Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

A'LARDA

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 07 May 2025 ]
itibariyle 9013 başlık/FaRk ile birlikte,
10592 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(8/11)


- ÇÖKMEK/ÇÖMELMEK ile APIŞMAK

( ... İLE Hayvanın yorgunluktan bacaklarını birbirinden ayırarak çöküvermesi. | Ne yapacağını kestirememek, şaşırmak. | Oturmak, bacakları ayırarak çömelmek. )


- collut.[Lat. < COLLUTORIUM] değil/yerine/= AĞIZ VE BOĞAZ GARGARASI İÇİN ANTİSEPTİK SIVI


- COMMODORE ile AMIGA


- ÇÖREK ile AY ÇÖREĞİ

( ... İLE İçine tarçın, ceviz konularak ay biçiminde yapılmış çörek )


- COŞMAK ile/ve AKMAK


- ÇÖZME GÜCÜ = AYIRMA GÜCÜ


- ÇÖZMEK ile/ve AŞMAK


- ÇÖZÜLMÜŞ/LÜK ile/ve/||/<> AŞILMIŞ/LIK


- ÇÖZÜM ile/ve AÇIKLAMA

( SOLUTION vs./and EXPLANATION )


- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARA ÇÖZÜM

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yukarı çekersek, ayak açıkta kalır. Aşağı çekersek, omuz. Neşeli kişiler, çözüm üreterek[dizlerini karnına çekerek] rahat uyur. )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<> AÇIKLAMA


- ÇÖZÜMLEME = TAHLİL[Ar.] = ANALYSIS[İng.] = ANALYSE[Fr.] = ANALYSE[Alm.] = ANALYSIS < ANALYEIN[Yun.] = ANALIZAR[İsp.]


- ÇÖZÜMSÜZ ÇATIŞKI = TESAVİ-İ NAKİZEYN = ANTINOMY[İng.] = ANTINOMIE[Fr.] = ANTINOMIE[Alm.] = ANTI-NOMIA[Yun.]


- CPU ile GPU | ile/||/<> APU

( )

( [İşlevsellik]
Genellikle genel amaçlı işlemci birimleridir ve işletim sistemi, uygulamalar, hesaplamalar ve veri yönetimi gibi çeşitli görevleri yürütmek için kullanılır. İLE ... | İLE/||/<> CPU işlevlerinin yanı sıra grafik işleme görevlerini de üstlenir. [Hem CPU hem de GPU işlevlerini tek bir çip üzerinde birleştirir.] )

( [Performans]
Grafik işleme konusunda sınırlıdır ve daha karmaşık grafik işlemlerinde zayıf performansa sahiptir. İLE ... | İLE/||/<> Daha güçlü bir grafik işleme yeteneğine sahiptir ve oyunlar, video düzenleme, 3D modelleme gibi grafik yoğun görevleri daha iyi bir biçimde işleyebilir. )

( [Güç Tüketimi]
Genellikle enerji verimliliği odaklıdır ve daha az güç tüketme eğilimindedir. İLE ... | İLE/||/<> Grafik işleme yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha fazla güç tüketebilir.[özellikle grafik yoğun görevlerde] )

( [Bedel]
Genellikle daha ucuzdur.[çünkü daha sade bir yapıya sahiptir.] İLE ... | İLE/||/<> Bütünleşik grafik yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha pahalı olabilir. )

( [Kullanım Alanları]
Ofis uygulamaları, web tarama, veritabanı yönetimi gibi grafik işlem gerektirmeyen görevler için uygundur. İLE ... | İLE/||/<> Oyun sistemleri, multimedya düzenleme, video oynatma ve öteki grafik yoğun uygulamalar için daha uygun bir seçenektir. )

( CENTRAL PROCESSING UNIT vs. GRAPHIC PROCESSING UNIT | vs. ACCELERATED PROCESSING UNIT vs. )


- ÇUBUK ile ARDA

( ... İLE İşaret olarak yere dikilen çubuk. )


- ÇUHAÇİÇEĞİ ile AYIKULAĞI

( İlkbaharda çiçek açan çuhaçiçeğigillerin örnek bitkisi. İLE Çuhaçiçeğinin bir türü. )

( PRIMULA cum PRIMULA AURICULA )


- CUICUILCO ile/ve STONEHENGE ile/ve AVEBURY ile/ve CASTLERIGG ile/ve NEWGRANGE

( Meksika. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İrlanda'da. )


- ÇÜRÜME ile/ve/||/<> ARDAK

( ... İLE/VE/||/<> Ağaçlarda, mantarların oluşturduğu bir tür çürüme başlangıcı. )


- ÇÜRÜTÜLEBİLİR ile/değil AŞILABİLİR


- CUSHİNG ile/||/<> ADDİSON

( Gövdede aşırı kortizol üretimi. İLE/||/<> Gövdede yetersiz kortizol üretimi. )


- CYN-/CYNO- ile/||/<> CAUD-/CAUDO- ile/||/<> ICHTHY-/ICHTHYO- ile/||/<> ACARO- ile/||/<> ARACHNO- ile/||/<> TERAT-/TERATO- ile/||/<> ZO-/ZOO-

( Köpek. İLE/||/<> Kuyruk. İLE/||/<> Balık. İLE/||/<> Kene, uyuz. İLE/||/<> Örümcek, ince ağ benzeri yapı [araknoid: Beyin zarlarından biri]. İLE/||/<> Canavar. İLE/||/<> Hayvanla ilgili. )


- DAĞ ile/ve AKLAN/MAİLE[Ar.]

( ... İLE/VE Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri. )


- DAĞ ile/||/<> AŞAK/AŞAQ[Oğuz] ile/||/<>
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE Dağ eteği. )


- DAĞILIM ile AYIRMA

( DISPERSION vs. ALLOCATION )


- DAHA ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HENÜZ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HÂLÂ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> ARTIK


- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE


- DAL[Azr.] = ART, ARKA, PEŞ[Tr.]


- DALGA ile/değil AKINTI


- DALLAMA ile/||/<> ANDAVALLI[Yun.]

( Aptal, enayi. İLE/||/<> Ahmak, aptal, beceriksiz, şaşkın, bön, görgüsüz kişi. )


- DAMAK ile/ve/||/<> ART DAMAK

( Ağız boşluğunun tavanı. İLE/VE/||/<> Damağın arka bölümü. )


- DAMAKSILLAŞTIRMA/İMÂLE ile/||/<> ART DAMAKSALLAŞTIRMA ile/||/<> EKLEMLEME NOKTASI/ÇIKAK ile/||/<> GENİZSİL/GUNNE ile/||/<> SALÂBET

( İki ses arasından, asıl seslere katılmayacak bir ses çıkarma. | Bir sesin eklemlenme bölgesini art damaktan ön damağa kaydırma. [iki ses arasından, asıl seslere katılamayacak bir ses çıkarma]. İLE/||/<> Yumuşak damak bölgesinde, sert damağın art uç noktasıyla küçük dil arasında oluşturulan ses. İLE/||/<> Sesler oluşturulurken eklemleyicilerin birbirine yaklaşması ya da değmesi sonucu ses yolunun daraldığı ya da tıkandığı yer. İLE/||/<> Geniz yoluyla[nazal] çıkarılan ses. İLE/||/<> Sertlik. )


- DAMAR ile ATARDAMAR

( VESSEL vs. ARTERY )

( IRK ile ŞİRYÂN )


- DAMPİNG[İng.] ile/>< ANTİDAMPİNG[İng.]

( Düşürüm. İLE/>< Karşı düşürüm. )


- DANGALAK/LIK ile ÂCİZ/LİK


- DARI ile AKDARI

( Buğdaygillerden, tohumları, gerektiğinde buğday yerine besin olarak kullanılan, kuraklığa dayanıklı bir bitki. | Mısır. İLE Buğdaygillerden, bir yıllık ya da daha uzun yaşayabilen otsu bir bitki türü. )

( PANICUM cum PANICUM MILLACEUM )


- DARÜŞŞİFA:
FATİH ile/ve/||/<> HASEKİ ile/ve/||/<> SÜLEYMANİYE ile/ve/||/<> ATİK VÂLİDE SULTAN ile/ve/||/<> SULTAN AHMED ile/ve/||/<> TOPKAPI SARAYI ENDERUN


- DAV/GÛR[Fars.] ile/ve ÂNE[Ar.]

( Yabani eşek. Zebra. İLE/VE Yabani dişil eşek. | Yabani eşek sürüsü. )


- DAVID RICARDO ile/ve/||/<>/> ADAM SMITH

( 16 Haziran 1723 - 17 Temmuz 1790 İLE/VE/||/<> 18 Nisan 1772 - 11 Eylül 1823 )


- DAVRANIM(CONDUCT) BOZUKLUĞU ile/ve ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU

( 18 yaş altındakilerin olumsuz davranış/tutumlarında tanımlanan. İLE/VE 18 yaş üstündekilerin olumsuz davranış/tutumlarında tanımlanan. )


- DAYANAK ile/ve ARKAPLAN

( SUPPORT vs./and BACKGROUND )


- DAYANÇ'TA/SABIR'DA:
METÂNET ile HOŞGÖRÜ ile DUA ile GÖZYAŞI ile HASRET ile AŞK

( Acıya sabredersek. İLE Kişilere sabredersek. İLE Dileğe sabredersek. İLE Duygulara sabredersek. İLE Özleme sabredersek. İLE Sevgiye sabredersek. )

( Madem görüyorsunuz... O zaman, hoşgörün!
[Âşık Veysel] )


- DAYANIKLI/LIK ile/ve/||/<> AĞIRBAŞLI/LIK

( METÂNET ile/ve/||/<> VAKAR )


- DAYANMAK ile ABANMAK

( TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST/OVER )


- DAYATMA ile/ve/= ARKASINDAN İŞ ÇEVİRMEK


- DEB[Ar.] ile 'ÂDET[Ar.]


- DE(EEEEEE)RMİŞİM yerine ATLIYORUM!


- DEFNE/DEVELİK ile YABAN DEFNESİ ile ARABİSTAN DEFNESİ

( Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç. İLE İki çeneklilerden, çiçekleri beyaz, sarı ya da pembe renkli, orman ve çayırlarda yetişen bir süs bitkisi. İLE Dulaptal otugillerden, Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen, kabukları tıpta kullanılan bir ağaççık. )


- DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK

( WORTH vs. MEANING vs. EQUIVALENT )


- DEĞER ile/ve/||/<> AYAR


- DEĞER ile/ve/<>/< KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<>/< PAYLAŞIM DEĞERİ ile/ve/<>/< DEĞİŞİM/SOYUT DEĞERİ ile/ve/<>/< ÜRETİM DEĞERİ ile/ve/<>/< ARTI DEĞERİ


- DEĞERLENDİRME ile/ve/> ANLAMLANDIRMA


- [ne yazık ki]
DEĞERSİZLEŞTİRME ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA ile/ve/||/<> SUÇLAMA


- DEĞİLLEME ve/> AŞKINLIK


- DEĞİLLEME = NEFİY, İNKÂR, SELB = NEGATION[İng., Fr., Alm.] = NEGATIO[Lat.] = APOPHASIS[Yun.]


- DEĞİŞİM:
KIRILINCA ile/ve/||/<> KANDIRILINCA ile/ve/||/<> ÇOK FAZLA ŞEY ÖĞRENİNCE ile/ve/||/<> ÂŞIK OLUNCA ile/ve/||/<> ZORDA/ZORUNDA KALINCA


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/>/< AÇILIM


- DEĞİŞİM = ALTERATION/VARIATION[İng.] = VARIATION[Fr.] = UNTERSCHIED[Alm.] = VARIAZIONE[İt.] = VARIACIÓN[İsp.]


- DEĞİŞİM ile/ve/> ANLAM KAZANMAK


- DEĞİŞİMDE:
KATILAŞMIŞLIK değil/yerine AKILLANMIŞLIK

( Canı çok acıyarak. DEĞİL/YERİNE Yeterince/çok şey öğrenerek/bilerek. )


- DEĞİŞİMDE/METABOLE [ARISTOTELES'TE]:
| OLUŞ ile/ve/||/>< BOZULUŞ |
ve/||/<>
| NİCELİK ile/ve/||/<> NİTELİK ile/ve/||/<> YER DEĞİŞTİRME |a


- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve AKICI/LIK

( VARIABLE/VARIATION vs./and FLUENT/FLUENCY )


- DEĞİŞ(TİR)MEYE ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine/< ANLAMAYA ÇALIŞMAK


- DEĞNEK yerine ÂSÂ


- DEJENERASYON ile ASİMİLASYON


- DEKOLMAN değil/yerine/= AYRILMA


- DELİ ile/değil/yerine/<>/>< AKILLI

( Sadece, aklı başında olanlar, deli olduklarını kabul ederler. )

( Dışından, kendi kendine konuşunca. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İçinden, kendi kendine konuşunca. )


- DELİ ile AKILSIZ


- DELİ ile/değil/yerine "AKLI DALGALI"


- DELİ ile/ve/değil ÂŞIK


- DELİK ile/değil/yerine AÇIKLIK


- DELİK ile AVGIN

( ... İLE Duvarda, suyun geçmesine yarayan delik. | Üstü kapalı su yolu. )


- DELİK ile AYRIK


- DELİLİK ile AMOK

( ... İLE Öldürücü delilik. [Malezya'da] )


- DEMARKASYON değil/yerine/= AYRIM ÇİZGİSİ


- DEMİR KİLİSE:
İSTANBUL'DA ile/ve/<> ARJANTİN'DE ile/ve/<> AVUSTURYA'DA


- DEMİR ile/ve ATEŞ


- DEMİR ile/ve ATEŞ


- DEMİRHİNDİ ile ARUBAT

( Baklagillerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın meyvesi. | Bu meyveden yapılan şerbet. | Pinti, hasis. )


- DENEYİM ile/ve/<> ANI


- DENEYİM ve ANIMSATMA

( Deneyimi aktaramazsınız fakat yol gösterebilir ve anımsatabilirsiniz. )

( EXPERIENCE and REMIND )


- DENİZ ASLANI ile AVUSTRALYA DENİZ ASLANI

( )


- DENİZ KAPLUMBAĞALARI ALT SINIFLARINDA:
SİNİ ile D.KAPLUMBAĞASIGİLLER ile ZEYTİN RENKLİ ile ARCHELON ile PROTOSTEGA ile TOXOCHELYIDAE ile THALASSEMYDIDAE ile PROTOSTEGIDAE

( İki yılda bir çiftleşirler.[Altı yuvaya kadar, her yuvaya yüzden fazla yumurta bırakabilir.][Yavrular, yaklaşık altmış günde yumurtalarından çıkar.] İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )


- DENİZ OTOBÜSLERİNDE:
AUTHORISED PERSONNEL ONLY yerine ANCAK YETKİLİ KİŞİ GİREBİLİR


- DENİZ ile ARA DENİZ

( ... İLE Okyanuslardan dar ve az derin boğazlarla ayrılan, karaların arasına sokulmuş deniz. )


- DENİZASLANI ile AVUSTRALYA DENİZASLANI

( SEA LION vs. AUSTRALIAN SEA LION )


- DENİZCİLİK ile/ve ASTRONOMİ


- DEPARTMAN değil/yerine/= BÖLÜM | ANA BİLİM DALI


- DEPRESÖR/DEPRESSOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI ÇEKEN


- DERDİNİ SÖYLEMEYENE, DERMAN BULUNMAZ ile/ve/||/<> AĞLAMAYAN ÇOCUĞA MAMA VERİLMEZ


- DERİN UYKU ile/||/<>/< ANILARIN YOKLUĞU

( Derin uykunun boşluğu tümüyle özel, belirli anıların yokluğundan dolayıdır. )


- DERİN/LİK ile/değil ABİS

( ... İLE/DEĞİL Okyanusların çok derin yeri ve daha özel olarak, güneş ışığının erişemediği bölüm. )


- DERLEYİP TOPARLAMA ile/ve/<> ANIMSATMA


- DERT SAHİPLİĞİ ile/ve/değil ADANMIŞLIK


- DERT ile/ve ADANMA


- DERTLİ ile/ve/<> EDİP ile/ve/<> ÂŞIK ile/ve/<> ÂRİF

( [Derdini] Yalın anlatan. İLE/VE/<> Hoş anlatan. İLE/VE/<> Haliyle anlatan. İLE/VE/<> Gülümseyişiyle örterek anlatan. )


- DERTSİZ KİŞİ ile/ve/<> AŞSIZ KİŞİ

( İnsan değil. [Bunu anlayın!] İLE/VE/<> Hayvan cinsi. [Bunu dinleyin!] )


- DERVİŞ ile/ve ABDAL/TORLAK

( ... İLE/VE Gezgin derviş. )


- DERVİŞ ile/ve ÂŞIK

( Önce nefsini yok etmeye çabalar. İLE/VE Önce aklını yok etmeye çabalar. )

( Âşık'ın uykusu: Hâl-i istiğrak. Gözü uyur ama, özü uyumaz. )

( Âlimlerin uykusu ibâdettir. )

( DERVİŞ: Başına gelmiştir ve fakat anlamamıştır. )

( Tüm tarikatlerde bazı (hal üzere) yol alanlar. İLE/VE (Alevi-)Bektaşî'likte. )


- DETAŞMAN/DETACHMENT[İng.] değil/yerine/= AYRILMA


- DETAY[İng./Fr. < DETAIL]/TEFERRUAT[Ar.] değil/yerine/= AYRINTI/LAR


- DETOKSİFİKASYON/DETOXIFICATION[İng.] değil/yerine/= ARINDIRMA


- DEV KAPLUMBAĞA ile ALDABRA KAPLUMBAĞASI

( 20 türü bulunur. [Yok olma tehlikesi altındalardır.] [1750'lerde ise 250 tür bulunuyordu.] İLE Toplam dev kaplumbağa nüfusunun %90'ıdır. [Günümüzde 152.000 civarındalardır.] )

( ... İLE Her 10 yumurtadan sadece biri erişkinliğe ulaşır. )

( ... İLE Eşeysel olgunluğa ulaşmaları 30 yıldır. )

( ... İLE 250 kg. ağırlıkları vardır. )

( ... İLE "Adwaitya" adlı Aldabra kaplumbağası, 2006 yılına kadar 255 yıl yaşamıştır. )

( COLOSSOSCHELYS ATLAS cum GEOCHELONE GIGANTES )


- DEVE ile ÂNİS[Ar.]

( ... İLE Büyük ve şişman deve. [Yaşlı kız. | Yaşlı bekâr.] )


- DEVE ve AT

( HUFF Ü HÂFİR )


- DEVECİ ARMUDU ile AHLAT ARMUDU ile ANKARA ARMUDU ile ST. MARIA ARMUDU


- DEVE-CÜCE OYUNU ile/değil/yerine AŞURE OYUNU


- DEVLETLÜ ile/ve ŞEVKETLÜ ile/ve ASÂLETLÜ ile/ve İSMETLÜ

( Sultanlara hitapta kullanılan unvan. | Refâh, saâdet ve nîmet sahibi, vezir ve müşir gibi büyük rütbe sahiplerine verilen unvan. İLE/VE Azamet ve heybet sahibi sultanlar için kullanılırdı. İLE/VE Yabancı elçilere verilen unvan. İLE/VE Derece bakımından yüksek kimselere, sultan ve şehzâdelerin hanımlarıyla kızlarına verilen bir unvan. )


- DEVRİMLER/DE:
FRANSIZ ile/ve/||/<> ALMAN ile/ve/||/<> İTALYAN ile/ve/||/<> BOLŞEVİK ile/ve/||/<> ANADOLU/TÜRK

( [ağırlıklı/yoğunluklu olarak]
Siyaset/te. İLE/VE/||/<> Eğitim/de. İLE/VE/||/<> Sanat/ta. İLE/VE/||/<> Ekonomi/de. İLE/VE/||/<> Kültür/de. )


- DEVŞİRME ile/||/<>/> CİVELEK ile/||/<>/> ÇERİ ile/||/<>/> YENİÇERİ/SOLAK ile/||/<>/> CERRAH ile/||/<>/> BAŞESKİ ile/||/<>/> EŞKİNCİ ile/||/<>/> KETHÜDA ile/||/<>/> ODABAŞI ile/||/<>/> TURNACIBAŞI ile/||/<>/> ULÛFECİ ile/||/<>/> ASÂKİR-İ MANSURE

( Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi. İLE/||/<>/> Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlı. İLE/||/<>/> Asker. İLE/||/<>/> Piyade askeri. İLE/||/<> Yeniçeri ordusunda görevli hekim. İLE/||/<> Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi. İLE/||/<>/> Osmanlı sultanı ya da serdar ile savaşa giden ve ordunun vurucu gücünü oluşturan yeniçeri askerleri. İLE/||/<>/> Yeniçeri Ocağı'nda, Yeniçeri Ağası'ndan sonra gelen en yüksek subay. İLE/||/<>/> Yeniçeri kuruluşunda görevi alaylarda selâm törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay. İLE/||/<> Yeniçeri Ocağı'nda bir bölüğünün komutanı. Son dönemde mübaşirlik yapanlara verilmiştir. İLE/||/<> Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri. İLE/||/<> İkinci Mahmut döneminde, yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı. )

( FERİK: Tümgeneral ya da korgeneral.
HASSA ORDUSU: Hükümdarı ve sarayı korumakla görevli askeri sınıf.
KAPIKULU: Ücretli Osmanlı askeri.
KARAKULAK: Emir çavuşu ya da haberci.
LAĞIMCILAR: Kapıkulu Ordusu'nda düşman kalesini yıkmak için tünel kazan askeri birlik.
LEVEND: Deniz askeri.
LİKATOR: Bulgarlar'dan oluşan Voynuk Teşkilatındaki küçük rütbeli subaylar.
LİVA: İki alaydan oluşan askeri birlik. | İlden küçük, ilçeden büyük olan yönetim bölgesi.
MALKOÇ: Akıncılar ocağının komutanı.
PENCİK: Asker yetiştirilmek için, savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adayları.
PEYK: Postacılık, taşımacılık ve korumacılık yapan, törenlerde yer alan asker sınıfı.
REDİF: Son dönem Osmanlı ordusunda askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er.
REİS-ÜL KÜTTAB: XVII. Yüzyıla kadar Osmanlılarda Sultan divanı katiplerinin başı.
RİKABİYE: Sadrazam, vezir gibi devlet adamları tarafından devlet adamlarına verilen ad.
RİYALA: Tümgenerale eşit bir rütbe.
SAKA: Eyalet askerlerine bağlı bir sınıf.
SALMA: Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri.
SARICA: Eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker.
SEKBAN: Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. | Sınır boylarında görev yapan asker sınıfı.
SERASKER: Kara ordusu komutan. | Sadrazamlık görevi ile yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin ünvanı.
SİPAHİ: Osmanlılarda tımar sahibi atlı grup.
ÜMERA: Bey, amir, üst düzey subay.
VELEDEŞ: Kapıkulu süvarilerinin oğullarına verilen ad.
VÜZERA: Vezirler.
YASAVUL: İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad. )


- DEYİM ile ATASÖZÜ

( * Kavram ve durum bildirirler. İLE Bir yargı ifade ederler.
* Mecazlı anlamı vardır. İLE Bu, koşul değildir.
* Deyimlerde kesin hüküm, öğüt, yol göstericilik yoktur.[Bu yüzden genel kural oluşturmazlar.] İLE Kesin bir yargı bildirirler.
* Genellikle, öyküsü, efsanesi ve kaynağı vardır. İLE Anonimdir, söyleyenleri belirli değildir.
* Anlatım kalıbı olarak görebiliriz. İLE Tek başlarına bir tümcedir. )

