Psikoloji'deki FaRkLaR
TÜRKÇE'Sİ VAR OLAN
ve
TÜRKÇE'SİNİ KULLANMAYI YEĞLEYEBİLECEĞİMİZ TERİMLER...
itibarı ile 79 başlık/FaRk ile birlikte,
79 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(1/2)
- ACIMA = PITY/COMMISERATION[İng.] = COMMISÉRATION[Fr.] = MITLEID[Alm.] = COMMISERATIO[Lat.]
- ADDETMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYMAK
- AGNOSİ[Fr. < AGNOSIE] değil/yerine/= TANISIZLIK
- AGREGAT ile/ve/||/<> ANAGRAM[Fr.]
( Psişik içerik. İLE/VE/||/<> ... | Bir sözcükteki harflerin yerleri değiştirilerek elde edilen sözcük. )
- AHLÂM[Ar. < HULM(< AKIL)] değil/yerine/= RÜYÂLAR, HULYÂLAR, UYKUDA GÖRÜLEN ŞEYLER | AÇIK SAÇIK RÜYÂLAR | DÜŞÜ AZMALAR
- ALIŞKANLIK = İTİYAT = HABIT[İng.] = HABITUDE[Fr.] = GEWOHNHEIT[Alm.] = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.] = COSTUMBRE[İsp.]
- ANOMALİ[Fr. < ANOMALIE] değil/yerine/= AYKIRILIK/BOZUKLUK/SAPAKLIK
( Belirli bir ölçüye, belirli kurala uymama durumu. | Sayrılık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu. )
- APRAKSİ/APRAXIA[İng.] ile BECERİ YİTIMİ, İŞLEV YİTİMİ
( İşlev/beceri yitimi. )
- ASABİ[Ar.] değil/yerine/= SİNİRLİ
( Sinirli. | Sinirsel. | Sinirli bir biçimde. )
- ÂSÛDE[Fars.] değil/yerine/= RAHAT, DİNÇ OLAN | SUSKUN
- AZNAVUR[Gürcüce] değil/yerine/= İRİ YARI
( İri yarı, kırıcı, sinirli, asık suratlı, sert kişi. )
- BAĞIMLILIK = TAVAKKUF[Ar.] = BASTEGÎ[Fars.] = DEPENDENCE[İng.] = DÉPENDANCE[Fr.] = ANHÄNGIGKEIT, DEPENDENZ[Alm.] = DIPENDENZA[İt.] = DEPENDENCIA[İsp.] = CONIUNCTIO[Lat.] = TO KATANTES, SÜNDESMOS[Yun.] = AFHANKELIJKHEID[Felm.]
- BUNALIM/KRİZ ile/ve/||/<> YARALANMA/VURUK/TRAVMA
- COGNITIVE ATTENTIONAL SYNDROME[CAS] değil/yerine/= BİLİŞSEL DİKKAT SENDROMU[BDS]
- DAHİYÂNE[Ar.] değil/yerine/= ÖKECE
- EDİLGİNLİK, TUTKU = PASSION[İng., Fr.] = LEIDENSCHAFT[Alm.] = PASSIO[Lat.]
- ENDÛH[Fars.] değil/yerine/= TASA, KAYGI, SIKINTI
- GAMGÎN değil/yerine/= GAMLANAN
- GÖRÜ = HADS, TEHADDÜS = INTUITION[İng., Fr.] = ANSCHAUUNG[Alm.] = INTUITIO, INTUITUS < INTUERI[Lat.] = INTUICIÓN[İsp.]
- GUSSA[Ar. çoğ. GUSAS] değil/yerine/= TASA, KAYGI, KEDER
- HAYIR = NO[İng., İt., İsp.] = NON[Fr.] = NEIN[Alm.]
- HAZ = PLEASURE, JOY[İng.] = PLAISIR, JOIE[Fr.] = LUST[Alm.] = LAETITIA[Lat.] = HEDONE[Yun.] = GUSTO, PLACER[İsp.]
- HEYECAN[Ar.] değil/yerine/= COŞUNTU
- HİCRÂN değil/yerine/= AYRILIK [bkz. FIRAK, FÜRKAT, İFTİRÂK] | UNUTULMAZ ACI, KEDER, İÇ ACISI
- İÇERLEME = INDIGNATION[İng., Fr.] = ENTRÜSTUNG[Alm.] = INDIGNATIO[Lat.]
