Bugün[16 Ekim 2025]
itibarı ile 7.202 başlık/FaRk ile birlikte,
7.202 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(24/30)


- SAVRULMAK ile/değil/yerine/>< SALINMAK


- SAVRULMAK ile/değil SARSILMAK


- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME


- SAVSAKLAMA ile/ve/<> SALLAMA


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
FİZİKSEL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA SİLAHLARI ile/ve DAVRANIŞSAL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA HAREKETLERİ


- SAVUNMA ve/||/<> GÜDÜLENME ve/||/<> KAYGI


- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA


- SAVURGAN/LIK ile/ve/<>/değil/yerine DAĞINIK/LIK


- SAVURGAN/LIK ile/değil/yerine/>< SADÂKAT


- SAVUŞMA/CIZLAM[argo] ile SIVIŞMA

( Kaçma. İLE Ortadan kaybolma. )


- ŞÂYÂN[Fars.] değil/yerine/= UYGUN, YAKIŞIR, YARAŞIR, DEĞER


- SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK ile/ve/||/<> ÖZDENETİM


- SAYGI (GÖSTERMEK) ile/ve/||/<>/> ANLAYIŞ (GÖSTERMEK)


- SAYGI ile/ve/||/<> ÇEKİNMEK


- SAYGI ile/ve/<> DEĞER VERMEK

( RESPECT vs./and/<> TO ESTEEM/APPRECIATE )


- SAYGI:
BİLİNÇ ve/||/<> DUYARLILIK


- SAYGINLIK/PRESTİJ[Fr.,İng. < PRESTIGE] ile GÖSTERİŞ

( ... ile NÜMÂYİŞ )

( ... ile AFİLİ[Gösterişli, çalımlı.] )


- SAYGISIZ/LIK:
ÇEKİNMEMEK(TEN) ile/ve/değil/||/<>/< YETERİNCE ÇEKİNMEMEK(TEN)


- SAYGISIZLIK ile/ve/değil DÜŞÜNCESİZLİK

( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but THOUGHTLESSNESS )


- Saygı duyulmak için DİNLE!!!


- SAYI ile/ve/||/<>/> NARSİSİST SAYI/ARMSTRONG SAYISI/MÜKEMMEL KUVVETLİ SAYI

(

Bir sayının basamaklarının her birinin, toplam basamak sayısı kadar üssü alınıp toplandığında yine aynı sayıyı vermesi durumu.

Matematiksel Açıklama

Bir n basamaklı X sayısı için:

X = d1 + d2 + ... + dn

biçimindeki denklem sağlanıyorsa X bir narsisist sayıdır.

Örnekler

  • 153 sayısı:
  • 13 + 53 + 33 = 1 + 125 + 27 = 153
  • 9474 sayısı:
  • 94 + 44 + 74 + 44 = 6561 + 256 + 2401 + 256 = 9474

Bu tür sayılar, belirli bir düzende ortaya çıkmaz ve genellikle belirli bir aralıkta bulunmaları için özel algoritmalar kullanılır.

)


- SAYILABİLİRLİK ile/ve/||/<>/> BİREYLEŞİM


- SAYRI/HASTA/HİPOKONDRİAK ile/değil SAYRIMSAK

( ... İLE/DEĞİL Gerçekte sayrı olmadığı halde, kendini sayrı gösteren/sanan. )


- SAYRILIK/HASTALIK/MARAZ[Ar.] değil/yerine/>< ESENLİK


- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK

( DISEASE vs./and ENDEMIC )


- SCIENCE ile PSEUDO SCIENCE


- SEANS[İng.] değil/yerine/= OTURUM


- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ

( Doğum yerimiz. | Ten rengimiz. | Anne ve babamız. | Cinsiyetimiz. | "Adımız." | "Kökenimiz."

İLE/VE/||/<>

Adâletli olmak. | Ahlâklı olmak. | İyi kalpli olmak. | Dürüst olmak. | Saygılı olmak. | Öğrenmeye açık olmak. | Kendini geliştiren olmak. | Önyargısız olmak. )


- SEÇİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< STRATEJİ


- SEFÂLET ile/ve/değil İÇ SEFÂLET


- SEFALJİ ile/||/<> MİGREN

( Baş ağrısı. İLE/||/<> Şiddetli baş ağrıları ve öteki belirtilerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. )


- ŞEFKÂT ve NEZÂKET :
SAĞIRIN DA DUYABİLDİĞİ ve/||/<> KÖRÜN DE GÖREBİLDİĞİ


- SEHER ve/||/<> BAHAR

( Gecenin sonu/sonrası. VE/||/<> Kışın sonu/sonrası. )


- ŞEHİR ve/> ARTI DEĞER


- SEHİV[Ar.] değil/yerine/= HATA

( Unutma nedeniyle yapılan hata ve sonucu bakımından, çok önemli olmayan yanlışlık.[Akla geldiğinde telâfisi de yapılmak üzere.] )

( Bizden hatâ, Hakk'tan atâ'. )


- SEHV değil/yerine/= YANLIŞ, HATA | YANILMA


- ŞEHVET ile ...

