Bugün[30 Ekim 2025]
itibarı ile 8.033 başlık/FaRk ile birlikte,
8.033 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(4/34)


- ATAR ile YATAR


- ATARDAMAR ile ANA/BÜYÜK ATARDAMAR/AORT[Fr./İng. < AORTE]

( ... İLE Temiz kan damarı. )

( ARTERY vs. AORTA )


- ATATÜRK ve/||/<> ANITKABİR

( )


- ATEŞ/NÂR değil/yerine/= OD


- ATEŞ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ATEŞ ile AHKER

( ... İLE Ateş koru. )


- ATEŞ ile NİRÂN[< NÂR, NÛR]

( ... İLE Aydınlıklar, parıltılar, ışıklar. | Tamu, cehennem. | Sönmeyen ateş. )

( )


- ATEŞBALIĞI/SARDALYA/SARDALYE[İt.][Lat. CLUPEA PILCHARDUS] ile VONOZ[Yun.] ile SARDUNYA(SARDINE) ile SAZAN(CARP)[Lat. CYPRINUS CARPIO] ile KOLYOS ile HAMSİ(ANCHOVY) ile BAKALYARO[Lat. MERLANGUIS MERLANGUS] ile ÇİNGENE PALAMUDU ile MALTAPALAMUDU[Lat. NAUCRATES DUCTOR] ile TORİK(BONITO) ile ALTIPARMAK ile LÜFER/KUNBER[Ar.] ile ÇİNAKOP/TEMNODON SALTATOR[Lat.] ile ÇİPURA/AURATA AURATA[Lat.] ile HANİ/SERRANUS CARILLA[Lat.] ile HARHARYAS/CARCHARHINUSLAMIA[Lat.] ile İSTRONGİLOS[Lat. SMARIS VULGARIS] ile İŞKİNE[Lat. SCIAENA UMBRA ] ile İZMARİT[Lat. MAENA VULGARIS] ile KOFANA[Yun.] ile TEKİR[MUGIL SURMULLETUS] ile BARBUNYA/BERBUNİ[Ar.]/MULLUS BARBATUS[Lat.] ile KÂĞITBALIĞI ile KALKAN ile KILIÇ ile LAHOS/LAGOS/KAYAHANİSİ[Yun.] ile LİPSOS[Yun.][Lat. SCORPAENA PORCUS] ile MAZAK[Lat. TRIGIA LINEATA] ile MELANURYA[Lat. SPARUS MELANURYA] ile MORİNA[Lat. GADUS MORRHUA] ile MERLİN BALIĞI ile PİSİ ile PLATİKA[Lat. ACERINA CERNUA] ile RİNA/TIRPANA[Lat. RAJA BATIS] ile SARIAĞIZ[Lat. SCIAENA AQUILLA] ile SARIBALIK[Lat. IDUS JESSES] ile SARIGÖZ[Lat. SARGUS SALVIERI] ile SARIHANİ[Lat. EPINEPHELES GIGAS] ile SARPA[Yun.][Lat. BOOPS SALPA] ile SİNAGUD ile SİVRİ ile KARAGÖZ ile MARANGOZBALIĞI/TESTEREBALIĞI[Lat. PRISTIS PRISTIS] ile MERCAN ile USKUMRU(MACKEREL)[Lat. SCOMBER SCOMBRUS] ile ÇİTARİ/BOX SALPA[Lat.] ile ÇOPRABALIĞI/COBITIS[Lat.] ile ÇOPURİNA ile ÇOTİRA/BALISTES CAPRISCUS[Lat.] ile ÇURÇUR/CRENILABRUS[Lat.] ile DAĞALASI/SALMA ALPINUS[Lat.] ile YAYINBALIĞI[Lat. SILURUS GLANIS] ile YAZILIHANİ[Lat. SERRANUS SCRIBA]


- ATHÂR[Ar. < TÂHİR] ile ATHAR[Ar.]

( Hanımların, âdet ve doğumdan kurtuldukları zamanlar. İLE Çok temiz olan. )


- ATILMAZ/LAR ile/ve/<> SATILMAZ/LAR


- ATMACA ile ÖTÜCÜ ÇAKIR

( ... İLE Kurak ve çalılık açık arazilerde yaşarlar. )

( ... vs. DARK CHANTING GOSHAWK )

( ... cum MELIERAX METABATES )


- ATMOSFER değil/yerine/= ORTAM


- ATMOSPHERE :/yerine ATMOSFER


- ATOM EKONOMİSİ İLE E-FAKTÖR İLE RME ile/||/<> YEŞİL METRİKLER

( Kimyasal süreç verimliliği ölçütleri. )

( Formül: AE = (MW_ürün/ΣMW_reaktant) × 100 )


- ATOM İLE İYON İLE İZOTOP ile/||/<> ATOMİK VARYASYONLAR

( Atom nötr, iyon yüklü, izotop ise farklı nötron sayılı aynı elementtir. )

( Formül: Z = proton İLE A = proton + nötron )


- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI

( image )


- ATRİYAL ile/||/<>/> ATRİYOVENTRİKÜLER

( Kulakçığa ait. | Situs kulakçık konumu. İLE/||/<>/> Kulakçık-karıncık. )


- ATTITUDE vs. MANNER


- AUTHOR/OTÖR :/yerine YAZAR


- AVANE/AVENE[Ar.] değil/yerine/= YARDAKÇI/LAR

( Kötü işlerde birine yardım eden "kişi/ler". )


- AVANTAJ ile ÇIKAR

( ADVANTAGE vs. PROFIT )


- AVASKÜLER/AVASCULAR[İng.] değil/yerine/= DAMARSIZ


- AVATAR -ile

( Haberci, Peygamber. )


- AVCI/LAR ile/ve AYRIŞTIRICI/LAR


- -ÂVER[Ar.] ile A'VER[Ar.]

( Getiren, taşıyan. [PEYÂM-ÂVER > PEYGAMBER] İLE Bir gözü kör, tek gözlü. | Körbağırsak. )


- AVOKADO:
FUERTE ile/||/<> HASS ile/||/<> ZUTANO ile/||/<> ETTINGER ile/||/<> BACON ile/||/<> PINKERTON ile/||/<> WURTZ

( Türkiye'de daha çok yeğlenen. İLE/||/<> Dünyada daha çok yeğlenen. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )

( Eylül, Haziran arası olan bu cinslerin hepsinin toplanma zamanı farklıdır. )

( )


- AWAKE vs. SOBER


- AY AYAKTA, ÇOBAN YATAKTA, AY YATAKTA ÇOBAN AYAKTA" ile/ve "ERKEN KALKAN ERKEN YOL ALIR"


- AY AY/TARSİER ile FİLİPİN TARSİERİ


- AYAĞA KALKMAK/KIYAM ve/||/<>/> UYANMAK/UYANIKLIK/YAKAZA ve/||/<>/> YÜRÜYÜŞ/SEYR


- AYAK ve/<> TÜM ÖRGENLER


- AYAK/PA[Fars.]:
PATİ ile/||/<> PATİK ile/||/<> PATİKA ile/||/<> PABUÇ ile/||/<> PAYTAK ile/||/<> PAYİDAR ile/||/<> PİYADE[< PAYADAK] ile/||/<> PİYON[< PEDON]

( Kedi, köpek için ön ayak. İLE/||/<> Küçük çocuk ayakkabısı. İLE/||/<> Keçi yolu. İLE/||/<> Ayakkabı. İLE/||/<> Eğri bacak. İLE/||/<> Ayakta durmak. İLE/||/<> Yaya. İLE/||/<> Yaya. )


- ÂYÂN-I SÂBİTE ile İLÂHİ İSİMLER


- AYAR ile AĞYAR

( Bir iş ya da davranışta gereken ölçü. İLE Başkaları, yabancılar/eller. | Dışında/ki, hariç, haricinde/ki. )

( Tanımdaki/ifadedeki gereklilik kuralı: Parçalarını bulunduran, dışındakilere engel olan. [Efrâdını câmi, ağyarını mâni.] )


- ÂYAR değil AYAR


- AYAR ile KIRAT[Ar.]

( Değerli maddelerin saflık derecesi. İLE Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 g. olan ağırlık ölçü birimi. | Nitelik, değer, düzey, seviye. )


- AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR

( Makam odasını kumrulara terk eden bürokrat: Haluk Dursun

"Topkapı Sarayı'nda müdürlük yaptığım dönemde, makam odamda otururken bir kumrunun açık pencereden girerek avizenin etrafında uçtuğunu gördüm. Hiç kımıldamadan seyretmeye başladım.

Kumru, sanki tavaf eder gibi odanın her tarafında dolaştı, avizenin üzerine kondu, bir süre oturdu. Sonra geldiği gibi uçup gitti. Biraz sonra yanında başka bir kumru ile tekrar geldi. Bu sefer sanki bir ev (saray) sahibi edasıyla onu gezdirdi. Yeni geleni elinden, (kanadından) tutar gibi aldı ve avizenin içine oturttu. Bir süre koklaştılar. Sonra uçup gittiler.

Ertesi gün ikisi birlikte ağızlarında dal parçacıkları ile geri geldi ve avizenin içine bir yuva kurmaya başladılar. Yuva birkaç gün içinde kuruldu.

Olup biteni hiç ses çıkarmadan izliyordum. Dişi kuş, yumurtlama hazırlığı yapıyordu.

