Bugün[06 Eylül 2025]
itibarı ile 13.836 başlık/FaRk ile birlikte,
13.836 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...




- TECVİZ[Ar.] değil/yerine/= İZİN VERME

( Yapılmasını uygun bulma. )


- TEDAİ[Ar. < DA'VET] değil/yerine/= ÇAĞRIŞIM


- TEDARİK ETMEK değil/yerine/= EDİNDİRMEK


- TEDARİK değil/yerine/= EDİNDİRİ


- TEDAVİ[Ar.] ile/ve OTAMA/SAĞALTIM/TERAPİ[Fr.]

( Fiziksel olana. İLE Zihinsel olana. )

( Örgenlere uygulanabilen. İLE/VE Tine uygulanabilen. )


- TEDAVİ/TREATMENT[İng.] ile SAĞALTIM/SAĞALTMAK ONULTUM/ONULTMAK


- TEDÂVÜL[Ar.]/SİRKÜLASYON[Fr.] değil/yerine/= DOLAŞIM/DOLANIM


- TEDÂVÜL/SİRKÜLASYON değil/yerine/= DOLAŞIM


- TEDBİR[Ar.] değil/yerine/= ÖNLEM


- TEDBİRLİ değil/yerine/= ÖNLEMLİ


- TEDENNÎ[Ar.] ile TENEZZÜL[Ar.]

( Gerileme, düşme. İLE Kendi durumundan daha aşağıdaki bir işi, bir durumu kabul etme. | Alçakgönüllülük gösterme. )


- TEDFİN[Ar.] değil/yerine/= GÖMME


- TEDİP HAKKI değil/yerine/= USLANDIRMA ÜLEVİ


- TEDİP/TEDİB[Ar.] değil/yerine/= USLANDIRMA, YOLA GETİRME, TERBİYE ETME


- TEDİYE EMRİ değil/yerine/= ÖDEME BUYRUĞU


- TEDİYE[Ar.] değil/yerine/= ÖDEME

( Para vb. bir şey verme, ödeme. | Gerçekleşen bir alacağı para ile ödeme. )


- TEDİYE değil/yerine/= ÖDEME


- TEDRÎS[Ar. < DERS] değil/yerine/= DERS VERME, OKUTMA


- TEDRİSAT[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRETİM


- TEDVÎN[Ar. < DÎVÂN] değil/yerine/= DERLEM/E

( Dîvân biçimine sokma. | Kitaplaştırma. | Yasalaştırma. [yazılı ve bütünlüklü duruma getirilen kurallar][İng. CODIFICATION] )


- TEDVİN değil/yerine/= DERLEYİ


- TEDVİR[Ar.] değil/yerine/= ÇEVİRME | YÖNETME, ÇEKİP ÇEVİRME


- TEE/TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ TRANSOESOPHAGEAL ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN EKOKARDİYOGRAFİ


- TEEN :/yerine GENÇ (13-19 YAŞ ARASI)


- TEENAGER :/yerine GENÇ, ERGEN


- TEENNÎ[< ENÂET] değil/yerine/= YAVAŞ GİTME, YAVAŞ HAREKET ETME, YAVAŞLIK; GECİKME | İLERİYİ DÜŞÜNEREK ACELESİZ, DİKKATLİ DAVRANMA


- TEESSÜS[Ar.] değil/yerine/= KURULMA, ORTAYA ÇIKMA | YERLEŞME, TEMELLEŞME, KÖKLEŞME


- TEEYYÜT[Ar.] değil/yerine/= DOĞRU ÇIKMA, GERÇEKLENME


- TEFÂHÜR[< FAHR] değil/yerine/= ÖVÜNME | ÖVÜNÇ


- TEFÂVÜD[Ar.] ile YARARLAŞMA, BİRBİRİNDEN YARARLANMA

( YARARLAŞMA, BİRBİRİNDEN YARARLANMA )


- TEFCİR[Ar.]/DRENAJ[Fr.] değil/yerine/= AKAÇLAMA

( Toprakta bitkilerin yetişmesine zararlı olan fazla suların akıtılması. | Yarada biriken sıvıyı akaçla boşaltma. )


