
Öncelikli FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 9.273 başlık/FaRk ile birlikte,
9.273 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(17/38)
- HAKLI BULMAK ile/ve/değil/yerine SAVUNMAK
( [not] TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT vs./and/but DEFENCE
DEFENCE instead of TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT )
- HAKLI/HAKSIZ ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- HAKLI OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HAKÇA OLAN
- HAKLI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLI OLMAK
- HAKLI ile HAKİKİ
- HAKLILIK/HAKSIZLIK:
MECAZ değil HUKUK
- HAKLILIK/HAKSIZLIK ile/ve/değil/||/<> İSABETLİLİK/İSABETSİZLİK
- HAKLI/LIK ve/değil/||/+/<>/< AKILLI/LIK
- [ne/hem] "HAKLI/LIK" ile/ve/ya da/ne de/hem de/<>/>< KIZGIN/LIK
( Ne kadar (")haklı(") olduğumuzu zannetsek de, ne kadar kızgın olsak da,
bazı/çoğu durumu, sakinlikle ve akılla[/tüzeyle] çözerek -ve de en azından çözümleyerek- ilerlemek gerekir. )
- [ne yazık ki]
HAKSIZLIK ve/||/<>/>/< ÖFKE
( Haksızlık etme. öfkenle hareket etme! )
- HAL EHLİ ile/ve/<> AŞK EHLİ
( Gayretlerinden doğan. İLE/VE/<> Aşkından doğan. )
( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )
- HAL ile/ve AN
- HAL ile HÂL/GÖVEÇLİK ile HAL[Fr. < Cerm.] ile HAL
( Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların ya da taşıdığı niteliklerin tümü, durum. | Davranış. | Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman. | Güç, kuvvet, takat. | Kötü durum, sıkıntı, dert. İLE Genellikle üstü kapalı pazaryeri. İLE Çözme, çözülme eritme, karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma. İLE Tahttan indirme. )
- HAL ile/ve HAVA
- HAL ve/> MAHAL ve/> TAHALLÜL
- HAL ile MAKAM
( ... ile/ve CÂH/E )
- HÂL ile MAKAM
( Her bireye bakma, kişilerin hallerine bak. Hangisinin hâli kâmilse ona bak. )
( Seni kaldır, beni kaldır! O hali yakalayalım! )
( Bizim için ne din, ne mezhep, ne millet var, yekpâre bir hâl. )
( Geçici. İLE Kalıcı. )
- HAL ile MECAL
( CONDITION vs. POWER )
- HAL ile/ve/||/<>/> MELEKE
( Geçici. İLE/VE/||/<>/> Kalıcı. )
- HÂL ve/> TEMKİN ve/> SÜKÛN
- HALDUR HULDUR (HAREKET ETMEK)
- HALEL ile/değil/yerine/>< HELÂL
- HALK (ETMEK) ile/ve SEVK (ETMEK)
( Sevgi. )
- HALK YÖNETİMİ ile/ve/||/<> ÜNİVERSİTE ile/ve/||/<> TİYATRO ile/ve/||/<> SPOR
( İyonya'lıların, insanlığın gelişimindeki önemli katkı eşikleri. )
- HALKIN İRFANI ile/değil İLGİSİZLİK/KAYITSIZLIK
- [ne yazık ki]
HALKIN PARASINI, KENDİ ÇOCUKLARINA AYIRMAK değil/>< KENDİ PARANI, HALKIN ÇOCUKLARINA BIRAKMAK
- HALLETMEK ile OTURTMAK
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/||/>< HALK (ETMEK)
( Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma. | Uygun olmayan, beğenilmeyen. | Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Oluşturma, "yaratma". )
- HÂM değil/yerine/= ÇİĞ/OLMAMIŞ/OLGUNLAŞMAMIŞ
- HAMAL/LIK ile/ve/||/<> HAİN/LİK
( (")Düşmanından("), bir şey almayanların durumu. İLE/VE/||/<> (")Düşmanından("), yanlış şeyler alanların durumu. )
- HAMD/MEDED ile/ve ŞÜKÜR ile/ve MEDİH ile/ve HİMMET
( Genel. İLE/VE Özel. İLE/VE ... )
( Gövdemin her zerresi gelse de dile şükrünün binde birini yapamaz bile )
( PRAISE/HELP/SUPPORT vs./and GRATITUDE vs./and EULOGY vs./and SPIRITUAL SUPPORT )
- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)
- HANIM-HANIMCIK (OTURMAK, HAREKET ETMEK)
- HANÎS[Ar.] ile HÂNİS[Ar.]
