Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(39/57)


- p.r.n.[Lat. < PRO RE NATA] değil/yerine/= ARA SIRA, BAZEN


- P.C./POST CİBUM, AFTER MEALS[İng.] değil/yerine/= YEMEKTEN SONRA


- P.O./PER OS, ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN


- P2P/PEER TO PEER[İng.] değil/yerine/= UCTAN UCA


- PABUÇ[Fars.] ile AYAKKABI


- PACE :/yerine HIZ, TEMPO


- PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= KALP PİLİ


- PACING[İng.] değil/yerine/= UYARI OLUŞTURMA (KALP PİLINDE)


- PACK :/yerine PAKET, TOPLAMAK


- PACKAGE :/yerine PAKET


- PACS/PICTURE ARCHIVING AND COMMUNICATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜ SAKLAMA/ARŞİVLEME VE İLETİŞİM DÜZENLERİ


- PADİŞAH değil/yerine/= ERKLİHAN


- PAGE :/yerine SAYFA


- PAIN :/yerine AĞRI


- PAINFUL :/yerine ACI VERİCİ


- PAINT :/yerine BOYAMAK


- PAINTER :/yerine RESSAM


- PAINTING :/yerine TABLO, RESİM


- PAIR :/yerine ÇİFT, İKİLİ


- PAK[Fars.] değil/yerine/= TEMİZ


- PAKET[Fr. < PAQUET] ile AMBALAJ[Fr. < EMBALLAGE]

( İçinde bir ya da birçok nesne bulunan, kâğıda sarılarak ya da kutuya konularak bağlanmış, elde taşınacak büyüklükte nesne. | Kâğıda sarılarak ya da bir kutuya konularak satışa hazır duruma getirilmiş, belirli bir miktarda olan yiyecek, ilaç vb. | Dolu toplu taşıma aracı. İLE Nesneleri sarmaya yarayan mukavva, kâğıt, tahta, plastik vb. malzeme. )


- PAKİMETRİ/PACHYMETRY[İng.] değil/yerine/= KALINLIK ÖLÇÜM (KORNEA)


- PAKT[Fr.] değil/yerine/= ANTLAŞMA


- PALARGA değil/yerine/= YAN


- PALE :/yerine SOLGUN


- PALEOGRAF değil/yerine/= ESKİYAZIBİLİCİ


- PALEOGRAFİ değil/yerine/= ESKİYAZIBİLİ


- PALEOGRAFİK değil/yerine/= ESKİYAZISAL


- PALESTINIAN :/yerine FİLİSTİNLİ


- PALM :/yerine AVUÇ İÇİ, PALMİYE


- PALPABIL/PALPABLE[İng.] değil/yerine/= ELE GELİR


- PALPASYON/PALPATION[İng.] değil/yerine/= ELLE INCELEME/YOKLAMA


- PALPİTASYON/PALPITATION[İng.] değil/yerine/= ÇARPINTI


- PALSİ/PALSY[İng.] değil/yerine/= FELÇ


- PALYASYON/PALLIATION[İng.] değil/yerine/= HAFİFLETME, | AZALTMA


- PALYATİF/PALLIATIVE[İng.] değil/yerine/= RAHATLATICI


- PALYATİF TEDAVİ/PALLIATIVE TREATMENT[İng.] değil/yerine/= RAHATLATICI SAĞALTIM


- PALYATİF[Fr.]/MUVAKKAT[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ


- PALYATİF/MUVAKKAT değil/yerine/= GEÇİCİ


- PAN :/yerine TAVA, PANİK


- PANDÜL[Fr.]/RAKKAS[Ar.] değil/yerine/= SARKAÇ


- PANEL :/yerine PANEL


- PANORAMA değil/yerine/= GENGÖRÜNÜ


- PANORAMİK değil/yerine/= GENGÖRÜNÜL


- PANSUMAN[Fr. < PANSEMENT] değil/yerine/= YARA BAKIMI/TEMİZLİĞİ


- PANSUMAN/DRESSING[İng.] değil/yerine/= YARA BAKIMI


- PANT :/yerine PANTOLON


- PANTALON[Fr.] değil PANTOLON[]


- PAPER :/yerine KAĞIT


- PARA = MONEY[İng.] = ARGENT[Fr.] = GELD[Alm.] = DENARO[İt.] = DINARO[İsp.]


