Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 23.121 başlık/FaRk ile birlikte,
23.121 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(35/94)


- GÖZ GÖZE (GELMEK)


- GÖZ:
GÜNEŞ ve/<> GÜZELLİK


- GÖZ HÜCRESİ ile/ve/<> ÇUBUK HÜCRE

( ... İLE/VE/<> Retina tabakasında bulunan, ışığa duyarlı iki hücreden biri. )

( ... vs./and/<> ROD )


- GÖZ İÇİNE DOĞRUDAN BAKMAK yerine İKİ KAŞIN ARASINA BAKMAK


- GÖZ KAPAĞI ve/+/||/<> DUDAK

( "Herşeyi görme!" diye vardır. VE/+/||/<> "Her sözü söyleme!" diye vardır. )

( Kulakta, sürekli takılı olması gereken iki küpe...

Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME! )


- GÖZ KARARI ile/değil/yerine ÖLÇÜ


- GÖZ KIRPMAK/KIPMAK ile GÖZ KIRPIŞTIRMAK/KIPIŞTIRMAK

( TWINKLE )


- GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK ile/ve/ya da ÇÖZMEK


- GÖZ ÖNÜNDE:
()TUTMAK() ile/ve/değil/<> ()BULUNDURMAK()


- GÖZ UYGARLIĞI ile/ve/<> SÖZ UYGARLIĞI

( Dışa bakar. İLE/VE/<> İçe bakar. )


- GÖZ ve/||/<>/>/< AKIL

( Göz, odur ki; dağın arkasını göre! VE/||/<>/>/< Akıl, odur ki; başına geleni/geleceği bile! )


- GÖZ ve/<> BİLİNÇ

( Göz ve bilinç, tüm dünyayı gördüğü halde, kendini [pek] [kolay kolay] göremez. )

( EYE and/<> CONSCIOUSNESS )


- GÖZ ve/||/<>/> GÖNÜL[< GÖNENME/GÖNENÇ] ve/||/<>/> AYAK

( Gözden uzak(ırak) olan, gönülden/zihinden (de) uzak(ırak) olur. )

( Göz, dostu görendir. )

( DİLÂ: EY GÖNÜL )

( Göz, nereye bakar; gönül, oraya akar. VE/||/<>/> Gönül, nereye akar; ayak, oraya koşar. )

( EYE and/||/<>/> HEART and/||/<>/> FOOT )


- GÖZ ile/ve GÖRGÜ


- GÖZ ile/ve/=/<> KİŞİLİK/AKIL


- GÖZ ile/ve/<> ÖTEKİ ÖRGENLER

( Göz dışında, kişinin çoğu örgeni, -35 °C'de donar. )

( GÖZLER, YALAN SÖYLEMEZ!

Arabası uçuruma yuvarlanmış ve sürücünün cesedi ancak birkaç hafta sonra Ağustos ayında tesadüfen bir köylü tarafından çürümüş halde bulunabilmiş.

Ölüm nedeninin trafik kazası olduğu biliniyor fakat kazanın alkolün ya da başka bir maddenin etkisi altında meydana gelip gelmediğini saptayabilmek için otopside alınan kanda 0.80 promil gram alkol bulunmuş.

Göziçi sıvısında ise alkol bulunmadığı ayrıca uyutucu ve uyuşturucu bir madde bulunmadığı rapor edilmiş.

Cesedin çürümeye başlaması ile ortamda bulunan bakteri ve mayaların etkisi ile kan şekeri tüketilirken alkol üretilir. Ağustos sıcağında çürümenin daha hızlı olması nedeniyle kanda 1.50 promil grama kadar alkol oluşabilir.

Göziçi sıvısı anatomik özelliği nedeniyle yalıtılmış bir yapıya sahiptir ve alkol yapan bakterilerin içeriye girmesine izin vermez.

Göziçi sıvısında alkol ölçümünün önemini bilen bir uzman, gözünde alkol saptanmayan sürücünün, kanında bulunan alkolün cesedin çürümesine bağlı olarak meydana geldiğini dolayısıyla kazayı alkolün etkisi altında yapmadığını rapor eder.

Ölümden sonra bile,
Gözler, yalan söylemez! )


- GÖZDEN DÜŞEN ile/ve/||/<>/> GÖZDE (OLAN)


- GÖZDEN DÜŞME ile/ve/<>/>< YÜCELME

( İkisi de, kişiyi eşit şaşırtır. )


- GÖZDEN GEÇİRMEK ile/ve ELDEN GEÇİRMEK


- GÖZDEN GEÇİRMEK ile/ve/||/<> GÖZLEMLEMEK


- GÖZDEN GEÇİRMEK ile İRDELEMEK


- GÖZDEN IRAK OLAN, GÖNÜLDEN IRAK OLUR
ile/ve/değil/yerine
GÖNÜLE GİREN, GÖZDEN UZAK OLSA NE OLUR


- GÖZE ALMAK değil GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK


- GÖZE BATMA ile/değil/yerine GÖZE ÇARPMA


- GÖZE ZARI İLE SİTOPLAZMA İLE ÇEKİRDEK İLE MİTOKONDRİ İLE ER İLE GOLGİ ile/||/<> TEMEL GÖZE ORGANELLERİ

( Ökaryotik gözenin altı temel organeli ve işlevleri. )

( Formül: ATP: ADP + Pi + enerji )


- GÖZETİM:
DENETLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAKINDAN TAKİP ETMEK


- GÖZLEM İLE HİPOTEZ İLE DENEY İLE KURAM İLE YASA İLE PARADİGMA ile/||/<> BİLİMSEL YÖNTEM

( Bilimsel bilgi üretiminin altı temel aşaması. )

( Formül: Gözlem → Hipotez → Test → Sonuç )


- GÖZLEM İLE HİPOTEZ İLE DENEY İLE KURAM ile/||/<> BİLİMSEL YÖNTEM

( Bilimsel araştırma süreci. )

( Formül: Falsifiability )


- GÖZLEM MANZARASI ve/<>/değil/yerine ALGI MANZARASI


- GÖZLEM ve/||/<>/> DENEY ve/||/<>/> ÖLÇÜM


- GÖZLEM ile/ve/yerine KATILIM

( Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi gözlemleyin. )

( OBSERVATION vs./and PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of OBSERVATION )


- GÖZLEM = MÜŞAHEDE = OBSERVATION[İng., Fr.] = BEOBACHTUNG[Alm.] = OBSERVAR, MIRAR[İsp.]


