Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

Z'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 01 May 2025 ]
itibariyle 1621 başlık/FaRk ile birlikte,
2026 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(2/3)


- BATI FELSEFESİ ile/ve/yerine ZİHİN FELSEFESİ

( WEST PHILOSOPHY vs./and MIND PHILOSOPHY
MIND PHILOSOPHY instead of WEST PHILOSOPHY )


- BÂTIL ile ZULÜM

( Kendi dışında haklılık kabul etmeyen. İLE Sonuçları. )


- BAZEN ile ZAMAN ZAMAN


- BEDEL ile ZEKÂT


- BEDV[Ar.] ile ZUHÛR[Ar.]


- BELİRLENİM ile/ve ZORUNLULUK

( DETERMINATION vs./and OBLIGATION )


- BELİRLENİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK


- BELİRLİ/LİK ile/ve ZORUNLU/LUK

( DETERMINEDNESS vs./and OBLIGATION )


- BEN = ZÂT = I[İng.] = das SOSEIN[Alm.] = TO TI ESTIN, TO TI ÈN EINAI[Yun.] = ESSENTIA[Ortaçağ Lat.]


- BENZETME ile/ve/değil/||/<>/< ZORLAMA


- BESMELE ile/ve/değil/> ZAMAN/FIRSAT/BOŞLUK

( Herhangi bir eylem öncesinde kullanılan Besmele sadece bir söz değil, günlük hayattaki (zihinsel) koşuşturmanın içinde küçük aralar vererek kontrollü/farkındalıklı olmayı, kendine/zihnine ve olaya/olguya [birkaç salise/saniye olsa bile] fırsat/zaman/boşluk sunmayı sağlar. )


- BEYÂN:
TAKRİR ve/||/<> TEFSİR ve/||/<> TAĞYİR ve/||/<> ZARURET ve/||/<> TEBDİL

( Doğrudan doğruya beyân. VE/||/<> Tefsir yoluyla beyân. VE/||/<> Tağyir yoluyla beyân. VE/||/<> Mantık sonucu beyân. VE/||/<> Başka bir sözü yerine koyarak beyân. )


- [BİLGİ/SÖZ]
"KULAĞINDAN":
GİRMEYEN ile GİRİP-ÇIKAN ile ZİHNİNE[/"KALBİNE"] ULAŞAN

( Hiçbir biçimde dinlemeyen/anla(ya)mayan. İLE Anlasa/Dinlese de unutan, kayıtsız kalan. İLE Tutan/kaydeden, dönüştüren, işleyen, uygulayan. )


- BİLGİ ile/ve/||/<> ZORUNLULUK BİLİNCİ


- BİLGİNİN:
GÜVENİLİRLİĞİ ile/ve/<> ZORUNLULUĞU


- BİLGİSİZ ile/<>/>< ZEKİ

( Kendini, "mükemmel görme"ye eğilimli. İLE/<>/>< Yeteneklerini, "hafife alma"ya eğilimli. )


- (B)İLİM ve/||/<> ZİKİR ve/||/<> AŞK

( Aklın gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Sözün gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Gönlün gereği/terbiyesi/zekâtı. )


- BİLİNEN ile/ve/<> ZAMAN

( KNOWN vs./and/<> TIME )


- BİRDENBİRE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZAMANLA

( Çok az şey. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çoğu şey. )


- 1. TAAYYÜN ile/ve/> 2. TAAYYÜN ile/ve/> SEHER(/EZAN) ile/ve/> ZUHÛR

( Ruh. İLE/VE/> Beden. İLE/VE/> ... İLE/VE/> ... )

( [MUHAMMED] I. mim ile. İLE/VE/> II. mim ile. İLE/VE/> ... İLE/VE/> ... )


- BİSİKLET ve/<> ZAMAN


- BİT ile ZÜRAFA BİT


- BİYOKİMYA ile ZİMOLOJİ

( ... İLE/VE/||/<> Biyokimyanın, mayalanmayla/fermentasyonla ilgilenen dalı. )


- KENDİNDE/Bİ-ZÂTİHİ ile/ve/||/<> ÖZCE(/ÖZÜ İTİBARI İLE)/ZÂT-EN[<>/||/>< SIFAT-EN]


- BORÇ PARA:
KENDİ ile/ve/değil ZAMAN

( Verilen ve alınacak borç para, paranın kendi değil kişiye kazandıracağı zamandır. Verilecek paranın oranına göre düşünülmemelidir! )


- BOYKOT ile/ve/<> ZARAR ETTİREREK KARŞILIK VERME


- BUDA = ZÜLKÜF (A.S.)


- BULUŞMADA ve YAŞAMDA:
GEÇ ile/değil/yerine/>< ZAMANINDA ile/değil/yerine/>< (")ERKEN(")

( Kabul edilemez olan/olabilen. İLE/DEĞİL Geç kalınmış olan/olabilen. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanında olan/olabilen. )

( Unacceptable. VS. Late. VS. On time. )

( AT MEETING and LIFE:
[not] LATE vs./but ON TIME vs./but (")EARLY(") )


- [BU/ŞU/O] ANLAMI:
"TAHSİL ETMEK" ile/ve/||/<>/>/< ZEVK ETMEK


- ÇAĞDAŞ = CONTEMPORARY[İng.] = CONTEMPORAIN[Fr.] = ZEITGENÖSSISCH[Alm.] = CONTEMPORANEO[İt.] = CONTEMPORÁNEO[İsp.]


- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ

( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )


- CÂHİL ile/ve/<> ZÂLİM

( Sorgulamayan. İLE/VE/<> Sorgulatmayan. )

( Hiçbir şey, eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz. )


- CAHİLLER ile ZEKİLER

( Kendilerini, mükemmel görmeye eğilimlilerdir. İLE Yeteneklerini, hafife almaya eğilimlilerdir. )


- ÇALIŞKAN/LIK ile/ve/> ZEKİ/LİK

( Çalışkan ve alçakgönüllü kişiler, şansı yakalayacaktır. )

( Çalışan kişi, sürekli saf; tembel ise hilekârdır. )

( ... ile/ve/> BÂZIK )

( DILIGENCE vs./and/> TO BE INTELLIGENT )


- ÇAMUR ile ZİFOS[Yun.]

( ... İLE Yerden sıçrayan çamur. )


- CAN = TİRİM = PSYCHY[İng.] = ÂME[Fr.] = ANIMA, VITA[Lat., İt.] = LEBENSHAUCH, DAS BELEBENDE[Alm.] = TO PNEUMA, HO ZÕN[Yun.] = ALMA[İsp.] = ZIEL[Fel.] = SJÆL, İLDSJÆL[Dan.] = DUH[Rus.]


- ÇAN ile/ve ZİL ile/ve GONG


- CANLANDIRMA ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRME ile/ve/||/<> DERİNLEŞTİRME

( Özellikle de görselde... )


- CANLI = TİRİG = ZENDE, CÂNAVAR(CÂNOMANDÂN: CANLILAR)[Fars.] = HAYY[Ar.] = LIVING THING[İng.] = ÊTRE VIVANT[Fr.] = VIVO, ANIMAL[Lat.] = DAS BESEELTE, DAS LEBEWSESEN, DAS LEBENDIGE, DAS BELEBTE[Alm.] = TO ZÕN[Yun.] = VIVENTE[İt.] = LO VIVO[İsp.] = LEVEND WEZEN[Fel.] = LEVENDE VÆSEN[Dan.] = JIVAYO SUŞŞESTVO[Rus.]


- CART-CURT ile/<> ZART-ZURT

( Göz korkutmak ya da övünmek amacıyla abartılı konuşma. İLE/<> Kendini önemli kişi olarak göstermek için yüksekten atıp tutarak çıkışma, kaba kuvvet gösterisi. )


- ÇATIŞMA ile "ZITLIK"


- CAYDIRMA ile/ve/||/<>/> ZORLAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> YASAKLAMA


- CEBE[< Fars.] değil/yerine/= ZIRH, SİLAH


- CEB(İ)R[Ar.] değil/yerine/= ZOR, ZORLAMA | DÜZELTME, TAMİR ETME


- CEHÂLET/CÂHİL ile/ve ZULÜM/ZÂLİM

( Cahil kişi, kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir? )

( Zulümle âbâd olanın, sonu, berbâd olur. )

( IGNORANCE vs./and OPPRESSION/CRUELTY )

( ... ile/ve ADHARMA )


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FEVC[Ar.] ile SÜLLE[Ar.] ile ZÜMRE[Ar.] ile HİZB[Ar.]


- CENÂH ile/||/<> CENÂB ile/||/<> ZIMN

( Yan taraf. İLE/||/<> Evin yan tarafı, avlu (hürmet bildirilen sıfat olarak da kullanılır). İLE/||/<> İç taraf. )


- ÇENESİ DÜŞÜK/LÜK ile ZEVZEK/LİK


- ÇERÇEVE ile/ve/||/<> ZARF


- CERİDE ile/ve/||/<>/> ZÂBİT CERİDESİ


- (ÇEŞİTLİ) BİTKİSEL/HAYVANSAL YAĞLAR yerine ZEYTİNYAĞI!

( )


- CEVR[Ar.] ile ZULM[Ar.]


- CEYLAN/CEREN/CERAN ile ZEREN

( ... İLE Moğolistan'daki ceylanlara verilen ad. )


- CEYLAN ile ZÜRAFA CEYLANI


- ÇİÇEK SAPI = ZENEB-İ ZEHRE = PÉDONCULE, PÉDICELLE


- ÇİÇEK = ZEHRE = FLEUR


- ÇIKARIMIZI GÖZETMEK ile/ve/değil/yerine/<> ZARAR GÖRMEMEK


- ÇİLECİLİK = ZÜHDİYE = ASCETISM[İng.] = ASCÉTISME[Fr.] = ASKESE, ASKETIK[Alm.] = ASKEIN[Yun.]


- CİLTTE:
YEK-ŞAH ile/ve/||/<> YAZMA ile/ve/||/<> GÖMME(ŞEMSE)[SOĞUK ve MÜLEMMÂ] ile/ve/||/<> CİHAR ile/ve/||/<> EBRU ile/ve/||/<> ZER-DUA ile/ve/||/<> SİM-DÜZ ile/ve/||/<> LAKE ile/ve/||/<> ZİLBAHAR[BAKLAVA] ile/ve/||/<> MEMLÛK(KAHVERENGİ) ile/ve/||/<> SELÇUK


- ÇIPLAK/LIK ile/ve/değil/||/<>/> ZAMAN ÜSTÜ/LÜK


- CİSİM ile/ve ZAMAN


- CIVA[Fr. < CİVE] ile ZİNCİFRE/ZİNCEFRE[Ar. < ZİNCEFR/ZUNCUFR]/SÜLÜĞEN

( ... İLE Kırmızı renkli doğal cıva sülfür. | Kırmızı kurşun oksidin. )


- ÇOĞALTMA ile/ve ZENGİNLEŞTİRME

( DIFFRACTION avec/et ... )

( TEKÂSÜR/TEKSÎR[< KESRET] ile/ve ... )


- ÇOKTAN ile/ve/<> ZÂTEN


- ÇÜNKÜ ... ile ZİRÂ ...


- CYN-/CYNO- ile/||/<> CAUD-/CAUDO- ile/||/<> ICHTHY-/ICHTHYO- ile/||/<> ACARO- ile/||/<> ARACHNO- ile/||/<> TERAT-/TERATO- ile/||/<> ZO-/ZOO-

( Köpek. İLE/||/<> Kuyruk. İLE/||/<> Balık. İLE/||/<> Kene, uyuz. İLE/||/<> Örümcek, ince ağ benzeri yapı [araknoid: Beyin zarlarından biri]. İLE/||/<> Canavar. İLE/||/<> Hayvanla ilgili. )


- DALGALI/ALTERNATİF AKIM ile DOĞRU AKIM ile KUVVETLİ AKIM ile ZAYIF AKIM

( Belirli ve eşit zaman aralıkları ile yeğinliği aynı değer ve yönde olarak değişen elektrik akımı. İLE İletken bir devre üzerinde, hep aynı yöne doğru giden elektrik akımı. İLE Aydınlatmada ve makinelerin çalıştırılmasında kullanılan akım. İLE Yapıda, zil, telefon, anten, yangın ihbar düzeni gibi iletişim aygıtlarını işletmekte yararlanılan akım. )


- DARÂ'AT[Ar.] ile ZÜLL[Ar.]


- DAYANAK/DAYANGAÇ ile/ve ZEMİN

( SUPPORT/BASE vs./and SOIL/GROUND )


- [ne yazık ki]
DAYATMA ve/||/+/<>/> ZORBALIK


- DAYATMA ile/ve/</değil ZORUNDA BIRAKMA


- DAYATMA ile/değil/yerine ZORUNLULUK


- DEĞİŞİM:
KIRILINCA ile/ve/||/<> KANDIRILINCA ile/ve/||/<> ÇOK FAZLA ŞEY ÖĞRENİNCE ile/ve/||/<> ÂŞIK OLUNCA ile/ve/||/<> ZORDA/ZORUNDA KALINCA


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK


- DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRMEK


- DELİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< ZIRVA BULABİLMEK

( "Deliyim" demek bir şey değil. Önemli olan, zırva bulabilmek. )


- DELV[Ar.] ile ZENÛB[Ar.]


- DEMOKRATİK TOPLUMUN GEREĞİNDE:
ÖLÇÜLÜLÜK ve/||/<> ZORLAYICI TOPLUMSAL GEREKSİNİM ve/||/<> SON ÇÖZÜM İLKESİ


- DENEYİM ile/ve/||/<> ZİHİNSEL/OLGUSAL DENEYİM


- ÖĞRENME:
DENEYSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL


- DENİZ KAPLUMBAĞALARI ALT SINIFLARINDA:
SİNİ ile D.KAPLUMBAĞASIGİLLER ile ZEYTİN RENKLİ ile ARCHELON ile PROTOSTEGA ile TOXOCHELYIDAE ile THALASSEMYDIDAE ile PROTOSTEGIDAE

( İki yılda bir çiftleşirler.[Altı yuvaya kadar, her yuvaya yüzden fazla yumurta bırakabilir.][Yavrular, yaklaşık altmış günde yumurtalarından çıkar.] İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )


- DERGİ/GAZETE OKUMAK ZAMANINI VE YERİNİ BİLMEK[ARKADAŞ VE YAKINLARIN YANINDA değil!]


- DERT HALİ ile ZEVK HALİ


- DHYANA[Sansk.] = CH'AN[Çince] = ZEN[Jap.]


- DİASPOR ile/||/<> ZİRKON

( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir taş. )

( Mohs Sertlik Derecesi: 6.5-7 İLE/||/<> 7.5
Işık Kırma İndisi: 1.70-1.75 İLE/||/<> 1.92-1.98
Rengi: Renk değiştiren İLE/||/<> Kahverengi, kırmızı, yeşil
Molekül yapısı: AlO(OH) İLE/||/<> ZrSiO4 )


- DİASPOR ile/||/<> ZULTANİTE

( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Türkiye'de çıkarılan ve diasporun tecimsel adı. )


- DİKKAT ile/ve/||/<>/> RİKKAT( ile/ve/||/<>/> ZARÂFET ile/ve/||/<>/> MELÂHAT)

( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Kalpte. İLE/VE/||/<>/> Eylemde. İLE/VE/||/<>/> Yüzde. )

( İlgi, özen. İLE/VE/||/<> İncelik. | Merhamet, acıma. İLE/VE/||/<>/> Aklı, kötü düşüncelerden, kuruntu/vehm ve kuşku/şüphe/zanlardan arındırmak. İLE/VE/||/<>/> Güzellik, yüz güzelliği. )

( [özellikle] Kullandığımız sözcüklerde. İLE/VE/||/<> Kurduğumuz tümcelerde. İLE/VE/||/<>/> Davranışlarımızda. İLE/VE/||/<>/> Bakış ve duruşumuzda. )

( ATTENTION vs./and/||/<>/> GRACE vs./and/||/<>/> ELEGANCE vs./and/||/<>/> BEAUTY )


- DİL:
GÖNÜL "KARIŞTIRAN" ile/ve/||/<> ZİHİN KARIŞTIRAN


- DİLİNİ ANLAMAK ile/ve/<>/||/değil ZEVKİNİ ANLAMAK


- DİN ile/değil/||/<> ZAN


- GEREKSİNİM/LER:
DİRİMSEL ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL

( Sınırlı. İLE/VE/||/<>/> Sınırsız. )


- DIŞ DÜNYADAKİ VAROLAN ile ZİHİNDEKİ VAROLAN ile DİLDEKİ VAROLAN ile YAZILI VAROLAN

( Dünya size, karşı konulmaz biçimde gerçek görünür, çünkü her an onu düşünmektesiniz; onu düşünmeyi bırakın, o sis içinde eriyip gidecektir. )

( EXIST AT OUT vs. EXIST AT MIND vs. EXIST AT LANGUAGE vs. EXIST IN WRITTEN )


- DİŞ PROTEZİNDE:
PORSELEN ile/değil/yerine/> ZİRKONYUM

( )


- DİŞ = TOOTH[İng.] = DENT[Fr.] = ZAHN[Alm.] = DENTE[İt.] = DIENTE[İsp.]


- DİŞİ ÇİÇEK = ZEHRE-İ MÜENNES = FLEUR FEMELLE


- DOĞA ile/ve ZORUNLULUK


- OLASILIK:
DOĞADA/DEVİMDE/NESNELERDE ile/ve/||/<>/> DAVRANIŞTA/EYLEMDE(KİŞİDE) ile/ve/||/<>/> ZİHİNDE/DÜŞÜNCEDE/SÖZDE


- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR

( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )


- HAREKET:
DOĞAL ile/ve/||/<> ZORLAMALI


- DOĞAL ile/ve/<>/değil ZORUNLU

( [not] NATURAL vs./and/<>/but COMPULSIVE )


- DOĞAN/ATMACA/SAKR[Ar.] ile ZAĞANOS/BÎSER/BÎSERE[Fars.]


- DOMİNO ETKİSİ ile/ve/||/<> ZİNCİRLEME ETKİ


- MİNERALLERDE:
DÖRT YÜZLÜ ile/ve/||/<> ZİNCİR ile/ve/||/<> YAPRAK

( Dünyada en bol bulunan mineraller, silisyum, oksijen ve demir gibi öteki öğelerden oluşan silikatlardır. Bir silikat mineralinin en baskın yapısal bileşeni merkezinde bir silisyum atomu bulunduran ve dört oksijen atomundan oluşan bir dört yüzlüdür. Farklı silikat minerallerinde, birbirine göre farklı biçimlerde sıralanan ve farklı öğelerden oluşan bir karışım içeren silisyum-oksijen dört yüzlüleri bulunur. )


- DÜRTÜ ile/değil/ne yazık ki/||/<>/> ZORLAMA

( [not] DRIVE vs./||/<>/>/but ENFORCE )


- DURUMUNDA OLMAK ile ZORUNLULUK

( BEING IN THE STATE OF vs. OBLIGATION )


- DÜŞÜNCE, DÜŞÜNMEK yerine ZAMANINDA DÜŞÜNMEK

( Düşünce, düşünce başlar. [yere/aşağı düşünce!][düşen, düşünce/düştükten sonra anlar/bilir!] )

( "Melek Şehri" filmini de izlemenizi salık veririz. )


- DÜŞÜNCELERİN, ...:
DENETLENEMEYECEĞİ KUŞKUSU/ZANNI ile/ve/||/<>/> ZARAR VEREBİLECEĞİ KUŞKUSU/ZANNI


- DUYARLILIK ile/ve ZEKÂ


- DUYU ile/ve/||/<>/> ZİHİN ile/ve/||/<>/> AKIL

( "Çırak". İLE/VE/||/<>/> "Kalfa". İLE/VE/||/<>/> "Usta". )


- DÜZ (DOKUNMUŞ) ile/ve SUMAK ile/ve CECİM/CİCİM ile/ve ZİLİ ile/ve HEYBE

( ... İLE/VE ... İLE/VE Nakışlı ve ince. Sivas/Divriği bölgesinde. İLE/VE Ağrı/Patnos, Çanakkale bölgelerinde. İLE/VE Urfa bölgesinde. )


- DÜZELTME ile/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRME


- EBNÂ ile/||/<> EBNÂ-YI EBNÂ ile/||/<> HAFÎD ile/||/<> MAHDÛM ile/||/<> ZÂDE ile/||/<> BENÛN ile/||/<> BİN ile/||/<> BİNT ile/||/<> ASLAH/ESLAH ile/||/<> EKBER ile/||/<> KEBÎR ile/||/<> KEBÎRE

( Oğullar. İLE/||/<> Kız ve erkek çocukları/torunları tanımlar. İLE/||/<> Torun. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Üç ya da daha çok çocuk. İLE/||/<> Oğul. İLE/||/<> Kız. İLE/||/<> En uygun [vakfiyelerde en uygun oğul]. İLE/||/<> Daha/en/pek büyük. [vakfiyelerde geçer]. İLE/||/<> Yaşça büyük. İLE/||/<> Büyük kız çocuk [vakfiyelerde geçer]. )


- EBNÂ[Ar.] ile ZÜRRİYET[Ar.]


- EDEB ile/ve/<> ZARÂFET


- EK ile ZAM


- EKSİK ÇİÇEK = ZEHRE-İ NÂKISA = FLEUR INCOMPLÈTE


- EKSİK ile ZAYIF

( LACKING/DEFICIENCY vs. WEAK )


- ELEKTRO-ZAYIF ETKİLEŞİM:
ELEKTROMANYETİK ETKİLEŞİM ve/+/||/<> ZAYIF ETKİLEŞİM


- ELHAMDÜLİLLAH:
DUA ile/ve ZİKR (OLARAK)


- ENGEL ile/ve ZAHMET

( OBSTACLE vs./and BOTHER )


- ENTOKSİKASYON/İNTOXICATION[İng.] değil/yerine/= ZEHİRLENME


- EREK = GAYE = PURPOSE, END[İng.] = FIN[Fr.] = ZWECK[Alm.] = FINIS[Lat.] = TELOS[Yun. < TELEUTE]


- ERKEK ÇİÇEK = ZEHRE-İ MÜZEKKER = FLEUR MÂLE


- ERKEN ile/ve/<>/değil/yerine ZAMANSIZ


- ERKEN/DEN ... ile/değil/yerine ZAMANINDA/SAATİNDE ...


