S ve Ş ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 5.784 başlık/FaRk ile birlikte,
5.784 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(7/25)
- Dirimli KONUŞ!!!
- DIŞ BARIŞ ve/<>/< İÇ BARIŞ
( İç barışı sağlayamayan, dış barışı gerçekleştiremez.
Dış barışa hizmet etmeyen, iç barışa ulaşamaz! )
- DIŞ ile DİŞ
( OUTER/OUTSIDE vs. TOOTH )
- DİŞ ile FİL DİŞİ
( ... İLE Büyümüş köpekdişidir. )
( TOOTH vs. IVORY )
- DIŞ ile/ve/değil GERİ
( [not] OUT vs./and/but BACK )
- DİŞ ile GÖZDİŞİ
( ... İLE Üst çenedeki köpekdişlerinden her biri. )
- ALGI:
DIŞ ile/ve/||/<> İÇ
- DIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< İÇ
( İçinize, derine dalın ve sizde neyin gerçek olduğunu bulun. )
( İç ile dış arasındaki uyum, mutluluktur. )
( Dışa yöneltmekte olduğunuz aynı dikkati içe çevirin. )
( İç ve dış arasındaki ayrımın yalnızca zihinde olduğunu idrak ettiğiniz zaman, artık korkunuz kalmaz. )
( Dive deep within and find what is real in you.
Harmony between the inner and the outer is happiness.
The same attention that you give to the outer, you turn to the inner.
When you realise that the distinction between inner and outer is in the mind only, you are no longer afraid. )
( Bilincin içerikleri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilince dışsal olan her şey. )
( Kişinin içi[zihni] ne kadar boşsa, "dışa" o kadar önem verir. )
( Mahrem. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Namahmrem. )
( Seni/onu yakar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Beni/kişiyi yakar. )
( [not] OUTSIDE vs./and/but/||/<>/>< INSIDE
INSIDE instead of OUTSIDE )
- DİŞ ile KEFEKİ
( ... İLE Diş diplerinde oluşan kireç tabakası. )
- DİŞ ile SÜTDİŞİ
- DİŞ = TOOTH[İng.] = DENT[Fr.] = ZAHN[Alm.] = DENTE[İt.] = DIENTE[İsp.]
- DİŞ ve/<> TÜM ÖRGENLER
- DIŞA BAKIŞ ile/ve/||/<>/> İÇE BAKIŞ
( Düş kurdurur. İLE/VE/||/<>/> Uyanış yaşatır. )
- DIŞAVURUM ile HAYKIRIŞ
( EXPRESSION vs. SHOUT )
- DISCIPLINE vs. STERNNESS
- DISCORIDES :
( İlk bitkibilim kitabı.[Ayasofya kütüphanesindedir.] )
- DİSCRETE MATHEMATİCS ile/||/<> CONTİNUOUS MATHEMATİCS
( Discrete mathematics sayılabilir ayrık yapıları incelerken İLE continuous mathematics sürekli değişen büyüklükleri inceler )
( Formül: Graph theory )
- DİSCRETE ile/||/<> CONTİNUOUS
( Discrete sayılabilir değer İLE continuous sürekli değer. )
( Formül: Countable İLE uncountable values )
- DISCUSS :/yerine TARTIŞMAK
- DİŞİ ÇİÇEK = ZEHRE-İ MÜENNES = FLEUR FEMELLE
- DİŞİ ÖRGEN/LER, PİSTİL/LER = UZV-İ/A'ZÂ-İ TE'NÎS = PISTILS
- DİSİPLİN ile STRES
- DİSİPLİN(LER):
INTER ile/ve/||/<>/> MULTI ile/ve/||/<>/> TRANS ile/ve/||/<>/> OMNI ile/ve/||/<>/> HOLİSTİK
( İkili. İLE/VE/||/<>/> Çoklu. İLE/VE/||/<>/> Çeşitli. İLE/VE/||/<>/> Karışık. İLE/VE/||/<>/> Bütüncül. )
- DİSK, DAİREMSİ TABLA, ÇİÇEK TABLASI = KURS = DISQUE
- DIŞKI(FEÇEZ/FEÇES/GAİTA/KAZÛRÂT/ÇÖMÜK/BOK) ile GÜBRE[Yun.]/KEMRE
( )
( AHBESEYN: En yaramaz(murdar) şeylerden ikisi. [dışkı ve sidik] )
( FAECES/FECES/EXCREMENT vs. DUNG/MANURE )
- DİSKORDAN/S değil/yerine/= BENZEŞMEZ/LİK | UYUMSUZ/LUK
- DISMISS :/yerine KOVMAK, REDDETMEK
- [not] DISRESPECTFULNESS vs./and THOUGHTLESSNESS
- DISTINGUISHNESS vs. AWARENESS
- DİSTRES/DISTRESS[İng.] değil/yerine/= SIKINTI | ZORLANMA
- DİSTRES değil/yerine/= SIKINTI
- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME
( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )
- DİVAN EDEBİYATI ve/||/<>/> WALTER G. ANDREWS