- GÖZLEM ile/ve/değil/||/<> ÖNGÖRÜ


- GÖZLEMEK ile GÖZETLEMEK/DİKİZLEMEK

( Araştırma, takip. İLE Habersiz, gizlice izleme. "Röntgencilik". )

( Olumlu, doğru. İLE Olumsuz, yanlış. )


- GÖZLEMEK ile/değil GÖZLEMLEMEK


- GÖZLEMLEMEK ile/ve/||/<> "TARTMAK"


- GÖZLEMLEMEK ile/ve/||/<> YAKALAMAK


- GÖZLEMSEL BİLGİ ile/ve KATILIMSAL BİLGİ

( OBSERVAL KNOWLEDGE vs./and PARTICIPAL KNOWLEDGE )


- GÖZLENEBİLİYOR değil GÖZLEMLENEBİLİYOR


- GÖZLERİM "YAŞLANDI" değil GÖZLERİM "YAŞARDI"


- KENDİLİK:
GÖZLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEN


- GÖZLEYEN ile/değil GÖZLEMLEYEN


- GÖZLÜK ve/||/<> GAZEL

( Körler çarşısında satma! VE/||/<> Sağırlar çarşısında satma! )


- GÖZÜ KARA/LIK ile/değil/yerine CESÂRET


- GÖZÜKÜYOR/GÖZÜKTÜ değil GÖRÜNÜYOR/GÖRÜNDÜ


- GÖZÜM/ÜZ GÖNLÜM/ÜZ (AÇILSIN)


- GÖZÜN AKLI ile/ve GÖZÜN HAKKI


- GÖZÜN GÖRMEYİP GÖNLÜN KATLANMASI
ile/ve/||/<>
GÖZDEN UZAK/IRAK, GÖNÜLDEN UZAK/IRAK


- GÖZÜNE-DİZİNE (DURSUN)


- GÖZÜTOK/LUK ile GÖZÜKARA/LIK


- GÖZÜTOK/LUK ile TUZUKURU/LUK


- GÖZYAŞI KANALI -ile

( TEARDUCT )

( Yenidoğanlar gözyaşı üretmez, bağırarak ağlamasına karşın, bebeklerde 4 - 13 haftalık oluncaya kadar gözyaşı olmaz. )


- GÖZYAŞI:
KEDERDE ile BOZULMADA ile SOĞANDA ile GÜLÜŞTE

( )

( TEARS OF: GRIEF vs. CHANGE vs. ONION vs. LAUGHING )


- GÖZYAŞININ:
DIŞA AKMASI ile/ve İÇE AKMASI

( TEARS: FLOWING OUTWARD vs./and FLOWING INWARD )


- [ne yazık ki]
"GÖZ YUMMA" ile/ve/||/<> "GÖZETİP KOLLAMA"


- GPCR İLE RTK İLE ION CHANNEL İLE NUCLEAR ile/||/<> RESEPTÖR TÜRLERİ

( Hücre sinyal algılama sistemleri. )

( Formül: 7TM domain (GPCR) )


- GRADİENT DESCENT İLE ADAM İLE RMSPROP ile/||/<> OPTİMİZASYON ALGORİTMALARI

( Ağırlık güncelleme yöntemleri. )

( Formül: w = w - α∇L )


- GRADİENT DESCENT İLE NEWTON İLE BFGS ile/||/<> OPTİMİZASYON ALGORİTMALARI

( İşlev minimizasyon yöntemleri. )

( Formül: x_{n+1} = x_n - α∇f )

( Isaac Newton tarafından 1687 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- GRAM POZİTİF İLE GRAM NEGATİF ile/||/<> BAKTERİ DUVARI

( Bakteri göze duvarı yapısı. )

( Formül: NAG-NAM peptidoglikan )


- GRAM POZİTİF İLE GRAM NEGATİF ile/||/<> BAKTERİ SINIFLANDIRMASI

( Gram boyama ile ayrım. )

( Formül: Mor İLE pembe )


- GRAM-SCHMİDT İLE HOUSEHOLDER İLE GİVENS ile/||/<> ORTOGONALLEŞTİRME

( Vektörleri ortogonal yapma yöntemleri. )

( Formül: u_k = v_k - Σ proj(v_k) )


- GRAMOFONLARDA:
BORULU ile SALON ile ÇANTA ile ÇOCUK ile UFAK


- GRANDİYÖZİTE/GRANDIOSITY[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLENMECİLİK


- GRANİT ile PROTOJİN[Fr. < Yun.]

( ... İLE Gnays yapısında, genellikle Alp Dağları'nda rastlanan bir granit. )


- GRANİT ile/ve/<> SİYENİT[Fr. Syene kentinin adından]/ASSUAN TAŞI

( ... İLE/VE/<> Bileşiminde, bol miktarda alkali feldispat bulunan bir granit. )


- GRANÜLİN ile GRANÜLİT

( Opalin türü. İLE Kuvars, feldispat, granit, moskofcamı gibi maddelerden bileşmiş, billur kayağantaş kütlesi. )


- GRAVE ile LARGO ile LARGETTO ile LENTO ile ADAGIO ile ALLEGRO ile ALLEGRETTO ile ANDANTE ile ANDANTINO ile ANIMATO ile APPASIONATO ile VIVACE ile PRESTO ile PRESTESSIMO

( ...
İLE
Bir parçanın, ağır ve görkemli çalınacağını/söylenileceğini anlatır. | Bu ağırlıkta çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, largodan daha yavaş çalınacağını belirtir.
İLE
Bir parçanın, largodan çabuk ve hafif çalınacağını anlatır. | Bu biçimde çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, ağır çalınacağını anlatır. | Bu tempoda çalınan parça.
İLE
Yavaş, ağır olarak. | Bu biçimde çalınan beste.
İLE
Bir parçanın, canlı, neşeli ve hızlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, allegrodan biraz daha ağır çalınacağını anlatır. Yarı yavaş, adagio ile andantino arası.
İLE
Andanteden daha canlı, daha hızlı.
İLE
Bir parçanın, canlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, coşkunca çalınacağını anlatır.
İLE
Canlı ve hızlı.
İLE
Çabuk, çok çabuk bir tempo ile. | Bu tempo ile çalınan müzik parçası.
İLE
Çok çabuk, aşırı hızlı. )


- GRAVİMETRİ ile/||/<> VOLUMETRİ

( Gravimetri tartım İLE volumetri hacim ölçümüdür )

( Formül: Kütle İLE hacim )


- GRAVİMETRİK İLE VOLUMETRİK İLE SPEKTROSKOPİK İLE KROMATOGRAFİK İLE ELEKTROKİMYASAL ile/||/<> ANALİZ YÖNTEMLERİ

( Kimyasal analizde kullanılan beş temel yöntem sınıfı. )

( Formül: A = εbc (Beer-Lambert) )


- GREED vs. PASSION


- GREENHOUSE İLE ALBEDO İLE FEEDBACK ile/||/<> İKLİM MEKANİZMALARI

( Küresel ısınma ve iklim dinamikleri. )

( Formül: ΔT = λ × RF )


- GREENWICH MEAN TIME(GMT) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UNIVERSAL TIME COORDINATE(UTC)[İng.]/COORDINATED UNIVERSAL TIME(CUT)/TEMPS UNIVERSEL COORDONNE(TUC)[Fr.]

