
Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
L - R
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 Ocak - 23 Mart 2023 arasında... ]
[ 06 Ocak - 23 Mart 2023 arasında... ]
Bugün [23 Mart 2023] itibariyle
L - R bölümüne yapılmış olan eklemeler, aşağıdaki gibidir.
[ 06 Ocak - 23 Mart 2023 arasında... ]
( 0 yeni ekleme, 0 katkı )
SON HARFTE
L - R
R - L
- [Fars.] KÂR-GİL ile KÂR-GÎR
( Kerpiç bina. İLE İş tutan/tutucu. | Taştan ya da tuğladan yapılmış bina. )- [Fars.] NİGÂL ile NİGÂR ile Nigâr
( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Resim. | Resim gibi güzel sevgili. | Resmedilmiş, resmi yapılmış. | Put. | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makam. İLE Ünlü hanım şairlerimizdendir. Aks-i sadâ, Efsûs, Nîran adlı kitapları vardır.[1856 - 1918] )- [Fars.] RİÇÂL ile RİÇÂR
( Reçel. İLE Reçel. )- ASEL ile A'SEL ile ASER
( Bal. | Cennetteki dört sudan biri.[AHLÂT: İnsandaki dört sıvı.] İLE Eğri olan katı şey. | Eğri dişli ya da bacaklı kişi. İLE Solaklık. )- Bİ-L-İSTİ'CÂL ile Bİ-L-İSTÎCÂR
( Acele ederek, aceleyle. İLE Kiraya vererek, kiralayarak. )- BİDÂL ile BÎDÂR[Fars.]
( Bir şeyi başka bir şeyle değişme. İLE Uyanık, uyumayan, uykusuz. )- BUHÛL ile BUHUR, BUHÛR
( Cimrilik. İLE ... )- BÜSÛL[< BESR] ile BÜSÛL/BÜSÛR[Fars.]
( Gövdede çıkan sivilce, ufak çıban. İLE Lânet, beddua, ilenme, ilenç. )- CEBL ile CEBR
( Yoktan yaratma. İLE Zor, zorlama. | Düzeltme, tamir etme. | Matematik, cebir. )- CEHL ile CEHR
( Bilmezlik, cehâlet. İLE Yüksek sesle söyleme. )- CEHL ile CEHR
( CEHL: Köyde/çölde kaybolmuş deve yavrusu. )- CEZEL ile CEZER
( Bir şeyi ikiye bölme. İLE Havuç. )- CİMÂL ile CİMÂR
( Eril develer. İLE Toplu kabîle. | Süvâri alayı. )- ÇANGIL ÇUNGUL ile ÇANGIR ÇUNGUR
( Kaba ve zevksiz ses çıkaran. İLE Kaba ve zevksiz ses çıkararak. )- EBCEL ile EBCER
( İri yapılı adam. İLE Büyük ve çıkık karınlı adam. )- EBHAL[< BUHL] ile EBHÂR[< BAHR] ile EBHAR
( Daha/en/pek cimri/pinti/hasîs. İLE Denizler. İLE Ağzı/soluğu kötü kokan. )- ECHEL[< CÂHİL] ile ECHER
( Çok cahil. | Nâdân, aksi kişi. İLE Son derece güzel hanım. | Gündüz iyi görmeyen, kamaşık gözlü adam. )- EGVÂL[< GUL] ile EGVÂR[< GAVR]
( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü şekil alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )- EHVÂ'[< HEVÂ'] ile EHVÂL[< HEVL] ile EHVÂR[Fars.]
( İstekler, arzular, şehvetler, hevesler, meyiller. İLE Korkular, dehşetler. İLE Şaşkın, sersem, alık. )- ENZÂL[< NEZL/NEZÎL] ile ENZÂR[< NAZAR]
( Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. İLE Bakışlar, bakmalar. )- EŞHEL ile EŞHER[< ŞEHÎR]
( Koyun gözlü, elâ gözlü adam, kırmızı ile karışık koyu mavi, elâ.[dişili/müennes ŞEHLÂ] İLE En/pek ünlü, çok iyi tanınmış. )- EZHEL ile EZHER
( Pek dalgın ve unutkan. Gaflette çok bulunan. İLE Pek beyaz, güzel ve parlak. )- HACEL ile HACER[çoğ. AHCÂR]
( Utanma, utanıp şaşırma. İLE Taş. )- HAZÛL ile HAZÛR[< HAZER]
( Kimsesiz, yardımsız kalarak herşeyden mahrum sürünme. İLE Çok çekingen/dikkatli. )- IKÂL[< AKL/AKIL] ile/> IK'ÂR
( Deve ayağına bağlanan bağ, köstek. İLE Derinletmek/derinletilmek, derinleştirmek/derinleştirilmek. )- ISHAL ile İZHÂR
- İBTİZÂ' ile İBTİZÂL[< BEZL] ile İBTİZÂR
( Bir şeyin açık/meydanda olma. İLE Bir şeyin, hor kullanılması. | Bir şeyin, çokluğundan dolayı değerini kaybetmesi, bayağılaşması, ayağa düşmesi. | Bir şeyi sürekli olarak kullanma. | Genelleşmiş, ağızdan ağıza dolaştırılarak değersizleşmiş sözlerin gevelenmesi. İLE Zor ile alma, soyma. )- İBZÂL ile İBZÂR
( Esirgemeyip bol bol harcama ve kullanma. İLE İsraf. )- İFTİKÂL ile İFTİKAR["ka" uzun okunur]
( Fazla çalışma, bir işte çok emek harcama. İLE Fakirlik gösterme. | Büyük/çok gereksinimi olma. | Alçakgönüllülük. )- İHDÂL ile İHDÂR ile İHDÂR[< HADR]
( Islatma, ıslatılma. İLE İptal etme, hükümsüz bırakma. İLE Bir örgenin/uzvun hissini iptal etme, uyuşturma. [İng. ANESTHESIA | Fr. ANESTHÉSIE] | Genç kızı yaşmaklandırma, ferâce giydirme. )- İKFÂL ile İKFÂL ile İKFÂR[< KÜFR]
( Kilitleme/kilitlenme. İLE Kefil kılma, tekeffül ettirme. İLE Birine kâfir deme/denilme. )- İSKAL["ka" uzun okunur] ile İSKAR ile İSKÂR
( Ağır şey yükletme/yükletilme. İLE Hor/hakir görme. İLE Sarhoş etme. )- İSTÎCÂL ile İSTİ'CÂL[< ACEL] ile İSTÎCÂR[< ECR]
( Sonraya bırakılmasını, te'cîl edilmesini isteme. İLE Acele etme, tez olmasını isteme, çabuklaştırma. İLE Kira ile tutma, kiralama. )- İSTİKTÂL ile İSTİKTÂR[< KATR]
( Ölümden korkmayarak kendini tehlikeye atma. İLE Damla damla akıtma, damıtma. )- İSTİSHÂL[< SEHL] ile İSTİSHÂR
( Kolay sayma/görme. İLE Alay etme, eğlenme. )- KÂHİL[< KÜHÛLET | çoğ. KEVÂHİL] ile KAHİR[< KAHR]["ka" uzun okunur] ile KAHR
( Olgun, orta yaşlı, erişkin, kühûlet sahibi, 30 - 50 yaş arasında bulunan. | Hareketi ağır, çabasız, tembel, durgun, râkid. İLE Zorlayan, kahreden. | Üstün gelen, ezen/ezici. | Yok eden, ortadan kaldıran. İLE Zorlama, zorla bir iş gördürme. | Batırma, ezme, üstün gelerek mahvetme. | Çok üzüntü duyma, çok kederlenme. )- KARAYEL ile KARAYER
( Kuzeybatı'dan esen, genellikle soğuk, bazen fırtına niteliğinde yel[>< keşişleme]. | Kuzeybatı 315°'lik yön. İLE Mezar, sin, gömüt. )- KASTÂL ile KASTAR ile KÂSTÂR[Fars.]
