Bugün[22 Aralık 2025]
itibarı ile 10.541 başlık/FaRk ile birlikte,
10.541 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(31/44)


- PEMBE YALI (FETHİ AHMED PAŞA YALISI) ile PEMBE YALI (İLYAS BEY YALISI)

( Kuzguncuk'tadır. İLE Anadoluhisarı'ndadır. )


- PENÇE[Fars.] ile AYAK/PATİ

( Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları. | Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç. | Ayakkabının tabanındaki kösele. İLE Kedi, köpek için ön ayak. | Küçük çocuk ayağı. )


- PENDANT[İng.] değil/yerine/= ASKI


- PENETRAN YARALANMA/PENETRATING İNJURY[İng.] değil/yerine/= DELICİ YARALANMA


- PENETRAN/PENETRANT[İng.] değil/yerine/= DELICİ | İÇEGEÇEN


- PENETRANS/PENETRANCE[İng.] değil/yerine/= İÇE GEÇİŞ, İÇE İŞLEME


- PENETRASYON/PENETRATION[İng.] değil/yerine/= DELME | İÇE GEÇME


- PENGUEN ile İMPARATOR/KRAL PENGUEN

( ... İLE Yavruları, 1 yıl boyunca, anne-babalarının bakımına muhtaç olarak büyürler. )

( ... İLE 535 metre derinliğe dalabilirler. )

( Dünyada, 18 penguen türü bulunmaktadır. Ne yazık ki, küresel ısınma nedeniyle 10'u, yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. )


- PENİS/YARDA (SİK/YARAK/PİPİ/ÇÜK/KAMIŞ/ANDIR/FALLUS[Yun./Fr. < PHALLUS]) / VAJİNA (AM/KUKU/PITTIK)/ANDIR/PUDENDUM[Lat. < PUDERE: Utanmak.] ile KASIK

( [çiçeklerde] ANDROECIUM[eril] - PISTIL[dişil] )


- PENİS ile/ve/||/<> DILAK/BIZIR[Ar. < BAZR]/KLİTORİS[Yun.]

( BAYZAR/BAZR[Ar.]: Rahmin başlangıcındaki et parçası, dilcik. )

( PREPUS: Penis ve klitorisin baş kısmını örten deri kıvrımı. )

( Klitorisin, Anlatılmayan Öyküsü )

( )

( )

( Kökeni/Etimolojisi: clitoris < Mateo Renaldo Colombo [İtal. anatomist][1516-1559] < kleítoris κλείτορις|EYun]: küçük kapalı yer < kleíō κλείω|EYun]: kapatmak, kapalı olmak, örtmek )

( )

( 4000 sinir ucu bulunmaktadır. İLE/VE/||/<> 8000 sinir ucu bulunmaktadır. )


- PENSE ile KERPETEN


- PENUMBRA[İng.] değil/yerine/= YARI GÖLGELEME


- PEPTİK/PEPTIC[İng.] değil/yerine/= SINDIRİMSEL


- PER (OS) ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN


- PERAKUT/PERACUTE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI IVEGEN


- PERDE ile KATMAN


- PERFEKSİYONİZM/PERFECTIONISM[İng.] değil/yerine/= MÜKEMMELLİYETÇİLİK


- PERFORAN/PERFORANT[İng.] değil/yerine/= DELICİ


- PERFORASYON/PERFORATION[İng.] değil/yerine/= DELINME


- PERFORMANS/PERFORMANCE[İng.] değil/yerine/= VERİM | BAŞARIM | GÖSTERİ


- PERFÜZÖR/PERFUSOR[İng.] değil/yerine/= KANA SIVI AKTARICI, SIVI POMPASI


- PERFÜZYON/PERFUSION[İng.] değil/yerine/= KANLANMA | KANA SIVI AKTARIMI


- PERİFERİK YAYMA/PERIPHERAL BLOOD SMEAR[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL KAN YAYMASI


- PERİFERİK/PERIPHERAL[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL


- PERIOPERATİF/PERIOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SÜRECİ


- PERISTALTİK/PERISTALTIC[İng.] değil/yerine/= SAĞINIMLI


- PERİYODİK/PERIODIC, PERIODICAL[İng.] değil/yerine/= DÖNEMSEL | SÜRELİ (YAYIN)