( * İkisinde de sözcüklerde, mecaz, istiare ve kinâye vardır.
* Sözcük dizilişleri değiştirilemez.
* Sözcüklerin eş anlamlısını, sözcüğün yerine getirmek, olumlu bir sonuç vermez, sözü bozar.
* Biçim yönünden, birbirine benzerler. )

( TÂBİR/VECÎZE ile DARB-I MESEL )


- DİASPOR ile/||/<> AMETİST

( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Mor renkte bir kuvars türü. )


- DİASPOR ile/||/<> AMETRİN

( Mohs Sertlik Derecesi: 6.5-7 İLE/||/<> 7
Işık Kırma İndisi: 1.70-1.75 İLE/||/<> 1.54-1.55
Rengi: Renk değiştiren İLE/||/<> Mor ve sarı
Molekül yapısı: AlO(OH) İLE/||/<> SiO² )

( Işık altında renk değiştiren bir mineral. İLE/||/<> Ametist ve citrin karışımı. )


- DİFERANSİYEL HESAP değil/yerine/= AYRIMSAL SAYIŞ


- DİKENLİ FARE ile/ve ANADOLU DİKENLİ FARESİ


- DİKKAT ÇEKİCİ ile/ve/değil ALIMLI

( AR'AR: Güzeldeki boy-pos. )


- DİKKAT ETMEMEK/ETMEMİŞ OLMAK ile/ve/değil/yerine ANIMSA(YA)MAMAK


- DİL AİLELERİ ile/ve ANTROPOLOJİ


- DİL SÜRÇMESİ" ile "AYAK TAKILMASI"

( Bir sözcüğü, istemeden, yanlış söyleme durumu. İLE Yürürken, yanlış adım atıp dengeyi yitirmek. | Dalgınlıkla yanlış bir iş yapmak, yanılmak. )


- DİL ile/ve/||/<>/= AKIL


- DİL ile/ve/<> AKIL

( Lâl. İLE/VE/<> Mat. )


- DİL ve/< US/AKIL ve/< DENEYİM/TECRÜBE

( Dil, akıl ve deneyimde temellenir. )


- L ile/ve İNSANBİLİM(ANTROPOLOJİ)

( LANGUAGE vs./and ANTHROPOLOGY )


- DİL ile/ve/<>/değil ARAÇ


- DİL ile/ve AYNA


- DİL ve/||/<> SANAT ve/||/<> AHLÂK

( Kişilerin, düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek üzere, işaret ya da sözcüklerle yaşadıkları anlaşma. VE/||/<> Kişinin, hem kendine, hem de hemcinslerine yönelik 'iyilik' ülküsüne yaklaşma çabası ile hak-ödev bağlantısı çerçevesinde kurduğu ilişkiler manzumesini ve bunları belirleyen kurallar düzeni. VE/||/<> Yarar kaygısından git gide uzaklaşıp 'güzellik' değerlendirişine, elden geldiğince uygun ürün ortaya koymanın anlamını dışavurmanın yolu yordamıdır. )

( Dilde, mucize olmaz. )


- DİLENMEK ile/ve/<> ACINDIRMAK

( TESE'ÜL[< SUÂL] ile/ve/<> ... )


- DİL/İ ile/ve/değil/||/<>/> ANLATIM/I


- DİL'İN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve/||/<>
LEHÇELERİ ile/ve/||/<> ŞİVELERİ ile/ve/||/<> AĞIZLARI

( ŞİVE[Fars.]: Söyleyiş özelliği. | Naz, eda, cilve. | Ağız. )

( ... İLE/VE/||/<> Bir dilin, bilinmeyen, çok eski dönemlerinde, kendinden ayrılmış kolları. İLE/VE/||/<> Bir dilin, izlenebilen tarihi dönemlerinde ayrılmış kolu. İLE/VE/||/<> Herhangi bir şivenin, daha çok, söyleyiş[telaffuz] özelliklerine bağlı olarak oluşan yerel kolları. )

( VARIANTES vs./and/||/<> DIALECTE vs./and/||/<> PATOIS vs./and/||/<> ACCENT )


- (DİLİN) DİLBİLGİSİ ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DİLBİLGİSİ


- DİN:
İMAN ve/<> ÜMİT ve/<> AŞK


- DİN ile/ve ASKERİYE


- DİNDAR/DİNDAŞ ile ASHÂB-I NAKL

( ... İLE Vahyi esas alarak düşünen herkes. )


- DİNDAR ile ATEİST-DİNDAR


- DİNLE! ve/||/<> YÜZLEŞ! ve/||/<> ANLA!

( [yoksa] Dilin, seni sağır eder. VE/||/<> Kalbin, seni esir eder. VE/||/<> Zihnin, seni deli eder. )


- DİNLEMEK ve/||/<>/>/< AŞKINLIK

( TO LISTEN and/||/<>/>/< TRANSCENDENTALNESS )


- DİNLENMEK ile/ve/||/<>/< ANA DİLİNDE DİNLENMEK


- DİNLEYELİM! ve/||/<> YÜZLEŞELİM! ve/||/<> ANLAYALIM!

( [Yoksa ...] Dilimiz, bizi sağır eder. VE/||/<> Kalbimiz, bizi tutsak eder. VE/||/<> Zihnimiz, bizi deli eder. )


- DİNLEYENİN OLMAMASI ile/değil ANLAYANIN OLMAMASI

( Dinleyeni olmadığından değil anlayanı olmadığından sessizleşir insan. )


- DİP ile ALT


- DİREK ile ARMOZ DİREĞİ

( ... İLE Köşe dikmesi. [Doğu Karadeniz'de] )


- DİRENG[Fars.] ve/||/<> ÂRÂM[Fars.]

( Dayanç/sabır. | Bekleme, gecikme, tutma, dinlenme. VE/||/<> Rahat/yerinde durma. | Eğlenme, dinlenme. | Yerleşme, karar kılma. )

( BÎ-ÂRÂM: Rahat durmayan. | Sürekli dönen gezegenler. )


- DİRİMBİLİM/BİYOLOJİ ile/ve/||/<> ANTROPOBİYOLOJİ[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Zaman içinde insanda görülen biyolojik farklılığın ve çeşitliliğin incelenmesi. )


- DIŞADÖNÜKLÜK ile/ve/||/<> AÇIKLIK ile/ve/||/<> UZLAŞMACILIK ile/ve/||/<> VİCDANLILIK ile/ve/||/<> SİNİRLİLİK


- DIŞAVURUM ve/||/<>/< AHLÂK ve/||/<>/< İHLÂS


- DIŞAVURUM = İFADE = EXPRESSION[İng., Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = EXPRESIÓN[İsp.]


- DİSDİYADOKİNEZİ/DYSDİADOCHOKINESIA[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK DEVİNIM BOZUKLUĞU


- DİŞİ ÖRGEN/LER, PİSTİL/LER = UZV-İ/A'ZÂ-İ TE'NÎS = PISTILS


- DİŞİL ile/değil/yerine ANAÇ


- DİŞİLLİK ile/ve/||/<> ARKEGON[Fr. < ARCHÉGONE]

( ... İLE/VE/||/<> Eğrelti otlarında, tüm kara yosunlarında, bazı su yosunlarında ve açık tohumlularda görülen dişillik örgeni. )


- DİSİPLİN:
GÖVDEDE ve/||/<> AKILDA ve/||/<> DUYGUDA

( Spor. VE/||/<> Felsefe. VE/||/<> Sanat. )


- DİSKRİMINAN/DISCRIMINANT[İng.] değil/yerine/= AYIRT EDICİ


- DIŞLAMAK ile ARKADA BIRAKMAK


- DIŞLA(N)MAK ile AŞAĞILA(N)MAK

( TO EXCLUDE vs./and TO DESPISE )


- DIŞLAŞMAK ve/||/<>/> AÇIĞA ÇIKMAK


- DİSLEKSİ ile/ve/||/<> ALEKSİ

( "Öğrenme" ya da dikkat bozukluğu. İLE/VE/||/<> Okuma yitimi. )


- DİŞ/LER ile/ve ALT ÇENE DİŞLERİ ile/ve AZI/AKIL DİŞLERİ

( Her bir diş en az bir köke sahiptir. İLE/VE Alt çene dişlerinin iki kökü bulunur. İLE/VE Azı dişlerinin üç kökü vardır. )

( ESREM: Dişi kırık, dişleri dökük kişi. )

( ESNÂN[< SİNN] ile/ve ... )


- DİSOSİYASYON/DISSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AYRIŞMA | RUHSAL ÇÖZÜLME


- DİSTROFİ ile/||/<> ATROFİ

( Kasların zayıflaması ve dejenerasyonu. İLE/||/<> göze sayısının azalması ya da gözelerin küçülmesiyle doku küçülmesi . )


- DÎVÂN ile/||/<>/> AYAK DÎVÂNI ile/||/<>/> DÎVÂN-I HÜMÂYÛN ile/||/<>/> DÎVÂN-I HARP ile/||/<>/> ÂYÂN MECLİSİ ile/||/<>/> ŞÛRÂ

( Yüksek düzeyli devlet adamlarının kurduğu büyük kurul. İLE/||/<>/> Sultanın huzurunda kurulan dîvân. İLE/||/<>/> Eskiden İslâm devletlerinde, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kurul. [Başlangıçta bir devlet dairesi olan divân, İran devlet geleneğinin de etkisiyle sonradan kurul biçimine dönüştü.] İLE/||/<>/> Askerî mahkeme. İLE/||/<>/> Meşrûtiyet döneminde kurulan ve üyeleri Sultan tarafından, yaşam boyu seçilen kurul. İLE/||/<>/> Kurul, danışma kurulu. )

( DİVANYOLU: İstanbul'da, Sultanahmet ile Çarşıkapı arasında uzanan caddenin adı. )

( KUBBEALTI: Topkapı Sarayı'nda, Sadrazam başkanlığındaki Divân-ı Hümayun'un toplandığı özel oda. )

( HARBİYE NAZIRI: Osmanlı Savaş Bakanı. )


- DİYABET ile/ve/||/<> ALZHEIMER

( Washington Üniversitesi’nde yürütülen bir çalışma, kan şekerindeki yükselmenin, Alzheimer hastalarında rastlanılan amyloid beta kaynaklı plak oluşumunu da tetiklediğini ortaya çıkardı. Böylece, diyabet ile Alzheimer arasında doğrudan bir bağ olduğu kesinleşti.

Ayrıntıları için burayı tıklayınız... )


- DİYADOKINEZİ/DİADOCHOKINESIS[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK DEVİNIM


- DİYALİZ/DIALYSIS[İng.] değil/yerine/= ARITIM, SÜZDÜRÜM


- ... DİYE ile ... ADINA


- DİZANTERİ ile/||/<> AMEBİYAZİS

( Kanlı sürgün ve karın ağrısı ile ilişkili bir bağırsak bulaşı. İLE/||/<> Entamoeba histolytica parazitinin neden olduğu, genellikle sürgün ve karın ağrısı ile ilişkili bir bulaş. )


- DİZİ ile ALMAŞIK

( ... İLE Farklı iki öğenin, ardışık olarak birbirini izlemesinden meydana gelen (dizi). )


- DİZİLİM/SÖZDİZİMİ ile/ve ANLAM(BİLİM)

( NAHİV ile/ve ... )

( SYNTAX vs./and SEMANTICS )


- DİZÜRİ değil/yerine/= AĞRILI İŞEME | İŞEME GÜÇLÜĞÜ


- DNA:
TÜM CANLILAR ile AHTAPOTLAR

( Oldukça gelişmiş beyinleri ve mükemmel seviyede problem çözme becerileriyle omurgasız hayvanların en karizmatik üyeleri olan ahtapotların gen dizilimlerinin öteki tüm canlılardan farklı olduğu ortaya çıktı.

33 bin protein kodlayan gen ile daha önce hiç karşılaşılmamış bir yapıda genoma sahip olduğu ortaya çıkan ahtapotlarla ilgili Chicago Üniversitesi’nden Dr. Clifton Ragsdale şunları söyledi:
"Bu zamana kadar yapılan araştırmalar, 8 kola sahip olan bu canlıların dünya üzerinde yaşayan tüm hayvanlardan farklı bir yapıda olduklarını ortaya çıkardı. Ahtapotlar, müthiş büyüklükte bir beyne ve sıradışı problem çözme yeteneğine sahipler."

Araştırmacılara göre ahtapotun genomu, zıplayan gen adına sahip olan transpozon dizilerine sahip. Kendini genom içinde tekrar düzenleyebilen transpozonun ahtapotlar üzerinde ne gibi bir etki yarattığı henüz net olarak bilinmese de sinir dokularında yüksek seviyede bulunduğunu tespit edilmiş.

Yine Chicago Üniversitesi’nden Caroline Albertin:
"Birkaç değer farkı dışında ahtapotun genomunun yeniden düzenlenmiş bir omurgasızın genomunu andırdığı görülüyor. Bunu, genomu blender’a koyup karıştırmak gibi düşünebilirsiniz. Bu da genlerin farklı bir ortamda yer almalarına sebep oluyor ki bu hiç karşılaşmayı beklediğimiz bir şey değildi" dedi. )


- DOĞA ile/ve/<> ALLAH

( Allah'ın sözü. İLE/VE/<> ... )


- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE

( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )


- DOĞAL AHLÂK ile/ve AKLÎ AHLÂK ile/ve ŞER'Î AHLÂK

( NATURAL MORALS vs./and MENTAL MORALS vs./and MORALS OF LAW )


- DOĞAL DİLLER ile BİÇİMSEL/FORMEL DİLLER ile ALAN DİLLERİ


- DOĞAL OLARAK ile/değil/yerine ARAYA, ZAMANIN GİRMESİ NEDENİYLE


- DOĞAL SİT ALANI ile/ve ARKEOLOJİK SİT ALANI ile/ve KENTSEL SİT ALANI


- DOĞAL ile ALIŞILMIŞ

( Doğanıza yabancı olan her şeyin terk edilmesi ve reddedilmesi yeterlidir. )

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )

( NATURAL vs. USUAL/ORDINARY )


- DOĞAL ile ALIŞILMIŞ

( Doğanıza yabancı olan her şeyin terk edilmesi ve reddedilmesi yeterlidir. )

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )

( NATURAL vs. USUAL/ORDINARY )


- DOĞAN ile ADA DOĞANI

( ... İLE Kayalık adalarda, sürüler halinde yuva yaparlar. [Yazın sonuna doğru kuluçkaya yatarlar.] )

( ... İLE Yavrularını göçmen ötücüleri avlayarak beslerler. )

( ... vs. ELEONORA'S FALCON )

( FALCO (COLUMBARIUS) cum FALCO ELEONOREA )


- DOĞAN ile ALACADOĞAN

( ... İLE Korulu ve ağaçlı açık arazilerde, eski ekin kargası yuvalarında, sürüler halinde yuva yaparlar. )

( ... İLE Gagaları, göz derileri ve bacakları erilinde kırmızı, dişilinde ise turuncudur. )

( ... İLE En hızlı uçan kuş ya da kuşlardandır. )

( ... vs. RED-FOOTED FALCON )

( ... cum FALCO VESPERTINUS )


- İNAK/DOGMA ile ÂYET


- DOĞRU AKIM ile/ve/||/<> ALTERNATİF AKIM

( Çarpmaz. İLE/VE/||/<> Çarpar. )


- DOĞRU AKIM ile/ve/||/<> ALTERNATİF AKIM

( Doğru Akım, elektrik yüklerinin tek yönde devim ettiği akımdır. İLE/VE/||/<> Alternatif Akım, elektrik yüklerinin yön değiştirdiği akımdır. )


- DOĞRU ile AÇIORTAY

( ... İLE Bir açısal bölgeyi, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru. )


- DOĞRU ile/ve AYKIRI DOĞRU


- DOĞRUDAN SÖYLEMEK ile AÇIK AÇIK SÖYLEMEK/KONUŞMAK

( TO SAY DIRECTLY vs. TO SAY/TALK FRANKLY/OPENLY )


- DOĞRULUK ve/||/<>/>/< AŞK

( Kalemimiz olsun. VE/||/<>/>/< Mürekkebimiz olsun. )


- DOĞRULUK = HAKİKAT = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT, RICHIGKEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.] = ALÉTHEIA[Yun.] = VERDAD[İsp.]


- DOĞRUSU ile AÇIKÇASI


- DOĞU ile/ve/değil ASYA(YAKIN/UZAK DOĞU)


- DOĞUŞTAN HUYLAR ile YAPAY/SUNÎ HUYLAR ile ALACA

( HULKUN MATBU'UN ile TAHALLUKUN MASNU'UN ile Kötü huy. )

( VİLÂDÎ[Ar.]/CONGÉNITAL[Fr.]: Doğuştan. )

( ŞÎME[Ar.]: Huy, tabiat. )


- DOĞUŞTAN = VEHBİ, FITRİ = INNATE[İng.] = INNÉ[Fr.] = ANGEBOREN[Alm.]


- DÖKMEK ile/değil AKITMAK

( Katılarda. İLE/DEĞİL Sıvılarda. )

( [not] TO POUR vs. TO FLOW
[not] Solids. WITH Liquids. )


- DOKUNMAK ile/ve/||/<> ANLAMAK


- DOKUNMAK ile/ve/||/=/<> ANMAK


- DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI


- dol. urg.[Lat. < DOLORE URGENTE] değil/yerine/= AĞRI SIKIŞTIRINCA


- DOLAYISIYLA ile/ve/değil/yerine ARACILIĞIYLA/VESİLESİYLE


- DOLOR, PAIN[İng.] değil/yerine/= AĞRI


- DOLOR değil/yerine/= AĞRI


- DOMİNO[Fr.] ile AZNİF[Erm.]

( Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun. | Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi. İLE Bir tür domino oyunu. )


- DÖNEM ile ANTİKİTE[Fr.]

( ... İLE Antik devir, ilk/eski çağ. | Eski Yunan/Roma uygarlıkları. )


- DÖNGÜ ile ALIŞKANLIK

( CYCLE/CYCLONE vs./< HABIT )


- DÖNGÜ ile/ve ANKH

( CYCLE/CYCLONE vs./and ANKH )


- DÖNGÜSEL ile/>< APERİYODİK[Fr.]

( ... İLE/>< Kendine özgü bir salınım döngüsü olmayan. )


- DONUP KALMAK ile APIŞIP KALMAK


- DÖNÜŞLERDE:
WILLIAMSON ile/ve/<> ANDERSEN ile/ve/<> SCHARNOV

( Denize düşen kişiyi kurtarmak için yapılan dönüş. İLE/VE/<> Dümen, kişinin düştüğü tarafa doğru alabanda basılır. İlk rotadan 240 derece sapınca, dümen ortalanır ve durma dönüşüne başlanır. İLE/VE/<> Dümen, alabanda basılır. İlk rotadan 240 derece sapınca, dümen öteki tarafa alabanda basılır. Rotanın 180 derece tersine gelmesine 20 derece kala, dümen ortalanır ve kişiyi kurtarmak için geminin geri dönmesi sağlanır. [Denize düşen kişinin, köprü üstünden fark edilmesi durumunda kullanılmaz.] )


- DOST:
ACI SÖYLEYEN değil ACIYI, TATLI SÖYLEYEN


- DOWN-REGULATION değil/yerine/= AZALTARAK DÜZENLEME


- DOWNREGULATION[İng.] değil/yerine/= AZALARAK DÜZENLENİM


- DOWNSTREAM[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI AKIŞ


- DOYMA ile AŞIRI DOYMA

( Yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması. | Bir gazın, belirli bir sıcaklıkta o sıcaklığa özgü olan en büyük basınç altında bulunması. | Bir sıvının içinde belirli bir nesneden eriyebilecek en çok miktarın erimiş bulunması, işba. İLE Belirli sıcaklıktaki bir sıvı içinde, eriyebildiği kadar eriyen bir nesnenin, sıcaklığın düşmesine karşın bir sınıra kadar erimiş olarak kalması durumu. )


- DOYUM:
"İNANARAK" ile/değil ANLAYARAK


- DOZUNU KAÇIRMAK ile ABARTMAK

( TO OVERDO vs. TO EXAGGERATE )


- DREN/DRAIN[İng.] değil/yerine/= AKITAÇ


- DUA ile/ve ARZU


- DÜĞÜMÜ ile/ve ATKISI ile/ve SAÇAĞI


- DÜĞÜN ÇİÇEĞİ/TURNAAYAĞI/SÜTLÜCE ile AVCI OTU

( Düğün çiçeğigillerin örnek bitkisi. İLE Düğün çiçeğigillerden, kokusuz, parlak zehirli bir bitki. )

( DÜĞÜNÇİÇEĞİGİLLER: İki çeneklilerden, bazı türleri süs bitkisi olarak kullanılan bir aile. )

( RANUNCULUS cum ADONIS )


- DÜNYA İŞLERİNİ BİLMEK ile/ve AHİRET İŞLERİNİ BİLMEK

( Aldanmamak için. İLE/VE Aldatmamak için. )

( Kişinin ibadeti bilmektir. )


- DÜNYA ile/ve/<> ÂHİRET

( Ahlâk. İLE/VE/<> İlim. )


- DÜNYA ile/ve ÂLEM

( Âlemi hoş bilen boşa varır, boş bilen hoşa varır. )


- DÜNYA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< AŞK/IM

( [Ne kadar büyük olsa da ...] (daha) Küçük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< [Ne kadar küçük olsa da ...] (daha) Büyük. )


- DÜNYA ve/||/<> AY

( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )

( [çapı] 12.756 km.[çevresi 40.000 km.] VE/||/<> 3474 km.[4/1] )

( Arasındaki uzaklık, 356.000 - 406.000 km. )

( Ay, her yıl 4 cm. kadar dünyadan uzaklaşmaktadır. )

( Işıkla ulaşma uzaklığı, gönderim süresiyle 1.27 saniye, dönüşüyle birlikte toplam 2.54 saniyedir. )

( ... VE/||/<> -233 ile 123 °C arasındadır.[Atmosferin olmaması nedeniyle] )

( ... VE/||/<> Aydaki yerçekimi, dünyanın altıda biridir. [60 kg. = 10 kg.] )

( ... VE/||/<> Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur. Dünya'nın yörüngesindeki dönüşünü 27.3 günde tamamlar ve her 29.5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur. )

( ... VE/||/<> Ay'ın yüzeyi, çoğunlukla oksijen, silikon, magnezyum, demir, kalsiyum, alüminyum ve titanyumdan oluşur. )

( İnsan eliyle yapılmış hiçbir yapı, aydan çıplak gözle görülemez. )


- DÜNYA -/<> A'RAF/BERZAH -/<> ÂHİRET

( ... <-> İnsan. <-> ... )


- dur. dolor.[Lat. < DURANTE DOLORE] değil/yerine/= AĞRI SIRASINDA, AĞRI VARKEN


- DURABİLMEK ile/ve/||/<> UNUTABİLMEK ile/ve/||/<> SUSABİLMEK ile/ve/||/<> AFFEDEBİLMEK


- DURUM ile/ve/<> ARADURUM


- DURUMU/OLAYI BÜYÜLTMEYE:
"YAKIN" ile/ve/değil/<> "AÇIK"

( Cahil ve/ya da ahmak kişiler[zihin(li)ler]dir. )


- DOĞRU/LUK/DÜRÜST/LÜK[Fars.] ile/ve AÇIK/LIK

( TO BE HONEST vs./and OPEN/NESS, CLARITY )


- DUŞTA/YIKANMADA SICAK/SOĞUK SU AYAKLARDAN YUKARI DOĞRU ISLATMAYA BAŞLAYARAK DÖK(ÜN)MEK


- DÜŞÜNCEDEN DAHA ZARARLI OLAN:
"USTA SALDIRICI" ile/ve/değil/||/<> ACEMİ SAVUNUCU


- [ne yazık ki]
DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ADLANDIRAMAMAK/ANLAMLANDIRAMAMAK


- DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/<> AYIRD EDEMEMEK

( Düşünemeyen ayırd etmeyi de ayrıntıları da göremez. [ayıramayınca/düşünemeyince de bedelini ağır ödeyebilir!] )


- DÜŞÜNME ile/ve AYIK DÜŞÜNME

( TO THINK vs./and SOBER THINKING )


- DÜŞÜNME ve/||/<>/= AYIRMA


- DÜŞÜNÜŞ" ile/ve/||/<> "ELE/DİLE ALIŞ" ile/ve/||/<> "YAKLAŞIM" ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ" ile/ve/||/<> "YÖNTEM"


- DÜŞÜRMEK ile ATMAK


- DUVAR ile ATİKA[Al. ATTİKA < Yun. ATTİKOS] DUVARI

( ... İLE Bir çatının önündeki alçak duvar. )


- DUYARLILIK ile "AÇLIK"

( SENSITIVITY vs. "HUNGER" )


- DUYGU:
İLİŞKİSEL EYLEM EĞİLİMİ ile/ve/||/<> ANLAM İNŞÂ SÜRECİ ile/ve/||/<> BİRİNCİL UYARIM DÜZENİ/DÜZENEĞİ


- DUYGU ŞEMALARI ile/ve/||/<> ANLAM ŞEMALARI


- DUYGU ile/ve SU

( EMOTION vs./and WATER )


- DUYGULANIM = TEESSÜR = AFFECTION[İng., Fr.] = AFFEKT, AFFEKTION[Alm.] = CARIÑO[İsp.]