( Yemini bozup altından çıkmayan. İLE Ettiği yemini yerine getirmeyen. )
- HAPŞIRIRKEN:
AÇIĞA/HAVAYA DOĞRU değil/yerine/>< ELİMİZLE/KOLUMUZLA AĞZIMIZI KAPATARAK
- HARAKET değil HAREKET
- HARCAMA ile/değil/yerine KULLANMA
( [not] TO SPEND vs./but TO USE
TO USE instead of TO SPEND )
- HARCAMAK ile TÜKETMEK
( TO SPEND vs. TO CONSUME )
- HARCAMALARINDAN KALANI TASARRUF ETMEK değil/yerine TASARRUFLARINDAN KALANI HARCAMAK
- HAREKET:
CEVHER'DE ile NİCELİK'TE ile NİTELİK'TE ile MEKÂN'DA
- HAREKET DURUMUNDAKİ TEK BUZUL:
PERITO MORENO
( Dünyanın, hareket halindeki tek buzulu olan bu buzul, adını, Patagonya'da uzun süre bilimsel çalışmalar yapan, Şili-Arjantin sınırının da çizilmesine yardımcı olan, ancak bu buzulu hiç görememiş olan Francisio Moreno'dan almıştır. [Buzullar, genellikle yükseklerde (Tibet, Himalaya gibi) ya da Kutup'a çok yakın enlemlerde (Grönland, Alaska, Antartika gibi) oluşur. Bu durumda, iki etmen de bulunmamaktadır. Bu buzulu, bol kar, rüzgâr ve nem ortaya çıkarmıştır.] )
( 257 km² yüzeye, 34 km. uzunluğa ve 4 km. genişliğe sahiptir. Gölle buluştuğu noktada yüksekliği 60 m.[su altında 100 m. daha | gölden 6 km. geride ise 400 m.] )
( Her gün 1-2 cm. ilerleyen buzulun hacminde pek bir azalma olmadığı belirtiliyor. )
- HAREKET EDEN/ETTİREN ile/ve DEĞİŞEN
( Bir cismin belirli konumlarda belirli aralıklarda bulunması. İLE/VE ... )
( * Hareket nedir? * Şey nedir? * İlke nedir? * Aralarındaki ilişki nedir? İLE/VE Değişenin bilgisi elde edilebilen şey değildir, kesin olarak elde edilemez. )
( ACTIVATOR vs./and ALTERATION )
- HAREKET EDEN ŞEY ile HAREKET ETMESİ BAKIMINDAN ŞEY
- HAREKET:
GÖRELİ ile/ve/<> BAĞIL
- HAREKET:
NESNENİN/DURANIN, KENDİNİ BULUNDUĞU DURUMDAN/NOKTADAN OLUMSUZLAMASI/DIŞARI ÇIKARMASI ile/ve/||/<>/> YENİDEN OLUMLAMASI/YAPILANMASI
- HAREKET:
NOKTA ve/<> HAT ve/<> SATIH/YÜZEY ve/<> HACİM/CİSİM
- HAREKET ile/ve ARDIŞIKLIK
- HAREKET ile/ve BELİRLEYİCİLİK
( MOVEMENT vs./and DETERMINATION )
- HAREKET ile/ve BELİRSİZLİK
( MOVEMENT vs./and INDEFINITENESS )
- HAREKET ve/<> BEREKET
( Varoluşu sağlar. VE/<> Varoluşun sürekliliğini sağlar. )
- HAREKET ve/<> BİÇİM ve/<> UZAM
- DEVİNİM/HAREKET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/> DAVRANIŞ
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bilinçsiz/bilinçli hareket. )
( [not] MOVEMENT vs./and/but/||/<>/> BEHAVIOUR )
- HAREKET ile/ve/değil DEĞİŞİM
( [not] MOVEMENT vs./and/but ALTERATION )
( GAMANA ile/ve/yok/değil VIPARINAMA )
- HAREKET ve/<> DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve DİRİLİK
- HAREKET ile/ve/||/<> DUYGU
( MOTION vs./and/||/<> EMOTION )
- HAREKET ve/||/<> DUYGULANIM ve/||/<> BENZETME
( İki kişi arasındaki tüm ilişkilerde ve temelinde, anne ile çocuğun ilişkisinde, yerli yerinde ve yeterince bulunması gerekenler... )
- HAREKET ile/ve ETKİLEŞİM
- HAREKET ile/ve ETKİNLİK
( Hareket, tamamlanmamış etkinlik; etkinlik ise tamamlanmış harekettir. )
( Geçmiş-Şimdi-Gelecek'in bütünlüğü. )
( MOVEMENT vs./and ACTIVITY )
- HAREKET ile EYLEM
( MOVEMENT vs./and/||/<>/> ACTION )
- HAREKET ve/> EYLEM ve/> YAŞAM ve/> BİLİNÇ
( HAREKET: Bil-kuvve olanın, bil-fiil olması için gerekli çaba. )
( MOVEMENT and/> ACTION and/> LIFE and/> CONSCIOUSNESS )
- HAREKET ile/ve FİİL
- HAREKET ve/||/<>/>/< HAKİKAT
- HAREKET ve/= HAKK
- HAREKET ile HAREKÂT
- HAREKET ile/ve HAREKETİN AMACI
( MOVEMENT vs./and THE AIM OF THE MOVEMENT )
- HAREKET ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve HİKMET
- HAREKET ile/ve İMAR
( MOVEMENT vs./and TO IMPROVE )
- HAREKET ile İNTİKAL
( MOVEMENT/MOTION vs. TRANSITION )
- HAREKET ve KEMÂL/SINIR
( Her hareket, kemâline erer/sonlanır. )
- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK
- HAREKET ile/ve KIMILDAMA
- HAREKET ile KIPIRTI
- HAREKET ile/ve KUVVET
( MOVEMENT vs./and POWER )
- HAREKET ve NESNE
( MOVEMENT and MATTER )
