
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
MANTIK ve KELÂM'da
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 1709 başlık/FaRk ile birlikte,
2169 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/3)
- MANTIK ile/ve/<> HAL EHLİ OLMAK
- MANTIK ile/ve/<>/< HAYAL GÜCÜ
( A[/B/C/...Y/Z] noktasından, B[C/D.../Y/Z] noktalarına [belki/bazen/biraz] götürür. İLE/VE/<>/< Her yere götürür. )
( Çeperdeki 360 dereceden, birine/birkaçına götürür. İLE/VE/< 360 dereceyle, eşit aralıkta bulunan merkez(in)e götürür. )
- MANTIK ile/ve "HESAP ETMEK"
- MANTIK ve İBNİ SİNÂ
- MANTIK ile/ve/||/<> İDEA ile/ve/||/<> DOĞA
- MANTIK ile/ve/||/<> İNDİRGEME
- MANTIK ile/ve İŞLEYİŞ
- MANTIK ile/ve/<> MAKSAT
- MANTIK ile/ve/değil/||/<>/< MANTIKSAL ZORUNLULUK
- MANTIK ve MATEMATİK ve METAFİZİK
- MANTIK ile/ve/||/<> NİTELEME/YÜKLEMLER MANTIĞI
- MANTIK ile/değil OLASILIK
- MANTIK ile/ve ÖLÇÜ
( LOGIC vs./and MODERATION )
- MANTIK ile/ve/||/<> ORGANON
- MANTIK ile/ve/||/<> OUROBORİK MANTIK
- MANTIK ve PERSPEKTİF
- MANTIK(/... MANTIĞI)" ile/değil SIĞINMA
- MANTIK ile "SİYASET"
- MANTIK ve TÜMDENGELİM
- MANTIK ile/ve TUTARLILIK
( İdrakin/düşüncenin kurallarını inceler. İLE/VE Vicdanın/duygunun kurallarını inceler. )
( LOGIC vs./and CONSISTENCY
LOGIC vs./and SHAPED LOGIC
LOGIC vs. INFERENCE )
- MANTIK ve USÛL
- MANTIK ile/değil/yerine UYGULAMA
- MANTIK ile/ve VARLIK
( LOGIC vs./and ONTOLOGY )
- MANTIK ile/ve/||/<>/> "YANILSAMA MANTIĞI"
- MANTIK ile/ve/değil/yerine YÖNTEM
- MANTIKÇA DÜŞÜNMEK ile/ve/<> VARLIKÇA DÜŞÜNMEK
- [ne yazık ki]
MANTIK DIŞI/LIK ile/değil "DUYGUSAL/LIK"
- MANTIKEN değil/yerine/= ESTEMCE
- MANTIKEN ile/ve/değil KURAMSAL/TEORİK OLARAK
( [not] "LOGICALLY" vs./and/but "THEORICALLY" )
- MANTIKÎ MÂKULÂT ile/ve FELSEFÎ MÂKULÂT
( Dışarıda/hariçte tahakkuku yoktur. İLE/VE Nitelenmesi/ittisafı dışta/hariçte, bildirimleri/uruzu zihindedir. )
- MANTIKÎ/MANTIKSAL değil/yerine/= ESTEMLİ
- MANTIKİYAT ile/ve/> TABİİYAT ile/ve/> RİYÂZİYAT ile/ve/> İLÂHİYAT
- MANTIKLI DÜŞÜNMEK ile/ve MANTIK BİLMEK
- MANTIKLI ile MANTIKSAL
( Mantığa uygun, usa/akla uygun. | Mantığa uygun davranan. İLE Mantıkla ilgili olan. )
- MANTIKLI ile/ve/değil/<> UYGUN
- MANTIKSAL KANIT ile/ve/<> MATEMATİKSEL KANIT
- MANTIKSAL OLAN ile/ve ONTOLOJİK OLAN ile/ve EPİSTEMOLOJİK OLAN
- MANTIKSAL ÖNCELİK ile/ve VAROLUŞSAL ÖNCELİK
- MANTIK/SAL ile/ve/<> KAVRAM/SAL
( LOGIC/AL vs./and/<> CONCEPT/UAL )
- MANTIK(SAL) ile/ve MATEMATİK(SEL)
- MANTIK'TA:
ARİSTOTELES ile/ve/değil KANADA
( Yunan. İLE/VE/DEĞİL Hint. )
- MANTIKTA:
TASAVVUR ile/ve MEVZÛ ile/ve MAKSAT
- MANTIKTA:
TRANSANDANTAL ANALİTİK ile/ve/||/<> TRANSANDANTAL DİYALEKTİK
- MASDAR ile HASIL MİNEL MASDAR ile HASIL BİL MASDAR
- MÂT[Fars.] ile MAT[Fr.] ile MAT[İng.] ile MAT.
( Oyunlarda, taraflardan birinin yenilgisi. İLE Parlak olmayan, donuk. İLE Keçe, hasır. Üzerinde yatmaya/yer hareketleri yapmaya yarayan sağlam ve yumuşaklaştırıcı nesne. İLE Matematiğin kısaltması. )
- MATBUÂT ile/ve/> MAHSUSÂT ile/ve/> MAKULÂT ile/ve/> MENKULÂT
- MATEMATİĞİN:
TEMELDELİĞİ ve/||/<> ARAÇSALLIĞI
- MATEMATİK ile MANTIK
( Niceliklerle iş görür. İLE Kavramlarla iş görür. )
- MATEMATİK ile/ve/||/<>/> MÜHENDİSLİK ile/ve/||/<>/> TOPLUMSAL/SOSYAL BİLİMLER
( Çocuk bilimi. İLE/VE/||/<>/> Genç bilimi. İLE/VE/||/<>/> Yetişkin bilimleri. )
- MATEMATİKSEL CİSİM ile FİZİK CİSİM
- MATEMATİK/SEL/LİK:
DEĞERLİ ile/ve/fakat/||/<>/> YETERLİ DEĞİL
- MATLUB ile/ve/<>/= MEÇHUL
- MATRİS MEKANİĞİNDE:
p x q =
ile/ve/||/<>
p x q != q x p
ile/ve/||/<>
pq - qp = h/i
- MAYA[Hintçe]/İLÜZYON[İng. < ILLUSION]/DOXA[Yun.] değil/yerine/= YANILSAMA
- MAYALANMA:
KELÂM (İLE) ile/ve/değil HÂL (İLE)
- MAZERET-İ SAHİHA[Ar.] değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK
- MAZMÛN[Ar. < ZIMN] ile MAZNÛN[Ar. ZANN]
( Derinlerdeki anlam, kavram. | Ödenmesi gereken şey. | Nükteli, sanatlı, ince söz. İLE Bir suç dolayısıyla sorguya çekilen, sanık. )
- MEBADÎ ile MAKSAT
- MECBÛREN[Ar.] ile MECBÛRÎ[Ar.]
( Kendi isteğinin dışında, zorla. İLE Kaçınılmaz, zorunlu. )
- MECBÛR(İYET) değil/yerine/= YÜKÜMLÜ/LÜK, ZORUNLU/LUK
- MECCÂNEN ile MECCÂNÎ
( Ücretsiz, parasız, bedava. İLE Parasız, bedava. | Bedavacı. )
- MECHÛL[Ar. < CEHL] değil/yerine/= BİLİNMEYEN[BELİRSİZ değil!]
- MECRÛH[Ar. < CERH] değil/yerine/= YARALI/İNCİNMİŞ
( Yaralanmış. | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş düşünce/dâvâ. )
- MEDÂR[Ar. < DEVR] değil/yerine/= DÖNENCE | DAYANAK
- MEDLÛL[Ar.] değil/yerine/= ANLAM
- [MEDLÛLERİ BAKIMINDAN HAFÎ] SÖZ/LÂFIZ:
HAFÎ ile/ve/||/<> MÜŞKİL ile/ve/||/<> MÜCMEL ile/ve/||/<> MÜTEŞEBBİH
( TERMES LATENTS avec/et/||/<> TERMES DIFFICILES avec/et/||/<> TERMES MYSTERIEUX avec/et/||/<> TERMES COLLECTIFS )
- [MEDLÛLLERİ BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
NAS ile/ve/||/<> ZÂHİR ile/ve/||/<> MUHKEM ile/ve/||/<> MÜFESSER
( TERMES PEREMPOIRES avec/et/||/<> TERMES EVIDENTS avec/et/||/<> TERMES FORTIFIES avec/et/||/<> TERMES ANNOTES )
- MEFHUM ile/ve MÂNÂ
( Kavram. İLE/VE Anlam. )
( Nesneler için. İLE/VE Sözcük için. )
( Nesnenin gösterdiği şey. | Demek istenilen şey. İLE/VE Lafzın gösterdiği şey. )
( Zihinde. İLE/VE Olguda/nesnede. )
( REFERENCE vs./and SENSE )
- MEFHUM-U MUHALİF değil/yerine/= KARŞIT KAVRAM
- MEFTÛH[< FETH] değil/yerine/= AÇILMIŞ, AÇIK, FETHEDİLMİŞ | ELE GEÇİRİLMİŞ
- MEĞER[Fars. < MEGER] ile MADEM[Ar. < MADAM]
- MEĞERSE/M değil MEĞER
- MERKEZ ile EŞİT ile ORTA
- MESNED/SİZ[Ar.] yerine DAYANAK/SIZ
- METAFİZİK ile/ve/değil/||/<>/< KURUNTU/VEHİM
- METAFİZİK ile/ve/<> ONTOLOJİ ile/ve/<> EPİSTEMOLOJİ ile/ve/<> BİLİNÇ ile/ve/<> SÖZCÜK
- METEOROLOJİ[Fr. < Yun.] ile METROLOJİ
( Kalıkbilim, hava [durumu] bilgisi. İLE Ölçübilim. )
- METİN[Ar. < METN]/TEKST/TEXT/TEKSTİL[İng./Fr. < TEXTILE] değil/yerine/= ÖRÜT | DOKUMACILIK DOKUMA
- METİN ve HOCA
( Hangi metin ve hangi hocadan ders alındığı önemlidir. )
- ÖRÜT/DOKU/METİN[Ar.]/TEXT[İng.] ile/ve/||/<>/> METÎN ile/ve/||/<>/> Metin
( Bir yazıyı, biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan sözcüklerin tümü. | Basılı ya da el yazması parça. İLE/VE/||/<>/> Acılar karşısında, dayanma gücünü yitirmeyen, sağlam, dayanaklı, değerli, kavî. İLE/VE/||/<>/> Kişi adı. )
- METÎN ile ŞERH
- METİN ile/ve/= SÖZLÜK
- MEVÂD-ÜL AKLÎSE değil/yerine/= TASIMIN/KIYASIN NESNELERİ[MADDET-ÜL KIYAS]
- MEVZU - MAHMUL - ZAMAN - MEKÂN - İZÂFET - KUVVE - FİİL - CÜZ - KÜLL - ŞART
- MEVZÛ + GÂYE
- MEVZÛ' ile/ve/+ MAHMÛL
( Konu. İLE/VE/+ Yüklem )
- MEVZÛ'NUN NİCELİĞİ ile MAHMÛL'ÜN NİCELİĞİ
- MİNİCİK ile MİNNACIK ile MİNNOŞ ile MİNÖR[Fr.] ile MİNYON[Fr.]
( Çok küçük. İLE Çok küçük olan. İLE Küçük ve sevimli kişilere söylenilen seslenme sözü. İLE Daha küçük. | Bir makam, bir akort, bir gam, bir aralık özelliği olan. | Küçük önerme. İLE İnce, küçük, sevimli, zarif. )
- MİSÂL[Ar.] değil/yerine/= ÖRNEK
( ÖRNEK | MASAL | RÜYÂ, DÜŞ | BENZER, ANDIRIR )
- MİZAN ile/ve USÛL/YÖNTEM
- MONAD = MONADE[İng., Fr., Alm.] = MONAS:BİR OLAN[Yun.]
( Eski Yunan felsefesinde, bölünmez birlik. | Leibniz'in felsefesinde, artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki sözlerin her biri. )
- MOORE AÇMAZI ile/ve/||/<> BEKLENMEYEN SINAV AÇMAZI ile/ve/||/<> BELİRLENMİŞ ÖĞRENCİ AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI
- MOORE AÇMAZI ile/ve/||/<> BEKLENMEYEN SINAV AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI İLAÇ AÇMAZI
- MORAL ÖNERME ile FELSEFİ ÖNERME
- MUARRİF[ÂRİF] ile MUARREF[ÂRİF]
( Tanımlayan. İLE Tanımlanan. )
( Tarif eden, etraflıca anlatan, bildiren. | Cami ve tekkelerde hayır sahiplerinin adlarını sayan ve dua eden müzezzin ya da derviş. İLE Tarif edilmiş, etraflıca bildirilmiş. | Bilindik, belirli, bilinen. | Harf-i tarif. | Sınırlı. )
- MUBÂH[Ar. < İBÂHA] ile MÂKUL[Ar. < AKL]
( İşlenmesinde, sevap ya da günah olmayan şey/iş. İLE Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı. )
- MÜCADELE değil MÜCÂDELE
- MÜCÂDELE değil/yerine/= SAVAŞIM/GÜREŞ
- MÛCİBE[İCAB] ile SÂLİBE[SELB]
( Olumlu[vücub(çoğul) <- vacib]. İLE Olumsuz. )
- MÜEYYİDE[Ar.] değil/yerine/= YAPTIRIM
- MÜFÂD[< FEVD] ile MÜFÂZ[< FEYZ]
( Kavram, anlam. İLE Bol, bereketli. )
- MÜFRED(YALIN) ile MÜREKKEB(BİLEŞİK)
( Küllî anlam bir tek lâfızla gösterildiğinde "müfred" adını alır. İLE İki lâfız birleştirilerek gösterildiğinde "mürekkeb" adını alır. )
- MÜFRED ile MÜELLEF
( İnsan(İn-san)(İ-n-s-a-n). İLE Taş atan. )
- MÜFRED ile MÜFRED
( Yalın. İLE Tekil. )
- MUGALATA[Ar.] değil/yerine/= YANILTMACA
( Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. | Başkasını yanıltmak için, doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama. )
- MUHAKEME/MAHKEME değil/yerine/= YARGILAMA
- MUHAKKAK Kİ ... ile/değil/yerine HERHALDE ...
