thumb

BO/BÖ... ~ BO/BÖ...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



BO... ~ ... / ... ~ BO... ile başlayan FaRkLaR...

- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- ADDISON[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ SALGI YETERSİZLİĞİ HASTALIĞI


- AEROSEL[Fr.] değil/yerine/= BOYUNDA GİZLİ UR


- AĞAÇKAKAN ile BOYUNÇEVİREN

( ... İLE Ağaçkakan ailesi içinde yer alır. Ağaçkakandan çok, bir ötücüye benzerler. Orman açıklıkları barındıran, yaprak döken ormanlar ve ağaçlı açık arazilerde yaşarlar. Göç sırasında, çok değişik alanlarda görülebilirler. Tek göçmen ağaçkakandır. Başlıca avları, karıncalar ve öteki böceklerdir. Özellikle, karınca yuvalarının başında, onu, beslenirken görebiliriz. Gagaları kısa ve sivri, başları yuvarlaktır. Gövdelerinde, kahverengi benekler ve enine çizgiler vardır. Sırtı gri, kahverengi ve kirli sarı renklerde sık desenlidir. Sırtının ortasında, uzun ve koyu renk bir çizgi vardır. Alt tarafı, ince çizgili; boğazı, altın rengi-kremdir. Ağaçkakan ailesinde, ağaçkabuğu rengi tüylere sahip tek türdür. Kuyruğu uzun, geniş ve sık çizgilidir.

Sıkıştırıldıklarında kendilerine özgü bir korunma yöntemine başvururlar. Önce, kuyruk tüylerini aralayarak boyunlarını uzatırlar ve baş tüylerini, yukarı doğru kısa bir ibik halinde kaldırırlar; sonra, başlarını ve boyunlarını döndürerek yana yatırırlar ve aniden başlarını geri çekerek yılan taklidi yaparlar. )


- AGAMİ değil/yerine/= BORAZANKUŞU

( Güney Amerika'da yaşarlar. )


- AGORA ile/||/<> AKROPOLİS ile/||/<> BOULEUTERİON ile/||/<> FORUM ile/||/<> GYMNASION ile/||/<> STADION/STADIUM ile/||/<> HIPPODROMOS ile/||/<> ODEON[< ODEION: ŞARKI SÖYLEMEK]

( Antik Yunan kentlerinde, stoalar ile çevrelenmiş, içinde ya da yakınında tapınak, bouleuterion gibi dini ve resmi yapıların bulunduğu toplumsal ve ticari yaşamın yoğunlaştığı alan. İLE/||/<> Antik Yunan kentlerinin en yüksek tepesinde bulunan, savunma amaçlı surlarla sarılıp bir tepe üzerine inşâ edilen özel bölge. İLE/||/<> Antik Yunan kentinde yönetimle ilgili işlerin görüldüğü meclis binası[günümüzdeki kent kurulu/senato karşılığı]. İLE/||/<> Antik Roma kentlerinde, kent merkezinde yer alan, içindeki ve çevresindeki yapılarla Yunan kentlerindeki ağora ile aynı işlevi taşıyan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve Roma kentlerinde beden eğitimi ve spor etkinliklerinin yapıldığı yer. İLE/||/<> Antik Yunan ve Roma'da atletizm için kullanılan, çevresinde oturma basamakları bulunan, bir ucu yarım daire biçiminde sonlanan, uzunlamasına, dikdörtgen plana sahip olan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve özellikle Roma kentlerinde at ve araba koşularının yapıldığı, etrafı izleme yerleri ile çevrili alanlar. İLE/||/<> İçinde müzik yapılan yer.[Çoğu kez küçük bir tiyatro biçiminde ve genellikle üstü kapalı bir yapı.] )


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ/ZAMBULA[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- ÂHİYÂNE[Fars.] değil/yerine/= BOĞAZ


- ÂHŞÜME[Fars.] değil/yerine/= BOZA


- AIRBUS A320 ile BOEING 747


- AKİTTE:
TASAVVUN SURETİYLE BEYİ ile/ve/||/<> TEVLİYET ile/ve/||/<> TERÂBUH ile/ve/||/<> TEHASSÜR ile/ve/||/<> ŞİRKET ile/ve/||/<> İKÂLE ile/ve/||/<> MÜBÂDELE ile/ve/||/<> SARF ile/ve/||/<> TEVEHHÜP ile/ve/||/<> SULH ile/ve/||/<> BORÇ ile/ve/||/<> TEATİ ile/ve/||/<> HIYAR ile/ve/||/<> SELEM ile/ve/||/<> MEŞRÛİYET KEYFİYETİ ile/ve/||/<> RIZÂ VE MUVAFAKAT >< FUZÛLÎ


- ALACAKLI TEMERRÜDÜ ile BORÇLU TEMERRÜDÜ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALAN ile/ve BOŞLUK

( İkisi arasındaki boşluk, köprünün kendidir. )

( The very gap between is the bridge. )

( FIELD vs./and CAVITY )


- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON


- ALONG :/yerine BOYUNCA


- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )

( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )


- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU


- HUNNAK[Ar.]/ANJİN[Fr. < Yun. < ANGINE] değil/yerine/= BOĞAK

( Boğaz mukozasının şişmesi. )


- ARAZİ ile BOSTAN[Fars. < BÛSTÂN]

( ... İLE Sebze bahçesi. | Kavun, karpuz tarlası. | Kavun ve karpuza verilen ortak ad. )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARPAYI BOL BULMAK ile/ve/||/<> BOSTANI BOŞ BULMAK


- ARSLAN ve KARTAL ve BOĞA ve İNSAN

( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )


- ARTİKÜLASYON[Fr., İng. ARTICULATION] değil/yerine/= EKLEMLEME, EKLEM | BOĞUMLANMA, KONUŞMA SESİ OLUŞTURMA | DİŞLERİN KAPANIŞ İLİŞKİSİ


- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]


- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI

( image )


- ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK


- AYAZ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( Lokman Hekim, 32 temel hastalık belirlemiş. 16'sının, soğuktan; 16'sının da "yeme-içme"den kaynaklandığını görmüş. Üşütmemeyi ve çok yememeyi yeğlemeliyiz. )


- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL


- AYRILMA ile/ve/||/<>/> BOŞANMA


- AZALMA ile/ve BOZULMA


- BÂB[Ar.] değil/yerine/= BÖLÜM, KONU BAŞLIĞI | KAPI

( Kapı, sığınılacak yer, başvurulacak yer. )

( Bir kitabın bölümlerinden her biri. )

( İş, husus, madde. )


- BAĞIR ile/ve BÖĞÜR

( Göğüs kafesinin üst bölümü. İLE/VE Göğüs kafesinin alt bölümü. [Aşağıdaki 11. ve 12. kaburgaların bulunduğu bölge] )


- BAĞIRMAK ile BOZLAMAK

( ... İLE Devenin anırması/"bağırması". | Çığlık koparmak. )


- BAGIŞ ile BOGIM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kol, bacak ya da parmaklann eklem yerleri. İLE Parmak eklemi. )

( Kamış ya da genel olarak tüm sazlık bitkilerin boğumları. )


- BAĞIŞ ile/ve BORÇ

( Sahip olunan nakit paranın en fazla 3'te 1'i. İLE/VE Sahip olunan nakit paranın en fazla 10'da 1'ini tek kişiye ya da paylaştırarak birkaç kişiye. )


- BAĞLAYICILIK ile/ve BORÇLULUK


- BAKI KULU ile/||/<> BÖCEKBAŞI ile/||/<> DEFTERDAR ile/||/<> MÜLTEZİM

( Vergi denetimi ve tahsili ile maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. İLE/||/<> Zabıta görevlisi. İLE/||/<> Osmanlı Divan Teşkilatı'nda mali işlerle görevli kişi. İLE/||/<> Bir bölgenin devletçe toplanacak gelirlerinin müteahhitliğini yükümlenen kişi. )


- BAKTERİ değil/yerine/= BOZGAN/ÇÖPÜK


- BALİNA ile BOYNUZLU BALİNA

( ... İLE Burunlarındaki uzantı, boynuz değil sol kesici dişlerinden birinin uzamış olmasıdır. )


- BAŞTAN BAŞA ile BOYDAN BOYA


- BAYICI ile BOĞUCU


- BAZI AYRINTILARA DEĞİNME:
YANLIŞ ANLAŞILMAMASI İÇİN ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLUK KALMAMASI/BIRAKMAMAK İÇİN


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- BEREKET ile/ve/||/<> BOLLUK


- BERGMAN ile/ve/||/<> BORGMAN

( Einstein'in, Amerika'ya giderken yanında olmasını istediği iki matematikçi. )


- BETİK = KİTAP = BOOK[İng.] = LIVRE[Fr.] = BUCH[Alm.] = LIBRO[İt., İsp.]


- BEY ile/ve/||/<>/> BOY

( Bey'in kararı/tutumu/dini vb. İLE/VE/||/<>/> Boy'un kararı/tutumu/dini. )


- BEYAZ KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Ancak tuzlu suda yaşayabilirler. İLE/VE Hem tuzlu, hem de tatlı sularda (akarsularda) da yaşayabilirler. )


- BEYHÛDE değil/yerine/= BOŞUNA


- BEYİN ile/ve/<> BOZMADDE

( ... İLE/VE/<> Sinir gözelerinden oluşan, beyinde dış, omurilikte iç tabaka. )


- BEZEK =/> BOYAMA/SÜSLEME
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- Bİ[Oğuz] = BÖY/BÖG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. )


- BIGRIG/BOGRUG ile BOGRUL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saman çuvalı, tulum ve benzerlerinde görülen şişkinlik. İLE Dolu bir heybe, bir tulum ya da benzeri nesnelerde görülen şişkinlik, çıkıntı. )

( BOGRUL KOY/BOGRUL QOY: Boğazı ak koyun. )


- BİLİNEMEZ ile/ve/=/||/<> BÖLÜNEMEZ


- BİTKİBİLİM = BOTANİK = BOTANIQUE


- BİTKİBİLİM = BOTANY[İng.] = BOTANIQUE[Fr.] = BOTANIK[Alm.] = BOTANICA[İt.] = BOTÁNICA[İsp.]


- BİTKİLER = NEBÂTÂT = BOTANİK = BOTANIQUE


- -BLAST ile -BORN/E ile -EKTAZİ ile -EKTOMİ ile -GRAF ile -GRAFİ ile -GRAM ile -MALASİ, -MALAZİ ile -MEGALİ ile -OSTOMİ ile -ÜRİ

( -göze[si] öncüsü. İLE ... kaynaklı. İLE ... genişlemesi. İLE ... alım/ı / çıkarım/ı. İLE -yazar, -çizer. İLE -yazım/ı, -çizim/i, -çekim/i. İLE -yazı/sı, -çizim/i, sayım/ı, -ölçüm/ü. İLE ... yumuşaması. İLE ... büyümesi, ... büyüklüğü. İLE ... ağızlaştırımı. İLE ... işeme. )


- BOA YILANI ile/değil/||/<>/> MAHMUZLU YILAN/KUM BOASI

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> Türkiye’nin tek boa yılanı türü. )

( ... cum ERYX JACULUS )


- BOAR vs./and SOW


- BOARD :/yerine TAHTA, KURUL


- BOAT vs. BOTH


- BOAT :/yerine TEKNE


- BÖBREK AKTARIMINDA:
DEĞİŞTİRME değil EKLEME

( Böbrek aktarımı sırasında sorunlu böbrek, yenisi ile değiştirilmez. Gövdeye üçüncü bir böbrek takılır. )

( )


- BÖBREK:
İKİ ile/ve/||/<> TEK


- BÖBREK SANCISI/AĞRISI ile GAZ SANCISI/AĞRISI


- BÖBREK TAŞI ile/||/<> SAFRA TAŞI

( Böbreklerde mineral ve tuz birikimi ile oluşan sert kitleler. İLE/||/<> Safra kesesinde kolesterol ya da bilirubin birikimi ile oluşan sert kitleler. )


- BÖBREK TAŞI ile TARLADAKİ TAŞ

( HASÂT-ÜL-KİLYE ile ...
KİLYE[: Böbrek.] ile ... )

( CALCULUS vs. STONE )


- BÖBREK YANGISI(İLTİHABI)/NEFRİT[Fr. < Yun.] ile/ve ÖD/SAFRA KESESİ YANGISI(İLTİHABI) ile/ve DALAK[Ar. TIHÂL] YANGISI(İLTİHABI)

( NEFRİT, ZÂT-ÜL-KİLYE ile/ve KOLESİSTİT ile/ve SPLENİT )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin işlevlerini yerine getirememesi. İLE/||/<> Karaciğerin işlevlerini yerine getirememesi. )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin atık nesneleri ve fazla sıvıyı yeterince filtreleyememesi. İLE/||/<> Karaciğerin zehirleri ve atık nesneleri yeterince işleyememesi. )


- BÖBREK ve/<> HAVUZCUK

( ... VE/<> Sidikborularının böbrekle birleştikleri yerde, huni biçimindeki genişlik. )


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BÖBREKSİ YAPRAK = VARAK-I KİLYEVÎ = FEUILLE OBLONGUE


- BÖBÜR

( Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan. )

( HYRAX SYRIENSIS )


- BÖBÜRLENME! ve KİBİRLENME! ve KÖPÜRME! değil/yerine/>< ABART! ve ÇOĞALT! ve PARLAT!

( )


- BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- BÖBÜRLENMEK ve/||/<> HORULDAMAK

( Gündüz. VE/||/<> Gece. )

( "Uyanıkken". VE/||/<> Uyurken. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK


- BÖCEK ile BENEKLİ, KIZIL BÖCEK

( ... İLE Ural ormanlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile ÇAM KESE BÖCEĞİ


- BÖCEK ile DALGIÇBÖCEĞİ


- BÖCEK ile DEV SU BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile FLATET BÖCEĞİ

( ... İLE Madagaskar'daki Baobab ağaçlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile GERGEDANBÖCEĞİ

( ... İLE 4 cm.'ye yakın boyda, erillerinde, sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren, kınkanatlı böcek. )

( ... cum ORYCTES NASICORNIS )


- BÖCEK ile GEYİKBÖCEĞİ

( ... İLE Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen 20-60 mm. boyunda, kınkanatlı böcek. )

( ... cum LUCANUS CERVUS )


- BÖCEK ile GÜMÜŞÇÜN

( ... İLE Püskülkuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, döşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, gövdeleri küçük parlak pullarla örtülü, kanatsız böcek. )

( ... cum LEPISMA SACEHARINA )


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile KALKAN BÖCEKLERİ

( ... İLE Birçok türü, tarım ve orman bitkilerinde asalak olarak yaşayan, kın kanatları kalkanımsı böcekler ailesi. )


- BÖCEK ile KIMIL

( ... İLE Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek ya da yiyerek ekin hastalığına yol açan, gövdesi kalkana benzeyen zararlı bir böcek. )

( ... cum AELIA ROSTRATA )


- BÖCEK ile KIRMIZ BÖCEĞİ

( ... İLE Zar kanatlılardan, küçük bir böcek. )

( ... cum COCCUS ILICIS )


- BÖCEK ile KUDUZ/KUNDUZ BÖCEĞİ

( ... İLE Kın kanatlılardan, hekimlikte yakı yakmak için kullanılan, 2 cm. uzunluğunda, parlak yeşil renkli bir böcek. )

( ... cum CANTHARIS )


- BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN

( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )


- BÖCEK ile KÜRK BÖCEĞİ

( ... İLE Kınkanatlılardan, esmer uzun kıllı, halı, keçe gibi nesneleri kemiren bir böcek. )


- BÖCEK ile PAEDERUS

( ... İLE Türkiye'de, 6 farklı türü bulunmaktadır. )


- BÖCEK ile SEPET YILDIZI BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile SUBÖCEĞİ/HİDROFİL

( Kınkanatlılardan, küçük su birikintilerinde yaşayan, 18 milimetre uzunluğunda, kahverengi bir böcek. )

( ... cum HYDROPHILUS CARABOIDES )


- BÖCEK ile SUDA KOŞAN BÖCEĞİ


- BÖCEK ile SUİKASTÇI BÖCEK

( ... İLE İğnemsi gagaları vardır ve kendi boyundan uzun, antenleri vardır. )


- BÖCEK ile TAKLABÖCEĞİ


- BÖCEK ile TAŞBÖCEĞİ

( ... İLE Kabuğu, katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça. )

( ... cum CYPRAEA )


- BÖCEK ile TESBİH BÖCEĞİ

( Tesbih böceklerinin soluk delikleri, bacaklarındadır. )


- BÖCEK değil VETA


- BÖCEKKAPAN ile DROSERA

( Bazı örgenleri, böcek yakalamaya ve sindirmeye uygun olan bitkilerin ortak adı. İLE Bunlara örnek bir bitki. )


- BÖCEKLER ile/ve/||/<> KUŞLAR ile/ve/||/<> MEMELİLER

( 3 milyon tür[1 milyonu kayıtlı]. İLE/VE/||/<> 8.000 tür. İLE/VE/||/<> 5.000 tür. )


- BÖCEKLİ CAMİSİ

( Erenköy'dedir. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BODDHIDHARMA


- MAĞARALAR'DA:
BODGAYA ve HİRA

( ... VE HİRA: Arayış. )


- BODHİ

( Aydınlanma, anlayış, bilgelik, evreni yöneten zekâ. Işıklanma, tam Aydınlanma. )


- BODHİ AĞACI, BO AĞACI

( Bilgelik-hikmet ağacı. Kutsal Hintinciri ağacı. Sidhartha Gautama'nın altında aydınlanmaya eriştiği büyük incir ağacı. )


- BODHİKAYA

( Aydınlanmanın meyvası olarak görülen Mutlağın Gövdesi. )


- BODHİMANDALA

( Aydınlanmaya ulaşılabilecek yer ya da küre. )


- BODHİSATTVA

( Geleceğin Budası. Nirvana'ya hemen girmeyip, sadece kendi aydınlanmasını değil, öteki tüm duyarlı varlıkların(hatta cansızların) aydınlanmasına adamış olan (Arhat'ın tam karşıtı) ve Nirvana'yı terkeden kişi. Yolun samimi takipçisi. Üç hazineden biri olduğu düşünülenler. (Özellikle Mahayana geleneğinde) )


- BODOSLAMA:
BAŞ ile/<> KIÇ

( Teknenin başını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. İLE/<> Teknenin kıçını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. )


- BODRUM KAT ile/ve/<> TAVAN ARASI

( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )


- BODRUM ile/ve/<> ÇEŞME


- BODY :/yerine VÜCUT


- BADİ GARD[İng. < BODYGUARD] değil/yerine/= KORUMA


- BOETIUS NOTA YAZISI ve GREGORIUS NOTA YAZISI


- BOG ile/> YIĞIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir mal yığını ya da çıkını. )


- BOĞA ile/ve/||/<> EŞEK ile/ve/||/<> YILAN ile/ve/||/<> BİLGİSİZ/CAHİL

( [...'ya yaklaşma!]
Ön tarafından. İLE/VE/||/<> Arka tarafından. İLE/VE/||/<> Yanından. İLE/VE/||/<> Hiçbir tarafından. )


- BOĞA ve/||/<> KURT ve/||/<> TURNA

( Güç simgesi. VE/||/<> Birliktelik simgesi. VE/||/<> Sanat, zarâfet ve ekin/kültür simgesi. )


- BOĞA ile/değil KUTUZ


- BOĞAN OTU/AKONİT[Yun. < AKONİT] ile/ve/||/<>/> AKONİTİN[Fr. < ACONITINE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Boğan otundan çıkarılan ve tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )


- BOĞANOTU ile/ve/||/<> İTBOĞAN/KAPLANBOĞAN

( ... İLE/VE/||/<> Boğanotunun bir türü. )

( ACONITUM cum ACONITUM NAPELLUS )


- YAKLAŞMA!:
BOĞAYA ile/ve/||/<> EŞEĞE ile/ve/||/<> BİLGİSİZE/CAHİLE

( Önünden. VE/||/<> Arkasından. VE/||/<> Hiçbir yerinden. )


- BOAYILANI ile AĞAÇ BOAYILANI

( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE Madagaskar'da yaşarlar. )

( BOA CONSTRICTOS cum ... )


- BOĞAZ ÜNSÜZLERİ'NDE:
H ile/ve/||/<> K ile/ve/||/<> G


- BOĞAZ/YUTAK YANGISI ile/ve BADEMCİK YANGISI

( Bademcik, aklın, beynin filtresidir, süzgecidir, can sıkılınca büyür. )

( FARENJİT ile/ve TONSİLLİT )


- BOĞAZ ile ARGIT/DAĞ BOĞAZI/DERBENT[Fars.]


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZ ile/ve/değil EŞİK


- BOĞAZ ile İSTANBUL BOĞAZI

( İNEKGEÇİDİ, BOSPHORUS[İng.] )


- BOĞAZDA İLK SEFER [DENİZ YOLCU TAŞIMACILIĞINDA]

( BALABAN İSKELESİ - KABATAŞ İSKELESİ arasında )


- BOĞAZIN:
ANADOLU KIYISI ile/ve RUMELİ KIYISI

( [Karadeniz[PONTUS EUXINUS]'den Marmara[PROPONTIS]'ya, Kuzey'den Güney'e]
ANADOLU KIYISI:
* ANKYREION: YUMBURNU
* AMPELODES: KABAKOZ KOYU
* DIOS SACRA: POYRAZ LİMANI
* KORAKION, MOKADION: FİLBURNU
* KHELAI, OPHRU LIMEN: KEÇİLİLİMAN
* HIERON, YOROS: ANADOLU KAVAĞI
* ARGYRONION: MACARBURNU, YÛŞÂ TEPESİ
* DAPHNE: UMURYERİ
* MUKAPORIS: HÜNKÂR İSKELESİ
* AIETU RHYNKHOS: SERVİBURNU
* AMYKOS: BEYKOZ
* KATANGEION, EIRANAION: ÇUBUKLU
* PHRIKSU LIMEN, BORADION: KANLICA
* PHIELA, PHIALE: KÖRFEZ
* POTAMONION: ANADOLUHİSARI
* EKAHAI: KANDİLLİ
* LYKADION: VANİKÖY
* KIKONION, SOPHIANAI: ÇENGELKÖY
* RHOLZUSAI, STAUROS: BEYLERBEYİ
* DAMAIS: SALACAK
* ARKLA: KIZKULESİ

ile/ve

RUMELİ KIYISI:
* SYMPLEGADES, KYANEAI: ÖREKETAŞI
* PANION: RUMELİ FENERİ
* GYPOPOLIS: PAPAZBURNU
* LYKION LIMEN: HAMSİ LİMANI
* EPHESIATES: BÜYÜKLİMAN
* TIMAEA TURRIS: DENİZ FENERİ
* SERAPIEION, KATASKEPEI?: RUMELİ KAVAĞI
* MILTON: TELLİ TABYA
* SKLETRINAS: SARIYER
* SIMAS: MESARBURNU
* BATHYKOLPOSKALOSAGROS: BÜYÜKDERE
* KLEIDES: KİREÇBURNU
* PHARMAKIAS, THERAPEIA: TARABYA
* PITHEKU LIMEN: KALENDER
* KOMARODES: YENİKÖY
* LASTHENES, SOSTHENION: İSTİNYE
* KYPARODES: EMİRGÂN
* GYNAKION LIMEN, PHONEAS: BALTALİMANI
* RHOODES: ŞEYTANBURNU
* HERMAION, PYRRIAS: RUMELİHİSARI
* KHELAI, PHILEMPORON: BEBEK
* HESTIA, ANAPLUS: ARNAVUTKÖY
* KALAMOS, TARASION: KURUÇEŞME
* KLEIDION: DEFTERDARBURNU
* ARKHEION, ARSABERU: ORTAKÖY
* IASONIAN, DIPLOKIONION: BEŞİKTAŞ
* PENTEKONTORIKON: DOLMABAHÇE
* THERMASTIS, BUTHARION: KABATAŞ
* PALINORMIKON: FINDIKLI
* AIANTEION: SALIPAZARI
* METOPEN, ARGYROPOLIS: TOPHANE )


- BOĞAZIN EN DAR NOKTASI

( RUMUELİ HİSARI ile ANADOLU HİSARI arası[698 m.] )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLAR('I)


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOĞMAÇ/TURNİKE[İng. < TOURNIQUET] ile TURNİKE[Fr. < TOURNIQUET]

( Kan akıntısını durdurmak için kanama noktasının gerisine yapılan sıkı sargı. İLE Kişilerin teker teker geçmesini sağlamak amacıyla bazı yerlere konulan, uclarından biri çevresinde dönebilecek düzende yatay olarak yerleştirilmiş çarpı biçiminde araç. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞSUK! ile/ve/||/<> PRANGA!

( Kölelerin boynuna geçirilen demir halka. İLE/VE/||/<> Kölelerin ayağına geçirilen demir halka. )


- BOGSUK/BOGSUQ ile/> KELEPÇE, PRANGA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMA ile/ve/değil/||/<> "BUNALMA"


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BOĞULMALARDA:
DİL KÖKÜNÜN GERİYE KAYMASI[BAYILMA VE BİLİNÇ KAYBI SONUCU] ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA SIVI DOLMASI ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA YABANCI NESNE KAÇMASI ile/ve/||/<> ASILMA ile/ve/||/<> AKCİĞERLERİN ZEDELENMESİ ile/ve/||/<> GAZLA ZEHİRLENME ile/ve/||/<> SUDA

( Gövdedeki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma oluşmasıdır.
[Belirtileri]
- Soluk almada güçlük.
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum.
- Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme.
- Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma.
- Genel sıkıntı hali, yanıtlarda isabetsizlik ve kararsızlık.
- Bayılma. )

( [İlk yardım.]
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbî yardım istenir[112]
- Yaşam bulguları izlenir. )

( [Suda Boğulmalar]
- Suda boğulmalarda, soluk borusu girişi kasıldığından dolayı, çok az miktarda su, akciğerlere girer.
- Özellikle soğuk havalarda, 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
- Suya atlama sırasında, genel gövde yaralanması/omurga kırıkları olabileceği öngörülerek, başın, çok fazla geriye itilmemesi gerekmektedir.
- İlk yardımcı yalnız ise 112 aranırken temel yaşam desteğindeki sıralamaya uygun olarak aramalıdır. )


- BOĞUM BOĞUM (AĞLAMAK)


- BOĞUM ile ENDAZE[Fars.] ile İPLİK ile ÖRÜMCEKTELİ ile PARMAK

( Çubuk şeklinde bir şeyin üzerinde, çepeçevre sıkılmış ya da şişmiş gibi bir durumda bulunan yer. | İki boğum arasındaki bölüm. | Arşının 1/60'ı olan eski parmağın 2.5 katına eşit uzunluk ölçüsü. | Yağmur borusunun, bileziğe oturduğu noktadaki şişkin bölümü. İLE Ölçü. | Eskiden, değerli kumaşları ölçmekte yararlanılan, 0,6575 m. uzunluğunda bir Türk uzunluk ölçü birimi. İLE Arşının 1/60'ı olan parmağın, 1/10'una eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE İpliğin, 1/100'ü eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandıkları, 75,774 cm.lik arşın. )


- BOĞUMLU GÖVDE = SÂK-I UCZÎ = TIGE NOUEUSE


- BÖĞÜRMEK ile ÖĞÜRMEK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BÖĞÜRTLEN ile MERMER BÖĞÜRTLENİ


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHEM/LİK ile/||/<> AYLAK/LIK

( Batı'da. İLE/||/<> Doğu'da. )


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BOJJHANGA

( Aydınlanmanın yedi unsuru:
1. Sati, smriti: Farkındalık
2. Dharma vicaya: Dharma'yı tefekkür etmek.
3. Viriya: Manevi enerji.
4. Piti: Sevinç.
5. Passadhi: Sakinleşmek.
6. Samadhi: Uyanıklık.
7. Upekha: Yaşamı tümüyle kabul etmek. )


- BOK BÖCEĞİ ile/değil AVUVA BÖCEĞİ

( )


- BOK-PİSÜR


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOKBÖCEĞİ ile GÜBREBÖCEĞİ

( Kınkanatlılardan, genellikle otçul memeli hayvanların dışkılarında yaşayan ve dışkıyla beslenen bir böcek. İLE Kınkanatlılardan, dışkı ile beslenen bir böcek cinsi. )

( GEOTRUPES STERCORARIUS cum ONITIS )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKE

( Kahraman, güçlü kişi. | Ulusal ya da uluslararası bir yarışmada ilk dereceyi alan, birinci olan, şampiyon. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BÖKTİR ile ÇUKUR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağlardaki çukur ve sert yerler. )


- BOKURSI/BOQURSI ile DEMİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saban demiri. İLE ... )


- BOL BOL ile/ve ÇOK ÇOK

( Besmele. İLE/VE Fatiha Sûresi. )


- BOL ÇİĞNEMELİ!


- BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BOL = BEYAZ (LEKE/BACAK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( BOL AT: Beyaz bacaklı at. )


- BOL- ile/||/<> -CERN

( Parça. İLE/||/<> Ayrı. )


- BOLÂHENK NISFİYESİ

( Piyanodaki "la" notasını "nevâ" perdesi olarak kabul eden akorda sahip yarım(nısf-nısfiye) ney. )


- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLGE ile/ve/<> İÇBÖLGE

( ... İLE/VE/<> Bir limanı, dışalım ve dışsatım etkinlikleri bakımından besleyen, ona çeşitli ulaşım yollarıyla bağlı, dar ya da geniş bölge. )


- IŞIKSIZ BÖLGE ile/ve/||/<>/> DİP/ABİSAL[Yun. < ÁBUSSOS / ἌΒΥΣΣΟΣ] BÖLGE

( Işığın uzanamadığı derin deniz bölgesi. İLE/VE/||/<>/> Açık denizlerin ya da okyanusların 4.000 - 6.000 metre arasında olan derin bölümleri.[Hiçbir zaman güneş ışığı almamaktadır ve sürekli karanlıktır.] )


- BÖLGELERİNE GÖRE ile/ve KONULARINA GÖRE ile/ve TEKNİK YAPILARINA GÖRE ile/ve İCRADA KULLANILIŞ TÜRÜNE GÖRE


- BÖLGESEL BASINÇ ile TOPLAM BASINÇ

( Bir gazın karışımdaki basıncı. İLE Karışımdaki tüm gazların toplam basıncı. )


- BOLİVYA <> VELLAGRANDE

( Adını, İspanyollar'a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Simon Bolivar'dan almıştır. <> Bu kasaba, adını, 1967'de, Bolivya dağlarında öldürülen Che Guevara için, yaklaşık 8.000 kişinin yaşadığı Vellagrande'de, ölümünün 30. yılında düzenlediği törenlerle, tüm dünyaya duyurmuş oldu.[Vellagrande sakinleri, evlerinin duvarlarını Che'nin portresi ve "Che yaşıyor!" sözüyle kaplamışlar.] )


- BOLLUK >< KITLIK

( BOLLUK-KITLIK )


- BÖLME/BÖLÜMLEME ile/ve FARKLILAŞTIRMA

( CLASSIFICATION vs./and TO GET BECOME DIFFERENT )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLME ile/ve/||/<> PAYLAŞTIRMA


- Bölmeden DİNLE!!!


- BÖLMEK ile AYIRMAK

( TO DIVIDE vs. TO SEPARATE )


- BÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< DIŞINA ÇIK(AR)MAK


- BÖLMEK ile/ve DOĞRAMAK


- BÖLMEK ile KATLAMAK


- BÖLMEK ile TOPLAMAK

( İkili. İLE Üçlü. )


- BÖLMEMELİ!


- BOLOMETRE

( Siyah bir nesnenin iletkenliğindeki değişimlerden çok az miktardaki radyasyon enerjisini ölçebilen elektrikli bir aygıt. )


- BOLOMETRE değil/yerine/= IŞINIMÖLÇER


- BOLŞEVİKLER ile/ve MENŞEVİKLER


- BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME


- BÖLÜK-PÖRÇÜK (İŞ YAPMAK)


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜK-İ RUMİYAN

( Anadolular Bölüğü. )


- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR

( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )

( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )


- BÖLÜM ile BENT[Fars.]

( ... İLE Bağ, râbıta. | Yasa maddesi. | Kitaplarda, kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. | Suyu biriktirmek için önüne yapılan set, büğet. | Gazete yazısı. | Yaz. )


- BÖLÜM ile BİRİM

( DIVISION vs. UNIT )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜM ile/ve/||/<> DÖNEM


- BÖLÜMLEME ile/ve/<> KÜMELEME


- BÖLÜMLEME ile/ve SINIFLANDIRMA

( Nesneleri, ilişkilendirdiğimiz belirli amaçlara göre düzenleme. İLE/VE Nesnelerin, kendilerine özgü özellikleri üzerine kurulur. )

( CLASSIFICATION vs./and CATEGORIZATION )


- BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK


- ...:
"BÖLÜMÜ" ile/ve/||/<> ... "YANI"


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEMEYEN

( INDIVISIBLE )


- BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNME ile/ve/<>/değil/yerine AYRIŞMA

( Belirleyici olan, bölünme ya da birleşme değil ayrışmadır. )

( Hücreler, bölündükleri gibi, ayrılarak ve ayrışarak çoğalmaktadır. Daha sonra biraraya gelen bütünlük görüntüsü ise ayrışmışların biraradalığıdır.[Sperm de yumurtaya ulaşarak önce birleşir ve daha sonra ikiye bölünerek ayrılan ve ayrılan her bir hücrenin de ikiye bölünerek ayrışmasıyla ve daha sonra yanyanalığıyla/biraradalığıyla "organ/hayvan/insan" dediğimiz bir bütün oluştururlar. Parmakların arasında da deri/et vardır fakat zamanı gelince hücreler bütünden ayrılarak, parmaklara parmak olma özelliklerini kazandırmış olur.] )


- BÖLÜNME ile DAĞILMA

( TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE )


- BÖLÜNME ile KATLANMA

( TO SPLIT vs. TO BE FOLDED )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BÖLÜNMEZLİK ve/<> NOKTA

( INDIVISIBILITY and/<> POINT )


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )


- BÖLÜŞTÜRME[TAKSİMAT] ile İKİRCİK(TEREDDÜT)


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBA ile MAYIN

( ... İLE Toprak altına, üstüne ya da suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya ya da basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde. )


- BOMBA ile TNT

( BOMB vs. TRINITROTOLUENE )


- BOMBARDON[< Fr.]

( En kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı. )


- BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOMBOK


- BOMBOŞ


- BOME DERECESİ

( Derişimi ifade etmek için kullanılan kuramsal bir terim. Teknikte derişimi ölçme özel bomemetrelerle yapılır. Bome derecesiyle verilen çözeltilerin yüzdelerine geçmek için matematiksel bir bağıntı yoktur.
[ DERİŞİM: Bir karışımdaki bileşenlerin bağıl miktarlarını gösteren büyüklük. | Bir karışımın, çözeltinin ya da bir maddenin belirli bir kütle ya da hacminde bulunan herhangi bir bileşenin miktarı. ] )


- BÖN BÖN[< BÖNG] (BAKMAK)


- BONCUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCİ

( İnciyi kuyumcuya götürmek gerek, semerciye götürürsen takar bir yere, boncuk diye. )

( ... ile LÜ'LÜ', DÜRR )

( BEAD vs. PEARL )


- BOND :/yerine BAĞ


- BONE :/yerine KEMİK


- BÖNG/BÖN ile/ve/||/<>/< ŞABANG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK

( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )


- [not] BOOK vs. WORK

( WORK instead of BOOK )


- BOOK :/yerine KİTAP


- BOOM :/yerine PATLAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BOR = ŞARAP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORAT ile KOLEMANİT

( Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz. İLE Hidratlı doğal kalsiyum borat. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ALMAK/ALAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> EMİR ALMAK/ALAN


- BORÇ-HARÇ (İŞİNİ HALLETMEK)


- BORÇ PARA:
KENDİ ile/ve/değil ZAMAN

( Verilen ve alınacak borç para, paranın kendi değil kişiye kazandıracağı zamandır. Verilecek paranın oranına göre düşünülmemelidir! )


- BORÇ ile ALACAK

( GARÎM[çoğ. GUREMÂ], DÂİN[Ar. < DEYN | DÜYÛN(çoğulu): Borçlar. ]: Alacaklı. )

( DEBT vs. THE CREDIT )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORÇ ile/ve/değil/yerine "EMÂNET"


- BORÇ ile KARZ-I HASEN

( ... İLE Faizsiz verilen borç. )

( MUHÎL: İhale eden, havale eden. | Borcunu başkasının borcuna nakleden. )

( MUKRİZ[< KARZ]: Borç/ödünç veren. )


- BORÇ ile KREDİ

( DEBT vs. CREDIT )


- BORÇ ile MİNNETTARLIK

( DEBT vs. GRATEFULNESS )

( ... cum GRATIA SEU GRATITUDO )


- BORÇ ile/değil/yerine ÖDEME/İTA[Ar.]

( DEYN[çoğ. DÜYUN] ile/değil/yerine VEFÂ )

( [not] DEBT vs./but LOYALTY
LOYALTY instead of DEBT )


- BORÇLU OLMAK/KALMAK ile ALTTA/ALTINDA KALMAK


- BORÇLU/LUK ile/ve SORUMLU/LUK


- BORCUNU ÖDEMEK:
ÖNCELİKLE ...
TEK TARAFLI BİR DURUM ile/ve/değil/||/<>/< ÖZELLİKLE BORÇLU İÇİN(KENDİ İÇİNDE) BİR RAHATLAMA(YÜKSÜZLÜK)


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI


- BORDA[İt.] >< ALABANDA[İt.] ile/ve PRUVA[İt.]

( Geminin yanı. >< Teknenin iç tarafı. İLE/VE Geminin önü. )


- BORDER :/yerine SINIR


- BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ ile/ve/||/<>/>/< YÜKSEK/DÜŞÜK BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ


- SINIRDA/BORDERLINE ile BIPOLAR

( )


- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI


- BORDÜR ile/||/<> KONTUR

( Kenar, genellikle süslemeli kenar şeriti. İLE/||/<> Çevre çizgisi. Figürleri ya da motifleri çevreleyen çizgi. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE


- (not BORED) GET/GOT BORED WITH


- BÖREK il/ve/||/<>/> ÇÖREK


- BÖREK ile KATMER

( ... İLE Yağda ya da sacda pişirilen bir börek türü. | Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği. | Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. )


- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ


- BÖREK ile/ve/değil/||/<>/< YUFKA


- BÖREK-ÇÖREK


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]


- BORN :/yerine DOĞMAK


- BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN

( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )


- BORNEO ve/<> KİNABALU TEPESİ

( Borneo Adası'nın en yüksek tepesi, 4101 m. yüksekliğiyle, Sabah eyalatinin başkenti olan Kota Kinabalu kentindedir. )


- BORNEO ile/ve/<> SABAH (EYALETİ)

( ... İLE/VE/<> Yerel dildeki "Sabah"ın sözcük anlamı, "rüzgârın altındaki kara" olarak çevrilmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Arazinin dağlık ve ormanla kaplı olmasından dolayı, nüfusun %75'i [1.5 milyon], sahillerdeki ovalarda yaşamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> Çin ile Sabah arasındaki ticaret ilişkileri, Song Hanedanı döneminde başlamış. XVII. yüzyılda, Sabah, Brunei Sultanlığı'nın bir parçasıymış ve günümüzde Filipinler'e ait olan doğu bölgesi, çıkan kargaşa sonunda, Sulu Sultanı'na verilmiş. 1877'de, İngiliz donanmasının, bölgedeki korsanlığa son vermesinden sonra, Borneo'nun kuzeyi, Brunei ve Sulu tarafından Avusturya'lı baron Johann Overbeck'e bırakılmış, o da burayı, [İngiliz] Dent kardeşlere satmış.
II. Dünya Savaşı sırasında, Japonlar tarafından işgal edilen Sabah [ya da o dönemdeki adıyla Kuzey Borneo], 16 Eylül 1963'te, [Londra'nın da etkisiyle] Malezya'ya katılmıştır. )


- BORNOZ[< Ar. BURNÛS/BORNÛZ: Elbise üzerine giyilen giyecek.] ile/ve HAVLU


- BORROW vs. LEND


- BORROW :/yerine ÖDÜNÇ ALMAK


- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT


- BÖRTÜ-BÖCEK (LERLE UĞRAŞMAK)


- BORU, ODUN BORUSU = Vİ'Â = VAISSEAU


- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM


- BORU ile/ve/||/<> RAKOR[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. )


- BORU ile/değil/yerine/>< SORU


- BORULAR, ODUN BORULARI = EV'İYE = VAISSEAUX


- BÖRÜLCE/BÜRÜCE/KARNIKARA ile KURŞUNOTU

( ... İLE Deniz börülcesi. )

( VIGNA SINONSIS / DOLICHOS cum ... )

( DOLICHOS BEAN, COWPEA, BLACK-EYED PEA vs. SEA BEAN/ASPARAGUS, SAMPHIRE, GLOSSWORT )


- BORUMSU UZANTI, STİLUS = İSTİTÂLE-İ ÜNBÛBÎYE = PROLONGEMENT TUBULAIRE, STYLE


- BÖRÜ/SİRHAN, DÎDÂN[< DÛD]/NEMF, ŞUFEYRE/ŞÜFEYRE, ÜŞBE[Ar.] / NYMPH[İng.] / NYMPHE[Fr.]: KURT | KURTÇUK


- BOŞ BİÇİM

( EMPTY MORPH )


- BOS/CEREBROSPINAL FLUİD değil/yerine/= BEYİN-OMURİLİK SIVISI


- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK


- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ


- BOŞ (BATIL) İNANÇ = SUPERSTITION[İng., Fr.] = ABERGLAUBE[Alm.] = SUPERSTITIO[Lat.]


- BOŞ KİŞİ ile/değil/yerine NİTELİKLİ KİŞİ

( Kişiyle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE İşiyle uğraşır. )


- Boş konuşmadan KONUŞ!!!


- BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- Boş konuştuğun için SUS!!!


- BOŞ OTURMAMALI!


- BOŞ SANDALYE ile/ve/||/<> ÇİFT SANDALYE


- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA


- BOŞ SÖZ ile/ve/değil DEDİKODU


- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI


- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM


- BOŞ YER BIRAKMAK ile İŞARET/SİMGE KULLANMAK


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞ ZAMANINDA GÖRÜŞMEK ile/değil GÖRÜŞMEK İÇİN ÖZEL ZAMAN YARATMAK


- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR


- BOŞ/LUK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK


- BOŞ ile/ve GEREKSİZ

( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )

( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )


- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ

( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )


- [ne yazık ki]
BOŞ ile/ve/||/<> İDDİALI


- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ


- BOŞ ile/ve/değil KOF

( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )


- BOŞ ile TENHA


- BOŞ ile/ve/||/<> YANLIŞ


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA GİTME" ile "GÜMBÜRTÜYE GİTME"


- Boşa konuşmadan isabetli KONUŞ!!!


- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- Boşalmak için KONUŞ!!!


- Boşaltmak için KONUŞ!!!


- BOŞANMA İSTEĞİ ile/ve/<> KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEĞİ


- BOSBOL


- BÖSBÜYÜK


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA

( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )

( )

( )

( )

( )


- BÖŞGEL[HAKANÎ] ile/= İNCE EKMEK/PİDE/YUFKA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yufka, pide gibi ince ekmek. İLE Ekmek. )


- BOŞGUT = ÇIRAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK


- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA

( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS: Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.

İLE/VE/||/<>

RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:

Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.

Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.

Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)

İLE/VE/||/<>

TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:

Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir. Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.

(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)

İLE/VE/||/<>

BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:

Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir. Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.



BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:

Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.

Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.

Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAMAMLAMAK


- BOŞLUK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- BOŞLUK ile/ve/<> ABARA

( ... İLE/VE/<> Köy evlerinin tavanlarında, iki direk arasında kalan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/değil ARALIK


- BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN

( [not] FREE vs./but TRANSCENDENT
TRANSCENDENT instead of FREE )


- BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU


- BOŞLUK ile DÜZ UZAY

( CAVITY vs. FLAT SPACE )


- BOŞLUK ile/ve/değil EŞİK


- BOŞLUK HACİM


- BOŞLUK" ile "KÂBUS"


- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN


- BOŞLUK ile KOFUL

( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/<> KÜTLE


- BOŞLUK ile/ve/değil/||/<> MESAFE


- BOŞLUK ile/ve NÂL


- BOŞLUK ile SOKRA[Yun.]

( ... İLE Güverte döşemelerinde, iki ağacın uc uca gelmesiyle oluşan aralık. )


- BOŞLUK ile/ve/||/<> SU


- BOŞLUK ile/ve/<> VAROLAN/VARLIK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOSNA PİRAMİTLERİ'NDE:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> AY

( Düz. İLE/VE/||/<> Basamaklı. )

( 8 piramit bulunmaktadır. En yükseği, 220 m.'dir.[12.000 yıl önceye tarihlendirilmektedir.] )


- BOSS :/yerine PATRON


- BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK


- BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK


- BOSTÂNCIYÂN/BOSTÂNİYÂN

( Saray teşkilâtında, sultan saraylarının korunması ile görevli olanlar, bostancılar. )


- BOŞU BOŞUNA (YAPMAK, EYLEMEK)


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOT ile ÇİZME

( ... ile MÛZE )


- BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM


- BOTAR = İPLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir hasırın dokunmasında argaç olarak kullanılan iplik. )


- BOTERO'NUN RESİMLERİNDE:
ŞİŞMAN/LIK ile/değil OYLUM/HACİM VERME

( ... İLE/DEĞİL Abartır, büyütür, genişletir. Sanatçının abartılı bakışına/tutumuna işaret eder. )


- BOTH :/yerine HER İKİSİ


- BOTHER :/yerine RAHATSIZ ETMEK


- BOTOKS ile DOLGU

( "Clostridium botulinum" adlı bakteriden elde edilen kimyasaldır. İLE Hiyalüronik asitten oluşan bir jel. )


- BOTTLE :/yerine ŞİŞE


- BOTTOM :/yerine DİP


- BOTU ile/ve/||/<>/> TİTİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dişi deve. İLE Deve yavrusu. )


- BOUNDARY :/yerine SINIR


- BOUNDARY vs./and OTHER


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOWL :/yerine KASE


- BOX :/yerine KUTU


- BOY BOY ÇARŞAF ÇARŞAF (YAYIMLAMAK)


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK

( The NCD Risk Faktörü Birliği'nin 'Yetişkin İnsanda Boy Uzunluğu Trendlerinin 100 Yılı' adlı araştırması, bir ülkede, belirli bir zamanda, bireylerin boy ortalamalarının ne olduğunu ve 100 yıl içinde bu rakamların nasıl değiştiğini ortaya çıkarmayı hedefliyor. XX. yüzyılın sonunda, en uzun erkekler [ortalama 183 cm. boy uzunluğuyla] Hollanda'da doğdu. En kısa kadınlar ise [ortalama 140 cm. boy uzunluğuyla] Guatemala'da doğdu. 1896'da en kısa ve en uzun boylu memleketlerin arasındaki fark (hem kadın, hem erkekte) 20 cm. olarak kaydedildi. Bu, yeterli beslenme ve hastalıklara yatkınlık bakımlarından çok büyük farklar anlamına geliyordu. Son 100 yılda boy uzunluklarının nasıl değiştiği de ülkeden ülkeye farklılık gösterdi. 1996 yılında doğan İran'lı erkekler, 1896'da doğanlara göre 17 cm., Güney Kore'li kadınlar 20 cm. kadar uzundu. Güney Asya ve Afrika gibi ülkelerde, bireyler, 100 yıl önce olduklarından pek farklı bir boy uzunluğunda değiller ve hatta bazı ülkelerde, bireyler, 50 yıl önce olduklarından daha kısalar. Araştırma, boy uzunluğunun farklı ülkelerde farklı miktarlarda değişmesinin nedenini anlamayı ve bu bilgiyi beslenme ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, boy uzamasının daha iyi bir sağlık ve daha uzun ömür anlamına geldiği bilgisinin yaygınlaşması da amaçlanıyor. )

( )


- BOY :/yerine OĞLAN


- BOYA-BADANA


- BOYA ile/ve/||/<>/> APRE[Fr. < APPRÊT]

( ... İLE/VE/||/<>/> Kumaşın cilâlanması, perdahlanması. | Dokumacılıkta, boyacılıkta cilâ olarak kullanılan nesne. )


- BOYA ile/>< ASETON[Fr. < ACÉTONE] ile/><

( ... İLE/>< Birçok organik nesneyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı. )


- BOYA ile/değil/yerine KINA[Ar. < HİNNÂ]

( ... İLE Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. )


- BOYA ile KIZILKÖK

( ... İLE Kök boyası. )


- BOYA ile KOK BOYASI/KIRMIZISI/ALİZARİN[Fr. < ALIZARINE]

( ... İLE Kökboyasının köklerinden elde edilen kırmızımsı sarı bir boya, kök kırmızısı. )


- BOYA ile OMBRA[İt.]

( ... İLE Doğrama işlerini, kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya. )


- BOYA ile SUBOYASI

( ... İLE Su ile eriyebilen ağaç boyası. )


- BOYA ile TOPRAK BOYA

( Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen ya da içine katılan renkli nesne. | Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu ya da yağlı boya. | Aldatıcı görünüş. | Yazmak için kullanılan mürekkep. İLE İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı. | Minerallerden elde edilen boyar nesne. )


- BOYA/SI ile/ve/<> RENK/RENGİ


- BOY/BACAK BOYU ile/ve/||/<>/> BİSİKLET KADRO SEÇİMİ

( image )


- BOYFRIEND :/yerine ERKEK ARKADAŞ


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BOYKOT ile/ve/<> ZARAR ETTİREREK KARŞILIK VERME


- BOYLAM DEĞERLENDİRMEDE:
HADLEY SEKSTANTI ve/||/<> H-4 KRONOMETRESİ ve/||/<> TELESKOP


- Böyle! de DİNLE!!!


- Böyle! de, SUS!!!


- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")


- BÖYLE ve/||/<>/> BU DA VAR
ve/||/<>/>
GİBİ ve/||/<>/> OLABİLİR ve/||/<>/> DEĞİL ve/||/<>/> BİLE DEĞİL

( VARLIK - YOKLUK
[ l - O ]


Herhangi bir şeyden bahsedebilmemizin olanaklılığı ve/ya da tüm koşulları, ancak, varoluşla ve varolanların bilgisi ile başlar/başlatılabilir. Herhangi bir verinin de bir değer ya da nitelikli bilgi olabilmesi için varoluş kaynağına ve ilkesine yönelmiş olma zorunluluğu söz konusudur. Varoluştan bağımsız bir bilgi de söz konusu değildir.

Varolan/bilimi[ontoloji] olmadan, bilgi/bilim[epistemoloji] olmaz!

Varolanların değerinin bilinmesi ve anımsanması ise ancak o durumun, olanağın, nesnenin ya da kişinin kaybında ve/ya da yokluğunda söz konusudur. Fakat yaşamımızdaki, gövdemizdeki ve zihnimizdeki varolanların değerini bilmek içinse sahip olduklarımızın ya da ötelediğimiz ilişkilerin kaybını beklememiz gerekmemektedir.
"El duası olmadan, dil duası olmayacağını" anlayarak ve anımsayarak, bir şeylerin yaşanmasında ya da sahip olunmasında, kaygı duymanın anlamsızlığını da fark etmemizi, zamanında, araç ve olanaklarımız yerindeyken harekete geçmemiz sağlar.
İnsanın, kendini tanıma, gelişme ve gerçekleştirme sürecinde, aile, çevre, okul aracılığıyla edindiği eğitim ve öğrenim aşamaları bulunmaktadır. Bu süreçteki tüm bilgi, kayıt ve deneyimlerimizi, ekmek/sandöviç arası malzemesine benzetip, tüm bu süreç boyunca, bu malzemenin, yani bilgi ve deneyimlerimizin etrafında olmazsa olmazlarımız bulunmaktadır.
Bu olmazsa olmazlarımızın, kullanılagelenleri olarak en değerli ve öncelikli olanı, Sağlık ve Özgürlük'tür. İkinci sırada, Zaman ve Enerji'mizdir. Üçüncü sırada da, Bilgi ve Farkındalık'tır.
Uygulanagelenleri olarak, en değerli ve öncelikli olanı, Doğa ve Doğallık, ikinci sırada, Uyum ve Bütünlük'tür. Üçüncü sırada da, Gelişim ve Değişim'dir.

Bunların hepsinin temelinde, kaynağında, kökeninde ise
KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ
bulunmaktadır.

Büyük çoğunluk için yaşamın tamamı, bu dönemle sınırlı kalmış, bilgi ve (b)ilim süreci olarak, az ya da çok bilgi, kayıt, yorum ve deneyimle tamamlanmış ya da tamamlanacak olmasının yanı sıra, bu süreci aşmak isteyenler için bir sonraki ve üst aşaması/dönemi olan, (d)olgun insan olma ve kendini gerçekleştirmek üzere, bilgelik(irfan/hikmet) ile sürdürme bilincine ve dönemine girilir.

Bilgi ve bilim bilinci ve dönemi, dört şeyi bilme süreci içinde devam eder. Bir şeyin, içini ve dışını, öncesini ve sonrasını [zâhir, bâtın, evvel, âhir] bilmekle tanımlanır. Bilgelik dönemi ise bu dörde ek olarak, iki şeyi daha bilmekle, bilinen her bir şeyin, zaman ve zeminini bilmekle ve İlm-i Siyâset ile gerçekleşir.
[ İlim ile İrfan arasındaki FaRkLaR için...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7688 ]


Bu, dönemsel deneyimlerin ve donanımların temelinde, içinde ve/ya da dışında, paralelinde, ötesinde düşünülmeye ve yaşanmaya çalışıldığında ise ortada, ancak tek bir bilgi ve bilinç söz konusudur. VAR(OLAN) Bilinci ve Deneyimi.

Varolan[mevcud] bilinci, iki ve dört kavramdan oluşan düşünce, bakış, algılama, yorumlama, değerlendirme sürecinde bulunarak, bilinç ve yoğunlaşma isteğine göre değişmek üzere belirlenen ilk iki [Böyle ve Bu da var] ve sonraki dört sözcük/kavram [... gibi. | ... olabilir. | ... değil. | ... bile değil.] aracılığıyla, yaklaşık 3 ilâ 6'şar aylık sürede ve süreçte gerçekleşebileşecek işler kadar, ayrı ayrı çalışılarak gerçekleşebilir.

Zihnin, bu bilince alışması ve yeniden yapılandırılması için 3 ilâ 6 boyunca, gördüğümüz tüm nesnelere ve kişilere, tüm olaylara; duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz tüm olgu ve kavramlara, sadece, "Böyle" gözlüğü takılarak, Böyle'nin yanına, önüne, ardına, başka hiçbir düşünce, bilgi, sözcük yanaştırılmadan düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir. Çalışılan "Böyle" sözcüğü ve döneminden sonra, yine herşeye, sadece, "Bu da var" gözlüğü takılarak bakılması, düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir.

Bu çalışmalar sonrasında ise dört kavrama daha geçilebilecektir. Öncelikle, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz her bir şey, kişi, durum, süreç, imge, simge, kavram ya da ad/etiketin yanına, sadece, "... gibi." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Sonrasında ise yine aynı koşullar ve süreyle, "... olabilir." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Bu iki sözcükten sonra yine aynı koşullar ve süreyle fakat daha farklı bir zihin oluşturabilecek olan değilleme sürecinde, herşeyin yanına/sonuna "... değil." gözlüğü takılarak bakılacaktır. Bu sürecin dengelenmesi içinse dördüncü kavram olan "... bile değil." gözlüğü takılarak çalışılacaktır.

Varoluş bilincinin kapsayıcılığının yanı sıra, yetersizliği ya da sınırlılığı da söz konusudur. İşleyişi, "ya, ya da" "0 l" "mantığı/algısı" ya da "Newton Fiziği" ile düşünülebilen varoluş bilinci, doğa, fizik, matematik ve laboratuvarda geçerlidir.

OLuş bilincinde ise bir şeyin, ne ve ne kadar olduğundan çok ve ötesinde, şu/bu/o koşulda/biçimde olabilmesinin yanı sıra, hem belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmakla birlikte, hem de belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmayarak, ne belirli, ne de belirsiz bir koşul, zaman ve zeminde de bulunmadığı bilgisi ile "hem, hem de | ne, ne de" "mantığı/algısı" ya da "Kuvantum Mekaniği" ile tanımlanmaktadır. Bu bilinçte, sadece, "OLmak, OLan ya da OLuş" söz konusudur.

Tüm varoluşun, insanın, bilincin, süreçlerin ve sonuçların, herşeyin karşısında, Yokluk [O] alanı ve durumu söz konusudur. Dolayısıyla, herşeyin başında ve sonunda, yokluğu düşünmek, yok olmayı, bulun(a)mamayı, göz önünde tutmak durumundayızdır. Fakat bu bilgi ve bilinçle de bunu bilmenin ötesine geçmek zorunda olduğumuzdan dolayı, yokluğu da hem bilip, hem gözardı edebilecek kadarıyla "yok etmek", ne tek bilgi, ne de tüm bilgi ya da gerçeklik olarak kabul etmek isabetli olmayacağından dolayı, yok'un, yokluk ile ilişkisini, kendiyle sağlayamayacağımızdan dolayı da burada, elimizde kalan ve kullanılabilecek tek bilgi, "bile değil" kavramı ve sözcüğüdür. "Bile değil" bile olsa, onu kullanıyor olmak da bir varoluş alanı ve durumu oluşturacağından dolayı, "bile değil"i de "bile değil" ile devam ettirmek, bunları da yine ancak tekrar "bile değil" ile devam ettirmek ve sonsuza kadar, azalarak ve küçülerek, yok olarak gidebilecek tek kavram olan "bile değil", devam ettirilerek ve doğada, durabilerek; insanda ise susabilerek, tüm "süreç ve sonuç", "algı", "yorum", "kavramsallık", "ilkesellik", "evrensellik", "birlik" ve "bütünlük" deneyimlenir.
[Durmayabilmek ve susmayabilmek ise hâlâ insana özgülüğüyle ve ayrıcalığıyla, düşündüğünü düşünebilen, kuvantumsal ve sabit olmayan bir bilinç olmasından dolayı, insanın, zihninde, dilinde ve elinde olmaya, kısır döngü ya da nereye doğru ilerlediği bilinemeyecek eliptik bir döngü şeklinde devam eder durur.]