- HAREKET" ile/ve "NUMARA"
- HAREKET ve OLUŞ ve YOKOLUŞ
- HAREKET ve SABİTLİK
( MOVEMENT and CONSTANCY )
- HAREKET ile SES ile KONUŞMA
( MOVEMENT vs. VOICE vs. SPEECH/TO TALK )
- HAREKET ile/ve ŞEY
( Çırpıntı ve su ayrı değildir. Bizi suyun var oluşundan haberdar eden de o çırpıntıdır. )
( vs./and/||/<> THING )
- HAREKET ile/ve SINIRLILIK
- HAREKET ve/<> SÜKÛN
( Kendi halini/yerini bulmak/bulmaya çalışmak. VE/<> Tamamlanma. )
( Hareket, sükûn ister. VE/<> Sükûn/et, hareketin ademidir/yokluğudur. )
( Kasların, harekete; zihnin, sükûna gereksinimi vardır. )
( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )
( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )
( HAREKET: Doğal yerinde bulunmama. )
- HAREKET ve/> SÜREKLİLİK
( MOVEMENT/MOTION and/> CONTINUITY )
- HAREKET ile/ve SÜRÜKLENME
( MOVEMENT vs./and TO DRAG )
- HAREKET ile/ve/<> TELÂŞ
- HAREKET ve/> TİN/PSİŞE ve/> ZEKÂ
( Değiştirir. VE/> Birleştirir. VE/> Dönüştürür. )
( Alterates. AND/> Combines. AND/> Tranforms. )
( MOVEMENT and/> PSYCHE and/> INTELLIGENCE )
- HAREKET ve/> ÜMİT/UMUT
( MOVEMENT and/> HOPE )
- HAREKET ile/ve/||/<> UYUMLULAŞTIRILMIŞ HAREKET
- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)
( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )
- HAREKET ve/> YÖN
( Hareketin başladığı andan itibaren yön oluşmaya başlar. )
( Hareketin, yöne gereksinimi vardır. )
( Yön, İbni Sinâ'nın tüm kitapları, ayrı ayrı ve başlı başına bir bölümdür. )
( MOVEMENT and/> DIRECTION )
- HAREKET/DEVİM ile/ve ETKİNLİK/DEVİNİM
( MOVEMENT vs./and ACTION )
- HAREKET-İ MÜSTAKÎME ile HAREKET-İ UFKİYE ile HAREKET-İ MENKÛSE
- HAREKETİ-İ İRÂDİYE ile İRÂDE-İ AKLİYE
( Hayvan/da. İLE İnsan'da. )
- HAREKETİN KAYNAĞI ile BİLGİNİN KAYNAĞI
- HAREKET'İN:
NEDEN'İ ile/ve NASIL'I
- HAREKETİN SÜREKLİLİĞİ:
DOĞADA ile/ve/<> YAŞAMDA
( Sürekli oluşum. İLE/VE/<> Sürekli insanlaşma. )
( Yaşamdaki temeddün, doğadaki tekevvün'ün devamıdır. [ve bunun da sonsal amacı, kişinin, daha da insanlaşarak, olgunluğa/kemâle ermesidir.] )
( DOĞA: Hareket ile sükûnun ilkesi. )
( TEKEVVÜN ile/ve/<> TEMEDDÜN )
- HAREKETLİ/LİK ile/ve/<> ETKİN/LİK
- HAREKETSİZ DİRENİŞ ile/ve/||/<> SESSİZ ÇIĞLIK
- HAREKETSİZLİK ve/||/<>/> ÇÜRÜME
- HAREKET'TE:
İŞÂRÂT-I HİSSİYE ile/ve MAKSADÜ'L HAREKET
- HAREKET'TE:
YER DEĞİŞTİRMEK değil KENDİ İÇİNDE DEĞİŞMEK
- HARİÇ:
FARAZÎ ile AYNÎ
- HARİÇ:
FARAZÎ ile ZİHNÎ
- HARİCÎ ile/ve AYNÎ
( EXTERNAL vs./and ... )
- HASED ile BUHUL ile ŞUH ile GIPTA
ile/değil/yerine/></>/<
SEHÂVET ile İSÂR ile CÛD ile FAKR ile MAHV
( | "Bende yok, onda da olmasın." İLE "Bende var ama onda olmasın". İLE "Onunki, benim olsun". İLE "Onda var, bende de olsun". |
İLE/DEĞİL/YERİNE/>>/<
| "Bende var ama onda da olsun". İLE "Benim değil onun olsun". İLE "Benim yok ama onun, olsun". İLE "Onda yok, bende de olmasın". İLE "[Paylaştığı/bölüştüğü halde ...] Bir şey mi vermişim/z?". | )
- HASEN[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL
- HASENÂT[< HASENE] ile İNFÂK
( İYİLİKLER, HAYIRLI İŞLER, GÜZELLİKLER )
- HASL ETMEK ile/ve/değil/yerine VASL ETMEK
- HASSASİYET ve/<>/>/< HAYSİYET
- HASSAS/LIK ile/ve/<> PAYLAŞIM
( SENSITIVENESS vs./and/<> SHARING )
- HASTALIĞI, ZİHİN/DÜŞÜNCE GÜCÜYLE:
"İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/<>/değil/yerine İLERLEMESİNİ ENGELLEMEK
- HAT ile HAD
( LINE vs. LIMIT/BOUNDARY )
- HATA ile AÇIK, HESAP AÇIĞI
( MISTAKE vs. BLANK/DEFICIT )
- HATA ve/<> CİDDİYE ALINMAMA
- HATA ile/değil FARK
( Kişiler arasında ve kişisel özelliklerde/"eksikliklerde", hata değil, ancak fark olabilir. )
- HATA ile HELÂK
( MISTAKE vs. DESTRUCTION )
- HATA ile/ve/değil İHMAL
( [not] MISTAKE vs./and/but NEGLIGENCE )
- HATA ile/ve KAZÂ
- HATA ile/ve/değil/< NİYET BOZUKLUĞU
- HATA ile/ve SONUÇ
( MISTAKE vs./and RESULT/CONSEQUENCE )
- HATALARI/NI ...:
KABUL ET! ve/||/<>/> DERS AL! ve/||/<>/> TEKRARLAMA!