- PARA- ile PERİ- ile KO/CO-

( Yan, yanında. İLE Çevresinde, yakınında. İLE Birlikte, eşlik eden. )


- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]/THAUMAZEIN[Yun. < THAUMA: Mucize.]

( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )


- PARADOKSAL/PARADOXICAL[İng.] değil/yerine/= ÇELİŞKİLİ


- PARAGRAFİ/PARAGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YAZILI ANLATIM GÜÇLÜĞÜ


- PARAKRİN/PARACRINE[İng.] değil/yerine/= YEREL HORMON


- PARALALİ/PARALALIA[İng.] değil/yerine/= HARF SÖYLEYİŞ GÜÇLÜĞÜ


- PARALEL değil/yerine/= ENLEM/ENLEMLİ


- PARALİTİK/PARALYTIC[İng.] değil/yerine/= FELÇLİ


- PARALİZİ/PARALYSIS[İng.] değil/yerine/= FELÇ


- PARALOJİ/PARALOGIA[İng.] değil/yerine/= YANLIŞ AKIL YÜRÜTME


- PARAMEDİKAL/PARAMEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIPLA BAĞLANTILI


- PARAMEDİYAN/PARAMEDIAN[İng.] değil/yerine/= ORTAYA YAKIN


- PARAMNEZİ/PARAMNESIA[İng.] değil/yerine/= BELLEK YANILSAMASI


- PARANKİM/PARENCHYMA[İng.] değil/yerine/= ÖZEK DOKU


- PARANOYA/PARANOIA[İng.] değil/yerine/= AKIL DIŞI SAPLANTI


- PARANOYA/K[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÖTEKUŞKU/CU / ÖTEKUŞKUSAL


- PARANTEZ[İng.]/MUTARIZA[Ar.] değil/yerine/= AYRAÇ


- PARAPET[İt.] ile/= KÜPEŞTE[Yun.] ile/= KORKULUK

( Gemi küpeştesi[Yun.]. | Korkuluk. | Pencere önlerindeki dar çıkıntı. İLE/= Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm. | Duvarların üzerine, balkon ya da pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set. )


- PARAPRAKSİ/PARAPRAXIA[İng.] değil/yerine/= DİL-DEVİNIM SÜRÇMESİ


- PARAPSİKOLOG değil/yerine/= ÖTEUSBİLİMCİ


- PARAPSİKOLOJİ/PARAPSYCHOLOGY[İng.] değil/yerine/= FİZİK ÖTESİ "BİLGİSİ"


- PARAPSİKOLOJİK değil/yerine/= ÖTEUSBİLİMSEL


- PARASENTEZ/PARACENTESIS[İng.] değil/yerine/= KARIN ZARI SIVI ALIMI


- PARAŞÜT değil/yerine/= DÜŞÜRTEÇ


- PARAVAN/A[Fr. < PARAVENT]/SEPERATÖR[İng. < SEPERATOR] değil/yerine/= AYRAÇ

( Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde. | Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belirli etmeden yararlanılan [kişi ya da kuruluş]. )


- PARAZİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= (")ASALAK(")

( Asalak. | Radyo yayınına karışan yabancı ses. | Başkalarının sırtından geçinen kişi. )


- PARENT :/yerine EBEVEYN


- PARENTERAL NÜTRİSYON/PARENTERAL NUTRITION[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM YOLU DIŞI BESLENME


- PARENTERAL[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM YOLU DIŞI


- PAREZİ/PARESIS[İng.] değil/yerine/= HAFİF FELÇ


- PARİDİYE[Ar.]/PARIDÉES[Fr.] değil/yerine/= BAŞTANKARAGİLLER

( ... cum TERMINALIA CITRINA )


- PARITE/PARITY[İng.] değil/yerine/= DOĞUM SAYISI


- PARK :/yerine PARK


- PARKING :/yerine PARK YERİ


- PARKUR değil/yerine/= YARIŞ YOLU

( Bisiklet, atletizm gibi bazı yarış ve koşularda, yarışmaların yapıldığı yol. )


- PARLAK ile/||/<> ARJANTE[Fr.]

