K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(50/212)
- DİL ile/ve BİLDİRİŞİM
- DİL ve/<> BİLİNÇ
( TONGUE and/<> CONSCIOUSNESS )
- DİL ile/ve/<> BİLİNÇLENME
- DİL ve/<> BİRLİK
- DİL[Fars.] ile DÎL[Fars.] ile | [Tr.] DİL[Fars.] ile DİL[Fars.]
( Gönül, yürek/kalb. İLE Nokta. | Gönül, kalb. | Mandıra, ağıl. İLE | Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan, etli, uzun, hareketli örgen. Tat alma örgeni. İLE Kişilerin, düşündüğünü ve duyduğunu bildirmek için sözcüklerle ya da işaretlerle yaptıkları anlaşma. Lisan. )
- DİL ile DİLCİK
( ... İLE Buğdaygillerde, yaprak ayası ile yaprak kınının birbirinden ayrıldığı yerde bulunan, sivri uclu, küçük, saydam çıkıntı. | Böceklerin ağzında, küçük dilin önünde bulunan bölüm. | Üflemeli çalgılarda ya da org borularında, kamış, tahta ya da metalden, yassı parça. )
- DİL ile/ve DİN
( Dilini kaybeden, dinini de kaybeder. )
( Who loose the language, loose the religion, either. )
( LANGUAGE vs./and RELIGION )
- DİL ve DİN ve MUSİKÎ
- DİL ve/||/<> DİŞ
( DİL VE DİŞ
“Dişler, tüm organların aynasıdır” sözünü anımsayarak, “Dil neyin aynasıdır?” sorusuna bir yanıt arasak, hepimizin buluşma noktası “ÖZ” olacaktır.
“Dil, özümüzün aynasıdır”
“ÖZ <–> GÖZ <–> SÖZ” bağlantısı, nereden hareket edecek olursak olalım, üzerinde en çok durulması gereken ilişkidir. “Öz”ün üzerine fazla eğilmeye gerek kalmaksızın bizleri nereye ulaştırdığını biliyoruz. “Göz” üzerine de aynı ortak duygu ve düşüncelere sahip olarak, özümüzün kapısı olduğu noktasına ulaşıyoruz. “Söz” ise geçmiş, şimdi ve geleceğin; usumuzun, bilimin, felsefenin ve sanatın; iş ve özel yaşamın ve günlük yaşamdaki tüm sürecin en büyük aracıdır. Simge diliyle “Söz”, yazı diliyle “Söz”, sözün diliyle “Söz”, günlük yaşamımızın, düşünce ve duygularımızın ve tüm ilişkilerimizin aracı “Söz”.
Keleci[sözü] bilen kişinün yüzünü ağ[ak] ede bir söz,
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kese başı,
Söz ola ağılı[zehirli] aşı bal ile yağ ede bir söz.
Psikoloji, 3D/6D temelli, "Düşünce, Duygu ve Davranışlar"ımızı anlamaya, incelemeye ve altında yatan nedenleri bulmaya çalışan bir bilim dalıdır. Hiçbiri birbirinden bağımsız olmadığı gibi ayrı ayrı düşünmek de pek olanaklı değildir. Bu doğrultuda, son zamanlarda çok yoğun ilgi gören Sinir Dili Programlaması(SDP ya da NLP), çalışmalarının da en büyük aracı olan söz -ve her bir sözcük- ile, tüm hücrelerimizin ve beynimizin programlanabilmesi yoluyla yaşamımıza katacağı gelişmişliği, derinliği, kolaylığı ve rahatlığı sağlatan bir disiplin. SDP tüm eylemlerimiz ile ağzımızdan çıkan her sözün nasıl ve ne kadar bağlantısının olabileceğini anlatır. Ayağını sürüyerek yürüyen bir kişinin, sözlerinin de ağzından uzata uzata, yayılarak çıktığını görebilirsiniz (ya da tam tersi). Yüzü asık birinin, her ne kadar hoş sözler kullansa bile sesinden psikolojik durumunu anlayabilirsiniz. Aynı bağlantılar dilimiz ve dişimize verdiğimiz önem için de geçerlidir. Diş fırçalama alışkanlığımız ile kullanacağımız sözcüklerin de bağlantısı vardır ve de dile, sözlerimize gösterdiğimiz özen ile diş fırçalama alışkanlığımızın. Dişimizin ne kadar önemli olduğunu biliriz fakat maalesef yeteri kadar özeni göstermeyiz.
Dile ve sözlerimize verdiğimiz önem ve duyarlılığımız nedir? Dilimizin de durumu aynı mı acaba? Aynı mı olmalı? Olmamalı mı? Peki nasıl? Bu durumu ne, kim, nasıl değiştirebilir? Tüm bu sorular ve benzerleri gibi daha birçok soruya verebileceğimiz yanıt aynıdır! KENDİMİZ!
Yaşamımızda pek dikkat edilmeyen, çok fazla karıştırılan fakat hiçbir zaman karıştırılmaması gereken bazı noktalar vardır. Bunların en çok yaşandığı altı hassas nokta ve şu oniki kavramın da ayrıntılarına sahip olmalı ve önemine çok dikkat etmeliyiz.
- BİRİNCİL OLAN(/Olma[ma]sı Gereken) ile
İKİNCİL OLAN (/Olma[ma]sı Gereken);
- AMAÇ ile ARAÇ;
- SÜREÇ ile SONUÇ (Merkezlilik);
- KURAM(TEORİ) ile UYGULAMA(PRATİK);
- KORGU ile KAYGI
Konuşmalarımız, değerlerimiz ve tutumlarımız bazen Genel'den hareket ederek Özel'e, bazen de Özel'den hareket ederek Genel'e giderek devam eder. Fakat farkında olunması gereken bu ikisinin arasındaki geçiştir. Geçişteki dikkatsizlikler çok büyük sorunlara dönüşebilirler. Konu ve kavramları ele alışımızdaki sıralamada neyin öncelikli olduğu ve olmadığı bilinci, durumun ya da konunun bir Araç mı, Amaç mı? olduğu sorusunun her an farkındalığımızda olması en dikkat edilmesi gereken noktalardandır. Süreç ve Sonuç’un birbirinden ayrı olmadığı, dengeli bir durumda olması, herhangi birinin üzerinde yoğunlaşmama gerekliliği de üzerinde titizlikle durulması gereken noktalardır. Kuram ile uygulamanın arasındaki farkların ve derecelerinin atlanmaması gerekir. Korku ve Kaygı arasındaki farkların (Belirginlik, Şiddet ve Süre) da bilincinde olarak korku ve kaygı yönetiminin elde tutulması, geleceğin olumsuzu “YA … [olursa]” üzerine değil, olumlu gelecek “… [’nın olmasını] İSTİYORUM” üzerinde durulması gerekmektedir.
