
Öncelikli FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 9.270 başlık/FaRk ile birlikte,
9.270 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(11/38)
- DİNÇ/LİK ile/ve/<>/ya da DİNGİN/LİK
( TENDÜRÜST/TÜVANA/ZİNDE ile/ve/<>/ya da ... )
( ... ile/ve/<>/ya da SAKİN )
- DİNGİNLİK ve DENGE
- DİNGİNLİK ile HAREKETSİZLİK
( Hareketsiz kalma, eylemde bulun; çünkü etkinlik hareketsizliğe üstündür; hareketsizlik manevi yaşamı köreltir. )
( Ayrılık ve görünümlerin bir ve bütün olduğunu kavramak için aklın sakinleştirilmesi ve dinginlik kazanması gereklidir. )
( INERTIA vs. MOTIONLESS )
- DİNGİNLİK ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK
- DİNÎ BİLGİ ile/ve İLMÎ BİLGİ ile/ve İRFANÎ BİLGİ
( Savm-ü-salât-ü Hacc ile sanma biter zâhid işin, İnsan-ı Kâmil olmaya, lâzım olan, irfân imiş )
- DİNİ İNANÇ ile/ve/değil "DİNİ KAYGI"
- DİNLE! ve/||/<> YÜZLEŞ! ve/||/<> ANLA!
( [yoksa] Dilin, seni sağır eder. VE/||/<> Kalbin, seni esir eder. VE/||/<> Zihnin, seni deli eder. )
- DİNLEMEK/DİNLER GİBİ GÖRÜNMEK ile İLGİSİZLİK/KAYITSIZLIK
( TO LISTEN/PRETEND TO LISTEN vs. INDIFFERENCE/UNCONCERN/NEGLIGENCE )
- DİNLEMEK ve/||/<>/>/< AŞKINLIK
( TO LISTEN and/||/<>/>/< TRANSCENDENTALNESS )
- DİNLEMEK ile/ve/> DENEMEK
( TO LISTEN vs./and/> TO TRY )
- DİNLEMEK ve/||/<>/> DİNLENMEK
- DİNLEMEK ile/ve/<> SABIR/SABRETMEK
( TO LISTEN vs./and/<> PATIENCE )
- DİNLEMEK ile/ve "TAKİP ETMEK"
( TO LISTEN vs./and "TO FOLLOW UP" )
- DİNLEMEMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>/< NANKÖRLÜK
( Bir tek, nankörler dinlemez! )
- DİNLENMEK ile/ve/||/<>/< ANA DİLİNDE DİNLENMEK
- DİNLEYELİM! ve/||/<> YÜZLEŞELİM! ve/||/<> ANLAYALIM!
( [Yoksa ...] Dilimiz, bizi sağır eder. VE/||/<> Kalbimiz, bizi tutsak eder. VE/||/<> Zihnimiz, bizi deli eder. )
- DİNLEYEN ile/ve/||/<> OKUYAN
( Ne düşüneceğini öğrenir. İLE/VE/||/<> Nasıl düşüneceğini öğrenir. )
- ...dir "?" ile ... değildir "?"
( ...is "?" vs. ...is not "?" )
- ...DIR ile/ve/değil KABUL EDİLEN
- ...DIR değil/yerine OLANAKLI/LIK
- ...DIR ile/ve/değil/yerine OLMAKTA OLAN
- ...DIR ile ...'YA İŞARET ETMEK
- DİREK ile/ve/<> DAYANAK
- DİRENÇ ile/ve EŞİK
( RESISTANCE vs./and EDGE )
- DİRENMEK ile İSYAN
( Direnç göstermeyin, kendiniz sandığınız kişi'ye tutunmayın. )
( Direnmediğiniz zaman, bir dirençle de karşılaşmazsınız. )
( TO RESIST vs. REBELLION
Don't resist, don't hold on to the person you take yourself to be.
When you do not resist, you meet vs. no resistance. )
- DİREŞİM/SEBÂT ile/ve/<> DAYANÇ/SABIR
( CONSTANCY vs./and/<> ENDURANCE )
- DİRETME ile/ne yazık ki DAYATMA
- DİRETMEK ile/ve/değil/yerine/önce/+/||/<>/></>/< DİRENMEK
( "İrâde"[yapma bilgisi/"isteği"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< İhtiyâr[yapma bilgisi/"isteği"]. )
( [not] TO INSIST vs./and/but/+/||/<>/>>/< TO RESIST
TO RESIST instead of TO INSIST )
- GEREKSİNİM/LER:
DİRİMSEL ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL
( Sınırlı. İLE/VE/||/<>/> Sınırsız. )
- ...DIR'IN İŞLEVİ:
NE OLDUĞUNU TANIMLAMADA ile/değil NE OLMADIĞINI TANIMLAMADA
( Bigi yoksa kişisel bir iddia olarak kalır. İLE Ancak, veriye/bilgiye dayanarak kullanılabilir. )
( Bir konunun/durumun/ayrıntının, ne olduğunu "tanımladığımızdaki" ["...dır"] karşılığı ile ne olmadığı ya da ne olmayabileceğini belirttiğimizdeki anlamı, etkisi bir/aynı değildir. Ne olmadığını/olmayabileceğini ["... değildir"] belirttiğimizde [fazla] tartışma konusu bulunmayabilir fakat ne olduğu "iddia edilirse" çok fazla tartışma ve ayrışma konusu doğabilir/olabilir. )
- DIŞ BARIŞ ve/<>/< İÇ BARIŞ
( İç barışı sağlayamayan, dış barışı gerçekleştiremez.