- TEFEKKÜR ETMEK değil/yerine/= DÜŞÜNÜMLEMEK


- TEFEKKÜR değil/yerine/= DÜŞÜNÜM


- TEFERRÜT[Ar.] değil/yerine/= TEK/YALNIZ OLMA

( Tek, yalnız olma, herkesten uzaklaşarak yalnız kalma. | Benzeri bulunmama, benzersiz olma, sivrilme. )


- TEFESSÜH[Ar. < FÜSHAT] ile TEFESSÜH[Ar. < FESH | çoğ. TEFESSÜHÂT]/SASIMA[Ar.]

( Açılma, genişleme. İLE Çürüme, çürüyüp dökülme, bozulma. | Bir nesnenin kokup dağılması. )


- TEFE'ÜL[< FÂL] değil/yerine/= HAYRA YORMA, UĞURSAMA, UĞUR SAYMA


- TEFEVVUK[Ar.] değil/yerine/= ÜSTÜNLÜK, ÜSTÜN GELME


- TEFEYYÜZ[Ar.] değil/yerine/= YÜKSELME, İLERLEME


- TEFRİKA değil/yerine/= İKİLİK


- TEFRİKA[Ar.] değil/yerine/= SÜRMECE | İKİLİK

( Gazete ya da dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi. | Bu biçimde yayımlanan. | İkilik. )


- TEFRÎŞ, TEFRÎŞÂT[Ar. < FERŞ] değil/yerine/= DÖŞEME, DÖŞENME, DÖŞEMEÇ, YAYMA | EV EŞYASINI DÜZENLEME


- TEFRİT değil/yerine/= GERİDELİK/YETMEZLİK


- TEFSİR ETMEK/TABİR ETMEK değil/yerine/= YORUM/LAMAK


- TEFTİŞ HEYETİ değil/yerine/= DENETLEME KURULU/DENETİM KURULU


- TEFTİŞ[Ar.] değil/yerine/= DENETLEME


- TEFVÎZ[Ar.]/İHÂLE değil/yerine/= UYGUN KOŞULLARLA VERME

( Sipariş etme. | Allah'tan bekleme. | Dağıtım. | Bir Taşınmaz malı, bilinen değeri karşılığı birine verme. )


- TEGAFÜL[Ar.] değil/yerine/= ANLAMAMAZLIKTAN GELME


- TEGANNİ[Ar.] değil/yerine/= YIRLAMAK, ŞARKI SÖYLEME


- TEHALÜK[Ar.] değil/yerine/= ÇOK İSTEME, CAN ATMA


- TEHDİT ile/değil/yerine KESİN UYARI/ULTİMATOM

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kesin ve dönülmez söz. Son söz. | Bir devletin öteki devlete karşı zora başvuracağını bildirmesi. )

( [not] THREAT vs./and/but ULTIMATUM
ULTIMATUM instead of THREAT )


- TEHDİT değil/yerine/= KORKUTU/GÖZDAĞI


- TEHDİTKÂR[Ar.] değil/yerine/= KORKUTULU/GÖZDAĞILI


- TEHDİTSİZ[Ar.] değil/yerine/= KORKUTUSUZ/GÖZDAĞISIZ/GÖZDAĞI VERMEDEN/OLMADAN


- TEHEVVÜR[Ar. < HEVR] değil/yerine/= İLERİ ÖFKE/GAZAP, ÖFKELENME, KÖPÜRME


- TEHEYYÜÇ[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEHYİÇ[Ar.]

( Coşma, heyecanlanma. İLE/VE/||/<>/> Coşturma, heyecanlandırma. )


- TEHİR ETMEK/TECİL ETMEK değil/yerine/= ERTELEMEK/SONRALAMAK


- TEHİR değil/yerine/= ÖTELEME/ERTELEME


- TEHİR-İ İCRÂ değil/yerine/= YÜRÜTMEYİ DURDURMA


- TEHİR/TAVİK[Ar.] değil/yerine/= GECİKTİRME | ALIKOYMA


- TEHİR/TECİL değil/yerine/= ERTELEME/SONRALAMA


- TEK ANLAMLI = VAHİD-ÜL-MÂNÂ = UNIVOCAL[İng.] = UNIVOQUE[Fr.] = EINDEUTIG[Alm.] = UNIVOCUS[Lat.]


