Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 52.676 başlık/FaRk ile birlikte,
52.676 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(23/212)


- BAROK ile GEÇ BAROK


- BAROMETRE[< Fr. < Yun.] değil/yerine/= BASINÇÖLÇER


- BARORECEPTOR değil/yerine/= BASINÇ ALMACI


- BAROTRAUMA değil/yerine/= BASINÇLA ÖRSELENME


- BARREL :/yerine VARİL


- [Ar.] BÂRRÎ ile BÂRİYY

( İnce kumaştan örülen hasır. İLE Hasır. )


- BÂRRÎ[Ar.] ile BÂRİYY[Ar.]

( İnce kumaştan örülen hasır. İLE Hasır. )


- BARRIER :/yerine BARİYER


- BARS ile BARS ile BARS
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bit ya da pire gibi hayvanların ısırmasıyla ya da çıban çıkmasıyla oluşan gövdedeki herhangi bir kabartı. İLE Pars.[yırtıcı bir hayvan] İLE Türk takviminin on iki yılından biri. )


- BARSAM ile BERLAM

( Yüzgeçleri dikenli ve zehirli, bir çeşit çarpanbalığı. İLE İnce pullu, sırtı açık kahverengi, yanları ve karnı beyaz, ortalama 30-40 cm. boyunda, Marmara ve Ege Denizi ve Akdeniz'de çokça bulunan bir balık türü. )

( TRACHINUS VIPERA cum MERLUCCIUS MERLUCCIUS )


- BARUT (ÇİN) ile/||/<> MODERN PATLAYICILAR

( Çinliler barutu 9. yüzyılda keşfetti İLE modern patlayıcılar 19. yüzyılda geliştirildi. )

( Tang Hanedanlığı Simyacıları tarafından 850 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- BARUT, MİNHACETTİN (İST. 1936 - 1999) :

( Sakarya Kulübünden transfer edildi. Dört sezon Sarıyer'de oynadı. Sarıyer forması altında 57 Lig, 2 Kupa maçı olmak üzere 59 resmi ve 7 özel maçla birlikte 66 maç oynadı. Takımı adına 11'i lig 2 özel maçta olmak üzere 13 gol kaydetti. Bir maçta (1956/57 Hasköy maçı) kafa ile dört gol atarak bir rekor yaptı. Futbolu bıraktıktan sonra antrenör ve teknik direktör olarak görev yaptı. Sarıyer S.K. de de teknik direktörlük yaptı. 1999 depreminde Çınarcık'ta enkaz altına kalarak eşi ile birlikte hayatını kaybetti. )


- BARY- ile/||/<> BAR-/BARO-

( Ağır, güç, zor. İLE/||/<> Ağırlık. )


- BARYON İLE MEZON İLE HADRON ile/||/<> KUARK BİLEŞİKLERİ

( Kuarklardan oluşan parçacık türleri. )

( Formül: p = uud İLE n = udd )


- BARYONİK MADDE ile/||/<> KARANLIK MADDE

( Baryonik normal %5, karanlık görünmez %27. )

( Formül: Atom İLE WIMP/axion )


- BAŞ AĞRISI ile/ve/<> KARIN AĞRISI

( [durumlar/"sorunlar"] "Kaldırılamadığında". İLE/VE/<> "Sindirilemediğinde". )


- BAS BAS (BAĞIRMAK)


- BAŞ BAŞA ile/değil/<> BİRE BİR


- BAŞ BİTİ ile/ve GÖVDE BİTİ ile/ve KASIK/PUBİS BİTİ

( ... İLE/VE Sadece elbiselerimizin üzerinde yaşarlar. İLE/VE Eşeysel örgenlerin çevresindeki kıl diplerine yerleşen bit. )

( ... İLE/VE 70.000 yıl önce, baş bitinden evrilmişlerdir. İLE/VE ... )

( Bir başta, en fazla 100 bit bulunur. [1 ayda bu sayıya ulaşırlar.] )

( Bitler, sıçrayamadıklarından dolayı ancak temas edilerek bulaşırlar. )

( Bitler, günde 6 yumurta bırakırlar. )

( Bit yavruları, yumurtadan çıkabilmek için bulundukları yumurtanın içine hava emerler. Yumurta kırılana kadar basınç artarak patlar ve bu biçimde dışarı çıkarlar. [1 haftada yetişkin olurlar.] )

( Bazı bitler oldukça zararlıdır. [İnsan gövdesine yapışan bitlerin dışkılarında tifüs ve siper humması gibi hastalıklar bulunur.] )

( ... ile/ve GORİL BİTİ[Lat. PTHIRUS GORILLAE] ile yakın akrabalardır. [DNA'ları 3 milyon yıl önce ayrılmıştır.] )

( BİTOTU: Sıracagillerden, çok çeşidi bulunan ve kuzey yarımkürede yetişen bir bitki. [Lat. PEDICULARIS] | Bitlere karşı kullanılan bir özdek/madde. )

( HEADLOUSE vs./and BODY LOUSE vs./and CRAB LOUSE )

( PEDICULUS HUMANUS CAPITIS cum/et PEDICULUS HUMANUS HUMANUS cum/et PTHIRUS PUBIS )


- BAŞ DÖNMESİ ile DENGESİZLİK

( )


- BAŞ EDİLEMEZ/LİK ile ELDE TUTULAMAZ/LIK


- BAŞ-GÖZ (ETMEK)

( Evlendirmek. )


- BAŞ GÖZÜ ile/ve KALP GÖZÜ ile/ve SIR GÖZÜ

( "SUYUN AKMAYA BAŞLADIĞI KAYNAK" )


- BAŞ PARMAK TIRNAĞI ile/ve ORTA PARMAK TIRNAĞI

( En hızlı uzayan. İLE/VE En yavaş uzayan. )


- BAŞ, PROF. DR. REFİK (EDİRNE, 1929) :

