Bugün[01 Ocak 2026]
itibarı ile 1.026 başlık/FaRk ile birlikte,
1.026 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(4/6)


- MAGNİTÜT/MAGNİTUDE[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK | ÖNEM


- MAĞRUR ile/ve/değil/yerine/||/>< MAĞDUR

( Mağdur olan, mağrur olur. )

( "Mağrurun" değil mağdurun yanında olmayı yeğleriz/yeğlemeliyiz... )


- MAHDUT[Ar. < HADD] ile/ve/||/<>/>/< MAZBUT[Ar. < ZABT]


- MAHRÛT ile/||/<> MAHRÛT KÂİM ile/||/<> MAHRÛT MÂİL ile/||/<> MAHRÛT MUDALLA ile/||/<> MAHRÛT NÂKIS

( Koni. İLE/||/<> Dik koni. İLE/||/<> Eğik koni. İLE/||/<> Çokgen koni. İLE/||/<> Kesik koni. )


- MAHSÛD[Ar. < HASED] ile MAHSÛD[Ar.]

( Kıskanılan, hased olunan/edilen. İLE Ekini biçilmiş, hasad edilmiş. | Biçilmiş ekin. )


- MA'KAD ile/değil MAK'AD[Ar.]

( Akd edilecek, sözleşilecek yer. İLE/DEĞİL Oturulacak yer, minder. | Oturak yeri, geri, kıç. )


- MAKSAT/MAKSAD[Ar.] ile/ve/değil/||/<> MURAT/MURAD[Ar.]


- MAKSAT[Ar. < KASD]/AMAÇ[Fars.] değil/yerine/= EREK


- MÂNÂ[< A'NÎ] ve/< KASD


- MASÂD[Ar.] ile MAS'AD[Ar. çoğ. MASÂİD] ile MASAT[Ar. MİŞHAZ]

( Dağ yamacının yüksek bir bölümü. | Yüksek ve sarp kıyı. İLE Yukarı çıkacak yer. | Merdiven. | Aşama, rütbe. İLE Bıçak bileyici. Bıçak, orak, tırpan vb. bilemeye yarayan, çelikten yapılmış araç. )


- MASDAR ile HASIL MİNEL MASDAR ile HASIL BİL MASDAR


- MASLAHAT[< SULH] >< MEFSEDET[< FESÂD]

( İş, emir, husus, madde, keyfiyet. | Önemli iş. | Barış, dirlik, düzen. >< Bozgunculuk, fesatlık, münâfıklık. )


- MATARA[Ar. < MİTHARE] ile MADARA[Fars.]

( Yolculukta kullanılan, boyna ya da bele asılı olarak taşınan, genellikle metalden yapılmış su kabı. İLE Kötü, sevimsiz. )


- MATLUB ile/ve/<> MAKSUD


- MAZÂRR[Ar. < MAZARRAT < ZARAR] ile MAZHAR[Ar. < ZUHÛR | çoğ. MAZÂHİR]["MASHAR/MASAR" değil!]

( Zararlar, ziyanlar. İLE Bir şeyin, göründüğü/çıktığı yer. | Nâil olma, onurlanma/şereflenme. | Bazı tekkelerde, oturarak uyunurken, dayanılan kısa değnek. | Bir çeşit tef. )


- MEAD ile MEÂDİB[Ar. < ME'DEBE]

( Dönüp gidilecek yer, âhiret, amaç, ulaşılacak yer. İLE Ziyâfetler. )


- MECÎD[Ar.] ile REFÎ'[Ar.]


- MEDED ile ...

( Yardım, imdat. | Aman, eyvah! [bkz. NUSRET] )


- MEDRÛK[Ar.] ile METRÛK[Ar. < TERK]

( Anlaşılmış, derk olunmuş. İLE Terk edilmiş, bırakılmış, kullanılmasından vazgeçilmiş. Battal. )


- MEFRAT[Ar.] ile MEFRED[Ar.]

( Pek/çok büyük. İLE Kocaman, iri, büyük. )


- MEKÂRİMEL AHLÂK ve/<> EFENDİMİZ/HZ. MUHAMMED

( MEKÂRİM: Kerâmetin bulunduğu birçok yer. | İstemeden verilenlerin[merhamet, kanaat, hilmiyet, af, cömertlik] makamı. )


- MENEND/MÂNEND değil/yerine/= GİBİ, EŞSİZ, ÖRNEKSİZ


- MENTEŞE[Fars. < BENDKEŞE] ile/ve/||/<> TOPUK DEMİRİ

( Kapı, pencere, mobilya kapakları vb. açılır kapanır nesnelerde kullanılan, bir mille birbirine tutturulmuş, biri sabit, öbürü hareketli iki parçadan oluşmuş metal parça. İLE/VE/||/<> Kapı menteşelerinin altta kalan eril bölümü. )


- MERDÛD[< REDD] ile REDDEDİLMİŞ, KOVULMUŞ | GERİ DÖNDÜRÜLMÜŞ, ÇEVRİLMİŞ


- MERDÛD[Ar.] ile FÂSİD[Ar.] ile MENHÎYYUN 'ANH[Ar.]


- MERT/MERD[Fars.] ile ÖZÜ, SÖZÜ DOĞRU, YİĞİT


- MERT[Fars. < MERD] değil/yerine/= YİĞİT/ALP/KAHRAMAN

( CELÂDET: Yiğitlik, kahramanlık, bahadırlık. )


- MESCİD ile/ve MEKREM


- MESCÛD ile SECDE EDİLEN | ALLAH


- MESNED/SİZ[Ar.] yerine DAYANAK/SIZ


- MESNET/MESNED değil/yerine/= DAYANAK/ORUNÇ


- MESÛD ile SÜRÛRÎ


- MESÛL ve/||/<>/> MESÛD


- MESUT/BAHTİYAR değil/yerine/= MUTLU/KIVANÇLI


- MESUT/MESUD[Ar.] değil/yerine/= MUTLU


- METFUN[Ar.] değil/yerine/= GÖMÜLÜ

( Gömülmüş olan. )


- METH(İYE)/MEDİH[Ar.]/SENÂ[Ar.]/SİTAYİŞ[Fars.] değil/yerine/= ÖVME/ÖVGÜ

( [>< KADH/ZEMM] )


- METOT(/D)//METHOD[İng.] değil/yerine/= YÖNTEM


- MEVÂİD[Ar. < MÂİDE] ile MEVÂİD[Ar. < MEV'İD] ile MEVÂİD[Ar. < MEV'ÛD/MÎÂD]

( Sofralar. İLE Söz verilen yerler, söz vermeler, vaidler. İLE Va'd olunmuş şeyler. | Belirli, muayyen şeyler. | Belirli zamanlar. )


- MEVÂLİD[Ar. < MEVLİD] ile MEVÂLÎD[Ar. < MEVLÛD]

( Doğulan yerler, mevlitler. İLE Yeni doğmuş bebekler. | Mevcutlar. )


- MEVCÛD ve/||/<>/> İCÂD

( Varolanlar olmadan, türetme[/icâd] olmaz. )

( İnsan. VE/||/<>/> Ürettikleri/üretilenler. )


- MEVCUD ile/ve/değil MÜTEHAYYİZ

( Varolan. İLE/VE/DEĞİL Yer kaplayan. )


- MEVCUD ile/ve/<>/= ŞEY


- DEVİR/DEVRE[Ar. < DEVR]/MEVKUT[Ar.]/PERİYOD/İK[Fr., İng. PERIOD] değil/yerine/= DÖNEM/SEL / DÖNEY / ÇEVRİM / GEÇİSÜRE / SÜRELİ

( ... DEĞİL/YERİNE/= Sürekli ve düzenli değişme, devir. | Bir elektrik akımının, iletken üzerinde aldığı yol, devre. )


- MEVLİD ile MİRÂCİYE

( VESİLETÜN NECÂD ile ... )


- MEYL[Ar.] ile MEYD[Ar.]


- ME'YÛS[< YE'S]/NEVMÎD[Fars. < NÂ-ÜMÎD] değil/yerine/= ÜMİTSİZ


- MEZARLIK/TÜRBE ve/||/<>/< MÂBED

( İşlerinizden sıkıldığınızda kabirleri/mezarlıkları, türbeleri ziyaret edebilirsiniz. )

( Ölü varsa. VE/||/<>/< Yaşayan biri varsa. [Kendimizle buluşmak üzere.] )


- MEZÎD ile/||/<> MEZÎD ALEYH

( Artırılan İLE/||/<> Artan. )


- MİÂD[Ar. < VA'D çoğ. MEVÂİD] yerine SÜRECİNİ TAMAMLADI


- MİDDE[Ar.] ile Mİ'DE[Ar.]

