Bugün[31 Aralık 2025]
itibarı ile 5.586 başlık/FaRk ile birlikte,
5.586 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(11/24)


- ÖKSÜRÜK ile KURU ÖKSÜRÜK


- ÖKSÜRÜK ile ÖKSÜRÜKLÜ ile ÖKSÜRÜK OTU ile ÖKSÜRÜK TIKSIRIK ile ÖKSÜRÜKLÜ TIKSIRIKLI


- ÖKSÜRÜKOTU ile ...

( Gövdesi pullarla kaplı, sarı çiçekli, ekin tarlaları için zararlı çok yıllık otsu bir bitki. [Lat. TUSSILAGO] )


- ÖKSÜZ MEHMET PAŞA değil ÖKÜZ MEHMET PAŞA


- ÖKSÜZ/LÜK ile ÖKSÜZ ANASI ile ÖKSÜZ BABASI


- ÖKSÜZ değil/yerine/= ANNESİZ


- ÖKSÜZ/YETİM ile/||/<> NANHAR

( Ya annesi, ya babası ya da ikisi birden olmayan. İLE/||/<> Ölen yeniçerilerin çocuklarına verilen ad. )


- OKTAHEDRAL İLE TETRAHEDRAL İLE KARE DÜZLEM ile/||/<> KOORDİNASYON GEOMETRİLERİ

( Kompleks bileşiklerin uzaysal düzenleri. )

( Formül: Δo > Δt (kristal alan) )


- OKTAHEDRAL ile/||/<> TETRAHEDRAL

( Oktahedral 6 ligand d²sp³ İLE tetrahedral 4 ligand sp³. )

( Formül: Oh İLE Td simetri )


- OKTAN ile OKTANT


- OKTAN[Fr.] ile OKTANT[Fr.]

( Petrolde bulunan, renksiz, sıvı durumunda olan hidrokarbon. İLE Yıldızların yüksekliğini ve açı uzaklığını gözlemeye yarayan araç. )


- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]

( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar biçiminde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )

( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )

( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )


- ÖKTEM, NAKİ (MALATYA, 1952) :

( Yönetici, müfettiş ve mali müşavir. Eskişehir İ.T.İ. Akademisi Dil Eğitim Enstitüsü ve Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisi İşletme Fakültesi mezunudur. İş hayatına özel teşebbüste başladı. Hisarbank Müfettişlik sınavını kazanarak bankacılık hayatına atıldı. Bilahare Ziraat bankasına geçti ve bu bankadan emekli oldu. Amatör rehberlik ve müzik çalışmaları yapmaktadır. )


- OKU, BABAN GİBİ EŞEK OLMA!
ile/değil
OKU BABAN GİBİ, EŞEK OLMA!
ve/||/<>
A WOMAN, WITHOUT HER, MAN IS NOTHING
A WOMAN, WITHOUT HER MAN, IS NOTHING

( Virgülün/vurgunun/durağın nerede olduğu çok önemli! )

( )


- Okuduktan sonra KONUŞ!!!


- OKUL YERİ PARKI :

( Garipçe Mahallesindedir. 378 m²'lik bir alanı kapsar, 121,00 m²'lik yeşil alanı ve 96,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- OKUL YOLU MEYDAN PARKI :

( Rumelikavak Mahallesindedir. 705,00 m²'lik bir alan üzerindedir. 280,00 m²'lik yeşil alanı bulunmaktadır. )


- OKUL = BOŞ ZAMAN ([Yun.] SCHOLé = [eski İng.] SCOL = OKUL = ...

( SCHOLA )


- OKUL[Yun. < SCHOLE] ile KONSERVATUVAR[Fr. < CONSERVATOIRE]

( ... İLE Müzik, tiyatro ve bale öğretiminin yapıldığı okul. )


- OKUL ile/ve TAPINAK


- OKUL ile/ve/||/<>/>< YAŞAM

( Önce ders verir, sonra dener, sınav yapar. İLE/VE/||/<>/>< Önce sınav yapar, sonra [dene(yimle)terek] ders aldırır. )


- OKÜLER[Fr.] ile ...

( Optik aygıtlarında, objektiften aldığı ışınları göze veren mercek dizgesi. )


- OKÜLER değil/yerine/= GÖZLEÇ


- OKULLAŞMAK ile OKULLULAŞMAK ile OKUL ile OKULLU/LUK ile OKUL KAÇAĞI ile OKUL ÇOCUĞU ile OKUL ÖNCESİ ile OKUL SONRASI ile OKULLAR ARASI ile OKUL KOOPERATİFİ


- OKÜLT ile/ve MANİFEST

( Nesnenin içkin gizil gücü. İLE/VE Bu gizil gücün dışavurumu. )


- OKUMA:
DOĞRUSU ile/ve/||/<>/> GÜZELLEŞTİRME


- OKUMA:
EKRANDAN ile/değil/yerine KÂĞITTA

( Ekrandan okuma, kâğıt üzerinden okumaya göre %25 daha yavaştır. )


- OKUMA YAPMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM YAPMAK


- OKUMA YAZMA BİLMEME ile OKUMA YAZMA BİLMEYEN

( ILLITERACY vs. ILLITERATE )

( بيسوادي ile ناداني ile درس نخوانده ile امي ile نادان ile بي سواد ile عامي )

( BEYSAVADY ile NADANY ile DARS NAKHANDEH ile امي ile NADAN ile BEY SAVAD ile عامي )


- OKUMA ile/ve/değil HECELEME

( [not] READING vs./and/but SYLLABLING )


- OKUMA ile SÜRGÜ YOLLU OKUMA(DOKTORA TİPİ)


- OKUMA ile/ve/||/<>/> UZMANLIK


- Okumak için SUS!!!