- MUHAKKIK[< TAHKİK] ile MÜDEKKİK[< TEDKİK]
( Konuyu delilleriyle bilen, açıklayan. İLE Delillerine delil getiren. Kanıtın kanıtla ispatı. Kılı kırk yaran. )
( isbat el-mesele bi-el-delil İLE isbat el-delil bi-el-delil )
- MUHÂL[Ar.] değil/yerine/= OLANAKSIZ, OLMAZ, OLMAYACAK
- MUHAYYİLE ile MÜTEHAYYİLE
- MUHAYYİLE ile/ve MÜVEHHİME
( Hayal yetisi. İLE/VE Vehim yetisi. )
( Yanyana koyar. İLE/VE Sıraya koyar. )
- MUHKEM[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/LAŞTRILMIŞ
- MÜHMELE ile MAHSURA
- MUHTASAR[Ar. < HASR] ve/> MÜFÎD[Ar. < FEYD]
( Kısaltılmış, ihtisâr edilmiş. VE/> İfade eden, anlatan. | Anlamlı. | Yararlı. )
- MUHTEMEL["MUTEMEL" değil!][Ar.] değil/yerine/= OLASI
- MUHTEMEL/EN[Ar.] değil/yerine/= OLASICA/BİR OLASILIK
- MUKADDEM ile/ve/+ TÂLÎ
( Mantık ilmini tasavvur etmezsen İLE/VE/+ mutlak mechûlün tâlibi olursun! )
( Tâlî olan bâtılsa, mukaddem de bâtıldır! )
( Öncül. İLE/VE/+ Sonuç. )
- MÜKADDİME ve 3 MAKALE ve SONUÇ
( Mâhiyeti ve Amacı. VE Müfredât | Kaziyeler ve Hükümleri | Kıyas. VE Kıyasın maddeleri | Eczay-ı Ulûm )
( Mukaddime olmaksızın bir ilme başlanamaz. )
( Ebherî Metin-Çeviri-İnceleme: Hüseyin Sarıoğlu - İz Yayıncılık )
( Kindî(ö. 866), Ahmed ibn Tayyib es-Serahsî(ö. 896), Ebû Bekr Muhammed ibn Zekeriyyâ er-Râzî(ö. 925)'nin ihtisarları, Ebu'l-Ferec ibnü't-Tayyib(ö. 1020), Mettâ ibn Yûnus(ö. 940), İbnü'l-Hammâr(ö. 942), Fârâbî(ö. 950)'nin şerhleri; Fârâbî, İhvân-ı Safâ, İbn Sînâ(ö. 1037) ve Ebherî(ö. 1265). )
( MUHTASAR VE MÜFİT )
( KISA VE ANLAMLI )
- MUKADDİME ile/değil MUKADDEME
( Önsöz. İLE/DEĞİL Öncül. )
- MUKTEZÎ ile/ve ŞART ile/ve ADEMÜ'L-MANİA
( Yeterlilik. İLE/VE Koşul. İLE/VE Engelin olmaması. )
- MÜMTELÎ[Ar. < MELÂ] ile MÜMTENİ'[Ar. < MEN]
( Mide dolgunluğuna uğramış. | Dolu, dolgun, dolmuş. İLE Çekinen, imtinâ eden. | Olamaz. | [mantık] Olamazlı. )
- MÜNÂKIZ[Ar. < NAKZ] ile MÜNAKKIS[Ar. < NOKSÂN] ile MÜN'AKİS[Ar. < AKS]
( Birbirini tutmayan, nakz eden. İLE Eksilten, tenkîs eden. İLE Tersine dönmüş, çevrilmiş, in'ikâs eden. | Bir yere çarpıp geri dönmüş [ses/ışık]. )
- MÜNÂSEBET[Ar. < NİSBET] değil/yerine/= İLİŞKİ/İLİŞİK/İLİNTİ
( UYGUNLUK | İLİŞİK | İLGİ, YAKINLIK, BAĞ | YANAŞMA, VESÎLE )
- MÜNÂSİP/MÜNÂSIB[Ar. < NİSBET] ile MÜSÂİT/MÜSAİD[Ar. < SÜÛD] ile MUVÂFIK[Ar. < VEFK]
( Uygun, yerinde. | Yakışık, yaraşık. İLE Yardım eden. | Elverişli, uygun. | İzin veren, müsâade eden. İLE Uygun, yerinde. | Ali Şah bin Hacı Büke'nin edvârında andığı makam.[XV. yy.] )
- MUNFASIL[Ar.] değil/yerine/= AYRILMIŞ
- MÜNFERİCE ile/ve HADDE
- MÜPTEDİ[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRENMEYE YENİ BAŞLAYAN
- MÜREKKEB ile MÜELLEF
( Ayrım olmaz. İLE Ayrım olur/olabilir. )
- MÜREKKEP ile MÜREKKEP
( Yazı yazmak, desen çizmek ya da basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde. İLE Bileşmiş, bileşik. | ...-dan oluşmuş/olma. )
( ZEKÂB ile ... )
- MÜSNED-ÜN İLEYH ile MÜSNED [Belâgatta]
( Mevzû. İLE Mahmul. [mantıkta] )
( Zât. İLE Sıfat. [kelâmda, felsefede] )
( Mübtedâ. İLE Haber. [nahivde] )
( Mahkumun aleyh. İLE Mahkumun bih. [mantıkta, fıkıhta] )
( Cevher. İLE Araz. [kelâmda, felsefede] )
- MÜSPET/MÜSBET ile MENFÎ
( Olumlu. İLE Olumsuz. )
- MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM
( Hakikat.(Dil) İLE Mecaz. İLE Kinâye. )
( Kuşatma. İLE/VE İçerme. )
( Kavramla nesnenin örtüşmesi. İLE/VE Bir kısmı dışarıda kalırsa. İLE/VE Bir anlamın bir kavrama bitiştirilmesi. )
( Mantık mutabakat üzerine yapılır. İLE/VE Tazammun ve iltizam ile edebiyat yapılır. )
( İnsan: Hayvan-ı Nâtık.(Kök) İLE İnsan: -Hayvan, -Nâtık.(Akıl) İLE Gerekli görme.(Çağrışım ile karıştırılmamalı) (İnsan: "İlim ve yazma kabiliyeti olandır.") )
( Vaz'i Lafzî Delâlet. )
( Vaz: Sesi anlama bitiştirme. )
- MUTAVASSIT[< VASAT] ile ...
( VÂSITA OLAN, ARACILIK EDEN, ARACI | ORTA, ORTALAMA )
- MUTEDİL[Ar.] değil/yerine/= DENGELİ | ILIMAN
- MÜTEFEKKİRE ve/<> TERTİB
- MÜTEKKELLİMİN/KELÂMCILAR
( Duyusal, duygusal ve düşünsel içeriği olmayan hiçbir şey üzerine konuşmazlar. )
- MÜTEMMİM CÜZ[Arç] değil/yerine/= TAMAMLAYICI PARÇA
- MÜTEMMİM[Ar. < TEMÂM] ile TAMAMLAYICI
( Tümleç. Herhangi bir sözcüğün anlamını tamamlayan. | Bütün haline getiren. )
- MÜTENÂKIS[Ar. < NOKSÂN] ile MÜTENÂKIZ[Ar. < NAKZ]
( Eksilen, gittikçe azalan, tenâkus eden. İLE Zıt olan, birbirine muhâlif, tenâkuz eden. | İkinci sözü, birinci sözüne zıt olan, uymayan. | Çelişik. )
- MÜTENÂSİB[< NİSBET] ile ORAN/ORANLI, UYGUN
( UYGUN OLAN, HER BAKIMDAN BİRBİRİNE UYGUN, DENK )
- MÜTEŞEBBİH:
"BENZER" ile/ve/değil/||/<>/< ŞÜPHE
- MUTLAK MEKÂN ile/ve FİZİKÎ MEKÂN
- MUTLAK ile/değil/yerine UZLAŞILMIŞ
- MUTLAKA ile/değil ELBETTE
- MUTLULUK, ...:
"YAŞAM TARZIMIZDA" değil YAŞAMA BAKIŞ TARZIMIZDA
- MUTTASILA(İTTİSAL) ile MUNFASILA(İNFİSAL)
( Kesintisiz, bitişik.(Güneş doğmuş[tur] ise gündüz olmuştur). İLE Kesintili, ayrık.(Sayı ya çifttir ya tektir). )
- MÜTTEHİDİN BİZZÂT, MUHTELİF-ÜN BİL-İTİBAR
- ENDER / NÂDİR/EN[Ar.] ile İSTİSNÂ/Î[Ar.]
- NAHİV[Ar.] ile SÖZ DİZİMİ
( SÖZ DİZİMİ )
- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE
( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )
- NÂ-MÜTENÂHÎ[Fars., Ar.] değil/yerine/= SONSUZ
- NAŞİ[Ar.] değil/yerine/= ÖTÜRÜ/DOLAYI
- NASIL GÖRDÜĞÜNÜ DEĞİŞTİR ve/<>/> NASIL DEĞİŞTİĞİNİ GÖR
- [ne] KARDAŞ, [ne de] ARKADAŞ ile/değil/sadece HALDAŞ
( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )
- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?
- NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> ORANSAL/LIK
- NEFSÎ ile LAFZÎ
- NEFSÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÖNTEMSEL
- NEFS'ÜL EMR:
İRFÂNÎ VE KELÂMÎ ile/ve KOZMOLOJİK VE METAFİZİK ile/ve ONTOLOJİK VE MANTIK
- NEHY ile ...
( YASAK ETME )
- NEREDE/NE ZAMAN/NASIL:
"DÜŞTÜĞÜMÜZ" değil "SENDELEDİĞİMİZ"
- NESEB/SOY değil/yerine/>< NİSBET
- NESNEL ÜRÜNLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNSEL "ÜRÜNLER"
- NESNEL/LİK ile/ve/||/<>/> İKNA EDİCİ/LİK
- NET[Fr.] ile NET[İng. < LET]
( Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. İLE Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )
- NEV-İ HAKİKÎ(NEV'UL ENVÂ) ile NEV-İ İZÂFÎ
- [ne yazık ki]
ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ
- NİHÂYET/ÂKIBET değil/yerine/= SONUNDA/ÖNÜNDE SONUNDA
- ...'NIN:
"KARŞITI" ile/değil DIŞINDA KALAN/BIRAKILAN
- ...'NIN:
TANIMI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLI OLDUĞU/OLABİLECEĞİ YER
- NİSEB-İ ERBAA
( Yansıma[aks], oranla[nispetle] ilgilidir.
1- Eşitlik/Denklik[Müsâvât]
( - Her kişi, nâtıktır.
- Her nâtık, insandır. )
2- Karşıtlık/Uyuşmazlık[Mübâyenet]
( - Hiçbir insan, taş değildir.
- Hiçbir taş, insan değildir. )
3- Genel[Umum] - Özel[Husus] - Bağlamında/Açısında[Min-vech]
( - Bazı kişiler, beyazdır.
- Bazı beyazlar, insandır. )
4- Genel[Umum] - Özel[Husus] - Kesinlik[Mutlak]
( - Her hayvan, insandır.[Yanlış!]
- Her insan, hayvandır.[Doğru!] )
[Hayvan[küllî]:
- İnsan(- Hayvan[cüz-i eamm]
- Nâtık[cüz-i müsavî])(postulat);
- At; - Eşek; - Köpek] )
- NISF ile/ve/||/<> CERH
( Yarım. İLE/VE/||/<> Yarmak. )
- NİSPET ile GÖRELİLİK/İZÂFET
( Bir değişkenin bir sabite oranı. İLE İki değişkenin birbirine bağlı oranı. )
( Birinin değişkenliğinde. İLE İkisinin de değişkenliğinde. )
( RATIO vs. RELATIVITY )
- NİSPET ile/ve İZÂFE
- NİSPET ile/ve ŞART
- NİTELİK:
OLUMLU ve/||/<> OLUMSUZ ve/||/<> SONSUZ
- NİTELİK ile/ve/değil/||/<>/< KAPSAM
- NİYE? ile/ve/||/<>/> ... DİYE
- NİYEMİŞ değil NİYEYMİŞ?/NİYE İMİŞ?
- NİYET AÇMAZI ile/ve/||/<> CAYDIRICILIK AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI
- NOKTA ile/ve/||/<>/> ÇİZGİ ile/ve/||/<>/> ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> PİRAMİT
( Tek nokta. İLE/VE/||/<>/> İki nokta. İLE/VE/||/<>/> Üç nokta. İLE/VE/||/<>/> Dört nokta. )
- NOKTA ile/ve/||/<> KÜRE
( Uzaktan bakarsak. İLE/VE/||/<> Yakından bakarsak. )
- NOKTA ile/ve SONSUZ/LUK
( NOKTANIN SONSUZLUĞU )
( POINT vs./and ETERNITY )
- NUTUK:
İÇ KONUŞMA ve/||/<> DIŞ KONUŞMA
( Düşünme/düşünce. VE/||/<> Dil/söz. )
- ÖBEK ile GÖBEK
- ODAK/LANMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNCELİK/LENDİRME
- OR/ODDS RATIO[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ ORAN
- ÖĞRENMEK ile/değil/yerine/||/<>/< KAVRAMAK
- OK AÇMAZI ile/ve/||/<> KOŞU YOLU AÇMAZI ile/ve/||/<> UZAY GEMİSİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TANRILAR AÇMAZI
- ÖKE/DEHÂ ve/||/+/<>/> GÜZELLİK
- OKUMAK ile/ve/değil EŞİK
- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/< OKUYABİLMEK
- OLA DA BİLİR, OLMAYA DA BİLİR değil OLABİLİR DE, OLMAYABİLİR DE
- OLABİLECEKLER ile/ve/||/<>/>/< OLMASI GEREKENLER
- OLAN ile/ve/||/<> ORAN
- OLANAKLI/LIK ile/ve/||/<> SONSUZ/LUK
- OLANI BİLMEK ve/||/<>/>/< ORANI BİLMEK
- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK
( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )
- OLASILIK ile/ve/||/<>/> TEDBİR
- ÖLÇEKLER/MİKYÂS[< KIYÂS:
Ölçü aleti, kıyas edecek alet. | Uzunluk ölçeği.]
( BAHÂR[Ar.]: Ölçek. )
( * MİKYÂS-I AMEL/ERGOGRAF: Kas gücünü ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I AMÛDÎ: İki nokta arasındaki dikey[şâkulî] mesafeyi belirlemeye yarayan âlet.
* MİKYÂS-I GAZ/MANOMETRE: Gaz ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I HACM: Hacim ölçüleri.
* MİKYÂS-I HAMZ: Asit ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I HİSS: Duyumölçer.
