Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

VA... ~ VU...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



VA... ile başlayan FaRkLaR...

- VAC/VAK/VACUUM ASSISTED CLOSURE[İng.] değil/yerine/= VAKUM YARDIMLI YARA KAPATMA, NEGATİF BASINÇLI YARA KAPATMA


- VÂCİB-ÜL VUCUD ve/||/<>/> VAHDET-İ VÜCUD

( Var oluşu gerekli olan. | Allah. VE/||/<>/> Varlığın tek oluşu. | Tasavvuf. )


- VÂCİD[Ar.] ile VÂCİZ[Ar.]

( Vücûda getirici/getiren. | Zengin. [Allah'ın sıfatıdır.] İLE Kısa. )


- VA'D[Ar.] ile VÂD[Ar.]

( Söz verme, üstüne alma. | Yapılmasına söz verilen şey. İLE Oğul. )


- VAGON ile/ve/<> VAGONET

( Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği, demiryolu aracı. İLE Yana ya da arkaya doğru devrilebilen ve kimi toprak düzleme işlerinde kullanılan küçük vagon. )


- VÂH[Ar.] ile VÂH/VÂHA[Ar. çoğ. VÂHÂT]

( Vâh, yazık, ay. İLE Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yer. )


- VAHDET ile VAHDÂNİYYET

( Allah'a yakınlık, Allah'a ulaşma. | Yalnızlık, teklik, birlik. | Özgür bireylerin birliği. İLE Birlik, Allah'ın bir oluşu. )


- VAHDET-EL VÜCÛD ile/ve/||/>/< VAHDET-EL MEVCÛD

( Çeşitlilik. İLE/VE/||/>/< Aynılaşma. )


- VAHDET-İ ŞUHÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ KUSÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ MEVCÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ VUCÛD


- VAHDET-İ VÜCÛD ile/ve VAHDET el-VÜCÛD


- VAHDET-İ VUCUD ile VAHDET-İ ŞÜHÛD


- VAHDET-İ VÜCÛD ile VAHDET-İ VÜCÛD


- VAHİ[Ar.] ile/değil/>< VAHİY[Ar.]

( Boş, saçma. İLE/DEĞİL/>< Tanrı tarafından, bir buyruk ya da düşüncenin, peygambere bildirilmesi. )


- VÂHİD[Ar.] ile VAHÎD[Ar.] ile FERÎD[Ar.]


- "VAHİH" değil VAHİY


- VÂHİM[Ar. < VEHM] ile VAHÎM[Ar. çoğ. VİHÂM, VAHÂMÂ]

( Kuran, kuruntulu. İLE Ağır, sonu tehlikeli, çok korkulu. )


- VAHİM ile/ve/değil/> VAHŞET


- VAHS/VEHS[Ar.] ile VAHZ[Ar.]

( Ayak altında çiğneme. | Kırma. İLE Çimdikleme. | Sivri bir şey batırarak acıtma. | Isırma, sokma. )


- VAHŞÎ[Ar.] ile Vahşî[Ar.]

( Yabanî, insandan kaçan. | Ürkek, korkak. | Merhametsiz, duygusuz. İLE Uhud Gazâsı'nda, Hz. Hamza'yı öldüren köle. )


- VAHŞ/VAHÎŞ[Ar.] ile VAHŞ[Ar. çoğ. VAHŞÂN, VUHÛŞ]

( Dört ayaklı hayvanlarda görülen bir hastalık. İLE Yabani, ürkek, insandan kaçan hayvan. | Issız, tenha yer. )


- VAÎD[Ar.] ile VÂİZ[Ar. < VA'Z | çoğ. VÂİZÂN, VU'ÂZ]

( Birini iyiliğe sevk ve kötülükten uzaklaştırmak için korkutma, yıldırma. İLE Dini öğütlerde bulunan.[ibâdet yerlerinde] )


- VAK'A ile/ve VAKIA

( Olay, olgu. İLE/VE Gerçeklik. [Düştüğü gibi.] )

( Tekrarlanmayan. İLE/VE Tekrarlanabilir olan. )


- VAK'A ile/ve VAKIA

( Tekrarlanmayan. İLE/VE Tekrarlanabilir olan. )


- VAKD[Ar.] ile VAKT/VAKİT[Ar. çoğ. EVKAT]

( Ateşin yanması, tutuşması. İLE Vakit, zaman. | Saat, günün çeşitli saatleri. | Mevsim. | Uygun zaman. | Boş zaman. | Geçim. | Çağ, zaman. | Fırsat. | Belirli/belirtilen zaman. )


- VAKF-I MÜŞTEREK ile VAKF-I MEVKUF


- VÂKÎ[Ar.] ile VÂKİ'[Ar. < VUKU'] ile VAKİH[Ar.]