( UTC, atomik olarak hesaplanan bir saattir. İlk olarak 1963 yılında kullanılmaya başlamıştır. Güneş zamanına göre belirlenen GMT ile arasında çok ufak farklar vardır. Gündelik yaşamda iki zaman dilimi de kullanılır. Hangisinin kullanıldığı zaman dilimini etkilemez. )


- GREV ile/<>/>< LOKAVT[İng.]

( ... İLE/<>/>< İşverenin, işçileri, topluca işten uzaklaştırma ya da işten çıkarma kararı. )


- GRİ MADDE ile/ve/<> BEYAZ MADDE

( Nöronun göze gövdesi. İLE/VE/<> Akson. )

( Yaşayan bir beynin yaklaşık %40'ı gri madde, %60'ı beyaz maddeden oluşur. )

( Gerçek bilgi işlemesinin yapıldığı gözeleri içerir. Beyinde kullanılan oksijenin yaklaşık %94'ünü kullanır. İLE/VE Akson ve aksonu saran yağlı bir protein olan myelin'dir.Hücrelerin dışına doğru uzayan dendrit ve aksonları sararak birbirinden ayırmaya yarar. Farklı gri maddeleri birbirine ve gri maddeyi gövdenin öteki taraflarına da bağlayarak beynin iletişim ağını oluşturur. )

( [Bilgisayar benzetmesiyle] İşlemci (CPU). İLE/VE Kablo bağlantısı.[Zekâ, hem birlikte, hem de hızlı çalışmayı gerektirir.] )


- GRİGNARD REAKTİFİ ile/||/<> ORGANOLİTYUM

( Grignard RMgX daha kararlı, organolityum RLi daha reaktif. )

( Formül: RMgX İLE RLi

)

( Victor Grignard tarafından 1900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1871-1935) (Ülke: Fransa) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Grignard reaktifleri) (Nobel: 1912) )


- GRİZU ile/ve/||/<> KANARYA

( ... İLE/VE/||/<> Grizu gazını duyumsayabilmesiyle bilinir. )


- GROVER İLE SHOR İLE HHL İLE VQE ile/||/<> KUANTUM ALGORİTMALARI

( Kuantum hızlandırma sağlayan algoritmalar. )

( Formül: O(√N) İLE O(N) )


- GRUP/GROUP[İng.] değil/yerine/= KÜME, ÖBEK


- GRUPLAŞ(TIR)MA ile/ve/değil/ne yazık ki/<> KUTUPLAŞ(TIR)MA


- GÜÇ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- GÜÇ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- [ne yazık ki]
"GÜÇ"/"İKTİDAR" "DÂVÂSI" ile/ve/||/<>/< MÜLKİYET KAVGASI


- GÜÇ/KUDRET:
BEL ÜSTÜ ile/ve/<> BEL ALTI

( Erilde. İLE/VE/<> Dişilde. )

( [daha çok] Erillerin, govdesi ve kolları güçlüdür/dayanıklıdır. İLE/VE/<> Dişillerin, bacakları güçlüdür/dayanıklıdır. )


- GÜÇ/KUDRET ve/||/<> MERHAMET


- GÜÇ/KUVET:
| YAVAŞLATIR ile/ve/ya da/||/<> DURDURUR ile/ve/ya da/||/<> DÖNDÜRÜR ile/ve/ya da/||/<> YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> HIZLANDIRIR |
ile/ve/ya da/||/<> />
| GERER ile/ve/ya da/||/<> BÜKER ile/ve/ya da/||/<> VURUR ile/ve/ya da/||/<> SIKAR |


- GÜÇ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- GÜÇ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- GÜÇ:
SIÇRAYIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARSILMAZ DURUŞ


- GÜÇ ile/ve/||/<> ASKERİYE


- GÜÇ ile DAYANAK

( POWER vs. SUPPORT/BASE )


- GÜÇ ile/ve DİRENÇ

( POWER vs./and RESISTANCE )


- GÜÇ ile/ve/||/<>/>/< EKONOMİ


- GÜÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FIRSAT


- GÜÇ ile GİZİL GÜÇ


- GÜÇ ile/ve GÜZELLİK

( Kendinden. İLE/VE/||/<>/> Yansıma. )

( POWER vs./and BEAUTY )


- GÜÇ ile ORGANİZE GÜÇ

( POWER vs. ORGANIZED POWER )


- GÜÇ ile/ve PSİKOLOJİK RAHATLAMA

( POWER vs./and PSYCHOLOGICAL RELIEF )


- GÜÇ ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( Amacınız zarar vermekse yeterlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herşey için yeterlidir. )


- GÜÇ ile/ve/||/<> SORUMLULUK


- GÜÇ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> TEKELLEŞME


- GÜÇ ile/ve/||/<>/>< "ZAYIFLIK"

( Güçlü ağaç, meyve vermede acele etmez. )

( Zayıflık, güçlü özelliklerin "fazla kullanılmasıdır". )


- GÜÇ[KUVVET] ve/||/<> ALAN


- GÜÇLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞLAMLAŞTIRMA/BERKİTME


- GÜÇLEN(DİR)ME ile/ve/||/<>/< DEVİN(DİR)ME/HAREKETLEN(DİR)ME


- GÜÇLEŞTİRME ile/değil GÜÇLENDİRME


- GÜÇLÜ OLAN ile/ve/||/<>/< DAHA GÜÇLÜ OLAN

( Zayıf yönünü bilen. İLE/VE/||/<>/< Zayıf yönünü yönetebilen. )


- GÜÇLÜ OLAN ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN

( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )


- GÜÇLÜ OLMAK ve/||/<> AKILLI OLMAK ve/||/<> KENDİN OLMAK

( Yalnız başına kalabilecek kadar. VE/||/<> Birarada kalabilecek kadar. VE/||/<> Ayrı kalabilecek kadar. )


- GÜÇLÜ OLMAK ile/değil/yerine/< MUTLU OLMAK

( Mutlu etmez. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Güçlü kılar. )


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANAN


- GÜÇLÜ(") ile/ve/||/<> (")ZENGİN(") ile/ve/||/<> (")AKILLI(")

( Hırslarını yenen. İLE/VE/||/<> Durumundan memnun olan. İLE/VE/||/<> Herşeyden ve herkesten öğrenen. )


- GÜÇLÜ/LÜK ve/||/<>/> KIRILGAN/LIK


- [ne yazık ki]
GÜÇLÜNÜN "SAZINI ÇALMAK" ve/||/=/<> NAMUSSUZLUK

( Gerekçesi ne olursa olsun, güçsüze karşı güçlünün sazını çalmak, namussuz sayılmak için yeterlidir. )

( Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalı! )


