
Türkçe'si Varken... FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 13.836 başlık/FaRk ile birlikte,
13.836 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
- ELEVASYON/ELEVATION[İng.] değil/yerine/= KALDIRMA | YÜKSELME
- ELEVATÖR/ELEVATOR[İng.]/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] değil/yerine/= KALDIRAÇ
( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )
- ELİM[Ar.] değil/yerine ACINACAK/ACIKLI
- ELIMINASYON/ELIMINATION[İng.] değil/yerine/= ELEME | ÇIKARTIM
- ELIMINATE :/yerine ELEMEK, ORTADAN KALDIRMAK
- ELİMİNE[Fr.] (ETMEK) ile A LIMINE[Lat.]
( Elemek, ayıklamak. İLE Eşikten doğru. | Önyargıyla, kestirmeden. | Konunun/sorunun özüne, işin aslına bakmaksızın. )
- ELİPS değil/yerine/= SÖBÜ
- ELİPSOİT/ELLİPSOID[İng.] değil/yerine/= YUMURTAMSI
- ELISA TESTİ/ENZYME-LINKED IMMUNOSORBENT ASSAY TEST[İng.] değil/yerine/= ENZİM BAĞLANTILI IMMÜNOSORBENT TAHLİLİ
- ELITE :/yerine ELİT
- [ne yazık ki]
!ELİT/İST değil/yerine/= SEÇKİN/Cİ
- elix.[Lat. < ELIXIR] değil/yerine/= ÖZ, İKSİR
- ELKOYLU ALIM değil/yerine/= ALACAĞIN HACZİ
- ELLIPSOID değil/yerine/= SÖBÜR, SÖBÜK
- ELLIPTICAL değil/yerine/= SÖBÜCÜL
- EL-MÛZEC / UMMÛZEC[Ar.] ile ÖRNEK
( Örnek. )
- ELONGASYON/ELONGATION[İng.] değil/yerine/= UZATMA
- ELSE :/yerine BAŞKA
- ELSEWHERE :/yerine BAŞKA YERDE
- ELYAF değil/yerine/= İPSİ
- ELZEM[Ar.] değil/yerine VAZGEÇİLMEZ
- EM/ELECTRON MICROSCOPE[İng.] değil/yerine/= ELEKTRON MİKROSKOBU
- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-
( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )
- EMA/EUROPEAN MEDICINES AGENCY[İng.] değil/yerine/= AVRUPA İLAÇ AJANSI
- E-MAIL yerine E-POSTA
- EMANET[Ar.] değil/yerine/= KORUNMALIK
- EMÂRE[Ar.] ile/ve/||/<> ESAM/E[< ESÂM/İ / İSİMLER][Ar.]
( Belirti. İLE/VE/||/<> Adlar/isimler. )
- EMBOLİ/EMBOLUS[İng.] değil/yerine/= TIKAÇ
- EMBOLİZASYON/EMBOLIZATION[İng.] değil/yerine/= TIKAÇLA(N)MA
- EMBRACE :/yerine KUCAKLAMAK
- [ E = mc² ]
"EM, CE(KARE)" değil ME, CE(KARE)
- EMEL[Ar.]/AMAÇ[Fars.] ile/ve EREK
( Zorunluluk/lar ile. İLE/VE Keyfî. )
- EMEL/GÂYE[Ar.] değil/yerine/= İSTEK/UMUT/ÜMİT/ÜLKÜ
- EMERGE :/yerine ORTAYA ÇIKMAK
- EMERGENCY :/yerine ACİL DURUM
- EMERJENSİ/EMERCENSİ[İng. < EMERGENCY] değil/yerine/= ACİL
