
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
TIP'ta
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 7469 başlık/FaRk ile birlikte,
8099 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/8)
- DOKUNMA ile/ve EŞEYSELLİK/SEKS
( TO TOUCH vs./and SEX )
- DOKUNUM ile DOKUNUŞ
( Çevremizdeki nesnelerin, sıcaklık/soğukluk, sertlik/yumuşaklık gibi niteliklerini, derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği. İLE Dokunmak eylemi ya da biçimi. | Dokuma ipliklerinin çaprazlama biçimi. )
( LAMİSE ile TEMAS )
- dol. urg.[Lat. < DOLORE URGENTE] değil/yerine/= AĞRI SIKIŞTIRINCA
- DOLAMA/KURLAĞAN = ETYARAN
( Daha çok parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen sayrılık. )
- DOLAMA ile DOLAMA
( Tırnak bölgesindeki yumuşak bölümlerin, bazen de kemiğin yangılanmasından dolayı oluşan ağrılı şiş. İLE Giysizlerin üzerine giyilen, önü açık bir tür üstlük. )
- DOLAŞIM DÜZENİNİN YAPISI ile DOLAŞIM DÜZENİNİN İŞLEVLERİ
( Kalp, kan damarları ve kan gibi çeşitli bileşenlerden oluşur. İLE Oksijen ve besin nesnelerini gövdenin tüm gözelerine taşımak ve atık nesneleri gözelerden uzaklaştırmaktır. )
- DOLİKO- ile DOLİKOEKTAZİK
( Uzun. İLE Uzamış ve genişlemiş. )
- DÖLLENME ile ÇİÇEKLERDE DÖLLENME
( INSEMINATION vs. POLLINATION )
- DÖLLENME ile MAYALANMA
( ZYGOSIS vs. ZYMOSIS )
- DOLOR, PAIN[İng.] değil/yerine/= AĞRI
- DOLOR değil/yerine/= AĞRI
- DOM/DOCUMENT OBJECT MODEL[İng.] değil/yerine/= BELGE NESNESİ MODELİ
- DOM/DOME[İng.] değil/yerine/= KUBBE
- DOMAIN ile DOMENE
( Bölge. İLE Almaç bölgesi. )
- DOMİNANS/DOMINANCE[İng.] değil/yerine/= BASKINLIK
- DOMİNANS ile/||/<> DOMİNANT
( Baskınlık. İLE/VE/|| Baskın. )
- DOMİNAN/T ile DOMİNANS
( Baskın, başat. İLE Baskınlık, başatlık. )
- DOMING[İng.] değil/yerine/= KUBBELEŞME
- DONASYON/DONATION[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞ | BAĞIŞLAMA
- DONE ile DONÖR
( veri. İLE Verici. )
- DONMA DERECELERİNDE:
1 ile/> 2 ile/> 3
( En hafif biçimidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir. [Deride solukluk, soğukluk hissi olur. Uyuşukluk ve halsizlik görülür. Daha sonra kızarıklık ve iğnelenme duyumu oluşur.] İLE/> Soğuğun sürekli olması ile belirtiler belirginleşir. [Zarar gören bölgede, gerginlik duyumu olur. Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar[bül] oluşur. Su toplanması, iyileşirken, siyah kabuklara dönüşür.] İLE/> Dokuların, geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır.[Canlı ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.] )
( [Donmada İlk Yardım]
- Hasta/yaralı ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir.
- Sakinleştirilir, kesin dinlendirmeye alınır ve hareket ettirilmez.
- Kuru giysiler giydirilir.
- Çok sıcak olmayan içecekler verilir.
- Su toplamış bölgeler patlatılmaz, bu bölgelerin üstü temiz bir bez ile örtülür.
- Isınma işleminden sonra hâlâ hissizlik varsa bezle bandaj yapılır.
- Donuk bölge ovulmaz, kendi kendine ısınması sağlanır.
- El ve ayak, doğal konumunda tutulur.
- El ve ayaklar, yukarı kaldırılır.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )
- DONMAK ile DONUP-KALMA
( Gövde ısısı düşük birine konyak vermek çok vahim bir hatadır! )
- DONÖR/DONOR[İng.] değil/yerine/= VERICİ, BAĞIŞLAYICI, BAĞIŞLAYAN
- DORSAL[İng.] değil/yerine/= SIRT/ARKA (İLİŞKİLİ)
- DORSO-LOMBER değil/yerine/= SIRT-BEL
- DORSUM ile DORSAL ile DORSO-LOMBER ile DORSİFLEKSİYON
( Sırt, arka. İLE Sırt[la ilgili], arka[yla ilgili]. İLE Sırt-bel [ile ilgili]. İLE Geriye bükme. )
- DORSUM[İng.] değil/yerine/= SIRT
- DÖRT PARMAK ve/<> BAŞPARMAK
( [elini, kalbinin üzerine getirdiğinde] Geleneği/e işaret eder. VE/<> Kişiyi/e[seni/sana] işaret eder. )
- DÖRT PARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SERÇE PARMAK
( Bazı yiyecekleri tadarken ya da nesneyi temizlerken baş, işaret, orta ve yüzük parmağı yerine serçe parmağın kullanılması, daha az mikrop bulaştırma olanağı ve sağlık koşulları nedeniyle yeğlenebilir/yeğlenmeli. )
- DÖRT UNSUR(BASÂİD, ANÂSIR-I ERBAA, ÇÂR-I ANÂSIR)/ERKÂN[< RÜKN] ve/<> HILTLAR/SUYUK (İLK SIVILAR) ve/<> NİTELİK
( TOPRAK <> SU <> HAVA <> ATEŞ ve/<> (KAN <> SALYA <> SAFRA <> DALAK) | ( KURULUK <> ISLAKLIK <> SOĞUKLUK <> SICAKLIK )
( KALP <> AKCİĞER <> KARACİĞER <> DALAK )
( DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK: Dört unsur ve dört hıltın en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. )
- DOS/DENIAL OF SERVICE[İng.] değil/yerine/= İŞGÖRÜ(HİZMET/SERVİS) REDDİ
- DOS/DISK OPERATING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= DİSK İŞLETIM DÜZENİ
- DOUBLE-BLIND[İng.] değil/yerine/= ÇİFT-KÖR
- DOUBLE BUBBLE ile DOUBLE-BLİND
( Çift kabarcık. İLE Çift kör. )
- DOUBLE CORTEX[İng.] değil/yerine/= ÇİFT BEYİN KABUĞU
- DOWN-REGULATION değil/yerine/= AZALTARAK DÜZENLEME
- DOWN SENDROMUNDA:
EDWARDS ile/||/<> PATAU
( 47 kromozom[21 numaralı kromozomun üç tane olmasından dolayıdır]:
18. kromozomdan bir fazla olursa. İLE/||/<> 13. kromozomdan bir fazla olursa.
)
- DOWNREGULATION[İng.] değil/yerine/= AZALARAK DÜZENLENİM
- DOWNSTREAM[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI AKIŞ
- DOZ ile DOZAJ ile DOZE ETMEK ile DOZİMETRE
( verit, ölçü. İLE Kullanım ölçüsü, düzem. İLE Ölçüsünü ayarlamak. İLE Işınölçer. )
- DOZ[İng. DOSE] ile DÜZE/SEVİYE
( DOSE vs. LEVEL )
- DOZİMETRE/DOSİMETER[İng.] değil/yerine/= IŞINÖLÇER, IŞINÖLÇÜMÜ
- DREN/DRAIN[İng.] değil/yerine/= AKITAÇ
- AKAÇ/AKITAÇ/DREN ile/ve/||/<> BOŞALTMA/AKAÇLAMA/DRENAJ[İng. < DRAINAGE]
( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE/VE/||/<> ... )
- DRG/DIAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER
- DROMEDARY SIGN ile DUMPING
( Hörgüç bulgusu. İLE Hızlı emilim. )
- DRONE:
HAVADA ile/ve/||/<> SUDA
(
ile/ve/||/<>
)
- DRUG ELUTİNG STENT değil/yerine/= İLAÇSALAR KAFES
- DRUG ile DROG
( Uyuşturucu. İLE İlaç. )
- DS-DA/DOCUMENT LEVEL SENTIMENT ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= BELGE DÜZEYİ DUYGU ÇÖZÜMLEMESİ
- DSA/DİJİTAL SUBTRAKSİYON ANJİYOGRAFİ/DONOR SPECIFIC ANTIGEN | DIGITAL SUBTRACTION ANGIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= VERİCİ ÖZGÜL ANTİJEN | SAYISAL ÇIKARIMLI DAMAR GÖRÜNTÜLEMESİ
- DSP/DATA SCIENCE PYRAMİD[İng.] değil/yerine/= VERİ BİLİMİ PIRAMİDİ
- DSS/DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KARAR DESTEK DÜZENİ
- DUA ile İSTİSKA'[< SAKY]
( ... İLE Yoğun bir biçimde su gereksinimi duyma. | Yağmur duası. | Gövdenin bir yerinde ya da karında su birikmesi. )
- DUAL ile DUBLE ile DUPLİKASYON
( İkili. İLE Çift, iki kez, iki kat. İLE İkilenme. )
- DUAL[İng.] değil/yerine/= İKİLİ
- DUAL/DUBLE ile/||/<> DUPLİKASYON ile/||/<> DİVALAN
( İkili/çift. İLE/VE/|| İkileşme. İLE/VE/|| İki değerli. )
- DUBLE/DOUBLE[İng.] değil/yerine/= ÇİFT
- DUCT- ile/||/<> -FERENT
( Kanal, iletim yolu. İLE/||/<> Taşıyan, ileten. )
- DUDAK/ERİN[dvnlgttrk] ile/ve/değil YANAK ile/ve/değil YAKA
( ŞEFE ile/ve/değil HADD, VECNE )
( LEB, LA'L ile/ve/değil BÎLE, KELE )
( [not] LIP vs./and/but CHEEK )
- DÜĞÜM/NOD değil/yerine/= DÜĞÜMCÜK/NODÜL
- DÜK ile DÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yumruk. İLE DÜK MİNG: Binlerce. )
- DUKTUS ile DUKTULER ile DUKTULİ
( Boru. İLE Borusal, boru[yla ilgili]. İLE Borucuk. )
- DUKTUS değil/yerine/= KANAL
- DULAVRATOTU ile DULAPTALOTU
( Bileşikgillerden, tıpta kullanılan bir bitki. İLE Dulaptalotugillerin örnek bitkisi olan, yüksek yerlerde yetişen, çiçekleri güzel kokan bir ağaççık. )
( ARCTIUM LAPPA cum DAPHNE MEZEREUM )
- DUMUR ile BİTKİNLİK/SÜRMENAJ[Fr.]
- DUODENUM ile DUODENAL
( Onikiparmak bağırsağı. İLE Onikiparmak bağırsağı [ile ilgili]. )
- DUODENUM ile/ve JEJUNUM ile/ve ILEUM
( İnce bağırsakların ilk bölümü.[12 parmak bağırsağı.] İLE/VE İnce bağırsağın duodenum ile ileum arasındaki bölümü. İLE/VE İnce bağırsakların son bölümü.[Jujenum ile çekum arasında uzanır ve ince bağırsakların 3/5'ini oluşturur.] )
- DUOTERAPİ ile DURAPLASTİ ile DUŞ
( İkili sağaltım. İLE Dura onarımı. İLE [iç örgenleri/n] Yıka(n)ma/sı. )
- DUPLİKASYON/DUPLICATION[İng.] değil/yerine/= İKİLEŞME
- dur. dolor.[Lat. < DURANTE DOLORE] değil/yerine/= AĞRI SIRASINDA, AĞRI VARKEN
- DURABILITY[İng.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK, SAĞLAMLIK
- DURDURMAK ile/ve/değil SABİTLEMEK
- DÜRTÜ = DRIVE, IMPULSE[İng.] = IMPULSION[Fr.] = TRIEB[Alm.] = IMPETUS[Lat.]
- DÜRTÜ ile/ve/değil/||/<>/> UYARAN ile/ve/değil/||/<>/> UYARILMA
- DUŞ ALMAK değil/yerine YIKANMAK
- DÜŞMEK ile KAPAKLANMAK
- DÜŞÜNCE ve/=/||/<>/< DEVİMİN/HAREKETİN DUYUMU/DUYUMSANMASI
- DUYMA(MA)K ile/ve DİNLEME(ME)K
( Her dinlemiyor gibi görünen, dinlemiyor değildir! )
( Beyin ve kulak ile. İLE/VE Zihin, veri/bilgi, düşünce ve tutum ile. )
- SİNİR GÖZESİNDE:
DUYU ile/ve/||/<> MOTOR ile/ve/||/<> ARA
- DUYU ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM
- DUYULAR/DA:
SINIRLI/LIK ile/ve/||/<> ÇARPITICI/LIK
- DUYULAR ile/ve/<>/değil FARKINDALIK
( [not] SENSES vs./and/<>/but AWARENESS )
- DUYULARDA:
| GÖRME, DUYMA ve DOKUNMA |
ile/ve/değil/||/<>
TATMA ve KOKLAMA
- DUYULARDA KESİNLİK ile DUYULARIN KESİNLİĞİ
- DUYUM ile/ve HAZ
( SENSE vs./and PLEASURE )
( SINNLICHKEIT mit/und VERGNÜGEN )
- DUYUMSAMA ile/ve YANILSAMA
- DUYUSAL["SENSÜEL" değil!] = HİSSÎ = SENSITIVE[İng.] = SENSITIF[Fr.] = SENSITIV, EMPFINDLICH[Alm.] = SENSITIVO[İsp.]
- DÜZ YÖNELTEÇ/GİDON ile/ve/>< TERS YÖNELTEÇ/GİDON
( )
- DÜZÜŞME ile/ve/=/<> (ENERJETİK) SPOR
- DVM/SUPPORT VECTOR MACHINES[İng.] değil/yerine/= DESTEK VEKTÖR MAKİNELERİ
- DWARF ile DWARFİSM / KRETEN/İZM
( Cüce. İLE Cücelik. )
- E-HEALTH ELECTRONIC HEALTH[İng.] değil/yerine/= E-SAĞLIK, ELEKTRONİK SAĞLIK
- E-REÇETE/E-PRESCRIBING[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK REÇETELEME
- E-SAĞLIK/E-HEALTH[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK
- E-SAYRI/E-PATIENT ELECTRONIC PATIENT[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK BİLGİLENMİŞ SAYRI
- ead.[Lat. < EADEM] değil/yerine/= AYNI
- EBE ile/ve/||/<> DOULA
- EBEGÜMECİ/PİNPİRİK ile AĞAÇ EBEGÜMECİ
( Çiçekleri ilâç, yaprakları sebze olarak kullanılan, kendiliğinden yetişen bir ot. İLE Ebegümecigillerden, boyu yüksek bir ot. )
( MALVA SILVESTRIS cum LAVATERE )
- EBEVEYN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIM VEREN
- EBHAL[Ar. < BUHL] ile EBHÂR[Ar. < BAHR] ile EBHAR[Ar.]
( Daha/en/pek cimri/pinti/hasîs. İLE Denizler. İLE Ağzı/soluğu kötü kokan. )
- EBREŞ[ABRÂŞ ya da EBRAS değil!]/BARAS/BERAS[Ar.] ile/ya da ŞELEL
( Gövdedeki beyaz lekeler, sam lekeleri. İLE Gövdedeki renkli lekeler. | İskorbüt.[< Fr. < Lat. < Rus. C vitamini eksikliği nedeniyle dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık.] )
- EBSÂR[< BASAR]
( GÖZLER, GÖRME HASSALARI )
- EBYS/ELECTRONIC DOCUMENT MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK BELGE YÖNETİM DÜZENİ
- EC50/EFFECTIVE CONCENTRATION OF %50[İng.] değil/yerine/= ETKİLİ YOĞUNLUĞUN %50'Sİ
- ECC/EXTRACORPOREAL CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI DOLAŞIM
- ECEL[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜNÇ
- ECEL ve RIZK
( Ecel, iki türlüdür:
* Ecel-i Kazâ
* Ecel-i Müsemmâ (Zamanı belirlenmiş ölüm) )
( Kişiler, ana rahmine, çoğunlukla gece düşerler. Düştükleri saatte doğar, o saatte de ölürler. Bu, Ecel-i müsemmâ'dır. )
- ECT-/ECTO- ile/||/<> -ECTASİA/-ECTASİS ile/||/<> -ECTOMİZE ile/||/<> -ECTOMY ile/||/<> -CENOSİS ile/||/<> -STEREİSİS ile/||/<> ECTRO-
( Dış, dışta, olmaksızın. İLE/||/<> Dilatasyon, genişleme. İLE/||/<> Eksizyondan uğrama. İLE/||/<> Cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Akıntı, cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Bir bölümün cerrahi olarak çıkarılması, eksiklik. İLE/||/<> Doğuştan, konjenital olarak eksik. )
- ECZACI değil/yerine/= EMCİ
- ECZANE ile/değil APOTHEKE[Yun.]
( ... İLE/DEĞİL Eski Yunan ve Roma evlerinde, yiyecek ambarı ve özellikle şarap mahzeni. )
- ED50/EFFECTIVE DOSE %50[İng.] değil/yerine/= ETKİLİ DOZUN YARISI
- EDA/EXPLANATORY DATA ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= KEŞİFSEL VERİ ÇÖZÜMLEMESİ
- EEG/ELEKTROENSEFALOGRAM ELECTROENCEPHALOGRAM[İng.] değil/yerine/= BEYİN ELEKTRİK ÇİZGESİ
( )
- EF/EJEKSİYON FRAKSİYONU EJECTION FRACTION[İng.] değil/yerine/= FIRLATMA YÜZDESİ
- EFEKT ile EFEKTİF ile EF(F)EKTÖR
( Etki. İLE Etkin, etkili. İLE Etkileyen. )
- EFEKTİF[İng. < EFFECTIVE/EFFECTIF(Fr.)] değil/yerine/= ETKİLİ
- EFERENT/EFFERENT[İng.] değil/yerine/= GÖTÜRGEN
- eff./effervesc.[Lat. < EFFERVESCENS] değil/yerine/= KÖPÜREN
- EF(F)ERENT ile EF(F)ÜZYON
( Götüren. İLE Sıvı [birikimi]. )
- EFFICACY ile EFLÜKS/EFFLUX
( Etkinlik. İLE Dış atım. )
- EFOR TESTİ[İng.] değil/yerine/= GÜÇ SINAMASI
- EĞE KEMİĞİ[AZM-İ DIL'Î]
( (HZ. ADEM'İN) SOL KABURGA(SI) )
- EĞE ile EĞE
( Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen, uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga. İLE Madenleri, tahtayı vb. yontmak, düzeltmek, perdahlamak için kullanılan, sert, ensiz, çelik araç. )
- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK
( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )
- EĞİM ile EĞİN
( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )
- EGİN ile EGİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Omuz. İLE Eni bir buçuk karış, uzunluğu dört arşın gelen bir bez. )
- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM
- EĞİTİM ve/<>/|| TEDAVİ
( eğitim şart )
- EGO[İng.] değil/yerine/= BENLİK
- EGODİSTONİK/EGODYSTONIC[İng.] değil/yerine/= BENLİK UYUMSUZ
- EGOSANTRİK/EGOCENTRIC[İng.] değil/yerine/= BENMERKEZLİ/BENMERKEZCİ
- EGOSİNTONİK/EGOSYNTONIC[İng.] değil/yerine/= BENLİK UYUMLU
- EĞRELTİ OTU ile/ve/||/<> KANSER
- EGZAJERASYON ile EGZAJERE ile EGZAJERE ETMEK
( Abartı. İLE Abartılı. İLE Abartmak. )
- EGZAMA[Yun.] değil/yerine/= MAYASIL
( Birdenbire ortaya çıkarak gelişen kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama gibi doku bozukluklarıyla belirginleşen bir deri sayrılığı. )
- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA
- EHK/ELECTRONIC PATIENT RECORD[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAYRI KAYDI
- EHR/ELECTRONIC HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI
- EHRS/ELECTRONIC HEALTH RECORD SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI DÜZENİ
- EHS/ELECTRONIC HEALTH SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK DÜZENİ
- EHS/ELECTRONIC PATIENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAYRI DÜZENİ
- EJEKSİYON ile EJEKÜLASYON ile EJEKÜLAT
( Fışkırma. İLE Boşalım, bel gelmesi. İLE Meni, belsuyu. )
- EKARTE[Fr. < ÉCARTÉ] (ETMEK) ile/ve/||/<> EKARTÖR
( Dışlamak, ayırmak, konu dışında tutmak. İLE/VE/||/<> Ayırgaç. )
- EKG/ELECTROCARDIOGRAM ELEKTROKARDİYOGRAM[İng.] değil/yerine/= YÜREK ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EKG ile EEG
( Kalp gözlem aygıtı. İLE Beyin gözlem aygıtı. )
( Electrocardiogram. İLE Electroencephalogram. )
- EKİLİBRİYUM/EQUİLİBRIUM[İng.] değil/yerine/= EŞİTLENME
- EKİMOTİK ile EKİMOZ
( Morarmış. İLE [deride] Morartı, göğerti. )
- EKİMOZ
( Çarpma ya da vurmadan dolayı deri üzerinde meydana gelen siyah, mor ya da sarımsı çürük, bere. )
- EKİNOKOK ile/ve/<> HİDATİT[Fr. < Yun.]
