G ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(7/140)
- ALİT[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEK DEĞERDE ALÜMİNYUM İÇEREN BİR TOPRAK TÜRÜ
- ALİTERASYON[Fr.] ile ASONANS[Fr.]
( Sessiz harflerin tekrarlanmasıyla oluşan uyum. Ses yinelemesi. İLE Sesli harflerin tekrarlanmasıyla oluşan uyum. | Yarım uyak. )
- ALİVRE[Fr.] değil/yerine/= ÖN/PEŞİN SATIŞ
( Ürün henüz tarladayken ve yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden yapılan peşin satış. )
- ALİYE RONA PARKI :
( Cumhuriyet Mahallesindedir. 499,05 m²'lik bir alan üzerindedir. 199,04 m²'lik yeşil alanı ve 97,56 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- ALİZE[Fr.] değil/yerine/= TROPİKAL BÖLGELERDE DENİZLERDEN ESEN BAZI YELLER
- ALJEZİ ile/||/<> ALJEZİK ile/||/<> ...-ALJİ
( Ağrı duyarlılığı. İLE/||/<> Ağrılı. İLE/||/<> ... ağrısı. )
- ALJİN[Yun.] değil/yerine/= SU YOSUNLARINDAN ELDE EDİLEN NESNE
- ALKALİ METAL ile/||/<> ALKALİFİL ile/||/<> ALKALOİD ile/||/<> ALKALOZ
( Periyodik tablonun birinci öbeğinde[dikey] yer alan metaller.[Fransiyum dışındaki alkali metallerin tamamı, yumuşak yapıda ve parlak görünümdedir.][Kolaylıkla eriyebilir ve uçucu duruma geçebilir. Öteki metallerle karşılaştırıldığında, özkütleleri oldukça düşüktür. Bağıl atom kütleleri arttıkça, erime ve kaynama noktaları da düşüş gösterir. Elektrik ve ısı iletkenlikleri fazladır. Fransiyum[Fr], Lityum[Li], Potasyum[K], Rubidyum[Rb], Sezyum[Cs], Sodyum[Na] İLE/||/<> Yüksek pH değerlerinde yani pH 10 gibi aşırı bazik ortamlarda üreyebilen ve gelişebilen mikrop sınıfı. İLE/||/<> Azot ve heterosiklik halka içeren, çoğunlukla fizyolojik olarak etkin ve alkali olan ikincil metabolitler.[Bağımlılık yapabilme özellikleri bulunmaktadır.] İLE/||/<> Kanın asit-baz dengesinin belirli sorunlar nedeniyle bazik olması durumu.[Sağaltılmazsa ölümcül olabilir.] )
- ALKALİ[Fr. < ALCALI] ile ALKALOİT[Fr. < ALCALOIDE]
( Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı. İLE Özellikleri ile alkalileri andıran organik nesne. )
- ALKALİK[Fr.] ile ALKALİZASYON[Fr.] ile ALKALOİT[Fr.]
( İçinde alkali bulunan, alkali ile ilgili. İLE Alkali duruma getirme. İLE Özellikleri ile alkalileri andıran organik nesne. )
- ALKALOZ/ALKALOSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ASİTSİZLİĞİ
- ALKAN İLE ALKEN İLE ALKİN İLE AREN ile/||/<> HİDROKARBON SINIFLARI
( Sırasıyla tekli, çiftli, üçlü bağlı doymuş/doymamış ve aromatik hidrokarbonlardır. )
( Formül: CₙH₂ₙ₊₂ İLE CₙH₂ₙ İLE CₙH₂ₙ₋₂ İLE C₆H₆ )
- ALKAN, FERİDUN. C. (RİZE, 1964) :
( Blau Weiss (Almanya)' dan transfer edildi ve 7 sezon Sarıyer'de kaldı. 165'i lig, 17'i Kupa, 2'i turnuva olarak 185 resmi ve 73' ü özel olmak üzere 257 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 9, Kupa maçlarında 1 ve özel maçlarda 16 olmak üzere takımı hesabına 27 gol kaydetti. 1 kez Genç Milli oldu. )
- ALKAN ile ALKEN
( Tek bağ içeren doymuş hidrokarbonlar. İLE Çift bağ içeren doymamış hidrokarbonlar. )
- ALKEN ile ALKİN
( Çift bağ içeren hidrokarbonlar. İLE Üçlü bağ içeren hidrokarbonlar. )
- ALKİL ile/||/<> ARİL
( Alkil doymuş hidrokarbon İLE aril aromatik gruptur )
( Formül: CH₃- İLE C₆H₅- )
- ALKIŞ ile/ve ALKIŞ
( Sultanlar ve vezirler hakkında, halk tarafından hep bir ağızdan söylenen dua sözleri. Tanzimat döneminde sonlanmaya başlamıştır. İLE/VE El çırpma âdeti, Tanzimat döneminde Avrupa'dan girmiştir. )
- ALKIŞ ile/ve/yerine BİLARDO ALKIŞI
( Elleri, avuç içlerini çarptırarak. İLE/VE/YERİNE Orta parmak ya da yüzük parmağını, baş parmakla birleştirip ve kaydırıp avuç içine çarptırarak. )
( Daha çok/güçlü ses çıkararak. İLE/VE/YERİNE Daha az/güçsüz ses çıkararak. )
( Daha kaba. İLE/VE/YERİNE Daha nazik. )
( Beğeni ve coşkunu daha çok ve doğrudan duyurmak/yansıtmak üzere. İLE/VE/YERİNE Sporcunun odaklanmasına ve derinleşmesine engel olmamak üzere. )
- ALKOL İLE ALDEHİT İLE KETON İLE KARBOKSİLİK ASİT İLE ESTER İLE AMİT ile/||/<> OKSİJENLİ ORGANİK BİLEŞİKLER
( Karbon-oksijen bağı içeren temel işlevsel gruplar ve aralarındaki ilişkiler. )
( Formül: R-OH → R-CHO → R-COOH )
- ALKOL ile/||/<> ETER
( Alkol -OH grubu içerir İLE eter R-O-R yapısındadır )
( Formül: R-OH (Alkol)\nR-O-R' (Eter)\nCnH₂n+₁OH (Genel alkol formülü) )
( Al-Razi tarafından 900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (854-925) (Ülke: İslam Dünyası) (Alan: Tıp, Kimya) (Önemli katkıları: Tıp ansiklopedileri, alkol damıtma) )
- ALKOLİZM ile/||/<> ALKOLİK
( Alkol bağımlılığı İLE/||/<> Alkol bağımlısı. )
- ALL- ile/||/<> ALL-/ALLO-/ALLOTRİ-/ALLOTRİO-
( Öteki, -normalden sapma, normal dışı, ters, dış, dışa ait, yabancı, farklı, değişik [allogreft: Başka bir bireyden alınan doku nakli]. İLE/||/<> Yabancı, anormal, normalden sapmış, sapkınlık. )
- ALLA (ALLA)" değil ALLAH (ALLAH)
( VARLIK VE YOKLUĞUN BİRLİĞİ )
- ALLAH, ÇALÂP ile/ve ALLAAAAAAAAHHH
( Fark mahreçte(çıkış yeri). Yani Satır ile Sadır(göğüs)'dan söyleme. Bir sözün ağızın ucundan çıkması, herhangi birşey ya da çok da önemli olmadığı yaklaşımıyla seslendirme. İLE/VE İçten, derinden, yoğun, hissederek, yaşayarak düşünmek, duymak ve seslendirmek. )
( Bir adım senden, benliğinden çık, ikinci adım Allah. )
( Allah kişinin ufkunda değil, derunundadır. )
( Görünecek olsa ona bile tuzak kurar, kurdukları tuzağa da kendileri düşer. )
( Üzerine konuşulamayan (sözlerin yetmediği) hikmet. )
- ALLAH ÇIRASI : YILDIZ ya da AY
( DIVINE SPARK : STAR OR MOON )
- ALLÂH İÇİN değil ALLÂH RIZÂSI İÇİN
- ALLÂH İLE ile/ve ALLÂH İÇİN ile/ve ALLÂH'TAN
- ALLAH:
LİLAH ve LAH ve AH ve HU
- ..., "SAHİBİNE" BAĞIŞLASIN değil ..., SEVDİĞİNE BAĞIŞLASIN
- ALLAH TAKSİMİ ile/ve/||/<> KUL TAKSİMİ
- ALLAH ve RAHMAN ve İNSAN
( İsmi. VE Cismi. VE Tezâhürü. )
( İNSAN: Hakk ile Hakk olan, Hakk'ı kendinde bulan. )
( Allah'ın usturlabı, insandır. )
( KİŞİ/İNSAN: Hak(k)'ı amaç edinen. )
- ALLAH'I BİLMEK ve/<> HADDİNİ BİLMEK
- ALLAH'IN LAFZI değil ALLAH'IN KELÂMI
- ALLÂH'IN MAKAMI:
NAZ MAKAMI değil NİYÂZ MAKAMI
- ALLAH'IN SIFATLARI:
SELBÎ/TENZİHÎ ile/ve/||/<>/> SUBÛTÎ
( - Vucud
- Kıdem
- Bekâ
- Vahdâniyet
- Muhâlefetün lil-Havadis
- Kıyam bi-nefsihî
İLE/VE/||/<>/>
- Hayat
- İlim
- Semi
- Basar
- İrâde
- Kudret
- Kelâm
- Tekvin )
- ALLÂH'IN VARLIĞI ile/değil ALLÂH'IN BİRLİĞİ
- ALLAH'IN ZÂTINI DÜŞÜNMEK ile/ve/yerine ALLAH'IN ÂSÂR'INI DÜŞÜNMEK
- ALLAH'TAN FÂNÎ OLMAK ile/ve/||/<>/> ALLAH İLE BÂKÎ OLMAK
- ALLÂHU A'LEMU Bİ-ZÂTİHÎ[Ar.] ile ALLÂHU A'LEMU Lİ-ZÂTİHÎ[Ar.]
- ALLAIS AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> ST. PETERSBURG AÇMAZI
- ALLÂM[Ar.] ile ALLÂME[Ar.]