- EMETİK ile EMEZİS ile HİPEREMEZ/İS
( Kusturucu. İLE Kusma. İLE Aşırı kusma. )
- EMEZİS/EMESIS, VOMITING[İng.] değil/yerine/= KUSMA
- EMG/ELECTROMYOGRAM[İng.] değil/yerine/= ELEKTROMİYOGRAM, KAS ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EMİN değil/yerine/= GÜVENİK/GÜVENLİ
- EMİN[Ar.] değil/yerine/= GÜVENLİ
- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/BUYURU
- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/KOMUT
( Askerlere, izcilere, öğrencilere, gövde eğitimi çalışmalarında ya da bir tören sırasında, bir durumdan başka bir duruma geçmeleri için bildirilen/söylenilen söz. )
- EMISSION :/yerine EMİSYON, YAYMA
- EMISYON/EMISSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA YAYIM | DIŞA ATIM
- EMNİYET ÂMİRİ değil/yerine/= GÜVENLİK BUYRANI
- EMNİYET KEMERİ/KEMER değil/yerine/= GÜVENLİK BAĞI/ÖNBAĞ
- EMNİYET KİLİDİ değil/yerine/= GÜVENLİK BEKİ
- EMNİYET ŞARTI değil/yerine/= GÜVENLİK KOŞULU
- EMNİYET SÜBABI değil/yerine/= GÜVENLİK KAPACI
- EMNİYET değil/yerine/= GÜVENLİK
- EMNİYETİ SUİSTİMAL SİGORTASI değil/yerine/= GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA KORUNCU
- EMOJİ/SMILEY[İng.] değil/yerine/= DUYGUCUK
- EMOSYON/EMOTION[İng.] değil/yerine/= DUYGU
- EMOTION :/yerine DUYGU
- EMOTIONAL :/yerine DUYGUSAL
- EMPATİ[İng. < Yun. EM-PATHY] yerine EŞDUYUM/DUYGUDAŞLIK
- EMPHASIS :/yerine VURGU
- EMPHASIZE :/yerine VURGULAMAK
- EMPLOY :/yerine İŞE ALMAK
- EMPLOYEE :/yerine ÇALIŞAN
- EMPLOYER :/yerine İŞVEREN
- EMPLOYMENT :/yerine İSTİHDAM
- EMPOZE (ETMEK) değil/yerine/= DAYATMAK
- EMPRESYONİST/EMPRESYONİZM değil/yerine/= İZLENİMCİ/LİK
- EMPROVİZASYON değil/yerine/= DOĞAÇLAMA
- EMPTY :/yerine BOŞ
- EMR/ELECTRONIC MEDICAL RECORDING[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT
- EMRAM/ELECTRONIC MEDICAL RECORD ADOPTION MODEL[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT BENIMSEME MODELİ
- EMRE MUHARRER SENET değil/yerine/= YÖNERGELİ BELGİT
- EMR-İ VÂKİ değil/yerine/= OLDU BİTTİ
- EMS/ELECTRONIC MEDICAL SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ DÜZEN(EK)LER
- EMÜLSİYON/EMULSION[İng.] değil/yerine/= SIVI ASILTI
- EN YÜKSEK İYİ = HAYR-İ ÂLÂ = SUMMUM BONUM[İng., Lat.] = LE SOUVERAIN BIEN[Fr.] = DAS HÖCHSTE GUT[Alm.]