- PERİYOT/PERIOD[İng.] değil/yerine/= DÖNEM, DEVRE


- PERKÜTAN NEFROSTOMİ/PERCUTANEOUS NEPHROSTOMY[İng.] değil/yerine/= DERIDEN BÖBREK AĞIZLAŞTIRMASI


- PERKÜTAN/PERCUTANEOUS[İng.] değil/yerine/= DERİ YOLUYLA, DERIDEN


- PERPENDİKÜLER/PERPENDICULAR[İng.] değil/yerine/= DİKEY


- PERSANTIL/PERCENTILE[İng.] değil/yerine/= YÜZDELİK


- PERSEPSİYON/PERCEPTION[İng.] değil/yerine/= ALGILAMA


- PERSEVERASYON/PERSEVERATION[İng.] değil/yerine/= TEKRARLI TAKILIM


- PERSISTAN/PERSISTENT[İng.] değil/yerine/= İNATÇI


- PERSONALITE/PERSONALITY[İng.] değil/yerine/= KİŞİLİK


- PES/FOOT[İng.] değil/yerine/= AYAK


- PESİMİST/PESSIMIST[İng.]/BEDBİN[Fars.] değil/yerine/= KARAMSAR/KÖTÜMSER


- PESİMİZM/PESSIMISM[İng.]/BEDBİNLİK değil/yerine/= KÖTÜMSERLİK/KARAMSARLIK


- PET/BT/POZİTRON EMISYON TOMOGRAFİ, POZİTRON YAYILIMLI KESITÇEKİM/POSITRON EMISSION TOMOGRAPHY/COMPUTERIZED TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BİLGİSAYARLI KESITÇEKİM/TOMOGRAFİ


- PET/POZİTRON EMISYON TOMOGRAFİ POSITRON EMISSION TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= POZİTRON YAYILIMLI KESİTÇEKİM


- PETEŞİ/PETECHIA[İng.] değil/yerine/= NOKTASAL KANAMA


- PH/POWER OF HYDROGEN[İng.] değil/yerine/= HİDROJEN GÜCÜ


- PHD/DOCTOR OF PHILOSOPHY[İng.] değil/yerine/= AKADEMIK UZMAN


- PHI/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ


- PHI/PUBLIC HEALTH INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLİŞİMİ


- PHII/PUBLIC HEALTH INFORMATICS INSTİTUTE[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLİŞİM ENSTİTÜSÜ


- PHIN/PUBLIC HEALTH INFORMATION NETWORK[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLGİ AĞI


- PHMETRİ/POWER OF HYDROGENMETRY[İng.] değil/yerine/= HİDROJEN GÜCÜ ÖLÇÜMÜ


- PHOTOAGING[İng.] değil/yerine/= UV YAŞLANMASI, MORÖTESİ YAŞLANMASI


- PHR/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI


- PİERCING[İng.] değil/yerine/= DELTAK


- PII/PERSONAL IDENTIFIABLE INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL TANIMLANABİLİR BİLGİ


- PİK[İng.] ile PİK[İt.]

( Dökme demir. İLE Geminin kıç tarafındaki bayrak serenine açılan üçgen biçimindeki yelken. )


- PİK/PEAK[İng.] değil/yerine/= TEPE | DORUK


- PİLİÇ ile/ve TAVUK

( Dünyadaki tüm piliçlerin kökeni Kırmızı Orman Tavuğu denen Tayland'a özgü bir tür sülüne dayanmaktadır. )

( Amerika kıtasında 1500'lerden önce hiç piliç yoktu. Kıtaya pilici ilk götüren İspanyol'lar oldu. )

( Öteki dillerde GIT GIT GIDAK[Türkçe'de]: * GAK GAK[Almanya'da] * GOK GOK[Danimarka'da] * KOT KOT[Finlandiya ve Macaristan'da] * KOTKOTKODAT[Fransa'da] * TOK TOK[Hollanda'da] * GUK GUK[Tayland'da] )