( ... İLE/VE/<> Çoğu memelinin ve kişinin karaciğerinde gelişen, ekinokok tenyasının larvası. )
- EKİP/TEAM[İng.] değil/yerine/= TAKIM
- EKİPMAN/EQUİPMENT[İng.] değil/yerine/= DONANIM
- EKİVALAN/EQUİVALENT[İng.] değil/yerine/= EŞDEĞERLİLİK
- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ
( Gebelik sırasında nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )
- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ
( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetler. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )
- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ
( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )
- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ
( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )
- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ
( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )
- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]
( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )
- EKLEM ile DÖNER EKLEM
( JOINT vs. TROCHOID )
- EKLEM ile PARMAĞIN OYNAK YERİ
( MAFSAL[çoğ. MEFÂSIL] ile ... )
( JOINT vs. KNUCKLE )
- EKMO/ECMO EKSTRAKORPORAL MEMBRAN OKSİJENLENME/EXTRACORPOREAL MEMBRANE OXYGENATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI OKSİJENLENME
- EKO/ECHO ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= EKOKARDİYOGRAFİ
- EKO ile EKOJEN ile EKOJENİTE
( Yankı. İLE Yankı veren. İLE Yankısallık. )
- EKOJENİK/ECHOGENIC[İng.] değil/yerine/= YANKILAYAN
- EKOKARDİYOGRAFİ/ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= SES ÖTESİ DALGALARLA YÜREK GÖRÜNTÜLENMESİ
- EKOLOJİ/ECOLOGY[İng.] değil/yerine/= ÇEVRE BİLİMİ
- EKOPRAKSİ/ECHOPRAXIA[İng.] değil/yerine/= YANSILAMA
- EKSANTEM ile EKSANTEMATÖZ
( Deri döküntüsü. İLE Döküntülü [deri]. )
- EKSANTRİK/ECCENTRIC[İng.] değil/yerine/= AYRIKSI | MERKEZ DIŞI
- EKSES, EXCESS ile EKSESİF
( Çokluk, fazlalık. İLE Aşırı. )
- EKSFOL(İ)(Y)ATİF ile EKSFOLİ(Y)ASYON
( Pullanımlı, dökülen, soyulgan. İLE Pullanma, dökülme, soyulma. )
- EKSİK/LİK ile/değil/yerine FARKLI/LIK
- EKSİTABİLİTE ile EKSİTABL/E ile EKSİTASYON ile EKSİTATÖR
( Uyarılganlık, uyarılabilirlik. İLE Uyarılgan, uyarılabilir. İLE Uyarma, uyarılma. İLE Uyarıcı. )
- EKSİTASYON/EXCITATION[İng.] değil/yerine/= UYARMA | TAŞKINLIK
- EKSITUS/EXITUS[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM | ÇIKIŞ
- EKSİZE ETMEK ile EKSTİRPASYON ile EKSTRAKSİYON ile EKSTRİPİYE ETMEK ile ELÜSYON ile ENÜKLEASYON
( Kesip çıkarmak. İLE Tümüyle çıkarma. İLE Çekip çıkarma, öz eldeleme. İLE Tümüyle çıkarmak. İLE Yıkayarak ayırma. İLE [çevre dokudan soyularak] tümüyle çıkarma, çekirdeksizleştirme. )
- EKSİZYON/EXCISION[İng.] değil/yerine/= KESİP ÇIKARMA
- EKSİZYON ile/||/<> EKSTRÜZYON
( Kesip çıkarma. İLE/||/<> Dışarı atma. )
- EKSKRESYON/EXCRETION[İng.] değil/yerine/= DIŞ ATIM
- EKSOJEN/EXOGENOUS[İng.] değil/yerine/= DIŞ KAYNAKLI
- EKSPANSE OLMAK ile EKSPANSİYON
( Genişlemek, genleşmek. İLE Genişleme, genleşme. )
- EKSPANSİYON/EXPANSION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME
- EKSPEKTORAN ile EKSPEKTORASYON
( Balgam söktürücü. İLE Balgam çıkarma. )
- EKSPER ile EKSPERİMENT ile EKSPERİMENTAL ile EKSPERİMENTASYON
( Uzman. İLE Deney. İLE Denel, deneysel. İLE Deney yapma, deneyim. )
- EKSPERİMENT/EXPERIMENT[İng.] değil/yerine/= DENEY
- EKSPERİMENTAL/EXPERIMENTAL[İng.] değil/yerine/= DENEYSEL
- EKSPERİMENTALİZM/EXPERIMENTALISM[İng.] değil/yerine/= DENEYİMCİLİK
- EKSPİRASYON[İng. < EXPIRATION] ile/||/<> EKSPİRİYUM[İng. < EXPIRIUM]
( Soluk vermek. İLE/||/<> Soluk verim. )
- EKSPİRATUVAR/EXPIRATORY[İng.] değil/yerine/= SOLUKVERİM (İLİŞKİLİ)
- EKSPİRİYUM/EXPIRIUM[İng.] değil/yerine/= SOLUK VERİM
- EKSPİR(İ)YUM ile EKSPİRASYON
( Solukverim. İLE Solukverim, soluk verme, sonlanma. )
- EKSPLANTASYON/EXPLANTATION[İng.] değil/yerine/= DIŞ EKİM, GÖVDE DIŞI EKİM
- EKSPLİSİT BİLGİ/EXPLICIT KNOWLEDGE[İng.] değil/yerine/= AÇIK BİLGİ
- EKSPLİSİT/EXPLICIT[İng.] değil/yerine/= AÇIK
- EKSPLORASYON/EKSPLORE ETMEK ile. AÇIP İNCELEME
- EKSPLORATUVAR/EXPLORATORY[İng.] değil/yerine/= INCELEYİCİ | GÖZDEN GEÇİRICİ
- EKSPOJUR/EXPOSURE[İng.] değil/yerine/= AÇIĞA ÇIKARMA (CERRAHİ) | MARUZ BIRAKMA
- EKSPOZİSYON/EXPOSITION[İng.] değil/yerine/= SERGILEME
- EKSPÜLSİYON/EXPULSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA ATIM
- EKSTAKORPORAL SİRKÜLASYON/EXTRACORPOREAL CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI DOLAŞIM
- EKSTANSİYON/EXTENSION[İng.] değil/yerine/= GERİLME | UZAMA | DOĞRULMA | GENİŞLEME
- EKSTANSİYON ile EKSTANSÖR
( Genişleme, açılma. İLE Açan, geren. )
- EKSTANSÖR/EXTENSOR[İng.] değil/yerine/= GEREN | UZATAN | DOĞRULTAN
- EKSTAZİ/ECSTASY[İng.] değil/yerine/= ESRİME
- EKSTERİYOR/EXTERIOR[İng.] değil/yerine/= DIŞ BÖLÜM
- EKSTERNAL/EXTERNAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ | DIŞARLI
- EKSTERNAL ile EKSTERNE ETMEK
( Dışsal, dış [ile ilgili]. İLE Taburcu etmek, hastaneden çıkarmak. )
- EKSTERNALİZASYON/EXTERNALİZING[İng.] değil/yerine/= DIŞSALLAŞTIRMA
- EKSTİRPASYON/EXTİRPATION[İng.] değil/yerine/= TÜMÜYLE ÇIKARIM
- EKSTRA ile EKSTRA-
( Artık, ek, fazladan. İLE -dışı. )
- EKSTRAHEPATİK/EXTRAHEPATIC[İng.] değil/yerine/= KARACİĞER DIŞI
- EKSTRAKORPORAL/EXTRACORPOREAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI
- EKSTRAKRANİYAL/EXTRACRANIAL[İng.] değil/yerine/= KAFATASI DIŞI
- EKSTRAKSİYON/EXTRACTION[İng.] değil/yerine/= ÇEKÇIKAR | ÖZÜTLEME
- EKSTRAKSYON ile/||/<> EKSTRAKSYON
( Çekip çıkarma. İLE/||/<> Öz eldeleme. )
- EKSTRAKTÖR/EXTRACTOR[İng.] değil/yerine/= ÇEKÇIKARIR
- EKSTRAMEDÜLER/EXTRAMEDULLARY[İng.] değil/yerine/= KEMİK İLİĞİ DIŞI
- EKSTRAMÜRAL/EXTRAMURAL[İng.] değil/yerine/= DUVAR DIŞI
- EKSTRANODAL/EXTRANODAL[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜM DIŞI
- EKSTRANSPLANTASYON/EXPLANTATION[İng.] değil/yerine/= DIŞ ORTAMDAN AKTARIM
- EKSTRASELÜLER/EXTRACELLULAR[İng.] değil/yerine/= GÖZE DIŞI
- EKSTRASİSTOL/EXTRASYSTOLE[İng.] değil/yerine/= ERKEN VURU
- EKSTRAVASKÜLER/EXTRAVASCULAR[İng.] değil/yerine/= DAMAR DIŞI
- EKSTRAVAZASYON/EXTRAVASATION[İng.] değil/yerine/= DIŞA SIZIM (DAMAR, SİDİK/İDRAR YOLU)
- EKSTRAVERSİYON/EXTRAVERSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA DÖNÜKLÜK
- EKSTRAVERT/EXTRAVERT[İng.] değil/yerine/= DIŞA DÖNÜK | DIŞA AÇIK (KİŞİLİK)
- EKSTRE ile EKSTREM ile EKSTREMİTE
( Öz, özüt. İLE Aşırı, uc, en ucta, en kenarda. İLE Kol ya da bacak. )
- EKSTRE/EXTRACT[İng.] değil/yerine/= ÖZÜT
- EKSTREM[İng., Fr. < EXTREME] değil/yerine/= UC/AŞIRI/SIRADIŞI
- EKSTRENSEK/EXTRINSIC[İng.] değil/yerine/= DIŞSAL
- EKSTÜBASYON/EXTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU ÇIKARTIMI
- EKSÜDA/EXUDATE[İng.] değil/yerine/= YANGI SIVISI
- EKSÜDASYON/EXUDATION[İng.] değil/yerine/= YANGISAL SIZINTI
- EKT/ELECTROCONVULSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTROKONVÜLZİF TEDAVİ, ELEKTROŞOK TEDAVİSİ
- EKTAZİ/ECTASIA[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME
- EKTO-/EKZO- ile ENDO- ile EKSTRA-
( Dış-, dış [ile ilgili]. İLE İç-, iç [ile ilgili]. İLE -dışı. )
- EKTOPİ/ECTOPY[İng.] değil/yerine/= KONUM DIŞI
- EKTOPİ ile EKTOPİK
( Yer dışılık [örgen]. İLE Yer dışı [örgen]. )
- EKTOPİK VURU/EXTRASYSTOLE, ECTOPIC BEAT, PREMATURE BEAT[İng.] değil/yerine/= ERKEN VURU
- EKTROPİON ile/||/<> ENTROPİON
( Göz kapağının dışa dönmesi. İLE/||/<> Göz kapağının içe dönmesi. )
- EKZEMA ile/||/<> PSORİASİS
( deride kızarıklık, kaşıntı ve kabuklanma. İLE/||/<> Deride kalın, pullu plaklar ile ilişkili süreğen bir durum. )
- EKZOFİTİK ile EKZOJEN ile EKZOKRİN ile EKZOTERİK ile EKZOTOKSİN
( Dışa büyüyen. İLE Dışsal, dış kaynaklı. İLE Dış salgı. İLE Dışsal, dış kaynaklı. İLE Dış ağı/zehir. )
- EL, AVUÇ, AYAK, KULAK İZLERİ ile/ve/değil/yerine DNA İZİ
- EL BİLEĞİNİ OLUŞTURAN KEMİKLER ile EL BİLEĞİNE AİT
( CARPUS vs. CARPAL )
- EL BİLEKLERİ ile AYAK BİLEKLERİ
( Kol ile eli birleştiren eklem yeri. İLE Bacak ile ayağı birleştiren eklem yeri. )
( ZEND )
( RUSG-ÜL-YED [RUSG: Bilek.] ile ... )
( WRIST vs. ANKLE/TARSUS )
- EL TERLEMESİ'NDE:
SOĞUK ile SICAK
( Stres. İLE Hipertroid. )
- EL TIRNAKLARI ile AYAK TIRNAKLARI
( ... ILE El tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzar. )
- EL ile/ve/< BAŞ PARMAK
( Parmakları ve eli, el yapan, başparmaktır, başparmağın işlevselliğidir. )
- EL ve/<>/||/hem de BEYİN
( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır, el derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. )
( Eller, beynin uzantısıdır. )
( Ne edersen elinle, o da gider seninle. )
( MAN-: El ile [MANUSCRIPT, MANİVELA] )
( Zihninizde ne varsa, elinize o vurur. )
( )
( AMBIDEXTRUS: İki elini de kullanabilme. )
- EL ile/ve DİL ile/ve GÖZ
( 3 "KALEM" )
- EL ve/||/<> DUDAKLAR
( Eller, zihnin/beynin uzantısıdır. VE/||/<> Kişi/kişi, iki dudağında saklıdır.[1- Ne girmeyeceğini[Beslenme!]; 2- Ne çıkmayacağını[dilini/sözünü!] bilmelidir!] )
- EL ile EL
( Parmakların bulunduğu örgen. İLE Yabancı. )
- EL ve GÖZ
( COVID-19 relief for businesses Message: Hi, Due to the current economic crisis, we're on a mission to help businesses. If you could benefit from having more visitors on your website, we can help you immediately: https://keywordtraffic.top/up/?=farklar.net Because of COVID-19, we're offering a completely free trial, with the option to receive an additional 5,000-30,000 targeted visitors per month if you decide to keep going. Katie Dematto Targeted Visitor Specialist Keyword Traffic Club 410 E Santa Clara Street Unit #814 San Jose, CA 95113 If you are unintersted in this type of marketing: https://keywordtraffic.top/unsubscribe.php/?site=farklar.net )
- EL ve/<> TÜM ÖRGENLER
- ELASTİK/ELASTIC[İng.]/ELASTISITE ile ESNEK/LİK
- ELASTISITE/ELASTICITY[İng.] değil/yerine/= ESNEKLİK
- ELASYON/ELATION[İng.] değil/yerine/= DUYGU YÜKSELIMİ
- ELEKTİF/ELECTIVE[İng.] değil/yerine/= SEÇMELİ
- ELEKTRİK ÇARMASINDA:
"VURMAK" değil/yerine/>< İTMEK
- ELEKTRİK KONTROLÜNDE:
"EL/AVUÇ İÇİ" değil/yerine/>< ELİN DIŞI
- ELEKTRİK[: TUTMAK] değil/yerine/= ÇINGI/ÇAKILGAN/YALDIRIK/SEYYÂRE-İ KEHRİBÂRİYE
- ELEKTRİKSEL ALTERNANS/ELECTRICAL ALTERNANS[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKSEL DEĞİŞİMLİ
- ELEKTROENSEFALOGRAM/ELECTROENCEPHALOGRAM[İng.] değil/yerine/= BEYİN ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROFOREZ/ELECTROPHORESIS[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE AYRIŞTIRMA
- ELEKTROKARDİYOGRAM/ELECTROCARDIOGRAM[İng.] değil/yerine/= YÜREK ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROKONVÜLZİF TERAPİ/ELECTROCONVULSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTROŞOK SAĞALTIMI
- ELEKTROKOTER/ELECTROCAUTERY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE DAĞLAYICI
- ELEKTROKOTERİZASYON/ELECTROCAUTERIZATION[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE DAĞLAMA
- ELEKTROMİYOGRAM/ELECTROMYOGRAM[İng.] değil/yerine/= KAS ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROOKÜLOGRAM/ELECTROOCULOGRAM[İng.] değil/yerine/= GÖZ ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROT LEAD[İng.] değil/yerine/= AKIMTAŞIR
- ELEKTROTERAPİ/ELECTROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE SAĞALTIM
- ELEKTROVERSİYON/ELECTROVERSION[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE DÜZELTME
- ELEVASYON/ELEVATION[İng.] değil/yerine/= KALDIRMA | YÜKSELME
- ELEVATÖR/ELEVATOR[İng.]/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] değil/yerine/= KALDIRAÇ
( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )
- ELİG ile ELİGLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( El. İLE Eldiven. )
- ELÎM[< ELEM]
( ÇOK DERT VE KEDER VEREN, ACIKLI | SIZLATAN, AĞRITAN, ACITAN )
- ELIMINASYON/ELIMINATION[İng.] değil/yerine/= ELEME | ÇIKARTIM
- ELİN:
DIŞI ile/ve/<> İÇİ
( Görünen. İLE/VE/<> İşleyen. )
- ELİPSOİT/ELLİPSOID[İng.] değil/yerine/= YUMURTAMSI
- ELISA TESTİ/ENZYME-LINKED IMMUNOSORBENT ASSAY TEST[İng.] değil/yerine/= ENZİM BAĞLANTILI IMMÜNOSORBENT TAHLİLİ
- elix.[Lat. < ELIXIR] değil/yerine/= ÖZ, İKSİR
- EL/LER ile/ve AYAK/LAR
( ... İLE/VE Tarsus, metatarsus ve ayak flanksları dahil olmak üzere, 26 kemikten meydana gelir. )
( Sert eller için: Lahlaha macunu. )
( Divân şiirinde sevgilinin ayağı bir güzellik unsuru olarak ele alınmaz. Bazı deyimler ile sevgilinin yüceliğini anlatmada kullanılır. )
( YED ile/ve KADEM[çoğ. AKDÂM]
TEDAHHUM[< DAHM]: İrileşme, kalınlaşma, şişkinleşme. | TEDAHHUM-I NİHÂYÂT: El ve ayakların irileşmesi sayrılığı. [Fr. ACROMÉGALIE] )
( DEST ile/ve PÂY, PÂ )
( HAND/S vs./and FOOT/FEET )
- ELMACIK KEMİĞİ ile/ve YANAK
( Yanak, gül ile betimlenir. )
( Yanak, vahdeti simgeler. )
( Âşıkların alınyazısı, sevgililerinin yanaklarında yazmaktadır. )
( YÂSEMEN: Divân şiirinde daha çok rengi, kokusu ve yaprağı dolayısıyla anılır. Sevgilinin yanağıyla ilgili olarak gösterilir. )
( ... ile/ve DULUK )
( ... ile/ve İZÂR, ÂRIZ )
( ... ile/ve RUH/RUHSAR, NİGÂRİSTAN )
( MALAR, ZYGOMA/TA vs./and CHEEK )
- ELONGASYON/ELONGATION[İng.] değil/yerine/= UZATMA
- ELÜSYON ile/||/<> ELÜSYON
( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Buharlaşma. )
- ELÜSYON ile/||/<> ELÜZYON
( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Sıvı birikimi. )
- EM/ELECTRON MICROSCOPE[İng.] değil/yerine/= ELEKTRON MİKROSKOBU
- EM = EM SAM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İlaç. )
- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-
( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )
- EMA/EUROPEAN MEDICINES AGENCY[İng.] değil/yerine/= AVRUPA İLAÇ AJANSI
- EMÂRE[Ar.] ile ALÂMET[Ar.]