- OKUMAK:
YOKSULLUKTA ve/||/<>/> VARSILLIKTA

( Varlık/servet[Ar.]. VE/||/<>/> Süs, ziynet/zinet[Ar.]. )


- OKUMAK ve/<> BİRARAYA GELMEK/GETİRMEK

( Anlamak için okursun, anlarsan okursun! )

( TO READ and/<> TO BRING TOGETHER )


- OKUMAK ile/ve/||/<>/></< DİNLEMEK

( Kişileri ayrıştırır. İLE/VE/||/<>/


- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/= DUYURMAK/İLETMEK


- OKUMAK ile/ve/değil EŞİK


- OKUMAK ve/||/<> KONUŞMAK ve/||/<> YAZMAK

( Tamamlar. VE/||/<> Hazırlar. VE/||/<> Olgunlaştırır. )


- OKUMAK ile OKUMA SAATİ ile OKUMA VAKTİ ile OKUMA YAZMA ile OKUMA KİTABI ile OKUMA YİTİMİ ile OKUMA BAYRAMI


- OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK!

( Duyduğumu unuturum, gördüğümü anımsarım, okuduğumu anlarım. )

( Kurnaz kişiler, okumayı küçümser; basit kişiler, ona hayran olur; akıllı kişiler ise ondan yararlanır. )

( Okumak bir kişiyi doldurur, kişilerle konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır. )

( Kişi kendini yetiştirmek/terbiye etmek için okumalıdır! [Başkalarına bilgi satmak için değil!] )

( Kitap okumak, sevgilinin fotoğrafına bakmak gibidir. )

(

Büyük buluş! )

( )

( image )

( Bir kitabı okurken geçen iki saatin, yaşamımın çoğu yılından daha dolu olduğunu fark edince, bir kişinin yaşamının ürkütücü hiçliğini düşünürüm.

Sabahattin Ali )

( "Okuma Alışkanlığı Üzerine" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )

( READING! and READING! and READING! )


- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/< OKUYABİLMEK


- OKUMALI!


- OKUMAYA DEĞER ŞEYLER YAZMAK ve/||/<> YAZILMAYA DEĞER ŞEYLER YAŞA(T)MAK


- OKUMUŞOĞLU. ARGUN (BÜYÜKDERE, 1955) :

( İlkokulu Büyükdere Mehmet İpkin İlkokulunda, Ortaokulu Sarıyer Ortaokulunda okudu ve Beyoğlu Atatürk lisesinden mezun olduktan sonra Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünü bitirdi. Ticaret hayatına atıldı ve 44A Sanat Galerisi Cafe isimli işyeri var. )


- OKUN "YAYDAN ÇIKMASI" ile "YIRTIK DONDAN ÇIKMAK"


- OKUNAKLI/LIK ile OKUNAKSIZ/LIK


- OKUNAKSIZLIK ile GAYRİ MEŞRULUK ile GAYRİ MEŞRU

( ILLEGIBILITY vs. ILLEGITIMACY vs. ILLEGITIMATE )

( خوانده نشدني ile حرامزادگي ile غير مشروع ile نامشروع )

( KHANDEH NESHODANY ile HARAMZADEGY ile غير مشروع ile NAMESHRU )


- KUR'ÂN-I KERÎM:
OKUNAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞİTİLEN


- OKUNMAK ile OKUNULMAK ile OKUNABİLMEK


- OKUNACAKLAR ile/ve/<> KONUŞULACAKLAR

( GOING TO READ vs. GOING TO TALK )


- OKUR-YAZAR OLMAYAN ile/değil CAHİL


- OKUR, SERVET :

( Sarıyerli, Refah Partisinde de siyaset yaptı 1994/1999 ve 1999 - 2004 dönemlerinde Belediye Meclisine Refah Partisi listesinden üye olara seaçildi. )


- OKUR-YAZAR


- OKUR-YAZARLIK ile/ve/<> SAYISAL OKUR-YAZARLIK

( ... İLE/VE/<> Sayıları kavrayabilme ve kullanabilme yetisi.[düzeyler, basamaklar, zaman algısı] )

( LITERACY vs./and/<> NUMERIC LITERACY )

( WHIPPLES ve ABCC Endeksleri )


- OKUTMA ile OKUTMAN/LIK


- OKUTMAK ile OKUTULMAK ile OKUTABİLMEK


- OKUTMALI!


- OKUTTURMAK ile OKUTTURABİLMEK


- OKUYABİLMEK ile OKUYUVERMEK ile OKUYUCU/LUK


- OKUYAN/YAZAN ile/ve/değil/yerine OKUR-YAZAR


- [ne yazık ki]
OKUYAN ile/ve/||/<> ANLAYAN

( Az. İLE/VE/||/<> Sınırlı/kıt. )


- ÖKÜZ LİMANI ile ...