( ... İLE/||/<> Gümüş gibi parlak. )


- PARMAK ile KISA PARMAKLILIK/BRAKİDAKTİLİ


- PARMAK ile/||/<> ÖRÜMCEK PARMAK/ARAKNODAKTİLİ


- PAROKSİSMAL/PAROXYSMAL[İng.] değil/yerine/= NÖBETLEMELİ


- PART TAYM/PART TIME değil/yerine/= YARIM GÜN


- PART TİME[İng.] değil/yerine/= YARI ZAMANLI


- PART-TIME[İng.] değil/yerine/= YARI ZAMANLI


- part vic.[Lat. < PARTIBUS VICIBUS] değil/yerine/= BÖLÜNMÜŞ DOZLARLA


- PART :/yerine PARÇA, BÖLÜM


- PARTICIPANT :/yerine KATILIMCI


- PARTICIPATE :/yerine KATILMAK


- PARTICIPATION :/yerine KATILIM


- PARTICULAR :/yerine BELİRLİ


- PARTICULARLY :/yerine ÖZELLİKLE


- PARTİKÜL/PARTICLE[İng.] değil/yerine/= PARÇACIK


- PARTİKÜL[Fr.] değil/yerine/= PARÇACIK


- PARTİSYON değil/yerine/= BÖLME, BÖLÜM


- PARTLY :/yerine KISMEN


- PARTNER :/yerine ORTAK, PARTNER


- PARTNERSHIP :/yerine ORTAKLIK


- PARTY :/yerine PARTİ


- PASAJ[Fr.] ile/değil/yerine ÇARŞI

( İçinde dükkânlar bulunan, üzeri kapalı ya da açık, aynı zamanda yol olarak kullanılan ve geçiş yapılan çarşı. | Bir yazıdan, bir yapıttan alınan bölüm, parça. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- PASAJ/PASSAGE[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ | GEÇİT


- PASİF-AGRESİF/PASSIVE-AGGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= EDİLGEN-SALDIRGAN


- PASİF/PASSIVE[İng.] değil/yerine/= EDİLGEN


- PASİF değil/yerine/= ÇEKİNİK


- PASİF değil/yerine/= EDİLGEN


- PASİF değil/yerine/= EDİLGEN/EDİLGİN


- PASİFİKASYON değil/yerine/= ETKİSİZLEŞTİRME


- PASİFİZE ETMEK değil/yerine/= ETKİSİZLEŞTİRMEK


- PASS :/yerine GEÇMEK, PAS


- PASSAGE :/yerine GEÇİT


- PASSENGER :/yerine YOLCU


- PASSION :/yerine TUTKU


- PAST :/yerine GEÇMİŞ


- PASTORAL[Fr.] değil/yerine/= ÇOBANLAMA/KIRSAL


- PATCH :/yerine YAMA


- PATCH[İng.] değil/yerine/= YAMALIK


- PATCHPLASTY[İng.] değil/yerine/= YAMALAMA


- PATCHWORK[İng.] değil/yerine/= KIRK YAMA / YAMA İŞİ


- PATENS/PATENCY[İng.] değil/yerine/= AÇIK KALMA


- PATENT[İng.] değil/yerine/= AÇIK | BULUŞ BELGESİ


- PATERN ANALİZ/PATTERN ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= ÖRÜNTÜ ÇÖZÜMLEME


- PATERN[İng.] değil/yerine/= ÖRÜNTÜ | KALIP


- PATERNAL[İng.] değil/yerine/= BABADAN/ATADAN


- PATH :/yerine YOL


- PATIENT :/yerine HASTA, SABIRLI


- PATİKA[Slavca/Bulgarca] değil/yerine/= İZLEK/İZYOLU/KEÇİ YOLU/YOLAK/ÇIĞIR[dvnlgtturk]


