
Hizmet'teki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 6295 başlık/FaRk ile birlikte,
6287 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(22/27)
- SOHBET["SOHPET" değil!] ile/ve/<> MUHABBET
( Aklın dili/aracı sözcükler ve sohbet, gönlün dili muhabbettir. )
( Kişiyi, tümel/küllî akıla götürecek tek şey, muhabbettir. )
( Ehl-i derdin sohbetine mahrem et! )
( ... İLE/VE/<> İçinde sen/ben['den] olmayan. )
( Dil ile. İLE/VE/<> Göz ile. )
- SOKULMAK ile YANAŞMAK
- SOLİDARİST/SOLİDARİZM/SOLİDARİTE[Fr.] değil/yerine/= DAYANIŞMACI/LIK
- SOLUK "MEKİĞİ" ve/||/<>/> KAZA VE KADER "MAKASI"
( Yaşam kumaşını dokur. VE/||/<>/> O kumaşı biçer. )
- [ne yazık ki]
SÖMÜRÜ ile/ve/||/<> ARTI DEĞER SÖMÜRÜSÜ
- SÖMÜRÜ ile/ve/<> DAYATMA
- SOMUT EMEK ile/ve/||/<> SOYUT EMEK
( Kullanım değeri. İLE/VE/||/<> Değişim değeri. )
- SOMUT ve/=/||/<> EYLEM
- SON ile/değil SONSUZLUĞA AÇILAN KAPI
- SONA BAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YOLA BAKMAK
- SONA ERDİRME ile KURTULMA/KURTARMA
( Ancak Yaşamımızın muazzam kederini tamamen idrak ederek ona karşı isyan ettiğimiz zaman, bir çıkış yolu bulunabilir. )
( TO GET FINISH vs. TO RELEASE
It is only when you realise fully the immense sorrow of your life and revolt against it, that a way out can be found. )
- SONBAHAR/GÜZ/HAZAN ile/ve/||/<> BAĞ BOZUMU
( Kuzey yarım kürede Eylül, Ekim ve Kasım aylarını içine alan süre. | Yaşlılık dönemi. İLE/VE/||/<> Bağda ürünün toplanması. | Bu işin yapıldığı mevsim, sonbahar. )
- SONLANDIRMA ile/değil BÜTÜNE ERME
- SONSUZLUK:
NİCELİKTE ile/değil NİTELİKTE
( Yoktur. İLE/DEĞİL Vardır. )
- SONUÇ ile/ve/değil/||/<>/> ÜRÜN
- SONUÇLANDIRMA ile/ve/değil/||/<>/> SONLANDIRMA
- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK/MERKEZLİLİK" ile/ve/||/<>/>/< TERBİYESİZLİK
- SORAN ile YANITLAYAN
( İstediği her şeyi sorabilen/sorabilecek olan. İLE Her şeyden yanıt veremeyecek olan. )
- SORGULA!:
ELİNİ ve/||/<> DİLİNİ ve/||/<> YOLUNU ve/||/<>
GÜNÜNÜ ve/||/<> GÖNLÜNÜ ve/||/<> SONUNU
( Kazandıkça, bölüşemiyorsan. VE/||/<> Konuştukça, kırıcı oluyorsan. VE/||/<> Yürüdükçe, hedeften çıkıyorsan. VE/||/<> Günler/yıllar geçtikçe, yerinde sayıyorsan. VE/||/<> Sevildikçe, vefâsızlaşıyorsan. VE/||/<> Hangi durumda olursan ol! )
- SORGULAMA ve/||/<>/> ÖZGÜRLEŞME
- SORGULAMA ile/ve/||/<>/> SINANMA
- SORGULAMAK ile/ve/||/<>/> ANLAMAK ile/ve/||/<>/> AŞMAK
- SORGULAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEMEK
- SORGULANAMAYACAK YANITLAR değil/yerine/>< YANITLANAMAYACAK SOR(G)ULAR
- SORGUSUZ ile/ve/||/<>/> SORUSUZ/SUALSİZ[Ar.]
- SORMAYAN ile/değil/yerine/>< SORAN
( Yaşam boyu ahmak ve aptal. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bir dakikalığına, "birkaç kişi nezdinde" "aptal." )
- SORU (SORMAK):
ÖĞRENMEK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> ANLAMAK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> GERİBİLDİRİM/ONAY İÇİN
- SORU SORMAK ve/=/||/<>/< SORUMLULUĞU İSTEMEK
- SORULMAMIŞ/İSTENİLMEMİŞ ÖNERİ/TAVSİYE ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< MASKELİ AŞAĞILAMA
- SORUMLULUK DUYMAK ile/ve/||/<>/> SORUMLU OLMAK
- SORUMLULUK VERME ile/değil/yerine SORUMLULUK ALMA(YI SAĞLAMA)
( Sorumluluk verilmez, sorumluluk alınır. Sorumluluk alınması için koşullar, uygun yapıya büründürülür. )
( It's not right to "giving responsibility". Better to arrange conditions "to taking responsibility". )
( GIVING RESPONSIBILITY vs. TAKING RESPONSIBILITY
TAKING RESPONSIBILITY instead of GIVING RESPONSIBILITY )
- SORUMLULUK ve/||/<>/< (KENDİNİ) SAVUNABİLMEK("SALDIRI" değil/olmayan!)