Galiba onlar da beni izliyordu ki, hiç tedirgin olmuş gibi görünmüyorlardı. Buna karşılık dışarıdan odaya başka biri girince, hemen ürküp pencereden kaçıyorlardı. Baktım olmayacak, makam odamı onlara bırakıp hemen karşıda bulunan küçük bir odaya geçtim.

Bir gün, televizyon çekimi için Topkapı Sarayı'na gelen gazeteci dostum rahmetli Savaş Ay, "Hocam, niye bu küçücük odada oturuyorsun?" diye sordu.

"Ben hâlden anlarım, bir kumru arkadaşım, sevgilisine, “ben seni saraylarda yaşatacağım" diye söz vermiş, insan yuva kurana yardımcı olmaz mı?" dedim.

"Hocam, ne olur göster şu yuvayı bana” dedi ve kapıdan odadaki yuvanın fotoğrafını çekti.

Ertesi gün beni Ankara'dan arayan arayana...

"Derhal makam odası açılsın, kumruların yuvası dağıtılsın, saray bakımsızlıktan perişan olmuş görüntüsü verilmesin" dediler.

Meğer Savaş Ay haber yapmış bizim kumrunun öyküsünü...

Hemen aradım, “üstad sen ne yaptın?” diye sordum.

"Hocam bu kadar güzel malzeme (haber) buldum, yazılmaz mı Allah aşkına" dedi.

"Gazetede sabah toplantısında anlattım, herkes ayağa kalktı ve seni alkışladı" diye ekledi.

Sadece gazetedekiler değil Ankara da ayağa kalktı sayende" diye yanıt verdim.

Şimdi ne yapacaktım? Çifte kumrulara kol kanat gerip onların saadetlerini korumaya mı çalışacaktım, yoksa odayı kullanıma açarak bir yuvanın dağıtılmasına mı neden olacaktım?

Bir biçimde, ya ben makamı, ya da o kumrular makam odamdaki yuvalarını kaybedeceklerdi.

Akşama kadar bakanlıktan beni aramayan kalmadı...

“En azından yumurtadan yavru kuşlar çıksın, uçup gidene kadar bekleyelim” diye düşündüm. “Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın isterseniz” dedim.

Ertesi gün, yuvaya bakmaya gittim ki, ne göreyim, yuva yerinde duruyordu ama kumrular yoktu.

Yuva yerinde durmasa, "Biri kuşları ürküttü, kovaladı" diyecektim. Hâlbuki yuva yerli yerinde duruyordu. Kumrular, sanki durumu hissetmiş ve sessizce çekip gitmişlerdi. Bir daha da hiç gelmediler.

Daha sonra Topkapı Sarayı'ndan, Müsteşar ve Bakan Yardımcısı olarak Ankara'ya gittim.

"Kuşların yuvası dağıtılsın, makama sahip çıkılsın" diyenlerin ise hiçbiri Bakanlık'ta makamlarında kalamamıştı.

Muhakkak ki, biz de bir gün bu makamlardan uçup gideceğiz. Kuşlar ise hep sevmeye, uçmaya ve yuva kurmaya devam edecek.

Haluk DURSUN )

( )


- AYDIN = MÜNEVVER = INTELLECTUAL[İng.] = INTELLECTUEL[Fr.] = INTELLEKTUELL[Alm.] = INTELLETTUALE[İt.] = INTELECTUAL[İsp.] = PAIDEUMENOS[Yun.] = MUFEKKİR[Ar.] = RÛŞENFİKR[Fars.] = INTELLEKTUEEL[Felm.] = ZİYÂLİ[Azarbaycan = Özbek Tr.] = BİLİKTİ[Kazak Tr.] = BİLİMDÜ[Kırgız Tr.] = DIANOOUMENOS[Yun.] = PROSVEŞÇONNIY[Rusça]


- AYDIN ile/ve/||/<> ÖNDER


- AYDINLANMA(/IŞIKLANMAK) = TENEVVÜR = İŞRAK(tasavvuf) = ENLIGHTENMENT[İng.] = ENLAITEMENT, SIÈCLES DES LUMIÈRES[Fr.] = AUFKLæRUNG[Alm.] = ESSERE ILLUMINATO[İt.]


- ÂYET ile/ve AŞİR

( ... İLE/VE On ayetlik bölüm. )


- AYGIR ile BEYGİR[Fars.]

( Eril at.[Damızlık] İLE Arabaya koşulan. Erildir fakat enenmiştir/kısırlaştırılmıştır. )

( EFRÂS[Ar. < FERES]: Atlar, beygirler, kısraklar. )

( ESB-İ LÂGAR[Fars.]: Zayıf beygir. )

( YÂM[Fars.]: Posta[menzil] beygiri. )

( FAHLUL-HAYL ile HISÂNULCERR )

( ... vs. MARE )


- AYGIR ile KISRAK

( Eril at. İLE Dişil at. )

( HİSÂN ile FERÂSE )

( ... vs. MARE, MÂDİYÂN )


- AYIP ile/ve/değil/||/<> AĞIR


- AYLAR

(

Milâdî Ay Hicrî Ay Milâdî Ay
(Arap ülkelerinde)
Levant ve
Körfez ülkelerinde
(Latin kökenli)
Latince (İngilizce)
Ocak (Yan)Muharrem (مح, Muh)Kanunü's-Sani (كانون الثاني)Yanayir (يناير)Januarius (January, Jan)
Şubat (Şub)Safer (صف, Saf)Şubat (شباط)Fibraayir (فبراير)Februarius (February, Feb)
Mart (Mar)Rebiülevvel (ر١, R-Ev)Mart (آذار)Mars (مارس)Martius (March, Mar)
Nisan (Nis)Rebiülâhir (ر٢, R-Ah)Nisan (نيسان)Epril (إبريل)Aprilis (April, Apr)
Mayıs (May)Cemaziyelevvel (ج١, C-Ev)Ayyar (أيار)Mayu (مايو)Maius (May, May)
Haziran (Haz)Cemaziyelahir (ج٢, C-Ah)Huzayran (حزيران)Yunyu (يونيو)Iunius (June, Jun)
Temmuz (Tem)Recep (رجب, Rcp)Temmuz (تموز)Yulyu (يوليو)Iulius (July, Jul)
Ağustos (Ağu)Şaban (شعب, Şab)Ağustos (آب)Uğustus (أغسطس)Augustus (August, Aug)
Eylül (Eyl)Ramazan (رمض, Ram)Eylül (أيلول)Sibtambir (سبتمبر)September (September, Sep)
Ekim (Eki)Şevval (شو, Şev)Tişrinü'l-Evvel (تشرين الأول)Uktubr (أكتوبر)October (October, Oct)
Kasım (Kas)Zilkade (ذو١, Z-Ka)Tişrinü's-Sani (تشرين الثاني)Nufambir (نوفمبر)November (November, Nov)
Aralık (Ara)Zilhicce (ذو٢, Z-Hi)Kanunü'l-Evvel (كانون الأول)Dismbir (ديسمبر)December (December, Dec)
)


- AY/LAR AN/LAR


- AYN[Ar.] ile BASAR[Ar.]


- AYNA:
| DOĞA NESNELERİ ve/||/<> NESNELER | ve/||/<> KİŞİ/İNSAN ve/||/<> YAZI


- AYNEN ile/||/<> AL BENDEN DE O KADAR


- AYNI ÖĞÜNDE YENEBİLENLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- AYNI ile/değil/!= BENZER

( [not] SAME vs./but/!= SIMILAR )


- AYN/ILIK ile/ve/||/<>/>< FARK/LILIK

( Yakınlaştırır. İLE/VE/||/<>/>< Geliştirir. )


- AYRI AYRI İŞLER ve AYRI AYRI KİMLİKLER


- AYRI değil/yerine/>< BİR


- AYRIK DÜZENLER/SİSTEMLER ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ DÜZENLER/SİSTEMLER


- AYRILABİLİR OLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/< AYRILAMAZ OLAN/LAR


- AYRILIK:
YAKAR ve/||/<>/> YIKAR


- AYRIM ile/ve SINIR

( DISTINGUISH vs./and BOUNDARY )


- AYRIMLI BİRLİK ile/ve AYRIMLI BİR ile/ve AYRIMSIZ TEK

( ALE-L-ITLAK: Genel olarak bir kayıtla bağlı olmayarak. | Ayırdetmeden, ayırmadan, salt olarak. )


- AYRINTI/LAR ile/ve/yerine TEMEL İLKE/LER

( DETAIL/S vs./and BASIC PRINCIPLE/S
BASIC PRINCIPLE/S instead of DETAIL/S )


- AYRIŞIK/HETEROJEN[İng., Fr.] (KARIŞIMLAR) ile/ve/||/<>/>< BAĞDAŞIK/MÜTECÂNİS[Ar.]/HOMOJEN[İng., Fr.] (KARIŞIMLAR)

( Gözle ayırt edilebilen farklı fazlardan oluşur. İLE/VE/||/<>/>< Tek bir fazda homojen bir biçimde dağılmış nesnelerden oluşur. )


- AZ değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- ÂZÂDE, HÜR, SERBEST değil/yerine/= ÖZGÜR


- AZALTICI TEDBİR/LER ile/ve/değil/yerine ÖNLEYİCİ TEDBİR/LER

( Ucuz, kolay. | Görünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Pahalı, kolay olmayan. | Pek görünmez. )


- AZAR AZAR

( CESTE CESTE, REFTE REFTE )


- AZAR/TEKDİR/TEVBİH değil/yerine/= KIZGI/PAYLAMA


- A'ZÂR[Ar. < ÖZR] ile ÂZÂR[Fars.] ile ÂZÂR[Fars.]

