Davranış ve Tutumlarımızın tüm ilişkilerimizdeki yansımalarını görebiliriz...
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 9.862 başlık/FaRk ile birlikte,
9.862 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(13/41)
- EZOTERİK RİTÜEL ile/ve/<> DİNSEL RİTÜEL
( İçselliği geliştirici. İLE/VE/<> Dışsallaştırıcı. )
- FACEBOOK ile X/TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE
( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )
( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )
- FAHİŞ[Ar.] değil/>< NARH[Fars.]
( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. DEĞİL/>< Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinme maddeleri için devletçe saptanan fiyat. )
- FAITH[İng.] ile/değil FATİH
- FÂİZ ve/||/<>/> FÂHİŞ[çoğ. FUHUŞ]
- FAİZ ile HİZMET
( INTEREST vs. SERVICE )
- FAKÎR[< FAKR][çoğ. FUKARÂ] -ile
( DERVİŞ, ALÇAKGÖNÜLLÜ, DÜNYALIĞI AZ OLAN, YOKSUL, PARASIZ | ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK GÖSTEREREK "BEN" ANLAMINA GELEN )
- FAKİR OLUP DA SABRETMEK ile/ve/<> ZENGİN OLUP DA ŞÜKRETMEK
( İkisi de "pek kolay değil" diye "görülse/zannedilse" de asıl olan, her koşulda ve özellikle de uclarda ve uçurumlarda, yani maddî fakirlik ve zenginlikte, sabır göstermek ve şükrü edâ etmektir. )
- FAKİRİN CANI değil/yerine "ZENGİNİN" MALI
- FANATİK değil/yerine/= BAĞNAZ/TUTKUN
- FANATİKLEŞ(TİR)ME ile/ve/||/<> TARAFTARLAŞ(TIR)MA
- FANATİZM[İng. FANATICISM | Fr. < FANATISME] değil/yerine/= BAĞNAZLIK
- FÂRİG[< FERAĞ] ile VAZGEÇMİŞ, ÇEKİLMİŞ | RAHAT
( VAZGEÇMİŞ, ÇEKİLMİŞ | RAHAT )
- FARK ET! ve/||/<> HAK ET!
- FARK ETMEK ile/ve/<> DOĞRULAMAK
- FARK:
"ÜSTÜNLÜK"/"OLUMSUZLUK"/"YIKICI"
değil
AYRIM/ARTI/EK/ÖZELLİK/YAPICI
- FARK ile/ve/=/||/<> DİKKAT
( DIFFERENCE vs./and/=/||/<> ATTENTION )
- FARKINDALIK ile/ve/||/<> DUYARLILIK
- FARKINDALIK ile/ve/<> İÇ GERİLİM
- FARKINDALIK ile/ve/||/<> MESAFELİ FARKINDALIK
( AWARENESS vs. DETACHED MINDFULNESS )
- FARKINDALIK ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- FARKINDALIK ile/ve/||/<>/> PLANLANMIŞ FARKINDALIK
- FARKINDALIK ile/ve/<> SORUNSALLIK
- FARKINDALIK ve/<> ÜMİT
( Paylaş! VE/<> Aşıla! )
( Yeni yılda da, sağlıklı ve mutlu AN'lar yaşamak üzere, Farkındalık'larımızı paylaşıyor ve birbirimize, -en azından gülümseyerek :)- Ümit aşılamaya devam ediyoruz... :) )
- [ne yazık ki]
FARKINDA OLMAMA ile/ve/<> KABUL ETMEME
- FARKLI AÇILARDAN ve/||/<> BÜTÜNCÜL BAKMAK
- FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI ile/ve/değil/||/<> FARKLI BİR TANIM
- FARKLILIKLAR VE ÇİRKİNLİKLER ile/yerine FARKLILIKLAR VE GÜZELLİKLER
- FARK'TA KALMA ile ÖZDEŞLEŞME
( Eminliğin oluşmamasına düşürür. İLE Aklın, askıya alınmasına neden olur. )
- FASÂHAT[Ar.] ile FAZÂHAT[Ar.]
