
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
K'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 10848 başlık/FaRk ile birlikte,
12565 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/12)
- CEZÂ ile/değil KARŞILIK
( Kötülüğü cezalandırmayan, yapılmasını emreden gibidir. )
- CEZA değil/yerine/= KIZIT
- CEZAEVİ değil/yerine/= KIZITEVİ
- CEZAÎ ŞART değil/yerine/= KIZITSAL KOŞUL
- CI/CARDIAC INDEX | CONFIDENCE INTERVAL değil/yerine/= KALP İNDEKSİ | GÜVEN ARALIĞI
- ÇIBAN ile KÖPEKMEMESİ
( Gövdenin herhangi bir yerinde oluşan ve çoğu, deride ya da deri altında şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateş ile kendini gösteren irin birikimi: İLE Koltuk altında çıkan iltihaplı çıban. )
- CİBRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.] ile CEBERÛT[Ar.]
- ÇİÇEK DURUMU = KEYFİYET-İ VAZ-I EZHÂR = INFLORESCENCE
- ÇİÇEK ile KATALPA[Fr. < CATALPA]
( ... cum BIGNONIA CATALPA )
- ÇİÇEK ile KAUDUPUL ÇİÇEĞİ
- ÇİÇEK ile KIZKALBİ
( ... İLE Şahteregillerden, kalp biçiminde pembe çiçekli bir süs bitkisi. )
( ... cum DICENTRA )
- CIED/CARDIOVASCULAR IMPLANTABLE ELECTRONIC DEVICE değil/yerine/= KALP-DAMAR İÇİ ELEKTRONİK AYGIT
- ÇİFT KÖPRÜ = KELVİN KÖPRÜSÜ
- ÇİFT KUTUP/LU(DİPOL[Yun.]):
GEÇİCİ ile KALICI
( Kutupsuz[apolar] en küçük birimlerde[moleküllerde] oluşur. İLE Kutuplu[polar] en küçük birimlerde oluşur. )
- ÇİFTÇİ ile/ve/değil KÖYLÜ
( FELLAH[Ar.]: Çiftçi. | Mısır köylüsü. | Siyahi, arap. )
( ZÂRİ[çoğ. ZÜRRÂ'] ile/ve/değil ... )
( ... ile/ve/değil RUSTAYİ )
( TAOPOU: Köy güzeli. )
- CİHAN-NÜMÂ ile/ve KIBLE-NÜMÂ
( Pusula. İLE/VE Kıble'yi gösteren. )
- ÇIKAR ile/ve/||/<> KÂR
- ÇIKAR ile/değil/yerine KATKI
- ÇIKAR/NEF'[Ar.] ile/yerine YARAR ile/yerine KÂR
( Ancak ayrılıkçılık ve çıkarcılık, dünyada gerçek ıstırabın ortaya çıkmasına neden olur. )
( It is only vs. separateness and self-seeking that real suffering appears in the world. )
- [ne yazık ki]
VEFÂ:
ÇIKARA ile/değil/yerine/>< KİŞİYE
- ÇIKAR/LAR ile/ve KORUMA
- ÇIKARSAMA ile KANI
- ÇIKARSAMA ile KANI
- ÇIKIK ile KIRIK
( DISLOCATED vs. BROKEN )
- ÇIKMAZ ile KISIR DÖNGÜ
- ÇIKMAZ ile KISKAÇ
- ÇİLE ile KELEP
( Pamuk gibi her türlü iplik kangalı. İLE Büyük iplik çilesi. | Bağlam, demet. )
- ÇİLEKEŞ değil/yerine/= KIRKÇI
- ÇİMEN ile KARAÇAYIR
( Buğdaygillerden, çimen biçiminde ya da geniş çayır olarak yetiştirilen bir park bitkisi. )
( ... cum LOLIUM )
- ÇİMENTO ile KALEKİM
( ... İLE Tamir harcı. )
( İnce. İLE Kalın. )
( ... İLE İçinde ince kum yer almaktadır. )
- ÇİMENTO ile KLİNKER[İng. < CLINKER]
( ... İLE Çimento yapımında fırından ezilmeden çıkan pişirme ürünü. )
- CİMRİ/NEKES[Fars. < NÂ+KES]/PİNTİ/MIHSIÇTI[argo] değil/yerine/= KISMIK
( Aşırı derecede tutumlu. )
- CİN değil/= KÜÇÜK[MİKROP]
- ÇINARALTI ile/ve KÜLLÜK KIRAATHANESİ
- CİNÂS/TECNİS ile/ve KALB ile/ve İŞTİKAK[< ŞAKK] ile/ve AKİS ile/ve İADE ile/ve TARSÎ'/TERSÎ'
( Söylenişleri ve yazılışları aynı, anlamları farklı iki sözcüğü birarada kullanmaya bağlı bir sanat. İLE/VE Bir sözcükte harflerin yerleri değiştirilerek yapılan cinas. [anlamlı olma koşuluyla] İLE/VE Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] İLE/VE Bir mısranın söz sırasını anlamlı bir biçimde değiştirerek yineleme sanatı. İLE/VE Bir şiirde her beyitin son sözcüğünü (ya da sözcük öbeğini), ondan sonraki beyitin ilk sözcüğü olarak kullanmak. [her beyitin ilk sözcüğü aynı beyitin son sözcüğü olarak yinelenirse ve şiirin uyağını oluşturursa mukaddem ü muahhar[< te'hîr] adını alır.] İLE/VE Bir şiirin mısralarındaki sözcükleri sayı, uyak ve ölçü bakımından birbirine denkleştirme sanatı. [bu sanatın kullanıldığı şiirlere murassa' denilir] )
- ÇINGIRAKSI KALİKS, ÇINGIRAK BİÇİMİNDE KALİKS = KE'S-İ CÜLCÜLÎ = CALICE URCÉOLÉ
- ÇİNHİNDİ ÜLKELERİ:
TAYLAND ile/ve/||/<> MALEZYA ile/ve/||/<> KAMBOÇYA ile/ve/||/<> VIETNAM ile/ve/||/<> BALİ ile/ve/||/<> LAOS ile/ve/||/<> MYANMAR
- CİNS[Ar.] ile KABÎL[Ar.]
- ÇİNTE/BOZ KİRAZ KUŞU ile ALACA ÇİNTE/KAR KİRAZ KUŞU ile MAHMUZLU ÇİNTE ile AK KAŞLI ÇİNTE ile BATAKLIK ÇİNTESİ ile KÜÇÜK ÇİNTE
( )
( Arktik Okyanusu kıyıları yaşam alanıdır. Bazı kışlar, soğuklardan kaçmak için Türkiye'ye kadar güneye iner. 2016 kışında İstanbul Karaburun sahilinde tek bir birey olarak görülmüştür.[Fot. Alper Tüydeş] )
( EMBERIZA CINERACEA cum PLECTROPHENAX NIVALIS cum CALCARIUS LAPPONICUS cum EMBERIZA RUSTICA cum EMBERIZA SCHOENICLUS cum EMBERIZA PUSILLA )
- ÇİP[İng. < CHIP] değil/yerine/= KAMGA/YONGA
( Kesilen, yontulan ya da rendelenen bir şeyden çıkan parça. | Milimetrik yüzeyler üzerinde onbinlerce devre öğesinden oluşan ve son derece karmaşık elektronik devrelerin yerleştirildiği, genellikle silikon benzeri yarı iletken ürün. )
- ÇIPLAK ile KEL
( URYÂN ile ... )
( BÜREHNE/BEREHNE ile ... )
( NAKED vs. BALD )
( NU avec CHAUVE )
( NACKT mit KAHL )
( DESNUDO con CALVO )
( NUDO con CALVO )
- CİRİT ile/ve KÖKFÖRÜ ile/ve ÇEVGAN
- CİRO ile KÂR
( ENDORSEMENT vs. PROFIT )
- CIS/CARCINOMA İN SITU değil/yerine/= KANSER, YERİNDE KANSER
- ÇITIR ile/ve/||/<> KITIR
- CİVCİV ile KAZ/ÖRDEK YAVRUSU
( ile
)
( FERHÜN/FERHU'D ile ... )
( CHICK vs. POULT )
- ÇİVİ ile KABARA
( ... İLE Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi. | Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi. | Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine çakılan süslü çivi. )
- ÇİVİ/MIH[Fars.] ile KARFİÇE[Yun.]
( İki şeyi birbirine tutturmak, bir nesneyi bir yere sabitlemek için çakılan, ucu sivri, başlı, metal ya da ağaçtan yapılmış ufak çubuk. | Kalkan balığının üzerindeki düğmeye benzer kemiksi oluşum. İLE Orta boy demir çivi. )
- ÇİZGİLİ KASLAR ile/ve DÜZ KASLAR(RECTUS)[Baş ve gözde bulunur] ile/ve KALP KASLARI
- ÇİZGİLİ SIRTLAN(ANDIK) ile/ve KAHVERENGİ SIRTLAN ile/ve BENEKLİ SIRTLAN
( Çizgili ve kahverengi sırtlanlar yalnız dolaşır ve avlanır. İLE/VE Topluluk ve geniş bir aile olarak dolaşır ve avlanır. İLE/VE ... )
( Üçü de Afrika'da yaşar. [Anadolu'da soyu tükendiği düşünülen çizgili sırtlan, 25 Nisan 2020'de, Kahramanmaraş'ta da görüntülenmiştir.] )
- YEŞİL ZEYTİN'DE:
ÇİZİK ile/yerine KIRIK/KIRMA(ÇEKİÇTE/ÇEKİŞTE)
- ÇİZMEK ile KESMEK
- CLUB yerine KULÜP
- CLUSTER/ING değil/yerine/= KÜME/LEME
- CMR/CARDIAC MAGNETIC RESONANCE değil/yerine/= KARDİYAK MANYETİK REZONANS
- ÇOCUK:
(hem) (")MASUM(") ile/ve/değil/hem de/||/<> KURNAZ
- ÇOCUK = CHILD/KID[İng.] = ENFANT/GOSSE[Fr.] = KIND[Alm.] = BAMBINO[İt.] = NIÑO[İsp.]
- ÇOCUK ile KİŞİ
- ÇOCUKLARI TERBİYE ETMEK ile/ve/değil/yerine KENDİMİZİ TERBİYE ETMEK
- ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK değil/yerine !KIÇLARINA VURMAK
- ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK değil/>< !KIÇLARINA VURMAK
( Yanlışı. >< Doğrusu. )
- ÇOK KULLANIM ile/ve/değil/||/<> KÖTÜ KULLANIM
- ÇOKUBARI/ÇOQUBARI ile KİL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Pota[maden erilme kabı] yapılan kil. İLE ... )
- ÇÖLE ÇIKMAK, ...:
YALNIZ KALMAK ve/||/<>/> KENDİNLE KALMAK ve/||/<>/> YALNIZLIĞI AŞMAK
- COMPTON DALGA BOYU ile/||/<> COMPTON ETKİSİ / COMPTON (DEBYE) ETKİSİ ile/||/<> COMPTON OLAYI ile/||/<> COMPTON GERİ TEPME ELEKTRONU / COMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ TEPME TANECİĞİ BK. COMPT0N FL TANECİĞİCOMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMA ELEKTRONU / COMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMASI ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMA TANECİĞİ / COMPTON GERİ TEPMESİ ile/||/<> COMPTON İNKOHERENT SAÇILMA ile/||/<> EŞ FAZLI OLMAYAN GERİ SAÇILMA TANECİĞİ ile/||/<> COMPTON KAYMASI ile/||/<> COMPTON KENARI ile/||/<> COMPTON KURALI ile/||/<> COMPTON OLAYI ile/||/<> COMPTONÖLÇERİ / KOMPTONÖLÇERİ ile/||/<> COMPTON SAÇILMASI ile/||/<> COMPTON SOĞURMASI ile/||/<> COMPTON TESİR KESİTİ
- ÇÖP ve/<> KİLO
( Ancak/sadece kişinin/insanın oluşturdukları. )
- coq.[Lat. < COQUE] değil/yerine/= KAYNATINIZ
- ÇORAK ile KURAK
( Verimli olmayan toprak. | Acı su. | Verimsiz, kısır. | Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak. | Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz. İLE Yağışsız hava, mevsim, yıl. | Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak toprak. )
- ÇÖREK ile KETE
( ... İLE Yağlı, mayalı ya da mayasız hamurdan yapılan çörek. )
- COŞMAK ile/ve/<> KOŞMAK
- COULOMB / KULOMB ile/||/<> COULOMB ALANI ile/||/<> COULOMB ÇEKİMİ ile/||/<> COULOMB ENGELİ ile/||/<> COULOMB ETKİLEŞMESİ ile/||/<> COULOMB İTMESİ ile/||/<> COULOMB KURAMI ile/||/<> COULOMB KUVVETİ ile/||/<> COULOMBMETRE ile/||/<> KULOMBMETRE ile/||/<> COULOMB POTANSİYELİ ile/||/<> COULOMB SAÇILMASI ile/||/<> COULOMB SÜRTÜNMESİ ile/||/<> COULOMB UYARILMASI ile/||/<> COULOMB YASASI
- CPB/CARDIOPULMONARY BYPASS KARDİYOPULMONER BAYPAS değil/yerine/= KALP-AKCİĞER KÖPRÜLEMESİ
- CPR/CARDIOPULMONARY RESUSCITATION KARDİYOPULMONER RESÜSITASYON değil/yerine/= KALP-AKCİĞER CANLANDIRMASI
- CROOKES CAMI ile/||/<> CROOKES KARANLIK BÖLGESİ / KATOT KARANLIK BÖLGESİ ile/||/<> CROOKES RADYOMETRESİ ile/||/<> CROOKES TÜPÜ
( Seryum ve öteki nadir toprak öğelerinden oluşan, soğurduğu mor ötesi ışınları yüksek düzeyde tutan (geçirmeyen) bir cam türü. İLE/||/<> Güneşten gelen radyant enerjiyi göstermek için kullanılan vakumlu bir tüp içine yerleştirilmiş, ön yüzleri parlatılmış, arka yüzleri karartılmış dört düşey kanatçıktan oluşan düşey eksenli çark. İLE/||/<> Katot ışınlarının özelliklerini incelemek üzere Crookes tarafından kullanılan, bir tarafında katodu yassı alüminyum diskten öteki tarafında da anodu bir telden olumuş düşük basınçlı bir gaz boşalmalı tüp. )
( CROOKES GLASS VS. CROOKES RADiOMETER VS. CROOKES TUBE )
( LE VERRE DE CROOKES AVEC LE RADiOMETRE DE CROOKES AVEC LE TUBE DE CROOKES )
( CROOKES-GLAS MiT CROOKESSCHES RADiOMETER MiT CROOKESSCHE RöHRE / CROOKES-RöHRE )
- CROSS-SECTIONAL STUDY değil/yerine/= KESITSEL ÇALIŞMA
- CRT/CARDIAC RESYNCRONIZATION THERAPY değil/yerine/= KALP EŞ ZAMANLAMA SAĞALTIMI
- CRYPTO CURRENY değil/yerine/= KRIPTO PARA
- CÜCE YILDIZLARDA:
BEYAZ ile/ve/||/<> KIRMIZI ile/ve/||/<> SARI
- ÇÜÇUNEK/XUÇUNEK ile KAVUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Üzeri çizgili bir kavun.[tatlı ve hoş kokulu] İLE ... )
- CÛD[Ar.] ile KEREM[Ar.]
- ÇÜGDE ile/ve/||/<> KULAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kafanın kulakların arkasındaki çıkıntı yapan bölümü. İLE/VE/||/<> ... )
- ÇUKUR ile/ve/||/<> KARANLIK
- ÇUKUR ile/değil/||/<> KUYU
- CUL DE SAC değil/yerine/= KÖR KESE
- ÇUMGUK/ÇUMUK / ÇUMGUQ/ÇUMUQ ile KARGA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ayak bölümü beyaz bir karga. İLE ... )
- CÜMLE/TÜMCE ile KAZİYE
( Dilbilimde. İLE Mantıkta. )
- CÜRET ile/ve/<> KÜSTAHLIK
- CURİE / KÜRİ ile/||/<> CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SABİTİ ile/||/<> CURİE SICAKLIĞI / CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SICAKLIK ÖLÇEĞİ ile/||/<> CURİE TERAZİSİ ile/||/<> CURİE WEİSS YASASI ile/||/<> CURİE YASASI
( ... VS. CURiE POiNT VS. CURiE CONSTANT VS. ... VS. CURiE TEMPERATURE SCALE VS. CURiE BALANCE VS. CURiE-WEiSS LAW VS. CURiE'S LAW )
( ... AVEC LE POiNT DE CURiE AVEC LA CONSTANTE DE CURiE AVEC ... AVEC L'éCHELLE DE LA TEMPéRATURE DE CURiE AVEC LA BALANCE DE CURiE AVEC LA LOi DE CURiE-WEiSS AVEC LA LOi DE CURiE )
( ... MiT CURiE-PUNKT MiT CURiE-KONSTANTE MiT ... MiT CURiE-TEMPERATURSCALA MiT CURiE-WAAGE MiT CURiE-WEiSSSCHES GESETZ MiT CURiE GESETZ )
- CUT-OFF VALUE değil/yerine/= KESİM DEĞERİ
- CUT OFF VALUE değil/yerine/= KESİM DEĞERİ
- ÇUZ ile KUMAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaldızlarla süslenmiş, kırmızı ve siyah renkli bir Çin kumaşı. İLE ... )
- CV/CARDIOVASCULAR | CURRICULUM VITAE değil/yerine/= KARDİYOVASKÜLER, KALP-DAMAR | ÖZGEÇMİŞ
- DAĞ ve/||/<>/> KAR
( Dağına göre kar... )
- DAĞINIK/LIK ile KOPUK/LUK
- DAHA ile/yerine KERE
- DAİRE ile/ve ÜÇGEN ile/ve KARE
( Hareketli. İLE/VE Etkin. İLE/VE Durağan. )
- DAL ile/ve/||/<> KOL
- DALGA ile/ve/||/<>/> KARE DALGA
( )
( ... İLE/VE/||/<>/> Birbirine dik açıyla hareket eden iki dalganın çarpışması ile ortaya çıkmaktadır. Nadir gözlemlenen doğa olaylarındandır. Birkaç dakika içinde görünüp kaybolabilir.
Kare dalgaları izlemek için en ünlü yer, Île de Ré[Fransa] adasıdır. )
- DALGA ile KARINTI
( ... İLE Geminin yanından vurarak gemiyi sarsan dalga. | Anaforlarda oluşan çevrinti. )
- DALGALI/ALTERNATİF AKIM ile DOĞRU AKIM ile KUVVETLİ AKIM ile ZAYIF AKIM
( Belirli ve eşit zaman aralıkları ile yeğinliği aynı değer ve yönde olarak değişen elektrik akımı. İLE İletken bir devre üzerinde, hep aynı yöne doğru giden elektrik akımı. İLE Aydınlatmada ve makinelerin çalıştırılmasında kullanılan akım. İLE Yapıda, zil, telefon, anten, yangın ihbar düzeni gibi iletişim aygıtlarını işletmekte yararlanılan akım. )
- DALINÇ/İSTİĞRAK ile KONSANTRASYON
- DAL/YAPRAK ile/ve/||/<> KAVRAK
( ... İLE Ateş yakmak için kullanılan kuru yaprak, ince dal. )
- DAMÂN[Ar.] ile KEFÂLET[Ar.]
- DAMAR ile/ve/||/<> KANAL
- DAMAR ile/ve/<> KILCAL DAMAR
( VESSEL vs./and/<> CAPILLARY (VESSEL) )
- DAMLA/NİKRİS[Ar.]/GUT[Fr.] ile/ve/<> KURUL
( Organizmadaki ürik asidin atılmayarak gövdenin bazı yerlerinde, özellikle ayak başparmağında, topuk ve ekleme yerlerinde birikmesinden kaynaklanan, ağrı ve şişlerle ortaya çıkan sayrılık. İLE/VE/<> İnsan eti yemekten kaynaklanan bir hastalık.[En son, 1979'da, Papua Yeni Gine'de rastlanmıştır.] )
- DANIŞMAN/LIK ile KOÇ/LUK
( Danışan, dağları aşmış; danışmayan, düz yolda şaşmış. )
( MEŞVERET[Ar.] (ETMEK): Danışma. )
( COUNSELLER/COUNSELING vs. COACH/ING )
- DANIŞMAQ[Azr.] = KONUŞMAK[Tr.]
- DANS ile KADRİL[Fr. < QUADRILLE]
( Fransız kökenli bir dans. | Bu dansın müziği. )
- DANS ile KALİPSO
( ... İLE Jamaika'dan yayılmış iki zamanlı bir dans. | Bu dansın müziği. )
- DANS ile KANKAN
( ... İLE Kadınların oynadığı hareketli bir Fransız dansı. )
- DANS ile KAZASKA[Rusça]
( ... İLE Kaynağı Kafkasya olan ve hızlı oynanılan bir halk dansı. | Bu dansın müziği. )
- DARBUKA'DA:
MADENİ DARBUKA ile/ve KÜP(SERAMİK) DARBUKA
- DARGIN/LIK ile/ve KIRGIN/LIK
- DARI / KARACADARISI
( Buğdaygillerden, hayvan yemi olarak kullanılan bir ot. )
- DARI ile KATALAN DARISI
- DAVÂ[Azr.] = KAVGA[Tr.]