( Üniversite Öğretim Üyesi. İlk, orta ve Lise öğrenimini Edirne'de okudu. 1947'de Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesine girdi ve 1951'de Orman Mühendisi olarak mezun oldu. Bir süre Orman Genel müdürlüğü bünyesinde çalıştıktan sonra askerliğini yaptı. Açılan asistanlık sınavını kazanarak 1959'da İ.Ü. Orman Fakültesi Orman Entomolojisi Kürsüsünde asistan oldu. "Türkiye'de Orman Yangınları Problemi ve Bazı Klimatik Faktörlerin Yangınlara Etkileri Üzerine Araştırmalar" konulu tezi ile ve Pekiyi derece ile "Ormancılık İlimleri Doktoru" unvanını aldı. Yurtdışına giderek inceleme ve araştırmalarda bulundu. "Türkiye'de Orman Ağaçları ve Zarar yapan zar kanatlılar (Hymenoptera) Üzerine Araştırmalar" tezi ile "Üniversite Doçenti" unvanını aldı. "Türkiye İçin Yeni Bir Bitki Zararlısı Hyphantria Cunca (Drury) Lepidop tera Arctiidae" konulu tezi ile Profesörlüğe yükseldi. İ.Ü. Orman Fakültesi Orman Entomolojisi Anabilim Dalı Başkanlığı da yaptı. Yayınları: 1) "Türkiye'de Orman Yangınları ve Bazı Klimatik Faktörlerin Yangınlara Etkileri Üzerine Araştırmalar", 2) " Türkiye'de Orman Ağaçarnda Zarar Yapan Kanatlılar" , 3) Marmara Bölgesinde 1971 - 1972 Kış Soğuklarının Hızlı Gelişen Ekzotik Orman Ağacı Türlerine Etkileri Üzerine Araştırmalar", 49 Türkiye'de Kıl Keçi ve Orman İlişkileri" kitaplarını yayınladı ve ayrıca yayınlanmış pek çok bilimse makale ve raporu var. )


- BAS ile BAS[Fr. < BASSE]

( "Çekil, yürü, git, defol!" anlamında kullanılan bir söz. İLE En kalın erkek sesi. | Sesi böyle olan sanatçı. | En kalın sesli orkestra çalgısı. )


- BAŞ ile BAŞ/HEAD[İng.]


- [İt.] BAS ile BASBARİTON ile BARİTON ile TENOR ile KONTRTENOR

( En kalın, eril seleni. | En kalın sesli orkestra çalgısı. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, buna karşın, basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen eril seleni. İLE Bas ve tenor selenleri arasında bulunan eril seleni. İLE En tiz ya da en ince eril seleni. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen ve buna karşılık basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen bir eril seleni. )


- BA'S[Ar.] değil/yerine/= GÖNDERME, GÖNDERİLME | DİRİLTME | PEYGAMBERLİK


- BAŞ = HEAD[İng.] = TÊTE[Fr.] = HAUPT[Alm.] = TESTA[İt.] = CABEZA[İsp.] = CAPUT[Lat.] = HE KEFALE[Yun.] = REİS[Ar.] = SER[Fars.] = HOOFD[Felm.]


- BA'S[Ar.] ile İNFÂZ[Ar.]


- BA'S[Ar.] ile İRSÂL[Ar.]


- BAŞ ile KAFA


- BA'S[Ar.] ile NÜŞÛR[Ar.]


- BAŞ ile ÖN


- BAŞ ile UC


- BAŞA BAŞ (MÜCADELE ETMEK)


- BAŞA KAKMAK ile/ve/<> KENDİN YAPTIN ZANNETMEK


- BASA ile/||/<> BASAN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sonra. İLE/||/<> Cesedi gömüldükten sonra ölenin adına verilen yemek. )


- BAŞAK ile SAKSIGÜZELİ

( ... İLE Damkoruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi. )

( ... cum COTYLEDON UMBILICUS )


- BAŞAK/BAŞAQ / TEMREN ile/||/<> BAŞAK/BAŞAQ[Çigil]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ok ya da kargının ucuna geçirilen sivri demir. İLE/||/<> Çarık. )


- BÂŞÂM[Fars.] ile BÂŞÂME/BÂŞÛME[Fars.]

( Perde, örtü. İLE Hanımların örtündükleri yaşmak, bürümcük, tülbent, başörtüsü, namaz bezi. )


- BAŞAR, SAMİ (MALATYA, 1973 - 2000) :

( Vanspor'dan transfer edildi. İki sezon (1993 - 1995) tescilli kaldı. 25 Lig, 3 Kupa maçı olmak üzere 28 resmi ve 24 özel maçla birlikte 52 maçta Sarıyer forması giydi. 2000 de trafik kazasında hayatını kaybetti. )


- BASAR ile/ve/<> BASÎRET

( Dış/organik gözler. İLE/VE/<> İç göz, "kalp" gözü. | Hakk'tan görüş, seziş. )


- BAŞARAN, TURAN :

( Refah Partisinde de siyasete atıldı ve 1994/1999 döneminde Sarıyer Belediye Meclisine üye olarak seçilerek görev yaptı. )


- BAŞARI İÇİN YAŞAMAK ile/değil/yerine YAŞAMI/NI SÜRDÜRMEK


- BAŞARI:
KAZANILABİLEN ile/ve/||/<>/> KAYBEDİLEBİLEN


- BAŞARI (ÖYKÜSÜ) ile/ve/||/<> BAŞARISIZLIK (ÖYKÜSÜ)

( )


- BAŞARI:
SABIR ve/+/x/||/<>/> ÇALIŞMA ve/+/x/||/<>/> İSTİKRAR ve/+/x/||/<>/>
DENEME ve/+/x/||/<>/> KOŞULLAR ve/+/x/||/<>/> ZAMAN, ZEMİN


- BAŞARI:
ZEKÂ ve/değil/||/<>/< SORUNLARLA UĞRAŞMAKTAN VAZGEÇMEYEREK


- BAŞARI ve/<>/< ÇABA


- BAŞARI ile DEĞER

( Başarılarınızı değerlerinize bağlarsanız, başarısızlıklarınızı da değerlerinize bağlarsınız. )


- BAŞARI ile/ve/||/<>/< İÇSELLEŞTİRME


- BAŞARI ve/=/||/<>/>/< MUTLULUK


- BAŞARI ile/ve/||/<>/< ÖTEKİLERİN BAŞARISI

( Başarıya ulaşmanın en hızlı yolu, ötekilerin başarısına (da) yardımcı olmaktır. )

( The fastest way to succeed is to help others succeed. )

( SUCCEED vs./and/||/<>/< OTHERS SUCCEED )


- BAŞARI ve/||/<>/>/< ÖZGÜVEN


- BAŞARI ile/değil/ne yazık ki SONUÇ MERKEZLİLLİK/ODAKLILIK

( Bir şeyin/durumun, "çoğunluk" tarafından istenmesi, kabul görmesi, başarı değildir/olamaz! )


- BAŞARI = SUCCESS[İng.] = SUCCÈS[Fr.] = ERFOLG[Alm.] = SUCCESSO[İt.] = ÉXITO[İsp.]


