
Türkçe'si Varken... FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 13.836 başlık/FaRk ile birlikte,
13.836 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
- TAHVİL ETMEK değil/yerine/= DÖNÜŞTÜRMEK
- TAHVİL[Ar.] değil/yerine/= ÇEVRİL
- TAIL :/yerine KUYRUK
- TÂK ile/||/<> VETR ile/||/<> KAVS
( Kemer. İLE/||/<> Kiriş. İLE/||/<> Yay. )
- TAKADDÜM[Ar.] değil/yerine/= ÖNCELİK
- TAKALLÜS (ETMEK) değil/yerine/= KASILMA/KASILIŞ
- TAKALLÜS[Ar.] değil/yerine/= KASILMA
- TAKARRÜR[Ar.] değil/yerine/= KARAR VERME
( Bir yerde karar kılma, yerleşme. | Karar verilme. )
- TAKAS[Ar.]/CLEARING[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞTOKUŞ/DEĞİŞİM
- TÂKAT değil/yerine/= GÜÇ
- TAKAV ile AT NALI | NALBANT
- TAKAYYÜT[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLMA
( Bağlı olma, bağlanma. | Üstüne düşme, özen gösterme. )
- TAKBİH[Ar.] değil/yerine/= KINAMA
( Çirkin görme, beğenmeme. | Kınama. )
- TAKDİM-TEHİR[Ar.]/METATEZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= GÖÇÜŞME
( Bir sözcük ya da rakamlar içinde, birbirini izleyen iki sesbirimin/rakamın yer değiştirmesi. [Türkçe'de, daha çok, r ya da l ünsüzünün bulunduğu sözcüklerde, birinci hecenin başındaki ses, birbirinin yerine geçer. Kibrit > kirbit, çömlek > çölmek] )
- TAKDİM-TEHİR değil/yerine/= ÖNCELEME-SONRALAMA
- TAKDİM[Ar.] değil/yerine/= TANITMA
( Bir şeyi, karşılıksız olarak birine verme, sunma. | Tanıtma, tanıştırma. | Öne alma, önceye alma. )
- TAKDİR (HAKKI) değil/yerine/= DEĞERLEM (ÜLEVİ/DEĞERLEM YETKİSİ)
- TAKDİRE ŞÂYÂN değil/yerine/= ÖVGÜYE DEĞER
- TAKE :/yerine ALMAK
- TAKÎ değil/yerine/= DOĞRULUK İLKESİ
- TAKİBAT değil/yerine/= KOVUŞTURMA
- TAKİFİLAKSİ/TACHYPHYLAXIS[İng.] değil/yerine/= DİRENÇ GELİŞİMİ
- TAKIMERKİ = OLIGARCHY[İng.] = OLIGARCHIE[Fr., Alm.] = OLIGARKHIA < OLIGOI:BİRKAÇ KİŞİ, ARKHEIN:EGEMEN OLMA[Yun.]