Dış barışa hizmet etmeyen, iç barışa ulaşamaz! )
- DIŞ DÜNYA ile/ve ORTAK DÜNYA
( EXTERIOR WORLD vs./and COMMON WORLD )
- DIŞ DÜNYADAKİ VAROLAN ile ZİHİNDEKİ VAROLAN ile DİLDEKİ VAROLAN ile YAZILI VAROLAN
( Dünya size, karşı konulmaz biçimde gerçek görünür, çünkü her an onu düşünmektesiniz; onu düşünmeyi bırakın, o sis içinde eriyip gidecektir. )
( EXIST AT OUT vs. EXIST AT MIND vs. EXIST AT LANGUAGE vs. EXIST IN WRITTEN )
- DIŞ "GÜZELLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇ GÜZELLİK
- DIŞ İLİŞKİLER ile/ve İÇ İLİŞKİLER
( Koşul. İLE/VE Yasa. )
- DİŞ İPİ ve/||/<>/> DİŞ FIRÇASI (/KULLANMAK)
- DIŞ KONUŞMA ile/ve İÇ KONUŞMA
( Konuşma, nutuk. İLE/VE Düşünme. )
( Kavramlarla düşünülür, sözcüklerle konuşulur. )
( EXTERIOR TALK vs./and INTERIOR TALK
Talking, oration. WITH/AND To think. )
- DIŞ KOŞULLAR ile/ve/<> İÇ KOŞULLLAR
( İç koşulları yönlendirir. İLE/VE/<> Dış koşulları biçimlendirir. )
- DIŞ VAROLAN YASASI ile/ve TİN'İN YASASI
( Belirlenim. İLE/VE Özgürlük. )
- DIŞ ile/ve/değil GERİ
( [not] OUT vs./and/but BACK )
- DIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< İÇ
( İçinize, derine dalın ve sizde neyin gerçek olduğunu bulun. )
( İç ile dış arasındaki uyum, mutluluktur. )
( Dışa yöneltmekte olduğunuz aynı dikkati içe çevirin. )
( İç ve dış arasındaki ayrımın yalnızca zihinde olduğunu idrak ettiğiniz zaman, artık korkunuz kalmaz. )
( Dive deep within and find what is real in you.
Harmony between the inner and the outer is happiness.
The same attention that you give to the outer, you turn to the inner.
When you realise that the distinction between inner and outer is in the mind only, you are no longer afraid. )
( Bilincin içerikleri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilince dışsal olan her şey. )
( Kişinin içi[zihni] ne kadar boşsa, "dışa" o kadar önem verir. )
( Mahrem. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Namahmrem. )
( Seni/onu yakar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Beni/kişiyi yakar. )
( [not] OUTSIDE vs./and/but/||/<>/>< INSIDE
INSIDE instead of OUTSIDE )
- DIŞA BAKAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇE BAKAN
( Düş görür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uyanır/uyandırır. )
- DIŞA BAKIŞ ile/ve/||/<>/> İÇE BAKIŞ
( Düş kurdurur. İLE/VE/||/<>/> Uyanış yaşatır. )
- DIŞARIDA ARAMAK ile/ve/değil/yerine İÇERİDE/YAKINDA ARAMAK/BULMAK
( Dışarıda aranan/bulunan, kaybedilir de. )
- DIŞARIDA BIRAKMAK ile KENARA KOYMAK
- DIŞARIDAN BELİRLEN(E)MEYEN ile/ve KENDİNCE BELİRLEN(E)MEYEN
( NOT (ABLE TO) DETERMINE FROM OUT vs./and NOT (ABLE TO) DETERMINE BY ITSELF )
- DIŞARIDAN ile ORADAN
( FROM OUT vs. FROM THERE )
- DIŞAVURUM ile PAYLAŞIM
( EXPRESSION vs. SHARING )
- ... DIŞI ile ...YI AŞAN
( OUT OF ... vs. PASS OVER OF ... )
- DIŞINDA OLAN ile/ve/değil DIŞSALLAŞMIŞ OLAN
( [not] EXTERIOR vs./and/but WHICH TO BECOME EXTERIORED )
- DİSİPLİN:
GÖVDEDE ve/||/<> AKILDA ve/||/<> DUYGUDA
( Spor. VE/||/<> Felsefe. VE/||/<> Sanat. )
- DİSİPLİNLERARASILIK ile/ve/<> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
( INTERDISCIPLINARY vs./and/<> SUSTAINABILITY )
- DIŞLAMA ile/değil (SADECE) FARK
( [not] TO EXCLUDE vs./but (ONLY) DIFFERENCE )
- DIŞLAMAK ile ARKADA BIRAKMAK
- DIŞLA(N)MAK ile AŞAĞILA(N)MAK
( TO EXCLUDE vs./and TO DESPISE )
- DIŞLAMAK ile/ve/değil/yerine DIŞARIDA BIRAKMAK
( [not] TO EXCLUDE vs./and/but TO LEAVE OUT
TO LEAVE OUT instead of TO EXCLUDE )
- DIŞLAMAK ile REDDETMEK
( TO EXCLUDE vs./and TO REJECT/DECLINE )
- DIŞLAMAK ile/değil/yerine UZAKLAŞTIRMAK
- DIŞLAMA(MA)K ile/ve/||/<> KÜÇÜMSE(ME)MEK
- DIŞLAŞ(TIR)MAK ile SOMUTLAŞ(TIR)MAK
( EXTERNALIZE vs. TO CONCRETIZE )
- DIŞLAŞ(TIR)MAK ile YOĞUNLAŞMAK
( EXTERNALIZE vs. TO INTENSIFY )
- DIŞTAKİ ile/ve UZAKTAKİ
( AT OUTSIDE vs./and FAR AWAY )
- DİVİM ile/ve GİDİŞAT
- DİZGE ile/ve/<> BÜTÜNLÜK
( Aslında her biri öbürüdür. )
( SYSTEM vs./and/<> INTEGRITY
Each is the other, in truth. )
- DİZGE ile/ve/<> BÜTÜNLÜKLÜ DİZGE
( SYSTEM vs./and/<> SYSTEM IN INTEGRITY )
- DİZGE ile/ve ÇIKARSAMA
( SYSTEM vs./and INFERENCE )
- DİZGE ile DİZİLİM
- DİZGE ile/yerine/değil DÜZEN
( Küçük zihinliler, kişileri; orta zihinliler, olayları; ileri zihinliler; düzenleri/sistemleri konuşurlar/tartışırlar. )
( Olgun kişi, kurulu düzene karşı çıkmaz. )
( Başkalarıyla iyi ilişkileri koruyup, düzensizliğin içinde düzen arayın. )
( [not] SYSTEM vs./but REGULARITY
REGULARITY instead of SYSTEM )
- DİZGE ile KURGU
( SYSTEM vs. FICTION )
- DİZGE ile SIRA
( SYSTEM vs. TURN )
- DİZGE ile/ve SÜREÇ
( SYSTEM vs./and PROCESS )
- DİZGİ ile DİZGE
- DİZGİN ile/ve/||/<>/> DİNGİN
- DİZİ ZAMAN ALGILAMASI ile SÜREKLİ ZAMAN ALGILAMASI
( PERCEPTION OF SERIAL TIME vs. PERCEPTION OF CONTINUAL TIME )
- DİZİ ZAMAN ile/ve NOKTASAL ZAMAN
( SERIAL TIME vs./and POINTAL TIME )
- DİZİ ile/ve DİZGE
( STRING vs./and SYSTEM )
- DİZİ ile/ve/||/<>/> DİZİN ile/ve/||/<>/> DİZGE ile/ve/||/<>/> TİN
( Dışındalık. İLE/VE/||/<>/> Betimlemeli. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. İLE/VE/||/<>/> (Ancak) Kişide. )
( SERIAL vs./and/||/<>/> INDEX/LIST vs./and/||/<>/> SYSTEM vs./and/||/<>/> SPIRIT )
- DİZMEK ile KURGULAMAK
- ...dır ile ...dır
( Tahmin "dır"ı. İLE Bilimsel "dır". )
( "is" as Guess. vs. "is" as Scientific.