( Kuzguncuk'tadır. )


- ÖKÜZ LİMANI ile PAŞA LİMANI

( İkisi de aynı yerdir. Öküz Limanı, eski adıdır. )

( Kuzguncuk - Üsküdar arasındadır. )


- ÖKÜZ/LÜK ile ÖKÜZ DAMI ile ÖKÜZ BALIĞI ile ÖKÜZ SOĞUĞU ile ÖKÜZ ARABASI


- ÖKÜZ ile BERZE-GÂV

( GÂV-I LÂGAR[Fars.]: Zayıf öküz. )

( SEVR ile ... )

( GÂV/GÂVE, CEVDER İLE Çift öküzü, tarla sürecek öküz. )


- ÖKÜZ ile BOĞA

( İğdiş edilmiş/kısırlaştırılmış eril sığır. İLE Damızlık eril sığır. )

( OX vs. BULL )


- ÖKÜZ ile/değil ÇITAK

( ... İLE/DEĞİL Boynuzları düzgün, ay biçiminde öküz. | Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan kişi. | Kaba, huysuz, kavgacı kişi. )


- ÖKÜZ ile (HÖRGÜÇLÜ) HİNT ÖKÜZÜ

( OX vs. ZEBU )

( ... cum BOS INDICUS )


- ÖKÜZ ile İĞDİŞ EDİLMİŞ ÖKÜZ

( OX vs. BULLOCK )


- ÖKÜZ ile İNEK

( ... İLE Gebelik süreleri 275-285 gündür. )

( ... ile İnek )

( OX vs. COW )


- ÖKÜZ ile MİSK ÖKÜZÜ

( ... İLE/VE Kuzey Kutbu'nda yaşarlar. )


- ÖKÜZ ile TİBET ÖKÜZÜ/YAK

( OX vs. YAK )

( ... cum BOS GRUNNIENS )


- ÖKÜZDİLİ/SIĞIRDİLİ ile ÖKÜZGÖZÜ/SIĞIRGÖZÜ/MASTIÇİÇEĞİ/ARNİKA ile SIĞIRKUYRUĞU

( Sığırdiligillerin örnek bitkisi. İLE Bileşikgillerden, sarı renkte, papatyayı andırır bir çiçek ve onun bitkisi. İLE Sıracagillerden, ülkemizde yabani olarak birçok türü yetişen, tüylü yapraklı, sarı çiçekli bir kır bitkisi. )

( ANCHUSA cum ARNICA MONTANA cum VERBASCUM )


- ÖKÜZGÖZÜ ile BOĞAZKERE


- ÖKÜZKAKAN:
KIZIL GAGALI ile/||/<>/< SARI GAGALI

( Afrika'da, Sahra'nın güneyinde yaşarlar. Hayvanların sırtından parazitleri toplayıp yemesiyle bilinir. İLE/||/<>/< ... )

( ile/||/<>/< ... )

( Sığırcıkgiller[STURNIDAE] ailesine yakındır. )

( BUPHAGUS ERYTHRORHYNCHUS cum/||/<>/< ... )


- OKYANUS/UMMAN[Ar.] değil/yerine/= ANADENİZ


- OKYANUS ile OKYANUS İKLİMİ ile OKYANUS MAVİSİ ile OKYANUS ÇUKURU


- OKYANUS/FELEK/MUHÎT[< HAVT] değil/yerine/= ÇEVRE

( Herşeyi kuşatan. )


- OKYANUSU AŞMAK ve/ne yazık ki/||/<>/> DEREDE BOĞULMAK


- OKYAR, A. FETHİ (1880 - 1943) :

( Harp Akademisini 1903'te Kurmay Yüzbaşı olarak bitirdi. 1906'da İttihat ve Terakki Cemiyetine girdi. Tahtan indirilen Sultan II. Abdülhamit'in Selanik'e sürgün edilmesi görevini üstlendi. 1910'da ateşe militer olarak Paris'e gönderildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti Katipi Umumisi oldu. 1912'de askerlikten ayrıldı, ancak yine de Trablusgarp Cephesinde çarpıştı. 1912'de Manastır, 1914'te İstanbul Milletvekili seçildi. 1915'te Sofya Büyükelçiliği görevinde bulundu. I. Dünya Savaşını takiben 1918'de Hürriyetperver ve Avam Fırkasını (Partisini) kurdu. İngilizlerce tutuklandı. 1920'de Milli Mücadele katıldı ve TBMM de Milletvekili olarak görev yaptı. 1921'de İçişleri Bakanı oldu. 1923'te iki ay ve ayrıca 22.11.1924 - 3.3.1925 tarihleri arasında başbakan olarak görev yaptı. 1930'da Serbest Fırkayı kurdu ve genel başkanlığını yaptı. Gelişen olaylar üzerine partiyi kapattı. 1933'te Konya milletvekili olarak TBMM' ne girdi. Londra Büyükelçiliği (1931 - 1939) ve Adalet Bakanlığı yaptı (1939 - 1941). )


- OL ile OL ile OL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( O. İLE Şu. İLE Adlara ve eylemlere eklenen bir pekiştirme ilgeci. )


- OLA DA BİLİR, OLMAYA DA BİLİR değil OLABİLİR DE, OLMAYABİLİR DE


- OLABİLDİĞİNCE ...:
KÜÇÜLTELİM!/AZALTALIM! ve/||/<> ARTIRALIM!