( AŞIRI İSTEK | MADDEYE OLAN BAĞIMLILIK | NEFİS )


- ŞEHVET ile/ve/değil/yerine AŞK

( Tüm canlılar arasında. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kişiden/insandan, her şeye yönelik. )

( Herkes, dur der! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Herkes, kabul eder. )


- ŞEHVET ile CİMRİLİK

( Maddeye olan bağımlılık. İLE Elisıkılık, Elindekikini sakınma/paylaşmama. )

( İnsanı mağlup eden her arzu şehvettir. )

( ŞEHVET: Nefsin aldığı tüm paylar. )

( ŞEHVET: Allah'ın varlığını bildiğin halde kendi varoluşunu gözardı edememek. )


- ŞEHVET ve/> İFFET/UT


- ŞEHVET ve ŞİDDET


- ŞEHVETTEN ile/ve/değil/yerine AŞKTAN

( Beşer doğulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İnsan olunur. )

( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kalıcı. )

( Beşeri aşk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi. | Tüm yetkin olanlar. )

( Mülkiyet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Özgürlük. )


- ŞEKER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SABUN (OYUNU)


- ŞEKER SAYRILIĞI ile GİZLİ ŞEKER SAYRILIĞI

( DIABETES INSPIDUS vs. DIABETES MELLITUS )


- SEKS (YAPMAK) ile/ve/değil/||/<>/< HEYECAN (YAPMAK)


- SEKSÎ ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< KIŞKIRTICI


- SEKTE[Ar.]/KRİZ[İng. < CRISIS] ile/||/<>/> BUNALIM/BUHRAN[Ar.]

( Tıpta. [kalp sektesi(nden ölmek/gitmek) /kalp krizi(nden ölmek/gitmek).] İLE/||/<>/> Toplumsal. [büyük buhran (1929)] )


- ŞEKVÂ değil/yerine/= ŞİKÂYET, HOŞNUTSUZLUK

( ŞİKÂYET, HOŞNUTSUZLUK )


- SELF-AWARENESS[İng.] değil/yerine/= ÖZ FARKINDALIK


- SEMÂ'DA:
DÖNÜŞ ve/<> DUYUŞ ve/<> HİTAB ve/<> OLUŞ


- ŞEMAL" değil ŞEMAİL


- SEMANTİK BELLEK/SEMANTIC MEMORY[İng.] değil/yerine/= ANLAMSAL BELLEK


- BELLEK:
SEMANTİK ile/ve/||/<> EPİZODİK

( Olgusal. İLE/VE/||/<> Özgeçmişe dayalı. )


- SEMANTİK[Fr., < SEMANTIQUE / İng. < SEMANTICS] değil/yerine/= ANLAMBİLİM/ANLAMSAL


- ... ŞEMASI ile ... AĞACI


- ÂFETLER:
SEMÂVÎ ile/ve/||/<> MÜKTESEP

( ÂFÂT-I SEMÂVİYE ile/ve/||/<> ÂFÂT-I MÜKTESEBE )


- SEMİR ZEKİ


- SEMPATİ[İng.] ile EMPATİ ile APATİ ile ANTİPATİ ile TELEPATİ

( Duygudaşlık, yakınlık, sıcakkanlılık. İLE Duyumsama, kendini ötekinin yerine koyma çabası. İLE [hiçbir şey] Duyumsamama, duyumsuzluk, kayıtsızlık. | Sürekli cansızlık, gevşeklik. İLE Karşıduyum, soğukluk. İLE Uzaduyum. | Zihinsel, uzaktan [işaretsiz, yazısız, sözsüz] iletişim kurma (becerisi). )

( PATHOS[Yun.]: Duyum/samak, his/setmek. )

( SYMPATHY vs. EMPATHY vs. APATHY vs. ANTIPATHY vs. TELEPATHY )


- SEMPATİ/SYMPATHY[İng.] değil/yerine/= HOŞ DUYUM


- SEMPATİK ile/||/<> PARASEMPATİK

( Sempatik hızlandırıcı İLE parasempatik yavaşlatıcı sinir sistemidir )

( Formül: Savaş-kaç İLE dinlen-sindir )


- SEMPATİKO ile/ve/||/<> SEMPATİ ile/ve/||/<> EMPATİ ile/ve/||/<> CONPATİ


- SEMPATİZAN[Fr.] değil/yerine/= DUYGUDAŞ


- SEMPTOMATOLOJİ ile/ve/||/<> ETİYOLOJİ ile/ve/||/<> TERAPÖTİK

( Göstergelerin incelenmesi, belirtibilim. İLE/VE/||/<> İLE/VE/||/<> Nedenlerin araştırılması. İLE/VE/||/<> Tedavi/sağaltım yollarının araştırılması ve uygulanması. )


- ŞEN-ŞAKRAK (BİRİ)


- SENDELEME ile YALPALAMA

( ... İLE Dengesi bozularak, bir sağa, bir sola eğilmek. [YALPA: Rüzgâr ya da dalgaların etkisiyle, geminin, bir sancağa(sağa), bir iskeleye(sola) yatıp kalkması.] )


- SENDEN/BENDEN FARKLI DÜŞÜNEN(E TAHAMMÜL) ile SENDEN/BENDEN FARKLI İNANAN(A TAHAMMÜL)


- SENİ, SENDEN EDEN ile/değil/yerine SENİ, SEN EDEN


- SENİ SEVMEYENE GÖSTERME!:
SABIR ve/||/<> FEDÂKÂRLIK ve/||/<> SEVGİ

( [gösterirsek, onun için ...] ... "Yüzsüzlük" "olur". VE/||/<> ... "Eziklik" "olur". VE/||/<> ... "Kişiliksizlik" "olur". )


- SENİ:
SEVMEYENİ ile/ve/değil/yerine/>< SEVENİ

( Tatlı olsa da unut. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Zehir olsa da yut. )

