Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

DAVRANIŞ ve TUTUMLAR'da

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 March - 01 May 2025 arasında... ]

[01 May 2025]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 March - 01 May 2025 arasında... ]
( 110 yeni ekleme, 36 katkı(bilgi/açıklama) )

- SİLMEK ile/değil/yerine/>< SEVMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 03:13 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71657(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- MIZMIZ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BASKIN/LIK / BASKICI/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 02:48 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71656(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- CIVIK ile/= MIÇÇIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 01:53 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71655(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOLAY OLDUĞUNDAN YAPMAMAK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
(YETERİNCE)
(B)İLGİLENMEDİĞİNDEN/ANLAMADIĞINDAN YAPMAMAK/ERTELEMEK

[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 01:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71654(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> SAÇMA
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 23:39 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71651(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> YAZIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 23:38 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71650(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İLERİDE OLUR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİMDİ YAPARSA/M OLUR
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 13:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71641(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KADIN ile/ve/||/<>/> MÜCEVHER ile/ve/||/<>/> ERKEK ile/ve/||/<>/> KADIN
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 21:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71635(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Birbirini tüketen döngü. )

- KENDİNİ AŞ!(MAK) ile/ve/değil/fakat/||/<>/< HADDİNİ AŞMA!(MAK)
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 21:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71633(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KENDİ/M ile/ve/değil/||/<>/< YAPMAYABİLME OLANAĞI/BİLGİSİ/BİLİNCİ / İHTİYÂR/IM
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 02:03 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71623(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DOSTLARINLA DÜŞMAN OL(MA)MAK/OLABİLMEK ile/||/<> DÜŞMANLARINLA DOST OL(MA)MAK/OLABİLMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 01:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71622(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İTAAT" ile/ve/||/<>/> "RAHAT"
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 01:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71621(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SERSERİ[Fars.] ile/ve/||/<> HERCÂÎ[Fars.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 21:39 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71618(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Başı boş.[baş başa][kendi kendine] İLE/VE/||/<> İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )

- SEN BİLİRSİN ile SEN, BİLİRSİN
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 21:27 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71615(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Kişide ya da kişiye yönelik. [Bilinenin ya da verilecek kararın, öteki tekil kişi("senin") tarafından sağlanabileceğini belirtmek üzere.] İLE Bilgi ve bilinen üzerine. [Kendimizin ve başkalarının bildiği/bilmediği bir durum ya da ayrıntının (tekil kişi["senin"]) tarafından bilindiği (bilgi/haber/ayrıntı) üzerine.] )

- YAŞINDAN-BAŞINDAN (UTAN[MA]MAK)
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 21:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71613(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- NE DEMEYE ...? ile/değil/yerine/||/<>/< NEDEN ...?
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 21:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71612(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 23:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71608(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- [ne yazık ki]
BASKICI/LIK
ile/ve/||/<> DAYATMACI/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 23:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71606(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İSRAF ile/ve/||/<> ABARTI
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 17:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71600(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- CANINI ÇIKARMAK ile/değil/yerine/>< TADINI ÇIKARMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 17:30 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71599(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SÖZ DİNLEMEK ile SÖZ DİNLEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 16:25 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71598(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( "Yapma ve yap" denileni yerine getirmek, uygulamak. İLE Konuşulanları dinlemek/dinlemeye çalışmak, konuşulanlara dikkatini yöneltmek/kulak kabartmak. )

- YOZLAŞMA ile/ve/||/<> KANIKSAMA
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 20:21 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71590(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YOZLAŞMA ile/ve/||/<> KURUMLAŞMA
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 20:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71589(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 02:32 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71587(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YARGILAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ZORLAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 02:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71585(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KIYIYOR/UM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KINIYOR/UM
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 15:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71571(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İT ve/||/<>/> BİT
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 13:44 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71570(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( ile yatan. VE/||/<>/> ile kalkar. )

- HAYYİZ[Ar.] ile/ve/||/<>/> TAHAYYÜZ[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 13:38 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71569(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Mekân, mevki, sâha. İLE/VE/||/<>/> Yer tutma, önemli bir yeri olma, saygıya/hürmete, îtibâra nâil olma. | [nesneler için] Boşlukta bir yer tutma, yer işgal etme. )

- ESKİCİ ile/değil/yerine/>< KUYUMCU
[Eklenme Tarih ve Saati: 21 April | 19:47 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71559(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( [İş/alıcı/satıcı (bulmak) için...] Bağırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bağırmaz. )

- OLDUĞUN GİBİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< YALINLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 23:29 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71556(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BAZI "DAVRANIŞLAR/TUTUMLAR":
APTALLIK/TAN / BİLGİSİZLİK/TEN
ile/ve/değil/||/<>/< "DURUŞUNU/ÇİZGİNİ" BOZMAMAK/TAN/EŞİĞİ GEÇMEMEK/TEN
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 23:25 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71555(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- GİDECEKSEN KALMA! ve/||/<> KALACAKSAN GİTME!
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 18:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71553(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AYRILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYILMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 17:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71551(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- [ne yazık ki]
KAYDIR
ile/ve/||/<>/> KAKTIR
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 April | 16:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71545(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BAKMAK ile/ve/değil/||/<>/< DALMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 April | 13:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71543(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YAPARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAPAYIM
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 April | 02:57 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71539(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 April | 16:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71531(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KÂMİL ile/ve/||/<> KÂZIM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 April | 14:37 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71523(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Olgun. İLE/VE/||/<> Öfkesini tutan/yutan. )

- DENGE ile/ve/||/<> JİROSKOP/GYROSCOPE[İng.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 April | 14:40 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71522(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SİKE SİKE ile/ve/değil/||/<> SİKKE SİKKE (ÖDEMEK)
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 April | 15:07 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71514(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SEÇME ... ile/değil SEÇMELİ ...
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 April | 15:06 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71513(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AYAKKABI ile KASKAL(/LAMAK)
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 April | 23:10 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71511(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( ... İLE Eski ayakkabı. )

- UZLAŞIM ile/ve/||/<> ALT/ASGARİ KOŞUl
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 April | 14:56 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71506(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SAÇILIM ile/değil/yerine/>< AÇILIM
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 April | 23:13 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71505(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UNUTMAK ile/ve/değil/||/<>/< UMURSAMAMAK/ÖZENMEMEK/ÖNEMSEMEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 April | 20:32 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71504(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- GERE GERE ile GEĞİRE GEĞİRE
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 April | 19:27 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71501(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TELÂFİ ile/ve/||/<> PANZEHİR
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 April | 10:14 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71498(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YALAN ile/ve/||/<>/> UTAN(DIR/IL)MAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 April | 10:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71497(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UTANMAK ile/ve/||/<>/> UTANDIRILMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 April | 10:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71494(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Erdem. İLE/VE/||/<>/> Karabasan/kâbus. )