"is" as Scientific. vs. "is" as To prove the self. )
( Bilimsel "dır". İLE Kendini ispat "dır"ı. )
( ...is VS. ...is )
- DOÇENT değil/yerine/= BİLGEN
- DOĞA ARAŞTIRMALARI ile/ve DOĞA FELSEFESİ ile/ve DOĞA BİLİMİ ile/ve DOĞAL TÜZE(HUKUK)
( Doğadaki olguları toplama. İLE/VE Bu olguların nedensel bağlarını tespit etme. İLE/VE Bu olguların "nasıl"lıklarını tespit etme. )
( Tekilleri araştırmak. İLE/VE/||/<> Hareket ve sükûn nedenlerini araştırmak. İLE/VE/||/<> Deneysel verileri, matematikselleştirerek araştırma. )
- DOĞA (DÜZENİ) ile/ve TOPLUM (DÜZENİ)
( Madenler, bitkiler ve hayvanlar.[MEVÂLİD-İ SELÂSE] İLE/VE İnsan. )
( Olan. İLE/VE Oldurulan/olmayan. )
- DOĞA:
"MİRAS" (ATALARDAN) değil ÖDÜNÇ (ÇOCUKLARIMIZDAN)
- DOĞA TARİHİ MÜZESİ
( www.mta.gov.tr sitesini ve müzesini özellikle görmenizi ve incelemenizi öneririz. )
- DOĞA VAROLANI ile/ve/değil/yerine EYLEM VAROLANI (OLMAK)
- DOĞA ile/ve/<> DOĞALLIK
( Aşılamaz! İLE/VE/<> Aşılabilir [ve fakat aşılmadığı oranda da isabet kaydedilir.] )
- DOĞA ile/ve/||/<>/> EYLEM
( Koşullu. İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )
( NATURE vs./and/||/<>/> ACTION )
- DOĞA ve/=/<> HAREKET VE SÜKÛNUN İLKESİ
(
HAREKET ve İLKESİ | TEK YÖNLÜ | ÇOK YÖNLÜ
İrâdesiz | Unsur(Doğa) | Bitki(Bitkisel Nefs)
İrâdeli | Felek[Felekî Nefs] | Canlı[Hayvanî Nefs] )
- DOĞA ve/>/ve/<> İMGE ve/>/ve/<> SİMGE
( NATURE and/> IMAGE and/<> SYMBOL )
- DOĞA ve/<> KÜLTÜR
( Birincil düzen/doğa. VE/<> İkincil düzen/doğa. )
( Işığı, gölgeyle terbiye eden. VE/<> Noktayı, virgülle devam ettiren. )
- DOĞA ile/>< TARİH
( NATURE vs./>< HISTORY )
- DOĞA ile/ve/||/<> YAŞAM
( Aynı. İLE/VE/||/<> Ayrı. )
( Doğru. İLE/VE/||/<> Yanlış. )
( NATURE vs./and/||/<> LIFE )
- DOĞACILIK/"DOĞASEVERLİK":
[ne yazık ki]
BAHÇE/DE İSE ile/ve/değil/yerine/||/>< ORMAN/DA İSE
( Çoğunlukta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Azınlıkta. )
( Bilgisizlik ve bilinçsizlikte. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Bilgi ve bilinçlilikte. )
- OLASILIK:
DOĞADA/DEVİMDE/NESNELERDE ile/ve/||/<>/> DAVRANIŞTA/EYLEMDE(KİŞİDE) ile/ve/||/<>/> ZİHİNDE/DÜŞÜNCEDE/SÖZDE
- DOĞAL AHLÂK ile/ve AKLÎ AHLÂK ile/ve ŞER'Î AHLÂK
( NATURAL MORALS vs./and MENTAL MORALS vs./and MORALS OF LAW )
- DOĞAL BİLİNÇ ile/ve/<> EYTİŞİMSEL BİLİNÇ
- DOĞAL BİLİNÇ ve/||/<> ÖZ BİLİNÇ
- DOĞAL DEĞİŞİM ile YAPAY/SUNİ DEĞİŞİM
( NATURAL ALTERATION vs. ARTIFICIAL ALTERATION )
- DOĞAL DURUM:
"DURMAK" değil HAREKET
- DOĞAL KORUNMA YÖNTEMLERİ ile/ve/||/<>/> BILLINGS YÖNTEMİ
(
Billings Yöntemi Servikal Mukus Değişiklikleri
Dönem/Faz | Servikal Mukus Özellikleri | Duyu ile Algılanışı / Gözlemlenen Değişiklikler | Yorum / Anlamı |
---|---|---|---|
Âdet Sonrası / Düşük Doğurganlık Dönemi |
|
|
Doğurganlık düşüktür; yumurtlama uzak, rahim iç ortamı henüz doğurganlığa uygun duruma gelmemiştir. |
Yumurtlamaya Hazırlık Dönemi |
|
|
Doğurganlık artmaktadır; gövde yumurtlamaya hazırlanır ancak henüz en verimli özelliklere ulaşmamıştır. |
Yumurtlama(Fertil) Dönemi |
|
|
Doğurganlık doruktadır. Bu dönem, sperm için en uygun ortamı sunar ve yumurtlamanın gerçekleştiğini, yumurtanın bağımsız bırakıldığını gösterir. |
Yumurtlamadan Sonraki Dönem / Doğurganlık Düşüşü |
|
|
Doğurganlık azalır; bu durum, yumurtlamadan sonra gövdenin doğurganlığı azaltmaya yönelik hazırlık sürecinde olduğunu gösterir. |
- DOĞAL OLANLARIN:
REDDİ, YOK SAYILMASI değil/yerine DENETİM ALTINDA TUTULMASI
- DOĞAL SEMERE ile UYGAR/MEDENÎ SEMERE
( Doğal. İLE Antlaşma ya da yasalar ile belirlenmiş. )
( SEMERE: Meyve. | Yarar, verim. | Sonuç. | Bir şeyden elde edilen gelir. )
- DOĞAL VE ZORUNLU ile DOĞAL AMA ZORUNLU DEĞİL ile NE DOĞAL, NE DE ZORUNLU
( Doğal Hal'de, "Ben şuyum, ben oyum" yoktur. )
( There is no 'I am this', 'I am that', in the natural state. )
( NATURAL AND COMPULSORY vs. NATURAL BUT NOT COMPULSORY vs. NEITHER NATURAL, NOR COMPULSORY )