- ENABLE :/yerine OLANAK SAĞLAMAK
- ENÂNİYET/EGO ile BENLİK
( BENLİK, EGO )
- ENANTEM ile ENANTEMATÖZ
( [mukozada] Döküntü. İLE Döküntülü [mukoza]. )
- ENCOUNTER :/yerine KARŞILAŞMAK
- ENCOURAGE :/yerine CESARETLENDİRMEK
- HEYET[Ar.]/ENCÜMEN/KOMİTE[Fr. < COMITE]/KOMİSYON değil/yerine/= YARKURUL/ALT KURUL
( Meclis ya da herhangi bir kurultayda, bazı konuları inceleyerek, varılan sonuçları tartışılmak için genel kurula getirmekle görevli, üyeler arasından oluşturulan altkurul. )
- END :/yerine SON, BİTİRMEK
- ENDEMI/ENDEMIA[İng.] değil/yerine/= YÖRESEL SAYRILIK
- ENDEMİ ile ENDEMİK
( Yerel ve her zaman görülen [sayrılık]. İLE Yerel, yerleşik. )
- ENDEMİK/ENDEMIC[İng.] değil/yerine/= YÖRESEL
( Belirli bir bölgeye özgü, belirli bir bölgede yetişen. )
- ENDİKASYON/INDICATION[İng.] değil/yerine/= KULLANIM ALANI | GEREKLİLİK
- ENDİKATÖR/İNDİKATÖR/INDICATOR[İng.] değil/yerine/= GÖSTERGE, BELİRTEÇ,
- ENDO- ile ENDODERM ile ENDOJEN ile ENDOKRİN ile ENDOKRİNOLOJİ ile ENDOKRİNOLOJİK ile ENDOTERMİK ile ENDOTOKSİN
( İç-, iç [ile ilgili]. İLE İç deri, iç tabaka, iç yaprak. İLE İçsel, iç kaynaklı. İLE İç salgı. İLE İç salgıbilim. İLE İç salgıbilim [ile ilgili]. İLE Isı alan. İLE İç ağı/zehir/toksin. )
- ENDOCENTRIC COMPOUND[İng.] değil/yerine/= İÇMERKEZLİ BİLEŞİK
- ENDOJEN/ENDOGENOUS[İng.] değil/yerine/= İÇ KAYNAKLI
- ENDOKRİN değil/yerine/= İÇSALGI
( Gövdedeki salgıbezlerinin, doğrudan doğruya kana karışacak yolda çıkardıkları salgı. )
- ENDOKRİNOLOG değil/yerine/= İÇSALGIBİLİMCİ
- ENDOKRİNOLOJİ/K değil/yerine/= İÇSALGIBİLİM/SEL
- ENDOPLAZMİK RETİKULUM değil/yerine/= İÇ KANSIVISI AĞI/TOPAĞI
- ENDOSITOZ/ENDOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZEİÇİ ALIM
- ENDOSKOP/ENDOSCOPE[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇ
- ENDOSKOPİ/ENDOSCOPY[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇLEME
- ENDOSKOPİK ULTRASONOGRAFİ/ENDOSCOPIC ULTRASONOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇLEMEYLE ULTRASONOGRAFİ
- ENDPOİNT[İng.] değil/yerine/= SON NOKTA
- ENDÛH[Fars.] değil/yerine/= TASA, KAYGI, SIKINTI
- ENDÜKSİYON İNDUCTION[İng.] değil/yerine/= BAŞLATMA
- ENDÜRANS/ENDURANCE[İng.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK
- ENDÜRASYON/İNDURATION[İng.] değil/yerine/= SERTLİK
- ENDÜRASYON ile EREKSİYON ile ENHANCEMENT/ENHANSMENT ile EKSAZERBASYON
( Sertleşme, sertleşim, sertlik. İLE Dikleşme, sertleşme. İLE Güçlenme. İLE Azma, alevlenme. )
- ENDÜSTRİYEL[İng. INDUSTRIAL]/SINAİ[Ar.] değil/yerine/= URANSAL/İŞLEYİMSEL
- ENEMY :/yerine DÜŞMAN
- ENERGY :/yerine ENERJİ
- ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR değil/yerine/= GÜRE VE DOĞAL KAYNAKLAR
- ENERJİ = ENERGY[İng.] = ÉNERGIE[Fr.] = ENERGIE[Alm.] = ENERGIA[İt.] = ENERGÍA[İsp.]