Doğru, yerinde ve zamanında kullanım için yeğlenebilecek her sözcüğün değeri çok yüksektir. Kişisel ve toplumsal birliğimiz olan sözlükleri daha çok kullanmak, kitap okumak, düşünmek, araştırmak; sözcüklerin, terimlerin günlük hayatımızda, dilimizde yer almasını sağlamak en önemli sorumluluklarımızdandır. Toplumların en büyük serveti dilleri olduğu gibi, kişinin de en büyük değeri ve serveti dilidir.
Dil ile, söz ile başlayan serüvenin çeşitli dönüşümler ile yaşamımızın en büyük parçası ve kaderimize bile dönüşebileceğini vurgulayan şu sözleri sürekli anımsamak gerekir!
düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin,
duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin,
davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin,
alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin,
değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin,
karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin,
Kaderinize dönüşür...
( TONGUE and/||/<> TOOTH )
- DİL ile/ve DOĞANIN DİLİ
( Doğada varolan hiçbir şey yoktur ki, dışsal olarak içsel biçimini göstermesin. )
- DİL ve/<>/= DÜŞÜNCE
( Düşünceyi sınırlandırarak gelişir ve kişiyi geliştirir. VE/<>/= Dili geliştirerek gelişir ve kişiyi geliştirir. )
( Birlikte tutmak/birleştirmek gerekiyor. )
( Zihin - Dil, Beyin - El ilişkisi! )
( Dilin tıkandığı yerde düşünce, dili, düşüncenin tıkandığı yerde dil, düşünceyi geliştirir. )
( Dil, düşünceyi, geliştirir de, ketler de. )
( TONGUE and/<>/= THOUGHT )
- DİL ve/<> DÜŞÜNCE ve/<> KÜLTÜR
( Birbirinden ayrılamaz bir bütündür. )
- DİL ile/ve/<>/= DÜŞÜNME
( LANGUAGE vs./and/<>/= TO THINK )
- DİL ve/=/||/<>/>/< EDEB
- DİL[Fars.] ve/= GÖNÜL
( "Dil, gönlü yüzdüren gemidir." )
- DİL ve/<> İLİM ve/<> TEFEKKÜR ve/<> TAKVÂ
- DİL ile KAYIŞ DİLİ
( ... İLE Kaba ve çirkin sözler kullanılarak konuşulan dil. )
- DİL ile/ve KÜÇÜK DİL
( Çin'li doktorlar, binlerce yıl öncesinden beri, hastalıkları saptamak için dil inceleme yöntemini kullanıyor. Günümüzde de doktorlar, teşhis için hastanın önce dilini muayene etmek istiyor. Dil, çok hızlı bir biçimde yeni hücreler üretir. Eğer gövdenin herhangi bir bölgesinde bir sorun varsa, dili inceleyen doktor bunu anlayabilir.
Çin'li doktorlar, dilin renginde ve görünüşündeki bazı değişikliklerin, bazı hastalıkların habercisi oldukları kanısında.
Örneğin, dilin ucundaki değişiklik, bir kalp sorununun habercisidir.
Dilin sağ kenarı, safra kesesiyle ilgili değişiklikleri simgeler.
Sol kenarı ise karaciğerdeki sorunların habercisidir.
Arka kısmı, böbrekler ve bağırsaklarla ilgili sorunları haber verir.
Aynanın karşısına geçin ve dilinizi alıcı gözüyle inceleyin. Size yardımcı olmak için bazı ipuçları verelim:
Dilinizin rengi soluksa, bu, kansızlık[anemi] işaretidir.
Dilin rengi koyu pembe olmuşsa, kan dolaşımında sorun var demektir.
Dilin ucu kırmızıysa kalp yangısı(iltihabı) var demektir.
Dilin kenarları kırmızıysa, alkolik olduğunuz anlaşılır.
Dilin üzerinde beyaz lekeler varsa, soğuk algınlığına işarettir.
Dilin kuruması, menapoz başlangıcını belirtir.
)
( TONGUE vs./and UVULA )
- DİL = LANGUAGE[İng.] = LANGUE[Fr.] = SPRACHE[Alm.] = LINGUA[İt.] = LENGUA[İsp.]
- DİL ve/+ MANTIK ve/+ GEOMETRİ
( LANGUAGE and/+ LOGIC and/+ GEOMETRY )
- DİL ve/||/<> MANTIK ve/||/<> MATEMATİK
( ... VE/||/<> ... VE/||/<> Kavramı, kavramla göstermek. )
( LANGUAGE and/||/<> LOGIC and/||/<> MATHEMATICS )
- DİL ve NİYET
- DİL ve/||/<> SANAT ve/||/<> AHLÂK
( Kişilerin, düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek üzere, işaret ya da sözcüklerle yaşadıkları anlaşma. VE/||/<> Kişinin, hem kendine, hem de hemcinslerine yönelik 'iyilik' ülküsüne yaklaşma çabası ile hak-ödev bağlantısı çerçevesinde kurduğu ilişkiler manzumesini ve bunları belirleyen kurallar düzeni. VE/||/<> Yarar kaygısından git gide uzaklaşıp 'güzellik' değerlendirişine, elden geldiğince uygun ürün ortaya koymanın anlamını dışavurmanın yolu yordamıdır. )
( Dilde, mucize olmaz. )
- DIL ile/||/<> ŞEBÎH Bİ'L-MUAYYEN
( Kenar. | Üçüncü ve daha yüksek dereceden kök. İLE/||/<> Paralel kenar. )
- DİL ve/||/<> SÖYLEM
( Toplumsal. VE/||/<> Bireysel. )
- DİL ve SÖZ/SÖZCÜK:
Ölçü eşikleri.