( Lokmalarımızdaki oranı. VE/||/<> Çiğneme sayımızı. )


- (OLABİLDİĞİNCE) ÖNLERDE OTURMAK ile/ve (OLABİLDİĞİNCE) ARKALARDA VE ORTALARDA OTURMAK

( Tiyatroda. İLE/VE Sinemada ve konserlerde. )


- OLABİLDİĞİNCE ile/ve "ALABİLDİĞİNCE"


- OLABİLDİĞİNCE ile/ve ALABİLDİĞİNE


- OLABİLECEKLER ile/ve/||/<>/>/< OLMASI GEREKENLER


- OLABİLECEKLERİN OLMASI İÇİN UĞRAŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLMAYABİLECEKLERİN OLABİLMESİ İÇİN SABRETMEK


- Olabilir! de DİNLE!!!


- Olabilir! de, SUS!!!


- OLABİLİR ile GİBİ

( PROBABLE vs. LIKE )


- OLABİLİR ile OLABİLEN

( POSSIBLE vs. CAN BE )


- ... OLABİLİR ile/ve ... OLSA GEREK ile/ve ... OLMALI


- OLABİLİR yerine ZAMAN GÖSTERECEK


- OLABİLİRLİK değil OLASILIK


- OLABİLİTE değil OLASILIK


- OLABİLMEK ile KAPAK OLABİLİR ile KONSERVE ile KONSERVE YİYECEK ile KONSERVE FABRİKASI

( CAN vs. CAN LID vs. CANNED vs. CANNED FOOD vs. CANNERY )

( توانستن ile قوطي کنسرو ile قوطي ile درقوطي ريختن ile در قوطي ile مست باده ile کنسرو ile کنسروسازي )

( TAVANSTAN ile QOTY KONSORO ile QOTY ile DARQOTY RYKHTAN ile DAR QOTY ile MOST BADEH ile KONSORO ile KONSOROSAZY )


- OLABİLMEMELERİ değil OLAMAMALARI


- ... OLACAĞINI TAHMİN ETMİYORUM değil SANMIYORUM


- OLAĞAN GERİBİLDİRİM(REFLEKS) ile/ve/değil BEYİN TRAVMASI

( [Bilinci kapalı bir hastanın, (olası/çeşitli) fiziksel tepkilerinin anlamı için ayağın tabanı gıdıklanınca, ayak parmakları...] İleri doğru kasılıyorsa. İLE/VE/DEĞİL Geriye doğru kasılıyorsa. )


- OLAĞANDIŞI ile/||/<> ANOMALİ

( Olağandışı. İLE/||/<> Bozukluk. )


- OLAĞANLAŞMAK ile OLAĞANLAŞTIRMAK ile OLAĞAN/LIK ile OLAĞAN DIŞI/LIK


- OLAĞANÜSTÜ DURUM/HAL ile/ve/<> SIKIYÖNETİM


- OLAĞANÜSTÜ/LÜK ile OLAĞANÜSTÜ HAL


- OLAGELEN ile/ve/> SÜREGİDEN

( Geçmişten bugüne. [değiştirip değiştirilememesi ayrı bir konu olmak üzere...] İLE/VE/> Geçmiş de (bazen/kısmen/tamamen) içinde olmak üzere, bugün de devam eden ve etmesi olası olan. )


- OL(A)MADIĞIMIZ GİBİ OLMAK/OLMAYA ÇALIŞMAK ile/değil/yerine OLDUĞUMUZ GİBİ OLMAK


- OLAMAZ/OLMAMALI!:
ZEKÂSIZ VE AKILSIZ SEVGİ ile SEZGİSİZ ZEKÂ

( Köleliğe yol açar. İLE Diktatörlüğe yol açar. )


- OLAN-BİTEN


- OLAN/HÂDİS ile/>< SONRADAN OLAN

( Öncesinde yokluk olan. İLE/>< Sonra olan. )


- OLAN/OLACAK OLAN ile "ŞU/ŞÖYLE OLURSA, ŞU/ŞÖYLE OLUR" DÜŞÜNCESİ

( BEING/WILL BE vs. THE IDEA OF "IF THAT HAPPENS, HAPPENS LIKE THAT" )


- OLAN OLMALIYDI ile/ve OLACAK OLAN OLUR ile/ve (O HALDE) OLAN OLUR


- OLAN ile/ve BU

( BEING vs./and THIS )


- OLAN ile/ve/<>/değil/yerine OLABİLEN

( Evren/dekiler. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE İnsan... )


- OLAN ile/ve/||/<>/> OLAĞAN


- OLAN ile/ve/<> OLANAKLI OLAN

( Kavram. İLE/VE/<> Simge. )


- OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN

( Hiçbirine, çözüm yoktur. )


- OLAN ile/ve/||/<>/>< OL(MA)MASI GEREKEN


- OLAN ile/ve/<> OLMASI GEREKEN

( Akıl ile yönetilerek. İLE/VE/<> Eylem ve katılım ile sağlanan/sağlanır. )


- OLAN <>/>< OLMAYAN

( (olduğu) Kadar. <>/>< (olmadığı) Kader. )

( Yapar/yapıyor. <>/>< Bakar/bakıyor. )

( NOT BEING )


- OLAN ile/ve/||/<> ORAN

( MATTER vs./and/||/<>/and RATIO )


- OLAN ile/ve VARLIK

( BEING vs./and EXISTENCE )


- OLAN ile VARLIK


- OLAN ile/ve VAROLAN


- OLAN ile VAROLAN


- OLAN ile/ve VAROLAN

( Kişinin içindeki varolanlar kimine kıyâmet, kimine alâmet olur. )