- ERKİN KORAY ve/||/<>/> ZÜLFÜ LİVANELİ ve/||/<>/> HALUK LEVENT |
ve/||/<>/>
YAŞAR

( www.FaRkLaR.net/YASAR | www.yasaronline.net )

( )

( )

( )

( )


- EŞYA ile ZIMBIRTI/DIMBIRIT


- EVİNİ ve/||/<>/< ZİHNİNİ/KALBİNİ

( Konuk gelecekmiş gibi temiz tut! VE/||/<>/< Ölüm gelecekmiş gibi temiz tut! )


- EVRÂK-I MÜSBİTE ile/||/<> ZABIT KAYITLARI ile/||/<> DÂİMİ KAYITLAR ile/||/<> YOKLAMA KAYITLARI ile/||/<> MAZBATA

( Tapu sicilini tamamlayan belgeler. İLE/||/<> Tapulama(kadastro) görmeden önce taşınmazlarla ilgili tutulan tapu kayıtları. İLE/||/<> Tapu Yönetimlerinde iş sahiplerinin başvurusu üzerine tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Rumi 1288 - 1325 tarihleri arasında miri arazinin, yetkili memurlar tarafından mahalline gidilerek, yerinde görülüp incelenerek tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Tutanak. )


- ... GERÇEKLİK:
EVRENSEL/BÜTÜNCÜL ... ile/ve/||/<> FİZİKSEL ... ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ... ile/ve/||/<> ÖZNEL ... ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL ...


- EVRENSELLİK ile/ve/<>/< ZORUNLULUK


- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ile ZITLIK

( DIALECTIC vs. CONTRARINESS )


- EZİYET ile/değil/yerine ZAHMET


- FAKİR OLUP DA SABRETMEK ile/ve/<> ZENGİN OLUP DA ŞÜKRETMEK

( İkisi de "pek kolay değil" diye "görülse/zannedilse" de asıl olan, her koşulda ve özellikle de uclarda ve uçurumlarda, yani maddî fakirlik ve zenginlikte, sabır göstermek ve şükrü edâ etmektir. )


- FAKİR ile ZÜĞÜRT


- FAKİRİN CANI değil/yerine "ZENGİNİN" MALI


- FAKİRİN SABRI ile ZENGİNİN SABRI

( Gaflette olduğu halde, zevkte/neşede olmadığı halde, tüm olumsuz koşullara karşın istikâmet üzere devam etmek. İLE Çok yalnız olduğu, çok ikram ettiği halde bile taşkınlık yapmayarak istikâmet üzere devam etmek. )


- FARK ile ZIT

( DIFFERENCE vs. THE OPPOSITE )


- [ne yazık ki]
!"FAŞİST/LİK" ile/değil/yerine !ZORBA/LIK


- FELSEFE KONUŞMAK:
KEYFÎ değil ZORUNLULUKLA


- FELSEFE ile/ve ZEN

( Zen is not about eliminating thoughts but illuminating them. )

( ZEN KİTAPLARI

ZEN BUDİZMİ
( İLHAN GÜNGÖREN - YOL )

ZEN
( ARMAĞAN BİRGİL - OKYANUS )

ZEN YOLU / TASAVVUF YOLU
( OSHO - BHAGWAN SHREE RAJNEESH
ÇEVİRİ:SERTAÇ KARTAL - OKYANUS )

ZEN ETİ, ZEN KEMİĞİ
( PAUL REPS - ÇEV: NEVZAT ERKMEN - YOL )

LİDERLİK SANATI ZEN DERSLERİ
( THOMAS CLEARY - ÇEV: ŞEN SÜER KAYA - ANAHTAR )

ZEN YOLU VE ZEN BUDİZM'İN İLKELERİ
( ALAN WATTS - ÇEV: SENA UĞUR - )

TAOCULUK, ZEN VE BATI KÜLTÜRÜ
( ALAN WATTS - ÇEV: İLHAN GÜNGÖREN - YOL )

GÜNDELİK YAŞAMDA ZEN
( ADELHEID MEUTES, JUDITH BASSERT - ÇEV: SEDA TOKSOY - OKYANUS )

ZEN BUDİZMİ YOLU
( PROF. EUGENE HERRIGEL - BİLYAY VAKFI )

ZEN VE NEY-ZEN
( ÖMER TULGAN - YOL )

ZEN ZİHNİ BAŞLANGIÇ ZİHNİDİR
( SHUNRYU SUZUKI - ÇEV: CEM ŞEN - DHARMA )

ZEN VE OKÇULUK
( EUGEN HERRIGEL - ÇEV: O. CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

ZEN KAÇIKLARI
( JACK KEROUAC ÇEV: NEVZAT ERKMEN - SÖZ )

ZEN VE ÇİÇEK YOLU
( GUSTIE L. HERRIGEL - ÇEV: O. CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

ZEN VE MOTOSİKLET BAKIM SANATI
( ROBERT M. PIRSIG - ÇEV: SÜHA SERTABİBOĞLU - AYRINTI )

DOLMUŞA BİNME VE DOLMUŞTAN İNME SANATINDA ZEN
( CEM ŞEN - DHARMA )

ZEN VE YARATICI YÖNETİCİLİK
( ALBERT COW - ÇEV: AHMET FETHİ - ETİ )

ZEN VE SAVAŞ SANATLARI
( JOE HYAMS - ÇEV: CEM ŞEN - YOL )

ZEN BAHÇESİ
( MUSTAFA YILAMAZER - DOST )

İKEBANA ZEN VE ÇİÇEK YOLU
( GUSTIE L. HERRIGEL - ÇEV: CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

KARETEDE ZEN
( C.W. NICOL - ÇEV: CEMAL GÜNGÖREN - YOL )

TAOCULUK, ZEN VE BATI KÜLTÜRÜ
( İLHAN GÜNGÖREN - YOL )

KEDİLER İÇİN ZEN
( ALFRED BIRNBAUM, RIKU KANMEI - DHARMA )

BÜYÜK ZEN DÜĞÜNÜ
( CHARLES BUKOWSKI - ÇEV: AVİ PARDO - METİS )

ZEN WISDOM
( WIZARD & GENIUS, CHEERFUL JOYS )

)


- FERÂSET ile/ve ÂGÂH ile/ve ZİKİR

( Gözün uyanıklığı. İLE/VE Kulağın uyanıklığı. İLE/VE Kalbin uyanıklığı. )


- FEV/FORCED EXPIRATORY VOLUME[İng.] değil/yerine/= ZORLU SOLUK VERME OYLUMU


- FEVZ[Ar.] ile ZAFER[Ar.]


- FİKİR ile/ve ZİKİR

( Felsefe. İLE Tasavvuf. )


- FİKİR ve/> ZİKİR ve/> ŞÜKÜR


- FİLMDE:
HAREKET İMGELEMİ ile/ve/||/<> ZAMAN İMGELEMİ


- FITNAT[Ar.] ile ZEKÂ[Ar.]


- FİTNE ile/ve/=/||/<> ZAAF


- FİZİK YASALARI bakışımsal[simetrik]/||/= ZAMAN


- FİZİKSEL) NEDENSELLİK ile/ve/değil/||/<>/>/< ZİHİNSEL NEDENSELLİK


- FÜG/FUGUE[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL KAÇIŞ


- FVK/FORCED VITAL CAPACITY[İng.] değil/yerine/= ZORLU YAŞAMSAL SIĞA, ZORLU VİTAL KAPASİTE


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ve/||/<> ZARLARIN RASTGELELİĞİ

( Tüm olasılıklar ve en çok sayının çıkma olasılığındaki zirveler/pikler...
TEK ZAR ATIŞINDA = Her biri için eşit olasılık.
2 ZAR ATIŞINDA = 7[1+6]'nın gelmesi.
3 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 11 olması.
4 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 14 olması. )

( )


- GEDO ZEN ile/değil/yerine/>< ZEN

( Sadece olağanüstü, doğaüstü güçler elde etmek için yapılan uygulamalar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


- GELİŞMİŞ ÜLKE:
YOKSULLARIN BİLE ARABAYA BİNDİĞİ ÜLKE
değil/yerine/><
VARSILLARIN BİLE OTOBÜSE BİNDİĞİ ÜLKE


- GERÇEK KİŞİ:
[ya] KAÇAR ile/ve/||/<> "ZARAR VERİR"


- GEREKÇE ile ZORLAYICI GEREKÇE

( REASON vs. REASON IN FORCE )


- GEREKLİ/LİK ile ZORUNLU/LUK

( Hiçbir şey gereksiz değildir, hiçbir şey kaçınılmaz da değildir. )

( NECESSARY(NECESSITY) vs. COMPULSIVE/NESS
Nothing is necessary, nothing is inevitable. )


- GEREKSİNİM ile ZORUNLULUK

( NEED vs. OBLIGATION )


- GERİ ZEKÂLI değil/yerine ZEKÂ GERİLİĞİ

( Hakaret. DEĞİL/YERİNE Durum. )


- GHOOM MANASTIRI(YİGA CHOELING) ile/ve/<> ZANG DHOK MANASTIRI

( Sıkkım'da: Sarı tarikatın manastırıdır. İLE Kırmızı şapkalı tarikatı[Phodans] manastırıdır. )


- GIYBET(ÇEKİŞTİRME, DEDİKODU) ile/ve ZİNÂ

( Gıybet dili yakar. )


- GİYDİKÇE AÇILIR ile/ve/||/<> UZADIKÇA ŞEKİL ALIR ile/ve/||/<> ZAMANLA UNUTURSUN

( Tezgâhtarın "kandırmacası"/kaktırması. İLE/VE/||/<> Kuaförün "kandırmacası"/kaktırması. İLE/VE/||/<> "Arkadaşın" kayıtsızlığı. )


- GÖL ile ZİFT GÖLÜ

( ... İLE Trinidad Tobago'da bulunan bu gölden, ham petrol ve bitum fay hattından sızarak neredeyse sonsuz bir asfalt havuzu ve kendine özgü bir ekosistem oluşmuştur. )

( LAKE vs. PITCH LAKE )


- GÖSTERGE = İŞARET = SIGN[İng.] = SIGNE[Fr.] = ZEICHEN[Alm.] = SIGNUM[Lat.] = SENAL[İsp.]


- GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN

( Gövde ile gövdede barınan bilinç arasında zihin yer alır. )

( Gövde, ölçüsünü bilir, ama zihin bilmez. )

( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )

( Gövde, dış varlığı, bilinç iç varlığı tanımlar, saf farkındalık halinde ise En Yüce Olan'la temas kurulur. )

( Gövdenin ötesine geçmek için sağlıklı olmalısınız; zihnin ötesine geçmek için ise zihniniz kusursuz bir düzen içinde olmalı. )

( BODY vs./and/<> MIND
Between the body and the indwelling consciousness lies the mind.
The body knows its measure, but the mind does not.
The body defines the outer self, consciousness the inner, and in pure awareness the Supreme is contacted.
To go beyond the body you must be healthy; to go beyond the mind, you must have your mind in perfect order. )


- GÖVDE ve/||/<> ZİHİN ve/||/<> KALP ve/||/<> HİÇ

( Deneyim aradığımızda. VE/||/<> Bilgiyi aradığımızda. VE/||/<> Tanrı'yı aradığımızda. VE/||/<> Hakikati aradığımızda. )


- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR


- GÖZE ile ZOOSPOR[Fr. < Yun. ZOON: Hayvan. | SPOROS: Tohum.]

( ... İLE Suda yaşayan mantarlarda ve suyosunlarında bulunan, selüloz zardan yoksun, üzerindeki iki ya da daha çok titrek tüyle devinen üreme gözesi. )


- GÜÇ ile/ve/||/<>/>< "ZAYIFLIK"

( Güçlü ağaç, meyve vermede acele etmez. )

( Zayıflık, güçlü özelliklerin "fazla kullanılmasıdır". )


- GÜÇ ile ZOR


- GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ ile/ve/+/||/<> ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ

( Kararlılar. İLE/VE/+/||/<> Kararlı değiller. )


- KUŞKU:
GÜÇLÜ ile ZAYIF


- GÜÇLÜ(") ile/ve/||/<> (")ZENGİN(") ile/ve/||/<> (")AKILLI(")

( Hırslarını yenen. İLE/VE/||/<> Durumundan memnun olan. İLE/VE/||/<> Herşeyden ve herkesten öğrenen. )


- GÜNAH ile ZELLE

( Cüzzî irade ile. İLE Küllî irade ile. )


- GÜNAH ile ZENB

( ... İLE Cezayı gerektirecek günah. )


- GÜNAYDIN ve/<> ZİHNAYDIN


- GÜVEN = CONFIDENCE[İng.] = SÉCURITÉ[Fr.] = ZUVERSICHT[Alm.] = SECURITAS[Lat.]


- HAFIZA ile/ve ZİKİR


- HAK ile/ve/||/<>/>/< ZORUNLULUK

( RIGHT vs./and/||/<>/>/< OBLIGATION )


- HAKÎKAT[Ar.] ile ZÂT[Ar.]


- HAKİKÎ:
AYNÎ/HARİCÎ ile/ve/<> ZİHNÎ

( NEFS EL-EMR )


- [ne yazık ki]
HAKKINI ARAMAK ve/||/<>/&gt;&lt;/> ZULÜM/ZALİM

( Bazı "kişilerin" nasıl zâlimleştiğini görmek istiyorsak, hakkımızı aramayı denemek yeterli olacaktır. )


- HALİL İBRAHİM SOFRASI ile ZEKERİYÂ SOFRASI


- HALK ile/değil ZUHUR

( Yaratılma. İLE/DEĞİL Dışlaşma. )


- HAREKET ve/> TİN/PSİŞE ve/> ZEKÂ

( Değiştirir. VE/> Birleştirir. VE/> Dönüştürür. )

( Alterates. AND/> Combines. AND/> Tranforms. )

( MOVEMENT and/> PSYCHE and/> INTELLIGENCE )


- HARİÇ:
FARAZÎ ile ZİHNÎ


- HÂRİCÎ ile/ve ZİHNÎ ile/ve LİSÂNÎ ile/ve LUGÂVÎ/KİTÂBÎ


- HASAR[Ar.]/DAMAGE[İng.] değil/yerine/= ZEDELENME


- HATALU'L-LİSÂN[Ar.] ile ZELEKU'L-LİSÂN[Ar.]


- HAVZ ile ZÂT DERYASI

( ZÂT DERYASI )


- HERKESİN:
"BEYNİ" değil ZİHNİ
:FARKLI ÇALIŞIR


- HİCV[Ar.] ile ZEMM[Ar.]


- HIFZ[Ar.] ile ZABT[Ar.]


- HİS (ETMEK) ile/değil/ne yazık ki ZANNETMEK


- HİS (ETMEK) ile/değil ZAN


- HOPLAMAK ile ZIPLAMAK


- HÛB[Ar.] ile ZENB[Ar.]


- HUDÛ'[Ar.] ile ZÜLL[Ar.]


- HUDUS ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> NİSAP ile/ve/||/<> GÜN ile/ve/||/<> RES ile/ve/||/<> KÂBE ile/ve/||/<> NEŞV-Ü-NEMÂ ile/ve/||/<> KAST VE NİYET ile/ve/||/<> HÜKÜMLER ile/ve/||/<> BEKÂ ile/ve/||/<> MEŞRÛ TASARRUF


- HÜSN-Ü HATT:
FAKİR İÇİN ile/ve/||/<> ZENGİN İÇİN ile/ve/||/<> HİKMET SAHİPLERİ İÇİN

( Mal. İLE/VE/||/<> Güzellik. İLE/VE/||/<> Olgunluk. )


- HUZUR ve/<> ZEVK ve/<> AŞK


- İBÂDET/BULUŞMA/TOPLANMA YERLERİ'NDE:
CAMİ/MESCİD ile/ve CEMEVİ ile/ve KİLİSE(< EKLESIA | BÎA[Ar. çoğ. BİYÂ'], DEYR[Fars.] ) ile/ve HAVRA[İbr.]/SİNAGOG[Yun.]/TABERNACLE ile/ve BURKAN EVİ/PAGODA[< OHATAGORBA/DATUGARBA (< GORBA/GARBA[< RAHİM/UTERUS])], VİHARA ile/ve ŞRAYN/SHRINE ile/ve PRASADA ile/ve ZİGURAT ile/ve (DOĞA) ile/ve FU YUN-SE ile/ve GÜNEŞ MÂBEDİ

( İslâm'da. İLE/VE Alevilik'te. İLE/VE Hristiyanlık'ta. İLE/VE Yahudilik'te/Kabala'da. İLE/VE Burkancılık'ta/Budizm'de. İLE/VE Şintoculuk'ta. [Buda heykeli bulunmaz] Mezopotamya'da, Sümerler'de ilk tapınaklardır. İLE/VE Hind mâbedi. İLE/VE Şamanlık'ta. İLE/VE Şamanlık'ta.[Çinlilerin verdiği addır.] İLE/VE Dünyadaki 7 güneş mâbedinden 4'ü Türkiye'de, Fırat'tadır. )

( HOCA/DRUİT/MAKA[Tatarca] ile/ve DEDE/DEDE-BABA ile/ve PAPAZ ile/ve HAHAM ile/ve GURU, LAMA ile/ve ... ile/ve ... ile/ve "BÜYÜCÜ/ARRÂFE" ile/ve ... ile/ve KAM ile/ve ... )

( SANAL CAMİLER )

( GELENEKTEN GELECEĞE CAMİLER - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU, ZELİHA KUMBASAR )

( Hünkâr[Sultan] Mahvil'lerinin girişi Kıble'dedir. )

( Yüreğinde bir tapınağı olmayan, hiçbir tapınakta bulamaz yüreğini! )

( CAMİLERİN İLGİNÇ ÖYKÜLERİ... )


- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK


- İÇ ve/=/<> ZİHİN/DÜŞÜNCE


- İCBÂR/CEBRETME[Ar.] değil/yerine/= ZORLA(N)MA


- İÇİMDEN GELMİYOR ile/ve ZİHNİMDEN GEÇMİYOR


- İHTİYÂRÎ VAKİT ile/ve/<> ZARURÎ VAKİT


- 2(İKİ) ile Z (HARFİ)


- İLÂH ve/||/<>/= ZAN


- [ne yazık ki]
İLETİŞİMSİZLİK:
"ANLAMSIZ KIRGINLIKLAR" ve/||/<> "BEKLENTİ" ve/||/<> "ZAMAN KAYBI"


- İLGİ ve/> BİLGİ ve/> ZEVK

( INTEREST and/> KNOWLEDGE and/> PLEASURE )


- İLGİ ile/ve/<> ZEKÂ

( Zekâ, özgürlüğe açılan kapıdır ve uyanık dikkat, zekânın anasıdır. )

( Intelligence is the door to freedom and alert attention is the mother of intelligence. )

( INTEREST vs./and/<> INTELLIGENCE )


- İLİM >< ZANN


- İLKE ile/ve/||/<> ZEMİN


- İLKESELLİK ve/||/<>/< ZORUNLULUK


- ILM/İLM[Ar.] ile/>< ZANN[Ar.]


- ILM/İLM[Ar.] ile ZİKR[Ar.]


- İLMÎ ile/ve/değil ZEVKÎ


- İMÂLE ve ZİHÂF

( ... VE İbarede uzun okunması gereken bir sesli harfin vezin zorunluluğuyla kısa okunması. )


- İNCE BAĞIRSAK ve/||/<> ZONULİN BAĞLARI


- İNCE DERİ, ZAR = ZAR = MEMBRANE


- İNCE ile/ve/<> ZAYIF


- İNCİR ve ZEYTİN

( TİN ve ZEYTÛN )

( Çok çekirdekli. VE Tek çekirdekli. )

( Tek/çok. VE 2 )

( Beyin. VE Gözbebeği. )

( KÂBE: Beyin. )


- İNCİTMEK ile/ve ZEDELEMEK

( TO HURT/INJURE/STRAIN vs./and TO BRUISE )


- İNSAN FELSEFESİNDE:
FİZİK ÖTESİ/METAFİZİK ve/<> VARLIKBİLİM/ONTOLOJİ ve/<> BİLGİBİLİM/EPİSTEMOLOJİ ve/<> ZİHİNBİLİM/PSİKOLOJİ ve/<> TOPLUMBİLİM/SOSYOLOJİ


- İNSAN, ZAMANDA değil ZAMAN, İNSANDA

( ... DEĞİL Sürekliliğiyle. )


- INTERVAL[İng.] değil/yerine/= ZAMAN ARALIĞI


- İNTİKÂL[Ar.] ile ZEVÂL[Ar.]


- İNTİSÂF değil/yerine/= ZAMAN, YARIYI BULMA


- IQ[AYKÜU] değil/yerine ZEKÂ


- ÎRÂD (ETMEK) ile/ve/<> ZİKR (ETMEK)


- ÎRÂD (ETMEK) ile/ve/<> ZİKR (ETMEK)


- [ne yazık ki]
İRTİKÂB ile/ve/||/<> RÜŞVET ile/ve/||/<> ZİMMET ile/ve/||/<> GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA

( [TCK md.] 250 ile/ve/||/<> 252 ile/ve/||/<> 247 İLE/VE/||/<> 257 )

( Kamu görevlisinin (memur, bilirkişi vb.), icra ettiği kamu görevinin kendine sağladığı nüfûzu kötüye kullanarak, muhatap olduğu kişilerden yarar sağlamaya ya da bu kişileri yarar sağlama yönünde vaatte bulunmaya yönlendirmesi ile oluşur. Kamu görevlisinin tek taraflı olarak mağdurun irâdesini etkilemesi sonucunda işlenen bir suçtur. Seçimlik hareketli bir suç olup kamu yönetiminin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasındadır. [ “Özgü suç” olarak kabul edilen suçlardandır.][İrtikap suçunun edimcisi, kamu görevlisidir. Kamu görevlisi dışındaki kişilerin irtikap suçu işlemesi olanaklı değildir. Kamu görevlisi olmayan kişiler, suça katıldıklarında, irtikap suçuna yardım etme ya da azmettirme gibi katılım vargıları gereği yargılanabilirler.]