- ARKADAŞ:
BAŞARIDA ile/ve/||/<> ÜZÜNTÜDE

( Sayısını öğreniriz. İLE/VE/||/<> Niteliğini öğreniriz. )


- BAŞARILARDA ve/||/<> FELÂKETLERDE

( Gururu yenmek. VE/||/<> Ümitsizliğe direnmek. )


- BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI

( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )


- BAŞARILI ile/değil/yerine DEĞERLİ

( Verdiğinden, fazlasını alır/almaya çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE Aldığından, fazlasını vermeye çalışır. )


- BAŞARISIZ OLMAK ile/değil BAŞARISIZ KALMAK


- BAŞARISIZLIK:
"DÖVME" değil "YARA"


- BAŞARISIZLIK:
YÜKSEK HEDEFLER KOYUP ULAŞAMAMAKTAN DOLAYI değil/ne yazık ki DÜŞÜK HEDEFLER KOYUP ULAŞMAKTAN DOLAYI


- BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine/<>/&gt;&lt;/> BAŞARI

( Açıklama gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Sessizdir. )

( Başarı, "başarısızlık kaygısı"ndan uzak durabilmeyi bilmektir/yeğlemektir. )


- BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine DÜŞMEK

( Başarısızlık, düştüğün yerde kalmaktır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düşmek, başarısızlık değildir. )


- BAŞARISIZ/LIK ile/değil İSTEKSİZ/LİK

( )


- BAŞARISIZ/LIK ile/değil OLANAKSIZ/LIK / PARASIZ/LIK


- BAŞARISIZLIK ile/ve/||/<>/> UTANMAK


- BAŞARISIZLIK" ile/ve/değil/||/<>/> ZARAR


- Başarılı sonuç için süreçte KONUŞ!!!


- BAŞARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< İLERLEMEK

( Sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Süreç. )


- BAŞARMAK ile/ve/değil KAZANMA (İSTEĞİ/COŞKUSU)


- BAŞARMAK ile/ve/değil/||/<>/< TUTTURMAK


- BAŞAT/BASKIN/DOMİNANT[İng.] ile/>< ÇEKİNİK/RESESİF[Fr. < RÉCESSIF]/RECESSIVE[İng.]

( Fenotipte baskın olan alel. İLE/>< Fenotipte baskın olmayan, çekinik alel. )


- BAŞBAŞA/LIK ile/ve/değil BİRLİKTE/LİK


- BASBAYAĞI

( ALE-L-ÂDE )


- BASDIRMAQ[Azr.] = GÖMMEK[Tr.]


- BASE :/yerine TABAN


- BASE vs./and ELEMENT


- BASEBALL :/yerine BEYZBOL


- BASELİNE ile BASİS

( Ana hat, temel, taban çizgisi. İLE Temel, taban, alt yüz. )


- BASELİNE değil/yerine/= TEMEL ÇİZGİ | BAŞLANGIÇ


- BASEN[Fr. BASSIN] ile BAZEN

( Gövdenin bel ile kalça arasındaki bölümü. | Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4.000-5.000 metre derinliği olan deniz dibi. İLE Ara sıra. )


- BAŞGAK/BAŞGAQ ile/= SAPGAK/SAPGAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gövdenin, kalçanın üst tarafında kalan bölümü. )


- BAŞI BAĞLI ile/değil BAŞI BAĞLI

( Baş örtülü. İLE/DEĞİL Eşi/nişanlısı/sözlüsü/sevgilisi olan. )


- BASI/RİFÂDE[Ar. çoğ. REFÂİD]/KOMPRES[Fr. < COMPRESSE] ile SIKMAÇ/KOMPRESÖR[Fr. < COMPRESSE]

( Yaraların bakımında ya da başka bir amaçla kullanılan katlı bez. İLE Bir akışkanı ya da gazı, gereken basınca göre sıkıştırmaya yarayan araç. | Yol yapımında, dökülen çakılları, kumları bastırıp sıkıştırmak için kullanılan ağır silindirli araç. | Sert nesneleri kırmak ve delmek için kullanılan makine. )


- BAŞIBOŞ:
İŞSİZLER ile/ve/değil/<> DAHA İYİSİNİ YAPABİLECEK OLANLAR


- BAŞIBOŞ/SERSERİ ile/||/=/<> BAŞLAG/BOŞLAG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BASIC :/yerine TEMEL


- BASICALLY :/yerine ASLINDA


- BASIG ile/||/<> BASINÇAK/BASINÇAQ ile/||/<> BASINDI ile/||/<> BASIKTI/BASIQTI ile/||/<> BASSIKTI/BASSIQTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gece baskının yapılacağı yer. İLE/||/<> Baskı/eziyet altındaki kişi. İLE/||/<> Eziyet etti. İLE/||/<> Geceleyin saldırıya uğradı.[topluluk] İLE/||/<> Geceleyin saldırıya uğradı.[kişi] )


- BASIK ile KISIK

( Basılmış, yassılaşmış. | Çok yüksek olmayan, alçak. | Kısık. İLE Kısılmış olan. | Boğuk, güçlükle çıkan ses. | Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan göz kapağı. | Kanyon. )


- BASİL/BACİLLUS değil/yerine/= ÇUBUKSU BAKTERİ


- BAŞIMIZA GELEN ile/ve/değil/||/<>/>/< NASIL TEPKİ VERDİĞİMİZ


- BAŞIN AĞIRLIĞINDA:
"ÖNE EĞİK BOYUNDA" ile/değil/yerine/>< DİK BOYUN

( )


- BAŞIN ve/=/||/<>/> BASIN (ÖNE EĞİLMESİN)


- BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil GAZETECİLERİN SERBESTLİĞİ

( [not] FREEDOM OF PRESS vs./and/but FREEDOM OF JOURNALIST )


- BAŞIN/IZ SAĞOLSUN/KAYBINIZ İÇİN ÜZGÜNÜM[İng. < SORRY FOR YOUR LOSS] değil YARANIZ SAĞALSIN/İYİLEŞSİN


- BASIN = PRESS[İng.] = PRESSE[Fr.] = PRESSE[Alm.] = STAMPA[İt.] = PRENSA[İsp.]