( Şeker tozu. İLE Yalancı. İLE Pamuk ipliğini ya DA bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi. )- KEVSEL ile KEVSER
( Geminin kıç tarafı. İLE Maddi ve manevi çokluk, kalabalık nesil. )- KÜSÛL ile KÜSÛR
( Tembel, üşenici. İLE Parçalar, artan parçalar, atıklar. | Kesirler. )- MAHÂZÎL[< MAHZÛL] ile MAHÂZÎR[< MAHZÛR]
( Rezil/rüsva olan kişiler. İLE Sakınılacak, korkulacak, hazer olunacak şeyler, engeller, sakıncalar. )- ME'MÛL[< EMEL] ile ME'MÛR[< EMR | çoğ. ME'MÛRÎN, MEÂMÎR]
( Ümit olunan/edilen, beklenilen, amaç edinilen. | Ümit. İLE Emir almış olan kişi. | Bir işle görevlendirilen kişi. Devlet hizmetinde maaş ya da ücretle çalıştırılan kişi, görevli. | Emrolunan, emirle yaptırılmış olan iş/şey. )- MEC'ÛL ile ME'CÛR[< ECR]
( Yapılmış, meydana çıkarılmış olan. İLE Ecr ve sevabı verilmiş olan. | Kiraya verilen şey. )- MEFTÛL[< FETL] ile MEFTÛR[< FITRET] ile MEFTÛR[< FÜTÛR]
( Bükülmüş, kıvrılmış, fitil durumuna getirilmiş. İLE Yaratılmış, fıtretlenmiş. | Tabîî, cibillî. İLE Bezgin, bezmiş, kederli, ümitsiz. )- MEHL ile MEHÎL ile MEHÎR[Fars.] ile MEHÎN
( Vâde, zaman tanıma, vakit verme, bir işi belirli bir zamana kadar bırakma. İLE Korkunç yer. İLE [astr.] Ay. İLE Hor, hakir. Zaif[: Zayıf, güçsüz/kuvvetsiz, tâkatsız, kansız, arık. | Gevşek. | Tembel.] )- MEMTÛL ile MEMTÛR
( Çekiçle döğülmüş, işlenmiş. İLE Üzerine yağmur yağmış. )- MESÎL ile MESÎL[< SEYELÂN] ile MESÎR/E[< SEYR]
( Benzer. İLE Suyun aktığı, geçtiği yer. İLE Seyir edilecek, gezilecek yer, gezinti yeri. )- MEŞ'AL/E[< ŞU'L | çoğ. MEŞÂİL] ile MEŞ'AR
( Aydınlatıcı âlet, lamba, kandil. | Ucunda, alev çıkarak yanan bir madde bulunan sopa/değnek. İLE Hacı olmadan önce durulacak yerlerden her biri. | Duyu, hasse. )- MEŞKÛL ile MEŞKÛR[< ŞÜKR]
( Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. İLE Şükre, teşekküre değer, beğenilmiş, övülmüş, makbul. )- MU'TEZİL[< AZL] ile MU'TEZİR[< ÖZR]
( Topluluktan/toplumdan ayrılıp bir tarafa çekilen, îtizâl eden. İLE Özür dileyen. )- MUÂTTAL[< ATAL] ile MUATTAR[< ITR]
( Bırakılmış, tâtil edilmiş. | Kullanılmaz, battal. | Boş, işsiz. İLE Hoş kokulu, ıtırlı. | Ünlü bir lâle. )- MUBAHHAL ile MUBAHHAR[< BUHÂR]
( Eli sıkı, cimri, pinti, bahîl. | Tebhîl olunmuş. İLE Buharlaşmış, buhar durumuna geçmiş. | Tütsülenmiş. )- MUHAYYEL[< HAYÂL] ile MUHAYYER[< HAYR]
( Hayal kurulmuş, tahayyül olunmuş. İLE Seçmeli, beğenmeye bağlı. | Beğenilmediğinde geri verilen eşya. | Türk müziğinin en eski ve en çok kullanılan makamlarından. )- MUHAYYİL[< HAYÂL] ile MUHAYYİR[< HAYRET] ile MUHAYYİR[< HAYR]
( Hayal kuran, tahayyül eden. İLE Şaşırtan, hayret veren, hayrette bırakan. İLE İki şey arasında tercih edilmesini serbest bırakan. )- MUHAZZİL ile MUHAZZİR
( Alçaklık, bayağılık içinde bırakan, tahzîl eden. İLE Sakındıran, tahzîr eden. )- MUÎL ile MUİLL ile MUÎR
( Çoluğu çocuğu ve yakınları çok olan kişi. İLE Hasta eden, alîl eden. İLE Ödünç veren, iare eden. )- MÛSİL[< VUSÛL] ile MÛSİR ile MUSİRR[< SARR]
( Ulaştıran, yetiştiren, vardıran, îsâl eden. İLE Zengin. İLE Direnen, ayak direyen, ısrâr eden. )- MÜBÂDİL[< BEDEL] ile MÜBÂDİR[< BÜDÛR]
( Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş, mübâdele olunmuş. | Türkiye'den gönderilen Rumlar'a karşı Yunanistan'dan gelen Türkler'e verilen bir ad. İLE Bir işe hemen girişen. )- MÜNZİL[< NÜZÛL] ile MÜNZİR[< NEZR][>< MÜBEŞŞİR]
( Aşağı indiren, gökten indiren, inzâl eden. İLE Sonun kötülüğünü söyleyerek korkutan. )- MÜSTE'CEL[< ECEL] ile MÜSTE'CER[< ECR]
( Belirli bir zamana kadar geciktirilen. İLE Kira ile tutulan, istîcâr edilen. )- MÜTEBÂDİL[< BEDEL] ile MÜTEBÂDİR[< BÜDÛR]
( Birbirinin yerine geçen, tebâdül eden. | Sıra ile değişen. | [geometri] Karşılıklı. İLE Birdenbire akla gelen. | Üstün, birinci olmak için çırpınan. )- MÜTEBELLİL ile MÜTEBELLİR[< BİLLÛR]
( Islanan, nemlenen şey, tebellül eden. | Altını ıslatan. İLE Billurlaşan, tebellür eden. | Billurlaşmış. | Beliren, belirgin. )- MÜTEEMMİL[< EMEL] ile MÜTEEMMİR
( Derin düşünen, dalgın, teemmül eden. İLE Âmirlenen, âmirlik eden. )- MÜTENÂSIR[< NÂSIR] ile MÜTENASSIR[< NASR] ile MÜTENÂSİR[< NESR] ile MÜTENÂSİL[< NESL]
( Yardımlaşan, birbirine yardım eden. İLE Hristiyan olan, tenassur eden. İLE Saçılan, intisâr eden. İLE Doğup büyüyen, tenâsül eden. )- MÜTENEMMİL ile MÜTENEMMİR
( Karınca gibi kaynaşan. İLE Kaplanlaşan, kaplan huylu olan. | Sert bir dille korkutan. )- MÜTEŞEKKİL[< ŞEKL] ile MÜTEŞEKKİR[< ŞÜKR]
( Şekillenmiş, şekillenen, teşekkül etmiş. | Meydana gelmiş, kurulmuş, olmuş, oluşmuş, olma. İLE Teşekkür eden, iyilik bilen, iyiliğe karşı nâzik davranışla. )- MÜTEŞEMMİL ile MÜTEŞEMMİR[< ŞEMER]