- PİLOT ÇALIŞMA/PİLOT STUDY[İng.] değil/yerine/= ÖNCÜL ÇALIŞMA


- PIM/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİMİ


- PIMS/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİM DÜZENİ


- PİNGPONG[İng.] ile PİNPON[argo]

( Masatopu. İLE Yaşlılıktan çökmüş. )


- PINOSITOZ/PINOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE SIVI İÇİMİ


- PİRAMİD


- PİRAMİT ile/<> KONİ

( THALES KURAMI: Piramidin yüksekliğini bulmak için yere dikilen bir çubuğun gölgesinin uzunluğunun, çubuğun uzunluğuna eşit olmasını beklemek ve o anda piramidin gölgesinin uzunluğunu ölçerek piramidin yüksekliğinin ölçülmesi. )


- PİRAMİT ile/ve/||/<> YILDIZ


- PİRE ile BİT

( Bit yiğitte, pire itte bulunur. [Rüstem Paşa'nın, Cüzzam'lı olmamasına bağlı olarak söylendiği varsayılmaktadır.] )

( [argo] ... ile MACAR )

( YAVŞAK: Bit yavrusu. )


- PİRE ile KÖPEK PİRESİ

( ... İLE Siphonaptera takımının gerçek pireler(Pulicidae) ailesinde yer alan, erginleri 2-3 mm boyunda, kırmızımsı esmer renkte, köpek, kedi, tavşan, sıçan ve insanı sokup emerek beslenen, kaşıntı ve gelişme geriliğine neden olan, veba hastalığının taşıyıcılığını yapan böcek türü. )


- PIRİFORM[İng.] değil/yerine/= ARMUDUMSU


- PİRİNÇ ile ANBERBU/Y[Ar. ANBER + Fars. BÛ]

( Pirinç.[hubûbat] | Pilav. | Pirinç.[Maden] İLE Hindistan'da, İran'da yetişen, piştiğinde güzel bir koku veren, iri ve uzun daneli bir pirinç türü. )

( PİRİNÇ MÜZESİ: Malezya'da, Langkawi'dedir. )


- PIRLANTA[İt. BİRİYYAN < Fr. BRILLANT: Parlayıcı.] ile/ve/< ELMAS

( Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş, foyasız, işlenmiş elmas. | Üzerinde pırlanta olan. İLE/VE/< Saf karbondan meydana gelir. Yerin 160 - 480 km. altında oluşur. [Tüm elmaslar yerin altında yüksek ısı ve basınç altında oluşur ve yer yüzeyine volkanik patlamalar sonucu gelir.] )

( Kaşıkçı Elmas'ı 86 Kırat'tır ve etrafında 49 küçük elmas bulunur. )

( Hollanda'da Elmas Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz. )

( Kudüs, elmasın merkezidir. )

( ... İLE/VE/< Işık elmasın içinden saniyede ancak 130.000 km. hızla geçer. )

( Kavram. İLE/VE/< Töz. )

( Çok çalışmak. İLE/VE/< Çalışmak. )


- PIROJEN/PIROGEN[İng.] değil/yerine/= ATEŞ YÜKSELTICİ


- PİSİFORM[İng.] değil/yerine/= BEZELYEMSİ


- PİŞMAN/LIK ile/ve/||/<>/> VİCDAN AZABI


- PİŞMANLIK[Fars. < PEŞÎMAN] ile/ve TÖVBE

( Pişmanlık, tövbedir. )

( Tövbede niyet, pişmanlıktır. )

( PİŞMAN < PEŞÎMÂN )


- PİŞMANLIK = REPENTANCE[İng.] = REPENTIR[Fr.] = REUE[Alm.] = POENITENTIA[Lat.]


- PİŞMANLIK ile/ve/<> UTANÇ


- PISTON[İng.] değil/yerine/= İTENEK


- PİTOZ/PTOSIS[İng.] değil/yerine/= ÖRGEN DÜŞÜKLÜĞÜ


- PİVOT[İng.] değil/yerine/= BEŞ NUMARALI OYUNCU [basketbol]


- PİYASA ile PİYASA MEKANİZMASI


- PİYES[Fr. < PIÈCE] ile/değil/< SKEÇ["SİKEÇ" değil SIKEÇ][İng. SKETCH < Yun.]