- TAKINTI OBSESYON ile/ve/> SİNİRCE TAASSUB NEVROZ ile/ve/> ÇILDIRI/PSİKOZ
- TAKİP ETMEK değil/yerine/= İZLEMLEMEK
- TAKİP değil/yerine/= İZLEM
- TAKİP değil/yerine/= İZLEM
- TAKLİP[Ar.] değil/yerine/= DÖNDÜRME, ÇEVİRME
( Döndürme, çevirme. | Bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirme. )
- TAKLİT ETMEK değil/yerine/= ÖYKÜNMEK
- TAKMA AD/MAHLAS/MÜSTEÂR[Ar. < ÂRİYYET]/NICK NAME[İng.] ile/ve AYANÎ
( ... İLE/VE Divan Şiiri'nde takma ad. )
- TAKNÎ[Ar.]/KODİFİKASYON[İng. < CODIFICATION] değil/yerine/= YASALAŞTIRMA
- TAKOZ[Yun.]/KISKI ile KAMA
( QUOIN vs. WEDGE/DAGGER/DIRK )
- TAKRİBÎ/TAKRÎBEN değil/yerine/= YAKLAŞIK
- TAKRİR değil/yerine/= ÖNERGE
- TAKSİ ALDIM değil/yerine/= BİNİTE BİNDİM
- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TAKDİM
( Böl[ümle]mek. İLE/VE/||/<>/> Sınıflandırmak. İLE/VE/||/<>/> Sunmak. )
- TAKSİMETRE[Fr.] değil/yerine/= SAYAÇ
( Taksilerde, ödenecek ücreti gösteren sayaç. )
- TAKSİMETRE değil/yerine/= YOLSAYAÇ
- TAKSİRAT[Ar.] değil/yerine/= HATALAR
- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI
- TAKT[Fr. < TACT] değil/yerine/= YERİNDE KONUŞMA/DAVRANMA
- TAKTIL AGNOZİ/TACTILE AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= DOKUNMA TANIMAZLIĞI
- TAKVİM YAŞI/KRONOLOJİK YAŞ/CHRONOLOGICAL AGE[İng.] değil/yerine/= TAKVİM YAŞI
- TAKVİM[Ar.] değil/yerine/= ÖYDEM
- TAKVİYE (ETMEK) değil/yerine/= PEKİŞTİRİ/SAĞLAMLAŞTIRMA/GÜÇLENDİRME/DESTEKLEME/BERKİTME
- TALAN[Fars.]/İHTİKÂR[Ar.]/ÇAPUL/PLAÇKA[< Arnavutça] değil/yerine/= YAĞMA/VURGUN
- TALE :/yerine MASAL, HİKAYE
- TALEBE[Ar.]/ŞAKİRT/ŞAKİRD[Fars.] değil/yerine/= ÖĞRENCİ
- TALENT :/yerine YETENEK
- TALEP (ETMEK) değil/yerine/= İSTEM (İSTEMLEMEK/İSTEMEK)
- TALEP/TÂLİP değil/yerine/= İSTEK/İSTEYEN
- TALEPNÂME[Ar.] değil/yerine/= İSTEMBELGE
- TÂLİ değil/yerine/= İKİNCİL
- TÂLÎ değil/yerine/= İKİNCİL
- TALİH = FORTUNE[İng., Fr.] = SCHICKSAL[Alm.] = FORTUNA[Lat.]
- TÂLİM VE TERBİYE değil/yerine/= ÖĞRETİM VE EĞİTİM
- TA'LÎM(< İLM) ile TEMRÎN
( Aklı eğitmek, öğrenme, öğretim. İLE Alıştırma, idman yaptırma, egzersiz. )
- TALİMATNÂME[Ar.] değil/yerine/= YÖNETMELİK
- TA'LÎMÎ[Ar.]/DİDAKTİK[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖĞRETİCİ/ÖĞRETÇİ
- TÂLİP değil/yerine/= İSTEMCİ/İSTEKLİ
- TÂLİP değil/yerine/= İSTEYEN
- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ
- TALK :/yerine KONUŞMAK
- TALL :/yerine UZUN, UZUN BOYLU
- TALTİF[Ar. < LÛTF çoğ. TALTÎFÂT] değil/yerine/= ÖDÜLLENDİRME
( LÛTUFLAR, İHSANLAR)] ile ABCDEF ( GÖNÜL OKŞAMA, GÖNLÜ HOŞ ETME ] YUMUŞATMA,YUMUŞATACAK BİR İLÂÇ KULLANMA ] RÜTBE, NİŞAN, MAAŞ ARTIRIMI GİBİ ŞEYLERLE SEVİNDİRME )
- TAM ALGI = İDRAK-İ DAKİK = APPERCEPTION[İng., Fr., Alm.] = PERCIPERE[Lat.]