( İyi ve açık konuşma, iyi söz söyleme becerisi, uzdillilik. İLE Alçaklık, edepsizlik. )
- FÂSIK ile/ve/<> FÂCİR
- [ne yazık ki]
!FAŞİST[< FASCES BALTASI] -<
- [ne yazık ki]
!"FAŞİST/LİK" ile/değil/yerine !ZORBA/LIK
- FATİH KARATAŞ ve/||/<> BAHATTİN HEKİMOĞLU
( )
- FAYTON SEFÂSI değil ATLARIN CEFÂSI
- FÂZIL[Ar.] değil/yerine/= ERDEMLİ KİŞİ
- FAZÎLET ile/ve/||/<> MENFAAT ile/ve/||/<> MASLAHAT
( Bireyde. İLE/VE/||/<> Toplulukta. İLE/VE/||/<> Toplumda. )
- FAZLA ALÇAKGÖNÜLLÜKTE/TEVÂZÛDA:
RİYÂ ile/ve/||/<> GERÇEK
( Fazla tevâzû gösterme, riyâdan sayarlar. İLE/VE/||/<> Fazla tevâzû gösterme, gerçek sayarlar. )
( [Fazla alçakgönüllük göstermek] İkiyüzlülük olarak yorumlanabilir. İLE/VE/||/<> İncelik olarak yorumlanmayıp çarpıtılarak, genelde de bilindiğiniz ya da göründüğünüz kadar incelikli olmadığınız biçiminde yorumlanabilir. )
- [ne yazık ki]
(FAZLA) BASKI ve/||/<>/>/< İHMAL
- FAZLA FEDÂKÂR/LIK
ve/||/<>/>/ne yazık ki
(FAZLA) VEFÂSIZ/LIK
( Fedâkârlığın fazlası, vefâsızlığa neden olur. )
- FAZLA KONUŞMAK ile/değil/yerine GEREĞİNDEN FAZLA KONUŞMAK
( Kişinin, "Fazla konuşmak" diye bir durumu ol(a)maz fakat belirli/belirsiz bir konuda/alanda/olguda, gereğinden fazla konuşması söz konusu olabilir. [Kişinin, doğadaki fiziksel donanımlarının yetersizliğini giderecek olanın, beyni ve zihni olmasından dolayı ve bunu da, geri dönülmez bir duruma girmeden önce gidermek, çözüm üretmek üzere dili ve konuşma becerisi karşılar. Modern dönemlerde gelinmiş kopukluklar, hızlı ve kısa/kesik sözler kullanma "çabası/beklentisi" nedeniyle de "konuşmanın fazlası" diye bir olgu, durum geliştirilemez ve/ya da bu kişisel/düşük "beklentinin" karşılanması, çevremizdeki kişilerden beklenilemez!] )
- FAZLA SAFLIK ile/ve/> İHÂNET
( Bazen fazla saflık da ihanetin nedeni/kaynağı olabilir. )
- FAZLA SAMİMİYET ile/ve/||/<> ÇOK SEVGİ ile/ve/||/<> ÇOK İYİLİK
( Saygıyı azaltır. İLE/VE/||/<> Nankörlük getirir ve sevileni uzaklaştırır. İLE/VE/||/<> Suistimal edilir. )
- [ne yazık ki]
(FAZLA) ŞIMARTILAN ÇOCUK ve/||/<>/> KENDİNDEN NEFRET EDEN ÇOCUK
- FEDÂ ile/değil/yerine/>< ELVEDÂ
( Sevene can fedâ; sevmeyene elvedâ. )
- FEDÂKÂRLIK:
YAPTIKLARIN ile/değil YAPMADIKLARIN
( Başkaları için. İLE/DEĞİL Kendin için. )
- FEDÂ(KÂRLIK) ile FERÂGAT
( Sadakat. İLE/VE/||/<> Sevgi. )
( Mal/dan vermek. İLE/VE/||/<> "Can vermek" ve candan vermek. )
( Babadan gelen. İLE/VE/||/<> Anneden gelen. )
( Bedel ödemek. İLE/VE/||/<> Muhabbet. )
- FEDÂKÂRLIK değil/yerine HAK/LAR
- VAZGEÇME/FEDÂKÂRLIK[Ar.] değil/yerine/= ÖZVERİ, EL ÇEKME
( Temiz ve özverili bir hayat yaşayın, bu yeter. )
( Live a clean, selfless life, that is all. )
( EXTREME DEVOTION vs. SELF-SACRIFICE )
- FELSEFE:
DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> BİLMEK ve/||/<>/> YAŞAMAK
- FELSEFE:
İYİLİK ve/<> GÜZELLİK ve/<> DOĞRULUK
- FELSEFE KONUŞMAK:
KEYFÎ değil ZORUNLULUKLA
- FELSEFE ve/||/<> AŞK ve/||/<> SANAT
( "Evet!" diyememektir. VE/||/<> "Hayır!" diyememektir. VE/||/<> Soruyu anımsayamamaktır. )
- FENÂ ile/ve/||/<> MAHV
( Yok olma, yokluk, geçip gitme. | Kötü, iyi olmayan, uygunsuz olan. İLE Yok etme, ortadan kaldırma, harâb etme, perişân etme, batma, bitme, yok olma. | [tas.] Kişisel/beşerî eksikliklerden/yetersizliklerden/olumsuzluklardan kurtulma durumu/hâli. )
- FERÂGAT AHLÂKI > AŞK AHLÂKI
- FERÂGAT ile/ve/<> TESLİMİYET
- FERAH FEZA (OTURMAK)
- FERAH FUHUR (YAŞAMAK)
- FERAHLATMA ve/<> KOLAY(LIK)(ÂSÂN[Fars.])