* MİKYÂS-I HURDEBÎNÎ: Mikrometre.
* MİKYÂS-I İNHİNÂ/MEYL: Eğimölçer.
* MİKYÂS-I İRTİFÂ'/ALTIMETRE: Yükseklikölçer.
* MİKYÂS-I KALEVÎ: Alkol derecesini ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I KESÂFET/DENSIMETRE: Yoğunlukölçer.
* MİKYÂS-I KLOR: Klorölçer, klorimetre.
* MİKYÂS-I KUVVET: Kuvvetölçer, dinamometre.
* MİKYÂS-I KÜRE: Küreölçer.
* MİKYÂS-I KÜÛL: Alkollü bir sıvıda alkol yüzdesini gösteren âlet.
* MİKYÂS-I MÂ: Hidrometre.
* MİKYÂS-I MÂYİÂT: Sıvıölçer, areometre.
* MİKYÂS-I MEYL: Eğim ölçüsü.
* MİKYÂS-I NÂR: Ateşölçer, pirametre.
* MİKYÂS-I RİYÂH: Yelölçer, anemometre.
* MİKYÂS-I RÜTÛBET: Havanın rütûbet derecesini ölçen âlet.
* MİKYÂS-I SAFFET-İ HEVÂ: Odyometre.
* MİKYÂS-I SEDÂ: Sedânın[insan sesinin] uyumunu ve şiddetini ölçmeye yarayan âlet.
* MİKYÂS-I ZELÂZİL: Yer sarsıntısının şiddetini ve yönünü gösteren âletler, sismograf.
* MİKYÂS-ÜL-GAZÂT: Gazölçer, manometre.
* MİKYÂS-ÜL-HARÂRE: Termometre.
* MİKYÂS-ÜL-LEVN: Renkölçer, kolorimetre.
* MİKYÂS-ÜL-MATAR: Bir yılda yağan yağmur mikdarını gösteren âlet, pluviometre. )
- ÖLÇMEK ile/ve HESAPLAMAK
( TO CONSIDER vs./and TO COMPUTE )
- ÖLÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TARTMAK
- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> DERECE
- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> KARAKUŞÎ
( ... İLE Yasa, kural, mantık ölçülerine dayanmayan. )
- ÖLÇÜLÜ ile/ve/||/<> ÖLÇÜ İLE
- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE
- ÖLÇÜT = MISDAK, MİYAR, KISTAS = CRITERION[İng.] = CRITÉRIUM, CRITÈRE[Fr.] = KRITERIUM[Alm.] = KRITERION < KRINEIN:AYIRMA, YARGILAMA[Yun.] = CRITERIO[İsp.]
- ... OLDUĞU İÇİN ile/ve/değil/yerine ...(DAN) (OLDUĞUNDAN) DOLAYI
( [adın/ismin] -e hali. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE -den hali. )
( DOYMAK İÇİN ile/ve/değil/yerine ACIKTIĞIMDAN DOLAYI )
- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/<> FARKLI/LIK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/=/||/<>/> USSAL/LIK
( FACTIVE )
- OLMADAN ÖNCE OLSUN DİYE ve/||/<> ÖLMEDEN ÖNCE ÖLSÜN DİYE
- OLMAYANA ERGİME ile/ve/||/<> SAÇMA OLANA İNDİRGEME
- OLMAZSA OLMAZLIK ile/ve/||/<> TERK EDİLEMEZLİK
- USSALLIK:
OLUMSUZ ile/ve/||/<>/> OLUMLU
( Eytişim. İLE/VE/||/<>/> Kavram. )
- OLUMSUZ ile/ve/değil/||/<> UYUMSUZ
- OLUMSUZLAMA ile/değil/yerine/<> ELEŞTİRİ
- OLUMSUZLUĞU/SORUNU/ÇÖZÜMÜ:
HESABA KATMAMIŞ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< GÖZE ALMIŞ OLMAK
- OLUŞUM ile/ve/||/<> BAŞLANGIÇ
- OLUŞUM ile/ve/||/<> DÜZEN
- ÖNCEKİ ile/ve SONRAKİ
( AKDEM[< KADÎM] ile/ve ÂHİR )
( BEFORE vs./and LATER )
- ÖNCEL ile/ve/||/<>/> İLİNEKSEL
- ÖNCEL ile ÖNCÜL
- ÖNCELİK ile/ve/||/<>/< ZORUNLULUK
- (ÖNCELİKLİ/ÖNEMLİ/[ÖNCEKİ] OLMAZSA OLMAZ)
KAVRAM ÇİFTLERİ:
ÖNCELİK ve/||/<>/> SONRALIK
ve/||/<>
VAR OLAN ve/||/<>/> BİLGİ
ve/||/<>
SÜREÇ ve/||/<>/> SONUÇ
ve/||/<>
YÖNTEM/USÛL ve/||/<>/> İÇERİK/ESAS
ve/||/<>
BAĞLAM ve/||/<>/> ANLAM
ve/||/<>
ÇÖZÜMLEME ve/||/<>/> ÇÖZÜM
ve/||/<>
ÖNCÜL ve/||/<>/> ÖNERME
ve/||/<>
SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ
[en az %99 ve/||/<>/> en az %1]
ve/||/<>
US/AKIL ve/||/<>/> ANLIK/ZEKÂ
ve/||/<>
EMİK/BEYİN ve/||/<>/> ANLIK/ZİHİN
ve/||/<>
DİRENÇ/İHTİYÂR ve/||/<>/> İSTENÇ/İRÂDE
ve/||/<>
DEVİM/HAREKET ve/||/<>/> ZAMAN
ve/||/<>
AN ve/||/<>/> ZAMAN
( Düşünme, konuşmak ve yaşamak üzere bilinmesi ve uygulanması gereken öncelikli ve olmazsa olmaz kavram çiftleri... [önceki olmadan sonraki olmaz!] )
- ÖNCÜ ile/ve/||/<> ÖNCÜL
- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> KESİNLİK
- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> ÖNCELİK
- ÖNEMLİ ile/ve/fakat/||/<> AYRI
- ÖNERME(KAZA, KAZİYE) ile KIYAS(BURHAN, [DEMONSTRATION])
- ÖNERME ile/değil DİYALEL[Fr. < Yun.]
( ... İLE/DEĞL Bir önermeyi, başka bir önerme ile tanıtlamak yoluyla sürdürülmeye çalışılan, zorlama felsefe, üstü örtülü bir tür kısırdöngü. )
- ÖNERME = KAZİYE = PROPOSITION[İng., Fr.] = LEHRSATZ[Alm.] = PROPOSITIO[Lat.] = PROPOSICION[İsp.]
- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/> ÖNERİ
( [not] PROPOSITION vs./and/but/||/<>/> SUGGESTION )
- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/< ÖRNEK
- ÖNERME ile/ve/||/<>/>< TERS EVİRME
( ... İLE/VE/||/<>/>< Olumlu ya da olumsuz olan bir önermenin konusunun tersini, yüklem ve yüklemin tersini konu yapma. )
- ÖNERMEK ile/ve/<> KULLANMAK
( TO SUGGEST/RECOMMEND vs./and/<> TO USE )
- ÖNKABUL ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ÖNYARGI
( Çoğu kişi, zihinindeki önyargıları başka bir biçimde düzenlerken düşündüğünü zannetmektedir. )
( Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur. )
( PRE ACCEPTANCE vs. PREJUDICE )
- ÖNSÖZ AÇMAZI ile/ve/||/<> PİYANGO AÇMAZI
- ONUR ve/||/<>/>/< FARKINDALIK
- ÖNYARGI ile/değil/yerine/>< ÖNGÖRÜ
- ÖNYARGILARINI DÜZENLEMEK ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNMEK
- ORAN ile/ve/||/<> ANDIRIM
- ORAN/LI, (/ORANSIZ) ile/ve DENGE/Lİ, (/DENGESİZ)
- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET
( PROPORTION vs./and/<> RELATIVITY )
- ÖRF-Ü ÂAM ile ÖRF-Ü HÂSS
( Sözlük anlamıyla. İLE Terim anlamıyla. )
- ORGANON ile/ve/||/<>/> KANON
- ÖRNEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARAÇ
- ÖRNEK ve RESM-İ NÂKIS
- ORTA ile/ve/||/<> ARACI
- ORTA ile/ve/değil MERKEZ
- ORTA ile/ve/||/<> SONUÇ
( [İki taraftan da pay] Alarak/alıyorsa. İLE/VE/||/<> Almıyorsa. )
- ORTADA/Kİ ile/ve/değil/yerine ARACI
( Uzak illet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yakın illet. )
( MUTAVASSIT ile/ve/değil/yerine VASITA )
- ORTAKLIK ile/ve/<> AYRIM
- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine TOPLUMSAL ADÂLET
( [not] COMMUNISM vs./and/but SOCIAL JUSTICE
SOCIAL JUSTICE instead of COMMUNISM )
- ORTALAMA ile/ve/||/<> GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ
- ORTALAMA ile YAKLAŞIK
- ÖRTÜK TASIM = KIYAS-I MATVİ = ENTHYMEME[İng.] = ENTHYMÈME[Fr.] = ENTHYMEM[Alm.] = ENTHYMEMA[Yun.]
- ÖRTÜK ile/ve/||/<> DOLAYLI
- ÖRTÜŞME ile BİRLEŞME
( INTERSECTION vs. TO CONJUNCTION )
- ÖRTÜŞME ile/ve BULUŞMA
( INTERSECTION vs./and TO BRING TOGETHER )
- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> DOĞRULAMA
- ÖRTÜŞME ile/ve/değil/||/<>/< TUTARLILIK
- ÖRÜNTÜ ile/ve/||/<> DÖNGÜ
- OXYMORON ile TEZAT
- ÖYLE GÖRMEK ile ÖYLE GÖRMEMEK
- ÖZ ve/||/<>/= DÜŞÜNCE
- ÖZ ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- ÖZDEŞLİK:
"MANTIĞI" değil İLKESİ
- ÖZDEŞLİK ile/değil BİLEŞİM
- ÖZDEŞLİK ile/değil İÇİÇELİK
- ÖZEL KÜME ile/ve/değil/||/<> ALT KÜME
- ÖZEL ile/ve/<> KİŞİSEL
( PRIVATE vs. PERSONAL )
- ÖZEL ile/ve/||/<> SINIRLANDIRICI
- ÖZELLİK:
AYRIŞTIRAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLEŞTİREN
- ÖZEN ve/||/<> ONAT
( ... VE/||/<> Özenli, düzgün. | Yararlı. | Dürüst, iyi ahlâklı. )
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/= DÜŞÜNCEYİ DÜŞÜNEBİLME BİLGİSİ/OLANAĞI
( Sonsuz. VE/||/<>/= Tekil[ler üzerin(d)e.] )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> SÖZGÜRLÜK
- ÖZLEŞTİRME ile/değil ÖZDEŞLEŞTİRME
- ÖZNE ile/ve/||/<> ANLAK/ZEKÂ
- p ile q
- PARADOKS ile ANTİNOMİ
( PARADOX vs. ANTINOMY )
- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]
( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )
- PARALOJİZM ile ...
( Mantığa uymazlık. )
- PARANLA "VEZİR", AKLINLA REZİL OLMAK
ile/değil/yerine/><
PARANLA "REZİL", AKLINLA "VEZİR" OLMAK
- PARÇA ve/||/<>/>/< TAMAMLAYICI/LIK
- PARÇAYI ZİKR-BÜTÜNÜ KASIT ile BÜTÜNÜ ZİKR-PARÇAYI KASIT
- PAYDA ile/ve/||/<> PARÇA
- PAYE[Fars.] ile/ve/değil/||/<>/< PAY/ÜLEŞ/HAK/HİSSE/SEHİM
( Aşama, rütbe. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm. | Eşit bölüm. | Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan para, marj. | Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane aldığını gösteren sayı. | Katkı. )
- PAZARLIK ile/değil/yerine TARTIŞMA
( [not] NEGOTIATION vs./but ARGUE
ARGUE instead of NEGOTIATION )
- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]
- PİŞMANLIĞIN SONA ERMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYDINLANMA
- PLOTINOS/PLOTINUS ve/||/<>/> PORPHYRIOS/PORFİRİOS ve/||/<>/> PROCLUS
( [ö.] 270 ve/||/<>/> M.S. 305 ve/||/<>/> 17 Nisan 485 )
- POETİKA ile/ve/||/<>/> RETORİK ile/ve/||/<>/> DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ANALİTİK
( Üretim/İntac. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )
- POTANSİYEL ile/ve/değil OLANAKLILIK
- POZ ile/değil/yerine KOZ
- POZİTİF BİLİM yerine DENEY BİLİMİ
( POSITIVE SCIENCE instead EXPERIMENTAL SCIENCE )
- POZİTİF BİLİM ile/ve MANEVÎ BİLİM
( Açıklayıcı. İLE/VE Anlamaya yönelik. )
- PRELIMINER/PRELIMINARY[İng.] değil/yerine/= ÖNCÜL | İLK
- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM
- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] ile/||/<> DEREALİZASYON ile/||/<> DEDİFERANSİYASYON
( Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Ayrıştırma/ayrımlaşma yitimi. )
- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI ile/ve/||/<> YIĞIN AÇMAZI
- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> WANG AÇMAZI ile/ve/||/<> YIĞIN AÇMAZI
- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> YEĞLEME AÇMAZI
- RAHMET ile/ve/<> ELİ AÇIKLIK, CÖMERTLİK
( Allah'ın vermesi. İLE/VE/<> Kişinin yeterince, zamanında, zemininde ve/ya da bol bol vermesi/paylaşması. )
- RASYONEL[İng. < RATIONAL] değil/yerine/= AKILCI, USSAL
- RASYONEL ile İRRASYONEL
- REÇETE ile/ve/||/<> FORMÜL
- REDDİYE[Ar.]
( Bir düşünceyi, bir öğretiyi çürütmek için yazılan yazı. )
- REFERANS DEĞER/REFERENCE VALUE[İng.] değil/yerine/= DAYANAK DEĞER
- REFLEKSİYON/REFLECTION[İng.] değil/yerine/= YANSIMA | DERİN DÜŞÜNME
- RİSÂLE ile/ve/||/<> METİN
- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ
- HATA:
SABİT ile/||/<> DÜZENLİ ile/||/<> RASTLANTISAL
- SABİT ile/ve/<>/değil/yerine BELİRLİ
- SAÇMA-SALAK değil SAÇMA-SAPAN
- SAÇMA ile ABES
( ABSURD vs. IMPROPER/UNREASONABLE )
- SAÇMA = ABES = ABSURD[İng., Alm.] = ABSURDE[Fr.] = ABSURDO/DA[İsp.]