( Belirti, iz, ipucu. İLE Belirti, işaret, iz, nişan. | Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )
- EMBOLİ/EMBOLUS[İng.] değil/yerine/= TIKAÇ
- EMBOLİ ile/||/<> TROMBOZ
( Damar içinde dolaşan bir pıhtının tıkanıklığa neden olması. İLE/||/<> Damar içinde pıhtı oluşumu ile tıkanıklık oluşması. )
- EMBOLİZASYON/EMBOLIZATION[İng.] değil/yerine/= TIKAÇLA(N)MA
- EMDİRMEK ile/ve/değil/||/<>/> EMZİRMEK
- EMEKLEME ve/||/<>/>/< MEMEYE EMEKLEME
( İlgili yazı için burayı tıklayınız... )
( )
- EMERJENSİ/EMERCENSİ[İng. < EMERGENCY] değil/yerine/= ACİL
- EMETİK ile EMEZİS ile HİPEREMEZ/İS
( Kusturucu. İLE Kusma. İLE Aşırı kusma. )
- EMEZİS/EMESIS, VOMITING[İng.] değil/yerine/= KUSMA
- EMG/ELECTROMYOGRAM[İng.] değil/yerine/= ELEKTROMİYOGRAM, KAS ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EMİG ile EMİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Meme. İLE Ilık. )
- EMİR ile/ve/||/<>/< CEBİR
- EMİRÇGE = KIKIRDAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- EMISYON/EMISSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA YAYIM | DIŞA ATIM
- EMOSYON/EMOTION[İng.] değil/yerine/= DUYGU
- EMR/ELECTRONIC MEDICAL RECORDING[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT
- EMRAM/ELECTRONIC MEDICAL RECORD ADOPTION MODEL[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT BENIMSEME MODELİ
- EMS/ELECTRONIC MEDICAL SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ DÜZEN(EK)LER
- EMÜLSİYON/EMULSION[İng.] değil/yerine/= SIVI ASILTI
- EMZİRME:
ERİLDE ile/ve DİŞİLDE
( 24 aydır. İLE/VE 18 aydır. )
( NİFÂS[Ar.]: Lohusalık. )
( MURÂZAA[< RIZÂ/RIDA'], IRDÂ' )
- EN BÜYÜK HASTALIK
( HASTALANMAMAK )
- EN BÜYÜK MÜLK
( SAĞLIK )
- EN ÇOK ÖLÜM NEDENİ
( * KANSER )
( * SİGARA(TÜTÜN) )
- EN DENGELİ ÖRGEN
( EL ile ABCDEF ( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır. El derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. )
- EN GENİŞ VE UZUN KABURGA
( DÖRDÜNCÜ KABURGA )
- EN HIZLI UZAYAN TIRNAK ile EN YAVAŞ UZAYAN TIRNAK
( Başparmak tırnağı. İLE Orta parmak tırnağı. )
- EN ÖLÜMCÜL HASTALIK TAŞIYICILARI
( )
( Soldan sağa ve yukarıdan aşağı sırasıyla...
1. Sarı Humma Sivrisineği[Lat. Aedes aegypti]
Hastalıklar: Sarı Humma ve Deng Ateşi
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 50 - 528 milyon
Ölüm: Yılda 100.000 kişi
2. Güney Ev Sivrisineği[Lat. Culex quinquefasciatus]
Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, filariyaz
3. Sıtma Sivrisineği[Lat. Anopheles gambiae]
Hastalıklar: Sıtma
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 220 milyon kişi
Ölüm: Yılda 1 Milyon insan
4. Oryantal Sıçan Biti[Lat. Xenopsylla cheopis]
Hastalıklar: Veba, Sıçan Humması
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar milyarlarca
Ölüm: Günümüze kadar yüz milyonlarca kişi
5. Kara Sinek[Lat. Simulium erythrocephalum]
Hastalıklar: Onkosersiyazis (River-körlüğü)
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar 37 milyon kişi
Sonuç: Günümüze kadar 300.000 kalıcı körlük
6. Kum Sineği[Lat. Lutzomyia longipalpis]
Hastalıklar: Layşmanya
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 22 milyon, her yıl 2 milyon kişi
7. Öpücük Böceği[Lat. Rhodnius prolixus]
Hastalıklar: Chagas hastalığı
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 10 milyon, her yıl 400.000 kişi
8. İnsan Gövde Biti[Lat. Pediculus humanus]
Hastalıklar: Epidemik tifus ve Siper humması
Ölüm: Her yıl 200.000 kişi
9. Dermacentor variabilis
Hastalıklar: Rocky Dağları Benekli Ateşi, Tularemi
10. Siyah Bacaklı Kene[Lat. Ixodes scapularis]
Hastalıklar: Laym hastalığı, babesiyoz, anaplazmozis
Etkilediği Kişi Sayısı: Her yıl on binlerce kişi
11. Çeçe Sineği[Lat. Glossina morsitans]
Hastalıklar: İnsan Uyku Hastalığı
Ölüm: Her yıl 9000 kişi [bugüne kadar 2 milyon]
12. Asya Kaplan Sivrisineği[Lat. Aedes albopictus]
Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, Sarı Humma, St. Louis Ensefaliti, Dang Humması, Chikungunya humması
Ölüm: Bugüne kadar on milyonlarca kişi. )
- EN ÖLÜMCÜLLER:
KÖPEKBALIKLARI değil KURT | ASLAN | FİL | SUAYGIRI | TİMSAH | TENYA(SOLİTER SOLUCAN) | ÇEÇE SİNEĞİ | KATİL BÖCEK | KÖPEKLER[KUDUZLA] | YILAN[ZEHİRİYLE] | BAĞIRSAK SOLUCANI | TATLISU SALYANGOZU[KAN KURTLANMASIYLA] | İNSAN[CİNAYETLE] | SİVRİSİNEK[SITMAYLA]
( )
( [yılda][insan] 10 değil 10 | 100 | 100 | 500 | 1000 | 2000 | 9000 | 12.000 | 40.000 | 50.000 | 60.000 | 110.000 | 475.000 | 725.000 )
( )
( Tatlısu yumuşakçaları ve karındanbacaklılar, her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olan bir hastalık(şistosomiasisin) taşıyıcılarıdır. )
( Çeçe sineğinin sokması, her yıl, özellikle de Afrika'da, yaklaşık 10.000 ölüme neden olmaktadır. Bu böcek, "uyku hastalığı" olarak bilinen tripanosomiasis'ı Afrika'lılara bulaştırmaktadır. )
( Sivrisinekler, sıtma, sarı humma, dang ya da ensefalit gibi bulaşıcı olabilen hastalıklar nedeniyle her yıl 725.000 kişinin ölümüne neden olmaktadır. )
- EN SESSİZ ODA
- EN SIK KARŞILAŞILAN HASTALIK/LAR
( * BRONŞİT/ZATÜRREE
* İSHAL
* AIDS/HIV
* DEPRESYON )
- EN ÜNLÜ VE GÖRKEMLİ HASTAHANE
( BASILIAS [Kapadokya'da][369 yılında] )
- EN UZUN GEBELİK SÜRESİ
( FİL[22 ay / 600-360 gün] )
( [gün]
Asya Fili: 616
Sperm Balinası: 530
Siyah Gergedan: 450
Zürafa: 435
Deve: 390
Zebra: 375
Eşek: 365
Alpaka: 355
Deniz Aslanı: 350
Evcil At: 335
Lama: 330
Fok: 330
İnek: 285
İnsan: 270-280
Goril: 257
Elk: 245
Kanada Geyiği: 245
Kutup Ayısı: 241
Şempanze: 240
Su Aygırı: 235
Siyah Ayı: 220
Amerikan Bizonu: 217
Boz Ayı: 215
Beyaz Kuyruklu Geyik: 201
Babun: 187
Resus Maymunu: 164
Evcil Keçi: 150
Evcil Koyun: 147
Evcil Domuz: 114
Kirpi: 112
Çinçilla: 110
Aslan: 108
Kaplan: 107
Leopar: 94
Puma: 90
Su Samuru: 75
Gine Domuzu: 65
Mink: 55
Vahşi Kurt: 65
Ev Kedisi: 64
Rakun: 63
Ev Köpeği: 61
Kızıl Tilki: 52
Avrupa Minki: 50
Kanguru: 42
Dağ Gelinciği: 41
Gri Sincap: 35
Evcil Tavşan: 32
Sincap: 31
Misk Sıçanı: 29
Vombat: 27
Gerbil: 23
Sıçan: 22
Çayır Faresi: 21
Evcil Fare: 19
Hamster: 18
Amerikan Keseli Sıçanı: 12 )
- ENANTEM ile ENANTEMATÖZ
( [mukozada] Döküntü. İLE Döküntülü [mukoza]. )
- ENDEMI/ENDEMIA[İng.] değil/yerine/= YÖRESEL SAYRILIK
- ENDEMİ ile ENDEMİK
( Yerel ve her zaman görülen [sayrılık]. İLE Yerel, yerleşik. )
- ENDEMİK/ENDEMIC[İng.] değil/yerine/= YÖRESEL
( Belirli bir bölgeye özgü, belirli bir bölgede yetişen. )
- ENDİKASYON/INDICATION[İng.] değil/yerine/= KULLANIM ALANI | GEREKLİLİK
- ENDİKATÖR/İNDİKATÖR/INDICATOR[İng.] değil/yerine/= GÖSTERGE, BELİRTEÇ,
- ENDO- ile ENDODERM ile ENDOJEN ile ENDOKRİN ile ENDOKRİNOLOJİ ile ENDOKRİNOLOJİK ile ENDOTERMİK ile ENDOTOKSİN
( İç-, iç [ile ilgili]. İLE İç deri, iç tabaka, iç yaprak. İLE İçsel, iç kaynaklı. İLE İç salgı. İLE İç salgıbilim. İLE İç salgıbilim [ile ilgili]. İLE Isı alan. İLE İç ağı/zehir/toksin. )
- ENDODERM ile/ve/<> EDEME
( İç deri. İLE/VE/<> Alt deri. )
- ENDOJEN/ENDOGENOUS[İng.] değil/yerine/= İÇ KAYNAKLI
- ENDOKRİN değil/yerine/= İÇSALGI
( Gövdedeki salgıbezlerinin, doğrudan doğruya kana karışacak yolda çıkardıkları salgı. )
- ENDOSITOZ/ENDOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZEİÇİ ALIM
- ENDOSKOP/ENDOSCOPE[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇ
- ENDOSKOPİ/ENDOSCOPY[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇLEME
- ENDOSKOPİK ULTRASONOGRAFİ/ENDOSCOPIC ULTRASONOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= İÇ GÖREÇLEMEYLE ULTRASONOGRAFİ
- ENDPOİNT[İng.] değil/yerine/= SON NOKTA
- ENDÜKSİYON İNDUCTION[İng.] değil/yerine/= BAŞLATMA
- ENDÜRANS/ENDURANCE[İng.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK
- ENDÜRASYON/İNDURATION[İng.] değil/yerine/= SERTLİK
- ENDÜRASYON ile EREKSİYON ile ENHANCEMENT/ENHANSMENT ile EKSAZERBASYON
( Sertleşme, sertleşim, sertlik. İLE Dikleşme, sertleşme. İLE Güçlenme. İLE Azma, alevlenme. )
- ENERJİNİN/BESİNİN:
KAYNAĞI ve/||/<>/> ARACI ve/||/<>/> TAŞIYICISI ve/||/<>/> TÜKETİCİSİ
( Güneş. VE/||/<>/> Toprak. VE/||/<>/> Bitkiler. VE/||/<>/> Hayvan/İnsan. )
- ENFARKT/ÜS INFARCTION[İng.] değil/yerine/= İSKEMIK DOKU ÖLÜMÜ
- ENFARKTÜS[Fr. < INFARCTUS] değil/yerine/= TIKANCA
- ENFEKSİYON ile ENFEKSİYÖZ ile ENFEKTE ile ENFEKTE OLMAK
( Bulaş, bulaşım. İLE Bulaşıcı, bulaşlı. İLE Bulaşlı, bulaşmış. İLE [enfeksiyon etkeni] Bulaşmak. )
- ENFEKSİYON[İng. < INFECTION] değil/yerine/= BULAŞ/İÇBULAŞIM
- ENFEKSİYÖZ/INFECTIOUS[İng.] değil/yerine/= BULAŞKAN
- ENFEKTE/INFECTED[İng.] değil/yerine/= BULAŞMIŞ
- ENFEKTİF/INFECTIVE[İng.] değil/yerine/= BULAŞICI
- ENFESTASYON/INFESTATION[İng.] değil/yerine/= ASALAK BULAŞI
- ENFLAMASYON/INFLAMMATION[İng.] değil/yerine/= YANGI, YANGILANMA
- ENFLAMASYON ile ENFLAMATUVAR
( Yangı. İLE Yangılı. )
- ENFLAMATUVAR/INFLAMMATORY[İng.] değil/yerine/= YANGILI
- ENFORMASYON SİSTEMİ/INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= BİLİ DÜZENİ
- ENFORMATİK/INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= BİLİŞİM
- ENFRARUJ/INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
- ENG = YANAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ENGEK ile ENGEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ağzın iki yanında bulunan çene kemikleri. İLE Peçeyi bağlamakta kullanılan ip. )
- ENGRAFTMAN/ENGRAFTMENT[İng.] değil/yerine/= YAMA TUTMA | YAMALA(N)MA
- ENJEKSİYON/İNJECTION[İng.] değil/yerine/= İĞNE YAPMA
- ENJEKSİYON ile ENJEKTABL/E ile ENJEKTE ETMEK ile ENJEKTÖR
( İğne yapma. İLE İğneyle verilmeye elverişli. İLE İğneyle vermek. İLE İğne, şırınga. )
- ENSTRÜMANTASYON/INSTRUMENTATION[İng.] değil/yerine/= ÂLETLİ ÇALIŞMA
- ENT/EAR-NOSE-THROAT[İng.] değil/yerine/= KULAK-BURUN-BOĞAZ
- ENTEGRASYON/İNTEGRATION[İng.] değil/yerine/= BÜTÜNLEŞME
- ENTELLEKTÜALİZM/İNTELLECTUALISM[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNSELCİLİK
- ENTELLEKTÜALİZASYON/İNTELLECTUALIZATION[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNSELLEŞTİRME
- ENTER-/ENTERO- ile/||/<> COL-/COLİ-/COLO- ile/||/<> İLE-/İLEO-
( Bağırsak. İLE/||/<> Kalın bağırsak/kolon (ile ilgili), kolonik. İLE/||/<> İnce bağırsağın son bölümü ile ilgili. )
- ENTERNASYONAL ÜNİTE/INTERNATIONAL UNİT[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI BİRİM
- ENTER/O- ile END-
( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Son-, uc[end[-] point], son nokta. )
- ENTER/O- ile ENTERAL/ENTERİK
( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Bağırsak yoluyla, bağırsak [ile ilgili]. )
- ENTOKSİKASYON/İNTOXICATION[İng.] değil/yerine/= ZEHİRLENME
- ENTOLERANS/İNTOLERANCE[İng.] değil/yerine/= DAYANAMAMAZLIK, TAHAMÜLSÜZLÜK
- ENTRENSEK/İNTRENSEK/İNTRINSİC[İng.] değil/yerine/= İÇSEL
- ENTÜBASYON/INTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU YERLEŞTİRME
- ENTÜBASYON ile ENTÜBE ile ENTÜBE ETMEK
( Borulama. İLE Borulanmış, boru takılmış. İLE Boru takmak. )
- ENÜREZ/İS ile ENÜREZİS NOKTÜRNA
( Sidik kaçırma. İLE Gece işemesi, yatak ıslatma. )
- ENÜREZİS ile/||/<> İNKONTİNANS
( Sidik kaçırma ya da yatağı ıslatma. İLE/||/<> Sidik ya da dışkı denetiminin kaybı. )
- ENÜREZİS ile/||/<> İNKONTİNANS
( Sidik kaçırma.[Genellikle çocuklarda görülür.] İLE/||/<> Sidik ya da dışkı denetiminin kaybı. )
- ENVIRONMENTAL[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL
- ENZİM/ENTZİM/ENZYME[İng.] değil/yerine/= ÖZGEN | DİRİMSEL/BİYOLOJİK TEPKİLEYİCİ
- EOG/ELECTROOCULOGRAM[İng.] değil/yerine/= ELEKTROOKÜLOGRAM, GÖZ ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EOZİNOFİLİ ile/||/<> BASOFİLİ
( Kanda eozinofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. İLE/||/<> Kanda bazofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. )
- EOZİNOFİLİ ile/||/<> NÖTROFİLİ
( Kanda beyaz kan gözelerinin[eozinofil] artışı. İLE/||/<> Kanda beyaz kan gözelerinin[nötrofil] artışı. )
- EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ (GERD)
( Özofagusta eozinofil birikimi ile yutma güçlüğü ve ağrı. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması ile yanma ve ağrı. )
- EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ SAYRILIĞI (GERD)
( Yemek borusunda eozinofil birikimi. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. )
- EPA ya da DHA ile/değil/yerine/>< ALA
( )
- EPDS/ELECTRONIC PERFORMANCE SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK PERFORMANS DESTEK DÜZENİ
- EPİ- ile EPİZYO-
( Üst-, üzerinde, üstünde. İLE Vulva [ile ilgili]. )
- EPİDEMİ ile EPİDEMİK ile EPİDEMİYOLOJİ
( Salgın. İLE Salgın [ile ilgili]. İLE Sağlık araştırma yöntembilim. )
- EPİDEMİYOLOJİ/EPIDEMIOLOGY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK ARAŞTIRMA BİLİMİ / TOPLUM SAĞLIĞI/HALK SAĞLIĞI
- EPİDERM/İS ile EPİDERMAL
( Üst deri. İLE Deriden. )
- EPİDURAL HEMATOM ile/||/<> SUBDURAL HEMATOM
( Kafatası ile dura mater arasında kan birikmesi. İLE/||/<> Dura mater ile beyin arasında kan birikmesi. )
- ANESTEZİ[Fr. < ANESTHESIE]:
EPİDURAL ile SPİNAL
( )
( Canlı gövdesinin tümünde ya da bir bölgesinde ağrı, ısı, ışık ve dokunma gibi tüm duyuların ortadan kaldırılması, duyu yitimi. | Belirli bir sinirin hasarına bağlı olarak gövdedeki ilgili bölgesinde ortaya çıkan duyu olmaması. )
- EPİFİZ BEZİNDE:
MELATONİN ile/ve/||/<> SEROTONİN["SERATONİN" değil!] ile/ve/||/<> DMT
( )
- EPİFİZ ile OM/OMA
( Kemik ucu. İLE Kemiklerin toparlak ucu. )
- EPİKONDİLİT ile/||/<> KARPAL TÜNEL BELİRGESİ/SENDROMU
( Dirsek ekleminde tendon yangısı. İLE/||/<> El bileğinde sinir sıkışması. )
- EPİKRİZ/EPICRISIS[İng.] değil/yerine/= ÇIKIŞ ÖZETİ
- EPİKRİZ değil/yerine/= ÇIKIŞ ÖZETİ
- EPİLEPSİ ile/||/<> KATAPLEKSİ
( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik nedeniyle nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Ani kas tonusu kaybı. )
- EPİLEPSİ ile/||/<> MİGREN
( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik ile nöbetlerle ilişkili bir sayrılık. | Yineleyen nöbetlerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. İLE/||/<> Şiddetli baş ağrıları, bulantı, ışığa duyarlılık ve öteki belirtilerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. )
- EPİLEPSİ ile/||/<> NARKOLEPSİ
( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik ile nöbetler. İLE/||/<> Aşırı gündüz uykululuğu ve ani uyku atakları ile ilişkili bir uyku bozukluğu. )
- EPİSTAKSİS ile/||/<> HEMOPTİZİ
( Burun kanaması. İLE/||/<> Ağızdan kan tükürme. )
- EPİTOP/EPITOPE[İng.] değil/yerine/= ANTİJEN BELİRTECİ
- EPİZOT/EPISODE[İng.] değil/yerine/= DÖNEM
- EPİZYO- ile EPİZYOTOMİ
( vulva [ile ilgili]. İLE Vulva kesisi. )
- EPR/ELECTRONIC PATIENT RECORD[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAYRI KAYDI
- EPS/ELECTRONIC PATIENT SYSTEM | ELECTROPHYSIOLOGY STUDY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK HASTA DÜZENİ | ELEKTROFİZYOLOJİK ÇALIŞMA
- ERADİKASYON/ERADICATION[İng.] değil/yerine/= KÖKÜNÜ KAZIMA
- EREKSİYON ile EREKTÖR
( Dikleşme, sertleşme. İLE Dik tutan, kaldıran. )
- EREKSİYON[İng. ERECTION] değil/yerine/= SERTLEŞME
- ERGOMANİ/ERGOMANIA[İng.] değil/yerine/= İŞKOLİKLİK
- ERGOMETRE/ERGOMETER[İng.] değil/yerine/= İŞÖLÇER
- ERGOMETRİ/ERGOMETRY[İng.] değil/yerine/= İŞ ÖLÇÜMÜ
- ERİL ile/ve DİŞİL
( Yaprağı daha küçük olur. Meyve vermez. İLE/VE Yaprağı erile göre daha büyük olur. Meyve verir. )
- ERİTROBLAST/ERYTHROBLAST ile/||/<> ERİTROSİT/ERYTHROCYTE
( Alyuvar öncüsü. İLE/||/<> Alyuvar. )
- ERITROSIT SEDİMANTASYON HIZI/ERYTHROCYTE SEDİMENTATION RATE[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR ÇÖKME HIZI
- ERİTROSİT ile/||/<> ERİTROPOİETİK
( Alyuvar. İLE/||/<> Alyuvar yapımı. )
- ERKÂN[Ar. < RÜKN] ile ANÂSIR[çoğ. UNSUR]
( Tıpta. İLE Fizikte. )
- ERKEN ...:
(")BOŞANMA(")K ile/ve/değil/||/<>/< BOŞALMAK
- ERKEN TANI/TEŞHİS ile/ve/yerine BAŞINDAN/ÖNCEDEN TANI/TEŞHİS
- ERNEK/ERNGEK ile ERNGEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Parmak. İLE Bekâr. )
- ERNGEYÜ ile ERNGEYÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Altı parmağı olan adam. İLE Çok kısa boylu kişi.[Neredeyse iki arşın olan.] )
- EROZİV/EROSIVE[İng.] değil/yerine/= AŞINDIRICI
- EROZYON["EREZYON" değil!]//EROSION[İng.]/EROSİYON[Fr.]/İTİKAL[Ar.] değil/yerine/= AŞINMA
- ERRATUM[İng.] değil/yerine/= DÜZELTİ (YAZI)
- ESANSİYEL/ESSENTIAL[İng.] değil/yerine/= TEMEL | NEDENİ BİLİNMEYEN
- EŞANTİYON/PROMOTIONAL MATERIAL[İng.] değil/yerine/= TANITMALIK
- ESEN ile ESEN[Fars.]