- OLAN ile YAPILAN

( BEING vs. DOING/MAKING )


- OLAN ile/ve YAYILIMLI (OLAN)

( BEING vs./and EXTEND )


- ... OLANAĞI ..:
SUNMAK ile/ve/||/<> TANIMAK


- OLANAK/İMKÂN ile/değil/yerine KİŞİ/İNSAN


- OLANAK SAĞLAMAK ile/ve OLANAKLARI SEFERBER ETMEK


- OLANAK ile/ve/||/<> BENZERLİK


- OLANAK ile/ve/değil/<>/> ÇÖZÜLME


- OLANAK ile/ve FIRSAT

( Tutum, fırsatı kendine çeker. )

( Attitude attracts opportunity. )

( POSSIBILITY vs./and OPPORTUNITY )


- OLANAK = İMKÂN = POSSIBILITY[İng.] = POSSIBILITÉ[Fr.] = MÖGLICHKEIT[Alm.] = POSSIBILITAS, POTENTIA[Lat.] = POSIBILIDAD[İsp.]

( İMKÂN: Mekân yaratmak. )


- OLANAK ile OLASILIK

( Durum/koşul belirtir. İLE Belirginliğe/belirsizliğe işaret eder. )

( İMKÂN: Mekân yaratmak. | İki tarafa da nispeti eşit olan. )

( POSSIBILITY vs. PROBABILITY )

( İMKÂN ile İHTİMAL )


- OLANAK ve/<> VAROLAN(MEVCUT)


- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI


- OLANAKLAR ile/ve/değil/yerine/||/<> OLANAKLILIKLAR

( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Bütün. )

( Hedef. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Durum. )


- OLANAKLARI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMALI!


- OLANAKLARIN/KAZANIMLARIN/SORUNLARIN:
İÇİNDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EŞİĞİNDE
(OLMAK/OLMAMAK)


- OLANAKLI:
GENÇLİĞİNDE, YALNIZLIĞINI VE YAŞLILIĞINI YAŞAMAK ile/ve/||/<> YAŞLILIĞINDA, TOPLUMSALLIĞINI VE GENÇLİĞİNİ YAŞAMAK


- OLANAKLI İLKECE BİLİNÇLİ:
BİLİNÇ ÖNCESİ ile/ve/||/<> DİNAMİK BİLİNÇDIŞI

( )


- OLANAKLI ile/ve/değil YANLIŞ DEĞİL/OLMAYACAKTIR


- OLANAKLILAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> KOLAYLAŞTIRMA


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GEÇERLİLİK


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GERÇEKLİK


- OLANAKLI/LIK ile/ve KENDİ/LİK

( POSSIBLE/POSSIBILITY vs./and SELF )


- OLANAKLILIK ile/ve KENDİNDELİK


- OLANAK/LILIK ile/ve/<> KOLAYLIK

( POSSIBILITY vs./and/<> EASINESS )


- OLANAKLI/LIK ile/ve/||/<> SONSUZ/LUK


- OLANAKLILIK ile/ve UYGUNLUK

( POSSIBILITY vs./and APPROPRIATENESS )


- OLANAKLILIK/OLANAKSIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< YETERLİLİK/YETERSİZLİK

( POSSIBILITY/IMPOSSIBILITY vs./and SUFFICIENCY/INSUFFICIENCY )


- OLANAKSIZ ile/değil/yerine/>< OLANAKLI

( Olasılıksız. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Olasılıklı. )

( Farkı, kararlılıktadır. )

( MUHAL ile/değil/yerine/>< MÜMKÜN )


- OLANAKSIZI İSTEMEK


- OLANAKSIZ(İMKÂNSIZ) ile/değil/yerine OLANAKSIZ(İMKÂNSIZ) GİBİ BİR ŞEY

( Olanaksızı isterseniz, size kim yardım edebilir? )

( ÖZDEŞLİK İLKESİ | ÇELİŞMEZLİK İLKESİ | ÜÇÜNCÜ OLASININ/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI )

( If you ask for the impossible, who can help you? )


- OLANAKSIZLAR değil OLANAKSIZLIKLAR


- OLANAKSIZLAŞMAK ile OLANAKSIZLAŞTIRMAK ile OLANAK ile OLANAKLI/LIK ile OLANAKSIZ/LIK


- OLANAKSIZ/LIK / OLANAKLI/LIK ve/<> KARARLI/LIK

( Aralarındaki tek fark, kararlılık derecesindedir. )


- OLANAKSIZLIK ile/değil İZİN VERMEME

( [not] IMPOSSIBILITY vs./but NOT TO ALLOW )


- OLANAKSIZ/LIK ile/değil/yerine OLANAKLI/LIK

( Aralarındaki tek fark, kararlılık derecesindedir. )


- Olan-biteni unut ve SUS!!! -ve


- OLAN/DAN ile/ve OLMAYAN/DAN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


- OLANI/ELDEKİNİ:
BEĞENMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine DAHA İYİSİNİ İSTEMEK


- OLANI BİLİRİM/BİLEYİM ile/ve/||/<>/< OLMASI GEREKENİ (")BİLEBİLİRİM(")/BİLEYİM

( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/< Platon. )