- DOĞAL ile ALIŞILMIŞ
( Doğanıza yabancı olan her şeyin terk edilmesi ve reddedilmesi yeterlidir. )
( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )
( NATURAL vs. USUAL/ORDINARY )
- DOĞAL ile/ve/değil DOĞADAN
( Doğal olanda, kişinin tedbirinin ve iradesinin etkisi olamaz. )
( [not] NATURAL vs./and/but FROM NATURE )
- DOĞAL ile MEŞRÛ
( NATURAL vs. LEGAL )
- DOĞAL ile/ve/değil OLAĞAN
( [not] NATURAL vs./and/but USUAL )
- DOĞAL ile/ve/<>/değil ZORUNLU
( [not] NATURAL vs./and/<>/but COMPULSIVE )
- DOĞALLIK ile/ve/||/<> İÇTENLİK
( ... İLE/VE/||/<> Kanıta gereksinimi olmayan doğallık. )
- DOĞALLIK ile/ve/<> KENDİLİK
( NATURALNESS vs./and/<> SELF-NESS )
( ZIRAN ile/ve/<> ... )
- DOĞAMIZA UYGUN OLAN/OLMAYAN ile/ve/<> "YARAYAN"/"YARAMAYAN"
- DOĞANIN AŞILMASI ve/<> BEŞERİLİĞİN AŞILMASI
( Tarih ile. VE/<> İnsan olmakla. )
- DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil/||/<>/> YAŞAMA DOĞAN
( Behaim["hayvan"]. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Beşer/İnsan. )
( Yaşam, yaşamla beslenir. [Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır.] )
( Yaşamın tamir edemediğine ölüm son verir. )
( [not] TO BORN IN NATURE vs./and/but TO BORN IN LIFE
What life cannot mend, death will end. )
- DOĞAYI BİLMEK ile/ve DOĞA AYNASINDA, KENDİNİ BİLMEK
- İNAK/DOGMA ile/ve BELİRLENİM
( DOGMA vs./and DETERMINATION )
- DOĞRU DÜŞÜNME ile/ve/<> DOĞRU İSTEME
( Kazandığın zaman pişman olacağın, kaybettiğin zaman üzüleceğin şeyleri isterken dikkatli olmak gerek. )
( Bir şey iyi olduğu için istenmez, istendiği için iyidir. )
( RIGHT THINKING vs./and/<> RIGHT REQUESTING )
- DOĞRU DUYU/HİS ile/ve NASIL ÖĞRENİLECEĞİNİ BİLMEK
( Doğru hisse sahip olan, nasıl öğreneceğini bilir. )
( RIGHT SENSE vs./and TO KNOW HOW TO LEARN )
- DOĞRU İŞİN YAPILMASI ile/ve/<> İŞİN, DOĞRU YAPILMASI
( Etkililik. İLE/VE/<> Etkinlik. )
- DOĞRU OLAN ile/ve OLMASI GEREKEN
( WHICH IS RIGHT vs./and HAS TO BE )
- DOĞRU SORULARIN YANITLARI ile/ve/||/<> DOĞRU YANITLARIN SORULARI
- DOĞRU SÖYLÜYORSUN yerine SÖYLEDİĞİN SÖZ DOĞRU
- DOĞRU SÖZ ile/ve YEMİN
( Doğru söz, yeminden ileri! )
( RIGHT WORD vs./and OATH )
- DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR! ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR
( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )
- DOĞRU-YANLIŞ ile DOĞRU-YALAN
( RIGHT-WRONG vs. TRUE-FALSE )
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil GEÇERLİ/GEÇERSİZ
( [not] TRUE/FALSE vs./and/but VALID/INVALID )
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil İDEOLOJİK TUTUM
( [not] TRUE/FALSE vs./and/but IDEOLOGICAL ATTITUDE )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
( Genelde kötü ve iyi, bir âdet ve gelenek meselesidir ve sözcüklerin nasıl kullanıldığına göre, ya sakınılır ya da hoş karşılanır. )
( Mükemmel olmayanı, mükemmel olan uğruna seve seve fedâ edersek, iyi ve kötü "tartışmaları" artık olmayacaktır. )
( Kötülük, hiçbir zaman hem iyiliği, hem de kendini tanıyamaz; iyilikse eğitildikçe zamanla hem kendine, hem de kötülüğe ilişkin bilgilerle donanır. )
( YÜCE: Fizik ya da metafizik güçlerden koruyan. )
( Usually the bad and the good are a matter of convention and custom and are shunned or welcomed, according to how the words are used. )
( RIGHT/WORNG vs. GOOD/BAD vs. NICE[/BEAUTIFUL]/UGLY )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
- DOĞRU YOL ile/ve/= KOLAY YOL
( RIGHT WAY vs./and/= EASY WAY )
- DOĞRU ile/ve GELECEK
( Doğru, gelecekte yerini alır. )
( RIGHT vs./and FUTURE
The right takes it's own place in future. )
- DOĞRU ile GERÇEK
( TRUE vs. REALITY )
- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ
( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )
( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )
( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED
It cannot be otherwise, if it is right.
