( LONELINESS vs. SOLITUDE/ALONE )


- YALNIZLIK ile/||/<> YEĞLENEN/YEĞLENEBİLEN YALNIZLIK


- YALNIZLIK/LAR ile/ve/<> YANLIŞLIK/LAR


- YALPALAMA(") ile/<> (")TÖKEZLEME(")


- YALVAÇ ile YALVAÇ

( Isparta'nın ilçesi. İLE Kitap getirmiş peygamber. )


- YAMAK = ELULAĞI

( Bir işte, yardımcı olarak çalışan erkek. | Yeniçeri ocağında, topçu ve humbaracı gibi askeri kuruluşlarda, aday olarak bulunan kişi. | Birinin etkisinde kalarak, onun sözünden hiç çıkmayan kişi. )


- YAMAN

( Güç, etki ya da beceri olarak alışılmışın üzerinde olan. | Kötü, korkulan. )


- YAN YANA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİRLİKTE/LİK


- YANAR DÖNER


- YANAZ ile ...

( Hiçbir şeyden memnun olmayan. )


- YANCI (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< OYUNCU (OLMAK)


- YANDAŞ ile YOLDAŞ/TOVARİŞ[Rusça]


- YANIK VE SICAK ÇARPMALARINDA:
5 YAŞ ALTI ve/||/<> 65 YAŞ ÜSTÜ

( Yanık ciddiyetini etkileyen ve risk oluşturan yaşlardır. )

( [Sıcak çarpmasında risk öbekleri]
- Kalp ve tansiyon hastaları.
- Şeker ve kanser hastaları.
- Normal kilosunun çok altında ve çok üzerinde olanlar.
- Psikolojik ya da psikiyatrik rahatsızlığı olanlar.
- Böbrek hastaları.
- 65 yaş üzeri kişiler, 5 yaş altı çocuklar.
- Hamileler, sürekli ve bilinçsiz rejim uygulayanlar.
- Yeterli miktarda su içmeyenler. )

( [Sıcak Çarpmasından Korunmak İçin Alınması Gereken Önlemler]
- Özellikle şapka, güneş gözlüğü ve şemsiye gibi güneş ışığından koruyacak aksesuarlar kullanılmalıdır.
- Mevsim şartlarına uygun, terletmeyen, açık renkli ve hafif giysiler giyilmelidir.
- Bol miktarda sıvı tüketilmelidir.
- Gövde, temiz tutulmalıdır.
- Her öğünde yeteri miktarda gıda alınmalıdır.
- Gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanılmamalıdır.
- Doğrudan güneş ışığında kalınmamalıdır.
- Kapalı ortamların düzenli aralıklarla havalandırılmasına özen gösterilmelidir. )


- YANIK" ile/değil/yerine/>< UYANIK (OLMAK)


- YANILMA ile/ve/<>/>/< YARILMA


- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YANILABİLİR/LİK


- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERLİ/LİK


- YANILSAMA ile/ve/||/<> JASTROW YANILSAMASI


- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN


- YANINDA OLMAK İSTİYORUM ile YANIMDA OLMANI İSTİYORUM ile YANYANA OLMAK İSTİYORUM


- YANINDA ile/ve/<>/< YAKININDA


- YANKI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SELEN/SES

( AKSİSEDÂ, BİNT-ÜL-CEBEL[ )

( Yankı değil ses ol! )

( [not] ECHO vs./and/but/||/<>/< VOICE
VOICE instead of ECHO )


- YANKI(LANMA) ile YANSI(MA)

( TÛF ile ... )


- YANLI ile/ve/||/<> YANILGILI


- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK

( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )


- YANLIŞ KİŞİ/LER:
ZAMAN KAYBI değil
DOĞRU KİŞİLERİ BULMA NEDENİ


- [ne yazık ki]
YANLIŞ OLANDAN, DOĞRUYU AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN ile/ve/<>
DOĞRU OLANDAN, YANLIŞI AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN


- YANLIŞI SAVUNACAK KADAR BİLGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> DOĞRUYU İNKÂR EDECEK KADAR NANKÖR/LÜK


- YANLIŞIN/HATANIN/SUÇUN:
SAHİBİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEDENİ


- YANLIŞLIKLA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< TANIMADAN


- YANSIMA ve/||/<> ANIMSAMA


- YANSIMA ile/ve/||/<> BAKIŞIM/SİMETRİ


- YANYANA ile/ve/<> KARŞILIKLI


- YAN YANA/LIK ile/ve ART ARDA/ARDIŞIK/LIK/MÜTERÂDİF[Ar. < RİDF]

( Uzay/mekân. İLE/VE Zaman. )

( SIDE BY SIDE vs./and ONE AFTER ANOTHER )


- YAN YANALIK ile/ve DIŞTALIK

( (TO BE) SIDE BY SIDE vs./and (TO BE) OUTER )


- YAP!:
(")KİŞİLERİN(") "YAPTIĞINI"
değil/yerine
KİŞİNİN(/KENDİ) YAPABİLECEĞİNİ


- YAPAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR ile/ve/değil/||/<>/< BAŞARAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR


- YAPAN ile/ve/<> YAPTIRAN


- YAPAR ile/ve/<> YAŞAR


- YAPICI/LIK ve/||/<>/>/< YAPILANDIRICI/LIK


- YAPILAN/OLAN ile YAPILMASI/OLMASI GEREKEN

( Doğa. İLE İnsan eylemi. )

( Platon'a kadar. İLE Platon sonrası. )


- YAPILANMA ve/||/<>/< ACI-KEDER


- YAPISAL DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM

( )


- YAPIŞIK KULAK MEMESİ ile AYRIK KULAK MEMESİ


- YAPMACIK OLUP "SEVİLMEK" ile/değil/yerine/>< KENDİN OLUP BEĞENİLMEMEK


- YAPMACIKLIK ile/ve GÖSTERMELİK


- YAPMAMAK ile YAPAMAMAK


- YAPMAYABİLME:
"İKTİDÂRI" değil İHTİYÂRI


- YAPRAKLARI YAŞATAN/YEŞERTEN:
GÖK GÜRÜLTÜSÜ değil YAĞMUR


- YAPTI, YAPACAĞINI" "(YİNE)" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> BEN YAPMADIM/YAPMAMIŞIM, YAPABİLECEĞİMİ


- YAR/UÇURUM OLMAK ile/değil/yerine/>< YÂR OLMAK


- YAR ile YAR ile YÂR[Fars.]

( Yardımcı sözcüğünün kısaltılmışı.[Yarbay, Yarkurul] İLE Uçurum. İLE Sevgili. )

( "Yolda/tarikatte, yâr olmak var, bâr olmak yok" )


- YÂR ile/ve/< YARDIMCI/MUÎN[Ar. < AVN: İâne eden.]

( LAURUS NOBILIS cum DAPHNE PONTICA cum DAPHNE GNIDIUM )


- YAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAREN


- YÂR ile/ve/değil/<> ZÜLF-İ YÂR

( Âşık nezdinde, zülf-i yâr, yârdan değerlidir. )


- YARA ile/ve/||/<> PARA

( İt bile dayanır. İLE/VE/||/<> Paraya ve/ya da parasızlığa [kolay kolay] kayıtsız kalın[a]maz. )


- YARALANMAK / YARALANABİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YARARLANMAK / YARARLANILABİLİR/LİK


- YARALANMADA/TRAVMA'DA:
MAĞDUR ile/ve/||/<> ZÂLİM
ile/ve/||/<>
GÖZLEMCİ


- YARAMAK/YARAMAZ ile/değil YETMEZ/YETMEK


- YARAMAZ ile BASTIBACAK

( ... İLE Bacakları kısa ya da çarpık olan. | Yaramaz, haylaz çocuk. )


- YÂRÂN[Fars. < YÂR]/YÂREN ile YARAN ile YARAĞIN

( Dostlar. | Bir erek çevresinde toplanmış ya da aynı ereği güttükleri için biraraya gelmiş olanların tümü. İLE Yarma işlemini/eylemini gerçekleştiren kişi. )


- YARAR/"MANTIK" EVLİLİĞİ ile AŞK EVLİLİĞİ


- YARARCILIKTA/PRAGMATİZMDE:
JOHN STUART MILL ve/||/<>/> CHARLES SANDERS PEIRCE ve/||/<>/> WILLIAM JAMES ve/||/<>/> JOHN DEWEY

( 20 Mayıs 1806 - 08 Mayıs 1873 ve/||/<>/> 10 Eylül 1839 - 19 Nisan 1914 ve/||/<>/> 11 Ocak 1842 - 26 Ağustos 1910 ve/||/<>/> 20 Ekim 1859 - 01 Haziran 1952 )


- YARARLANAN ile ...