- OLANI BİLMEK ve/||/<>/>/< ORANI BİLMEK


- OLANIN, ZARARI değil/yerine/>< OLMASI GEREKENİN, YARARI


- OLANLA(RLA) / OLDUĞU KADARIYLA:
TATMİN/MUTMAİN OLMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/||/<> YETİNME(ME)K


- OLAP/ON-LINE ANALYTICAL PROCESSING[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİMİÇİ ÇÖZÜMLEYİCİ İŞLEME


- ...:
OLARAK GÖRMEMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEMEK


- ... OLARAK ile/değil/yerine ... OLARAK DA


- ... OLARAK ile/yerine/değil ... SIFATIYLA


- ... OLARAK GÖRMEK ile ... OLARAK KABUL ETMEK

( )


- ... (OLARAK) GÖRÜLÜR ile ... (OLARAK) GÖRÜNÜR


- ... OLARAK KALMAMASI KOŞULUYLA ile ... OLMAMAK/KALMAMAK ÜZERE


- OLASI (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ) ile/ve/değil/yerine OLASI(LIKLI) (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ)


- OLASI) BİR OLUMSUZLUĞU/KAYIBI:
"ESAS ALMAK" değil/yerine ...'YI DA ÖNGÖRMEK/DEĞERLENDİRMEK


- OLASI DEĞİL yerine KOLAY DEĞİL


- OLASI/LIK ile OLASICI/LIK ile OLASILI ile OLASILIK HESABI


- OLASI ile/ve/değil/yerine OLASILIKLI


- OLASILIĞI DÜŞÜNMEYE BAŞLAMAK ile/ve OLASILIĞIN YÜKSEK OLMASI

( TO BEGIN TO THINK ABOUT PROBABILITY vs./and HIGH PROBABILITY )


- ... OLASILIĞI:
YÜKSEKTİR ile/ve/||/<>/> YÜKSELİR


- OLASILIĞIN DOĞUŞU ve/||/<> ŞANSIN TERBİYE EDİLİŞİ

( Ian Hacking'in bu kitaplarını da okumanızı salık veririz. )


- OLASILIK DIŞILIK ile OLASILIK DIŞI ile OLASILIKSIZLIK

( IMPROBABILITY vs. IMPROBABLE vs. IMPROBITY )

( استبعاد ile بعيد ile غير محتمل ile مستبعد ile نا پاکي )

( استبعاد ile بعيد ile غير محتمل ile مستبعد ile نا پاکي )


- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK

( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )

( [not] PROBABILITY vs./and/but FUZZY LOGIC )


- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK

( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )


- OLASILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< DENEYİM


- OLASI/LIK ile/ve/||/<> GÖRELİ/LİK


- OLASILIK = İHTİMALİYET = PROBABILITY[İng.] = PROBABILITÉ[Fr.] = WAHRSCHEINLICHKEIT[Alm.] = PROBABILITAS[Lat.] = PROBABILIDAD[İsp.]


- OLASILIK ile/||/<> KOMBİNASYON

( Olasılık ve Kombinasyon arasındaki ilişki )


- OLASILIK ile/||/<> KURAM

( Olasılık kuramınin analitik yaklaşımı )

( Pierre-Simon Laplace tarafından 1812 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1749-1827) (Ülke: Fransa) (Alan: Matematik, Astronomi) (Önemli katkıları: Laplace dönüşümü, olasılık teorisi) )


- OLASILIK ile/ve KUVVE


- OLASILIK ile MARKOV ZİNCİRİ/SÜRECİ

( Bir Markov zinciri ya da Markov süreci, her olayın olasılığının yalnızca önceki olayda elde edilen duruma bağlı olduğu olası olaylar dizisini tanımlayan rastlantısal[stokastik] bir modeldir. Zincirin ayrık[discrete] zaman adımlarında durumu hareket ettirdiği, sonsuz[countably infinite] bir dizi, ayrık zamanlı bir Markov zinciri [DTMC] verir. Sürekli zamanlı bir süreç, sürekli zamanlı Markov zinciri [CTMC] olarak adlandırılır. Adını Rus matematikçi Andrey Markov'dan almıştır.

Markov zincirleri, gerçek dünya süreçlerinin istatistiksel modelleri olarak birçok uygulamaya sahiptir, örneğin motorlu taşıtlardaki hız kontrol düzenlerini, bir havaalanına gelen müşteri kuyruklarını ya da hatlarını, döviz kurlarını ve hayvan popülasyonu devinimleri gibi konuları incelemek için kullanılabilir.

Markov süreçleri, karmaşık olasılık dağılımlarından örneklemeyi simüle etmek için kullanılan ve Bayes istatistikleri, termodinamik, istatistiksel mekanik, fizik, kimya, ekonomi, finans, sinyal alanlarında uygulama bulan Markov zinciri Monte Carlo olarak bilinen genel rastlantısal[stokastik] simülasyon yöntemlerinin ve işleme, bilgi kuramı ve konuşma işlemenin temelidir.

Markovian ve Markov sıfatları, Markov süreci ile ilgili bir şeyi tanımlamak için kullanılır. )


- OLASILIK ile MİLYONDA BİR OLASILIK

( Ümitsiz. İLE Çok küçük olsa da bir ümit. )


- OLASILIK ile/ve/değil/ne yazık ki "NİYET OKUMASI"


- OLASILIK ile/ve POTANSİYEL

( PROBABILITY vs./and POTENTIAL )


- OLASILIK ile/ve/||/<>/> TEDBİR


- OLASILIK'IN:
ÇOKLUĞU ile/değil ÇEŞİTLİLİĞİ


- OLASILIKLARA "GÜVENMEK" ile/ve/değil/yerine KENDİMİZE GÜVENMEK

( Anımsa ki, her zaman şanslı olmayabilirsin! )

( [not] TO TRUST THE CHANCE vs./and/but TO TRUST THE SELF
TO TRUST THE SELF instead of TO TRUST THE CHANCE
Remind that, you might not lucky every time! )


- OLASILIKLARI DÜŞÜNEBİLMELİ!


