Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... > ...] YÖNELİM BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 18 Mayıs 2024 ]
itibariyle 3136 başlık/FaRk yer almaktadır.

- MADDE ve/> FİKİR ve/> DEĞER

( MATTER and/> IDEA and/> VALUE )


- MADDE ile/ve/||/<>/> SÛRET ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> NEFS ile/ve/||/<>/> AKIL


- MADEN YATAĞI ile/ve/||/<>/> MADEN OCAĞI


- MAĞARA ve/> MAĞAZA


- MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ ve/||/<>/> KALSİYUM EKSİKLİĞİ

( Magnezyum eksikliği, aynı zamanda kalsiyum eksikliğine neden olur. Çünkü, gövdenin kalsiyumu emmesi için magnezyuma gereksinimi vardır. )


- MÂHİYET ve/> BEYAN


- MAHKEME ile/ve/||/<>/> UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ


- MAHKÛMİYET ile/ve/> MAHRÛMİYET

( İki ucta da olmayacak/kalmayacak biçimde hareket etmek gerek. )


- MAHRÛMİYET ile/ve/||/<>/> MAĞDURİYET


- MAHRUMİYET ve/> SAHTE KENDİLİK


- MAHYALARDA:
YAZI ile/ve/||/<>/> RESİM

( [Ramazan ayının ...] ... ilk onbeş gününde. İLE/VE/||/<>/> İkinci onbeş gününde. )

( )


- MAKET HELİKOPTERDE:
4 KANALLI ile/ve/<>/> 6 KANALLI

( )


- MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< MAKİNA YAPAN MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< "YAPAY ZEKÂ" ÜRÜNLERİ/ARAÇLARI GELİŞTİRMEK/OLUŞTURMAK


- MAKİNE'DE:
DÖRT AŞAMA ve/||/<>/> DÖRT KİŞİ

( )


- MAKSAT ve/||/<>/> ANLAM


- MAKSAT ile/ve/||/<>/> HÜKÜM


- MAKUL ve/||/<>/> MAKBUL

( Akılcı, akla uygun. VE/||/<>/> Kabul edilir/edilebilir. )


- MÂKÛLÂT ile/ve/değil/||/<>/> MEKÛLÂT(DENKÖBEKLER/SONSAL SINIFLAR/KATEGORİLER)

( Akıllar/akledilirler. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Sonsal sınıflar/kategoriler. )


- MALAK/BALAK ile/ve/||/<>/> MANDA

( Manda yavrusu. İLE/VE/||/<>/> ... )


- MÂLİK[< MÜLK | çoğ. MÜLLEK] ile/ve/değil/yerine/||//<>/>/< SÂLİK[< SÜLÛK]

( Sahip, bir şeye sahip olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bir tarikata girmiş bulunan. | Yolcu, Allah'a giden yolu tutana, seyr hâlinde bulunduğu sürece verilen isim. )


- MÂNÂ ile/ve/> MAHMUL ile/ve/> HADD ile/ve/> RÂBITA ile/ve/> İLLET


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MANTIK:
| ANALİTİK APRIORI >< SENTETİK APRIORI | ile/ve/||/<>/> SENTETİK APOSTERIORI

( Mantık. İLE/VE/||/> Matematik. İLE/VE/||/<>/> Fizik. )


- MANTIK ile/ve/||/<>/> "YANILSAMA MANTIĞI"


- MANTIK ile/ve/||/<>/> FELSEFE

( )


- MANTIK ve/||/<>/> FİZİK ve/||/<>/> ETİK

( Bahçenin sınırı/duvarı/çiti. VE/||/<>/> Bahçedeki ağaç. VE/||/<>/> Bahçedeki ağacın meyvesi. )

( )


- MANTIKİYAT ile/ve/> TABİİYAT ile/ve/> RİYÂZİYAT ile/ve/> İLÂHİYAT


- MARCUS TULLIUS TIRO ile/ve/||/<>/> LUCIUS ANNAEUS SENECA ile/ve/||/<>/> JOHN WILIS ile/ve/||/<>/> SAMUEL TAYLOR

( Romalı hatip Cicero'nun azatlı kölesi olan Marcus Tullius Tiro, efendisinin gerek senatodaki söylevlerini ve gerekse hazırladığı konuşmaları steno ile yazmıştı. İLE/VE/||/<>/> Seneca, Tiro'nun kısaltmalarını geliştirmiş ve bunların sayısı 8.000'e kadar çıkmıştır. İLE/VE/||/<>/> Günümüzde kullanılan stenografi tekniğinin temeli ise XVII. yüzyıla dayanmaktadır. [XVII. yüzyılda yeniden gündeme gelmesinin nedeni ise parlamentonun siyasi yaşama girişidir. Artan meclis oturumları ve alınması gereken önemli notlar arttıkça yazı dili yeniden kullanıma girmiştir. Wilis, bu yazı diline geometrik biçimleri katmasının yanı sıra stenografi terimini de ilk kez kullanmıştır. İLE/VE/||/<>/> Yazdığı makale ile 1792 yılında bu yazı dilini dünyaya tanıtmayı başarmıştır. )

( Nicolas Steno[11 Ocak 1638 - 25 Kasım 1686] ile bir ilgisi yoktur. )


- MÂRİFET ile/ve/||/<>/>/< İLİM

( Özel ya da genel. İLE/VE/||/<>/>/< Tümel. )

( [bilgelik/irfan/hikmet'te] Tanımak.[deneyimle] İLE/VE/||/<>/>/< Bilmek.[zihinsel çözümlemeyle] )


- MÂRİFET ile/ve/||/<>/>/< İLTİFAT

( Mârifet, iltifata tâbidir; müşterisiz meta, zâyidir. )


- MÂRİFET ile/ve/<>/> MAHÂRET

( Uygulanan, kullanılan bilgi. İLE/VE/<>/> Beceri. )


- MARKA ile/ve/||/<>/> FİLİGRAN


- MASLAHAT ve/||/<>/> SANAT


- MASUMİYET ile/ve/||/<>/>/< SESSİZLİK/SUSKUNLUK


- MATBAACILAR:
ERMENİ ile/ve/||/<>/> ACEM


- MATBAADA:
ÇİN ile/ve/||/<>/> UYGURLAR ile/ve/||/<>/> MOĞOLLAR

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Altınorda üzerinden, Batı'ya doğru. )


- MATBUÂT ile/ve/> MAHSUSÂT ile/ve/> MAKULÂT ile/ve/> MENKULÂT


- MATEMATİK:
İLKOKULDA ile/ve/||/<>/> ORTAOKULDA ile/ve/||/<>/> LİSEDE ile/ve/||/<>/> ÜNİVERSİTEDE

( )


- MATEMATİK/SEL/LİK:
DEĞERLİ ile/ve/fakat/||/<>/> YETERLİ DEĞİL


- MATEMATİK ve/=/||/<>/>/< BÜTÜN/LÜK


- MATEMATİK ile/ve/||/<>/> MÜHENDİSLİK ile/ve/||/<>/> TOPLUMSAL/SOSYAL BİLİMLER

( Çocuk bilimi. İLE/VE/||/<>/> Genç bilimi. İLE/VE/||/<>/> Yetişkin bilimleri. )


- MAYDANOZ ile/ve/<>/> TABULİ

( ... İLE/VE/<>/> İnce bulgurlu, maydanoz salatası. [Lübnan mutfağı mezelerinden] )


- MECÂZÎ AŞK ile/ve/> HAKİKÎ AŞK


- MECZÛB ve/||/<>/> DİLEKÇESİ...

( 1965 yılında vefât eden, Elazığ Tımarhanesi'ndeki bir meczubun (ortadaki) Allah'a yazdığı mektubu...

“Ben, dünya Kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyü'nden, (El-Aziz --Elazığ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; ismi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden, Hâkimler Hakimi'nin dergâh-ı Ulûhiyetine son arzuhâlimdir:

Ben, gam(dertlilik) deryasında, fakirlik vatanında, horluk ve rezillik kaftanında, PADİŞAH yapılmışım.

Meyvelerden, dağdağana; çalgılardan, ney-kemana kapılmışım… Benim yatağım, akasya dikeninden; yorganım, kirpi derisinden farksızdır. Kalbim, Ayizman’ın(Hitlerin işkenceci Nazi Komutanı) fırını ve Sahrâ'nın çöl fırtınasıdır.

Ruhum, âşık-ı Hüdâ Mahbûb peresttir, lâkin aklım, kaderin cilvesi ve talihin sillesiyle gûresttir(gel-gittir).

Bana gelen, derd ü gamın kilosu beleştir. Nerede bir güzel varsa, bana karşı keleştir(yüz vermez, cesâretlidir), tüm yiğitler de bana hep ters ve terestir.

Aylar geçti, tek temizliğim, gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım teyemmüm abdesttir. Yani, içtiğimiz, kezzap suyu; mezemiz ise ateştir.

Ol Resûl-i zişân ve Sultân-ı dü-cihân: “Cenâb-ı Allah’ın, insanları, dünya; dünyayı ise insan için yarattığını; Ruhları, vucud için, vucudları ise ruhlar için yarattığını; erkekleri, kadınlar; kadınları, erkekler için yarattığını; Cennet'i, mü’min kullar, mü’min kulları da Cennet için yarattığını; cehennemi, inkârcılar ve münâfıklar, inkârcıları ve münâfıkları da cehennem için yarattığını” hadisleriyle haber vermiştir.

Peki, acaba, benim gibi meczub divâneleri ne maksatla halk etmiştir? Bilen babayiğit, meydana çıkıp söylesin...

Allah, sana iman verdi, sen, tuğyan edersin; O in’am etti, sen, küfran(nankörlük) edersin; O, ikram etti, sen, inkâr edersin; O, ihsân etti, sen, isyân edersin; bir de kalkıp bana deli divâne diye bühtân edersin!...

Bu söylediklerimin hepsi, ruhumun içinde cenk etmektedir. Eğer, dilekçemin yanıtı gelirse bu manevralar sona erecektir.

Şimdi, adresimi arz ediyorum: Kur’ân’ı geldiği yere, yine Kur’ân’ı getiren, geri taşısın. Madem ki, ahkâmı ve ahlâkı kalmadı, Kur’ân’ın kâğıdı ve yazısı neye yarasın?! Tâ ki, Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince, yeniden okunup yaşansın!

Ey, zerrelerden kürrelere, yerlerden göklere, tüm âlemlerin Rabbi!...

Ey, cemâdî, nebâtî, hayvanî, insanî, ruhanî ve nuranî, her şeyin ve herkesin yegâne sahibi!...

Ey, iman ve şuur ehl-i kalplerin, en yüce habîbi!...

Ey, dertli bedenlerin, kederli gönüllerin ve yaralı yüreklerin tabîbi!...

Ben, bi-çâre kulun ki; garipler garîbi, hüzünlerin esîri, zulümlerin mustarîbi, öksüz, yetim ve sahipsiz bir tımarhane delisi...

Ama kutsî muhabbet ve hasretinin divânesi!...

Herkesi ve her şeyimi elimden aldın ama sana sığındım, aşkına sarıldım, yegâne Sen kaldın!... Yurdumdan, yuvamdan, evimden, barkımdan ayırdın, gurbete ve hasrete saldın. Ama onları ararken, Sana ulaştım, sevdâna daldım! Böylece, fânî ve hayalî görüntülerden kurtarıp hakîkî tecellîne mazhar kıldın.

Yüceler yücesi Rabbim, Efendim!

Hakk'tan saparak ve haddimi aşarak, hâşâ, Sen'den, Burak bineği, Cebrail seyisi, Sidret'ül Münteha menzili, cümle mahlûkâtın en şereflisi, Rahmân'ın en mükemmel tecelli ve temsilcisi… Kâinâtın fahrî ebedîsi, Âhir zaman Nebî'si ve Mehdî'si, Levh-i Mahfûz'un tercümanı ve tebliğcisi, Efendiler efendisi, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem’in) Mahbubiyeti'ni mi istedim?...

Hanif Din'in üstadı ve nice Nebîlerin atası, Hz. İbrahim’in, halîliyetini; Hz. Süleyman’ın, saltanat ve servetini; Hz. Musa’nın, Celâdet ve cesâretini; Hz. İsa’nın ruhanîyetini mi istedim?...

Hz. Ebû Bekir Sıddık’ın, yüksek fazîlet ve kurbiyyetini; Hz. Ömer'ül Faruk’un, dirâyet ve teslimiyetini; Hz. Osman-ı Zinnureyn'in, asâlet ve sehâvetini; Hz. Aliy'ül Murtaza’nın, ilim ve velâyetini mi istedim?...

Senden, mülk-ü-hâkimiyet, şan-ü-şöhret, mal-ü-servet mi talep ettim? Senden, vucuduma sıhhat ve âfiyet; aklıma ziyâ ve selâmet; hayatıma, huzur ve istikâmet dilendiysem, bunlar için de bin kere tevbe ettim!

Çünkü, Şeriât'ın iptal, Tarikât'ın ihmal, Hakîkât'ın ihlâl ve mü’minlerin iğfâl edildiği bir zillet ve rezâlet döneminde, bana, akıl ve mükellefiyet verseydin, bu, sadece benim mesûliyet ve mahzûniyetimi ziyâdeleştirecekti!

Sultan'ım Efendi'm!

Ben, Senden, sadece, seni istedim; pahası, elbet böyle yüksektir ve tüm sevdiklerimi ve sahiplendiklerimi uğruna fedâ etmektir.

Rabbim, elbet vardır hikmeti ki, bu kuluna, böyle zillet ve zahmet çektirirsin. Ben, hâşâ, itiraz değil naz ederim ama umarım, Sen, niyâz kabul edersin.

Aile efrâdımı, akl-ı izânımı alıp beni hicrâna saldın. Ama yine de şükür; ya akıllı kalıp ama hâin ve hilekâr olaydım...

Ya varlıklı kalıp ama zâlim ve sahtekâr olaydım...

Ya âlim ve saygın kalıp ama gâfil ve riyâkâr olaydım...

Ya arkalı etraflı kalıp ama azgın ve zulümkâr olaydım...

Ya sağlıklı sefâlı kalıp ama sapıtmış, ahlâksız ve vicdansız olaydım!...

Derd-ü-belâ ki, sabredenlerin vesile-i mirâcıdır. Mü'minler, kalbimin tâcı; mücrimler, rahmetin muhtâcı; münkirler, hikmetin icabı; Sâdık ve âşık, ehl-i cehd adâletin ilâcıdır. Velâkin, bu münâfık, hain ve zâlimler ise çıban başıdır, akrep gibi sancıdır; şerefli insana, helâli dışında tüm kadınlar, kızlar, ana-bacıdır.

Ey Rabbim, Efendi'm!

Malûm-u âlîniz ve yüce takdirinizdir ki; ne özenli-bezekli elbiselerle gezdiğim bayramlarım oldu… Ne onurlu ve huzurlu seyahatlerim ve seyranlarım oldu… Ne etrafımda hizmet ve rağbet gösteren dostlarım ve hayranlarım oldu!...

Lezzet ne imiş, izzet ne imiş ve fazilet ne imiş tatmadım; ama şikâyet şekâvettir; tüm bu fânî ve fenâ nimetlerin asıl sahibi olan Padişahlar Padişahı'nı buldum...

Beni, yoktan var ettin, iman ve hidâyet buyurup varlığından haberdar ettin, ama aklımı alıp kulunu, bi-karar ettin. Sana, sonsuz şükürler olsun!...

Şimdi, son dileğim, beni yanına al ve bir daha huzurundan ve sonsuz nûrundan ayırma, ne olursun!

Umarım, bu dilekçeyi yazdım diye bana darılmazsın; çünkü, Zâtından gayrıya yalvarıp yakarmanın, ŞİRK olduğunu buyurdun!

Selâm ve dua ile... )


- MED ve/||/<>/> CEZİR

( [suların] Kabarması. [Uzatma, çekme, yayma, döşeme.] VE/||/<>/> Çekilmesi. )


- MEDLER ile/ve/<>/> PERSLER


- MEDRESE TALEBELERİ:
DÂHİL ve/> ÂLİM ve/> FÂZIL ve/> KÂMİL


- MEKÂN ile/ve/||/<>/> MAHFİL


- MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE

( )


- MELEK ile/ve/||/<>/> MELEKE

( Doğa/da, canlı/da[bitki/de, hayvan/da]. İLE/VE/||/<>/> İnsan/da. )

( Kavram. İLE/VE/||/<>/> Yeti. )


- MENENGİÇ AĞACI ile/>/= FISTIK AĞACI

( Aşısız. İLE/<>/= Aşılı. )


- MENFAAT[Ar. < NEF] ile/ve/değil/yerine/> MASLÂHAT[Ar. < SULH]

( Yarar, kâr, çıkar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> İş, emir, husus, madde, keyfiyet. | Önemli iş. | Barış, dirlik-düzenlik. )

( Toplumun maslâhatı, bireyin menfaatı düşünülür. )

( Bir yığın olmaktan çıkıp ulus olmak, toplumsal maslahatı, kişisel menfaate yeğlemekle başlar. )


- MERCHANT and/||/<>/> MERCHANT AUXILIARIES

( Tâcir. VE/||/<>/> Tâcir yardımcıları. )


- MERMER ile/ve/||/<>/> KEFEKİ/KÖSELE TAŞI

( ... İLE/VE/||/<>/> Mermerleri parlatmakta kullanılan taş. | Kunduracıların, üstünde kösele dövdükleri taş. | Avadanlıkların ağızlarındaki pürüzleri düzeltmek ve inceltmek için kullanılan bir taş türü. )


- MEŞİ(Y)(Y)ET[Ar.] ile/ve/> İRÂDE/İSTENÇ[Ar.]

( İrâdeden önce gelir. İLE/VE/> ... )


- MESLEK YÜKSEK OKULU(MYO) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> FAKÜLTE


- MESLEK ile/ve/||/<>/> SEVDÂ

( "Karşılık" alınıyorsa/bekleniyorsa. İLE/VE/||/<>/> "Karşılık" alınmıyorsa/beklenmiyorsa. )


- MEŞRÛ ve/||/+/<>/> MAKUL ve/||/+/<>/> MASUM

( Tütün[sigara vb.], çevremizdeki en çok maruz kaldığımız ve en sorunlu dayatmalardandır ne yazık ki. Tabii, bizim izin/fırsat vermememiz dışında! )


- MESÛL ve/||/<>/> MESÛD


- META OL(A)MAYANLAR:
TOPRAK ve/||/<>/> EMEK ve/||/<>/> PARA


- METAFİZİK:
İÇKİN ile/ve/||/<>/> AŞKIN ile/ve/||/<>/> İLİŞKİSEL


- METAFİZİK:
PLATON'DA ile/ve/||/<>/> ARISTOTELES'TE ile/ve/||/<>/> YENİ PLATONCULUK'TA ile/ve/||/<>/> LEIBNIZ'DE ile/ve/||/<>/> MODERN DÖNEMDE


- METÂLİB ile/ve/+/||/<>/> MEZÂHİB

( İstenilen şeyler. İLE/VE/+/||/<>/> Tutulan yollar. )


- METRE[Fr.] ile/ve/||/<>/> MEZURA[İt.]/MEZÜR[Fr.]

( Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi. | Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı. İLE/VE/||/<>/> Terzilikte, ölçü almakta kullanılan, genellikle 1.5 m. uzunluğunda şerit metre. )


- METRE[Fr./İng.] ile/ve/||/<>/> TELEMETRE[Fr./İng.]

( Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi. | Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı. İLE/VE/||/<>/> İki nokta arasındaki uzaklığı ölçmeye yarayan gereç. | Uzaklık gösteren değerlerin aktarılmasına yarayan araç. | Fotoğraf makinelerinde, çekimi yapılacak nesneye olan uzaklığı belirterek bunun ayarını yapan düzen. )


- METRE[m] ile/||/<>/> KİLOMETRE[km]

( Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi. | Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı. İLE/||/<>/> 1.000 metrelik uzunluk ölçü birimi. )


- MEVCÛD ve/||/<>/> İCÂD

( Varolanlar olmadan, türetme[/icâd] olmaz. )

( İnsan. VE/||/<>/> Ürettikleri/üretilenler. )


- MEYL/TEMÂYÜL ile/ve/> HAREKET

( Hareketten önceki ilk durum, hareketin başlangıcı. İLE/VE/> ... )


- MEYL ve/> MUHABBET ve/> AŞK ve/> BULMAK VE OLMAK

( MÜEBBED MUHABBET )


- MEZAR/MASTAVA ile/ve/>/değil APINK


- MİDE ve/> MEDRESE


- MİLÂD ile/ve/> MİHENK


- MİLLET ile/ve/||/<>/> İLLET


- MİLUTİN MİLANKOVİÇ ile/ve/||/<>/> ANDRE BERGER

( Güneş ışınımının, zaman içinde nasıl ve ne kadar farklılaştığının araştırması ve hesabını yapan fizikçi astronom. İLE/VE/||/<>/> Bu hesaplamaları daha kesin bir biçimde bilgisayarla yapan iklim uzmanı. )

( 28 Mayıs 1879 - 12 Aralık 1958 İLE/VE/||/<>/> 30 Temmuz 1942 - ... )


- MİMARLIK ÜZERİNE ON KİTAP:
M.Ö. 90 - 20 ile/ve/||/<>/> 1460 ile/ve/||/<>/> 1521

( İlk yazım. İLE/VE/||/<>/> Yeniden keşfi. İLE/VE/||/<>/> İtalyanca'ya çevirisi. )


- MİMARLIK:
ROMA'DA ile/ve/||/<>/> OSMANLI'DA ile/ve/||/<>/> MODERN

( Marcus Vitruvius Pollio İLE/VE/||/<>/> Cafer Efendi İLE/VE/||/<>/> Turgut Cansever )

( Bölüm 1: Mimarlık Hayattır – Danışman: Atilla Yücel



Bölüm 2: Mimar ve İşvereni – Danışman: Doğan Tekeli
Bölüm 3: Bir Kentte Dolaşmak – Danışman: Şükrü Kocagöz
Bölüm 4 : Kentin İzi, Mimarisi – Danışman: Ertuğ Uçar
Bölüm 5: Dünyaya Yerleşmek – Danışman: Emre Arolat
Bölüm 6: Dünyada Yer Edinmek – Danışman: Ömer Kanıpak
Bölüm 7: Yerellik Yenilik Yersizlik – Danışman: Şengül Öymen Gür
Bölüm 8: Mimarlık Zamanın Barometresi – Danışman: Oğuz Öztuzcu
Bölüm 9: Mimarlıkta Sahtelik, Sahicilik – Danışmanlar: Abdi Güzer, Kadri Atabaş
Bölüm 10: Mimarlık Kültürel Yatırım – Danışman: Süha Özkan
Bölüm 11: Dönüşüm: Canlanma, Başkalaşma – Danışmanlar: Asuman Yeşilırmak, Güzin Konuk
Bölüm 12: Yeşil Hayat Mimarisi – Danışman: Ayşe Hasol Erktin
Bölüm 13: Gelecek ve Mimarlık – Danışmanlar: Abdi Güzer, Kadri Atabaş )

( Marcus Vitruvius Pollio İLE/VE/||/<>/> Leone Battista Alberti İLE/VE/||/<>/> ... )


- MİMARLIK ile/ve/||/<>/> İNŞAAT


- MİMARLIKTA:
DAYANIKLILIK ve SAĞLAMLIK ve/||/<>/> KULLANIŞLILIK ve UYGUNLUK ve/||/<>/> GÜZELLİK

( FIRMITAS et/||/<>/> UTILITAS et/||/<>/> VENUSTAS )


- MİNERAL ile/ve/||/<>/> KAYA

( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )


- MİT/MİTOS[Fr. < Yun.] ile/ve/||/<>/> MİTOLOJİ[Fr. < Yun.]/ESÂTÎR[Ar.]

