Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

KİŞİSEL YÖNETİM ve GELİŞİM'DE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)




BİR ŞEY Kİ, YAPMASAN DA OLUR... YAPMA!
BİR ŞEY Kİ, SÖYLEMESEN DE OLUR... SÖYLEME!


YAPTIĞIN, "KÂR"; YAPMADIĞIN, YARAR!



Bugün[ 26 Nisan 2024 ]
itibariyle 8759 başlık/FaRk ile birlikte,
11625 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(2/10)


- "ADAM ADAMDIR, OLMASA DA PULU; EŞEK EŞEKTİR, OLMASA DA (ATLASTAN OLSA) ÇULU"
ile/ve
"DEVE HACI OLMAZ, GİTMEKLE MEKKE'YE, EŞEK DERVİŞ OLMAZ, TAŞ TAŞIMAKLA TEKKE'YE"


- "ADAM OLACAK ÇOCUK, BOKUNDAN BELİRLİ OLUR" değil "ADAM OLACAK ÇOCUK, BOKUNDAN BİLE BELİRLİ OLUR"


- "ADAMDAN SAY(MA)MAK" ile/değil MUHATAB ALMA(MA)K


- "ADAMI OLMAK" değil "ADAM OLMAK"


- "ADAMINA GÖRE" ile/değil/yerine ÂDÂBINA GÖRE


- "ADAMINA GÖRE" ile/değil/yerine MUHATABINA GÖRE


- "AĞLAMAMAK" değil/yerine AĞLATMAMAK


- "AHLÂK/AHLÂKSIZLIK" ile/değil/< ANATOMİ

( Eşeysel örgenlerin adlarında, "ahlâk" ya da "ahlâksızlık" aranamaz! Küfür olarak geçen sözcüklerin ve küfür edenlerin yersiz/kötü "kullanımındaki" yanlışlık, dilin ya da sözcüklerin hatası, yükü değildir! Kişilerin yanlışları da sadece o kişilerin, o ve ilgili yersiz/bağlamsız, yanlış/kötü davranış ve tutumlarıyla sınırlı tutulmak zorundadır.

Üç yaşından itibaren öğrenilmiş, fark bile olmayan "farkların", gerçekte, doğada ve bütünlükte hiçbir biçimde herhangi ciddi bir fark oluşturmadığı, herkesin her "şey"i tam olarak bildiği, gördüğü ve yaşadığı bir durumun, deneyimin de doğal ve sınırlandırılmış, kapalı koşullarda, herhangi bir ayıbı yoktur[bulunamaz ve aranamaz]! Eşeysel örgen adlarının, tıpta, anatomi ya da fizyoloji bilgisi olarak, Latince ya da başka bir dilde kullanılması da bir şeyleri "çözmekte/aşmakta" yeterli değildir.

Doğru/uygun zaman, zemin ve koşulların, duyacaklarına râzı olan/olacak kişinin, muhabbetin ve hukukun bulunmadığı ilişki ve ortamlarda, dikkatsiz, özensiz bir biçimde tüketiliyor olmasıdır tüm sorun. Söylenilen sözcüklerin değil beklenilmeyen ve istenilmeyen koşullarda, bir dayatma olmasından dolayıdır kişilerin tüm haklı tepkisi. Kişilerin, hangi konu/alan olursa olsun, seslerini yükseltmelerindeki yanlış ya da sorun kadar, kullandıkları ve seçemedikleri sözcüklerin yanlışlığındandır rahatsız olunan. Sorun, esas ya da içerik sorunu değil, yöntem(usûl) sorunudur. Kalabalığın içinde, zaman, zemin ve koşulları, kişileri dikkate almama kabalığıdır.

"Cinsiyetçi küfür" diye bir "tanım/sözcük" de olmaz! Sorun, örgen adlarında ya da "kadın"lara saygısızlık olmasında değil cahil/yetersiz/özensiz/kaba kişilerin, sonuç odaklı ve düşünmeden, özenmeden, çevresine kayıtsız ve saygısızca davranmasından dolayıdır. Eğer eşeysellikteki son aşama, "kulağa üflemek" olsaydı, her ("olumlu/olumsuz") zaman ve zeminde, her durumda, ağzından düşürmediği "söz" ve kısaltma, "AMK" değil "Hay kulağına üfleyeyim!"[KULK] olurdu. Bu durumda, bu sorun, ne kulak kepçesinin ve/ya da deliğinin, ne de bu sözcüğün, "ayıbı", "ahlâklılığı ya da ahlâksızlığı" olurdu.

Buradaki "sorun" ya da yanılsama, kapalı, sınırlı ya da bazı/çoğu ayrıntının iki kişi arasında ya da sır olarak tutulması istenilen özelin, dışarıda ve genelleştiriliyor olmasından dolayıdır.

Tıpta ve tüzede[hukukta], "ayıp", "çirkinlik" vs. ol(a)madığı gibi, zihinde ve zihin dilinde de "ayıp", "pis", "kötü" diye bir sınır(landırma) ya da sonuç(landırma) yoktur. Zihinden, "olumlu/olumsuz", "iyi/kötü" her düşünce ve ayrıntı geçebilir fakat sorumlu olunan/olunması gereken, ağızdan çıkmayabilecek olan söz(cük)ler(imiz)dir. )

( image )


- "AHLÂKSIZLIK" ile/değil AHLÂK ÖLÇÜTLERİNİN BULUNMAMASI


- "AKIL VERMEK" ile/ve/değil/yerine BİLDİKLERİNİ ANLATMAK


- "AKIL-BALİĞ" değil ÂKİL-BALİĞ


- "AKIL" ile/ve/değil/yerine KULLANILAN/UYGULANAN AKIL


- "AKILLANMAK" ve/||/<>/< "AKIL ALMAK"


- "AKILLI OLMAK" ile/ve/değil/yerine YETERİNCE AKILLI OLMAK/DAVRANMAK


- "AKILSIZ" İLERLEMEK değil AKLI AŞARAK İLERLEMEK


- "AKLI BAŞINDALIK" ile/ve/<> YALNIZLIK


- "AKLIMA GELMİYOR" ile/ve/değil "AKLIMA GETİREMİYORUM"


- "AKLIN" KULLANDIĞI KAVRAMLAR/DİL ve/||/<> KAVRAMLARIN/DİLİN KULLANDIĞI "AKIL"/ZİHİN/KİŞİ


- "AKLINI BAŞINA TOPLA!" ve/||/<>/> "KENDİNE GEL!"


- "ALET" ile/ve YÖNTEM


- "ALIŞKANLIK" (İLE) ile/değil KENDİLİĞİNDENLİK (İLE)


- "ALTINDA KALMAK" ile/değil/yerine/< "ALTINDAN KALKMAK"


- "ÂN'I YAŞAMAK" değil ÂN'IN FARKINDALIĞIYLA YAŞAMAK

( "Ân'ı, yaşamak" sözü, "anlık düşünmek, hareket etmek, günlük öteki işleri/durumları gözardı etmek, kenara koymak, askıya almak" ya da "keyfî, ben merkezci hareket etmek" olarak DEĞİL yaşamın, olay/olguların, çevrenin, kendinin/zihnin her durum ve sürecinde, farkındalıklı ve nitelikli yaşama çabası -iddiasında değil!- içinde olunması gerektiği, gerekenin, gerektiği koşullarda ve zamanda yerine getirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, bu biçimde, farkındalıklı düşünülür, eylemsel yaşanırsa, yaşamın içinde olunacağı, sorumluluk alarak, felsefî anlayış, bilimsel tutum ve sanatsal duyarlılık ile sağlanabilir. )

( "An'ı yaşamak" ya da "An'da yaşamak" deyimleri, eksik ya da yanlış kullanılmakta, algılanmaktadır ne yazık ki.