- TAM TARİFE/İSKONTOSUZ/TENZİLATSIZ değil/yerine/= İNDİRİMSİZ
- TAMA ile DOYMAZLIK | ÇOK İSTEME | AÇGÖZLÜLÜK
- TAMAH ETMEK değil/yerine/= GÖZ İNDİRMEK
- TAMAM değil/yerine/= PEKİ/OLUR
- TÂMÎK[Ar.] değil/yerine/= DERİNLEŞ(TİRİL)ME
- TAMİM[Ar.]/SİRKÜLER[Fr.] değil/yerine/= GENELGE | GENELEME/GENELLEŞTİRME
- TAMİRAT/TAMİR değil/yerine/= ONARIM/ONARMA
- TAMİRCİ değil/yerine/= ONARGAN
- TÂMİRHANE[Ar.] değil/yerine/= ONARIM YERİ
- TAMPON ÇÖZELTİ/BUFFER SOLUTION[İng.] değil/yerine/= DENGELEYİCİ ÇÖZELTİ
- TAMPON[Fr.] değil/yerine/= TIKAÇ | BASKIT | DENGELEYİCİ
( Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir nesneden yapılmış büyük tıkaç. | Bir darbenin şiddetini azaltmaya yarayan, içi yumuşak nesneyle dolu şey. | Çarpışmaların etkisini azaltmak için vagonların, otomobillerin ön ve arkalarında bulunan donanım. | Kanı silmek, durdurmak için kullanılan gazlı bez yumağı ya da sterilize edilmiş pamuklu özel parça. | Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken. )
- TAMPON[İng.] değil/yerine/= TIKAÇ | BASKIT | DENGELEYİCİ
- TAMPONAT[İng. < TAMPONADE] değil/yerine/= BASKILANMA
- TANATOFOBİ/THANATOPHOBIA[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM KORKUSU
- TANATOS/THANATOS[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM İÇGÜDÜSÜ
- TANDANS[Fr./İng. < TENDANCE] değil/yerine/= EĞİLİM
- TANDEM MASS SPEKTROMETRİ/TANDEM MASS SPECTROMETRY[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK KÜTLE İZGE ÖLÇÜMÜ
- TANE TANE/CEV CEV[Fars.]
( CEV CEV )
- TANI/TEŞHİS[Ar.] ile SAĞALTIM/ONDURMA/REHABİLİTASYON/REHABILITATION[İng.]
- TANIM = TARİF = DEFINITION[İng., Alm.] = DÉFINITION[Fr.] = DEFINITIO[Lat.] = HOROS, HORISMOS[Yun.] = DEFINICIÓN[İsp.]
- TANİN[Fr.] değil/yerine/= TANEN
( Birçok bitkide bulunan, tıpta kullanılan, tadı buruk bir nesne. )
- TANIT = İSPAT = PROOF[İng.] = PREUVE[Fr.] = BEWEIS[Alm.] = PROBARE[Lat.] = PRUEBA[İsp.]
- TANITLAMA = BURHAN = DEMONSTRATION[İng., Alm.] = DÉMONSTRATION[Fr.] = DEMONSTRATIO[Lat.] = DEMOSTRAR[İsp.]
- TANJANSİYALITE/TANGENTIALITY[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL KONUŞMA
- TANK :/yerine TANK
- TANRI/OĞAN = ALLAH = GOD[İng.] = DIEU[Fr.] = GOTT[Alm.] = DEUS[Lat.] = THEOS[Yun.] = DIOS[İsp.]
- TANRI = OĞAN
- TANRIBİLİM = İLÂHİYAT = THEOLOGY[İng.] = THÉOLOGIE[Fr.] = THEOLOGIE[Alm.] = TEOLOGIA[İsp.]
- TANSİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= GERİLİMÖLÇER
- TANSİYON ALETİ/SPHYGMOMANOMETER[İng.] değil/yerine/= KAN BASINÇÖLÇER
- TANSİYON/BLOOD PRESSURE | TENSION[İng.] değil/yerine/= KAN BASINCI | GERILIM
- TANSİYON değil/yerine/= GERİLİM, GERGİNLİK, BASINÇ
- TANSİYON değil/yerine/= KAN BASINCI
- TANSİYON[Fr.] değil/yerine/= KAN BASINCI | GERİLİM
- TANZİM ETMEK değil/yerine/= DÜZENLEMEK
- TANZÎM[Ar. < NAZM] ile DÜZELTME, DÜZENLEME, DÜZEN VERME, YOLUNA KOYMA
( DÜZELTME, DÜZENLEME, DÜZEN VERME, YOLUNA KOYMA | NESİR YA DA NAZIM OLARAK YAZMA )
- TANZİM OLUNMAK/TERTİP OLUNMAK değil/yerine/= DÜZENLENMEK
- TAP :/yerine HAFİFÇE VURMAK, MUSLUK
- TAPE :/yerine BANT, KASET
- TAPINCAK/SANEM[Ar.]/PUT[Fars. < BUT]/FETİŞ[Fr.] ile ONGUN/TOTEM[Fr.]