- HATRINA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAYRINA
- HAVA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHNİN
( Hava, nasıl olursa olsun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Düşünce/zihin/hâl havan iyi olsun. )
- HAYAL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine HEDEF/LEMEK
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Eylem. )
- HAYAL GÜCÜ:
TEKRARLAYICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YARATICI
( IMAGINATION: PRODUCTIVE instead of/vs./||/<>/> REPRODUCTIVE )
- HAYAL GÜCÜ ile ARAÇ-GEREÇ
( IMAGINATION vs. TOOL )
- HAYAL GÜCÜ ile ÖNGÖRÜ
( IMAGINATION vs. FORESIGHT )
- HAYAL ile/ve/değil/||/<>/< ARAYIŞ
- HAYAL ile GERÇEKLİK
( Kusursuzdur. İLE "Kusurludur." )
( "Paris". İLE Bitlis. )
- HAYAL ve "HESAP"
- HAYAL ve HEYECAN
( TO IMAGINE and EXCITEMENT )
- HAYAL ile/ve/değil TAHMİN
( [not] TO IMAGINE vs./and/but ESTIMATE/CONJECTURE )
- HAYALÎ ile/ve HİSSÎ
- HAYALLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞAM/HAYAT
- HAYALPERESTLİK ile ABARTMA
( FANCIFULNESS vs. TO EXAGGERATE )
- HAYAT AĞACI ile BİLGELİK AĞACI
( ... İLE Meyvesi yenilmemesi gereken. )
- HAYAT AĞACI ile/ve/değil/yerine/<> BİLGELİK AĞACI
( Sempatik sinir düzeni/sistemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Parasempatik sinir düzeni/sistemi. )
( Gövde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Sinir düzeni/sistemi. )
- HAYAT ile/ve/||/<>/>/< HAYAL
( İkisinin de son yazacı arasındaki ilişki olan TL [para]. )
- HAYATİ ile/ve/değil/||/<> MERKEZİ
- HAYATINI YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine HAYATI YAŞAMAK
- HAYIR:
"BİR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (")BİN(")
( [(")İstediğimiz(") ...] Oluyorsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Olmuyorsa. )
- HAYIR! DİYEBİLMEK ve/||/<>/> ÖNCELİKLİLERİN BELİRLENMESİ ve/||/<>/> YAKINMAMAK
- HAYIR İŞ(LER)İ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET
- HAYIR ile/ve DEĞİL ile/ve YOK ile/ve HİÇ
( Hiç, yoktan iyidir. )
( NO vs./and NOT vs./and NON-EXISTENT/ABSENT/THER IS/ARE NOT vs./and NOTHING )
- HAYIR! ile EVET!
( LÂ ile NEAM )
( NO vs. YES )
( NON avec OUI )
( NEIN mit JA )
( NO con SÍ )
( NO con Sİ )
- HAYIR ile HAYIR!
( "Yarar", iyilik, doğruluk, hoşluk. İLE Yanıt niteliği. | Öteki dillerdeki dilsel ve kavramsal karşılığı/kullanımı, Türkçe'de aynı biçimde değildir.
Anadolu kültürü ve geleneğindeki olumlama yaklaşımıyla olumsuz olana yapıcı bir ad verme ya da sözcük kullanma eğilimi/yeğlenmesi, bu sözcükte de yansımasını bulmuştur.
"Hayır!" sözcüğünün ve kullanımının sonundaki ünlem işareti ve vurgusu kalktığında, olumsuz olana olumsuzluğunu yansıtacak bir tanım/ifade yerine o olumsuzluktan sonraki olası olumluya zihni/dikkati yöneltmek üzere kullanılmıştır.
( HAYIR!'DA HAYIR VARDIR! )
[ Siz de hemen şimdi (ya da en kısa sürede) kendi HAYIR!'larınızı belirleyiniz! ]
& )
- HAYIR >< İSRAF
( Hayırlıda israf, israfta hayır olmaz. )
- HAYIR = NO[İng., İt., İsp.] = NON[Fr.] = NEIN[Alm.]
- HAYIR! ve/||/<> YAPMAYABİLECEKLERİM/İZ
( Kişi, kendini, en iyi, en kolay ve en hızlı olarak yazı aynasında tanır ve gerçekleştirir. Öncelikli olarak, iki ayrı sayfada, "HAYIR!" ve "YAPMAYABİLECEKLERİM" dizinlerini oluşturmakla başlamak gerekmektedir.[Üşenmeden, ertelemeden, vazgeçmeden, en kısa sürede başlamanızı salık veririz...] )
- HAYIRSEVER/HAYIRPERVER = HAYIRHAH[Ar., Fars.]