"An'ı yaşamak", gün boyunca yaptığın/yaşadığın biçimde, An'ı(nı) da farkındalıklı, verimli yaşamaya işaret etmek, dikkat çekmek üzere kullanılır/kullanılmalıdır. Bu algı ve yorumla, hem gün içinde yapılan/yaşanılan işlerdeki zorunlulukları/gereksinimleri yerine getirir gibi, An'ı da aynı zorunluluklar oranında yaşamayı, hem de An'ın yoğunluğundaki bilinci/ni, gün içindeki işlerde de devrede tutarak, verimli bir tam gün geçirmeyi anımsa(t)maya yöneliktir.

"An'da yaşamak" da aynı biçimde, günlük işlerdeki çokluk ve verimlilik gibi An'da da zamanı verimli kılacak, farkındalıklı bir tutum içinde yaşamayı anımsa(t)maya yöneliktir.

Yani...
"AN'I YAŞAMAK" değil AN'I, FARKINDALIKLI YAŞAMAK; "AN'DA YAŞAMAK" değil AN'DA, VERİMLİ/ÜRETKEN YAŞAMAK'tır! )


- "ANLADIM" değil "PEKİ" / hmmm

( [belirsiz/bilinmeyen bir şeyin sorulması/konuşulması durumunda] Belirsizliğe/bilinmeyene verilecek yanıt, "peki[pekiyi]" ya da "hmmm"dır. )


- "ANLAMAK" ile/ve YANLIŞ ANLAMA(MA)K

( "MEANING" vs./and (NOT TO) WRONG MEANING )


- "ANLAMIYORUM" ile/ve/değil/||/<>/>/< "AKLIMDA(/ZİHNİMDE) TUTAMIYORUM"


- "ANLAYACAĞINIZ BİÇİMDE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLATABİLECEĞİM BİÇİMDE


- "ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ" ile/ve/<> "BİR TÜMCE YETER SÖZDEN ANLAYANA, DESTAN YAZSAN FARK ETMEZ, SÖZDEN ANLAMAYANA"


- "ANORMAL" ile/değil/yerine AÇIK/ŞEFFAF/DÜRÜST


- "ARKA ÇIKMA" ile/ve/değil/yerine KENDİNİ, ONUN YERİNE KOYMA


- "ARKADAŞ KAYBETMEK" değil KİMİN, GERÇEK ARKADAŞ OLDUĞUNU ANLAMAK


- "ARSLAN" ve "KARTAL" ve "BOĞA" ve İNSAN

( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )


- "ART NİYETLİ OLMAK" ile/ve/<> "GÜNAHINI ALMAK"


- "AŞAĞI GÖRME" ya da "YUKARI GÖRME" | ile/ve/değil/yerine EŞ GÖRME


- "AŞAĞI TÜKÜRSEN, SAKAL; YUKARI TÜKÜRSEN, BIYIK" ile/ve/||/<> "NE, İSA'YA; NE DE MUSA'YA YARANAMAMAK"


- "ASALAK" ile/değil KALENDER/RİNT[Fars.]/DERVİŞ

( Başkalarının sırtından geçinen kişi. İLE/DEĞİL Parayı, malı, mülkü öncelikli saymayan, gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçakgönüllü kişi. | Yalnız biri hareketli, üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden oluşan ve düzgün yüzeyli kâğıt üretmek için kullanılan bir makine. | Özensiz, kılıksız bir biçimde. )


- "AŞIRI ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK" ile/ve/<>/>/< YAĞCI/LIK


- "AŞIRI/LIK" ile/ve/değil SIRADIŞI/LIK

( [not] "EXCESSIVE/NESS" vs./and/but EXTRAORDINARY/INESS )


- "AŞK YÜZÜNDEN" değil/yerine AŞK SÂYESİNDE


- "AŞKIN AZLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ÇARESİZLİĞİN ÇOKLUĞU


- "AŞKIN EKSİKLİĞİ" ile/değil/ne yazık ki/< ARKADAŞLIĞIN EKSİKLİĞİ


- "AŞMA" ile "ESNETME"


- "AŞMAK" ile "ATLATMAK"

( "TO EXCEED" vs. "TO OVERCOME" )


- "AT BUNLARI DIŞARI":
BAŞKALARINI değil KENDİNİ

( Kendinde bulunan farklı/çeşitli "zihinleri/kişileri", kendi kulağını tutarak dışarı atmak. )


- "AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK" ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM


- "AYI" ile/değil/yerine "ARI"

( Gibi yeme/oturma! İLE/DEĞİL/YERİNE Gibi çalış! )


- "AYNAN YOKSA KOMŞUNA BAK" ile/ve "BANA ARKADAŞINI SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM"


- "AYRI GÖRMEK/TUTMAK" ile/ve "DIŞINDA GÖRMEK/TUTMAK"


- "AZ BİLMEK" ve/değil/için/||/<>/< ÇOK OKUMAK/DİNLEMEK/DÜŞÜNMEK


- "BABA, HİMMET!" > "OĞLUM, HİZMET!" değil "BABA, HİMMET!" =/<>/|| "OĞLUM, HİZMET!"

( "Hizmet edersen, himmet görürsün/ederim" DEĞİL Hizmet ederken himmet görürsün. )


- "BAĞLANTI":
"BULMAK" ile/ve/<>/> "KURMAK"


- "BAKIP KALMAK" ile/değil/yerine/>< GÖRÜP GEÇMEK


- "BAKMAK" ile/ve/<> "SAHİP ÇIKMAK"


- "BAŞA KAKMAK" ile/ve/<> KENDİN YAPTIN ZANNETMEK


- "BAŞARI İÇİN YAŞAMAK" ile/değil/yerine YAŞAMI/NI SÜRDÜRMEK


- "BAŞIMIZA GELEN" ile/ve/değil/||/<>/>/< NASIL TEPKİ VERDİĞİMİZ


- "BASİT/KÜÇÜK/ÖNEMSİZ" HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> BENİM ÖZENSİZLİĞİM/DİKKATSİZLİĞİM!


- "BAŞKA ŞANSI YOK" değil "BAŞKA YOLU YOK"


- "BAŞKASI" İLE "GELEN" "MUTLULUK"
ile/ve/değil/||/<>/>
BAŞKASI İLE GİDEN MUTLULUK


- "BAŞTAN DÜŞÜNMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<> ZAMANINDA DÜŞÜNMEK


- "BATAKLIKTA SİNEK AVLAMAK" değil/yerine BATAKLIĞI KURUTMAK


- "BAYIR" "DERSEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "BAĞ" "DERSEK"

( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bağ olur. )


- "BAYIR" "DERSEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "HAYIR"("!") "DERSEK"

( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hayır olur. )


- "BAZI ŞEYLER KOLAYLAŞIYOR" ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇLENİYORUZ


- "BECEREMİYORUM" değil/yerine YÜZ VERME!


- "BEN ..." ile/ve/değil/yerine "ADIM ..."

( [not] "I AM ..." vs./and/but "MY NAME IS ..."
"MY NAME IS ..." instead of "I AM ..." )


- "BEN DE SİZDENİM" ve/||/<>/> "BENİM GİBİ/DURUMUMDA OLAN BAŞKA BİRİ DAHA VAR MI?"

( Çok sıradışı bir ortamda/bölgede/toplumda/durumda, kişinin ilk düşündükleri. )


- "BEN OLMA" GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> "AİT OLMA" GEREKSİNİMİ

( En temel/öncelikli gereksinimler. )


- "BENCİLLİK" değil/yerine/>< DAYANIŞMA


- "BENİ İLGİLENDİRMİYOR" ile/ve/değil/yerine "BENİ (ÇOK) (FAZLA) İLGİLENDİRMİYOR"


- "BENİM OL!" değil KENDİ(N) OL(SUN)!