- PATOGENEZ/PATHOGENESIS[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK GELİŞİM SÜRECİ


- PATOGNOMİK/PATHOGNOMONIC[İng.] değil/yerine/= TANI KOYDURUCU


- PATOJEN/PATHOGEN[İng.] değil/yerine/= SAYRILAYICI, HASTALIK YAPICI


- PATOJENİK/PATHOGENIC[İng.] değil/yerine/= YOZLATAN, SAYRILAYAN


- PATOLOJİ/PATHOLOGY[İng.]/MARAZÎ[Ar.] değil/yerine/= SAYRILIK BİLİMİ


- PATOLOJİK/PATHOLOGIC[İng.]/MARAZÎ değil/yerine/= SAYRILIKBİLİMSEL/SAYRILIKLI/SAYRILIKLA İLGILİ


- PATRON değil/yerine/= İŞVEREN


- PATRONAJ[Fr. < PATRONAGE] ile/ve/değil/yerine/<> YARDIM | YÖNETİM, GÖZETİM

( Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun, toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması. )


- PATTERN MINING[İng.] değil/yerine/= ÖRÜNTÜ MADENCİLİĞİ


- PATTERN :/yerine DESEN, KALIP


- PAUSE :/yerine DURAKLATMAK, MOLA


- PAY :/yerine ÖDEMEK, PAY


- PAYDOS[Yun.] değil/yerine SON/ARA

( İşi ya da çalışmayı, (geçici olarak) bırakma. DEĞİL/YERİNE ... )


- PÂYİDAR/PÂY-DÂR[Fars.] değil/yerine/= KALIMLI/YERLEŞMİŞ


- PAYİTAHT[Fars.] değil/yerine/= BAŞKENT


- PAYMENT :/yerine ÖDEME


- PAYPLAN[İng. < PIPELINE] değil/yerine/= BORUYOLU


- PAZIBENT[Fars.] değil/yerine/= KUŞAK/KOLÇAK

( Belirli bir amaçla, kola geçirilen, enli kuşak, kolçak. )


- PBFT/PRACTICAL BYZANTINE FAULT TOLERANCE[İng.] değil/yerine/= UYGULAYIMSAL BİZANS HATA TOLERANSI


- p.c.[Lat. < POST CIBUM] değil/yerine/= YEMEKLERDEN SONRA


- PC/POST CİBUM[İng.] değil/yerine/= YEMEKTEN SONRA


- PC :/yerine KİŞİSEL BİLGİSAYAR


- PC ile NOTEBOOK(DİZÜSTÜ/LAPTOP)


- PCI/PERCUTANEOUS CORONARY INTERVENTION[İng.] değil/yerine/= DERİDEN KORONER ATARDAMAR GİRİŞİMİ, PERKÜTAN KORONER GİRİŞİM


- PCO&SUP2;/PARTIAL CARBON DIOXIDE PRESSURE[İng.] değil/yerine/= PARSİYEL KARBONDİOKSİT BASINCI


- PCR/POLYMERASE CHAIN REACTION POLIMERAZ[İng.] değil/yerine/= ZINCIR TEPKİMESİ


- PDA/PERSONAL DATA ASSISTANT | PATENT DUCTUS ARTERIOSUS[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL VERİ YARDIMCISI | PATENT DUKTUS ARTERİYOZUS, DUKTUS ARTERİYOZUS AÇIKLIĞI


- PDÖ/PROBLEM-BASED TEACHING[İng.] değil/yerine/= SORUNA DAYALI ÖĞRETIM


- PE/PULMONARY EMBOLISM PULMONER[İng.] değil/yerine/= EMBOLİ, AKCİĞER DAMAR TIKANIMI


- PEACE :/yerine BARIŞ


- PEAK :/yerine ZİRVE


- PEDAGOG değil/yerine/= EĞİTİMBİLİMCİ/EĞİTİMCİ


- PEDAGOJİ/K değil/yerine/= EĞİTİMBİLİM/SEL


- PEDAL değil/yerine/= AYAKÇA


- PEDAL[İt.] değil/yerine/= AYAKLIK

( Bir makinede/araçta, ayak yardımıyla dönmeyi ya da devinimi sağlayan düzen. )