Truth does not assert itself, it is in the seeing of the false as false and rejecting it. It is useless to search for truth, when the mind is blind to the false. It must be purged of the false completely before truth can dawn on it. )
- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ
( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )
( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )
( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED )
- DOĞRU ile HAYIRLI
- DOĞRU ile/ve/<> İSPATLANAMAYAN
- DOĞRU ile/ve ÖZGÜN
( Her zaman geçerli. İLE/VE Modern çağda geçerli. )
( RIGHT vs./and ORIGINAL/AUTHENTIC )
- DOĞRU ile/değil SABİT(E)
( [not] RIGHT vs./but CONSTANT )
- DOĞRU ile/ve/<> TÜMEL
- DOĞRU ile UYGUN
( [Ar..] SÂDIK ile MÜNÂSİB[< NİSBET] )
( ... ile ŞÂYESTE, ÇESPÂN )
( RIGHT vs. APPROPRIATE )
- DOĞRU ile/ve YANLIŞ
( Amacına yakınlaş(tır)mak. İLE/VE Amacından uzaklaş(tır)mak. )
( RIGHT/TRUE vs./and WRONG/FALSE )
- DOĞRU ile YANLIŞ
( Doğru/nun kullanım/ı ile. İLE Yanlış/ın kullanım/ı ile. )
( Ne doğrular var, adamı, yoldan eder;
Ne yanlışlar var, insanı, adam eder. )
- DOĞRU ile/ve/değil YAYGIN
( [not] RIGHT vs./and/but COMMON )
- DOĞRU yerine YERİNDE/ZAMANINDA
- DOĞRUCA (ÜZERİNE) BAKIŞ ile/yerine SÜREGİDEN BAKIŞ
( DIRECT LOOKING vs. LOOKING PERIODICAL
LOOKING PERIODICAL instead of DIRECT LOOKING )
- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM
( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )
- DOĞRULAMAK ile/değil DESTEKLEMEK
( [not] TO VERIFY vs./but TO SUPPORT )
- DOĞRULAMAK ile/ve/değil KANITLAMAK
( [not] TO VERIFY vs./and/but TO PROVE )
- DOĞRU-LAMAK ile YANLIŞ-LAMAK
( TO VERIFY vs. ... )
- DOĞRULUK:
TUTARLILIK ile/ve/değil/||/<>/< UYGUNLUK
- DOĞRU/LUK ile/ve BAĞLI/LIK
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil GEÇERLİ/LİK
( [not] RIGHT/RIGHTEOUSNESS vs./and/but VALID/VALIDITY )
- DOĞRU/LUK ile/ve GEÇİCİ/LİK
- DOĞRU/LUK ve/> GÜVENİLİR/LİK
- DOĞRULUK ve/||/<> İYİLİK ve/||/<> YÖN(ELİM)/İSTİKÂMET
( Hak ve hakikatte. VE/||/<> Eylemde. VE/||/<> Davranışta. )
( el-SIDK fi'l-HAKK ve/||/<> el-HAYR fi'l-AMEL ve/||/<> el-İSTİKAMET fi'l-AHVAL )
- DOĞRU/LUK ile/ve KESİN/LİK
( STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS )
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine OLANAKLI/LIK
- DOĞRU/LUK ile/ve TATMİN EDİCİ/LİK
- DOĞRU/LUK ile/ve/> UYGULANABİLİR/LİK
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine UYGUN/LUK
- DOĞRU/LUK ile/ve UYGUN/LUK
( (UP)RIGHT/NESS, RIGHT/TRUE(HONESTY) vs./and APPROPRIATE/NESS )
- DOĞRU/LUK ile YANLIŞ/LIK
( Yanlış, "gücünün artmasıyla" hiçbir zaman doğru duruma geçmez/geçir(t)ilemez. )
( RIGHT/TRUE (HONESTY) vs. WRONG/FALSE )
- DOĞRU/SÂDIK ile/ve/değil/yerine OLDUĞU GİBİ
( Doğru, gün gibi âşikârdır. )
( RIGHT vs./and AS WHAT IT IS )
- DOĞRUSAL HAREKET ile/ve DAİRESEL/DÖNGÜSEL HAREKET
( HAREKET-İ MÜSTAKİME ile/ve HAREKET-İ MÜSTEDİRE )
- DOĞRUSAL ZAMAN ANLAYIŞI ile/ve/<> DÖNGÜSEL ZAMAN ANLAYIŞI
( LINEAR TIME PARADIGM vs./and/<> VICIOUS CIRCLE TIME PARADIGM )
- DOĞRUYA EN YAKIN ile/ve YANLIŞTAN EN UZAK
( THE CLOSEST TO THE STRAIGHT vs./and THE FAREST FROM THE FALSE )
- DOĞRUYU SÖYLEME ZORUNLULUĞU ile/ve/değil/||/<> GÜVENİLİRLİK
( Hukukçular, güvenilir kişilerdir; ancak, doğruyu söylemek zorunda değillerdir. )
- DOĞU FELSEFESİ ile/ve/değil DOĞU BİLGELİĞİ/İRFÂNI
- DOĞUM VE ÖLÜM:
1'ER KERE ile/ve/değil/<>/> 2'ŞER KERE
( [doğum] Anadan. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Babadan. )
( [ölüm] Ölünce. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Ölmeden önce. )
( Beşer. İLE/VE/DEĞİL/<>/> İnsan. )
- DOĞUŞ ile/ve/<> BİÇİMLENİŞ
( BIRTH vs./and/<> TO SHAPE UP )
- DOĞUŞTAN HUYLAR ile YAPAY/SUNÎ HUYLAR ile ALACA
( HULKUN MATBU'UN ile TAHALLUKUN MASNU'UN ile Kötü huy. )