( Oyunca. İLE/DEĞİL Daha çok radyodan yayınlanmak üzere hazırlanmış kısa oyun. )


- PKTB/PPII/POTENTIAL PERSONALLY IDENTIFIABLE INFORMATION[İng.] değil/yerine/= POTANSİYEL KİŞİSEL TANIMLANABİLİR BİLGİ


- PLAKET/ŞİLT[İng. SHIELD] değil/yerine/= ERGİLİK

( Üzerine, genellikle bir kurum ya da kuruluşun adı, işareti kazınmış ya da basılmış olan ve armağan olarak bir kişiye ya da takıma verilen levha. )


- PLAN[İng.] değil/yerine/= TASARI, TASAR


- PLAN/PLANE[İng.] değil/yerine/= DÜZLEM


- PLANIMETRİ/PLANIMETRY[İng.] değil/yerine/= DÜZLEM ÖLÇÜMÜ


- PLANKTON ile ALG


- PLANLAMA ile/ve HESAPLAMA


- PLANTASYON[Fr./İng.] değil/yerine/= EKİM EVİ

( Bazı endüstriyel bitkilerin geniş ölçüde yetiştirildiği işletme. )


- PLASEBO/PLACEBO[İng.] değil/yerine/= SÖZDE İLAÇ, YALANCI İLAÇ, "MUTLU OLACAĞIM"


- PLASTER[İng.] değil/yerine/= YARA BANDI

( Yara üzerine yapıştırılan, genellikle ilaçlı özel bant. )


- PLASTISITE/PLASTICITY[İng.] değil/yerine/= UYUMLANABİLİRLİK


- PLATELET[İng.] değil/yerine/= PULYUVAR


- PLATFORM ile ALTYAPI


- PLATO[Fr. < Lat.] değil/yerine/= YAYLA


- PLATO/PLATEAU[İng.] değil/yerine/= DÜZLÜK


- PLAZİ/PLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞME


- PLAZMA/PLASMA[İng.] değil/yerine/= KAN SIVISI


- PLC/PROGRAMMABLE LOGIC CONTROLLERS[İng.] değil/yerine/= PROGRAMLANABİLİR MANTIK DENETLEYİCİLERİ


- PLEDGE[İng.] değil/yerine/= DESTEK


- PLEJİ/PLEGIA[İng.] değil/yerine/= FELÇ


- PLEKSUS/PLEXUS[İng.] değil/yerine/= SİNİR-DAMAR AĞI


- PLEOMORFİK/PLEOMORPHİC[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ


- PLEOMORFİZM/PLEOMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİLİK


- PLİKA/PLICA[İng.] değil/yerine/= KATLANTI


- PLİKASYON/PLICATION[İng.] değil/yerine/= KATLANMA


- PLOT[İng.] değil/yerine/= KURGU, ANA ÇİZGİ


- PLSI/PROBABILISTIC LATENT SEMANTIC INDEXING[İng.] değil/yerine/= OLASILIKLI GİZLİ ANLAMSAL İNDEKSLEME


- PLÜTON:
GEZEGEN ile CÜCE GEZEGEN

( Kuiper Kuşağı'nda yer alan Plüton bu kuşaktaki öteki gök nesnelerine göre en büyüklerden biri olmasına karşın, Dünya'nın uydusu olan Ay'dan daha küçüktür. Güneş Sistemi'nde bilinen en büyük cüce gezegen olan Plüton'un, Güneş'in etrafındaki dönüş süresi 248 yıl sürmektedir. )

( Adı 1930'da, 11 yaşındaki Oxford'lu kız öğrenci Venetia Burney tarafından verildi. Venetia'nın dedesi, torununun yaptığı öneriyi yakın arkadaşı Oxford Astronomi Profesörü Herbert Hall Turner'a iletmesiyle konulmuştur. )