( "Bu dünyadan Walter G. Andrews da geçti" - İsmail Güleç yazısını okumak için burayı tıklayınız... )
- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL]:
TEVHÎD ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV] ile/ve/<> NAAT ile/ve/<> MİRÂCİYE ile/ve/<> MAKTEL-İ HÜSEYİN ile/ve/<> HİLYE ile/ve/<> MEVLİD ile/ve/<> KIRK HADİS ile/ve/<> MENÂKIBNÂME ile/ve/<> KISSA ile/ve/<> SİYER
( Tanrı'nın birliğini ve ululuğunu anlatan şiir/ler. İLE/VE/<>
Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu şiirler/manzûme. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'i övmek, ona yakarma, şefaat dileme amacıyla yazılmış şiir/ler. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in mirâcını anlatan şiirler. İLE/VE/<>
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişini konu alan ve acıklı bir üslûpta yazılan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in fiziksel ve kişisel özelliklerini, örnek davranışlarını konu alan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in doğumunu ve kısaca yaşamını övgüyle anlatan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in kırk sözünden oluşan yapıtlar. İLE/VE/<>
Din büyüklerinin, tarikat kurucularının, ermişlerin olağanüstü yaşamlarını anlatan yapıtlardır. İLE/VE/<>
Öğüt verici ve öğretici öykü, fıkra, masal, menkıbe türü yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in yaşamını anlatan yapıtlar. )
- DİYADOKINEZİ/DİADOCHOKINESIS[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK DEVİNIM
- DİYAGNOZ/DİAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI
- DİYALİZ/DIALYSIS[İng.] değil/yerine/= ARITIM, SÜZDÜRÜM
- DİYASTAZ/DİASTASIS[İng.] değil/yerine/= YAVAŞ DOLUŞ | AYRILIM
- DİYATEZ/DIATHESIS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL YATKINLIK
- DİZANTERİ ile/||/<> AMEBİYAZİS
( Kanlı sürgün ve karın ağrısı ile ilişkili bir bağırsak bulaşı. İLE/||/<> Entamoeba histolytica parazitinin neden olduğu, genellikle sürgün ve karın ağrısı ile ilişkili bir bulaş. )
- Dizimli KONUŞ!!!
- Dizinli KONUŞ!!!
- Dışarıda kalmamak için SUS!!!
- DNA VİRUS İLE RNA VİRUS İLE RETROVİRUS ile/||/<> VİRÜS TÜRLERİ
( Genetik materyal bazlı sınıflandırma. )
( Formül: RNA → DNA (reverse) )
- DNA ile/ve/||/<> ZOOMS
- DOBRAS -ile
( Sao Tome'nin para birimi.[1$ = 17 Dobras] )
- Doğa ile KONUŞ!!! -ile
- DOĞA ile/ve/||/<>/> NEFS
- DOĞA = TABİAT = NATURE[İng., Fr.] = NATUR[Alm.] = NATURA[Lat.] = PHYSIS[Yun.] = NATURALEZA[İsp.]
- DOĞAL İLE KAZANILMIŞ ile/||/<> BAĞIŞIKLIK TÜRLERİ
( İki temel bağışıklık sistemi. )
( Formül: IgG > IgA > IgM > IgE > IgD )
- DOĞAL İLE TAM İLE RASYONEL İLE REEL İLE KOMPLEKS ile/||/<> SAYI KÜMELERİ
( Matematikteki temel sayı sistemleri. )
( Formül: i² = -1 )
- DOĞAL ile ALIŞILMIŞ
( Doğanıza yabancı olan her şeyin terk edilmesi ve reddedilmesi yeterlidir. )
( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )
( NATURAL vs. USUAL/ORDINARY )
- DOĞAL ile ALIŞILMIŞ
( Doğanıza yabancı olan her şeyin terk edilmesi ve reddedilmesi yeterlidir. )
( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )
( NATURAL vs. USUAL/ORDINARY )
- DOĞAL ile/değil "GELİŞTİRİLMİŞ/OLUŞTURULMUŞ"
- DOGMA ile NAS
- DOĞRU DUYU/HİS ile/ve NASIL ÖĞRENİLECEĞİNİ BİLMEK
( Doğru hisse sahip olan, nasıl öğreneceğini bilir. )
( RIGHT SENSE vs./and TO KNOW HOW TO LEARN )
- Doğru KONUŞ!!!
- Doğru söyleyerek KONUŞ!!!
- DOĞRU/YANLIŞ! SÖYLÜYORSUN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!
