S ve Ş ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 5.784 başlık/FaRk ile birlikte,
5.784 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(22/25)
- TANRI/OĞAN = ALLAH = GOD[İng.] = DIEU[Fr.] = GOTT[Alm.] = DEUS[Lat.] = THEOS[Yun.] = DIOS[İsp.]
- TAPI ile TAPİ[Fr. TAPIS]
( Tapınılan nesne. İLE ... )
- TAPINCAK/SANEM[Ar.]/PUT[Fars. < BUT]/FETİŞ[Fr.] ile ONGUN/TOTEM[Fr.]
( Gözle görünen, gözle görüldüğü kadarıyla yetinerek tapınma. | Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı ya da cansız nesne. | Haç. | Uğurlu sayılan şey. | Tapınırcasına sevilen şey ya da kişi. | Saplantılı bir biçimde eşeysel coşku uyandıran ötekine ait giysi, ayakkabı vb. nesne. İLE İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne. )
- TAPİR[Brezilya yerlilerinin dilinden]/TAPIRUS[Lat.] ile ...
( İki metre uzunluğunda, kısa hortumlu bir hayvan. Asya ve Avrupa'nın tropikal bölgelerinde yaşar. )
(
)
- TAPON[Fr.] değil/yerine/= NİTELİKSİZ, ESKİ, ELDE KALMIŞ
- TARAF/TAR ile/ve YANDAŞ
- TARAFTÂR değil/yerine/= YANDAŞ
- TARAŞ ile/ve/||/<> TARAŞLAMAK
( Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar. İLE/VE/||/<> Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden kaldırılan üründen artakalanları toplamak. )
- TARAS değil TERAS[Fr. < TERRASSE]
( Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça. | Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş. | Seki. )
- TAR'DA:
KAFKAS ile/ve ŞİRAZ
( Gövdesi, dut ağacıdan ve tek parçadır. Sapı ceviz ağacındandır. İLE/VE ... )
(
)
- TARGET vs. SUCCESS
- TARİH BİLGİSİNDE:
USÛL ve/||/<>/> KAVÂRİN ve/||/<>/> AHVAL ve/||/<>/> HAVÂDİS
( Yöntemler. VE/||/<>/> Yasalar. VE/||/<>/> Durumlar. VE/||/<>/> Haberler. )
- TARİH:
"GEÇMİŞ" değil YARIN
( Tarih, geçmiş değil yarındır! )
- TARİH ile/değil GEÇMİŞ
( Kişilerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )
( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )
( Human/people have not history, have past. )
( Geçmişlerini/tarihlerini bilmeyenler, şimdi'lerinde çırpınır, geleceklerinde boğulur. )
( TARİH: Gelecekte karşılaştığın geçmiş. )
( )
( [not] HISTORY vs./but PAST )
- TARİH ile/değil GEÇMİŞ
( Kişinin/bireylerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )
( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )
( Human/people have not history, have past. )
( [not] HISTORY vs. PAST )
- TARÎK ile/||/<> TARÎK-İ ÂMM ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
( Yol. İLE/||/<> Geniş yol, cadde, genel yol, kamuya ait yol. İLE/||/<> Bir ya da birkaç eve mahsus çıkmaz sokak, özel yol. )
- Taş-toprak ile KONUŞ!!! -ile
- TAŞ ile/ve ALAMA
( ... ile/ve Taş parçası. )
( STONE vs./and ROCK )
- TAŞ ile/değil/yerine/||/<>/>< AŞ
( Sana taş atana, aş at! )
- TAŞ ile BAKIRKÖYTAŞI/KÜFEKİ/KEFEKİ
( ... İLE Yapıda kullanılan, açık renkli, işlenmesi kolay bir taş çeşidi. [Kum, çakıl ve midye kabuklarının, zamanla, bağlayıcı maddelerle birbirin yapışmasından oluşur.Ocaktan çıkarıldığı zaman, oldukça yumuşak olan küfeki, zamanla sertleşir. Bu taş, Osmanlı dönemi yapılarında çok kullanılmıştır.] )
- TAŞ ile BAKIRTAŞI
( ... İLE Yeşil renkli, yontulup parlatabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, malakit. )
- TAŞ ile/ve BALAST
( ... İLE/VE Demiryoluna döşenen taş kırıkları. )
- TAŞ ile/değil BİTKİ (LITHOPS)
(
)
- TAŞ ile BUZULTAŞ
( ... İLE Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çoğu kez parıltılı ya da çizikli taşlar. )
( ... ile SALSÂL-İ CÜMÛDİYE )
( ... avec MOREN )
- TAŞ ile/ve/||/<> ÇAKIL TAŞI, KÜÇÜK TAŞ
( HACER ile/ve/||/<> HASÂT )
( STONE vs./and/||/<> PEBBLE )
- TAŞ ile ÇAKMAK TAŞI
( ... İLE Seramik, cam ve yol yapım endüstrilerinde kullanılan, SiO2 kimyasal yapısına sahip, sert ve opak görünümlü, kristal bir madde. )
- TAŞ ile ÇİNKE
( ... İLE Sağlam, sert taş. | En ufak parça. | Benek. )
- TAŞ ile DOLANTAŞI
( Mineralleri gözle görülebilen, benekli ve yeşilimtırak renkli, gabro ile bazalt arası, püskürük kütle. )
- TAŞ ile GAZTAŞI
( ... İLE Bileme işinde kullanılan, korindon ya da karborundum tanelerinden hazırlanan, bir tür taş. )
- TAŞ ile HELİK
( ... İLE Duvar örülürken, büyük taşların arasına konulan ufak taşlar. )
- TAŞ ile KAME
( ... İLE Değişik renkli üst üste iki katmandan oluşan ve üstteki katmanına kabartma bir desen yapılan değerli taş. )
- TAŞ ile KARO[Fr. < CARREAU]/ORYA/[Yun.]