- SAÇMA/LIK:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/ne yazık ki/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ/SUSKUNLUĞU
- SAÇMALIK" ile/ve/değil/yerine/<> ÇELİŞKİ
- SAÇMALIK ile/ve/değil/||/<>/> KISIR DÖNGÜ
- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI
( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )
BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )
SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )
KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )
TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )
İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )
ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )
YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )
DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )
SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )
KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )
SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )
- SAÇMA(LIK)LAR / SAFSATALAR ile/değil/yerine FaRkLaR
( Sözcükler: "SEN ..." / "SEN DE ..." ile başlatılan/saldırılan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: Tartışmada, öteki kişinin söz ve hareketlerini, kendi görüşünü savunmada kanıt olarak kullanma. | "Bir savın doğruluğunun, savı geliştiren kişinin, kişiliği ile ilgisi olduğu" "savı". | Bir kişinin önerileri yerine, önerinin reddedilmesini sağlamak üzere, kişiye sövülerek yapılan saldırı.
Örnek: - "Senin müdür hakkında söylediklerini duydum. Nankör adam! Sen müdürün o kadar ekmeğini yedin!"
- "...yı şu yaptıysa doğrudur/yanlıştır."
- "...yı savunuyorsa ahlâksızın tekiymiş."
Lat./İng.: ARGUMENTUM AD HOMINEM
* Tanım/açıklama: Tepkisel indirgemecilik.
Örnek:
- ... sorununun bu hâle gelmesinin toplumsal, ekonomik, politik bir sürü nedeni var.
- "Terör örgütünü mü savunuyorsun bana?!..."
İng.: STRAW MAN
Sözcük: "ONA BAKARSAN ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Ortak özellik gösteren iki önermenin birbiriyle aynı olması ya da birbirine çok benzemesi gerektiği" "savı". ZAYIF BENZETME
Örnek: "Osmanlı İmparatorluğu da tıpkı Roma İmparatorluğu gibi parçalanmıştır."
İng.: WEAK ANALOGY
Sözcük: "HERKES ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Çoğunluğun benimsediğinin doğru olduğu" "savı".
Örnek: " 'Herkes' ona oy verdiğine göre yaptıkları da doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD POPULUM
Sözcük: "DEMEK Kİ ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Zaman içinde, önce gerçekleşen bir olgunun, onu izleyen başka bir olgunun nedeni olması gerektiği" "savı".
Örnek: "Güneş tutulmasından sonra deprem oldu. Demek ki depremin nedeni güneş tutulmasıdır."
Lat.: POST HOC ERGO PROPTER HOC
Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "SONUÇTA ..." / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Tersi kanıtlanamayanın doğru olduğu" "savı".
Örnek: "UFO'ların dünyayı ziyaret etmediği yolunda hiçbir kanıt yoktur. Demek ki ediyorlar."
Lat.: ARGUMENTUM AD IGNORANTIAM
Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "ZATEN ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Bağlantı, ilişki ya da ortak özelliklerin, mutlaka neden-sonuç ilişkisi içinde olduğu" "savı".
Örnek: "Genç kızlar, çok çikolata yiyor. Genç kızlarda sivilce çok görülüyor. Demek ki, sivilcenin nedeni çikolatadır."
Lat.: CUM HOC ERGO PROPTER HOC
* Tanım/açıklama: "Geleneksel olanın doğru olduğu" "savı".
Örnek 1: "...'yı öldürmemiz gerekiyor. Çünkü töre böyle."
Örnek 2: "Bunca yıldır böyle yapılıyor. Demek ki doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD TRADITIO / ANTIQUITATEM
* Tanım/açıklama: "Bir tartışmanın taraflarından birinin sessiz kalmasının, sessiz kalan tarafın tartışılan konuda bilgisi olmadığını, haksız olduğunu ya da yanıldığını kabullenmesi anlamına geldiği" "savı".
Örnek: "Sükût, ikrardan gelir! Türk atasözü."
Örnek:
- Sanık, sorguda susma hakkını kullanmıştır!
- "Suçsuzsa neden sussun ki?! Kalkıp açık açık, 'Ben suçsuzum!' derdi suçlu olmasaydı!"
Lat.: ARGUMENTUM EX SILENTIO
Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "BELKİ DE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Sorunun ardında yatan varsayımların doğru olduğu" "savı". YÜKLÜ SORU
Örnek:
- Uyuşturucu kullanmaktan ne zaman vazgeçtin?
- Vazgeçmedim!
- Demek ki hâlâ kullanıyorsun?!...
- Hayır, hiç kullanmadım!
- "Ama vazgeçmediğini itiraf ettin!"
İng.: LOADED QUESTION
Sözcükler: "TEMELDE ..." / "HİÇ" / "HEP" ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: Döngüsel nedensellik. Kendi kendini "kanıtlayan" önerme.
Örnek: "O, tembeldir. Çünkü çalışmayı hiç sevmez."
Örnek: "Yalancı değilim. O nedenle, tüm söylediklerim doğrudur."
Örnek: "Sudan hafif maddeler yüzerler. Çünkü batmazlar."
Lat.: PETITIO PRINCIPII
İng.: BEGGING THE QUESTION
Sözcükler: "NASILSA ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Ünlülerin/güçlülerin/zenginlerin söylediklerinin doğru ya da yoksulların söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek 1: "... bunu söylüyorsa doğrudur."
Örnek 2: "O beş parasızın teki! Söylediklerine kim inanır!?..."
Lat.: ARGUMENTUM AD CRUMENAM
* Tanım/açıklama: "Yoksulların söylediklerinin doğru ya da zenginlerin söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek: "Adamın beş parası yok ki çapkınlık yapabilsin!"
Örnek: "Adamın milyonları var. Güya eşini hiç aldatmamış!"
Lat.: ARGUMENTUM AD LAZARUM
* Tanım/açıklama: "Acınacak durumda olmanın ya da çaresizliğin, söylenilen ya da yapılanların yanlışlığına ağır bastığı" "savı".
Örnek: "Adam ayakta duramayacak denli yaşlı ve hasta. Bence geçmişte yaptıklarından sorumlu tutulmasına artık gerek kalmamalı."
Lat.: ARGUMENTUM AD MISERICORIDIAM
Sözcükler: "İLLE DE" / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Yalnızca iki seçeneğin var olduğu savı." YANLIŞ İKİLEM.
Örnek: "Ya çözümün bir parçasısındır ya da sorunun!"
İng.: BIFURCATION
Sözcükler: "ELİMDE DEĞİL ..." / "NE BİLEYİM ..." sözlerinin eklendiği "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Güç"/"zayıflık" kullanımı.
Örnek: "Ders kitaplarında yazılanlar doğrudur. Eğer yanlış dersem öğretmen beni sınıfta bırakır."
Lat.: ARGUMENTUM AD BACULUM
Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! )
( http://www.nku.edu/~garns/165/ppt3_2.html
http://courses.washington.edu/spcmu/334/fallacies.html )
( Safsata Türleri )
( [not] FALLACY vs./but DiFfeReNCeS
DiFfeReNCeS instead of FALLACY )
( KIYÂS-I BÂTIL ile/değil/yerine FURKAN )
( SAFSATA ile/değil FURKAN )
- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )
- SAÇMALIKLAR/DA:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ
- SADECE ile ANCAK VE ANCAK
( MAHZÂ: Ancak, yalnız, tek, sade. | Hâlis, katkısız, tam. )
- SAFSATA ile HURÂFE
- SAFSATA ile TOTOLOJİ
( Belirli bir niyet üzere uyarlanmışlık da vardır. İLE ... )
- Safsatasız KONUŞ!!!
- SAĞIN = SAHİH = EXACT[İng., Fr.] = EXAKT[Alm.] = EXIGERE[Lat.] = EXACTO/TA[İsp.]
( Doğruluk kuralına uygun olan. | Sözün, anlatılmak istenilene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği. )
- SAĞLAMLIK AÇMAZI ile/ve/||/<> GEÇERLİLİK AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI
- SAHİH ile/ve SÂDIK
- ŞAHİT ile/değil ŞAYET
- SAHNE TOZU YUTMAK ile/ve/||/<> MÜREKKEP YALAMAK
- ŞAHSİYYE ile TABİYYE
- SAİL ile MUTERİZ
( Yargıya ve kavrama/delillerine itiraz eden. İLE Sadece yargıya itiraz eden. )
- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )
- SAMANA ile SAMANYA
( Huzur içinde yaşayan Brahmin. | Rahip. İLE Tümellik. )
- ŞÂMİL[< ŞEML < ŞÜMÛL] ile/ve/<> KÂMİL[< KEMÂL]
( Topluma. İLE/VE/<> Kişiye/sana! )
( Genele. İLE/VE/<> Özele. )
( İçine alan, kaplayan, çevreleyen. İLE/VE/<> Tam, eksiksiz, bütün. | Olgun. | Bilgin, âlim. )
- SANAT ve/||/<>/> (< FELSEFE <) ve/||/<>/> KAVRAM ve ÖTESİ
- SANIYORUM ile/ve/||/<> SAYIYORUM
- SAPTIRMA ile/değil/yerine SAPTAMA
- ŞART ile/ve/<> ŞATR
( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/<> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )
- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART
- ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )
- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK
- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ
( )
- SAVT[Ar.] ile KELÂM[Ar.]
- ŞEBEKE[Ar.] değil/yerine/= ÖRÜKE
- SEBZELERDE:
EN DAYANIKLILAR ile EN DAYANAKSIZLAR, EN KOLAY/HIZLI ÇÜRÜYENLER
( Pancar, havuç, soğan. İLE Kuşkonmaz, Brokoli, Mısır. )
- SEFÎH[Ar.] değil/yerine/= UÇARI
( Zevk ve eğlenceye düşkün, parasını israf eden. | Ele, avuca sığmaz. | İrâdesine hâkim olamayan, ihtiyârını devrede tutamayan. )
- ŞEKK ile ŞÜPHE ile RAYB
- ŞEKK ile ZAN ile TASDİK
( %50 %50; ne - ne. İLE [Öteki ucu: İlim.] İLE Câzim, sâbit, vakıaya mutabık. )
- ŞEKK ile ZANN ile TAHYİL
( %50 %50; ne o - ne o. İLE [Zıttı İlim.] İLE Câzim değil, sabit değil, vakıaya mutabık değil.[Tasavvur][Tasdikatten değil!] )
- ŞEKK ile/||/<>/< ZANN ile/||/<>/< ZAN-I GALİP ile/||/<>/< VEHİM ile/||/<>/< ŞÜPHE[< TEŞBİH]
( Birbirine muhalif iki şeyden birini, ötekine yeğleme sırasında kişide ortaya çıkan ikircik. Bir yargıda herhangi birini yeğlemeksizin "...dır" ile "...değildir" arasında yaşanan ikircik(tereddüt).
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilememesi.
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilebilmesi. [Yakîn(kesinlik) derecesindedir.]
İLE/||/<>/<
Yargının yeğlenen tarafı.
İLE/||/<>/<
Kavramın/olgunun gizliliği, karmaşıklığı ve kapalılığı. )
- ŞEKK/SİZ-ŞÜPHE/SİZ
- ŞEK/ŞEKK ile/ve/||/<> ŞIK/ŞIKK
( İkircik. %50-50. İLE/VE/||/<> İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. )
- SELÂM ve/> KELÂM
( Önce. VE/> Sonra. )
- SELBÎ ile SUBUTÎ
( Bir şeyin bir şeye subutu, kendine ispat edilenin önceden müsbet olmasını gerektirir. )
- ... ŞEMASI ile ... AĞACI
- SEMÂVÎ CİSİM ile DÜNYEVÎ CİSİM
( Klâsik kozmolojide ayüstü âlemde esir maddesinden oluştuğu kabul edilen Nûrânî nesneler. İLE Ayaltı âlemde dört unsurdan oluşan nesneler. )
- ŞEMSEDDİN SEMERKANDÎ
- ŞEMSİYE ve/<> KELÂM
( ... VE/<> İlimleri koruyan. )
- MİKROPLU/SEPTİK[İng. < SEPTIC] ile/değil KUŞKUCU/SKEPTİK[İng. < SCEPTIC]
- ŞERH ile CERH
- ŞERH ile HÂŞİYE
- YÜKSELTMEK:
SESİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZÜNÜ
- SEVAP/"SEVABIYLA" ile/ve/değil SAVAB(DOĞRU)/SAVABIYLA(DOĞRUSUYLA)
- SEVGİ ile/ve/<> İLİŞKİ
( LOVE vs./and/<> RELATIONSHIP )
- ŞEY:
CİSİM ANLAMINDA ile/ve VAR ANLAMINDA
( THING: MEANING IN SUBSTANCE vs./and MEANING IN EXISTS )
- ŞEY/LİK ile/ve/+ ŞEY ile/ve/+ ŞEY
( THE THING/NESS vs./and THE THING + THE THING )
- SEZGİSEL ile/ve/<> İMGESEL
- SEZGİSEL/ÇAĞRIŞIMSAL değil/yerine/>< KAVRAMLARLA
- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA
- SIFIR ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIR
- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME
( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )
- ŞİİRDE, (")MANTIK("):
"YOK" değil ARANMAZ!