( Sevme! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Sev... [Sevenin/sevginin ölçütü de tüm davranış, tutum ve sözlerinde ne kadar saygılı olduğu/davrandığıdır.] )


- (SENİN) DEDİĞİN (GİBİ) OLSUN (DİYE) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖNLÜN OLSUN (DİYE)


- SENİN, İÇİN FESAT değil/yerine ÖKÜZ ALTINDA, BUZAĞI ARAMAMAK GEREK


- SENSÖR değil/yerine/= ALICI/ALGILAYICI


- SENSORY GATING[İng.] değil/yerine/= DUYUSAL KAPILAMA


- SENTRİYOL ile/||/<> SENTROZOM

( Sentriyol mikrotübül yapı İLE sentrozom organizasyon merkezidir )

( Formül: Yapı İLE MTOC )


- SERBEST ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil SALLAMAK


- SERD[Ar.] ile SERD[Ar.] ile SERD[Fars.]

( Sözü, düzgün ve uygun söyleme. İLE Doğrama, doğranma. İLE Soğuk. | Sert, haşin, çirkin. | Sert, kaba, hoyrat. )


- SEREBRAL PALSİ ile FRIEDREICH ATAKSİ


- SEREBRAL/CEREBRAL ile/||/<> SEREBROSPİNAL/CEREBROSPINAL

( Beyinle ilgili. İLE/||/<> Beyin ve omurilikle ilgili. )


- SEREBRUM'DA:
YARIK ile/ve OLUK

( FISSURE vs./and SULCUS )


- ONUR = ŞEREF[Ar.] = HONOUR[İng.] = HONNEUR[Fr.] = EHRE[Alm.] = ONORE[İt.] = HONOR[İsp.]


- ŞEREF[Ar.] değil/yerine/= ONUR, YÜCEY


- ŞERGİL değil/yerine/= ASKINTI, BAŞ BELÂSI


- SERİ ZAMAN ALGILAMASI ile SÜREKLİ ZAMAN ALGILAMASI

( PERCEPTION OF SERIAL TIME vs. PERCEPTION OF CONTINUAL TIME )


- SEROTONİN ve/||/<> DOPAMİN ve/||/<> OKSİTOSİN ve/||/<> ENDORFİN

( Mutluluk hormonları. )


- SERPANTİN/PARPI değil/yerine/= YILANTAŞI

( Rengi ve billur yapısı farklı birçok türü olan, perido ve öteki minerallerin başkalaşmasıyla oluşan kütle. )


- SERPİLME ile/ve/||/<> GELİŞME


- SERSEMLEMEK, ŞAŞKINLAMAK = SANGILAMAK


- SERSERİ[Fars.] ile/ve/||/<> HERCÂÎ[Fars.]

( Başı boş.[baş başa][kendi kendine] İLE/VE/||/<> İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )


- SÖZ:
SERT ile/ve/||/<> TERS ile/ve/||/<> KİTABIN ORTASINDAN


- SERTİFİKA[Fr.]["SERFİTİKA" değil!]/DİPLOMA[Yun.] ile ÖĞRENİM BELGESİ/ÖĞRENİBELGE


- SERTLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< REDDETMEK


- SERZENİŞ ile HAYIFLANMA


- SERZENİŞ ile SIZLANMA


- SES-SOLUK (ÇIKARMAMAK/ÇIKARMASIN/ÇIKARMIYOR)


- SES ile/ve/değil/yerine SESSİZLİK(SÜKÛNET)

( Sessizlik, baş etmendir. )

( Sessizlikle Bilgelik, Davranışlarla Krallık. )

( Sessizlik ve sükûn - öte yol budur. )

( Sessizlikten başka hiçbir belirli düşünce, zihnin doğal hali olamaz. )

( Sessizliğe ulaştığınızda, herşey doğal biçimde, sizin tarafınızdan bir girişim olmaksızın kendiliğinden oluşacaktır. )

( Aklın, davranışlardaki en açık belirtisi sükûnet ile zarâfettir. )

( Sessizlik ve sükûnet içinde, gelişirsiniz. )

( Sükûnet ve sessizlik içinde, büyürsünüz. )

( Size yardım edecek olan, sessizliktir. )

( Sükûnet ve sessizlik içinde "Ben" kabuğu erir ve iç ile dış bir olur. )

( Umudunuz, zihninizde sessiz ve gönlünüzde sakin kalmakta yatar. )

( Öteye varabilmek için sessizliğe râzı olmalısınız. )

( Tüm gereksinimim(iz), SESSİZLİK. )

( Kendinize tam bir sessizlik içinde bakın, kendinizi tanımlamayın/tarif etmeyin. )

( Sessiz ve sakin kalın. )

( Gerçeğe varmış olan kişiler çok sessizlerdir. )

( İlim, hâle inkılâp edince ses çıkmaz. )

( Sadece aslî olanda sükûn ve huzur vardır. )

( Sessizlik bir kez idrak edildiğinde, o, değişebilir olanı derin biçimde etkiler, kendi etkilenmeden kalarak. )

( Sessizlik hakkındaki tüm konuşmalar, gürültüden ibarettir. )

( YAZIT

Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde, huzur bulunduğunu unutma! Başka türlü davranmak, açıkça gerekmedikçe, herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık, unutmak olsun. Bağışla ve unut! Fakat kimseye teslim olma! İçten ol; telâşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü, dünyada, herkesin bir öyküsü vardır.

Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; yaşamdaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen, yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki, başarıların, gövdeni ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni yaşamlar başlatmış olacaksın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene, önerilerde bulun fakat hükmetme. Kişileri yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın, yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.

Aşka burun kıvırma sakın; o, çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye uygun bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma gereksinimi olduğunu unutma.

Kaybetmeyi, ahlâksız kazanca yeğle. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azâbı, yaşam boyu sürer. Bazı idealler, o kadar değerlidir ki, o yolda yenilmen bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras, dürüstlüktür.

Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme.

Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini, rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil gemiyi, limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da anımsa ki, evreni yargılamak olanaksızdır. Ondan dolayı, kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol.

Anımsar mısın doğduğun zamanları: Sen ağlarken, herkes, sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir yaşam geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. :) Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Önünde sonunda, tüm servetin, sensin. Görmeye çalış ki, tüm pisliğine ve kalleşliğine karşın, dünya, yine de kişinin biricik güzel mekânıdır.

Eski Bir Tapınak Yazıtı (Xsenius İ.Ö. IX. yy.) )

( HÂMÛŞÂN[Fars.]: Sessizler, susmuşlar. | Mevlevî mezarlıkları. )

( SAVT ile/ve/değil/yerine SAMT )

( [not] SOUND vs./and/but QUITENESS
QUITENESS instead of SOUND
Silence is the main factor.
Wisdom in Silence, Kingdom in Behaviour.
Silence and peace - this is the way beyond.
In peace and silence, you grow.
In peace and silence the skin of the 'I' dissolves and the inner and the outer become one.
What helps is silence.
No particular thought can be mind's natural state, only silence.
Your hope lies in keeping silent in your mind and quiet in your heart.
To go beyond, you must consent to silence.
ALL I/WE NEED IS SILENCE!
Look at yourself in total silence, do not describe yourself.
Keep quiet.
Realised people are very quiet.
There is peace only in the essential.
Once you are quiet, things will begin to happen spontaneously and quite naturally without any interference on your part.
All talk about silence is mere noise. )

( SABDA ile/ve/değil/yerine ... )


- SESİMİZİ:
DOĞRUDAN DUYMAK ile/ve/||/<> KAYIT ARACINDAN DUYMAK

( Ses Kaydımızı Dinlediğimizde Sesimizi Neden Kendi Duyduğumuzdan Farklı Algılarız?

Ses, havada basınç dalgaları oluşturarak yayılır. Kulağımıza ulaşan ses dalgaları, kulak kanalı boyunca ilerler ve iç kulaktaki koklea olarak adlandırılan salyangoz biçimindeki yapıda bulunan tüy hücreleri tarafından algılanır. Tüy hücreleri, ses dalgalarını, sinir iletilerine dönüştürür. Bu sinyaller, sinir hücreleri tarafından beyne iletilir ve böylece ses duyulmuş olur.

Kendi ses kaydımızı dinlediğimizde, çoğunlukla duyduğumuz sesten rahatsız olur ve kayıttakinin kendi sesimize benzemediğini düşünürüz. Çünkü, normalde kendi sesimizi iki biçimde algılarız. Konuştuğumuzda oluşan ses dalgaları öteki dış kaynaklı sesler gibi havada yayılırken kulağımıza ulaşır ve kokleadaki tüy hücreleri tarafından algılanır. Ancak, ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde, bu titreşimler, boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir. Kokleaya ulaşan bu titreşimlerin frekansı havada yayılan sesin frekansından daha düşüktür. Kendi sesimizi bu iki farklı yoldan ulaşan ses dalgalarının birleşimi biçiminde algılarız.

Ses kayıt araçları, sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için sesimizin vücudumuzun içinde iletilen bileşenini duyamamış oluruz. Dışarıdan gelen sesleri engelleyen kulaklıkları taktığımızda ise sadece "kendi iç sesimizi" algılarız. )


- SESİMİZİ YÜKSELTMEK ile/değil/yerine/>< SÖZÜMÜZÜ YÜKSELTMEK


- SESİZLİK" değil SESSİZLİK


- SESLİ DÜŞÜNME ile/<>/ne yazık ki SÖYLENME


- SESSİZ KALMAK ile/ve/||/<>/> ONSUZ KALMAK

( (")Kırıldıysak.(") İLE/VE/||/<>/> Kırıldığımızı anlamıyorsa. )


- SESSİZ KALMAK ile/ve/||/<>/> ONSUZ KALMAK

( Kırıldığımızı anlamıyorsa. İLE/VE/||/<>/> Sessizliğimizden de kırıldığımızı anlamıyorsa. )


- SESSİZ-SEDÂSIZ (GİTMEK/GELMEK)


- SESSİZLEŞME/SUSKUNLAŞMA:
DİNLEYENİMİZ OLMADIĞINDA ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANLAYANIMIZ OLMADIĞINDA


- SESSİZLİK ile/ve/<> SİZSİZLİK


- SES'TE/SELEN'DE:
YÜKSEKLİK/PERDE ile/ve ŞİDDET ile/ve TON


- SETLİÇ[Çekoslavakya'da, Sedlitz köyünün adından] değil/yerine/= MADENSUYU | LİMONATA

( İç sürdürücü bir madensuyu. | Karbonat katılarak köpürtülmüş limonata. )


- SEVDİĞİMİZ İŞİ YAPANA KADAR ve/||/<> SEVDİĞİMİZ YERDE OLANA KADAR

( Yaptığımız işi sevelim! VE/||/<> Olduğumuz yeri sevelim. )