- "BENİM YEĞLEDİĞİM/TERCİHİM" ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİMİN YEĞLEDİĞİ/TERCİHİ


- "BENLİK" "TUTUMUNDA":
KİM OLMADIĞIMIZ ile/ve KARŞIT OLDUKLARIMIZ


- "BENLİKTEN/EGODAN" "VAZGEÇMEMEK" ve/ne yazık ki/> KENDİNDEN VAZGEÇMEK


- "BİÇTİĞİN" ve/||/<>/>/< "EKTİĞİN"

( "Biçtiğimizi" beğenmiyorsak, "ektiğimize" bakmalıyız! )


- "BİLİME İNANMAK" değil BİLİMİ/BİLİMSELLİĞİ ÖNCELİKLİ KILMAK/TUTMAK

( Bilim/bilimsellik, olay, olgu ve kavramları değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada, olmazsa olmaz, aslolan ve öncelikli olanın, yanlı ya da keyfî davranmayarak, kendini/birini/kişiyi merkeze almadan (bu tavır ve tutumu anımsayarak/anımsatarak, göstererek), dayanakçalı düşünerek, konuşarak ve davranarak sağlanabilir/gösterilebilir. )

( Bilim/bilimsellik, doğrulanabilirlik ya da kanıt üzerinden değil yanlışlanana kadar doğru kabul etme gerekliliği ilkesiyle işleyen ve sürdürülebilen bir araç, yaklaşım ve tutumdur. )


- "BİLMEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLGİLENMEMEK


- "BİR ARAYA GELMEK" ile/ve/||/<>/> "BİR ARADA DURMAK" ile/ve/||/<>/> BİRLİKTE ÇALIŞMAK

( Başlangıç. İLE/VE/||/<>/> İlerleme. İLE/VE/||/<>/> Başarı. )


- "BİR LOKMA, BİR HIRKA" ile/ve/||/<> "AZICIK AŞIM, AĞRISIZ BAŞIM"


- "BİR TANE DAHA RİCA EDEYİM" değil/yerine "ÇOK GÜZELMİŞ"["Bir tane daha alabilirsem memnun olurum tabii" anlamında]


- "BİRİNİ SEVMEK İSTİYORUM!" ile/ve/değil/yerine "BENİ SEVEN/SEVECEK, SEVEBİLECEĞİM BİRİNİ (SEVMEK) İSTİYORUM!"


- "BÖBÜRLENME" değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- "BOĞAZINA DİZİLMEK" ile "BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ"


- "Bu kadar konuşmaya gerek yok!" demeden KONUŞ!!!


- "BU NEDENLE" ile/değil/yerine "O BAKIMDAN"


- "BU" ve/||/<> "NEYSE"

( İşaret edilen/edilecek kişi çok yakınımız olsa bile hiçkimse için, hiçbir zaman, zemin ve koşulda söylenil(e)mez!["Bu" sözcüğü, ancak nesneler için kullanılır!] VE/||/<> Konuşma sırasında, konular, konuşulanlar için söylenil(e)mez! )


- "BULMAK" ile/ve "TESPİT ETMEK"


- "BULMAK" ile "YAKALAMAK"


- "BUNU ALDIM" <>/||/>/< "BUNALDIM" değil/yerine
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM


- "BUNUN/ONUN 'ANLAM'I YOK!" ile/değil BUNUN/ONUN YARARI YOK!


- "BURGAÇ/EĞRİM/GİRDAP"[Fars.] ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ


- "BÜYÜK BURUN/LULUK" ve/||/<>/> BURNUNUN DİBİNDEKİ FIRSATLARI/GERÇEKLERİ GÖREMEME


- "BÜYÜME" ile/ve/değil/yerine HAREKET


- "BUZDAĞININ":
GÖRÜNEN BÖLÜMÜ ile/ve GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ

( Gördüğümüz, olan değildir. )

( Görünüşler, aldatıcıdır. )

( Adı değiştirebiliriz fakat gerçek yine kalır. )

( Appearances are deceptive. )

( What you see is not what is.
You may change the name, but the fact remains. )

( VISIBLE PART OF ICEBERG vs./and INVISIBLE PART OF ICEBERG )


- "ÇALINMASIN DİYE" değil/yerine SAHİP ÇIKMAK ÜZERE


- "ÇALIŞMAK" ile/ve "BAŞLAMAK"

( Her iş, başlayana kadardır! )


- "CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK" ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK


- "ÇARESİZLİK" ile/ve/||/<>/>/< HİÇBİR ŞEY YAPAMAMA


- "ÇEVRE İÇİN" YAŞAMAK değil/yerine ÇEVRE İLE BİRLİKTE YAŞAMAK


- "ÇEVREMDEKİ 10 KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE YAPARIM/ALIRIM" değil/yerine "ÇEVREMDEKİ 10 KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE KENDİMİ YAPAR/ALIR BULUYORUM"


- "ÇIKAR" ile/ve/||/<> "KÂR"


- "ÇIKAR" ile/değil/yerine/>< HAK

( Bir şey, çıkar ise hak değildir.
Hak ise çıkar değildir.

Hukukun abecesi budur. )


- "ÇIKARIMIZI GÖZETMEK" ile/ve/değil/yerine/<> ZARAR GÖRMEMEK


- "ÇIKARLAR/IMIZ GEREĞİNCE" değil/yerine İLİŞKİLER GEREĞİNCE


- "ÇIKARLARIMIZI", BİRİLERİNDEN/ÖTEKİLERDEN ...:
!"ÖNDE/ÜSTTE TUTMA(MA)K" ile/değil/yerine AYRI TUTMA(MA)K


- "ÇİRKİN/LİK" "ARAMAK"/BULMAK ile/değil/yerine MAZERET ARAMAK/BULMAK


- "ÇOCUKLARA, DAHA İYİ BİR DÜNYA BIRAKMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜNYAYA, DAHA İYİ ÇOCUKLAR BIRAKMAK


- "ÇOK BİLMEK/BİLEN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
ÇOK BİLMEK/BİLEN / ÇOK BİLGİSİ OLMAK/OLAN

( Hiç yanıltmaz. [Her bilinen, her zaman, zemin ve koşul için "yeterince" hatta tamamen bilinir, emin olunan/olunur "kabul edilir."] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Çok yanıltır. [Veriyle/bilgiyle uğraşmak, varolanlar ve varolabileceklerin tüm (olası) çeşitlilikleriyle uğraşmak demek olduğundan dolayı her ilerleyişte, çok sayıda, yeni bilinmez(lik)ler/veriler açığa çıkar. Dolayısıyla da bilinemeyecek sayıda (sonsuzlukta), bilmenin/verinin ve yeninin sınırı olmadığı kadar yanılmanın da sınırı olmaz/yoktur. Bu durum ve süreçten dolayı da yeni olanların karşısında, yanılma da kaçınılmazdır. Tabii bu süreç/yol da bir o kadar tetikleyicidir. Bilme isteğinin pek sonu olmadığından ve olmayacağından dolayı da yanılmaktan da kurtulma olanağı yoktur. Süreç ve sonuç itibariyle de iyi bir durum ve süreçtir.] )


- "ÇOK BİLMİŞLİK" ile/ve/değil/<> HADDİNİ/AMACINI AŞAN, ANLAMSIZ(GEREKSİZ/YERSİZ) SÖZ/KONUŞMA


- "ÇOK GÖRMEK/GÖRDÜĞÜMÜZ" ile/değil/yerine HAK GÖRMEK/GÖRDÜĞÜMÜZ

( "Kendimize" hak gördüğümüzü, başkasına "çok" görmeyelim! )


- "ÇOK GÜZELSİN!" DEMENİN:
ÖNCESİ ile/ve/||/<>/> SONRASI

( )

( "Çok Güzelsin!" Demenin Etkileri... yazısı için burayı tıklayınız... )


- "ÇOK MUHABBET, TEZ AYRILIK GETİRİR" ile/ve/değil/yerine/||/<> "VUSLATTA, GINA VARDIR" ile/ve/değil/yerine/||/<> "GÖZDEN IRAK/UZAK OLAN, GÖNÜLDEN DE UZAK OLUR"


- "ÇOK SEVMEK" ile/değil/yerine SEVMEK


- "ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR" ile/ve/||/<> "YAŞAMAKLA MEŞGUL OLMAZSAK, ÖLMEKLE MEŞGUL OLURUZ"


- "DAĞ" OLMAK ile/değil/yerine "VADİ" OLMAK

( Yağmur yağar ama akar gider. İLE/DEĞİL/YERİNE Yağmuru toplar, göl olursun. )


- "DAĞ" ile/ve/değil/yerine/<>/>/>< BAĞ

( Bakmazsak/özenmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>/>< Bakarsak/özenirsek. )


- "DAHA ..." ile/ve (fakat)/ne yazık ki/||/<>/>< DAHA ...