- ENERJİ/K değil/yerine/= ERKE/ERKİN, GÜRE/CİL / GÜREL/İ
- ENERJİ/K değil/yerine/= GÜRE/CİL / GÜREL/İ
- ENFARKT/ÜS INFARCTION[İng.] değil/yerine/= İSKEMIK DOKU ÖLÜMÜ
- ENFARKTÜS[Fr. < INFARCTUS] değil/yerine/= TIKANCA
- ENFEKSİYON ile ENFEKSİYÖZ ile ENFEKTE ile ENFEKTE OLMAK
( Bulaş, bulaşım. İLE Bulaşıcı, bulaşlı. İLE Bulaşlı, bulaşmış. İLE [enfeksiyon etkeni] Bulaşmak. )
- ENFEKSİYON[İng. < INFECTION] değil/yerine/= BULAŞ/İÇBULAŞIM
- ENFEKSİYÖZ/INFECTIOUS[İng.] değil/yerine/= BULAŞKAN
- ENFEKTE ETMEK değil/yerine/= İÇBULAŞIMLAMAK
- ENFEKTE/INFECTED[İng.] değil/yerine/= BULAŞMIŞ
- ENFEKTE OLMAK değil/yerine/= İÇBULAŞIMLANMAK
- ENFEKTİF/INFECTIVE[İng.] değil/yerine/= BULAŞICI
- ENFESTASYON/INFESTATION[İng.] değil/yerine/= ASALAK BULAŞI
- ENFLAMASYON/INFLAMMATION[İng.] değil/yerine/= YANGI, YANGILANMA
- ENFLAMASYON ile ENFLAMATUVAR
( Yangı. İLE Yangılı. )
- ENFLAMATUVAR/INFLAMMATORY[İng.] değil/yerine/= YANGILI
- ENFORCEMENT :/yerine YÜRÜTME, UYGULAMA
- ENFORMASYON[İng. < INFORMATION] değil/yerine/= BİLGİLENDİRME
- ENFORMASYON SİSTEMİ/INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= BİLİ DÜZENİ
- ENFORMATİK/INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= BİLİŞİM
- ENFRARUJ[Fr. < INFRAROUGE] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
( Işık tayfında kırmızı alanın ötesindeki alanda yayılmış ısı ışınlarından oluşan, gözle görülmeyen ışınım. )
- ENFRARUJ/INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
- ENFÜSÎ[Ar.]/SÜBJEKTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖZNEL
- ENGAGE :/yerine MEŞGUL OLMAK, KATILMAK
- ENGINE :/yerine MOTOR
- ENGINEER :/yerine MÜHENDİS
- ENGINEERING :/yerine MÜHENDİSLİK
- ENGLISH :/yerine İNGİLİZCE
- ENGRAFTMAN/ENGRAFTMENT[İng.] değil/yerine/= YAMA TUTMA | YAMALA(N)MA
- ENHANCE :/yerine ARTIRMAK
- ENJEKSİYON/İNJECTION[İng.] değil/yerine/= İĞNE YAPMA
- ENJEKSİYON ile ENJEKTABL/E ile ENJEKTE ETMEK ile ENJEKTÖR
( İğne yapma. İLE İğneyle verilmeye elverişli. İLE İğneyle vermek. İLE İğne, şırınga. )
- ENJEKTE/ZERK ETMEK değil/yerine/= İÇİTMEK
- ENJOY :/yerine ZEVK ALMAK
- ENKAZ[Ar.] değil/yerine/= YIKINTI/ÇÖKÜNTÜ/KALINTI
- ENORMOUS :/yerine MUAZZAM
- ENOUGH :/yerine YETERLİ
- ENS A SE
- ENSTALASYON[Fr., İng. < INSTALLATION] değil/yerine/= YERLEŞTİRME
- ENSTANTANE değil/yerine/= KIPILIK
- ENSTİTÜ[Fr. INSTITUT / İng. INSTITUTE] değil/yerine/= EĞİTEY/ARAŞTIRAY
- ENSTRÜMAN değil/yerine/= ÇALGI
- ENSTRÜMAN[Fr.] değil/yerine/= ÇALGI/MÜZİK ARACI
- ENSTRÜMANTAL değil/yerine/= ÇALGISAL
- ENSTRÜMANTASYON/INSTRUMENTATION[İng.] değil/yerine/= ÂLETLİ ÇALIŞMA
- ENSURE :/yerine SAĞLAMAK
- ENT/EAR-NOSE-THROAT[İng.] değil/yerine/= KULAK-BURUN-BOĞAZ
- ENTEGRASYON/İNTEGRATION[İng.] değil/yerine/= BÜTÜNLEŞME
- ENTEGRASYON[Fr./İng.] değil/yerine/= BÜTÜNLEŞME
- ENTEGRE DEVRE değil/yerine/= YONGA
- ENTEGRE OLMAK/ETMEK değil/yerine/= BÜTÜNLEŞ(TİR)MEK / KAYNAŞ(TIR)MAK
- ENTELEKHEIA = KEMÂL-İ EVVEL = ENTELECHY[İng.] = ENTÉLÉCHIE[Fr.] = ENTELECHIE[Alm.] = ENTELEKHEIA[Yun.]