- FERÂSET[< FERES] ile/ve/||/<>/> SALÂT
( 1. ile/ve/||/<>/> 2. )
- FERDİYET-İ SELÂSE:
ZÂT ve/||/<>/> İHTİYÂR/İRÂDE ve/||/<>/> SÖZ/EYLEM
- FERİH[Ar.] ile SÜRÛR
( Çok sevinçli, neşeli. İLE Neşe. )
- FEVERÂN[Fars.] ile KAYNAMA | FIŞKIRMA
( KAYNAMA, GALEYAN ETME | FIŞKIRMA )
- FEVRÎ[Ar.] değil/yerine/= PARLAGAN
- FEYZ-İ AKDES ile/ve/<> FEYZ-İ MUKADDES
( AN'da. İLE/VE/<> Zamanda. )
( ZÂT ÂLEMİNDEN GELEN TECELLİYÂT | EN KUTSAL TECELLÎ, MÂNÂ ile/ve/<> SIFAT ÂLEMİNDEN GELEN TECELLİYÂT, MADDE )
( ŞEFKAT ile/ve/<> KARŞILIKLI (KOŞULSUZ) SEVGİ )
- FİİL ile/ve DAVRANIŞ ile/ve EYLEM
( İş üretir. Durumu değiştirmektir. İLE/VE Psişik durumların dışavurumu. İLE/VE Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
- FİL ile ZÜCCACİYE DÜKKANI
- FİLİZLEMEK ile FİLİZLENME ile FİLİZLENMEK ile TOMURMAK
( Bitkilerin, gereğinden çok olan filizlerini kırmak. İLE Yumruların üzerinde, ince uzun filizlerin belirmesi biçiminde görülen patates hastalığı. İLE Filiz vermek. | Gelişmeye, büyümeye başlamak. İLE Ağacı dibinden kesmek. | Ağaç ve asmalarda filiz vermek üzere gözler kabarmak, tomurcuklanmak. | Şişip kabarmak. )
- FİLOZOF:
ANLAŞABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZLAŞABİLEN
- FİLOZOF ile/ve/||/<>/> DERVİŞ
( Bildikçe, ölür. İLE/VE/||/<>/> Öldükçe, bilir. )
- FIRLAMAK ile YEKİNMEK
( ... İLE Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak. )
- FIRSAT ile/ve/||/<> BAHANE
- FIRSAT ile/ve/<> CESÂRET
- FIRSATÇI/ÇIKARCI ile/değil KÂMİL
- [ne yazık ki]
!FIRSATÇILAR ile/ve !KONFORCULAR
- FIRTINADAN ÖNCE ...:
DUVAR ile/değil/yerine/>< DEĞİRMEN
(İNŞÂ ETMEK)
- FİŞFİKLEMEK ile KIŞKIRTMAK
- FİŞLE(N)ME ile/değil/yerine/||/<>/< İŞLE(N)ME
- FİTNE ile/değil/yerine/>< FİTRE
- FİTNE ile/ve/=/||/<> ZAAF
- DOĞA/FITRAT ve/<> İLKELİLİK
- FİTRE ile/ve SADAKA
( Ramazan ayı boyunca. [Bayram namazına kadar] İLE/VE Ramazan ayı dışında. )
( ... İLE/VE Tüm nesne/bitki/hayvan ve hizmetler. )
- FİYASKO[İt. FIASCO < Cerm.] ile/ve SKANDAL[Fr. < SCANDALE]
( Bir girişimde, gülünç ve başarısız sonuç. İLE/VE Ayıp sayılacak bir durumun çıkaracağı gürültü. | Büyük yankı uyandıran, utanç verici ya da küçük düşürücü olay. )
( Böyle kuşun, böyle kuyruğu olur. )
( FIASCO vs./and SCANDAL )
- FİZİBİLİTE değil/yerine/= YAPILABİLİRLİK/UYGULANABİLİRLİK
- GÜÇ (FİZİKSEL) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL
- FLASİDİTE/FLACCIDITY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEKLİK
- FOBİ ile/değil/yerine/>< HOBİ
- FOLKLOR ile GELENEK
- FORMASYON[Fr., İng.] değil/yerine/= YETİŞİM
- [ne yazık ki]
"FORMÜL" ile/ve/<> "SLOGAN"
( [ne yazık ki] İlkesizlerin aradıkları/başvurdukları. İLE/VE/<> Düşün(e)meyenlerin aradıkları/başvurdukları. )
- FRAJİL[İng./Fr. FRAGILE] değil/yerine/= KIRILGAN
- FREN YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> HIZ KESMEK
- FUHUŞ ile/ve/||/<> GABİN
( ... İLE/VE/||/<> Alışverişte, satın alınan mala ödenilen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )
- FÜTURSUZCA ile/ve/||/<> HUNHARCA
- GAZAP/GADAB[Ar.] değil/yerine/= ÖFKE, HİDDET, KIZGINLIK
- GADAP/GADAB ile/ve/||/<> GİRDAP/GİRDAB
- GADİR["ga" uzun okunur] ile GADÎR[Ar. çoğ. GUDERÂ', GUDÜRÂN]
( Gadreden, ihanet eden, fenalık eden. İLE Sel ile oluşan birikinti su, durgun su, göl. | Küçük ırmak. )
- GÂFİL (OLMAK) değil/yerine/>< ÂRİF (OLMAK)
- [ne yazık ki]:
GAFLET ile/değil/yerine/||/> İHÂNET
- GAFLET ile/ve KİBİR
- GAFLET >< VAHDET
( Gitsin! >< Gelsin! )
- GALEYANA GE(TİRİ)LMEK ile/ve/||/<> OYUNA GE(TİRİ)LMEK
- GÂLİP ile/ve/değil/<> GARİP
( Galip gelen, garip olur/hisseder. )
- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]
( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )
- GAM ile/değil/yerine KAYGI
( Uyku getirir. İLE Uyutmaz. )
( Kalbe zarar verenler. )
- GAMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"
- GARANTİCİ/LİK ile/ve/değil/||/< KORKAK/LIK
( Doğru yolu görüp de gitmemek, korkaklıktır. )
- GARÎB ve/<> KARÎB
( Garib olan, karîb olur. )
- GARİPSEMEK ile YADIRGAMAK
( TO FIND STRANGE vs. TO REGARD AS A STRANGER )
- GARİZ değil GALİZ
( Kaba ve çirkin. )
- GASP değil/yerine/>< FERÂGAT
- GASTRONOMİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ASTRONOMİ
( Damağını tatmin etmek için yaşamını yok etmek/eden olmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Uzayın/doğanın derinliklerini araştırmak/araştıran olmak. [gerek] )
- GAYR değil/yerine AKIL
- GAYRET[Ar.]/EFOR[Fr./İng. < EFFORT] (ETMEK) değil/yerine/= ÇABA/LAMAK
- GAYRET ile GERİLİM
- GAYRET ve/||/<>/< HAYRET
- GAYRET ve/||/<>/> RİAYET
- GAYRİ İHTİYARİ ile DİRENÇ/İSTEM/İSTENÇ DIŞI/KENDİLİĞİNDEN
- GAYRÎ ile/değil/yerine DAHİLÎ
- GAYÛR[< GAYRET] değil/yerine/= GAYRETLİ, ÇOK ÇALIŞKAN | DAYANIKLI [GAYYÛR değil!]