( İrin, cerahat. İLE Mide, kursak. )


- MİHSAD[Ar.] ile MİNCEL[Ar. < MENÂCİL] ile MİŞVEL[Ar. < ŞEVLET: Yuvarlak kuyruk.]

( Ekin orağı. İLE Ekin orağı. İLE Küçük orak, orakcık. )


- MİKST/MIXED[İng.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MİKTAR/MİKDAR ile ADET

( Geometrik (büyüklük). [Atomik değildir.] [Sürekli parçalara ayrıldığından dolayı] İLE Aritmetik. )


- MİLÂD ile/ve 0 (SIFIR[Ar. < SİFR])


- MİLÂD ile KIRILMA


- MİLÂD[Ar.] (I DOLMAK ile/ve/değil/||/<> MİÂD[Ar.] (I DOLMAK)

( Herhangi bir olayın başlangıcı. | Öncesi ve sonrası. | Hz. İsa'nın doğduğu gün. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Belirtilen süre, sürecini tamamlamak. )


- MİLÂD ile/ve/> MİHENK


- MİLÂT/MİLÂD[Ar.] değil/yerine/= DOĞUT/ÇAĞAÇAN


- MİM ile/ve VÜCÛD

( Vücûd mim'le bilinir ve MEVCÛD olur. )


- MİMAR SİNAN(SİNAN-I CEDİD) ile/ve SİNAN-I ATİK

( ... İLE/VE Fatih Camii'nin mimarı. [Fatih'in yaptırdığı ilk yapıttır.] )

( Kanunî Sultan Süleyman ve II. Selim döneminde yaşayan. İLE/VE Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşayan. )


- MİRSÂD/MİRSAD[Ar. çoğ. MERÂSİD] ile MİRSÂT[Ar. çoğ. MERÂSÎ]

( Gözetme yeri. | İlk 3 sayısının başyazarı, Muallim Naci olan ve 26 Mart 1891'de yayımlanmış olan haftalık edebiyat dergisi. İLE Gemi demiri, lenger. )


- MODA ile TREND


- MONAD = MONADE[İng., Fr., Alm.] = MONAS:BİR OLAN[Yun.]

( Eski Yunan felsefesinde, bölünmez birlik. | Leibniz'in felsefesinde, artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki sözlerin her biri. )


- MONİZM > DUALİTE > TESLİS > TEVHİD


- MUÂD[Ar.] ile MUADD[Ar. < ADD]

( Geri çevrilmiş, iade edilmiş. İLE Hazırlanmış, îdâd olunmuş. )


- MUÂDİL[Ar. < ADL] ile MUADDİL[Ar. < ADL]

( Eşit, denk. | [fizik] Eşdeğer. İLE Eşit ve beraber kılan, düzelten, denkleştiren, tâdîl eden. )


- MUAHEDE[< AHD | çoğ. MUÂHEDÂT] ile MUÂHEZE[< AHZ]

( Karşılıklı and içme. | Antlaşma. İLE Azarlama, paylama, çıkışma, darılma. | Tenkîd. )


- MUALLAK TAŞ ile/ve KARA TAŞ[HACER'ÜL ESVED]


- MUÂYEDE ile MEDHAL[< DUHÛL]/METHAL

( Bayramlaşma. İLE Bir betiğin başında ayrıca yer alan, yapıtı ve içindeki konuları açıklayıcı bölüm, başlangıç, giriş, takdim, girizgâh. )


- MUAYYEN ile/||/<> MÜSTATÎL ile/||/<> MURABBA ile/||/<> MÜSELLES ile/||/<> MÜSEDDES ile/||/<> MUHAMMES ile/||/<> KESÎRU'L-EDLÂ ile/||/<> MUNHARİF

( Eşkenar dörtgen. İLE/||/<> Dikdörtgen. İLE/||/<> Kare. İLE/||/<> Üçgen. İLE/||/<> Altıgen. İLE/||/<> Beşgen. İLE/||/<> Çokgen. İLE/||/<> Yamuk. )


- MÜBÂADE/T[Ar. < BU'D] >< MÜBÂALE[Ar.]

( İki kişinin birbirinden uzaklaşması. | Birbirini sevmeyip soğuk ve uzak durma. İLE Cilveleşme, oynaşma. )


- MÜBDİ'[Ar. < BİD'AT] ile MÜBTÎ'[Ar. < BATÂET] ile MÜBZİ'[Ar. < BIZÂA/BIDÂA]

( Yeni şeyler bulan, söyleyen, îcâd eden, ibdâ eden. | Din işlerinde bid'at ehlinden olan. | Benzeri görülmemiş şiir söyleyen. İLE Ağır hareket eden, ağır davranıp geciken. İLE Kârı tamamen kendine kalmak üzere birine sermaye veren. )


- MÜCA'AD[< CA'D] ile ...

( Kıvırcık, kıvrılmış, lülelenmiş saç. )


- MÜCÂHEDE[< CEHD] ile ...

( UĞRAŞMA | NEFSİ YENMEYE YÖNELİK OLAN ÇALIŞMA )


- MÜCAHİT[Ar.] ile MÜŞAHİT[Ar.]


- MÜCÂVEDET[Ar. < CÛD] ile MÜCÂVEZE[Ar.]

( Birine karşı kerem ve ihsân etme. İLE Sınırı aşma. | Bağışlama, göz yumma. )


- MÜCEDDED[Ar.] ile MÜCEDDİD[Ar. < CEDÎD]

( Yenilendirilmiş, yeni, yepyeni, tecdîd olunmuş. İLE Yenileyen, yenileyici, yeni bir biçim ve sûret veren, tecdîd eden. | Dine yeni bir açı katan kişi. )


- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZÂT

( YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZAT )


- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile/ve/||/<> MUHYÎ[< HAYÂT]

( Yenileyen, yenileyici, yeni bir biçim ve sûret veren, tecdîd eden. | Dine yeni bir açı katan kişi. İLE/VE/||/<> İhyâ eden, dirilten, canlandıran, yaşam/hayat veren. )


- SULTAN:
MÜCEDDİD ile/ve/||/<> MÜCAHİD


- MÜCELLED[Ar. < CİLD] ile MÜCELLİD[Ar. < CİLD | çoğ. MÜCELLİDÎN]

( Ciltlenmiş, teclîd olunmuş. İLE Kitap ciltleyen, ciltçi. )


- MÜCELLED[Ar. < CİLD] ile MÜCEMMED[Ar. < CÜMÜD] ile MÜCENNED[Ar.]

( Ciltlenmiş, teclîd olunmuş. İLE Dondurulmuş. İLE Sıralanmış asker. )


- MÜCERRED[< CERED] değil/yerine/= SOYULMUŞ, ÇIPLAK, TECRÎD EDİLMİŞ | TEK, YALNIZ | KARIŞIK VE KATIŞIK OLMAYAN | YALIN, SOYUT | KENDİ KENDİNE, BEKÂR, YALNIZ YAŞAYAN


- MÜCERRED ile LÂTİF


- MÜCERRED/YALIN ile/||/<> NÂKIS/MENKÛS/EKSİKLİ ile/||/<> FASİH

( Türemiş ya da bileşik sözcüğe karşıt olarak, kök nitelikli bir anlambirim özelliği taşıyan sözcük. İLE/||/<> Ad ya da eylem çekimine girmekle birlikte ilişkin olduğu veznin tüm biçimlerini içermeyen sözcükler. İLE/||/<> Bozulmamış, öz dile ait sözcük. )


- MÜCİDD[Ar. < CİDD] ile MÛCİD[Ar. < VÜCÛD] ile MÜCÎZ[Ar. < İCÂZET] ile MÛCİZ[Ar. < VECZ, VÜCÛZ]

( Çok çalışan. İLE Yeni bir şey oluşturan, icâd eden, vücut veren. | Düşünce ve anlam yaratan. İLE İzin veren, icâzet veren. İLE Kısaltan, îcâz eden. | Kısa, toplu. )


- MUCÎZ[Ar. < VECZ, VÜCÛZ] ile MU'CÎZ[Ar. < ACZ] ile MÛCİZ[Ar. < VECZ, VÜCÛD]

( İzin/icâzet veren. İLE Başkalarını, bir şey yapmada geri bırakan, acze düşüren. | Kimsenin yapamayacağı yolda olan. İLE Kısaltan, îcâz eden. | Kısa, toplu. )


- MÜÇTEHED[Ar. < TECRİBE] ile MÜCTEHİD[Ar. < CEHD]

( İçtihâd olunmuş. İLE Gücü yettiği kadar çalışan. | Âyet ve hadislerin şer'î hükümler çıkaran din allâmesi. )


- MÜCTEHİD[< CEHD]["MÜŞTEHİT/MÜŞTEHİD" değil!] ile

( GÜCÜ YETTİĞİ KADAR ÇALIŞAN, ÇALIŞKAN | ALLAH'IN EMRİYLE ÇALIŞAN )


- MÜDD ile MÛD[Fars.]