- TEK = UNIQUE[İng., Fr.] = EINZIGARTIG[Alm.] = UNICO[İt.] = ÚNICO[İsp.]


- TEKABÜL ETMEK değil/yerine/= KARŞILIK GELMEK


- TEKABÜL[Ar. < KABL] değil/yerine/= EŞİTİ / KARŞI OLUM

( Birbirinin karşısında bulunan, birbirini karşılıklı olarak dışta bırakan kavram ya da yargı arasındaki bağlantı. )


- TEKÂMÜL[Ar. < KEMÂL] değil/yerine/= OLGUNLAŞMA


- TEKÂMÜL değil/yerine/= EVRİM


- TEKAÜT[Ar.] ile/ve/||/<> TEKAÜDİYE[Ar.]

( Emekliye ayrılma. | Emekli. İLE/VE/||/<> Emekli aylığı. )


- TEKBENCİLİK = ENEİYE = SOLIPSISM[İng.] = SOLIPSISME[Fr.] = SOLIPSISMUS[Alm.] = SOLUS:YALNIZ, TEK, IPSE:BEN[Lat.]


- TEKÇİLİK = VAHDETİYE = MONISM[İng.] = MONISME[Fr.] = MONISMUS[Alm.] = MONOS[Yun.]


- TEKEBBÜR[Ar. < KİBR] değil/yerine/= BÜYÜKLENME, KİBİRLENME, ÇALIM, KURUM


- TEKELLÜF[Ar.] değil/yerine/= YAPMACIK

( Zahmet veren bir iş görme, güçlüğe katlanma. | Bir işi gösterişli bir biçimde yapmaya çalışma, özenme. | Gösteriş. )


- TEKEMMÜL[Ar. < KEMÂL] değil/yerine/= YETKİNLEŞME

( KEMÂLE GELME, KEMÂL BULMA, OLGUNLAŞMA )


- TEKERRÜR[Ar.] değil/yerine/= YİNELENİM/YİNELENMEK/TEKRARLANMAK


- TEKEVVÜN[< KEVN]:
VAR OLMA, MEYDANA GELME, OLUŞ -<


- TEKFİN[Ar.] değil/yerine/= KEFENLEME


- TEKÎD[< EKD | çoğ. TE'KÎDÂT] değil/yerine/= PEKİTME

( Sağlamlaştırma, güçlendirmek, güç vermek. | Üsteleme, bir iş için önceden yazılan bir yazıyı tekrarlama. | Pekiştirme. )


- TEKİL = MÜFRET = SINGULAR[İng., Alm., İsp.] = SINGULIER[Fr.] = SINGULARIS[Lat.]


- TEKİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, SAĞLAMLAŞTIRMA | ÜSTELEME

( Bir düşünce ya da istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek. | Sayrılık, hastalığın yeniden ortaya çıkması, nüks etmesi, depreşmesi. )


- TEKLİF[Ar. çoğ. TEKÂLİF] değil/yerine/= ÖNERİ


- TEKMÎL[< KEMÂL] değil/yerine/= KEMÂLE ERDİRME | TAMAMLAMA, TAMAMLANMA, BİTİRME | TAM, EKSİKSİZ, BÜTÜN, HEP


- TEKNİSYEN değil/yerine/= ÖLÇMEN


- TEKNOLOJİ[İng., Fr. < TECHNOLOGY < Yun. TEKHNE]/İLM-İ HİYEL[Ar.] değil/yerine/= UYGULAYIMBİLİM


- TEKRAR/TEKRÎR[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= YİNELEME

( "Yineleme, istismar edilmiş çocuğun, dilsiz dilidir." - Judith L. HERMAN )