İLE/VE/||/<>

Görevinin gereği olan bir işi yapması ya da yapmaması için doğrudan ya da aracılarla bir kamu görevlisine ya da başka bir kişiye çıkar sağlanması.[Dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.]

İLE/VE/||/<>

Üstünde olan şey. | Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara ya da para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para ya da eşya. | Birinin, yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para. | Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü.

İLE/VE/||/<>

Kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan genel bir suçtur. )


- İS MÜREKKEBİ ile/ve ZER/ALTIN MÜREKKEBİ


- İŞ ile/ve/||/<> ZAMAN

( Çok. İLE/VE/||/<> Az.["Yok" değil!] )


- İŞ ve/<> ZORLAYICILIK

( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )


- İŞARET = SIGN[İng.] = MARQUE[Fr.] = ZEICHEN[Alm.] = SEGNO[İt.] = SIGNO[İsp.]


- İSM[Ar.] ile ZENB[Ar.]


- İSRAF ile ZİYAN

( EXTRAVAGANCE vs. TO WASTE )


- ISRAR ile ZORLAMA


- İŞRET ve/> ZİLLET


- İSTEK ile/ve ZORUNLULUK


- ITRÎ ve/||/<> ZAHARYA(S)

( [Türk Mûsikîsi'nin ...] Süleymaniye Camisi. VE/||/<> SultanAhmet Camisi. )

( [vefat] 1711 ve/||/<> 1790? )


- İYİLİK ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL VE TOPLUMSAL İYİLİK(ÖDÖMONİ[Yun. < EUDOIMONIA])


- KAFANIN KARIŞMASI değil ZİHNİN BULANIKLAŞMASI


- KALBİN YOLU ile/ve/||/<> ZİHNİN YOLU

( Hoştur fakat tehlikelidir. VE/||/<> Sıradandır fakat güvenlidir. )


- KALP ile/ve ZAMÎR

( ... İLE/VE İç, içyüz. | Vicdan. | Gönlün içi. Gönülde geçen şey. Gönülde gizli olan sır. | [dilb.] Adın yerini tutan sözcük. )


- KANIT(LANABİLİRLİK) ile/ve/||/<> ZORUNLULUK


- KÂR ETMEYE ÇALIŞMAK ile/değil/yerine/< ZARAR ETMEMEYE ÇALIŞMAK


- KÂR["KAR" degil!] ile/ve ZARAR

( Fahiş olmamak kaydıyla çeşitli koşullara göre değişebilir. İLE/VE Neresinden dönülürse kârdır. )


- KARABOYA = ZAÇYAĞI

( Derişik sülfürik asit. )


- KARIŞMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ZORLAMAK


- KARMAŞIK/LIK ile/ve/<>/> ZOR/LUK


- KARMAŞIKLIKTA ve/||/<> UYUŞMAZLIKTA ve/||/<> ZORLUKTA | ve/||/<>
SÜREKLİLİKTE

( Yalınlığı bulmak. VE/||/<> Uyumu bulmak. VE/||/<> Çözümü bulmak. VE/||/<> Kendini bulmak/tanımak! )


- KARŞIT = ZIT = CONTRARY[İng.] = CONTRAIRE[Fr.] = KONTRÄR[Alm.] = CONTRARIUS[Lat.] = CONTRARIO/RIA, OPUESTO/TA[İsp.]


- KARŞITLIK" değil/yerine/>< ZEKÂ

( Uzlaşmaz karşıtlıklara düşkünlük, zekânın zayıflığındandır. )


- KASIRN ile ZEMHERÎR[ZÂM(Fars.): Kış. + HARÎR(Ar.): Uğuldayan.]/KARAKIŞ

( Kışın başlangıcı sayılan 08 Kasım günü başlayıp yazın başlangıcı sayılan 06 Mayıs'a [Hıdrellez'e] kadar süren zaman. İLE Aralık'ın 20'si ile Şubat'ın 01'i arasındaki ilk 40 günlük en etkili, soğuk/kara kış. )


- KATIR ile ZEEBRASSE/ZONKEY[İng.]

( ... İLE Eşeklerle çiftleştirilen zebraların yavrularına verilen ad. [her 10.000 melezden sadece biri doğurgandır] )


- KATRE[Ar. çoğ. KATER, KATARÂT] ile/ve/||/<> ZERRE[Ar.]

( Denizde/deryada. İLE/VE/||<> Güneşte/şemste. )


- KAVGA ile ZULÜM


- KAVRAM KARMAŞASI ile/değil ZİHİN/DÜŞÜNÜŞ KARMAŞASI


- KAVRAM:
ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/< ZORUNLULUĞUN BİRLİĞİ


- KAVRAM:
TANIMLAMAK ile/ve/||/<> ZORUNLULUKLARINI GÖSTERMEK


- KAVRAMSAL BİRLİK ile/ve/<> ZAMANSAL AYRIM


- KAYA ile ZIMPARA[Fars.]

( ... İLE Çok sert alümin billurlar kapsayan ve aşındırıcı olarak kullanılan doğal kaya. | Mane, tahta ve daha başka şeylerin yüzünü aşındırıp düzeltmeye ve parlatmaya yarayan, üstüne zımpara tozu yapıştırılan kalın kâğıt. )


- KAYISI ile/||/<>/< ZERDÂLİ[Fars.]

( ... İLE Kayısı ağacının, küçük meyveli bir türü. | Bu ağacın, acı çekirdekli meyvesi. )

( Aşılı. İLE/||/<>/< Aşısız. )

( ... cum PRUNUS ARMENIACA )


- KAYIT ile ZABIT (/TUTMAK)


- KAYNAKÇALARDA, OLAYIN/KİŞİNİN:
ZAMANI/DÖNEMİ ile/ve/<> ZAMANINA/DÖNEMİNE EN YAKIN


- KEKİK ile/ve/||/<> ZAHTER


- KEMÂL ve/> ZEVÂL


- KERTENKELE ile ZÜMRÜT KERTENKELE

( ... cum LACERTA VIRIDIS )


- KETEBE ile/ve SEVVEDE ile/ve NESEHA ile/ve HARRERE ile/ve NEMEKA ile/ve RAKAME ile/ve NAKALE ile/ve ZEBERE ile/ve SATARE ile/ve İSTİRAHE


- KEYFÎ DAYATMA ile ZORUNLU "DAYATMA"


- KEYFÎLİK ile/ve ZORUNLULUKTAKİ KEYFÎLİK

( ARBITRARINESS vs./and ARBITRARINESS IN OBLIGATION )


- KEYFİNİ SÜRMEK ile/ve/||/<> ZEVKİNİ ÇIKARMAK


- KEYİF ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< ZEVK

( Gövdesel/bedensel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Zihinsel. )

( Maddi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Manevi. )

( Üç duyudan biriyle [ya da ikisi/üçüyle] ten, organ, kas ve sinirlerin "az ya da çok" uyarımıyla "deneyimlenen".[Dokunma, tatma, koklama][yeme, içme, oturma/uzanma vb.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İki duyudan biriyle deneyimlenen.[Görme ve duyma][Felsefe, bilim, sanat, kitap okuma, düşünme, dinleme, söyleşi/sohbet] )

( Yatarak/yatmaktan, tembelikten, miskinlikten. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Hareketle/hareketten. )

( Bir şey yapmadan "yaşadığı"[nı zannettiği/n, "iddia ettiği/n"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazı şeyler yaparak, özen ve çaba göstererek, emek ya da ödün vererek elde ettiğimiz. )

( Yaşandığı oranda pişmanlığa götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yaşandığı oranda sevinç/neşe verir. )

( Canlılığa[hayvana/hayvansallığa] özgü.
[Hayvanlarda ve gövdemiz itibarı ile de canlılıkta ortaktır.] [Keyfin simgesi ve doruğu olan eşekte de vardır.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<
İnsana özgü. [Sadece insandadır, zihindedir.] )

( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kalıcı. )

( Dayatarak/dayatmacı. Sorumsuzca, kendi kendine, başı başında[Farsça "ser-ser-î"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Özgürce. Sorumluluğunu alarak/üstlenerek. Başı bağlı[Farsça "ser-best"] )

( Araçlı "duyum"/haz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Aracısız algılayış/idrak. )

( Istırap akışı içinde yalnızca bir kesintidir. )

( Utanç verici bir keyfin, keyfi geçer, utancı kalır. )

( Keyifteki ölçü/oran/sayı/mikdar arttıkça eleme/işkenceye dönüşür. )

( Ancak çalıştıktan ya da bir şeyler yaptıktan sonra, kısa süreli ve hak edilen keyfin tadı ve değeri olur. )

( Zevk, susabilmeyi[sükût etmeyi] öğrendikten sonra başlar. )

( Kişi, kendini ya da başkalarını utandırabilecek ucuz keyiflere, ne şimdi, ne de sonra kapılmalıdır. )

( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif ve zevk almayı değerli kılan. )

( İki ıstırap verici durum arasındaki aralıklardır. )

( İkisi de ıstırabın eseridir. )

( [not] PLEASURE vs./and/but/||/<>/>/< ENJOYMENT
ENJOYMENT instead of PLEASURE )


- KEYİFSİZLİK ile ZİHNİN MEŞGULİYETİ

( MEŞGULİYET: Bir şeyle uğraşırken, başka bir şeyle ilgilenememe. )


- KİBR[Ar.] ile ZEHV[Ar.]


- KILIF ile/ve ZARF


- KİRAZ ÇEKİRDEĞİ ve ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ ve KEÇİBOYNUZU ÇEKİRDEĞİ

( Isıtılarak uzun süreli ısıtıcı olarak kullanılabilir. )


- KIŞ LASTİĞİ ile/ve/||/<>/> ZİNCİR

( Risk yönetimi. İLE/VE/||/<>/> Kriz yönetimi. )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/<>/< ZAAF

( Kişi, "zaafları"nın toplamı kadardır. )


- KİŞİ/LER değil/yerine/||/=/<>/< ZİHİN/LER


- KİŞİLERİ TANIMA:
YOLCULUKTA ve/||/<> ZORLUKTA ve/||/<>
YOKLUKTA ve/||/<> (AYNI) MASADA


- KISIR DÖNGÜ = DEVR-İ BATIL, FASİT DAİRE = CERCLE VICIEUX[Fr.] = ZIRKELBEWEIS[Alm.] = CIRCULUS VITIOSUS[Lat.]


- KISKANÇLIK = JEALOUSY[İng.] = JALOUSIE[Fr.] = EIFERSUCHT[Alm.] = ZELOTYPIA[Lat.]


- KOLAY ile/>< ZOR

( [hiçbir şey ...] Göründüğü kadar kolay değildir. İLE/VE/>< Zannedildiği kadar zor değildir. )


- KOLAYLAŞTIRMAK ile/ve/<> ZORLAŞTIRMAMAK


- KOMİK ile/ve/değil/<> ZAVALLI


- KOMPÜLSİF/COMPULSIVE[İng.] değil/yerine/= ZORLANTILI


- KOMPÜLSİYON/COMPULSION[İng.] değil/yerine/= ZORLANTI


- KÖPEKBALIĞI ile ZANBEZİ KÖPEKBALIĞI


- KORKU ve/||/<>/< ZARAR GÖRMEK


- KORKU ile/> ZEKÂ


- KOŞULLAR ile/ve/<> ZORUNLULUKLAR/DURUMLAR

( ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT )


- KÖTÜ ile/ve/değil/yerine/||/<> ZOR


- KÖTÜLÜK ETMEK ile/ve/||/<>/< ZARAR VERMEK

( İnsanda. İLE/VE/||/<>/< Kişilerde ve hayvanlarda. )

( ÖNCE, ZARAR VERME!

DO NOT HARM!

PRIMUM NON NOCERE PRIMA NON NOCERE )


- KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN


- KÜFÜR ile ZULÜM


- KÜLTÜR MANTARI ile ZEHİRLİ/ŞAPKALI MANTAR

( ... vs. TOADSTOOL )


- KÜMÛN[Ar.] >< ZUHÛR[Ar.]

( Gizlenme. >< Açığa çıkma, görünme, dışlaşma. )


- KURBAĞA ile ZÂT-ÜL-GALSAME-İ DÂİME[Ar.]

( ... İLE Biçimini değiştirme özelliği eksik olan bir tür kurbağa. )


- KURBAĞA ile (ZEHİRLİ) CAM KURBAĞA

( )


- KÜRE ile/ve ZORUNLULUK

( SPHERE vs./and COMPULSORY )


- KURNA[Ar. < KURNE] ile/ve/||/<> ZURNA[Fars. < SURNÂY]

( Hamama gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. İLE/VE/||/<> Düğüne gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. )

( Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş ya da plastik tekne. İLE/VE/||/<> Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla ya da dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı. )


- KURNAZLIK ile/değil/yerine ZEKÂ/ZEKİ


- KURNAZ/LIK ile/değil/yerine ZEKİ/LİK


- KUŞAK ile ZÜNNÂR[Ar. çoğ. ZENÂNÎR]

( ... İLE Papazların, bellerine bağladıkları, ucları sarkık, ipten örme kuşak. )


- KUŞKU = DOUBT[İng.] = DOUTE[Fr.] = ZWEIFEL[Alm.] = DUBITATIO[Yun.]


- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ

( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )

( )

( )

( )


- LÂFZ-I MEVLÂNÂ ve/> ZÂT-I MEVLÂ

( Lâfz-ı Mevlânâ'dan, Zât-ı Mevlâ'ya ermektir kasıt. )


- LÂTİF ve/||/<> ZARİF


- LEOPAR ile ZANZİBAR LEOPARI

( LEOPARD vs. ZANZIBAR LEOPARD )


- LEYLA ve MECNUN ile/ve/||/<> FERHAD ve ŞİRİN ile/ve/||/<> ZÜHRE ve TAHİR


- LILIACEAE = ZANBAKÎYE


- LONGITÜDİNAL ÇALIŞMA/LONGITUDİNAL STUDY[İng.] değil/yerine/= ZAMANA YAYILI ÇALIŞMA


- MADDE ile/ve/<> ZİHİN

( Madde, şekildir; zihin, isimdir. )

( MATTER vs. MIND
Matter is the shape, mind is the name. )


- MAĞDUR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>< ZÂLİM


- MAKSÛRE ile/ve ZÜ'VÂR(ZİYARETÇİ) MAKSÛRESİ


- MANEVİYÂT:
KABALIKTAN > ZARÂFET'E


- MANYETİK ETKİLEŞİM ile/ve/<> ZAYIF ETKİLEŞİM


- MARASMUS[İng.] değil/yerine/= ZAFİYET, ARIKLIK


- MARGARİN yerine ZEYTİNYAĞI!


- MÂRİFET:
İÇTENLİK ile/ve/||/<> NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET


- MÂRİFET ile/ve/||/<> ZARÂFET

( Bilgi ve uygulamanın, uygun/isabetli zaman ve zeminde buluşmasıyla açığa çıkar. İLE/VE/||/<> İçtenlik ve inceliğin buluşmasıyla açığa çıkar. )


- MAYMUN ile ZATI


- MAZRÛF[< ZARF] değil/yerine/= ZARFLANMIŞ, ZARFA KONMUŞ | KALIPLI, KILIFLI | ZARFLI KÂĞIT


- MECÛSÎ[Ar.] = ZERDÜŞTÎ[Fars.]

( Zerdüşt dininde olanlar. )


- MEDITASYON/MEDITATION[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL YOĞUNLAŞMA


- [MEDLÛLLERİ BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
NAS ile/ve/||/<> ZÂHİR ile/ve/||/<> MUHKEM ile/ve/||/<> MÜFESSER

( TERMES PEREMPOIRES avec/et/||/<> TERMES EVIDENTS avec/et/||/<> TERMES FORTIFIES avec/et/||/<> TERMES ANNOTES )


- MEDRESE ve/ TEKKE(/TEKYE/TAKİYE) ve/ ZÂVİYE ve/ DERGÂH

( İlim. VE Simgesel anlatım. VE Açı. VE Sohbet, insan sevgisi. )


- MEKÂN ve ZAMAN ve HAREKET

( PLACE and TIME and MOVEMENT )


- MEKÂN ve ZAMAN ve KUVVET(GRAVİTASYON) | ve SÜREÇ

( PLACE and TIME and GRAVITATION | and PROCESS )


- MEKÂNDA ile/ve ZAMANDA

( Yanyanalık vardır. İLE/VE Art ardalık vardır. )


- MEKRÜMETLÜ/MEKREMETLÜ ile FAZÎLETLÜ ile SEMÂHATLÜ ile FÜTÜVVETLÜ ile MEVEDDETLÜ ile ZEHÂDETLÜ

( İlmiyede sadreyn pâyesinin resmi unvanı. İLE İlmiye sınıfına ait olanlardan, İstanbul ve Harameyn unvanını alanlara hitapta kullanılan unvan. İLE Din âlimleri arasında kazaskerlik pâyesinde bulunanlara özel resmî takma ad. İLE Askerlikte mülâzım[teğmenler] ile kol ağası ve yüzbaşılara mülkiyede, rabia ve hâmise rütbeleri taşıyan kimselere verilen unvan. İLE Rütbesi olmayan kadılara verilen unvan. İLE Şeyhlere ve din adamlarına hitâben kullanılan unvan. )


- MEKTUP ZARF


- MENFAAT ile/ve ZAAF

( Köleliğe neden olurlar. )


- MENTAL[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL


- MERET[Ar.] ile ZIKKIM[Ar.]

( Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler ya da kişiler için sövgü sözü olarak kullanılır. İLE Ağı, zehir. | İçki ve sigaranın, kötü ve zararlı etkisini belirtmek için kullanılır. )


- MEŞAKKAT[Ar.] değil/yerine/= ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK

( ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK )


- METAZORİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZORLA


- MEVCUT ile ZÂHİR


- MİDENİN BOŞ KALMASI/BIRAKILMASI ile/ve/<> ZİHNİN BOŞ KALMASI/BIRAKILMASI

( [olumlu/olumsuz biçimde] Gözlere yansır. İLE/VE/<> Sözlere yansır. )


- MİMARLIĞIN BÖLÜMLERİ:
YAPI SANATI ve/||/<> ZAMANÖLÇER YAPIMI ve/||/<> NESNE ÜRETİMİ


- MİSKET ile ZEYBEK

( ... İLE Özellikle Batı Anadolu efelerine verilen ad. | Efelere özgü, yerel oyun ve bu oyunun müziği. )


- MÜCBİR[< CEBR] değil/yerine/= ZORLAYICI/ZORLAYAN


- MÜDDET[Ar.] ile ZAMAN[Ar.]


- MUDİYY[Ar.] ile ZEHÂB[Ar.]


- MÜHÜR ile DEMİRBAŞ MÜHRÜ ile BAĞIŞ MÜHRÜ ile VAKIF MÜHRÜ ile ZÂT MÜHRÜ


- MÜLHAKAT[Ar. < MÜLHAK]["ka" uzun okunur!] ile/< MUZÂFÂT[Ar. < MUZAF ile/< ZAYF]

( Katmalar, ekler. | Bir merkeze bağlı olan yerler. İLE Bir şeyin ekleri, bir merkezin şubeleri, kolları. )


- MÜRÛR-İ ZAMAN[Ar.] değil/yerine/= ZAMANAŞIMI/SÜREAŞIMI


- MÜTEÂKİB ile/||/<> ZAHRİ ile/||/<> TEMÂDİ

( Sırayla, birbirinin arkasına gelen. İLE/||/<> Arkası, arkaya ait. İLE/||/<> Birbirinin devamı, devam etmek. )


- MUZIR ile ZIPIR


- NAHÎF/NAÎF[Ar. < NEHÂFET] ile/ve/değil/||/<>/< ZARİF[Ar. < ZARÂFET]


- NÂKIS ile/||/>< ZÂİD

( Eksi/negatif. İLE/||/>< Artı/ pozitif. )


- NAMAZ ve/<> ZAMAN

( ... VE/<> Tersten okunuşu ile. )


- [ne] AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de ZEN


- NEDEN OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ZEMİN HAZIRLAMA


- NEFS'İ TERK ve/||/<> SABIR ve/||/<>
ZİKİR ve/||/<> TEFEKKÜR


- NEOLİBERALİZM ve/=/||/<> "ZENGİNLER İÇİN SOSYALİZM"


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET ile/ve/||/<> MELÂHAT ile/ve/||/<> LETÂFET

( Nefsi, kötü ve yerilmiş huylardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Aklı, kötü düşüncelerden, kuruntu/vehm ve kuşku/şüphe/zanlardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Kalbe ait bâtınî arınma. İLE/VE/||/<> Hakk'tan başkasına bakmaktan arınmak. )


- NÎRÂN ile/ve/<> ZÎFÂN ile/ve/<> KURBÂN

( Canını, ateşe. İLE/VE/<> Malını, misafire. İLE/VE/<> Yakınını, Allah'a. )


- NOTA'DAN, SENFONİ'YE ile/ve/||/<> ZERRE'DEN, OKYANUS'A


- ODAK NOKTASI/NESNE ile/ve/değil/||/<>/< ZİHİNDEKİ(BELLEKTEKİ) ULAŞILMAZLIĞI


- ÖDE(YE)MEMEK ile/ve ZORUNLU BORÇ ALMAK


- ÖFKE = ANGER[İng.] = COLËRE[Fr.] = ZORN[Alm.] = ira[Lat.]