- ALLEGORİ değil ALEGORİ
- ALLEGRO[İt. < Mutlu, sevinçli.] ile ALLEGRETTO[İt.]
( Hızlı, canlı çalmak/çalınan. İLE Allegro'dan daha yavaş tempoda çalmak/çalınan. )
- ALLEM KALLEM (ETMEK)
( Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurma. )
- AL[L]ERJİ ile/||/<> AL[L]ERJEN
( Duyarca. İLE/||/<> Duyargan. )
- ALMA MAZLUMUN AHINI ve/||/<>/> ÇIKAR AHESTE AHESTE
- ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK
- ALMAK ile/ve/<> ÖĞRENMEK
- ALMAN BÜYÜKELÇİLİĞİ YAZLIĞI :
( Tarabya Yeniköy Caddesi üzerinde ve koyun Güneybatı tarafındadır. Elçilik yazlık binalarının bulunduğu alanda eskiden Sultan II. Selim'in (1566 - 1574) emri ile Sadrazam Sokulu Mehmet Paşa tarafından bir kasır yapılmış ve "Servi Çimenzari" ismi verilmiştir. Sultan II. Abdülmecid (1839 - 1861) bu kasırda kalmasına rağmen kasır yıktırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid)1876 - 1909) yıktırılan kasrın yerini Almanlara verince Almanlar bu alan üzerine Elçiliklerinin yazlık binalarını yapmışlardır. )
- ALMAN BÜYÜKELÇİLİK YAZLIĞI :
( Tarabya plajı karşısındadır. 185 dönümlük bir koru içindedir. Zengin florası ile örnek bir koruluğa sahiptir. Üç bloktan oluşan yazlık binalar şale tipi ahşap bağdadi üslubunda 1887 yılında inşâ edildi. Bu koruluk içinde daha önceleri II, Mahmut'un kasrı bulunuyordu. Abdülmecit tarafından kasır yıktırıldı. Arazi daha sonraları II. Abdülhamit tarafından Alman İmparatorluğuna hediye edildi. Müştemilat binalarının yanında bir de küçük şapel ve mezarlık bulunmaktadır. Mezarlıkta Çanakkale ve II. Dünya savaşında ölen Alman askerleri için şehitlik var. Alman Mareşal Moltke'nin mezarı da buradadır. )
- ALMAN ŞEHİTLİĞİ :
( Almanya Büyükelçiliği Yazlık binalarının bahçesinde I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşında ölen Alman Subay ve askerleri için şehitlik yapılmıştır. Şehitlikte 265 Alman askeri gömülü bulunmaktadır. Alman Mareşal Goltz Paşa'da bu şehitlikte gömülüdür. )
- ALMANAK[İng. ALMANAC][Fr. < ALMANACH] değil/yerine/= YILLIK
- ALMANDİN[Lat.] değil/yerine/= SEYLAN TAŞI
- ALMANYA, ... ve/||/<> İSPANYA, ...
( ... Hollanda'lıları denize doğru iterek, deniz üzerinden, öteki anakaradakileri sömürgeleştirmelerle ayakta kalmak zorunda bırakmıştır. VE/||/<> ... Portekiz'lileri denize doğru iterek, deniz üzerinden, öteki anakaradakileri sömürgeleştirmelerle ayakta kalmak zorunda bırakmıştır. )
- İLKOKUL FİŞLERİ:
ALMANYA'DA ile İNGİLTERE'DE ile JAPONYA'DA ile [ne yazık ki]
TÜRKİYE'DE
( Üretim ve yaşam, disiplinle başlar. İLE Geçmişini bilmeyen, geleceğini belirleyemez. İLE Yaşamak için üreteceksin. İLE Ali, ata bak! )
- ALMAYA GELİNCE ile/değil/yerine VERMEYE GELİNCE
( Ortada. İLE/DEĞİL/YERİNE Ortalıkta yok. )
- ALNI ile/ve KALBİ ile/ve KAPISI AÇIK OLMAK
- ALNIN ile/ve/||/<>/> GÖĞSÜN
( Ak. İLE/VE/||/<>/> Pak. )
- ALOFTALMİ[Fr.] ile ALOKİNEZİ[Fr.] ile ALOMETRİ[Fr.] ile ALOPATİ[Yun.] ile ALOPESİ[Fr.] ile ALOTROFİ[Fr.] ile ALOTROPİ[Yun.] ile ALOZOM[Fr.]
( Gözün iris renginin değişikliği kusuru. İLE Gövdenin bir örgenini hareket ettirmek isteyince, onun yerine karşı yandaki örgenin hareket etmesi biçiminde beliren hareket bozukluğu. İLE Bir örgenin, gövdenin bütününe oranla daha hızlı gelişmesi bozukluğu. İLE Sayrıya verilen ilacın, sağlam biri üzerinde denendiğinde, sayrılığın belirtilerine karşıt belirtiler göstermesi. İLE Kıl ve saçların yokluğu ya da dökülmesi, kellik. İLE Çeşitli gıdalarla beslenme olanağı. İLE Bir nesnenin hiçbir kimyasal değişikli yokken ayrı özellikler gösterebilmesi. İLE Erillik/dişillik belirlenmesindeki kromozom. )
- ALONJ[Fr.] değil/yerine/= KAMBİYO SENETLERİNİN ARKA YÜZÜNDE YER KALMAMASI DURUMUNDA EKLENEN KÂĞIT
- ALP, AYCAN :
( Sarıyerli. Siyasete CHP de başladı ve 1994 - 1999 yerel seçimlerinde CHP listesinden hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve hem de Sarıyer Belediye Meclisine üye olarak seçildi. )
- ALP, CENGİZ DR. (ARGUVAN, 1957) :
( İlk ve Ortaokulu Ankara'da okudu. Atatürk Lisesi Parasız Devlet Okulundan mezun oldu. 1980'da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Malatya Arguvan Ermişlik Sağlık Ocağı tabibi olarak görev yaptı (1980 - 1981). İstanbul, Okmeydanı SSK Hastanesinde genel cerrahi ihtisası yaptı (1981 - 1985). Sarıyer'de 1983 yılından bu yana Özel Sarıyer Kliniği adı altında faaliyet gösteren kliniğin sahibi ve işletmecisidir. Ayrıca Özel Okmeydanı Hastanesinin sahibi ve işletmecisi olup; yiyecek, içecek ve sağlık sektöründe faaliyet gösteren çeşitli firmaların sahibidir. 1985 - 1999 yıllarında siyasetle ilgilendi ve SHP ve CHP İlçe Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1991'de CHP den Milletvekili adayı oldu. 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde DSP den Sarıyer Belediye Başkanı Adayı oldu. )
- ALP, KAYA (İST. 1936) :
( Yeşildirek'ten transfer edildi (1959) Bir sezon tescilli kaldı ve Sarıyer'in 9 lig maçında forma giydi. )
- ALPASLAN İLKÖĞRETİM OKULU :
( Tarabya 51. İlkokul adıyla 1947/1948 ders yılında açılan okul 1961 ve 1981'de yeni ilavelerle büyütüldü. Okulun ismi de Alpaslan İlköğretim Okulu olarak değiştirildi. )
- ALPHA İLE BETA İLE GAMMA İLE NEUTRON ile/||/<> RADYASYON TÜRLERİ
( İyonlaştırıcı radyasyon çeşitleri. )
( Formül: α: 2p+2n )
- ALPHA İLE BETA İLE THETA İLE DELTA İLE GAMMA ile/||/<> BEYİN DALGALARI
( EEG frekans bantları. )
( Formül: f = 8-13 Hz (alpha) )
- ALPİN[Fr.] ile ALPİNUM[Fr.]