- TEKRAREN değil/yerine/= YİNELENEREK/YİNELEYEREK/KEZLERCE


- TEKRİR değil/yerine/= YİNELEM


- TEKSÎF[Ar. < KESÂFET] değil/yerine/= KOYU VE SIK YAPMA, BİR SIVIYI KOYULAŞTIRMA | DOKUMA VE SÂİREYİ SIKLAŞTIRMA | ŞEFFAFLIĞINI GİDERME | YIĞMA, TOPLAMA


- TEKSİR ETMEK değil/yerine/= ÇOĞALTMAK


- TEKSİR[Ar.] değil/yerine/= ÇOĞALTI


- TEKSÎR[Ar. < KESR] ile TEKSÎR[Ar. < KESRET]

( Bir şeyi çok kırma, kırılma. İLE Çoğaltma/çoğaltılma. )


- TEKTANRICILIK = VAHDANİYE = MONOTHEISM[İng.] = MONOTHÉISME[Fr.] = MONOTHEISMUS[Alm.] = MONOS:TEK, THEOS:TANRI[Yun.]


- TEKTORİYA/TECTORIA[İng.] değil/yerine/= ÇADIR


- TEKZİP[Ar.] değil/yerine/= YALANLAMA


- TELÂFFUZ ETMEK değil/yerine/= SESLETİMLEMEK


- TELÂFFUZ[Ar.] değil/yerine/= SÖYLEN(/Y)İŞ


- TELÂFÎ[Ar.] değil/yerine/= GİDERME


- TELÂFİSİ ZOR değil/yerine/= GİDERMESİ GÜÇ


- TELÂKİ[Ar. < LİKA] değil/yerine/= KAVUŞMA


- GÖRÜŞ/ANLAYIŞ/TELÂKKİ[Ar.] ile SAYMAK/ADDETMEK[Ar.]


- TELANJİYEKTAZİ/TELANGİECTASIA[İng.] değil/yerine/= KILCAL DAMAR GENİŞLEMESİ


- TELÂŞ (ETMEK) değil/yerine/= İVİŞ/LENMEK


- TELÂŞE NÂZIRI değil/yerine/= İVİŞ BAKANI


- TELA'SÜM[Ar.] değil/yerine/= KEKELEME

( Yanıt verilecek yerde veremeyip kekeleme. | Saçmasapan yanıt verme, kemküm etme. | Dil dolaşma. )


- TELÂZUM[Ar.] değil/yerine/= BİRBİRİNİ GEREKTİRME İLİŞKİSİ


- TELEASISTANS/TELE-ASISTANS[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN YARDIM


- TELEFON[Fr./İng.] değil/yerine/= SES İLETİR


- TELEFON değil/yerine/= ÜNDEK


- TELEKOMÜNİKASYON değil/yerine/= UZİLETİŞİM


- TELEKONSÜLTASYON/TELECONSULTATION[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN DANIŞIM


- TELEKS[Fr./İng. < TELEX] ile/ve/||/<>/> BELGEGEÇER/TELEFAKS[Fr./İng.] / FAKS

( Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni. İLE/VE/||/<>/> Belgegeçer aracına uzaktan yazdırma düzeni. )


- TELEMENTÖR/TELE-MENTOR[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN YÖNDER


- TELEMETRİ/TELEMETRY[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN ÖLÇÜM


- TELEMONİTÖRİZASYON/TELEMONITORING[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN İZLEM


- TELEOLOJİ[İng.] değil/yerine/= EREKBİLİM


- TELEOLOJİ değil/yerine/= EREKGÖRÜ


- TELEOLOJİ/K değil/yerine/= EREKGÖRÜ/SEL


- TELEPATİ değil/yerine/= UZADUYUM


- TELEPHONE :/yerine TELEFON


- TELERADYOGRAFİ/TELERADIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN X-IŞINLI GÖRÜNTÜLEME


- TELESAĞLIK/TELE-HEALTH[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN SAĞLIK


- TELESCOPE :/yerine TELESKOP


- TELETIP/TELEMEDICINE[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN TIP


- TELEVISION :/yerine TELEVİZYON


- TELEVİZYON[Fr./İng.] ile/ve/değil/yerine GÖSTERGE/GENEL AĞ/İNTERNET[İng.]