( Bahaneler, engeller, özürler. İLE Mart ayı. İLE İncitme, azarlama/tekdîr, kırılma. )


- AZAR ile/ve/değil/||/<>/< NAZAR

( Kime. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ona. )


- AZAR[Fars.] değil/yerine/= PAYLAMA


- AZAR ile SAPARTA/ZAPARTA[İt.]

( ... İLE Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık. | Bir batarya topun, birden ateş etmesi. | Azar, tersleme. )


- AZERİLER -ile

( SAF OĞUZLAR )


- AZİM ile ISRAR

( DETERMINATION vs. INSISTENCE )


- AZİM ve/||/<>/> SEBAT ve/||/<>/> SABIR

( Başlarken. VE/||/<>/> Sürdürürken. VE/||/<>/> Bitirirken. )


- AZİMLE "SIÇAN" BETONU DELER değil AZİMLİ SIÇAN, BETONU DELER

( Sıçanların kemirme gücü gibi kişinin da uğraştığı oranda elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağına işaret eder! )


- ÂZÎR[Ar.] ile ÂZÎR[Ar.] ile ÂZÎR[Ar.]

( Ağrı, sızı, akıntı, ıstırap. | Azar. İLE Özür, özür dileyen. İLE Biçilmiş ekinin tarlada satılması. )


- AZÎZ[Ar.] ile KÂHİR[Ar.]


- AZOTOMETRE değil/yerine/= AZOT ÖLÇER


- B ve R


- B166ER:
BIGGER or BIG OTHER


- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]

( ANTİ-...

- Antiaging/anti-aging: Genç kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici.

- Antialerjik: Duyarca önleyici/giderici.

- Antidepresan: Çökkünlük giderici.

- Antidiüretik: Sidik/idrar kesici.

- Antidiyabetik: Şeker düşürücü.

- Antidot(e): Panzehir.

- Antiemetik: Kusma önleyici.

- Antienfeksiyöz/antienfektif: Bulaş önleyici/giderici.

- Anti-enflamatuvar: Yangı giderici.

- Antiflojistik: Yangı giderici.

- Antifungal: Mantar giderici/karşıtı.

- Antihelmintik: Solucan kıran/giderici.

- Antihemorajik: Kanama kesici/önleyici.

- Antihipertansif: Kan basıncı düşürücü.

- Antikoagülan: Pıhtı önleyici/çözücü.

- Antikodon: Karşıt şifre.

- Antikonsepsiyonel: Gebelik önleyici.

- Antikonvülzif: Nöbet önleyici.

- Antimalarial: Sıtma ilacı.

- Antimikotik: Mantar ilacı/karşıtı.

- Antineoplastik: Kanser ilacı.

- Antinevraljik: Sinir ağrısı dindirici.

- Antiparaziter: Asalak karşıtı/ilacı.

- Antipiretik: Ateş düşürücü.

- Antiproliferatif: Çoğalım önleyici.

- Antiprüritik: Kaşıntı giderici.

- Antisekretuvar: Salgı önleyici.

- Antisepsi: Arıtım, bulaş giderici.

- Antiseptik: Arıtkan, bulaş gideren.

- Antispazmodik: Kasılım çözücü.

- Antistres: Gerilim giderici/önleyici.

- Antite: Özgün durum.

- Antite morbid: Sayrılıklı özgün durum.

- Antitermik: Isı/sıcaklık düşürücü.

- Antitussif: Öksürük kesici/önleyici.

- Antivertijinöz: Baş dönmesi önleyici. )

( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]

İLE/||/<>

Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]

İLE/||/<>

Çift, tekrar. [binok | bisiklet]

İLE/||/<>

Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]

İLE/||/<>

Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]

İLE/||/<>

Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]

İLE/||/<>

Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]

İLE/||/<>

Üzerinde. [epiderm | epigrafi]

İLE/||/<>

Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]

İLE/||/<>

Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]

İLE/||/<>

Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]

İLE/||/<>

Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]

İLE/||/<>

Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]

İLE/||/<>

Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]

İLE/||/<>

Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]

İLE/||/<>

-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]

İLE/||/<>

Ara, arası. [internasyonal | interpol]

İLE/||/<>

Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]

İLE/||/<>

Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]

İLE/||/<>

Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]

İLE/||/<>

Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans

İLE/||/<>

Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]

İLE/||/<>

Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]

İLE/||/<>

Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]

İLE/||/<>

Yeni. [neolitik]

İLE/||/<>

Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]

İLE/||/<>

Bütün, birlik. [panorama | pankreas]

İLE/||/<>

Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]

İLE/||/<>

Çok. [poliandri | poliklinik]

İLE/||/<>

İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]

İLE/||/<>

İleride, önde. [prolog | prova | prototip]

İLE/||/<>

Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]

İLE/||/<>

Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]

İLE/||/<>

Süper, üstünlük. [sürmenaj]

İLE/||/<>

Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )


- BACAKSIZLAR/SÜRÜNGENLER ile KARINDANBACAKLILAR(GASTROPODLAR) ile 2 BACAKLILAR ile 4 BACAKLILAR ile 6 BACAKLILAR ile 8 BACAKLILAR

( Tatlısu yumuşakçaları ve karındanbacaklılar, her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olan bir hastalık(şistosomiasisin) taşıyıcılarıdır. )


- BACHELOR ile/ve MASTER ile/ve Ph.D.

( KALFA ile/ve USTA ile/ve ÜSTAD )

( Üniversite mezunu. İLE/VE Lisansüstü yapmış. İLE/VE Doktora yapmış. )

( Terimlerden haberdar olmuş olur. İLE/VE Yayınları ve kaynakları tanır/tarar. İLE/VE Özgün bir şeyler ortaya çıkarır. )


- BACİLL- ile/||/<> BACTER-

( Çomak. İLE/||/<> Çomak, çomak biçiminde. )


- BACKSCATTER değil/yerine/= GERİ SAÇILIM


- BADAR BADAR ile/= PATIRTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÂDELİ ŞAİR ile/ve BÂDESİZ ŞAİR


- BÂDİR[Ar.] ile BÂDİRE[Ar. çoğ. BEVÂDİR]

( Hemen yapmak isteyen. | Birdenbire vukû bulan. | Dolunay. | Büyümüş çocuk. | Olgun meyve. İLE Musîbet, felâket. | Zor geçit. | Hiddetli iken yapılan bir yanlışlık. | Bazı nesnelerin ya da her türlü bitkinin ucu. | Külfetsiz, güçlük çekmeden söylenilen söz. )


- BAĞ değil/yerine ÜZÜM
ile/ve/||/<>/>
BAĞCI değil/yerine ÜZÜM

( "Üzümünü ye, bağını sorma!" İLE/VE/||/<>/> Konu/durum/çözüm, bağcıyı dövmek değil üzümü yemek. )


- BAĞIMSIZ OLAYLAR ile/||/<> AYRIK OLAYLAR

( Bağımsız olaylar birbirini etkilemezken İLE ayrık olaylar aynı anda gerçekleşemez )

( Formül: Bağımsız: P(A∩B) = P(A)·P(B)\nAyrık: P(A∩B) = 0 İLE P(A∪B) = P(A) + P(B) )


- BAĞIMSIZ OLAYLAR ile/||/<> BAĞIMLI OLAYLAR

( Bağımsız olaylar birbirini etkilemez İLE bağımlı olaylar etkiler )

( Formül: P(A∩B) = P(A)P(B) İLE P(A∩B) = P(A)P(B|A) )


- BAGIR ile BAGIRDAK/BAGIRDAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ciğer, bağır. İLE Kadın giysisinin üst bölümü. )

( BEDÜK BAGIRLIG: Ciğeri büyük. )

( YA BAGN: Yayın ortası[tutulan yeri]. )


- BAĞIR ile/ve BÖĞÜR

( Göğüs kafesinin üst bölümü. İLE/VE Göğüs kafesinin alt bölümü. [Aşağıdaki 11. ve 12. kaburgaların bulunduğu bölge] )


- BAĞIRSAK ile/ve/||/<> TÜMÜR

( ... İLE/VE/||/<> Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı. )


- BAĞIŞIKLIK ile ANTİKOR

( Gövdenin hastalıklara karşı savunma yeteneği. İLE Bağışıklık düzeni tarafından üretilen ve yabancı nesnelere karşı savaşan proteinler. )


- BAĞLAM ile/ve/||/<> İTİBAR


- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞUL/LAR

( CONTEXT vs./and/||/<> CONDITIONS )


- BAĞLAM ve/||/<> YAŞAMSAL KOŞULLAR


- BAĞLAMA ile YONGAR

( ... İLE Üç telli bağlama. )


- BAĞLANTI ile/||/<> CROSSİNG OVER

( Bağlantı birlikte kalıtım İLE crossing over karışım. )

( Formül: Bağlı İLE rekombinant )


- BAHADIR[Fars. < BAHADUR] değil/yerine/= BATUR

( Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan ya da yiğitlik gösteren kişi. )


- BAHÂR[Fars. çoğ. BAHÂRÂN] ile BAHÂR ile BAHHÂR[Ar. < BAHR]