( Dağların ağaç sınırının yukarısında kalan, sürekli yeşil çayırlar ile kaplı bölge. İLE Düzlüklerde, ovalarda Alp bitkileri yetiştirmek için kurulan botanik bahçeler. )
- ALPTEKİN, CEMAL ÜNAL PROF. DR. (MİLAS/SELİMİYE, 1950) :
( Büyükdere'de ikamet etmektedir. Milas Selimiye İlkokulu, Selçuk Ortaokulu ve Muğla Ticaret Lisesinden mezun oldu (1967). Yüksek öğrenimini İ.Ü. Orman Fakültesinde yaptı.1976 yılında Or. Gen. Müdürlüğü'nde mühendislik görevine başladı, Değişik bölgelerde görev yaptı. Askerlik görevini 1979 yılında tamamlayarak terhis oldu. Akademik hayatına İ. Ü. Orman Fakültesi Silvikültür Anabilim Dalı'nda asistan olarak başladı (1979). "Anadolu Karaçam'ının (Pinus nigra Arn. Ssp. Pallasina Lamb. Halmboe.) Coğrafik Varyasyonları" adlı doktora çalışması ile 1986 "Doktor", 1990 yılında Doçent unvanını aldı, 1998 yılında Profesör oldu. Yurtiçi ve yurtdışında araştırma ve incelemelerini sürdürdü. Panellere, sempozyumlara, kongre ve konferanslara katıldı. Rapor ve tebliğler sundu. Bilimsel rapor ve makaleleri değişik meslek yayınlarında yayımlandı. Silvikültür Anabilimdalı Başkanlığını, Süs Bitkileri Yetiştiriciliği Program Başkanlığını emekli olana kadar devam ettirdi. )
- ALPTÜRER, LÜTFÜ KÖKSAL (İST. 1938) :
( Sarıyerli, doktor. İlkokulu Kemerburgaz, Ortaokulu Sarıyer'de ve Liseyi Kabataş Lisesinde okudu. İ.Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldu. Bolu Gerede'de hükümet Tabibi olarak görev yaptı. Haydarpaşa Numune Eğitim Hastanesinde ortopedi ve travmatoloji ihtisası yaptı. Sekiz yıl çeşitli hastanelerde çalıştıktan sonra Kocaeli Devlet Hastanesinde görev aldı ve Ortopedi ve Travmatoloji servisini kuranlardan biri oldu. 2003 yılında emekli oldu, Kocaeli'nde özel hastanelerde görev yapıyor. )
- ALT ÇENE DİŞLERİ ile/ve ÜST ÇENE DİŞLERİ
( ... İLE/VE Kökleri daha uzundur. [Yerçekimine karşı koymak üzere böyle olduğu biçiminde yorumlanmaktadır.] )
- ALT ÇENE ve ÜST ÇENE
( CÂM-I SÎM[gümüş kadeh][mecaz]: Sevgilinin çenesi. )
(
)
( ZEKAN[çoğ. ZÜKUN] )
( ZENAH/DÂN )
( LOWER JAW/MANDIBLE and UPPER JAW/MAXILLA )
- ALT EKSTREMİTE/LOWER EXTREMITY[İng.] değil/yerine/= BACAK
- ALT GEZEGENLER ile/ve/||/<> ÜST GEZEGENLER
( Merkür ve Venüs. İLE/VE/||/<> Mars, Jüpiter, Satürn. )
- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI
( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )
- ALT SINIF ile ALT ŞUBE ile ALT TAKIM ile ALT TÜR
- ALTAMİRA[İsp.] değil/yerine/= KUZEY İSPANYA'DA BULUNAN RESİMLİ MAĞARALAR VE BÖLGESİ | MAĞARA RESMİ
- ALTAŞ, RIFAT :
( Ekmekçi Rıfat olarak tanınır. Sarıyer'de bakkaldı ve Maden'de bir dönem muhtar olarak görev yaptı. )
- ALTAŞ, ZİHNİ (SARIYER, 1932 - 2005) :
( Yüksek Ticaret'ten mezun olduktan sonra İşletme İktisadı Enstitüsünde öğrenimini tamamladı. Sarıyer Spor Kulübü 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Yoksulları Koruma Yurdu'nda Başkanlık yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesiydi. )
- ALTAY, FAHRETTİN (İŞKODRA, 1880 - 1974) :
( Kurtuluş Savaşı komutanı ve kahramanlarındandır. Asker ve politikacı olarak tanınır. Başkomutanlık Meydan Savaşı'nda Yunan Ordusunu kovalayarak İzmir'e giren ilk Türk süvarilerinin komutanıdır. 1880'de Arnavutluk'un İşkodra kentinde doğdu. 1902'de Harp Akademisini bitirdi. Dersim'de sekiz yıl görev yaptı. 1913'te İkinci Balkan Savaşı'nda Edirne'ye kadar ilerleyen Bulgar ordusunu püskürttü. I. Dünya Savaşı sırasında 3. Kolordu Kumandanı idi. Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca 12. Kolordu Komutanı olarak Delibaş İsyanı'nın bastırılmasında, 1. ve 2. İnönü Savaşları'nda ve Sakarya Savaşı'nda görev aldı. 1921'de Tümgeneralliğe terfi etti ve Süvari Grup Komutanı oldu. Kurtuluş Savaşı sonlarına doğru Uşak, Afyon ve Alaşehir çevresindeki çarpışmalarda zor görevleri üstlendi. Kaçan Yunan Ordusu İzmir'e kadar kovaladı ve bu nedenle Korgeneralliğe terfi etti. 1934'te I. Ordu Komutanlığına getirildi. Aynı yıl İran - Afganistan arasındaki sınır anlaşmazlığında hakemlik yaptı. I. Dönem TBMM' de Mersin milletvekiliydi ve aynı zamanda asker olması nedeni ile devamlı cephede idi. II. Dönem TBMM de yine Mersin Milletvekili olarak yer aldı. Askerlik ile Milletvekilliğinin birlikte yürütmesi mümkün olmadığından Atatürk'ün isteği ile meclisten ayrıldı ve orduda kaldı. 1945'te yaş haddinden emekli oldu. Demokrat Parti'nin kuruluş çalışmalarına katıldı. 1946 - 1950 yılları arasında DP. den Burdur Milletvekilliği yaptı. 1950'den sonra siyasi hayattan çekildi ve Emirgan'a yerleşti. "Altay" soyadı kendisi yurtdışında (İran'da bulunduğu) sırada Atatürk tarafından kendisine verildi. Türkiye İstiklal Muhaberatında Süvari Kolordusu Harekatı, İstiklal Harbimizde Süvari Kolordusu, İslam Dini ve On Yıl Savaşı ve Sonrası 1912 - 1922 adlarını taşıyan eserleri vardır. )
- ALTERASYON ile/||/<> ALİTERASYON
( Değişiklik. İLE/||/<> Ses yinelemesi. )
- ALTERNANS[Fr.] ile ALTERNATÖR[Fr.]
( Ard arda dönüp gelme, nöbetleşe gelme. İLE Dalgalı elektrik akımı veren üreteç. )
- ALTERNATİF[İng. < ALTERNATIVE] değil/yerine/= DALGALI
- ALTERNATİF ile/ve/||/<> TEKABÜLİYET
- ALTES[İt.] değil/yerine/= PRENS VE PRENSESLERE VERİLEN ONURLAMA SANI
- ALTI NOKTA KÖRLER VAKFI :
( Reşit Paşa Altı Nokta Körler Vakfı mahalle içinde olup görme engellilere hizmet vermektedir. )
- ALTI[6] ile ARTI[+]
- ALTI ile ATLI
( 6 | Bir nesnenin/konumun altı. İLE ... )
- ALTIGEN ile/ve/<> DAİRE
( HEXAGON vs./and/<> CIRCLE )
- ALTİMETRE[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİKÖLÇER
- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK
( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )
( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )
- ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ
( 1.6180339887 [φ = (1 + √5) / 2 = 1.6180339887498...] ve/<> 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987 ... [son iki sayının toplamı alınarak devam edilir] )
( Dizideki ardışık iki sayının oranı, sayılar büyüdükçe Altın Oran'a yaklaşır. )
( MİMARLIK ÜZERİNE ON KİTAP - VITRUVIUS[Marcus Vitruvius Pollio, M.Ö. 80 ile 15] )
( Altin_Oran.mp4 [1] | Altin_Oran2.mp4 [2] )
( )
( Wikipedia'da... http://tr.wikipedia.org/wiki/Altin_oran )
( Okuduğunuz Herşeye İnanmayın: Salyangoz Kabukları ve Fibonacci Sayıları
Kişiler, mucizelere inanmak ister. Yaşamın tamamının mucizelerle dolu olmasını isterler. Her şeyin birbirine kusursuz bir biçimde oturmasını, olaylar, olgular ve sistemlerde hiçbir pürüz olmamasını isterler. Bu, insan türünün beyin yapısı ve çalışma ilkeleri düşünüldüğünde anlaşılırdır. Fakat yine de tanıdığımız en karmaşık yapı olan beynimizin, bu kadar basit hatalara düşebildiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, etrafımızı incelerken çok daha dikkatli ve gerçekçi olmamız gerekmektedir. Burada, yardımımıza bilimsel yöntem ve analiz metotları koşmaktadır. Çünkü kişiler, kendilerini kandırmaya açıktır. Duygularına hemencecik yenik düşerler, bu bakımdan zaafları vardır. Söylediğimiz gibi, her şeyin büyüleyici, her şeyin sıradışı, her şeyin olağanüstü, her şeyin masalsı olmasını isteriz. Ancak doğa kusurludur. Bu kusurları görmemezlikten gelerek bilim üretemeyiz. Çünkü kusurlara bakarak, hataları anlayarak, eksiklikleri fark ederek sistemlerin nasıl çalıştığını, nasıl çalışmaları gerektiğini, neden kusursuz olamayacaklarını anlarız. Hatta bu sayede onları geliştiririz, doğadakilerden daha başarılı sistemler üretebiliriz.
HP, Apple, Netscape Communications gibi birçok büyük teknoloji firmasında yazılım mühendisi olarak görev almış olan, aynı zamanda astronomi, biyoloji, matematik gibi alanlarda araştırmalar yürüten, teknoloji ve bilim yazarlığı yapan, bilimin yayılması için konuşmalara katılan Akkana Peck, deniz kabuklarının matematiği ile ilgili bir araştırma yazısı üzerinde çalışırken ilginç bir gerçekle karşılaşmış. Hikayeyi bilirsiniz: doğada kusursuz bir matematik olduğu, ayçiçeklerinden salyangoz kabuklarına, kol uzunluğumuzdan çeşitli kentlerin bulunduğu coğrafi lokasyonlara kadar her şeyin "özel bir matematik" dahilinde olduğu iddia edilir. Hatta kimi zaman üniversitelerin animasyon birimleri ve grafikerleri bile bunu öyle bir göstermektelerdir ki, sanki doğada hakikaten tüm canlıların uyduğu bir matematiksel/geometrik düzen varmış gibi bir algı yaratılır. Kolumuzun toplam uzunluğunun dirseğimizden parmak ucuna kadar olan uzunluğa oranının "altın oran"a uymak zorunda olduğunu sanarız. Deniz kabuklarının ve deniz minarelerinin gerçekten de Fibonacci sayılarına mükemmel biçimde uyduğunu sanar, ayçiçeği tohumlarının kusursuz bir matematiği takip ettiğine inanırız. Bunların hepsi koca bir hatadır. Akkana Peck bu gerçekle yüzleşmesini şöyle anlatıyor:
"Bir arkadaşımın üniversitedeki matematik dersine Fibonacci sayılarıyla ilgili bilgi vermek üzere davet edilmiştim. Daha lisedeyken Fibonacci sayıları üzerine araştırmalar yapmaya başlamıştım ve onların büyüyen bir şehrin güç istasyonlarını planlamada nasıl kullanıldığını incelemiştim. Tüm bunları o derste anlatacaktım, dolayısıyla araştırmalarımda bulduğum tüm görselleri bulmaya ihtiyacım vardı. Bilirsiniz, çam kozalaklarındaki, çiçeklerin yapraklarındaki, ağaçlardaki dallanmalardaki matematiksel oranları, Altın Oran'ı, Fibonacci/Altın Spiralini, vb. doğadaki matematiği gösteren görsellere ihtiyacım vardı. Örneğin bir Nautilus kabuğunun nasıl harika bir biçimde Fibonacci sayılarına uyduğunu göstermeyi istiyordum.