- DAVRANIŞ ile/ve/<> KURTARICI DAVRANIŞ
- DAVUL ile/ve/değil/<> KHAMU-AT
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Soyotlar, şamanlarının davullarına verdikleri addır. "Şaman atı" anlamına gelmektedir. )
- DAVUL'DA:
MEYDAN DAVULU ile/ve KOLTUK DAVULU ile/ve NAĞARA
( TABL )
( DÜHÜL )
- DAYAK YEMEKTEN:
KORKMAK ile/ve/değil/<> KENDİNE YEDİREMEMEK
- DAYAMAK ile KARINLAMAK
( ... İLE Gemi yanını dayamak. )
- DAYAN(AMA)MAK" ile "KALDIR(AMA)MAK
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> KANAAT
( Kanaat eden aziz olur, Kanaatsizlik eden zelil olur. [azza men kanea, zelle men tamea] )
( PATIENCE vs./and/<> CONTENTMENT )
- DAYANÇ/SABIR ve/<> KARARLILIK
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> "KENDİNİ TUTMAK"
- DAYANMA ile KATLANMA
- [ne yazık ki]
DAYATMAK ile/ve/değil/||/<>/< KANDIRMAK
- DECISION TREE[İng.] değil/yerine/= KARAR AĞACI
- DEDE/NİNE
ile/ve/||/<>/>
ANNE/BABA
ile/ve/||/<>/>
ABLA/AĞABEY
ile/ve/||/<>/>
BEN
ile/ve/||/<>/>
ERKEK/KIZ KARDEŞ
( )
( SOFU/SOBO to/||/<>/> HAHA/ÇİÇİ to/||/<>/> ANİ/ANE to/||/<>/> WATAŞİ to/||/<>/> OTOTO/İMOTO )
- DEFAATLE değil/yerine/= KEZLERCE
- DEFEKT/DEFECT[İng.] değil/yerine/= KUSUR
- DEFEKTİF/DEFECTIVE[İng.] değil/yerine/= KUSURLU
- DEFTER[Ar.] ile KİTÂB[Ar.]
- DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ ve/< KOLAYLIK
- DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK
( WORTH vs. MEANING vs. EQUIVALENT )
- DEĞER ile KARŞILIK
( VALUE vs. EQUIVALENT )
- DEĞER = KIYMET = VALUE, WORTH[İng.] = VALEUR[Fr.] = WERT[Alm.] = VALOR[Lat., İsp.]
- DEĞER ile KRİTER
( WORTH vs. CRITERION )
- DEĞER ile/ve/<> KULLANIM DEĞERİ
( THE VALUE vs./and/<> THE VALUE IN USE )
- DEĞER ile/ve/<>/< KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<>/< PAYLAŞIM DEĞERİ ile/ve/<>/< DEĞİŞİM/SOYUT DEĞERİ ile/ve/<>/< ÜRETİM DEĞERİ ile/ve/<>/< ARTI DEĞERİ
- DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA
( )
( )
( )
( )
- DEĞER/LER ile/ve/<> KAVRAM/LAR
( Uğruna yaşanılacak kavramlar. İLE/VE/<> ... )
( VALUE/S vs./and/<> CONCEPT/S )
- DEĞERLİ ile/ve/||/<> GÜÇLÜ
- DEĞİŞEBİLİR/LİK ile KEYFÎ/LİK
( EXCHANGEABLE/NESS vs. ARBITRARY/-I-NESS )
- DEĞİŞİM:
KIRILINCA ile/ve/||/<> KANDIRILINCA ile/ve/||/<> ÇOK FAZLA ŞEY ÖĞRENİNCE ile/ve/||/<> ÂŞIK OLUNCA ile/ve/||/<> ZORDA/ZORUNDA KALINCA
- DEĞİŞİM ve/||/<> DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEYEN ve/||/<> CANLI-CANSIZ ve/||/<> KÜTLE/YER ÇEKİMİ
- DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ
( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )
- DEĞİŞİM ile/ve KENDİ KENDİNE DEĞİŞİM
( ALTERATION vs./and ALTERATION SPONTANEOUSLY )
- DEĞİŞİM ile/ve KENDİNDE DEĞİŞİM
( ALTERATION vs./and CHANGING THE SELF )
- DEĞİŞİM ile/ve/değil/||/<> [KÜTLE ve/||/<> AN ve/||/<> ENERJİ]'DEKİ DEĞİŞİMİN ORANI/DEĞİŞİMİ
( d/dt (--->mv )
- DEHLİZLİ KİLİSELER ile/||/<> DİLİMLİ KUBBE ile/||/<> KUBBELİ BAZİLİKA
( Son Bizans devrinde ortaya çıkmış bir kilise biçimi. Kubbe kasnağı yüksek, kubbeli mekânın üç tarafından başka bir dehliz çevrilir. Ayrıca bu tip kiliselerde binanın cephesine çok önem verilmiştir. Tüm örneklerde çok süslü bir cephe görülür. İLE/||/<> İçi yarım yuvarlak, dışı dilimli olan kubbe. | Tonoz parçalarından oluşan kubbe. İLE/||/<> Bazilika ile merkezi planlı tiptin birleşmesinden oluşan yapı. )
- DEKALSİFİKASYON değil/yerine/= KİREÇSİZLEŞME
- DEKOR[İng.] değil/yerine/= KURULGU
- DEKOVİL[Fr. < DECAUVILLE] değil/yerine/= KÜÇÜK DEMİRYOLU
( Ray aralığı 60 santimetre ya da daha az olan, araçları buhar ya da insan gücüyle yürütülen küçük demiryolu. )
- DELİK ile KESİK
- DELİKLİ KURUŞ ile/ve/||/<> KIRTILLI KURUŞ
( )
- DELİL/REHBER değil/yerine/= KILAVUZ
- DELİOTU ya da KUDUZOTU
( Turpgillerden, bahçelere süs olarak dikilen bir bitki. )
( ALYSSUM )
- DEMOKRASİ:
DEMOS ve/+/||/<>/> KRATOS
( Halk. VE/+/||/<>/> Tanrısal güç. )
- DEMOKRATİK MEŞRÛİYET / KARİZMATİK MEŞRÛİYET
( Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris). )
- ÖZGÜRLEŞMEK:
...DAN ile/ve/||/<>/> ... İÇİN ile/ve/||/<>/> KENDİNDEN
- DENETİMCİ/LİK ile/ve/<> KATILIMCI/LIK
- DENETİMLİ SİNİRCE/NEVROZ ile DENETİMSİZ SİNİRCE/NEVROZ ile ÇILDIRI/PSİKOZ
( İdeoloji. İLE Psikiyatrik. İLE Kendi sınırlarını da aşarsa. )
- DENEYİM ve/||/<>/> KENDİLİK
- DENEYİM ile KULLANIM
( Deneyim, kişinin başına gelen değil, başına gelenle ne yaptığıdır. )
- DENEYİM ile/değil KUŞKUCULUK
( Bazı kisiler, yavaş yavaş, inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve tamamen kuşkucu olmayı öğrenir. Bu süreç gerçekleştiğinde de artık çok geçtir. Ne yazık ki, (bazı) "zihinlerin", "deneyim" dediği şey budur. Aklıyla bağlantısını kaybetmiş bir kişi, "deneyimli" olarak tanımlar kendini. )
- DENGE ve/||/<>/> KONFOR[=> ÇÜRÜME] ve/||/<>/> SORUN ve/||/<>/> KARMAŞA ve/||/<>/> ÇÖZÜMLER/ÇARELER
( En "dengeli" ya da eşit durum, ölümdür. VE/||/<>/> En konforlu durum, çürümedir ve mezarlıktadır. VE/||/<>/> En büyük/ciddi "sorunlar" ile harekete geçilir. VE/||/<>/> En hareketli ortamlarda karmaşa ve kargaşa oluşur. VE/||/<>/> Daha iyi/nitelikli/isabetli çözümler oluş(tur)maya başlarız. )
- ADYABATİK DENGE ile/||/<> DEVİNGEN/DİNAMİK DENGE ile/||/<> GENETİK DENGE ile/||/<> KESİNTİLİ DENGE
( Termodinamikte, bir düzenin sınırlarından ısı akışının gerçekleşmediği ya da giren ısının çıkan ısıya eşit olduğu denge durumu. İLE/||/<> Kısa dönemde çok fazla değişiklik olmasına karşın, uzun dönemde pek fazla morfolojik değişimin gözlenmediği durumlar.[Net evrimsel değişimin az olduğu durumlar için kullanılır.] İLE/||/<> Popülasyonun jenerasyondan jenerasyona evrim geçirmediği; genetik havuzdaki frekansların sabit kaldığı durum. İLE/||/<> Türlerin uzun süre değişmediğini, çevresinde oluşan büyük değişiklikler sonucu bir anda değiştiğini belirten evrimsel modelleme. )
- DENGİNİ ARAMAK/ARAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ ARAMAK/ARAYAN
( "Küçük zihinliler". DEĞİL/YERİNE İleri zihinliler. )
- DENİZ BÖRÜLCESİ PİŞİRMEK/KAYNATMAK:
SOĞUK SUDA değil KAYNAR SUDA
( Fokurdayan kaynar suda, ateşi ve haşlama süresini iyi ayarlamak, yumuşamasını sürekli takip etmek gerekir. Saplarından da titizlikle sıyırmayı gerektirir. Üzerine de (sızma) zeytinyağı ve limon sıkarak yemeye hazırdır. [Bitkinin kendi tuzlu olduğundan dolayı da, tuz atmamak gerekir.] )
- DENİZ SALYANGOZU ile/ve KÖPEK DENİZ SALYANGOZU
- DENİZANASI ile/ve KUTU DENİZANASI
( ... İLE/VE En zehirlisidir. [Tek bir kerede çıkan zehir, aynı anda 60 yetişkini öldürebilir.] )
( ... İLE/VE Pasifik sularında yaşarlar. )
( ... ile )
( FERC-ÜL-BAHR ile/ve ... )
( JELLYFISH vs./and ... )
( COTYLORHIZA TUBERCULATA cum/et JELLY-FISHUS STIGALOTUS )
( MEDÜZ ile/ve ... )
- DENİZATI ile KÜÇÜK/CÜCE DENİZATI
( Denizatlarının dişileri, sırtlarındaki şeritlerden anlaşılmaktadır. )
( ... İLE Endonezya resiflerinde yaşarlar. )
- DENK ÖBEKLER/SONSAL SINIFLAMALAR/KATEGORİLER:
ARİSTOTELES'TE ile/ve/<>/> FARABÎ'DE ile/ve/<>/> KANT'TA
( * TÖZ/CEVHER
* NİCELİK/KEMMİYET
* NİTELİK/KEYFİYET
* GÖRELİLİK/İZÂFET
* MEKÂN
* ZAMAN
* KONUM
* MÜLKİYET
* FİİL
* İNFİAL
ile/ve/<>/>
* TÖZ/CEVHER [ALİ]
* GÖRELİLİK/İZÂFET
* NİCELİK/KEMMİYET [KISA]
* NİTELİK/KEYFİYET [SARIŞIN]
* ZAMAN/METÂ [BUGÜN]
* YER/EYN [ÇARŞIDA]
* DURUM/KONUM(VAZ'I) [AYAKTA DURUYOR]
* SAHİP/MÂLİK OLMA(LE) [AHMET'İN KALEMİ]
* ETKİNLİK(EN YEF'AL) [BÜKÜYOR]
* EDİLGİNLİK(EN YENFA'AL) [BÜKÜLÜYOR]
ile/ve/<>/>
* NİCELİK: BİRLİK | ÇOKLUK | TÜMEL
* NİTELİK: GERÇEKLİK | YOKSUNLUK | SINIRLILIK
* BAĞINTI: NESNE VE ÖZELLİĞİ | NEDEN VE ETKİ | TOPLULUK
* MODALİTE: OLASILIK | VARLIK | ZORUNLULUK )
- DENK ile KÜFÜV
( ... İLE Birbirine benzeyen ya da yakışan. )
- DENKLEMLERDE EŞİKLER:
PİSAGOR ile/ve/||/<>/> LOGARİTMA ile/ve/||/<>/> TÜREV ile/ve/||/<>/> KARMAŞIK SAYI
( )
( )
- DEPOLANANIN DİLİ ile/ve/değil/yerine KULLANILANIN DİLİ
- DEPOLARİZASYON/DEPOLARIZATION[İng.] değil/yerine/= KUTUPSUZLAŞMA
- DEPOLARİZASYON değil/yerine/= KUTUPSUZLAŞMA
- DEPREM, ÖLDÜRMEZ ve/||/<> KUSURSUZ CİNAYET YOKTUR
( [ne yazık ki]/[fakat] Kötü yapı öldürür. VE/||/<> Kusurlu soruşturmalar vardır. )
- DEPREMDE:
ÇÖKMEK ile/ve/||/<> KAPANMAK ile/ve/||/<> TUTUNMAK
(
)
- DERDİN DERMANI(NA) ile KALBİN FERMANI(NIN YETME[ME]Sİ)
- DERE ile KÜÇÜK DERE
( BROOK vs. RILL )
- DERECE/RADDE[Ar.] / KERTE/KERTİ[İt.] ile/ve/||/<> KERT ile/ve/||/<> İŞARET
( Gemi pusulasında kadranın ayrılmış olduğu on bir derece ve on beş dakika ölçüsünde bir açıya eşit olan otuz iki bölümden her biri. | Derece, radde[Ar.]. | İşaret için yapılmış çentik ya da iz, kerti. İLE Bir uçurumun ya da bir derinliğin keskin kenarı. İLE ... )
( DEGREE vs. ... vs. LEVEL )
- DERECE ile KERE/KEZ
( DEGREE vs. TIMES )
- DERGİ ile/ve KİTAP
- DERGİ ile/ve KİTAP DERGİ
( MEVKUTE: Süreli yayın. )
- DERİ ile KORUN
( ... İLE Üst derinin en dış tabakası. )
- DERİ ile/değil !KÖSELE[Fars. < GOSÂLE]
- DERİN OLAN değil KISA OLAN
( Kuyu. DEĞİL İp. )
- DERİNLEŞME ile/ve/||/<> KALICILAŞMA
- DERİNLEŞMEK ile KÖK SALMAK
- DERLEME ile KOLAJ
- DERMATOFİTOZ ile/||/<> KANDİDİYAZİS
( Deri, saç ve tırnaklarda mantar bulaşı. İLE/||/<> Candida türü mantarların neden olduğu, genellikle ağız ve genital bölgede bulaş. )
- DERS OLSUN ile/ve/||/<>/> (KULAĞ[IM][IZ]A) KÜPE OLSUN
- DERT ile KONU
( TROUBLE vs. SUBJECT/ISSUE )
- DERVİŞ:
DÜNYA ve/||/<> İKİYÜZLÜLÜK ve/||/<> VARLIK ve/||/<> YALAN ve/||/<> KÖSNÜ/ŞEHVET
( DERVİŞ: DAL ve/||/<> RA ve/||/<> VAV ve/||/<> YE ve/||/<> ŞIN )
- DERVİŞ/LİK ve/||/<>/> KENDİNİ "YOK ETMEK"
- DEŞMEK ile/ve/değil/||/<>/> KAZMAK
- DESTAN[Fars.] ile KISSA[Ar.]
- DESTEKLEME ile/ve/||/<> KOLLAMA
- DEVE ile KAYGIN
( ... İLE Gebe deve. )
- DEVİM/DİNAMİK ile/ve KİNETİK
( DYNAMIC vs./and KINETICS )
- DEVİNİM = HAREKET = MOVE, MOTION, MOVEMENT[İng.] = MOUVEMENT[Fr.] = BEWEGUNG[Alm.] = MOTUS[Lat.] = KINESIS[Yun.] = MOVIMIENTO[İsp.]
- DEVLET-İ OSMÂNİYE ile/ve/||/<> KAVÂİD-İ OSMÂNİYE
( Osmanlı Devleti. İLE/VE/||/<> Osmanlı Türkçesi dilbilgisi. )
- DEVRİM ile/değil KEŞİF
- DEVRİM ve/ne yazık ki/||/<>/> !KIYIM
- DEVRİMCİ/LİK ile/ve/<>/></> KORUMACI/LIK
( En radikal devrimciler bile devrimin ertesi günü, korumacı[muhafazakâr] olur. )
- DEVŞİRME ile/||/<>/> CİVELEK ile/||/<>/> ÇERİ ile/||/<>/> YENİÇERİ/SOLAK ile/||/<>/> CERRAH ile/||/<>/> BAŞESKİ ile/||/<>/> EŞKİNCİ ile/||/<>/> KETHÜDA ile/||/<>/> ODABAŞI ile/||/<>/> TURNACIBAŞI ile/||/<>/> ULÛFECİ ile/||/<>/> ASÂKİR-İ MANSURE
( Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi. İLE/||/<>/> Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlı. İLE/||/<>/> Asker. İLE/||/<>/> Piyade askeri. İLE/||/<> Yeniçeri ordusunda görevli hekim. İLE/||/<> Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi. İLE/||/<>/> Osmanlı sultanı ya da serdar ile savaşa giden ve ordunun vurucu gücünü oluşturan yeniçeri askerleri. İLE/||/<>/> Yeniçeri Ocağı'nda, Yeniçeri Ağası'ndan sonra gelen en yüksek subay. İLE/||/<>/> Yeniçeri kuruluşunda görevi alaylarda selâm törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay. İLE/||/<> Yeniçeri Ocağı'nda bir bölüğünün komutanı. Son dönemde mübaşirlik yapanlara verilmiştir. İLE/||/<> Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri. İLE/||/<> İkinci Mahmut döneminde, yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı. )
( FERİK: Tümgeneral ya da korgeneral.
HASSA ORDUSU: Hükümdarı ve sarayı korumakla görevli askeri sınıf.
KAPIKULU: Ücretli Osmanlı askeri.
KARAKULAK: Emir çavuşu ya da haberci.
LAĞIMCILAR: Kapıkulu Ordusu'nda düşman kalesini yıkmak için tünel kazan askeri birlik.
LEVEND: Deniz askeri.
LİKATOR: Bulgarlar'dan oluşan Voynuk Teşkilatındaki küçük rütbeli subaylar.
LİVA: İki alaydan oluşan askeri birlik. | İlden küçük, ilçeden büyük olan yönetim bölgesi.
MALKOÇ: Akıncılar ocağının komutanı.
PENCİK: Asker yetiştirilmek için, savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adayları.
PEYK: Postacılık, taşımacılık ve korumacılık yapan, törenlerde yer alan asker sınıfı.
REDİF: Son dönem Osmanlı ordusunda askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er.
REİS-ÜL KÜTTAB: XVII. Yüzyıla kadar Osmanlılarda Sultan divanı katiplerinin başı.
RİKABİYE: Sadrazam, vezir gibi devlet adamları tarafından devlet adamlarına verilen ad.
RİYALA: Tümgenerale eşit bir rütbe.
SAKA: Eyalet askerlerine bağlı bir sınıf.
SALMA: Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri.
SARICA: Eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker.
SEKBAN: Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. | Sınır boylarında görev yapan asker sınıfı.
SERASKER: Kara ordusu komutan. | Sadrazamlık görevi ile yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin ünvanı.
SİPAHİ: Osmanlılarda tımar sahibi atlı grup.
ÜMERA: Bey, amir, üst düzey subay.
VELEDEŞ: Kapıkulu süvarilerinin oğullarına verilen ad.
VÜZERA: Vezirler.
YASAVUL: İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad. )
- DEYN[Ar.] ile KARZ[Ar.]
- DİASPOR ile/||/<> KYANİT
( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Mavi renkli ve sertliği değişken bir mineral. )
- DİASPORA[Fr.] değil/yerine/= KOPUNTU | AZINLIK
( Herhangi bir ulusun ya da inanç mensuplarının ana yurtları dışında azınlık olarak yaşadıkları yer. | Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu, kopuntu. | Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları. | Kopmuş parça. )
- DİDİKLEMEK ile/ve/||/<> KURCALAMAK
- DİFRAKSİYON[Fr./İng. < DIFFRACTION] değil/yerine/= KIRINIM
( Işık, ses ve radyoelektrik dalgalarının karşılaştığı bazı engelleri dolanarak geçmesi. )
- DERİ KARARMASI/DİFTERİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KUŞPALAZI
( Çoğunlukla çocuklarda görülen, boğaz, yutak çeperine yerleşen mikropların yol açtığı bulaşıcı hastalık. )
- PARA:
DİJİTAL ile/ve/||/<> KRİPTO ile/ve/||/<> SANAL
- DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN:
HAVADA ile/ve/||/<> KİŞİDE
( Sislisine. İLE/VE/||/<> Sinsisine. )
- DİKKAT ile/ve MEDİTATİF DİKKAT ile/ve KONTEMPLATİF DİKKAT
( Odaklanma. İLE/VE Özenli ve düzenli odaklanma. İLE/VE Dikkat etmeden dikkat/odaklanma. )
( Bilinçli yetersizlik. İLE/VE Bilinçli yeterlilik. İLE/VE Bilinçsiz Yeterlilik.
[ BİLİNÇSİZ YETERLİLİK
^
BİLİNÇLİ YETERLİLİK
^
BİLİNÇLİ YETERSİZLİK
^
BİLİNÇSİZ YETERSİZLİK ] )
( Focusing. WITH/AND/||/<>/> Careful and orderly focusing. WITH/AND/||/<>/> Attention without attention/focusing.
Conscious incapacity. WITH/AND/||/<>/> Conscious sufficiency. WITH/AND/||/<>/> Unconscious sufficiency.
