Bugün[28 Ekim 2025]
itibarı ile 9.708 başlık/FaRk ile birlikte,
9.708 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(3/40)


- AKSAT[Ar.] ile AKSÂT[Ar. < KIST]

( Kuru ayaklı hayvan. İLE Hisseler, nasipler, paylar. )


- AKSEPTANS[Fr./İng. < ACCEPTANCE] değil/yerine/= ONAMA/KABUL (BELGESİ)

( Yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi. | Poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama. )


- AKSESUAR/ACCESSOIRE[Fr.]/ACCESSORY[İng.] değil/yerine/= EK/DONATIMLIK/TAMAMLAYICI ÖĞE


- AKSİS/AXIS[İng.] değil/yerine/= EKSEN | İKINCİ BOYUN OMURU


- AKSİYEL/AXIAL[İng.] değil/yerine/= EKSENSEL


- AKSİYEL/DÜZLEM/AXIAL PLANE[İng.] değil/yerine/= YATAY DÜZLEM


- AKSİYON[Fr./İng. < ACTION] değil/yerine/= EYLEM | HİSSE SENEDİ

( Bir kuvvetin, nesnel bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. | İnsan etkinliğinin ya da iradesinin açığa çıkması. | Hareket, iş. | Sermayenin belirli bir bölümü. | Hisse senedi. [AKSİYONER: Hissedar.] | Bir oyuncunun, sahne üzerindeki hareketi. | Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, öykü, gelişim. )


- AKSON[Fr. AXONE < Yun.] ile/ve/||/<> DALLANTI/DENDRİT[Yun. < DENDRON: Ağaç.] ile/ve/||/<> SİNİR KAVŞAĞI/SİNAPS[İng. < SYNAPSE]

( Her bir sinir gözesinde 10.000'e kadar dendrit olabilir fakat sadece bir akson vardır. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Akson ve dendritler arasındaki sinirsel iletilerin gerçekleştiği yerler. )

( İnsan beyninde yaklaşık 5.000.000 km. akson, 1 katrilyon sinaps vardır. )

( Akson, küçük bir nöron hücresinden binlerce kat daha uzun olabilir. [Bazı kişilerde aksonların uzunluğu 1.5 metreyi bulabilmektedir.] [Zürafalarda bulunan en uzun akson 4.5 metre uzunluğundadır.] )

( Sinir gözelerinin uyarımını ileten plazma uzantısı. İLE/VE/||/<> Sinir gözesinin öteki sinir gözesinden alınan elektrokimyasal uyartının ve verinin gövdeye iletilmesini sağlayan, kısa, dal benzeri yapılar. İLE/VE/||/<> Sinir gözelerinin öteki sinir gözelerine, kas ya da salgı bezleri gibi sinir gözesi olmayan gözelere iletim olanağı tanıyan özelleşmiş bağlantı noktaları. İki sinir gözesi arasındaki iletişim bölgesi. )


- AKTA[Ar.] ile AKTÂ'[Ar.]

( Eli kesik. İLE Kesmeler, kırılmalar. | İlgiyi kesmeler. | Beylik arâziler. )


- AKTAR[Ar. < ATTÂR] değil/yerine/= BAHARATÇI

( Baharat ya da güzel kokular satan kişi ya da dükkân. | İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt vb. satılan dükkân. )


- AKTİN[Lat.] ile AKTİNİK[Fr.] ile AKTİNİT[Yun.]

( Gözenin lifli yapısında bulunan kasılgan protein. İLE Çeşitli nesnelerde kimyasal etki oluşturan ışınım. İLE Radyoaktiflerin genel adı. )


- AKTİNODERMATOZ[Fr.] ile AKTİNOGRAF[Fr.] ile AKTİNOLOJİ[FR./İNG.] ile AKTİNOMETRE[Fr.] ile AKTİNOMETRİ[Fr.] ile AKTİNOSKOPİ[Fr.] ile AKTİNOTERAPİ[Fr.] ile AKTİNOTROPİZM[Fr.] ile AKTİNYUM[Yun.]

( Güneş ışınları etkisiyle oluşan bir deri sayrılığı. İLE Kaydedici ışınım ölçer. İLE Güneş ışınlarının insan gövdesindeki etkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Işınım ölçer. İLE Işınım ölçümü. İLE Karanlık bir odada, ışık kaynağı ile aydınlatılan örgenlerin saydamlığının incelenmesi. İLE Mor ötesi ışınların sağaltım amacıyla kullanılması. İLE Bitkilerin tek yönden gelen ışık etkisiyle o yana doğru büyümesi. İLE Radyoaktif bir öğe. )


- FAALİYET[Ar.]/AKTİVİTE[Fr. < ACTIVITE | İng. < ACTIVITY] değil/yerine/= ETKİNLİK | EYLEM


- AKTÖRE = AHLÂK = MORALS[İng.] = MORALE[Fr.] = MORALE[Alm.] = MORALIDAD[İsp.]


- AKTÖR/LER ile/ve/değil/yerine/<>/>< FAKTÖR/LER

( [değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada] Kişi/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Konu/kavram/olay/olgular. )


- AKUALAND[İng. < AQUALAND] değil/yerine/= SU BAHÇESİ


- AKUSMİ[Fr.] değil/yerine/= AKUSMATİK[Yun.]

( Seslerin doğru olarak algılanmasını engelleyen işitme sanrısı. İLE Dinleyicinin ses kaynağını göremeyeceği biçimde düzenlenmiş olan. )


- AKUSTİK[Fr./İng. < ACOUSTIC] değil/yerine/= YANKILANIM | YANKIBİLİM | İŞİTSEL, İŞİTME (YLE İLGİLİ) | SESBİLİM | SESSEL

( Sesin üretimini, denetimini, aktarımını ve etkilerini konu alan fizik kolu. | Kapalı bir yerde seslerin dağılımı. )


- AKYUVAR/LÖKOSİT ile/ve/||/<> ALYUVAR/ERİTROSİT

( Kan, lenf vb. gövde sıvılarında bulunan çekirdekli, yuvarlak göze. Bağışıklık düzeninin bir parçası olan beyaz kan gözeleri. İLE/VE/||/<> Kana al rengini veren, çekirdeksiz, yuvarlak, küçük göze. Oksijen taşıyan kırmızı kan gözeleri. )


- ÂL ile/||/<> ÂL ile/||/<> ÂL ile/||/<> AL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hanların sancağını yapmak için kullanılan turuncu renkte, süslü bir kumaş.[Turuncu renge de âl denir.] İLE Hile, dalavere. İLE Alin arslân. İLE Al çüvit. | Parlak ve kırmızımsı turuncu renk. )


- AL ile/ve/değil/yerine /||/<>/< AS

( )

( [gereksinimin] Varsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yoksa. )


- ALÂ[Ar.] ile ALÂ, ALE[Ar.] ile A'LÂ ile ÂLÂ[Ar. < EYL] ile ÂLÂ[Fars.]

( Rütbece yükseklik, büyüklük, şeref, şan. İLE Üst, üzere. İLE [daha/çok/pek] Yüksek. İLE İhsanlar. İLE Kirleten. )


- ALA ile ALÂ ile ÂLÂ

( Karışık renkli. | Alabalık. | Açık kestane renginde olan, ela göz. | Kekliğin boynundaki siyah halka. İLE Üstün. İLE İhsanlar, bahşişler. | Kirleten. | Pekiyi. )


- ALÂ[Ar.] ile/ve/=/||/<> BÂLÂ[Ar.]