- DİL/TIL ile/ve/||/<> SÖZCÜK/KELİME
( Sözcükler, anlamları taşıyan at gibidir. )
( Küçücük bir sözü/kelâmı bile küçümsemeyeceksin! )
( Sözün/Kelâmın değerini bilmek, duymakla olur. )
( Sözcükler, işaret eder ama açıklayamaz. )
( Words indicate, but do not explain. )
( LANGUAGE vs./and WORD )
- DİL ile/ve TARİH
( Herşeye yayılmış olan en genel temsil. İLE/VE ... )
( Dil, zihin tarafından, zihin için meydana getirilmiştir. )
( Dil, varlığın evidir. )
( Zihin, dili biçimlendirir ve dil de zihne biçim verir. )
( Konfüçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse o zaman söylenilen söz, söylenilmek istenen şey olmaz. O zaman, yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman, adâlet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa, kişiler, kendilerini umutsuz bir karmaşanın içinde bulur. Bu nedenle, söylenilen şey her şeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." )
( Language is an instrument of the mind. It is made by the mind, for the mind. )
( LANGUAGE vs./and HISTORY )
- DİL = TONGUE[İng.]
- DİL ve/< TÜM ÖRGENLER
( Tüm örgenler dilin peşinden gider. )
- DİL ile/ve/değil/||/<>/> ÜSLÛP
- DİL-ÂGÂH ile KALBİ UYANIK | GÖNÜL ANLAR | BİLGİN
( KALBİ UYANIK | GÖNÜL ANLAR | BİLGİN )
- DİLÂRÂ[Fars.] ile/ve/||/<>/> DİLBER[Fars.]
( Gönül alan/kapan/okşayan/dinlendiren, güzel genç kız. İLE/VE/||/<>/> Gönlü alıp götüren, çok güzel/alımlı yetişkin/olgun güzel kadın. )
( Hakkı, hakikati[dolunay] temsil eden. İLE/VE/||/<>/> Hakikate[dolunaya] benzetilen. )
( Hakikat. İLE/VE/||/<>/> Mârifet. )
- DİLATASYON/DİLATATION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME
- DİLATASYON ile/||/<> DİLATE ile/||/<> DİLATATÖR/DİLATÖR ile/||/<> DİLÜSYON
( Genişleme. İLE/VE/|| Genişlemiş. İLE/VE/|| Genişleten/genişletici. İLE/VE/|| Seyreltme. )
- DİLATASYON ile DİLATE ile DİLATE ETMEK
( Genişleme. İLE Genişlemiş. İLE Genişletmek. )
- DİLATE/DİLATED[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEMIŞ
- DİLATÖR/DİLATORY[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETEN
- DİLAVEROĞLU, HACI OSMAN NURİ (SAFRANBOLU, 1874 - 1967) :
( Sarıyerlidir. Çok iyi eğitim aldığı söylenir. Genç yaşta Esad Efendi'nin müritleri arasına girdi. Esad Efendi, Menemen olayı ile ilgili görüldü. Yargılanma sırasında ölmüş. Yerine halifesi ve müridi olan Sarıyerli Osman Nuri Dilaveroğlu geçti. Ölene kadar Nakşi Şeyhi olarak görevini sürdürdü. Tekkelerin, zaviyelerin yasak olduğu dönemlerde evi sohbet için gelen müritleri tarafından dolar taşardı. "Hacı Baba" ve "Hacı Nuri Bey" olarak da tanınır. Ölmeden önce yeri için Erenköylü Ramazanoğlu Hacı Mahmut Sami Efendi işret edince, şeyhlik koltuğu da ona kaldı. )
- DİL-ÂZÂD ile SER-ÂZÂD
( GÖNLÜ BİR ŞEYLE İLGİLİ OLMAYAN, GÖNLÜ RAHAT | ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞMUŞ ile SERBEST, HÜR, BAŞI BOŞ | RAHAT, DERTSİZ )
- DİLBAZ[Fars.] ile/ve/||/<> DİLBER[Fars.] ile/ve/||/<> DİLRUBA[Fars.]
( Güzel söz söyleyen, konuşkan. | Konuşmasıyla kandıran. İLE/VE/||/<> Alımlı, güzel kadın. İLE/VE/||/<> Gönül çalan, gönül hırsızı. )
- DİLBİLGİSEL ile DİLBİLGİSEL BİÇİMBİRİM ile DİLBİLGİSEL CİNS ile DİLBİLGİSEL DURUM ile DİLBİLGİSEL GÖRÜNÜŞ ile DİLBİLGİSEL KOŞULLAMA
( GRAMMATICAL vs. GRAMMATICAL MORPHEME vs. GRAMMATICAL GENDER vs. GRAMMATICAL CASE vs. GRAMMATICAL ASPECT vs. GRAMMATICAL CONDITIONING )
- DİLBİLGİSİ ve DÜZEN
- DİLBİLİM ile/ve/||/<>/</> MANTIK
- DİLBİLİM ve/||/<>/> DİL ve/||/<>/> TÜMELLER ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/>
ÖNERME ve/||/<>/> YARGI ve/||/<>/> ÇIKARIM ve/||/<>/> TASIM/KIYAS
- DİL:
"ORTAYA ÇIKAN" ile/ve/değil/||/<>/< OLUŞTURULAN
- DİL-DÂR -ile
( ABDÜLBÂKİ DEDE'NİN TERKİBETTİĞİ 7 MAKAMDAN BİRİ | BİRİNİN GÖNLÜNÜ ALMIŞ, SEVGİLİ )
- BİRLİK:
DİLDE ve/||/<> DÜŞÜNCEDE ve/||/<> İŞTE
- İNKÂR:
DİLDE ile/ve/değil/||/<>/< GÖZDE
( "İnkâr edilen". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dilin, inkâr ettiği inkâr edilen. )
- DİLDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TELDEN
- DİLEK SOKAK :
( Merkez Sarıyer'de, Muhacir Mahallesi olarak anılan yerleşim bölgesi içindedir. Bu yerleşim bölgesi 93 Harbi denilen Osmanlı - Rus Harbi (1877) nedeni ile göç edenlerin yerleştirilmesi kuruldu. Burada kurulan yerleşim bölgesi nedeni ile alanda olan mandıranın (çiftliğin) alanı daralmış, sonrada tamamen kaldırıldı. Bu alanda sokaklardan biri de "Dilek Sokak" tır. Yeni yerleşim bölgesine gelip yerleşenler güçlükle karşılaşınca Hem Allah'a yakarır hem de Sarı Baba ile Kara Baba yatırlarına giderek dua eder, istekte bulunduklarından buradaki sokaklardan birine Dilek Sokak adı verilir. )
- DİLEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< GERÇEK/LİK
- DİLEK/TEMENNİ[Ar.] ile KAYGI/ENDİŞE[Fars.]