( BİZİM ÇOCUKLARIN PUTU
KÖŞEDEKİ KARAKUTU
EHL-İ KÜFÜR ÇEKTİ ŞUTU
KALEMİZE GOL EYLEDİ )

( Gün boyunca televizyon izlesen, bir sayfa kitap okumak kadar değeri/etkisi/katkısı olmaz. )

( Vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıt, televizyon alıcısı. İLE Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı. )


- TEL'ÎN[Ar.] değil/yerine ANLAYIŞ/HOŞGÖRÜ


- TELİN[Ar.] değil/yerine/= KARGIMA, KARGIŞ

( !Kargıma, lânet okuma, lânetleme. )


- TELKİH[Ar.] değil/yerine/= AŞILAMA


- TELKİN değil/yerine/= SÖZGÜ


- TELL :/yerine SÖYLEMEK


- TELVİS[Ar.] değil/yerine/= KİRLETME


- TEMA[İt.]/THEMA[İng.] değil/yerine/= ANA DÜŞÜNCE, İZLEK

( Bir sanat yapıtında, işlenilen, geliştirilen ana düşünce. )


- TEMARUZ/SIMULATION, MALINGERING[İng.] değil/yerine/= SAYRIMSAMA


- TEMAS ETMEK değil/yerine/= DEĞİNMEK


- TEMAS ETMEK değil/yerine/= GÖRÜŞMEK


- TEMAS[Ar.]/KONTAK[Fr./İng. < CONTACT] değil/yerine/= DEĞME/DOKUNMA, BAĞLANTI

( Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması. | Motorlu araçları çalıştırmaya yarayan düzenek. | Bağlantı, ilgi. | Akıl sağlığı yerinde olmayan, dengesiz. )


- TEMAS[Ar.] değil/yerine/= DEĞME/DEĞİNTİ/DOKUNMA/DOKUNUŞ


- TEMAS değil/yerine/= GÖRÜŞME


- TEMÂYÜL/MÜTEMAYİL değil/yerine/= EĞİLİM/Lİ


- TEMÂYÜL[Ar.] değil/yerine/= YÖNSEME/EĞİLİM

( Belirli bir amaca ya da sonuca yönelen, etkinliğe dönüşmeyen etki gücü. )


- TEMBEL/SALPA/SALPAK değil/yerine/= UYUŞUK


- TEMDÎT[Ar. TEMDÎD < MEDD] değil/yerine/= UZATMA, SÜRDÜRME | BİR HARFİ UZUN OKUMA | SULANDIRMA


- TEMEDDÜH[< MEDH] değil/yerine/= BÖBÜRLENME, KENDİNİ ÖVME


- TEMEDDÜN[Ar. < MEDENİYET] değil/yerine/= UYGARLAŞMA | KENTLEŞME


- TEMEL BİLİM = ESAS İLİM = SCIENCE FONDAMENTALE[Fr.] = GRUNDWISSENSCHAFT[Alm.]


- TEMEL = ESAS = GROUND, BASIS, FOUNDATION[İng.] = FONDEMENT, PRINCIPE[Fr.] = GRUND, GRUNDLAGE, FUNDAMENT[Alm.] = FUNDAMENTUM[Lat.] = FUNDACIÓN[İsp.]