( Rütbece yükseklik, büyüklük, şeref, şan. | Üst, üzere. İLE/VE/=/||/<> Yüksek, yukarı, üst, yüce. | Boy, uzunluk. )


- ALABORA[İt.] ile ALABORİNA[İt.]

( Bir deniz teknesinin devrilecek kadar yan yatması ya da batması. İLE Gemici düğümü. )


- ALACALI-BULACALI


- A'LÂF[Ar. < ALEF] ile ÂLÂF[Ar. < ELF]

( Hayvan yemleri. | Otlar, samanlar. İLE Binler. )


- ALAK[Ar.] ile ÂLÂK[Ar.]

( Pıhtılaşmış kan. | Sülük. İLE Sakız. )


- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ, İLİŞKİ, İLİNTİ


- ALALADE[Ar.] değil ALELÂDE


- ALAN TALAN ile YALAN TALAN

( Karmakarışık, allak bullak, darmadağınık. )


- ALANTOPU/TENİS ile SQUASH


- ALAVERE DALAVERE

( ALAVERE: Bir şeyin elden ele geçmesi. | Bir şeyi elden ele vererek aktarma. | Kargaşalık. | Vapurlarda bu biçimde taşıma işi için bordalarda kurulan basamaklı iskele.
İLE
DALAVERE: Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun. )


- ALAY (ETME) = DERISION[İng.] = DÉRISION[Fr.] = SPOTT[Alm.] = IRRISIO[Lat.]


- ÂLÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= DEPDEBE, TANTANA, GÖRKEM, GÖSTERİŞ[bu anlamı, uydurma olmakla birlikte yaygındır]


- ALB-/ALBO- ile/||/<> LEUK-/LEUKO-/LEUC-/LEUCO-

( Beyaz, ak. İLE/||/<> Beyaz, renksiz, ak. )


- ALBİNİZM/ALBİNO[Fr. < Lat.] ile AKŞIN/LIK

( Saç, kirpik, kaş ve deride aşırı beyazlık hastalığı. (Soydan geçer.) )


- ALBİNO[Fr. < ALBINOS] değil/yerine AKŞIN/ÇAPAR

( ... DEĞİL/YERİNE Kıllarında ve gözlerinde, kimi zaman da derisinde, doğuştan renklenme oluşmadığından dolayı her yeri ak/beyaz olan. )


- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK = MODESTY[İng.] = MODESTIE[Fr.] = BESCHIEDENHEIT[Alm.] = MODESTIA[Lat.]


- ALÇALMA/SI ile/değil AZALMA/SI


- ALÇAK/ALÇAQ ile/||/<> AMUL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yumuşak huylu, uslu. İLE Herhangi bir şeyin hareketsiz[sâkin] olanı. | Yumuşak huylu. )


- ALÇI ile/ve/||/<> KARTONPİYER[Fr. < CARTON-PIERRE]

( ... İLE/VE/||/<> Çoğunlukla duvar ve tavan ara kesitleriyle tavan göbeklerinde süsleme amacıyla kullanılan sertleştirilmiş alçı. )


- ALDANAN ya da ALDATAN ile/ve/||/<> HEM ALDANAN, HEM ALDATAN

( Hayvan. İLE/VE/||/<> İnsan. )


- ALDANMAK ile/ve/değil/yerine ADANMAK


- ALDANMAK ile ALDATMAK

( Aldattığını düşünen/zanneden, kimi aldatmıştır acaba? Sadece, Kendini! )


- ALDAT(IL)MAK ile/ve/değil/||/<>/< YANIL(T/IL)MAK


- ALDATMAQ[Azr.] = KANDIRMAK[Tr.]


- ALEH(İNE) değil ALEYH(İNE)


- ALEKSİ/ALEXIA[İng.] ile/ve/||/<> ALEKSİTİMİ/ALEXITHYMIA[İng.]

( Okuyamamazlık, okuma yitimi. İLE/VE/||/<> Duygu körlüğü. )


- ALEKSİ[Yun.] ile ALEKSİN[Yun.]/KOMPLİMAN[[FR./İNG. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.]

( Okuma yitimi. İLE Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )


- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ


- ALEL HESAP değil/yerine/= SAYIŞ ÜZERE


- ÂLEM ile/ve/<> ÂDEM

( Her ne ki var âlemde,
Örneği var Âdem'de!
Her ne ki var Âdem'de,
Örneği var âlem'de! )

( Bir ağaçtır, bu âlem
Meyvesi olmuş, âdem
Maksûd olan, meyvedir
Sanma ki ağaç ola. )

( Mâdem ki ademliktir âhiri bu âlemin
Âlemde her kelâmın işitme sen âdemin
[Madem ki evrenin sonu yokluktur
Kişilerin sözlerini çok fazla duyma!] )


- ALEM ile ÂLEM

( Bayrak. | Minare, kubbe, sancak direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız ya da lâle biçiminde süs. İLE Yeryüzü ve gökteki nesnelerin tümü, evren. | Dünya, acun, cihan. | Aynı konu ile ilgili kişiler ya da bu kişilerin uğraşlarının tümü. | Durum ve koşullar. | Herkes, başkaları. | Ortam, çevre. | Eğlence. | Kendine özgü, birçok nitelikleri bulunan şey ya da kişi. | Duygu, düşünce, düş gücü. )


- ALEM ile/ve/||/<>/< KALEM


- ÂLEM ile/ve KOZMOS/KOSMOS[Yun.]

( ... İLE/VE Düzenlenmişlik, düzgünlük. Biçimlilik. )


- ALEMCİ ile "ÂLEMCİ"

( Camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan ya da takan kişi. İLE Eğlenceyi seven, her fırsatta "eğlenen", [eğlendiğini varsayan/zanneden] kişi. )


- ALENİ ile/ve/||/<> AİLENİ


- ALERJEN/ALLERGEN[İng.] değil/yerine/= DUYARLATAN


- ALERJİ ile/ve/değil/||/<>/< ALERJİ YATKINLIĞI/ATOPİ/ATOPY[İng.]

( Tepkinin kendi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Genetik yatkınlık sonucu gövdenin alerjenlere karşı aşırı tepki verme eğilimi.[Testlerde atopi çıkması, kişinin alerji geliştirme eğilimini gösterir ancak bu kesinlikle etkin bir alerjisi olduğu anlamına gelmez.] )


- ALESTA[İt. < ALLESTA]:
HAZIR OL! ve/||/<> HAZIRIM!