( Özellikle, "İnşaallah" dendiğinde. )
( WISH vs. ANXIETY/CONCERN )
- DILEMMA vs. HESITATION
- DİLEMMA/KIYAS-I MUKASSEM değil/yerine/= İKİLEM
- DİLENCİ ile CERRAR
( .. İLE Çekici, sürükleyici. | Zorla para alan. | Savaş araçlarıyla donatılmış, kalabalık ordu. | Dilenci. )
( GEDA ile ... )
- DİLENCİ ile ISKATÇI
( ... İLE Iskat verilen kişi. | Mezarlık dilencisi. )
- DİLENCİ ile/değil MECNÛN
- DİLENMEK ile/ve/<> ACINDIRMAK
( TESE'ÜL[< SUÂL] ile/ve/<> ... )
- DİL-HÛN[Fars.] değil/yerine/= İÇİ KAN AĞLAYAN
- DİLİ-DAMAĞI (KURUMAK)
- DİLİ, DOĞRU KULLANMAK:
HER VATANDAŞIN/KİŞİNİN GÖREVİ ve/||/<>/> KENDİNE VE TOPLUMA YAPTIĞI YATIRIM
- DİLİ FARKLI OLSA DA KAVRAMLARI AYNI OLANLARI
- -Dİ'Lİ GEÇMİŞ ile/<> -MİŞ'Lİ GEÇMİŞ
( Belirli geçmiş. İLE/<> Belirsiz geçmiş. )
( İstenç/irâde devrede olduğunda. İLE/<> Yapılabilecek/değiştirilebilecek herhangi bir durum olmadığında. )
( Farkındalıkla, sorumluluğu üstlenilmiş eylemlerde/tutumlarda. İLE/<> Farkında olunmadan/olunmayabilinenlerde. )
( Görülen. İLE/<> Duyulan. )
- DİL'İ KULLANMAK ve VAROLMAK
- DİLİ KULLANMA(MIZ) ile/ve/<>/değil DİLİ KULLANAMAMA(MIZ) / DİLİN BİZİ KULLANMASI
( Belirli olanlarda. İLE/VE/<>/DEĞİL Belirsizlikle oluşan / belirsizlikte bırakılan durumlarda. )
- DİLİ ÖĞRENMEK/ÖĞRETMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< DİLİ KULLANMAYI ÖĞRENMEK/ÖĞRETMEK
- DİL/İ ile/ve/değil/||/<>/> ANLATIM/I
- DİLİM DİLİM (KESMEK)
( ŞERHA ŞERHA )
- DİLİN:
BELİRLENMESİ ile/ve/||/<>/> YALINLAŞTIRILMASI
- DİL'İN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve/||/<> LEHÇELERİ ile/ve/||/<> ŞİVELERİ ile/ve/||/<> AĞIZLARI
( ŞİVE[Fars.]: Söyleyiş özelliği. | Naz, eda, cilve. | Ağız. )
( ... İLE/VE/||/<> Bir dilin, bilinmeyen, çok eski dönemlerinde, kendinden ayrılmış kolları. İLE/VE/||/<> Bir dilin, izlenebilen tarihi dönemlerinde ayrılmış kolu. İLE/VE/||/<> Herhangi bir şivenin, daha çok, söyleyiş[telaffuz] özelliklerine bağlı olarak oluşan yerel kolları. )
( VARIANTES vs./and/||/<> DIALECTE vs./and/||/<> PATOIS vs./and/||/<> ACCENT )
- (DİLİN) DİLBİLGİSİ ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DİLBİLGİSİ
- DİL'İN:
DOĞUŞU ile/ve/<>/> KURULUŞU ile/ve/<>/> KULLANILIŞI
- DİLİN, FARKINDALIKLI KULLANIMI ile/ve FELSEFÎ BİLİNÇ
- DİLİN İŞLEVLERİ ve/||/<> KİMLİK
- DİLİN KULLANIMI ile/ve DİLİN AKLI
- Diline hizmet edenlerle KONUŞ!!!
- DİLİ/Nİ ARINDIRMAK ve/<> DÜŞÜNCENİ/ZİHNİNİ ARINDIRMAK
- DİLİNİ:
YUVARLAYABİLEN ile/ve YUVARLAYAMAYAN
- DİLİ(ZİHNİ) (DOĞRU/YETKİN) KULLANMAK ile/ve/<> TÜRKÇE'Yİ (DOĞRU/YETKİN) KULLANMAK
- DİLLE ANLATMAK ile/yerine DİLDE YANSITMAK
- DİLLE ZİKİR ile/ve KALPLE(SESSİZ) ZİKİR
( Zikr-i celî, Zikr-i cehrî, Zikr-i alâniye, Zikr-i lisâni. İLE Zikr-i hâfî, Zikr-i kalbi. )
- DİLLENME ile/değil DİLLENDİRME
- DİLLER ile/ve/değil/||/<>/> ÖBEKLERİ
(
)
(
)
- DİLMEN, RIDVAN (NAZİLLİ, 1962) :
( Boluspor'dan transfer edildi (1983), 4 sezon (1983 - 1987) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 119 lig, 7 kupa ve 1 turnuva maçı olmak üzere 127 resmi ve 22 özel maçla birlikte toplam olarak 149 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 29, kupa maçlarında 3 olmak üzere resmi maçlarda takımı hesabına 32, özel maçlarda da 15 olmak üzere toplam olarak takıma 47 gol kazandırdı. 6 kez Ümit ve 24 kez A Milli olmak üzere 39 kez Milli takım formasını giydi ve takım kaptanı olarak görev yaptı. Sarıyer'de oynarken 11 kez A Milli takımda oynadı. Fenerbahçe S. K. ne transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Teknik eleman ve TV yorumcusu ve spor yazarı olarak görev yapmaktadır. )
- DİLSEL DEĞİŞKEN ile/||/<> SAYISAL DEĞİŞKEN
( Dilsel değişken sözel ifadeler (soğuk, ılık, sıcak), sayısal değişken rakamsal değerler )
( Lotfi A. Zadeh tarafından 1975 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1921-2017) (Ülke: Azerbaycan/ABD) (Alan: Matematik, Bilgisayar) (Önemli katkıları: Bulanık mantık, bulanık kümeler) )
- [ne yazık ki]
DİLSİZ ve/||/<>/< SESSİZ ve/||/<>/< BİLGİSİZ
( Haksızlıklara karşı. VE/||/<>/< Hukuksuzluklara karşı. VE/||/<>/< Devletin hukuki denetiminde. )
- DILTHEY ve/<> GADAMER
- DİLUE/DİLUTED[İng.] değil/yerine/= SEYRELTİK
- DİLÜE ile DİLÜE ETMEK ile DİLÜENT ile DİLÜSYON
( Seyreltik, seyreltilmiş. İLE Seyreltmek, yoğunluğunu azaltmak. İLE Seyreltici. İLE Seyreltme. )
- DİLÜSYON/DİLUTION[İng.] değil/yerine/= SEYRELTME
- DİMÂ'[Ar. < DEM] ile DİMÂĞ[Ar. çoğ. EDMİGA]
( Kanlar. İLE Beyin. | Akıl, şuur. [Fars. HÛŞ] )
- DİMDİK ile/ve/||/<> DÜMDÜZ
- DIMDIZLAK
- DIMENSION :/yerine BOYUT
- DİMİ ile/değil "Dİ Mİ?" [DEĞİL Mİ?]