( VİLÂDÎ[Ar.]/CONGÉNITAL[Fr.]: Doğuştan. )
( ŞÎME[Ar.]: Huy, tabiat. )
- DOKTRİN değil KADİM BİLGELİK
- DOKUMA ve/||/<>/>/< OKUMA
- DOKUNAKLI ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ/DUYGUSAL
- DOKUNULAMAZLIK ile ELE GEÇİRİLEMEZLİK
- DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA
- DOLAŞIM(SİRKÜLÂSYON) ile DEVİNİM
( Hiçbir şey kendi başına devinmez ve durmaz. )
( By itself nothing moves, nothing rests. )
( CIRCULATION vs. MOVEMENT )
- DOLAYIMLI BİLGİ ile/ve/<> DOĞRUDAN BİLGİ
- DÜŞÜNMEK:
DOLAYLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN
- DOLGUNLUK ile/yerine OLGUNLUK
( STUFFED vs. RIPENESS
RIPENESS instead of STUFFED )
- DONANIM ile/ve/<> DENEYİM
( RIGGING vs./and/<> EXPERIENCE )
- DONANIMLI OLMAK ile/ve HAZIRLIKLI OLMAK
( İlerleme, ancak hazırlık [sadhana] aşamasında olur. )
( MÜCEHHEZ[< CİHAZ] ile/ve ... )
( TO BE RIGGED vs./and TO BE READY
There can be progress only in the preparation [sadhana]. )
- DONATMAK ile/ve BEZEMEK
( TO RIG vs./and TO EMBELLISH )
- DONDURMAK ile SABİTLEMEK
( "TO SET" vs. TO FIX )
- DÖNDÜRMEK ile/değil DÖNÜŞTÜRMEK
- DÖNEM ile/ve SÜREÇ
( PERIOD vs./and PROCESS )
- DÖNEN ile/ve/değil DAİRESEL
( ... İLE/VE/DEĞİL Konumsal/vaz'î. )
- DÖNGÜ ile ALIŞKANLIK
( CYCLE/CYCLONE vs./< HABIT )
- DÖNGÜ ile/ve ANKH
( CYCLE/CYCLONE vs./and ANKH )
- DÖNGÜ ile/ve BOKBÖCEĞİ/KHEBER[Mısır'da]
( )
( CYCLE/CYCLONE vs./and SCARAB )
( ... cum GEOTRUPES STERCORARIUS )
- DÖNGÜ ile DÜZEN/DİZGE
( CYCLE/CYCLONE vs. SYSTEM )
- DÖNGÜ ile/ve/<> OLUŞUM
- DÖNGÜ ile/ve/değil SÜREKLİLİK
( [not] CYCLE/CYCLONE vs./and/but CONTINUITY )
- DÖNÜŞ ile/değil DÖNÜŞTÜRME
- DÖNÜŞLERDE:
WILLIAMSON ile/ve/<> ANDERSEN ile/ve/<> SCHARNOV
( Denize düşen kişiyi kurtarmak için yapılan dönüş. İLE/VE/<> Dümen, kişinin düştüğü tarafa doğru alabanda basılır. İlk rotadan 240 derece sapınca, dümen ortalanır ve durma dönüşüne başlanır. İLE/VE/<> Dümen, alabanda basılır. İlk rotadan 240 derece sapınca, dümen öteki tarafa alabanda basılır. Rotanın 180 derece tersine gelmesine 20 derece kala, dümen ortalanır ve kişiyi kurtarmak için geminin geri dönmesi sağlanır. [Denize düşen kişinin, köprü üstünden fark edilmesi durumunda kullanılmaz.] )
- DÖNÜŞTÜRME ile DEVŞİRME
- DÖNÜŞTÜRME ve/||/<>/< DÜŞÜNME
- DÖNÜŞTÜRMEK ile İÇSELLEŞTİRMEK
( Dıştakileri. İLE/VE Kavramları. )
- DÖNÜŞTÜRÜCÜ ile/ve/değil/yerine UZLAŞTIRICI
- DÖNÜŞÜM ile/ve/<> DEĞİŞİM
( Değişimi kavrayan kişi, işaretleri farkeder ve bu belirtilerin ardındaki zamansal beklentileri karşılar. )
( Değişim, ancak şimdi olabilir. Gelecekte değil! )
( Bilinç, tümüyle değişimin bilincidir. )
( Emek ve çaba harcayarak değişebileceğimizi düşlemeyelim! )
( Olgun kişi, bir panter gibi farkettirmeden değişir. )
( Kişisel arzularınızı terk edin ve böylece tasarruf edilen gücü dünyanın değişmesi yolunda kullanın! )
( Sessizlik bir kez idrak edildiğinde, o, değişebilir olanı derin biçimde etkiler, kendi etkilenmeden kalarak. )
( Değişmez olan, işimize yaramaz. )
( Ancak değiştirebileceklerinizden sorumlusunuz. Tüm değiştirebileceğiniz ise kendi tavrınızdır. Sorumluluğunuz oradadır. )
( Sadece değişebilir olan üzerine düşünülüp konuşulabilir. )
( Çevremizi o kadar değiştirdik ki, şimdi bu yeni çevreye uyabilmek için kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. )
( İSTİDÂRE[Ar. < DEVR]: Daire biçimine girme, değirmi olma, değirmilenme. )
( All consciousness is consciousness of change.
Do not imagine that you can change through effort.
Abandon every personal desire and use the power thus saved for changing the world!
Once realised of silence, it will deeply affect the changeable, itself remaining unaffected.
The unchangeable is of no use to you.
You are responsible only for what you can change. All you can change is only your attitude. There lies your responsibility.