[ UNCONSCIOUS SUFFICIENCY
^
CONSCIOUS SUFFICIENCY
^
CONSCIOUS INCAPACITY
^
UNCONSCIOUS INCAPACITY ] )
( ATTENTION vs./and MEDITATIVE ATTENTION vs./and CONTEMPLATIVE ATTENTION )
- DİKKATSİZLİK ile/ve/değil/< KONTROLSÜZLÜK
- DİKMEK ile KÖPÜLEMEK
( ... İLE Şilte, yastık, yorgan vb.ni kalın ve aralıklı, sıkıca dikmek. )
- DİL (BİLGİSİ) YAZIP KONUŞMAK ile/ve/değil KONUŞUP, DİL (BİLGİSİ) YAZMAK
( TASHÎF[Ar. < SAHF | çoğ. TASHÎFÂT]: Yazı yazarken sözcüğü yanlış yazma, yanılıp yanlış sözcük yazma. )
- DİL ÖBEKLERİNDE:
KENGER ile/ve/<> KHEIN ile/ve/<> KHOISAN
( 15.000 yıl önce. )
- DİL ve/<> DÜŞÜNCE ve/<> KÜLTÜR
( Birbirinden ayrılamaz bir bütündür. )
- DİL ve/<>/= KİŞİ/İNSAN
- DİL ile KASTANYOLA[İt. < CASTAGNOLA]
( ... İLE Bir çarkın dişlerine takılıp geriye doğru dönmesini önleyen dil. | Akan gemi zincirini sıkarak durdurmak için kullanılan, güverte locasının altına konmuş, hareketli demir kol. )
- DİL ile KAYIŞ DİLİ
( ... İLE Kaba ve çirkin sözler kullanılarak konuşulan dil. )
- DİL ile/ve KÜÇÜK DİL
( Çin'li doktorlar, binlerce yıl öncesinden beri, hastalıkları saptamak için dil inceleme yöntemini kullanıyor. Günümüzde de doktorlar, teşhis için hastanın önce dilini muayene etmek istiyor. Dil, çok hızlı bir biçimde yeni hücreler üretir. Eğer gövdenin herhangi bir bölgesinde bir sorun varsa, dili inceleyen doktor bunu anlayabilir.
Çin'li doktorlar, dilin renginde ve görünüşündeki bazı değişikliklerin, bazı hastalıkların habercisi oldukları kanısında.
Örneğin, dilin ucundaki değişiklik, bir kalp sorununun habercisidir.
Dilin sağ kenarı, safra kesesiyle ilgili değişiklikleri simgeler.
Sol kenarı ise karaciğerdeki sorunların habercisidir.
Arka kısmı, böbrekler ve bağırsaklarla ilgili sorunları haber verir.
Aynanın karşısına geçin ve dilinizi alıcı gözüyle inceleyin. Size yardımcı olmak için bazı ipuçları verelim:
Dilinizin rengi soluksa, bu, kansızlık[anemi] işaretidir.
Dilin rengi koyu pembe olmuşsa, kan dolaşımında sorun var demektir.
Dilin ucu kırmızıysa kalp yangısı(iltihabı) var demektir.
Dilin kenarları kırmızıysa, alkolik olduğunuz anlaşılır.
Dilin üzerinde beyaz lekeler varsa, soğuk algınlığına işarettir.
Dilin kuruması, menapoz başlangıcını belirtir.
)
( TONGUE vs./and UVULA )
- DİLEK/TEMENNİ[Ar.] ile KAYGI/ENDİŞE[Fars.]
( Özellikle, "İnşaallah" dendiğinde. )
( WISH vs. ANXIETY/CONCERN )
- DİLİ, DOĞRU KULLANMAK:
HER VATANDAŞIN/KİŞİNİN GÖREVİ ve/||/<>/> KENDİNE VE TOPLUMA YAPTIĞI YATIRIM
- DİLİM ile KATMAN
( SLICE vs. LAYER )
- DİLİN İŞLEVLERİ ve/||/<> KİMLİK
- DİL'İN:
KÖKENİ ile/ve/yerine KULLANILIŞI
- DİLLE ZİKİR ile/ve KALPLE(SESSİZ) ZİKİR
( Zikr-i celî, Zikr-i cehrî, Zikr-i alâniye, Zikr-i lisâni. İLE Zikr-i hâfî, Zikr-i kalbi. )
- DİL/UZUVLAR ile/ve KALP
- DİN ANLATIMINDA:
BÖLÜNMÜŞLÜK ile/değil/yerine KAPSAMLI/LIK
- DİN:
KADÎM BİLGELİK ve/||/<> KÜLTÜR
- DİN ile/ve KÜLTÜR
- DİN ile/ve KÜLTÜREL DEĞER(LER)
- DİN ile/ve KURUMSAL DİN
- DİN ile/ve/||/<> KUTSAL KİTAP
- DİNAMOMETRE değil/yerine/= KUVVETÖLÇER
( Güçleri/kuvvetleri ölçmeye yarayan araç. )
- DİNDAR ile "KİNDAR"
- DİNÎ/RELIGIOUS değil/yerine/= KÖNEL
- DİN-İ/İMÂN-I MÜBÎN ile/ve/||/<> KİTÂB-I/KUR'ÂN-I MÜBÎN
( Açık, meydanda olan din, İslâm Dini. İLE/VE/||/<> İyiyi, kötüyü, hayr'ı, şer'i bildiren kitap. )
( İnsanı anlatır. İLE/VE/||/<> Yasa ve düzeni anlatır. )
( İlim ve irâdeye bağlıdır. İLE/VE/||/<> İrfan ve ihtiyâra bağlıdır. )
- [ne yazık ki]
DİNİN, ...:
"EMİRLERİ" ile/değil/yerine/>< KAVRAMLARI
- DİNLEME AYGITI ile/değil KAYIT AYGITI
- DİNLEMEK ile "KULAK KABARTMAK"
( Kulağı ve dili olana söylüyorum, kulaksız ve dilsiz olan işitiyor. )
- DİN/RELİGİON değil/yerine/= KÖNE
- DİNSEL METİN ile KLÂSİK METİN
( RELIGIOUS TEXT vs. CLASSICAL TEXT )
- DİP ile KÖK
( Eğer kökler sağlıklıysa ve iyi sulanıyorsa, meyveler elbette lezzetli olacaktır. )
( BOTTOM vs. ROOT
If the roots are healthy and well-watered, the fruits are sure to be sweet. )
- DİPLEJİ ile HEMİPLEJİ ile KUADRİPLEJİ
( Bacakların, kollardan daha fazla etkilenmesidir. İLE Gövdenin aynı tarafındaki kol ve bacak etkilenmeleridir. [Kol tutulumu, genelde daha fazla olur.] İLE Tüm kol ve bacak etkilenmeleridir. )
- DİPLOMATİK[Fr. < DIPLOMATIQUE] ile/ve/||/<> KORDİPLOMATİK[Fr. < CORPS DIPLOMATIQUE]
( Diplomasi ile ilgili: İLE Bir ülkede bulunan elçi ve elçilik görevlilerinin topluluğu. )
- DİPOL ile/||/<> KOVALENT BAĞ
( Kutuplu bir moleküldeki pozitif ve negatif yüklerin var oluşu. İLE/||/<> Elektron paylaşımı yoluyla iki atom arasında oluşan bağ. )
- ...DIR ile/ve/değil KABUL EDİLEN
- DİREK ile/ve/||/<>/> KABALLAMAK
( ... İLE/VE/||/<>/> Maden ocaklarında galerileri direklerle pekiştirmek. )
- DİRENÇ ile KAPASİTANS
( Bir iletkenin elektrik akımına karşı gösterdiği zorluk. İLE Bir kondansatörün elektrik yükünü depolama kapasitesi. )
- DİRENGEN/LİK(İNATÇI/LIK) ile/değil/yerine KARARLI/LIK
( Bilgisizlikte/cahillikte, donanımsızlıkta, beşerde. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgilide, bilgede, insanda, adam olmuşta. )
( [not] OBSTINACY vs./but DECISIVENESS
DECISIVENESS instead of OBSTINACY )
( ANUT/MUANNİT ile ... )
- DİRİĞ/ESİRGEME ile KAYIRMA
( Anneler/babalar, tüm çocukları esirger ve fakat kendi çocuklarını (çoğunlukla/bazen) kayırır. )
( Herkesi esirger ve fakat bazı kişileri, bazı durum ve koşullarda kayırır.[o kişiyi korumak ve o durumun/koşulun genelleşmemesini sağlamış olmak, sürdürmek üzere/için!] )
- DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM(BİYOLOJİ) ile/ve KİMYA
( BIOLOGY vs./and CHEMISTRY )
- DIŞ DÜNYADAKİ KÜRE ile/ve KUSURSUZ KÜRE
- DİŞ ile KEFEKİ
( ... İLE Diş diplerinde oluşan kireç tabakası. )
- DIŞARIDA BIRAKMAK ile KENARA KOYMAK
- DIŞARIDAN BELİRLEN(E)MEYEN ile/ve KENDİNCE BELİRLEN(E)MEYEN
( NOT (ABLE TO) DETERMINE FROM OUT vs./and NOT (ABLE TO) DETERMINE BY ITSELF )
- DİSEKSİYON değil/yerine/= KES AYIR | DİLİNME
- DİŞİLİK ile/yerine KİŞİLİK
( "Dişi-kişi" "olmak" değil, kişi-dişi olmaktır aslolan. )
- DİSİPLİN ile KATILIK
( DISCIPLINE vs. STERNNESS )
- DİSİPLİN ile KONTROL
- DİSK, DAİREMSİ TABLA, ÇİÇEK TABLASI = KURS = DISQUE
- DIŞLAMA(MA)K ile/ve/||/<> KÜÇÜMSE(ME)MEK
- DIŞLAŞ(TIR)MAK ile/ve/||/<> KABALAŞ(TIR)MAK
- DIŞLAYICI ile/değil/yerine KAPSAYICI
- DİŞLEMEK ile KEMİRMEK
- DİSPOSİBLE değil/yerine/= KULLAN AT
- DIŞSALLAYICI/LIK ile/değil/yerine/>< KAPSAYICI/LIK
- DİVAN DÜZYAZILARINDA:
TEZKİRE ile/ve TARİH ile/ve SEFARETNAME ile/ve SEYAHATNAME ile/ve SİYASETNAME ile/ve MÜNAZARA ile/ve MÜNŞEAT ile/ve EVLİYÂ TEZKİRESİ ile/ve KISAS-I ENBİYÂ
- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME
( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )
- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE
( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )
( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )
- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL]:
TEVHÎD ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV] ile/ve/<> NAAT ile/ve/<> MİRÂCİYE ile/ve/<> MAKTEL-İ HÜSEYİN ile/ve/<> HİLYE ile/ve/<> MEVLİD ile/ve/<> KIRK HADİS ile/ve/<> MENÂKIBNÂME ile/ve/<> KISSA ile/ve/<> SİYER
( Tanrı'nın birliğini ve ululuğunu anlatan şiir/ler. İLE/VE/<>
Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu şiirler/manzûme. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'i övmek, ona yakarma, şefaat dileme amacıyla yazılmış şiir/ler. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in mirâcını anlatan şiirler. İLE/VE/<>
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişini konu alan ve acıklı bir üslûpta yazılan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in fiziksel ve kişisel özelliklerini, örnek davranışlarını konu alan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in doğumunu ve kısaca yaşamını övgüyle anlatan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in kırk sözünden oluşan yapıtlar. İLE/VE/<>
Din büyüklerinin, tarikat kurucularının, ermişlerin olağanüstü yaşamlarını anlatan yapıtlardır. İLE/VE/<>
Öğüt verici ve öğretici öykü, fıkra, masal, menkıbe türü yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in yaşamını anlatan yapıtlar. )
- DİVAN ile/ve KÜLLİYAT
- DİYAFRAM ile KULAK ZARI, TABL, TİMPANİK ZAR KULAKDAVULU
( Göğüs ve karın boşluğunu ayıran zar. İLE Kulakta sesi yankılayan zar. )
( ... ile TABL, GIŞÂ-İ TABLÎ )
( ÂB-GÂH: Karnın, kaburga kemikleri kıkırdağı ve kısa kaburgalar altında olan bölümü, boş böğür. İLE ... )
( DIAPHRAGM vs. EAR DRUM )
- EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK ile/değil KURGUL
- DİYAPOZ ile/||/<> KIŞ UYKUSU
( Bazı organizmaların olumsuz koşullarda gelişimini durdurduğu dönem. İLE/||/<> Bazı hayvanların kış mevsiminde özümleme-yadımlamasını yavaşlatarak geçirdiği dönem. )
- DİYASTOLİK[İng.] değil/yerine/= KAN BASINCI
- DİZ OSTEOARTRİTİ ile/||/<> KALÇA OSTEOARTRİTİ
( Diz ekleminde kıkırdak aşınması ile ağrı ve sertlik. İLE/||/<> Kalça ekleminde kıkırdak aşınması ile ağrı ve devim sınırlılığı. )
- DİZANTERİ ile/||/<> KOLERA
( Kanlı sürgün ve karın ağrısı ile ilişkili bir bağırsak bulaşı. İLE/||/<> Vibrio cholerae bakterisinin neden olduğu, şiddetli sürgün ve dehidrasyon ile ilişkili bir bakteriyel bulaş. )
- DİZE/MISRA ile/ve KIT'A
- DİZGE ile KURGU
( SYSTEM vs. FICTION )
- DİZGİ ile KATRAT
( ... İLE Basımcılıkta dizgi işinde kullanılan bir ölçü birimi. | Dizgide harfler arasına konulan yazısız metal parçası. )
- DİZMEK ile KURGULAMAK
- DNA ile KROMOZOM
( Kalıtsal verinin taşındığı nükleik asit. İLE DNA'nın proteinlerle paketlendiği yapı. )
- DOBRA/LIK ile/ve/değil/||/<>/> KABA/LIK
- DOĞA ARAŞTIRMALARINA YÖNELİK FARMAKOLOJİ ile KİMYACILARIN FARMAKOLOJİSİ
- DOĞA NESNELERİ ile/ve/değil KÜLTÜR NESNELERİ
- DOĞA ve/<> BİLGİ ve/<> KILAVUZ
( Rahman. VE Rahmet. VE Rahim. )
- DOĞA ile/ve/||/<>/> EKİN
( Uzam/mekân. Döngüseldir.[zaman yoktur] İLE/VE/||/<>/> Süreç ve zaman üzerinedir. )
( Uzam. İLE/VE/||/<>/> Dönüştürülmüş doğa. )
( NATURE vs./and/||/<>/> CULTURE )
- DOĞA ve/<> KÜLTÜR
( Birincil düzen/doğa. VE/<> İkincil düzen/doğa. )
( Işığı, gölgeyle terbiye eden. VE/<> Noktayı, virgülle devam ettiren. )
- DOĞAÇLAMA ile KENDİLİĞİNDENLİK
- DOĞAÇLAMA ile KOMPOZİSYON
- DOĞADA:
YASA değil KUVVET
- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR
( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )
- DOĞAL OLARAK ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN
- DOĞAL/TABİÎ SİSTEM = KAİDE-İ TABÎÎYE = SYSTÈME NATUREL
- DOĞAL SİT ALANI ile/ve ARKEOLOJİK SİT ALANI ile/ve KENTSEL SİT ALANI
- DOĞAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDEN/LİK
- DOĞALLIK ile/ve/<> KENDİLİK
( NATURALNESS vs./and/<> SELF-NESS )
( ZIRAN ile/ve/<> ... )
- DOĞAN ile KERKENEZ/SABRİS[Ar.]/KESTREL[İng.]
( ... İLE 35 cm. uzunluğunda, kızılımsı tüyleri olan, leşobur bir doğan. )
( ... İLE Ağaçlı açık arazilerde, dağlarda ve şehirlerde yaşarlar. )
( Ülkemizin en yaygın yırtıcı kuşlarından biridir. Her türlü arazide bulunabilir. Rüzgârda, kafası görünmeyen bir el ile tutuluyormuşçasına, tamamen hareketsiz kalır. Gövdesi, rüzgâra göre yalpalanmasına karşın, kafası sabittir. Erili, mavi-gri; dişili, kızıl-kahverengi renktedir. Beslenmesinde ise keskin gözleriyle yeri gözler, tedbirsiz avını hemen yakalar, pençeleriyle avın gövdesini parçalayıp yer. )
( ... vs. KESTREL )
( ... cum FALCO TINNUNCULUS )
- DOĞAN ile KIZIL ENSELİ DOĞAN
( ... İLE Kıyıdan uzak, kurak ve kayalık arazilerde yaşarlar. [Kuzey Afrika'da] [Kayalık yarlarda yuva yaparlar.] )
( ... vs. BARBARY FALCON )
( ... cum FALCO PELEGRINOIDES )
- DOĞRU YOL ile/ve/= KOLAY YOL
( RIGHT WAY vs./and/= EASY WAY )
- DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN DOĞRU
- DOĞRUDAN ile KENDİLİĞİNDEN
- DOĞRULAMAK ile/ve/değil KANITLAMAK
( [not] TO VERIFY vs./and/but TO PROVE )
- DOĞRU/LUK ile/ve KESİN/LİK
( STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS )
- DOĞRULUM/YÖNELİM ile KEMOTROPİZM ile YEREDOĞRULUM ile SUYA DOĞRULUM ile IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM ile ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA
( DOĞRULUM/YÖNELİM: Bitki ve hayvanların, besin, ısı gibi uyarıcıların etkisi ile bu uyarıcılara ya da tersine yer değiştirmeleri. İLE KEMOTROPİZM: Kimyasal maddelerin etkisiyle bitkilerde görülen, maddeye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE YEREDOĞRULUM: Bitkilerde kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu alma özellikleri. İLE SUYA DOĞRULUM: Bitkilerin suya doğru eğilimi. İLE IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM (Fototaksi, ışık göçüm): a) Bir hücrelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. | b) Bitki gövdelerinin ışığa doğru dönmeleri. İLE ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA: Bir ısı kaynağına yaklaşma ya da uzaklaşma. )
( TROPISM vs. CHEMOTROPISM vs. GEOTROPISM vs. HYDROTROPISM vs. PHOTOTROPISM vs. THERMOTROPISM )
- DOĞRU/YETKİN DAVRANIŞ/EYLEM(SÂLİH AMEL):
BARIŞ ve/<> KURTULUŞ[KURTARICI EYLEM]
( Kendinle. VE/<> Hizmetle/eylemle. )
- DOĞU ile/ve KIBLE
( Kiliselerin yönü. İLE/VE Camilerin yönü. [GÜNEY GÜNEYDOĞU] )
- DOĞUM/ÖLÜM TARİHİ ile/ve/değil KAYIT TARİHİ
- DOĞUŞTAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN/LİK
- DOKTRİN değil KADİM BİLGELİK
- DOKU ile KATILGAN DOKU
( ... İLE Gözeleri/hücreleri biçimsiz bir ara nesne içinde bulunan, örgenlerin asıl dokularının aralarını dolduran doku. )
- DOKU ile KORUN DOKUSU
( ... İLE Korunu ve bu tabakanın değişimiyle oluşan tırnak, boynuz vb. yapan doku. )
- DOKUNMA!:
ÖZELİNE ve/||/<> ÖZÜRÜNE ve/||/<> KUTSALINA
- DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA
- DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN
( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )
- DOLU ile KAR
( HAIL vs. SNOW )
- DOM/DOME[İng.] değil/yerine/= KUBBE
- DOMING[İng.] değil/yerine/= KUBBELEŞME
- DOMİNO ile/ve/||/<> KELEBEK ETKİSİ ile/ve/||/<> KARTOPU > ÇIĞ ETKİSİ
- DOMUZ ile KUNE KUNE DOMUZU
- DONANMA ile/||/<> KARAKA ile/||/<> KARAVELA ile/||/<> KIRLANGIÇ ile/||/<> KÖKE ile/||/<> MALAYA ile/||/<> KAPTAN-I DERYÂ ile/||/<> LEVEND ile/||/<> TERSANELİ
( Osmanlı Donanması ya da eski adıyla Donanma-yı Hümâyûn, Osmanlı Devleti'nin deniz kuvvetleri. XIV. yüzyılda kuruldu. Osmanlı Devleti, 1323 yılında Karamürsel'i fethederek denize ulaştı, Karamürsel Bey komutasında ilk donanma oluşturuldu veKocaeli'nde yapılan savaşlarda denizden destek sağlandı. 1327 yılında Karamürsel'de ilk Osmanlı tersanesi kuruldu ve böylece deniz gücünün kurumsallaşma çalışmaları başladı. Osmanlı donanmasında sıradüzensel düzene geçildi. İlk Kaptan-ı Derya(Donanma Komutanı), Karamürsel Bey oldu. 1337 yılında Kocaeli ele geçirildi. Böylece 1353 yılında gerçekleşecek olan Rumeli'ye geçişin önü açıldı. Bundan sonra donanmanın merkezi sırasıyla İzmit, Gelibolu ve son olarak da İstanbul oldu. İLE/||/<> Donanma da kullanılan ve ana güvertesi ile iki alt güvertesinde top bataryaları bulunan bir kalyon türü. İLE/||/<> Donanmanın büyük gemileri. İLE/||/<> Donanmada kullanılan bir tür küçük savaş gemisi. İLE/||/<> Osmanlı Donanmasında kullanılmış bir tür savaş gemisi. İLE/||/<> Vahdettin'in sığındığı İngiliz zırhlısı. İLE/||/<> Donanma komutanı. İLE/||/<> Deniz askeri. İLE/||/<> Deniz subay ve erlerine verilen ad. )
- DONDURMA/BİSKÜVİ[Fr./İng. BISCUIT] ile KEDİDİLİ
( Un, şeker ya da tuzla yapılan ince, gevrek bir tür kuru pasta. İLE Genellikle dondurmanın yanında yenilen bir tür tatlı bisküvi. )
- DONMA ile/değil/yerine KRİSTALİZE OLMA
- DOR DÜZENİ ile/||/<> İYON DÜZENİ ile/||/<> KORİNT DÜZENİ
( Antik mimarlıkta kullanılan düzenlerin kurallara en bağlı olanı.[Ahşap tekniğine özgü ayrıntıların taşa geçirilmesiyle ortaya çıkmıştır.] İLE/||/<> Antik mimarlıkta kullanılan, İyonya'da geliştirildiğinden, bu adla anılan düzen. Dor düzenine oranla daha incelmiş sütunları, sütun kaideleri ve volütlü sütun başlıkları ile ayırt edilir. İLE/||/<> Antik mimarlıkta kullanılan bir düzen olup stilize akantus yaprakları ile bezeli sütun başlıkları yoluyla öteki düzenlerden ayrılır.[Dor ve İyon düzenlerinden daha geç bir dönemde ortaya çıkmıştır.] )
- DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK ile/ve KALIBININ ADAMI OLMAK
( Dört unsur ve dört hıltın [bkz. İnsan'da!] en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. İLE/VE Sözleri ve yaptıklarında tutarlı ve bütünlüklü olmak/davranmak. )
- 4 YÖN ile/ve/<> KOZMİK YÖN/2 KONUM
- DOST ile KARDEŞLİK
( Kardeş olma durumu, karındaşlık, uhuvvet. | Kardeş kadar yakın sayılan kimse, yakın dost. | Birlik, beraberlik. | Adı bilinmeyen kişilere söylenilen bir seslenme sözü. )
- DOSTU ile/ve OĞLU ile/ve KÖLESİ
( Hz. Musa. İLE/VE Hz. İsa. İLE/VE Hz. Muhammed. )
- DOSYA ile/ve KLASÖR
( FILE vs./and FOLDER )
- DOSYA ve KLASÖR ADLARI!