Çam kozalaklarını topladım, bazı fotoğraflar çektim, slaytlar hazırladım ve iş, altın orana uyan spiralleri göstermeye geldi. Ufak bir GIMP metni hazırlayarak bilgisayarımın otomatik olarak Fibonacci spiralini oluşturmasını sağladım. Sonrasında, bir odacıklı Nautilus fotoğrafı aramaya başladım. Amacım, bu spirale ne kadar kusursuz biçimde uyduğunu göstermekti. Sonunda Wikipedia'dan harika bir örnek buldum. GIMP içerisine yapıştırdım ve üzerine altın spirali çizdim. Sonrasında ise birbirine uydurmak üzere boyutlarla oynamaya başladım. İmkansızdı. Hiçbir biçimde spiral, kabuğun biçimine uymuyordu!
Ne kadar çabalarsam çabalayayım, hiçbir biçimde kabuk ile spirali uyduramadım. Ben de Google Images'ı kullanarak daha fazla kabuk fotoğrafı bulmaya çalıştım. Bulduğum hiçbir kabuk spirale uymuyordu! Hatta Fibonacci sarmalına yaklaşamıyordum bile!"
Akkana Peck, bu konuda yalnız değildir. Başlangıçta sözünü ettiğimiz düşünceler, halk arasına o kadar yerleşmiştir ki, bizim matematiğimizden doğan bazı oranların doğada halikulade bir biçimde olması gerektiğini sanarız. Evet, bu oranlar kabaca doğadaki organizmaların yapılarında rastlanabilir. Aslında bunda şaşılacak bir şey yoktur. Örneğin Fibonacci sayıları dediğiniz sayılar, kademeli olarak bir önceki toplama eklenerek artan sayılardır. Bir deniz minaresi kabuğu da, bir önceki zaman diliminde üretilen kabuk miktarının üzerine konarak arttığı için, elbette, ister istemez Fibonacci sayıları dediğimiz sayıya uyacaktır. Bir ayçiçeğinin tohumları, merkezden başlayıp etrafa yayılır. Altın spiral de, belirli bir merkezden başlayıp etrafa yayılan çizgilerden elde edilir. Dolayısıyla ikisinin birbirine uyması kaçınılmazdır. Bizler bu oranları tanımlarız. Bu oranlar, gökten inmezler. Eğer doğada, bu oranları tanımladığımız temele uyan bazı sistemler varsa, o sistemlerin sonucunda yine bu oranları görmemiz son derece anlaşılırdır. Hatta bu, kaçınılmaz bir sonuçtur.
Daha açık bir örneği şöyle verebiliriz: tüm sayı sistemleri etrafımızda kendini tekrar eden objeleri kategorize ederek gelişmiştir. 1, 2, 3 gibi sayılar, aslında kategorizasyon amacı taşır. Tek olan bir olguya "1" deriz. Kendini tekrar ediyorsa, bu sayıyı arttırırız. Sayılar böyle oluşmuştur. Tüm matematik, bunun üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla matematiği, doğadaki sistemleri tanımlamak için, doğadaki sistemlere bakarak geliştirdik. Örneğin matematikteki "türev" denen işlem, "değişim miktarını" verir. Dolayısıyla etrafımızda düzenli olarak değişen şeylere bakıp, türev hesabına uymalarına şaşıramayız. Ancak nedense bu matematiksel unsurların adı "altın oran" ya da "Fibonacci sayıları" gibi daha havalı isimler olunca, sanki özel bir anlamları varmış zannedilir. Halbuki tıpkı türev, integral, vb. matematiksel hesaplamalar gibi, bu oranlar da doğaya bakarak inşa ettiğimiz sistemlerin ürünüdür. Doğadaki sistemlerde bu matematiksel izleri görmemizde şaşılacak bir taraf yoktur.
Ancak sorun bu da değildir. Sorun, doğada bu oranlara uyduğu iddia edilen birçok sistemin, daha fazla sayıda veriyle gözden geçirildiğinde, bu oranlara hiç de uymadığını görmemizdir. Örneğin spesifik bir kişinin omuz-kol uzunluğunu, dirsek-kol uzunluğuna böldüğünüzde 1.618'e çok yakın bir sayı elde edebilirsiniz belki, ki bu "altın oran" olarak bilinir. Ancak 100 kişinin kolunu ölçtüğünüzde, bu orandan ciddi anlamda sapma olduğunu görürsünüz. Belki ortalamaları gene altın orana yakın olacaktır; ki bu son derece anlaşılırdır, çünkü bu oranların doğa yasalarının tanımından kaynaklandığı düşünülmektedir. Örneğin kütleçekiminin bir cismin yerden yüksekliğine etkisinin, ağırlıkla sınırlandırılmış olmasından ötürü birçok uzunluğun altın orana uymak zorunda olduğu düşünülmektedir ve bu konuda araştırmalar sürmektedir. Altın oran, sonradan keşfedilen bir özellik değildir. Doğada var olan oranlardan çıkarılan bir özelliktir. Eğer ki etrafımızda altın orana uyan obje sayısı gerçekten çok fazlaysa, beynimizin de bu oranı daha hoş görecek biçimde evrimleşmesi kaçınılmaz bir sonuçtur.
Science News'te yayınlanan bir makalede deniz kabuklarının spiralleri ele alınmıştır. 1999 yılında emekli matematikçi Clement Falbo San Francisco'da bulunan Kaliforniya Bilim Akademisi'nde bir dizi Nautilus kabuğunun ölçümünü yaptı. Bulguları ilginçti: evet, kabuklar altın spiral gibi logaritmik bir seriyi takip ediyordu. Ancak kabukların oranı 1.24 ila 1.43 arasında değişiyordu. Ortalama oranları ise 1.33'e 1'di! Bu, 1.618 civarında olması beklenen altın orana yakın bile değildi!
Sonradan, 2002 yılında aynı sorunu John Sharp da fark etti. Ancak matematikçilerin bu bulgularına rağmen halk arasında halen bu oranların canlıların yapısını %100 yönettiği ve bu canlıların gövdelerinin bu oranlara %100 uyduğu gibi saplantılı bir sanrı bulunmaktadır. Sharp şöyle söylüyor:
"Bu yanlış iddiayla ilgili en ilgi çekici olan şey, ne kadar yaygın olduğudur. Hatta bu konuları daha iyi bilmeleri gereken matematikçiler bile bu hataya düşmektelerdir. İşte bu, neden geometrinin daha geniş olarak ve sıradan olmayan bir biçimde öğretilmesi gerektiğini göstermektedir. Sadece geometri de değil, biçimler ve oranların görsel estetiği de düzgün öğretilmelidir."
Burada son olarak şu sorun doğmaktadır: bir sayı, bir diğerine ne kadar yakın olursa, tamamen uyduğu söylenilebilir? Yukarıdaki sayılar arasındaki fark matematiksel olarak barizdir. Dolayısıyla 1.33 sayısını gidip de "1.618'e çok yakın, dolayısıyla bu canlılar altın orana uyuyor." dememiz olanaklı değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, spirallerin büyüme tipinden ötürü buna benzer bir orana uyması kaçınılmazdır. Eğer doğadaki bir sistemin, belirli bir orana uyduğunu iddia edeceksek, ondalık basamağından sonraki en az 2-3 adet değerin o orana birebir uymasını bekleriz. Örneğin pi sayısını kullanırken 3.14 olarak almak yeterlidir. Daha fazlası hesaba dikkate değer bir katkı sağlamaz (ancak dahasını eklerseniz hesabınızın isabetliliği artar). Daha azı ise kabul edilmez, çünkü çok yüksek hata payı demektir. Benzer biçimde, Dünya'nın yerçekim ivmesini 9.81 almak kabul edilebilirdir; ancak 10'a yuvarlamak ilkokul düzeyinde bir hesap yapılmıyorsa kabul edilemez. Benzer biçimde, bir sistemin altın orana uyduğu iddia ediliyorsa, o sistemden aldığınız oran en azından 1.62 civarında olmaldır ki genelde doğrudan 1.618'e uyması beklenir. Ancak 1.3 gibi bir sayının 1.618'e yakın olduğunu, dolayısıyla sistemin "altın orana kusursuz biçimde uyduğunu" söylemek akıl, bilim ve gerçek dışıdır. )
( ... VE/<> Fn = Fn-1 + Fn-2 )
( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and/<> FIBONACCI NUMBERS/SERIAL )
- ALTIN ORAN ile/ve/||/<> [LUDOLPH]Pİ SAYISI
( 1.6180339887 ile/ve/||/<> 3.14...~ )
- ALTIN ORAN ve/||/<>/> TEKRARLAYAN ALTIN ORAN
- ALTIN ORAN ve YAŞAMSALLIK
( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and VITALITY )
- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile ALTIN KURBAĞA
( bkz. 22307 İLE 1966'da, bilimkişilerince tanımlanmış bir kurbağadır. Soyu tükenmeden önce Kosta Rika'nın, Monteverdi ormanlarında sıklıkla bulunurlardı. Ne yazık ki, 1989'dan beri hiçbir yerde görülememiştir.[Yiyecek azlığı ve iklim değişikliklerinden dolayı yok oldukları düşünülüyor.] Bunlar da çok zehirli kurbağalardandı. )
- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile KARA AYAKLI OK KURBAĞASI
( Dünyanın en zehirli kurbağası. İLE Dünyanın ikinci en zehirli kurbağası. )
( Adını, zehirlerini kamışçıkların ucundaki oklara bulayan yerliler vermiştir. [Şişe kapağı kadar ölçüdeki zehirle 10 kişiyi/insanı ya da 20.000 fareyi öldürebilecek kadar zehirlidir] )
( Kimi zaman nane yeşili, kimi zaman sarıdır. İLE Parlak turuncu ya da sarı renkte bir gövdesi, deniz mavisi bacakları vardır. )
( Keşfeden, Kaptan James Cochrane. [1823] İLE ... )
( APOSEMATİZM: Uyarı işareti. [Kurbağa ne kadar güzelse o kadar tehlikelidir.] )
( PHYLLOBATES TERRIBILIS cum PHYLLOBATES BICOLOR )
- ALTIN ve GÜMÜŞ/FIDDA/SÎM/NUKRA