- SEVDİĞİNE "İTAAT" ile/ve/||/<> "İTAAT ETTİĞİNİ" SEVMEK


- SEVENE ile/ve/||/<> SEVMEYENE

( Hay hay. İLE/VE/||/<> Bay bay[İng. < bye bye] )


- SEVGİ BAĞLARININ:
BOZULMASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KURULMASI

( bkz. John Bowlby )


- SEVGİ:
CAN ve/<> HEYECAN


- SEVGİ:
YANLIŞLARI ÖRTMEK İÇİN değil ZORLUKLARI AŞMAK İÇİN


- SEVGİ:
"YEĞLEME ya da SEÇİM ya da BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/!=/>< KOŞULSUZLUK

( Sevgi, ne yeğleme, ne seçim, ne de bağımlılık konusudur. Her şeyi sevilmeye değer ve sevilebilir kılan bir olanak ve güçtür. )

( The love is which is neither prefer or choice, nor attachment. But a power and possibility which makes all things love-worthy and lovable. )


- SEVGİ ile/ve/<>/değil ALIŞKANLIK

( LOVE vs./and/<>/değil ADDICTION )


- SEVGİ ve/<> ANLAM

( LOVE and/<> MEANING/SENSE )


- SEVGİ ile/ve BAĞIMLILIK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )

( LOVE vs./and DEPENDENCE )


- SEVGİ ile/>< KÂR

( [Pozitivizm ve kapitalizmin ...] Sevmediği. İLE/>< "Sevdiği". )


- SEVGİ ile/ve/değil MİNNET


- SEVGİ ile/ve/||/<> SEZGİ ile/ve/||/<> COŞKU

( LOVE vs./and/<> INTUITION vs./and/<> EXUBERANCE | EBULLIENCE )


- SEVGİ ile TUTKU

( LOVE vs. PASSION )


- SEVGİDE:
KOŞULSUZLUK ve/||/<> HESAPSIZLIK ve/||/<>
SÜREKLİLİK ve/||/<> VEREREK BAŞLAMAK(< ALMA DÜŞÜNCESİNİN/BEKLENTİSİNİN OLMAMASI)


- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA


- SEVGİLİ ile/ve ÂŞIK

( Sultan. İLE/VE Kul. )

( Âşıksan, o da sana âşık olur. [Âşık-mâşuk ayrımı/farkı da kalmaz.] )

( Sevgili ile başbaşa olana, ağyâr gerekmez. )

( Birbirinin güneşinde ısınırlar. İLE/VE Yanarlar. )

( DAVUD: Sevgili. )


- SEVGİNİN:
"AŞIRISI" değil/olmaz BİLİNÇSİZİ


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK


- SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SEVMEK

( Hiçbir zaman doymazsın. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Ancak, sevdikçe doyarsın. )


- SEVİLMEK ile/ve/değil/<> ANLAŞILMAK


- SEVİLMEYEN İŞ ile/yerine SEVİLEN İŞ

( Zor/çetin gelir. İLE/YERİNE Kolay gelir. )


- SEVİNÇ:
İYİ ŞEYLER OLDUĞUNDA ve/||/<> KÖTÜ ŞEYLER OLMADIĞINDA

( Her zaman. VE/||/<> Çoğunlukla ve/ya da bazen. )


- SEVİNÇ = JOY, GLADNESS[İng.] = ÉPANOUISSEMENT[Fr.] = FREUDE[Alm.] = GAUDIUM[Lat.]


- SEVİNÇ ile/ve/değil/yerine NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİNÇ ile/ve/değil/<> NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİNÇ >< ÜZÜNTÜ/KEDER/ACI/ISTIRAP >< İSTEK

( Dostunla paylaşırsan artar. >< Dostunla paylaşırsan azalır. )


- SEVİNCE ile/ve/||/<>/> SEVİNCE[< SEVİNÇ'E]

( Sevdiğimizde. İLE/VE/||/<>/> Sevinçli olmaya/olma durumuna. )


- SEVİNÇTEN/MUTLULUKTAN AĞLAMAK ile ÜZÜNTÜDEN AĞLAMAK

( Üzüntüsü sahte olanın, ağlaması gösterişli olur. )

( İŞRÎRÂK: Gözyaşına boğulma, ağlamaktan boğulmak derecesine gelme. )


- SEVİYELİ/LİK / SEVİYESİZ/LİK ile/ve/||/<>/> SEVİYESİ


- SEVİYESİZLEŞME ile/ve/||/<>/> YOZLAŞMA


- ŞEVK ve/||/<> ŞEHVET


- ŞEVKÂT[Ar. < ŞEVK | çoğ. EŞVÂK] ile/değil ŞEFKÂT/ŞEFÂKÂT[Ar.]