- [ne yazık ki]
ÖFKE ile/ve/||/>/<>/>< ZARAR

( Öfkeyle kalkan, zararla oturur. )


- OLABİLİR yerine ZAMAN GÖSTERECEK


- ÖLÇÜ EKSİKLİKLERİNDE:
İMÂLE ile/ve/<> ZİHAF ile/ve/<> MED ile/ve/<> VASL(ULAMA) ile/ve/<> KASR ile/ve/<> SEKT-İ MELİH

( Kısa olan hecenin, uzun okunması. İLE/VE/<> Uzun hecenin, kısa okunması. İLE/VE/<> Bir tam sesi, birbuçuk sese yükseltmek. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Uzun heceyi, inceltmek. İLE/VE/<> Kısa hecelerin, birleşerek, uzun hece oluşturması. )

( )


- OLİVİN/PERİDO(T)[Fr.] ile ZEBERCET/KRİZOLİT[Fr. < CHRYSOLITE]

( Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat. İLE Değerli olan olivin. )


- OLUMSALLIK = MÜMKÜNÂT = CONTINGENCY(ing.,) = CONTINGENCE[Fr.] = ZUFÄLLIGKEIT[Alm.] = CONTINGENTIA[Lat.]


- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN

( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )


- ÖNCELİK ile/ve/||/<>/< ZORUNLULUK


- (ÖNCELİKLİ/ÖNEMLİ/[ÖNCEKİ] OLMAZSA OLMAZ)
KAVRAM ÇİFTLERİ:

ÖNCELİK ve/||/<>/> SONRALIK
ve/||/<>
VAR OLAN ve/||/<>/> BİLGİ
ve/||/<>
SÜREÇ ve/||/<>/> SONUÇ
ve/||/<>
YÖNTEM/USÛL ve/||/<>/> İÇERİK/ESAS
ve/||/<>
BAĞLAM ve/||/<>/> ANLAM
ve/||/<>
ÇÖZÜMLEME ve/||/<>/> ÇÖZÜM
ve/||/<>
ÖNCÜL ve/||/<>/> ÖNERME
ve/||/<>
SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ
[en az %99 ve/||/<>/> en az %1]
ve/||/<>
US/AKIL ve/||/<>/> ANLIK/ZEKÂ
ve/||/<>
EMİK/BEYİN ve/||/<>/> ANLIK/ZİHİN
ve/||/<>
DİRENÇ/İHTİYÂR ve/||/<>/> İSTENÇ/İRÂDE
ve/||/<>
DEVİM/HAREKET ve/||/<>/> ZAMAN
ve/||/<>
AN ve/||/<>/> ZAMAN

( Düşünme, konuşmak ve yaşamak üzere bilinmesi ve uygulanması gereken öncelikli ve olmazsa olmaz kavram çiftleri... [önceki olmadan sonraki olmaz!] )


- ÖNGÖRÜ ile ZAN[Ar.]

( FORESIGHT vs. SUPPOSITION/TO SURMISE )


- ÖRTÜK = ZIMNİ = IMPLICIT[İng.] = IMPLICITE[Fr.] = IMPLIZITE[Alm.]


- ÖRÜMCEK ile ZIPLAYAN ÖRÜMCEK


- ÖZ = ZÂT, MAHİYET = ESSENCE/CRUX/KERNEL[İng., Fr.] = WESEN[Alm.] = ESSENTIA[Lat.] = OUSIA[Yun.] = ESENCIA[İsp.]


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<>/= ZENGİNLİK

( FREEDOM vs./and/<>/= WEALTH )


- ÖZLEM ve/<> ZEVK


- PANTOLON[Fr.] ile ZIPKA[Rusça]

( ... İLE Karadeniz kıyısı halkının giydiği, dar paçalı potur/pantolon. )


- PARA İLE:
MAL/HİZMET ELDE ETMEK ile/yerine/değil ZAMAN ELDE ETMEK


- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZAMAN

( Parayı, paranın satın alabileceği şeyler için tüketmek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Para ile satın alınamayacak şeyler için tüketmek. )


- PARALI ile ZENGİN


- PARMENİDES ile/ve/||/<> ZENON


- PCR/POLYMERASE CHAIN REACTION POLIMERAZ[İng.] değil/yerine/= ZINCIR TEPKİMESİ


- PERİDOT ile/||/<> ZİRKON

( Zeytin yeşili renkte bir olivin türü. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir taş. )


- PEYGAMBERDE:
HATA/GÜNAH değil ZELLE

( ... DEĞİL İyilerden en iyiyi seçememe. )

( Peygamberin hatası olmaz! Sadece iyilerden en iyiyi seçememe olabilir belki. )


- PLANCK:
SABİTİ/KALINLIĞI ile/ve/||/<> ZAMANI ile/ve/||/<> UZUNLUĞU ile/ve/||/<> SICAKLIĞI

( 10[üzeri]-43 İLE/VE/||/<> 1.38 x 10[üzeri]-43 İLE/VE/||/<> 4.13 x 10[üzeri]-35 İLE/VE/||/<> 10[üzeri]32 °C )

( Evren, sıfır saniyeden başlamaz. )


- PRP/PLATELET RICH PLASMA TROMBOSITTEN[İng.] değil/yerine/= ZENGIN PLAZMA


- PSİKOSOMATİK/PSYCHOSOMATIC[İng.] değil/yerine/= ZİHİNE DAYALI GÖVDE


- PSİKOTROP/PSYCHOTROPIC[İng.] değil/yerine/= ZİHİNETKİLER


- PUŞKİN ve/||/<> GOGOL ve/||/<> GONÇAROV ve/||/<> DOSTOYEVSKİ ve/||/<> TURGENYEV ve/||/<> TOLSTOY ve/||/<> ÇEHOV ve/||/<> GORKİ ve/||/<> ZAMYATİN ve/||/<> BULGAKOV ve/||/<> PASTERNAK

( 1799 - 1837 ve/||/<> 1809 - 1852 ve/||/<> 1812 - 1891 ve/||/<> 1821 - 1881 ve/||/<> 1818 - 1883 ve/||/<> 1828 - 1910 ve/||/<> 1860 - 1904 ve/||/<> 1868 - 1936 ve/||/<> 1884 - 1937 ve/||/<> 1891 - 1940 ve/||/<> 1890 - 1960 )

( )


- RASTLANTI["RASLANTI" değil!] = TESADÜF = CHANCE, HAZARD[İng.] = HASARD[Fr.] = ZUFALL[Alm.]


- RASTLANTI ile/ve ZORUNLULUK

( COINCIDENCE vs./and OBLIGATION )


- REÎS[Ar.] ile ZA'ÎM[Ar.]


- RENK/LER ve ZEVK/LER

( [sansk.] RUPA ve ... )

( COLO(U)R/S and ENJOYMENT )


- REZİL değil/yerine/>< ZEVİL


- RIZÂ ve ZİYÂDELİK


- RÛH[Ar.] ile MÜHCE[Ar.] ile NEFS[Ar.] ile ZÂT[Ar.]


- RÜKÛN:
ASLÎ ile/ve/||/<> ZAİT


- RZK >/<> ZKR >/<> KZR

( RIZK > ZİKİR > KAZÛRÂT [~] )

( Doğadan kişiye/hayvana. > Kişide/hayvanda. <> Doğaya. )

( Gıda > Sindirim/işleme[Besin/posa] <> Dışkı/gübre-toprak/su-gıda )


- S ile 5 <> Z ile 2


- S ile Z


- SABIR ETMEK ile/ve ZABT ETMEK


- SABİT ile ZÂBİT

( Sabitleyen kişi/şey. İLE Tutan, saklayan, zabteden kişi/şey. | Rütbesi, teğmenden, binbaşıya kadar olan asker, subay. | Yönetme gücü olan, dediğini yaptıran. )


- SAÇ ile ZAÇ[Ar.]

( ... İLE Kükürtle demir bileşimlerinden biri. )


- SAFİR ile/||/<> ZİRKON

( Korund mineralinin mavi renkli çeşidi. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir taş. )


- SAĞ ile ZAĞ/KILAĞI

( ... İLE Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın, keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları. )


- SALAK/LIK ile/ve ZAVALLI/LIK

( Kısa sürelidir. İLE/VE Uzun sürelidir. )

( Sonuçtadır. İLE/VE Hem süreçte, hem de sonuçtadır. )

( Hepimiz arada bir salak durumuna düşebiliriz fakat salaklıklarımızda ısrarcı olmak zavallılığa düşürür. )


- SALÂT ve/||/<>/>/< ZEKÂT


- SALATA HAZIRLARKEN:
[önce] LİMON sonra ZEYTİNYAĞI


- SÂLİH ve/||/<> ZÂHİD

( ... VE/||/<> Dinin şekil yönüne fazla önem veren, aşırı, çok sofu. | Kendini, sadece dine veren. | Masiva'ya itibar etmeyen. )


- SAN-MAK ile ZAN ETMEK


- SARHOŞLUK ile ZAFER SARHOŞLUĞU

( ... İLE En kötü sarhoşluk. )


- SATEN ile/değil ZÂT-EN


- SATVET[Ar.] değil/yerine/= (ZORLU/SİNDİRİCİ) GÜÇ


- SAVM ile/ve ZÜHD


- SAYI = ADET = NUMBER[İng.] = NOMBRE[Fr.] = ZAHL[Alm.] = NUMERUS[Lat.] = ARITHMOS[Yun.] = NUMERO[İsp.]


- ŞEHİK ve ZEFİR

( Soluk Alma. VE Soluk Verme. )


- ŞEKK ile ZAN ile TASDİK

( %50 %50; ne - ne. İLE [Öteki ucu: İlim.] İLE Câzim, sâbit, vakıaya mutabık. )


- ŞEKK ile ZANN ile TAHYİL

( %50 %50; ne o - ne o. İLE [Zıttı İlim.] İLE Câzim değil, sabit değil, vakıaya mutabık değil.[Tasavvur][Tasdikatten değil!] )


- ŞEKK ile/||/<>/< ZANN ile/||/<>/< ZAN-I GALİP ile/||/<>/< VEHİM ile/||/<>/< ŞÜPHE[< TEŞBİH]

( Birbirine muhalif iki şeyden birini, ötekine yeğleme sırasında kişide ortaya çıkan ikircik. Bir yargıda herhangi birini yeğlemeksizin "...dır" ile "...değildir" arasında yaşanan ikircik(tereddüt).
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilememesi.
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilebilmesi. [Yakîn(kesinlik) derecesindedir.]
İLE/||/<>/<
Yargının yeğlenen tarafı.
İLE/||/<>/<
Kavramın/olgunun gizliliği, karmaşıklığı ve kapalılığı. )


- BEN/SEN ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< ZEN

( [bir şey] Yaptığımızda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/=/<>/< Yapmadığımızda/yapmayabildiğimizde[yapmamayı yeğleyebilmemizde)]. )


- SERAP[Fars. < SERÂB] ile/ve/değil ZAN

( "Görsel/görüntülü" zan. İLE/VE/DEĞİL "Görüntü"süz serap. )

( Afrika'da, bir şey, sabahın ilk ışığında gerçek, öğle saatinde ise yalandır. )


- SERMED ile/ve DEHR ile/ve ZAMAN

( Sabitin, sabite orantılandırılması/nispeti. İLE/VE Sabitin, değişene/mütegayire orantılandırılması/nispeti. İLE/VE Değişenin/ütegayirin, değişene/mütegayire orantılandırılması/nispeti. )


- SEVGİ:
YANLIŞLARI ÖRTMEK İÇİN değil ZORLUKLARI AŞMAK İÇİN


- SEVGİ ile/ve ZORUNLULUK

( LOVE vs./and OBLIGATION )


- SEVİŞME/DÜZÜŞME:
ZAMANI ile/ve ZEMİNİ (/KOŞULLARI)

( Yoktur. İLE/VE Vardır. )

( Olmaz. İLE/VE Olmalıdır. )

( Her zaman olabilir fakat her koşulda/yerde olmaz. )


- SEZGİ ile ZAN

( INTUITION vs. SURMISE )


- SEZGİ ile/ve/<> ZEKÂ

( TAHADDÜS[< HADS/HUDÛS] ile ... )

( INTUITION vs./and/<> INTELLIGENCE )


- SİCİM KURAMI ile/ve/||/<> ZAR KURAMI

(





)

( STRING THEORY and/||/<> MEMBRANE THEORY )


- SIÇRAMAK ile ZIPLAMAK

( TO BOUNCE/SPRING vs. TO JUMP )


- ŞİDDETTE, KİŞİ:
[önce] MAĞDUR ile/ve/değil/sonra/||/<>/> MAZLUM ile/ve/değil/sonra/||/<>/> ZALİM


- SIFIRI TÜKETMEK değil ZAFİRİ TÜKETMEK

( ZAFİR: Soluk/nefes. )


- SIĞIR ile ZEBİ

( ... İLE Asya'ya özgü bir sığır. )


- SIKICI ile/ve/değil ZORLAYICI


- SİLSİLE[Ar.] ile ZİNCİR, ZİNCİRLEME OLAN ŞEY

( ART ARDA GELEN ŞEYLERİN MEYDANA GETİRDİĞİ SIRA )

( SOYSOP )

( ZİNCİR, ZİNCİRLEME OLAN ŞEY )


- ŞİRK ile/ve ZINDIKLIK

( Herşeyi birbirinden ayrı tutmak ve toplamamak. İLE/VE Herşeyi toplayıp birbirinden ayırmamak. )


- ŞİRRET[Ar.] = "ZİLLİMAŞA"

( Edepsiz, geçimsiz, yaygaracı. )


- SİTƏM[Azr.] = ZULÜM[Tr.]


- SIVI YAĞ ile/ve/yerine ZEYTİNYAĞI/SELÎT[Ar.]


- SNOB/İZM değil/yerine/= ZÜPPE/LİK


- SNOP[İng.]/KÜSTAH[Fars. < GUSTÂH] değil/yerine/= ZÜPPE/DANDİ[Fr. DANDY]/DIDON[Fr. < DIS DONC]

( Seçkin görünmek için bazı çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya özenen kişi. )


- ŞOKLAR:
KALP KÖKENLİ[KARDİYOJENİK] ile/ve/||/<> SIVI EKSİKLİĞİ[HİPOVOLEMİK] ile/ve/||/<> ZEHİRLENME[TOKSİK] ile/ve/||/<> ALERJİ[ANAFLAKTİK]

( [Şok belirtileri]
- Kaygı, huzursuzluk, baş dönmesi.
- Bilinç seviyesinde azalma.
- Kan basıncında düşme.
- Hızlı ve zayıf nabız.
- Hızlı ve yüzeysel solunum.
- Deride soğukluk, solukluk ve nemlilik.
- Dudak çevresinde solukluk ya da morarma.
- Susuzluk. )

( [Şokta ilkyardım uygulamaları]
- Kendinin ve çevrenin güvenliği sağlanır.
- Hava yolunun açıklığı sağlanır, olabildiğince temiz hava soluması sağlanır.
- Varsa, kanama hemen durdurulur, şok duruşu verilir.
- Hasta/yaralı, sıcak tutulur, hareket ettirilmez.
- Sağlık kuruluşuna gönderilmesi sağlanır[112].
- Hasta/yaralının kaygı ve korkuları giderilerek psikolojik destek sağlanır. )

( [Şok pozisyonu]
- Hasta/yaralı, düz olarak sırt üstü yatırılır.
- Hastanın/yaralının bacakları 30 cm. kadar yukarı kaldırılarak, bacakların altına destek konulur.[Çarşaf, battaniye yastık, kıvrılmış giysi vb.]
- Üzeri örtülerek ısıtılır.
- Yardım gelinceye kadar hastanın/yaralının yanında kalınır.
- Belirli aralıklarla [2–3 dakikada bir] yaşam bulguları değerlendirilir.
)


- SONURGU = COROLLARY[İng.] = COROLLAIRE[Fr.] = ZUSATZ[Alm.] = COROLLARIUM[Lat.]


- SU ile/ve ZEMZEM

( ... İLE/VE Kâbe yakınında bulunan kuyunun suyu. )

( ZEVRAK: Zemzem konulan kap. )

( Bir gram suyun buharlaşması, 273 kalorilik ısıyı yok eder. )


- SU ile ZÜLÂL[Ar.]

( ... İLE Saf, hafif, soğuk, güzel, tatlı su. )


- SÜKÛN:
HUSÛL ile/ve/||/<> ZEVÂL ile/ve/||/<> ZUBUT

( LA PRODUCTION avec/et/||/<> L'ACHEVEMENT avec/et/||/<> LA FERMETE )


- SÜLFÜR ile ZİNCİFRE[Ar.]/SÜLÜĞEN

( ... İLE Kırmızı renkli, doğal cıva sülfür. | Kırmızı kurşun oksit. )


- SUMMIT ile ZENITH

( Yeryüzünde. İLE Uzayda, astronomide. )


- SÜREKLİ/LİK ile ZORUNLU/LUK

( CONTINUITY vs. OBLIGATION
MOMIMON vs. ... )


- SÜREKLİLİK ile/ve ZORUNLULUK ile/ve KESİNLİK

( CONTINUITY vs./and COMPULSORY vs./and CERTAINTY )


- ZAMAN = TIME[İng.] = TEMPS[Fr.] = ZEIT[Alm.] = TEMPUS[Lat.] = KHRONOS[Yun.] = TIEMPO[İsp.]


- SÜRÜNMEK ile ZORLANMAK


- SÜS BİTKİLERİ = ZÎNET NEBÂTÂTI = PLANTES DE PARADE, PLANTES ORNEMENTALES


- [ne yazık ki]
TAGALLÜP[Ar.] değil/yerine/= ZORBALIK


- TAHMİN ile/ve/değil ZAN

( [not] TO GUESS/ESTIMATE vs./and/but SUPPOSITION/TO SURMISE )


- TAKLÎD[Ar.] ile ZANN[Ar.]


- TAKVÂ[Ar. < VİKAYE] ile/ve VERA'[Ar.] ile/ve ZÜHD

( Sakınma - Korunma - Ümit. İLE/VE Şüpheliyi uzakta tutmak. İLE/VE Şüpheli olma olasılığı ile mübâhların çoğunu terk etmek. )

( Haramlardan sakınma/ittikâ. İLE/VE Şüphelilerden sakınma/ittikâ. İLE/VE Mübâhları terk. )

( Tevâzû. İLE/VE Mahviyet. İLE/VE ... )

( Dinin yasak ettiği şeylerden kaçınma. | Belirli olan şeyin yanından geçmemek. | Günahlara direnç kazanmak. İLE Haramdan kaçınma. )

( TAKVA: Yolculuk azığı. )


- TAM ÇİÇEK, EKSİKSİZ ÇİÇEK = ZEHRE-İ KÂMİLE = FLEUR COMPLÈTE


- TAM ÇİÇEK = ZEHRE-İ TÂMME = FLEUR COMPLÈTE


- TARİH ile/ve ZAMAN

( İnsan. İLE Kozmik. )

( Tarih: Amacı şerefli, yararları çok fazla ve esasları çok önemli olan bir disiplin ve ilim. )

( Zaman: Değişimleri, oluşumları ve hareketleri anlamlandırmada başvurulan kategori. )

( Tarih ile uğraşmak, kişinin emeği ile uğraşmaktır. )

( Tarihi, vak'a olarak görürsen, sonra sen de "Tarihî Vak'a" olursun! )

( Bugün varsan, yarın yoksun Tarih oku, bilgin artsın Sen dünyadan bihabersin )

( Tarih: Düzen. )

( Historia: Araştırma. )

( TARİH: Nesne ve kişilerin, genel ve özel durum ve koşullarında, belirli bir zaman ve mekânda oluşan, gelişim ve değişimleridir. )

( HISTORY vs./and TIME )


- TARİH ile/ve ZAMAN

( İnsan. İLE Kozmik. )

( Tarih: Amacı şerefli, yararları çok fazla ve esasları çok önemli olan bir disiplin ve ilim. )

( Zaman: Değişimleri, oluşumları ve hareketleri anlamlandırmada başvurulan kategori. )

( Tarih ile uğraşmak, kişinin emeği ile uğraşmaktır. )

( Tarihi, vak'a olarak görürsen, sonra sen de "Tarihî Vak'a" olursun! )

( Bugün varsan, yarın yoksun Tarih oku, bilgin artsın Sen dünyadan bihabersin )

( Tarih: Düzen. )

( Historia: Araştırma. )

( HISTORY vs./and TIME )


- TASAVVUF:
DENEYİM ve/<> ZEVK ve/<> İRFAN


- TAT/LI/LIK ve/<>/>< ZAHMET


- TATMİN ile/ve ZEVK

( SATISFACTION vs./and PLEASURE )


- TAYMİNG/TIMING yerine ZAMANLAMA


- TAZMİN[Ar.] değil/yerine/= ZARARI ÖDEME


- TECELLÎ/FEYZ ile/ve/<> ZUHÛRÂT

( Sanatsal. İLE/VE/<> Bilimsel. )

( Tecellî. İLE/VE/<> Zuhûr. )

( Süreklidir. İLE/VE/<> ... )


- TEF ile/ve/değil/<> ZİLLİ TEF


- TEFSİR ile/ve MUHTASAR ile/ve TELHİS ile/ve TAHRİR ile/ve TEHZİB, TECRİD, TENKİH, MUNTAHAB ile/ve ZEYL ile/ve TERCÜME


- TEF'TE:
ZİLLİ ile/ve ZİLSİZ

( DÂİRE, DEFF[: Zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden oluşturulan çalgı, daire.] )

( BÂTERE, DEF )


- TEĞET:
| FAKİR ve ORTA İÇİN | ile/değil/ne yazık ki ZENGİN İÇİN

( )


- TELEF[Ar.] ile/ve/||/<> ZİYAN[Fars.]

( Boş yere tüketme, yıpratma. İLE/VE/||/<> Zarar. )


- TELESİMEK ile/ve/||/<> ZAYIFLAMAK

( Yorulmak, güçsüz kalmak, yorgunluktan bayılacak duruma gelmek. İLE/VE/||/<> ... )


- TEMEL BÜYÜKLÜKLER:
KÜTLE ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> SICAKLIK ile/ve/||/<> AKIM ile/ve/||/<>
MOL ile/ve/||/<> UZUNLUK ile/ve/||/<> ZAMAN


- TEMEL ile/ve ZEMİN


- TENÂKUZ ile ZIT

( 3. şıkkın olanaksızlığı vardır. İLE 3. şıkkın olanaksızlığı yoktur. )


- TENYA ile/ve ZÂT-ÜL-HUFEYRE-İ RE'S[Ar.]