( Koruyan, saklayan. | Önleyici tedbir, ilâç. İLE Olan, düşen, olagelen, rastlayan, vuku' bulan. | Geçen, geçmiş olan. İLE Edepsiz, utanmaz, hayâsız. )


- VÂKIÂ[Ar.] ile VÂKIA[Ar. çoğ. VÂKIÂT] ile VAKİA[Ar. çoğ. VAKAYİ']

( Gerçek, gerçi, her ne kadar. İLE Olmuş bir iş, vuku' bulmuş, gerçek. | Düş, rüya. | Cenk, savaş. İLE Olay, vak'a, hadise. )


- VAKIF TEMELLERİ/AMAÇLARI:
HAYRAT ile/ve/||/<> AKARAT ile/ve/||/<> VAKIF

( Düşünsel/fikrî temel. İLE/VE/||/<> Amaç/gaye aracı/vasıtası. İLE/VE/||/<> Yaşamsallık/hayatiyet ve hukuksallık. )


- VAKIF ile VÂKIF (/OLMAK)

( Para, mülk. İLE Bilmek. | Vakfeden. Bir şeyi, vakıf haline getiren. )


- VALF[İng.] değil/yerine/= VANA


- VÂLİD ile/ve/<> VÂLİDE


- VÂLİD[Ar. < VİLÂDET] ile VÂLİDE[Ar.]

( Baba. İLE Ana, doğuran. )


- VALİDE ÇEŞMESİ / BEZMİÂLEM SULTAN ÇEŞMESİ ile VALİDE ÇEŞMESİ / GÖKSU ÇEŞMESİ ile VALİDE ÇEŞMESİ

( Maçka'da, Spor Caddesi'ndedir. İLE Küçüksu iskelesinde, Küçüksu Kasrı karşısındadır. İLE Aksaray meydanında, Valide Sultan Camisi yanındadır. )

( Sultan Abdülmecid, annesi Bezmiâlem Sultan'ın anısı için yaptırtmıştır. [1839] İLE Sultan III. Selim, annesi Mihrişah Sultan anısı için yaptırtmıştır. [1806] İLE 1871'de, Sultan II. Mahmud'un eşi Pertevniyal Sultan tarafından. [Pertevniyal Sultan Çeşmesi adıyla da bilinir.] )


- VALİDE KÖŞKÜ ile VALİDE KÖŞKÜ

( Yıldız Sarayı bahçesindedir. İLE Koşuyolu'ndadır. )


- VALİDE/PERTEVNİYAL SULTAN CAMİSİ ile VALİDE SULTAN CAMİSİ / YENİ CAMİ

( Aksaray meydanının köşesindedir. İLE Eminönü'ndedir. )

( Sultan Abdülaziz, annesi Pertevniyal Sultan anısı için yaptırmıştır. [1871] İLE 1590'da, Sultan III. Murad'ın eşi Safiye Sultan tarafından başlatılmıştır. Sultan IV. Mehmed'in annesi Turhan Hatice Sultan tarafından tamamlanmıştır. [Plânları Mimar Davud Ağa tarafından, tamamlanması Mimar Mustafa Ağa tarafından.] )


- VALİDE SEBİLİ ile VALİDE ÇİNİ SEBİLİ ile VALİDE-İ CEDİT SEBİLİ / YENİ VALİDE SEBİLİ

( Eminönü'nde, Bahçekapı'da, İş Bankası yanındadır. İLE Üsküdar'da, Toptaşı'nda, Çinili Cami yanındadır. İLE Üsküdar'da, Yeni Valide Camisi köşesindedir. )

( 1663'te, Sultan IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan tarafından. İLE 1640'ta, Sultan I. Ahmed'in eşi Kösem Sultan tarafından. İLE 1709'da, Sultan IV. Mehmed'in eşi Gülnûş Sultan tarafından. )


- VANİLYA[İsp.] ile/< VANİLİN

( Salepgillerden, çiçekleri beyaz, kokulu, tırmanıcı küçük bir bitki. | Bu bitkinin, tatlılara hoş koku vermesi için kullanılan meyvesi. İLE/< ... )