( Atom numarası 79, atomik kütlesi 196.97, ergime noktası 1064,76 ºC, kaynama noktası 2807 ºC, yoğunluğu 19.32 g/cm³, doğal olarak %100 bollukla 197 kütle numaralı [Au¹97;] kararlı izotopu biçiminde bulunan, 1.38MeV, ߯ ve 412keV gama ışınları yayınlayan, 2.7 gün yarılanma süreli 198 kütle numaralı radyoaktif izotopu [Au¹98;], tıpta, karaciğer sintigrafisinde kullanılan, havadan etkilenmeyen, sadece klor ve brom ile tepkimeye giren, dövülüp haddelenmesi kolay olduğundan dolayı kolay işlenebilen ve 10¯4 mm. kalınlığında yaprak haline getirilebilen, bazlarda ve hiçbir asitin tek başına etkileyemediği/çözündüremediği ancak hidroklorik ve nitrik asitlerin kral suyu denilen karışımında çözünen, yüksek değerli [1 ve 3 değerlikler alan], paslanmaz, parlak sarı renkli soy metal. [Au] VE Atom numarası 47, atomik kütlesi 107.88, yoğunluğu 10.5 g/cm³, ergime sıcaklığı 960ºC, kaynama sıcaklığı 1950ºC, kütle numarası 99-122 arasında yapay radyoaktif izotopları olan, ancak Ag¹07;[%51.35] ve Ag¹09;[%48.65] bolluk oranlarıyla doğal olarak bulunan, 107 ve 109 kütle numaralı kararlı izotopları, sırasıyla 30b ve 84b etki kesitleriyle nötron yakalayarak, kısa yarı ömürlü, ikisi de gama ve beta yayınlayarak bozunan Ag¹08; ve Ag¹10; radyoizotoplarına dönüştüğünden, nötron ölçümünde kullanılan fosfat camların etkinleştirilmesinde kullanılan, parlak, paslanmaz beyaz bir metal öğe. | En iyi iletkendir. )
( HACEREYN: İki taş. )
( ZEHEB, NAZAR/NAZÂRET / NADAR/MADÂRET ve FIDDA
NESÎK[: Altın. | Gümüş.] )
( ZER ve SÎM )
( GOLD and SILVER )
( L'OR et L'ARGENT )
( GOLD und SILBER )
- ALTIN(PARA) ile/ve/değil/yerine/||/<> SÖZ/KELÂM
( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Kişide. )
- ALTINDA KALMAK ile/değil/yerine/< ALTINDAN KALKMAK
- [daha önce] "ALTINI ÇİZMEK(/ÇİZDİKLERİMİZİN)" ile/ve/değil/yerine/sonra/||/<>/< ÜSTÜNÜ ÇİZMEK
- ALTINKUM DZ. K. ÖZEL EĞT. MRK. TESİSLERİ :
( Rumelikavak Mahallesinde Altınkum ile Karataş mevkii arasındadır. Tesis askeriyeye ait olup, herkese açık değildir. Tesis içinde oteli, restaurantı, plajı ve piknik alanı bulunmaktadır. Halka açık değildir. Özel Eğitim Komutanlığı emrindedir. )
- ALTINKUM PLAJI :
( Rumelikavağı sınırları içindedir. Batı tarafında Elmaskum Plajı kuzeydoğu tarafından Altınkum Özel Eğitim Merkezi Komutanlığı lojmanları ve plajı var. Adliye Nazırı (Adalet Bakanı) Necmeddin Molla (Necmettin Kocataş) Fransa seyahati sırasında Manş kıyısında bir plaj görür. Adı "Sable d'or" dur. İsmin Türkçe karşılığı Altınkum'dur. Necmeddin Molla Türkiye'ye dönünce, yerini uygun gördüğü yerin plaj olarak açılmasını sağladı. Adını da Altınkum Plajı koydu. Aslında yeri adı antik çağ ve Bizanslar döneminde Chrysorrhoas idi. Bu kelimenin karşılığı da "Altınsu" idi. 1927'de plaj açıldı. Halkın plaja ilgi göstermesini temin için Şirket - i Hayriye tarafından buraya bir vapur iskelesi yapıldı. Plajın işletilmesi bir Rus'a verildi. 1929'da plaj kabinleri yapıldı. Altınkum Plajı değişiklikleri ile birlikte hala işlevini devam ettiriyor. Her yaz binlerce insan plaj ve tesislerinden yararlanmakta olup, giriş ücretlidir. )
- ALTINKUM PLAJI :
( Boğaziçi'nin doğal plajlarından biridir. Sahilinin önü deniz arka kısmı ormanla kaplıdır. Garipçe Köye bağlı olup, Çalıburnunun batısında yer alan koyu temiz, berrak ve ılıman deniz suyu ile çok beğenilen bir yerdir. Her ne kadar sahipliyse de halka açık hizmet vermektedir. Eski Adliye Nazırı Necmeddin Molla (Kocataş)' nın teşviki ile tanzim edilen ve 1927'de açılışı yapılan plajın ilgi görmesi için buraya bir iskele yapıldı. Şierket - i Hayriye tarafından da gemi tahsis edilerek ücretsiz yolcu taşındı. II. Dünya Savaşı çıkınca plaj kapatıldı ise de yıllar sonra tekrar açıldı ve halka açık olarak hizmet vermektedir. Ne var ki eskiden iskelesi, gişesi ve kabinleri varken halen bunlardan mahrumdur. Büyük ilgi gören bu plaja Sarıyer'den deniz motorları, sandallar ve kayıklarla gelinmektedir. )
- ALTINKUM VAPUR İSKELESİ :
( Boğaziçi'nin büyük doğal plajlarından biridir. Eski Adliye Nazırı Necmeddin Molla (Kocataş) tarafından teşvik edilerek açılan 1927 yılında açılan Plaja halkın ilgi göstermesi için vapur iskelesi yaptırıldı, sonra da Şirket - i Hayriye tarafından ücretsiz yolcu taşıyan yolcu gemileri tahsis edildi. II. Dünya Savaşı sırasında plaj kapatıldı ve iskelede yıkılıp gitti. )
- ALTINKUM YOLCU GEMİSİ :
( 74 baca No.lu ve Şirket - i Hayriye İşletmesine ait bu gemi 1929'da İskoçya, Glasgow'da Fairfield Shipb. Cop. Tezgâhlarında yolcu vapuru olarak inşâ edildi. 415 gros, 215 net tonluktu. Teknesi çelik saçtandı. Uzunluğu 46 metre, genişliği 7.6 metre, su kesimi 2.9 metre idi. Fairfeld Sb, yapımı 580 beygir gücünde, 2 adet tripil (3 silindirli) buhar makinesi vardı ve çift uskurluydu. 10 mil hız yapabilen bu gemi yazın 975, kışın 886 yolcu alabiliyordu. 1961'de yenilendi. 1984'te hizmet dışı bırakıldı. )
- ALTINSOY, MUZAFFER (HATAY, 1945) :
( İ. Ü. Orman Fakültesinden Orman Mühendisi olarak mezun oldu. Orman Teşkilatında çeşitli görevlerde bulundu. Sarıyer'de Lise öğretmenliği yaptı ve Orman İşletmesinden emekli oldu. Siyasete DYP saflarında başladı ve 1992 - 1994, 1994 - 1999 ve 1999 - 2004 dönemlerinde Bahçeköy Belediye Başkanı seçildi. 1994 - 1999 döneminde partisinden istifa edip ANAP'a geçti. Bahçeköy Spor Kulübü Başkanı olarak da görev yaptı, sosyal ve sportif amaçlı pek çok dernekte üyedir. )
- ALTINTAŞ SUYU :
( Şifa Suyu mesiresinden Çırçır mesiresine giderken sağda ve kayalıklar arasından çıkan mükemmel bir suydu. Yol genişletme sırasında ortadan kaldırıldı. )
- ALTIPLANO:
BATI CORDILLERA ile/ve/<> DOĞU CORDILLERA
( Bolivya'nın Güneybatı'sındaki dağlık bölgede yer alan Altiplano, ülkenin Güneybatı'sı boyunca uzanarak, And Dağları'nı iki kola ayırmaktadır.[Rüzgâra açık, soğuk ve yüksek bir bölge olmasına karşın, ülke nüfusunun 3/4'ü bu bölgede yaşamaktadır.][Başkenti La Paz ve Oruro gibi ülkenin tüm büyük kentleri, bu bölgede kurulmuş.][Bolivya'ya, "Republica del Altiplano(Yüksek Plato Cumhuriyeti)" da denilmektedir.] )
- ALTIPLANO ve/<> VALLES ve/<> ORIENTE
( Bolivya'nın, üç yerleşim bölgesi.[Dünyanın en yüksek yerleşim alanı.][3600 - 3800 m.] )
- 60 TABANLI SAYIDA:
DEĞER ve/= ŞEKİL/LER
(
)
- ALTSANMA ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
- ALTTAN ALMAK ile/ve İDARE ETMEK
- ALTUN, HASAN :
( Ticaretle uğraşıyordu. Rumelikavağı'nda iki dönem muhtarlık yaptı. )
- ALTUN, TOLGA (...) :
( Uşakspor'dan transfer edildi (2006/2007) bir sezon oynadıktan sonra ayrıldı. 2010/2011 sezonunda bu kez Beykoz'dan transfer edildi ve bir sezon daha lacivert beyazlı formayı giydi. İki sezonda Sarıyer'in 74 lig ve 15 özel maç olmak üzere 89 müsabakasında yer aldı ve lig maçlarında 7 özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 9 gol kazandırdı. )
- ... değil ALTYAPI
- ALTYAPI ile/ve/||/<> SÜREÇ
- ALÜMİN[Fr. < ALUMINE] ile ALÜMİNYUM[Fr. < ALUMINIUM]
( Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit. [Al2O3] İLE Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, 660 °C'de eriyen, gümüş parlaklığında, beyaz, hafif bir öğe. [simgesi: Al] )
- ALUMİNA ile ALUMİNAT ile ALUMİNİT ile ALUNİT
- ALÜMİNYUM[Fr. < ALUMINIUM] ile ALPAKS[Fr. < ALPAX]
( Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, 660 °C'de eriyen, gümüş parlaklığında, beyaz, hafif bir öğe. [simgesi: Al] İLE Kolayca bükülebilen alüminyum ve silisyum karışımı. )
- ALÜMİNYUM ile/değil GALYUM
( ... İLE/DEĞİL Çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran, yoğunluğu 5.9, atom ağırlığı 69.72 olan, 29.8 °C'de ergiyen öğe. [simgesi: Ga] )
- ALÜN[Fr.] değil/yerine/= ŞAP[Ar. < ŞABB]
- MİL[Yun.]/ALÜVYON[Fr.]["ALİVYON" değil!] değil LIĞ/BALÇIK
- ALVE- ile/||/<> ALVEOL-/ALVEO-
( Kanal, kavite. İLE/||/<> Alveolusla ilgili, küçük kavitelerle ilgili. )
- ALVEOL/ALVEOLUS[İng.] değil/yerine/= HAVA KESECİĞİ | DİŞ YUVASI
- ALYANS[Fr. < ALLIANCE] değil/yerine/= NİŞAN YÜZÜĞÜ
- ALZHEIMER ile/ve/||/<> BINSWANGER BELİRGESİ/SENDROMU
- ALZHEIMER ile/ve/||/<> PARKINSON
( 4 gen[1, 1, 14, 19, 21] + 7 gen. )
( ... İLE/VE/||/<> Beyinde dopamin üreten bölgedeki göze kaybı nedeniyle bu nesnenin az salınımı sonucu oluşur. )
- A.-G. (KONUŞMASI/SOHBETİ/"MUHABBETİ")
- AM[Ar.] ile ÂM[Ar. çoğ. A'VÂM] ile AMM[Ar. çoğ. AMMÂT] ile ÂMM[Ar. < UMÛM] ile HAMM[Ar.] ile HAM[Ar.]