- SİNİR GÖZESİNDE:
DUYU ile/ve/||/<> MOTOR ile/ve/||/<> ARA


- DUYU ve/+ AKIL ve/+ HADS ve/+ MATEMATİK


- DUYU ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DOĞASI


- DUYU ve/||/<>/> ALGI ve/||/<>/> BETİMLEME ve/||/<>/> TASARIM


- DUYU ve/||/<> DUYGU ve/||/<> AKIL

( Akıl eleştiri kaldırır, duygu/vicdan kaldırmaz. )

( Duygular bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )

( ZİHİN: İç duyuların toplam adı. )

( DUYU: (DIŞ DUYULAR) İNTİBÂ/İZLENİM/MÜŞAHEDÂT ve DUYGU: (İÇ DUYULAR) ANLAM-DEĞER, MANEVİYAT/VİCDÂNİYAT, (AHLÂK, DİN, ESTETİK) [ ZİHİN/İHSAS/MAHSUSAT ] ve AKIL: AKLİYÂT/MÜDRİKÂT, TÜMELLER-FORMLAR, BİLGİ(TANIM + YARGI + TASAVVUR + TASDİK) [ İDRAK ] )

( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi sakatlar. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi köreltir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi ketler. )

( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi hayvanileştirir. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi mistikleştirir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi vahşileştirir. )

( ... VE/||/<> Karanlık. VE/||/<> Aydınlık. )

( SENSE and/||/<> EMOTION and/||/<> REASON )


- DUYU ile HAYAL ile AKIL

( Biriyle uğraşan zihin/kişi, öteki ikisiyle uğraşamaz. [Çivi çakmak. İLE Sevgiliyi düşünmek. İLE Matematik yapmak.] )

( Kişileri birleştiren, [ortak] hayalleridir. [aklın olabildiğince devrede olanları/tutulanları ile tabii!] )


- DUYU ile/ve/||/<>/> ZİHİN ile/ve/||/<>/> AKIL

( "Çırak". İLE/VE/||/<>/> "Kalfa". İLE/VE/||/<>/> "Usta". )


- DUYU/M ile/ve ALGI

( SENSE/SENSATION vs./and PERCEPTION )


- DUYUMDA:
BASINÇ ile/ve/<> ISI ile/ve/<> AĞRI/ACI


- DÜZENLEME ve/+/||/<>/> ANLAMA ve/+/||/<>/> DÖNÜŞTÜRME


- DÜZLEME/TESVİYE[Ar.]/AJÜSTAJ[Fr.] ile AJÜSTE[Fr.]

( Düzleme. İLE Pens ve büzgülerle gövdeye oturtulmuş giysi. )


- DALGALAR:
DÜZLEMSEL ile/ve/||/<> AKIŞKAN ile/ve/||/<> RAYLEIGH YÜZEY ile/ve/||/<> ENİNE

( )


- DÜZYAZININ GELİŞMESİ ile/ve/||/<> ARAÇLARIN, TEKNİKLEŞTİRİLMESİ


- ead.[Lat. < EADEM] değil/yerine/= AYNI


- EB ile/||/<> EBEVEYN ile/||/<> EBEN AN CEDD ile/||/<> RABBE ile/||/<> ASABE-İ NESEBİYE/NESEBİYYE ile/||/<> MÜLTEKÂ-YI NESÂB ile/||/<> NESLEN BADE NESLİN ile/||/<> İRS

( Baba, ata. İLE/||/<> Ana, baba. İLE/||/<> Babadan oğula.[ebâ an cedd] İLE/||/<> Üvey ana. İLE/||/<> Kan ve soy yoluyla yakın/akraba. İLE/||/<> İki ya da daha çok kişinin kuşaklarının birleştiği kişi. İLE/||/<> Kuşaktan kuşağa. İLE/||/<> Soya çekim, verâset. )


- EBEGÜMECİ/PİNPİRİK ile AĞAÇ EBEGÜMECİ

( Çiçekleri ilâç, yaprakları sebze olarak kullanılan, kendiliğinden yetişen bir ot. İLE Ebegümecigillerden, boyu yüksek bir ot. )

( MALVA SILVESTRIS cum LAVATERE )


- EBNÂ ile/||/<> EBNÂ-YI EBNÂ ile/||/<> HAFÎD ile/||/<> MAHDÛM ile/||/<> ZÂDE ile/||/<> BENÛN ile/||/<> BİN ile/||/<> BİNT ile/||/<> ASLAH/ESLAH ile/||/<> EKBER ile/||/<> KEBÎR ile/||/<> KEBÎRE

( Oğullar. İLE/||/<> Kız ve erkek çocukları/torunları tanımlar. İLE/||/<> Torun. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Üç ya da daha çok çocuk. İLE/||/<> Oğul. İLE/||/<> Kız. İLE/||/<> En uygun [vakfiyelerde en uygun oğul]. İLE/||/<> Daha/en/pek büyük. [vakfiyelerde geçer]. İLE/||/<> Yaşça büyük. İLE/||/<> Büyük kız çocuk [vakfiyelerde geçer]. )


- ECEL ile/ve/||/<>/> AMEL ile/ve/||/<>/> EMEL


- ECİRGAT ile AMELE


- ECZANE ile/değil APOTHEKE[Yun.]

( ... İLE/DEĞİL Eski Yunan ve Roma evlerinde, yiyecek ambarı ve özellikle şarap mahzeni. )


- EDEB ile/ve ÂDÂB

( Elif, Dal, Be. Edebli olmak, eline, diline, beline sahip olmak anlamını taşır. İLE/VE Edeb'in çoğulu. )

( Âdap eksikliği, öze dair bilginin eksikliğindendir. )

( EDEB YÂ HÛ )


- EDEB ve ADÂLET

( Yerli-yerince hareket etmek. VE Yerli-yerinde olmak. )


- EDEB ile/ve/||/<> AHLÂK ile/ve/||/<> MATEMATİK

( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki üç önemli eşik. )


- EDEB ve/<>/> İMAN ve/<>/> İLİM ve/<>/> AMEL ve/<>/> İHLÂS


- EDEB(SİZ/LİK) ile/ve AHLÂK(SIZ/LIK)

( İçte. İLE/VE Dışta. )

( [olmaması] Ayıptır. İLE/VE Suçtur. )

( [olmaması] Açıkça yapılır. İLE/VE Gizlice yapılır. )

( [olmamasında] Utanmaz. İLE/VE Utanır. )

( [olmamasında] İğrenilir. İLE/VE Kızılır. )

( Kavramsal/kurumsal/meslekî. İLE/VE Kişisel. )

( Çoğul. İLE/VE Tekil. )


- EDEP ve/||/<>/< AKIL

( Kişinin, aklı kadar edebi; edebi kadar da ederi vardır. )


- EDEPSİZ/LİK ile/ve/||/<> AHLÂKSIZ/LIK


- EDİM = FİİL, AMEL = ACT[İng.] = ACTE[Fr.] = AKT[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ACTO[İsp.]


- EDİMSEL/LİK = BİLFİİL = ACTUAL/ITY[İng.] = ACTUEL/ITÉ[Fr.] = AKTUELL, WIRKLICHKEIT[Alm.] = ACTUALITAS[Lat.] = EFECTIVO[İsp.]


- EF'ÂL ve/<> AHVÂL

( Eylemler/fiiller. VE/<> Haller. )


- EF'AL ile/ve AMEL


- EF'AL ile AMEL


- EFSÂNEVÎ ile/ve/||/<> ÂBİDEVÎ


- EGALE[Fr. < ÉGALE | İng. < EQUAL] ile ANGAJE/ENGAJE[Fr./İng. < ENGAGÉ]

( Her ne kadar "yinelemek/tekrar" olarak bilinse ve kullanılsa da "eşitlemek/eşit değer" köküyle düşünmek ve anlamak gerekir. İLE Bağlamak, bağlanmak, ilişkilenmek, yer tutmak, işe almak/girmek. )


- EGE DENİZİ değil ADALAR DENİZİ


- EĞİM ile/ve/||/<> ALAN


- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK


- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL


- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM


- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN

( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )


- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA


- EHL-İ BEYT ile/ve/<> ÂL-İ ÂBÂ


- EHL-İ BEYT ile ASHAB/İHVAN

( ... İLE İlkeleri içselleştirip, paylaşanlar. )


- EIDOKSOS ve ARİSTO

( Akademi'nin kurulmasında! )


- EKALLİYET[Ar.] değil/yerine AZINLIK


- EK/İLÂVE ile/ve AÇILIM


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> ANLATI


- EKİN ile ALACATEK

( ... İLE Olgunlaşmamış ekin. )


- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
TAFK ile/ve/||/<>/> İFSAK ile/ve/||/<>/> TAFK ile/ve/||/<>/> AFSAD ile/ve/||/<>/> AFAD

( [kuruluş yılı] 1950 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1977 ile/ve/||/<>/> 1979 )


- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]

( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )


- EKLER:
ADDAN AD YAPMA ile/ve/||/<> EYLEMDEN AD YAPMA ile/ve/||/<> ADDAN EYLEM YAPMA ile/ve/||/<> EYLEMDEN EYLEM YAPMA

( - Addan ad yapma ekleri
-aç / -eç
-ak / -ek
-al / -el
-an / -en
-ar / -er
-ay / -ey
-ca / -ce / -ça / -çe
-cağız / -ceğiz
-cak / -cek / -çak / -çek
-cı / -ci / -cu / -cü / -çı / -çi / -çu / -çü
-ciğaz / -ciğez / -cuğaz / -cüğez
-cık / -cik / -cuk / -cük / -çık / -çik / -çuk / -çük
-cı / -ci / -cu / -cü/ / -çı / -çi / -çu / -çü / -cılayın / -cileyin
-cm / -cin / -cun / -cün / -çın / -çin / -çun / -çün

-dam / -dem / -tam / -tem
-daş / -deş / -taş / -teş
-dmk / -dirik / -duruk / -dürük
-ga / -ge
-gan / -gen
-k
-l
-lak / -lek
-layın / -leyin
-lı / -li / -lu / -lü
-lık / -lik / -luk / -lük
-m
-man / -men
-msı / -msi / -msu / -msü
-mtırak
-ncı / -nci / -ncu / -ncü
-rak / -rek
-sal / -sel
-sı / -si / -su / -sü
-sıl / -sil / -sul / -sül
-sız / -siz / -suz / -süz
-şar / -şer
-şın / -şin
-t
-tı / -ti / -tu / -tü
-z

- Addan eylem yapma ekieri
-a- / -e-
-al- / -el-
-ar- / -er-
-da- / -de- / -ta- / -te-
-ı- / -i- / -u- / -ü-
-k-
-kır- / -kir- / -kur- / -kür-
-1-
-la- / -le-
-lan- / -len-
-laş- / -leş-
-msa- / -mse-
-r-
-rga-
-sa- / -se-
-sı- / -si- / -su- / -sü-

- Eylemden ad yapma ekleri
-a / -e
-acak / -ecek
-acan / -ecen
-aç / -eç
-ağan / -eğen
-ak / -ek
-al / -el
-alak / -e/ek
-alga / -elge
-am / -em
-amaç / -emeç
-amak / -emek
-an / -en
-anak / -enek
-ar / -er
-ası / -esi
-ay / -ey
-az / -ez
-ca / -ce
-cak / -cek

-dık / -dik / -duk / -dük / -tık / -tik / -tuk / -tük
-ga / -ge / -ka / -ke
-gıç / -giç / -guç / -güç
-gm / -gin / -gun / -gün / -km / -kin / -kun / -kün
-ı / -i / -u / -ü
-ıcı / -ici / -ucu / -ücü
-ış / -iş / -uş / -üş
-k
-1
-m
-ma / -me
-maca / -mece
-maç / -meç
-mak / -rnek
-man / -men
-maz / -mez
-mık / -mik / -muk / -mük
-mış / -miş / -muş / -müş
-n
-nç
-ntı / -nti / -ntu / -ntü
-r
-sal / -sel
-t
-tay
-tı / -ti / -tu / -tü
-v
-z

- Eylemden eylem yapma ekieri
-ala- / -ele-
-ar- / -er-
-dar- / -der-
-dır- / -dir- / -dur- / -dür-1 -tır- / -tir- / -tur- / -tür-
-ga / -ge
-ı- / -i- / -u- / -ü-
-k-
-l-
-ma- / -me-
-msa- / -mse-
-n-
-p-
-r-
-ş-
-t-
-z-
)


- EKONOMİ ile/ve/||/<> ASKERİYE


- EKSANTRİK/ECCENTRIC[İng.] değil/yerine/= AYRIKSI | MERKEZ DIŞI


- EKSİ SONSUZ ile/ve/>< ARTI SONSUZ


- EKSİ ile/ve/değil/<> ARTI

( Bazen, bazı (")eksikler/eksiklikler("), artı(ya) olabilir(/dönüşebilir.) )


- EKSİKLİKLER('İ) ile/ve AKSAKLIKLAR('I)

( DEFICIENCY/IES vs./and DEFECT/S )


- EKSİLEREK BULAMAMAK/ULAŞAMAMAK ile/ve/değil/yerine ARTARAK BULAMAMAK/ULAŞAMAMAK


- EKSİN/ANYON ile/ve/||/<>/>< ARTIN/KATYON

( Negatif yüklü iyon. İLE/VE/||/>< Pozitif yüklü iyon. )


- EKSPLİSİT BİLGİ/EXPLICIT KNOWLEDGE[İng.] değil/yerine/= AÇIK BİLGİ


- EKSPLİSİT/EXPLICIT[İng.] değil/yerine/= AÇIK


- EKSPLORASYON/EKSPLORE ETMEK ile. AÇIP İNCELEME


- EKSPOJUR/EXPOSURE[İng.] değil/yerine/= AÇIĞA ÇIKARMA (CERRAHİ) | MARUZ BIRAKMA


- EKVADOR:
KIYI ve/<> ANDLAR ve/<> AMAZONLAR

( Ekvador, Sahil bölümü, And Platosu ve Amazonlar olmak üzere üç doğal coğrafi bölgede oluşmuş bir ülkedir. )


- EL BİLEKLERİ ile AYAK BİLEKLERİ

( Kol ile eli birleştiren eklem yeri. İLE Bacak ile ayağı birleştiren eklem yeri. )

( ZEND )

( RUSG-ÜL-YED [RUSG: Bilek.] ile ... )

( WRIST vs. ANKLE/TARSUS )


- EL SALVADOR'DA PARA:
KENDİ PARASI değil/yerine AMERİKAN DOLARI

( El Salvador'un kendi parası bulunmuyor. Tamamen Amerikan Doları kullanılıyor.[Amerika'da yaşayan 3 milyona yakın El Salvador'lu, ülkelerine yolladıkları dövizler ya da bu ülkede yaptıkları yatırımlar, ülkelerine can veriyor.] )


- EL TIRNAKLARI ile AYAK TIRNAKLARI

( ... ILE El tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzar. )


- ELEKTRİK ile/ve/||/<>/> AMPUL[Fr./Lat. < AMPOULE]

( Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. | Bu enerjinin gündelik yaşamda kullanılan biçimi. | Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. | Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. | Çarpıcılık, cazibe, canlılık. İLE/VE/||/<>/> İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam şişe. | İçinde sıvı durumda ilaç bulunan, kapalı cam tüp. )


- ELEKTRİK ile/||/<> ARK[İng.]

( ... İLE/||/<> Elektrik akımı atlaması. )


- ELEKTROT LEAD[İng.] değil/yerine/= AKIMTAŞIR


- ELEŞTİRİ ile "ALT-ÜST ETME"


- ELEŞTİRİ ile/ve/> DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/> ABARTMAK


- EL-HAMD'ÜL-İLLÂH ve/<> ALLAH-U-EKBER


- ELHAMDÜLİLLAH ile/ve/||/<> SÜBHANALLAH ile/ve/||/<> ALLAH-U EKBER

( Varlığa. İLE/VE/||/<> Yokluğa. İLE/VE/||/<> Aşkınlıktaki birlik. )


- ELİF:
GÖVDE değil AKIL


- ELİM[Ar.] değil/yerine ACINACAK/ACIKLI


- ELİMİNE[Fr.] (ETMEK) ile A LIMINE[Lat.]

( Elemek, ayıklamak. İLE Eşikten doğru. | Önyargıyla, kestirmeden. | Konunun/sorunun özüne, işin aslına bakmaksızın. )


- ELİNDE GETİREN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLINDA GETİREN

( Karnında götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Gönlünde götürür. )


- ELKOYLU ALIM değil/yerine/= ALACAĞIN HACZİ


- EL/LER ile/ve AYAK/LAR

( ... İLE/VE Tarsus, metatarsus ve ayak flanksları dahil olmak üzere, 26 kemikten meydana gelir. )

( Sert eller için: Lahlaha macunu. )

( Divân şiirinde sevgilinin ayağı bir güzellik unsuru olarak ele alınmaz. Bazı deyimler ile sevgilinin yüceliğini anlatmada kullanılır. )

( YED ile/ve KADEM[çoğ. AKDÂM]
TEDAHHUM[< DAHM]: İrileşme, kalınlaşma, şişkinleşme. | TEDAHHUM-I NİHÂYÂT: El ve ayakların irileşmesi sayrılığı. [Fr. ACROMÉGALIE] )

( DEST ile/ve PÂY, PÂ )

( HAND/S vs./and FOOT/FEET )


- ELMA ile ARMUT[Fars. < EMRUD]

( Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
[Elma, kabuğu soyularak, armut da aşırı gidilmeyerek, sayı ile yenilmelidir.] )

( Armudun önü, kirazın sonu. Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği zaman yemeli. )

( Her gün bir elma, doktor uzakta! )

( Elma, birçok uyarandan daha etkili bir uyku açıcıdır. )

( SİG: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli elmayla betimlenir.] )

( Elmayı, ayışığı kızartır. )

( Gülgillerden, çiçekleri pembe ya da beyaz bir ağaç. | Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi ya da tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi. İLE Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi. | Çok bön, çok aptal. )

( TÜFFÂH[çoğ. TEFÂFÎH] ile İCCÂS )

( APPLE vs. PEAR
ONE APPLE A DAY, KEEP DOCTOR AWAY! )

( PYRUS MALUS cum PIRUS COMMUNIS )


- ELMA/ALMA[Oğuz] ile/= ALMILA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ELMAS ile ACNR

( Doğadaki en sert maddedir. İLE ACNR[AGGREGATED CARBON NANOROD: TOPLANMIŞ KARBON NANO ÇUBUK] Çok güçlü karbon moleküllerini sıkıştırıp 2226 C'ye kadar ısıtarak meydana getirildi. [2005'te!][Moleküllerden her biri, beşgen ve altıgen biçiminde içiçe geçen 60 atom içerir. ] )

( Elması ancak elmas ya da ACNR çizebilir. )

( En sert/sağlam şeyler: Elmas, çelik ve Kendini Tanımak/Bilmek! )


- ELÜK ile ALAY (ETMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-

( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )


- EMA/EUROPEAN MEDICINES AGENCY[İng.] değil/yerine/= AVRUPA İLAÇ AJANSI


- EMÂRE[Ar.] ile ALÂMET[Ar.]

( Belirti, iz, ipucu. İLE Belirti, işaret, iz, nişan. | Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )


- EMEK ile/ve/<> AHLÂK


- EMERJENSİ/EMERCENSİ[İng. < EMERGENCY] değil/yerine/= ACİL


- EMEVÎLER ile/ve ABBÂSÎLER

( Hz. Muhammed'inn torunlarına zulmettiler. İLE/VE Âlimlere zulmettiler. )


- EMPATİ KURMAK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- EMPATİ(K) ile AZ EMPATİ(K)-ÇOK EMPATİ(K)/ÇOK EMPATİ(K)-AZ EMPATİK


- EN SERT NESNE:
ELMAS[Doğadaki] ve ACNR[İnsan yapımı]


- EN (")ÜSTÜNLER/BÜYÜKLER("):
AHMAKLIK/HAMÂKAT ve KENDİNİ BEĞENMEK değil/yerine AKIL ve İYİ HUY

( Yoksulluğun. VE Korkulacakların. DEĞİL/YERİNE Zenginliğin. VE Beğenileceklerin. )


- ENERJİ ile/ve/değil/<>/= ALAN


- ENFESTASYON/INFESTATION[İng.] değil/yerine/= ASALAK BULAŞI


- ENGEL OLMAK ile ARAYA GİRMEK


- ENGEL/SORUN ile/değil/yerine ARA/DİNLENME NOKTASI/VESİLESİ


- ENGLİK ile ALLIK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yanağa sürülen kırmızı boya. )


- ENSTRÜMANTASYON/INSTRUMENTATION[İng.] değil/yerine/= ÂLETLİ ÇALIŞMA


- ENTELEKTÜEL ile/ve/değil/yerine AYDIN

( [Bilgiyi/düşünceyi] Tüketen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Üreten. )


- EPA ya da DHA ile/değil/yerine/>< ALA

( )


- EPİTOP/EPITOPE[İng.] değil/yerine/= ANTİJEN BELİRTECİ


- EQUUS ile AEQUUS

( At. İLE Düz, yatay, eşit; uygun, elverişli, dost, haklı, haktanır; sakin. )

( Pegaus'a işaret eder. İLE İnsana işaret eder. )


- ER ile/ve/||/<>/> ONBAŞI ile/ve/||/<>/> ÇAVUŞ ile/ve/||/<>/> YÜZBAŞI ile/ve/||/<>/> BİNBAŞI ile/ve/||/<>/> AĞA ile/ve/||/<>/> BAŞ AĞA[> PAŞA]


- ERDEM = FAZİLET = VIRTUE[İng.] = VERTU[Fr.] = TUGEND[Alm.] = VIRTUS[Lat.] = ARETE[Yun.] = VIRTUD[İsp.]


