Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

K'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 04 May 2025 ]
itibariyle 10853 başlık/FaRk ile birlikte,
12571 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(10/12)


- KUPLE değil/yerine BEYİT


- KUPON[Fr. < COUPON] ile KUPON[Fr. < COUPON]

( Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça. | Gazete ve dergilerin düzenledikleri kampanyalarda verilecek hediye karşılığı olarak biriktirilmesi gereken basılı kâğıtların her biri. | Devlet tahvili, hisse senetleri vb. değerli kâğıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz ya da kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça. | İşveren tarafından çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere çalışanlarına verilen para değeri olan fiş. İLE Yalnız bir giysilik dokunmuş ya da kesilmiş, üstün nitelikte kumaş parçası. )


- KÜPÜR değil KUPÜR


- KUPÜR[Fr. < COUPURE] ile KUPUR

( Giyside kesim. | Kesik. İLE ... )


- KUR[Fr. < COURS] ile KUR[Fr. < COUR]

( Yabancı paraların, ulusal para cinsinden değeri. | Düzey. İLE Öteki cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. | Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onun zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. )


- KÜR[Fr. < CURE] ile KÜR

( İyi bakım ve ilaç tedavisi. | Özel tedavi yöntemi. İLE İnatçı, hırslı kişi. )


- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM


- KÜR ile/ve REJİM

( CURE vs./and REGIMEN )


- KURA ÇEKMEK değil/yerine/= ÇEKİ YAPMAK


- KURA KURA (KURUMAK)


- KUR'A[Ar. çoğ. KURÂ'] ile KURÂ[Ar. < KARYE] ile KURRÂ'[Ar. < KARİ]

( Sadece tesadüfe ve şansa bağlı bir ayırma yapmak üzere başvurulan her türlü araç, ad çekme. İLE Köyler, kasabalar. İLE Kur'ân'ı, Yedi Kırâet ve On Rivâyet dahilinde okuyan üstad hafızlar. )


- KURA değil/yerine/= ÇEKİ


- KURABİYE[Ar. < QUREYBİYYE] değil/yerine/= ÇÖREK

( Şekerli ya da tuzlu küçük çörek. )


- KURÂDA[Ar.] değil/yerine/= İŞE YARAMAZ, YIPRANMIŞ/ESKİMİŞ/BOZULMUŞ, CILIZ


- KURAK/LIK ile/ve KIT/LIK


- KURAL GÜDÜMLÜ YAPI İLKESİ ile ...

( STRUCTURE DEPENDENCY PRINCIPLE )


- KURAL KOYMAK ile/ve/değil/yerine KURAL/LARI BELİRLEMEK

( Bilenler kurallar koyar, bilmeyenler kurallara uyar. )

( Kuraldan çok kuralcı, kraldan çok kralcı olmamak gerek! )

( [not] "TO MAKE THE RULE" vs./and/but "TO DETERMINE THE RULE/S"
"TO DETERMINE THE RULE/S" vs./and "TO MAKE THE RULE" )


- KURAL KOYUCU/LUK ile/ve/değil/yerine KURAL BULUCU/LUK


- KURAL ile AMAÇ

( RULE vs./and AIM )


- KURAL ile/ve İZLENCE


- KURAL = KAİDE = RULE[İng.] = RÈGLE[Fr.] = REGEL[Alm.] = REGULA < REGERE[Lat.] = MANDO, REGLA[İsp.]


- KURAL ile KAPRİS

( Kuraldan çok kuralcılığın, kraldan çok kralcılığın anlamı yoktur. )

( RULE vs. CAPRICE/WHIM )


- KURAL ile/ve/değil KARAR

( [not] RULE vs./and/but DECISION )


- KURAL ile/ve/değil KURAM

( [not] RULE vs./and/but THEORY )


- KURAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURUL


- KURAL ile/ve OLURLUK

( RULE vs. LAW )


- KURAL ile/ve/> YASA

( İnsanda/yaşamda. İLE/VE/> Doğada. )

( Tüzel/hukukî kabullere/kararlara her ne kadar "yasa" denilmişse de "kural"lardır. )

( SOLON [M.Ö. 640 - 559/8] )

( [Uyulmadığında ...] Cezası yoktur. İLE/VE/> Cezası vardır. )

( RULE vs./and/> LAW )


- KURALA UY/MAK ile/ve/||/<> KUR'AN'A UY/MAK


- KURALCI/LIK ile/ve BİLGİSİZ/LİK


- KURALCILIKTA:
AKILSIZLAŞMA >< ROBOTLAŞMA


- ALLEN ile/||/<> AYRILMA ile/||/<> HAECKEL BİYOGENETİK ile/||/<> HAMİLTON ile/||/<> HARDY-WEİNBERG ile/||/<> VON BAER

( Soğuk bölgelerde yaşayan sıcakkanlı hayvanların, sıcak bölgelerde yaşayanlara göre daha kısa uzuvlarının olduğunu belirten kural.[< Joel Asaph Allen(zoolog ve ornitolog)] İLE/||/<> Bir genin iki farklı alelinin ayrılarak farklı gametlere dağılması.[Tamamen rastgele gerçekleşir. Eğer genler homozigot ise gametlerdeki ayrılan genler %100 aynı olur. Fakat eğer ayrılan genler heterozigot ise gametlerin %50'si baskın aleli, öteki %50'si ise çekinik aleli alır.] İLE/||/<> 1874 yılında öne sürülen bu kural, ontogeni ile filogeni arasındaki ilişkiyi açıklar.[< Ernst Haeckel][Ontogeni, filogeniyi yineler. Bir canlının embriyolok dönemdeki gelişimi, atalarının evrimsel geçmişindeki değişimlerini yineler. Bu kural, dirimbilim, insanbilim ve gelişim psikolojisi gibi bazı disiplinlerce kabul görmüş ya da genişletilmiştir.] İLE/||/<> Akraba seçilimi konusunda ileri sürdüğü kural.[< William Hamilton][Hamilton, akrabalar için fedakârlık gerektiren durumları matematiksel tanıma dökmüştür. Fedakârlık gerektiren bir devinimde, "c" fedakârlık yapanın ödediği bedel, "r" akrabalık derecesi ve "b" fedakârlık sonucu olası kazanç olmak üzere: C < R * B ise bu devinim, akraba seçilimi için yararlı bir devinimdir.] İLE/||/<> Gen frekanslarının hesaplanması için Harold Hardy[matematikçi] ve Wilhelm Weinberg'in, 1908 yılında geliştirdiği formül. İLE/||/<> Embriyoloji hakkında öne sürülen kural.[< Karl Ernst von Baer] )


- KURAL/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOŞUL/LAR


- KURALLAR ile/ve/||/<>/> KURALLILIK


- KURALLARA/YASALARA UYMALI!


- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN(SELLİK)


- KURALSIZLIK ile/değil/yerine/>< KURALLILIK

( En kötü "kurallılık", en iyi kuralsızlıktan iyidir. )


- KURAM ile/ve/||/<> AMAÇ

( TEORIA vs./and/||/<> TELOS )


- KURAM ile/ve/değil ANLAYIŞ


- KURAM ile/ve/< GÖZLEM

( THEORY vs./and/< OBSERVATION )


- KURAM ile/ve/||/<>/> İNANÇ

( ... İLE/VE/||/<>/> Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. )


- KURAM ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> SAYRILIK/HASTALIK ve/||/<> KİŞİLİK BOZUKLUĞU

( Davranışçı Terapi | Benedict | Paraonoid Bozukluk | Depresif Kişilik

Bilişsel Kuram | Beck | Obsesif Kompulsif Bozukluk | Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu

Bireysel Psi.(Adler) | Adler | Karşı Olma, Karşı Gelme Bozukluğu | Şizotipal

Ego state | Ecstein | Paylaşılmış Psikotik bozukluk | Pasif Agresif

Psikotoplumsal Gelişim | E.Erickson | Eşeysel İşlev Bozukluğu | Antisosyal

Kendilik Psikolojisi | Kohut | Uyku Bozukluğu | Mazoşistik

DDDT | Ellis | Özgül Fobiler | Çekingenlik

Evrimsel Psikiyatri | Maslow | Vajinismus | Paranoid

Roger'cı Sağaltım | Rogers | Yaygın Kaygı Bozukluğu | Histriyonik

Ego Psikolojisi | Anna Freud | Travma Sonrası Stres Bozukluğu[PTSB] | Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu

Varoluşçu Terapi | Yalom | Yaz Etkileşimi | Self-defeating

Bireysel Psikoloji(Adler) | Bandura | Somatizasyon Bozukluğu | Pasif Agresif

Ayrılma-Bireyleşme | Mahler | Panik Bozukluk | Çekingenlik

Masterson Kuramı | Masterson | Şizofreni | Narsisistik

Transpersonel Psi. | Jung | Depresyon | Şizoid

Fenomenolojik Kuram | Kernberg | Sosyal Fobi | Borderline

Dürtü-Savunma Kuramı | Fairbairn | Madde Bağımlılığı | Şizoid

Biyolojik Kuram | E. Fromm | Egodistonik | Eşeşeysellik | Antisosyal

T.A | Watkins | Tikler | Sadistik

Oyun ve Gerçeklik | Winnicott | Kimlik krizi | Paranoid

Dürtü-Savunma Kuramı | Freud | Fobiler | Antisosyal

Logoterapi | Frankl | Dürtü Kontrol Bozukluğu | Pasif agresif

Hümanistik Psi. | Otto Rank | Konversiyon Bozukluğu | Histriyonik

Nöropsikanaliz | Schore | Hiperaktivite | Karışık tip

Nesne ilişkileri | Sullivan | Yeme Bozukluğu | Depresif Kişilik

Varoluşçuluk | Rollo May | Bipolar Bozukluk | Bağımlı

T.A. | Jacobson | İntihar | Self-Defeating

Gestalt | Bowlby | Davranım Bozukluğu(Ergen) | Narsisistik

Toplumsal Travama | Vamık Volkan | Toplumsal Travmanın Çözümü | Onarıcı ve Yıkıcı Önder

Şema Terapi | Risley | Parafidiler | Borderline )


- KURAM ile KURAN ile KURAL


- KURAM = NAZARİYE = FUAD = THEORY[İng.] = THEÉORIE[Fr.] = THEORIE[Alm.] = THEORIA, THEOREIN[Yun.] = TEORIA[İsp.]


- KURAM/GÖRÜNCE/TEORİ ile "SENARYO"

( THEORY vs. SCENARIO )


- KURAM ile/ve/değil TEKLİF


- KURAM" ile/değil TEMENNİ


- KURAM ile/ve/değil/||/<> YAKLAŞIM


- KURAM ile/ve/değil/yerine YARAR

( [not] THEORY vs./and/but BENEFIT
BENEFIT instead of THEORY )


- KURAMDAN KOPUK UYGULAMA ile/ve/<> UYGULAMADAN KOPUK KURAM

( Kördür. İLE/VE/<> Topaldır. )


- KURAMIN:
DOĞRULUĞU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYGUNLUĞU


- KURAMLAR/TEORİLER ile VARSAYIMLAR/HİPOTEZLER

( -- ABBE KURAMI(ABBE'S THEORY):
( Gerçek bir görüntü elde edilecek bir mercek, cismin tüm kırınım saçaklarını geçirecek kadar büyük olmalıdır. )

-- BATLAMYUS KURAMI(PTOLEMIAN THEORY):
( Yerküre, evrenin merkezidir ve güneş ile ay, yer çevresinde döner. )

-- BÜYÜK PATLAMA KURAMI(BIG BANG THEORY):
( Evren başlangıçta tıkız bir madde kitlesi (kozmik yumurta) halindeydi. Daha sonra bu patladı ve gaz kırıntılarından oluşan bir kitle haline dönüştü. Bu kırıntılar da yoğunlaşarak yıldızları meydana getirdi. )

-- DALTON'UN ATOM KURAMI(ATOMIC THEORY OF DALTON):
( 1) Tüm maddeler yok edilemez, küçücük, bölünmez taneciklerden oluşmuştur.
2) Fiziksel ve kimyasal değişimlerde atomlar, varoluşlarını korur. Parçalanamaz ya da yeniden oluşturulamaz.
3) Aynı elemetin atomları büyüklük, biçim, kütle ve daha başka özellikleri bakımından birbirinden ayırt edilemez. Ancak bir element atomları başka elementlerin atomlarından farklıdır.
4) Kimyasal olaylar atomların birleşmesi ya da ayrılması sonucudur. Atomlar birleşerek molekülleri oluşturur. Bu bileşik moleküller tamamen birbirinin aynıdır. )

-- DARWIN KURAMI(DARWIN'S THEORY):
( Organizmalar tümünün yaşaması olanaksız sayıda yavru ürettiklerinden, yavrular sağ kalabilme savaşına girerler ve içlerinden ancak yeterince gelişmiş olanlar yaşamlarını sürdürebilirler. Sağ kalmalarını sağlayan özellikler kalıtım yoluyla bir sonraki kuşağa geçtiğinden, bu kuşağın canlıları da bir önceki kuşağın başarılı yönlerini edinirler. )

-- FLOJİSTON KURAMI(THEORY OF PHLOGISTON):
( Yanıcı maddelerde bir akışkan madde vardır ve bunun içinde bulunduğu maddeden ayrılması yanma olayına rol açar. )

-- GEZEGENLERİN OLUŞUMU KURAMI(PLANETESTIMAL THEORY):
( Bir yıldız güneşe yaklaşarak gaz kütlelerini çeker ve soğuyarak ufak gezegenleri oluşturur. )

-- GÖRELİLİK/İZAFİYET KURAMI(THEORY OF RELATIVITY):
( Einstein'ın açıkladığı, enerji ile kütle arasında bir eşdeğerliğin bulunduğu, herhangi bir enerji kaybının bir kütle kazancına kütle kaybının da enerji kazancına yol açacağı ilkesi. )

-- HÜCRE KURAMI(CELL THEORY):
( 1) Tüm organizmalar hücrelerden oluşur.
2) Yaşamsal etkinliklerin tümü hücrelerde gerçekleşir.
3) Tüm canlı hücreler öteki hücreler tarafından bölünme ya da üreme yolu ile oluşturulur. )

-- IŞIĞIN DALGA KURAMI(WAVE THEORY OF LIGHT):
( Işık dalgalar halinde yayılır. )

-- IŞIĞIN PARÇACIK KURAMI(PARTICLE THEORY OF LIGHT):
( Işık çok küçük hızlı taneciklerden oluşur. )

-- KENDİLİĞİNDEN OLUŞ KURAMI(THEORY OF SPONTANEUS GENERATION):
( Abiyogenez; cansız maddelerin birden ve kendiliğinden bir canlı oluşturması kuramı. )

-- KOPERNİK KURAMI(COPERNICUS THEORY):
( Yerküre de dahil olmak üzere gezegenler eksenleri etrafında döner ve güneş etrafında bir yörünge üzerinde hareket ederler. )

-- KUVANTUM KURAMI(QUANTUM THEORY):
( Işın-enerji, "kuanta" denen belirli, küçük birimler verir ve emer; bir nesne, enerji verirken de alırken de içindeki atomların durumu bozulur, titreşmeye başlar; atomların bu titreşimi ışık şeklinde ortaya çıkar, bu ışık da bize renk şeklinde görünür. )

-- LAMARK'IN EVRİM KURAMI(LAMARC'S THEORY OF EVOLUTION):
( 1) Kullanılan her organ büyür ve ve kuvvetlenir. Kullanılmayanlar da zayıflar, küçülür ve sonuçta körelir.
2) Gereksinim, yeni organların oluşmasına neden olur. Ve böylece canlının ortama uyması olanaklı olur.
3) Sonradan kazanılan bu karakterler, dölden döle geçerek canlının ortama daha iyi uymasını sağlar ve yeni türler meydana gelir. )

 

-- AVOGADRO VARSAYIMI(AVOGADRO'S HYPOTHESIS):
( Aynı basınç ve sıcaklık koşulları altında bulunan tüm gazların eşit hacimleri, aynı sayıda molekül içerir. [6.02 x 10 üssü 23] )

-- NEBULA VARSAYIMI(NEBULA HYPOTHESIS):
( Güneş sistemi dönen bir Nebula(bulutsu), gazdan iç içe halkalar oluşturmuş daha sonra bu gaz halkalar soğuma sonucu yoğunlaşarak gezegenleri ve bunların uydularını; nebulanın çekirdek bölümü ise güneşi meydana getirmiştir. ) )


- KURAMSAL BİLGİ ile/ve ESTETİK BİLGİ ile/ve DEĞER/AKSİYOLOJİK[Fr.] BİLGİ

( THEORICAL KNOWLEDGE vs./and AESTHETICAL KNOWLEDGE vs./and AXIOLOGICAL KNOWLEDGE )


- KURAMSAL(TEORİK) BİLGİ ile TEKNİK BİLGİ

( Kuram, yanlışlanamadığı sürece geçerlidir. İLE Kullanımdaki/uygulamadaki başarılı yansıması oranında geçerlidir. )


- KURAMSAL/TEORİK FİZİK ile MATEMATİKSEL FİZİK


- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> DENEYSEL KİMYA

( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kimyasal süreçleri deneylerle inceleyen bilim dalı. )


- KURAMSAL/TEORİK AHLÂK(MORAL) ile/ve UYGULAYIMSAL/KILGISAL/PRATİK AHLÂK

( THEORICAL MORALS vs./and PRACTICAL MORALS )


- KURAMSAL = NAZARÎ = THEORETIC[İng.] = THÉORIQUE, THÉORETIQUE[Fr.] = THEORETISCH[Alm.] = THEORIKOS, THEORETIKOS[Yun.]


- KURAMSALLIK ile/ve/<> YARATICILIK

( Aklın mâbedi. İLE/VE/<> Kalbin mâbedi. )


- KURAMSAL(NAZARÎ) TASAVVUF ile/ve UYGULAYIMSAL/KILGISAL/AMELÎ TASAVVUF


- KURAMSAL(TEORİK) FELSEFE ile UYGULAYIMSAL(PRATİK) FELSEFE


- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> KUVANTUM KİMYASI

( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kuvantum mekaniği ile kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )


- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> MOLEKÜLER MODELLEME

( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Moleküler yapıların bilgisayar modellerini inceleyen bilim dalı. )


- KURAM/TEORİ[İng. THEORY] ile ...

( Hareket halinde olan şeyin dışına çıkıp, dışarıdan incelemek. )


- KURAM/TEORİ ile/ve/<> UYGULAMA/PRATİK


- KUR'AN HAFIZLIĞI ile/ve/<>/değil KURRÂ' HAFIZLIĞI


- KUR'AN OKUMAK:
"AĞLAMAK İÇİN" değil ANLAMAK İÇİN


- KUR'AN OKUMAK değil KUR'AN'I TİLÂVET ETMEK


- KUR'ÂN ile/ve KADÎM ÖĞRETİLER


- Kur'ân[Ar.] ile KÛRÂN[Fars. < KÛR] ile KÜRÂN[Ar.]

( Kur'ân-ı Kerîm. [FURKAN] İLE Körler. İLE Kırmızı/al renkli at. )


- KUR'AN ile/ve/değil MUSHAF

( BELÂG-UL-MÜBÎN: İlâhî teblîgat. Kur'an-ı Kerim. )


- KUR'ÂN'DA ÇEVİRİLER:
SATIRARASI ile/ve/||/<>/> TEFSİRLİ


- KUR'AN'DA ÇOĞULU OLMAYANLAR


- KUR'AN-I KERÎM AHKÂMINDA:
İBÂRET-İ NASS ile/ve İŞÂRET-İ NASS ile/ve DELÂLET-İ NASS ile/ve MAZMÛN-İ NASS ile/ve İLTİZÂM-İ NASS ile/ve İKTİZÂ-İ NASS

( Her âyette, ibâret, işâret, delâlet, iltizâm, iktizâ ve tazammün bakımından çeşitli anlamlar ve hükümler vardır. )

( NASS: Anlamları açık ve meydanda olan ayet ve hadislere denilir. )


- KUR'ÂN-I KERÎM:
BAŞAT TAVIR ile/ve/<> REVNAK[Fars.][: Parlaklık, güzellik, tazelik, süs.]


- KUR'AN-I KERÎM:
EMİR ile/değil/yerine NASİHAT/ÖĞÜT


- KUR'ÂN-I KERÎM:
FELSEFE değil BİLİM


- KUR'ÂN-I KERÎM:
HİTAB ve/<> MUHATAB

( Hitâb: Muhattabı olursan. )


- KUR'ÂN-I KERÎM:
KİTAB ile/ve/||/<>/< HİTAB


- KUR'ÂN-I KERÎM:
"MEKKE'de ve İSTANBUL'da ve MISIR'da"

( "Nâzil oldu." VE "Yazıldı." VE "Okundu." )


- KUR'AN-I KERÎM:
TEVHİD ile/ve/<> HAŞR/ÂHİRET ile/ve/<> NÜBÜVVET ile/ve/<> İBÂDET ve ADÂLET


- KUR'ÂN-I KERÎM ve/<> AYET/LER [âfâk'taki]

( Doğa. VE/<> Doğa nesneleri.[bitki/ler, hayvan/lar ve olaylar] )


- KUR'ÂN-I KERÎM'İ:
ARAPÇA'SINDAN OKUMAK ile/ve/= YÜZÜNDEN OKUMAK


- KUR'ÂN-I KERÎM'İN LAFZI değil KUR'ÂN-I KERÎM'İN NAZMI


- KUR'AN-I NÂTIK ile KUR'AN-I SÂMİT

( Âşıklar, Kur'ân'ı, canlı Kur'ân'dan okur. )


- KUR'ÂN'I TEFSİR ile/ve/<> KENDİNİ TEFSİR

( Kur'ân-ı Kerîm'i tefsir etmeye kalkışmadan önce kendini tefsir etmelisin. )


- KÜRATİF/CURATIVE[İng.] değil/yerine/= SAĞALTICI | İYİLEŞTİRICİ


- KURBACIK ile/ve/||/<> TUNÇ ile/ve/||/<> İĞ

( )

( Kaynak: "ANADOLU'DA KAYBOLMAKTA OLAN BİR MADDİ KÜLTÜR UNSURU: SU DEĞİRMENLERİ (BEYPAZARI ÖRNEĞİ)" - Reşide Gürses, E. Banu Karababa Taşkın )


- KURBAĞA ADAM = DALGIÇ


- KURBAĞA OTU ile KURBAĞAZEHRİ

( Düğün çiçeğigillerden bir bitki. İLE Kurbağazehrigillerden, tatlı sularda yaşayan, beyaz çiçekli, yaprakları yürek biçiminde olan bir süs bitkisi. )

( BUFONIA cum HYDROCHARIS )


- KURBAĞA ile AFRİKA YAĞMURU KURBAĞASI

( )


- KURBAĞA ile ALASKA KURBAĞASI

( ... ile )

( )


- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA


- KURBAĞA ile BREZİLYA ZEHİRLİ KURBAĞASI


- KURBAĞA ile (BUSHWELT) YAĞMUR KURBAĞASI


- KURBAĞA ile ÇOÇUİ(KUKU)

( ... İLE Ufak bir ağaç kurbağası.[Porto Riko'nun simgesidir.] )


- KURBAĞA ile ÇÖL KURBAĞASI


- KURBAĞA ile ÇÖL YAĞMURU KURBAĞASI

( ... İLE )


- KURBAĞA ile DOMATES KURBAĞASI


- KURBAĞA ile GECE KURBAĞASI

( image )

( ... cum BUFOTES VIRIDIS )


- KURBAĞA ile HİNT KURBAĞASI

( ... İLE Muson yağmurlarıyla birlikte ortaya çıkan Hint kurbağalarının yeşil olan rengi, üreme döneminde sarıya döner.[Renk değişiminin nedeni, dişileri etkilemektir.] )


- KURBAĞA ile KAFESLİ AĞ KURBAĞASI


- KURBAĞA ile KARA KURBAĞA/OTLUBAĞA

( 5000'in üzerinde kurbağa türü vardır. [Sri Lanka'da, 2002 yılında, 100 yeni tür daha bulunmuştur] )

( 2.600 değişik cins kurbağa vardır. Türkiye'de ise 29 kurbağa türü bulunmaktadır. )

( Ne yazık ki, kurbağaların nesli, hızla tükenmektedir. :( [Kurbağalar, derileri aracılığıyla soluk alan canlılar olduklarından, tüm türlerin üçte biri tehlike altındadır.][Zehirleri, bizim için tehlikeli olabilir fakat kişilerin etrafa saçtığı zehirler, onlar için çok daha öldürücüdür.] )

( Kurbağa ile Kara Kurbağası Kurbağa )

( MUKNİA: Kurbağa yavrusunun, yumurtadan çıktığı ilk durumu.
VAKVAKA: Kurbağa sesi. )

( BÜRKE, DIFDEA/DIFDA'[DIFDAİYYE: Kurbağagiller] ile ... )

( GÛK ile ... )

( FROG vs. TOAD )

( RANUCULA cum BUFA )

( LA RANA con ... )


- KURBAĞA ile KAZICI KURBAĞA


- KURBAĞA ile (KIÇI) KILLI KURBAĞA

( FROG vs. ... )


- KURBAĞA ile KÜÇÜK ZEHİRLİ KURBAĞA


- KURBAĞA ile KURBAĞA BALIĞI

( )

( FROG vs. FROG FISH )


- KURBAĞA ile KURBAĞACIK

( ... İLE Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa. | Küçük İngiliz anahtarı. | Ayarlanabilir somun anahtarı. | Pencere çerçevesi gibi yukarıya sürülen nesnelerin alt kenarlarına yerleştirilen tutacak. | Ağız tabanında çıkan sıvı içeren bir tür küçük kist. )


- KURBAĞA ile LİOPELMA


- KURBAĞA ile MANTELLA KURBAĞASI


- KURBAĞA ile MAYMUN KURBAĞASI

( FROG vs. MONKEY FROG )

( ... cum PHYLLOMEDUSA CAMBA )


- KURBAĞA ile MİKROHİLİD KURBAĞA/NOKTALI VINLAYAN KURBAĞA

( ... İLE Peru, Hindistan ve Sri Lanka'da yaşarlar. )

( ... cum CHIASMOCLEIS VENTRIMACULATA )


- KURBAĞA ile NİNJA KURBAĞA


- KURBAĞA ile ÖKÜZ KURBAĞASI

( ... İLE Güney Afrika'da yaşar. )

( )


- KURBAĞA ile OVA KURBAĞASI


- KURBAĞA ile TOROS KURBAĞASI

( ... İLE Dünyanın, vraklamayan tek kurbağa türü. [Bolkar Dağları'nda, Karagöl-Ulukışla-Niğde'de yaşar.] )


- KURBAĞA ile YEŞİLBAĞA

( ... İLE Yeşil renkli bir tür küçük kurbağa. )


- KURBAĞA ile ZÂT-ÜL-GALSAME-İ DÂİME[Ar.]