- ENTELLEKTÜALİZM/İNTELLECTUALISM[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNSELCİLİK
- ENTELLEKTÜALİZASYON/İNTELLECTUALIZATION[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNSELLEŞTİRME
- ENTELEKTÜEL ile/ve/değil/yerine AYDIN
( [Bilgiyi/düşünceyi] Tüketen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Üreten. )
- ENTER :/yerine GİRMEK
- ENTER-/ENTERO- ile/||/<> COL-/COLİ-/COLO- ile/||/<> İLE-/İLEO-
( Bağırsak. İLE/||/<> Kalın bağırsak/kolon (ile ilgili), kolonik. İLE/||/<> İnce bağırsağın son bölümü ile ilgili. )
- ENTERESAN[Fr. INTÉRESSANT / İng. < INTERESTING] değil/yerine/= İLGİNÇ
- ENTERNASYONAL ÜNİTE/INTERNATIONAL UNİT[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI BİRİM
- ENTERNASYONAL değil/yerine/= ULUSLARARASI
- ENTER/O- ile END-
( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Son-, uc[end[-] point], son nokta. )
- ENTER/O- ile ENTERAL/ENTERİK
( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Bağırsak yoluyla, bağırsak [ile ilgili]. )
- ENTERPRISE :/yerine GİRİŞİM
- ENTERTAINMENT :/yerine EĞLENCE
- ENTIRE :/yerine BÜTÜN
- ENTIRELY :/yerine TAMAMEN
- ENTOKSİKASYON/İNTOXICATION[İng.] değil/yerine/= ZEHİRLENME
- ENTOLERANS/İNTOLERANCE[İng.] değil/yerine/= DAYANAMAMAZLIK, TAHAMÜLSÜZLÜK
- ENTRANCE :/yerine GİRİŞ
- ENTRENSEK/İNTRENSEK/İNTRINSİC[İng.] değil/yerine/= İÇSEL
- ENTRY :/yerine GİRİŞ
- ENTÜBASYON/INTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU YERLEŞTİRME
- ENTÜBASYON ile ENTÜBE ile ENTÜBE ETMEK
( Borulama. İLE Borulanmış, boru takılmış. İLE Boru takmak. )
- ENÜREZ/İS ile ENÜREZİS NOKTÜRNA
( Sidik kaçırma. İLE Gece işemesi, yatak ıslatma. )
- ENVIRONMENT :/yerine ÇEVRE
- ENVIRONMENTAL[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL
- ENVIRONMENTAL :/yerine ÇEVRESEL
- ENZİM/ENTZİM/ENZYME[İng.] değil/yerine/= ÖZGEN | DİRİMSEL/BİYOLOJİK TEPKİLEYİCİ
- EOG/ELECTROOCULOGRAM[İng.] değil/yerine/= ELEKTROOKÜLOGRAM, GÖZ ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EPDS/ELECTRONIC PERFORMANCE SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK PERFORMANS DESTEK DÜZENİ
- EPİ- ile EPİZYO-
( Üst-, üzerinde, üstünde. İLE Vulva [ile ilgili]. )
- EPİDEMİ ile EPİDEMİK ile EPİDEMİYOLOJİ
( Salgın. İLE Salgın [ile ilgili]. İLE Sağlık araştırma yöntembilim. )
- EPİDEMİYOLOJİ/EPIDEMIOLOGY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK ARAŞTIRMA BİLİMİ / TOPLUM SAĞLIĞI/HALK SAĞLIĞI
- EPİDERM/İS ile EPİDERMAL
( Üst deri. İLE Deriden. )
- EPİGRAF değil/yerine/= TANIMLIK
- EPİKRİZ/EPICRISIS[İng.] değil/yerine/= ÇIKIŞ ÖZETİ
- EPİKRİZ değil/yerine/= ÇIKIŞ ÖZETİ
- EPİLOG değil/yerine/= SONDEYİŞ
- EPİLOG/HATİME değil/yerine/= SONDEYİŞ/SONSÖZ
- EPISODE :/yerine BÖLÜM
- EPİSTEMOLOJİ = MEBHAS-I MARİFET = EPISTEMOLOGY[İng.] = ÉPISTÉMOLOGIE[Fr.] = EPISTEMOLOGIE[Alm.] = EPISTEMELOGOS[Yun.]