( İhrâma bürünen, teşemmül eden. İLE İşe hazırlanan, kollarını sıvayan, teşemmür eden. )- NÂKİL ile NAKÎR[< NAKR]
( Dönen, nükûl eden. | Kaçınan, çekinen.[MUHTERİZ] İLE Hurma çekirdeğinin arkasındaki beyaz çukur. | Pek küçük, önemsiz şey. )- NÂSİL[< NESAK] ile NÂSİR[< NESR] ile NASÎR[< NASR] ile NASL[çoğ. NİSÂL, NUSÛL] ile NASR
( Kıl dökücü ilâç. İLE Yayan, saçan. | Düzyazı/nesir yazan. İLE Yardımcı, nusret eden. İLE Ok, kargı, temren gibi şeylerin ucundaki sivri demir. İLE Yardım. | Üstünlük. )- NÂZİL[< NÜZÛL] ile NAZÎR ile NAZÎR[< NAZAR]
( Yukarıdan aşağı inen/inici. | Bir yere konan, bir yerde konaklayan. | [müzikte] İnici, tizden pese doğru giden dizi. İLE Taze. | Altın. İLE Benzer, eş. )- NEBÎL ile NEBÎR
( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )- NEBL ile NEBR
( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )- NEFEL ile NEFER
( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )- NEFL ile NEFR
( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )- NEKL ile NEKR
( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )- NESL[çoğ. ENSÂL] ile NESR[çoğ. ENSÜR, NÜSÛR, NİSÂR] ile NESR
( Kuşak, nesil. İLE Akbaba. | Kartal. | Nûh kavminin putlarından biri. İLE Yayma, saçma. | Manzum olmayan söz. )- NEZÎL[< NÜZL] ile NEZÎR[< NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]
( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )- NİSÂL[< NASL] ile NİSÂR ile -NİSÂR
( Temrenler, ok, kargı gibi şeylerin uclarındaki sivri demirler. İLE Saçma, serpme. | Saçı, düğünde saçılan para. İLE "Saçan/saçıcı" anlamlarına sözcükleri sıfatlandırır.[PERTEV-NİSÂR: Işık saçan.] )- NÜHÛL[< NAHL] ile NÜHÛR[< NAHR] ile NÜHÛR[< NAHR] ile NÜHÛR[Fars.]
( Arılar, bal arıları. | Çok zayıflı, arıklık, lâgarlık. İLE Kurbanlar. İLE Akarsular, çaylar, ırmaklar. İLE Göz. )- OLUŞUM/TEŞEKKÜL[Ar.] ve/<> TEŞEKKÜR
- SEDÎL[çoğ. SEDÂİL] ile SEDÎR[< SADR]
( Askı, perde, zar, örtü. İLE Odanın baş tarafına konulan döşenmiş kerevet. | Karyola. )- SEFİL ile SEFİR
- SEYL[< SÜYÛL] ile SEYR
( Sel. | Şiddetle gelen şey. İLE Yürüme, yürüyüş, gitme, hareket. | Yolculuk. | Gezme, gezinme. | Eğlenmek üzere bakma. | Uzaktan bakıp karışmama. | Gezilecek, görülecek şey/yer. )- SİGAR[< SAGÎR]["ga" uzun okunur] ile SİGAR ile SİGÂL[Fars.]
( Küçükler. İLE Küçüklük, ufaklık. İLE Düşünce/fikir. | Kuruntu. )- ŞİKÂL ile ŞİKÂR[Fars.]
( Üç ayağı beyaz[sekili] olan at. İLE Avlanan hayvan. | Ganimet, düşmandan ele geçirilen mal. | Ender bulunan şey. )- TAATTUL ile TAATTUR[< ITR]
( İşsiz kalma, işlemez olma. İLE Güzel kokular sürünme. )- TÂCİL ile TÂCİR
( Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme. İLE Ticaretle uğraşan kişi. )- TAHAVVÜL[< HÂL] ile/ve/<> TAGAYYÜR[< GAYR]
( [değişim] Biçimde/sıfatta. İLE/VE/<> Öz'de/zât'ta. )- TAHZÎL ile TAHSÎL[< HUSÛL] ile TAHZÎR
( Alçaltma, bayağılaştırma. İLE Ele geçme/geçirilme, hâsıl etme. | Vergi toplama. | İlim öğrenme. İLE ... )- TEBEHHÜL ile TEBEHHÜR
( Okumak/tahsil için sıkıntı çekme. İLE Kısa ve sık soluk alma. )- TEBELLÜL ile TEBELLÜR[Eski Türkçe < BİLLÛR]
( Islanma, nemlenme. İLE Billurlaşma. [Fr. CRISTALLISATION] )- TEBESSÜL ile TEBESSÜR
( Yüz asma, somurtma, yüzünü ekşitme. İLE Sivilce çıkması. )- TEBEZZÜL ile TEBEZZÜR
( Yarılma. İLE Sporlanma. )- TEBHÎL[< BAHAL, BUHL] ile TEBHÎR[< BUHÂR | çoğ. TEBHÎRÂT] ile TE'BÎR
( Biri için hasis, pinti deme. İLE Buğu haline getirme. | Tütsüleme, tütsülendirilme. | Etüvden geçirme. İLE Aşılama.[Ağaç.] )- TEFSİR[< FESR] ile/ve/< TE'VÎL[Ar. < MEAL]
( Olaylara bağlı yorum. | Kur'ân-ı Kerîm'in, anlam bakımından açıklaması. | Örtüyü açmak. İLE/VE Anlama bağlı yorum. | İlklemek, asla götürmek. | Sözü çevirme. )- TEGAVVÜL ile TEGAVVÜR[< GAVR]
( Renkten renge girme. İLE Derin/e dalma. | Bir şeyin aslını arama. )- TEHÎL ile TEHÎR[< AHAR]
( Konuğa, "hoş geldiniz!" demek olan "ehlen ve sehlen" tümcesini söylemek. | Ehliyetli kılma. | Lâyık, müstahak görme/görülme. | Ürkekliği giderme, alıştırma. İLE Erteleme, sonraya/geriye bırakma. )- TEKÂSÜR[< KESRET] ile TEKÂSÜR[< KESR] ile TEKÂSÜL[Ar. < KESEL]
( Çoğalma.[bkz. TAADDÜD, TEKESSÜR] | Çok övünme. İLE [fiz.] Işınların sapıp kırılması, kırınım.[İng., Fr. DIFFRACTION] İLE Üşenme, tembellik; ilgisizlik. )- TESHÎL ile TESHÎL[< SEHL | çoğ. TESHÎLÂT] ile TESHÎR
( Öksürtme. İLE Kolaylaştırma. İLE Ele geçirme, zapt etme. | ... )- TEŞA'UL[< ŞU'L] ile TEŞA'UR[< ŞA'R] ile TEŞÂUR[< Şİ'R] ile TEŞÂVÜR[< ŞÛRÂ]
( Parlama, tutuşma. İLE Kıllanma, tüylenme. İLE Şâir tavrı takınma, şâirlik taslama. İLE Birbirine danışma. )- TEŞEMMÜL ile TEŞEMMÜR
( İhrama bürünme. İLE İşe hazırlanma, sıvanma. )- TEŞMÎL ile TEŞMÎR[< ŞEMR]
( Yayma, içine aldırma, kapsamına aldırma. | Daha genel bir anlam verme. İLE Sıvama, sıvanma. )- TIRTIL ile TIRTIR
( Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu. İLE Zar kanatlılardan, uzun gövdeli, uzun duyargalı, kurtçuk evresini tarım bitkilerine zarar veren böcekler üzerinde geçiren bir tür böcek. )- UNSUL ile UNSUR[çoğ. ANÂSIR]
( Adasoğanı.[şurubu, kalp hastalıklarına, kan bozukluğuna ve akciğer zarı yangısına/iltihabına karşı kullanılır] İLE Birleşik/bütüncül nesneleri oluşturan basit/tekil nesnelerin her biri. | Bir bütünden ayrılıpı bir parça oluşturan bölüm. | Kök, esas, madde. )- USÛL[< ASL] ile USÛR[< ASR]
( Asıllar, kökler. | Bir ilmin ya da tekniğin asıl konusundan önce öğrenilmesi gereken esas, başlangıç, bilgi. | Başlangıç. | Yol, yöntem, tertip, metod, nizam, kaide, düzen. İLE Yüzyıllar. )- VİCÂL[< VECL] ile VİCÂR[çoğ. EVCİRE, VÜCÜR]
( Korkaklar. İLE Kurt, aslan gibi yırtıcı hayvan yatağı, in. | Sel suyunun oyduğu yer. )- ZÂHİL ile ZÂHİL ile ZÂHİL ile ZÂHİR
( Zakkum ağacı. İLE Sağlığı düzelen ya da sıkıntıdan sonra gönlü ferahlayan. | Unutan. İLE İhmal eden, unutan. İLE ... )- ZEBÎL ile ZEBÎR ile ZEBL / ZEBR
( Gübre, fışkı. | Pislik. İLE Mihnet, sıkıntı. | Mektup, yazılmış şey. İLE ... )- ZEBL ile ZEBR[Fars.]
( Deniz kaplumbağasının kabuğu. İLE Kitap, cüz. | Kitap yaprağı. | Yazı yazma. | Söz. | Yazı. | Zekâ. | Güçlü, sağlam kişi. )- ZEBL ile ZEBR[Fars.]
( ... İLE "Vuran/vurucu" anlamına gelerek birleşik sözcükler yapar.[GÛŞ-ZED: Kulağa çalınan. | ZEBÂN-ZED: Yayılmış söz, dil persengi(gereksiz sözcük/ifade tekrarları).] )- ZEHL ile ZEHR[çoğ. EZHÂR] ile ZEHR[Fars.] ile ZEİR/ZE'R / ZEÎR
( Dalgınlıkla unutma ya da geciktirme. | İşin çokluğu yüzünden geciktirme. İLE Çiçek. İLE Zehir, ağu. İLE ... )- ZENÂBÎL[< ZENBÎL/ZİNBÎL] ile ZENÂBÎR[< ZÜNBÛR]
( Zenbiller. İLE Eşek arıları. )- ZENÂBÎL[< ZENBÎL/ZİNBÎL] ile ZENÂBÎR[< ZÜNBÛR]
( Kadınlar. | Vurucular, dövücüler. İLE "Vurarak" anlamıyla birleşik sözcükler oluşturur. [TA'NE-ZENÂN: Söverek, küfür ederek.] )- ZİBL ile ZİBR[çoğ. ZÜBÛR]
( Süprüntü, gübre. İLE Mektup. | Kitap. | Yazı. )- ZÜHÛL[< ZAHL] ile ZÜHÛL ile ZÜHÛR
( Düşmanlıklar, öcler, intikamlar. İLE Dalgınlıkla unutma ya da geciktirme. | İşin çokluğu yüzünden geciktirme. İLE ... )R - L
- [Ar.] MEMUR ile MEMUL
( Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kişi, görevli. | Bir işle görevlendirilmiş olan, yükümlü. İLE Umulan, düşünülen. )- KÂBİR ile KABİR/KABR[çoğ. KUBÛR] ile KABL
( Büyük, ulu. İLE Gömüt, sin, mezar/lık, kabristan[Fars.]. İLE Ön, önce, öndeki, evvel/evvelki. )- KASIR[< KASR]["ka" uzun okunur] ile KÂSİR[< KESÎR < KESRET] ile KÂSİR[< KESR] ile KASIR[< KUSÛR]["ka" uzun okunur]/KASÎR[< KASR] ile KASR[çoğ. KUSÛR] ile KASÎL
( Zorla işleten. İLE Çok olan. İLE Kıran, kesreden. İLE Kısa, boysuz. Kısa kesme, kısaltma, kısma. | Azaltma, kesme, eksiklik. | İbarenin çok kısaltılması. | Aruzda tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi. İLE Köşk, kâşâne, saray. İLE Hayvanlara yedirmek üzere zamanından önce biçilen yeşil ot. )- MÜTEHÂVİR ile MÜTEHÂVVİL[< HAVL]
( Birbiriyle konuşan, tehâvür eden. İLE Değişen, değişmiş, değişik, kararsız, tahavvül eden. | [matematik] Değişken. )- NÂZİL[< NÜZÛL] ile NAZÎR ile NAZÎR[< NAZAR]
( Yukarıdan aşağı inen/inici. | Bir yere konan, bir yerde konaklayan. | [müzikte] İnici, tizden pese doğru giden dizi. İLE Taze. | Altın. İLE Benzer, eş. )- TAHASSÜR ile TAHASSÜR[< HASRET | çoğ. TAHASSÜRÂT] ile TAHASSUL[< HUSÛL]
( Kanın pıhtılaşması.[TAHASSÜR-İ DEM] İLE Hasret çekme. | Çok istenilen ve ele geçirilemeyen şeye üzülme. İLE Sonuç olarak çıkma, hâsıl olma. | Ürüme, üretme. )( Bugün [23 Mart 2023] itibariyle
L - R bölümünde,
122 başlık/FaRk, 125 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır. )
- [Ar.] MEMUR ile MEMUL
( Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kişi, görevli. | Bir işle görevlendirilmiş olan, yükümlü. İLE Umulan, düşünülen. )- [Fars.] KÂR-GİL ile KÂR-GÎR
( Kerpiç bina. İLE İş tutan/tutucu. | Taştan ya da tuğladan yapılmış bina. )- [Fars.] NİGÂL ile NİGÂR ile Nigâr
( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Resim. | Resim gibi güzel sevgili. | Resmedilmiş, resmi yapılmış. | Put. | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makam. İLE Ünlü hanım şairlerimizdendir. Aks-i sadâ, Efsûs, Nîran adlı kitapları vardır.[1856 - 1918] )- [Fars.] RİÇÂL ile RİÇÂR
( Reçel. İLE Reçel. )- ALTI[6] ile ARTI[+]
- ASEL ile A'SEL ile ASER
( Bal. | Cennetteki dört sudan biri.[AHLÂT: İnsandaki dört sıvı.] İLE Eğri olan katı şey. | Eğri dişli ya da bacaklı kişi. İLE Solaklık. )- Bİ-L-İSTİ'CÂL ile Bİ-L-İSTÎCÂR
( Acele ederek, aceleyle. İLE Kiraya vererek, kiralayarak. )- BİDÂL ile BÎDÂR[Fars.]