- SORUMLULUK = MESÛLİYET = RESPONSIBILITY[İng.] = RESPONSABILITÉ[Fr.] = VERANTWORTUNG[Alm.]
- SORUMLULUK ve/||/<> ONUR
- SORUN ...:
"ÇÖZÜMLENMEDİ" ile/değil ÇÖZÜLDÜ/ÇÖZÜL(E)MEDİ
- SORUN:
ENGEL ile/değil/yerine/>< BASAMAK
( Önümüze çıkana, "engel" dersek, takılıp düşebiliriz; "basamak" dersek bir basamak daha yükseliriz. )
- SORUN:
(")SORUN(") değil SORUNA BAKIŞ AÇIMIZ
- SORUN:
"YAP(A)MAMA" ile/ve/değil/||/<>/< BAŞLAYAMAMA
- SORUN YAŞAMAK ile ÇİLE ÇEKMEK
- SORUN ile/ve ÇÖZÜLMESİ GEREKEN
( Hiçbir sorun, o sorunu yaratan "bilinç düzeyi" ile çözülemez. )
- SORUN ile/değil/yerine FARK
- SORUN" ile/değil/yerine/>< VERİ
- SORU/NLAR:
ÇIKINCA ile/ve/değil/||/<>/> ÇIKTIKÇA
- SORUNLAR ile/ve/||/<>/> OLANAKLAR ve FIRSATLAR
- SORUNLARA ODAKLANMAK ile/değil/yerine/>< OLASILIKLARA VE (ARA) ÇÖZÜMLERE ODAKLANIRSAK
( Daha çok sorun/umuz olur/oluşturur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha çok seçeneğimiz ve çözümümüz olur/oluşur. )
- SORUNLARI:
AŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ASKIYA ALMAK
- SORUNLARIN:
OLUŞMASI ile/ve/değil/||/<>/< ORTAYA ÇIKMASI
- SORUNLARI/SIKINTILARI:
ÖTELEMEK ile/değil/yerine ÇÖZMEK
- SORUN(LAR)LA:
"BAŞ BAŞA OLMAK" değil YÜZ YÜZE OLMAK
- SORUNLARLA/SIKINTILARLA:
BOĞUŞMAK değil/yerine YOĞRULMAK
- [ne yazık ki]
SORUNU ÇÖZMEYE:
NİYETİNİN OLMAMASI ile/ve/değil/||/<> KARARLILIK GÖSTERMEMEK
- SORUNUN:
"ÜSTÜNÜ ÖRTMEK" değil/yerine/>< ÜSTESİNDEN GELMEK
- SOSYAL MEDYA (5C):
KONUŞMA/SÖYLEŞİ ve/+/||/<>/> ORTAKLIK ve/+/||/<>/> YORUM ve/+/||/<>/> İŞBİRLİĞİ ve/+/||/<>/> KATKI
( 5C: CONVERSATION and/+/||/<>/> COMMUNITY and/+/||/<>/> and/+/||/<>/> COMMENTING and/+/||/<>/> CONTRIBUTION and/+/||/<>/> COLLABORATION )
- SÖVEN ile/değil/yerine/></< SEVEN
- SOVYET:
SO ve/||/<> VYET
( Birlikte, birarada. VE/||/<> Düşünme, konuşma. )
- SÖYLE! GİTSİN! ile/değil/yerine/>< SUS! BİTSİN!