- HAZIR OLMAK/OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP OLMAK/OLAN
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 April | 09:51 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71493(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- NASİHAT ile/ve/değil/||/<>/< NASIL
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 April | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71492(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- NASİHAT ile/ve/||/<> NASİP[Ar. NASİB]
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 April | 17:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71491(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÇIĞLIĞA:
"SAĞIR OLMAK"
ile/değil/yerine/>< ÇIĞLIK OLMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 April | 02:21 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71484(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SAHİPLENME ile/ve/değil/||/<> KIŞKIRTMA/AJİTASYON
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 April | 02:16 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71481(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 23:44 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71477(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TETİKTE" OLMAK/KALMAK ile/ve/||/<> TEYAKKUZ
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 21:48 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71472(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- RÜKÛ[Ar.] ile/ve/||/<>/> RÜCÛ[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 21:39 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71470(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- VERİLENİ/SUNULANI:
"YUT" DİYE
değil TUT DİYE!
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71450(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KISASTA ...:
HAYIR
ile/ve/||/<>/> HAYAT
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:17 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71448(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- MAHCUBİYET ile/ve/değil/||/<> MAHVİYET
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71446(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- NAZ ile NAS
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71445(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KİBİR ile/değil/yerine ÖZDEĞER
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:03 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71443(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÇIKAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FIRSAT
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 21:51 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71439(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( davranis-tutum ypma ypa psikolojip bdvn )

- ÇALMAK ile/ve/||/<>/> ÇAR ÇUR ETMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 13:43 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71434(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ŞECAAT ve/||/<>/> İFFET ve/||/<>/> FELSEFE ve/||/<>/> ADÂLET
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 March | 01:32 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71429(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Öfke yerine. VE/||/<>/> Şehvet yerine. VE/||/<>/> Bilgisizlik/erdemsizlik yerine. VE/||/<>/> Ölçüsüzlük/dayatma yerine. )

- DÖVÜNMEK ile/değil/yerine/>< ÖVÜNMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 March | 23:46 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71424(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KISTIRMAK ile KISTIRMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 26 March | 02:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71420(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Kaçamayacak bir duruma getirmek, köşeye sıkıştırmak. İLE Birinin/birinden sesi kısmasını sağlatmak/istemek. )

- ATABİLİYOR ile/değil ATAYABİLİYOR
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 March | 00:29 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71413(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BİLMEMEK ile/ve/||/<>/> KABALIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 March | 00:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71412(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KÖŞE ile/ve/değil/yerine/>< GEZİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 March | 11:37 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71411(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- HINBIL ile/değil HIMBIL
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 March | 10:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71407(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Şişman ve uyuşuk kişi. | Aciz, zavallı. | Bir çeşit iskambil oyunu. İLE/DEĞİL Hizmetçi. | Eşek. )

- SOĞUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 March | 10:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71406(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ŞANS (VERMEK) ile/ve/değil/||/<>/< KOZ (VERMEK)
[Eklenme Tarih ve Saati: 20 March | 00:59 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71395(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- GÜÇ/DAYANIKLILIK/DENGE:
KOL/DA
ile/ve/değil/||/<>/< BACAK/TA
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:57 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71392(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Yüzmede[özellikle suyun üstünde durmada], tutunma ve tırmanmada kolun gücüne değil bacakların gücüne ve olanaklarına yönelmek/odaklanmanın önceliği ve farkındalığı... )

- TAKI:
SAHTE
ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:51 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71390(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Varsıl taksa bile "gerçek". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yoksul taksa bile "sahte". )

- SINIR ve/||/<>/> HAYIR
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:35 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71388(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- [ne yazık ki]
EN ÇOK KONUŞULANLAR:
MAAŞ
ve/||/<> MAÇ ve/||/<> MAGAZİN
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:16 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71385(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TAHRİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> TAHRİP
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71384(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İLTİFAT DEĞİL!:
[ya] KİNÂYE
ile/değil/ya da GERÇEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 22:18 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71376(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KÖTÜ NİYETLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< APTAL/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 21:36 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71375(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- OŞ ile ile OŞ OŞ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71357(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Böyle, bu biçimde. İLE Şimdi. İLE Öküzü su içmeye teşvik etmek için çıkarılan ses. )

- OSUG ile UYUM
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71356(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Bir şeyin başka bir şeye uygun olması. İLE ... )

- OLUK/OLUQ ile OLUK/OLUQ / OLAK/OLAQ ile OLUK/OLUQ ile OLUK/OLUQ ile OLUT ile OPRI ile OYTURMAK/OYTURMAQ ile OYUŞMAK/OYUŞMAQ ile OYULMAK/OYULMAQ ile OYUQ[Oğuz]
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71337(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Dayanıklı, azimli kişi. İLE Ağaç kütüğünün içi oyularak yapılmış herhangi bir şey. | Yalak. İLE Küçük kayık.[Ağaç kütüğünün içi oyularak yapılmış olan.] İLE Eskimiş ve yıpranmış [giyecek]. İLE Yetişkin. | Olgunluk evresini yaşayan kişi. İLE Çukur ya da oyuk. İLE İçini boşaltmak. İLE İçini boşaltmada karşılıklılık, yardımlaşma. İLE Zeminin/toprağın çökmesi. İLE Korkuluk. | Yolu işaret eden taş. )

- LAÇİN ile LAÇİN
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]

[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 21:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71267(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Şahin. | Yırtıcı bir kuş. İLE Savaşta cesaret gösteren kişi. )

- KIŞI GEÇİRMEK ile/ve/fakat/||/<>/> AYAZI UNUTMAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 23:45 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71246(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ZİHİN/ANLIK ile/ve/=/||/<> ZAMAN
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:34 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71238(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Düşünce ve zihnin, kişinin üzerinde olması DEĞİL/YERİNE kişinin düşüncelerini ve zihnini/n üzerinde olması/olabilmesi, yönetebilmesi. İLE/VE/=/||/<> Zamanın, kişinin ve yaşamın üzerin(d)e olması/devrilmesi. DEĞİL/YERİNE Kişinin, zamanın/ı/n ve yaşamın/ı/n üzerinde olması/olabilmesi, yönetebilmesi. )

- TRAJEDİ ve KÖTÜMSERLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÜLDÜRÜ ve İYİMSERLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:04 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71232(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- HAZCILIK/HEDONİZM ile ÇİLECİLİK/ASCETİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71177(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Hazza ulaşmayı yaşamın temel amacı olarak gören felsefi görüş. İLE Keyiflerden ve maddi hazlardan uzak durmayı savunan felsefi görüş. )

- ÖDEVBİLİM/DEONTOLOJİ ile EREKBİLİM/TELEOLOJİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71162(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Eylemlerin ahlâki görev ve yükümlülükler temelinde değerlendirilmesi. İLE Eylemlerin sonuçları ve amaçları üzerinden değerlendirilmesi. )

- KARŞI ile/ve/değil/yerine/></< TAMAMLAYICI
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 15:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71159(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- OH OLSUN ile/değil/yerine/>< O OLSUN
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 14:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71156(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- PİRİNÇ ile/ve/||/<> BUĞDAY
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 March | 20:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71071(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

(

Ölçüt "Pirinç Kültürü" "Buğday Kültürü"
Tarımsal Yapı Yoğun iş gücü gerektirir, sulama düzenekleri ve topluluk iş birliği zorunludur. Bireysel olarak yapılabilir, daha az iş gücü gerektirir.
Toplumsal Etki İş bölümü ve dayanışma baskındır, topluluk iş birliği ön plandadır. Bireycilik baskındır, bağımsız çalışma olanaklıdır.
Düşünce Tarzı Bütüncül ve bağlamsal düşünme eğilimi vardır. Çözümleyici ve bireysel düşünme eğilimi vardır.
Thomas Talhelm'in "İddiası" Bireylerin ortaklık içinde olduğu, topluluk içinde iş birliğine yatkın olduğu savunulur. Bireyci yapının daha güçlü olduğu, bağımsızlığın vurgulandığı savunulur.
)