( ... İLE Oyun kâğıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı. | Betondan yapılmış dört köşe döşeme taşı. )
- TAŞ ile KAYA ile TEPE ile DAĞ
( Kimyasal ya da fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. | Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş. | Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme. | Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme. | Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. | Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik ya da tahta parçalardan her biri. | Bazı örgenlerin içinde, özellikle idrar kesesi vb. oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı nesne. | Bazı kütlelerden kopan ya da koparılan parça. | Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz. İLE Büyük ve sert taş kütlesi. | Kayaç. )
( HACER, CÜMD ile/ve CELMED )
( SENG ile/ve ... )
( STONE vs./and ROCK )
- TAŞ ile KAYRAK
( ... İLE Ekime elverişli olmayan, taşlı, kumlu toprak. | Yassı, düz taş. | Bileği taşı. | Kayağan taş. )
- TAŞ ile KAZAN TAŞI
( ... İLE Kalsiyum tuzları kapsayan suyun ısıtıldığı kabın iç yüzeyinde oluşturduğu katman. )
- TAŞ ile MALITAŞI
( ... İLE Bazen, kayıklarda, çapa yerine kullanılan, ipe bağlı, büyükçe taş. )
- TAŞ ile/ve MALTATAŞI
( ... İLE/VE Yumuşak bir taş. Bahçe, mutfak gibi yerleri döşemekte kullanılan, dört köşe, yassı, kolay kırılan bir taş. )
- TAŞ ile MALTATAŞI
( ... İLE Bahçe, mutfak gibi yerleri döşemekte kullanılan, dört köşe, yassı, kolay kırılan bir tür taş. )
- TAŞ ile/değil MENGELE
( ... İLE Güveç yapmakta kullanılan, çabuk ezilen bir çeşit taş. )
- TAŞ ile MOSKOFTOPRAĞI
( ... İLE Maden parlatmak için kullanılan, sarı renkte bir tür gevrek taşı. )
- TAŞ ile MÜHRESENK[Fars.]
( ... İLE Alaca somaki, balgamtaşı/kadıköytaşı/hacıbektaştaşı. | Süsleme nakışlarını ve yaldızları mührelemekte kullanılan araç. )
- TAŞ ile NECEFTAŞI
( ... İLE Parlak ve saydam bir çeşit kuvars billuru. )
- TAS ile/ve NİSAN TASI
- TAŞ ile/değil PAMUKTAŞ
( ... İLE/DEĞİL Bazı kaynak sularının dibinde biriken, kalkerli ya da silisli tortu. )
- TAS ile RİTON
( Antik tas. )
- TAŞ ile SEYLANTAŞI/SEYLANİ
( ... İLE Yapısında, alüminyum ve demir bulunan bir granat türü. )
- TAŞ ile SÜNGERTAŞI/PONZA[İt.]
( ... İLE Bazı yüzeylerin temizlenmesinde, mermerlerin parlatılmasında, ovma işlerinde kullanılan, çok gözenekli, çok hafif kaya. | Metal parlatmakta kullanılan, çok gözenekli ve pürüzlü, ağırlığı az, sert bir yanardağ feldispatı. )
- TAS[Ar.] ile TA'S[Ar.] ile TAŞ
( Su kabı. İLE Yok olma, kaybolma. İLE Ufak kaya parçası. )
- TAS ile/ve/||/<> TASA
( Kayıp, yitik. İLE/VE/||/<> Üzüntü. )
- TAŞ ile TAŞIL/FOSİL[Fr.] ile TAŞÇIL
( ... İLE ... İLE Taşı andıran, taş gibi. | Taşlar ve kayalar üzerinde ya da taşlı topraklarda yetişen. )
- TAŞ ile/ve/||/<>/> TAŞİLİĞİ
( ... İLE/VE/||/<>/> Taşların, yapraklar durumunda ayrılmasını sağlayan ara katmanı. )
- TAŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< TOPRAK
( Taş gibiydin. Çok gönül kırdın. Yeter!
Toprak ol! Üstünde hoş güller biter...
Mevlânâ )
(
)
( Olsaydık, erirdik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Olduk, dayandık. )
- TAŞ ile YAĞTAŞI
( ... İLE Araçların kesici ağızlarını bilemede, gazyağı, mazot ya da zeytinyağı ile kullanılan doğal taş. )
- TAŞ ile YEŞİM[Ar.]
( ... İLE Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş. )
- TASA" ile/değil/yerine NADAS
- TASAVVUF:
HADÎS ile/ve/değil KADÎM
( [not] SUFISM: NEW vs./and/but ANCIENT )
- TASFİYE ile/ve/||/<> TAKDİS ile/ve/||/<> TEZKİYE
( Nefsi. İLE/VE/||/<> Kalbi. İLE/VE/||/<> Aklı. )
- TASIM = KIYAS/TASMİM[Ar.] = SYLLOGISM[İng.] = SYLLOGISME[Fr.] = SYLLOGISMUS[Alm.] = SYLLOGISMOS[Yun.] = SILOGISMO[İsp.]
- TASIM/KIYAS ile/değil/yerine KARŞILAŞTIRMA
( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE/DEĞİL/YERİNE Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum biçiminde göreliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek). Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )
( Nispet. İLE/DEĞİL/YERİNE Oran. )
( Sabitliği dayatmaya çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE Özgünlük olanağı sunar/sağlar. )
( Resim. İLE/DEĞİL/YERİNE Fotoğraf. )
( Kıyas, bâtıldır. )
( Her şeye/yere kıyas sokulmaz! )
( [not] TO COMPARE, SYLLOGISM vs./but COMPARISON
COMPARISON instead of TO COMPARE, SYLLOGISM )
- TAŞPINAR ile/ve KARS
- TASTE vs. DELICIOUS
- TATAVLA ile KURTULUŞ
( KURTULUŞ )
- TA'TÎS[Ar. < ATSE] ile TA'TÎŞ[Ar. < ATŞ]
( Aksırtma. İLE Susatma/susatılma. )
- TATLI PATATES ve/<> YUM
( Dağlarda. VE Sahilde.