( ... İLE/VE Uzunluğu 20 m. kadar olan bir çşit tenya, şerit. )


- TERS ile ZIT

( WRONG vs. THE OPPOSITE )


- TESBİH (ETMEK) ile/ve/<> ZİKR (ETMEK)


- TESLİMİYET ve/<>/|| ZEKÂ


- TEZELLÜL[Ar.] ile ZÜLL[Ar.]


- TIMESTAMP[İng.] değil/yerine/= ZAMAN DAMGASI


- TİRB[Ar.] ile/ve/||/<> ZEMÎL[Ar.] ile/ve/||/<> SEMÎR[Ar.] ile/ve/||/<> SAHİB[Ar.] ile/ve/||/<> REFÎK[Ar.] ile/ve/||/<> HİLL[Ar.] ile/ve/||/<> NECİY[Ar.]

( Bizimle aynı yaşta olan. İLE/VE/||/<> İş arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Oturduğumuz yerde bize arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Bizimle geceleri konuşan. İLE/VE/||/<> Uzun süre bizimle arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Yolculuk arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Bizi kalbine yerleştiren. İLE/VE/||/<> Sırdaş. )


- TOKSİK[İng./Fr. TOXIC]["TOK SİK" değil!] değil/yerine/= ZEHİRLİ


- TOPAZ ile/||/<> ZİRKON

( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir taş. )


- TORBA ile/ve ZEMBİL[Ar.]

( ... İLE/VE Hasırdan örülmüş kulplu torba. )

( HEMYÂN ile/ve ... )


- TRANSMEMBRAN/TRANSMEMBRANE[İng.] değil/yerine/= ZARDAN


- TÜMELLİK ile/ve ZORUNLULUK


- TURMALİN ile/||/<> ZİRKON

( Birçok renkte bulunabilen bir taş. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir taş. )


- TUTKU ile/ve ZAAF


- TÜY ile/değil ZELFE

( ... İLE/DEĞİL Yeni çıkmaya başlayan kanat tüyü. )


- ÜMMÎYÛN ile/ve SAFÎYÛN ile/ve ZÂTÎYÛN


- UNUTMAK(UNUTKANLIK) ile/değil ZİHNİN(AKLIN/"KAFANIN") YOĞUN/BİR YER(LER)DE OLMASI


- URANOS ve/<>/> KRONOS ve/<>/> ZEUS


- US ile ZİHİN

( REASON vs. MIND )


- UYAK(KAFİYE) ÇEŞİTLERİNDE:
YARIM ile/ve/<> TAM ile/ve/<> ZENGİN ile/ve/<> TUNÇ ile/ve/<> CİNASLI

( )


- UYGARLIK = MEDENİYET = CIVILIZATION[İng.] = CIVILISATION[Fr.] = ZIVILISATION[Alm.] = CIVIS[Lat.] = CIVILIZACIÓN[İsp.]


- UYGARLIK ve/||/<> ZEKÂ


- UYUMAK ile ZIBARMAK

( ... İLE Ölmek, gebermek. | Sızmak. )


- UZAM/UZAY <-> ZAMAN <-> ÖZDEK <-> DEVİM <-> İVME <-> GÜÇ


- ÜZMEK ile/değil ZORLAMAK

( [Öğretmen, öğrencileri biraz ...] "üzmüş". İLE/DEĞİL "zorlamış". )


- VÂKİ ile/ve ZÂHİR


- VAKİT ile ZAMAN


- VAKİTLİCE ile ZAMANINDA


- VARSAYMAK ile/ve/<>/değil/yerine ZANNETMEK


- VECD ve/> VİCDAN ve/> ZEVK

( LAF-Ü-GÜZAF, KIL-Ü-KÂL KALKTIĞINDA GERİYE ZEVK VE VİCDAN KALIR )


- VECD ile/ve ZANN

( Allah, icat etti.[buldu değildir!] İLE/VE Peygamber, ilm-el yakîn bilir.["zann" tanımı kullanılmış olsa bile] )


- VEHİM ile ZAN


- VEHN[Ar.] ile ZA'F[Ar.]


- | VERİ ve/> BİLİ(ENFORMASYON) ve/> BİLGİ | ile/ve/+/<>/>/<
FARKINDALIK | BİLGELİK(İRFAN/HİKMET) ile/ve/+/<>/>/< ZARİFLİK/ZARÂFET

( BİLGİ: İnsan aklı sınırıları içerisinde evreni ve doğayı anlama çabası. )

( Bilgi, göklere uçabileceğimiz kanatlardır. )

( Yapmanız gereken şey farkında olmanın farkında olmaktır. )

( Tüm sonuçlarına katlanabilmektir. )

( Hiçbir uygarlık, varolan bilgiyle çatışmadan, bilgi üretemez. )

( KUTADGUBİLİG: Mutluluk/saadet veren bilgi, kutlu bilgi. Çinliler, ona Edebü'l-Mülûk der; Maçinliler, onu Enîsü'l-memâlik diye adlandırır. Bu meşrık ilinin büyükleri, buna doğruca Zînetü'l-ümerâ der.
İranlılar buna Şehnâme der, Turanlılar ise Kutadgu bilig diye anar. )

( | Yazaç/harf. VE/> Hece. VE/> Sözcük. |

İLE/VE/+/<>/>/<

Tümce. )

( | ... VE/> "Ne, ne zaman, nerede, kim?" soruları ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. VE/> "Nasıl?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. |

İLE/VE/+/<>/>/<

"Neden?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. )

( [bilginin/kavramın/nesnenin/olgunun] | Öncesi VE/> Sonrası VE/> İçi ve dışı |

İLE/VE/+/<>/>/<

Zamanı ve Zemini )

( | Letter, phoneme. AND/> Morpheme. AND/> Word. |

vs./AND/+/<>/>/<

Sentence. )

( | [by] ... AND/> "What, where, when, who?" questions and answers. AND/> "How?" question and answers. |

vs./AND/+/<>/>

"Why?" question and answers. )

( | Before AND/> After. AND/> Inside AND/> Outside |

vs./AND/+/<>/>/<

Time and place. )

( )

( DATA vs./and/<>/>/< INFORMATION vs. KNOWLEDGE vs. WISDOM, AWARENESS )


- VERMEK ile/ve/değil ZAMANINDA VERMEK/İNFÂK[Ar.]

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE IN RIGHT TIME )


- VESÎLE[Ar.] ile ZERÎ'A[Ar.]


- VINICUNCA ile ZHANGYE DANXIA

( Peru'da. İLE Çin'de. )

( ile )


- VİRD ile/ve ZİKİR


- VİZR[Ar.] ile ZENB[Ar.]


- YAKÎN ve ZANN


- YAKÎNİYÂT ile/ve MEŞHÛRÂT ile/ve MÜSELLEMÂT ile/ve MAKBÛLÂT ile/ve ZANNİYÂT ile/ve MUHAYYELÂT ile/ve VEHMİYÂT

( Yakîniyât: En üst derecedeki önerme. - Bedihiye. - Nazariye.

Bedihiye: Apaçık. - Bedâhet-i Akliye. - Bedâhet-i Hissiye.

Bedâhet-i Akliye: - Evveliyât. - Fıtriyât.

Bedâhet-i Hissiye: - Müşâhedât. - Hadsiyât. - Mücerrebât. - Mütevâtirât. )

( VÂHİME: Gerçekliği/karşılığı olmayan "değerler" "üretmek". )


- YAKUT ile/||/<> ZÜMRÜT

( Kırmızı renkteki değerli taş. İLE/||/<> Yeşil renkteki değerli taş. )


- YALIN/LIK ile/ve/<> ZARİF/ZARÂFET


- YANILSAMA(İLÜZYON) ile/değil ZİHİNSEL(MENTAL)

( Yapılacak işlem/eylem, önceden söylenmez. İLE/DEĞİL Zihin/düşünce gücüyle gerçekleştirilecek olan, önceden söylenir/belirtilir. )


- YAPAY/BOŞ "GÜZELLİKLER":
HAZ ve/||/<> ZENGİNLİK ve/||/<> ÜN/ŞÖHRET


- YAPMACIK/LIK ile/ve/<> "ZORLAMA"


- YÂR ile/ve/değil/<> ZÜLF-İ YÂR

( Âşık nezdinde, zülf-i yâr, yârdan değerlidir. )


- YARARIN SAĞLANMASI ile/ve/değil/yerine/< ZARARIN UZAKLAŞTIRILMASI

( IZRAR[Ar.]: Zarar verme, zarara sokma. )


- YARATILAN ile/ve ZUHUR

( Sadece insandır. İLE/VE İnsan dışındaki herşey. )


- YARGILAMA SIRASINDA, SUSMANIN ...:
YORUMLANMASININ GENİŞLİĞİ ve/||/<> KULLANILDIĞI AŞAMA ve/||/<> AVUKATININ, ORADA/YANINDA BULUNMASI ve/||/<> ZANLININ BİLGİLENDİRİLMESİ

( ... VE/||/<> Duruşmada susma polis tarafından gerçekleştirilecek ifade alma sırasındaki susmaya nazaran daha geniş yorumlanır. Zira bu görüşe göre duruşma aşamasında sanık panik içinde ya da hazırlıksız olduğunu ileri süremez VE/||/<> Burada, kişinin bir hukukçunun yardımından yararlandığı, haklarından haberdar olduğu önkabulünden hareket edilmektedir. VE/||/<> Polisin, sorgusundan önce bilgilendirme yapması durumunda, susma, daha dikkatli irdelenmektedir. )


- YARGILAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ZORLAMAK


- YAŞ GERİLETME ile/ve/||/<> ZAMAN İLERLETME


- YAŞ/TARİH TESPİTİ:
KETEBE ve/||/<> ZAHRİYE ve/||/<> FİLİGRAN ve/||/<> MÜREKKEP

( Zahriye, XIII. yy.'a kadar bulunmaktadır. | Ser levha, XVI. yy.'dan sonra kullanılmaya başlanmıştır. | Eski yapıtlarda, cetvel yoktur. )


- YASALILIKTA:
KEYFÎLİK ile/ve ZORUNLULUK


- YAVUZ SULTAN SELİM ve ZEMBİLLİ ALİ (HASANÎ) EFENDİ


- YAYGIN/LIK ile/ve ZENGİN/LİK


- YAZMALARIN KORUNMASINDA:
SEDİRAĞACI YAĞI / NARENCİYE / SERVİ / ZERDEÇAL

( Bir şey çekmeye yarar, ucu çengelli demir çubuk. )


- YEMEK ile ZÎYÂFET

( ... İLE Konuk kabul etme. | Konuğa yedirip içirme, şölen. | Değişik ve karışık olma. )


- YENİ BASKIDA:
GELİŞTİRİLMİŞ ile/ve/||/<> GENİŞLETİLMİŞ ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ


- YENİLİK ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> ZARARDAN KAÇINMA ile/ve/||/<>/> SEBAT


- YEREL DİL/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE DİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHİN DİLİ

( İşaretler/simgeler[yazılar/sözcükler], sesler aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum/duruş, davranış/tutum, el/yüz/göz[bakış, jest, mimik], işaret/simge, ses tonu/vurgusu aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İmgeler, nesneler, kavramlar, olay/olgu ve durumların kayıtlarının yoğrulduğu dil. )

( Ülkelerin/bölgelerin, toplulukların/bireylerin, ortak/uzlaşımsal olarak belirlediği/kullandığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sınırların, bölgesel/yerel farkların bulun(a)madığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bireyin donanımı(geliş[me]mişliği] oranındaki. )

( IQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SQ )

( [not] LOCAL LANGUAGE/S vs./and/but/||/<>/< BODY LANGUAGE vs./and/but/||/<>/< MIND LANGUAGE
[not] MIND LANGUAGE instead of BODY LANGUAGE instead of LOCAL LANGUAGE/S )


- YILAN ile ZEYTİNYEŞİLİ SUYILANI

( Avustralya okyanuslarında yaşar. )


- YIPRATMAK ile ZEDELEMEK


- YIRLAMAK ile ZIRLAMAK


- YOK ile/ve/değil ZORUNLULUĞUNUN OLMAMASI

( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and/but LACK OF OBLIGATION )


- YOK/LUK ile/ve/değil ZİHİN

( Yok etmeyince, yok olmaz. )

( [not] NONEXISTENT/NONEXISTENCE vs./and/but THE MIND )


- YORUM:
[ne yazık ki]
YANLIŞ ile ÇILGINCA ile ZORLAMA


- Z: YAŞAM/HAYAT ve/||/<> ZÕIO[< ZÕION]: CANLI


- Z ile ...

( HAYAT | ZÕIO[< ZÕION] ile ABCDEF ( CANLI )


- ZÂ[Ar.] ile -ZÂ[Ar.] ile ZÂ[Ar.] ile ZÂ[Ar.] ile -ZÂ/ZÂY[Ar.] ile ZEL/ZELL[Ar.] ile ZI[Ar.]

( "Ze" harfinin adı. İLE "Bu, şu" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler oluşturur.[BA-DE-ZÂ: Bundan sonra. | HÂ-KE-ZÂ: İşte bunun gibi.] İLE "Sahip, mâlik" anlamlarına gelerek, Eski Türkçe'de zî/zû şekilleriyle kullanılır. İLE "Zı" harfinin bir adı. İLE "Doğuran" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[NÂDİRE-ZÂ: Nadir, bulunmaz şey oluşturan. | SUHAN-ZÂ: Söz doğuran, icad eden.] İLE Osmanlı abecesinin 11. harfidir.[Ebced hesabında 700 sayısının karşılığıdır.] İLE Osmanlı abecesinin 20. harfidir.[Ebced hesabında 900 sayısının karşılığıdır.] )


- ZAAF/ÂCZİYET değil/yerine/= DÜŞKÜNLÜK/GÜÇSÜZLÜK


- ZAAF ile BEKLENTİ


- ZAAF[Ar.] değil/yerine/= DÜŞKÜN/LÜK


- ZAAF ile/ve/değil/yerine/<> EĞİLİM


- ZAAF ile/ve/değil EKSİK


- ZAAF ve/||/<> SAVUNMA


- ZAAF ile/ve/değil/yerine SINIR(LAMA)


- ZAAFİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HASSASİYET


- ZABIT KÂTİBİ değil/yerine/= TUTANAK YAZMANI


- ZABIT/ZAPT/ZABT[Ar.] değil/yerine/= TUTANAK


- ZABT-U-RABT[Ar.]/DİSİPLİN[İng.] değil/yerine/= SIKIDÜZEN


- ZÂCİR ve/||/<>/>/< RAM

( Men ve yasak eden. VE İtaat eden. )


- ZÂD[çoğ. EZVÂD/EZVİDE/ZEVÂD] ile ZÂD[Ar. < ZİYÂDET] ile ZÂT ile ZÂT ile -ZÂD[Fars.]

( Azık, yiyinti. İLE Çoğalsın, artsın. İLE Kendi. | Asıl, öz, cevher. | Saygıya değer kişi. İLE Sahip, mâlik[hanım][<(dişil/müennes) ZÛ]. | Hekimlik terimlerinde hastalık [ZÂT-ÜD-DİMÂĞ: Beyin dokusunun/nescinin yangısı/iltihabı.], bitkibilim[botanik] ve hayvanbilim[zooloji] terimlerinde "-li, -giller" gibi anlamlarıla sınıflamalar oluşturur.[ZÂT-ÜL-İBRE: İğneli böcekler.] İLE "Doğma, doğuş" anlamına gelerek birleşik sözcükler yapar.[MÂDER-ZÂD: Anadan doğup büyüme. | NEV-ZÂD: Yeni doğmuş.] )


- ZÂDE[Ar.] ile ZÂDE[Fars. | çoğ. ZÂDEGÂN] ile -ZEDE[Ar.] ile ZEDE[Ar.]

( "Çok olsun!", "Artsın!" anlamlarında iyi bir dilek sözü. İLE Evlât, oğul. | Doğru, insaniyetli kişi. | "Doğmuş, meydana gelmiş" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[MERDÜM-ZÂDE: İnsan.] İLE ... kişi. İLE Vurma, çarpma, düşme sonunda oluşan yara ya da ezilme. )


- ZA'F[Ar.] ile ZA'F[Ar.] ile ZAHF[Ar.]

( ... İLE Zayıflık, güçsüzlük, arıklık. | Gönül akışı, meyil, bir şeye yönelik duyulan aşırı istek. İLE Sürünerek yürüme, ayaklarını sürüyerek yürüme. | Emekleme. | Düşman üzerine gönderilen asker; askerin düşmana karşı yürümesi. )


- ZAFER ile/ve BAŞARI


- ZAFER ile/ve/değil/<>/< ÇABA

( Süreçsiz, sonuç olmaz! )

( Tatmin, elde edilende değil çabada yatar. Zafer de, tüm çabayı ortaya koymaktır. )


- ZAFER ile KAZANMAK

( )


- ZAFER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEFER

( Sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Süreç. )


- ZAFER[Ar.] değil/yerine/= UTKU


- ZAFER/YENİLGİ değil/yerine SEFER


- ZÂFİR[Ar. < ZAFER] ile ZAFÎR[Ar. < ZAFER] ile ZAFÎR[Ar.]

( Zafer kazanan. İLE Zafer bulan, zafere erişen. İLE Sinir demeti.[İng., Fr. PLEXUS] )


- ZAGAN[Ar. < ZÂG]["ga" uzun okunur] ile ZAGAN[Ar.]

( Kargalar. İLE Çaylak. )


- ZÂHİB[< ZEHÂB] ile ...

( GİDİCİ, GİDEN | BİR FİKİR YA DA ZANNA UYAN, KAPILAN | (~OLMA) ile ABCDEF ( VARSAYIMINA KAPILMA )


- ZÂHİF[Ar. çoğ. ZÂHİFÂT] ile ZÂHİF[Ar.]

( Sürüngen, yılan gibi karnı üzerinde sürünerek ilerleyen. İLE Kibirli, övüngen.[MAĞRUR, MÜTEKEBBİR] )


- ZÂHİL[Ar.] ile ZÂHİL[Ar.] ile ZÂHİL[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.]

( Zakkum ağacı. İLE Sağlığı düzelen ya da sıkıntıdan sonra gönlü ferahlayan. | Unutan. İLE İhmal eden, unutan. İLE ... )


- ZÂHİR[< ZUHUR] ile ...

( GÖRÜNEN, GÖRÜNÜCÜ, AÇIK, BELİRLİ | DIŞ YÜZ, GÖRÜNÜŞ )


- ZÂHİR[Ar. < ZUHÛR] ile ZAHÎR[Ar. < ZAHR] ile ZAHÎR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZAHR[Ar.]

( Görünen, görünücü, açık, belirli, meydanda. | Elbette, şüphesiz, öyledir ya. | Galiba, zannederim, umulur ki. | Görünüşe göre, anlaşılan, meğer. | Dış yüz, görünüş. İLE Arka çıkan, yardımcı. İLE İç ağrısı. | Bâsur ve mesâne yangısında olan ağrılı ıkıntı. İLE Parlak.[daha çok, yıldızlar için] İLE Taşkın, coşkun. İLE Semiz, tavlı, bol. İLE Arka, sırt. | Kâğıt vs.'nin arka tarafı, gerisi. )


- ZÂHİR ve/<> ÂHİR


- ZÂHİR ile AŞİKÂR


- ZÂHİR ile/ve BÂTIN

( Sonra/Âhir. İLE/VE Önce/Evvel. )

( Sırt. İLE/VE Karın. )

( Adâlet ile dengelenir. İLE Aşk ile dengelenir. )

( Güneş bâtı(n)dan [içinizden] doğar. )


- ZÂHİR ve/<> EDEB


- ZÂHİRE[Ar.] ile ZÂHİRE[Ar. < ZEVÂHİR] ile ZAHÎRE[Ar. < ZAHÂİR]

( Dışarı fırlamış göz, lokma göz. İLE Parlak. İLE Gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat, yiyecek. )


- ZÂHİREN[Ar. + Fars.] değil/yerine/= GÖRÜNÜŞTE


- ZÂHİREN[Ar.] ile ZÂHİRÎ[Ar.]

( Görünüşte, görünüşe göre, göründüğü gibi, meydanda olarak. İLE Görünen, görünürdeki. | Ebû Dâvûd-ı Zâhirî'nin kurduğu mezhebe ait/mensup. )


- AŞK:
ZÂHİRÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BÂTINÎ


- ZÂHİRÎ MUAMELE[Ar.]/SCHEINGESECHAEFT[Alm.] değil/yerine/= GÖRÜNÜŞTEKİ İŞLEM


- ZAHİRÎ ile/ve HARİCÎ ile/ve AYNÎ


- ZÂHİRLER ile ÂRİFLER

( Tariften anlar. İLE Halden anlar. )


- ZÂHİR-ÜZ-ZENEB[Ar.] =/ile URODÈLES[Fr.] =/ile ...

( Kuyruklular. )


- ZAHİT[Ar.] ile ZAİT[Ar.]

( ... İLE Çoğaltan, artıran. | Gereksiz. | Artı[+]. )


- ZAHM[Ar.] ile ZAHM[Ar.] ile ZAHM[Ar.]

( Sıkıştırma. İLE İri, kalın, büyük. İLE Yara. )


- ZAHMET OLMAZSA ile/değil SAKINCASI YOKSA


- ZAHMET değil/yerine/= GÜÇLÜK


- ZAHMET ve/||/<> HİKMET ve/||/<> İBRET


- ZAHMET değil/yerine/= SIKINTI, EZİYET, RAHATSIZLIK | ZOR, GÜÇ | YORGUNLUK


- ZAHMET[Ar.] ile ZAMET[< SAMET < SAMED]


- ZAHMET/Lİ ile/ve/değil/||/<>/> RAHMET/Lİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> "Zahmet"i, zevk edinmek. )

( Zahmet ile Rahmet arasında, sadece bir nokta fark vardır. )


- ZAHR[Fars.] ile/ve/||/<> ZAHR[Ar.]