- SORUNLARDAN RAHATSIZ OLMAMAK/SORUNLARLA BAŞ ETMEK:
(AYRINTILARDA ...)
BİLGİSİZLİKLE/BİLİNÇSİZLİKLE
ile/değil/yerine/>/>< BİLGİYLE/BİLİNÇLE
[Eklenme Tarih ve Saati: 10 March | 21:25 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71069(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- GÜÇ (FİZİKSEL) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 March | 01:50 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71067(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- EVCİL ile EVCİMEN
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 13:44 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70881(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TAPINMA ile/değil/yerine/>< TUTARLILIK (ÇABASI)
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 12:56 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70880(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KIRIK ile/ve/||/<> BÜKÜK ile/ve/||/<> EĞİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 23:30 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70878(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- O PARAYI:
"BAYILMAK"
ile/ve/||/<>/> "DOMALMAK"
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 23:07 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70875(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SAĞ ile/ve/||/<>/> SELÂMET
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 22:51 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70870(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Sen. İLE/VE/||/<>/> Ben. )

- GEBELİK ile/ve/||/<>/> EBELİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 22:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70869(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Ben/sen. İLE/VE/||/<>/> Ben/o. )

- ATAR ile YATAR
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 15:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70868(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İSÂLE[Ar. < SEYL | çoğ. SEYELÂN] ile İZÂLE[Ar. < ZEVÂL]
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 15:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70867(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Akıtmak. İLE Yok etme, giderme. )

- SENİ:
SEVMEYENİ
ile/ve/değil/yerine/>< SEVENİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 April | 14:51 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/51603(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Sevme! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Sev... [Sevenin/sevginin ölçütü de tüm davranış, tutum ve sözlerinde ne kadar saygılı olduğu/davrandığıdır.] )

- TUTKU = İHTİRAS = PASSION[İng., Fr.] = LEIDENSCHAFT[Alm.] = PASSIO[Lat.] = PATHOS[Yun.] = PASION[İsp.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 March | 01:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/39673(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Tutuklu kalmak. )

- EVLİLİK:
AİLE KARARI(GÖRÜCÜ)
ile/ve/<> BEŞİK KERTMESİ ile/ve/<> DEĞİŞ-TOKUŞ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 21:41 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/32250(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

(

Öteki Evlilik Türleri

Evlilik Türü Tanım Amacı Yaygın Olduğu Bölgeler
Levirat Evlilik Dul kalan kadının, ölen kocasının erkek kardeşiyle evlendirilmesi. Dul kadının korunması, çocukların aile içinde kalması, miras bütünlüğü. Türkler, Yahudiler, bazı Afrika kabileleri, Orta Asya, Güney Asya.
Sororat Evlilik Bir erkeğin, eşi öldüğünde ya da doğurgan olmadığında eşinin kız kardeşiyle evlenmesi. Aile bağlarını koruma, çocukların aynı aile içinde büyümesini sağlama. Kızılderili kabileleri, Afrika kabileleri, Tibet, Nepal.
Zorla Evlilik Bireyin isteği dışında, ailesi ya da toplumu tarafından evlendirilmesi. Aile çıkarlarını koruma, sosyal ya da ekonomik kazanç sağlama. Dünya genelinde bazı geleneksel topluluklar.
Görücü Usulü Evlilik Ailelerin uygun gördüğü kişilerin evlendirilmesi ancak tarafların onayı alınır. Ailelerin söz sahibi olması, uyumlu evliliklerin sağlanması. Türkiye, Hindistan, Orta Doğu, Asya.
Çok Eşli Evlilik (Poligami) Bir bireyin aynı anda birden fazla eşe sahip olması. Soyun devamlılığı, sosyal veya ekonomik avantajlar. Orta Doğu, Afrika, bazı Asya ülkeleri.
Tek Eşlilik (Monogami) Bir bireyin yaşamı boyunca ya da evlilik süresince tek bir eşe sahip olması. Aile yapısının istikrarlı olması, duygusal bağlılık. Batı dünyası, Türkiye, modern hukuk düzenine sahip ülkeler.
)

- TECRİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEHCİR
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 March | 21:35 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/9445(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Ayırma. | Birini dış dünyadan kopararak kendi durumuna bırakma. | Bulaşıcı hastalığın daha fazla canlıya bulaşmasını önlemek amacıyla sayrının öteki canlılarla olan ilişkilerinin en az seviyeye indirilmesi ya da kesilmesi. | Soyutlama. | Yalıtım. | Mahkûmu cezasını tek başına çekmesi için öteki hükümlülerden ayırma. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Göç ettirmek. )

- EŞEYSELLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARKADAŞLIK/DOSTLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 16:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/6702(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

(

ARKADAŞ-SEVGİLİ OLABİLMEK

Kişi, bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor, yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkarıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya, hiç sorun olmuyor. Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir coşkuyla sonsuza kadar yapılan işler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü iş paylaşılabiliyor, birlikte benzer işler üretiliyor. Müthiş bir "zevkle" dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karısını, kocasını, sevgilisini bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan kişinin yaşamını sürdürebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.

Ama kişiler, sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere, eleştiriler, haliyle bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor. Kişiler, sevgiliyken, evliyken çok daha duyarlılaşıyor. En küçük davranışa bile "Bana bunu nasıl yapar?" oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş. Kişi, her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor. Tüm gün başkalarını dinlemiş olduğundan sıkılmış oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da öteki, seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, "Tetiği ilk kim çekecek?" diye gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde işin içine baskalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, "biz"i düşünmekten "ben" karambole gidiyor.

Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor. Hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana daha iyisi, bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek. Hem arkadaşın, hem de sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı, hem de sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak, konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili gibi saldırabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil. Ama yapabilenler de yok değil. Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyor.



DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!

Kırlangıç, birine âşık olmuş.

Penceresinin önüne konmuş, tüm cesaretini toplamış, tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra....

Küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.

Tık...tık...tık...

Adam, cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle ugraşıyormuş. Bir meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan?

Minik bir kırlangıç!

Heyecanlı kırlangıç, telâşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:

- Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma! Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.

Adam, birden parlamış.

- Yok daha neler?

- Durduk yerde sen de nereden çıktın şimdi? Olmaz alamam! demiş.

Gerekçesi de sersemceymiş:

- Sen kuşsun! Hiç kuş, insana âşık olur mu?

Kırlangıç, mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha denemiş:

- Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam.

Adam kararlı ve ısrarlı:

- "Yok, yok! Seni içeri alamam" demiş. Biraz da kabaymış, sözü kısa kesmiş:

- İşim gücüm var, git başımdan!

Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç, son kez adamın penceresine gelmiş:

- "Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü, ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın! Yalnızlığını paylaşırım..." demiş.

Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık sorununa içerlemiş. Pek sinirlenmış.

- Ben yalnızlığımdan memnunum demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.

Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendine itiraf etmiş:

- "Hay benim akılsız başım!" demiş.

- Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, zevkli vakit geçirirdik birlikte.

Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:

- Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir yaşam sürerim.

Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onunki hiç görünmemış!

Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!

Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.

Olanları anlatmış. Bilge kışi, gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:

- Kırlangıçların ömrü altı aydır...

* * * * *

Yaşamda bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez elimize geçer ve değerlendiremezsek uçup gider.