( Dosya ve klasör adlarında, kesinlikle Türkçe karakter kullanmayınız! )
- DOSYA değil/yerine/= KOVLUK
- DOYMAK ile "KESİLMEK"
- DOYMAK ile "KESİLMEK"
- DRAM ile KOMEDİ
( Duyguya yöneliktir. İLE Zekâya yöneliktir. )
- DSS/DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KARAR DESTEK DÜZENİ
- DUA TEPE değil/< KEKİK TEPE
- DUA >< KİBİR[UCB]
( Dua, kibri giderir/yener. )
- DÜDÜK ile/ve/değil KAVAL
( ... ile/ve/değil PİŞE )
- DÜĞME ile KANCA/KOPÇA[Bulgarca]/AGRAF[Fr. < AGRAFE]
- DÜĞÜM ile/değil KÖRDÜĞÜM
( ... İLE/DEĞİL Çözülemeyen, ilmiksiz düğüm. | Çözülmesi hemen hemen olanaksız olan sorun. )
- DÜKKAN değil/yerine/= KEPİT
- DUKTUS değil/yerine/= KANAL
- DÜLEK ile/<> KIRIK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kırık çanak çömlek, ağzı kırık bir testi. İLE/<> ... )
- DÜMENCİ ile/değil/yerine/>< KÜREKÇİ
( )
- DÜNÜVV[Ar.] ile KURB[Ar.]
- DÜNYA ile/ve/=/||/<> KAPI
- [ne yazık ki]
"DÜNYANIN DAR GELMESİ" ile/ve/değil/<> "KÖŞELERİN KAPILMASI/TUTULMASI OYUNU/ÇABASI/YANILSAMASI"
- DÜNYAYI/ÜLKEYİ/KİŞİLERİ KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KURTARMAK VE KORUMAK
- DURDURMAK ile/ve/||/<> KURTULMAK
- DÜRMEK ile KATLAMAK
- DÜRTÜLER ile/ve/||/<> KAYGI ile/ve/||/<> SAVUNMALAR
- DURUM ile/ve/<> KONUM
( STATE/SITUATION vs./and/<> POSITION )
- DURUM/LAR ile/ve/||/<>/> KOŞUL/LAR ile/ve/||/<>/> KARAR/LAR
- ["DURUMU"] KABUL ETME(ME)K ile KABULLENME(ME)K
( TEK ELİNİ KALDIRMAK ile İKİ ELİNİ BİRDEN KALDIRMAK )
- DURUMUNDA OLMAK ile/ve KONUMUNDA OLMAK
( BEING IN THE STATE OF vs. HAD TO IN THE STATE OF )
- DÜRÜSTLÜKTE:
KOLAY İNCİNME ile/ve/||/<> KOLAY İNCİTME
- DURYAN MEYVESİ:
TATLI ile/değil KOKULU
( "Cennet" gibi. İLE/DEĞİL "Cehennem" gibi. )
- DÜŞMAN(") ile/ve/değil KARŞI GÜÇ
- [ne yazık ki]
DÜŞMAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KARŞIT/LIK
- DÜŞMAN/LIK ve KİN
- DÜŞMEK ile KAPAKLANMAK
- DÜŞMEMEK değil/yerine KALKABİLMEK
( Hiç. DEĞİL/YERİNE Her düştüğünde. )
- DÜSTÛR[Ar.] değil/yerine/= KURAL/ÖKKURAL
( KANUN, KAİDE, KURAL )
- DÜŞÜNCE/İNANÇ/İDEAL ile/ve/<> KİŞİ
( Bazen ancak bir düşünce/inanç/ideal için herkesten vazgeçebilirsin, bazen de ancak bir kişi için tüm düşünce/inanç/ideallerinden! )
- DÜŞÜNCE ve/||/<> IŞIK ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> İLİŞKİ
( Her zaman, zemin ve koşulda, her yöne ilerleyebilirler. )
- DÜŞÜNCE ile/ve/değil/yerine KENDİNİ OLUŞTURAN DÜŞÜNCE
- DÜŞÜNCE ve/||/<>/> KİP
- ... DÜŞÜNCELİ DÜŞÜNÜRLER değil ... KABULLÜ DÜŞÜNÜRLER
- DÜŞÜNMEDEN ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN
( ... ile/ve/değil/yerine TAV'Î[< TAV] )
- DÜŞÜNMEK ve KENDİNİN BİLİNCİNDE OLMAK
( TO THINK and TO BE AWARE OF THE SELF )
- DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/> KONUŞMAK ile/ve/||/<>/> YAPMAK
( Konuşmadan önce "konuşmak". İLE/VE/||/<>/> Yapmadan önce "yapmak". İLE/VE/||/<>/> [olumlu/olumsuz] Kesinleşmeden önce "görmek/denemek". )
- DÜŞÜNMENİN/SORGULAMANIN:
İLK VE EN ÖNEMLİ SAĞLADIĞI/SUNDUĞU:
KENDİNİ VE DÜNYAYI...
KENDİNDEN KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/||/<>/< DÜNYADAN KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/||/<>/< YANILSAMALARDAN KURTARMAK/KORUMAK
- DÜŞÜNMEYİ BİLMEMEK ile/ve/<>/= KONUŞMAYI BİLMEMEK
( Düşünmeyi bilmeyen, [sürdürmeyen ve geliştirmeyen] konuşmayı da bilemez! )
- DÜŞÜNÜLEBİLİR/DÜŞÜNÜLÜR (OLAN) ile/ve/||/<>/> KABUL EDİLEBİLİR/EDİLİR (OLAN)
- DÜŞÜNÜLÜR ile/ve/değil/||/<>/< KABUL EDİLİR
- DUT ile KÂĞIT DUTU/KÂĞIT AĞACI
( ... İLE Dutgillerden, Çin'de ve Japonya'da yetişen, kabuğundan kâğıt yapılan bir ağaç. )
( ... cum BROUSSENETIA PAPYRIFERA )
- DUVAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAPI
- DUYARGA ile KÜÇÜK DUYARGA/ANTEN[Fr. < ANTENNE]
( ANTENNA vs. ANTENNULE )
- DUYARLILIK/HASSASİYET ile/ve/değil/yerine KAYGI/ENDİŞE [>< BİLGİ/BİLİNÇ]
- DUYARSIZ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KAYITSIZ/LIK
- DUYGUYU DÜZENLEME ile/ve/||/<>/> KİŞİYİ/DANIŞANI, DUYGUYA GETİRME
- DUYUMSAMAK ile/ve/<> KABUL ETMEK
- DÜZ ÇİZME ile/ve/yerine KÖRÜKLÜ ÇİZME
- DÜZEN ile/ve/değil KALIP
- DÜZEN ile KAOS
( ORDER vs. CHAOS )
- DÜZEN ile/ve KAVRAM
( Örgütlenmiş bir bütünlüğü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı maddî ya da maddî olmayan unsurların tamamı. İLE/VE ... )
( SYSTEM vs./and CONCEPT )
- DÜZEN ile/ve/<> KURALLILIK
( REGULARITY vs./and/<> REGULARNESS )
- DÜZEN/Lİ/LİK ile/ve/||/<>/> KURUM/SAL/LIK
- DÜZENSİZLİK ile KEŞMEKEŞLİK
( LACK OF REGULARITY vs. DISORDER )
- DÜZGÜ = KAİDE, NUMUNE = NORME[İng., Fr.] = NORM[Alm.] = NORMA[Lat.]
- DÜZLÜK ÜZERİNE YAPILAN RESİM ile KUBBE ÜZERİNE YAPILAN RESİM
- DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN
( )
- E ile KUMAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Turuncu renkte, süslü bir kumaş. İLE ... )
- EBNÂ ile/||/<> EBNÂ-YI EBNÂ ile/||/<> HAFÎD ile/||/<> MAHDÛM ile/||/<> ZÂDE ile/||/<> BENÛN ile/||/<> BİN ile/||/<> BİNT ile/||/<> ASLAH/ESLAH ile/||/<> EKBER ile/||/<> KEBÎR ile/||/<> KEBÎRE
( Oğullar. İLE/||/<> Kız ve erkek çocukları/torunları tanımlar. İLE/||/<> Torun. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Üç ya da daha çok çocuk. İLE/||/<> Oğul. İLE/||/<> Kız. İLE/||/<> En uygun [vakfiyelerde en uygun oğul]. İLE/||/<> Daha/en/pek büyük. [vakfiyelerde geçer]. İLE/||/<> Yaşça büyük. İLE/||/<> Büyük kız çocuk [vakfiyelerde geçer]. )
- EBTER >< KEVSER
- EÇKÜ = KEÇİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- EDA/EXPLANATORY DATA ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= KEŞİFSEL VERİ ÇÖZÜMLEMESİ
- EDÂ ile/ve/<>/değil KAZÂ
( Namazın, vaktinde kılınması. İLE/VE/<>/DEĞİL Vaktinde edâ edilemeyen namazın, başka bir vakitte farzının kılınması. )
- EDEB ile/ve KORKU
- EFENDİSİ ve/||/<>/< KÖLESİ
( Bilginin. VE/||/<>/< Çalışmanın. )
- eff./effervesc.[Lat. < EFFERVESCENS] değil/yerine/= KÖPÜREN
- EFSÂNE ile/||/<> ESÂTİR ile/||/<> KISSA ile/||/<> HİKÂYE ile/||/<> HABER ile/||/<> MASAL
( Güzelliğin ileri derece etkileyici niteliği. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )
( ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kendi deneyimini anlatmak. İLE/||/<> İkinci elden aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> Olmuşu aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> ... )
- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK
- EĞİTİM ile/ve/<> KÜLTÜR
( EDUCATION withand/<> CULTURE )
- EGME ile KEMER
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Evin kemeri. İLE ... )
- EĞRELTİ OTU ile/ve/||/<> KANSER
- EĞSİ = KÖSEĞİ
( Ateşi karıştıracak odun ya da demir. | Ucu yanmış odun. )
- EHVEN-İ ŞER[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜNÜN İYİSİ
- EK ile KATKI
( ADDITIONAL vs. CONTRIBUTION )
- EK ile KÖK
( ADDITIONAL vs. ROOT )
- EKİDNE ile KISA GAGALI EKİDNE
( ... İLE Avustralya'da en yaygın dağılım gösteren memelidir. )
( ... İLE Tüm memeliler arasında kan sıcaklığı en düşük olan hayvandır. [Gövde sıcaklıklarını 4°C'ye düşürerek ve sadece 3 dakikada bir soluk alıp vererek enerji tasarrufu yapabilirler.] )
( ... İLE 50 yıl yaşayabilirler. )
( ... ile )
( ... cum TACHYGLOSSUS ACULEATUS )
- EKİM ile/ve/||/<>/> KIRLANGIÇ DÖNÜMÜ
( Yılın onuncu ayı. İLE/VE/||/<>/> Ekim ayının ilk günleri. )
- EKİP ile/ve/değil KONVOY
- EKLEKTİK ile KOLAJ
- EKMEK UNU ile/<> KEK UNU ile/<> PASTA UNU ile/<> ÇOK AMAÇLI UN
- EKMEK ve/||/<> KÂĞIT
( Gövdenin beslenmesinde. VE/||/<> Zihnin/gönlün beslenmesinde. )
- EKSİBE[Ar.] değil/yerine/= KUMUL
- EKSİK ile HATA ile KASIT
( LACKING/DEFICIENCY vs. MISTAKE vs. INTENTION )
- EKSİK/LİK ile/ve KÖTÜ/LÜK
( DEFICIENCY vs./and BAD/NESS )
- EKSİZYON/EXCISION[İng.] değil/yerine/= KESİP ÇIKARMA
- EKSKAVATÖR[Fr.] değil/yerine KAZARATAR/KAZMAÇ
- EKSTRAHEPATİK/EXTRAHEPATIC[İng.] değil/yerine/= KARACİĞER DIŞI
- EKSTRAKRANİYAL/EXTRACRANIAL[İng.] değil/yerine/= KAFATASI DIŞI
- EKSTRAMEDÜLER/EXTRAMEDULLARY[İng.] değil/yerine/= KEMİK İLİĞİ DIŞI
- EKTOPİ/ECTOPY[İng.] değil/yerine/= KONUM DIŞI
- EL ÖRTÜLERİ ile/ve/<> KOL ÖRTÜLERİ
- EL ile/ve DİL ile/ve KALP
- EL = KİŞİ
- ELBETTE/TABİİ değil/yerine/= KUŞKUSUZ/DOĞALCA
- ELDE ETMEK ile/ve KORUMAK
- ELECTROMAGNETICS değil/yerine/= KIVILKAPAR
- ELEKTROMİYOGRAM/ELECTROMYOGRAM[İng.] değil/yerine/= KAS ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEŞTİRİ ile/ve KATKI
( CRITIQUE vs./and CONTRIBUTION )
- ELEŞTİRİ = TENKİT = CRITICAL[İng.] = CRITIQUE[Fr.] = KRITIK[Alm.] = KRITIKE[Yun.] = CRÍTICO[İsp.]
- ELEVASYON/ELEVATION[İng.] değil/yerine/= KALDIRMA | YÜKSELME
- ELEVATÖR/ELEVATOR[İng.]/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] değil/yerine/= KALDIRAÇ
( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )
- ELİN KİRİ ile/ve/||/<>/>/< KALBİN KİRİ
( Sabun ile su temizler. İLE/VE/||/<>/>/< Dost ile sohbet temizler. )
- ELMA ile KAK
- ELMA ile KUBA ELMASI
- ELMAS ile KARAELMAS
( ... İLE Kayaları delmekte kullanılan siyah elmas, karbonado. | Maden kömürü. )
- ELMAS ve/||/<>/>/< KÖMÜR ve/||/<>/>/< "ŞEKER"
( Karbon atomlarının ilişkilerinin, dik açılı olması. VE/||/<>/>/< Farklı açılarda olması. VE/||/<>/>/< Farklı açılarda olması. )
- ELMAS'TA:
SIRÇA ile/ve KARAVANA ile/ve PERO ile/ve ROZA ile/ve CULLINAN
( Ham. İLE/VE Yassı ve ince. İLE/VE Armut şeklinde tek parça. İLE/VE Pembe. Hollanda taşı. İLE/VE Dünyanın en büyük elması. Afrika yıldızı. Yapuk. )
- EMANET[Ar.] değil/yerine/= KORUNMALIK
- EMEZİS/EMESIS, VOMITING[İng.] değil/yerine/= KUSMA
- EMİRÇGE = KIKIRDAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- EMSAL[Ar.]/COEFFICIENT[İng.] değil/yerine/= KATSAYI
- EN FAZLA:
KISKANÇLIK YAPMAK ile/yerine KISKANÇLIK DUYMAK
- EN ÖLÜMCÜLLER:
KÖPEKBALIKLARI değil KURT | ASLAN | FİL | SUAYGIRI | TİMSAH | TENYA(SOLİTER SOLUCAN) | ÇEÇE SİNEĞİ | KATİL BÖCEK | KÖPEKLER[KUDUZLA] | YILAN[ZEHİRİYLE] | BAĞIRSAK SOLUCANI | TATLISU SALYANGOZU[KAN KURTLANMASIYLA] | İNSAN[CİNAYETLE] | SİVRİSİNEK[SITMAYLA]
( )
( [yılda][insan] 10 değil 10 | 100 | 100 | 500 | 1000 | 2000 | 9000 | 12.000 | 40.000 | 50.000 | 60.000 | 110.000 | 475.000 | 725.000 )
( )
( Tatlısu yumuşakçaları ve karındanbacaklılar, her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olan bir hastalık(şistosomiasisin) taşıyıcılarıdır. )
( Çeçe sineğinin sokması, her yıl, özellikle de Afrika'da, yaklaşık 10.000 ölüme neden olmaktadır. Bu böcek, "uyku hastalığı" olarak bilinen tripanosomiasis'ı Afrika'lılara bulaştırmaktadır. )
( Sivrisinekler, sıtma, sarı humma, dang ya da ensefalit gibi bulaşıcı olabilen hastalıklar nedeniyle her yıl 725.000 kişinin ölümüne neden olmaktadır. )
- EN SAĞLAM/LAR:
ELMAS ve KENDİNİ TANIMAK/BİLMEK!
- ENDİKASYON/INDICATION[İng.] değil/yerine/= KULLANIM ALANI | GEREKLİLİK
- ENERGIA ile/ve/||/<> KINESIS
( Bilfiil. İLE/VE/||/<> Hareket. )
- ENERJİ ile/ve/ya da/<> KAPASİTE
( Çabalamanın yararı olmadığında, enerjinizi harcamamaya bakın. )
( ENERGY vs./and/or/<> CAPACITY )
- ENERJİ ile/ve/değil/yerine KENDİNİ DENETLEYEBİLEN(KONTROL EDEBİLEN) ENERJİ
- ENFRARUJ[Fr. < INFRAROUGE] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
( Işık tayfında kırmızı alanın ötesindeki alanda yayılmış ısı ışınlarından oluşan, gözle görülmeyen ışınım. )
- ENFRARUJ/INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
- ENGEL/EMİR değil (KAVRAMSAL) OLUMSUZLUK BELİRTİMİ
- [hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK
( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )
- ENGEL ile/ve KESİNTİ
( OBSTACLE vs./and INTERRUPTION )
- ENGEREK ile KAFKAS/HOPA ENGEREĞİ
( ... vs. CAUCASIAN VIPER )
( ... cum VIPERA KAZNAKOVI )
- ENGEREK ile KATIRYILANI
( Başı üç köşeli, rengi siyah ya da siyaha yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan. İLE Zehirli bir engerek. )
- ENGİNAR[Yun.] ile/ve/<> KUŞKONMAZ/ASPARAGUS[Lat.]
( Bileşikgillerden, çok yıllık, dikenli bitki. | Bu bitkinin, çiçekliği, sebze olarak yenilen iri, topuz biçimindeki yeşil ürünü. İLE/VE/<> Zambakgillerden, uc dalları yapraksı görünüşte, toprakaltı köksaplarından çıkan taze sürgünleri yenilen bir bitki. | Aynı aileden, saksılarda yetiştirilen, uzun saplı, ince ve küçük yapraklı bir süs bitkisi. )
( CYNARA SCOLYMUS cum/et/<> ASPARAGUS OFFICINALIS | ASPARAGUS PLUMOSUS )
- ENİS ile/ve/||/<> KURBİYET
- ENSTANTANE değil/yerine/= KIPILIK
- ENT/EAR-NOSE-THROAT[İng.] değil/yerine/= KULAK-BURUN-BOĞAZ
- ENTARİ ile/ve/||/<> KEFİYE
( [Arap ülkelerinde] Erkeklerin ya da kadınların giydiği uzun ve düz üstlük/giysi. İLE/VE/||/<> Omuzları da örten, kenarları püsküllü bir erkek başörtüsü. )
- ENTELEKHEIA = KEMÂL-İ EVVEL = ENTELECHY[İng.] = ENTÉLÉCHIE[Fr.] = ENTELECHIE[Alm.] = ENTELEKHEIA[Yun.]
- ENZİM ile KATALİZÖR
( Biyolojik tepkimeleri hızlandıran proteinler. İLE Kimyasal tepkimeleri hızlandıran nesneler. )
- EPİKONDİLİT ile/||/<> KARPAL TÜNEL BELİRGESİ/SENDROMU
( Dirsek ekleminde tendon yangısı. İLE/||/<> El bileğinde sinir sıkışması. )
- EPİLEPSİ ile/||/<> KATAPLEKSİ
( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik nedeniyle nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Ani kas tonusu kaybı. )
- ERADİKASYON/ERADICATION[İng.] değil/yerine/= KÖKÜNÜ KAZIMA
- EREK ile/ve "KIBLE"
- ERGONOMİK değil/yerine/= KULLANIŞLI, ELVERİŞLİ
- ERKE = KUDRET = ENERGY[İng.] = ÉNERGIE[Fr.] = ENERGIE[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ENERGÍA[İsp.]