( Tarih öncesine dayanan efsane. Dirimli öykü. Şiirsel felsefe. | Geleneksel olarak yayılan ya da toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili imgesel, alegorik bir anlatımı olan halk öyküsü. İLE/VE/<>/> Mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim. | Bir ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Latin uygarlığına ilişkin mitlerin, efsanelerin tümü. )

( Antik Yunan'da Ksenophanes (M.Ö. 565-470), Homeros ve Hesiodos'un tanrısal mitos anlatımlarını eleştirmiş ve yadsımıştır. Bu eleştiri sonucunda mitler, din ve metafizikten arındırılmış ve bağımsız bir mitos öğretisi ortaya çıkmıştır. Ancak yaşamdan yansıtılarak oluşturulmuş mitoslar, bu kez, yaşamdan kopuk ansal kurgular biçimini almıştır. )

( Toplumların yaratıp yaşattığı mitler, geleneği yaşatmakla birlikte, özlem, umut ve beklentilerin yansıtıldığı bir geleceğin dünyası niteliğine de bürünmektedir. Bu tür mitler, gerçek yaşamın zorlukları karşısında bunalan bireylerin, özledikleri yaşamı kurmayı gelecek nesillere bıraktıkları birtakım tasarımlar niteliğindedir. Bireysel olarak ele alındığında mitos dönemi, ana rahminden konuşmanın başlamasına kadar geçen ve bebeklik süreci olarak adlandırılan döneme karşılık gelmektedir. )

( Bir mit duygusal bağlılık yönünden içi boşaldığında masala dönüşür. Duyguları etkileme gücünü yitirir. Ansal yorumlama ile de kurgu biçimini alır. )

( Mit ilk önce metafiziksel kozmogoni ile aşılmıştır. Artık mitsel simgeler arasındaki anlamlı bağ (ritus) yerini düşünceler arasındaki anlam bağına, mantık'a(düşünbiçim) bırakmıştır. Metafiziksel kozmogoni bir yandan felsefi spekülasyon biçimini alırken öte yandan miti dine dönüştürmüştür. Dinsel mit ise "tarih bilinci" ile aşılmıştır. Kişinin varoluşu, tarihsel bilinç yoluyla, gerçek ve olgusal kavranışına yükselmiştir. )

( Paganist (putperest) mitler, kişinin karşısında eşyayı, doğa parçalarını ve hayvanları yüceltmiş ve kutsallaştırmıştır. Buna karşın imgesel (imgetapar, hayalperest) mitler, doğaüstü imgeleri kişinin karşısında yüceltmiş ve kutsallaştırmıştır. Aydınlanmaya temel oluşturan mitler ise, insan yaşamını ve özellikle insan aklının tutsaklıktan ve yanılsamadan kurtuluşunu simgelemiş olanlardır. Ezoterik okullar bu tür mitlerden yararlanmışlardır. )

( Yaşamdan yansıtılarak oluşturulmalarına karşın mitler tarihsel değildir. Bir başka deyişle, tarihsel bir zaman ve mekân göstermezler. Mitlerin zamanı ve mekânı aşkındır. Mitler okunduğunda ya da ritüel eşliğinde canlandırıldığında, kişi mitsel zaman ve mekâna geçer. Mite katılır ve onu coşkuyla yaşar. Tarihsel olaylar bir kere olur ve geri dönüşsüzdür. Oysa mitler, canlandırılıp yaşanabilir. )

( Günümüzde, psikolojide ortaya çıkan gelişmeler, insan davranışlarının arkasında simgesel (arketipal) bir altyapının etkin olduğunu ortaya çıkarttığı için, mitos yeniden önem kazanmıştır. Artık mitosa, bir zamanlar olmuş bitmiş fantastik masallar gözüyle bakılmamakta, aksine, yaşayıp gelen ve halen yaşamakta olan, insan davranışlarını etkileyen ve yaşamın anlamlandırılmasında etkinliği olan bir öğe gözüyle bakılmaktadır. )

( Mitosu, bireyin duygu ve hayal dünyasında oluşan, gelişen bir psişik gereksinim olarak ele aldığımızda, modern toplumların modern mitlerin halen önemini koruduğu anlaşılmaktadır. )

( Mitoloji, evrendeki(insandaki/doğadaki) kaderi araştırma işidir. )

( Mitoloji, kişinin bulunduğu yeri anlamlandırma işidir. )

( Mitler yazıldıklarından itibaren mit olmaktan çıkmaya başlamıştır. )

( Mitte tipoloji yoktur, arkeler vardır. )

( Mitler, düzyazıya döküldüğü anda doktrindir. )

( Sanatçıların hazinesi. İLE/VE/||/<>/> Filozofların hazinesi. )


- MİT ve/||/<>/> ÜMİT


- MİTOLOJİ ve/> KOZMOGONİ ve/> ASTRONOMİ


- MİTOZ BÖLÜNMEDE:
PROFAZ[BAŞLANGICI > PROFAZ SONU] ile/ve/<>/> METAFAZ ile/ve/<>/> ANAFAZ ile/ve/<>/> TELOFAZ

( image )


- MİZÂC ile/ve/<>/> BÜNYE ile/ve/<>/> DİMAĞ


- MİZAÇ ve/<>/>/< İTİDAL


- MİZAN[Ar. < VEZN] ile/ve/||/<>/>/< İZAN[Ar.]

( Ölçü. | Sağlama. [matematik] | Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti. İLE/VE/||/<>/>/< Anlayış, anlama yeteneği. )


- MODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM ile/ve/değil/yerine/> POSTMODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM

( Ya, ya da ilkesiyle/yaklaşımıyla. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Hem, hem de ve Ne, ne de ilkesiyle/yaklaşımıyla. )


- MODERN:
YENİ ile/ve/||/<>/> ÇAĞDAŞ


- MODERN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENİŞLETİLMİŞ


- MODLAR:
| ÇOCUK ve İÇ EBEVEYN ve BAŞ ETME |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
SAĞLIKLI YETİŞKİN


- MONARŞİ ile/değil/yerine/||/> BAŞKANLIK ile/değil/yerine/||/> PARLAMENTARİZM

( MONARCHY vs./but/||/> PRESIDENCY vs./but/||/> PARLIAMENTARISM )


- MRI ile/ve/||/<>/> fMRI

( RITA LEVI-MONTALCINI[22 Nisan 1909 - 30 Aralık 2012]
[1940'ta, MR'ı yapan kişidir.] )


- MUÂKADE[Ar. < AKD] ile/ve/||/<>/> MÜKÂTEB/E[Ar. < KETB]

( Sözleşme yapmak, antlaşma, akid. İLE/ve/||/<>/> Tamamlandığı zaman özgürleştirilmek üzere bedele bağlanan köle/lik. )


- MUALLİMHANE-İ NÜVVÂB ile/=/<>/> MEKTEB-İ NÜVVÂB ile/=/<>/> MEKTEB-İ KUZÂT

( Kadı yetiştirmek amacıyla açılan okullardı. )

( 1853 ile/=/<>/> 1884 ile/=/<>/> 1911 )


- MÜCADELE ve/||/<>/> MÜŞAHEDE


- MÜCAHEDE ile/ve/değil/> MÜCADELE


- MÜCÂHEDE ile/ve/> MÜŞÂHEDE

( Önce mücâhede, sonra müşâhede! )

( Uğraş/emek/çaba olmadan gözlem olmaz. )

( Mücâhede olmadan müşâhede olmaz. )


- MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK

( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...

Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.

Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...

1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;

Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına


(Fuzûlî)

İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.

2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.

Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir


(Bâkî)

3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.

4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.

Cenap Şehabeddin;

Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm

derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.

5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.

6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.

7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.

8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:

Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz


9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.

10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.

Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,

Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)

ve

Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)

Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.

Son sözü de Fuzûlî söylesin:

Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.



İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net )

( Aşk Merdiveni [Diotima]





6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.

5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.

4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.

3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.

2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farklılıkları sevmeyi öğrenir.

1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )


- MUHÂKEME ile/ve/||/<>/> MÜZÂKERE


- MUHTASAR[Ar. < HASR] ve/> MÜFÎD[Ar. < FEYD]

( Kısaltılmış, ihtisâr edilmiş. VE/> İfade eden, anlatan. | Anlamlı. | Yararlı. )


- MUHTEŞEM ve/> SAÇMALIK

( Mutheşemlikten, saçmalığa, sadece bir adım vardır.
[En'ler, uc'lar, tek'ler, peşinde koşulacak, hedef tutulacak noktalar değildir! Neyin müşterisi olup olmadığın ise en önemli eşiktir.] )


- MÜNÂKÂŞA ile/değil/yerine/||/> MÜNÂZARA/MÜKÂLEME ile/değil/yerine/||/> İSTİŞÂRE ile/değil/yerine/||/> MÜZÂKERE


- MURÂKEBE[Ar.] ile/ve/> MUKÂREBE[Ar.]

( Kontrol. İLE/VE/> (O) Kontrol sayesinde Allah'a yaklaşmak. )

( Biri öbüründen önce ya da ayrı değildir. Birlikte, beraberdir. )

( Allah'a yakın olanlar sürekli kontrol halindedir. Sürekli kontrol halinde olanlar da Allah'a yakın olanlardır. )

( Bakma, gözetme, göz altında bulundurma. | Kendi iç âlemine bakma, dalıp kendinden geçme. | Denetleme, kontrol. İLE/VE/> Yakınlık, akrabalık. )


- MÜRÜVVET ve/||/<>/>/< MUHABBET


- MÜSÂVÂT ile/ve/> MUTÂBAKAT["MÜTÂBAKAT" değil!]


- MUSTAFA SAMİ ve/||/<>/> MONGERİ ve/||/<>/> RAŞİT TAHSİN BEY[1870 - 1936] ve/||/<>/> MAZHAR OSMAN

( Serriyat-ı Akliye Dersleri )


- MUSTAFÂ:
İSTİFÂ ile/ve/||/> ESTEFÂ


- MÜSTAHZAR[Ar. < HUZUR] ile/ve/||/<>/>/< MÜSTAHZIR[Ar.]

( Hazırlanmış, huzura getirilmiş, istihzar edilmiş. | Zihinde tutulmuş. İLE/VE/||/<>/>/< Hazırlayan, istihzar eden. )


- MÜSTEZÂD ile/ve/||/<>/> SERBEST MÜSTEZÂD


- MUTLAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YETKİN/LİK

( Bir şeyin mutlak olması, yetkin olduğu anlamına gelmez. )


- MUTLU/LUK ve/||/<>/>/< DİNGİN/LİK


- MUTLULUK ile/ve/||/<>/>/< SÜKÛN


- MUTLULUK ile/ve/> VERİMLİLİK

( HAPPINESS vs./and/> PRODUCTIVITY )


- MUTLULUK ve/||/<>/>/< YETİNMEK


- MUTSUZLUK ile/ve/> HASTALIK

( ŞEKÂVET ile/ve/> ... )


- MUTSUZLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MUTLULUK

( Sahip olduklarımızı unuttuğumuzdan dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Sahip ol(a)madıklarımıza ulaşmak için. )

( En mutsuz kişi, geçmiş ve/ya da geleceğe (fazla) odaklı olandır. )


- MÜZİKTE:
SAZ ile/ve/||/<>/> ÂVAZ


- NARSİSİZM:
BİRİNCİL ile/ve/||/<>/> İKİNCİL


- NASIL GÖRDÜĞÜNÜ DEĞİŞTİR ve/<>/> NASIL DEĞİŞTİĞİNİ GÖR


- NASYONALİZM ile/||/<>/> KONSERVATİZM ile/||/<>/> LİBERALİZM ile/||/<>/> SOSYALİZM


- NATÜRMORT ile/ve/||/<>/> VANITAS


- NAZAR ile/ve/||/<>/> TÂMÎK-İ NAZAR

( Bakış. İLE/VE/||/<>/> Derinleş(tiril)miş bakış. )


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?

( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )

( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )


- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!

( )


- NECÎB ve/> HALÎL

( ... İLE Samimi arkadaş. )


- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU


- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ


- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK


- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA


- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS


- NEFİS ile/ve/||/<>/> ENFES

( Pek hoş, çok güzel. İLE/VE/||/<>/> Çok güzel, en güzel. )


- NEFRET ile/ve/> DİKKAT > İLGİ > YAKINLIK

( HATE/HATRED vs./and/> ATTENTION > INTEREST > CLOSENESS/SYMPATHY )


- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ

( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )

( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )


- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL

( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )


- NERELİSİN? ile/ve/> KİMLERDENSİN? VE KİMSİN?


- NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR


- NESNE/KAVRAM ile/ve/> OLAY ile/ve/> OLGU

( Çıraklık. İLE/VE/> Kalfalık. İLE/VE/> Ustalık. )

( Duyusal. İLE/VE/> Tasarımsal. İLE/VE/> Düşünsel. )

( Kağıt, yazı değildir; fakat o, yazıyı taşır. )

( SUBJECT vs./and/> EVENT vs./and/> FACT )


- NESNE ile/ve/> KÜL

( [katı nesnenin] Kullanım, süreç, çeşitlilik ve değerleri. İLE/VE/> Daha sonrası olmayan, sonrasında başka hiçbir biçime/noktaya evrilemez olan son nokta/eşik. )


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<>/> İKNA EDİCİ/LİK


- NESNELER ile/ve/||/<>/> KİŞİLER

( Aldığın yere bırakılmalı. İLE/VE/||/<>/> Hak ettiği yerde bırakılmalı/tutulmalı. )


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NESNENİN, DURUM DEĞİŞİMİNDE:
ERİME ile/ve/||/<>/> DONMA ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA ile/ve/||/<>/> YOĞUŞMA ile/ve/||/<>/> İNCELME/SÜBLİMLEŞME ile/ve/||/<>/> KIRAĞILAŞMA

( )

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Gaz hâlindeki bir nesnenin, ısı kaybederek sıvı durumuna gelmesi. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnein, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmesi. İLE/VE/||/<>/> Su buğusunun, soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka. )


- NEŞR[Ar. çoğ. NÜŞÛR] ile/ve/||/<>/> NEŞREN[Ar.] ile/ve/||/<>/> NEŞRÎ[Ar.] ile/ve/||/<>/> NEŞRÎYAT[Ar. < NEŞR]

( Yayma, dağıtma, saçma, açma. | Herkese duyurma. | Gazeteye yazma, yazdırma. | Kıyamette tüm bireylerin dirilmesi. İLE/VE/||/<>/> Neşir yoluyla. İLE/VE/||/<>/> Neşir ile ilgili. İLE/VE/||/<>/> Yayın, yazılan şeyler. | Basılıp dağıtılan yazılar/makaleler, yapıtlar/eserler. )


- NEWTON ve/||/<>/> COULOMB

( 04 Ocak 1643 - 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 14 Haziran 1736 - 23 Ağustos 1806 )

( image )


- NEWTON ve/||/<>/> VOLTAIRE

( Isaac Newton - The Last Magician [BBC Documentary] )


- NEY ile/ve/> DUDUK


- NİCELİK ile/ve/||/<>/> NİTELİK ile/ve/||/<>/> ÖLÇÜ

( Bölünebilir olan. İLE/VE/||/<>/> Bölünemez olan. İLE/VE/||/<>/> ... )

( "Kaç?" sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> "Nasıl?"[Ne asıl? < KEYFE] sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> ... )

( Nicelik olmadan, nitelik olmaz! Nitelik olmadan da nicelik! )

( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )

( QUANTITY vs./and/||/<>/> QUALITY vs./and/||/<>/> MODERATION )

( ... ile/ve/||/<>/> GUNA ile/ve/||/<>/> ... )

( KEMMİYET ile/ve/||/<>/> KEYFİYET ile/ve/||/<>/> MİYAR )


- NİKAHTA:
TANIKLIK/ŞAHADET ve/||/<>/> İHİTİYÂR/RIZÂ ve/||/<>/> SÜRESİZLİK


- NİKMET ile/> HİKMET


- NİŞASTA ile/ve/<>/> HELME

( ... İLE/VE/<>/> Fasulye, pirinç, buğday gibi taneler, kaynatıldığında, nişastanın çökelmesiyle oluşan koyu sıvı. | Bazı bitkilerin, kök, çiçek ve tohumlarında bulunan koyu kıvamlı madde. )


- NISF[Ar.]/NİM[Fars.] ile/ve/||/<>/> ADL/ADÂLET

( Bir şeyin yarısı. İLE/VE/||/<>/> Hakkın/payın doğru dağıtılması, ait olduğu yere/kişiye teslim edilmesi. )


- NİTELİK ve/<>/> FELSEFE


- NİTELİKLİ/KAPSAMLI YANIT ve/||/<>/>/< NİTELİKLİ SORU


- NİTRİK ASİT ile/ve/<>/> PİKRİK ASİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE/VE/<>/> Nitrik asidin, anilin, ipek vb. maddelere etkimesiyle elde edilen asit.[OH-C6H2 (NO2)3 [Boyacılıkta, patlayıcı maddeler yapımında ve tıpta kullanılır.] )


- NİYE? ile/ve/||/<>/> ... DİYE


- NİYET ve/> ÂKIBET


- NİYET ile/ve/||/<>/> DİYET


- NİYET ile/ve/<>/>/< EYLEM

( Niyet, eylemden önceliklidir. )

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( Eylem, gerçeğin mihenk taşıdır. )

( Berraklık ve sevecenlik eylemdir. )

( Eylem konusunda tasa çekmeyin, aklınıza ve gönlünüze özen gösterin. )

( Gerçeği bulmak için günlük hayatınızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalısınız. )

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Kalbi değiştiren eylemdir. )

( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )

( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )

( Eylem, gizli, bilinmeyen, bilinemez olandır. Sadece onun meyvesini bilebilirsiniz. )

( Hiç kimse, bir başkası adına eylemde bulunamaz. )

( Vazgeçme! Üşenme! Erteleme! )

( Nobody can act for another. )

( Do not give up! Do not dilatory! Do not delay! )

( Action is a proof of earnestness.
Action is the touchstone of reality.
Clarity and charity is action.
You need not worry about action, look after your mind and heart.
Action is hidden, unknown, unknowable. You can only know the fruit.
A man of steady understanding will not refrain from action. )

( INTENTION vs./and/<>/>/< ACTION )


- NİYET ve/> GİRİŞİM


- NİYET +/=/> İDRAK +/=/> İLİM


- NİYET ve/>/< İDRAK ve/>/< İMAN


- NİYET ve/||/<>/> KARAR ve/||/<>/> UYGULAMA

( INTENTION and/||/<>/> DECISION and/||/<>/> APPLICATION )


- NOHUT ile/değil/||/<>/> KUDAMA/ZILK/SARMASIN/ŞIHIL/MAHŞİDE

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> İkiye ayrılmış nohut. )


- NOKTA ve/||/<>/>/< BİR(LİK)


- NOKTA ve/> ÇİZGİ


- NOKTA ile/ve/||/<>/> ÇİZGİ ile/ve/||/<>/> ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> PİRAMİT

( Tek nokta. İLE/VE/||/<>/> İki nokta. İLE/VE/||/<>/> Üç nokta. İLE/VE/||/<>/> Dört nokta. )


- NOKTA ve/||/<>/> DÜZLEM ve/||/<>/> ALAN ve/||/<>/> BİÇİM/ŞEKİL


- NÜBÜVVET ve/> İLİM


- NUSRAT["NUSRET" değil!] ve/||/<>/>/< ERTUĞRUL

( Çanakkale'deki mayın gemimizin adı. VE/||/<>/>/< Japonya'ya gidip de dönemeyen gemimizin adı. | Tayyareci İsmail Efendi'nin, Kahire'ye gitmek üzere havalanan fakat Kaz Dağı'na düşen uçağının, Çanakkale Zaferi sırasında onarılarak mayınların gözlenmesini sağlayan Yüzbaşı Cemal'in uçtuğu uçağa verilen ad. )

( ve/||/<>/>/< )


- NUTFE ile/ve/<>/> ALAKA ile/ve/<>/> MUDĞA


- OBJEKTİF ile/ve/||/<>/> TELEOBJEKTİF

( Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik araçlarda nesnelerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek ya da mercek düzeni. İLE/VE/||/<>/> Çok uzağı gösteren mercek. )


- OCAK ile/ve/||/<>/> SOFRA


- ODAK(LANMAK İÇİN):
OKU ile/ve/||/<>/> DÜŞÜN ile/ve/||/<>/> ANLA ile/ve/||/<>/> KONUŞ


- ÖDEME ve/||/<>/> AVİSTO[İt. < A VISTA]

( ... VE/||/<>/> Ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve "görüldüğünde" anlamına gelen bir terim. )


- ÖFKE GÜCÜ" ve "İSTEK/ARZU GÜCÜ" | ile/ve/değil/yerine/<>/> AKIL GÜCÜ

( Öfkeni, akılla yenemiyorsan, kendini, insandan sayma! )

( Öfkenin her zaman bir nedeni vardır fakat iyi bir nedeni yoktur. )


- ÖFKE(> ADRENALİN >) ve/> KALP KRİZİ

( Keskin sirke, küpüne zarar. )


- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "TEPKİ"


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> SIKINTI


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> SUÇLULUK DÜŞÜNCESİ/DUYGUSU


- ÖFKE ile/ve/> UTANMA

( Öfke gelir, göz kararır; öfke gider, yüz kızarır. )

( SCHALTER mit SCHALTER mit SCHALTER )


- ÖĞE ile/ve/||/<>/> BİLEŞİK ile/ve/||/<>/> TEK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> CANLI ile/ve/||/<>/> ÇOK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> İNSAN


- ÖĞELER ile/ve/||/<>/> KİMYASAL EVRİM ile/ve/||/<>/> DİRİMSEL(BİYOLOJİK) EVRİM

( image )

( Kimyasal evrimin, hidrojen siyanür[HCN] ve formaldehid[H2CO] gibi basit organik moleküllerin, abiyotik sentezleriyle başladığı sanılmaktadır. Bu moleküllerin oluşumuyla ilgili olası mekanizmalar bilinmektedir fakat oluşum oranları hakkında belirsizlikler bulunmaktadır. Gereken şey, reaktif olmayan atmosfer moleküllerinin, yeni moleküller oluşturmak üzere birbiriyle birleşmleri için reaktif bileşenlere ayrılmalarını sağlayacak bir enerji kaynağıdır. Şimşekler ve güneşten gelen mor ötesi ışınlar, yerin ilk zamanlarında, uygun enerji kaynağı yaratmış olabilir.

Polimerlerin, bileşenleri olan monomerlerden oluşmaları için enerji girişi gerekir. Polimerler ve öteki organik bileşikler, daha basit bileşikler olarak yalınlaştıklarında, enerji açığa çıkar.

Tüm organizmalarda, metabolik ve genetik aygıttan başka, protein ve başka polimerlerden oluşan zarlar bulunur. Bazı zarlar, hücreyi kuşatarak canlı protoplazmayı çevresindeki ortamdan ayırır; ötekiler ise iç zarlardır. Son araştırmalar, zarların sadece basit bir koruma olmadıklarını, hücrenin biyokimyasal işlemlerinin çoğunun zarlarda oluştuğunu göstermiştir. Örneğin, hücre çeperinin etkin işlevlerinden biri, çevredeki bileşenler ortamından hücre için gereken özütleme işleminin yapılması ve artık ürünlerin çevreye atılmasıyla ilgilidir. Kimyasal evrim, yaşam başlamadan önce yüksek olasılıkla ham biyolojik zarlar üretmek zorunda kalmıştır.

Hücrenin ortaya çıkmasıyla birlikte yeryüzü tarihinin kimyasal çağı sona ermiştir. Ne yazık ki, kimyasal evrim, jeolojik kayıtlarda kesin bir iz bırakmamış. Yaşamın kökenini kavrayışımız, kurama, laboratuvarda yapılan benzetim çalışmalarına ve karşılaştırmalara dayanmaktadır. )


- ÖĞRENME ile/ve/> DÖNÜŞME

( TO LEARN vs./and/> TRANSFORMATION )


- ÖĞRENME ile/ve/||/<>/> PAYLAŞMA


- ÖĞRENMEK ile/ve/<>/> "KALPTE BULMAK"


- ÖĞRENMEK ile/ve/> BECERMEK

( TO LEARN vs./and/> TO MANAGE )


- ÖĞRETEN ile/ve/||/<>/> ÜRETEN


- ÖĞRETİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DAHA FAZLASI


- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLAMAK


- ÖĞRETMEN ile/ve/||/<>/> ÖĞRETİM ÜYESİ

( İlk ve orta derecede. İLE/VE/||/<>/> Evrenkentte/üniversitede/akademide. )


- ÖĞRETMENİ OLALIM! ve/||/+/<>/>/< ÖĞRENCİSİ OLALIM!

( Nefsimizin. VE/||/+/<>/>/< Vicdanımızın. )


- ÖĞÜT ile/ve/||/<>/> ESİNLENME


- ÖĞÜT ve/||/<>/> MERAK


- ÖKE/DEHÂ ve/||/+/<>/> GÜZELLİK


- ÖKLİD ve/||/<>/> POSTULATLARI

( 1- Bir noktadan, bir noktaya, tek bir doğru çizilebilir.

2- Sonlu bir doğru, yine bir doğru olarak uzatılabilir.

3- Bir merkez ve bir mesafe, çemberi tanımlar.

4- Tüm dik açılar, birbirine eşittir.

5- Eğer bir doğru, iki doğruyu kesiyorsa iç açıları toplamı, iki dik açıdan küçük olan tarafta iki doğru kesişir.

(Bir doğruya, dışındaki bir noktadan yalnız bir tek paralel doğru çizilebilir.[John Playfair]) )


- OKSİTANYA ile/ve/> TOULOUSE

( XII. yüzyılda, Paris'teki kralın yasalarına uymayan baronlarının egemenliğinde yaşamış olan coğrafya. İLE/VE/> Oksitanya'nın merkezi ve Fransa'nın dördüncü büyük şehri olan Toulouse'nin bir başka adı da, "Pembe Kent"tir.[Bu kent, gün doğumunda pembe, öğlen kırmızı, gün batımında ise leylak rengi alırmış.]
[Oksitanya'da yaşayan halk, OC diye adlandırılıyor.] [Kendilerine özgü, yine OC dili adına bir dil konuşuyorlar. Toulouse'da, tüm sokak adları hem Fransızca, hem de OC dilinde yazılıyor.]

Toulouse'a, 1460-1500 yılları arasında altın çağını yaşatan ve tekstil sanayisinde kullanılan mavi rengi sağlayan bitkinin adı "Pastel"dir.[Güney Amerika'dan gelen İndigo bitkisi, pastelin ününü sona erdirmiş.] )


- OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK!

( Duyduğumu unuturum, gördüğümü anımsarım, okuduğumu anlarım. )

( Kurnaz kişiler, okumayı küçümser; basit kişiler, ona hayran olur; akıllı kişiler ise ondan yararlanır. )

( Okumak bir kişiyi doldurur, kişilerle konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır. )

( Kişi kendini yetiştirmek/terbiye etmek için okumalıdır! [Başkalarına bilgi satmak için değil!] )

( Kitap okumak, sevgilinin fotoğrafına bakmak gibidir. )

(

Büyük buluş! )

( )

( image )

( Bir kitabı okurken geçen iki saatin, yaşamımın çoğu yılından daha dolu olduğunu fark edince, bir kişinin yaşamının ürkütücü hiçliğini düşünürüm.