( Sağlık/lı. İLE Kolay. )
- EŞEŞEYSEL/LİK ile/değil HEMEŞEYSEL/LİK
( Eşeysel işlevler, beyin ve eşeşeysellik - Sinan Canan )
( [not] HOMOSEXUALITY vs./but BISEXUALITY )
- EŞEYSEL BOŞALMA ile/ve HEYECANSAL BOŞALMA
( En doğal haliyle, gövdenin ve eşeysel örgenlerin fiziksel devinim ile gerçekleştiği yakınlık ve paylaşımın, titreme, sarsılma, penisten/vajinadan özel sıvının(belsuyu) dışarı çıkması gibi çeşitli dışavurumlar ve yoğunluklar yaşanması. İLE Bir düşüncenin/hayalin/projenin/işin gerçekleşmesi yönündeki enerjinin içinde bulunulan ana yaklaşması, geç kalma, bir aracı kaçırmada yaşanan heyecan gibi çok çeşitli özel durumlar ile yaşanabilen heyecanlar ve kendinden geçiş derecesindeki mutlulukların yaşanması durumu ve eşeysel uyarılma/yoğunluk ve boşalım deneyimi. )
( ŞEKKÂZ: İlişki sırasında girişten/duhûlden önce boşalan kişi. )
( SEXUAL EJACULATION vs./and EXCITABLE EJACULATION )
- EŞEYSELLİK/SEKS:
"GÜÇ KAYBETMEK" ile/değil/yerine DENGELENMEK/UYUMLANMAK/FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖN(DÜR)MEK
- EŞEYSELLİK ile EŞEYSEL BİRLEŞME/BİRLİKTELİK
- EŞEYSELLİK = SEXOLOGY[İng.]
- ESK/ELECTRONIC HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI
- ESKS/ELECTRONIC HEALTH RECORD SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYIT DÜZENİ
- ESL/EXTRACORPOREAL SHOCKWAVE LITHOTRIPSY[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI ŞOK DALGASIYLA TAŞ KIRIMI
- ESNÂ'[Ar. < SİNY] ile ESNA'[Ar.] ile ESNÂH[Ar. < SİNH] ile ESNÂN[Ar. < SİNN]
( Ara, aralı, vakit, sıra. İLE "Efdal" gibi "bülent, yüksek". İLE Asıllar, kökler. İLE Dişler. )
- ESNÂN-I HİLM ile ESNÂN-I KATIA ile ESNÂN-I NÂBİYE
( Akıl dişi, yirmi yaş dişi. İLE Kesici dişler. İLE Küçük azıdişleri. )
- ESNEME ile/ve/||/<> ESNEME
( Ağızla olan. İLE/VE/||/<> Gövdemizle olan. )
- ESNEME'DE[İng.]:
AÇLIKTAN ile CAN SIKINTISINDAN/MELAL[Ar.] ile SİNİR YORGUNLUĞUNDAN ile OKSİJENSİZLİKTEN
- ESNEMEK:
"OKSİJEN GEREKSİNİMİMİZDEN DOLAYI" değil BEYNİMİZİ SOĞUTMAK İÇİN
- ESNEMEK ile/ve HAPŞIRMAK
( BESEK/BESDEK, FÂJ/FÂJE, PÂSEK ile/ve ... )
( YAWN vs./and )
- ESR/ERYTHROCYTE SEDİMENTATION RATE[İng.] değil/yerine/= ERİTROSIT SEDİMANTASYON HIZI, ALYUVAR ÇÖKME HIZI
- ESTETİK CERRAHİ ile/ve/<>/< PLASTİK CERRAHİ
- EŞVÂK[Ar. < ŞEVK] ile EŞVÂK[Ar. < ŞEVK]
( Şiddetli istekler/arzular, neşveler. İLE Bitkilerin dikenleri. | Kemiklerin uzamaları. )
- ESWL/EXTRACORPOREAL SHOCK WAVE LITHOTRIPSY[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI ŞOK DALGASIYLA TAŞ KIRIMI
- et al.[Lat. < ET ALII] değil/yerine/= VE ÖTEKİLERİ
- ET-TIRNAK ile/ve/||/<> "ET-KEMİK"
- et[Lat.] değil/yerine/= VE
- ET ve/<> KEMİK
( FLESH and/<> BONE )
- ETA/EVENT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= OLAY AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ/ANALİZİ
- ETİO- ile/||/<> RHİZ-/-RHİZA/RHİZO- ile/||/<> CARY-/CARYO-/KARY-/KARYO-
( Neden. İLE/||/<> Kök. İLE/||/<> Tane çekirdek. )
- ETİYOLOJİ/ETIOLOGY[İng.] değil/yerine/= NEDEN | NEDEN BİLGİSİ
- ETİYOLOJİ ile/||/<> PATOJEN/PATOGENEZ
( Sayrılığın nedenlerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Sayrılığın gelişim sürecini inceleyen bilim dalı. )
- ETİYOLOJİK/ETIOLOGICAL[İng.] değil/yerine/= NEDENSEL
- ETK/ELECTRONIC MEDICAL RECORDING[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT
- ETKEN ile ETMEN
- ETKİN/AKTİF İMMÜNİTE ile/||/<> ETKİN/AKTİF İMMÜNİZASYON ile/||/<> ETKİN/AKTİF TRANSPORT ile/||/<> AKTİVASYON ile/||/<> AKTİVATÖR ile/||/<> AKTİVE ETMEK ile/||/<> AKTİVE OLMAK ile/||/<> AKTİVİTE
( Uyarılmış bağışıklık, etkin bağışıklık. İLE/||/<> Uyarılmış bağışıklama, etkin bağışıklama. İLE/||/<> Etkin taşınım. İLE/||/<> Etkinleşme, etkinleştirme, alevlenme. İLE/||/<> Etkinleştirici, tetikleyici. İLE/||/<> Etkinleştirmek. İLE/||/<> Etkinleşmek. İLE/||/<> Etkinlik. )
- ETMEK ile ETREK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ekmek. İLE Görünüşü sağlıklı, al yanaklı kişi. )
- ETNİK/ETHNIC[İng.] değil/yerine/= BUDUNSAL
- ETS/EARLY DIAGNOSIS SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ERKEN TANILAMA DÜZENİ
- EU- ile/||/<> COSM-
( İyi, güzel. İLE/||/<> Kozmetik, güzellik, düzenli. )
- EUPNE ile APNE
( Solunumun normal hali. İLE Solunumun durması. )
- EURY- ile/||/<> PLAT-/PLATY-
( Geniş, enli. İLE/||/<> Geniş, enli, yaygın. )
- -EURYSİS ile/||/<> TENS- ile/||/<> TRACT-
( Gerilme, genişletici ameliyat. İLE/||/<> Gerilme. İLE/||/<> Çekme, germe. )
- EUS/ENDOSCOPIC ULTRASOUND[İng.] değil/yerine/= ENDOSKOPİK ULTRASON, İÇ GÖREÇLEMEYLE ULTRASON
- EV ile LAGINA
( ... İLE Mali'de, menapoza girmiş kadınların yaşadığı evler. )
- EVAKÜASYON/EVACUATION[İng.] değil/yerine/= BOŞALTMA
- EVALÜASYON/EVALUATION[İng.] değil/yerine/= DEĞERLEME
- EVANTRASYON/EVENTRATION[İng.] değil/yerine/= KARIN DIŞINA ÇIKMA, EVİSERASYON
- EVANTRASYON ile EVİSERASYON ile EVERSİYON
( Karın dışına çıkma, yükselme [diyafram]. İLE İçini boşaltma, dışarı çıkma [iç örgen]. İLE Dışa dönme. )
- EVAPORASYON/EVAPORATION[İng.] değil/yerine/= BUHARLAŞ(TIR)MA
- EVAPORASYON ile EVAPORATÖR
( Buharlaşma. İLE Buharlaştırıcı. )
- EVAR/ENDOVASCULAR AORTIC ANEURYSM REPAIR[İng.] değil/yerine/= ENDOVASKÜLER AORT ANEVRİZMA TAMİRİ, DAMAR İÇİ ANA ATARDAMAR BALONCUĞU ONARIMI
- EVDE BAKIM ile/ve/||/<> HASTAHANEDE BAKIM
- EVENT/RECORDER EVENT RECORDER[İng.] değil/yerine/= OLAY KAYDEDER
- EVERSİYON/EVERSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA DÖNDÜRME
- EVET EKLEMİ ile/ve/||/<> HAYIR EKLEMİ
- EVİSERASYON/EVISCERATION[İng.] değil/yerine/= KARIN DIŞINA ÇIKIM
- EVOK POTANSİYEL/EVOKED POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= UYARILMIŞ GİZİL GÜÇ
- EVOLÜSYON/EVOLUTION[İng.] değil/yerine/= EVRİM
- EVRİM YASASI ile/ve/||/<> EVRİM KURAMI ile/ve/||/<> EVRİMSEL BİYOLOJİ
( )
( )
- EVRİM ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİM
( [not] EVOLUTION vs./but ALTERATION
ALTERATION instead of EVOLUTION )
- EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON
( Canlının tür olarak gelişmesi, bir canlıyı ötekilerden ayırt eden morfolojik ve fizyolojik karakterlerin gelişmesi yolunda geçirilen bir seri değişim. İLE Genetik yapıda, kendiliğinden ya da bir dış etken aracılığı ile ortaya çıkan değişiklik. | Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )
( 1500 milyon yıl ilâ 2 milyar yıl gerekir. )
( )
( )
( )
( EVOLUTION vs. MUTATION )
- EVRİM/SEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİM/SEL
( )
( [not] EVOLUTION vs./and/but/||/<> PROGRESS/DEVELOPMENT
PROGRESS/DEVELOPMENT instead of EVOLUTION )
- EVRİM/LEŞME ile/ve/değil/||/<>/< OLGUNLAŞMA
- EX ANTE PREVIOUSLY[İng.] değil/yerine/= ÖNCEDEN
- EX POST FROM BEHİND[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLEŞEN
- EX VIVO[İng.] değil/yerine/= CANLI DIŞI
- EXCITABILITY[İng.] değil/yerine/= UYARILGANLIK
- EXCURSION[İng.] değil/yerine/= AÇILMA | GEZİNIM
- EXPANDER[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETICİ (DOKU, YAPI VB.)
- exsic.[Lat. < EXSICCATUS] değil/yerine/= KURU, KURUTULMUŞ
- ext.[Lat. < EXTERNUS] değil/yerine/= DIŞTAN KULLANILIR
- ext. sup. alut.[Lat. < EXTENDE SUPER ALUTEM] değil/yerine/= DERİ ÜZERİNE YAYINIZ
- ext./EKSTRE[Lat. < EXTRACTUM] değil/yerine/= ÖZ, HULÂSA,
- EYEGÜ ile EYEGÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir hayvanın ya da herhangi bir canlının kaburga kemiği. İLE Çadırın çubukları. )
- EZİNÇ ile EZİNTİ
( Korku ya da heyecan nedeniyle duyulan, şiddetli acı ya da sıkıntı. İLE Açlık etkisiyle midede duyulan tedirginlik, acıkma duyusu. )
- f./ft.[Lat. < FIAT] değil/yerine/= YAP, YAPINIZ
- FAC-/FACİ- ile/||/<> FASCİ- ile/||/<> PROSOP-/PROSOPO-
( Yüz. İLE/||/<> Bant. İLE/||/<> Yüz. )
- -FACİENT ile/||/<> -FİCATİON ile/||/<> -FEROUS ile/||/<> FUNCT- ile/||/<> -GEN/-GENE ile/||/<> -GENESİS ile/||/<> HEREDO- ile/||/<> -PRAXİA/-PRAXİS ile/||/<> -PLASİA/-PLASİS/-PLASY ile/||/<> -PLAST/-PLASTİC/-PLASTY/-PLASY ile/||/<> -PARA/-PAROUS ile/||/<> -POİESİS/-POİETİC ile/||/<> NE-/NEO- ile/||/<> -OSİS/SİS- ile/||/<> SEPT-/SEPTİ-/SEPTO- ile/||/<> ECH-
( Yapmak, oluşturmak. İLE/||/<> Yapmak, neden olmak. İLE/||/<> Oluşturmak, sağlamak, yapmak. İLE/||/<> Yapma, hizmet, işlev. İLE/||/<> Oluşturulan, yayılan, yönlendirilen, oluşturan, yönlendiren, meydana getiren, babası olmak. İLE/||/<> Herhangi bir şeyin oluşumu, kaynağı. İLE/||/<> Genetiksel. İLE/||/<> Etki, yapma, tedavi uygulamaları. İLE/||/<> Gelişme ile ilgili, oluşum. İLE/||/<> Oluşturan, oluşma, oluşturma olayı, meydana getirme, gelişme, büyüme, canlı ilkel göze. İLE/||/<> Yapma, oluşturma, ortaya çıkarma, doğurma. İLE/||/<> Oluşum ya da yapımla ilgili. İLE/||/<> Yeni, son, yeni gelişen bölüm, anormal yeni oluşum. İLE/||/<> Bir durum, olay, koşul, fizyolojik artım, oluşum. İLE/||/<> Bölme, bölüm/septum ile ilgili, yedi. İLE/||/<> Sahip olmak, birleşmek. )
- FAGOSİT ile FAGOSİTE ETMEK ile FAGOSİTE OLMAK ile FAGOSİTOZ
( Yutar göze. İLE Yutmak. İLE Yutulmak. İLE Göze yutarlığı. )
- FAGOSITOZ/PHAGOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE YUTUMU
- FAGOSİTOZ değil/yerine/= YUTMA
- FAKO- ile FARMA/KO-
( Göz merceği [ile ilgili]. İLE İlaç [ile ilgili]. )
- FALANKS/PHALANX[İng.] değil/yerine/= PARMAK KEMİĞİ
- FAMİLYA ile FAMİLYAL
( Aile. İLE Ailesel. )
- FAMILYAL/FAMILIAL[İng.] değil/yerine/= AİLEVİ
- FAN ile FANATİK
( Hayran, pervane. İLE Bağnaz. )
- FÂNİ[Ar.] ile FANİ[Yun.]
( Ölümlü, gelip geçici, kalımsız. İLE İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti. )
- FANTOM/PHANTOM[İng.] değil/yerine/= HAYALET
- FARE ile ÇIPLAK, KÖR FARE
( ... İLE Kansere en dirençli/dayanıklı hayvan. )
( ... cum SPALAX TYPHLUS )
- FARENJİT/ANJİN[Fr.] ile/ve/<> LARENJİT[Fr.]
( Yutak yangısı. Boğaz mukozasının şişmesi, boğak. İLE/VE/<> Gırtlaktaki aşırı ve süreğen yangı. )
( HUNNAK ile/ve/<> ... )
- FARENKS/FARİNKS ile FARİNGEAL
( Boğaz, yutak. İLE Boğaz [ile ilgili], yutak [ile ilgili]. )
- FARMAKODİNAMİ ile FARMAKODİNAMİK ile FARMAKOKİNETİK ile FARMAKOKİNEZİ ile FARMAKOLOG ile FARMAKOLOJİ ile FARMAKOLOJİK ile FARMAKOPE
( İlaç etkisi. İLE İlaç etkisi [ile ilgili], ilaç etkibilim. İLE İlaç yazgısı [ile ilgili], ilaç yazgıbilim. İLE İlaç yazgısı. İLE İlaçbilim uzmanı. İLE İlaçbilim. İLE İlaçbilimsel, ilaçbilim [ile ilgili]. İLE İlaç kılavuzu. )
- FARMAKOLOG değil/yerine/= EMBİLİMCİ
- FARMAKOLOJİ/PHARMACOLOGY[İng.] değil/yerine/= İLAÇ BİLİMİ
- FARMAKOLOJİ ile/||/<> TOKSİKOLOJİ
( İlaçların etkilerini ve kullanımını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Zehirlerin etkilerini ve tedavisini inceleyen bilim dalı. )
- FARMAKOPE/PHARMACOPEIA[İng.] değil/yerine/= RESMİ İLAÇ BİLGİSİ
- FARMAKOVİJİLANS/PHARMACOVİGILANCE[İng.] değil/yerine/= İLAÇ TAKİP DÜZENİ
- FASET/FACET(TE)[İng.] değil/yerine/= DÜZ, PÜRÜZSÜZ YÜZEY
- FASİKÜL/FASCICLE[İng.] değil/yerine/= DEMETÇİK
- FASİKÜLASYON/FASCICULATION[İng.] değil/yerine/= SEYİRME
- FASİLITASYON/FACİLITATION[İng.] değil/yerine/= KOLAYLAŞTIRMA
- FASİYAL PARALİZİ ile/||/<> TRİGEMİNAL NEVRALJİ
( Yüz kaslarının zayıflığı ya da kötürümlüğü. İLE/||/<> Yüzde ani ve şiddetli ağrı atakları. )
- FASİYAL/FACIAL[İng.] değil/yerine/= YÜZ (İLİŞKİLİ)
- FATAL değil/yerine/= ÖLDÜRÜCÜ
- FATALITE/FATALITY[İng.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜCÜLÜK
- FATALITE ORANI/FATALITY RATE[İng.] değil/yerine/= OLGU-ÖLÜM ORANI
- FATİH KARATAŞ ve/||/<> BAHATTİN HEKİMOĞLU
( )
- FAVORİ[Fr.] ile FAVORİ[Fr.]/DULUK[Tr.]