- ERKEĞİN PC'Sİ ile KADININ PC'Sİ
( Porno Collection. İLE Period Calendar. )
- ERKEK ile/ve KADIN
( Coşkusu başta ve fakat nispeten daha güçsüz. İLE/VE Coşkusu sonradan ve de güçlü. )
- ERKEKLERİN, KADINLARA YAPTIĞI ÖVGÜ/İLTİFAT ile KADINLARIN, ERKEKLERE YAPTIĞI ÖVGÜ/İLTİFAT
( Kendine yakınlaş(tır)mak üzere. İLE Kendinden uzaklaştırmak, mesafe koymak üzere. )
- ERMENİCE ile/ve/değil/<> KRAPAR ERMENİCESİ
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kilise mensuplarının ya da "Aristokrat"ların bildiği/kullandığı Ermenice. )
- EROZYON ile KISIRLAŞMA
- EŞ ile/ve/>/değil KARDEŞ
( Bazı çiftlerin uzun süreli ilişkileri, zamanla daha da yakınlaşarak ve birbiriyle benzeşerek, eş durumundan kardeş durumuna doğru yönelebilmektedir. )
- KELEBEK(PAPILLON)[1973] ve/<>/> ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ve/<>/> OZ ve/<>/> PRISON BREAK ve/<>/> KELEBEK(PAPILLON)[2018]
- EŞEK ile KARAKAÇAN
( ... İLE Atgillerden, uzun kulaklı hayvan. | Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç ya da dört ayaklı sehpa. )
( ... cum EQUUS ASINUS )
- EŞEKKULAĞI değil/yerine KARAKAFES
- EŞELEMEK ile KAZMAK/KAZIMAK
- EŞİĞİNİ YÜKSELTMEK ile/yerine KENDİNİ GELİŞTİRMEK
- EŞİK ile KATMAN
- EŞİK ile/ve/||/<> KIRILMA NOKTASI
- EŞİK ile KIYI
- EŞİK ile/ve/||/<> KURUCU UNSUR
- EŞİKALTI ALGI ile/ve KOLAYLAŞTIRMA(PRIMING)
- ESİR ile KÖLE
- ESKİ YUNAN'DA:
SIVI HACİM ÖLÇÜLERİ ile/ve KATI HACİM ÖLÇÜLERİ
( Katule[0,27 litre] ve amphora[19,44 litre]. İLE/VE Khoniks[1,08 litre] ve Medimnos[51,84 litre] )
- ESKİ ile KLÂSİK
( OLD vs. CLASSICAL )
- ESKİCİ ile/değil/yerine/>< KUYUMCU
( [İş/alıcı/satıcı (bulmak) için...] Bağırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bağırmaz. )
- EŞLEŞTİRME ile/değil/yerine KIYASLAMA
- EŞLİK ETMEK ile/ve KATILMAK
- ESTETİK ile KİÇ(KITSCH[Alm.])
- EŞYA[çoğ. < ŞEY] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KİŞİLER
( Kullanılması için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Sevilmesi için.
[fakat ne yazık ki...] "Dünyadaki kargaşanın nedeni, eşyaların sevilmesi, insanın kullanılmasıdır." )
- EŞYA KULLANMAK[VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK değil!]
- EŞYALARI:
VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK ile/yerine/değil KULLANMAK
( "Bir gün kullanılır", "Misafir için" vb. düşünceler/tutumlar yerine kullanalım onları! )
- ET ve/<> KEMİK
( FLESH and/<> BONE )
- ETAMİN[Fr. < ÉTAMINE] ile KANAVİÇE[İt. < CANOVACCIO]
( Pamuk ya da ketenden, seyrek dokunmuş, delikli bir tür kumaş. İLE El işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. | Bu bezin üzerine yapılan işleme. | Çuval olarak kullanılan kendirden ya da kenevirden yapılmış seyrek bez. )
- ETEK ile KLOŞ[Fr. < CLOCHE]
( ... İLE Alt tarafı çan biçiminde genişleyen etek. )
- ETKİ ETMEK ile "KARIŞMAK"
( INFLUENCE/TO EFFECT vs. "TO INVOLVE" )
- ETKİ ile KATKI
( EFFECT vs. CONTRIBUTION )
- ETKİLEŞME ile/ve KAYNAŞMA
( INTERACTION vs./and TO COMBINE )
- ETMEK ile KILMAK
( TO MAKE/DO vs. TO RENDER )
- EULER ve LAGRANGE ve KANT
( Klâsik mekaniğin matematiğini üretmiştir. VE Klâsik mekaniğe en mükemmel biçimini vermiştir. VE Klâsik mekaniğin felsefesini yapmıştır. )
( Euler sayısı, topolojik değişmezdir. )
( )
- EV ile/ve/değil/||/<>/< KOMŞU
( Alma. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Al. )
- EV ile/ve/||/<> KONUT
( Öncelikle "ev" ve "konut" sözcükleri ele alınmalı... Türkçe'de konut sözcüğünün kökeni olan "kon", geçici olarak bir yerde bulunmayı tanımlamaktadır. Edim olarak kon-mak biçiminde kullanılır. Eskiden atlarla bir günde alınan yola de "konak" denilirmiş. Örneğin, "buradan orası 10 konak" denildiğinde arası on gün demekmiş. "Gündüzün şer'i, gecenin hayr'ından evlâdır" denilir. Gece yolculuğu yeğlenmez ve bir yerlerde konaklamak gerekirmiş. O yüzden, geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yerlere de konak denilmiş. Zarif, estetik konaklar, kervansaraylar yapmış eskiler...
Ev sözcüğü, konut sözcüğünün tam tersine, kalıcılığı yani yerleşmeyi simgelemektedir. Örnek olarak, Dîvân-ı Lugâti't-Türk'te, "evlenmek" sözcüğünün karşılığı olarak "ev edinmek, yerleşmek" tanımı kullanılır. "Konut ve ev" sözcüğünün kökenlerine baktığımızda ikisinin arasında anlam bakımından çok önemli bir uçurum olduğu rahatlıkla görülebilir. İlk dikkatimizi çekmesi gereken konu şudur. Konut, bir yer üzerinde geçiciliği tanımlar, ev ise yerleşikliği tanımlamaktadır. Konut üzerinde gerçekleşen konmak eylemi herhangi bir yer üzerinde olanaklıyken, evin toprağa oturduğunu (yerleştiğini) fark etmişizdir. Yani "ev" demek, toprakla bağ demektir.
Geçiciliğin simgesi olan konutlarda anılar yoktur, konutlarda anı bulamayız. Anı yoktur, çünkü 40 - 50 yıl içinde yıkılarak yerine yenisi yapılacak beton yapılarca işgal edilmiş topraklardır. Bahçeleri de yoktur... Bağ bahçe olmadığından da çocukluk anılarımız ol(a)maz. Evde ise anılar vardır. Birliktelik vardır, komşuluk vardır, aidiyet vardır. Evde, dedeimiz ninemiz, anne ve babamızla anılarımız yaşar. Üç kuşak bir arada bulunabilir. Huzur ve heyecanımız olur...
Evde, dallarında salıncak yaptığımız ve mevsimi geldiğine meyvelerini yediğimiz doğal ağaçlar vardır. Konutlarda ise GDO'lu ürünler... Uzun bir süre raflarda bozulmadan dursun diye yapay, GDO'lu, hormonlu ve kimyasal katkılı gıdalar ancak konutlarda bulunmaktadır. Evlerin sokakları araba katliamına da uğramaz; çünkü, daracık alanda yirmi ailenin arabası park etmek zorunda değildir. Dolayısıyla evlerin sokakları/mahalleleri çocuklara aittir. Konutların mahallelerinde sokaklar arabalarca işgal edilir, egzoz dumanı da armağanı. Evlerde sadece anne baba ve çocuklar değil dede ve nineler de kendine yer bulabilir. Konutlar ise yaşlıları, dedeleri ve nineleri birlikte barındırmaya yetmez. Onlar, artık "huzur evine gönderilmek zorundadır"...
Evler, nasıl konut oldu?
Diyelim ki, on katlı bir binada 150 m² konut edindik... Bu bina da 500 m² üzerine oturtulan bir alana sahiptir. Binadaki daire sayısı ise yaklaşık yirmi dolayında. Daire başına düşen toprak miktarı en fazla 25 m² gibi görünse de gerçekte toprakla artık bağınız kalmamıştır. Hayali bir topraktır o... Zira hiçbir dairenin topraktan ve onun üzerindeki üretim gücünden, verimliliğinden ve huzurundan yararlanılması olanaklı değildir. Ailelerin toprakla bağı kesilince onları rahatlıkla her şeyi satın alan/almakta zorunda olan tüketim toplulukları durumuna getirilir. Ev üzerinde yerleştiği toprakla bütünleşir ve üretim aracı olur. Konutlar ise birer borç üretimi, yani borçlanma merkezidir. Konutları hem satın alırken, hem de üzerinde yaşamımızı sürdürmeye çalışırken bağımlı, tüketici ve hasta bireyler durumuna düşeriz. Konutlarda doğanın sunduklarından yararlanamayız. Üstelik bu konutların planlı eskitme nedeniyle "bilimsel" süresi 60 - 70 yıl. Kullanım süreleri de 40 - 50 yıldır. 40 - 50 yaş aralığında sahip olduğunuz konutlarda ortalama yirmi yıl yaşamıyoruz bile... Bize üzerinde geçici olarak konulacak kapitalist düzenin dayattığı borç üreten merkezler değil toprak ile bütünleşik gerçek evler gerek. )
- EV ile KORUGAN
( ... İLE Ağaç gövdeleriyle yapılmış ve çevresinde kazılı çukuru bulunan, korunmaya elverişli, kare biçimindeki ev. | Ateş etmeye olanak verecek biçimde hazırlanmış delik ve mazgalları bulunan yer. )
- EVANTRASYON/EVENTRATION[İng.] değil/yerine/= KARIN DIŞINA ÇIKMA, EVİSERASYON
- EVİRME/EVİRTİM/YANSIMA = AKİS/İNİKÂS/İFRAĞ = CONVERSION[İng., Fr.] = KONVERSION[Alm.] = CONVERSIO[Lat.]
- EVİSERASYON/EVISCERATION[İng.] değil/yerine/= KARIN DIŞINA ÇIKIM
- EVLİLİK ile/ve/değil KUTSAL EVLİLİK
( Bir başkasıyla. İLE/VE/DEĞİL Kendinle. )
( Gövdeyle. İLE/VE/DEĞİL Zihninde. )
( MÜTEEHHİL[< EHL]: Evlenmiş, evli, teehhül etmiş. )
- EVREN "ANLAYIŞI/KABULÜNDE":
"AÇIK" ile "DÜZ" ile "KAPALI"
( k=-1 İLE k=0 İLE k=1 )
( Ω < 1 İLE Ω = 1 İLE Ω > 1 )
- EVREN = KÂİNAT = COSMOS[İng., Fr.] = KOSMOS[Alm.] = KOSMOS[Yun.]
( VAROLANLARIN HEPSİ | OLANLAR | AYALTI DÜNYA [olarak kabul edilirdi] )
- EVRENBİLİM = KEVNİYAT = COSMOLOGY[İng.] = COSMOLOGIE[Fr.] = KOSMOLOGIE[Alm.] = COSMOLOGIA[Lat.] = KOSMOLOGIA[Yun.]
- EVRENDOĞUM = KİYANİYAT, TEŞEKKÜL-İ ÂLEM = COSMOGONY[İng.] = COSMOGONIE[Fr.] = KOSMOGONIE[Alm.] = KOSMO-GONIA[Yun.]
- EVRENİN:GENİŞLEMESİ ile/ve/||/<>/> KARANLIK ENERJİ
( 1965 ile/ve/||/<>/> 1967 )
- EVRENSEL ile KÜRESEL/KÜREVİ
( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )
( UNIVERSAL vs. GLOBAL )
- EVRENSELLER ile/ve/<> KENDİN
( Filozoflar. İLE/VE/<> Peygamberler. )
( Genel/e. İLE/VE/<> Özel/e. )
( Evrensellere katılmayanlar, özelin sofrasına da oturamaz. )
- EVRENSEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KALICI/LIK
- EVRENSEL/LİK ile KÜRESEL/LİK
( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )
( UNIVERSAL vs. GLOBAL )
- EVVEL[Ar.] ile KABLE[Ar.]
- exsic.[Lat. < EXSICCATUS] değil/yerine/= KURU, KURUTULMUŞ
- EYLE! ve/||/<> GÖSTER! ve/||/<> KANITLA!
( Konuşmak yerine. VE/||/<> Söylemek yerine. VE/||/<> Söz vermek yerine. )
( Instead of talk! AND/||/<> Instead of say! AND/||/<> Instead of promise! )
( ACT! and/||/<> SHOW! and/||/<> PROVE! )
- EYLEM:
KARINCA[< KARIŞTIRARAK] ve/||/<> KARARINCA/KARARINDA
- EYLEM ve/||/<>/> ANDA OLMAK ve/||/<>/> KENDİLİĞİNDENLİK ve/||/<>/> YARATICILIK
- EYLEM ile/||/<> EK EYLEM/MECHÛL ile/||/<> EYLEMLİK ile/||/<> ETKEN/EDEN ile/||/<> EDİLGEN EYLEM ile/||/<> BUYRUM ile/||/<> ORTAÇ/FERÎ FİL ile/||/<> GEÇİŞLİ/MÜTEADDÎ ile/||/<> GEÇİŞSİZ/LÂZIM ile/||/<> KİŞİSİZ/MEÇHUL
( ... İLE/||/<> Ad soylu dil birimlerinin yüklem işlevi üstlenmesini sağlayan eylem. İLE/||/<> Başlıca işlevi, eylemin belirttiği oluşu göstermek olan ad özellikli eylemsi. İLE/||/<> Etken biçimde oluşa katılan öğe. İLE/||/<> Öznenin, yapılan işin etkisi altında kaldığını belirten çatıyla kurulan eylem. İLE/||/<> Eylemin yapılması gerektiğini buyurarak anlatan isteme kipi. İLE/||/<> Eylemden türemiş, çoğunlukla ön ad/sıfat, bazen de ad olarak kullanılan eylemsi. İLE/||/<> Nesneyle kullanılan eylem. İLE/||/<> Nesnesiz kullanılan eylem. İLE/||/<> Kişi belirtisi olmayan eylem kipleri ile üçüncü tekil kişi çekimlerinde öznesi belirli olmayan eylem biçimleri için kullanılan bir tanım.+ Diller/Arapca )
- EYLEM/FİİL ve/> KEMÂL
- EYLEMSİZ HAREKET ile/ve/||/<> KÜTLE ÇEKİMİ ALTINDAKİ NESNENİN HAREKETİ
- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ve/||/<> GÖRELİLİK ve/||/<> HOLOGRAFİK EVREN ve/||/<> SİBERNETİK ve/||/<> KUVANTUM
- EYTİŞİM ile/ve KAVRAMSAL EYTİŞİM
- EZBER BOZMAK ile KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRMAK
- [ne yazık ki]
EZBERE YAŞAMAK ve/||/<>/> KÖTÜLÜK
- EZEL ile KADÎM
- EZMEK ile/ve/<> KÜÇÜK DÜŞÜRMEK
- ƏRİK[Azr.] = KAYISI[Tr.]
- F. NIETZSCHE ve/||/<> S. FREUD ve/||/<> K. MARX
- F ve/||/<> S ve/||/<> T ve/||/<> K ve/||/<> Ç ve/||/<> Ş ve/||/<> H ve/||/<> P
[FISTIKÇI ŞAHAP]
( Bu harfler, ayrık de'lerin kullanımı dışında, ancak, buradaki öteki harflerle kullanılır.
Levent'te | Erdinç'te | Sınıfta | Geçitte, Geçişte | Sancak'ta | Sehpada | Edip'te | Sevinçte, Sevinç'te | Elektrikçi )
- FAİL ve KÂBİL
- FAKİR ile/ve/değil/yerine KANAATKÂR
- FAKSİYON değil/yerine/= KURUMLAR
( KURUMLAR )
- FANİLA[İt. < FLANELLA] ile KAŞKORSE[Fr. < CACHE-CORSET]
( Genellikle ince pamuk ipliğinden dokunmuş, ten üzerine giyilen iç çamaşırı. Örülmüş ya da dokunmuş, hafif ve gevşek kumaş. İLE İnce kadın fanilası. )
- FARE ile KALEMİS
( ... İLE Bir tür misk faresi. )
- FARE ile/ve KESEĞEN
- FARE ile KIR FARESİ/SİVRİ FARE/SOREKS
( ... İLE Uzun burunlu, hortum gibi burnu olan bir fare. Bir numaralı ölüm makinası. Her dakika bir canlı yemek zorundadır. )
( MOUSE vs. SHREW )
- FARE ile ÇIPLAK, KÖR FARE
( ... İLE Kansere en dirençli/dayanıklı hayvan. )
( ... cum SPALAX TYPHLUS )
- FARE ile/ve KUŞFARESİ
- FARK ile KÂR
( DIFFERENCE vs. PROFIT )
- [ne yazık ki]
FARKINDA OLMAMA ile/ve/<> KABUL ETMEME
- FARZ[Ar.] ile KARZ[Ar.]
- FÂSILA:
SUGRÂ ile/ve/<> KÜBRÂ
( 3 harekeli ve 1 sakin. İLE/VE/<> 4'lü ya da üzeri. )
( [örnek] Kelebek. İLE/VE/<> Otomatik. )
- FASİLITASYON/FACİLITATION[İng.] değil/yerine/= KOLAYLAŞTIRMA
- FASİT DAİRE[Ar.] değil/yerine/= KISIR DÖNGÜ
- FASİT DAİRE[Ar.] değil/yerine/= KISIR DÖNGÜ
- FASL[Ar.] ile KAT'[Ar.]
- FASM[Ar.] ile KASM[Ar.]
- FAY[Fr. < FAILLE] değil/yerine/= KIRIK/YERKIRIĞI
- FAZLA ENERJİ ve/<> KARMAŞA / KARGAŞA
- [ne yazık ki]
(FAZLA) ŞIMARTILAN ÇOCUK ve/||/<>/> KENDİNDEN NEFRET EDEN ÇOCUK
- FEDÂKÂRLIK ile KATLANMA
( EXTREME DEVOTION vs. TO BEAR )
- FEDERASYON ile KONFEDERASYON
( Savunma ve dış politika alanında dayanışma amacıyla birden fazla devletin bir birlik devleti içinde birleşmesi. | Aynı alandaki çeşitli kuruluşları bir arada toplayan dayanışma birliği. İLE Birden fazla ülkenin genellikle dış işleri ve savunma alanlarında federasyona göre biraz daha ılımlı bir bağımlılık içinde ortak politika ve yönetim izleyip öteki alanlarda ise bölgesel yönetimlerinde serbest bulundukları devletler topluluğu. | Çeşitli ortaklıkların, daha çok sendikaların kümeleşmesi. )
- FELEK[Pehlevice] ile KÖTÜLÜK TANRISI
( Kötülük tanrısı. )
- FELSEFE:
BETİMLEME > KAVRAM
( Felsefe, betimlemeden, kavrama geçiştir. )
- FELSEFE ile/ve KELÂM
( Kelâmın anlaşılmayanı kabuğu, anlaşılanı içidir. )
- FELSEFE ve KİŞİSEL YÖNETİM
- FELSEFE ile/ve KÜLTÜR
- FELSEFE ile/ve/değil/||/<>/< KURAM
- FELSEFE ile/ve KURAMSAL/TEORİK AKIL
- FELSEFE ile/değil/>< KUŞKU
( Felsefe, kuşkuyu yok eder/edendir. )
- FELSEFE ve/||/<> SANAT ve/||/<> KEŞİF
( Soyutlayarak[tenzih ederek]. VE/||/<> Benzeterek[teşbih ederek]. VE/||/<> Bireştirerek[tevhîd ederek]. )
( Akıl ile. VE/||/<> Hayal ile. VE/||/<> Kalp ile. )
- FELSEFEDE UCLAR:
İNAK/DOGMA ile/>< KUŞKU
- FELSEFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAMSAL
- FENÂLAŞMAK değil/yerine/= KENDİNDEN GEÇMEK
- FERAHLATMA ve/<> KOLAY(LIK)(ÂSÂN[Fars.])
- FERSAH FERSAH değil/yerine/= KAT KAT
- FES ÇEŞİTLERİ ile/ve KAVUK ÇEŞİTLERİ
( * AZİZİYE * HAMİDİYE * MECİDİYE ile/ve ... )
- FESÂD[Ar.] ile KABÎH[Ar.]
- FETHA ile/ve KESRE/ESRE/HAFZ ile/ve HEMZE ile/ve ÖTRE/ZAMME ile/ve ŞEDDE/TEŞDÎD ile/ve TENVÎN ile/ve NASB ile/ve REF ile/ve İLLET ile/ve MEDD/E ile/ve MEDD-İ LÎN ile/ve LÎN ile/ve VAV-I ATIFA
( a ya da e [düz ve geniş ünlü] okutan üstün imi. İLE/VE/||/<> ı ya da i [düz ve dar ünlü] okutan im. İLE/VE/||/<> Elif, vav, ye, he üzerine konan işaret - gırtlak vuruşu; elifin adı. İLE/VE/||/<> o, ö, u, ü [yuvarlak ünlü] okutan ötre imi. İLE/VE/||/<> Bir yazacı çift okutan ve şedde denilen im. İLE/VE/||/<> Sözcüğün sonunu, nun gibi okutmak üzere konan iki üstün[-en], iki esre[-in], iki ötre[-ün]. İLE/VE/||/<> Yazacın etha'lıymış gibi a ya da e'yle okunması. İLE/VE/||/<> Bir sözcüğü zammeli[ötre - yuvarlak ünlülü (o, ö, u, ü)] okuma. İLE/VE/||/<> Çeker harfleri[matres lectionis] elif, vav, ye yazaçlarından biri. İLE/VE/||/<> elif, vav, y e'yi çekerek uzatma. İLE/VE/||/<> vav ile ye sesçil imsiz[harekesiz] olup kendinden önceki yazaç üstün imi almışsa medd-i lîn olur. İLE/VE/||/<> Yumuşatarak çekme. İLE/VE/||/<> Atıf vavı. Bağlaç. Arapça ya da Farsça iki sözcüğü birbirine bağlarken, ilk sözcük ünsüzle bitmişse bu yazacı ü gibi okutur [ilim ve irfan~ilm ü irfan], ünlüyle bitmişse iki sözcüğü bağlayan vav, vü biçiminde okunur [kaza ve kader / kaza vü kader]. )
- FETVÂ ile KAZA-İ KARAR
- FEVERÂN[Fars.] ile KAYNAMA | FIŞKIRMA
( KAYNAMA, GALEYAN ETME | FIŞKIRMA )
- FEVERAN değil/yerine/= KÖPÜRME/PARLAMA
- FİBULA ile KAVAL KEMİĞİ
( FIBULA vs. TIBIA )
- FİDANLIK ile/ve KERDE
( ... İLE Sebze fideliği. )
- FİDYE[Ar.] değil/yerine/= KURTULMALIK
- FİL[Ar. < FÎL] ile KİNCER[Fars.]