Sabahattin Ali )

( "Okuma Alışkanlığı Üzerine" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )

( READING! and READING! and READING! )


- OKUMA:
DOĞRUSU ile/ve/||/<>/> GÜZELLEŞTİRME


- OKUMAK:
SABAH ile/ve/||/<>/> AKŞAM ile/ve/||/<>/> YATARKEN/YATMADAN ÖNCE


- OKUMAK:
YOKSULLUKTA ve/||/<>/> VARSILLIKTA

( Varlık/servet[Ar.]. VE/||/<>/> Süs, ziynet/zinet[Ar.]. )


- OLABİLECEKLER ile/ve/||/<>/>/< OLMASI GEREKENLER


- OLABİLECEKLERİN OLMASI İÇİN UĞRAŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLMAYABİLECEKLERİN OLABİLMESİ İÇİN SABRETMEK


- OLAGELEN ile/ve/> SÜREGİDEN

( Geçmişten bugüne. [değiştirip değiştirilememesi ayrı bir konu olmak üzere...] İLE/VE/> Geçmiş de (bazen/kısmen/tamamen) içinde olmak üzere, bugün de devam eden ve etmesi olası olan. )


- OLAN ile/ve/||/<>/> OLAĞAN


- OLANAK ile/ve/değil/<>/> ÇÖZÜLME


- OLANAK ve/||/<>/> ÜMİT


- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI


- OLANAKLILAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> KOLAYLAŞTIRMA


- OLANI BİLMEK ve/||/<>/>/< ORANI BİLMEK


- OLASILIK ile/ve/||/<>/> TEDBİR


- ÖLÇÜ ve/||/<>/> TEKRAR ÜRETİM


- OLGUN/LUK ve/||/<>/>/< SUSKUN/LUK

( KEMÂLÂT ve/||/<>/>/< SÜKÛT > SÜKÛNET > SEKÎNET )


- OLGUNLAŞMA ve/||/<>/> ŞAŞIRMAMA


- OLGUNLAŞMANIN SAĞLADIKLARI:
"KALPTE" ile/ve/||/<>/> ANLIK'TA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<>/> YAŞAMDA

( Duyarlılık kazandırır. VE/||/<>/> İşleklik ve işlevsellik sağlar. VE/||/<>/> Huzur sağlar/sunar. )


- OLGUSAL/LIK ile/ve/=/||/<>/> USSAL/LIK

( FACTIVE )


- OLMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> DÜŞÜNMEDİKLERİMİZ ve/||/<>/> KONUŞMADIKLARIMIZ

( Yeğlemedikleri... [B (bile değil)] )


- OLMAK ile/ve/||/<>/> OLAN ile/ve/||/<>/> OLUŞ

( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olansınız. )

( BEDÂHETEN: O anda oluşan. | Birdenbire, ansızın, düşünmeksizin. )


- ÖLMEK ile/ve/||/<>/>/< "ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK"

( Dünyanın içinden çıkmak. İLE/VE/||/<>/>/< Dünyayı, içinden çıkarmak. )


- ÖLÜM:
KALP/BEYİN DURDUĞUNDA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> UNUTULDUĞUMUZDA


- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> TEMEVVÜT[Ar. < MEVT]

( ... İLE/VE/||/<> Bir örgenin çürüyüp ölü duruma geçmesi. )


- ÖLÜMCÜL HASTALIKLARIN ÖĞRENİLMESİNDE:
REDDETME ile/ve/<>/> ÖFKE ile/ve/<>/> PAZARLIK ile/ve/<>/> DEPRESYON ile/ve/<>/> KABUL

( DENIAL vs./and/<>/> ANGER vs./and/<>/> BARGAIN vs./and/<>/> DEPPRESSION vs./and/<>/> ACCEPTANCE :ON TERMINAL PATIENT )


- OLUMLU ile/ve/||/<>/> OYLUMLU/HACİMLİ


- OLUMSUZLAMA ve/> BELİRLEME

( LÂ İLÂHE ve/> İLLALLAH )


- OLUMSUZLAMA ve/> ÖZNE

( Olumsuzlama, öznedir. )

( AFFIRMATION and/> SUBJECT
Affirmation is subject. )


- OLUMSUZLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN OLUMSUZLAMA


- OLUMSUZLUĞU/SORUNU/ÇÖZÜMÜ:
HESABA KATMAMIŞ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< GÖZE ALMIŞ OLMAK


- OLUŞ(TUR)MA ile/ve/||/<>/> ÖRGÜTLE(N)ME


- OLUŞ ve/||/<>/>/< SONSUZLUK

( İkisinin de tek sözcüğü/aracı... "... bile değil!" )


- OLUYORMUŞ GİBİ OLMASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLMAMASI


- ONAYLAMA(MA) ile/ve/||/<>/> AYNALAMA(MA)


- ONAYLAYICI SÖZCÜKLER ve/||/<>/> HİZMET EYLEMLERİ ve/||/<>/> FİZİKSEL TEMAS


- ÖNCEL ile/ve/||/<>/> İLİNEKSEL


- ÖNCELİK ve/||/<>/>/< İNCELİK


- ÖNDER:
ORTA ile/ve/||/<>/> İYİ ile/ve/||/<>/> DAHA İYİ ile/ve/||/<>/> EN İYİ

( Anlatır. İLE/VE/||/<>/> Açıklar. İLE/VE/||/<>/> Gösterir. İLE/VE/||/<>/> Esin/ilham verir. )


- ÖNDER ile/ve/||/<>/> MİLLET

( Taşın arkasına saklanırsa. İLE/VE/||/<>/> Dağın arkasına saklanır. )


- ÖNEMSEMEK ile/ve/||/<>/> BENİMSEMEK


- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<>/> ÖNERME


- ÖNGÖRÜMÜZ ...:
BİR YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
ON YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
YÜZ YILLIK İSE

( Tohum ekelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Fidan dikelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Çocuk eğitelim. )


- ÖNLENEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/>/< ÖNGÖRÜLDÜĞÜNDE ÖNLENEBİLİR


- ONTOLOJİ ile/ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK

( Nesnelerle uğraşmak. İLE/VE/||/<>/> Nesnelerle uğraşma yöntemi. İLE/VE/||/<>/> İlkelerle/kavramlarla uğraşmak. )

( Tohum. İLE/VE/||/<>/> Ağaç. İLE/VE/||/<>/> Su. )

( Metafizik:
1- Varolan ve varlığın bilimi/bilgisi.
2- Sonsal gerçekler.
3- Bütünün ve tümelin bilgisi.
4- İlk, ilkelerin bilimi/bilgisi. )

( Metafizik yapma biçimleri:
* KELÂMÎ
* İRFÂNÎ
* İŞRÂKÎ
* MEŞŞAÎ )

( Kelâmî felsefenin hikmeti, tasavvuf; meşşai felsefenin hikmeti, işrâkiliktir. )

( İşrâkilik, meşşailerin tasavvufu; irfan, kelâmın tasavvufudur. )

( Havuz. İLE/VE/||/<>/> Su. İLE/VE/||/<>/> Kişi/insan ve/ya da yüzme. )

( Felsefenin, felsefeleşmiş biçimi/durumu, metafiziktir. )

( Metafizik: Kavramsal çözümleme[analiz]. Kavramların, kavramsal ilişki ve yargıların çözümlemesi. )

( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Gölge. İLE/VE/||/<>/> Boşluk[herşeyi kapsayan]. )


- ONUR ve/||/<>/>/< FARKINDALIK


- OPERA ile/değil/||/<>/> OPERET


- ÖPMEK:
DUDAĞINDAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YANAĞINDAN

( (")Seviyorsa/k("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Çok seviyorsa/k. )


- ORGANEL ile/ve/> ORGAN ile/ve/> ORGANİZMA


- ORGANİZMA[Fr.] ile/ve/değil/+/||/<>/> ALGORİTMA[Yun.]

( Canlı bir varolanı oluşturan örgenlerin tümü, uzviyet. | Herhangi bir canlı varolan. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Her tür düzenli hesaplama işlemi. | Ondalık sayı düzenine göre yapılmış hesap işlemi.[< LEIBNIZ < HAREZMİ] )


- ORGANON ile/ve/||/<>/> KANON


- ÖRGEN BAĞIŞI ve/> KADAVRA[İt. < CADAVERE] BAĞIŞI

( TAHNÎT: Cesetlerin çürümemesi için içinin boşaltılıp ilâçlanması. )

( KADAVRA[İt. < CADAVERE]: Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan ya da hayvan gövdesi. )


- ÖRGÜ ve/||/<>/> GÖRGÜ


- ORTA OYUNU ile/ve/||/<>/> DOĞAÇLAMA/TULUAT[Ar.]

( )

( Kavuklu ve Pişekâr İLE/VE/||/<>/> Uşak ve Efendi )


- ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )

( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )

( )


- ORTAK AKLIN, ...:
SÖYLEME ÇIKIŞI ve/||/<>/> GÖRÜNÜŞE ÇIKIŞI

( Tüze[hukuk]. VE/||/<>/> Tüzel kurumlar. )


- ORTAK GEÇMİŞ ve/değil/yerine/||/<>/>/< ORTAK GELECEK


- ORTALAMA ile/ve/||/<>/> RASTGELELİK

( Basınç ve ısı. İLE/VE/||/<>/> Tersinemezlik. )


- ORTAYA ÇIKMA ile/ve/değil/> YAPILANMA


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> DOĞRULAMA


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> TAMAMLAMA


- ORUCU:
NASIL "TUTTUĞUN" ile/ve/değil/||/<>/> NASIL AÇTIĞIN


- OSMANLICILIK ile/ve/||/<>/> İSLÂMCILIK ile/ve/||/<>/> TÜRKÇÜLÜK


- ÖTEKİLERE (")MUHTAÇ OLMA(") ile/ve/değil/||/<>/> ÖTEKİLER İÇİN SÜRDÜRME


- OTİZM ile/ve/değil/<>/> SUSKUNLUK/MUTİZM


- OTURMAK ile/ve/||/<>/> "OSURMAK"


- ÖVMEK ile/ve/=/> YERMEK

( SENÂ', MEDH ile ... )


- OYUK ile/ve/değil/||/<>/> KAKLIK/MAĞARA[Ar. < MAGARE]

( İçi boş ve çukur olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Taşın/dağın içindeki geniş oyuk. )


- OYUK ile/ve/değil/||/<>/> YARIK


- OYUNUN KURALLARINI ÖĞRENMEK ve/||/<>/> OYNAMAK

( Önce. VE/||/<>/> Sonra. )


- ÖZ ile/ve/||/<>/> GÖRÜNÜŞ ile/ve/||/<>/> EDİMSELLİK


- ÖZ ve/=/||/<>/>/< GÖZ ve/=/||/<>/>/< SÖZ

( Özü ağlamayanın, gözü ağlamaz. )

( Benzi sarı, gözleri yaş; hali bilen, dertli kar(ın)daş/arkadaş. )


- ÖZ ile/ve/||/<>/>/< TÖZ

( Özgürlük. İLE/VE/||/<>/>/< Zorunluluk. )

( Mâhiyet. İLE/VE/||/<>/>/< Cevher. )

( Güneş nasıl karanlığı bilmezse, Öz de Öz Olmayan'ı bilmez. )

( Mutluluk, özünüzden (gerçek varlığınızdan) gelir ve ancak onda bulunabilir. )

( Benlik sevgisinin yerine Öz'ün sevgisini koyun, o zaman manzara değişir. )

( Var olan herşeyin özü ve cevherisiniz. )

( Töz, kendinde olan ve kavranandır. )

( Töz, bir çokluk olamaz. )

( ÖZ: CEVHER[filozoflarda] | MÂHİYET[mantıkçılarda] | ZÂT[kelâmcılarda] | LÜBB[sufilerde] | EGO/SELF/NOMEN[psikolojide] )

( As the sun knows not darkness, so does the self know not the non-self.
Happiness comes from the self and can be found in the self only.
Replace self-love by love of the Self and the picture changes.
Understand that you are both, the essence and the substance of all there is. )

( Tözün gerçekleşmesi. )

( ESSENCE vs./and/||/<>/>/< SUBSTANCE )

( SUBSTRATUM cum/et/||/<>/>/< SUBSTANTIA )

( OUSIA ile/ve/||/<>/>/< ... )

( XING ile/ve/||/<>/>/< ... )


- ÖZBESLENEN ile/ve/||/<>/> DIŞBESLENEN/DIŞBESLEK/ARDIBESLEK/HETEROTROF

( Fotosentez ile. İLE/VE/||/<>/> Solunum ile. )

( Dünyada, dışbeslenenler[hayvan/insan] olmasaydı, bitkiler, karbondioksit kaynaklarını kısa sürede tüketirdi. )

( Bitkiler. İLE/VE/||/<>/> Hayvan/insan. )

( Üreticiler. İLE/VE/||/<>/> Tüketiciler. )

( AUTOTROPH vs./and/||/<>/> HETEROTROPH )


- ÖZCÜ VAROLUŞ DÜŞÜNCESİ ve/||/<>/> DOĞANIN MANTIKSAL ALGILANMASINDA, MATEMATİĞİN ÖNEMİ/YERİ


- ÖZEL EĞİTİM ile/ve/+/||/<>/>/< KENDİNİ GELİŞTİRMEK


- ÖZEN ve/||/<>/>/< ŞİDDETSİZLİK


- ÖZEN ile/ve/||/<>/>/< TUTARLILIK


- ÖZGEÇMİŞ ile/ve/değil/+/||/<>/> ÖZGELECEK


- ÖZGÜN ZEMİN ile/ve/> YETKİN HEDEF

( AUTHENTIC/ORIGINAL GROUND vs./and/> PERFECT GOAL/TARGET )


- ÖZGÜRLEŞMEK:
...DAN ile/ve/||/<>/> ... İÇİN ile/ve/||/<>/> KENDİNDEN


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> AŞK (AHLÂKI) ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN

( Külün, bir daha ateşte yanmadığı gibi, kişi de aşkta yok(fânî) olmuşsa, ne kendi aklına, ne de başkasının aklına aldanır. )

( HİLMİ ZİYA ÜLKEN'in, "AŞK AHLÂKI" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )

( )

( Üzerinde en çok (")düşündüğümüz, konuştuğumuz, beklediğimiz, aradığımız(") ve (")ağladıklarımız(")... )

( FREEDOM and/||/<>/> MORALS OF LOVE and/||/<>/> WISDOM )


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/değil/||/<>/> ESNEKLİK


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/>/< ÖZELEŞTİRİ


- ÖZGÜVEN ile/ve/||/<>/> TOPLUMSAL GÜVEN


- ÖZLEM ve/||/<>/> GÖZLEM ve/||/<>/> SÖZLEM ve/||/<>/> EYLEM ve/||/<>/> İŞLEM ve/||/<>/> İZLEM


- ÖZLEMEK ile/ve/||/<>/> SEVMEK

( Rüyanda görmüşsen. İLE/VE/||/<>/> Rüyanda görmek ümidiyle yatıyorsan. )


- ÖZÜMLEME/ASİMİLASYON/ANABOLİZMA[Fr. < ANABOLISME] ile/ve/||/<>/>/>< YADIMLAMA/DİSİMİLASYON/KATABOLİZMA[Fr. < CATABOLISME]

( Canlı varolanların, dışarıdan aldıkları besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir bileşimle, organizmanın gereksinim duyduğu nesneler durumuna getirmek. | Edinilmiş olan bilgileri, bireyin öz malı durumuna getirmek. >< Canlı protoplazmayı yapan, büyük ve karmaşık yapılı moleküllerin enerji çıkararak yanması. )

( [Hormonlar:] Testosteron, östrojen, büyüme hormonu, insülin. İLE/VE/||/<>/>/>< Kortizol, Glukagon, adrenalin, sitokinler. )

( Protein sentezi tepkimeleri
Yağ sentezi tepkimeleri
Dehidrasyon
Fotosentez
Karbonhidrat sentezi
Mitoz
Kas oluşturmak amaçlı fiziksel egzersiz
Kemosentez
Kalvin döngüsü

İLE/VE/||/<>/>/><

Hidroliz
Sindirim
Hücresel solunum
Fermantasyon
Aerobik fiziksel egzersiz
Krebs döngüsü
Nükleik Asitlerin Parçalanması
Glikoz )

( [Enerji] Harcanır. İLE/VE/||/<>/>/>< Harcanmaz. )

( İkisi de hormonların, şekerlerin, enzimlerin, üreme, gözelerinin büyümesi ve doku onarımı gibi çok sayıda nesnenin üretilmesi için gereksinim duyulan enerjinin oluşturulmasından sorumludur. )

( İkisinin de tek göze içinde de çalışması olanaklı ve olasılıklıdır. )

( ... İLE/VE/||/<>/>/>< En fazla olduğu bölge, karaciğerdir. Bir saat içinde binlerce yıkım etkinliği karaciğer içinde gerçekleştirilebilmektedir. Gözelerde gerçekleşen yıkımların sağlıklı bir biçimde gerçekleştirilebilmesi için hafif gıdalarla beslenmekte yarar vardır. Ağır gıdalarla beslenen kişilerde karaciğer daha fazla yorulur ve bu nedenle zamanla tükenmesine neden olur. )


- PALESTRA ile/ve/||/<>/> GMYNASIUM

( Çalışma alanı. İLE/VE/||/<>/> Yarışma alanı. )

( Sadece sporcuların alanı. İLE/VE/||/<>/> Sporcuların ve izleyicilerin alanı. )


- PAMFİLYA ve/||/<>/> PERGE

( Perge, M.ö. 1200 yıllarında, Pamfilya'nın kültür merkeziydi. )


- PAMUK[Fars.] ile/||/<>/> TULUP

( Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi. | Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı. | Bu tellerin işlenmiş biçimi. | Bu bitkinin işlenmiş biçiminden yapılmış. | Halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri. İLE/||/<>/> Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış, top biçiminde pamuk. )


- PAMUK ile/ve/değil/yerine/<>/> İP ile/ve/değil/yerine/<>/> KUMAŞ ile/ve/değil/yerine/<>/> GİYSİ ile/ve/değil/yerine/<>/> MARKA

( 1 TL. ile/ve/<>/> 10 TL. ile/ve/<>/> 100 TL. ile/ve/<>/> 1000 TL. ile/ve/<>/> 10.000 TL. )


- PANAMA KANALI:
ATLANTİK GEÇİDİ ve/||/<>/>/< GATUN GÖLÜ ve/||/<>/>/< GAILLARD GEÇİDİ


- PANAMA KANALI ile/ve/||/<>/> YENİ/PARALEL PANAMA KANALI

( Açılış yılı, 1914'tür. )

( )

( Panama Kanalı

Panama Kanalı (Teknik)

Panama Kanalı (video) )


- PANCAR ve/||/<>/> BORŞ[< BORSCH] ÇORBASI


- PANİK ATAK ile/ve/değil/||/<>/> ÇARPINTI


- PAPAZ ile/ve/||/<>/> KARDİNAL[Fr. < CARDINAL]

( ... İLE/VE/||/<>/> Papa'yı seçen, danışmanlığını yapan başpapazlardan her biri. )


- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLGİ

( Bilgi peşinde koşmak, altın peşinde koşmaktan daha iyidir.
[Ar. Talebu'l-ilm hayrun min taleb'z-zeheb] )

( [not] MONEY vs./and/but/||/<>/>/< KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of MONEY )


- PARALI ile/ve/<>/> PAHALI


- PARÇA ve/||/<>/>/< TAMAMLAYICI/LIK


- PARÇALANMA ile/ve/> ÇOĞALMA

( TO BREAK INTO PIECES vs./and/> INCREASE )


- PARİS KOMÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZİ PARKI

( 83 gün sürmüştür. İLE/VE/||/<>/> 22 gün sürmüştür. )


- PARK STANDARTLARI RAPORU-2015 ve/||/<>/> KENT İÇİ BİSİKLET YOLLARI KILAVUZU

( Okumak için burayı tıklayınız... VE/||/<>/> Okumak için burayı tıklayınız... )


- PARLAYICI ile/ve/||/<>/> PATLAYICI


- PATLICAN ve/||/<>/> KARNIYARIK

( ... VE/||/<>/> Uzunlamasına yarılan kızarmış patlıcanların ortasına iç malzeme konularak hazırlanmış yemek. | Matbaacılıkta her sayfayı çift sütun olarak düzenleme. )


- PAYLAŞIM ve/> DÖNÜŞÜM

( SHARING and/> TRANSFORMATION )


- PAZAR ile/ve/değil/||/<>/> MEZAR

( Ana rahminden geldik pazara
Bir kefen aldık döndük mezara )

( image )


- PEK KONUŞMAMAK ile/değil/yerine/>/< (DAHA) AZ KONUŞMAK


- PERGENDE ile/> FİRKATA ile/> KALİATA ile/> KADIRGA


- PERUZ HANIM ile/ve/||/<>/> NURHAN DAMCIOĞLU

( )


- PERVERENDE[Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERDE[PELVERDE değil!][Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERD/-PERVER[çoğ. PERVERÂN][Fars.]

( Yetiştirici, terbiye edici. | Besleyici, büyütücü. İLE/VE/||/<>/> Beslenmiş, büyütülmüş, yetiştirilmiş. | Üzüm şırasından yapılan bir çeşit tatlı. İLE/VE/||/<>/> "Besleyen/besleyici, büyüten, yetiştiren/yetiştirici, koruyan, terbiye eden" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[DEHÂ-PERVER: Dâhî yetiştiren. | FUKARÂ-PERVER: Yoksul besleyen.] )


- PES ile/ve/||/<>/> TİZ ile/ve/||/<>/> UYUM

( Hafif, yavaş sesle söylenen. | Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için ya da birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılır. İLE/VE/||/<>/> İnce, keskin selen/sadâ. İLE/VE/||/<>/> ... )


- PESETA ile/değil/yerine/> AVRO

( Eski İspanyol para birimi. )


- PEYGAMBER ve/||/<>/> İLİM

( Peygamberler, yalnızca, ilmi, kalıt[miras] bırakır. )


- Pİ[Π][3.14] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TAU[τ][6.28]

( Çemberin çevresini çapıyla ilişkilendirir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bir çemberin çevresini yarıçapıyla ilişkilendirir. [Tam çemberin radyan cinsinden açı ölçüsü olarak daha kullanışlıdır.] )


- PİŞMAN/LIK ile/ve/> ÇARESİZ/LİK


- PİŞMAN/LIK ile/ve/> ÜZGÜN/LÜK


- PİŞMAN/LIK ile/ve/||/<>/> VİCDAN AZABI

( REGRET vs./and/||/<>/> REMORSE )


- PİŞMANLIĞIN SONA ERMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYDINLANMA


- PİŞMANLIK:
YAPTIKLARIMIZDAN ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZDAN

( Zamanla geçer. İLE Çözümü yoktur. )


- PİŞMANLIK ile/ve/> ÜZÜLMEK

( Son pişmanlık işe yaramaz. )

( Yaptığımız şeyler için.["Keşke yapmasaydım."] İLE/VE/> Yapmayı isteyip henüz yapamadıklarımızdan dolayı.["Keşke yapabilsem."] )

( KOUKAI ile/ve/> KUYASHI )


- PİST[Fr.] ile/||/<>/> APRON[Fr.]

( Gösteri yapmak, dans etmek vb. için düzenlenmiş, genellikle yuvarlak yer. | Bir havaalanında uçakların kalkıp inmesine, park yerlerine gidip gelmesine yarayan özel olarak hazırlanmış şerit. | Motorlu araçların yarışları ve koşular için özel olarak düzenlenmiş yer, yarışlık. İLE Uçakların inip kalktığı pist. )


- PİYES ve/> PERİPESİ

( ... VE Piyesi sonuçlayan olay. )


- PLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/>/>< OLAN/LAR


- PLAN ile/ve/<>/> SAHNE ile/ve/<>/> SEKANS ile/ve/<>/> FİLM


- POETİKA ile/ve/||/<>/> RETORİK ile/ve/||/<>/> DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ANALİTİK

( Üretim/İntac. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- POLİÇE[İt. < POLIZZA] ile/ve/||/<>/> KLOZ[Fr. < CLAUSE]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE/VE/||/<>/> Sigorta poliçelerinde özel koşulları bildiren ek başlıklar. )


- POLİMER[Fr. < POLYMERE] ile/ve/||/<>/> KOPOLİMERLEŞME ile/ve/||/<>/> KOPOLİMER[Fr. < COPOLYMERE]

( Tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı birleşikler. İLE/VE/||/<>/> Doymamış birleşikler karışımının büyük moleküller vererek polimerleşmesi. İLE/VE/||/<>/> Kopolimerleşme ile elde edilen nesne. )


- POLİS[İng./Fr. POLICE < Yun. POLIS(ἡ πόλις)] ile/ve/||/<>/> KOMİSER[Fr. < COMMISSAIRE]["komser" değil!]

( ... İLE/VE/||/<>/> Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, il, ilçe ya da bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı ya da sivil memur. | Hükûmet komiseri. | Saha komiseri. )


- POP ile/ve/değil/yerine/||/<>/> POPÜLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KLASİK


- POP ile/ve/||/<>/> ROCK ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> JAZZ


- PROCEDURAL PROVISION and/||/> SUBSTANTIAL PROVISION

( Yönteme/usûle ilişkin kararlar/hükümler. VE/||/> Esasa ilişkin kararlar/hükümler. )


- PROKOPE ile/ve/||/<>/> PROFECTUS ile/ve/||/<>/> PROGRESS

( Antik çağda. İLE/VE/||/<>/> Orta çağda. İLE/VE/||/<>/> Modern çağda. )


- PROTEİN ile/ve/||/<>/> DNaz PROTEİN(DORNAZ ALFA) / rhDNaz[REKOMBİNANT DEOKSİRİBONÜKLEAZ I]

( ... İLE/VE/||/<>/> Dornaz alfa, DNA'yı seçici olarak klivaj eden bir enzim olan rekombinant insan deoksiribonükleaz I'nın oldukça saf bir çözeltisidir.[Kistik fibroz hastalarının balgam / mukusunda bulunan DNA'yı hidrolize eder, akciğerlerdeki viskoziteyi azaltır ve salgıların daha iyi temizlenmesini sağlar.] )


- PSİKİYATRİ'DE:
FRANSIZ EKOLÜ ile/ve/||/<>/> ALMAN EKOLÜ


- PSİKİYATRİ ile/ve/||/<>/> PSİKİYATRİST[< ALYENİST]

( 1803'te[/n sonra]. ile/ve/||/<>/> 1840'ta[/n sonra]. )


- PSİKODRAMADA:
ISINMA ve/||/<>/> OYUN ve/||/<>/> PAYLAŞIM


- PSİKOLOJİ:
3D ile/ve/değil/||/<>/> 6D

( Düşünce, Duygu ve Davranış. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Değer, Deneyim ve Dil. )


- PSİKOLOJİ[6D] ile/ve/||/<>/> AKTARIM


- PSİKOLOJİ ile/ve/||/<>/> POZİTİF PSİKOLOJİ


- PSİKOLOJİDE/TÜZEDE KORUMA:
KENDİ İÇİN ve/||/<>/> YAKIN ÇEVRE İÇİN ve/||/<>/> TOPLUM İÇİN


- PSİKOSEKSÜEL EVRELER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM EVRELERİ


- PSİKOTERAPİ ve/||/<>/> FELSEFÎ PSİKOTERAPİ


- PSİKOZ ile/ve/||/<>/> KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ile/ve/||/<>/> NEVROZ


- PUL ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> KUL

( Varsa pulun, cümle âlemdir kulun. )


- RAB ile/ve/||/<>/> MÜREBBİ ile/ve/||/<>/> ALLAH

( Bebek için. İLE/VE/||/<>/> Çocuk için. İLE/VE/||/<>/> Aşkta.[meveddet] )


- RÂBITA ile/ve/> RÂBITA-İ ŞERİF


- RACA/RAJA ile/> MİHRACE[Sansk.]