- SÖYLE ile/değil ŞÖYLE
- SÖYLEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM
- SÖYLEMEK ile/ve KONUŞMAK
( Yılan imgesi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Değnek imgesi. )
( dd İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> mdw )
( Sonuç [odaklılık]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Süreç ve sonuç [birlikteliği ve bütünlüğü]. )
( "Kendini merkeze alma" ve ötekileri önemsizleştirmeye neden olur/olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Ötekiyle birlikte kendini ve herkesin olası düşüncesini, durumunu/sürecini dikkate almayı gerektirir/sağlar. )
( [not] TO SAY/TELL vs./and/but/||/<> TO TALK
TO TALK instead of TO SAY/TELL )
- SÖYLEMEK ile UYARMAK/İKÂZ ETMEK
- SÖYLEMLERİMİZİN/EYLEMLERİMİZİN:
SORUMLULUĞUNU ALMAK ve/||/<>/> (DOĞRUDAN/OLASI) SONUÇLARINA KATLANMAK
- SÖYLENİLECEK SÖZÜ OLMAYANIN:
[ne yazık ki]
[ya] YÜKSEK SESİ ve/ya da/||/<> "ÖFKESİ"
- SÖYLEYİŞ/BİÇEM/ÜSLÛP:
YALIN/SADE ile YÜKSEK ile KARIŞIK
- SÖYLEYİŞ ile/ve/<> DEĞİNİ
- SOYLU" ve/||/=/<> İNSAFA GELEN
( En "soylu" kişi/ler, insafa gelen(ler)dir. )
- SOYMAK ile/ve/<> AYIKLAMAK ile/ve/<> TEMİZLEMEK
- SOYUT ile/ve/değil/=/||/<> İLİŞKİSİZLİK (/"İLİŞKİ/LİLİK")
- SOYUTLAŞTIRMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞAMA GEÇİRME
- SÖZ:
DİLLERDE ile/ve/||/<> GÖNÜLLERDE
( Destan olur. İLE/VE/||/<> Şiir olur. )
- SÖZ DİNLEMEK ile/ve/<> DİKKATE ALMAK
( Söylenilen ya da yapılması istenilen/beklenilen şeyin size [o an için] uymaması, o sözü/düşünceyi ya da durumu dikkate almamanızı gerektirmez. Gençlik/cehâlet düşünce ve tavırları olarak tepki gösterme eğiliminde olabilirsiniz fakat durum, söylenilen söze uyum gösterip göstermemekten çok [kulakardı etmek yerine] yeterince dikkate alıyor olmayı gerektirir. "Sırtına bir şey al/giy!" sözüne, hiç düşünmeden/değerlendirmeden, hızlıca "bana bir şey olmaz!", "gerek yok!", "sen yaşlı olduğun için söylüyorsun/önemsiyorsun" şeklinde yanıt vermek yerine yeteri kadar dikkate almakta yarar vardır. )
- SÖZ DİNLEMEK ile SÖZ DİNLEMEK
( "Yapma ve yap" denileni yerine getirmek, uygulamak. İLE Konuşulanları dinlemek/dinlemeye çalışmak, konuşulanlara dikkatini yöneltmek/kulak kabartmak. )
- SÖZ SÖYLEMENİN KURALLARINDA:
ÖNÜNÜ ARDINI GÖZETMEK[Ar.] ve/||/<> SÖYLEMEDEN ÖNCE TEKRAR TEKRAR DÜŞÜNMEK[Ar.] ve/||/<> ON KERE DÜŞÜNÜP BİRİNİ SÖYLEMEK[Ar.] ve/||/<> "HER AĞZIMIZA GELENİ" SÖYLEMEMEK[Ar.]
( Önün ardın gözet fikr-i dakîk et onda bir söyle
Öğütme ağzına her ne gelirse âsiyâb-âsâ
Osman Nevres[ö. 1762]
)
( )
- SÖZ VERME! ve/||/<> SÖZÜNDEN DÖNME!
( Ölsen de! VE/||/<> Ölsen de! )
- SÖZ VERMEK/VEREN ve/||/+/<>/> SÖZÜNDE DURMAK/DURAN
- SÖZ VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVEN VERMEK
( Güven veriyorsan, ayrıca söz vermen gerekmez. )
- SÖZ ve/||/<>/>/< ÜMİT
( Sözün eşiği, ümidin eşiğidir. Bir yerde, söylenilecek söz var ise orada, ümit var demektir.
Sözümüz, ümidimizdir... )
- SÖZCÜĞÜN HİZMET ETMESİ/EDEMEMESİ ile/ve/||/<>/> SÖZCÜĞÜN "İSTİHDAMI"
- SÖZCÜK/KAVRAM ile " " İÇİNDE SÖZCÜK/KAVRAM
( ... ile SÖZÜMONA/GÜYA/ONA GÖRE )
- SÖZCÜKLERİN ETKİSİ ve/||/<> KİŞİLERİN ETKİSİ
- SÖZ(CÜK)LERİ/Nİ ve/||/<> TUTUMU/NU DEĞİŞTİR...
DÜNYA/N DEĞİŞSİN!