- DOĞRU TUTUŞ ile/ve/<>/>/< DOĞRU DURUŞ
- DOĞRU-YANLIŞ ile DOĞRU-YALAN
( RIGHT-WRONG vs. TRUE-FALSE )
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EN AZ YANLIŞ
( Bazen/bazı durum/konu/olaylarda, doğru ya da yanlış üzerinden değil, en az yanlışı düşünerek[hesaplayarak, göze alarak] hareket etmek, karar almak durumunda/zorunda kalabilir/olabilirsiniz. )
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil GEÇERLİ/GEÇERSİZ
( [not] TRUE/FALSE vs./and/but VALID/INVALID )
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil İDEOLOJİK TUTUM
( [not] TRUE/FALSE vs./and/but IDEOLOGICAL ATTITUDE )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
( Genelde kötü ve iyi, bir âdet ve gelenek meselesidir ve sözcüklerin nasıl kullanıldığına göre, ya sakınılır ya da hoş karşılanır. )
( Mükemmel olmayanı, mükemmel olan uğruna seve seve fedâ edersek, iyi ve kötü "tartışmaları" artık olmayacaktır. )
( Kötülük, hiçbir zaman hem iyiliği, hem de kendini tanıyamaz; iyilikse eğitildikçe zamanla hem kendine, hem de kötülüğe ilişkin bilgilerle donanır. )
( YÜCE: Fizik ya da metafizik güçlerden koruyan. )
( Usually the bad and the good are a matter of convention and custom and are shunned or welcomed, according to how the words are used. )
( RIGHT/WORNG vs. GOOD/BAD vs. NICE[/BEAUTIFUL]/UGLY )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
- DOĞRU = TRUE[İng.] = VRAI[Fr.] = WAHR, RICHTIG[Alm.] = VERUS[Lat.] = VERDADERO[İsp.]
- DOĞRU ile/ve YANLIŞ
( Amacına yakınlaş(tır)mak. İLE/VE Amacından uzaklaş(tır)mak. )
( RIGHT/TRUE vs./and WRONG/FALSE )
- DOĞRU ile YANLIŞ
( Doğru/nun kullanım/ı ile. İLE Yanlış/ın kullanım/ı ile. )
( Ne doğrular var, adamı, yoldan eder;
Ne yanlışlar var, insanı, adam eder. )
- DOĞRUCA (ÜZERİNE) BAKIŞ ile/yerine SÜREGİDEN BAKIŞ
( DIRECT LOOKING vs. LOOKING PERIODICAL
LOOKING PERIODICAL instead of DIRECT LOOKING )
- DOĞRULUK = HAKİKAT = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT, RICHIGKEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.] = ALÉTHEIA[Yun.] = VERDAD[İsp.]
- DOĞRUSUN!/YANLIŞSIN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!
- Doğruya SUS!!!
- DOĞRU/YETKİN DAVRANIŞ/EYLEM(SÂLİH AMEL):
BARIŞ ve/<> KURTULUŞ[KURTARICI EYLEM]
( Kendinle. VE/<> Hizmetle/eylemle. )
- Doğruysa SUS!!!
- DOĞUM ile DOĞUŞ
- DOĞURTMA = İSTİLÂT, SANAT-I TEVLİT = MAIEUTICS[İng.] = MAIEUTIQUE[Fr.] = MAIEUTIK[Alm.] = MAIEUTIKE[Yun.]
- DOĞUŞ ile/ve/<> BİÇİMLENİŞ
( BIRTH vs./and/<> TO SHAPE UP )
- DOĞUŞ ile ORTAYA ÇIKIŞ
- DOĞUŞTAN/NATAL DİŞ ile İLK AY DİŞİ/NEONATAL DİŞ
( ... İLE Doğumda bebeğin ağzında görülen diş/ler. İLE Doğumdan sonra 30 gün içinde ağızda görülen diş/ler.
[Görülmektedir sıklığı 1/1.000 ile 1/3.000 arasında değişmekte daha çok kız bebeklerde görülmektedir.]
[Neden görüldüğü ile ilgili çok sayıda çalışmalar yapılmış (henüz) kesin bir sonuca varılamamıştır.] )
- DOKUNMA ile/ve EŞEYSELLİK/SEKS
( TO TOUCH vs./and SEX )
- DOKUNUM ile DOKUNUŞ
( Çevremizdeki nesnelerin, sıcaklık/soğukluk, sertlik/yumuşaklık gibi niteliklerini, derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği. İLE Dokunmak eylemi ya da biçimi. | Dokuma ipliklerinin çaprazlama biçimi. )
( LAMİSE ile TEMAS )
- Dolandırmadan KONUŞ!!!
- Dolansız KONUŞ!!!
- DOLAYIM(LI/SIZ) ile DÜŞÜNÜLMÜŞ
- Doldukça KONUŞ!!!
- DOLMUŞ
- DOLMUŞ ile BİRİKMİŞ
- DOLPHIN EXPRESS ile DOLPHIN TARAYICI(BROWSER)
( Dolphin Express, Dolphin Browser’ın barındırdığı tüm özelliklere sahiptir. Dolphin Express, bunun yanısıra, değişik ülkelerde ek özellikler içerir. Bunlardan bazıları yerel hava durumu bilgisi ve yerel haberlerdir.