( BENEFACTIVE )


- YARARLI >< ZARARLI ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH

( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )

( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )

( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )

( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )

( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )

( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )

( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )

( BEŞ AMAÇ/MAKÂSID-I HAMSE[Ar.]: (KORUNANLAR/SAĞLANANLAR)
CAN ile/ve/<>/> KUŞAK/NESİL ile/ve/<>/> AKIL ile/ve/<>/> MAL ile/ve/<>/> DİN )

( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )

( BENEFICIAL >< HARMFUL vs./and/<>/> GOOD >< BAD vs./and/<>/> RIGHT >< WRONG/TRUE >< FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL >< UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )

( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )

( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )


- YARARLI ile DOĞRU ile İYİ ile GÜZEL ile SEVAP

( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )

( Kavram ve nesnenin uygunluğu. İLE Düşünce ve eylemin uygunluğu. İLE Biçim ve içeriğin uygunluğu. İLE ... )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: bunlar kerimdir.
2. Taklid yoluyla yapanlar: bunlar hakîmdir.
3. Engelleyenler: bunlar eşkiyadır.
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: bunlar kötü niyetlilerdir. )

( DEMIURGE: İYİ İDEASI (TANRI VE DÜNYANIN MİMARI) )

( Rational. WITH Ethic. WITH Aesthetics. WITH Religious.
Appropriateness of concept and object. WITH Appropriateness of thought and action. WITH Appropriateness of shape and content. WITH ... )

( RIGHT vs. GOOD vs. BEAUTIFUL vs. MERIT [IN RELIGION] )

( SATYAM ile SHIVAM ile SUNDARAM ile ... )


- YARARLI ile/ve YARARCI


- YARARLI/LIK ile/ve/<> ANLAMLI/LIK

( USEFUL/NESS vs./and/<> MEANINGFUL/NESS )


- YARASI OLAN, GOCUNUR ile/değil KİŞİ, KENDİNDEN BİLİR


- YARATICI ile/ve/değil ÖZGÜN


- YARATICI/LIK ile/ve/||/<> ÇÖZÜMCÜ/LÜK


- YARATICILIK ile/>< USTALIK


- YARATIM ile/ve DÖNÜŞÜM

( CREATION vs./and TRANSFORMATION )


- YARATMA/YAPMA/ÜRETME ile/>< YAŞAMA

( Yaşayanlar, [pek] yaratamaz/yapamaz/üretemez; yaratanlar/yapanlar/üretenler, [pek] yaşayamaz. )


- YARBAY ile YARBAY

( Orduda, rütbesi, binbaşı ile albay arasında olan üstsubay. İLE Kaymakam. )


- YARDIM EDİLMİŞ YOKSULLAR ile/değil/yerine ORTADAN KALDIRILMIŞ YOKSULLUK

( Kabul edilemeyecek olmasına karşın ne yazık ki, "istenilen", desteklenen, beklenilen, göz yumulan, gözardı edilen. İLE/DEĞİL/YERİNE İstediğimiz, her birimizin ayrı ayrı ve/ya da hep birlikte taşın altına elini koyarak gerçekleştirmesi gereken. )


- YARDIMCI DOÇENT değil/yerine/= BİLGER


- YARDIMCI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FIRSAT VERMEK

( Tekrarlanması gereken yardım, yardım değildir. )

( Yapılmaya değer tek yardım, yardıma gereksinim duymaktan kurtuluşu sağlamaktır. )

( Bizi, insan yapacak olan, berraklık ve yardımseverliktir. )

( En önemli yardımcı, gerçeğin, içimizde bulunuşudur. )

( The main thing that helps is to have reality within. )

( image

Bunu mu istiyorsunuz?

• Çocuğunuz...

– Varsın, bir çivi bile çakamasın... Ama dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın... Ama matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin... Ama notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın... Ama fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün... Ama sınıfın birincisi olsun.
– Varsın, kendinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin... Ama öğretmenlerinin gözdesi olsun.
– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp; “Ya siz nasılsınız?” diyemesin... Ama yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın, oyun arkadaşları olmasın... Ama sınavlarda “on” çeksin.