YOK(LUK)
[ xOx ] [ bile değil ]>[ bile değil ]>[ bile değil ] >[ bile değil ] >[ bile değil ]>[ bile değil ] ~ ]
^
|
|
OL(UŞ)[ hem O[yok] l[var] , hem de l[var] O[yok] ve ne O[yok] , ne de l[var] "mantığı/algısı" ]
( Şu/bu/o, şöyle/böyle/öyle, şu/bu/o kadar, şu/bu/o zamanda, zeminde, koşulda/biçimde, sınırlan(dır)madan ve çerçevelen(dir)meden,
herhangi bir şey(le) olmadan ve olmayan!
Sadece OLMAK, OLAN ya da OLUŞ! )
^
|
|
VAR(OLAN)
[ ya O ya da l "mantığı/algısı"]
[- BÖYLE | BU DA VAR ]
||/>
[ ... GİBİ >
... OLABİLİR >
... DEĞİL >
... BİLE DEĞİL ]

------------------------------------------------
(D)OLGUN/KÂMİL İNSAN
S~ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ~S
[OLGUNLUK/KEMÂL]

--------------------------------------
^
|
|

İNSAN
| KENDİNİ TANIMA SÜRECİ |
(GELİŞİM)


-------------------------------------
[OLMAZSA OLMAZLAR]

[Kullanılagelenler]

1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK

2.) ZAMAN ve ENERJİ

3.) BİLGİ ve FARKINDALIK

----------------------------------
| TÜM BİLGİ ve DENEYİMLER |
----------------------------------
[Uygulanagelenler]

1.) DOĞA ve DOĞALLIK

2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK

3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM
-------------------------------------------------
|KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ|
-------------------------------------------------
)

( Sigorta Sözcükler/Kavramlar İLE/VE/||/<>/> Varoluşsal Sözcükler/Kavramlar )


- BÖYLE/Sİ ile/ve/değil BU KADAR/I

( [not] LIKE THIS vs./and/but THIS MUCH )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYLU BOYUNCA (UZANMAK/YATMAK)


- BOYLU BOYUNCA ile SERE SERPE


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYNUZ ile/ve/yerine IŞIK

( KARN )


- BOYNUZLU ENGEREK ile ARAP BOYNUZLU ENGEREK

( )

( ... cum CERASTES GASPERETTII )


- BOYNUZU OLAN TEK GEYİK

( REN GEYİĞİ )


- BOYOTU

( Baklagillerden, çiçekleri mavi, sarı ya da beyaz renkli, kurutulan tohumları çemen yapımında kullanılan bir bitki. [Lat. TRIGONELLA FAENUGRAECUM] )


- BOY-POS


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN EĞMEK ile BAŞ KESMEK


- BOYUN EĞMEK ile/ve BELİRLENMEK


- BOYUN EĞMEK ile/değil DAYANÇ/SABIR ETMEK

( İNHİNA: Eğrilme, bükülme. | Baş eğme. )

( [not] TO SUBMIT vs./but PATIENCE )


- BOYUN EĞMEK ile/ve/||/<> DONUP KALMAK


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN OMURLARI ile/ve/<> SIRT OMURLARI ile/ve/<> BEL OMURLARI

( TORTİKOLİS: Eğri boyunlu olma durumu. )

( TAHADDÜB[Ar. < HADEB]: Kamburlaşma, dışarı doğru çıkıntı oluşması. )


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUN ile/ve/<> OYUN

( Boyun kırılırsa, "Bu OYUN" biter. )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- ... BOYUNCA ile ... SÜRESİNCE


- BOYUNCUK, STİLUS = İBRE = STYLE


- BOYUNDURUK ile/ve/||/<> CENDERE


- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- BOYUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN


- BOYUT ile/ve/<> DERİNLİK


- BOYUT ile/ve EVREN

( DIMENSION vs. UNIVERSE )


- BOYUT ile/ve KESİRLİ BOYUT


- BOYUT ile/ve/değil ÖLÇÜ/EBAT

( [not] DIMENSION vs./and/but SIZE )


- BOYUT ile/ve SOYUT

( DIMENSION vs./and ABSTRACT )

( PARİMANA ile/ve DHYANA, CH'AN[Çince], ZEN[Jap.] )


- BOZ =/> AÇIK TOPRAK RENGİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖZ = BEZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZAYI ile GÖÇ EDEN BOZAYI

( ... İLE Sonbaharda göç eden, dünyadaki tek bozayıdır.[Artvin'den, kış uykusuna yattıkları bölge olan Sarıkamış'a] )


- BOZAYI ile KARAAYI

( Siyah renkte olabilirler. İLE Bozayı renginde olabilirler. )

( Burun buruna gelinirse ölü taklidi yapılarak kandırılabilirler. İLE Bir biçimde kaçmak gerekir. [Ölü taklidi yapılsa bile yemeğe kalkarlar.] )

( Ayıların gebelik süreleri 180-187 gündür. [Dişil ayılar uykularında doğurabilirler.] )

( Ayıların, uyuşukluk[kış uykusu] süreleri 7 aydır. [Bu süre içinde yemek yemez, su içmez, boşaltım işlemlerini gerçekleştirmezler.] [Gövdelerindeki üreyi proteine çevirir, kloaklarını, dışkı, kıl ve kuru ottan oluşan bir karışımla tıkarlar.] )

( Dişilleri 225 kg.'ya kadar, erilleri 500 kg.'ya kadar ulaşırlar. Dört ayak üstündeki boyları 1.5 metre iken iki ayak üstünde, 3 metreye kadar ulaşırlar. İLE ... )

( Eskiden daha geniş alanlarda yaygınlarken günümüzde[2012], ancak Alaska ve Kanada'da, 15.000 civarında kalmışlardır. İLE ... )

( Tırnakları 10 cm.dir. İLE ... )

( GRIZZLY/BROWN BEAR vs. BLACK BEAR )

( URSUS ARCTOS HORRIBILIS cum URSUS AMERICANUS )

( EL OSO )


- BOZAYI ile SURİYE BOZAYISI


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] / VALENS KEMERİ

( 800 m. [bugün] < 1200 m. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZKURT ile/değil GÖKKURT


- BOZMA ile/ve/<>/değil ÇARPITMA

( TAHRİF ile/ve/<>/değil ... )


- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME

( İFSÂD[< FESÂD] değil/yerine/>< ISLAH[< SULH] )


- BOZMA değil/yerine/= ÖZÜLDEN


- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK


- BOZMAK ile DEĞİŞTİRMEK

( Tahrife, tarif gerekmez. )


- BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK


- BOZMAK ile/değil KORUMAK


- BOZMAK ile ÜZMEK


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZOKLAR ile/ve ÜÇOKLAR


- BOZON/LAR ile/ve/||/<> FERMİYON/LAR

( Tam spinli. İLE/VE/||/<> Yarım spinli. )

( İşlenebilir, içine girilebilir/nüfûz edilebilir. İLE/VE/||/<> İşlenemez, içine girilemez/nüfûz edilemez. )

( Birleşerek. İLE/VE/||/<> Dışlayıcı. )

( Glüyon.[kuvvet/alan] İLE/VE/||/<> Elektron. )

( Sürekli nicelik. İLE/VE/||/<> Süreksiz nicelik. )

( Özdeşmiş gibi davranma. İLE/VE/||/<> Özdeş değilmiş gibi davranma. )

( Korunum ilkelerinin yazım olanaksızlığı. İLE/VE/||/<> Korunum ilkelerinin yazım olanaklılığı. )

( Güç taşıyıcı parçacıklar [fotonlar]. İLE/VE/||/<> Nesneyi oluşturan parçacıklar. [elektronlar, protonlar] )


- BOZUK PLAK (GİBİ) ile/ve/||/<> TEMCİT PİLAVI (GİBİ)


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )


- BOZUK ile ÇÜRÜK

( GONE BAD vs. ROTTEN/DECAYED )


- BOZUK ile SORUNLU


- BOZUK/BOZUQ =/> HARABE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Zihinsel/psikolojik. İLE/VE/DEĞİL Gövdesel/somatik. )

( Mekanikte. İLE/VE/DEĞİL Organikte. )

( Nedeni bilinmiyorsa. İLE/VE/DEĞİL Nedeni biliniyorsa. )

( Hastalanmamak en büyük hastalıktır. )

( Uzun sürmeyen hastalıkların değerini bilmek gerek. )


- BOZUKLUK ile/ve/ya da/||/<> İŞLEVSİZLİK


- BOZUKLUK ile/ve/değil/||/<>/< RAHATSIZLIK


- BOZULMA/TAGAYYÜR[Ar. < GAYR] ile/ve/değil ÇÜRÜME


- BOZULMA ile/ve/||/<>/> ÇÜRÜME ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME ile/ve/||/<>/> PARÇALANMA ile/ve/||/<>/> DAĞILMA


- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM


- BOZULMA ile/değil SAPMA


- BOZULMA ile/değil TAKILMA


- BOZULMA ile YOZLAŞMA

( TO PERISH vs. TO DEGENERATE )


- BOZUNTU

( Taklitte kalan. )


- BRUEGEL ile BOSCH

( [resimde] Normal işlerle uğraşan çok fazla kişi varsa. İLE Yine çok fazla kişi varsa fakat kişiler, çılgınca şeyler yapıyorsa. )


- BRUNEİ ile/ve/<> BORNEO (ADASI/ÜLKESİ)

( Borneo Adası'nın kuzeybatısında, 5.8 km²'lik bir bölümü olan, dünyanın en zengin ülkesi. İLE/VE/<> 730.000 km² yüzey alanıyla, Grönland ve Yeni Gine'den sonra, dünyanın 3. en büyük adası. [Dünyanın en tenha bölgesi unvanına da sahiptir.] )

( ... İLE/VE/<> Önceleri, Macapahit İmparatorluğu'na ait olan Borneo'ya ulaşan ilk Avrupa'lı, [Portekiz'li] Abreu oldu.[1511]
1526'da Portekiz'liler, 1604'te Hollanda'lılar yerleşmeye başladı.
XIX. yüzyıla kadar, adanın sadece kıyı kesimleri biliniyordu.
1826'da Bancermasin Sultanlığı, Hollanda egemenliğini tanıdı.
Müller ve Schwaner gibi ilk gezginler, adanın iç kesimlerine yöneldiler.
1841'de [İngiliz] James Brook, "Sarawak Racası" olarak Kuching'e yerleşti.
1846'da Labuan Adası, Büyük Britanya'ya bırakıldı. 1888'de, adanın kuzeyi, tümüyle İngiliz denetimine girdi.
Sarawak ve Sabah eyaletleri, 1963 yılında, Malezya'ya bağlandı. )


- BU ile/ve BÖYLE

( THIS vs./and LIKE THIS )

( ZHE ile/ve ... )


- BULUT ve/||/<> BOYUT


- BUSRA < BOSTRA

( Suriye'nin bir kasabasının adı. < Açık renkli kaya. )


- BÜTÜNLEŞMEK ile BOYUN EĞMEK


- BU'UD değil/yerine/= BOYUT


- BUZAĞI["BUZA" değil!] ile/<>/> DANA ile/<>/> DÜVE ile/<>/> İNEK ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE ile/<>/> ÖKÜZ ile/<>/> SIĞIR

( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Doğum yapmamış dişi inek yavrusu. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri dişi sığır. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. İLE/<>/> Kısırlaştırılmış/burulmuş boğa. İLE/<>/> Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. )

( VEAL vs./<>/> CALF vs./<>/> HEIFER vs./<>/> COW vs./<>/> STIRK vs./<>/> BULL vs./<>/> OX/OAF vs./<>/> CATTLE )

( VATSA ile/<>/> DAM ile/<>/> BACHHIYA ile/<>/> GO/GOU ile/<>/> BACHHRA ile/<>/> VRSABHA ile/<>/> PRSTHA ile/<>/> GAAY/BAIL [PASHU/GODHAN] [AGHNYA: Öldürülmemesi gereken, kesilmeyecek olan.] )


- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ

( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )


- ÇAN ile BOR (NİĞDE) ÇANI


- ÇEKİRGE ile BOZKIR KARAÇEKİRGESİ

( ... İLE Düzkanatlılar (Orthoptera) takımının karaçekirgeler (Gryllidae) ailesinde yer alan, erginleri 12-20 mm boyunda, siyah renkli, ergin ve nimfleri sebzeler, mısır, şekerpancarı gibi bitkilerle beslenerek zarara yol açan böcek türü. )

( CRICKET vs. DESERT CRICKET )

( ... avec GRILLON NOIRÂTRE/PUBESCENT )

( ... mit STEPPENGRILLE )

( MELANOGRYLLUS vs. MELANOGRYLLUS DESERTUS )


- ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ve BOSTANCI KÖPRÜSÜ ve ÇOBANÇEŞME KÖPRÜSÜ


- CHAPTER :/yerine BÖLÜM


- ÇEPTIR/CHAPTER[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM


- ÇIKIN ile/ve/<> BOHÇA

( Bir beze sarılarak düğünmlenmiş, küçük bohça. İLE/VE/<> İçine, çamaşır, elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan, dört köşe kumaş. | İplik ya da kumaşın ticari birimine verilen ad. )

( BUNDLE )


- ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( BÜK, DİKENDUTU: Böğürtlen. )

( AGREGAT MEYVELER: Birkaç karpeli olan, tek bir çiçekten gelişen meyve. )

( Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi. İLE Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu. | Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. İLE Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki. | Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi. )

( FERAVLE ile HİM ile ... ile ... )

( STRAWBERRY vs. BLACKBERRY/DEWBERRY vs. MULBERRY vs. RASPBERRY )

( FRAGARIA VESCA cum RUBUS cum MORUS ALBA cum RUBUS IDAEUS )

( ... ile TÛT-İ ŞEVKÎ ile TÛT ile ... )


- ÇOĞALMA ile/<> BÖLÜNEREK ÇOĞALMA


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- DAĞILMIŞLIK ile/ve/değil/yerine BOĞULMUŞLUK


- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM


- DALGI/GAFLET[Ar.] ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLAMA/İHMAL[Ar.]

( CARELESSNESS vs./and/<>/but NEGLIGENCE
NEGLIGENCE instead of CARELESSNESS )


- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK


- DEBT :/yerine BORÇ


- DEGRADASYON/DEGRADATION[İng.] değil/yerine/= BOZUNMA | YIKILIM


- DEGRADASYON değil/yerine/= BOZUNMA, YIKIM


- DEJENERATİF/DEGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= BOZUNDURAN


- DEŞARJ/DISCHARGE[İng.] değil/yerine/= BOŞALIM


- DEŞARJ değil/yerine/= BOŞALIM


- DIMENSION :/yerine BOYUT


- DISMORFİK/DISMORPHİC[İng.] değil/yerine/= BOZUK BİÇİMLİ


- DISORDER[İng.] değil/yerine/= BOZUKLUK


- DISORDER :/yerine BOZUKLUK


- div.[Lat. < DIVIDE] değil/yerine/= BÖL, BÖLÜNÜZ


- DIVIDE :/yerine BÖLMEK


- DIVISION :/yerine BÖLÜM, BÖLME


- DIVORCE :/yerine BOŞANMA


- DOĞAN/ATMACA ile BOZ DOĞAN

( ... İLE Eril atmacadan sivri kanatları ve kısa kuyruklarıyla ayrılırlar. )

( ... İLE Kışın açık arazilerde ve sulak alanların çevresinde yaşarlar. )

( ... vs. MERLIN )

( ... cum FALCO COLUMBARIUS )


- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK

( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )


- DÖNGÜ ile/ve BOKBÖCEĞİ/KHEBER[Mısır'da]

( )

( CYCLE/CYCLONE vs./and SCARAB )

( ... cum GEOTRUPES STERCORARIUS )


- AKAÇ/AKITAÇ/DREN ile/ve/||/<> BOŞALTMA/AKAÇLAMA/DRENAJ[İng. < DRAINAGE]

( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE/VE/||/<> ... )


- DUA ETMEK ile/ve BOYNUNU BÜKMEK


- DÜĞÜM ile/ve BOĞUM


- DÜŞÜNME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO THINK vs./and CLASSIFICATION )


- DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( Bir şey ki, yapmasan da olur. YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur. SÖYLEME! )

( Konuşulacak bir kişi olduğunda, onunla konuşamamak, onu yitirmek demektir. Konuşulamayacak bir kişiyle konuşmaksa sözlerin boşuna harcanması demektir. )

( Bazı şeyleri konuşmuyoruz diye aklımız/sözümüz yok zannedilmesin! )

( TO THINK and/<> MANAGE TO NOT VAIN/WASTE TALKING )


- EJDER(DRAGON) ile BOYNUZLU DAĞ EJDERİ

( image )


- EKO DÜZEN DENGESİ ile BOZULMA

( Bir eko düzendeki canlı ve cansız bileşenlerin birbiriyle uyumlu bir biçimde var olması durumu. İLE Bu dengenin bozulması ve ekodüzenin işlevlerini yerine getirememesi durumu. )


- EKSTÜBASYON/EXTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU ÇIKARTIMI


- EMPTY :/yerine BOŞ


- ENGEREK ile BOYNUZLU ENGEREK

( ... İLE Türkiye'de, Batı Karadeniz sahil bölgesinde yaşarlar. )

( ... İLE Avrupa'nın en zehirli yılanlarından biridir. )

( ... İLE Haftada bir ya da iki av yakalaması onun için yeterlidir. )


- ENLEM ile/ve BOYLAM/TUL[Ar.]

( )

( Enlem Farkı[111 km.] ile Uzaklık Hesaplama

Enlem farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. İLE/VE/>< Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.

A - B = ?
50 - 20 = 30 [enlem farkı]
30 x 111 = 3330 km.

İLE/VE/><

B + D = ?
20 + 15 = 35 [enlem farkı]
35 x 111 = 3885 km.

)

( LATITUDE vs./and LONGITUDE )


- ENTÜBASYON/INTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU YERLEŞTİRME


- EPISODE :/yerine BÖLÜM


- EŞEK BAŞI (DEĞİLIM/Z) ile/ve/değil/yerine/||/<> BOSTAN KORKULUĞU (DEĞİLIM/Z)


- ETKİNİN:
BULAŞMAMASI ile/ve/||/<> BOZULMAMASI


- EVAKÜASYON/EVACUATION[İng.] değil/yerine/= BOŞALTMA


- EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD


- EVREN:
YAYILIM ve/||/<>/> BÖLÜNEBİLİRLİK


- EXTENT :/yerine BOYUT, KAPSAM


- FASİKÜL/CÜZ ile BÖLÜM


- FIKRA değil/yerine/= BÖLÜMCE


- FİZYON/FÜZYON/FISSION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜNME | ÇOĞALMA


- FLANK[İng.] değil/yerine/= BÖĞÜR


- FOTON ile/ve/||/<> BOZON


- GALİBİYET ve/> BOZGUN

( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )

( VICTORY/TRIUMPH vs./> ROUT/DEFEAT )


- GAMMA ile/ve BOZON


- GAP :/yerine BOŞLUK, ARA


- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME


- GEVŞEK ile BOL

( LOOSE vs. TOO LARGE )


- GİRİŞİM/KALKIŞMA ve/<>/> BOZGUN


- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]


- GÖZLERİN DOLMASI ve/||/<> BOĞAZIN DÜĞÜMLENMESİ


- GÖZYAŞI:
KEDERDE ile BOZULMADA ile SOĞANDA ile GÜLÜŞTE

( )

( TEARS OF: GRIEF vs. CHANGE vs. ONION vs. LAUGHING )


- GREV ile/ve/<>/< BOYKOT[< İng. < Charles Boycott]

( ... İLE/VE/<>/< Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma. | Bir kişi, bir topluluk ya da bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme. )


- GRİ[Fr.] değil/yerine/= BOZ, ÇALAYGAN, KIR


- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN

( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )


- GÜRZ ile/||/<> GÜRZ-İ GİRÂN ile/||/<> BOZDOĞAN

( Uzun saplı, büyük demir topuz. İLE/||/<> İri, ağır topuz. İLE/||/<> Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerinde asılı duran, altı toplu gürz. )


- HAFİFE ALMAK ile/ve/değil/<> BOŞLAMAK


- HALAT ile BORİNA[< İt.]

( ... İLE Dört köşe yelkenlerin, yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat. )


- HALİ[Ar.] değil/yerine BOŞ/ISSIZ


- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK


- HAREKET DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> DOLAŞIM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SOLUNUM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNİR DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ

( Kemikler, eklemler ve kaslar. İLE/VE/||/<> Kalp, damar, kan. İLE/VE/||/<> Solunum yolu ve akciğerler. İLE/VE/||/<>. İLE/VE/||/<> Beyin, beyincik, omurilik, omurilik soğanı. İLE/VE/||/<> Dil ve dişler, yemek borusu, mide, karaciğer, safra kesesi, pankreas, bağırsaklar. İLE/VE/||/<> Böbrek, sidik/idrar kesesi, sidik/idrar kanalları. )

( Zehirlenmelerde genel belirtiler:
Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal.
Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk.
Solunum sistemi bozuklukları: Soluk darlığı, morarma, solunum durması.
Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması. )


- HÂRİC-İ KISMET değil/yerine/= BÖLÜM


- HAŞERE değil/yerine/= BÖCEK


- HAYVAN HORTUMU ile FİL HORTUMU ile BÖCEKLERDE GÖRÜLEN HORTUM

( HORTUMLULAR: HORTÛMİYYE[Ar.], PROBOSCIDIAN[İng.], PROBOSCIDIENS[Fr.] )

( ... İLE Fillerin hortumları, 15.000 kastan oluşmaktadır. İLE ... )

( ... ile HURTÛM[çoğ. HARÂTÎM] ile ... )

( SNOUT vs. TRUNK vs. PROBOSCIS )


- HECELEME ile BÖLME


- HİÇLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLUK


- HİKÂYE ile BOŞ


- HİPOFİZ BEZİ ile KALKANBEZİ/TİROİD BEZİ ile PARATİROİD BEZİ ile LENF BEZİ ile BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ile PANKREAS BEZİ ile EŞEYSEL BEZ ile İÇ SALGI BEZLERİ ile GASTRİT SUYU BEZİ ile GÖĞÜS KEMİĞİ ARKASINDA BULUNAN İÇSALGI BEZİ/TİMUS

( PITUITARY GLAND vs. THYROID GLAND vs. PARATHYROID GLAND vs. ADENOID (GLAND) vs. ADRENAL (GLAND) vs. PANCREATIC GLAND vs. GONADIAL GLAND vs. ENDOCRINE GLANDS vs. PEPTIC GLAND vs. THYMUS )


- HORN[İng.] değil/yerine/= BOYNUZ


- HOŞ "KAFA" ile/ve/||/<>/> BOŞ "KAFA"


- İÇLENMEK ile/ve BOZULMAK


- İFRAĞ[Ar.] değil/yerine BOŞALTIM

( Bir şeyi, başka bir biçime çevirme. | Boşaltım. DEĞİL/YERİNE ... )


- İKİ AYAĞINI BİR PABUCA SOKTURMAK ile BOĞAZINA DİZDİRTMEK


- ILIMAN İKLİM ile/ve/> BOREAL ile/ve/> TUNDRA ile/ve/> KUTUP


- İNEK ile/ve/||/<>/< BOLLUK/BEREKET İNEĞİ/KAMADHENU[Hintçe]

( ... İLE/VE/||/<>/< "Tüm ineklerin annesi".[Dişil başlı, dişil memeli, kuş kanatlı ve tavus kuyruklu olarak betimlenir.][Bazen de gövdesinde çeşitli tanrıları barındıran beyan bir inek olarak betimlenir.][Tanrıça "Devi"dir. İstenilen her şeyi veren inektir.]["Rahim/uterus", bir inek başına benzetilir.] )


- INSEKTISIT/INSECTICIDE[İng.] değil/yerine/= BÖCEKKIRAN


- İŞEMEK ile/ve BOŞALMAK


- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK


- İŞİN/KONUNUN:
"KESİLMESİ" ile/ve/<> "BÖLÜNMESİ"


- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE

( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )

( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )


- ISTAKOZ ile BÖCEK

( 50'yi geçen tür sayısı vardır. İLE Kıskaçsız olan türlerine Türkiye'de verilen addır. )

( Büyük bir kıskaçla 6 cm² alana 450 kg. basınç uygulayabilirler. [Uzun olan (sol) kıskaçlarını parçalamak üzere, geniş ve daha güçlü olan (sağ) kıskaçlarını da sıkıca tutmak üzere kullanırlar.] İLE Kıskaçları yoktur. )

( Çok hızlı yüzücülerdir. [Kuyruklarındaki yüzgeç sayesinde saniyede 4.5 metre katedebilirler. ] İLE ... )

( Bazıları eş ve yiyecek bulabilmek için yılda 150 kilometreden fazla dolaşabilirler. İLE ... )

( Normal koşullarda dişil ve eril ıstakozlar birbirini gördükleri an saldırırlar. [Eriller çiftleşmek üzere kaya oluklarında bekler ve sidiklerini oyuktan dışarı doğru fışkırtırlar. Dişiller kızışmaya hazır olduğunda yaklaşır ve o da sidiğini erile fışkırtır.] İLE ... )

( Eriller, dişillerin kabuğu sertleşene kadar [2 hafta] boyunca dişiyi korur ve sonra tekrar eskisi gibi düşman olurlar. İLE ... )

( Misyoner pozisyonunda çiftleşirler. İLE ... )

( Istakozun büyümesi için kabuğunu kırması gerekir. [Midelerinin içindeki azı dişleri dış iskeletin birer parçasıdır. Kendini serbest bırakabilmesi için boğazının, midesinin ve kloakının iç kaplamasını dışarı doğru itmek zorundadır.][Her ıstakoz bu süreçten başarıyla çıkamaz. Bu durum ıstakozun yaşının belirlenmesini de zorlaştırır.] İLE ... )

( Bacakları, anten ve kıskaçları yeniden çıkabilir. İLE ... )

( Ancak solungaçları nemli olduğu sürece soluk alabilirler. İLE ... )

( Susuzluğa bir hafta kadar dayanabilirler. İLE ... )

( LOBSTER[< LOPPESTRE: LOCUSTA(Lat. Çekirge) + LOPPE(İng. Örümcek)]) )

( Istakoz )

( HOMARUS VULGARIS / LANGUST cum ... )


- İSTATİSTİK ve/||/<> BOLTZMANN İSTATİSTİK YASASI


- İTFA[Ar.] ile/değil/yerine BORÇ ÖDEME

( ... İLE Söndürme. | Sönüm. | Bir borcu, azar azar ödeyerek kapatma, sönüm. )


- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]


- JET LAG[İng.] değil/yerine/= BOYLAM AŞMA SERSEMLİĞİ


- KÂBİLİYET-İ TAKSİM değil/yerine/= BÖLÜNEBİLME


- KABİN[Fr. < CABINE] değil/yerine/= BÖLÜM

( Küçük, özel bölme. | Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde, küçük bölme. | Uçakta, yolcuların oturduğu bölüm. | Plajda, soyunma yeri. )


- KABUL ETMEK ile "BOYUN EĞMEK"


- KAÇ YAŞINDASIN? yerine BÖYLE BİR SORU SORMA! (DAHA İYİ)

( Kişilerin yaşı, sorulmaması gereken sorulardan biridir.(Bay/Bayan farketmez). Kişi kendi paylaşmak istediğinde öğrenilecek bir konudur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KALİKS'İN KENARI, KALİKS AĞZI = HÂFFE-İ KE'S = BORDURE DU CALICE


- KALP-DAMAR HASTALIKLARI ile/ve/||/<> BÖBREK HASTALIKLARI


- KAN ÖBEKLERİNDE:
0 ile/değil BOMBAY

( ... İLE/DEĞİL 250 bin kişide bir görüldüğü tahmin edilmektedir. Beklenilenden farklı bir kan öbeğiyle olan doğumda, Bombay olabilir şüphesiyle yaklaşılabilir. Yani, çiftlerin her birinin kanı 0 öbeği olduğu durumda, çocuğun kan öbeğininin A ya da B olması pek beklenmez, ancak bu tarz bir durumda çiftlerden herhangi birinin kan öbeğinin Bombay olma olasılığı üzerinde durulabilir. )


- KANT'IN, YÜRÜYÜŞLERİNİN DAKİKLİĞİ ile/ve/||/<>/> BOZULMASI

( ... İLE/VE/||/<>/> 1789 Aydınlanma Devrimi'nin haberi ve coşkusundan dolayı. VE Rousseau'nun, eğitim felsefesi ile ilgili adlı "Emile" adlı kitabını okurken çok etkilenmiş olmasından dolayı. )


- KANTON[Fr. < CANTON] değil/yerine/= BÖLGE

( İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan devletlerden her biri. )


- KANÜL/CANNULA[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- KANÜLASYON/CANULATION[İng.] değil/yerine/= BORUCUK YERLEŞTİRİMİ


- KARŞILAŞTIRMA ve BÖLME ve BİRLEŞTİRME

( COMPARISON and TO DIVIDE/SEPARATE and TO UNITE/COMBINE/MERGE )


- KARTAL ile BOZKIR KARTALI

( ... vs. STEPPE EAGLE )

( ... cum AQUILA NIPALENSIS )


- | "KAS KAFA" ile/ve/||/<> "BOŞ KAFA" ile/ve/||/<> "MAN KAFA" |
ile/değil/yerine
HOŞ KAFA

( Duyduğundan bir şey al(a)mayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu çabuk unutan, etki etmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu herkese anlatan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu içinde tutan. )

( Üç/dört heykel masalını okumanızı/dinlemenizi salık veririz. )


- KAŞKOL[Fr. < CACHE-COL] değil/yerine/= BOYUN ATKISI


- KATMANDU'DAKİ TAPINAKLAR:
SWAYAMBHUNATH ile/ve/||/<> BOUDHANATH ile/ve/||/<> PASHUPATINATH ile/ve/||/<> BACHARESVARI ile/ve/||/<> KAMASUTRA ile/ve/||/<> GUHYESVARI ile/ve/||/<> NYATOPOLA-BHIMSEN


- KAVİTE/CAVITY[İng.] değil/yerine/= BOŞLUK


- KENAR, KIYI = HÂFFE = BORDURE


- KERTENKELE ile BOZUMCA

( ... İLE Kurşun renginde bir kertenkele. )


- KİR ile/değil BOYA


- KIRILMA ile BOZULMA


- KISMÎ/PARSİYEL/PARTIAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMSEL/BÖLÜMLÜ/BÖLÜNMÜŞ


- KIVRIMLI ile/ve/değil BOĞUMLU


- KIZMAK ile "BOZULMAK"


- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM


- KÖKSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- KÖPEKBALIĞI ile BODUR FENER KÖPEKBALIĞI

( .. vs. DWARF LANTERNSHARK )

( ... cum ETMOPTERUS PERRYI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOYNUZLU KÖPEKBALIĞI

( ... İLE Pasifik ve Hint Okyanusları'nın dip bölgelerindeki kumluklarda yaşarlar. )

( ... İLE Kıvrımlı bir burnu, sivri uclu omurgaları ve tuhaf görünüşlü yüzleri vardır. )

( ... vs. HORN SHARK )

( ... cum HETERODONTUS FRANCISCI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOZ CAMGÖZ KÖPEKBALIĞI

( SHARK vs. COW SHARK )

( ... cum HEXANCHUS GRISEUS )


- KORİNDON[Fr. < CORINDON] = BOKSİT[Fr. < BAUXITE]

( Birleşimi alüminyum oksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral, alüminyum taşı. )


- KORKULUK ile BOSTAN KORKULUĞU/MİCDÂR[Ar.]/ÜFÇE[Fars.]


- KÖTÜ = ŞER = BAD, EVIL, WRONG[İng.] = MAL[Fr.] = BÖSE, UEBEL[Alm.] = MALUS[Lat.] = MALO[İsp.]


- KOYUN ile/ve BORDERLEICESTER


- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR


- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ


- KUARKLAR ile/ve/||/<>/> LEPTONLAR ile/ve/||/<>/> BOZONLAR ile/ve/||/<>/> HIGGS BOZONU


- KÜÇÜLTMEK ile/ve/||/<> BÖLMEK


- KULAK ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> BOĞAZ


- KUM KAPLANI KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Boyu 1.8 ile 3.6 metre arasında değişmektedir. Ahtapot ve küçük balıklarla beslenir. Yüzeye çıkıp hava yutarak, suda hareket etmeden süzülebilen tek köpek balığıdır. İLE En tehlikeli köpekbalığı. )


- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA


- KURTBOĞAN = BOĞAN OTU

( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )

( ACUNITUM NAPELLUS )


- KUŞ ile BOKİ BOKİ


- TIRNAK:
KUTUP AYISINDA ile BOZ AYIDA ile KARA AYIDA


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LOB değil/yerine/= BÖLÜM


- LÜMEN/LUMEN[İng.] değil/yerine/= BORUMSU BOŞLUK


- MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN


- MAKYAJ ile/ve/değil BOYA

( [not] MAKE-UP vs./and PAINT )


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MAYMUNLAR ile/ve/değil BONOBOS MAYMUNLARI

( Gaia dergisindeki haberi için burayı tıklayınız... )


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEYHÂNE ile/ve/||/<> BOZAHÂNE[Fars. < BÛZEHÂNE(BİRAHÂNE)] ile/ve/||/<> KAHVEHÂNE


- MİDE ile BÖRKENEK(İKİNCİ MİDE)(GEVİŞ GETİRENLERDE)

( RUMEN/PAUNCH vs. RETICULUM )


- MINTIKA[Ar.] değil/yerine/= BÖLGE


- MISIR PİRAMİTLERİ ile/ve/<> MAYA PİRAMİTLERİ[KUKULKAN/EL CASTILLO] ile/ve/<> BOLİVYA PİRAMİTLERİ

( PİRAMİT: Merkezdeki ateş. )

( Gize - Kahire - Mısır'da. İLE/VE/<> Chichen-Itza - Yucatán - Meksika'da. İLE/VE/<> Desaguadero'da. [La Paz'dan 70 km. Batı'da, Peru sınır geçişi olan yolu üzerinde.] )

( Keops [M.Ö. 2550], Mikerinos, Kefren [M.Ö. 2520], Sfenks, Sakkara [M.Ö. 2650], Maldum Snefru [M.Ö. 2000], Dahahur [M.Ö. 2600], Dahahur Snefru [M.Ö. 3000], Sakkara Pepi II [M.Ö. 2250]. İLE/VE/<> Uxmal Tapınağı ve Teotehuacan. İLE/VE/<> Tiahuanaco. )


- MORATORYUM[Fr. < Lat.] değil/yerine/= BORÇ ERTELEME


- MÜELLİF TESPİTİ:
SATIR SAYISI ve/||/<> ÇİZİM/KARALAMA ve/||/<> BOŞLUKLAR ve/||/<> KENDİ İRÂDESİ

( Hicrî IV./V. yy.'a kadar, sin ve şın harfleri dişliydi. )


- MUKRİZ[Ar.] değil/yerine/= BORÇ VEREN


- MÜNKAD[Ar.] değil/yerine/= BOYUN EĞEN


- MUTÂVAAT[Ar. < TAV] değil/yerine/= BOYUN EĞME

( Baş/boyun eğme, itâat etme. | [dilb.] Dönüşlü. )


- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NECK :/yerine BOYUN


- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM


- NEGLEKT/NEGLECT[İng.]/İHMAL[Ar.] değil/yerine/= BOŞLAMA


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ


- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT

( QUALITY vs./and DIMENSION )


- NÖTR ile BOŞ

( NEUTER vs. EMPTY )


- ÖDEŞMEK ile/ve/<> BOY ÖLÇÜŞMEK


- ODUN TABAKASI, KSİLEM = TABAKA-İ HAŞEBÎYE = BOIS


- ODUN = HAŞEB = BOIS


- ÖDÜNÇ ile BORÇ

( KARZ-I HASEN: Faizsiz verilen borç. | Ödeme yapamayan borçlunun, helâl ederek borcundan vazgeçmek. )

( KARZ ile İKRAZ )

( LOANED vs. DEBT )


- OKUL = BOŞ ZAMAN ([Yun.] SCHOLé = [eski İng.] SCOL = OKUL = ...

( SCHOLA )


- ÖKÜZ ile BOĞA

( İğdiş edilmiş/kısırlaştırılmış eril sığır. İLE Damızlık eril sığır. )

( OX vs. BULL )


- ÖKÜZGÖZÜ ile BOĞAZKERE


- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ

( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )

( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )

( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )


- OMURGADA
YUVAR/DİSK:
OLAĞAN ile BOZULMUŞ ile BEL VERMİŞ ile FITIK ile İNCELMİŞ

( image )


- ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI

( image )

( ORANGUTAN vs. BORNEAN ORANGUTAN )


- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI


- ORSA[İt.] ile/>< BOCA[İt.]

( Yelkenleri, rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, iki taraftan da yelkenin ortasına bağlanan ip. | Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü. | Geminin, yelin geldiği yöne döndürülmesi. İLE Geminin rüzgâr almayan yanı. )


- ÖRÜMCEK ile BÖĞ/KARADUL/POY/RÜTEYLÂ[Ar.]/TARANTULA

( ... İLE Zehirli ve bazı örümcekler. )

( RÜTEYLÂ[Ar.]: Zehirli ve iri bir cins kır örümceği. )

( Madagaskar'da, 500'ün üzerinde, örümcek türü bulunmaktadır.[400'ü, dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz.] )

( ... İLE 2.5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. )

( ANKEBÛT/ANKÛT[çoğ. ANÂKİB] ile/ve ... )

( CÛLÂH, KEREV ile/ve ... )

( SPIDER vs./and TARANTULA )

( ARACHNE cum/et LYCOSA TARENTULA / LATRODECTUS MACTANS )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZ/LIK

( ... ile/ve AHTAL )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZLIK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- OWE :/yerine BORÇLU OLMAK


- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]

( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )

( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS )


- OYMAKLAR ile BOYLAR ile ALT BOYLAR

( TRIBUS vs. CLANS vs. SOUSCLANS )


- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/> UMURSAMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SIRADAN/LIK ile/ve/||/<>/> BOŞVERMİŞ/LİK


- PAINT :/yerine BOYAMAK


- PANCAR ve/||/<>/> BORŞ[< BORSCH] ÇORBASI


- PARA ile/ve/değil/yerine BOL PARA


- PARÇALANMIŞ/LIK ile BÖLÜNMÜŞ/LÜK

( TO BREAK INTO PIECES vs. TO BE DIVIDED )


- part vic.[Lat. < PARTIBUS VICIBUS] değil/yerine/= BÖLÜNMÜŞ DOZLARLA


- PARTİSYON değil/yerine/= BÖLME, BÖLÜM


- PATİKA ile/ve BOĞAZ


- PATLAMAK ile BÖSMEK

( ... İLE Bir maddenin, birdenbire gaz durumuna gelerek patlaması. infilâk etmesi. )


- PATLICAN ile BOSTAN PATLICANI

( ... İLE Az çekirdekli, iri, yuvarlak/topak ve oval bir patlıcan türü. )


- PAYLAŞMAK ile/ve BÖLÜŞMEK


- PAYPLAN[İng. < PIPELINE] değil/yerine/= BORUYOLU


- PEMDAS and/sometimes/||/<> BODMAS

( Parantheses > Exponents > Multiplication > Division > Addition > Subtraction AND/SOMETIMES/||/<> Brackets > Order > Division > Multiplication > Addition > Subtraction )

( Parantez > üstler > çarpma > bölme > toplama > çıkarma VE/BAZEN/||/<> Parantez > üstler > bölme > çarpma > toplama > çıkarma )


- PILATES TOPU ile/ve/değil BOBATH TOPU

( Pilates topu olarak bilinen top, Bobath topudur. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Dik oturmayı sağlamak ve birçok özelliğinden yararlanmak üzere kullanmanızı salık veririz. )


- PIPE :/yerine BORU


- PİŞİRMEK ile/değil/yerine BÖRTMEK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Az pişirmek, haşlamak. )

( [Fars.] PÛHTE: Pişmiş, pişkin, olgun. | NÂ-PÛHTE: Pişmemiş. )


- PLENTY :/yerine BOLCA


- POLİÇE[< İt. < Yun.] ile BOLİÇE

( Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir parayı, kendi adına ya da bir başkasının buyruğuna ödemesi için alacaklının, borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- POLİÇE[İt. < BOLIZZA] ile BOLİÇE[İbr.]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- PORSUK ile BOZ ALABAŞLI BOZ PİS PORSUK

( ... İLE Zeki Müren'in seslendirdiği/yaygınlaştırdığı tekerlemede geçen. )


- POTİN/FOTİN[Fr.] ile BOT

( Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı ya da yan tarafı lastikli ayakkabı. İLE ... )


- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK

( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )


- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]

( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )


- REGION :/yerine BÖLGE


- REGIONAL :/yerine BÖLGESEL


- REJYONAL/REGIONAL[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL


- REVK, KARN[Ar.], SERÛ[Fars.] değil/yerine/= BOYNUZ


- RÖFLE ile MEÇ ile GÖLGE ile BALYAJ ile BOYA ile DİP BOYA


- RÜYALANMA/İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve BOŞALMAK/İNFİTÂH[< FETH]

( Rüyalar. | Açık saçık rüyalar. Rüyada boşalma. İLE/VE Açılma. | Tıkanmış bir şeyin açılması. | Safra, belsuyu[meni] gibi sıvıların boşalması, akması. )

( İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve İNFİTÂH[< FETH] )


- YEL/RÜZGÂR ile BORA[İt. < BOREA < Yun.]/BURAN

( ... İLE Genellikle ardından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr. | Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr. )


- SAĞANAK ile/ve BORAN

( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )


- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]


- SÂHA[Ar.]/SEKTÖR[Fr.] ile BÖLÜM/KESİM/ALAN

( SECTOR vs. ZONE/AREA )


- ŞAHİN ile BOZKIR ŞAHİNİ


- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK

( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )


- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK

( SECRETION vs. EXCRETION )


- ŞAMPİYON[Fr., İng. < CHAMPION] değil/yerine/= BÖKE


- ŞAPKA ile/değil BO DOI

( ... İLE/DEĞİL Vietnam'da, koni biçimindeki şapkaların adı. )


- ŞAPKA ile/değil BONE


- ŞASE[Fr. SACHET] değil/yerine/= BOHÇA

( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. )


- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME


- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK

( DISEASE vs./and ENDEMIC )


- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME

( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )


- SECTION :/yerine BÖLÜM


- SEGMENT[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM | KESİT | PARÇA


- SEGMENTAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLÜ


- SEGMENTASYON/SEGMENTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME


- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM


- SELEN/SADÂ ÇIKIŞLARINDA:
BURUN ile/ve/||/<> DUDAK ile/ve/||/<> DİŞ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( A, E, O, Ö, U, Ü[ön, ün, on, en, an, un, nane, Nalan vb.] İLE/VE/||/<> B, M. P[baba, biber, bebek, mama, meme, pek, pes vb.] İLE/VE/||/<> D, T[dadı, dede, tuttu, tırtıl, taktı] İLE/VE/||/<> A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü )

( Almanca'da, daha çok, boğaz seleni; Fransızca'da, daha çok, dudak seleni; İngilizce'de, daha çok, diş seleni çıkar. )


- ŞEMPANZE ile/ve/||/<> BONOBO


- SEPET ile BOTSWANA SEPETİ

( ... İLE Ünlü olan bu sepetlerin üzerindeki süslemeler, "zürafanın gözyaşları", "boğa sidiği izi", "zebra ahı" gibi ilginç adlar taşımaktadır. )


- SEPTASYON/SEPTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENME


- SERÇE ile KÜÇÜK SERÇE ile AĞAÇ SERÇESİ ile SÖĞÜT SERÇESİ ile KAYA SERÇESİ ile KAR SERÇESİ ile BOZ SERÇE ile SARIBOĞAZLI SERÇE

( )


- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA


- SHIT :/yerine BOK


- SIKILMA ile "BOĞULMA"


- SİNDİRİM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ) ile/ve/||/<>/> BOŞALTIM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ)


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SIRP ile/ve BOŞNAK

( Müslüman olmayan Slavlar. İLE/VE Müslüman olan Slavlar. )


- SIZE :/yerine BOYUT


- SO :/yerine BÖYLECE, BU YÜZDEN


- ŞÖYLE ile BÖYLE ile ŞÖYLE YA DA BÖYLE ile ŞÖYLE VE BÖYLE

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS vs. [LIKE] THAT OR THIS vs. [LIKE] THAT AND THIS )


- SÖZÜN ÖZÜ PROGRAMINDA:
ÖNERİLEN KİTAPLAR ve/||/<> BÖLÜM ADLARI

( sehirisifkulubu.com/2018/11/24/sozun-ozu-programinda-tavsiye-edilen-kitaplar-ve-bolum-adlari )


- SPLIT :/yerine BÖLMEK, AYIRMAK


- STRANGÜLE/STRANGULATED[İng.] değil/yerine/= BOĞULMUŞ


- SUCH :/yerine BÖYLE, BU TÜR


- SUKABAĞI ile BORUKABAĞI

( ... İLE Boğumsuz, boru gibi uzun sukabağı. )


- KATMAN/TABAKA[Ar.] ile BÖLÜM


- TABULA RASA[İng.] değil/yerine/= BOŞ LEVHA


- TAHTA ile BORGATA

( ... İLE Halat kalınlığını ölçen delikli tahta. )


- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME


- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI


- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ


- TAM AYRI TUTMA/İSTİSNA ile/ve/||/<>/> BÖLÜMSEL/KISMÎ AYRI TUTMA/İSTİSNA


- TAMTAKIR ve/||/<>/= BOMBOŞ

( İçinde bulunması gereken şeylerden hiçbiri bulunmayan, bomboş. )


- TAZI ile/ve BORZOY

( ... İLE/VE Rus tazısı. )


- TEHİ[Fars.] değil/yerine/= BOŞ


- TEMEDDÜH[< MEDH] değil/yerine/= BÖBÜRLENME, KENDİNİ ÖVME


- TERRITORIAL[İng.] ile BÖLGESEL

( Belirli bir bölgeye ait. )


- TERRITORY :/yerine BÖLGE, TOPRAK


- TESTİ ile BODUÇ

( ... İLE/VE Ağaç testi. )

( SEBÛ ile/ve ... )


- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM

( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )


- THROAT :/yerine BOĞAZ


- THROUGHOUT :/yerine BOYUNCA


- THUS :/yerine BÖYLECE


- TIKNAZ/TIKIZ ile BODUR

( Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı. İLE Enine göre boyu kısa ve tıknaz. )


- TİLKİ ile BOZTİLKİ, ÇÖL TİLKİSİ, KIRTİLKİ, KUMTİLKİSİ


- TOPLAMA ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> ÇARPMA ve/||/<> BÖLME


- TOPOGRAFİ/TOPOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL ANATOMİ ÇİZGELEMESİ


- TOPRAK:
MİNERAL[Fr.] ve/||/<> ORGANİK NESNE ve/||/<> SU ve/||/<> BOŞLUK

( %45 ve/||/<> %5 ve/||/<> %25 ve/||/<> %25 )

( "Toprak ve Ekoloji" yazısı için burayı tıklayınız... )

( Normal sıcaklıkta, doğada, katı durumda birtakım maddelerle karışık ya da bileşik olarak bulunan ya da kimyasal yollarla elde edilen, inorganik madde. | İçinde inorganik maddeler bulunan. VE/||/<> ... VE/||/<> ... VE/||/<> ... )


- TOPRAKTA:
KÜÇÜK MEMELİ ve/||/<> TEK HÜCRELİ CANLILAR(PROTOZOA) ve/||/<> SOLUCAN ve/||/<> EKLEM BACAKLI ve/||/<> YOSUN ve/||/<> BOZGAN/BAKTERİ ve/||/<> MANTAR

( [Bir dönümde] 1 kg. VE/||/<> 15 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 250 kg. VE/||/<> 300 kg. )

( Bir cm. toprak tabakasının oluşabilmesi için en az 300-1000 yıl geçmesi gerekir. )

( )


- TOYGAR KUŞU ile BOĞMAKLIKUŞ

( ... İLE Toygar kuşunun bir türü. )


- TRABEKÜLASYON/TRABECULATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENİM


- TÜBÜL/TUBULE[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- TÜBÜL değil/yerine/= BORUL


- TÜBÜLER/TUBULAR[İng.] değil/yerine/= BORUCUKSU


- TÜR ile BÖLÜM

( Bir tür olan şey, zorunlu olarak bir bölümdür fakat bir bölümün aynı zamanda bir tür olması zorunlu değildir. )

( KIND vs. PART )


- TÜRKÜ ile BOZLAK

( ... İLE Orta ve Güney Anadolu'nun bazı bölgelerinde, bir türkü ezgisi. | Bu ezgiyle söylenilen, konusu acıklı türküler. )


- TURNİKE/TOURNİQUE[İng.] değil/yerine/= BOĞMAÇ


- TUVALET AYNASI ile BOY AYNASI


- ÜNİTE[İng. < UNIT] değil/yerine/= BÖLÜM | BİRİM, ÖLÇÜ, VAHİT

( Birim, vahit, ölçü. )


- ÇALIŞMAK GEREK:
UNUTABİLMEK İÇİN ve/||/<> BOŞ BOŞ DÜŞÜNMEMEK İÇİN ve/||/<> DALIP DALIP GİTMEMEK İÇİN


- UNUTMAK ile BOŞLAMAK/İHMAL[Ar.]

( TO FORGET vs. NEGLIGENCE )


- ÜROGRAFİ/UROGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BOŞALTIM SİSTEMİ GÖRÜNTÜLEMESİ


- UYUM ve/<> BOŞLUK/ARA


- VAAD/VÂDE ile/ve BORÇ

( Vâde, söz demektir. )

( Sakın para için evlenmeyin! Çok daha uygun koşullarda borç bulabilirsiniz. )


- VAKUM[Lat.] değil/yerine/= BOŞLUK


- VİRGÜL(",") KULLANIMI ile BÖLME(/AYIRMA/SLASH)("/") KULLANIMI


- XALAT[Azr.] = BORNOZ, İŞÇİ ÖNLÜĞÜ[Tr.]


- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- YÂL U BÂL ile BOY-POS

( BOY-POS )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"


- YAPILANMA ile/ve/<> BOZULARAK YAPILANMA

( ... İLE/VE/<> Özellikle kasların gelişiminde. )


- YARASA ile BORU BURUNLU YARASA


- YARIM BAKMA ile/ve/||/<> BÖLME


- YAŞAM DERSİ ALMA:
AÇ BİR MİDEDE ile/ve/||/<> BOŞ BİR CEPTE ile/ve/||/<> KIRIK BİR KALPTE


- YAŞAMIN MATEMATİĞİNDE:
ÇARPMA ve/||/<> BÖLME ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> TOPLAMA

( Gerçeklerle. VE/||/<> Ayrılıklara. VE/||/<> İnsanlık ölçeğinden. VE/||/<> Kendini ve/ya da kendinle. )


- YAŞAMSAL/VITAL ÖRGENLER:
BEYİN ile/ve/||/<> KARACİĞER ile/ve/||/<> AKCİĞER ile/ve/||/<> BÖBREK ile/ve/||/<> KALP


- YAYGIN AĞRI/LAR ile/ve BÖLGESEL AĞRI/LAR

( )


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR

( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )

( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )

( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.

"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.

Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.

Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.

İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" şeklindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.

Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.

Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.

Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.

Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )

( LIKE THIS vs./and/+/<>/> THIS EXIST TOO )

( SAN AFTO ile/ve/+/<>/> AYTO YPARXEI EPISIS, AFTO İPARHİ EPİSİS )


- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL


- YILAN ZEHİRİ ile BÖCEK ZEHİRİ

( SNAKE POISON vs. PESTICIDE )


- YILAN ile BOA YILANI

( ... İLE Boagillerden, yalnız Güney Amerika'da yaşayan, ağısız/zehirsiz, çok iri, güçlü bir yılan. )

( ... cum BOA CONSTRICTOR )


- YILAN ile/ve BOĞMAKLI YILAN


- YILAN ile/ve BOYUNDURUKLU YILAN


- YILAN ile BOZYÜRÜK

( ... İLE Başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zararsız ve zehirsiz bir yılan. )

( ... cum ERYX )


- YOĞUN ile BOL

( DENSE/INTENSIVE vs. ABUNDANT/AMPLE )


- YOK/LUK ile/ve BOŞ/LUK

( Görünmezler, tecelli etmezler. )

( NONEXISTENCE vs./and BLANK | CAVITY )


- YOK-VAR ile/değil BOŞ-DOLU


- YÖN ile BOYUT

( DIRECTION vs. DIMENSION )


- YÖRESEL ile/ve/<> BÖLGESEL


- YOZGAT =/< BOZOK

( ... =/< Osmanlı dönemindeki adı. )


- YUGOSLAVYA > BOSNA-HERSEK, HIRVATİSTAN, KARADAĞ, KOSOVA, MAKEDONYA, SIRBİSTAN, SLOVENYA

( )


- ZEHİRLEYİCİ(/"ZEHİRLİ") GAZ ile BOĞUCU(ASFİKSİYAN) GAZ

( ... İLE Yanardağ ya da maden ocağı gibi yerlerde çıkan tehlikeli gaz. )

(

Zehirleyici(/"Zehirli") Gazlar ile Boğucu Gazlar Arasındaki Farklar

1. Zehirleyici Gazlar (Toksik Gazlar)

Tanım: Solunduğunda gövdeye kimyasal olarak zarar veren, genellikle gözelere, örgenlere ya da sinir düzenine doğrudan etki eden gazlar.

Etkileri:

  • Gözesel işleyişi bozar.
  • Örgen yetmezliğine ya da ölümcül zehirlenmelere yol açabilir.
  • Etkileri genellikle kalıcı ya da gecikmelidir.
GazÖzelliği
Fosgen (COCl₂)İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan; akciğerlerde sıvı birikmesine neden olur.
Klor (Cl₂)Mukozalarda yanma, öksürük, boğulma hissi.
Hidrojen Siyanür (HCN)Hücrelerin oksijen kullanmasını engeller.
Kükürt Dioksit (SO₂)Solunum yollarında yakışa(tahrişe) neden olur.
Amonyak (NH₃)Göz ve solunum yollarında yanık etkisi oluşturabilir.

2. Boğucu Gazlar (Asfiksiyanlar)

Tanım: Solunduğunda doğrudan oksijenin yerini alarak ya da oksijenin kullanımını engelleyerek boğulmaya yol açan gazlar.

Etkileri:

  • Oksijenin yerini alarak ortamda boğulmaya neden olur.
  • Bazıları kandaki oksijen taşıma işlevini bozar.
  • Bilinç kaybı, baş dönmesi ve ani ölümle sonuçlanabilir.

a) Yalın Boğucular

GazÖzelliği
Azot (N₂)Kapalı ortamda oksijenin yerini alarak boğulmaya yol açabilir.
Metan (CH₄)Yanıcıdır; yüksek yoğunlukta oksijen yetersizliğine neden olur.
Helyum (He)Solunum yerine geçerek boğulmaya neden olabilir.

b) Kimyasal Boğucular

GazÖzelliği
Karbonmonoksit (CO)Hemoglobinle birleşerek oksijen taşınmasını engeller.
Hidrojen Sülfit (H₂S)Sinir düzenine hızla etki eder, solunumu durdurabilir.

Temel Farklar

Özellik Zehirleyici Gazlar Boğucu Gazlar
Etki biçimi Kimyasal zehirleyici etki Oksijen eksikliğiyle boğulma
Hedef Örgenler, gözeler, sinir düzeni Solunum düzeni ve kan dolaşımı
Örnek Gazlar Fosgen, HCN, Klor, NH₃ CO, CH₄, N₂, H₂S
Sonuç Zehirlenme, doku hasarı Bilinç kaybı, ölüm
Kalıcılık Kalıcı ya da gecikmeli etki Genellikle ani etki
)


- ZEKÂ değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)

( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )


- ZENGİNLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOLLUK


- ZİNCİR ile BOSA, MANTİLYE

( ... İLE Gemide kullanılan bir zincir. )


- ZONE :/yerine BÖLGE, ALAN

BO... ~ BO... ile başlayan FaRkLaR...

- BOAT vs. BOTH


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )

BO... ~ ... ile başlayan FaRkLaR...

- BOA YILANI ile/değil/||/<>/> MAHMUZLU YILAN/KUM BOASI

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> Türkiye’nin tek boa yılanı türü. )

( ... cum ERYX JACULUS )


- BOAR vs./and SOW


- BOARD :/yerine TAHTA, KURUL


- BOAT vs. BOTH


- BOAT :/yerine TEKNE


- BÖBREK AKTARIMINDA:
DEĞİŞTİRME değil EKLEME

( Böbrek aktarımı sırasında sorunlu böbrek, yenisi ile değiştirilmez. Gövdeye üçüncü bir böbrek takılır. )

( )


- BÖBREK:
İKİ ile/ve/||/<> TEK


- BÖBREK SANCISI/AĞRISI ile GAZ SANCISI/AĞRISI


- BÖBREK TAŞI ile/||/<> SAFRA TAŞI

( Böbreklerde mineral ve tuz birikimi ile oluşan sert kitleler. İLE/||/<> Safra kesesinde kolesterol ya da bilirubin birikimi ile oluşan sert kitleler. )


- BÖBREK TAŞI ile TARLADAKİ TAŞ

( HASÂT-ÜL-KİLYE ile ...
KİLYE[: Böbrek.] ile ... )

( CALCULUS vs. STONE )


- BÖBREK YANGISI(İLTİHABI)/NEFRİT[Fr. < Yun.] ile/ve ÖD/SAFRA KESESİ YANGISI(İLTİHABI) ile/ve DALAK[Ar. TIHÂL] YANGISI(İLTİHABI)

( NEFRİT, ZÂT-ÜL-KİLYE ile/ve KOLESİSTİT ile/ve SPLENİT )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin atık nesneleri ve fazla sıvıyı yeterince filtreleyememesi. İLE/||/<> Karaciğerin zehirleri ve atık nesneleri yeterince işleyememesi. )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin işlevlerini yerine getirememesi. İLE/||/<> Karaciğerin işlevlerini yerine getirememesi. )


- BÖBREK ve/<> HAVUZCUK

( ... VE/<> Sidikborularının böbrekle birleştikleri yerde, huni biçimindeki genişlik. )


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BÖBREKSİ YAPRAK = VARAK-I KİLYEVÎ = FEUILLE OBLONGUE


- BÖBÜR

( Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan. )

( HYRAX SYRIENSIS )


- BÖBÜRLENME! ve KİBİRLENME! ve KÖPÜRME! değil/yerine/>< ABART! ve ÇOĞALT! ve PARLAT!