- ERGİME ile AŞIRI ERGİME

( Sıcaklığı artırılmak yoluyla bir nesnenin katı durumdan sıvı duruma geçmesi, zeveban etmesi. İLE Erime noktasından daha aşağı bir sıcaklık derecesine düşmesine karşın birtakım koşullar altında bir sıvının katılaşmaması durumu. )


- ERİK ile AYNABAKAR

( ... İLE Büyük, yumurtamsı, kırmızımsı mavi renkli bir tür erik. )


- ERİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile DİŞİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile ANORMAL EŞEYSEL GELİŞİM[Ar.]

( Erillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE Dişillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE [hukukta] Erillik ya da dişillik örgenlerinden her biri kendinde bulunan fakat bu örgenlerden birinin etkinliği, hareketi ve oluşumu ötekine baskın gelmediği ya da önde olmadığı gözönünde bulundurularak durumu belirgin olmayan hünsâ. )

( HÜNSÂ-Yİ RECÛLÎ ile HÜNSÂ-Yİ NİSÂÎ ile HÜNSÂ-İ MÜŞKÎL )


- ERITROSIT SEDİMANTASYON HIZI/ERYTHROCYTE SEDİMENTATION RATE[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR ÇÖKME HIZI


- ERKÂN[Ar. < RÜKN] ile ANÂSIR[çoğ. UNSUR]

( Tıpta. İLE Fizikte. )


- ERKE = KUDRET = ENERGY[İng.] = ÉNERGIE[Fr.] = ENERGIE[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ENERGÍA[İsp.]


- ERKEK ÖRGENLER, STAMENLER = ÂLÂT-I TEZKÎRÎYE/A'ZÂ-İ TEZKÎR = ÉTAMINES


- ERKEN KALKAN YOL ALIR ile ACELE GİDEN, ECELE GİDER


- SEVGİDE:
[Yun.] EROS ile/ve/||/<>/> PHILOS ile/ve/||/<>/> STORGE ile/ve/||/<>/> LUGUS ile/ve/||/<>/> MANIA ile/ve/||/<>/> PRAGMA ile/ve/||/<>/> PHILAUTIA ile/ve/||/<>/> AGAPE

( Eşeysellikteki sevgi. İLE/VE/||/<>/> Etkileyici sevgi, dostluk sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Aile/akraba sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Oyun sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Takıntılı sevgi. İLE/VE/||/<>/> Kalıcı sevgi. İLE/VE/||/<>/> ["]Benlik["] sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Tanrısal/Aşkın sevgi. )


- EROZİV/EROSIVE[İng.] değil/yerine/= AŞINDIRICI


- EROZYON["EREZYON" değil!]//EROSION[İng.]/EROSİYON[Fr.]/İTİKAL[Ar.] değil/yerine/= AŞINMA


- ERTELEME ile/ve/||/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK


- EŞDEĞERLİ = MUADİL = EQUIVALENT[İng.] = ÉQUIVALENT[Fr.] = ÄQUÏVALENT[Alm.] = AEQUIVALENS[Lat.] = EQUIVALENTE[İsp.]


- EŞDEĞERLİLİK = MUADELET = EQUIVALENCY[İng.] = ÉQUIVALENCE[Fr.] = AEQUIVALENZ[Alm.]


- EŞEK ARISI ile AFRİKALILAŞTIRILMIŞ ARI

( WASP vs. HAD AFRICAN BEE )

( VESPA cum ... )


- EŞEK ARISI ile AMAZON EŞEK ARISI

( ... vs. CLISTOPYGA CRASSICAUDATA )


- EŞEK/EŞGEK/EŞYEK[dvnlgttrk] ile AHDERİY/YAHMÛR[Ar.]/GÛR[Fars.]

( ... İLE Yaban eşeği. [ÂNE: Dişil ve yabanî eşek. | Yabanî eşek sürüsü.] [BEYDÂNE: Yabani dişil eşek.] )


- EŞEK ile ASYA YABAN EŞEĞİ

( ... İLE Moğolistan'da. )


- ESEME/ESTEM/MANTIK ile/ve/<> ALGI DÜZENEĞİ(/"DÜŞÜNCE KALIBI")(/PARADİGMA)


- ESEME/MANTIK ile/ve/<> ANLAMA YÖNTEMİ

( LOGIC vs./and/<> METHOD OF MEANING )


- EŞEYSELLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARKADAŞLIK/DOSTLUK

( BAHNÂME: Eşeysellik ilminden bahseden kitaplardır. [Daha önceleri tıp kitabı olarak çalışılmıştır.] )

(

ARKADAŞ-SEVGİLİ OLABİLMEK

Kişi, bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor, yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkarıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya, hiç sorun olmuyor. Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir coşkuyla sonsuza kadar yapılan işler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü iş paylaşılabiliyor, birlikte benzer işler üretiliyor. Müthiş bir "zevkle" dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karısını, kocasını, sevgilisini bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan kişinin yaşamını sürdürebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.

Ama kişiler, sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere, eleştiriler, haliyle bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor. Kişiler, sevgiliyken, evliyken çok daha duyarlılaşıyor. En küçük davranışa bile "Bana bunu nasıl yapar?" oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş. Kişi, her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor. Tüm gün başkalarını dinlemiş olduğundan sıkılmış oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da öteki, seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, "Tetiği ilk kim çekecek?" diye gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde işin içine baskalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, "biz"i düşünmekten "ben" karambole gidiyor.

Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor. Hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana daha iyisi, bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek. Hem arkadaşın, hem de sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı, hem de sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak, konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili gibi saldırabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil. Ama yapabilenler de yok değil. Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyor.



DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!

Kırlangıç, birine âşık olmuş.

Penceresinin önüne konmuş, tüm cesaretini toplamış, tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra....

Küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.

Tık...tık...tık...

Adam, cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle ugraşıyormuş. Bir meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan?

Minik bir kırlangıç!

Heyecanlı kırlangıç, telâşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:

- Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma! Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.

Adam, birden parlamış.

- Yok daha neler?

- Durduk yerde sen de nereden çıktın şimdi? Olmaz alamam! demiş.

Gerekçesi de sersemceymiş:

- Sen kuşsun! Hiç kuş, insana âşık olur mu?

Kırlangıç, mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha denemiş:

- Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam.

Adam kararlı ve ısrarlı:

- "Yok, yok! Seni içeri alamam" demiş. Biraz da kabaymış, sözü kısa kesmiş:

- İşim gücüm var, git başımdan!

Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç, son kez adamın penceresine gelmiş:

- "Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü, ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın! Yalnızlığını paylaşırım..." demiş.

Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık sorununa içerlemiş. Pek sinirlenmış.

- Ben yalnızlığımdan memnunum demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.

Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendine itiraf etmiş:

- "Hay benim akılsız başım!" demiş.

- Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, zevkli vakit geçirirdik birlikte.

Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:

- Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir yaşam sürerim.

Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onunki hiç görünmemış!

Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!

Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.

Olanları anlatmış. Bilge kışi, gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:

- Kırlangıçların ömrü altı aydır...

* * * * *

Yaşamda bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez elimize geçer ve değerlendiremezsek uçup gider.

Yaşamda bazı kişiler vardır, sadece bir kez karşımıza çıkar, değerini bilemezsek kaçıp gider. Ve asla geri gelmez. )

( [not] SEXUALITY vs./and/but/||/<>/< FRIENDSHIP
FRIENDSHIP instead of SEXUALITY )


- EŞGEÇERLİ = MUADİL = EQUIPOLLENT[İng.] = ÉQUIPOLLENT[Fr.] = ÄQUIPOLLENT[Alm.] = AEQUIPOLLENS[Lat.]


- EŞİK ile/ve/||/<> ARALIK


- EŞİK ile/ve/||/<> AYRIT

( ... İLE/VE/||/<> İki düzlemin arakesiti. )


- EŞİT/DENK ile/ve/değil/||/<>/> AKRAN


- EŞİTLİK ile AYNILAŞMAK


- EŞİTLİK = MÜSÂVÂT = EQUALITY[İng.] = ÉGALITÉ[Fr.] = GLEICHHEIT[Alm.] = AEQUALITAS[Lat.] = IGUALDAD[İsp.]


- ESKALASYON değil/yerine/= ARTIŞ/TIRMANIŞ

( İhalelerde sözleşme fiyatının maliyetlerdeki artışa göre güncellenmesi. )


- ESKİ ASLI değil ASLI


- ESKİ ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ORTA ÇAĞ ile/ve/||/<>/> YENİ ÇAĞ

( Eski zamanlarda başlayıp yazının bulunuşuna kadar geçen süre. İLE/VE/||/<>/> Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı çağ. İLE/VE/||/<>/> Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] 1453'e ya da 1492'ye kadar süren çağ. İLE/VE/||/<>/> Orta Çağın bitiminden [1453 ya da 1492'den] Fransız İhtilali'ne [1789] kadar süren çağ. )


- ESKİ ile/değil/yerine ANTİK


- ESLAF >< AHLAF

( Bizden öncekiler. >< Bizden sonrakiler. )


- EŞLEME ile/ve/||/<>/> ROL DEĞİŞTİRME ile/ve/||/<>/> AYNA ile/ve/||/<>/> YARDIMCI TEKNİKLER


- EŞSESLİ = EQUIVOCAL[İng.] = ÉQUIVOQUE[Fr.] = ÄQUIVOK[Alm.] = AEQUIVOCUS < AEQUUS[Lat.]


- ESTETİK = BEDİİYAT = AESTHETICS[İng.] = ESTHÉTIQUE[Fr.] = AESTHETIK[Alm.] = AISTHETIKÉ[Yun.] = ESTÉTICO[İsp.]


- ET "UYGARLIĞI" ile/değil/yerine ANLAM/MÂNÂ UYGARLIĞI


- ETEK ile/||/<> ANVELOP[Fr.]

( ... İLE/||/<> Üst üste katlanmış parçalardan oluşan bir etek biçimi. )


- ETHEREUM ile ALGORAND


- ETİLEN[Fr. < ÉTHYLÈNE] ile ASETİLEN[Fr. < ACÉTYLÈNE]

( Yanıcı, renksiz, az kokulu, 0,97 yoğunluğunda karbon ve hidrojen bileşimi. İLE Renksiz, sarımsak kokulu, güçlü ve beyaz bir ışık vererek yanan hidrokarbonlu bir gaz. )


- ETİYOPYA ile/ve/<> AMAHARİ

( ... İLE/VE/<> 83 farklı dilin konuşulduğu Etiyopya'da, resmî abece olarak kullanılmaktadır. )


- ETKEN/ETMEN = ÂMİL = FACTOR[İng., İsp.] = FACTEUR[Fr.] = FAKTOR[Alm.]


- ETKİLENMEK = AFFECT[İng.] = AFFECTER[Fr.] = AFFIZIEREN[Alm.] = AFFICERE[Lat.]


- ETKİLENMEK ile ALIMLAMAK

( TO GET IMPRESS vs. TO TAKE )


- ALE ETKİSİ ile/||/<> ALLEE ETKİSİ ile/||/<> BULMER ETKİ ile/||/<> POZİSYON ETKİSİ ile/||/<> TETRİS ETKİSİ ile/||/<> WAHLUND ETKİSİ ile/||/<> YANLIŞ ORTAKLIK ETKİSİ

( Bireylerin kendi türünden bireylerin varoluşundan sağladığı kazancı. İLE/||/<> Tür içindeki bireylerin, aynı türde olanların çevresinde olmasından dolayı kazandığı avantaj.[İlk olarak, 1930 yılında, Warder Clyde Allee tarafından ileri sürülmüştür.] İLE/||/<> Seçilim sürdükçe genetik çeşitlilik azalır, çünkü çeşitlilik doğa tarafından seçilip azaltılır. Bu azalma, ebeveynlerin populasyona göre fenotip çeşitlilik miktarı ile doğru orantılıdır. Çeşitliliğin artışı ise genetik mekanizmalar aracılığıyla sağlanır. İLE/||/<> Genin dışavurumuna [ve fenotipe olan etkisinin] genellikle komşu genlerle olan etkileşiminden etkilendiği ve genlerin mekansal yerleri değiştiğinde (translokasyonda olduğu gibi) ekpresyonunun da değiştiği genetik etki. İLE/||/<> Bireylerin bir etkinliğe çok fazla zaman harcaması sonucu bu etkinliğin düşüncelerini, zihinsel imajını ve düşlerini etkilemesi. İLE/||/<> Bir popülasyon içinde bulunan alt popülasyonlardaki alel frekansının dağılımından ötürü, popülasyon genelinde heterozigotluğun kuşaklar içinde azalması.[1928 - Sten Wahlund] İLE/||/<> Başka kişilerle davranış, tutum, inanç bakımından benzerliklerinin abartılması. )


- ETKİN/AKTİF İMMÜNİTE ile/||/<> ETKİN/AKTİF İMMÜNİZASYON ile/||/<> ETKİN/AKTİF TRANSPORT ile/||/<> AKTİVASYON ile/||/<> AKTİVATÖR ile/||/<> AKTİVE ETMEK ile/||/<> AKTİVE OLMAK ile/||/<> AKTİVİTE

( Uyarılmış bağışıklık, etkin bağışıklık. İLE/||/<> Uyarılmış bağışıklama, etkin bağışıklama. İLE/||/<> Etkin taşınım. İLE/||/<> Etkinleşme, etkinleştirme, alevlenme. İLE/||/<> Etkinleştirici, tetikleyici. İLE/||/<> Etkinleştirmek. İLE/||/<> Etkinleşmek. İLE/||/<> Etkinlik. )


- ETKİN = FAAL = ACTIVE[İng.] = ACTIF[Fr.] = AKTIV[Alm.] = ACTIVO[İsp.]


- ETKİNLİK = FAALİYET, FAİLİYET = ACTIVITY[İng.] = ACTIVITÉ[Fr.] = AKTIVITÄT, TÄTIGKEIT[Alm.] = ACTIVIDAD[İsp.]


- ETMEN = ÅMİL = AGENT[İng., Fr.] = AGENS, DAS WIRKENDE[Alm.] = AGENS[Lat.] = AGENTE[İsp.]


- ETNOGRAFYA MÜZESİ <>/< ANKARA HALK EVİ


- EUPNE ile APNE

( Solunumun normal hali. İLE Solunumun durması. )


- EVALUATE vs. ASSESS vs. APPRAISE

( Değerlendirmek, takdir etmek. İLE Değerlendirmek, takdir etmek. İLE Değerlendirmek, değer biçmek. )


- EVETLEME, OLUMLAMA = İCAP, TASDİK = AFFIRMATION[İng., Fr.] = BEJAHUNG[Alm.] = AFFIRMATIO[Lat.] = AFIRMACIÓN[İsp.]


- EVİRME/EVİRTİM/YANSIMA = AKİS/İNİKÂS/İFRAĞ = CONVERSION[İng., Fr.] = KONVERSION[Alm.] = CONVERSIO[Lat.]


- EVLİLİK ile/ve/değil/<>/< AŞK

( Tanık, rızâ, onay ister. İLE/VE/<>/< Ahde vefâ edecek bir kalp yeterlidir. )

( Akit ile. İLE/VE/DEĞİL/<>/< Ahit ile. )


- EVLİLİKLERİN SONLANMASI:
"AŞKIN BİTMESİ" değil/ne yazık ki/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASI


- EVRİM ile ADAPTASYON

( Canlıların zaman içindeki genetik değişim süreci. İLE Bir canlının çevresine uyum sağlama yeteneği. )


- EVVEL ile/ve ÂHİR

( Bâtın. İLE/VE Zâhir. )


- EXCURSION[İng.] değil/yerine/= AÇILMA | GEZİNIM


- EYLEM ve/||/<>/> ANDA OLMAK ve/||/<>/> KENDİLİĞİNDENLİK ve/||/<>/> YARATICILIK


- EYLEM = FİİL = ACTION, ACTIVITY[İng.] = ACTION[Fr.] = AKTION, HANDLUNG[Alm.] = ACTION[Lat.] = ACCIÓN[İsp.]


- EYLEME = ACT, OPERATE[İng.] = AGIR[Fr.] = HANDELN[Alm.] = AGERE[Lat.] = OBRAR[İsp.]


- EZBER ile/ve/değil ALIŞKANLIK

( EZBER hem de ALIŞKANLIK )


- EZGİ/NAĞME[Ar.]/MELODİ[Fr. < MÉLODIE] ile ARA NAĞME

( Güzel, uyumlu ses. | Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz. İLE Şarkı, türkü, köçekçe vb. küçük güfteli bestelerde, güftenin iki kıtası arasına ya da başına, sonuna da gelebilen, sözsüz çalınan parça. | Sık sık söylenilen söz ya da açılan sorun. )


- EZİK ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ


- FAAL FİİL ve AYNEL FİİL ve LÂ'MEL FİİL

( SAĞDAN SOLA!: Birinci/baştaki harf. VE İkinci/ortadaki harf. VE Üçüncü/sondaki harf. )

( VEZİN - MEVZUN )


- FÂİL TANRI ile ÂMİL TANRI


- FAİL ile ÂMİL


- FAKAT ile/yerine/değil AYNI ZAMANDA


- FAKAT değil AYNI ZAMANDA


- FAMILYAL/FAMILIAL[İng.] değil/yerine/= AİLEVİ


- FARAZÎ ile AFÂKÎ


- FARE ile AMERİKAN FARESİ


- FARE ile ANADOLU FARESİ


- FARK:
"ÜSTÜNLÜK"/"OLUMSUZLUK"/"YIKICI"
değil
AYRIM/ARTI/EK/ÖZELLİK/YAPICI


- FARK ile AYKIRILIK(PARADOKS)

( "Ben, her zaman yalan söylerim." [Epimenides] )

( DIFFERENCE vs. PARADOX )


- FARK ile/ve/||/<> AYRIM


- FARKINDALIK ve/||/<>/< ÂN'A ODAKLANMA


- FARKLI OLMAK(/OLMAYA ÇALIŞMAK) ile/ve/değil/yerine ADAM OLMAK(/OLMAYA ÇALIŞMAK)


- FARKLI ile AYRI

( Farklıdır fakat ayrı değildir. )

( Nesneler ve kişiler farklılardır, fakat, onlar, ayrı değillerdir. )

( Pencere kapalı ya da açık olabilir ama güneş her zaman parlar. Bu tamamen oda için bir fark oluşturur, güneş için ise hiç. )

( Ayrılık duygusunu kaldırın, çatışma kalmayacaktır. )

( Ancak ayrılıkçılık ve çıkarcılık dünyada gerçek ıstırabın ortaya çıkmasına neden olur. )

( DIFFERENT vs. SEPARATED
They are different, but not separate.
Things and people are different, but they are not separate.
The window may be closed, or open, the sun shines all the time.
Remove the sense of separateness and there will be no conflict. )


- FARKLILAŞMA ve/||/<> ANLAMIN OLUŞMASI


- FARKLILIK ile AYRICALIK

( DIFFERENCY vs. PRIVILEGE )


- FARS ABECESİ ile/ve ARAP ABECESİ

( BÜYÜK KAPI ile/ve KÜÇÜK KAPI )

( BÂB-I KEBİR ile/ve BÂB-I SAGÎR )


- FATİH SULTAN MEHMET ve AKŞEMSETTİN


- FAYTON SEFÂSI değil ATLARIN CEFÂSI


- FAZLALIK ile/ve AİDİYET

( EXCESS vs./and STATE OF BELONGING )


- FAZLA/LIK ile/değil AŞKIN/LIK


- FDA/FOOD AND DRUG ADMINISTRATION[İng.] değil/yerine/= ABD GIDA VE İLAÇ DAİRESİ


- feb. dur.[Lat. < FEBRE DURANTE] değil/yerine/= ATEŞ SIRASINDA, ATEŞ VARKEN


- FEBRİL/FEBRİLE[İng.] değil/yerine/= ATEŞLİ


- FEDÂKÂRLIK > FERÂGAT > AŞK


- FEHM ile/ve/||/<> AKIL ile/ve/||/<> İLLET ile/ve/||/<> HİKMET

( Kavram. İLE/VE/||/<> Bağlam. İLE/VE/||/<> Neden/içsel. İLE/VE/||/<> Dışsal. )


- FELSEFE-BİLİM TARİHİ ile/ve/||/<> ANADOLU'DA FELSEFE-BİLİM

( )


- FELSEFE/PSİKOLOJİ ile/ve/||/<> AKADEMİK FELSEFE/PSİKOLOJİ


- FELSEFE:
ZEKÂYI ve/||/<>/> AKLI

( Keskinleştirmek amacıyla. VE/||/<>/> Yetkinleştirmek amacıyla. )


- FELSEFE ile/ve/< AMAÇ

( Amacı bilinmeyen şey, felsefeye konu olamaz. )


- FELSEFE ve/||/<> ANAHTAR KAVRAMLAR


- FELSEFE ile/ve ANLAMBİLİM(SEMANTİK)


- FELSEFE ve ANTROPOLOJİ

( Felsefe, insanı tanıma çabasıdır. )


- FELSEFE ve/||/<> AŞK ve/||/<> SANAT

( "Evet!" diyememektir. VE/||/<> "Hayır!" diyememektir. VE/||/<> Soruyu anımsayamamaktır. )


- FELSEFE ve AYRIM


- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE


- [ne yazık ki]
"... FELSEFESİ" ile/ve/||/<> "... SANATI" ile/ve/||/<> "... DUYGUSU" ile/ve/||/<> "... DİLİ" ile/ve/||/<> "... AKLI"

( Ne yazık ki, her durum ya da sözcüğün yanına/sonuna bu üç sözcüğün "getirilmesi/kullanılması", çok yaygın görülmektedir. Öncelikle kendimizden başlayıp bu yanlıştan ve kötü alışkanlıktan kurtulmak ve uzak durmak gerekiyor!
OLMAZ!
- ADÂLET "DUYGUSU/SANATI"
- ...[NESNE] "FELSEFESİ" )


- FENER ile/ve/||/<>/> AYAKLI FENER/FANUS[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<>/> Süslü, ayaklı fener. | Saat, mikroskop vb. araçları tozdan korumak için üzerine kapatılan, yarım küre biçiminde cam kap. | Genellikle silindir biçiminde olan mum, gaz lambası vb. aydınlatma araçlarının çevresini kapatarak rüzgârdan koruyan cam. | Hamam kubbelerinde içeri aydınlık girmesi için bırakılan deliklerin üzerine konan şişkin cam. )


- FERÂGAT AHLÂKI ile/ve/değil/yerine ANNELİK AHLÂKI

( [not] MORALS OF ABNEGATION vs./and/but MORALS OF MOTHER
MORALS OF MOTHER instead of MORALS OF ABNEGATION )


- FERÂGAT AHLÂKI > AŞK AHLÂKI


- FERÂGAT ve/> İŞTİYÂK ve/> AŞK


- FERÂSET ile/ve ÂGÂH ile/ve ZİKİR

( Gözün uyanıklığı. İLE/VE Kulağın uyanıklığı. İLE/VE Kalbin uyanıklığı. )


- FESLERDE:
MAHMUDÎ ile/ve/<> MECÎDÎ ile/ve/<> AZİZÎ ile/ve/<> HAMİDÎ


- FETİH:
İŞGAL değil AÇMA


- FEVK[Ar.] ile A'LÂ[Ar.]