- BAŞINA GELECEK ile/ve/||/<>/> GÖZÜNE GÖRÜNECEK


- BAŞINA GELEN ile/ve BAŞINDAN GEÇEN


- BAŞINA GELEN ile/ve/||/<>/< OLMAMASI GEREKEN


- BASINÇ İLE GERİLME İLE YAMULMA ile/||/<> KATI CAD DEFORMASYONLARI

( Malzemelere uygulanan kuvvet türleri ve etkileri. )

( Formül: σ = F/A İLE ε = ΔL/L )


- BASINÇ ile/ve/||/<> DERİNLİK

( Basıncın daha çok olması için derinliğin de daha çok olması gerekir. İLE/VE/||/<> Derinlik azsa, basınç da az olur. )

( 1- Sıvının derinliğine bağlıdır. Sıvının derinliği arttıkça yaptığı basınç da artar.
2- Sıvının yoğunluğuna bağlıdır. Sıvının yoğunluğu arttıkça basıncı da artar.
[Sıvı basıncı, sıvının miktarına göredir, kabın biçimine bağlı değildir.] ) )

( vs./and/||/<> DEPTH )


- BASINÇ ve/||/<> HIZ

( P1 + 1/2 + pv²1 + pgh1 = P2 + 1/2 + pv²2 + pgh2 )

( BERNOULILER )


- BASINÇ ile/ve/<> OTOKLAV[Fr. < Lat., Yun.]

( ... İLE/VE/<> Vida ve civatalarla tutturulmuş, basit bir kapağı olan, iç basınca dayanıklı kap. | Laboratuvar işlerinde ve ameliyatlarda yararlanılan, her türlü araç ve gereçleri mikropsuzlaştırmak için kullanılan, basınçlı buhar kazanı. )


- BASINÇ ile/||/<> SIVI

( Pascal yasası, hidrolik prensip )

( Blaise Pascal tarafından 1647 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1623-1662) (Ülke: Fransa) (Alan: Matematik, Fizik) (Önemli katkıları: Pascal üçgeni, olasılık teorisi) )


- BASINÇ ile/||/<> YOĞUNLUK

( Basınç birim alana düşen kuvvet İLE yoğunluk birim hacimdeki kütledir )

( Formül: P=F/A İLE ρ=m/V )

( Blaise Pascal tarafından 1647 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- BASINÇ/LI = PRESSURE[İng.] = PRESSION[Fr.] = DRUCK[Alm.] = PRESSIONE[İt.] = PRESIÓN[İsp.] = PRESSUS[Lat.] = HO PIESMOS[Yun.] = ZAĞD[Ar.] = FEŞÂR[Fars.] = DRUK[Felm.]


- BASINÇÖLÇER ile BASIÖLÇER

( Hava basıncını ölçerek, yer yükseltilerini ve hava değişimlerini saptamak için kullanılan aygıt, barometre. İLE Buharın ya da herhangi bir gazın bulunduğu kabın, yüzeyine yaptığı basıncı belirleyen aygıt, manometre. | Akışkanların basıncını ölçen aygıt. )

( )

( BAROMETER vs. MANOMETER )


- BAŞINDAN ...:
"SALMAK" değil SAVMAK


- BASIP GİTMEK


- BASÎR[Ar.] ile MUSTEBSIR[Ar.]


- BASİRET ile/<> BASİRETSİZLİK ile/<> AYMAZLIK

( Yanlış yapmadan önce düşünmek. İLE/<> Yaparken, düşünmemek. İLE/<> Yanlış yapabileceğini düşünmemek. )


- BASÎRET[Ar.] ile 'ILM/İLM[Ar.]


- BASÎRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/SAĞ/DOĞRU GÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. )


- [ne yazık ki]
BASİRETSİZLİK ve/||/<>/> İHÂNET

( Sorumluları "yoksa". VE/||/<>/> Sorumluları bulunamaz. )


- BASİS SET ile/||/<> DÜZLEM DALGA

( Basis atom merkezli STO/GTO, düzlem dalga periyodik. )

( Formül: Molekül İLE kristal )


- BASİS ile/||/<> KOORDİNAT SİSTEMİ

( Basis bağımsız span seti, koordinat gösterim sistemi. )

( Formül: Spanning independent İLE representation )


- BASİT FAİZ İLE BİLEŞİK FAİZ İLE ANÜİTE ile/||/<> FAİZ HESAPLAMALARI

( Finansal matematik temelleri. )

( Formül: FV = PV(1+r)^n )


- BASİT FAİZ İLE BİLEŞİK FAİZ İLE SÜREKLİ BİLEŞİK ile/||/<> FAİZ TÜRLERİ

( Farklı faiz hesaplama yöntemleri. )

( Formül: A = Pe^(rt) )


- BASİT FAİZ ile/||/<> BİLEŞİK FAİZ

( Basit sadece anapara, bileşik faizin faizi )

( Formül: A = P(1+rt) İLE A = P(1+r)^t )


- BASİT HARMONİK HAREKET ile/||/<> PERİYODİK HAREKET (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Basit harmonik sinüzoidal, periyodik tekrarlayan harekettir )

( Formül: x=Asin(ωt) )

( Aristoteles tarafından -350 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-384--322) (Ülke: Antik Yunan) (Alan: Felsefe, Mantık, Biyoloji) (Önemli katkıları: Mantık, etik, metafizik) )


- BASİT KESİR ile/||/<> BİLEŞİK KESİR

( Basit pay

( Formül: 3/5 İLE 7/4 )


- BASİT ÖRGENLER/DOKULAR ile/ve/<> BİLEŞİK ÖRGENLER

( Bütün organ olarak aynı adı taşıyan ve aynı tanımla belirlenen, görülen ve idrak edilen kısımlardır, et ve sinir gibi. İLE/VE/<> Bütün olarak farklı ölçüdeki kısımlardan meydana gelmiş olup, onların bu kısımları gerek doğa olarak, gerekse ad olarak, birbirinden farklıdır; el, ayak ve yüz gibi. )