Yaşamda bazı kişiler vardır, sadece bir kez karşımıza çıkar, değerini bilemezsek kaçıp gider. Ve asla geri gelmez. )

( [not] SEXUALITY vs./and/but/||/<>/< FRIENDSHIP
FRIENDSHIP instead of SEXUALITY )

- YARGILAMA" ile/değil/yerine/||/&gt;&lt;/&lt; SORGULAMA
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 March | 16:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/5066(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( [Daha ...]
Az [olsun/olmalı!]. İLE/DEĞİL/YERİNE/>

- SEVGİ ile/ve/değil/||/<>/< SAYGI
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 March | 10:16 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/3212(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( [Bağlamına/koşullarına göre ...] Yetebilir/yetmeyebilir. | Yetersiz. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yeter/yeterli. )

( [en az] %1 olmalı [ve geri kalan her şey] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %99 olmalı! )

( [not] LOVE vs./and/but/||/<>/< RESPECT, REVERENCE )

( ... cum/et/||/<>/< VENERATIO )

( ... ile/ve/||/<>/< JING )

- KÖTÜ/LÜK(TE) ile/ve/değil/yerine/>< İYİ/LİK(TE)
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 23:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/2701(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Seçme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Yeğleme. )

( [not] BAD/NESS vs./and/but/>< GOOD/NESS
GOOD/NESS instead of BAD/NESS )

( MAUVAIS avec/et/>< BON )

( SCHLECHT mit/und/>< GUT )

( MALUM cum/et/>< BONUM )

( MALO con/y/>< BUENO )

( CATTIVO con/e/>< BUONO )

( SEYYİ', RADİ' ile/ve/>< CEYYİD, HASEN )


Bugün[01 May 2025]
itibariyle 9615 başlık/FaRk ile birlikte,
10845 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(1/10)


- [ne yazık ki]
KAYDIR ile/ve/||/<>/> KAKTIR


- 0 - 10 ile/ve/||/<>/> 10 - 20 ile/ve/||/<>/> 20 - 30 ile/ve/||/<>/> 30 - 40 ile/ve/||/<>/> 40 - 50 ile/ve/||/<>/> 50 - 60 ile/ve/||/<>/> 60 - 70 ile/ve/||/<>/> 70 - 80 ile/ve/||/<>/> 80 - 90 ile/ve/||/<>/> 90 - 100

( Büyüme/gelişme yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> Dinleme ya da dinlememe/direnme yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> Anlama/anlamama yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> Deneyimleme yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> Değerlendirme(me) yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> "Demlenme" yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> Verimlilik yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> Destek olma yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> "Dertlenme" yaşları/mız. İLE/VE/||/<>/> Destek alma yaşları/mız. )


- 0/SIFIR:
YUTAN ile ETKİSİZ

( Çarpmada. [... x ...] İLE Toplamada/çıkarmada. [ ... + ... ] )


- 0-2 YAŞ ARASI/DÖNEMİ ve/||/<> 0-5 YAŞ ARASI/DÖNEMİ

( Kişinin, yaşamındaki en önemli[öncelikli] dönemleri... )


- 0-7 ile/ve 7-15 ile/ve 15-30 ile/ve 30-50 ile/ve 50->

( SİNN-İ SABÂVET ile/ve SİNN-İ ŞEBÂB ile/ve SİNN-İ CEVÂNÎ ile/ve SİNN-İ KÜHÛLET ile/ve SİNN-İ ŞEYHÛHET )


- 0.99365 = 0.03
ile/değil/yerine/><
1.01365 = 3.78

( Her gün yaptığımız işi (ya da kendimizi), %1 iyileştirdiğimizde, 365 gün sonra vardığımız sonuç ile her gün, %1 gerilettiğimizde vardığımız sonuç arasında, ne kadar büyük FaRkLaR olduğunu görüyoruz!... )


- 1 ve/<> 150

( İnsan. VE/<> Ağaç. )

( Bir ağaç, 150 kişinin neden olduğu hava kirliliğini önlemekte/temizlemektedir. )


- 1 ve/||/<>/>/< 2 ve/||/<>/>/< 4 ve/||/<>/>/< 8

( Konuş. VE/||/<>/>/< Yaz! VE/||/<>/>/< Oku! VE/||/<>/>/< Dinle! )


- 1 ile 2 ile ÇOK

( Şaşma! İLE Aşma! )

( 1 vs. 2 vs. MANY )


- 110 km. ile/değil/yerine 90 km.

( Ölüm ile[/değil/yerine] Yaşam arasındaki fark kadardır. )

( )


- 23 NİSAN ve/&lt;&gt;/||/= NEŞE

( Bugün, 23 Nisan! Neşe doluyor insan! :) )


- A

( SAYGI[Çince'de] )


- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- ABARTI ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK


- ABARTI ile KABARTI

( Bir şeyi/olayı, olduğundan büyük ya da çok gösterme, mübalağa. İLE Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer. )


- ABARTI ile PALAVRA[İsp. < PALABRA]


- ABARTI ile/değil/yerine/>< ZARÂFET


- ABARTMA ile/ve/değil/||/<> FAZLA ÖNEMSEME


- ABARTMA/EKSAJERE ile/ve/||/<> KABALAŞTIRMA/VULGARİZE


- ABARTMAK ile APARTMAK[< APARMAK]

( Bir nesneyi ya da durumu olduğundan daha önemli, daha büyük ya da daha çok göstermek. | Bir iş, bir davranış ve benzerlerinde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak. İLE Alıp götürmek. | Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak. )


- ABARTMAK ile/değil/yerine/>< AZALTMAK


- ABARTMAK ile/ve/değil/<> DURMAYI BİL(E)MEMEK/BECEREMEMEK


- ABARTMAK ile/ve/değil/yerine ÖNE ÇIKARMAK


- [ne yazık ki]
KONULARI/AYRINTILARI/OLAYLARI/SORUNLARI:
ABARTMAK ile SAPTIRMAK ile TIRMANDIRMAK


- ABES ile/ve/<> AYIP


- ABUS ile ABUZAMBAK

( Somurtkan. | Çatık/asık yüz. | Garip, acayip. İLE Garip sözler söyleyen, tuhaf hareketlerde bulunan kişi. )


- ABÛS[Ar.] ile SOMURTKAN | ÇATIK/ASIK YÜZ | GARİP, ACAYİP


- ACELE/ACİLEN/ALELACELE/DERHAL[Fars. der + Ar. ḥāl]/HEMEN[Fars. < HEMÂN] değil/yerine/= İVECE/İVEDİ/EVGİN/ÇABUCAK/ÇABUKÇA/ÇARÇABUK


- ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK

( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )

( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. )

( Fazla acele eden kişi, kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )


- ACELE ETMEK değil/yerine/= İVMEK/ÇABUK DAVRANMAK


- ACELE ETMEK ile SABIRSIZLANMAK

( TO HASTEN vs. TO GROW IMPATIENT )


- [ne yazık ki]
ACELE İŞ = ŞIPIN İŞİ

( Özensiz, acele yapılan iş. )


- [ne yazık ki]
ACELECİLİK ile/ve/||/<> DAYATMA


- ACELECİLİK değil/yerine/= İVECENLİK/EVGİNLİK


- AÇGÖZLÜ/LÜK ile DOYMAZ/LIK

( Aç doyar fakat açgözlü doyamaz. )

( ÂZ ile ... )

( GREED vs. INSATIABLE )

( AVARITIA cum ... )


- AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] GREED vs./but/>< NEED
NEED instead of GREED )


- AÇGÖZLÜLÜK ile İŞTAH

( GREED vs. APPETITE )


- AÇGÖZLÜLÜK = TAMAH = AVARICE[İng.] = AVARICE/AVIDITÉ[Fr.]