- PM/PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= KALP PİLİ


- PNN/PROBABILISTIC NEURAL NETWORKS[İng.] değil/yerine/= OLASILIKSAL SİNİR AĞLARI


- PNÖMOTİK/PNEUMATIC[İng.] değil/yerine/= HAVALI, HAVA BASINÇLI


- PO&SUP2;/PARTIAL OXYGEN PRESSURE[İng.] değil/yerine/= PARSİYEL OKSİJEN BASINCI


- POA/PROOF OF AUTHORITY[İng.] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ


- POETİK[İng./Yun.] değil/yerine/= ŞİİRSEL


- POLAR ile/>< APOLAR

( Elektronların eşit olmayan dağılımı sonucu oluşan moleküller. İLE/>< Elektronların eşit dağıldığı moleküller. )


- POLARITE/POLARITY[İng.] değil/yerine/= KUTUPLULUK


- POLARİZASYON/POLARIZATION[İng.] değil/yerine/= KUTUPLAŞMA


- POLEMİK[Yun.]/YAZILI TARTIŞMA ile FELSEFİ TARTIŞMA


- POLEN/POLLEN[İng.] değil/yerine/= ÇİÇEK TOZU


- POLIFORM/POLYFORM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ


- POLİGENİK/POLYGENIC[İng.] değil/yerine/= ÇOK GENLİ


- POLIMER/POLYMER[İng.] değil/yerine/= ÇOĞUZ


- POLIMERİZASYON/POLYMERIZATION[İng.] değil/yerine/= ÇOĞUZLAMA


- POLIMORF/POLYMORPH[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ | PARÇALI


- POLIMORFİK/POLYMORPHİC[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ


- POLIMORFİZM/POLYMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİLİK


- POLINOM[İng.] değil/yerine/= ÇOK TERİMLİ


- POLINÜKLEER/POLYNUCLEAR[İng.] değil/yerine/= ÇOK ÇEKİRDEKLİ GÖZE


- POLİP/POLYP[İng.] değil/yerine/= SAPLI UR


- POLİS[İng./Fr. POLICE < Yun. POLIS(ἡ πόλις)] ile/ve/||/<>/> KOMİSER[Fr. < COMMISSAIRE]["komser" değil!]

( ... İLE/VE/||/<>/> Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, il, ilçe ya da bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı ya da sivil memur. | Hükûmet komiseri. | Saha komiseri. )


- POLİS[Yun.] ile/||/<> SİT/SİTE[İng. < CITY < Yun.]

( Çevresinde sur bulunan, aşağı kent ve gerisindeki akropolis adı verilen iki tepeden oluşan kent (site) devletidir. İLE/||/<> Kapalı bir öbek oluşturan yapı toplulukları, birbirinden ayrılmadan korunması gereken alan. )


- POLİSOMNOGRAFİ/POLYSOMNOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= UYKU ÇİZGESİ


- POLİTİKA ile/ve/||/<>/>/< JEOPOLİTİKA ile/ve/||/<>/>/< EKONOMİ

( ... İLE/VE/||/<>/>/< Coğrafya, ekonomi, nüfus vb.nin devletin ve yönetimi üzerindeki ülkeler arasındaki koşulları, değişkenleri ve etkisi. İLE/VE/||/<>/>/< ... )


- POLİVALAN/POLYVALENT[İng.] değil/yerine/= ÇOK DEĞERLİKLİ


- PONKSİYON/PUNCTION[İng.] değil/yerine/= DELME


- POR/PORE[İng.] değil/yerine/= GÖZENEK


- POROZİTE/POROSITY[İng.] değil/yerine/= GÖZENEKLİLİK


- PORT/PORTA[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ YERİ


- PORTABIL/PORTABLE[İng.] değil/yerine/= TAŞINABİLİR


- PORTAKAL[Portekizce] ile TURUNÇ[Fars.]