[Papua Yeni Gine'de en önemli besin kaynakları.] )
- TATUS ile ...
( Bir tür hayvan. )
- TAVIR[Ar. < TAVR] değil/yerine/= DURUŞ
- TAVUK ile SU TAVUĞU/KALİNİS
( ... İLE Su tavuğugillerden, gri, kızıl karışımı tonda, benekli ya da çizgili tüyleri olan bir kuş. )
( ... cum FULICA ATRA )
- TAXIS ile ...
( Yerinden oynamış ya da çıkmış bir uzvu el ya da koyma. )
- TAYİN ile/ve TAHSİS
( Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma. | Atama. İLE Bir şeyi, bir kişiye ya da bir yere ayırma. )
- TAYLOR SERİES ile/||/<> FOURİER SERİES
( Taylor polynomyal yaklaşım, Fourier trigonometrik. )
( Formül: Polynomial İLE trigonometric )
( Brook Taylor tarafından 1715 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1685-1731) (Ülke: İngiltere) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Taylor serisi, Taylor teoremi) )
- TAYR[Ar. < ATYÂR, TUYÛR]/MÜRG[Fars.]:
Kuş. -<
- TAYŞ[Ar.] ile SEFEH[Ar.]
- TAZMANYA CANAVARI/SARCOPOLUS[Lat.] ile ...
( Yeni Zelanda'nın güneyindeki Tazmanya'da yaşar. Gebelik süreleri 21 gündür. Her doğumda 30 civarında çok minik yavruları olur annenin sadece 4 memesi olduğu için ancak 3-4'ü yaşar. )
- TD-DFT ile/||/<> CIS
( TD-DFT zamana bağlı uyarılmış İLE CIS configuration interaction. )
( Formül: DFT bazlı İLE HF bazlı )
- TEBAA ile/değil/yerine VATANDAŞ
- TEBELLEŞ[Ar.] değil/yerine/= BİRBİRİNE GEÇMİŞ, KARMAKARIŞIK, KARIŞMIŞ
- TEBELLEŞ ile/ve/değil/||/<>/< MUSALLAT (OLMAK)
- TEBHÂL/E[Ar.] | COLD SORE, HERPES[İng.] değil/yerine/= UÇUK
- TE'BÎS[Ar.] ile TEB'ÎZ[Ar.]
( Hakaret, horlama. İLE Bölüm bölüm ayırma, paralama. )
- TECÂNÜS[Ar.] değil/yerine/= BİR BÜTÜNÜ OLUŞTURAN ÖĞELER ARASINDA UYUM BULUNMASI DURUMU
- TECÂVÜZ[Ar.] değil/yerine/= SALDIRAŞ
- TECESSÜM[Ar.] ile TECESSÜS[Ar.]
( Boyut kazanma, nesneleşme. | Görünmeye başlama, belirme. | Göz önüne gelme, canlanma. İLE Olağan/basit merak. | Yoklama, araştırma, dikkat ve çabayla araştırma. | Bir şeyin iç yüzünü araştırıp sırrını çözmeye çalışma. | Gözetleme. )
- TECESSÜS[Ar. < CESS] değil/yerine/= ANLAMA MERAKI
( OLAĞAN/BASİT MERAK | YOKLAMA, ARAŞTIRMA, DİKKAT VE GAYRETLE ARAŞTIRMA | BİR ŞEYİN İÇ YÜZÜNÜ ARAŞTIRIP SIRRINI ÇÖZMEYE ÇALIŞMA | GÖZETLEME | MERAK )
- TECNÎS[Ar. < CİNÂS] ile TECDÎR[Ar. < CİNÂZE]
( İki anlamlı söz[mânî] söyleme, cinas yapma. İLE Ölüyü tabuta koyma. )
- Tedbir için SUS!!!
- TEDBİR-İ NEFS/NÜFUS ile/ve/||/<>/> TEDBİR-İ MENZİL ile/ve/||/<>/> TEDBİR-İ MEDÎNE/MÜDÜN ile/ve/||/<>/> TEDBİR-İ ME'ÂD
( Bireyin ve toplumun oluşumunda.[Kişisel ahlâk, nefsi terbiye etmek] İLE/VE/||/<>/> Aileyi/topluluğu yönetmek.[Evi ve geçimi adâletle yönetmek] İLE/VE/||/<>/> Kenti/toplumu yönetmek.[Devleti adâletle yönetmek] İLE/VE/||/<>/> Dinî, manevi düzen.[Âhirete hazırlıklı olmak] )
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- TEENNÜS[Ar. < ÜNS] ile TEENNÜS[Ar. < ÜNS]
( Dişil/müennes olma. | Kadın gibi hareket etme, kadınlaşma. İLE Alışma, Ünsiyet peyda etme. )
- TEESSÜS[Ar.] değil/yerine/= KURULMA, ORTAYA ÇIKMA | YERLEŞME, TEMELLEŞME, KÖKLEŞME
- TEFAHHUS[Ar. < FAHS | çoğ. TEFAHHUSÂT] ile TEFAHHUŞ[Ar. < FUHŞ]
( İnceden inceye araştırma. İLE Açık saçık, âdî sözcükler kullanma, müstehcen bir biçimde konuşma. )
- TEFERRÜS[Ar. < FERÂSET | çoğ. TEFERRÜSÂT] ile TEFERRÜŞ[Ar. < FERŞ] ile TEFERRÜZ[Ar. < İFRÂZ]
( Sezme, anlar gibi olma. İLE Yayılma, serilme. İLE Ayrılma. )
- TEFRÎŞ, TEFRÎŞÂT[Ar. < FERŞ] değil/yerine/= DÖŞEME, DÖŞENME, DÖŞEMEÇ, YAYMA | EV EŞYASINI DÜZENLEME
- TEFRİS değil TEFSİR
- TEFSİR ile/ve/||/<> HADİS ile/ve/||/<> FIKIH ile/ve/||/<> KELAM ile/ve/||/<> TASAVVUF
- TEFSİR ile/ve MUHTASAR ile/ve TELHİS ile/ve TAHRİR ile/ve TEHZİB, TECRİD, TENKİH, MUNTAHAB ile/ve ZEYL ile/ve TERCÜME
- TEFTİŞ[Ar.] değil/yerine/= DENETLEME
- TEĞET/MÜMAS[Ar. < MÜMASS] ile/değil TEYİT
( Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru. İLE/DEĞİL Doğrulama. )
- TEHASSÜS ile ...