- ACI ÇEKTİĞİMİZDE ve/||/<> KORKTUĞUMUZDA ve/||/<> BAZI ŞEYLER, YOLUNDA GİTMEDİĞİNDE

( Kendimize kızmayalım. VE/||/<> Kendimizi aşağılamayalım. VE/||/<> Kendimizi suçlamayalım. )


- ACI DUYABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/&lt; (KENDİ)/(ONUN/ÖTEKİNİN) ACISINI DUYABİLEN

( Canlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )

( )


- ACI/ISTIRAP:
KÖTÜLERİN ŞİDDETİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< İYİLERİN SESSİZLİĞİNDEN


- ACI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIŞ AÇISI

( Kişi, bakış açısını değiştirmedikçe "ıstırabını/acısını" değiştiremez. )


- ACI ve/||/<> İYİ NİYET

( Kuma yazılmalı. VE/||/<> Taşa kazınmalı. )


- ACI ile/ve/<>/değil/yerine SUSKU/SÜKÛT


- ACIDAN KAÇINMAK ile HAZZA YÖNELMEK


- AÇIK E ile KAPALI E

( Ben, sen, pembe, yelken, semt, kent.
İLE
Benzin, rende, önemli, cem, mendil, eldiven, pencere, kendi, elbise, tencere, renk, genç, elli, zengin. )

( Edebi, edepsizden öğren!
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
İLE
Penceredeki benekli tekir kedi, kendi tenceresindeki eti yedi. )

( - Kenya Büyükelçiliği, genç hakemlere, renkli kalem verdi.
- Hem Cem, hem öteki Cem, hem de Emre, mühendistir.
- Beni en beğenen, hep benim; beni, en beğenen, hep kendimim.
- Sendikanın pembe mendillerini, kendi elbisesine ekledi. )


- AÇIK KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine AYRINTILI İFADE ETMEK

( [not] TO TALK FRANKLY vs./and EXPRESS IN DETAIL
EXPRESS IN DETAIL instead of TO TALK FRANKLY )


- AÇIK SÖZLÜ ile/değil AHMAK


- AÇIK SÖZLÜ//DOBRA[Bulg.] ile/değil PATAVATSIZ

( ... İLE/DEĞİL Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden, saygısızca konuşan, davranışlarına dikkat etmeyen. )


- AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET


- AÇIK TUT! ve/||/<> BAĞLI TUT!

( Elini, sofranı ve kapını. VE/||/<> Gözünü, dilini ve belini. )


- AÇIK ile/ve/||/<> AYIK


- AÇIK ile/ve/değil/<> ZAAF


- AÇILIM ile AÇILIŞ/KÜŞAT[Fars. < GUŞÂD]

( Açılma eylemi. | Bir yıldızla, gök eşleği arasındaki uzaklık. [Kuzey'e doğru olanı, eksi imiyle ölçülür.][Güneşin, bir yıldaki açılımı, -23 derece, 27 dakikadan; +23 derece, 27 dakikaya kadar değişir.] İLE Açılma eylemi ya da biçimi. | Yeni bir yapının, yerin ya da yeni bir kurumun çalışmaya başlaması. | Tavlada bir tür oyun. | Güzellik, hoşluk. )


- AÇILIM ile DIŞAVURUM


- ACIMA ile ACIMAK

( Acımak eylemi. | Başka bir kişinin ya da canlının mutsuzluğuna yönelik duyulan üzüntü, merhamet. İLE Tadı, acı duruma gelme, acılaşma. | Acılı, ağrılı olma. | Başkasının acısına ortak olmak ya da durumundan üzüntü duymak. | Başkasının uğradığı/uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek, merhamet etmek. | Bir şeyi vermeye kıyamamak ya da verdiğine, elden çıkardığına üzülmek. )


- ACIMA ve/ne yazık ki/||/<>/> CİDDİYE ALMAMA


- ACIMA ile DUYGUDAŞLIK


- ACIMA! ile/değil FAZLA ACIMA!


- ACIMA ile/değil/yerine KORUYUCU SEVGİ


- ACIMA ile/ve/||/<>/> SEMPATİ ile/ve/||/<>/> EMPATİ ile/ve/||/<>/> ŞEFKÂT

( Sana acıyorum. İLE/VE/||/<>/> Acını anlıyorum. İLE/VE/||/<>/> Acını paylaşıyorum. İLE/VE/||/<>/> Yardım etmek için yanındayım. )

( )


- ACIMAK değil/yerine ANLAMAK


- ACIMAK ile KAYGILANMAK


- ACIMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÜZÜLMEK


- ACIMA(MA)K ile/ve/||/<> AFFETME(ME)K

( ... İLE/VE/||/<> Acıma(ma) düşüncesi/duygusu barındırabilir de, barındırmayabilir de. )

( Tüm varolanlar için geçerli olabilir. İLE/VE/||/<> Sadece insan için geçerlidir. )

( Nesnesine ve/ya da olgusuna, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi olmayabilir/olmaz. İLE/VE/||/<> Kişisine ve/ya da kendine, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi/katkısı/artısı olabilir/olur. )


- ACIMASIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇ EŞİĞİNİN YÜKSELMİŞLİĞİ


- ACIMASIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK


- AÇIP GÖSTERME/GÖSTERİLEN ile ÇIKARIP GÖSTERME/GÖSTERİLEN

( Vajina. İLE Penis. )


- ACİZ ile ÂCİZ

( Gücü, bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. | Beceriksizlik. | Birinin, borcunu, zamanında ödeyememesi durumu. İLE Gücü bir işe yetmez olan, güçsüz. | Beceriksiz. )



(1/10)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )



KÜPELER...

BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAN DA OLUR! YAPMA!!!

BİR ŞEY Kİ...
SÖYLEMESEN DE OLUR! SÖYLEME!!!


BİR ŞEY Kİ...
YEMESEN DE OLUR! YEME!!!

BİR ŞEY Kİ...
İÇMESEN DE OLUR! İÇME!!!

[tüm abur-cuburlar, et ve tüm hayvansal "ürünler",
kahve ve de özellikle sigara!]

(Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!)
(Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!)
(Yediğimiz, "kâr"; yemediğimiz, yarar!)
(Söylediğimiz, "kâr"; söylemediğimiz, yarar!)



ÇARESİZSENİZ, ÇARE SİZSİNİZ!!!

Kolları, elleri ve ayakları olmayan adam bir takım komiklikler yapıp, yere düştükten sonra şunları söylüyor:

"Her kişi yaşamda zaman zaman bu derece umutsuz olduğu zannedilen durumlara düşebilir; Hatta tekrar ayağa kalkabilmek için her türlü olanak ve araçtan yoksun da kalabilir...

Şimdi size soruyorum diyor:
"Ben 100 kere tekrar ayağa kalkmayı denesem ve 100'ünde de başarısızlığa uğrasam, tekrar ayağa kalkabilme konusunda tüm umutlarımı yitirmeye hakkım ya da olanağım var mı?"

"Yani artık sizce 101. seferi hiç denemeyi dahi düşünmemeli miyim?

Ne yazık ki benim öyle bir olanağım yok; yaşamımı devam ettirebilmek için ne yapıp edip tekrar ayağa dikilmek zorundayım! Ne yapıp edip kendime ayağa kalkmak için bir destek noktası hayal etmek bunu YARATMAK zorundayım...

İşte şimdi yapacağım gibi!!!..." diyor.

Aşağıdaki bağlantıyı tıklayın ve bu muhteşem gösteriyi sonuna kadar izleyin!

ÇARE SİZSİNİZ!!!