( ... İLE/> Hindistan'da, Raca'dan daha büyük hükümdarlara verilen ad. )


- RAF[Ar. < REFF] ile/ve/||/<>/> REYON[Fr. < RAYON]


- RAHAT OLDUĞUMUZDA ile/ve/||/<>/> SIKILDIĞIMIZDA

( Sıkılabilelim ki. İLE/VE/||/<>/> Rahat olabilelim. )


- RAHİMDEN AYRILIŞ ile/ve/+/||/<>/> MEMEDEN AYRILIŞ


- RAHMET ve/||/<>/>/: BİR AMACA, DESTEK


- RAHMET ve/||/<>/> DESTEK


- RAMAK[Ar.] ile/ve/||/<>/> SEDD-İ RAMAK[Ar.]

( Yaşam kalıntısı. [Ancak, soluk alabilecek kadar gövdede kalan yaşam.] | Pek az şey. İLE/VE/||/<>/> Ölmeyecek kadar ile geçinme/yaşama. )


- RAMAZAN ve/>/ya da FITR BAYRAMI[RAMAZAN ve/>/ya da ŞEKER BAYRAMI değil!]

( ... ve ÎD el-FITR[Ar.]: KAHVALTI | HARİ RAYA AİDİL FİTRİ[Malezya ve Singapur'da] | IDUL FİTRİ ya da LEBARAN[Endonezya'da] | SHEMAI EID[Bangladeş'te] )


- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN

( ... İLE/VE/||/<>/> 1812 ve 2020 yılındaki Ramazan ayı. )

( )


- RAMAZAN ve/||/<>/> TOPLUMSALLAŞMA


- RASTGELELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLASILIKLILIK


- REDDETME ile/ve/değil/yerine/<>/> YADSIMA


- REFİK/A ile/ve/> SÂDIK


- REFLEKS ile/ve/||/<>/> MORA REFLEKSİ


- REHÂVET ile/ve/||/<>/> ATÂLET


- REKTUM ile/ve/> ANÜS[Lat.]/MAKAT[Ar. MAK'AD]/DÜBR[Ar./ŞERÇ/ŞERC

( Kalın bağırsak. İLE/VE/> Bağırsak sonu. Dışkı boşaltım yeri/deliği. )

( RECTUM vs./and/> ANUS )


- REŞİD ve/||/<>/> MÜRŞİD


- RESİM ile/ve/> PİKTOGRAM ile/ve/> PETROGLİF ile/ve/> YAZIT

( ... İLE/VE/> Resimli, anlamlı simgeler. İLE/VE/> Çeşitli biçimli harflerden oluşan, ilk dönem simgeleri/tamgaları. İLE/VE/> ... )


- RESİM ile/ve/değil/||/<>/> TARİHSEL RESİM


- RGB ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CMYK


- RİSK YÖNETİMİ ile/ve/||/<>/> KRİZ YÖNETİMİ

( Hem kişisel, hem de kurumsal/şirket yönetimimizde, öncelikli olarak risk yönetimimizi, planlamalarımızı yapmak, daha sonra da olası büyük sorunlarda nasıl düşünebileceğimizi ve hareket edebileceğimizi iyi hesaplamak ve öngörmek durumundayız/zorundayız! )


- ROMA CUMHURİYETİ ile/ve/<>/> ROMA İMPARATORLUĞU

( M.Ö. 133 - 27 ile/ve/<> M.Ö. 27 - M.S. 330 )


- ROT[Fr.] ile/ve/||/<>/> BALANS

( Motorlu taşıtlarda, direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk. | Bu çubuğun ayarı. İLE/VE/||/<>/> Aracın, direksiyon bırakılsa bile düz gitmesini ölçme ve ayarlama. )


- SAADET ile/ve/> SİYÂDET


- SAAT:
9 ve/||/<>/> 10

( Evde yokuz. VE/||/<>/> Yatağa kon! )


- SABAH ile/ve/> KUŞLUK


- SABIR ile/ve/<>/> SELÂMET

( SABIR GEREK EVVELÂ
SONRA TAHAMMÜL
SONRA TENEZZÜL
SONRA İLİM, İRFAN GEREK
SONRA AŞK, ŞEVK GEREK
SONRA YOKLUK
EN SONUNDA KİŞİLİK! [OLUŞUR] )

( Sabır, öyle bir iptir ki; sen kopacak/bitecek sanırsın, o, gittikçe güçlenir/çoğalır. )


- SABIRLI KİŞİLER:
GEMİLERİ YAKAN ile/ve/değil/||/<>/> LİMANLARI YAKAN


- SABİT/LİK ile/ve/||/<>/> SAĞLAM/LIK / BERK/LİK


- SABİT ile/ve/||/<>/> KOZMİK SABİT[1917 < ARKÜTAS (M.Ö. 320)]


- SABİTFİKİR ile/ve/> TAKINTI ile/ve/> TAASSUB/NEVROZ

( Bir "düşüncenin", yerinden oynatılamazlığı. İLE/VE/> Sabitfikre, duygunun da katılması (ile). İLE/VE/> Sinirlilik/asabileşme ve çeşitli türlerde tepkisellikler. )


- SAÇ BOYAMADA:
9 ve/> ÜSTÜ

( Saç boyama sayısı, 1 yılda, 9 ve üzeri sayıda ise kanser riski büyük oranda artmaktadır. )


- SAÇ EKİMİNDE:
FUT ile/değil/yerine/> FUE


- SACHER-MASOCH ile/ve/||/<>/> RICHARD FREIER von KRAFT-EBING ile/ve/||/<>/> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> JACQUES LACAN ile/ve/||/<>/> GILLES DELUZE

( [Mazoşizm Üzerine Kitaplar/ı...]
1870'te. İLE/VE/||/<>/> 1886[Eşeyselliğin Psikopatolojisi] İLE/VE/||/<>/> 1905[Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme], 1920[Haz İlkesinin Ötesinde], 1924[Mazoşizmin Ekonomik Sorunu] İLE/VE/||/<>/> 1957[konuşması], 1973[Aşk ve Şehvet Üzerine] İLE/VE/||/<>/> 1964[XI. Seminer] İLE/VE/||/<>/> 1967[Sacher-Masoch'un Sunumu] )


- SAÇLARIN BÜYÜME DÖNGÜSÜ AŞAMALARI:
ANAGEN ile/ve/<>/> CATAGEN ile/ve/<>/> TELOGEN


- SAÇMALIK ile/ve/değil/||/<>/> KISIR DÖNGÜ


- SADI CARNOT ve/+/||/<>/> RUDOLF CLAUSIUS

( [1796 - 1832] ve/+/||/<>/> [1822 - 1888] )

( "Isı Makineleri" yazısının yayımlanması - 1824 )

( Isı Şelâlesi )


- SAFİYE ve/||/<>/> TASFİYE


- SÂFİYET AHLÂKI ile/ve/> İRFAN AHLÂKI ile/ve/> AŞK AHLÂKI

( Saflaşmadıkça, kapı/lar açılmaz. )

( MORALS OF PURITY vs./and MORALS OF WISDOM vs./and MORALS OF LOVE )


- SÂFİYET ile/ve/||/<>/> İRFÂNİYET

( Kendinde/içten. İLE/VE/||/<>/> Ustadan/dışarıdan. )


- SAFLAŞMA ile/ve/> İNCELME

( PURIFY vs./and/> TO BE REFINED )


- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/ve/||/<>/> PSİKANALİZ


- SAĞALTIM/TEDAVİ[Ar.]:
AYAKTA ile/ve/||/<>/> YATARAK


- SAĞDAN, SOLA DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞDAN, KALBE DOĞRU


- SAĞLAM ZİHİN ve/||/<>/>/< SAĞLAM GÖVDE

( Sağlam anlık[zihin], sağlam gövdede bulunur. VE/||/<>/>/< Sağlam gövde, sağlam anlıkta[zihinde] bulunur. )


- SAĞLIK TOPU ile/ve/||/<>/> SEPET[BASKET]/EL TOPU


- SAĞLIK ve/> SAADET/ONGUNLUK/MUT

( Sağlık olmazsa saadet olamaz. )

( ASKLEPIOS )


- SAĞLIK ve/||/<>/> YOLCULUK SAĞLIĞI


- SAHÂBE-İ KİRÂM ile/ve/||/<>/>/ ASHÂB-I SUFFÂ

( Kendilerine, sohbet ikram edilenler. İLE/VE/||/<>/> Sohbet ikram edilenlerin sohbetine, özel ve kapalı olarak katılanlar. )

( Zâhirî. İLE/VE/||/<>/> Bâtınî. )

( 40 kişi. İLE/VE/||/<>/> 360 kişi. )

( İlim geleneği. İLE/VE/||/<>/> Mürşîd geleneği. )


- SAHÂBE/ASHAB ile/ve/> TÂBİİN ile/ve/> TEBE-İ TÂBİÎN

( Hz. Muhammed'in döneminde yaşamış ve onu görmüş olanlar. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenler. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenleri görenler. )


- SAHİCİ/LİK ile/ve/||/<>/> SAMİMİ/LİK


- SAHİP OLMAK ve/||/>/< TERK EDEBİLMEK

( Ancak, sahip olunabilen, terk edilebilir. )

( Önemli[öncelikli] olan, en çok şeye sahip olmak değil en az şeye gereksinim duymaktır. )

( Bir şeye sahip olmak istiyorsan, onu, zihninden, dilinden ve gönlünden çıkarmalısın! )

( İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır. )

( OWNERSHIP and/> ABLE TO LEAVE )


- SAHNE ve/||/<>/>/< KULİS[fFr. < COULISSE]

( İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belirli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk. | Görüntü. | Tanık olunan, gözlenen olay. | Bir konu ya da çalışma çevresi, çalışma dalı. | Bir oyun ya da filmin başlıca bölümlerinden her biri. VE/||/<>/>/< Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm. | Borsa dışında alışveriş yeri. | Bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapılan yer. | Bir işin, bir hareketin gizli hazırlık konuşması. )


- SAHNELEME ve/||/<>/> YAZMA


- SALÂH ile/ve/||/<>/> FELÂH


- SALÂT ve/||/<>/>/< ZEKÂT


- SALDIRMAK ile/ve/<>/> "SAYDIRMAK"


- SALİH ve/> SARİH

( Salihlerde gaflet olmaz. )


- SALINIM ile/ve/||/<>/> HASTALIK/PATOLOJİ


- SALT SOYUTLAMA ile/ve/> HİÇÇİLİK(NİHİLİZM)


- SANAT BİÇİMİNDE:
SİMGESEL ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> ROMANTİK


- SANAT DÖNEMLERİ/NDE:
SİMGESEL ile/ve/<>/> KLASİK ile/ve/<>/> ROMANTİK ile/ve/<>/> MODERN

( Mimarlık sanatı. İLE/VE/<>/> Heykel sanatı. İLE/VE/<>/> Resim, müzik ve şiir sanatı. İLE/VE/<>/> Sürekli değişim/dönüşüm. )

( ... =/> ETİK )

( Sümer, Mısır, Çin, Hint. İLE/VE/<>/> Eski Yunan. İLE/VE/<>/> Avrupa.[XIX. yüzyıl] İLE/VE/<>/> Çağımız. )


- SANAT NESNESİ ile/ve/> SANAT YAPITI


- SANAT:
[hem] ARAÇ OLARAK ile/ve/hem de/||/<>/> AMAÇ OLARAK


- SANAT:
BİREYLERİ/TOPLUMU ...
ŞAŞIRTMAK (İÇİN) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KIŞKIRTMAK (İÇİN)


- SANAT:
GEÇMİŞİ GERİ ALMAK ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK


- SANAT/TA:
DOĞAL OLAN ile/ve/||/<>/> DOĞAL OLARAK/DOĞALA EN YAKIN VE YALIN YAPILMIŞ OLAN


- SANAT ve/||/<>/> (< FELSEFE <) ve/||/<>/> KAVRAM ve ÖTESİ


- SANAT ve/||/<>/>/< BİREY OLMAK


- SANAT ile/ve/||/<>/> DAHA/EN SANAT/SİMGE


- SANAT ve/> DİN

( ... VE/> Sanatın doruğu. )


- SANAT ile/ve/||/<>/>/< HAKİKAT


- SANAT ve/||/> MANEVİYAT

( Sanat, maneviyatın giriş kapısıdır. )


- SANAT ve/||/<>/> SAĞALTIM ARACI


- SANAT ile/ve/||/<>/> SUSKUN/HÂMUŞ SANAT


- SANAT ile/ve/||/<>/> ÜRETKEN SEZGİ GÜCÜ ile/ve/||/<>/> ESTETİK SEZGİ


- SANAT ile/> VAHİY

( İkisi de, aklın ötesine geçildikten sonradır. )


- SANATÇI:
SAHTE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GERÇEK

( Taklit eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alır/"çalar". )


- SANATSAL ile/ve/fakat/<>/> SANATI AŞAN


- SANATTA:
BİLİNÇSİZ SİMGESELLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ SİMGESELLİK


- SANAYİ KAPİTALİZMİ ile/ve/||/<>/> FİNANS KAPİTALİZMİ


- SANDIĞA GÖMMEK ile/ve/||/<>/> SANDIĞA GÖMÜLMEK


- SARAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SAĞAN


- ŞARAP ile/ve/değil/> SERAP


- SARIMSAK ve NAR (GİBİ) ve/+/||/<>/> LAHANA ve MARUL ve SOĞAN (GİBİ)

( [İnsanın/kişinin] Bilinmesi gerekenleri. VE/+/||/<>/> Tanınması gerekenleri. )


- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART


- ŞAŞAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞAR

( Torun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Dede. )

( İstenç[irâde]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Direnç[ihtiyâr]. )

( Aynı dönemde ve birlikte yaşarlar. )


- ŞAŞIRMA ve/> KORKU


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/> SUSKUN/LUK / SUSMA


- ŞAŞKINLIK(/HAYRET) ile/ve/||/<>/> KUŞKU

( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Felsefede. )


- ŞAŞMA/ŞAŞIRMA/HAYRET (ETMEK) ile/ve/<>/> ŞAŞAKALMA/HAYRANLIK

( Felsefeye yöneltir. İLE/VE/<>/> Sanata yöneltir. )

( Doğaya/doğada. İLE/VE/<>/> İnsana/insanda. )

( Kısa süreli. İLE/VE/<>/> Uzun süreli. )

( Hem olumlu, hem olumsuzlara yöneliktir. İLE/VE/<>/> Olumsuzlara yönelik değildir. )

( Parçaya yöneliktir. İLE/VE/<>/> Tamamlanmışlara/olgunlara yöneliktir. )

( Anlayamadıklarımıza yöneliktir. İLE/VE/<>/> Aydınlatıcıdır. Kavrama ve kuşatmamızla birliktedir. )

( Açmazlarda, çelişki ve sıkıntılarda deneyimlediğimiz. İLE/VE/<>/> Sonsuzluğu, yüceliği ve üstünlüğü "duyumsatır". )

( ASTONISHMENT/AMAZEMENT vs./and/<>/> ADMIRATION )

( ADMIRATIO cum/et/<>/> ... )


- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK


- SATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DAĞITMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIŞLAMAK


- SATRANÇ OYUN SAVUNMASINDA :
FRANSIZ ve/||/<>/> SİCİLYA

( e4[beyaz], e6[siyah] VE/||/<>/> Nf3[beyaz], d6[siyah] )


- SATÜRN'ÜN HALKALARI:
3 ile/ve/değil/||/<>/> 6


- SAV/TEZ ile/ve/||/<>/> | ÖNSAV/HİPOTEZ ile/ve/||/<>/> KARŞISAV/ANTİTEZ | ile/ve/||/<>/> BİREŞİM/SENTEZ

( Sav. İLE/VE/||/<>/> | Varsayım[ispatta geçici olarak kabul edilen doğrular][faraziye]. İLE/<> Karşı Sav. | İLE/VE/||/<>/> Bireşim. )


- SAVAŞ:
VEKİL ile/ve/||/<>/> MELEZ


- SAVAŞMA değil/yerine/<>/> TANIŞMA


- SAVT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAMT[Ar.]

( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Susmak. )


- SAYGI/SEVGİ ve/> VEFÂ

( ... VE/> Arkanda bıraktığını, giderken yaktığını, yabana atmamak. )


- SAYGI ve/||/<>/> ÇALIŞMA

( Geçmiş için. VE/||/<> Gelecek için. )


- SAYGI ile/ve/||/> DÜRÜSTLÜK ile/ve/||/> GÜVEN ile/ve/||/> BAĞLILIK/SADÂKAT

( Gösterilir(se). İLE/VE/||/> Değerlenir. İLE/VE/||/> Kazanılır. İLE/VE/||/> Sağlanır. )

( Earned. vs./AND/||/> Appreciated. vs./AND/||/> Gained. vs./AND/||/> Returned. )

( Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki fakat "başın düşmez". )

( RESPECT vs./and//||/> HONESTY vs./and/||/> TRUST vs./and/||/> LOYALTY )


- SAYGI ile/ve/> KRİTER

( RESPECT vs./and/> CRITERION )


- SAYGI ile/ve/> SELÂM


- SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ ve/||/<>/> SELÂM

( Üçü de koşulsuzdur, koşulsuz olmalıdır! )


- SAYGI ile/ve/||/<>/> YÜKSEK SAYGI/TAZİMAT[Ar.]


- SECDE ve/||/<>/> TEVHÎD

( Kulluk/abdiyet makamındaki zirve hali. VE/||/<>/> Birliğe gelme. )


- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ

( Doğum yerimiz. | Ten rengimiz. | Anne ve babamız. | Cinsiyetimiz. | "Adımız." | "Kökenimiz."

İLE/VE/||/<>

Adâletli olmak. | Ahlâklı olmak. | İyi kalpli olmak. | Dürüst olmak. | Saygılı olmak. | Öğrenmeye açık olmak. | Kendini geliştiren olmak. | Önyargısız olmak. )


- SEÇİM/SAYLAMA ile/ve/değil/yerine/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Üç ya da üzeri seçenek içinde varılan karar verme eylemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İki ayrı seçeneğe indirdikten sonra varılan karar verme eylemi. )

( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü/mütevazı armağanlar gibi, kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )

( ŞIKK[Ar.]: İkiye bölünmüş şeyin her parçası. | Bir işin iki yönünden her biri. )

( PRODUCTUM: Yeğlenilen, tercih edilen. )

( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İnsanda. )

( [not] TO CHOOSE vs./and/but/<>/> TO PREFER
TO PREFER instead of TO CHOOSE )

( ... ile/ve/değil/yerine/<>/> PROTIMO )


- SEDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ-Yİ PESÎN

( İnsan sesi. İLE/VE/||/<>/> En son sedâ/selen. )


- ŞEF[İng./Fr.] ile/ve/||/<>/> YÖNETİCİ/MÜDÜR[Ar.]

( CHIEF vs./and/||/<>/> MANAGER )

( DUÇE con ... )


- SEFÂ ve/||/<>/> SEFÂLET


- ŞEFKÂT ve/> KEMÂL

( Şefkatimiz tüm âlemi kaplamadıkça olgunluğa/kemâle eremeyiz. )


- ŞEHİR ve/> ARTI DEĞER


- ŞEHVET ile/ve/||/<>/> GULMET

( Maddeye olan bağımlılık. | Anımsamak - imgelemek - ummak/beklentide olmak. İLE/VE/||/<>/> Şehvet fazlalığı. )


- ŞEHVET ve/> İFFET/UT


- ŞEHVET ile/ve/<>/>/>< ŞEFKÂT

( [ile] Doğarız. İLE/VE/||/<>/>/>< Büyütülürüz. )


- ŞEKİL ile/> KAVRAM/MEFHUM ile/> BURHAN

( Gözün ikna olmasını sağlar. İLE Zihnin ikna olmasını sağlar. > İkisinin birlikteliğiyle burhan oluşur. )


- ŞEKİLLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> "YEŞİLLENDİRMEK"


- SEL[Ar. < SEYL] ile/ve/<>/> SELİNTİ

( ... İLE/VE/<>/> Yağış nedeniyle oluşan ufak sel. | Selin bıraktığı artık. )


- SEL[Ar. < SEYL] ile/ve/||/<>/> YARINTI

( ... İLE/VE/||/<>/> Selin açtığı çukur/hendek. | Sel sularının ya da yüzeyi kaplarcasına akan selinti sularının oluşturduğu, eğim aşağı uzanan, ince, az derin, oluk biçimli çukurlar. )


- SELÂM ve/> İKRAM ve/> KELÂM


- SELÂM ve/> KELÂM

( Önce. VE/> Sonra. )


- SELÂMI VERMEK ile/ve/> SELÂMI ÇOĞALTMAK


- ŞEMA:
KENDİ ile/ve/||/<>/> DIŞ DÜNYA ile/ve/||/<>/> GELECEK


- ŞEMMALARDA:
BEYAZ ile/ve/> (ORTASI) RENKLİ

( Etiyopya'lıların büründükleri kumaşlar. İLE/VE/> İleri gelenlerin şemması, iki tarafı beyaz, ortası kırmızı olan üç ekten oluşmaktadır. )


- SEN ve/||/<>/> BEN

( Sar! VE/||/<>/> Hoş olurum. )


- SEPPUKU ile/ve/||/<>/> JIGAI


- SER-BEST ile/ve/> SER-MEST


- SER-SER-Î ile/>/değil/yerine SER-BEST

( Başıboş. Kendi kendine/kendiyle. İLE/>/DEĞİL/YERİNE Başıboş, kayıtsız. | İstediği gibi hareket eden. | Sıkılmayan. | Engelsiz. )


- SERÇE PARMAK ile/ve/||/<>/> BAŞ PARMAK ile/ve/||/<>/> ÜÇ PARMAK ile/ve/||/<>/> YUMRUK ile/ve/||/<>/> İŞARET-SERÇE PARMAK ARASI ile/ve/||/<>/> KARIŞ

( 1 cm. İLE/VE/||/<>/> 2 cm. İLE/VE/||/<>/> 5 cm. İLE/VE/||/<>/> 10 cm. İLE/VE/||/<>/> 15 cm. İLE/VE/||/<>/> 20 cm. )

( image )


- ŞERİAT ile/ve/||/<>/> FIKIH


- ŞERİAT ile/ve/<>/> TARİKAT ile/ve/<>/> HAKİKAT ile/ve/<>/> MÂRİFET

( Mal/mülk. İLE/VE/<>/> Ben/Benim. İLE/VE/<>/> Ahlâk. İLE/VE/<>/> Gönüllülük. )

( Fedâ. İLE/VE/<>/> Ferâgat. İLE/VE/<>/> Aşk. İLE/VE/<>/> Hizmet. )

( Kişinin elindedir. İLE/VE/<>/> Kişinin elindedir. İLE/VE/<>/> Kişinin elinde değildir. Ancak kişiye iner/nüzûl eder. İLE/VE/<>/> Kişinin gönlünde ve gönüllülüktedir. )

( Hz. Mûsa. İLE/VE/<>/> Hz. Davud. İLE/VE/<>/> Hz. Îsâ. İLE/VE/<>/> Hz. Muhammed. )

( Varoluş/varolanlar. İLE/VE/<>/> Benlik. İLE/VE/<>/> Varlık. İLE/VE/<>/> Oluş. )

( Sabır. İLE/VE/<>/> Rızâ. İLE/VE/<>/> Aşk. İLE/VE/<>/> Hizmet. )

( Şeriatı tut, hakikati yut! )

( Korur. İLE/VE/<>/> Yürütür, ulaştırır. İLE/VE/<>/> Öldürür. İLE/VE/<>/> Diriltir. )


- ŞERÎF ile/ve/||/<>/> EŞREF

( Tüm canlılar. İLE/VE/||/<>/> İnsan. )


- SERSERİ[Fars.] ile/ve/||/<>/> SERBEST[Fars.] ile/ve/||/<>/> SERMEST[Fars.]