- SÖZLEŞMEDE:
İYİ NİYET ve/||/<>/> SADÂKAT ve/||/<>/> İÇERİK
( Adının geçmesiyle. VE/||/<> İmza atarak. VE/||/<> Uygulayarak. )
- SÖZLÜK ÇALIŞMASI/OKUMASI:
HERKESİN HARCI ile/ve/değil/||/<>/< HERKESİN İHTİYACI
- SÖZÜ "UZATMAK" ve/<> SABRI ZORLAMAK
- SÖZÜN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve/<> DERECELERİ/DEREKELERİ
( ŞİİR
^
ATASÖZÜ, DEYİM [KELÂM-I KİBAR, VECİZE]
^
[dereceleri]
--- SÖZ ---[(bilgili ve bilinçli) kişinin ağzından çıkan]
[derekeleri]
v
LÂF / KÜNGE / JÂJ[Fars.] [Evin içinden çıkan çer-çöp.]
v
KÜFÜR [Ar. < KFR: Örtme, gizleme.]
v
TARİZ [Birini eleştirme, küçük düşürme ya da alay etmek amacıyla söylenilmek istenileni tam tersi bir anlamda bir sözle, incelikle ve lâtîfeyle[espriyle] anlatma sanatı.]
v
HİCV [Ar. < HECV: Yergi, yermek.]
v
HERZ[Ar.: Anlamsız, boş, saçma. | Hakaret. ], YÂVE, TÜRREHÂT / HERZE/BESBÂS[Fars.] )
- SÖZÜNDEN ÇIKIL(A)MAYANLAR:
SU ile/ve/<> EKMEK ile/ve/<> ÖLÜM
( Çocuklukta. İLE/VE/<> Yetişkinlikte. İLE/VE/<> Yaşlılıkta. )
- SPONSOR[İng.] ile SAKMAN/DESTEKÇİ/REKLÂM VEREN/DÜŞ ORTAĞI
- SPOR ile/ve/değil HAREKET
- STAFF ile CREW
- STAJ[Fr./İng. STAGE] değil/yerine/= ÇIRAKLIK
( Herhangi bir meslek edinecek olan kimsenin geçirdiği uygulamalı öğrenme dönemi. | Birinin, meslek bilgisini artırmak için bir kurumun bir ya da birçok bölümünde çalışarak geçirdiği dönem. )
- STAJER değil STAJYER
- STK ile STK
( Sivil Toplum Kuruluşu İLE Sanat - Tarih - Kültür )
- STRATEJİK "ORTAKLIK" ile/ve/||/<>/< SİYASAL ORTAKLIK" ile/ve/||/<>/< ÇÖZÜM ORTAKLIĞI"
- STRES ile/değil/yerine/>< TUTKU
( İstemediğin bir şey için çok çalışmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sevdiğin bir şey için çok çalışmak. )
- STRES ile/değil/yerine/>< TUTKU
( İnanmadığımız bir iş üzerine çok çalışmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İnandığımız bir iş üzerine çok çalışmak. )
- ŞU/O KİTABI:
"OKUMANIZI, TAVSİYE EDERİM"
ile/ve/||/<>
"OKUMAYANI, TASFİYE EDERİM"
- SU KOYVERMEK ile YELKENLERİ SUYA İNDİRMEK
- ŞU ÖZELLİKTEN ile/ve/<> ŞU YÜZDEN ile/ve/<> ŞU YÖNDEN
( MİN-HAYS ile/ve/<> MİN-VECH ile/ve/<> MİN-CİHET )
- SU ile/ve/değil/||/<>/>/ne yazık ki "İNAT"
( Doğada. İLE/DEĞİL/||/<>/>/NE YAZIK Kİ İnsanlaşamamış olanda. )
( İkisinin de önünde hiçbir şey duramaz! )
- SUÂT[çoğ. ES'İLE, SUÂLÂT] ile SUÂT[Ar.]/SÜRFE[Fars.]
( Sorma, sorulma, soruşturma, soru/sual. İLE Öksürük. )
- SUBAY ile KURMAY/ERKÂN-I HARP
( Silahlı kuvvetlerde, asteğmenden orgeneral ya da oramirale kadar rütbedeki asker. İLE/VE/||/<>/> Harp akademilerine girerek eğitimlerini başarıyla tamamlamış subay. | Kurmaylık yetkisi ve niteliği olan subay. )
- [ne yazık ki]
SUÇLAMA ile/ve/<> DIŞLAMA
- SUÇLULUK ile/değil/yerine SUSLULUK
- ...'NIN:
"SUÇLUSU" ile/ve/değil/yerine/<>/< SORUMLUSU
- ŞUGL ile ...
( İŞ, GAİLE )
- SÜHÛLET ile SUHÛNET
( Kolaylık. | Yumuşaklık, naziklik. | Uygun ortam. İLE Sıcaklık. )
- SÜHÛLETLE[Ar.] değil/yerine/= KOLAYLIKLA
- SÛ-İ TEDBÎR ile/değil/yerine/>< HÜSN-ÜTEDBÎR
( Yanlış tutulan yol, yanlış tutum. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İyi düşünülerek tutulan yol, doğru tutum. )
- [ne yazık ki]
SUİKAST ile/ve/||/<> GASP
- SÜKSE[Fr.]/SUCCESS[İng.] değil/yerine/= BAŞARI | GÖSTERİŞ, İLGİ ÇEKECEK DURUM
- SÜKÛNET ile/ve/||/<> HAKİMİYET
- ŞÜKÜR:
DİL İLE ile/ve KALP İLE ile/ve EYLEM İLE
- ŞÜK(Ü)R ile ...