- FİBROMİYALJİ ile/||/<> ARTRİT

( Yaygın kas ağrısı ve duyarlılık. İLE/||/<> Eklem yangısı. )


- FİDAN, SÜRGÜN ile/ve AĞAÇ

( ... Ağaç rakım sınırı 1800 m.dir. [Deniz seviyesinden 1800 m.nin üzerinde ağaç olmaz] )

( Sürgün, taze ve düzgün fidan. )

( Divan şiirinde sevgilinin boyu ve endamı, ince ve düzgün oluşu nedeniyle nihâle benzetilir. )

( [Sümerce] ... ile/ve GİŞ )

( ... ile/ve ŞEÇER[çoğ. EŞCÂR] )

( NİHÂL ile/ve BÎŞE )

( SAPLING vs./and TREE, [ANNUAL RINGS(AĞACIN YAŞINI GÖSTEREN HALKALAR)] )


- FİDAN ile ARIK

( Fidan dikilen yer. )


- FİDANLIK ile AĞAÇ PARKI/ARBORETUM[Lat.]

( Ağaç yetiştirilen alan. İLE Çeşitli ağaçların, sergilenme, eğitim ya da bilimsel inceleme amacıyla yetiştirildikleri ya da korundukları geniş bahçe. )

( NURSERY vs. ARBORETUM )


- FIGHT vs. ARGUE


- FİİL EHLİYETİ/CAPACITY TO ACT[İng.] değil/yerine/= AYIRT ETME GÜCÜ/EDİM UZLUĞU


- FİİL ile/ve AMEL


- FİİL/FAİL ile AMEL/ÂMİL


- FİLİGRAN'DA:
BULGAR ile/ve/||/<>/> AVRUPA

( 1282 - En eski filigran. )


- FİLOZOF ile/ve/||/<> DÜŞÜNÜR ile/ve/||/<> AYDIN ile/ve/||/<> YAZAR


- FİLYASYON/FİLIATION[İng.] değil/yerine/= ALAN INCELEMESİ


- FIRTINA[İt. < FORTUNALE] ile AYANDON[Yun.]

( Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr. | Bu rüzgârın denizde ya da kum çöllerinde yarattığı dalgalanma. | Güç atlatılan kötü durum. | Karşıt düşünce ya da durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı. İLE 28 Ocak'ta başlayan bir fırtına. )


- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU

( 1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü )

( MUHÂCEZE: Fısıldamak. )


- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU:
1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü.


- FİT[İng.] değil/yerine/= ATAK, NÖBET | UYMA


- FİZİK - > ANLAM <- METAFİZİK

( PHYSICS -> MEANING <- METAPHYSICS )


- FİZİK ile/ve/||/<> ASTRO FİZİK


- GÜÇ (FİZİKSEL) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL


- FİZYOLOJİ ile/ve/değil/||/<> ANATOMİ

( www.anatomage.com | www.anatomagetable.com )

( Gövdenin işlevlerini inceleyen bilim dalı. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Gövdenin yapısını inceleyen bilim dalı. )

( [not] PHYSIOLOGY vs./and/but/||/<> ANATOMY )


- f.l.a.[Lat. < FIAT LEGE ARTIS] değil/yerine/= ALANIN YÖNTEMİNE GÖRE YAPINIZ


- FLAMİNGO değil/yerine/= ALLI TURNA


- FLASHBULB HAFIZA/FLASHBULB MEMORY[İng.] değil/yerine/= AYRINTILI OLAY BELLEĞİ


- FLOW CYTOMETER[İng.] değil/yerine/= AKAN GÖZEÖLÇER


- FLOW CYTOMETRY[İng.] değil/yerine/= AKAN GÖZE ÖLÇÜMÜ


- FLOWMETER[İng.] değil/yerine/= AKIŞÖLÇER


- FLOWMETRY[İng.] değil/yerine/= AKIŞÖLÇÜMÜ


- FMA/FOUNDATIONAL MODEL OF ANATOMY[İng.] değil/yerine/= ANATOMİ TEMEL MODELİ


- FMF/FAMILIAL MEDITERRANEAN FEVER[İng.] değil/yerine/= (AILEDEN GELEN) AKDENİZ ATEŞİ


- FOLLOWER[İng.] değil/yerine/= ARTÇI DALGI


- FORM ile AMORF


- FOSFAT[Fr. < PHOSPHATE] ile APATİT[Fr. < APATITE]

( Yapay gübre ve bazı ilaçların yapımında kullanılan fosforik asidin tuzu ya da esteri. İLE Doğada bulunan, içinde flor ya da klor olan doğal kalsiyum fosfat. )


- FOSİL[Fr. < FOSSILE] ile ANTROK[Fr. < ENTROQUE]

( Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları ya da izleri, müstehase, taşıl. | Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kişi. İLE Triyas devri katmanlarında bulunan, derisi dikenlilerden, deniz lalelerinin saplarını oluşturan kalsiyum karbonat birleşimli fosil. )


- FRAKSİYONASYON/FRACTIONATION[İng.] değil/yerine/= AYRIŞMA


- FRANCOIS RABELAIS = ALCOFRIBAS NASIER / SERAPHIN CALOBARSY

( 04 Şubat 1494 - 09 Nisan 1553 )

( "Gargantua ve Pantagruel" adlı kitabın yazarıdır. )


- FRIEDRICH WILHELM NIETZSCHE ve/||/<> ARTHUR SCHOPENHAUER

( 15 Ekim 1844 - 25 Ağustos 1900 VE/||/<> 22 Şubat 1788 - 21 Eylül 1860 )


- FRONTAL[İng.] değil/yerine/= ALNA İLİŞKIN | ÖNDEN


- FUTBOL[İng. < FOOT BALL] değil/yerine/= AYAK TOPU


- G ile/ve/||/<> V ile/ve/||/<> a ile/ve/||/<> (x,y,z ile/ve/||/<> t)

( Gama. İLE/VE/||/<> Hız. İLE/VE/||/<> İvme. İLE/VE/||/<> Mekân. İLE/VE/||/<> Zaman. )


- GÂFİL (OLMAK) değil/yerine/>< ÂRİF (OLMAK)


- GALAKSİLERDE:
SAMANYOLU ve/||/<> ANDROMEDA ve/||/<> MESSIER87(M87) ve/||/<> IC 1101

( Dünyanın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Samanyolu'nun, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Andromeda'nın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> M87'nin, içinde bulunduğu, bilinebilen, en büyük galaksi. )

( ... VE/||/<> Bizden yaklaşık 2.5 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. VE/||/<> ... VE/||/<> ... )


- GALERİ ile AMBÜLATUAR[Fr. AMBULATOIRE < Lat. AMBULARA: Yürümek.]

( Eski Yunan mimarlığında, atletizm yarışmaları için kullanılan uzun portik. | Eski Roma mimarlığında, sütun sırası ya da ağaçlarla çevrili, örtülü ya da açık, uzun yaya yolu. | Çevredalız, deambülatuar. )

( PORTİK[Fr. PORTIQUE, Lat. PARTICUS, PORTE[: Kapı.]'den]: Üstü örtülü, önü sütunlu, açık galeri, revak. | Antik Yunan ve Roma mimarlıklarında, tapınak ve propile gibi yapıların önündeki, sütunlu, üstü örtülü giriş. )


- GALVANOMETRE değil/yerine AKIMÖLÇER


- GANJ IRMAĞI YUNUSU ile AMAZON/PEMBE, IRMAK YUNUSU(BOTO)

( Ganj Irmağı'nda yaşarlar. İLE Amazon Irmağı'nda yaşarlar. )

( ... İLE Yedi boyun omurunun birbirine geçmemiş olmasının artılarını yaşarlar. )

( PLANISTA GANGETICA cum INIA GEOFFRENSIS )


- GAP[İng.] değil/yerine/= ARALIK, AÇIKLIK, BOŞLUK


- GARAJ[Fr. < GARAGE] değil/yerine/= ARABALIK

( Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık. | Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer. | Toplu taşıma ve aktarım araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer. )


- GARİP ile/ve/||/<> ESİR ile/ve/||/<> ÂŞIK

( Kolay kolay sağaltılamayacak olanlar... )


- GARNİZON[Fr. < GARNISON] değil/yerine/= ASKERÎ BİRLİKLERİN BULUNDUĞU YER/KENT/BÖLGE/ALAN

( Bir kenti savunan ya da yalnız orada bulunan askerî birlikler. )


- GASTRONOMİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ASTRONOMİ

( Damağını tatmin etmek için yaşamını yok etmek/eden olmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Uzayın/doğanın derinliklerini araştırmak/araştıran olmak. [gerek] )


- GAYR değil/yerine AKIL


- GAZLAR ile ASAL/SOY GAZLAR

( ... İLE Atomlarının dış elektron halkaları tamamıyla ya da geçici olarak elektrona doymuş olan helyum, neon, argon, kripton, ksenon gazları. )


- GAZLAR ile/ve ASIL GAZLAR

( ... İLE/VE Helyum, neon, argon, kripton, ksenon, radon. )


- GEBE ile AKUK[Ar.]

( Gebe hayvan. )


- GEBELİK BELİRTİLERİ ile/ve/değil/||/<> ÂDET BELİRTİLERİ


- GEÇ GELEN/KALAN "ADÂLET" ile/değil/>< ADÂLET

( Geç gelen "adâlet", adâlet değildir! )


- GECE:
BUBAŞ ile/ve/||/<>/> ARABAŞ ile/ve/||/<>/> OBAŞ

( Çay içilip çerez yenen akşam saati. İLE/VE/||/<>/> Yatmadan önceki zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> Gecenin sabaha yakın olan bölümü, sahur vakti. )


- GEÇİCİ ÇÖZÜM ile/ve/değil/||/<>/< ARA ÇÖZÜM


- GEÇİCİ ile/ve ALDATICI

( TEMPORARY vs./and ILLUSION )


- [ne yazık ki]
(")GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET(") =/||/> ADÂLETSİZLİK


- GEÇİŞ ile AYRIM


- GEÇİT ile AŞIT

( ... İLE Siper, kuytu yer. | Aşılacak yer. | Dağ geçidi. )


- GEÇMEK ile AKMAK


- GEÇMEK ile/ve AŞMAK


- GEÇMEK ile ATLAMAK


- GELİŞİM ve/||/<> ARINMA ve/||/<> YOZLAŞMAMA


- GEMİNİN, SU YÜZEYİ:
ÜSTÜ ile/ve/<> ALTI/FRİBORD[İng.]


- GENEL ile/ve/değil/yerine/||/<> "AĞIRLIKLI"


- İMAN:
GENEL(İCMÂLİ) ile/ve/||/<>/>/< AYRINTILI/AÇIKLAMALI(TAFSİLÎ)


- GENEL = UMUMÎ = GENERAL[İng., İsp.] = GÉNÉRAL[Fr.] = ALLGEMEIN[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLEME ile/ve/değil ABARTMA

( [not] GENERALIZATION vs./and/but TO EXAGGERATE )


- GENELLEME ile/ve/> AYRIMCILIK


- GENESIS BLOCK[İng.] değil/yerine/= AKILLI BLOK


- GEOMETRİ ve/<> AKLIN DİLİ


- GEOMETRİK ADÂLET ile/ve/||/<>/> ARİTMETİK ADÂLET


- GERÇEKÇİ YAKLAŞIM ile/ve/||/<> AKLÎ GÖRÜ


- GERÇEKLİK:
AKIL SAYESİNDE/ARACILIĞIYLA ve/||/<> AKILDA


- GERÇEKLİK ile/ve AÇIMLANMA

( REALITY vs./and TO GET EXPOUND )


- GERÇEKTEN ... ile/ve/değil/yerine AYNEN ...


- GERÇİ ... ile ... AYRICA


- GEREKLİ/LİK, GEREKSİZ/LİK ile/ve ANLAMLI/LIK, ANLAMSIZ/LIK

( Yapılmış/yaşanmış şeyler üzerinde konuşmak, gereksizdir. İLE/VE Geçmiş şeyleri ayıplamak, anlamsızdır. )

( NECESSITY, UNNECESSARY/LACK vs./and MEANINGFUL/NESS, MEANINGLESS/NESS | ABSURDITY )


- GEREKLİLİK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- GEREKSİNİMLER ile/ve/||/<> DEĞERLER ile/ve/||/<> ANLAMLAR


- GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Gebelik süreleri 540 gündür. )

( Yaşayan, ancak beş gergedan türü vardı.[22 Mart 2018 itibariyle, dörde düştü. Son akgergedanın da ölmesiyle bir tür daha, rezil avcı bozuntuları eliyle yok edilmiş oldu ne yazık ki. :( (((((( ] )

( Yaşayan Endonezya gergedanı sayısı sadece 60'tır. En çok tehlike altında olan dördüncü türdür. )

( Tümüyle keratinden oluşan bir boynuza sahip tek hayvandır. )

( Sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak kemik özü bulunmaz. )

( Boynuzları hasar gördüyse bazen düşerler. Gençlerinin boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. )

( Boynuzları olmayan dişil gergedanlar yavrularına düzgün bir biçimde bakamazlar. )

( Gergedanların çok gelişmiş koku ve işitme duyuları vardır fakat görme duyuları kötüdür. )

( Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. )

( Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ya da dışkılarlar. )

( Saldıracaklarında, Asya'dakiler ısırır, Afrika'dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla saldırırlar. )

( Siyah Afrika Gergedanı, kısa bacaklarına karşın, saatte 55 km. hıza ulaşabilir. )

( Türk mitolojisinde hayvanların kralı olarak kabul edilir. )


- GERGİNLİĞİN BÖLGELERİNDE:
BOYUN ile/ve/||/<> OMUZ ile/ve/||/<> ÜST SIRT ile/ve/||/<> ORTA SIRT ile/ve/||/<> ALT SIRT ile/ve/||/<> MİDE

( [psikolojik nedenleri] "Kendini tanımlamada korku ve bastırılmışlık." İLE/VE/||/<> "Zorunluluk ve sorumluluk." İLE/VE/||/<> "Üzüntü, keder." İLE/VE/||/<> "Güvensizlik ve güçsüzlük." İLE/VE/||/<> "Utanç, suçluluk, değersizlik." İLE/VE/||/<> "Duyguları yönetmede yetersizlik." )


- GERİ ÇEKİLMEME ve/||/<> AÇIKLAMA GETİRMEME


- GERİ GİDİŞ ile/değil/yerine AŞKINLIK


- GERİ ile ARKA

( TO BACK vs. THE BACK )


- GERMİYAN OĞULLARI ve AYDIN OĞULLARI ve CANDAR OĞULLARI

( Anadolu'da, Türk bilim hayatının oluşumuna büyük katkıda bulunmuşlardır. )


- GEYİK ile/ve ALAGEYİK/SIĞIN/MUS[Ural ormanında]

( ... İLE Postu benekli, erillerinin boynuzları, uca doğru kürek biçiminde genişleyen, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan bir cins geyik, sığın. )

( CERVUS ELAPHUS cum DAMA DAMA )


- GEYİK ile ALASKA GEYİĞİ/SIĞINI


- GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( Dünyanın 360 derecelik yapısı, her derecenin yeryüzündeki mesafe karşılığı 25 fersahtır. Her fersah 12.000 zira(arşın)(5.685 m.)dir. Bir zira 25 parmaktır. Bir parmak, bitişik ve dışı içine gelecek biçimde dizilmiş altı arpa tanesi uzunluğunda bir mesafedir. )

( ... İLE/VE Yüzölçümü: 509.600.000 km2 | Kara: 148.326.000 km2 )

( ... İLE/VE Asya: %30, Afrika: %20.3, Kuzey Amerika: %16.3, Güney Amerika: %11.9, Antartika: %8.9, Avrupa: %6.6, Okyanusya/Avustralya: %6.0 )

( ... İLE/VE Kara: %27, Buz: %2, Su: %71[%97 Tuzlu, %3 Tatlı] )

( Dünyanın (ekvator) çapı 12.756,28 km.dir. )

( Dünyanın yaşı 13.7 milyar yıl olarak kabul edilmektedir. )

( TÜRKÂN-İ ÇERH/SEB'A-İ SEYYÂRE: Yedi gezegen. [UTÂRİD: Merkür. | ZÜHRE: Venüs. | MİRRİH: Mars. | MÜŞTERİ: Jüpiter. | ZÜHAL: Satürn. | NEPTÜN | PLÜTON] )

( Eratosthenes [M.Ö. 276 - 194], dünyanın çevresini hesapladığı bilinen ilk kişidir. )

( SEYYÂRE[Güneşin etrafında dolaşan gezegen.] ile/ve RÜB-İ MESKÛN )

( ... ile/ve CİHÂN )

( PLANET vs./and EARTH )

( ... ile/ve KUN )


- GEZEGENLER ile/ve/||/<> UYDULAR ile/ve/||/<> ASTEROİDLER

( )


- GİBİ OL(URSUN):
HZ. ÎSÂ ile HZ. MUHAMMED ile ALLAH

( Kendini kurtarmak istersen. İLE Başkasını kurtarmak istersen. İLE Hiçbir işe karışma! )


- GİBİ ile/ve/değil/yerine AYNI TÜR


- GİDER (YAPMAK) ile ATAR (YAPMAK)


- GİDERMEK ile "AŞMAK"


- GİRİŞ ile/ve/||/<> ALTYAPI


- GİRİŞİM ile/ve ATILIM


- GIRTLAK, İMİK/ÜMÜK/HANÇERE[Ar.] ile ÂDEM ELMASI ile GIRTLAK KAPAĞI

( HACEB ile TUFFÂH-I ÂDEMÎ ile ... )

( LARYNX/THROAT vs. ADAM'S APPLE vs. EPIGLOTTIS )

( TRACHÉE ARTÈRE avec ... avec ... )


- GİRYÂN[Fars.] ile/değil/yerine/= AĞLAYAN


- GİTMEK ile/ve AKMAK


- GİZLEMEK ile/ve/değil (AÇMAYA/PAYLAŞMAYA) GEREK GÖRMEMEK

( [not] TO HIDE vs./and/but NOT TO SEE NECESSITY (TO OPEN/SHARE) )


- GİZLEYEREK AÇMAK ile/ve AÇARAK GİZLEMEK


- GİZLİ ile/ve/değil AÇIĞA ÇIKMAMIŞ


- GİZLİ ile/ve/değil AYRI

( [not] SECRET/HIDDEN vs./and/but SEPARATE )


- GÖBEKLİTEPE ve/||/<> ANU ve/||/<> MARDUK


- GÖÇÜ/KAYŞA/HEYELAN[Ar.] ile AŞINMA/AŞINIM/İTİKÂL[Ar.]/EROZYON[Fr. < ÉROSION]

( Toprak kayması. İLE Yer kabuğunu oluşturan kayaçların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etmenlerle yıpratılıp yerinden koparılarak eritilmeleri ya da bir yerden başka bir yere taşınması olayı/durumu. | Değer ya da saygınlık kaybetme. )


- GÖK/UZAY ile/ve/<> AYYUK[Ar.]

( ... İLE/VE/<> Göğün en yüksek yeri. | Göğün kuzey yarımküresinde bulunan bir takımyıldızın en parlak yıldızı. )

( AYYUKA ÇIKMAK/ÇIKMASI: Sesin yükselmesi. | Bir "sözün"/dedikodunun çoğunluk tarafından duyulması/bilinmesi. )


- GÖKADALAR/GALAKSİLER'DE:
SIRIUS ile/ve/< POLLUX ile/ve/< ARCTURUS ile/ve/< RIGEL ile/ve/< ALDEBARAN ile/ve/< BETELGEUSE ile/ve/< ANTARES

( GALAXIES: SIRIUS vs./and/< POLLUX vs./and/< ARCTURUS vs./and/< RIGEL vs./and/< ALDEBARAN vs./and/< BETELGEUSE vs./and/< ANTARES )


- GÖKBİLİM = ASTRONOMY[İng.] = ASTRONOMIE[Fr., Alm.] = ASTRONOMIA[İt.] = ASTRONOMÍA[İsp.]


- GÖKTEKİ AY ile AY'I GÖSTEREN PARMAK


- ABECELERDE:
GÖKTÜRK ve/||/<>/> UYGUR ve/||/<>/> ARAP ve/||/<>/> LATİN


- GÖKTÜRK TÜRKÇESİ ile/ve/<> OĞUZ TÜRKÇESİ ile/ve/<> ANADOLU TÜRKÇESİ


- GÖL VE IRMAK BALIKLARI:
SOMON(SALMON) ile ALABALIK(TROUT)


- GÖL ile ARJANTİN GÖLÜ

( 1560 km² alanı ve 27 km. uzunluğu ile Güney Amerika'nın en büyük 3. gölü. )


- GÖNDERME" ile/ve/<> ANIMSATMA


- GON-/GONO- ile/||/<> GONY-/GONYO-/GONO- ile/||/<> ANKYL-/ANKLYO- ile/||/<> GONİO- ile/||/<> CHORO-/CHORİ- ile/||/<> GENO- ile/||/<> ANDRO-

( Tohum, döl, doğurucu, semenle ilgili. | Diz. İLE/||/<> Diz. İLE/||/<> Yapışma, dirsek, ek. İLE/||/<> Açı, köşe. İLE/||/<> Koryon ya da koryoidle ilgili. İLE/||/<> Irk, cins, eşeysel üreme, yaşlı. İLE/||/<> Erkek ile ilgili [androjen: Erkeklik hormonu]. )


- GÖNÜL HIRSIZ(LIĞ)I ile/ve/||/<> AÇIK KAPI ARSIZ(LIĞ)I


- GÖNÜLLÜ/LÜK ile/ve/||/<> ADANMIŞ/LIK


- GÖRELİ/LİK ile/>< AHLÂK


- GÖRENEDİR GÖRENE, KÖRE NEDİR KÖRE NE? ile/ve ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ


- GÖRÜ AKSİYONLARI ile/ve/||/<> ALGI ÖNGÖRÜLERİ ile/ve/||/<> DENEYİM ANALOJİLERİ ile/ve/||/<> AMPİRİK DENEYİMİN POSTULATLARI[genel]


- GÖRÜ = HADS, TEHADDÜS = INTUITION[İng., Fr.] = ANSCHAUUNG[Alm.] = INTUITIO, INTUITUS < INTUERI[Lat.] = INTUICIÓN[İsp.]


- GÖRÜNÜŞ ile/ve ANLAM

( APPEARANCE vs./and MEANING )


- GÖVDE ve/||/<>/> ANLIK ve/||/<>/> BİR/LİK


- GÖVDE ve/||/<> ANLIK(ZİHİN) ve/||/<> TİN

( Çap/çeper. VE/||/<> Yarıçap. VE/||/<> Merkez. )


- GÖVDENİN/TEN'İN ABDESTİ ile/ve AKIL'IN/VİCDANIN ABDESTİ ile/ve NEFS'İN ABDESTİ

( Su ile. İLE/VE Gözyaşı ile. İLE/VE Kelâm/sohbet ile. )


- GÖVEM ERİĞİ/GEYİK DİKENİ/AKDİKEN ALIÇ[Fars. < ALUÇA] ile ALIÇ[Fars. < ALUÇA]

( Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç. İLE Bu ağacın mayhoş yemişi. )


- GÖZ ve/||/<>/>/< AKIL

( Göz, odur ki; dağın arkasını göre! VE/||/<>/>/< Akıl, odur ki; başına geleni/geleceği bile! )


- GÖZ ve/||/<>/> GÖNÜL[< GÖNENME/GÖNENÇ] ve/||/<>/> AYAK

( Gözden uzak(ırak) olan, gönülden/zihinden (de) uzak(ırak) olur. )

( Göz, dostu görendir. )

( DİLÂ: EY GÖNÜL )

( Göz, nereye bakar; gönül, oraya akar. VE/||/<>/> Gönül, nereye akar; ayak, oraya koşar. )


- GÖZE/HÜCRE[Ar.]/SEL[İng. < CELL] ile/||/<> AYLITSEL[İng. < İSLET CELL]

( Göze. İLE/||/<> Adacık gözesi. )


- GÖZLEM MANZARASI ve/<>/değil/yerine ALGI MANZARASI


- GÖZÜPEK = DARING[İng.] = AUDACIEUX[Fr.] = KÜHN[Alm.] = AUDAX[Lat.]