( "Daha yüksek binalarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha kısa sabrımız var.
"Daha geniş otoyollarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha dar bakış açılarımız var.
"Daha büyük evlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha küçük ailelerimiz var.
"Daha çok ev gereçlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az zamanımız var.
"Daha çok eğitimimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağduyumuz var.
"Daha fazla bilgimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az bilgeliğimiz var.
"Daha çok uzmanımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok sorunumuz var.
"Daha çok ilacımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağlığımız var.
"Daha çok mal varlığımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az değerlerimiz var.
"Daha rahat geçinmeyi öğrendik." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yaşam kurmayı öğrenemedik.
"Daha büyük işler yaptık." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha iyi işler yapamadık.
"Daha çok harcıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şeye sahibiz.
"Daha fazla satın alıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az hoşnut kalıyoruz.
"Daha fazla söylüyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az konuşuyoruz.
Daha çok nefret ediyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az seviyoruz.
Daha az gülüyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok somurtuyoruz.
Daha çok sigara, alkol, şeker tüketiyoruz. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha savurganca para harcıyoruz.
Daha hızlı araba kullanıyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çabuk kızıyoruz.
Daha geç saatlere kadar oturuyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha yorgun kalkıyoruz.
Daha az okuyor, daha çok televizyon izliyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şükrediyoruz.
Yaşamımıza, yıllar kattık. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yıllarımıza, yaşam katamadık.
Uzayı fethettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< İç dünyamızı fethedemedik.
Havayı temizledik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Önyargılarımıza hükmedemedik.
)


- "DAHA ÇOK OLAN"I ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK


- "DAHA İYİ OLAN" ile/ve/||/<> "DAHA İYİ HİSSETTİREN"


- "DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR" ile/ve/||/<> "TAŞI DELEN, SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR"


- "DAVAR" ile/değil/yerine BU DA VAR

( … İLE/DEĞİL/YERİNE )


- "DAYAK YEMEKTEN":
KORKMAK ile/ve/değil/<> KENDİNE YEDİREMEMEK


- "DEĞERLERİ BELİRLEMEK" değil/yerine/< DEĞERLERİN, BİZİM İÇİN DEĞERİ


- "DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK" ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK


- "DENEME-YANILMA" değil/yerine YAŞANMIŞLIKLARDAN DERS ALMAK


- "DENGESİZ" ile/değil DENGİ(/N/M) DEĞİL


- "DENİZDE YÜZÜP DEREDE BOĞULMAK" ile/<> "DİMYAT'A, PİRİNCE GİDERKEN, EVİNDEKİ BULGURDAN OLMAK"


- "DERİNLİK" ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK


- "DERT ETMEK" ile DERT EDİNMEK

( Kendinize zulmetmek için yollar icat etmeyin! )

( Don't invent self-inflicted cruelties. )


- "DERT/LERİNİ ANLATMAK" ile/değil/yerine (NİTELİKLİ VE YÜKSÜZ) İLİŞKİ (KURMAK)


- "DERTLERİN ARTMASI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK(LİK)LERİN ANLAŞILMASI


- "DESİNLER" DİYE YAPMAK değil/yerine İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN


- "DEVE-CÜCE" OYUNU yerine "TOHUM-FİDAN-AĞAÇ" OYUNU


- "DEVEKUŞUNA":
"UÇ!" DENİLİNCE ve/||/<> "KOŞ!" DENİLİNCE

( Ben, "deveyim" demiş. VE/||/<> Ben, "kuşum" demiş. )

( "İşimize geldiği gibi yaşama"nın, zavallılık seviyesindeki yansıması. )


- "DEVLET" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "TÜZE/HUKUK"

( "Yüce". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< En yüce. )


- "DİKKAT EKSİKLİĞİ/AZLIĞI" ile/değil İLGİ EKSİKLİĞİ/AZLIĞI


- "DIŞARIDA BIRAK(IL)MAK" ve/=/||/<> "İÇERİ KAPAT(IL)MAK"


- "DIŞSAL" ile/ve/||/=/<>/> DÜŞÜNCENİN YANSIMALARI/NESNELER


- "DOĞRU BİLDİĞİNİ" "YAPMAK" ile/değil "CANININ İSTEDİĞİNİ" "YAPMAK" [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]


- "DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR!" ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR

( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )


- "DOĞRUYU SÖYLEME ZORUNLULUĞU" ile/ve/değil/||/<> GÜVENİLİRLİK

( Hukukçular, güvenilir kişilerdir; ancak, doğruyu söylemek zorunda değillerdir. )


- "DOĞRUYU SÖYLEMEK, HER ZAMAN DOĞRU DEĞİLDİR" değil HER DOĞRUYU, HER ZAMAN VE HER YERDE SÖYLEMEMEK GEREK

( "Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir" diyenler, kendileri için "en yararlı olabilecek" yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir... )


- "DOĞUM" ile/ve GELİŞİM


- "DOKUNAKLI" ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ/DUYGUSAL


- "DOKUNARAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> "YOKLAYARAK"


- "DÖNÜŞTÜREREK" ile/değil/<> DÖNÜŞEREK


- "DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK" ile/ve "KALIBININ ADAMI OLMAK"

( Dört unsur ve dört hıltın [bkz. İnsan'da!] en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. İLE/VE Sözleri ve yaptıklarında tutarlı ve bütünlüklü olmak/davranmak. )


- "DOST, ACI SÖYLER" değil DOST, ACIYI DA SÖYLEYEBİLİR/SÖYLER


- "DOST, ACI SÖYLER" değil/yerine DOST, ACIYI, TATLI SÖYLEYEBİLİR/SÖYLEYEBİLENDİR


- "DOYAMAMAK" ile/ve "DAYANAMAMAK"


- "DÜĞÜMÜ KESMEK" ile/değil/yerine "DÜĞÜMÜ ÇÖZMEK"


- "DÜNYAYA GELMEK/GELDİK" değil DÜNYADAN GELMEK/GELDİK


- "DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK" ile/değil/yerine DÜNYANI[İSTEKLERİNİ/ÇEVRENİ/KOŞULLARINI] DEĞİŞTİRMEK


- "DÜNYAYI YERİNDEN OYNATMAK" ile/ve/||/<>/< OTURDUĞUMUZ YERDEN KALKMAK


- "DÜNYAYI/ÜLKEYİ/KİŞİLERİ" "KURTARMAK/KORUMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KURTARMAK VE KORUMAK


- "DURUŞ" ile/ve/||/<> "BAKIŞ"


- "DÜŞMEMEK" değil/yerine KALKABİLMEK

( Hiç. DEĞİL/YERİNE Her düştüğünde. )