( Mut, kara mut, batman türünden bir ölçek. İLE Tavşancıl kuşu. )


- MÛDİ'[Ar. < VED] ile MUDÎ/E, MUZÎ'[Ar. < ZİYÂ]

( Emânet olarak bırakan/veren, tevdî eden. İLE Kaybeden, zâyi eden. )


- MÜEKKED SÜNNET ile/ve GAYR-I MÜEKKED SÜNNET

( Öğle namazının ilk sünneti. İLE/VE İkindi ve yatsının ilk sünnetleri. )

( MÜEKKED: Kuvvetle emr olunmuş. )


- MÜFÂHARE[Ar. < EYD] ile MÜFÂHİR[Ar. < EYD]

( Karşılıklı övünme. İLE Övünen, fahr eden. )


- MÜFRED(YALIN) ile MÜREKKEB(BİLEŞİK)

( Küllî anlam bir tek lâfızla gösterildiğinde "müfred" adını alır. İLE İki lâfız birleştirilerek gösterildiğinde "mürekkeb" adını alır. )


- MÜFRED ile MÜELLEF

( İnsan(İn-san)(İ-n-s-a-n). İLE Taş atan. )


- MÜFRED ile MÜFRED

( Yalın. İLE Tekil. )


- MÜFRED ile/ve TESNİYE ile/ve CEM'İ

( Tekil. İLE/VE İkili. İLE/VE Çoğul. )


- MÜFRET[Ar.] değil/yerine/= TEKİL


- MÜFRİD[Ar. < FERD] ile MÜFRİT/E[Ar. < FART]

( Tek başına bırakan. Yalıtıcı/izolatör. İLE Sınırı geçen, ileri vardıran, aşırı, ifrât eden. )


- MUHADDAB[Ar. < HAD] ile MUHÂTAB[Ar. < HUTBE]

( Boyanmış, tahdîb olunmuş. İLE Kendine söz söylenilen. | İkinci kişi. | Eskiden, Şeyhülislâm tarafından, medresede yetişmiş kişiler arasından seçilen ve huzur derslerine katılan, en çok dört kişiden biri. )


- MUHADDED[Ar.] ile MUHADDED[Ar.]

( Sınırı çizilmiş, sınırlanmış, tahdîd edilmiş. İLE Derisi buruşmuş olan. )


- MUHÂLLİT[Ar. < HALT] ile MUKALLİD[Ar. < KALD | çoğ. MUKALLİDÎN]

( Karıştıran, tahlît eden. İLE Bir şeyi takan, kuşanan, boynuna asan. | Taklitçi. )


- MUHÂRİF[Ar.] ile MAHDÛD[Ar.]


- MUHÂZÎ[Ar. < HİZÂ] ile MUHÂZÎ[Ar. < HİZÂ] ile MUHAZZİ'[Ar.] ile MUHÂDİ'[Ar. < HAD, HID]

( Birbirinin karşısında ve aynı sırada bulunan. | Paralel. İLE Birbirinin karşısında bulunan, karşı sırada bulunan. İLE Ot ve saman kesmeye yarayan bir çeşit tarım makinesi. İLE Hile yapan, aldatan. )


- MÜHLET ile MÜDDET[< MEDD]

( Başı ve sonu belirli bir gün/saat ile belirlenmiş olan. İLE Geniş ve tüm süreci yansıtan/düşündüren kavram. )

( Süre, varolmanın belirsizce sürmesidir. )

( Bir işin yapılması için verilen zaman. Bir işi, belirli bir zaman için geri bırakma. İLE Zaman, vakit. | Bir şeyin uzayıp sürdüğü zaman. | Belirli bir zaman/vakit. )

( ... ile BERHE )

( ... vs. DURATION )

( ... cum DURATIO )


- MÜHLET/VÂDE değil/yerine/= SÜRE/SÜREV


- MUHTASAR[Ar. < HASR] ve/> MÜFÎD[Ar. < FEYD]

( Kısaltılmış, ihtisâr edilmiş. VE/> İfade eden, anlatan. | Anlamlı. | Yararlı. )


- MUHTELİF[Ar.] ile MUTEZÂD[Ar.]


- MÜHÛD[Ar. < MEHD] ile MÜHÜD[Ar. < MİHÂD]

( Beşikler. İLE Yataklar, döşekler. )


- MUİD ile ...

( Medreselerde talebeye dersi tekrar eden öğretmen yardımcısı. )


- MÛKAD[Ar.] ile MUK'AD[Ar. < KU'ÛD]

( Ağır yüklü. İLE Kötürüm, yatalak. )


- MÜKÂYEDE[Ar. < KEYD] ile MÜKÂYESE[Ar. < KİYÂSET]

( Hile düzenleme. İLE Akıl ve zariflikte, çokluk iddiasında bulunma. | Benzeterek ya da karşılaştırarak değerlendirme, kıyaslama. | Akıllıca davranış, akıllılık. )


- MUKAYYED ile/||/<> MÜSECCEL

( Kaydedilmiş. İLE/||/<> Tescil edilen. )


- [ne yazık ki]
!MÜNÂFIK[< NİFÂK] ile/ve/<> !MÜFSİD[< FESAD]

( Ara bozan, bölücü, karıştırıcı. İLE/VE/<> Ara bozan, karıştırıcı, fesatçı. )


- MÜNÂSİP/MÜNÂSIB[Ar. < NİSBET] ile MÜSÂİT/MÜSAİD[Ar. < SÜÛD] ile MUVÂFIK[Ar. < VEFK]

( Uygun, yerinde. | Yakışık, yaraşık. İLE Yardım eden. | Elverişli, uygun. | İzin veren, müsâade eden. İLE Uygun, yerinde. | Ali Şah bin Hacı Büke'nin edvârında andığı makam.[XV. yy.] )


- MÜNEKKİT[Ar.] değil/yerine/= ELEŞTİRMEN


- MÜNHEDİM[Ar. < HEDM] ile MÜNHEZİM[Ar. < HEZÎMET | çoğ. MÜNHEZİMÎN]

( Yıkılan, yıkılmış, harab olmuş, inhidâm eden. İLE Bozguna uğrayan/uğramış, bozgun, hezîmete uğrayan, inhizâm eden. )


- MÜNKAD[Ar.] değil/yerine/= BOYUN EĞEN


- MURÂD[< REVD] ile ...

( ARZU, İSTEK, DİLEK | MAKSAT, MERAM )


- MURAT[Ar. < MURAD] ile/ve/||/<> ŞAE[Ar.]