( Gözle görünen, gözle görüldüğü kadarıyla yetinerek tapınma. | Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı ya da cansız nesne. | Haç. | Uğurlu sayılan şey. | Tapınırcasına sevilen şey ya da kişi. | Saplantılı bir biçimde eşeysel coşku uyandıran ötekine ait giysi, ayakkabı vb. nesne. İLE İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne. )
- TAPINMA, ULULAMA = DEVOTION[İng.] = FERVEUR[Fr.] = VEREHRUNG[Alm.] = DEVOTIO[Lat.]
- TAPON[Fr.] değil/yerine/= NİTELİKSİZ, ESKİ, ELDE KALMIŞ
- TARAFEYN ile/||/>< VASATEYN
( Dışlar. İLE/||/>< İçler. )
( "a:b = c:d" orantısındaki "a" ve "d" İLE/||/>< "a:b = c:d" orantısındaki "b" ve "c" )
- TARAFTAR değil/yerine/= DESTEKÇİ
- TARAFTÂR değil/yerine/= YANDAŞ
- TARASSUD[Ar. < RASAD] değil/yerine/= GÖZETME, BEKLEME, DİKKATLE BAKMA, GÖZLEME
- TARÂVET[Ar.] değil/yerine/= TAZELİK, TAZE OLMA, KÖRPELİK
- TARDİF DISKINEZİ/TARDIVE DYSKINESIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ DEVİNIM BOZUKLUĞU
- TARDİF DISTONİ/TARDIVE DYSTONIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ GERİM BOZUKLUĞU
- TARET[İng. < TURRET] değil/yerine/= TOPÇU KULESİ
( Gemilerde ya da kalelerde, topçu konumlarında, topun, makine bölümünü ve topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule. )
- TARGET :/yerine HEDEF
- TARH değil/yerine/= ÇIKARMA
- TÂRİF[Ar.] değil/yerine/= TANIM
- GÜNEK | ESKİNÇ = TARİH[Ar.] = HISTORY[İng.] = HISTOIRE[Fr.] = GESCHICHTE[Alm.] = HISTORI < HISTOREIN:BİLMEYE ÇALIŞMAK, BİLMEK, ANLATMAK[Yun.] = HISTORIA[İsp.]
- TARİH değil/yerine/= ÖTKEN
- TARİHİ ESER değil/yerine/= ESKİNCİL YAPIT
- TARİHİ değil/yerine/= ESKİNCİL
- TARİK[Ar.] değil/yerine/= YOL
- TARİK-İ AMM değil/yerine/= KAMU YOLU
- TARTIŞMA ile/değil/yerine YAZILI TARTIŞMA/POLEMİK[Yun.]
( Söz ile. İLE/DEĞİL/YERİNE Yazı ile tartışma. )
- TÂR U PÛD[Ar.] değil/yerine/= ARIŞ[Fars. < ERŞ/EREŞ] İLE ARGAÇ[Ar.]
( İplik ve atkı. )
( TÂR: İplik, tel. | PÛD: Argaç, dokumada, enlemesine atılan atkı. )
- TARZ[Ar.]/STİL[Fr., İng. STYLE] değil/yerine/= BİÇEM
- TASALLÜB[Ar.] değil/yerine/= KATILAŞMA
- TASALLUT[< SALÂLET] ile SATAŞMA, BAŞINA EKŞİME, MUSALLAT OLMA
- TASALLUT değil/yerine/= SARKINTILIK
- TASANNU değil/yerine/= ABARTI, YAPMACIK
( Bir şeyi olduğundan daha değerli gösterme. )
- TASARIM/TASAR ÇİZİM = TASAVVUR = REPRESENTATION[İng.] = REPRÉSENTATION[Fr.] = VORSTELLUNG[Alm.] = REPRAESENTATIO[Lat.] = REPRESENTAR[İsp.]