Only the changeable can be thought of and talked about. )
( TRANSFORMATION vs./and/<> ALTERATION )
- DÖNÜŞÜM ve/||/<>/> DOĞUM
- DÖNÜŞÜM ile/ve/<> ETKİNLİK
( TRANSFORMATION vs./and/<> ACTIVITY )
- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/yerine YERİNİ BULMA
- 4 YIL, 4 AY, 4 GÜN:
Çocukların, eğitime (ilk öğrenim ve eğitime) başlatılma eşiği. -ve
- DORUK ile UC
( SUMMIT vs. TIP )
- DOSTLUK ve/||/<> YARDIM
( Eli. VE/||/<> Seli. )
- DOSTLUK/TA:
ÜST/AŞAĞI değil/yok DENKLİK
- DOSTUNA, HERŞEYİ/Nİ ANLATMA! ve DÜŞMANINA, BÜYÜK/FAZLA HAKARET ETME!
( [ileride] Düşmanın olabilir. VE Dostun olabilir. )
( ...nın, yarısını göster, yarısını gösterme! )
- DOYUM:
"İNANARAK" ile/değil ANLAYARAK
- DOYUM ile/ve/> TEKRAR
( SATISFACTION vs./and/> REPETITION )
- DOYUMLULUK ve/||/<> GÜVEN
( En büyük zenginlik. VE/||/<> En iyi yakınlık/akrabalık. )
- DOYURMAK ÜZERE ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇİRMEK
- DUA ile/ve/||/<> MAHATMA GANDHI'NİN DUASI
( )
- DUDAKTAN/AĞIZA GİREN ile/ve/<> DUDAKTAN/AĞIZDAN ÇIKAN
( İnsan/kişi, iki dudağı arasındadır.
1. İçeri ne gireceğini [yiyeceğini/içeceğini] bilen.
2. Dışarı ne [söz] çıka(ra)cağını bilen. )
( Dudak ise beşer'i, İnsan yapan/yapabilendir! [Dudağın altı doğadır.[doğanın/düzenin parçasıdır, doğayla ve doğada varolanlarla ortaktır.] )
( İnsan/kişi, yediğini bilen/tanıyan, doğasına uygun olanları dudağından geçirendir/geçirebilendir. )
( BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAN DA OLUR! YAPMA!!!
BİR ŞEY Kİ...
SÖYLEMESEN DE OLUR! SÖYLEME!!!
BİR ŞEY Kİ...
YEMESEN DE OLUR! YEME!!!
BİR ŞEY Kİ...
İÇMESEN DE OLUR! İÇME!!!
[Özellikle abur-cuburlar, et ve tüm hayvansal ürünler,
kahve ve de özellikle sigara gibi...] )
- DÜĞÜM değil/yerine/>< ÇÖZÜM
- DÜN ile YARIN ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< BUGÜN
( Gitti mi gelmez. İLE Gelir mi bilinmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<>/< [ne yazık ki] Değeri bilinmez. )
( Yarın, bugünün öğrencisidir.
[Lat.] Discipulus est prioris posterior dies. )
( ... ile FERDA ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< ... )
- DÜN/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GÜN/LER
( Unutulabilirler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yaşanılması gerekenler, yaşanılacaklar. )
( Unutulabilecek ve bağlamında unutulabilmesi gereken. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yaşanılabilecek ve yaşanılması gereken. )
- DÜNYA GÖRÜŞÜ ile PARADİGMA
- DÜNYA:
NESNELER değil OLGULAR
( Dünya, nesnelerin değil olguların toplamıdır. )
- DÜNYA NÜFUSU(-1) ile/ve/||/<>/ya da 1 KİŞİ
( "Pamuk". İLE/VE/||/<>/YA DA "Demir". )
- DÜNYA:
ŞEYLERİN TOPLAMI ile/ve/değil/||/<>/>/< OLGULARIN TOPLAMI
- DÜNYA TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< DÜŞÜNCE TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< FELSEFE-BİLİM TARİHİ
(
Felsefe - Bilim Tarihi Zihin Haritası
---
BİLİM/BİLİMDE/BİLİMSELLİKTE:
(ÖNCELİKLE) VAR OLANIN[MEVCUD/ONTOS] ve/||/<>/> DOĞANIN ve/||/<>/> DOĞAL)
NESNE ve/||/<>/> OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(VE ANCAK DAHA SONRA) ÜRETİLMİŞ NESNELERİN
(VE EN SON OLARAK) KİŞİLERİN ve/||/<>/> TOPLULUKLARIN ve/||/<>/> TOPLUMUN/TOPLUMLARDA YAŞANMIŞ/YAŞANAN/YAŞANABİLEN
OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(ÖNCEDEN TANIMLANMIŞ ve/||/<>/> BELİRLENMİŞ BİR YÖNTEM ve/||/<>/> ARACA BAĞLI OLARAK)
(İSTİDLÂLÎ/RASYONEL [AKIL İLE])
ÖLÇÜLÜ ve/||/<>/> ÖLÇÜLEBİLİR/ÖLÇÜMLENEBİLİR
NEDENSEL ve/||/<>/> KAVRAMSAL ve/||/<>/> ELEŞTİREL (OLANAK ve/||/<>/> SINIRLARI İÇİNDE)
KANITLI ve/||/<>/> DÜZENLİ ve/||/<>/> TUTARLI (BİR BİÇİMDE)
KAMUSAL/LIK ve/||/<>/> TEKRARLANABİLİR/LİK ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK ve/||/<>/> PAYLAŞILABİLİR/LİK (KOŞULLARINDA)
TANIM ve/||/<>/> İŞLEV ve/||/<>/> YARARA (KONU OLABİLEN/OLABİLECEK)
VERİ ve/||/<>/> BİLİ ve/||/<>/> BİLGİ/Sİ
---
[2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. | 8. dersler...]
---
)
( [2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. | 8. dersler...] )
( )
( )
(
[2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. | 8. dersler...]