( GÖRÜLEN İYİLİĞE GÖSTERİLEN MEMNUNLUK, MİNNETTARLIK (ŞÜKR LİSÂNEN, ŞÜKR KALBEN, ŞÜKR FİİLEN) )
- ŞÜKÜR ve/=/> ÇALIŞMA
- SULH[Ar.] değil/yerine/= BARIŞ
( Barış, barışma, barışıklık. | Rahatlık. | Uyuşma, uzlaşma. )
- SULH ve/||/<> SÜKÛN
- SULHPERVER/SULHÇU[Ar., Fars.] değil/yerine/= BARIŞSEVER/BARIŞÇIL
- SÜLÜS[Ar.] ile SÜLÜS[Ar.] ile SÜLÜS[Ar.]
( Üçte bir. İLE Arap abecesiyle yazılan bir tür süslü yazı. İLE Erlere, yolculuklarda indirim sağlayan belge. )
- SUNAY AKIN ve/||/<> OYUNCAK MÜZESİ
( Sunay Akın VE/||/<> Oyuncak Müzesi )
- SUNUCU ile TEMSİLCİ
- SÜPERVİZÖR/"SÜPERVAYZIR"[İng. < SUPERVISOR] değil/yerine/= GÖZETMEN
- SÜPERVİZÖR değil/yerine/= ÜST DENETÇİ
- SÜRAT[Ar.] değil/yerine/= HIZ
( Alınan yolun, harcanan zamana oranı. | Çabukluk. | Bir hareketten doğan güç, şiddet. )
- SÜRDÜRMEK ile/ve/değil/||/<> YÜRÜTMEK
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ve/||/<> AKILLANDIRMA ve/||/<> SÜRTÜNMESİZLİK
- SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLENEBİLİR/LİK
( [not] SUSTAINABILITY vs./and/but/||/<>/> REGENERABILITY
REGENERABILITY instead of SUSTAINABILITY )
- SÜREÇ İŞÇİLİĞİ ve/||/<> SÜREKLİLİK
- SÜREÇ/YOL:
SABIR İLE ve/||/<>/> NİYAZ İLE
- SÜREÇ ile/ve/<> AŞAMALI BİRLİK
- SÜREÇ ile/ve/||/<> DENEYİM ile/ve/||/<> DUYGU
- SÜREÇ ile/ve/||/<>/> SERENCÂM[Fars.] ile/ve/||/<>/> İNSİCÂM[Ar.]
( Aralarında birlik olan, belirli bir düzen ya da zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi. İLE/VE/||/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. İLE/VE/||/<>/> Düzgünlük, tutarlık, bağdaşım. )
- SÜREÇ ile/ve SÜREÇ İÇİNDEKİ BAĞLAM
( PROCESS vs./and THE CONTEXT IN PROCESS )
- SÜRECE ile/ve/||/<>/> SÜRECE
( Sonuca değil "Süreç"e. İLE/ve/||/<>/> Belirli bir süre boyunca. )
- SÜREÇTE (OLMAK) ve/||/<> AKIŞTA (OLMAK)
- SÜREKLİ EMEK ve/||/<>/= İNSANLIK
- SÜREKLİ/DAİMA ile/ve/||/<> AŞIRI/LIK
- SÜREKLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIK SIK
- SÜREKLİLİĞİN:
"BOZULMASI" ile/ve/değil/||/<> KESİLMESİ
- SÜREKLİLİK ile/ve/değil/||/<> İLERLEME
- SÜREKLİLİK ile/ve/<> ÖLÜMSÜZLÜK
- SÜREKLİLİK ile/ve/<> YAYGINLIK
- SÜRESİNCE ile/ve/||/<>/> SÜRECİNCE
- DAYANÇ/SABIR:
SÜREYE ile/ve/değil SÜRECE
- SÜRGÜ ile TAPAN
( ... İLE Tarlaya atılan tohumu örtmek için gezdirilen, ağaçtan geniş araç, sürgü. )
- ŞURTA ile SAHİBÜ'Ş-ŞURTA
( Önde gidip düşmanla savaşan asker. | Yelkene uygun rüzgâr. İLE Başkent ve öteki büyük merkezlerde, asayiş, şurta teşkilâtı tarafından sağlanırdı. Başlangıçta kadılık makamına bağlı olarak çalışan ve kadıların verdiği cezaları uygulayan bu teşkilât, bir süre sonra müstakil hale getirilmiştir. Görevi, suçluları takip ederek yakalamak olan şurta teşkilâtının başında, merkezde, genellikle nüfûzlu ailelerden seçilen bir görevli bulunurdu. Kentlerde, valilerin emrinde çalışan şurtanın görevi de asayişi korumak ve suçluların yakalanmasını sağlamaktı. )