- ALEV/ŞÛLE[Ar.]/ZEBÂNE[Fars.] değil/yerine/= ALAZ/YALAZ(A)/YALIM


- ALFENİT[Fr. < ALFENIDE] değil/yerine/= METAL ALAŞIM

( İçinde bakır, çinko, nikel bulunan ve çatal bıçak takımı yapımında kullanılan gümüşlü bir alaşım. )


- ALG-/ALGE-/ALGESİ-/-ALGESİA/-ALGİA/ALGİO-/ALGO- ile/||/<> -AGRA ile/||/<> MOGİ- ile/||/<> ODYN-/-ODYNİA/ODYNO- ile/||/<> DYS- ile/||/<> CAC-/-CACE/CACO- ile/||/<> MAL- ile/||/<> PERO- ile/||/<> PALİ-/PALİN- ile/||/<> AMBLY- ile/||/<> NECR-/NECRO- ile/||/<> STAPHYL-/STAPHYLO-

( Ağrı, ağrısal, ağrı ile ilgili [miyalji: kas ağrısı, hiperaljezi: aşırı ağrı duyarlılığı]. İLE/||/<> Gut, ağrı nöbeti, ağrı. İLE/||/<> Güç, ağrılı. İLE/||/<> Ağrı. İLE/||/<> Anormal, güç, ağrılı, hatalı, hastalıklı, bozuk, patolojik, kusurlu, kötü. İLE/||/<> Kötü, hasta, bozuk. İLE/||/<> Hasta, kötü, anormal, bozukluk yapan. İLE/||/<> Deforme, bozuk, sakat. İLE/||/<> Yeniden, patolojik yineleme, geriye, tekrar. İLE/||/<> Donuk, soluk, yetmezlik, küntlük, zeki olmayan, duygusuz. İLE/||/<> Ölü, ölü doku, atrofik ceset. İLE/||/<> Üzüm salkımı, küçük dil ile ilgili, stafilokokla ilgili. )


- ALGORİTMA/ALGORITHM[İng.] değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI


- AL'I AL, MOR'U MOR


- ALİ "KIRAN, BAŞ KESEN" değil DAL KIRAN, BAŞ KESER


- ALİ ŞİR NEVÂÎ ve BİHZAD[Fars. BİH: İyi. + ZAD: Doğma/doğmuş.]


- ALİ UFKÎ/UFÎKÎ ile/ve/> DİMİTRİ KANTEMİR


- ÂLÎ[Ar. < ULÜVV] ile ÂLÎ[Ar.] ile ALÎ[Ar. < ÂLET]

( Yüce, ulu. Kemâlâtı kendinde toplayan. | Kişi adı. İLE/< Ebû Tâlib'in oğlu ve Hz. Muhammed'in damadı, dördüncü halife. İLE/< Âlete ait, âletle ilgili. | Yemin edici/eden. )


- ALIÇ/ALUÇ ile/= ALUÇİN ile/= ALUŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sarı erik. İLE Yumruları olan, yenilebilir bir ot. İLE Kaşgar'a bağlı bir köy adı. )


- ALIÇ/ALUÇ ile/||/<> AMŞUY
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sarı erik. İLE/||/<> Sarı renkte bir erik türü. )


- ALİDAT/MASTARA[Ar.] ile AD-EYLEM/MASTAR[Ar. < MASDAR]/INFINITIVE[İng.]/INFINITIF[Fr.] ile MASTAR/MISTAR[Ar.]

( Açı cetveli. İLE Ad-eylem. Eylemlik. İLE Sıvacıların ve duvarcıların, cetvel gibi kullandığı, ensiz, uzun ve düz tahta. | Marangoz cetveli. | Tezgâhta, halının düz dokunmasını sağlayan araç ya da ileri-geri oynatılan bölüm.| Davar memesi. )


- ALIK ile/||/<> BALIK


- ALIKOYULMAK değil ALIKONULMAK


- ALIM-ÇALIM -ile


- ALİM ile ÂLİM

( Her şeyi bilen. İLE Bilgin. )


- ALÎM[Ar.] ile ÂLİM[Ar.]

( Önceden bilmeme olasılığı olmayan. İLE Sonradan bilen. )

( Âlim denilebilir ama ALÎM denmez. Allah'ın adıdır.[El-Alîm] "Abdul Alîm" olabilir ama sadece "Alîm" olmaz/denmez. )


- ÂLİM <> İL(İ)M <> MALÛM


- ALİM/ALİİM" değil ALAYIM


- ALİMENT- ile/||/<> NUTRİ- ile/||/<> SİTİO-/SİTO- ile/||/<> TROPH-/-TROPHİA/-TROPHİC/-TROPHİN/TROPHO-/-TROPHY ile/||/<> -OREXİA ile/||/<> EMET-/EMETO- ile/||/<> JEJ- ile/||/<> -PHAG/-PHAGE/-PHAGİA/PHAGO-/-PHAGOUS/-PHAGY

( Besin, besinsel. İLE/||/<> Beslenme, besinsel. İLE/||/<> Tahıl, besin, tane, tohum, besinlerle ilgili. İLE/||/<> Besin ve beslenme ile ilgili. İLE/||/<> İştah, istek. İLE/||/<> Kusma. İLE/||/<> Açlık, kuru. İLE/||/<> Yeme, yiyen, yutan. )


- ALİMENTASYON ile/||/<> ALİMENTAR ile/||/<> ALİMENTAR TRAKT

( Beslenme. İLE/||/<> Beslenme/beslenim [ile ilgili]. İLE/||/<> Sindirim yolu. )


- ALİMİNYUM değil ALÜMİNYUM


- ÂLİMLER/ÂRİFLER/ZARİFLER/ÂŞIKLAR ile/>< CAHİLLER

( Birbirini bilirler/tanırlar. İLE/>< Birbirini bilmezler ve tanımazlar. )


- ALINDI/MAKBUZ[Ar.] ile ALINTI/İKTİBAS[Ar.]

( Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge. İLE Bir yazıya, başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma. | Başka bir dilden alınmış sözcük. )


- ALINGAN/LIK ile PARANOYA/K


- ALIK/ALIQ[Oğuz] ile/= KUŞ GAGASI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ALJEZİ ile/||/<> ALJEZİK ile/||/<> ...-ALJİ

( Ağrı duyarlılığı. İLE/||/<> Ağrılı. İLE/||/<> ... ağrısı. )


- ALKALİ METAL ile/||/<> ALKALİFİL ile/||/<> ALKALOİD ile/||/<> ALKALOZ

( Periyodik tablonun birinci öbeğinde[dikey] yer alan metaller.[Fransiyum dışındaki alkali metallerin tamamı, yumuşak yapıda ve parlak görünümdedir.][Kolaylıkla eriyebilir ve uçucu duruma geçebilir. Öteki metallerle karşılaştırıldığında, özkütleleri oldukça düşüktür. Bağıl atom kütleleri arttıkça, erime ve kaynama noktaları da düşüş gösterir. Elektrik ve ısı iletkenlikleri fazladır. Fransiyum[Fr], Lityum[Li], Potasyum[K], Rubidyum[Rb], Sezyum[Cs], Sodyum[Na] İLE/||/<> Yüksek pH değerlerinde yani pH 10 gibi aşırı bazik ortamlarda üreyebilen ve gelişebilen mikrop sınıfı. İLE/||/<> Azot ve heterosiklik halka içeren, çoğunlukla fizyolojik olarak etkin ve alkali olan ikincil metabolitler.[Bağımlılık yapabilme özellikleri bulunmaktadır.] İLE/||/<> Kanın asit-baz dengesinin belirli sorunlar nedeniyle bazik olması durumu.[Sağaltılmazsa ölümcül olabilir.] )


- ALKALİ[Fr. < ALCALI] ile ALKALOİT[Fr. < ALCALOIDE]

( Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı. İLE Özellikleri ile alkalileri andıran organik nesne. )


- ALKALİK[Fr.] ile ALKALİZASYON[Fr.] ile ALKALOİT[Fr.]