( ... İLE Büyük fil. )
( EFYÂL/FÜYÛL[Ar. < FÎL]: Filler. [bilinen büyük hayvanlar] )
- FILAGELLA değil/yerine/= KAMÇI
- FİLİZ ile/ve KIVILCIM
( "SHOOT" vs./and "SPARK" )
- FİLMDE/SİNEMADA:
BELGESEL ile/ve/||/<>/> KURGU/KURMACA
- FİLOGENETİK ile KLADİSTİK
( Türlerin evrimsel ilişkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Türlerin evrimsel ilişkilerini ortak atalara göre sınıflandıran yöntem. )
- FİLOZOF ile/ve/= KELDANÎ
- FINDIK ile KURU DUT/KURU ÜZÜM(CURRANT/RAISIN)
( Karıştırmamak değil, karıştırıp afiyetle yemek gerekiyor. )
- FİRAR (ETMEK) değil/yerine/= KAÇIŞ / KAÇMAK
- FİRARİ[Ar.] değil/yerine/= KAÇAK
- FIRSATÇI/ÇIKARCI ile/değil KÂMİL
- [ne yazık ki]
!FIRSATÇILAR ile/ve !KONFORCULAR
- FIRTINA[İt. < FORTUNALE] ile KASIRGA
( Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr. | Bu rüzgârın denizde ya da kum çöllerinde yarattığı dalgalanma. | Güç atlatılan kötü durum. | Karşıt düşünce ya da durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı. İLE Rüzgâr çizelgesinde hızı 64 ya da daha fazla deniz mili olan ve kuvveti 12 ile gösterilen rüzgâr. | Duyguların patlak verişi, büyük heyecan, coşku. )
( ÂSIFE ile İ'SÂR )
( ... ile BÂD-GERD )
( STORM vs. HURRICANE )
- FIRTINA ile KIRLANGIÇ FIRTINASI
( ... İLE Nisan ayının ilk günlerinde görülen fırtına. )
- FİŞFİKLEMEK ile KIŞKIRTMAK
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU
( 1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü )
( MUHÂCEZE: Fısıldamak. )
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU:
1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü.
- FİŞİNİ ÇEKMEK ile/||/<> KALEMİNİ KIRMAK
- FIŞKI ile/ve MAYIS/TEZEK ile/ve KESEK
( Taze gübre. İLE/VE Taze sığır gübresi. | Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı. İLE/VE Sıkışmış, kuru toprak parçası. )
- FISTIK ile KÜRKAS
( ... İLE Hintfıstığı. )
- FITIK/DEBE/KAVLIÇ[yerel]/ÜDRE[Ar.]/HERNIE[Fars.] değil/yerine/= KASIK YARIĞI/ÇATLAĞI
- FITNAT[Ar.] ile HİZK[Ar.] ile KEYS[Ar.]
- FİTNE[Ar.] değil/yerine/= KARGAŞA
- FİTNE ve KİBİR
- FİZİK ile/ve/||/<> KİMYA
( Katının/sertin bilgisi/bilimi. İLE/VE/||/<> Sıvı, gaz ve yumuşağın bilgisi/bilimi. )
(
Fizik ile Kimya Arasındaki FaRkLaR
Tanımlar
Fizik: Nesne ve enerjinin temel yasalarını inceleyen bilim dalıdır. Güç, hareket, enerji, elektrik, manyetizma, ışık ve kuantum gibi konularla ilgilenir.
Kimya: Nesnelerin yapısını, bileşimini, özelliklerini ve birbiriyle nasıl etkileşime girdiğini inceleyen bilim dalıdır.
Fizik ve Kimyanın İlişkisi
İki bilim dalı, çok noktada kesişir. Termodinamik, kuvantum mekaniği ve malzeme bilimi gibi alanlar, hem fizik, hem de kimyanın çalışma konusudur.
Fizik ve Kimyanın Farkları
Fizik | Kimya |
---|---|
Daha genel yasalar ve evrensel ilkelerle ilgilenir. | Nesnenin özellikleri ve değişim süreçleriyle ilgilenir. |
Genellikle matematiksel modellemelerle açıklanır. | Deneysel süreçler ve moleküler yapı çözümlemeleri içerir. |
Atom altı parçacıklar, kuvantum mekaniği, elektromanyetizma gibi alanları kapsar. | Kimyasal bağlar, tepkimeler, organik ve inorganik nesneleri kapsar. |
- FİZİK ile/ve/||/<>/> KİMYA ile/ve/||/<>/> DİRİMBİLİM
( [nesne ...] Kımıldamıyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kokuyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kımıldıyorsa. )
( ... ile/ve/||/<>/> 1790'dan sonra. ile/ve/||/<>/> 1850'den sonra. )
- FİZİK ile KUVANTUM FİZİĞİ ile TERMO DİNAMİK
- FİZİKSEL DEĞİŞİM ile/ve/||/<> KİMYASAL DEĞİŞİM
( Nesne, kimyasal olarak değişmez fakat fiziksel durumu değişir. İLE/VE/||/<> Yeni nesnelerin oluştuğu tepkime. )
- FİZİKSEL KİMYA ile/||/<> KOLLOİD VE YÜZEY KİMYASI
( Kimyasal süreçlerin fiziksel özelliklerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kolloid ve yüzeylerdeki kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )
- FİZİKSEL NİCELİK İKİLİĞİ ile KİMYASAL NİCELİK İKİLİĞİ
- FLAPPING TREMOR ASTERIXIS, FLAPPING TREMOR[İng.] değil/yerine/= KANAT ÇIRPINTISI
- FLORA ile KANOPİ
( Bir bölgede bulunan bitkilerin tümü. İLE Ant dağlarında bulunan, ağaç ve bitkilerin tümü. )
- FOBİ değil/yerine/= KORKAV
- FOBİ/PHOBIA[İng.] değil/yerine/= KORKU
- FOK ile KÖRFEZFOKU ile KEŞİŞFOKU ile KULAKLIFOK ile FİLFOKU
( Ayıbalığı, denizkoyunu. İLE Kuzey yarımkürede yaşayan. İLE Tropik ya da astropik bölgelerde yaşayan. İLE Kuzey denizlerinde yaşayan. İLE Çok iri yapılı fok. Denizfili. )
( Fok, İstanbul Boğazı'nın simgesidir. )
( PHOCA )
- FOLİKÜL/FOLLICLE[İng.] değil/yerine/= KESECİK
- FOLYA ile KULAKLI FOLYA
- FONOKARDİYOGRAM/PHONOCARDIOGRAM[İng.] değil/yerine/= KALP SES ÇİZGESİ
- FORMA değil/yerine/= KALIP, | ÜLGÜ
- FORMÜL[Fr.] değil/yerine/= KALIPÇA
- FORMÜLE ETMEK değil/yerine/= KALIPÇALAMAK
- FORNİKS/FORNIX[İng.] değil/yerine/= KEMERSİ YAPI | ÇIKMAZ | KATLANTI
- FOSFAT ile KAPNİSİT
( ... İLE Hidratlı doğal alüminyum fosfat. )
- FOTOSENTETİK PİGMENT ile KLOROFİL
( Bitkilerin ışığı emip enerjiye dönüştüren pigmentleri. İLE Fotosentezde en önemli rolü oynayan yeşil pigment. )
- FOTOSENTEZ ile KLOROFİL
( Bitkilerin güneş ışığı kullanarak besin üretme süreci. İLE fotosentez için gerekli olan yeşil pigment. )
- FRAGMAN ile/ve/||/<> KOMPARTIMAN
- FRAJİL[İng./Fr. FRAGILE] değil/yerine/= KIRILGAN
- FRAJİLITE/FRAGILITY[İng.] değil/yerine/= KIRILGANLIK
- FRAKTAL/LER ve KUVANTUM
( KUVANTUM:
* Gözlenen ile gözleyeni ayrı saymaz. Birbirini etkilerler.
* Süreksiz ve kesiktir.
* Olasılıklar üzerinedir. )
- FRAKTÜR/FRACTURE[İng.] değil/yerine/= KIRIK
- FRESK ile/||/<> KÖŞEBENT ile/||/<> KEMER ile/||/<> TEPELİK
( Yaş sıva üstüne boya ile yapılan resim ve süsleme. İLE/||/<> Dikdörtgen ve kare formlu biçimlerde köşelere yapılan süsleme. İLE/||/<> Dairesel, örgülü ara taşıyıcı ve bezeme öğesi. Düşey güçleri yatay güçlere çevirip kemer ayaklarından zemine taşıyan geçiş ögesi. İLE/||/<> Kompozisyonu oluşturan süs düzeninin üst ya da tepe bölümlerinde bulunan motifler. )
- FRONTAL DÜZLEM/FRONTAL PLANE[İng.] değil/yerine/= KORONAL DÜZLEM
- FUÂD ile/ve/<> KALB
( Öze yönelik (ise). İLE/VE/<> Duyulara yönelik (ise). )
( Telvin. İLE/VE/<> Temkin. )
( Kalp, yürek, gönül, kalpteki yaşam noktası. [Nokta-yı süveyda, Nazargâh-ı ilâhî] İLE ... )
- FUHŞ[Ar.] ile KUBH[Ar.]
- FUNDAMENTALİST değil/yerine/= KÖKTENKÖNECİ
- FUNDAMENTALİZM değil/yerine/= KÖKTENKÖNECİLİK
- FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN
( Önce furkan, sonra Kur'ân. )
( Doğada. VE/+/||/<>/>/< Dilde. )
( Toplanma. VE/+/||/<>/>/< Yayılma. )
( İlim[4]. VE/+/||/<>/>/< İrfan[2] [= 6]. )
( 4[Evvel+Âhir+Zâhir+Bâtın]. VE/+/||/<>/>/< 2[Zaman ve Zemin] [= 6]. )
( Kur'ân, Kelâmullah'ın fotoğrafıdır. )
( Kur'ân, sana özel gönderilen mektup gibi okunmalıdır! )
( Çözümleme. VE/+/||/<>/>/< Birleştirme. )
- FURKANSIZ KUR'ÂN ile KUR'ÂN'SIZ FURKAN
( Sabit düşünce, dogma. İLE Doğru yoldan çıkma, eğri/yanlış yola sapma, dalâlet. )
- FUTBOL ile KRİKET[Fr. < CRICKET]
( ... İLE On birer kişilik iki takım arasında, küçük ve ağır bir topu, ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla oynanan bir oyun. )
- FÜZYON/FUSION[İng./Fr.] değil/yerine/= KAYNAŞMA
- GADDAR[Ar.] değil/yerine/= KIYGICI
- GAFLET ile/ve KİBİR
- GAİB[< GAYB,GIYÂB] ile/değil/yerine/= KAYIP
( Göze konu ol(a)mayan. | Hazır olmayan, yok olan, kayıp. | Görünmeyen [hakikat ile bilinir]. | Belirsiz, bilinmeyen, gayb-ı izâfî, gayb-ı mutlak. | Üçüncü kişi, O. )
- GAKGOŞ[Elazığ'da]["GAKKOŞ" değil!] ile/||/<> KARDEŞ/AĞABEY
- GALEBE[Ar.] ile KAHR[Ar.]
- GALEBE[Ar.] ile KUDRET[Ar.]
- GALETA[İt. < GALLETTA] değil/yerine/= KIRIKKIRAK
( Çubuk biçiminde gevrek peksimet. )
- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]
( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )
- GAM ile/değil/yerine KAYGI
( Uyku getirir. İLE Uyutmaz. )
( Kalbe zarar verenler. )
- GANDHA = KOKU
- GARÂBET[Ar.] ile KARABET
( Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık. | Ne demek olduğu herkesçe anlışılmayacak sözcük ve tâbirlerin söz arasında kullanılması. İLE Yakınlık. | Hısımlık. )
- GARANTİCİ/LİK ile/ve/değil/||/< KORKAK/LIK
( Doğru yolu görüp de gitmemek, korkaklıktır. )
- GARÎB ve/<> KARÎB
( Garib olan, karîb olur. )
- GARİBİM ile/değil KARÎBİM
- GARİP/GARİBAN[Ar.] değil/yerine/= KİMSESİZ
- GARS ile/||/<> KAL ile/||/<> KÂL
( Ağaç, fidan dikmek. İLE/||/<> Ağaç sökme, çıkarmak. İLE/||/<> Söz, konuşmak. )
- GASBETMEK değil/yerine/= KAPALLAMAK
- GASP değil/yerine/= KAPAL
- [ne yazık ki]
!GASP ile/ve/||/<>/> !KARMANYOLA[İt. < CARMAGNOLA]
( Bir nesneyi, sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma. İLE/VE/||/<>/> Kent içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk. )
- GATE[İng.] değil/yerine/= KAPI
- GAYDA/TULUM ile KALİNKA
( ... İLE Rus gaydası. )
- GAYRİ AHLÂKÎ değil/yerine/= KILINÇ DIŞI
- GAYRİSAFİ MİLLİ HÂSILA değil/yerine/= KESİNTİSİZ ULUSAL GELİR
- GAYZERİT[Fr. < GEYSÉRITE] değil/yerine/= KAYNAÇTAŞI
( Volkan bölgelerinde oluşan silisli çökelti. )
- GAZ ve/<> KABIZLIK/İNKIBAZ
- GAZ KATI
- GAZ ile KRİPTON[Fr. < KRYPTON]
( ... İLE Atom numarası 36, atom ağırlığı 83,8 olan, atmosferde yarım milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz bir soy gaz. [simgesi Kr] )
- GAZ ile KSENON[Fr. < XENON]
( ... İLE Atom numarası 54, atom ağırlığı 131,30 olan, havada on milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz asal gaz. [simgesi: Xe] )
- GAZETE OKUMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine KİTAP OKUMAK
- GECE/KARANLIK ile/ve/değil KAR FIRTINASI/TİPİ
- GECE ile/ve KARANLIK GECE
( ŞEB-İ YELDÂ: En uzun gece/ler. [20. ve 26. günleri arasındaki 1 haftalık süre.] | 22 Aralık'taki en uzun gece. )
( NIGHT vs./and DARK NIGHT )
- GECELERİ BİSİKLETTE:
SİYAH ile MAVİ ile KIRMIZI ile SARI ile BEYAZ ile YEŞİL
( Görünmez. İLE 17 m.'ye kadar. İLE 24 m.'ye kadar. İLE 37 m.'ye kadar. İLE 55 m.'ye kadar. İLE 130 m.'ye kadar. )
- GEÇİCİ ile/ve KALICI
( Kendi, istikrarlı, sabit olmayan bir zihinde, herhangi bir şey nasıl kalıcı olabilir? )
( Geçici olanın içindeki kalıcı olanı, gerçek olmayanın içinde gerçek olanı araştırın. )
( Geçicilik, gerçek olmayışın kanıtıdır. )
( Geçicilik, gerçekdışılığın en iyi kanıtıdır. )
( Olgun kişinin nutuğu, içerikli; yaşama biçimiyse kalıcı olmalıdır. )
( TEMPORARY vs./and PERMANENT
How can anything be steady in a mind which itself is not steady?
Enquire what is permanent in the transient, real in the unreal.
Transiency is the best proof of unreality. )
- GEÇİRMEK ile KAKALAMAK
- GEÇİT ile/ve KOYAK/KISIK/KLÜZ
( ... ile/ve VADİ )
- GEÇMİŞ:
"EV GİBİ" değil/yerine/>< KİTAP GİBİ
- GELEN ile/ve/=/||/<> GİDEN ile/ve/=/||/<> KALAN
( Üçü de "Bir"! [Fark yoktur, "aranmaz"/bulunmaz!] )
( ['e ...]
"Git" dememek. İLE/VE/=/||/<> "Kal" dememek. İLE/VE/=/||/<> ... )
- GELENEK:
DÜZ değil KIRILMALI
- GELENEKSEL ile/ve/değil/yerine/||/<> KAVRAMSAL
- GELENEKSELLEŞME/GELENEKSELLİK ile/ve/||/<>/< KURUMSALLAŞMA/KURUMSALLIK
- GELENEKTE, TEVHİD:
AKIL ÜZERİNDEN ile/ve/> KALP VE DUYGU ÜZERİNDEN
( Tenzih ile. İLE/VE/> Teşbih üzerinden. )
( İkisinde de, sur üflenerek çağrılırdı. )
- GELİN ile/değil KUMA
- GELİNCİK ile/<> KAKIM/KAKUM/ERMİN/AS/AZ[dvlgtrk]
( ... İLE/<> Kutup gelinciği. Sansargillerden, yazın, esmer kırmızı, kışın beyaz renkli gelincik. )
( İLE/<>
)
( WEASEL vs./<> ERMINE )
( MUSTELA NIVALIS cum/<> MUSTELA ERMINEA )
- GELİNCİK ile/||/<> KIRLANGIÇ OTU
( .. İLE/||/<> Gelincikgillerden, çiçekleri altın ve limon sarısı renginde olan, tanelerinden asitsiz bir yağ elde edilen çok yıllık ve otsu bir bitki. )
- GELİNHAVASI = KUŞKİRAZI
- GELİR VERGİSİ ile KURUMLAR VERGİSİ
- GELİR ile/ve KAZANÇ
( İRAT ile/ve ... )
( INCOME/REVENUE vs./and EARNINGS/GAIN )
- GELİŞİGÜZEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KENDİNCE
- GELİŞİGÜZELLİK ile/ve KEYFÎLİK
( CASUAL vs./and ARBITRARINESS )
- GEMİ ile KALİTE
( ... İLE Osmanlılar'da bir tür gemi. )
- GEMİ ile KALOMA
( ... İLE Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü. )
- GEMİ ile KARAKA
( ... İLE Osmanlılar'da bir tür gemi. )
- GEMİ ile KRUVAZÖR[Fr. < CROISEUR]
( ... İLE Deniz yollarını gözetmek, deniz ve hava filolarına kılavuzluk etmek amacıyla topla silahlandırılmış hızlı savaş gemisi. )
- GEMİLERİ YAKMAK ile/ve KÖPRÜLERİ ATMAK
- GEN/GENE[İng.] değil/yerine/= KALITLIK
- GEN ile/ve/||/<>/> KROMOZOM
( DNA'nın işlevsel bir birimi. İLE/VE/||/<>/> Genleri taşıyan yapı. )
- GENEL AF ile/ve/değil KISMÎ GENEL AF
- GENEL ile/ve/değil/<> KABUL
- GENEL ile/ve KAPSAYICI
- GENELLEME ile/ve/<>/|| KABUL
- GENETİK[Alm./İng.] değil/yerine/= KALITIMBİLİM
( Kalıtım bilimi.| Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen. | Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili. )
- GENİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAPSAMLI
- GENİŞ ile/ve/||/<>/< KUŞATICI
- GERÇEK DOST:
İYİ GÜNDE ve/||/<> KÖTÜ GÜNDE
( Davetle gelir. VE/||/<> Kendiliğinden gelir. )
- GERÇEK ile/ve/değil/yerine KESİN/LİK
( [not] REAL vs./and/but DEFINITE/NESS
DEFINITE/NESS instead of REAL )
- GERÇEK ile/değil/>< KURGU
( )
- GERÇEKLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> KAZANIM
- GERÇEKLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve NEDENSELLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve KİŞİ ZİHNİ
- GERÇEKLİK/HAKİKAT =/< KUŞKU BULUNMAYAN/BARINDIRMAYAN
- GERDEL[Yun.] ile/değil/yerine KOVA
( Gemilerde, temizlik işlerinde kullanılan, saç ya da pirinç çemberli tahta kova. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )
- GEREKLİLİK ve/> SÜREKLİLİK ve/> KESİNLİK
( NECESSITY and/> CONTINUITY and/> CERTAINTY )
- GEREKSİNİM ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN
( ... İLE/VE/<> Gereksinimlerinin gereksinimi(/hedefi) durumuna getirilmiş/düşürülmüş olan. )
- GEREN ile KEPİR/ŞÛRE[Fars.]