( Şiddetli istek, keyif, neşe, sevinç. İLE/DEĞİL Sevecenlik. | Acıyarak, esirgeyerek, merhamet ederek sevme. )


- SEVMEK:
"SAHİP OLMAK" ile/değil/yerine/< DEĞER VERMEK


- SEVMEK-SEVİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK-ANIMSANMAK ile/ve/<> BAĞIŞLAMAK-BAĞIŞLANMAK

( Üçü de güzeldir fakat ilkleriyle de yetin(ebil)mek gerekir. )


- SEVMEK ile/ve/+/||/<>/>/< (DAHA ÇOK) SEVMEYİ İSTEMEK/YEĞLEMEK


- SEVMEK ile/ve/<> DEĞER VERMEK

( TO LOVE vs./and/<> TO APPRECIATE )


- SEVMEK ile/ve/=/||/<>/>/< DEĞERLENDİRMEK


- SEVME/SEVGİ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE YARAMA

( Çoğunlukla, kişilerin ne kadar işine yarıyor/yaramıyorsak, bizi o kadar çok/az "severler". )


- SEVMEYİ BIRAKMAK ile/değil/yerine SEVGİMİZİ GÖSTERMEYİ BIRAKMAK


- SEVR "ANTLAŞMASI" değil/yerine LOZAN ANTLAŞMASI

( 1920 değil/yerine 1923 )

( )


- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE

( )

( THING vs./and/||/<> OBJECT vs./and/||/<> INDICATOR )


- SEYYİAT ile/değil/yerine/>< HASENAT


- SEYYİE[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜLÜK


- SEZGİ/ÖKE(DEHÂ):
ZEKÂ ve/+ İÇGÜDÜ


- SEZGİ ile İÇGÜDÜ

( INTUITION vs. INSTINCT )


- SEZGİ ile İÇSEL ALGI

( INTUITION vs. INNER PERCEPTION )


- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAVRAM


- SEZGİ ile VAHİY

( Yanıl(t)abilir. İLE "Yanılmaz." | "Yanıl(t)mayan sezgi." )


- SEZGİ ile/ve/<> ZEKÂ

( TAHADDÜS[< HADS/HUDÛS] ile ... )

( INTUITION vs./and/<> INTELLIGENCE )


- SEZGİSEL ile/değil/yerine/||/<>/< ÇAĞRIŞIMSAL


- SHARING vs./and APPROACHING


- ŞİATSU ile/ve AKÜPRESÜR


- SICAK GÖZYAŞI ile SOĞUK GÖZYAŞI

( Acı gözyaşı. İLE Sevinç gözyaşı. )

( Niyete göre de değişir. )

( Gözyaşı, göze kaçan birçok maddeyi eritebilecek keskinliktedir. Geceleri tırnak kesilmemesinin nedeni ise gözyaşının tırnağı eritememesinden dolayı sıçrayıp da göze kaçmaması/batmaması içindir. [Yani, hurafe/bâtıl inanç değildir, dikkat etmek gerekir.] )

( Elmas doğadaki en sert maddedir. Elması eritebilen tek şey, gözyaşıdır. Gözyaşının eritemediği tek şey ise tırnaktır. )

( EŞK-BÂR/EŞK-RÎZ[Fars.]: Çok ağlayan, gözyaşı döken. )


- SICAKLIK İLE ISI İLE İÇ ENERJİ İLE ENTALPİ İLE ENTROPİ ile/||/<> TERMODİNAMİK DEĞİŞKENLER

( Termodinamik sistemin farklı özelliklerini tanımlayan birbiriyle ilişkili büyüklüklerdir. )

( Formül: dU = TdS - PdV İLE H = U + PV )


- ŞİDDET ve/||/<> KÜFÜR

( [ne yazık ki] Kalbinde, muhabbet olmayanın (b)elinde. VE/||/<> Aklında, düşünce olmayanın dilinde. )


- ŞİDDET değil/yerine/>< ÖZEN


- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK

( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )


- ŞİDDETLE değil/yerine HARARETLE


- ŞİDDETTE, KİŞİ:
[önce] MAĞDUR ile/ve/değil/sonra/||/<>/> MAZLUM ile/ve/değil/sonra/||/<>/> ZALİM


- [ne yazık ki]
ŞİDDETTEN DOLAYI ... ile/ve/değil/ne yazık ki/<> "BİZİM/SEN"İN "SESSİZLİĞİNDEN/TEPKİSİZLİĞİNDEN DOLAYI ..."


- SİDERİT[Fr. < Lat. < Yun.] ile SİDEROZ[Fr.]

( İçinde, sadece demir ve nikel bulunan göktaşı. İLE Çoğunlukla kahverengi demir karbonat bileşimli, demir cevheri. )


- SİF[İng. COST-INSURANCE-FREIGHT] değil/yerine/= MALİYET

( Bir malın fiyatı, sigortası ve navlunu birlikte olmak üzere maliyeti. )


- ŞİFÂ ile/ve/<> TEDAVİ

( İçeriden. İLE/VE/<> Dışarıdan. )


- ŞİFÂ[çoğ. EŞFİYET] ile ŞİFÂH[< ŞEFE]

( İyileşme, iyi olma, hastalıktan kurtulma, sağalma. İLE Dudaklar. )


- SİGARAYLA MÜCADELEDE:
"ZORLAMA" değil/yerine MERAK ETMESİNİ SAĞLAMA

( Burayı tıklayarak izleyiniz... )


- SIĞINMA ya da BUNALIM


- SIGMUND FREUD (1895 ve 1896 ve 1897)


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> ANNA FREUD

( ... İLE/VE/||/<>/> S. Freud'un kızı. )


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> CARL GUSTAV JUNG ile/ve/||/<>/> ALFRED ADLER


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> DONALD WINNICOTT


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT

( Birbirine sadece selâm verecek kadar görüşmüşler. )


- SIGMUND FREUD ve/||/<> LUDWIG BINSWANGER


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> SANDOR FERENCZI


- SIGMUND FREUD ve/||/<> WILHELM FLIESS


- SİGORTA[İt.]/ASFALYA[Yun.] değil/yerine/= KORUNÇ


- ŞİİR:
"DUYGULANMAK" İÇİN değil DUYUMSAMAK İÇİN


- ŞİİR ile/ve/değil DUYGU BOŞALIMI


- ŞİKÂYÂT ile/değil HİKÂYÂT

( Bizimki şikâyât değil, hikâyât. )