- TEMENNÎ[Ar.] değil/yerine/= DİLEME, DİLEK, İSTEK


- TEMERKÜZ[Ar. < MERKEZ] değil/yerine/= MERKEZ TUTMA | TOPLANMA | BİRİKME, YIĞILMA | [kimya] DERİŞME, KOYULAŞMA


- TEMERRÜD değil/yerine/= DİRENİM


- TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/değil/yerine/= BENZEŞME | ÖZÜMLEME

( Bir biçim ve sûrete girme. | İnsan biçiminde görünme. | Benzeşme. İLE/DEĞİL/YERİNE/= [biyoloji] Özümleme. )

( [not] ... vs./but/= ASSIMILATION )


- TEMETTÜ değil/yerine/= KAZANÇ


- TEMEVVÜC[Ar. < MEVC] değil/yerine/= DALGA/LANMA


- TEMEYYÜZ[Ar. < MEYZ]:
HALK ile/ve/||/<> BA'S

( Benzerleri içinde sivrilme, seçilir duruma gelme, kendini gösterme.[< MEYZ: Ayırmak, üstün tutmak.] )


- TEMİN ETMEK değil/yerine/= SAĞLAMAK


- TEMİNAT AKÇESİ değil/yerine/= GÜVENCE PARASI


- TEMİNAT MEKTUBU değil/yerine/= GÜVENCE BELGESİ


- TEMÎNÂT[Ar.] değil/yerine/= GÜVENCE


- TEMİN/TEDARİK[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAMA/ELDE ETME

( Araştırıp bulma, sağlama, elde etme. | Hazırlık. )


- TEMİZ değil/yerine/= SİLİĞ


- TEMKİN/Lİ değil/yerine/= SAKINI/K


- TEMLİK[Ar.] değil/yerine/= MÜLK OLARAK VERME | BİR HAKKIN, BAŞKA BİRİNE GEÇİRİLMESİ


- TEMPERATURE :/yerine SICAKLIK


- TEMPO[İt.] ile DİZEM/RİTİM[Fr. < Yun.]

( ARSIS ve THESIS: Ritim tutulurken elin ya da ayağın kalkıp inmesi. )

( TEMPO vs. RHYTHM )


- TEMPO değil/yerine/= YÜRÜŞ


- TEMPORARY :/yerine GEÇİCİ


- TEMREN/PEYKÂN[Fars.] değil/yerine/= CİRİT UCU

( Okun ucundaki sivri demir. Başak. | [Divan şiirinde] Sevgili'nin kirpiği. )


- TEMSİL (ETMEK) değil/yerine/= ÖZDEYİ/LEMEK


- TEMSİL/TEMESSÜL/ANABOLİZMA/ASİMİLASYON değil/yerine/= ÖZÜMLEME/YAPIM


- TEMSİLEN değil/yerine/= ÖZDEYİCE/ADINA


- TEMSİLÎ değil/yerine/= ÖZDEYİLİ


- TEMYİZ KUDRETİ/HUKUKİ EHLİYET/CIVIL RESPONSIBILITY[İng.] değil/yerine/= AYIRTIM GÜCÜ


- TEN :/yerine ON


- TENÂTUH[Ar.] değil/yerine/= SÜSMEK

( Hayvanların boynuzlaşması. )


- TEND :/yerine EĞİLİMİNDE OLMAK


- TENDENCY :/yerine EĞİLİM


- TENEFFÜS[Ar. < NEFES] ile TENEFFÜZ[Ar. < NEFZ]

( Soluk/nefes alma. | Yorgunluğu gidermek üzere dinlenme. | Okulda ders araları verilen dinlenme. | Tan yerinin ağarması. | Deniz suyunun dalga ile sahile vurması. İLE Nüfuzlu, sözü geçer olma. )


- TENEFFÜS değil/yerine/= DİNLENİ/TINIŞ


- TENEŞİR[Fars. < TENŞÜR] değil/yerine/= SALACAK

( Üstünde ölü yıkanılan mermer/kerevet. )


- TENEZZÜL değil/yerine/= ÖZİNDİRME


- TENHA[Fars. :Yalnız.] değil/yerine/= ISSIZ/ÜCRA[< UCRA], KALABALIK OLMAYAN | YALNIZ, TEK


- TENKÎL[Ar. çoğ. TENKÎLÂT] ile TENKÎR[Ar. < NEKR | çoğ. TENKÎRÂT]

( Uzaklaştırma. | Örnek olacak bir ceza verme. | [birini] Tepeleme. İLE Bilinmeyecek, tanınmayacak duruma getirme. | Bir adı, nekre yapma.[Harf-i tarifsiz, elif-lâm'sız kullanma.] )


- TENKİS[Ar. < NÜKS] ile TENKÎS[Ar. < NOKSAN | çoğ. TENKÎSÂT] ile TENKİZ[Ar.]