( İçinde alkali bulunan, alkali ile ilgili. İLE Alkali duruma getirme. İLE Özellikleri ile alkalileri andıran organik nesne. )


- ALKALOZ/ALKALOSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ASİTSİZLİĞİ


- ALKAN ile ALKEN

( Tek bağ içeren doymuş hidrokarbonlar. İLE Çift bağ içeren doymamış hidrokarbonlar. )


- ALL- ile/||/<> ALL-/ALLO-/ALLOTRİ-/ALLOTRİO-

( Öteki, -normalden sapma, normal dışı, ters, dış, dışa ait, yabancı, farklı, değişik [allogreft: Başka bir bireyden alınan doku nakli]. İLE/||/<> Yabancı, anormal, normalden sapmış, sapkınlık. )


- ALLA (ALLA)" değil ALLAH (ALLAH)

( VARLIK VE YOKLUĞUN BİRLİĞİ )


- ALLAH ALLAH ile ALLAH ALLAH ALLAH ile YA ALLAH ile ALİMALLAH ile İNŞAALLAH ile BİSMİLLAH ile EVVELALLAH ile MAAŞALLAH ile EYVALLAH ile FESUBHANALLAH ile HAY ALLAH

( Şaşırırsak. İLE İşe coşku ve heyecanla sarılınca. İLE İşin sonuna kadar gitmek istersek. İLE Azmedersek. İLE İşe başlamadan önce. İLE İşe başlarken. İLE Kendimize güvenirsek. İLE İşi başarıyla bitirince. İLE İşten vazgeçersek. İLE Canımızı sıkarlarsa. İLE Eğer işi başaramazsak. )


- ALLAH, ÇALÂP ile/ve ALLAAAAAAAAHHH

( Fark mahreçte(çıkış yeri). Yani Satır ile Sadır(göğüs)'dan söyleme. Bir sözün ağızın ucundan çıkması, herhangi birşey ya da çok da önemli olmadığı yaklaşımıyla seslendirme. İLE/VE İçten, derinden, yoğun, hissederek, yaşayarak düşünmek, duymak ve seslendirmek. )

( Bir adım senden, benliğinden çık, ikinci adım Allah. )

( Allah kişinin ufkunda değil, derunundadır. )

( Görünecek olsa ona bile tuzak kurar, kurdukları tuzağa da kendileri düşer. )

( Üzerine konuşulamayan (sözlerin yetmediği) hikmet. )


- ALLÂM[Ar.] ile ALLÂME[Ar.]


- ALLEGORİ değil ALEGORİ


- ALLEM KALLEM (ETMEK)

( Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurma. )


- AL[L]ERJİ ile/||/<> AL[L]ERJEN

( Duyarca. İLE/||/<> Duyargan. )


- ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK


- ALMANAK[İng. ALMANAC][Fr. < ALMANACH] değil/yerine/= YILLIK


- ALNIN ile/ve/||/<>/> GÖĞSÜN

( Ak. İLE/VE/||/<>/> Pak. )


- ALOFTALMİ[Fr.] ile ALOKİNEZİ[Fr.] ile ALOMETRİ[Fr.] ile ALOPATİ[Yun.] ile ALOPESİ[Fr.] ile ALOTROFİ[Fr.] ile ALOTROPİ[Yun.] ile ALOZOM[Fr.]

( Gözün iris renginin değişikliği kusuru. İLE Gövdenin bir örgenini hareket ettirmek isteyince, onun yerine karşı yandaki örgenin hareket etmesi biçiminde beliren hareket bozukluğu. İLE Bir örgenin, gövdenin bütününe oranla daha hızlı gelişmesi bozukluğu. İLE Sayrıya verilen ilacın, sağlam biri üzerinde denendiğinde, sayrılığın belirtilerine karşıt belirtiler göstermesi. İLE Kıl ve saçların yokluğu ya da dökülmesi, kellik. İLE Çeşitli gıdalarla beslenme olanağı. İLE Bir nesnenin hiçbir kimyasal değişikli yokken ayrı özellikler gösterebilmesi. İLE Erillik/dişillik belirlenmesindeki kromozom. )


- ALT DUDAK = ŞEFE-İ SÜFLÂ = LÈVRE INFÉRIEURE


- ALT EKSTREMİTE/LOWER EXTREMITY[İng.] değil/yerine/= BACAK


- ALTERASYON ile/||/<> ALİTERASYON

( Değişiklik. İLE/||/<> Ses yinelemesi. )


- ALTERNATİF[İng. < ALTERNATIVE] değil/yerine/= DALGALI


- ALTI[6] ile ARTI[+]


- ALTI ile ATLI

( 6 | Bir nesnenin/konumun altı. İLE ... )


- ALTINDA KALMAK ile/değil/yerine/< ALTINDAN KALKMAK


- ALÜMİN[Fr. < ALUMINE] ile ALÜMİNYUM[Fr. < ALUMINIUM]

( Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit. [Al2O3] İLE Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, 660 °C'de eriyen, gümüş parlaklığında, beyaz, hafif bir öğe. [simgesi: Al] )


- ALÜMİNYUM[Fr. < ALUMINIUM] ile ALPAKS[Fr. < ALPAX]

( Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, 660 °C'de eriyen, gümüş parlaklığında, beyaz, hafif bir öğe. [simgesi: Al] İLE Kolayca bükülebilen alüminyum ve silisyum karışımı. )


- ALÜN[Fr.] değil/yerine/= ŞAP[Ar. < ŞABB]


- MİL[Yun.]/ALÜVYON[Fr.]["ALİVYON" değil!] değil LIĞ/BALÇIK


- ALVE- ile/||/<> ALVEOL-/ALVEO-

( Kanal, kavite. İLE/||/<> Alveolusla ilgili, küçük kavitelerle ilgili. )


- AM[Ar.] ile ÂM[Ar. çoğ. A'VÂM] ile AMM[Ar. çoğ. AMMÂT] ile ÂMM[Ar. < UMÛM] ile HAMM[Ar.] ile HAM[Ar.]

( Sevgi. | İstek, istemek, istenilen. | Dişillik örgeni, vajina. İLE Yıl, sene. İLE Amca. İLE Genel/umûmî, herkese ait. İLE Şiddetli hararet. )


- AMA ÖYLE ile/ve/||/<>/> AMA BÖYLE


- AMÂ[Ar.] ile A'MÂ[Ar.] ile AMA[Ar.]

( Körlük, görmezlik, manevi körlük, bilgisizlik. | Yağmur bulutları. | Altında ve üstünde hava bulun(may)an bulut. İLE Kör. | Bilgisiz/cahil. İLE Bağlaç, fakat. )


- AMAÇ ile/ve/değil/yerine ARAÇ

( Amaç, aracın/araçların devrede oluş süreçlerinin tamamlanmış olduğu sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Araç, amaca/sonuca yönelik çabanın içinde kullanılanların/ uygulananların her bir ayrı işlev parçası ve/ya da bütünü. )


- ÂMÂK[Ar. < MAAK/MAUK] ile A'MÂK[Ar. < UMK]

( Göz pınarları. İLE Derinlikler. )

( A'MÂK-I HAYAL adlı kitabı okumanızı salık veririz... )


- AMAN ile ANAM


- AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK


- AMASYA ile AMASRA

( Orta Karadeniz'de. [Çorum - Merzifon - Amasya] İLE Batı Karadeniz'de. [Zonguldak - Bartın - Amasra] )


- AMAZON[Fr. < Lat.] ile AMAZON ["AMOZON" değil!]