( )


- BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- BÖBÜRLENMEK ve/||/<> HORULDAMAK

( Gündüz. VE/||/<> Gece. )

( "Uyanıkken". VE/||/<> Uyurken. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK


- BÖCEK ile BENEKLİ, KIZIL BÖCEK

( ... İLE Ural ormanlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile ÇAM KESE BÖCEĞİ


- BÖCEK ile DALGIÇBÖCEĞİ


- BÖCEK ile DEV SU BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile FLATET BÖCEĞİ

( ... İLE Madagaskar'daki Baobab ağaçlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile GERGEDANBÖCEĞİ

( ... İLE 4 cm.'ye yakın boyda, erillerinde, sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren, kınkanatlı böcek. )

( ... cum ORYCTES NASICORNIS )


- BÖCEK ile GEYİKBÖCEĞİ

( ... İLE Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen 20-60 mm. boyunda, kınkanatlı böcek. )

( ... cum LUCANUS CERVUS )


- BÖCEK ile GÜMÜŞÇÜN

( ... İLE Püskülkuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, döşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, gövdeleri küçük parlak pullarla örtülü, kanatsız böcek. )

( ... cum LEPISMA SACEHARINA )


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile KALKAN BÖCEKLERİ

( ... İLE Birçok türü, tarım ve orman bitkilerinde asalak olarak yaşayan, kın kanatları kalkanımsı böcekler ailesi. )


- BÖCEK ile KIMIL

( ... İLE Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek ya da yiyerek ekin hastalığına yol açan, gövdesi kalkana benzeyen zararlı bir böcek. )

( ... cum AELIA ROSTRATA )


- BÖCEK ile KIRMIZ BÖCEĞİ

( ... İLE Zar kanatlılardan, küçük bir böcek. )

( ... cum COCCUS ILICIS )


- BÖCEK ile KUDUZ/KUNDUZ BÖCEĞİ

( ... İLE Kın kanatlılardan, hekimlikte yakı yakmak için kullanılan, 2 cm. uzunluğunda, parlak yeşil renkli bir böcek. )

( ... cum CANTHARIS )


- BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN

( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )


- BÖCEK ile KÜRK BÖCEĞİ

( ... İLE Kınkanatlılardan, esmer uzun kıllı, halı, keçe gibi nesneleri kemiren bir böcek. )


- BÖCEK ile PAEDERUS

( ... İLE Türkiye'de, 6 farklı türü bulunmaktadır. )


- BÖCEK ile SEPET YILDIZI BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile SUBÖCEĞİ/HİDROFİL

( Kınkanatlılardan, küçük su birikintilerinde yaşayan, 18 milimetre uzunluğunda, kahverengi bir böcek. )

( ... cum HYDROPHILUS CARABOIDES )


- BÖCEK ile SUDA KOŞAN BÖCEĞİ


- BÖCEK ile SUİKASTÇI BÖCEK

( ... İLE İğnemsi gagaları vardır ve kendi boyundan uzun, antenleri vardır. )


- BÖCEK ile TAKLABÖCEĞİ


- BÖCEK ile TAŞBÖCEĞİ

( ... İLE Kabuğu, katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça. )

( ... cum CYPRAEA )


- BÖCEK ile TESBİH BÖCEĞİ

( Tesbih böceklerinin soluk delikleri, bacaklarındadır. )


- BÖCEK değil VETA


- BÖCEKKAPAN ile DROSERA

( Bazı örgenleri, böcek yakalamaya ve sindirmeye uygun olan bitkilerin ortak adı. İLE Bunlara örnek bir bitki. )


- BÖCEKLER ile/ve/||/<> KUŞLAR ile/ve/||/<> MEMELİLER

( 3 milyon tür[1 milyonu kayıtlı]. İLE/VE/||/<> 8.000 tür. İLE/VE/||/<> 5.000 tür. )


- BÖCEKLİ CAMİSİ

( Erenköy'dedir. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BODDHIDHARMA


- MAĞARALAR'DA:
BODGAYA ve HİRA

( ... VE HİRA: Arayış. )


- BODHİ

( Aydınlanma, anlayış, bilgelik, evreni yöneten zekâ. Işıklanma, tam Aydınlanma. )


- BODHİ AĞACI, BO AĞACI

( Bilgelik-hikmet ağacı. Kutsal Hintinciri ağacı. Sidhartha Gautama'nın altında aydınlanmaya eriştiği büyük incir ağacı. )


- BODHİKAYA

( Aydınlanmanın meyvası olarak görülen Mutlağın Gövdesi. )


- BODHİMANDALA

( Aydınlanmaya ulaşılabilecek yer ya da küre. )


- BODHİSATTVA

( Geleceğin Budası. Nirvana'ya hemen girmeyip, sadece kendi aydınlanmasını değil, öteki tüm duyarlı varlıkların(hatta cansızların) aydınlanmasına adamış olan (Arhat'ın tam karşıtı) ve Nirvana'yı terkeden kişi. Yolun samimi takipçisi. Üç hazineden biri olduğu düşünülenler. (Özellikle Mahayana geleneğinde) )


- BODOSLAMA:
BAŞ ile/<> KIÇ

( Teknenin başını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. İLE/<> Teknenin kıçını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. )


- BODRUM KAT ile/ve/<> TAVAN ARASI

( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )


- BODRUM ile/ve/<> ÇEŞME


- BODY :/yerine VÜCUT


- BADİ GARD[İng. < BODYGUARD] değil/yerine/= KORUMA


- BOETIUS NOTA YAZISI ve GREGORIUS NOTA YAZISI


- BOG ile/> YIĞIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir mal yığını ya da çıkını. )


- BOĞA ile/ve/||/<> EŞEK ile/ve/||/<> YILAN ile/ve/||/<> BİLGİSİZ/CAHİL

( [...'ya yaklaşma!]
Ön tarafından. İLE/VE/||/<> Arka tarafından. İLE/VE/||/<> Yanından. İLE/VE/||/<> Hiçbir tarafından. )


- BOĞA ve/||/<> KURT ve/||/<> TURNA

( Güç simgesi. VE/||/<> Birliktelik simgesi. VE/||/<> Sanat, zarâfet ve ekin/kültür simgesi. )


- BOĞA ile/değil KUTUZ


- BOĞAN OTU/AKONİT[Yun. < AKONİT] ile/ve/||/<>/> AKONİTİN[Fr. < ACONITINE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Boğan otundan çıkarılan ve tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )


- BOĞANOTU ile/ve/||/<> İTBOĞAN/KAPLANBOĞAN

( ... İLE/VE/||/<> Boğanotunun bir türü. )

( ACONITUM cum ACONITUM NAPELLUS )


- YAKLAŞMA!:
BOĞAYA ile/ve/||/<> EŞEĞE ile/ve/||/<> BİLGİSİZE/CAHİLE

( Önünden. VE/||/<> Arkasından. VE/||/<> Hiçbir yerinden. )


- BOAYILANI ile AĞAÇ BOAYILANI

( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE Madagaskar'da yaşarlar. )

( BOA CONSTRICTOS cum ... )


- BOĞAZ ÜNSÜZLERİ'NDE:
H ile/ve/||/<> K ile/ve/||/<> G


- BOĞAZ/YUTAK YANGISI ile/ve BADEMCİK YANGISI

( Bademcik, aklın, beynin filtresidir, süzgecidir, can sıkılınca büyür. )

( FARENJİT ile/ve TONSİLLİT )


- BOĞAZ ile ARGIT/DAĞ BOĞAZI/DERBENT[Fars.]


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZ ile/ve/değil EŞİK


- BOĞAZ ile İSTANBUL BOĞAZI

( İNEKGEÇİDİ, BOSPHORUS[İng.] )


- BOĞAZDA İLK SEFER [DENİZ YOLCU TAŞIMACILIĞINDA]

( BALABAN İSKELESİ - KABATAŞ İSKELESİ arasında )


- BOĞAZIN:
ANADOLU KIYISI ile/ve RUMELİ KIYISI

( [Karadeniz[PONTUS EUXINUS]'den Marmara[PROPONTIS]'ya, Kuzey'den Güney'e]
ANADOLU KIYISI:
* ANKYREION: YUMBURNU
* AMPELODES: KABAKOZ KOYU
* DIOS SACRA: POYRAZ LİMANI
* KORAKION, MOKADION: FİLBURNU
* KHELAI, OPHRU LIMEN: KEÇİLİLİMAN
* HIERON, YOROS: ANADOLU KAVAĞI
* ARGYRONION: MACARBURNU, YÛŞÂ TEPESİ
* DAPHNE: UMURYERİ
* MUKAPORIS: HÜNKÂR İSKELESİ
* AIETU RHYNKHOS: SERVİBURNU
* AMYKOS: BEYKOZ
* KATANGEION, EIRANAION: ÇUBUKLU
* PHRIKSU LIMEN, BORADION: KANLICA
* PHIELA, PHIALE: KÖRFEZ
* POTAMONION: ANADOLUHİSARI
* EKAHAI: KANDİLLİ
* LYKADION: VANİKÖY
* KIKONION, SOPHIANAI: ÇENGELKÖY
* RHOLZUSAI, STAUROS: BEYLERBEYİ
* DAMAIS: SALACAK
* ARKLA: KIZKULESİ

ile/ve

RUMELİ KIYISI:
* SYMPLEGADES, KYANEAI: ÖREKETAŞI
* PANION: RUMELİ FENERİ
* GYPOPOLIS: PAPAZBURNU
* LYKION LIMEN: HAMSİ LİMANI
* EPHESIATES: BÜYÜKLİMAN
* TIMAEA TURRIS: DENİZ FENERİ
* SERAPIEION, KATASKEPEI?: RUMELİ KAVAĞI
* MILTON: TELLİ TABYA
* SKLETRINAS: SARIYER
* SIMAS: MESARBURNU
* BATHYKOLPOSKALOSAGROS: BÜYÜKDERE
* KLEIDES: KİREÇBURNU
* PHARMAKIAS, THERAPEIA: TARABYA
* PITHEKU LIMEN: KALENDER
* KOMARODES: YENİKÖY
* LASTHENES, SOSTHENION: İSTİNYE
* KYPARODES: EMİRGÂN
* GYNAKION LIMEN, PHONEAS: BALTALİMANI
* RHOODES: ŞEYTANBURNU
* HERMAION, PYRRIAS: RUMELİHİSARI
* KHELAI, PHILEMPORON: BEBEK
* HESTIA, ANAPLUS: ARNAVUTKÖY
* KALAMOS, TARASION: KURUÇEŞME
* KLEIDION: DEFTERDARBURNU
* ARKHEION, ARSABERU: ORTAKÖY
* IASONIAN, DIPLOKIONION: BEŞİKTAŞ
* PENTEKONTORIKON: DOLMABAHÇE
* THERMASTIS, BUTHARION: KABATAŞ
* PALINORMIKON: FINDIKLI
* AIANTEION: SALIPAZARI
* METOPEN, ARGYROPOLIS: TOPHANE )


- BOĞAZIN EN DAR NOKTASI

( RUMUELİ HİSARI ile ANADOLU HİSARI arası[698 m.] )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLAR('I)


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOĞMAÇ/TURNİKE[İng. < TOURNIQUET] ile TURNİKE[Fr. < TOURNIQUET]

( Kan akıntısını durdurmak için kanama noktasının gerisine yapılan sıkı sargı. İLE Kişilerin teker teker geçmesini sağlamak amacıyla bazı yerlere konulan, uclarından biri çevresinde dönebilecek düzende yatay olarak yerleştirilmiş çarpı biçiminde araç. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞSUK! ile/ve/||/<> PRANGA!

( Kölelerin boynuna geçirilen demir halka. İLE/VE/||/<> Kölelerin ayağına geçirilen demir halka. )


- BOGSUK/BOGSUQ ile/> KELEPÇE, PRANGA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMA ile/ve/değil/||/<> "BUNALMA"


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BOĞULMALARDA:
DİL KÖKÜNÜN GERİYE KAYMASI[BAYILMA VE BİLİNÇ KAYBI SONUCU] ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA SIVI DOLMASI ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA YABANCI NESNE KAÇMASI ile/ve/||/<> ASILMA ile/ve/||/<> AKCİĞERLERİN ZEDELENMESİ ile/ve/||/<> GAZLA ZEHİRLENME ile/ve/||/<> SUDA

( Gövdedeki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma oluşmasıdır.
[Belirtileri]
- Soluk almada güçlük.
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum.
- Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme.
- Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma.
- Genel sıkıntı hali, yanıtlarda isabetsizlik ve kararsızlık.
- Bayılma. )

( [İlk yardım.]
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbî yardım istenir[112]
- Yaşam bulguları izlenir. )

( [Suda Boğulmalar]
- Suda boğulmalarda, soluk borusu girişi kasıldığından dolayı, çok az miktarda su, akciğerlere girer.
- Özellikle soğuk havalarda, 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
- Suya atlama sırasında, genel gövde yaralanması/omurga kırıkları olabileceği öngörülerek, başın, çok fazla geriye itilmemesi gerekmektedir.
- İlk yardımcı yalnız ise 112 aranırken temel yaşam desteğindeki sıralamaya uygun olarak aramalıdır. )


- BOĞUM BOĞUM (AĞLAMAK)


- BOĞUM ile ENDAZE[Fars.] ile İPLİK ile ÖRÜMCEKTELİ ile PARMAK

( Çubuk şeklinde bir şeyin üzerinde, çepeçevre sıkılmış ya da şişmiş gibi bir durumda bulunan yer. | İki boğum arasındaki bölüm. | Arşının 1/60'ı olan eski parmağın 2.5 katına eşit uzunluk ölçüsü. | Yağmur borusunun, bileziğe oturduğu noktadaki şişkin bölümü. İLE Ölçü. | Eskiden, değerli kumaşları ölçmekte yararlanılan, 0,6575 m. uzunluğunda bir Türk uzunluk ölçü birimi. İLE Arşının 1/60'ı olan parmağın, 1/10'una eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE İpliğin, 1/100'ü eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandıkları, 75,774 cm.lik arşın. )


- BOĞUMLU GÖVDE = SÂK-I UCZÎ = TIGE NOUEUSE


- BÖĞÜRMEK ile ÖĞÜRMEK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BÖĞÜRTLEN ile MERMER BÖĞÜRTLENİ


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHEM/LİK ile/||/<> AYLAK/LIK

( Batı'da. İLE/||/<> Doğu'da. )


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BOJJHANGA

( Aydınlanmanın yedi unsuru:
1. Sati, smriti: Farkındalık
2. Dharma vicaya: Dharma'yı tefekkür etmek.
3. Viriya: Manevi enerji.
4. Piti: Sevinç.
5. Passadhi: Sakinleşmek.
6. Samadhi: Uyanıklık.
7. Upekha: Yaşamı tümüyle kabul etmek. )


- BOK BÖCEĞİ ile/değil AVUVA BÖCEĞİ

( )


- BOK-PİSÜR


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOKBÖCEĞİ ile GÜBREBÖCEĞİ

( Kınkanatlılardan, genellikle otçul memeli hayvanların dışkılarında yaşayan ve dışkıyla beslenen bir böcek. İLE Kınkanatlılardan, dışkı ile beslenen bir böcek cinsi. )

( GEOTRUPES STERCORARIUS cum ONITIS )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKE

( Kahraman, güçlü kişi. | Ulusal ya da uluslararası bir yarışmada ilk dereceyi alan, birinci olan, şampiyon. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BÖKTİR ile ÇUKUR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağlardaki çukur ve sert yerler. )


- BOKURSI/BOQURSI ile DEMİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saban demiri. İLE ... )


- BOL BOL ile/ve ÇOK ÇOK

( Besmele. İLE/VE Fatiha Sûresi. )


- BOL ÇİĞNEMELİ!


- BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BOL = BEYAZ (LEKE/BACAK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( BOL AT: Beyaz bacaklı at. )


- BOL- ile/||/<> -CERN

( Parça. İLE/||/<> Ayrı. )


- BOLÂHENK NISFİYESİ

( Piyanodaki "la" notasını "nevâ" perdesi olarak kabul eden akorda sahip yarım(nısf-nısfiye) ney. )


- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLGE ile/ve/<> İÇBÖLGE

( ... İLE/VE/<> Bir limanı, dışalım ve dışsatım etkinlikleri bakımından besleyen, ona çeşitli ulaşım yollarıyla bağlı, dar ya da geniş bölge. )


- IŞIKSIZ BÖLGE ile/ve/||/<>/> DİP/ABİSAL[Yun. < ÁBUSSOS / ἌΒΥΣΣΟΣ] BÖLGE

( Işığın uzanamadığı derin deniz bölgesi. İLE/VE/||/<>/> Açık denizlerin ya da okyanusların 4.000 - 6.000 metre arasında olan derin bölümleri.[Hiçbir zaman güneş ışığı almamaktadır ve sürekli karanlıktır.] )


- BÖLGELERİNE GÖRE ile/ve KONULARINA GÖRE ile/ve TEKNİK YAPILARINA GÖRE ile/ve İCRADA KULLANILIŞ TÜRÜNE GÖRE


- BÖLGESEL BASINÇ ile TOPLAM BASINÇ

( Bir gazın karışımdaki basıncı. İLE Karışımdaki tüm gazların toplam basıncı. )


- BOLİVYA <> VELLAGRANDE

( Adını, İspanyollar'a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Simon Bolivar'dan almıştır. <> Bu kasaba, adını, 1967'de, Bolivya dağlarında öldürülen Che Guevara için, yaklaşık 8.000 kişinin yaşadığı Vellagrande'de, ölümünün 30. yılında düzenlediği törenlerle, tüm dünyaya duyurmuş oldu.[Vellagrande sakinleri, evlerinin duvarlarını Che'nin portresi ve "Che yaşıyor!" sözüyle kaplamışlar.] )


- BOLLUK >< KITLIK

( BOLLUK-KITLIK )


- BÖLME/BÖLÜMLEME ile/ve FARKLILAŞTIRMA

( CLASSIFICATION vs./and TO GET BECOME DIFFERENT )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLME ile/ve/||/<> PAYLAŞTIRMA


- Bölmeden DİNLE!!!


- BÖLMEK ile AYIRMAK

( TO DIVIDE vs. TO SEPARATE )


- BÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< DIŞINA ÇIK(AR)MAK


- BÖLMEK ile/ve DOĞRAMAK


- BÖLMEK ile KATLAMAK


- BÖLMEK ile TOPLAMAK

( İkili. İLE Üçlü. )


- BÖLMEMELİ!


- BOLOMETRE

( Siyah bir nesnenin iletkenliğindeki değişimlerden çok az miktardaki radyasyon enerjisini ölçebilen elektrikli bir aygıt. )


- BOLOMETRE değil/yerine/= IŞINIMÖLÇER


- BOLŞEVİKLER ile/ve MENŞEVİKLER


- BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME


- BÖLÜK-PÖRÇÜK (İŞ YAPMAK)


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜK-İ RUMİYAN

( Anadolular Bölüğü. )


- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR

( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )

( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )


- BÖLÜM ile BENT[Fars.]

( ... İLE Bağ, râbıta. | Yasa maddesi. | Kitaplarda, kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. | Suyu biriktirmek için önüne yapılan set, büğet. | Gazete yazısı. | Yaz. )


- BÖLÜM ile BİRİM

( DIVISION vs. UNIT )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜM ile/ve/||/<> DÖNEM


- BÖLÜMLEME ile/ve/<> KÜMELEME


- BÖLÜMLEME ile/ve SINIFLANDIRMA

( Nesneleri, ilişkilendirdiğimiz belirli amaçlara göre düzenleme. İLE/VE Nesnelerin, kendilerine özgü özellikleri üzerine kurulur. )

( CLASSIFICATION vs./and CATEGORIZATION )


- BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK


- ...:
"BÖLÜMÜ" ile/ve/||/<> ... "YANI"


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEMEYEN

( INDIVISIBLE )


- BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNME ile/ve/<>/değil/yerine AYRIŞMA

( Belirleyici olan, bölünme ya da birleşme değil ayrışmadır. )

( Hücreler, bölündükleri gibi, ayrılarak ve ayrışarak çoğalmaktadır. Daha sonra biraraya gelen bütünlük görüntüsü ise ayrışmışların biraradalığıdır.[Sperm de yumurtaya ulaşarak önce birleşir ve daha sonra ikiye bölünerek ayrılan ve ayrılan her bir hücrenin de ikiye bölünerek ayrışmasıyla ve daha sonra yanyanalığıyla/biraradalığıyla "organ/hayvan/insan" dediğimiz bir bütün oluştururlar. Parmakların arasında da deri/et vardır fakat zamanı gelince hücreler bütünden ayrılarak, parmaklara parmak olma özelliklerini kazandırmış olur.] )


- BÖLÜNME ile DAĞILMA

( TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE )


- BÖLÜNME ile KATLANMA

( TO SPLIT vs. TO BE FOLDED )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BÖLÜNMEZLİK ve/<> NOKTA

( INDIVISIBILITY and/<> POINT )


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )


- BÖLÜŞTÜRME[TAKSİMAT] ile İKİRCİK(TEREDDÜT)


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBA ile MAYIN

( ... İLE Toprak altına, üstüne ya da suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya ya da basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde. )


- BOMBA ile TNT

( BOMB vs. TRINITROTOLUENE )


- BOMBARDON[< Fr.]

( En kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı. )


- BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOMBOK


- BOMBOŞ


- BOME DERECESİ

( Derişimi ifade etmek için kullanılan kuramsal bir terim. Teknikte derişimi ölçme özel bomemetrelerle yapılır. Bome derecesiyle verilen çözeltilerin yüzdelerine geçmek için matematiksel bir bağıntı yoktur.
[ DERİŞİM: Bir karışımdaki bileşenlerin bağıl miktarlarını gösteren büyüklük. | Bir karışımın, çözeltinin ya da bir maddenin belirli bir kütle ya da hacminde bulunan herhangi bir bileşenin miktarı. ] )


- BÖN BÖN[< BÖNG] (BAKMAK)


- BONCUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCİ

( İnciyi kuyumcuya götürmek gerek, semerciye götürürsen takar bir yere, boncuk diye. )

( ... ile LÜ'LÜ', DÜRR )

( BEAD vs. PEARL )


- BOND :/yerine BAĞ


- BONE :/yerine KEMİK


- BÖNG/BÖN ile/ve/||/<>/< ŞABANG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK

( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )


- [not] BOOK vs. WORK

( WORK instead of BOOK )


- BOOK :/yerine KİTAP


- BOOM :/yerine PATLAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BOR = ŞARAP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORAT ile KOLEMANİT

( Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz. İLE Hidratlı doğal kalsiyum borat. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ALMAK/ALAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> EMİR ALMAK/ALAN


- BORÇ-HARÇ (İŞİNİ HALLETMEK)


- BORÇ PARA:
KENDİ ile/ve/değil ZAMAN

( Verilen ve alınacak borç para, paranın kendi değil kişiye kazandıracağı zamandır. Verilecek paranın oranına göre düşünülmemelidir! )


- BORÇ ile ALACAK

( GARÎM[çoğ. GUREMÂ], DÂİN[Ar. < DEYN | DÜYÛN(çoğulu): Borçlar. ]: Alacaklı. )

( DEBT vs. THE CREDIT )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORÇ ile/ve/değil/yerine "EMÂNET"


- BORÇ ile KARZ-I HASEN

( ... İLE Faizsiz verilen borç. )

( MUHÎL: İhale eden, havale eden. | Borcunu başkasının borcuna nakleden. )

( MUKRİZ[< KARZ]: Borç/ödünç veren. )


- BORÇ ile KREDİ

( DEBT vs. CREDIT )


- BORÇ ile MİNNETTARLIK

( DEBT vs. GRATEFULNESS )

( ... cum GRATIA SEU GRATITUDO )


- BORÇ ile/değil/yerine ÖDEME/İTA[Ar.]

( DEYN[çoğ. DÜYUN] ile/değil/yerine VEFÂ )

( [not] DEBT vs./but LOYALTY
LOYALTY instead of DEBT )


- BORÇLU OLMAK/KALMAK ile ALTTA/ALTINDA KALMAK


- BORÇLU/LUK ile/ve SORUMLU/LUK


- BORCUNU ÖDEMEK:
ÖNCELİKLE ...
TEK TARAFLI BİR DURUM ile/ve/değil/||/<>/< ÖZELLİKLE BORÇLU İÇİN(KENDİ İÇİNDE) BİR RAHATLAMA(YÜKSÜZLÜK)


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI


- BORDA[İt.] >< ALABANDA[İt.] ile/ve PRUVA[İt.]

( Geminin yanı. >< Teknenin iç tarafı. İLE/VE Geminin önü. )


- BORDER :/yerine SINIR


- BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ ile/ve/||/<>/>/< YÜKSEK/DÜŞÜK BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ


- SINIRDA/BORDERLINE ile BIPOLAR

( )


- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI


- BORDÜR ile/||/<> KONTUR

( Kenar, genellikle süslemeli kenar şeriti. İLE/||/<> Çevre çizgisi. Figürleri ya da motifleri çevreleyen çizgi. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE


- (not BORED) GET/GOT BORED WITH


- BÖREK il/ve/||/<>/> ÇÖREK


- BÖREK ile KATMER

( ... İLE Yağda ya da sacda pişirilen bir börek türü. | Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği. | Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. )


- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ


- BÖREK ile/ve/değil/||/<>/< YUFKA


- BÖREK-ÇÖREK


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]


- BORN :/yerine DOĞMAK


- BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN

( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )


- BORNEO ve/<> KİNABALU TEPESİ

( Borneo Adası'nın en yüksek tepesi, 4101 m. yüksekliğiyle, Sabah eyalatinin başkenti olan Kota Kinabalu kentindedir. )


- BORNEO ile/ve/<> SABAH (EYALETİ)

( ... İLE/VE/<> Yerel dildeki "Sabah"ın sözcük anlamı, "rüzgârın altındaki kara" olarak çevrilmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Arazinin dağlık ve ormanla kaplı olmasından dolayı, nüfusun %75'i [1.5 milyon], sahillerdeki ovalarda yaşamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> Çin ile Sabah arasındaki ticaret ilişkileri, Song Hanedanı döneminde başlamış. XVII. yüzyılda, Sabah, Brunei Sultanlığı'nın bir parçasıymış ve günümüzde Filipinler'e ait olan doğu bölgesi, çıkan kargaşa sonunda, Sulu Sultanı'na verilmiş. 1877'de, İngiliz donanmasının, bölgedeki korsanlığa son vermesinden sonra, Borneo'nun kuzeyi, Brunei ve Sulu tarafından Avusturya'lı baron Johann Overbeck'e bırakılmış, o da burayı, [İngiliz] Dent kardeşlere satmış.
II. Dünya Savaşı sırasında, Japonlar tarafından işgal edilen Sabah [ya da o dönemdeki adıyla Kuzey Borneo], 16 Eylül 1963'te, [Londra'nın da etkisiyle] Malezya'ya katılmıştır. )


- BORNOZ[< Ar. BURNÛS/BORNÛZ: Elbise üzerine giyilen giyecek.] ile/ve HAVLU


- BORROW vs. LEND


- BORROW :/yerine ÖDÜNÇ ALMAK


- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT


- BÖRTÜ-BÖCEK (LERLE UĞRAŞMAK)


- BORU, ODUN BORUSU = Vİ'Â = VAISSEAU


- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM


- BORU ile/ve/||/<> RAKOR[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. )


- BORU ile/değil/yerine/>< SORU


- BORULAR, ODUN BORULARI = EV'İYE = VAISSEAUX


- BÖRÜLCE/BÜRÜCE/KARNIKARA ile KURŞUNOTU

( ... İLE Deniz börülcesi. )

( VIGNA SINONSIS / DOLICHOS cum ... )

( DOLICHOS BEAN, COWPEA, BLACK-EYED PEA vs. SEA BEAN/ASPARAGUS, SAMPHIRE, GLOSSWORT )


- BORUMSU UZANTI, STİLUS = İSTİTÂLE-İ ÜNBÛBÎYE = PROLONGEMENT TUBULAIRE, STYLE


- BÖRÜ/SİRHAN, DÎDÂN[< DÛD]/NEMF, ŞUFEYRE/ŞÜFEYRE, ÜŞBE[Ar.] / NYMPH[İng.] / NYMPHE[Fr.]: KURT | KURTÇUK


- BOŞ BİÇİM

( EMPTY MORPH )


- BOS/CEREBROSPINAL FLUİD değil/yerine/= BEYİN-OMURİLİK SIVISI


- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK


- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ


- BOŞ (BATIL) İNANÇ = SUPERSTITION[İng., Fr.] = ABERGLAUBE[Alm.] = SUPERSTITIO[Lat.]


- BOŞ KİŞİ ile/değil/yerine NİTELİKLİ KİŞİ

( Kişiyle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE İşiyle uğraşır. )


- Boş konuşmadan KONUŞ!!!


- BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- Boş konuştuğun için SUS!!!


- BOŞ OTURMAMALI!


- BOŞ SANDALYE ile/ve/||/<> ÇİFT SANDALYE


- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA


- BOŞ SÖZ ile/ve/değil DEDİKODU


- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI


- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM


- BOŞ YER BIRAKMAK ile İŞARET/SİMGE KULLANMAK


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞ ZAMANINDA GÖRÜŞMEK ile/değil GÖRÜŞMEK İÇİN ÖZEL ZAMAN YARATMAK


- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR


- BOŞ/LUK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK


- BOŞ ile/ve GEREKSİZ

( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )

( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )


- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ

( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )


- [ne yazık ki]
BOŞ ile/ve/||/<> İDDİALI


- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ


- BOŞ ile/ve/değil KOF

( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )


- BOŞ ile TENHA


- BOŞ ile/ve/||/<> YANLIŞ


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA GİTME" ile "GÜMBÜRTÜYE GİTME"


- Boşa konuşmadan isabetli KONUŞ!!!


- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- Boşalmak için KONUŞ!!!


- Boşaltmak için KONUŞ!!!


- BOŞANMA İSTEĞİ ile/ve/<> KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEĞİ


- BOSBOL


- BÖSBÜYÜK


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA

( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )

( )

( )

( )

( )


- BÖŞGEL[HAKANÎ] ile/= İNCE EKMEK/PİDE/YUFKA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yufka, pide gibi ince ekmek. İLE Ekmek. )


- BOŞGUT = ÇIRAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK


- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA

( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS: Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.

İLE/VE/||/<>

RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:

Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.

Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.

Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)

İLE/VE/||/<>

TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:

Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir. Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.

(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)

İLE/VE/||/<>

BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:

Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir. Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.



BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:

Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.

Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.

Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAMAMLAMAK


- BOŞLUK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- BOŞLUK ile/ve/<> ABARA

( ... İLE/VE/<> Köy evlerinin tavanlarında, iki direk arasında kalan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/değil ARALIK


- BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN

( [not] FREE vs./but TRANSCENDENT
TRANSCENDENT instead of FREE )


- BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU


- BOŞLUK ile DÜZ UZAY

( CAVITY vs. FLAT SPACE )


- BOŞLUK ile/ve/değil EŞİK


- BOŞLUK HACİM


- BOŞLUK" ile "KÂBUS"


- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN


- BOŞLUK ile KOFUL

( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/<> KÜTLE


- BOŞLUK ile/ve/değil/||/<> MESAFE


- BOŞLUK ile/ve NÂL


- BOŞLUK ile SOKRA[Yun.]

( ... İLE Güverte döşemelerinde, iki ağacın uc uca gelmesiyle oluşan aralık. )


- BOŞLUK ile/ve/||/<> SU


- BOŞLUK ile/ve/<> VAROLAN/VARLIK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOSNA PİRAMİTLERİ'NDE:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> AY

( Düz. İLE/VE/||/<> Basamaklı. )

( 8 piramit bulunmaktadır. En yükseği, 220 m.'dir.[12.000 yıl önceye tarihlendirilmektedir.] )


- BOSS :/yerine PATRON


- BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK


- BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK


- BOSTÂNCIYÂN/BOSTÂNİYÂN

( Saray teşkilâtında, sultan saraylarının korunması ile görevli olanlar, bostancılar. )


- BOŞU BOŞUNA (YAPMAK, EYLEMEK)


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOT ile ÇİZME

( ... ile MÛZE )


- BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM


- BOTAR = İPLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir hasırın dokunmasında argaç olarak kullanılan iplik. )


- BOTERO'NUN RESİMLERİNDE:
ŞİŞMAN/LIK ile/değil OYLUM/HACİM VERME

( ... İLE/DEĞİL Abartır, büyütür, genişletir. Sanatçının abartılı bakışına/tutumuna işaret eder. )


- BOTH :/yerine HER İKİSİ


- BOTHER :/yerine RAHATSIZ ETMEK


- BOTOKS ile DOLGU

( "Clostridium botulinum" adlı bakteriden elde edilen kimyasaldır. İLE Hiyalüronik asitten oluşan bir jel. )


- BOTTLE :/yerine ŞİŞE


- BOTTOM :/yerine DİP


- BOTU ile/ve/||/<>/> TİTİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dişi deve. İLE Deve yavrusu. )


- BOUNDARY :/yerine SINIR


- BOUNDARY vs./and OTHER


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOWL :/yerine KASE


- BOX :/yerine KUTU


- BOY BOY ÇARŞAF ÇARŞAF (YAYIMLAMAK)


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK

( The NCD Risk Faktörü Birliği'nin 'Yetişkin İnsanda Boy Uzunluğu Trendlerinin 100 Yılı' adlı araştırması, bir ülkede, belirli bir zamanda, bireylerin boy ortalamalarının ne olduğunu ve 100 yıl içinde bu rakamların nasıl değiştiğini ortaya çıkarmayı hedefliyor. XX. yüzyılın sonunda, en uzun erkekler [ortalama 183 cm. boy uzunluğuyla] Hollanda'da doğdu. En kısa kadınlar ise [ortalama 140 cm. boy uzunluğuyla] Guatemala'da doğdu. 1896'da en kısa ve en uzun boylu memleketlerin arasındaki fark (hem kadın, hem erkekte) 20 cm. olarak kaydedildi. Bu, yeterli beslenme ve hastalıklara yatkınlık bakımlarından çok büyük farklar anlamına geliyordu. Son 100 yılda boy uzunluklarının nasıl değiştiği de ülkeden ülkeye farklılık gösterdi. 1996 yılında doğan İran'lı erkekler, 1896'da doğanlara göre 17 cm., Güney Kore'li kadınlar 20 cm. kadar uzundu. Güney Asya ve Afrika gibi ülkelerde, bireyler, 100 yıl önce olduklarından pek farklı bir boy uzunluğunda değiller ve hatta bazı ülkelerde, bireyler, 50 yıl önce olduklarından daha kısalar. Araştırma, boy uzunluğunun farklı ülkelerde farklı miktarlarda değişmesinin nedenini anlamayı ve bu bilgiyi beslenme ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, boy uzamasının daha iyi bir sağlık ve daha uzun ömür anlamına geldiği bilgisinin yaygınlaşması da amaçlanıyor. )

( )


- BOY :/yerine OĞLAN


- BOYA-BADANA


- BOYA ile/ve/||/<>/> APRE[Fr. < APPRÊT]

( ... İLE/VE/||/<>/> Kumaşın cilâlanması, perdahlanması. | Dokumacılıkta, boyacılıkta cilâ olarak kullanılan nesne. )


- BOYA ile/>< ASETON[Fr. < ACÉTONE] ile/><

( ... İLE/>< Birçok organik nesneyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı. )


- BOYA ile/değil/yerine KINA[Ar. < HİNNÂ]

( ... İLE Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. )


- BOYA ile KIZILKÖK

( ... İLE Kök boyası. )


- BOYA ile KOK BOYASI/KIRMIZISI/ALİZARİN[Fr. < ALIZARINE]

( ... İLE Kökboyasının köklerinden elde edilen kırmızımsı sarı bir boya, kök kırmızısı. )


- BOYA ile OMBRA[İt.]

( ... İLE Doğrama işlerini, kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya. )


- BOYA ile SUBOYASI

( ... İLE Su ile eriyebilen ağaç boyası. )


- BOYA ile TOPRAK BOYA

( Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen ya da içine katılan renkli nesne. | Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu ya da yağlı boya. | Aldatıcı görünüş. | Yazmak için kullanılan mürekkep. İLE İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı. | Minerallerden elde edilen boyar nesne. )


- BOYA/SI ile/ve/<> RENK/RENGİ


- BOY/BACAK BOYU ile/ve/||/<>/> BİSİKLET KADRO SEÇİMİ

( image )


- BOYFRIEND :/yerine ERKEK ARKADAŞ


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BOYKOT ile/ve/<> ZARAR ETTİREREK KARŞILIK VERME


- BOYLAM DEĞERLENDİRMEDE:
HADLEY SEKSTANTI ve/||/<> H-4 KRONOMETRESİ ve/||/<> TELESKOP


- Böyle! de DİNLE!!!


- Böyle! de, SUS!!!


- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")


- BÖYLE ve/||/<>/> BU DA VAR
ve/||/<>/>
GİBİ ve/||/<>/> OLABİLİR ve/||/<>/> DEĞİL ve/||/<>/> BİLE DEĞİL

( VARLIK - YOKLUK
[ l - O ]


Herhangi bir şeyden bahsedebilmemizin olanaklılığı ve/ya da tüm koşulları, ancak, varoluşla ve varolanların bilgisi ile başlar/başlatılabilir. Herhangi bir verinin de bir değer ya da nitelikli bilgi olabilmesi için varoluş kaynağına ve ilkesine yönelmiş olma zorunluluğu söz konusudur. Varoluştan bağımsız bir bilgi de söz konusu değildir.

Varolan/bilimi[ontoloji] olmadan, bilgi/bilim[epistemoloji] olmaz!

Varolanların değerinin bilinmesi ve anımsanması ise ancak o durumun, olanağın, nesnenin ya da kişinin kaybında ve/ya da yokluğunda söz konusudur. Fakat yaşamımızdaki, gövdemizdeki ve zihnimizdeki varolanların değerini bilmek içinse sahip olduklarımızın ya da ötelediğimiz ilişkilerin kaybını beklememiz gerekmemektedir.
"El duası olmadan, dil duası olmayacağını" anlayarak ve anımsayarak, bir şeylerin yaşanmasında ya da sahip olunmasında, kaygı duymanın anlamsızlığını da fark etmemizi, zamanında, araç ve olanaklarımız yerindeyken harekete geçmemiz sağlar.
İnsanın, kendini tanıma, gelişme ve gerçekleştirme sürecinde, aile, çevre, okul aracılığıyla edindiği eğitim ve öğrenim aşamaları bulunmaktadır. Bu süreçteki tüm bilgi, kayıt ve deneyimlerimizi, ekmek/sandöviç arası malzemesine benzetip, tüm bu süreç boyunca, bu malzemenin, yani bilgi ve deneyimlerimizin etrafında olmazsa olmazlarımız bulunmaktadır.
Bu olmazsa olmazlarımızın, kullanılagelenleri olarak en değerli ve öncelikli olanı, Sağlık ve Özgürlük'tür. İkinci sırada, Zaman ve Enerji'mizdir. Üçüncü sırada da, Bilgi ve Farkındalık'tır.
Uygulanagelenleri olarak, en değerli ve öncelikli olanı, Doğa ve Doğallık, ikinci sırada, Uyum ve Bütünlük'tür. Üçüncü sırada da, Gelişim ve Değişim'dir.

Bunların hepsinin temelinde, kaynağında, kökeninde ise
KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ
bulunmaktadır.

Büyük çoğunluk için yaşamın tamamı, bu dönemle sınırlı kalmış, bilgi ve (b)ilim süreci olarak, az ya da çok bilgi, kayıt, yorum ve deneyimle tamamlanmış ya da tamamlanacak olmasının yanı sıra, bu süreci aşmak isteyenler için bir sonraki ve üst aşaması/dönemi olan, (d)olgun insan olma ve kendini gerçekleştirmek üzere, bilgelik(irfan/hikmet) ile sürdürme bilincine ve dönemine girilir.

Bilgi ve bilim bilinci ve dönemi, dört şeyi bilme süreci içinde devam eder. Bir şeyin, içini ve dışını, öncesini ve sonrasını [zâhir, bâtın, evvel, âhir] bilmekle tanımlanır. Bilgelik dönemi ise bu dörde ek olarak, iki şeyi daha bilmekle, bilinen her bir şeyin, zaman ve zeminini bilmekle ve İlm-i Siyâset ile gerçekleşir.
[ İlim ile İrfan arasındaki FaRkLaR için...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7688 ]


Bu, dönemsel deneyimlerin ve donanımların temelinde, içinde ve/ya da dışında, paralelinde, ötesinde düşünülmeye ve yaşanmaya çalışıldığında ise ortada, ancak tek bir bilgi ve bilinç söz konusudur. VAR(OLAN) Bilinci ve Deneyimi.

Varolan[mevcud] bilinci, iki ve dört kavramdan oluşan düşünce, bakış, algılama, yorumlama, değerlendirme sürecinde bulunarak, bilinç ve yoğunlaşma isteğine göre değişmek üzere belirlenen ilk iki [Böyle ve Bu da var] ve sonraki dört sözcük/kavram [... gibi. | ... olabilir. | ... değil. | ... bile değil.] aracılığıyla, yaklaşık 3 ilâ 6'şar aylık sürede ve süreçte gerçekleşebileşecek işler kadar, ayrı ayrı çalışılarak gerçekleşebilir.

Zihnin, bu bilince alışması ve yeniden yapılandırılması için 3 ilâ 6 boyunca, gördüğümüz tüm nesnelere ve kişilere, tüm olaylara; duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz tüm olgu ve kavramlara, sadece, "Böyle" gözlüğü takılarak, Böyle'nin yanına, önüne, ardına, başka hiçbir düşünce, bilgi, sözcük yanaştırılmadan düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir. Çalışılan "Böyle" sözcüğü ve döneminden sonra, yine herşeye, sadece, "Bu da var" gözlüğü takılarak bakılması, düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir.

Bu çalışmalar sonrasında ise dört kavrama daha geçilebilecektir. Öncelikle, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz her bir şey, kişi, durum, süreç, imge, simge, kavram ya da ad/etiketin yanına, sadece, "... gibi." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Sonrasında ise yine aynı koşullar ve süreyle, "... olabilir." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Bu iki sözcükten sonra yine aynı koşullar ve süreyle fakat daha farklı bir zihin oluşturabilecek olan değilleme sürecinde, herşeyin yanına/sonuna "... değil." gözlüğü takılarak bakılacaktır. Bu sürecin dengelenmesi içinse dördüncü kavram olan "... bile değil." gözlüğü takılarak çalışılacaktır.

Varoluş bilincinin kapsayıcılığının yanı sıra, yetersizliği ya da sınırlılığı da söz konusudur. İşleyişi, "ya, ya da" "0 l" "mantığı/algısı" ya da "Newton Fiziği" ile düşünülebilen varoluş bilinci, doğa, fizik, matematik ve laboratuvarda geçerlidir.

OLuş bilincinde ise bir şeyin, ne ve ne kadar olduğundan çok ve ötesinde, şu/bu/o koşulda/biçimde olabilmesinin yanı sıra, hem belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmakla birlikte, hem de belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmayarak, ne belirli, ne de belirsiz bir koşul, zaman ve zeminde de bulunmadığı bilgisi ile "hem, hem de | ne, ne de" "mantığı/algısı" ya da "Kuvantum Mekaniği" ile tanımlanmaktadır. Bu bilinçte, sadece, "OLmak, OLan ya da OLuş" söz konusudur.

Tüm varoluşun, insanın, bilincin, süreçlerin ve sonuçların, herşeyin karşısında, Yokluk [O] alanı ve durumu söz konusudur. Dolayısıyla, herşeyin başında ve sonunda, yokluğu düşünmek, yok olmayı, bulun(a)mamayı, göz önünde tutmak durumundayızdır. Fakat bu bilgi ve bilinçle de bunu bilmenin ötesine geçmek zorunda olduğumuzdan dolayı, yokluğu da hem bilip, hem gözardı edebilecek kadarıyla "yok etmek", ne tek bilgi, ne de tüm bilgi ya da gerçeklik olarak kabul etmek isabetli olmayacağından dolayı, yok'un, yokluk ile ilişkisini, kendiyle sağlayamayacağımızdan dolayı da burada, elimizde kalan ve kullanılabilecek tek bilgi, "bile değil" kavramı ve sözcüğüdür. "Bile değil" bile olsa, onu kullanıyor olmak da bir varoluş alanı ve durumu oluşturacağından dolayı, "bile değil"i de "bile değil" ile devam ettirmek, bunları da yine ancak tekrar "bile değil" ile devam ettirmek ve sonsuza kadar, azalarak ve küçülerek, yok olarak gidebilecek tek kavram olan "bile değil", devam ettirilerek ve doğada, durabilerek; insanda ise susabilerek, tüm "süreç ve sonuç", "algı", "yorum", "kavramsallık", "ilkesellik", "evrensellik", "birlik" ve "bütünlük" deneyimlenir.
[Durmayabilmek ve susmayabilmek ise hâlâ insana özgülüğüyle ve ayrıcalığıyla, düşündüğünü düşünebilen, kuvantumsal ve sabit olmayan bir bilinç olmasından dolayı, insanın, zihninde, dilinde ve elinde olmaya, kısır döngü ya da nereye doğru ilerlediği bilinemeyecek eliptik bir döngü şeklinde devam eder durur.]


YOK(LUK)
[ xOx ] [ bile değil ]>[ bile değil ]>[ bile değil ] >[ bile değil ] >[ bile değil ]>[ bile değil ] ~ ]
^
|
|
OL(UŞ)[ hem O[yok] l[var] , hem de l[var] O[yok] ve ne O[yok] , ne de l[var] "mantığı/algısı" ]
( Şu/bu/o, şöyle/böyle/öyle, şu/bu/o kadar, şu/bu/o zamanda, zeminde, koşulda/biçimde, sınırlan(dır)madan ve çerçevelen(dir)meden,
herhangi bir şey(le) olmadan ve olmayan!
Sadece OLMAK, OLAN ya da OLUŞ! )
^
|
|
VAR(OLAN)
[ ya O ya da l "mantığı/algısı"]
[- BÖYLE | BU DA VAR ]
||/>
[ ... GİBİ >
... OLABİLİR >
... DEĞİL >
... BİLE DEĞİL ]

------------------------------------------------
(D)OLGUN/KÂMİL İNSAN
S~ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ~S
[OLGUNLUK/KEMÂL]

--------------------------------------
^
|
|

İNSAN
| KENDİNİ TANIMA SÜRECİ |
(GELİŞİM)


-------------------------------------
[OLMAZSA OLMAZLAR]

[Kullanılagelenler]

1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK

2.) ZAMAN ve ENERJİ

3.) BİLGİ ve FARKINDALIK

----------------------------------
| TÜM BİLGİ ve DENEYİMLER |
----------------------------------
[Uygulanagelenler]

1.) DOĞA ve DOĞALLIK

2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK

3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM
-------------------------------------------------
|KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ|
-------------------------------------------------
)

( Sigorta Sözcükler/Kavramlar İLE/VE/||/<>/> Varoluşsal Sözcükler/Kavramlar )


- BÖYLE/Sİ ile/ve/değil BU KADAR/I

( [not] LIKE THIS vs./and/but THIS MUCH )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYLU BOYUNCA (UZANMAK/YATMAK)


- BOYLU BOYUNCA ile SERE SERPE


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYNUZ ile/ve/yerine IŞIK

( KARN )


- BOYNUZLU ENGEREK ile ARAP BOYNUZLU ENGEREK

( )

( ... cum CERASTES GASPERETTII )


- BOYNUZU OLAN TEK GEYİK

( REN GEYİĞİ )


- BOYOTU

( Baklagillerden, çiçekleri mavi, sarı ya da beyaz renkli, kurutulan tohumları çemen yapımında kullanılan bir bitki. [Lat. TRIGONELLA FAENUGRAECUM] )


- BOY-POS


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN EĞMEK ile BAŞ KESMEK


- BOYUN EĞMEK ile/ve BELİRLENMEK


- BOYUN EĞMEK ile/değil DAYANÇ/SABIR ETMEK

( İNHİNA: Eğrilme, bükülme. | Baş eğme. )

( [not] TO SUBMIT vs./but PATIENCE )


- BOYUN EĞMEK ile/ve/||/<> DONUP KALMAK


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN OMURLARI ile/ve/<> SIRT OMURLARI ile/ve/<> BEL OMURLARI

( TORTİKOLİS: Eğri boyunlu olma durumu. )

( TAHADDÜB[Ar. < HADEB]: Kamburlaşma, dışarı doğru çıkıntı oluşması. )


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUN ile/ve/<> OYUN

( Boyun kırılırsa, "Bu OYUN" biter. )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- ... BOYUNCA ile ... SÜRESİNCE


- BOYUNCUK, STİLUS = İBRE = STYLE


- BOYUNDURUK ile/ve/||/<> CENDERE


- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- BOYUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN


- BOYUT ile/ve/<> DERİNLİK


- BOYUT ile/ve EVREN

( DIMENSION vs. UNIVERSE )


- BOYUT ile/ve KESİRLİ BOYUT


- BOYUT ile/ve/değil ÖLÇÜ/EBAT

( [not] DIMENSION vs./and/but SIZE )


- BOYUT ile/ve SOYUT

( DIMENSION vs./and ABSTRACT )

( PARİMANA ile/ve DHYANA, CH'AN[Çince], ZEN[Jap.] )


- BOZ =/> AÇIK TOPRAK RENGİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖZ = BEZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZAYI ile GÖÇ EDEN BOZAYI

( ... İLE Sonbaharda göç eden, dünyadaki tek bozayıdır.[Artvin'den, kış uykusuna yattıkları bölge olan Sarıkamış'a] )


- BOZAYI ile KARAAYI

( Siyah renkte olabilirler. İLE Bozayı renginde olabilirler. )

( Burun buruna gelinirse ölü taklidi yapılarak kandırılabilirler. İLE Bir biçimde kaçmak gerekir. [Ölü taklidi yapılsa bile yemeğe kalkarlar.] )

( Ayıların gebelik süreleri 180-187 gündür. [Dişil ayılar uykularında doğurabilirler.] )

( Ayıların, uyuşukluk[kış uykusu] süreleri 7 aydır. [Bu süre içinde yemek yemez, su içmez, boşaltım işlemlerini gerçekleştirmezler.] [Gövdelerindeki üreyi proteine çevirir, kloaklarını, dışkı, kıl ve kuru ottan oluşan bir karışımla tıkarlar.] )

( Dişilleri 225 kg.'ya kadar, erilleri 500 kg.'ya kadar ulaşırlar. Dört ayak üstündeki boyları 1.5 metre iken iki ayak üstünde, 3 metreye kadar ulaşırlar. İLE ... )

( Eskiden daha geniş alanlarda yaygınlarken günümüzde[2012], ancak Alaska ve Kanada'da, 15.000 civarında kalmışlardır. İLE ... )

( Tırnakları 10 cm.dir. İLE ... )

( GRIZZLY/BROWN BEAR vs. BLACK BEAR )

( URSUS ARCTOS HORRIBILIS cum URSUS AMERICANUS )

( EL OSO )


- BOZAYI ile SURİYE BOZAYISI


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] / VALENS KEMERİ

( 800 m. [bugün] < 1200 m. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZKURT ile/değil GÖKKURT


- BOZMA ile/ve/<>/değil ÇARPITMA

( TAHRİF ile/ve/<>/değil ... )


- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME

( İFSÂD[< FESÂD] değil/yerine/>< ISLAH[< SULH] )


- BOZMA değil/yerine/= ÖZÜLDEN


- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK


- BOZMAK ile DEĞİŞTİRMEK

( Tahrife, tarif gerekmez. )


- BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK


- BOZMAK ile/değil KORUMAK


- BOZMAK ile ÜZMEK


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZOKLAR ile/ve ÜÇOKLAR


- BOZON/LAR ile/ve/||/<> FERMİYON/LAR

( Tam spinli. İLE/VE/||/<> Yarım spinli. )

( İşlenebilir, içine girilebilir/nüfûz edilebilir. İLE/VE/||/<> İşlenemez, içine girilemez/nüfûz edilemez. )

( Birleşerek. İLE/VE/||/<> Dışlayıcı. )

( Glüyon.[kuvvet/alan] İLE/VE/||/<> Elektron. )

( Sürekli nicelik. İLE/VE/||/<> Süreksiz nicelik. )

( Özdeşmiş gibi davranma. İLE/VE/||/<> Özdeş değilmiş gibi davranma. )

( Korunum ilkelerinin yazım olanaksızlığı. İLE/VE/||/<> Korunum ilkelerinin yazım olanaklılığı. )

( Güç taşıyıcı parçacıklar [fotonlar]. İLE/VE/||/<> Nesneyi oluşturan parçacıklar. [elektronlar, protonlar] )


- BOZUK PLAK (GİBİ) ile/ve/||/<> TEMCİT PİLAVI (GİBİ)


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )


- BOZUK ile ÇÜRÜK

( GONE BAD vs. ROTTEN/DECAYED )


- BOZUK ile SORUNLU


- BOZUK/BOZUQ =/> HARABE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Zihinsel/psikolojik. İLE/VE/DEĞİL Gövdesel/somatik. )

( Mekanikte. İLE/VE/DEĞİL Organikte. )

( Nedeni bilinmiyorsa. İLE/VE/DEĞİL Nedeni biliniyorsa. )

( Hastalanmamak en büyük hastalıktır. )

( Uzun sürmeyen hastalıkların değerini bilmek gerek. )


- BOZUKLUK ile/ve/ya da/||/<> İŞLEVSİZLİK


- BOZUKLUK ile/ve/değil/||/<>/< RAHATSIZLIK


- BOZULMA/TAGAYYÜR[Ar. < GAYR] ile/ve/değil ÇÜRÜME


- BOZULMA ile/ve/||/<>/> ÇÜRÜME ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME ile/ve/||/<>/> PARÇALANMA ile/ve/||/<>/> DAĞILMA


- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM


- BOZULMA ile/değil SAPMA


- BOZULMA ile/değil TAKILMA


- BOZULMA ile YOZLAŞMA

( TO PERISH vs. TO DEGENERATE )


- BOZUNTU

( Taklitte kalan. )

... ~ BO... ile başlayan FaRkLaR...

- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- ADDISON[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ SALGI YETERSİZLİĞİ HASTALIĞI


- AEROSEL[Fr.] değil/yerine/= BOYUNDA GİZLİ UR


- AĞAÇKAKAN ile BOYUNÇEVİREN

( ... İLE Ağaçkakan ailesi içinde yer alır. Ağaçkakandan çok, bir ötücüye benzerler. Orman açıklıkları barındıran, yaprak döken ormanlar ve ağaçlı açık arazilerde yaşarlar. Göç sırasında, çok değişik alanlarda görülebilirler. Tek göçmen ağaçkakandır. Başlıca avları, karıncalar ve öteki böceklerdir. Özellikle, karınca yuvalarının başında, onu, beslenirken görebiliriz. Gagaları kısa ve sivri, başları yuvarlaktır. Gövdelerinde, kahverengi benekler ve enine çizgiler vardır. Sırtı gri, kahverengi ve kirli sarı renklerde sık desenlidir. Sırtının ortasında, uzun ve koyu renk bir çizgi vardır. Alt tarafı, ince çizgili; boğazı, altın rengi-kremdir. Ağaçkakan ailesinde, ağaçkabuğu rengi tüylere sahip tek türdür. Kuyruğu uzun, geniş ve sık çizgilidir.