Dolphin Express, şu an için [2015], Rusya, Türkiye, Meksika, Arjantin, Birleşik Arap Krallığı, Saudi Arabistan, Mısır, Tayland, Endonezya, Malezya, Hong Kong, Tayvan, Vietnam ve Filipinler'de bulunmaktadır. )
- DOMİNANS ile/||/<> DOMİNANT
( Baskınlık. İLE/VE/|| Baskın. )
- DOMİNAN/T ile DOMİNANS
( Baskın, başat. İLE Baskınlık, başatlık. )
- Donanımlıysan KONUŞ!!!
- Donanımlıysan SUS!!!
- DÖNÜŞ ile/değil DÖNÜŞTÜRME
- Dönüşümün için KONUŞ!!!
- DÖPİYES[Fr. DEUX-PIÈCES] ile/değil TAYYÖR[Fr. TAILLEUR]
( Yalnızca ceket ve etekten oluşan iki parçalı kadın giysisi. İLE/DEĞİL Ceket, etek ve bluzdan oluşan üç parçalı kadın giysisi. )
- DÖRT İSTEK:
AÇGÖZLÜLÜK ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME ile/ve/||/<>/> GÖSTERİŞ ile/ve/||/<>/> GÜÇ TUTKUSU
- 4S:
SPOR ve/ SEKS[UYKU / GÜNEŞ] ve/ SANAT ve/ SEYAHAT
( SPORT and SEX and ART and TRAVEL )
- DÖRT SÜTUN:
GOTLAR ve/||/<> MISIR OBELİSKİ ve/||/<> CONSTANTINUS ve/||/<> IUSTINIANUS
( Hangi dönemde inşâ edildiği kesin olarak bilinmeyen bu anıt sütun, bazı araştırmacılar tarafından üzerindeki yazı biçimleri nedeniyle İmparator I. Constantinus dönemine tarihlenir. Mavi damarlı Prokennesos mermerinden yapılan sütunun üzerinde korint üslûbunda bir sütun başlığı taşımaktadır ve kaidesinde ise şu sözler yer alır. "Gotları yenmemizle dönen tâlihe..." VE/||/<> İmparator I. Theodosios döneminde, hipodromun spinası üzerine dikilen bu anıtın üst bölümü, Mısır uygarlığına ait bir anıt sütundur. Ancak bu bizi şaşırtmaz. Nitekim, Roma'nın köklerinde yatan tanrıları arasında Mısır tanrıları sıklıkla görülür. Hatta bunlar adına Roma topraklarında tapınaklar bile yapılmıştır. Bu obeliskin en önemli bölümü ise kaidesindeki rölyeflerdir. Kaidenin bir tarafında eski Yunanca bir kitâbe varken, öbür tarafında ise Latince bir kitâbe bulunur. VE/||/<> İmparator I. Constantinus tarafından İstanbul'un M.S. 330 tarihindeki başkent oluşunun bir nişânesi olarak dikilen bu anıt sütun, Roma çağında İstanbul'un simgesi durumuna gelmiştir. O dönemde yapılan haritalarda İstanbul bu sütunla simgelenmiştir. VE/||/<> Bugün yerinde yeller esen bu sütun, Roma çağında, Ayasofya'nın güneyinde bulunuyordu. Osmanlı devrinde yıkılan bu sütunun üzerinde, at üstünde I. Iustinianus'un heykeli vardı. Heykelin üzerindeki imparator, bir eliyle dünya hakimiyetini simgeleyen bir küre tutarken öteki eli ile doğuyu işaret eden bir mızrak tutardı. )
(
)
- Dostlarını ara ve KONUŞ!!! -ve
- Dostunla KONUŞ!!!
- [ne yazık ki]
DÖVÜŞ ile/ve/||/<>/> GÖLGE DÖVÜŞÜ
- DÖVÜŞ ile/değil GÜÇLÜ GENİN AKTARILMASI
- DOWNSTREAM[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI AKIŞ
- DOYMUŞ ile/||/<> DOYMAMIŞ
( Doymuş maksimum çözünmüş İLE doymamış daha fazla çözebilir )
( Formül: Çözünürlük limiti İLE Limit altı )
- Dozunda KONUŞ!!!
- DRESS :/yerine ELBİSE, GİYİNMEK
- DRG/DIAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER
- DRUG ELUTİNG STENT değil/yerine/= İLAÇSALAR KAFES
- DS-DA/DOCUMENT LEVEL SENTIMENT ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= BELGE DÜZEYİ DUYGU ÇÖZÜMLEMESİ
- DUBLEKS[İng.] değil/yerine/= İKİ KATLI
- DÛÇÂR[Fars.] ile TUTULMUŞ, UĞRAMIŞ, YAKALANMIŞ
( TUTULMUŞ, UĞRAMIŞ, YAKALANMIŞ )
- DÜĞÜMLENMİŞ ile DOKUNMUŞ ile İŞLENMİŞ
- DUKTUS ile DUKTULER ile DUKTULİ
( Boru. İLE Borusal, boru[yla ilgili]. İLE Borucuk. )
- DUKTUS değil/yerine/= KANAL
- Dumanla KONUŞ!!!