- TASARRUF BONOSU değil/yerine/= KESİNTİ BELGİTİ
- TASARRUF[< SARF] değil/yerine/= ARTIRIM | KULLANIM
( SAHİP OLMA | İDÂRE İLE KULLANMA, TUTUM, EKONOMİ | ARTIRMA, ARTIRILMA )
- TASDİ[Ar.] değil/yerine/= CAN SIKMAK, BAŞ AĞRITMAK, TEDİRGİN ETMEK
- TASDİK ETMEK değil/yerine/= ONAYLAMAK
- TASDİK ETTİRMEK değil/yerine/= ONAYLATMAK
- TASDİK(NÂME) değil/yerine/= ONAY(BELGE)
- TASDÎK değil/yerine/= ONAY
- TAŞERON[Fr. < TACHERON] değil/yerine/= YÜKLENİCİ
( Büyük bir işin bir bölümünü yaptırmayı, asıl müteahhitten alarak kendi üstlenen öteki yüklenici. )
- TASFİYE (ETMEK) değil/yerine/= ÖZLEŞTİRMEK)/ARITMA(K)
- TASFİYE[Ar.] değil/yerine/= SİLİĞLEM
- TASGİR[Ar.] değil/yerine/= KÜÇÜLTME
- TASHÎH[Ar. < SIHHAT]["TAHSİH" değil!] ile DÜZELTME/DÜZELTİ
- TAŞIL/FOSİL[Fr.] ve/<> DİMA
( ... VE/<> Yakutistan'ın başkenti Yakutsk'ta, Yeraltı Permafrost Enstitüsü'nde bulunan, 6 aylık bir eril, bebek mamut fosili.[39.000 yaşında olduğu tespit edilmiştir.] )
( MÜSTEHÂSE[< HAVS | çoğ. MÜSTEHÂSÂT] ve/<> ... )
- TASIM = KIYAS/TASMİM[Ar.] = SYLLOGISM[İng.] = SYLLOGISME[Fr.] = SYLLOGISMUS[Alm.] = SYLLOGISMOS[Yun.] = SILOGISMO[İsp.]
- TASK :/yerine GÖREV
- TAŞKINLIK/...MANİ ile/ve ÇÖKÜNTÜ/DEPRESYON
- TASNİ[Ar.] değil/yerine/= YAPINTI
( Gerçekle çeliştiğini, gerçekliğe uymadığını bile bile tasarlanan şey, hayal gücüyle yaratılmış olan şey. | Bilgi kuramında ve varlıkbilimde, gerçeğe uymayan, ancak belirli bir kuramsal ya da kılgılı amaç için kullanılması sakıncasız olan tasarım. )
- TAŞPAMUĞU/KAYA LİFİ/ASBEST[Yun.] ile AMYANT[Fr. < Yun. AMIANTE]
( Lifli, az çok yumuşak ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral silikat olup tremolitin bozulmasından oluşur ve kayalıklarda damarlar halinde bulunur. İki çeşidi vardır. Birincisi esnektir, kolayca eğilip bükülebilen tellerden meydana gelir, birkaç santimetrelik tellere ve ince parçacıklara ayrılabilir. 1500 °C'de ergir. İkincisi, kısa tellidir, daha az ayrılabilir, asitlere karşı daha dayanıklıdır, 1100-1300 °C'de ergir. Asbest, lifler halinde ayrılabilen başlıca mineraldir. Solunum yoluyla kanser yapıcı etkisi nedeniyle yapıdaki kullanımı azalmış, çoğu ülkede de yasaklanmıştır. İLE Kolayca bükülen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş, bir çeşit ak asbest. Hidrate olmuş, lifli yapıda, doğal kalsiyum ve magnezyum silikatıdır. | Doğal magnezyum kalsiyum silkatın, ak-gri renkte sıcaklık ve aside dayanıklı, iplikli yapıda madde. Çeşitli oranlarda kireçle karışık mineralleri, ip, keçe, katman biçimlerinde ısı yalıtımı ya da sızma önleyici olarak kullanılır. | Kolayca bükülen ve ateşe dayanan, liflerden oluşmuş, bir tür ak asbest. )