( ... İLE Biçimini değiştirme özelliği eksik olan bir tür kurbağa. )


- KURBAĞA ile (ZEHİRLİ) CAM KURBAĞA

( )


- KURBAĞALAMA ile KURBAĞALAMA

( Kurbağanın yüzmesine benzer yatay hareketler yaparak yüzme. İLE Birbirine paralel iki tırmanma sırığına baldırları ve ayak sırtlarını kenetleyerek ya dışarıdan diz altına sıkıştırarak tırmanma. )


- KURBAĞANIN ile KURBANIN


- KURBAN BAYRAMI değil/yerine/= YAKINLIK BAYRAMI


- KURBAN KESMEK değil KURBAN/YAKINLIK KESBETMEK[: Çalışarak kazanma.]


- KURBAN ile/değil/yerine MAĞDUR


- KURBAN ile/değil/yerine/>< SORUMLU

( )


- KURBAN ile/<> SUÇLAYICI/ZORBA ile/<> KURTARICI

( Kendine değer vermeyen ve başkalarının kararlarını kabul eden, yönlendirici, sürekli yakınan ve kendine ötekileri koltuk değneği gibi arayan.[Çaresizlik, onun için bir "sığınak" olmuştur.] İLE/<> Başkalarının görüş ve değerlerine önem vermeyen, öfkeli, saldırgan ve yargılayıcı bir tutum içinde olan. İLE/<> Ötekilerin yardım etme kapasitesini önemsemeyen, fedâkâr görünen ama gereksiz yere işlere karışan.[Zehirli bir "kendine yetme" ve başkalarına adanma durumu vardır. Bu kadar iyilik sonrası alacaklarını sağlayamayınca bir zorbaya dönüşmesi de hiç şaşırtmaz.] )


- KURBANIN ... ile/değil KURBAĞANIN ...


- KURB/İYET ile ...

( YAKIN, YAKINLIK )


- KURBİYET ile/ve KUTBİYET

( Görebilme hali. İLE/VE Yapabilme hali. )


- KURBİYET ile RÂBITA

( Bir râbıta, bin zâbıtaya yeter. )


- KURB-U FERAİZ ile/ve KURB-U NEVÂFİL

( Özün aşkı. İLE/VE Kabuğun aşkı. )

( Farz olan yakınlık. İLE/VE Nafile olan yakınlık. )

( Düşünce ve kararların emir olarak organlara ulaştırılması. İLE/VE Sinirler aracılığıyla dış uyarıların beyne iletilmesi. )

( Kabuk öze, öz de kabuğa âşıktır. )


- KURB-U SULTÂN ve/||/<>/> ATEŞ-İ SÛZÂN


- KURÇATOVYUM = RUTHERFORDYUM

( ... = Amerika'lıların verdiği ad. [Simgesi: Rf.] )


- KURD ile BİDRE

( ... İLE Ağaç kurdu. )

( Zİ'B[çoğ. ZU-BÂN] ile ...
Zİ'B-İ BAHRÎ: Deniz kurdu denilen bir cins yırtıcı büyük balık. )


- KURD ile İPLİCİK

( ... İLE Sığırların soluk borularına yerleşen ve arakonakçısız bulaşan, en çok 8 cm. uzunluğunda, akciğer kılkurdu. )

( ... cum DICTYOCAULUS VIVIPARUS )


- KURD ile TENYA(SOLİTER SOLUCAN)/TENYA[Fr.]/DÎDÂN-I EM'A[Ar.]

( ... İLE Bağırsak kurdu. )


- KURD yerine YIRTICI


- KURDA KUŞA (YEM ETMEMEK)


- KÜRDAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HILTAN

( ... İLE/VE/||/<> Top durumundaki çiçekleri kuruduktan sonra sapları kürdan olarak kullanılan yabani bir bitki. )


- KURDELA değil KURDELE


- KURDELEBALIĞI/FLANDRA ile FLANDRE

( Kurdelebalığıgillerden, uzun, yassı gövdeli, pulları çok küçük, kuyruk yüzgeci ipliğe benzeyen, kemikli bir Akdeniz balığı. İLE Bir tür çoban köpeği. )

( CEPOLA RUBESCENS cum ... )


- KURDU KUZUYU (BİR TUTMAK)


- KÜRE/MÜDEVVER[Ar. < DEVR] ile/ve YUVARLAK/DEĞİRMİ

( Bir noktaya eşit uzaklıkta. İLE/VE Bir daireye eşit. )


- KÜRE ile/ve/<> DAİRE

( Daire, bir küre kesitidir. )


- KÜRE ile/değil ELİPS


- KÜRE ile/ve KARE

( Tanrıyı simgeler. İLE/VE Halkı ve doğayı simgeler. )

( Zorunluluk aranır/aranabilir. İLE/VE Zorunluluk aranamaz. )

( Bir düzlemin içinde, aynı anda iki noktaya birden temas edemez. İLE/VE ... )

( Hacim. İLE/VE Alan. )

( 2³ İLE/VE 2² )


- KÜRE ile/ve KÜME


- KÜRE[çoğ. KÜRÂT] ile ...

( BEKTÂŞİYE'DE MEYDAN OCAĞI )


- KÜRE ile KÜRE ile Küre

( Tüm noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı nesne. | Yeryüzü, dünya. İLE Madenci ocağı, maden fırını. İLE Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. )


- KÜRE ile SAHTE KÜRE

( SPHERE vs. PSEUDO SPHERE )


- KÜRE ile YARIKÜRE

( ... İLE Yer ya da gökküresinin, ekvatorla bölünmüş iki yarısından her biri. )


- KÜRE ve YÖNETİM

( Bir ülke iyi yönetiliyorsa, yoksulluk ve düşkünlüğün varlığı utanç verici bir şeydir. Bir ülke kötü yönetiliyorsa, zenginlik ve onur gibi şeylerin varlığından utanç duyulmalıdır. )


- KÜRE değil/yerine/= YUVAR


- KÜRE ile/ve ZORUNLULUK

( SPHERE vs./and COMPULSORY )


- KÜREK ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<>/>< LAVA[İt.]

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herhangi bir yere yanaşmış filikanın, kürek çekmeden ilerlemesi için söylenilen söz/emir. )


- KÜREK ile/ve/||/<>/> FIRIN

( Düzgün. İLE/VE/||/<>/> Kızgın. )


- KÜREK ile ISIRAN

( ... İLE Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç. | Fırında, ekmek, börek çörek çevirmeye yarayan, bir tür kürek. )


- KÜREK ile SIYIRGA

( ... İLE Harmanda, samanı, bir yere toplamaya ya da damlardan, karı küremeye yarayan araç. )


- KÜREMEK/KÜRÜMEK = KÜRELEMEK

( Kürekle atıp temizlemek. )


- KÜRESEL AYNA ile DÜZLEM AYNA

( Işığı bir noktada toplayan ya da dağıtan eğimli ayna. İLE Işığı düz bir biçimde yansıtan düz ayna. )


- [ne yazık ki]
KÜRESEL ISINMA ile/ve/değil/||/<>/> KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

( KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ sunumları!!!
Küresel İklim Değişimi ve Türkiye
Kuraklıkta Kriz Yönetiminden Risk Yönetimine Geçmeliyiz...
Kuraklık Kıranı Risk Yönetimi
Günümüzden 2100 Yılına Küresel İklim Değişimi
Küresel İklim Değişikliğine Uyum Stratejileri
Sel, Heyelan ve Çığ için Risk Yönetimi
Depremde İlk 72 Saat )

( Dünya genelinde ortalama sıcaklıkların artması. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İklimde uzun süreli değişiklikler ve dalgalanmalar. )


- KÜRESEL ile/ve/değil/||/<>/< BASKIN YEREL


- KÜRESEL ile/ve/değil DAİRESEL


- KÜRESELLEŞME:
[ne yazık ki]
"ULUSLARARASILAŞMANIN GENİŞLEMESİ" ile/ve/||/<> KURUMSAL ZORBALIK


- KÜRESELLEŞME ve/||/<> YOKSULLUK


- KÜRESELLEŞMENİN ARTMASI ile/ve/değil/||/<> SINIRLARIN AZALMASI


- KÜRESELLEŞ(TİR)MEK ile/ve/değil/yerine EVRENSELLEŞ(TİR)MEK

( )


- KÜREYVE değil/yerine/= YUVAR

( Organizmadaki çeşitli sıvılarda[kan, lenf, süt] bulunan, genellikle yuvarlak ya da oval küçük cisim.[Alyuvar, akyuvar.] | Yeryuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim. )


- KÜRƏK[Azr.] = BEL[Tr.]


- KURFORSE ile ...

( Bir paraya, hükümetçe verilen (belirtilen) değer. )


- KÜRGEK ile KÜRGEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sandal küreği. İLE Toprağı kazmaya ya da kar küremeye yarayan her tür kürek. )


- KURGU-BİLİM değil BİLİM-KURGU


- KURGU ile/ve/||/<> ANLATIM


- KURGU ile/ve DİLE GETİRME

( Madem ki o olaylara/durumlara elimiz bulaşmadı, öyleyse dilimizi de bulaştırmayalım. )


- KURGU ile/ve HAYAL GÜCÜ

( Olduğu haliyle görün, olduğunu hayal ettiğiniz gibi değil. )

( Şeyleri hayal ettiğiniz gibi görmek yerine, onları oldukları gibi görmeyi öğrenin. )

( See your world as it is, not as you imagine it to be. Instead of seeing things as imagined, learn to see them as they are. )

( FICTION vs. IMAGINATION )


- KURGU ile KABUL


- KURGU ile KURUNTU


- KURGU ile "MİMARİ"


- KURGU ile/ve/değil/yerine/&gt;&lt;/< OLGU

( [not] FICTION vs./> FACT instead of FICTION )


- KURGUDA:
KESMEK ile/ve/||/<>/> YONTMAK ile/ve/||/<>/> EKLEMEK


- KURGUL ile/ve/değil/yerine SİMGESEL


- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK


- KURGULU değil KURULU


- ÖYKÜSEL KENDİLİK'TE:
KURGUSAL ile TÖZSEL

( [ÖYKÜSEL KENDİLİK: Zamana yayılmış, geçmiş ve geleceğe sahip kendilik.]

Öznenin ve ötekilerin özne hakkında anlattığı öykülerden oluşan "soyut" kendilik. İLE/VE/||/<> Öznenin ve ötekilerin özne hakkında anlattığı öykülerin toplamından oluşan "gerçek" kendilik. )

( DAVID HUME: "Kendilik, anlık izlenimler demetidir. Fakat bu izlenimler demetinin bir gerçekliği yoktur."

DANIEL DENNETT: "Kendimiz hakkında anlattığımı öyküler, bizi inşâ eder. Kendilik, bu öykülerin soyut bir kesişim noktasıdır. Fakat öykülerimizin inşâ ettiği kendilik, boş bir soyutlamadır."

ile/ve/||/<>

RICOEUR: "Öznenin, kendi hakkında anlattığı öykülerin toplamıdır. Bu öyküler, kendi aralarında çelişki, kararsızlık ve kendini aldatmayı içerse de bütünlüklü ve gerçek bir yaşamı oluşturur." )


- KURGUSAL TARİH FELSEFESİ ile/ve ELEŞTİREL TARİH FELSEFESİ


- KURGU/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURAM/SAL


- KÜRİN ile SEPET
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İçinde sebze ve meyve taşınan sepet. İLE ... )


- KÜRİYUM[Fr. < CURIUM] ile KÜRİT[Fr. < CURIDE]

( Atom numarası 96, atom ağırlığı 248 olan, aktinitlerden, plütonyum 239'un helyum çekirdekleriyle bombardımanından elde edilen radyoaktif bir öğe. [simgesi: Cm] İLE Atom numaraları, 96 - 103 arasında bulunan öğelerin genel adı. )


- KÜRKAS[Fr. < CURCAS] değil/yerine/= HİNT FISTIĞI

( Sütleğengillerden, meyve çekirdekleri zehirli bir bitki. )


- KURMACA AÇMAZI ile/ve/||/<> TRAJEDİ AÇMAZI


- KURMACA GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜNDELİK GERÇEKLİK


- KURMACA ile DOĞAÇLAMA


- KURMACA ile DÜZMECE


- KURMACA ile KURGULAMA

( Nesne. İLE Olay. )


- KURMAK ile/ve/değil DİZGELEŞTİRMEK/SİSTEMLEŞTİRMEK

( TO ESTABLISH vs./and TO SYSTEMATIZE )


- KURMAK ile/yerine DÜŞÜNMEK

( Kuruntu/vesvese ile zihne düşenler düşünme değildir! [kuruntulardan vazgeçebilmeli!] )

( Bırak, farklı düşünce/duygu kuşları başının üzerinden uçsunlar. Sen ancak başının üzerinde yuva yapmamalarını sağlayabilirsin! )


- KURMAK ile/ve/> GELİŞTİRMEK


- KURMAK ve/> KORUMAK


- ... KURMAK ile/ve/||/<>/> ... OLUŞTURMAK


- KURMAK ile ÖNCÜLÜK ETMEK

( TO ESTABLISH vs. PIONEERING )


- KURMAK ile/ve/||/<> ÖRMEK


- KURMAK ile UYDURMAK


- KURMAK ile/ve YAPILANDIRMAK

( TO ESTABLISH vs./and TO SYSTEMATIZE )


- KURMAK ile/ve YÜRÜ(T)MEK


- KURNA[Ar. < KURNE] ile/ve/||/<> ZURNA[Fars. < SURNÂY]

( Hamama gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. İLE/VE/||/<> Düğüne gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. )

( Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş ya da plastik tekne. İLE/VE/||/<> Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla ya da dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı. )


- KURNAZ ile/ve/||/<> TATLI SU KURNAZI


- KURNAZLIK ile/değil/yerine AKIL


- KURNAZ/LIK ile/değil/=/<>/>/< APTAL/LIK

( İkisinin de hiçbir "kazanımı", kalıcı değildir/olamaz. )


- KURNAZ/LIK ile BENCİL/LİK


- KURNAZ/LIK ile/değil CERBEZE

( ... İLE/DEĞİL İyi konuşma. | Beceriklilik, girginlik. | Kurnazlık, hilekârlık. )


- KURNAZ/LIK ile SİNSİ/LİK


- KURNAZLIK ile/değil/yerine ZEKÂ/ZEKİ


- KURNAZ/LIK ile/değil/yerine ZEKİ/LİK


- KURS[Ar. < KURŞ] ile KURS[Fr.]

( Ağırşak. | Bir gök cisminin teker biçimde görülen yüzü, çörek. İLE Resmî ve özel kuruluşlarca ilgililere belirli bir konuda bilgi, beceri ve davranış kazandırmak amacıyla düzenlenen derslere dayanan ve belirli bir süresi olan eğitim etkinliği. )


- KURS[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KURS değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KURS[Fr. < COURS] değil/yerine/= ÖĞRETİ/ÖĞRENEK


- KÜRSÎ ile ...

( OTURULACAK YÜKSEKÇE YER | TAHT | MAKAM, VAZİFE )


- KÜRSÜ ile AMBON[Fr.]

( ... İLE İlkel bazilikaların sahnında vaaz yeri ya da kürsüsü. | Çağdaş Balkan ve Yunan kiliselerinde büyük kürsü. )


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSİ] değil/yerine/= KONUŞAK


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] ile PODYUM


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] değil/yerine/= SEKİ

( Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer. | Ana bilim dalı. | Sandalye. | Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm. )


- KURŞUN ile/değil GRAFİTİ


- KÜRT BÖREĞİ değil KÜT BÖREK


- KURT ile AMERİKA BOZKURDU

( ... İLE ABD ve Kanada ormanlarında yaşar. )

( WOLF vs. TIMBER WOLF )

( CANIS LUPUS vs. CANIS LUPUS OCCIDENTALIS )


- KURT ile ASENA

( ... İLE Dişil kurt. )


- KURT ile ETİYOPYA KURDU


- KURT ile/ve GÜRBÜZ

( ... İLE/VE Davar şeklinde kurt.[GURK: KURT, BUZ: DAVAR] )

( BİHÂK/BUHAK[Ar.]: Eril kurt. )


- KURT ile KESELİ KURT

( ... İLE Genellikle omurgalılarda, kasların içinde gelişen şerit kurtçuklarının genel adı. )


- KURT ile KIR KURDU


- KURT ile KIZIL KURT

( ... İLE Amerika'da yaşarlar. )

( Gebelik süreleri 63-70 gündür. İLE ... )

( KELBİYYE-İ ZENEBİYYE, SİRHÂN[çoğ. SERÂHÎN], ZİB/DİB ile ... )

( GÜRG ile ... )


- KÜRT ile KÜRT
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yay, kamçı ve değnek gibi şeylerin yapımında kullanılan bir dağ ağacı. İLE Ön Asya'da yaşayan bir topluluk ve bu topluluktan olan kişi. )


- KURT ile KURT ile KANCALI KURT

( Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus). | Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. | İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz. İLE Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız ya da çok ilkel ayaklı küçük hayvan. | Bazı böceklere ya da bazı böcek kurtçuklarına verilen ad. İLE İpsiler familyasından, 10 milimetre boyunda, ağzı çift çengelli, ince bağırsakta yaşayan asalak solucan. )


- KURT ile KURT ile KURT

( Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan. | Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. | İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz. İLE Yumuşak ve uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız ya da çok ilkel ayaklı küçük hayvan. | Bazı böceklere ya da bazı böcek kurtçuklarına verilen ad. İLE Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız. )

( image )

( WOLF vs. WORM vs. ... )

( CANIS LUPUS cum ... cum ... )


- KURT ile MOĞOL KURDU


- KURT ile SİYAH KURT

( ... İLE Bozkurtun melanistik bir renk çeşididir. Kuzey Amerika dağlarında ve Asya'nın yüksek kesimlerinde yaşar. )


- KURT ile/ve/||/<> TEL KURDU

( ... İLE Ekin ve sebze köklerini kemirerek büyük zararlara yol açması nedeniyle tarım için çok zararlı tarla böceği kurtçuklarına verilen ad. )


- KURT ile YELELİ KURT

( WOLF vs. MANED WOLF )


- KURTAĞZI ile KURTAYAĞI ile KURTBAĞRI

( Gemi ve sandallarda halatın geçmesi için teknenin kenarına tutturulmuş, açık ağız biçiminde metal parça. | Doğramanın birbirine geçen dişleri. | Çatıdaki dışa açılan küçük pencere. İLE Damarlı çiçeksizlerden, küçük yapraklarla örtülü ince bir sap görünüşünde olan bir bitki. İLE Zeytingillerden, yaprakları mızrağa benzer, çiçekleri beyaz, kokulu ve salkım durumunda olan, çit yapmakta kullanılan bir süs bitkisi. )

( ... cum LYCOPODIUM CLAVATUM cum LIGUSTRUM VULGARE )


- KURTARMAK" ile "DOĞRULTMAK"


- KURTARMAK ile TOPARLAMAK


- KURTBOĞAN = BOĞAN OTU

( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )

( ACUNITUM NAPELLUS )


- KÜRTÇE değil [Doğu Anadolu] OSMANLI TÜRKÇESİ


- KURTÇUK ve/||/<>/> KURTÇUL

( Bazı hayvanların, özellikle böceklerin yumurtadan çıktıktan sonra, krizalit ya da ergin karakterlerini kazanmadan önceki evresi. VE/||/<>/> Kurtçuklarla beslenen hayvan. )


- KURTLU ile "KURTLU"

( İçinde kurt bulunan, kurtlanmış. İLE Yerinde rahat duramayan, sürekli kıpırdanan kişi. )


- KURTLUCA/MEŞECİK/YERMEŞESİ/YERPALAMUDU/SUSARMISAĞI ile KURTMANTARI

( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarmısağı andıran, göl ve akarsu kıyıları gibi nemli yerlerde yetişen bir bitki. İLE Tazeyken yenebilen, olgunlaştığında, basılınca sporlar saçan, beyaz renkli, yuvarlak biçimli, bazitli bir mantar. )

( ARISTOLOCHIA cum LYCOPERDON )


- KURTPENÇESİ = KURTTIRNAĞI

( Karabuğdaygillerden, 20-50 cm. yüksekliğinde, pembe çiçekleri salkım biçiminde, sap ve kökünde bol tanen bulunan çok yıllık otsu bir bitki. )

( POLYGONUM BISTORTA )


- Kurtulmak için SUS!!!