- SÜRTÜŞME ile/ve/değil ÇEKİŞME
- SÜRÜDEN:
AYRILAN ile/değil/yerine/>< AYRI OLAN
( Kurt kapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kurtulur. )
- SÜRÜNÜN PARÇASI OLMAK ile/değil/yerine/>< BÜTÜNÜN PARÇASI OLMAK
- SÜS ile/ve/değil/yerine/||/<> ESTETİK
- SUSABİLMEK ile/ve/||/<> ANLAŞMAK
( Susmak, anlaşmak değildir. Ancak, [gerektiğinde/gerektiği kadar] susabiliyor olmak, anlaşmayı sağla(tı)r. )
- SÜT VERMEDE, BEBEK VE ANNE İÇİN:
EMME ile/ve/||/<>/> DUYGU İLİŞKİSİ/AKTARIMI/PAYLAŞIMI
( İlk 3 dakika. İLE/VE/||/<>/> 3 dakikadan sonrası. )
- ŞUUR ve/||/<>/< ŞİİR ve/||/<>/< EŞAR
( Sızıntı. )
- SÜVÂRİ[Fars. SEVÂRÎ] ile SÜVÂRİ[Fars. SEVÂRÎ]
( Atlı. | Atlı asker. İLE Ticaret gemilerinde kaptanlık yapan kişi. )
- SUYA-SABUNA (DOKUNMA[MA]K)
- TAAHHÜT ile/ve/||/<>/> TEMÎNÂT
- TAAHHÜT değil/yerine/= ÜSTENME
- TAAM" değil TAMAM
- TAANNÜT[Ar.] değil/yerine/= DİRENME, DİRENİM
- TAARRUZ ile/ve/<>/değil/yerine TEYAKKUZ
- TAASSUB[Ar.] ile/değil/yerine ÖNCELİK
- TAB-I MÜSTAKÎM ve/||/<> AKL-I SELÎM
- TÂBİ ile MAHKUM
- TABİÎ Kİ ... ile/ve/<> (...) HALİYLE (...)
- TABİÎ Kİ ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDEN
- TABİ(İ) ile TÂBİ ile TÂBİ
( Elbette; Doğal(/doğal olarak). İLE Bağımlı. İLE Basıcı. | Yayımcı. )
- TABİP/TABİB/HEKİM/DOKTOR değil/yerine/= SAĞAN/SAĞALTMAN/SAGUN/ONULTMAN
- TÂCİL ile TÂCİR
( Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme. İLE Ticaretle uğraşan kişi. )
- TA'DÂD[Ar. < ADET] (ETMEK)[Ar.] ile/ve/||/<> İHYÂ'[Ar. < HAYÂT] (ETMEK)[Ar.]
( Sayma, sayı. | Birer birer söyleme, sayıp dökme, sayım. İLE/VE/||/<> Diriltme, diriltilme, canlandırma. | Can verircesine iyilik etme, lütfetme. | Yeniden güçlendirme. | Uyandırma, canlandırma, tazelik verme. )
- TAFRA[Ar.] değil/yerine/= SIÇRAMA
( Yukarıya sıçrama, atlama. | Yukarıdan atıp tutma. | İlimde, rütbe, derece alma. )
- [ne yazık ki]
TAGALLÜP[Ar.] değil/yerine/= ZORBALIK
- TAHALLÜF[< HİLÂF] değil/yerine/= GERİDE KALMA, ARKADA BIRAKILMA | UYGUN GELMEME
- TAHAMMÜL EDEMEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ALIŞAMAMAK
- TAHAMMÜL ETMEK ile/ve/değil MÜSAMAHA GÖSTERMEK
- TAHAMMÜL[Ar.] değil/yerine/= DAYANMA, KATLANMA
( Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması. | Kişinin kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma. )
( ... ile TITIKSHA )
- TAHAMMÜL ile/ve/değil/yerine/||/<> DİRENÇ/İHTİYÂR
( [not] ENDURANCE vs./and/but/||/<> RESISTANCE
RESISTANCE instead of ENDURANCE )
- TAHAMMÜL/SÜZLÜK ile/değil/yerine/>< HOŞGÖRÜ
- TAHÂRET[Ar.]/TAHİR ile/ve/||/<>/>/< NEZÂFET[Ar.]/NAZİF
( Fiziksel/gövdesel temizlik. İLE/VE/||/<>/>/< Davranış ve tutumlardaki temizlik, ahlâkî temizlik. )
- TAHASSUN[Ar.] değil/yerine/= SIĞINMA
( Korunmak için bir yere çekilme. )
- TAHFİF değil/yerine/>< TÂZİM