( İstek/istemek. İLE/VE/||/<> Diledi, istedi, murad eyledi. )


- MÜRÎD[< REVD] ile/ve/||/<> MÜRŞİD[< RÜŞD]

( İrâde eden, buyuran/emreden, bir şeyhe bağlı olan kişi . İLE/VE/||/<> İrşâd eden, doğru yolu gösteren, kılavuz. | Tarikat pîri, tarikat şeyhi. | Gafletten uyandıran. | Hadım ül fukara. )


- MÜRİD ile HALÎFE


- MÜRİT ve TİRİT[Fars. < TERİD] ve KÖR YİĞİT

( Üçünden de gerekli. )

( ... VE Yemek suyuna kızartılmış ya da bayat ekmek konularak yapılan yemek. | Yemeğin suyu. | Yaşlı ve zayıf kişi. VE ... )


- MÜRŞİD ile/ve/değil/||/<> AYNA


- MÜRŞİD ile/ve HURŞİD

( Aydınlatan [kişi]. İLE/VE Güneş. )

( Kişiye kişiyi gösteriyorsa. Ayna. İLE/VE Kişiye başka bir şeyi gösteriyorsa. )

( BİR MÜRŞİD BUL, OL ONA KUL )


- MÜR(Ş)İD ile/ve İÇTEKİ MÜR(Ş)İD

( İrşâd eden, aydınlatan. )

( Dıştaki Mürşit'e götüren içteki Mürşit'tir. )

( Dıştaki Mürşit talimat verir, içteki Mürşit güç gönderir; atik ve dikkatli uygulama Mürit'e düşer. )

( Mürşit'in rolü sadece öğretmek, direktif ve cesâret vermektir. )

( Bir mürşidin gerçek rolü, müritlerinin zihinlerindeki ve gönüllerindeki cehaleti kovmaktır. )

( Mürşit'in işi, kendi deneyimi ve başarısı sayesinde size cesâret vermektir. )

( Mürşit, yalnızca cesâret verebilir. )

( Mürşit, talebi doğurandır / talep edilmeyi sağlar. )

( Bilincinize vâki olan her şey sizin Mürşit'inizdir. )

( Bilincin ötesindeki Saf Farkındalık, en yüce Mürşit'tir. )

( Mürit içtenlikli değilse ona bir Mürit denilemez. Mürşit, tepeden tırnağa sevgi ve özveri değilse, ona bir Mürşit denilemez. )

( Mürit bir kez anladığında, o anlayışı doğrulayan eylemi yerine getirmek de ona düşer. )

( Mürit ve kişinin iç gerçeği aslında birdir ve aynı hedefe doğru birlikte çalışır - zihnin kurtarılması ve esenliği. )

( Mürit, tüm düzeylerde kendi evinde gibidir ve onun enerjisi ve sabrı tükenmek bilmez. )

( Kişinin müritliği sözel düzeyde değil, fakat onun varlığının sessiz derinliklerindedir. )

( Tüm evren, Mürşit'inizdir. )

( Asla Mürşit-siz değilsiniz. )

( Allah, gövdeyi ve zihni verir, Mürşit ise onları kullanma yolunu gösterir. Fakat kaynağa geri dönüş, o sizin işinizdir. )

( Mürşit, sadece gökyüzünü işaret edebilir, yıldızları görmek sizin işinizdir. )

( Mürşit ve mürit, tek bir şeydir; tıpkı mum ve alevi gibi. )

( Ebedi Mürşit yolun kendidir. Hedefin yol olduğunu ve sizin de her zaman yolda olduğunuzu, hedefe varmak için değil, fakat onun güzelliğinin ve bilgeliğinin tadına varmak için yolda olduğunuzu bir kez idrak ederseniz; hayat bir görev, bitirilmesi gereken bir iş olmaktan çıkar, doğal ve sade bir hal alır, başlıbaşına bir vecit hali olur. )

( Mürşit'in kim olduğu önemli değildir - onların hepsi sizin iyiliğinizi ister. Önemli[öncelikli] olan, mürittir - onun dürüstlüğü, ciddiyeti ve içtenliği. )

( Doğru Mürit, sürekli doğru Mürşit'i bulacaktır. )

( Reşit olmayınca mürşit olunamaz. )

( Anlamıyorsak kalbimizi, görmüyorsak gözümüzü, teslim ederiz bilene. )

( Sarhoşluk, ilham iledir. İlham, mürşid sözüdür. )


- MÜSÂİD[Ar. < SÜÛD] ile MÜSÂİF[Ar.]

( Yardım eden. | Elverişli, uygun. | İzin veren, müsâde eden. İLE İş bitiren, uygunluk gösteren, müsâafe eden. )


- MÜŞRİK ile/değil/yerine TEVHÎD

( Huzur ve mutluluk bulamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Olgunlaşmadıkça erişilemez. )


- MÜSTEBAD[Ar. < BU'D] değil/yerine/= OLACAĞI SANILMAYAN/UZAK GÖRÜLEN


- MÜSTEB'İD[Ar. < BU'D] ile MÜSTEBİDD[Ar. < İSTİBDÂD]

( Uzak gören, uzak sayan. İLE Hükmü altında bulunanlara, söz hakkı ve hareket rahatlığı vermeyen, istibdâdda bulunan, despot. )


- MÜSTEFÂD[Ar. < FEYD] ile MÜSTEFÂZ[Ar. < FEYZ]

( Kazanılmış, kâr edilmiş. | Anlaşılmış. İLE Dağılıp yayılmış. )


- MÜSTEFÎD[Ar. < FEYD] ile MÜSTEFÎZ[Ar. < FEYZ]

( Yararlanan, istifâde eden. İLE Feyz alan, feyzlenen, istifâze eden. )


- MÜSTEHDÎ[Ar. < HEDY ve HİDÂYET] ile MÜSTEHZÎ[Ar. < HEZÂ]

( Doğru yolu bulan, Müslümanlık yolunu isteyen. İLE Biriyle alay eden, herkesle alay etme alışkanlığında olan, istihzâ eden. )


- MÜSTEMEDD ile MÜSTEMEN[Ar. < EMN] ile MÜSTEMEND[Fars.]

( Kendine yardım edilen, edilmiş olan. İLE Kendine aman verilmiş olan. | Yabancı olan. İLE Üzüntülü, kederli, hüzünlü. | Çaresiz, zavallı. | Talihsiz, mutsuz. )


- MÜSTEZÂD ile/ve/||/<>/> SERBEST MÜSTEZÂD


- MÜSVEDDE ile/ve SEVAD ile/ve RİSÂLE ile/ve FEVAİD ile/ve ŞUKKA ile/ve TAİRE ile/ve KÜLLİYET ile/ve MECMUA ile/ve SEFİNE ile/ve KEŞKÜL ile/ve CÖNK ile/ve DİVÂN ile/ve MURAKKA


- MÜTÂLAA[< TULÛ] ile MÜŞÂHEDE[< ŞUHÛD]

( Okuma. | Değerlendirme, tetkik. | Düşünce. İLE Bir şeyi gözle görme. | [tas.] Allah âlemini görme. )

( TULÛ ile ŞUHÛD )


- MÜTEADDÎ[Ar. < UDVÂN] ile MÜTEÂDÎ[Ar. < ADÛ]

( Saldıran, zulm eden, taaddî eden. | Geçişli fiil.[düşündürmek, anlatmak vb.] | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makamı olup, zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır. İLE Düşmanlık eden, teâdî eden. )


- MÜTEÂDDİD[Ar. < ADED] MÜTEÂDİD[Ar.]

( Çoğalan, çok, birkaç, türlü türlü, taaddüd eden. İLE Kol kola dokunan, taâdut eden. )


- MÜTEÂNNİD[Ar. < İNÂD | çoğ. MÜTEANNİDÎN] ile MÜTEANNİT[Ar. < ANÎT]

( Dediğinden dönmeyen, direnen, inad/taannüd eden. İLE Yanlış arayan, şunun bunun yanlışını bulma merâkında olan, taannüt eden. )


- MÜTECÂHİD[Ar. < CEHD] ile MÜTECA'İD[Ar. < CA'D]

( Çalışıp çabalayan. | Zora karşı uğraşan. İLE Kıvırcık olan, kıvrık, teca'üd eden. )


- MÜTECERRİD[Ar. < CERED] ile MÜTEFERRİD[Ar. < FERD | çoğ. MÜTEFERRİDÎN]

( Soyunan, çıplak olan, tecerrüd eden. | Evli olmayan. | Tek başına kalan. | Dünya işlerinden vazgeçip Allah'a yönelen. İLE Tek ve yalnız olan, eşi benzeri olmayan, teferrüd eden. )


- MÜTEMERRİD değil/yerine/= DİRENGEN


- MÜTESÂİD[Ar. < SUÛD] ile MÜTESA'İD[Ar.]

( Yukarı çıkan, yükselen, ağan, suûd eden. İLE Yukarı çıkan, yükselen. )


- MÜTEVÂDD[Ar.] ile MÜTEVÂDİ[Ar.]

( Birbirine sevgi gösteren. İLE Düşmanlığı bırakarak barışan, tevâdu eden. )


- MÜTEVÂLÎD[Ar. < VÂLİDE] ile MÜTEVÂRİD/E[Ar. < VÜRÛD]

( Birbirinden doğup üreyen. İLE Gelen, tevârüd eden. )


- MUTLU-MESUT (YAŞAMAK)


- MUVAHHİD ile ÜMMET-İ MUHAMMED


- MUZDARİP/MUZTARİB[Ar. < DARB] ile MÜSTARİB[Ar. < ARAB] ile MÜSTAHLİB[Ar. < HALBB]

( Istırap çeken. İLE Araplaşmış olan, aslen Arap olmadığı halde sonradan Araplaşmış olan. İLE Tırmalayan, istihlâb eden. )


- MUZDARİP değil/yerine/= İÇVURUK/ÇEKENLİ


- NÂDÂN[Fars.] ile/değil/yerine/>< DÂNÂ[Fars.]