( Bir şeyi başka bir şeyle değişme. İLE Uyanık, uyumayan, uykusuz. )- BİRİM ile/ve/||/<>/> BİLİM
- BUHÛL ile BUHUR, BUHÛR
( Cimrilik. İLE ... )- BÜSÛL[< BESR] ile BÜSÛL/BÜSÛR[Fars.]
( Gövdede çıkan sivilce, ufak çıban. İLE Lânet, beddua, ilenme, ilenç. )- CEBL ile CEBR
( Yoktan yaratma. İLE Zor, zorlama. | Düzeltme, tamir etme. | Matematik, cebir. )- CEHL ile CEHR
( Bilmezlik, cehâlet. İLE Yüksek sesle söyleme. )- CEHL ile CEHR
( CEHL: Köyde/çölde kaybolmuş deve yavrusu. )- CEZEL ile CEZER
( Bir şeyi ikiye bölme. İLE Havuç. )- CİMÂL ile CİMÂR
( Eril develer. İLE Toplu kabîle. | Süvâri alayı. )- ÇANGIL ÇUNGUL ile ÇANGIR ÇUNGUR
( Kaba ve zevksiz ses çıkaran. İLE Kaba ve zevksiz ses çıkararak. )- EBCEL ile EBCER
( İri yapılı adam. İLE Büyük ve çıkık karınlı adam. )- EBHAL[< BUHL] ile EBHÂR[< BAHR] ile EBHAR
( Daha/en/pek cimri/pinti/hasîs. İLE Denizler. İLE Ağzı/soluğu kötü kokan. )- ECHEL[< CÂHİL] ile ECHER
( Çok cahil. | Nâdân, aksi kişi. İLE Son derece güzel hanım. | Gündüz iyi görmeyen, kamaşık gözlü adam. )- EGVÂL[< GUL] ile EGVÂR[< GAVR]
( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü şekil alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )- EHVÂ'[< HEVÂ'] ile EHVÂL[< HEVL] ile EHVÂR[Fars.]
( İstekler, arzular, şehvetler, hevesler, meyiller. İLE Korkular, dehşetler. İLE Şaşkın, sersem, alık. )- ENZÂL[< NEZL/NEZÎL] ile ENZÂR[< NAZAR]
( Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. İLE Bakışlar, bakmalar. )- EŞHEL ile EŞHER[< ŞEHÎR]
( Koyun gözlü, elâ gözlü adam, kırmızı ile karışık koyu mavi, elâ.[dişili/müennes ŞEHLÂ] İLE En/pek ünlü, çok iyi tanınmış. )- EZHEL ile EZHER
( Pek dalgın ve unutkan. Gaflette çok bulunan. İLE Pek beyaz, güzel ve parlak. )- HACEL ile HACER[çoğ. AHCÂR]
( Utanma, utanıp şaşırma. İLE Taş. )- HAZÛL ile HAZÛR[< HAZER]
( Kimsesiz, yardımsız kalarak herşeyden mahrum sürünme. İLE Çok çekingen/dikkatli. )- IKÂL[< AKL/AKIL] ile/> IK'ÂR
( Deve ayağına bağlanan bağ, köstek. İLE Derinletmek/derinletilmek, derinleştirmek/derinleştirilmek. )- ISHAL ile İZHÂR
- İBTİZÂ' ile İBTİZÂL[< BEZL] ile İBTİZÂR
( Bir şeyin açık/meydanda olma. İLE Bir şeyin, hor kullanılması. | Bir şeyin, çokluğundan dolayı değerini kaybetmesi, bayağılaşması, ayağa düşmesi. | Bir şeyi sürekli olarak kullanma. | Genelleşmiş, ağızdan ağıza dolaştırılarak değersizleşmiş sözlerin gevelenmesi. İLE Zor ile alma, soyma. )- İBZÂL ile İBZÂR
( Esirgemeyip bol bol harcama ve kullanma. İLE İsraf. )- İFTİKÂL ile İFTİKAR["ka" uzun okunur]
( Fazla çalışma, bir işte çok emek harcama. İLE Fakirlik gösterme. | Büyük/çok gereksinimi olma. | Alçakgönüllülük. )- İHDÂL ile İHDÂR ile İHDÂR[< HADR]
( Islatma, ıslatılma. İLE İptal etme, hükümsüz bırakma. İLE Bir örgenin/uzvun hissini iptal etme, uyuşturma. [İng. ANESTHESIA | Fr. ANESTHÉSIE] | Genç kızı yaşmaklandırma, ferâce giydirme. )- İKFÂL ile İKFÂL ile İKFÂR[< KÜFR]
( Kilitleme/kilitlenme. İLE Kefil kılma, tekeffül ettirme. İLE Birine kâfir deme/denilme. )- İSKAL["ka" uzun okunur] ile İSKAR ile İSKÂR
( Ağır şey yükletme/yükletilme. İLE Hor/hakir görme. İLE Sarhoş etme. )- İSTÎCÂL ile İSTİ'CÂL[< ACEL] ile İSTÎCÂR[< ECR]
( Sonraya bırakılmasını, te'cîl edilmesini isteme. İLE Acele etme, tez olmasını isteme, çabuklaştırma. İLE Kira ile tutma, kiralama. )- İSTÎHÂLE[< HAVL | çoğ. İSTİHÂLÂT] ile İSTÎHÂRE[< HAYR]
( Olanaklı/mümkün olmayış, olanaksızlık/imkânsızlık, olamazlık. | Bir durumdan/halden başka bir duruma/hâle geçiş. [KEVN <> FESAD] | Başkalaşma. [İng. METAMORPHOSE, METAMORPHOSIS | Fr. MÉTAMORPHOSE] İLE Bir işin hayırlı olup olmayacağını öngörmek üzere abdest alıp dua edip uykuya yatma. | Hayırlı olmayı arzu etme.[Fr. ONIROMANCIE] )- İSTİKTÂL ile İSTİKTÂR[< KATR]
( Ölümden korkmayarak kendini tehlikeye atma. İLE Damla damla akıtma, damıtma. )- İSTİSHÂL[< SEHL] ile İSTİSHÂR
( Kolay sayma/görme. İLE Alay etme, eğlenme. )- KÂBİR ile KABİR/KABR[çoğ. KUBÛR] ile KABL
( Büyük, ulu. İLE Gömüt, sin, mezar/lık, kabristan[Fars.]. İLE Ön, önce, öndeki, evvel/evvelki. )- KÂHİL[< KÜHÛLET | çoğ. KEVÂHİL] ile KAHİR[< KAHR]["ka" uzun okunur] ile KAHR
( Olgun, orta yaşlı, erişkin, kühûlet sahibi, 30 - 50 yaş arasında bulunan. | Hareketi ağır, çabasız, tembel, durgun, râkid. İLE Zorlayan, kahreden. | Üstün gelen, ezen/ezici. | Yok eden, ortadan kaldıran. İLE Zorlama, zorla bir iş gördürme. | Batırma, ezme, üstün gelerek mahvetme. | Çok üzüntü duyma, çok kederlenme. )- KARAYEL ile KARAYER
( Kuzeybatı'dan esen, genellikle soğuk, bazen fırtına niteliğinde yel[>< keşişleme]. | Kuzeybatı 315°'lik yön. İLE Mezar, sin, gömüt. )- KASIR[< KASR]["ka" uzun okunur] ile KÂSİR[< KESÎR < KESRET] ile KÂSİR[< KESR] ile KASIR[< KUSÛR]["ka" uzun okunur]/KASÎR[< KASR] ile KASR[çoğ. KUSÛR] ile KASÎL
( Zorla işleten. İLE Çok olan. İLE Kıran, kesreden. İLE Kısa, boysuz. Kısa kesme, kısaltma, kısma. | Azaltma, kesme, eksiklik. | İbarenin çok kısaltılması. | Aruzda tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi. İLE Köşk, kâşâne, saray. İLE Hayvanlara yedirmek üzere zamanından önce biçilen yeşil ot. )- KASTÂL ile KASTAR ile KÂSTÂR[Fars.]