( Yoksullara, düşkünlere, yardıma gereksinimi olanlara, iyilik ve yardım etmeyi seven, iyiliksever, yardımsever. | İyilik dileyen/isteyen, iyicil. )
- HAYR:
SÖZ (İLE) ile/ve/||/<> SÜKÛT (İLE) ile/ve/||/<> NAZAR (İLE) ile/ve/||/<> AMEL (İLE)
- HAYR ile/ve/||/<> TEVHÎD
- HAYRANLIK ile/ve AŞK
( Aşk, bir bakıştır. [Gerisi vs.] )
- HAYRANLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> TESLİMİYET
- HAYRET ile/ve/||/<>/> DİKKAT ile/ve/||/<>/> MERAK ile/ve/||/<>/> BİLME
- HAYVAN GİBİ YAŞAYAN "KİŞİ/İNSAN" ile/değil/>< İNSAN GİBİ HAREKET EDEN "HAYVAN"
- HAYVAN SÜRÜSÜ ile/ve/||/>< İNSAN TOPLULUKLARI
( Kalabalıklaştıkça akıllanır. İLE/VE/||/>< Kalabalıklaştıkça aklını kaybeder. )
- HAYVAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İNSAN
( Âlet kullanan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Âlet yapan. )
( [doğduklarında] Özgürlükleri yoktur fakat (belirli bir oranda ve kısa sürede) yaşamda/ayakta kalma "yetkinlikleri" vardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Özgürlükleri vardır fakat yaşamda/ayakta kalma "yetkinlikleri" yoktur. )
( [Kalabalıklaştıkça ...] "Akıllanır". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> "Aptallaşır". )
( Kısmen/neredeyse "düşünebilen". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Düşündüğünü düşünen.[Sapiens sapiens] )
( "İnsan"ın Taksonomik Sınıflandırılması
Tip: Canlılık (Biota)
Süper Alan (Superdomain): Arkeler ve Ökaryotlar (Neomura)
Alan: Ökarya (Eukarya)
Klad: Amipler, Hayvanlar, Mantarlar (Unikonta)
Klad: Arkadan Kamçılılar, Hayvanlar ve Mantarlar (Opisthokonta)
Klad: Hayvanlar ve Tek Hücreli Yakın Akrabaları (Holozoa)
Âlem: Hayvanlar (Animalia)
Alt Âlem: Gerçek Dokulular (Eumetazoa)
Klad: Çift Yanlı Simetrikler (Bilateria)
Üst Şube: İkincil Ağızlılar (Deuterostomia)
Şube/Filum: Kordalılar (Chordata)
Alt Şube: Omurgalılar (Vertebrata)
İnfra Şube (Infraphylum): Gerçekçeneliler (Gnathostomata)
Üst Sınıf: Dört Üyeliler (Tetrapoda)
Sınıf: Memeliler (Mammalia)
Alt Sınıf: Doğuran Memeliler (Theriiformes)
İnfra Sınıf (Infraclass): Plasentalı Memeliler / Eteneliler (Eutheria / Placentalia)
Üst Takım (Superorder): Kemiriciler, Tavşanımsılar, Sivri Sincapçıkgiller, Primatlar, Abalı Memeliler (Euarchontoglires)
Takım: Primatlar / İri Beyinli Yüksek Memeliler (Primata)
Alt Takım: Kuru Burunlu Primatlar (Haplorrhini)
İnfra Takım (Infraorder): Maymunlar (Simiiformes / Simians)
Geçiş Takımı (Parvorder): Eski Dünya Maymunları ve Kuyruksuz Maymunlar (Catarrhini)
Üst Aile/Familya: Kuyruksuz Maymunlar / İnsansılar (Hominoidea / Apes)
Aile/Familya: Büyük Kuyruksuz Maymunlar (Hominidae / Great Apes)
Alt Aile/Familya: İnsan, Şempanzeler, Goriller ve Ataları (Homininae)
Oymak/Tribü: İnsan, Şempanzeler ve Ataları (Hominini)
Alt Oymak: İnsan ve Ataları (Hominina)
Cins: İnsan (Homo)
Tür: Anatomik Olarak Modern İnsan/Kişiler / Bilge İnsan/Kişiler (Homo sapiens)
Alt Tür: Modern Bilge İnsan (Homo sapiens sapiens) )
( Kişi, hayvanlardan uzaklaştıkça hayvanlaşır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Kişi, hayvanlara yakınlaştıkça insanlaşır. )
( [not] ANIMAL vs./and/but/||/<>/> HUMAN
HUMAN instead of ANIMAL )
- HAYVANLAR:
"BİZİM İÇİN" değil BİZİMLE BİRLİKTE
- HAYVANLAR:
YEMEK ve/||/<> BİNEK ve/||/<> DENEK
DEĞİLDİR!
- HAYVANSEÇER değil/yerine/>< HAYVANSEVER
( Kedi, köpek sevip inek, koyun, balık yediğinizde, hayvansever değil, hayvan seçer oluyorsunuz. Ne zaman bir köpeğe duyduğunuz sevgiyi ve dostâne yakınlaşmayı bir ineğe de duyarsınız; işte o zaman kendinizle çelişmemiş olacaksınız. )
( Kendime, evrene, çevrem(iz)e, hayvanlara, tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermek üzere ve sağlığım/ız için de et ve hayvansal ürünleri yememeyi yeğliyorum/z...