( Bilmez. | Nobran, kaba, terbiyesi kıt. | Kendini beğenmiş, kibirli. >< Bilen, bilici, bilgiç. )


- NÂDİR[Ar. < NEDRET | çoğ. NÂDİRÂT, NEVÂDİR] ile NADÎR/NAZÎR[Ar.]

( Seyrek, az, ender bulunur. İLE Taze. | Altın. )


- NÂDİR ile/ve/<> NÂDÎDE[Fars.]

( Seyrek, az, ender bulunur. İLE/VE/<> Görülmemiş, görülmedik. | Pek seyrek bulunan, çok değerli. )


- NÂKIS ile/||/>< ZÂİD

( Eksi/negatif. İLE/||/>< Artı/ pozitif. )


- NALLI MESCİD ile ...

( Bâbıâli'dedir. [XV. yy.] )


- NÂM-ZED ile ...

( NİŞANLI, SÖZLÜ, YAVUKLU | ADAY | MİRAS BIRAKANIN FEVKALÂDE İKAME YOLUYLA TAYİN ETTİĞİ MİRASÇI | LEHİNE VASİYET YAPILAN KİMSE )


- NAZAR ile/ve RASAT/RASAD


- NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR


- NEŞİD/E[Ar.] ile/ve/||/<> NEŞİT[Ar.]

( Bir toplulukta, okunmaya değer şiir. | Atasözü derecesinde kullanılan ünlü beyit ya da mısra. | [müzik] Eski Arap müziğinde usullü olmak koşuluyla, kendiliğinden ya da hazırlanarak söylenilen güfteli müzik yapıtı. İLE Sevinçli, neşeli, şenlikli. )


- NEVMÎD[< NÂ-ÜMÎD] ile ...

( ÜMİTSİZ )


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile ALERJİ


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA

( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı. Yayılma biçimi: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma biçimi: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )

( image )

( image )

( image )

( image )

( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )


- NİHÂVEND[Fars.] ile NİHÂVEND[Fars.]

( İran'ın batısında bulunan ünlü bir şehir. İLE Türk müziğinde bir makam. )


- NİYET ile/ve/||/<>/> DİYET


- NİYET ile KASIT/AMD

( INTENTION vs. PURPOSE )


- NUKABÂ ile NÜCEBÂ ile HALÎFE ile MÜRŞİD

( Reis ya da vekil. İLE Pak olan kimse, erenler. İLE Temsil etmeye, talebe yetiştirmeye yetkisi olan. İLE Hak yolunun kılavuzu. )

( Yaşam, bizi bilinçlendirir fakat mürşit bizi farkında kılar. )

( Mürşit'in her sözü dinlenir, bir tek sözü dinlenmez: "Mukabeleye gelinmeye" )

( ... ile ... ile ... ile TERSÂ-BEÇE )


- NÜZÛL-RÜCÛ ile HUBÛT-SU'ÛD


- ÖÇ ile/ve/||/<> ÖD

( Acı, öfke. İLE/VE/||/<> Öd, safra. )


- ÖD ile ÖD ile ÖT

( Safra. İLE Hz. Muhammed'in ruhaniyetine işarettir. İLE Kuşların ötmesi. | [argo] Konuşmak/konuşturmak, itiraf etmek/ettirmek[ötmek/öttürmek]. )


- OD ile/ve/=/||/<>/< OT

( Ateş. İLE/VE/||/<> Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler. | Ateş. )

( FIRE vs./and/=/||/<>/< GRASS/HERB )


- ODA ile/ve/||/<> OTAĞ/ÇERGE

( Evin ya da herhangi bir yapının oturma, çalışma, yatma gibi işlere yarayan, banyo, salon, giriş vb. dışında kalan, bir ya da birden fazla çıkışı olan bölmesi; göz. | Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik. | Yeniçeri kışlası. | Köy odası. | Daire. İLE Büyük ve süslü çadır. )


- ODALARDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ORALARDA

( Işıksız olmak... )

( )


- OĞ ile OĞURÇAK ile OĞURDAK ile OĞRAK ile OĞUR

( An. İLE/VE/||/<>/> Salise. İLE/VE/||/<>/> Saniye. İLE/VE/||/<>/> Dakika. İLE/VE/||/<>/> Saat. )


- ÖĞRETMEN ile MÜRŞİT

( Öğretir. İLE Dertlendirir. )


- ÖKLİD ile/ve/||/<>/> LOBACHEVSKY ile/ve/||/<>/> RIEMANN GEOMETRİLERİ

( Bir doğruya dışındaki bir noktadan bir paralel çizilebiliyorsa. İLE/VE Bir doğruya dışındaki bir noktadan hiç paralel çizilemiyorsa. İLE/VE Bir doğruya dışındaki bir noktadan birden çok paralel çizilebiliyorsa. )

( Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derece ise. İLE/VE Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 dereceden küçük ise. İLE/VE Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 dereceden büyük ise. )

( ÖKLİD POSTULATLARI

1- Bir noktadan, bir noktaya, tek bir doğru çizilebilir.

2- Sonlu bir doğru, yine bir doğru olarak uzatılabilir.

3- Bir merkez ve bir mesafe, çemberi tanımlar.

4- Tüm dik açılar, birbirine eşittir.

5- Eğer bir doğru, iki doğruyu kesiyorsa iç açıları toplamı, iki dik açıdan küçük olan tarafta iki doğru kesişirler.

(Bir doğruya, dışındaki bir noktadan yalnız bir tek paralel doğru çizilebilir.[John Playfair]) )

(

Üç Geometri Türü

Öklid, Lobachevsky ve Riemann Geometrilerinin Kapsamlı Karşılaştırması

Temel Kavramsal Farklar

Öklid Geometrisi

Tam 1 paralel

Lobachevsky (Hiperbolik)

Sonsuz paralel

Riemann (Küresel)

Hiç paralel yok

Öklid Geometrisi

  • Yüzey türü: Düz yüzey (düzlem)
  • Gauss eğriliği: K = 0
  • Paralel çizgiler: Tam 1 tane
  • Üçgen açıları toplamı: = 180°
  • Pi sayısı: π = 3.14159...
  • Mesafe formülü: √[(x₂-x₁)² + (y₂-y₁)²]
  • Günlük örnekler: Masa üstü, kağıt, ekran

Lobachevsky (Hiperbolik)

  • Yüzey türü: Eyer biçiminde yüzey
  • Gauss eğriliği: K < 0
  • Paralel çizgiler: Sonsuz tane
  • Üçgen açıları toplamı: < 180°
  • Pi sayısı: π < 3.14159...
  • Mesafe: Hiperbolik fonksiyonlar
  • Günlük örnekler: At eyeri, Pringles cipsi

Riemann (Küresel)

  • Yüzey türü: Küre yüzeyi
  • Gauss eğriliği: K > 0
  • Paralel çizgiler: Hiç yok
  • Üçgen açıları toplamı: > 180°
  • Pi sayısı: π > 3.14159...
  • Mesafe: Büyük çember yayı
  • Günlük örnekler: Dünya yüzeyi, top

Üçgen Açıları Toplamı Karşılaştırması

180°
Öklid
Lobachevsky
> 180°
Riemann

Üçgenin iç açıları toplamı geometri türüne göre değişir

Pratik Uygulama Alanları

Öklid

CAD yazılımları, 2D oyunlar, UI tasarımı, mimari çizimler

Lobachevsky

Özel görelilik teorisi, kristalografi, hiperbolik sanat

Riemann

GPS navigasyon, genel görelilik, harita projektörleri

Matematiksel Formüller ve Denklemler

Temel Matematiksel Farklar

Öklid Geometrisi

Mesafe Formülü:
d = √[(x₂-x₁)² + (y₂-y₁)²]
Çemberin Çevresi:
C = 2πr
Gauss Eğriliği:
K = 0
Paralel Postülatı:
Bir doğru dışındaki noktadan
o doğruya tam 1 paralel çizilebilir