- VANTUZ ile VAKUM

( Çekip emmeye yarayan şişe vb. alet; çekmen. | Çeşitli hayvanlarda yer değiştirmeye, kendini bir yere bağlamaya veya yutmaya yarayan örgen. İLE Havası alınmış. | Basıncı düşürülmüş. )


- VAR ETMEK ile/ve VAR KABUL ETMEK

( TO CREATE vs./and TO ACCEPT AS PRESENT/EXIST )


- VAR ile "VAR OĞLU VAR"


- VAR ve/||/<> VAR'IN BİLGİSİ ve/||/<> VAR'IN PAYLAŞILABİLİRLİĞİ

( Vardır. VE/||/<>/> Bilinebilir. VE/||/<>/> Her zaman, zemin ve koşulda. )


- VARDA[İt.] ile VARDAKOSTA[İt.] ile VARDA BANDIRA

( Dikkat et, savul, destur! İLE Kıyıları koruyan gemilere verilen ad. | İriyarı ve gösterişli kadın. İLE İşaretçi er. )


- VARDIR ile/ve/değil/yerine VAR OLMAKTADIR

( [not] IS vs./and/but EXIST
EXIST instead of IS )


- VARGEL ile/ve/||/<> VARGEL TEZGÂHI

( Herhangi bir makinenin, bir doğrultuda gidip gelerek iş gören parçası. İLE/VE/||/<> Madensel parçaların üzerindeki kabalıkları almak için kullanılan makine. )


- VARILAN/VARILACAK:
MAHAL ile/ve/<> HAL


- VARİS[Fr.] ile VÂRİS[Ar. < VERASET]

( Toplardamar genişlemesi. [Daha çok bacaklarda görülür] İLE Kalıt/miras sahibi. )


- VARLIK İLKELERİ ile/ve/> VAROLUŞ NİTELİKLERİ


- VARLIK ile VARLIK


- VARLIK ile VARLIK


- VARLIK ile/ve VARLIK OLARAK VARLIK

( ... ile/ve MİN-HAYSU-HÜVE-HÜVE )


- VARLIK/VUCUD ile/ve/değil/||/<>/> VAROLAN/VAROLUŞ/MEVCUDİYET

( Anlamın olduğu yerdir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Anlam aranmaz/bulunmaz. )

( Nedeni, kendinde olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Nedeni, dışarıda olan. )

( Aklın alanında/sınırlarında. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zihnin alanında/sınırlarında. )

( VARLIK [< BARLIK] [Türkçe'de V ile başlayan sözcük yoktur.] )

( Tektir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çoktur. )

( Varlık, ölçülebilir ile ölçülemezin; sınırlı ile sınırsızın; oranlanabilir ile oranlanamazın harmanıdır. )

( Kendi özüne bağlı olarak varoluş! )

( Varlığın, görünüşte ne başlangıcı ne de sonu vardır, çünkü o her an yeniden başlar. )

( Evrende, herhangi bir şey, ancak, ilişkileriyle varlaşır. )

( Birlik, barış ve varlık üretir. )

( Kendiyle çelişkide olanın, varlığı yoktur. Ya da anlık bir varlığı vardır ki, bu da aynı anlama gelir. )

( Varlaşma, ilişkilerin belirmesi; değişme, ilişkilerin değişmesi; gelişme, ilişkilerin çözülerek, ilgili nesne, olay, olgu için daha üst bir konumda, yeniden kurulmasıdır. )

( Varlığın ve yokluğun ötesinde, hakiki olanın sonsuzluğu yatar. )

( Varlığın, kendi hakkında bilinçli olması gerekmez. )

( Her ne görürseniz, o gördüğünüz, sürekli olarak sizin kendi varoluşunuzdur. )

( Bilincinde olmadığım bir şeyin, "var olmadığı"nı söylemek, tümüyle yanlıştır. )

( Bilinçli deneyiminiz dışında, var olduğunu iddia ettikleriniz, eldeki bilgilerden çıkarılmış sonuçlardır. )

( Bildiğinizi, sonuna kadar araştırın, inceleyin! Varoluşunuzun, bilinmeyen katmanlarına ulaşacaksınız. )

( VARLIK: İçerik(mahiyet) olarak harf, dışlaşmış(tezahür etmiş) olarak rakam. )

( Dış dünyada bulunan varolanların biçimleri, zihinde, kavramlar olarak bulunur. )

( Gerçek varoluşunuzun derin katmanlarına ulaştıkça, zihninizin, yüzeydeki oyunlarının sizi pek az etkilediğini göreceksiniz. )