- KURTULMAK ile ÖZGÜRLEŞMEK

( Özgürleşme, kişinin kendi kendine empoze etmiş olduğu yanlış fikirlerden kurtulmasıdır. )

( Bir canlı varolan, kurtuluşun onun ulaşabileceği bir yerde olduğunu bir kez işitir ve anlarsa, asla unutmayacaktır. )

( Liberation is of the self from its false and self-imposed ideas.
Once a living being has heard and understood that deliverance is within his reach, he will never forget, for it is the first message from within. )

( DELIVERANCE, EXTRICATION vs. TO BECOME FREE )

( PRAJNA ile ... )

( NECÂT ile HÜRRİYET )


- KURTULMAK ile REDDETMEK

( Kurtulmak, reddetmekle olanaklı değildir. )

( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş, halas olmuş. )


- KURTULMAK ile SIYRILMAK


- KURTULMAK ile TERK


- KURTULMAK ile/ve/||/<>/< YADSIMAK

( KURTULMAK WV< YADSIMAK )


- KURTULUŞ SAVAŞI'MIZDA:
KAĞNI ve/||/<>/> UÇAK

( )


- KURTULUŞ ve/< ÖZEN/İMTİNÂ


- KURTULUŞ ve/> PAKLIK


- YIĞIN ile KÜRTÜN

( ... İLE Rüzgârın biriktirdiği kar yığını. )


- KURU ÇİÇEK ile BAŞAK


- KURU FASULYE ile/< ŞİŞERKA

( ... İLE/< Yaşken toplanıp, yaş olarak saklanan fasulye. )


- KURU GÜRÜLTÜ, KAVARA ile/ve KAKOFONİ


- HURMA[Fars.] ile TRABZON HURMASI/ASYA/JAPON HURMASI/TAZE HURMA/CENNET ELMASI

( Hurma ağacı. | Palmiyegillerin eski çağlardan beri Kuzey Afrika'da kültürü yapılan, yemişlerinden yararlanılan, gövdesi uzun, yaprakları büyük ve dikenli bir ağaç. | Bu ağacın tatlı meyvesi. İLE Abanozgillerden, 15 metre kadar yükselebilen büyük bir ağaç. | Bu ağacın elma büyüklüğünde, turuncu renkte, hamken kekre olan, olgunlaştığında tatlılaşan meyvesi. )

( DATE vs. PERSIMMON )

( PHOENIX DACTYLIFERA cum DIOSPYROS KAKI )


- KURU KURU (DÜŞÜNMEK)

( Bir şey yapmak yerine sadece düşünerek zaman geçirmek, işe yaramamak. )


- KURU KURU "ÜZÜLMEK" / "ÜZÜLÜYORUM" DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAPABİLECEĞİN BİR ŞEY/LER

( Yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Var. )


- KURU MEYVE ile/ve TAZE MEYVE

( KAK: Meyve kurusu, dilimlenmeden kurutulmuş meyve. )


- KURU OT ile/ve/değil/||/<>/< TAZE OT


- KURU SARIMSAK ile/ve TAZE SARIMSAK

( ... İLE/VE Yedikten sonraki ağız kokusu daha fazla olabilir. )


- KURU ile KUPKURU


- KURUÇEŞME ile KURUÇEŞME ile KURUÇEŞME

( Ortaköy - Arnavutköy arasında. İLE Üsküdar, Fıstıkağacı - Bağlarbaşı arasında. İLE Acıbadem'de, Küftüncü Sokağı başında. )

( XV. yüzyılda, Tezkereci Osman tarafından, Kuru Çeşme Camisi ile birlikte yapılmıştır. İLE ... İLE 1845'te, Kızlarağası Tayfur Ağa tarafından yaptırılmıştır. )


- KURUCU BAĞLILIK ile NEDENSEL BAĞLILIK


- KURUCU İKTİDAR ile "KURULMUŞ İKTİDAR"

( POUVOIR CONSTITUANT avec POUVOIR CONSTITUE )


- KURUCU KLÂSİK ile BÜYÜK SENTEZ KLÂSİĞİ ile MEDENİYETLERİ YATAY/DİKEY(/HEM YATAY, HEM DİKEY) KESEN KLÂSİKLER

( FOUNDER CLASSIC vs. BIG SYNTHESIS CLASSIC vs. CLASSICS IN, TO CEASE THE CIVILIZATIONS VERTICAL/HORIZONTAL(/BOTH) )


- [ne yazık ki]
KURUCU ŞİDDET ile/ve/||/<>/> KORUYUCU ŞİDDET


- KURUCU/YAPICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUKAVVİME) ile TAMAMLAYICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUTEMMİME)

( Nutkiyet/düşünmenin kişinin faslı/ayrımı olması gibi. İLE ... )


- KURUCU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOLAYLAŞTIRICI


- KURUCU ile/ve SAVUNUCU


- KURUCU/LUK ile/ve KALICI/LIK


- KURUCU/LUK ile/ve/||/<>/< KURGUCU/LUK


- KURUL/HEYET[Ar.]/KONSEY[Fr. < CONSEIL]/ASAMBLE[ASSEMBLEE] ile KURULTAY/KONGRE[Fr. < CONGRES]

( Bir işi yapmak, yönetmek ya da bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk. İLE Ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantı. | Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belirli sürelerle ya da gerektikçe yaptığı genel toplantı. | Eski Türklerde devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı meclis. )


- KURUL ile/ve/||/<> KOL


- KURUL ile/ve/yerine/değil KOORDİNASYON

( [not] COMMITTEE vs./and/but COORDINATION
COORDINATION instead of COMMITTEE )


- KURUL/HEYET ile/||/<> HEYET-İ TEMSİLİYE

( ... İLE/||/<> Temsil kurulu. Sivas Kongresi sonucu oluşturulan ve Anadolu'yu temsil eden kurul. )


- KURUL/KONSEY ile/ve/||/<>/> ALT KURUL/KOMİSYON


- KURULMA ile/ve/||/<> KIRILMA


- KURULTAY ile/||/<> KABİNE ile/||/<> KURIA

( Genel toplantı, kurul/meclis. İLE/||/<> Bakanlar kurulu. İLE/||/<> Roma'da kurul. )


- KURULU ile KURGUL


- KURULUŞ ile/ve/||/<>/> KURTULUŞ


- KURULUŞ ile/ve YIKILIŞ


- KÜRÛM ile/||/<> KÖM

( Bağ çubuğu. İLE/||/<> Küme, yığın. | Küçük ağıl. )


- KURUM ile/ve/değil/yerine/< KURUL


- KURUM ile KURUM ile KURUM

( Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı ya da birlik. İLE Bacalarda biriken kalın is. İLE Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. )


- KURUM ile/ve/||/<>/> KURUN!


- KURUM ve/<> TÖREN(MERÂSİM)

( Her kurum, törenleri ile yaşa(tılı)r. )


- KURUMLU ile KURUMLU

( Kurum tutmuş olan [yer/nesne]. İLE Gururlanarak kasılan, mağrur, dikbaşlı. )


- KURUMSAL BİR KARARI(/A):
BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> UYMAK


- KURUMSAL DEVLET ile KİŞİ DEVLET


- KURUMSAL DİN ile/ve BİREYSEL DİN


- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ

( )


- KURUMSALLAŞMALI!


- KURUNTU/YANILSAMA = VEHİM = ILLUSION[İng., Fr.] = ILLUSION, TÄUSCHUNG[Alm.] = ILLUSIO[Lat.] = DOXA[Yun.] = ILUSIÓN[İsp.] = MAYA[Sansk.]


- KURUNTU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİ


- KURUNU ULÂ ile/ve KURUNU VUSTA ile/ve KURUNU UHRA

( İlkçağ. İLE/VE Ortaçağ. İLE/VE Sonçağ. )


- KURUŞ[Alm. < GROSCHEN] ile KURUŞ

( Liranın yüzde biri değerinde Türk parası. İLE Kurma işi, durumu. )


- İNSANLIK:
"KURUŞ" İLE ile/değil/yerine DURUŞ İLE


- KURUSIKI ile KURUSIKI

( Yalnız barut doldurulmuş, çekirdeksiz tüfek ya da tabanca mermisi. | Bu mermiyi patlatan bir tür tabanca. İLE Korku. | Blöf. )


- KURUTAÇ ile KURUTMAÇ

( Kurutma kabı. İLE Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç. )


- KURUTAN ile ...

( Bir tür hayvan hastalığı. )


- KURUTULMUŞ MEYVE ile ÇEMİÇ

( ... İLE Dut/üzüm kurusu. )


- KURYE[Fr. < COURRIER] değil/yerine/= TAŞIYICI

( Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kişi. | Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kişi. | Uçakla gönderilen mektup, koli ya da havale. | Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. )


- KUŞ DİLİ ile ...

( HAKÎKAT DİLİ, ÂRİFLER DİLİ )


- KUŞ GRİBİ ile PSİTTAKOZ


- KUŞ TÜYÜ ile/ve ŞEH-PER[Fars.]

( ... İLE Kuş kanadının en uzun tüyü. )


- KUŞ TÜYÜ ile/ve YONDA

( ... İLE Kuşun tüyleri altındaki ince kıllar. )


- KUŞ TÜYÜNÜN BİR KILI ile TÜY

( BARB vs. FEATHER, PLUME, PILE )


- KUŞ ÜZÜMÜ ile KURU ÜZÜM


- KUŞ ile AK BAŞLI BUFALO DOKUMACI KUŞU

( ... vs. DINEMELLIA DINEMELLI )


- KUŞ ile ARIKUŞU

( Arıkuşugillerden, sırtı sarı, karnı mavimsi yeşil, Güney Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Asya'da, az ağaçlıklı, açık yerlerde yaşayan bir kuş.[Lat. MEROPS APIASTER] )

( ... İLE Boyu, 25-29 cm.; kanat açıklığı, 36-40 cm. arasındadır. Ağırlıkları ise 50-70 gr. arasındadır. Parlak sarı, kızıl-kahve, mavi-yeşil renklerdedir. Ülkemizde görülen, en renkli kuşlardan biridir. Eşsiz bir avcıdır. Adından da anlaşılacağı gibi, başta arı olmak üzere, her türlü uçan böceği yer. Her gün, yaklaşık 250 arı tüketirler. )


- KUŞ ile ÂTIK

( ... İLE Yavru kuş. )


- LEYLEK ile AYAKKABI GAGALI LEYLEK

( )

( ... cum BALAENICEPS REX )


- KUŞ ile BEYAZ ÇAM KUŞU


- KUŞ ile BOKİ BOKİ


- KUŞ ile BURUŞUK BOYNUZ GAGA KUŞU

( ... ile )


- KUŞ ile BÜYÜK KUM KUŞU


- KUŞ ile ÇAVUŞKUŞU/İBİBİK

( ... İLE Çavuşkuşugillerden, uzun yay biçimli gagalı, güvercinden küçük, başı sorguçlu, kısa kanatlı bir kuş. )

( ... ile HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHÎD], EBÛ-R-REBÎ' )

( ... ile BÜDBÜDEK )

( ... cum UPUPA EPOPS )


- KUŞ ile ÇAYIRKUŞU/TARLAKUŞU

( ... İLE Tarlakuşugillerden, tarlalarda yuva yapan, uzunluğu 20 santimetre, sırtı kahverengi, karnı beyaz olan, küçük, ötücü kuş, çayır kuşu, toygar. )

( ... cum ALAUDA ARVENSIS )


- KUŞ ile ÇELTİKÇİ KUŞU

( image )


- KUŞ ile CENNET KUŞU

( Papua Yeni Gine'nin bayrağında yer alan, upuzun kuyruk tüyleri bulunan, siyah, endemik kuş.[Kumul Lodge'da, doğal ortamında görülebilir] [Lat. PARADISEA APODA] )

( ... ile )


- KUŞ ile DEMİRCİ KIZ KUŞU

( )


- KUŞ ile DOKUMACI KUŞU

( ... İLE Afrika, Avustralya ya da Avustralya çevresinde bulunan adalarda yaşar. Yapmış oldukları yuvaların sanatsal olmasından dolayı, "Dokumacı Kuşu" olarak adlandırılırlar. )

( ... İLE Özellikleri:
Büyüklükleri ve ağırlıkları, bir serçe kadardır.
Erillerin kafasının üzerinde kırmızı renk bulunmaktadır.
Dişilin kafası üzerinde sarı renk bulunmaktadır.
Yuvanın dışını eril kuş yapmaktadır. Dişi kuş, sadece iç kısmını yapmaktadır. )

( image )

( )


- KUŞ ile FAREKUŞU

( ... İLE Afrika'ya özgü bir kuş. )

( TAYR ile ... )

( MÜRG ile ... )


- KUŞ ile FERÎD[Fars.]

( ... İLE Avcı kuş. )


- KUŞ ile FREGA KUŞLARI

( ... İLE Karayipler'de yaşarlar. )


- KUŞ ile FREGAT/MANOWAR KUŞU

( ... İLE Tropik Atlantik bölgesinde yaşarlar. )


- KUŞ ile GRANDALA

( ... İLE Himalayalar’ın yüksekliklerinde yaşar. )

( image

image

image

image

)


- KUŞ ile GÜMÜŞ YANAKLI BOYNUZ GAGALI KUŞ


- KUŞ ile/ne yazık ki HUBARA KUŞU

( ... İLE/NE YAZIK Kİ Soyu tükenmiştir. :( (((((( )


- KUŞ ile İSPİNOZ

( Hawaii Adaları'nda, 60 tür ispinoz bulunmaktaydı. )

( BIRD vs. CHAFFINCH )

( ... cum FRINGILLA COELEBS )


- KUŞ ile İSTİRİDYE KUŞU(AFRİKA KARA İSTİRİDYE AVCISI)


- KUŞ ile JAKAMAR

( Bir tür kuş. )


- KUŞ ve/||/<> KARİNALILAR

( ... VE/||/<> Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının hemen hemen tüm kuşları içine alan büyük bir bölümü. )


- KUŞ ile KAUAİ KUŞU

( Ne yazık ki, soyu tükenmiş/tüketilmiş kuşlardandır. Hawaii adalarından Kauai adasında yaşardı. En son 1985 yılında görülmüştür. )


- KUŞ ile KIRMIZI GAGALI BUFALO DOKUMACI KUŞU


- KUŞ ile KIRMIZI KNOUS


- KUŞ ile KİVİ/APTERİKS

( ... İLE Yeni Zelanda'da yaşar. )

( image

image

image )

( BIRD vs. KIWI )

( ... cum APTERYX AUSTRALIS )


- KUŞ ile KİVİGİLLER

( ... İLE Omurgalı hayvanlardan, kuşlar sınıfına giren bir aile. )


- KUŞ ile KIZKUŞU

( ... İLE Yağmurkuşugillerden, uzunluğu 34 santimetre olan, başı sorguçlu, koyu yeşilimsi renkte esmer, küçük bir kuş. )

( ... cum VANELLUS VANELLUS )


- KUŞ ile KOLİBRİ[Fr. < COLIBRI]

( ... İLE Kolibrigillerden, Amerika'da yaşayan, çok renkli, geriye doğru uçma özelliği olan, uzun gagalı, küçük göçmen kuş. )


- KÛS[Fars.] ile KÜS[Fars.]

( Savaşlarda, alaylarda deve ya da araba üstünde taşınarak çalınan büyük davul. Kös. İLE Dişillik örgeni, vajina. )


- KUŞ ile/değil MULAN/YULAN MANOLYASI

( image )

( ... cum MAGNOLIA LILIIFLORA )


- KUŞ ile/değil ORMANTAVUĞU

( ... DEĞİL Ormantavuğugillerden kuşların, özellikle Avrupa ve Asya'da yaşayan, siyah tüylü türlerinin ortak adı. )

( ORMANTAVUĞUGİLLER: Dünyanın, soğuk ve ılıman bölgelerinde yaşayan, orta ya da büyük yapıda, mat ya da parlak renkli, ormantavuğu, çil ve çayırtavuğunu içine alan bir aile/familya. )


- KUŞ ile "PAÇALI"

( ... İLE Tüyleri, ayaklarına kadar uzanan kuş. )


- KUŞ ile PALA BIYIKLI KUŞ

( ... İLE Şili ve Peru sahillerindeki kayalıklarda görülürler. )


- KUŞ ile PERİ KUŞU

( ... İLE Eril peri kuşu, her yıl mat kahverengi tüylerini dökerek, göz alıcı parlak mavi tüylere kavuşur ancak bu kadar küçük bir kuş için göz alıcı tüylere sahip olmak, çok tehlikelidir. Parlak, üstelik mavi olmak, onları yırtıcıların hedefi durumuna getirir. )

( )

( ... cum MALURUS CYANEUS )


- KUŞ ile PO'OULİ KUŞU


- KUŞ ile SAKSONYA KRALI CENNET KUŞU

( ... İLE Batı Yeni Gine'de görülürler. )


- KUŞ ile SARIASMA/SARICIK

( ... İLE Ötücü kuşlar takımının, sarıasmagiller ailesinden, parlak sarı tüylü kara kuyruklu bir kuş. )

( ... cum ORIOLUS ORIOLUS )


- KUŞ ile ŞEKER/NEKTAR KUŞU

( ... İLE Yalnızca, Cape Town'un Finbos flora bölgesinde yaşarlar. )


- KUŞ ile ŞEMSİYE KUŞU

( ... İLE Orta ve Güney Amerika'daki yağmur ormanlarında yaşarlar. )


- KUŞ ile TARAGOZ KUŞU

( El Salvador'un simgesi olan yeşil-mavi kuyruklu bir kuş. )


- KUŞ ile UÇAR KUS KUS


- KUŞ ile UZUN KUYRUKLU DUL KUŞU

( ... İLE Güney Afrika'da yaşarlar. )


- KUŞA ile ...

( Buda'cı felsefe okulu. )


- KÜŞÂD ile AÇILIŞ


- KÜŞADE[Fars. < GUŞÂDE] değil/yerine/= AÇIK, AÇILMIŞ


- KUŞAK = NESİL[Ar.] = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]


- KUŞAK ile/||/=/<> TRABLUS/DARABULUS KUŞAĞI


- KUŞAK ile ZÜNNÂR[Ar. çoğ. ZENÂNÎR]

( ... İLE Papazların, bellerine bağladıkları, ucları sarkık, ipten örme kuşak. )


- KUSA'LI) NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<>/> GIORDANO BRUNO ile/ve/||/<>/> HENRY MORE

( 1401 - 11 Ağustos 1464 İLE/VE/||/<>/> Ocak 1548 - 17 Şubat 1600 İLE/VE/||/<>/> 12 Ekim 1614 - 01 Eylül 1687 )


- KUŞANMA ile/ve/değil/yerine BÜRÜNME


- KUŞATAMAMADA:
NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> YASALI/LIK ile/ve/||/<> GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> RASTGELE/LİK


- KUŞATAN ile/ve/||/<> KAPSAYAN


- KUŞATILMIŞLIK ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK


- KUŞATMA/KUŞATICI ile KAPSAMA/KAPSAYICI


- KUŞATMAK ile/ve KİLİTLEMEK


- ... değil KUŞBURNU

( Çalılık ve ormanlık alanlarda yetişen, soluk pembe renkte çiçekler açan bir ağaç, yaban gülü ağacı. | Bu ağacın parlak kırmızı renkli, içi tüylü ve çekirdekli meyvesi. | Bu meyveden yapılan içecek. )

( ROSA CANINA )


- KUŞÇU ile KUŞÇU

( Kuşlarla ilgilenen. | Saraylarda şahin, doğan vb. avcı kuşların bakımıyla görevli kişi. İLE Suç işleyen saray hasekilerini cezalandırmak ve yola getirmekle görevli haseki subayı. )


- KUŞDİLİ ile KUŞ DİLİ

( Dişbudak. İLE Çocuk dili. )


- KÜSEĞEN ile KÜSEĞEN/KÜSKÜN/KÜSTÜM OTU

( Çabuk ve sık sık küsen kişi. İLE Baklagillerden, dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki. )

( ... cum MIMOSA PUDICA )


- KUŞEKMEĞİ = ÇOBANDAĞARCIĞI

( Turpgillerden, çorak yerlerde yetişen, beyaz ya mor çiçekli, eskiden hekimlikte kullanılmış olan otçul bir bitki. )

( THLASPI )


- KÜSEN = KUÇA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Uygur sınırında bir kent. )


- KUŞEVLERİNDE:
CAMİ BİÇİMİNDE OLANLAR ile/ve MEDRESE BİÇİMİNDE OLANLAR ile/ve KERVANSARAY BİÇİMİNDE OLANLAR

( Camilerde, köprülerde ve çeşitli eski mimari yapılarda yer verilmiştir. )

( Ayazma Camisi örnekleri birarada görebilmek açısından önerilir. )

( Özellikle Kayseri'de geniş alanlarda ve çokça ayrılmış alanlar vardır. )

( UŞŞ/AŞŞ, VEKR, VEKN: Kuş yuvası. )

( ÂŞİYÂN/E, LÂNE/LÂNE-İ MÜRG: Kuş yuvası. | Mesken, ev. )


- KUŞEVLERİNDE:
TAŞTAN OLANLAR ile/ve TUĞLADAN OLANLAR ile/ve CEPHE GİYDİRME OLANLAR


- KUŞKANADI ile KUŞ KANADI

( Göz akı zarının göz bebeğine doğru bir ok ucu biçiminde ilerlemesi. İLE Kuşların kanadı. )


- KUŞKONMAZ CAMİİ ile KUŞKONMAZ MESCİDİ

( Üsküdar iskelesi yakınındadır. İLE Haliç - Hasköy'dedir. )

( 1580'de, Beylerbeyi Ahmed Şemsi Paşa emriyle, Mimar Sinan yapıtı olarak inşâ edilmiştir. [1940'ta onarım görmüştür.] İLE Handan Ağa tarafından. )

( Boğaziçi'nden eser rüzgâr nedeniyle kuşların bu camiye konamamaları nedeniyle Kuşkonmaz Camisi ve kubbe alemindeki güneş[şems] şeklinden dolayı da Şems Camisi, Şemsi Paşa Camisi adıyla da bilinir. İLE Handan Ağa Mescidi adıyla da bilinir. )


- KUŞKONMAZ ile ENİŞ

( Tarlada yetiştirilen. İLE Dağlarda yetişen. )


- KUŞKONMAZDA:
YEŞİL ve/||/<> MOR ve/||/<> "BEYAZ"

( ... VE/||/<> ... VE/||/<> Yeşil ve morun, herhangi birinin ışık görmemiş toprakaltı sürgünlerinin hasat edilmesiyle, “beyaz kuşkonmaz” elde edilir. )


- KUŞKU SORUSU ile/yerine ANLAMA SORUSU

( Yanıtlarını bildiğiniz, boş sorular sormamalısınız. )

( [Felsefede] BED-GÜMÂN[Fars.]/SEPTİK[İng.]: Şüpheci, her şeyden şüphe eden. )

( QUESTION IN DOUBT vs. COMPREHENSION QUESTION
COMPREHENSION QUESTION instead of QUESTION IN DOUBT
You must not ask idle questions, to which you already know the answers. )


- KUŞKU/ŞÜPHE ile ŞEKK[çoğ. ŞUKÛK]

( Olumsuz emin olmama. İLE %50 - %50 | Ne o, Ne o. )

( LA REYB: Şüpheyi kaldıran ne ise. )

( Haram ya da helâl olduğu hakkında kesin yargı verilemeyen durum. | Doğru ya da yanlış olduğu tespit edilemeyen durum. [Cezada şüphe, sanık lehine yorumlanır.] İLE ... )


- KUŞKU/ŞÜPHE ile/ve/değil/yerine TERK


- KUŞKU değil/yerine/>< BİLGİ

( BİLGİ: Kuşkuyu yok eden neyse, o! | Kuşkunun giderildiği kavrayış. )


- KUŞKU ile ÇELİŞKİ

( DOUBT vs. CONTRADICTION )


- KUŞKU ile/değil/yerine ÇÖZÜMLEME

( DOUBT vs. ANALYSIS )


- KUŞKU = DOUBT[İng.] = DOUTE[Fr.] = ZWEIFEL[Alm.] = DUBITATIO[Yun.]


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< EMİN OLMA[İMAN]


- KUŞKU ile/değil/yerine FELSEFİ KUŞKU


- KUŞKU ile/ve/<> İKİRCİK

( ŞÜPHE ile/ve/<> TEREDDÜD )


- KUŞKU ile/ve/<> İNKÂR

( SUSPICION vs./and/<> TO DENY | DISAVOWAL )


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/>< İYİMSERLİK ve DAYANÇ/SABIR

( Hastalıkların yarısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< İlâçların yarısı. VE/||/<> İyileşmenin ilk adımı. )


- KUŞKU ve/||/=/<>/> KARANLIĞA KOŞMAK


- KUŞKU ile/ve/||/<> KAYGI

( SUSPICION/DOUBT vs./and/||/<> ANXIETY )


- KUŞKU ile/ve KORKU

( Eğer kuşku varsa korku da var olacaktır. )

( SUSPICION/DOUBT vs./and FEAR )


- KÜSKÜ ile KÜSTERE/KÖSTERE[Yun.]

( Taşa ya da duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir. | Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk ya da basit, ağaçtan kaldıraç. İLE Değirmen taşı yapılan taş. | Bileği çarkı. )


- KUŞKU ile PSİKASTENİ[Fr.]

( ... İLE Aşırı kuşku. | Düşünce kararsızlığı. )


- KUŞKU ile SANI

( DOUBT vs. SURMISE )


- KUŞKU ile/yerine SORGULAMA

( Sorgulamak ve reddetmek gereklidir. )

( Gerçek soruşturma bir şeyin içine doğru yapılır, dışa doğru değil. )

( Sorgulanmamış bir yaşam, yaşamaya değmez. )

( Bilinecek/bilinebilecek şeye yaklaşmanın biricik yolu soru sormaktır. )

( Kuşkuculuğumuz hakkında bile kuşkucu olmalıyız. )

( Temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise sürekli kuşku içinde olmalarıdır. )

( SUSPICION vs. INTERROGATE
INTERROGATE instead of SUSPICION
To question and deny is necessary.
True enquiry is always into something, not out of something. )


- KUŞKUCULUK ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- KUŞKUCULUK = HİSBANİYE, REYBİYE = SCEPTICISM[İng.] = SCEPTICISME[Fr.] = SKEPTIZISMUS[Alm.] = SKEPTESTHAI[Yun.]