- PEDERŞAHİ[Fars.] değil/yerine/= ATAERKİL

( Soyda babayı esas alan ve ailede çocukları baba soyuna mal eden toplum düzeni. )


- PEDİKÜL/PEDICLE[İng.] değil/yerine/= AYAK, AYAKÇIK | SAP


- PEDİYATRİ/PEDİATRICS[İng.] değil/yerine/= ÇOCUK SAĞLIĞI VE SAYRILIKLARI BİLİMİ


- PEDİYATRİK/PEDİATRIC[İng.] değil/yerine/= ÇOCUKLA İLGILİ


- PED-/-PEDE/PEDİ-/PEDO-/PAED-/PAEDO- ile/||/<> HEBE-

( Çocuk. İLE/||/<> Ergenlik, ergenlik çağında. )


- PEDÜNKÜL/PEDINCLE[İng.] değil/yerine/= SAP


- PEELING[İng.] değil/yerine/= DERİ SOYMA


- PEER :/yerine AKRAN


- PEFMETRE/PEAK FLOW METER[İng.] değil/yerine/= TEPE AKIM HIZIÖLÇER


- PEG/PERKÜTAN ENDOSKOPİK GASTROSTOMİ/ PERCUTANEOUS ENDOSCOPIC GASTROSTOMY[İng.] değil/yerine/= DERİDEN İÇ GÖREÇLEMEYLE MİDE AĞIZLAŞTIRMASI


- PEHLİVAN[Fars.] değil/yerine/= GÜREŞÇİ


- PEJORATİF[Fr.] değil/yerine/= YERMELİ


- PEKÂLÂ değil/yerine/= PEKİYİ


- PEKİN = EMİNL = CERTAIN[İng., Fr.] = GEWIß[Alm.] = CERTUS[Lat.]


- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]


- PELESENK[Ar.] ile/değil PERSENK[Fars.]

( Türlü bitkilerden çıkarılan, kokulu bir reçine. | Pelesenkağacından elde edilen değerli kereste. İLE/DEĞİL Konuşurken, gereksiz yinelenen söz. )


- PENALTY :/yerine CEZA


- PENCERE[Fars.] değil/yerine/= BAKANAK


- PENCERE değil/yerine/= ODAGÖZ


- PENDANT[İng.] değil/yerine/= ASKI


- PENEPLEN değil/yerine/= YONTUKDÜZ


- PENETRAN/PENETRANT[İng.] değil/yerine/= DELICİ | İÇEGEÇEN


- PENETRAN YARALANMA/PENETRATING İNJURY[İng.] değil/yerine/= DELICİ YARALANMA


- PENETRANS/PENETRANCE[İng.] değil/yerine/= İÇE GEÇİŞ, İÇE İŞLEME


- PENETRASYON/PENETRATION[İng.] değil/yerine/= DELME | İÇE GEÇME


- PENOPLEN[Fr.] değil/yerine/= YONTUKDÜZ

( Erozyon etkisiyle oluşmuş, yumuşak, engebeli yeryüzü parçası, yalama yazı. )


- PENS[Fr.] değil/yerine/= KISKAÇ/MAŞA[Fars. < MAŞE: Tetik.]

( Çeşitli biçim ve büyüklükte, maşa ya da kıskaç. | Giysilerde, kimi yerinden içeri doğru daraltılarak dikilmiş bölüm. )


- PENUMBRA[İng.] değil/yerine/= YARI GÖLGELEME


- PEOPLE :/yerine İNSANLAR


- PEPPER :/yerine BİBER


- PEPT- ile/||/<> -PEPSİA

( Sindirim. İLE/||/<> Özel bir sindirim tipi ile ilgili. )