( Şeker tozu. İLE Yalancı. İLE Pamuk ipliğini ya DA bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi. )- KEVSEL ile KEVSER
( Geminin kıç tarafı. İLE Maddi ve manevi çokluk, kalabalık nesil. )- KÜSÛL ile KÜSÛR
( Tembel, üşenici. İLE Parçalar, artan parçalar, atıklar. | Kesirler. )- MAHÂZÎL[< MAHZÛL] ile MAHÂZÎR[< MAHZÛR]
( Rezil/rüsva olan kişiler. İLE Sakınılacak, korkulacak, hazer olunacak şeyler, engeller, sakıncalar. )- ME'MÛL[< EMEL] ile ME'MÛR[< EMR | çoğ. ME'MÛRÎN, MEÂMÎR]
( Ümit olunan/edilen, beklenilen, amaç edinilen. | Ümit. İLE Emir almış olan kişi. | Bir işle görevlendirilen kişi. Devlet hizmetinde maaş ya da ücretle çalıştırılan kişi, görevli. | Emrolunan, emirle yaptırılmış olan iş/şey. )- MEC'ÛL ile ME'CÛR[< ECR]
( Yapılmış, meydana çıkarılmış olan. İLE Ecr ve sevabı verilmiş olan. | Kiraya verilen şey. )- MEFTÛL[< FETL] ile MEFTÛR[< FITRET] ile MEFTÛR[< FÜTÛR]
( Bükülmüş, kıvrılmış, fitil durumuna getirilmiş. İLE Yaratılmış, fıtretlenmiş. | Tabîî, cibillî. İLE Bezgin, bezmiş, kederli, ümitsiz. )- MEHL ile MEHÎL ile MEHÎR[Fars.] ile MEHÎN
( Vâde, zaman tanıma, vakit verme, bir işi belirli bir zamana kadar bırakma. İLE Korkunç yer. İLE [astr.] Ay. İLE Hor, hakir. Zaif[: Zayıf, güçsüz/kuvvetsiz, tâkatsız, kansız, arık. | Gevşek. | Tembel.] )- MEMTÛL ile MEMTÛR
( Çekiçle döğülmüş, işlenmiş. İLE Üzerine yağmur yağmış. )- MESÎL ile MESÎL[< SEYELÂN] ile MESÎR/E[< SEYR]
( Benzer. İLE Suyun aktığı, geçtiği yer. İLE Seyir edilecek, gezilecek yer, gezinti yeri. )- MEŞ'AL/E[< ŞU'L | çoğ. MEŞÂİL] ile MEŞ'AR
( Aydınlatıcı âlet, lamba, kandil. | Ucunda, alev çıkarak yanan bir madde bulunan sopa/değnek. İLE Hacı olmadan önce durulacak yerlerden her biri. | Duyu, hasse. )- MEŞKÛL ile MEŞKÛR[< ŞÜKR]
( Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. İLE Şükre, teşekküre değer, beğenilmiş, övülmüş, makbul. )- MU'TEZİL[< AZL] ile MU'TEZİR[< ÖZR]
( Topluluktan/toplumdan ayrılıp bir tarafa çekilen, îtizâl eden. İLE Özür dileyen. )- MUÂTTAL[< ATAL] ile MUATTAR[< ITR]
( Bırakılmış, tâtil edilmiş. | Kullanılmaz, battal. | Boş, işsiz. İLE Hoş kokulu, ıtırlı. | Ünlü bir lâle. )- MUBAHHAL ile MUBAHHAR[< BUHÂR]
( Eli sıkı, cimri, pinti, bahîl. | Tebhîl olunmuş. İLE Buharlaşmış, buhar durumuna geçmiş. | Tütsülenmiş. )- MUHAYYEL[< HAYÂL] ile MUHAYYER[< HAYR]
( Hayal kurulmuş, tahayyül olunmuş. İLE Seçmeli, beğenmeye bağlı. | Beğenilmediğinde geri verilen eşya. | Türk müziğinin en eski ve en çok kullanılan makamlarından. )- MUHAYYİL[< HAYÂL] ile MUHAYYİR[< HAYRET] ile MUHAYYİR[< HAYR]
( Hayal kuran, tahayyül eden. İLE Şaşırtan, hayret veren, hayrette bırakan. İLE İki şey arasında tercih edilmesini serbest bırakan. )- MUHAZZİL ile MUHAZZİR
( Alçaklık, bayağılık içinde bırakan, tahzîl eden. İLE Sakındıran, tahzîr eden. )- MUÎL ile MUİLL ile MUÎR
( Çoluğu çocuğu ve yakınları çok olan kişi. İLE Hasta eden, alîl eden. İLE Ödünç veren, iare eden. )- MÛSİL[< VUSÛL] ile MÛSİR ile MUSİRR[< SARR]
( Ulaştıran, yetiştiren, vardıran, îsâl eden. İLE Zengin. İLE Direnen, ayak direyen, ısrâr eden. )- MÜBÂDİL[< BEDEL] ile MÜBÂDİR[< BÜDÛR]
( Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş, mübâdele olunmuş. | Türkiye'den gönderilen Rumlar'a karşı Yunanistan'dan gelen Türkler'e verilen bir ad. İLE Bir işe hemen girişen. )- MÜNZİL[< NÜZÛL] ile MÜNZİR[< NEZR][>< MÜBEŞŞİR]
( Aşağı indiren, gökten indiren, inzâl eden. İLE Sonun kötülüğünü söyleyerek korkutan. )- MÜSTE'CEL[< ECEL] ile MÜSTE'CER[< ECR]
( Belirli bir zamana kadar geciktirilen. İLE Kira ile tutulan, istîcâr edilen. )- MÜTEBÂDİL[< BEDEL] ile MÜTEBÂDİR[< BÜDÛR]
( Birbirinin yerine geçen, tebâdül eden. | Sıra ile değişen. | [geometri] Karşılıklı. İLE Birdenbire akla gelen. | Üstün, birinci olmak için çırpınan. )- MÜTEBELLİL ile MÜTEBELLİR[< BİLLÛR]