( Kışla yaz arasındaki mevsim. İlkyaz. [22 Mart - 21 Haziran arasıdır] İLE Güzellik. | Güzel. | Sığırgözü, papatya, sığır papatyası, sarı papatya. | Put, sanme, çelîpa. | Atılmış pamuk. | Ölçek. | Karanfil, tarçın, karabiber gibi kokulu şeyler. İLE Denizci, gemici. )


- BAHAR[Fars. çoğ. BAHÂRÂN] ile BAHAR[Ar. çoğ. BAHARAT]

( [Kuzey yarımküre için] 21 Mart'ta, gündüz-gece eşitliğiyle başlayarak, 22 Haziran'da, gündönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim, ilkyaz. | Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar. | Gençlik çağı. İLE Yiyecek ve içeceklere, hoş koku ve tad vermek için kullanılan kurutulmuş ve öğütülmüş bitkiler. )

( BAHARİYE: Divan Edebiyatı'nda, bahar betimlemesi ile başlayan kaside. )

( BİBERİYE: Ballıbabagillerden, Akdeniz çevresinde çok yetişen, yaprakları hoş kokulu bir bitki. [Lat. ROSMARINUS OFFICINALIS] )


- BAHAR[Fars.] ile MÜNİB[Ar. < NEVB]

( ... İLE İnâbe eden, azgınlıktan sakınarak Allah'a yönelen. | Güçlü yağan, yararlı yağmur. | Taze ve verimli bahar. )


- BAHÂRÂT[Ar. < BAHÂR] ile BAHÂRET[Fars.]

( ... İLE Üstünlük, seçkinlik. )


- BAHÇE ile ÇEPER

( ... İLE Çit. | Ahlâksız, huysuz, geçimsiz kişi. | Bağ çubuğu, çalı çırpı. | Sebze bahçesi. | [dirimbilim] Zar. )


- BAHÇELİEVLER ile/ve BAHÇELİEVLER

( Bakırköy ve Zeytinburnu'nun kuzeyinde bulunan bir ilçe. İLE/VE Çengelköy - Kuleli semtlerinin doğusunda bulunan bir semt. )


- BAHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.]

( Deniz. İLE Yalancı, ahmak, alık. İLE Ekin sulayıcı, sulayan. İLE Belirli, açık, apaçık. | Işıklı, parlak, güzel. )


- BAHR -ile

( Arûz'da aslî bir vezinle ondan doğan vezinler mecmûası. )


- BAHS ve NAZAR

( Araştırma. VE Kuramsal bakış. )

( ... VE Herhangi bir olgu ve olayın kurucu[mukavvim] unsurlarını teşhîs; aralarındaki nedensel[illiyet] ilişkileri tesîs ve teşhîs ile tesîs'in tümel[küllî] kurallarını belirlemek. )

( DISCUSSION/TOPIC and THEORY/VIEW )


- BÂHTER ile BÂHTER

( Batı. [Yeni şairlerin kullanımında] İLE Doğu. [Eski şairlerin kullanımında] )


- BAHTİYÂR[Fars.] ile BAHTİYÂR[Fars.]

( Mutlu kişi. İLE Güneydoğu Anadolu, Musul ve Bağdat'ta kullanılan bir makam. )


- BAHTİYÂR ile/>< İHTİYÂR

( Bir söz ki, bir gönlü, bir ömür, bahtiyâr eder;
Bir söz ki, bir gönlü, bir günde, ihtiyâr eder. )


- BÂHÛR[Ar.] ile BAHÛR[Ar.]

( Çok sıcak/lık. İLE Ödağacı, misk, lâden gibi maddelerden meydana gelen ve yakılırsa güzel bir koku veren ot, tütsü, günlük. )


- BAÎR[Ar.] ile BÂİR[Ar.]

( Eril deve. İLE Şaşkın, perişan durumda olan. )


- BÂ'İS[Ar.] ile FAKÎR[Ar.]


- ... "BÂKÎ KALIR" değil ... BÂKÎ ya da ... KALICI


- BAKI KULU ile/||/<> BÖCEKBAŞI ile/||/<> DEFTERDAR ile/||/<> MÜLTEZİM

( Vergi denetimi ve tahsili ile maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. İLE/||/<> Zabıta görevlisi. İLE/||/<> Osmanlı Divan Teşkilatı'nda mali işlerle görevli kişi. İLE/||/<> Bir bölgenin devletçe toplanacak gelirlerinin müteahhitliğini yükümlenen kişi. )


- BAKIM ve KÜLTÜR ve UYGARLIK


- BAKIR NEFESLİLER ile/ve TAHTA NEFESLİLER


- BAKİR değil/yerine/= ERDEN


- BAKIR/NUHÂS[Ar.] ile/ve/<> FÜLÜS[Ar.]

( ... İLE/VE/<> Bakır para. )


- BAKIR ile TOMBAK[Fr.]

( ... İLE Kuyumculukta kullanılan, %80 bakır, %20 çinkodan oluşan sarı renkli alaşım. | Bu alaşımdan yapılmış olan. )


- BAKIR/BAQIR ile BAKIR/BAQIR ile BAKIR SUKIM/BAQIR SUQIM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bakır. İLE Çin'de, alışverişte kullanılan, bakırdan yapılmış para. İLE Mars.[Kızıllığı nedeniyle bakıra benzetilmiştir.] )


- BAKIŞ AÇISI [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- BAKIŞIK = SYMMETRICAL[İng.] = SYMÉTRFIQUE[Fr.] = EBENMÄßIG, SPIEGELGLEICH[Alm.] = SIM(M)ETRICO[İt., İsp.] = ÆQUALIS ET CONGRUENS, CONVENIENTER COMPOSITUS[Lat.] = SÜMMETROS, EMMETROS, EURÜTHMOS[Yun.] = MAVÂZİ, MUTEVÂZİ[Ar.] = MUTEKÂRON[Fars.] = SYMMETRISCH[Felm.]


- BAKIŞIM = SYMMETRY[İng.] = SYMÉTRIE[Fr.] = EBENMAß, SPIEGELGLEICHHEIT, SYMMETRIE[Alm.] = SIMMETRIA[İt.] = SIMETRIA[İsp.] = CONVENIENTIA PARTIUM[Lat.] = SÜMMETRIA, EMMETRIA, EURÜTHMIA[Yun.] = el-TENÂSUK, el-TAMÂSUL, TAVÂZİ, MAVÂZÂT[Ar.] = TEKÂRON, SÂZOVÂRÎ[Fars.] = SYMMETRIE[Felm.]


- BAKLİYAT ve/||/<>/< BAKLAGİLLER

( Baklagillerden elde edilen ürün. VE/||/<>/< Bakla, fasulye, akasya, keçiboynuzu vb. badıçlı pek çok sebze ve ağacı içine alan, iki çenekli ayrı taç yapraklılardan büyük bir bitki ailesi. )


- BAL ARISI ile/ve EŞEK ARISI/ZENBUR ile/ve YABAN ARISI/SARICA ile/ve ERİL ARI

( Bal yapan arı. İLE/VE Et yiyen arı. | Sarı eşek arısı, vesveseyi simgeler. İLE/VE ... İLE/VE Bal yapmayan iğnesiz arı. )

( Bal arıları, en uzun süre yaşayan böceklerdir. )

( Bal arısının iğnesinin ucu kıvrıktır, sokunca çıkaramaz. Yavaş çekse çıkarır ama öfkeli ve sinirli olduğu için, yavaş çekmek elinden gelmez. Birdenbire çekince de, iğnesi kopar ve soktuğu yerde kalır. )

( Arı, karnındaki boğum köklerden soluk alır. [Boğumlu, halkalı hayvanlar ciğersizdir.] )

( Arı kovanının ısısı insan gövdesiyle aynıdır. )

( Antenleriyle koku alırlar. )

( Balarıları, karmaşık bir dizi hareket ve sallanmadan oluşan "salınma danslarıyla" birbirine yiyeceğin niteliğini, uzaklığını ve tam konumunu anlatabilirler. [Bu iletişimlerini bizler de anlayabiliyoruz. Her salınım, kovandan 45 metre uzakta anlamına gelir. (Karl von Frisch 1945 [Bu keşfiyle, hayvan davranışları çalışmalarında verilen tek Nobel ödülünü kazanmıştır.]) ] )

( Bir turları yaklaşık 12 km.dir. )

( Saatte 30 km. hızla uçabilmektelerdir. )

( Dümdüz hatlar üzerinde gidip gelmektelerdir. )

( Tek kalan bir arı, ne kadar zeki olursa olsun, kovandan ayrı kaldığında tamamen savunmasızdır. )

( Beyinlerinde 950.000 sinir hücresi vardır. )

( Morötesi aralıkta görebilmektelerdir. [İnsan yüzlerini dahi tanırlar] )

( Arı kafalarının fotoğrafları... )

( NAHL[çoğ. NÜHÛL], ASSÂLE, RÂHİYE[çoğ. REVÂHÎ] ile/ve ZÜNBÛR[çoğ. ZENÂBÎR] ile/ve ... ile/ve ... )

( MEGES-İ ENGÜBÎN, KİBT ile/ve TÜNTE, BEVZ ile/ve ... ile/ve ... )

( BEE/WASP vs./and WASP/HORNET, VESPIT WASP vs./and COMMON WASP vs./and DRONE )

( APIS MELLIFERA/MELLIFICA cum/et VESPA CRABRO cum/et VESPA VULGARIS cum/et ... )


- BAL ÖZÜ/NEKTAR[Fr. < NECTAR] ile/ve/||/<> BAL ÖZÜLÜK

( Bazı çiçeklerin içinde bulunan, arıların bal yapmak için emdikleri tatlı sıvı. İLE/VE/||/<> Çiçeklerde bal özünü çıkaran bezlerin bulunduğu örgen. )


- BAL PETEĞİ ile/ve/<> İNCİR

( Beyin. )


- BAL ile/ve/değil EĞİR

( ... İLE/VE/DEĞİL Arıların çıkardığı bir tür salgı. )


- BALAR ile/ve/||/<> BEŞER

( Şişmek, kabarmak. İLE/VE/||/<> Göz sınırından fazla açılmak, açılıp kalmak. )


- BALAST ile MUCUR[Erm.][MICIR değil!]