( Başaşağı etme/edilme. | Boşaltma. İLE Azaltma, kısma, indirme, eksiltme/eksiltilme. İLE Kurtarma. )


- TENNIS :/yerine TENİS


- TENOR[İt.] değil/yerine/= İNCE SES


- TENS/TRANSKÜTANÖZ ELEKTRİKSEL SİNİR STIMÜLASYONU TRANSCUTANEOUS ELECTRICAL NERVE STIMULATION[İng.] değil/yerine/= DERIDEN ELEKTRİKSEL SİNİR UYARIMI


- TENSÎK[Ar. < NESAK] değil/yerine/= DÜZENLEME, DÜZELTME, YOLUNA KOYMA


- TENSILE STRENGTH[İng.] değil/yerine/= GERILIM GÜCÜ


- TENSILE STRES/TENSILE STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM DİRENCİ


- TENSILE[İng.] değil/yerine/= GERILIM


- TENSION :/yerine GERİLİM


- TENT :/yerine ÇADIR


- TENTE[İt. < TENDA] değil/yerine/= GÖLGELİK


- TENTENE/DANTEL[Fr. < DENTELLE] ile SUTAŞI


- TENVİR[Ar.] değil/yerine/= AYDINLATMA | BİLGİ VERME


- TENZİL[Ar.] ile TENZİH[Ar.]

( İndirme. İLE İndirgeme/benzetme. )


- TEORİK/NAZARİ değil/yerine/= KURAMSAL


- TEORİSYEN değil/yerine/= KURAMCI


- TEPHİR[Ar.] değil/yerine/= BUHARLAŞ(TIR)MA | BUĞULAMA


- ter.[Lat. < TERE] değil/yerine/= SÜR, OV


- TERÂKÜM[Ar. < RÜKM] değil/yerine/= BİRİKME, YIĞILMA, TOPLANMA


- TERAPİ/THERAPY[İng.] değil/yerine/= SAĞALTIM


- TERAS/LAMA[Fr.] değil/yerine/= SEKİ/LEME


- TERBİYE ETMEK değil/yerine/= EĞİTMEK


- TERBİYEVÎ/PEDAGOJİK değil/yerine/= EĞİTİMSEL/EĞİTSEL


- TERCİH değil/yerine/= YEĞLEME


- TERCÜMAN[Ar.] değil/yerine/= DİLMAÇ/ÇEVİRMEN


- TERCÜME[Ar.] ETMEK değil/yerine/= ÇEVİRMEK


- TERCÜME değil/yerine/= ÇEVİRİ


- TERCÜME-İ HAL[Ar.]/BİYOGRAFİ[Fr./İng.] ile/değil/yerine YAŞAM ÖYKÜSÜ


- TERE[Fars.] ile YABANTERESİ/HOROZCUK


- TEREDDİ[Ar. < REDY] değil/yerine/= SOYSUZLAŞMA, YOZLAŞMA


- TEREDDÜT[Ar.] ETMEK değil/yerine/= İKİRCİKLENMEK/DURAKSAMAK/VARGISIZ KALMAK


- TEREDDÜT/ŞÜPHE değil/yerine/= İKİRCİK/DURAKSAMA/VARGISIZLIK


- TERESSÜB[< RÜSÛB (çoğ. TERESSÜBAT)] değil/yerine/= TORTULANMA, DİBE ÇÖKME, DURULMA


- TERETTÜB[< RÜTÛB] değil/yerine/= SIRALANMA, SIRASINDA OLMA, SIRASI GELME | ÂİT OLMA, GEREKME | (BİR İŞİN ÜZERİNE) DÜŞME