- GÖZÜPEKLİK = DARING, AUDACITY[İng.] = AUDACE[Fr.] = KÜHNHEIT, TOLLKÜHNHEIT[Alm.] = AUDACIA[Lat.]


- GRAVE ile LARGO ile LARGETTO ile LENTO ile ADAGIO ile ALLEGRO ile ALLEGRETTO ile ANDANTE ile ANDANTINO ile ANIMATO ile APPASIONATO ile VIVACE ile PRESTO ile PRESTESSIMO

( ...
İLE
Bir parçanın, ağır ve görkemli çalınacağını/söylenileceğini anlatır. | Bu ağırlıkta çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, largodan daha yavaş çalınacağını belirtir.
İLE
Bir parçanın, largodan çabuk ve hafif çalınacağını anlatır. | Bu biçimde çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, ağır çalınacağını anlatır. | Bu tempoda çalınan parça.
İLE
Yavaş, ağır olarak. | Bu biçimde çalınan beste.
İLE
Bir parçanın, canlı, neşeli ve hızlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, allegrodan biraz daha ağır çalınacağını anlatır. Yarı yavaş, adagio ile andantino arası.
İLE
Andanteden daha canlı, daha hızlı.
İLE
Bir parçanın, canlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, coşkunca çalınacağını anlatır.
İLE
Canlı ve hızlı.
İLE
Çabuk, çok çabuk bir tempo ile. | Bu tempo ile çalınan müzik parçası.
İLE
Çok çabuk, aşırı hızlı. )


- GÜÇ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ACIMASIZ/LIK


- GÜÇ ile/ve/||/<> ASKERİYE


- GÜÇ[KUVVET] ve/||/<> ALAN


- GÜÇLÜ OLMAK ve/||/<> AKILLI OLMAK ve/||/<> KENDİN OLMAK

( Yalnız başına kalabilecek kadar. VE/||/<> Birarada kalabilecek kadar. VE/||/<> Ayrı kalabilecek kadar. )


- GÜÇLÜ(") ile/ve/||/<> (")ZENGİN(") ile/ve/||/<> (")AKILLI(")

( Hırslarını yenen. İLE/VE/||/<> Durumundan memnun olan. İLE/VE/||/<> Herşeyden ve herkesten öğrenen. )


- GÜCÜN ADÂLETİ ile/değil/>< ADÂLETİN GÜCÜ


- GÜDÜLENME ile/ve/||/<>/> ALIŞKANLIK

( Başlamak üzere. İLE/VE/||/<>/> İlerlemek üzere. )


- GÜL YAĞI ile/ve/<> ABSÖLÜ


- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN

( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )


- GÜLMEK ile AYIPLAMA


- GÜLÜŞ(ÜN) < ACI(SI) değil/yerine ACI(NIN) > GÜLÜŞ(Ü)

( Olmamalı. DEĞİL/YERİNE Olabilir. )


- GÜMÜŞ ile ALMANGÜMÜŞÜ/FAKFON/MAYŞOR[< Maillot ve Charier'in adından]

( ... İLE Çinko, bakır ve nikelden yapılan, gümüşü andırır bir alaşım, yeni maden. )


- GÜMÜŞ ile ALPAKA[Güney Amerika yerlilerinin dilinden]

( ... İLE Pirince, nikel katılarak elde edilen, gümüşü andırır alaşım. )


- GÜN ile ALA GÜN

( ... İLE Yazın, güneş, bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum. )


- GÜN ile/ve/||/<> ARTIK GÜN

( ... İLE/VE/||/<> Artık yıllarda Şubat ayına eklenen yirmi dokuzuncu gün. )


- GÜNAH ile AYIP


- GÜN-AY-YIL ile AY-GÜN-YIL

( DAY-MONTH-YEAR vs. MONTH-DAY-YEAR )


- GÜNCEL = FİİLİ = ACTUAL[İng.] = ACTUEL[Fr.] = AKTUELL[Alm.] = REAL[İsp.]


- GÜNÇİÇEĞİ/GÜNEBAKAN/GÜNDÖNDÜ = AYÇİÇEĞİ


- GÜNDÜZ VASSAF ile ATİLLA DORSAY


- GÜNEŞ TUTULMASI ile/ve AY TUTULMASI

( Güneş'in tutulmasını haber vermek doğal olgu ve olayları öngörmek konusunda filozoflar ile şairler arasındaki çatışmaya örnek olarak gösterilebilir. Çünkü felsefe/bilim ile şiir arasında, antik dönemde, doğadaki olgu ve olayları öngörme konusunda bir çekişme/çatışma vardı. )

( PENUMBRA: Ay ya da güneş tutulmasının başında ya da sonunda görülen yarı aydınlık, yarı gölge. TERMINATOR: Ay ya da bir gezegenin aydınlık ve karanlık kısımlarını ayıran sınır. )

( Güneş-Ay-Dünya )

( Felsefe tarihi, Thales'in güneş tutulmasındaki hayret ve gözlemleriyle başlatılır. )

( Filozoflarla şairlerin çatışması! )

( [dünya ile arasına ...] Ay girer. İLE/VE Güneş girer. )

( M.Ö. 781 - İlk kez bir güneş tutulması kaydı.[Çin] )

( KÜSÛF ile/ve HUSÛF )

( SOLAR ECLIPSE vs./and LUNAR ECLIPSE )


- GÜNEŞ ile/ve/||/<> ATEŞ

( Isı, ışın/aydınlatma, besin. İLE/VE/||/<> Isı, aydınlatma, yakma ve yıkma. )


- GÜNEŞ ile/ve/<> ATEŞ ile/ve/<> OCAK

( Gökte. İLE/VE/<> Yerde. İLE/VE/<> Evde. )


- GÜNEŞ ile/ve/<>/> AY

( Arı bilinç. İLE/VE/||/<>/> Süreçteki bilinç. )

( Özbilinç. İLE/VE/||/<>/> Nefs/ego. )

( Tümel, kavramsal. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )

( Ziyâ saçar. İLE/VE/||/<>/> Nur saçar. )

( [görselde/çizimde] "Okları"[ışınım gösterimi] olan. İLE/VE/||/<>/> "Okları" olmayan. )

( Kaynak ışığı. İLE/VE/||/<>/> Yansıma ışığı. )

( YÛH/YÛHÂ ile/ve/||/<>/> KAMER )

( SUN vs./and/||/<>/> MOON )

( AHÛ-Yİ FELEK/HÂVERİ/ZERÎN ile/ve/||/<>/> MÂH )


- GÜNEŞ ile/ve/||/<> AY


- GÜNÜ, GÜNÜNE EŞİT OLAN ve/> ÂN'I, ÂN'INA EŞİT OLAN


- GÜREŞ'TE:
ŞAHİN ile/ve/<> FİL ile/ve/<> ASLAN

( [güreşçiye verilen unvan] 5 rakibini yenen. İLE/VE/<> 7 rakibini yenen. İLE/VE/<> Tüm rakiplerini yenen.
[Moğolistan'da, 1921'den beri, Temmuz ayında kutlanan ve "Naadam" olarak adlandırılan ulusal bayramın üç ana etkinliğinden biri de güreştir.] )


- GURUR >< AŞK


- GÜVE ile ATLAS GÜVESİ/KELEBEĞİ

( ... İLE Böceklerin en büyüğüdür. )

( ... İLE Ancak, bir haftadan biraz fazla yaşarlar. )

( ... İLE Büyürlerken, dört kez deri değiştirirler. )

( ... İLE Kanat uzunlukları, 30 cm.'yi bulabilir. )

( ... İLE Kanat ucları, kobranın başına benzer. )

( ... İLE Ağızları olmadığından dolayı, tüm enerjilerini, eş bulmak için kullanırlar. )


- GÜVE ile AY GÜVESİ

( Kurtçuğu, yapağı, kumaş ve dokuma yiyen, pulkanatlılardan bir böcek. İLE ... )

( CLOTHES MOTH vs. MOON CLOTHES MOTH )

( TINEA PELLIONELLA cum ... )


- GÜVEN ile APTALLIK

( TRUST vs. FOOLISHNESS )


- GÜVENİLMEZLER:
KIŞ GÜNEŞİ ve/||/<> SULTANLARIN GÜLMESİ ve/||/<> DURGUN DENİZ ve/||/<> AMİRLERİN İLTİFATI ve/||/<> DÜŞMANIN ÖĞÜDÜ ve/||/<> BAZI KADININ CİLVESİ/ZÂHİDLİĞİ

( ŞEMS-İ ŞİTÂ ve/||/<> DAHK-I HÜMÂ ve/||/<> SÜKÛNET-İ DERYA ve/||/<> İLTİFAT-I UMERÂ ve/||/<> NASİHAT-İ ADÂ ve/||/<> CİLVE-İ/ZÜHD-Ü NİSÂ )


- GÜVENLİ ile/ve/değil/||/<>/< AVANTAJLI


- [ne yazık ki]
GÜVENSİZLİK ile/ve/||/<> BENCİLLİK ile/ve/||/<> AHLÂK

( )


- GÜVERCİN ile ALASUN


- GÜZEL EKİZ(FOTOĞRAF) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ANLATAN EKİZ(FOTOĞRAF)


- GÜZEL KUR'AN OKUYOR değil AĞZI KUR'AN'A YAKIŞIYOR


- GÜZEL ile/ve/değil AHSEN

( ... İLE/VE/DEĞİL Güzellerin güzeli. | Kaybedilemeyecek derecede güzellik. )


- GÜZELAVRAT OTU/BELLADONNA ile/ve/||/<>/> ATROPİN

( Patlıcangillerden, pis kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki. İLE/VE/||/<>/> Güzelavrat otundan çıkarılıp tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )


- GÜZEL/LİK ve AHLÂK


- GÜZELLİK ile/ve/hem de AKIL

( Güzellik ondur, dokuzu don-dur. )

( Güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz. )

( Güzel bürünür, çirkin görünür. )


- GÜZELLİK ve/=/< ARINMA

( BEAUTY and/=/< PURIFICATION )


- GÜZELLİK ile/ve/||/<>/>/< AŞK

( GÜZELLİK: Aşkın olmadığı yerde ne işim var?! VE AŞK: Güzelliğin olmadığı yerde ne işim var?! )

( ... İLE/VE/||/<>/>/< Güzelliğe duyulan özlem. )

( BEAUTY and/<> LOVE )


- HABERCİ ile/ve/değil/||/<> ANLATICI


- HABERDÂR[Ar. + Fars.] ile ALEMDÂR[Ar. + Fars.] ile FEHİMDÂR[Ar. + Fars.]

( Haberli, bilgili. İLE Bayrağı ya da sancağı taşıyan kişi. | Önder. İLE Anlayan, kavrayan. )


- HABİTAT ile/ve/||/<> ATMOSFER ile/ve/||/<> AMBİYANS


- HADÂLET ile/değil ADÂLET

( Kol ve baldırı etli olma. İLE/DEĞİL Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetmek. )


- HADD[Ar.] ile NİHÂYET[Ar.] ile 'ÂKIBET[Ar.]


- HADD-İ ZÂTINDA ile AYNI ZAMANDA

( Özünde, merkezinde, gerçeğinde, doğrusu şu ki. İLE Bununla birlikte. )


- HADEME ile AVADANCI

( ... İLE Osmanlı sarayında, bir sınıf hademe. )


- HADİS-İ KUTSÎ ile/ve ÂYET


- HAK SOFRASI ile/ve ALİ SOFRASI


- HAK ile/ve/değil/||/<>/>/< AŞK


- HAK ile/ve/<>/< AYRICALIK/İMTİYAZ(/MÜMTAZ)[Ar. < MEYZ]

( RIGHT vs./and/<> SPECIAL PRIVILIGE )


- HAKARET ile AŞAĞILAMA


- HAKİKAT:
ACITSA DA ile/ve/||/<>/> ACI DEĞİLDİR


- HAKLARIMIZIN ANIMSATILMASINDA:
"SARKITMA" değil/>< ANINDA/DERHAL


- HAKLI/HAKSIZ ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK


- HAKLI OLAN ile/değil/yerine AKLI OLAN


- HAKLI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLI OLMAK


- HAKLI/LIK ve/değil/||/+/<>/< AKILLI/LIK


- HAKLILIK/HAKSIZLIK" ile/değil ABARTI


- HAL EHLİ ile/ve/<> AŞK EHLİ

( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )

( Gayretlerinden doğan. İLE/VE/<> Aşkından doğan. )


- HAL ile/ve AN


- HAL ile/ve AN


- HAL ve/< ÂSÂN[Fars.]

( Durum. VE/< Kolaylık. )


- HALAT/ZİNCİR ile/ve/||/<> AGANTA[İt. < AGGUANTA]

( ... İLE/VE/||/<> Yısa ya da laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir. )


- HÂLE[Ar.] değil/yerine/= AYLA

( Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker. | Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire. | Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi. )


- HALEF değil/yerine/= ARDIL


- HALEP ve/> ARŞIN

( Orada. VE/> Burada. )


- HALK ile AHÂLİ


- HALK ile/ve/değil/yerine ÂRİF

( Zanlarıyla hareket eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İrfan sahibidir. )


- HALK[Ar.] değil/yerine/= AYMAK, TOPLUM

( Toplum olabilmek, ancak, ortak bir düzen sağlayarak olanaklıdır. )


- HALOJENLER ile AMETAL

( Flor, klor gibi ögeler. İLE Metal olmayan ögeler. )


- HÂM[Fars.] ile HAMM ile AM

( Pişmemiş, olmamış, çiğ. | İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. | Boş, nâfile, beyhûde. | Terbiye, deneyim görmemiş, acemi. İLE Sevgi. | İstenilen. | Dişilik örgeni, vajina. )


- HAMÂKÂT ile/ve AHMAKLIK

( Aptallık. İLE/VE Aptallığın da ötesinde aptallık. )


- HAMAL/LIK" ve AHMAK/LIK


- HAMAMBÖCEĞİ ile AMERİKA HAMAMBÖCEĞİ

( ... cum PERIPLANETA AMERICANA )


- HAMD ve/<>/>/< AHAD


- HAMD:
HAMÎD ile/ve/||/<>/> AHMED ile/ve/||/<>/> MUHAMMED

( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. İLE/VE/||/<>/> Kur'ân-ı Kerîm. )


- HAMD İLE AMD

( Yüceltme. İLE Niyet, kast, karar. )


- HAMIZ[Ar.] = ASİT


- HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM/ATAK

( İleri atılma, atılım. | Saldırış, savlet. | Satrançta ve damada, taş sürme eylemi. | Atak. )


- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)


- HANTALLIK ile/ve/> ATÂLET

( Hantallık, atâlete ve sonrasında da gittikçe kişinin kendini tüketmesine yöneltir/neden olur. )


- HAPI YUTTUK" ile/ve/||/<> "AYVAYI YEDİK"


- HAPŞIRMA ile AKSIRMA

( MÜTEATTIS: Aksıran. )


- HARAÇ ile/değil/yerine/>< ARAÇ


- HARDAL ile AKHARDAL

( Turpgillerden, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu, tıpta kullanılan, tadı acı bir bitki. | Bu tohumun toz durumuna getirilmiş ya da sirke ile karıştırarak yapılmış macunu. İLE Hekimlikte, iç sürdürücü olarak kullanılan hardal türlerinden biri. )

( BARASSICA ALBA cum SINAPIS ALBA )


- HAREKET ile/ve ARDIŞIKLIK


- HARF ile/ve/<> ANTROPOMORF HARF

( ... İLE/VE/<> İnsan yüzü şeklinde büyük harf. [Bu harfleri, özellikle VIII. - XI. yy.lar arasında, minyatürcüler kullanmışlardır.] )


- HARİÇ:
FARAZÎ ile AYNÎ


- HARİCÎ ile/ve AYNÎ

( EXTERNAL vs./and ... )


- [ne yazık ki]
HASAN FEHMİ ile/ve/||/<> ABDİ İPEKÇİ ile/ve/||/<> ÇETİN EMEÇ ile/ve/||/<> UĞUR MUMCU ile/ve/||/<> ÖTEKİLER

( 06 Nisan 1909 tarihinde, Serbesti gazetesinin yazarı Hasan Fehmi, Galata Köprüsü'nde öldürülür... Hasan Fehmi, düşüncelerinden dolayı katledilen ilk gazetecidir. Bu nedenle, 06 Nisan, "Öldürülen Gazeteciler Günü" olarak anılır... )

( Öldürülen Gazeteciler... )


- HASEN[Ar.] ile 'ADL[Ar.]


- HASSATEN[Ar.] değil/yerine AYRICA, ÖZELLİKLE


- HATA ile AÇIK, HESAP AÇIĞI

( MISTAKE vs. BLANK/DEFICIT )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> AĞMAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Eksiklik, kusur, ayıp. )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> APTALLIK (ETMEK)


- HATÂ ile ATÂ

( Kuldan. İLE Allah'tan. )


- HATA ile/ve/değil/<> ATÂLET


- HATAİ/HATAYİ ile/||/<> ALTILI ÇİÇEK

( Doğu Asya kökenli süsleme motifleri öbeği. Stilize edilmiş şakayık, nar, iri gonca ve sapları başlıca ögeleridir. İLE/||/<> Enine kesitli altı yapraklı hatayi. )


- HATIRA[Ar.]/BERGÜZAR[Fars.]/YÂDİGÂR[Fars.] değil/yerine/= ANMALIK, ARMAĞAN


- HATIRA[Ar.] ile ANI


- HATIRLAMAK[Ar.] ile/değil/yerine/= ANIMSAMAK


- HAVA KESESİ ile AKCİĞERDEKİ HAVA KESECİĞİ

( AIR BLADDER vs. ALVEOLUS )


- HAVALI ile ALIMLI


- HAVLU ile/değil AVLU[Yun.]/HANAY/SAHN[Ar.]/HAYAT[Ar. < HIYÂT]

( Gövdenin çeşitli yerlerinin kurulanmasına yarayan dokuma bez. İLE Bir yapının ya da yapı öbeğinin ortasında kalan, üstü açık, duvarla çevrili alan. )


- HAYA[Fars.] ile HAYÂ'[Ar.] ile AYA

( Erbezi, husye/husâ, testis. İLE Utanma, utanç. | Namus, edep. | Günahtan kaçınma. İLE Avuç içi. )


- HAYAL GÜCÜ ile ARAÇ-GEREÇ

( IMAGINATION vs. TOOL )


- HAYAL ile/ve/değil/||/<>/< ARAYIŞ


- HAYALPERESTLİK ile ABARTMA

( FANCIFULNESS vs. TO EXAGGERATE )


- HAYATI/NI YAŞAMAK ile/değil/yerine ADAM OLMAK


- HAYIR İŞ(LER)İ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET


- HAYIT değil AYIT

( Mineçiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz ya da menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 metre boyunda bir ağaççık. )

( V. AGNUS CASTUS )


- HAYR:
SÖZ (İLE) ile/ve/||/<> SÜKÛT (İLE) ile/ve/||/<> NAZAR (İLE) ile/ve/||/<> AMEL (İLE)


- HAYRAN BAKIŞ ile AYRAN BAKIŞ


- HAYRANLIK ile/ve AŞK

( Aşk, bir bakıştır. [Gerisi vs.] )


- HAYRET = WONDER, ASTONISHMENT[İng.] = ÉTONNEMENT[Fr.] = BEWUNDERUNG[Alm.] = ADMIRATIO[Lat.]


- HAYVAN/BİTKİ ile/değil ANTOZA

( ... İLE/DEĞİL Çiçek hayvan. )


- HAYVAN SOKMALARINDA:
ARI ile/ve/||/<> AKREP ile/ve/||/<> YILAN

( Solunum düzeni bozukluklarına neden olur. İLE/VE/||/<> Sinir düzeni bozukluklarına neden olur. İLE/VE/||/<> Sindirim ve solunum düzeni bozukluklarına neden olur. )

( Acı, şişme ve kızarıklık belirtileri olur. İLE/VE/||/<> Ağrı, ödem, iltihaplanma, kızarma, morarma, kas krampları, titreme, karıncalanma, huzursuzluk ve havale görülebilir. İLE/VE/||/<> Yerel ve genel belirtiler verir. Isırılma bölgesinde, acı, morluk, kanama, iltihaplanma[1–2 hafta sürer]. Kusma, karın arısı, ishal gibi sindirim sistemi bozuklukları, aşırı susuzluk, şok, kanama, psikolojik bozukluklar, kalpte ritm bozukluğu, baş ağrısı ve solunum düzensizliği görülebilir. )

( [İlk Yardım...]
Arının iğnesi çıkarılır. Yara yıkanır ve üzeri örtülür. Soğuk uygulama yapılır. Alerji açısından değerlendirilir. Ağız içinden soktuysa buz emmesi sağlanır. Alerjik durum varsa, çok sayıda arı tarafından sokulduysa 112 aranır.

İLE/VE/||/<>

Hasta hareket ettirilmez. Yaralı yatar pozisyonda tutulur. Soğuk uygulama yapılır. Kan dolaşımını engellemeyecek biçimde bandaj uygulanır. Yara üzerine herhangi bir müdahale yapılmaz.

İLE/VE/||/<>

Yara yıkanır. Yaralı bölge kalp seviyesinin altında tutulur. Soğuk uygulama yapılır. Hasta hareket ettirilmez. Yaraya yakın bölgede baskı yapan yüzük, bilezik vb. çıkarılır. Yara üzerine herhangi bir müdahale yapılmaz![emilmez!!!] 112 aranır. )

( Kedi-köpek gibi hayvan ısırmalarında ilkyardım:
- Yaşam bulguları değerlendirilir.
- Hafif yaralanmalarda, yara, 5 dk. sabun ve soğuk suyla yıkanır.
- Yaranın üstü, temiz bir bezle kapatılır. - Ciddi yaralanmalarda, yaraya temiz bir bezle basınç uygulanarak kanama durdurulmalıdır. - Derhal tıbbi yardım istenmelidir.[112]
- Hasta/yaralı, kuduz - tetanos aşısı için uyarılmalıdır. )

( NEŞEK: Yılan ısırığı. )


- HAYVAN ile AYVAN/EYVÂN[Fars.]

( Canlı. İLE Ev bahçesi, avlu, taşlık. | Mısır, fındık vb. kurutmaya mahsus zeminden yüksek yer. | Üstü kesik, koni şeklinde zahire ambarı. | Balkon, hayat, salon, teras, sundurma, saya. | Çok pencereli ya da bir tarafı açık üst kat odası. | Damda düzlük, düz dam. )


- HAYVAN(CANLI) = BEHAİM = ANIMAL[İng., Fr., İsp.] = TIER[Alm.] = ANIMALE[İt.]