( Islanan, nemlenen şey, tebellül eden. | Altını ıslatan. İLE Billurlaşan, tebellür eden. | Billurlaşmış. | Beliren, belirgin. )- MÜTEEMMİL[< EMEL] ile MÜTEEMMİR
( Derin düşünen, dalgın, teemmül eden. İLE Âmirlenen, âmirlik eden. )- MÜTEHÂVİR ile MÜTEHÂVVİL[< HAVL]
( Birbiriyle konuşan, tehâvür eden. İLE Değişen, değişmiş, değişik, kararsız, tahavvül eden. | [matematik] Değişken. )- MÜTENÂSIR[< NÂSIR] ile MÜTENASSIR[< NASR] ile MÜTENÂSİR[< NESR] ile MÜTENÂSİL[< NESL]
( Yardımlaşan, birbirine yardım eden. İLE Hristiyan olan, tenassur eden. İLE Saçılan, intisâr eden. İLE Doğup büyüyen, tenâsül eden. )- MÜTENEMMİL ile MÜTENEMMİR
( Karınca gibi kaynaşan. İLE Kaplanlaşan, kaplan huylu olan. | Sert bir dille korkutan. )- MÜTEŞEKKİL[< ŞEKL] ile MÜTEŞEKKİR[< ŞÜKR]
( Şekillenmiş, şekillenen, teşekkül etmiş. | Meydana gelmiş, kurulmuş, olmuş, oluşmuş, olma. İLE Teşekkür eden, iyilik bilen, iyiliğe karşı nâzik davranışla. )- MÜTEŞEMMİL ile MÜTEŞEMMİR[< ŞEMER]
( İhrâma bürünen, teşemmül eden. İLE İşe hazırlanan, kollarını sıvayan, teşemmür eden. )- NÂKİL ile NAKÎR[< NAKR]
( Dönen, nükûl eden. | Kaçınan, çekinen.[MUHTERİZ] İLE Hurma çekirdeğinin arkasındaki beyaz çukur. | Pek küçük, önemsiz şey. )- NÂSİL[< NESAK] ile NÂSİR[< NESR] ile NASÎR[< NASR] ile NASL[çoğ. NİSÂL, NUSÛL] ile NASR
( Kıl dökücü ilâç. İLE Yayan, saçan. | Düzyazı/nesir yazan. İLE Yardımcı, nusret eden. İLE Ok, kargı, temren gibi şeylerin ucundaki sivri demir. İLE Yardım. | Üstünlük. )- NÂZİL[< NÜZÛL] ile NAZÎR ile NAZÎR[< NAZAR]
( Yukarıdan aşağı inen/inici. | Bir yere konan, bir yerde konaklayan. | [müzikte] İnici, tizden pese doğru giden dizi. İLE Taze. | Altın. İLE Benzer, eş. )- NEBÎL ile NEBÎR
( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )- NEBL ile NEBR
( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )- NEFEL ile NEFER
( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )- NEFL ile NEFR
( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )- NEKL ile NEKR
( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )- NESL[çoğ. ENSÂL] ile NESR[çoğ. ENSÜR, NÜSÛR, NİSÂR] ile NESR
( Kuşak, nesil. İLE Akbaba. | Kartal. | Nûh kavminin putlarından biri. İLE Yayma, saçma. | Manzum olmayan söz. )- NEZÎL[< NÜZL] ile NEZÎR[< NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]
( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )- NİSÂL[< NASL] ile NİSÂR ile -NİSÂR
( Temrenler, ok, kargı gibi şeylerin uclarındaki sivri demirler. İLE Saçma, serpme. | Saçı, düğünde saçılan para. İLE "Saçan/saçıcı" anlamlarına sözcükleri sıfatlandırır.[PERTEV-NİSÂR: Işık saçan.] )- NÜHÛL[< NAHL] ile NÜHÛR[< NAHR] ile NÜHÛR[< NAHR] ile NÜHÛR[Fars.]
( Arılar, bal arıları. | Çok zayıflı, arıklık, lâgarlık. İLE Kurbanlar. İLE Akarsular, çaylar, ırmaklar. İLE Göz. )- OLUŞUM/TEŞEKKÜL[Ar.] ve/<> TEŞEKKÜR
- RİBÂS[Fars.] ile LİBÂS
( Hekimlikte kullanılan bir ilâç, bir râvent türü.[karabuğdaygillerden][Lat. RHEUM RIBES] İLE Giysi. )- SEDÎL[çoğ. SEDÂİL] ile SEDÎR[< SADR]
( Askı, perde, zar, örtü. İLE Odanın baş tarafına konulan döşenmiş kerevet. | Karyola. )- SEFİL ile SEFİR
- SEYL[< SÜYÛL] ile SEYR
( Sel. | Şiddetle gelen şey. İLE Yürüme, yürüyüş, gitme, hareket. | Yolculuk. | Gezme, gezinme. | Eğlenmek üzere bakma. | Uzaktan bakıp karışmama. | Gezilecek, görülecek şey/yer. )- SİGAR[< SAGÎR]["ga" uzun okunur] ile SİGAR ile SİGÂL[Fars.]
( Küçükler. İLE Küçüklük, ufaklık. İLE Düşünce/fikir. | Kuruntu. )- SOĞULMA ile/<> SOĞURMA
( Suyu ya da sütü çekilerek pörsüme. | Irmak, kuyu, pınar gibi yerlerde, suyun çekilip yok olması. İLE Bir madde, bir sıvıyı içine çekmek. | Katı ya da sıvı bir maddeyi, soğurma yoluyla bir gazı içine almak, emmek, massetmek, absorbe etmek. | Bir ortamın, ışık enerjisini belirli nicelikte emmesi. )- ŞİKÂL ile ŞİKÂR[Fars.]