( Kuruyunca çatlayan toprak. İLE Çorak toprak. )
- GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI
( Gebelik süreleri 540 gündür. )
( Yaşayan, ancak beş gergedan türü vardı.[22 Mart 2018 itibariyle, dörde düştü. Son akgergedanın da ölmesiyle bir tür daha, rezil avcı bozuntuları eliyle yok edilmiş oldu ne yazık ki. :( (((((( ] )
( Yaşayan Endonezya gergedanı sayısı sadece 60'tır. En çok tehlike altında olan dördüncü türdür. )
( Tümüyle keratinden oluşan bir boynuza sahip tek hayvandır. )
( Sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak kemik özü bulunmaz. )
( Boynuzları hasar gördüyse bazen düşerler. Gençlerinin boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. )
( Boynuzları olmayan dişil gergedanlar yavrularına düzgün bir biçimde bakamazlar. )
( Gergedanların çok gelişmiş koku ve işitme duyuları vardır fakat görme duyuları kötüdür. )
( Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. )
( Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ya da dışkılarlar. )
( Saldıracaklarında, Asya'dakiler ısırır, Afrika'dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla saldırırlar. )
( Siyah Afrika Gergedanı, kısa bacaklarına karşın, saatte 55 km. hıza ulaşabilir. )
( Türk mitolojisinde hayvanların kralı olarak kabul edilir. )
- GERİLLA[Fr. < GUERILLA] ile/>< KONTRGERİLLA[Fr. < CONTRE-GUERILLA]
( Düzenli bir orduya karşı küçük birlikler hâlinde çatışan, hafif silahlarla donatılmış topluluk. | Bu topluluktan olan kişi. | Bağımsız bir biçimde hareket eden çete. İLE Gerilla güçlerine karşı oluşturulmuş güç. )
- GERİNME ile KASILMA
( TO STRETCH vs. SPASM )
- GEVEZE/YANŞAK, "ÇENESİ DÜŞÜK" ile/değil/yerine KONUŞKAN
- GEVEZE/YANŞAK ile/ve KAVVAL[Ar. KAVL]
( Çenesi düşük, çok ve gereksiz konuşan. İLE/VE Sözü yerinde söyleyen. | Geveze. | Şarkıcı. )
( BEZİR [BEZER: Gevezelik], BİZLÂH ile KAVVAL )
( BÂZENDE-ZEBÂN, BESGÛY )
- GEVEZELİK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ GELİŞTİRMEK
- GEYİK ile KANADA GEYİĞİ/MUS
- GEYİK ile/ve KANÇİL
- GEYİK ile/ve KARİYAKU
- GEYİK ile/ve KATIRGEYİĞİ
- GEYİK ile/ve KIZILGEYİK
- GEZEGEN ile KÜÇÜK GEZEGEN/ASTEROİD[NEA]
( PLANET vs. PLANETOID )
- GEZEGEN ile/ve/||/<> KÜÇÜK GEZEGEN(PLANETOİD)
( ... İLE/VE/||/<> Güneşin çevresinde eliptik bir yol izleyen küçük gezegenler. )
( ... İLE/VE/||/<> Pallas ve Vesta. )
- GEZEGENLERİN ÖLÇÜMÜNDE:
GÜNEŞTEN UZAKLIK ile/ve/||/<>/> YÖRÜNGE VE DÖNME DÖNGÜLERİ ile/ve/||/<>/> KÜTLE ile/ve/||/<>/> YARIÇAP ile/ve/||/<>/> YOĞUNLUK
(
|
- ... GİBİ ile ... KADAR
( LIKE AS ... vs. AS MUCH AS ... )
- GICIK OLMAK ile KIL OLMAK
- GİDECEKSEN KALMA! ve/||/<> KALACAKSAN GİTME!
- GİDERMEK ile KARŞILAMAK
- GİDİŞ ile/ve KURTULUŞ
( TO GO vs./and SALVATION )
- GINÂÎ[Ar.]/LİRİK[Fr.] değil/yerine/= KOŞUK
( LİRİK: Coşkun, esinle dolu. | Eski Yunan yazısında, lir eşliğinde söylenilen. Koşuk. | Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile getiren yazın. )
- GİRDİ ile/ve/||/<>/> KAZANIM
- GİRESUN ile/ve KİRAZ
( ... İLE/VE Giresun'da, dağlık bir bölgeye verilen ad. )
- GİRİŞ ile/ve KAPI
( ENTRANCE vs./and DOOR )
- GİRİŞİM/GİRİŞMEK ile KALKIŞMAK
- GIYABINDA değil/yerine/= KENDİ YOKKEN
- GIYBET:
KİBİRDEN ile KİNDEN
( Şirk'e kadar bile gidebilir. İLE Kini olanın dini olmaz. )
- GİYİNMEK ile/ve KUŞANMAK
- GİYSİ/KIYAFET ile/ve KOSTÜM
- GİZLİ ile/ve/değil/yerine KİŞİYE ÖZEL
- GLAYÖL[Fr. < GLAIEUL] değil/yerine/= KUZGUNKILICI
( Süsengillerden, uzun, ensiz ve sivri yapraklı bir süs bitkisi. )
( GLADIOLUS ILLYRICUS )
- GLİKOLİZ ile/ve/||/<>/> ÜRETİM/KREBS DÖNGÜSÜ
( Glikozun pirüvata dönüştüğü süreç. İLE/VE/||/<>/> Pirüvatın CO2 ve H2O'ya dönüştüğü süreç. )
- GLOBAL/LEŞ(TİR)MEK değil/yerine/= KÜRESEL/LEŞ(TİR)MEK
- GLOKOM[Fr.] değil/yerine KARASU
( Ağır akan su. | Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe neden olabilen bir göz sayrılığı. )
- GLOKOM ile/||/<> KATARAKT
( Göz içi basıncının artmasıyla optik sinir hasarına neden olan bir sayrılık. İLE/||/<> Göz merceğinin bulanıklaşmasıyla görme kaybı. )
- GNOSTİK ile KADÎM
- GÖBEK:
TANE ile KAFES ile RULMAN
- GÖDEN ile/ve/< KOLON
( Kalınbağırsağın son bölümü. İLE/VE Kalınbağırsağın gödenden önceki bölümü. )
( Bir de "Müdür" öyküsü vardır. Bilenler bilir. Bilmeyenler çevrelerindeki bilenlerden dinleyebilir. )
- GÖKDELEN:
BÜYÜKLÜK değil KÜÇÜKLÜK
- GÖKE(BARÇA[İt. < BARZA]) ile/ve KUKA[Yun.]
- GÖKNAR ile KAZDAĞI GÖKNARI
- GÖKSU YALISI/KASRI ya da KÜÇÜKSU YALISI/KASRI
- GÖL ile KOROLEV GÖLÜ
( Dünyada. İLE Mars'ta. )
( ... İLE 82 km. genişliğindeki dev kraterin, 4 milyar yıl önce, suyun bol olduğu zamanlarda oluştuğu öngörülüyor. )
- GÖLGE ile KÖŞİGE
( ... İLE Zayıf gölge. )
- GÖLGE ile/ve KUZ
( ... İLE/VE Gölgede kalan yan. )
- GÖLGELEMEK ile/ve/||/<> KAPATMAK
- GÖNDERME ile/ve/değil/yerine/<> KATKI
- GÖNÜL:
ONA...
KAYAR ve/||/<>/> KAÇAR
- GÖNÜLLÜ ile/ve/değil/<> KATILIMCI
- GÖNÜLLÜLÜK:
ÜCRETSİZ YAPILAN İŞ/LER değil KARŞILIKSIZ GELİŞİM
- GÖRELİLİK(İZÂFİYET) ile KUVANTUM
- GÖRMEK/BAKMAK KATILMAK
- GÖRMEK ile/ve KABUL ETMEK
( "TO SEE" vs./and TO ACCEPT )
- GÖRMEMEK ile/ve/değil "KATLANMAK"
- GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK ile/ve/<> KAÇMAK
- [önce] | "GÖRMEMEZLİKTEN GELİRLER"
sonra
"ALAY EDERLER"
sonra
"SAVAŞIRLAR" |
ile/değil/yerine/||/>/><
[sonunda]
KAZANIRSIN
- GÖRÜŞ ile/ve/değil/yerine KAVRAM
( [not] OPINION vs./and/but CONCEPT
CONCEPT instead of OPINION )
- GÖSTERGE ile/değil/||/<>/> KANA[İt. < CANNA]
( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler. )
- GÖSTERMEK ile/ve KANITLAMAK
( TO SHOW vs./and TO PROVE )
- GÖTÜ KALKMAK ile/ve/değil/yerine KANI BİTLENMEK
- GÖVDE ile KONGÖVDE
( ... İLE Palmiyelerde olduğu gibi, üzerinde yaprak kalıntıları, izleri bulunan dalsız, budaksız gövde. )
- GÖVDE ve/||/<> ZİHİN ve/||/<> KALP ve/||/<> HİÇ
( Deneyim aradığımızda. VE/||/<> Bilgiyi aradığımızda. VE/||/<> Tanrı'yı aradığımızda. VE/||/<> Hakikati aradığımızda. )
- ÖLMEK:
GÖVDEDE ile/ve/değil/yerine/<>/< KENDİNDE
- GÖVDEDEN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve TOPLUMDAN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞMAK/DOĞAN
- GÖVDE/MİZ:
OKSİJEN ve/||/<> KARBON ve/||/<> HİDROJEN ve/||/<> NİTROJEN ve/||/<>
KALSİYUM ve/||/<> FOSFOR ve/||/<> + 54 ÖĞE
( %65 ve/||/<> %18 ve/||/<> %10 ve/||/<> %3 ve/||/<> %1.4 ve/||/<> %1.1 ve/||/<> + %0 - 0.99 )
( OXYGEN and/||/<> CARBON and/||/<> HYDROGEN and/||/<> NITROGEN and/||/<> CALCIUM and/||/<> PHOSPHORUS and/||/<> + 54 ELEMENTS )
- GÖVDEMİZİ ...:
(YETERİNCE) KULLANMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/=/||/<>/> KÖTÜYE KULLANMAK
- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR
- GÖZ TANSİYONUNDA:
AÇIK AÇILI ile KAPALI AÇILI
- GÖZ ve/||/<> KALP
( Gülmek için!... :) VE/||/<> Sevmek için!... )
- GÖZ ile KENE GÖZ
( ... İLE Çok küçük gözlü. )
- GÖZ ile/ve/=/<> KİŞİLİK/AKIL
- GÖZ ile/ve/||/<> KULAK
( Simgenin/ibretin müşterisi. İLE/VE/||/<> Sözün müşterisi. )
( Göz, dostu görendir. )
( %84 İLE/VE/||/<> %11 )
( [Renklerde dalgaboyu] 400 - 700 nm. İLE/VE/||/<> 20 - 20.000 Hz aralığı. )
- GÖZDE:
SİYANOLAB ile/ve/||/<> KLOROLAB ile/ve/||/<> ERITOLAB
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- GÖZDEN GEÇİRME ile KOLAÇAN ETME
( ... İLE Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belirli etmeksizin gözden geçirme. )
- GÖZE ORGANELLERİNDE:
KLOROPLAST ile/ve/<> KROMOPLAST ile/ve/<> LÖKOPLAST
( )
- GÖZLEM ile/ve/yerine KATILIM
( Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi gözlemleyin. )
( OBSERVATION vs./and PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of OBSERVATION )
- GÖZLEMSEL BİLGİ ile/ve KATILIMSAL BİLGİ
( OBSERVAL KNOWLEDGE vs./and PARTICIPAL KNOWLEDGE )
- GÖZLÜK ile/||/<> KELEBEK GÖZLÜK
( ... İLE/||/<> Burundan tutturularak kullanılan sapsız gözlük, kıskaç gözlük. )
- GÖZLÜKLÜYILAN(KOBRA[Portekizce'den]) ile/ve KRAL KOBRA
( Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşar. İLE/VE Yılanları -özellikle fare yılanlarını- yerler. )
( ... İLE/VE 18 metre yüksekliğe kadar çıkabilirler. )
( Kobraların doğal tavırları saldırgan değil savunmacıdır. )
( Kobralar flütün görüntüsüne tepki verir, sesine değil! [Sağır değillerdir fakat müziği tam olarak duymazlar.] )
( Belirli bir mesafeden sadece kendi uzunlukları içinde şiddetli bir vuruş yapabilirler. [Dirseğinizi masaya koyup elinizle aşağıya doğru hızla vurur gibi.] )
( COBRA vs./and KING COBRA )
( NAJA cum/et OFIA FEGIS )
- GÖZÜMÜN NURU ve KALBİMİN SÜRÛRU
- GÖZÜPEK = DARING[İng.] = AUDACIEUX[Fr.] = KÜHN[Alm.] = AUDAX[Lat.]
- GÖZÜPEKLİK = DARING, AUDACITY[İng.] = AUDACE[Fr.] = KÜHNHEIT, TOLLKÜHNHEIT[Alm.] = AUDACIA[Lat.]
- GÖZYAŞI ile/ve/değil/<> KANLI GÖZYAŞI
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Göz kapaklarından, burundan ve/ya da bazen kulak yolundan gelen kanın, gözyaşı kanallarından akan kan. )
( LACRIMAE ile/ve/değil/<> HAEMOLACRIA )
- GPS/GLOBAL POSITIONING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL KONUMLAMA DÜZENİ
- DİKENLİ TAHTAKURUSU:
GRİ ile KÜÇÜK ile UZUN HORTUMLU
( Erginleri, 8-12 mm boyunda, kırmızımsı kahverengi, göğüs bölümünde öne doğru uzamış dikensi uzantı taşıyan, huş ağaçlarında beslenen böcek türü.[Yarımkanatlılar (Hemiptera) takımının dikenli tahtakuruları (Acanthosomatidae) ailesinde yer alır.] İLE Erginleri, 9-12 mm boyunda, yeşil renkli, göğüs bölümünde öne doğru uzamış dikensi uzantı taşıyan böcek türü. İLE Kahverengi desenli, uzun hortumlu, göğüs bölümünde öne doğru uzamış dikensi uzantı taşıyan böcek türü. )
( Üçü de Yarımkanatlılar[Hemiptera] takımının dikenli tahtakuruları [Acanthosomatidae] ailesinde yer alır. )
( ELASMUCHA GRISEA cum ELASMUCHA MINOR cum ELASMUCHA LONGIROSTRATA )
- GRİZU ile/ve/||/<> KANARYA
( ... İLE/VE/||/<> Grizu gazını duyumsayabilmesiyle bilinir. )
- GRUP/GROUP[İng.] değil/yerine/= KÜME, ÖBEK
- GRUPLAŞ(TIR)MA ile/ve/değil/ne yazık ki/<> KUTUPLAŞ(TIR)MA
- GTIN/GLOBAL TRADE İTEM NUMBER[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL TICARİ ÜRÜN NUMARASI
- GÜÇ KULLANMAMA İLKESİ ile/ve/||/<> KARIŞMAMA İLKESİ
- GÜÇ ile/ve KUDRET
( Mutsuzluk getirir. Cehaletle orantılıdır. İLE/VE Mutluluk ve anlamlılık sunar. Bilgeliğin bir parçasıdır. )
( Kudret gücü de barındırır ve gücü tek başına ve ayrı olarak düşündürmez. )
( Gücün amacı, dayanma gücünü artırabilmektir. )
( Kontrol edilemeyen güç, güç değildir! )
- GÜÇ = KUVVET = POWER[İng.] = FORCE[Fr.] = KRAFT[Alm.] = FORTITUDO/VIS[Lat.] = PODER[İsp.]
- GÜÇLÜ OLMAK ve/||/<> AKILLI OLMAK ve/||/<> KENDİN OLMAK
( Yalnız başına kalabilecek kadar. VE/||/<> Birarada kalabilecek kadar. VE/||/<> Ayrı kalabilecek kadar. )
- GÜÇLÜ/LÜK ve/||/<>/> KIRILGAN/LIK
- GÜDÜK ile KADÜK[Fr.]
( Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa. | Kuyruğu kesik ya da kopmuş. | Yetersiz, sonuç vermemiş. İLE Değerini/önemini yitirmiş, geçerliliği kalmamış, eskimiş. )
- GÜDÜLENME ve/> KATILIM
( MOTIVATION and/> PARTICIPATION )
- GÜDÜMBİLİM/SİBERNETİK = CYBERNETICS[İng.] = CYBERNÉTIQUE[Fr.] = KYBERNETIK[Alm.] = KYBERNETIKE, KYBERNETES[Yun.]
- GÜFTÂR[Fars.] ile/ve/+/değil/yerine/||/<>/> KÂR[Fars.]
( Söz. İLE/VE/+/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. )
- GUIDELINE[İng.] değil/yerine/= KILAVUZ
- GÜL[Fars.] ile/ve KAMELYA/ÇİNGÜLÜ/JAPONGÜLÜ
( Arı her çiçeğe konar. Güle konmaz ki, incinmesin diye. Bülbül hem kokusuna, hem rengine aşıktır gülün. )
( ... İLE/VE Çaygillerden, büyük, beyaz, pembe ya da kırmızı renkte çiçekler açan, dayanıklı yapraklı bir bitki. )
( İLE/VE/<> ... )
( ... VS./AND Chinese/Japanese rose. )
( VERD ile/ve ... )
( ROSE vs./and CAMELLIA )
( ROSA cum/et CAMELLIA JAPONICA )
- GÜL ile KARA GÜL
( ... İLE Sadece Halfeti'de(Urfa'da) yetişir. )
- GÜL ile "KIRIK GÜL"
( ... İLE Mezar taşlarında kırık bir gül varsa o mezar, genç yaşta ölmüş bir kıza ait olduğunu gösterir. )
( )
- GÜL ile KIZILYAPRAK/KOYUN OTU/FITIK OTU/KUZU PITRAĞI
( ... İLE Gülgillerden, 20-120 santimetre yüksekliğinde, yol kenarlarında biten, sarı çiçek açan, çok yıllık, otsu bir bitki. )
- GÜLMEK ile KİKİRDEMEK
- GÜME GİTMEK ile/ve/||/<> KİM VURDUYA GİTMEK
- GÜNAH ile KEBÂİR[< KEBÎRE]
( Günah. İLE Büyük Günahlar. )
( Kişinin en kolay ve sürekli yaptığı hata/yanlış, en büyük günahıdır. )
- GÜNAH ile/ve/=/>/: KENDİNİ SUÇLAMA
- GÜNDELİK METİN ile KURMACA METİN ile KULLANMALIK METİN
- GÜNDÜZSEFASI = KAHKAHAÇİÇEĞİ :) )))
( İkiçeneklilerden, çoğu kenarı mavi bir çizgi ile çevrili, beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi. )
( CONVOLVULUS PERSICUM )
- GÜNEŞ ve KILIÇ
- GÜNEŞ ile KIŞ GÜNEŞİ
( FELEĞİN GÖZÜ | ATEŞ | ŞEMS | ZİYÂ | ZÜKÂ | AFİTAB(ÂF-TÂB) | HURŞÎD | TÂBE-İ ZER(ALTIN TAVA) | TÂC-I GERDÛN | TÂVUS-I ÂTEŞ-PER | GÜN-EŞ(Güne eş [olan]) | R (harfi) )
- GÜNEŞ ile/ve/değil/||/<>/< KIŞIN DOĞAN GÜNEŞ
- GÜNEY RODEZYA ile/ve/<> KUZEY RODEZYA
( Zimbabwe. İLE/VE/<> Malawi ve Zambiya. )
- GÜNEY YARIM KÜREDE ile/ve KUZEY YARIM KÜREDE
( [Dünyanın, ekseni çevresindeki hareketinden dolayı:] Sağa doğru saparak. İLE/VE Sola doğru saparak. )
- GÜNEY YERUCU/ANTARTİKA'DA:
AITCHO ADASI ve HALFMOON ADASI ve KING GEORGE ADASI
( En kuzeyindeki ada. VE Aitcho'dan sonraki ada. VE Halfmoon'dan sonraki ada. )
- GÜNÜMÜZDEKİ ENTELEKIA ile/değil/yerine KAVRAMSAL ENTELEKIA
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Ereğe bağlı nedenin bilgisi. Aynı ilke altında donanmışlık. )
- GURBET ile/ve KURBET
- GURBET ile/ve KURBİYET
( Yabancılaşma. İLE/VE Yabancılaşmaktan kurtulma. )
( Yabancılaşma, bilinçlenme/şuur içindir. )
- GÜREŞ/JUDO ile KURAŞ/KURASH
( Açıklamalar için burayı tıklayınız... | Ayrıca, www.kurash-ika.org adresinden de yararlanılabilir. )
- GÜREŞ ve/||/<> KAFAKOL
( ... VE/||/<> Güreşte bir oyun türü. )
- GÜREŞ ile KARAKUCAK
( ... İLE Kökeni Orta Asya'ya uzanan, serbest stilde, yağ sürülmeden yapılan en eski, geleneksel Türk güreşi. )
- GÜREŞ ile KÖPEKKUYRUĞU
( ... İLE Yağlı güreşte rakibinin sırtını yere getirmek için onu çenesinden, alnından ya da gırtlağından elle çekip sırtını yere getirmeye çalışma. )
- GÜREŞ ve/||/<> KÜNDE[Fars. < KUNDE]
( ... VE/||/<> Güreşçinin, rakibini altına alıp bir elini önden, ötekini arkadan geçirerek ellerini kilitlemesi. | Düzen, tuzak, oyun, hile. | Suçluların ayağına bağlanan demir halka, köstek. )
- GÜREŞ ve/||/<> KURT KAPANI
( ... VE/||/<> Güreşte rakibi alta düşürdükten sonra üstüne oturarak uylukları arasında ayak bağlama, bir yandan da iki kolu altından el geçirerek ağırlığı bel üzerine verme. )
- GURURUNU/N KIRMAK/KIRILMASI ile/ve/||/<>/> KÜÇÜK DÜŞ(ÜR/ÜL)MEK
- GUT ve/||/<> SERTLEŞME SORUNU ve/||/<> KALP KRİZİ
( Erkeklerde Kol Kola Gezen Üç Rahatsızlık - Murat Kınıkoğlu [Dr.] )
- GÜVEN KAZANMA ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNİ TANITMA
( Yeterli gelmeyebilir. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Hem yeterli gelir, hem geliştirir/ilerletir, hem de güven sunar/kazandırır. )
- [NE YAZIK Kİ]
GÜVENEMEMEK ile/ve/||/<>/> KESTİREMEMEK
- GÜVENSİZ BAĞLANMADA:
KARARSIZ ile KAÇINGAN
- GÜVERCİN ile KAYA/YABANİ/BAYAĞI GÜVERCİNİ
( )
( Evcil güvercinler renk ve desen olarak çok fark gösterir. İLE İki kanadında, iki siyah çubuk dışında soluk gri renklidir. )
( Yaban ortamında, kayalıklar, yuvalama ve üreme için kullanılır. )
( Kökeni Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya'nın Batı'sına dayanan kaya güvercini, dünya üzerindeki kentlere yerleşmiştir. )
( COLUMBA cum COLUMBA LIVIA )
- GÜVERCİN/KÖGÜRÇGÜN[dvnlgttrk] ile KUMRU/HAKURAN
( Cebrail[RUH'ÜL KUDÜS]'i simgeler. İLE ... )
( YEMÂME[Ar.]: Ehlî güvercin. )
( PALAZ: Güvercin yavrusu. )
( MUTÂAME: Güvercinlerin öpüşmesi.