( Basit örgenler: Kemikler, Kıkırdak, Sinirler, Tendonlar, Bağ Dokusu, Arterler, Venler/Damarlar, Membranlar, Et. İLE/VE ... )

( el-KÂNÛN fi't-TIBB )

( AHŞÂ'[Ar. < HAŞÂ]: İç örgenler. | Gövdede bulunan bağırsaklar, ciğer gibi şeyler, içirik. | Cihetler, mahaller, bölgeler. )

( MAÂRÎ[Ar.]: Kişinin sürekli açıkta olan/kalan örgenleri. )

( TELÂSUK[Ar.]: Bitişme, bitişiklik. | Bir örgenin bir başkasına bitişip yapışması. )


- BASİT SARKAÇ İLE FİZİKSEL SARKAÇ İLE BURULMA SARKACI ile/||/<> SARKAÇ TÜRLERİ

( Farklı salınım sistemleri. )

( Formül: T = 2π√(L/g) )


- BASİT SÖZCÜK -ile

( SIMPLE / SIMPLEX WORD )


- BASİT TOPLUM ile/||/<> KARMAŞIK TOPLUM

( Basit toplum eşitlikçi küçük gruplar İLE karmaşık toplum hiyerarşik büyük yapılardır. Basit toplum avcı-toplayıcı İLE karmaşık toplum tarımsal-kentsel toplumdur. Göbeklitepe anıtsal mimari İLE basit toplumda karmaşıklık gösterir. )


- BASİT ile BAZİT[Fr. < BASIDE]

( ... İLE Bazit mantarların üreme örgeni. )


- BASİT ile BİRLİK

( SIMPLE vs. UNITY )


- BASİT ile/ve GENEL

( SIMPLE vs./and GENERAL )


- BASÎT ile/||/<> MÜFRED ile/||/<> MÜREKKEB

( Yüzey. | Üç boyutluların, nesnelerin yüzeyi. İLE/||/<> Basit, mürekkeb/birleşik olmayan. | Rakam ya da en büyük basamağı dışındaki basamaklarının tamamı "sıfır" olan sayı. | Terim. | Birim. İLE/||/<> Birleşik. | Basamakları "sıfır"dan farklı olmak kaydıyla iki ve daha fazla basamaklı sayı. )


- BASİT ile MÜREKKEB


- BASİTE İNDİRGEMEK değil BASİTE İNDİRMEK


- BASİT/KÜÇÜK/ÖNEMSİZ HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> BENİM ÖZENSİZLİĞİM/DİKKATSİZLİĞİM!


- BASİTLEŞTİRME ile DEĞERSİZLEŞTİRME

( TO SIMPLIFY vs. TO LOSE ITS VALUE )


- BASİTLEŞTİRME ile/ve/değil DÜŞÜNCE

( [not] TO SIMPLIFY vs./and/but TO THINK )


- BAŞKA (BİR) ALTERNATİF (ÇÖZÜM) değil ALTERNATİF (ÇÖZÜM)


- BAŞKA ALTERNATİF değil ALTERNATİF (ya da BAŞKA ÇÖZÜM)


- BAŞKA (BİR ÇÖZÜM) ile/ve/değil YENİ (BİR ÇÖZÜM)


- BAŞKA BİR ...:
"DÜNYA" değil YAŞAM (BİÇİMİ)

( Yoktur. DEĞİL Vardır, olanaklıdır. )


- BAŞKA:
O İŞ ile O İŞ


- BAŞKA (OLABİLİR/OLMAMALI):
"İÇİMİZDEKİ SAZLAR" ile/ve/||/<>/>< AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLER

( Duygular. İLE/VE/||/<>/>< Düşünceler. )


- BAŞKA ŞANSI YOK değil BAŞKA YOLU YOK


- BAŞKA ile/ve/||/<>/> ÖZGÜRLEŞME


- BAŞKALARI ...:
BİZİMLE YÜRÜYEBİLİR ve/fakat BİZİM İÇİN YÜRÜ(YE)MEYEBİLİR


- BAŞKALARI değil BAZILARI


- BAŞKALARINA "EFENDİLİK" ile/değil/yerine/>< KENDİMİZE EFENDİLİK

( "Güç" gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olmayı gerektirir. )


- UTANMA:
BAŞKALARINDAN ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNDEN


- BAŞKALARINI AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KENDİNİ AFFETMEK

( Affetmek, bir mahkûmu serbest bırakmaktır ve o mahkûmun kendin olduğunu keşfetmektir. )

( AFFEDELİM!!!

Lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:

"Bir yaşam deneyimine katılmak ister misiniz?"

Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. "O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin"

Öğrenciler bunu da yapar. "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!"

Öğrenciler, bu işten pek birşey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarını üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:

"Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın,o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."

Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:

"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar."

Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikâyete başlar:
"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, kişiler, tuhaf bakıyor bana artık. Hem sıkıldık, Hem yorulduk!"

Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,

halbuki affetmek, en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir. )

( Kendini affetmeyen kişinin, tüm kusurları affedilebilir. )

( FORGIVE THE OHTERS vs./and/||/<>/< FORGIVE THE SELF )


- BARIŞ(TIR)MAK:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/<> KENDİNİ (KENDİNLE)

( Zaman zaman. İLE/VE/<>/DEĞİL Her zaman. )


- BAŞKALARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞMAK ve/||/<>/> KENDİNİ DÜĞÜMLEMEK


- BAŞKALARINI DÜŞÜNMEK ile/değil/yerine BAŞKALARINI DA DÜŞÜNMEK


- KANDIRMA:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ


- BAŞKALARINI) SUÇLAYAN ile/||/<> KENDİNİ SUÇLAYAN | ile/||/<> KİMSEYİ SUÇLAMAYAN

( [Gidilecek yolu ...]
Çoktur. İLE/VE/||/<> Yarısı kalmıştır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çok azı kalmıştır. )