- HAZ" ve "GÜÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM ve DEĞER


- HAZ ve/||/<>/< AZ


- HÂZİN ile ABDURRAHMAN el-HÂZİNÎ

( İlk dönem matematikçi, cebirci, denklemlerde rasyonel ve irrasyonel çözüm arasında ayrım yapan. Öklit ile Diophantes'i karşılıklı okuyan. Hendesî dil ile adedî dili birbirine çeviren matematikçi. İLE Fizikçi. Mîzânü'l Hikme adlı kitabın yazarı. Bu kitapta, cisimlerin özgül ağırlıklarını tespit için icat edilen ve icat ettiği âletlerden bahseder ve ayrıca pek çok maddenin özgül ağırlığını verir. )


- HAZIR OLMAK ile/yerine AKŞAMDAN(/ÖNCEDEN) HAZIRLANMAK


- HAZİRAN'IN 21/22'Sİ ile ARALIK'IN 21/22'Sİ

( En uzun gün ve günün kısalmaya başlaması. İLE En kısa gün ve günün uzamaya başlaması. )

( HAZİRAN[Süryanice] )


- HTK/HCT/HEMATOKRIT HEMATOCRIT[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR YÜZDESİ


- HEBÂ ile ÂMÂ


- HECE:
KAPALI/UZUN ile/ve/<> AÇIK/KISA ile/ve/<> UZATILMIŞ

( 1 harekeli, 1 sakin harf. İLE/VE/<> Harekeli harf. + 1 harf. )

( Son sadâ/hece, kısa kalamaz. )

( Sakin bitmeyen hiçbir hece, uzun hece olamaz! )

( LATİN'DE (KAPALI)
[ İz. İLE Biz. İLE Bâ. ]
[ Sesli > sessiz. İLE Sessiz > sesli > sessiz. İLE Sessiz > uzun sesli. ]
[ 1 harekeli, 1 sakin ] )

( Bir kere bakıp gülse, ölürüm, konuşamam.
[ Hafif-sakîl-veted-i mecmû ] gülse, ölürüm, konuşamam. )

( DAİRE [1]
[ 1 açık/kısa, 3 uzun heceden oluşan. ]
[ Veted-i mecmû, 2 sebeb-i hafiften oluşan. ] )


- HEDİYE[Ar.]/PEŞKEŞ[Fars.] değil/yerine/= ARMAĞAN

( MUNUS[Lat.]: Armağanlaşmak. )


- HELÂK ve/<> ALLAH

( Helâk olmadan Allah'a kavuşulmaz. )


- HEMEN DEĞİŞİM ile/ve ÂNÎ DEĞİŞİM

( IMMEDIATELY ALTERATION vs./and SUDDEN ALTERATION )


- HEMOLİZ/HEMOLYSIS[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR YIKIMI


- [ ’ ](Hemze) ile [ ‘ ](Ayn)


- HENDEK ile/ve AZMAK ile/ve UR

( ... İLE/VE Su birikmiş hendek. İLE/VE Bir tür hendek. )


- HENRY CAVENDISH ile/ve/<> ANTOINE LAVOISIER

( [Hidrojen] Kâşifi. [1766] İLE/VE/<> Adlandıran. [1783] )

( Hidrojen )


- HEPİMİZ:
AYNIYIZ değil AYNI DEĞERDEYİZ


- HER HAFTA ile AYDA DÖRT KERE


- HERA ile/ve/||/<> ATHENA ile/ve/||/<> AFRODİT


- HERC Ü MERC değil/yerine/= ALTÜST, KARMAKARIŞIK, ALLAK BULLAK, DARMADAĞINIK


- HERETİZM ile ATEİZM ile PANTEİZM


- HERKES ile ORTAK DİLDE HERKES ile AYRIMSIZ HERKES


- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORU SORMAK


- HESAP ile/ve/değil/||/<>/< AKD

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Parmak hesabı. )


- HESAPLAMA ile/ve/<> AÇIKLAMA


- HETEROGREFT/HETEROGRAFT[İng.] değil/yerine/= AYRI TÜR YAMASI


- HETEROJEN/HETEROGENOUS[İng.] değil/yerine/= AYRIŞIK


- HETEROJENİSITE/HETEROGENICITY[İng.] değil/yerine/= AYRI TÜRELLİLİK


- HETEROSİKLİK KİMYA ile/||/<> AROMATİK KİMYA / KARBOHİDRAT KİMYASI

( Heterosiklik bileşiklerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Aromatik bileşiklerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- HEYECAN ile/ve ACELE

( EXCITEMENT vs./and HASTE )


- HEYKEL[Ar.] değil/yerine/= ANIT/YAPIT/YONTU

( STATUE vs. MONUMENT )


- HİÇ ABARTISIZ" değil ABARTISIZ/MÜBALAĞASIZ


- HİÇ BİLMEMEK ile ANIMSA(YA)MAMAK

( Anımsanacak neyi unuttum? )


- HICÂ[Ar.] ile 'AKL[Ar.]


- HİÇÇİLİK = ADEMİYUM MEZHEBİ = NIHILISM[İng.] = NIHILISME[Fr.] = NIHILISMUS[Alm.] = NIHIL[Lat.]


- HİÇÇİ/LİK ile/ve/||/<>/> ALAYCI/LIK/MÜSTEHZİ


- HİÇLİK = ADEM = NON-BEING[İng.] = NÉANT[Fr.] = NICHTS[Alm.] = NON ENS[Lat.]


- HİCRÂN değil/yerine/= AYRILIK [bkz. FIRAK, FÜRKAT, İFTİRÂK] | UNUTULMAZ ACI, KEDER, İÇ ACISI


- HİDROKARBON ile/||/<> ALKOHOL

( Sadece karbon ve hidrojen atomlarından oluşan bileşikler. İLE/||/<> Karbon, hidrojen ve oksijen atomları içeren bileşikler. )


- HİKMET ile/ve/> İFFET ile/ve/> CESÂRET ile/ve/> ADÂLET

( Aklın dengeliliği/îtidali. İLE/VE/> Şehvetin dengeliliği/îtidali. İLE/VE/> Öfkenin dengeliliği/îtidali. =/> HİLÂFET, HİDÂYET ve KEMÂLÂT'a eriştirir. )

( Hikmetin dili, simge ve sükûttur. )

( [ucları(tefrit-ifrat)] BİLGİSİZLİK/CEHÂLET >< BİLGİÇLİK/MALÛMATFURUŞLUK ile/ve/> İLGİSİZLİK/İSTEKSİZLİK >< AZGINLIK ile/ve/> KORKAKLIK/KABALIK >< KAHRAMANLIK )


- HİNT OKYANUSUNDA:
ANDAMAN DENİZİ ile/ve/||/<> MALAKKA BOĞAZI ile/ve/||/<> MARTABAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BENGAL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANBAY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUÇ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> UMMAN DENİZİ ile/ve/||/<> UMMAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BASRA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> YEMEN DENİZİ ile/ve/||/<> ADEN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KIZILDENİZ ile/ve/||/<> MOZAMBİK KANALI ile/ve/||/<> SOFALA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DELAGOA KÖRFEZİ


- HİPERAKTİVİTE/HYPERACTIVITY[İng.] değil/yerine/= AŞIRI HAREKETLİLİK


- HİPERAKUT/HYPERACUTE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI IVEGEN


- HİPEREMI/HYPEREMIA[İng.] değil/yerine/= AŞIRI KANLANMA


- HİPERHİDROZ ile/||/<> ANHİDROZ

( Aşırı terleme. İLE/||/<> Terleme yetersizliği ya da hiç terlememe. )


- HİPERHİDROZ ile/||/<> ANHİDROZ

( Aşırı terleme. İLE/||/<> Terleme yetersizliği ya da terleyememe. )


- HİPERHİDROZ ile/||/<> ANHİDROZ

( Aşırı terleme. İLE/||/<> Terleme yetersizliği ya da hiç terlememe. )


- HİPERİNTENS/HYPERINTENSE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI YOĞUN


- HİPERKAPNİ ile AKAPNİ ile HİPOKAPNİ

( Kanda ve dokuda karbondioksit(CO2) artması. İLE Kanda ve dokuda karbondioksit(CO2) yokluğu. İLE Kanda ve dokuda karbondioksit(CO2) azalması. )


- HİPERMETROP(İ)[Fr. < Yun. HYPER: Aşırı. | METRON: Ölçü. | OPS: Göz.] ile/ve/||/<> MİYOP[Fr. < Yun. MYEIN: Kırpmak. | OPS: Göz.] ile/ve/||/<> ASTİGMATİZMA ile/ve/||/<> PRESBİTLİK[Fr. < Yun.: PRESBYTES: Yaşlı.]

( Nesnelerin görüntüleri, ağtabakanın gerisinde kaldığından dolayı, yakını net/iyi görememe. İLE/||/<> Nesnelerin görüntüleri, ağtabakanın ön tarafında kaldığından dolayı, uzağı net/iyi görememe. İLE/||/<> Gözün saydam tabakasında meridyenlerin eşitsizliği yüzünden duru görememe durumu. | Gözdeki kornea ya da lensin düzensiz eğriliği nedeniyle bulanık görme. İLE/||/<> Gözde uyum gücünün azalması yüzünden, yakındaki nesneleri net görememe durumu. )

( * Eksen,
* Kırıcılık,
* Gelıp Geçici Hipermetropi.

İLE

* Eksen,
* Kırıcılık,
* Gelİp Geçici Hipermetropi.

İLE

* Basit,
* Kompoze/Bileşik,
* Mikst

İLE

)

( ... ile/||/<> KASR-ÜL-BASAR ile/||/<> ... ile/||/<> ... )

( FARSIGHTEDNESS/HYPERMETROPIC vs. NEARSIGHTEDNESS/MYOPIC vs. ASTIGMATISM )

( ... avec MYOPIE avec ... )


- HİPERPLAZİ ile/||/<> ATROFİ

( Göze sayısının artmasıyla doku büyümesi. İLE/||/<> Göze sayısının azalması ya da gözelerin küçülmesiyle doku küçülmesi. )


- HİPERSELÜLER/HYPERCELLULAR[İng.] değil/yerine/= ARTMIŞ GÖZELİ


- HİPERSENSITİVİTE/HYPERSENSITIVITY[İng.] değil/yerine/= AŞIRI DUYARLILIK


- HİPERTONİ/HYPERTONIA[İng.] değil/yerine/= AŞIRI GERİM | AŞIRI GEÇİŞİM


- HİPERVİJİLANS/HYPERVIGILANCE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI UYARILMIŞLIK


- HİPERVİSKOZİTE/HYPERVISCOSITY[İng.] değil/yerine/= AĞDALILIK


- HİPODENS/HYPODENSE[İng.] değil/yerine/= AZ YOĞUN


- HİPOPLAZİ/HYPOPLASIA[İng.] değil/yerine/= AZ GELİŞİM


- HİPOTONİ/HYPOTONIC[İng.] değil/yerine/= AZ GERİM | AZ GEÇİŞİM


- HIRDAVAT[Fars. HURDE + Ar. -ÂT] ile/ve/||/<> AVADAN[Fars. < ÂBÂDÂN]

( Kilit, tel, çivi vb. metal nesne. | Önemsiz, ufak tefek nesne, gereksiz nesne. İLE/VE/||/<> Araç[âlet edevât] takımı. )


- HIRKA ile ABA

( Dervişlerin giydiği. İLE Gövdeyi korumak üzere giyilen. )


- HIRS ile/değil/yerine/>< AKIL


- HIRS = AMBITIO[İng.] = AMBITION[Fr.] = EHRGEIZ, EHRSUCHT[Alm.] = AMBITIO[Lat.]


- HIRS ile/yerine AZİM

( Kişiyi bitirir. İLE/YERİNE Kişiyi geliştirir. )

( Hırs, başarısızlığın son sığınağıdır. )

( Hırs, gözü kör, kulağı sağır, aklı felç eder. )


- HIRSIZIN:
AFFI değil "AMAN"I OLMAZ!


- HİRSUTİZM ile/||/<> ALOPESİ

( Kadınlarda aşırı kıllanma. İLE/||/<> Saç dökülmesi ya da saç kaybı. )


- HİSSÎ İDRAK ile/ve/> HAYALÎ İDRAK ile/ve/> VEHMÎ İDRAK ile/ve/> AKLÎ İDRAK


- HİYEROGLİF ile/ve ABECE

( Temsil. İLE/VE Çözümleme. )

( Abece hiyerogliften daha üst bir aşamayı temsil eder. Temsil etmekten çok çözümler. )

( Abece, seyahat etmek ve değişik diller zorunda olan tüccar halklar tarafından bulunmuştur. )

( ŞAMPOLYON: 1822 yılında, hiyeroglifleri başarılı bir biçimde çözen kişi. [1790-1832] )

( Hiyeroglif abecesi... http://discoveringegypt.com/egyptian-hieroglyphic-writing/hieroglyphic-typewriter )


- HIZ ile/ve/||/<> AERODİNAMİK

( ... İLE/VE/||/<> Hareket durumunda olan bir nesne üzerinde havanın yarattığı etkiyi inceleyen bilim. | Gazların hareketini inceleyen bilim dalı. | Bu bilim alanlarıyla ilgili olan. )


- HIZ ile/değil/yerine AKIŞ


- HIZ ile/ve/||/<> ANLIK HIZ


- HIZLANDIRMAK ile/ve ATLAMAK

( TO ACCELERATE vs./and TO SKIP )


- HIZLANMA ile ARTMA


- HIZLI KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKICI KONUŞMAK


- HIZLI OKUMA ile/değil ANLAYARAK HIZLI OKUMA


- HİZMET ve/<> ÂRİF


- HOAX[İng.] değil/yerine/= ALDATMACA


- HOMOJEN/HOMOGENOUS[İng.] değil/yerine/= AYNI YAPIDA | BAĞDAŞIK


- HOMOLATERAL/HOMOLATERAL[İng.] değil/yerine/= AYNI YAN


- hor. intermed.[Lat. < HORIS INTERMEDIIS] değil/yerine/= ARA SAATLERDE


- HORDEOLUM değil/yerine/= ARPACIK


- HOŞ DEĞİL! ile/değil ALIŞIK OLMADIĞINDAN DOLAYI!


- HOTEL ile APART HOTEL/OTEL


- HRİSTİYANLIK:
(HZ.) İSA değil (AZİZ) PAVLUS/PAUL ve PETRUS[ST. PIERRE][:
Kaya.]


- HUB ile/ve/<> ANAHTAR ile/ve/<> YÖNLENDİRİCİ ile/ve/<> ERİŞİM NOKTASI

( Ayrıntıları için burayı tıklayınız... )


- HUB ile/ve/||/<>/>/< AŞK

( ... İLE/VE/||/<>~>~< Kendi olgunluğuna olan tutku. )


- HÜCCETÜL İSLÂM / İMAM / EBÛ HAMİD:
GAZZÂLÎ ile/ve AHMET GAZZÂLÎ

( ... İLE/VE Kardeşi. )


- [ne yazık ki]
HUKUKSUZ/LUK ve/> ACIMASIZ/LIK


- HUKUKSUZLUK ile/ve/||/<> AYIP


- HÜKÜMDAR["KRAL/PAPA"]:
"YASALARLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR" ve/||/<> AKILLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR

( LEGIBUS SOLUTUS et/||/<> RATIONE ALLIGATUS )


- HUNİ ile AYIRMA HUNİSİ

( ... İLE Birbiri ile karışmayan iki sıvıyı ayırmaya yarayan, alt tarafı musluklu, özel bir huni türü. )


- HURDA/CI ile/ve/değil/yerine/<>/>< ANTİKA/CI

( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Bağırmaz. )


- HURDA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AVADANLIK


- HUŞUYLA ile/ve/||/<> AŞKININ SARHOŞUYLA

( )


- HUY değil/yerine/= ALIŞKI/ÂDET[Ar.]


- HÜZÜN ve/> ALLAH


- HUZUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM


- HUZUR ve AZAP

( Huzur, el-pençe divân durmak değil, azaptır. )


- HUZUR ve/<> ZEVK ve/<> AŞK


- HZ. İBN ARÂBÎ ve/||/<> AZİZ PAVLUS (SEYAHATNÂMELERİ)


- İBN HALDUN ile/ve AUGUST COMTE


- İBRÂ/TEBRİYE[Ar.] değil/yerine/= AKLAMA, TEMİZE ÇIKARMA


- İÇ GEÇİŞ METALLERİNDE:
LANTANİTLER ile/ve/||/<> AKTİNİTLER


- İÇ İÇE ile ARKA ARKAYA

( ONE WITHIN THE OTHER vs. ONE AFTER THE OTHER/SUCCESSIVELY )


- İCÂBEN ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜKLE


- İÇERİK ile/ve ANLATIM

( Süreklilik | Töz | Biçim İLE/VE Biçim | Töz | Süreklilik )

( Doğal dilin göstergebilimsel bir közü/modeli. )

( Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı - Umberto Eco )


- İÇGÜDÜ" ile/ve "ALLAH BİLİR"

( Bilimin, çıkmaz(lar/in)da kulandığı. İLE/VE Dinin, çıkmaz(lar/in)da kulandığı. )


- ... İÇİN ile/değil/yerine ... AÇISINDAN


- İÇİNİ DOLDURMAK ve/||/<>/> ARDINI GETİRMEK


- DOĞA:
İÇKİN ile/ve/||/<> AŞKIN


- SİMGE:
İÇKİN ile/ve/||/<> AŞKIN


- İÇKİN/IMMANENT ile/ve TİNSEL/AŞKIN/TRANSANDANS

( İçrek/Ezoterik bilgi. İLE/VE Evrenselin bilgisi. )

( AŞKINSAL/TRANSANDANTAL: Ampirik deneyimi ya da matematiği vb. olanaklı kılanlar.
* Uzay - Zaman
* İmgelemin/Muhayyilenin Şemaları
* Kategoriler(Şemaların birliği)
* Saf akıl kavramları/muhakemeyi olanaklı kılanlar]
(Bunların hepsi saf ya da apriori olarak [ampirik olmayan olarak] var olanlar.)
(Kendinde şey[Ding an sich] ya da Tanrı, Ruh gibi numen değillerdir.)
(Ampirik olanı belirleyen olarak var olabilenler.)
(Ampirik deneyimin teşrihi[Alm. Zergliederung] üzerinden, anlamlı bir biçimde konuşulabilenler.)

Zergilederung (İng. Dissection): Ampirik deneyimin şerh edilmesi üzerinden söz konusu deneyimi olanaklı kılan unsurların açığa çıkarılması. )


- İÇKİYLE SARHOŞ/LUK ile/değil/yerine AŞK İLE SARHOŞ/LUK

( Biri, iki gösterir. İLE/DEĞİL/YERİNE İkiyi [çeşitliliği/herşeyi], bir gösterir. )


- İD değil/yerine/= ALTBENLİK


- İDAM değil/yerine ADÂLET

( [not] DEATH PENALTY but JUSTICE
JUSTICE instead of DEATH PENALTY )


- İDÂRÎ KOLLUK ile/ve/<> ADLÎ KOLLUK

( ... İLE/VE/<> Uzmanlık gerektirir. )


- İDDİA ile/ve/değil/||/<>/< AVUNTU


- İDEA/LAR ile/ve/<> KATEGORİ/LER ile/ve/<> AYÂN-I SÂBİTE/LER

( Platon. İLE/VE/<> Aristoteles. İLE/VE/<> İbn Arabi. )


- İDEO- ile/||/<> İDİO- ile/||/<> LOG-/-LOGİA/-LOGO-/-LOGY-/-OLOGY ile/||/<> AUT-/AUTO-

( Düşünce, fikir. İLE/||/<> Kendiliğinden oluşan, kendine özgü, ayrı, değişik. İLE/||/<> Düşünce, konuşma, sözcük, mantık, doktrin, öğreti, sav, bilim. İLE/||/<> Kendi, aynı, kendi kendine, kendine ait, öz [otoimmün: Bağışıklık sisteminin kendi gözelerine saldırması]. )


- İDEO- ile/||/<> İDİO- ile/||/<> LOG-/-LOGİA/-LOGO-/-LOGY-/-OLOGY ile/||/<> AUT-/AUTO-

( Düşünce, fikir. İLE/||/<> Kendiliğinden oluşan, kendine özgü, ayrı, değişik. İLE/||/<> Düşünce, konuşma, sözcük, mantık, doktrin, öğreti, sav, bilim. İLE/||/<> Kendi, aynı, kendi kendine, kendine ait, öz [otoimmün: Bağışıklık sisteminin kendi gözelerine saldırması]. )


- İDMÂN değil/yerine/= ALIŞTIRMA


- İDRAK[Ar.] değil/yerine/= ALIMLAMA


- İFADEDE:
KARIŞMA(MA)K ile AÇMA(MA)K


- İFŞÂ ETMEK ile AFİŞE ETMEK

( İÇERİK[sanatta]: Yapıtın ifşâ ettiği fakat afişe etmediği. Sezdirdiği fakat göstermediği. )


- İĞNE ile/ve/||/<>/> AKUPUNKTUR[Fr./İng. < ACUPONCTURE/ACUPUNCTURE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Gövdenin belirli noktalarına genellikle altın iğne batırılarak yapılan sağaltım. )


- İHDÂ[müennesi[Ar.] ile AHAD] ile İHDÂ'[Ar. < HEDİYYE]

( Bir. İLE Armağan yollama, hediye verme/etme/gönderme. )


- İHSAS ile/ve AKIL

( MAHSUSAT ve MAKULÂT )


- İHTİFÂL[Ar.] değil/yerine/= ANMA TÖRENİ


- İHTİSAS ile/ve ÂSÂR


- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ

( )


- İKÂB[Ar.] ile 'AZÂB[Ar.]


- İKAL ile/ve/||/<> AKIL

( İçten. İLE/VE/||/<> Dıştan. )


- İKİ ALTERNATİF/ALTERNATİFLER değil ALTERNATİF

( Alternatif, bir durumdaki/yapıda, tek ya da çoklu seçeneklerden sonraki, son ve/ya da yan seçenek/olanak anlamında, tekil anlamlı bir kullanım için geçerlidir. )


- İKİ SORUN:
ADÂLETSİZLİK ile/ve/||/<> ANLAMSIZLIK

( Tüze(hukuk) ile sağlanmaya/çözülmeye çalışılmaktadır fakat hukuka ulaşılamamıştır. İLE/VE/||/<> Sanat ile giderilmeye çalışılmaktadır fakat ne yazık ki, sanat, kişilere ulaşamamıştır. )


- İKİ YIL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALTMIŞ YIL

( Konuşabilmek için gerekli zaman. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Susabilmek ve susabilmeyi anlayabilmek için geçen [ya da bu kadar uzun sürmeyebilecek] zaman. )


- İKİNCİL KAYNAKLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA KAYNAKLAR

( Petrol, Doğalgaz, Uranyum. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Güneş, akarsu, rüzgâr, jeotermal, hidrojen. )


- İKİNCİL/ESAS OLMAYAN ÖRGENLER = A'ZÂ-İ REDÎFE = ORGANES ACCESSOIRES


- İKLİM HARİTASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ANAKARA/KITA HARİTASI

( LEVAMİ'U'N NUR - KÂTİP ÇELEBİ )


- İKNA OLMA(MA)K ile "AKLINA YATMA(MA)K"

( Kişileri kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır. )


- İL MUKAH:
AY TANRISI > ALLAH


- İLAÇLARDA:
AĞRIYI/ETKİYİ/SORUNU ...
"ENGELLEMEK" ile/ve/değil/||/<>/< AZALTMAK


- İLÂH ile/ve/değil ALLAH

( Bütünlük içindeki bir parçaya bağlanmak. İLE/VE/DEĞİL Bütünlüğe bağlı. )


- İLÂHÎ MELANKOLİ ile AKLÎ MELANKOLİ ile HAYALÎ MELANKOLİ

( MELANCHOLIA MENTIS vs. MELANCHOLIA RATIONIS vs. MELANCHOLIA IMAGINATIONIS )


- İLÂLLÂH ile/ve ALÂLLÂH ile/ve BİLLÂH ile/ve HÂNİLLÂH ile/ve FİLLÂH ile/ve MAÂLLAH ile/ve LİLLÂH

( Allah'a. İLE/VE Allah üzerine. İLE/VE Allah ile. İLE/VE Allah'tan. İLE/VE Allah'ta. İLE/VE Allah'la. İLE/VE Allah için. )


- İLÂN ile REKLÂM


- ... İLE SINIRLI OLDUĞUNU:
DİLE GETİRMEK ile/ve/||/<> ANIMSATMAK


- İLERİ SÜRME = İDDİA = ASSERTION[İng., Fr.] = BEHAUPTUNG[Alm.] = ASSERTIO < ASSERERE[Lat.]