Bir haksızlık, zulüm görürseniz

Gücünüz yetiyorsa elinizle,

ona gücünüz yetmiyorsa dilinizle,

ona da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle karşı çıkın.






GÜLÜMSEMENİN SIRLARI

Bir gülümseme insana hiçbir şeye mal olmaz. Fakat çok şey kazandırır.

Vereni fakirleştirmeden alanı zengin eder.

Gülümseme sadece bir an sürer, fakat anısı bazen sonsuza dek yaşar.

Hiç kimse onsuz yaşayacak kadar zengin veya güçlü değildir.

Gülümseme evde mutluluk, işte başarı yaratır.

Dostluğun ve içtenliğin parolasıdır.

O, yorguna dinlenme, üzgüne neşe verir.

Böyle olmakla birlikte, satın alınamaz, rica ve minnetle elde edilemez.

Ödünç alınamaz ya da çalınmaz, zorla sahip olunamaz.

Çünkü kendiliğinden verilmedikçe hiç kimsenin işine yaramaz.

Bazı kimseler size gülümsemeyecek kadar yorgundurlar, onlara siz gülümseyiniz.

Gülümsemeyenlerin güleryüz görmeye gereksinimleri herkesten çoktur.

"Her zaman gülümse, dudaklarından tebessüm eksik olmasın, hatta bu acıtsa bile."

:) :) :) :) :) :) :) :) :) :)




NE YAPMAYABİLECEĞİNİ! BİLMEK!!!

Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım!


DİKKAT EDİN!

Söylediklerinize dikkat edin,
düşüncelere dönüşür...

Düşüncelerinize dikkat edin,
duygularınıza dönüşür...

Duygularınıza dikkat edin,
davranışlarınıza dönüşür...

Davranışlarınıza dikkat edin,
alışkanlıklarınıza dönüşür...

Alışkanlıklarınıza dikkat edin,
değerlerinize dönüşür...

Değerlerinize dikkat edin,
karakterinize dönüşür...

Karakterinize dikkat edin,
kaderinize dönüşür...




DENİZ YILDIZI

Bir gün sahilde dans eder gibi hareketler yapan bir adam dikkat çekti. Bunu gören adam merak edip hızlı hızlı ona doğru yürüdü. Yaklaşınca bir gencin yerden bir şey alıp denize attığını, sonra birkaç adım koşup aynı hareketi sürekli tekrarladığını gördü.

Biraz daha yaklaşıp genci selamladı ve aralarında şu konuşma geçti:
- Ne yapıyorsun böyle?
- Okyanusa denizyıldızı atıyorum.
- Denizyıldızı mı?
- Evet... Güneş yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları hemen suya atmazsam az sonra ölecekler.
- Ama görmüyor musun ki, kilometrelerce sahil var ve baştan aşağıya denizyıldızı ile dolu, ne farkedecek?

Genç adam eğilerek yerden bir denizyıldızı daha aldı, denize fırlatırken:
- Bakın! Bunun için fark etti!




ADÂLET DAİRESİ

Adâlet, dünya barışının temelidir.
Dünya bağının sınırlarını devlet belirler.
İşte bu devlet duvarını inşâ edecek, devlete düzen sağlayacak olan hukuktur.
Siyasi güç olmaksızın hukuk, yaptırımlarını yerine getiremez.
Siyasi gücü, askeriye korur.
Askeri gücün yaşamasını ekonomi sağlar.
Ekonomik gücü halk sunar.
Halkın birliğini sağlayacak olan ise adâlettir.

 

Adl'dir mucib-i salâh-ı cihan
Cihan bir bağdır, divan devlet
Devletin nâzımı şeriattır
Şeriata olamaz hiç hâris illâ mülk
Mülk zabteylemez illâ leşker
Leşkeri cem edemez illâ mal
Malı cem eyleyen raiyettir
Raiyeti kul eder padişah-ı âleme adl.








YAZIT

Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü, dünyada herkesin bir öyküsü vardır.

Yalnız plânlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki, başarıların gövdeni ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.

Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma gereksinimi olduğunu unutma.

Kaybetmeyi ahlâksız kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda yenilmen bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.

Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme.

Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Arasıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak olanaksızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.

Anımsar mısın doğduğun zamanları: Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Önünde sonunda tüm servetin sensin. Görmeye çalış ki, tüm pisliğine ve kalleşliğine karşın dünya yine de insanın biricik güzel mekânıdır.

Eski Bir Tapınak Yazıtı (Xsenius İ.Ö. IX. yy.)




DİLEK

Tanrım,
Beni yavaşlat!

Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir...

Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telâşlı hızımı dengele...

Günün karmaşası içinde, bana, sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver.

Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.

Öykünün o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol...

Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, hülyalara dalabilmeyi öğret...

Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını anımsat!
Anımsat ki, yarışı, her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı artırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim...

Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla!
Göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması, yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır...

Beni yavaşlat Tanrım!
Ve, köklerimi, yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.

Ve en önemlisi,

Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL,
Ve
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver...




ÖĞÜTLER I

Belirli bir saatte yat! Belirli aralıklarla ye! Tıka basa yeme, tam doymadan kalk!

Yalnızken davranışın neyse, bir konuk varken de öyle olsun! Konuk ağarlarken nasıl davranıyorsan, yalnızken de öyle ol!

Söylediklerine dikkat et; söylediklerini uygula!

Koşullar elverişliyse, bu durumdan yararlan; ama eyleme geçmeden önce iki kez düşün hep.

Geçmişe yakınma! Geleceğe bak!

Yiğit gibi korkusuz ol; yüreğini bir çocuğunki gibi sevgi dolu tut!

Yatınca, son uykuna yatmışçasına uyu! Uyanınca, iğneli fıçıdan kaçar gibi, yatağından fırla!




ÖĞÜTLER II

Birinin iyi bir hareketine tanık olduğunda, onu örnek almak için kendini yüreklendir. Bir başkasının yanlış hareketini duyarsan, ona benzememeye çalış.

Karanlık bir odada yalnız başına olsan da karşında soylu bir konuk varmış gibi davran. Duygularını açığa vur ama gerçek yaradılışındakinden fazlasını ifade etmek için çabalama.

Yoksulluğunu hazine say. Kolay yaşamla değiş-tokuş etme onu.

Bir kimse alık görünebilir ama belki de öyle değildir. Bilgeliğini korumak olabilir salt amacı.

Erdemler, özdüzencenin(self-discipline) ürünüdür; yağmur ya da kar gibi kendiliğinden düşmez gökten yere.

Alçakgönüllülük tüm erdemlerin temelidir. Bırak komşuların keşfetsin seni, sen çabalama göstermeye kendini.

Soylu yürek öne sürmez kendini. Sözcükleri nadir inciler gibi seyrek görülür; değerleri çok yüksektir.

İçtenlikli bir öğrencinin her günü kutlu gündür. Zaman yürür ama, o geri kalmaz. Ne utku ne de utanç, öylesini sarsamaz.

Kendini suçla, başkalarını değil! Doğruyu yanlışı tartışma!

Kimi şeyler, doğru da olsa, kuşaklar boyunca yanlış sayılmışlardır. Doğruluğun değeri ortaya yüzyıllar sonra çıkabileceği için, birdenbire anlaşılma özlemine gerek kalmaz.

Yaşamında erek olsun! Ama sonuçları evrenin ulu yasasına bırak. Her gününü dingin düşünceyle geçir!




ŞEYH EDEBÂLİ'den OSMAN GAZİ'ye

Ey Oğul!
Bey'sin...
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana...
Gücengenlik bize, gönül almak sana...
Suçlamak bize, katlanmak sana...
Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar,
anlaşmazlıklar bize, adâlet sana...
Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize,
bağışlamak sana...