- DÜNYA VATANDAŞI ile/ve VATANSIZ/HAYMATLOS
- DÜNYA ile/ve/||/<> MARS
( 90 kilo. İLE/VE/||/<> 35 kilo.[yerçekimi farkı nedeniyle] )
( 15 yaşındaysak. İLE/VE/||/<> 8 yaşındayız.[1 Mars yılı, 686,9 Dünya gününe eşittir.] )
( [en yüksek dağ] Everest.[8848 m.] İLE/VE/||/<> Olympus Dağı[Lat. Olympus Mons)[güneş sistemindeki ve evrendeki bilinen en yüksek dağdır.][22 km. yüksekliğindedir. Everest'ten üç kat daha yüksektir. 624 km. genişliğindeki bu dağ, Britanya adalarının bulunduğu alanın tamamını kaplayabilir.] )
- DÜNYA ile/ve/||/<>/> NEPTÜN ile/ve/||/<>/> URANÜS ile/ve/||/<>/> SATÜRN ile/ve/||/<>/> GÜNEŞ
( [=]
50 ay. İLE/VE/||/<>/> 57 dünya. İLE/VE/||/<>/> 63 dünya. İLE/VE/||/<>/> 700 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1300 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1.300.000 dünya. )
- DÜNYA = WORLD[İng.] = MONDE[Fr.] = WELT[Alm.] = MUNDUS[Lat.] = MUNDO[İsp.]
- DÜNYADA EŞEYSELLİK/SEKS ile/ve UZAYDA/BOŞLUKTA/YERÇEKİMSİZ ALANDA EŞEYSELLİK/SEKS
- DUOTERAPİ ile DURAPLASTİ ile DUŞ
( İkili sağaltım. İLE Dura onarımı. İLE [iç örgenleri/n] Yıka(n)ma/sı. )
- Dur ve KONUŞ!!! -ve
- DURAĞANLIK/ATÂLET ile/değil/yerine/||/<> DURUŞ
- Duraklamak için SUS!!!
- Durarak KONUŞ!!!
- DURATION vs. PROCESS
- DURENDİŞ[Fars.] -ile
( Uzağı görür, ileriyi düşünür, öngörülü. )
- DURGUN BAKIŞ ile/ve DARGIN BAKIŞ
- DÜRTÜ = DRIVE, IMPULSE[İng.] = IMPULSION[Fr.] = TRIEB[Alm.] = IMPETUS[Lat.]
- [DURUM > DUYGU > DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ >= ... ]
ile
[DURUM > DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ > DUYGU >= ... ]
ile
[DUYGU > DURUM > DAVRANIŞ >= ... ]
ile
[DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ > DURUM > DUYGU >= ... ]
( Sorun. İLE Çözüm. İLE Âşık. Düşünme[sonradan]. İLE Biliminsanı. )
- Durum ne kadarını gerektiriyorsa onu KONUŞ!!!
- DURUM ile/ve/<> DURUŞ
- DURUM = VAZİYET = SITUATION[İng., Fr., Alm.] = SITUS[Lat.] = SITUACION[İsp.]
- Durumu KONUŞ!!!
- DURUŞ ile/ve/||/<> BAKIŞ
- DURUŞ ile/ve/||/<>/> DİRENİŞ
- DURUŞ ile/ve/||/<>/< İLKE
- DURUŞ ile/ve/||/<>/>/< OTURUŞ
- DURUŞ ve/<> SAYGI ve/<> SEVGİ
( Kıyam. VE/<> Rükû. VE/<> Secde. )
- DURUŞ ile/ve TUTUM
( Sen doğru dur, kötüler ecelini bulur! )
( POSTURE/POSITION vs./and ATTITUDE )
- DÜRÜSTLÜK:
"ÇOK ARKADAŞ" değil/yerine İYİ DOST (KAZANDIRIR)
- DÜŞ ile/||/<> GÜNDÜZ DÜŞLERİ
- DÜŞ/RÜYÂ ile DÜŞ/HAYAL
( Rüya görmekte olduğunuzu gerçekten anlamadınız. Tutsaklığın özü de budur - gerçek ile gerçek olmayanı birbirine karıştırmak. )
( Rüya gördüğünüzü anladığınız anda, uyanacaksınız. Fakat anlamazsınız çünkü rüyanın devam etmesini istersiniz. )
( Sorununuz rüya değil, rüyanın bir kısmından hoşlanıp bir kısmından hoşlanmamaktır. )
( Bir gün gelecek, rüyanın sona ermesini tüm aklınız ve gönlünüzle özleyeceksiniz ve bunun bedeli her ne olursa ödemeye istekli olacaksınız. )
( Rüya, gündüz yaşadığının gece hapşırmasıdır. )
( Bir kişi, yılda 1.500 kadar rüya görür. )
(
)
( It is because you have not really understood that you are dreaming. This is the essence of bondage - the mixing of the real vs. unreal.
Once you have seen that you are dreaming, you shall wake up. But you do not see, because you want the dream to continue.
Your problem is that you like one part of your dream and not another.