( Sıkı dokunmuş, bir tür pamuklu kumaş. İLE/DEĞİL Soru kipi olduğunu gösteren ayrık mi'lere, hangi zaman, zemin ve koşul olursa olsun, yazımlarımızda, boşlukların önemine ve okuyuculara gösterilmesi gereken saygının olmazsa olmazlığı! )
- DİMNE[Ar.] ile Dimne[Ar.]
( Süprüntülük. İLE Çakal adı.["Kelîle ve Dimne" adlı öykü kitabındaki] )
- DİMYAT ile Dimyat
( Seyrek ve yuvarlak taneli bir tür üzüm. İLE Mısır'da bir Akdeniz limanı ve Dimyat ili'nin başkenti. [Nil deltasında, Kahire'nin 300 km. kuzeyindedir.] )
( Dimyat'a, pirince giderken, eldeki bulgurdan olmak. )
- DİN DERSİ ile/ve/||/<> DÜN DERSİ
- DİN DIŞI ile DİN KARŞITI
( SECULAR vs. ATHEISM )
- DİN DÜŞMANLIĞI ile/ve/değil/||/<>/< DİN KARŞITLIĞI
- DİN:
İMAN ve/<> ÜMİT ve/<> AŞK
- DİN:
İMAN/İTİKÂT ile/ve İBÂDET ile/ve MUAMELÂT
( RELIGION: FAITH/BELIEF vs./and WORSHIP vs./and TRANSACTIONS )
( RELIGION: FAITH/BELIEF vs./and WORSHIP vs./and TRANSACTIONS )
- DİN:
KADÎM BİLGELİK ve/||/<> KÜLTÜR
( RELIGION: ANCIENT/ETERNAL WISDOM and/||/<> CULTURE )
- DİN:
[<> Lat.] LIGARE ile/ve/> RE-LIGARE :
RELIGION
( İlk bağ.[göbek bağı][içeriden] İLE/VE/> İkinci bağ.[süt][dışarıdan] > )
( Anneden. İLE/VE/> Babadan/senden. > )
( Nur bağı. İLE/VE/> Ruh bağı. > )
( Ancak, kendiyle ve tüm çevresindekilerle bağ kuran/kurabilen, din sahibi olur. )
- DİN ÖNCESİ ile/ve/<> DİN ÖTESİ
( Ekin(kültür). İLE/VE/<> Folklor. )
( Din öncesi ve din ötesi )
- DİN ile/ve ASKERİYE
- DİN" ile/ve/=/||/<> "BURÇ"
- DİN ile DİN ile DIN[Fr. < Yun.]
( ... İLE Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası. | İlmek. İLE C.G.S. dizgesinde, bir gramlık bir kütlenin hızını, saniyede bir santimetre artıran güç birimi. [Bir Newton, 10[üssü]5 DIN'e eşittir.] )
- DİN ile DİNDAR ile DİNİ DAR
- DİN ile DOGMATİK TUTUM
- DİN ile/ve/= DÜZEN
- DİN ile/ve/||/<> EVLİLİK
( (")İki (")gönüllülük(") temelli oluşum.(") )
- DİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FELSEFE
( Anlama ilişkin soruların akıl ile değil kurguyla yapılacağına yönelik yaklaşımı, felsefenin soruları içinde kalarak yanıtlamaya çalışmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin [ve evrenin] sorularına aklın sınırları içinde kalarak yanıt vermeye çalışmak. )
( GAZÂLÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KANT )
( Avam'ın "felsefesi". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Havas'ın "dini". )
- DİN ile/ve GELENEK
( DİN: İnançlar ağı. )
( RELIGION vs./and TRADITION )
- DİN ile/ve/<> İNSAF
( İnsaf, dinin yarısıdır. )
( To be fair is the half of religion. )
( DİN: Kalpsiz dünyanın kalbi. )
( RELIGION vs./and/<> TO BE FAIR/REASONABLE, TO BEHAVE FAIRLY )
- DİN ile/ve KÜLTÜREL DEĞER(LER)
- DİN ile/ve/||/<> KUTSAL KİTAP
- DİN +/+/+ MAL +/+/+ SU +/+/+ GÜÇ
- DİN ile/ve/değil/||/<> MEZHEB/MEZHEP ile/ve/değil/||/<> TARİKAT
( Bir dinin çeşitli görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her birine verilen ad.["DOKTRİN" olarak da adlandırılır] | Yol. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aynı dinin içinde bazı yorum ve uygulama farklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan Tanrı'ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri. | Bir şeyhe bağlı kişiler için konulmuş olan manevi, ahlâkî ve toplumsal kuralların tümü ve bu kurallara göre örgütlenmiş kurum. | Yol. )
- DÎN[Ar.] ile ŞERÎ'AT[Ar.]