( Gözde. İLE Sakal. )
- FAZ/İK/PHAS/IC[İng.] değil/yerine/= EVRE/Lİ
- FDA/FOOD AND DRUG ADMINISTRATION[İng.] değil/yerine/= ABD GIDA VE İLAÇ DAİRESİ
- feb. dur.[Lat. < FEBRE DURANTE] değil/yerine/= ATEŞ SIRASINDA, ATEŞ VARKEN
- FEBRİL/FEBRİLE[İng.] değil/yerine/= ATEŞLİ
- FEKAL ile FEKAL-ORAL YOL
( Dışkısal. İLE Dışkı-ağız yolu. )
- FELÇ/C[Ar.] değil/yerine/= İNME
- FELSEFE ve/<> TIP ve/<> TARİH
( Tabakât Literatürü Üzerine Bir İnceleme
[ www.klasikyayinlari.com/ebooks/default.aspx?kitapid=123 ] )
- FEMORAL ile FEMUR
( Uyluk [ile ilgili], uyluksal. İLE Uyluk kemiği. )
- FENÂLAŞMAK değil/yerine/= KENDİNDEN GEÇMEK
- FENESTRASYON/FENESTRATION[İng.] değil/yerine/= PENCERELEME
- FENOTİP/İK/PHENOTYP/IC[İng.] değil/yerine/= DIŞ GÖRÜNÜM/SEL
- FERMANTASYON/FERMENTATION[İng.] değil/yerine/= MAYALANMA
- FERMENT ile FERMENTASYON
( Maya. İLE Mayalanma. )
- FERMENT[İng.] değil/yerine/= MAYA
- FERRİ-/FERRO- ile/||/<> SİDER-SİDERO-
( Demir, demirli. İLE/||/<> Demir. )
- FERRUM[İng.] değil/yerine/= DEMİR
- FERTİL ile FERTİLİZASYON
( Döllenebilen, dölleyebilen. İLE Döllenme, dölleme. )
- FETAL ALKOL BELİRGESİ/SENDROMU ile/||/<> FETAL ALKOL SPEKTRUM BOZUKLUKLARI
( Anne karnında alkol maruziyeti sonucu gelişimsel bozukluklar. İLE/||/<> Anne karnında alkol maruziyeti sonucu ortaya çıkan çeşitli fiziksel ve zihinsel bozukluklar grubu. )
- FETAL ALKOL BELİRGESİ/SENDROMU ile/||/<> DOWN BELİRGESİ/SENDROMU
( Gebelik sırasında alkol tüketimi sonucu bebekte gelişimsel bozukluklar. İLE/||/<> Genetik bir kromozom bozukluğu ve zihinsel gerilik. )
- FETAL DİSTRES ile/||/<> PRETERM DOĞUM
( Fetüsün oksijen yetersizliği nedeniyle sıkıntıya girmesi. İLE/||/<> Gebeliğin 37. haftasından önce gerçekleşen doğum. )
- FETAL DİSTRES ile/||/<> PRETERM DOĞUM
( Bebekte oksijen yetersizliği nedeniyle sıkıntı belirtileri. İLE/||/<> Gebeliğin 37. haftasından önce doğumun gerçekleşmesi. )
- FETAL/FÖTAL ile FETUS/FÖTUS/FÖTÜS
( Dölüt [ile ilgili]. İLE Dölüt. )
- FETİD ile FETOR
( Kokuşuk. İLE Kötü koku. )
- FEV/FORCED EXPIRATORY VOLUME[İng.] değil/yerine/= ZORLU SOLUK VERME OYLUMU
- FEVER vs. TEMPERATURE
- FEVERÂN[Fars.] ile KAYNAMA | FIŞKIRMA
( KAYNAMA, GALEYAN ETME | FIŞKIRMA )
- FFP/FRESH FROZEN PLASMA | FİLTERING FACE PİECE[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA | YÜZE SÜZGEÇLENEN PARÇA
- FFP2 MASKE/FFP2 MASK[İng.] değil/yerine/= N95 MASKE
- FFR/FRACTIONAL FLOW RESERVE[İng.] değil/yerine/= ORANSAL AKIM YEDEĞİ
- FHIR/FAST HEALTHCARE INTEROPERABILITY RESOURCES[İng.] değil/yerine/= HIZLI SAĞLIK HİZMETİ BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRLİK KAYNAKLARI
- FİBER ile FİBERGLAS ile FİBERİN
( Sıkıştırılmış bitki tellerinden yapılmış mukavva ya da tahta. İLE Plastik maddelerden, özellikle poliyesterden parçaların yapımında kullanılan sağlamlaştırma maddesi. İLE Kan ve lenf serumunda bulunan, albüminli bir madde. )
- FİBER ile FİBRİL ile FİBRÖZ ile FİLAMENT ile FİLAMENTÖZ ile FİLİFORM ile FİLUM ile FİLUM TERMİNALE
( Lif, iplik. İLE Lifçik, iplikçik. İLE Lifli, ipliksi. İLE İplik, tel. İLE İpliksi. İLE İpliksi. İLE İplik, budun. İLE Uç iplik. )
- FİBER[İng.] değil/yerine/= LIF
- FİBR- ile/||/<> FİL- ile/||/<> RHABD-/RHABDO-
( Lif. İLE/||/<> İp. İLE/||/<> Çomak biçiminde yapı, çizgili lif. )
- FİBRİL[İng.] değil/yerine/= LIFÇİK
- FİBRİLASYON/FİBRİLLATION[İng.] değil/yerine/= ÇIRPINTI
- FİBRİLASYON ile/||/<> FLUTTER
( Kalbin düzensiz ve hızlı atması. İLE/||/<> Kalbin düzenli ancak hızlı atması. )
- FİBRİN değil/yerine/= PIHTI LIFİ
- FİBROMİYALJİ ile/||/<> ARTRİT
( Yaygın kas ağrısı ve duyarlılık. İLE/||/<> Eklem yangısı. )
- FİBROMİYALJİ ile MİYOFASİYAL AĞRI
( )
- FİBROMİYALJİ ile/||/<> SÜREĞEN YORGUNLUK BELİRGESİ/SENDROMU
( Yaygın kas ağrısı ve duyarlılık. İLE/||/<> Sürekli yorgunluk ve enerji eksikliği. )
- FİBROZİS ile/||/<> SİROZ
( Dokularda aşırı bağ dokusu oluşumu. İLE/||/<> Karaciğerin süreğen hasar görmesi ve skar dokusu oluşması. )
- FİBROZİS ile/||/<> SİROZ
( Dokularda aşırı bağ dokusu birikimi. İLE/||/<> Karaciğerin süreğen hasar görmesi ve skar dokusu. )
- FİBROZİS ile/||/<> SİROZ
( Dokularda aşırı bağ dokusu birikimi. İLE/||/<> Karaciğerin süreğen hasar görmesi ve skar dokusu. )
- FİBULA ile KAVAL KEMİĞİ
( FIBULA vs. TIBIA )
- FIFO/FIRST IN FIRST OUT[İng.] değil/yerine/= İLK GİREN, İLK ÇIKAR
- FİİL EHLİYETİ/CAPACITY TO ACT[İng.] değil/yerine/= AYIRT ETME GÜCÜ/EDİM UZLUĞU
- FIKIHTA:
TEMİZLİK ve/||/<>/> MİRAS
( İlk konu/alan. VE/||/<>/> Son konu/alan. )
- FİKS/FIXED[İng.] değil/yerine/= SABİT
- FİKSASYON/FIXATION[İng.] değil/yerine/= SABİTLEME | SAPLANMA
- FİKSASYON ile FİKSATİF ile FİKSE ETMEK ile FİKSE OLMAK
( Saplantı, saplanma, sabitleştirme. İLE Sabitleştirici, sıkı tutucu. İLE Sabitleştirmek, kalıcılaştırmak. İLE Odaklanmak, saplanıp kalmak. )
- FİKSATÖR/FIXER[İng.] değil/yerine/= SABİTLEYİCİ
- FİLAMENT/FİLAMENT[İng.] değil/yerine/= İĞCİK
- FİLIFORM[İng.] değil/yerine/= İPLİKSİ | ZAYIF
- filt.[Lat. < FILTRA] değil/yerine/= SÜZÜNÜZ
- FİLTRASYON/FİLTRATION[İng.] değil/yerine/= SÜZME | SÜZÜLME
- FİLTRASYON ile FİLTRAT ile FİLTRE
( Süzme, süzülme. İLE Süzüntü. İLE Süzgeç, süzek. )
- FİLTRAT/FILTRATE[İng.] değil/yerine/= SÜZÜNTÜ
- FİLTRE/FİLTER[İng.] değil/yerine/= SÜZGEÇ
- FİLYASYON/FİLIATION[İng.] değil/yerine/= ALAN INCELEMESİ
- FİMBRİYA/FİMBRIA[İng.] değil/yerine/= SAÇAK
- FISH/FLUORESCEİN İN SITU HYBRİDIZATION[İng.] değil/yerine/= FLORESAN İN SITU HİBRİDİZASYON, FLORESANLA YERİNDE MELEZLEME
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU
( 1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü )
( MUHÂCEZE: Fısıldamak. )
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU:
1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü.
- FIŞKIR(T)MA/ATTIRMA ile/ve/değil PÜSKÜR(T)ME
- ÇATLAK | AYRIK/FİSSÜR[İng. < FISSURE < Lat. FISSURA: Yarık/çatlak.] ile/ve/||/<> AKARCA/FİSTÜL[İng./Lat. < FISTULA: Tüp.] | OLAĞAN DIŞI KANAL/SAPAK BAĞLANTI
( Doku ya da örgen yüzeyinde çatlak ya da yırtık oluşması. İLE/VE/||/<> İki örgen ya da doku/yüzey arasında anormal bir bağlantı oluşması. )
( PALPEBRAL FISSURE: Göz kapakları arasındaki açıklık. )
( GASTROCOLICA FISTULA: Mide ile kolon arasında bağlantı oluşması.
COLOSTOMY: Kalın bağırsak ile karın yüzeyi arasında bağlantı oluşması. )
- FISTIK ile/||/<> YABANİ FISTIK/MENENGİÇ(BITTIM/BITTIN[Kürtçe]/BATM[Ar.])
- FİT[İng.] değil/yerine/= ATAK, NÖBET | UYMA
- FITIK/DEBE/KAVLIÇ[yerel]/ÜDRE[Ar.]/HERNIE[Fars.] değil/yerine/= KASIK YARIĞI/ÇATLAĞI
- FİTOTERAPİ/PHYTOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= BİTKİSEL SAĞALTIM
- FİZİK MUAYENE/PHYSICAL EXAMINATION[İng.] değil/yerine/= FİZİK BAKI
- FİZYOLOG değil/yerine/= İŞLEVBİLİMCİ
- FİZYOLOJİ/PHYSIOLOGY[İng.] değil/yerine/= ORGANİZMA İŞLEV BİLİMİ
- FİZYOLOJİ ile/ve/değil/||/<> ANATOMİ
( www.anatomage.com | www.anatomagetable.com )
( Gövdenin işlevlerini inceleyen bilim dalı. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Gövdenin yapısını inceleyen bilim dalı. )
( [not] PHYSIOLOGY vs./and/but/||/<> ANATOMY )
- FİZYOLOJİ ile/ve/||/<> NÖROFİZYOLOJİ
( bkz. Jean Martin Charcot )
- FİZYON/FÜZYON/FISSION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜNME | ÇOĞALMA
- FİZYOPATOLOJİ/PHYSIOPATHOLOGY[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK OLUŞUM BİLİMİ
- f.l.a.[Lat. < FIAT LEGE ARTIS] değil/yerine/= ALANIN YÖNTEMİNE GÖRE YAPINIZ
- FLAMBAJ/FLAMBAGE[İng.] değil/yerine/= YALAZLAMA
- FLANK[İng.] değil/yerine/= BÖĞÜR
- FLAPPING TREMOR ASTERIXIS, FLAPPING TREMOR[İng.] değil/yerine/= KANAT ÇIRPINTISI
- FLASHBULB HAFIZA/FLASHBULB MEMORY[İng.] değil/yerine/= AYRINTILI OLAY BELLEĞİ
- FLASİDİTE/FLACCIDITY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEKLİK
- FLASTER ADHESIVE TAPE[İng.] değil/yerine/= YAPIŞKAN ŞERIT
- fldxt.[Lat. < FLUIDEXTRACTUM] değil/yerine/= BİTKİSEL İLÂCIN SIVI DURUMDAKİ ÖZÜ
- FLEBO- ile FLEBOLİT
( Toplardamar [ile ilgili]. İLE Toplardamar taşı. )
- FLEBO- ile FOTO- ile GASTR/O-, GASTRİK ile HEM-/HEMATO-/HEMO-
( Toplar damar [ile ilgili]. İLE Işıl, ışık [ile ilgili]. İLE Mide [ile ilgili]. İLE Kan [ile ilgili]. )
- FLEKSİBIL/FLEXIBLE[İng.] değil/yerine/= ESNEK
- FLEKSİBİLİTE/FLEXIBILITY[İng.] değil/yerine/= ESNEKLİK
- FLEKSİYON/FLEXION[İng.] değil/yerine/= ESNEME
- FLEKSİYON ile FLEKSÖR ile FLEKSURA
( Bükülüm, bükülme, bükme, esneme. İLE Bükücü, eğici. İLE Dönemeç, dirsek. )
- FLEKSÖR/FLEXOR[İng.] değil/yerine/= BÜKÜCÜ, EĞİCİ
- FLEKSURA/FLEXURA[İng.] değil/yerine/= BÜKÜNTÜ
- FLEP/FLAP[İng.] değil/yerine/= SAPLI DOKU
- FLOKÜLASYON/FLOCCULATION[İng.] değil/yerine/= BULUTSU ÇÖKÜŞÜM
- FLORESAN/FLUORESCENT[İng.] değil/yerine/= IŞIKTA PARLAYAN, IŞIK YAYAN
- FLOROSKOPİ/FLUOROSCOPY[İng.] değil/yerine/= X-IŞINIYLA BAKI
- FLOW CYTOMETER[İng.] değil/yerine/= AKAN GÖZEÖLÇER
- FLOW CYTOMETRY[İng.] değil/yerine/= AKAN GÖZE ÖLÇÜMÜ
- FLOWMETER[İng.] değil/yerine/= AKIŞÖLÇER
- FLOWMETRY[İng.] değil/yerine/= AKIŞÖLÇÜMÜ
- FLU[Fr. < FLOU]/BLURRED[İng.] değil/yerine/= BULANIK
- FLÜKTÜAN/FLUCTUANT[İng.] değil/yerine/= ÇALKANTILI
- FLÜKTÜASYON/FLUCTUATION[İng.] değil/yerine/= ÇALKALANIM
- FMA/COST BENEFIT ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= YARAR BEDEL ÇÖZÜMLEMESİ
- FMA/FOUNDATIONAL MODEL OF ANATOMY[İng.] değil/yerine/= ANATOMİ TEMEL MODELİ
- FMF/FAMILIAL MEDITERRANEAN FEVER[İng.] değil/yerine/= (AILEDEN GELEN) AKDENİZ ATEŞİ
- FMRI/FUNCTIONAL MAGNETIC RESONANCE IMAGING[İng.] değil/yerine/= İŞLEVSEL MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME
- FOBİ ile -FOBİ
( Ürkü. İLE ... ürküsü. )
- FOBİ/PHOBIA[İng.] değil/yerine/= KORKU
- FOKAL/FOCAL[İng.] değil/yerine/= ODAKSAL
- FOKAL ile FOKUS
( Odaksal, yerel. İLE Odak. )
- FOKUS[İng. < FOCUS]/LANMA değil/yerine/= ODAK/LANMA
- FOLIE A DEUX[İng.] değil/yerine/= PAYLAŞILMIŞ GERÇEKLİK YİTİMİ
- FOLİK ASİT ile FOLAT
- FOLİKÜL/FOLLICLE[İng.] değil/yerine/= KESECİK
- FOLKSONOMİ/FOLKSONOMY[İng.] değil/yerine/= TOPLUMSAL SINIFLANDIRMA
- FOLLOWER[İng.] değil/yerine/= ARTÇI DALGI
- FONASYON ile FONETİK
( Ses çıkarma. İLE Konuşma [ile ilgili], sesle ilgili, sesbilim. )
- FONETİK/PHONETIC[İng.] değil/yerine/= SES (İLİŞKİLİ)
- FONKSİYONEL/FUNCTIONAL[İng.] değil/yerine/= İŞLEVSEL
- FONOKARDİYOGRAM/PHONOCARDIOGRAM[İng.] değil/yerine/= KALP SES ÇİZGESİ
- FONTANEL/FONTİKÜL/FONTANELLE/FONTICULUS[İng.] değil/yerine/= BINGILDAK
- FOR- ile/||/<> ORIFIC-
( Açıklık. İLE/||/<> Açıklık. )
- FORAMEN[İng.] değil/yerine/= DELİK
- FORERUNNER vs. HARBINGER vs. HERALD vs. MESSENGER vs. OMEN vs. PORTENT vs. SIGN vs. SYMPTOM
- -FORM ile/||/<> MORPH-/-MORPH/-MORPHİC/MORPHO-/-MORPHOUS ile/||/<> -OİD ile/||/<> -OLD ile/||/<> -PLASM ile/||/<> PAR-/PARA- ile/||/<> PSEUD-/PSEUDO-
( Biçim, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Belirli bir biçimi olan, özel biçim ve yapı, biçim. İLE/||/<> Benzer, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Andıran, benzeyen. İLE/||/<> Kalıp, biçim. İLE/||/<> Ötesinde, yanında, hatalı ve anormal durum, hemen andıran, yan kapasite ile ilgili, yakınında kaynak olmak, doğurmak. İLE/||/<> Yalancı, bir hastalığı bazı yönleri ile andıran. )
- FORMASYON/FORMATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİMLENME | OLUŞUM
- FORM/FORMAT ile FORMAL ile FORMASYON ile FORMAT ile FORME ile FORMÜLA ile FORMÜLASYON ile FORMÜLE ETMEK ile FORMÜLERİ
( Biçim. İLE Resmi, biçimsel. İLE Biçimlenme, oluşum. İLE Biçem. İLE Biçimli. İLE Hazır mama, tecimsel mama. İLE Biçimlendirme. İLE Biçimlendirmek. İLE İlaç kılavuzu. )
- FORMÜLASYON/FORMULATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİMLENDİRME | BİLEŞİMLEME
- FORNİKS/FORNIX[İng.] değil/yerine/= KEMERSİ YAPI | ÇIKMAZ | KATLANTI
- FORSEPS/FORCEPS[İng.] değil/yerine/= TUT ÇEK
- FORTRAN/FORMULA TRANSLATOR[İng.] değil/yerine/= FORMÜL DÖNÜŞTÜRÜCÜ (PROGRAMLAMA DİLİ)
- FORWARD GRUPLAMA/FORWARD TYPING[İng.] değil/yerine/= DOĞRUDAN ÖBEKLENDİRME
- FOSSA[İng.] değil/yerine/= ÇUKUR
- FOSSA ile GODE
( Çukur. İLE Çukur. )
- FOTOTERAPİ/PHOTOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= IŞIK SAĞALTIMI
- FOVEA[İng.] değil/yerine/= ÇUKURCUK
- FPGA/FİELD-PROGRAMMABLE GATE ARRAY[İng.] değil/yerine/= PROGRAMLANABİLİR KAPI DİZİSİ
- FRAGMAN ile FRAGMANTASYON ile FRAGMANTE
( Parça, parçacık. İLE Parçalanma. İLE Parçalanmış. )
- FRAGMANTASYON/FRAGMENTATION[İng.] değil/yerine/= PARÇALAMA
- FRAJİL[İng./Fr. FRAGILE] değil/yerine/= KIRILGAN
- FRAJİLITE/FRAGILITY[İng.] değil/yerine/= KIRILGANLIK
- FRAKSİYON/FRACTION[İng.] değil/yerine/= PARÇA | BÖLÜM | KESİM
- FRAKSİYONASYON/FRACTIONATION[İng.] değil/yerine/= AYRIŞMA
- FRAKTÜR/FRACTURE[İng.] değil/yerine/= KIRIK
- FRAME[İng.] değil/yerine/= ÇERÇEVE, KARE KARE
- FRANZ ANTON MESMER ve/||/<> JOSEF BREUER ve/||/<> PHILIP PINEL ve/||/<> JEAN MARTIN CHARCOT
- FRC/FRK/FUNCTIONAL RESIDUAL CAPACITY[İng.] değil/yerine/= FONKSİYONEL İŞLEVSEL ARTAKALAN SIĞA, REZİDÜEL KAPASITE
- FREKANS[Fr. FRÉQUENCE/İng. FREQUENCY] değil/yerine/= SIKLIK
( Birim zamandaki titreşim sayısı. )
- FREMITUS[İng.] değil/yerine/= ELE GELEN TİTREŞİM
- FRENGİ/SİFİLİS[Lat.] ile FRENGİ
( Genellikle, eşeysel birleşmelerle bulaşan, sağaltılmazsa, inme, körlük, delilik gibi sonuçlara kadar varan, döle de geçerek, gövde ve akılca sakat çocukların doğmasına neden olan sayrılık. İLE Gemi güvertelerinde, suların dışarıya akması için bordalara açılan delik. )
- FRİKSİYON/FRICTION[İng.] değil/yerine/= SÜRTÜNME
- FRONTAL DÜZLEM/FRONTAL PLANE[İng.] değil/yerine/= KORONAL DÜZLEM
- FRONTAL[İng.] değil/yerine/= ALNA İLİŞKIN | ÖNDEN
- FROTMAN/FRICTION RUB[İng.] değil/yerine/= SÜRTÜNME SESİ
- FROZEN SECTION[İng.] değil/yerine/= DONUKKESIT INCELEME
- FROSTBİTE/FROZEN[İng.] değil/yerine/= DONUK
- FRUSTRASYON/FRUSTRATION[İng.] değil/yerine/= ENGELLENME
- FT-IR/FOURIER TRANSFORM INFRARED SPECTROSCOPY[İng.] değil/yerine/= FOURİER DÖNÜŞÜMÜ KIZILÖTESİ SPEKTROSKOPİSİ
- ft. pulv.[Lat. < FIAT PULVIS] değil/yerine/= TOZ DURUMUNA GETİRİNİZ
- FTA/FAULT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= HATA AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ/ANALİZİ
- FTP/FILE TRANSFER PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= DOSYA AKTARIM PROTOKOLÜ
- FTR/PHYSICAL THERAPY AND REHABILITATION[İng.] değil/yerine/= FİZİK TEDAVİ VE REHABILITASYON
- FÜG/FUGUE[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL KAÇIŞ
- FULGURASYON/FULGURATION[İng.] değil/yerine/= ŞİMŞEKLEME
- FULL-TIME[İng.] değil/yerine/= TAM GÜN
- FULMINAN/FULMINANT[İng.] değil/yerine/= TEZ KÖTÜLEŞEN
- FUNDUS[İng.] değil/yerine/= DİP | ÇANAK
- FUNGAL ile FUNGUS ile FUNGUSİD
( Mantar [ile ilgili]. İLE Mantar. İLE Mantar öldürücü. )