- EPİTOP/EPITOPE[İng.] değil/yerine/= ANTİJEN BELİRTECİ
- EPİZOT/EPISODE[İng.] değil/yerine/= DÖNEM
- EPİZYO- ile EPİZYOTOMİ
( vulva [ile ilgili]. İLE Vulva kesisi. )
- EPR/ELECTRONIC PATIENT RECORD[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAYRI KAYDI
- EPS/ELECTRONIC PATIENT SYSTEM | ELECTROPHYSIOLOGY STUDY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK HASTA DÜZENİ | ELEKTROFİZYOLOJİK ÇALIŞMA
- EQUAL :/yerine EŞİT
- EQUALLY :/yerine EŞİT ŞEKİLDE
- EQUIPMENT :/yerine EKİPMAN
- EQUIPOTENTIAL değil/yerine/= EŞGİZİLGÜÇ
- ERA :/yerine ÇAĞ, DÖNEM
- ERADİKASYON/ERADICATION[İng.] değil/yerine/= KÖKÜNÜ KAZIMA
- ERDEM = FAZİLET = VIRTUE[İng.] = VERTU[Fr.] = TUGEND[Alm.] = VIRTUS[Lat.] = ARETE[Yun.] = VIRTUD[İsp.]
- ERDEM/FAZİLET ile/ve ARTAM/MEZİYET
( Erdem, toplum çıkarını kişisel çıkarın üstünde tutmaktır. )
( Bilgi erdem, erdem de mutluluk üretir. )
( Erdeminiz ayakta kalmanızı sağlayan şeydir. )
( Erdem, kişinin kendini inşâ edeceği tuğlalardır. )
( Erdemler kendileri içindir. Başka şeyler için değildir. )
( Erdemler ve güçler kendini-idrakle birlikte gelir, daha önce değil. )
( Erdemli olanlar, kaygıdan; akıllı olanlar, korkudan uzaktır. )
( Güçlükleri yenmeyi birinci ödevi olarak kabul eden ve ödülü sonraya bırakan bir kişiye 'erdemli' denilir. )
( Erdemli kişinin önem verdiği üç şey vardır: Davranışlarında dikkatsiz ve düşüncesiz olmaktan sakınmak; yüz anlatımında içtenlik; sözlerinin kabalık ve bayağılıktan uzak olması. )
( Gerçekte olduğunuz şey, özünüz, sizin erdeminizdir, erdeminiz kendinizsiniz. )
( Özünüzü, gerçek benliğinizi anımsamak erdemdir. )
( Hiçbir çiçeğin kokusu rüzgâra karşı yayılamaz, fakat erdemlerin kokusu hiçbir engel tanımadan her yere yayılır. )
( Kişi, yaşamını meziyetlerinin yönettiğinden ve bu meziyetlerin en beklenmedik ve en sıkıcı koşullara bile direneceğinden emin olmalıdır. )
( Kişinin sınırlarını bilmesinden doğan alçakgönüllülük bir meziyettir ama vicdanla birleşmediği sürece bir zayıflık olarak görülebilir. )
( Olgun kişi, meziyetlerini parıldar hale getirir. )
( Olgun kişi, meziyetleri parıldarken ışıltıyı gizleyerek çevresiyle uyum içinde kalmayı başarır. )
( Kaynak ve meziyetlerin açığa vurulması yerine sadelikle alçakgönüllülük salık verilir. )