( Ağu, zehir, sem, yılan/akrep vb. zehiri.[> ZAHRA: Öd, safra, öç, öfke.] İLE/VE/||/<> Çiçek, özellikle sarı çiçek. )


- ZAHRİYE ile ...

( Fatih devrinde çift sahifedir. İlk sahifede Fatih'in mütalaası için kaydı. İkincisi normal... Bazıları madalyon biçimindedir. )


- ZÂİM[Ar.] ile ZAÎM[Ar.]

( Zeâmeti olan. İLE Zeâmet sahibi. | Kefil. | Prens, şef. )


- ZAİR ve DAL

( Ziyaret eden. VE Delâlet eden. )


- ZÂKİ[Ar.] ile ZAKÎ[Ar. < ZEKÂ] ile ZAKÎ[Ar. < ZEKÂ] ile ZÂKİR[Ar.]

( Saf, halis, temiz, pak. İLE Keskin/güzel kokulu. İLE Saf, temiz, doğru hareketli. İLE Anan, zikreden/zikredici. | Tekkelerde zikir sırasında dervişleri teşvik için ilâhiler okuyan kişi. )


- ZÂKİR[< ZİKR] ile ...

( ZİKREDEN, ZİKREDİCİ, ANAN | TEKKELERDE ZİKİR ESNÂSINDA DERVİŞLERİ TEŞVİK İÇİN İLÂHİLER OKUYAN KİMSE )


- ZÂKİR ile/değil/>< GÂFİL

( [zikrettiğini] Bilen. İLE/DEĞİL/>< Bilmeyen. )


- ZÂKİRBAŞI ile ...

( DEVRÂNİ ZİKİRLERDE ZÂKİRLERİN REİSİ )


- ZAKKUM[Ar.] değil/yerine/= AĞIAĞACI/AĞIÇİÇEĞİ

( Zakkumgillerden, çiçekleri beyaz ya da pembe renkli, çoğunlukla kurumuş dere yataklarında kendin kendine yetişen, ağılı bir bitki. )

( NERIUM OLEANDER )


- ZÂLİ' ile ...

( Aksak hayvan. )


- ZÂLİK[Ar.] ile ZÂLİK[Ar.]

( Gidici/giden. İLE Şu, o. )


- ZÂLİM <>/>< ÂLİM

( Zâlim olan, âlim olabilir fakat zâlim olan, ârif ol(a)maz. )

( Yol sırasında, süreçte, kimin zâlim, kimin âlim olduğu/olacağı bilinmez. )


- ZÂLİM[Ar.] değil/yerine/= KIYINÇÇI


- ZÂLİM ile/değil/yerine LEVVÂM

( Başkasına kötülük. İLE/DEĞİL/YERİNE Kendine, [kendini geliştirmek üzere] "yüklenme". | Özeleştiri. )

( Zâlime uyan ve/ya da susan, zâlimden beterdir. )


- ZÂLİMCE değil/yerine/= KIYINÇLA


- ZAMAN ALGISINDA:
24 SAAT ile/ve/değil/yerine/<> (HER) AN

( Kesikli süreklilik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Kesiksiz süreklilik. )

( Güneşe ve güne göre. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> İnternette. )

( Doğal. İLE/VE/<> Yapay. )

( Dengeli. İLE/VE/<> Dengesiz. )

( Doğal sınırların güvenliği ve güvencesinde. İLE/VE/<> Şişirilmiş "sınırsızlığın" ve ucların uçurumunda. )


- ZAMAN:
| BEKLERKEN ve/||/<> KORKARKEN ve/||/<> KEDERLİYKEN ve/||/<> SEVİNÇLİYKEN/NEŞELİYKEN |
ve/değil/yerine/||/<>/<
SEVERKEN

( [ [çok] "Yavaş". VE/||/<> "Hızlı". VE/||/<> "Uzun". VE/||/<> "Kısa". | VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sonsuz. )


- ZAMAN:
BEKLEYİNCE ile/ve/||/<> GECİKİNCE ile/ve/||/<> ÜZÜLÜNCE ile/ve/||/<> MUTLU OLUNCA ile/ve/||/<> ACI ÇEKİNCE ile/ve/||/<> SIKILINCA

( "Yavaşlar". İLE/VE/||/<> "Hızlanır". İLE/VE/||/<> "Can yakar". İLE/VE/||/<> "Kısallır". İLE/VE/||/<> "Bitmek bilmez". İLE/VE/||/<> "Uzar". )


- ZAMAN (DİLBİLGİSEL) ile ...

( TENSE (GRAMMATICAL) )


- ZAMAN GEÇİRMEK ile/değil/yerine ZAMANI DOLDURMAK


- ZAMAN ...:
" 'GEÇSE/GEÇSİN' DİYE BEKLEDİĞİNDE" ile/ve/||/<> " 'DURSA/DURSUN' DİYE BEKLEDİĞİNDE"

( Durur [gibi algılanır]. İLE/VE/||/<> Geçer [gibi algılanır]. )


- ZAMAN GEÇTİKÇE:
YÜZSÜZLEŞEN değil HATALARIYLA YÜZLEŞEN


- ZAMAN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- Zaman kazandırmak için SUS!!!


- Zaman kazanmak için SUS!!!


- ZAMAN KAZANMAK ile FIRSAT ARAMAK/BEKLEMEK


- ZAMAN:
ÖNCELİK ile/ve/||/<> SONRALIK


- ZAMAN:
UD ve ÖD

( Sümerce'si. VE Türkçe'si. )


- ZAMAN:
UNUTTURMAYABİLİR ve/fakat UYUŞTURABİLİR


- ZAMAN VE ENERJİ TÜKETİMİMİZ:
"NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ" ile/değil/yerine NASIL GÖRDÜĞÜMÜZ


- ZAMAN VE KOŞULLARIN DEĞİŞİMİ ve/<> YASALARIN DEĞİŞİMİ

( Zamanın ve koşulların değişmesiyle birlikte yasaların da değişikliğe uğraması kaçınılmazdır.
Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz! )


- ZAMAN VE ZEMİNDE NESNE değil BİRLİKTE OLUŞMAYLA

( Özdek/nesne, zamanı gerçekleştiren devinimdir. )


- ZAMAN VE ZEMİNİNİ BİLMELİ!


- ZAMAN VERDİM ile/değil/yerine SÜRE KOYDUM


- ZAMAN YÖNETİMİNDE:
ACİL ve ÖNEMLİ ile/ve/||/<> ÖNEMLİ ve ACİL DEĞİL
ile/ve/||/<>
ACİL DEĞİL ve ÖNEMSİZ ile/ve/||/<> ÖNEMSİZ ve ACİL

( Hemen yap/alım! İLE/VE/||/<> Yapacağımız zamanı belirle/yelim!
İLE/VE/||/<>
İşi yapabilecek biri(leri)ne yönlendir/elim! İLE/VE/||/<> Yapma/yalım! )


- ZAMAN ZAMAN

( BÂRHÂ )


- Zaman zaman DİNLE!!!


- Zaman zaman KONUŞ!!!


- (ZAMAN ZAMAN/SIK SIK) GERİNMELİ!


- Zaman zaman SUS!!!


- ZAMAN ZAMAN ile OLUR OLMAZ


- ZAMAN ve ZEMİN(BAĞLAM) ile/ve/değil/yerine/||/<> ZİHİN ve ZEMİN(KOŞULLAR)

( Bir şeyin(/durumun/olgunun/olayın), öyle olması ya da olmamasındaki, az ya da çok oranında(etmenliliğinde) olmasındaki belirleyiciler. )

( Dış. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> İç. )

( İkincil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Birincil. )


- ZAMAN/OĞUR/ÖYLEK ile/ve/||/<>/değil/yerine AN/KIPI

( Zamlanmış AN. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE ÂN'ın ÂN'a geçtiği AN'daki AN! )

( "Anlamlı" bir yaşam sunar. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Mutlu bir yaşam sunar. )

( Dirimlilik içinde. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Sürekli dirimlilik ile. )

( [kökeni/etimolojisi] ZEMAN[Ar.]: Eskime, bir nesne üzerinde sürenin geçmesi. > ZAMAN: Süre, eskiye, geçmişe karışan süre. [Ar.] Somut bir anlamı varken, gerçek bir nesneyi yansıtırken soyutlaştı. İki nesne arasında, birinden ötekine giderken geçen süreye, eskiye karışan süreye zeman denirken sonraları vakt anlamında soyut bir varlığı yansıtır oldu. )

( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Göktanrı dili.(N) )

( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Bilginin kaynağı. (N) | [Özdek/Madde'nin kaynağı (H).] (HN) )

( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Akıllı enerji. )

( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Dişil ve eril enerji olarak ikili sistemi yansıtır. )

( [Sümer Türkçesi'nde]... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Gök Tanrı. )

( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Evrenin başlangıcının simgesi. )

( Zaman, AN'ların birbirini izlemesidir. )

( Zaman sonsuzdur, ama sınırlıdır; ebediyet ise şimdi'nin zerresindedir. )

( Zaman içindeki ebediyet sadece tekrarlanıştır. )

( Zaman, yalnızca, bilinçte varolur. )

( Zaman, bizi zamanın dışına götüremez. )

( Zamanın getirmiş olduğunu, yine zaman götürecektir. )

( Zaman, içindeki bir deneyimdir ama deneyimleyen zaman-ötesinde. )

( Zamansızlık içinde, "ebediyen" sözcüğünün bir anlamı yoktur. )

( Batmayan güneşi bulanlar için zaman diye bir şey yoktur. )

( Zamansız olan, zamanı bilir; zaman ise zamansız olanı bilmez. )

( Zaman-ötesi olana ancak zaman-ötesi olanla erişilebilir. )

( İnandığınızı yapın ve yaptığınıza inanın. Başka her şey enerji ve zaman savurganlığıdır. )

( Nasıl, okyanusun her bir damlası okyanusun tuzunu taşırsa, öylece her AN da ebediyetin lezzetini taşır. )

( Bir kez, Şimdi'de iyice yerleşirseniz, gideceğiniz başka yer olmaz. )

( Anımsanan ile yaşanan an arasında, bir an'dan bir an'a gözlemlenebilen bir temel fark vardır. Yaşanan an, zamanın hiçbir noktasında, anımsanan olamaz. İkisi arasında, sadece yoğunluk değil çeşit farklılığı vardır. Yaşanan an, hiçbir yanılgıya yer vermeyecek biçimde öyledir. )

( Yaşanan an gerçektir, halbuki anımsananda bir hayli kararsızlık ve belirsizlik vardır. )

( Yaşanan anı eşsiz kılan nedir? Apaçıktır ki, sizin mevcut olduğunuz duygusu. Bellekte ve beklentide, bunun gözlem altındaki bir zihinsel hal olduğu hakkında açık ve belirgin bir duygu vardır; yaşanan anda ise bu duygu en başta, bir hazır bulunuş ve farkında oluş duygusudur. )

( ÂN-I GAYRI MUNKASİM: BÖLÜNEMEYECEK OLAN AN! )

( Mutlak, zamandan öncedir. )

( Bellek ve beklenti olmadıkça zaman da yoktur. )

( El'in sermayesi. [Kendinin olmayan] ["Allah'a ait olan"] )

( Ne içindeyim zamanın
Ne de tümüyle dışında
Yekpâre, geniş bir ÂN'ın
Parçalanmaz akışında )

( Yüzünü toprağa indir dem-be-dem Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem )

( Dem, bu demdir, dem, bu dem! Dem, bu demdir, dem, bu dem! )

( An, bu andır, an, bu an! An, bu andır, an, bu an! )

( BÎ HENGÂM[Fars.]: Vakitsiz. )

( CARPE DIEM: GÜNÜ/ÂNI/YAŞANANI YAŞA/YAKALA! [Lat.] [günlük yaşa değil!] )

( HAKUNA MATATA: AN'I YAŞA! [Kenya dilinde] )

( CHRONOS ile/ve/||/<>/değil/yerine CAIROS )

( Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.

Ahmet Hamdi TANPINAR )

( ZAMAN'ı...
Durdurmak istiyorsan... ÖPÜŞ!
Duyumsamak istiyorsan... YAZ!
Bırakmak istiyorsan... SOLUK AL!

ZAMAN'da...
Yolculuk yapmak istiyorsan... OKU!

ZAMAN'dan...
Kaçmak istiyorsan... MÜZİK DİNLE! )

( Zaman, herşeyin aynı anda olmasını engellemek için doğanın kullandığı araçtır. )

( Time is endless, though limited, eternity is in the split moment of the now.
Time exists in consciousness only.
Time is a succession of moments.
Time is an inner experience but the experiencer is timeless.
The absolute precedes time.
What time has brought about, time will take away.
The timeless can be reached only by the timeless.
Time cannot take us out of time.
Just as every drop of the ocean carries the taste of the ocean, so does every moment carry the taste of eternity.
The timeless knows the time, the time does not know the timeless.
Eternity in time is mere repetitiveness.
In the timeless the words 'for ever' have no meaning.
Without memory and expectation there can be no time.
Once you are well-established in the now, you have nowhere else to go.
Do what you believe in and believe in what you do. All else is a waste of energy and time.
Between the remembered and the actual there is a basic difference which can be observed from moment to moment. At no point of time is the actual the remembered. Between the two there is a difference in kind, not merely in intensity. The actual is unmistakably so.
The actual is real, while there is a good deal of uncertainty about the remembered.
What makes the actual unique? Obviously, it is your sense of being present. In memory and anticipation there is a clear feeling that it is a mental state under observation, while in the actual the feeling is primarily of being present and aware. )

( An olmadan, zaman olmaz; ancak, sonsuz zaman olmadan da ân'a ilişkin düşünüş olmaz. )

( ZAMAN ve/değil/yerine/||/<>/< AN

Kaygının neden oldukları, olabilecekleri ve ortadan kaldırılmasındaki araç ve çözümlerin merkezinde, zaman ve algı yönetimi bulunur.

Geleceğin olumsuzu olan ve "Ya ..." ile başlayan düşünce, söz ve kaygıların yanlışlığı ve yanıltıcılığını da ancak yoğunlaşılması gereken iki düşünce üzerinde/n aşabiliriz. Birincisi, en az %51 olmak üzere, ŞU AN'da ve BURADA bilincinin yanı sıra, ikinci olarak, %46-48 oranında da geleceğin belirgin ve olumlu bakışı olan "... İSTİYORUM." düşüncesi ve sözüyledir. Tabii, tortuları, bahaneleri, mazeretleri, yani "... da"/"... ama" sözlerinin tamamen devre dışı tutulmasıyla.

Geçmişin olumsuzu olan "Keşke ..." düşünce ve sözü, hiçbir zaman düşünülmeyeceği gibi, geçmiş ve değişmezliğini ancak geçmişin olumlu deneyimlerini, "İyi ki ..." düşünce ve sözüyle, isabet kaydedilmiş, olumlu durumlar, kayıtlar, süreç ve sonuçlarla dengeleyebiliriz.

"Belirsiz" olan geleceğin belirli kılınmasını da, "Değişmez" olan geçmişin tatminkârlığını da şu anda ve buradaki bilincimiz belirlemektedir. Yaşanmış ve "değişmez" olanların pişmanlığı ya da yaşanmamış ve "belirsiz" olan belirginliğini, ancak ve ancak şu anda ve buradaki %99'lara çıkarılabilecek düşünce, eylem ve tutumlarımızla, direncimizle[ihtiyârımızla] belirleyip, geri kalan sürecin de isteklerimizle/istencimizle[irâde] doldurulması, anlamsız ve değersiz kaygıların ortadan kalkması, daha verimli bir yaşam ve kendilik deneyiminin verimliliğiyle taçlanacaktır.

Kaygının ortadan kalkmasındaki en önemli yani öncelikli bilgi ve uygulama, pek alışık olmasak bile mutlaka sürekli anımsanması ve devrede tutulması gereken, bilinemeyecek olanların varolduğu ve bilinemeyecekleri yönündeki teslimiyet ve tevekkülümüzdür. Bu, ilk başta ve çoğumuz için pek geçerli ve olanaklı "görülmese" bile hep birlikte yaşıyor olduğumuz halde, her birimizin, "kendini öncelikli ve ayrıcalıklı görerek", "sürekli ve tek kazananın kendimiz olması gerektiği" "düşüncesi/zannı", tavrı ve tutumu kadar yanlış ve yanıltıcı, bir başka ötekileştirici ve birbirimizden uzak düşürücü büyüklükte bir tutum olamaz.

Bir başka kaygı verici ve büyük yanlışlardan biri de, hepimizin, kendi ve yakınları için, aynı anda, "en"leri istemesi, dilemesi ve dile getirmesidir. Herşeyin "en güzeli"ni, "en baştakini/tepedeki"ni, "en değerlisi"ni, "en başarılısı"nı, "en güçlüsü"nü, "en büyüğü"nü, sürekli diline dolamış bir birey ve toplum için de refah ve ferah söz konusu değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır.

Olan biten herşeyin uclarında ve uçurumlarında dolaşmanın, iddia sahibi olmanın, bir anlamının, bir değerinin olmayacağını, teknolojinin hızlı gelişimi ve konforun artmasındaki yanılgının taşıdığı, ne ve "ne kadar" yaşanılacak olursa olsun, her şeyi ve herkesi, sonuç odaklılıkla, süreci, bir şeyleri, başlamadan bitirmenin peşinde koşulduğu, yaşamın, tavında, kıvamında, hızlı gitmek yerine yavaş yaşamanın değeri bilinmediği, önceliği yaşanmadığı sürece daha da anlamsız bir kartopu-çığ ilişkisine döneceğini görememenin bedelleri, her ne kadar istenilmese de ne yazık ki, gerçek anlamda "kaygılanmamızı" gerektirecek çok büyük sorunların oluşacağına ve çığ altında kalarak, ezilerek yok olunacağına bir kanıttır.

"En büyük" ya da tek kaynağı "merak" olan, ancak sonuçların değer gördüğü niteliksiz "sorgulamaların" da ne içeriği, ne süreci, ne de sonucu, kişileri ve toplumları hiçbir nitelikli sonuca götürmeyeceği gibi, kendi, yakınları, vatanı, toprağı, bayrağı, sancağı, dili ve geleceği için "kaygılanılması" gereken bir durumu da ortaya sermektedir.

"Geleceği/ni merak eden/ler,
fallara değil mezarlıklara baksın!"


Bireysel ve toplumsal olarak "kaygılanmak" durumunda kalacağımız olumsuz durumları, zihnimizin üst köşelerinde, kenarda tutmak üzere, tekrar kaygının çözümlerine yönelik kişisel yönetim bilgilerimize geri dönelim...



Kaygı DEĞİL/YERİNE Saygı - B (bile değil) )

( [daha iyi olabilmek için zihnin yönlendirilmesi gereken] Olumsuz/sorunlu/yetersiz/hasta(lıklı) vb. durumlarda. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Olumlu/mutlu/yeterli durumlarda. )

( [Odaklanılması gereken] Daha az. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Daha çok. )

( )

( En mutsuz kişi, geçmiş ve/ya da geleceğe (fazla) odaklı olandır. )

( TARFET-ÜL-AYN: Bir kere göz açıp kapayıncaya kadar olan AN.
ÂNÂT, LÂHZE: An. Göz ucu ile bir kere bakıncaya kadar geçen zaman.
VEHLE: Dakika, An. ["O günün vehrinde" DEĞİL "O günün vehlinde"] )

( RÛZİGÂR/ZAMAN ile/ve/<>/değil/yerine DEM )

( [not] TIME vs./and/<>/but MOMENT )

( TEMPS avec/et/<> MOMENT, NUANCES )

( ZEIT mit/und/<> MOMENT )

( TEMPUS cum/et/<> ... )

( TIEMPO con/y/<> MOMENTO/RATO )

( TEMPO con/e/<> ATTIMO/MOMENTO )

( KALA ile/ve/<>/değil/yerine ZEN )

( ... ile/ve/<>/değil/yerine LAN )


- ZAMAN ile ARASIZLIK

( TIME vs. WITHOUT INTERRUPTION )


- ZAMAN ile/ve/değil EŞİK


- ZAMAN ile/ve/= FIRSAT

( TIME vs./and/= OPPORTUNITY )


- ZAMAN ile GÖRELİ ZAMAN

( TIME vs. RELATIVE TENSE )


- ZAMAN ve/||/<>/< HAREKET ve/||/<>/< DEĞİŞİM

( Zaman, hareketin ölçüsüdür ve değişimin tanımlanma çabasıdır. )

( TIME and/||/<>/< MOVEMENT and/||/<>/< ALTERATION )


- ZAMAN[Ar.] ile HIKBE[Ar.] ile BURHE[Ar.]


- ZAMAN ve/||/<> İRFAN


- ZAMAN ile/ve/||/<> MATEMATİK


- ZAMAN ile/||/<> "MUMYALANMIŞ ZAMAN"

( ... İLE/||/<> Fotoğraf. )


- ZAMAN ile/ve SABIR

( Zamanı gelmeden görürsek, yanarız. )

( TIME vs./and PATIENCE )


- ZAMAN ile SAHİB-İ ZAMAN

( AKILLARINDAN GEÇİRDİKLERİ KÂİNATTA OLUŞMAYA BAŞLAYAN KİŞİ | ALLAH'IN AYNASIDIR )


- ZAMAN ile SAMAN

( Evvel. İLE/VE/||/<> Kalbur.
[Evvel, zaman içinde. İLE/VE/||/<> Kalbur, saman içinde.] )


- ZAMAN ile/ve/<> SEVGİ

( Sevdiklerinize zaman ayırın! Yoksa, zaman, sizi sevdiklerinizden ayırır. )

( TIME vs./and/<> LOVE )


- ZAMAN değil/yerine/= SÜREY


- ZAMAN ve/<> UZAY

( Zaman ve uzayın kökeni, her bir neden-sonuç zincirinin ilk nedeni olarak deneyimlenebilir. )

( Bir kez zaman ve uzayı gerçek olarak kabul etmişseniz, kendinizi de ufacık, önemsiz ve kısa ömürlü sayacaksınız. )

( Zaman ve uzayın içinde değilsiniz, zaman ve uzay sizin içinizdedir. )

( Tüm uzay ve zaman, zihindedir. )

( Siz, uzay ve zaman ötesisiniz! )

( Zaman ve uzay zihinde, zihne ait olduklarından, siz zaman ve uzayın ötesindesiniz, ebedi ve her yerde hazır olan. )

( The origin and the end of all manifestation, the root of time and space, the prime cause in every chain of causation.
Once you accept time and space as real, you will consider yourself minute and short-lived.
Space and time are in you and not you in space and time.
All space and time are in the mind.
You are beyond space and time.
Time and space are in the mind, you are beyond time and space, eternal and omnipresent. )

( Sonsal Sınıflama[Kategori] değildir![bkz. KANT] )

( TIME and/<> SPACE )


- ZAMAN ile/ve/<> VAKİT/ÇERLİK[dvnlgttrk]

( ... İLE/VE/<> Özel bir dilim. )

( Vakit, idrak sahibinedir. )

( Vakit, keskin kılıçtır. )

( Zaman onları ifnâ etmez, vaktin içinde vakti yaşayanlara ibn'ül-vakt denilir. )

( Zaman, insana emanettir. )

( Yarın ya da yarına bırakmak tarikat halinden değildir. )

( SA'AT-İ VAHİDEDİR ÖMR-İ CİHAN SA'ATİ TAATE SARFEYLE HEMAN )


- ZAMÂN[Ar.] ile VAKT[Ar.]