- TASRİH[Ar.] değil/yerine/= BELİRTME
- TASTE :/yerine TAT, TATMAK
- TASVİP/ONAMA ile/ve TASDİK/ONAY
- TATAVLA ile KURTULUŞ
( KURTULUŞ )
- TATBİKAT[Ar.]/MANEVRA[İt. < MANOVRA] değil/yerine/= KILGILIK
- TATBÎK(AT) değil/yerine/= UYGULAMA
- TATMİN[Ar.] (ETMEK) ile DİNDİRMEK/DOYUMLATMAK
( TO SATISFY vs. TO QUENCH )
- TATMİN OLMAK değil/yerine/= DOYUMLANMAK
- TATMİN[Ar.] ile DOYUM/DOYGUNLUK
- TATMİNKÂR değil/yerine/= DOYUMCUL
- TAVAF değil/yerine/= ÇEVRİNME
- TAV'AN VE KERHEN değil/yerine/= HEM İSTEYEREK, HEM DE İSTEMEYEREK
- TAVASSUT[Ar.] değil/yerine/= ARACILIK, ARA BULMA, ARACILIK ETME
- TAVATTUN[Ar.] değil/yerine/= YURT EDİNME
- TAVİ/TRANSKATETER AORTİK VALF İMPLANTASYONU/TRANSCATHETER AORTIC VALVE İMPLANTATION[İng.] değil/yerine/= KATETERLE AORT KAPAK YERLEŞTİRME
- TÂVİZ[Ar.] değil/yerine/= ÖDÜN
- TAVSİYE ETMEK değil/yerine/= ÖNERMEK/SALIK VERMEK
- TAVSİYE değil/yerine/= SALIK VERME
- TAVUKKARASI değil/yerine/= GECE KÖRLÜĞÜ
- TAVZİF ETMEK değil/yerine/= GÖREVLENDİRMEK
- TAVZİF[Ar.] değil/yerine/= GÖREVLENDİRME
- TAX :/yerine VERGİ
- TAXPAYER :/yerine VERGİ MÜKELLEFİ
- TAYF[Ar.]/SPEKTRUM[İng. < SPECTRUM] ile ÇEŞİTLİLİK | YELPAZE
( Birleşik bir ışık demetinin bir biçmeden geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü. )
- TAYİN[Ar.] değil/yerine/= ATAMA
- TAYIN değil/yerine/= SÜER AZIĞI/ER AZIĞI
- TAYIN ile TAYİN
( Asker azığı. | Asker ekmeği. | Savaş ya da seferberlik dönemlerinde, vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek. İLE Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma. | Atama. )
- TAYİP[Ar.] değil/yerine/= KINAMA
- TAYYÂRE[Ar.]["TEYYÂRE" değil!] değil/yerine/= UÇAK
- TAYYETMEK[Ar.< TAYY] değil/yerine/= ÇIKARMAK | ARADAN ÇIKARMAK, YOK ETMEK
- TAZALLÜM[Ar.] değil/yerine/= SIZLANMA, YAKINMA
- TAZAMMUN[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= İÇERMEK | İÇLEM
- TAZAMMUN değil/yerine/= İÇLEM
- TAZARRU'[Ar. < ZURÛ] değil/yerine/= YALVARMAK
( Kendini alçaltarak yalvarma. İLE Yalvarma. )
( YALVAR: Para. [BÂKÎ'nin bir şiirindeki son beytinde geçen] )
- TAZİP[Ar. TAZİB] değil/yerine/= SIKINTIYA SOKMA, ÜZME