- İHTİYAÇ HALİNDE[Ar.] değil/yerine/= GEREK OLDUĞUNDA
- ÖZKIYIM/İNTİHAR[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÖLÜM ORUCU
- İTİBAR/HAYSİYET[Ar.] değil/yerine/= SAYGINLIK/ÖZSAYGI
- İTİNA[Ar.] ETMEK değil/yerine/= ÖZENMEK
- KÂBUS[Ar.] değil/yerine/= KARADÜŞ/KARABASAN
( Sıkıntılı ve korkulu düş. | Birinin, içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı durum. | Acı, sıkıntı, korku veren olay. )
- KAS(IL)MAK ile/değil/yerine/>< KAT(IL)MAK
- KAYLÛLE[Ar.]/SİESTA[İsp.]/RİPOSO[İt.]/İNEMURİ[Jap.] değil/yerine/= ÖĞLE ARASI/UYKUSU/DİNLENMESİ
- KLOSTROFOBİ[Fr./ing. < Yun.]["KLASTROFOBİ" değil!] değil/yerine/= KAPALI YER KORKUSU
- KORKU = FEAR[İng.] = CRAINTE[Fr.] = FURCHT[Alm.] = METUS[Lat.]
- KORKU ile/ve/> ÜRKÜ/PANİK[Yun.]
( REV', REV'A ile/ve RU'B-FEZ' )
( FEAR vs./and PANIC )
- KORTE[İt. < CORTE]/FLÖRT[Fr./İng. < FLIRT] değil/yerine/= ÂŞIKTAŞLIK
( Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki. | Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek. | Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma. )
- LANGUISHING[İng.] değil/yerine/= YAŞAMA KARŞI "İSTEKSİZLİK"
- MELANKOLİ[Fr. < Yun. melan/kara + khole/safra] değil/yerine/= KARASEVDÂ/MALİHULYA[Ar. < Yun.]
( Kara Sevdâ/Safra. | Kuruntu. )
- METAKOGNİTİF değil/yerine/= ÜST BİLİŞ
- MUBÂHÂT[Ar. < BAHÂ] değil/yerine/= PARLAKLIK, ÖVÜNME, GURURLANMA
- MÜSTERİH[Ar.] OLMAK değil/yerine/= İÇİ İNÇ OLMAK
- NARA[Ar. < NARE] ile/ve/||/<>/> ÇIĞLIK
( Haykırma, bağırma. | Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. İLE/VE/||/<>/> Acı, ince ve keskin selen. )
- OBSESİF değil/yerine/= TAKINTILI
- ONİKOFAJİ değil/yerine/= TIRNAK KEMİRME
- ONUR = HAYSİYET = DIGNITY[İng.] = DIGNITÉ (HUMAINE)[Fr.] = WÜRDE, MENSCHENWÜRDE[Alm.] = DIGNITAS[Lat.] = DIGNIDAD[İsp.]
- PEKİN = EMİNL = CERTAIN[İng., Fr.] = GEWIß[Alm.] = CERTUS[Lat.]
- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]
- REGÜLASYON[Fr./İng. < REGULATION]/REGÜLE ETMEK değil/yerine/= DÜZENLEMEK, AYARLAMAK
- SAKİNLEŞMEK[Ar.] değil/yerine/= DİNGİNLEŞMEK/DURGUNLAŞMAK/DURULMAK/YATIŞMAK
- SANI = OPINION[İng., Fr.] = MEINUNG[Alm.] = OPINIO[Lat.]
- SARHOŞ[Fars. SER:Baş. + HOŞ] değil/yerine/= ESRİK/ESRÜK[dvnlgttrk]
- ŞEHVET[Ar.]/LİBİDO değil/yerine/= KÖSNÜ
( Eşeysel enerji. )
- SEKONDER/PRİMER ... değil/yerine/= İKİNCİL/BİRİNCİL ...
- SEZGİ = HADS, TEHADDÜS = INTUITION[İng., Fr.] = ANSCHAUUNG[Alm.] = INTUITIO-INTUITUS < IN-TUERI:İÇİNİ GÖRME[Lat.] = NOESIS[Yun.] = INTUICIÓN[İsp.]
- SÜKÛN/SÜKÛNET değil/yerine/= DİNGİNLİK/DURGUNLUK/SESSİZLİK
- SWOT:
STRENGTH ve/||/<> WEAKNESS ve/||/<> OPPORTUNITY ve/||/<> THREAT
( Güçlü yönler. VE/||/<> Zayıf yönler. VE/||/<> Fırsatlar. VE/||/<> Tehditler. )
- TAHALLÜF[< HİLÂF] değil/yerine/= GERİDE KALMA, ARKADA BIRAKILMA | UYGUN GELMEME
- TAM ALGI = İDRAK-İ DAKİK = APPERCEPTION[İng., Fr., Alm.] = PERCIPERE[Lat.]