- DİN ile TEK TANRILI DİN
- DİN ile TİN
- DİN ile/ve/<> TİN
- DİN ve/<> YAŞAM ve/<> ETKİNLİK ve/<> İŞBÖLÜMÜ-İŞBİRLİĞİ
- DİNAMİK/DYNAMIC[İng.] değil/yerine/= DEVİNGEN
- DİNAMİK KİMYASAL AĞ ile/||/<> STATİK KİMYASAL AĞ
( Dinamik kimyasal ağ sürekli bağ kırılıp oluşurken İLE statik kimyasal ağ sabit bağ yapısı gösterir )
( Formül: Adaptif malzeme )
- DİNAMİK değil/yerine/= DEVİMBİLİM
- DİNAMİK değil/yerine/= DEVİMLİ/DEVİNGEN/DİRİMLİ/ETKİN/DEVİMSEL
- DİNAMİT ile/değil DİNAMİK
- DİNAMİZM değil/yerine/= DEVİMSELLİK / DEVİMSELCİLİK
- DİNAMO/JENERATÖR değil/yerine/= ÜRETEÇ
- DİNAMO ile LOKOMOTİF
( DYNAMO vs. LOCOMOTIVE )
- DİNAMOMETRE değil/yerine/= KUVVETÖLÇER
( Güçleri/kuvvetleri ölçmeye yarayan araç. )
- DİNAYET değil DİYANET
- DİNAZOR değil DİNOZOR
- DİNÇ, ALİ (İST. 1931, 1990) :
( Büyükderelidir. Ticaretle uğraştı "Fırıncı Ali" olarak tanınır. Sarıyer Halkevi bünyesinde çalıştı ve CHP saflarında siyasete atıldı. İlçe yönetim kurullarında görev aldı. CHP İlçe Başkanlığı yaptı. Sarıyer'i temsilen İstanbul Belediye Meclisi üyeliği yaptı. Pek çok dernekte üye ve yönetici olarak görev yaptı. )
- DİNÇ, CÜNEYT (SARIYER, 1935) :
( Üniversite tahsilini yarım bırakıp İş Bankasında memuriyete başladı ve aynı bankanın değişik şubelerinde memur, şef, müdür yardımcısı ve müdür olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )
- DİNC[Azr.] = SAKİN, RAHAT[Tr.]
- DİNÇ/LİK ile/ve DEVİMSEL/LİK[DİNAMİK/LİK]
- DİNÇ/LİK ile/ve/<>/ya da DİNGİN/LİK
( TENDÜRÜST/TÜVANA/ZİNDE ile/ve/<>/ya da ... )
( ... ile/ve/<>/ya da SAKİN )
- DİNÇMEN, ERCÜMENT (İST. 1954) :
( Galata'dan transfer edildi ve bir sezon (1975/76) tescilli kaldığı Sarıyer'de 30 lig 4 kupa ve 1 turnuva maçı olmak üzere 35 resmi ve 7 özel maçla birlikte toplam 42 müsabaka oynadı. Bolu'ya transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- DİNDAR/DİNDAŞ ile ASHÂB-I NAKL
( ... İLE Vahyi esas alarak düşünen herkes. )
- DİNDAR ile ATEİST-DİNDAR
- DİNDAR ile DİNCİ
- DİNDAR ile "KİNDAR"
- DİNERKİ(TEOKRASİ) ile/ve/<> DİNERKÇİLİK(KLERİKALİZM)
( (")Siyasal erkin, Tanrı'nın "temsilcileri oldukları"na inanılan "din adamları"nın elinde bulunduğu, "toplumsal", "siyasal" "düzen."(") İLE/VE/<> (")Dinin ve din kurumlarının, toplum yaşamının türlü kesimlerindeki yerini güçlendirmeyi amaçlayan, "toplumsal" ve "ekonomik" akım.(") )
- DİNGALA = EN GERİ(DE KALAN)
- DİNGİL ile/değil/yerine/>< DİNGİN
- DİNGİNCİLİK ile/ve BİLİNEMEZCİLİK
( QUIETISM vs./and AGNOSTICISM )
- DİNGİNCİLİK ile/ve VAROLUŞÇULUK
( QUIETISM vs./and EXISTENTIALISM )
- Dinginliği DİNLE!!!
- Dinginliğin için DİNLE!!!
- Dinginliğin için SUS!!!
- DİNGİNLİK (TERVİH)
- DİNGİNLİK ve DENGE
- DİNGİNLİK ile HAREKETSİZLİK
( Hareketsiz kalma, eylemde bulun; çünkü etkinlik hareketsizliğe üstündür; hareketsizlik manevi yaşamı köreltir. )
( Ayrılık ve görünümlerin bir ve bütün olduğunu kavramak için aklın sakinleştirilmesi ve dinginlik kazanması gereklidir. )
( INERTIA vs. MOTIONLESS )
- DİNGİNLİK ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK
- DİNÎ BİLGİ ile/ve İLMÎ BİLGİ ile/ve İRFANÎ BİLGİ
( Savm-ü-salât-ü Hacc ile sanma biter zâhid işin, İnsan-ı Kâmil olmaya, lâzım olan, irfân imiş )
- DİNİ İNANÇ ile/ve/değil "DİNİ KAYGI"
- DİN-İ İSLÂM ile/ve/<> DİN-İ FITRAT ile/ve/<> HAKK DİN
( Hz. Muhammed. İLE/VE/<> Hz. İbrahim. İLE/VE/<> Hz. Musa. )
- DİNÎ SÖYLEM ile TEOLOJİK SÖYLEM
- DİNÎ ile DİNLEŞTİRİLMİŞ
- DİN-İ/İMÂN-I MÜBÎN ile/ve/||/<> KİTÂB-I/KUR'ÂN-I MÜBÎN
( Açık, meydanda olan din, İslâm Dini. İLE/VE/||/<> İyiyi, kötüyü, hayr'ı, şer'i bildiren kitap. )
( İnsanı anlatır. İLE/VE/||/<> Yasa ve düzeni anlatır. )
( İlim ve irâdeye bağlıdır. İLE/VE/||/<> İrfan ve ihtiyâra bağlıdır. )
- DİNİN DİLİ ile/ve İLMİN DİLİ ile/ve EDEBİYATIN DİLİ
- [ne yazık ki]
DİNİN, ...:
"EMİRLERİ" ile/değil/yerine/>< KAVRAMLARI
- DINING :/yerine YEMEK (YEME)
- DİNLE! ve dinlet!
- DİNLE! ve/||/<> YÜZLEŞ! ve/||/<> ANLA!