- GÜÇSÜZ" ile/değil NARİN


- GÜÇSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> İSTEKSİZ/LİK


- GÜCÜN ADÂLETİ ile/değil/>< ADÂLETİN GÜCÜ


- GÜCÜN:
KENDİ ELİNDE TUTULMASI ile BAŞKASINA UYGULANMASI

( Elinde biriktirdiğin/tuttuğun oranda sana zarar verir. İLE Başkasına zarar verir. )

( Haset vb. )


- GÜCÜN:
YETERLİLİĞİ(/YETERSİZLİĞİ) ile/ve/<>/değil/yerine DEVREDE OLMASI


- GÜDMEK değil/yerine GÖZETMEK

( RÂİNE değil/yerine UNZURNA )


- GÜDÜ:
ZİHİNSEL ile/ve/||/<> FİZYOLOJİK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL


- GÜDÜ ile CEZBE

( İtim. İLE Çekim. | Tarikat ehlinin kendinden geçme durumu. )


- GÜDÜ ve/||/<>/>/< GÜCÜ


- GÜDÜ ile HEVES

( MOTIVATION vs. DESIRE )


- GÜDÜ/İTKİ = SAİK[Ar. < SEVK] = MOTIVE[İng.] = MOTIF[Fr.] = MOTIV[Alm.] = MOVERE[Lat.] = MOTIVO[İsp.]


- GÜDÜLENME ile/ve/||/<>/> ALIŞKANLIK

( Başlamak üzere. İLE/VE/||/<>/> İlerlemek üzere. )


- GÜDÜLENME ve/>/< DAYANÇ/SABIR ( ve/>/< GÜDÜLENME)

( Yaşam, Güdülenme ve Sabır üzerine işlemektedir. )

( Herhangi bir işe başlarken çeşitli nedenlerle zihinsel hareketlilik başlatılır fakat uzun süren/sürecek işlerde ancak bir yere kadar yeterli olur. Güdünün tükenmeye başladığı noktada sabır devreye girer/girmelidir. İşin süresine, zorluğuna göre sabrın da yetmeyeceği noktaya gelinir. Sabrın tükendiği noktada da işin tamamlanması noktasına yaklaşılmıştır ve sona yaklaşmış olmanın güdülemesiyle de süreç/iş tamamlanır. )

( MOTIVATION and/> PATIENCE [< MOTIVATION] )


- GÜDÜLENME ve/> KATILIM

( MOTIVATION and/> PARTICIPATION )


- GÜDÜLENME(MOTİVASYON) <- > SABIR <- > GÜDÜLENME(MOTİVASYON)


- GÜDÜLENME ve/> VERİMLİLİK

( MOTIVATION and/> PRODUCTIVITY )


- GÜDÜLENME ile/ve/> YÖNELME/YÖNLENME

( MOTIVATION vs./and/> TO TEND )


- GÜDÜLENMEDE:
ALGI ve/||/<>/> SEÇME ve/||/<>/> ÖZERKLİK ve/||/<>/> ÖZYETKİNLİK


- GÜDÜLENMEDE:
İLİŞKİLİLİK ve/||/<>/> GÜVEN ve/||/<>/> ŞEFKÂT ve/||/<>/> ÖZGÜNLÜK


- GÜDÜLENMEDE:
UYARILMA ve/||/<>/> MERAK ve/||/<>/> DENETİM ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA


- GÜDÜLENMEDE/HAREKETE GEÇMEDE:
[bazen/biraz] HEYECAN/COŞKU/ÜMİT ile/ve/bazen/biraz da/||/<> OLANAK


- GÜDÜMBİLİM/SİBERNETİK = CYBERNETICS[İng.] = CYBERNÉTIQUE[Fr.] = KYBERNETIK[Alm.] = KYBERNETIKE, KYBERNETES[Yun.]


- Güdümsüz KONUŞ!!!


- GÜDÜSEL ile DUYGUSAL

( MOTIVATIONAL vs. EMOTIONAL )


- GUDÜVV[Ar.] ile GUDVE[Ar. çoğ. GADÂT]

( Sabah vaktinde bir iş yapma ya da yola çıkma. İLE Sabahla güneş doğması arasındaki zaman. )


- GÜFTÂR[Fars.] ile/ve/+/değil/yerine/||/<>/> KÂR[Fars.]

( Söz. İLE/VE/+/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. )


- GÜFTE[Fars. < GOFTE] ile ŞİİR

( Söylenilmiş söz. | Şarkı sözü. İLE Sözün, en nitelikli/üst biçimi. )


- GÜHERÇİLE ile/ve/<> ŞİLİ GÜHERÇİLESİ

( ... İLE/VE/<> Şili'nin kuzeyinde, zengin, güherçile yatakları bulunmaktadır. )

( GÜHERÇİLE: İlaç olarak kullanılan, barut gibi patlayıcı maddeler yapımına yarayan, beyaz renkte ve ince billurlar durumunda, bileşik bir madde. Potasyum nitrat[KNO3] )


- GÜL BABA ile/ve GÜL BABA

( Galatasaray'da. İLE/VE Budapeşte - Macaristan'da.[Budin tepesinde, (Macarca) Gül Baba Sok.] )

( II. Bayezid döneminde/n. İLE/VE Kanuni Sultan Süleyman döneminde/n. )

( "Galatasaray Lisesi" olarak geçen okulu, Gül Baba'nın kendi için bir şey istemeyip adına bir okul yapılmasını istemesiyle Sultan II. BAYEZİD tarafından, MEKTEB-İ SULTÂNÎ olarak/adıyla yaptırılmıştır. )

( Galatasaray takımı, renklerini, Gül Baba'nın bahçesinde yetiştirdiği sarı ve kırmızı güllerinden almıştır. )


- GÜL BAHÇESİ ile/ve/değil/yerine ÇİÇEK BAHÇESİ


- GÜL GİBİ ve/||/<> GÜN GİBİ


- GÜL ve/||/<> BÜLBÜL


- GÜL ve/||/<> GECE

( [... ve ...]
Dikeni. VE/||/<> Gizemi. )


- GÜL[Fars.] ile GÜL | ile GÜL

( | Çiçeklere verilen genel ad. İLE En güzel çiçeğe[çiçek olan güle] verilen ad. | İLE Gülmenin buyruk kipi. )

( Cins ad. İLE Özel ad. İLE ... )

( Genel. İLE Özel. İLE ... )


- GÜL ile "KIRIK GÜL"

( ... İLE Mezar taşlarında kırık bir gül varsa o mezar, genç yaşta ölmüş bir kıza ait olduğunu gösterir. )

( )


- GÜL[Fars.] ile MENEKŞEGÜLÜ

( Gülgillerin örnek bitkisi. | Bu bitkinin, katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği. İLE Tırmanıcı, küçük çiçekli bir gül. )

( ROSA cum ROSA CHINENSIS )


- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN

( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )


- GÜLDÜR GÜLDÜR (AKMAK)