- TA'ZİYE[Ar. < AZV] değil/yerine/= YARA(BAŞ) SAĞILIĞI/İYİLEŞMESİ DİLEME
( Caferî mezhebinde olanların Muharrem ayında yaptığı matem töreni. )
- TAZİZ[Ar.] değil/yerine/= SEVGİ İLE ANMA
- TAZMİN[Ar.] değil/yerine/= ZARARI ÖDEME
- TAZMİNAT DAVASI değil/yerine/= ÖDENCE ARANCI
- TAZMİNAT[Ar.] değil/yerine/= ÖDENCE
- TAZYİK[Ar.] değil/yerine/= BASINÇ
- TBI/TOTAL BODY IRRADİATION | TRAUMATIC BRAIN İNJURY[İng.] değil/yerine/= TÜM GÖVDE IŞINLAMASI | TRAVMATİK BEYİN HASARI
- TBT değil/yerine/= HGG
( "Throw Back Thursday" DEĞİL/YERİNE/= Hey Gidi Günler. )
- TCP/TRANSMİSSION CONTROL PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= AKTARIM KATMANI GEÇİŞ DENETIM PROTOKOLÜ
- t.d.[Lat. < TER DIE] değil/yerine/= GÜNDE 3 KEZ
- TDP/FRESH FROZEN PLASMA[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA
- TEA :/yerine ÇAY
- TEACH :/yerine ÖĞRETMEK
- TEACHER :/yerine ÖĞRETMEN
- TEACHING :/yerine ÖĞRETİM
- TEÂDÜL[Ar.] değil/yerine/= DENKLEŞME, DENKLİK, BİRBİRİNE DENK OLMA
- TEÂKUP[Ar.] değil/yerine/= ART ARDA GELME
- TEAM :/yerine TAKIM
- TEAR :/yerine YIRTMAK, GÖZYAŞI
- TEASPOON :/yerine ÇAY KAŞIĞI
- TEÂSÜR[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL GEÇİNME, DİRLİK ETME
- TEATİ (ETMEK) değil/yerine/= GÖNDERİŞMEK
- TEÂVÜN[Ar. < AVN çoğ. TEÂVÜNÂT] değil/yerine/= YARDIMLAŞMA
- TEBAA[Ar.] değil/yerine/= UYRUK
- TEBAİYET[Ar.] değil/yerine/= YASAYA/BUYRUĞA UYMA | DEVLETE/GÜÇLÜ KİŞİYE BAĞLANMA
- TEBÂYÜN ile/||/<> TEDÂHUL
( Farklılık, iki ya da daha fazla sayı arasında herhangi bir ortak kat ya da bölen ilişkisinin bulunmaması. İLE/||/<> Girişimlik, iki ya da daha fazla sayının aynı anda birbirinin katları olması durumu. )
- TEBCÎL[Ar. < BECL/BÜCÜL] değil/yerine/= ULULAMA, AĞARLAMA | ÖVME
- TEBDÎL[< BEDEL] ile DEĞİŞTİRME
( DEĞİŞTİRME, DEĞİŞTİRİLME, BAŞKA BİR HÂLE GETİRME )
- TEBDİL-İ HAVA[Ar. < HEVÂ] değil/yerine/= HAVA DEĞİŞİKLİĞİ
- TEBEDDÜL[Ar.] değil/yerine/= BİR DURUMDAN, BAŞKA BİR DURUMA GEÇME, DEĞİŞME
- TEBELLEŞ[Ar.] değil/yerine/= BİRBİRİNE GEÇMİŞ, KARMAKARIŞIK, KARIŞMIŞ
- TEBELLÜĞ[Ar.] değil/yerine/= BİLDİRİMİ ALMAK
- TEBELLÜR[Ar.] ETME değil/yerine/= BELİRGİNLEŞME
- TEBERRÜK[< BEREKET] ile MÜBÂREK SAYMA, UĞUR SAYMA
- TEBERRÜKEN[Ar.] değil/yerine/= HEDİYE OLARAK
- TEBESSÜM değil/yerine/= GÜLÜMSEME
- TEBHÂL/E[Ar.] | COLD SORE, HERPES[İng.] değil/yerine/= UÇUK