- PORTAKAL ile GREYFURT/ALTINTOP/KIZMEMESİ


- POS/PROOF OF STAKE[İng.] değil/yerine/= PAY KANITI


- POSTERIOR[İng.] değil/yerine/= ARKA | ARKADA


- POSTEROLATERAL/POSTEROLATERAL[İng.] değil/yerine/= ARKA-DIŞ YAN


- POSTEROMEDİYAL/POSTEROMEDIAL[İng.] değil/yerine/= ARKA-İÇ YAN


- POSTİKTAL/POSTICTAL[İng.] değil/yerine/= NÖBET SONRASI


- POSTMORTEM[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM SONRASI


- POSTOP./POSTPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SONRASI


- POSTOPERATİF/POSTPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SONRASI


- POSTÜR/POSTURE[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DURUŞU


- POTANSİYEL ile/ve ENERJİ


- POTENT[İng.] değil/yerine/= GÜÇLÜ


- POW/PROOF OF WORK[İng.] değil/yerine/= İŞLEM KANITI


- POZ ile/değil/yerine KOZ


- POZİSYON/POSITION[İng.] değil/yerine/= KONUM | DURUM


- POZİTİF BİLİM yerine DENEY BİLİMİ


- POZİTİF/LİK ile/ve DIŞADÖNÜK/LÜK


- POZİTİF/LİK ile/ve UYUMLU/LUK


- POZİTİF/POSITIVE[İng.] değil/yerine/= VAROLAN | ARTI | OLUMLU


- POZİTİF ile/ve AVANTAJ


- POZOLOJİ/POSOLOGY[İng.] değil/yerine/= DOZLAMA BİLGİSİ


- PPE/PERSONAL PROTECTIVE EQUİPMENT[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN, KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM


- PPM/PARTS PER MILLION[İng.] değil/yerine/= MILYONDA BİR


- PPM/PERMANENT PACEMAKER KALICI PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= KALICI KALP PİLİ


- PRAGMACILIK = PRAGMATISM[İng.] = PRAGMATISME[Fr.] = PRAGMATISMUS[Alm.] = PRAGMA[Yun.]


- PRAGMATİK ANALİZ/PRAGMATICS[İng.] değil/yerine/= EDİMBİLİMSEL ÇÖZÜMLEME


- PRAGMATİK/PRAGMATICS[İng.] değil/yerine/= YARARCILIK, EDİMBİLİM


- PRAKSİ/PRAXIS[İng.] değil/yerine/= EDİM


- PRANDİYAL/PRANDIAL[İng.] değil/yerine/= ÖĞÜNE AIT


- PRATİK[İng., Yun.]/TEAMÜL[Ar.] değil/yerine/= KILGI/KILGIN/KILGILI


- PRE-İKONOGRAFİ'DE:
OLGUSAL ile İFADESEL

( Konu. İLE Çözümleme. )

( ... İLE Uzlaşımsal. - Muvazaa )


- PREDİKTİF/PREDICTIVE[İng.] değil/yerine/= ÖNGÖRDÜRÜCÜ (ETKEN)


- PREDİKTÖR/PREDICTOR[İng.] değil/yerine/= ÖNGÖRDÜRÜCÜ


- PREDISPOZAN/PREDISPOSING[İng.] değil/yerine/= YATKINLAŞTIRAN


- PREDISPOZE/PREDISPOSED[İng.] değil/yerine/= YATKIN


- PREDISPOZİSYON/PREDISPOSITION[İng.] değil/yerine/= YATKINLIK


- PREKLINİK/PRECLINICAL[İng.] değil/yerine/= KLINİK ÖNCESİ


- PREKÜRSÖR/PRECURSOR[İng.] değil/yerine/= ÖNCÜL


- PRELIMINER/PRELIMINARY[İng.] değil/yerine/= ÖNCÜL | İLK


- PRELOAD[İng.] değil/yerine/= ÖN YÜK


- PREMATÜRE/PREMATURE[İng.] değil/yerine/= ERKENDOĞAN, GÜNSÜZ | ERKEN


- PREMEDİKASYON/PREMEDICATION[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAYICI SAĞALTIM


- PRENS[Fr./İng. < PRINCE] ile/||/<> GİRAY ile/||/<> ARŞİDÜK[Fr. < ARCHIDUC]/ARŞİDUKA ile/||/<> VOYVODA

( Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan. | Bir prensliğin başında bulunan. | Bazı ülkelerde en yüksek "!soyluluk" unvanıydı. İLE/||/<> Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen san. İLE/||/<> Avusturya - Macaristan prenslerine verilen unvan. İLE/||/<> Slav dillerinde kumandan ya da prens anlamına gelir. [Osmanlı'da, Eflak ve Boğdan'ı topraklarına katmadan önce bu ülkelerin kralları voyvoda adıyla anılmaktaydı. Osmanlı zamanında aynı terim, Eflak ve Boğdan vilâyetlerine Sultan tarafından tayin edilen valiler için kullanılmaya devam etti. Voyvodalar, Osmanlı'nın kadrolarında sancak beylerine eşit konumdaydı.][Anadolu ve Rumeli'deki resmî Hıristiyan yöneticilere de bu ad verilmiştir.] )


- PRENSİP/Lİ/PRINCIPLE[İng.] değil/yerine İLKE/Lİ


- PRENSİP ile YASAK


- PRENSİP ile YÖNTEM


- PREOP./PREOPERATİF PREOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT ÖNCESİ


- PREPARASYON/PREPARATION[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAMA


- PREPARAT/PREPARATE[İng.] değil/yerine/= HAZIR İLAÇ


- PRES(S)[İng.] değil/yerine/= BASIN


- PRESİPITAN/PRECIPITANT[İng.] değil/yerine/= TETİKLEYİCİ | HIZLANDIRICI | ÇÖKELTICİ


- PRESİPITASYON/PRECIPITATION[İng.] değil/yerine/= ÇÖKELME | HIZLANDIRMA


- PRESISTOLİK/PRESYSTOLIC[İng.] değil/yerine/= SISTOL ÖNCESİ


- PRESTİJ ile KARİZMA


- PREVALAN/PREVALENT[İng.] değil/yerine/= YAYGIN


- PREVALANS/PREVALENCE[İng.] değil/yerine/= YAYGINLIK ORANI


- PREVANTİF/PREVENTIVE[İng.] değil/yerine/= ÖNLEYİCİ


- PREZANTASYON/PRESENTATION[İng.] değil/yerine/= SUNUM


- PREZENTASYON[İng. < PRESENTATION] yerine SUNUM


- PREZERVASYON SOLÜSYONU/PRESERVATION SOLUTION[İng.] değil/yerine/= KORUMA ÇÖZELTISİ (TRANSPLANTASYON)


- PREZERVASYON/PRESERVATION[İng.] değil/yerine/= KORUMA


- PRICK TEST/SKIN PRICK TEST[İng.] değil/yerine/= DERİ DELME TESTİ


- PRIME[İng.] değil/yerine/= ÖNCEL


- PRIMER/PRIMARY[İng.] değil/yerine/= BİRINCİL


- PRIMING[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAMA


- PRIMİTİF/PRIMİTIVE[İng.] değil/yerine/= İLKEL


- PRIMORDİYAL/PRIMORDIAL[İng.] değil/yerine/= İLKEL | TEMEL


- PRIMUM NIHIL NOCERE[İng.] değil/yerine/= ÖNCELİKLE ZARAR VERME


- PRIMUM[İng.] değil/yerine/= İLK | ÖNCE


- PRINT OUT[İng.] değil/yerine/= ÇIKTI


- PRINTER[İng.] değil/yerine/= YAZICI


- PRİZMA ile PİRAMİT[Fr. < Yun.]

( [mat.] Biçme. | [fizik] Işık ışınlarını saptıran ve ayrıştıran, saydam maddeden yapılmış üçgen prizma. İLE [mat.] Tepeleri ortak bir noktada birleşen, tabanları da herhangi bir çokgenin birer kenarı olan birtakım üçgenlerden oluşmuş cisim. | Mısır firavunlarının mezarlarına verilen ad. | Gösteri jimnastiklerinde, jimnastikçilerin, araçlı ya da araçsız olarak birbirinin omuzlarında, dizlerinde oluşturdukları gösterişli ve düzenli biçimler. )