- SİMGE:
CANLI ve/||/<>/> CANLANDIRICI
- SİMGE:
[ÇOK FARKLI/ÇEŞİTLİ ANLAMI/DEĞERİ]
GÖSTEREN/TAŞIYAN ile/ve/değil/||/<>/< BİRARAYA GETİREN
- DÜŞÜNME:
SİMGESEL ile/değil YAPISAL
- SIMPSON AÇMAZI ile/ve/||/<> YABANCI DÜŞMANLIĞI AÇMAZI
- SINAMA ile/ve/||/<>/> SAĞLAMA
- SINIF/LAMA ile/ve/||/=/<> SINIR/LAMA
( CLASSIFICATION vs./and/||/=/<> LIMITING )
- SINIFLANDIRMA HATALARI:
BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION )
- SINIR KAVRAMLAR ile/ve İLİŞKİSEL KAVRAMLAR
- SINIR ile/ve/değil/yerine/<> ÇARE
( Çare/ler... [için burayı tıklayınız] )
- SINIR ve/<> MERKEZ/ÇEKİRDEK
( LIMIT and/<> CENTER/NUCLEUS )
- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI
- SINIR ile/ve/<> SINAMA
- İSTENÇ/İRÂDE VE SİNİRBİLİM DENEYLERİNDE:
LIBET ile/ve/||/<> HAGGARD VE EIMER ile/ve/||/<> HAYNES ile/ve/||/<> FRIED
- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME
- SIR ile/değil/yerine/>< AKIL
- SIRADAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALIN
- SIRTINI DÖNMEK değil/yerine SIRTINI YASLAMAK
- SİYÂK ve SİBÂK
( Sonrası. VE Öncesi. )
- SONA BAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YOLA BAKMAK
- SONLU KÜMELERİN BİRARADALIĞINDA ile/ve/||/<> SONSUZLUĞUN OLANAKSIZLIĞI
- SONLULUĞUN(ÖLÜMÜN) SONRASI ile/ve/||/<> SONSUZLUK
- SONLULUK VE SONSUZLUK ile/ve/||/<> OLANAK VE ZORUNLULUK
( SONLULUĞUN SONSUZLUĞU )
- SONLULUK ile/ve/||/<>/> SONLULUĞUN SONSUZLUĞU
- DENKÖBEK/SONSAL SINIFLAMA = CATEGORY[İng.] = CATEGORIE[Fr.] = KATEGORIE[Alm.] = PRAEDICAMENTUM[Lat.] = KATEGORIA[Yun.] = CATEGORÍA[İsp.]
- SONSAL SINIFLAMA(KATEGORİ) ile/ve/||/<>/> KAVRAM
- SONSUZLUK ile/ve/||/<>/> AN ile/ve/||/<>/> TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ) ile/ve/||/<>/> HEM, HEM DE | NE, NE DE ile/ve/||/<>/> BİLE DEĞİL (<> / > / < BİLE DEĞİL) (<> / > / < BİLE DEĞİL) ... ∞
- SONSUZLUK ile/ve/<> KISIR DÖNGÜ
- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO
( ∞ İLE İLE Googol, matematikteki büyük sayılardan biridir ve 10 üzeri 100'e eşittir. Başka bir deyişle 1 googol, 1 rakamına yüz sıfır ekleyerek yazılır. Bu terim, Amerika'lı matematikçi Edward Kasner'ın yeğeni Milton Sirotta[1929–1980] tarafından 1938 yılında kullanılmaya başlanmıştır.[Milton, bu sırada dokuz yaşındaydı.] )
( Bir trilyon, oniki sıfırla yazılır. Yüz tane sıfır kullanırsak, buna, bir "gogol" denilir. Bir gogol sıfır kullanılarak yazılan sayıya, "gogolplex" denilir. Evrendeki tüm moleküllerin sayısını yazmak için 79 sıfır yetiyor. Bir milyon gün, ancak 2739 yıl oluyor. İstanbul'un fethinden bu yana, sadece 17 milyar saniye geçmiş. Yazının bulunuşundan bugüne ise ancak 189 milyar saniye geçmiş.[Bu, trilyonun ancak beşte biridir.] Bir kişinin yaşamı, ortalama 2 milyar saniyedir. )
( "Graham ve Rayo Sayısı" ile ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK/MERKEZLİLİK" ile/ve/||/<>/>/< TERBİYESİZLİK
- SORGULAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEMEK
- SORGULANABİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİRLİK
- SORİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÇIKARIM
( Öncül sayısı ikiden çok olan tasımsal çıkarım. )
- SORU ile/ve/<> YANIT
( Soru, yanıttan önce gelir. )
( Question comes before answer. )
( QUESTION vs./and ANSWER )
- SORUN ile/ve ÇÖZÜLMESİ GEREKEN
( Hiçbir sorun, o sorunu yaratan "bilinç düzeyi" ile çözülemez. )
- SORUNLARDAN/KİŞİLERDEN "KAÇMAK/UZAKLAŞMAK" ile/değil/yerine SORUN(LU)LARI UZAKLAŞTIRMAK
- [SORUNSAL]
AKLIN:
NEYİ BİLİP ile/ve/||/<> NEYİ BİLEMEYECEĞİ
( IMMANUEL KANT )
- SORUNSAL ile/ve/değil KURAMSAL SORUNSAL
- SÖYLEMEK ile/ve KONUŞMAK
( Yılan imgesi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Değnek imgesi. )
( dd İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> mdw )
( Sonuç [odaklılık]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Süreç ve sonuç [birlikteliği ve bütünlüğü]. )
( "Kendini merkeze alma" ve ötekileri önemsizleştirmeye neden olur/olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Ötekiyle birlikte kendini ve herkesin olası düşüncesini, durumunu/sürecini dikkate almayı gerektirir/sağlar. )
( [not] TO SAY/TELL vs./and/but/||/<> TO TALK
TO TALK instead of TO SAY/TELL )
- SÖYLEMEK ile/ve ÖNERMEK
( TO SAY vs./and TO SUGGEST/RECOMMEND )
- SOYUT ile/ve/değil/=/||/<> İLİŞKİSİZLİK (/"İLİŞKİ/LİLİK")
- SOYUT ile/ve/||/<> SONUÇ
- SOYUTLAMA ile/ve/||/<> SOYUTLANMA
( ABSTRACTION vs./and/<> TO GET IN ABSTRACTION )
- SOYUTLAMAK ile/ve/||/<>/> SOYUTLAMANIN SOYUTLA(N)MASI
- SÖZ/LÂFIZ:
İLZAMÎ ile/ve/||/<> İLTİZAMÎ
( EMİR | DÂVÂ | TALEP | HÜKÜM | VASİYET
ile/ve/||/<>
BORCU İKRAR[İKRÂR-I Bİ'D-DEYN]/SUÇU İKRÂR[Vİ'T-TÖHMET] | ŞAHADET | GAİP HAKKINDAKİ KEFÂLET | ŞARTA MUKÂRİN TAAHHÜTLER )
- SÖZ ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLİNCİ KURAN SÖZ
- SÖZ ile/ve/<> YEMİN
( Doğru söz yeminden ileri! )
( HULF[Ar.]: Verdiği sözü tutmama, üzerinde durmama. | [mantıkta/matematikte] Saçmaya indirgeme. )
- SÖZCÜK:
KÖKÜ ile/ve/değil/||/<>/> GÖVDESİ
- SÖZCÜK ile/ve AÇKI/ANAHTAR
- SÖZCÜK ile/ve ANAHTAR
- SÖZ(CÜK)LERİ/Nİ ve/||/<> TUTUMU/NU DEĞİŞTİR...
DÜNYA/N DEĞİŞSİN!
- SÖZCÜKTEN, ANLAMA GİTMEK ile/yerine/değil ANLAMDAN, SÖZCÜĞE GİTMEK
( Sözlerin ötesine geçmeye çalışın. )
( [not] GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD vs. GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING
GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING instead of GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD )
- SÖZDİZİMİNDE:
ÖZNE > EYLEM > NESNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÖZNE > NESNE > EYLEM
(
)
- SÖZLEM/KELÂM:
SESTE ATEŞ ile/ve/||/<> ATEŞTE SES
- SÖZLER(EKÂVÎL)
- SÖZLÜK KULLANIMI ile/ve/||/<>/> SÖZLÜK YAZMAK
- SÖZÜN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve/<> DERECELERİ/DEREKELERİ
( ŞİİR
^
ATASÖZÜ, DEYİM [KELÂM-I KİBAR, VECİZE]
^
[dereceleri]
--- SÖZ ---[(bilgili ve bilinçli) kişinin ağzından çıkan]
[derekeleri]
v
LÂF / KÜNGE / JÂJ[Fars.] [Evin içinden çıkan çer-çöp.]
v
KÜFÜR [Ar. < KFR: Örtme, gizleme.]
v
TARİZ [Birini eleştirme, küçük düşürme ya da alay etmek amacıyla söylenilmek istenileni tam tersi bir anlamda bir sözle, incelikle ve lâtîfeyle[espriyle] anlatma sanatı.]
v
HİCV [Ar. < HECV: Yergi, yermek.]
v
HERZ[Ar.: Anlamsız, boş, saçma. | Hakaret. ], YÂVE, TÜRREHÂT / HERZE/BESBÂS[Fars.] )
- SU ile/değil ŞU
- SUAL ile/ve SUAL
( Sormak. İLE/VE İstemek. )
- SUĞRÂ ile KÜBRÂ ile MATLÛB/MÜDDEA
( Küçük öncül. İLE Büyük öncül. İLE Sonuç. )
( HADD-İ ASĞAR(KONU/KÜÇÜK TERİM) ile HADD-İ EVSAT(YÜKLEM/ORTA TERİM) )
( HADD-İ EVSAT(KONU/ORTA TERİM) ile HADD-İ EKBER(YÜKLEM/BÜYÜK TERİM) )
( HADD-İ ASĞAR(KONU/KÜÇÜK TERİM) ile HADD-İ EKBER(YÜKLEM/BÜYÜK TERİM) )
- SÜKÛNET ile SÜKÛT
( Durum. İLE Tutum. )
( Öteye ulaşmak için uyanık bir sükûnete ve sessiz dikkate gereksiniminiz var. )
( Sakinlik, hareketsizlik. İLE Sessizlik. )
( Sükût, Allah'ın ihsanıdır. )
( Sükût, kazanç mahâlidir; konuşma ise sarf mahâli. )
- ŞUMUL ile TAZAMMUN
( Kaplam. İLE İçlem. )
- ŞUNU ...:
SÖYLER ile/ve/değil/||/<>/< SÖYLEMİŞ OLUR
- ŞÜPHE[Ar.] ile KUŞKU
- ŞÜPHE[< TEŞBİH] ile/ve/||/<> REYB
( ... İLE/VE/||/<> Bilimsel, yöntemli kuşku. )
- ŞÜPHE ve/< TASAVVUR
( Tasavvur olmadan şüphe oluşmaz/edilmez. )
- SÜREKLİ NİCELİK ile/ve SÜREKSİZ NİCELİK
( Adet. İLE/VE Miktar. )
( Niceliğin parçaları/bölümleri arasında "birbirine değen ortak bir sınır" varsa. İLE Niceliğin parçaları/bölümleri arasında "birbirine değen ortak bir sınır" yoksa. )
( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )
( Çizgi. İLE/VE Nokta. )
( İndirgenemezlik ilişkisi vardır. )
( META BASES )
( Parçalararası komşuluk varsa. İLE/VE Parçalararası komşuluk yoksa. )
( Unit. VS./AND Quantity. )
( CONTINUAL QUANTITY vs./and DISCONTINUOUS/TRANSIENT QUANTITY )
- SÜREKLİ ile SÜREKSİZ
( MUNFASIL ile MUTTASIL )
( CONTINUAL vs. DISCONTINUOUS )
- DAYANÇ/SABIR:
SÜREYE ile/ve/değil SÜRECE
- ŞUUR[Ar.] değil/yerine/= BİLİNÇ/US
( ŞUUR[Ar.]: Çatlak, sızıntı. = Kendi varoluşunun, sorumluluğu ve denetimi. | Anlama, anlayış, duyum/hissetme. )
- ŞUUR ile İŞRAK(AYDINLANMA)
( EŞ'AR[< ŞUUR]: Sızıntı. )
- TABİÎ Kİ DE" ile "TABİÎ Kİ" DE ...
( Buradaki "de", fazla/yanlış. İLE Buradaki "de", bağlaç olarak başka bir konuya geçiş olarak kullanılmaktadır. )
- TABİÎ Kİ ile/ve/değil/||/<>/< MUHAKKAK
- TABÎ'Î ile AKLÎ ile MANTIKÎ
( Küllîlerin çokluk öncesinde Tabî'î. İLE Çokluk halinde Aklî. İLE Çokluktan sonra da Mantıkî. )
- TAFSİL ile TASNİF
- TÂHİR[Ar.] ile/ve/||/<> TEZKİYE[Ar.]
( Temiz. İLE/VE/||/<> Temize çıkarma, aklama. | Birinin iyi bir insan olduğunu kendini tanıyanlardan soruşturarak ortaya çıkarma. )
- TAHLİL ile TÂ'LİL
( Kavramların, tanımı/tahlili yapılır. İLE Olguların, tâlili(tümdengelimi) yapılır, nedenleri gösterilir. )
( ANALYSIS vs. EXPLANATION )
- TAHMİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAHAMMÜL
- TAHRİP ile TAHRİŞ
- TAHYİL ile YAKÎN
( Câzim değil, sabit değil, vakıaya mutabık değil. İLE Câzim, sâbit, vakıaya mutabık. )
- TAKDİR ile/ve/<> TEŞHİS
- TAKILMA ile/ve TIKANMA ile/ve TUTUKLUK | ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİLEM
- TAKRÎBÎ ile/değil/yerine/>< TAHKÎKÎ
- TAKSÎM'DE:
AKLÎ ile/ve İSTİKRAÎ
- TAKTİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAKLAŞIM
- TÂLİB ile/ve ŞÂRİ
( ... İLE/VE Bir ilme başlayan. )
- TÂLİK ile TÂLİK'UT TÂLİK(ÂT)
- TAM EMİN OLMAK değil EMİN OLMAK
- TAM MÜREKKEB ile/ve TAM OLMAYAN MÜREKKEB
( Haber | İnşa İLE/VE ... )
( Doğru ve yanlışa olasılığı olanlar.[tam haber tümceleridir!] İLE/VE ... )
- TAM NİSBET / NİSBET-İ TÂMME ile NİSBET-İ NÂKISA / GAYR-I TAM NİSBET
( İnşâî | Haberî[İsim | Fiil] İLE/VE Takyidî | İzâfî )
( Nispet-i Tâmme= Tümce(cümle) * HABERİYE(-İsim(dır/dir) ve -Fiil(saklı dır/dir) * İNŞÂİYE(Emir, Soru, Nehiy, Temenni). İLE Nispet-i Nakısa(Eksik nispet)= Tamlama )
- TAMAMLA(N)MAK ile/ve/<> BÜTÜNLE(N)MEK
- TAMİR ile TELÂFİ ile TASHİH[< SIHHAT]
- TAMLAMA ile/ve/değil/||/<>/< ÖNERME
- TAMLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TANIMLAMA
- TAMLAMA ile TÜMCE/CÜMLE
- TANI! ve/<> UYUMLU OL! ve/<> MUTLU YAŞA!