- BİR ŞEY/BİRİ:
GÜLDÜRMEYEN/GÜLDÜRMÜYORSA > GÜLÜP GEÇMEK


- GÜLDÜRÜ/KOMEDİ[Fr.] ile GÜLMECE/MİZAH[Ar.]/HUMOR[Fr. < HUMOUR]

( Gövdeyle ilgili, gövde üzerine. İLE Zihin/akıl yürütmeyi gerektiren. )

( Gördüğü üzerinden ve doğrudan. İLE Olumsuz olanı, olumluya çevirme. )

( GARGANTUA - Francois RABELAIS )


- GÜLEN ile/ve GÜLDÜREN

( ... İLE/VE Gülünecek olana gülmemeyi becerebilen, ciddiyetini sürdürebilen. )


- GÜLME! ve/ya da AĞLAMA! ve/ya da LANETLEME!
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
SADECE ANLA!(MAK)

( NON RIDERE vs. NON LUGERE vs. NEQUE DETESTARI |
SED INTELLIGERE )


- GÜLME:
ŞAŞIRMA ve/||/<>/< DÜŞÜNME


- GÜLMEK / YAŞAM/AK / KONUK (OLMAK)/MİSAFİR/LİK:
"UMDUĞUMUZLA ile/ve/değil/yerine/>< BULDUĞUMUZLA


- GÜLMEK ile AYIPLAMA


- GÜLMEK ve/||/<>/> EĞLENMEK ve/||/<>/> GEZMEK ve/||/<>/> DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> ÖNERMEK ve/||/<>/> ÖNEMSEMEK ve/||/<>/> SEVMEK

( 10 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 20 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 30 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 40 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 50 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 60 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 70 yaşındaymış gibi. )


- GÜLMEK :) ile/ve/||/<>/>/< GÖZLERİNİN İÇİNİN GÜLMESİ :)


- GÜLMEK ile/ve/<> GÜLÜMSEMEK :)

( ... İLE/VE/<> En etkili/kolay/hızlı yapıt/eylem/ibâdet. )

( Sen gül ki, biz de gülelim! )

( Bir iyi hareket, bin iyi düşünceden
Bir gülüş de bin hareketten daha güçlüdür. )

( Gül ki, gül yüzünde güller açsın! )

( Gülmesini bilmeyen, dükkân açmasın! )

( Paranız yoksa, gülümsemeniz de mi yok? )

( Bir kişinin nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden akıl seviyesini anlarsın! )

( TEBEŞBÜŞ: Güleryüz gösterme. [küçükten büyüğe] )

( Gülün de, isterseniz beni paçamdan sürükleyin. )

( MÜBTESİM[< TEBESSÜM]: Gülümseyen, tebessüm eden. )

( Haydi! Bırak zihnindeki olumsuz kayıtları ve şu AN'a dön biraz! Ve bunu, sık sık tekralamaya çalışarak olan bitenlere, kişilere/çevrene/yaşama gülümse!... :) Sadece gülümse! :) (Herhangi bir nedeni/kaynağı olmaksızın, aklına geldikçe/getirerek gülümse!) :) Yaşam, vererek başlar ve sürdürülür. Verebilecek hiçbir şeyin olmasa/kalmasa bile, boşver sıkıntıları/saçmalıkları ve hiçbir zaman elinden alınamayacak olanı vererek, o, dünyanın en güzel manzarası olan gülümsemeni paylaşarak yaşa ve yaşat! Haydi! Tekrar tekrar gülümse!... :) )

( Seni güldürmeyen "şeye/duruma/soruna" gülüp geç. :) )

( Ne haliniz varsa gülün! )

( DIHK ile TEBESSÜM )

( LAUGHING vs. SMILING )

( HANDE )


- GÜLMEK ile/ve/değil/<> GÜLÜŞÜNE MEŞRÛ KAYNAK BULMAK/BULABİLMEK

( Umberto Eco'nun, Gülün Adı adlı kitabını okumanızı salık veririz. )


- GÜLMEK :) ile YÜKSEK SELENLE/SADÂYLA GÜLME/KAHKAHA[Ar.] :D )))

( En az iki biraraya getirilemezin ya da çelişkilerin buluşması durumunda zihnin bu durumla başa çıkamaması ve/ya da ağlanamaması/ağlayarak çözümlenemeyeceği durumlarda yaşanan fizyolojik ve zihinsel davranış/tutum/dışavurum/paylaşım. İLE Çelişkilerin çok fazla etkili olması durumlarında. )

( LAUGHING vs. LAUGHING LOUDLY )


- GÜLSUYU:
KALP İÇİN ve/<> BEYİN İÇİN

( İkisine de iyi gelmektedir. )

( Belleği güçlendirir.[Alzheimer hastalığına da iyi geldiği düşünülmektedir.] )

( Gülsuyu, Asur'lulardan beri üretilmektedir. )


- GÜLÜMSEME :) ve/||/<> DUCHENNE GÜLÜMSEMESİ :)

( ... VE/||/<> Gözlerin yanındaki, "kaz ayakları" denilen çizgileri yukarı doğru olanların, yaşamlarının, olmayanlara göre 8.5 yıl daha uzun yaşadıklarını tespit etmişler. :) )


- GÜLÜMSEME :) ve/=/||/<>/: İLÂÇ

( Kana, en hızlı karışan ilâç. )


- GÜLÜMSEMEYİ:
İKRAM/İNFÂK ETMEK ile/ve/||/<>/< ESİRGEMEMEK


- GÜLÜN (DAHA) GÜZELİ ve/||/<>/> DOSTUN (DAHA) GÜZELİ ve/||/<>/> İNSANIN (DAHA) GÜZELİ

( Çiçek veren. VE/||/<> Vefâsı uzun süren. VE/||/<> Selâm veren ve gülümseyen. :) )


- GÜLÜŞ(ÜN) < ACI(SI) değil/yerine ACI(NIN) > GÜLÜŞ(Ü)

( Olmamalı. DEĞİL/YERİNE Olabilir. )


- GÜMÜŞ SIRTLI GORİL/ENGAGİ[yerel dilde] ile DUMAN SIRTLI DAĞ GORİLİ

( ... İLE Kişiler "görsün" diye hayvan hapishanesinde ve tutsak yaşayamazlar. )

( Goriller, burunlarının üzerindeki kırışıklık biçimiyle tanınabilir. )

( KARİSOKE: Ruanda'da, gümüş sırtlı gorillerin yaşadığı bölgede, 18 yıl boyunca, gorilleri araştıran ve koruyan Dian Fossey'in[1932 - 1985], Kari ve Misoke dağlarının arasındaki bölgeye ve araştırmalarına verdiği ad. )

( Anthony Hopkins'in, "The Instinct" adlı filmini izlemenizi salık veririz. )


- GÜN:
24 SAAT değil 23.56 SAAT

( "Bir Gün Aslında 24 Saat Değildir" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )

( ATOM(CESIUM) SAATİ: 1 YIL = 29091200500000000 osilasyonu [1972] )


- GÜN DEĞİŞİMİ -ile

( 00 )


- GÜN ile ALA GÜN

( ... İLE Yazın, güneş, bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum. )


- GUNA ile NİTELİK

( Nitelik. )


- GÜNAH ile AYIP


- GÜNAH ile/ve/=/>/: KENDİNİ SUÇLAMA


- GÜNAH ile/ve/<> SEYYİAT


- GÜNAYDIN ile/ve/||/<>/> TÜNAYDIN

( 12:00'ye kadar. İLE/VE/||/<>/> 12:00'den sonra. )


- GÜNAYDIN ve/<> ZİHNAYDIN


- GÜNBERİ ile/değil GÜNEÇ

( Yer'in, Güneş'e en yakın bulunduğu nokta. İLE/DEĞİL Çok güneş alan yer. )


- GÜNCEK/ŞEMSİYE[Ar.] ile/ve YAĞMURLUK

( [kökeni/etimolojisi] [Ar.] ŞEMS: Güneş. > ŞEMSİYYE: Güneşlik, güneşle ilgili. İLE/VE ... )


- GÜNCEL ile ÇAĞDAŞ


- GÜNDE:
24 SAAT ile/ve 12 SAAT


- GÜNDELİK DENEYİM/YAŞAYIŞ ile/değil/yerine ÖZGÜN DENEYİM/YAŞAYIŞ

( ERLEBNIZ mit ERFAHRUNG )


- GÜNDÜZLERİ DENİZDEN KARAYA ESEN RÜZGÂR ile GECELERİ DENİZDEN KARAYA ESEN RÜZGÂR

( SEA BREEZE vs. LAND BREEZE )


- GÜNEŞ (DÜZENİ) ve/=/||/<> DÜŞÜNCE (DÜZENİ)


- GÜNEŞ/İN GİTMESİ/GİTTİ değil BULUT/UN GİRMESİ/GİRDİ

( Güneş, hiçbir zaman bir yere gitmez. Araya bulut girmiştir ya da dünya döndüğünden, görünmeyen tarafındadır. )


- GÜNEŞ IŞIĞI ve/||/<> BİLGİ AYDINLIĞI


- GÜNEŞ/KARANLIK ile/ve/||/<>/< TAN/FECİR

( ... İLE/VE/||/<>/< Güneş doğmadan önceki alaca karanlık. )


- GÜNEŞ:
LEKELERİ ile/ve/||/<> ÇIKINTISI ile/ve/||/<> PATLAMASI ile/ve/||/<> YELLERİ

( 11 yıllık döngülerle daha yoğun görünür duruma gelir. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )


- GÜNEŞ SAATİ ile BASÎTE[Ar.]

( Yalnızca hoş geçen [güneşli/serin/sakin] anları gösteririm.
(Horas non numero nisi serenas.)

[güneş saatleriyle ilişkilendirilmiş bir söz] )


- GÜNEŞ/ŞEMS[Ar.] ile ŞÎD/HÛRŞÎD[Fars.]


- GÜNEŞ TANRI ve/||/<> YAŞAM AĞACI ve/||/<> SEPET TUTAN KARTALLAR

( Göbeklitepe'de sütunlarında. VE/||/<> Sümer kil tabletlerinde. )


- GÜNEŞ TUTULMASI ile/ve AY TUTULMASI

( Güneş'in tutulmasını haber vermek doğal olgu ve olayları öngörmek konusunda filozoflar ile şairler arasındaki çatışmaya örnek olarak gösterilebilir. Çünkü felsefe/bilim ile şiir arasında, antik dönemde, doğadaki olgu ve olayları öngörme konusunda bir çekişme/çatışma vardı. )

( PENUMBRA: Ay ya da güneş tutulmasının başında ya da sonunda görülen yarı aydınlık, yarı gölge. TERMINATOR: Ay ya da bir gezegenin aydınlık ve karanlık kısımlarını ayıran sınır. )

( Güneş-Ay-Dünya )

( Felsefe tarihi, Thales'in güneş tutulmasındaki hayret ve gözlemleriyle başlatılır. )

( Filozoflarla şairlerin çatışması! )

( [dünya ile arasına ...] Ay girer. İLE/VE Güneş girer. )

( M.Ö. 781 - İlk kez bir güneş tutulması kaydı.[Çin] )

( KÜSÛF ile/ve HUSÛF )

( SOLAR ECLIPSE vs./and LUNAR ECLIPSE )


- GÜNEŞ ile/ve/<>/> AY

( Arı bilinç. İLE/VE/||/<>/> Süreçteki bilinç. )

( Özbilinç. İLE/VE/||/<>/> Nefs/ego. )

( Tümel, kavramsal. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )

( Ziyâ saçar. İLE/VE/||/<>/> Nur saçar. )

( [görselde/çizimde] "Okları"[ışınım gösterimi] olan. İLE/VE/||/<>/> "Okları" olmayan. )

( Kaynak ışığı. İLE/VE/||/<>/> Yansıma ışığı. )

( SUN vs./and/||/<>/> MOON )

( AHÛ-Yİ FELEK/HÂVERİ/ZERÎN ile/ve/||/<>/> MÂH )

( YÛH/YÛHÂ ile/ve/||/<>/> KAMER )


- GÜNEŞ ile/ve/||/<> AY

( SUN vs./and/||/<> MOON )


- GÜNEŞ ve/|| ÇAKAL YAĞMURU


- GÜNEŞ ile/ve/değil/||/<>/< KIŞIN DOĞAN GÜNEŞ


- GÜNEŞE:
ARKAMIZI DÖNMEK değil/yerine/>< YÜZÜMÜZÜ DÖNMEK

( Gölgeleri/sorunları, önümüzde gösterir ve ümit yitiricidir. DEĞİL/YERİNE/>< Gölgeleri/sorunları, ardımızda bırak(tır)ır. )


- GÜNEŞE:
YAKIN OLMA! ve UZAK OLMA!
değil/yerine/><
BELİRLİ BİR UZAKLIKTA OL!