( Çırak. İLE/VE/||/<>/> Kalfa. İLE/VE/||/<>/> Usta. )

( Başı boş.[baş başa][kendi kendine] İLE/VE/||/<>/> Başı bağlı/düğümlü, sorumluluk almış olan.[boş değil!] İLE/VE/||/<>/> Başı hoş, yetkin, deneyimli. )


- SES ile/ve/değil/||/<>/>/< "ES"[< S][ARA (VERMEK)]


- SES ile/ve/||/<>/> BESTE

( Hakikat. İLE/VE/||/<>/> Mârifet. )


- SES ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SELEN / ÇATI

( BÂKÎ KALAN BU GÖK KUBBEDE
HOŞ BİR SÂDÂ İMİŞ )

( SADÂ: Kişinin özü. )

( Evrendeki herhangi bir ses. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> İnsan sesi. )

( sesOL.org )

( SES[Fars.] ile TÂLÂC[Fars.] / SEDÂ/SADÂ[Ar.] )

( SOUND vs. VOICE )


- SESSİZ KALMAK ile/ve/||/<>/> ONSUZ KALMAK

( (")Kırıldıysak.(") İLE/VE/||/<>/> Kırıldığımızı anlamıyorsa. )


- SESSİZ KALMAK ile/ve/||/<>/> ONSUZ KALMAK

( Kırıldığımızı anlamıyorsa. İLE/VE/||/<>/> Sessizliğimizden de kırıldığımızı anlamıyorsa. )


- SESSİZ/CE ile/ve/||/<>/> SİNSİ/CE


- SESSİZLEŞME/SUSKUNLAŞMA:
DİNLEYENİMİZ OLMADIĞINDA ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANLAYANIMIZ OLMADIĞINDA


- SEVDİĞİNİ:
"SÖYLEYEN" ile/ve/değil/||/<>/> GÖSTEREN


- SEVGİ:
EDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ


- SEVGİ:
TESELLİ ile/ve/değil/||/<>/>/< TECELLİ

( Sevilince. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sevince. )


- SEVGİ ve/||/<>/> BİREŞİM(TEVHÎD)


- SEVGİ ile/ve/||/=/<>/>/< FEDÂKÂRLIK

( Hoş gör sen, boş ver sen! Sevgin kazanır! )


- SEVGİ ve/||/<>/> HAK

( Ailede. VE/||/<>/> Toplumda. )


- SEVGİ ve/> NEŞE

( LOVE and/> JOY )


- SEVGİ ve/||/<>/>/< ÖZÜNE YOLCULUK


- SEVGİDE:
[Yun.] EROS ile/ve/||/<>/> PHILOS ile/ve/||/<>/> STORGE ile/ve/||/<>/> LUGUS ile/ve/||/<>/> MANIA ile/ve/||/<>/> PRAGMA ile/ve/||/<>/> PHILAUTIA ile/ve/||/<>/> AGAPE

( Eşeysellikteki sevgi. İLE/VE/||/<>/> Etkileyici sevgi, dostluk sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Aile/akraba sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Oyun sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Takıntılı sevgi. İLE/VE/||/<>/> Kalıcı sevgi. İLE/VE/||/<>/> ["]Benlik["] sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Tanrısal/Aşkın sevgi. )


- SEVGİDE:
GECE ile/ve/<>/> SABAH

( Senin olsun. İLE/VE/<>/> Benim olsun. )


- SEVİNCE ile/ve/||/<>/> SEVİNCE[< SEVİNÇ'E]

( Sevdiğimizde. İLE/VE/||/<>/> Sevinçli olmaya/olma durumuna. )


- SEVK ile/ve/>/değil/yerine İDRAK


- ŞEVK ve/> ŞAVK ve/> ŞIK ve/> ŞAN


- ŞEVK ve/> SEVK


- SEVMEK:
ÖZLEMEK ve/||/<>/>/< GÖRÜNCE SEVİNMEK


- SEVMEK ile/ve/+/||/<>/>/< (DAHA ÇOK) SEVMEYİ İSTEMEK/YEĞLEMEK


- SEVMEK ve/> BENZEMEK/BENZEŞMEK

( TO LOVE and RESEMBLE/RESEMBLANCE )


- SEVMEK ile/ve/=/||/<>/>/< DEĞERLENDİRMEK


- SEVMEK ve/> ÖZENMEK

( TO LOVE and/> TO TAKE PAINS )


- SEVMEK ve/||/<>/> SEVDİRMEK ve/||/<>/> SEVİNDİRMEK


- SEVMEK ve/||/<>/>/< SEVİLMEK

( Bir şey. VE/||/<>/>/< Çok şey. )

( Cesaret verir. VE/||/<>/>/< Güç verir. )

( Kimseye, kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. )

( TO LOVE and/||/<>/>/< TO BE LOVED )


- ŞEY ve/||/<>/> İSTİMÂ[< SEM] ve/||/<>/> TÂAT

( ... VE/||/<>/> Dinleme/dinlenilme, duymalar/işitme. | Dinleyip kabul etme. | Kulak verip dinleme. VE/||/<>/> Allah'ın emirlerini yerine getirme, ibâdet. )


- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAVRAM


- ŞİDDET =/||/<>/>/< ÖZENSİZLİK


- ŞİDDETTE, KİŞİ:
[önce] MAĞDUR ile/ve/değil/sonra/||/<>/> MAZLUM ile/ve/değil/sonra/||/<>/> ZALİM


- SİDİK ile/ve/||/<>/> ÜREMİ

( ... İLE/VE/||/<>/> Ürenin dışarı atılmaması nedeniyle kanda birikmesi. )


- ŞİFÂ ile/ve/||/<>/> SADRA ŞİFÂ


- SIFFEYN/SIFFİN SAVAŞI:
KARDEŞ KAVGASI ile/ve/değil/||/<>/>/< DEVRİM KARŞITLARIYLA DEVRİM ÇATIŞMASI ve/sonra tekrar/||/<>/> KARŞI DEVRİM


- SIĞINTI ve/||/<>/> SIKINTI


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> ANNA FREUD

( ... İLE/VE/||/<>/> S. Freud'un kızı. )


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> CARL GUSTAV JUNG ile/ve/||/<>/> ALFRED ADLER


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> SANDOR FERENCZI


- ŞİİR/LER ve/||/<>/>/< ŞAİR/LER

( Az bilinen ["]çoklar["]. )


- ŞİİR/YAZI ile/ve/||/<>/> MÜKÂLEMELİ/KONUŞTURMALI ŞİİR/YAZI


- ŞİİRDE ÖLÇÜ:
İAMBİK ile/ve/||/<>/> TROKHAİK

( Şiirde, birincisi kısa ve ikincisi uzun olmak üzere iki heceli yapılar tarafından belirlenen ölçü/vezin. İLE Birincisi uzun ve ikinci kısa olduğunda. )


- ŞİKÂYET ve/||/<>/> EŞKIYÂ

( Şikâyet eden, eşkıyâdır. )


- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/&gt;&lt;/>/< HİKÂYET

( Yaşanılmış bir sorun üzerine konuşulduğunda, o konuya değinmenin gereği, sorunun kendini değil daha sonraki durum ve/ya da süreçlerde, kişinin, davranış-tutumlarını ve dilini düzeltmesine, gelişerek değişmesine katkıda bulunulacak biçimde düşünülmeye/konuşulmaya çalışılmasıdır. Biri, bir sorundan konu açıyorsa, bunu, o sorundan "şikâyet ediyor" olarak değil daha sonrası için bir çözüm arıyor ve/ya da sunuyor olarak düşünmek/konuşmak ve algılamaya çabalamak gerekir. Bir serzeniş ya da isyan olarak algılanmamalıdır.

Bu tür durumlarda, ötekine bilgi vererek, değinilecek konu/sorun için, "Benimki/bizimki*, bir şikâyât değil hikâyât![olan-bitenin öyküsü/hikâyesi]" şeklinde, öncelikle, kişinin kendinde ve daha sonra çevresinde, adâleti ve dengeyi sağlamasına destek vermek üzere, çevresiyle olan iletişimini ve ilişkisini sürekli kılmak üzere, bir bilgi verilir ve/ya da açıklama/anımsatma/uyarı yapılır.

[ * "Bizimki" sözü/sözcüğü, "bu konuda/alanda, bu ayrıntılarda, ben ve benim gibi düşünenler" olarak/anlamında ve bencilliğe/tekbenciliğe düşülmemesi için kullanılır. ] )


- SIKINTI ile/> BUNALTI


- SIKINTI ile/ve/> ÇÖZÜMLER / ÇARE/LER

( DERMAN ARAR İDİM, DERDİME
DERDİM, BANA DERMAN İMİŞ

BURHAN ARARDIM, ASLIMA
ASLIM, BANA BURHAN İMİŞ )

( "Çare/ler" yazısı için burayı tıklayınız... )

( I was seeking the recipe to my trouble...
I saw that, my trouble was the recipe...

I was seeking the evidence to my essense...
I saw that, my essense was the evidence... )

( DISTRESS/BOREDOM vs./and/> REMEDY )


- SIKINTI ile/ve/> SIRADANLAŞTIRMA


- ŞIKK-I:
EVVEL ile/ve/||/<>/> SÂNÎ ile/ve/||/<>/> SÂLİS

( [Mâliye teşkilâtının ayrıldığı, ...] birinci mâlî bölge. İLE/VE/||/<> İkinci mâlî bölge. İLE/VE/||/<> Üçüncü mâlî bölge. )


- SİMGE:
CANLI ve/||/<>/> CANLANDIRICI


- SİMGE ile/ve/||/<>/> MAZMUN


- SİMGESEL DÜŞÜNME ile/ve/> DÜŞÜNCENİN, KENDİNİ ÖRMESİ


- SINAAT/ZANAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SANAT

( Tasarım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yaratıcı imgelem. )

( İşlevi/nde olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> İşlevinden/görünüşünden arındırılmış olan. )

( Aktarılabilir, tekrarlanabilir, devredilebilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Aktarılamaz, tekrarlanamaz, devredilemez. )

( [not] CRAFT vs./and/||/<>/>/but ART
ART instead of CRAFT )


- SINAMA ile/ve/||/<>/> SAĞLAMA


- SINAV ile/ve/||/<>/> BAKALORYA[Fr. < BACCALAURÉAT]

( ... İLE/VE/||/<>/> Üniversitelere girebilmek için lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı. )


- SİNDİRİM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ) ile/ve/||/<>/> BOŞALTIM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ)


- SİNDİRİM:
AĞIZDA ile/ve/> MİDEDE ile/ve/> İNCE BAĞIRSAKLARDA


- SİNDİRİM:
MEKANİK ile/ve/||/<>/> KİMYASAL


- SİNDİRİM ile/ve/<>/> ÖZÜMSEME


- SİNEMA:
SANAT ile/ve/değil/||/<>/> SANAYİ/ENDÜSTRİ


- SİNEMA'DA:
OSMANLI( XX. YY.) ile/ve/değil/||/<>/> AYASTEFANOS


- SINIFLANDIRMA ile/ve/> SIRALAMA


- SINIR:
SAPTANABİLİR ile/ve/||/<>/> HESAPLANABİLİR


- SINIR ile/ve/||/<>/> İHLÂL ile/ve/||/<>/> İZ


- SİNİR ile/ve/||/<>/> KRANİYAL SİNİRLER

( ... İLE/VE/||/<>/>

0 - Terminal
I – Olfaktör
II – Optik
III – Okülomotor
IV – Troklear
V – Trigeminal
VI – Abdusens
VII – Fasiyal
VIII – Vestibülokoklear
IX – Glossofaringeal
X – Vagus
XI – Aksesuar
XII – Hipoglossal )

( )

( NERVE vs. CRANIAL NERVES )


- SINIR ve/> SÜREKLİLİK ve/> TÜREV ve/> TÜMLEV(İNTEGRAL)

( ... VE/> ... VE/> Türev ve integral, birbirin ters işlemi olarak tanımlanabilir.[Toplama - çıkarma ya da çarpma - bölme gibi] [Sınır ve başlangıç koşulları işin içine girince ilişki biçimi de değişir.] )

( "Türev ve İntegral" açıklamaları için burayı tıklayınız... )


- SINIRLANDIR(IL)MA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİR(İL)ME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SİNİRLEN(DİR)MEME


- SINIRLAR:
GÖVDEDE ile/ve/||/<>/> DUYUDA ile/ve/||/<>/> BEYİNDE

( - İnsan gövdesinde 100 trilyon göze(hücre) vardır. [Bu gözelerden 50 milyonu her saniye yenilenir. Her gözede ise 15 milyar atom vardır.]
- Kalp, kanı 30 metre yüksekliğe fışkırtabilecek kadar güçlüdür.
- Kalp, bir dakikada gövdemizdeki kanın tamamını dolaştırır.
- Kan, bir günde gövdemizde tam 96 bin 540 km. yol alır.
- Kalp, yaşam boyunca iki buçuk milyar kereden daha fazla atar. 200 milyon litreye yakın kan pompalar.
- Toplam alyuvar sayısı [eritrosit] 25 trilyondur.
- Toplam akyuvar sayısı [lökosit] 25-100 milyar arasıdır.
- Çenemiz, bir şey çiğnerken 100 kiloya kadar basınç uygular.
- Gövdemizde 650 kas vardır, en güçlü kasımız da dilimizdir.
- Beynimizde 100 milyar sinir gözesi vardır ve bu gözelerin gönderdiği iletiler, saatte 274 km hızla yayılır.
- Bağırsaklarımızın toplam uzunluğu 200 metredir.
- Gövdemiz, Yaşam boyunca 20 kilo deri atar.
- Derideki sinirlerin uzunluğu 72 km.'yi bulur.
- Kişi, bir günde yirmidört bin kez soluk alıp verir.
- İnsan gövdesindeki damarlar, uc uca getirilse oluşan uzunluk, dünyayı iki kez dolaşır. [40.000 km. x 2 = 80.000 km.] )


- SİNSİ/LİK ile/ve/||/<>/> SİNİRLİ/LİK


- SIRF ile/ve/> TÜMEL/KÜLLÎ

( ONLY/MERE/SHEER vs./and/> UNIVERSAL )


- ŞİRK ile/ve/> İŞRAK


- SİS ile/ve/||/<>/> İZ

( Havada/çevrede. İLE/VE/||/<>/> Zihinde. )


- SİS ile/ve/||/<>/> PUS

( [Görüş uzaklığı] 1 km.den az ise. İLE/VE/||/<>/> 1 km.den çok ise. )


- ŞİŞMANLIK(OBEZİTE) <>/> KÖTÜRÜMLÜK(FELÇ)

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- SIVI SABUN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KATI SABUN

( pH dengesi daha değişkendir.[Yapımında, potasyum hidroksit kullanıldığından.][Yapısını bozmadan içine çok daha fazla ek madde konulabildiğinden, katı sabuna oranla içindeki bazı nesnelerden dolayı elleri daha çok yıpratabilir.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Raf süresi daha uzundur.[Eriyebilmesinden dolayı.] )

( Çevreye duyarlılık için katı sabun yeğlenmelidir.[Sıvı sabunlar, katı sabunlara oranla %25 oranında daha fazla karbon ayak izi bırakır. )

( Ev ortamında katı sabun kullanılabilir fakat hastahane, okul, alışveriş merkezleri gibi ortak ve kalabalık ortamlarda katı sabun kullanılmamalıdır. )


- SİYAH/BEYAZ ile/ve/değil/>/<>/< RENKSİZLİK


- SİYÂSET[Ar. < SEYİS] ile/ve/||/<>/> FERÂSET[Ar. < FERES]

( Seyis. At bakıcılığı/bakıcısı. İLE/VE/||/<>/> Süvari. At biniciliği. )

( Aracına[< atına] yeterince[en az seviyede ve gerektiği kadar/biçimde] bakabilmek. İLE/VE/||/<>/> Aracının[< atının] yol alabileceği kadar yol almak, ilerlemek. Uzağı, olanakları ve olasılıkları görebilmek/değerlendirebilmek. )


- SİYASİ/DİPLOMATİK/ASKERİ TARİH ile/> TARİH

( POLITICAL/DIPLOMATIC/MILITARY HISTORY vs./<> HISTORY )


- SNUGGLE ile/ve/||/<>/> CUDDLE


- SOĞURMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SÖMÜRME


- SOKRATES:
ÖNCESİ ile/ve/<>/> SONRASI

( THALES: [yaklaşık][M.Ö.] 625 - 546
ANAKSİMANDROS: [yaklaşık][M.Ö.] 610 - 546
ANAKSİMENES: [yaklaşık][M.Ö.] 585 - 525
PYTHAGORAS: [yaklaşık][M.Ö.] 570 - 496
HERAKLEITOS: [yaklaşık][M.Ö.] 540 - 480
PARMENİDES: [yaklaşık][M.Ö.] 515 - 450
EMPEDOKLES: [yaklaşık][M.Ö.] 494 - 434
ANAXAGORAS: [yaklaşık][M.Ö.] 500 - 428
PROTOGORAS: [yaklaşık][M.Ö.] 481 - 420
DEMOKRİTOS: [yaklaşık][M.Ö.] 460 - 360

ile/ve/<>/>

SOKRATES: [yaklaşık][M.Ö.] 470 - 399

PLATON: [yaklaşık][M.Ö.] 427 - 347
ARİSTOTELES: [yaklaşık][M.Ö.] 384 - 322 )

( Sokrates öncesi düşünce, Thales ile başlıyor.
Anaksimandros, Anaksimenes tarafından devam ettiriliyor.
Pythagoras, mistik ve matematiksel yaklaşımı geliştiriyor.
Herakleitos, değişim ve oluşa işaret ediyor.
Parmenides, değişim ve varlık'a işaret ediyor.
Empedokles, dört unsur, iki karşıt kuvvet[sevgi ve nefret]'e işaret ediyor.
Anaxagoras, "şey" sayısı kadar unsur, akıl[nous] olduğuna işaret ediyor.
Protogoras, kişinin, herşeyin ölçüsü olduğuna işaret ediyor.
Atomcular, Leucippus ve Demokritos, niteliğin nicelik ile yer değiştirmesi.

İLE/VE/<>/>

Sokrates ile antik yunan doğa anlayışı, doğadan, insana yöneliyor.

Plato ve Aristotles, bu iki anlayışı, evreni anlamak için genişletiyor ve derinleştiriyorlar. )

( SOKRATES: Sağlam güç sahibi. )

( image )


- SOKRATES ve/||/<>/> DESCARTES ve/||/<>/> FICHTE

( FICHTE: Çam ağacı. )


- SOKRATES ve/<>/> PLATON ve/<>/> ARİSTOTELES

( ... VE/<>/> Olması gerekeni bilirim/bileyim. VE/<>/> Olanı (")bilebilirim(")/bileyim. )


- SÖLOM ile/ve/||/<>/> KORDALILAR

( Orta derinin iki tabakası arasında bulunan ve oğulcukta genel gövvde boşluğunu oluşturan oyuk. İLE/VE/||/<>/> Sölomları iyi gelişmiş çok gözeli hayvanlar topluluğu. )


- SOLUK "MEKİĞİ" ve/||/<>/> KAZA VE KADER "MAKASI"

( Yaşam kumaşını dokur. VE/||/<>/> O kumaşı biçer. )


- SOLUNUM/KALP DURMASINDA:
0 - 1 dk. ile/ve/||/<>/> 0 - 4 dk. ile/ve/||/<>/> 4 - 6 dk. ile/ve/||/<>/> 6 - 10 dk. ile/ve/||/<>/> 10 dk. ve üzerinde

( [Solunum ve/ya da kan dolaşımı durduğunda]
Kalp duyarlılığı. İLE/VE/||/<>/> Beyinde hasar olasılığı azdır. İLE/VE/||/<>/> 4 ilâ 6 dakikada hücreler ölmeye başlar. Beyinde hasar olasılığı artar. İLE/VE/||/<>/> Beyinde hasar olasılığı yüksektir. İLE/VE/||/<>/> 10 dakika ve üzerinde (beyin) ölümü gerçekleşir.[Soğuk ortamda bu süre uzar.] )

( )

( Solunum durması: Solunum hareketinin durması nedeniyle gövdenin yaşamak için gereksinimi olan oksijenden yoksun kalmasıdır.
[Hemen yapay solunuma başlanmaz ise bir süre sonra kalp durması oluşur.] İLE/VE/||/<>/> Kalp Durması: Bilinci kapalı kişide, büyük arterlerden nabız alınamaması durumudur. Kalp durmasına en kısa sürede müdahale edilmezse dokuların oksijenlenmesi bozulacağından dolayı beyin hasarı oluşur. Kişide solunum olmaması, bilincin kapalı olması, hiç hareket etmemesi ve uyaranlara yanıt vermemesi, kalp durmasının belirtisidir. )


- SOLUNUM ve/||/<>/> DOĞRU SOLUNUM ve/||/<>/> DİYAFRAMA ALMA

( Türkçe, soluk verirken konuşulan bir dildir. Konuşmanın etkili olabilmesi ve söyleyişin düzgün olabilmesi için, konuşan kişilerin, doğru solunum uygulamalarını biliyor ve kullanıyor olmaları gerekir. VE/||/<>/> İyi bir solunum, soluk alırken, akciğerlere yeterli ölçüde havayı alıp yorgunluk duymadan geri vermektir. [İyi bir solunum elde edebilmek için diyaframı kullanarak soluk almamız gerekmektedir.] VE/||/<>/> Akciğerleri çevreleyen kaburga kafesinin altında bulunan boşluğu kullanarak soluk almaktır. [Bebeklerin soluk alış-verişi, diyafram soluğuna, en iyi örnektir.] )


- SON ile/ve/>/değil BAŞLANGIÇ

( [not] END, LAST vs./and/>/but BEGINNING
LAST BUT NOT LEAST )


- SONA BAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YOLA BAKMAK


- SONLULUK ile/ve/||/<>/> SONLULUĞUN SONSUZLUĞU


- SONSAL SINIFLAMA(KATEGORİ) ile/ve/||/<>/> KAVRAM


- SONSUZLUK ile/ve/||/<>/> AN ile/ve/||/<>/> TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ) ile/ve/||/<>/> HEM, HEM DE | NE, NE DE ile/ve/||/<>/> BİLE DEĞİL (<> / > / < BİLE DEĞİL) (<> / > / < BİLE DEĞİL) ... ∞


- SONUÇ ile/ve/değil/||/<>/> ÜRÜN


- SONUÇLANDIRMA ile/ve/değil/||/<>/> SONLANDIRMA


- SORGU/İFADE TUTANAĞI:
ŞÜPHELİDE ile/ve/değil/||/<>/> OLAYDA TARAF VARSA

( [Kayıt/evrak/zabıt] Şüpheli sıfatıyla düzenlenir.[Suç isnâd edilen kişinin verdiği açıklamadır/ifadedir.] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> "Bilgi alma" sıfatıyla düzenlenir. )

( Kolluk kuvvetleri tarafından. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Soruşturma savcısı tarafından alınır. )


- SORGULAMA ile/ve/> ÇÖZÜMLEME


- SORGULAMA ile/ve/> DÜŞÜNCE/FİKİR AYRILIĞI


- SORGULAMA ve/||/<>/> ÖZGÜRLEŞME


- SORGULAMA ile/ve/||/<>/> SINANMA


- SORGULAMAK ile/ve/||/<>/> ANLAMAK ile/ve/||/<>/> AŞMAK


- SORGUSUZ ile/ve/||/<>/> SORUSUZ/SUALSİZ[Ar.]


- SORU(N)LARI:
ÇÖZMEK ile/ve/||/<>/> AŞMAK


- SORU ile/ve/değil/> "ENGEL"


- SORU ile/ve/||/<>/> İLKE


- SORU ile/ve/> SORUN ile/ve/> SORUNSAL

( Sorun olmadan/yoksa soru da olmaz/oluşmaz. )

( QUESTION and/> PROBLEM and/> PROBLEMATICAL )


- SORULURSA ile/ve/değil/||/<>/>/< SORULSA


- SORUMLULUK DUYMAK ile/ve/||/<>/> SORUMLU OLMAK


- SORUN ve/||/<>/> HEDEF ve/||/<>/> ENGEL ve/||/<>/> GÜÇ KAYNAĞI


- SORUNLAR ile/ve/||/<>/> OLANAKLAR ve FIRSATLAR


- SORUNLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SORUNLARI TERK ETMEK


- SORUNLARI:
AŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ASKIYA ALMAK


- SORUŞTURMA ile/ve/||/<>/> KOVUŞTURMA/KOĞUŞTURMA/TA'KÎBÂT

( Gizli. İLE/VE/||/<>/> Açık. )


- SOSYAL MEDYA (5C):
KONUŞMA/SÖYLEŞİ ve/+/||/<>/> ORTAKLIK ve/+/||/<>/> YORUM ve/+/||/<>/> İŞBİRLİĞİ ve/+/||/<>/> KATKI

( 5C: CONVERSATION and/+/||/<>/> COMMUNITY and/+/||/<>/> and/+/||/<>/> COMMENTING and/+/||/<>/> CONTRIBUTION and/+/||/<>/> COLLABORATION )


- SÖYLEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM


- SÖYLEM ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> SÖYLENTİ


- SÖYLEMLERİMİZİN/EYLEMLERİMİZİN:
SORUMLULUĞUNU ALMAK ve/||/<>/> (DOĞRUDAN/OLASI) SONUÇLARINA KATLANMAK


- SOYUT TÜMEL ile/ve/<>/> SOMUT TÜMEL

( İdea. İLE/VE/<>/> İdeal. )


- SOYUT ile/ve/> EYTİŞİM ile/ve/> KURGUL

( Fizik/sel. İLE/VE/> Kimya/sal. İLE/VE/> Organik. )


- SOYUTLAŞTIRMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞAMA GEÇİRME


- SÖZ VERMEK/VEREN ve/||/+/<>/> SÖZÜNDE DURMAK/DURAN


- SÖZ(CÜK):
GERÇEK ile/ve/||/<>/> DEĞİŞMECE/MECAZ[Ar.] ile/ve/||/<>/>
DOKUNDURMA/KİNÂYE ile/ve/||/<>/> AÇIK/SARİH

( Çıkarımsal. İLE/VE/||/<>/> Hayal/Muhayyile. İLE/VE/||/<>/> Sezgi/Hads. İLE/VE/||/<>/> Apaçık. )

( Soğan. İLE/VE/||/<>/> Sarımsak. İLE/VE/||/<>/> Koku. İLE/VE/||/<>/> Yaygın koku. )

( )

( Söz(cük)leri/ni değiştir... Dünya/n değişsin...
)

( )

( LES TERMES VRAIS avec/et/||/<>/> LES TERMES S'APPLIQUANT PAR UNE EXTENTION LOGIQUE DE LEUR SENS avec/et/||/<>/> PAR ALLUSION avec/et/||/<>/> TERMES CLAIRES )


- SÖZ ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLİNCİ KURAN SÖZ


- SÖZ ile/ve/<>/> DOLAYLAMA

( ... İLE/VE/<>/> Süslü, sanatlı yazınsal söz. ["Türkiye'nin kalbi Ankara", "Büyük Kurtarıcı, ATATÜRK" vb.] )


- SÖZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NİYET


- SÖZ ile/ve/||/<>/> SUSABİLME/SÜKÛT

( "Gümüş." İLE/VE/||/<>/> "Altın." )


- SÖZ ve/> TÂLÎK

( ... VE/> Güleryüzlü. :) | Düzgün söz söyleyen. )


- SÖZ ve/||/<>/>/< ÜMİT

( Sözün eşiği, ümidin eşiğidir. Bir yerde, söylenilecek söz var ise orada, ümit var demektir.
Sözümüz, ümidimizdir... )


- SÖZCÜĞÜN:
GENİŞLİĞİ ile/ve/||/<>/> DERİNLİĞİ ile/ve/||/<>/> AĞIRLIĞI/YÜKSEKLİĞİ


- SÖZCÜK:
KÖKÜ ile/ve/değil/||/<>/> GÖVDESİ


- SÖZCÜKLERDE/TERİMLERDE:
KAYNAK ve/||/<>/> OLUŞ ve/||/<>/> SINIRLAMA ve/||/<>/> YAYILMA ve/||/<>/> YERLEŞME

( NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR )


- SÖZDİZİMİNDE:
ÖZNE > EYLEM > NESNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÖZNE > NESNE > EYLEM

(

)


- SÖZE:
KULAK VERMEK ile/ve/> EN İYİLERİNE UYMAK


- SÖZLEŞMEDE:
İYİ NİYET ve/||/<>/> SADÂKAT ve/||/<>/> İÇERİK

( Adının geçmesiyle. VE/||/<> İmza atarak. VE/||/<> Uygulayarak. )


- SÖZLÜK KULLANIMI ile/ve/||/<>/> SÖZLÜK YAZMAK


- SÖZLÜK ve YASA KULLANIMI:
[hem] BİLMEDİĞİMİZ KAVRAMLAR/TERİMLER/YASALAR SÖZCÜKLER İÇİN
ile/ve/değil/hem de/||/<>/>/<
(")BİLDİĞİMİZ(") SÖZCÜKLER/KAVRAMLAR/TERİMLER/YASALAR İÇİN


- SÖZÜNÜ BİLMEYEN ÇAVUŞLAR ile/ve/||/<>/> BOKU/NU AVUÇLAR


- SQL'DE:
DML ile/ve/||/<>/> DDL ile/ve/||/<>/> DCL ile/ve/||/<>/> TCL

( )


- ST. ANSELM ile/ve/||/<>/> ABELARD

( 1033 - 1109 ile/ve/||/<>/> 1079 - 1142 )


- STANDART MODEL ile/ve/||/<>/> HERŞEYİN KURAMI

(

İLE/VE/||/<>/>

)

( )

( )


- STANDART MODEL ile/ve/||/<>/> OPAK EVREN

( 10[üzeri]-2'ye kadar. İLE/VE/||/<>/> 10[üzeri]-2'nin altı. )


- STAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> EFSANE

( Hem işinde, hem de magazinde "iyi olan." İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> İşinde iyi olan fakat magazinde "kötü olan." )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yaşar... | Şair Sanatçımız, Yaşar... | Radyo Programı - Nisan 2016 )


- ŞU ANDA VE BURADA, ...:
NE OLUYOR? ve/||/<>/> DUYULARIM NELER? ve/||/<>/> NASIL DAVRANIYORUM/DAVRANABİLİRİM? ve/||/<>/> YARARLI/YARARIMA OLAN NEDİR? ve/||/<>/> NE/LER YAPABİLİRİM?