- KUŞKUCULUK/SKEPTİSİZM ile İNAKÇILIK/DOGMATİZM

( Bilginin kesinliğine kuşkuyla yaklaşan felsefi tutum. İLE Kesin ve sorgulanamaz doğruların varlığını savunan felsefi tutum. )


- KUŞKULANMA ile İŞKİLLENME[Fars.]


- KUŞKULANMAK ile/değil/yerine/>< YAPMAK

( )

( [not] DOUBT vs./but/>< DO
DO instead of DOUBT )


- KUŞKULU/ŞÜPHELİ İFADE TUTANAĞI ile/değil KUŞKULU/ŞÜPHELİ'NİN İFADE TUTANAĞI


- KUŞKULU SEVGİ yerine KOŞULSUZ SEVGİ

( UNCONDITIONAL LOVE instead of SUSPICIOUS LOVE )


- KUŞKULU SEVGİ yerine KOŞULSUZ SEVGİ

( UNCONDITIONAL LOVE instead of SUSPICIOUS LOVE )


- KÜSKÜN/LÜK ile/ve/+/||/<>/> BIKKIN/LIK

( Yaşama değil yanlış kişilere. İLE/VE/+/||/<>/> Yanlış/yetersiz "zihinliler"in, yüzlerine bakmak zorunda kalmaktan. )


- KUŞKU/ŞÜPHE [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- KUŞKU/ŞÜPHE [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- KUŞKUSUZ SEVGİ ile/ve/||/<>/>/< KOŞULSUZ SEVGİ

( UNSUSPECTING LOVE vs. UNCONDITIONAL LOVE )


- KÜSKÜT[Fr. CUSCUTE] değil/yerine/= ŞEYTANSAÇI/BAĞBOĞAN

( Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki. )

( CUSCUTA )


- KUŞLAR DÎVÂNI [ÖMÜR CEYLAN - KAPI YAY.] adlı kitabı okumanızı salık veririz.


- KUŞ/LAR ile/ve/değil/||/<>/< DİNOZOR/LAR

( Kuşların ataları, dinozorlardır. )


- KUŞLAR ile/ve/||/<> KARS KUŞLARI

( )

( Türkiye'de 400'ün üzerinde kuş çeşidi bulunmaktadır. Sadece 276'sı Kars'ta görülebilmektedir. )

( Sayın Ahmet Yılmaz'ı, çalışmalarından dolayı tebrik eder ve katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz...

instagram.com/ahmdylmz36

500px.com/ahmdylmz36

youtu.be/dL5SOT1jpPw )


- Kuşları DİNLE!!!


- KUŞLU ve/||/<>/> TAKVİM

( 2021 yılı Kuşlu Takvim için burayı tıklayınız... )

( image )


- KUŞLUK (ZAMANI) ile/ve KABA KUŞLUK (ZAMANI)


- KÜS/LÜK ile/ve/||/<> DARGIN/LIK


- KUŞLUK ile/ve/> ÖĞLE


- KUSMA/İSTİFRA[Ar.] ile/ve/||/<> KUSMAK

( Kusmak durumu. | Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması. İLE Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak. | Reddetmek. | Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak. | İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak. )


- KUSMAK ile/ve KUSAR GİBİ OLUP KUSAMAMAK

( TEHVÎ: Kusturma, kusturulma. )

( ... ile/ve TAKAYYÜ' )


- KUSMAK ile/ve SIÇMAK/YESTEHLEMEK

( Fiziksel ve psikolojik hastalıklarda/uyumsuzluklarda. İLE/VE Doğal ve zorunlu. )

( İSTİFRAĞ[< FERÂG], GASEYAN, TEHVÎ'[: Kusturma, kusturulma.], KAY' ile/ve DEF'İ-HÂCET, ITRAH, TEGAVVUT[< GAİTA] )

( BİŞKÛFE ile/ve ... )

( VOMIT/EXCRETE vs./and TO SHIT/DEFECATE/EGESTION/EXCRETION/PUPE )


- Küsme! KONUŞ!!!


- Küsmeden KONUŞ!!!


- KÜSMEK ile/değil/yerine KONUŞMAMAK

( "Görüşmemek, birarada olmamak üzere". İLE/DEĞİL/YERİNE Görüşme, birarada olma durumu söz konusudur. )


- KUSMUK ile KARA KUSMUK

( ... İLE İçinde bol miktarda kara kan bulunan kusmuk. )


- KÜŞNE = KARABURÇAK

( Baklagillerden, hayvan yemi ve gübre olarak kullanılan bir tür. )

( ERVUM ERVILLA )


- KÜSPE[Fars. < KUSBE] ile KÖFTÜN

( Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağı ya da suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı. İLE Sığırlara yedirilen susam ya da keten küspesi. )


- KÜSTAH ile HARFENDAZ[Ar., Fars.]

( ... İLE Onur kırıcı söz söyleyen. )


- KÜSTAHLIK:
EMEK YOKSA ile/ve/||/<>/< BİLGİ YOKSA


- KÜSTAHLIK YAPMAMALI!


- KÜSTAH/LIK ile FODUL/LUK[Ar.]

( ... İLE Üstünlük taslayan, kibirlenen. )


- KÜSTAHLIK değil "GÜÇLÜ OLMA(/GÖRÜNME)" TAKLİDİ

( Küstahlık, zayıf kişinin, güçlü olma çabasıdır/taklididir. )


- KÜSTAH/LIK ile/ve/=/< HAREKETİN AŞIRISI


- [ne yazık ki]
KÜSTAH/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZENSİZ/LİK


- [ne yazık ki]
KÜSTAHLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "ÖZGÜVEN"


- KUŞTÜYÜMSÜ YAPRAK, PİNNAT YAPRAK = VARAK-I RÎŞÎ = FEUILLE PENNÉE


- KÜSÛD[Ar.] ile KÜSÛD[Ar.]

( Kesad. İLE Çekilme, amaca ulaşmadan geri dönme. [RİC'AT] )


- KÜSÛL[Ar.] ile KÜSÛR[Ar.]

( Tembel, üşenici. İLE Parçalar, artan parçalar, atıklar. | Kesirler. )


- KUSUNTU = KUSMUK


- KUSÛR[Ar. < KASÎR < KASR] ile KUSÛR[Ar. < KASR]

( Kısa, boysuz. Kısa kesme, kısaltma, kısma. | Azaltma, kesme, eksiklik. | İbarenin çok kısaltılması. | Aruzda tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi. İLE Köşk, kâşâne, saray. )


- KÜSÛR ile/||/<> CÜZ[çoğ. ECZÂ] ile/||/<> SAHÎH ile/||/<> MAHREC

( Kesirli sayı. | Kendisinden daha büyük bir sayıya pay olan sayı ya da payda alan sayı. İLE/||/<> Kesirli sayılarda bütünden alınan parça, pay. İLE/||/<> Tam sayı. | Kendinden daha büyük bir sayıya pay olmayan sayı ya da payda almayan sayı. İLE/||/<> Payda. )


- KUSURA BAKMA AMA ... değil/yerine YANLIŞ ANLAMA AMA ...


- KUSURA BAKMA(MA)K ile/ve GÖNÜL KOYMA(MA)K


- KUSURLARI/NI ÖRTMEK ve/||/<> EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK

( 54097, 54098 )


- KUSURLU SORUMLULUK(/HİZMET ve GÖREV) ile/ve/||/<> KUSURSUZ SORUMLULUK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL OLASILIK


- KUSURLU ile/değil/yerine/>< HUZURLU

( [kişi/kul hakkına] Dikkat etmeyenin "yaşamı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dikkat edenin yaşamı. )


- KUSURSUZ DİL ARAYIŞI ile TEK KÖKEN VARSAYIMI

( KUSURSUZ DİL ARAYIŞI (UMBERTO ECO - LİTERATÜR) kitabını okumanızı salık veririz. )


- KUSURSUZ DİL ile/ve EVRENSEL DİL

( Nesnelerin doğasını yansıtabilecek bir dil aramak. İLE/VE Herkesin konuşabildiği ve konuşmak zorunda olduğu bir dil aramak. )

( Kusursuz bir dili az sayıda kişinin kullanmaması ve evrensel olarak kullanılan bir dilin kusurlu olmaması için hiçbir neden yoktur. )


- KUSURSUZ ile DÜZGÜN

( FLAWLESS vs. PROPER )


- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME


- KUSURSUZLUK ile/ve/<>/||/>< UYUMSUZLUK

( Yaşam, kusursuzluk ile/ve uyumsuzluk arasında bir yerlerde akıp gider. )


- KUŞYEMİ ile KUŞ YEMİ

( Buğdaygillerden, durgun sularda yetişen bir bitki. | Bu bitkinin taneleri. İLE Kuşlara verilen yem, buğday, arpa, darı. )

( PHALARIS CANARIENSIS cum ... )


- KÜT KÜT (VURMAK)


- KÜT ile KÜT ile KÜT

( Kısa ve kalınca. | Keskin olmayan. İLE Tahta vb. katı şeylere vurulduğunda çıkan ses. İLE Smaç. )


- KUT ve/||/<> KUTSAL/KUTSÎ[Ar.]

( Yaşamak için yenilen şey. | Yiyecek. | Devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç. | Mutluluk. | İlâhî bir kaynaktan gelen rahmet, bereket. )


- KUTB ile/ve KUTB-U ÂLEM


- KUTB-I İRŞÂD ile/ve/<> KUTB-I MEDÂR

( Manevi alanda/kilerin. İLE/VE/<> Dünyada/kilerin. [İkisinin de tâbi oldukları imama GAVS denilir.] )


- KUTBİYET ile/ve UHUDİYET


- KUTB-ÜL İRŞÂD ile KUTB-ÜL TASARRUF

( KUTB: Aramayı kesen. )


- KUTCHING [BORNEO'nun başkenti, (Sarawak Eyaleti'nde)] ile ...

( Kedi. )


- KÜTİKÜL[Fr.] ile ...

( Yaprakların iki yüzünde de bulunan ve suyu sızdırmadığı için bitkinin kurumasına engel olan ince zar. )


- KÜTİKÜL[Fr. < CUTICULE] ile KÜTİN

( Yaprakların iki yüzünde bulunan ve suyu sızdırmamasıla bitkinin kurumasına engel olan ince zar. | Kabukluların ve böceklerin örteneğinin koruyucu, kitinli katmanı. İLE Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında nesne. )


- KUTİKULA ile EPİDERMİS

( Bitkilerin yapraklarında su kaybını önleyen mumlu tabaka. İLE Bitkilerin ve hayvanların dış yüzeyini kaplayan göze tabakası. )


- KUTLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ANMA


- KUTLAMA ile/ve BAYRAM

( [Tatarlar'da] "Beyremi bar balık, bay balık"[Bayramı olan halk, zengin halktır.] )


- KUTLAMA ile/ve KUTSAMA


- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ

( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )

( )

( )

( )


- KÜTLE ile/ve/||/<> AĞIRLIK

( Bir nesnenin miktarı.[Kavram] İLE/VE/||/<> Bir nesnenin yerçekimi gücü ile çekilmesi. )

( )

( 1 gram [g] = 0.001 kilogram [kg]

1 milligram [mg] = 1.0E-6 kilogram [kg]

1 ton (metric) [t] = 1000 kilogram [kg]

1 pound [lbs] = 0.45359237 kilogram [kg]

1 ounce [oz] = 0.0283495231 kilogram [kg]

1 carat [car, ct] = 0.0002 kilogram [kg]

1 ton (short) [ton (US)] = 907.18474 kilogram [kg]

1 ton (long) [ton (UK)] = 1016.0469088 kilogram [kg]

1 Atomic mass unit [u] = 1.6605402E-27 kilogram [kg]

1 exagram [Eg] = 1.0E+15 kilogram [kg]

1 petagram [Pg] = 1000000000000 kilogram [kg]

1 teragram [Tg] = 1000000000 kilogram [kg]

1 gigagram [Gg] = 1000000 kilogram [kg]

1 megagram [Mg] = 1000 kilogram [kg]

1 hectogram [hg] = 0.1 kilogram [kg]

1 dekagram [dag] = 0.01 kilogram [kg]

1 decigram [dg] = 0.0001 kilogram [kg]

1 centigram [cg] = 1.0E-5 kilogram [kg]

1 microgram [µg] = 1.0E-9 kilogram [kg]

1 nanogram [ng] = 1.0E-12 kilogram [kg]

1 picogram [pg] = 1.0E-15 kilogram [kg]

1 femtogram [fg] = 1.0E-18 kilogram [kg]

1 attogram [ag] = 1.0E-21 kilogram [kg]

1 dalton = 1.6605300000013E-27 kilogram [kg]

1 kilogram-force square second/meter = 9.80665 kilogram [kg]

1 kilopound [kip] = 453.59237 kilogram [kg]

1 kip = 453.59237 kilogram [kg]

1 slug = 14.5939029372 kilogram [kg]

1 pound-force square second/foot = 14.5939029372 kilogram [kg]

1 pound (troy or apothecary) = 0.3732417216 kilogram [kg]

1 poundal [pdl] = 0.0140867196 kilogram [kg]

1 ton (assay) (US) [AT (US)] = 0.02916667 kilogram [kg]

1 ton (assay) (UK) [AT (UK)] = 0.0326666667 kilogram [kg]

1 kiloton (metric) [kt] = 1000000 kilogram [kg]

1 quintal (metric) [cwt] = 100 kilogram [kg]

1 hundredweight (US) = 45.359237 kilogram [kg]

1 hundredweight (UK) = 50.80234544 kilogram [kg]

1 quarter (US) [qr (US)] = 11.33980925 kilogram [kg]

1 quarter (UK) [qr (UK)] = 12.70058636 kilogram [kg]

1 stone (US) = 5.669904625 kilogram [kg]

1 stone (UK) = 6.35029318 kilogram [kg]

1 tonne [t] = 1000 kilogram [kg]

1 pennyweight [pwt] = 0.0015551738 kilogram [kg]

1 scruple (apothecary) [s.ap] = 0.0012959782 kilogram [kg]

1 grain [gr] = 6.47989E-5 kilogram [kg]

1 gamma = 1.0E-9 kilogram [kg]

1 talent (Biblical Hebrew) = 34.2 kilogram [kg]

1 mina (Biblical Hebrew) = 0.57 kilogram [kg]

1 shekel (Biblical Hebrew) = 0.0114 kilogram [kg]

1 bekan (Biblical Hebrew) = 0.0057 kilogram [kg]

1 gerah (Biblical Hebrew) = 0.00057 kilogram [kg]

1 talent (Biblical Greek) = 20.4 kilogram [kg]

1 mina (Biblical Greek) = 0.34 kilogram [kg]

1 tetradrachma (Biblical Greek) = 0.0136 kilogram [kg]

1 didrachma (Biblical Greek) = 0.0068 kilogram [kg]

1 drachma (Biblical Greek) = 0.0034 kilogram [kg]

1 denarius (Biblical Roman) = 0.00385 kilogram [kg]

1 assarion (Biblical Roman) = 0.000240625 kilogram [kg]

1 quadrans (Biblical Roman) = 6.01563E-5 kilogram [kg]

1 lepton (Biblical Roman) = 3.00781E-5 kilogram [kg]

1 Planck mass = 2.17671E-8 kilogram [kg]

1 Electron mass (rest) = 9.1093897E-31 kilogram [kg]

1 Muon mass = 1.8835327E-28 kilogram [kg]

1 Proton mass = 1.6726231E-27 kilogram [kg]

1 Neutron mass = 1.6749286E-27 kilogram [kg]

1 Deuteron mass = 3.343586E-27 kilogram [kg]

1 Earth's mass = 5.9760000000002E+24 kilogram [kg]

1 Sun's mass = 2.0E+30 kilogram [kg] )


- KÜTLE ile/ve/||/<> ELEKTRİK YÜKÜ ile/ve/||/<> AKIM/SPIN

( p = 0
ile/ve/||/<>
J = 0 )


- KÜTLE ve/||/<> ERİM/ETKİ ALANI


- KÜTLE ile SPIN


- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM


- KÜTLE değil/yerine/= YIĞIN


- KÜTLEÇEKİM ile ELEKTROSTATİK

( Kütlelerin birbirine uyguladığı çekim gücü. İLE Elektrik yüklerinin birbirine uyguladığı çekim ya da itme gücü. )


- KUTR ve KADR

( Boy. VE Çap. )


- KUTR ile/||/<> NISFU'L-KUTR ile/||/<> MUHÎT

( Çap. | Köşegen. | Çapraz. İLE/||/<> Yarı çap. İLE/||/<> Çevre. )


- KUTSAL/MUKADDES[Ar.] ile/ve/değil İDUK/MÜBÂREK

( Kutsallık, herşeye verilmez. )


- KUTSAL NESNELERİ TUTMADA:
ELLE ile/ve/değil/yerine KUMAŞLA


- KUTSAL OLMAZ/DEĞİLDİR!:
DİN ve DİYÂR ve DEM


- KUTSAL ile/ve/<>/değil DEĞERLİ


- KUTSAL ile KUTSAL OLMAYAN

( Ölümsüz. İLE Ölümlü. )


- KUTSAL = KUTSİ, MUKADDES = SAINT, HOLY[İng.] = SAINT[Fr.] = HEILIG[Alm.] = SANCTUS[Lat.] = SANTO/TA[İsp.]


- KUTSAL ile/ve/<> MUKADDES

( Kişi, inanırsa. İLE/VE/<> Kişiler/toplum, kişiye inanırsa. )


- KUTSAL ile/ve/değil/||/<>/< UZLAŞIMSAL


- KUTSALLAŞTIRMA ile KUTSAMA


- KUTSALLAŞTIRMA ile/ve/<> VAAZ (ETME)


- KUTSALLIĞIN AŞKINLIĞI ile/ve KUTSALLIĞIN İÇKİNLİĞİ

( KUTSALLIK: İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )

( TRANSCENDENCE OF THE HOLINESS vs./and IMMANENCE OF THE HOLINESS )


- KUTSALLIK ile ...

( İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )


- KUTSAL/LIK ile/ve/değil/=/< BÜTÜNSEL/LİK / BÜTÜNLÜKLÜ


- KUTSALLIK ile/ve/değil DUYGU YÜKLÜLÜK


- KUTSAL/LIK ile/ve/||/<> GİZLİ/LİK


- KUTSAMA ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA


- KUTSAMA ile TANRISALLAŞTIRMA


- KUTSAMAK ve/<> TEMİZLEMEK


- KÜTTEDEK = BİRDEN BİRE

( "küt" diye ses çıkararak. )


- KÜTÜ = ÇATI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- KUTU[Yun.] ile KOLİ[Fr. < COLIS]

( İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap. | Bu kabın alabildiği miktarda olan. | Elektrik ya da telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap. | Birinde, bir yerde, bir şeyde iyi ya da kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz. İLE Posta paketi. | İçinde türlü nesne bulunan çeşitli büyüklükte paket. )


- KUTU ile/ve/değil/||/<> KUKU


- KUTÛ'[Ar.] ile KUTÛ'[Ar.]

( Kesintiler. İLE Bir yoldan ya da sudan geçme. | Kuşların göç etmesi. )


- KUTÛ'[Ar.] ile KUTU

( Kuşların göç etmesi. )


- KUTB[çoğ. AKTÂB | KUTÛB] ile ...

( BİR GRUBUN, BİR KAVMİN BAŞI, BİR TARÎK'İN ULU'SU, [GAVS'DEN SONRA GELİR] | KUTUPLARIN KUTBU, DEVRİN KUTBU | ALLAH'IN, O KİŞİYE, TASARRUF KUDRETİ VERMİŞ OLDUĞU VELÎ )


- KUTUB ile/ve/< EBRÂR[Ar. < BERR]

( ... İLE/VE Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar. | Kutub'dan sonra veliler arasında 300 ahyâr, 40 abdal, 7 ebrâr, 4 nakîb vardır. )

( Bu dönen dünyanın üzerinde dönmeden durmak. )


- KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< FİDE/FİDAN

( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>


- KÜTÜK ile (")KÜTÜK(")

( Kalın ağaç gövdesi. | Kesilmiş ağaç gövdesi. | Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü. | Asma fidanı. | Kütük demir. İLE Resmî kayıt defteri. | Nüfus kütüğü. | Birarada işlenen ve birbiriyle ilgili olan kayıtların tümü. | Görgüsüz, kaba kişi. )


- KÜTÜK ile/değil/||/<>/> ODUN

( Kalın ağaç gövdesi. | Kesilmiş ağaç gövdesi. | Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç. | Bitkilerde besi suyunu ileten damarlarla bunlara eşlik eden özek doku ve liflerden oluşan, aynı zamanda bitkiye destek görevi yapan nesne. )


- TIRNAK:
KUTUP AYISINDA ile BOZ AYIDA ile KARA AYIDA


- KUTUP IŞIKLARINDA:
KIRMIZI VE YEŞİL ile/ve MAVİ

( Oksijenden. İLE/VE Azottan. )


- KUTUP TİLKİSİ ile KUTUP AYISI


- KUTUP YILDIZI ile/ve "KUYRUKLU YILDIZ"

( DEMİRKAZIK ile/ve KOMET )

( POLARIS vs./and COMET )


- KUTUP ile/ve/değil EŞİK


- KUTUP ile KUTUP ENGEL

( ... İLE Bir pilde elektromotor kuvveti düşüren polarma olayına karşı gelmek ve elektrik akımının durmasını önlemek için kullanılan kimyasal nesnelerden her biri. )


- KUTUP değil/yerine/= UC


- KUTUP değil/yerine/= UCAY


- KÜTÜPHANE ile/ve/değil/||/<> EŞEKLİ KÜTÜPHANE

( Mustafa Güzelgöz - Videoyu izlemek için burayı tıklayınız... )


- KUTUPLAŞMA ile/ve/||/<>/> ÇOKLU BÖLÜNME


- KUTUPLAŞMA ile KAMPLAŞMA


- KUTUPLAŞMA değil/yerine KUCAKLAŞMA


- KUTUPLU/POLAR BAĞ ile/>< KUTUPSUZ/APOLAR BAĞ

( Elektronların eşit olmayan biçimde paylaşıldığı kovalent bağ. İLE/>< Elektronların eşit biçimde paylaşıldığı kovalent bağ. )


- KUTUPSUZ/LUK ile TEK KUTUPLU/LUK


- KUTUR[Ar.]/DİYAGONAL[Fr./İng. < DIAGONAL/E] değil/yerine/= KÖŞEGEN

( Bir çokgende ardışık olmayan ya da çok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi. )


- KÜTÜR KÜTÜR (YEMEK)


- KUTUR değil/yerine/= ÇAP


- KUVÂ[çoğ. KUVVET]:
KUVÂ-YI TABİİYE ile/ve KUVÂ-YI HAYVÂNİYE ile/ve KUVÂ-YI NEFSÂNİYE


- KUVÂDİYYE[Ar.] ile SIÇANGİLLER

( Sıçangiller. )


- KUVANTUM KİMYASI ile/||/<> KLASİK KİMYA

( Kuantum mekaniği prensiplerine dayanan kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Klasik fizik prensiplerine dayanan kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )


- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ

( )

( )

( )


- KUVANTUM MEKANİĞİ ile/ve/||/<> KUVANTUM TÜNELLEME


- KUVANTUM MEKANİĞİ/NDE:
[NESNE + ...] ÖLÇÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÇÜMLER ile/ve/||/<> BAĞLAMSALLIK


- KUVANTUM NOKTALARI ile/||/<> KUVANTUM KÜMELERİ

( Kuvantum noktalarının kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kuvantum kümelerinin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- KUVANTUM NOKTALARI ile/||/<> NANO TÜPLER

( Kuantum noktalarının kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Nanotüplerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- KUVANTUM ve/||/<> FEYNMAN PATH İNTEGRALİ

( h = 6.626070040 x 10-³4 J s

h > 0 olduğunda: Klasik mekanik, yeniden kurulur.