- "DÜŞÜNDÜĞÜNÜ", VAROLANA "GİYDİRMEK" ile/değil/yerine VAROLANI DÜŞÜNMEK


- "DÜŞÜNEN ADAM" HEYKELİ:
TÜRKİYE'DE ile/>< DÜNYADA

( [ne yazık ki]
"Bakırköy akıl hastahanesinde". İLE/>< Üniversitelerde. )


- "DÜŞÜNENDEN ÜSTÜN OLMAYA ÇALIŞMAK" değil DÜŞÜNCENİN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK

( [ne yazık ki] Düşüncenin üstesinden gelemeyen ya da söylenilen söze yanıt veremeyecek olan, düşünenin, söz söyleyenin "üstesinden gelmeye çalışır". )


- "DUYGU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİYET


- "EL YAPIMI" değil EV YAPIMI


- "ELDE ETMEK" ile "NEDEN OLMAK"


- "ELE ALMAK" ile TARTIŞMA

( "DISCUSS" vs. ARGUE )


- "ELİMDEN GELDİĞİNCE" ile/ve/<>/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- "ELİNİ/AYAĞINI/BAŞINI KIR" fakat GÖNÜL KIRMA!


- "EMANETİ, EHLİNE VERMEK" ile/ve/||/<>/> İŞİ, O İŞE UYGUN/YETKİN KİŞİYE VERMEK


- "EN BÜYÜK HAYAL" değil/yerine EN BÜYÜK ZENGİNLİK

( "Zenginlik". DEĞİL/YERİNE Hayal. )


- "ENGEL/SORUN" ile/değil/yerine ARA/DİNLENME NOKTASI/VESİLESİ


- "ENGELLEMEK" ile/değil/yerine SINIRINI/HADDİNİ BİLDİRMEK


- "ERKEK (MİLLETİ)/KADIN (KISMI) DEĞİL Mİ, HEPSİ AYNI!(BÖYLE/ŞÖYLE) / ŞÖYLE/ŞUNU İSTER/YAPAR" değil/yerine "HER BİRİ AYRIDIR!"

( Genellememek gerekir! Büyük yanlıştır! )


- "ERKEK OLMAK" değil/yerine ÖNCE ADAM/İNSAN OLMAK, SONRA "ERKEK OLMAK"

( Ayrımlar yerine bütünlük üzerine düşünülerek yapılanmak gerek! )


- "ERKEKLİK"İN:
10'DA 9'U değil 10'DA 1'İ

( Kaçmak. DEĞİL 1'i, varolanı/yakınlarını/sevdiklerini/seni sevenleri korumak, onların yanında olabilmek üzere geri durabilmek/çekilebilmek. )


- "EŞİĞİNİ YÜKSELTMEK" ile/yerine KENDİNİ GELİŞTİRMEK


- "ESKİ KÖYE, YENİ ÂDET GETİRMEK" ve/değil/yerine/||/<> "EZBER BOZMAK"


- "ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM!" değil ONU, ETİNDEN VE KEMİĞİNDEN (SAPLANTISINDAN) AYIR!


- "EYVAH" ile/değil/yerine EYVALLAH


- "EZBER BOZMAK" ile "KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRMAK"


- "EZBER BOZMAK" ile/ve/||/<>/>/< FARKLI/YENİ BİR BAKIŞ AÇISI


- "EZİK" ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ


- "FARK YARATMA" ÇABASI yerine BÜTÜNÜ GÖRMEYE ÇALIŞMAK

( TRYING TO SEE ENTIRE instead of TO STRIVE "TO CREATE DIFFERENCE" )


- "FAYTON SEFÂSI" değil ATLARIN CEFÂSI


- "FAZLA KONUŞMAK" ile/değil/yerine GEREĞİNDEN FAZLA KONUŞMAK

( Kişinin, "Fazla konuşmak" diye bir durumu ol(a)maz fakat belirli/belirsiz bir konuda/alanda/olguda, gereğinden fazla konuşması söz konusu olabilir. [Kişinin, doğadaki fiziksel donanımlarının yetersizliğini giderecek olanın, beyni ve zihni olmasından dolayı ve bunu da, geri dönülmez bir duruma girmeden önce gidermek, çözüm üretmek üzere dili ve konuşma becerisi karşılar. Modern dönemlerde gelinmiş kopukluklar, hızlı ve kısa/kesik sözler kullanma "çabası/beklentisi" nedeniyle de "konuşmanın fazlası" diye bir olgu, durum geliştirilemez ve/ya da bu kişisel/düşük "beklentinin" karşılanması, çevremizdeki kişilerden beklenilemez!] )


- "GALİP DERVİŞ" (DİZİSİ) ile/değil "MONK" (DİZİSİNİN YERLİ YAPIMI)


- "GEÇ EVLENMEK" ile/değil/yerine/>< GENÇ EVLENMEK


- "GEÇ!":
EMİR VERMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< DÜŞÜNCESİNİ/İSTEĞİNİ DÜMDÜZ SÖYLEMEK

( Bazı/çoğu (bilgisiz/görgüsüz) kişi/ler, bazen/çoğunlukla kendini, herkesin/herşeyin merkezinde "görenler"/zannedenler, başkalarına söylediklerini, emir olarak değil zihninde ne varsa, hiçbir dilbilgisine sahip olmadan ya da uymadan, kabalıkla söyler. Bunu görür görmez, anladığımız anda, üstlerine fazla gitmemek ve bunları karıştırmamak gerekir. [Bazen de hadlerini bildirmek gerekiyorsa bildirilebilir tabii.] )


- "GEÇİMSİZ/LİK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SEVGİSİZ/LİK


- "GEÇMİŞİN KÖLESİ OLMAK" değil/yerine/>< GELECEĞİN MİMARI OLMAK


- "GEÇMİŞİN, BİZİ BIRAKMAMASI" değil/yerine/></> BİZİM, GEÇMİŞİ BIRAKMAMIZ


- "GEL DENİLEN YERE GİTMEYE AR EYLEME; GELME DENİLEN YERE GİDİP YERİNİ DAR EYLEME" ile "MİSAFİR UMDUĞUNU DEĞİL, BULDUĞUNU YER"


- "GELDİLER" ile DELİRMEK


- "GELİŞMESİNE YOL AÇAR" değil GELİŞMESİNİ SAĞLAR


- "GENÇ" / "YAŞLI" diye bir şey yok!


- "Gerçek diller" ile "Niyet dilleri"ni karıştırmadan KONUŞ!!!


- "GEREK YOK" ile/ve "DEĞMEZ"


- "GEREKSİNİMİMİZ OLMAYAN ŞEYLERİ ALMAK" ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GEREKSİNİM DUYDUĞUMUZ ŞEYLERİ SATMAK

( Gereksinim duymadığımız şeyleri almak, gereksinim duyduğumuz şeyleri satmaya neden olur. )


- "GEREKTİĞİNDE" ile/ve "YERİ GELDİĞİNDE"


- "GERİ ADIM ATMAK" ile/değil/yerine GEREKEN ADIM(LAR)I ATMAK


- "GERİLME" ile "ŞİŞME"


- "GİTMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UNUTMAK

( Eylem. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Devrim. )


- "GİTTİKÇE ..." ile/değil/yerine "YOK YERE"


- "GİYDİKÇE AÇILIR" ile/ve/||/<> "UZADIKÇA ŞEKİL ALIR" ile/ve/||/<> "ZAMANLA UNUTURSUN"

( Tezgâhtarın "kandırmacası"/kaktırması. İLE/VE/||/<> Kuaförün "kandırmacası"/kaktırması. İLE/VE/||/<> "Arkadaşın" kayıtsızlığı. )