( Savaşa katılan kadınlara eski çağların Amazonlarına benzetilerek verilen san. | Kadınların giydiği giysi. | Memesiz. İLE Güney Amerika'daki dünyanın en geniş ormanı ve ırmağının adı. )


- AMAZONİT ile/||/<> KRİZOKOL/KRİSOKOL

( Yeşil mavi renkte bir feldspat. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. )

( Mohs Sertlik Derecesi: 6-6.5 İLE/||/<> 2-4
Işık Kırma İndisi: 1.52-1.53 İLE/||/<> 1.57-1.60
Rengi: Yeşil mavi İLE/||/<> Mavi-yeşil
Molekül yapısı: KAlSi³O8 İLE/||/<> (Cu,Al)²H²Si²O5(OH)4·nH²O )


- AMBARGO[Fr. < EMBARGO] ile SANSÜR[Fr. < CENSURE]

( Bir nesnenin serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. | Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim. | Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim. | Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. İLE Her türlü yayının, sinema ve tiyatro yapıtının hükûmetçe önceden denetlenmesi ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim. )

( EMBARGO vs. CENSORSHIP )


- AMBLEM[Fr. < EMBLEME] değil/yerine/= SİMGE, BELİRTGE/BELİRTKE


- AMBOLİ[Fr.] ile/ve/||/<> EMBOLİZM[Fr.]

( Yabancı bir nesne kütlesinin damarları tıkayarak kan akımını engellemesi. İLE/VE/||/<> Bir damarın kan pıhtısıyla tıkanması. )


- AMBULANCE değil AMBULANS


- AMBULANS[Fr./İng. < AMBULANCE] değil HASTA TAŞIMA/NAKİL ARACI / CANKURTARAN


- AMEL/E ile/ve/||/<> CAALE ile/ve/||/<> FAALE

( Eylemek/işlemek. İLE/VE/||/<> işlemek. İLE/VE/||/<> Kılmak. )

( Yineleme/tekrar edilme ve yön/istikamet varsa. İLE/VE/||/<> Yapı değişiyorsa. İLE/VE/||/<> Herhangi bir devinim/hareket ise. )


- AMELE[Ar. < ÂMİL] ile HAMELE[Ar. < HÂMİL]

( İşçi, emekçi, ırgat, amel eden. İLE Taşıyanlar, kaldıranlar. )


- AMELİYAT[Ar.]/OPERASYON[İng. < OPERATION] değil/yerine/= İŞLEMCE/ONUMİŞLEM | İŞLEM


- AMENSALİZM[Fr.] ile/>< KOMENSALİZM

( Bi̇r bi̇tki̇ türünün aynı ortamdaki̇ başka bi̇r bi̇tki̇ türünden ötürü geli̇şememesi̇. Bir organizmanın ötekine zarar verip kendisinin etkilenmediği ilişki. İLE/>< Bir organizmanın yarar sağlayıp ötekinin etkilenmediği ilişki. )


- AMERİKYUM[Fr. < AMERICIUM] = AMERİSYUM

( Atom numarası 95, yapay olarak elde edilen aktinitlerden bir öğe. [simgesi: Am] )


- AMFİ[Fr. < AMPHI] ile ODEON[Fr.]

( Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen yapı. | Yunan ve Roma'da açık hava tiyatrosu. | Basamak basamak yükselen yer biçimi. İLE Temelde müzik icra edilen, genelde üstü kapalı amfi tiyatro biçiminde inşâ edilen yapılardır. | Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer. )


- AMFİZEM/EMFİZEM[FR. < EMPHYSÈME] değil/yerine/= SÜREĞEN BRONŞİT | HAVA YA DA GAZ GİRMESİ SONUCUNDA, BİR GÖZENİN/DOKUNUN ŞİŞMESİ | HAVA HAPSİ


- AMİLAZ[Fr. < AMYLASE] ile/||/<> AMİLOZ[Fr.] ile/||/<> ENZİM[Fr. < ENZYME]

( Bir kimyasal tepkimeyi gerçekleştiren ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik nesne. İLE/||/<> Nişastasının %20'sini oluşturan, boyanabilir nesne. | Dokuların özel bir nesneyle dolmasından ileri gelen sayrılık. İLE/||/<> Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim. )


- AMİN[Fr. < AMONYAK] ile ÂMİN[Ar. < İbr.]

( Kimya terimi. [Amonyaktaki hidrojen yerine tek değerli hidrokarbonlu köklerin geçmesiyle oluşan ürünlerin genel adı.] İLE Dua. ["Allah kabul etsin" anlamında, duaların arasında ve sonunda kullanılır.] )


- AMINIZA[Tr.] ile/değil HAMINIZA[Azr.]

( ... İLE/DEĞİL Hepinize. )


- ÂMİR ile/ve/||/<> EMÎR

( Tek ve tekil buyruk/emir veren. İLE/VE/||/<> Çok ve çoğul buyruk/emir veren. )


- AM[İ]YOTONİ ile/||/<> AM[İ]YOTROFİ

( Kas gergi yitimi. İLE/||/<> Kas erimesi. )


- ÂMM ile/||/<> ÂMME EMLAKI ile/||/<> ÂMM VE ŞÂMİL ile/||/<> ÂMME ARÂZİSİ

( Genel/umumi, herkese ait. İLE/||/<> Kamu taşınmaz malları. İLE/||/<> Genel ve kapsamlı. İLE/||/<> Kamu toprağı. )


- ÂMM[Ar.] ile AMR[Ar.]


- AMNİYON/AMNİYOS[Alm. < Yun. < AMNION/AMNIOS] değil/yerine/= DÖL KESESİ

( AMNİYOSKOPİ[Fr.]: Amniyos sıvısının incelenmesi. )


- AMNİYON/AMNİYOS ile/||/<> AMNİYON SIVISI ile/||/<> AMNİYOSENTEZ

( Sürüngenlerde, kuşlarda ve memelilerde dölütü[embriyoyu] saran ve içinde amniyon sıvısı bulunan zar.[Karada yumurtlayan hayvanların tümünün yumurtasında da bulunan amniyon, balıkların ve kurbağagillerin yumurtalarında yoktur.] İLE/||/<> Amniyon kesesi içinde bulunan ve dölütün[embriyonun] nemli, su içeren bir ortamda yüzmesini sağlayan sıvı. İLE/||/<> Genellikle gebeliğin ikinci ya da üçüncü evresinde/trimesterinde yapılan doğum öncesi test.[Fetüsteki Down Sendromu gibi genetik bozukluklar ya da kromozonal bir durum olup olmadığının tanımlanabilmesi için kullanılır. Amniyosentez sırasında fetüsü çevreleyen amniyotik keseden az miktarda amniyotik sıvıyı çıkarmak için ince bir iğne kullanılır. Bu sıvı örneği daha sonra laboratuvarda test edilir. Gebelik sırasında fetüs, amniyotik kesenin içinde büyür. Amniyotik sıvı, fetüsü çevreler ve korur. Fetüsün bazı gözelerini de içerir.] )


- AMONYAK[Fr. < AMMONIAQUE]/NİŞADIR RUHU ile/||/<> AMİT[Fr. < AMIDE]

( Azot ve hidrojen birleşimi olan, keskin kokulu bir gaz. [NH3] | İçinde bu gazın eritilmiş bulunduğu su. İLE/||/<> Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı. )


- AMORE ve/||/<>/< MORE ve/||/<>/< ORE ve/||/<>/< RE

( Sevgi/Aşk. VE/||/<>/< Ahlâk. VE/||/<>/< Söz. VE/||/<>/< Eylem. )


- AMPİR[Fr. < EMPIRE] -

( Fransa'da ortaya çıkıp daha sonra Avrupa'ya yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb.ne ait bir üslûp. )


- AMPİRİK/EMPİRİK[İng. < EMPIRICAL] değil/yerine/= DENEYSEL/DENEYİMSEL, GÖRGÜL / DOLAYSIZCA


- AMPİRİK ile EMPİRİK

( İkisi de aynı anlamda fakat seslendirilişleri kişilerin yeğlemesine göre değişiyor. )


- AMQP/ADVANCED MESSAGE QUEUING PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= İLERİ MESAJ DİZİSİ PROTOKOLÜ


- AMÛD ile/||/<> SEMEK

( Dikme. | Yükseklik. İLE/||/<> Yükseklik. )


- AMUT/AMUD(UYLA)[Ar.] ile ÂMÛT[Fars.] ile HAMUD(UYLA)[/HAMUTFars. < HAVUT / (Slav.?)]