^x = 0 ise ^p > ~ olur. Konumu biliyor isek momentumu ya da başka bir tanım ile hızı, sonsuz olur.[<> Işık hızının "saltık/mutlak"lığı ve bu sonuç ilişkisi] )


- KUVANTUM ile "KELEBEK ETKİSİ"


- KUVANTUM ile/ve/||/<>/> SİCİM KURAMLARI


- KUVANTUMDA:
JOHN STEWART BELL ve/||/<> BELL EŞİTSİZLİKLERİ


- KUVANTUMDA:
KUVANTUMLANMA ile DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile TÜNELLEME ile SÜPERPOZİSYON ile KUVANTUM GİRİŞİMİ ile DOLAŞIKLIK


- KUVANTUM'DA:
PARİS "ÇEVRESİ"/YORUMU ile/ve/>< KOPENHAG "ÇEVRESİ"/YORUMU


- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile MOR YAKUT/AMETİST[Fr. < AMETHYSTE]

( Türlü silislerin genel adı. | Billurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü. İLE Süs taşı olarak kullanılan, mor renkte bir kuvars türü. )


- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile YILDIZTAŞI

( ... İLE İçinde, ışık altında parlayan mika tanecikleri bulunan, sarı esmer renkte bir kuvars türü. )


- KUVARSİT[Fr. < QUARTZITE] değil/yerine/= KUM TAŞI

( Kum tanelerinin kaynaşmasıyla oluşmuş bir tür tortul kayaç, kuvarsit. )


- KÜVET[Fr. < CUVETTE] ile JAKUZİ[< Jacuzzi]

( İçinde bazı şeyler ya da el yıkanan kap. | Banyoda içinde yıkanılan tekne. İLE Sağlık havuzu. )


- KÜVEZ/KÜWEZ ile KUVÖZ/KÜVÖZ[FR. < COUVEUSE]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Mağrur, kibirli kişi. İLE Erken doğan ya da zayıf doğmuş bebeklerin belirli bir döneme kadar içine yerleştirildiği araç. )


- KÜVLÜK/KÜWLÜK ile KÜVRÜG/KÜWRÜG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kilden yapılmış ufak misketler.[Kurumadan önce ya da kuruduktan sonra yuvarlanarak oynanır.] İLE Kös. )


- KUVÖZ[Fr. < COUVEUSE] değil/yerine/= YAŞANAK


- KUVÖZ/INCUBATOR[İng.] değil/yerine/= YAŞANAK


- KÜVÜK/KÜWÜK ile KÜVÜK[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Eril [hayvan]. İLE Saman. )


- KUVVE ile/ve/||/<> FİİL


- KUVVE-İ ÂKILE ile KUVVE-İ ÂMİLE


- KUVVE-İ GAZABİYYE ile/ve KUVVE-İ ŞEHVİYE


- KUVVE-İ HÂFIZA ile/ve/<> KUVVE-İ ZÂKİRE


- KUVVE-İ:
MUVALLİDA ile/ve/||/<>/> MUTEVELLİDA


- KUVVET/KUDRET ile/ve İSTÎDÂD

( İki uca da açık olan. İLE/VE Birinde kararlılık. )


- KUVVET ile/ve/||/<> AĞIRLIK


- KUVVET ve/<> AYRIŞMA

( Uclar arasındaki enerjetik, çelişik yapı. VE/<> ... )


- KUVVET ile/ve CEMÂL


- GÜÇ/KUVVET ile DİRÂYET[İNCELİK, FARKINDALIK, YETENEK]


- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK

( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )


- KUVVET ile GÜÇ


- KUVVET ile/ve KUDRET


- KUVVET[Ar.] ile METÂNET[Ar.]


- KUVVET[Ar.] ile ŞEHÂMET[Ar.]


- KUVVET[Ar.] ile ŞİDDET[Ar.]


- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA


- KUVVETLER AYRILIĞI ve/> AŞILMIŞ BİRLİK


- KUVVETLER AYRILIĞI değil/yerine KUVVETLER AYRILIĞI VE BİRLİĞİ


- KUVVETLER AYRILIĞI ile/ve/<>/|| KUVVETLER BİRLİĞİ


- KUVVET/LER ve/<> BÜTÜN/LÜK


- KÜYE ile GÜVE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Güve.[Keçe ya da keçeye benzeyen şeyleri yiyen böcek.] İLE ... )


- KUYRUĞU DİK TUTMAK" ile/değil "OMURGALI" DURMAK/DAVRANMAK


- KUYRUK KEMİĞİ ile KUYRUK SOKUMU

( Omurganın alt ucunda bulunan, kuyruk sokumu kemiği ile eklemlenen, önden arkaya doğru yassı, üçgen biçiminde kemik. İLE/VE/||/<> İnsanda omurganın alt ucunun bitim yeri. )


- KUYRUK SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZ KIRPMAK


- KUYRUK UCU BEYAZ ÇAKAL ile/||/<> ALTIN RENGİ ÇAKAL ile/||/<> MAVİ TÜYLÜ ÇAKAL ile/||/<> KARA SIRTLI ÇAKAL ile/||/<> ÇİZGİLİ ÇAKAL

( Orta Afrika'da yaşar. İLE/||/<> Kuzey Afrika'da, Hindistan'da ve çeşitli kıtalarda görülürler. İLE/||/<> Afrika'da yaşar. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )

( Herbiri kendine ait 30 km.lik bir bölgede avlanırlar. )

( Görme ve işitme kapasiteleri çok yüksek olduğundan avın kokusunu 1 km. öteden alabilirler. )

( Yılda 500-1500 kadar kemirgen avlarlar. )

( Avlanmanın yanısıra çöplerden de yararlanırlar. )

( Genellikle aile olarak yaşar ve avlanırlar. )

( Avlarının %35'i leştir. )

( 6 yıldan uzun yaşayanı pek yoktur. )

( Haklarında çok fazla efsane yazılmıştır. )

( ... cum CANIS AUREUS cum ... cum CANIS MESOMELAS cum CANIS ADUSTUS )


- KUYRUK ile/yerine SIRA

( QUEU vs. TURN
TURN instead of QUEU )


- KUYRUKLU YILDIZDA:
İYON KUYRUĞU ile/ve/||/<> TOZ KUYRUĞU


- KUYRUKLU YILDIZLAR ile/ve/||/<> NÖTRON YILDIZLARI ile/ve/||/<> MAVİ SÜPER DEV YILDIZLARI


- KUYRUKSOKUMU KEMİĞİ ile ...

( UCA, PÖÇ, SACRUM )


- KUYTU ile/ve/<> İZBE[Rusça]

( ... İLE/VE/<> Basık, loş, nemli yer. )


- KUYTU ile KUYTULUK

( Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha yer. | Uğrak olmayan, içerlek, sapa yer. | Güneş ışığı ya da rüzgâr almayan yer. İLE Kuytu olma durumu. | Kuytu, sessiz yer. )


- KUYU ile ARTEZYEN[Fr. < ARTÉSIEN]

( Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur. | Toprağa kazılan derince çukur. | İçinden çıkılamayan durum ya da yer. | Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey ya da düşeye yakın bağlantı yolu. İLE Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu. )


- KUYU ile BİRBÂS[Ar.]

( ... İLE Derin kuyu. )


- KUYU ile DÜDEN

( ... İLE Kireçli bölgelerde, kirecin erimesi ya da yeraltındaki kartlı bir çukur tavanının çökmesiyle oluşan doğal kuyu. )


- KUYU ile GAYYA[Ar.]

( ... İLE Cehennemde bulunduğu varsayılan bir kuyunun ya da derenin adı. )


- KUYU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İP

( Derin olan, kuyu değil kısa olan, iptir. )


- KUYU ile KAK

( ... İLE Ağaç ve kaya kovuklarındaki su birikintisi. | Su birikmiş çukur. )


- KUYU ile/ve KAYNAK/KÜZ


- KUYU ile/değil KÖR KUYU

( ... İLE/DEĞİL Suyu kurumuş, su çıkmayan, susuz kuyu. )


- KUYU ile TİLMA

( ... İLE İlk kuyunun başı. )


- KUYÛD ile/||/<> KUYÛD-I KADÎME ile/||/<> TERKÎN ile/||/<> TASDİKLİ YOKLAMA DEFTERİ

( Kayıtlar. İLE/||/<> Eski Kayıtlar. İLE/||/<> Silme, kayıttan düşürme. İLE/||/<> Tasdik edilmiş defter.[Yoklama memurları, ihtiyar heyetleri ve idare kurullarınca] | İl ve ilçe idare heyetlerinin tasdikinden geçmemiş, tahakkuk ettirilen tapu harçları tahsil yönüne gidilmemiş ve Defterhane'ye gönderilmemiş yoklama esas defterleridir. Hukuki kıymeti yoktur. Ancak isbat vesikası mahiyetindedir. )


- KUYUDAT = KAYITLAR


- KUYUMCU ile SARRÂF

( ... İLE Mesleği, kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kişi. )

( ZERGER ile ... )

( JEWELLER vs. GOLD DEALER )


- KUYUNUN:
DERİN OLMASI ile/ve/değil/||/<>/< DOLU OLMASI


- KUYUNUN DERİNLİĞİ değil İPİN KISALIĞI


- KÛZ[Ar.] ile KÛZ[Ar.]

( Bardak. | Tas, çanak. İLE Kanbur. )


- KÜZEÇ ile/||/<>/> KÜZEÇLİK ile/||/<>/> KÜZEÇLİG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Testi, ibrik. İLE/VE/||/<>/> Çömlek yapılacak kil.[KÜZEÇLİK TİTİG] İLE/VE/||/<>/> Bu kile sahip olan kişi. )


- KUZEN ile KUZUM


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- KUZEY-GÜNEY ile ALT-ÜST

( Yön. İLE Konum. )


- KUZEY KUTBU ile/ve GÜNEY KUTBU

( Düzlük değildir. Tepeler ve engebeler bulunur. İLE/VE Düzlüktür. )

( Antarktika'da kaydedilmiş en soğuk derece -89,2°C'dir. )

( Güneş sistemindeki en düşük sıcaklık Neptün'ün uydularından Triton'un yüzeyinde -235°C'dir. [Voyager II, 1989] )


- KUZEY KUTUP IŞIKLARI ile/ve/<> GÜNEY KUTUP IŞIKLARI

( NORTHERN LIGHTS vs./and/<> SOUTHERN LIGHTS )

( AURORA BOREALIS cum/et/<> AURORA AUSTRALIS )


- KUZEY YARIMKÜREDE GECELERİ GÖKYÜZÜNDE GÖRÜLEN RENKLİ IŞIKLAR GÜNEY YARIMKÜREDE GECELERİ GÖKYÜZÜNDE GÖRÜLEN RENKLİ IŞIKLAR

( BERÎK, ZİYÂ': Işık, parıltı, aydınlık. )

( PERTEV: Işık, parlaklık, yalım. )

( AURORA AUSTRALIS vs. AURORA BOREALIS )


- KUZEY YEMEN('LİLER) ile/ve/<> GÜNEY YEMEN('LİLER)

( [1990 öncesinde] İslâm'a sıkı sıkıya bağlıydı. İLE/VE/<> İlk ve belki de son Marksist bir Arap ülkesiydi. )

( Kuzey ve Güney Yemen'in sınırında bulunan bölgenin adı Dala'dır. )


- KUZEY YERUCU/ANTARTIC değil/yerine/= GÜNEY YERUCU


- KUZEY YERUCU/ARKTİK[Yun./İng.] ile GÜNEY YERUCU/ANTARTİKA

( Kuzey. İLE Güney. )

( ... İLE Hava, -93 °C'ye kadar düşebilir. )

( ARCTIC vs. ANTARCTICA
North. VS. South. )


- KUZEY ile/ve GÜNEY/KÜNEY

( Ekvatorun üstü. İLE/VE Ekvatorun altı. )

( ŞİMAL ile/ve CENUP )

( NORTH vs./and SOUTH )


- KUZGUN ile GÖKKUZGUN

( ... İLE Gökkuzgunumsular takımının, gökkuzgungiller ailesinden, başı, kanatları mavi, boynu ve karnı yeşil göçücü kuş. )

( ... cum CORACIAS GARRULUS )


- KUZGUNCUK ile Kuzguncuk

( Hapishane kapılarındaki demir kafesli pencere. İLE Üsküdar'da bir semt. )


- KUZİN[Fr. < COUSINE] değil/yerine/= KIZ YEĞEN


- KUZU DİŞİ = SÜT DİŞİ

( İlk çıkan, geçici dişler. | İleri yaşlarda çıkan diş. )


- KUZU KESTANESİ/LİDYA ELMASI ile AT KESTANESİ ile HİNT KESTANESİ

( TOPUR: Kestanenin dikenli dış kabuğu. )

( "Lidya Elması" olarak Lidya Uygarlığı'ndan öğrendiğimiz kestane, doyurucu olduğundan, Batı Anadolu'da koloniler kuran eski Yunanlıların en önemli yiyeceklerindendi. Yunanistan'ın kireçli toprağını sevmeyen Lidya Elması, uzun uğraşlardan sonra Teselya Yarımadası'ndaki Kastania bölgesinde yetiştirilebildi ve Avrupa'ya açıldı. Romalılar, aldığı yerin adını verip Kastania demiş ve Anadolu'daki Roma yönetiminde adı bu biçimde yerleşmiştir. İLE XVI. yüzyıldan beri hasta atların sağaltımında kullanıldığından bu adı almıştır. İLE ... )

( ... ile BİRNÎS ile ... )

( ... cum AESCULUS HIPPOCASTANUM cum ... )


- KUZU KUZU (KABUL ETMEK/GİTMEK, BOYUN EĞMEK)


- KUZU KUZU ile/ve SS / S.KE S.KE


- KUZU ile EKDİ/İKTE

( ... İLE Öksüz kuzu. | Anası ölüp de başka bir koyuna alıştırılan ya da elde beslenilen kuzu. )


- KÜZÜK ile KÜZÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir dokuma tezgâhında üst çözgülerin alt çözgülerden ayrılmasını sağlayan düğümlenmiş iplikler. İLE Süslü bir kumaş ya da benzerlerini dokuyan kişi. )


- KUZUKULAĞI = EKŞİKULAK

( Karabuğdaygillerden, nemli yerlerde yetişen, yaprakları salata olarak kullanılan, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki. )

( RUMEX ACETOSA )


- KUZULU ile KUZULU

( Kuzusu olan koyun. İLE Kendine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan meyve/sebze. )


- KVAA/WIRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞLARI


- KVKK/PERSONAL DATA PROTECTION LAW[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU


- KVKK ile/ve/||/<> GDPR


- KWACHA ile EMALANGANİ ile METİKEŞ

( Malawi'nin para birimi. İLE/VE/<> Swaziland'ın para birimi. İLE/VE/<> Mozambik'in para birimi. )


- KYDAROS ile ...

( ALİBEYKÖY )


- KYOTO PORSELENİ ile KUTANI PORSELENİ


- KYOTO ile/ve/||/<> TOKYO ile/ve/||/<> FUKUOKA ile/ve/||/<> HİROŞİMA ile/ve/||/<> İNOKAŞİRA ile/ve/||/<> GİNZA

( [Japonca'daki anlamı/karşılıkları]
Başkent. İLE/VE/||/<> Doğu başkenti. İLE/VE/||/<> Mutlu tepe. İLE/VE/||/<> Büyük ada. İLE/VE/||/<> Kuyubaşı. İLE/VE/||/<> Darphane. )


- LÂ:
ZAMAN ve/<> MEKÂN ve/<> KAYIT

( Kaydı, kayıttan âzâde olanlar anlar. )


- LABRADORİT ile/||/<> KRİZOKOL

( Işık altında renkli yansımalar yapar. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. )


- LACİVERT değil/yerine/= KOYUGÖK


- LACİVERT[Far.] değil/yerine/= KOVAK, KEVEK


- LÂF YETİŞTİRMEK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ YETİŞTİRMEK


- LÂFIZ ile/ve KELİME

( Anlamsız. İLE/VE Anlamlı. )


- LÂFIZ ile LÂF ile SÖZCÜK/KELİME ile KAVL ile TERİM/ISTILAH ile KELÂM

( Anlam taşıyıp taşımadığı dikkate alınmaksızın ağızdan çıkan sesler. İLE Hiçbir anlam taşımıyorsa. İLE Bir anlam taşıyorsa. İLE Tamlamaları kapsıyorsa. İLE Belirli bir öbek/grup/kesim tarafından özel olarak kullanılan sözcükler. İLE Tümceyi/cümleyi kapsıyorsa. )


- LÂFIZ +/+/= MÂNÂ +/+/= NAZIM +/+/= KELÂM

( KELİME )


- LÂFZÎ ZİKİR ile/ve KALBÎ ZİKİR


- LAHANA ile KIRMIZILAHANA


- LAHANA/KELEM ile KARALAHANA

( Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve çok sayıda türü olan bitki. İLE Yaprakları koyu yeşil olan bir tür lahana. )

( BRASSICA OLERACEA cum SABELLICA )


- LAHİD KABARTMALARINDA:
ERKEK ile KADIN

( Kadın da yanında yer alır. İLE Tek başına yer alır. )


- LÂİNLEŞMİŞ[Ar.] değil/yerine/= KOVULMUŞ, NEFRET KAZANMIŞ, İSTENİLMEYEN


- LAKTOZ[Fr. < LACTOSE] ile KOLOSTRUM[Fr. < COLOSTRUM]

( Sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri [C12H22O11]. İLE İnsanın ve tüm memeli canlıların meme salgısına verilen genel ad. )


- LÂLE ile KATMER LÂLE

( Tüm lâleler 6 yapraklıdır. İLE Yaprak sayısı 6'dan fazla olan lâleler. [sonradan üretilip güle benzetilmişlerdir] )


- LAMBA[Yun.] ile KEDİGÖZÜ

( ... İLE Taşıtların arkasındaki kırmızı renkli işaret lambası. | Yollarda, ışık vurduğunda parlayan trafik işareti. )


- LAMINA[İng.] değil/yerine/= KATMAN


- LAMINER/LAMINARY[İng.] değil/yerine/= KATMANLI | TEK YÖNLÜ (AKIM)


- "LÂNETLEME" ile "KARALAMA"

( Dinlerde. İLE İdeolojilerde. )


- LAPİNA ile KİKLA

( ... İLE Lapinagillerden, güzel renkli, 50 santimetre uzunluğunda bir balık. )

( ... cum LABRUS BERGGYLTA )


- LAPİS LAZULİ ile/||/<> KRİZOKOL

( Mavi renkli bir kayaç. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. )


- LÂTİF ile KESİF


- LEBRON JAMES ile/||/<>/>< KAWHI LEONARD


- LECCE ile KOTOR

( İtalya'da. İLE Karadağ'da. )


- LEHİM ile BRONZ/TUNÇ ile FAKFON ile KUPRONİKEL ile PERMALLOY

( Kalay ve kurşun alaşımı. İLE Bakır ve kalay alaşımı. İLE Bakır, çinko ve nikel alaşımı. İLE Bakır ve nikel alaşımı. İLE Demir ve nikel alaşımı. )


- LEHİM[Ar.] ile PÜRMÜZ[Primus marka adından]["HÜRMÜZ" değil!] ile/değil/yerine KAYNAK

( Ergime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı. | Bu alaşımla yapılan işlem. İLE Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin ya da gazla çalışan araç. İLE/DEĞİL/YERİNE İki metal ya da yapay parçayı, ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırarak yapıştırma. )


- LEJYON[Fr. < Lat.] ile/değil/yerine KARA KUVVETLERİ

( Eski Romalılar'da, piyade ve süvarinin oluşturduğu askeri birlik. | Birkaç takımdan oluşan asker birliği. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- LEMUR ile (KALIN KUYRUKLU) CÜCE LEMUR

( ... İLE Yedi aylık kış uykusuna yatarlar. )


- LENF DOKUSU ile/ve YAĞ DOKUSU ile/ve KEMİK DOKUSU ile/ve KIKIRDAK DOKUSU ile/ve GÖZENEKLİ DOKU ile/ve DESTEK, BAĞ DOKUSU ile/ve EPİTEL DOKU ile/ve KAS DOKUSU ile/ve SİNİR DOKUSU

( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Göze sayısı az, göze arası nesnesi çok ve genellikle öteki dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )

( ADENIT TISSUE vs./and ADIPOSE (FATTY) TISSUE vs./and BONY TISSUE vs./and CARTILAGE TISSUE vs./and CELLULAR TISSUE vs./and CONNECTIVE TISSUE vs./and EPITHELIAL TISSUE vs./and MUSCULAR TISSUE vs./and NERVOUS TISSUE )


- LEOPAR ile KALAHARİ LEOPARI


- LEOPAR ile KAR LEOPARI


- LETÂFET(LÂTİF) ile/ve KESÂFET(KESİF)

( Lâtife lâtif gerek. )


- LEYLEK ile KARA LEYLEK

( 100 – 115 cm. uzunluğunda, 2.3 ile 4.5 kg. ağırlığındadır. Kanat açıklığı, 155 – 215 cm.'dir. [Kanatlarındaki uçuş tüyleri dışında tamamen beyaz renge sahiptir. Yavruların gagası siyah iken; erişkinlerde kırmızıdır.] )

( Uçarken balıkçılların aksine, boyunlarını gergin ve uzun tutarlar. Balıkçıl kuşlarda ise boyun "S" şeklinde kıvrılır. )

( Uzun göç kuşlarıdır. Göç mevsiminde Sahra Altı Afrika'ya kadar göç ederler. Ardından havalar ısınınca tekrar Avrupa'ya dönerler.[28 Şubat] [Göç ederken, Akdeniz üzerinden değil, Doğu'da Levant üzerinden, Batı'da da Cebelitarık Boğazı üzerinden geçerler.(Uçmak için gereksinim duydukları sıcak termal akımların deniz üzerinde oluşmamasından dolayı)] )

( Etçillerdir. Küçük memeliler, amfibiyenler, sürüngenler ve balıklar ile beslenirler. )

( )

( CICONIA CICONIA cum CICONIA NIGRA )


- LİF değil/yerine/=/değil/yerine/= TELÇİK değil/yerine/=/değil/yerine/= KILCIK


- LİG[Fr.,] değil/yerine/= KÜME


- LİKOPEN:
DOMATESTE ile/ve/||/<>/> KAN VE DOKULARDA

( All-trans izomeri(all E-izomeri)[%90'a yakın oranda]. İLE/VE/||/<>/> Cis-izomeri(Z-izomeri). )

( Çiğ domateste bulunan likopen molekülü, "çizgi" biçimindedir. [Likopenin bağırsaklardan emilmesi ve kana geçmesi için uygun değildir.] İLE/VE/||/<>/> Kanda dolaşan likopen molekülü, "bükük" biçimdedir. )

( [Likopenin ...] Çizgisel biçimi, kümelenme ve kristalleşme eğilimi gösterir.[Emilmesini azaltır.] İLE/VE/||/<>/> Bükük biçimi, bağırsaklarda oluşan misellere kolayca geçer.[Emilimi daha fazla olur.] )

( [Miseller, yağların bağırsaklarda daha kolay emilmelerini sağlayan küçük damlacıklar biçimindeki oluşumlardır. Bağırsak gözeleri tarafından kolaylıkla alınır, şilomikron biçiminde paketlenir ve böylece kan dolaşımına geçerler.] )

( Domatesin pişirilmesi ve özellikle de bu işlem sırasında yağın da bulunması, çizgi biçimindeki moleküllerin bükük biçime dönüşmelerini kolaylaştırır.

Yapılan bir araştırmada, domatesin yağla beraber işlenmesiyle elde edilen domates sosu (cis-izomeri) yiyenlerin kanlarında, çiğ domates yiyenlere (all E-izomeri) göre daha fazla likopen bulunduğu tespit edilmiştir.

Z-izomerlerinin antioksidan etkileşimi de laboratuvar koşullarında all E-izomer biçimine göre çok daha yüksektir yani sağlığa daha yararlıdır. )

( Daha fazla likopen alabilmek için domatesin çiğ değil yağ ile birlikte pişirilmesi gerekiyor.
[Pişirme işlemi, başta C vitamini olmak üzere çoğu besin öğesinin de etkisinin azalmasına neden olur.]