( [bkz. TAHASSUS] )
- TEHİ[Fars.] değil/yerine/= BOŞ
- TEHLİKE ve/> KURTULUŞ
( Kişi, düştüğü çukurdan, ancak, kendi çıkabilir. )
( MUHÂTARA[< HATAR] ve/> NECÂT )
( DANGER and/> SALVATION )
- TEHLİKELİ ile/ve/değil/||/<>/< DUYARLI/HASSAS
- TEJAS ile ...
( Ateş. )
- TEK ANLAMLI = VAHİD-ÜL-MÂNÂ = UNIVOCAL[İng.] = UNIVOQUE[Fr.] = EINDEUTIG[Alm.] = UNIVOCUS[Lat.]
- TEK GÜNEŞ
- Tek ortak nokta susmak olduğu için SUS!!!
- TEKBENCİLİK = ENEİYE = SOLIPSISM[İng.] = SOLIPSISME[Fr.] = SOLIPSISMUS[Alm.] = SOLUS:YALNIZ, TEK, IPSE:BEN[Lat.]
- TEKÇİLİK = VAHDETİYE = MONISM[İng.] = MONISME[Fr.] = MONISMUS[Alm.] = MONOS[Yun.]
- TEKEVVÜN[< KEVN]:
VAR OLMA, MEYDANA GELME, OLUŞ -<
- TEKİL = MÜFRET = SINGULAR[İng., Alm., İsp.] = SINGULIER[Fr.] = SINGULARIS[Lat.]
- TEKİRDAĞ'DA:
RODOSÇUK ile/ve BANADOS ile/ve İNECİK
- TEKNE ile PİNAS
( ... İLE Mali'de, Nijer ve Bani ırmaklarının kesişim noktasında bulunan Mopti'de kullanılan bir tekne. )
- Tekrar etmemek için SUS!!!
- Tekrar SUS!!!
- TEKRAR ile NÜKS
- TEKRÎS/İNİSİYASYON ile/ve İNÂBE/T
( Temele taş koyma. | Tanrı'ya vakfetme, takdîs. | İthaf. İLE/VE Günahlara tövbe edip Hakk yoluna dönme. | Bir mürşide başvurup, tarikata girme. )
- TEKTANRICILIK = VAHDANİYE = MONOTHEISM[İng.] = MONOTHÉISME[Fr.] = MONOTHEISMUS[Alm.] = MONOS:TEK, THEOS:TANRI[Yun.]
- GÖRÜŞ/ANLAYIŞ/TELÂKKİ[Ar.] ile SAYMAK/ADDETMEK[Ar.]
- TELÂŞ ile/değil/yerine/>< GAİLE/UĞRAŞ
- TELÂŞ ile/yerine HEYECAN
- TELEASISTANS/TELE-ASISTANS[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN YARDIM
- TELEK/RÎŞ ile/ve YELEK
( Kuşların, gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, türlü renklerde kalın eksenli tüy. İLE/VE Kuş kanadının büyük kalemli tüyü. )
( PER: Kanat. | Yelek, kuş kanadının büyük tüyleri. )
- TELEKS[Fr./İng. < TELEX] ile/ve/||/<>/> BELGEGEÇER/TELEFAKS[Fr./İng.] / FAKS
( Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni. İLE/VE/||/<>/> Belgegeçer aracına uzaktan yazdırma düzeni. )
- TELEMMÜS[Ar. < LEMS] ile TELEMMÜZ[Ar. < TİLMÎZ]
( El ile dokunma. İLE Öğrencilik/talebelik, çömezlik etme, öğrenci olarak devam etme. )
- TELİN[Ar.] değil/yerine/= KARGIMA, KARGIŞ
( !Kargıma, lânet okuma, lânetleme. )
- TELKÎM[Ar. < LEMS] ile TELKÎN[Ar. çoğ. TELKÎNÂT]
( Lokma verme/yedirme[/verilme/yedirilme]. İLE Düşünce/fikir aşılama, kulağına koyma. | Yeniden Müslüman olan kişiye iman esaslarını anlatma. | Ölü gömüldükten sonra imamın söylediği dini sözler. )
- Telsiz KONUŞ!!!
- Telsizle konuşurken arada SUS!!!