- SU KULLANIM/AYAK İZİNDE:
MAVİ ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> GRİ

( Bir ürünü üretmek için gereksinim duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynakları ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Bir ürünü üretmek için kullanılan toplam yağmur suyu ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Kirlilik yükünün ortadan kaldırılması ya da azaltılması için kullanılan tatlı su oranı. )


- SU TOPLAMASI KABARCIĞINDA:
VEZİKÜL ile/||/<>/> BÜL(BÜLLÖZ LEZYON)

( [5 mm.den] Küçükse. İLE/||/<>/> Büyükse. )


- SU ile/ve/değil/||/<>/>/ne yazık ki "İNAT"

( Doğada. İLE/DEĞİL/||/<>/>/NE YAZIK Kİ İnsanlaşamamış olanda. )

( İkisinin de önünde hiçbir şey duramaz! )


- SUÇ/LAR ile/ve/||/<>/> ORGANİZE SUÇ/LAR


- SUÇLULUK:
TÜRLERİ ve/ya da/||/<>/> SINIFLANDIRMALARI

( - Gerçek Suçluluk: Bu tür suçluluk, bir kişinin gerçekten suç işlediğini kabul ettiği ve suçun doğrudan sorumlusu olduğu durumları tanımlar.

- Yanlış Suçluluk: Bu, kişinin suçsuz olduğu halde kendini suçlu olarak "görmesidir". Yanlış suçluluk, genellikle toplumsal baskı, başkalarının suçlamaları ya da aşırı öz eleştiri nedeniyle ortaya çıkabilir.

- Toplumsal Suçluluk: Birey, toplumun genel değerlerine ya da ölçütlerine uymadığından, suçluluk düşünce ve duygusu yaşar. Bu tür suçluluk, bireyin toplum tarafından kabul gören bir davranışı "bozduğu düşüncesiyle[varsayarak]" ortaya çıkar.

- Hukukî Suçluluk: Birey, yasalara uygun olmayan bir şey yaptığı ya da yasalara uygun bir şey yapmadığından, kendini suçlu görür.

- Vicdanî Suçluluk: Bu, bir kişinin vicdanında karşılık bulur. Birinin içsel ahlâkî değerleriyle çeliştiği zaman ya da başkalarına zarar verdiği düşüncesiyle oluşabilir.

- İçsel Suçluluk: Birey, içindeki düşünsel ve duygusal ya da çeşitli psikolojik sorunlar nedeniyle kendini suçlu görür. Örneğin, bunaltı, kaygı ya da travma sonrası stres bozukluğu yaşayan biri, kendini sürekli olarak suçlu "görebilir".

- Dışsal Suçluluk: Bu tür suçluluk, başkalarının kişiyi suçlu görmesi ya da göstermesiyle ilişkilidir. Örneğin, aile ya da toplumun sürekli eleştirisi ve suçlama tutumu, kişiyi dışsal suçluluğa sokabilir.

- Özür Düşünce, Duygu ve Davranışı: Suç işleyen kişi, başkalarına ya da topluma karşı bir hata yaptığının farkında olur ve bu nedenle içten bir biçimde özür diler.

VE/||/<>

- Doğmuş Suçlular: Suç işlemeye eğilimli doğan, fiziksel ve zihinsel özellikleriyle ötekilerden ayrılan suçlular.

- Anormal suçlular: Zekâ geriliği, ruhsal bozukluk, alkolizm, sara(epilepsi) gibi anormalliklerden etkilenen suçlular.

- Ara sıra suçlular: Sahte suçlular, alışkanlıklar dışındaki suçlular gibi suç işlemeye eğilimli olmayan ancak çeşitli nedenlerle suç işleyen suçlular, kriminaloidler.

- Soğukkanlılıkla hareket eden suçlular: Suç işlemek için hesap ya da plan yapan ve mantıklı davranan suçlular.

- İhtirasî suçlular: Duygusal, tutkusal, öfke, kıskançlık, intikam gibi bazı düşünce ve duygularla hareket eden suçlular.

- Patolojik olmayan akıl hastalığı ve anormallikle bir arada suçlular: Suç işlerken akıl hastalığı ya da anormallik belirtileri gösteren ancak bunların patolojik olmadığı tespit edilen suçlular.

- Patolojik akıl hastalığı ile birlikte ya da akıl hastası olan suçlular: Suç işlerken akıl hastalığı ya da anormallik belirtileri gösteren ve bunların patolojik olduğu tespit edilen suçlular. )

( "Suçluların Sınıflandırılması - Sulhi Dönmezer" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- SÜKÛN/ET[Ar.] / SAMA[Sansk.] ile/ve/> SEKÎN/E(T)

( Zihnin sessizliği, gürültüden/düşünceden arınmışlığı. İLE/VE/> Kalbin sessizliği. )

( Simge bulunmayan bilinç. İLE/VE/> İmge bile bulunmayan bilinç. )

( Sükûnet ve durağanlık, yarar sağlar. )

( Kişi, güvenle içinden gelen sese kulak vermelidir. )

( Dik arka, derin iç sükûnetin simgesidir. )

( Düşünmek için sükûnete gereksinim vardır. )

( Zevk, sükût etmeyi öğrendikten sonra başlar. )

( Sekine'nin yaşama geçirilmesi, zaman-mekân-imkân ile olanaklıdır. Bengidir(ebedi). Belirli zaman, belirli mekân ve belirli imkânların elverdiği ölçüde yaşama geçirilir. )

( QUIETNESS vs./and/> PEACE )


- ŞÜKÜR ve/=/> ÇALIŞMA


- ŞÜKÜR ve/> NİMETİN ARTIŞI


- SÜNGER/KÖPÜK/PLASTİK ile/ve/değil/yerine/||/> D30


- SÜNNÎLİK ile/> CAFERÎLİK


- SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLENEBİLİR/LİK

( [not] SUSTAINABILITY vs./and/but/||/<>/> REGENERABILITY
REGENERABILITY instead of SUSTAINABILITY )


- SÜREÇ ile/ve/<>/> (")SONUÇ(")

( Hiçbir nesne/kavram/olgu, taşıdığı/yansıttığı ada/olguya, kendine daha uygun bir ad/tanım bulunmasını olanaksızlaştıracak derecede bağlı değildir. )

( Süreci kavramadan, sonuçlar konuşulamaz!
Süreç düşünülmeden ve konuşulmadan, "sonuç"/lar konuşulamaz! )

( Sefer. İLE/VE/<>/> "Zafer". )

( Yargılama. İLE/VE/<>/> Yürütüm[infaz]. )

( Âlim ve âriflerin takibi, tutumu, ilgilendiği, odaklandığı, öncellediği. İLE/VE/<>/> Câhillerin, gençlerin, çocukların, toplumların, "güçlüler"in, yetersizlerin, eziklerin, kibirlilerin, kendini ya da başkalarını küçümseyenlerin, keyifçilerin, hazcıların, çıkarcıların, "avcı"ların, kozcuların, kumarbazların "tavrı", aradıkları, "öncelledikleri", saplandıkları, müşterisi ve bağımlısı oldukları. )

( Zihinleri/akılları devrede olanlar/tutanların ilgilendiği. İLE/VE/<>/> Duyguları ağır basanların duyarsızlığı/kayıtsızlığı. )

( Gerçekliklerle yüzleşebilenlerin ilgilendiği. İLE/VE/<>/> Beklenti(sin)de olanların uğraştığı/didiştiği. )


- SÜREÇ ile/ve/||/<>/> SERENCÂM[Fars.] ile/ve/||/<>/> İNSİCÂM[Ar.]

( Aralarında birlik olan, belirli bir düzen ya da zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi. İLE/VE/||/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. İLE/VE/||/<>/> Düzgünlük, tutarlık, bağdaşım. )


- SÜREKLİ "TESPİT" ile/||/<>/> YAKINMA


- SÜREKLİ EKSİK ile/ve/<>/> "GEREKSİZ"


- SÜRESİNCE ile/ve/||/<>/> SÜRECİNCE


- SÛRET ile/ve/> SÎRET

( Sûret aynı olsa da, sîretler farklıdır. )

( Rahman. İLE/VE Rahim. )

( Biçim, görünüş, kılık. | Tarz, yol, gidiş. | Çare, çözüm. İLE Birinin iç durumu, tavrı, gidişi, ahlâkı. | Durum çevirisi, hal tercümesi, biyografi. | Yürüyüş, yaşam süreci. )

( Zihinde oluşan keyfiyet. İLE/VE/> ... )


- SÛRET ile/ve/> SÛVER

( ... İLE/VE/> Sûretlerin toplamı. )


- SÜRTÜNME ve/||/<>/> ISI


- SUS! ve/>/< DİNLE! ve/>/< KONUŞ! ve/>/< YAZ!!!

( bkz. www.FaRkLaR.net/SUS | www.FaRkLaR.net/Dinle | www.FaRkLaR.net/KONUS )


- SUSAMURU ile/<>/> GALAPAGOS DENİZ ASLANI

( LUTRA LUTRA cum ZALOPUS WOLLEBAEKI )


- SÜSLEME ve/||/<>/> İÇ KAPAK SÜSLEMESİ

( ... VE/||/<>/> XVI. ve XVII. yy.'da, sanatların zirvesiydi. )


- SÜSLEMEK ve/> TAÇLANDIRMAK


- SUSMA (OLANAĞI/HAKKI):
SORUŞTURMADA ile/ve/||/<>/> KOĞUŞTURMADA


- SUSMA HAKKININ TARİHÇESİNDE, DÖNÜM NOKTALARI:
JOHN LILBURNE'NİN TUTUMU ve/||/<>/>/< MIRANDA UYARILARI

( 1637 yılında, İngiliz tarihinin en renkli, en dramatik kişilerinden biri olan John Lilburne’un, halkı yönetime karşı kışkırtan bir kitap yayımladığından dolayı tutuklanıp bu mahkeme önüne çıkarılması, susma hakkı konusunda bir dönüm noktası olmuştur. Lilburne, mahkemede, açıkça neyle suçlandığı hakkında bilgilendirilene kadar, sorulan sorulara yanıt vermeyi reddetti. Bu durum, ceza yargılaması açısından, tarihin bize taşıdığı, susma hakkının kullanılması ile ilgili ilk durumdur.

VE/||/<>/>/<

1. Sessiz kalma hakkınız vardır.
2. Söyleyeceğiniz her şey, mahkemede, aleyhinize kullanılabilir.
3. Herhangi bir soruya yanıt vermeden önce, avukat ile konuşma hakkınız vardır ve soruları yanıtlarken, avukatınız, yanınızda bulunabilir.
4. Eğer bir avukat tutamıyorsanız ve dilerseniz, size bir avukat belirlenecektir.
5. İfade sırasında, herhangi bir anda, soruların öncesinde ya da sonrasında, susma hakkınızı ve avukattan yararlanma hakkını kullanabilirsiniz. [1966 Arizona - ABD] )

( 1- You have the right to remain silent.
2- Anything you say can and will be used against you in a court of law.
3- You have the right to an attorney.
4- If you cannot afford an attorney, one will be appointed for you. )

( RIGHT TO REMAIN SILENT and/||/<>/>/< MIRANDA WARNING )


- SÜT DİŞLERİ ile/ve/> SÜREKLİ DİŞLER

( İS'ÂR/İSGAR[Ar.]["ga" uzun okunur]: Çocuğun diş çıkarması. )


- SÜT RENGİ MENİ ile/> ŞEFFAF MENİ

( Yetişkinlikte. İLE/> Boşaldıktan bir süre sonra. | Ergenliğin başladığı dönemden yetişkinliğe doğru ilk dönemlerdeki yapısı/rengi. [Birkaç yıla kadar sürebilir!] )

( Boşalmadaki rengi. İLE/> 10-15 dk. sonra su kıvamına ve rengine dönüşür. )


- SÜT VERMEDE, BEBEK VE ANNE İÇİN:
EMME ile/ve/||/<>/> DUYGU İLİŞKİSİ/AKTARIMI/PAYLAŞIMI

( İlk 3 dakika. İLE/VE/||/<>/> 3 dakikadan sonrası. )


- TAAHHÜT ile/ve/||/<>/> TEMÎNÂT


- TAASSUB değil/yerine/>/>< TASAVVUF

( TASAVVUF: Taassubu yok eden neyse, o! )


- TAAYYÜN ve/> TEŞEKKÜL


- TAHALLÜL ile/ve/> TAHAKKUK


- TAHAMMÜL EDEMEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ALIŞAMAMAK


- TÂHİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/</> TAYYİB

( Temiz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/ İyi, güzel, hoş. )


- TAHKİK[< HAKK] ile/ve/<>/> TAHRİR ile/ve/<>/> TAKRİR ile/ve/<>/> TAKRİB ile/ve/<>/> TÂLİM ile/ve/<>/> TEDKİK

( Doğru olup olmadığını araştırma. | Kanıt ile bilmek. [Mantıksal ve felsefi alan.] İLE/VE/<>/> İlgisi olmayanları bilmek. İLE/VE/<>/> Kanıtların iç tutarlılığı araştırma. İLE/VE/<>/> Kanıt ile sonuç arasındaki tutarlılığı araştırma. İLE/VE/<>/> Öğrenme. İLE/VE/<>/> Kanıtlamayı bilmek. )


- TAHKİK ile/ve/||/<>/> TAHRİK


- TAHKİR ile/ve/> TAHRİK

( Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma. İLE/VE/> Eşeysel isteği, duyguları uyandırma, artırma. | Bir kişiyi, kötü bir iş yapması için harekete geçirme, kışkırtma. | Yola çıkarma, hareket ettirme, kımıldatma. )


- TAKINTI OBSESYON ile/ve/> SİNİRCE TAASSUB NEVROZ ile/ve/> ÇILDIRI/PSİKOZ


- TAKİPSİZLİK ile/ve/||/<>/> BERAAT


- TAKLİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYNALAMA


- TAKLİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEKRAR


- TAKSÎM ile/ve/||/<>/> TAKSİT


- TALAK:
1 ile/ve/||/<>/> 2 ile/ve/||/<>/> 3


- TALENT[Yun. TALANTON] ile/ve/> STATER

( 26 kg. İLE/VE/> Para birimi Talent'ten üç mina daha ağır yapılarak, aradaki fark ağırlık talenti'nin birimlerine paylaştırılmıştır. Bu birim stater'dir. [873,2 gram] ve eski sikkeye yani 'Didrahmi'ye denk sayılacak bir ağırlık birimidir, ayrıca askatları vardır. )

( Atina'da alışverişte kullanılan Talent 36,39 kilogramdı. Para birimi olarak ağırlığı ise 25,92 kilogramdı. Talanton'un altmışta biri de mİna'ydı.[436,60 gram]. )


- TÂLİB ile/ve/||/<>/>/< TÂBİ


- TÂLİM MÜRŞİDİ ve TARİKAT MÜRŞİDİ ile/ve/değil/yerine/> SOHBET MÜRŞİDİ

( Mürşit, mürşitten kurtulmak içindir. )


- TALİP[< TALEP] ile/ve/||/<>/> TALİM


- TAM AYRI TUTMA/İSTİSNA ile/ve/||/<>/> BÖLÜMSEL/KISMÎ AYRI TUTMA/İSTİSNA


- TANIM ile/ve/||/<>/> DURUM


- TANIMLAMA ile/ve/> TAMAMLAMA

( TO DEFINE vs./and/> TO COMPLETE )


- TANIMLAYICI ile/ve/||/<>/> TAMAMLAYICI


- TANIŞIKLIK ile/ve/> GÖRÜŞME


- TANRI APOLLON'A BAĞLANAN SANATLAR
ile/ve/||/<>/>
TANRI DIANISOS'A BAĞLANAN SANATLAR

( Plastik sanatlar. İLE/VE/||/<>/> Şiir, müzik, dans. )

( Birey. İLE/VE/||/<>/> Birleşme. )


- TANRI:
NOUS ve/||/<>/> LOGOS'UN, AŞKINSAL BİRLİĞİ


- TANRI/ALLAH:
FERDİYET/BİREYSELLİK ve/> CEMÂL/ESTETİK


- TANZİMAT FERMANI ile/ve/||/<>/> ISLÂHAT FERMANI

( 03 Kasım 1839 İLE/VE/||/<>/> 18 Şubat 1856 )


- TAPINMA ile/ve/<>/> ADANMA

( Dinde. İLE/VE/<>/> Sanatta. )


- TARAFSIZ OLMAK ile/ve/||/<>/>/< DÜRÜST OLMAK

( Dürüstlük, bizi gerçeğe götürecektir. )

( Tek yükümlülüğümüz, kendimize karşı dürüst olmaktır. )

( Dürüstlük ve arınmışlık, engelleri kaldırır. )

( Kişi, kendi tarihiyle uğraşırken, kendi mânevî dünyasıyla, anlam dünyasıyla uğraştığından dolayı tarafsız kalamaz; bu, kişinin doğasına aykırıdır fakat dürüst olabilir. )

( Integrity will take you to reality.
Integrity and purity remove the obstacles. )

( Dürüst olup olmadığınızı, size, sizden başka kim söyleyebilir? )

( Bazı konularda ve ayrıntılarında tarafsız olamayabiliriz fakat (daha) dürüst olabiliriz. )

( TO BE HONEST vs./and/||/<>/>/< TO BE NEUTRAL )


- TARAMA ve/||/<>/> TANIMA


- TÂRİF ile/ve/> ÂRİF

( Târif sahibi olan, ârif olur. )


- TARİH BİLGİSİNDE:
USÛL ve/||/<>/> KAVÂRİN ve/||/<>/> AHVAL ve/||/<>/> HAVÂDİS

( Yöntemler. VE/||/<>/> Yasalar. VE/||/<>/> Durumlar. VE/||/<>/> Haberler. )


- TARİH YAZIMI:
GELENEKSEL ile/ve/||/<>/> BÜTÜNSEL ile/ve/||/<>/> YENİ SİNEMA ile/ve/||/<>/> MİKRO


- TARİHİN TEKRARINDA:
BİRİNCİSİ ile/ve/||/<>/> İKİNCİSİ

( Trajedi. İLE/VE/||/<>/> Komedi. )


- TARIM "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> SANAYİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> BİLGİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ)

( AGRICULTURAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INDUSTRIAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INFORMATION "AGE"(/SOCIETY) )


- TARTIŞMA" KONUSU ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ARAŞTIRMA KONUSU


- TAŞ ile/ve/||/<>/> TAŞİLİĞİ

( ... İLE/VE/||/<>/> Taşların, yapraklar durumunda ayrılmasını sağlayan ara katmanı. )


- TAŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TOPRAK

( Taş gibiydin. Çok gönül kırdın. Yeter!
Toprak ol! Üstünde hoş güller biter...

Mevlânâ )

( )


- TASARI ile/ve/||/<>/> TASARIM

( Olması ya da yapılması istenilen bir şeyin, zihinde aldığı biçim. | Tüzel bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul ya da organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha. İLE Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur. | Bir sanat yapıtının, yapının ya da teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn. | Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn. | Daha önce algılanmış olan bir nesne ya da olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası. )


- TASAVVUF ve/=/||/<>/> BEREKET


- TASFİYE ile/ve/||/<>/> TESFİYE ile/ve/||/<>/> TEZKİYE

( ( Nefsi. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Aklı. ) )


- TASHİH[< SIHHAT] ile/ve/değil/yerine/+/> TEKMİL


- TASIMIN/KIYASIN OLANAKLILIĞI:
İKİLİLERDE ile/ve/değil/||/<>/>/< ÜÇLÜLERDE


- TASNİF'UL ULÛM:
KELÂM ve/> FIKIH ve/> TASAVVUF

( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )


- TASNİF ile/ve/||/<>/> TANZİM


- TASNİF ile/ve/||/<>/> TASHİH


- TATMİN ile/ve/> DURMASINI BİLMEK

( Sükûn bulmak, sakinleşmek, itminana kavuşmak. İLE/VE/> ... )


- TAVAN ile/ve/değil/||/<>/> ÇATI


- TAVSİYE ve/> İSTİŞÂRE


- TEBLİĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< TEMSİL


- TEDÂVİ ile/ve/||/<>/> TELÂFİ


- TEDBİR-İ NÜFUS ile/ve/||/<>/> TEDBİR-İ MENZİL ile/ve/||/<>/> TEDBİR-İ MEDÎNE/MÜDÜN

( Bireyin ve toplumun oluşumunda. İLE/VE/||/<>/> Aileyi/topluluğu yönetmek. İLE/VE/||/<>/> Kenti/toplumu yönetmek. )

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- TEDBİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< FİKİR (ETMEK)

( Sonuca yönelik düşünme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Sonuca yönelik olmayan düşünme. )

( Zât bakımından aynı, itibar bakımından ayrılardır. )

( Sona bakmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yola bakmak. )

( [not] Thinking to [get/go] consequence. VS./AND/BUT/||/<>/>/< Any kind of thinking without consequence.
Any kind of thinking without consequence. INSTEAD OF Thinking to [get/go] consequence. )

( [not] PRECAUTION vs./and/but/||/<>/>/< TO THINK
TO THINK instead of PRECAUTION )


- TEDBİR ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİRME


- TEDİRGİN/LİK ile/ve/<>/>/< GERGİN/LİK


- TEFEKKÜR ve/> İSTİ'DÂD


- TEFEKKÜR ile/ve/> TAAKKUL

( Her kişinin becerisidir. [kendince ve kabı kadar] İLE/VE/> Er kişinin becerisidir. )


- TEFEKKÜR ile/ve/<>/> TEMÂŞÂ[Fars.]

( MEDİTASYON ile/ve/<>/> KONTEMPLASYON )

( Düşünme. İLE/VE/<>/> Bakıp izleme, hoşlanarak bakma. | Bakan ve bakılanın, eş zamanlı hareketi. | Gezme. | İzlenilecek görüntü, görülmeye değer şey. | Oyun, temsil, piyes, tiyatro. )

( MEDITATION vs./and/<>/> CONTEMPLATION )


- TEFRİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHÎD

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Tenzihte teşbihi, teşbihte tenzihi görmek. / Zahirde bâtını, bâtında zahirde görmek. )


- TEFTİŞ-İ MESÂHİF ile/ve/||/<>/> TETKİK-İ MÜELLEFAT
:MECLİSİ/DEFTERLERİ


- TEHDİT ile/değil/yerine/></> DÜZEN

( Herhangi bir yerdeki adâletsizlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/> Her yer, zaman ve koşulda adâlet. )


- TEHDİT ile/ve/> KORKU

( MENACE vs./and/> FEAR )


- TEHDİT ile/ve/||/<>/> TEDİRGİNLİK


- TEHEYYÜÇ[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEHYİÇ[Ar.]