Lobachevsky Geometrisi

Mesafe Formülü:
d = ln|(1+u)/(1-u)|/2
u = tanh(r)
Çemberin Çevresi:
C = 2π sinh(r)
Gauss Eğriliği:
K = -1/R² < 0
Paralel Postülatı:
Bir doğru dışındaki noktadan
o doğruya sonsuz paralel çizilebilir

Riemann Geometrisi

Mesafe Formülü (Küresel):
d = R × arccos(cos φ₁ cos φ₂ +
sin φ₁ sin φ₂ cos Δλ)
Çemberin Çevresi:
C = 2πR sin(r/R)
Gauss Eğriliği:
K = 1/R² > 0
Paralel Postülatı:
Hiç paralel doğru yoktur
(tüm doğrular kesişir)

Gauss Eğriliği Karşılaştırması

Önemli Matematiksel İlişkiler

Gauss-Bonnet Teoremi:
∬ K dA + ∮ κ ds = 2πχ(M)
K: Gauss eğriliği, κ: jeodezik eğrilik, χ(M): Euler karakteristiği
Riemann Eğrilik Tensörü:
R^ρ_σμν = ∂_μΓ^ρ_νσ - ∂_νΓ^ρ_μσ + Γ^ρ_μλΓ^λ_νσ - Γ^ρ_νλΓ^λ_μσ
Hiperbolik Trigonometri:
cos c = cos a cos b + sin a sin b cosh C
Hiperbolik kosinüs yasası

Programlama Uygulamaları

// Üç geometri türü için mesafe hesaplama sınıfları

class EuclideanGeometry
{
static distance
(p1, p2) {
const dx = p2.x - p1.x;
const dy = p2.y - p1.y;
return Math.sqrt(dx*dx + dy*dy);
}

static circumference
(r) {
return 2 * Math.PI * r;
}

static triangleAngleSum
() {
return 180; // Her zaman 180 derece
}
}

class LobachevskyGeometry
{
static distance
(p1, p2) {
// Hiperbolik geometride mesafe
const dx = p2.x - p1.x;
const dy = p2.y - p1.y;
const r = Math.sqrt(dx*dx + dy*dy);
const u = Math.tanh(r);
return Math.log((1+u)/(1-u)) / 2;
}

static circumference
(r) {
return 2 * Math.PI * Math.sinh(r);
}

static triangleAngleSum
(area) {
return 180 - area; // Alan kadar eksik
}
}

class RiemannGeometry
{
static distance
(p1, p2, R = 1) {
// Küresel koordinatlarda mesafe
const lat1 = p1.lat * Math.PI/180;
const lat2 = p2.lat * Math.PI/180;
const dLon = (p2.lon - p1.lon) * Math.PI/180;
const a = Math.cos(lat1) * Math.cos(lat2) +
        Math.sin(lat1) * Math.sin(lat2) * Math.cos(dLon);
return R * Math.acos(Math.min(1, a));
}

static circumference
(r, R = 1) {
return 2 * Math.PI * R * Math.sin(r/R);
}

static triangleAngleSum
(area, R = 1) {
return 180 + area/(R*R) * 180/Math.PI; // Alan kadar fazla
}
}

Kullanım Örnekleri

// Öklid geometrisi örneği

const euclidDist = EuclideanGeometry.distance({x: 0, y: 0}, {x: 3, y: 4}); // 5
const euclidCirc = EuclideanGeometry.circumference(10); // 2π * 10 = 62.83

// Lobachevsky geometrisi örneği

const hyperDist = LobachevskyGeometry.distance({x: 0, y: 0}, {x: 1, y: 1});
const hyperCirc = LobachevskyGeometry.circumference(1); // 2π * sinh(1)

// Riemann geometrisi örneği (Dünya üzerinde)

const earthRadius = 6371; // km
const sphereDist = RiemannGeometry.distance(
    {lat: 41.0, lon: 29.0}, // İstanbul
    {lat: 48.9, lon: 2.3}, // Paris
    earthRadius
); // ~2200 km

Gerçek Dünya Uygulamaları

Öklid Geometrisi

  • CAD/CAM yazılımları
  • 2D oyun motorları
  • Kullanıcı arayüzü tasarımı
  • Mimari çizim programları
  • Grafik tasarım araçları

Lobachevsky Geometrisi

  • Özel görelilik hesaplamaları
  • Kristalografi simülasyonları
  • Hiperbolik sanat uygulamaları
  • Ağ teorisi ve graf analizi
  • Yapay sinir ağları

Riemann Geometrisi

  • GPS navigasyon sistemleri
  • Genel görelilik simülasyonları
  • Harita projeksiyonları
  • Jeodezi uygulamaları
  • Uzay misyonu hesaplamaları
)

(

Bu üç geometri arasındaki en temel fark, meşhur Paralellik Aksiyomu'na (ya da Beşinci Postüla'ya) yaklaşımlarıdır. Tüm farklar bu tek varsayımdaki değişiklikten doğar.

1. Kavramsal Farklar ve Anlaşılması

Anlaşılması İçin Bir Benzetme

  • Öklid Geometrisi (Sıfır Eğrilik): Düz bir kâğıt yüzeyi düşünün. Bu, sezgilerimize en uygun olan geometridir.
  • Riemann Geometrisi (Pozitif Eğrilik): Bir kürenin (örneğin bir portakalın ya da Dünya'nın) yüzeyini düşünün.
  • Lobaçevski Geometrisi (Negatif Eğrilik): Bir at eyerinin yüzeyini ya da bir patates cipsini düşünün. Her noktada zıt yönlere doğru bükülen bir yüzeydir.

Şimdi bu benzetmeler üzerinden temel farklara bakalım:

Paralellik Aksiyomu:

  • Öklid: Düz bir kâğıt üzerinde, bir doğruya dışındaki bir noktadan yalnızca bir tane paralel doğru çizebilirsiniz.
  • Riemann: Küre yüzeyinde "paralel" doğrular çizemezsiniz. Çünkü küre yüzeyindeki tüm "doğrular" (en kısa yollar, yani büyük daireler) eninde sonunda birbiriyle kesişir. Kısacası, bir doğruya dışındaki bir noktadan hiçbir paralel doğru çizilemez.
  • Lobaçevski: Eyer yüzeyinde, bir doğruya dışındaki bir noktadan sonsuz sayıda paralel doğru çizebilirsiniz. Bu doğrular, verilen ilk doğruyu asla kesmezler.

Üçgenin İç Açıları Toplamı:

  • Öklid: Düz kâğıt üzerindeki bir üçgenin iç açıları toplamı tam olarak 180°'dir.
  • Riemann: Küre yüzeyine çizilmiş bir üçgenin iç açıları toplamı her zaman 180°'den büyüktür.
  • Lobaçevski: Eyer yüzeyine çizilmiş bir üçgenin iç açıları toplamı her zaman 180°'den küçüktür.
Özellik Öklid Geometrisi Riemann Geometrisi (Küresel) Lobaçevski Geometrisi (Hiperbolik)
Yüzey Benzetmesi Düzlem (Kâğıt) Küre Eyer
Eğrilik Sıfır Pozitif Negatif
Paralellik Bir doğruya dışındaki bir noktadan tek bir paralel çizilir. Paralel doğrular yoktur; tüm doğrular kesişir. Bir doğruya dışındaki bir noktadan sonsuz paralel çizilir.
Üçgen İç Açıları Tam olarak 180° 180°'den büyük 180°'den küçük
Uygulama Alanı Gündelik hayat, mühendislik, klasik fizik Kozmoloji, genel görelilik, Dünya yüzeyinde seyrüsefer (GPS) Genel görelilik, karmaşık ağ analizi, soyut matematik

2. Matematiksel Formül Farkı

Bu geometriler arasındaki fark, en temel düzeyde, iki nokta arasındaki mesafeyi ölçen formülde, yani metrikte yatar. İki boyutlu bir uzay için bu formüller (çizgi öğesi ds) şöyledir:

  • Öklid Geometrisi (Kartezyen Koordinatlarda):

    Bu, Pisagor teoreminden bildiğimiz basit uzaklık formülüdür. $dx$ ve $dy$, x ve y eksenlerindeki sonsuz küçük değişimlerdir. Bu metrik, uzayın "düz" olduğunu belirtir.

    ds² = dx² + dy²
  • Riemann Geometrisi (Küresel Koordinatlarda):

    $R$ yarıçaplı bir küre yüzeyi için metrik şöyledir. $R$ kürenin yarıçapı, θ ve φ ise enlem ve boylama karşılık gelen açılardır. Formüldeki $sin²(θ)$ terimi, uzayın eğriliğini yansıtır.

    ds² = R² dθ² + R² sin²(θ) dφ²
  • Lobaçevski Geometrisi (Poincaré Disk Modeli):

    Bu geometriyi temsil etmenin bir yolu olan Poincaré diskinde metrik şöyledir. Paydadaki terim, diskin merkezinden kenarına doğru yaklaştıkça mesafelerin logaritmik olarak "genişlemesine" neden olur.

    ds² = 4(dx² + dy²) / (1 - (x² + y²))²

3. Kodlama İlişkisi ve Farkı

Bu geometrilerin kodlamadaki yansımaları, genellikle uğraşılan problemin doğasına bağlıdır.