Sıkıştırıldıklarında kendilerine özgü bir korunma yöntemine başvururlar. Önce, kuyruk tüylerini aralayarak boyunlarını uzatırlar ve baş tüylerini, yukarı doğru kısa bir ibik halinde kaldırırlar; sonra, başlarını ve boyunlarını döndürerek yana yatırırlar ve aniden başlarını geri çekerek yılan taklidi yaparlar. )


- AGAMİ değil/yerine/= BORAZANKUŞU

( Güney Amerika'da yaşarlar. )


- AGORA ile/||/<> AKROPOLİS ile/||/<> BOULEUTERİON ile/||/<> FORUM ile/||/<> GYMNASION ile/||/<> STADION/STADIUM ile/||/<> HIPPODROMOS ile/||/<> ODEON[< ODEION: ŞARKI SÖYLEMEK]

( Antik Yunan kentlerinde, stoalar ile çevrelenmiş, içinde ya da yakınında tapınak, bouleuterion gibi dini ve resmi yapıların bulunduğu toplumsal ve ticari yaşamın yoğunlaştığı alan. İLE/||/<> Antik Yunan kentlerinin en yüksek tepesinde bulunan, savunma amaçlı surlarla sarılıp bir tepe üzerine inşâ edilen özel bölge. İLE/||/<> Antik Yunan kentinde yönetimle ilgili işlerin görüldüğü meclis binası[günümüzdeki kent kurulu/senato karşılığı]. İLE/||/<> Antik Roma kentlerinde, kent merkezinde yer alan, içindeki ve çevresindeki yapılarla Yunan kentlerindeki ağora ile aynı işlevi taşıyan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve Roma kentlerinde beden eğitimi ve spor etkinliklerinin yapıldığı yer. İLE/||/<> Antik Yunan ve Roma'da atletizm için kullanılan, çevresinde oturma basamakları bulunan, bir ucu yarım daire biçiminde sonlanan, uzunlamasına, dikdörtgen plana sahip olan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve özellikle Roma kentlerinde at ve araba koşularının yapıldığı, etrafı izleme yerleri ile çevrili alanlar. İLE/||/<> İçinde müzik yapılan yer.[Çoğu kez küçük bir tiyatro biçiminde ve genellikle üstü kapalı bir yapı.] )


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ/ZAMBULA[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- ÂHİYÂNE[Fars.] değil/yerine/= BOĞAZ


- ÂHŞÜME[Fars.] değil/yerine/= BOZA


- AIRBUS A320 ile BOEING 747


- AKİTTE:
TASAVVUN SURETİYLE BEYİ ile/ve/||/<> TEVLİYET ile/ve/||/<> TERÂBUH ile/ve/||/<> TEHASSÜR ile/ve/||/<> ŞİRKET ile/ve/||/<> İKÂLE ile/ve/||/<> MÜBÂDELE ile/ve/||/<> SARF ile/ve/||/<> TEVEHHÜP ile/ve/||/<> SULH ile/ve/||/<> BORÇ ile/ve/||/<> TEATİ ile/ve/||/<> HIYAR ile/ve/||/<> SELEM ile/ve/||/<> MEŞRÛİYET KEYFİYETİ ile/ve/||/<> RIZÂ VE MUVAFAKAT >< FUZÛLÎ


- ALACAKLI TEMERRÜDÜ ile BORÇLU TEMERRÜDÜ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALAN ile/ve BOŞLUK

( İkisi arasındaki boşluk, köprünün kendidir. )

( The very gap between is the bridge. )

( FIELD vs./and CAVITY )


- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON


- ALONG :/yerine BOYUNCA


- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )

( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )


- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU


- HUNNAK[Ar.]/ANJİN[Fr. < Yun. < ANGINE] değil/yerine/= BOĞAK

( Boğaz mukozasının şişmesi. )


- ARAZİ ile BOSTAN[Fars. < BÛSTÂN]

( ... İLE Sebze bahçesi. | Kavun, karpuz tarlası. | Kavun ve karpuza verilen ortak ad. )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARPAYI BOL BULMAK ile/ve/||/<> BOSTANI BOŞ BULMAK


- ARSLAN ve KARTAL ve BOĞA ve İNSAN

( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )


- ARTİKÜLASYON[Fr., İng. ARTICULATION] değil/yerine/= EKLEMLEME, EKLEM | BOĞUMLANMA, KONUŞMA SESİ OLUŞTURMA | DİŞLERİN KAPANIŞ İLİŞKİSİ


- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]


- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI

( image )


- ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK


- AYAZ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( Lokman Hekim, 32 temel hastalık belirlemiş. 16'sının, soğuktan; 16'sının da "yeme-içme"den kaynaklandığını görmüş. Üşütmemeyi ve çok yememeyi yeğlemeliyiz. )


- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL


- AYRILMA ile/ve/||/<>/> BOŞANMA


- AZALMA ile/ve BOZULMA


- BÂB[Ar.] değil/yerine/= BÖLÜM, KONU BAŞLIĞI | KAPI

( Kapı, sığınılacak yer, başvurulacak yer. )

( Bir kitabın bölümlerinden her biri. )

( İş, husus, madde. )


- BAĞIR ile/ve BÖĞÜR

( Göğüs kafesinin üst bölümü. İLE/VE Göğüs kafesinin alt bölümü. [Aşağıdaki 11. ve 12. kaburgaların bulunduğu bölge] )


- BAĞIRMAK ile BOZLAMAK

( ... İLE Devenin anırması/"bağırması". | Çığlık koparmak. )


- BAGIŞ ile BOGIM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kol, bacak ya da parmaklann eklem yerleri. İLE Parmak eklemi. )

( Kamış ya da genel olarak tüm sazlık bitkilerin boğumları. )


- BAĞIŞ ile/ve BORÇ

( Sahip olunan nakit paranın en fazla 3'te 1'i. İLE/VE Sahip olunan nakit paranın en fazla 10'da 1'ini tek kişiye ya da paylaştırarak birkaç kişiye. )


- BAĞLAYICILIK ile/ve BORÇLULUK


- BAKI KULU ile/||/<> BÖCEKBAŞI ile/||/<> DEFTERDAR ile/||/<> MÜLTEZİM

( Vergi denetimi ve tahsili ile maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. İLE/||/<> Zabıta görevlisi. İLE/||/<> Osmanlı Divan Teşkilatı'nda mali işlerle görevli kişi. İLE/||/<> Bir bölgenin devletçe toplanacak gelirlerinin müteahhitliğini yükümlenen kişi. )


- BAKTERİ değil/yerine/= BOZGAN/ÇÖPÜK


- BALİNA ile BOYNUZLU BALİNA

( ... İLE Burunlarındaki uzantı, boynuz değil sol kesici dişlerinden birinin uzamış olmasıdır. )


- BAŞTAN BAŞA ile BOYDAN BOYA


- BAYICI ile BOĞUCU


- BAZI AYRINTILARA DEĞİNME:
YANLIŞ ANLAŞILMAMASI İÇİN ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLUK KALMAMASI/BIRAKMAMAK İÇİN


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- BEREKET ile/ve/||/<> BOLLUK


- BERGMAN ile/ve/||/<> BORGMAN

( Einstein'in, Amerika'ya giderken yanında olmasını istediği iki matematikçi. )


- BETİK = KİTAP = BOOK[İng.] = LIVRE[Fr.] = BUCH[Alm.] = LIBRO[İt., İsp.]


- BEY ile/ve/||/<>/> BOY

( Bey'in kararı/tutumu/dini vb. İLE/VE/||/<>/> Boy'un kararı/tutumu/dini. )


- BEYAZ KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Ancak tuzlu suda yaşayabilirler. İLE/VE Hem tuzlu, hem de tatlı sularda (akarsularda) da yaşayabilirler. )


- BEYHÛDE değil/yerine/= BOŞUNA


- BEYİN ile/ve/<> BOZMADDE

( ... İLE/VE/<> Sinir gözelerinden oluşan, beyinde dış, omurilikte iç tabaka. )


- BEZEK =/> BOYAMA/SÜSLEME
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- Bİ[Oğuz] = BÖY/BÖG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. )


- BIGRIG/BOGRUG ile BOGRUL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saman çuvalı, tulum ve benzerlerinde görülen şişkinlik. İLE Dolu bir heybe, bir tulum ya da benzeri nesnelerde görülen şişkinlik, çıkıntı. )

( BOGRUL KOY/BOGRUL QOY: Boğazı ak koyun. )


- BİLİNEMEZ ile/ve/=/||/<> BÖLÜNEMEZ


- BİTKİBİLİM = BOTANİK = BOTANIQUE


- BİTKİBİLİM = BOTANY[İng.] = BOTANIQUE[Fr.] = BOTANIK[Alm.] = BOTANICA[İt.] = BOTÁNICA[İsp.]


- BİTKİLER = NEBÂTÂT = BOTANİK = BOTANIQUE


- -BLAST ile -BORN/E ile -EKTAZİ ile -EKTOMİ ile -GRAF ile -GRAFİ ile -GRAM ile -MALASİ, -MALAZİ ile -MEGALİ ile -OSTOMİ ile -ÜRİ

( -göze[si] öncüsü. İLE ... kaynaklı. İLE ... genişlemesi. İLE ... alım/ı / çıkarım/ı. İLE -yazar, -çizer. İLE -yazım/ı, -çizim/i, -çekim/i. İLE -yazı/sı, -çizim/i, sayım/ı, -ölçüm/ü. İLE ... yumuşaması. İLE ... büyümesi, ... büyüklüğü. İLE ... ağızlaştırımı. İLE ... işeme. )


- BOAT vs. BOTH


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )


- BRUEGEL ile BOSCH

( [resimde] Normal işlerle uğraşan çok fazla kişi varsa. İLE Yine çok fazla kişi varsa fakat kişiler, çılgınca şeyler yapıyorsa. )


- BRUNEİ ile/ve/<> BORNEO (ADASI/ÜLKESİ)

( Borneo Adası'nın kuzeybatısında, 5.8 km²'lik bir bölümü olan, dünyanın en zengin ülkesi. İLE/VE/<> 730.000 km² yüzey alanıyla, Grönland ve Yeni Gine'den sonra, dünyanın 3. en büyük adası. [Dünyanın en tenha bölgesi unvanına da sahiptir.] )

( ... İLE/VE/<> Önceleri, Macapahit İmparatorluğu'na ait olan Borneo'ya ulaşan ilk Avrupa'lı, [Portekiz'li] Abreu oldu.[1511]
1526'da Portekiz'liler, 1604'te Hollanda'lılar yerleşmeye başladı.
XIX. yüzyıla kadar, adanın sadece kıyı kesimleri biliniyordu.
1826'da Bancermasin Sultanlığı, Hollanda egemenliğini tanıdı.
Müller ve Schwaner gibi ilk gezginler, adanın iç kesimlerine yöneldiler.
1841'de [İngiliz] James Brook, "Sarawak Racası" olarak Kuching'e yerleşti.
1846'da Labuan Adası, Büyük Britanya'ya bırakıldı. 1888'de, adanın kuzeyi, tümüyle İngiliz denetimine girdi.
Sarawak ve Sabah eyaletleri, 1963 yılında, Malezya'ya bağlandı. )


- BU ile/ve BÖYLE

( THIS vs./and LIKE THIS )

( ZHE ile/ve ... )


- BULUT ve/||/<> BOYUT


- BUSRA < BOSTRA

( Suriye'nin bir kasabasının adı. < Açık renkli kaya. )


- BÜTÜNLEŞMEK ile BOYUN EĞMEK


- BU'UD değil/yerine/= BOYUT


- BUZAĞI["BUZA" değil!] ile/<>/> DANA ile/<>/> DÜVE ile/<>/> İNEK ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE ile/<>/> ÖKÜZ ile/<>/> SIĞIR

( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Doğum yapmamış dişi inek yavrusu. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri dişi sığır. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. İLE/<>/> Kısırlaştırılmış/burulmuş boğa. İLE/<>/> Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. )

( VEAL vs./<>/> CALF vs./<>/> HEIFER vs./<>/> COW vs./<>/> STIRK vs./<>/> BULL vs./<>/> OX/OAF vs./<>/> CATTLE )

( VATSA ile/<>/> DAM ile/<>/> BACHHIYA ile/<>/> GO/GOU ile/<>/> BACHHRA ile/<>/> VRSABHA ile/<>/> PRSTHA ile/<>/> GAAY/BAIL [PASHU/GODHAN] [AGHNYA: Öldürülmemesi gereken, kesilmeyecek olan.] )


- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ

( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )


- ÇAN ile BOR (NİĞDE) ÇANI


- ÇEKİRGE ile BOZKIR KARAÇEKİRGESİ

( ... İLE Düzkanatlılar (Orthoptera) takımının karaçekirgeler (Gryllidae) ailesinde yer alan, erginleri 12-20 mm boyunda, siyah renkli, ergin ve nimfleri sebzeler, mısır, şekerpancarı gibi bitkilerle beslenerek zarara yol açan böcek türü. )

( CRICKET vs. DESERT CRICKET )

( ... avec GRILLON NOIRÂTRE/PUBESCENT )

( ... mit STEPPENGRILLE )

( MELANOGRYLLUS vs. MELANOGRYLLUS DESERTUS )


- ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ve BOSTANCI KÖPRÜSÜ ve ÇOBANÇEŞME KÖPRÜSÜ


- CHAPTER :/yerine BÖLÜM


- ÇEPTIR/CHAPTER[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM


- ÇIKIN ile/ve/<> BOHÇA

( Bir beze sarılarak düğünmlenmiş, küçük bohça. İLE/VE/<> İçine, çamaşır, elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan, dört köşe kumaş. | İplik ya da kumaşın ticari birimine verilen ad. )

( BUNDLE )


- ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( BÜK, DİKENDUTU: Böğürtlen. )

( AGREGAT MEYVELER: Birkaç karpeli olan, tek bir çiçekten gelişen meyve. )

( Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi. İLE Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu. | Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. İLE Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki. | Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi. )

( FERAVLE ile HİM ile ... ile ... )

( STRAWBERRY vs. BLACKBERRY/DEWBERRY vs. MULBERRY vs. RASPBERRY )

( FRAGARIA VESCA cum RUBUS cum MORUS ALBA cum RUBUS IDAEUS )

( ... ile TÛT-İ ŞEVKÎ ile TÛT ile ... )


- ÇOĞALMA ile/<> BÖLÜNEREK ÇOĞALMA


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- DAĞILMIŞLIK ile/ve/değil/yerine BOĞULMUŞLUK


- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM


- DALGI/GAFLET[Ar.] ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLAMA/İHMAL[Ar.]

( CARELESSNESS vs./and/<>/but NEGLIGENCE
NEGLIGENCE instead of CARELESSNESS )


- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK


- DEBT :/yerine BORÇ


- DEGRADASYON/DEGRADATION[İng.] değil/yerine/= BOZUNMA | YIKILIM


- DEGRADASYON değil/yerine/= BOZUNMA, YIKIM


- DEJENERATİF/DEGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= BOZUNDURAN


- DEŞARJ/DISCHARGE[İng.] değil/yerine/= BOŞALIM


- DEŞARJ değil/yerine/= BOŞALIM


- DIMENSION :/yerine BOYUT


- DISMORFİK/DISMORPHİC[İng.] değil/yerine/= BOZUK BİÇİMLİ


- DISORDER[İng.] değil/yerine/= BOZUKLUK


- DISORDER :/yerine BOZUKLUK


- div.[Lat. < DIVIDE] değil/yerine/= BÖL, BÖLÜNÜZ


- DIVIDE :/yerine BÖLMEK


- DIVISION :/yerine BÖLÜM, BÖLME


- DIVORCE :/yerine BOŞANMA


- DOĞAN/ATMACA ile BOZ DOĞAN

( ... İLE Eril atmacadan sivri kanatları ve kısa kuyruklarıyla ayrılırlar. )

( ... İLE Kışın açık arazilerde ve sulak alanların çevresinde yaşarlar. )

( ... vs. MERLIN )

( ... cum FALCO COLUMBARIUS )


- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK

( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )


- DÖNGÜ ile/ve BOKBÖCEĞİ/KHEBER[Mısır'da]

( )

( CYCLE/CYCLONE vs./and SCARAB )

( ... cum GEOTRUPES STERCORARIUS )


- AKAÇ/AKITAÇ/DREN ile/ve/||/<> BOŞALTMA/AKAÇLAMA/DRENAJ[İng. < DRAINAGE]

( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE/VE/||/<> ... )


- DUA ETMEK ile/ve BOYNUNU BÜKMEK


- DÜĞÜM ile/ve BOĞUM


- DÜŞÜNME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO THINK vs./and CLASSIFICATION )


- DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( Bir şey ki, yapmasan da olur. YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur. SÖYLEME! )

( Konuşulacak bir kişi olduğunda, onunla konuşamamak, onu yitirmek demektir. Konuşulamayacak bir kişiyle konuşmaksa sözlerin boşuna harcanması demektir. )

( Bazı şeyleri konuşmuyoruz diye aklımız/sözümüz yok zannedilmesin! )

( TO THINK and/<> MANAGE TO NOT VAIN/WASTE TALKING )


- EJDER(DRAGON) ile BOYNUZLU DAĞ EJDERİ

( image )


- EKO DÜZEN DENGESİ ile BOZULMA

( Bir eko düzendeki canlı ve cansız bileşenlerin birbiriyle uyumlu bir biçimde var olması durumu. İLE Bu dengenin bozulması ve ekodüzenin işlevlerini yerine getirememesi durumu. )


- EKSTÜBASYON/EXTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU ÇIKARTIMI


- EMPTY :/yerine BOŞ


- ENGEREK ile BOYNUZLU ENGEREK

( ... İLE Türkiye'de, Batı Karadeniz sahil bölgesinde yaşarlar. )

( ... İLE Avrupa'nın en zehirli yılanlarından biridir. )

( ... İLE Haftada bir ya da iki av yakalaması onun için yeterlidir. )


- ENLEM ile/ve BOYLAM/TUL[Ar.]

( )

( Enlem Farkı[111 km.] ile Uzaklık Hesaplama

Enlem farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. İLE/VE/>< Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.

A - B = ?
50 - 20 = 30 [enlem farkı]
30 x 111 = 3330 km.

İLE/VE/><

B + D = ?
20 + 15 = 35 [enlem farkı]
35 x 111 = 3885 km.

)

( LATITUDE vs./and LONGITUDE )


- ENTÜBASYON/INTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU YERLEŞTİRME


- EPISODE :/yerine BÖLÜM


- EŞEK BAŞI (DEĞİLIM/Z) ile/ve/değil/yerine/||/<> BOSTAN KORKULUĞU (DEĞİLIM/Z)


- ETKİNİN:
BULAŞMAMASI ile/ve/||/<> BOZULMAMASI


- EVAKÜASYON/EVACUATION[İng.] değil/yerine/= BOŞALTMA


- EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD


- EVREN:
YAYILIM ve/||/<>/> BÖLÜNEBİLİRLİK


- EXTENT :/yerine BOYUT, KAPSAM


- FASİKÜL/CÜZ ile BÖLÜM


- FIKRA değil/yerine/= BÖLÜMCE


- FİZYON/FÜZYON/FISSION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜNME | ÇOĞALMA


- FLANK[İng.] değil/yerine/= BÖĞÜR


- FOTON ile/ve/||/<> BOZON


- GALİBİYET ve/> BOZGUN

( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )

( VICTORY/TRIUMPH vs./> ROUT/DEFEAT )


- GAMMA ile/ve BOZON


- GAP :/yerine BOŞLUK, ARA


- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME


- GEVŞEK ile BOL

( LOOSE vs. TOO LARGE )


- GİRİŞİM/KALKIŞMA ve/<>/> BOZGUN


- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]


- GÖZLERİN DOLMASI ve/||/<> BOĞAZIN DÜĞÜMLENMESİ


- GÖZYAŞI:
KEDERDE ile BOZULMADA ile SOĞANDA ile GÜLÜŞTE

( )

( TEARS OF: GRIEF vs. CHANGE vs. ONION vs. LAUGHING )


- GREV ile/ve/<>/< BOYKOT[< İng. < Charles Boycott]

( ... İLE/VE/<>/< Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma. | Bir kişi, bir topluluk ya da bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme. )


- GRİ[Fr.] değil/yerine/= BOZ, ÇALAYGAN, KIR


- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN

( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )


- GÜRZ ile/||/<> GÜRZ-İ GİRÂN ile/||/<> BOZDOĞAN

( Uzun saplı, büyük demir topuz. İLE/||/<> İri, ağır topuz. İLE/||/<> Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerinde asılı duran, altı toplu gürz. )


- HAFİFE ALMAK ile/ve/değil/<> BOŞLAMAK


- HALAT ile BORİNA[< İt.]

( ... İLE Dört köşe yelkenlerin, yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat. )


- HALİ[Ar.] değil/yerine BOŞ/ISSIZ


- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK


- HAREKET DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> DOLAŞIM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SOLUNUM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNİR DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ

( Kemikler, eklemler ve kaslar. İLE/VE/||/<> Kalp, damar, kan. İLE/VE/||/<> Solunum yolu ve akciğerler. İLE/VE/||/<>. İLE/VE/||/<> Beyin, beyincik, omurilik, omurilik soğanı. İLE/VE/||/<> Dil ve dişler, yemek borusu, mide, karaciğer, safra kesesi, pankreas, bağırsaklar. İLE/VE/||/<> Böbrek, sidik/idrar kesesi, sidik/idrar kanalları. )

( Zehirlenmelerde genel belirtiler:
Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal.
Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk.
Solunum sistemi bozuklukları: Soluk darlığı, morarma, solunum durması.
Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması. )


- HÂRİC-İ KISMET değil/yerine/= BÖLÜM


- HAŞERE değil/yerine/= BÖCEK


- HAYVAN HORTUMU ile FİL HORTUMU ile BÖCEKLERDE GÖRÜLEN HORTUM

( HORTUMLULAR: HORTÛMİYYE[Ar.], PROBOSCIDIAN[İng.], PROBOSCIDIENS[Fr.] )

( ... İLE Fillerin hortumları, 15.000 kastan oluşmaktadır. İLE ... )

( ... ile HURTÛM[çoğ. HARÂTÎM] ile ... )

( SNOUT vs. TRUNK vs. PROBOSCIS )


- HECELEME ile BÖLME


- HİÇLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLUK


- HİKÂYE ile BOŞ


- HİPOFİZ BEZİ ile KALKANBEZİ/TİROİD BEZİ ile PARATİROİD BEZİ ile LENF BEZİ ile BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ile PANKREAS BEZİ ile EŞEYSEL BEZ ile İÇ SALGI BEZLERİ ile GASTRİT SUYU BEZİ ile GÖĞÜS KEMİĞİ ARKASINDA BULUNAN İÇSALGI BEZİ/TİMUS

( PITUITARY GLAND vs. THYROID GLAND vs. PARATHYROID GLAND vs. ADENOID (GLAND) vs. ADRENAL (GLAND) vs. PANCREATIC GLAND vs. GONADIAL GLAND vs. ENDOCRINE GLANDS vs. PEPTIC GLAND vs. THYMUS )


- HORN[İng.] değil/yerine/= BOYNUZ


- HOŞ "KAFA" ile/ve/||/<>/> BOŞ "KAFA"


- İÇLENMEK ile/ve BOZULMAK


- İFRAĞ[Ar.] değil/yerine BOŞALTIM

( Bir şeyi, başka bir biçime çevirme. | Boşaltım. DEĞİL/YERİNE ... )


- İKİ AYAĞINI BİR PABUCA SOKTURMAK ile BOĞAZINA DİZDİRTMEK


- ILIMAN İKLİM ile/ve/> BOREAL ile/ve/> TUNDRA ile/ve/> KUTUP


- İNEK ile/ve/||/<>/< BOLLUK/BEREKET İNEĞİ/KAMADHENU[Hintçe]

( ... İLE/VE/||/<>/< "Tüm ineklerin annesi".[Dişil başlı, dişil memeli, kuş kanatlı ve tavus kuyruklu olarak betimlenir.][Bazen de gövdesinde çeşitli tanrıları barındıran beyan bir inek olarak betimlenir.][Tanrıça "Devi"dir. İstenilen her şeyi veren inektir.]["Rahim/uterus", bir inek başına benzetilir.] )


- INSEKTISIT/INSECTICIDE[İng.] değil/yerine/= BÖCEKKIRAN


- İŞEMEK ile/ve BOŞALMAK


- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK


- İŞİN/KONUNUN:
"KESİLMESİ" ile/ve/<> "BÖLÜNMESİ"


- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE

( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )

( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )


- ISTAKOZ ile BÖCEK

( 50'yi geçen tür sayısı vardır. İLE Kıskaçsız olan türlerine Türkiye'de verilen addır. )

( Büyük bir kıskaçla 6 cm² alana 450 kg. basınç uygulayabilirler. [Uzun olan (sol) kıskaçlarını parçalamak üzere, geniş ve daha güçlü olan (sağ) kıskaçlarını da sıkıca tutmak üzere kullanırlar.] İLE Kıskaçları yoktur. )

( Çok hızlı yüzücülerdir. [Kuyruklarındaki yüzgeç sayesinde saniyede 4.5 metre katedebilirler. ] İLE ... )

( Bazıları eş ve yiyecek bulabilmek için yılda 150 kilometreden fazla dolaşabilirler. İLE ... )

( Normal koşullarda dişil ve eril ıstakozlar birbirini gördükleri an saldırırlar. [Eriller çiftleşmek üzere kaya oluklarında bekler ve sidiklerini oyuktan dışarı doğru fışkırtırlar. Dişiller kızışmaya hazır olduğunda yaklaşır ve o da sidiğini erile fışkırtır.] İLE ... )

( Eriller, dişillerin kabuğu sertleşene kadar [2 hafta] boyunca dişiyi korur ve sonra tekrar eskisi gibi düşman olurlar. İLE ... )

( Misyoner pozisyonunda çiftleşirler. İLE ... )

( Istakozun büyümesi için kabuğunu kırması gerekir. [Midelerinin içindeki azı dişleri dış iskeletin birer parçasıdır. Kendini serbest bırakabilmesi için boğazının, midesinin ve kloakının iç kaplamasını dışarı doğru itmek zorundadır.][Her ıstakoz bu süreçten başarıyla çıkamaz. Bu durum ıstakozun yaşının belirlenmesini de zorlaştırır.] İLE ... )

( Bacakları, anten ve kıskaçları yeniden çıkabilir. İLE ... )

( Ancak solungaçları nemli olduğu sürece soluk alabilirler. İLE ... )

( Susuzluğa bir hafta kadar dayanabilirler. İLE ... )

( LOBSTER[< LOPPESTRE: LOCUSTA(Lat. Çekirge) + LOPPE(İng. Örümcek)]) )

( Istakoz )

( HOMARUS VULGARIS / LANGUST cum ... )


- İSTATİSTİK ve/||/<> BOLTZMANN İSTATİSTİK YASASI


- İTFA[Ar.] ile/değil/yerine BORÇ ÖDEME

( ... İLE Söndürme. | Sönüm. | Bir borcu, azar azar ödeyerek kapatma, sönüm. )


- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]


- JET LAG[İng.] değil/yerine/= BOYLAM AŞMA SERSEMLİĞİ


- KÂBİLİYET-İ TAKSİM değil/yerine/= BÖLÜNEBİLME


- KABİN[Fr. < CABINE] değil/yerine/= BÖLÜM

( Küçük, özel bölme. | Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde, küçük bölme. | Uçakta, yolcuların oturduğu bölüm. | Plajda, soyunma yeri. )


- KABUL ETMEK ile "BOYUN EĞMEK"


- KAÇ YAŞINDASIN? yerine BÖYLE BİR SORU SORMA! (DAHA İYİ)

( Kişilerin yaşı, sorulmaması gereken sorulardan biridir.(Bay/Bayan farketmez). Kişi kendi paylaşmak istediğinde öğrenilecek bir konudur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KALİKS'İN KENARI, KALİKS AĞZI = HÂFFE-İ KE'S = BORDURE DU CALICE


- KALP-DAMAR HASTALIKLARI ile/ve/||/<> BÖBREK HASTALIKLARI


- KAN ÖBEKLERİNDE:
0 ile/değil BOMBAY

( ... İLE/DEĞİL 250 bin kişide bir görüldüğü tahmin edilmektedir. Beklenilenden farklı bir kan öbeğiyle olan doğumda, Bombay olabilir şüphesiyle yaklaşılabilir. Yani, çiftlerin her birinin kanı 0 öbeği olduğu durumda, çocuğun kan öbeğininin A ya da B olması pek beklenmez, ancak bu tarz bir durumda çiftlerden herhangi birinin kan öbeğinin Bombay olma olasılığı üzerinde durulabilir. )


- KANT'IN, YÜRÜYÜŞLERİNİN DAKİKLİĞİ ile/ve/||/<>/> BOZULMASI

( ... İLE/VE/||/<>/> 1789 Aydınlanma Devrimi'nin haberi ve coşkusundan dolayı. VE Rousseau'nun, eğitim felsefesi ile ilgili adlı "Emile" adlı kitabını okurken çok etkilenmiş olmasından dolayı. )


- KANTON[Fr. < CANTON] değil/yerine/= BÖLGE

( İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan devletlerden her biri. )


- KANÜL/CANNULA[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- KANÜLASYON/CANULATION[İng.] değil/yerine/= BORUCUK YERLEŞTİRİMİ


- KARŞILAŞTIRMA ve BÖLME ve BİRLEŞTİRME

( COMPARISON and TO DIVIDE/SEPARATE and TO UNITE/COMBINE/MERGE )


- KARTAL ile BOZKIR KARTALI

( ... vs. STEPPE EAGLE )

( ... cum AQUILA NIPALENSIS )


- | "KAS KAFA" ile/ve/||/<> "BOŞ KAFA" ile/ve/||/<> "MAN KAFA" |
ile/değil/yerine
HOŞ KAFA

( Duyduğundan bir şey al(a)mayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu çabuk unutan, etki etmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu herkese anlatan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu içinde tutan. )

( Üç/dört heykel masalını okumanızı/dinlemenizi salık veririz. )


- KAŞKOL[Fr. < CACHE-COL] değil/yerine/= BOYUN ATKISI


- KATMANDU'DAKİ TAPINAKLAR:
SWAYAMBHUNATH ile/ve/||/<> BOUDHANATH ile/ve/||/<> PASHUPATINATH ile/ve/||/<> BACHARESVARI ile/ve/||/<> KAMASUTRA ile/ve/||/<> GUHYESVARI ile/ve/||/<> NYATOPOLA-BHIMSEN


- KAVİTE/CAVITY[İng.] değil/yerine/= BOŞLUK


- KENAR, KIYI = HÂFFE = BORDURE


- KERTENKELE ile BOZUMCA

( ... İLE Kurşun renginde bir kertenkele. )


- KİR ile/değil BOYA


- KIRILMA ile BOZULMA


- KISMÎ/PARSİYEL/PARTIAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMSEL/BÖLÜMLÜ/BÖLÜNMÜŞ


- KIVRIMLI ile/ve/değil BOĞUMLU


- KIZMAK ile "BOZULMAK"


- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM


- KÖKSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- KÖPEKBALIĞI ile BODUR FENER KÖPEKBALIĞI

( .. vs. DWARF LANTERNSHARK )

( ... cum ETMOPTERUS PERRYI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOYNUZLU KÖPEKBALIĞI

( ... İLE Pasifik ve Hint Okyanusları'nın dip bölgelerindeki kumluklarda yaşarlar. )

( ... İLE Kıvrımlı bir burnu, sivri uclu omurgaları ve tuhaf görünüşlü yüzleri vardır. )

( ... vs. HORN SHARK )

( ... cum HETERODONTUS FRANCISCI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOZ CAMGÖZ KÖPEKBALIĞI

( SHARK vs. COW SHARK )

( ... cum HEXANCHUS GRISEUS )


- KORİNDON[Fr. < CORINDON] = BOKSİT[Fr. < BAUXITE]

( Birleşimi alüminyum oksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral, alüminyum taşı. )


- KORKULUK ile BOSTAN KORKULUĞU/MİCDÂR[Ar.]/ÜFÇE[Fars.]


- KÖTÜ = ŞER = BAD, EVIL, WRONG[İng.] = MAL[Fr.] = BÖSE, UEBEL[Alm.] = MALUS[Lat.] = MALO[İsp.]


- KOYUN ile/ve BORDERLEICESTER


- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR


- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ


- KUARKLAR ile/ve/||/<>/> LEPTONLAR ile/ve/||/<>/> BOZONLAR ile/ve/||/<>/> HIGGS BOZONU


- KÜÇÜLTMEK ile/ve/||/<> BÖLMEK


- KULAK ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> BOĞAZ


- KUM KAPLANI KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Boyu 1.8 ile 3.6 metre arasında değişmektedir. Ahtapot ve küçük balıklarla beslenir. Yüzeye çıkıp hava yutarak, suda hareket etmeden süzülebilen tek köpek balığıdır. İLE En tehlikeli köpekbalığı. )


- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA


- KURTBOĞAN = BOĞAN OTU

( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )

( ACUNITUM NAPELLUS )


- KUŞ ile BOKİ BOKİ


- TIRNAK:
KUTUP AYISINDA ile BOZ AYIDA ile KARA AYIDA


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LOB değil/yerine/= BÖLÜM


- LÜMEN/LUMEN[İng.] değil/yerine/= BORUMSU BOŞLUK


- MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN


- MAKYAJ ile/ve/değil BOYA

( [not] MAKE-UP vs./and PAINT )


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MAYMUNLAR ile/ve/değil BONOBOS MAYMUNLARI

( Gaia dergisindeki haberi için burayı tıklayınız... )


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEYHÂNE ile/ve/||/<> BOZAHÂNE[Fars. < BÛZEHÂNE(BİRAHÂNE)] ile/ve/||/<> KAHVEHÂNE


- MİDE ile BÖRKENEK(İKİNCİ MİDE)(GEVİŞ GETİRENLERDE)

( RUMEN/PAUNCH vs. RETICULUM )


- MINTIKA[Ar.] değil/yerine/= BÖLGE


- MISIR PİRAMİTLERİ ile/ve/<> MAYA PİRAMİTLERİ[KUKULKAN/EL CASTILLO] ile/ve/<> BOLİVYA PİRAMİTLERİ

( PİRAMİT: Merkezdeki ateş. )

( Gize - Kahire - Mısır'da. İLE/VE/<> Chichen-Itza - Yucatán - Meksika'da. İLE/VE/<> Desaguadero'da. [La Paz'dan 70 km. Batı'da, Peru sınır geçişi olan yolu üzerinde.] )

( Keops [M.Ö. 2550], Mikerinos, Kefren [M.Ö. 2520], Sfenks, Sakkara [M.Ö. 2650], Maldum Snefru [M.Ö. 2000], Dahahur [M.Ö. 2600], Dahahur Snefru [M.Ö. 3000], Sakkara Pepi II [M.Ö. 2250]. İLE/VE/<> Uxmal Tapınağı ve Teotehuacan. İLE/VE/<> Tiahuanaco. )


- MORATORYUM[Fr. < Lat.] değil/yerine/= BORÇ ERTELEME


- MÜELLİF TESPİTİ:
SATIR SAYISI ve/||/<> ÇİZİM/KARALAMA ve/||/<> BOŞLUKLAR ve/||/<> KENDİ İRÂDESİ

( Hicrî IV./V. yy.'a kadar, sin ve şın harfleri dişliydi. )


- MUKRİZ[Ar.] değil/yerine/= BORÇ VEREN


- MÜNKAD[Ar.] değil/yerine/= BOYUN EĞEN


- MUTÂVAAT[Ar. < TAV] değil/yerine/= BOYUN EĞME

( Baş/boyun eğme, itâat etme. | [dilb.] Dönüşlü. )


- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NECK :/yerine BOYUN


- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM


- NEGLEKT/NEGLECT[İng.]/İHMAL[Ar.] değil/yerine/= BOŞLAMA


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ


- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT

( QUALITY vs./and DIMENSION )


- NÖTR ile BOŞ

( NEUTER vs. EMPTY )


- ÖDEŞMEK ile/ve/<> BOY ÖLÇÜŞMEK


- ODUN TABAKASI, KSİLEM = TABAKA-İ HAŞEBÎYE = BOIS


- ODUN = HAŞEB = BOIS


- ÖDÜNÇ ile BORÇ

( KARZ-I HASEN: Faizsiz verilen borç. | Ödeme yapamayan borçlunun, helâl ederek borcundan vazgeçmek. )

( KARZ ile İKRAZ )

( LOANED vs. DEBT )


- OKUL = BOŞ ZAMAN ([Yun.] SCHOLé = [eski İng.] SCOL = OKUL = ...

( SCHOLA )


- ÖKÜZ ile BOĞA

( İğdiş edilmiş/kısırlaştırılmış eril sığır. İLE Damızlık eril sığır. )

( OX vs. BULL )


- ÖKÜZGÖZÜ ile BOĞAZKERE


- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ

( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )

( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )

( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )


- OMURGADA
YUVAR/DİSK:
OLAĞAN ile BOZULMUŞ ile BEL VERMİŞ ile FITIK ile İNCELMİŞ

( image )


- ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI

( image )

( ORANGUTAN vs. BORNEAN ORANGUTAN )


- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI


- ORSA[İt.] ile/>< BOCA[İt.]

( Yelkenleri, rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, iki taraftan da yelkenin ortasına bağlanan ip. | Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü. | Geminin, yelin geldiği yöne döndürülmesi. İLE Geminin rüzgâr almayan yanı. )


- ÖRÜMCEK ile BÖĞ/KARADUL/POY/RÜTEYLÂ[Ar.]/TARANTULA

( ... İLE Zehirli ve bazı örümcekler. )

( RÜTEYLÂ[Ar.]: Zehirli ve iri bir cins kır örümceği. )

( Madagaskar'da, 500'ün üzerinde, örümcek türü bulunmaktadır.[400'ü, dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz.] )

( ... İLE 2.5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. )

( ANKEBÛT/ANKÛT[çoğ. ANÂKİB] ile/ve ... )

( CÛLÂH, KEREV ile/ve ... )

( SPIDER vs./and TARANTULA )

( ARACHNE cum/et LYCOSA TARENTULA / LATRODECTUS MACTANS )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZ/LIK

( ... ile/ve AHTAL )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZLIK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- OWE :/yerine BORÇLU OLMAK


- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]

( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )

( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS )


- OYMAKLAR ile BOYLAR ile ALT BOYLAR

( TRIBUS vs. CLANS vs. SOUSCLANS )


- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/> UMURSAMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SIRADAN/LIK ile/ve/||/<>/> BOŞVERMİŞ/LİK


- PAINT :/yerine BOYAMAK


- PANCAR ve/||/<>/> BORŞ[< BORSCH] ÇORBASI


- PARA ile/ve/değil/yerine BOL PARA


- PARÇALANMIŞ/LIK ile BÖLÜNMÜŞ/LÜK

( TO BREAK INTO PIECES vs. TO BE DIVIDED )


- part vic.[Lat. < PARTIBUS VICIBUS] değil/yerine/= BÖLÜNMÜŞ DOZLARLA


- PARTİSYON değil/yerine/= BÖLME, BÖLÜM


- PATİKA ile/ve BOĞAZ


- PATLAMAK ile BÖSMEK

( ... İLE Bir maddenin, birdenbire gaz durumuna gelerek patlaması. infilâk etmesi. )


- PATLICAN ile BOSTAN PATLICANI

( ... İLE Az çekirdekli, iri, yuvarlak/topak ve oval bir patlıcan türü. )


- PAYLAŞMAK ile/ve BÖLÜŞMEK


- PAYPLAN[İng. < PIPELINE] değil/yerine/= BORUYOLU


- PEMDAS and/sometimes/||/<> BODMAS

( Parantheses > Exponents > Multiplication > Division > Addition > Subtraction AND/SOMETIMES/||/<> Brackets > Order > Division > Multiplication > Addition > Subtraction )

( Parantez > üstler > çarpma > bölme > toplama > çıkarma VE/BAZEN/||/<> Parantez > üstler > bölme > çarpma > toplama > çıkarma )


- PILATES TOPU ile/ve/değil BOBATH TOPU

( Pilates topu olarak bilinen top, Bobath topudur. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Dik oturmayı sağlamak ve birçok özelliğinden yararlanmak üzere kullanmanızı salık veririz. )


- PIPE :/yerine BORU


- PİŞİRMEK ile/değil/yerine BÖRTMEK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Az pişirmek, haşlamak. )

( [Fars.] PÛHTE: Pişmiş, pişkin, olgun. | NÂ-PÛHTE: Pişmemiş. )


- PLENTY :/yerine BOLCA


- POLİÇE[< İt. < Yun.] ile BOLİÇE

( Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir parayı, kendi adına ya da bir başkasının buyruğuna ödemesi için alacaklının, borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- POLİÇE[İt. < BOLIZZA] ile BOLİÇE[İbr.]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- PORSUK ile BOZ ALABAŞLI BOZ PİS PORSUK

( ... İLE Zeki Müren'in seslendirdiği/yaygınlaştırdığı tekerlemede geçen. )


- POTİN/FOTİN[Fr.] ile BOT

( Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı ya da yan tarafı lastikli ayakkabı. İLE ... )


- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK

( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )


- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]

( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )


- REGION :/yerine BÖLGE


- REGIONAL :/yerine BÖLGESEL


- REJYONAL/REGIONAL[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL


- REVK, KARN[Ar.], SERÛ[Fars.] değil/yerine/= BOYNUZ


- RÖFLE ile MEÇ ile GÖLGE ile BALYAJ ile BOYA ile DİP BOYA


- RÜYALANMA/İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve BOŞALMAK/İNFİTÂH[< FETH]

( Rüyalar. | Açık saçık rüyalar. Rüyada boşalma. İLE/VE Açılma. | Tıkanmış bir şeyin açılması. | Safra, belsuyu[meni] gibi sıvıların boşalması, akması. )

( İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve İNFİTÂH[< FETH] )


- YEL/RÜZGÂR ile BORA[İt. < BOREA < Yun.]/BURAN

( ... İLE Genellikle ardından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr. | Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr. )


- SAĞANAK ile/ve BORAN

( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )


- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]


- SÂHA[Ar.]/SEKTÖR[Fr.] ile BÖLÜM/KESİM/ALAN

( SECTOR vs. ZONE/AREA )


- ŞAHİN ile BOZKIR ŞAHİNİ


- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK

( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )


- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK

( SECRETION vs. EXCRETION )


- ŞAMPİYON[Fr., İng. < CHAMPION] değil/yerine/= BÖKE


- ŞAPKA ile/değil BO DOI

( ... İLE/DEĞİL Vietnam'da, koni biçimindeki şapkaların adı. )


- ŞAPKA ile/değil BONE


- ŞASE[Fr. SACHET] değil/yerine/= BOHÇA

( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. )


- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME


- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK

( DISEASE vs./and ENDEMIC )


- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME

( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )


- SECTION :/yerine BÖLÜM


- SEGMENT[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM | KESİT | PARÇA


- SEGMENTAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLÜ


- SEGMENTASYON/SEGMENTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME


- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM


- SELEN/SADÂ ÇIKIŞLARINDA:
BURUN ile/ve/||/<> DUDAK ile/ve/||/<> DİŞ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( A, E, O, Ö, U, Ü[ön, ün, on, en, an, un, nane, Nalan vb.] İLE/VE/||/<> B, M. P[baba, biber, bebek, mama, meme, pek, pes vb.] İLE/VE/||/<> D, T[dadı, dede, tuttu, tırtıl, taktı] İLE/VE/||/<> A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü )

( Almanca'da, daha çok, boğaz seleni; Fransızca'da, daha çok, dudak seleni; İngilizce'de, daha çok, diş seleni çıkar. )


- ŞEMPANZE ile/ve/||/<> BONOBO


- SEPET ile BOTSWANA SEPETİ

( ... İLE Ünlü olan bu sepetlerin üzerindeki süslemeler, "zürafanın gözyaşları", "boğa sidiği izi", "zebra ahı" gibi ilginç adlar taşımaktadır. )


- SEPTASYON/SEPTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENME


- SERÇE ile KÜÇÜK SERÇE ile AĞAÇ SERÇESİ ile SÖĞÜT SERÇESİ ile KAYA SERÇESİ ile KAR SERÇESİ ile BOZ SERÇE ile SARIBOĞAZLI SERÇE

( )


- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA


- SHIT :/yerine BOK


- SIKILMA ile "BOĞULMA"


- SİNDİRİM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ) ile/ve/||/<>/> BOŞALTIM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ)


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SIRP ile/ve BOŞNAK

( Müslüman olmayan Slavlar. İLE/VE Müslüman olan Slavlar. )


- SIZE :/yerine BOYUT


- SO :/yerine BÖYLECE, BU YÜZDEN


- ŞÖYLE ile BÖYLE ile ŞÖYLE YA DA BÖYLE ile ŞÖYLE VE BÖYLE

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS vs. [LIKE] THAT OR THIS vs. [LIKE] THAT AND THIS )


- SÖZÜN ÖZÜ PROGRAMINDA:
ÖNERİLEN KİTAPLAR ve/||/<> BÖLÜM ADLARI

( sehirisifkulubu.com/2018/11/24/sozun-ozu-programinda-tavsiye-edilen-kitaplar-ve-bolum-adlari )


- SPLIT :/yerine BÖLMEK, AYIRMAK


- STRANGÜLE/STRANGULATED[İng.] değil/yerine/= BOĞULMUŞ


- SUCH :/yerine BÖYLE, BU TÜR


- SUKABAĞI ile BORUKABAĞI

( ... İLE Boğumsuz, boru gibi uzun sukabağı. )


- KATMAN/TABAKA[Ar.] ile BÖLÜM


- TABULA RASA[İng.] değil/yerine/= BOŞ LEVHA


- TAHTA ile BORGATA

( ... İLE Halat kalınlığını ölçen delikli tahta. )


- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME


- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI


- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ


- TAM AYRI TUTMA/İSTİSNA ile/ve/||/<>/> BÖLÜMSEL/KISMÎ AYRI TUTMA/İSTİSNA


- TAMTAKIR ve/||/<>/= BOMBOŞ

( İçinde bulunması gereken şeylerden hiçbiri bulunmayan, bomboş. )


- TAZI ile/ve BORZOY

( ... İLE/VE Rus tazısı. )


- TEHİ[Fars.] değil/yerine/= BOŞ


- TEMEDDÜH[< MEDH] değil/yerine/= BÖBÜRLENME, KENDİNİ ÖVME


- TERRITORIAL[İng.] ile BÖLGESEL

( Belirli bir bölgeye ait. )


- TERRITORY :/yerine BÖLGE, TOPRAK


- TESTİ ile BODUÇ

( ... İLE/VE Ağaç testi. )

( SEBÛ ile/ve ... )


- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM

( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )


- THROAT :/yerine BOĞAZ


- THROUGHOUT :/yerine BOYUNCA


- THUS :/yerine BÖYLECE


- TIKNAZ/TIKIZ ile BODUR

( Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı. İLE Enine göre boyu kısa ve tıknaz. )


- TİLKİ ile BOZTİLKİ, ÇÖL TİLKİSİ, KIRTİLKİ, KUMTİLKİSİ


- TOPLAMA ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> ÇARPMA ve/||/<> BÖLME


- TOPOGRAFİ/TOPOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL ANATOMİ ÇİZGELEMESİ


- TOPRAK:
MİNERAL[Fr.] ve/||/<> ORGANİK NESNE ve/||/<> SU ve/||/<> BOŞLUK

( %45 ve/||/<> %5 ve/||/<> %25 ve/||/<> %25 )

( "Toprak ve Ekoloji" yazısı için burayı tıklayınız... )

( Normal sıcaklıkta, doğada, katı durumda birtakım maddelerle karışık ya da bileşik olarak bulunan ya da kimyasal yollarla elde edilen, inorganik madde. | İçinde inorganik maddeler bulunan. VE/||/<> ... VE/||/<> ... VE/||/<> ... )


- TOPRAKTA:
KÜÇÜK MEMELİ ve/||/<> TEK HÜCRELİ CANLILAR(PROTOZOA) ve/||/<> SOLUCAN ve/||/<> EKLEM BACAKLI ve/||/<> YOSUN ve/||/<> BOZGAN/BAKTERİ ve/||/<> MANTAR

( [Bir dönümde] 1 kg. VE/||/<> 15 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 250 kg. VE/||/<> 300 kg. )

( Bir cm. toprak tabakasının oluşabilmesi için en az 300-1000 yıl geçmesi gerekir. )

( )


- TOYGAR KUŞU ile BOĞMAKLIKUŞ

( ... İLE Toygar kuşunun bir türü. )


- TRABEKÜLASYON/TRABECULATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENİM


- TÜBÜL/TUBULE[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- TÜBÜL değil/yerine/= BORUL


- TÜBÜLER/TUBULAR[İng.] değil/yerine/= BORUCUKSU


- TÜR ile BÖLÜM

( Bir tür olan şey, zorunlu olarak bir bölümdür fakat bir bölümün aynı zamanda bir tür olması zorunlu değildir. )

( KIND vs. PART )


- TÜRKÜ ile BOZLAK

( ... İLE Orta ve Güney Anadolu'nun bazı bölgelerinde, bir türkü ezgisi. | Bu ezgiyle söylenilen, konusu acıklı türküler. )


- TURNİKE/TOURNİQUE[İng.] değil/yerine/= BOĞMAÇ


- TUVALET AYNASI ile BOY AYNASI


- ÜNİTE[İng. < UNIT] değil/yerine/= BÖLÜM | BİRİM, ÖLÇÜ, VAHİT

( Birim, vahit, ölçü. )


- ÇALIŞMAK GEREK:
UNUTABİLMEK İÇİN ve/||/<> BOŞ BOŞ DÜŞÜNMEMEK İÇİN ve/||/<> DALIP DALIP GİTMEMEK İÇİN


- UNUTMAK ile BOŞLAMAK/İHMAL[Ar.]

( TO FORGET vs. NEGLIGENCE )


- ÜROGRAFİ/UROGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BOŞALTIM SİSTEMİ GÖRÜNTÜLEMESİ


- UYUM ve/<> BOŞLUK/ARA


- VAAD/VÂDE ile/ve BORÇ

( Vâde, söz demektir. )

( Sakın para için evlenmeyin! Çok daha uygun koşullarda borç bulabilirsiniz. )


- VAKUM[Lat.] değil/yerine/= BOŞLUK


- VİRGÜL(",") KULLANIMI ile BÖLME(/AYIRMA/SLASH)("/") KULLANIMI


- XALAT[Azr.] = BORNOZ, İŞÇİ ÖNLÜĞÜ[Tr.]


- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- YÂL U BÂL ile BOY-POS

( BOY-POS )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"


- YAPILANMA ile/ve/<> BOZULARAK YAPILANMA

( ... İLE/VE/<> Özellikle kasların gelişiminde. )


- YARASA ile BORU BURUNLU YARASA


- YARIM BAKMA ile/ve/||/<> BÖLME


- YAŞAM DERSİ ALMA:
AÇ BİR MİDEDE ile/ve/||/<> BOŞ BİR CEPTE ile/ve/||/<> KIRIK BİR KALPTE


- YAŞAMIN MATEMATİĞİNDE:
ÇARPMA ve/||/<> BÖLME ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> TOPLAMA

( Gerçeklerle. VE/||/<> Ayrılıklara. VE/||/<> İnsanlık ölçeğinden. VE/||/<> Kendini ve/ya da kendinle. )


- YAŞAMSAL/VITAL ÖRGENLER:
BEYİN ile/ve/||/<> KARACİĞER ile/ve/||/<> AKCİĞER ile/ve/||/<> BÖBREK ile/ve/||/<> KALP


- YAYGIN AĞRI/LAR ile/ve BÖLGESEL AĞRI/LAR

( )


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR

( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )

( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )

( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.

"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.

Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.

Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.

İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" şeklindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.

Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.

Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.

Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.

Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )

( LIKE THIS vs./and/+/<>/> THIS EXIST TOO )

( SAN AFTO ile/ve/+/<>/> AYTO YPARXEI EPISIS, AFTO İPARHİ EPİSİS )


- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL


- YILAN ZEHİRİ ile BÖCEK ZEHİRİ

( SNAKE POISON vs. PESTICIDE )


- YILAN ile BOA YILANI

( ... İLE Boagillerden, yalnız Güney Amerika'da yaşayan, ağısız/zehirsiz, çok iri, güçlü bir yılan. )

( ... cum BOA CONSTRICTOR )


- YILAN ile/ve BOĞMAKLI YILAN


- YILAN ile/ve BOYUNDURUKLU YILAN


- YILAN ile BOZYÜRÜK

( ... İLE Başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zararsız ve zehirsiz bir yılan. )

( ... cum ERYX )


- YOĞUN ile BOL

( DENSE/INTENSIVE vs. ABUNDANT/AMPLE )


- YOK/LUK ile/ve BOŞ/LUK

( Görünmezler, tecelli etmezler. )

( NONEXISTENCE vs./and BLANK | CAVITY )


- YOK-VAR ile/değil BOŞ-DOLU


- YÖN ile BOYUT

( DIRECTION vs. DIMENSION )


- YÖRESEL ile/ve/<> BÖLGESEL


- YOZGAT =/< BOZOK

( ... =/< Osmanlı dönemindeki adı. )


- YUGOSLAVYA > BOSNA-HERSEK, HIRVATİSTAN, KARADAĞ, KOSOVA, MAKEDONYA, SIRBİSTAN, SLOVENYA

( )


- ZEHİRLEYİCİ(/"ZEHİRLİ") GAZ ile BOĞUCU(ASFİKSİYAN) GAZ

( ... İLE Yanardağ ya da maden ocağı gibi yerlerde çıkan tehlikeli gaz. )

(

Zehirleyici(/"Zehirli") Gazlar ile Boğucu Gazlar Arasındaki Farklar

1. Zehirleyici Gazlar (Toksik Gazlar)

Tanım: Solunduğunda gövdeye kimyasal olarak zarar veren, genellikle gözelere, örgenlere ya da sinir düzenine doğrudan etki eden gazlar.

Etkileri:

  • Gözesel işleyişi bozar.
  • Örgen yetmezliğine ya da ölümcül zehirlenmelere yol açabilir.
  • Etkileri genellikle kalıcı ya da gecikmelidir.
GazÖzelliği
Fosgen (COCl₂)İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan; akciğerlerde sıvı birikmesine neden olur.
Klor (Cl₂)Mukozalarda yanma, öksürük, boğulma hissi.
Hidrojen Siyanür (HCN)Hücrelerin oksijen kullanmasını engeller.
Kükürt Dioksit (SO₂)Solunum yollarında yakışa(tahrişe) neden olur.
Amonyak (NH₃)Göz ve solunum yollarında yanık etkisi oluşturabilir.

2. Boğucu Gazlar (Asfiksiyanlar)

Tanım: Solunduğunda doğrudan oksijenin yerini alarak ya da oksijenin kullanımını engelleyerek boğulmaya yol açan gazlar.

Etkileri:

  • Oksijenin yerini alarak ortamda boğulmaya neden olur.
  • Bazıları kandaki oksijen taşıma işlevini bozar.
  • Bilinç kaybı, baş dönmesi ve ani ölümle sonuçlanabilir.

a) Yalın Boğucular

GazÖzelliği
Azot (N₂)Kapalı ortamda oksijenin yerini alarak boğulmaya yol açabilir.
Metan (CH₄)Yanıcıdır; yüksek yoğunlukta oksijen yetersizliğine neden olur.
Helyum (He)Solunum yerine geçerek boğulmaya neden olabilir.

b) Kimyasal Boğucular

GazÖzelliği
Karbonmonoksit (CO)Hemoglobinle birleşerek oksijen taşınmasını engeller.
Hidrojen Sülfit (H₂S)Sinir düzenine hızla etki eder, solunumu durdurabilir.

Temel Farklar

Özellik Zehirleyici Gazlar Boğucu Gazlar
Etki biçimi Kimyasal zehirleyici etki Oksijen eksikliğiyle boğulma
Hedef Örgenler, gözeler, sinir düzeni Solunum düzeni ve kan dolaşımı
Örnek Gazlar Fosgen, HCN, Klor, NH₃ CO, CH₄, N₂, H₂S
Sonuç Zehirlenme, doku hasarı Bilinç kaybı, ölüm
Kalıcılık Kalıcı ya da gecikmeli etki Genellikle ani etki
)


- ZEKÂ değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)

( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )


- ZENGİNLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOLLUK


- ZİNCİR ile BOSA, MANTİLYE

( ... İLE Gemide kullanılan bir zincir. )


- ZONE :/yerine BÖLGE, ALAN



BÖ... ~ ... / ... ~ BÖ... ile başlayan FaRkLaR...

- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- ADDISON[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ SALGI YETERSİZLİĞİ HASTALIĞI


- AEROSEL[Fr.] değil/yerine/= BOYUNDA GİZLİ UR


- AĞAÇKAKAN ile BOYUNÇEVİREN

( ... İLE Ağaçkakan ailesi içinde yer alır. Ağaçkakandan çok, bir ötücüye benzerler. Orman açıklıkları barındıran, yaprak döken ormanlar ve ağaçlı açık arazilerde yaşarlar. Göç sırasında, çok değişik alanlarda görülebilirler. Tek göçmen ağaçkakandır. Başlıca avları, karıncalar ve öteki böceklerdir. Özellikle, karınca yuvalarının başında, onu, beslenirken görebiliriz. Gagaları kısa ve sivri, başları yuvarlaktır. Gövdelerinde, kahverengi benekler ve enine çizgiler vardır. Sırtı gri, kahverengi ve kirli sarı renklerde sık desenlidir. Sırtının ortasında, uzun ve koyu renk bir çizgi vardır. Alt tarafı, ince çizgili; boğazı, altın rengi-kremdir. Ağaçkakan ailesinde, ağaçkabuğu rengi tüylere sahip tek türdür. Kuyruğu uzun, geniş ve sık çizgilidir.