- TEBRİK ETMEK değil/yerine/= KUTLAMAK
- TEBRİK değil/yerine/= KUTLAMA
- TECÂHÜL[Ar.] değil/yerine/= BİLMEZ GİBİ GÖRÜNME, BİLMEZLİKTEN GELME
- TECÂNÜS[Ar.] değil/yerine/= BİR BÜTÜNÜ OLUŞTURAN ÖĞELER ARASINDA UYUM BULUNMASI DURUMU
- TECA'ÜD[Ar. < CA'D] değil/yerine/= BÜKLÜM BÜKLÜM SAÇ
( Saçın kıvırcık, büklüm büklüm olması. )
- TECÂVÜZ[Ar.] değil/yerine/= SALDIRAŞ
- TECÂVÜZ[Ar.] değil/yerine/= SALDIRI
( Saldırı. | Namusuna saldırma, sarkıntılık. | Başkasının hakkına el uzatma. | Aşma, ötesine geçme. )
- TECDİT/TECDİD[Ar.] değil/yerine/= TAZELEME
- TECEMMU[Ar.] değil/yerine/= YIĞINAK
- TECENNÜN[Ar.] değil/yerine/= ÇILDIRMA, DELİRME, AKLINI OYNATMA
- TECERRÜT/D[Ar.] değil/yerine/= HERŞEYDEN UZAKLAŞMA, SIYRILMA, SOYUTLANMA
- TECESSÜS[Ar. < CESS] değil/yerine/= ANLAMA MERAKI
( OLAĞAN/BASİT MERAK | YOKLAMA, ARAŞTIRMA, DİKKAT VE GAYRETLE ARAŞTIRMA | BİR ŞEYİN İÇ YÜZÜNÜ ARAŞTIRIP SIRRINI ÇÖZMEYE ÇALIŞMA | GÖZETLEME | MERAK )
- TECEZZÜV[Ar. < CÜZ]/TECEZZÎ değil/yerine/= KISIM KISIM BÖLÜNME, DOĞRANMA, UFALMA
( KISIM KISIM BÖLÜNME, DOĞRANMA, UFALMA )
- TEÇHİL[Ar.] değil/yerine/= BİRİNİN BİLGİSİZLİĞİNİ SÖYLEME
( Birinin bir konuda bilgisizliğini söyleme, bilmezleme. )
- TEÇHİZ ETMEK değil/yerine/= DONATMAK
- TEÇHİZ[Ar.] değil/yerine/= DONATMA, DONATIM
- TEÇHİZAT[Ar.] değil/yerine/= DONATI
- TECHNICAL :/yerine TEKNİK
- TECHNIQUE :/yerine TEKNİK
- TECHNOLOGY :/yerine TEKNOLOJİ
- TECİL[Ar.] değil/yerine/= ERTELEME
- TECRÎD[< CERED] ile/değil TEDRÎC[< DURÛC]/KERTELEME
( Soyma, soyulma. | Ayırma, bir tarafta tutma. | Soyutlama. | Yalıtma. | Önce gönlünü gafletten, nefsini hevâdan, dilini boş sözden arındırıp dünyayı zihninden/kalbinden çıkararak Hakk'a yönelme. İLE/DEĞİL Derece derece, basamak basamak ilerle(t)me. )
- TECRİT[Ar.]/ABSTRAKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= SOYUTLAMA
- TECRÜBE SAHİBİ[Ar.] değil/yerine/= DENEYİM İYESİ
- TECRÜBE[Ar.] değil/yerine/= DENEYİM
- TECVİT/TECVİD[Ar.] değil/yerine/= SÖZCÜĞÜ, DÜZGÜN/UYGUN OKUMA
( Sözcüklerin söylenişinde, seslerin çıkaklarına, uzunluk ve kısalıklarına göre okunması. | Kur'ân-ı Kerîm'in, doğru okunmasını sağlayan bilim. | Bu bilim üzerine yazılmış kitap. )
itibarı ile 13.836 başlık/FaRk ile birlikte,
13.836 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(50/57)
Kılavuz Giriş İstatistikleri
0
Bugünkü Girişler
0
Bu Hafta
0
Bu Ay
6
Toplam Girişler