( Demiryoluna döşenen taş kırıkları. İLE Kömür kırıntısı. | Yol yapımında kullanılan taş kırıntısı. | Bir şeyin işe yaramayan bölümü. )


- BALDIR ile BALDIR ile BALDIR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağın doruğu. İLE Üvey. İLE Başında. )

( BALDIR TARIG: İlkbaharın başında işlenen tarla. )

( BALDIR KOZI/BALDIR QOZI: Doğum mevsiminin en başında doğan kuzu. )


- BALİNA ile GAGALI BALİNALAR

( )

( ... vs. BAIRD’S BEAKED WHALE )


- BALİNA ile KÜÇÜK DİŞLİ BALİNALAR


- BALİNA ile MUSUR


- BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında ya da bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık, balkır, çakım, çakın, yalabık, yıldırak. | Parıltı. İLE/VE 30 milyon volt gücündeki elektriktir. 30.000°C'lık bir sıcaklığa ulaşır. Saatte 115.000 km.'nin üzerinde bir hızla gider. Tek bir yıldırım çarpması 100.000 amperlik elektrik akımı taşır, bu mikdar 200.000 nüfuslu bir şehri 1 dakika boyunca aydınlatabilir. )

( ... İLE/VE/||/<> Dünyada her gün 17 milyondan fazla ya da saniyede 200'ün üzerinde yıldırım düşer. )

( ... İLE/VE/||/<> Baylara, bayanlardan 6 kat daha fazla yıldırım çarpar. )

( Açık havada şimşekli ve gökgürültülü bir fırtınaya yakalanırsanız, en güvenli konum, ağaçlardan uzak durup yüzükoyun yere yatmaktır. )

( Her yıl 3-6 Britanya'lı ve 100 Amerika'lı yıldırım çarpması sonucu ölür. Ölüm nedenleri daha çok gövdelerine yakın bir yerde seyyar paratonerler (golf sopaları, karbon kamışlı olta ve balenli sutyen) taşımalarıdır. )

( Yıldırım çarpmalarının en çok görüldüğü yerler kıyı bölgeleridir.[Kilometrekare başına yılda yaklaşık 2 kez!] )

( Bulutlar arasındadır. Elektrik yüklü bir bulut ile başka bir bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. [Önceden tahmin edilmesi oldukça zordur.] [Belirli hava koşullarında oluşur.] İLE/VE/||/<> Bulut ile yeryüzü arasındadır. Bulut ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmaları olarak tanımlanır. [Zikzaklı bir yol takip ederek kollar olarak aşağı doğru iner.] [Gök gürültüsü ve şimşekten oluşan, gökyüzü ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmasıdır.] [Genellikle şiddetli bir yağmurla birlikte görülür.] )

( BERK[çoğ. BÜRÛK], BEVE, BEVÂRİK[< BÂRİKA], [RA'D Ü BERK: Gökgürültüsü ile şimşek.] ile/ve/||/<> SÂİKA )

( ÂSMÂN-DIRAHŞ, ÂDRAHŞ, ÂZERAHŞ: Şimşek. | Yıldırım. | Gökgürültüsü. )

( LIGHTNING FLASH vs./and/||/<> THUNDERBOLT )


- BALTA/KAZMA ile/değil ÇÜKÜR

( ... İLE/DEĞİL Bir tarafı balta, bir tarafı kazma olan araç. )


- BÂLVER[Fars.] ile BÂLZEN[Fars.]

( Kanatlı, uçabilen. İLE Uçan. )


- BANA "HİTAP ETMİYOR" ile/ve "BENİ ÇEKMİYOR/CEZBETMİYOR"


- BAOBAB AĞAÇLARI:
AFRİKA ile/ve/<> BÜYÜK ile/ve/<> AVUSTRALYA ile/ve/<> MADAGASKAR ile/ve/<> PERRIER ile/ve/<> FONY ile/ve/<> SUAREZ ile/ve/<> ZA

( )

( ADANSONIA DIGITATA cum/et/<> ADANSONIA GRANDIDIERI cum/et/<> ADANSONIA GREGORII cum/et/<> ADANSONIA MADAGASCARIENSIS cum/et/<> ADANSONIA PERRIERI cum/et/<> ADANSONIA RUBROSTIPA cum/et/<> ADANSONIA SUAREZENSIS cum/et/<> ADANSONIA ZA )


- BÂR[Fars.] ile -BÂR[Fars.]

( Tanrı, Allah. | Yük. | Defa, kere. | Meyve, yemiş. | İzin, müsâade. İLE Yağdıran, serpen, saçan, döken. [ŞÛLE-BÂR: Işık saçan] )


- BAR ile BÂR

( Sayrılık(hastalık) sırasında dil üzerinde görülen beyaz renkli tabaka, pas. İLE Ağırlık, sıkıntı vermek. | Tanrı, Allah. )


- BAR ile BAR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Var. İLE ??? )

( BAR YİGDE: Törende kullanılan geniş bir ağaç. )


- BAR ile BAR ile BAR[< İng.] ile BAR[< Yun.]

( Anadolu'nun, doğu ve kuzey bölgelerinde, en çok da Erzurum bölgesinde el ele tutuşularak oynanan bir oyun. [Hançer/bilezik barı.] İLE Kaplarda, su nedeniyle oluşan tortu. | Yağmurdan sonra toprağın yüzeyinde görülen beyaz tabaka. | Sayrılık sırasında, dil üzerinde görülen beyaz renkli tabaka. İLE Danslı, içkili eğlence yeri. | Ayaküstü içki içilen meyhane. | Bir salonda, içki içmek için hazırlanmış köşe. İLE Hava basıncı birimi. )


- BAR ile BARİYER

( Çubuk, hava basıncı ölçüsü. İLE Engel. )


- BAR ile/||/<> BARİYER ile/||/<> BANT

( Çubuk. İLE/VE/|| Engel. İLE/VE/|| Şerit. )


- BAR ile BAROMETRE ile BAROSKOP

( C.G.S. sisteminde, basınç birimi. [1 bar= 1 din/cm²=0,1000 Pa.] İLE Atmosfer basıncını ölçen aygıt. İLE İçinde sıvı bulunan, bir U tüpü biçiminde olan ve hava basıncındaki değişimleri kaydeden bir aygıt. )


- BAR ile MİLİBAR[Fr.]

( ... İLE Bir barın, binde biri değerinde, atmosfer basıncı ölçü birimi. )


- BÂR ile/değil/yerine YÂR


- BARBAR[Fr. < BARBARE] ile/ve/||/<>/< BAR BAR

( Uygarlaşmamış kişi7topluluk. | Kaba saba, ilkel. | Kaba ve kırıcı. İLE/VE/||/<>/< Bağırma eylemiyle kullanılarak bağırışın öfkeli ve yüksek sesle olduğunu anlatan bir söz. | Bağırma eylemiyle "apaçık görünmek, ortada olmak" anlamında kullanılan bir söz. )


- BARELY :/yerine ZAR ZOR


- BÂRİKA-İ HAKİKAT[Ar.] ve/||/<>/< MÜSÂDEME-İ EFKÂR[Ar.]

( Gerçeğin kıvılcımı, düşüncelerin çatışmasından çıkar.
Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar. )

( Gerçeğin kıvılcımı. VE/||/<>/< Düşüncelerin çatışması. )


- BARIŞ = SULH = PEACE[İng.] = LA PAIX[Fr.] = DER FRIEDEN[Alm.] = LA PACE[İt.] = LA PAZ[İsp.] = PAX[Lat.] = HE EIRENE[Yun.] = SELÂM, SULH[Ar.] = ÂŞTÎ[Fars.] = VREDE[Felm.]


- BARİSFER/PİROSFER[Fr.] değil/yerine/= AĞIR KÜRE

( Dünyanın ateş halindeki çekirdeği. )


- BARİYER[< İng. BARRIER] değil/yerine/= ÖNLEÇ/ENGEL


- BARİYER[İng., Fr. < BARRIER] değil/yerine/= ENGEL


- BARİYER değil/yerine/= ENGEL


- BAROMETRE[< Fr. < Yun.] değil/yerine/= BASINÇÖLÇER


- BARORECEPTOR değil/yerine/= BASINÇ ALMACI


- BARORESEPTÖR ile/||/<> BAROREŞEKS

( Basınç almacı. İLE/VE/|| Basınç tepkesi. )


- BARRIER :/yerine BARİYER


- BARUT (ÇİN) ile/||/<> MODERN PATLAYICILAR

( Çinliler barutu 9. yüzyılda keşfetti İLE modern patlayıcılar 19. yüzyılda geliştirildi. )

( Tang Hanedanlığı Simyacıları tarafından 850 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- BAŞ BAŞA ile/değil/<> BİRE BİR


- BAŞ ÜSTÜNE ile/||/<> BAŞIMLA BERABER


- [İt.] BAS ile BASBARİTON ile BARİTON ile TENOR ile KONTRTENOR

( En kalın, eril seleni. | En kalın sesli orkestra çalgısı. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, buna karşın, basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen eril seleni. İLE Bas ve tenor selenleri arasında bulunan eril seleni. İLE En tiz ya da en ince eril seleni. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen ve buna karşılık basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen bir eril seleni. )


- BAŞ = HEAD[İng.] = TÊTE[Fr.] = HAUPT[Alm.] = TESTA[İt.] = CABEZA[İsp.] = CAPUT[Lat.] = HE KEFALE[Yun.] = REİS[Ar.] = SER[Fars.] = HOOFD[Felm.]