Sıkıştırıldıklarında kendilerine özgü bir korunma yöntemine başvururlar. Önce, kuyruk tüylerini aralayarak boyunlarını uzatırlar ve baş tüylerini, yukarı doğru kısa bir ibik halinde kaldırırlar; sonra, başlarını ve boyunlarını döndürerek yana yatırırlar ve aniden başlarını geri çekerek yılan taklidi yaparlar. )


- AGAMİ değil/yerine/= BORAZANKUŞU

( Güney Amerika'da yaşarlar. )


- AGORA ile/||/<> AKROPOLİS ile/||/<> BOULEUTERİON ile/||/<> FORUM ile/||/<> GYMNASION ile/||/<> STADION/STADIUM ile/||/<> HIPPODROMOS ile/||/<> ODEON[< ODEION: ŞARKI SÖYLEMEK]

( Antik Yunan kentlerinde, stoalar ile çevrelenmiş, içinde ya da yakınında tapınak, bouleuterion gibi dini ve resmi yapıların bulunduğu toplumsal ve ticari yaşamın yoğunlaştığı alan. İLE/||/<> Antik Yunan kentlerinin en yüksek tepesinde bulunan, savunma amaçlı surlarla sarılıp bir tepe üzerine inşâ edilen özel bölge. İLE/||/<> Antik Yunan kentinde yönetimle ilgili işlerin görüldüğü meclis binası[günümüzdeki kent kurulu/senato karşılığı]. İLE/||/<> Antik Roma kentlerinde, kent merkezinde yer alan, içindeki ve çevresindeki yapılarla Yunan kentlerindeki ağora ile aynı işlevi taşıyan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve Roma kentlerinde beden eğitimi ve spor etkinliklerinin yapıldığı yer. İLE/||/<> Antik Yunan ve Roma'da atletizm için kullanılan, çevresinde oturma basamakları bulunan, bir ucu yarım daire biçiminde sonlanan, uzunlamasına, dikdörtgen plana sahip olan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve özellikle Roma kentlerinde at ve araba koşularının yapıldığı, etrafı izleme yerleri ile çevrili alanlar. İLE/||/<> İçinde müzik yapılan yer.[Çoğu kez küçük bir tiyatro biçiminde ve genellikle üstü kapalı bir yapı.] )


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ/ZAMBULA[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- ÂHİYÂNE[Fars.] değil/yerine/= BOĞAZ


- ÂHŞÜME[Fars.] değil/yerine/= BOZA


- AIRBUS A320 ile BOEING 747


- AKİTTE:
TASAVVUN SURETİYLE BEYİ ile/ve/||/<> TEVLİYET ile/ve/||/<> TERÂBUH ile/ve/||/<> TEHASSÜR ile/ve/||/<> ŞİRKET ile/ve/||/<> İKÂLE ile/ve/||/<> MÜBÂDELE ile/ve/||/<> SARF ile/ve/||/<> TEVEHHÜP ile/ve/||/<> SULH ile/ve/||/<> BORÇ ile/ve/||/<> TEATİ ile/ve/||/<> HIYAR ile/ve/||/<> SELEM ile/ve/||/<> MEŞRÛİYET KEYFİYETİ ile/ve/||/<> RIZÂ VE MUVAFAKAT >< FUZÛLÎ


- ALACAKLI TEMERRÜDÜ ile BORÇLU TEMERRÜDÜ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALAN ile/ve BOŞLUK

( İkisi arasındaki boşluk, köprünün kendidir. )

( The very gap between is the bridge. )

( FIELD vs./and CAVITY )


- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON


- ALONG :/yerine BOYUNCA


- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )

( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )


- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU


- HUNNAK[Ar.]/ANJİN[Fr. < Yun. < ANGINE] değil/yerine/= BOĞAK

( Boğaz mukozasının şişmesi. )


- ARAZİ ile BOSTAN[Fars. < BÛSTÂN]

( ... İLE Sebze bahçesi. | Kavun, karpuz tarlası. | Kavun ve karpuza verilen ortak ad. )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARPAYI BOL BULMAK ile/ve/||/<> BOSTANI BOŞ BULMAK


- ARSLAN ve KARTAL ve BOĞA ve İNSAN

( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )


- ARTİKÜLASYON[Fr., İng. ARTICULATION] değil/yerine/= EKLEMLEME, EKLEM | BOĞUMLANMA, KONUŞMA SESİ OLUŞTURMA | DİŞLERİN KAPANIŞ İLİŞKİSİ


- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]


- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI

( image )


- ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK


- AYAZ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( Lokman Hekim, 32 temel hastalık belirlemiş. 16'sının, soğuktan; 16'sının da "yeme-içme"den kaynaklandığını görmüş. Üşütmemeyi ve çok yememeyi yeğlemeliyiz. )


- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL


- AYRILMA ile/ve/||/<>/> BOŞANMA


- AZALMA ile/ve BOZULMA


- BÂB[Ar.] değil/yerine/= BÖLÜM, KONU BAŞLIĞI | KAPI

( Kapı, sığınılacak yer, başvurulacak yer. )

( Bir kitabın bölümlerinden her biri. )

( İş, husus, madde. )


- BAĞIR ile/ve BÖĞÜR

( Göğüs kafesinin üst bölümü. İLE/VE Göğüs kafesinin alt bölümü. [Aşağıdaki 11. ve 12. kaburgaların bulunduğu bölge] )


- BAĞIRMAK ile BOZLAMAK

( ... İLE Devenin anırması/"bağırması". | Çığlık koparmak. )


- BAGIŞ ile BOGIM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kol, bacak ya da parmaklann eklem yerleri. İLE Parmak eklemi. )

( Kamış ya da genel olarak tüm sazlık bitkilerin boğumları. )


- BAĞIŞ ile/ve BORÇ

( Sahip olunan nakit paranın en fazla 3'te 1'i. İLE/VE Sahip olunan nakit paranın en fazla 10'da 1'ini tek kişiye ya da paylaştırarak birkaç kişiye. )


- BAĞLAYICILIK ile/ve BORÇLULUK


- BAKI KULU ile/||/<> BÖCEKBAŞI ile/||/<> DEFTERDAR ile/||/<> MÜLTEZİM

( Vergi denetimi ve tahsili ile maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. İLE/||/<> Zabıta görevlisi. İLE/||/<> Osmanlı Divan Teşkilatı'nda mali işlerle görevli kişi. İLE/||/<> Bir bölgenin devletçe toplanacak gelirlerinin müteahhitliğini yükümlenen kişi. )


- BAKTERİ değil/yerine/= BOZGAN/ÇÖPÜK


- BALİNA ile BOYNUZLU BALİNA

( ... İLE Burunlarındaki uzantı, boynuz değil sol kesici dişlerinden birinin uzamış olmasıdır. )


- BAŞTAN BAŞA ile BOYDAN BOYA


- BAYICI ile BOĞUCU


- BAZI AYRINTILARA DEĞİNME:
YANLIŞ ANLAŞILMAMASI İÇİN ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLUK KALMAMASI/BIRAKMAMAK İÇİN


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- BEREKET ile/ve/||/<> BOLLUK


- BERGMAN ile/ve/||/<> BORGMAN

( Einstein'in, Amerika'ya giderken yanında olmasını istediği iki matematikçi. )


- BETİK = KİTAP = BOOK[İng.] = LIVRE[Fr.] = BUCH[Alm.] = LIBRO[İt., İsp.]


- BEY ile/ve/||/<>/> BOY

( Bey'in kararı/tutumu/dini vb. İLE/VE/||/<>/> Boy'un kararı/tutumu/dini. )


- BEYAZ KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Ancak tuzlu suda yaşayabilirler. İLE/VE Hem tuzlu, hem de tatlı sularda (akarsularda) da yaşayabilirler. )


- BEYHÛDE değil/yerine/= BOŞUNA


- BEYİN ile/ve/<> BOZMADDE

( ... İLE/VE/<> Sinir gözelerinden oluşan, beyinde dış, omurilikte iç tabaka. )


- BEZEK =/> BOYAMA/SÜSLEME
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- Bİ[Oğuz] = BÖY/BÖG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. )


- BIGRIG/BOGRUG ile BOGRUL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saman çuvalı, tulum ve benzerlerinde görülen şişkinlik. İLE Dolu bir heybe, bir tulum ya da benzeri nesnelerde görülen şişkinlik, çıkıntı. )

( BOGRUL KOY/BOGRUL QOY: Boğazı ak koyun. )


- BİLİNEMEZ ile/ve/=/||/<> BÖLÜNEMEZ


- BİTKİBİLİM = BOTANİK = BOTANIQUE


- BİTKİBİLİM = BOTANY[İng.] = BOTANIQUE[Fr.] = BOTANIK[Alm.] = BOTANICA[İt.] = BOTÁNICA[İsp.]


- BİTKİLER = NEBÂTÂT = BOTANİK = BOTANIQUE


- -BLAST ile -BORN/E ile -EKTAZİ ile -EKTOMİ ile -GRAF ile -GRAFİ ile -GRAM ile -MALASİ, -MALAZİ ile -MEGALİ ile -OSTOMİ ile -ÜRİ

( -göze[si] öncüsü. İLE ... kaynaklı. İLE ... genişlemesi. İLE ... alım/ı / çıkarım/ı. İLE -yazar, -çizer. İLE -yazım/ı, -çizim/i, -çekim/i. İLE -yazı/sı, -çizim/i, sayım/ı, -ölçüm/ü. İLE ... yumuşaması. İLE ... büyümesi, ... büyüklüğü. İLE ... ağızlaştırımı. İLE ... işeme. )


- BOA YILANI ile/değil/||/<>/> MAHMUZLU YILAN/KUM BOASI

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> Türkiye’nin tek boa yılanı türü. )

( ... cum ERYX JACULUS )


- BOAR vs./and SOW


- BOARD :/yerine TAHTA, KURUL


- BOAT vs. BOTH


- BOAT :/yerine TEKNE


- BÖBREK AKTARIMINDA:
DEĞİŞTİRME değil EKLEME

( Böbrek aktarımı sırasında sorunlu böbrek, yenisi ile değiştirilmez. Gövdeye üçüncü bir böbrek takılır. )

( )


- BÖBREK:
İKİ ile/ve/||/<> TEK


- BÖBREK SANCISI/AĞRISI ile GAZ SANCISI/AĞRISI


- BÖBREK TAŞI ile/||/<> SAFRA TAŞI

( Böbreklerde mineral ve tuz birikimi ile oluşan sert kitleler. İLE/||/<> Safra kesesinde kolesterol ya da bilirubin birikimi ile oluşan sert kitleler. )


- BÖBREK TAŞI ile TARLADAKİ TAŞ

( HASÂT-ÜL-KİLYE ile ...
KİLYE[: Böbrek.] ile ... )

( CALCULUS vs. STONE )


- BÖBREK YANGISI(İLTİHABI)/NEFRİT[Fr. < Yun.] ile/ve ÖD/SAFRA KESESİ YANGISI(İLTİHABI) ile/ve DALAK[Ar. TIHÂL] YANGISI(İLTİHABI)

( NEFRİT, ZÂT-ÜL-KİLYE ile/ve KOLESİSTİT ile/ve SPLENİT )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin işlevlerini yerine getirememesi. İLE/||/<> Karaciğerin işlevlerini yerine getirememesi. )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin atık nesneleri ve fazla sıvıyı yeterince filtreleyememesi. İLE/||/<> Karaciğerin zehirleri ve atık nesneleri yeterince işleyememesi. )


- BÖBREK ve/<> HAVUZCUK

( ... VE/<> Sidikborularının böbrekle birleştikleri yerde, huni biçimindeki genişlik. )


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BÖBREKSİ YAPRAK = VARAK-I KİLYEVÎ = FEUILLE OBLONGUE


- BÖBÜR

( Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan. )

( HYRAX SYRIENSIS )


- BÖBÜRLENME! ve KİBİRLENME! ve KÖPÜRME! değil/yerine/>< ABART! ve ÇOĞALT! ve PARLAT!

( )


- BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- BÖBÜRLENMEK ve/||/<> HORULDAMAK

( Gündüz. VE/||/<> Gece. )

( "Uyanıkken". VE/||/<> Uyurken. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK


- BÖCEK ile BENEKLİ, KIZIL BÖCEK

( ... İLE Ural ormanlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile ÇAM KESE BÖCEĞİ


- BÖCEK ile DALGIÇBÖCEĞİ


- BÖCEK ile DEV SU BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile FLATET BÖCEĞİ

( ... İLE Madagaskar'daki Baobab ağaçlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile GERGEDANBÖCEĞİ

( ... İLE 4 cm.'ye yakın boyda, erillerinde, sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren, kınkanatlı böcek. )

( ... cum ORYCTES NASICORNIS )


- BÖCEK ile GEYİKBÖCEĞİ

( ... İLE Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen 20-60 mm. boyunda, kınkanatlı böcek. )

( ... cum LUCANUS CERVUS )


- BÖCEK ile GÜMÜŞÇÜN

( ... İLE Püskülkuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, döşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, gövdeleri küçük parlak pullarla örtülü, kanatsız böcek. )

( ... cum LEPISMA SACEHARINA )


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile KALKAN BÖCEKLERİ

( ... İLE Birçok türü, tarım ve orman bitkilerinde asalak olarak yaşayan, kın kanatları kalkanımsı böcekler ailesi. )


- BÖCEK ile KIMIL

( ... İLE Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek ya da yiyerek ekin hastalığına yol açan, gövdesi kalkana benzeyen zararlı bir böcek. )

( ... cum AELIA ROSTRATA )


- BÖCEK ile KIRMIZ BÖCEĞİ

( ... İLE Zar kanatlılardan, küçük bir böcek. )

( ... cum COCCUS ILICIS )


- BÖCEK ile KUDUZ/KUNDUZ BÖCEĞİ

( ... İLE Kın kanatlılardan, hekimlikte yakı yakmak için kullanılan, 2 cm. uzunluğunda, parlak yeşil renkli bir böcek. )

( ... cum CANTHARIS )


- BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN

( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )


- BÖCEK ile KÜRK BÖCEĞİ

( ... İLE Kınkanatlılardan, esmer uzun kıllı, halı, keçe gibi nesneleri kemiren bir böcek. )


- BÖCEK ile PAEDERUS

( ... İLE Türkiye'de, 6 farklı türü bulunmaktadır. )


- BÖCEK ile SEPET YILDIZI BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile SUBÖCEĞİ/HİDROFİL

( Kınkanatlılardan, küçük su birikintilerinde yaşayan, 18 milimetre uzunluğunda, kahverengi bir böcek. )

( ... cum HYDROPHILUS CARABOIDES )


- BÖCEK ile SUDA KOŞAN BÖCEĞİ


- BÖCEK ile SUİKASTÇI BÖCEK

( ... İLE İğnemsi gagaları vardır ve kendi boyundan uzun, antenleri vardır. )


- BÖCEK ile TAKLABÖCEĞİ


- BÖCEK ile TAŞBÖCEĞİ

( ... İLE Kabuğu, katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça. )

( ... cum CYPRAEA )


- BÖCEK ile TESBİH BÖCEĞİ

( Tesbih böceklerinin soluk delikleri, bacaklarındadır. )


- BÖCEK değil VETA


- BÖCEKKAPAN ile DROSERA

( Bazı örgenleri, böcek yakalamaya ve sindirmeye uygun olan bitkilerin ortak adı. İLE Bunlara örnek bir bitki. )


- BÖCEKLER ile/ve/||/<> KUŞLAR ile/ve/||/<> MEMELİLER

( 3 milyon tür[1 milyonu kayıtlı]. İLE/VE/||/<> 8.000 tür. İLE/VE/||/<> 5.000 tür. )


- BÖCEKLİ CAMİSİ

( Erenköy'dedir. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BODDHIDHARMA


- MAĞARALAR'DA:
BODGAYA ve HİRA

( ... VE HİRA: Arayış. )


- BODHİ

( Aydınlanma, anlayış, bilgelik, evreni yöneten zekâ. Işıklanma, tam Aydınlanma. )


- BODHİ AĞACI, BO AĞACI

( Bilgelik-hikmet ağacı. Kutsal Hintinciri ağacı. Sidhartha Gautama'nın altında aydınlanmaya eriştiği büyük incir ağacı. )


- BODHİKAYA

( Aydınlanmanın meyvası olarak görülen Mutlağın Gövdesi. )


- BODHİMANDALA

( Aydınlanmaya ulaşılabilecek yer ya da küre. )


- BODHİSATTVA

( Geleceğin Budası. Nirvana'ya hemen girmeyip, sadece kendi aydınlanmasını değil, öteki tüm duyarlı varlıkların(hatta cansızların) aydınlanmasına adamış olan (Arhat'ın tam karşıtı) ve Nirvana'yı terkeden kişi. Yolun samimi takipçisi. Üç hazineden biri olduğu düşünülenler. (Özellikle Mahayana geleneğinde) )


- BODOSLAMA:
BAŞ ile/<> KIÇ

( Teknenin başını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. İLE/<> Teknenin kıçını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. )


- BODRUM KAT ile/ve/<> TAVAN ARASI

( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )


- BODRUM ile/ve/<> ÇEŞME


- BODY :/yerine VÜCUT


- BADİ GARD[İng. < BODYGUARD] değil/yerine/= KORUMA


- BOETIUS NOTA YAZISI ve GREGORIUS NOTA YAZISI


- BOG ile/> YIĞIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir mal yığını ya da çıkını. )


- BOĞA ile/ve/||/<> EŞEK ile/ve/||/<> YILAN ile/ve/||/<> BİLGİSİZ/CAHİL

( [...'ya yaklaşma!]
Ön tarafından. İLE/VE/||/<> Arka tarafından. İLE/VE/||/<> Yanından. İLE/VE/||/<> Hiçbir tarafından. )


- BOĞA ve/||/<> KURT ve/||/<> TURNA

( Güç simgesi. VE/||/<> Birliktelik simgesi. VE/||/<> Sanat, zarâfet ve ekin/kültür simgesi. )


- BOĞA ile/değil KUTUZ


- BOĞAN OTU/AKONİT[Yun. < AKONİT] ile/ve/||/<>/> AKONİTİN[Fr. < ACONITINE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Boğan otundan çıkarılan ve tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )


- BOĞANOTU ile/ve/||/<> İTBOĞAN/KAPLANBOĞAN

( ... İLE/VE/||/<> Boğanotunun bir türü. )

( ACONITUM cum ACONITUM NAPELLUS )


- YAKLAŞMA!:
BOĞAYA ile/ve/||/<> EŞEĞE ile/ve/||/<> BİLGİSİZE/CAHİLE

( Önünden. VE/||/<> Arkasından. VE/||/<> Hiçbir yerinden. )


- BOAYILANI ile AĞAÇ BOAYILANI

( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE Madagaskar'da yaşarlar. )

( BOA CONSTRICTOS cum ... )


- BOĞAZ ÜNSÜZLERİ'NDE:
H ile/ve/||/<> K ile/ve/||/<> G


- BOĞAZ/YUTAK YANGISI ile/ve BADEMCİK YANGISI

( Bademcik, aklın, beynin filtresidir, süzgecidir, can sıkılınca büyür. )

( FARENJİT ile/ve TONSİLLİT )


- BOĞAZ ile ARGIT/DAĞ BOĞAZI/DERBENT[Fars.]


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZ ile/ve/değil EŞİK


- BOĞAZ ile İSTANBUL BOĞAZI

( İNEKGEÇİDİ, BOSPHORUS[İng.] )


- BOĞAZDA İLK SEFER [DENİZ YOLCU TAŞIMACILIĞINDA]

( BALABAN İSKELESİ - KABATAŞ İSKELESİ arasında )


- BOĞAZIN:
ANADOLU KIYISI ile/ve RUMELİ KIYISI

( [Karadeniz[PONTUS EUXINUS]'den Marmara[PROPONTIS]'ya, Kuzey'den Güney'e]
ANADOLU KIYISI:
* ANKYREION: YUMBURNU
* AMPELODES: KABAKOZ KOYU
* DIOS SACRA: POYRAZ LİMANI
* KORAKION, MOKADION: FİLBURNU
* KHELAI, OPHRU LIMEN: KEÇİLİLİMAN
* HIERON, YOROS: ANADOLU KAVAĞI
* ARGYRONION: MACARBURNU, YÛŞÂ TEPESİ
* DAPHNE: UMURYERİ
* MUKAPORIS: HÜNKÂR İSKELESİ
* AIETU RHYNKHOS: SERVİBURNU
* AMYKOS: BEYKOZ
* KATANGEION, EIRANAION: ÇUBUKLU
* PHRIKSU LIMEN, BORADION: KANLICA
* PHIELA, PHIALE: KÖRFEZ
* POTAMONION: ANADOLUHİSARI
* EKAHAI: KANDİLLİ
* LYKADION: VANİKÖY
* KIKONION, SOPHIANAI: ÇENGELKÖY
* RHOLZUSAI, STAUROS: BEYLERBEYİ
* DAMAIS: SALACAK
* ARKLA: KIZKULESİ

ile/ve

RUMELİ KIYISI:
* SYMPLEGADES, KYANEAI: ÖREKETAŞI
* PANION: RUMELİ FENERİ
* GYPOPOLIS: PAPAZBURNU
* LYKION LIMEN: HAMSİ LİMANI
* EPHESIATES: BÜYÜKLİMAN
* TIMAEA TURRIS: DENİZ FENERİ
* SERAPIEION, KATASKEPEI?: RUMELİ KAVAĞI
* MILTON: TELLİ TABYA
* SKLETRINAS: SARIYER
* SIMAS: MESARBURNU
* BATHYKOLPOSKALOSAGROS: BÜYÜKDERE
* KLEIDES: KİREÇBURNU
* PHARMAKIAS, THERAPEIA: TARABYA
* PITHEKU LIMEN: KALENDER
* KOMARODES: YENİKÖY
* LASTHENES, SOSTHENION: İSTİNYE
* KYPARODES: EMİRGÂN
* GYNAKION LIMEN, PHONEAS: BALTALİMANI
* RHOODES: ŞEYTANBURNU
* HERMAION, PYRRIAS: RUMELİHİSARI
* KHELAI, PHILEMPORON: BEBEK
* HESTIA, ANAPLUS: ARNAVUTKÖY
* KALAMOS, TARASION: KURUÇEŞME
* KLEIDION: DEFTERDARBURNU
* ARKHEION, ARSABERU: ORTAKÖY
* IASONIAN, DIPLOKIONION: BEŞİKTAŞ
* PENTEKONTORIKON: DOLMABAHÇE
* THERMASTIS, BUTHARION: KABATAŞ
* PALINORMIKON: FINDIKLI
* AIANTEION: SALIPAZARI
* METOPEN, ARGYROPOLIS: TOPHANE )


- BOĞAZIN EN DAR NOKTASI

( RUMUELİ HİSARI ile ANADOLU HİSARI arası[698 m.] )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLAR('I)


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOĞMAÇ/TURNİKE[İng. < TOURNIQUET] ile TURNİKE[Fr. < TOURNIQUET]

( Kan akıntısını durdurmak için kanama noktasının gerisine yapılan sıkı sargı. İLE Kişilerin teker teker geçmesini sağlamak amacıyla bazı yerlere konulan, uclarından biri çevresinde dönebilecek düzende yatay olarak yerleştirilmiş çarpı biçiminde araç. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞSUK! ile/ve/||/<> PRANGA!

( Kölelerin boynuna geçirilen demir halka. İLE/VE/||/<> Kölelerin ayağına geçirilen demir halka. )


- BOGSUK/BOGSUQ ile/> KELEPÇE, PRANGA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMA ile/ve/değil/||/<> "BUNALMA"


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BOĞULMALARDA:
DİL KÖKÜNÜN GERİYE KAYMASI[BAYILMA VE BİLİNÇ KAYBI SONUCU] ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA SIVI DOLMASI ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA YABANCI NESNE KAÇMASI ile/ve/||/<> ASILMA ile/ve/||/<> AKCİĞERLERİN ZEDELENMESİ ile/ve/||/<> GAZLA ZEHİRLENME ile/ve/||/<> SUDA

( Gövdedeki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma oluşmasıdır.
[Belirtileri]
- Soluk almada güçlük.
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum.
- Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme.
- Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma.
- Genel sıkıntı hali, yanıtlarda isabetsizlik ve kararsızlık.
- Bayılma. )

( [İlk yardım.]
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbî yardım istenir[112]
- Yaşam bulguları izlenir. )

( [Suda Boğulmalar]
- Suda boğulmalarda, soluk borusu girişi kasıldığından dolayı, çok az miktarda su, akciğerlere girer.
- Özellikle soğuk havalarda, 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
- Suya atlama sırasında, genel gövde yaralanması/omurga kırıkları olabileceği öngörülerek, başın, çok fazla geriye itilmemesi gerekmektedir.
- İlk yardımcı yalnız ise 112 aranırken temel yaşam desteğindeki sıralamaya uygun olarak aramalıdır. )


- BOĞUM BOĞUM (AĞLAMAK)


- BOĞUM ile ENDAZE[Fars.] ile İPLİK ile ÖRÜMCEKTELİ ile PARMAK

( Çubuk şeklinde bir şeyin üzerinde, çepeçevre sıkılmış ya da şişmiş gibi bir durumda bulunan yer. | İki boğum arasındaki bölüm. | Arşının 1/60'ı olan eski parmağın 2.5 katına eşit uzunluk ölçüsü. | Yağmur borusunun, bileziğe oturduğu noktadaki şişkin bölümü. İLE Ölçü. | Eskiden, değerli kumaşları ölçmekte yararlanılan, 0,6575 m. uzunluğunda bir Türk uzunluk ölçü birimi. İLE Arşının 1/60'ı olan parmağın, 1/10'una eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE İpliğin, 1/100'ü eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandıkları, 75,774 cm.lik arşın. )


- BOĞUMLU GÖVDE = SÂK-I UCZÎ = TIGE NOUEUSE


- BÖĞÜRMEK ile ÖĞÜRMEK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BÖĞÜRTLEN ile MERMER BÖĞÜRTLENİ


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHEM/LİK ile/||/<> AYLAK/LIK

( Batı'da. İLE/||/<> Doğu'da. )


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BOJJHANGA

( Aydınlanmanın yedi unsuru:
1. Sati, smriti: Farkındalık
2. Dharma vicaya: Dharma'yı tefekkür etmek.
3. Viriya: Manevi enerji.
4. Piti: Sevinç.
5. Passadhi: Sakinleşmek.
6. Samadhi: Uyanıklık.
7. Upekha: Yaşamı tümüyle kabul etmek. )


- BOK BÖCEĞİ ile/değil AVUVA BÖCEĞİ

( )


- BOK-PİSÜR


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOKBÖCEĞİ ile GÜBREBÖCEĞİ

( Kınkanatlılardan, genellikle otçul memeli hayvanların dışkılarında yaşayan ve dışkıyla beslenen bir böcek. İLE Kınkanatlılardan, dışkı ile beslenen bir böcek cinsi. )

( GEOTRUPES STERCORARIUS cum ONITIS )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKE

( Kahraman, güçlü kişi. | Ulusal ya da uluslararası bir yarışmada ilk dereceyi alan, birinci olan, şampiyon. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BÖKTİR ile ÇUKUR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağlardaki çukur ve sert yerler. )


- BOKURSI/BOQURSI ile DEMİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saban demiri. İLE ... )


- BOL BOL ile/ve ÇOK ÇOK

( Besmele. İLE/VE Fatiha Sûresi. )


- BOL ÇİĞNEMELİ!


- BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BOL = BEYAZ (LEKE/BACAK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( BOL AT: Beyaz bacaklı at. )


- BOL- ile/||/<> -CERN

( Parça. İLE/||/<> Ayrı. )


- BOLÂHENK NISFİYESİ

( Piyanodaki "la" notasını "nevâ" perdesi olarak kabul eden akorda sahip yarım(nısf-nısfiye) ney. )


- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLGE ile/ve/<> İÇBÖLGE

( ... İLE/VE/<> Bir limanı, dışalım ve dışsatım etkinlikleri bakımından besleyen, ona çeşitli ulaşım yollarıyla bağlı, dar ya da geniş bölge. )


- IŞIKSIZ BÖLGE ile/ve/||/<>/> DİP/ABİSAL[Yun. < ÁBUSSOS / ἌΒΥΣΣΟΣ] BÖLGE

( Işığın uzanamadığı derin deniz bölgesi. İLE/VE/||/<>/> Açık denizlerin ya da okyanusların 4.000 - 6.000 metre arasında olan derin bölümleri.[Hiçbir zaman güneş ışığı almamaktadır ve sürekli karanlıktır.] )


- BÖLGELERİNE GÖRE ile/ve KONULARINA GÖRE ile/ve TEKNİK YAPILARINA GÖRE ile/ve İCRADA KULLANILIŞ TÜRÜNE GÖRE


- BÖLGESEL BASINÇ ile TOPLAM BASINÇ

( Bir gazın karışımdaki basıncı. İLE Karışımdaki tüm gazların toplam basıncı. )


- BOLİVYA <> VELLAGRANDE

( Adını, İspanyollar'a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Simon Bolivar'dan almıştır. <> Bu kasaba, adını, 1967'de, Bolivya dağlarında öldürülen Che Guevara için, yaklaşık 8.000 kişinin yaşadığı Vellagrande'de, ölümünün 30. yılında düzenlediği törenlerle, tüm dünyaya duyurmuş oldu.[Vellagrande sakinleri, evlerinin duvarlarını Che'nin portresi ve "Che yaşıyor!" sözüyle kaplamışlar.] )


- BOLLUK >< KITLIK

( BOLLUK-KITLIK )


- BÖLME/BÖLÜMLEME ile/ve FARKLILAŞTIRMA

( CLASSIFICATION vs./and TO GET BECOME DIFFERENT )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLME ile/ve/||/<> PAYLAŞTIRMA


- Bölmeden DİNLE!!!


- BÖLMEK ile AYIRMAK

( TO DIVIDE vs. TO SEPARATE )


- BÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< DIŞINA ÇIK(AR)MAK


- BÖLMEK ile/ve DOĞRAMAK


- BÖLMEK ile KATLAMAK


- BÖLMEK ile TOPLAMAK

( İkili. İLE Üçlü. )


- BÖLMEMELİ!


- BOLOMETRE

( Siyah bir nesnenin iletkenliğindeki değişimlerden çok az miktardaki radyasyon enerjisini ölçebilen elektrikli bir aygıt. )


- BOLOMETRE değil/yerine/= IŞINIMÖLÇER


- BOLŞEVİKLER ile/ve MENŞEVİKLER


- BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME


- BÖLÜK-PÖRÇÜK (İŞ YAPMAK)


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜK-İ RUMİYAN

( Anadolular Bölüğü. )


- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR

( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )

( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )


- BÖLÜM ile BENT[Fars.]

( ... İLE Bağ, râbıta. | Yasa maddesi. | Kitaplarda, kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. | Suyu biriktirmek için önüne yapılan set, büğet. | Gazete yazısı. | Yaz. )


- BÖLÜM ile BİRİM

( DIVISION vs. UNIT )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜM ile/ve/||/<> DÖNEM


- BÖLÜMLEME ile/ve/<> KÜMELEME


- BÖLÜMLEME ile/ve SINIFLANDIRMA

( Nesneleri, ilişkilendirdiğimiz belirli amaçlara göre düzenleme. İLE/VE Nesnelerin, kendilerine özgü özellikleri üzerine kurulur. )

( CLASSIFICATION vs./and CATEGORIZATION )


- BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK


- ...:
"BÖLÜMÜ" ile/ve/||/<> ... "YANI"


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEMEYEN

( INDIVISIBLE )


- BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNME ile/ve/<>/değil/yerine AYRIŞMA

( Belirleyici olan, bölünme ya da birleşme değil ayrışmadır. )

( Hücreler, bölündükleri gibi, ayrılarak ve ayrışarak çoğalmaktadır. Daha sonra biraraya gelen bütünlük görüntüsü ise ayrışmışların biraradalığıdır.[Sperm de yumurtaya ulaşarak önce birleşir ve daha sonra ikiye bölünerek ayrılan ve ayrılan her bir hücrenin de ikiye bölünerek ayrışmasıyla ve daha sonra yanyanalığıyla/biraradalığıyla "organ/hayvan/insan" dediğimiz bir bütün oluştururlar. Parmakların arasında da deri/et vardır fakat zamanı gelince hücreler bütünden ayrılarak, parmaklara parmak olma özelliklerini kazandırmış olur.] )


- BÖLÜNME ile DAĞILMA

( TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE )


- BÖLÜNME ile KATLANMA

( TO SPLIT vs. TO BE FOLDED )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BÖLÜNMEZLİK ve/<> NOKTA

( INDIVISIBILITY and/<> POINT )


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )


- BÖLÜŞTÜRME[TAKSİMAT] ile İKİRCİK(TEREDDÜT)


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBA ile MAYIN

( ... İLE Toprak altına, üstüne ya da suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya ya da basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde. )


- BOMBA ile TNT

( BOMB vs. TRINITROTOLUENE )


- BOMBARDON[< Fr.]

( En kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı. )


- BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOMBOK


- BOMBOŞ


- BOME DERECESİ

( Derişimi ifade etmek için kullanılan kuramsal bir terim. Teknikte derişimi ölçme özel bomemetrelerle yapılır. Bome derecesiyle verilen çözeltilerin yüzdelerine geçmek için matematiksel bir bağıntı yoktur.
[ DERİŞİM: Bir karışımdaki bileşenlerin bağıl miktarlarını gösteren büyüklük. | Bir karışımın, çözeltinin ya da bir maddenin belirli bir kütle ya da hacminde bulunan herhangi bir bileşenin miktarı. ] )


- BÖN BÖN[< BÖNG] (BAKMAK)


- BONCUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCİ

( İnciyi kuyumcuya götürmek gerek, semerciye götürürsen takar bir yere, boncuk diye. )

( ... ile LÜ'LÜ', DÜRR )

( BEAD vs. PEARL )


- BOND :/yerine BAĞ


- BONE :/yerine KEMİK


- BÖNG/BÖN ile/ve/||/<>/< ŞABANG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK

( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )


- [not] BOOK vs. WORK

( WORK instead of BOOK )


- BOOK :/yerine KİTAP


- BOOM :/yerine PATLAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BOR = ŞARAP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORAT ile KOLEMANİT

( Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz. İLE Hidratlı doğal kalsiyum borat. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ALMAK/ALAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> EMİR ALMAK/ALAN


- BORÇ-HARÇ (İŞİNİ HALLETMEK)


- BORÇ PARA:
KENDİ ile/ve/değil ZAMAN

( Verilen ve alınacak borç para, paranın kendi değil kişiye kazandıracağı zamandır. Verilecek paranın oranına göre düşünülmemelidir! )


- BORÇ ile ALACAK

( GARÎM[çoğ. GUREMÂ], DÂİN[Ar. < DEYN | DÜYÛN(çoğulu): Borçlar. ]: Alacaklı. )

( DEBT vs. THE CREDIT )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORÇ ile/ve/değil/yerine "EMÂNET"


- BORÇ ile KARZ-I HASEN

( ... İLE Faizsiz verilen borç. )

( MUHÎL: İhale eden, havale eden. | Borcunu başkasının borcuna nakleden. )

( MUKRİZ[< KARZ]: Borç/ödünç veren. )


- BORÇ ile KREDİ

( DEBT vs. CREDIT )


- BORÇ ile MİNNETTARLIK

( DEBT vs. GRATEFULNESS )

( ... cum GRATIA SEU GRATITUDO )


- BORÇ ile/değil/yerine ÖDEME/İTA[Ar.]

( DEYN[çoğ. DÜYUN] ile/değil/yerine VEFÂ )

( [not] DEBT vs./but LOYALTY
LOYALTY instead of DEBT )


- BORÇLU OLMAK/KALMAK ile ALTTA/ALTINDA KALMAK


- BORÇLU/LUK ile/ve SORUMLU/LUK


- BORCUNU ÖDEMEK:
ÖNCELİKLE ...
TEK TARAFLI BİR DURUM ile/ve/değil/||/<>/< ÖZELLİKLE BORÇLU İÇİN(KENDİ İÇİNDE) BİR RAHATLAMA(YÜKSÜZLÜK)


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI


- BORDA[İt.] >< ALABANDA[İt.] ile/ve PRUVA[İt.]

( Geminin yanı. >< Teknenin iç tarafı. İLE/VE Geminin önü. )


- BORDER :/yerine SINIR


- BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ ile/ve/||/<>/>/< YÜKSEK/DÜŞÜK BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ


- SINIRDA/BORDERLINE ile BIPOLAR

( )


- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI


- BORDÜR ile/||/<> KONTUR

( Kenar, genellikle süslemeli kenar şeriti. İLE/||/<> Çevre çizgisi. Figürleri ya da motifleri çevreleyen çizgi. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE


- (not BORED) GET/GOT BORED WITH


- BÖREK il/ve/||/<>/> ÇÖREK


- BÖREK ile KATMER

( ... İLE Yağda ya da sacda pişirilen bir börek türü. | Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği. | Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. )


- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ


- BÖREK ile/ve/değil/||/<>/< YUFKA


- BÖREK-ÇÖREK


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]


- BORN :/yerine DOĞMAK


- BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN

( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )


- BORNEO ve/<> KİNABALU TEPESİ

( Borneo Adası'nın en yüksek tepesi, 4101 m. yüksekliğiyle, Sabah eyalatinin başkenti olan Kota Kinabalu kentindedir. )


- BORNEO ile/ve/<> SABAH (EYALETİ)

( ... İLE/VE/<> Yerel dildeki "Sabah"ın sözcük anlamı, "rüzgârın altındaki kara" olarak çevrilmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Arazinin dağlık ve ormanla kaplı olmasından dolayı, nüfusun %75'i [1.5 milyon], sahillerdeki ovalarda yaşamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> Çin ile Sabah arasındaki ticaret ilişkileri, Song Hanedanı döneminde başlamış. XVII. yüzyılda, Sabah, Brunei Sultanlığı'nın bir parçasıymış ve günümüzde Filipinler'e ait olan doğu bölgesi, çıkan kargaşa sonunda, Sulu Sultanı'na verilmiş. 1877'de, İngiliz donanmasının, bölgedeki korsanlığa son vermesinden sonra, Borneo'nun kuzeyi, Brunei ve Sulu tarafından Avusturya'lı baron Johann Overbeck'e bırakılmış, o da burayı, [İngiliz] Dent kardeşlere satmış.
II. Dünya Savaşı sırasında, Japonlar tarafından işgal edilen Sabah [ya da o dönemdeki adıyla Kuzey Borneo], 16 Eylül 1963'te, [Londra'nın da etkisiyle] Malezya'ya katılmıştır. )


- BORNOZ[< Ar. BURNÛS/BORNÛZ: Elbise üzerine giyilen giyecek.] ile/ve HAVLU


- BORROW vs. LEND


- BORROW :/yerine ÖDÜNÇ ALMAK


- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT


- BÖRTÜ-BÖCEK (LERLE UĞRAŞMAK)


- BORU, ODUN BORUSU = Vİ'Â = VAISSEAU


- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM


- BORU ile/ve/||/<> RAKOR[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. )


- BORU ile/değil/yerine/>< SORU


- BORULAR, ODUN BORULARI = EV'İYE = VAISSEAUX


- BÖRÜLCE/BÜRÜCE/KARNIKARA ile KURŞUNOTU

( ... İLE Deniz börülcesi. )

( VIGNA SINONSIS / DOLICHOS cum ... )

( DOLICHOS BEAN, COWPEA, BLACK-EYED PEA vs. SEA BEAN/ASPARAGUS, SAMPHIRE, GLOSSWORT )


- BORUMSU UZANTI, STİLUS = İSTİTÂLE-İ ÜNBÛBÎYE = PROLONGEMENT TUBULAIRE, STYLE


- BÖRÜ/SİRHAN, DÎDÂN[< DÛD]/NEMF, ŞUFEYRE/ŞÜFEYRE, ÜŞBE[Ar.] / NYMPH[İng.] / NYMPHE[Fr.]: KURT | KURTÇUK


- BOŞ BİÇİM

( EMPTY MORPH )


- BOS/CEREBROSPINAL FLUİD değil/yerine/= BEYİN-OMURİLİK SIVISI


- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK


- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ


- BOŞ (BATIL) İNANÇ = SUPERSTITION[İng., Fr.] = ABERGLAUBE[Alm.] = SUPERSTITIO[Lat.]


- BOŞ KİŞİ ile/değil/yerine NİTELİKLİ KİŞİ

( Kişiyle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE İşiyle uğraşır. )


- Boş konuşmadan KONUŞ!!!


- BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- Boş konuştuğun için SUS!!!


- BOŞ OTURMAMALI!


- BOŞ SANDALYE ile/ve/||/<> ÇİFT SANDALYE


- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA


- BOŞ SÖZ ile/ve/değil DEDİKODU


- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI


- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM


- BOŞ YER BIRAKMAK ile İŞARET/SİMGE KULLANMAK


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞ ZAMANINDA GÖRÜŞMEK ile/değil GÖRÜŞMEK İÇİN ÖZEL ZAMAN YARATMAK


- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR


- BOŞ/LUK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK


- BOŞ ile/ve GEREKSİZ

( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )

( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )


- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ

( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )


- [ne yazık ki]
BOŞ ile/ve/||/<> İDDİALI


- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ


- BOŞ ile/ve/değil KOF

( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )


- BOŞ ile TENHA


- BOŞ ile/ve/||/<> YANLIŞ


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA GİTME" ile "GÜMBÜRTÜYE GİTME"


- Boşa konuşmadan isabetli KONUŞ!!!


- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- Boşalmak için KONUŞ!!!


- Boşaltmak için KONUŞ!!!


- BOŞANMA İSTEĞİ ile/ve/<> KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEĞİ


- BOSBOL


- BÖSBÜYÜK


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA

( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )

( )

( )

( )

( )


- BÖŞGEL[HAKANÎ] ile/= İNCE EKMEK/PİDE/YUFKA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yufka, pide gibi ince ekmek. İLE Ekmek. )


- BOŞGUT = ÇIRAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK


- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA

( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS: Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.

İLE/VE/||/<>

RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:

Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.

Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.

Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)

İLE/VE/||/<>

TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:

Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir. Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.

(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)

İLE/VE/||/<>

BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:

Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir. Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.



BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:

Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.

Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.

Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAMAMLAMAK


- BOŞLUK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- BOŞLUK ile/ve/<> ABARA

( ... İLE/VE/<> Köy evlerinin tavanlarında, iki direk arasında kalan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/değil ARALIK


- BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN

( [not] FREE vs./but TRANSCENDENT
TRANSCENDENT instead of FREE )


- BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU


- BOŞLUK ile DÜZ UZAY

( CAVITY vs. FLAT SPACE )


- BOŞLUK ile/ve/değil EŞİK


- BOŞLUK HACİM


- BOŞLUK" ile "KÂBUS"


- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN


- BOŞLUK ile KOFUL

( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/<> KÜTLE


- BOŞLUK ile/ve/değil/||/<> MESAFE


- BOŞLUK ile/ve NÂL


- BOŞLUK ile SOKRA[Yun.]

( ... İLE Güverte döşemelerinde, iki ağacın uc uca gelmesiyle oluşan aralık. )


- BOŞLUK ile/ve/||/<> SU


- BOŞLUK ile/ve/<> VAROLAN/VARLIK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOSNA PİRAMİTLERİ'NDE:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> AY

( Düz. İLE/VE/||/<> Basamaklı. )

( 8 piramit bulunmaktadır. En yükseği, 220 m.'dir.[12.000 yıl önceye tarihlendirilmektedir.] )


- BOSS :/yerine PATRON


- BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK


- BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK


- BOSTÂNCIYÂN/BOSTÂNİYÂN

( Saray teşkilâtında, sultan saraylarının korunması ile görevli olanlar, bostancılar. )


- BOŞU BOŞUNA (YAPMAK, EYLEMEK)


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOT ile ÇİZME

( ... ile MÛZE )


- BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM


- BOTAR = İPLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir hasırın dokunmasında argaç olarak kullanılan iplik. )


- BOTERO'NUN RESİMLERİNDE:
ŞİŞMAN/LIK ile/değil OYLUM/HACİM VERME

( ... İLE/DEĞİL Abartır, büyütür, genişletir. Sanatçının abartılı bakışına/tutumuna işaret eder. )


- BOTH :/yerine HER İKİSİ


- BOTHER :/yerine RAHATSIZ ETMEK


- BOTOKS ile DOLGU

( "Clostridium botulinum" adlı bakteriden elde edilen kimyasaldır. İLE Hiyalüronik asitten oluşan bir jel. )


- BOTTLE :/yerine ŞİŞE


- BOTTOM :/yerine DİP


- BOTU ile/ve/||/<>/> TİTİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dişi deve. İLE Deve yavrusu. )


- BOUNDARY :/yerine SINIR


- BOUNDARY vs./and OTHER


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOWL :/yerine KASE


- BOX :/yerine KUTU


- BOY BOY ÇARŞAF ÇARŞAF (YAYIMLAMAK)


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK

( The NCD Risk Faktörü Birliği'nin 'Yetişkin İnsanda Boy Uzunluğu Trendlerinin 100 Yılı' adlı araştırması, bir ülkede, belirli bir zamanda, bireylerin boy ortalamalarının ne olduğunu ve 100 yıl içinde bu rakamların nasıl değiştiğini ortaya çıkarmayı hedefliyor. XX. yüzyılın sonunda, en uzun erkekler [ortalama 183 cm. boy uzunluğuyla] Hollanda'da doğdu. En kısa kadınlar ise [ortalama 140 cm. boy uzunluğuyla] Guatemala'da doğdu. 1896'da en kısa ve en uzun boylu memleketlerin arasındaki fark (hem kadın, hem erkekte) 20 cm. olarak kaydedildi. Bu, yeterli beslenme ve hastalıklara yatkınlık bakımlarından çok büyük farklar anlamına geliyordu. Son 100 yılda boy uzunluklarının nasıl değiştiği de ülkeden ülkeye farklılık gösterdi. 1996 yılında doğan İran'lı erkekler, 1896'da doğanlara göre 17 cm., Güney Kore'li kadınlar 20 cm. kadar uzundu. Güney Asya ve Afrika gibi ülkelerde, bireyler, 100 yıl önce olduklarından pek farklı bir boy uzunluğunda değiller ve hatta bazı ülkelerde, bireyler, 50 yıl önce olduklarından daha kısalar. Araştırma, boy uzunluğunun farklı ülkelerde farklı miktarlarda değişmesinin nedenini anlamayı ve bu bilgiyi beslenme ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, boy uzamasının daha iyi bir sağlık ve daha uzun ömür anlamına geldiği bilgisinin yaygınlaşması da amaçlanıyor. )

( )


- BOY :/yerine OĞLAN


- BOYA-BADANA


- BOYA ile/ve/||/<>/> APRE[Fr. < APPRÊT]

( ... İLE/VE/||/<>/> Kumaşın cilâlanması, perdahlanması. | Dokumacılıkta, boyacılıkta cilâ olarak kullanılan nesne. )


- BOYA ile/>< ASETON[Fr. < ACÉTONE] ile/><

( ... İLE/>< Birçok organik nesneyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı. )


- BOYA ile/değil/yerine KINA[Ar. < HİNNÂ]

( ... İLE Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. )


- BOYA ile KIZILKÖK

( ... İLE Kök boyası. )


- BOYA ile KOK BOYASI/KIRMIZISI/ALİZARİN[Fr. < ALIZARINE]

( ... İLE Kökboyasının köklerinden elde edilen kırmızımsı sarı bir boya, kök kırmızısı. )


- BOYA ile OMBRA[İt.]

( ... İLE Doğrama işlerini, kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya. )


- BOYA ile SUBOYASI

( ... İLE Su ile eriyebilen ağaç boyası. )


- BOYA ile TOPRAK BOYA

( Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen ya da içine katılan renkli nesne. | Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu ya da yağlı boya. | Aldatıcı görünüş. | Yazmak için kullanılan mürekkep. İLE İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı. | Minerallerden elde edilen boyar nesne. )


- BOYA/SI ile/ve/<> RENK/RENGİ


- BOY/BACAK BOYU ile/ve/||/<>/> BİSİKLET KADRO SEÇİMİ

( image )


- BOYFRIEND :/yerine ERKEK ARKADAŞ


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BOYKOT ile/ve/<> ZARAR ETTİREREK KARŞILIK VERME


- BOYLAM DEĞERLENDİRMEDE:
HADLEY SEKSTANTI ve/||/<> H-4 KRONOMETRESİ ve/||/<> TELESKOP


- Böyle! de DİNLE!!!


- Böyle! de, SUS!!!


- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")


- BÖYLE ve/||/<>/> BU DA VAR
ve/||/<>/>
GİBİ ve/||/<>/> OLABİLİR ve/||/<>/> DEĞİL ve/||/<>/> BİLE DEĞİL

( VARLIK - YOKLUK
[ l - O ]


Herhangi bir şeyden bahsedebilmemizin olanaklılığı ve/ya da tüm koşulları, ancak, varoluşla ve varolanların bilgisi ile başlar/başlatılabilir. Herhangi bir verinin de bir değer ya da nitelikli bilgi olabilmesi için varoluş kaynağına ve ilkesine yönelmiş olma zorunluluğu söz konusudur. Varoluştan bağımsız bir bilgi de söz konusu değildir.

Varolan/bilimi[ontoloji] olmadan, bilgi/bilim[epistemoloji] olmaz!

Varolanların değerinin bilinmesi ve anımsanması ise ancak o durumun, olanağın, nesnenin ya da kişinin kaybında ve/ya da yokluğunda söz konusudur. Fakat yaşamımızdaki, gövdemizdeki ve zihnimizdeki varolanların değerini bilmek içinse sahip olduklarımızın ya da ötelediğimiz ilişkilerin kaybını beklememiz gerekmemektedir.
"El duası olmadan, dil duası olmayacağını" anlayarak ve anımsayarak, bir şeylerin yaşanmasında ya da sahip olunmasında, kaygı duymanın anlamsızlığını da fark etmemizi, zamanında, araç ve olanaklarımız yerindeyken harekete geçmemiz sağlar.
İnsanın, kendini tanıma, gelişme ve gerçekleştirme sürecinde, aile, çevre, okul aracılığıyla edindiği eğitim ve öğrenim aşamaları bulunmaktadır. Bu süreçteki tüm bilgi, kayıt ve deneyimlerimizi, ekmek/sandöviç arası malzemesine benzetip, tüm bu süreç boyunca, bu malzemenin, yani bilgi ve deneyimlerimizin etrafında olmazsa olmazlarımız bulunmaktadır.
Bu olmazsa olmazlarımızın, kullanılagelenleri olarak en değerli ve öncelikli olanı, Sağlık ve Özgürlük'tür. İkinci sırada, Zaman ve Enerji'mizdir. Üçüncü sırada da, Bilgi ve Farkındalık'tır.
Uygulanagelenleri olarak, en değerli ve öncelikli olanı, Doğa ve Doğallık, ikinci sırada, Uyum ve Bütünlük'tür. Üçüncü sırada da, Gelişim ve Değişim'dir.

Bunların hepsinin temelinde, kaynağında, kökeninde ise
KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ
bulunmaktadır.

Büyük çoğunluk için yaşamın tamamı, bu dönemle sınırlı kalmış, bilgi ve (b)ilim süreci olarak, az ya da çok bilgi, kayıt, yorum ve deneyimle tamamlanmış ya da tamamlanacak olmasının yanı sıra, bu süreci aşmak isteyenler için bir sonraki ve üst aşaması/dönemi olan, (d)olgun insan olma ve kendini gerçekleştirmek üzere, bilgelik(irfan/hikmet) ile sürdürme bilincine ve dönemine girilir.

Bilgi ve bilim bilinci ve dönemi, dört şeyi bilme süreci içinde devam eder. Bir şeyin, içini ve dışını, öncesini ve sonrasını [zâhir, bâtın, evvel, âhir] bilmekle tanımlanır. Bilgelik dönemi ise bu dörde ek olarak, iki şeyi daha bilmekle, bilinen her bir şeyin, zaman ve zeminini bilmekle ve İlm-i Siyâset ile gerçekleşir.
[ İlim ile İrfan arasındaki FaRkLaR için...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7688 ]


Bu, dönemsel deneyimlerin ve donanımların temelinde, içinde ve/ya da dışında, paralelinde, ötesinde düşünülmeye ve yaşanmaya çalışıldığında ise ortada, ancak tek bir bilgi ve bilinç söz konusudur. VAR(OLAN) Bilinci ve Deneyimi.

Varolan[mevcud] bilinci, iki ve dört kavramdan oluşan düşünce, bakış, algılama, yorumlama, değerlendirme sürecinde bulunarak, bilinç ve yoğunlaşma isteğine göre değişmek üzere belirlenen ilk iki [Böyle ve Bu da var] ve sonraki dört sözcük/kavram [... gibi. | ... olabilir. | ... değil. | ... bile değil.] aracılığıyla, yaklaşık 3 ilâ 6'şar aylık sürede ve süreçte gerçekleşebileşecek işler kadar, ayrı ayrı çalışılarak gerçekleşebilir.

Zihnin, bu bilince alışması ve yeniden yapılandırılması için 3 ilâ 6 boyunca, gördüğümüz tüm nesnelere ve kişilere, tüm olaylara; duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz tüm olgu ve kavramlara, sadece, "Böyle" gözlüğü takılarak, Böyle'nin yanına, önüne, ardına, başka hiçbir düşünce, bilgi, sözcük yanaştırılmadan düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir. Çalışılan "Böyle" sözcüğü ve döneminden sonra, yine herşeye, sadece, "Bu da var" gözlüğü takılarak bakılması, düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir.

Bu çalışmalar sonrasında ise dört kavrama daha geçilebilecektir. Öncelikle, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz her bir şey, kişi, durum, süreç, imge, simge, kavram ya da ad/etiketin yanına, sadece, "... gibi." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Sonrasında ise yine aynı koşullar ve süreyle, "... olabilir." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Bu iki sözcükten sonra yine aynı koşullar ve süreyle fakat daha farklı bir zihin oluşturabilecek olan değilleme sürecinde, herşeyin yanına/sonuna "... değil." gözlüğü takılarak bakılacaktır. Bu sürecin dengelenmesi içinse dördüncü kavram olan "... bile değil." gözlüğü takılarak çalışılacaktır.

Varoluş bilincinin kapsayıcılığının yanı sıra, yetersizliği ya da sınırlılığı da söz konusudur. İşleyişi, "ya, ya da" "0 l" "mantığı/algısı" ya da "Newton Fiziği" ile düşünülebilen varoluş bilinci, doğa, fizik, matematik ve laboratuvarda geçerlidir.

OLuş bilincinde ise bir şeyin, ne ve ne kadar olduğundan çok ve ötesinde, şu/bu/o koşulda/biçimde olabilmesinin yanı sıra, hem belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmakla birlikte, hem de belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmayarak, ne belirli, ne de belirsiz bir koşul, zaman ve zeminde de bulunmadığı bilgisi ile "hem, hem de | ne, ne de" "mantığı/algısı" ya da "Kuvantum Mekaniği" ile tanımlanmaktadır. Bu bilinçte, sadece, "OLmak, OLan ya da OLuş" söz konusudur.

Tüm varoluşun, insanın, bilincin, süreçlerin ve sonuçların, herşeyin karşısında, Yokluk [O] alanı ve durumu söz konusudur. Dolayısıyla, herşeyin başında ve sonunda, yokluğu düşünmek, yok olmayı, bulun(a)mamayı, göz önünde tutmak durumundayızdır. Fakat bu bilgi ve bilinçle de bunu bilmenin ötesine geçmek zorunda olduğumuzdan dolayı, yokluğu da hem bilip, hem gözardı edebilecek kadarıyla "yok etmek", ne tek bilgi, ne de tüm bilgi ya da gerçeklik olarak kabul etmek isabetli olmayacağından dolayı, yok'un, yokluk ile ilişkisini, kendiyle sağlayamayacağımızdan dolayı da burada, elimizde kalan ve kullanılabilecek tek bilgi, "bile değil" kavramı ve sözcüğüdür. "Bile değil" bile olsa, onu kullanıyor olmak da bir varoluş alanı ve durumu oluşturacağından dolayı, "bile değil"i de "bile değil" ile devam ettirmek, bunları da yine ancak tekrar "bile değil" ile devam ettirmek ve sonsuza kadar, azalarak ve küçülerek, yok olarak gidebilecek tek kavram olan "bile değil", devam ettirilerek ve doğada, durabilerek; insanda ise susabilerek, tüm "süreç ve sonuç", "algı", "yorum", "kavramsallık", "ilkesellik", "evrensellik", "birlik" ve "bütünlük" deneyimlenir.
[Durmayabilmek ve susmayabilmek ise hâlâ insana özgülüğüyle ve ayrıcalığıyla, düşündüğünü düşünebilen, kuvantumsal ve sabit olmayan bir bilinç olmasından dolayı, insanın, zihninde, dilinde ve elinde olmaya, kısır döngü ya da nereye doğru ilerlediği bilinemeyecek eliptik bir döngü şeklinde devam eder durur.]