( Varoluşta, süreklilik olamaz. )

( Kişi, kendi emeğinin varolanıdır. )

( Varlığın dört biçimi/yansıması:
* VUCUD-İ AYNÎ
* VUCUD-İ ZİHNÎ
* VUCUD-İ HATTÎ/KİTABÎ
* VUCUD-İ LİSANÎ/İBARÎ )

( VARLIK:
* Özne-nesne ilişkisinde somut(vucûd fi'l-a'yân [Ar.])
* Zihnî (vucûd fi'l-ezhân [Ar.])
* Sözlü (vucûd fi'l-ibâre [Ar.])
* Yazılı (vucûd fi'l-kitâbe [Ar.]) )

( VUCÛD-U HARİCÎ: Varoluşunu, benim istencime/irâdeme borçlu olmayan. )

( VARLIK: Ne yapacağının araçlarını bilmek açısından bilmek. )

( Bütünlük. İLE/VE/DEĞİL/<> Parça. )

( İlkeseldir. İLE/VE/DEĞİL/<> Olmayabilir. )

( Becoming has, apparently, no beginning and no end, for it restarts every moment.
What contradicts itself, has no being. Or it has only momentary being, which comes to the same.
Beyond being and not-being lies the immensity of the real.
Being need not be self-conscious.
To say that what I am not conscious of does not exist, is altogether wrong.
What you claim exists outside conscious experience is inferred.
Whatever you see it is always your own being that you see.
Investigate what you know to its very end and you will reach the unknown layers of your being.
When you reach the deep layers of your true being, you will find that the mind's surface-play affects you very little.
There can be no continuity in existence. )

( Bâtın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zâhir. )

( [not] EXISTENCE vs./and/but/||/<>/> PRESENCE )

( HEN TO ON )

( CUNZAI ile/ve ... )



devamı için burayı tıklayınız...



VE... ile başlayan FaRkLaR...

- VE[Ar.] ile VE[Ar.]

( Dahî, de, hem, ile. İLE Çok kez "ü" gibi ve sesli biten sözcükten sonra "vü" olarak okunur. )


- VECÂ-İ BATN ile VECÂ-İ CENB ile VECÂ-İ MEFÂSIL

( Karın ağrısı, kuru buruntu. İLE Göğsün yan tarafındaki ağrı. İLE Eklem ağrıları. )


- VECÎ[Ar. < VECÂ] ile VECÎH[Ar. çoğ. VÜCEHÂ]

( Ağrıtıcı, sızlatıcı. İLE Bir kavmin ulu'su, büyüğü, başkanı. | Güzel, hoş, lâtif. | Uygun/münasip. )


- VECÎZ/VECÎZE[Ar. < VECÂZET] ile VECÎZE[Ar.]

( Kısa, derli-toplu. İLE Özdeyiş, îcazlı söz, lâfzı az mânâsı çok ifade. )


- VEDA'[Ar.] ile VEDÂ[Ar.] ile VEDA[Sans.]

( Beyaz boncuk. İLE Ayrılma, ayrılış. )


- VEDÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VEFÂ


- VEDÎ[Ar.] ile VEDÎ'[Ar. < VEDA]

( İşeme bittikten sonra çıkan su. | Arabistan'ın bazı yerlerinde alınan vergi. İLE Başkasının malını saklamakla görevli kişi. )


- VEFD[Ar.] ile VEFD[Ar.]

( Elçiler, temsilciler. İLE Gelme, varma, ulaşma, erişme. | Özel bir iş ile birinin yanına gitme, elçi gibi gönderilen insan topluluğu. )


- "VEHÇE" değil VECHE


- VEHM ile/ve VEHİM/VÂHİME

( Kuruntu. İLE/VE Tekil/tikel anlamları tespit eden güç. )

( ... avec/et FACULTE ESTIMATIVE )


- VEJETARYEN ile VEGAN

( [hiçbir hayvanın canına kıymamak üzere]
Etini yememeyi yeğleyen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Etini ve tüm hayvansal ürünleri tüketmemeyi ve kullanmamayı yeğleyen. Hayvanları, mal, kaynak ve köle olarak görmemek ve kullanmayan. )

( Bitkisel beslenme bilgisi ve bilincinde olmak. )


- VEKÎL[Ar.] ile Vekîl[Ar.]