- PEPTİK/PEPTIC[İng.] değil/yerine/= SINDIRİMSEL


- PER (OS) ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN


- PER :/yerine BAŞINA, HER


- PERAKUT/PERACUTE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI IVEGEN


- PERCEIVE :/yerine ALGILAMAK


- PERCENTAGE :/yerine YÜZDE ORANI


- PERCEPTION :/yerine ALGI


- PERDE değil/yerine/= GERGİ/GERELTİ


- PERDE[Fars.]/STOR[Fr. < Lat.] değil/yerine/= ÖRTÜ

( Ağaç, kumaş vb.nden yapılmış, bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde. )


- PERFECT :/yerine MÜKEMMEL


- PERFECTLY :/yerine MÜKEMMEL ŞEKİLDE


- PERFEKSİYONİZM/PERFECTIONISM[İng.] değil/yerine/= MÜKEMMELLİYETÇİLİK


- PERFORAN/PERFORANT[İng.] değil/yerine/= DELICİ


- PERFORASYON/PERFORATION[İng.] değil/yerine/= DELINME


- PERFORM :/yerine GERÇEKLEŞTİRMEK


- PERFORMANS/PERFORMANCE[İng.] değil/yerine/= VERİM | BAŞARIM | GÖSTERİ


- PERFORMANS değil/yerine/= BAŞARIM


- PERFÜZÖR/PERFUSOR[İng.] değil/yerine/= KANA SIVI AKTARICI, SIVI POMPASI


- PERFÜZYON/PERFUSION[İng.] değil/yerine/= KANLANMA | KANA SIVI AKTARIMI


- PERGEL değil/yerine/= YAYÇİZER


- PERGEL[Fars.] değil/yerine/= YAYÇİZER


- PERGOLA[İt.] değil/yerine/= GÖLGELİK/ÇARDAK


- PERHAPS :/yerine BELKİ


- PERİFERİ[Fr. < PÉRİPHÉRİE] değil/yerine/= KIYI | ÇEVRE | UC


- PERİFERİK/PERIPHERAL[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL


- PERİFERİK YAYMA/PERIPHERAL BLOOD SMEAR[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL KAN YAYMASI


- PERIGEE değil/yerine/= YERBERİ


- PERIHELION değil/yerine/= GÜNBERİ


- PERIOD :/yerine DÖNEM, PERİYOT


- PERIOPERATİF/PERIOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SÜRECİ


- PERİŞAN[Fars.] değil/yerine/= DAĞILGAN


- PERISTALTİK/PERISTALTIC[İng.] değil/yerine/= SAĞINIMLI


- PERİYOD değil/yerine/= DÖNEY


- PERİYODİK değil/yerine/= DÖNEMSEL


- PERİYODİK/PERIODIC, PERIODICAL[İng.] değil/yerine/= DÖNEMSEL | SÜRELİ (YAYIN)


- PERİYOT/PERIOD[İng.] değil/yerine/= DÖNEM, DEVRE


- PERKÜSYON değil/yerine/= VURMALI ÇALGI


- PERKÜTAN NEFROSTOMİ/PERCUTANEOUS NEPHROSTOMY[İng.] değil/yerine/= DERIDEN BÖBREK AĞIZLAŞTIRMASI


- PERKÜTAN/PERCUTANEOUS[İng.] değil/yerine/= DERİ YOLUYLA, DERIDEN


- PERMANENT :/yerine KALICI


- PERMISSION :/yerine İZİN


- PERMIT :/yerine İZİN VERMEK


- PEROKSİZOM değil/yerine/= AYIRGAN


- PERPENDİKÜLER/PERPENDICULAR[İng.] değil/yerine/= DİKEY


- PERSANTIL/PERCENTILE[İng.] değil/yerine/= YÜZDELİK


- PERSEPSİYON/PERCEPTION[İng.] değil/yerine/= ALGILAMA


- PERSEVERASYON/PERSEVERATION[İng.] değil/yerine/= TEKRARLI TAKILIM


- PERSISTAN/PERSISTENT[İng.] değil/yerine/= İNATÇI


- PERSON :/yerine KİŞİ


- PERSONAL :/yerine KİŞİSEL


- PERSONALITE/PERSONALITY[İng.] değil/yerine/= KİŞİLİK