- TATMİN[Ar.] ile DOYUM/DOYGUNLUK
- TECENNÜN[Ar.] değil/yerine/= ÇILDIRMA, DELİRME, AKLINI OYNATMA
- TECERRÜT/D[Ar.] değil/yerine/= HERŞEYDEN UZAKLAŞMA, SIYRILMA, SOYUTLANMA
- TELÂŞ (ETMEK) değil/yerine/= İVİŞ/LENMEK
- TEREDDÜT[Ar.] ETMEK değil/yerine/= İKİRCİKLENMEK/DURAKSAMAK/VARGISIZ KALMAK
- TEVAHHUŞ[Ar.] değil/yerine/= ÜRKME, ÜRKÜNTÜ
- TEVETTÜR[Ar. < VETR/VİTRET] değil/yerine/= GERİLME, GERGİN DURUMA GERME | GERİLİM
- TEZELZÜL[Ar.] değil/yerine/= SARSILMA, SALLANMA
- UNUTMA ile/ve/||/<> BUNAMA/ATEH[Ar.]/DEMANS[Fr., İng. < DEMENTIA] ile/ve/||/<> ALZHEIMER
( Alzheimer tanısı için aşağıdakilerden en az ikisi tanılanmış ve "önemli ölçüde dikkate alınmalıdır".
- Zayıf bellek
- İletişim ve dil zorluğu
- Odaklanmada ve dikkatini vermede güçlük
- Hatalı muhakeme ve yargı
- Bozulmuş görsel algı )
( Alzheimer, genel olarak üç evreye ayrılır:
1. Unutkanlık, bildiği yerleri tanıyamama, bazı sözcükleri bulamama, işine ve hobilerine karşı ilgisini yitirme gibi erken belirtiler verir ve genellikle hasta olduğunu kabul etmek istemez.
2. Bellek kaybı belirginleşir. Yakınlarının adını unutabilir. Yolunu kaybedebilir. Konuşma bozukluğu artar. Yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerinde yardıma gereksinim duyabilir ve bazı hayaller görebilir.
3. Artık aile üyelerini tanımayabilir, yemek yemede ve yürümede güçlükler başlar, sidik ve dışkısını tutamayabilir ve ciddi davranış bozuklukları görülebilir.
Alzheimer hastalığı, yaklaşık 5-8 yıllık bir ilerleme süreci içinde hastayı yatağa bağlı ve tamamen bakıma muhtaç duruma getirir. )
( 
Unutma eğrisi ve aralık etkisinin keşfi ile tanınan, deneysel bellek çalışmalarına öncülük eden psikolog Hermann Ebbinghaus (1850–1909), öğrenme eğrisini tanımlayan ilk kişidir. Unutma eğrisinin grafiği, kişilerin "öğrenileni" tekrar etmezse yeni öğrendiği bilgilerin, günler içinde nasıl azaldığını gösterir. )
( ... İLE/VE/||/<> Bellek, düşünme ve toplumsal yeteneklerde bozulma. İLE/VE/||/<> Beyinde plak ve düğüm oluşumu ile bellek kaybı ve bilişsel gerileme. | Demansın en yaygın nedeni olan ve ilerleyici bellek kaybı ile ilişkili bir sayrılık. )
- US = AKIL = REASON[İng.] = RAISON[Fr.] = VERNUNFT[Alm.] = RATIO[Lat.] = RAZON[İsp.]
- UTANÇ = SHAME[İng.] = HONTE[Fr.] = SHAM[Alm.] = PUDOR[Lat.]
- ÜTOPİK[İng. < Yun.] değil/yerine/= DÜŞÜLKÜSEL
- UYUTUM = NEVM-İ SINAİ = HYPNOSIS[İng.] = HYPNOSE[Fr., Alm.] = HYNOS[Yun.]
- ÜZÜNTÜ = KEDER = PAIN[İng.] = DOULEUR[Fr.] = SCHMERZ[Alm.] = DOLOR[Lat.]
- VÂMIK[Ar.] değil/yerine/= SEVEN, ÂŞIK, SEVDÂLI
- VİCDÂNEN değil/yerine/= BULUNÇÇA
- VİCDÂN-I MUNSİFÂNE değil/yerine/= DUYUŞLU BULUNÇ
- YÜZSÜZLÜK = IMPUDENCE[İng., Fr.] = UNVERSCHÄMTHEIT[Alm.] = IMPUDENTIA[Lat.]
- ZAHMET değil/yerine/= SIKINTI, EZİYET, RAHATSIZLIK | ZOR, GÜÇ | YORGUNLUK
- ZEVK ile BEĞENİ/İÇ TAT
( ENJOYMENT vs. LIKE )
(1996'dan beri)