- TELVİS[Ar.] değil/yerine/= KİRLETME
- TEMAS[Ar.] değil/yerine/= DEĞME/DEĞİNTİ/DOKUNMA/DOKUNUŞ
- TEMAS[Ar.] değil/yerine/= DEĞME, DOKUNMA | İLİŞKİ | BAĞLANTI
( Değme, değinti, dokunma, dokunuş. | Buluşup görüşme, ilişki kurma, ilişki. | Değinme, sözünü etme. | Gidip gelme, ulaşım, bağlantı. )
- TEMAS değil/yerine/= GÖRÜŞME
- TEMEL KABULLER/AKSİYOMLAR:
VAR OLUŞ ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> DEĞİŞMEZLİK/BENZERLİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİRLİK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> PAYLAŞILABİLİRLİK/ANLATILABİLİRLİK
- TEMEL = ESAS = GROUND, BASIS, FOUNDATION[İng.] = FONDEMENT, PRINCIPE[Fr.] = GRUND, GRUNDLAGE, FUNDAMENT[Alm.] = FUNDAMENTUM[Lat.] = FUNDACIÓN[İsp.]
- TEMPO değil/yerine/= YÜRÜŞ
- TEMSİL ETMEK ile/ve/değil VAROLUŞ
( [not] TO REPRESENT vs./and/but EXISTENCE )
- TENÂFÜS[Ar. çoğ. TENÂFÜSÂT] ile TENEFFÜS[Ar. < NEFES]
( Kıskanma, haset etme, çekememe. İLE Soluk/nefes alma. | Yorgunluğu gidermek üzere dinlenme. | Okulda ders araları verilen dinlenme. | Tan yerinin ağarması. | Deniz suyunun dalga ile sahile vurması. )
- TENÂKUS[< NAKS] ile TENÂKUZ[< NAKZ]
( Azalma, eksilme. İLE Çelişme, karşıtlık. )
- TENCÎS[Ar. < NECÂSET] ile TENCİZ[Ar.]
( Kirletme, pisletme. İLE Sona erdirme; sonuçlandırma. )
- TENEFFÜS[Ar. < NEFES] ile TENEFFÜZ[Ar. < NEFZ]
( Soluk/nefes alma. | Yorgunluğu gidermek üzere dinlenme. | Okulda ders araları verilen dinlenme. | Tan yerinin ağarması. | Deniz suyunun dalga ile sahile vurması. İLE Nüfuzlu, sözü geçer olma. )
- TENEFFÜS değil/yerine/= DİNLENİ/TINIŞ
- TENEZZÜL ile/ve/değil/<> TEŞEBBÜS
- TENGİS[Ar. < NAGS] ile TENGÎZ[Ar.]
( Hayatını kederli, tasalı kılma. İLE Zindeliğini sarsma, zindeliği sarsılma. )
- TE'NÎS[Ar. < ÜNÛSET] ile TE'NÎS[Ar. < ÜNS] ile TEN'ÎŞ[Ar.]
( Bir sözcüğü, dişil kılma. İLE Alıştırma/alıştırılma, mûnis kılma. İLE Yukarı kaldırma. | Sürçüp düşen kişiye kalkması için dua etme. )
- TENKİS[Ar. < NÜKS] ile TENKÎS[Ar. < NOKSAN | çoğ. TENKÎSÂT] ile TENKİZ[Ar.]
( Başaşağı etme/edilme. | Boşaltma. İLE Azaltma, kısma, indirme, eksiltme/eksiltilme. İLE Kurtarma. )
- TENNIS :/yerine TENİS
- TENOR[İt.] değil/yerine/= İNCE SES
- TENSILE STRES/TENSILE STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM DİRENCİ
- TENYA ile/ve ZÂT-ÜL-HUFEYRE-İ RE'S[Ar.]
( ... İLE/VE Uzunluğu 20 m. kadar olan bir çşit tenya, şerit. )
- TENZİH ile TAKDİS
( Soyutlayarak yüceltme. İLE Somutlaştırarak yüceltme. )
- TEPE ile GERİŞ
( ... İLE Dağların üst bölümü. )
- TEPELİ DALGIÇ = ELMABAŞ
( Dalgıç kuşlarından, başında kara tüylerden bir tepelik bulunan, sazlık göllerde yaşayan bir kuş. )
( PODICEPS CRISTATUS )
- TERÂKKUS[Ar. < RAKS] ile TERÂKUS[Ar. < RAKS]
( Durmadan, aşağı inip yukarı çıkma. | Dans etme. İLE Dans etme. [bkz. TELÂUB] )
- Tercihen SUS!!!
- TERHİS[Ar. < RUHSAT] değil/yerine/= OLUR VERME (RUHSAT/İZİN VERME)
( İzin verme. | Askerliği tamamlayanları ordudan bırakma. )
- TERHİS[Ar.] değil/yerine/= TÜMER
- TERKİS[Ar. < RAKS] ile TERKİŞ[Ar. çoğ. TERKİŞÂT] ile TERKÎZ[Ar. < REKZ]
( Dans/raks ettirme, oynatma, oynatılma. İLE Sözcüğü süsleme, güzelleştirme. İLE Dikme, yere saplama, kurma. )
- TER/LEME ile SICAK/ATEŞ
( ARKAN ile ... )
( SWEAT/PERSPIRE/PERSPIRATION/TRANSPIRATION vs. HOT/FEWER )
- TERMODİNAMİK/THERMİCS değil/yerine/= ISILDEVİNGİ
- TERMOS[Fr.] ile TERMOSTAT[Fr.]