( Sevgi. | İstek, istemek, istenilen. | Dişillik örgeni, vajina. İLE Yıl, sene. İLE Amca. İLE Genel/umûmî, herkese ait. İLE Şiddetli hararet. )
- A.M. ile/ve P.M.
- AMA NİYE? değil NİYE?
- AMA ÖYLE ile/ve/||/<>/> AMA BÖYLE
- AMÂ[Ar.] ile A'MÂ[Ar.] ile AMA[Ar.]
( Körlük, görmezlik, manevi körlük, bilgisizlik. | Yağmur bulutları. | Altında ve üstünde hava bulun(may)an bulut. İLE Kör. | Bilgisiz/cahil. İLE Bağlaç, fakat. )
- AMAÇ:
AYRICALIK değil/yerine HİZMET
- AMAÇ:
BİRLİK ve/<> BÜTÜNLÜK
- AMAÇ/HEDEF:
"DAĞIN DORUĞUNDA" değil DAĞIN ARDINDA
( Dorukta olursa gözünde büyür fakat ardında olursa o "zorlu süreç", aşılabilecek yola dönüşür dinleyen için. )
- AMAÇ ile/ve/değil/yerine ARAÇ
( Amaç, aracın/araçların devrede oluş süreçlerinin tamamlanmış olduğu sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Araç, amaca/sonuca yönelik çabanın içinde kullanılanların/ uygulananların her bir ayrı işlev parçası ve/ya da bütünü. )
- AMAÇ ve COŞKU
( AIM and EXUBERANCE | EBULLIENCE )
- AMAÇ ve/||/<>/> DEĞER
( PURPOSE and/||/<>/> VALUE )
- AMAÇ ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA/KEMÂL
- AMAÇ ile/ve/||/<>/>/< UMUT
- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/< YEĞLENİLİRLİK/TERCİH EDİLİRLİK
- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/> YÖNELİM
- AMAÇ ile/ve YÖNTEM
( YÖNTEM ARAYIŞLARI - SARTRE kitabını okumanızı salık veririz. )
( AIM vs./and METHOD )
- AMAÇ/AMACI ile/ve/değil/yerine/||/<> NEDEN/İ
- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK
- İLKE/LER:
AMAÇSAL ile/ve/||/<> SÜREÇSEL ile/ve/||/<> SONUÇSAL
- ÂMÂ-İ MUTLAK ile/<> ÂMÂ-İ İZÂFÎ
( HİCÂB-I CELÂL: Mutlak körlük. )
- ÂMÂK[Ar. < MAAK/MAUK] ile A'MÂK[Ar. < UMK]
( Göz pınarları. İLE Derinlikler. )
( A'MÂK-I HAYAL adlı kitabı okumanızı salık veririz... )
- AMAL-İ ERBAA[Ar.] değil/yerine/= DÖRT İŞLEM
- A'MÂL-ÜL-MA'DEN ile METALURJİ
( Metalurji. )
- AMAM/ADOPTION MODEL FOR ANALYTICS MATURITY[İng.] değil/yerine/= ANALITİK OLGUNLUK BENIMSEME MODELİ
- AMAN ile ANAM
- AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK
- AMASYA ile AMASRA
( Orta Karadeniz'de. [Çorum - Merzifon - Amasya] İLE Batı Karadeniz'de. [Zonguldak - Bartın - Amasra] )
- AMATÖR TUTUM ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
( AMATEUR ATTITUDE vs. MODESTY )
- AMATÖR değil/yerine/= ÖZENGEN/İSTEGEN
- AMATÖR ile/ve/= PES ETMEMİŞ AMATÖR/PROFESYONEL
- AMATÖR/LÜK ile PROFESYONEL/LİK
( Genel kabul ile tanımlanan. )
( Sanatta, tam tersi! )
- AMAZON IRMAĞI ve/||/<> ORNACO IRMAĞI
- AMAZON[Fr. < Lat.] ile AMAZON ["AMOZON" değil!]
( Savaşa katılan kadınlara eski çağların Amazonlarına benzetilerek verilen san. | Kadınların giydiği giysi. | Memesiz. İLE Güney Amerika'daki dünyanın en geniş ormanı ve ırmağının adı. )
- AMAZONİT ile/||/<> KRİZOKOL/KRİSOKOL
( Yeşil mavi renkte bir feldspat. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6-6.5 İLE/||/<> 2-4
Işık Kırma İndisi: 1.52-1.53 İLE/||/<> 1.57-1.60
Rengi: Yeşil mavi İLE/||/<> Mavi-yeşil
Molekül yapısı: KAlSi³O8 İLE/||/<> (Cu,Al)²H²Si²O5(OH)4·nH²O )
- AMBARGO[Fr. < EMBARGO] ile SANSÜR[Fr. < CENSURE]
( Bir nesnenin serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. | Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim. | Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim. | Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. İLE Her türlü yayının, sinema ve tiyatro yapıtının hükûmetçe önceden denetlenmesi ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim. )
( EMBARGO vs. CENSORSHIP )
- AMBARLAR ile AMBARLI
( Cevizlibağ - Zeytinburnu'nda. İLE Avcılar'da. )
- AMBERBARİS[Lat.] ile SARIÇALI/KADINTUZLUĞU/ÇOBANTUZLUĞU
( Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri sarı, meyvesi ekşi ve kırmızı renkte, kabuğu ve kökü solucan düşürücü ilaç olarak kullanılan bir bitki. )
( BERBERIS VULGARIS )
- AMBİ-/AMBO- ile/||/<> AMPH- ile/||/<> -AMBİ ile/||/<> BASİ-/BASİO-/BASO- ile/||/<> -DROME ile/||/<> MARG-
( İkisi, iki yanda, iki yönlü/taraflı [ambidekster: İki elini de kullanabilen kişi]. İLE/||/<> İkisi, iki yanda, hakkında, çevresinde, çift, ikili. İLE/||/<> Yürüme, yer değiştirme. İLE/||/<> Tabanla ilgili, alt kısımla ilgili, bazionla ilgili, yürüme. İLE/||/<> Gidiş, seyir. İLE/||/<> Kenar. )
- AMBLEM ile LOGO
( Çizgi ve resimle yapılan işaretler. İLE Bir ürünün, şirketin ya da hizmetin adının, harf ve resimsel öğeler kullanılarak simgeleştirilmesidir. )
- AMBLEM[Fr. < EMBLEME] değil/yerine/= SİMGE, BELİRTGE/BELİRTKE
- AMBLİYOPİ[Fr.] ile AMETROPİ[Fr.]
( Görme gücünde azalma, görme yitimi. İLE Gözdeki kırılma hatası. )
- AMBOLİ[Fr.] ile/ve/||/<> EMBOLİZM[Fr.]