- FUNGUS[İng.] değil/yerine/= MANTAR
- FUNNEL EFFECT[İng.] değil/yerine/= HUNİ ETKİSİ
- FURŞET/FOURCHETTE[İng.] değil/yerine/= ÇATAL
- FÜZİFORM/FUSIFORM[İng.] değil/yerine/= İĞSİ
- FÜZYON/FUSION[İng./Fr.] değil/yerine/= KAYNAŞMA
- FUZZY LOGIC[İng.] değil/yerine/= BULANIK MANTIK
- FUZZY[İng.] değil/yerine/= BULANIK
- FVK/FORCED VITAL CAPACITY[İng.] değil/yerine/= ZORLU YAŞAMSAL SIĞA, ZORLU VİTAL KAPASİTE
- g [KUVVETİ] ile G [KÜTLE ÇEKİMİ SABİTİ]
( Hızlanmaya bağlı olarak gövdemizin kütlesi yerinde durma direnci gösterir ve gövdemizle bizi iten araç arasındaki basınçtır. İLE ... )
- G-LOC/G-INDUCED LOSS OF CONSCIOUSNESS GRAVITE[İng.] değil/yerine/= (YER ÇEKİMİ) UYARIMLI BİLİNÇ KAYBI
- G NOKTASI ile/değil G NOKTASI
( İnsanda. İLE/DEĞİL Mali'nin başkenti Bamako'da bulunan bir tepenin adı. )
- GALAKTOGRAFİ ile GALAKTORE ile GALAKTOSEL ile GALAKTOŞEZİ
( Süt yolu filmi. İLE Süt akması. İLE Süt kisti. İLE Süt durması. )
- GALİP[Ar.] değil/yerine/= BASKIN/YENEN/KAZANAN/UTKAN
- GALO RİTMİ/GALLOP RHYTHM[İng.] değil/yerine/= DÖRTNAL DİZEMI
- GAM ile/değil/yerine KAYGI
( Uyku getirir. İLE Uyutmaz. )
( Kalbe zarar verenler. )
- GAMET/GAMETE[İng.] değil/yerine/= EŞEY GÖZESİ
- GAMET/SPERM ile/||/<> GAMET HAVUZU ile/||/<> GAMETOFİT
( Eril üreme gözesi. Eşeyli üremede öncül eşey gözelerinin mayoz bölünmesi sonucunda oluşan özelleşmiş haploit göze. İLE/||/<> Bir popülasyonda, gelecek popülasyona aktarılabilecek olan ya da bu konuda potansiyeli olan tüm gamet genotiplerinin tüm kopyaları.[Popülasyon içinde var olan gametlerin tamamı olarak düşünülebilir.] İLE/||/<> Döl almaşında haploid kuşak.[Haploid gametleri[yumurta ve sperm] üretir.] )
- ÇUKURCUK/GAMZE[Fars.]/DIMPL/E[İng.] ile/ve/değil GAMZE[Fars.]
( Yanaktaki çukur. İLE/VE [Divan edb.] Sevgilinin süzgün bakışı. | Birkaç anlama gelebilen bakış. )
- GANGLİYON/GANGLION[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜM | SİNİRÇEKİRDEK
- GANGREN[KANGREN DEĞİL!] ile/||/<> ÜLSER
( Dokuların ölmesi ve çürümesi. İLE/||/<> Mide ya da bağırsak duvarında yara oluşması. )
- GAP[İng.] değil/yerine/= ARALIK, AÇIKLIK, BOŞLUK
- garg.[Lat. < GARGARISMA] değil/yerine/= GARGARA
- GARGARA/MAZMAZA[Ar.] ile İSTİNŞÂK
( Ağzı, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkama. İLE Burnu, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkama. )
- GASTRALJİ ile GASTREKTOMİ ile GASTRİT ile GASTROİNTESTİNAL ile GASTROENTEROLOG ile GASTROENTEROLOJİ ile GASTROİNTESTİNAL TRAKT ile GASTROPLASTİ ile GASTROSKOPİ
( Mide ağrısı. İLE Mide çıkarımı. İLE Mide yangısı. İLE Mide/bağırsak [ile ilgili] sindirim dizgesi, sindirim yolları. İLE Sindirimbilim uzmanı. İLE Sindirimbilim. İLE Sindirim dizgesi, sindirim yolları. İLE Mide onarımı. İLE Mide bakısı. )
- GASTRİK ÜLSER ile/||/<> DUODENAL ÜLSER
( Mide zarında yara oluşumu. İLE/||/<> On iki parmak bağırsağında yara oluşumu. )
- GASTRİT ile/||/<> GASTROENTERİT
( Mide zarının yangılanması ile mide ağrısı ve hazımsızlık. İLE/||/<> Mide ve bağırsakların yangılanması ile sürgün ve kusma. )
- GASTRİT ile/||/<> PEPTİK ÜLSER
( Mide zarının yangılanması ile mide ağrısı ve hazımsızlık. İLE/||/<> Mide ya da onikiparmak bağırsağında açık yaralar. )
- GASTRİT ile/||/<> ÜLSER
( Mide zarının yangılanması. İLE/||/<> Mide ya da bağırsak duvarında yara oluşması. )
- GASTRİT[Fr.] ile ÜLSER[Fr.]/KARHA[Ar.]
( Ansiklomedi'deki açıklamaları okumak için burayı tıklayınız... )
( Mide mukozası yangısı. İLE Sindirim örgenlerinde ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara. )
- GASTROENTERİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ
( Mide ve bağırsakların yangılanması ile sürgün ve kusma. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. )
- GASTROENTERİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ
( Mide ve bağırsakların yangılanması ile sürgün ve kusma. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. )
- GASTROENTEROLOG değil/yerine/= SİNDİRİMBİLİMCİ
- GASTROENTEROLOJİ/GASTROENTEROLOGY[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM BİLİMİ
- GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ (GERD) ile/||/<> PEPTİK ÜLSER
( Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. İLE/||/<> Mide ya da onikiparmak bağırsağında asit nedeniyle yara oluşması. )
- GATE[İng.] değil/yerine/= KAPI
- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME
- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM
( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )
( ... ile/değil TSIMPONA )
( [Lazca] ... ile/değil GUDA )
( ... ile/değil DANKİYO )
- GAZ[Fr. < Lat. CHAOS[Van Helmont] | "ga" uzun okunur] ile GAZ[Fr. < GAZE] ile GÂZ[Ar.]
( Normal basınç ve sıcaklıkta, olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapmak özelliğinde olan akışkan nesne. İLE Tül. İLE Diş. | Dişle tutma, ısırma. )
- GAZ ve/<> KABIZLIK/İNKIBAZ
- GBK/TEMPORARY LOSS OF CONSCIOUSNESS[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ BİLİNÇ KAYBI
- GCS/GLASGOW COMA SCALE[İng.] değil/yerine/= GLASGOW KOMA ÖLÇEĞİ, GLASGOW KOMA SKALASI
- GDM/GENERALIZED LINEAR MODEL[İng.] değil/yerine/= GENELLEŞTİRİLMİŞ DOĞRUSAL MODEL
- GDPR/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ
- GEBELİK BELİRTİLERİ ile/ve/değil/||/<> ÂDET BELİRTİLERİ
- GEBELİK ile/ve/||/<>/> EBELİK
( Ben/sen. İLE/VE/||/<>/> Ben/o. )
- GEBE/LİK ve/||/<> GEBERMEK[< KABARMAK/GABARMAK]
(
)
- GEBELİKTE:
İLK 3 AY ile/ve/<> İKİNCİ 3 AY ile/ve/<> ÜÇÜNCÜ 3 AY
( http://www.DilaraKocak.com.tr/gebelik )
- GECE UYKUSU ile/ve/||/<> GÜNDÜZ (ÖĞLE) UYKUSU/KAYLÛLE[Ar.]
- GEÇERLİ/LİK ile/ve YARARLI/LIK
( VALID vs./and BENEFICIAL )
- BAĞIRSAK:
GEÇİRGEN/SIZDIRAN ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI
( )
- GEÇİRGEN ZAR ile GEÇİRGEN OLMAYAN ZAR ile YARI GEÇİRGEN ZAR
( PERMEABLE MEMBRANE vs. NON-PERMEABLE MEMBRANE vs. SEMI-PERMEABLE MEMBRANE )
- GEÇİŞTİRMEK ile/değil/yerine DİNDİRMEK
- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> "İDARE ETMEK"
- GEĞİRMEK ile/ve OSURMAK
( Kültürlere göre ikisi de çok büyük ayıp/yanlış/hata olarak da, sıradan bir durum olarak da algılanabilmekte/değerlendirilebilmektedir. )
( Bazı kültürlerde, yemek sırasında yellenme bile sıradan bir durum olarak karşılanabilmektedir. )
( FLATUS VOCES )
( Üstten. İLE/VE Alltan. )
( Ağızdan. İLE/VE Anüsten. )
( TECEŞŞÜ', TEFTÎH[< FETH | çoğ. TEFTÎHÂT] ile/ve ZARTA )
( ÂRÛG, ÂCÜL ile/ve ... )
( TO BELCH, BURP, ERUCTATION vs./and TO FART )
- GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK
( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. İLE Mezgitgillerden, yılanbalığına benzer bir balık. İLE Yılancık, arpacık, çıban vb. verilen ad. )
- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- GELİŞİMSEL BİYOLOJİ ile EMBRİYOLOJİ
( Döllenmeden olgunluğa kadar canlıların nasıl geliştiğini inceleyen bilim dalı. İLE Erken embriyonik gelişimi inceleyen bir alt dal. )
- GEMIFİKASYON/GAMİFICATION[İng.] değil/yerine/= OYUNLAŞTIRMA
- GEN EKSPRESYONU/GENE EXPRESSION[İng.] değil/yerine/= GEN İFADESİ
- GEN/GENE[İng.] değil/yerine/= KALITLIK
- GEN MUTASYONU/GENE MUTATION[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞİNIMİ
- GEN ve/||/<>/> HAPLOGRUP ve/||/<>/> Y SOYAKTARANI
- GEN ve/<> HOLOGRAM
- GEN ile/ve/||/<>/> KROMOZOM
( DNA'nın işlevsel bir birimi. İLE/VE/||/<>/> Genleri taşıyan yapı. )
- GEN ile/ve/||/<> MC1R GEN
( ... İLE/VE/||/<> Deri rengi[pigmentasyonu] üreten genlerden biri. )
- GENÇLİK ile/<>/>< YETİŞKİNLİK ile/<>/>< YAŞLILIK
( [ne yazık ki] Zaman ve enerji vardır fakat cepte (pek/yeterince) para yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Para ve enerji vardır fakat (pek/yeterince) zaman yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Zaman ve para vardır fakat (yeterince) enerji yoktur/olmaz. )
( )
( Genç/lik, bilse; yaşlı/lık, yapabilse...
Si jeunesse savait, si vieillesse pouvait. )
- GENDER[İng.] değil/yerine/= TOPLUMSAL CINSİYET
- GENEL DUYULAR ile/ve/<> ÖZEL DUYULAR
( Görme, İşitme, Dokunma. İLE/VE/<> Koklama, Tatma. )
( Bellek kayıtları yoğundur. İLE/VE/<> Bellek kayıtları hafiftir. )
- GENESIS BLOCK[İng.] değil/yerine/= AKILLI BLOK
- GENETİK/GENETICS[İng.] değil/yerine/= GEN BİLİMİ
- GENETİK SEKANS/GENETIC SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= GENETİK DİZİ/DİZİLIM
- GENETİK ile/ve/değil/||/<>/> EPİGENETİK
( )
( Genetik bir "öykü/süreç" değiliz! )
( %5 ile/ve/değil/||/<>/> %95 )
( Kalıtsal verileri inceleyen bilim dalı. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Genlerin çevresel etmenler tarafından nasıl denetlendiğini inceleyen bilim dalı. | DNA dizisindeki değişikliklere dayanmayan, mitoz ve bazen mayoz bölünmede kalıtılabilen gen işleyiş değişikliklerini inceleyen bilim dalı. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Conrad Hal Waddington [08 Kasım 1905 - 26 Eylül 1975] )
- GENETİK ile/değil GELENEKSEL
- GENETİK[Alm./İng.] değil/yerine/= KALITIMBİLİM
( Kalıtım bilimi.| Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen. | Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili. )
- GENİ-/GENİO- ile/||/<> GNATH-/GNATHO- ile/||/<> MENTO-
( Çene. İLE/||/<> Çene. İLE/||/<> Çene. )
- GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> (YAPILANDIRILMIŞ VERİ DEĞİŞİMINDE) JAVASCRIPT NESNE GÖSTERİMİ/JAVASCRIPT OBJECT NOTATION/JSON[İng.]
( Bir biçimlendirme dilidir ve verileri tanımlamak için etiketleri kullanır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Verileri nesneler biçiminde tanımlamak için anahtar/değer çiftlerini, diziyi vb. kullanır. )
( Karmaşık veriler için etiketleri tekrarlamamız gerekebilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Veriler, nesneler olarak temsil edilebilir. [Bu nedenle, JSON hafiftir ve XML'den daha hızlıdır.] )
- GENİTAL:
SİVİLCE ile/ve/||/<> UÇUK
- GENİTAL ile GENİTALİA ile GENİTO-ÜRİNER
( Eşeysel, üreme[yle ilgili]. İLE Eşeysel/üreme örgenler/i. İLE Üreme-işeme [ile ilgili]. )
- GENOM/GENOME[İng.] değil/yerine/= SOY KALITI
- GENOM SEQUENCING[İng.] değil/yerine/= GENOM DİZİLEME
- GENOTİP/GENOTYPE[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI
- GENOTOKSİSİTE/GENOTOXICITY[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI AĞULANDIRICILIK
- GENZEL ve/||/<> GENZEK
( Genizle ilgili. | Genizden çıkarılan (selen), genizsi. VE/||/<> Genizden konuşan, hımhım. )
- GEO- ile/||/<> TOP-/TOPO-/-TOPY
( Yer, toprak. İLE/||/<> Yer, yerleşim, lokalize. )
- GERDAN ile GERDANLIK ile GERDANİYE
( Gövdenin, omuzlarla, baş arasında kalan bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk. İLE Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. İLE Türk müziğinde, ince sol notasını andıran perde ve bir makam adı. )
- GERE GERE ile GEĞİRE GEĞİRE
- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK
( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )
( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )
( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )
( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )
( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )
- GERGİNLİĞİN BÖLGELERİNDE:
BOYUN ile/ve/||/<> OMUZ ile/ve/||/<> ÜST SIRT ile/ve/||/<> ORTA SIRT ile/ve/||/<> ALT SIRT ile/ve/||/<> MİDE
( [psikolojik nedenleri] "Kendini tanımlamada korku ve bastırılmışlık." İLE/VE/||/<> "Zorunluluk ve sorumluluk." İLE/VE/||/<> "Üzüntü, keder." İLE/VE/||/<> "Güvensizlik ve güçsüzlük." İLE/VE/||/<> "Utanç, suçluluk, değersizlik." İLE/VE/||/<> "Duyguları yönetmede yetersizlik." )
- GERİLME ile GERİNME
( TENSION vs. STRECH )
- GERİNME ile KASILMA
( TO STRETCH vs. SPASM )
- GERİYATRİ/GERIATRICS[İng.] değil/yerine/= YAŞLILIK BİLİMİ
- GERİYATRİK/GERIATRIC[İng.] değil/yerine/= YAŞLI | YAŞLILIKLA İLGILİ/İLİŞKİLİ
- GERİZEKÂLI değil/yerine/>< GEZİ ZEKÂLI
- GERMİSİT/GERMICIDE[İng.] değil/yerine/= MİKROPKIRAR, BULAŞSAVAR
- GERO-/GERONT-/GERONTO- ile/||/<> GENO- ile/||/<> PRESBY- ile/||/<> SEN-
( Yaşlılıkla ilgili. İLE/||/<> Irk, cins, cinsel üreme, yaşlı. İLE/||/<> Yaşlılıkla ilgili. İLE/||/<> Eski, yaşlı. )
- GERONTOLOJİ/GERONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= YAŞLANMA BİLİMİ
- GEST- ile/||/<> GRAVİ- ile/||/<> PHOR-/-PHORE/-PHORİA/PHORO-/-PHOROUS
( Taşıma. İLE/||/<> Ağır, gebe. İLE/||/<> Taşıyan, yüklenen, görme ekseninin dönmesi. )
- GESTALT[İng.] değil/yerine/= BİÇİM
- GESTASYON/GESTATION[İng.] değil/yerine/= GEBELİK
- GEUST- ile/||/<> -GEUSİA
( Tat. İLE/||/<> Tat alma duyusu ile ilgili. )
- GEVŞEK/LİK ile/ve/||/<> ESNEK/LİK
- GHRELİN ve/||/<>/> İNSÜLİN ve/||/<>/> LEPTİN
( )
- GIA/TRANSIENT ISCHEMIC ATTACK[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ YETERSİZ KANLANMA ATAĞI, GEÇİCİ İSKEMIK ATAK
- GİB/GRAPHICS PROCESSING UNIT[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE İŞLEME BİRİMİ, GRAFİK İŞLEME BİRİMİ
- GİBOSİTE ile GİBUS
( Kamburluk. İLE Kambur. )
- GİBOZİTE/GIBBOSITY[İng.] değil/yerine/= HÖRGÜÇLENME
- GICIK OLMAK ile UYUZ OLMAK
- GIDA ile YEMEK
( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )
( Aldığımız gıdalar, hayat ve huy sahibidir. )
( Kazın yediği otlar, kişiler/insan için şifalıdır. )
( MAT'ÛM[çoğ. MAT'ÛMÂT]: Yenilecek yemek. )
- GINGIVA[İng.] değil/yerine/= DİŞ ETİ
- GİNGİVİT ile/||/<> PERİODONTİT
( Diş etlerinin yangılanması. İLE/||/<> Diş etleri ve dişleri destekleyen kemiklerin yangılanması. )
- GİRİNTİ-ÇIKINTI
- GIRTLAK, İMİK/ÜMÜK/HANÇERE[Ar.] ile ÂDEM ELMASI ile GIRTLAK KAPAĞI
( HACEB ile TUFFÂH-I ÂDEMÎ ile ... )
( LARYNX/THROAT vs. ADAM'S APPLE vs. EPIGLOTTIS )
( TRACHÉE ARTÈRE avec ... avec ... )
- GIRTLAK ile YUTAK
( LARYNX vs. PHARYNX )
- GİRUS/GYRUS[İng.] değil/yerine/= BEYİN KIVRIMI
- GİRYÂN ile/ve NERGİS
( Ağlayan göz. İLE/VE Mahmur bakan göz. Yan bakış/lı. )
( ... İLE/VE Divan edebiyatında zehir, bazen panzehir olarak geçer. )
- GIS/GASTROINTESTINAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SİNDİRİM DÜZENİ, SİNDİRİM SİSTEMİ, GASTROİNTESTİNAL SİSTEM
- GIS/GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ
- GIŞÂ-İ HÜCREVÎ ile GIŞÂ-İ KİLYE ile GIŞÂ-İ MUHÂTÎ ile GIŞÂ-İ MÜSTEBTIN-ÜL-BATN
( Mukoza zarı. İLE Böbrek zarı. İLE Gövdenin tüm iç boşluklarını kaplayan/örten ince deri. İLE Karın zarı, periton. )
- GİZLİ ile/ve/değil AÇIĞA ÇIKMAMIŞ
- GKM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ
- GLAND[İng.] değil/yerine/= BEZ
- GLANDULA[İng.] değil/yerine/= BEZCİK
- GLANS
( PENİS UCU )
- GLİKOZ ile FRUKTOZ
( Altı karbonlu aldoz şekeri. İLE Altı karbonlu ketoz şekeri. )
- GLİKOZ ile/ve/<> FRÜKTOZ/LEVÜLOZ[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Meyve şekeri. )
- GLİKOZİT[Fr. < Yun.] ile/ve/<> GLİKOZÜRİ[Fr. < Yun.]