( Yanarsın. VE Donarsın. DEĞİL/YERİNE Yaşam bulursun. )


- GÜNEŞİN:
DOĞMASI ile/ve BATMASI

( 1 AU: 8.317 ışık dakikası[1 ışık dakikası: 0,120 AU ] [Güneş'ten yayılan ışığın Dünya'ya ulaşma süresi.] )

( GÜNEŞ IŞIĞI: MONOKROMATİK )

( 72 senede bir 1 derece kendi ekseninden aşağı kayar. )

( Güneş bâtı(n)dan [içinizden] doğar. )

( İSHAK: Açan, gülen. )

( SOR SALTISMUS: Kutsal güneş ve doğumu. )

( NIHIL NOVE/NOVUM SUB SOLE: Güneşin altında yeni (hiç) bir şey yok. )

( Güneşin atmosferinde 67 öğe bulunmaktadır. )

( Kütle (Ton) : 1.989.000.000.000.000.000.000.000.000
Kütle (Yerküre=1 ise) : 333.000

Güneş Düzeni İçinde Kütlesel Payı : % 99.8

Çapı (km) : 1.390.000
Çapı (Yer=1 ise) : 109

Ortalama Yoğunluk (g/cm küp) : 1.41
Dünyanın Ortalama Yoğunluğu : 5.515

Dünyadan Ortalama Uzaklığı (km) : 149.600.000
Rotasyon Süresi (Gün) : 25-36


Yüzey Sıcaklığı (Kelvin) : 5800
Çekirdek (Kelvin) : 15.600.000
Atmosfer (Korona-Kelvin) : 1.000.000
Enerji Yayımı (saniye/kW) : 386.000.000.000.000.000.000

Hidrojen (Ağırlığının Yüzdesi) : 75
Helyum (Ağırlığının Yüzdesi) : 25
Ağır Ögeler (Ağırlığının Yüzdesi) : 0.1

Yaşı (Yıl) : 4.600.000.000
Kalan Süresi: 10.000.000.000

)

( Ankara Üniversitesi ( https://astronomy.science.ankara.edu.tr )

İTÜ ( http://astronomi.itu.edu.tr )

TÜBİTAK ( http://www.tug.tubitak.gov.tr )

Kandilli ( http://www.koeri.boun.edu.tr/new )

Astronomy On-Line ( http://www.eso.org )

NASA ( http://www.nasa.gov )

Seasky ( http://www.seasky.org )

Sky Watching ( http://www.earthsky.com )

Space Telescope Science Institute ( https://stsci.edu )

)

( SUNRISE vs./and SUNSET )


- GÜNEY KUTBUNA GİDİŞTEKİ YÜRÜYÜŞ YOLLARI:
AXEL HEIBERG ile/||/<> HERCULES INLET ile/||/<> ROSS ile/||/<> UNION GLACIER ile/||/<> VİNCENT MASİFİ TIRMANIŞI ile/||/<> MESSNER

( 1.400 km. [Ross Buz Sahanlığı'ndan Güney Kutbu'na kadar] İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<> 1.130 km.[40-60 gün] İLE/||/<> 1.480 km.[50 - 65 gün] İLE/||/<> 1.000 km.[30 - 40 gün] İLE/||/<> 21 km.[10-14 gün][Vincent Dağı zirvesine kadar] İLE/||/<> 890 km.[35 - 50 gün] )

( [zorluk] Çok yüksek. İLE/||/<> Çok yüksek. İLE/||/<> Çok yüksek. İLE/||/<> Yüksek. İLE/||/<> Yüksek. İLE/||/<> ... )

( Transantarktik Dağları'nı aşarak, 3.000 metreden yükseklikteki dağlık bölgelerden geçer. Bu da oksijen seviyesinin düşük olduğu, oldukça zorlayıcı bir bölüm sunar. [Amundsen'in Güney Kutbu'na ulaşmak için kullandığı buzuldur. Bu bölümde, büyük çatlaklar, dik eğimler ve kar fırtınalarıyla uğraşmak gerekir.] İLE/||/<> Antarktika'nın kıyısındaki Hercules Inlet'ten başlar ve Güney Kutbu'na kadar uzanır. [Çoğunlukla buzlu arazide, sürekli sert yellerle mücadele edilerek yapılır. Kendi yiyeceğinizi ve araçlarınızı kızaklarla taşımak zorunda kalınır.] İLE/||/<> Ernest Shackleton ve Robert Falcon Scott'ın kullandığı tarihi yoldur. [Ross Buz Sahanlığı'ndan başlayıp Beardmore Buzulu boyunca uzanır. Zorlu buzulların, sert hava koşullarının ve yüksekliğin olduğu bir yoldur.] İLE/||/<> Union Glacier'deki bir ana kamptan başlar ve genellikle daha dengeli hava koşulları nedeniyle yeğlenir. [Daha düz arazilerde kızak çekerek yapılan bir yürüyüştür.] İLE/||/<> Antarktika'nın en yüksek doruğu olan Vincent Masifi'ne tırmanmak için kullanılan yoldur. [Dağcılık araçlarıyla yapılan, pek de kolay olmayan bir doruk tırmanışıdır.] İLE/||/<> Reinhold Messner'in izlediği yoldan esinlenilmiştir. [Antarktika'nın iç bölgelerinde daha kısa ama yine de zorlu bir yoldur. Hercules Inlet'ten başlayıp Thiel Dağları'nı geçerek Güney Kutbu'na ulaşılır. Arazisi daha dik olabilir.] )


- GÜNLÜK "AHLÂK" ile/ve TASAVVUF AHLÂKI

( DAILY MORALS vs./and MORALS OF SUFISM )


- GÜNLÜK HAREKET/LER ile/ve DÜZENSİZ HAREKET/LER

( ... ile/ve TERÂCÛİYYİN )

( ... vs./and RETROGRADE )


- GÜNLÜK KONUŞMALARIN SIRADANLIĞINDA/YALINLIĞIYLA:
AMAÇLI ile/ve/||/<> BİLEREK ile/ve/||/<> BİLMEDEN ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ

( Reklam. İLE/VE/||/<> Evlilik. İLE/VE/||/<> Dostluk. İLE/VE/||/<> Sanat. )

( Kitlelere "oynanıyorsa". İLE/VE/||/<> Saygıyla bütünleşilecekse. İLE/VE/||/<> Sevgiyle yaklaşılıyorsa. İLE/VE/||/<> Susulabiliyorsa. )

( )


- GÜNLÜK ile GÜNLÜK

( O günkü, o günle ilgili. | Üzerinden ... gün geçmiş ya da geçecek.[On günlük bebek.] | Her gün yapılan, her gün yayımlanan/çıkan. | Günü gününe tutulan anı yazısı ya da bu yazıları içine alan yapıt, günce, muhtıra. İLE Bir çeşit ağaç sakızı. )


- GÜNÜMÜZDEKİ ENTELEKIA ile/değil/yerine KAVRAMSAL ENTELEKIA

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Ereğe bağlı nedenin bilgisi. Aynı ilke altında donanmışlık. )


- GÜNÜN EŞİTLİĞİ ile GÜNDÖNÜMÜ

( EQUINOX vs. SOLSTICE )


- GÜPGÜZEL


- GÜR ile ÇOK


- GURBET ile/ve KURBET


- GURBET[Ar.] ile/ve/||/<> SILA[Ar.]

( Doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer. İLE Bir süre ayrı kaldığı bir yere ya da yakınlarına kavuşma. | Gurbetteki biri için doğup büyüdüğü ve özlediği yer. )


- GURBETTE OLDUĞUNU:
ANLAMAYAN/ANIMSAMAYAN değil/yerine ANLAYAN/ANIMSAYAN


- GÜREŞ ve/> HALVET


- GÜREŞ'TE:
ŞAHİN ile/ve/<> FİL ile/ve/<> ASLAN

( [güreşçiye verilen unvan] 5 rakibini yenen. İLE/VE/<> 7 rakibini yenen. İLE/VE/<> Tüm rakiplerini yenen.
[Moğolistan'da, 1921'den beri, Temmuz ayında kutlanan ve "Naadam" olarak adlandırılan ulusal bayramın üç ana etkinliğinden biri de güreştir.] )


- GURRE[Ar. çoğ. GURER] ile GURBET[Ar.]

( Aklık, parlaklık. | Atın alnındaki beyazlık, akıtma. | Arabî ayın birinci gecesi ve günü. | Günbatımı. İLE Yabancılık, gariplik. | Yabancı yer, vatan dışı. )


- GÜRUH[Fars.] değil/yerine/= SÜRÜ/DERİNTİ

( Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk. )


- GÜRÜL GÜRÜL (AKMAK)


- [ne yazık ki]
GÜRÜLTÜ ÇIKARMAK/KORNA ÇALMAK ile/değil/yerine/>< SUSMAK/SESSİZLİĞİ YEĞLEMEK

( [ne yazık ki] Bilgisizlik ne kadarsa o kadar çok ve yüksektir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilgelik ve zarâfet ne kadar derinse/yüksekse. )


- GÜRÜLTÜ YAPMAMALI!


- GÜRÜLTÜ ile/ve/||/<> GÜMBÜRTÜ


- GÜRÜLTÜ ile YAYGARA

( ... İLE Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çığırma. )


- GÜRÜLTÜSÜZLÜK ile/ve/||/<>/> SESSİZLİK/SAKİNLİK

( ŞÛR[Fars.]: Gürültü, şamata. )

( Gereksiz dış etmenlerin (sesin) bulunmamasıyla. İLE/VE/||/<>/> Kendiliğinden, doğal olarak. )

( SILENCE vs./and/||/<>/> QUITENESS )


- GURUR:
"GÜÇLÜ" KILAR ve fakat MUTLU ETMEZ


- GURUR ve KİBİR | ile/ve/değil/yerine ONUR

( Başkalarının sırtına basarak. VE Başkalarını bastırarak. | İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi ayaklarının/duruşunun üzerinde yükselme. )

( Arpa yiyende, kibir olmaz. )

( NAHHÂT[Ar.]: Kibirli, gururlu. )

( Kibir, kişinin, kendine "iltifatıdır". [iltifat, en karşı konulamaz olanlardandır] )

( BÂD-DÂR[Fars.]: Kibirli. | Şişman. | Deli. | Hiçbir işle ilgisi olmayan. )

( Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla, ne yüzülür, ne de uçulur. )


- GURUR = GLORY, SELF-EXALTATION[İng.] = GLOIRE[Fr.] = EHRE[Alm.] = GLORIA[Lat.]


- GURUR değil/yerine/>< MUTLULUK

( Neden, çocuklar, kavga ettikten sonra hemen barışıp birlikte oynamaya devam ederler? Çünkü, onların mutluluğu, gururdan daha değerlidir. )


- GURUR ile/ve/değil/yerine ONUR

( Başkasının sırtına basarak birşey olmaya çalışmak. Başkalarını ezerek büyüklenme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi kaynaklarının/duruşunun üzerinde yükselme. )

( [not] PRIDE vs./and/but HONOUR
HONOUR instead of PRIDE )


- GURUR >< VAKUR

( Nefsini dik tutma. >< Yol(un)da olma. )


- GURURUNU/N KIRMAK/KIRILMASI ile/ve/||/<>/> KÜÇÜK DÜŞ(ÜR/ÜL)MEK


- GUSSA[Ar. çoğ. GUSAS] değil/yerine/= TASA, KAYGI, KEDER


- GUSÛL ile/ve/||/<>/< USÛL

( Usûlsüz, gusûl olmaz. )


- GUT-BRAİN İLE GUT-LUNG İLE GUT-SKİN ile/||/<> MİKROBİYOM EKSENLERİ

( Organ sistemleri arası mikrobiyom ilişkisi. )

( Formül: SCFA üretimi )


- GÜVEMERİĞİ/GÖVEMERİĞİ = GEYİKDİKENİ/AKDİKEN

( Hünnapgillerden, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi. )

( RHAMNUS CATHARTICA )


- GÜVEN!:
GÜLÜŞÜN ARDINDAKİ KEDERE ve/||/<> ÖFKENİN ARDINDAKİ SEVGİYE ve/||/<> SESSİZLİĞİN ARDINDAKİ NEDENE


- GÜVEN KAPISI ARAYIŞI ></< ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ/YARALANMASI


- GÜVEN:
"KAZANILAN" değil İNŞÂ EDİLEN


- GÜVEN KAZANMA ile/ve/<>/||/değil/yerine GÜVENİ/Nİ SARSMAMA


- GÜVEN KAZANMA ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNİ TANITMA

( Yeterli gelmeyebilir. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Hem yeterli gelir, hem geliştirir/ilerletir, hem de güven sunar/kazandırır. )


- GÜVEN ile APTALLIK

( TRUST vs. FOOLISHNESS )


- GÜVEN ile BEKLENTİ

( Beklenti, bizi güvensiz kılar. )

( Amacınızın herhangi bir beklenti taşımayan salt iyi niyet olduğundan emin olun önce. )

( Elinizde mevcut olandan eminseniz, nihai olana asla ulaşamazsınız. )

( CONFIDENCE vs. EXPECTATION )


- GÜVEN ile ÇOKLUĞA GÜVEN

( TRUST vs. TRUST TO THE ABUNDANCE )


- GÜVEN = CONFIDENCE[İng.] = SÉCURITÉ[Fr.] = ZUVERSICHT[Alm.] = SECURITAS[Lat.]


- GÜVEN ve/||/<> DERİNLİK ve/||/<> SEVGİ

( Söz ile yapılan iyilik. VE/||/<> Düşünce ile yapılan iyilik. VE/||/<> Vererek yapılan iyilik. )


- GÜVEN ile/ve/||/<>/< ÖZGÜVEN

( Özgüveni olmayana, kimse güvenmez. )


- GÜVEN ile/ve/||/<> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK


- GÜVENCE ile/ve DAYANAKÇA


- GÜVENCE ile GARANTİ

( GUARANTEE vs. GUARANTY )


- GÜVENEN/E ve/||/<> YALAN SÖYLEYEN/E

( Yalan söyleme! VE/||/<> Güvenme! )


- GÜVENİLİR ...:
YOL ile/ve/||/<> BAĞ/İP

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 23.121 başlık/FaRk ile birlikte,
23.121 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(35/94)