YOK(LUK)
[ xOx ] [ bile değil ]>[ bile değil ]>[ bile değil ] >[ bile değil ] >[ bile değil ]>[ bile değil ] ~ ]
^
|
|
OL(UŞ)[ hem O[yok] l[var] , hem de l[var] O[yok] ve ne O[yok] , ne de l[var] "mantığı/algısı" ]
( Şu/bu/o, şöyle/böyle/öyle, şu/bu/o kadar, şu/bu/o zamanda, zeminde, koşulda/biçimde, sınırlan(dır)madan ve çerçevelen(dir)meden,
herhangi bir şey(le) olmadan ve olmayan!
Sadece OLMAK, OLAN ya da OLUŞ! )
^
|
|
VAR(OLAN)
[ ya O ya da l "mantığı/algısı"]
[- BÖYLE | BU DA VAR ]
||/>
[ ... GİBİ >
... OLABİLİR >
... DEĞİL >
... BİLE DEĞİL ]

------------------------------------------------
(D)OLGUN/KÂMİL İNSAN
S~ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ~S
[OLGUNLUK/KEMÂL]

--------------------------------------
^
|
|

İNSAN
| KENDİNİ TANIMA SÜRECİ |
(GELİŞİM)


-------------------------------------
[OLMAZSA OLMAZLAR]

[Kullanılagelenler]

1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK

2.) ZAMAN ve ENERJİ

3.) BİLGİ ve FARKINDALIK

----------------------------------
| TÜM BİLGİ ve DENEYİMLER |
----------------------------------
[Uygulanagelenler]

1.) DOĞA ve DOĞALLIK

2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK

3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM
-------------------------------------------------
|KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ|
-------------------------------------------------
)

( Sigorta Sözcükler/Kavramlar İLE/VE/||/<>/> Varoluşsal Sözcükler/Kavramlar )


- BÖYLE/Sİ ile/ve/değil BU KADAR/I

( [not] LIKE THIS vs./and/but THIS MUCH )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYLU BOYUNCA (UZANMAK/YATMAK)


- BOYLU BOYUNCA ile SERE SERPE


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYNUZ ile/ve/yerine IŞIK

( KARN )


- BOYNUZLU ENGEREK ile ARAP BOYNUZLU ENGEREK

( )

( ... cum CERASTES GASPERETTII )


- BOYNUZU OLAN TEK GEYİK

( REN GEYİĞİ )


- BOYOTU

( Baklagillerden, çiçekleri mavi, sarı ya da beyaz renkli, kurutulan tohumları çemen yapımında kullanılan bir bitki. [Lat. TRIGONELLA FAENUGRAECUM] )


- BOY-POS


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN EĞMEK ile BAŞ KESMEK


- BOYUN EĞMEK ile/ve BELİRLENMEK


- BOYUN EĞMEK ile/değil DAYANÇ/SABIR ETMEK

( İNHİNA: Eğrilme, bükülme. | Baş eğme. )

( [not] TO SUBMIT vs./but PATIENCE )


- BOYUN EĞMEK ile/ve/||/<> DONUP KALMAK


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN OMURLARI ile/ve/<> SIRT OMURLARI ile/ve/<> BEL OMURLARI

( TORTİKOLİS: Eğri boyunlu olma durumu. )

( TAHADDÜB[Ar. < HADEB]: Kamburlaşma, dışarı doğru çıkıntı oluşması. )


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUN ile/ve/<> OYUN

( Boyun kırılırsa, "Bu OYUN" biter. )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- ... BOYUNCA ile ... SÜRESİNCE


- BOYUNCUK, STİLUS = İBRE = STYLE


- BOYUNDURUK ile/ve/||/<> CENDERE


- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- BOYUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN


- BOYUT ile/ve/<> DERİNLİK


- BOYUT ile/ve EVREN

( DIMENSION vs. UNIVERSE )


- BOYUT ile/ve KESİRLİ BOYUT


- BOYUT ile/ve/değil ÖLÇÜ/EBAT

( [not] DIMENSION vs./and/but SIZE )


- BOYUT ile/ve SOYUT

( DIMENSION vs./and ABSTRACT )

( PARİMANA ile/ve DHYANA, CH'AN[Çince], ZEN[Jap.] )


- BOZ =/> AÇIK TOPRAK RENGİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖZ = BEZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZAYI ile GÖÇ EDEN BOZAYI

( ... İLE Sonbaharda göç eden, dünyadaki tek bozayıdır.[Artvin'den, kış uykusuna yattıkları bölge olan Sarıkamış'a] )


- BOZAYI ile KARAAYI

( Siyah renkte olabilirler. İLE Bozayı renginde olabilirler. )

( Burun buruna gelinirse ölü taklidi yapılarak kandırılabilirler. İLE Bir biçimde kaçmak gerekir. [Ölü taklidi yapılsa bile yemeğe kalkarlar.] )

( Ayıların gebelik süreleri 180-187 gündür. [Dişil ayılar uykularında doğurabilirler.] )

( Ayıların, uyuşukluk[kış uykusu] süreleri 7 aydır. [Bu süre içinde yemek yemez, su içmez, boşaltım işlemlerini gerçekleştirmezler.] [Gövdelerindeki üreyi proteine çevirir, kloaklarını, dışkı, kıl ve kuru ottan oluşan bir karışımla tıkarlar.] )

( Dişilleri 225 kg.'ya kadar, erilleri 500 kg.'ya kadar ulaşırlar. Dört ayak üstündeki boyları 1.5 metre iken iki ayak üstünde, 3 metreye kadar ulaşırlar. İLE ... )

( Eskiden daha geniş alanlarda yaygınlarken günümüzde[2012], ancak Alaska ve Kanada'da, 15.000 civarında kalmışlardır. İLE ... )

( Tırnakları 10 cm.dir. İLE ... )

( GRIZZLY/BROWN BEAR vs. BLACK BEAR )

( URSUS ARCTOS HORRIBILIS cum URSUS AMERICANUS )

( EL OSO )


- BOZAYI ile SURİYE BOZAYISI


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] / VALENS KEMERİ

( 800 m. [bugün] < 1200 m. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZKURT ile/değil GÖKKURT


- BOZMA ile/ve/<>/değil ÇARPITMA

( TAHRİF ile/ve/<>/değil ... )


- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME

( İFSÂD[< FESÂD] değil/yerine/>< ISLAH[< SULH] )


- BOZMA değil/yerine/= ÖZÜLDEN


- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK


- BOZMAK ile DEĞİŞTİRMEK

( Tahrife, tarif gerekmez. )


- BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK


- BOZMAK ile/değil KORUMAK


- BOZMAK ile ÜZMEK


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZOKLAR ile/ve ÜÇOKLAR


- BOZON/LAR ile/ve/||/<> FERMİYON/LAR

( Tam spinli. İLE/VE/||/<> Yarım spinli. )

( İşlenebilir, içine girilebilir/nüfûz edilebilir. İLE/VE/||/<> İşlenemez, içine girilemez/nüfûz edilemez. )

( Birleşerek. İLE/VE/||/<> Dışlayıcı. )

( Glüyon.[kuvvet/alan] İLE/VE/||/<> Elektron. )

( Sürekli nicelik. İLE/VE/||/<> Süreksiz nicelik. )

( Özdeşmiş gibi davranma. İLE/VE/||/<> Özdeş değilmiş gibi davranma. )

( Korunum ilkelerinin yazım olanaksızlığı. İLE/VE/||/<> Korunum ilkelerinin yazım olanaklılığı. )

( Güç taşıyıcı parçacıklar [fotonlar]. İLE/VE/||/<> Nesneyi oluşturan parçacıklar. [elektronlar, protonlar] )


- BOZUK PLAK (GİBİ) ile/ve/||/<> TEMCİT PİLAVI (GİBİ)


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )


- BOZUK ile ÇÜRÜK

( GONE BAD vs. ROTTEN/DECAYED )


- BOZUK ile SORUNLU


- BOZUK/BOZUQ =/> HARABE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Zihinsel/psikolojik. İLE/VE/DEĞİL Gövdesel/somatik. )

( Mekanikte. İLE/VE/DEĞİL Organikte. )

( Nedeni bilinmiyorsa. İLE/VE/DEĞİL Nedeni biliniyorsa. )

( Hastalanmamak en büyük hastalıktır. )

( Uzun sürmeyen hastalıkların değerini bilmek gerek. )


- BOZUKLUK ile/ve/ya da/||/<> İŞLEVSİZLİK


- BOZUKLUK ile/ve/değil/||/<>/< RAHATSIZLIK


- BOZULMA/TAGAYYÜR[Ar. < GAYR] ile/ve/değil ÇÜRÜME


- BOZULMA ile/ve/||/<>/> ÇÜRÜME ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME ile/ve/||/<>/> PARÇALANMA ile/ve/||/<>/> DAĞILMA


- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM


- BOZULMA ile/değil SAPMA


- BOZULMA ile/değil TAKILMA


- BOZULMA ile YOZLAŞMA

( TO PERISH vs. TO DEGENERATE )


- BOZUNTU

( Taklitte kalan. )


- BRUEGEL ile BOSCH

( [resimde] Normal işlerle uğraşan çok fazla kişi varsa. İLE Yine çok fazla kişi varsa fakat kişiler, çılgınca şeyler yapıyorsa. )


- BRUNEİ ile/ve/<> BORNEO (ADASI/ÜLKESİ)

( Borneo Adası'nın kuzeybatısında, 5.8 km²'lik bir bölümü olan, dünyanın en zengin ülkesi. İLE/VE/<> 730.000 km² yüzey alanıyla, Grönland ve Yeni Gine'den sonra, dünyanın 3. en büyük adası. [Dünyanın en tenha bölgesi unvanına da sahiptir.] )

( ... İLE/VE/<> Önceleri, Macapahit İmparatorluğu'na ait olan Borneo'ya ulaşan ilk Avrupa'lı, [Portekiz'li] Abreu oldu.[1511]
1526'da Portekiz'liler, 1604'te Hollanda'lılar yerleşmeye başladı.
XIX. yüzyıla kadar, adanın sadece kıyı kesimleri biliniyordu.
1826'da Bancermasin Sultanlığı, Hollanda egemenliğini tanıdı.
Müller ve Schwaner gibi ilk gezginler, adanın iç kesimlerine yöneldiler.
1841'de [İngiliz] James Brook, "Sarawak Racası" olarak Kuching'e yerleşti.
1846'da Labuan Adası, Büyük Britanya'ya bırakıldı. 1888'de, adanın kuzeyi, tümüyle İngiliz denetimine girdi.
Sarawak ve Sabah eyaletleri, 1963 yılında, Malezya'ya bağlandı. )


- BU ile/ve BÖYLE

( THIS vs./and LIKE THIS )

( ZHE ile/ve ... )


- BULUT ve/||/<> BOYUT


- BUSRA < BOSTRA

( Suriye'nin bir kasabasının adı. < Açık renkli kaya. )


- BÜTÜNLEŞMEK ile BOYUN EĞMEK


- BU'UD değil/yerine/= BOYUT


- BUZAĞI["BUZA" değil!] ile/<>/> DANA ile/<>/> DÜVE ile/<>/> İNEK ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE ile/<>/> ÖKÜZ ile/<>/> SIĞIR

( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Doğum yapmamış dişi inek yavrusu. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri dişi sığır. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. İLE/<>/> Kısırlaştırılmış/burulmuş boğa. İLE/<>/> Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. )

( VEAL vs./<>/> CALF vs./<>/> HEIFER vs./<>/> COW vs./<>/> STIRK vs./<>/> BULL vs./<>/> OX/OAF vs./<>/> CATTLE )

( VATSA ile/<>/> DAM ile/<>/> BACHHIYA ile/<>/> GO/GOU ile/<>/> BACHHRA ile/<>/> VRSABHA ile/<>/> PRSTHA ile/<>/> GAAY/BAIL [PASHU/GODHAN] [AGHNYA: Öldürülmemesi gereken, kesilmeyecek olan.] )


- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ

( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )


- ÇAN ile BOR (NİĞDE) ÇANI


- ÇEKİRGE ile BOZKIR KARAÇEKİRGESİ

( ... İLE Düzkanatlılar (Orthoptera) takımının karaçekirgeler (Gryllidae) ailesinde yer alan, erginleri 12-20 mm boyunda, siyah renkli, ergin ve nimfleri sebzeler, mısır, şekerpancarı gibi bitkilerle beslenerek zarara yol açan böcek türü. )

( CRICKET vs. DESERT CRICKET )

( ... avec GRILLON NOIRÂTRE/PUBESCENT )

( ... mit STEPPENGRILLE )

( MELANOGRYLLUS vs. MELANOGRYLLUS DESERTUS )


- ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ve BOSTANCI KÖPRÜSÜ ve ÇOBANÇEŞME KÖPRÜSÜ


- CHAPTER :/yerine BÖLÜM


- ÇEPTIR/CHAPTER[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM


- ÇIKIN ile/ve/<> BOHÇA

( Bir beze sarılarak düğünmlenmiş, küçük bohça. İLE/VE/<> İçine, çamaşır, elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan, dört köşe kumaş. | İplik ya da kumaşın ticari birimine verilen ad. )

( BUNDLE )


- ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( BÜK, DİKENDUTU: Böğürtlen. )

( AGREGAT MEYVELER: Birkaç karpeli olan, tek bir çiçekten gelişen meyve. )

( Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi. İLE Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu. | Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. İLE Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki. | Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi. )

( FERAVLE ile HİM ile ... ile ... )

( STRAWBERRY vs. BLACKBERRY/DEWBERRY vs. MULBERRY vs. RASPBERRY )

( FRAGARIA VESCA cum RUBUS cum MORUS ALBA cum RUBUS IDAEUS )

( ... ile TÛT-İ ŞEVKÎ ile TÛT ile ... )


- ÇOĞALMA ile/<> BÖLÜNEREK ÇOĞALMA


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- DAĞILMIŞLIK ile/ve/değil/yerine BOĞULMUŞLUK


- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM


- DALGI/GAFLET[Ar.] ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLAMA/İHMAL[Ar.]

( CARELESSNESS vs./and/<>/but NEGLIGENCE
NEGLIGENCE instead of CARELESSNESS )


- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK


- DEBT :/yerine BORÇ


- DEGRADASYON/DEGRADATION[İng.] değil/yerine/= BOZUNMA | YIKILIM


- DEGRADASYON değil/yerine/= BOZUNMA, YIKIM


- DEJENERATİF/DEGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= BOZUNDURAN


- DEŞARJ/DISCHARGE[İng.] değil/yerine/= BOŞALIM


- DEŞARJ değil/yerine/= BOŞALIM


- DIMENSION :/yerine BOYUT


- DISMORFİK/DISMORPHİC[İng.] değil/yerine/= BOZUK BİÇİMLİ


- DISORDER[İng.] değil/yerine/= BOZUKLUK


- DISORDER :/yerine BOZUKLUK


- div.[Lat. < DIVIDE] değil/yerine/= BÖL, BÖLÜNÜZ


- DIVIDE :/yerine BÖLMEK


- DIVISION :/yerine BÖLÜM, BÖLME


- DIVORCE :/yerine BOŞANMA


- DOĞAN/ATMACA ile BOZ DOĞAN

( ... İLE Eril atmacadan sivri kanatları ve kısa kuyruklarıyla ayrılırlar. )

( ... İLE Kışın açık arazilerde ve sulak alanların çevresinde yaşarlar. )

( ... vs. MERLIN )

( ... cum FALCO COLUMBARIUS )


- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK

( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )


- DÖNGÜ ile/ve BOKBÖCEĞİ/KHEBER[Mısır'da]

( )

( CYCLE/CYCLONE vs./and SCARAB )

( ... cum GEOTRUPES STERCORARIUS )


- AKAÇ/AKITAÇ/DREN ile/ve/||/<> BOŞALTMA/AKAÇLAMA/DRENAJ[İng. < DRAINAGE]

( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE/VE/||/<> ... )


- DUA ETMEK ile/ve BOYNUNU BÜKMEK


- DÜĞÜM ile/ve BOĞUM


- DÜŞÜNME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO THINK vs./and CLASSIFICATION )


- DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( Bir şey ki, yapmasan da olur. YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur. SÖYLEME! )

( Konuşulacak bir kişi olduğunda, onunla konuşamamak, onu yitirmek demektir. Konuşulamayacak bir kişiyle konuşmaksa sözlerin boşuna harcanması demektir. )

( Bazı şeyleri konuşmuyoruz diye aklımız/sözümüz yok zannedilmesin! )

( TO THINK and/<> MANAGE TO NOT VAIN/WASTE TALKING )


- EJDER(DRAGON) ile BOYNUZLU DAĞ EJDERİ

( image )


- EKO DÜZEN DENGESİ ile BOZULMA

( Bir eko düzendeki canlı ve cansız bileşenlerin birbiriyle uyumlu bir biçimde var olması durumu. İLE Bu dengenin bozulması ve ekodüzenin işlevlerini yerine getirememesi durumu. )


- EKSTÜBASYON/EXTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU ÇIKARTIMI


- EMPTY :/yerine BOŞ


- ENGEREK ile BOYNUZLU ENGEREK

( ... İLE Türkiye'de, Batı Karadeniz sahil bölgesinde yaşarlar. )

( ... İLE Avrupa'nın en zehirli yılanlarından biridir. )

( ... İLE Haftada bir ya da iki av yakalaması onun için yeterlidir. )


- ENLEM ile/ve BOYLAM/TUL[Ar.]

( )

( Enlem Farkı[111 km.] ile Uzaklık Hesaplama

Enlem farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. İLE/VE/>< Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.

A - B = ?
50 - 20 = 30 [enlem farkı]
30 x 111 = 3330 km.

İLE/VE/><

B + D = ?
20 + 15 = 35 [enlem farkı]
35 x 111 = 3885 km.

)

( LATITUDE vs./and LONGITUDE )


- ENTÜBASYON/INTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU YERLEŞTİRME


- EPISODE :/yerine BÖLÜM


- EŞEK BAŞI (DEĞİLIM/Z) ile/ve/değil/yerine/||/<> BOSTAN KORKULUĞU (DEĞİLIM/Z)


- ETKİNİN:
BULAŞMAMASI ile/ve/||/<> BOZULMAMASI


- EVAKÜASYON/EVACUATION[İng.] değil/yerine/= BOŞALTMA


- EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD


- EVREN:
YAYILIM ve/||/<>/> BÖLÜNEBİLİRLİK


- EXTENT :/yerine BOYUT, KAPSAM


- FASİKÜL/CÜZ ile BÖLÜM


- FIKRA değil/yerine/= BÖLÜMCE


- FİZYON/FÜZYON/FISSION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜNME | ÇOĞALMA


- FLANK[İng.] değil/yerine/= BÖĞÜR


- FOTON ile/ve/||/<> BOZON


- GALİBİYET ve/> BOZGUN

( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )

( VICTORY/TRIUMPH vs./> ROUT/DEFEAT )


- GAMMA ile/ve BOZON


- GAP :/yerine BOŞLUK, ARA


- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME


- GEVŞEK ile BOL

( LOOSE vs. TOO LARGE )


- GİRİŞİM/KALKIŞMA ve/<>/> BOZGUN


- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]


- GÖZLERİN DOLMASI ve/||/<> BOĞAZIN DÜĞÜMLENMESİ


- GÖZYAŞI:
KEDERDE ile BOZULMADA ile SOĞANDA ile GÜLÜŞTE

( )

( TEARS OF: GRIEF vs. CHANGE vs. ONION vs. LAUGHING )


- GREV ile/ve/<>/< BOYKOT[< İng. < Charles Boycott]

( ... İLE/VE/<>/< Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma. | Bir kişi, bir topluluk ya da bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme. )


- GRİ[Fr.] değil/yerine/= BOZ, ÇALAYGAN, KIR


- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN

( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )


- GÜRZ ile/||/<> GÜRZ-İ GİRÂN ile/||/<> BOZDOĞAN

( Uzun saplı, büyük demir topuz. İLE/||/<> İri, ağır topuz. İLE/||/<> Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerinde asılı duran, altı toplu gürz. )


- HAFİFE ALMAK ile/ve/değil/<> BOŞLAMAK


- HALAT ile BORİNA[< İt.]

( ... İLE Dört köşe yelkenlerin, yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat. )


- HALİ[Ar.] değil/yerine BOŞ/ISSIZ


- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK


- HAREKET DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> DOLAŞIM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SOLUNUM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNİR DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ

( Kemikler, eklemler ve kaslar. İLE/VE/||/<> Kalp, damar, kan. İLE/VE/||/<> Solunum yolu ve akciğerler. İLE/VE/||/<>. İLE/VE/||/<> Beyin, beyincik, omurilik, omurilik soğanı. İLE/VE/||/<> Dil ve dişler, yemek borusu, mide, karaciğer, safra kesesi, pankreas, bağırsaklar. İLE/VE/||/<> Böbrek, sidik/idrar kesesi, sidik/idrar kanalları. )

( Zehirlenmelerde genel belirtiler:
Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal.
Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk.
Solunum sistemi bozuklukları: Soluk darlığı, morarma, solunum durması.
Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması. )


- HÂRİC-İ KISMET değil/yerine/= BÖLÜM


- HAŞERE değil/yerine/= BÖCEK


- HAYVAN HORTUMU ile FİL HORTUMU ile BÖCEKLERDE GÖRÜLEN HORTUM

( HORTUMLULAR: HORTÛMİYYE[Ar.], PROBOSCIDIAN[İng.], PROBOSCIDIENS[Fr.] )

( ... İLE Fillerin hortumları, 15.000 kastan oluşmaktadır. İLE ... )

( ... ile HURTÛM[çoğ. HARÂTÎM] ile ... )

( SNOUT vs. TRUNK vs. PROBOSCIS )


- HECELEME ile BÖLME


- HİÇLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLUK


- HİKÂYE ile BOŞ


- HİPOFİZ BEZİ ile KALKANBEZİ/TİROİD BEZİ ile PARATİROİD BEZİ ile LENF BEZİ ile BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ile PANKREAS BEZİ ile EŞEYSEL BEZ ile İÇ SALGI BEZLERİ ile GASTRİT SUYU BEZİ ile GÖĞÜS KEMİĞİ ARKASINDA BULUNAN İÇSALGI BEZİ/TİMUS

( PITUITARY GLAND vs. THYROID GLAND vs. PARATHYROID GLAND vs. ADENOID (GLAND) vs. ADRENAL (GLAND) vs. PANCREATIC GLAND vs. GONADIAL GLAND vs. ENDOCRINE GLANDS vs. PEPTIC GLAND vs. THYMUS )


- HORN[İng.] değil/yerine/= BOYNUZ


- HOŞ "KAFA" ile/ve/||/<>/> BOŞ "KAFA"


- İÇLENMEK ile/ve BOZULMAK


- İFRAĞ[Ar.] değil/yerine BOŞALTIM

( Bir şeyi, başka bir biçime çevirme. | Boşaltım. DEĞİL/YERİNE ... )


- İKİ AYAĞINI BİR PABUCA SOKTURMAK ile BOĞAZINA DİZDİRTMEK


- ILIMAN İKLİM ile/ve/> BOREAL ile/ve/> TUNDRA ile/ve/> KUTUP


- İNEK ile/ve/||/<>/< BOLLUK/BEREKET İNEĞİ/KAMADHENU[Hintçe]

( ... İLE/VE/||/<>/< "Tüm ineklerin annesi".[Dişil başlı, dişil memeli, kuş kanatlı ve tavus kuyruklu olarak betimlenir.][Bazen de gövdesinde çeşitli tanrıları barındıran beyan bir inek olarak betimlenir.][Tanrıça "Devi"dir. İstenilen her şeyi veren inektir.]["Rahim/uterus", bir inek başına benzetilir.] )


- INSEKTISIT/INSECTICIDE[İng.] değil/yerine/= BÖCEKKIRAN


- İŞEMEK ile/ve BOŞALMAK


- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK


- İŞİN/KONUNUN:
"KESİLMESİ" ile/ve/<> "BÖLÜNMESİ"


- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE

( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )

( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )


- ISTAKOZ ile BÖCEK

( 50'yi geçen tür sayısı vardır. İLE Kıskaçsız olan türlerine Türkiye'de verilen addır. )

( Büyük bir kıskaçla 6 cm² alana 450 kg. basınç uygulayabilirler. [Uzun olan (sol) kıskaçlarını parçalamak üzere, geniş ve daha güçlü olan (sağ) kıskaçlarını da sıkıca tutmak üzere kullanırlar.] İLE Kıskaçları yoktur. )

( Çok hızlı yüzücülerdir. [Kuyruklarındaki yüzgeç sayesinde saniyede 4.5 metre katedebilirler. ] İLE ... )

( Bazıları eş ve yiyecek bulabilmek için yılda 150 kilometreden fazla dolaşabilirler. İLE ... )

( Normal koşullarda dişil ve eril ıstakozlar birbirini gördükleri an saldırırlar. [Eriller çiftleşmek üzere kaya oluklarında bekler ve sidiklerini oyuktan dışarı doğru fışkırtırlar. Dişiller kızışmaya hazır olduğunda yaklaşır ve o da sidiğini erile fışkırtır.] İLE ... )

( Eriller, dişillerin kabuğu sertleşene kadar [2 hafta] boyunca dişiyi korur ve sonra tekrar eskisi gibi düşman olurlar. İLE ... )

( Misyoner pozisyonunda çiftleşirler. İLE ... )

( Istakozun büyümesi için kabuğunu kırması gerekir. [Midelerinin içindeki azı dişleri dış iskeletin birer parçasıdır. Kendini serbest bırakabilmesi için boğazının, midesinin ve kloakının iç kaplamasını dışarı doğru itmek zorundadır.][Her ıstakoz bu süreçten başarıyla çıkamaz. Bu durum ıstakozun yaşının belirlenmesini de zorlaştırır.] İLE ... )

( Bacakları, anten ve kıskaçları yeniden çıkabilir. İLE ... )

( Ancak solungaçları nemli olduğu sürece soluk alabilirler. İLE ... )

( Susuzluğa bir hafta kadar dayanabilirler. İLE ... )

( LOBSTER[< LOPPESTRE: LOCUSTA(Lat. Çekirge) + LOPPE(İng. Örümcek)]) )

( Istakoz )

( HOMARUS VULGARIS / LANGUST cum ... )


- İSTATİSTİK ve/||/<> BOLTZMANN İSTATİSTİK YASASI


- İTFA[Ar.] ile/değil/yerine BORÇ ÖDEME

( ... İLE Söndürme. | Sönüm. | Bir borcu, azar azar ödeyerek kapatma, sönüm. )


- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]


- JET LAG[İng.] değil/yerine/= BOYLAM AŞMA SERSEMLİĞİ


- KÂBİLİYET-İ TAKSİM değil/yerine/= BÖLÜNEBİLME


- KABİN[Fr. < CABINE] değil/yerine/= BÖLÜM

( Küçük, özel bölme. | Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde, küçük bölme. | Uçakta, yolcuların oturduğu bölüm. | Plajda, soyunma yeri. )


- KABUL ETMEK ile "BOYUN EĞMEK"


- KAÇ YAŞINDASIN? yerine BÖYLE BİR SORU SORMA! (DAHA İYİ)

( Kişilerin yaşı, sorulmaması gereken sorulardan biridir.(Bay/Bayan farketmez). Kişi kendi paylaşmak istediğinde öğrenilecek bir konudur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KALİKS'İN KENARI, KALİKS AĞZI = HÂFFE-İ KE'S = BORDURE DU CALICE


- KALP-DAMAR HASTALIKLARI ile/ve/||/<> BÖBREK HASTALIKLARI


- KAN ÖBEKLERİNDE:
0 ile/değil BOMBAY

( ... İLE/DEĞİL 250 bin kişide bir görüldüğü tahmin edilmektedir. Beklenilenden farklı bir kan öbeğiyle olan doğumda, Bombay olabilir şüphesiyle yaklaşılabilir. Yani, çiftlerin her birinin kanı 0 öbeği olduğu durumda, çocuğun kan öbeğininin A ya da B olması pek beklenmez, ancak bu tarz bir durumda çiftlerden herhangi birinin kan öbeğinin Bombay olma olasılığı üzerinde durulabilir. )


- KANT'IN, YÜRÜYÜŞLERİNİN DAKİKLİĞİ ile/ve/||/<>/> BOZULMASI

( ... İLE/VE/||/<>/> 1789 Aydınlanma Devrimi'nin haberi ve coşkusundan dolayı. VE Rousseau'nun, eğitim felsefesi ile ilgili adlı "Emile" adlı kitabını okurken çok etkilenmiş olmasından dolayı. )


- KANTON[Fr. < CANTON] değil/yerine/= BÖLGE

( İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan devletlerden her biri. )


- KANÜL/CANNULA[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- KANÜLASYON/CANULATION[İng.] değil/yerine/= BORUCUK YERLEŞTİRİMİ


- KARŞILAŞTIRMA ve BÖLME ve BİRLEŞTİRME

( COMPARISON and TO DIVIDE/SEPARATE and TO UNITE/COMBINE/MERGE )


- KARTAL ile BOZKIR KARTALI

( ... vs. STEPPE EAGLE )

( ... cum AQUILA NIPALENSIS )


- | "KAS KAFA" ile/ve/||/<> "BOŞ KAFA" ile/ve/||/<> "MAN KAFA" |
ile/değil/yerine
HOŞ KAFA

( Duyduğundan bir şey al(a)mayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu çabuk unutan, etki etmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu herkese anlatan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu içinde tutan. )

( Üç/dört heykel masalını okumanızı/dinlemenizi salık veririz. )


- KAŞKOL[Fr. < CACHE-COL] değil/yerine/= BOYUN ATKISI


- KATMANDU'DAKİ TAPINAKLAR:
SWAYAMBHUNATH ile/ve/||/<> BOUDHANATH ile/ve/||/<> PASHUPATINATH ile/ve/||/<> BACHARESVARI ile/ve/||/<> KAMASUTRA ile/ve/||/<> GUHYESVARI ile/ve/||/<> NYATOPOLA-BHIMSEN


- KAVİTE/CAVITY[İng.] değil/yerine/= BOŞLUK


- KENAR, KIYI = HÂFFE = BORDURE


- KERTENKELE ile BOZUMCA

( ... İLE Kurşun renginde bir kertenkele. )


- KİR ile/değil BOYA


- KIRILMA ile BOZULMA


- KISMÎ/PARSİYEL/PARTIAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMSEL/BÖLÜMLÜ/BÖLÜNMÜŞ


- KIVRIMLI ile/ve/değil BOĞUMLU


- KIZMAK ile "BOZULMAK"


- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM


- KÖKSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- KÖPEKBALIĞI ile BODUR FENER KÖPEKBALIĞI

( .. vs. DWARF LANTERNSHARK )

( ... cum ETMOPTERUS PERRYI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOYNUZLU KÖPEKBALIĞI

( ... İLE Pasifik ve Hint Okyanusları'nın dip bölgelerindeki kumluklarda yaşarlar. )

( ... İLE Kıvrımlı bir burnu, sivri uclu omurgaları ve tuhaf görünüşlü yüzleri vardır. )

( ... vs. HORN SHARK )

( ... cum HETERODONTUS FRANCISCI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOZ CAMGÖZ KÖPEKBALIĞI

( SHARK vs. COW SHARK )

( ... cum HEXANCHUS GRISEUS )


- KORİNDON[Fr. < CORINDON] = BOKSİT[Fr. < BAUXITE]

( Birleşimi alüminyum oksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral, alüminyum taşı. )


- KORKULUK ile BOSTAN KORKULUĞU/MİCDÂR[Ar.]/ÜFÇE[Fars.]


- KÖTÜ = ŞER = BAD, EVIL, WRONG[İng.] = MAL[Fr.] = BÖSE, UEBEL[Alm.] = MALUS[Lat.] = MALO[İsp.]


- KOYUN ile/ve BORDERLEICESTER


- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR


- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ


- KUARKLAR ile/ve/||/<>/> LEPTONLAR ile/ve/||/<>/> BOZONLAR ile/ve/||/<>/> HIGGS BOZONU


- KÜÇÜLTMEK ile/ve/||/<> BÖLMEK


- KULAK ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> BOĞAZ


- KUM KAPLANI KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Boyu 1.8 ile 3.6 metre arasında değişmektedir. Ahtapot ve küçük balıklarla beslenir. Yüzeye çıkıp hava yutarak, suda hareket etmeden süzülebilen tek köpek balığıdır. İLE En tehlikeli köpekbalığı. )


- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA


- KURTBOĞAN = BOĞAN OTU

( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )

( ACUNITUM NAPELLUS )


- KUŞ ile BOKİ BOKİ


- TIRNAK:
KUTUP AYISINDA ile BOZ AYIDA ile KARA AYIDA


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LOB değil/yerine/= BÖLÜM


- LÜMEN/LUMEN[İng.] değil/yerine/= BORUMSU BOŞLUK


- MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN


- MAKYAJ ile/ve/değil BOYA

( [not] MAKE-UP vs./and PAINT )


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MAYMUNLAR ile/ve/değil BONOBOS MAYMUNLARI

( Gaia dergisindeki haberi için burayı tıklayınız... )


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEYHÂNE ile/ve/||/<> BOZAHÂNE[Fars. < BÛZEHÂNE(BİRAHÂNE)] ile/ve/||/<> KAHVEHÂNE


- MİDE ile BÖRKENEK(İKİNCİ MİDE)(GEVİŞ GETİRENLERDE)

( RUMEN/PAUNCH vs. RETICULUM )


- MINTIKA[Ar.] değil/yerine/= BÖLGE


- MISIR PİRAMİTLERİ ile/ve/<> MAYA PİRAMİTLERİ[KUKULKAN/EL CASTILLO] ile/ve/<> BOLİVYA PİRAMİTLERİ

( PİRAMİT: Merkezdeki ateş. )

( Gize - Kahire - Mısır'da. İLE/VE/<> Chichen-Itza - Yucatán - Meksika'da. İLE/VE/<> Desaguadero'da. [La Paz'dan 70 km. Batı'da, Peru sınır geçişi olan yolu üzerinde.] )

( Keops [M.Ö. 2550], Mikerinos, Kefren [M.Ö. 2520], Sfenks, Sakkara [M.Ö. 2650], Maldum Snefru [M.Ö. 2000], Dahahur [M.Ö. 2600], Dahahur Snefru [M.Ö. 3000], Sakkara Pepi II [M.Ö. 2250]. İLE/VE/<> Uxmal Tapınağı ve Teotehuacan. İLE/VE/<> Tiahuanaco. )


- MORATORYUM[Fr. < Lat.] değil/yerine/= BORÇ ERTELEME


- MÜELLİF TESPİTİ:
SATIR SAYISI ve/||/<> ÇİZİM/KARALAMA ve/||/<> BOŞLUKLAR ve/||/<> KENDİ İRÂDESİ

( Hicrî IV./V. yy.'a kadar, sin ve şın harfleri dişliydi. )


- MUKRİZ[Ar.] değil/yerine/= BORÇ VEREN


- MÜNKAD[Ar.] değil/yerine/= BOYUN EĞEN


- MUTÂVAAT[Ar. < TAV] değil/yerine/= BOYUN EĞME

( Baş/boyun eğme, itâat etme. | [dilb.] Dönüşlü. )


- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NECK :/yerine BOYUN


- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM


- NEGLEKT/NEGLECT[İng.]/İHMAL[Ar.] değil/yerine/= BOŞLAMA


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ


- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT

( QUALITY vs./and DIMENSION )


- NÖTR ile BOŞ

( NEUTER vs. EMPTY )


- ÖDEŞMEK ile/ve/<> BOY ÖLÇÜŞMEK


- ODUN TABAKASI, KSİLEM = TABAKA-İ HAŞEBÎYE = BOIS


- ODUN = HAŞEB = BOIS


- ÖDÜNÇ ile BORÇ

( KARZ-I HASEN: Faizsiz verilen borç. | Ödeme yapamayan borçlunun, helâl ederek borcundan vazgeçmek. )

( KARZ ile İKRAZ )

( LOANED vs. DEBT )


- OKUL = BOŞ ZAMAN ([Yun.] SCHOLé = [eski İng.] SCOL = OKUL = ...

( SCHOLA )


- ÖKÜZ ile BOĞA

( İğdiş edilmiş/kısırlaştırılmış eril sığır. İLE Damızlık eril sığır. )

( OX vs. BULL )


- ÖKÜZGÖZÜ ile BOĞAZKERE


- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ

( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )

( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )

( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )


- OMURGADA
YUVAR/DİSK:
OLAĞAN ile BOZULMUŞ ile BEL VERMİŞ ile FITIK ile İNCELMİŞ

( image )


- ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI

( image )

( ORANGUTAN vs. BORNEAN ORANGUTAN )


- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI


- ORSA[İt.] ile/>< BOCA[İt.]

( Yelkenleri, rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, iki taraftan da yelkenin ortasına bağlanan ip. | Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü. | Geminin, yelin geldiği yöne döndürülmesi. İLE Geminin rüzgâr almayan yanı. )


- ÖRÜMCEK ile BÖĞ/KARADUL/POY/RÜTEYLÂ[Ar.]/TARANTULA

( ... İLE Zehirli ve bazı örümcekler. )

( RÜTEYLÂ[Ar.]: Zehirli ve iri bir cins kır örümceği. )

( Madagaskar'da, 500'ün üzerinde, örümcek türü bulunmaktadır.[400'ü, dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz.] )

( ... İLE 2.5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. )

( ANKEBÛT/ANKÛT[çoğ. ANÂKİB] ile/ve ... )

( CÛLÂH, KEREV ile/ve ... )

( SPIDER vs./and TARANTULA )

( ARACHNE cum/et LYCOSA TARENTULA / LATRODECTUS MACTANS )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZ/LIK

( ... ile/ve AHTAL )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZLIK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- OWE :/yerine BORÇLU OLMAK


- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]

( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )

( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS )


- OYMAKLAR ile BOYLAR ile ALT BOYLAR

( TRIBUS vs. CLANS vs. SOUSCLANS )


- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/> UMURSAMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SIRADAN/LIK ile/ve/||/<>/> BOŞVERMİŞ/LİK


- PAINT :/yerine BOYAMAK


- PANCAR ve/||/<>/> BORŞ[< BORSCH] ÇORBASI


- PARA ile/ve/değil/yerine BOL PARA


- PARÇALANMIŞ/LIK ile BÖLÜNMÜŞ/LÜK

( TO BREAK INTO PIECES vs. TO BE DIVIDED )


- part vic.[Lat. < PARTIBUS VICIBUS] değil/yerine/= BÖLÜNMÜŞ DOZLARLA


- PARTİSYON değil/yerine/= BÖLME, BÖLÜM


- PATİKA ile/ve BOĞAZ


- PATLAMAK ile BÖSMEK

( ... İLE Bir maddenin, birdenbire gaz durumuna gelerek patlaması. infilâk etmesi. )


- PATLICAN ile BOSTAN PATLICANI

( ... İLE Az çekirdekli, iri, yuvarlak/topak ve oval bir patlıcan türü. )


- PAYLAŞMAK ile/ve BÖLÜŞMEK


- PAYPLAN[İng. < PIPELINE] değil/yerine/= BORUYOLU


- PEMDAS and/sometimes/||/<> BODMAS

( Parantheses > Exponents > Multiplication > Division > Addition > Subtraction AND/SOMETIMES/||/<> Brackets > Order > Division > Multiplication > Addition > Subtraction )

( Parantez > üstler > çarpma > bölme > toplama > çıkarma VE/BAZEN/||/<> Parantez > üstler > bölme > çarpma > toplama > çıkarma )


- PILATES TOPU ile/ve/değil BOBATH TOPU

( Pilates topu olarak bilinen top, Bobath topudur. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Dik oturmayı sağlamak ve birçok özelliğinden yararlanmak üzere kullanmanızı salık veririz. )


- PIPE :/yerine BORU


- PİŞİRMEK ile/değil/yerine BÖRTMEK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Az pişirmek, haşlamak. )

( [Fars.] PÛHTE: Pişmiş, pişkin, olgun. | NÂ-PÛHTE: Pişmemiş. )


- PLENTY :/yerine BOLCA


- POLİÇE[< İt. < Yun.] ile BOLİÇE

( Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir parayı, kendi adına ya da bir başkasının buyruğuna ödemesi için alacaklının, borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- POLİÇE[İt. < BOLIZZA] ile BOLİÇE[İbr.]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- PORSUK ile BOZ ALABAŞLI BOZ PİS PORSUK

( ... İLE Zeki Müren'in seslendirdiği/yaygınlaştırdığı tekerlemede geçen. )


- POTİN/FOTİN[Fr.] ile BOT

( Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı ya da yan tarafı lastikli ayakkabı. İLE ... )


- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK

( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )


- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]

( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )


- REGION :/yerine BÖLGE


- REGIONAL :/yerine BÖLGESEL


- REJYONAL/REGIONAL[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL


- REVK, KARN[Ar.], SERÛ[Fars.] değil/yerine/= BOYNUZ


- RÖFLE ile MEÇ ile GÖLGE ile BALYAJ ile BOYA ile DİP BOYA


- RÜYALANMA/İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve BOŞALMAK/İNFİTÂH[< FETH]

( Rüyalar. | Açık saçık rüyalar. Rüyada boşalma. İLE/VE Açılma. | Tıkanmış bir şeyin açılması. | Safra, belsuyu[meni] gibi sıvıların boşalması, akması. )

( İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve İNFİTÂH[< FETH] )


- YEL/RÜZGÂR ile BORA[İt. < BOREA < Yun.]/BURAN

( ... İLE Genellikle ardından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr. | Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr. )


- SAĞANAK ile/ve BORAN

( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )


- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]


- SÂHA[Ar.]/SEKTÖR[Fr.] ile BÖLÜM/KESİM/ALAN

( SECTOR vs. ZONE/AREA )


- ŞAHİN ile BOZKIR ŞAHİNİ


- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK

( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )


- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK

( SECRETION vs. EXCRETION )


- ŞAMPİYON[Fr., İng. < CHAMPION] değil/yerine/= BÖKE


- ŞAPKA ile/değil BO DOI

( ... İLE/DEĞİL Vietnam'da, koni biçimindeki şapkaların adı. )


- ŞAPKA ile/değil BONE


- ŞASE[Fr. SACHET] değil/yerine/= BOHÇA

( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. )


- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME


- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK

( DISEASE vs./and ENDEMIC )


- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME

( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )


- SECTION :/yerine BÖLÜM


- SEGMENT[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM | KESİT | PARÇA


- SEGMENTAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLÜ


- SEGMENTASYON/SEGMENTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME


- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM


- SELEN/SADÂ ÇIKIŞLARINDA:
BURUN ile/ve/||/<> DUDAK ile/ve/||/<> DİŞ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( A, E, O, Ö, U, Ü[ön, ün, on, en, an, un, nane, Nalan vb.] İLE/VE/||/<> B, M. P[baba, biber, bebek, mama, meme, pek, pes vb.] İLE/VE/||/<> D, T[dadı, dede, tuttu, tırtıl, taktı] İLE/VE/||/<> A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü )

( Almanca'da, daha çok, boğaz seleni; Fransızca'da, daha çok, dudak seleni; İngilizce'de, daha çok, diş seleni çıkar. )


- ŞEMPANZE ile/ve/||/<> BONOBO


- SEPET ile BOTSWANA SEPETİ

( ... İLE Ünlü olan bu sepetlerin üzerindeki süslemeler, "zürafanın gözyaşları", "boğa sidiği izi", "zebra ahı" gibi ilginç adlar taşımaktadır. )


- SEPTASYON/SEPTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENME


- SERÇE ile KÜÇÜK SERÇE ile AĞAÇ SERÇESİ ile SÖĞÜT SERÇESİ ile KAYA SERÇESİ ile KAR SERÇESİ ile BOZ SERÇE ile SARIBOĞAZLI SERÇE

( )


- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA


- SHIT :/yerine BOK


- SIKILMA ile "BOĞULMA"


- SİNDİRİM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ) ile/ve/||/<>/> BOŞALTIM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ)


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SIRP ile/ve BOŞNAK

( Müslüman olmayan Slavlar. İLE/VE Müslüman olan Slavlar. )


- SIZE :/yerine BOYUT


- SO :/yerine BÖYLECE, BU YÜZDEN


- ŞÖYLE ile BÖYLE ile ŞÖYLE YA DA BÖYLE ile ŞÖYLE VE BÖYLE

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS vs. [LIKE] THAT OR THIS vs. [LIKE] THAT AND THIS )


- SÖZÜN ÖZÜ PROGRAMINDA:
ÖNERİLEN KİTAPLAR ve/||/<> BÖLÜM ADLARI

( sehirisifkulubu.com/2018/11/24/sozun-ozu-programinda-tavsiye-edilen-kitaplar-ve-bolum-adlari )


- SPLIT :/yerine BÖLMEK, AYIRMAK


- STRANGÜLE/STRANGULATED[İng.] değil/yerine/= BOĞULMUŞ


- SUCH :/yerine BÖYLE, BU TÜR


- SUKABAĞI ile BORUKABAĞI

( ... İLE Boğumsuz, boru gibi uzun sukabağı. )


- KATMAN/TABAKA[Ar.] ile BÖLÜM


- TABULA RASA[İng.] değil/yerine/= BOŞ LEVHA


- TAHTA ile BORGATA

( ... İLE Halat kalınlığını ölçen delikli tahta. )


- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME


- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI


- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ


- TAM AYRI TUTMA/İSTİSNA ile/ve/||/<>/> BÖLÜMSEL/KISMÎ AYRI TUTMA/İSTİSNA


- TAMTAKIR ve/||/<>/= BOMBOŞ

( İçinde bulunması gereken şeylerden hiçbiri bulunmayan, bomboş. )


- TAZI ile/ve BORZOY

( ... İLE/VE Rus tazısı. )


- TEHİ[Fars.] değil/yerine/= BOŞ


- TEMEDDÜH[< MEDH] değil/yerine/= BÖBÜRLENME, KENDİNİ ÖVME


- TERRITORIAL[İng.] ile BÖLGESEL

( Belirli bir bölgeye ait. )


- TERRITORY :/yerine BÖLGE, TOPRAK


- TESTİ ile BODUÇ

( ... İLE/VE Ağaç testi. )

( SEBÛ ile/ve ... )


- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM

( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )


- THROAT :/yerine BOĞAZ


- THROUGHOUT :/yerine BOYUNCA


- THUS :/yerine BÖYLECE


- TIKNAZ/TIKIZ ile BODUR

( Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı. İLE Enine göre boyu kısa ve tıknaz. )


- TİLKİ ile BOZTİLKİ, ÇÖL TİLKİSİ, KIRTİLKİ, KUMTİLKİSİ


- TOPLAMA ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> ÇARPMA ve/||/<> BÖLME


- TOPOGRAFİ/TOPOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL ANATOMİ ÇİZGELEMESİ


- TOPRAK:
MİNERAL[Fr.] ve/||/<> ORGANİK NESNE ve/||/<> SU ve/||/<> BOŞLUK

( %45 ve/||/<> %5 ve/||/<> %25 ve/||/<> %25 )

( "Toprak ve Ekoloji" yazısı için burayı tıklayınız... )

( Normal sıcaklıkta, doğada, katı durumda birtakım maddelerle karışık ya da bileşik olarak bulunan ya da kimyasal yollarla elde edilen, inorganik madde. | İçinde inorganik maddeler bulunan. VE/||/<> ... VE/||/<> ... VE/||/<> ... )


- TOPRAKTA:
KÜÇÜK MEMELİ ve/||/<> TEK HÜCRELİ CANLILAR(PROTOZOA) ve/||/<> SOLUCAN ve/||/<> EKLEM BACAKLI ve/||/<> YOSUN ve/||/<> BOZGAN/BAKTERİ ve/||/<> MANTAR

( [Bir dönümde] 1 kg. VE/||/<> 15 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 250 kg. VE/||/<> 300 kg. )

( Bir cm. toprak tabakasının oluşabilmesi için en az 300-1000 yıl geçmesi gerekir. )

( )


- TOYGAR KUŞU ile BOĞMAKLIKUŞ

( ... İLE Toygar kuşunun bir türü. )


- TRABEKÜLASYON/TRABECULATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENİM


- TÜBÜL/TUBULE[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- TÜBÜL değil/yerine/= BORUL


- TÜBÜLER/TUBULAR[İng.] değil/yerine/= BORUCUKSU


- TÜR ile BÖLÜM

( Bir tür olan şey, zorunlu olarak bir bölümdür fakat bir bölümün aynı zamanda bir tür olması zorunlu değildir. )

( KIND vs. PART )


- TÜRKÜ ile BOZLAK

( ... İLE Orta ve Güney Anadolu'nun bazı bölgelerinde, bir türkü ezgisi. | Bu ezgiyle söylenilen, konusu acıklı türküler. )


- TURNİKE/TOURNİQUE[İng.] değil/yerine/= BOĞMAÇ


- TUVALET AYNASI ile BOY AYNASI


- ÜNİTE[İng. < UNIT] değil/yerine/= BÖLÜM | BİRİM, ÖLÇÜ, VAHİT

( Birim, vahit, ölçü. )


- ÇALIŞMAK GEREK:
UNUTABİLMEK İÇİN ve/||/<> BOŞ BOŞ DÜŞÜNMEMEK İÇİN ve/||/<> DALIP DALIP GİTMEMEK İÇİN


- UNUTMAK ile BOŞLAMAK/İHMAL[Ar.]

( TO FORGET vs. NEGLIGENCE )


- ÜROGRAFİ/UROGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BOŞALTIM SİSTEMİ GÖRÜNTÜLEMESİ


- UYUM ve/<> BOŞLUK/ARA


- VAAD/VÂDE ile/ve BORÇ

( Vâde, söz demektir. )

( Sakın para için evlenmeyin! Çok daha uygun koşullarda borç bulabilirsiniz. )


- VAKUM[Lat.] değil/yerine/= BOŞLUK


- VİRGÜL(",") KULLANIMI ile BÖLME(/AYIRMA/SLASH)("/") KULLANIMI


- XALAT[Azr.] = BORNOZ, İŞÇİ ÖNLÜĞÜ[Tr.]


- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- YÂL U BÂL ile BOY-POS

( BOY-POS )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"


- YAPILANMA ile/ve/<> BOZULARAK YAPILANMA

( ... İLE/VE/<> Özellikle kasların gelişiminde. )


- YARASA ile BORU BURUNLU YARASA


- YARIM BAKMA ile/ve/||/<> BÖLME


- YAŞAM DERSİ ALMA:
AÇ BİR MİDEDE ile/ve/||/<> BOŞ BİR CEPTE ile/ve/||/<> KIRIK BİR KALPTE


- YAŞAMIN MATEMATİĞİNDE:
ÇARPMA ve/||/<> BÖLME ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> TOPLAMA

( Gerçeklerle. VE/||/<> Ayrılıklara. VE/||/<> İnsanlık ölçeğinden. VE/||/<> Kendini ve/ya da kendinle. )


- YAŞAMSAL/VITAL ÖRGENLER:
BEYİN ile/ve/||/<> KARACİĞER ile/ve/||/<> AKCİĞER ile/ve/||/<> BÖBREK ile/ve/||/<> KALP


- YAYGIN AĞRI/LAR ile/ve BÖLGESEL AĞRI/LAR

( )


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR

( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )

( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )

( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.

"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.

Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.

Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.

İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" şeklindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.

Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.

Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.

Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.

Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )

( LIKE THIS vs./and/+/<>/> THIS EXIST TOO )

( SAN AFTO ile/ve/+/<>/> AYTO YPARXEI EPISIS, AFTO İPARHİ EPİSİS )


- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL


- YILAN ZEHİRİ ile BÖCEK ZEHİRİ

( SNAKE POISON vs. PESTICIDE )


- YILAN ile BOA YILANI

( ... İLE Boagillerden, yalnız Güney Amerika'da yaşayan, ağısız/zehirsiz, çok iri, güçlü bir yılan. )

( ... cum BOA CONSTRICTOR )


- YILAN ile/ve BOĞMAKLI YILAN


- YILAN ile/ve BOYUNDURUKLU YILAN


- YILAN ile BOZYÜRÜK

( ... İLE Başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zararsız ve zehirsiz bir yılan. )

( ... cum ERYX )


- YOĞUN ile BOL

( DENSE/INTENSIVE vs. ABUNDANT/AMPLE )


- YOK/LUK ile/ve BOŞ/LUK

( Görünmezler, tecelli etmezler. )

( NONEXISTENCE vs./and BLANK | CAVITY )


- YOK-VAR ile/değil BOŞ-DOLU


- YÖN ile BOYUT

( DIRECTION vs. DIMENSION )


- YÖRESEL ile/ve/<> BÖLGESEL


- YOZGAT =/< BOZOK

( ... =/< Osmanlı dönemindeki adı. )


- YUGOSLAVYA > BOSNA-HERSEK, HIRVATİSTAN, KARADAĞ, KOSOVA, MAKEDONYA, SIRBİSTAN, SLOVENYA

( )


- ZEHİRLEYİCİ(/"ZEHİRLİ") GAZ ile BOĞUCU(ASFİKSİYAN) GAZ

( ... İLE Yanardağ ya da maden ocağı gibi yerlerde çıkan tehlikeli gaz. )

(

Zehirleyici(/"Zehirli") Gazlar ile Boğucu Gazlar Arasındaki Farklar

1. Zehirleyici Gazlar (Toksik Gazlar)

Tanım: Solunduğunda gövdeye kimyasal olarak zarar veren, genellikle gözelere, örgenlere ya da sinir düzenine doğrudan etki eden gazlar.

Etkileri:

  • Gözesel işleyişi bozar.
  • Örgen yetmezliğine ya da ölümcül zehirlenmelere yol açabilir.
  • Etkileri genellikle kalıcı ya da gecikmelidir.
GazÖzelliği
Fosgen (COCl₂)İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan; akciğerlerde sıvı birikmesine neden olur.
Klor (Cl₂)Mukozalarda yanma, öksürük, boğulma hissi.
Hidrojen Siyanür (HCN)Hücrelerin oksijen kullanmasını engeller.
Kükürt Dioksit (SO₂)Solunum yollarında yakışa(tahrişe) neden olur.
Amonyak (NH₃)Göz ve solunum yollarında yanık etkisi oluşturabilir.

2. Boğucu Gazlar (Asfiksiyanlar)

Tanım: Solunduğunda doğrudan oksijenin yerini alarak ya da oksijenin kullanımını engelleyerek boğulmaya yol açan gazlar.

Etkileri:

  • Oksijenin yerini alarak ortamda boğulmaya neden olur.
  • Bazıları kandaki oksijen taşıma işlevini bozar.
  • Bilinç kaybı, baş dönmesi ve ani ölümle sonuçlanabilir.

a) Yalın Boğucular

GazÖzelliği
Azot (N₂)Kapalı ortamda oksijenin yerini alarak boğulmaya yol açabilir.
Metan (CH₄)Yanıcıdır; yüksek yoğunlukta oksijen yetersizliğine neden olur.
Helyum (He)Solunum yerine geçerek boğulmaya neden olabilir.

b) Kimyasal Boğucular

GazÖzelliği
Karbonmonoksit (CO)Hemoglobinle birleşerek oksijen taşınmasını engeller.
Hidrojen Sülfit (H₂S)Sinir düzenine hızla etki eder, solunumu durdurabilir.

Temel Farklar

Özellik Zehirleyici Gazlar Boğucu Gazlar
Etki biçimi Kimyasal zehirleyici etki Oksijen eksikliğiyle boğulma
Hedef Örgenler, gözeler, sinir düzeni Solunum düzeni ve kan dolaşımı
Örnek Gazlar Fosgen, HCN, Klor, NH₃ CO, CH₄, N₂, H₂S
Sonuç Zehirlenme, doku hasarı Bilinç kaybı, ölüm
Kalıcılık Kalıcı ya da gecikmeli etki Genellikle ani etki
)


- ZEKÂ değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)

( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )


- ZENGİNLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOLLUK


- ZİNCİR ile BOSA, MANTİLYE

( ... İLE Gemide kullanılan bir zincir. )


- ZONE :/yerine BÖLGE, ALAN

BÖ... ~ BÖ... ile başlayan FaRkLaR...

- BOAT vs. BOTH


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )

BÖ... ~ ... ile başlayan FaRkLaR...

- BOA YILANI ile/değil/||/<>/> MAHMUZLU YILAN/KUM BOASI

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> Türkiye’nin tek boa yılanı türü. )

( ... cum ERYX JACULUS )


- BOAR vs./and SOW


- BOARD :/yerine TAHTA, KURUL


- BOAT vs. BOTH


- BOAT :/yerine TEKNE


- BÖBREK AKTARIMINDA:
DEĞİŞTİRME değil EKLEME

( Böbrek aktarımı sırasında sorunlu böbrek, yenisi ile değiştirilmez. Gövdeye üçüncü bir böbrek takılır. )

( )


- BÖBREK:
İKİ ile/ve/||/<> TEK


- BÖBREK SANCISI/AĞRISI ile GAZ SANCISI/AĞRISI


- BÖBREK TAŞI ile/||/<> SAFRA TAŞI

( Böbreklerde mineral ve tuz birikimi ile oluşan sert kitleler. İLE/||/<> Safra kesesinde kolesterol ya da bilirubin birikimi ile oluşan sert kitleler. )


- BÖBREK TAŞI ile TARLADAKİ TAŞ

( HASÂT-ÜL-KİLYE ile ...
KİLYE[: Böbrek.] ile ... )

( CALCULUS vs. STONE )


- BÖBREK YANGISI(İLTİHABI)/NEFRİT[Fr. < Yun.] ile/ve ÖD/SAFRA KESESİ YANGISI(İLTİHABI) ile/ve DALAK[Ar. TIHÂL] YANGISI(İLTİHABI)

( NEFRİT, ZÂT-ÜL-KİLYE ile/ve KOLESİSTİT ile/ve SPLENİT )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin atık nesneleri ve fazla sıvıyı yeterince filtreleyememesi. İLE/||/<> Karaciğerin zehirleri ve atık nesneleri yeterince işleyememesi. )


- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ

( Böbreklerin işlevlerini yerine getirememesi. İLE/||/<> Karaciğerin işlevlerini yerine getirememesi. )


- BÖBREK ve/<> HAVUZCUK

( ... VE/<> Sidikborularının böbrekle birleştikleri yerde, huni biçimindeki genişlik. )


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BÖBREKSİ YAPRAK = VARAK-I KİLYEVÎ = FEUILLE OBLONGUE


- BÖBÜR

( Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan. )

( HYRAX SYRIENSIS )


- BÖBÜRLENME! ve KİBİRLENME! ve KÖPÜRME! değil/yerine/>< ABART! ve ÇOĞALT! ve PARLAT!