– Varsın;
– Taziye nedir, bilmesin,
– "Başın sağ olsun" ne demek, anlamasın,
– "Geçmiş olsun" kime denir, niçin denir, haberi olmasın,
– "Uğurlar olsun", ne anlama gelir farkında olmasın,
– Ama... Karneleri süper olsun.
– Evet… Varsın, tek dostu olmasın... Ama iyi gelir getiren bir mesleği olsun...

Üstün Dökmen )

( [not] TO HELP vs./and/but/||/<>/>< TO GIVE AN OPPORTUNITY
TO GIVE AN OPPORTUNITY instead of TO HELP )


- YARDIM/CI/LIK ile/ne yazık ki !YARDAK/ÇI/LIK

( ... İLE Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )


- YARGI ile KANAAT


- YARGI ile/ve/||/<>/> YÜRÜTÜM/İNFAZ

( Süreç. İLE/VE/||/<>/> Sonuç. )


- YARGIÇ ile YARGICI

( Ulus adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda ya da uyuşulmayan işlerde, yasayı yerine getirmekle, tüzeyi gerçekleştirmekle görevli kişi. İLE Bir anlaşmazlığı çözmek için iki tarafın başvurduğu kişi ya da kendine seçme yetkisi verilen bilirkişi, hakem. )


- YARGILAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ZORLAMAK


- KİŞİ:
"YARGILAYAN" ile/değil/yerine/>< KATILAN


- YARICI ile YARICI

( Yarma işini yapan, parçalayan, bölen. İLE Ürünü, mal sahibi ile yarı yarıya bölüşerek çalışan işçi. )


- YARILMA ile/ve/<> DEVRİM


- YARILMA > FARKINDALIK


- YARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/>< TAM/AM

( Gülmezsen/gülmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Gülersen/gülersek. )

( Soran beni, yarım bulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Sen bir tek gül, ey yar! Tamam olur. (ALDANIRIM - Yaşar)

)


- [ne yazık ki]
"YARIM AKILLI/LIK" ile/ve/değil/||/<>/>/< YARDIM "AKILLI/LIK"


- [ne yazık ki]
YARIMI YEMEZ/SİN ve/||/<> BÜTÜNÜ BÖLMEZ/SİN


- YARISINI ve/||/<> İKİ KATI ve/||/<> ÜÇ KATI ve/||/<> SINIRSIZ

( Ye! VE/||/<> Yürü! VE/||/<> Gül! VE/||/<> Sev! )


- YAR'LA BİR OL(A)MAMAK ||/=/<> YERLE BİR OLMAK


- YAŞ:
ÖLÇÜT ile/ve/değil/||/<> VERİ


- YAŞ TAHTAYA BASMAK ile/ve/||/<> SERT KAYAYA ÇARPMAK


- YAŞ ile/yerine GÖRÜNÜM


- YAŞ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KİLO


- YAS ile/ve/||/<>/> MELANKOLİ

( (FREUD) )


- YASA ile/ve/||/<>/< ANAYASA


- YAŞA ve/||/<> SEV ve/||/<> DİNLE ve/||/<> KONUŞ

( Mış gibi yapmadan. VE/||/<> Dayanmadan. VE/||/<> Savunmadan. VE/||/<> İncitmeden. )

( [Without] Pretending. AND/||/<> Depending. AND/||/<> Defending. AND/||/<> Offending. )

( DİNLE ve/||/<> KONUŞ )

( LIVE and/||/<> LOVE and/||/<> LISTEN and/||/<> SPEAK )


- YAŞAM AĞACI ile/ve/||/<> DARWIN

( )

( Yaşam Ağacı Belgeseli(BBC)'ni de izlemenizi salık veririz... )


- YAŞAM:
BİR NEFES ile KAFES ile HEVES

( Aldığımız kadar. İLE Kaldığımız kadar. İLE Daldığımız kadar. )


- YAŞAM BOYU:
DERS ile/değil/yerine/ya da/>< DOST

( Bir kişiye tamamen güvendiğinizde, kesin olarak deneyimleyeceğiniz, ikisinden biridir. )


- YAŞAM:
DALGINLIKLA değil/yerine/>< AYIK


- YAŞAM = FARKINDALIK || İNSAN = FARKINDALIK