- "GÖNÜL YAPMAK" ve/||/<> RIZÂ DEVŞİRMEK


- "GÖRDÜĞÜM KADARIYLA" ile/ve/||/<> "BÜYÜK/AZ OLASILIKLA"


- "GÖRENEDİR GÖRENE, KÖRE NEDİR KÖRE NE?" ile/ve "ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ"


- "GÖREV"İNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK


- "GÖZDEN IRAK OLAN, GÖNÜLDEN IRAK OLUR"
ile/ve/değil/yerine
"GÖNÜLE GİREN, GÖZDEN UZAK OLSA NE OLUR"


- "GÖZE ALMAK" değil "GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK"


- "GÖZLEYEN" ile/değil GÖZLEMLEYEN


- "GÖZÜN GÖRMEYİP GÖNLÜN KATLANMASI"
ile/ve/||/<>
"GÖZDEN UZAK/IRAK, GÖNÜLDEN UZAK/IRAK"


- "GÜÇ" ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( Amacınız zarar vermekse yeterlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herşey için yeterlidir. )


- "GÜÇLÜ OLAN" ile/ve/||/<>/< "DAHA GÜÇLÜ OLAN"

( Zayıf yönünü bilen. İLE/VE/||/<>/< Zayıf yönünü yönetebilen. )


- "GÜÇLÜ OLMAK" ile/değil/yerine/< MUTLU OLMAK

( Mutlu etmez. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Güçlü kılar. )


- "GÜÇLÜ/LÜK" ve/||/<>/> KIRILGAN/LIK


- "GÜCÜN" "ADÂLETİ" ile/değil/>< ADÂLETİN GÜCÜ


- "GÜNDELİK DENEYİM/YAŞAYIŞ" ile/değil/yerine ÖZGÜN DENEYİM/YAŞAYIŞ

( ERLEBNIZ mit ERFAHRUNG )


- "GÜNEŞ GİTTİ" değil BULUT GİRDİ

( Güneş, hiçbir zaman bir yere gitmez. Araya bulut girmiştir ya da dünya döndüğünden, görünmeyen tarafındadır. )


- "GÜVEN KAPISI" ARAYIŞI ></< ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ/YARALANMASI


- "GÜZEL DEĞİL" değil BAKILIŞI (YETERİNCE) GÜZEL DEĞİL


- "GÜZEL İNSAN" değil/yerine İNSANDAKİ "GÜZELLİK"


- "GÜZEL OLAN, SEVGİLİDİR" değil/yerine SEVGİLİ OLAN, GÜZELDİR


- "GÜZEL"/"ÇİRKİN" diye birşey yok!

( There is no "BEAUTIFUL"/"UGLY"! )


- "GÜZELE, GÜZEL DEMEM, GÜZEL, BENİM OLMADIKÇA" yerine/değil GÜZELE, GÜZEL DERİM, GÜZEL, BENİM OLSUN DİYE! / BENİM OLAN, GÜZEL OLSUN DİYE!


- "GÜZELLİK YAPMAK" ile "KIYAK GEÇMEK"


- "GÜZELLİK" ile İÇTENLİK/CANA YAKINLIK

( İçtenlik vermez. İLE Güzellik verir. )


- "HABERİNİN OLMAMASI" ile/ve/||/<>/ne yazık ki HABERİNİN OLMAMASINDAN, HABERİNİN OLMAMASI


- "HAKKINI VERMEK" değil HAKKINI TESLİM ETMEK


- "HAKLI BULMAK" ile/ve/değil/yerine SAVUNMAK

( [not] TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT vs./and/but DEFENCE
DEFENCE instead of TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT )


- "HAKLI ÇIKMAK" ile/değil/yerine/>< HAKLI OLMAK


- "HAKLI" OLAN ile/değil/yerine AKLI OLAN


- "HAKLI/LIK" ve/değil/||/+/<>/< AKILLI/LIK


- "HAKLILIK/HAKSIZLIK":
MECAZ değil HUKUK


- "HAKLISIN" yerine DOĞRU


- "HAKLISIN" ile/değil O KONUDA HAKLISIN


- "HAKSIZLIK" ile/değil BİLİNÇ FARKLILIKLARI


- "HALKIN İRFANI" ile/değil İLGİSİZLİK/KAYITSIZLIK


- "HAREKET" ile/ve "NUMARA"


- "HASTA SAHİBİ" ile/değil HASTA YAKINI


- "HATA PAYI" ile/ve/<> "HATA OLASILIĞI"


- "HATA/KUSUR ARAMAK/BULMAK" (İÇİN/ÜZERE) ile/değil/yerine BİR EKSİĞİNİ/HATASINI (DAHA) DÜZELTTİRMEYE ARACI OLMAK


- "HAYATI/NI YAŞAMAK" ile/değil/yerine ADAM OLMAK


- "HAYATINI YAŞAMAK" ile/ve/<>/değil/yerine HAYATI YAŞAMAK


- "HAYVANSEÇER" değil/yerine/>< HAYVANSEVER

( Kedi, köpek sevip inek, koyun, balık yediğinizde, hayvansever değil, hayvan seçer oluyorsunuz. Ne zaman bir köpeğe duyduğunuz sevgiyi ve dostâne yakınlaşmayı bir ineğe de duyarsınız; işte o zaman kendinizle çelişmemiş olacaksınız. )

( Kendime, evrene, çevrem(iz)e, hayvanlara, tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermek üzere ve sağlığım/ız için de et ve hayvansal ürünleri yememeyi yeğliyorum/z...

Bu duyarlılığı gösteren ve gösterecek herkese teşekkür ediyorum/z... )

( )


- "HER ELİNİ SIKAN" İLE ... ile/ve/<> "HER CANINI SIKAN" İLE ...

( Dost olma! İLE/VE/<> Düşman olma! )


- "HER NEYSE" değil/yerine "NEYSE"


- "HER ŞER'DE/ŞEYDE, BİR HAYIR VARDIR" ile/değil HER ŞER'DE/ŞEYDE, BİR OLABİLİR/ARAMAK GEREK


- "HER ŞERDE, BİR HAYIR VARDIR" değil HER ZAHMETTE, BİR RAHMET VARDIR


- "HERKES YAPIYORSA BIRAK YAPSINLAR" | "KİMSE YAPAMIYORSA BEN NASIL YAPAYIM" ile/değil/yerine/>< "HERKES YAPIYORSA BEN DE YAPABİLMELİYİM" | "KİMSE YAPAMIYORSA BEN YAPAYIM"


- "HERKES, KENDİ İŞİNE BAKSIN!" değil "HERKES, KENDİ İÇİNE BAKSIN!"


- "HERŞEYİ BİLEN" ile/değil KENDİNİ BİLEN


- "HERŞEYİN ANLAMINI ÇÖZMEK" ve/=/||/<>/> HİÇBİR ŞEYİN ANLAMININ, (PEK DE FAZLA) OLMADIĞINI ANLAMAK


- "HESAP SORMAK" ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORU SORMAK


- "HESAPLAŞMA" ile/ve/değil/yerine "YÜZLEŞME"


- "HİÇ ÖNEMİ YOK" ile/değil "ÖNEMLİ DEĞİL"


- "HİNDİSTAN CEVİZİ TİPİ" ile/yerine "ŞEFTALİ TİPİ"

( Dıştan sert görünen fakat içi boş olan. İLE/YERİNE Dıştan yumuşak görünen fakat içi sağlam olan. )


- "HİSSETMEK" ile/değil SEZMEK

( Duyularla. İLE/DEĞİL Zihinle. )


- "HIZINI YAVAŞLATMAK" değil HIZINI AZALTMAK ya da YAVAŞLAMAK


- "HIZLI OKUMA" ile/değil ANLAYARAK HIZLI OKUMA


- "HOŞLANIP HOŞLANMAMA" ile/ve/değil/||/<>/< GÜDÜLENİP GÜDÜLENMEME


- "HUKUKTA, KARDEŞLİK" değil KARDEŞLİK HUKUKU


- "İÇERİK ÖNEMLİ DEĞİL" değil "İÇERİĞİ, (BURADA/BUGÜN[ÇAĞIMIZDA]) ÖNEMLİ DEĞİL"