( Coşma, heyecanlanma. İLE/VE/||/<>/> Coşturma, heyecanlandırma. )


- TEHLİKE ve/> KURTULUŞ

( Kişi, düştüğü çukurdan, ancak, kendi çıkabilir. )

( MUHÂTARA[< HATAR] ve/> NECÂT )

( DANGER and/> SALVATION )


- TEK BOYUTLULUK ile/değil/yerine/> DERİNLEŞME


- TEK ÇAPA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÇİFT ÇAPA


- TEK EL ve/değil/yerine/||/<>/> İKİ EL

( 'in, nesi var? VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> 'in sesi var! )


- TEK ile/ve/||/<>/> ÇİFT ile/ve/||/<>/> BİR

( [DÜŞÜNCEDE:] Yok edilebilir. İLE/VE/||/<>/> Yok edilemez. İLE/VE/||/<>/> Var eder, bireştirir/tevhîd ettirir. )

( ODD vs./and/||/<>/> EVEN vs./and/||/<>/> UNIQUE )


- TELEKS[Fr./İng.] ile/ve/||/<>/> BELGEGEÇER/TELEFAKS[Fr./İng.] / FAKS

( Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni. İLE/VE/||/<>/> Belgegeçer aracına uzaktan yazdırma düzeni. )


- TELKİN ile/ve/değil/||/<>/> TERCİH


- TELLERİ(MİZİ) KARDEŞ EYLEMEK ve/||/<>/> SAZI(MIZI) DÜZENLEMEK


- TELOMER:
ANNE KARNINDA ile/ve/||/<>/> YAŞAMDA


- TELVİN ve/> TEMKİN


- TEMEL ile/ve/||/<>/> TAMAMLAYICI


- TEMMUZ ile/ve/||/<>/> KIZIL ISI

( Yılın yedinci ayı. İLE/VE/||/<>/> Temmuz'un çok sıcak olan ikinci yarısı. )


- TEMSİL ile/ve/||/<>/> TERSİM


- TENEZZÜH[< NÜZHET] ve/||/<>/> ARABA

( Eskiden, arabalara, tenezzüh denilirdi. Sadece hekimler kullanırdı. Hekim dışındakilerin araba kullanması ayıptı ve görgüsüzlüktü. )


- TENZİH ve/> TE'VİL


- TENZİH ile/ve/> TEŞBİH ile/ve/> TECRİT ile/ve/> TESBİH ile/ve/> TEFRİK


- TEOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK ile/ve/||/<>/> POZİTİVİZM


- TERK ile/ve/> HAYIR

( Güç ve hayırlar herkes içindir ve isteyen herkese hazırdır. )

( Dıştaki hiçbir şey bir değer ifade etmediği ve gönül her şeyi terk etmeye hazır olduğu zaman, zihinsel olgunluk düzeyine ulaşılmış demektir. )

( Power and grace are for all and for the asking.
A level of mental maturity is reached when nothing external is of any value and the heart is ready to relinquish all. )

( ABANDONMENT/FORSAKE/RENOUNCE/LEAVE vs./and/> NO )


- TERBİYE(EĞİTİM) ile/ve/> TÂLİM(ÖĞRETİM/ALIŞTIRMA) ile/ve/> TE'DİB(EDEB)(DAVRANIŞ/TUTUM)

( Davranış-eylem. İLE/VE Düşünce-bilgi. VE/> Terkib. )

( Göze dayanır. İLE/VE Kulağa dayanır. VE/> Davranıştır. )

( İyi-kötü. İLE/VE Doğru-yanlış. VE/> Güzel. )

( Örnek gerektirir. İLE/VE Bilen/hoca gerektirir. VE/> "Kişi kendin bilmek", haddini bilmek gerektirir. )

( Her yerdedir. İLE/VE Belirli bir yerdedir. VE/> Her yer ve zamandadır. )

( Bütüncüldür. İLE/VE Sıradüzenseldir. VE/> Estetiktir. )

( Kalb-i selîm. İLE/VE Akl-ı selîm VE/> Zevk-i selîm. )

( TO TRAIN vs./and PRACTICE/EXERCISE/DRILL and/> MANNER
Behaviour-action. VS./AND Idea-knowledge. AND/> Compound.
Base on eye. VS./AND Base on ear. AND/> Behaviour.
Good-bad. VS./AND Right-wrong. AND/> Beautiful.
Needed example. VS./AND Needed teacher. AND/> To know the self.
Everywhere. VS./AND Define place. AND/> Everywhere and anytime.
Integral. VS./AND Hierarchical. AND/> Aesthetical. )


- TERENNÜM:
LAFZÎ ile/ve/||/<>/> İKÂÎ


- TERİM:
AD ile/ve/||/<>/> GÖNDERİMİ


- TERK-İ DÜNYA ve/<>/> TERK-İ UKBÂ ve/<>/> TERK-İ HESTÎ/TERK

( * TERK-İ DÜNYA (Budizm'deki Yansıması: NİRMANAKAYA)
* TERK-İ UKBÂ(Dünyayı terk etmenin vereceği mutluluğu terk)(Cenneti ve nimetlerini terk) "(B.Y.: DHARMAKAYA)"
* TERK-İ TERK(/HESTÎ)(Kendi varlığını terk edip Hakk'ta fâni olmak) "(B.Y: SAMBOGAKAYA)" )


- TERMODİNAMİĞİN:
1. YASASI ile/ve/||/<>/> 2. YASASI

( Durum değişimi. İLE/VE/||/<>/> Durum yönü. )

( Durum değişimi. İLE/VE/||/<>/> Niteliği. )


- TERSİNEMEZLİĞİN ARTIŞI ve/||/<>/> "SABİTLİK"


- TERTİB ve/||/<>/>/< MÜRETTEBÂT


- TERVİYE ile/ve/<>/> AREFE ile/ve/<>/> NEHÂR

( [Zilhicce'nin] 8. günü. İLE/VE/<>/> 9. günü. İLE/VE/<>/> 10. günü.[Bayram] )


- TEŞEBBÜS ile/ve/||/<>/> TESADÜF

( Teşebbüs etmezsen, tesadüf etmez. )


- TESHÎR ile/ve/> TAHRİK

( Söz/kelâm ile. İLE/VE/> Bakış/nazar ile. )


- TESLİMİYET ile/ve/> AŞK

( SUBMISSION vs./and/> FALL IN LOVE )


- TESLİMİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< TERK-İ DAVÂ


- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/>/< TEVEKKÜL
ile/ve/||/<>/>/<
TEBESSÜM :)

( Denizde, kendini bırakırsan batmazsın. Kişiyi batıran, kendini bırakmaksızın çırpınmasıdır. )


- TESLİS ve/>/<> TEVHİD


- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/>/< (HAKKI/NI) TESLİM


- TETT ile/ve/||/<>/> STT/SKT

( Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi İLE/VE/||/<>/> Son Tüketim Tarihi/Son Kullanım Tarihi )


- TEVÂCÜD ile/ve/sonra/||/<>/> TEVECCÜD[< VECD]

( | Kendine vecid dâvet etme, vecd içinde olabilmek için gayret sarfetme, vecdi talep etmek. İLE/VE/SONRA/||/<>/> Vecde gelme, hallenme, coşma. | Kendinden geçerek ilâhi aşka dalma. | Aşırı heyecan. | Kederlenme. )


- TEVÂRÜS[< VERÂSET] ile/ve/> TEMELLÜK[< MELK/MÜLK] ile/ve/> TEMESSÜL[< MİSL] ile/ve/> TERCÜME

( Birinden miras kalması, mirasa konma. | Kalıtım yoluyla birinden ötekine geçme. İLE/VE/> Kendine mâl etme. İLE/VE/> Benzeşme. | Özümleme. İLE/VE/> Çeviri. )


- TEVEKKÜL ve/||/<>/> RIZÂ ve/||/<>/> SABIR

( Ulaşamadığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Ulaştığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Kaybettiğine gösterdiğin. )


- TEVEKKÜL ve/||/<>/> TEVEKKEL

( Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma. VE/||/<>/> Bazı/çoğu şeyi oluruna bırakan. )


- TEVFİK FİKRET ile/ve/||/<>/> ATATÜRK

( Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bâl
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim,
İnhinâ tavk-ı esâretten girandır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür bir şâirim.

(Kimseden bir yarar ummam ben, dilenmem kol kanat.
Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
Bir eğik baş, bir boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür, irfânı hür, vicdanı hür bir şairim.)

Tevfik Fikret )

( )


- TEZAD ile/ve/> MİZAH

( OPPOSITION vs./and/> COMEDY )


- TEZEKKÜR ile/ve/||/<>/> TEDEBBÜR

( Geçmişe yönelik. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe yönelik. )

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- THALES ve/||/<>/> ANAKSİMANDROS/ANAKSİMENDER

( ...[M.Ö. 624 - 546] VE/||/<>/> Thales'in öğrencisi.[M.Ö. 610 - 546/545] )

( Anaksimandros, dünyanın tepsi gibi değil küre gibi olduğundan ilk kuşkulanmış kişidir.[Dünyanın eğimini bile ölçmüştür.] )

( [2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. dersler...] )


- THE TRUMAN SHOW ve/<>/> ASCENSION

( Film.[Jim Carrey] VE/<> Dizi.[3 bölüm] )


- TIKANMAK ile/ve/||/<>/>/< TÜKENMEK


- TIKINMAK ve/> IKINMAK

( Tıkınırsanız, ıkınırsınız. )


- TIKMAK ile/ve/<>/> TEPMEK


- TİLÂVET ile/ve/||/<>/> KIRAAT ile/ve/||/<>/> TERTİL ile/ve/||/<>/> MAKAM

( [Kur'ân-ı Kerîm'i, ...] Dil ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Akıl ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Gönül ile okumak. İLE/VE/||/<>/> ... )


- TİN:
| ÖZNEL ile/ve/||/<>/> NESNEL | ile/ve/||/<>/> SALTIK

( | Üretim. İLE/VE/||/<> Katılım. | İLE/VE/||/<>/> Zorunlu üretim. )

( | Bireysel. İLE/VE/||/<> Toplumsal. | İLE/VE/||/<>/> Tanrı/hakikat. ) )

( | Koşullu. İLE/VE/||/<> Koşullu. | İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )

( | Özerklik. İLE/VE/||/<> Özerklik. | İLE/VE/||/<>/> Özgürlük. )


- TİNDEN DOĞMUŞ OLAN ile/ve/||/<>/> YENİDEN DOĞMUŞ OLAN


- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ


- TIRPAN ile/ve/||/<>/> YABA/ATKI

( Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. İLE/VE/||/<>/> Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde, tahtadan tarım aracı. | Ekin demetlerini, yükseğe atmaya yarayan araç. )


- TIRTIL ile/değil/<>/> NİMFA ile/değil/<>/> KELEBEK

( Tırtılın, "son" dediği şeye, dünyanın geri kalanı, "kelebek" der. )


- TITANIC ve/||/<>/> HALOMONAS TITANICAE

( Titanic, Atlas Okyanusu'nun 3657 m. derinliğine kadar battıktan sonra pasla beslenen Halomonas Titanicae adı verilen bir tür bakterinin, geminin yapımında kullanılan 50 bin ton demiri yavaş yavaş tükettiği ortaya çıkmıştır. )

( )


- TİTİZLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖZEN


- TİTİZLİK ile/ve/||/<>/> PİMPİRİK/LİK / PİMPİRMEK

( ... İLE/VE/||/<>/> Gereksiz yere titizlik gösteren. | Kuşkucu. | Çok yaşlı ve güçsüz kişi. | Harap, bozuk, virâne. )


- TİTREMEK ile/ve/> SARSILMAK

( RA'ŞE ile/ve/> ... )

( SHIVE vs./and/> SHAKE )


- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ

( )


- TOPALTI ile/ve/||/<>/> TOPALTI

( Kale toplarının koruması altındaki yer. İLE Kale ile korunan bir kentin yakın çevresi. )


- TOPARLAK ile/ve/||/<>/> TOSTOPARLAK

( Top biçiminde olan, yuvarlak. İLE/VE/||/<>/> Bütünüyle toparlak. )


- TOPLUM ile/ve/||/<>/> SİYASET ile/ve/||/<>/> AHLÂK

( [kişinin] Başkası ile ilişkisi. İLE/VE/||/<>/> Kamusal alandaki yetki. İLE/VE/||/<>/> Kendi ile ilişkisi. )


- TOPLUM ve/=/||/<>/>/< UZLAŞIM


- TOPLUMLARI:
BİLGİNLER/AYDINLAR AYDINLAT("A")MAZSA ne yazık ki/> ŞARLATANLAR ALDATIR


- TOPLUMSAL ile/ve/||/<>/>/< BİREYSEL/ÖZNEL

( Kumaş. İLE/VE/||/<>/>/< Giysi. )

( Saygı. İLE/VE/||/<>/>/< Sevgi. )


- TOPRAK ile/ve/||/<>/> SINIR

( MERZ[Fars.]: Toprak, yer. | Sınır, hudut. | Parmak ucuyla çimdiklemek ve tırmalamak. )


- TÖRE ve/<>/> ÖKE


- TÖVBE ET/MEK ve/||/<>/> YAKLAŞ/MAK


- TÖVBE ve/=/||/<>/> ASLINA DÖNME


- TÖZ:
BİRİNCİL ile/ve/||/<>/> İKİNCİL

( Yapılandığını, kendinde barındıran. )


- TRAJEDİ ile/ve/||/<>/> TRAVMA


- TRAKTÖR ve/||/<>/> TREYLER[İng. < TRAILER]

( ... VE/||/<>/> Traktör ya da kamyonlara, genellikle yük taşımalarını sağlamak için takılan araba. )


- TRİLYON[Fr. < TRILLION] ile/<>/> KATRİLYON[Fr. < QUATRILLION] ile/<>/> KENTİLYON[Fr. < QUINTILLION]

( Milyar kere bin. İLE/<>/> Trilyonun bin katı olan sayı, trilyon kere bin. İLE/<>/> Katrilyon kere bin. )


- TRİYAS[Fr.] ile/> PLİYOSEN[Fr. < Yun.]

( İkinci Çağın yaklaşık kırk beş milyon yıllık dönemi. İLE/> Üçüncü çağın en son dönemi. )


- TROPOSFER[İLK YUVAR] ile/ve/||/<>/> OZON KATMANI ile/ve/||/<>/> STRATOSFER[KATYUVARI] ile/ve/||/<>/> MEZOSFER[ORTA YUVAR] ile/ve/||/<>/> TERMOSFER[ISI YUVAR] ile/ve/||/<>/> EKZOSFER[DIŞ YUVAR] ile/ve/||/<>/> IYONOSFER ile/ve/||/<>/> MANYETOSFER

( 11 km. ilk katman. İLE/VE/||/<>/> 25 km. İLE 10-60 km. arası. İLE/VE/||/<>/> Ortayuvar. Stratosferin üzerindeki sıcaklığın azaldığı katman. | Yer havayuvarında, katyuvarının üzerinde, sıcaklığın azaldığı, yaklaşık olarak 60-80 km. arasındaki katman. İLE/VE/||/<>/> Isıyuvar. 100-300 km. arası. İLE/VE/||/<>/> Atmosferin basıncı en az olan yüksek tabakası. Atom ve moleküllerin çekim etkisinden kurtulabildiği ve gezegenler arası ortama kaçabildiği son tabakası. İLE/VE/||/<>/> Atmosferin atom ve moleküllerinin güneş ışınlarıyla iyonlaştığı 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE/VE/||/<>/> Dünya üzerinde yer çapının birkaç katı yüksekliklere kadar uzanan, bulunuş nedeni yerin manyetik alanı olan bir bölge. )

( )

( TROPOSHERE vs./and/||/<>/> OZONE LAYER vs./and/||/<>/> STRATOSPHERE vs./and/||/<>/> MESOSPHERE vs./and/||/<>/> THERMOSPHERE vs./and/||/<>/> EXOSPHERE vs./and/||/<>/> IONOSPHERE vs./and/||/<>/> MAGNETOSPHERE )


- TÜFEK ile/ve/||/<>/> MİKROP ile/ve/||/<>/> ÇELİK

( "Tüfek, Mikrop ve Çelik"(Jared Diamond) kitabını okumanızı salık veririz. )


- TÜKENME ile/ve/<>/> ÇÖZÜNME


- TÜM NESNE/ŞEY VE/YA DA KAVRAMLARIN/DEĞERLERİN ADI ile/ve/> İNSAN/KİŞİ ADI/ADLARI

( ALL MATTER AND/OR CONCEPTS/VALUES NAME vs./and/> HUMAN NAME/S )


- TÜMDENGELİM ile/ve/||/<>/> AŞKINSAL/TRANSANDANTAL TÜMDENGELİM


- TÜMELİ DÜŞÜNMEK ile/ve/||/=/<>/> TÜMELDE KENDİNİ DÜŞÜNMEK


- TÜNMEK ile/ve/||/<>/> TÜNEK

( Kuşların, kanatlı evcil hayvanların, uyumak için bir dala ya da sırığa konması. | Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak. İLE/VE/||/<>/> Kuş, tavuk, horoz vb.nin üzerinde tünedikleri dal ya da sırık. )


- TÜP BEBEK ile/değil/yerine/> AŞILAMA

( )


- TUR ATMA ile/ve/değil/||/<>/> DÖNME

( Etraf(ın)da. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Merkezde. )

( Dışarıda. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İçeride. )

( Kendinden. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Kendin(d)e. )


- TÜRK BAYRAĞI'NDA:
8 KÖŞELİ YILDIZ ile/değil/yerine/<>/> 5 KÖŞELİ YILDIZ


- TÜRKİYE'DE, SİNEMA TARİH YAZIMINDA:
SİNEMANIN BAŞLANGICI ile/ve/||/<>/> MUHSİN ERTUĞRUL DÖNEMİ ile/ve/||/<>/> DÖNEMLER ile/ve/||/<>/> YAKLAŞIM ile/ve/||/<>/> KAYNAK KULLANIMI ile/ve/||/<>/> YÖNTEM


- TUTARLI/LIK ile/ve/> DENGELİ/LİK

( CONSISTENCY vs./and/> BALANCED/NESS )


- TUTARLI/LIK ile/ve/||/<>/> YETERLİ/LİK


- TUTARLILIK ile/ve/||/<>/> İTİBAR

( Kendimizde gö(ste)rebileceğimiz. İLE/VE/||/<>/> Ötekilerde [ve kendimizde] gö(ste)rebileceğimiz. )


- TUTKU:
ISTIRAP değil/yerine/> DEĞİŞİM

( Tutku, kişiyi, ıstıraptan, gelişim ve değişime taşıyan köprüdür. )


- TUTKU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞK


- TUTMA ile/ve/> GENİŞLETME

( TO HOLD vs./and/> TO WIDEN )


- TUTUM/U BENİMSEMEK ile/ve/> ALIŞKANLIK OLUŞTURMAK


- TUTUM ile/ve/||/<>/> SİYASET

( İnsanda. İLE/VE/||/<>/> Toplumda. )


- TUTUNMA ile/ve/||/<>/> TUTKUN/LUK


- TÜYLENME ile/ve/||/<>/> KARINSA

( ... İLE/VE/||/<>/> Kuşların tüy değiştirmesi. )


- TUZ ile/ve/<>/> HALOJEN[Fr. < Yun. HALS: Tuz. | GENNAN: Doğurmak.]

( ... İLE/VE/<>/> Madenlerle birleşince tuz verebilen, flor, klor, brom ve iyot öğelerine verilen ad. )


- TUZ ile/ve/||/<>/> TUZCUL

( Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu nesne. | Bir asitteki hidrojenin yerini bir bazın almasıyla oluşan birleşim, sodyum klorür[NaCl]. İLE Tuzlu toprakları seven bitki. )


- TUZAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TUZAKLI


- TÜZE/HUKUK:
BAŞLANGIÇTA ile/ve/değil/||/<>/> GÜNÜMÜZDE


- TÜZE/HUKUK ve/=/||/<>/>/< BÜTÜN/LÜK


- TÜZE ve/||/<>/>/< USSALLIK


- TÜZEL/HUKUKÎ SORUMLULUK ile/ve/değil/=/||/<>/>/< İNSANÎ/BİREYSEL SORUMLULUK

( [not] JUDICIAL RESPONSIBILITY vs./and/but/=/||/<>/>/< HUMANE RESPONSIBILITY )


- TÜZÜK ile/ve/||/<>/> YÖNETMELİK


- ÜÇ AYLAR/ŞÜHÛR-İ SELÂSE:
RECEP ve/> ŞABAN ve/> RAMAZAN


- ÜÇ BOYUTLU ile/ve/değil/||/<>/> YEDİ BOYUTLU


- ÜÇ KÜRE ve/||/<>/> YEDİ KÜRE ve/||/<>/> ONBİR KÜRE


- ÜÇGEN:
180° ile/ve/||/<>/> 360° ile/ve/||/<>/> 540°


- UÇKUR ve/||/<>/> ÇUKUR


- ÜÇLÜ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÜTÜN/LÜK/BÜTÜNSEL/LİK | TÜMEL/LİK


- ÜCRETLİ İZİNDE:
1-5 YIL ARASI ile/ve/||/<>/> 5 - 15 YIL ARASI ile/ve/||/<>/> 15 YIL ÜSTÜ

( [en az] 14 gün. İLE/VE/||/<>/> 20 gün. İLE/VE/||/<>/> 26 gün. )


- UÇURTMALARIN UÇMASI:
YEL GÜCÜ ile/ve/değil/||/<>/>/< YELE KARŞI KOYARAK


- UGARİT/LER ve/> FENİKE/LİLER ve/> YUNAN/LAR


- UĞRAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DURAK


- UĞRAŞ ile/ve/||/<>/> ETKİ


- UĞURBÖCEĞİ'NDE:
(KIN) KANAT ile/ve/||/<>/> ALT KANAT[ELYTRA]


- UKALÂLIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> HAKARET


- UKE/UKULELEDE:
SOPRANO ile/ve/||/<>/> KONÇERTO ile/ve/||/<>/> TENOR ile/ve/||/<>/> BARİTON


- ÜLGER/HÂV[Ar.] ile/ve/||/<>/> HÂVI DÖKÜLME/TİRFİLLENME


- ÜLKE ile/ve/||/<>/> UZAY ÜLKESİ(ASGARDIA)

( ... İLE/VE/||/<>/> Önümüzdeki 25 yıl içinde kurulması planlanan ilk uzay ülkesidir. 200.000 nüfuslu olacak bu uzay ülkesi, Dünya'nın yörüngesinde bulunacaktır. Bağımsız bir ülke olacak olan Asgardia'nın temel amacı, Uzay'da barış ve Dünya'nın çatışmalarının uzaya aktarılmasını engellemek. Asgardia'nın ana hedefinin başında Dünya'yı, uzay tehditlerinden korumak ve Dünya yörüngesinde yaşanılabilir ortamlar yaratmaya çalışmaktır. Asgardia'nın ideal hedefi ise vatandaşların, doğduğu ülkenin kişisel refahı ne olursa olsun, tüm insanlığa hizmet etmeyi amaçlaması. )


- ULUS DEVLET ile/ve/değil/||/<>/> ULUS


- ULUSÇULUK ile/değil/yerine/>/< VATANSEVERLİK


- ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR ve/||/<>/> ANAYASA


- ÜMİT YİTİMİ ile/ve/||/<>/>/< UTANÇ

( Ormana/adaya düşen ya da ağır doğa koşullarına maruz kalanların ölümü, koşulların zorluğundan değil o duruma nasıl düştüğünün utancından["düşüncesinden"] ve o zorlu koşullardan çıkabilmek için daha yeterli/yetkin düşünebilmek yerine gittikçe ümidini yitirmesinden kaynaklanırmış. )

( "Esaretin Bedeli"[Shawshank Redemption - 1993], "Yaşamak İçin[Alive - 1993]", "İhanet[The Edge - 1997]" [Anthony Hopkins - Alec Baldwin], "Yeni Yaşam[Cast Away - Tom Hanks], "127 Saat" filmlerini de özellikle izlemenizi salık veririz. )

( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... - B )

( )


- ÜMİT ve/||/<>/>/< ONUR


- ÜMİTSİZ/LİK ile/ve/> HASTA/LIK


- ÜMİTSİZLİK =/ve/||/<>/> | YENİLGİ ve ÖLÜM |


- UMUR ve/||/<>/> UMUT ve/||/<>/> ONUR


- UN TANESİ/PARÇASI ile/ve/||/<>/> PİRİNÇ TANESİ/PARÇASI

( Düşünce. İLE/VE/||/<>/> Sözcük/terim. )


- UN ile/ve/||/<>/> NİŞASTA

( ... İLE/VE/||/<>/> Bitkilerde, granür durumunda bulunan beyaz nesne, önce öğütülüp un durumuna getirilir. Elde edilen bu un, suyla karıştırılır ve dinlenmeye bırakılır. Belirli bir süre sonunda dibe çöken çözelti, fırınlanarak kurutulur ve böylece nişasta elde edilir. Yapısı ve kullanım biçimleriyle undan farklıdır. )


- UN ile/ve/||/<>/> UĞRA

( ... İLE/VE/||/<>/> Hamur açılırken, yapışmaması için serpilen un. )


- ÜNİVERSİTE ile/ve/değil/||/<>/>/< UÇAN ÜNİVERSİTE

( "Uçan Üniversite" kitabının özetini okumak için burayı tıklayınız... )


- ÜNİVERSİTEDE ÖĞRETİM:
BİRİNCİ ile/ve/<>/> İKİNCİ

( ... İLE/VE/<>/> Örgün eğitim dışında verilen eğitim.[17:00 - 23:00 arası] )

( ... İLE/VE/<>/> Harç ücreti daha yüksektir ve giriş puanları daha düşüktür. )

( Diploma ya da eşitlik farkları yoktur. Diplomada da "ikincil öğretim" ile ilgili bir belirteç yoktur. )

( İkinci öğretim öğrencileri de burs ve kredi alabilmektedir. )


- UNUTABİLMEK ve/=/||/<>/> İYİLEŞMEK


- UNUTALIM! ile/ve/||/<>/> UNUTMAYALIM!