HAMÂME, VERKA[çoğ. VERÂKI] ile KUMRÎ[çoğ. KAMÂRÎ] )
( KEBÛTER, KEFTER, MÜRG-İ NÂME-BER ile ... )
( PIGEON vs. DOVE )
( COLUMBA cum STREPTOPELIA )
- GÜYA ile KENDİNCE
- GÜZEL OLANLAR:
DURUNCA/SUSUNCA ile/ve/yerine KONUŞUNCA ile/ve/yerine HEM DURUNCA/SUSUNCA, HEM KONUŞUNCA
- GÜZEL = GÖZ-EL = BEAUTIFUL[İng.] = BEAU[Fr.] = SCHÖN[Alm.] = KALOS[Yun.] = HERMESO/SA, BELLO[İsp.]
- GÜZELLİK YAPMAK ile KIYAK GEÇMEK
- GVHD/GRAFT-VERSUS-HOST HASTALIĞI GRAFT-VERSUS-HOST DISEASE[İng.] değil/yerine/= KONAĞA KARŞI YAMA SAYRILIĞI
- HABERLER KÖTÜ GELSE DE ile/değil KÖTÜ HABERLER GELSE DE
( Haberlerin, "kişinin algısına/yorumuna göre değişebilir" anlamına gelmesi/getirilebilmesi. İLE/DEĞİL Haberlerin, kötü/olumsuz haberler olduğunu bildirmesi. )
- HACC:
İFRÂD ile/ve/<> TEMETTÛ ile/ve/<> KIRÂN
- HACC[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HACCP/HAZARD ANALYSIS FOR CRITICAL CONTROL POINTS[İng.] değil/yerine/= KRITİK DENETLEME NOKTALARINDA TEHLİKE ÇÖZÜMLEMESİ
- HACİR değil/yerine/= KISIT
- HAD'[Ar.] ile KEYD[Ar.]
- HADEME[Ar.] ile/ve KAVAS[Ar. < KAVVAS]
( Odacı. İLE/VE Elçilik ya da konsolosluklarda görev yapan hizmetli. | Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli ya da koruma görevlisi. | Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi. )
- HADÎS[Ar.] ile KASAS[Ar.]
- HAFIZ ile/ve KUR'A HÂFIZI
- HAFRİYAT değil/yerine/= KAZIM
- HAİNLİK(TEN) ile/değil KORKU(DAN)
- HAK:
H(HA) ve/||/<> K(KAF)
- [ne yazık ki]
HAKARET ile KAZF/KAZİF
( ... İLE Nitelikli hakaret. | Atma. | Namuslu bir kadına, zinâ suçunu isnâd etme. )
( HADD-İ KAZF: Namuslu kadınlara iftira edenlere verilen ceza. )
- HAKİKAT BİLGİSİ ile/ve/||/=/<>/>/< KENDİNİN BİLGİSİ
- HAKİKAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAM
- HAKİKAT ile/ve KEMÂLÂT
( İzi yoktur ki izinden biline, Dahi tozmaz ki tozundan biline, Sen anı sanma sözünden biline, Hakikat ehlinin olmaz nişanı. )
( GÜZELLİK/KEMÂL: * TENASÜB-Ü ÂZÂ(ÖRGENLERİN UYUMU) * AKIL * AHLÂK * ÇÖZÜM ÜRETEBİLMEK )
( Kemâlâtın en büyüğü, kişinin kendini herkesten küçük görmesidir. )
( Hakikat, tüm âleme değil ancak ehline gösterilir. )
( Hakikat karşılığında ne para alınır, ne de bir şey. )
( Hakikati biliyorsan ölümü iste! )
( Kelâmı, hakikati zamanından önce kulağımıza çalsalar, zeytinyağıyla şişirilen ve çürüyen incire benzeriz. )
- HAKİKAT ile MECÂZ ile KİNÂYE
( Kök.(Mutabakat). İLE İkinci anlam yüklemek.(Tazammun/Akıl). İLE Hakikat ile mecâz arasında bırakmak.(İltizam). )
- HAKİKATA OLAN BAĞLILIK ile/ve/<> KİŞİYE/İNSANLIĞA YAPILAN HİZMET
( Bir'e hizmet, bin'e hizmet; bin'e hizmet, bir'e hizmet. )
( DEVOTION TO TRUTH vs./and/<> SERVICE/ATTENTION TO HUMAN/ITY )
- HAK(K)'A TESLİM OLMAK ve/||/<>/>/< KENDİNLE BARIŞIK OLMAK
- HAKKETMEK değil/yerine/= KAZIMAK
- HAKK'I, KİŞİYLE TANIMAK ile/ve/||/<> KİŞİ'Yİ, HAKK'LA TANIMAK
- HAKKIN, SENİN YANINDA OLDUĞUNA İNANMAK ile/ve/değil/yerine/<> KENDİNİN, HAKKIN YANINDA OLDUĞUNA İNANMAK
- HAKLI ÇIK(AR)MA ÇABASI ile/ve KÂRLI ÇIK(AR)MA ÇABASI
- [ne/hem] "HAKLI/LIK" ile/ve/ya da/ne de/hem de/<>/>< KIZGIN/LIK
( Ne kadar (")haklı(") olduğumuzu zannetsek de, ne kadar kızgın olsak da,
bazı/çoğu durumu, sakinlikle ve akılla[/tüzeyle] çözerek -ve de en azından çözümleyerek- ilerlemek gerekir. )
- HALÂS[Ar.] ile KURTULMA, KURTULUŞ
( KURTULMA, KURTULUŞ )
- HALAT ile KALÇETE[İt. < CALCETTA]
( ... İLE Elle örülerek yapılan yassı halat. )
- HALAT'LARDA:
BRAGA/MARSPET/PATRISA ile/ve GOMANA ile/ve KANDİLİSA ile/ve İSTRUMAÇA ile/ve VARAGELE ile/ve YOMA
( Gemilerde kullanılan halat. İLE/VE Gemi demirinin bağlı olduğu halat. İLE/VE Gemideki serenleri kaldırmaya yarayan halat. İLE/VE Birbirine takılmış halat. İLE/VE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. İLE/VE 3-4 kat kol bükülmüş halat. )
- HALF[Ar.] ile KASEM[Ar.]
- HALI ile KELLE[Fars.]
( ... İLE 3x4 m² olan halı. )
- HALI ile/ve KİLİM ile/ve SUMAK
- HALİFE ile/ve KUL
- HALİTA değil/yerine/= KARIŞIM
- HALİTA[Ar.] değil/yerine KARMA/ALAŞIM[kimya]
( Birkaç şeyin karışımından oluşan. )
- HALK MÛSİKÎSİ'NDE:
UZUN HAVA/LAR ile/ve KIRIK HAVA/LAR
( BU TOPRAĞIN SESİ [Halk Mûsikîmiz] - ADNAN ATAMAN - TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI kitabını okumanızı salık veririz. )
- HALK[Ar.] ile/ve/değil KAMU
- HALK[Ar.] ile KESB[Ar.]
- [ne yazık ki]
HALKIN PARASINI, KENDİ ÇOCUKLARINA AYIRMAK değil/>< KENDİ PARANI, HALKIN ÇOCUKLARINA BIRAKMAK
- HALTER'DE:
SİLKME ile/ve KOPARMA
- HAM ile/ve/||/<> KEKRE
( ... İLE/VE/||/<> Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan. )
- HAMAM[Ar.] ile/ve KAPLICA[< KAPALI ILICA]
( ... İLE/VE Suyu sıcak olarak yerden çıkan hamam. )
( KAPLI: Kaplanmış olan. | Altındakini göstermeyecek kadar çok olan. | Kabı olan. )
( ... ile ÇERMİK )
- HAMAYLI/HAMAİL[Ar.] değil/yerine KUŞAK
( Omuzdan, çapraz olarak bele inen bağ. | Muska. )
- HAMİ[Ar.] değil/yerine/= KORUYUCU
- HAMİYET[Ar.] değil/yerine/= KORUMA
( Bir kişinin, yurdunu, ulusunu ve ailesini koruma çabası. )
- HAM/KÜRE TAŞ ile/ve/||/<>/> KÜP TAŞ
- HAMUR KABARTMADA:
KARBONAT ile/<> KABARTMA TOZU ile/<> MADEN SUYU
- HANE[Ar.] ve/> KÖY[Fars. < KÛY] ve/> NÂHİYE[Ar.] ve/> KAZÂ[Ar.]
( Ev/ocak. VE/> Yerleşim birimi. VE/> Bucak, bölge. VE/> İlçe. )
- HANGİMİZ ...? ile/ve/değil KAÇIMIZ ...?
- HAPİS değil/yerine/= KISINGI
- HAPİSHANE değil/yerine/= KISINGIDAM
- HAPSETMEK değil/yerine/= KISINGILAMAK
- HAPSOLMAK değil/yerine/= KISINGILANMAK
- HARCAMA ile/değil/yerine KULLANMA
( [not] TO SPEND vs./but TO USE
TO USE instead of TO SPEND )
- HARD[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HAREKET ve KEMÂL/SINIR
( Her hareket, kemâline erer/sonlanır. )
- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK
- HAREKET ile/ve KIMILDAMA
- HAREKET ile KIPIRTI
- HAREKET ile/ve KUVVET
( MOVEMENT vs./and POWER )
- HAREKET ile SES ile KONUŞMA
( MOVEMENT vs. VOICE vs. SPEECH/TO TALK )
- HAREKET'TE:
YER DEĞİŞTİRMEK değil KENDİ İÇİNDE DEĞİŞMEK
- HAREM ile/||/<> HAREM-İ HÜMÂYUN ile/||/<> HATUN ile/||/<> MELİKA ile/||/<> KARİN ile/||/<> KURENA ile/||/<> VALİDE SULTAN
( Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan yer. İLE/||/<> Topkapı Sarayı'nın harem dairesine verilen ad. İLE/||/<> Yüksek makamdaki kadınlara ve hakan eşlerine verilen ad. İLE/||/<> Padişah karısı. İLE/||/<> Padişah yakınlarına ve emrinde bulunanlara verilen ad. İLE/||/<> Padişaha yakın olan görevliler, mabeyinciler. İLE/||/<> Padişahın annesine verilen ad. )
- HARF[Ar.] yerine KIMSA/YAZAÇ/İMCE
- HARİM[Ar.] değil/yerine KUTSAL
( Girilmesi, yabancıya yasak olan, kutsal tutulan, korunulan yer. )
- HARIN ile KULAN/TARPAN
( Huysuz at. İLE Yabani at. )
( HERGELE: Yabani at sürüsü. )
( ... cum EQUUS GMELINI )
- HARİTALAR ile/ve KROKİ
( ... İLE/VE/||/<> Bir konu ya da nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı. )
( ATLAS: Haritaları birarada bulunduran. [XVII. yüzyıldan beri bu tanım kullanılmaktadır] | Yunan mitolojisinde dünyayı omuzları üzerinde taşıyan Tanrı. )
( MAP vs./and SKETCH )
- KEÇİBOYNUZU / HARNUP/HARRUP[Ar.] ile KEÇİ BOYNUZU
( Bitki. İLE Keçinin boynuzu. )
- HARS[Ar.] ile KEZİB[Ar.]
- HASET ETMEK değil/yerine/= KISKANMAK/ÇEKEMEMEK/KISKANÇLIK ETMEK
- HASET ve KİBİR
( Haset, kibirin çocuğudur. )
( Kibirlinin/mağrurun düşmanı, Allah'tır! )
- HASET değil/yerine/= KISKANÇLIK/ÇEKEMEMEZLİK/GÜNÜ
- HASET/HASUT değil/yerine/= KISKANÇ/GÜNÜCÜ
- HAŞİN[Ar.] değil/yerine/= KATI, KESKİN, SERT, KIRICI
- HASTALIK ile KALITSAL/IRSÎ HASTALIK
( DISEASE vs. HEREDITARY DISEASE )
- HATA ile/ve KAZÂ
- HATADAN:
ÇEKİNMEK ile/değil KAÇINMAK
- HATTAT["HATAT" değil!] ile KÂTİP
( ... ile TUSSİ-TUSSİ: Mektup yazıcısı. [TUSSİ: Mektup] )
- HAVA ATMAK" ile "SİDİK YARIŞTIRMAK" ile "KÖR DÖVÜŞÜ"
- HAVA MUHALEFETİ değil/yerine/= KALIK ELVERİŞSİZLİĞİ
- HAVUÇ ile KUM HAVUCU
- HAVZA-İ FAHMİYE değil/yerine/= KÖMÜR BÖLGESİ
- HAYALÎ ile/ve KALBÎ
- HAYAT ve/||/<>/> İLİM ve/||/<>/> SEMİ ve/||/<>/> BASAR ve/||/<>/>
KUDRET ve/||/<>/> İRÂDE ve/||/<>/> KELÂM ve/||/<>/> TEKVÎN
- HAYÂT[Ar.] ile KUDRET[Ar.]
- HAYIR ile/ve/||/<> HIZIR ile/ve/||/<> KADİR
( [Bil!] Her olayı. İLE/VE/||/<> Her geleni. İLE/VE/||/<> Her geceyi. )
- HAYIRLI İŞLER! ile KOLAY GELSİN
- HAYVAN ile KÜKRE
( ... İLE Öfke ya da eşeysel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan hayvan. )
- HAZIN[Ar.] değil/yerine/= KIŞLIK YİYECEK
- HAZZ[Ar.] ile KISM[Ar.]
- HEGEL'İN:
"DİYALEKTİK FELSEFESİ" değil
KURGUL FELSEFESİ
- HELVA ile KOZ HELVA
( ... İLE Ceviz ve şekerle yapılan, ağdalı bir helva türü. )
- HEMAFEREZ/HEMAPHERESIS[İng.] değil/yerine/= KAN AYIR-SEÇ (İŞLEMI)
- HEMAGLÜTİNASYON/HEMAGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KAN KÜMELEŞMESİ
- HEMATİT[Fr. < HÉMATITE] değil/yerine/= KAN TAŞI
( Kırmızı ya da esmer renkte olan doğal demir oksidinden oluşan, yaralardan akan kanı durdurmak için kullanılan bir mineral, hematit. )
- HEMATOLOJİ değil/yerine/= KAN BİLİMİ
( Kan üzerinde incelemeler yapan bilim. )
- HEMM[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HEMODİLÜSYON/HEMODILUTION[İng.] değil/yerine/= KAN SEYRELIM
- HEMODİNAMİ/HEMODYNAMICS[İng.] değil/yerine/= KAN DOLAŞIM DEVİNIMLİĞİ
- HEMODİYALİZ/HEMODIALYSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ARITIM/SÜZDÜRÜM
- HEMOFİLTRASYON/HEMOFILTRATION[İng.] değil/yerine/= KAN SÜZDÜRÜM
- HEMOGRAM/HEMOGRAM[İng.] değil/yerine/= KAN GÖZE ÇİZGESİ
- HEMORAJİ/HEMORRHAGE, BLEEDING[İng.] değil/yerine/= KANAMA
- HEMORAJİK DİYATEZ/HEMORRHAGIC DIATHESIS[İng.] değil/yerine/= KANAMA EĞİLIMİ
- HEMOSTAZ/HEMOSTASIS[İng.] değil/yerine/= KANAMA DURDURMA
- HEMOVİJİLANS/HEMOVIGILANCE[İng.] değil/yerine/= KAN TAKİP DÜZENİ
- HEMPA[Fars.] ile/değil/yerine/>< KANKA/ARKADAŞ
( Kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kişi, ayaktaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kan kardeşliği kadar yakınlıkla birlikte hareket eden/ler. )
- HENDEK ile KUYU/TUYNUK
( Kuyu görüntüsü, bir kaynağı ya da bir kazanç kapısını simgeleyebilir. )
( ... ile Bİ'R[çoğ. ÂBÂR], BEVD
... ile BÂSİKA: Ağzına kadar su dolu olan kuyu. )
( ... ile ÇÂH, ÇEH )
( DITCH/TRENCH vs. WELL )
- HEPAT/O- ile KRAN(İ)YO- ile M(İ)YEL(O)- ile FLEBO- ile PNEUM-/PNEUMO-/PNEUMATO- ile PİYO- ile NEKRO-
( Karaciğer [ön ek]. İLE Kafa-, kafatası. İLE Omurilik [ile ilgili]. İLE Toplardamar [ile ilgili]. İLE Hava-, gaz-, akciğer. İLE İrinli, irin .... İLE Ölü/nekro-. )
- HEPTANRICILIK/TÜMTANRICILIK/PANTEİZM ile KÖKEN TANRI ile MİMAR TANRI ile YARATICI TANRI ile KİŞİ TANRI ile KAVRAM TANRI
- HEREDİTE/HEREDITY[İng.] değil/yerine/= KALITIM, SOYA ÇEKİM
- HEREDİTER/HEREDITARY[İng.] değil/yerine/= KALITIMSAL
- HEREKE ile/ve KAYSERİ ile/ve BÜNYAN ile/ve YAHYALI ile/ve TAŞPINAR ile/ve SİVAS ile/ve KARS ile/ve BERGAMA ile/ve LADİK ile/ve MİLAS ile/ve ISPARTA
- HERKESE YETİŞMEYE ÇALIŞMAK ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> KENDİNE GEÇ KALMAK
- HERŞEYİ BİLEN ile/değil KENDİNİ BİLEN
- HERTZ ile KİLOHERTZ
( Saniyede bir titreşim yapan devirli bir olayın frekansına eşit frekans birimi. İLE Bir saniyede bin titreşimi olan elektromanyetik dalga boyu ölçüsü birimi. )
- HESAPLAŞMAYI:
KENDİNLE YAPMAK ile/ve KENDİNE YAPMAK
( TO GET EVEN WITH: YOUR SELF vs./and TO YOUR SELF )
- HETEROATOM ile KARBON İSKELE
( Karbon dışındaki atomları içeren bileşik. İLE Sadece karbon ve hidrojen atomlarından oluşan iskelet. )
- HETEROTOPİ/HETEROTOPY[İng.] değil/yerine/= KONUM DIŞILIK
- HEVES değil/yerine/= KÖSEME
- HEVESKÂR/HEVESLİ değil/yerine/= KÖSEMELİ
- HEYET[Ar.]/KOMİTE[Fr. < COMITE][İng. COMMITTEE] değil/yerine/= KURUL
- HEYKEL ile KOLOSAL
( ... İLE Büyük boyutlu ve masif mimari ögeleri ve heykelleri niteler. )
- HİBERNASYON/HIBERNATION[İng.] değil/yerine/= KIŞ UYKUSU
- HİBRIT/HYBRID[İng.] değil/yerine/= KATIŞIK | KIRMA
- HİÇ KAÇINILMAZ değil KAÇINILMAZ
- HİCÂB[Ar.] ile KİTMÂN[Ar.] ile İHFÂ'[Ar.] ile SETR[Ar.]
- HİÇKİMSEYİ:
ÖVMEMEK ve/||/<> KÜSMEMEK ve/||/<> YAKINMAMAK ve/||/<> SUÇLAMAMAK
( Olgunluğun gereği ve göstergelerindendir. )
- HİÇKİMSEYLE KONUŞ(A)MAYACAĞIN/PAYLAŞ(A)MAYACAĞIN DÜŞÜNCELER/SÖZLER[KONULAR, OLAYLAR, OLGULAR, KAVRAMLAR] ile/ve/<> KENDİNİN (BİLE) DÜŞÜNMEK İSTEMEYECEĞİN DÜŞÜNCELER/SÖZLER[KONULAR, OLAYLAR, OLGULAR, KAVRAMLAR]
- HİDÂYET = KILAVUZLANMA
- HİDEMAT-I AMME değil/yerine/= KAMU İŞGÖRÜSÜ
- HIFZ[Ar.] ile KİLÂE[Ar.]
- HİLÂF ile KARŞI, ZIT | YALAN
( KARŞI, ZIT | YALAN )
- HİMÂYE[Ar.] değil/yerine/= KORUMA/GÖZETME/ESİRGEME/KORUYUCULUK/GÖZETİM
- HİMMET ile KERÂMET
- HİN[Azr.] = KÜMES[Tr.]
- HİNDİ[Azr.] = KIZILDERİLİ[Tr.]
- GÜNEĞİK/KARAKAVUK/HİNDİBÂ[Ar.] ile KARAHİNDİBA
( Birleşikgillerden, yaprakları haşlanarak salata gibi yenebilen, birkaç yıllık otsu bir bitki. İLE Birleşikgillerden, uzun ve dişli yapraklı, çiçekleri sarı ve kömeç biçiminde bir bitki. )
( CICHORIUM ENDIVIA cum TARAXACUM )
- HİNT İNCİRİ ile KAVAK İNCİRİ
( Kaktüsgillerden, yaprakları etli ve yayvan dikenli bir bitki. | Bu bitkinin, kalın ve dikenli kabuğu olan tatlı yemişi. İLE Açık mor renkli bir tür incir. )
( OPUNTIA FICUSINDI cum ... )