( [yoksa] Dilin, seni sağır eder. VE/||/<> Kalbin, seni esir eder. VE/||/<> Zihnin, seni deli eder. )
- Dinlediğini anımsa ve DİNLE!!! -ve
- DİNLEMEK ve/||/<>/>/< AŞKINLIK
( TO LISTEN and/||/<>/>/< TRANSCENDENTALNESS )
- DİNLEMEK ile/ve/> DENEMEK
( TO LISTEN vs./and/> TO TRY )
- DİNLEMEK ve/||/<>/> DİNLENMEK
- DİNLEMEK ile/ve/<> İZLEMEK
- DİNLEMEK ile/ve/<> SABIR/SABRETMEK
( TO LISTEN vs./and/<> PATIENCE )
- DİNLEMEK ve/+/||/<>/>/< YAZMAK(NOT ALMAK)
- DİNLEMEME/... "ÖZGÜRLÜĞÜ" değil DİNLEMEME/... OLANAĞI
- DİNLEMEMEK ile/ve/||/<> BASTIRMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/||/<> ORTAMDA DEĞİLMİŞ GİBİ DAVRANMAK
- DİNLEMEMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>/< NANKÖRLÜK
( Bir tek, nankörler dinlemez! )
- DİNLEMİŞ/DİNLİYOR GİBİ GÖRÜNMEK ile/değil/yerine DİNLEMEK
- DİNLENMEK ile/ve/||/<>/< ANA DİLİNDE DİNLENMEK
- DİNLENMEK/DİYLEM ile/ve/<> DİNGİNLEŞMEK
( Dinleyen dinlenir. [başkaları da dinleyeni dinler!] Dinleyen dinlenir. [yorulmaz, dinginleşir ve gelişir!] )
- DİNLEŞTİRİLMİŞ ile DİNSELLEŞTİRİLMİŞ/DİNÎLEŞTİRİLMİŞ
- DİNLEYELİM! ve/||/<> YÜZLEŞELİM! ve/||/<> ANLAYALIM!
( [Yoksa ...] Dilimiz, bizi sağır eder. VE/||/<> Kalbimiz, bizi tutsak eder. VE/||/<> Zihnimiz, bizi deli eder. )
- Dinleyemeyenleri düşün ve DİNLE!!! -ve
- DİNLEYEN ile/ve/||/<> OKUYAN
( Ne düşüneceğini öğrenir. İLE/VE/||/<> Nasıl düşüneceğini öğrenir. )
- DİNLEYENİN OLMAMASI ile/değil ANLAYANIN OLMAMASI
( Dinleyeni olmadığından değil anlayanı olmadığından sessizleşir insan. )
- DINNER :/yerine AKŞAM YEMEĞİ
- DİNO, SABRİ (İST. 1942 - 1990) :
( Tarabya S.K. nün yetiştirdiği çok önemli futbolculardan biridir. Genç yaşta Galatasaray'a transfer oldu ve sonra da Beyoğluspor'a geçti. Bu takımda çok başarılı olunca 1964'te Beşiktaş tarafından transfer edildi. 1966/67 sezonunda kaleyi devraldı ve 1975 yılına kadar 194 maçta forma giydi. Beşiktaş'ın şampiyonluklarında büyük pay sahibi oldu. 12 kez A Milli takım formasını giydi. Futbolu bıraktıktan sonra ticarete atıldı. Kendi ismini taşıyan erkek gömlekleri imalatı ve satış mağazaları açtı. Fakat ekonomik sıkıntılar sonucu bunalıma girerek, 14.01.1990 günü Boğaziçi Köprüsünden atlayarak atarak intihar etti. )
- DİNOZOR ile/||/<> TERİM
( Dinozor terimini tanımlayan )
( Richard Owen tarafından 1842 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1804-1892) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji, Paleontoloji) (Önemli katkıları: Dinozor terimi, homoloji kavramı) )
- DİNSEL METİN ile KLÂSİK METİN
( RELIGIOUS TEXT vs. CLASSICAL TEXT )
- DİNSEL ile/ve/değil/yerine DİLSEL
( Sınırlayıcı olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Birleştirici, buluşturucu, uzlaştırıcı[dır]. )
- DİNSİZ ile/ve/değil/||/<>/< DENSİZ
- DİOPHANTİNE APPROXİMATİON ile/||/<> CONTİNUED FRACTİON
( Diophantine irrasyonel yaklaşım, sürekli kesir gösterim. )
( Formül: Yaklaşım İLE gösterim )
- DİPDİBE (OTURMAK, YAŞAMAK)
- DİP ile KÖK
( Eğer kökler sağlıklıysa ve iyi sulanıyorsa, meyveler elbette lezzetli olacaktır. )
- DİP ile UC
( BOTTOM vs. TIP )
- DİPDİRİ
- DİPFRİZ[İng. < DEEP FREEZE] değil/yerine DONDURAÇ / DERİN DONDURUCU
- DİPLEJİ ile HEMİPLEJİ ile KUADRİPLEJİ
( Bacakların, kollardan daha fazla etkilenmesidir. İLE Gövdenin aynı tarafındaki kol ve bacak etkilenmeleridir. [Kol tutulumu, genelde daha fazla olur.] İLE Tüm kol ve bacak etkilenmeleridir. )
- DİPLEJİ/DİPLEGIA[İng.] değil/yerine/= İKİ TARAFLI FELÇ
- DİPLEJİ değil/yerine/= ÜST YARI FELCİ
- DİPLO- ile DİPLOİD ile DİPLOPİ
( Çift, iki. İLE Çift takımlı. İLE Çift görme. )
- DİPLOMAT ile BÜROKRAT
( Uluslararası konularda ülkesini temsil etmekle görevlendirilen kişi. İLE Devlet dairesinde çalışan kişi. )
( Türkiye'de Bürokrat: "Devletin her türlü nimetine tâlip, her türlü külfetinden uzak kişi." )
- DİPLOMATİK[Fr. < DIPLOMATIQUE] ile/ve/||/<> KORDİPLOMATİK[Fr. < CORPS DIPLOMATIQUE]
( Diplomasi ile ilgili: İLE Bir ülkede bulunan elçi ve elçilik görevlilerinin topluluğu. )
- DİPLOPİ/DİPLOPIA[İng.] değil/yerine/= ÇİFT GÖRME
- DİPOL İLE KUADRUPOL İLE OKTUPOL ile/||/<> ÇOKLU KUTUP MOMENTLERİ
( Elektrik yük dağılımlarının farklı mertebedeki momentleri. )
( Formül: V = kq/r + kp·r̂/r² + ... )
- -DIR ile/değil -DI
( Durur/sabit. İLE/DEĞİL Geçmiş zaman kipi. )
- DIRAC AÇISI ile/ve FERMI-DIRAC İSTATİSTİĞİ ile/ve DRAKE DENKLEMİ
( Enrico Fermi )
- DİRAC ile/||/<> DENKLEMİ
( Relativistik kuantum mekaniği denklemi )
( Paul Dirac tarafından 1928 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1902-1984) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Fermi-Dirac istatistiği, kuantum mekaniği) (Nobel: 1933) )
- DIRAFT[İng. < DRAFT] değil/yerine/= TASLAK
- DİRÂYET[Ar.] ile 'ILM/İLM[Ar.]