( Üç ayağı beyaz[sekili] olan at. İLE Avlanan hayvan. | Ganimet, düşmandan ele geçirilen mal. | Ender bulunan şey. )- TAATTUL ile TAATTUR[< ITR]
( İşsiz kalma, işlemez olma. İLE Güzel kokular sürünme. )- TÂCİL ile TÂCİR
( Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme. İLE Ticaretle uğraşan kişi. )- TAHASSÜR ile TAHASSÜR[< HASRET | çoğ. TAHASSÜRÂT] ile TAHASSUL[< HUSÛL]
( Kanın pıhtılaşması.[TAHASSÜR-İ DEM] İLE Hasret çekme. | Çok istenilen ve ele geçirilemeyen şeye üzülme. İLE Sonuç olarak çıkma, hâsıl olma. | Ürüme, üretme. )- TAHAVVÜL[< HÂL] ile/ve/<> TAGAYYÜR[< GAYR]
( [değişim] Biçimde/sıfatta. İLE/VE/<> Öz'de/zât'ta. )- TAHZÎL ile TAHSÎL[< HUSÛL] ile TAHZÎR
( Alçaltma, bayağılaştırma. İLE Ele geçme/geçirilme, hâsıl etme. | Vergi toplama. | İlim öğrenme. İLE ... )- TEBEHHÜL ile TEBEHHÜR
( Okumak/tahsil için sıkıntı çekme. İLE Kısa ve sık soluk alma. )- TEBELLÜL ile TEBELLÜR[Eski Türkçe < BİLLÛR]
( Islanma, nemlenme. İLE Billurlaşma. [Fr. CRISTALLISATION] )- TEBESSÜL ile TEBESSÜR
( Yüz asma, somurtma, yüzünü ekşitme. İLE Sivilce çıkması. )- TEBEZZÜL ile TEBEZZÜR
( Yarılma. İLE Sporlanma. )- TEBHÎL[< BAHAL, BUHL] ile TEBHÎR[< BUHÂR | çoğ. TEBHÎRÂT] ile TE'BÎR
( Biri için hasis, pinti deme. İLE Buğu haline getirme. | Tütsüleme, tütsülendirilme. | Etüvden geçirme. İLE Aşılama.[Ağaç.] )- TEFSİR[< FESR] ile/ve/< TE'VÎL[Ar. < MEAL]
( Olaylara bağlı yorum. | Kur'ân-ı Kerîm'in, anlam bakımından açıklaması. | Örtüyü açmak. İLE/VE Anlama bağlı yorum. | İlklemek, asla götürmek. | Sözü çevirme. )- TEGAVVÜL ile TEGAVVÜR[< GAVR]
( Renkten renge girme. İLE Derin/e dalma. | Bir şeyin aslını arama. )- TEHÎL ile TEHÎR[< AHAR]
( Konuğa, "hoş geldiniz!" demek olan "ehlen ve sehlen" tümcesini söylemek. | Ehliyetli kılma. | Lâyık, müstahak görme/görülme. | Ürkekliği giderme, alıştırma. İLE Erteleme, sonraya/geriye bırakma. )- TEKÂSÜR[< KESRET] ile TEKÂSÜR[< KESR] ile TEKÂSÜL[Ar. < KESEL]
( Çoğalma.[bkz. TAADDÜD, TEKESSÜR] | Çok övünme. İLE [fiz.] Işınların sapıp kırılması, kırınım.[İng., Fr. DIFFRACTION] İLE Üşenme, tembellik; ilgisizlik. )- TESHÎL ile TESHÎL[< SEHL | çoğ. TESHÎLÂT] ile TESHÎR
( Öksürtme. İLE Kolaylaştırma. İLE Ele geçirme, zapt etme. | ... )- TEŞA'UL[< ŞU'L] ile TEŞA'UR[< ŞA'R] ile TEŞÂUR[< Şİ'R] ile TEŞÂVÜR[< ŞÛRÂ]
( Parlama, tutuşma. İLE Kıllanma, tüylenme. İLE Şâir tavrı takınma, şâirlik taslama. İLE Birbirine danışma. )- TEŞEMMÜL ile TEŞEMMÜR
( İhrama bürünme. İLE İşe hazırlanma, sıvanma. )- TEŞMÎL ile TEŞMÎR[< ŞEMR]
( Yayma, içine aldırma, kapsamına aldırma. | Daha genel bir anlam verme. İLE Sıvama, sıvanma. )- TIRTIL ile TIRTIR
( Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu. İLE Zar kanatlılardan, uzun gövdeli, uzun duyargalı, kurtçuk evresini tarım bitkilerine zarar veren böcekler üzerinde geçiren bir tür böcek. )- UNSUL ile UNSUR[çoğ. ANÂSIR]
( Adasoğanı.[şurubu, kalp hastalıklarına, kan bozukluğuna ve akciğer zarı yangısına/iltihabına karşı kullanılır] İLE Birleşik/bütüncül nesneleri oluşturan basit/tekil nesnelerin her biri. | Bir bütünden ayrılıpı bir parça oluşturan bölüm. | Kök, esas, madde. )- USÛL[< ASL] ile USÛR[< ASR]
( Asıllar, kökler. | Bir ilmin ya da tekniğin asıl konusundan önce öğrenilmesi gereken esas, başlangıç, bilgi. | Başlangıç. | Yol, yöntem, tertip, metod, nizam, kaide, düzen. İLE Yüzyıllar. )- VİCÂL[< VECL] ile VİCÂR[çoğ. EVCİRE, VÜCÜR]
( Korkaklar. İLE Kurt, aslan gibi yırtıcı hayvan yatağı, in. | Sel suyunun oyduğu yer. )- ZÂHİL ile ZÂHİL ile ZÂHİL ile ZÂHİR
( Zakkum ağacı. İLE Sağlığı düzelen ya da sıkıntıdan sonra gönlü ferahlayan. | Unutan. İLE İhmal eden, unutan. İLE ... )- ZEBÎL ile ZEBÎR ile ZEBL / ZEBR
( Gübre, fışkı. | Pislik. İLE Mihnet, sıkıntı. | Mektup, yazılmış şey. İLE ... )- ZEBL ile ZEBR[Fars.]
( Deniz kaplumbağasının kabuğu. İLE Kitap, cüz. | Kitap yaprağı. | Yazı yazma. | Söz. | Yazı. | Zekâ. | Güçlü, sağlam kişi. )- ZEBL ile ZEBR[Fars.]
( ... İLE "Vuran/vurucu" anlamına gelerek birleşik sözcükler yapar.[GÛŞ-ZED: Kulağa çalınan. | ZEBÂN-ZED: Yayılmış söz, dil persengi(gereksiz sözcük/ifade tekrarları).] )- ZEHL ile ZEHR[çoğ. EZHÂR] ile ZEHR[Fars.] ile ZEİR/ZE'R / ZEÎR
( Dalgınlıkla unutma ya da geciktirme. | İşin çokluğu yüzünden geciktirme. İLE Çiçek. İLE Zehir, ağu. İLE ... )- ZENÂBÎL[< ZENBÎL/ZİNBÎL] ile ZENÂBÎR[< ZÜNBÛR]
( Zenbiller. İLE Eşek arıları. )- ZENÂBÎL[< ZENBÎL/ZİNBÎL] ile ZENÂBÎR[< ZÜNBÛR]
( Kadınlar. | Vurucular, dövücüler. İLE "Vurarak" anlamıyla birleşik sözcükler oluşturur. [TA'NE-ZENÂN: Söverek, küfür ederek.] )- ZİBL ile ZİBR[çoğ. ZÜBÛR]
( Süprüntü, gübre. İLE Mektup. | Kitap. | Yazı. )- ZÜHÛL[< ZAHL] ile ZÜHÛL ile ZÜHÛR
( Düşmanlıklar, öcler, intikamlar. İLE Dalgınlıkla unutma ya da geciktirme. | İşin çokluğu yüzünden geciktirme. İLE ... )
Bu sayfa 01 Ocak 2023 itibariyle 45 kez incelenmiş/okunmuştur.