Bu duyarlılığı gösteren ve gösterecek herkese teşekkür ediyorum/z... )
( )
- HAZ" ve "GÜÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM ve DEĞER
- HAZ ile/değil/yerine OLGUNLUK
( Olgunluk, hazzı erteleyebilme becerisidir. )
- HAZİNE ile/ve/<> SUAL
( Sandık. İLE/VE/<> Anahtar. )
( Dışarıda. İLE/VE/<> Sende. )
- HAZIR BİLGİ ile/ve/değil/yerine YÖNLENDİRİCİ BİLGİ
- HÂZIR ve NÂZIR
- HAZIR ile/ve VERİLİ
- HAZIRLA(N)MAK ile/ve/değil PROGRAM YAPMAK
( [not] TO GET READY vs./and/but PROGRAMMING )
- HAZIRLIK ile/ve DONANIM
( TO PREPARE vs./and RIGGING )
- HAZM ETMEK ile RÂZI OLMAK
- HAZMETMEK ile/ve SORGULAMAK/SORGULAYABİLMEK
( "TO DIGEST" vs./and (ABLE) TO INTERROGATE )
- HEBÂ değil/yerine/>< ÇABA
- HEDEF ile/ve/> BAŞARI
( Başarıncaya kadar denemeye devam edin! )
( TARGET vs./and/> SUCCESS
You just keep on trying until you succeed. )
- HEDEF ile/değil HİTAP
( "Ben" ve "Sen" sözcükleri ve kullanımı, bir hedef değil hitap aracıdır!
Yaşamımızdaki bazı/birçok şey (bu/şu/o),
"benim/senin/onun için böyle/şöyle/öyle!"
"bana/sana/ona göre böyle/şöyle/öyle!"
ya da
ben/sen/o,
"öyle istiyorsa öyledir"
"öyle düşünmüyorsa öyle değildir"
gibi ne yazık ki çokça kullanılan zırva ifadelerle hareket noktası oluşturulamaz! Yani kişi(kendi ya da başkaları), kendinden ve/ya da başkalarından hareket ederek bir sonuç alamaz, yargıda bulunamaz/bulunmamalıdır.
Bu tür, "ben/sen/o" ifadeleri, hitap için kullanılmak yerine bir hedef olarak hiçbir biçimde kullanılamaz. Bu "yaklaşım" ya da "ifade tarzı", öznellikle, demokratlıkla ya da "faşizmle" hiçbir biçim ve koşulda bağlantılandırılamaz/bağdaştırılamaz ya da indirgenemez de!
Son yıllarda, özellikle de sinema/dizi, kitap ve internetin, bilimsel ve/ya da kişisel araştırma ve yayınların, ülkemizde ve dünyada hızla yaygınlaşmasıyla, Amerika/Avrupa zihni ve diliyle yazılmış kitaplarda/filmlerde çokça kullanılan "Ben/Sen" sözcüklerinin etkisiyle de, ülkemizde, bazı/çoğu kişi tarafından yanlış/yamuk bir biçimde düşünsel çabası/becerisi yetersiz ya da benmerkezci kişilerin zihnine ve diline yerleşmiştir ne yazık ki. Toplum olarak bir anda düzeltilemeyecek olsa da, bireysel olarak yeterli bilgi ve bilinçle çok şey değişebilir/değiştirebiliriz. )
( Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. )
( [not] TARGET vs./but ADDRESSING )
- HEDEF ile/ve İDDİA
( TARGET vs./and ASSERTION )
- HEDİYELEŞMEK ve/||/<>/> NİTELİKLİ BERABERLİK
- HELÂL >< HARAM ile MÂRUF >< MÜNKER
( Pek kabul edilmemek ve onaylanmamakla birlikte, farzları yerine getirmemenin, eksikliklerin, yanlışların, en son noktada cezâsı yoktur/olmaz. İLE İnsanlığı ve geneli kapsayan yanlışların cezâsı da vardır. )
( MÂRUF: Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu. )
- HEMEN DEĞİŞİM ile/ve ÂNÎ DEĞİŞİM
( IMMEDIATELY ALTERATION vs./and SUDDEN ALTERATION )
- HEP[Fars. < HEB] ile/değil İKİ (KEZ)
( [not] ALLWAYS vs./but TWO (TIMES)/TWICE )
- HER AN ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ
- HER BİLDİĞİMİZİ ... ile/ve/||/<> HER SÖYLEDİĞİMİZİ ...
( Söylemiyoruz! İLE/VE/||/<> Biliyoruz! )
- HER ELİNİ SIKAN İLE ... ile/ve/<> HER CANINI SIKAN İLE ...