- OLASILIKLARI DÜŞÜNMEK/HESAPLAMAK ile "ŞOM AĞIZLILIK"


- OLAY


- OLAY "AÇLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ONAY AÇLIĞI


- OLAY/OLGU/DURUM ile/ve/||/<>/>< YADSIMA


- OLAY UFKU TELESKOBU ile/||/<> RADYO TELESKOP DİZİSİ

( Olay Ufku Teleskobu küresel VLBI ağı İLE radyo teleskop dizisi yerel gözlemdir. EHT dünya boyutunda sanal teleskop İLE M87 kara delik ilk görüntüsü aldı. EHT 2019'da kara delik gölgesi İLE kuramları doğruladı. )


- OLAY UFKU ile/ve/<> ERGOSFER

( EVENT HORIZON ile/ve/<> ERGOSPHERE )

( )


- OLAY UFKU ile/||/<> ERGOSFER

( Olay ufku geri dönüşsüz sınır İLE ergosfer enerji çıkarılabilir bölge. )

( Formül: r = r_s İLE r_s < r < 2r_s )


- OLAY UFKU ile/||/<> TEKİLLİK

( Olay ufku dönüş noktası olmayan sınır İLE tekillik sonsuz yoğunluk noktasıdır. Olay ufku gözlemlenebilir İLE tekillik matematiksel kavramdır. Schwarzschild yarıçapı olay ufku büyüklüğü İLE tekillik merkezde yer alır. )

( Karl Schwarzschild tarafından 1916 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1873-1916) (Ülke: Almanya) (Alan: Astrofizik, Matematik) (Önemli katkıları: Schwarzschild yarıçapı, Einstein alan denklemlerinin ilk tam çözümü, kara delik teorisinin matematiği) )


- OLAY YERİNDE PARK ETME:
"ARACIN ARKASI" değil/yerine/>< ARACIN ÖNÜ


- OLAY ve/değil/||/=/<>/< BETİMLENEN


- OLAY ve/<> GELİŞİGÜZEL/LİK


- OLAY ve/||/<>/< KOLAY

( Olay ortaya çıkınca, çözümü de belirsizliğe göre nispeten daha kolay olur. )


- OLAY ile/ve OLGU

( Edebî. İLE/VE Bilimsel. )

( Fizik alanda gerçekleşmiş olup, üzerine herhangi bir eklemenin/yorumlamanın yapılamayacağı kesinlik/"sonuç". İLE/VE Oluş'un potansiyeli, kavramsallığı, sürekliliği, genelleştirilmesi. )

( OLGU: Varoluşu zihne bağlı olmayan. )

( Zorunlulukları gösterilmemiş betimleme. İLE/VE Betimlenen üzerine yönelerek nedenselliklerini sorgulamak. )

( Yaşayan kişi. İLE/VE Ölmüş kişi. )

( İlineksel. İLE/VE Ussal. )

( EVENT vs./and FACT )

( EREIGNIS/VORFALL mit/und TATSACHE )


- OLAY ve/<> TASARIM


- Olaydan önce KONUŞ!!!


- OLAY/DURUM ile/ve/||/<> AYRINTI/LAR(I)


- OLAYI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... DURUMU


- OLAYLAR VE KİŞİLER ve/||/<> YÜKLENEN ANLAM ve/||/<> ALGI ve/||/<> YORUM | BİLİŞSEL ÇARPITMALAR


- OLAYLAR ile/ve YANSIMALAR

( EVENTS vs./and REFLECTIONS )


- OLAYLAR'DA:
ARDIŞIKLIK ve BENZERLİK

( En büyük ahmaklık, olayı[vak'ayı] duygularla bozmaktır[tahrib etmektir]. )


- OLAYLAŞTIRMAK ile OLAY ile OLAYCI/LIK ile OLAYLI ile OLAYSIZ ile OLAYLAMA ile OLAY BİLİMİ ile OLAY BİLİMSEL


- ÖLÇEK ile/ve/değil EŞİK


- ÖLÇEK ile/ve/<> NİCELİK

( vs./and/||/<> QUALITY )


- ÖLÇEK ile/ve/<> NİTELİK

( vs./and/||/<> ATTRIBUTE )


- ÖLÇEK ile ÖLÇEKLİ ile ÖLÇEKSİZ/LİK ile ÖLÇEK ÇİZGİSİ


- ÖLÇEK ile VERNİYE[< VERNIER adından]

( ... İLE Doğrusal ya da dairesel boyutların ölçülmesinde, ölçme duyarlılığını artıran, çok küçük boyutların ölçülebilmesini sağlayan düzenek. )


- ÖLÇEK/LENDİRME ile/ve/||/<>/>/< BİRİM/LENDİRME


- ÖLÇEKLER/MİKYÂS[< KIYÂS:
Ölçü aleti, kıyas edecek alet. | Uzunluk ölçeği.] -<

( BAHÂR[Ar.]: Ölçek. )