- PRK/PHOTOREFRACTIVE KERATOCTOMY FOTOREFRAKTİF[İng.] değil/yerine/= KORNEA KESİSİ, IŞIKKIRAN SAYDAM TABAKA KESİSİ


- PRN/PRO RE NATA[İng.] değil/yerine/= GEREKSİNIM DURUMUNDA, İHTİYAÇ HALİNDE


- PROBİYOTİK/PROBIOTIC[İng.] değil/yerine/= YARARLI MINICAN


- PRODROM[İng.] değil/yerine/= ÖNBELİRTİ


- PRODROMAL[İng.] değil/yerine/= ÖNBELİRTILİ


- PROFESÖR ile SLADE


- PROFICIENCY[İng.] değil/yerine/= YETERLİLİK


- PROFİL/PROFILE[İng.] değil/yerine/= DÖKÜM | YANDAN GÖRÜNÜŞ


- PROFİLAKSİ/PROPHYLAXIS[İng.] değil/yerine/= ÖNLEME


- PROFİLAKTİK/PROPHYLACTIC[İng.] değil/yerine/= ÖNLEYİCİ


- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM


- PROGRAM[İng. PROGRAM | Fr. PROGRAMME ] değil/yerine/= KOMUTLAM


- PROGRAM[İng.] değil/yerine/= İZLENCE, İZLİK


- PROGRAM ile/ve TASARIM


- PROGRES/PROGRESS[İng.] değil/yerine/= İLERLEME | GÜNLÜK


- PROGRESİF/PROGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= İLERLEYİCİ


- PROGRESYON/PROGRESSION[İng.] değil/yerine/= İLERLEYİŞ


- PROJE[İng. PROJECT] değil/yerine/= TASARI/İŞ


- PROJEKSİYON/PROJECTION[İng.] değil/yerine/= YANSITMA | İZ DÜŞÜM


- PROJEKTİF/IDENTIFIKASYON PROJECTIVE IDENTIFICATION[İng.] değil/yerine/= YANSITMALI ÖZDEŞİM


- PROJEKTIL/PROJECTILE[İng.] değil/yerine/= MERMİ, ATIŞ


- PROKARYOT ile/||/<> ABC TAŞIMA DÜZENİ/ATP-BAĞLAYAN KASET[İng. < ATP-BİNDİNG CASSETTE]

( ... İLE/||/<> Prokaryotlardaki üç taşıma düzeninden biri. Şeker ve aminoasit gibi organik moleküller ile sülfat, fosfat ve nadir metaller gibi inorganik nesnelerin göze içine alınımına yarar. )


- PROKSİMAL[/PROXIMAL[[İng.] değil/yerine/= BAŞLANGICA YAKIN


- PROLAPSUS[İng.] değil/yerine/= SARKMA


- PROLIFERASYON/PROLIFERATION[İng.] değil/yerine/= ÇOĞALMA


- PROLIFERATİF/PROLIFERATIVE[İng.] değil/yerine/= ÇOĞALAN


- PROMOTOR[İng.] değil/yerine/= KURUCU, GELİŞTİREN


- PRON/PRONE[İng.] değil/yerine/= YÜZÜSTÜ


- PRONASYON/PRONATION[İng.] değil/yerine/= İÇE DÖNME (KOL VB.)


- PROP/PROBE[İng.] değil/yerine/= BAŞLIK, MIL


- PROPORSİYON/PROPORTION[İng.] değil/yerine/= ORANTI


- PROPORSİYONEL/PROPORTIONAL[İng.] değil/yerine/= ORANTILI


- PROPRIOSEPTİF/PROPRIOCEPTIVE[İng.] değil/yerine/= DERİN DUYU


- PROPRIYOSEPSİYON/PROPRIOCEPTION[İng.] değil/yerine/= KONUM DUYUSU ALGILAMA


- PROPRIYOSEPTÖR/PROPRIOCEPTOR[İng.] değil/yerine/= KONUM DUYUSU ALMACI


- PROSEDÜR/PROCEDURE[İng.] değil/yerine/= İŞLEM


- PROSEDÜREL BELLEK/PROCEDURAL MEMORY[İng.] değil/yerine/= İŞLEM BELLEĞİ


- PROSES/PROCESS[İng.] değil/yerine/= SÜREÇ