( Yalıtım maddesiyle kaplı metal bir kılıf içine yerleştirilen, aralarında hava boşluğu bulunan çift çeperli cam şişeden oluşan, içine konan sıvının ısısını uzun süre koruyan kap. İLE Isıdenetir. )
- TERMS :/yerine KOŞULLAR, TERİMLER
- [ne yazık ki]
!TERÖR ile/ve/=/||/<>/< FİNANS
- TERS ile AYKIRI
( "OPPOSITE" vs. INCONGRUOUS )
- TERS ile/değil/yerine/>< DERS
( [Almaya/anlamaya ...] Kapalıysa/k "gelir", ters. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Açıksa/k alır/ız her bir durumdan ders. )
- TERS ile/değil/yerine İLKELİ
- TERS ile/ve/<> KESİŞME
- TERS ile/değil SANKİ
- TERS ile TERS
( Gerekli olan duruma karşıt olarak. | Uygun olmayan, elverişsiz. | Gönül ve cesâret kırıcı, huysuz, sert. | Bir şeyin içe gelen yanı, arkası. | Kesici bir aygıtın kesmeyen yanı. | Bir şeyin karşıtı. İLE Hayvan pisliği. )
- TERS ile/değil TERSİNE
- TERS ile ZIT
( WRONG vs. THE OPPOSITE )
- TERTİBAT[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN/DÜZENLENİŞ
( Bir işin güçlüklerini karşılamak için yapılan ön hazırlıklar. )
- TERZİ, KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMEZ ile/ve/||/<> KELİN İLACI OLSA BAŞINA SÜRER/MİŞ
- TEŞBİH ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIYAS
- TESDİS[Ar.] ile TESTİS[Lat.]
( Sayısını altıya çıkarma ya da altıya bölme. | Bir gazelin her beytine dört dize ekleyerek altılı duruma getirme. İLE Erbezi, taşak, haya, husye. )
- TEŞEBBÜS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM
- TEŞEBBÜS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM | GİRİŞME
- TEŞEBBÜS ile/ve/||/<>/> TESADÜF
( Teşebbüs etmezsen, tesadüf etmez. )
- TEŞEBBÜS[Ar.] ile/ve TEVESSÜL[Ar.]
- TEŞEMMÜS[Ar. < ŞEMS] değil/yerine/= GÜNEŞ ÇARPMASI
- TEŞEVVÜŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIKLIK
- TEŞHİS/DIAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI
- TEŞHİS[Ar.] değil/yerine/= TANI/TANIMLAMA
( Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma. Kim ve ne olduğunu anlama, tanıma, seçme. | Belirleme. | Kişileştirme. )
- TEŞHÎS[< ŞAHS | çoğ. TEŞHÎSÂT] ile TEŞHÎZ[< ŞAHZ | çoğ. TEŞHÎZÂT]
( Ayırma, seçme, fark etme, tanıma. | Hastalığın, hangi hastalık olduğunu bilme. | Eşyaya şahsiyet verme, onlara hitâb etme. İLE Sivriltme, keskinleştirme. | Bileme. | Uyandırma, kuvvet ve etkisini artırma. )
- TESİS (ETMEK) ve/<> TEMİN (ETMEK)
- TESİS değil/yerine/= KURULUŞ/KURULMA
- Teslimiyet için SUS!!!
- TESLİMİYET ile NEFS
( Yün yumağı fındık kadar kalsa bile yine "Ben yumağım!" der durur. Fakat son ilmiği de attılar mı, gözünü bir açar ki, güzel bir halı olmuş, yumaklığından eser kalmamış. Nefis yumağının da oraya buraya yuvarlanması bunun için. Bizi bir halı olarak dokuyor. )
( Nefsi kurtarmak için yokluk gerek. )
- TESLÎS ile TESDİS
( Üçleme. İLE Altışarlama. )
- TESLİS ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHİD
- TESPİT ile/ve TEŞHİS
( ESTABLISHING vs./and DIAGNOSIS )
- TEST ile ANALİZ TEST vs. ANALYSIS
( TEST ile ANALİZ TEST )
- TETANOZ/TETANOS[Fr.] değil/yerine/= KAZIKLI HUMMA
( İnsan ve hayvan gövdesine açık yaralardan giren, genellikle toprakta, gübrede yaşayan bir basilin yol açtığı, kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık. )
- TEVÂFUK ile TEVÂRÜS
- TEVAHHUŞ[Ar.] değil/yerine/= ÜRKME, ÜRKÜNTÜ
- TEVAHHUŞ değil/yerine/= ÜRKÜNTÜ
- TEVÂRÜS[Ar. < VERÂSET] ile/ve/> TEMELLÜK[Ar. < MELK/MÜLK] ile/ve/> TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/ve/> TERCÜME[Ar. < TERCEME] ile/ve/> TELİF[Ar. < ÜLFET] ile/ve/> TEKELLÜM[Ar. < KELÂM]
( Birinden miras kalması, mirasa konma. | Kalıtım yoluyla birinden ötekine geçme. İLE/VE/> Kendine mâl etme. İLE/VE/> Benzeşme. | Özümleme. İLE/VE/> Çeviri. İLE/VE/> Birleştirmek. İLE/VE/> Dile getirmek, anlatmak, söylemek. )
- Tevekkül için SUS!!!