- GAZ VERMEK" ile/değil/yerine/||/<>/>< "GAZ ALMAK"
- GAZ ve/<> KABIZLIK/İNKIBAZ
- GAZETE OKUMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine KİTAP OKUMAK
- GAZETECİ/LİK ile/ve/değil/||/<> YAZAR/LIK
- GÂZİ ile GÂZİ ile GAZÎ
( Savaştan, sağlam ya da (az/çok) yaralı çıkan. İLE Mustafa Kemal ATATÜRK İLE "Gezi" için gaz yiyen. )
- GEBELİK ile/ve/||/<>/> EBELİK
( Ben/sen. İLE/VE/||/<>/> Ben/o. )
- GEÇ!:
EMİR VERMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< DÜŞÜNCESİNİ/İSTEĞİNİ DÜMDÜZ SÖYLEMEK
( Bazı/çoğu (bilgisiz/görgüsüz) kişi/ler, bazen/çoğunlukla kendini, herkesin/herşeyin merkezinde "görenler"/zannedenler, başkalarına söylediklerini, emir olarak değil zihninde ne varsa, hiçbir dilbilgisine sahip olmadan ya da uymadan, kabalıkla söyler. Bunu görür görmez, anladığımız anda, üstlerine fazla gitmemek ve bunları karıştırmamak gerekir. [Bazen de hadlerini bildirmek gerekiyorsa bildirilebilir tabii.] )
- GEÇ EVLENMEK ile/değil/yerine/>< GENÇ EVLENMEK
- GEÇ KALMAK ile/değil/yerine GENÇ KALMAK
- GEÇ KALMAK ile/değil YETİŞEMEMEK
( Asla, "çok geç" değildir! )
- GEÇ KALMIŞLIK ile/ve/||/<> GERİ DÖNÜLEMEZLİK
- GEÇ TANIMA/ANLAMA! değil/yerine GENÇKEN TANI/ANLA!
- GEÇ YAŞTA ile/değil/yerine GENÇ YAŞTA
- GEÇ ile SON ANDA
- GECESEFÂSI ile GECE SEFÂSI
( İkiçeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. İLE Yaz gecelerinde, havanın ve doğanın güzelliklerini yaşamak üzere yapılan etkinlik, yürüyüş, dolaşma. )
- GEÇİCİ ÇÖZÜM ile/ve/değil/||/<>/< ARA ÇÖZÜM
- GEÇİCİ/LİK ile/ve/<> GEÇİŞLİ/LİK
- GECİKME ile/ve/<> "FİJİ ZAMANI"
( ... İLE/VE/<> Fiji'lilerin randevuya geç kaldıklarındaki mazeretleri ve sözleri. )
- GECİKTİRME ile/ve/değil/yerine/<> ÖTELEME
- GEÇİLEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİŞTİRİLEMEZ
- GEÇİMSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SEVGİSİZ/LİK
- GEÇİRMEK ile GEÇİŞTİRMEK
- GEÇİŞ KARTINI:
YAVAŞ BASMAK ile/değil/yerine ÜZERİNDE TUTMAK/BEKLEMEK
- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/||/<> ATLAMAK
- GEÇİŞTİRMEK ile/değil/yerine DİNDİRMEK
- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> "İDARE ETMEK"
- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> ÖTELEMEK
- GEÇMEK ile ATLAMAK
- GEÇMİŞ ile/ve/değil/||/<> GELENEK
- GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK
- GEÇMİŞE SAPLANIP KALMAK değil/yerine/>< GEÇMİŞİ DE DİKKATE ALMAK
- GEÇMİŞE SAPLANMAMAK ve/||/<> GELECEĞE ODAKLANMAMAK
- GEÇMİŞİN, BİZİ BIRAKMAMASI değil/yerine/></> BİZİM, GEÇMİŞİ BIRAKMAMIZ
- GEÇMİŞİN KÖLESİ OLMAK değil/yerine/>< GELECEĞİN MİMARI OLMAK
- GEÇMİŞİNDE YAŞAMAK" ile/ve/<>
"GELECEKTE YAŞAMAK" |
değil/yerine/><
ŞU ANDA OLMAK
( | Pişmanlık, suçluluk, şikâyet, üzüntü ve kızgınlık yaşatır. İLE/VE/<> Kaygı, gerginlik, huzursuzluk yaşatır. |
DEĞİL/YERİNE/><
Özgürlük, neşe, hafiflik, bilgelik yaşatır. )
- GEÇMİŞTEKİ (BAZI DURUMLARI) UNUTMAMAK ile/ve/değil/fakat/||/<>/> SAPLANIP KALMAMAK
- GEĞİRMEK ile/ve OSURMAK
( Kültürlere göre ikisi de çok büyük ayıp/yanlış/hata olarak da, sıradan bir durum olarak da algılanabilmekte/değerlendirilebilmektedir. )