( Kişinin ışığı yararlı bir parlaklık sağlıyorsa, onu tartının altına gizlemelidir. Eğer sağlamıyorsa, meziyetleri geliştirmek amacıyla durmadan çalışılmalıdır. )
( Meziyet yalnız kalmaz, sürekli komşu bulur. )
( 4 Büyük Erdem:
* MAITRI/METTA[Palice] (Dostluk, iyi dilek, iyilik, sevgi ve merhamet göstermek. )
( Merhamet ve herkesin acılarına üzülmek. )
( Herkesin iyiliğine sevinmek. )
( Herkesin hatasını affetme ve görmemezlikten gelmek. )
( Erdemin ölçüsü, tüze'dir. )
( Bir şeyin, işlevini, yerine getirmesi. İLE/VE ... )
( What you are really is your virtue.
Remembering your self is virtue. )
( Aklını, en yüksek düzeyde kullanmak, tefekkür yaşamı, kuramsal temâşâ. İLE/VE ... )
( Ötekinin haklarını sağlamak, korumak ve savunmak. İLE/VE ... )
( VIRTUE vs./and MERIT )
- EREK(AMAÇ) ile/ve/<> HEDEF
( Amacınızın herhangi bir beklenti taşımayan salt iyi niyet olduğundan emin olun önce. )
( Nesnelerin ve olayların alacağı biçim sizin elinizde değildir; eylemlerinizin ardındaki amacınıza gelince, o sizin elinizdedir. )
( İSTİHDAF: Amaçlama, hedef alma. )
( Be sure your attitude is of pure goodwill, free of expectation of any kind.
The shape things take is not within your power; the motives of your actions are. )
( AIM vs./and TARGET )
- EREK = GAYE = PURPOSE, END[İng.] = FIN[Fr.] = ZWECK[Alm.] = FINIS[Lat.] = TELOS[Yun. < TELEUTE]
- EREKBİLİM = MEBHAS-I GAYAT = TELEOLOGY[İng.] = TÉLÉOLOGIE[Fr.] = TELEOLOGIE[Alm.]
- EREKSİYON ile EREKTÖR
( Dikleşme, sertleşme. İLE Dik tutan, kaldıran. )
- EREKSİYON[İng. ERECTION] değil/yerine/= SERTLEŞME
- ERGOMANİ/ERGOMANIA[İng.] değil/yerine/= İŞKOLİKLİK
- ERGOMETRE/ERGOMETER[İng.] değil/yerine/= İŞÖLÇER
- ERGOMETRİ/ERGOMETRY[İng.] değil/yerine/= İŞ ÖLÇÜMÜ
- ERGONOMİ değil/yerine/= İŞBİLİMİ
( Kişinin, işine uymasını, amaca göre çalışmasını düzenleyen, inceleme ve araştırmaların tümü. )
- ERGONOMİ değil/yerine/= İŞBİLİMİ
- ERGON/OMİK değil/yerine/= İŞLEV/SEL
- ERGONOMİK değil/yerine/= KULLANIŞLI, ELVERİŞLİ
- ERİNÇ, DİNGİNLİK = PEACE, REPOSE[İng.] = TRAQUILLITÉ[Fr.] = BERUHIGUNG[Alm.] = QUIETUS[Lat.]
- ERİNÇ/HUZUR ve/||/<> BARIŞ
( İç/içte. VE/||/<> Dış/dışta. )
- ERITROSIT SEDİMANTASYON HIZI/ERYTHROCYTE SEDİMENTATION RATE[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR ÇÖKME HIZI
- ERK = İKTİDAR, KUDRET = POWER[İng.] = POUVOIR, PUISSANCE[Fr.] = MACHT[Alm.] = PODER[İsp.]