( Dost olma! İLE/VE/<> Düşman olma! )
- HER KAVRAM ve/<> HER KAHRAMAN(/KİŞİ)
- HER KOŞUL ALTINDA GEÇERLİLER ile/ve/||/<>/> MÜKEMMELLEŞME
- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN
( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )
- HER ŞEY ile/ve/değil/||/<>/>/< HER ŞEYDE
- HER ŞEY ile HER ŞEY('İ)
( EVERY THING vs. EVERY THING )
- HER ŞEY ile HERŞEY('İ)
( Her şey, her şeyle ilişkili olduğu için hiçbir şeyi, sadece ve tek başına "her şey" olarak düşünemez ve dillendiremezsin. )
( Her şey, biraraya getirilmiş parçalar anlamını taşır. )
( EVERY THING vs. EVERYTHING
Everything implies a collection of particulars. )
- HER ŞEY(DE)/YER(DE) ile/ve HİÇBİR ŞEY(DE)/YER(DE)
( When we realise that all is in our mind and that we are beyond the mind, that we are truly alone; then all is us.
Nothing is me, so I am nothing. )
( Hiçbir "şey", ben değildir; böylece, ben, hiçbir şeyim. )
( Herhangi bir şey, sadece o şey değildir. )
( Herhangi bir şey, bütünün bir yanını göstererek gizleyendir. )
( Herşey, kendi olmayanı da işaret etmektedir. )
( Can sıkmanın sırrı, herşeyi anlatmaktır. )
( Herşeyin, zihnimizde olduğunu, bizim, zihinden öte olduğumuzu ve gerçekten yalnız başımıza olduğumuzu, ne zaman anlarsak, işte o zaman, herşey biziz. )
( [ON] EVERYTHING/PLACE vs./and [ON] NOTHING/PLACE )
- HER YERDE ile/ve/<> DİLDE, GÖNÜLDE
- HER YER(İ)(NDE) ile/ve HİÇBİR YER(İ)(NDE)
( EVERYWHERE vs./and NOWHERE | NOT ANYWHERE )
- HER ZAMAN ile "HER ZAMAN"I
( Genelin içinde düşünülen zaman. İLE Özelliği/farkı olan üzerine düşünülen "ZAMAN"ı. )
( EACH TIME vs. EVERYTIME )
- HER ZAMAN ile SÜREKLİ/DAİMA[Ar.]
( Zaman-ötesi oluş, tümüyle Şimdi'dedir. )
( EVERY TIME vs. ALWAYS/FOREVER
Timeless being is entirely in the now. )
- HER ile/ve BASİT HER
- HER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BAZI
( [kitap] Okunmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazılarına başvurulur. )
( [eşya] Kullanılmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları saklanır. )
( [yazar] Sevilmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları (sadece) beğenilir. )
- HER ile HEP
( EACH/EVERY vs. ALWAYS )
- HER ile/ve HERHANGİ
- HER ile TÜM
( EACH/EVERY vs. ALL )
- HERHANGİ BİR) DÜŞÜNCEYE:
MAHKÛM/İYET ile/ve/değil/yerine HÂKİM/İYET
- HERHANGİ BİR ŞEY ile HERHANGİ BİR ŞEY('İ)
( ANYTHING vs. ANYTHING )
- [ne yazık ki]
HERHANGİ BİR YERDEKİ ADÂLETSİZLİK ile/değil/yerine/></> HER YERDEKİ ADÂLET
( Tehdit. İLE/DEĞİL/YERİNE/>> Düzen. )
( Herhangi bir yerdeki adâletsizlik, adâleti tehdit eder her yerde. )
( Injustice anywhere is a threat to justice everywhere. )
- HERKES, "HER ŞEYİN FARKINDA"
ile/değil/||/<>/<
"HİÇKİMSE, HİÇBİR ŞEYİN FARKINDA DEĞİL" DEĞİL
- HERKES, KENDİ İŞİNE BAKSIN! değil HERKES, KENDİ İÇİNE BAKSIN!
- HERKES ile BİRÇOK
( EVERYBODY vs. MANY )
- HERKES ile/ve/değil/yerine HAZIR OLAN HERKES
( [not] EVERYBODY vs./and/but EVERYBODY WHO ARE READY
EVERYBODY WHO ARE READY instead of EVERYBODY )
- HERKES ile HEPİMİZ
( EVERYBODY vs. ALL OF US )
- HERKES ile "HERKES"İ
( Genelin içinde düşünülen kişiler. İLE Özelliği/farkı olan üzerine düşünülen "KİŞİ"yi. )
( EVERYBODY vs. "EVERYBODY" )
- HERKES ile MİLLET
( EVERYBODY vs. PEOPLE )
- HERKES ile ORTAK DİLDE HERKES ile AYRIMSIZ HERKES
- HERKESTE VAR değil HER YERİ/ŞEYİ KAPLAYAN
- HER ŞEY İLE HER ŞEY ile/ve HER ŞEY İLE BİR ŞEY
( EVERYTHING WITH EVERYTHING vs./and EVERYTHING WITH A THING )
- HERŞEY ve CESÂRET
- HERŞEY ile/ve GÜVENİLİRLİK