- TEREVVUH[Ar.] değil/yerine/= BİR ŞEYDEN KOKU ALMA


- TERFİ ETMEK değil/yerine/= YÜKSELGİLENMEK/YÜKSELGİ ALMAK


- TERFİ ile TERFİH

( Derece, makam bakımından yükselme. | Yükseltme. İLE Ferahlatma, rahat yaşamasını sağlama, gönendirme. )


- TERFİ değil/yerine/= YÜKSELGİ


- TERFİK[Ar.] değil/yerine/= BİRİNİ ARKADAŞ ALMA

( Birini arkadaş olarak yanına alma. | Arkadaş olarak yanına birinin verilmesi. )


- TERHÎM[Ar. < RAHM, RAHUM, RAHÂMET] ile TERHÎM[Ar. < RAHMET, MERHAMET, RUHM/RUHUM | çoğ. TERHÎMÂT] ile TERHÎN[Ar. < REHN]

( Bir adı kısaltma. İLE "Allah, rahmet eylesin." sözünü söylemek. İLE Rehin olarak verme, emânet bırakma. )


- TERHİS[Ar.] değil/yerine/= TÜMER


- TERİM = TERM[İng.] = TERME[Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = TERM[Lat.]


- TERKİN[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇİZİP SİLMEK


- TERKİN değil/yerine/= ÇİZSİL


- TERM :/yerine TERİM, DÖNEM


- TERMAL/THERMAL[İng.] değil/yerine/= SICAK KAPLICA SUYU | ISIYLA İLGILİ)


- TERMAL[Fr.] değil/yerine/= KAPLICA


- TERMİK[Fr.] değil/yerine/= ISIL

( Isıl. | Isının üretilmesini, iletilmesini ve kullanılmasını inceleyen fizik dalı. )


- TERMİK değil/yerine/= ISIL


- TERMINAL DÖNEM/TERMINAL PHASE[İng.] değil/yerine/= ÖLÜMCÜL EVRE


- TERMINAL[İng.] değil/yerine/= SON


- TERMINASYON/TERMINATION[İng.] değil/yerine/= SONLANDIRMA


- TERMINOLOJİ/TERMINOLOGY[İng.] değil/yerine/= TERİM BİLİMİ


- TERMODİLÜSYON/THERMODİLUTION[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK SEYRELTME


- TERMODİNAMİK/THERMİCS değil/yerine/= ISILDEVİNGİ


- TERMOMETRİ/THERMOMETRY[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK ÖLÇÜMÜ


- TERMOREGÜLASYON/THERMOREGULATION[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK DÜZENLENİM


- TERMOREGÜLATÖR/THERMOREGULATOR[İng.] değil/yerine/= SICAKLIKDÜZENLER


- TERMOS[Fr.] ile TERMOSTAT[Fr.]

( Yalıtım maddesiyle kaplı metal bir kılıf içine yerleştirilen, aralarında hava boşluğu bulunan çift çeperli cam şişeden oluşan, içine konan sıvının ısısını uzun süre koruyan kap. İLE Isıdenetir. )


- TERMOSTAT[Fr.]/THERMOSTATE[İng.] değil/yerine/= ISIDENETİR/SICAKLIKDENETİR


- TERMOTERAPİ/THERMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= SICAKLA SAĞALTIM


- TERMOTERAPİ değil/yerine/= ISI SAĞALTIMI


- TERMS :/yerine KOŞULLAR, TERİMLER


- TERÖR/İST/İZM[Fr./İng.]/!TEDHİŞ/Çİ[Ar.] değil/yerine/= !YILDIRI/CI/LIK


- TERRIBLE :/yerine KORKUNÇ, BERBAT


- TERRITORIAL[İng.] ile BÖLGESEL

( Belirli bir bölgeye ait. )


- TERRITORY :/yerine BÖLGE, TOPRAK


- TERROR :/yerine TERÖR


- TERRORISM :/yerine TERÖRİZM


- TERRORIST :/yerine TERÖRİST


- TERSANE[İt.] değil/yerine GEMİLİK

Bugün[06 Eylül 2025]
itibarı ile 13.836 başlık/FaRk ile birlikte,
13.836 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(51/57)