- "İÇİ YAKAN ATEŞ" ile "DIŞI YAKAN ATEŞ"

( ŞÛLE: Mum ateşinin her bir kezlik kıpırtısı. )

( "WHICH THE FIRE BURNS INSIDE" vs. "WHICH THE FIRE BURNS OUTSIDE" )


- "İÇİMDEN GELMİYOR" ile/ve "ZİHNİMDEN GEÇMİYOR"


- "İÇSELLEŞTİRMEK" ile/değil (İYİ) ANLAMAK


- "İDARE ETMEK" ile/değil/yerine "ÇÖZÜM BULMAK"


- "İDARE ETMEK" ile/ve/değil/yerine YETİNMEK


- "İDEAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK


- "İKTİDAR" değil/yerine İTİBAR


- "İKTİDARDA KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARDA KALMAK


- "İLERLEMEK" ile/ve "YÜRÜMEK"


- "İLKELERİM" ile/değil/yerine İLKELER (VE İLKESELLİK)


- "İNANILMAZ BİR ŞEY/İŞ YAPMAMIZ" ile/değil/yerine YAPTIĞIMIZ ŞEYİ/İŞİ, İNANILMAZ BİR BİÇİMDE YAPMAMIZ


- "İNŞAALLAH" ile/ve/<> "MAAŞALLAH" ile/ve/<> "DUR BAKALIM"

( Türk "felsefesi". )


- "İNSAN OLANLARIN DÜŞÜNEBİLİYOR OLMASI" ile/değil DÜŞÜNEBİLEN HERKESİN, İNSAN OLMASI


- "İNSAN YAŞAMI" değil/yerine YAŞAM

( Hayvanların yaşamı değil yaşam süresi olur. )

( Nesnelerin, varoluş süresi olur. )


- "İNSANIN, ...[CANI İSTİYOR/ÇEKİYOR]" ile/ve/değil BENİM/SENİN/ONUN ..."


- "İRÂDEYE HÂKİM OL(A)MAMAK" değil İHTİYÂRI/NI DEVREDE TUTMAK/TUT(A)(MA)MAK


- "İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET


- "İŞE YARAMAYAN" ile/değil İŞİNE GELMEYEN


- "İŞİNE GELEN" ile/değil/ne yazık ki/||/<>/< "KOLAYINA GELEN"


- "ISITILAN KURBAĞA" ÖYKÜSÜ değil/yerine "SARI ÖKÜZ" ÖYKÜSÜ

( ... DEĞİL/YERİNE Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapılacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

"SUÇ, HEP O SARI ÖKÜZ'DE..."

Öküzlerin önderi Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum. Bugüne kadar size zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Tüm suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti, bu sözler üzerine, aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek, Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

"AFERİN! SİZİ KUTLARIZ!"

Bir süre sonra, aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa siz normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"

Bu olay, sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda, öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri, önderlerine, "Ne oldu bize? Nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, zamanında ne kadar da güçlüydük" diye sormuş.

Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini anımsayarak, gözleri nemli... "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..." )


- "İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT" ile "YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE"


- "İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ" değil "İSTANBUL, AYDIN ÜNİVERSİTESİ"

( Aydın şehrimizin adını düşünür/seslendirir gibi değil Aydınlanmış/Aydınlanacak olanlar/ın anlamında seslendirilmeli/vurgulanmalıdır! )


- "İSTEDİĞİMİZ" ŞEY:
OLURSA ile OLMAZSA

( 1 hayır. İLE 1000 hayır. )


- "İSTİYORUM" / "İSTEMİYORUM" ile/ve/ya da/||/<> "SEVİYORUM" / "SEVMİYORUM"

( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.

Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.

Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )


- "İYİ OLMAK" ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- "İYİ OYNAYAN/LAR" ile/değil/yerine/>< İYİ OLAN/LAR


- "İYİ YAŞAMAK" değil/yerine UYGUN OLMAK


- "İYİ-KÖTÜ" AYRIMI YAPMAK/TELKİN ETMEK değil/yerine (SADECE) NE OLMADIĞINI BELİRTME (ÇABASI)


- "İYİ" OLMAK ile/ve/değil "ADAM" OLMAK/OLABİLMEK

( Ne yaptıklarımızla/yapabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. İLE/VE/DEĞİL Ne yapmadıklarımızla/yapmayabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. )

( Koşulları çeşitlidir. İLE/VE/DEĞİL Koşulları belirlidir. )

( Yorum/değer ve değerlendirmelere göre değişebilir. İLE/VE/DEĞİL Yorum gerektirmeyecek kadar sabit ve ortaktır. )

( Her zaman ve her koşulda kişi ve çevresi için iyi olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Her zaman ve her koşulda iyidir/gereklidir. )

( Bazen, bazı artıları ya da eksileri olabilir. İLE/VE/DEĞİL Çok büyük oranda olumludur. )

( Herkes için geçerli olabilir fakat yeterli değildir/olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Herşeyde geçerli ve yeterlidir. )

( Her türlü noktaya/konuma ulaşılabilir belki fakat adam olamadıktan sonra hiçbir anlamı/değeri kalmayacaktır. ["Vali olmuşsun fakat adam olamamışsın!" öyküsü] )


- "İYİCENE, GÜZELCENE" değil İYİCE, GÜZELCE


- "İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- "İYİLİK YAPMAK" ÜZERE/İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK/YAPARAK


- "İZNİN(İZ)LE ..." ile/değil/yerine BİLGİNİZLE ...


- "KABACA ..." değil/yerine ANA AKIŞI İÇİNDE ...


- "KABUĞUNA ÇEKİLMEK" ile/değil/yerine/>< KABUĞUNU KIRMAK


- "KAÇMAK" ile/ve/değil ANLAMSIZ/DEĞERSİZ BULMAK, DEĞER VERMEMEK


- "KAÇMAK" ile/değil/yerine KAÇINMAK

( Tüm canlılarda. İLE/DEĞİL/YERİNE Hayvanlarda[kısmen] ve insanda. )


- "KAÇTA DÖNEBİLECEĞİM HAKKINDA HİÇBİR BİLGİM YOK" değil KAÇTA DÖNEBİLECEĞİM HAKKINDA HİÇBİR FİKRİM YOK


- "KADIN OLMAK" değil/yerine ÖNCE ADAM/İNSAN OLMAK SONRA "KADIN OLMAK"

( Ayrımlar yerine bütünlük üzerine düşünülerek yapılanmak gerek! )


- "KAFANIN ÇALIŞMASI" ile/ve/değil/+/||/<>/> KAFANIN ÇALIŞTIRILMASI

( Zekâ. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Akıl. )


- "KAFESİN İÇİNDEN ÇIKMAK" değil "KAFESİ", İÇİNDEN ÇIKARMAK


- "KALABALIKLARDAN YANA OLMAK" ile/değil/yerine HAKTAN YANA OLMAK

( image )


- "KALDIĞIMIZ YER" değil/yerine "KARAR KILDIĞIMIZ YER"


- "KALIN/LIK / KABA/LIK" değil/yerine/>< "İNCE/LİK"

( Kişinin, kırılma nedeni. >< Herşeyin kırıldığı nokta. )


- "KALITIM" ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/&lt; KATILIM

( [not] HERITAGE vs./and/but/||/<>/>/< PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of HERITAGE )