( Kulların sıfatı olarak. İLE Allah'ın sıfatı olarak. )


- VEKTÖR ile/ve/değil/||/<>/< VEKTÖR UZAYI

( )

( Bir vektör, vektör uzayının öğesidir. )


- VELÂYET ile/ve VESÂYET

( Korunma. İLE/VE Sakınma. )

( GUARDIONSHIP vs./and TUTORSHIP/TUTELAGE/CUSTODY )


- VELÂYET-İ ÂMME ile VELÂYET-İ HASSA


- VELÂYETTEN KURTULMAK ile/ve VESÂYETTEN KURTULMAK

( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş. )


- VELED-İ BENÂT[Ar.] ile VELED-İ BENÎN[Ar.]

( Dişil çocukların eril ve dişil çocukları. İLE Eril çocukların eril ve dişil çocukları. )


- VELEH[Ar.] ile VELEH[Ar.]

( [Kederden gelen] Şaşkınlık, sersemlik. İLE Kahır ve hışım. )


- VELİYY[çoğ. EVLİYÂ] ile VELÎ[Fars. < VELÂYET]

( Allah'ın 99 adından biri. | Sahip. | Bir çocuğun her türlü hareketinden ve durumundan sorumlu olan kişi. | Ermiş, eren. İLE Velâkin, ammâ, fakat. )

( "ve er"in kısaltması Ve, eğer. İLE "Sahip, usta, mâlik" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[DÂNİŞ-VER: Âlim. | SUHAN-VER: Şair, edip.] )


- VEN ile/ve/<> VENÜL

( Kanı, kalbe doğru götüren toplardamarlar. İLE/VE/<> Kılcal damar yatağı ve bir ven arasında kan taşıyan kan damarı. )


- VENUS URANIA ile/ve/||/<> VENUS PANDEMUS

( Saf Aşk. İLE/VE/||/<> Duygularla olan. )

( Gökte. İLE/VE/||/<> Yerde. )


- VERÂ'/VERÂ[Ar.] ile VER'A[Ar.] ile VERÂ[Ar. çoğ. VERÂYÂ] ile VERA'[Ar.]

( Arka, geri, öte. | Başka, gayri. | Kıç, geri, dübür. İLE Korkaklık. İLE Halk, mahluk; âlem, kâinat. İLE Haramdan kaçınma. )


- VERDİĞİN ŞEYLERİ "GÖRMEMEK" ve/||/<>/>/< VEREBİLECEĞİN ŞEYLERİ ARTIRMAK


- VERE ile VERDİ

( Bir kalenin ya da berkitilmiş bir yerin teslimi. İLE Bir borudan, bir saniyede geçen suyun ya da bir iletken telden bir saniyede geçen elektriğin miktarı. )


- "VEREBİLİNİR" değil VERİLEBİLİR


- VEREM ve/||/<> VEREM/KOH BASİLİ(MİKROBU)[< R. Koh adından]


- "VERESİYE/YAPASIYA KADAR" değil/yerine VERENE/YAPANA KADAR


- [ne yazık ki]
VERGİ KAÇIRMAK değil/yerine VERGİDEN KAÇINMAK


- "VERİRSEN ALIRSIN" değil "VERİRSEN, ALIRSIN"


- VERİVERME ile VERİ VERMEK


- VESAİRE ile/ve/> VE ŞAİRE


- VESEN[Ar.] ile VESEN[Ar. çoğ. EVSÂN]

( Uyku ağırlığı, uyuklama. İLE Put. )


- VESENÎ[Ar.] ile VESENÎ[Ar.]

( Uyku verici.[HYPNAGOGIC(İng.), HYPNAGOGIQUE(Fr.)] İLE Puta ait, putla ilgili. | Puta tapan.[SÜNÂÎ][Zerdüştlük'te iki elle tapmaları dolayısıyla] )


- VESM[Ar.] ile VESM[Ar. çoğ. EVSÂN]

( Döğüp toz durumuna getirme. İLE Dağlama, damgalama. )


- VESVESE[Ar.] ile VEHM[Ar.]


- "VE"[v] ile "VE/VEYA"[^/v]


- "VEYA"[v] ile "VE/VEYA"[^/v]


- VEZÎR-İ A'ZAM ile VEZÎR-İ MAÂL-İ SEMÎR

( Başvekil, en büyük vezir, sadrâzam. İLE Yüksek niteliği/vasfı olan vezir. )



devamı için burayı tıklayınız...



VI/Vİ... ile başlayan FaRkLaR...