- BAŞKALARININ (")TERBİYESİZLİĞİ(") ile/değil/yerine/>< KENDİ TERBİYEN


- BAŞKALARIYLA KIYASLAMA ile/değil/yerine/>< BAŞKALARINI ÖRNEK ALMA


- BAŞKALAŞIM ile/ve DEĞİŞİM

( METAMORPHISM vs./and ALTERATION )

( İSTİHÂLE ile/ve ... )


- BAŞKALAŞIM ile GELİŞİM

( METAMORPHISM vs. PROGRESS/DEVELOPMENT )


- BAŞKALAŞIM ile İÇBAŞKALAŞIM

( ... İLE Püskürük magmaların, soğurdukları kültelerin/kayaçların etkisi altında, bileşimlerinde oluşan başkalaşım. )


- BAŞKALAŞIM ile YARIBAŞKALAŞIM ile TÜMBAŞKALAŞIM

( ... İLE Böceklerde, kurtçuk evresi görülmeyen başkalaşma türü. İLE Böceklerde, kurtçuk ve koza evresi geçiren başkalaşma türü. )


- BAŞKALAŞTIRMA ile/ve/değil/yerine DÖNÜŞTÜRME

( [not] TO CHANGE vs./and/but TO TRANSFORM
TO TRANSFORM instead of TO CHANGE )


- BAŞKAN ile ASBAŞKAN

( ... İLE İkinci başkan. )


- BAŞKAN ile BAŞBUĞ

( ... İLE Eski Türklerde baş, başkan, komutan. | Osmanlı Devleti'nde savaş zamanı başka birliklerden ayrılıp bir araya getirilerek oluşturulan birliğin ya da milis güçlerinin komutanı. )


- BAŞKAN ile/ve/||/<> DANIŞMAN ile/ve/||/<> MUHTAR

( Dernek, vakıf, parti, enstitü, belediye, spor kulübü vb. gibi, "başkanlık" konumu ile sürdürülen kurum ve kuruluşlarda, "Başkan" olarak görev yapan kişinin, öteki yönetim kurulu üyelerinden hiçbir farkı, önceliği ya da üstünlüğü yoktur ve de ol(a)maz! Sadece, üstlenmiş olduğu geçici görevinde, biraz daha sorumluluk ve çok büyük bir fark ya da ayrıcalık oluşturmayacak bazı küçük ama önemli yetkileri bulunmaktadır. Bu, sınırsız ve sonsuz olmayan "yetkilerini" de, öncelikle ve tamamen, kurumun/kuruluşun ve yönetim kurulunun ne yapacakları değil ne gibi yanlışlıkların, eksikliklerin kalmaması, sorunların daha az çıkması yönünde, bilgi ve deneyim artılarını, kurum/kuruluş ve topluma sunacağı hizmeti amacıyla kullanmak durumundadır. Söz ya da karar verme makamı diye bir üstünlüğü de söz konusu değildir. Ortak alınmış/alınacak olan uygulama, yürütme kararlarında, oy fazlalığının bulunması, kişisel isteği ya da çıkarları yönünde değil sadece toplumun ortak çıkarları yönünde kullanılmak üzere, biraz daha fazla olan bilgi ve deneyimiyle, olası yanlış karar ve uygulamalara engel olabilmesi içindir. Dolayısıyla, bir şeyleri kendilerine sormak ya da izin istemek gibi bir üstünlükleri de söz konusu değildir. Fakat ne yazık ki, "Aman, işimiz ve aramız bozulmasın" kaygısıyla, kişiler, olması ve yapılması gereken süreçlerde sessiz kalır ve bu da başkanlık görevinde bulunan kişinin yetkilerini aşmasına, kötüye kullanmasına ve bu yanlışlara göz yumulmasına kadar gitmektedir. Bu tıkanıklığın giderilmesi için de başta, yönetim ve yürütme kurulu olmak üzere, tüm üyelerin ve vatandaşların, kişi değil kavram, kurum ve hizmet esaslı bir çalışma sürecinde olunduğunu anımsaması gerekmektedir.

İLE/VE/||/<>

Kişi, kurum ve kuruluşlara hizmet etmekte olan danışmanlar, kendilerine danışılan konuların uygulayıcısı durumunda değildir ve bu durumda bırakılamaz. Olası uygulamalardaki, girilmeyecek, sapılmayacak yönleri ve yolları işaret etmekle görevlilerdir. Ne yapılması hakkında, bilgi ve deneyim aktarımında bulunurlar fakat önerdikleri alanda daha fazla bilgili diye, işi ya da süreci, danışmana bırakmak gibi bir tutum ya da beklenti sergilenemez.

İLE/VE/||/<>

Halk tarafından seçilerek ve belirli bir dönem, koşul, sorumluluk, yetki ve görevlerle sınırlı kalmak üzere, yaşanılan bölgenin ilk yönetimsel yetkilisi olarak, bölgedeki ne yapılacaklarla değil ne yapılmayacaklarla, neyin, ne kadar süre ve koşulda, eksik ya da sorunlu kalmamasını sağlamak üzere, ihtiyâr heyeti desteği ile işbirliğinde bulunan kişidir. "Muhtar" sözcüğü, "Hayır!" kökünden gelerek, kendi ya da yakın çevresinin irâdesiyle değil ne yapılmayacağının ya da engel olunacağının bilgisine sahip olan kişi, ihtiyârını devrede tutan kişi anlamına gelmektedir. Fiziksel olarak yapılması gereken işlerde de belediye başkanını, güvenlik amacıyla da vali, kaymakam, polis, jandarma gibi ilgili kurum ve yetkililerle daha yakın ve doğrudan ilişki içinde olma görevindelerdir. Kaymakam ve valilerden daha alt bir yetki ve konumda olsalar da, belediye başkanından sonra değil önce gelirler. )


- BAŞKA'NIN ile BAŞKAN'IN


- BAŞKA-NIN ile BAŞKAN-IN


- BAŞKAN/SERVER[Fars.] ile PATRON


- BAŞKASI İLE GELEN MUTLULUK
ile/ve/değil/||/<>/>
BAŞKASI İLE GİDEN MUTLULUK


- BAŞKASINA SÖYLEDİĞİN/SÖYLEYEBİLDİĞİN ile ANCAK/SADECE KENDİNE SÖYLEYEBİLECEĞİN

( (ABLE) TO SAY/TELL SOMETHING TO OTHERS vs. ONLY ABLE TO SAY TO YOURSELF )