- ZAMAN ile YALIN ZAMAN

( ABSOLUTE TENSE )


- ZAMAN ile ZAMAN (ANLAMSAL)

( TIME (SEMANTIC) )


- ZAMAN ile/ve ZAMANDA (OLAN)


- ZAMAN ve ZAMANE'DEN ŞİKÂYET


- ZAMAN ve/<> ZEMİN/MEKÂN/YER

( İnsan, mekândan, zamana geçiştir. )

( Terazi var, tartı var, herşeyin bir zamanı var. )

( Bazı işlerde/hizmetlerde de zaman ve zemin gözetmek olmaz. )

( Varolanlar'ı birbirine göre belirleyen koordinatlar. )

( İrfân'ın göstergesi, doğru/uygun zaman ve zemine göre konuşmak ve hareket etmektir. )

( İşitme. VE/<> Görme. )

( Nesnelerin ard ardalığı. VE/||/<> Nesnelerin yan yanalığı. [GERÇEK/LİK] )

( TIME and/<> PLACE )


- ZAMANA YAYMAK ile/ve/<> SONRAYA BIRAKMAK


- BİTİŞİKLİK:
ZAMANDA ile/ve/||/<> MEKÂNDA ile/ve/||/<> KOŞULLARDA


- ZAMANDA OLMAYAN ile/ve/fakat/||/<> ZAMANDA OLAN

( Kant'a göre, nedensellik kategorisi altında, zamandaki süreklilik içinde, AN'lar arasında fenomen olarak varolan bir şey ile başka bir fenomen olarak varolan bir şeyin, belirli bir kurala göre birbirini izlemesi, bilinebilecek bir şeydir. İLE/VE/FAKAT/||/<> Kendi, zamanda olmayanın, zamanda olanla ilişkisinin nasıl bir kurallılığının olabileceği, hiçbir biçimde bilemeyeceğimiz bir şeydir. )


- ZAMANDA OLUR değil ZAMANLA OLUR


- ZAMAN('DA) ile/ve/<> AN('DA)

( Kul. İLE/VE/<> Allah. )

( Gövdede ve zannında. İLE/VE/<> ... )


- ZAMANI ARTIRMAK ile/ve/<>/değil ETKİ ALANINI GENİŞLETMEK


- ZAMANI DEĞİL" ile "SIRASI DEĞİL"


- ZAMANI DURDURMAK ile/ve/||/<> ZAMANDA YOLCULUK ile/ve/||/<> ZAMANDAN KAÇMAK ile/ve/||/<> ZAMANI HİSSETMEK ile/ve/||/<> ZAMANI BIRAKMAK

( Öperek. İLE/VE/||/<> Okuyarak. İLE/VE/||/<> Müzik dinleyerek. İLE/VE/||/<> Yazarak. İLE/VE/||/<> Soluk alarak. )


- ZAMANI GELDİĞİ ZAMAN ... değil ZAMANI GELDİĞİNDE ...


- ZAMANI GELİRSE" ile/ve "ZAMANI GELDİĞİNDE"


- ZAMANI:
NEREDE GEÇİRDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NASIL GEÇİRDİĞİMİZ

( Gövdemizle ilişkilidir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Anlığımızla(zihnimizle) ilişkilidir. )

( Nicelikseldir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Nitelikseldir. )


- ZAMANI ÖLDÜRMEK" ile/değil "ZAMANI DEĞERLENDİRMEK"


- ZÂMÂN-I/ASR-I SAADET

( HZ. MUHAMMED'İN YAŞADIĞI DÖNEM | ÖMRÜNÜ SAADETE KAVUŞTURAN KİŞİ )


- ZAMANIM YOK" ile/ve/değil/||/<> "ÖNCELİĞİM DEĞİL"


- ZAMAN(IM) YOK ile/değil ÖNEM VERMİYORUM


- ZAMANIN AÇIKLIĞI ile/ve/||/<> EVRENİN KAPALILIĞI


- ZAMANIN:
ALTI ile/değil/yerine/>< ÜSTÜ

( Helâk. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Vakit. )


- ZAMANIN, DÜŞÜNÜLMESİNDE/DEĞERLENDİRİLMESİNDE:
ÖNCELİK ve/||/<> SIRALAMALARI


- ZAMANIN EL VERDİĞİNCE değil ZAMAN EL VERDİĞİNCE

( "ZAMANIN EL VERDİĞİ KADAR" demek üzereyken "ZAMANIN" diye başlayıp bu sözü kullandıktan sonra bir anda zihne başka bir sözün gelmesiyle hızla yön değiştirerek ifadenin bozulmasıyla oluşur. [Dli yanlış kullanmaktan değil bazen konuşma koşullarının çoklu etkileri altında sözcükler arasında karmaşalar yaşanabilir.] )


- ZAMANIN:
"GEÇMEMESİ" ile "YETMEMESİ"

( Sevdiğin, yanında değilse. İLE Sevdiğinin yanında. )


- ZAMANIN "RUHU" değil/yerine ZAMANIN "PETEKLERİ"


- ZAMANIN ve/||/<> MEKÂNIN: SAF GÖRÜSÜ

( [ÖNCEL/A PRIORI]
[Sadece İnsan'da.] )


- ÖĞRENME/ÖĞRENENLER:
ZAMANINDA ile/ve/||/<> OTORİTEDEN ile/ve/||/<> DENEYEREK ile/ve/||/<> YAŞAMDAN ile/ve/||/<> YAŞAMDAN BİLE (ÖĞRENEMEME/ÖĞRENEMEYENLER)

( İndirimli fiyattan. İLE/VE/||/<> Özgürlük bedeliyle. İLE/VE/||/<> Etiket fiyatından. İLE/VE/||/<> Gecikme zammıyla. İLE/VE/||/<> Boşa geçmiş, koskoca bir yaşamla. )


- ZAMANINDA ORADA/YERİNDE OLMALI!


- ZAMANINDA YA DA ZAMANSIZ SÖYLENMİŞ SÖZLER ile/ve GERÇEK YA DA YANLIŞ SÖZLER ile/ve HOŞ YA DA ACI SÖZLER ile/ve YARARLI YA DA YARARSIZ SÖZLER ile/ve NAZİK VE GÜCENDİRİCİ SÖZLER

( WORDS AT THE RIGHT TIME OR UNTIMELY vs./and TRUE OR FALSE WORDS vs./and NICE/SWEET OR GRIEF WORDS vs./and BENEFICIAL OR USELESS WORDS vs./and POLITE AND OFFEND WORDS )


- ZAMANINI:
"ÇALMAK" ile/değil ALMAK


- ZAMANI/VAKTİ HARCAMAK değil/yerine ZAMANI/VAKTİ KULLANMAK


- Zamanında KONUŞ!!!


- ZAMANSALLIK ile TARİHSELLİK


- ZAMAN/SIZ/LIK ile/ve DÖNEM/SİZ/LİK

( TIME vs./and PERIOD )


- ZAMANSIZLIK ile/ve/değil/||/<> ZAMANSIZLIK

( Düşüncesi/kavram. İLE Bireyin ayırabileceği sürenin bulunmamasındaki "gerekçe/bahane/mazeret". )


- ZAMÂN/ZEMÂN[Ar. çoğ. EZMİNE] ile ZAMÂN[Ar.]

( Zaman, vakti, çağ, devir. | Süre, mehil. | Mevsim. | Fiillerde, geçmiş, şimdiki, gelecek ve geniş zamanlardan her biri. İLE Kefil olma, kefillik. | Bir şeyin mislini ya da değerini vermek üzere zarara karşı kefil olma, garanti. )


- ZAMBAK ile ADA SOĞANI

( ... İLE Zambakgillerden, soğanından ilaç olarak yararlanılan bazı nesneler elde edilen çok yıllık bir bitki. )

( ... cum URGINEA MARITIMA )


- ZAMBAK ile AFRİKA ZAMBAĞI


- ZAMBAK ile AKÇÖPLEME

( ... İLE Zambakgillerden, yapraklarının uzun, geniş olması, çiçeklerinin güzelliği dolayısıyla bahçe çiçekleri arasına giren zehirli bir bitki cinsi. )

( ... cum VERATRUM ALBUM )


- ZAMBAK ile/= AKZAMBAK

( Zambakgillerden, 90-100 cm. yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi, top zambak. İLE/= Zambakgillerden, süs bitkisi olarak yetiştirilen, çiçeği diş ve yüz şişlerinin tedavisinde kullanılan bir bitki. )

( LILIUM CANDIDUM )


- ZAMBAK ile ARTVİN ZAMBAĞI


- ZAMBAK ile/||/<> ASPİDİSTRA[Fr.]

( ... İLE Zambakgillerden, genellikle saksıda yetiştirilen, yaprakları doğrudan doğruya topraktan çıkan bir süs bitkisi. )


- ZAMBAK ile İNCİÇİÇEĞİ

( ... İLE Zambakgillerden, temren biçimindeki yaprakları arasında ince bir sap üzerinde, küçük çan biçiminde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi. )

( ... cum CONVALLARIA )


- ZAMBAK ile KUM ZAMBAĞI

( LILIUM cum PANCRATIUM MARITIMUM )


- ZAMBAK ile TÜKÜRÜKOTU

( ... İLE Zambakgillerden, 20-30 santimetre yüksekliğinde, küçük, beyaz ya da sarı çiçekli, otsu ve çok yıllık bir bitki. )

( LILIUM cum ORNITHOGALUM UMBELLATUM )


- ZAMBEZİ IRMAĞI ile ...


- ZÂMİN[Ar.] ile ZAMÎN[Ar.]

( Tazmine zorunlu olan, kefil. İLE Tazmîn eden, kefil olan. )


- ZAMİR[Ar.] değil/yerine/= ADIL


- ZÂMİR[Ar.] ile ZAMÎR[Ar. çoğ. ZAMÂİR]

( Neyzen, düdük çalan. İLE İç, içyüz. | Kalp, vicdan. | Gönülde gizli olan sır. | [dilbilgisinde] Adın yerini tutan sözcük. )


- ZAMK[Ar. < ŞAMĞ] ile ARAP ZAMKI/ZAMK-I ARABÎ

( Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz ya da sarı kırmızımtırak renkte biçimsiz nesne. | Bu nesnenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği. İLE Akasyadan elde edilen bir zamk. )


- ZAMK ile LAK/LAKA[İt. < Fars.]

( Akasya, kitre, süsleğen gibi bazı ağaçların kabuklarından sızarak donan, renksiz ya da sarı kırmızımtırak renkte, biçimsiz nesne. İLE Uzakdoğu'da yetişen amerikaelmasından çıkan yapıştırıcı. )

( LAKE: Laka ile cilâlanmış eşya. )


- ZAMK[Ar. < ŞAMG] değil/yerine/= TUTKAL/YAPIŞTIRICI


- ZAMKİNOS

( Adı birden anımsanamayan, küçük, değersiz şeyler için kullanılır. | Dost, metres. | Kaçma. )


- ZAMLI SÛRE değil ZAMM-I SÛRE

( "Zamm-ı Sûre okunur." DEĞİL Zamm-ı Sûre yapılır. )


- ZAMM[Ar.] ile CEM'[Ar.]


- ZAN BI ART ile GEÇİT
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Koçngar/Qoçngar başı ile Balasagun arasındaki bir dağ geçidi. İLE ... )


- ZAN (ETMEK) ile/ve/||/<>/> İDDİA (ETMEK)


- ZAN ETMEK ile/ve/||/<> ÜMİT ETMEK


- ZAN:
"ÖNE SÜRÜLEBİLECEK BİR ŞEY"
değil
ANCAK, KABUL EDİLECEK BİR ŞEY


- ZAN ile/değil ATIF


- ZAN ile BÂTIL İNANÇ

( GÜMÂN ile ... )

( SURMISE vs. SUPERSTITION )


- ZAN[Ar.] ile CEHL[Ar.]

( Bilim'in zıttı. İLE Bilgi'nin zıttı. )

( SURMISE vs. IGNORANCE
Opposite of Science. vs. Opposite of Knowledge. )


- ZAN ile/ve/değil/yerine/<> GÖRÜ


- [ne yazık ki]
ZAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> İFTİRA


- ZAN ile İSTİNBÂT[Ar.]

( Sanma, sanı. | Şüphe. İLE Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkartma, zımnen, açık olmayarak, dolayısıyla anlama. )


- ZAN ile/ve/değil/||/<>/> İTHAM


- ZAN ile/ve/değil KABUL

( [not] SURMISE vs./and/but ACCEPTANCE )


- ZAN ile/ve/değil/yerine KANAAT


- ZAN ile/ve KOŞULLANMA

( SURMISE vs./and CONDITIONING )


- ZA'N[Ar.] ile RAHL[Ar.]


- ZAN ile/ve/||/<>/> SAFSATA


- ZAN değil/yerine/= SANI


- ZAN ile/ve/değil/yerine/<>/>< SEN


- ZAN ile/ve TECESSÜS


- ZAN ile/ve ZEHÂB


- ZAN değil/yerine/>< ZEN


- ZANAAT OLARAK SİMYA ile FELSEFÎ SİMYA ile DİNÎ SİMYA

( Uygulamalar arasında nedensel ilişki kurmadan, herhangi bir teoriye dayanmadan nesneler üzerinde simyevi işlemler yapmak. Burada esas olan nesneleri kullanmaktır. İLE Belirli bir teoriye dayalı olarak ve nedensel ilişkiler kurarak nesneleri tespit ve tasvir etmek. Burada esas olan nesneler içinde kalmaktır. İLE Doğaüstü, mistik ve spritüel güçleri de dikkate alarak belirli ritüeller içinde nesneleri anlamaya çalışmak. Burada esas olan nesnelerin doğaüstü güçlerin işaretleri olduğunu anlamaktır. )

( Bolos (M.Ö. II. yy.) simyayı felsefi bir yöntem haline getiren. )

( Zosimus (M.S. III. sonu, IV yy. başı) simyayı bir din haline getiren. )

( İslâm dünyasında ise simya ilk önce felsefî açıdan dikkate alınmıştır. Cabir b. Hayyân sadece madenleri değil, bitkileri ve hayvanları da simyanın konusu kılmıştır. Civa ve kükürt teorisini geliştirerek tüm varolanları yekpare bir sistem içerisinde açıklamaya çalıştı. Bunun için bazı sayısal simgeleri kullandı. Aynı zamanda kurduğu laboratuvarlarla felsefi simyadan 'bilimsel simya'ya(kimya'ya) geçiş yaptı. )


- ZANAAT [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ZANAAT/ZANAATKÂR ve FELSEFE/FİLOZOF


- ZANBAK değil ZAMBAK

( Doğruları aşağıdaki biçimdedir! "..." bulunan yerlerde ayrık(yanlış) halini düşününüz! )

( YAZIM(İMLÂ) KILAVUZU! | KÖKENBİLİM/ETİMOLOJİ )

( Masumiyeti simgeler. )

( LILIUM )


- ZANBI ile ÇEKİRGE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir çekirge türü. İLE ... )


- ZÂNBI ile/||/<> ZÂNBI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir çekirge türü. İLE Balâsâgûn arasındaki bir dağ geçidi. )


- ZANGIR ZANGIR / ZINGIL ZINGIL / ZINGIR ZINGIR (TİTREMEK)


- ZANGOÇ[Erm.] ile ...

( Kilise hizmetlerini gören ve çan çalan görevli. )


- ZANLI değil/yerine/= ÖN SANIK


- ZANLI ile SANIK

( Bir suç dolayısıyla sorguya çekilen. İLE Aleyhine ceza davası açılan. )

( MAZNÛN[< ZANN] ile ... )

( SUSPECT vs. ACCUSED )


- ZANN - CEHİL ile İLİM - HİLİM


- ZANN ile/ve/||/<>/>/< "EZBER/KALIP"


- ZANN[Ar.] ile/= GÜMÂN[Fars.]


- ZANN[Ar.] ile HİSBÂN[Ar.]


- ZAN(N) ile/değil/yerine/>< İLM/İLİM


- ZANN[Ar.] ile ŞEKK[Ar.]


- ZANN[Ar.] ile TASAVVUR[Ar.]


- ZANN ile VEHİM

( ... İLE İki olasılığın (güçlü/güçsüz) birine zihnin/nefsin katılımı. )


- ZANN ile ZANN-I GALİB

( %49 İLE %1 )


- ZÂNN[Ar.] ile ZANN/ZAN[Ar. çoğ. ZUNÛN]

( Zannedici, sanan. İLE Sanma, sanı, sezme. | Şüphe, işkil. )


- ZANNEDİYORUM ile/ve/||/<> BELLEĞİM YANILTMIYORSA


- ZANNETME! ile/ve/||/<> FARZ ETME! ile/ve/||/<> SOR! ile/ve/||/<> SÖYLE!


- ZANNETMEDEN ÖNCE ve/<> YARGILAMADAN ÖNCE ve/<> YARALAMADAN ÖNCE ve/<> KONUŞMADAN ÖNCE

( Öğren! VE/<> Anla! VE/<> Hisset! VE/<> Düşün! )


- ZANNETMEK/ZEHAP[Ar.] ile ZAMMETMEK[Ar.]

( Sanı, kuşku/şüphe. İLE Katmak. )


- ZANNETMEK ile/ve/||/<> BİLE DEĞİL


- ZAP ZAP ile RAP RAP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adımların hızlı atılmasına ilişkin yansıma bir ilgeç. İLE Adımların atılmasına ilişkin yansıma bir ilgeç. )


- ZAPPING[İng.] değil/yerine/= GEÇGEÇ


- ZAPZAYIF


- ZÂR Ü PERİŞÂN


- ZAR-ZOR (HALLETMEK)


- ZAR ile DERİ

( BEHREK[Fars.]: Çok çalışmadan dolayı el ve ayak derilerinin sertleşmesi. | Yaralardan gelen irin. )

( ... İLE Bir kişi, yaşamı boyunca, yaklaşık 22 kilogram deri kaybeder. )

( GIŞÂ' ile CİLD[Deri. | Kap. | Kitap. | Meşin.(Fars.)]
GIŞÂ-İ MUHÂTÎ: Gövdenin tüm iç boşluklarını kaplayan, örten ince deri. )

( INTEGUMENT vs. SKIN )


- ZAR ile/ve/<> İÇZAR

( ... İLE/VE/<> Çiçektozunu saran iki zardan, içte olanı. )


- ZAR ile İNCE ZAR

( MEMBRANE vs. PELLICLE )


- ZAR ile KALP DIŞ ZARI

( ŞEGAF-I DÂHİLÎ-İ KALB ile ŞEGAF-I HARİCÎ-İ KALB )

( MEMBRANE vs. PERICARDIUM )


- ZAR ile KITMİR

( ... İLE Hurma ile çekirdeğinin arasındaki zar. )


- ZAR ile PERDE


- ZAR ile PERDE(HİCÂB-I KİBRİYA)


- ZAR ile PERİKART[Fr.]

( ... İLE Yüreği saran zar. )


- ZAR ile ZAR[Ar. çoğ. ZURÛ']

( İnce deri. İLE İnek vb. hayvanların memesi. )


- ZAR' ile -ZÂR[Fars.] ile -ZÂR[Fars.]

( Meme. | Süt veren hayvan memesi. İLE Ağlayan, inleyen. | Zayıf, dermansız. | İnleme, ağlayış. İLE Adlara eklenerek yer adı bildirir.[ÇEMEN-ZÂR: Çimenlik. | GÜL-ZÂR: Güllük. | LÂLE-ZÂR: Lâle bahçesi.] )


- ZARAFAT[Azr.] = ŞAKA[Tr.]