Domatesin çiğ yenilmesi, hem de yemeklerle birlikte pişirilerek tüketilmesinde yarar vardır.
[Endüstri ürünü markalı sos, ketçap ya da salça kullanmamalıyız.] )


- LİR ile/ve KİTARA


- LİTRE ile KİLO


- LOHUSA ŞEKERİ = KIZAMIK ŞEKERİ


- LOJMAN[Fr. LOGEMENT] değil/yerine/= KURUM KONUTU

( Bir kuruluş ya da iş yerindeki çalışanlara, parasız ya da az bir kira karşılığında verilen konut. )


- LOKMA ile/ve/> KİMÜS

( ... İLE/VE/> Yemeklerin mide özsuyuyla karıştıktan sonra aldığı durum. )

( İSTİHLÂB[Ar.]: Yemeğin, bağırsaklarda sindirilmek üzere yoğun sıvı kıvamına geçmesi. )

( PEPSIN: Mide özsuyunun hazmı kolaylaştıran bir maddesi. )

( TEKEYLÜS: Yiyeceklerin midede ve bağırsaklarda ezilerek lenf damarları tarafından emilmeye elverişli duruma gelmesi. )

( BOLUS vs./and/> CHYME )


- LOKSTAY/LOXTAY ile KUMAŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Üzerinde sarı pullar olan kırmızı renkte süslü bir Çin kumaşı. İLE ... )


- LOKUM ile KUŞLOKUMU

( ... İLE Lokumun küçük olanı. | Un ve şekerle yapılan bir kurabiye türü. )


- LOKÜS/LOCUS[İng.] değil/yerine/= KONUM, YER


- LÛGAT ile/ve KAMÛS

( Sözlük. İLE/VE Büyük sözlük. )

( Hakikî. İLE Sözlük/Ahit. )

( Lûgat'lerde Hakikî anlamı bulursunuz. İLE Sözlük ya da sözlükçelerde farklı anlamlar yüklenmiş olabilir. )


- LÜKS ile/ve/||/<>/< KEYİF/KEYFİ / KİŞİSEL


- LÜTFEN değil/yerine/= KAYRADAN


- LÜTFETMEK değil/yerine/= KAYRALAMAK


- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM


- LÜTÛFKÂR/ÂNE değil/yerine/= KAYRALI/CA


- m.[Lat. < MISCE] değil/yerine/= KARIŞTIR, BİRLEŞTİR


- MAÇ[İng. MATCH] değil/yerine/= KARŞILAŞMA/EŞLEŞME


- MADEN-İ HÂS ve/||/<> KAVÎ İLTİMAS ve/||/<> DERK-İ TEMAS

( Yaşamda ya da herhangi bir işte, başarılı olabilmek için gerekli olanlar:
Altın(para/sermaye). VE/||/<> Ayrıcalık sağlayan/sunan, güçlü ve güvenilir biri. VE/||/<> Tanıyan/anlayan biriyle ilişki/yakınlık. )

(

)


- MAĞAZA değil/yerine/= KEPİTEY


- MAĞDUR/İYET[Ar.] değil/yerine/= KIYGIN/LIK

( Haksızlığa uğramış kişi. )


- MAGNETOSPHERE değil/yerine/= KAPARYUVAR


- MAGNETOTELLURICS değil/yerine/= KAPARBALKI


- MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ ve/||/<>/> KALSİYUM EKSİKLİĞİ

( Magnezyum eksikliği, aynı zamanda kalsiyum eksikliğine neden olur. Çünkü, gövdenin kalsiyumu emmesi için magnezyuma gereksinimi vardır. )


- MAGNEZYUM ile KELİFİT[Fr. < KELYPHITE]

( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. İLE Hidratlı doğal magnezyum silikat. )


- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MAHCUR[Ar.] değil/yerine/= KISITLI


- MAHCUR değil/yerine/= KISITLI


- MAHDUM[Ar.] ile/ve/||/<> KERÎME[Ar.]

( Erkek çocuk. İLE/VE/||/<> Kız çocuk. )


- MAHFAZA[Ar.] değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFAZA değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI


- MAHKÛK[Ar.] değil/yerine/= KAZILMIŞ


- MAHLUT[Ar.] değil/yerine/= KATIŞIK | KARIŞIM


- MAHPUS[Ar.] değil/yerine/= KAPATILMIŞ

( Kapatılmış, hapsedilmiş. | Bir çeşit tavla oyunu. )


- MAHPUS değil/yerine/= KISINIK


- MAHRUT[Ar.] değil/yerine/= KONİ


- MAHSÛR[Ar.] değil/yerine/= KISIĞ


- MAHSÛSA ile KÜLLİYYE MÜSEVVERE ile CÜZ'İYYE MÜSEVVERE ile MÜHMELE


- MAİN[Ar.] değil/yerine/= KARE/EŞKENAR DÖRTGEN


- MAKAM ile/ve KİŞİ


- MAKAM ile KÜRDÎ

( ... İLE Klasik Türk müziğinde si bemol notasını andıran perde. | Dügâh perdesindeki bir makam. )


- MAKBUL OLAN ile/ve/<> KOLAY OLMAYAN


- MAL "TAKASI" ile/ve KÜLTÜR "TAKASI"


- MAL ile/ne yazık ki/>< KAPAROZ

( ... İLE/NE YAZIK Kİ/>< Yolsuzca ya da zorla elde edilen mal. )


- MALA KEFÂLET ile/ve KİŞİYE KEFÂLET


- MALAKİT ile/||/<> KRİZOPRAZ

( Yeşil renkte bakır karbonat minerali. İLE/||/<> Elma yeşili renkte bir kalsedondur. )


- MÂLÂYÂNÎ ile/ve "KELLİM KELLİM LÂ YENFÂ'"


- MALEZYA ve/<> KUALA LUMPUR

( ... VE/<> Malezya'nın başkenti. )

( ... VE/<> Malayca'da, "Çamurlu Irmağın Ağzı"[< Kuala: Ağız. | Lumpu: Çamur] anlamına gelmektedir. )


- MALEZYA'DA:
KENT değil/yerine KÖY

( Malezya halkı, (daha çok) yerleşim ve yaşamak için kent yerine köyleri tercih etmektedir. )


- MALI SEVMEK ile/değil/yerine KENDİNİ SEVMEK

( Kendini sevemeyenin sevdiği. İLE ... )


- MALİGNANSİ/MALİGNANCY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MALİGNİTE/MALIGNITY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MALİNKA" değil KAMALİN[Rusça]


- MALİYET ile KÜLFET


- MALNÜTRİSYON/MALNUTRITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ BESLENME


- MALPOZİSYON/MALPOSITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ KONUM


- MALROTASYON/MALROTATION[İng.] değil/yerine/= KUSURLU DÖNÜŞ


- MÂNÂ[< A'NÎ] ve/< KASD


- MANASTIR[Yun.] ile/ve/değil/>< KİLİSE

( Bazı kesin kurallara bağlı rahip ya da rahibelerin, dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı. İLE ... )


- MANDA ile/ve KORABO

( ... İLE/VE Malezya'da yaşar. )


- MANDALİNADA:
SATSUMA ile AKDENİZ ile KRAL ile NORMAL

( 10 ay boyunca bakım gerektirir. İnce kabuklu, sulu ve çekirdeksizdir. Kuytu bölgelerde yetişir. Edremit'te 240.000 ağacı bulunur. Ülkemizde Satsuma mandalina, adıyla bilinen Owari çeşidi ilk kezJaponya'dan, Batum yolu ile Doğu Karadeniz bölgesine gelmiş ve buradan Ege Bölgesi ve öteki bölgere yayılmıştır. Meyve kabuğu, hasat döneminde açık sarı portakal renginde ve hafif pürüzlüdür. Kabuğun meyve etine bağlılığı gevşektir. Depolamaya, taşımaya elverişli bir çeşittir. Olgunlaştıktan sonra kabuğun meyve etinden ayrılması yani putlaşmaya eğilimi oldukça fazladır. Orta büyüklükte, basık biçimlidir. Meyve eti, koyu portakal rengindedir. Meyveler, aromalı, yüksek nitelikli ve çekirdeksizdir. Bu gibi özelliklerinden dolayı mandalina çeşitleri arasında en çok yeğlenendir. İLE ... İLE ... İLE ... )

( Mandalina[mandarin], Rutaceae ailesinin, Aurantioideae alt ailesinde, Citrus cinsi içinde yer alan bir türdür. )

( CITRUS UNSHIU, MARC vs. CITRUS DELICIOSA vs. CITRUS NOBILIS vs. CITRUS RETICULATA BLANCO )


- MANDRIL/KÖPEKBAŞLI ile KAPUŞİN

( Eski dünya maymunu. İLE Yeni dünya maymunu. )

( Tehlikeli bir maymun. İLE Orta ve Güney Amerika'da yaşarlar. )

( Kuyrukları yoktur. İLE Saran/uzun kuyruğu vardır. )

( Burun kılları birbirine yakın ve biraradadır. İLE Burun kılları taşar ve yayılır. )

( ... İLE Parmak uclarıyla tutunabilirler. )

( MANDRILL vs. CAPUCHIN )

( MANDRILLUS SPHINX cum ... )


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MANİFATURA[İt. < Lat.] değil/yerine/= KUMAŞ/DOKUMA

( Fabrika yapımı her türlü kumaş ve bez gibi dokumalar. )


- MANKURTLAŞMA ile/<> KÖZ/KÖS-KAMANLAŞMA ile/<> KANARALAŞMA

( MANKURT EFSANESİ

Efsaneye göre, Kazakistan'ın uçsuz-bucaksız Sarı-Özek bozkırının yerlisi olan Kazaklar, eski tarihlerde, onların su kuyularına ve otlaklarına göz diken Juan-Juanlar'ın zaman zaman baskınlarına maruz kalmaktalardır. Baskınlarda bazen Kazaklar, bazen de Juan-Juanlar gâlip gelmektedir. Juan-Juanlar savaşı kazandıklarında, alıp götürdükleri esirlerin bazılarını başka kabilelere satmaktalardır ki bunlar oldukça şanslı sayılırlar. Çünkü hiç olmazsa, köle olarak da olsa, sağ kalmaktalardır. Güçlü kuvvetli esirleri ise satmamakta, akıl almaz işkencelerle, belleklerini kaybettirerek, adeta delirtmekte ve onları, kendilerinin sadık köleleri olarak en önemli işlerde çalıştırmaktalardır.

Juan-Juanlar'ın işkencesini dinlemek bile acı vericidir: Önce, esirin başını, bir tane bile saç bırakmamacasına tamamen tıraş etmektelerdir. Hemen o anda, bir deve kesmekte, devenin derisinin en kalın yeri olan boynundan parçalar keserek, kanlı kanlı, esirin tıraşlı başına sımsıkı sarmaktalardır. -Aytmatov, bu deri başlığı, bugün yüzme sporunda kafaya takılan kauçuk başlığa benzetmektedir.-

Bu işkenceye maruz kalan esir, bazen acılar içinde kıvranarak ölmektedir (ki onlar da şanslı sayılmalıdır!), ölmeyenlerin boynuna, kafasını yerlere sürtmesin diye bir boyunduruk takılmaktadır. Bu haliyle esiri götürüp, çığlıklarının da duyulmayacağı ıssız bir yere, elleri kolları bağlı, aç ve susuz, kızgın güneşin altında günlerce bırakmaktalardır. Tabiî, güneşte kavrulan deri kurudukça, kafayı bir mengene gibi sıkmakta, işkence, dayanılmaz hale gelmektedir. Fakat işkenceyi asıl dayanılmaz yapan, sadece bu değildir. Kafadaki saçlar, bir taraftan uzamaya çalışmaktadır. Fakat dışarıya doğru büyüyemediği için, kafa derisinin içine doğru büyümeye çalışmaktadır. Sonunda esir, aklını yitirmekte, belleği iyice sıfırlanmaktadır. Adeta, içine saman doldurulmuş bir post (korkuluk) haline gelmektedir. İşkencenin beşinci günü Juan-Juanlar gelip sağ kalan esirleri almakta, boynundaki engeli çıkarmakta, kendine yiyecek-içecek vermektelerdir. Böylece, köle, beden gücünü yeniden toplayıp kendine gelmektedir. Fakat bundan böyle o normal bir insan değildir, o artık bir mankurttur!

Böyle bir mankurt, köle pazarlarında, güçlü-kuvvetli on esirin fiyatına satılabilmektedir. Eğer aralarındaki bir savaşta bir mankurt öldürülürse, Juan-Juanlar karşılık olarak, hür bir kişinin bedelinin üç katını almaktalardır. Bir mankurtu, ailesinden birileri gerek kaçırmak, gerekse fidye vermek suretiyle vb. geri almak istemezmiş. Çünkü o artık aileden biri değildir, aksine, zararlı biri olmuştur. Belleği iyice boşaltılan mankurt, babasını, çocukluğunu vs. asla anımsamamakta, hatta insan olduğunu bile bilmemektedir. Yani ağzı var ama dili yoktur. Efendisine mutlak koşulda itaat eden, gayet evcil bir hayvana benzemektedir. Kaçmayı bilmediği için böyle bir riski de yoktur mankurtun... Sadece karnının acıktığını hissetmekte o kadar...

Efendisinin emir ve komutlarına bir köpek sadakatiyle bağlıdır. Mankurtlaşan köleler, en kötü ve en zor işleri gık demeden yapmaktalardır. Sarı-Özek'in ucsuz-bucaksız çöllerinde, kavurucu sıcak altında deve sürüleri otlatmak ancak onların yapabileceği bir iştir. Ölmeyecek kadar yiyecek, donmayacak kadar giysi vermek yeterlidir onlar için.

İşte, Juan-Juanlar, tutsak kişilere, bu en ağır işkenceyi, belleğini yitirme, anılarını elinden alma, kimliğini unutturma işkencesini tatbik etmektelerdir. Nayman Ana öyküsü, oğlu Colaman böyle bir mankurtlaşmaya maruz kalan bir ananın dramıdır.

Nayman Ana, oğlu Kolaman [Colaman: Yol aydınlığı.] kaçırıldıktan sonra yıllarca ondan hiçbir haber alamamıştır. Öldü mü, kaldı mı, mankurt mu yapıldı, bilmemektedir. Derken, bir gün, Naymanlar bölgesine gelen tüccarlar, Juan-Juanlar'ın, su kuyuları yanından geçerken, deve sürüleri güden genç bir çobanla karşılaştıklarından söz eder. Çobanın hiçbir şey anımsamadığını, sorulan sorulara 'evet' ya da 'hayır' gibi kısa yanıtlar verdiğini vs. anlatırlar. Tüccarlar, onunla biraz da alay etmişlerdir. Nayman Ana, anlatılanları sessizce dinlemiş, fakat hiç oralı olmamış, sanki bir şey duymamış gibi davranmıştır. Fakat birden içine bir kor düşmüştür; sanki bu anlatılanın, oğlu Kolaman olduğuna dair birden bir aydınlık belirmiştir içinde. Tabiî aydınlıkla beraber de bir korku...

Nayman Ana, gördüğü böyle bir ışık karşısında daha fazla duramaz, derhal hazırlıklara koyulur, hiçkimseye sezdirmeden, devesine biner ve sabahın erken saatinde, çobanların söz ettiği, Juan-Juanlar'ın su kuyularına doğru yola koyulur. Kilometrelerce gider Sarı-Özek bozkırında ve binbir türlü korkunun sarmalında, sonunda, oğlunu bulur. Evet, Nayman Ana, deve sürüsünün başında, oğlu Kolaman'ı, başındaki deri şapkasıyla yapayalnız bulur. Herşeye karşın oğlunu tanımakta zorlanmaz.

Kolaman, gözlerine kadar indirdiği şapkasının altından durgun gözlerle anasına bakmaktadır. Sanki, o ıssız çölde, yanına bir kişinin gelmiş olması, onu, hiç ama hiç ilgilendirmemektedir. Hiçbir heyecan, depreşme, o geleni bilme, tanıma arzusu görülmemektedir. Kolaman'a, oğluna yaklaşan Nayman Ana, gerçeği artık iyice anlamıştır: Hıçkırıklar arasında varır sarılır oğlunun boynuna. "Oğlum, oğlum Kolaman! Benim, bak ben geldim, ben annen, Nayman Ana! Sen benim oğlumsun!" derse de, bu sözler, Kolaman için hiçbir anlam ifade etmemektedir. Nayman Ana, tekrar tekrar dener, kendini oğluna tanıtabilmeyi, ondan bir söz olsun yanıt alabilmeyi; adının Kolaman olduğunu anımsamasını, kendi memleketini, babasını, anasını anımsasın ister ama heyhât...

Kolaman, boş ve anlamsız gözlerle bakmaktadır. Karşısındaki kadının niçin ağladığını, neden burada, bu ıssız çölde, karşısında bulunduğunu, ondan ne istediğini hiç mi hiç düşünemiyor, hiçbir şey hissetmiyordur. Anası, bir girişim daha yapar ve bu sefer, Kolaman, adının 'Mankurt' olduğunu söyler. Anası çırpınmakta, hüngür hüngür ağlamakta, bir taraftan da bu zulmü yapanların akıllarına nasıl olup da böyle işkence yöntemlerini getirdiği için Tanrı'ya sitem etmektedir...

Nayman Ana, Sarı-Özek'te söylenen bir ağıdı anımsar:
"Ben, öldürülen, derisine saman doldurulan yavru devenin anasıyım. Buraya, saman dolu yavrumun tulumunu koklamaya, yavrumun kokusunu almaya geldim."

Nayman Ana, tekrar tekrar oğluna bir mankurt olmadığını, kendinin bir Nayman, asıl adının, Colaman olduğunu söylerse de sonuç alamaz. O anda, uzaktan gelen bir Juan-Juan'ı fark eder ve kaçar. Juan-Juan da onu fark etmiştir fakat Nayman Ana gizlenir ve Juan-Juan'ın eline geçmekten kurtulur. Nayman Ana geceyi orada geçirir. Sabahleyin etrafı kolaçan ederek yeniden sokulur, "içine saman doldurulan yavrusunun tulumunun" yanına...

Kararı, ne pahasına olursa olsun oğlunu alıp buralardan götürmek, onu kaçırmaktır. Bu sefer yine Juan-Juanlar gelmektelerdir, o yine kaçar. Juan-Juanlar kadının kim olduğunu öğrenmek için Kolaman'ı iyice sorguya çekerler. Tabiî ki konuyu anlamışlardır ve Kolaman'a emir verir, o kadın yine gelirse, onu öldürmesini sıkı sıkıya tembihlerler.

Kolaman'ın efendileri gittikten sonra son bir ümitle yanına gelen annesi bir an oğlunu göremez. Göremez, çünkü o anda, Kolaman, bir devenin arkasına sinmiş, elindeki oku annesine nişan almakla meşguldür. Annesi, oğlunu fark ettiğinde ok yaydan çıkmıştır ve öldürücü darbeyle Nayman Ana, devesinden yere yığılır. Düşerken, son sözleri, "Adını anımsa, adını anımsa!" olmuştur.

Kolaman, yani Mankurt, öz anasını düşman evinde, düşmanın sürüsünün başında ve düşmanın talimatına bağlı kalarak öldürmüştür. Nayman Ana'nın düşüp öldüğü bu yere, "Ana-Beyit Mezarlığı" denilmiştir. Yani "Ana'nın yattığı yer"...

İLE/<>

KÖZKAMANLAŞMAK

Destana göre, Manas, Alma Ata ıramağının gözesinde, Sungur'da oturan, hiç oğlu olmamış Yakup (Cakıp) Han'ın, duasından sonra Tanrı'nın verdiği yiğit oğludur. Manas birçok olağanüstülükler göstermiş, İslâm yolunda mücadele etmiş biri olarak takdim edilmektedir. Manas'ın, küçükken Kalmuklar'a esir düşen ve Moğolistan'a götürülüp orada büyütülen Köz-Kaman adında bir amcası vardır. Köz-Kaman, Moğolistan'da, Kalmuklar arasında büyütülür, bir Kalmuk kızıyla evlendirilir, oğulları olur ve bir gün oğullarıyla birlikte ata yurduna geri döner. Fakat o artık Kalmukça konuşmaktadır. Manas, daha önce amcasını hiç görmemiştir, dolayısıyla onu tanımamaktadır. Üstelik de Kalmukça konuştuğu için, amcasını casus zannetmektedir. Manas amcasını yakalar ve zincire vurur. Bu arada Manas, babasına mektup yazarak, amcası hakkında bilgi sağlar. Babası, amcasına iyi davranmasını söyler. Manas, babasının sözüne uyarak amcasını salıverir. Hatta bir de onun onuruna şölen verir fakat işte Köz-Kaman'lık gerçek yüzünü ortaya koymuştur: Köz-Kaman'ın oğulları şölende arbede çıkarır ve Manas'ı döver. Manas, ileride Kalmuklar'a karşı sefere çıktığında da Köz-Kaman ve oğullarının ihanetinden kurtulamaz.

[Manas Destanı ve Köz-Kaman: Köz-Kaman, Manas Destanı, kahramanlarından birinin adıdır. Adını, bir Kırgız yiğidinden alan, 400 bin dizelik Manas Destanı, bir Kırgız destanı olup, Müslüman Kırgızlar'la, putperest Kalmuklar arasındaki mücadeleyi anlatmaktadır. Manas'ın tarihî bir kişilik olmadığını ileri sürenler varsa da, onun bir Kırgız beyi ya da bir Kırgız yiğidi olma olasılığı yüksektir. Bu destanda, Kırgızlar'ın tüm örf-âdet ve gelenekleri, inanç ve dünya görüşleri işlenmiştir.]

İLE/<>

KANARALAŞMAK

Bir köyde, yaşlı bir adam ve oğulları yaşamaktadır. Bir gün, adamın sürüsünden esrarengiz bir biçimde koyunlar eksilmeye başlar. Oğullar, eksilen koyunların ölüsünü ya da dirisini aramadık yer bırakmazlar ama ne yazık ki bulunamamaktadır. Babaları, bu duruma epeyce kafa yormakta fakat akıl erdirememektedir. Adamın, en sonunda aklına yatan düşünce şudur: Koyunları evin köpekleri, yani bizzat sürüyü korumakla görevli olan "bekçi" köpekler yemektelerdir. Bu demektir ki, köpekler kanaralaşmıştır!

Yaşlı adam, çocuklarına talimat verir, der ki, "Gidin, evdeki tüm köpekleri öldürün. Hiçbir eniği de sağ bırakmayın! Daha sonra başka köylerden yeni enikler bulur getirir ve onları yeni baştan eğitirsiniz."