( RECOGNIZE! and/<> BE HARMONIOUS! and/<> LIVE HAPPY! )
- TANIM ÇEŞİTLERİ'Nİ
( VARIATIONS OF DEFINITION )
- TANIM ile/ve/||/<> BİLGİ
( Kavranılanlar[durumlar/olgular] için geçerli olan. [Kavramaya hizmet edenler için.] İLE/VE/||/<> Nesneler için geçerli olan. )
- TANIM ile/ve/||/<>/> DURUM
- TANIM ile/ve/=/<> HADD
- TANIM ile/ve/||/<> KURAL
- TANIM(HADD) ile TANIMLANAN(MAHDÛD)
- TANIM(HADD) ile TANITIM(RESM)
( DEFINITION vs. DESCRIPTION )
- TANIM ile/ve/=/||/<>/< ÜÇLEME
- TANIMLAMA ile/ve/||/<>/> SINIFLAMA
- TANIMLAMAK ile/ve/||/<>/> KONUMLANDIRMAK
- TANITIM(RESM) ile TANITILAN(MERSÛM)
- TANITLAMA ile/ve/||/<> ÇIKARSAMA
( Matematikte. İLE/VE/||/<> Doğada. )
- TANITLAMA ile/ve/||/<> TANITLAMAK
( Tanıtlamak işi, ispatlama. | Öne sürülen bir iddianın doğruluğunu mantıksal yöntemle gösterme. İLE/VE/||/<> Bir iddianın gerçekliğini inkâr edilmeyecek bir kesinlikle göstermek, ispatlamak. | Muhakeme etme yoluyla ya da tanık göstererek bir şeyin doğruluğunu ortaya koymak. )
- TANITLAMA ile/ve/||/<> TEMELLENDİRME
- SÖZLÜK:
TARAMA ile/ve/||/<> DERLEME
- TARAMA ve/||/<>/> TANIMA
- TARİF-İ LAFZÎ ile TARİF-İ İSMÎ ile TARİF-İ HAKİKÎ
- TARİH ve/< DAYANAKÇA ve/< KAYNAK
- TARÎK el-TAKVÎM ile/ve/<> TARÎK el-LUZÛM ile/ve/<> TARÎK el-KIYÂM ile/ve/<> TARÎK el-NİSBE
( Osmanlı dönemi Türk filozofu Taşköprülüzâde'ye (ö. 1561) göre ayıklama/soyutlama eylemi açısından bir önermede, konu ile yüklem ilişkisinin türleri:
"X, Y'dir." denildiğinde, bir yüklem olarak Y,
1. Ya bizâtihi yüklendiği X'ten
2. Ya da X'in dışındaki başka bir nesneden
ayıklanır/soyutlanır.
Birinci durumda Y
i. ya X'in kurucu unsurlarından;
ii. ya da X ile Y arasındaki zâtî gereklilikten/zorunluluktan ayıklanır/soyutlanır.
İkinci durumda ise Y
i. ya dış-dünyada, X ile var olan
ii. ya da dış-dünyada, X'e nispet edilen bir durumdan ayıklanır/soyutlanır.
1. i.'ye "Kurucu unsurlarına ayırma yöntemi"[Tarîk el-takvîm];
1. ii.'ye "Gereklilik(zorunluluk) yöntemi"[Tarîk el-luzûm]
2. i.'ye "Kâim olma yöntemi"[Tarîk el-kıyâm]
2. ii.'ye ise "Nispet yöntemi"[Tarîk el-nisbe] adı verilir. )
- TARTIŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/||/<>/< TEMELLENDİRİLMESİ GEREKEN
- TARTIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KONUŞMA
( Bilmediğimiz bir konuda konuşmazsak tartışma çıkmaz. )
( - Mutluluğun sırrı nedir?
- Aptallarla tartışmaya girmemektir.
- Kesinlikle katılmıyorum. Sır bu olamaz bence.
- "Doğru". )
( Konuşma ve tartışmanın, temel ve öncelikli koşulları...
- Konuşulanı anlamaya çalışmanın ilk koşulu olarak her bilinmeyen, yeni, farklı, aşırı, aykırı konu ya da durum karşısında düşünme ve konuşma sürecinde (olabildiğince) nötr olabilmek.
("Kişisel", "keyfî" "düşünce/sav/iddia", "önceki kayıtlar", "kalıp ya da kabuller", "inak/inanç" ve "yüklerle" başlamamak.)
- (Nitelikli) Soru sormak.["Hiç mi aklına gelmiyor?" gibi "yargı sözleri" kullanmadan, "Nasıl olabilir?" gibi anlamaya yönelik sorular sormak.]
- Konuşan kişiye ya da konuşanın kişiliğine saldırmamak ve sadece savlarını konuşmak/tartışmak.
- Daha kolay karşı sav üretmek amacıyla ötekinin savını yanlış tanımlamamak, abartmamak.
- Tekil ya da birkaç örnekle "kestirmeden" gitmeye çalışmamak, "genellemeler, indirgemeler, özdeşleştirmeler" yapmamak; "köktenci, toptancı ve sonuç odaklı" kişisel, keyfî ya da dayatmacı "çözümler üretme"mek.
- Kullanılan kanıta dayanan öncüllerden birini "doğru varsayarak" sav üretmemek.
- Bir olguyu, zamansal dizilimde, "daha önce de oldu" "savıyla" sonraki bir olgunun nedeni olarak iddia etmemek.
- Ortada ikiden fazla olanaklı yol varken savını sahte bir ikileme indirmemek.[Birden, "çok"; ikiden, "hep" "çıkarma"mak.]
- Bilinmeyen ya da bilmediğimiz bir "savın", doğru ya da yanlış olması gerektiğini savunmamak ve/ya da iddia etmemek.
- Kanıtlama yükümlülüğünü, savı sorgulayana yüklememek.
- Aralarında mantıksal bir bağ olmadıkça, "bir şeyin, bir şeyden türediğini" varsaymamak.
- Öncüllerin ya da sav sahibinin "tanınmış/tarihsel/bilimsel" "biri(/nden)" olmasını, bir çıkarımın kanıtı olarak sunmamak. )
( )
( )
( [not] ARGUE vs./and/but TALKING )
- TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )
- TASAVVUF/KELÂM/İSLÂM'DA
- TASAVVUR Bİ VECHİN MA ve TASAVVUR Bİ-RESMİHİ
( Mutlak ve mechul. VE Basiret üzere taleb. )
- TASAVVUR ile/ve MEVZÛ ile/ve MAKSAT
- TASAVVUR(KAVRAM) ile TASDİK(YARGI)
( Yargısız kavram. İLE Yargı ile birlikte bulunan kavram. Yargı/hüküm içermesi gereken kavram/tasavvur. )
( Kavram. İLE/VE Önerme + Çıkarım. )
( NEDİR? - HANGİ? ile/ve HEL - LİME )
( MA - EYYU ile/ve -MIDIR? - NİÇİN? )
( Felsefecilere(hukemaya) göre Tasavvur:
* Tasavvur-ı sazic[çıplak/salt/yargısız tasavvur]
* Tasavvur mea hükm(in)[Yargıyla birlikte bulunan tasavvur]
Kelâmcılara(mütekellime) göre Tasavvur:
Tasavvurat-ı Selâse + Hüküm = Kaziye = Tasdik )
- TASDİK:
ÜÇ TASAVVUR[İNTİKAŞ ile İRTİSAM ile İNTİBÂ] + HÜKÜM
- TASDİKİN MUKÂBİLİ ile/ve İLMİN MURÂDİFİ
- TASHİH[< SIHHAT]["TAHSİH" değil!] ile/ve/değil/yerine/+/> TEKMİL
- TASIM ile ASTASIM
( ... İLE Öncüllerinden biri önceki tasımın vargısı durumunda olan bir ek tasım. )
- TASIM = KIYAS/TASMİM[Ar.] = SYLLOGISM[İng.] = SYLLOGISME[Fr.] = SYLLOGISMUS[Alm.] = SYLLOGISMOS[Yun.] = SILOGISMO[İsp.]
- TAŞIMAK ile YÜKLENMEK
- TASIMDA/KIYASTA, ÖNERMELER:
EŞİT ya da GENEL
- TASIM/KIYAS ile/değil/yerine KARŞILAŞTIRMA
( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE/DEĞİL/YERİNE Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum şeklinde göreliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek). Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )
( Nispet. İLE/DEĞİL/YERİNE Oran. )
( Sabitliği dayatmaya çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE Özgünlük olanağı sunar/sağlar. )
( Resim. İLE/DEĞİL/YERİNE Fotoğraf. )
( Kıyas, bâtıldır. )
( Her şeye/yere kıyas sokulmaz! )
( [not] TO COMPARE, SYLLOGISM vs./but COMPARISON
COMPARISON instead of TO COMPARE, SYLLOGISM )
- TATMİN ve/||/<> İKNÂ ve/||/<> RIZÂ
- TAYF[Ar.]/SPEKTRUM[İng. < SPECTRUM] ile ÇEŞİTLİLİK | YELPAZE
( Birleşik bir ışık demetinin bir biçmeden geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü. )
- TAZAMMUN[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= İÇERMEK | İÇLEM
- TEARRÜF ile TEÂRÜF[< AREF] ile ...
( Bir şeyi araştırarak öğrenme. İLE Bir şeyin herkesçe bilinmesi. )
- TEDBİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< FİKİR (ETMEK)
( Sonuca yönelik düşünme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Sonuca yönelik olmayan düşünme. )
( Zât bakımından aynı, itibar bakımından ayrılardır. )
( Sona bakmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yola bakmak. )
( [not] Thinking to [get/go] consequence. VS./AND/BUT/||/<>/>/< Any kind of thinking without consequence.
Any kind of thinking without consequence. INSTEAD OF Thinking to [get/go] consequence. )
( [not] PRECAUTION vs./and/but/||/<>/>/< TO THINK
TO THINK instead of PRECAUTION )
- TEFEKKÜR ile/ve TEZEKKÜR
( FRONESİS ile/ve NOESİS )
- TEFSİR ile/ve/||/<> HADİS ile/ve/||/<> FIKIH ile/ve/||/<> KELAM ile/ve/||/<> TASAVVUF
- TEHLİKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLASILIK
- TEK TEK ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve İKİ ŞEYİ (NİSPETSİZ) BİLMEK ile/ve İKİ ŞEY ARASINDAKİ İLİŞKİYİ BİLMEK ile/ve "...DIR" TASDİĞİNİ BİLMEK
- TEK ile/ve/||/<>/> ÇİFT ile/ve/||/<>/> BİR
( [DÜŞÜNCEDE:] Yok edilebilir. İLE/VE/||/<>/> Yok edilemez. İLE/VE/||/<>/> Var eder, bireştirir/tevhîd ettirir. )
( ODD vs./and/||/<>/> EVEN vs./and/||/<>/> UNIQUE )
- TEKABÜL[Ar. < KABL] değil/yerine/= EŞİTİ / KARŞI OLUM
( Birbirinin karşısında bulunan, birbirini karşılıklı olarak dışta bırakan kavram ya da yargı arasındaki bağlantı. )
- TEKERLEME ile İNDİRGEME
- TEKİL-ÇOĞUL ile/ve TİKEL-TÜMEL
( Dilbilgisi. İLE/VE Mantık. )
- TEKİL = MÜFRET = SINGULAR[İng., Alm., İsp.] = SINGULIER[Fr.] = SINGULARIS[Lat.]
- TEKRARLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< İRDELEMEK
- TEKVİNÎ ÖNERME ile/ve TEKLİFÎ ÖNERME ile/ve İHBARÎ ÖNERME ile/ve TEVİLÎ ÖNERME ile/ve İNŞAÎ ÖNERME
- TELA'SÜM[Ar.] ile TELÂZUM[Ar.]
( Yanıt verilecek yerde veremeyip kekeleme. | Saçmasapan yanıt verme, kemküm etme. | Dil dolaşma. İLE Birbirini gerektirme ilişkisi. )
- TELÂZUM[Ar.] değil/yerine/= BİRBİRİNİ GEREKTİRME İLİŞKİSİ
- TEMÂSÜL ile/>< İHTİLÂF
( Benzeme, benzeyiş.[MÜŞÂBEHET] | Kesirsiz bölme, kabul etme. İLE Anlaşmazlık. )
- TEMEL ile/ve/||/<>/> TAMAMLAYICI
- TEMEL ile/ve/||/<> TÖZ
- TEMELLENDİRME ile GEREKÇELENDİRME
( WELL-FOUNDING vs. JUSTIFING )
- ... TEMEL/Lİ ile ... DAYANAK/LI
- TEMSİL ile/ve/||/<>/> TERSİM
- TENÂKUS[< NAKS] ile TENÂKUZ[< NAKZ]
( Azalma, eksilme. İLE Çelişme, karşıtlık. )
- TENÂKUZ ile TUTARSIZLIK
- TENÂKUZ ile ZIT
( 3. şıkkın olanaksızlığı vardır. İLE 3. şıkkın olanaksızlığı yoktur. )
- TENKİT ile SAPTAMA/BELİRTME
- TEOREM[Fr.] ile/ve/değil/||/<>/< TEORİ[Fr.]