- ERKE = KUDRET = ENERGY[İng.] = ÉNERGIE[Fr.] = ENERGIE[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ENERGÍA[İsp.]
- ERKEN BAHAR/EVVEL BAHAR/İLKBAHAR değil/yerine/= DOĞ/İLKYAZ/KÖKLEM
- ERKİNCİLİK = SERBESTİYE = LIBERALISM[İng.] = LIBÉRALISME[Fr.] = LIBERALISMUS[Alm.] = LIBERALIS[Lat.] = LIBERACIÓN[İsp.]
- EROR[İng. < ERROR] değil/yerine/= HATA
- SEVGİDE:
[Yun.] EROS ile/ve/||/<>/> PHILOS ile/ve/||/<>/> STORGE ile/ve/||/<>/> LUGUS ile/ve/||/<>/> MANIA ile/ve/||/<>/> PRAGMA ile/ve/||/<>/> PHILAUTIA ile/ve/||/<>/> AGAPE
( Eşeysellikteki sevgi. İLE/VE/||/<>/> Etkileyici sevgi, dostluk sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Aile/akraba sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Oyun sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Takıntılı sevgi. İLE/VE/||/<>/> Kalıcı sevgi. İLE/VE/||/<>/> ["]Benlik["] sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Tanrısal/Aşkın sevgi. )
- EROZİV/EROSIVE[İng.] değil/yerine/= AŞINDIRICI
- EROZYON["EREZYON" değil!]//EROSION[İng.]/EROSİYON[Fr.]/İTİKAL[Ar.] değil/yerine/= AŞINMA
- ERRATUM[İng.] değil/yerine/= DÜZELTİ (YAZI)
- ERROR :/yerine HATA
- ES değil/yerine/= DURAKLAMA
- EŞADLI = HOMONYM[İng., Alm.] = HOMONYMIE[Fr.] = HOMONYMIA[Yun.]
- ESANSİYEL/ESSENTIAL[İng.] değil/yerine/= TEMEL | NEDENİ BİLİNMEYEN
- EŞANTİYON/PROMOTIONAL MATERIAL[İng.] değil/yerine/= TANITMALIK
- EŞANTİYON değil/yerine/= ÖRNEKLİK
- ESÂRET[Ar.]/YÛG[Fars.] değil/yerine/= TUTSAKLIK/BOYUNDURUK(/YÜK)
- ESAS değil/yerine/= DOĞRU/GERÇEK
- ESAS değil/yerine/= ÖZÜL
- ESASEN değil/yerine/= GERÇEKTE
- ESCAPE :/yerine KAÇMAK
- EŞDEĞERLİ = MUADİL = EQUIVALENT[İng.] = ÉQUIVALENT[Fr.] = ÄQUÏVALENT[Alm.] = AEQUIVALENS[Lat.] = EQUIVALENTE[İsp.]
- EŞDEĞERLİLİK = MUADELET = EQUIVALENCY[İng.] = ÉQUIVALENCE[Fr.] = AEQUIVALENZ[Alm.]
- EŞDUYUM/DUYGUDAŞLIK/EMPATİ[İng. < EMPATHY < Yun.] ile/ve ÖZGECİLİK BEN DÜŞMANLIĞI DİĞERGÂMLIK[Fars.]["DİĞERKÂMLIK" değil!]/ALTURİZM/ALTRUİZM/ALTRUISM[İng.] ile/ve İNSAN SEVGİSİ/FİLANTROPİ[İng.;Fr. < Yun. PHILO-ANTHROPOS]
- EŞEKKULAĞI değil/yerine KARAKAFES
itibarı ile 13.836 başlık/FaRk ile birlikte,
13.836 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(16/57)
Kılavuz Giriş İstatistikleri
0
Bugünkü Girişler
0
Bu Hafta
0
Bu Ay
6
Toplam Girişler