( )


- BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- BÖBÜRLENMEK ve/||/<> HORULDAMAK

( Gündüz. VE/||/<> Gece. )

( "Uyanıkken". VE/||/<> Uyurken. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK


- BÖCEK ile BENEKLİ, KIZIL BÖCEK

( ... İLE Ural ormanlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile ÇAM KESE BÖCEĞİ


- BÖCEK ile DALGIÇBÖCEĞİ


- BÖCEK ile DEV SU BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile FLATET BÖCEĞİ

( ... İLE Madagaskar'daki Baobab ağaçlarında yaşarlar. )


- BÖCEK ile GERGEDANBÖCEĞİ

( ... İLE 4 cm.'ye yakın boyda, erillerinde, sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren, kınkanatlı böcek. )

( ... cum ORYCTES NASICORNIS )


- BÖCEK ile GEYİKBÖCEĞİ

( ... İLE Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen 20-60 mm. boyunda, kınkanatlı böcek. )

( ... cum LUCANUS CERVUS )


- BÖCEK ile GÜMÜŞÇÜN

( ... İLE Püskülkuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, döşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, gövdeleri küçük parlak pullarla örtülü, kanatsız böcek. )

( ... cum LEPISMA SACEHARINA )


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ


- BÖCEK ile KALKAN BÖCEKLERİ

( ... İLE Birçok türü, tarım ve orman bitkilerinde asalak olarak yaşayan, kın kanatları kalkanımsı böcekler ailesi. )


- BÖCEK ile KIMIL

( ... İLE Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek ya da yiyerek ekin hastalığına yol açan, gövdesi kalkana benzeyen zararlı bir böcek. )

( ... cum AELIA ROSTRATA )


- BÖCEK ile KIRMIZ BÖCEĞİ

( ... İLE Zar kanatlılardan, küçük bir böcek. )

( ... cum COCCUS ILICIS )


- BÖCEK ile KUDUZ/KUNDUZ BÖCEĞİ

( ... İLE Kın kanatlılardan, hekimlikte yakı yakmak için kullanılan, 2 cm. uzunluğunda, parlak yeşil renkli bir böcek. )

( ... cum CANTHARIS )


- BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN

( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )


- BÖCEK ile KÜRK BÖCEĞİ

( ... İLE Kınkanatlılardan, esmer uzun kıllı, halı, keçe gibi nesneleri kemiren bir böcek. )


- BÖCEK ile PAEDERUS

( ... İLE Türkiye'de, 6 farklı türü bulunmaktadır. )


- BÖCEK ile SEPET YILDIZI BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile SUBÖCEĞİ/HİDROFİL

( Kınkanatlılardan, küçük su birikintilerinde yaşayan, 18 milimetre uzunluğunda, kahverengi bir böcek. )

( ... cum HYDROPHILUS CARABOIDES )


- BÖCEK ile SUDA KOŞAN BÖCEĞİ


- BÖCEK ile SUİKASTÇI BÖCEK

( ... İLE İğnemsi gagaları vardır ve kendi boyundan uzun, antenleri vardır. )


- BÖCEK ile TAKLABÖCEĞİ


- BÖCEK ile TAŞBÖCEĞİ

( ... İLE Kabuğu, katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça. )

( ... cum CYPRAEA )


- BÖCEK ile TESBİH BÖCEĞİ

( Tesbih böceklerinin soluk delikleri, bacaklarındadır. )


- BÖCEK değil VETA


- BÖCEKKAPAN ile DROSERA

( Bazı örgenleri, böcek yakalamaya ve sindirmeye uygun olan bitkilerin ortak adı. İLE Bunlara örnek bir bitki. )


- BÖCEKLER ile/ve/||/<> KUŞLAR ile/ve/||/<> MEMELİLER

( 3 milyon tür[1 milyonu kayıtlı]. İLE/VE/||/<> 8.000 tür. İLE/VE/||/<> 5.000 tür. )


- BÖCEKLİ CAMİSİ

( Erenköy'dedir. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BODDHIDHARMA


- MAĞARALAR'DA:
BODGAYA ve HİRA

( ... VE HİRA: Arayış. )


- BODHİ

( Aydınlanma, anlayış, bilgelik, evreni yöneten zekâ. Işıklanma, tam Aydınlanma. )


- BODHİ AĞACI, BO AĞACI

( Bilgelik-hikmet ağacı. Kutsal Hintinciri ağacı. Sidhartha Gautama'nın altında aydınlanmaya eriştiği büyük incir ağacı. )


- BODHİKAYA

( Aydınlanmanın meyvası olarak görülen Mutlağın Gövdesi. )


- BODHİMANDALA

( Aydınlanmaya ulaşılabilecek yer ya da küre. )


- BODHİSATTVA

( Geleceğin Budası. Nirvana'ya hemen girmeyip, sadece kendi aydınlanmasını değil, öteki tüm duyarlı varlıkların(hatta cansızların) aydınlanmasına adamış olan (Arhat'ın tam karşıtı) ve Nirvana'yı terkeden kişi. Yolun samimi takipçisi. Üç hazineden biri olduğu düşünülenler. (Özellikle Mahayana geleneğinde) )


- BODOSLAMA:
BAŞ ile/<> KIÇ

( Teknenin başını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. İLE/<> Teknenin kıçını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. )


- BODRUM KAT ile/ve/<> TAVAN ARASI

( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )


- BODRUM ile/ve/<> ÇEŞME


- BODY :/yerine VÜCUT


- BADİ GARD[İng. < BODYGUARD] değil/yerine/= KORUMA


- BOETIUS NOTA YAZISI ve GREGORIUS NOTA YAZISI


- BOG ile/> YIĞIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir mal yığını ya da çıkını. )


- BOĞA ile/ve/||/<> EŞEK ile/ve/||/<> YILAN ile/ve/||/<> BİLGİSİZ/CAHİL

( [...'ya yaklaşma!]
Ön tarafından. İLE/VE/||/<> Arka tarafından. İLE/VE/||/<> Yanından. İLE/VE/||/<> Hiçbir tarafından. )


- BOĞA ve/||/<> KURT ve/||/<> TURNA

( Güç simgesi. VE/||/<> Birliktelik simgesi. VE/||/<> Sanat, zarâfet ve ekin/kültür simgesi. )


- BOĞA ile/değil KUTUZ


- BOĞAN OTU/AKONİT[Yun. < AKONİT] ile/ve/||/<>/> AKONİTİN[Fr. < ACONITINE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Boğan otundan çıkarılan ve tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )


- BOĞANOTU ile/ve/||/<> İTBOĞAN/KAPLANBOĞAN

( ... İLE/VE/||/<> Boğanotunun bir türü. )

( ACONITUM cum ACONITUM NAPELLUS )


- YAKLAŞMA!:
BOĞAYA ile/ve/||/<> EŞEĞE ile/ve/||/<> BİLGİSİZE/CAHİLE

( Önünden. VE/||/<> Arkasından. VE/||/<> Hiçbir yerinden. )


- BOAYILANI ile AĞAÇ BOAYILANI

( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE Madagaskar'da yaşarlar. )

( BOA CONSTRICTOS cum ... )


- BOĞAZ ÜNSÜZLERİ'NDE:
H ile/ve/||/<> K ile/ve/||/<> G


- BOĞAZ/YUTAK YANGISI ile/ve BADEMCİK YANGISI

( Bademcik, aklın, beynin filtresidir, süzgecidir, can sıkılınca büyür. )

( FARENJİT ile/ve TONSİLLİT )


- BOĞAZ ile ARGIT/DAĞ BOĞAZI/DERBENT[Fars.]


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZ ile/ve/değil EŞİK


- BOĞAZ ile İSTANBUL BOĞAZI

( İNEKGEÇİDİ, BOSPHORUS[İng.] )


- BOĞAZDA İLK SEFER [DENİZ YOLCU TAŞIMACILIĞINDA]

( BALABAN İSKELESİ - KABATAŞ İSKELESİ arasında )


- BOĞAZIN:
ANADOLU KIYISI ile/ve RUMELİ KIYISI

( [Karadeniz[PONTUS EUXINUS]'den Marmara[PROPONTIS]'ya, Kuzey'den Güney'e]
ANADOLU KIYISI:
* ANKYREION: YUMBURNU
* AMPELODES: KABAKOZ KOYU
* DIOS SACRA: POYRAZ LİMANI
* KORAKION, MOKADION: FİLBURNU
* KHELAI, OPHRU LIMEN: KEÇİLİLİMAN
* HIERON, YOROS: ANADOLU KAVAĞI
* ARGYRONION: MACARBURNU, YÛŞÂ TEPESİ
* DAPHNE: UMURYERİ
* MUKAPORIS: HÜNKÂR İSKELESİ
* AIETU RHYNKHOS: SERVİBURNU
* AMYKOS: BEYKOZ
* KATANGEION, EIRANAION: ÇUBUKLU
* PHRIKSU LIMEN, BORADION: KANLICA
* PHIELA, PHIALE: KÖRFEZ
* POTAMONION: ANADOLUHİSARI
* EKAHAI: KANDİLLİ
* LYKADION: VANİKÖY
* KIKONION, SOPHIANAI: ÇENGELKÖY
* RHOLZUSAI, STAUROS: BEYLERBEYİ
* DAMAIS: SALACAK
* ARKLA: KIZKULESİ

ile/ve

RUMELİ KIYISI:
* SYMPLEGADES, KYANEAI: ÖREKETAŞI
* PANION: RUMELİ FENERİ
* GYPOPOLIS: PAPAZBURNU
* LYKION LIMEN: HAMSİ LİMANI
* EPHESIATES: BÜYÜKLİMAN
* TIMAEA TURRIS: DENİZ FENERİ
* SERAPIEION, KATASKEPEI?: RUMELİ KAVAĞI
* MILTON: TELLİ TABYA
* SKLETRINAS: SARIYER
* SIMAS: MESARBURNU
* BATHYKOLPOSKALOSAGROS: BÜYÜKDERE
* KLEIDES: KİREÇBURNU
* PHARMAKIAS, THERAPEIA: TARABYA
* PITHEKU LIMEN: KALENDER
* KOMARODES: YENİKÖY
* LASTHENES, SOSTHENION: İSTİNYE
* KYPARODES: EMİRGÂN
* GYNAKION LIMEN, PHONEAS: BALTALİMANI
* RHOODES: ŞEYTANBURNU
* HERMAION, PYRRIAS: RUMELİHİSARI
* KHELAI, PHILEMPORON: BEBEK
* HESTIA, ANAPLUS: ARNAVUTKÖY
* KALAMOS, TARASION: KURUÇEŞME
* KLEIDION: DEFTERDARBURNU
* ARKHEION, ARSABERU: ORTAKÖY
* IASONIAN, DIPLOKIONION: BEŞİKTAŞ
* PENTEKONTORIKON: DOLMABAHÇE
* THERMASTIS, BUTHARION: KABATAŞ
* PALINORMIKON: FINDIKLI
* AIANTEION: SALIPAZARI
* METOPEN, ARGYROPOLIS: TOPHANE )


- BOĞAZIN EN DAR NOKTASI

( RUMUELİ HİSARI ile ANADOLU HİSARI arası[698 m.] )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLAR('I)


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOĞMAÇ/TURNİKE[İng. < TOURNIQUET] ile TURNİKE[Fr. < TOURNIQUET]

( Kan akıntısını durdurmak için kanama noktasının gerisine yapılan sıkı sargı. İLE Kişilerin teker teker geçmesini sağlamak amacıyla bazı yerlere konulan, uclarından biri çevresinde dönebilecek düzende yatay olarak yerleştirilmiş çarpı biçiminde araç. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞSUK! ile/ve/||/<> PRANGA!

( Kölelerin boynuna geçirilen demir halka. İLE/VE/||/<> Kölelerin ayağına geçirilen demir halka. )


- BOGSUK/BOGSUQ ile/> KELEPÇE, PRANGA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMA ile/ve/değil/||/<> "BUNALMA"


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BOĞULMALARDA:
DİL KÖKÜNÜN GERİYE KAYMASI[BAYILMA VE BİLİNÇ KAYBI SONUCU] ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA SIVI DOLMASI ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA YABANCI NESNE KAÇMASI ile/ve/||/<> ASILMA ile/ve/||/<> AKCİĞERLERİN ZEDELENMESİ ile/ve/||/<> GAZLA ZEHİRLENME ile/ve/||/<> SUDA

( Gövdedeki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma oluşmasıdır.
[Belirtileri]
- Soluk almada güçlük.
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum.
- Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme.
- Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma.
- Genel sıkıntı hali, yanıtlarda isabetsizlik ve kararsızlık.
- Bayılma. )

( [İlk yardım.]
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbî yardım istenir[112]
- Yaşam bulguları izlenir. )

( [Suda Boğulmalar]
- Suda boğulmalarda, soluk borusu girişi kasıldığından dolayı, çok az miktarda su, akciğerlere girer.
- Özellikle soğuk havalarda, 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
- Suya atlama sırasında, genel gövde yaralanması/omurga kırıkları olabileceği öngörülerek, başın, çok fazla geriye itilmemesi gerekmektedir.
- İlk yardımcı yalnız ise 112 aranırken temel yaşam desteğindeki sıralamaya uygun olarak aramalıdır. )


- BOĞUM BOĞUM (AĞLAMAK)


- BOĞUM ile ENDAZE[Fars.] ile İPLİK ile ÖRÜMCEKTELİ ile PARMAK

( Çubuk şeklinde bir şeyin üzerinde, çepeçevre sıkılmış ya da şişmiş gibi bir durumda bulunan yer. | İki boğum arasındaki bölüm. | Arşının 1/60'ı olan eski parmağın 2.5 katına eşit uzunluk ölçüsü. | Yağmur borusunun, bileziğe oturduğu noktadaki şişkin bölümü. İLE Ölçü. | Eskiden, değerli kumaşları ölçmekte yararlanılan, 0,6575 m. uzunluğunda bir Türk uzunluk ölçü birimi. İLE Arşının 1/60'ı olan parmağın, 1/10'una eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE İpliğin, 1/100'ü eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandıkları, 75,774 cm.lik arşın. )


- BOĞUMLU GÖVDE = SÂK-I UCZÎ = TIGE NOUEUSE


- BÖĞÜRMEK ile ÖĞÜRMEK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BÖĞÜRTLEN ile MERMER BÖĞÜRTLENİ


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHEM/LİK ile/||/<> AYLAK/LIK

( Batı'da. İLE/||/<> Doğu'da. )


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BOJJHANGA

( Aydınlanmanın yedi unsuru:
1. Sati, smriti: Farkındalık
2. Dharma vicaya: Dharma'yı tefekkür etmek.
3. Viriya: Manevi enerji.
4. Piti: Sevinç.
5. Passadhi: Sakinleşmek.
6. Samadhi: Uyanıklık.
7. Upekha: Yaşamı tümüyle kabul etmek. )


- BOK BÖCEĞİ ile/değil AVUVA BÖCEĞİ

( )


- BOK-PİSÜR


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOKBÖCEĞİ ile GÜBREBÖCEĞİ

( Kınkanatlılardan, genellikle otçul memeli hayvanların dışkılarında yaşayan ve dışkıyla beslenen bir böcek. İLE Kınkanatlılardan, dışkı ile beslenen bir böcek cinsi. )

( GEOTRUPES STERCORARIUS cum ONITIS )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKE

( Kahraman, güçlü kişi. | Ulusal ya da uluslararası bir yarışmada ilk dereceyi alan, birinci olan, şampiyon. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BÖKTİR ile ÇUKUR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağlardaki çukur ve sert yerler. )


- BOKURSI/BOQURSI ile DEMİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saban demiri. İLE ... )


- BOL BOL ile/ve ÇOK ÇOK

( Besmele. İLE/VE Fatiha Sûresi. )


- BOL ÇİĞNEMELİ!


- BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BOL = BEYAZ (LEKE/BACAK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( BOL AT: Beyaz bacaklı at. )


- BOL- ile/||/<> -CERN

( Parça. İLE/||/<> Ayrı. )


- BOLÂHENK NISFİYESİ

( Piyanodaki "la" notasını "nevâ" perdesi olarak kabul eden akorda sahip yarım(nısf-nısfiye) ney. )


- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLGE ile/ve/<> İÇBÖLGE

( ... İLE/VE/<> Bir limanı, dışalım ve dışsatım etkinlikleri bakımından besleyen, ona çeşitli ulaşım yollarıyla bağlı, dar ya da geniş bölge. )


- IŞIKSIZ BÖLGE ile/ve/||/<>/> DİP/ABİSAL[Yun. < ÁBUSSOS / ἌΒΥΣΣΟΣ] BÖLGE

( Işığın uzanamadığı derin deniz bölgesi. İLE/VE/||/<>/> Açık denizlerin ya da okyanusların 4.000 - 6.000 metre arasında olan derin bölümleri.[Hiçbir zaman güneş ışığı almamaktadır ve sürekli karanlıktır.] )


- BÖLGELERİNE GÖRE ile/ve KONULARINA GÖRE ile/ve TEKNİK YAPILARINA GÖRE ile/ve İCRADA KULLANILIŞ TÜRÜNE GÖRE


- BÖLGESEL BASINÇ ile TOPLAM BASINÇ

( Bir gazın karışımdaki basıncı. İLE Karışımdaki tüm gazların toplam basıncı. )


- BOLİVYA <> VELLAGRANDE

( Adını, İspanyollar'a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Simon Bolivar'dan almıştır. <> Bu kasaba, adını, 1967'de, Bolivya dağlarında öldürülen Che Guevara için, yaklaşık 8.000 kişinin yaşadığı Vellagrande'de, ölümünün 30. yılında düzenlediği törenlerle, tüm dünyaya duyurmuş oldu.[Vellagrande sakinleri, evlerinin duvarlarını Che'nin portresi ve "Che yaşıyor!" sözüyle kaplamışlar.] )


- BOLLUK >< KITLIK

( BOLLUK-KITLIK )


- BÖLME/BÖLÜMLEME ile/ve FARKLILAŞTIRMA

( CLASSIFICATION vs./and TO GET BECOME DIFFERENT )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLME ile/ve/||/<> PAYLAŞTIRMA


- Bölmeden DİNLE!!!


- BÖLMEK ile AYIRMAK

( TO DIVIDE vs. TO SEPARATE )


- BÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< DIŞINA ÇIK(AR)MAK


- BÖLMEK ile/ve DOĞRAMAK


- BÖLMEK ile KATLAMAK


- BÖLMEK ile TOPLAMAK

( İkili. İLE Üçlü. )


- BÖLMEMELİ!


- BOLOMETRE

( Siyah bir nesnenin iletkenliğindeki değişimlerden çok az miktardaki radyasyon enerjisini ölçebilen elektrikli bir aygıt. )


- BOLOMETRE değil/yerine/= IŞINIMÖLÇER


- BOLŞEVİKLER ile/ve MENŞEVİKLER


- BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME


- BÖLÜK-PÖRÇÜK (İŞ YAPMAK)


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜK-İ RUMİYAN

( Anadolular Bölüğü. )


- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR

( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )

( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )


- BÖLÜM ile BENT[Fars.]

( ... İLE Bağ, râbıta. | Yasa maddesi. | Kitaplarda, kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. | Suyu biriktirmek için önüne yapılan set, büğet. | Gazete yazısı. | Yaz. )


- BÖLÜM ile BİRİM

( DIVISION vs. UNIT )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜM ile/ve/||/<> DÖNEM


- BÖLÜMLEME ile/ve/<> KÜMELEME


- BÖLÜMLEME ile/ve SINIFLANDIRMA

( Nesneleri, ilişkilendirdiğimiz belirli amaçlara göre düzenleme. İLE/VE Nesnelerin, kendilerine özgü özellikleri üzerine kurulur. )

( CLASSIFICATION vs./and CATEGORIZATION )


- BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK


- ...:
"BÖLÜMÜ" ile/ve/||/<> ... "YANI"


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK

( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )


- BÖLÜNEMEYEN

( INDIVISIBLE )


- BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNME ile/ve/<>/değil/yerine AYRIŞMA

( Belirleyici olan, bölünme ya da birleşme değil ayrışmadır. )

( Hücreler, bölündükleri gibi, ayrılarak ve ayrışarak çoğalmaktadır. Daha sonra biraraya gelen bütünlük görüntüsü ise ayrışmışların biraradalığıdır.[Sperm de yumurtaya ulaşarak önce birleşir ve daha sonra ikiye bölünerek ayrılan ve ayrılan her bir hücrenin de ikiye bölünerek ayrışmasıyla ve daha sonra yanyanalığıyla/biraradalığıyla "organ/hayvan/insan" dediğimiz bir bütün oluştururlar. Parmakların arasında da deri/et vardır fakat zamanı gelince hücreler bütünden ayrılarak, parmaklara parmak olma özelliklerini kazandırmış olur.] )


- BÖLÜNME ile DAĞILMA

( TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE )


- BÖLÜNME ile KATLANMA

( TO SPLIT vs. TO BE FOLDED )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BÖLÜNMEZLİK ve/<> NOKTA

( INDIVISIBILITY and/<> POINT )


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )


- BÖLÜŞTÜRME[TAKSİMAT] ile İKİRCİK(TEREDDÜT)


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBA ile MAYIN

( ... İLE Toprak altına, üstüne ya da suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya ya da basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde. )


- BOMBA ile TNT

( BOMB vs. TRINITROTOLUENE )


- BOMBARDON[< Fr.]

( En kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı. )


- BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOMBOK


- BOMBOŞ


- BOME DERECESİ

( Derişimi ifade etmek için kullanılan kuramsal bir terim. Teknikte derişimi ölçme özel bomemetrelerle yapılır. Bome derecesiyle verilen çözeltilerin yüzdelerine geçmek için matematiksel bir bağıntı yoktur.
[ DERİŞİM: Bir karışımdaki bileşenlerin bağıl miktarlarını gösteren büyüklük. | Bir karışımın, çözeltinin ya da bir maddenin belirli bir kütle ya da hacminde bulunan herhangi bir bileşenin miktarı. ] )


- BÖN BÖN[< BÖNG] (BAKMAK)


- BONCUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCİ

( İnciyi kuyumcuya götürmek gerek, semerciye götürürsen takar bir yere, boncuk diye. )

( ... ile LÜ'LÜ', DÜRR )

( BEAD vs. PEARL )


- BOND :/yerine BAĞ


- BONE :/yerine KEMİK


- BÖNG/BÖN ile/ve/||/<>/< ŞABANG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK

( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )


- [not] BOOK vs. WORK

( WORK instead of BOOK )


- BOOK :/yerine KİTAP


- BOOM :/yerine PATLAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BOR = ŞARAP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORAT ile KOLEMANİT

( Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz. İLE Hidratlı doğal kalsiyum borat. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ALMAK/ALAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> EMİR ALMAK/ALAN


- BORÇ-HARÇ (İŞİNİ HALLETMEK)


- BORÇ PARA:
KENDİ ile/ve/değil ZAMAN

( Verilen ve alınacak borç para, paranın kendi değil kişiye kazandıracağı zamandır. Verilecek paranın oranına göre düşünülmemelidir! )


- BORÇ ile ALACAK

( GARÎM[çoğ. GUREMÂ], DÂİN[Ar. < DEYN | DÜYÛN(çoğulu): Borçlar. ]: Alacaklı. )

( DEBT vs. THE CREDIT )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORÇ ile/ve/değil/yerine "EMÂNET"


- BORÇ ile KARZ-I HASEN

( ... İLE Faizsiz verilen borç. )

( MUHÎL: İhale eden, havale eden. | Borcunu başkasının borcuna nakleden. )

( MUKRİZ[< KARZ]: Borç/ödünç veren. )


- BORÇ ile KREDİ

( DEBT vs. CREDIT )


- BORÇ ile MİNNETTARLIK

( DEBT vs. GRATEFULNESS )

( ... cum GRATIA SEU GRATITUDO )


- BORÇ ile/değil/yerine ÖDEME/İTA[Ar.]

( DEYN[çoğ. DÜYUN] ile/değil/yerine VEFÂ )

( [not] DEBT vs./but LOYALTY
LOYALTY instead of DEBT )


- BORÇLU OLMAK/KALMAK ile ALTTA/ALTINDA KALMAK


- BORÇLU/LUK ile/ve SORUMLU/LUK


- BORCUNU ÖDEMEK:
ÖNCELİKLE ...
TEK TARAFLI BİR DURUM ile/ve/değil/||/<>/< ÖZELLİKLE BORÇLU İÇİN(KENDİ İÇİNDE) BİR RAHATLAMA(YÜKSÜZLÜK)


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI


- BORDA[İt.] >< ALABANDA[İt.] ile/ve PRUVA[İt.]

( Geminin yanı. >< Teknenin iç tarafı. İLE/VE Geminin önü. )


- BORDER :/yerine SINIR


- BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ ile/ve/||/<>/>/< YÜKSEK/DÜŞÜK BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ


- SINIRDA/BORDERLINE ile BIPOLAR

( )


- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI


- BORDÜR ile/||/<> KONTUR

( Kenar, genellikle süslemeli kenar şeriti. İLE/||/<> Çevre çizgisi. Figürleri ya da motifleri çevreleyen çizgi. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE


- (not BORED) GET/GOT BORED WITH


- BÖREK il/ve/||/<>/> ÇÖREK


- BÖREK ile KATMER

( ... İLE Yağda ya da sacda pişirilen bir börek türü. | Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği. | Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. )


- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ


- BÖREK ile/ve/değil/||/<>/< YUFKA


- BÖREK-ÇÖREK


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]


- BORN :/yerine DOĞMAK


- BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN

( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )


- BORNEO ve/<> KİNABALU TEPESİ

( Borneo Adası'nın en yüksek tepesi, 4101 m. yüksekliğiyle, Sabah eyalatinin başkenti olan Kota Kinabalu kentindedir. )


- BORNEO ile/ve/<> SABAH (EYALETİ)

( ... İLE/VE/<> Yerel dildeki "Sabah"ın sözcük anlamı, "rüzgârın altındaki kara" olarak çevrilmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Arazinin dağlık ve ormanla kaplı olmasından dolayı, nüfusun %75'i [1.5 milyon], sahillerdeki ovalarda yaşamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> Çin ile Sabah arasındaki ticaret ilişkileri, Song Hanedanı döneminde başlamış. XVII. yüzyılda, Sabah, Brunei Sultanlığı'nın bir parçasıymış ve günümüzde Filipinler'e ait olan doğu bölgesi, çıkan kargaşa sonunda, Sulu Sultanı'na verilmiş. 1877'de, İngiliz donanmasının, bölgedeki korsanlığa son vermesinden sonra, Borneo'nun kuzeyi, Brunei ve Sulu tarafından Avusturya'lı baron Johann Overbeck'e bırakılmış, o da burayı, [İngiliz] Dent kardeşlere satmış.
II. Dünya Savaşı sırasında, Japonlar tarafından işgal edilen Sabah [ya da o dönemdeki adıyla Kuzey Borneo], 16 Eylül 1963'te, [Londra'nın da etkisiyle] Malezya'ya katılmıştır. )


- BORNOZ[< Ar. BURNÛS/BORNÛZ: Elbise üzerine giyilen giyecek.] ile/ve HAVLU


- BORROW vs. LEND


- BORROW :/yerine ÖDÜNÇ ALMAK


- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT


- BÖRTÜ-BÖCEK (LERLE UĞRAŞMAK)


- BORU, ODUN BORUSU = Vİ'Â = VAISSEAU


- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM


- BORU ile/ve/||/<> RAKOR[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. )


- BORU ile/değil/yerine/>< SORU


- BORULAR, ODUN BORULARI = EV'İYE = VAISSEAUX


- BÖRÜLCE/BÜRÜCE/KARNIKARA ile KURŞUNOTU

( ... İLE Deniz börülcesi. )

( VIGNA SINONSIS / DOLICHOS cum ... )

( DOLICHOS BEAN, COWPEA, BLACK-EYED PEA vs. SEA BEAN/ASPARAGUS, SAMPHIRE, GLOSSWORT )


- BORUMSU UZANTI, STİLUS = İSTİTÂLE-İ ÜNBÛBÎYE = PROLONGEMENT TUBULAIRE, STYLE


- BÖRÜ/SİRHAN, DÎDÂN[< DÛD]/NEMF, ŞUFEYRE/ŞÜFEYRE, ÜŞBE[Ar.] / NYMPH[İng.] / NYMPHE[Fr.]: KURT | KURTÇUK


- BOŞ BİÇİM

( EMPTY MORPH )


- BOS/CEREBROSPINAL FLUİD değil/yerine/= BEYİN-OMURİLİK SIVISI


- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK


- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ


- BOŞ (BATIL) İNANÇ = SUPERSTITION[İng., Fr.] = ABERGLAUBE[Alm.] = SUPERSTITIO[Lat.]


- BOŞ KİŞİ ile/değil/yerine NİTELİKLİ KİŞİ

( Kişiyle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE İşiyle uğraşır. )


- Boş konuşmadan KONUŞ!!!


- BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- Boş konuştuğun için SUS!!!


- BOŞ OTURMAMALI!


- BOŞ SANDALYE ile/ve/||/<> ÇİFT SANDALYE


- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA


- BOŞ SÖZ ile/ve/değil DEDİKODU


- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI


- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM


- BOŞ YER BIRAKMAK ile İŞARET/SİMGE KULLANMAK


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞ ZAMANINDA GÖRÜŞMEK ile/değil GÖRÜŞMEK İÇİN ÖZEL ZAMAN YARATMAK


- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR


- BOŞ/LUK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK


- BOŞ ile/ve GEREKSİZ

( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )

( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )


- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ

( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )


- [ne yazık ki]
BOŞ ile/ve/||/<> İDDİALI


- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ


- BOŞ ile/ve/değil KOF

( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )


- BOŞ ile TENHA


- BOŞ ile/ve/||/<> YANLIŞ


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA GİTME" ile "GÜMBÜRTÜYE GİTME"


- Boşa konuşmadan isabetli KONUŞ!!!


- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- Boşalmak için KONUŞ!!!


- Boşaltmak için KONUŞ!!!


- BOŞANMA İSTEĞİ ile/ve/<> KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEĞİ


- BOSBOL


- BÖSBÜYÜK


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA

( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )

( )

( )

( )

( )


- BÖŞGEL[HAKANÎ] ile/= İNCE EKMEK/PİDE/YUFKA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yufka, pide gibi ince ekmek. İLE Ekmek. )


- BOŞGUT = ÇIRAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK


- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA

( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS: Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.

İLE/VE/||/<>

RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:

Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.

Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.

Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)

İLE/VE/||/<>

TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:

Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir. Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.

(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)

İLE/VE/||/<>

BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:

Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir. Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.



BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:

Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.

Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.

Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAMAMLAMAK


- BOŞLUK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- BOŞLUK ile/ve/<> ABARA

( ... İLE/VE/<> Köy evlerinin tavanlarında, iki direk arasında kalan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/değil ARALIK


- BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN

( [not] FREE vs./but TRANSCENDENT
TRANSCENDENT instead of FREE )


- BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU


- BOŞLUK ile DÜZ UZAY

( CAVITY vs. FLAT SPACE )


- BOŞLUK ile/ve/değil EŞİK


- BOŞLUK HACİM


- BOŞLUK" ile "KÂBUS"


- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN


- BOŞLUK ile KOFUL

( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )


- BOŞLUK ile/ve/<> KÜTLE


- BOŞLUK ile/ve/değil/||/<> MESAFE


- BOŞLUK ile/ve NÂL


- BOŞLUK ile SOKRA[Yun.]

( ... İLE Güverte döşemelerinde, iki ağacın uc uca gelmesiyle oluşan aralık. )


- BOŞLUK ile/ve/||/<> SU


- BOŞLUK ile/ve/<> VAROLAN/VARLIK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOSNA PİRAMİTLERİ'NDE:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> AY

( Düz. İLE/VE/||/<> Basamaklı. )

( 8 piramit bulunmaktadır. En yükseği, 220 m.'dir.[12.000 yıl önceye tarihlendirilmektedir.] )


- BOSS :/yerine PATRON


- BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK


- BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK


- BOSTÂNCIYÂN/BOSTÂNİYÂN

( Saray teşkilâtında, sultan saraylarının korunması ile görevli olanlar, bostancılar. )


- BOŞU BOŞUNA (YAPMAK, EYLEMEK)


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOT ile ÇİZME

( ... ile MÛZE )


- BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM


- BOTAR = İPLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir hasırın dokunmasında argaç olarak kullanılan iplik. )


- BOTERO'NUN RESİMLERİNDE:
ŞİŞMAN/LIK ile/değil OYLUM/HACİM VERME

( ... İLE/DEĞİL Abartır, büyütür, genişletir. Sanatçının abartılı bakışına/tutumuna işaret eder. )


- BOTH :/yerine HER İKİSİ


- BOTHER :/yerine RAHATSIZ ETMEK


- BOTOKS ile DOLGU

( "Clostridium botulinum" adlı bakteriden elde edilen kimyasaldır. İLE Hiyalüronik asitten oluşan bir jel. )


- BOTTLE :/yerine ŞİŞE


- BOTTOM :/yerine DİP


- BOTU ile/ve/||/<>/> TİTİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dişi deve. İLE Deve yavrusu. )


- BOUNDARY :/yerine SINIR


- BOUNDARY vs./and OTHER


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOWL :/yerine KASE


- BOX :/yerine KUTU


- BOY BOY ÇARŞAF ÇARŞAF (YAYIMLAMAK)


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK

( The NCD Risk Faktörü Birliği'nin 'Yetişkin İnsanda Boy Uzunluğu Trendlerinin 100 Yılı' adlı araştırması, bir ülkede, belirli bir zamanda, bireylerin boy ortalamalarının ne olduğunu ve 100 yıl içinde bu rakamların nasıl değiştiğini ortaya çıkarmayı hedefliyor. XX. yüzyılın sonunda, en uzun erkekler [ortalama 183 cm. boy uzunluğuyla] Hollanda'da doğdu. En kısa kadınlar ise [ortalama 140 cm. boy uzunluğuyla] Guatemala'da doğdu. 1896'da en kısa ve en uzun boylu memleketlerin arasındaki fark (hem kadın, hem erkekte) 20 cm. olarak kaydedildi. Bu, yeterli beslenme ve hastalıklara yatkınlık bakımlarından çok büyük farklar anlamına geliyordu. Son 100 yılda boy uzunluklarının nasıl değiştiği de ülkeden ülkeye farklılık gösterdi. 1996 yılında doğan İran'lı erkekler, 1896'da doğanlara göre 17 cm., Güney Kore'li kadınlar 20 cm. kadar uzundu. Güney Asya ve Afrika gibi ülkelerde, bireyler, 100 yıl önce olduklarından pek farklı bir boy uzunluğunda değiller ve hatta bazı ülkelerde, bireyler, 50 yıl önce olduklarından daha kısalar. Araştırma, boy uzunluğunun farklı ülkelerde farklı miktarlarda değişmesinin nedenini anlamayı ve bu bilgiyi beslenme ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, boy uzamasının daha iyi bir sağlık ve daha uzun ömür anlamına geldiği bilgisinin yaygınlaşması da amaçlanıyor. )

( )


- BOY :/yerine OĞLAN


- BOYA-BADANA


- BOYA ile/ve/||/<>/> APRE[Fr. < APPRÊT]

( ... İLE/VE/||/<>/> Kumaşın cilâlanması, perdahlanması. | Dokumacılıkta, boyacılıkta cilâ olarak kullanılan nesne. )


- BOYA ile/>< ASETON[Fr. < ACÉTONE] ile/><

( ... İLE/>< Birçok organik nesneyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı. )


- BOYA ile/değil/yerine KINA[Ar. < HİNNÂ]

( ... İLE Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. )


- BOYA ile KIZILKÖK

( ... İLE Kök boyası. )


- BOYA ile KOK BOYASI/KIRMIZISI/ALİZARİN[Fr. < ALIZARINE]

( ... İLE Kökboyasının köklerinden elde edilen kırmızımsı sarı bir boya, kök kırmızısı. )


- BOYA ile OMBRA[İt.]

( ... İLE Doğrama işlerini, kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya. )


- BOYA ile SUBOYASI

( ... İLE Su ile eriyebilen ağaç boyası. )


- BOYA ile TOPRAK BOYA

( Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen ya da içine katılan renkli nesne. | Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu ya da yağlı boya. | Aldatıcı görünüş. | Yazmak için kullanılan mürekkep. İLE İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı. | Minerallerden elde edilen boyar nesne. )


- BOYA/SI ile/ve/<> RENK/RENGİ


- BOY/BACAK BOYU ile/ve/||/<>/> BİSİKLET KADRO SEÇİMİ

( image )


- BOYFRIEND :/yerine ERKEK ARKADAŞ


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BOYKOT ile/ve/<> ZARAR ETTİREREK KARŞILIK VERME


- BOYLAM DEĞERLENDİRMEDE:
HADLEY SEKSTANTI ve/||/<> H-4 KRONOMETRESİ ve/||/<> TELESKOP


- Böyle! de DİNLE!!!


- Böyle! de, SUS!!!


- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")


- BÖYLE ve/||/<>/> BU DA VAR
ve/||/<>/>
GİBİ ve/||/<>/> OLABİLİR ve/||/<>/> DEĞİL ve/||/<>/> BİLE DEĞİL

( VARLIK - YOKLUK
[ l - O ]


Herhangi bir şeyden bahsedebilmemizin olanaklılığı ve/ya da tüm koşulları, ancak, varoluşla ve varolanların bilgisi ile başlar/başlatılabilir. Herhangi bir verinin de bir değer ya da nitelikli bilgi olabilmesi için varoluş kaynağına ve ilkesine yönelmiş olma zorunluluğu söz konusudur. Varoluştan bağımsız bir bilgi de söz konusu değildir.

Varolan/bilimi[ontoloji] olmadan, bilgi/bilim[epistemoloji] olmaz!

Varolanların değerinin bilinmesi ve anımsanması ise ancak o durumun, olanağın, nesnenin ya da kişinin kaybında ve/ya da yokluğunda söz konusudur. Fakat yaşamımızdaki, gövdemizdeki ve zihnimizdeki varolanların değerini bilmek içinse sahip olduklarımızın ya da ötelediğimiz ilişkilerin kaybını beklememiz gerekmemektedir.
"El duası olmadan, dil duası olmayacağını" anlayarak ve anımsayarak, bir şeylerin yaşanmasında ya da sahip olunmasında, kaygı duymanın anlamsızlığını da fark etmemizi, zamanında, araç ve olanaklarımız yerindeyken harekete geçmemiz sağlar.
İnsanın, kendini tanıma, gelişme ve gerçekleştirme sürecinde, aile, çevre, okul aracılığıyla edindiği eğitim ve öğrenim aşamaları bulunmaktadır. Bu süreçteki tüm bilgi, kayıt ve deneyimlerimizi, ekmek/sandöviç arası malzemesine benzetip, tüm bu süreç boyunca, bu malzemenin, yani bilgi ve deneyimlerimizin etrafında olmazsa olmazlarımız bulunmaktadır.
Bu olmazsa olmazlarımızın, kullanılagelenleri olarak en değerli ve öncelikli olanı, Sağlık ve Özgürlük'tür. İkinci sırada, Zaman ve Enerji'mizdir. Üçüncü sırada da, Bilgi ve Farkındalık'tır.
Uygulanagelenleri olarak, en değerli ve öncelikli olanı, Doğa ve Doğallık, ikinci sırada, Uyum ve Bütünlük'tür. Üçüncü sırada da, Gelişim ve Değişim'dir.

Bunların hepsinin temelinde, kaynağında, kökeninde ise
KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ
bulunmaktadır.

Büyük çoğunluk için yaşamın tamamı, bu dönemle sınırlı kalmış, bilgi ve (b)ilim süreci olarak, az ya da çok bilgi, kayıt, yorum ve deneyimle tamamlanmış ya da tamamlanacak olmasının yanı sıra, bu süreci aşmak isteyenler için bir sonraki ve üst aşaması/dönemi olan, (d)olgun insan olma ve kendini gerçekleştirmek üzere, bilgelik(irfan/hikmet) ile sürdürme bilincine ve dönemine girilir.

Bilgi ve bilim bilinci ve dönemi, dört şeyi bilme süreci içinde devam eder. Bir şeyin, içini ve dışını, öncesini ve sonrasını [zâhir, bâtın, evvel, âhir] bilmekle tanımlanır. Bilgelik dönemi ise bu dörde ek olarak, iki şeyi daha bilmekle, bilinen her bir şeyin, zaman ve zeminini bilmekle ve İlm-i Siyâset ile gerçekleşir.
[ İlim ile İrfan arasındaki FaRkLaR için...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7688 ]


Bu, dönemsel deneyimlerin ve donanımların temelinde, içinde ve/ya da dışında, paralelinde, ötesinde düşünülmeye ve yaşanmaya çalışıldığında ise ortada, ancak tek bir bilgi ve bilinç söz konusudur. VAR(OLAN) Bilinci ve Deneyimi.

Varolan[mevcud] bilinci, iki ve dört kavramdan oluşan düşünce, bakış, algılama, yorumlama, değerlendirme sürecinde bulunarak, bilinç ve yoğunlaşma isteğine göre değişmek üzere belirlenen ilk iki [Böyle ve Bu da var] ve sonraki dört sözcük/kavram [... gibi. | ... olabilir. | ... değil. | ... bile değil.] aracılığıyla, yaklaşık 3 ilâ 6'şar aylık sürede ve süreçte gerçekleşebileşecek işler kadar, ayrı ayrı çalışılarak gerçekleşebilir.

Zihnin, bu bilince alışması ve yeniden yapılandırılması için 3 ilâ 6 boyunca, gördüğümüz tüm nesnelere ve kişilere, tüm olaylara; duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz tüm olgu ve kavramlara, sadece, "Böyle" gözlüğü takılarak, Böyle'nin yanına, önüne, ardına, başka hiçbir düşünce, bilgi, sözcük yanaştırılmadan düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir. Çalışılan "Böyle" sözcüğü ve döneminden sonra, yine herşeye, sadece, "Bu da var" gözlüğü takılarak bakılması, düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir.

Bu çalışmalar sonrasında ise dört kavrama daha geçilebilecektir. Öncelikle, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz her bir şey, kişi, durum, süreç, imge, simge, kavram ya da ad/etiketin yanına, sadece, "... gibi." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Sonrasında ise yine aynı koşullar ve süreyle, "... olabilir." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Bu iki sözcükten sonra yine aynı koşullar ve süreyle fakat daha farklı bir zihin oluşturabilecek olan değilleme sürecinde, herşeyin yanına/sonuna "... değil." gözlüğü takılarak bakılacaktır. Bu sürecin dengelenmesi içinse dördüncü kavram olan "... bile değil." gözlüğü takılarak çalışılacaktır.

Varoluş bilincinin kapsayıcılığının yanı sıra, yetersizliği ya da sınırlılığı da söz konusudur. İşleyişi, "ya, ya da" "0 l" "mantığı/algısı" ya da "Newton Fiziği" ile düşünülebilen varoluş bilinci, doğa, fizik, matematik ve laboratuvarda geçerlidir.

OLuş bilincinde ise bir şeyin, ne ve ne kadar olduğundan çok ve ötesinde, şu/bu/o koşulda/biçimde olabilmesinin yanı sıra, hem belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmakla birlikte, hem de belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmayarak, ne belirli, ne de belirsiz bir koşul, zaman ve zeminde de bulunmadığı bilgisi ile "hem, hem de | ne, ne de" "mantığı/algısı" ya da "Kuvantum Mekaniği" ile tanımlanmaktadır. Bu bilinçte, sadece, "OLmak, OLan ya da OLuş" söz konusudur.

Tüm varoluşun, insanın, bilincin, süreçlerin ve sonuçların, herşeyin karşısında, Yokluk [O] alanı ve durumu söz konusudur. Dolayısıyla, herşeyin başında ve sonunda, yokluğu düşünmek, yok olmayı, bulun(a)mamayı, göz önünde tutmak durumundayızdır. Fakat bu bilgi ve bilinçle de bunu bilmenin ötesine geçmek zorunda olduğumuzdan dolayı, yokluğu da hem bilip, hem gözardı edebilecek kadarıyla "yok etmek", ne tek bilgi, ne de tüm bilgi ya da gerçeklik olarak kabul etmek isabetli olmayacağından dolayı, yok'un, yokluk ile ilişkisini, kendiyle sağlayamayacağımızdan dolayı da burada, elimizde kalan ve kullanılabilecek tek bilgi, "bile değil" kavramı ve sözcüğüdür. "Bile değil" bile olsa, onu kullanıyor olmak da bir varoluş alanı ve durumu oluşturacağından dolayı, "bile değil"i de "bile değil" ile devam ettirmek, bunları da yine ancak tekrar "bile değil" ile devam ettirmek ve sonsuza kadar, azalarak ve küçülerek, yok olarak gidebilecek tek kavram olan "bile değil", devam ettirilerek ve doğada, durabilerek; insanda ise susabilerek, tüm "süreç ve sonuç", "algı", "yorum", "kavramsallık", "ilkesellik", "evrensellik", "birlik" ve "bütünlük" deneyimlenir.
[Durmayabilmek ve susmayabilmek ise hâlâ insana özgülüğüyle ve ayrıcalığıyla, düşündüğünü düşünebilen, kuvantumsal ve sabit olmayan bir bilinç olmasından dolayı, insanın, zihninde, dilinde ve elinde olmaya, kısır döngü ya da nereye doğru ilerlediği bilinemeyecek eliptik bir döngü şeklinde devam eder durur.]


YOK(LUK)
[ xOx ] [ bile değil ]>[ bile değil ]>[ bile değil ] >[ bile değil ] >[ bile değil ]>[ bile değil ] ~ ]
^
|
|
OL(UŞ)[ hem O[yok] l[var] , hem de l[var] O[yok] ve ne O[yok] , ne de l[var] "mantığı/algısı" ]
( Şu/bu/o, şöyle/böyle/öyle, şu/bu/o kadar, şu/bu/o zamanda, zeminde, koşulda/biçimde, sınırlan(dır)madan ve çerçevelen(dir)meden,
herhangi bir şey(le) olmadan ve olmayan!
Sadece OLMAK, OLAN ya da OLUŞ! )
^
|
|
VAR(OLAN)
[ ya O ya da l "mantığı/algısı"]
[- BÖYLE | BU DA VAR ]
||/>
[ ... GİBİ >
... OLABİLİR >
... DEĞİL >
... BİLE DEĞİL ]

------------------------------------------------
(D)OLGUN/KÂMİL İNSAN
S~ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ~S
[OLGUNLUK/KEMÂL]

--------------------------------------
^
|
|

İNSAN
| KENDİNİ TANIMA SÜRECİ |
(GELİŞİM)


-------------------------------------
[OLMAZSA OLMAZLAR]

[Kullanılagelenler]

1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK

2.) ZAMAN ve ENERJİ

3.) BİLGİ ve FARKINDALIK

----------------------------------
| TÜM BİLGİ ve DENEYİMLER |
----------------------------------
[Uygulanagelenler]

1.) DOĞA ve DOĞALLIK

2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK

3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM
-------------------------------------------------
|KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ|
-------------------------------------------------
)

( Sigorta Sözcükler/Kavramlar İLE/VE/||/<>/> Varoluşsal Sözcükler/Kavramlar )


- BÖYLE/Sİ ile/ve/değil BU KADAR/I

( [not] LIKE THIS vs./and/but THIS MUCH )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYLU BOYUNCA (UZANMAK/YATMAK)


- BOYLU BOYUNCA ile SERE SERPE


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYNUZ ile/ve/yerine IŞIK

( KARN )


- BOYNUZLU ENGEREK ile ARAP BOYNUZLU ENGEREK

( )

( ... cum CERASTES GASPERETTII )


- BOYNUZU OLAN TEK GEYİK

( REN GEYİĞİ )


- BOYOTU

( Baklagillerden, çiçekleri mavi, sarı ya da beyaz renkli, kurutulan tohumları çemen yapımında kullanılan bir bitki. [Lat. TRIGONELLA FAENUGRAECUM] )


- BOY-POS


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN EĞMEK ile BAŞ KESMEK


- BOYUN EĞMEK ile/ve BELİRLENMEK


- BOYUN EĞMEK ile/değil DAYANÇ/SABIR ETMEK

( İNHİNA: Eğrilme, bükülme. | Baş eğme. )

( [not] TO SUBMIT vs./but PATIENCE )


- BOYUN EĞMEK ile/ve/||/<> DONUP KALMAK


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET


- BOYUN OMURLARI ile/ve/<> SIRT OMURLARI ile/ve/<> BEL OMURLARI

( TORTİKOLİS: Eğri boyunlu olma durumu. )

( TAHADDÜB[Ar. < HADEB]: Kamburlaşma, dışarı doğru çıkıntı oluşması. )


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUN ile/ve/<> OYUN

( Boyun kırılırsa, "Bu OYUN" biter. )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- ... BOYUNCA ile ... SÜRESİNCE


- BOYUNCUK, STİLUS = İBRE = STYLE


- BOYUNDURUK ile/ve/||/<> CENDERE


- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- BOYUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN


- BOYUT ile/ve/<> DERİNLİK


- BOYUT ile/ve EVREN

( DIMENSION vs. UNIVERSE )


- BOYUT ile/ve KESİRLİ BOYUT


- BOYUT ile/ve/değil ÖLÇÜ/EBAT

( [not] DIMENSION vs./and/but SIZE )


- BOYUT ile/ve SOYUT

( DIMENSION vs./and ABSTRACT )

( PARİMANA ile/ve DHYANA, CH'AN[Çince], ZEN[Jap.] )


- BOZ =/> AÇIK TOPRAK RENGİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖZ = BEZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZAYI ile GÖÇ EDEN BOZAYI

( ... İLE Sonbaharda göç eden, dünyadaki tek bozayıdır.[Artvin'den, kış uykusuna yattıkları bölge olan Sarıkamış'a] )


- BOZAYI ile KARAAYI

( Siyah renkte olabilirler. İLE Bozayı renginde olabilirler. )

( Burun buruna gelinirse ölü taklidi yapılarak kandırılabilirler. İLE Bir biçimde kaçmak gerekir. [Ölü taklidi yapılsa bile yemeğe kalkarlar.] )

( Ayıların gebelik süreleri 180-187 gündür. [Dişil ayılar uykularında doğurabilirler.] )

( Ayıların, uyuşukluk[kış uykusu] süreleri 7 aydır. [Bu süre içinde yemek yemez, su içmez, boşaltım işlemlerini gerçekleştirmezler.] [Gövdelerindeki üreyi proteine çevirir, kloaklarını, dışkı, kıl ve kuru ottan oluşan bir karışımla tıkarlar.] )

( Dişilleri 225 kg.'ya kadar, erilleri 500 kg.'ya kadar ulaşırlar. Dört ayak üstündeki boyları 1.5 metre iken iki ayak üstünde, 3 metreye kadar ulaşırlar. İLE ... )

( Eskiden daha geniş alanlarda yaygınlarken günümüzde[2012], ancak Alaska ve Kanada'da, 15.000 civarında kalmışlardır. İLE ... )

( Tırnakları 10 cm.dir. İLE ... )

( GRIZZLY/BROWN BEAR vs. BLACK BEAR )

( URSUS ARCTOS HORRIBILIS cum URSUS AMERICANUS )

( EL OSO )


- BOZAYI ile SURİYE BOZAYISI


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] / VALENS KEMERİ

( 800 m. [bugün] < 1200 m. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZKURT ile/değil GÖKKURT


- BOZMA ile/ve/<>/değil ÇARPITMA

( TAHRİF ile/ve/<>/değil ... )


- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME

( İFSÂD[< FESÂD] değil/yerine/>< ISLAH[< SULH] )


- BOZMA değil/yerine/= ÖZÜLDEN


- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK


- BOZMAK ile DEĞİŞTİRMEK

( Tahrife, tarif gerekmez. )


- BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK


- BOZMAK ile/değil KORUMAK


- BOZMAK ile ÜZMEK


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZOKLAR ile/ve ÜÇOKLAR


- BOZON/LAR ile/ve/||/<> FERMİYON/LAR

( Tam spinli. İLE/VE/||/<> Yarım spinli. )

( İşlenebilir, içine girilebilir/nüfûz edilebilir. İLE/VE/||/<> İşlenemez, içine girilemez/nüfûz edilemez. )

( Birleşerek. İLE/VE/||/<> Dışlayıcı. )

( Glüyon.[kuvvet/alan] İLE/VE/||/<> Elektron. )

( Sürekli nicelik. İLE/VE/||/<> Süreksiz nicelik. )

( Özdeşmiş gibi davranma. İLE/VE/||/<> Özdeş değilmiş gibi davranma. )

( Korunum ilkelerinin yazım olanaksızlığı. İLE/VE/||/<> Korunum ilkelerinin yazım olanaklılığı. )

( Güç taşıyıcı parçacıklar [fotonlar]. İLE/VE/||/<> Nesneyi oluşturan parçacıklar. [elektronlar, protonlar] )


- BOZUK PLAK (GİBİ) ile/ve/||/<> TEMCİT PİLAVI (GİBİ)


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )


- BOZUK ile ÇÜRÜK

( GONE BAD vs. ROTTEN/DECAYED )


- BOZUK ile SORUNLU


- BOZUK/BOZUQ =/> HARABE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Zihinsel/psikolojik. İLE/VE/DEĞİL Gövdesel/somatik. )

( Mekanikte. İLE/VE/DEĞİL Organikte. )

( Nedeni bilinmiyorsa. İLE/VE/DEĞİL Nedeni biliniyorsa. )

( Hastalanmamak en büyük hastalıktır. )

( Uzun sürmeyen hastalıkların değerini bilmek gerek. )


- BOZUKLUK ile/ve/ya da/||/<> İŞLEVSİZLİK


- BOZUKLUK ile/ve/değil/||/<>/< RAHATSIZLIK


- BOZULMA/TAGAYYÜR[Ar. < GAYR] ile/ve/değil ÇÜRÜME


- BOZULMA ile/ve/||/<>/> ÇÜRÜME ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME ile/ve/||/<>/> PARÇALANMA ile/ve/||/<>/> DAĞILMA


- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM


- BOZULMA ile/değil SAPMA


- BOZULMA ile/değil TAKILMA


- BOZULMA ile YOZLAŞMA

( TO PERISH vs. TO DEGENERATE )


- BOZUNTU

( Taklitte kalan. )

... ~ BÖ... ile başlayan FaRkLaR...

- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- ADDISON[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ SALGI YETERSİZLİĞİ HASTALIĞI


- AEROSEL[Fr.] değil/yerine/= BOYUNDA GİZLİ UR


- AĞAÇKAKAN ile BOYUNÇEVİREN

( ... İLE Ağaçkakan ailesi içinde yer alır. Ağaçkakandan çok, bir ötücüye benzerler. Orman açıklıkları barındıran, yaprak döken ormanlar ve ağaçlı açık arazilerde yaşarlar. Göç sırasında, çok değişik alanlarda görülebilirler. Tek göçmen ağaçkakandır. Başlıca avları, karıncalar ve öteki böceklerdir. Özellikle, karınca yuvalarının başında, onu, beslenirken görebiliriz. Gagaları kısa ve sivri, başları yuvarlaktır. Gövdelerinde, kahverengi benekler ve enine çizgiler vardır. Sırtı gri, kahverengi ve kirli sarı renklerde sık desenlidir. Sırtının ortasında, uzun ve koyu renk bir çizgi vardır. Alt tarafı, ince çizgili; boğazı, altın rengi-kremdir. Ağaçkakan ailesinde, ağaçkabuğu rengi tüylere sahip tek türdür. Kuyruğu uzun, geniş ve sık çizgilidir.

Sıkıştırıldıklarında kendilerine özgü bir korunma yöntemine başvururlar. Önce, kuyruk tüylerini aralayarak boyunlarını uzatırlar ve baş tüylerini, yukarı doğru kısa bir ibik halinde kaldırırlar; sonra, başlarını ve boyunlarını döndürerek yana yatırırlar ve aniden başlarını geri çekerek yılan taklidi yaparlar. )


- AGAMİ değil/yerine/= BORAZANKUŞU

( Güney Amerika'da yaşarlar. )


- AGORA ile/||/<> AKROPOLİS ile/||/<> BOULEUTERİON ile/||/<> FORUM ile/||/<> GYMNASION ile/||/<> STADION/STADIUM ile/||/<> HIPPODROMOS ile/||/<> ODEON[< ODEION: ŞARKI SÖYLEMEK]

( Antik Yunan kentlerinde, stoalar ile çevrelenmiş, içinde ya da yakınında tapınak, bouleuterion gibi dini ve resmi yapıların bulunduğu toplumsal ve ticari yaşamın yoğunlaştığı alan. İLE/||/<> Antik Yunan kentlerinin en yüksek tepesinde bulunan, savunma amaçlı surlarla sarılıp bir tepe üzerine inşâ edilen özel bölge. İLE/||/<> Antik Yunan kentinde yönetimle ilgili işlerin görüldüğü meclis binası[günümüzdeki kent kurulu/senato karşılığı]. İLE/||/<> Antik Roma kentlerinde, kent merkezinde yer alan, içindeki ve çevresindeki yapılarla Yunan kentlerindeki ağora ile aynı işlevi taşıyan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve Roma kentlerinde beden eğitimi ve spor etkinliklerinin yapıldığı yer. İLE/||/<> Antik Yunan ve Roma'da atletizm için kullanılan, çevresinde oturma basamakları bulunan, bir ucu yarım daire biçiminde sonlanan, uzunlamasına, dikdörtgen plana sahip olan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve özellikle Roma kentlerinde at ve araba koşularının yapıldığı, etrafı izleme yerleri ile çevrili alanlar. İLE/||/<> İçinde müzik yapılan yer.[Çoğu kez küçük bir tiyatro biçiminde ve genellikle üstü kapalı bir yapı.] )


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ/ZAMBULA[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- ÂHİYÂNE[Fars.] değil/yerine/= BOĞAZ


- ÂHŞÜME[Fars.] değil/yerine/= BOZA


- AIRBUS A320 ile BOEING 747


- AKİTTE:
TASAVVUN SURETİYLE BEYİ ile/ve/||/<> TEVLİYET ile/ve/||/<> TERÂBUH ile/ve/||/<> TEHASSÜR ile/ve/||/<> ŞİRKET ile/ve/||/<> İKÂLE ile/ve/||/<> MÜBÂDELE ile/ve/||/<> SARF ile/ve/||/<> TEVEHHÜP ile/ve/||/<> SULH ile/ve/||/<> BORÇ ile/ve/||/<> TEATİ ile/ve/||/<> HIYAR ile/ve/||/<> SELEM ile/ve/||/<> MEŞRÛİYET KEYFİYETİ ile/ve/||/<> RIZÂ VE MUVAFAKAT >< FUZÛLÎ


- ALACAKLI TEMERRÜDÜ ile BORÇLU TEMERRÜDÜ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALAN ile/ve BOŞLUK

( İkisi arasındaki boşluk, köprünün kendidir. )

( The very gap between is the bridge. )

( FIELD vs./and CAVITY )


- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON


- ALONG :/yerine BOYUNCA


- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )

( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )


- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU


- HUNNAK[Ar.]/ANJİN[Fr. < Yun. < ANGINE] değil/yerine/= BOĞAK

( Boğaz mukozasının şişmesi. )


- ARAZİ ile BOSTAN[Fars. < BÛSTÂN]

( ... İLE Sebze bahçesi. | Kavun, karpuz tarlası. | Kavun ve karpuza verilen ortak ad. )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARPAYI BOL BULMAK ile/ve/||/<> BOSTANI BOŞ BULMAK


- ARSLAN ve KARTAL ve BOĞA ve İNSAN

( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )


- ARTİKÜLASYON[Fr., İng. ARTICULATION] değil/yerine/= EKLEMLEME, EKLEM | BOĞUMLANMA, KONUŞMA SESİ OLUŞTURMA | DİŞLERİN KAPANIŞ İLİŞKİSİ


- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]


- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI

( image )


- ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK


- AYAZ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( Lokman Hekim, 32 temel hastalık belirlemiş. 16'sının, soğuktan; 16'sının da "yeme-içme"den kaynaklandığını görmüş. Üşütmemeyi ve çok yememeyi yeğlemeliyiz. )


- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL


- AYRILMA ile/ve/||/<>/> BOŞANMA


- AZALMA ile/ve BOZULMA


- BÂB[Ar.] değil/yerine/= BÖLÜM, KONU BAŞLIĞI | KAPI

( Kapı, sığınılacak yer, başvurulacak yer. )

( Bir kitabın bölümlerinden her biri. )

( İş, husus, madde. )


- BAĞIR ile/ve BÖĞÜR

( Göğüs kafesinin üst bölümü. İLE/VE Göğüs kafesinin alt bölümü. [Aşağıdaki 11. ve 12. kaburgaların bulunduğu bölge] )


- BAĞIRMAK ile BOZLAMAK

( ... İLE Devenin anırması/"bağırması". | Çığlık koparmak. )


- BAGIŞ ile BOGIM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kol, bacak ya da parmaklann eklem yerleri. İLE Parmak eklemi. )

( Kamış ya da genel olarak tüm sazlık bitkilerin boğumları. )


- BAĞIŞ ile/ve BORÇ

( Sahip olunan nakit paranın en fazla 3'te 1'i. İLE/VE Sahip olunan nakit paranın en fazla 10'da 1'ini tek kişiye ya da paylaştırarak birkaç kişiye. )


- BAĞLAYICILIK ile/ve BORÇLULUK


- BAKI KULU ile/||/<> BÖCEKBAŞI ile/||/<> DEFTERDAR ile/||/<> MÜLTEZİM

( Vergi denetimi ve tahsili ile maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. İLE/||/<> Zabıta görevlisi. İLE/||/<> Osmanlı Divan Teşkilatı'nda mali işlerle görevli kişi. İLE/||/<> Bir bölgenin devletçe toplanacak gelirlerinin müteahhitliğini yükümlenen kişi. )


- BAKTERİ değil/yerine/= BOZGAN/ÇÖPÜK


- BALİNA ile BOYNUZLU BALİNA

( ... İLE Burunlarındaki uzantı, boynuz değil sol kesici dişlerinden birinin uzamış olmasıdır. )


- BAŞTAN BAŞA ile BOYDAN BOYA


- BAYICI ile BOĞUCU


- BAZI AYRINTILARA DEĞİNME:
YANLIŞ ANLAŞILMAMASI İÇİN ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLUK KALMAMASI/BIRAKMAMAK İÇİN


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- BEREKET ile/ve/||/<> BOLLUK


- BERGMAN ile/ve/||/<> BORGMAN

( Einstein'in, Amerika'ya giderken yanında olmasını istediği iki matematikçi. )


- BETİK = KİTAP = BOOK[İng.] = LIVRE[Fr.] = BUCH[Alm.] = LIBRO[İt., İsp.]