  • Öklid Geometrisi:
    • İlişki/Kodlama: Neredeyse tüm standart bilgisayar grafikleri, oyun motorları (Unity, Unreal Engine vb.) ve simülasyonlar varsayılan olarak Öklid geometrisini kullanır. Vektörler (x, y, z) ile temsil edilir. Toplama, çıkarma, nokta çarpım, çapraz çarpım gibi standart vektör işlemleri bu geometrinin temelini oluşturur.
    • Fark: Kodlaması en basit ve en sezgisel olanıdır. vectorA + vectorB gibi bir işlem, düz bir çizgide hareket anlamına gelir.
  • Riemann Geometrisi:
    • İlişki/Kodlama: Dünya yüzeyiyle ilgili uygulamalarda zorunludur. GPS sistemleri, uçuş simülatörleri, harita servisleri (Google Earth, OpenStreetMap) ve astronomi yazılımları bu geometriyi kullanır.
    • Fark: Genellikle enlem ve boylam gibi küresel koordinatlar (latitude, longitude) kullanılır. İki nokta arasındaki en kısa mesafeyi bulmak için Pisagor teoremi yerine Haversine formülü gibi özel algoritmalar gerekir.
  • Lobaçevski Geometrisi:
    • İlişki/Kodlama: Daha niş alanlarda kullanılır. Bazı oyunlar, sezgisel olmayan ve sonsuz gibi görünen alanlar yaratmak için bu geometriyi kullanır (örneğin, HyperRogue oyunu).
    • Fark: Kodlaması en karmaşık olanıdır. Lobaçevski uzayını temsil etmek için Poincaré diski ya da Klein modeli gibi bir model seçmeniz gerekir. Tüm geometrik işlemler bu modelin metrik formülüne göre yeniden tanımlanmalıdır.
)


- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]

( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar biçiminde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )

( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )

( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )


- ÖLÜ/CESED[Ar. çoğ. ECSÂD], MEYYİT[Ar. < MEVT çoğ. EMVÂT][İt. MORTO] ile/değil/yerine NA'Ş/NAAŞ


- KİŞİ:
ÖLÜ ve ÖLÜMLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLU ve OLUMLU


- OLUŞ (VUCUD)


- ONAYLAMAMA (RAFD)


- ORGANİZE/ORGANIZED[İng.] değil/yerine/= DÜZENLENMİŞ | YAPILANMIŞ


- ORUÇ ile/ve/değil SAVM-I DÂVÛD

( ... İLE/VE/DEĞİL Bir gün tutarak, bir gün tutmadan uygulanan oruç. )


- ÖVGÜ(MEDH) >< YERGİ(TENKİD)


- ÖZEKSEL ile ÖZDEKSEL

( Doğrudan. İLE Maddesel. )


- PANDOMİMA[İt. < Yun.] ile/ve/< PANTOMİM[Fr. < Yun.]

( Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerindeki tiyatroların çoğunda izlenen oyunlar arasına sıkıştırılan sözsüz oyun. | Pantomim. İLE/VE/< Düşünce ve duyguları müzik ya da türlü eşyalar eşliğinde kimi kez dansla, kimi kez de gövde ve yüz devinimleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun, sözsüz oyun. )


- PARA VAKFI(NUKUD) ile VEFÂEN SATIŞ


- PAZAR ile/ve/||/<> ARKADIUS(AVRAD) PAZARI

( ... İLE/VE/||/<> Cerrahpaşa'da kurulurdu. )


- Pb ile Pd

( Kurşunun simgesi. İLE Palladyum'un simgesi. )


- PESEND[Fars.] ile/ve/||/<> -PESEND[Fars.]

( Beğenme, seçme. | Bir çeşit iğne işi. | Esmerleşmiş/mat altın. | Mushaflarla yazmaların ilk sayfalarıyla sure ya da bahis başlarında boya ile perdâh edilerek altınla karışık yapılmış olan biçimler. İLE Beğenen, beğenmiş.[MÜŞKÜL-PESEND: Güç beğenir. | HOD-PESEND: Kendini beğenmiş.] )


- [ne yazık ki]
PEZEVENK/TERES/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]/GODOŞ[Erm. < KODOŞ]/PIMP/COCKOLD[İng.] ile/değil PUZEVENK


- PEZEVENK[Erm.] ile/ve/||/<> GAVAT/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]


- PİRAMİD

( PYRAMID )


- PİRAMİT ile/ve/||/<> YILDIZ

( PYRAMID vs./and/||/<> STAR )


- PİR-İ MEHMED PAŞA CAMİSİ ile PİR-İ MEHMED PAŞA MESCİDİ / KONUK TEKKESİ MESCİDİ

( Silivri'dedir. İLE Fatih'te, Molla Gürâni'dedir. )

( Sadrazam Pirî Mehmed Paşa tarafından. İLE Sadrazam Pirî Mehmed Paşa tarafından. [Yıkık durumdadır.] )


- POST ile/ve/değil/yerine/||/<> DOST

( Toprak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Allah. )

( Postu bırakırsak, dostu buluruz! )


- PUNT[İt. < PUNTO] ile/ve/||/<>/> PUNDUNA GETİRMEK

( Bir işi yapmak için fırsat gözetleyip en uygun zamânı bulmak.
PUNTO: Yazaçların/harflerin boyunu gösteren ölçü birimi. | Ayakkabıda topuk yükseklik ölçüsü. )


- R. "AND" değil R. ANH


- RACA/RAJA ile/> MİHRACE[Sansk.]

( ... İLE/> Hindistan'da, Raca'dan daha büyük hükümdarlara verilen ad. )


- RÂDDE[Ar. < REDD] ile RA'DE/RA'ŞE[Ar.]

( Derece, mertebe, kerte, sır. | Çizgi/hatt. | Aşağı yukarı tahmin edilen miktar ya da zaman. İLE Titreme/titreyiş. | [korku ya da soğuktan] Ürkme. )


- RÂDÎ'[Ar. < REDÂ | çoğ. RUZAA'] ile RÂDÎ[Ar.]

( Süt emen çocuk. | Sütkardeş. İLE Rıza gösteren, kabul eden, boyun eğen. )


- RÂDÎ/RÂDÎYYE[Ar.] ile RÂDİYE[Ar. < RIZÂ] ile RA'DİYYE[Ar.]

( Rıza gösteren, kabul eden, boyun eğen. İLE Râzı olsun! İLE Torpil. )


- RASTLANTI["RASLANTI" değil!] = TESADÜF = CHANCE, HAZARD[İng.] = HASARD[Fr.] = ZUFALL[Alm.]


- RÂZ-BÂN[Fars.] ile RÂZ-DÂN[Fars.] ile RÂZ-DÂR[Fars.] ile RÂZ-PÛŞ[Fars.]

( Sır saklayan. İLE Sırrı bilen. İLE Sır tutan. İLE Sır gizleyen. )


- RÂZÎ/RAZİYYE[Ar. < RIZÂ] ile RAZÎ/RADÎ[Ar. çoğ. RUZAÂ] ile Râzî[Ar.]

( Kabul eden, boyun eğen, rıza gösteren. İLE Süt kardeş. | Süt emen çocuk. İLE Rey şehrine bağlı/mensup, bu şehirle ilgili olan. | İran'ın "Rey" şehrinden olan. | Sırra/râza bağlı/mensup. )


- REC'[Ar.] ile REDD[Ar.]


- REDÂ'[Ar. < RED] ile REDÂ'[Ar.]

( Önleme, yasak etme. İLE Süt emme. )


- REHBER[Fars.] ile REHDÂN[Fars.] ile REHZEN[Fars.]

( Yol gösterici/gösteren, kılavuz. | Derviş olanı, şeyh huzuruna götüren. | Hz. Cebrail. İLE Yol bilen. İLE Yol kesici. )


- REHD[Ar.] ile REHS[Ar.]