( "Yaptığımız" "iyiliği" ve "gördüğümüz" "kötülüğü". İLE/VE/||/<>/> Ölümü. )


- URANOS ve/<>/> KRONOS ve/<>/> ZEUS


- ÜREME ve/||/<>/> KORUMA


- ÜREME ile/ve/||/<>/> TEKRARLAMA


- ÜREME ile/ve/değil/||/<>/>/< VAR OLUŞ/OLMA (DÜZENEĞİ)


- ÜRETİM/İMALÂT[Ar.] ve/> DÖNÜŞÜM

( PRODUCTION and/> TRANSFORMATION )


- ÜRPERTİ ile/ve/> TUTKU

( SHUDDER vs./and/> PASSION )


- ÜRÜN ile/ve/> DİZGESELLİK


- US/AKIL ile/ve/||/<>/> BİLİM/İLİM


- US <>/||/> İMGELEM <>/||/> DUYUM


- USB-A ile/<>/> USB-B ile/<>/> USB-C


- ÜŞENGEÇ/LİK ile/ve/değil/||/<>/>/< MUTSUZ/LUK

( Mutsuz kişiler, yorgun olur ve hiçbir şey yapmak istemezler. )


- USKUMRU ile/<>/> LİPARİ[Yun.]

( ... İLE/<>/> Çirozluktan sonra yağlanmaya başlayan uskumru. )


- USSALLIK:
OLUMSUZ ile/ve/||/<>/> OLUMLU

( Eytişim. İLE/VE/||/<>/> Kavram. )


- USTALAŞMA ve/||/<>/> YALINLAŞMA

( Ustalaşanlar, yalınlaşır. Yalınlaşma da çekim yaratır. )


- ÜŞÜMEK ile/ve/> TİTREMEK

( ÂCÎŞ ile/ve/> ... )


- UTANMA ve/||/<>/> DOĞRULUK


- UTANMAK ve/> UYANMAK


- ÜTOPYA:
ÜMİT ve/||/<>/> EYLEM


- UYAK/KÂFİYE[Ar.] ve/> EŞSÖZCÜK/YEDEK/REDİF[Ar.]

( ... VE/> Koşuklarda uyaktan sonra yinelenen aynı anlamdaki sözcük ya da ek. )

( Aynı anlam, aynı görev. İLE Farklı anlam, aynı görev. )

( Çeşidi vardır. İLE Çeşidi yoktur. )

( )

( )


- UYANIŞLAR(AWAKENINGS) ve/||/<>/> LORENZO'NUN YAĞI(LORENSO'S OIL)


- UYARICI ile/ve/<>/> UYANDIRICI


- UYGARLAŞMADA:
KILIÇ fakat/değil/yerine/<>/> KALEM ve KİTAP

( Başlattı. FAKAT/DEĞİL/YERİNE/<>/> Yaşattı VE Sürdürdü. )


- UYGARLIK ve/> HUZURSUZLUĞU


- UYGARLIKTA:
SAYGI ile/ve/||/<>/> TÜZE


- UYGURLAR ile/ve/||/<>/> KARAHANLILAR ile/ve/||/<>/> SELÇUKLULAR ile/ve/||/<>/> OSMANLILAR ile/ve/||/<>/> TÜRKİYE

( 742 - 840 ile/ve/||/<>/> 840 - 1212 ile/ve/||/<>/> 1212 - 1299 ile/ve/||/<>/> 1299 - 1923 ile/ve/||/<>/> 1923 - ~ )


- UYKU ile/ve/değil/||/<>/>/< ÖYKÜ


- UYUM ile/ve/||/<>/> ÇATIŞMA ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME


- UYUMLANMA ile/ve/||/<>/> UYUMLANMA SINIRI/EŞİĞİ


- UZAKGÖRÜR/TELESKOP:
HUBBLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> JAMES WEBB

( Görünür ve ultraviyole dalga boylarında gözlemler yapmaktadır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Orta ve yakın kızılötesi olarak görmektedir. Çok daha büyük ışık toplama aynası vardır. Hubble teleskobundan yaklaşık 100 kat daha duyarlıdır.[10 milyar dolarlık bir bütçe ile elde edilmiştir.] )

( )


- UZAKLIK ÖLÇÜMÜNDE:
NİRENGİ ile/ve/||/<>/> PARALAKS


- UZAM/DÜZLEM/HAYYİZ/VÜSAT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZAY

( Belirli noktalar toplamı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> Tüm noktalar toplamı. )

( Tanımla(n)mayla. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> ... )

( Dışta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> İçte. )

( İçte yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> Dışta yok. )

( [not] PLANE vs./and/but/||/<>/> SPACE
SPACE instead of PLANE )


- ÜZEN:
YALAN SÖYLEMESİ ile/ve/değil/> ONA, DAHA SONRASINDA İNANAMAYACAK OLMAK


- ÜZGÜN/LÜK ve/||/<>/> DÜZGÜN/LÜK


- ÜZGÜN ile/ve/||/<>/> SÜZGÜN


- UZMANLIK ve/||/<>/>/< İŞBÖLÜMÜ


- ÜZÜLME ve/||/<>/> BÜZÜLME


- ÜZÜLMEK ile/ve/||/<>/> SÜZÜLMEK


- ÜZÜM ile/> ŞIRA/ŞÎRE[Fars.] ile/> ŞARAP ile/> SİRKE

( CEM ŞÎT: Şarabı bulan. )

( ... İLE Henüz mayalanmamış üzüm suyu. | Bazı meyve ve sebzelerin özü. İLE ... İLE ... )


- ÜZÜNTÜ ile/ve/||/<>/> (")ÇARESİZLİK(")


- ÜZÜNTÜ ile/ve/||/<>/> YAS


- VÂCİB-ÜL VUCUD ve/||/<>/> VAHDET-İ VÜCUD

( Var oluşu gerekli olan. | Allah. VE/||/<>/> Varlığın tek oluşu. | Tasavvuf. )


- VAHDET-EL VÜCÛD ile/ve/||/>/< VAHDET-EL MEVCÛD

( Çeşitlilik. İLE/VE/||/>/< Aynılaşma. )


- VAHİM/ÜZÜCÜ OLAN:
YALAN SÖYLEMİŞ OLMASI ile/ve/değil/||/<>/> ONA BİR DAHA GÜVENEMEYECEK OLMAK


- VAHİM ile/ve/değil/> VAHŞET


- VAHİY ile/ve/||/<>/> TEBLİĞ


- VAHŞÎ ile/<>/> BARBAR ile/<>/> UYGAR

( [İnsan/lık tarihinin] %66'sı. İLE/<>/> %33'ü. İLE/<>/> %1'i. )


- VAKFİYE DİLİ:
XIII. yy.'a KADAR ile/ve/||/<>/> XIII. yy.dan SONRA ile/ve/||/<>/> XVI. yy.dan SONRA

( Arapça. İLE/VE/||/<>/> Moğolca, Arapça, Farsça, Osmanlı Türkçe'si. İLE/VE/||/<>/> Osmanlı Türkçe'si ve İran'da, Farsça] )


- VAKIF:
İSLÂM HUKUKUNDA ile/ve/||/<>/> MEDENİ HUKUKTA


- VAKT-İ MERHÛN ve/> MAYALANMA

( Doğum. VE/> ... )


- VAR OLMAK =< ALGILANMIŞ OLMAK
ile/ve/||/<>/>
ALGILAMAK ya da ALGILAYAN OLMAK

( Nesne. VE/||/<>/> Tin. )

( George Berkeley )

( ESSE EST PERCIPI and/||/<>/> ESSE EST PERCIPERE )


- VAR OLMAK ile/ve/||/<>/> KİŞİ/İNSAN OLMAK

( Doğada. İLE/VE/||/<>/> Ancak, başka bir insan ile. )


- VAR'DAN VAROLAN ile/ve/değil/||/<>/> YOK'TAN VAROLAN

( Doğa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İnsan. )


- VARLIK FELSEFESİ/VAHDET-İ VÜCUD ile/ve/sonra/> BİRİCİK OLMAK

( İlk felsefe. İLE/VE En son. )


- VARLIK FELSEFESİ/VAHDET-İ VÜCÛD ile/ve/sonra/> BİRİCİK OLMAK

( İlk felsefe. İLE/VE/SONRA/> En son. )


- VARLIK İLKELERİ ile/ve/> VAROLUŞ NİTELİKLERİ


- VARLIK/VUCUD ile/ve/değil/||/<>/> VAROLAN/VAROLUŞ/MEVCUDİYET

( Anlamın olduğu yerdir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Anlam aranmaz/bulunmaz. )

( Nedeni, kendinde olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Nedeni, dışarıda olan. )

( Aklın alanında/sınırlarında. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zihnin alanında/sınırlarında. )

( VARLIK [< BARLIK] [Türkçe'de V ile başlayan sözcük yoktur.] )

( Tektir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çoktur. )

( Varlık, ölçülebilir ile ölçülemezin; sınırlı ile sınırsızın; oranlanabilir ile oranlanamazın harmanıdır. )

( Kendi özüne bağlı olarak varoluş! )

( Varlığın, görünüşte ne başlangıcı ne de sonu vardır, çünkü o her an yeniden başlar. )

( Evrende, herhangi bir şey, ancak, ilişkileriyle varlaşır. )

( Birlik, barış ve varlık üretir. )

( Kendiyle çelişkide olanın, varlığı yoktur. Ya da anlık bir varlığı vardır ki, bu da aynı anlama gelir. )

( Varlaşma, ilişkilerin belirmesi; değişme, ilişkilerin değişmesi; gelişme, ilişkilerin çözülerek, ilgili nesne, olay, olgu için daha üst bir konumda, yeniden kurulmasıdır. )

( Varlığın ve yokluğun ötesinde, hakiki olanın sonsuzluğu yatar. )

( Varlığın, kendi hakkında bilinçli olması gerekmez. )

( Her ne görürseniz, o gördüğünüz, sürekli olarak sizin kendi varoluşunuzdur. )

( Bilincinde olmadığım bir şeyin, "var olmadığı"nı söylemek, tümüyle yanlıştır. )

( Bilinçli deneyiminiz dışında, var olduğunu iddia ettikleriniz, eldeki bilgilerden çıkarılmış sonuçlardır. )

( Bildiğinizi, sonuna kadar araştırın, inceleyin! Varoluşunuzun, bilinmeyen katmanlarına ulaşacaksınız. )

( VARLIK: İçerik(mahiyet) olarak harf, dışlaşmış(tezahür etmiş) olarak rakam. )

( Dış dünyada bulunan varolanların biçimleri, zihinde, kavramlar olarak bulunur. )

( Gerçek varoluşunuzun derin katmanlarına ulaştıkça, zihninizin, yüzeydeki oyunlarının sizi pek az etkilediğini göreceksiniz. )

( Varoluşta, süreklilik olamaz. )

( Kişi, kendi emeğinin varolanıdır. )

( Varlığın dört biçimi/yansıması:
* VUCUD-İ AYNÎ
* VUCUD-İ ZİHNÎ
* VUCUD-İ HATTÎ/KİTABÎ
* VUCUD-İ LİSANÎ/İBARÎ )

( VARLIK:
* Özne-nesne ilişkisinde somut(vucûd fi'l-a'yân [Ar.])
* Zihnî (vucûd fi'l-ezhân [Ar.])
* Sözlü (vucûd fi'l-ibâre [Ar.])
* Yazılı (vucûd fi'l-kitâbe [Ar.]) )

( VUCÛD-U HARİCÎ: Varoluşunu, benim istencime/irâdeme borçlu olmayan. )

( VARLIK: Ne yapacağının araçlarını bilmek açısından bilmek. )

( Bütünlük. İLE/VE/DEĞİL/<> Parça. )

( İlkeseldir. İLE/VE/DEĞİL/<> Olmayabilir. )

( Becoming has, apparently, no beginning and no end, for it restarts every moment.
What contradicts itself, has no being. Or it has only momentary being, which comes to the same.
Beyond being and not-being lies the immensity of the real.
Being need not be self-conscious.
To say that what I am not conscious of does not exist, is altogether wrong.
What you claim exists outside conscious experience is inferred.
Whatever you see it is always your own being that you see.
Investigate what you know to its very end and you will reach the unknown layers of your being.
When you reach the deep layers of your true being, you will find that the mind's surface-play affects you very little.
There can be no continuity in existence. )

( Bâtın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zâhir. )

( [not] EXISTENCE vs./and/but/||/<>/> PRESENCE )

( HEN TO ON )

( CUNZAI ile/ve ... )


- VARLIK ve/> SÜREKLİLİK

( EXISTENCE vs./> CONTINUITY )

( VÜCUD ve/> BEKÂ )


- VAROLAN/MEVCÛD ile/ve/=/||/<>/> BİLİNEN/MALUM


- VAROLANBİLİMİ ile/ve/||/<>/> BİLGİBİLİMİ

( ONTOLOGY vs./and/=/||/<>/> EPISTEMOLOGY )


- VAROLUŞ:
TÖZ ile/ve/> ERK ile/ve/> ETKİ ile/ve/> EDİM ile/ve/> NEDENSELLİK


- VAROLUŞUNDAN RÂZI OLUNMUŞLUK ile/ve/<>/>/< AHLÂKINDAN RÂZI OLUNMUŞLUK

( RÂZİYE ile/ve/<>/>/< MARZİYE )


- VECD ve/> VİCDAN ve/> ZEVK

( LAF-Ü-GÜZAF, KIL-Ü-KÂL KALKTIĞINDA GERİYE ZEVK VE VİCDAN KALIR )


- VEGAN BESLEN("ME")MEK/OL("MA")MAK:
HAYVANLARA ve/değil/yerine/||/<>/> BİZE

( Pahalıya mal olur. VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Ucuza mal olur. )

( APUKURYA[Yun.]: Et yenilmeyen dönem. )


- VEHM ile/> ŞÜPHE/ZANN

( Zanaay. İLE/> Sanat. )

( 1-49 İLE/> 51-99 )


- VEKTÖR:
YEĞİNLİK/ŞİDDET ve/||/<>/> YÖN


- VERDİĞİN ŞEYLERİ "GÖRMEMEK" ve/||/<>/>/< VEREBİLECEĞİN ŞEYLERİ ARTIRMAK


- VERİ BİLİMİNDE:
YAPAY ZEKÂ ile/ve/||/<>/> MAKİNE ÖĞRENMESİ ile/ve/||/<>/> DERİN ÖĞRENME

( image )

( image
image
image
)


- VERİ ile/ve/> BİLİ ile/ve/> BİLGİ ile/ve/> FARKINDALIK

( DATA vs./and/> INFORMATION vs./and/> KNOWLEDGE vs./and/> AWARENESS )


- VERİ ile/ve/> SPERMATA

( Bilgi nesnesi. İLE/VE/> Dönüştürücü/dölleyici bilgi. )


- VERİLİ (ORTAK) AKIL ile/ve/> KURULU (ORTAK) AKIL

( Kültür. İLE/VE/> Uygarlık. )

( Nedenbilimsel. İLE/VE/> Erekbilimsel. )


- VERİLİ ile/ve/||/<>/> VAROLAN

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> Kültür. )


- VERİMLİLİK ve/> BAŞARI

( PRODUCTIVITY vs./> SUCCESS )


- VERMEK ve/||/<>/> VAR OLMAK


- VERMEK ve/||/<>/> VARMAK


- VERMEK ile/ve/||/<>/>/< VAZGEÇMEK

( TO GIVE vs./and TO GIVE UP )


- VESAİRE ile/ve/> VE ŞAİRE


- VİNÇA DAMGALARI ile/ve/||/<>/> ORHUN ABECELERİ


- VİRTÜÖZ ile/ve/> SANATÇI

( Aleti/ni unutan. İLE/VE/> Kendini unutan. )


- VUCA:
VOLATILITY | UNCERTAINTY | COMPLEXITY | AMBIGUITY ile/değil/yerine/>/>< VISION | UNDERSTANDING | CLARITY | AGILITY

( Değişkenlik, Oynaklık | Belirsizlik | Karmaşıklık | Anlaşılmazlık İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< İleri Görüş/Ülkü | Anlayış | Belirginlik | Kavrayış, Çeviklik )

( image )


- VUKÛFİYET ile/ve/||/<>/> HAKİMİYET


- WEB:
WEB 1.0 ile/ve/||/<>/> WEB 2.0 ile/ve/||/<>/> WEB 3.0


- WI-FI:
WPA2 ile/<>/> WPA3


- WUHAN'DAN[ - ÇİN], (BAZI) HAYVANLARLA OLAN YAKIN İLİŞKİLERİNDEN DOLAYI ÇIKAN HASTALIKLAR:
SUÇİÇEĞİ ve/||/<>/> VEBÂ ve/||/<>/> KORONA

( )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> KORKU

( ALIENATION vs./and/> FEAR )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> ÖZYİTİMİ

( YABANCILAŞMA: Kendi özvarlığının yerine koymak. )

( ALIENATION vs./and/> SELF-LOSS )


- YABANCILAŞMA ile/ve/||/<>/> YADSIMA


- YABANCILAŞMA ile/ve/> YALAN

( ALIENATION vs./and/> LIE )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> YİTİM

( ALIENATION vs./and/> LOSS )


- YABANİ LAHANA ile/ve/||/<>/> ALABAŞ ile/ve/||/<>/> MANGIR ile/ve/||/<>/> BROKOLİ ile/ve/||/<>/> BRÜKSEL LAHANASI ile/ve/||/<>/> LAHANA ile/ve/||/<>/> KARNABAHAR

( image )


- YÂD ETME! ile/ve/||/<>/> FERYÂD ETME!

( Geçmişi. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe.
Geçmişi yâd etme, geleceğe feryâd etme! )


- YADIRGAMA ile/ve/> RED

( TO REGARD AS A STRANGER vs./and/> TO DENY )


- YADIRGAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> "YARGILAMAK"


- YAĞMUR ile/ve/> GÖKKUŞAĞI/ALKIM/ELEĞİMSAĞMA[ALÂİM-İ SEMÂ]/YAĞMURKUŞAĞI/EBEMKUŞAĞI/ARKANSİYEL[Fr.]

( ... ile/ve/> ALKIM, EBEKUŞAĞI, EBEMKUŞAĞI, ELEĞİMSAĞMA, HACILARKUŞAĞI, YAĞMURKUŞAĞI, AL-YEŞİL KUŞAK )

( GAYS ile/ve/> ÂLÂİM-İ SEMÂ, KAVS-İ KUZAH )

( MATAR, BÂRÂN, BÂRİŞ ile/ve/> ÂDYENDE, ÂFENDÂK, SÂM, TÎRÂJE )

( RAIN vs./and/> RAINBOW )


- YAKARIŞ ve/||/<>/> TÖVBE


- YAKAZA ve/> BERZAH


- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> BEKLENTİ > HÜSRAN ile/ve/||/<>/> ÖFKE


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA GEREKSİNİMİ


- YAKLAŞIK OLARAK ile/ve/||/<>/> SONSUZ İŞ/GÖREV

( Newton. İLE/VE/||/<>/> Kant. )

( QUAM PROXIME > INFINITE TASK )


- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK

( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )


- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA


- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM


- YALINLIK ile/ve/||/<>/>/< ŞIKLIK


- YALNIZ OLMAK/KALMAK/BIRAKILMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SENİ, YALNIZ HİSSETTİREN KİŞİLERLE BİRLİKTE OLMAK

( Daha kötü. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> En kötüsü. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK


- YALNIZLIK ile/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN YALNIZLIK


- YAN YANA YÜRÜYEMİYORSAK ile/||/<>/> ÜSTÜNE ÜSTÜNE YÜRÜMEK


- YAN YANA/LIK | ARD ARDA/LIK ile/ve/||/<>/> BİRARADA/LIK


- YAN YANA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CAN CANA


- YANIK DERECELERİNDE:
1 ile/> 2 ile/> 3

( Deride kızarıklık, ağrı, yanık bölgede ödem vardır. Yaklaşık 48 saatte iyileşir. [Güneş yanıkları] İLE/> Deride içi su dolu kabarcıklar vardır. Ağrılıdır. Derinin kendini yenilemesi ile kendi kendine iyileşir.[Haşlanmalar, alev yanığı] İLE/> Derinin tüm tabakaları etkilenmiştir. Özellikle de kaslar, sinirler ve damarlar üzerinde etkisi görülür. Beyaz ve kara yaradan siyah renge kadar aşamaları vardır. Sinirler zarar gördüğünden dolayı ağrı yoktur. )

( ile/> ile/> )


- YANIK ile/ve/||/<>/> KÜL

( )


- YANILMA ile/ve/<>/>/< YARILMA


- YANILSAMA ile/ve/||/<>/> TUZAK


- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN


- YANLIŞLANABİLİRLİK ile/ve/>/değil/yerine DAHA DA İYİ BİR ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA


- YANLIŞLIK ve/> "YANMIŞLIK"

( SEHV ve/> ... )

( MISTAKE and/> ... )


- YANLIŞTA:
[ne yazık ki]
TEKRAR ile/değil/> "KARAR"


- YANMA ile/ve/||/<>/> TÜTME

( Birleşiminde karbon bulunan nesnelerin, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olması. İLE/VE/||/<>/> Duman ya da buhar çıkarma. | Dumanı geri verme. | Yaşamak, var oluşunu sürdürme. | İyi ya da kötü kokma. )


- YANSIMA ile/ve/||/<>/> YANILSAMA


- YAPI/İMAR:
"BARIŞI" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> "AFFI"


- YAPICI/LIK ve/||/<>/>/< YAPILANDIRICI/LIK


- YAPILACAK İŞ ile/ve/||/<>/> YAPILABİLECEK İŞ

( Yeterince çoktur. İLE/VE/||/<>/> Daha da çoktur. )


- YAPILANDIRMA ile/ve/||/<>/> BİÇİMLENDİRME


- YAPILAR:
KAMUSAL ile/ve/||/<>/> ÖZEL


- YAPTIĞIMIZ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> YAPMAYABİLECEKKEN YAPTIĞIMIZ

( Her birinin sorumluluğu ve olumlu ya da olumsuz bir karşılığı vardır/oluşur. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Karşılığı, seviyeli olarak çok daha ağırlaşır. )

( İstenç/irâde ile yaparız. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Direncimizi/ihtiyârımızı etkin tutmayı yeğleyerek yapmayabiliriz. )


- YAPTIĞIN İŞİ SEVMEK ile/ve/||/<>/>/< SEVDİĞİN İŞİ YAPMAK


- YAPTIĞINI "ÖVMEK" değil/ne yazık ki/> YAPTIĞINI YIKMAK


- YAPTIKLARIN ile/ve/> YAPACAKLARIN

( Yaptıkların, yapacaklarının göstergesidir/güvencesidir(teminatıdır). )


- YAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAREN


- YARALANMA/TRAVMA ile/ve/||/<>/> EYLEME VURMA


- YARALANMAK / YARALANABİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YARARLANMAK / YARARLANILABİLİR/LİK


- YARAR ve/||/<>/> SAYGI


- YARARCILIKTA/PRAGMATİZMDE:
JOHN STUART MILL ve/||/<>/> CHARLES SANDERS PEIRCE ve/||/<>/> WILLIAM JAMES ve/||/<>/> JOHN DEWEY

( 20 Mayıs 1806 - 08 Mayıs 1873 ve/||/<>/> 10 Eylül 1839 - 19 Nisan 1914 ve/||/<>/> 11 Ocak 1842 - 26 Ağustos 1910 ve/||/<>/> 20 Ekim 1859 - 01 Haziran 1952 )


- YARATMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< BESLEMEK


- YARGI ve/||/<>/> TERİM ve/||/<>/> KAVRAM


- YARGI ile/ve/||/<>/> YÜRÜTÜM(İNFAZ)

( Süreç. İLE/VE/||/<>/> Sonuç. )


- YARGILAMA ile/ve/> YARGILANMA


- YARGILAMAK ile/ve/||/<>/> YAFTALAMAK ile/ve/||/<>/> YÜRÜTÜM/İNFAZ[Ar.]


- YARGILAMAK ile/ve/değil/yerine/> YARLIGAMAK

( Bir karara varmak üzere davalı ile davacıyı dinlemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Birinin suçunu bağışlamak, mağfiret etmek. )

( HÜKÜM ile/ve/değil/yerine/> MAĞFİRET/GUFRAN )


- YARGISIZ "İNFAZ" ile/ve/değil/ne yazık ki/<>/> "YARGILI" İNFAZ


- YAŞ:
40 ile/ve/> 50

( Gençliğin, yaşlılığı. İLE/VE/> Yaşlılığın, gençliği. )


- YAŞ:
ÇOCUKLUKTA/GENÇLİKTE ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİKTE

( Girilen/gün alınan. İLE/VE/||/<>/> Tamamlanılan/yaşanılan. )


- YAS ile/ve/||/<>/> BUNALIM/DEPRESYON


- YAS ile/ve/||/<>/> MELANKOLİ

( (FREUD) )


- YAS ile/ve/||/<>/> YAŞ


- YAŞ ve/||/<>/> YAVAŞ(LIK)


- YAŞADIKLARIMIZI:
CİDDİYE ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> Tİ'YE ALMAK


- YASAKLAMA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİRME


- YASAL EHLİYETTE:
<0 ile/ve/||/<>/> 0-15 ile/ve/||/<>/> 15-22 ile/ve/||/<>/> 22-70 ile/ve/||/<>/> 70>

( 9 AY ile/ve/||/<> SİNN-İ SEBÂVET ile/ve/||/<> SİNN-İ BÜLÛĞ ile/ve/||/<> SİNN-İ RÜŞT ile/ve/||/<> SİNN-İ ATEH(BUNAMA) )


- YAŞAM BULGULARINDA:
BİLİNÇ ile/ve/||/<>/> SOLUNUM ile/ve/||/<>/> DOLAŞIM/NABIZ ile/ve/||/<>/> GÖVDE ISISI ile/ve/||/<>/> KAN BASINCI/TANSİYON


- YAŞAM ÖYKÜSÜNDE:
İLK ADIMLAR ve/||/<>/> BÜYÜME ve/||/<>/> EV ve/||/<>/> GÜÇ ve/||/<>/> EŞİNİ BULMA ve/||/<>/> EBEVEYNLİK

( "NTV - Yaşam Öyküsü" bölümlerini izlemek için burayı tıklayınız... )


- YAŞAM:
MASAL ile/ve/||/<>/> ROMAN ile/ve/||/<>/> FIKRA

( Başlangıçta. İLE/VE/||/<>/> Yaşandıkça. İLE/VE/||/<>/> Anlattıkça. )



(4/4)




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 303 kez incelenmiş/okunmuştur.