- İLERİDE ile ARADA


- İLERLEMECİ ile AYDINLANMACI


- İLETİŞİM KURAMADIK" ile/değil/||/<>/> ANLAŞAMADIK


- İLGEÇ/EDÂT ile/||/<> BELİRTEÇ ile/||/<> ADIL/ZAMİR ile/||/<> KOŞAÇ/SILA

( Ününde yer aldığı ya da ardından geldiği birimle başka bir birim ya da tümcenin geri kalan bölümü arasında ilgi kurmaya yarayan birim. İLE/||/<> Bir eylemin, bir ön adın/sıfatın, bir ilgecin, bir bağlacın ya da kendi türünden bir başka birimin anlamım etkileyen, onu kesinleştirerek ya da kısıtlayarak belirleyen birim. İLE/||/<> Dilsel bağlamda daha önce anılan bir öğeyi, bildirişime katılan birini, sözcenin oluşturulduğu sırada gözlem alanına giren bir varlık ya da nesneyi gösteren biçimbirim ve bu niteliği taşıyan biçimbirimlerin oluşturduğu dilbilgisi ulamı. Adıllar, ad soylu biçimbirimlerin önemli bir bölümünü oluşturur, genellikle adların yerini tutar, kişi, soru, iyelik ilgi, gösterme ya da belgisizlik kavramını içerir. İLE/||/<> Yüklemi özneye bağlayan öğe.[Türkçe'de ek eylemin üçüncü kişi eki, -dir, bildirme koşacı olarak kullanılır.] )


- İLGİNÇ ile ACAYİP


- İLİM ve/<> ÂLİM

( İLİM: Âlemin, bilendeki sûreti. )


- İLİM ile/ve/=/||/<>/> AMEL

( Kim ilmiyle amel ederse, Allah da onu bilmediği ilimlere varis kılar. )

( [Nedenini] Temellendirerek ve gerekçelendirerek ortaya koyuş. İLE/VE/=/||/<>/> [Nedenlerini] Göstermeden anlatmak. )

( Hakikati verir. İLE/VE/=/||/<>/> Hayrı verir. )


- İLİM ile/ve/değil/yerine ANLAYIŞ

( [not] SCIENCE vs./and/but PARADIGM
PARADIGM instead of SCIENCE )


- İLİM ile/ve/<>/değil AŞK

( Âşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl ü kâl imiş ancak )


- İLİM ile/ve İRFAN ile/ve AŞK ile/ve MUHABBET

( Gurur verir. İLE/VE Anlayış verir. İLE/VE Yok/ifnâ eder. İLE/VE Yaşam verir. )


- İLİM-İRFAN ve ÂRİF-ZARİF


- İLİMLER:
(")GÜMÜŞ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (")ALTIN(")

( Dışsal/zâhirî/dünyevi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçsel/bâtınî/manevî. )


- İLİMLERİN AMACI ile/ve AMELLERİN AMACI

( Tevhid. İLE/VE İstikâmet. )


- İLİNEK = ARAZ = ACCIDENT[İng., Fr.] = AKZIDENZ[Alm.] = ACCIDENS[Lat.] = SYMBEBEKOS[Yun.] = ACCIDENTE[İsp.]


- İLİŞKİ:
KATEGORİK ve/||/<> HİPOTETİK ve/||/<> AYIRICI


- İLİŞKİ ile/ve AYIRIM(-/)BİRLEŞİM

( Fark gözetmeyin ve ayrılmaz olanı ayırmayın. )

( Ortak etmeni bulmak için tüm ayrımları terk etmek zorundasınız. Ancak evrensel olan ortaktır. )

( To find the common factor you must abandon all distinctions. Only the universal is in common. )

( RELATION vs./and DISCRIMINATION(-/)UNION )


- İLİŞKİLENDİRMEK ile/ve/değil/yerine/<>/> AN'A GETİRMEK


- İLİŞKİLERDE:
"KAÇMAK/KOVALAMAK" ile/yerine ADAM/KENDİN OLMAK


- [ne yazık ki]
İLİŞKİLERİN/EVLİLİKLERİN BİTİŞİ:
AŞKIN BİTMESİNDEN ile/ve/||/<>/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASINDAN


- İLK BARAJ:
DÜNYADA ile/ve/||/<>/> ANADOLU'DA

( 6000 yıl önce.[Jawa bölgesinde] İLE/VE/||/<>/> 3250 yıl önce.[Hitit'ler tarafından] )


- İLKE ile/ve/||/<>/>/< ARKE ile/ve/||/<>/>/< ERKE

( PRINCIPLE vs./and ARCHE vs./and AIM )


- İLKE = MEBDE, UMDE = PRINCIPLE[İng.] = PRINCIPE[Fr.] = PRINZIP, GRUNDSATZ[Alm.] = PRINCIPIUM[Lat.] = ARKHE[Yun.] = PRINCIPIO[İsp.]


- İLKEL DİNLER ile/ve AHLÂK DİNLERİ ile/ve KOZMİK DİNLER

( PRIMITIVE RELIGIONS vs./and MORAL RELIGIONS vs./and COSMIC RELIGIONS )


- İLKÖRNEK = ENMUZEC-İ EVVEL = ARCHETYP[İng.] = ARCHÉTYPE[Fr.] = ARCHETYP[Alm.] = ARKHÉTYPOS[Yun.]


- İLLET-İ SEHER[Ar.]/ENSOMİ/INSOMNIA[İng.] ile ARIK[Ar.]

( Uykusuzluk hastalığı. İLE Uykusuzluk. )


- İLM el-YAKÎN ile AYN el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN

( Okuyarak/duyarak eminlik. İLE Görerek eminlik. İLE Hakk'la, bizzat yaşayarak eminlik. )


- İLM'EL YAKÎN ile/ve AYN'EL YAKÎN ile/ve HAKK'EL YAKÎN

( AVAM ile/ve EBRAR ile/ve MUKARREBÎN )

( TOWARD GOD vs./and WITH GOD vs./and IN GOD
BODILY/INTIMATE KNOWING vs./and BODILY/INTIMATE RECOGNITION vs./and BODILY/INTIMATE EXPERIENCING )

( TIZHI ile/ve TIREN ile/ve TIYAN )


- İLM'EL YAKÎN ile AYN'EL YAKÎN ile HAKK'EL YAKÎN

( Okuyarak/duyarak eminlik. İLE Görerek eminlik. İLE Hakk'la, bizzat yaşayarak eminlik. )


- İLMÎ ve AMELÎ


- ÎMÂ' ile ATIF


- İMAN ile/ve/<> AKIL

( Bir elinden, bir eline. İLE/VE/<> ... )


- İMAN ve/<> AMAN


- IMMÜNOTERAPİ/IMMUNOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= AŞI TEDAVİSİ, BAĞIŞIKLIK SAĞALTIMI


- İMPARATOR PENGUENİ ile/değil ADELİE PENGUENİ

( Güney Kutbu'nda yaşarlar. )


- IMPULSE and/||/<>/> AFFECT and/||/<>/> COGNITIVE


- İMTİYÂZ değil/yerine/= AYRICALIK


- İMTİYÂZ değil/yerine/= AYRICALIK | FARKLI OLMA


- İMZA ATMAK ADIN ÜSTÜNE ATMAK[altına değil!]


- (not IN THAT/THIS MOMENT) AT THAT/THIS MOMENT


- İN ile/ve/değil/||/<> AY İNİ

( )


- İNANÇ ile/ve/<>/değil AKLINA/ÇIKARLARINA UYGUNLUK


- İNANÇ ile/ve/<> İBÂDET ile/ve/<> AHLÂK


- İNANILACAK (OLAN) ile/ve ALKIŞLANILACAK (OLAN)

( Alkışı, en sessiz biçimde karşılayan, alkışı, hak etmiş demektir. )


- İNANMADAN AİT OLMAK" ile/değil AİT OLMADAN İNANMAK

( [not] "BELONG WITHOUT BELIEVE" vs./but BELIEVE WITHOUT BELONG )


- İNANMAK ile/ve/değil/yerine AKLETMEK

( [not] TO BELIEVE vs./and/but TO REALIZE
TO REALIZE instead of TO BELIEVE )


- İNCELEMEK ile/ve/<> ARAŞTIRMAK

( Doğru biçimde anlamak için! )

( Araştırmamak, tutsaklığın başlıca nedenidir. )

( Araştırma yapmadıkça kurtuluş yoktur. )

( TETEBBUÂT: İncelemeler, araştırmalar, tetkikler. )

( PERKİZİSYON: Bir kişi ya da bir şey hakkında önceden, ayrıntısıyla araştırma. )

( To understand rightly! )

( TO INVESTIGATE vs./and/<> TO SEARCH
Non-investigation is the main cause of bondage.
There can be no salvation, without investigation. )


- İNCELEMEK ile/ve/||/<>/>/< ARAŞTIRMAK ile/ve/||/<>/>/< SORGULAMAK


- İNCELİK/KALINLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARALIK


- İNCİ ile/ve AZRA

( ... İLE/VE Delinmemiş inci. )


- İNCİNMEMEK ve/||/<>/< AFFETMEK


- İNDİM yerine AYRILDIM


- İNDİRGEME ile/değil/yerine ATIF


- İNDİRGEME ile/değil/yerine AZALTMA


- İNDİRGEMEK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK


- İNDİRGEMEK ile/ve AYIRMAK

( TO REDUCE vs./and TO SEPARATE )


- İNEK ile AFRİKA İNEĞİ


- İNEK ile/ve AVGAN

( ... İLE/VE Gebe inek. )


- INERT[İng.] değil/yerine/= ASAL


- INFERIOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI


- İNGİLİZ ATI ile ARAP ATI

( Kısa mesafe koşucusu. İLE Uzun mesafe koşucusu. )

( ... İLE/< Lumbar vertebrasında bir kemik eksiktir. Diş yapısı farklıdır. )

( ... ile ESB-İ TÂZÎ )


- İNGİLİZ SERVİSİ ile FRANSIZ SERVİSİ ile RUS SERVİSİ ile AMERİKAN SERVİSİ

( Uluslararası dört çeşit servis yöntemi vardır: * İNGİLİZ SERVİSİ: Misafirin sağ tarafından önüne koyulan sıcak ve boş yemek tabağına, garson tarafından fayansta, mutfaktan alınan yemek misafirin solundan, maşa ile yapılır. İLE * FRANSIZ SERVİSİ: Mutfaktan fayansta getirilen yemek misafirin solundan maşa vasıtasıyla kendi tabağına yaptığı servis biçimidir. İLE * RUS SERVİS: Servant servisi olup, mutfaktan getirilen yemekler misafir masasının yanındaki hazırlık masasında garson tarafından tabaklara konularak misafirin solundan yaptığı servis biçimidir. İLE * AMERİKAN SERVİSİ: Tabak servisi olup, yiyecekler ve garnitürleri mutfakta hazırlanarak tabakta getirilir. Ve misafirin uygun olan tarafından servis yapılır. Bu servis otellerin lobilerinde, kafeteryalarında, snack barlarında yapılır. Özelliği bir kurala bağlı olmamasıdır. )


- İNGİLİZ YARARCILIĞI ile/ve/||/<>/> EVRİMCİ DOĞACILIK ile/ve/||/<>/> AMERİKAN YARARCILIĞI


- İNİŞ >< ÇIKIŞ ile AZLIK >< ÇOKLUK


- İNKÂR ETMEK ile ANLAMAK

( TO DENY vs. TO UNDERSTAND )


- İNKÂR ile/ve/||/<>/> "AKILSALLAŞTIRMA"


- İNKİŞÂF[< KEŞF] değil/yerine/= AÇILMA, AÇINIM | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ

( AÇILMA | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ )


- İNOKÜLASYON/INOCULATION[İng.] değil/yerine/= AŞILAMA


- İNOMINA/T / INNOMINATE[İng.] değil/yerine/= ADSIZ


- İNOP./INOPERABIL/INOPERABLE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT EDİLEMEZ


- İNŞAALLAH ile ALİMALLAH


- İNSAN:
ANLAMAYANA ile/ve/||/<> "ANLAYANA"

( "Eksik" geliriz. İLE/VE/||/<> "Çok" geliriz. )


- İNSAN BAĞIRSAĞI MİKROBİYATASINDA:
FIRMICUTES ile/ve/||/<> BACTEROIDETES ile/ve/||/<> ACTINOBACTERIA ile/ve/||/<> PROTEOBACTERIA

( %65 ile/ve/||/<> %15 ile/ve/||/<> ... ile/ve/||/<> ... )

( )

( image )


- İNSAN:
DİRİMSEL(BİYO) ve/||/<> ANLIKSAL/ZİHİNSEL(PSİKO) ve/||/<> TOPLUMSAL(SOSYAL) VAROLAN


- İNSAN:
EŞREF-İ MAHLÛK ve/||/<> AHSEN-İ TAKVİM ÜZERE ve/||/<> KEREMNÂ


- İNSAN:
"ET/KEMİK" ile/ve/değil/||/<>/< ALGI


- BİREYSEL BAŞVURUDA:
İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ(AİHM)
ile/ve/değil/önce/||/<>/<
ANAYASA MAHKEMESİ(AYM)

( )


- İNSAN/KİŞİ:
KENDİ OLAN ile/ve/||/<> ARASINDA (SIKIŞIP) KALAN ile/ve/||/<> ÂŞIK OLAN


- İNSAN/KİŞİ ile/ve "AYNA"

( Ayna, görüntüyü yansıtır fakat görüntü, aynayı düzeltmez. )

( Kendinizi, aynadan ve görüntüden ayırd etmeyi öğrenin. )

( HUMAN vs./and MIRROR
The mirror reflects the image, but the image does not improve the mirror.
Learn to separate yourself from the image and the mirror. )


- İNSAN ve/<> ACZ

( Kişinin kaderi, aczdir. )


- İNSAN ile/ve ÂDEM

( HUMAN vs./and ADAM )


- İNSAN ile/ve ADEM[Ar.]/YOKLUK

( HUMAN vs./and NON-BEING )


- İNSAN = HUMAN, MAN[İng.] = HOMME[Fr.] = MENSCH[Alm.] = HOMO[Lat.] = ANTHROPOS[Yun.] = HUMANO/NA[İsp.]


- İNSANBİÇİMCİLİK = MÜŞEBBİHE = ANTHROPOMORPHISM[İng.] = ANTHROPOMORPHISME[Fr.] = ANTHROPOMORPHISMUS[Alm.] = ANTHROPOS:İNSAN. MORPHE:BİÇİM[Yun.]


- İNSANBİLİM = BEŞERİYAT = ANTHROPOLOGY[İng.] = ANTHROPOLOGIE[Fr., Alm.] = ANTHROPOS:İNSAN. LOGOS:BİLİM[Yun.] = ANTROPOLOGÍA[İsp.]


- İNSAN-I KÂMİL ile/ve ALLAH VELÎSİ

( Kendine varlık vermeyen. İLE/VE ... )

( Hiçbir mahlûkatın kendinden zarar görmediği zât. İLE/VE ... )

( Teşekkür bile istemezler. )

( Dünyanın anasını Kâmil ağlatır, Kâmil'in anasını da cahil. )

( Onlar nizamı bozmazlar, herşeyi hoş görürler. )

( Onlar için nahoş diye bir şey yoktur. )

( Onlar, balarısı gibi her çiçeğe konar, kendilerine gerekli olanı alır, hatta pisliğe bile konar ama onu bal yapar. )


- İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN


- İNSANİÇİNCİLİK = Lİ-L-BEŞERİYE = ANTHROPOCENTRISM[İng.] = ANTHROPOCENTRISME[Fr.] = ANTHROPOZENTRISMUS[Alm.] = ANTHROPOS-KHENTRON[Yun.]


- İNŞİKAK-I/ŞAKK-I KAMER değil/yerine/= AYIN YARILMASI


- İNŞİRAH[Ar. < ŞERH] ile AÇILMA | AÇIKLIK, FERAHLIK

( AÇILMA | AÇIKLIK, FERAHLIK )


- INSULA[İng.] değil/yerine/= ADACIK


- INTERMITAN/INTERMİTTENT[İng.] değil/yerine/= ARALIKLARLA GELEN, ARALIKLI


- INTERPOZİSYON/INTERPOSITION[İng.] değil/yerine/= ARAYA KONUMLAMA


- İNTİHAL/PLAJİRİZM değil/yerine/= ALINTI


- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET

( "Öfke", "kıskançlık" ve "nefret" "kaynaklıdır". İLE/DEĞİL/YERİNE Gücünü, sevgiden alır. )


- İNTİKAM değil/yerine/>< AFFETMEK

( En etkili/büyük intikam, affetmektir. )


- İNTRAAORTİK/INTRAAORTIC[İng.] değil/yerine/= ANA ATARDAMAR İÇİ, AORT İÇİ


- İNTRAARTERİYEL/İNTRAARTERIAL[İng.] değil/yerine/= ATARDAMAR İÇİ


- İNTRAOPERATİF/İNTRAOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SIRASINDA


- İPSİLATERAL/IPSILATERAL[İng.] değil/yerine/= AYNI YAN


- İPTAL ETMEK ile/ve/yerine/değil ASKIYA ALMAK


- IQ(") ile/değil AMK


- İRFÂN ile ARA/F

( BİLME, ANLAMA | İLÂHÎ BİR FEYİZ OLARAK KÂİNATIN SIRLARINI BİLME KUDRETİ | KÜLTÜR )


- IRMAK ile/ve GÖL ile/ve DENİZ ile/ve ANADENİZ/OKYANUS

( OKYANUS: BAHR-İ MUHİT/LEBLÂYE[KARA VE YEŞİL DENİZ] )

( ÂB-I REVÂN: Akarsu, ırmak. )

( KOKYTOS ve STYKS, yeraltı ırmaklarıdır. )

( En uzun ırmaklar:
Nil (Afrika) - 6,690
Amazon (Güney/South Amerika) - 6,570
Mississippi (Missouri) (ABD/US) - 6,212
Yangtze (Çin/China) - 5,520
Irtysh (Rusya/Russia) - 5,410
Hwang Ho (Çin/China) - 4,672
Congo (Afrika) - 4,667
Amur (Asya/Asia) - 4,509
Lena (Rusya/Russia) - 4,296
Mackenzie (Kanada/Canada) - 4,241 )

( ŞEH-RÛD ile/ve İSTEL ile/ve DERYÂ ile/ve ... )

( NEHİR[çoğ. ENHÂR] ile/ve BUHAYRA ile/ve BAHR[çoğ. BİHÂR] ile/ve UMMÂN/UKYÂNUS )


- İRONİ > ALAY ALIŞKANLIĞI


- İRONİ[Fr. IRONIE] değil/yerine/= ALAYSILAMA


- İRŞÂD ile/ve/<> AYDINLANMA

( Kendi özüne uzanmaya yönelik hareket edilmesi/edilmişliği. İLE/VE/<> ... )


- İRTİBAT ile ALÂKA


- İŞ ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZÛ

( BUSINESS vs. MODESTY )


- İŞ ile/ve/+/||/<> ARKADAŞ ile/ve/+/||/<> UYKU

( )


- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ


- İŞBİRLİĞİ ve/<> AMAÇ BİRLİĞİ


- İŞE YARARLIK ve/||/<> "AKILDA BULUNDURMA"


- ISI YALITIMINDA:
BETON ile/değil/yerine/< AHŞAP ile/değil/yerine/< KÜTÜK ile/değil/yerine/< TAŞ ile/değil/yerine/< KERPİÇ ile/değil/yerine/< SAMAN

( Daha/en düşük. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Daha/en yüksek. )


- İSİDOROS ve/||/<> ANTHEMIOS

( Ayasofya'yı, 5 yılda inşâ ettiler. )


- IŞIK ile/ve/<> AN


- IŞIK ile/ve/<> ANTİ MADDE

( ... İLE/VE/<> Işık hızından daha hızlıdır. )


- İSİM değil/yerine/= AD


- İŞİNE GELDİĞİ GİBİ ile ANLADIĞI KADAR


- İS-/İSO- ile/||/<> ANİS-/ANİSO-

( Eşit, benzer, aynı. İLE/||/<> Benzemeyen, eşit olmayan, farklı. [anisokori: Göz bebeklerinin farklı büyüklükte olması.] )


- İSLÂM İCTİHÂDINDA:
KAZAÎ ve/||/<> ADLÎ


- İSLÂM/MÜSLÜMANLIK:
TEK TANRI DİNİ değil AŞKIN TANRI DİNİ


- İSLÂMÎ HÜKÜMDARLIKTA:
OSMANLI ile/ve/||/<> SELÇUKLU ile/ve/||/<> ABBASİ ile/ve/||/<> EMEVİ


- İŞLENEBİLİR VERİ ile/ve/||/<>/> ERİŞİLEBİLİR VERİ ile/ve/||/<>/> OKUNABİLİR VERİ ile/ve/||/<>/> ANLAŞILABİLİR VERİ

( Simge seviyesinde. Dijital ve mantıksal girdilerle. İLE/VE/||/<>/> Bili/enformasyon. | Veri aktarımı. | Matematik ve iletişim. | Anlam olmayan değer. İLE/VE/||/<>/> Bilgi. | Değer etiketlemesi. İLE/VE/||/<>/> Keşif. KATAdop Mimarisiyle. )


- ISLIK ile/ve ASADOLU

( ... İLE/VE Çoban ıslığı. )


- İSMET ve/||/<>/< ÂDEMİYET


- İSPİNOZ ile ALEMDAĞ İSPİNOZU

( ... İLE Sadece İstanbul'da bulunan bir ispinoz. )


- İSRAF ile/ve/||/<> ABARTI


- ISRAR ETMEK değil/yerine/>< AŞMAK


- ISRARLA ile/değil "ALTINI ÇİZEREK"


- ISSUING/OPENING BANK and/||/<> ADVISING BANK

( Amir/açan banka. VE/||/<> İhbar bankası. )


- İST. BOĞAZI'NDA:
ÜST AKINTI ile/ve ALT AKINTI

( Karadeniz'den gelen. İLE/VE Ege'den gelen. )


- [eskiden] İSTANBUL ile/ve/<> ANADOLU

( Yangını. İLE/VE/<> Salgını. )


- İSTEDİĞİNİ:
ALMAK ile/ve/değil/<> ALDIKTAN SONRA HÂLÂ İSTİYOR OLMAK


- İSTEK/TALEP değil/yerine ADÂLET


- İSTEK ile/ve/<> AKIL

( REQUEST vs./and/<> REASON )


- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )


- İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN

( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve AŞKINLIK

( ... ile/ve GULÜV )

( WILLPOWER vs./and TRANSCENDENCE )


- İSTİ'DÂD[Ar.] değil/yerine/= AKILLILIK | ANLAYIŞLILIK | DOĞAL EĞİLİM, BECERİ/KABİLİYET


- İSTİFA ETMEK ile/ve/||/<> AFFINI İSTEMEK



(8/11)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 263 kez incelenmiş/okunmuştur.