( Yabancı bir nesne kütlesinin damarları tıkayarak kan akımını engellemesi. İLE/VE/||/<> Bir damarın kan pıhtısıyla tıkanması. )
- AMBULANCE değil AMBULANS
- AMBULANS SİRENİ ile POLİS SİRENİ ile İTFAİYE SİRENİ
- AMBULANS[Fr./İng. < AMBULANCE] değil HASTA TAŞIMA/NAKİL ARACI / CANKURTARAN
- AMD/KAST ile/ne yazık ki ŞİBH-İ AMD/KAST/ŞİBH-ÜL-HATÂ
( Niyet, kasıt, karar. İLE Birini kasten öldürme.[âlât-ı cârihadan olmayan bir şeyle] )
- AMEL:
ADÂLET ve/değil/||/<>/> İSTİKÂMET
- AMEL ile UYGULAMA(TATBİK)
- AMEL/E ile/ve/||/<> CAALE ile/ve/||/<> FAALE
( Eylemek/işlemek. İLE/VE/||/<> işlemek. İLE/VE/||/<> Kılmak. )
( Yineleme/tekrar edilme ve yön/istikamet varsa. İLE/VE/||/<> Yapı değişiyorsa. İLE/VE/||/<> Herhangi bir devinim/hareket ise. )
- AMELE[Ar. < ÂMİL] ile HAMELE[Ar. < HÂMİL]
( İşçi, emekçi, ırgat, amel eden. İLE Taşıyanlar, kaldıranlar. )
- AMELİNE GÜVENMEK ile/ve/değil/yerine ALLAH'A GÜVENMEK
- AMELİYAT:
GÖVDEDE ile/ve/<> ZİHİNDE
( Uyutmak gerek. İLE/VE/<> Uyandırmak gerek. )
- AMELİYAT TABURU ÇEŞMESİ :
( Bahçeköy'de Kilyos Yolu üzerinde ve şimdilerde cami olan eski kilisenin önünde ve yol kenarındaydı (H. 1333, M. 1914). Bu çeşme eskiden de vardı. Fakat askeri birlik olan Ameliyat Taburu tarafından onarıldığı için bu ismi almıştır. Görüldüğü gibi kitabesinden de bu anlaşılmaktadır: Bahçeköy çeşmesi olmuşdu zaman ile harab/ Ameliyat Taburu eyledi ta'mire şitab (1333)". Bu çeşme Kilyos yolunun genişletilmesi sırasında ortadan kaldırıldı. )
- AMENSALİZM[Fr.] ile/>< KOMENSALİZM
( Bi̇r bi̇tki̇ türünün aynı ortamdaki̇ başka bi̇r bi̇tki̇ türünden ötürü geli̇şememesi̇. Bir organizmanın ötekine zarar verip kendisinin etkilenmediği ilişki. İLE/>< Bir organizmanın yarar sağlayıp ötekinin etkilenmediği ilişki. )
- AMERİKA ARMUDU(AVOKADO) ile ÇAKAL ARMUDU ile DAĞ ARMUDU ile HİNT ARMUDU
( Defnegillerden, Amerika'da yetişen bir ağaç. | Bu ağacın, armuda benzer yemişi. İLE ... İLE ... İLE ... )
( PERSEA GRATISSIMA cum ... cum ... cum ... )
( AVOCADO (PEAR) vs. ... vs. ... vs. ... )
- AMERİKA BADEMİ ile HİNT BADEMİ ile TAS BADEMİ
- AMERİKA BİZONU ile AVRUPA BİZONU, BONNACON, VAHŞİ İNEK ile HİNT BİZONU, GAUR
( Dışkılarını, 70 metrenin üzerinde bir mesafeye püskürterek kendilerini savunurlarmış. [Ortaçağ dönemine ait metinlerden] )
- AMERİKA ELMASI ile DAĞ ELMASI/YABANİ ELMA ile DEVE ELMASI ile FİL ELMASI ile KİRAZ ELMASI ile PAMUK ELMASI ile LÜBNAN ELMASI[TUFFÂH-İ LÜBNÂN] ile YER ELMASI/BADAT/TUFFÂH-ÜL-ARZ[Ar.]
- ROCKY DAĞLARI:
AMERİKA'DA ile/ve/||/<> KANADA'DA
- AMERİKA ÜZÜMÜ ile AYI ÜZÜMÜ ile BEKTAŞÎ ÜZÜMÜ ile ÇAVUŞ ÜZÜMÜ ile DENİZ ÜZÜMÜ ile KÖPEK ÜZÜMÜ ile KUŞ ÜZÜMÜ ile TİLKİ ÜZÜMÜ
- AMERİKA VİZONU ile AVRUPA VİZONU
( ... İLE Avlanma sırasında, nabızları, dakikada 300 kez atabilmektedir. )
( MUSTELA VISON cum MUSTELA LUTREOLA )
- AMERİKAN BEZİ = KAPUT BEZİ
- AMERİKAN İNGİLİZCESİ ile İNGİLİZ İNGİLİZCESİ
- AMERİKAN TİMSAHI ile TİMSAH[Ar.]
( Tatlı suda yaşarlar. İLE Bazıları tuzlu suda yaşarlar. )
( Karada saldırgan değildir. İLE Büyük ve saldırgandır. )
( Tek çenelerini kullanırlar. İLE İki çenelerini de kullanırlar. )
( ... İLE Daha uzun ve daha dar burunları vardır. Gözleri daha öndedir. Dördüncü dişleri alt çeneden dışarı taşar. )
( Mide özsularında, demir ve çeliği eritmeye yetecek kadar hidroklorik asit vardır. )
( ARCHOSAURIA: Timsahları, dinozorları ve kuşları içeren sürüngen öbeği. )
( CAYMAN[Amazonlar'da] ile ... )
( [kökeni/etimolojisi] EL LAGARTO DAS INDIAS[İsp. Hint kertenkelesi] ile KROKODEILOS[Yun.]: Kertenkele. [İlk kez Heredot kullanmıştır.] )
(
|
|
)
( 
Tarihin en büyük timsahı. [Avustralya, 1957. boyu 8,6 m.] )
( Yaşamları boyunca, 2000 civarında diş değiştirirler. İLE ... )
( Anne timsahlar, yuvalarındaki yumurtaların üstünde yatma olanağı bulamazlarsa yumurtaların serin ortamda büyümesiyle dişi timsahlar çıkıyor. Üzerlerinde yatma olanağı bulurlarsa yumurtaların sıcak ortamda büyümeleri sonucunda eril timsahlar çıkıyor. )
( 68 dişleri vardır. )
( Timsahlar, terlemez. )
( ... ile TİMSÂH[çoğ. TEMÂSÎH] )
( ... ile NEHENG/NİHENG[çoğ. NEHENGÂN] )
( ALLIGATOR vs. CROCODILE )
( ... cum CROCODILUS )
- AMERİKYUM[Fr. < AMERICIUM] = AMERİSYUM
( Atom numarası 95, yapay olarak elde edilen aktinitlerden bir öğe. [simgesi: Am] )
- AMFİ:
YUNAN ile/ve/||/<>/> ROMA
- AMFİ[Fr. < AMPHI] ile ODEON[Fr.]
( Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen yapı. | Yunan ve Roma'da açık hava tiyatrosu. | Basamak basamak yükselen yer biçimi. İLE Temelde müzik icra edilen, genelde üstü kapalı amfi tiyatro biçiminde inşâ edilen yapılardır. | Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer. )
- AMFİZEM/EMFİZEM[FR. < EMPHYSÈME] değil/yerine/= SÜREĞEN BRONŞİT | HAVA YA DA GAZ GİRMESİ SONUCUNDA, BİR GÖZENİN/DOKUNUN ŞİŞMESİ | HAVA HAPSİ
- AMFOTER ile/||/<> NÖTR
( Amfoter hem asit hem baz İLE nötr ne asit ne bazdır )
( Formül: Al(OH)₃ İLE H₂O )
- AMİDA[Japonca](AMİTABHA[Sansk.]) ile
( Arık Ülke'yi yönettiği varsayılan Buda'nın adı. Öyküye göre önceleri bir kralken tahtını bırakıp kaçınık derviş yaşamını benimsemiş, Bodhisattva'lık yeminleri etmiş. Bu yeminlerden birine göre adını içtenlikle anan herkesin ölümünden sonra "Arık Ülke"de tekrardoğumunu sağlamadıkça, en yüksek aydınlanmaya ulaşmamaya and içmiş. bkz. Jodo )
- AMİGDALA YOLU ile/ve/||/<> NEOKORTEKS YOLU
( Kısa ve hızlı. İLE/VE/||/<> Uzun ve yavaş. )
- ÂMİL KUVVET ile/ve FAİL KUVVET
( Etken. İLE/VE Etkin. )
- AMİLAZ[Fr. < AMYLASE] ile/||/<> AMİLOZ[Fr.] ile/||/<> ENZİM[Fr. < ENZYME]
( Bir kimyasal tepkimeyi gerçekleştiren ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik nesne. İLE/||/<> Nişastasının %20'sini oluşturan, boyanabilir nesne. | Dokuların özel bir nesneyle dolmasından ileri gelen sayrılık. İLE/||/<> Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim. )
- AMİN[Fr. < AMONYAK] ile ÂMİN[Ar. < İbr.]
( Kimya terimi. [Amonyaktaki hidrojen yerine tek değerli hidrokarbonlu köklerin geçmesiyle oluşan ürünlerin genel adı.] İLE Dua. ["Allah kabul etsin" anlamında, duaların arasında ve sonunda kullanılır.] )
- AMINIZA[Tr.] ile/değil HAMINIZA[Azr.]
( ... İLE/DEĞİL Hepinize. )
- ÂMİR ile/ve/||/<> EMÎR
( Tek ve tekil buyruk/emir veren. İLE/VE/||/<> Çok ve çoğul buyruk/emir veren. )
- AMİRAL ile VİSAMİRAL[Fr.]
( ... İLE Amiralden bir rütbe aşağıdaki deniz subayı. )
- AM[İ]YOTONİ ile/||/<> AM[İ]YOTROFİ
( Kas gergi yitimi. İLE/||/<> Kas erimesi. )
- ÂMM ile/||/<> ÂMME EMLAKI ile/||/<> ÂMM VE ŞÂMİL ile/||/<> ÂMME ARÂZİSİ
( Genel/umumi, herkese ait. İLE/||/<> Kamu taşınmaz malları. İLE/||/<> Genel ve kapsamlı. İLE/||/<> Kamu toprağı. )
- ÂMM[Ar.] ile AMR[Ar.]