- TEVEKKÜL ve/||/<> İHLÂS
- TEVKİÎ ile/||/<> SÜLÜS ile/||/<> RİK\'A ile/||/<> KÛFÎ ile/||/<> NESİH ile/||/<> MURAKKA ile/||/<> MÜSELSEL ile/||/<> DİVANÎ
( Sözcüklerin arası birleştirilerek yazılan bir yazı biçimi.[Resmî yazışmalarda kullanılan bir yazı çeşidiydi.][Sülüse benzeyen daha yumuşak hatlı ve hareketli büyük boy yazılar.] İLE/||/<> Yuvarlak karakterli, daha çok kitabelerde kullanılan, kitaplarda ise başlıklara mahsus büyük boy bir yazı üslûbu. İLE/||/<> Türklerin ortaya çıkardığı bir yazı çeşidi. "Mim"lerin gözü kapanmış, "Sin" ve benzeri harflerin dişleri kalkmış, noktalar çizgilere dönüşmüştür. Daha çok el yazısında kullanılır. İLE/||/<> Arap harflerinin düz ve köşeli olarak kullanılmasıyla oluşmuş erken dönem İslâm yazı türü ve bundan geliştirilmiş bir yazı türü. İLE/||/<> Metinlerin kopya edilerek çoğaltılmasında kullanılan yuvarlak karakterli bir yazı üslûbu. İLE/||/<> İstenilen kalınlığı sağlayacak kadar kâğıdın birinin suyunu ötekinin aksi yöne gelecek biçimde kola ile yapıştırılmasıyla elde edilen mukavvadan yapılan albüm. Üzerine hatların ayrı ayrı kâğıtlara yazılarak hatlar, minyatürler, varaklar v.s. yapıştırılır. İLE/||/<> Tüm yazaçları/harfleri ve sözcükleri birbirine bitişik olarak yazılan bir yazı biçimi. İLE/||/<> Türklere özgü hareketli ve girişik bir yazı üslûbudur. Harfler ve sözcükler, birbirine kaynaşmıştır. )
- TEZAD ile ABES
- TEZAD ile AKS
- THALES ve/||/<>/> ANAKSİMANDROS/ANAKSİMENDER
( ...[M.Ö. 624 - 546] VE/||/<>/> Thales'in öğrencisi.[M.Ö. 610 - 546/545] )
( Anaksimandros, dünyanın tepsi gibi değil küre gibi olduğundan ilk kuşkulanmış kişidir.[Dünyanın eğimini bile ölçmüştür.] )
( [2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. dersler...] )
- THALES ile/ve/değil PARMENİDES
( İlk filozof, Thales değil Parmenides olarak kabul edilir. )
( PARMENİDES - PERİ PHYSEOS(DOĞA ÜZERİNE) )
- THANKS :/yerine TEŞEKKÜRLER
- THE MEANINGS OF THE WORDS
- THE THING, IF HAPPENS, WOULD NOT BE A PROBLEM vs. THE THING, WHICH WOULD BE BETTER IF NOT HAPPENS
- THEMSELVES :/yerine KENDİLERİ
- THESAURUS[İng.] değil/yerine/= EŞANLAMLILAR SÖZLÜĞÜ, KAVRAM DİZİNİ
- THESIS "AS HOMEWORK" vs. THESIS
- THIS :/yerine BU
- THUS :/yerine BÖYLECE
- TİFÜS[Fr.] değil/yerine/= LEKELİHUMMA
( Bitle geçen, ortalama 15 gün süren, gövdede pembe lekelerle beliren, ateşli ve tehlikeli bir sayrılık. )
- TİG/DİAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER
- TİKEL = CÜZ'Î = PARTICULAR[İng., İsp.] = PARTICULIER[Fr.] = PARTIKULAR[Alm.] = PARTICULARIS[Lat.]
- TİME SERİES ANALYSİS ile/||/<> CROSS-SECTİONAL ANALYSİS
( Time series analysis zamana bağlı veri dizilerini incelerken İLE cross-sectional analysis belirli zamandaki gözlem kesitini inceler )
( Formül: ARIMA model )
- TİMÜS[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÖZDEN/UYKULUK
( Göğüs kemiği arkasında bulunan iç salgıbezi. )
- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]
- TINNITUS[İng.] değil/yerine/= KULAK ÇINLAMASI
- TİNNİTUS ile/||/<> MENİERE
( Kulakta çınlama ya da uğultu. İLE/||/<> İç kulakta sıvı birikimi ile baş dönmesi ve duyma kaybı. )
- TİNNİTUS ile/||/<> VERTİGO
( Kulakta çınlama ya da uğultu. İLE/||/<> Baş dönmesi ve dengesizlik. )
- TYPE I BIAS[İng.] değil/yerine/= BİRINCİ TÜR YANLILIK
- TYPE II BIAS[İng.] değil/yerine/= İKINCİ TÜR YANLILIK
- TIP:
ORTODOKS ile/ve/||/<>/< ÇİN ile/ve/||/<>/< HİNT(AYURVEDA)
- TİPİK[Fr./İng.] ile/değil/yerine ALIŞILAGELMİŞ
( Birini ya da nesneyi niteleyen. | Çok özgün olan. İLE ... )
( "TYPICAL" vs./and TO BE HABBITED
TO BE HABBITED instead of "TYPICAL" )
- TIRAŞ YÜLME
- TIRIS >< EŞKİN
( Atların kısa adımlarla hızlı yürüyüşü. >< Atın bir tür hızlı yürüyüşü. | Hızlı yürüyen hayvan. | Hızlı bir yürüyüş ile. )
- TIS ile TISLAMAK
( Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses. İLE Kaz, kedi, yılan "tıs" diye ses çıkarması. | "Tıs" diye ses çıkarmak. | Ağır yük altında iniltiye benzer sesler çıkarmak. | Haksızlığını anlayıp susmak, sesi soluğu kesmek. )
- TİT/URINALYSIS[İng.] değil/yerine/= TAM İDRAR TAHLİLİ
- TİTÜBASYON/TITUBATION[İng.] değil/yerine/= TİTREK BAŞ
- TİZ[Fars.] değil/yerine/= İNCE, KESKİN (SES)
- Tıkandığında SUS!!!
- Tıkanıklık için SUS!!!
- Tırnak içinde "KONUŞ"!!!
- Tırnak içinde "SUS"!!!