- ŞİKÂYET ETMEK/SÖYLENMEK değil/yerine NE YAPABİLECEĞİNİ VE NASIL YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK VE EYLEME GEÇMEK


- ŞİKÂYET ETMEK ile/değil/yerine/>< DURUMU(NU)/ZİHNİ(Nİ) DEĞİŞTİRMEK


- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine HAYRET

( COMPLAINT vs./and ASTONISHMENT/AMAZEMENT
ASTONISHMENT/AMAZEMENT instead of COMPLAINT )


- ŞİKÂYET[Ar.] ile SERZENİŞ[Fars.]/TAKAZA[Ar.]

( Hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma, yakınma. İLE Başa kakma, sitem etme. )


- ŞİKÂYET[Ar.] ile/değil YAKINMA

( Uyumsuzluk yaratıyor, sonra da yakınıyorsunuz. )

( You create disharmony and then complain! )

( [not] TO COMPLAIN vs./but COMPLAINING )


- SIKBOĞAZ (ETMEK)


- SIKÇA KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine ANIMSATMAK


- ŞİKESTE[Fars.] değil/yerine/= DARGIN, KIRILMIŞ/KIRGIN

( Kırılmış, kırık. | Yenilmiş, yenik düşmüş. | Gücenmiş, kırgın, kederli. )


- SIKICI ile ÇILDIRTICI


- SIKICI ile İÇ KARARTICI


- SIKICI ile/ve/değil ZORLAYICI


- SIKILMA ile "BOĞULMA"


- SIKILMA ile/değil KANIKSAMA


- SIKILMAK ile/ve SALLANMAK

( Sallanmak, o ortamdan/mekândan sıkıldığınız anlamına gelir. )

( Ne kadar sıkılsanız da, bir toplantı ya da derste, dinleme/bekleme gibi durumunda sallanmamak/bacakları sallamamak gerekir. )


- SIKINTI-STRES (YARATMAK)


- SIKINTI ile ...

( Varoluşun sesi. )


- SIKINTI ile/> BUNALTI


- SIKINTI ile/ve/değil HOŞNUTSUZLUK


- SIKINTI ile ISTIRAP


- SIKINTI ile/ve/değil/yerine/<> KARANLIK

( Duygu durumu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Algı durumu. )

( Zorlamalı, değişken, keyfî. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Zorunlu, doğal. )


- SIKINTI/KAHIR[Ar.] ile SIKINÇ/KASVET[Ar.]

( ... İLE İç sıkıntısı, gönül darlığı. | Katılık, sertlik. | Merhametsizlik, acımasızlık. )

( BANYO YAP, SPOR YAP, GIDANA DİKKAT ET, [zayıfsan] KİLO AL / [şişmansan] KİLO VER )


- SIKINTI ile/ve/> SIRADANLAŞTIRMA


- SIKINTILI ile/değil SIKINTIDA


- SIKIŞTIRMAK ile KISTIRMAK


- SIKMAK ile KASMAK


- SİLAHSIZLANMA ile/ve/||/<> YANITSIZ BIRAKMA


- SİLDİRME HAKKI ile/ve/||/<> ÇEVRİMİÇİ UNUTULMA HAKKI


- SİLİK ile EZİK


- SİLMEK ile/değil/yerine/>< SEVMEK


- SİLÜRYEN[Fr.]

( Birinci çağın, ikinci dönemi ve bu dönemde oluşan. [yer katmanları] )


- [ne yazık ki]
ŞIMARIK ile/ve/<> KÜSTAH


- ŞIMARMA/CİBİLME ile ŞIRNAMA


- ŞIMARMAK ve/<> SÖMÜRMEK


- SİMGE:
BULUŞMA ve/+/||/<> BİRLEŞME


- SİMGE:
[ÇOK FARKLI/ÇEŞİTLİ ANLAMI/DEĞERİ]
GÖSTEREN/TAŞIYAN ile/ve/değil/||/<>/< BİRARAYA GETİREN


- SİMGE ile/ve DUYU

( Tini gösterir. İLE/VE Nesnenin görünüşünü gösterir. )

( SYMBOL vs./and SENSE )


- SİMGE ile/ve/||/<> SEZGİ


- SİMGE ile/ve/||/<>/> SİMGENİN SİMGESİ (ARACI VE KAYNAĞI)

( ... İLE/VE/||/<>/> Ayna ve birey[insan]. )


- SİMGESEL DÜŞÜNME ile/ve/> DÜŞÜNCENİN, KENDİNİ ÖRMESİ


- SİMGESEL YAPI(/BİLİNÇ) ile/ve/<> KAVRAMSAL YAPI(/BİLİNÇ)

( Mahal. İLE/VE/<> Mekân. )

( Yaşanır. İLE/VE/<> Kuşatır. )

( Açıklanamaz.[Anlamlandırılır.] İLE/VE/<> Açıklanabilir. )


- SİNDİRİM İLE SOLUNUM İLE DOLAŞIM İLE BOŞALTIM İLE ÜREME ile/||/<> TEMEL YAŞAM İŞLEVLERİ

( Canlıların hayatta kalması ve devamı için gerekli beş temel sistem. )

( Formül: C₆H₁₂O₆ + 6O₂ → 6CO₂ + 6H₂O + ATP )