( * MİKYÂS-I AMEL/ERGOGRAF: Kas gücünü ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I AMÛDÎ: İki nokta arasındaki dikey[şâkulî] mesafeyi belirlemeye yarayan âlet.
* MİKYÂS-I GAZ/MANOMETRE: Gaz ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I HACM: Hacim ölçüleri.
* MİKYÂS-I HAMZ: Asit ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I HİSS: Duyumölçer.
* MİKYÂS-I HURDEBÎNÎ: Mikrometre.
* MİKYÂS-I İNHİNÂ/MEYL: Eğimölçer.
* MİKYÂS-I İRTİFÂ'/ALTIMETRE: Yükseklikölçer.
* MİKYÂS-I KALEVÎ: Alkol derecesini ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I KESÂFET/DENSIMETRE: Yoğunlukölçer.
* MİKYÂS-I KLOR: Klorölçer, klorimetre.
* MİKYÂS-I KUVVET: Kuvvetölçer, dinamometre.
* MİKYÂS-I KÜRE: Küreölçer.
* MİKYÂS-I KÜÛL: Alkollü bir sıvıda alkol yüzdesini gösteren âlet.
* MİKYÂS-I MÂ: Hidrometre.
* MİKYÂS-I MÂYİÂT: Sıvıölçer, areometre.
* MİKYÂS-I MEYL: Eğim ölçüsü.
* MİKYÂS-I NÂR: Ateşölçer, pirametre.
* MİKYÂS-I RİYÂH: Yelölçer, anemometre.
* MİKYÂS-I RÜTÛBET: Havanın rütûbet derecesini ölçen âlet.
* MİKYÂS-I SAFFET-İ HEVÂ: Odyometre.
* MİKYÂS-I SEDÂ: Sedânın[insan sesinin] uyumunu ve şiddetini ölçmeye yarayan âlet.
* MİKYÂS-I ZELÂZİL: Yer sarsıntısının şiddetini ve yönünü gösteren âletler, sismograf.
* MİKYÂS-ÜL-GAZÂT: Gazölçer, manometre.
* MİKYÂS-ÜL-HARÂRE: Termometre.
* MİKYÂS-ÜL-LEVN: Renkölçer, kolorimetre.
* MİKYÂS-ÜL-MATAR: Bir yılda yağan yağmur mikdarını gösteren âlet, pluviometre. )


- ÖLÇEKSİZ AĞ ile/||/<> RASTGELE AĞ

( Ölçeksiz üs yasası P(k)~k^(-γ), rastgele Poisson. )

( Formül: Hub var İLE homojen )


- ÖLÇERMEK ile ÖLÇER


- ÖLÇEYİĞLE değil ÖLÇEĞİYLE(< ÖLÇEĞİ İLE)


- ÖLÇME ile/ve/||/<> ÖLÇÜMLEME


- ÖLÇMEK ile/ve HESAPLAMAK

( TO CONSIDER vs./and TO COMPUTE )


- ÖLÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TARTMAK


- ÖLÇMEK ile/ve/<> "YÜKLEMEK"


- ÖLÇÜ EKSİKLİKLERİNDE:
İMÂLE ile/ve/<> ZİHAF ile/ve/<> MED ile/ve/<> VASL(ULAMA) ile/ve/<> KASR ile/ve/<> SEKT-İ MELİH

( Kısa olan hecenin, uzun okunması. İLE/VE/<> Uzun hecenin, kısa okunması. İLE/VE/<> Bir tam sesi, birbuçuk sese yükseltmek. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Uzun heceyi, inceltmek. İLE/VE/<> Kısa hecelerin, birleşerek, uzun hece oluşturması. )

( )


- ÖLÇÜ ile/ve AMAÇ

( MODERATION vs./and AIM )


- ÖLÇÜ ile/ve/değil/||/<>/< ARAÇ


- ÖLÇÜ ile/ve AYAR

( MODERATION vs./and SETTING, ALIGNMENT )


- ÖLÇÜ ile/ve DENETİM/KONTROL

( MODERATION vs./and CONTROL )


- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> DERECE

( MEASURE vs./and/||/<> DEGREE )


- ÖLÇÜ ile/ve/değil EŞİK


- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> KARAKUŞÎ

( ... İLE Yasa, kural, mantık ölçülerine dayanmayan. )


- ÖLÇÜ = MEASURE[İng.] = MESURE[Fr.] = MAß[Alm.] = MISURA[İt.] = MEDIDA[İsp.]


- ÖLÇÜ ile/ve/<> ÖLÇÜT ile/ve/<> ÖLÇEK

( MEASURE vs./and/<> CRITERION vs./and/<> SCALE )


- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> ORAN ile/ve/||/<> MATEMATİK

( Bilim/de. İLE/VE/||/<> Sanat/ta. İLE/VE/||/<> Müzik/te. )

( MEASURE vs./and/||/<> RATIO vs./and/||/<> MATHEMATICS )


- ÖLÇÜ ve/||/<>/> TEKRAR ÜRETİM


- ÖLÇÜ ile/ve YASALLIK/MEŞRUİYET

( TO CONSIDER vs./and LEGALITY )


- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> YEĞLEME


- ÖLÇÜ ile/ve/değil/||/<>/< YÖNTEM

( [not] MEASURE vs./and/but/||/<>/< METHOD )