- [not] TO BOAST vs. EXPRESSION OF HAPPINESS
- TO CHECK/LOOK DICTIONARY TO/FOR UNKNOWN WORDS vs. TO CHECK/LOOK DICTIONARY TO/FOR [ESPECIALLY] KNOWN WORDS
- TO CONFER POWERS and/||/<> TO CONFER RIGHTS
( Yetki vermek. VE/||/<> Hak vermek. )
- TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE PIECE vs. TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE ENTIRE/WHOLENESS
- TO EXCEED vs. PROGRESS
- TO HOPE vs. TO GUESS
- TO KNOW vs. AWARENESS
( tu now vit eveyr-nıs )
- TO KNOW THE WAY vs. TO BE ON THE WAY/TO PROGRESS
- TO LEAVE vs. TO DIGRESS
- TO NOT (ABLE TO) THINK DEEP/INTENSIVE/WIDE vs. IGNORANCE/THOUGHTLESSNESS
- [not] TO SEEK FOR NON-BEINGS vs. TO SEE(K)/FIND BEINGS
- TO STATE THE SITUATION vs. TO STATE THE NEGATIVENESS
( NO LIKE vs. NOT LIKE )
- [not] TO TALK THE PROBLEMS AS PROBLEMS vs. TO TALK PROBLEMS AS VEHICLE FOR DEVELOPMENT/PROGRESS
- TOEFL ile IELTS
( TOEFL ile IELTS sınavı arasındaki en önemli fark, bu sınavların yapılış amaçlarıdır. TOEFL sınavının amacı, sınava giren kişinin konuşma dili İngilizce olan üniversitelere girebilmek için yeterli derecede İngilizce konuşma, yazma, okuma ve anlama becerilerine sahip olup olmadığını belirlemektir. Sorulan sorular, okuma ve dinleme materyallerinin hepsi üniversite seviyesine yönelik olarak düzenlenmiştir.
IELTS sınavında ise Akademik IELTS dediğimiz üniversite adaylarına hitap eden sınavın yanında Genel IELTS denilen bir sınav türü daha vardır. Genel IELTS sınavına ise İngilizce konuşulan bir ülkeye göç etmek ya da orada çalışmak isteyen kişiler girer. Ana dili İngilizce olmayan kişileri işe almak isteyen şirketler, bu kişilerin İngilizceyi konuşup anlayabildiğinden emin olmak isterler ve bu nedenle işe girmek isteyenlerin bir sınavdan geçmesi gerekir. Bunun yanında Avustralya ve Kanada'ya göç edebilmek için bu sınavdan geçmek zorunludur.
İki sınav arasındaki başka bir fark da sınavların içeriğidir. TOEFL sınavı, Kuzey Amerika aksanına sahip olan konuşmacı ve dinleyiciler baz alınarak oluşturulmuştur. Konuşma bölümünde Kuzey Amerika'nın yerlisi olan konuşmacılar yer alır. Sorular ve üslup da Kuzey Amerika İngilizcesine göre düzenlenir. Diğer yandan, IELST sınavı çeşitli aksan ve durumları içinde barındıracak biçimde oluşturulur. Sadece Kuzey Amerika İngilizcesinin konuşulmak zorunda olmadığı bu sınav, sınava giren pek çok kişi için avantaj oluşturur.
IELTS SINAV YAPISI
IELTS sınavına giren kişilerin konuşma, okuma, yazma ve dinlemeden oluşan dört bölümü tamamlaması gerekir. En yüksek skor 9'dur ve kişinin her alanda kendini yeterince ifade edebildiğini belirtir. Dinleme ve konuşma bölümleri Akademik ve Genel IELTS sınavlarının ikisinde de aynıyken okuma ve yazma bölümleri farklılık gösterir. Sınav süresi 2 saat ve 45 dakikadır. Dinleme, okuma ve yazma bölümleri aynı gün içinde ara vermeden tamamlanmalıdır. Konuşma bölümü ise sınavdan bir hafta önce ya da sonra tamamlanabilir.
TOEFL SINAV YAPISI
TOEFL sınavı internet üzerinden ya da sınav merkezlerinde yapılabilir. İnternet üzerinden yapılan sımavlarda aday okuma, yazma, konuşma ve yazma bölümlerini dört saat içerisinde tamamlamak zorundadır. Her bölümün belirli bir süresi vardır. Sınav merkezlerinde yapılan sınavlar da benzer yapıdadır. Bu tür sınavlarda da benzer beceriler farklı bir biçimde sınanır.
İnternet üzerinde yapılan TOEFL sınavında en yüksek skor 120 iken en düşük skor da sıfırdır (0). Kağıt üzerinde yapılan sınavlarda ise skor değerleri 310 ile 577 arasındadır. Her bölüm ayrı ayrı puanlanırken yazma bölümü final skoruna eklenmez. TOEFL ve IELTS sınavları önemli farklar içerse de ikisi de kişinin yeterli derecede İngiliz dilini bilip bilmediğini belirlemede son derece faydalıdır. Hangi sınavı almanız gerektiğine karar veremiyorsanız, gitmek istediğiniz okul ya da şirketle iletişim kurarak onların hangi sınavı tercih ettiklerini öğrenebilirsiniz. )
- TOF-MS ile/||/<> QUADRUPOLE MS
( TOF uçuş zamanı geniş m/z, quadrupole süzgeç seçici. )
( Formül: Pulsed İLE sürekli )
- TOFÜS/TOPHUS[İng.] değil/yerine/= YUMRU
- TOHUM YAPRAKLARI, KOTİLEDONLAR, ÇENEKLER = EVRÂK-I BEZRÎYE = FEUILLES SÉMINALES, COTYLÉDONS
- TOHUMLAR = BÜZÛRÂT = GRAINES
itibarı ile 5.784 başlık/FaRk ile birlikte,
5.784 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(22/25)
(1996'dan beri)