Oğullar, babalarının dediği gibi yapar ve fakat birkaç yıl sonra yine aynı durum görülmeye başlanır. Bu sefer, adam, çocuklarını başına toplar ve onlara, birkaç yıl önce kendilerine verdiği talimatı aynen yapıp yapmadıklarını sorar. Küçük oğul, o gün küçük bir eniği, acıdığı için öldürmemiş olduğunu itiraf eder. Evet, konu anlaşılmıştır: O küçük enik, anasından-babasından kanaralaşmayı öğrenmiştir, kanaralaşmak bir biçimde ona da bulaşmıştır. Büyüdükçe o da bu "ahlâkı" öteki köpeklere öğretmiştir. )


- MANTAR ile KARABACAK

( ... İLE Pancar fidelerinde gelişerek fidenin ölümüne ya da cılız kalmasına yol açan ve yerleştiği bölgeleri kara beneklerle örten asklı mantar. | Bu mantarın neden olduğu hastalık. )


- MANTAR ile KATRANKÖPÜĞÜ

( ... İLE Çayır mantarlarından, şapkasının alt yüzü dilim dilim ve bir halka ile çevrili bulunan bir cins mantar. )


- MANTAR[Yun.] ile KÖK MANTAR

( Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel canlıların genel adı. [Lat. FUNGI] | Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi, cankurtaran yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, su geçirmeyen, meşe ağacı tabakası. | Bu tabakadan yapılan şişe tapası. | Kaldırıma araçların park edilmesini engellemek amacıyla zemine gömülmüş mantar biçiminde beton yükselti. | Çocukların özel tabanca ile patlattıkları barutlu nesne. | Hayvanların burun ucu. | Uydurma söz, yalan. | Mantar hastalığı. | Mantar hastalığına neden olan mikroskobik canlı. İLE Meşe, çam ve fındık vb. ağaçların köklerinde yerleşen, iplik görünüşünde bir mantarın emeciyle, kökün ortak yaşama biçimindeki birleşmesinden oluşan mantar. )


- MANTAR ile KUZUGÖBEĞİ

( ... İLE Çam ormanlarında, yol ve akarsu kenarlarında, meşe, akçaağaç, kayın gibi yaprak döken ağaçların altında, kireçli, kumlu topraklarda tek tek ya da gruplar hâlinde yetişen, şapkası kalın ve etli, bir tür mantar. )


- ... MANTIĞI ile/ve/değil/||/<>/< KABULÜ


- MANTIKEN ile/ve/değil KURAMSAL/TEORİK OLARAK

( [not] "LOGICALLY" vs./and/but "THEORICALLY" )


- MANTIKSAL İLİŞKİ ile/ve KRONOLOJİK İLİŞKİ


- MANTIK/SAL ile/ve/<> KAVRAM/SAL

( LOGIC/AL vs./and/<> CONCEPT/UAL )


- MANTIK'TA:
ARİSTOTELES ile/ve/değil KANADA

( Yunan. İLE/VE/DEĞİL Hint. )


- MANYETİK değil/yerine/= KAPGILI


- MANYETİZMA değil/yerine/= KAPGIBİLİM | KAPGILAMA/KAPGILIK


- TOPRAKLAR'DA:
MARN ile DAZ ile ALDARBIZ/ALATAV ile KİL ile ALÜVYON/BALÇIK

( Kireçli toprak. [Pekmez yapımında kullanılan toprak.] İLE Çıplak toprak. İLE Az tavlı toprak. İLE Yumuşak toprak. İLE Selin getirdiği çamurlu toprak. )


- MARON[Fr. < MARRON] değil/yerine/= KESTANE RENGİ


- MARS'TA:
SU BUZU ile/ve/<> KARBONDİOKSİT BUZU


- MARTI ile GÜMÜŞ MARTI ile KÜÇÜK GÜMÜŞ MARTI


- MARTI ile KARA AYAKLI MARTI


- MARTI ile KARABATAK

( ... İLE Karabatakgillerden, balıkla beslenen, gagası uzun ve sivri, kara tüylü bir deniz kuşu. | Borcunu ödemeyen kişi. )

( ... cum PHALACROCORAX )


- MARTI ile/ve/<> KIRLANGIÇ KUYRUKLU MARTI

( ... İLE/VE/<> Galapagos Adaları'nda yaşamaktalardır. )


- MARTI ile KIZILDENİZ MARTISI

( ... vs. WHITE-EYED GULL )

( ... cum LARUS LEUCOPHTHALMUS )


- MARTIGİLLER ile KORSANMARTILAR

( LARIDAE cum STERCORARIIDAE )


- MARUL ile/<> KIVIRCIK ile/<> GÖBEK ile/<> LOLOROSSO ile/<> ÇİN MARULU


- MAŞRAPA/MAŞRABA[< MEŞÂRİB)(aslı MİŞREBE] ile KAP

( Metal, toprak vb.'den yapılmış, ağzı açık, kulplu, küçük kap. [bkz. MEŞREB, MEŞREBE] )


- MASTÜRBASYON/İSTİMNÂ[Ar.]/ATTIRMA[argo]/ONANİZM ile/ve KARŞILIKLI MASTÜRBASYON

( )


- MATEMATİK ile KURAMSAL/TEORİK FİZİK


- MATEMATİKTE:
EŞLEŞME ve/||/<> ÖLÇME ve/||/<> SAYMA ve/||/<> STANDARDİZASYON ve/||/<> KÜME ve/||/<> BAĞINTI ve/||/<> İŞLEV(FONKSİYON)


- MAVİ AYAKLI SUMSUK KUŞU ve KIRMIZI FRİGATE KUŞU

( Galapagos Adaları'nda yaşamaktalardır. )


- MAVİ GELİNCİK ile/||/<> KIRMIZI GELİNCİK

( ile )


- MAVİ "HAP" ile "KIRMIZI HAP"

( "MATRIX I" Filmi! )


- MAVİ PASAPORT ile YEŞİL PASAPORT ile KIRMIZI PASAPORT


- MAVNA ile/ve KALYON


- MAYA TAKVİMİ'NDE:
KATUN ile/ve KISA DÖNGÜ ile/ve BAKTUN

( 5125:60=19.7 yıl. İLE/VE 5125:20=256.1 (13x19.7) yıl. İLE/VE 5125:13=394 yıl. )


- MAYDANOZ ile KILIR

( ... İLE Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki. )

( PETROSELINUM CRISPUM cum AMMI VISNAGA )


- MAYDANOZ ile KİŞNİŞ[Fars. < KİŞNİC]/YUMURCAK[Denizli'de]/GOLYANDRO[Kıbrıs'ta]

( Yaprakları, saplarından kesilir ve kökü, tekrar yeşermek üzere toprakta bırakılır. İLE Kökünden sökülür. )


- MAYMUN ile KAR MAYMUNU/JAPON ŞEBEĞİ/SARU[Jp.]/NİHONZARU[Jp.]

( MONKEY vs. SNOW MONKEY )

( ... cum MACACA FUSCATA )


- MAYMUN ile KARAMAYMUN


- MAYMUN ile/değil KINKAJOU

( Koatilerle akrabadır. Güney Meksika ve Güney Brezilya'daki Matto Grosso arasındaki tropikal bölgelerde yaşarlar. )

( )

( ... İLE/DEĞİL Görünüşü maymuna benzese de rakun türüdür. Orta ve Güney Amerika'nın yağmur ormanlarında yaşar. Çoğunlukla otçul beslenir. Çok nadir de olsa böcek, kuş ve küçük memelileri yer. )

( Hayvana adını veren Güney Amerika'nın Tupi yerlileridir. Bazı kabileler, bu hayvana Potto adını taksa da, Potto ayrı bir türdür. Kinkajou ile bağlantısı yoktur. )

( ... İLE/DEĞİL 7 alt türü vardır.

Potos flavus flavus
Potos flavus chapadensis
Potos flavus chiriquensis
Potos flavus megalotus
Potos flavus meridensis
Potos flavus modestus
Potos flavus nocturnus )

( ... cum POTOS FLAVUS )


- MAYMUN ile/ve (KIZIL) HAVLAYAN MAYMUN

( ... İLE/VE Sadece Trinidad-Karayip Adaları'nda yaşarlar. )

( ... İLE/VE Otçullardır. )


- MAYMUN ile KIZIL YAPRAK MAYMUNU


- MAZBUT VAKIF[Ar.] değil/yerine/= KAMUSAL TURGU


- MAZLUM[Ar.] değil/yerine/= KIYILGIN


- MAZUR GÖRÜN ile/değil/yerine KUSURA BAKMAYIN


- MECAZ ile KÖPRÜ/BAĞLANTI


- MECELLE ile/||/<> KANUN-U ESÂSÎ ile/||/<> ANAYASA VE HAKİMİYET-İ MİLLİYE/CUMHURİYET

( Osmanlı'da, Tanzimat Dönemi'nde, bir kurul tarafından [Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında] İslâm hukukuna göre hazırlanmış medenî kanun. İLE/||/<>/> 1876'da ilân edilen ilk Osmanlı anayasası. İLE/||/<>/> Toplumun egemenliği ve anayasa. )


- MEDDAH ile/ve/< KISSAHAN


- MEDENİYET DİLİ ile/ve/değil KÜLTÜR DİLİ


- MEDİTASYON ile/ve KONTEMPLASYON

( TEFEKKÜR ile/ve TEMÂŞÂ )

( MEDITATION vs./and CONTEMPLATION )


- MEDRESE TALEBELERİ:
DÂHİL ve/> ÂLİM ve/> FÂZIL ve/> KÂMİL


- MEDRESE ile/||/<> AÇIK MEDRESE ile/||/<> KUBBELİ MEDRESE ile/||/<> RASATHANE

( Yüksek düzeyde öğretim kurumu. Bu amaçla yaptırılmış mimarlık eserleri Anadolu önünde genellikle açık avlulu, Anadolu'da ise avlusunun üstü açık ve kapalı olmak üzere iki tipte gelişmiştir. Kaynağında IX - XI. yüzyıl Horasan bölgesi mimarisinin bulunması olasıdır. İLE/||/<> İç avlusunun üstü açık olan medreseler için kullanılan bir tanımlama biçimi. İLE/||/<> İç avlusunun üstü örtülü olan medreseler. İLE/||/<> Gözlemevi. Gökbilimi için kullanılan medrese türü. )


- MEDRESE ile/ve/değil/||/<>/> KÜLLİYE

( İlk medrese: NİZÂMİYE MEDRESESİ [1066] )

( OSMANLI MEDRESELERİ - CAHİT BALTACI kitabını okumanızı salık veririz. )

( Genellikle İslâm dini kurallarına uygun bilimlerin okutulduğu, müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı. Medrese sözcüğü, "ders" kökünden gelir. [Ders verenlere müderris, yardımcılarına muid, okuyanlara danışmend, sohta ya da talebe adı verilir] | Kendine özgü bir mimarisi olan, üstü açık ya da kapalı geniş bir avlu çevresinde talebelerin yatıp kalkması, ders çalışması için inşâ edilmiş odalardan oluşan yapı. | Fakülte. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir caminin çevresinde, cami ile birlikte kurulmuş medrese, imâret, sebil, kütüphane, hastane gibi yapıların tümü. )


- MEFHUM-U MUHALİF değil/yerine/= KARŞIT KAVRAM


- MEFSÛH[Ar.] değil/yerine/= KALDIRILMIŞ/DAĞITILMIŞ/BOZULMUŞ


- MEGALİT ile/||/<> KÜLLİYE

( Prehistorik çağlardan itibaren Ege çevresinde uygulanmış, kısa tarafından giriş bulunan ön olan dehliz ve dikdörtgen bir odadan oluşan ev biçimi. Yunan tapınağının ilk örneği. İLE/||/<> Değişik işlevli yapılardan oluşan yapılar topluluğuna verilen ad. )


- MEKÂN SÜREKLİLİĞİ ve KÜLTÜREL BÜTÜNLÜK


- MEKÂN ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( Bir binayı, ayakta tutan, payandaları değil, insan soluğudur. )

( Bir yerin şerefi, orada yaşayanlarladır. [ŞEREF'ÜL MEKÂN BİL MEKÎN] )

( Yerim yanındır, yerin yanımdır! )

( Ne ev sahibisin, ne kiracı. Sadece bir ömürlük misafir! )

( İNSAN: Mekândan, zamana geçmiş varolan. )


- MEKÂN ve ZAMAN ve KUVVET(GRAVİTASYON) | ve SÜREÇ

( PLACE and TIME and GRAVITATION | and PROCESS )


- DUYULAR'DA:
MEKANİK ile/ve/<> KİMYASAL ile/ve/<> TERMAL ile/ve/<> ELEKTROMANYETİK


- SİNDİRİM:
MEKANİK ile/ve/||/<>/> KİMYASAL


- MEKANİK ile/ve/||/<> KİNEMATİK[Fr. < CINEMATIQUE]

( ... İLE/VE/||/<> Nesnelerin hareketlerini yörünge, hız ve ivme vb. konular bakımından inceleyen mekanik kolu. )


- MEKKE ile/ve/<> MEDİNE ile/ve/<> KUDÜS

( Allah'ın mahremi. İLE/VE/<> Hz. Muhammed'in mahremi. İLE/VE/<> İnsanlık'ın mahremi. )


- MEKTUPLARDAKİ FELSEFE:
HANNAH ARENDT ile KARL JASPERS ile MARTIN HEIDEGGER

( image )


- MELÂMET ile KALENDERÎLİK

( Yetro ekolü. İLE ... )


- MELANKOLİ[Fr. < Yun. melan/kara + khole/safra] değil/yerine/= KARASEVDÂ/MALİHULYA[Ar. < Yun.]

( Kara Sevdâ/Safra. | Kuruntu. )


- MELANKOLİ değil/yerine/= KARAKAYGI


- MELANOM ile/||/<> KARSİNOM

( Derideki melanositlerden kaynaklanan bir kanser türü. İLE/||/<> Epitel dokulardan kaynaklanan bir kanser türü. )


- MELEZ[Ar. < MELES]/METİS[Fr.] değil/yerine/= KIRMA/AZMA/ARADA


- MEME:
BEBEĞİ/ÇOCUĞU BESLEYEN ve/||/<> KENDİNİ/DİŞİLİ/ANNEYİ BESLEYEN


- MEME/CİCİK ile KULAK MEMESİ

( CİCİK: İnsan ya da hayvan memesi. )

( PİSTÂN ile ... )

( SEDY/SEDYE/SEDYÜN ile ŞAHME
HALME[çoğ. HALEMÂT]: Meme başı.
HALME-İ SINÂİYYE: Emzik. )

( BREAST vs. EAR LOBE )


- MEMNUNİYET ile KABUL

( SATISFACTION vs. ACCEPTANCE )


- MEMNUNİYET değil/yerine/= KIVANIKLIK


- MEMURLUKTA:
DERECE ile/ve/||/<> KADEME

( Memurlar ilk olarak sınava tâbi tutularak geçerli olan puanı aldıktan sonra ilk olarak devlet bünyesinde çalışma üzere atanmaktadır. Bu atama işlemi ile ilk olarak derece sahibi olarak görevlerine başlamaktadır. İLE/VE/||/<> memurun çalışma süresine ve daha sonrasındaki puanlarına göre ilerleyişine bağlıdır. )

( Devlet memurluğu puanlama düzeni, ilk olarak 9 rakamı ile devlet memuru olarak derecelenerek göreve başlamaktadır. Derece sözcüğü, memurluk durumu içinde genel olarak yükselme olarak tanımlanmaktadır. Buna ek olarak dereceden sonra kademe olarak yükselerek çalışmaya devam edilmektedir. Kademe ise genel olarak memurluk durumu için ilerleme sözcüğü ile tanımlanmaktadır.

Derece ile başlanılan memurluk görevi, puanlama düzeni ile yükselerek kademe olarak devam etmektedir. Memurluk içinde kademe sahibi olan yani derecesi yükselen memurlar, sadece durum olarak değişmemektedir. Buna bağlı olarak maaşları da belirli bir oranda artmaya devam etmektedir.

Memurluk için derecenin ilerlemesi yani kademe sahibi olmak maşın da yükselmesi demektir.

En düşük memurluk derecesi 15 sayısı ile başlamaktadır. Bu sayıdan başlayarak ilerleyen dönemlerde elde edilen derece ilerlemesine bağlı olarak en yüksek kademe rakamı olan 1 rakamına kadar çıkabilmektedir. Derece olarak en yüksek 1 rakamı kabul edilirken kademe söz konusu olduğunda bu rakam değişkenlik gösterebilmektedir. Kademe puanlama düzeni ise en düşük 1 rakamından başlayarak en yüksek 3 rakamına kadar devam edebilmektedir.

Memurların derecesinin ve kademesinin belirlenmesi ise örneğin 6/2 biçiminde bir tanımlama yapılmaktadır. Bu biçimde tanımlanan memurluk durumunun açılımı ise 6. derece ile 2. kademe biçimindedir. )


- MEMURLUKTA, DİSİPLİN CEZALARI:
UYARMA ile KINAMA ile KISA SÜRELİ DURDURMA ile UZUN SÜRELİ DURDURMA ile GEÇİCİ OLARAK GÖREVDEN ÇIKARMA ile MEMURLUKTAN ÇIKARMA


- MEMZÛC[Ar. < MECZ] değil/yerine/= KARIŞIK, KARIŞMIŞ


- MENAFİ-İ UMUMİYE değil/yerine/= KAMU YARARI


- MENBA'[Ar. < NEBEÂN] ile KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN]

( KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN KISMI, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN ile ABCDEF ( KAYNAMA] )


- MENGENE[Yun.]/CENDERE[Fars.] değil/yerine/= KISKIÇ


- MENLEH ile KESTEL

( Kale. İLE Küçük kale, hisarcık. )


- MENLEH ile KESTEL

( Kale. İLE Küçük kale, hisarcık. )


- MENŞE/ORİJİN değil/yerine/= KÖKEN


- MENSUBİYET değil/yerine/= KATNAŞLIK


- MENSUP değil/yerine/= KATNAŞ


- MERAKLI ile KIRKMERAK

( ... İLE Çok meraklı, her şeyi anlamak isteyen. )


- MERAKSIZ/LIK ile/ve/değil KAYITSIZ/LIK


- MERCAN ile KUPA MERCANI

( ... ile )


- MERHAMET ile/ve/<> KALBİN MERHEMİ


- MERKANTİLİZM[İt. < MERKANTA] ile KOLBERTİZM

( Değerli maden stoklarının artırılmasını öngören ekonomik düzen. | Avrupa pazarında doğulu tüccar. [Merkantilistlere göre, devlet ancak altın stoğunun artırılmasıyla zengin olabilir] [1500-1600 yılları arasında geçerlilik/değer bulmuştur] İLE Fransız merkantilizmi. )


- [ne yazık ki]
MERKEZİYETÇİ/LİK ile/ve/<> KEYFİYETÇİ/LİK


- MERMER ile KAYMAKTAŞI/SUMERMERİ/BEKTAŞİTAŞI/ALBATR[Fr. ALBÂTRE < Yun.]

( ... İLE Parlatılmaya uygun, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir çeşit mermer. )


- MERMER ile/ve/||/<>/> KEFEKİ/KÖSELE TAŞI

( ... İLE/VE/||/<>/> Mermerleri parlatmakta kullanılan taş. | Kunduracıların, üstünde kösele dövdükleri taş. | Avadanlıkların ağızlarındaki pürüzleri düzeltmek ve inceltmek için kullanılan bir taş türü. )


- MERMİ[Ar.] değil/yerine/= KURŞUN


- (MERZİFON'LU) KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ ile KARA MUSTAFA MESCİDİ / KASAPLAR MESCİDİ

( Bayezıd'ta, Çarşıkapı karşısında, Yeniçeriler Caddesi'ndedir. [Minaresizdir.] İLE Yedikule'dedir. [Kasaplar kullandığı için Kasaplar Mescidi olarak tanınmıştır.] )

( 1690'da, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından başlatılmış, oğlu Maktûlzâde Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. İLE XVII. yüzyılda, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından. )


- MESÂFE[Ar. çoğ. MESÂFÂT, MÜSÂF] ile KAT'-I MESÂFE

( Ara, uzaklık. İLE Yol alma. | [jeod.] Bir tür arazi ölçme ve hesaplama yöntemi. )


- YUL/YULA/MEŞALE[Ar.] ile KÜÇÜK MEŞALE

( ... ile BLOSS )


- MESANE[Ar.] değil/yerine/= KAVUK/SİDİK TORBASI


- MESCİT ile/||/<> KÖŞK MESCİT

( Küçük cami. Anadolu'da minberi olmayan, vakit namazları için kullanılan küçük camiler. İLE/||/<> Genellikle Sultanhanı adı verilen bir dizi XIII. yüzyıl kervansarayının avlu ortasında dört kemer üstünde yer alan mescit bölümüne verilen ad. Osmanlı döneminde de kullanılmıştır. )


- MEŞE PALAMUDUNUN:
ÇEKİRDEĞİ ile/ve KADEHİ

( PELİT ile ... )

( Meşe ağaçları, elli yaşından önce palamut vermez. )

( KADEHÇİK: Meşe, fındık, gürgen vb. ağaçlarda, meyve sapının genişlemesiyle oluşan ve meyveyi ortasına kadar içine alan küçük kadeh biçimindeki oluşum. )


- MEŞRÛİYET:
HUKÛKÎ ile/ve/||/<> KANUNÎ


- MEŞRÛLAŞTIRMA ile KILIFLANDIRMA


- MEŞRÛTİYET[Ar.] değil/yerine/= KOŞULLULUK


- MEŞRUT/ŞARTLI değil/yerine/= KOŞULLU


- MEST ile/ve KAMARÇİN

( Ayağa giyilen. İLE/VE Mest'in üzerine giyilen. )


- MET değil/yerine/= KABARMA


- METAFİZİK ile/ve/değil/||/<>/< KURUNTU/VEHİM


- METALLERDE:
ALKALİ ile/ve/||/<> TOPRAK ALKALİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ METALLERİ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> KARBON ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HALOJENLER ile/ve/||/<> SOY GAZLAR

( image )


- METEOROLOG değil/yerine/= KALIKBİLİCİ/KALIKBİLİMCİ


- METEOROLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KALIKBİLİM/HAVABİLGİSİ

( Havayuvarı içinde oluşan sıcaklık değişmelerini, yel, yıldırım, yağmur, dolu gibi olayları inceleyen fizik dalı. )


- METEOROLOJİK değil/yerine/= KALIKBİLİMSEL/KALIKSAL


- METRE[m] ile/||/<>/> KİLOMETRE[km]

( Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi. | Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı. İLE/||/<>/> 1.000 metrelik uzunluk ölçü birimi. )

( 1 kilometer [km] = 1000 metre/meter [m]

1 decimeter [dm] = 0.1 metre/meter [m]

1 centimeter [cm] = 0.01 metre/meter [m]

1 millimeter [mm] = 0.001 metre/meter [m]

1 micrometer [µm] = 1.0E-6 metre/meter [m]

1 nanometer [nm] = 1.0E-9 metre/meter [m]

1 mile [mi, mi(Int)] = 1609.344 metre/meter [m]

1 yard [yd] = 0.9144 metre/meter [m]

1 foot [ft] = 0.3048 metre/meter [m]

1 inch [in] = 0.0254 metre/meter [m]

1 light year [ly] = 9.46073047258E+15 metre/meter [m]

1 exameter [Em] = 1.0E+18 metre/meter [m]

1 petameter [Pm] = 1.0E+15 metre/meter [m]

1 terameter [Tm] = 1000000000000 metre/meter [m]

1 gigameter [Gm] = 1000000000 metre/meter [m]

1 megameter [Mm] = 1000000 metre/meter [m]

1 hectometer [hm] = 100 metre/meter [m]

1 dekameter [dam] = 10 metre/meter [m]

1 micron [µ] = 1.0E-6 metre/meter [m]

1 picometer [pm] = 1.0E-12 metre/meter [m]

1 femtometer [fm] = 1.0E-15 metre/meter [m]

1 attometer [am] = 1.0E-18 metre/meter [m]

1 megaparsec [Mpc] = 3.08567758128E+22 metre/meter [m]

1 kiloparsec [kpc] = 3.08567758128E+19 metre/meter [m]

1 parsec [pc] = 3.08567758128E+16 metre/meter [m]

1 astronomical unit [AU, UA] = 149597870691 metre/meter [m]

1 league [lea] = 4828.032 metre/meter [m]

1 nautical league (UK) = 5559.552 metre/meter [m]

1 nautical league (int.) = 5556 metre/meter [m]

1 league (statute) [st.league] = 4828.0416560833 metre/meter [m]

1 nautical mile (UK) [NM (UK)] = 1853.184 metre/meter [m]

1 nautical mile (international) = 1852 metre/meter [m]

1 mile (statute) [mi, mi (US)] = 1609.3472186944 metre/meter [m]

1 mile (US survey) [mi] = 1609.3472186944 metre/meter [m]

1 mile (Roman) = 1479.804 metre/meter [m]

1 kiloyard [kyd] = 914.4 metre/meter [m]

1 furlong [fur] = 201.168 metre/meter [m]

1 furlong (US survey) [fur] = 201.1684023368 metre/meter [m]

1 chain [ch] = 20.1168 metre/meter [m]

1 chain (US survey) [ch] = 20.1168402337 metre/meter [m]

1 rope = 6.096 metre/meter [m]

1 rod [rd] = 5.0292 metre/meter [m]

1 rod (US survey) [rd] = 5.0292100584 metre/meter [m]

1 perch = 5.0292 metre/meter [m]

1 pole = 5.0292 metre/meter [m]

1 fathom [fath] = 1.8288 metre/meter [m]

1 fathom (US survey) [fath] = 1.8288036576 metre/meter [m]

1 ell = 1.143 metre/meter [m]

1 foot (US survey) [ft] = 0.3048006096 metre/meter [m]

1 link [li] = 0.201168 metre/meter [m]

1 link (US survey) [li] = 0.2011684023 metre/meter [m]

1 cubit (UK) = 0.4572 metre/meter [m]

1 hand = 0.1016 metre/meter [m]

1 span (cloth) = 0.2286 metre/meter [m]

1 finger (cloth) = 0.1143 metre/meter [m]

1 nail (cloth) = 0.05715 metre/meter [m]

1 inch (US survey) [in] = 0.0254000508 metre/meter [m]

1 barleycorn = 0.0084666667 metre/meter [m]

1 mil [mil, thou] = 2.54E-5 metre/meter [m]

1 microinch = 2.54E-8 metre/meter [m]

1 angstrom [A] = 1.0E-10 metre/meter [m]

1 a.u. of length [a.u., b] = 5.2917724900001E-11 metre/meter [m]

1 X-unit [X] = 1.00208E-13 metre/meter [m]

1 fermi [F, f] = 1.0E-15 metre/meter [m]

1 arpent = 58.5216 metre/meter [m]

1 pica = 0.0042333333 metre/meter [m]

1 point = 0.0003527778 metre/meter [m]

1 twip = 1.76389E-5 metre/meter [m]

1 aln = 0.5937777778 metre/meter [m]

1 famn = 1.7813333333 metre/meter [m]

1 caliber [cl] = 0.000254 metre/meter [m]

1 centiinch [cin] = 0.000254 metre/meter [m]

1 ken = 2.11836 metre/meter [m]

1 Russian archin = 0.7112 metre/meter [m]

1 Roman actus = 35.47872 metre/meter [m]

1 vara de tarea = 2.505456 metre/meter [m]

1 vara conuquera = 2.505456 metre/meter [m]

1 vara castellana = 0.835152 metre/meter [m]

1 cubit (Greek) = 0.462788 metre/meter [m]

1 long reed = 3.2004 metre/meter [m]

1 reed = 2.7432 metre/meter [m]

1 long cubit = 0.5334 metre/meter [m]

1 handbreadth = 0.0762 metre/meter [m]

1 fingerbreadth = 0.01905 metre/meter [m]

1 Planck uzunluğu/length = 1.61605E-35 metre/meter [m]

1 Electron yarıçapı/radius (classical) = 2.81794092E-15 metre/meter [m]

1 Bohr yarıçapı/radius [b, a.u.] = 5.2917724900001E-11 metre/meter [m]

1 Dünyanın ekvator yarıçapı/Earth's equatorial radius = 6378160 metre/meter [m]

1 Dünyanın kutup yarıçapı/Earth's polar radius = 6356776.9999999 metre/meter [m]

1 Dünyanın Güneş'ten uzaklığı/Earth's distance from sun = 149600000000 metre/meter [m]

1 Güneş yarıçapı/Sun's radius = 696000000 metre/meter [m] )


- METRES ile KUMA

( Kendi bildiğin. İLE Herkesin bildiği. )


- METRİK GEOMETRİ ile KONUM GEOMETRİSİ


- MEVCÛD[Ar.] ile KÂİN[Ar.]