- BAŞKASINI "KANDIRMAK" değil KENDİNİ YADSIMAK


- BAŞKASININ, BİZİ KEŞFETMESİ ile/ve/>/değil/yerine KENDİNİ KEŞFETME

( Beşer. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE İnsan. )


- BAŞKASININ SORUSU ile/değil/yerine KENDİ SORUN


- BAŞKASININ/BAŞKALARININ YANITLARI ile/ve/değil/yerine KENDİ(NİN) YANITLARI(N)


- BAŞKASIYLA PAYLAŞTIĞIN/PAYLAŞABİLDİĞİN ile ANCAK/SADECE KENDİN YAŞAYABİLECEĞİN

( (ABLE) TO SHARE WITH OTHERS vs. ONLY YOU ABLE TO EXPERIENCE )


- BASKET :/yerine SEPET


- BASKETBALL :/yerine BASKETBOL


- BASKETBOL değil/yerine/= SEPETTOPU


- BASKI ile/ve BASINÇ

( Tek bir yönden. İLE/VE Her yönden. )

( Baskı yapan şeyi/nesneyi gösterir/düşündürür. İLE/VE Baskı olunan şeyi/nesneyi/durumu gösterir/düşündürür. )


- BASKILAMA ile BASTIRMA


- BASKILAYICI TUTUM ile/değil/yerine SINIRLAYICI TUTUM


- BASKIN/HAKİM GEN ile/ve/<> SAKLI GEN

( Kişinin geni olduğu gibi, dünyanın da geni, insandır. )

( DOMINANT GENE vs./and/<> RECESSIVE GENE )


- BASKIN GEN ile/ve/||/<> ALTGIN GEN

( DOMINANT GENE vs. RECESSIVE GENE )


- BASKIN ile BAŞAT


- BASKIN ile BASKILI


- BASKIN ile/ve/||/<> EGEMEN


- BASKIN ile/ve/değil/||/<> ÖNE ÇIKAN


- BAŞLAMAK İÇİN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BAŞLAMAMAK/YAPMAMAK İÇİN

( "En" doğru zamanı beklemek. İLE/VE/||/<>/> [bazen/çoğunlukla] Olumsal/keyfî "bahane" (olabilir). )


- BAŞLAMAK ve/<> BAŞARMAK

( Başlamak, başarmanın yarısıdır. )

( Her iş, başlayana kadardır. )


- BAŞLAMAK-BİTİRMEK ile BAŞLAMAK-TAMAMLAMAK

( TO BEGIN-TO FINISH vs. TO BEGIN-TO COMPLETE )


- BAŞLANGIÇ:
EYLEM ile/ve/değil/||/<>/< ÖRTÜK EYLEM


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BAŞLANGIÇ ile/>< BİLİNÇ

( Başlangıca en yakın olan, bilince, en uzak olandır. )


- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<>/> GELİŞİM


- BAŞLANGIÇ ile/ve/değil KAYIT TARİHİ, RESMİYET KAZAN(DIR)MA


- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> KÖKEN ile/ve/||/<> DOĞUM


- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> SON


- BAŞLANGIÇ ile/ve SÜREÇ(VETÎRE)

( ... İLE/VE Bir öncekini içeren, bir sonrakine yol açan gelişim. )

( Ancak başlangıçta sizin olan sonda da sizin olarak kalır. )

( Başlangıç ile son arasındaki fark ancak zihinde vardır. )

( Only what is your own at the start will remain your own in the end.
The difference between the beginning and the end lies only in the mind. )

( BEGINNING vs./and PROCESS )


- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> ZEMİN


- BAŞLATICI/SI ile/değil/yerine/ BAŞLANGICI


- BAŞLI BAŞINA (ELE ALMAK)


- BAŞLI BAŞINA ile TAMAMEN


- BAŞLI BAŞINA ile BAMBAŞKA


- BAŞLIK ile BARATA[< İt.]

( ... İLE Osmanlı sarayında, genel olarak bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydikleri, kırmızı çuhadan yapılmış başlık. )


- BAŞLISU :

( İstinye sınırları içinden çıkan içimi çok iyi olan bir memba suyudur. )


- BAŞLU değil/yerine/= YARALI


- BASMA ile BASMAK

( Basmak eylemi. | Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua. | İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun. | Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılan. | Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı. | Basılmış, matbu. | Gübre, tezek. İLE Gövdenin ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere ya da bir şeyin üzerine koymak. | Küçük çocuklar ayakta durabilmek. | Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. | Sıkıştırarak yerleştirmek. | Bası işi yapmak, tabetmek. | Örtmek, bürümek, kaplamak. | Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. | Baskın yapmak. | Yaş almak. | Dumanın, sisin vb. çevreyi kaplaması, çökmesi. | Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. | Kümes hayvanları kuluçkaya yatması. | Uygunsuz vaziyette yakalamak. | Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak. )


- BAŞMAK ile/ve/||/<> BAŞMAKLIK

( ... İLE Camide ayakkabı konulan yer. | Sultanın anne, kız kardeş, kız ve hasekilerine bağlanan ödenek, has. )


- BAŞMAK/BAŞMAQ[Oğuz] ile/||/<> BAŞNAK/BAŞNAQ/BAŞTAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çarık. İLE/||/<> Silahsız (kişi). )


- BAŞOĞLU, FERİT (KEFELİKÖY, 1958 - 2008) :

( Sarıyerli. Pertevniyal ilkokulundan sonra Tophane Sanat Okulundan mezun oldu. Elektrik teknisyeni olarak iş hayatına atıldı. Siyasete ANAVATAN saflarında başladı ve 1984 yerel seçimlerinden Anavatan partisinden Sarıyer Belediye Meclisine üye seçildi ve bir dönem (1984 - 1989) bu görevi yaptı. Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. )


- BAŞOKÇU/İFFET HANIM YALISI :

( Rumelihisarı Baltalimanı Caddesi üzerindedir. Sultan II. Mahmut döneminde (1808 - 1839) yapılmıştır. 1988'de kagir olarak yeniden inşâ edildi ve üzeri ahşap kaplama ile kaplandı. )


- BASRA OKULU ile/ve/<> KÛFE OKULU


- BASS ile BASS

( Levrek. İLE Bas [ses/gitar vb.] )


- BASSO[Jap.] ile BASSO[İt.]