- DIR-DIR (ETMEK)
- DIRECT :/yerine YÖNLENDİRMEK, DOĞRUDAN
- DİRECTED EVOLUTİON ile/||/<> RANDOM EVOLUTİON
( Directed evolution kasıtlı seleksiyon baskısı ile evrim yönlendirirken İLE random evolution rastgele mutasyon ve doğal seçilimle gerçekleşir )
( Formül: Protein engineering )
- DIRECTION :/yerine YÖN, TALİMAT
- DİRECTİONAL DERİVATİVE ile/||/<> GRADİENT
( Directional yön türevi, gradient ∇f vektör alan. )
( Formül: Specific direction İLE vector field )
- DIRECTLY :/yerine DOĞRUDAN
- DIRECTOR :/yerine YÖNETMEN, MÜDÜR
- DİREK ile/ve/<> DAYANAK
- DİREKLER ARASI ETKİNLİKLERİ:
KIŞ RAMAZANLARINDA değil YAZ RAMAZANLARINDA
- DİREK/MAN değil DOĞRUDAN
- DİREKSİYON/DİDON/GİDON[Fr. < GUIDON] ile/değil YÖNELTEÇ
( ... İLE/DEĞİL Bisiklette. )
( )
- DİREKSİYON değil/yerine/= YÖNELTEÇ
- DİREKSİYONEL/DİRECTIONAL[İng.] değil/yerine/= YÖNLENDİRİLMİŞ
- DİREKSİYONEL değil/yerine/= YÖNLENDİRİLMİŞ
- DİREKT AKIM(DC) ile DEBİ
( Doğru akım. İLE Akım oylumu. )
- DİREKT/DİRECT[İng.] değil/yerine/= DOĞRUDAN
- DİREKT ile DİREK
- DİREKTİF/TÂLİMAT değil/yerine/= YÖNERGE/BUYURU
- DİREKTİF ile DİREKTÖR
( Buyruk, emir. İLE Yönetmen, yönetici. )
- D(İ)REN ile D(İ)RENAJ
( Akıtaç. İLE Akıtım. )
- DİRENÇ ile DİRENİŞ
- DİRENÇ ile/ve/<> ÖZDİRENÇ
( ... İLE/>< Her nesnenin, elektrik akımına karşı gösterdiği direnç. )
- DİRENÇ ile/ve/||/>< ÖZDİRENÇ/EMPEDANS/İMPEDANS/IMPEDANCE[İng.]
( ... İLE/VE/||/>< Genellikle bir devre içinde alternatif akıma karşı bir biçimde oluşan direnç. [Ohm cinsinden gösterilir.] ["Z" ile simgelenir.] )
( AC ve DC devrelerinde oluşur. İLE/VE/||/>< Sadece AC devrelerinde gerçekleşir. )
( Sabittir, değişmez. İLE/VE/||/>< AC devrelerinde akımın frekansına bağlı değişebilir. )
( Bir devre elemanı olarak, faz açısına sahip değildir. İLE/VE/||/>< Faz açısı e büyüklüğü vardır. )
( Bir elektromanyetik alanda tutulan direnç, güç dağılımını ve depolanan enerjiyi temsil eder. İLE/VE/||/>< Manyetik alana maruz bırakıldığında, hem depolanan enerjiyi, hem de güç dağılımını, tüketimini temsil eder. )
( R ile gösterilir. İLE/VE/||/>< Z ile gösterilir. )
- [ne yazık ki]
DİRENÇ ile/ve/değil/yerine/<>/> TEPKİ
- DİRENÇLİ DANIŞAN ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZ/BECERİKSİZ SAĞALTIMCI[TERAPİST]
( Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Vardır. )
- DİRENG[Fars.] ve/||/<> ÂRÂM[Fars.]
( Dayanç/sabır. | Bekleme, gecikme, tutma, dinlenme. VE/||/<> Rahat/yerinde durma. | Eğlenme, dinlenme. | Yerleşme, karar kılma. )
( BÎ-ÂRÂM: Rahat durmayan. | Sürekli dönen gezegenler. )
- DİRENGEN/LİK(İNATÇI/LIK) ile/değil/yerine KARARLI/LIK
( Bilgisizlikte/cahillikte, donanımsızlıkta, beşerde. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgilide, bilgede, insanda, adam olmuşta. )
( [not] OBSTINACY vs./but DECISIVENESS
DECISIVENESS instead of OBSTINACY )
( ANUT/MUANNİT ile ... )
- DİRENİŞ ile/ve/||/<> BAŞKALDIRI
- DİRENİŞ değil/yerine DİRİLİŞ
- DİRENME (İSTİLÂD)
- DİRENME ile/ve/değil/||/<>/< EN AZ EYLEM
- DİREŞİM/SEBÂT ile/ve/<> DAYANÇ/SABIR
( CONSTANCY vs./and/<> ENDURANCE )
- DİRETME ile/ne yazık ki DAYATMA
- DİRETMEK ile/ve/değil/yerine/önce/+/||/<>/></>/< DİRENMEK
( "İrâde"[yapma bilgisi/"isteği"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< İhtiyâr[yapma bilgisi/"isteği"]. )
( [not] TO INSIST vs./and/but/+/||/<>/>>/< TO RESIST
TO RESIST instead of TO INSIST )
- DİRETMEK ile/değil/yerine/>< DİRİLTMEK
- DİREY ile/ve BİREY
- DİRHEM-İ CEYYİD ile DİRHEM-İ HÂLİS ile DİRHEM-İ MAĞŞÛŞ ile DİRHEM-İ ÖRFÎ ile DİRHEM-İ RÂYİC ile DİRHEM-İ ŞER'Î ile DİRHEM-İ ZÜYÛF
( Bozuk, karışık olmayan. İLE Saf gümüşten olup başka bir maden ile karışık olmayan. İLE Başka madenlerden oluşan. İLE Onaltı kırattan ibaret olan. İLE Gerek ceyyid, gerek züyûf olsun, halk arasında alınıp verilen. İLE Ondört kırattan ibaret olan.[Zekâtta, mehirde, diyette, nisâb-ı sirkatte geçerli olan.] İLE Bakır ya da başka madenlerle karıştırılmış gümüş sikke. )
- DİRİ ve/<> BİRİ
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(50/212)
(1996'dan beri)