- MEVZİLENME değil/yerine/= KONUŞLANMA


- MEVZÛ[Ar.] değil/yerine/= KONU


- MEVZÛ değil/yerine/= KONU


- MEVZUAT[Ar.] değil/yerine/= KONUDAM/KONULAKLAR

( Bir ülkede, yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb.'nin tümü. )


- MEYDAN/CANINA OKUMAK değil/yerine/>< KİTAP OKUMAK


- MEYHÂNE ile/ve/||/<> BOZAHÂNE[Fars. < BÛZEHÂNE(BİRAHÂNE)] ile/ve/||/<> KAHVEHÂNE


- MEYHÂNE ile KABARE

( ... İLE Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri. | Meyhane. )


- MEYHÂNE ile/ve/değil KOLTUKALTI MEYHÂNESİ


- MEYVEHOŞ[Ar.] değil/yerine/= KURUYEMİŞ

( Kuruyemiş. | Yemiş çarşısı. )


- MEZARLIK ile KATAKOMP[Fr. < CATACOMBE]

( ... İLE İlk Hristiyanların kayaları oyarak ya da yer altını kazarak uzun dehlizler biçiminde yaptıkları, ölülerini gömdükleri ya da tapınak olarak kullandıkları mezarlık. )


- MİCDEL[Ar. çoğ. MECÂDİL] ile KÖŞK/LER, KASIR/LAR


- MİDE ve/<> KALP

( Kalbin, [sağlıklı/uygun] duruş açısı, 52°'dir. )


- MİDYE ile KUM MİDYESİ/AKİVADES


- MİGMATİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KAYAÇ

( Tortul katmanlar arasına magma girmesiyle oluşan değişim kayacı. )


- MİGREN ile/||/<> KÜME BAŞ AĞRISI

( Başın bir tarafında zonklayıcı ağrı, bulantı ve ışığa duyarlılık. İLE/||/<> Göz çevresinde yoğun ağrı atakları ile ilişkili bir baş ağrısı türü. )


- MİGREN[Fr. < Yun.] ile KÜME NÖBETLERİ

( ... İLE Kronik, yarım baş ağrısı nöbetleri şeklinde ortaya çıkan, nöbetleri, birbiriyle ilişkili ve migrenden farklı bir baş ağrısıdır. Küme tipi baş ağrısı, migren ağrılarından daha kısa sürer. Ataktan etkilenen sağ ya da sol tarafta, gözde kızarıklık, gözlerden gözyaşı gelmesi, burun tıkanıklığı/akıntısı, göz çevresinde şişlik gibi belirtiler oluşur. 24 saatlik atak süresince 2 ya da daha fazla nöbet görülebilir. )

( MIGRAINE vs. CLUSTER SEIZURES )


- MİKAB[Ar.] değil/yerine/= KÜP


- MIKNATIS değil/yerine/= KAPGI/ÇEKEÇ


- MİKRO değil/yerine/= KÜÇÜ


- MİKRO değil/yerine/= KÜÇÜK/DAR


- MİKROBİK değil/yerine/= KÜÇÜMLÜ


- MİKROBİYOLOG değil/yerine/= KÜÇÜDİRİMBİLİMCİ


- MİKROBİYOLOJİ değil/yerine/= KÜÇÜDİRİMBİLİM


- MİKROORGANİZMA değil/yerine/= KÜÇÜÖRGENYAPI


- MİKROSKOBİK değil/yerine/= KÜÇÜGÖRCÜL


- MİKROSKOP değil/yerine/= KÜÇÜGÖREÇ


- MİKST/MIXED[İng.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MİL ile/ve/=/||/<> KİLOMETRE[KM] ile/ve/=/||/<> FERSAH

( 100 kulaç. 2500 mimari arşın. İLE/VE/=/||/<> 1,609 km. İLE/VE/=/||/<> 3 mil.[yaklaşık 5.5 km.] 7500 mimari arşın.[Bir kişinin normal bir yürüyüşle yaklaşık bir saatte aldığı mesafe olarak kabul edilmiştir.] )

( )


- MİLÂD ile KIRILMA


- MİMAR SİNAN ve KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN


- MİMAR ve/ TERİM ve/ KURUM ve/ TEKKE/TARİKÂT


- MİMARLIKTA:
DAYANIKLILIK ve SAĞLAMLIK ve/||/<>/> KULLANIŞLILIK ve UYGUNLUK ve/||/<>/> GÜZELLİK

( FIRMITAS et/||/<>/> UTILITAS et/||/<>/> VENUSTAS )


- MİNERAL ile/ve/||/<>/> KAYA

( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )


- MİNİK değil/yerine KÜÇÜK


- MİNNETTARLIK ile/ve KORKU

( GRATITUDE vs./and FEAR )


- MINOR CROSS MATCH[İng.] değil/yerine/= KÜÇÜK ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA


- MİNYATÜR/NAKKAŞLIK değil/yerine/= KÜÇÜLTÜ


- MİRAS ŞİRKETİ değil/yerine/= KALIT ORTAKLIĞI


- MİRASÇI değil/yerine/= KALITÇI


- MİSAFİR ETMEK değil/yerine/= KONUKLATMAK/KONUK ETMEK


- MİSAFİR/MİHMAN[Ar.] değil/yerine/= KONUK


- MİSAFİR[Ar.]/MİHMÂN[Fars.] ile KONUK

( KONUK, MİSÂFİR )


- MİSAFİRHANE[Ar.] değil/yerine/= KONUKEVİ

( Resmî ya da özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığı konut. )


- MİSAFİRHANE[Ar.] değil/yerine/= KONUKEVİ


- MİSAFİRPERVER değil/yerine/= KONUKSEVER


- MİSANTROP[Fars.]/MERDÜMGİRÎZ[Fars.] değil/yerine/= KİŞİLERDEN/İNSANDAN "KAÇAN"


- MISIR ve/||/<> FASÜLYE ve/||/<> KABAK


- MISIR ile/||/<> KARA MISIR


- MİSKİN ile KÜLKEDİSİ

( Çok uyuşuk olan kişi. | Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen kişi. | Cüzzam hastalığına tutulmuş olan kişi. | Âciz, zavallı. İLE Çok üşüyen, ateşin yanından ayrılmayan kişi. | Uyuşuk, miskin kişi. | Sakin, yumuşak, uyumlu kişi. | Pasaklı, görgüsüz kadın. )


- MİSL/MİSİL[Ar.] değil/yerine/= KAT

( Eş, benzer. | Miktar. | Kat. )


- MİSLİ değil/yerine/= KATI

( Sayı, tartı ve ölçü ile belirlenebilen. )


- mist.[Lat. < MISTURA] değil/yerine/= KARIŞIM, MİKSTÜR


- MİT ile/ve KADER

( Kültürün alışkanlıklarımızdaki karşılığı. İLE/VE ... )


- MİT ile/ve KOLLEKTİF BİLİNÇALTI


- MİT ile/ve/<> KUTSAL/LIK


- MİTOKONDRİ ile/ve/||/<>/< KLOROPLAST

( Gözelerde enerji üreten organel ve enerji üretim merkezi. İLE/VE/||/<>/< Bitki gözelerinde fotosentezi gerçekleştiren organel. )


- MİTOKONDRİ ile KLOROPLAST

( Gözenin enerji santrali olarak bilinen organeli. İLE Fotosentez için gerekli olan yeşil pigmentleri içeren organel. )


- MİTOLOJİ ve/> KOZMOGONİ ve/> ASTRONOMİ


- SEKTE-İ KALP[Ar.]/MİYOKART ENFARKTÜSÜ/MYOCARDIAL INFARCTION[İng.] değil/yerine/= KALP KRİZİ


- MİZAÇ(HASLET) ile/ve KARAKTER

( Doğuştan gelen özellikler. İLE/VE Sonradan oluşan kişisel özellikler. )

( Kişiler, iyi öğrenciler gibi, karakterlerini, açıklıkla ve devamlılıkla geliştirmelidir. )

( ĞARîZİTU'T-TAB ile/ve MUKTESEBETUN TUTBE' LEHA )

( TEMPERAMENT/DISPOSITION vs./and CHARACTER )


- MİZÂC-I VAKTE VÂKIF OLMAK ve/||/<> KEYFİYET-İ HÂLE ÂRİF OLMAK


- MIZRAK değil/yerine/= KARGI/CIDA


- M-N-O:
MISIR ile/ve/||/<>/> PROTOSINAİTİK ile/ve/||/<>/> FENİKE ile/ve/||/<>/> ERKEN YUNAN ile/ve/||/<>/> KLASİK YUNAN ile/ve/||/<>/> LATİN

( image )


- MOBİLYADA ile KAPLAMADA


- MÖBİUS ŞERİDİ ile/ve KLEIN ŞİŞESİ


- MODEL[İng.] değil/yerine/= KALIP | ÖRNEK


- MODEL[Fr. < MODELE] ile KALIP[Ar. < KÂLİB]

( Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne ya da kişi, örnek. | Bir özelliği olan nesne ya da kişi. | Biçim. | Giysi örneklerini içinde toplayan dergi. | Otomobil vb.nde tip. | Benzer. | Örnek olmaya değer kimse ya da şey, örnek, paradigma. | Manken. | Tasarlanan ürünün tanıtım ya da deneme amacıyla üretilen ilk örneği, prototip. İLE Bir şeye biçim vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan araç. | Biçki modeli, patron. | Genellikle küp biçiminde yapılan. | Gösterişli görünüş. | Biçim, durum. | Yenilikten uzak, özgün olmayan. )


- MODERN GELENEK ile/ve KLASİK GELENEK

( Hareket esastır. İLE/VE Sükûn esastır. )


- MODİSTRA[İt.] değil/yerine/= (KADIN) TERZİ


- MODÜLASYON değil/yerine/= KİPLEME/KİPLENİM


- MOHER ile LEN ile KEÇE

( %15 ile %50 ile %100 )


- MOLLA ile/ve KULAK MOLLASI


- [Jap.] MONDO ile KOAN

( Zen öğrencisini, Zen gerçeğine uyandırmak amacı güden Zen Ustası'yla öğrencisi arasında ya da iki Zen Ustası arasında soru-yanıt biçiminde bir söyleşi. İLE Zen'de, aydınlanmak üzere kullanılan bilmece/ler, soru/lar. Paradoksal soru. Çözmesi için bir öğrenciye verilen bir problem. Zen öğrencilerine derin anlamlarını iyice anlayarak bir çözüm bulmaları için verilen bulmaca benzeri tümceler. )


- MONET ile KLIMT


- MONTAJ[Fr.] değil/yerine/= KURGU


- MORGIÇ(MORTGAGE) değil KONUT KREDİSİ


- MORKİNOS:
MAVİ YÜZGEÇLİ ile/<> SARI YÜZGEÇLİ ile/<> ÇİZGİLİ YÜZGEÇLİ ile/<> KOCAGÖZ


- MOTOR[Fr. < MOTEUR] ve/||/<> KARBÜRATÖR[Fr. < CARBURATEUR]

( Herhangi bir enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren düzenek. VE/||/<> Patlamalı motorlarda akaryakıtı buharlaştırıp hava ile karışmasını sağlayan aygıt. )


- MUALLAK TAŞ ile/ve KARA TAŞ[HACER'ÜL ESVED]


- MU'ÂRAZA[Ar.] ile KALBU'L-MES'ELE[Ar.]


- MUARIZ[Ar.] değil/yerine/= KARŞI KOYAN/ÇIKAN/ÇIKABİLEN


- MUAYYEN ile/||/<> MÜSTATÎL ile/||/<> MURABBA ile/||/<> MÜSELLES ile/||/<> MÜSEDDES ile/||/<> MUHAMMES ile/||/<> KESÎRU'L-EDLÂ ile/||/<> MUNHARİF

( Eşkenar dörtgen. İLE/||/<> Dikdörtgen. İLE/||/<> Kare. İLE/||/<> Üçgen. İLE/||/<> Altıgen. İLE/||/<> Beşgen. İLE/||/<> Çokgen. İLE/||/<> Yamuk. )


- MUAZZAM[Ar.] değil/yerine/= KOCAMAN/KOSKOCA/KOSKOCAMAN


- MÜBAHASE[Ar.] değil/yerine/= KONUŞMA


- MÜBAREK değil/yerine/= KUTLU


- MÜCÂVİR değil/yerine/= KOMŞU


- MUCİZE değil/yerine KALB-İ SELÎM


- MUCİZE ile KERÂMET ile MAÛNET(Allah'ın yardımı/inâyeti.) ile İSTİDRÂC

( Peygamberlerde/n. İLE Velilerde/n. İLE Mü'minlerde/n. İLE Kâfirlerde/n. )


- MÜCMEL[Ar.] değil/yerine/= KISA VE ÖZLÜ

( Özet olarak anlatılmış. )


- MÜDELLEL[Ar.] değil/yerine/= KANITLANMIŞ/KANITLI


- MUDİL[Ar.] değil/yerine/= KARMAŞIK, GÜÇ, ÇETİN


- MÜELLİF TESPİTİ:
SATIR SAYISI ve/||/<> ÇİZİM/KARALAMA ve/||/<> BOŞLUKLAR ve/||/<> KENDİ İRÂDESİ

( Hicrî IV./V. yy.'a kadar, sin ve şın harfleri dişliydi. )


- MÜELLİF[Ar. < ÜLFET] değil/yerine/= KİTAP YAZAN, YAPIT SAHİBİ


- MÜESSES NİZAM[Ar.] değil/yerine/= KURULU/YERLEŞİK DÜZEN


- MÜESSES[Ar.] değil/yerine/= KURULU


- MÜESSESE[Ar.] değil/yerine/= KURULUŞ

( Kurulma işi. | Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, tesis. | Yapı, yapılış, bünye. | Kasılma. | Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı. )


- MÜESSESE[Ar.] değil/yerine/= KURUM


- MÜESSİS[Ar.] değil/yerine/= KURUCU


- MÜFTERİ/İFTİRACI değil/yerine/= KARAÇALAN/KARALAMACI


- MUHABBET ve KARŞILIKLI RIZÂ

( Her türlü muhabbet menfaatsiz olmalıdır. )


- MUHAFAZA[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= KORUMAK/KORUYUP SAKLAMAK


- MUHAFAZA[Ar.] değil/yerine/= KORUMA/KORUNUM/SAKLAMA


- MUHÂFIZ[Ar.] değil/yerine/= KORUYAN/KOLLAYAN

( Birini ya da bir şeyi koruyan, kollayan. | Bir kalenin ya da bir kentin önemli yerlerini korumak, düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli komutan. )


- MUHALEFET PARTİSİ değil/yerine/= KARŞITÇILIK BİRELİ


- MUHALEFET ŞERHİ değil/yerine/= KARŞIT GEREKÇE


- MUHALEFET değil/yerine/= KARŞITÇILIK


- MUHÂLİF[Ar.] değil/yerine/= KARŞICIL/KARŞITÇI


- MUHARRİR ile KÂTİP


- MUHAT[Ar.] değil/yerine/= KUŞATILMIŞ


- MUHATAP[Ar.]["MUHATTAP" değil!] değil/yerine/= KONUŞULAN/KONUŞUK


- MUHAVERÂT ile KONUŞMALAR

( KONUŞMALAR )


- MUHTASARAN[Ar.] değil/yerine/= KISACA


- MUHTELİT[Ar.] değil/yerine/= KARMA / KARIŞIK


- MUHTESİP[Ar.](İHTİSAP AĞASI) ile/ve/||/<> KETHÜDÂ/KAHYÂ[Fars.]

( İslâm şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru. İLE/VE/||/<> Yiğitbaşılar aracılığıyla esnaf ve devlet ilişkisini yürüten. | Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kişi. | Değnekçi. | Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kişi. | Esnaf kuruluşlarında lonca başkanı. )


- MUKÂBELE[Ar.] değil/yerine/= KARŞILIK

( Karşılık verme, karşılama, karşılık. | Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma. | Karşı gelme, başkaldırma. | Camilerde Kur'an okunurken, hâfızların da karşılık olarak ezbere Kur'an okumaları. | Kur'an'ı, birinin okuması ve birinin/birilerinin dinlemesi. | Mevlevî ayinlerinde, tarikat mensuplarının, cezbe haliyle ayakta dönmesi. )


- MUKABELE ile/ve/||/<> KIRAAT

( HOCA <> TALEBE <> HOCA )


- MUKABİL değil/yerine/= KARŞI


- MUKABİL değil/yerine/= KARŞILIK/LI


- MUKABİL[Ar.] değil/yerine/= KARŞILIĞINDA

( Bir şeye karşılık olarak yapılan bir şeyin karşılığı olan. | Bir şeyin karşısında bulunan. | Karşılık. | Karşılık olarak, karşılığında. )


- MUKAYESE[Ar.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMA

( Akıl ve zariflikte, çokluk iddiasında bulunma. | Benzeterek ya da karşılaştırarak değerlendirme, kıyaslama. )


- MÜKEMMEL ile KUSURSUZ


- MÜKEMMEL/LİK >< KİŞİ/İNSAN


- MUKÎM ile KÂİM

( Sürekli aynı işi yapan kişi. İLE O anda, geçici. )


- MÜKRİM[Ar.] değil/yerine/= KONUKSEVER


- MÜKTESEP HAK/HAKK-I MÜKTESEP değil/yerine/= KAZANILMIŞ ÜLEV


- MULAJ[Fr.] değil/yerine/= KALIP

( Bir şeyin balmumu, alçı gibi bir madde ile kalıbını çıkarmak için yapılan işlemlerin tümü. | Bu işlemler sonunda elde edilen kalıp. )


- MÜLEVVES[< LEVS] değil/yerine/= KİRLİ, PİS | DÜZENSİZ, KARIŞIK

( TELVÎS EDİLMİŞ, KİRLİ, PİS | İNTİZAMSIZ, KARIŞIK )


- MÜLGA[Ar. < LAĞV] değil/yerine/= KAPATILAN


- MÜLHAK VAKIF/EVKAF değil/yerine/= KATMA TURGU/LAR


- MÜLHAK değil/yerine/= KATMA


- MÜLTECİ ile KOŞULLU MÜLTECİ ile İKİNCİL KORUMA DURUMU


- MÜMÂSSE[Ar.] ile KEVN[Ar.]


- MÜ'MİN GIYBETİ ile/ve KÂFİR'İN GIYBETİ ile/ve MÜNÂFIK'IN GIYBETİ

( Yapar ve yaptığını kabul eder. İLE/VE Yapar ve yaptığını inkâr eder. İLE/VE Yapar fakat yaptığının gıybet olmadığına inandırmaya çalışır. )


- MÜNCÎ[Ar. < NECÂT] değil/yerine/= KURTARAN


- MÜNKESİR[Ar. < KESR] değil/yerine/= KIRILMIŞ, KIRIK | KIRGIN, GÜCENMİŞ


- MÜNKİR ile/ve/||/<>/> KÂFİR ile/ve/||/<>/> MÜNÂFIK ile/ve/||/<>/> MÜŞRİK

( Hakikati bilmediğinden, inkâr eden. İLE/VE/||/<>/> Hakikati bilen ve bilinmesin diye örten. İLE/VE/||/<>/> Hakikati bilen ve örterek gizleyen.[kendini müminlerden göstererek kafirliğini saklayan ve nifak sokan. İLE/VE/||/<>/> Allah'a ortak koşan. )


- MUNSAP[Ar.] değil/yerine/= KAVUŞAN, KAVŞAK | [coğ.] AĞIZ


- MUNZAM[Ar.] değil/yerine/= KATILMIŞ, EKLENMİŞ


- MURÇ = KARABİBER
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- MÜREKKEPTE:
BEYAZ ile/ve/||/<> SİYAH ile/ve/||/<> KIRMIZI


- MÜREN ile KAHVERENGİ MÜREN


- MÜRG / MURG/U[Fars.] değil/yerine/= KUŞ


- MURİS[Ar.] değil/yerine/= KALIT BIRAKAN


- MÜRİT ve TİRİT[Fars. < TERİD] ve KÖR YİĞİT

( Üçünden de gerekli. )

( ... VE Yemek suyuna kızartılmış ya da bayat ekmek konularak yapılan yemek. | Yemeğin suyu. | Yaşlı ve zayıf kişi. VE ... )


- MÜRÜVVET[< MER] değil/yerine/= KUTSEVİNÇ İNSÂNİYET, MERTLİK, YİĞİTLİK | CÖMERTLİK, İYİLİKSEVERLİK


- MUSAHABE[Ar.] değil/yerine/= KONUŞMA, GÖRÜŞME


- MÜSECCEL değil/yerine/= KÜTÜKLÜ


- MUSHAF ile/ve/değil KİTAP

( Kur'an-ı Kerîm. İLE/VE/DEĞİL Sen! )


- MUSHAF ile/ve/<>/değil KUR'AN-I KERİM

( Kağıtların biraradalığı. İLE/DEĞİL Okunması gereken. )

( Aşk yoktur. İLE/VE/<>/DEĞİL Aşk vardır/olur. )

( Öznesi yoktur. İLE/VE/<>/DEĞİL Öznesi vardır. )


- MÜSKÜLER/MUSCULAR[İng.] değil/yerine/= KAS (İLİŞKİLİ)


- MUSTAFA KEMAL/ATATÜRK ile/ve/||/<>//< KÂZIM KARABEKİR


- MÜSTAHAKK[Ar. < HAKK]["MÜSTEHAK/MÜSTEHAKKINI VERMEK" değil!]/MÜSTAHİKK[aslı!] değil/yerine/= KARŞILIĞINI BULMUŞ (HAK ETMİŞ)


- MÜSTAMEL[Ar. < AMEL] değil/yerine/= KULLANILMIŞ | ESKİ


- MÜŞTEMİL[Ar.] ile KAPSAYAN, İÇEREN, ŞÂMİL OLAN

( KAPSAYAN, İÇEREN, ŞÂMİL OLAN )


- MÜSVEDDE değil/yerine/= KARALAMA/TASLAK YAZI


- MÜSVEDDE ile/ve SEVAD ile/ve RİSÂLE ile/ve FEVAİD ile/ve ŞUKKA ile/ve TAİRE ile/ve KÜLLİYET ile/ve MECMUA ile/ve SEFİNE ile/ve KEŞKÜL ile/ve CÖNK ile/ve DİVÂN ile/ve MURAKKA


- MUTAJEN ile KARSİNOJEN

( DNA'da, mutasyonlara neden olan nesneler. İLE Kansere neden olan nesneler. )


- MUTASARRIF değil/yerine/= KULLANIMCI


- MÜTEKABİL[Ar.] değil/yerine/= KARŞILIKLI


- MÜTEKABİLİYET değil/yerine/= KARŞILIKLILIK


- MÜTEKELLİM[Ar.] ile KİLMÂNÎ[Ar.]


- MUTİZM/MUTISM[İng.] değil/yerine/= KONUŞMAZLIK



(10/12)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 473 kez incelenmiş/okunmuştur.