- AMME HÜKMİ ŞAHSİYETİ[Ar.] değil/yerine/= KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ
- AMNEZİ[Fr. < AMNESIE] ile PARAMNEZİ
( Bellek yitimi. İLE Bellek bozukluğu. )
- AMNİYON/AMNİYOS[Alm. < Yun. < AMNION/AMNIOS] değil/yerine/= DÖL KESESİ
( AMNİYOSKOPİ[Fr.]: Amniyos sıvısının incelenmesi. )
- AMNİYON/AMNİYOS ile/||/<> AMNİYON SIVISI ile/||/<> AMNİYOSENTEZ
( Sürüngenlerde, kuşlarda ve memelilerde dölütü[embriyoyu] saran ve içinde amniyon sıvısı bulunan zar.[Karada yumurtlayan hayvanların tümünün yumurtasında da bulunan amniyon, balıkların ve kurbağagillerin yumurtalarında yoktur.] İLE/||/<> Amniyon kesesi içinde bulunan ve dölütün[embriyonun] nemli, su içeren bir ortamda yüzmesini sağlayan sıvı. İLE/||/<> Genellikle gebeliğin ikinci ya da üçüncü evresinde/trimesterinde yapılan doğum öncesi test.[Fetüsteki Down Sendromu gibi genetik bozukluklar ya da kromozonal bir durum olup olmadığının tanımlanabilmesi için kullanılır. Amniyosentez sırasında fetüsü çevreleyen amniyotik keseden az miktarda amniyotik sıvıyı çıkarmak için ince bir iğne kullanılır. Bu sıvı örneği daha sonra laboratuvarda test edilir. Gebelik sırasında fetüs, amniyotik kesenin içinde büyür. Amniyotik sıvı, fetüsü çevreler ve korur. Fetüsün bazı gözelerini de içerir.] )
- AMONYAK[Fr.] ile AMONYUM[Fr. < AMMONIUM]
( Azot ve hidrojen birleşimi olan, keskin kokulu bir gaz. [NH3] | İçinde bu gazın eritilmiş bulunduğu su. İLE Amonyaklı tuzlarda maden rolü oynayan bir birleşim kökü. [NH4] )
- AMONYAK/NIŞADIRRUHU ile/ve/<> NIŞADIR[Fars.] ile/ve/<> NIŞADIRKAYMAĞI
( ... İLE/VE/<> Amonyak tuzu. İLE/VE/<> Amonyum karbonat. )
- AMORE ve/||/<>/< MORE ve/||/<>/< ORE ve/||/<>/< RE
( Sevgi/Aşk. VE/||/<>/< Ahlâk. VE/||/<>/< Söz. VE/||/<>/< Eylem. )
- AMORTİSMAN[Fr. < AMMORTISSEMENT] değil/yerine/= YIPRANMA/AŞINMA PAYI
( Belirli bir borcun azar azar ödenmesi. | Bir kuruluşa yatırılan paranın, belirli bir süre içinde kazançtan ayrılan parayla geri alınması. )
- AMPER ile VOLTAMPER[Fr.] ile KİLOAMPER ile MİKROAMPER
( Elektrik akımında şiddet birimi. İLE Dalgalı gerilimde, 1 voltluk bir gerilim altında, 1 amperlik bir akımın ürettiği güç birimi. İLE Değeri bin amper olan akım şiddeti birimi. İLE Amperin milyonda birine eşit akım şiddeti birimi. )
- AMPİR[Fr. < EMPIRE] -
( Fransa'da ortaya çıkıp daha sonra Avrupa'ya yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb.ne ait bir üslûp. )
- AMPİRİK/EMPİRİK[İng. < EMPIRICAL] değil/yerine/= DENEYSEL/DENEYİMSEL, GÖRGÜL / DOLAYSIZCA
- AMPİRİK ile EMPİRİK
( İkisi de aynı anlamda fakat seslendirilişleri kişilerin yeğlemesine göre değişiyor. )
- AMPLİFİKASYON ile/||/<> AMPLİFİKATÖR ile/||/<> AMPLİFİYE ETMEK
( Çoğaltma, artırma, güçlendirme. İLE/||/<> Yükselteç. İLE/||/<> Çoğaltmak, artırmak, güçlendirmek. )
- AMPLİFİKASYON/AMPLİFİKATÖR[Fr. < AMPLIFICATEUR] değil/yerine/= YÜKSELTME/YÜKSELTEÇ
( Alçak ya da yüksek frekanslı akımların, yararlı etkilerini artırmaya yarayan araç. )
- AMQP/ADVANCED MESSAGE QUEUING PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= İLERİ MESAJ DİZİSİ PROTOKOLÜ
- AMÛD ile/||/<> SEMEK
( Dikme. | Yükseklik. İLE/||/<> Yükseklik. )
- AMUT/AMUD(UYLA)[Ar.] ile ÂMÛT[Fars.] ile HAMUD(UYLA)[/HAMUTFars. < HAVUT / (Slav.?)]
( Sütun, direk. | Değnek, sopa. | Başka bir hatla 90 derece açı yaparak birleşen hat, dikme. | Kumandan/komutan, önder. | Dik, dik durumda. Dikme, direk, sütun. İLE Yalçın kayalarda ve yüksek yerlerde bulunan kuş yuvası. İLE Deve semeri. | Arabaya koşulan hayvanın boynuna geçirilen ağaç ya da meşin çember. )
- ÂN ve MEKÂN ile/ve/||/<> ZAMAN ve ZEMİN
- AN[Ar.] ile ÂN[Ar.]
( -dan, -den. [ANH, ANHÂ] İLE En kısa süre. )
- AN ile AN ile AN
( Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir bölümü. Kıpı, lahza, dem. İLE İki tarla arasındaki sınır. İLE Canlının, duygu ve davranışlar dışındaki süreç ve etkinliklerinin bütünlüğü.[An bulanıklığı/yorgunluğu.] )
( MOMENT vs. EDGE vs. MIND )
- AN ile/ve/||/<>/> ANI
- ÂN ile ÂN-I DAİM
( ... İLE Güneş. )
- TİN/AN ile/ve/||/<> ANLAK ile/ve/||/<> ANLIK ile/ve/||/<> US
( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )
( Akıl;
* Sınır tayin eder;
* Kendine rakip kabul etmez;
* Buyurucudur )
( Akıl yönetimindeki zihin, düşünceyi verir. )
( Ayna güneşi çekmek için hiçbir şey yapamaz. O sadece parlaklığını koruyabilir. Zihin de hazır olur olmaz güneş onun içinde parlar. )
( Karmaşamız(teşevvüş), yalnızca zihnimizdedir. )
( Berrak bir zihin ve temiz bir kalp için çaba gösterin. )
( Duygu ve düşünceyi olağan koşullarda ayırd edemeyiz, ancak akıl bunu sağlar. )
( Zekâ, özgürlüğe açılan kapıdır ve uyanık dikkat, zekânın anasıdır. )
( Zekâ, bilme gücünün, zihindeki yansımasıdır. )
( Zekâ, doğruluk, Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )
( Our confusion is only in our mind.
Seek a clear mind and a clean heart. )
( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Türevsel bir yeti/meleke olarak müdrike. İLE/VE/||/<> Çıkarım yetisi/melekesi olarak akıl.[bkz. KANT] )
( GEIST mit/und/||/<> INTELLIGENZ mit/und/||/<> VERSTAND mit/und/||/<> VERNUNFT )
( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )
( SOUL vs./and/||/<> INTELLIGENCE vs./and/||/<> MIND vs./and/||/<> REASON )
- ÂN ve/||/<>/> CÂN ve/||/<>/> CANÂN ve/||/<>/> CİHÂN
- ÂN ile/<> ESNÂ
( En kısa zaman birimi. İLE/<> Ara, aralı, vakit, sıra. )
- AN ve/<> VAKİT ve/<> ZAMAN
- ANA ARTER değil ARTER
- ANA ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA UC
- ANA GİBİ YÂR, BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ değil ENÂ GİBİ YAR(UÇURUM), BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ
- ANA KUCAĞI ve/<> BABA OCAĞI
- ANA OMURGA değil OMURGA
- ANÂ'[Ar.] ile ÂNÂ'[Ar. < ÂNÎ] ile A'NÂ'[Ar. < İNV] ile ANA[Ar.]
( Güçlük, zahmet, meşakkat. İLE Gece yarısı vakitleri. İLE Taraflar, nâhiyeler. İLE "Anne" sözünün/hitabının kısaltılmışı. )
- ANA değil/yerine/= ONA
- ANABOLİK ile/||/<> ANABOLİZM[A] ile/||/<> ANABOLİZAN ile/||/<> ANAEROB[İK] ile/||/<> ANAEROP
( Özümsel/yapımsal. İLE/||/<> Özümleme/yapım. İLE/||/<> Dirimleyici. İLE/||/<> Oksijensiz [yaşayan], havacıl olmayan, havasız, oksijensiz. İLE/||/<> Hava sevmez. )
- ANABOLİZMA[Fr.] ve/||/<> ANABOLİZAN[Fr.]
( Özümleme işlemlerinin tümü. VE/||/<> Proteinlerin kolay sentezlenmesini sağlayıp aşırı parçalanmasını azaltarak özümlemeyi artıran nesne. )
- DOĞUM/DOĞAN:
ANADAN ile/ve/<> EĞİTİMDEN ile/ve/<> KENDİNDEN
( Beşer/beden. İLE/VE/<> İnsan. İLE/VE/<> Adı anılan/anılmayan. )
- ANADOLU BİLGELİĞİ ve/> ANTİK MISIR ve/> ANADOLU BİLGELİĞİ
- ANADOLU HİSARI(GÜZELCEHİSAR/YENİCEHİSAR) ile/ve ANADOLU HİSARI
( Kale. [65 x 80 m.lik bir alanı kaplar. Duvarları 2.5 m. kalınlığındadır. 3 kulelidir.] İLE/VE Semt. [Adını bu kaleden almıştır] )
- ANADOLU HİSARI ile/ve ANADOLU KAVAĞI ile/ve ANADOLU FENERİ
( Kanlıca - Kandilli arasındadır. İLE/VE Boğaziçi'nin kuzeyinde, Karadeniz'in başlangıcındadır. )
- ANADOLU ile ASYA (KITASI)
- ANADOLU KÜLTÜRÜ ile/ve/<> ANADOLU KÜLTÜRLERİ
(
)
- ANADOLU MESLEK LİSESİ :
( Darüşşafaka Mahallesindeki Cumhuriyet Lisesi bünyesinde açılmış ve eğitim vermektedir. )
itibarı ile 34.754 başlık/FaRk ile birlikte,
34.754 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(7/140)
(1996'dan beri)