( Çoğu bitkide bulunan glikoz bileşiklerinin genel adı. İLE/VE/<> Sidikte, şekerli bir maddenin, özellikle glikozun bulunması durumu. )
- GLİYA
( Beynin sinir hücrelerinin beslenmesi ve bakımında rol oynayan temel destek hücreleri. )
- GLİYA/GLIA[İng.] değil/yerine/= SİNİR DESTEK GÖZESİ
- GLİYOZİS/GLIOSIS[İng.] değil/yerine/= GLİYALAŞMA
- GLOBÜLER/GLOBULAR[İng.] değil/yerine/= YUVARIMSI
- GLOKOM[Fr.] değil/yerine KARASU
( Ağır akan su. | Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe neden olabilen bir göz sayrılığı. )
- GLOKOM ile/||/<> KATARAKT
( Göz içi basıncının artmasıyla optik sinir hasarına neden olan bir sayrılık. İLE/||/<> Göz merceğinin bulanıklaşmasıyla görme kaybı. )
- GLOMERÜL/GLOMERULUS[İng.] değil/yerine/= YUMAKÇIK
- GLOMERÜLONEFRİT ile/||/<> NEFROTİK SENDROM
( Böbrek glomerüllerinin yangılanması. İLE/||/<> Böbreklerde protein kaybı ve ödem. )
- GLOS(S)AL/GLOS(S)O- ile OTO- ile ELEKTRO-
( Dil [ile ilgili]. İLE Öz- | Kulak [ile ilgili]. İLE Elektrik/akım [ile ilgili]. )
- GLOT- ile/||/<> GLOSS-/GLOSSO-/-GLOSSİA ile/||/<> LİNGU-/LİNGUO-
( Dil. İLE/||/<> Dil, dille ilgili durum. İLE/||/<> Dil. )
- GLUC-/GLUCO-/GLYCO- ile/||/<> SACCHAR-/SACCHARO-
( Tatlı, glukozla ilgili şekerli. İLE/||/<> Şekerle ilgili, şeker. )
- GMM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ
- GNO-/-GNOSİA/-GNOSİS/-GNOSY ile/||/<> -GRAM ile/||/<> -GRAPH/GRAPHO-/-GRAPHY
( Bilmek, biliş, anlayış, anlamak, tanıma, bilgi dalı, özelleşmiş dal. İLE/||/<> Belirgin, yazılan, beliren, ortaya çıkan, çizme, işaretleme, iz bırakma, yazdırma. İLE/||/<> Yazdırma, film ya da makale halinde ortaya koyma, yazıcı araç. )
- GNOZİ/GNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMA
- GÖBEK DELİĞİNİN:
ALTI ile/ve/değil/<> ÜSTÜ
( Ya eril, ya da dişil. İLE/VE/<>/DEĞİL Hem eril, hem de dişil. )
( ARZ ile/ve/<>/değil KÜRSÎ [ve ARŞ] )
- GÖBEK ile GEBELİK/BEBEK
( İRTİKÂZ[Ar.]: Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )
( HABL-İ SÜRREVÎ: Ana rahmindeki bebeği meşîme denilen sona bağlayan ip, göbek bağı. )
( ... ile ÂBİSTENÎ )
( NAVEL vs. PREGNANCY/GESTATION/BABY )
- GÖBEK ile/ve/||/<> GÖBEK DELİĞİ
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- GÖBEK ile MERKEZ
( Ulvî ve süflî (aydınlık ve karanlık) bölgelerin birleştiği nokta. İLE ... )
- GÖÇME ile (")GÖÇME(")
( Mekânlarda/"insanda"[bölge/yer değiştirme]. İLE/VE/<> Nesnelerde/"insanda[yaşlanma, sağlığını kaybetme].". )
- GÖDEN ile/ve/< KOLON
( Kalınbağırsağın son bölümü. İLE/VE Kalınbağırsağın gödenden önceki bölümü. )
( Bir de "Müdür" öyküsü vardır. Bilenler bilir. Bilmeyenler çevrelerindeki bilenlerden dinleyebilir. )
- GÖĞÜS KABURGALARI ile/ve YÜZEN/YALANCI KABURGALAR
( İlk 7 kaburga. İLE/VE Son 5 kaburga. )
( Kaburgalar, solunum örgenlerini, midenin ve bağırsakların üst kısımlarını âdeta bir kafes içine alır ve onları korur. Aynı zamanda, göğsün tüm incinmelerden etkilenmesinden kaçınmasında yardımcı olur. Kaburgalar, ek genişlik kazanma gereksinimini karşılamak, besin ve gazlarla dolu olan mideye yer sağlamak için göğsü genişletir. Göğüs ve solunum kaslarına gerekli yeri sağlar. Yaşamsal örgenlerin kolayca baskı altında kalmaması ve harap olmaması gerektiği için üstten yedi kaburga, ek bir örtü ve koruma sağlamak üzere, sternumla birleşmiştir. Sindirim örgenlerini örten kaburgalar, omurgadan çıkar fakat sternumla birleşmez, bundan dolayı ön tarafta görülmez. Kaburgalar yukarıdan aşağı doğru aşamalı olarak küçülür. Üst taraftaki kaburgaların ucları birbirine yakın ama aşağı taraftaki kaburgalarınki birbirinden biraz uzaklaşır. Kaburgalar, karaciğer ve dalağı da korur ve midenin tamamına geniş bir yer bırakır. Göğsü çepeçevre sarmış olan ilk yedi kaburga, göğüs kaburgaları olarak bilinir. Bu öbeğin ortasındaki kaburgalar, en geniş ve en uzun kaburgalardır. Uctaki kaburgalar, en ufak olanlardır. Kemikten kaburgaların ince karın zarını harap etmesine engel olmak ve onu korumak için bu kaburgaların ucu kıkırdaktandır. )
- GÖĞÜS KASI "GELİŞTİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZ KASI GELİŞTİRMEK
- GÖĞÜS ile GÖĞÜS BOŞLUĞUNA AİT OLAN
( KASS, SADR ile ... )
( SÎNE ile ... )
( CHEST vs. PECTORAL )
( STETHOS[< STETESKOP (René-Théophile-Hyacinthe Laennec)] ile ... )
- GÖĞÜSLER değil GÖĞÜS/MEME
( CÂM-I ŞÎR: Sütlü meme. )
( SADR değil SEDY/SEDYÜN )
( [not] CHEST but BREAST )
- GÖLGE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< GÖVDE
( Gölgeyi takip edersen güneşi de bulursun! )
( Gölgeni göremiyorsan, gölgeye kaç! )
( "Bilgi/episteme(loji)". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/< Varolan/onto(loji). )
( [not] SHADOW vs./and/=/||/<>/ BODY instead of SHADOW )
- GÖMÜT/MEZAR ile/ve/değil/||/<> MORG
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Adliyece kovuşturmayı gerektiren olaylar sonucu ya da birdenbire ve kuşkulu ölümlerde, ölüm nedeninin ve ölünün kim olduğunun saptanması için ölülerin konulduğu ve inceleme yapılan yer ya da yapı. )
- GON-/GONO- ile/||/<> GONY-/GONYO-/GONO- ile/||/<> ANKYL-/ANKLYO- ile/||/<> GONİO- ile/||/<> CHORO-/CHORİ- ile/||/<> GENO- ile/||/<> ANDRO-
( Tohum, döl, doğurucu, semenle ilgili. | Diz. İLE/||/<> Diz. İLE/||/<> Yapışma, dirsek, ek. İLE/||/<> Açı, köşe. İLE/||/<> Koryon ya da koryoidle ilgili. İLE/||/<> Irk, cins, eşeysel üreme, yaşlı. İLE/||/<> Erkek ile ilgili [androjen: Erkeklik hormonu]. )
- GONOZOM/SEX CHROMOSOMES[İng.] değil/yerine/= EŞEYSELLİK KROMOZOMLARI
- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<>/> BAĞIŞÇI
- GÖREBİLDİĞİMİZ IŞIK:
KIRMIZI ile/ve/<> MOR ARASI
( 400 nanometre. İLE/VE/<> 700 nanometre arası. )
( [Güneşten gelen beyaz ışığın, yansıma ve kırılmasıyla birlikte]
Az saçılmayla. İLE/VE/<> Çok saçılmayla. )
- GORİLLER ile İNSAN
( [Grip olunca] Ölüyorlar. İLE Ölmüyoruz. )
( [Ebola olunca] Ölmüyorlar. İLE Ölüyoruz. )
( Yüzemez.[Bellerini geçen yere/suya de gitmezler.] İLE Yüzebilir. )
- GÖRME >< ŞİZOFRENİ
( Doğuştan görme engelli olan kişiler, şizofreni hastalığına yakalanmıyor. )
- GÖRMEDE:
HAREKET ve/||/<> BİÇİM ve/||/<> RENK
- GÖRME/TATMA/KOKLAMA/DOKUNMA ile/ve/değil/||/<>/< DUYMA
( Uyur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Uyumaz. )
( Dirençli/ihtiyârî. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dirençsiz/gayr-ı ihtiyârî. )
- GÖRÜ ile/ve TANIKLIK
- GÖRÜLMEMİŞ HASTALIK ile/ve/<> GÖRÜLMÜŞ OLSA DA TEDAVİ EDİLEMEYEN HASTALIK
- GÖT KOKUSU değil/yerine/||/<>/< TER ya da BOK KOKUSU
- GÖVDE AMELİYATI ile/ve/||/<> MANEVİ AMELİYAT
( [Kişinin] Uyut(ul)ması gerekir. İLE/VE/||/<> Uyan(dırıl)ması gerekir. )
- GÖVDE ISISINDA:
41/42 ÜSTÜ ile/ve/||/<> 34.5 ALTI ile/ve/||/<> 31 ALTI
( Tehlikelidir. İLE/VE/||/<> Tehlikelidir. İLE/VE/||/<> Ölümcüldür. )
- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]
- GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN
( Gövde ve gövdeyle özdeşlik duygusu var oldukça, düş kırıklıkları kaçınılmazdır. )
( Gövde olmadığında siz gövdeden ayrılmış değilsiniz - sadece Siz'siniz. )
( Gövde, üzerinde aşırı konsantrasyon kendi amacına ters düşer ve aksi sonuç verir. )
( Kendinin, gövde ve zihin olmadığını bilen bir kişi, bencil olamaz. Çünkü, bencillik nedeni olabilecek bir şeye sahip değildir. )
( Benlik, öylesine kendinden emindir ki, cesâreti tümüyle kırılmadıkça vazgeçmez. )
( Bir gövdede odaklanmış sonsuz olansınız. )
( "Ben Gövde'yim" düşüncesini yok edin, o zaman iç ve dış bir olacak. )
( "Ben Gövde'yim" düşüncesinin ötesine geçin. )
( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )
( Gövde ve zihin içinde olmadığınızı, fakat her birinin de farkında olduğunuzu bilmek, kendini-biliştir. )
( Sükûnet ve sessizlik içinde "Ben" kabuğu erir ve iç ile dış bir olur. )
( Her kim, varoluşu hakkında bir yanıt arayarak düşünürse ve kendi kaynağını bulmayı içtenlikle isterse, her zaman mevcut olan "Ben-im" duygusunu kavrayabilir ve zihni karartan bulutlar dağılıp, varlığın özü tüm ihtişamıyla görününceye dek onun üzerinde büyük dikkatle ve sabırla durabilir. )
( As long as there is the body and the sense of identity vs. the body, frustration is inevitable.
Without the body you are not disembodied - you Just are.
The self is so self confident, that unless it is totally discouraged, it will not give up.
Go beyond the I-am-the-body idea.
The body and the mind are limited and therefore vulnerable; they need protection which gives rise to fear.
Whoever is puzzled by his very existence as a conscious being and earnestly wants to find his own source, can grasp the ever-present sense of I am and dwell on it assiduously and patiently, till the clouds obscuring the mind dissolve and the heart of being is seen in all its glory. )
( [not] BODY vs./and/<>/but I
I instead of BODY )
( ZÂT ile/ve/<>/değil VÜCÛD/SIFAT )
- GÖVDE ile/ve ben
- GÖVDE ile/ve/||/<> BİLİNÇ
( Zuhur/tezahür. İLE/VE/||/<> Tecelli. )
( Kişi, önce gövdesine bakmalıdır. )
( İnsan gövdesi, doktoru, eczanesi kendinde olan bir yapıya sahiptir. )
( MENZİL-İ CÂN: İnsan gövdesi. | Ulvî âlem. )
( TENÂVÜR[Ar.]: İri gövdeli kişi. )
- GÖVDE ile/ve/<> BÜNYE[Ar.]
- GÖVDE ve/<> MÂBED
( Mâbedine[gövdesine] bakmayan, mâbâdına[kıçına] bakmak zorunda kalır. )
( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )
- GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN
( Gövde ile gövdede barınan bilinç arasında zihin yer alır. )
( Gövde, ölçüsünü bilir, ama zihin bilmez. )
( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )
( Gövde, dış varlığı, bilinç iç varlığı tanımlar, saf farkındalık halinde ise En Yüce Olan'la temas kurulur. )
( Gövdenin ötesine geçmek için sağlıklı olmalısınız; zihnin ötesine geçmek için ise zihniniz kusursuz bir düzen içinde olmalı. )
( BODY vs./and/<> MIND
Between the body and the indwelling consciousness lies the mind.
The body knows its measure, but the mind does not.
The body defines the outer self, consciousness the inner, and in pure awareness the Supreme is contacted.
To go beyond the body you must be healthy; to go beyond the mind, you must have your mind in perfect order. )
- GÖVDE/MİZ:
OKSİJEN ve/||/<> KARBON ve/||/<> HİDROJEN ve/||/<> NİTROJEN ve/||/<>
KALSİYUM ve/||/<> FOSFOR ve/||/<> + 54 ÖĞE
( %65 ve/||/<> %18 ve/||/<> %10 ve/||/<> %3 ve/||/<> %1.4 ve/||/<> %1.1 ve/||/<> + %0 - 0.99 )
( OXYGEN and/||/<> CARBON and/||/<> HYDROGEN and/||/<> NITROGEN and/||/<> CALCIUM and/||/<> PHOSPHORUS and/||/<> + 54 ELEMENTS )
- GÖVDEMİZİ ...:
(YETERİNCE) KULLANMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/=/||/<>/> KÖTÜYE KULLANMAK
- GÖVDE(N):
[ne] ATMAK ve [ne de] TAPMAK
- GÖVDENİN ANATOMİK YAPISI = SÂKIN İNTİSÂC-I TEŞRÎHÎSİ = STRUCTURE ANATOMIQUE DE LA TIGE
- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR
- GÖVDESEL ile GÖVDE BAĞIMLI
- GÖVEM ERİĞİ/GEYİK DİKENİ/AKDİKEN ALIÇ[Fars. < ALUÇA] ile ALIÇ[Fars. < ALUÇA]
( Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç. İLE Bu ağacın mayhoş yemişi. )
- GÖYNÜK ile GÖYÜK
( Yanık. | Güneşte yanmış. | İyice olmuş yemiş/meyve. | Acısı olan, elemli. İLE Yanık, yanmış. | Sayrılık ateşi, humma. )
- GÖZ
( ÖZ | ÖZ'ÜN AYNASI, KAPISI, DIŞLAŞMASI | ZÂT | "SUYUN AKMAYA BAŞLADIĞI KAYNAK" )
- GÖZ AKI
( SCLERA )
- GÖZ:
GÜNEŞ ve/<> GÜZELLİK
- GÖZ HÜCRESİ ile/ve/<> ÇUBUK HÜCRE
( ... İLE/VE/<> Retina tabakasında bulunan, ışığa duyarlı iki hücreden biri. )
( ... vs./and/<> ROD )
- GÖZ KAPAĞI ve/+/||/<> DUDAK
( "Herşeyi görme!" diye vardır. VE/+/||/<> "Her sözü söyleme!" diye vardır. )
( Kulakta, sürekli takılı olması gereken iki küpe...
Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME! )
- GÖZ KAPAĞI ile/ve/||/<>/> PİTOZİS
( ... İLE/VE/||/<>/> Göz kapağı düşüklüğü. )
- GÖZ KAPAKLARI YANGISI(İLTİHABI) ile/ve GÖZYAŞI YANGISI(İLTİHABI)
( BLEFARİT ile/ve DAKRİYORİSSİT )
- GÖZ KIRPMAK/KIPMAK ile GÖZ KIRPIŞTIRMAK/KIPIŞTIRMAK
( TWINKLE )
- GÖZ RENKLERİNDE:
SEVDÂ ile SERKÂ ile ŞEHLÂ ile ŞEVLÂ
( Siyah renkte. İLE Yeşil ya da mavi renkte. İLE Elâ ya da açık kahverengi renkte. [Gözlerin "iki ayrı yönde" gibi bakışı.] [Kadının en arzulu bakışı.] İLE Koyu kahverengi. )
- GÖZ SIVILARI'NI
( AQUAOUS HUMOR vs. VITREOUS HUMOR )
- GÖZ TANSİYONUNDA:
AÇIK AÇILI ile KAPALI AÇILI
- GÖZ VE KULAK ve EL VE AYAK
- GÖZ ve/<> BİLİNÇ
( Göz ve bilinç, tüm dünyayı gördüğü halde, kendini [pek] [kolay kolay] göremez. )
- GÖZ ile/ve GÖZ KÜRESİ ile/ve GÖZBEBEĞİ ile/ve GÖZ ÇUKURU ile/ve GÖZ KAPAĞI
( Göz açık olmalı, aklını bulunduğu yere almalı. )
( "Suyun akmaya başladığı kaynak." )
( Göz, Zât'ı; geri kalanı, sıfatı simgeler. )
( Gözlerimiz hayatımız boyunca doğduğumuz andaki boyutlarında kalıyor. Burnumuz ve kulaklarımızın ise büyümesi hiç sona ermiyor. )
( Bir gözün, 1.800.000 damarı vardır. )
( EŞFÂR[Ar. < ŞÜFR]: Gözkapağının kenarları, kirpik yerleri. )
( Her bir göz, 130 milyon görme siniri hücresinden oluşmaktadır. )
( ... İLE ... İLE Gözbebeği, ilgi çekici bir nesneye baktığımızda ya da bir olaya şahit olduğumuzda, %45 oranında büyür. İLE ... İLE ... )
( Bazı örgenimizde, işlevlerinin tamamına ulaşması zaman alırken, gözlerimiz, sürekli olarak etkindir. )
( Gözler, saatte 36.000 bit bilgiyi işleyebiliyor. )
( Gözlerimiz, tüm öteki örgenlerimizden daha fazla olarak, beyin gücünün %65'inden yararlanıyor. )
( Neredeyse herkesin bir gözü, ötekinden az da olsa daha güçlüdür. )
( AYN, MEDMA'[çoğ. MEDÂMİ'] ile/ve ... ile/ve HADEKA, İNSÂN-ÜL-AYN, MANZAR[< NAZAR], MANZAR-I ÇEŞM, NOKTA-İ BÎNİŞ, BÜ-BÜ', MUKLE ile/ve MEDÂR-ÜL-AYN ile/ve ...
RÂFİ'[< REF]: Gözkapağı gibi bazı örgenleri yukarı kaldırmaya yarayan kas/adale, sinir.
TARFE: Gözkapağının bir kere açılıp kapanması. )
( DÎDE, ÇEŞM ile/ve ... ile/ve MERDÜM, MERDÜME, BÎNEK, DÎDE ile/ve ... ile/ve BÂM-I ÇEŞM[üstteki], BERG-İ ÇEŞM[BERG: Yaprak.]
BÂDÂM: Sevgilinin bademi andıran gözü. | Badem. )
( EYE vs./and EYE BALL vs./and PUPIL/APPLE OF THE EYE vs./and ORBIT/EYE HOLE vs./and EYE LID )
- GÖZ ile/ve/<> İRİS[Yun.]
( ... İLE/VE/<> Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü. )
- GÖZ ve/||/<> KALP
( Gülmek için!... :) VE/||/<> Sevmek için!... )
- GÖZ ile/ve/<> ÖNODA
( ... İLE/VE/<> Gözde, saydam tabaka ile iris arasında kalan boşluk. )
- GÖZ ile/ve/<> ÖTEKİ ÖRGENLER
( Göz dışında, kişinin çoğu örgeni, -35 °C'de donar. )
( GÖZLER, YALAN SÖYLEMEZ!
Arabası uçuruma yuvarlanmış ve sürücünün cesedi ancak birkaç hafta sonra Ağustos ayında tesadüfen bir köylü tarafından çürümüş halde bulunabilmiş.
Ölüm nedeninin trafik kazası olduğu biliniyor fakat kazanın alkolün ya da başka bir maddenin etkisi altında meydana gelip gelmediğini saptayabilmek için otopside alınan kanda 0.80 promil gram alkol bulunmuş.
Göziçi sıvısında ise alkol bulunmadığı ayrıca uyutucu ve uyuşturucu bir madde bulunmadığı rapor edilmiş.
Cesedin çürümeye başlaması ile ortamda bulunan bakteri ve mayaların etkisi ile kan şekeri tüketilirken alkol üretilir. Ağustos sıcağında çürümenin daha hızlı olması nedeniyle kanda 1.50 promil grama kadar alkol oluşabilir.
Göziçi sıvısı anatomik özelliği nedeniyle yalıtılmış bir yapıya sahiptir ve alkol yapan bakterilerin içeriye girmesine izin vermez.
Göziçi sıvısında alkol ölçümünün önemini bilen bir uzman, gözünde alkol saptanmayan sürücünün, kanında bulunan alkolün cesedin çürümesine bağlı olarak meydana geldiğini dolayısıyla kazayı alkolün etkisi altında yapmadığını rapor eder.
Ölümden sonra bile,
Gözler, yalan söylemez! )
- GÖZALTI/GÖZETİM/NEZÂRET[Ar.] ile GÖZ ALTI
( Birinin, güvenlik güçleri tarafından belirli bir yerde ve belirli bir süre alıkonulması. | Denetleme. İLE Yüzde gözlerin hemen altında bulunan bölüm. )
- GÖZBEBEĞİ ve/||/<> SARIBENEK
( .. VE/||/<> Gözde, ağ tabakanın ortasında bulunan ve simgenin en net olarak oluştuğu, sarı renkli duygun nokta. )
- GÖZDE:
SİYANOLAB ile/ve/||/<> KLOROLAB ile/ve/||/<> ERITOLAB
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- GÖZDEKİ AĞ TABAKANIN EN DUYARLI NOKTASI
( ŞELEL )
- GÖZE/HÜCRE[Ar.]/SEL[İng. < CELL] ile/||/<> AYLITSEL[İng. < İSLET CELL]
( Göze. İLE/||/<> Adacık gözesi. )
- GÖZE ORGANELLERİNDE:
KLOROPLAST ile/ve/<> KROMOPLAST ile/ve/<> LÖKOPLAST
( )
- GÖZE ile LENFOSİT[Fr.]
( ... İLE Kanda, kemik iliğinde, lenfte bulunan, tek ve çok iri çekirdekli, küçük, renksiz bir kan gözesi. )
- GÖZELER ile/ve/||/<> ÖLÇEKLER
( )
- GÖZKAPAĞI ile PTOZ
( Üst gözkapağının sarkması. )
- GÖZLEM ve/||/<>/> DENEY ve/||/<>/> ÖLÇÜM
- GÖZLEM = MÜŞAHEDE = OBSERVATION[İng., Fr.] = BEOBACHTUNG[Alm.] = OBSERVAR, MIRAR[İsp.]
- GÖZLER:
YAŞLI ile/ve/değil/||/<>/> YASLI
- GÖZLÜK ve/||/<>/>/< SÖZLÜK
- GÖZÜKÜYOR/GÖZÜKTÜ değil GÖRÜNÜYOR/GÖRÜNDÜ
- GÖZYAŞI:
[ACI ile/ve TUZLU] ile/ve/değil/yerine/>< TATLI (ise)
( [ağlama] [ İstekler/in(nefs) içindir. İLE/VE Mal/mülk/çıkar içindir. ] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Hak/k ile... )
- GÖZYAŞI BEZİ YANGISI(İLTİHABI) ile/ve GÖZYAŞI KESESİ YANGISI(İLTİHABI) ile/ve İRİS TABAKASININ YANGISI
( DAKRİYOADENİT ile/ve DAKRİYOSİSTİT ile/ve İRİTİS )
- GÖZYAŞI KANALI
( TEARDUCT )
( Yenidoğanlar gözyaşı üretmez, bağırarak ağlamasına karşın, bebeklerde 4 - 13 haftalık oluncaya kadar gözyaşı olmaz. )
- GÖZYAŞI:
KEDERDE ile BOZULMADA ile SOĞANDA ile GÜLÜŞTE
( )
( TEARS OF: GRIEF vs. CHANGE vs. ONION vs. LAUGHING )
- GÖZYAŞI ile/ve/değil/<> KANLI GÖZYAŞI
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Göz kapaklarından, burundan ve/ya da bazen kulak yolundan gelen kanın, gözyaşı kanallarından akan kan. )
( LACRIMAE ile/ve/değil/<> HAEMOLACRIA )
- GPRL/GAUSSIAN PROCESS REGRESSION LEARNING[İng.] değil/yerine/= GAUSS SÜREÇ GERİ ÇIKARIM ÖĞRENIMİ, GAUSS SÜREÇ REGRESYON ÖĞRENIMİ
- GPRS/GENERAL PACKET RADIO SERVICE[İng.] değil/yerine/= GENEL PAKET RADYO SERVİSİ
- GPS/GLOBAL POSITIONING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL KONUMLAMA DÜZENİ
- GPU/GRAPHİCS PROCESSING UNİT GRAFİK[İng.] değil/yerine/= (ÇİZGE) İŞLEME BİRİMİ
- GRADE[İng.] değil/yerine/= DERECE
- GRADE ile GRADİENT ile GRADİNG ile GRADUAL
( Aşama, derece. İLE Eğim, eğilim. İLE Aşamalandırma, dereceleme. İLE Adım adım. )
- GRADYAN/GRADIENT[İng.] değil/yerine/= FARK
- GRAFİK/GRAPHICS[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE
- GRAFOMANİ/GRAPHOMANIA[İng.] değil/yerine/= YAZMA-ÇİZME SAPLANTISI
- GRANDİYÖZİTE/GRANDIOSITY[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLENMECİLİK
- GRANÜL/GRANULE[İng.] değil/yerine/= TANECİK
- GRANÜLASYON/GRANULATION[İng.] değil/yerine/= TANECİKLENME
- GRANÜLER/GRANULAR[İng.] değil/yerine/= TANECİKLİ
- GRAVİDİTE/GRAVIDITY[İng.] değil/yerine/= GEBELİK SAYISI
- GREFT/GRAFT[İng.] değil/yerine/= YAMA
- GRİ MADDE ile/ve/<> BEYAZ MADDE
( Nöronun göze gövdesi. İLE/VE/<> Akson. )
( Yaşayan bir beynin yaklaşık %40'ı gri madde, %60'ı beyaz maddeden oluşur. )
( Gerçek bilgi işlemesinin yapıldığı gözeleri içerir. Beyinde kullanılan oksijenin yaklaşık %94'ünü kullanır. İLE/VE Akson ve aksonu saran yağlı bir protein olan myelin'dir.Hücrelerin dışına doğru uzayan dendrit ve aksonları sararak birbirinden ayırmaya yarar. Farklı gri maddeleri birbirine ve gri maddeyi gövdenin öteki taraflarına da bağlayarak beynin iletişim ağını oluşturur. )
( [Bilgisayar benzetmesiyle] İşlemci (CPU). İLE/VE Kablo bağlantısı.[Zekâ, hem birlikte, hem de hızlı çalışmayı gerektirir.] )
- GRİP ile/değil SITMA
( Afrika ülkelerine gitmiş olanların, döndüklerinde, kendileri ya da hekimlerin, Türkiye'de de pek karşılaşılmadığından dolayı, yakalandıkları sıtma hastalığını "grip" olarak değerlendirdikleri görülebilmektedir. Eğer teşhis ve tedavi için geç kalınmazsa sıtma (fazla) tehlikeli olmaz/olmayabilir. )
- GROOVE ile GUTTER
( Oluk. İLE Oluk. )
- GRUP/GROUP[İng.] değil/yerine/= KÜME, ÖBEK
- GRUP KOHEZYONU/GROUP COHESION[İng.] değil/yerine/= ÖBEK/KÜME/GRUP KAYNAŞMASI
- GSM/GLOBAL SYSTEM FOR MOBILE COMMUNICATIONS[İng.] değil/yerine/= MOBİL İLETİŞİM İÇİN KÜRESEL DÜZEN
- GSMH/GROSS NATIONAL PRODUCT[İng.] değil/yerine/= GAYRİ SAFİ MILLİ HASILA
- GSR/GALVANIC SKIN RESISTANCE[İng.] değil/yerine/= GALVENİK DERİ DİRENCİ
- GT/GUTTA, DROP[İng.] değil/yerine/= DAMLA
- GT/WEARABLE TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ
- GTC/WEARABLE CLINICAL DEVICES[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TIBBİ CİHAZLAR
- GTIN/GLOBAL TRADE İTEM NUMBER[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL TICARİ ÜRÜN NUMARASI
- gtt.[Lat. < GUTTA] değil/yerine/= DAMLA
- GUATR[Fr.] = CEDRE[Ar.]/GUŞA[Arnavutça]
( Boyundaki kalkanbezinin, aşırı büyümesiyle beliren sayrılık. )
- GUATR ile/||/<> TİROİD NODÜLÜ
( Tiroid bezinin büyümesi. İLE/||/<> Tiroid bezinde olağandışı doku büyümesi. )
- GUATR ile/||/<> TİROİDİT
( Tiroid bezinin büyümesi. İLE/||/<> Tiroid bezinin yangılanması. )
- GÜÇ/KUDRET:
BEL ÜSTÜ ile/ve/<> BEL ALTI
( Erilde. İLE/VE/<> Dişilde. )
( [daha çok] Erillerin, govdesi ve kolları güçlüdür/dayanıklıdır. İLE/VE/<> Dişillerin, bacakları güçlüdür/dayanıklıdır. )
- GUDDE/GLAND[İng.] değil/yerine/= BEZ
- GÜHERÇİLE ile/ve/<> ŞİLİ GÜHERÇİLESİ
( ... İLE/VE/<> Şili'nin kuzeyinde, zengin, güherçile yatakları bulunmaktadır. )
( GÜHERÇİLE: İlaç olarak kullanılan, barut gibi patlayıcı maddeler yapımına yarayan, beyaz renkte ve ince billurlar durumunda, bileşik bir madde. Potasyum nitrat[KNO3] )
- GUIDELINE[İng.] değil/yerine/= KILAVUZ
- GÜL[Fars.] ile GÜL | ile GÜL
( | Çiçeklere verilen genel ad. İLE En güzel çiçeğe[çiçek olan güle] verilen ad. | İLE Gülmenin buyruk kipi. )
( Cins ad. İLE Özel ad. İLE ... )
( Genel. İLE Özel. İLE ... )
- GÜLSUYU:
KALP İÇİN ve/<> BEYİN İÇİN
( İkisine de iyi gelmektedir. )
( Belleği güçlendirir.[Alzheimer hastalığına da iyi geldiği düşünülmektedir.] )
( Gülsuyu, Asur'lulardan beri üretilmektedir. )
- GÜLÜMSEME :) ve/||/<> DUCHENNE GÜLÜMSEMESİ :)
( ... VE/||/<> Gözlerin yanındaki, "kaz ayakları" denilen çizgileri yukarı doğru olanların, yaşamlarının, olmayanlara göre 8.5 yıl daha uzun yaşadıklarını tespit etmişler. :) )
- GÜLÜMSEME :) ve/=/||/<>/: İLÂÇ
( Kana, en hızlı karışan ilâç. )
- GÜNEŞTE:
YANMAK ile/ve/değil/yerine KARARMAK
( 11:00 ile 16.00 arası güneş altında kalınmamalı! [yaz saati uygulamasına göre] )
- GÜRS[Fars.] ile GÜRZ[Fars.]
( Açlık. | Kir, pas, leke. | Kâhkül. İLE Uzun saplı, büyük demir topuz. )
- GURULTU ile/ve/> GÜRÜLTÜ
- GUT ve/||/<> SERTLEŞME SORUNU ve/||/<> KALP KRİZİ
( Erkeklerde Kol Kola Gezen Üç Rahatsızlık - Murat Kınıkoğlu [Dr.] )
- guttat.[Lat. < GUTTATIM] değil/yerine/= DAMLA DAMLA
- GÜVEMERİĞİ/GÖVEMERİĞİ = GEYİKDİKENİ/AKDİKEN
( Hünnapgillerden, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi. )
( RHAMNUS CATHARTICA )
- GÜVENLİK/EMNİYET KEMERİ ve/||/<>/> YAŞAM
( Güvenlik kemeri, bizi, yaşama bağlar. )
( Trafik kazalarında yaşamını yitiren sürücülerin %80'inin, kemer takmadığı tespit edilmiştir ne yazık ki. )
- GÜZELAVRAT OTU/BELLADONNA ile/ve/||/<>/> ATROPİN
( Patlıcangillerden, pis kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki. İLE/VE/||/<>/> Güzelavrat otundan çıkarılıp tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )
- GVB/GENE DATA BANKS[İng.] değil/yerine/= GEN VERİ BANKALARI
- GVHD/GRAFT-VERSUS-HOST HASTALIĞI GRAFT-VERSUS-HOST DISEASE[İng.] değil/yerine/= KONAĞA KARŞI YAMA SAYRILIĞI
- GVKY/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ
- GYC/WEARABLE AID DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR YARDIM AYGITLARI
- h.[Lat. < HORA] değil/yerine/= SAAT
- H.S./HORA SOMNİ[İng.] değil/yerine/= YATMADAN ÖNCE
- HAA/FAULT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= HATA AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ, HATA AĞACI ANALİZİ
- HÂBİR ile HÂZIK (HEKİM)
( HAZÂKAT: Hekimlerde, deneyim ve ustalık. )
- HABİTAT ile HABİTÜASYON ile HABİTÜEL ile HABİTÜEL ABORTUS
( Doğal ortam, yaşama alanı. İLE Alışkanlık. İLE Alışkanlık. İLE Yineleyen. İLE Yineleyen düşük. )
- HABITUS[İng.] değil/yerine/= DURUŞ | BEDEN YAPISI
- HACCP/HAZARD ANALYSIS FOR CRITICAL CONTROL POINTS[İng.] değil/yerine/= KRITİK DENETLEME NOKTALARINDA TEHLİKE ÇÖZÜMLEMESİ
- HEKIR/HACKER[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTEN
- HEKİNG/HEKİNK/HACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME
- HADÂLET ile/değil ADÂLET
( Kol ve baldırı etli olma. İLE/DEĞİL Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetmek. )
- HADÂLET[Ar.] ile HADÂRET[Ar.] ile HADÂRET[Ar.]
( Kol ve baldırı etli olma. İLE Alçakgönüllülük. İLE Yeşillik. )
- HADEME ile/ve GÜLLABİ/Cİ
( ... İLE/VE Akıl hastahanelerinde. )
- HAFİF BAYGINLIK ile ŞİDDETLİ BAYGINLIK
( SA'KA-İ HAFÎFE ile SA'KA-İ ŞEDÎDE )
- HAKİKAT:
ACITSA DA ile/ve/||/<>/> ACI DEĞİLDİR
- HAKÎM ile HÂKİM ile HAKEM ile HEKİM
( Bilge, hikmet sahibi. İLE Hüküm veren, yargıç. İLE Karar veren. İLE Tabip, tıp doktoru. )
( BİCİŞK ile ... ile ... ile ... )
( ... ile PULENU ile ... ile ... )
- HÂL[çoğ. AHVÂL] ile HÂL[çoğ. AHVÂL] ile HAL[Ar.] ile HAL'[Ar.] ile HÂL[Fars., Ar.]
( Annenin eril kardeşi, dayı. İLE Şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek olmayan zaman. | Oluş, bulunuş, sûret, keyfiyet, durum, vaziyet. İLE Pazar yeri; Çözme. İLE Soyma. | Boşanma. | Tahttan indirme. Sultanın makamını terk etmek zorunda bırakılması. İLE Gövdede oluşan ben, nokta. )
- HAL ile MECAL
( CONDITION vs. POWER )
- HAL ile/ve/||/<> TAKAT
- HALE/HEALTHY LIFE EXPECTANCY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI YAŞAM BEKLENTISİ
- HÂLE[Ar.] ile HÂLE[Ar. çoğ. HÂLÂT]
( Bazen ay ve güneşin etrafında görülen parlak daire, ay ağılı. İLE Annenin kızkardeşi, teyze. | Meme çevresinde bulunan koyu renkli daire. )
- HAL(L)ÜSİNASYON ile HAL(L)ÜSİNOJEN
( varsanı, sanrı. İLE Varsanıya yol açan, sanrıya yol açan. )