( Bazı kültürlerde, yemek sırasında yellenme bile sıradan bir durum olarak karşılanabilmektedir. )
( FLATUS VOCES )
( Üstten. İLE/VE Alltan. )
( Ağızdan. İLE/VE Anüsten. )
( TECEŞŞÜ', TEFTÎH[< FETH | çoğ. TEFTÎHÂT] ile/ve ZARTA )
( ÂRÛG, ÂCÜL ile/ve ... )
( TO BELCH, BURP, ERUCTATION vs./and TO FART )
- GEL DENİLEN YERE GİTMEYE AR EYLEME; GELME DENİLEN YERE GİDİP YERİNİ DAR EYLEME ile MİSAFİR UMDUĞUNU DEĞİL, BULDUĞUNU YER
- GEL-GİT ile/ve/||/<> GİT-GEL
- GELECEĞE (BİR/KAÇ) ÇOCUK BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇOCUK(LAR)A GELECEK BIRAKMAK
- GELECEĞİ "MERAK EDENLER"İN BAKACAKLARI:
"FALLAR/BURÇLAR" değil/yerine MEZAR(LIK)LAR
( Bin "merak", bir borcu (bile) ödemez. )
( Merak, kişinin, kendi başına (g)ördüğü bir "iştir". )
- GELECEĞİ MERAK ETME!(K) ile/değil/yerine GEÇECEK OLANI İYİ DÜŞÜN!(MEK)
( Nasıl olsa gelecek. İLE/DEĞİL/YERİNE Zihninden hiç silinmeyecek. )
- GELECEĞİ "TAHMİN ETMEK" değil/yerine GELECEĞİ YARATMAK
- GELECEKTEN ÜMİDİ/Nİ KESMEK ile/ve/değil/<> YAPACAKLARINDAN VAZGEÇMEK
- GELENEK:
DÜZ değil KIRILMALI
- GELENEK ile/ve/değil/<> BELLEK
( Sürüyorsa/yaşanıyorsa. İLE/VE/DEĞİL/<> "Yaşatılmaya" çalışılıyorsa. )
- GELENEK ile/ve/değil/<> GÖRENEK
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir şeyi, eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı. )
- GELENEK ile/ve/<> MODERNİTE
- GELENEKÇİLİK ile/değil/yerine/>< GELENEK
( Yaşayanların, ölmüş durumudur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölmüşlerin, yaşayan durumudur. )
- GELENEKSELLEŞME/GELENEKSELLİK ile/ve/||/<>/< KURUMSALLAŞMA/KURUMSALLIK
- GELENEKTE:
İNŞÂ ile/ve/ya da İMHÂ
- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> ELEŞTİRELLİK
- GELİP GEÇEN ve/||/<>/> GÜLÜP GEÇMEK
- GELİRİNİ KULLANMA/TÜKETME:
YAŞAMAK ÜZERE ve/||/<>/> HAYIR İŞLEMEK ÜZERE ve/||/<>/> "HAYIR!" DİYEBİLMEK ÜZERE
- GELİŞİGÜZEL "ÇOK ANLAMLILIK" ile/değil/yerine ÇOK ANLAMLILIK
- GELİŞİGÜZEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KENDİNCE
- GELİŞİGÜZELLİK ile/ve KEYFÎLİK
( CASUAL vs./and ARBITRARINESS )
- GELİŞİM ODAKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİME YÖNELİK
- GELİŞİM ve/||/<> ARINMA ve/||/<> YOZLAŞMAMA
- GELİŞME ile/ve/değil/yerine/||/<> OLGUNLAŞMA
- GELİŞMİŞ ÜLKE:
YOKSULLARIN BİLE ARABAYA BİNDİĞİ ÜLKE
değil/yerine/><
VARSILLARIN BİLE OTOBÜSE BİNDİĞİ ÜLKE
- GELİŞMİŞLİĞİN, OLGUNLUĞUN/KEMÂLÂTIN SONU:
YALINLIK ve/||/<> SÜKÛT
- GELİŞ(TİR)MEK ile/ve/değil/yerine/||/<> İYİLEŞ(TİR)MEK
- GEMLEMEK ile/değil KETLEMEK
- GENÇKEN ÇABALA!:
"PARA/ÇIKAR KAZANMAK" İÇİN değil/yerine ÖĞRENMEK İÇİN
( WHEN YOU ARE YOUNG: [not] TO EARN but WORK TO LEARN
WORK TO LEARN instead of TO EARN :WHEN YOU ARE YOUNG )
- GENÇLİK ile/<>/>< YETİŞKİNLİK ile/<>/>< YAŞLILIK
( [ne yazık ki] Zaman ve enerji vardır fakat cepte (pek/yeterince) para yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Para ve enerji vardır fakat (pek/yeterince) zaman yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Zaman ve para vardır fakat (yeterince) enerji yoktur/olmaz. )
(
)
( Genç/lik, bilse; yaşlı/lık, yapabilse...