( Çinli Zen ustası Ma-tsu'ya (709-788) Japonya'da verilen ad. İLE En kalın erkek sesi. | En kalın sesli orkestra çalgısı. )


- BAST (HALİ) ile/ve KABZ (HALİ)

( Kâmil kişinin ihtiyârındadır. )


- BAŞTA ile/ve/değil BAŞINDA


- BAŞTACI değil BAŞ TÂCI


- BAŞTAN ANLATMAK ile/yerine SORULURSA ANLATMAK

( EXPLAINING AT THE BEGINNING vs. EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS
EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS instead of EXPLAINING AT THE BEGINNING )


- BAŞTAN AŞAĞI


- BAŞTAN BAŞA (SARMAK, DOLAŞMAK)

( SER-Â-PÂ, SER-TE-SER )


- BAŞTAN BAŞA ile BOYDAN BOYA


- BAŞTAN ÇIKARMAK ile/ve YOLDAN ÇIKARMAK


- BAŞTAN ÇIKMAK ile/ve/||/<>/> YOLDAN ÇIKMAK


- BAŞTAN DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> ZAMANINDA DÜŞÜNMEK


- BAŞTAN SONA, SONDAN BAŞA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOLDAN SAĞA, SAĞDAN SOLA / YUKARIDAN AŞAĞI, AŞAĞIDAN YUKARI


- BAŞTANKARA ile BAŞTAN KARA

( Kuş. İLE Gitmek, etmek. )


- BAŞTANKARA ile MAVİ BAŞTANKARA


- BAŞTİMAR, BURHANETTİN (1912 - 1082) :

( Sarıyerlidir. Ticaretle iştigal etti. Uzun süre Sarıyer'i temsilen İstanbul Belediyesinde Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı. )


- BASTIRILMA ile/ve/<> DIŞLANMA


- BASTIR(IL)MAK ile SİNDİR(İL)MEK

( TO (GET) SURPASS vs. TO (GET) CROUCH DOWN )


- DUYGU:
BASTIRILMIŞ ile/ve/||/<> REDDEDİLMİŞ


- BASTIRILMIŞ ile/ve GİZLİ


- BASTIRILMIŞ/LIK ile/ve VAZGEÇMİŞ/LİK

( Kişiler, neden/nasıl vazgeçerler?
( Why people give up? )

Hızlı sonuç beklediklerinden dolayı...
( Expect fast results... )

Kendilerine inançlarını kestiklerinden dolayı...
( Stop believing in themselves... )

Geçmişe saplanıp kalmalarından dolayı...
( Get stuck in the past... )

Hatalarında yaşadıklarından dolayı...
( Dwell on mistakes... )

Gelecekten korktuklarından dolayı...
( Fear the future... )

Değişime direndiklerinden dolayı...
( Resist the change/alteration... )

Güçlerinden vazgeçtiklerinden dolayı...
( Give up the power... )

Güçsüzlüklerine inandıklarından dolayı...
( Believe in their weaknesses... )

Dünyaya sahip oldukları zannından dolayı...
( Feel the world owes them something... )

Başarıyı istemekten çok, hata yapma korkularından dolayı...
( Fear failure more than desire success... )

Nelerin olanaklar içinde olduğunu görememelerinden dolayı...
( Never visualize what is possible... )

Kaybedecek şeylerinin çok olduğu zannından dolayı...
( Feel they have something to lose... )

Fazla çalışmaktan dolayı...
( Overwork... )

Sorunlarının sadece kendilerine özgü ve biricik olduğunu zannetmelerinden dolayı...
( Assume their problems are unique... )

Geri dönmenin ve geri dön işaretinin, hata yaptıkları anlamına geldiğini zannetmelerinden dolayı...
( See failure as the signal to turn back... )

Kendilerini, üzgün, güçsüz, acınası hissetmelerinden dolayı...
( Feel sorry for themselves... ) )


- BASTIRMAK ile/ve/<> GÖZARDI ETMEK


- BASTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< TUTMAK


- BAŞUCU ile BAŞ UCU


- BÂSÛR[Ar. çoğ. BEVÂSÎR] değil/yerine/= MAYASIL

( Kalınbağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen iltihaplanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden makattan kan ya da irin gelmesi. )


- BÂSÛR[Ar. çoğ. BEVÂSÎR] ile KANLI BÂSÛR/İSHAL/DİZANTERİ[Fr. < Yun.]

( Kalınbağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen iltihaplanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden makattan kan ya da irin gelmesi. İLE Ağrılı ve kanlı ishalle beliren, bağırsakta yaralara yol açan, bulaşıcı, salgın sayrılık. )


- BASUT ile BASUT
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yardım. İLE Yardımcı, destekçi. )


- BASYA[Lat. < BASIA] -ile

( Sapotgillerden, tohumlarından sabunculukta kullanılan bir yağ elde edilen, Asya'da yetişen bir ağaç. )


- BAT ile/||/<>/< HURMA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hurma ezildikten sonra geriye kalan posa. İLE/||/<>/< ... )


- BATA-ÇIKA (BUGÜNLERE GELMEK)


- BATAĞAN ile KARA BOYUNLU BATAĞAN

( image )

( GREBE vs. BLACK-NECKED GREBE )

( PODICIPEDIDAE cum PODICEPS NIGRICOLLIS )


- BATAĞAN ile KÜÇÜK BATAĞAN


- BATAKLIK ve/||/<> BATAKÇIL

( ... VE/||/<> Bataklıkları seven, bataklıklarda yaşayan bitki ya da hayvan. )


- BATAKLIKTA SİNEK AVLAMAK değil/yerine BATAKLIĞI KURUTMAK


- BATARYA[İt. < BATTERIA] ile BATARYA[İt. < BATTERIA]

( En küçük topçu birliği. | Savaş gemilerinde borda topları ve bunların bulunduğu güverte parçası. İLE Pil. | Birkaç aygıtın bir araya getirilerek belirli bir biçimde eklenmesinden oluşan takım. )


- BATERİ[İng. < BATTERY] değil/yerine/= PİL

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 52.676 başlık/FaRk ile birlikte,
52.676 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(23/212)