1. ders [Klasik Mekanik] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [10 Ekim 2019]
2. ders [Uzay-Zaman] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [24 Ekim 2019]
3. ders [Dik Yamaçlar - Dünü Olmayan Gün"] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [07 Kasım 2019]
4. ders [Yeni Mekaniğe Giden Yollar] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [14 Kasım 2019]
5. ders [Belirsiz Sular] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [21 Kasım 2019]
6. ders [Dalganın Sırtında] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [05 Aralık 2019]
7. ders [Kuark Denizi] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [19 Aralık 2019]
8. ders [EPR ve Zaman] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [26 Aralık 2019]
-------------
II. Dönem - Ayhan Çitil
1. ders [XIX. ve XX. yy.'da Felsefenin Gözünden, Fizikte Neler Oldu?] - Ayhan Çitil - İst. Medeniyet Üniversitesi [27 Şubat 2020]
2. ders [Geometrilerin Çokluğundan Yeni Dil ve Mantık Anlayışına] - Ayhan Çitil - İst. Medeniyet Üniversitesi [12 Mart 2020] )
( Bilim Tarihi Ders Notları ve Kavramları... )
( )
( )
( )
( )
( "Bilim Tarihi Durakları"[Şeniz Yıldırımer - İlke Yay.] kitabını da okumanızı salık veririz. )
( )
( )
( )
(
"3 Blue 1 Brown" Youtube hesabındaki videoları da izlemenizi salık veririz... )
( )
( Nesin Matematik Köyü Youtube Kanalı )
( )
( )
( | 2. | 3. | 4. | 5. dersler...] )
( )
(
https://twitter.com/floodmania/status/1294365941791424513 )
( )
( )
( [Bilim Tarihi Sohbetleri 2/3/4/5/6/7/8/9/10. dersler...] )
( Bilim Tarihi Buluşmaları - Dr. Derya Gürses Tarbuck )
( )
( )
( Dünyadaki Bilimsel Eğitimler - researchseminars.org )
( Tarihteki En Etkili 10 Matematikçi )
(
Felsefe - Bilim Tarihi Zihin Haritası )
( Türk Tarih Kurumu
Felsefe ve Bilim Tarihi Söyleşileri - 1
)
( "Bilim Tarihinin Tarihi - İhsan Fazlıoğlu" yazısını okumak için burayı tıklayınız...
ya da
"Bilim Tarihinin Tarihi - İhsan Fazlıoğlu" söyleşisini dinlemek için burayı tıklayınız... )
( )
( )
(
)
( )
- DÜNYA(") ile/ve/=/||/<>/> ÇEVRE
- DÜNYA ...:
"DÜZDÜR" değil DÜZ DUR
( Ya da değildir. DEĞİL Önce sen, düz dur! )
- DÜNYA ile/ve/||/<> NESNELERİN ÖYKÜSÜ
( )
- AKADEMİK YIL:
DÜNYADA ile JAPONYA'DA
( Eylül-Ekim aylarında başlar. İLE 01 Nisan'da başlar. )
- DÜNYAYI YERİNDEN OYNATMAK ile/ve/||/<>/< OTURDUĞUMUZ YERDEN KALKMAK
- DURAĞAN TOPLUM ile/değil/yerine/>< DEVİNGEN TOPLUM
- DURAĞAN ile/ve/değil/yerine/||/>< DEVİNGEN
- DURAĞAN ile SABİT
- DURAĞANLIK/ATÂLET(OTURMA/YATMA) ile/değil/yerine/>< HAREKET
( Üşütür ve giydirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Isıtır ve soyundurur. )
- DURAĞANLIK ile/ve/değil/yerine/||/>< DEVİNİMSEL/LİK
- DURAĞAN/LIK ve YOK/LUK
( STABLE/STABILITY and NONEXISTENT/NONEXISTENCE )
- DURAN ADAM ve/||/<> OTURAN TOPLUM
- DURANDA, DÖNEN ile/ve/<> DÖNENDE, DURAN
( Doğa. İLE/VE/<> İnsan/kendi. )
- DURDURMAK ve/||/<>/< DURMAK
( Yaşamımızdaki ve çevremizdeki tüm yakın ya da uzak sorunları, öncelikle sorunların ve sorunları yaratanların karşılarında durarak, yapmayarak, yaptırmayarak, "Hayır!" deme olanağımızla[ihtiyârımızla/muhtariyetimizle] durdurabiliriz. )
- DURDURMAK ile/ve YAVAŞLATMAK
( TO CEASE/STOP vs./and TO SLOW DOWN )
- DURDURUCU ile/ve YAPTIRICI
( STOPPER vs./and SANCTER )
- DURMA = DÜZGÜN DOĞRUSAL DEVİM/HAREKET
( Aralarında fark yoktur. )
- DURMAK ve/<> DURU BAKMAK
- DÜRTEN ile/ve/||/<>/> DÜŞÜNDÜRTEN
- DÜRTMEK ile/değil/yerine UYARMAK
- DÜRTÜ ile/ve/||/<>/> GÜDÜ(MOTİVASYON)
( Fiziksel kaynaklı gereksinim. İLE/VE/<> Zihinsel/düşünsel kaynaklı gereksinim. [ve bunların harekete geçmesi/geçirilmesi] )
( DRIVE vs./and/||/<>/> MOTIVATION )
- DÜRTÜ ve/||/<> ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ
- [DURUM > DUYGU > DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ >= ... ]
ile
[DURUM > DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ > DUYGU >= ... ]
ile
[DUYGU > DURUM > DAVRANIŞ >= ... ]
ile
[DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ > DURUM > DUYGU >= ... ]
( Sorun. İLE Çözüm. İLE Âşık. Düşünme[sonradan]. İLE Biliminsanı. )
- DURUM - KARŞILAŞMA ile/ve/||/<>/> DURUŞ - KARŞILAMA
- DURUM ile/ve/<> ARADURUM
- DURUM ile/ve/değil GEREKSİNİM
( [not] STATE/SITUATION vs./and/but NEED )
- DURUM ile/ve GÖRÜNTÜ
( STATE/SITUATION vs./and SPECTRE/PHANTOM/PHENOMENON )
- DURUM ile/ve/<> KONUM
( STATE/SITUATION vs./and/<> POSITION )
- DURUM ile/ve/<> OLGU
( STATE/SITUATION vs./and/<> FACT )
itibarı ile 9.270 başlık/FaRk ile birlikte,
9.270 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(11/38)