( Bastırarak ezme. İLE Bir şeyi ayakla çiğneyerek ezme. )


- REKTUM ile/ve/> ANÜS[Lat.]/MAKAT[Ar. MAK'AD]/DÜBR[Ar./ŞERÇ/ŞERC

( Kalın bağırsak. İLE/VE/> Bağırsak sonu. Dışkı boşaltım yeri/deliği. )

( RECTUM vs./and/> ANUS )


- REŞİD / MÜRŞİD

( Reşid olmadan, mürşid olunmaz. )


- REŞİD ve/||/<>/> MÜRŞİD


- RESM-İ KÜŞÂD değil/yerine/= AÇILIŞ TÖRENİ


- RETREAD vs. RETREAT

( Lastik kaplamak, kaplanmış lastik. İLE Geri çekilmek, ricat. )


- RİBAT ile/ve/||/<>/> MESCİD


- RIDVÂN[Ar.] ile Rıdvân[Ar.]

( Hoşnutluk, râzı olma. İLE Cennetin kapıcısı olan büyük melek. )


- RÖTAR[Fr./İng. < RETARD] değil/yerine/= SARKMA/GECİKME


- RUBAİ MÜCERRED ile/ve RUBAİ MEZİD

( 1 BAB ile/ve 1 BAB [2, 15, 50, 70] )

( FETHÜ ZAMMİN, FETHİ KESRİN, FETHÂTEN, KESRU FETHİN, ZAMMU ZAMMİN, KESRATEN )

( EZBERLEYİNİZ!!! )


- RÜŞD ile ...

( AŞKTA KEMALİNE ERMEK | DOĞRU YOLU BULUP GİTME, DOĞRU YOLDA GİTME | DOĞRU DÜŞÜNME, AKIL SAHİBİ OLMA | BÂLİĞ OLMA, BÜLÛĞA ERME, ERGİNLİK | HAYRA İSABET | TEVAZÛ )


- RÜŞTİYE/RÜŞDİYE[Ar.] ile/ve MEKTEB-İ İ'DÂDÎ[Ar.]

( Ortaokul. İLE/VE Ortaokul sonrası yüksek okullara hazırlayıcı okul. (Lise[Fr. < LYCÉE, COLLÈGE]) ( [Alm.] ... mit/und GYMNASIUM )


- SÂBIK[Ar.] ile SÂDIK[Ar.]

( Önceki. İLE Sadakatli. | Doğru, gerçek. )


- SAÇMALAMAK ile/ve DENSİZLİK[< TENG/LİG]


- SÂD/SÂDD[Ar. < SEDD] ile SÂD ile SA'D ile SAD ile SAD[Fars.]

( Kapayan, örten. | Aksu, göz perdesi. İLE Göz ağrısı/hastalığı. İLE Kutluluk. | Uğur. | Kutlu, uğurlu.[SA'D-ÜD-DÎN/SÂDETTİN: Dini uğurlu, kutlu kılan.] İLE Osmanlı ve Arap abecesinin onyedinci harfidir.[ebced hesabında 90 sayısının karşılığıdır] İLE Yüz/100. )


- SÂDÂD ile EFENDİLER

( EFENDİLER )


- SÂDE[Fars.]/SÂF[Ar.] değil/yerine/= ARI/YALIN


- SÂDE[Ar. < SEYYİD] ile SÂDE[Ar. < SÂDEC/SÂZEC]/YALIN[Ar.]

( Seyyidler. İLE Düz, basit, yalın, gösterişsiz. | Süssüz. | Karışıksız, katkısız. | Derin düşünemeyen, bön, saf adam. | Yalnız, ancak. | Arasına, içine peynir vb. konulmamış hamur. )


- SADED[Ar.] değil/yerine/= ASIL

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. )


- SADED[Ar.] ile ÖZET

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADED[Ar.] ile SONUÇ

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADEDE GELMEK değil/yerine/= KONUYA DÖNMEK


- SAF ile/ve/< SADE[Fars. < SÂZEC]

( Bir maddenin, kavramın ve/ya da ...'nın kendi özünden/doğasından uzaklaşmadığı kadar ve dışarıdan etkilenmediği derecede bulunduğu hal. İLE/VE Bir maddenin ve/ya da kavramın etkilendiği dış faktörlerin olabildiğince alt seviyede/kıvamda tutulup, fazlalılığa/aşırılığa/lükse gitmeme/kaçmama hali. )

( Sadelikten şaşmamak doğrudur. )

( Saflaşın, dikkatli ve uyanık olun, hazır bulunun. )

( Be pure, be alert, keep ready. )

( PURE vs./and SIMPLE )


- SAH/SAK SUBARAKNOİT HEMORAJİ/SUBARACHNOID HEMORRHAGE[İng.] değil/yerine/= SUBARAKNOİT KANAMA


- ŞÂHİD[Ar.] ile HÂZIR[Ar.]


- ŞÂHİD[Ar.] ile MÜŞÂHİD[Ar.]


- ŞÂHİD[Ar. < ŞEHÂDET | çoğ. ŞEVÂHİD] ile ŞÂHİD[Fars.]

( Tanık. | Senet yerine geçecek biçimde büyük bir yapıttan ya da kişiden alınan örnek. İLE Sevgili. | Güzel. )


- ŞÂHİT ile ŞEHÎT

( Dünyaya gelerek. İLE/VE/||/<>/> Dünyadan giderek. )

( İzleyerek yaşayan. İLE/VE/||/<>/> Katılarak, deneyimleyerek yaşayan. )

( Sahip olan. İLE/VE/||/<>/> Olan. )


- ŞÂHİT/ŞÂHİD[Ar.]["ŞAİT" değil!] değil/yerine/= TANIK


- ŞAHS/ŞAHIS/FERT/FERD/INDIVIDU değil/yerine/= BİREY


- SÂİD[Ar. < SUÛD] ile SÂİD[Ar. çoğ. SEVÂİD] ile SAÎD[Ar. < SUÛD]

( Yukarı çıkan, yükselen, kalkan/kalkıcı. | Ön kol. | Pestten tize doğru giden çıkıcı dizi.[>< NÂZİL(İNİCİ): Tizden peste doğru] İLE Kolun dirsekle bilek arasındaki bölümü. İLE Yüksek. | Yukarı çıkan. )


- SÂLİH ve/||/<> ZÂHİD

( ... VE/||/<> Dinin biçim yönüne fazla önem veren, aşırı, çok sofu. | Kendini, sadece dine veren. | Masiva'ya itibar etmeyen. )


- SAMED ve/||/<> SOMUT


- ŞART-I A'ZAM ile/ve ŞART-I BÂTIL ile/ve ŞART-I CÂİZ ile/ve ŞART-I LAĞV ile/ve ŞART-I MÜFSİD ile/ve ŞART-I MÜTEAHHİR ile/ve ŞART-I MÜTEÂRIZ ile/ve ŞART-I MÜTEKADDİM/EVVEL ile/ve ŞART-I NÂSİH ile/ve ŞART-I SÂNİ ile/ve ŞART-I SARÎH ile/ve ŞART-I TAKYÎDÎ ile/ve ŞART-I VÂKIF


- SATIR ile/ve SADIR


- SATIR'DAN ile/ve/yerine SADIR'DAN (OKUMAK/KONUŞMAK)


- SAVM ile/ve ZÜHD


- SAVM-I DÂVÛD ile ...

( BİR GÜN ORUŞ TUTMAK, BİR GÜN TUTMAMAK )


- SDK değil STK

( "Sivil Devlet Kuruluşu" DEĞİL Sivil Toplum Kuruluşu )


- SEBEB ile/ve/<> VETED ile/ve/<> FÂSILA

( İp. İLE/VE/<> Kazık. İLE/VE/<> İp ile kazıkların arası.
[Çadır terimlerinden.] )

( 2 harf. İLE/VE/<> 3 harf. İLE/VE/<> 4 harf ve fazlası. )


- SECÂVEND[Fars.] ile ...

( Kur'ân-ı anlama uygun doğru okumak için konulan işaret/ler. )


- ŞEHÎD ile ...

( DİN YA DA YÜKSEK BİR ÜLKÜ UĞRUNDA ÖLEN KİMSE, SAVAŞTA ÖLEN | ALLAH YOLUNDA CAN VEREN | ÖLMEMİŞ OLDUKLARINA ŞEHÂDET EDİLEN )