A day will come when you will long for the ending of the dream, vs. all your heart and mind, and be willing to pay any price. )
( DREAM vs. TO IMAGINE )
- DÜŞ ile/ve/||/<>/> OYUN
- DÜŞES ile DÜŞEŞ[Fars. DÜ: İki. + ŞEŞ: Altı.]
( Büyük ve önemli bir toprak parçasını yöneten yüksek rütbeli soylu. | Bazı devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk gösteren san. İLE Zarla oynanan oyunlarda, atılan zarlardan her ikisinin de altı benekli olan yüzlerinin üste gelmesi. | Umulmayan iyi bir rastlama. )
- Düşmanınla KONUŞ!!!
- Düşük sesle KONUŞ!!!
- Düşün ve KONUŞ!!! -ve
- Düşün ve SUS!!! -ve
- Düşüncelerini dizginlemek için SUS!!!
- Düşünemediğin zaman SUS!!!
- DÜŞÜNEN/ZİHİNSEL TÖZ(RES COGITANS) ile/ve UZAMLI/NESNE TÖZ(RES EXTENSA)
- Düşünerek KONUŞ!!!
- DÜŞÜNSEL UĞRAŞ ile/ve/<>/değil/yerine VAROLUŞSAL UĞRAŞ
( [not] INTELLECTUAL PROFESSION vs./and/<>/but EXISTENTIAL PROFESSION
EXISTENTIAL PROFESSION instead of INTELLECTUAL PROFESSION )
- DÜŞÜNÜŞ" ile/ve/||/<> "ELE/DİLE ALIŞ" ile/ve/||/<> "YAKLAŞIM" ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ" ile/ve/||/<> "YÖNTEM"
- DÜŞÜNÜŞ ile SORGULAMA
( ... İLE Sonuç ya da kararda tutarlılık/bütünlük elde etmek üzere ayrıntılı/derinlemesine düşünme. )
- DUVAR ile HIMIŞ
( ... İLE Kerpiç ya da tuğlayla örülmüş, ahşap duvar. )
- Duyamayanları anlamak için SUS!!!
- Duyamıyorsan SUS!!!
- DUYARLILIK ve/> ÖZ | OLUŞ
( Duyarlılık, özünüze yeni bir başlangıcın açılımıdır. )
( SENSITIVITY and/> ESSENCE | BEING
Sensitivity is the beginning of the new openning in your being. )
- DUYGU ile/ve DUYU/HİS
( EMOTION vs./and FEEL )
( MANAS ile/ve ... )
- DUYGU = HİS = FEELING, SENTIMENT, (EMOTION)[İng.] = SENTIMENT[Fr.] = GEFÜHL[Alm.] = SENTIMIENTO[İsp.]
- Duygulu KONUŞ!!!
- Duymak için SUS!!!
- DUYMUŞ ile/ve/||/<>/> DOYMUŞ
- Duymuyorsan SUS!!!
- DUYU ve/+ AKIL ve/+ HADS ve/+ MATEMATİK
- DUYU/HİS ile/ve/<> DEĞER
- DUYU = HASSE = SENSE[İng.] = SENS[Fr.] = SINN/E[Alm.] = SENSUS[Lat.] = SENTIDO[İsp.]
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< BELLEK KAYDI
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< DENEYİM
- DUYUM/SAMA = İHSAS = SENSATION[İng., Fr.] = EMPFINDUNG[Alm.] = SENSACION[İsp.] = SENTIO[Lat.]
- Duyumsayarak KONUŞ!!!
- Duyurmak için SUS!!!
- Duyuyorsan SUS!!!
- | DÜZ/"DONUK" BAKIŞ ile/ve DİK BAKIŞ | ile/değil/yerine/>< YANSIZ/NÖTR BAKIŞ
- DÜZ (DOKUNMUŞ) ile/ve SUMAK ile/ve CECİM/CİCİM ile/ve ZİLİ ile/ve HEYBE
( ... İLE/VE ... İLE/VE Nakışlı ve ince. Sivas/Divriği bölgesinde. İLE/VE Ağrı/Patnos, Çanakkale bölgelerinde. İLE/VE Urfa bölgesinde. )
- DÜZ KAS ile/||/<> ÇİZGİLİ KAS
( Düz istemsiz tek çekirdek, çizgili çok çekirdek sarkomere. )
( Formül: Smooth İLE striated )
- DÜZ VİTES ile OTOMATİK VİTES
- DÜZ YAZI ile DANS
( Yürümeye benzetilebilir.[Kendi dışında bir amacı vardır.] İLE Şiire benzetilebilir.[Amacı, kendidir.] )
- DÜZ </=/> TERS
( ANAKİKLİK )
( PALINDROME )
- Düzelterek KONUŞ!!!
- DÜZELTME/HAVALE İŞARETLERİNDE:
S ile/ve/||/<> H
( MÜKERRER: Altı çizilerek gösterilir. )
- Düzeltmek için KONUŞ!!!
- DÜZEN ile KAOS
( ORDER vs. CHAOS )
- Düzenli KONUŞ!!!