( Kanıtlanabilen bilimsel önerme. | Mantıksal usa vurma ile kanıtlanan önermenin ya da özelliğin bildirimi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Kuram. )
( Matematik ya da mantıkta, aksiyomlara ve önceki teoremlere dayanarak kesin olarak kanıtlanmış bir önerme.[Mutlak doğruluğu kanıtlandığından tartışmaya açık değildir.] İLE Bilimsel yöntemle kanıtlanmış, gözlemlerle desteklenen ve geniş bir olgular bütününü açıklayan genel bir çerçeve.[Hipotezden gelişir ve yanlışlanabilir nitelikte olmasına karşın genellikle geniş kabul görür.] )
- TERK ile DERK
( Bırakma, ayrılma. | Vazgeçme. | Bırakma, ihmal etme. İLE Anlama, kavrama. )
- TERS İLİŞKİ ile/değil TERSİNE BİR İLİŞKİ
( "Ters ilişki" sözü daha çok anal seks için kullanılmaktadır. İLE/DEĞİL Kavramlar üzerine yapılacak süreçteki sondan başa gidiş için "tersine/tersinden bir bakışla" ifadesi kullanılabilir. )
- TERS ile/değil SANKİ
- TERS ile TERS
( Gerekli olan duruma karşıt olarak. | Uygun olmayan, elverişsiz. | Gönül ve cesâret kırıcı, huysuz, sert. | Bir şeyin içe gelen yanı, arkası. | Kesici bir aygıtın kesmeyen yanı. | Bir şeyin karşıtı. İLE Hayvan pisliği. )
- TERS ile ZIT
( WRONG vs. THE OPPOSITE )
- TEŞBİH ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIYAS
- TEYİD ile TASDİK
- SAV/TEZ ile/ve/||/<>/> | ÖNSAV/HİPOTEZ ile/ve/||/<>/> KARŞISAV/ANTİTEZ | ile/ve/||/<>/> BİREŞİM/SENTEZ
( Sav. İLE/VE/||/<>/> | Varsayım[ispatta geçici olarak kabul edilen doğrular][faraziye]. İLE/<> Karşı Sav. | İLE/VE/||/<>/> Bireşim. )
- TEZAD ile TAHDE TEZAD
- TEZÂD ile TENÂKUZ
( KARŞIT ile ÇELİŞİK/ÇELİŞKİ )
( ÇELİŞKİ/TENAKUZ: Hem nitelik, hem nicelik. )
- TEZAHÜR ile/ve/||/<>/> TESİR
- TEZÂYÛF/CONNOTER[Fr.] ile BİRBİRİNİ AYNI ANDA GEREKTİREN
( Birbirini aynı anda gerektiren. )
- TİKEL ile/ve/<> TÜMEL
( Dışarıda. İLE/VE/<> Zihinde. )
( Zihin ile. İLE/VE/<> Akıl ile. )
- TÖKEZLEMEK ile TAKILMAK
- TOPLAMA ile ÇARPMA | ile/hem TOPLAMA ve/||/<>/hem de ÇARPMA
( |[tek başına] Kolay. İLE Kolay. | İLE [birlikte] [tasımla/nispeten] [ilk başta] [pek] !"Kolay değil". [gibi görünür] )
- TOPLUMSAL GÜVEN ile/ve/||/<> BİREYSEL GÜVEN
- TOTAL" (OLARAK) değil TOPTAN/TOPLAM/TAM (OLARAK)
- TRANSANDANTAL ESTETİK ile/ve/||/<> TRANSANDANTAL MANTIK
- TRUST vs./and PLAUSIBILITY
- TÜM DÜŞÜNCELERİN, ...:
BAŞLADIĞI/KAYNAĞI ve/||/<> DURDUĞU/SONLANDIĞI
( Akıl. VE/||/<> Akıl. )
- TÜMCE ile ÖNERME(KAZİYYE)
( Doğru ya da yanlış yansıtan tümceye "kaziyye"(Önerme/Hükm/Kada) denir.
Kaziyye, felsefecilere göre 3, mantıkçılara göre 4 unsurdan meydana gelir.
Fârâbî'ye göre iki çeşit kaziyye vardır;
* Yüklemli önerme(el kazıyyetü'l-hamliyye) [-Konu(mevzû), -Yüklem(mahmûl)]
* Şartlı önerme(el-kazıyyetü'ş-şartıyye) (iki yüklemli önermenin bir "şart edatı" ile bağlanması )
- NOKTA KOYMAK:
TÜMCENİN SONUNDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİRCİKTE
- TÜMDENGELİM ile BAĞNAZLIK
- TÜMDENGELİM ile/ve/||/<> TÜMEVARIM[< TEMSİL]
( Analiz. İLE/VE/||/<> Sentez. )
( Matematik. İLE/VE/||/<> Fizik. )
( Tam. İLE/VE/||/<> Eksikli. )
( TA'LİL[< İLLET]: İlletlendirme, neden/sebep gösterme
İLE/VE/||/<>
İSTİKRÂ[< KIRAAT]: TOPLAMAK | [KIRAAT: Harfleri toplamak.] )
( İlletlendirme, [Ta'lil].
İLE/VE/||/<>
Genelleme, [İstikra][-Tam, -Eksik(Nakıs)]
[İLE/VE/||/<>
Bir cüzziden başka bir cüzziye geçiş.(Hüküm -> Hüküm, İllet -> İllet)(Kıyas-ı Fıkhî)(Analoji)] )
( [Mantıkçılar] Uğraşır. İLE/VE/||/<> Uğraşmaz. )
( )
( DEDUCTION vs./and/||/<> INDUCTION )
- TÜMEL OLUMLU ==> TİKEL OLUMLU ile TÜMEL OLUMSUZ ==> TÜMEL OLUMSUZ ile TİKEL OLUMLU ==> TİKEL OLUMLU
( Her insan canlıdır. Bir kısım canlı insandır.) İLE
( Hiçbir insan taş değildir. Hiçbir taş insan değildir. ) İLE
( Bir kısım insan canlıdır. Bir kısım canlı insandır. )
- TÜMEL OLUMLU x TİKEL OLUMSUZ ile TÜMEL OLUMSUZ x TİKEL OLUMLU
( Her insan canlıdır. ------------ Bir kısım insan canlı değildir. İLE Hiçbir insan canlı değildir. ------------ Bir kısım insan canlıdır. )
- TÜMEL ile/ve/<> TÜMEL
( Varlık. İLE/VE/<> Tür. )
( Bil(ebil)mek, tümeli bil(ebil)mektir. )
- TÜMEL/LİK ile/ve/||/<> HEDEF/Lİ/LİK
- TÜMLÜK:
"TÜREV" değil İLKE
- TUTARLI OLMAK ile/ve/değil/<> TUTARLI DAVRANMAK
( Zorunlu değildir. İLE/VE/DEĞİL/<> Zorunludur. )
( Sorunlu olabilir. İLE/VE/DEĞİL/<> Sorunsuzdur. )
( Her zaman için geçerli olamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/<> Çoğunlukla geçerli olmalıdır. )
( "İddia"sında/zannında olabilirsin. İLE/VE/DEĞİL/<> İspat edersin. )
( Söz ile. İLE/VE/DEĞİL/<> Tutum/tavır ile. )
- TUTARLI/LIK ile/ve/||/<> BAĞDAŞIK/LIK
- TUTARLI/LIK ile/ve DAYANAKLI/LIK
( Derin anlamda devamlılığa, tutarlılık sonucu ulaşılır. )
( Tutarlı olun, yapaylık ve kurnazlıktan uzak durun. )
( CONSISTENT/CONSISTENCY vs./and ENDURANCE )
- TUTARLI/LIK ile DOĞRU/LUK
- TUTARLILIK ile/ve/||/<> "HESABINI VEREBİLMEK"
- TUTARLI/LIK ile/ve/<>/değil TAMAMLANMIŞ/LIK / TAMAMLAYICI/LIK
- TUTKU ile/ve/||/<> US
- UCLAR ile/ve/değil/yerine FARKLAR
( [not] TIPS vs./and/but CONFLICT
CONFLICT instead of TIPS )
- ÜÇLÜLÜK:
ANA BÖLÜMLERDE ile/ve/||/<> ARA BÖLÜMLERDE
- ÜÇLÜ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÜTÜN/LÜK/BÜTÜNSEL/LİK | TÜMEL/LİK
- UHREVÎ[< UHRÂ] = SONRAYA/ÂHİRETE AİT, SONRAYLA/ÂHİRETLE İLGİLİ
- ÜMİT YİTİMİ ile/ve/||/<>/>/< UTANÇ
( Ormana/adaya düşen ya da ağır doğa koşullarına maruz kalanların ölümü, koşulların zorluğundan değil o duruma nasıl düştüğünün utancından["düşüncesinden"] ve o zorlu koşullardan çıkabilmek için daha yeterli/yetkin düşünebilmek yerine gittikçe ümidini yitirmesinden kaynaklanırmış. )
( "Esaretin Bedeli"[Shawshank Redemption - 1993], "Yaşamak İçin[Alive - 1993]", "İhanet[The Edge - 1997]" [Anthony Hopkins - Alec Baldwin], "Yeni Yaşam[Cast Away - Tom Hanks], "127 Saat" filmlerini de özellikle izlemenizi salık veririz. )
( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... - B )
( )
- ÜMİT ile/ve OLASILIK
( Her koşulda ve sürekli olarak beslenmeli, vazgeçilmemelidir! İLE/VE Olabildiğince öngörülebilmelidir. )
( Must feed in all conditions and all the time. WITH/AND Must forsighted as much as possible. )
( HOPE vs./and PROBABILITY )
- UN TANESİ/PARÇASI ile/ve/||/<>/> PİRİNÇ TANESİ/PARÇASI
( Düşünce. İLE/VE/||/<>/> Sözcük/terim. )
- UNSUR[Ar.] değil/yerine/= ÖĞE
- US/AKIL ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM
( [not] RATIO vs./and/but/||/<>/< CONTEXT )
- US/AKIL ile/ve/||/<>/> BİLİM/İLİM
- US/AKIL:
HERKESİ AŞKIN ile/ve/||/<> HERKESTE İÇKİN
- USSAL ile/ve/||/<> KAVRAMSAL
- USSAL/LIK ile/ve/<> EVRENSEL/LİK
- UYGUNLUK ile/ve GEÇERLİLİK
( APPROPRIATENESS vs./and VALIDITY )
- UZAY ile FAZ UZAYI
( ... İLE Sonsuz boyutlu zaman ve nesne[nin yorumlanabilmesi]. )
- UZLAŞ(TIR)MA ile/değil ANLAŞ(TIR)MA
- VACİB ile MÜMKÜN
( Varlığını kendinden alan. İLE Varlığını dışarıdan alan. )
- VAR DA MI ile YOK DA MI
YOK?
- VAR OLAN ile/ve/||/<> İŞARET EDİLEBİLİR OLAN
- VARGI <> SONUÇ | > ORTA
- VARGI = NETİCE = CONSEQUENCE[İng.] = CONSÉQUENCE[Fr.] = KONSEQUENZ, FOLGERUNG[Alm.] = COMSEQUENTIA[Lat.] = CONSECUENCIA[İsp.]
- VARİYANT[İng. < VARIANT / Fr. < VARIANTE] değil/yerine/= DEĞİŞİKLİK, DÖNEMEÇ
- VARİYETE/VARIETY[İng.] değil/yerine/= ÇEŞİTLİLİK
- VARLIK ile/ve MANTIK
( EXISTENCE vs./and LOGIC )
- VARLIK ile/ve MANTIK
( EXISTENCE and LOGIC )
- VARLIK ile/ve/||/<> ÖZ ile/ve/||/<> KAVRAM
- VARLIKSAL ile/ve/değil VAROLUŞSAL
- VAROLAN ile/ve/<> OLANAKLI ile/ve/<> OLASILIKLI
( MEVCUT ile/ve/<> MÜMKÜN ile/ve/<> MUHTEMEL )
- VAROLAN'IN(MEVCUDUN) DÖRT NEDENİ:
MADDÎ ile SURÎ/BİÇİMSEL(FORMEL) ile FAİL/ETKER ile GÂÎ/SONSAL
- VAROLUŞ ile/ve/||/<> DİL ile/ve/||/<> MANTIK
- VAROLUŞ ve/||/<> ÖLÇÜ ve/||/<> FELSEFE ve/||/<> TÜZE ve/||/<> SANAT ve/||/<> SPOR ve/||/<> BÜTÜNLÜK ve/||/<> SUSABİLMEK ve/||/<> YOK/LUK
( Saygı gerek önce
Sonra ölçü
Sonra anlayış gerek
Sonra hak gözetmek
Özen ve duyarlılık gerek
Sürekli hareket gerek
Her an bütünlük
Çoğunlukla susabilmek
Herşeyin ölçütü yok(luk)
[En sonunda, Yaşam ve İnsan/Kişilik] )
( Üzerine düşünülebilecek ve konuşulabilecekler, düşünülmesi ve konuşulması gerekenler/öncelikliler... )
- VARSAYIM ile ÇIKARIM
- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< DOLAYIM
- VARSAYIM = FARAZİYE = HYPOTHESIS[İng.] = HYPOTHÉSE[Fr.] = HYPOTHESE[Alm.] = SUPPOSITIO[Lat.] = HYPOTHESIS[Yun.]
- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< YAKLAŞIM
- VARSAYISAL değil VARSAYIMSAL
- VAR/VARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< O
- VASATÎ[Ar.] değil/yerine/= ORTALAMA
- VE[v] ile VE/VEYA[^/v]
- VEHİM ve ŞEKK
- VEHM ile/> ŞÜPHE/ZANN
( Zanaay. İLE/> Sanat. )
( 1-49 İLE/> 51-99 )
- | VERİ ve/> BİLİ(ENFORMASYON) ve/> BİLGİ | ile/ve/+/<>/>/<
FARKINDALIK | BİLGELİK(İRFAN/HİKMET) ile/ve/+/<>/>/< ZARİFLİK/ZARÂFET
( BİLGİ: İnsan aklı sınırıları içerisinde evreni ve doğayı anlama çabası. )
( Bilgi, göklere uçabileceğimiz kanatlardır. )
( Yapmanız gereken şey farkında olmanın farkında olmaktır. )
( Tüm sonuçlarına katlanabilmektir. )
( Hiçbir uygarlık, varolan bilgiyle çatışmadan, bilgi üretemez. )
( KUTADGUBİLİG: Mutluluk/saadet veren bilgi, kutlu bilgi.
Çinliler, ona Edebü'l-Mülûk der; Maçinliler, onu Enîsü'l-memâlik diye adlandırır. Bu meşrık ilinin büyükleri, buna doğruca Zînetü'l-ümerâ der.