- ZARÂFET:
"GÖZE BATMAK" değil/yerine/>< AKILDA VE GÖNÜLDE KALMAK


- ZARÂFET ve IŞILTI ve GÜZELLİK

( Zarâfet, devingen bir güzelliktir. )

( Zarâfet, doğa tarafından verilmeyen, ancak özne tarafından yaratılan güzelliktir. )

( Zarâfet, her zaman, yalnızca özgürlüğün devindirdiği biçimin güzelliğidir. )

( Her türlü güzellik, gerçek ve görünen devinimin yalnızca bir özelliğidir. )


- ZARÂFET ile/ve/<> LETÂFET


- ZARÂFET ve/||/<> ONUR

( Güzel bir ruhun anlatımı. VE/||/<> Yüce bir zihniyetin anlatımı. )

( Erdemden beklenilen, zarâfet değil onurdur. )


- ZARÂFET ve/||/<> SANATSALLIK


- ZARÂFET ve/||/<> SÜKÛNET


- ZARÂFET ile/ve/||/<>/> ZİYÂFET ile/ve/||/<>/> ZİYÂRET


- ZARANZA ile/ve/||/<>/< ZARANZA URGI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yalancısafran. İLE/VE/||/<>/< Yalancısafran tohumu. )


- ZARAR/HASAR:
CANA ile/değil/yerine MALA


- ZARAR-ZİYAN


- ZARAR/ZİYAN değil/yerine/= DOKUNCA/EKSİÇIKAR


- ZARAR ile/değil/yerine DAHA AZ ZARAR


- ZARAR ile HASAR

( Her mazarrata, mazeret bulmanın sonu yoktur. )

( DAMAGE/HARM vs. HAVOC )


- ZARAR ile/değil/yerine KARAR

( Çoğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Azı. )


- ZARAR ile KÂRDAN ZARAR

( LOSS vs. LOSS IN PROFIT )


- ZARAR ile/değil/yerine SAKINCA


- ZARAR ile ZIRAR

( ... İLE Zarara zararla karşılık verme. )


- ZARARI, AZA İNDİRGEMEK değil ZARARI, AZA İNDİRMEK


- ZARARIN TAZMİNİ değil/yerine/= DOKUNCANIN GİDERİLMESİ


- ZARARINA ile/değil KÂRINDAN VAZGEÇEREK


- ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM AMA ... ile/değil/yerine ... VE ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM


- ZARARLI OLMAK ile/ve ZARARDA OLMAK


- ZARARLI SABİT GELENEĞE SAPLANMA değil/yerine/>< YARARLI SABİTİN TAKLİDİ


- ZARARLI ile ZARARLI

( HARMFUL vs. HARMFUL )


- ZARARLI ile ZARARSIZ

( HARMFUL vs. HARMLESS )


- [ne yazık ki]
ZARARLILARIN TÜKETİMİNDE:
(")İLGİLİ(/LİK)(") ile/ne yazık ki/<>/> ALICI(/LIK) / MÜŞTERİ(Sİ OLMA) ile/ne yazık ki/<>/> BAĞIMLI(/LIK)

( Başlangıçta. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> Ortada. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> İleride. )


- ZARARSIZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/<> HİZMET ETMEK


- ZARARSIZ OLMAK ile/ve/||/<>/> YARARLI OLMAK


- ZARARSIZ ile MASUM


- ZARARSIZ ile ZARARSIZ

( HARMLESS vs. HARMLESS )


- ZARB değil/yerine/= ÇARPI


- ZARBÂN[Ar.] ile ...

( Kertenkeleleri avlayan, kedi büyüklüğünde yırtıcı bir hayvan. )


- ZARF
MAZRUF ile/ve/=/||/<> MEKTUP


- ZARF değil/yerine/= SARMIK


- | ZARF-I MÜSTEKÂR ve ZARF-I LAĞV | ile/ve/<> ZARF-I HÂS

( ... İLE/VE/<> Kur'ân-ı Kerîm, âyet ve hadislerdeki için, incelik sağlamak/sunmak üzere geçerlidir. )


- ZARFLARDA:
DURUM ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> YER-YÖN ile/ve/||/<> MİKDAR ile/ve/||/<> SORU


- ZARGANA[Yun.] ile TİMSAH ZARGANA

( ... ile )

( Uskumrusugillerden, gövdesi silindir biçiminde, gaga gibi ince, uzun, sivri ağızlı bir balık. İLE ... )

( BELONE ACUS cum ATRACTOSTEUS SPATULA )


- ZARGUNÇMÜD = KAPLANMİSKİ/PELENG MÜŞG[Fars.]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir tür fesleğen. )


- ZARİ ZARİ[Fars.] değil/yerine/= HÜNGÜR HÜNGÜR/İNLEYEREK (AĞLAMAK)


- ZARÎ[Ar.] ile ZARÎ[Ar.] ile ZÂRİ'[Ar.] ile ZÂRÎ[Ar.]

( Kanı durmayan damar. İLE Memesi büyük olan. İLE Ekin eken, çiftçi. İLE Ağlayıp sızlama. )


- ZARÎF değil/yerine/= GÜZEL, ŞIK, ZARÂFETLİ | NÂZİK, İNCE, YAKIŞIKLI | İNCE NÜKTELİ, İNCE NÜKTELERLE KONUŞAN


- ZARÎFE[Ar.] ile ZÂRİFE[Ar.]

( Zarif şey. İLE Fazla, gereksiz söz. )


- ZARIL ZARIL


- ZARLA-ZORLA


- ZARR[Ar.] ile ZÂRR[Ar.] ile ZARR[Ar.] ile ZAR[Ar.]

( Zarar. İLE Zararlı. İLE Zarara neden olan. İLE İnce perde ya da örtü. | İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar ya da örgen bölümleri, çeper. | Birbirine sımsıkı yapışık hücre ya da moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper. | Tavla ve başka oyunlarda kullanılan nesnelerden küp olarak yapılan ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı. )


- ZARUNLU:
ZARURÎ ile/ve/değil ZORUNLU

( Bazı/çoğu sözler hatalı seslendirildikleri için değil konuşurken, birbirine yakın ya da eş iki sözcüğü bir anda söyleme ya da birini söyleyecekken ani bir karar ve hızla ötekine geçme sonucu çıkan söz(cük)lerdir. )


- GEREKSİNİMLER:
ZARÛRÎ ile/ve/||/<>/> HÂCÎ ile/ve/||/<>/> KEMÂLÎ

( Yaşamak için gerekli olan beslenme ve güvenlikle ilgili gereksinimler. İLE/VE/||/<>/> Zorunlu olmayan, ama varoluşu, insanı rahatlatan unsurlara duyulan gereksinimler. İLE/VE/||/<>/> Kişilerin kaygılarını ve estetik beklentilerini karşılayan gereksinimler. )


- ZARÛRÎ İSTİDLÂL ile MÜMKÜN VE İKNAİ İSTİDLÂL

( Gerekirlilik/Belirleme/Dettermine. İLE Olanaklı/Mümkünlü/Belkililik/Cidal. )

( Doğa. İLE Tin. )

( FARÂBÎ )

( Bkz. HİLMİ ZİYÂ ÜLKEN - İSLÂM DÜŞÜNCESİ - ÜLKEN YAY. )


- ZARÛRÎYAT ile/ve HACİYAT ile/ve TAHSİNİYAT


- ZÂT:
BİLİNMEZ değil TEK BİLİNEN

( ... DEĞİL Şüphe edil(e)meyen tek şey. )


- ZÂT ile/ve/||/<> AYN


- ZÂT ile/ve HUZUR

( Simge, zâtı/sizi gösterir/işaret eder. )

( Huzura varmak için bende tâkat yok deme! Büyüklerle iş görmek zor değildir! Gam yeme! )


- ZÂT = KENDİ | ASIL, ÖZ, CEVHER | SAYGIYA DEĞER KİŞİ | SINIR


- ZÂT ve/<> KİŞİ

( Kişi, öze/zâta kanıt/burhan eylenmiş. )


- ZÂT ile/ve/<> MEVCUD


- ZÂT ile/ve/<> SIFAT

( Göz. İLE/VE/<> Gövde(beden), yüz. )

( I vs./and/<> TOOL/VEHICLE )

( I vs./and/<> ME )

( JE avec/et/<> MOI )


- ZÂT ile/ve/||/<>/> SIFAT ile/ve/||/<>/> EFAL ile/ve/||/<>/> ESÂR[< ESER]

( Öz/İnsan. VE/||/<>/> Bilgi. VE/||/<>/> Eylem. VE/||/<>/> Yapıt/eser. )


- ZÂT ile TÖZ


- ZÂTEN ŞÖYLEYDİ değil/yerine DAHA ÖNCE DE ŞÖYLEYDİ


- ZÂTEN" değil/yerine BİLİNDİĞİ GİBİ/MÂLUM


- ... ZÂT-EN değil/yerine/>< ... BİLİYORSUNUZ


- ZÂTEN ... ile/değil/yerine BİRİNCİSİ, ...


- ZÂT-EN ile/ve/||/<> HAKİKAT-EN


- ZÂTEN ... ile/değil/yerine HATTA ...


- ZÂTEN ... ile/değil/yerine NASIL OLSA ...


- ZÂT[Ar.]-EN[Fars.][<>/||/>< SIFAT-EN] değil/yerine/=/: ÖZCE, ÖZ OLARAK, ÖZÜ İTİBARİYLE["doğrusu" değil!]
[<>/||/>< SIFATEN: görünüşçe, görünüş olarak, görünüşü itibariyle]

( NOUMENON vs./||/<>/>< PHENOMENON )

( I vs./||/<>/>< ME )


- ZÂTEN ile/değil/yerine ŞİMDİLİK/HENÜZ


- ZÂTEN ile/ve/değil/yerine YİNE DE


- ÖZÜNLÜ/ZÂTÎ ile ARAZÎ

( Öze ilişkin.(Tikellerin gerçekliğinde yer alır.) İLE İlineksel.(Tikellerin gerçekliğinde yer almaz.) )

( İnsan ve ata nispetle "canlı". İLE İnsana nispetle "gülen". )


- ZÂTÎ ve/<> BÂKÎ

( Hocası. VE/<> Öğrencisi. )


- ZATİ[Ar.] ile ZATÎ[Ar.] ile ZÂTÎ[Ar.] ile Zâtî[Ar.]

( Zâten. İLE Kendine özgü. İLE Kendiyle ilgili, kendine ait, kişilik, özlük, özel. İLE Ünlü Türk şairi. [1471 - 1546] )


- ZÂT-ÜD-DİMÂĞ ile ...

( Beyin dokusunun/nescinin yangısı. )


- ZÂT-ÜL-EYDİ-L-ERBA'[Ar.] ile ...

( Dört elli hayvanlar. )


- ZÂT-ÜL-EZFÂR[Ar.] ile ...

( Parmakları birbirinden ayrı, hareketli ve pençeli olan hayvanlar. )


- ZÂT-ÜL-HARÂŞİF-İL-MÜŞA'ŞAA[Ar.] ile ...

( Cildi, mineli ve kemikli olan balık sınıfı. )


- ZÂT-ÜL-BATNEYN[Ar.] ile BIVENTRE[Fr.] ile ...

( İkikarınlı. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-BATNİYYE[Ar.] ile GASTÉROPODES[Fr.] ile ...

( Karındanbacaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-CEZRİYYE[Ar.] ile ...

( Köktenbacaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-KEFFİYYE[Ar.] ile PALMIPÈDES[Fr.] ile ...

( Perdeayaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-KESÎRE[Ar.] ile MYRIAPODES[Fr.] ile ...

( Çokayaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-MAFSALİYYE[Ar.] ile ARTHROPODES[Fr.] ile ...

( Eklembacaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-MEŞKUKA[Ar.]["ka" uzun okunur] ile ...

( Çataltırnaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İR-RE'SİYYE[Ar.] ile CÉPHALOPODES[Fr.] ile ...

( Baştanayaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ESÂBİ'-İL-MÜFREDE[Ar.] ile ONGULÉS[Fr.] ile ...

( Toynaklılar, tektırnaklılar. )


- ZÂT-ÜL-ESÂBİ-İL-MÜZDEVİCE[Ar.] ile ...

( Suaygırı gibi ayakları eşit parmaklarla biten iri hayvanlar. )


- ZÂT-ÜL-FIKARÂT[Ar.] = VERTÉBRÉS[Fr.] = ...

( Omurgalılar, belkemiği olan hayvanlar. )


- ZÂT-ÜL-HURTÛM[Ar.] = PROBOSCIDIENS[Fr.] = ...

( Hortumlu hayvanlar sınıfı, hortumlular. )


- ZÂT-ÜL-IZÂM-İT-TÂMME[Ar.] ile ...

( Tamamen kemikleşmiş fıkraları birer kıhıftan ibaret olan balıklar sınıfı. )


- ZÂT-ÜL-KÎSÎ[Ar.] ile ...

( Karnının altında bir kesesi olup yavrularını ilk kez olarak bunun içinde doğuran hayvanlar. )


- ZÂT-ÜL-KURÛN-İL-MUSAMME/MÜCEVVEFE[Ar.] ile ...

( Boynuzlarının içi boş olan hayvanlar, boş boynuzlular. )


- ZÂT-ÜL-KURÛN-İS-SÂKITA[Ar.] ile ...

( Geyik, karaca gibi sadece erillerinde bulunup mevsim mevsim düşen ve sonra yeniden boynuzu çıkan hayvanlar sınıfı. )


- ZÂT-ÜL-MİSKAB[Ar.] ile ...

( Karınlarının sonunda birer delik bulunan omurgasız hayvanlar. )


- ZATÜRRE/PNEUMONİ ile/||/<> BRONŞİT

( Akciğer dokusunun yangılanması. İLE/||/<> Bronşların yangılanması. )


- ZATÜRRİE/PNÖMONİ değil/yerine BATAR

( Akciğer yangısı/iltihabı. )

( PNEUMANIA )

( PNEUMONIE )


- ZÂT-ÜS-SEDÂYÂ-Yİ BAHRİYYE[Ar.] = SIRÉNIENS[Fr.] = ...

( Denizyılanı gibi memeliler sınıfı. )


- ZÂT-ÜS-SUKABÂT[Ar.] = FORAMINIFÈRES[Fr.] = ...

( Delikliler. )


- ZÂT-ÜS-SUKABÂT-I GAYR-İ MÜŞA'ARA[Ar.] = MADRÉPORES[Fr.] = ...

( Matraporalar. )


- ZAVALLILAR ile/değil/yerine/>< KİŞİLER

( Sadece, güc(ün)e/olanaklar(ın)a "saygı gösterir". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herkese saygı gösterir.
Çoğunlukla dedikodu yapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşüncelerini açıkça paylaşır.
Sadece, çıkarları olduğunda yardımseverdir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kibar ve her zaman yardımseverdir.
Gösterişin hastasıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gösterişi sevmez.
Kolay söz verir, nadiren tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Verdikleri sözü tutmak için çabalar.
İlgi manyağıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alçakgönüllüdür. )


- [ne yazık ki]
ZAVALLILIK:
PARAYLA OLAN ile/ve/değil/<> PARAYLA OLMAYAN


- ZÂVİL ile ...

( Türk musikîsinde çok eski bir makam. [Mahur makamına benzemekle beraber karar verirken la perdesi üzerinde do-diez ve si-bemol kullanarak hicaz geçkisi ile rast perdesinde karar verir.] )


- ZÂVİYE değil/yerine/= AÇI


- ZÂVİYE ile KÖŞE | AÇI | KÜÇÜK TEKKE

( KÖŞE | AÇI | KÜÇÜK TEKKE )


- ZÂVİYE ile/||/<> ZÂVİYE MUSATTAHA

( Açı. İLE/||/<> Düzlemsel açı. )


- ZAY'A[Ar. < ZIYÂ/ZIYA'] ile ZAYÂ'[Ar.]

( Binasız arsa. | Geliri olan bina. | Tarla, çiftlik. İLE Elden çıkma, yok olma, kaybolma. )


- ZÂYİ/ZİYAN[Ar.] ile ZEVÂL[Ar.]

( Yitik, kayıp. İLE Yok olma/edilme. | Suç, kabahat, sorumluluk. | Bozulma. | Öğle vakti. )


- ZÂYİ/ZİYAN[Ar., Fars.] değil/yerine/= YİTİK/KAYIP/ZARAR


- ZAYİAT değil/yerine/= YİTİKLER


- ZAYİÇE ile ...

( Yıldızların belirli zamanlardaki yerlerini gösteren cetvel. )


- ZAYIF ASİT ile/>< GÜÇLÜ ASİT

( Suda kısmen iyonlaşan asit. İLE/>< Suda tamamen iyonlaşan asit. )


- ZAYIF ÇEKİRDEK GÜÇ ve/||/<>/> MUON OLUŞUMU


- ZAYIF ELEKTROLİT ile GÜÇLÜ ELEKTROLİT

( Suda kısmen iyonlaşan bileşik. İLE Suda tamamen iyonlaşan bileşik. )


- ZAYIF ya da GÜÇLÜ ile/değil/yerine ZEKİ

( İntikam alır. YA DA Affeder. İLE/DEĞİL/YERİNE Görmemezlikten gelir. )


- ZAYIF/GÜÇSÜZ OLANI:
"CEZALANDIRMAK" değil KAYITSIZLIK


- ZAYIF "YAPAY ZEKÂ" YAKLAŞIMI
ile/değil
GÜÇLÜ "YAPAY ZEKÂ" YAKLAŞIMI


- ZAYIF ile/değil DUYARLI/LIK


- ZAYIF ile/ve/değil GÜDÜK


- ZAYIF ile/ve/||/<>/< İLKEL


- ZAYIF[Ar. < ZA'ÎF] ile/ve/||/<> KADİT[Ar. KADÎD]

( Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan ya da hayvan). | Görevini yapacak kadar yeterli gücü olmayan. | Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan. | Önemli, güvenilir olmayan. | Çok az. | Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan. | Başarısızlığı gösteren not. | Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz. | Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan. İLE/VE/||/<> Çok zayıf. | İskelet. )


- ZAYIF ile KİKİRİK

( ... İLE Zayıf, ince, uzun boylu kişi. )


- ZAYIF ile/değil NAİF


- ZAYIF ile/ve/değil/||/<> SAVUNMASIZ


- ZAYIF ile SISKA/KAKNEM/ARIK

( ... İLE Çok zayıf. | Karın boşluğuna su dolarak karnın şişmesi. )


- ZAYIF ile SÜZÜK/SÜZGÜN

( ... İLE Zayıf, güçsüz, süzgün. | Süzgünleşmiş, süzülmüş. )


- ZAYIF ile/ve/||/<> TIRIL

( ... İLE Çıplak ve zayıf. | Parasız, züğürt. )


- ZAYIFLAMA ile/ve/<> "ÇÖKME"


- ZAYIFLAMAK ile/ve/değil/||/<> KEMERİN/LASTİĞİN ZAYIFLAMASI


- | ZAYIF/LAR ile/ve/<> "ZEKİ/LER" |
ile/değil/yerine/><
GÜÇLÜ/LER

( | İntikam alırlar. İLE/VE/<> Başkasını umursamazlar, yok sayarlar. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Affederler. )

( [not] | Revenges. vs./AND/<> Don't cares the others. | vs./BUT/>< Forgives. )

( [not] | WEAK/S vs./and/<> "SMART/S" | vs./but/>< POWERFULL/S )


- KAYGI:
ZAYIFLAŞTIRICI ile/ve/değil/yerine/||/<> KOLAYLAŞTIRICI

( ANXIETY:
DEBILITATIVE vs. FACILITATIVE )


- ZAYIF/LIK ile/ve/değil/yerine GÜÇSÜZ/LÜK

( [not] WEAK vs./and/but POWERLESS
POWERLESS instead of WEAK )


- ZAYIFLIK" ile/değil KİŞİLİKLİ/OMURGALI KALMAYI YEĞLEMEK


- ZAYIF/LIK ile/ve/değil NARİN/LİK


- ZAYIFLIK ile ZAAF


- ZAYIF/LIK ile/ve/||/<> ZORUNLU/LUK


- ZAZEN[Jap.](Tso Ch'an[Çince]) ile ...

( Oturarak yapılan Zen Meditasyonu. Gözler çok hafif açık(kapalı-açık arası) olarak uygulanır. )


- ZEN ile/ve/<> HERHANGİ BİR ŞEY

( ZEN vs./and/<> ANYTHING )


- ZEÂMET[Ar.] ile/ve/||/<> TİMÂR[Ar.]

( Sipâhilere verilen, en büyük timâr. İLE/VE/||/<> Yara bakımı. | Ağaç bakımı. | Hayvan temizleme. | Beslediği sipâhilerle savaşa giden beylere -öşür vergisini almak üzere- ayrılan arâzî. )


- ZEBÂNÎ[Ar. çoğ. ZEBÂNİYÂN] ile ZEBÂNÎ[Ar.]

( Cehennemlikleri cehenneme atmaya memur edilen melek. İLE Dile ait, dil ile ilgili. )


- ZEBELLA ...

( Çok iriyarı kişi. )


- ZEBH[Ar.] ile KATL[Ar.]


- ZEBÎB[Ar.] ile ZEHR-İ MÂR[Fars.]

( Yılan, akrep gibi hayvanların zehiri. İLE Yılan zehiri. )


- ZEBÎL[Ar.] ile ZEBÎR[Ar.] ile ZEBL / ZEBR[Ar.]

( Gübre, fışkı. | Pislik. İLE Mihnet, sıkıntı. | Mektup, yazılmış şey. İLE ... )


- ZEBL[Ar.] ile ZEBR[Ar.]

( Deniz kaplumbağasının kabuğu. İLE Kitap, cüz. | Kitap yaprağı. | Yazı yazma. | Söz. | Yazı. | Zekâ. | Güçlü, sağlam kişi. )

( ... İLE "Vuran/vurucu" anlamına gelerek birleşik sözcükler yapar.[GÛŞ-ZED: Kulağa çalınan. | ZEBÂN-ZED: Yayılmış söz, dil persengi(gereksiz sözcük/ifade tekrarları).] )


- ZEBR[Ar.] ile KETB[Ar.]


- ZEBRA ile QUAGGA ZEBRASI

( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. :( )


- ZEBSE değil SEBZE


- ZEBU ile GAYAL

( Hint öküzü. İLE Hint sığırı. )


- ZEBUR ile ...

( KAYA )


- ZEBUR/MEZMÛR ile/ve TEVRAT ile/ve İNCİL ile/ve KUR'AN

( Yüzelli ilâhi ve dini şiiri kapsayan kitap. İLE/VE Eski Ahit/Sözleşme. İLE/VE Yeni Ahit/Sözleşme. İLE/VE ... )

( ... İLE/VE 22 harf. İLE/VE ... İLE/VE 28[27+1] harf. )


- ZECREN[Ar.] ile ZECRİ[Ar.]

( Yasaklayarak. | Zorlayarak. | Eziyet ederek. İLE Zorlayıcı, zorlayan, yasaklayan. )


- ZEDELEME ile/ve/<> SARSMA


- ZEFER[Ar.] ile ZEFER[Ar.]

( Kötü koku. İLE Ağaca vurulan destek, dayak, payanda. )



(2/3)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 194 kez incelenmiş/okunmuştur.