( Sütun, direk. | Değnek, sopa. | Başka bir hatla 90 derece açı yaparak birleşen hat, dikme. | Kumandan/komutan, önder. | Dik, dik durumda. Dikme, direk, sütun. İLE Yalçın kayalarda ve yüksek yerlerde bulunan kuş yuvası. İLE Deve semeri. | Arabaya koşulan hayvanın boynuna geçirilen ağaç ya da meşin çember. )


- ÂN'!:
"KAYDETMEK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYBETMEK


- A(N) vs. ONE


- AN[Ar.] ile ÂN[Ar.]

( -dan, -den. [ANH, ANHÂ] İLE En kısa süre. )


- AN ile/ve/||/<>/> ANI


- TİN/AN ile/ve/||/<> ANLAK ile/ve/||/<> ANLIK ile/ve/||/<> US

( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )

( Akıl;
* Sınır tayin eder;
* Kendine rakip kabul etmez;
* Buyurucudur )

( Akıl yönetimindeki zihin, düşünceyi verir. )

( Ayna güneşi çekmek için hiçbir şey yapamaz. O sadece parlaklığını koruyabilir. Zihin de hazır olur olmaz güneş onun içinde parlar. )

( Karmaşamız(teşevvüş), yalnızca zihnimizdedir. )

( Berrak bir zihin ve temiz bir kalp için çaba gösterin. )

( Duygu ve düşünceyi olağan koşullarda ayırd edemeyiz, ancak akıl bunu sağlar. )

( Zekâ, özgürlüğe açılan kapıdır ve uyanık dikkat, zekânın anasıdır. )

( Zekâ, bilme gücünün, zihindeki yansımasıdır. )

( Zekâ, doğruluk, Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )

( Our confusion is only in our mind.
Seek a clear mind and a clean heart. )

( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Türevsel bir yeti/meleke olarak müdrike. İLE/VE/||/<> Çıkarım yetisi/melekesi olarak akıl.[bkz. KANT] )

( GEIST mit/und/||/<> INTELLIGENZ mit/und/||/<> VERSTAND mit/und/||/<> VERNUNFT )

( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )

( SOUL vs./and/||/<> INTELLIGENCE vs./and/||/<> MIND vs./and/||/<> REASON )


- ÂN ve/||/<>/> CÂN ve/||/<>/> CANÂN ve/||/<>/> CİHÂN


- ANA GİBİ YÂR, BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ değil ENÂ GİBİ YAR(UÇURUM), BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ


- ANÂ'[Ar.] ile ÂNÂ'[Ar. < ÂNÎ] ile A'NÂ'[Ar. < İNV] ile ANA[Ar.]

( Güçlük, zahmet, meşakkat. İLE Gece yarısı vakitleri. İLE Taraflar, nâhiyeler. İLE "Anne" sözünün/hitabının kısaltılmışı. )


- ANA değil/yerine/= ONA


- ANABOLİK ile/||/<> ANABOLİZM[A] ile/||/<> ANABOLİZAN ile/||/<> ANAEROB[İK] ile/||/<> ANAEROP

( Özümsel/yapımsal. İLE/||/<> Özümleme/yapım. İLE/||/<> Dirimleyici. İLE/||/<> Oksijensiz [yaşayan], havacıl olmayan, havasız, oksijensiz. İLE/||/<> Hava sevmez. )


- ANADUT[Yun.] değil/yerine/= DİREN/DİRGEN

( Ekin ve ot demetlerini arabaya yüklemeye ya da harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç dişli, ahşap araç. )


- ANAEROBİK[Fr. < ANAÉROBIQUE]/ANAEROBIC[İng.] değil/yerine/= OKSİJENSİZ ORTAMDA/KOŞULLARDA YAŞAYABİLEN | SERBEST OKSİJEN GEREKSİNIMSİZ


- ANAGOJİ ile ANALOJİ

( İlk nedene yükselmeye çalışılan düşünme yolu. Tümevarım türü. İLE Andırış, benzerlik, benzetim, örnekseme, kıyas. )


- ANAHTAR[Yun.]["ANAKTAR" değil!]/MİFTÂH[Ar.] değil/yerine/= AÇKI/AÇAR


- ÂNAK[Ar.] ile A'NÂK[Ar.] ile A'NÂK[Ar. < UNK]

( Çok/en zarif. İLE Boynu uzun [kişi]. İLE Boyunlar, gerdanlar. | Yaprak sapları. | Rüzgârla kalkan toz bulutu. )


- ANAKARA ile ANKARA


- ANAKLİTİK/ANACLITIC[İng.] değil/yerine/= DUYGUSAL BAĞIMLILIK


- ANAKRONİZM değil/yerine/= ÇAĞAŞIM/TARİH YANILGISI/YANILTISI


- ANAL ile/değil ALAN


- ANALEPSİ[Fr.]/NEKAHAT/NEKAHET[Ar.] değil/yerine/= SAYRILIKTAN YENİ ÇIKMA


- ANALİST ile/||/<> ANALİTİK ile/||/<> ANALİZ ile/||/<> ANALİZANT ile/||/<> ANALİZÖR

( Çözümleyici. İLE/||/<> Çözümsel, çözümleyici. İLE/||/<> Çözümleme. İLE/||/<> Çözümlenen [kişi]. İLE/||/<> Çözümleyici. )


- ANALJEZİ/ANALGESIA[İng. < Yun.] ile ANALJEZİK/ANALGESIC[İng. < Yun.]

( Ağrı kesimi/ağrı yitimi. İLE Ağrı kesici/ağrı keser. )


- ANALOG ile/||/<> ANALOJİ

( Benzeşik, işlevdeş. İLE/||/<> Benzeşim, işlevdeşlik. )


- ANALOG ile DİJİTAL

( Sürekli değişen ve kesintisiz bir sinyal kullanır.[eski tip radyo dalgaları gibi] İLE Kesikli ve belirli aralıklarla değişen sinyaller kullanır.[bilgisayar verileri] )

( ANALOGUE vs. DIGITAL )


- ANALOJİ[Yun.] ile/ve/||/<>/> ANALOJİK[Fr.] ile/ve/||/<>/> ANALOG[Fr.]

( Bazı ortak yönleri olan iki şey arasındaki benzeşme, örnekleme. İLE Örneksemeli, andırmalı. İLE Benzeşimli. )


- ANAMNEZ ile/||/<> ANAMNESTİK

( Öykü, anımsama. İLE/||/<> Öyküsel, anımsayıcı. )


- ANAMNEZ[İng. < ANAMNESIS] değil/yerine/= ÖYKÜ ALMA / SAYRILIK ÖYKÜSÜ/GEÇMİŞİ


- ÂNÂN[Fars. < ÂN] ile ANÂN[Ar. < ANÂNE] ile A'NÂN[Ar. < UNK]

( Onlar. İLE Bulutlar. İLE Ağacın ucu. | Ufuklar. )


- AN-/ANA- ile/||/<> AN- ile/||/<> ANO-

( Olmaksızın, değil. İLE/||/<> Yukarı, geriye doğru, yeniden, aşırı fazla. İLE/||/<> Yukarı, yukarı doğru, üst. )


- AN'ANÂT[Ar.] ile ANANAT ile ANÂNET[Ar.]