- Düzen/Sistem için SUS!!!
- Düzgün KONUŞ!!!
- DVM/SUPPORT VECTOR MACHINES[İng.] değil/yerine/= DESTEK VEKTÖR MAKİNELERİ
- DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN
( )
- E ile KUMAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Turuncu renkte, süslü bir kumaş. İLE ... )
- EACH/EVERY vs. ALWAYS
- EARNINGS :/yerine KAZANÇ
- EASY vs. SPONTANEOUS
- EASY(NESS) vs. SIMPLE(NESS)
- EB ile/||/<> EBEVEYN ile/||/<> EBEN AN CEDD ile/||/<> RABBE ile/||/<> ASABE-İ NESEBİYE/NESEBİYYE ile/||/<> MÜLTEKÂ-YI NESÂB ile/||/<> NESLEN BADE NESLİN ile/||/<> İRS
( Baba, ata. İLE/||/<> Ana, baba. İLE/||/<> Babadan oğula.[ebâ an cedd] İLE/||/<> Üvey ana. İLE/||/<> Kan ve soy yoluyla yakın/akraba. İLE/||/<> İki ya da daha çok kişinin kuşaklarının birleştiği kişi. İLE/||/<> Kuşaktan kuşağa. İLE/||/<> Soya çekim, verâset. )
- EBCED'İN ANLAMLARI:
DÖRT ESAS ile DÖRT YAN
( Dört ana esas noktada:
1. Ebced(Elif, Ba, Cim)(Doğuda)(Allah, el-Bari, el-Celil, ed-Daim): Ey tâlib sen başla.
2. Hevvez(He, Vav, Za)(Batıda)(el-Hadi, el-Vehhab, el-Vedud): İşit.
3. Huttî(Ha, Tı, Ya)(Kuzeyde)(el-Hakim, el-Batın): Haberdâr ol.
4. Kelemen(Kâf, Lâm, Mim, Nun)(Güneyde)(el-Kerim, el-Latif, el-Melik, en-Nur: Söz öğren.
Dört yan noktada:
Sâ'fas(Sin, Ayn, Fa, Sad)(Kuzeydoğuda)(es-Selâm, el-Alim, el-Ferd, er-Rauf, es-Sabur): Çabuk öğren.
Karaşet(Kaf, Ra, Şın, Te)(Kuzeybatıda)(el-Kadir, er-Rahman, eş-Şehid, et-Tevvab): Tertiple oku.
Dahaz(Peltek Se, Hı, Zâl)(Güneydoğuda)(el-Varis, el-Habir, el-Müzill): Hakk'la tut.
Dâzığ(lan)(Dad, Zı, Gayn)(Güneybatıda)(ez-Zahir, el-Gafur): Tamâm eyle. )
- EBREŞ[ABRÂŞ ya da EBRAS değil!]/BARAS/BERAS[Ar.] ile/ya da ŞELEL
( Gövdedeki beyaz lekeler, sam lekeleri. İLE Gövdedeki renkli lekeler. | İskorbüt.[< Fr. < Lat. < Rus. C vitamini eksikliği nedeniyle dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık.] )
- ECİŞ-BÜCÜŞ
- ECONOMETRİCS ile/||/<> PURE ECONOMİCS
( Econometrics istatistiksel yöntemlerle ekonomik verileri analiz ederken İLE pure economics kuramk ekonomik modeller geliştirir )
( Formül: Regression analysis )
- ECONOMICS :/yerine EKONOMİ BİLİMİ
- ECOSPECİES değil/yerine/= ÇEVREBİREYLER
- ECR-İ HASS ile/ve/<> ECR-İ MÜŞTEREK
- ECT-/ECTO- ile/||/<> -ECTASİA/-ECTASİS ile/||/<> -ECTOMİZE ile/||/<> -ECTOMY ile/||/<> -CENOSİS ile/||/<> -STEREİSİS ile/||/<> ECTRO-
( Dış, dışta, olmaksızın. İLE/||/<> Dilatasyon, genişleme. İLE/||/<> Eksizyondan uğrama. İLE/||/<> Cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Akıntı, cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Bir bölümün cerrahi olarak çıkarılması, eksiklik. İLE/||/<> Doğuştan, konjenital olarak eksik. )
- EDA/EXPLANATORY DATA ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= KEŞİFSEL VERİ ÇÖZÜMLEMESİ
- EDEB ve/<>/> İMAN ve/<>/> İLİM ve/<>/> AMEL ve/<>/> İHLÂS
- Edeben SUS!!!
- Edebinle KONUŞ!!!
- EDGİŞ = EGDİŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Özçend'de yerleşik olan bir Türk kavmi. )
- EDİLGİN = MÜNFAİL = PASSIVE[İng.] = PASSIF[Fr.] = PASSIV[Alm.] = PASSIVUS[Lat.] = PASIVO[İsp.]
- EDİM = FİİL, AMEL = ACT[İng.] = ACTE[Fr.] = AKT[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ACTO[İsp.]