( William Harvey tarafından 1628 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1578-1657) (Ülke: İngiltere) (Alan: Tıp) (Önemli katkıları: Kan dolaşımı sistemi) )


- SİNDİRME ile SİNDİRME


- SİNDİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEZDİRMEK


- SINESTEZİ/SYNESTHESIA[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK DUYU


- SINIFLANDIRMA HATALARI:
BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME

( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION )


- SİNİR DÜZENİNİN YAPISI ile SİNİR DÜZENİNİN İŞLEVLERİ

( Sinir gözeleri (nöronlar), sinir lifleri ve sinapslar gibi çeşitli bileşenlerden oluşur. İLE Bir organizmanın yaşamda kalması ve gelişmesi için gerekli olan çok çeşitli bilişsel, davranışsal ve fizyolojik süreçleri içerir. )


- SİNİR GÖZESİ(NÖRON) ile/ve GLİA GÖZESİ

( Sinir uyaranlarını ileten gözeler. İLE/VE Sinir gözelerini destekleyen ve koruyan gözeler.[İşlevleri tam anlamıyla açıklığa kavuşmamıştır.][Sinir gözelerinin çalışmasını destekleyici ve onları besleyici işlevleri vardır.][Bellekte önemli rol oynar.] )

( ... İLE/VE Nöronların 50 katı kadardır. )

( ... İLE/VE Beynin yapısal çerçevesini oluşturur, nöronları idare ederek temizlik işlevi görür ve nöronlar öldükten sonra kalıntıları temizler. )

( ASAB ile/ve ... )


- SİNİR KILIFI/MİYELİN/MYELIN[İng.] ile/ve/||/<> SİNİR GÖZESİ/NÖRON

( Sinir gözelerinin aksonlarını saran yalıtıcı tabaka. İLE/VE/||/<> Sinir gözesi. )


- SİNİR SİSTEMİ ile/ve/||/<> ENTERİK SİNİR SİSTEMİ

( Gövdenin her yerine yayılmış olan ve her birimi birbiriyle ilişki halinde bulunan bir elektriksel ve kimyasal iletişim ağı. İLE/VE/||/<> Bağırsakların, merkezî sinir sistemiyle bağlantısını sağlayan sinir sistemi. [Yaklaşık, 500 milyon sinir gözesi bulunmaktadır.] Aynı beyin gibi, davranışlarımız ve zihinsel dengemiz üzerinde etkisi bulunan, ikinci beyin olarak kabul edilen bir sistemdir. Enterik sinir sistemi ve beyin, işbirliği içinde çalışır. )

( ile/ve/||/<> ... )


- SİNİR ile/ve/||/<> DAMAR ile/ve/||/<> AKKAN/LENF[Fr. < LYMPHE]

( Duyu ve hareket uyarılarını, beyinden örgenlere, örgenlerden beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. İLE/VE/||/<> Canlı varolanlarda kanın ya da besleyici sıvıların dolaştığı kanal. İLE/VE/||/<> Damarlarda dolaşan kanla, doku öğeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı. )


- SİNİR ile/ve/||/<> GÜÇ ile/ve/||/<> VAJİNA/PENİS/PARA

( "Düşünüyorum, dinliyorum, okuyorum, anlıyorum ve gelişmek istiyorum" düşünce ve çabası içinde olan [dişil ya da eril] her bireyin, zorunlu olan paylaşım ve dayanışmayla bazı şeylerden yararlanmak[/istifade etmek] ve birbirine zarar vermemek üzere nitelikli bir yaşam sürmek için uzaklaşması, terk/istifâ etmesi gerekenlerdir. )


- SİNİR ile/ve/||/<>/> KRANİYAL SİNİRLER

( ... İLE/VE/||/<>/>

0 - Terminal
I – Olfaktör
II – Optik
III – Okülomotor
IV – Troklear
V – Trigeminal
VI – Abdusens
VII – Fasiyal
VIII – Vestibülokoklear
IX – Glossofaringeal
X – Vagus
XI – Aksesuar
XII – Hipoglossal )

( )

( NERVE vs. CRANIAL NERVES )


- İSTENÇ/İRÂDE VE SİNİRBİLİM DENEYLERİNDE:
LIBET ile/ve/||/<> HAGGARD VE EIMER ile/ve/||/<> HAYNES ile/ve/||/<> FRIED


- SİNİRCE ile/değil/yerine KORUYUCULUK

( TAASSUB ile/değil/yerine MUHAFAZAKÂRLIK )


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/||/<>/< ÇERÇEVELENDİRME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ELEŞTİRİ


- SINIRLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SİNİRLEN(DİR)MEME


- Sinirli olduğunda DİNLE!!!


- SİNİRLİLİK ile/ve/<>/değil İSYAN


- SİNİRLİ/LİK ile/ve/değil/<> TEPKİSEL/LİK


- [ne yazık ki]
SINIRSIZ "KONUŞMA" ile/ve/||/<>/> "SINIRSIZ SAHİP OLMA"


- SİNİR-STRES


- SİNSİ/LİK ile/ve/||/<>/> SİNİRLİ/LİK


- SİNÜS İLE KOSİNÜS İLE TANJANT ile/||/<> TRİGONOMETRİK FONKSİYONLAR

( Açı-kenar ilişkileri. )

( Formül: tan = sin/cos )

Bugün[16 Ekim 2025]
itibarı ile 7.202 başlık/FaRk ile birlikte,
7.202 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(24/30)