Si jeunesse savait, si vieillesse pouvait. )
- GENEL ile/ve/değil/<> KABUL
- GENELLEME:
"GENİŞ DÜŞÜNMEK" değil GEVİŞ GETİRMEK
- GENELLEME ile/ve/> AYRIMCILIK
- [ne yazık ki]
GENELLEME ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK
- GENELLEME ile/değil/yerine/>< EMİN OLARAK
- GENELLEME ile/ve/<> EZBERİNİ SÖYLEMEK
- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< "İDDİA"
( [ne yazık ki] Ne kadar çok "genelleme" yapı(lı)yorsa, o kadar çok iddia edilir/eder. )
- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/ya da/||/<>/= İNDİRGEME ile/ve/ya da/||/<>/= ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/ya da/||/<>/= "KÖKTENCİLİK" ile/ve/ya da/||/<>/= "TOPTANCILIK" ile/ve/ya da/||/<>/= "SONUÇ ODAKLILIK"
( Tüm genelleme ya da indirgemeler, tamamen yanlıştır! )
( GENERALIZATION vs./and TO REDUCE, REDUCTION vs./and IDENTIFICATION vs./and RADICALISM vs./and WHOLENESS vs./and FOCUSING TO CONSEQUENCE/RESULT )
- GENELLEME ile/ve/<> İNDİRGEME ile/ve/<> SİLME ile/ve/<> ÇARPITMA
- [ne yazık ki]:
"GENELLEME" ile/ve/||/<>/> "YARGILAMA"
- GENELLEŞTİRME ile/değil ÖRNEKLENDİRME
- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]
- GENELLİYORSAK/GENELLEYECEKSEK
ile/değil/yerine/><
GENELLEMİYORSAK/GENELLEMEYECEKSEK
( [söyleyeceğimizi] Söylemeyelim ve daha çok düşünmeye devam edelim. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söyleyebiliriz/konuşabiliriz, düşünebiliriz. )
- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME
( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )
( ... ile ... ile TAMİM )
- GENİŞ ZAMANDA ile/ve/||/<> DAR ZAMANDA
( Sıkı olabilirsek. İLE/VE/||/<> Ferah olabiliriz. )
- [ne yazık ki]
"GERÇEĞİ SÖYLEMEK" ile/ve/değil/||/<>/< "DÜŞÜNMEDEN KONUŞMAK"
- GERÇEĞİN BİLGİSİ:
DENEYLE BAŞLAR ve/||/<> DENEYLE BİTER
- GERÇEK DOST:
İYİ GÜNDE ve/||/<> KÖTÜ GÜNDE
( Davetle gelir. VE/||/<> Kendiliğinden gelir. )
- GERÇEK KİŞİ:
[ya] KAÇAR ile/ve/||/<> "ZARAR VERİR"
- GERÇEK:
(SENİ) DEĞİŞTİREN ve/<> DÖNÜŞTÜREN
- GERÇEK YAŞAM ile/ve/<> SİNEMA
( Gerçek yaşamda, taklit ederiz. İLE/VE/<> Sinemada, gerçek oluruz. )
- GERÇEKLEŞTİREBİLECEKLERİMİZ/ÖĞÜTLEYEBİLECEKLERİMİZ:
BAŞARILI "OLUP/OLMAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MUTLU OLMAK
- GERÇEKLEŞTİRMEK ile/ve "HAYATA GEÇİRMEK"
- GERÇEKLİK ve/||/<> EYLEM
- (GERÇEKTEN) İSTEMEK ve/+/||/<>/> EMEK ve/+/||/<>/> YEMEK
- GERE GERE ile GEĞİRE GEĞİRE
- GEREK GÖRMEMEK ile/ve/<> YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK
- GEREK YOK ile/ve DEĞMEZ
- GEREKEN TEPKİYE "TEPKİ" ile/değil/yerine/>< OLUMSUZ ETKİYE GEREKEN TEPKİ
- GEREKLERİNİ YAP(A)MADIYSAN:
HESAP SORMA! ve SIZLANMA!