- EDİMSEL/LİK = BİLFİİL = ACTUAL/ITY[İng.] = ACTUEL/ITÉ[Fr.] = AKTUELL, WIRKLICHKEIT[Alm.] = ACTUALITAS[Lat.] = EFECTIVO[İsp.]
- EDUCATION vs. SENSITIVENESS
- eff./effervesc.[Lat. < EFFERVESCENS] değil/yerine/= KÖPÜREN
- EFHÂS[Ar. < FAHS] ile EFHÂZ[Ar. < FAHZ]
( Herşeyin içi/boşlukları. İLE Yakın akrabalar. )
- EFHÂS[Ar.] ile EFHÂZ[Ar. < FİKR]
( Daha fakir ve muhtaç. İLE Düşünceler. )
- EF'Î-İ MÜCELCEL ile EF'Î-İ MÜNAKKAŞ
( Çıngıraklı yılan. İLE Alaca derili engerek yılanı. )
- EFRÂS[Ar. < FERES] ile -EFRÂZ/FİRÂZ[Fars.]
( Atlar, beygirler, kısraklar. İLE Kaldıran, yükselten. )
- EGİŞ ile PİSLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Arıtmak için eritilen herhangi bir maden filizinden geriye kalan pislik. İLE ... )
- Eğiterek KONUŞ!!!
- EĞİTİM > ÖZGÜVEN ve/||/<>/> ÖZGÜVEN > ÜMİT ve/||/<>/> ÜMİT > BARIŞ
- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK
( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )
- Eğlenceli KONUŞ!!!
- Eğlendirerek KONUŞ!!!
- EHASS[Ar. < HASİS] ile EHASS[Ar. < HÂSS]
( Daha cimri, çok pinti. | Çok/en bayağı. İLE En özel. | Başlıca. )
- Ehline KONUŞ!!!
- EIDOKSOS ve ARİSTO
( Akademi'nin kurulmasında! )
- EK İŞ ile/ve/değil TEK İŞ
- EKİN(KÜLTÜR):
MİRAS değil EMÂNET
- EKİNOKS ile EKİNOKS
( Gece ile gündüzün eşit olduğu gün. İLE Evliyaotu, korunga. )
- EKLEKTİK değil/yerine/= DERLENMİŞ
- EKMEK:
İŞLENMİŞ ile/>< EKŞİ MAYALI
( İşlenmiş undan, kesinlikle uzak durmak gerekiyor. İLE Ekşi mayalı undan yapılan ürünlerde de dengeli olmak gerekiyor. )
- Ekmek parası için SUS!!!
- EKO/AKS/AKSİSEDÂ/İNİKÂS[Ar. < AKS (çoğ. İN'İKÂSÂT)] değil/yerine/= YANKI/YANSI
( Işığın, parlak bir yere çarpıp geriye doğru yön değiştirerek kaynağını göstermesi. | Tepke. )
- EKOLOJİK NİŞ değil/yerine/= ÇEVRESEL ORUN
- EKOLOJİK TOLERANS değil/yerine/= ÇEVRESEL DAYANCA
- EKOLOJİK VALANS değil/yerine/= ÇEVRESEL DEĞERLİK
- EKSES, EXCESS ile EKSESİF
( Çokluk, fazlalık. İLE Aşırı. )
- EKSITUS/EXITUS[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM | ÇIKIŞ
- EKSOJEN/EXOGENOUS[İng.] değil/yerine/= DIŞ KAYNAKLI
- EKÜMENİK[Fr. OECUMÉNIQUE < Lat. OECUMENICUS < EYun. OIKOUMENIKOS] ile DİASPORA[Fr.]
( Tüm piskoposlukların rûhânî meclislerini ya da tüm kiliseleri içeren, dünya genelinde Hıristiyan birliğine yönelik olan. İLE Herhangi bir ulusun ya da inanç mensuplarının ana yurdu dışında azınlık olarak yaşadığıı yer. | Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu. | Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları. )
- EKVÂS[Ar. < KEVS] ile EKVÂZ[Ar. < KÛZ]
( Yaşmaklar. İLE Kadehler, kâseler, bardaklar. )
- EKZEMA ile/||/<> PSORİASİS
( deride kızarıklık, kaşıntı ve kabuklanma. İLE/||/<> Deride kalın, pullu plaklar ile ilişkili süreğen bir durum. )
- EL ELE TUTUNMUŞ değil EL ELE TUTUŞMUŞ
- EL KİŞİ ile EL QUŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kötü, aşağılık kişi. İLE Akbaba. )
- ELBİSE/ESVAP/KIYAFET/LİBAS değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN
- ELBİSELER (LİBÂS)
- ELBİSE/LİBAS ile/değil HÜLLE/HAL
( LİBAS/ELBİSE/İBLİS )
( Hem saklar/perdeler, hem de gösterir. )
( TEBLİS: Yanıltıcı. )
- ELE = YAVAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
itibarı ile 5.784 başlık/FaRk ile birlikte,
5.784 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(7/25)
(1996'dan beri)