- BEY ile/ve/||/<>/> BOY

( Bey'in kararı/tutumu/dini vb. İLE/VE/||/<>/> Boy'un kararı/tutumu/dini. )


- BEYAZ KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Ancak tuzlu suda yaşayabilirler. İLE/VE Hem tuzlu, hem de tatlı sularda (akarsularda) da yaşayabilirler. )


- BEYHÛDE değil/yerine/= BOŞUNA


- BEYİN ile/ve/<> BOZMADDE

( ... İLE/VE/<> Sinir gözelerinden oluşan, beyinde dış, omurilikte iç tabaka. )


- BEZEK =/> BOYAMA/SÜSLEME
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- Bİ[Oğuz] = BÖY/BÖG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. )


- BIGRIG/BOGRUG ile BOGRUL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saman çuvalı, tulum ve benzerlerinde görülen şişkinlik. İLE Dolu bir heybe, bir tulum ya da benzeri nesnelerde görülen şişkinlik, çıkıntı. )

( BOGRUL KOY/BOGRUL QOY: Boğazı ak koyun. )


- BİLİNEMEZ ile/ve/=/||/<> BÖLÜNEMEZ


- BİTKİBİLİM = BOTANİK = BOTANIQUE


- BİTKİBİLİM = BOTANY[İng.] = BOTANIQUE[Fr.] = BOTANIK[Alm.] = BOTANICA[İt.] = BOTÁNICA[İsp.]


- BİTKİLER = NEBÂTÂT = BOTANİK = BOTANIQUE


- -BLAST ile -BORN/E ile -EKTAZİ ile -EKTOMİ ile -GRAF ile -GRAFİ ile -GRAM ile -MALASİ, -MALAZİ ile -MEGALİ ile -OSTOMİ ile -ÜRİ

( -göze[si] öncüsü. İLE ... kaynaklı. İLE ... genişlemesi. İLE ... alım/ı / çıkarım/ı. İLE -yazar, -çizer. İLE -yazım/ı, -çizim/i, -çekim/i. İLE -yazı/sı, -çizim/i, sayım/ı, -ölçüm/ü. İLE ... yumuşaması. İLE ... büyümesi, ... büyüklüğü. İLE ... ağızlaştırımı. İLE ... işeme. )


- BOAT vs. BOTH


- BÖBREKLERİN YAPISI ile BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ

( Böbrek ünitesi adı verilen fonksiyonel birimlerden oluşur. İLE Kanı süzmek, atık nesneleri ve fazla suyu sidikle gövdeden atmak ve kanın pH dengesini korumaktır. )


- BOCA/POCA[İt.] >< ORSA ile BOCA

( Geminin, rüzgâr almayan yanı. >< Rüzgâr altı/üstü. İLE Kaptaki/tenceredeki bir şeyi olduğu gibi dökmek. )

( BOCALAMAK: Geminin, rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmesi. | Bir işte, tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. )


- BOCA[İt. < POGGIA] ile BOCA (ETMEK)

( Geminin rüzgâr almayan yönü, rüzgâraltı, orsa ya da rüzgârüstü karşıtı. İLE Geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. | Birden çevirip boşaltmak, dökmek. )


- BOÇI ile BOÇI KOPUZ/BOÇI QOPUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE Bir lavta çeşidi. )


- BOD ile BODUN/BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boy. İLE Halk, tebaa, avam. )


- BOĞAZ ile BOĞAZ

( Boynun ön bölümü. İLE İki kara arasındaki bölüm. )


- BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ


- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- BÖG/BÖY/Bİ ile BÖGDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. İLE Hançer. )


- BÖGEN ile BÖGEN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İktidarsız. İLE Körbagırsak. )


- BOGIM ile/> BOGIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )


- BOGMAK/BOGMAQ ile BOGMAK/BOGMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek düğmesi. İLE Altından ya da başka madenlerden yapılan, değerli mücevherler ve incilerle süslü, gelinin taktığı bir gerdanlık. )


- BÖGRÜL ile BÖĞÜR ile BÖĞÜR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Beyaz beneklere sahip hayvanlar. İLE Böğür. İLE Kuça kenti ile Uygur ülkesi arasında bulunan bir dağın doruğunda bulunan bir kale.[sınır noktasıdır] )


- BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK


- BOGULDI ile BOGUNDI ile BOGUNDI ile BOGUŞDI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adam boğuldu. İLE At boğuldu. İLE Hayvanların sidik torbası[mesanesi]. İLE Onlar birbirini boğdu. )


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BOGUZ ile/> BOĞAZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI

( Bir atomda, elektronların, çekirdek etrafında, belirli ve kesikli dairesel yörüngelerde hareket ettiğini ve elektromanyetik ışın soğurulması ve yayınlanmasının, ancak, elektronun izinli enerji düzeyleri arasındaki geçişe karşılık geldiğini ileri süren atom modeli kuramı.
İLE
Breit Wigner formülünden üretilen, çekirdek tepkimeleriyle ilgili kuram.
İLE
Elektronların, Rutherford ve Bohr atom modellerinde ileri sürdüğü gibi, dairesel yörüngelerde değil, eliptik yörüngelerde hareket ettiği varsayımına göre yer vektörü ¯r ve 0 açısına bağlı olarak, nr ve nθ radyal ve azimütal kuvantum sayıları olmak üzere [ƒpθ dθ = nθh → pθ = nθh ve ƒpr dr = nrh → pr = nrh] iki yeni kuvantlaştırma koşulu ileri süren model. [Burada, p: momentum; h: Dirac sabitidir.]
İLE
Manyetizmanın, bir kuvantum olayı olduğu ve klasik fizik sınırları içinde kalınarak anlaşılamayacağını ileri süren kuram.
İLE
Sıvı damlası modeline göre, yüzey geriliminden dolayı sıkıştırılamaz ve düzgün yüklü olduğunu varsayarak, çekirdeğin bölünmeye karşı kararlılığını hesaba katan kuram.
İLE
Elektronun manyetik momentinin, yörüngesel açısal momentumunun en yüksek değeri L = l.h ve l = 1 için μβ = e . h / 4Πm = 9.274 x 10¯24 A . m² ile verilen değeri. [Burada, h: Planck sabiti; e: elektron yükü ve m: kütlesidir.]
İLE
Mikroskobik sistemleri açıklayan kuvantum mekaniği ilkeleri, makroskobik sistemlere uygulandığında da zorunlu olarak aynı sonuçları verir. | Toplam değerleri Q1 ve Q2 olan yük dağılımlarının, uzayın herhangi bir noktasında oluşturdukları potansiyeller, sırasıyla, U1 ve U2 ise Q1 x U2 = Q2xU1 'dir. | Sınır yüzeyleriyle çevrili bir akışkan sisteminde, yüzeylere dik v1 ve v2 hız bileşenlerinden kaynaklanan basınçlar, sırasıyla P1, P2 ise tüm yüzeyler üzerinden Σv1x P2 - v2 x P1 = 0 'dır. )


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ

( [Bohr kuramında] Hidrojen atomunun temel seviye[taban enerji seviyesi] yörüngesinin yarıçapı. İLE Bir hidrojen atomunda, çekirdeğin çekim alanında dolanan bir elektronun izlediği kapalı yörünge. )


- BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


- BOKAK/BOQAQ ile BOKUK/BOQUQ ile BOKUK/BOQUQ

( Kuş kursağı. İLE Çiçek tomurcuğu.[Çiçeğin açmadan önce çanak yapraklarla sarılı durumu.] İLE Âdemelmasının iki yanında, deri ile et arasında oluşan et parçası.[guatr] )


- BOK/BOQ ile BOK/BOQ[Oğuz] ile BOK/BOQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekmekteki küf. İLE Dışkı. İLE Kavunun yere düştüğünde çıkarttığı ses. )


- BÖKSEG ile BÖKSEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Göğüs ile boyun arasındaki bölge, göğsün yukarı bölümü. İLE Kadının memesi. )


- BOKSİT ile BÖHMİT

( ... İLE Formülü, Al2O3.H2O olan bir tür boksit. )


- BOLERO ile BOLERO ile BOLERO

( Kısa ve kolsuz hanım ceketi. İLE Ağır ritimli bir İspanyol dansı. İLE Ağır ritimli İspanyol dansının müziği. )


- BÖLME ile BÖLÜK


- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )


- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


- BÖLÜM ile BÖLME

( DIVISION vs. PARTITION )


- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT

( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN


- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ


- BOMB :/yerine BOMBA


- BOMBING :/yerine BOMBALAMA


- BOOT :/yerine BOT


- BOR ile BOR

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )

( ... İLE TMMOB Bor Raporu )


- BOR ile BORAKS

( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal şekli çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik şekli endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )

( BORON vs. BORAX )

( BORE avec BORAX )

( BOR mit BORAX )


- BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


- BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


- BORBAG ile BORBADI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )


- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )


- BORÇ ile BORÇ/BORŞ

( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK


- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE

( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )


- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurt. İLE Başlık. )


- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN


- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN


- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA


- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]

( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )


- BOW vs. BOW

( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )


- BOY ile BOY

( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )


- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )


- BOYIN =/> BOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )


- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE

( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )


- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )


- BOYNA ile BOYUNA

( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )


- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )


- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK


- BOYUN ile BOĞAZ

( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )

( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )


- BOYUNA ile BOYUNCA

( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )

( ... cum FALCO AESALON )


- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır

( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )


- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )


- BRUEGEL ile BOSCH

( [resimde] Normal işlerle uğraşan çok fazla kişi varsa. İLE Yine çok fazla kişi varsa fakat kişiler, çılgınca şeyler yapıyorsa. )


- BRUNEİ ile/ve/<> BORNEO (ADASI/ÜLKESİ)

( Borneo Adası'nın kuzeybatısında, 5.8 km²'lik bir bölümü olan, dünyanın en zengin ülkesi. İLE/VE/<> 730.000 km² yüzey alanıyla, Grönland ve Yeni Gine'den sonra, dünyanın 3. en büyük adası. [Dünyanın en tenha bölgesi unvanına da sahiptir.] )

( ... İLE/VE/<> Önceleri, Macapahit İmparatorluğu'na ait olan Borneo'ya ulaşan ilk Avrupa'lı, [Portekiz'li] Abreu oldu.[1511]
1526'da Portekiz'liler, 1604'te Hollanda'lılar yerleşmeye başladı.
XIX. yüzyıla kadar, adanın sadece kıyı kesimleri biliniyordu.
1826'da Bancermasin Sultanlığı, Hollanda egemenliğini tanıdı.
Müller ve Schwaner gibi ilk gezginler, adanın iç kesimlerine yöneldiler.
1841'de [İngiliz] James Brook, "Sarawak Racası" olarak Kuching'e yerleşti.
1846'da Labuan Adası, Büyük Britanya'ya bırakıldı. 1888'de, adanın kuzeyi, tümüyle İngiliz denetimine girdi.
Sarawak ve Sabah eyaletleri, 1963 yılında, Malezya'ya bağlandı. )


- BU ile/ve BÖYLE

( THIS vs./and LIKE THIS )

( ZHE ile/ve ... )


- BULUT ve/||/<> BOYUT


- BUSRA < BOSTRA

( Suriye'nin bir kasabasının adı. < Açık renkli kaya. )


- BÜTÜNLEŞMEK ile BOYUN EĞMEK


- BU'UD değil/yerine/= BOYUT


- BUZAĞI["BUZA" değil!] ile/<>/> DANA ile/<>/> DÜVE ile/<>/> İNEK ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE ile/<>/> ÖKÜZ ile/<>/> SIĞIR

( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Doğum yapmamış dişi inek yavrusu. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri dişi sığır. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. İLE/<>/> Kısırlaştırılmış/burulmuş boğa. İLE/<>/> Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. )

( VEAL vs./<>/> CALF vs./<>/> HEIFER vs./<>/> COW vs./<>/> STIRK vs./<>/> BULL vs./<>/> OX/OAF vs./<>/> CATTLE )

( VATSA ile/<>/> DAM ile/<>/> BACHHIYA ile/<>/> GO/GOU ile/<>/> BACHHRA ile/<>/> VRSABHA ile/<>/> PRSTHA ile/<>/> GAAY/BAIL [PASHU/GODHAN] [AGHNYA: Öldürülmemesi gereken, kesilmeyecek olan.] )


- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ

( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )


- ÇAN ile BOR (NİĞDE) ÇANI


- ÇEKİRGE ile BOZKIR KARAÇEKİRGESİ

( ... İLE Düzkanatlılar (Orthoptera) takımının karaçekirgeler (Gryllidae) ailesinde yer alan, erginleri 12-20 mm boyunda, siyah renkli, ergin ve nimfleri sebzeler, mısır, şekerpancarı gibi bitkilerle beslenerek zarara yol açan böcek türü. )

( CRICKET vs. DESERT CRICKET )

( ... avec GRILLON NOIRÂTRE/PUBESCENT )

( ... mit STEPPENGRILLE )

( MELANOGRYLLUS vs. MELANOGRYLLUS DESERTUS )


- ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ve BOSTANCI KÖPRÜSÜ ve ÇOBANÇEŞME KÖPRÜSÜ


- CHAPTER :/yerine BÖLÜM


- ÇEPTIR/CHAPTER[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM


- ÇIKIN ile/ve/<> BOHÇA

( Bir beze sarılarak düğünmlenmiş, küçük bohça. İLE/VE/<> İçine, çamaşır, elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan, dört köşe kumaş. | İplik ya da kumaşın ticari birimine verilen ad. )

( BUNDLE )


- ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( BÜK, DİKENDUTU: Böğürtlen. )

( AGREGAT MEYVELER: Birkaç karpeli olan, tek bir çiçekten gelişen meyve. )

( Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi. İLE Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu. | Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. İLE Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki. | Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi. )

( FERAVLE ile HİM ile ... ile ... )

( STRAWBERRY vs. BLACKBERRY/DEWBERRY vs. MULBERRY vs. RASPBERRY )

( FRAGARIA VESCA cum RUBUS cum MORUS ALBA cum RUBUS IDAEUS )

( ... ile TÛT-İ ŞEVKÎ ile TÛT ile ... )


- ÇOĞALMA ile/<> BÖLÜNEREK ÇOĞALMA


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- DAĞILMIŞLIK ile/ve/değil/yerine BOĞULMUŞLUK


- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM


- DALGI/GAFLET[Ar.] ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLAMA/İHMAL[Ar.]

( CARELESSNESS vs./and/<>/but NEGLIGENCE
NEGLIGENCE instead of CARELESSNESS )


- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK


- DEBT :/yerine BORÇ


- DEGRADASYON/DEGRADATION[İng.] değil/yerine/= BOZUNMA | YIKILIM


- DEGRADASYON değil/yerine/= BOZUNMA, YIKIM


- DEJENERATİF/DEGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= BOZUNDURAN


- DEŞARJ/DISCHARGE[İng.] değil/yerine/= BOŞALIM


- DEŞARJ değil/yerine/= BOŞALIM


- DIMENSION :/yerine BOYUT


- DISMORFİK/DISMORPHİC[İng.] değil/yerine/= BOZUK BİÇİMLİ


- DISORDER[İng.] değil/yerine/= BOZUKLUK


- DISORDER :/yerine BOZUKLUK


- div.[Lat. < DIVIDE] değil/yerine/= BÖL, BÖLÜNÜZ


- DIVIDE :/yerine BÖLMEK


- DIVISION :/yerine BÖLÜM, BÖLME


- DIVORCE :/yerine BOŞANMA


- DOĞAN/ATMACA ile BOZ DOĞAN

( ... İLE Eril atmacadan sivri kanatları ve kısa kuyruklarıyla ayrılırlar. )

( ... İLE Kışın açık arazilerde ve sulak alanların çevresinde yaşarlar. )

( ... vs. MERLIN )

( ... cum FALCO COLUMBARIUS )


- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK

( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )


- DÖNGÜ ile/ve BOKBÖCEĞİ/KHEBER[Mısır'da]

( )

( CYCLE/CYCLONE vs./and SCARAB )

( ... cum GEOTRUPES STERCORARIUS )


- AKAÇ/AKITAÇ/DREN ile/ve/||/<> BOŞALTMA/AKAÇLAMA/DRENAJ[İng. < DRAINAGE]

( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE/VE/||/<> ... )


- DUA ETMEK ile/ve BOYNUNU BÜKMEK


- DÜĞÜM ile/ve BOĞUM


- DÜŞÜNME ile/ve BÖLÜMLEME

( TO THINK vs./and CLASSIFICATION )


- DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( Bir şey ki, yapmasan da olur. YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur. SÖYLEME! )

( Konuşulacak bir kişi olduğunda, onunla konuşamamak, onu yitirmek demektir. Konuşulamayacak bir kişiyle konuşmaksa sözlerin boşuna harcanması demektir. )

( Bazı şeyleri konuşmuyoruz diye aklımız/sözümüz yok zannedilmesin! )

( TO THINK and/<> MANAGE TO NOT VAIN/WASTE TALKING )


- EJDER(DRAGON) ile BOYNUZLU DAĞ EJDERİ

( image )


- EKO DÜZEN DENGESİ ile BOZULMA

( Bir eko düzendeki canlı ve cansız bileşenlerin birbiriyle uyumlu bir biçimde var olması durumu. İLE Bu dengenin bozulması ve ekodüzenin işlevlerini yerine getirememesi durumu. )


- EKSTÜBASYON/EXTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU ÇIKARTIMI


- EMPTY :/yerine BOŞ


- ENGEREK ile BOYNUZLU ENGEREK

( ... İLE Türkiye'de, Batı Karadeniz sahil bölgesinde yaşarlar. )

( ... İLE Avrupa'nın en zehirli yılanlarından biridir. )

( ... İLE Haftada bir ya da iki av yakalaması onun için yeterlidir. )


- ENLEM ile/ve BOYLAM/TUL[Ar.]

( )

( Enlem Farkı[111 km.] ile Uzaklık Hesaplama

Enlem farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. İLE/VE/>< Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.

A - B = ?
50 - 20 = 30 [enlem farkı]
30 x 111 = 3330 km.

İLE/VE/><

B + D = ?
20 + 15 = 35 [enlem farkı]
35 x 111 = 3885 km.

)

( LATITUDE vs./and LONGITUDE )


- ENTÜBASYON/INTUBATION[İng.] değil/yerine/= BORU YERLEŞTİRME


- EPISODE :/yerine BÖLÜM


- EŞEK BAŞI (DEĞİLIM/Z) ile/ve/değil/yerine/||/<> BOSTAN KORKULUĞU (DEĞİLIM/Z)


- ETKİNİN:
BULAŞMAMASI ile/ve/||/<> BOZULMAMASI


- EVAKÜASYON/EVACUATION[İng.] değil/yerine/= BOŞALTMA


- EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD


- EVREN:
YAYILIM ve/||/<>/> BÖLÜNEBİLİRLİK


- EXTENT :/yerine BOYUT, KAPSAM


- FASİKÜL/CÜZ ile BÖLÜM


- FIKRA değil/yerine/= BÖLÜMCE


- FİZYON/FÜZYON/FISSION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜNME | ÇOĞALMA


- FLANK[İng.] değil/yerine/= BÖĞÜR


- FOTON ile/ve/||/<> BOZON


- GALİBİYET ve/> BOZGUN

( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )

( VICTORY/TRIUMPH vs./> ROUT/DEFEAT )


- GAMMA ile/ve BOZON


- GAP :/yerine BOŞLUK, ARA


- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME


- GEVŞEK ile BOL

( LOOSE vs. TOO LARGE )


- GİRİŞİM/KALKIŞMA ve/<>/> BOZGUN


- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]


- GÖZLERİN DOLMASI ve/||/<> BOĞAZIN DÜĞÜMLENMESİ


- GÖZYAŞI:
KEDERDE ile BOZULMADA ile SOĞANDA ile GÜLÜŞTE

( )

( TEARS OF: GRIEF vs. CHANGE vs. ONION vs. LAUGHING )


- GREV ile/ve/<>/< BOYKOT[< İng. < Charles Boycott]

( ... İLE/VE/<>/< Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma. | Bir kişi, bir topluluk ya da bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme. )


- GRİ[Fr.] değil/yerine/= BOZ, ÇALAYGAN, KIR


- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN

( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )


- GÜRZ ile/||/<> GÜRZ-İ GİRÂN ile/||/<> BOZDOĞAN

( Uzun saplı, büyük demir topuz. İLE/||/<> İri, ağır topuz. İLE/||/<> Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerinde asılı duran, altı toplu gürz. )


- HAFİFE ALMAK ile/ve/değil/<> BOŞLAMAK


- HALAT ile BORİNA[< İt.]

( ... İLE Dört köşe yelkenlerin, yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat. )


- HALİ[Ar.] değil/yerine BOŞ/ISSIZ


- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK


- HAREKET DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> DOLAŞIM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SOLUNUM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNİR DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ

( Kemikler, eklemler ve kaslar. İLE/VE/||/<> Kalp, damar, kan. İLE/VE/||/<> Solunum yolu ve akciğerler. İLE/VE/||/<>. İLE/VE/||/<> Beyin, beyincik, omurilik, omurilik soğanı. İLE/VE/||/<> Dil ve dişler, yemek borusu, mide, karaciğer, safra kesesi, pankreas, bağırsaklar. İLE/VE/||/<> Böbrek, sidik/idrar kesesi, sidik/idrar kanalları. )

( Zehirlenmelerde genel belirtiler:
Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal.
Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk.
Solunum sistemi bozuklukları: Soluk darlığı, morarma, solunum durması.
Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması. )


- HÂRİC-İ KISMET değil/yerine/= BÖLÜM


- HAŞERE değil/yerine/= BÖCEK


- HAYVAN HORTUMU ile FİL HORTUMU ile BÖCEKLERDE GÖRÜLEN HORTUM

( HORTUMLULAR: HORTÛMİYYE[Ar.], PROBOSCIDIAN[İng.], PROBOSCIDIENS[Fr.] )

( ... İLE Fillerin hortumları, 15.000 kastan oluşmaktadır. İLE ... )

( ... ile HURTÛM[çoğ. HARÂTÎM] ile ... )

( SNOUT vs. TRUNK vs. PROBOSCIS )


- HECELEME ile BÖLME


- HİÇLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLUK


- HİKÂYE ile BOŞ


- HİPOFİZ BEZİ ile KALKANBEZİ/TİROİD BEZİ ile PARATİROİD BEZİ ile LENF BEZİ ile BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ile PANKREAS BEZİ ile EŞEYSEL BEZ ile İÇ SALGI BEZLERİ ile GASTRİT SUYU BEZİ ile GÖĞÜS KEMİĞİ ARKASINDA BULUNAN İÇSALGI BEZİ/TİMUS

( PITUITARY GLAND vs. THYROID GLAND vs. PARATHYROID GLAND vs. ADENOID (GLAND) vs. ADRENAL (GLAND) vs. PANCREATIC GLAND vs. GONADIAL GLAND vs. ENDOCRINE GLANDS vs. PEPTIC GLAND vs. THYMUS )


- HORN[İng.] değil/yerine/= BOYNUZ


- HOŞ "KAFA" ile/ve/||/<>/> BOŞ "KAFA"


- İÇLENMEK ile/ve BOZULMAK


- İFRAĞ[Ar.] değil/yerine BOŞALTIM

( Bir şeyi, başka bir biçime çevirme. | Boşaltım. DEĞİL/YERİNE ... )


- İKİ AYAĞINI BİR PABUCA SOKTURMAK ile BOĞAZINA DİZDİRTMEK


- ILIMAN İKLİM ile/ve/> BOREAL ile/ve/> TUNDRA ile/ve/> KUTUP


- İNEK ile/ve/||/<>/< BOLLUK/BEREKET İNEĞİ/KAMADHENU[Hintçe]

( ... İLE/VE/||/<>/< "Tüm ineklerin annesi".[Dişil başlı, dişil memeli, kuş kanatlı ve tavus kuyruklu olarak betimlenir.][Bazen de gövdesinde çeşitli tanrıları barındıran beyan bir inek olarak betimlenir.][Tanrıça "Devi"dir. İstenilen her şeyi veren inektir.]["Rahim/uterus", bir inek başına benzetilir.] )


- INSEKTISIT/INSECTICIDE[İng.] değil/yerine/= BÖCEKKIRAN


- İŞEMEK ile/ve BOŞALMAK


- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK


- İŞİN/KONUNUN:
"KESİLMESİ" ile/ve/<> "BÖLÜNMESİ"


- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE

( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )

( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )


- ISTAKOZ ile BÖCEK

( 50'yi geçen tür sayısı vardır. İLE Kıskaçsız olan türlerine Türkiye'de verilen addır. )

( Büyük bir kıskaçla 6 cm² alana 450 kg. basınç uygulayabilirler. [Uzun olan (sol) kıskaçlarını parçalamak üzere, geniş ve daha güçlü olan (sağ) kıskaçlarını da sıkıca tutmak üzere kullanırlar.] İLE Kıskaçları yoktur. )

( Çok hızlı yüzücülerdir. [Kuyruklarındaki yüzgeç sayesinde saniyede 4.5 metre katedebilirler. ] İLE ... )

( Bazıları eş ve yiyecek bulabilmek için yılda 150 kilometreden fazla dolaşabilirler. İLE ... )

( Normal koşullarda dişil ve eril ıstakozlar birbirini gördükleri an saldırırlar. [Eriller çiftleşmek üzere kaya oluklarında bekler ve sidiklerini oyuktan dışarı doğru fışkırtırlar. Dişiller kızışmaya hazır olduğunda yaklaşır ve o da sidiğini erile fışkırtır.] İLE ... )

( Eriller, dişillerin kabuğu sertleşene kadar [2 hafta] boyunca dişiyi korur ve sonra tekrar eskisi gibi düşman olurlar. İLE ... )

( Misyoner pozisyonunda çiftleşirler. İLE ... )

( Istakozun büyümesi için kabuğunu kırması gerekir. [Midelerinin içindeki azı dişleri dış iskeletin birer parçasıdır. Kendini serbest bırakabilmesi için boğazının, midesinin ve kloakının iç kaplamasını dışarı doğru itmek zorundadır.][Her ıstakoz bu süreçten başarıyla çıkamaz. Bu durum ıstakozun yaşının belirlenmesini de zorlaştırır.] İLE ... )

( Bacakları, anten ve kıskaçları yeniden çıkabilir. İLE ... )

( Ancak solungaçları nemli olduğu sürece soluk alabilirler. İLE ... )

( Susuzluğa bir hafta kadar dayanabilirler. İLE ... )

( LOBSTER[< LOPPESTRE: LOCUSTA(Lat. Çekirge) + LOPPE(İng. Örümcek)]) )

( Istakoz )

( HOMARUS VULGARIS / LANGUST cum ... )


- İSTATİSTİK ve/||/<> BOLTZMANN İSTATİSTİK YASASI


- İTFA[Ar.] ile/değil/yerine BORÇ ÖDEME

( ... İLE Söndürme. | Sönüm. | Bir borcu, azar azar ödeyerek kapatma, sönüm. )


- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]


- JET LAG[İng.] değil/yerine/= BOYLAM AŞMA SERSEMLİĞİ


- KÂBİLİYET-İ TAKSİM değil/yerine/= BÖLÜNEBİLME


- KABİN[Fr. < CABINE] değil/yerine/= BÖLÜM

( Küçük, özel bölme. | Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde, küçük bölme. | Uçakta, yolcuların oturduğu bölüm. | Plajda, soyunma yeri. )


- KABUL ETMEK ile "BOYUN EĞMEK"


- KAÇ YAŞINDASIN? yerine BÖYLE BİR SORU SORMA! (DAHA İYİ)

( Kişilerin yaşı, sorulmaması gereken sorulardan biridir.(Bay/Bayan farketmez). Kişi kendi paylaşmak istediğinde öğrenilecek bir konudur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KALİKS'İN KENARI, KALİKS AĞZI = HÂFFE-İ KE'S = BORDURE DU CALICE


- KALP-DAMAR HASTALIKLARI ile/ve/||/<> BÖBREK HASTALIKLARI


- KAN ÖBEKLERİNDE:
0 ile/değil BOMBAY

( ... İLE/DEĞİL 250 bin kişide bir görüldüğü tahmin edilmektedir. Beklenilenden farklı bir kan öbeğiyle olan doğumda, Bombay olabilir şüphesiyle yaklaşılabilir. Yani, çiftlerin her birinin kanı 0 öbeği olduğu durumda, çocuğun kan öbeğininin A ya da B olması pek beklenmez, ancak bu tarz bir durumda çiftlerden herhangi birinin kan öbeğinin Bombay olma olasılığı üzerinde durulabilir. )


- KANT'IN, YÜRÜYÜŞLERİNİN DAKİKLİĞİ ile/ve/||/<>/> BOZULMASI

( ... İLE/VE/||/<>/> 1789 Aydınlanma Devrimi'nin haberi ve coşkusundan dolayı. VE Rousseau'nun, eğitim felsefesi ile ilgili adlı "Emile" adlı kitabını okurken çok etkilenmiş olmasından dolayı. )


- KANTON[Fr. < CANTON] değil/yerine/= BÖLGE

( İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan devletlerden her biri. )


- KANÜL/CANNULA[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- KANÜLASYON/CANULATION[İng.] değil/yerine/= BORUCUK YERLEŞTİRİMİ


- KARŞILAŞTIRMA ve BÖLME ve BİRLEŞTİRME

( COMPARISON and TO DIVIDE/SEPARATE and TO UNITE/COMBINE/MERGE )


- KARTAL ile BOZKIR KARTALI

( ... vs. STEPPE EAGLE )

( ... cum AQUILA NIPALENSIS )


- | "KAS KAFA" ile/ve/||/<> "BOŞ KAFA" ile/ve/||/<> "MAN KAFA" |
ile/değil/yerine
HOŞ KAFA

( Duyduğundan bir şey al(a)mayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu çabuk unutan, etki etmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu herkese anlatan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu içinde tutan. )

( Üç/dört heykel masalını okumanızı/dinlemenizi salık veririz. )


- KAŞKOL[Fr. < CACHE-COL] değil/yerine/= BOYUN ATKISI


- KATMANDU'DAKİ TAPINAKLAR:
SWAYAMBHUNATH ile/ve/||/<> BOUDHANATH ile/ve/||/<> PASHUPATINATH ile/ve/||/<> BACHARESVARI ile/ve/||/<> KAMASUTRA ile/ve/||/<> GUHYESVARI ile/ve/||/<> NYATOPOLA-BHIMSEN


- KAVİTE/CAVITY[İng.] değil/yerine/= BOŞLUK


- KENAR, KIYI = HÂFFE = BORDURE


- KERTENKELE ile BOZUMCA

( ... İLE Kurşun renginde bir kertenkele. )


- KİR ile/değil BOYA


- KIRILMA ile BOZULMA


- KISMÎ/PARSİYEL/PARTIAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMSEL/BÖLÜMLÜ/BÖLÜNMÜŞ


- KIVRIMLI ile/ve/değil BOĞUMLU


- KIZMAK ile "BOZULMAK"


- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM


- KÖKSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- KÖPEKBALIĞI ile BODUR FENER KÖPEKBALIĞI

( .. vs. DWARF LANTERNSHARK )

( ... cum ETMOPTERUS PERRYI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOYNUZLU KÖPEKBALIĞI

( ... İLE Pasifik ve Hint Okyanusları'nın dip bölgelerindeki kumluklarda yaşarlar. )

( ... İLE Kıvrımlı bir burnu, sivri uclu omurgaları ve tuhaf görünüşlü yüzleri vardır. )

( ... vs. HORN SHARK )

( ... cum HETERODONTUS FRANCISCI )


- KÖPEKBALIĞI ile BOZ CAMGÖZ KÖPEKBALIĞI

( SHARK vs. COW SHARK )

( ... cum HEXANCHUS GRISEUS )


- KORİNDON[Fr. < CORINDON] = BOKSİT[Fr. < BAUXITE]

( Birleşimi alüminyum oksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral, alüminyum taşı. )


- KORKULUK ile BOSTAN KORKULUĞU/MİCDÂR[Ar.]/ÜFÇE[Fars.]


- KÖTÜ = ŞER = BAD, EVIL, WRONG[İng.] = MAL[Fr.] = BÖSE, UEBEL[Alm.] = MALUS[Lat.] = MALO[İsp.]


- KOYUN ile/ve BORDERLEICESTER


- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR


- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ


- KUARKLAR ile/ve/||/<>/> LEPTONLAR ile/ve/||/<>/> BOZONLAR ile/ve/||/<>/> HIGGS BOZONU


- KÜÇÜLTMEK ile/ve/||/<> BÖLMEK


- KULAK ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> BOĞAZ


- KUM KAPLANI KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Boyu 1.8 ile 3.6 metre arasında değişmektedir. Ahtapot ve küçük balıklarla beslenir. Yüzeye çıkıp hava yutarak, suda hareket etmeden süzülebilen tek köpek balığıdır. İLE En tehlikeli köpekbalığı. )


- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA


- KURTBOĞAN = BOĞAN OTU

( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )

( ACUNITUM NAPELLUS )


- KUŞ ile BOKİ BOKİ


- TIRNAK:
KUTUP AYISINDA ile BOZ AYIDA ile KARA AYIDA


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LOB değil/yerine/= BÖLÜM


- LÜMEN/LUMEN[İng.] değil/yerine/= BORUMSU BOŞLUK


- MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN


- MAKYAJ ile/ve/değil BOYA

( [not] MAKE-UP vs./and PAINT )


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MAYMUNLAR ile/ve/değil BONOBOS MAYMUNLARI

( Gaia dergisindeki haberi için burayı tıklayınız... )


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA

( Nesne. İLE/VE Atom. )


- MEYHÂNE ile/ve/||/<> BOZAHÂNE[Fars. < BÛZEHÂNE(BİRAHÂNE)] ile/ve/||/<> KAHVEHÂNE


- MİDE ile BÖRKENEK(İKİNCİ MİDE)(GEVİŞ GETİRENLERDE)

( RUMEN/PAUNCH vs. RETICULUM )


- MINTIKA[Ar.] değil/yerine/= BÖLGE


- MISIR PİRAMİTLERİ ile/ve/<> MAYA PİRAMİTLERİ[KUKULKAN/EL CASTILLO] ile/ve/<> BOLİVYA PİRAMİTLERİ

( PİRAMİT: Merkezdeki ateş. )

( Gize - Kahire - Mısır'da. İLE/VE/<> Chichen-Itza - Yucatán - Meksika'da. İLE/VE/<> Desaguadero'da. [La Paz'dan 70 km. Batı'da, Peru sınır geçişi olan yolu üzerinde.] )

( Keops [M.Ö. 2550], Mikerinos, Kefren [M.Ö. 2520], Sfenks, Sakkara [M.Ö. 2650], Maldum Snefru [M.Ö. 2000], Dahahur [M.Ö. 2600], Dahahur Snefru [M.Ö. 3000], Sakkara Pepi II [M.Ö. 2250]. İLE/VE/<> Uxmal Tapınağı ve Teotehuacan. İLE/VE/<> Tiahuanaco. )


- MORATORYUM[Fr. < Lat.] değil/yerine/= BORÇ ERTELEME


- MÜELLİF TESPİTİ:
SATIR SAYISI ve/||/<> ÇİZİM/KARALAMA ve/||/<> BOŞLUKLAR ve/||/<> KENDİ İRÂDESİ

( Hicrî IV./V. yy.'a kadar, sin ve şın harfleri dişliydi. )


- MUKRİZ[Ar.] değil/yerine/= BORÇ VEREN


- MÜNKAD[Ar.] değil/yerine/= BOYUN EĞEN


- MUTÂVAAT[Ar. < TAV] değil/yerine/= BOYUN EĞME

( Baş/boyun eğme, itâat etme. | [dilb.] Dönüşlü. )


- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NECK :/yerine BOYUN


- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM


- NEGLEKT/NEGLECT[İng.]/İHMAL[Ar.] değil/yerine/= BOŞLAMA


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ


- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT

( QUALITY vs./and DIMENSION )


- NÖTR ile BOŞ

( NEUTER vs. EMPTY )


- ÖDEŞMEK ile/ve/<> BOY ÖLÇÜŞMEK


- ODUN TABAKASI, KSİLEM = TABAKA-İ HAŞEBÎYE = BOIS


- ODUN = HAŞEB = BOIS


- ÖDÜNÇ ile BORÇ

( KARZ-I HASEN: Faizsiz verilen borç. | Ödeme yapamayan borçlunun, helâl ederek borcundan vazgeçmek. )

( KARZ ile İKRAZ )

( LOANED vs. DEBT )


- OKUL = BOŞ ZAMAN ([Yun.] SCHOLé = [eski İng.] SCOL = OKUL = ...

( SCHOLA )


- ÖKÜZ ile BOĞA

( İğdiş edilmiş/kısırlaştırılmış eril sığır. İLE Damızlık eril sığır. )

( OX vs. BULL )


- ÖKÜZGÖZÜ ile BOĞAZKERE


- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ

( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )

( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )

( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )


- OMURGADA
YUVAR/DİSK:
OLAĞAN ile BOZULMUŞ ile BEL VERMİŞ ile FITIK ile İNCELMİŞ

( image )


- ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI

( image )

( ORANGUTAN vs. BORNEAN ORANGUTAN )


- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI


- ORSA[İt.] ile/>< BOCA[İt.]

( Yelkenleri, rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, iki taraftan da yelkenin ortasına bağlanan ip. | Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü. | Geminin, yelin geldiği yöne döndürülmesi. İLE Geminin rüzgâr almayan yanı. )


- ÖRÜMCEK ile BÖĞ/KARADUL/POY/RÜTEYLÂ[Ar.]/TARANTULA

( ... İLE Zehirli ve bazı örümcekler. )

( RÜTEYLÂ[Ar.]: Zehirli ve iri bir cins kır örümceği. )

( Madagaskar'da, 500'ün üzerinde, örümcek türü bulunmaktadır.[400'ü, dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz.] )

( ... İLE 2.5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. )

( ANKEBÛT/ANKÛT[çoğ. ANÂKİB] ile/ve ... )

( CÛLÂH, KEREV ile/ve ... )

( SPIDER vs./and TARANTULA )

( ARACHNE cum/et LYCOSA TARENTULA / LATRODECTUS MACTANS )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZ/LIK

( ... ile/ve AHTAL )


- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZLIK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK


- OWE :/yerine BORÇLU OLMAK


- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]

( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )

( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS )


- OYMAKLAR ile BOYLAR ile ALT BOYLAR

( TRIBUS vs. CLANS vs. SOUSCLANS )


- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/> UMURSAMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SIRADAN/LIK ile/ve/||/<>/> BOŞVERMİŞ/LİK


- PAINT :/yerine BOYAMAK


- PANCAR ve/||/<>/> BORŞ[< BORSCH] ÇORBASI


- PARA ile/ve/değil/yerine BOL PARA


- PARÇALANMIŞ/LIK ile BÖLÜNMÜŞ/LÜK

( TO BREAK INTO PIECES vs. TO BE DIVIDED )


- part vic.[Lat. < PARTIBUS VICIBUS] değil/yerine/= BÖLÜNMÜŞ DOZLARLA


- PARTİSYON değil/yerine/= BÖLME, BÖLÜM


- PATİKA ile/ve BOĞAZ


- PATLAMAK ile BÖSMEK

( ... İLE Bir maddenin, birdenbire gaz durumuna gelerek patlaması. infilâk etmesi. )


- PATLICAN ile BOSTAN PATLICANI

( ... İLE Az çekirdekli, iri, yuvarlak/topak ve oval bir patlıcan türü. )


- PAYLAŞMAK ile/ve BÖLÜŞMEK


- PAYPLAN[İng. < PIPELINE] değil/yerine/= BORUYOLU


- PEMDAS and/sometimes/||/<> BODMAS

( Parantheses > Exponents > Multiplication > Division > Addition > Subtraction AND/SOMETIMES/||/<> Brackets > Order > Division > Multiplication > Addition > Subtraction )

( Parantez > üstler > çarpma > bölme > toplama > çıkarma VE/BAZEN/||/<> Parantez > üstler > bölme > çarpma > toplama > çıkarma )


- PILATES TOPU ile/ve/değil BOBATH TOPU

( Pilates topu olarak bilinen top, Bobath topudur. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Dik oturmayı sağlamak ve birçok özelliğinden yararlanmak üzere kullanmanızı salık veririz. )


- PIPE :/yerine BORU


- PİŞİRMEK ile/değil/yerine BÖRTMEK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Az pişirmek, haşlamak. )

( [Fars.] PÛHTE: Pişmiş, pişkin, olgun. | NÂ-PÛHTE: Pişmemiş. )


- PLENTY :/yerine BOLCA


- POLİÇE[< İt. < Yun.] ile BOLİÇE

( Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir parayı, kendi adına ya da bir başkasının buyruğuna ödemesi için alacaklının, borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- POLİÇE[İt. < BOLIZZA] ile BOLİÇE[İbr.]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- PORSUK ile BOZ ALABAŞLI BOZ PİS PORSUK

( ... İLE Zeki Müren'in seslendirdiği/yaygınlaştırdığı tekerlemede geçen. )


- POTİN/FOTİN[Fr.] ile BOT

( Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı ya da yan tarafı lastikli ayakkabı. İLE ... )


- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK

( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )


- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]

( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )


- REGION :/yerine BÖLGE


- REGIONAL :/yerine BÖLGESEL


- REJYONAL/REGIONAL[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL


- REVK, KARN[Ar.], SERÛ[Fars.] değil/yerine/= BOYNUZ


- RÖFLE ile MEÇ ile GÖLGE ile BALYAJ ile BOYA ile DİP BOYA


- RÜYALANMA/İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve BOŞALMAK/İNFİTÂH[< FETH]

( Rüyalar. | Açık saçık rüyalar. Rüyada boşalma. İLE/VE Açılma. | Tıkanmış bir şeyin açılması. | Safra, belsuyu[meni] gibi sıvıların boşalması, akması. )

( İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve İNFİTÂH[< FETH] )


- YEL/RÜZGÂR ile BORA[İt. < BOREA < Yun.]/BURAN

( ... İLE Genellikle ardından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr. | Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr. )


- SAĞANAK ile/ve BORAN

( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )


- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]


- SÂHA[Ar.]/SEKTÖR[Fr.] ile BÖLÜM/KESİM/ALAN

( SECTOR vs. ZONE/AREA )


- ŞAHİN ile BOZKIR ŞAHİNİ


- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK

( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )


- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK

( SECRETION vs. EXCRETION )


- ŞAMPİYON[Fr., İng. < CHAMPION] değil/yerine/= BÖKE


- ŞAPKA ile/değil BO DOI

( ... İLE/DEĞİL Vietnam'da, koni biçimindeki şapkaların adı. )


- ŞAPKA ile/değil BONE


- ŞASE[Fr. SACHET] değil/yerine/= BOHÇA

( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. )


- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME


- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK

( DISEASE vs./and ENDEMIC )


- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME

( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )


- SECTION :/yerine BÖLÜM


- SEGMENT[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM | KESİT | PARÇA


- SEGMENTAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLÜ


- SEGMENTASYON/SEGMENTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME


- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM


- SELEN/SADÂ ÇIKIŞLARINDA:
BURUN ile/ve/||/<> DUDAK ile/ve/||/<> DİŞ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( A, E, O, Ö, U, Ü[ön, ün, on, en, an, un, nane, Nalan vb.] İLE/VE/||/<> B, M. P[baba, biber, bebek, mama, meme, pek, pes vb.] İLE/VE/||/<> D, T[dadı, dede, tuttu, tırtıl, taktı] İLE/VE/||/<> A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü )

( Almanca'da, daha çok, boğaz seleni; Fransızca'da, daha çok, dudak seleni; İngilizce'de, daha çok, diş seleni çıkar. )


- ŞEMPANZE ile/ve/||/<> BONOBO


- SEPET ile BOTSWANA SEPETİ

( ... İLE Ünlü olan bu sepetlerin üzerindeki süslemeler, "zürafanın gözyaşları", "boğa sidiği izi", "zebra ahı" gibi ilginç adlar taşımaktadır. )


- SEPTASYON/SEPTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENME


- SERÇE ile KÜÇÜK SERÇE ile AĞAÇ SERÇESİ ile SÖĞÜT SERÇESİ ile KAYA SERÇESİ ile KAR SERÇESİ ile BOZ SERÇE ile SARIBOĞAZLI SERÇE

( )


- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA


- SHIT :/yerine BOK


- SIKILMA ile "BOĞULMA"


- SİNDİRİM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ) ile/ve/||/<>/> BOŞALTIM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ)


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SIRP ile/ve BOŞNAK

( Müslüman olmayan Slavlar. İLE/VE Müslüman olan Slavlar. )


- SIZE :/yerine BOYUT


- SO :/yerine BÖYLECE, BU YÜZDEN


- ŞÖYLE ile BÖYLE ile ŞÖYLE YA DA BÖYLE ile ŞÖYLE VE BÖYLE

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS vs. [LIKE] THAT OR THIS vs. [LIKE] THAT AND THIS )


- SÖZÜN ÖZÜ PROGRAMINDA:
ÖNERİLEN KİTAPLAR ve/||/<> BÖLÜM ADLARI

( sehirisifkulubu.com/2018/11/24/sozun-ozu-programinda-tavsiye-edilen-kitaplar-ve-bolum-adlari )


- SPLIT :/yerine BÖLMEK, AYIRMAK


- STRANGÜLE/STRANGULATED[İng.] değil/yerine/= BOĞULMUŞ


- SUCH :/yerine BÖYLE, BU TÜR


- SUKABAĞI ile BORUKABAĞI

( ... İLE Boğumsuz, boru gibi uzun sukabağı. )


- KATMAN/TABAKA[Ar.] ile BÖLÜM


- TABULA RASA[İng.] değil/yerine/= BOŞ LEVHA


- TAHTA ile BORGATA

( ... İLE Halat kalınlığını ölçen delikli tahta. )


- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME


- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI


- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ


- TAM AYRI TUTMA/İSTİSNA ile/ve/||/<>/> BÖLÜMSEL/KISMÎ AYRI TUTMA/İSTİSNA


- TAMTAKIR ve/||/<>/= BOMBOŞ

( İçinde bulunması gereken şeylerden hiçbiri bulunmayan, bomboş. )


- TAZI ile/ve BORZOY

( ... İLE/VE Rus tazısı. )


- TEHİ[Fars.] değil/yerine/= BOŞ


- TEMEDDÜH[< MEDH] değil/yerine/= BÖBÜRLENME, KENDİNİ ÖVME


- TERRITORIAL[İng.] ile BÖLGESEL

( Belirli bir bölgeye ait. )


- TERRITORY :/yerine BÖLGE, TOPRAK


- TESTİ ile BODUÇ

( ... İLE/VE Ağaç testi. )

( SEBÛ ile/ve ... )


- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM

( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )


- THROAT :/yerine BOĞAZ


- THROUGHOUT :/yerine BOYUNCA


- THUS :/yerine BÖYLECE


- TIKNAZ/TIKIZ ile BODUR

( Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı. İLE Enine göre boyu kısa ve tıknaz. )


- TİLKİ ile BOZTİLKİ, ÇÖL TİLKİSİ, KIRTİLKİ, KUMTİLKİSİ


- TOPLAMA ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> ÇARPMA ve/||/<> BÖLME


- TOPOGRAFİ/TOPOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL ANATOMİ ÇİZGELEMESİ


- TOPRAK:
MİNERAL[Fr.] ve/||/<> ORGANİK NESNE ve/||/<> SU ve/||/<> BOŞLUK

( %45 ve/||/<> %5 ve/||/<> %25 ve/||/<> %25 )

( "Toprak ve Ekoloji" yazısı için burayı tıklayınız... )

( Normal sıcaklıkta, doğada, katı durumda birtakım maddelerle karışık ya da bileşik olarak bulunan ya da kimyasal yollarla elde edilen, inorganik madde. | İçinde inorganik maddeler bulunan. VE/||/<> ... VE/||/<> ... VE/||/<> ... )


- TOPRAKTA:
KÜÇÜK MEMELİ ve/||/<> TEK HÜCRELİ CANLILAR(PROTOZOA) ve/||/<> SOLUCAN ve/||/<> EKLEM BACAKLI ve/||/<> YOSUN ve/||/<> BOZGAN/BAKTERİ ve/||/<> MANTAR

( [Bir dönümde] 1 kg. VE/||/<> 15 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 250 kg. VE/||/<> 300 kg. )

( Bir cm. toprak tabakasının oluşabilmesi için en az 300-1000 yıl geçmesi gerekir. )

( )


- TOYGAR KUŞU ile BOĞMAKLIKUŞ

( ... İLE Toygar kuşunun bir türü. )


- TRABEKÜLASYON/TRABECULATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENİM


- TÜBÜL/TUBULE[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- TÜBÜL değil/yerine/= BORUL


- TÜBÜLER/TUBULAR[İng.] değil/yerine/= BORUCUKSU


- TÜR ile BÖLÜM

( Bir tür olan şey, zorunlu olarak bir bölümdür fakat bir bölümün aynı zamanda bir tür olması zorunlu değildir. )

( KIND vs. PART )


- TÜRKÜ ile BOZLAK

( ... İLE Orta ve Güney Anadolu'nun bazı bölgelerinde, bir türkü ezgisi. | Bu ezgiyle söylenilen, konusu acıklı türküler. )


- TURNİKE/TOURNİQUE[İng.] değil/yerine/= BOĞMAÇ


- TUVALET AYNASI ile BOY AYNASI


- ÜNİTE[İng. < UNIT] değil/yerine/= BÖLÜM | BİRİM, ÖLÇÜ, VAHİT

( Birim, vahit, ölçü. )


- ÇALIŞMAK GEREK:
UNUTABİLMEK İÇİN ve/||/<> BOŞ BOŞ DÜŞÜNMEMEK İÇİN ve/||/<> DALIP DALIP GİTMEMEK İÇİN


- UNUTMAK ile BOŞLAMAK/İHMAL[Ar.]

( TO FORGET vs. NEGLIGENCE )


- ÜROGRAFİ/UROGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BOŞALTIM SİSTEMİ GÖRÜNTÜLEMESİ


- UYUM ve/<> BOŞLUK/ARA


- VAAD/VÂDE ile/ve BORÇ

( Vâde, söz demektir. )

( Sakın para için evlenmeyin! Çok daha uygun koşullarda borç bulabilirsiniz. )


- VAKUM[Lat.] değil/yerine/= BOŞLUK


- VİRGÜL(",") KULLANIMI ile BÖLME(/AYIRMA/SLASH)("/") KULLANIMI


- XALAT[Azr.] = BORNOZ, İŞÇİ ÖNLÜĞÜ[Tr.]


- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- YÂL U BÂL ile BOY-POS

( BOY-POS )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"


- YAPILANMA ile/ve/<> BOZULARAK YAPILANMA

( ... İLE/VE/<> Özellikle kasların gelişiminde. )


- YARASA ile BORU BURUNLU YARASA


- YARIM BAKMA ile/ve/||/<> BÖLME


- YAŞAM DERSİ ALMA:
AÇ BİR MİDEDE ile/ve/||/<> BOŞ BİR CEPTE ile/ve/||/<> KIRIK BİR KALPTE


- YAŞAMIN MATEMATİĞİNDE:
ÇARPMA ve/||/<> BÖLME ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> TOPLAMA

( Gerçeklerle. VE/||/<> Ayrılıklara. VE/||/<> İnsanlık ölçeğinden. VE/||/<> Kendini ve/ya da kendinle. )


- YAŞAMSAL/VITAL ÖRGENLER:
BEYİN ile/ve/||/<> KARACİĞER ile/ve/||/<> AKCİĞER ile/ve/||/<> BÖBREK ile/ve/||/<> KALP


- YAYGIN AĞRI/LAR ile/ve BÖLGESEL AĞRI/LAR

( )


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR

( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )

( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )

( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.

"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.

Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.

Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.

İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" şeklindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.

Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.

Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.

Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.

Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )

( LIKE THIS vs./and/+/<>/> THIS EXIST TOO )

( SAN AFTO ile/ve/+/<>/> AYTO YPARXEI EPISIS, AFTO İPARHİ EPİSİS )


- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL


- YILAN ZEHİRİ ile BÖCEK ZEHİRİ

( SNAKE POISON vs. PESTICIDE )


- YILAN ile BOA YILANI

( ... İLE Boagillerden, yalnız Güney Amerika'da yaşayan, ağısız/zehirsiz, çok iri, güçlü bir yılan. )

( ... cum BOA CONSTRICTOR )


- YILAN ile/ve BOĞMAKLI YILAN


- YILAN ile/ve BOYUNDURUKLU YILAN


- YILAN ile BOZYÜRÜK

( ... İLE Başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zararsız ve zehirsiz bir yılan. )

( ... cum ERYX )


- YOĞUN ile BOL

( DENSE/INTENSIVE vs. ABUNDANT/AMPLE )


- YOK/LUK ile/ve BOŞ/LUK

( Görünmezler, tecelli etmezler. )

( NONEXISTENCE vs./and BLANK | CAVITY )


- YOK-VAR ile/değil BOŞ-DOLU


- YÖN ile BOYUT

( DIRECTION vs. DIMENSION )


- YÖRESEL ile/ve/<> BÖLGESEL


- YOZGAT =/< BOZOK

( ... =/< Osmanlı dönemindeki adı. )


- YUGOSLAVYA > BOSNA-HERSEK, HIRVATİSTAN, KARADAĞ, KOSOVA, MAKEDONYA, SIRBİSTAN, SLOVENYA

( )


- ZEHİRLEYİCİ(/"ZEHİRLİ") GAZ ile BOĞUCU(ASFİKSİYAN) GAZ

( ... İLE Yanardağ ya da maden ocağı gibi yerlerde çıkan tehlikeli gaz. )

(

Zehirleyici(/"Zehirli") Gazlar ile Boğucu Gazlar Arasındaki Farklar

1. Zehirleyici Gazlar (Toksik Gazlar)

Tanım: Solunduğunda gövdeye kimyasal olarak zarar veren, genellikle gözelere, örgenlere ya da sinir düzenine doğrudan etki eden gazlar.

Etkileri:

  • Gözesel işleyişi bozar.
  • Örgen yetmezliğine ya da ölümcül zehirlenmelere yol açabilir.
  • Etkileri genellikle kalıcı ya da gecikmelidir.
GazÖzelliği
Fosgen (COCl₂)İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan; akciğerlerde sıvı birikmesine neden olur.
Klor (Cl₂)Mukozalarda yanma, öksürük, boğulma hissi.
Hidrojen Siyanür (HCN)Hücrelerin oksijen kullanmasını engeller.
Kükürt Dioksit (SO₂)Solunum yollarında yakışa(tahrişe) neden olur.
Amonyak (NH₃)Göz ve solunum yollarında yanık etkisi oluşturabilir.

2. Boğucu Gazlar (Asfiksiyanlar)

Tanım: Solunduğunda doğrudan oksijenin yerini alarak ya da oksijenin kullanımını engelleyerek boğulmaya yol açan gazlar.

Etkileri:

  • Oksijenin yerini alarak ortamda boğulmaya neden olur.
  • Bazıları kandaki oksijen taşıma işlevini bozar.
  • Bilinç kaybı, baş dönmesi ve ani ölümle sonuçlanabilir.

a) Yalın Boğucular

GazÖzelliği
Azot (N₂)Kapalı ortamda oksijenin yerini alarak boğulmaya yol açabilir.
Metan (CH₄)Yanıcıdır; yüksek yoğunlukta oksijen yetersizliğine neden olur.
Helyum (He)Solunum yerine geçerek boğulmaya neden olabilir.

b) Kimyasal Boğucular

GazÖzelliği
Karbonmonoksit (CO)Hemoglobinle birleşerek oksijen taşınmasını engeller.
Hidrojen Sülfit (H₂S)Sinir düzenine hızla etki eder, solunumu durdurabilir.

Temel Farklar

Özellik Zehirleyici Gazlar Boğucu Gazlar
Etki biçimi Kimyasal zehirleyici etki Oksijen eksikliğiyle boğulma
Hedef Örgenler, gözeler, sinir düzeni Solunum düzeni ve kan dolaşımı
Örnek Gazlar Fosgen, HCN, Klor, NH₃ CO, CH₄, N₂, H₂S
Sonuç Zehirlenme, doku hasarı Bilinç kaybı, ölüm
Kalıcılık Kalıcı ya da gecikmeli etki Genellikle ani etki
)


- ZEKÂ değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)

( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )


- ZENGİNLİK ile/ve/<>/değil/yerine BOLLUK


- ZİNCİR ile BOSA, MANTİLYE

( ... İLE Gemide kullanılan bir zincir. )


- ZONE :/yerine BÖLGE, ALAN




Bu kılavuz, 24 Haziran 2025 itibariyle 6623 kez incelenmiş/okunmuştur.