- GEREKLİ OLANLAR... -ile
( * İlim
* Hâl
* Teslimiyet
* Sadâkat
* Azim
Ondan ötesini tarif edemeyiz. )
- GEREKLİLİK:
BİLMEK ile/ve/değil/<> YAPMAK
- GEREKLİLİK/ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖNÜLLÜLÜK
- GEREKLİLİK ile/ve/değil ALIŞKANLIK
- GEREKLİLİK/GEREKSİZLİK ile/ve/değil ÖNCELİK
( "Gereklilik" ya da "gereksizlik" olarak "tanımlamamız/tanımladıklarımız(gördüklerimiz/görmediklerimiz)", (daha çok) kolayımıza/işimize gelen, alışageldiğimiz bellek kayıtlarımızın yoğunluğu ve önceliği oranındadır. )
- GEREKSİNİM DUYMAYACAKLARINI SATIN ALMAK > GEREKSİNİM DUYACAKLARINI SATMAK ZORUNDA KALMAK
- GEREKSİNİM ve/||/<>/> DİLE GETİRMEK
( Gereksinimi olduğu halde dile getirmeyen, dilsiz kalsa daha iyidir. )
- GEREKSİNİM ile ZORUNLULUK
( NEED vs. OBLIGATION )
- GEREKSİNİMİMİZ OLMAYAN ŞEYLERİ ALMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GEREKSİNİM DUYDUĞUMUZ ŞEYLERİ SATMAK
( Gereksinim duymadığımız şeyleri almak, gereksinim duyduğumuz şeyleri satmaya neden olur. )
- GEREKSİNİMLER ve İLİŞKİLER SIRADÜZENİ:
DİRİMSEL ve/||/<>/> BİLİŞSEL ve/||/<>/> DAVRANIŞSAL
- GEREKSİZ ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< GİZLİ HAYRAN/LIK
- GEREKSİZ TEKRAR(TOTOLOJİ) ile SAÇMALAMAK
( TAUTOLOGY vs. TO BULLSHIT )
- GEREKSİZ/YERSİZ/ANLAMSIZ "TEPKİ VERMEK" ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇMEK
( Sadece aptallar, gereksiz/yersiz/anlamsız "tepki verir". )
- GEREKTİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK ile/ve DEĞERİ/DEĞDİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK
- GEREKTİĞİNDE ile/ve YERİ GELDİĞİNDE
- GERGİN/LİK ile/ve/değil ŞİŞKİN/LİK
- GERGİN/LİK ile/ve/||/<> TEDİRGİN/LİK
- GERİ ADIM ATMAK ile/değil/yerine GEREKEN ADIM(LAR)I ATMAK
- GERİ ÇEKİLMEME ve/||/<> AÇIKLAMA GETİRMEME
- GERİ "DÖNÜŞÜM/Ü" (OL[M]UYOR) değil GERİ DÖNÜŞ/Ü (OL[M]UYOR)
- GERİ KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> UZAK KALMAK
- GERİ TEPME ile/ve/||/<> TERS TEPME
- GERİ ZEKÂLI/LIK ile/ve/değil/||/<> HÖDÜK/LÜK
- GERİCİLİK ile/değil DİRENÇ
- GERİCİLİK ile/değil/yerine GELENEKÇİLİK
- GERİDE BIRAKTIKLARIMIZ ile/ve/||/<> ELİMİZİN ALTINDAKİLER ile/ve/||/<> ULAŞAMADIKLARIMIZ
( Özlüyoruz. İLE/VE/||/<> Sıkılıyoruz. İLE/VE/||/<> Tutuluyoruz. )
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGE
( [not] TENSION/STRESS vs./and/but/||/<>/> BALANCE/EQUILIBRIUM
BALANCE/EQUILIBRIUM instead of TENSION/STRESS )
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine SALINIM
- GERİLİMDE:
GERİLEME ile/değil/yerine İLERLEME
- GERİNME ile KASILMA
( TO STRETCH vs. SPASM )
- GERİSİ GELİR ile/ve/||/<> SONU GELMEZ
- GEVEZE/YANŞAK, "ÇENESİ DÜŞÜK" ile/değil/yerine KONUŞKAN
- GEVEZE/YANŞAK ile ÇAÇARON[< İt.]
( ... İLE Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi güçlü, geveze. )
- GEVEZE/YANŞAK ile/ve KAVVAL[Ar. KAVL]
( Çenesi düşük, çok ve gereksiz konuşan. İLE/VE Sözü yerinde söyleyen. | Geveze. | Şarkıcı. )
( BEZİR [BEZER: Gevezelik], BİZLÂH ile KAVVAL )
( BÂZENDE-ZEBÂN, BESGÛY )
itibarı ile 9.862 başlık/FaRk ile birlikte,
9.862 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(13/41)
(1996'dan beri)