İranlılar buna Şehnâme der, Turanlılar ise Kutadgu bilig diye anar. )
( | Yazaç/harf. VE/> Hece. VE/> Sözcük. |
İLE/VE/+/<>/>/<
Tümce. )
( | ... VE/> "Ne, ne zaman, nerede, kim?" soruları ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. VE/> "Nasıl?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. |
İLE/VE/+/<>/>/<
"Neden?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. )
( [bilginin/kavramın/nesnenin/olgunun] | Öncesi VE/> Sonrası VE/> İçi ve dışı |
İLE/VE/+/<>/>/<
Zamanı ve Zemini )
( | Letter, phoneme. AND/> Morpheme. AND/> Word. |
vs./AND/+/<>/>/<
Sentence. )
( | [by] ... AND/> "What, where, when, who?" questions and answers. AND/> "How?" question and answers. |
vs./AND/+/<>/>
"Why?" question and answers. )
( | Before AND/> After. AND/> Inside AND/> Outside |
vs./AND/+/<>/>/<
Time and place. )
( )
( DATA vs./and/<>/>/< INFORMATION vs. KNOWLEDGE vs. WISDOM, AWARENESS )
- VERİ ile/ve/||/<>/> BİLİ ile/ve/||/<>/> BİLGİ ile/ve/||/<>/> BİLGELİK/FARKINDALIK
(
Veri - Bili - Bilgi - Bilgelik/Farkındalık
Veri | Bili | Bilgi | Bilgelik |
---|---|---|---|
Harf | Hece | Sözcük | Tümce |
Nokta | Çizgi | Biçim | Tasarım |
Sayı | İşlem | Sonuç | Yorum |
Nota | Melodi | Şarkı | Beste |
Hava Durumu Ölçümü | Sıcaklık Çizeneği | İklim Çözümlemesi | Küresel Eğilimler |
Ham nesneler | Malzemeler | Ürün | Bilinirlik Yönetimi |
Ham Veri | Çizenek/Grafik | Yazanak/Rapor | İş Yönetimi |
(
Örnek Alan | Veri | Bili | Bilgi | Bilgelik |
---|---|---|---|---|
Doğa Bilimleri | 25°C, 30°C, 28°C, 26°C (sıcaklık değerleri) | Ortalama sıcaklık: 27°C | Yaz mevsiminde hava normalden daha sıcak. | Gelecekte su kaynaklarını korumak için önlem alınmalı. |
Sağlık | 70 kg, 1.75 m, 120/80 mmHg, 90 kalp atışı/dakika | VKİ: 22.86 (ortalama aralıkta) | Kişi, sağlıklı kiloda ancak kalp sağlığı için hareket etmesi gerek. | Sağlıklı yaşam tarzı, süreğen sayrılıkları önler. |
İş Dünyası | 100, 500, 300 (aylık satış rakamları) | Ortalama aylık satış: 300 adet | Satışlar, yaz aylarında artıyor. | Stok ve pazarlama yönetimi, yaz aylarına göre ayarlanmalı. |
Eğitim | 70, 85, 90, 65 (sınav notları) | Not ortalaması: 77.5 | Matematikte başarılı, tarihte ek çalışma gerekli. | Öğrenme biçimlerine uygun eğitim ön çalışmaları başarıyı artırır. |
Finans | 1000 TL, 1500 TL, 2000 TL (aylık gelirler) | Ortalama aylık gelir: 1500 TL | Gelir düzenli ancak tasarruf oranı düşük. | Bütçe ayarlaması ve yatırım araçları değerlendirilmeli. |
Trafik | 50 km/s, 60 km/s, 70 km/s (araç hızları) | Ortalama hız: 60 km/s | Trafik hız sınırlarına uyulmuyor. | Hız denetimi ve eğitimle kazalar azaltılabilir. |
Tarım | 10 kg, 15 kg, 20 kg (ürün verimleri) | Ortalama verim: 15 kg | Toprak niteliği düşük, ... gerekli. | Sürdürülebilir tarım yöntemleriyle verim artırılabilir. |
( DATA vs./and/||/<>/> INFORMATION vs./and/||/<>/> KNOWLEDGE vs./and/||/<>/> WISDOM/AWARENESS )
- VEYA[v] ile VE/VEYA[^/v]
- VİCDAN ile AKIL
( Değerlere dayanır. İLE Kurallara dayanır. )
- VİZYON[İng. VISION] değil/yerine/= GÖRÜŞ, GENİŞ ÖNGÖRÜ, GÖSTERİM
- VÜCUT ile GÖVDE(BEDEN)
( Vücut, "Varlık" demektir. İLE Gövde, fiziği/organları tanımlar. )
- ...YA DAİR ile/ve/||/<> ...YA DAHİL
- ...'YA ...:
NAZARAN ile/ve/değil/||/<>/< KIYASLA
- ...'YA NAZARAN ile/ve/değil ...'YA NİSPETEN
- YA ÖYLE, YA ÖYLE ile ÖYLE Mİ, BÖYLE Mİ?
- ...'YA ÖZGÜ (OLMA) ile ...'YA AİT (OLMA)
( TO (BE) SPECIAL TO vs. TO (BE) BELONG TO )
- ...'YA SIĞMAYACAK ile/değil ... İLE SINIRLANDIRIL(A)MAYACAK
- YA/YA DA ile/ve/değil/yerine/||/+/<>
( HEM, HEM DE ve/||/<> NE, NE DE )
( Ayrım. | İLE/VE/<> Birlik/bütünlük. )
( 0 1 ile/ve/<> [ 1 ile/ve/<> 0 ] )
( "Ne, ne de", "hem, hem de" ile birliktedir![ayrı değildir!] [sadece insana/gelişmiş zihinlere özgüdür!] )
( Doğada/fizikte/hayvanlarda, deneyde/laboratuvarda. İLE/VE/<> Sadece İNSAN'da. )
( Bir şey(ler)i bildirtir. İLE/VE/<> Kendini bildirtir. )
( EL: [Bağlamına/işlevine/yerine/gereksinime göre]
Hem kirli, hem de temiz...
Ne kirli, ne de temiz. )
( DEKOLTE:
Hem açık, hem de kapalı...
Ne açık, ne de kapalı. )
( BEYİN:
Hem ayrık, hem de bitişik...
Ne ayrık, ne de bitişik. )
- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ
- YA ... ile ... YA ...
( Tümce başında. İLE Tümce içinde, sözcük öncesinde. )
- YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> TANRILAR AÇMAZI
- YAKIN/YAKINEN ile YAKÎN[< YAKN]/YAKÎNEN
( Yakın: Uzaklık/mesafeyle ilgilidir[uzakta olmayan] | Muhabbet ve sevgi duyulan, dayanışma içinde olunan kişi/ler. İLE/DEĞİL Kesinlik, eminlik. | Ölüm. | İlm-el-Yakîn > Ayn-el-Yakîn > Hakk-el-Yakîn )
( Yakından tanımak/bilmek, bir yakını olarak değerlendirmek. İLE/DEĞİL Kesin veri/bilgi ile değerlendirmek/bilmek. )
( YAKÎN ile ZANN ile ŞEKK ile VEHM
[ %100 İLE %50 üzeri. İLE %50 İLE %50 altı. ] )
- YAKÎN ve ZANN
- YAKÎNÎ ile NAZARÎ
( Kesin(lik). [Bedihiyat-ı Akliye, Bedihiyat-ı Hissiye]. İLE Teorik. )
- YAKÎNİYÂT ile/ve MEŞHÛRÂT ile/ve MÜSELLEMÂT ile/ve MAKBÛLÂT ile/ve ZANNİYÂT ile/ve MUHAYYELÂT ile/ve VEHMİYÂT
( Yakîniyât: En üst derecedeki önerme. - Bedihiye. - Nazariye.
Bedihiye: Apaçık. - Bedâhet-i Akliye. - Bedâhet-i Hissiye.
Bedâhet-i Akliye: - Evveliyât. - Fıtriyât.
Bedâhet-i Hissiye: - Müşâhedât. - Hadsiyât. - Mücerrebât. - Mütevâtirât. )
( VÂHİME: Gerçekliği/karşılığı olmayan "değerler" "üretmek". )
- YAKIŞ(TIR)MAK ile BAĞDAŞ(TIR)MAK
( TO ASCRIBE vs. TO RECONCILE )
- YALAN (MI?) ile YANLIŞ (MI?)
- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER
( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )
- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK
( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )
( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )
( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )
- YALAN ile/ve/=/||/<> ÇÖP
- YALANCI(EPİMENİDES) AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ DEĞİŞTİRME AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI
- YALANCI İLAÇ AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNANÇ AÇMAZI
- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK
- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM
- YALIN/BASİT[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>< BİLEŞİK/MÜREKKEP[Ar.]
- YANİ ile/ve/değil/yerine/||/<> YA DA
- YANILMA ile/ve/değil/||/<> YANILSAMA
- YANILMALI TASIM = KIYAS-I FASİT = PARALOGISM[İng.] = PARALOGISME[Fr.] = FEHLSCHLUSS, PARALOGISMUS[Alm.] = PARALOGISMOS[Yun.]
- YANLI ile/ve/||/<> YANILGILI
- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK
( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )
- YANLIŞ(HATÂ) ile GÜNAH
( Hiçbir günah yok, ki içinde sevap,
Hiçbir sevap yok, ki içinde günah olmasın. )
( İlk günah, Olan'ı sınırlamaktır. Yapma! )
( Bilinçsizce hata/suç olur fakat günah olmaz! )
( MISTAKE vs. SIN )
- YANLIŞ ile/ve/değil/||/<>/< YÜZEYSEL
- YANSITMA ile/ve/||/<> TEMSİL ETME
- YAN YANA KOYMAK ile BİRARAYA GETİRMEK
( PUT IN SIDE BY SIDE vs. TO BRING TOGETHER )
- YAPILAMAZLIK ile/ve/değil/||/=/<>/< MANTIKDIŞILIK
- YAPILAN İLE YAPIL(MA)MASI GEREKEN ile/ve/||/<>/>< YAŞANILAN İLE YAŞANIL(MA)MASI GEREKEN
- YAPILANDIRMA ile/ve/||/<>/> BİÇİMLENDİRME
- YAPTIRIM ile/ve/değil DAYANAKÇA
( [not] SANCTION vs./and/but THE BASE ON )
- YARAMAYAN ile/değil/yerine/>< YARAYAN
- YARDIMCI ÖNERME = LEMMA[İng., Lat.] = LEMME[Fr.] = HILFSATZ[Alm.]
- YARGI ile İKİRCİK(TEREDDÜT)
- YARGI ve/||/<>/> TERİM ve/||/<>/> KAVRAM
- YARGILARIN SINIFLANDIRILMASINDA:
ANALİTİK | SENTETİK ile/ve/||/<> A PRIORI | A POSTERIORI
( --------------- | A PRIORI | A POSTERIORI |
------------------------------------------------------------------------ |
ANALİTİK | Analitik a priori | Analitik a posteriori |
------------------------------------------------------------------------ |
SENTETİK | Analitik a priori | Sentetik a posteriori |
------------------------------------------------------------------------- | )
- YAŞAM:
YORUM ve/||/<> KELÂM
( Değişir. VE/||/<> Değişmez. )
- YAVİ ile/ve/||/<> KUZGUN AÇMAZI
- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/ve/||/<> ÖNE ÇIKARMAK
- YENİDEN ÜRETMEK ile/ve/<> ÇOĞALTMAK
- YENİLGİ/HEZÎMET[Ar.] ile/değil/yerine/>< HİZMET
( Hezîmete uğramamak için sürekli ve her türlü hizmet etmek gerekir. )
- YENİLİK ile/ve/||/<> DEVRİM
- YEREY/ARAZİ[Ar.] ile ÂRIZÎ[Ar.]
( Yeryüzü parçası, toprak. İLE Sonradan olan, dıştan gelen. | Geçici. )
- ... YERİDİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ...YERİ OLABİLİR
- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK
- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )
- [ne yazık ki]
YIKIM:
TASA ve/+/||/<>/> ÇELİŞKİ
- YOK ile/değil/yerine YOK DENİLEBİLECEK KADAR AZ
- YOLUNDAN ile/değil YOLUYLA
- YÖNTEM ile/ve/||/<>/< YEĞLEME/TERCİH
- YÜCE/LİK ve/=/||/<>/> GERÇEĞE/HAKİKATE EVRİLEN
- YÜKLEM = MAHMUL = PREDICATE[İng.] = PRÉDICAT[Fr.] = PRÄDIKAT[Alm.] = PRAEDICATUM[Lat.] = KATEGOREMA[Yun.]
- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ
- YUVARLAMA ile/ve/||/<> KESTİRME
- ZÂCİR ve/||/<>/>/< RAM
( Men ve yasak eden. VE İtaat eden. )
- ZAN (ETMEK) ile/ve/||/<>/> İDDİA (ETMEK)
- ZAN:
"ÖNE SÜRÜLEBİLECEK BİR ŞEY"
değil
ANCAK, KABUL EDİLECEK BİR ŞEY
- ZANN - CEHİL ile İLİM - HİLİM
- ZANN ile VEHİM
( ... İLE İki olasılığın (güçlü/güçsüz) birine zihnin/nefsin katılımı. )
- ZANN ile ZANN-I GALİB
( %49 İLE %1 )
- ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM AMA ... ile/değil/yerine ... VE ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM
- ZARÛRÎ İSTİDLÂL ile MÜMKÜN VE İKNAİ İSTİDLÂL
( Gerekirlilik/Belirleme/Dettermine. İLE Olanaklı/Mümkünlü/Belkililik/Cidal. )
( Doğa. İLE Tin. )
( FARÂBÎ )
( Bkz. HİLMİ ZİYÂ ÜLKEN - İSLÂM DÜŞÜNCESİ - ÜLKEN YAY. )
- ... ZÂT-EN değil/yerine/>< ... BİLİYORSUNUZ
- ÖZÜNLÜ/ZÂTÎ ile ARAZÎ
( Öze ilişkin.(Tikellerin gerçekliğinde yer alır.) İLE İlineksel.(Tikellerin gerçekliğinde yer almaz.) )
( İnsan ve ata nispetle "canlı". İLE İnsana nispetle "gülen". )
- ZAYIF "YAPAY ZEKÂ" YAKLAŞIMI
ile/değil
GÜÇLÜ "YAPAY ZEKÂ" YAKLAŞIMI
- ZAYIF/LIK ile/ve/değil/yerine GÜÇSÜZ/LÜK
( [not] WEAK vs./and/but POWERLESS
POWERLESS instead of WEAK )
- ZEKÂ:
SOYUT ile/ve/||/<> MEKANİK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL
( )
- ZEKÂ ve/<>/>< EYLEM
- ZEKÂ ile GÖRÜNTÜ
( Zekâsını beğendiğin kişinin, görüntüsünü merak etme!
Zekâsını kullanmayan birininse, görüntüsünden etkilenme! )
- ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NAMUS
- ZEKÂ ve/||/<>/< SOYUTLAMA GÜCÜ / STİL
- ZERRE ile MONAD
- ZEYL[Ar.] ile ZEYL[Ar. çoğ. EZYÂL, ZÜYÛL]
( Ayırma, tefrik. | Betiğin başı ya da sonundaki ek. İLE Etek. )
- ZİHNİNİ ...:
"YORMAK" değil KULLANMAK
- ZIRVA/LAMAK ile SAÇMA/LAMAK
( TO TALK NONSENSE/ROT vs. TO BULLSHIT )
- ZIT/KONTRAST değil/yerine/= KARŞIT
- ZOR ile/ve/değil/yerine DÜŞÜK OLASILIKLI
( İSTİBAT: Olmasını uzak görme, olasılık vermeme. )