- BA'S[Ar.] ile NÜŞÛR[Ar.]


- BASAMAK ile ASANSÖR


- BASAR ile/||/<> BASARLIG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağ sarımsağı. İLE/||/<> Sarmısakla kaplı. )


- BASAR ile/ve/<> BASÎRET

( Dış/organik gözler. İLE/VE/<> İç göz, "kalp" gözü. | Hakk'tan görüş, seziş. )


- BAŞARI:
SABIR ve/+/x/||/<>/> ÇALIŞMA ve/+/x/||/<>/> İSTİKRAR ve/+/x/||/<>/>
DENEME ve/+/x/||/<>/> KOŞULLAR ve/+/x/||/<>/> ZAMAN, ZEMİN


- BAŞARI ile DEĞER

( Başarılarınızı değerlerinize bağlarsanız, başarısızlıklarınızı da değerlerinize bağlarsınız. )


- BAŞARISIZLIK" ile/ve/değil/||/<>/> ZARAR


- BAŞIBOŞ:
İŞSİZLER ile/ve/değil/<> DAHA İYİSİNİ YAPABİLECEK OLANLAR


- BASINÇ/LI = PRESSURE[İng.] = PRESSION[Fr.] = DRUCK[Alm.] = PRESSIONE[İt.] = PRESIÓN[İsp.] = PRESSUS[Lat.] = HO PIESMOS[Yun.] = ZAĞD[Ar.] = FEŞÂR[Fars.] = DRUK[Felm.]


- BASINÇÖLÇER ile BASIÖLÇER

( Hava basıncını ölçerek, yer yükseltilerini ve hava değişimlerini saptamak için kullanılan aygıt, barometre. İLE Buharın ya da herhangi bir gazın bulunduğu kabın, yüzeyine yaptığı basıncı belirleyen aygıt, manometre. | Akışkanların basıncını ölçen aygıt. )

( )

( BAROMETER vs. MANOMETER )


- BASÎR[Ar.] ile MUSTEBSIR[Ar.]


- BASİT KESİR ile/||/<> BİLEŞİK KESİR

( Basit pay

( Formül: 3/5 İLE 7/4 )


- BASİT ÖRGENLER/DOKULAR ile/ve/<> BİLEŞİK ÖRGENLER

( Bütün organ olarak aynı adı taşıyan ve aynı tanımla belirlenen, görülen ve idrak edilen kısımlardır, et ve sinir gibi. İLE/VE/<> Bütün olarak farklı ölçüdeki kısımlardan meydana gelmiş olup, onların bu kısımları gerek doğa olarak, gerekse ad olarak, birbirinden farklıdır; el, ayak ve yüz gibi. )

( Basit örgenler: Kemikler, Kıkırdak, Sinirler, Tendonlar, Bağ Dokusu, Arterler, Venler/Damarlar, Membranlar, Et. İLE/VE ... )

( el-KÂNÛN fi't-TIBB )

( AHŞÂ'[Ar. < HAŞÂ]: İç örgenler. | Gövdede bulunan bağırsaklar, ciğer gibi şeyler, içirik. | Cihetler, mahaller, bölgeler. )

( MAÂRÎ[Ar.]: Kişinin sürekli açıkta olan/kalan örgenleri. )

( TELÂSUK[Ar.]: Bitişme, bitişiklik. | Bir örgenin bir başkasına bitişip yapışması. )


- BAŞKA (OLABİLİR/OLMAMALI):
"İÇİMİZDEKİ SAZLAR" ile/ve/||/<>/>< AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLER

( Duygular. İLE/VE/||/<>/>< Düşünceler. )


- BAŞKALARI ...:
BİZİMLE YÜRÜYEBİLİR ve/fakat BİZİM İÇİN YÜRÜ(YE)MEYEBİLİR


- BAŞKAN ile/ve/||/<> DANIŞMAN ile/ve/||/<> MUHTAR

( Dernek, vakıf, parti, enstitü, belediye, spor kulübü vb. gibi, "başkanlık" konumu ile sürdürülen kurum ve kuruluşlarda, "Başkan" olarak görev yapan kişinin, öteki yönetim kurulu üyelerinden hiçbir farkı, önceliği ya da üstünlüğü yoktur ve de ol(a)maz! Sadece, üstlenmiş olduğu geçici görevinde, biraz daha sorumluluk ve çok büyük bir fark ya da ayrıcalık oluşturmayacak bazı küçük ama önemli yetkileri bulunmaktadır. Bu, sınırsız ve sonsuz olmayan "yetkilerini" de, öncelikle ve tamamen, kurumun/kuruluşun ve yönetim kurulunun ne yapacakları değil ne gibi yanlışlıkların, eksikliklerin kalmaması, sorunların daha az çıkması yönünde, bilgi ve deneyim artılarını, kurum/kuruluş ve topluma sunacağı hizmeti amacıyla kullanmak durumundadır. Söz ya da karar verme makamı diye bir üstünlüğü de söz konusu değildir. Ortak alınmış/alınacak olan uygulama, yürütme kararlarında, oy fazlalığının bulunması, kişisel isteği ya da çıkarları yönünde değil sadece toplumun ortak çıkarları yönünde kullanılmak üzere, biraz daha fazla olan bilgi ve deneyimiyle, olası yanlış karar ve uygulamalara engel olabilmesi içindir. Dolayısıyla, bir şeyleri kendilerine sormak ya da izin istemek gibi bir üstünlükleri de söz konusu değildir. Fakat ne yazık ki, "Aman, işimiz ve aramız bozulmasın" kaygısıyla, kişiler, olması ve yapılması gereken süreçlerde sessiz kalır ve bu da başkanlık görevinde bulunan kişinin yetkilerini aşmasına, kötüye kullanmasına ve bu yanlışlara göz yumulmasına kadar gitmektedir. Bu tıkanıklığın giderilmesi için de başta, yönetim ve yürütme kurulu olmak üzere, tüm üyelerin ve vatandaşların, kişi değil kavram, kurum ve hizmet esaslı bir çalışma sürecinde olunduğunu anımsaması gerekmektedir.

İLE/VE/||/<>

Kişi, kurum ve kuruluşlara hizmet etmekte olan danışmanlar, kendilerine danışılan konuların uygulayıcısı durumunda değildir ve bu durumda bırakılamaz. Olası uygulamalardaki, girilmeyecek, sapılmayacak yönleri ve yolları işaret etmekle görevlilerdir. Ne yapılması hakkında, bilgi ve deneyim aktarımında bulunurlar fakat önerdikleri alanda daha fazla bilgili diye, işi ya da süreci, danışmana bırakmak gibi bir tutum ya da beklenti sergilenemez.

İLE/VE/||/<>

Halk tarafından seçilerek ve belirli bir dönem, koşul, sorumluluk, yetki ve görevlerle sınırlı kalmak üzere, yaşanılan bölgenin ilk yönetimsel yetkilisi olarak, bölgedeki ne yapılacaklarla değil ne yapılmayacaklarla, neyin, ne kadar süre ve koşulda, eksik ya da sorunlu kalmamasını sağlamak üzere, ihtiyâr heyeti desteği ile işbirliğinde bulunan kişidir. "Muhtar" sözcüğü, "Hayır!" kökünden gelerek, kendi ya da yakın çevresinin irâdesiyle değil ne yapılmayacağının ya da engel olunacağının bilgisine sahip olan kişi, ihtiyârını devrede tutan kişi anlamına gelmektedir. Fiziksel olarak yapılması gereken işlerde de belediye başkanını, güvenlik amacıyla da vali, kaymakam, polis, jandarma gibi ilgili kurum ve yetkililerle daha yakın ve doğrudan ilişki içinde olma görevindelerdir. Kaymakam ve valilerden daha alt bir yetki ve konumda olsalar da, belediye başkanından sonra değil önce gelirler. )


- BAŞKAN/SERVER[Fars.] ile PATRON


- BAŞKENT ile/ve/<> ÖTEKİ ŞEHİRLER

( Ankara[< ]
Ankyra
İLE/VE/<>

Anadolu[< Anatolia]
Amasya[< Amaseia]
Antakya[< Antiokheia]
Antalya[< Attaleia]
Bursa[< Prusa]
Çankırı[< Gangra]
Giresun[< Kerasus]
İzmir[< Smryna]
Kayseri[< Kaesarea]
Konya[< İkonion]
Ordu[< Kotyora]
İznik[< Nikea]
Malatya[< Meliddu]
Manisa[< Magnesia]
Maraş[< Markasi]
Mardin[< Marde]
Sinop[< Sinope]
Trabzon[< Trapezus] )


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BAŞLAT(RESET) ile AÇMA-KAPAMA(POWER)


- BAŞLAYASIYA KADAR değil BAŞLAYINCAYA KADAR


- BÂSÛR[Ar. çoğ. BEVÂSÎR] değil/yerine/= MAYASIL

( Kalınbağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen iltihaplanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden makattan kan ya da irin gelmesi. )


- BÂSÛR[Ar. çoğ. BEVÂSÎR] ile KANLI BÂSÛR/İSHAL/DİZANTERİ[Fr. < Yun.]

( Kalınbağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen iltihaplanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden makattan kan ya da irin gelmesi. İLE Ağrılı ve kanlı ishalle beliren, bağırsakta yaralara yol açan, bulaşıcı, salgın sayrılık. )


- BAT/BATH/EPRAH[İbr.] -ile

( Bir hacim ölçüsü. )


- BATI AVRUPA'DA AYDINLAR:
KİLİSE ile/ve/<> RAHİPLER

( Aydınlar, Batı Avrupa'da, dinî–ilmî-felsefî-siyasî bir dizge olarak Kilise'nin yerini alan kapitalist-emperyalist–pozitivist yaşam görüşünün rahipleri olarak yükselmişlerdir. )


- BATI değil BATI/RDI/LAR


- BATİ[Ar.] değil/yerine/= YAVAŞ, AĞIR


- BATI/LI(coğrafya) = KEDİN, KURIYAKI = WEST/ERN[İng.] = OUEST, OCCIDENT/AL[Fr.] = DER WESTEN/WESTLICH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = OCCIDENS/OCCIDENTEM[Lat.] = HE DÜZIS/PROS HELION DÜZIN[Yun.] = el-ĞARB/ĞARBÎ[Ar.] = BÂKHTER/Î[Fars.] = HET WESTEN/WESTELIJK[Felm.]


- BATI/LI(uygarlık) = GARB/Î = OCCIDENT/AL[İng., Fr.] = DAS ABENDLAND/ABENDLÄNDISCH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = VESPER, OCCIDENS, TERRÆ OCCIDENTEM VERSUS SITÆ[Lat.] = HE PROS HELIOU DÜSMAS[Yun.] = el-MAĞRİB[Ar.] = GARBÎ[Fars.] = HET AVONDLAND/S[Felm.]


- BATÎR[Ar.] ile BÂTİR[Ar.] ile BÂTİR[Ar.]

( Nalbant. İLE Keskin kılıç. İLE Turna. )


- BATIYOR ama ACITMIYOR

( YAŞAR )

( Senin sevdân! )


- BAYES İLE FREQUENTİST İLE LİKELİHOOD ile/||/<> İSTATİSTİK YAKLAŞIMLAR

( Farklı olasılık felsefeleri. )

( Formül: P(θ|D) ∝ P(D|θ)P(θ) )

( Thomas Bayes tarafından 1763 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1701-1761) (Ülke: İngiltere) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Bayes teoremi, olasılık teorisi) )


- BAYESYEN İLE FREKANSİST ile/||/<> İSTATİSTİK YAKLAŞIMLAR

( Olasılığın iki farklı yorumu ve uygulaması. )

( Formül: P(A|B) = P(B|A)P(A)/P(B) )

( Thomas Bayes tarafından 1763 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1701-1761) (Ülke: İngiltere) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Bayes teoremi, olasılık teorisi) )


- BAYIR[Azr.] = DIŞARI[Tr.]


- BAYRAKTAR :

( Heron tipi insansız uzay aracı. Yenimahalle/Sarıyerli Makine Mühendisi Özdemir Bayraktar ile iki oğlu tarafından üretimine 2004'te başlanan insansız uzay aracı çeşitli deneme uçuşlarından sonra Efes 2010 tatbikatında kullanılarak Genel Kurmay Başkanlığından tam not aldı. 450 kilo ağırlığında olan bu uzay aracı, 12 saat havada kalabiliyor, üzerinde bulunan termal ve gündüz kameraları ile görüntüler alarak 120 km mesafedeki kontrol merkezine iletebiliyor. )


- BAYRAM:
SEVİNDİĞİN KADAR ile/ve/değil/||/<>/< SEVİNDİRDİĞİN KADAR


- BAYTÂR/BEYTÂR[Ar.]/VETERİNER -ile

( Hayvan hekimi. )


- BAZEN[Ar.] değil/yerine/= ARA SIRA, ARADA BİR


- BAZEN ile/ve/||/<> YER YER


- BAZI BEYİN/PSİKOJENİK HASTALIKLAR ile/ve/||/<>/> YARATICILIK


- BAZI ESKİ ÖLÇÜLER

( 1 MERHALE = 45480 m.
1 FERSAH = 5685 m.
1 ESKİ MİL = 1895 m.
1 BERİD = 227 m.
1 KULAÇ = 1.89 m.
1 ZİRAİ MİMARİ (24 PARMAK) = 75.35 cm.
1 ARŞIN = 8 URUP = 68 cm.
1 ENDAZE = 65 cm.
1 URUP = 8.5 cm.
1 HAT = 0.268 cm. )


- BAZI KAVRAMLARI:
KOPYALA-YAPIŞTIR değil/yerine TEKRAR TEKRAR DA OLSA YAZMAK


- BAZI KISALTMALAR -ile

( Ad lib - Ad libitum
D.C. - Da Capo
Dim. - Diminuendo
f - Forte
ff, fff - Fortissimo
fz - Forzando
G.P. - General pause, Grand pause
M.D. - Main droite, Mano destra
M.G., M.S. - Main gauche, mano sinistra
mf - Mezzo forte
mp - Mezzo Piano
pp, ppp - Pianissimo
pizz - Pizzicato
rit - Ritenuto
sf, sfz - Sforzando, sforzato
V.S. - Volti subito )


- BAZI KİŞİLER
[ÖTEKİNE SAYGI GÖSTEREN]:
[ne yazık ki]
YER/YAŞAR ve YEDİRMEZ/YAŞATMAZ | YEMEZ/YAŞAMAZ ve YEDİRMEZ/YAŞATMAZ ile/ve/değil/yerine/||/>< YER/YAŞAR ve YEDİRİR/YAŞATIR ile/ve/değil/yerine/||/>< YEMEZ/YAŞAMAZ ve YEDİRİR/YAŞATIR


- BAZI MAKAMLARIN ETKİLİ OLABİLDİĞİ ZAMANLAR -ile

( * Rast-rehavî makamları, seher zamanı etkilidir.
* Hüseyni makamı, sabahları etkilidir.
* Irak makamı, kuşluk zamanı etkilidir.
* Nihavend makamı, öğle zamanı etkilidir.
* Hicâz makamı, öğleyle ikindi arası etkilidir.
* Buselik makamı, ikindi zamanı etkilidir.
* Uşşak makamı, gün batımında etkilidir.
* Zengüle makamı, günbatımından sonra etkilidir.
* Muhalif makamı, yatsıdan sonra etkilidir.
* Rast makamı, geceyarısı etkilidir.
* Zirefkend makamı, geceyarısından sonra etkilidir. )


- BAZI ŞEYLER KOLAYLAŞIYOR ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇLENİYORUZ


- (BAZI TANINMIŞ) FİLOZOF ve BİLGİNLER

( * ORPHEUS: Antik Yunan'ın mitolojisini -mitini değil, mitinin lojisini, bilimini- oluşturan ve öğreten.
( Orpheus, Fenike dilinde Nur anlamına gelen Aur, Yunanca'da Arpha ile şifa anlamına gelen Rafae sözcüklerinden oluşmuştur ve "Nur ile şifa veren" anlamına gelmektedir. )
* HERMES: Hermes Trimegistes(Üç kere bilge Hermes).
( TRIMEGISTES (3 KEZ BİLGELİK): SEMÂVÎ ve ARZÎ ve KALBÎ )
( Hermes'in Mısır dilindeki adı Thot'tur. )
( İdris sözcüğünün anlamı terzidir. )
( Hermes sözcüğü Ermes, Hermis ve Heramis biçimlerinde söylenildiği gibi, Anadolu Türkçesi'ne de Ermiş olarak girmiş ve Tanrı'ya kavuşma durumunun bir adı olarak benimsenmiştir. Böylece tasavvufun en temel kavramı ve amacı, "ermiş" olmuştur. )
( Hermetik Öğreti'nin etkisi altında gelişmiş İbrani ve Arabi kültürlerde, "İbrani Kabalası ve Zohar'da, Arabi Ebced ve Hurufilik'te" görülen sessiz harflerin sayılarla eşleştirilmesi ve yerlerinin değiştirilerek anlama kombinasyonları oluşturulması geleneği Hermetik'tir. )
* HERAKLEİTOS: Filozof.
( Herakleitos'a göre Evren, var olanları tüm içeriği bakımından sürekli bir oluş içinde değişmektedir. )
( Herakleitos'a göre, kişiler, duyular ve görüngüler tarafından aldatılmaktadır, bunun için bilge insan mutluluğa ve doyuma giden yolda us'u izlemelidir. )
* HERAKLEİTOS: Filozof.
( Parmenides'te "Doğa", "Var olan" anlamına gelir. )
* PROTOGORAS: Filozof.
( Hakikatin ölçüsü insandır; insandan bağımsız saltık bir hakikat yoktur. )
* DEMOKRİTOS: Filozof.
( Demokritos'a göre metafiziksel araştırmanın hedefi bilgi kazanmaktır; törel hedef ise mutluluğu, ansal barış ya da huzuru kazanmaktır. )
* ARKHILOKHOS: Şair.
* SAPPHO: Şair.
* ALKAIOS: Şair.
* SOLON: Kanun koyucu, hukukçu. (Yedi Bilge'den).
* THALES (M.Ö. 600): Doğa ve felsefe bilimcisi. Suyu ilk arke olarak nitelendirmiştir. İyonya Mektebi denilen ünlü okulun kurucusu, Yedi Bilge'nin birincisi ve astronomi bilginlerindendir. Güneş tutulmasının olduğunu keşfetmiştir.
( Aristoteles tarafından Thales'in ilk filozof olarak kabul edilmesinin nedeni, Thales'in düşünceyi teolojiden doğa üzerine yöneltmesidir. Başka bir deyişle, evrende olan bitenin bilgisini kişinin kendi düşüncesi, becerisi ve çabasında aramayı, bunun için doğaüstü hiçbir güce gereksinim duymamayı, zihinsel düzeyde Thales başlatmıştı. Bu, kişinin inandan/dogmadan akla yükselmesinin bir göstergesidir. )
* ANAKSIMANDROS: Astronomi ve coğrafya bilginidir.
* PYTHAGORAS: Filozof ve geometri bilgini, sayı mistiği-matematikçi-felsefeci.
( Pİ: 3,1416, THA: İlk ilke, GORAS: Karanlıktan aydınlığa çıkaran, aydınlatan, RA'ya kavuşturan. )
( Matematikte (pi) ile gösterilen, "Çember uzunluğunun çemberin çapına oranı"ndan çıkartılan sabit bir sayıdır.
Pi sayısı sınırlı sonsuzluğu ifade etmekle, bilginin kesin değil ama yaklaşık olarak doğruluğunu belirtmekte.
Pi sayısı rasyonel tamsayılara karşın irrasyonel ve aşkın bir sayıdır.
Geometriye ait bir ifadenin matematiksel anlatımı.
Pythagoras'ın mistisizmindeki kavramsallığı, sınırlı sonludan sınırsız sonsuza akıl yoluyla bağ kurma çabasıdır. Başka bir deyişle, sonlu ve karşıtı sonsuzun akıl aracılığı ile armonik bir bütünlük olarak kavranma denemesidir. )
( Piramit: PY-RA-MYTH )
* AISOPOS: Ünlü Kinik, bir öykücü.
* PINDAROS: Şair.
* AISKHYLOS: Tragedya mucidi.
* SOPHOKLES: Dram yazan şairlerin birincisidir.
* ARISTOPHANES: Komedya şairi.
* HERODOTOS: Tarihçilerin babası. (Şeyhü'l-Müverrihîn)
* THUKYDIDES: Tarihçi.
* KSENEPHON: Filozof, tarihçi.
* METON: Matematikçi | Astronomide "Altın Dönem" denilen ondokuz senenyi keşfetmiştir.
* HIPPOKRATES: Tabâbeti diriltmiştir.
* PERIKLES: Kendi adıyla anılan bir ilerleme döneminin kurucusudur.
* ANAKSAGORAS: Atina'da felsefeyi ilk kurandır.
* SOKRATES: Filozof.
( GNOTHI SEATONU! )
( Sokrates dışta olan bitenden çok, insana, insan aklına ve onun kavramlarına yönelmekle, bilgi kuramcılığının temellerini atmıştır. )
* PLATON(EFLATUN): Filozof. Sokrates'in öğrencisi. Geniş omuzlu/göğüslü.
* ARİSTOTELES: Filozof. Platon'un öğrencisi.
( İSKENDER ÖNCESİ ARİSTOTELES ile İSKENDER SONRASI ARİSTOTELES )
* ARISTIPPOS: Tanınmış Kirene Okulu'nun kurucusudur ve Kirene'liler arasında en çok incelik sahibi olanıdır.
* PHIDIAS: Ünlü heykeltıraş.
* POLYGNOTOS: Ünlü ressam.
* DEMOSTHENES: Ünlü konuşmacı/hatip.
* EUKLEIDES: Ünlü geometri bilgini.
* ARKHIEMEDES: Ünlü geometri bilgini olup, yakıcı aynaları ve hidrostatikteki yasası ve burgusu ile olağanüstü ün kazanmıştır.
* KONFÜÇYÜS(KUNG-FU-TZU) (İ.Ö. 557-479): Öğretisi mistik değil, tamamıyla uygulamalı ahlâk öğretisidir. Bu öğreti dinsel ve metafizik hiçbir öğe taşımaz. )


- BAZI) VAHŞİ(ETÇİL/HEPÇİL) HAYVANLAR ile/ve/yerine (BAZI) UYSAL(OTÇUL) HAYVANLAR

( [bireylerin] Olumsuz yanlarını simgelerler. İLE/VE/YERİNE Olumlu yanlarını simgelerler. )

( )


- (BAZI/ÇOK) ÖZEL BİLGİLER [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- (BAZI/ÇOK) ÖZEL DURUMLAR [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- (BAZI/ÇOK) ÖZEL EŞYALAR [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- BAZİK TUZLAR ile BİLEŞİMİNDE HİDRAT BULUNAN TUZLAR

( Bileşiminde asit ve baz ağırlığı oranı normal tuza göre az, baz oranı normal tuza göre yüksek olan tuzlar. İLE Bileşiminde hidrat bulunan tuzlar. )

( BASIC SALT vs. HYDRATED SALT )


- BDAP/BIG DATA APPLICATION PROVIDER değil/yerine/= BÜYÜK VERİ UYGULAMA SAĞLAYICISI


- BDFP/BIG DATA FRAMEWORK PROVIDER değil/yerine/= BÜYÜK VERİ ÇERÇEVESİ SAĞLAYICISI


- BEAR :/yerine AYI


- BEBEK BAKIMINDA, EN ÖNEMLİLER... -ile

( BEBEĞİ, ÜŞÜTMEMEK VE DÜŞÜRMEMEK! )


- BEC İLE FERMİ GAS İLE RYDBERG ile/||/<> ULTRA SOĞUK ATOMLAR

( Mutlak sıfır yakını atom fiziği. )

( Formül: Tc = 2πℏ²n^(2/3)/mkB )


- BECERİ ile/değil "OLANAK/LAR"

( [not] SKILL vs./but "CONDITION/S" )


- BEDBAHT[Fars.] >< BAHTİYÂR[Fars.]

( Mutsuz. >< Mutlu. )


- BEDÎHE[Ar.] ile NAZAR[Ar.]


- BEDR[Ar.] ile Bedr[Ar.]

( Ayın ondördüncü gecesi, dolunay. İLE Hz. Muhammed'in dinsizlerle çarpıştığı Mekke ile Medîne arasında bir yer. Bedir Gazâsı. )


- BEDR-İ BÜLEND ile BEDR-İ KÂMİL ile BEDR-İ MÜNÎR

( Ayın ondördü. İLE Ayın öndördüncü gecesi. İLE Parlak dolunay. )

( BEDR: Dolunay, ayın ondördüncü gecesi. )


- BEDV[Ar.] ile ZUHÛR[Ar.]


- BEER :/yerine BİRA


- BEFORE [...] vs. AFTER [...]


- BEFORE vs. LATER


- BEHAVE TOGETHER vs. BEING TOGETHER


- BEHAVIOR :/yerine DAVRANIŞ


- BEHAVIOUR vs./and STABLE BEHAVIOUR


- BEİS[Ar. < BE'S]["BEYİS" değil!]/MAHZUR[Ar.] değil/yerine/= SAKINCA/DOKUNCA


- BEKÂR ile/ve/||/<>/> BAKAR


- BEKAR[Fr. < BÉCARRE] ile BEKÂR[Ar.] ile BÎ-KÂR[Fars.]

( Diyez'li ya da bemol'lü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota imi. İLE Evlenmemiş/evli olmayan kişi. İLE İşsiz, güçsüz.["BEKÂR" değil BÎ-KÂR'lar evi] )


- BEKÂR[Azr.]/Bİ-KÂR[Fars.] = İŞSİZ GÜÇSÜZ[Tr.]


- BEKÂR ile/değil MÜCERRED


- BEKÂRA, "KARI/KOCA" BOŞAMAK KOLAY GELİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAVULUN SESİ, UZAKTAN HOŞ GELİR


- BEKÇİ ile DİZDAR[Fars.]

( ... İLE Kale bekçisi. )


- BEKÇİ ile KİZİR

( ... İLE Köy bekçisi/kâhyası. )


- BEKÇİ ile/ve/değil/||/<> TÜRBEDAR


- BEKLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> DAYANÇ/SABIR


- BEKLENTİ ile/ve ÇIKAR

( EXPECTATION, ANTICIPATION vs./and PROFIT )


- BEKLENTİ yerine DAYANÇ/SABIR

( PATIENCE/FORBEARANCE instead of EXPECTATION, ANTICIPATION )


- BELÂ'YA SABIR ile/ve/değil/yerine NİMET'LERE SABIR

( Anlamadığımız herşey başımıza belâ. )

Bugün[30 Ekim 2025]
itibarı ile 8.033 başlık/FaRk ile birlikte,
8.033 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/34)