( Gelenekler, rivâyetler. İLE Üçlü çatal.[Dirgen/diren benzeri bir araç.] İLE Eşeysel güçsüzlük, iktidarsızlık. )


- ANÂNE[Ar.] ile AN'ANE[Ar. çoğ. AN'ANÂT]

( Bir bulut. İLE Gelenek, rivâyet. | Açıklamalar, tafsîlât. )


- ANATOMİ = ANATOMY[İng.] = ANATOMIE[Fr., Alm.] = ANATOMIA[İt., İsp., Lat., Yun.] = 'İLM el-TEŞRİH[Ar.] = KÂLBUDŞENÂSÎ[Fars.] = ONTLEEDKUNDE[Felm.]


- ANBAR[Fars.] değil/yerine/= AMBAR


- ANCA BERABER ile/ve/||/<>/> KANCA BERABER


- ANCA ile/değil ANCAK


- ANDÂG[Çigil] ile/||/<> ANDAN[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Öyle. İLE Ondan sonra. )


- ANDEZİN[Fr.] ile ANDEZİT[Fr.]

( Bir feldispat türü. İLE Volkanik bir kaya çeşidi. )


- ANDIZ ile/değil ANIZ

( Yaprakları dikenli olan bir tür ardıç. | Servi. | Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü. İLE Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap. | Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla. )


- ANDROJEN/TESTOSTERON ile/||/<> ANDROJENİ

( Erillik ile ilişkilendirilen gövde gelişimi, kıl uzaması, ses kalınlaşması gibi özellikleri oluşturan ya da bu özelliklerin gelişmesini uyaran bir kimyasal. İLE/||/<> Eril ve dişil görünüm özelliklerinin karışımı.[Biyolojik cinsiyet, toplumsal cinsiyet ya da eşseysel kimlik ile ilgili olabilir.] )


- ANDROLOJİ[Fr.] ile ANDROLOG[Fr.]

( Eril eşeysel örgenini incleyen bilim dalı. İLE Bu dalın uzmanı. )


- ...ÂNE ile ...ÂNÎ


- ANEKDOT[Fr. < ANECDOTE] değil/yerine/= ÖYKÜCÜK, KISA ÖYKÜ

( Bir söz ya da geniş bir olay içine yerleştirilmiş öykü. )


- ANELE[İt. < ANELLO] değil/yerine/= HALKA

( Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka. )


- ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK


- ANGİ-/ANGİO- ile/||/<> ARTER-/ARTERİO- ile/||/<> VAS-/VASC-/VASİ-/VASO- ile/||/<> PHLEB-/PHLEBO-

( Damar, kan damarı, damar ile ilgili [anjiyografi: damarları görüntüleme yöntemi]. İLE/||/<> Arter, atardamar ile ilgili [arterit: Atardamar yangısı]. İLE/||/<> Damar, kanal ile ilgili. İLE/||/<> Ven. )


- ANGIT/ANGUT ile/||/<> ANGUT
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ördeğe benzer, kızıl renkli bir kuş. İLE Tıpa. )


- ANHİDRE/ANHİDRÖZ ile/||/<> ANHİDROZ[İS]

( Susuz. İLE/||/<> Terlememe. )


- ANI ile ... ÂNI


- ÂNÎ[Ar.] ile ÂNÎ[Ar.] ile ÂNÎ[Ar.] ile A'NÎ[Ar.]

( Alçakgönüllü. | Köle. | Meşgul. | Mustarib. | İşçi. | Müfettiş. | Tahsildar. [dişil ÂNİYE] İLE Bir an içinde, hemen, o anda, derhal. İLE Olmuş, kemâle ermiş. İLE Yâni. )


- ANİ ile/değil HANİ


- ANİ ile/değil HANİ

( Ansızın, birden. İLE/DEĞİL Nerede, ne oldu, nerede kaldı? )


- ANI ve/<> TANI


- ÂNİD[Ar.] ile ANÎD[Ar. < İNÂD]

( İnat eden, inatçı. İLE Çok inatçı. )


- ANÎF[Ar. < UNF] ile ÂNİF[Ar.]

( Sert, şiddetli. | Kaba/kötü tutumda bulunan. İLE Pek yakında geçen. )


- [Ar.] ANÎK, ATAL[çoğ. A'TÂL] ile/ve/<> NUKRE, NUKRE-İ KAFÂ

( Ense. İLE/VE/<> Ense çukuru. )


- ANIMSA(T)MA ile/ve/||/<> ANIŞTIRMA


- ÂNÎSE[Ar.] ile ÂNİSE[Ar.]

( Sıkı bağlı şey. | Koyulaşmış/katılaşmış akıcı maddeler. [kan ya da mürekkep gibi] İLE Cana yakın kız/kadın. )


- ANIT ve/<> KANIT


- ANJİN ile/||/<> ANJİNA PEKTORİS

( Boğak. İLE/||/<> Göğüs ağrısı. )


- ANJİ[Y]OGENEZİ ile/||/<> ANJİ[Y]OPLASTİ ile/||/<> ANJİ[Y]OSPAZM

( Damarlanma. İLE/||/<> Damar onarımı. İLE/||/<> Damar kasılımı. )


- ANJİYOLOJİ[Fr.] ile ANJİYOM[Fr.] ile ANJİYOSKOP[Fr.]

( Anatominin dolaşım örgenlerini inceleyen bölümü. İLE Damarların çoğalmasından ileri gelen tehlikesiz ur. İLE Kılcal damarları yerinden çıkarmadan, canlı üzerinde inceleme yapmaya yarayan büyüteç. )


- ANKARA GEMİSİ:
SOLACE ile/ve/değil/< IRAQUOIS

( Ankara gemisinin ilk adı, "Solace" değildir. 1927 yılında, New Port News'te yapılan geminin, kızaktan, denize inen gövdesinde, "Solace"den önce, Altı Uluslar diye bilinen, Amerika Yerlisi kabilelerinin ortak adı olan, "Iraquois" yazılıydı. )


- ANKET[Fr. < Lat. INQUIRERE] değil/yerine/= SORMACA/SORUŞTURMA


- ANKLAV ile EKSKLAV

( Bir devletin toprak parçasının başka bir devletin topraklarıyla çevrelenmesi durumu.[Başka bir ülkenin sınırları içinde yer alan yabancı toprak parçası.][Lesotho, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından çevrelenmiş bir anklavdır. | Vatikan da İtalya içinde yer alan bir anklavdır.] İLE Bir devletin topraklarının bir bölümünün, başka bir devletin toprakları nedeniyle ana ülkesinden ayrı kalması durumu.[Siyasi olarak bağlı olduğu ülkeye coğrafi açıdan bağlı olmayan toprak parçası.][Nahçıvan, Azerbaycan'a ait bir eksklavdır. | Alaska, ABD'ye ait bir eksklavdır çünkü ABD ile arasında Kanada bulunmaktadır. | Rusya'nın Kaliningrad bölgesi de eksklavdır. (Litvanya ve Polonya tarafından çevrelenmiştir.)] )

( Aynı toprak parçası ve çevreleyen ülke açısındandır. İLE Siyasi olarak bağlı olduğu ülke açısındandır. )