- TAHKİK ile/ve/||/<>/> TAHRİK
- TAHKİK ile/ve/||/<> TETKİK
( Soruşturma. İLE/VE/||/<> İnceleme. | Araştırma. )
- TAHMİN ile/ve/değil TEMENNİ/DİLEK
- TAHRÎK[Ar. < HAREF] ile TAHRÎK[Ar. < HARK] ile TAHRÎK[Ar. < HAREKET | çoğ. TAHRÎKÂT]
( Yırtma, yırtılma, yarma, yarılma. İLE Çok yakma/yakılma. | Susatma/susatılma. İLE Kımıldatma, oynatma. | Kışkırtma, azdırma. | Yola çıkarma. | Uyandırma. | Meczum(cezimli) bir harfi hareke ile okuma.[İLM sözcüğünü İLİM olarak okuma.] )
- TAHSİLDAR ile/ve/||/<> KUL OĞLANI
( ... İLE/VE/||/<> Vergi toplayan belediye tahsildarı. )
- TAHT değil BAHT
- TAHTACI ile TAHTACI
( Orman işletmelerinin izni doğrultusunda ağaçları işleyen, budayan, doğrayan kişi. İLE Özellikle Toroslarda yaşayan Aleviler'e verilen ad. )
- TÂİB[Ar. < TEVBE] ile TAYYİB/E[Ar.]
( Tövbe eden. | XVIII. yüzyılda, Lâle Devri'nde, şairlerin önderi sayılan şair. İLE İyi, güzel, hoş. | Hz. Muhammed'in, annesi Âmine'ye verdiği bir ad. )
- TAKARRÜP[Ar.] değil/yerine/= YAKINLAŞMA/YAKLAŞMA/YANAŞMA
- TÂKAT değil/yerine/= GÜÇ
- TAKAV ile AT NALI | NALBANT
- TAKBİH[Ar.] değil/yerine/= KINAMA
( Çirkin görme, beğenmeme. | Kınama. )
- TAKDİM[Ar.] değil/yerine/= TANITMA
( Bir şeyi, karşılıksız olarak birine verme, sunma. | Tanıtma, tanıştırma. | Öne alma, önceye alma. )
- TAKDİR ile/ve DESTEK
( APPRECIATION vs./and SUPPORT )
- TAKDİR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERİBİLDİRİM
- [önce] TAKDİR[Ar.] ve/sonra/||/<>/> TAKDİM[Ar.]
- TAKDİR ile/ve/<> TALTİF
- TAKDİR ile/ve/||/<> TASARRUF
- TAKDİR ile/ve TAYİN
- TAKDİR ile/ve/||/<> TEBRİK ile/ve/||/<> TALTİF
- TAKDİRE ŞÂYÂN değil/yerine/= ÖVGÜYE DEĞER
- TAKINTI ile/ve/<> BEKLENTİ
- TAKINTI ile/değil RAHATLIK
- TAKİP ETMEK ile DENETLEMEK
- TAKİP değil/yerine/= İZLEM
- TAKLİT ETMEK ile/yerine DİKKATE ALMAK
( COPYING vs. TO TAKE INTO CONSIDERATION
TO TAKE INTO CONSIDERATION instead of COPYING )
- TAKLİT ile/ve/||/<> AKTARIM ile/ve/||/<> KALIT/MİRAS
- TAKLİT ile/ve/<> İTAAT
- TAKSÎM ile/ve/||/<>/> TAKSİT
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TERTİP
( Tüm tasnifler, aklîdir. Çünkü, doğada, tasnif[sınıflandırma] diye bir şey yoktur/olmaz. )
- TAKTİK ile STRATEJİ(K)
- TAKTİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAKLAŞIM
- TALAN[Fars.]/İHTİKÂR[Ar.]/ÇAPUL/PLAÇKA[< Arnavutça] değil/yerine/= YAĞMA/VURGUN
- TALEBE ile/ve/||/<> FUKAHA
- TALEBE[Ar.]/ŞAKİRT/ŞAKİRD[Fars.] değil/yerine/= ÖĞRENCİ
- TÂLİB ile/ve/||/<>/>/< TÂBİ
- TALİMAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TALEP
- TÂLİP değil/yerine/= İSTEYEN
- İSTİDÂD:
TAM ile/ve/değil/||/<> EKSİK
- TAMAM" değil/yerine/>< ÇABA/GAYRET
- TAMAMLAMAK ile/ve/değil/<> SÜSLEMEK
- TAMAMLANMA İSTEĞİ ve/||/<> EKSİKLİKTEN UZAKLAŞMA İSTEĞİ
- TAMAMLA(N)MAK ile/ve/<> BÜTÜNLE(N)MEK
- TAMAMLAYAMADI değil TAM ANLAYAMADI
- TAMAMLAYICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYİCİ
- TAMİM[Ar.]/SİRKÜLER[Fr.] değil/yerine/= GENELGE | GENELEME/GENELLEŞTİRME
- TAMİR ile TELÂFİ ile TASHİH[< SIHHAT]
- TAMİRAT ile/değil TADİLAT
- TAMİRCİ[Ar.]/YEMENİCİ[Ar.] ile KÖŞKER/KÖŞGER[Fars. < KEVŞGER]
( ... İLE Ayakkabı tamircisi. )
- TAMİRCİ değil/yerine/= ONARGAN
- TÂMİRHANE[Ar.] değil/yerine/= ONARIM YERİ
- TANE/ADET[Ar. < ADED] ile/ve/||/<> KAT ile/ve/||/<> KEZ/KERE[Ar. < KERRE]
( Nesnelerdeki niceliği/sayıyı gösterir. İLE/VE/||/<> Yukarı doğru yineleme/tekrar. İLE/VE/||/<> Eylemlerdeki niceliği/sayıyı ve yana doğru yinelemeyi/tekrarı gösterir. )
- TANI! ve/<> UYUMLU OL! ve/<> MUTLU YAŞA!
( RECOGNIZE! and/<> BE HARMONIOUS! and/<> LIVE HAPPY! )
- TANIDIK/LAR ile/değil/yerine DANIŞMAN/LAR
- TANIMAK ile/ve/||/<> KENDİNİ TANIMAK ile/ve/||/<> BAŞKASINI TANIMAK
( ... İLE/VE/||/<> Aydınlatır. İLE/VE/||/<> Bilgilendirir. )
( Kişi, iç âlemini, (başka bir) insanda görür. )
( Ancak, kendini düşünmeyi, kendini düşünmenin konusu kılabilme anlayışı olanlar, kendilerini tanımaya başlayabilirler ve susabilmekle yükümlülerdir. )
( TO RECOGNIZE vs./and/<> TO RECOGNIZE THE SELF vs./and/> TO RECOGNIZE THE SOMEONE )
- TANIMLAMA ile/ve/> TAMAMLAMA
( TO DEFINE vs./and/> TO COMPLETE )
- ... TANIMLANDI ile/değil ... TANINDI
- TANIMLAYICI ile/ve/||/<>/> TAMAMLAYICI
- TANIŞIKLIK ve/||/> İLİŞKİ:
YÜZ YÜZE ve/<> YAN YANA ve/<> SIRT SIRTA
( İlişkiler, yüz yüze başlar, yan yana gelerek pekiştirilir, sırt sırta vererek devam ettirilir. )
- TANITLAMA ile/ve/||/<> TEMELLENDİRME
- TANITMA ile/ve/<> YAYGINLAŞTIRMA
- TANZİFAT[Ar.] değil/yerine/= TEMİZLİK İŞLERİ
( Belediyece yaptırılan temizlik işleri. )
- TANZÎM[Ar. < NAZM] ile DÜZELTME, DÜZENLEME, DÜZEN VERME, YOLUNA KOYMA
( DÜZELTME, DÜZENLEME, DÜZEN VERME, YOLUNA KOYMA | NESİR YA DA NAZIM OLARAK YAZMA )
- TAPINMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "TUTUNMA"
- TAPON[Fr.] değil/yerine/= NİTELİKSİZ, ESKİ, ELDE KALMIŞ
- TARAF OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< EMEK VERMEK
- TARAF OLMAK ile/değil/yerine/||/>< KATILIMCI OLMAK
- TARAFTAR OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TAVIR ALMAK
- TARAŞ ile/ve/||/<> TARAŞLAMAK
( Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar. İLE/VE/||/<> Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden kaldırılan üründen artakalanları toplamak. )
- TARİF EDİLEMEZ ile/yerine/değil/ve DUYULARA GETİRİLEMEZ
( [not] NOT POSSIBLE TO DESCRIBE vs./and/but NOT POSSIBLE TO BRING SENSES
NOT POSSIBLE TO BRING SENSES vs. NOT POSSIBLE TO DESCRIBE )
- TARİH:
"GEÇMİŞ" değil YARIN
( Tarih, geçmiş değil yarındır! )
- TARİHÇİ ile VAK'A-NÜVÎS[Ar., Fars.]
( ... İLE Tarihi olayları günü gününe kaydeden tarihçi. | Osmanlı'larda devletçe görevlendirilen tarih yazarı. )