( Masum ve basit olana güvenme cesâretine pek az kişi sahiptir. )
( EVERYTHING vs./and RELIABILITY
Very few are those who have the courage to trust the innocent and the simple. )
- HER ŞEY ilefakat HERKES/TE
( Olabilir. İLE/FAKAT Olamaz. )
- HER ŞEY ile/ve HER ŞEYE HER ŞEYİ SÖYLEYEBİLMEK
( HER SÖYLEDİĞİN DOĞRU OLMALI HER DOĞRUYU SÖYLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR HER SÖYLEDİĞİN HAKK OLMALI HER HAKK'I SÖYLEMEK HAKKIN DEĞİLDİR )
- HER ŞEY ile HER ŞEY('İ)
( EVERYTHING vs. EVERYTHING )
- HER ŞEY ile HİÇBİR ŞEY
( Zamanla telâfi edilebilir. İLE Geçip giden zaman, hiçbir şeyle telâfi edilemez. )
- HERŞEYİ BİLEN ile/değil KENDİNİ BİLEN
- HERŞEYİ İÇİNE ALAN ile/ve HERŞEYİN İÇİNDE OLAN
( INCLUDES EVERYTHING vs./and IN EVERYTHING )
- HERŞEYİN ANLAMINI ÇÖZMEK ve/=/||/<>/> HİÇBİR ŞEYİN ANLAMININ, (PEK DE FAZLA) OLMADIĞINI ANLAMAK
- HERŞEYİN DÜZELECEĞİNE ve/||/<> HERŞEYİ DÜZELTEBİLECEĞİNE ve/||/<> HERŞEYİN BİTECEĞİNE
( İnanarak dileyelim! VE/||/<> İnanarak çabalayalım! VE/||/<> İnanarak sabredelim! )
- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORU SORMAK
- HESAP ile/ve GEREKÇE
- HESAP ile/ve GÖZLEM
( TO THINK vs./and OBSERVATION )
- HESAPLAMA:
MÜHENDİSLİK ve/||/<> LOJİSTİK
- HESAPLAŞMAYI:
KENDİNLE YAPMAK ile/ve KENDİNE YAPMAK
( TO GET EVEN WITH: YOUR SELF vs./and TO YOUR SELF )
- HEVES/İSTEK OLANAK/KOŞUL/ARAÇ/PARA
- HEYBE/ÇANTA ile/ve/||/<> CEP
( Bilgiyi, heybene/çantana at / cebinde bulunsun! [Ne zaman, nerede, nasıl işe yarayabileceği bilinmez!] )
- HEYECAN ile/ve/değil/||/<>/< ÜMİT
- HEYECAN ve/=/<> YARATIM
- HEYÛLA ve/<> SÛRET ve/<> ŞEKİL ve/<> NİTELİK
- HİBBE[Ar. < HİBEB] ile HİBE[Ar. < HİBÂT]
( Paçavra, kesilmiş kumaş parçası. İLE Bağışlama, bağış. )
- HİBE değil/yerine/= BAĞIŞ
- HİÇ Mİ HİÇ (DÜŞÜNMEMEK, UĞRAŞMAMAK)
- HİÇ ÖNEMİ YOK ile/değil ÖNEMLİ DEĞİL
- HİÇBİR ŞEY ile HİÇBİR ŞEY('İ)
( RIEN )
( NOTHING vs. NOTHING )
- HİÇBİR ŞEYE SAHİP OLMAMAK değil HİÇBİR ŞEYİN, BİZE SAHİP OLMAMASI
- HİÇBİR YERDE/LİK ile/ve/değil YOK/LUK
- HİÇKİMSE ile/ve HERKES
( Kimse beni sevmek zorunda değil fakat ben herkesi sevmek durumundayım. )
( Herkes, er ya da geç, bazı düşünce ve tutumlarından dönüş yapar. )
- HİÇKİMSEYİ:
ÖVMEMEK ve/||/<> KÜSMEMEK ve/||/<> YAKINMAMAK ve/||/<> SUÇLAMAMAK
( Olgunluğun gereği ve göstergelerindendir. )
- HİÇKİMSEYLE KONUŞ(A)MAYACAĞIN/PAYLAŞ(A)MAYACAĞIN DÜŞÜNCELER/SÖZLER[KONULAR, OLAYLAR, OLGULAR, KAVRAMLAR] ile/ve/<> KENDİNİN (BİLE) DÜŞÜNMEK İSTEMEYECEĞİN DÜŞÜNCELER/SÖZLER[KONULAR, OLAYLAR, OLGULAR, KAVRAMLAR]
- HİÇLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLUK
- HİÇLİK ile/ve/=/<>/değil/yerine/hem de/ya da/belki BÜTÜNLÜK
( [not] NOTHINGNESS vs./and/=/<>/but/maybe/also/or INTEGRITY
INTEGRITY instead of NOTHINGNESS )
- HİÇ/LİK ile/ve/değil/<> DEĞERSİZ/LİK
( NOTHINGNESS vs./and WORTHLESS/NESS )
- HİÇ/LİK ile/ve MUTLAK/LIK
( NOTHING/NESS vs./and ABSOLUTE/NESS )
- HİÇ/LİK ile/ve YOK/LUK
( Kendinizi alabildiğine çıplaklık, alabildiğine hiçlik içinde hazır tutun. )
( NOTHING/NESS vs./and NON-BEING
Just keep yourself ready in utter nakedness and nothingness. )
- HİÇ/LİK ile YOK/LUK
( SHUNYA/NADA ile ... )
( Y EN EL MONTE NADA: ve hiçlik dağının üzerinde )
( Hiç, hiçbir bilim dalının konusu değildir. )
( NOTHING(NESS) vs. NON-BEING )
- HİÇ(LİK) ile YOK(LUK)
- HIFZISSIHHA[Ar.]/SANİTASYON/SANITATION[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KORUMA, SAĞLIKLAMA
itibarı ile 9.273 başlık/FaRk ile birlikte,
9.273 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(17/38)