- VİCÂ'[Ar.] ile VİCÂ'[Ar. < VECÂ] ile VİCÂH[Ar. < VECH]

( ... İLE Ağrılar, sızılar. İLE Yüzleşme, yüzyüze gelme. )


- VİCÂL[Ar. < VECL] ile VİCÂR[Ar. çoğ. EVCİRE, VÜCÜR]

( Korkaklar. İLE Kurt, aslan gibi yırtıcı hayvan yatağı, in. | Sel suyunun oyduğu yer. )


- VİDÂC[Ar.] ile VİDÂCÎ[Ar.]

( Boyun damarlarından biri. İLE Boyun damarlarından biri ile ilgili. | Boyun kara damarı. )


- VİHÂM[Ar.] ile VİHÂM[Ar. < VAHÎM]

( Aş yerme. İLE Vahim olan şeyler. )


- VİLÂYÂT-I SELÂSE[Ar.] ile VİLÂYÂT-I SİTTE[Ar.]

( 3 ŞEHİR ile 6 ŞEHİR )

( Selânik, Manastır, Kosova'ya verilen ortak ad. İLE Erzurum, Van, Harput[Mâmûretülazîz], Sivas, Bitlis ve Diyarbakır'a verilen ortak ad. )


- VİPASYANA ile VİPPASSANA

( Sezgi meditasyonu. İLE Sezgi. İçe yönelme ya da idrak. [Tendai Okulu] )


- VİRA[İt.] ile VİYA[İt.]

( Durmadan, aralıksız. | Maçuna ve başka makinelerin çevrilmesi için verilen komut. İLE Dümeni ortaya alarak, gemiyi, bulunduğu doğrultuda yürütme. | Gemiye, belirli bir doğrultu verildikten sonra, aynı doğrultuda tutulması için dümenciye verilen komut. )


- VİRD[Ar. çoğ. EVRÂD] ile VİRD[Ar. < VAHÎM]

( Belirli zamanlarda okunması âdet olan Kur'ân-ı Kerîm cüzleri, duaları. İLE Öğrenci.[ŞAKİRD(Fars.)] | Mürit. )


- VIRILDAMAK ile/ve/<> VIZILDAMAK

( Usandıracak, sinirlendirecek biçimde, durmadan konuşmak. İLE/VE/<> Vız diye ses çıkması. | Hafif seste ve bezdirici biçimde yakınmak, sızlanmak. )


- VİSÂK[Ar.] ile VİSÂK[Ar. < VESÎK]

( Bağ, rabıta. | Antlaşma, sözleşme[and içerek/yeminle]. İLE Çok sağlam ve güçlü bağlar. | Antlaşmalar, and içmeler/yemin etmeler. )


- VİSÂM[Ar.] ile VİSÂM[Ar. < VESÎM]

( Damgalı, nişanlı. İLE Güzel yüzlüler. | Rastıklılar. | Damgalılar. )


- VİSKOZ[Fr.] ile/ve/<> VİSKOZİTE

( Selülöz türevlerinin üretiminde kullanılan, koloidal selülöz çözeltisi. İLE/VE/<> Ağdalı, koyu kıvamlı bir maddenin özelliği, ağdalık. )


- VİZİTE[İt.] ile VİZİTE[İt.]

( Hekimin, hastahanedeki hastaları dolaşıp yoklaması. İLE Bir muayene için hekime ödenen ücret. )



devamı için burayı tıklayınız...



VO/VÖ... ile başlayan FaRkLaR...

- VOLTMETRE[Fr. < Yun.] ile/ve/<> VOLTAMETRE[Fr. < Yun.]

( Bir elektrik devresindeki gizilgüç farkını volt cinsinden ölçmeye yarayan aygıt. İLE/VE/<> Bir elektrotta, açığa çıkan madde miktarına göre devreden geçen elektrik miktarını ölçmeye yarayan aygıt. )


- VOYVODA[Slavca] ile VOYVODALIK

( Osmanlılar'ın, Eflak ve Buğdan Beylerine verdikleri san. İLE Voyvoda egemenliği. | Voyvoda egemenliği altındaki ülke. )



devamı için burayı tıklayınız...



VU/VÜ... ile başlayan FaRkLaR...

- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB


- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ

( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )

( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )


- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE

( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )

( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )


- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ


- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]

( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )


- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ

( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )


- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]

( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )


- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]

( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )

( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )


- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]

( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )



devamı için burayı tıklayınız...






Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 97 kez incelenmiş/okunmuştur.