Ey Oğul!
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana...
Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek,
şekillendirmek sana...

Ey Oğul!
Sabretmesini bil! Vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.

Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı.

Allah yardımcın olsun.

1299




SU OLDUĞUNU DÜŞÜN...

Su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok, tükenmez... İnanıyorum ki, gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın. Unutma! Daha çok bağırdığında, daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun yalnızca!... Suyun yanında olanlar, suyu en az içenlerdir. Çünkü "Su nasılsa burada. Gerek yok ki, suyu kana kana içmeye" diye düşünürler... Tıpkı, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye dek. Hepsi, hep sabahın en sakin ÂN'ını bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için... Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini giderdiler. Onlar için en uygun olan, kendi istedikleri zamandı. Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!... Suysan tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme; sana "felaket" denmesin! Suysan bir bardağa sığabil ki, damarlara girebilesin!...

Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma! Ayrıca, su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de "kıyametler koparıcı" olabileceğini unutma!... Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin çevrene. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçılan olursun seller, afetler gibi. Tercih elindeydi hep ve hep "senin" ellerinde olacak... Ya tutmayı öğreneceksin dilini ya da hiç durmadan konuştuğun için, yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan biri olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken su değil mi? Düşüneceksin, ne zaman, ne söyleyeceğini. Düşüneceksin, kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadığını...

Düşüneceksin, anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini... Hatta anlayanların anladıklarının da, senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin... Konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalışacaksın... Yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, zaman yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sen de fikrini bildireceğin kişinin "kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin!... Demeyeceksin, "Ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!" Demeyeceksin, "Ben aklıma geleni geldiği biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak, değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!" Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın, ama maalesef değil! Ağzını açıp "Şelâleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç? Ya da önüne çıkan ağaçları bile sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler; beyni olan her canlı gibi!

Haydi... Sen şimdi "su olduğunu" düşün ve kendini "su gibi" hisset... Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı... Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu anımsa... Ama yine su gibi "küçük bir bardağın içine" sığdır ki kendini, girebilmeyi öğren insanların damarlarına.

Yaşam ver, yardımcı ol, vazgeçilmez ol...




YA, ÖYLE Mİ?

Komşuları, Zen ustası Hakuin'i sade bir yaşam sürdüğü için severler, överlermiş.

Ustanın yakınlarında, anası ve babası bakkal dükkânı işleten güzel bir Japon kızı oturmaktadır. Bir gün, ana ve babası, kızın gebe kaldığını öğrenirler.

Öfkelenirler. Kız bir türlü erkeğin kimliğini açığa vurmaz. Ama epey sıkıştırmalardan sonra, Hakuin olduğunu söyler.

Küplere binen ana ve baba, ustaya koşarlar. Hakuin, onları dinledikten sonra, "Ya, öyle mi?" der, başka bir şey demez.

Çocuk doğunca, onu Hakuin'e götürürler. Saygın Zen Ustası, bu ettiğinden sonra, artık ününü yitirmiştir. Ama aldırış ettiği yoktur. Çocuğu çok iyi yetiştirir. Komşularından süt ile çocuğun gereksindiği herşeyi sağlar.

Ertesi yıl genç ana dayanamaz. Ana ve babasına gerçeği, çocuğun babasının balık pazarında çalışan bir delikanlı olduğunu anlatır. Kızın ana ve babası Hakuin'e koşarlar, uzun uzadıya özür dilerler; bağışlanmalarını ve çocuğu geri vermesini isterler.

Hakuin ses çıkarmaz. Çocuğu uzatırken, "Ya, öyle mi?" der, başka hiçbir şey söylemez.




IŞIĞI YANAN EVLER...



"Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir süre daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacıanne'ye sıkılarak:
"Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?" dedim.

Hacıanne:
"Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi.

Merak ettim, tekrar sordum:
"Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?"

Hacıanne:
"Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulamazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, "ışığı yanan bir ev" bulsun diye bekliyoruz."

Konya Ovası'nda, ya da bir başka yerinde Türkiye'nin, trenden inen yabancılar için "ışığı yanan evler" yerinde hâlâ duruyor mudur? Yabancılar, yorgun gövdelerini yün yataklarda dinlendirmeye devam ediyorlar mı? Aç bir köpeğin önüne bir kap yemek bırakan kadınlar yaşıyorlar mı? Kuşlara yuva yapan mimarlar sahi şimdi neredeler? Bu güzel insanlar, atlarına binip gitmişler. Bizler, atlarına binip giden güzel insanlara sahip bir medeniyetin yetimleriyiz. Çekip gidenlerin doldurulmamış boşluklarında savrulup duran yoksullarız.

Şâir öyle diyordu:
"Güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler." Şimdi bu güzel insanlar, neden ve nasıl atlarına binip gittiler? Onları ne yıldırdı da bir daha dönmemek üzere, sessiz sedasız gittiler?

Ey güzel yurdumun güzel insanları! Neredesiniz?




AFFEDELİM!!!

Lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:

"Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?"

Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. "O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin"

Öğrenciler bunu da yaparlar. "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!"

Öğrenciler, bu işten pek birşey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarını üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:

"Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın,o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."

Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendisine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:

"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar."

Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikâyete başlarlar:
"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, insanlar tuhaf bakıyorlar bana artık. Hem sıkıldık, Hem yorulduk!"

Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,

halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.




ÖRNEK

Konfüçyus, bazı insanlara bir şey öğretmenin en iyi yolunun bunu örneklerle göstermek olduğunu biliyordu. Bu yüzden sınıfın tam karşısına geçti.

Eline bir vazo aldı, tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu. Diğer elinde bir elma vardı. Öğrencilerin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içinde bıraktıktan sonra, vazoyu yere koydu ve şöyle dedi:

"Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı yiyebilir."

Çocuklardan biri acıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu. Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor, ama başaramıyordu.

"Elimi çıkaramıyorum!"

Konfüçyus, "Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkarman mümkün olmayacaktır," dedi.

Çocuk elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda zorunlu olarak bıraktı. Elini vazodan çıkardığında, yüzünde şaşkınlık okunuyordu.

Elmanın vazodan nasıl çıkarılabileceği konusunda sizin bir fikriniz var mı?

Konfüçyus, vazoyu yerden alıp ters çevirdi. Elma vazonun içinden yuvarlanıp avucunun içine düştü. Çocukların hepsi gülmeye başladı. Aslında o kadar basit bir şeydi ki bu!

Konfüçyus, "Fakat bu, göründüğü kadar basit değil," dedi.

Elmayı havada tutuyordu konuşurken.

"Bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek, zor bir iştir. Onu bırakabilmek de bir beceridir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranmıyorsanız, bu hilekarlığı hemen durdurmalısınız. İşte, ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz."




BİR FİL DAHA

Timur'un, köy halkına, bakmaları için bıraktığı fil, köyün tüm erzağını tüketiyormuş.

Sonunda, dostu olduğunu bildikleri Nasreddin Hoca'dan, Timur'a bu durumu anlatmasını rica etmişler.

Hoca da, "Haydi, hep beraber gidelim!" demiş.

Yola koyulmuşlar.

Timur'un korkusundan, hocanın arkasındaki kalabalık yavaş yavaş azalmış.

Hoca, Timur'un karşısına çıktığında, arkasına bir bakmış ki, kimse yok!

Timur: "Ne var hoca? Ne istiyorsun?" diye, merakla sormuş.