(

Anklav ve Eksklav Örnekleri

Bölge Bağlı Olduğu Ülke Çevreleyen Ülke(ler) Anklav mı? Eksklav mı?
San Marino San Marino İtalya Evet Hayır
Lesotho Lesotho Güney Afrika Evet Hayır
Kaliningrad Rusya Litvanya, Polonya Hayır Evet
Cebelitarık Birleşik Krallık İspanya Hayır Evet
Alaska ABD Kanada Hayır Evet
Ceuta İspanya Fas Hayır Evet
Melilla İspanya Fas Hayır Evet
Vatikandan çevrili Roma (Vatikan anklavı) İtalya Vatikan Hayır Evet
Nakhçivan Azerbaycan Ermenistan, İran, Türkiye Hayır Evet
)


- ANLADIM değil PEKİ/Yİ["PİKİ" değil!] / hmmm

( [belirsiz/bilinmeyen bir şeyin sorulması/konuşulması durumunda] Belirsizliğe/bilinmeyene verilecek yanıt, "peki[pekiyi]" ya da "hmmm"dır. )


- ANLAM-ANLAYIŞ ile/ve/<> KAVRAM-KAVRAYIŞ

( MEANING-PARADIGM vs./and/<> CONCEPT-COMPREHENSION )


- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL

( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbiriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )


- ANLAM ile/ve/||/<>/> ANLAMA ile/ve/||/<>/> ANLAMLANDIRMA


- ANLAM ile/ve/<> TAD

( Bir şeyin anlamı olmazsa, tadı/lezzeti de olmaz. )

( MEANING vs./and/<> EFFECT )


- ANLAMAYA/ÖĞRENMEYE:
AÇIK ile/ve/||/<>/> ÂŞIK


- ANLAMBİLİM = SEMANTICS[İng.] = SÉMANTIQUE[Fr.] = WORTBEDEUTUNGSLEHRE, SEMANTIK[Alm.] = SEMANTICO[İt., İsp.] = İLM el-DELÂLET[Ar.] = NAMÛGÂRŞİNASÎ[Fars.] = SEMANTIEK[Felm.]


- ANLASAN ile ANLARSAN


- ANLAŞIL(A)MAZLIK ile/değil BİLMEMEK, BİLMEK İSTEMEMEK


- ANLAŞMA ile/ve/değil/<> ANTLAŞMA

( Anlama durumunun, kişilerin birbirinin dediklerini, konusu geçen noktayı ve içeriğini/kapsamını/ayrıntılarını duymuş, bilmiş, anlamış ve belirli bir yönde düşünce, duygu ve amaç bakımından birleşmiş olmayı belirtmektedir. İLE/VE/DEĞİL/<> Ahidleşme[toplulukta/toplumda] ve/ya da muahede[iki kişinin], karşılıklı olarak bağlayıcılık özelliğiyle/koşullarıyla sözleşmesi, yeminleşmesi. )

( [not] TO UNDERSTAND EACHOTHER vs./and/<>/but PACT/TREATY )


- ANLAT(A)MAZSAK:
ÖĞRENEMEYİZ ile/ve/||/<>/> ÖĞRETEMEYİZ


- ANLATMAĞA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM değil ANLATMAYA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM


- ANLATMAK ile/ve/değil/||/<>/> ANIMSA(T)MAK


- ANLATMAK ile/ve/<> ANLAMAK

( İFADE ile/ve/<> İSTİFADE )


- ANLAYABİLMEK ve/||/<>/</> ANLATABİLMEK

( Bir şeyi anlayabilmenin en iyi yolu, onu, en iyi biçimde anlatabilmeye çalışmaktır. )


- ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ ile/ve/<> BİR TÜMCE YETER SÖZDEN ANLAYANA, DESTAN YAZSAN FARK ETMEZ, SÖZDEN ANLAMAYANA


- ANLI-ŞANLI


- ANLI ŞANLI -


- ANLIK ile/ve ANLAK

( [Tasarımsal] Us. İLE/VE Zekâ. | Açıklık, göz önü, karşı. | Bazı hayvanların yatıp yuvarlandığı tozlu yer. )


- ANOKSİ ile/||/<> ANOKSEMİ

( Oksijensizlik. İLE/||/<> Kan oksijensizliği. )


- ANOMAL[Fr.] ile ANORMAL[Fr./İng.]

( Düzensiz, yolsuz. İLE Yerleşmiş düzene, alışkanlık ve kurallara aykırı/lık. )


- ANOMALİ[Fr. < ANOMALIE] değil/yerine/= AYKIRILIK/BOZUKLUK/SAPAKLIK

( Belirli bir ölçüye, belirli kurala uymama durumu. | Sayrılık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu. )


- ANOMİ/ANOMIA[İng.] değil/yerine/= SÖZCÜK BULAMAMA | DEĞER YOKSULLUĞU


- ANOREKSİYA ile/ve/||/<>/> KAŞEKSİA[Fr. < CACHEXIE]

( İştahsızlık. İLE/VE/||/<>/> Kötü beslenme, süreğen ya da kötücül bir hastalığın seyri sırasında oluşan ileri derecede zayıflık, bitkinlik ve çöküntü durumu. )


- ANOSMİ[Yun.] ile/ve/||/<> ANOSMATİK[Fr.]

( Koku yitimi. İLE/VE/||/<> Beynin koku alma bölümü az gelişmiş olan. )


- ANŞANTE/ANJANTE[Fr.] değil/yerine/= BÜYÜLENMİŞ, HAYRAN


- ANTANT[Fr.]["ANTAT" değil!] (KALMAK) değil/yerine/= ANTLAŞMAK


- ANT-/ANTİ- ile/||/<> ANTRİ- ile/||/<> OB- ile/||/<> RE- ile/||/<> DE- ile/||/<> DİS- ile/||/<> ANT- ile/||/<> NON-

( -e karşı, karşıt, yerine, zıt. [antibiyotik: Bakterilere karşı kullanılan ilaç.] İLE/||/<> Karşıt, önünde, üzerinde, -e doğru, karşıt yönde. İLE/||/<> Geri, geride, tekrar, karşıt, yeniden. İLE/||/<> -e karşı, karşıt, zıt. İLE/||/<> -den uzakta, bütünü ile, aşağı, kopmuş, yoğunlaşma, bitme, ayrılma, karşıt, ters, bozma, olumsuz, sakin, eksik, yoksun, aşağı, ayrı, değişik. İLE/||/<> Ayrılma, karşıt, ters, bozma, olumsuz, eksik, yoksun değil. İLE/||/<> Bir şeyden türeyen, bir şeyden çıkan. İLE/||/<> Değil, hayır, olmayan, olumsuz. )


- ANTARKTİKA ile/ve ATACAMA ÇÖLÜ

( Bazı bölgelerine 2 milyon yıldır yağmur yağmamıştır. İLE/VE Bazı bölgelerine 400 yıldır yağmur yağmamıştır. )

( Dünyadaki en kurak yer. İLE/VE Dünyadaki ikinci kurak yer. Şili'dedir. [Sahra'dan 250 kat daha kurak.] )

( Dünyanın en rüzgârlı ve en hızlı estiği yeridir. İLE/VE ... )

( Dünyadaki suyun %70'i buz biçiminde burada bulunmaktadır. İLE/VE ... )


- ANTE- ile/||/<> ANTER-/ANTERO- ile/||/<> FRONT-

( Sıra, yerleşim ve zamansal olarak önce, ön, ön alan [antepartum: Doğum öncesi]. İLE/||/<> Ön, öne doğru, önde. İLE/||/<> Alın, ön. )

Bugün[28 Ekim 2025]
itibarı ile 9.708 başlık/FaRk ile birlikte,
9.708 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/40)