Nasreddin Hoca: "Bizim köy ahalisi, fili çok sevmiş. Sizden, bir tane daha istiyorlar." demiş.


DAHA FAZLASINI YAPACAĞIM

Ait olmaktan daha fazlasını yapacağım,
Katılacağım.

İlgilenmekten daha fazlasını yapacağım,
Yardımcı olacağım.

İnanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Anlayışlı olacağım.

Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım,
Çalışacağım.

Ögretmekten daha fazlasını yapacağım,
İlham vereceğim.

Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Kazandıracağım.

Vermekten daha fazlasını yapacağım,
Hizmet edeceğim.

Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
Büyüyeceğim.

Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
Dost olacağım.

Denemekten daha fazlasını yapacağım,
BAŞARACAĞIM!




... ÖĞRENDİM

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanın içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için
önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime karşın gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.

Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak
düşünmek olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksuldan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken,
günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar
hayata da "lezzet" kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını ama sadece
bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur...
Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur...


ZENGİNLİKLE İLGİLİ ONBİR YANLIŞ İNANIŞ

1. Zenginliğin şansa bağlı olduğunu düşünmek yanlıştır.
2. Zenginliğin yalnızca "para kazanma" yeteneğine bağlı olduğunu düşünmek yanlıştır.
3. Paranın kötü bir şey olduğunu düşünmek yanlıştır.
4. Zengin olmanın günahkarlık olduğunu düşünmek yanlıştır.
5. Cimriliğin erdem olduğunu düşünmek yanlıştır.
6. Ekonomik sistemin hatalı olduğunu ve bu yüzden zengin olmanın olanaksız olduğunu düşünmek yanlıştır.
7. Zengin bir hayat sürmenin gelecek için para ve mal depolamak olduğuna inanmak yanlıştır.
8. Zengin olmaya layık olmadığınızı düşünmek yanlıştır.
9. Sefalette erdem olduğunu düşünmek yanlıştır.
10. Hayatın bize karşı olduğunu kanıtlamak yolunda kendimizi feda etmek yanlıştır.
11. Zengin olmak için kötü olmanın şart olduğunu düşünmek yanlıştır.



BİZ BİLİNCİ

Öğrenci ermişe gidip ondan Cennet ve Cehennem arasındaki farkı göstermesini istemiş.

Ermiş, öğrenciyi evrenin derinliklerine, Cehennem ülkesine götürmüş.

Öğrenci orada, insanların üzerinde büyük bir yemek tenceresinin bulunduğu kocaman bir masanın etrafında, ellerinde tencereye ancak uzanabilen altı kulaçlık kaşıklarla oturduğunu görmüş. Bu yemek dünyanın en muhteşem yemeğiymiş ve kokusu, duyanın iştahını kabartıyormuş.

Ama Cehenneme mahkum insanlar kaşıkları ağızlarına götüremiyorlarmış çünkü kaşıklar çok uzunmuş. Cehennem insanları acıdan kıvranıyorlarmış. Kendilerini besleyemiyor, açlık çekiyorlarmış.

Öğrenci saygıyla karışık bir korkuya kapılmış ama daha Cenneti görmemiş.

Ermiş öğrenciyi engin kozmosdan geçirmiş, Cennet ülkesine varmışlar.

Burada öğrenci aynı kocaman masanın etrafında insanların oturduğunu, aynı muhteşem yemeği ve herkesin ellerinde aynı altı kulaçlık kaşıkları görmüş.

Ama Cennette herkes mutluymuş ve gülüyorlarmış çünkü orada insanlar birbirlerini besliyorlarmış.




AMPULLERDEKİ TEHLİKE

Ampul Patladığında...
1) Derhal odadaki herkesin, kırıklara basmadan terk etmesini sağlayınız. En az 15 dakika boyunca odaya girmeyiniz ve bir cam açarak odayı havalandırınız.

2) Kırıkları ve yerlere saçılan cıva parçacıklarını temizlemek için elektrik süpürgesi kullanmayınız. Saçılan cıva parçacıkları elektrik süpürgesinin yapısından dolayı ortama yayılarak evde zehirli bir durum yaratabilir.

3) Plastik eldiven takınız ve yerdeki cam kırıklarını bir faraşın içine süpürünüz ve cıva parçacıklarını ise paspaslayınız.

4) Faraşta topladığınız parçaları bir plastik torbanın içine atınız ve ağzını iyice kapatınız.

5) Plastik torbayı evdeki normal çöp kovasına atmayınız.

6) Onun yerine pil atık kutusuna ya da belediyelerce atıkların güvenle imha edildiği yere götürünüz.

7) Kırık ampulden çıkan tozu solumamaya çalışınız.

8) Eğer ampul kırılırken, giysi ya da yatakla temas ettiyse ve cıva bulaştıysa, sakın yıkamayınız - makinaya da cıva bulaşır. Bu giysi ve yatak malzemelerini atınız.




DÜNDEN HIZLI MISINIZ?

Her sabah bir ceylan uyanır Afrika'da. Kafasında tek
bir düşünce vardır: En hızlı koşan aslandan daha hızlı
koşabilmek... Yoksa aslana yem olacaktır.

Her sabah bir aslan uyanır Afrika'da. Kafasında tek
bir düşünce vardır: En yavaş kosan ceylandan daha
hızlı koşabilmek... Yoksa açlıktan ölecektir.

İster aslan, ister ceylan olun hiç önemi yok. Yeter ki,
güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini, hem de
bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız
gerektiğini bilin...

Yaşam adlı koşuyu ne kadar güzel anlatmış Afrika atasözü.
Bir önceki günden daha hızlı koşmak gerekmektedir.

Çünkü eğer aslansanız ve en yavaş kosan ceylanı bir
önceki gün yakalamışsanız ve bugün bir ceylan
yakalamak niyetindeyseniz... Artık bilmelisiniz ki, en
yavaş ceylan dünkünden daha hızlıdır. O halde düne
göre hızınızı artırmanız gerekmektedir...

Yok eğer ceylansanız,
Ve henüz aslana yem olmamışsanız,
Hızınızı düne göre mutlaka artırmalısınız,
Çünkü sıra size gelmiş demektir...

Yani, hayat koşusunda, devam edebilmenin tek koşulu var:
Dünden daha hızlı olabilmek...

Bakın bakalım şimdi kendinize:
Ondan, şundan, bundan değil "DÜNDEN" hızlı mısınız?




KAÇ SAAT ÇALIŞIYORSUN?

Seksen yaşını aşmış bir akademisyenin, odasındaki duvarda fotoğrafı asılı duran hocası ile arasında geçen bir konuşma, belki de başarısının sırrını, başka bir deyişle ilmin görkeminin sırrını veriyordu:

"Günde kaç saat çalışıyorsun?"

Vereceği rakamın etkisinden emin olan akademisyen, ikirciksiz şöyle der:
"Onyedi saat Hocam!"

Yüzünü ekşiten hocası,
"Günde onyedi saat çalışarak âlim olamazsın!"
diye karşılık verince şaşıran akademisyen:

"Peki Hocam! Âlim olmam için günde kaç saat çalışmam gerekiyor?" diye sorar.

Hocası'nın yanıtı ilginç, bir o kadar da çarpıcıdır:

"Benim hocam günde 26 saat çalışırdı;
ben ancak 25 saat çalışabiliyorum;

senin de âlim olmak için günde en az 24 saat çalışman gerek!"





Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 654 kez incelenmiş/okunmuştur.