- "KALP ..." değil OLUMLU/OLUMSUZ, BELLEK KAYITLARI


- "KALP KALBE KARŞIDIR/KARŞIYMIŞ (DERLER)" değil KALPTEN KALBE YOL VARDIR


- "KALP KIRMAK" değil/yerine/>< ÖZÜR DİLEMEK

( Zulm eder. DEĞİL/YERİNE/>< Feth eder. )


- "KÂR ETMEYE ÇALIŞMAK" ile/değil/yerine/< ZARAR ETMEMEYE ÇALIŞMAK


- "KÂR" değil/yerine AR


- "KARARIMIZI MANTIKSALLAŞTIRMAK" ile/ve/değil/yerine/>< UYGUN MANTIKTA KARARLILIK GÖSTERMEK


- "KARIŞMAK":
NE YAPMAYACAĞI/NA / SÖYLEMEYECEĞİ/NE ile/değil
NE YAPTIĞINA/SÖYLEDİĞİNE

( Birine, ne yapmayacağını söylemek/anlatmak/göstermek karışmak değildir! ["Karışmak", yapılacak yanlış ya da doğru olan eylem/söz için kullanılabilir ancak.] )

( Kişilerin ne söyleyeceğini ya da yapacağını söylemeye, "müdahale" ya da "karışmak" denilebilir (belki ve çoğu şey için). Fakat ortak olan kavram, ifade, durum, davranış ve tutumlarda, toplumsal birlik, düzenlilik ve sürekliliğin sağlanması için gerektiğinde, hepimizin, birbirimize neyi yapamayacağını/yapmayabileceğini söylemesi kabalık ya da karışmak değildir! )


- "KARMAŞA" değil/yerine/>< SEVGİ

( )

( Bazı noktaları birleştirirsek "karmaşa", görünmez ve (en başta sevgi gibi) bazı (değerli) şeyler görünür olur. )


- "KARŞI OLMAK" ile/değil/yerine AŞMAK/AŞMIŞ OLMAK


- "KARTOPU" ve/ne yazık ki/||/<>/> ÇIĞ


- "KAŞIKLA VERİP, KEPÇEYLE ALMAK" değil/yerine KOŞULSUZ VE BEKLENTİSİZ VERMEK/HİZMET


- "KAYBETMEK":
(")YENİLİNCE(") değil VAZGEÇİNCE


- "KAYBETMEK" ile/ve/+/||/<>/>< "KAZANMAK"

( Ne yazık ki, doğayla savaş durumundayız. Kazanırsak, kaybedeceğiz. )


- "KAYBETMEK" ile/değil KURTULMAK


- "KAYIP" SANILAN KAZANÇ ile/ve/||/<> "KAZANÇ" SAYILAN KAYIP


- "KAZANÇ/KÂR" ile/değil/yerine YARAR(FAYDA)

( Ne denli güzel ve kârlı olsa da, hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. )

( Yaptığımız/söylediğimiz/yediğimiz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yapmadığımız/söylemediğimiz/yemediğimiz. )

( RİBH/RIBH ile ... )

( PROFIT vs. BENEFIT )


- "KENDİ BAŞINA" ile/ve/değil "TEK BAŞINA"


- "KENDİ DÜNYANDA YAŞAMAK" ile/ve/değil/yerine KENDİ DÜNYANI YAŞAMAK

( Sizi tutsak etmiş olan, kendi hakkınızda beslediğiniz fikirdir. )

( Sizi içeri kilitlemiş olan kapı aynı zamanda sizi dışarı bırakacak olan kapıdır. )

( The idea you have of yourself that keeps you in bondage.
The door that locks you in, is also the door that lets you out. )

( Bazıları. [Çoğunlukta olsa da herkes değil.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Herkes. )

( [not] TO LIVE THE PERSONAL LIFE vs./and/but TO LIVE IN THE PERSONAL LIFE
TO LIVE IN THE PERSONAL LIFE instead of TO LIVE THE PERSONAL LIFE )


- "KENDİMİ AŞMAM GEREK" "DÜŞÜNCESİ"
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/<
HİZMETİNİ ARTIRMAK VE SÜRDÜRMEK


- "KENDİMİ DÜŞÜNMEM GEREKİYOR" değil DÜŞÜNMEYE, KENDİMDEN BAŞLAMAM GEREKİYOR


- "KENDİMİ/Zİ TATMİN ETMEK/EDEMEMEK" değil "KENDİMİ/Zİ TATMİN ETMEK/EDEMEMEK"


- "KENDİMLE OYNUYORUM" değil "KENDİ KENDİME OYNUYORUM"


- "KENDİNDEN KAÇMAK" ile/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KOVALAMAK/TANIMAK


- "KENDİNE DÖNÜŞTÜRMEK" ile/değil/yerine KENDİNİ DÖNÜŞTÜRMEK


- "KENDİNE ÖZEL" değil "KENDİNE ÖZGÜ"


- "KENDİNE ÖZGÜN" değil KENDİNE ÖZGÜ ya da ÖZGÜN


- "KENDİNE SAKLAMAK" / "KENDİNDE SAKLI TUTMAK" ile/ve/değil/yerine İÇİNDE TUTMAK


- "KENDİNE YET(E)MEMEK" ile/ve/değil/yerine "KABUĞUNA SIĞ(A)MAMAK"


- "KENDİNİ AŞMAK" ile/ve "KENDİNDEN UZAKLAŞABİLMEK"

( Eyleyerek/yaparak, bilerek. İLE/VE Bütünlükle ve unutabilme becerisiyle. )


- "KENDİNİ SAKLAMAK" >< KIZMAK

( Kimse, kızdığında, kendini/özünü saklayamaz. )


- "KENDİNİ, NESNE KILMAK" değil KENDİNİ KEŞFETMEK

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )

( Yaşayan her şeyde kendinizi görün, o zaman, davranışlarınız, görüşünüzü ifade edecek. )

( Ne kadar çok keşfederseniz, o kadar daha keşfedilecek olan vardır. )

( Neyi keşfederim? Keşfedecek birşey bulunmadığını keşfedersiniz. )

( Kendini-keşifte ne şiddet vardır ne şiddetsizlik. )

( Özgürleşme, keşfetme özgürlüğü demektir. )

( Zihni sessiz tutun, keşfedeceksiniz! )

( Arzuları, ihtirasları terk edin, zihninizi sessiz tutun, keşfedeceksiniz. )

( Hatanızı keşfedin ve korkudan kurtulun. )

( Siz sadece kendinizsinizdir. )

( Ancak kendi farkındalığınız ve kendi çabanızla keşfettikleriniz sizin işinize her zaman yarayacak olanlardır. )

( Kendinizi düzeltmeye gereksiniminiz yoktur - sadece kendi hakkınızdaki fikirlerinizi düzeltin. )

( Discovery cannot come as long as you cling to the familiar.
See yourself in all that lives and your behaviour will express your vision.
The more you discover, the more there remains to discover.
What do I discover? You discover that there is nothing to discover.
There is neither violence nor non-violence in self-discovery.
Liberation is but the freedom to discover.
Keep your mind silent and you shall discover.
Abandon all desires, keep your mind silent and you shall discover.
Discover your mistake and be free of fear.
You are just yourself.
You need not correct yourself - only set right your idea of yourself. )

( [not] TO MAKE OBJECT THE SELF but DISCOVER THE SELF )


- "KESİN DÜŞÜNCE" ile/değil/yerine TEMEL DÜŞÜNCE


- "KESİNLİK" değil/yerine/>< YAKLAŞIM / YAKINLIK


- "KEŞKE ..." değil/yerine/>< FARKINDALIK

( Ne kadar farkında olursak, "keşke"lerimiz de o kadar az olur. )


- "KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR" ile/ve/||/<> "ÖFKEYLE KALKAN, ZARARLA OTURUR"


- "KESTİRİP ATMAK" ile/değil/yerine "BAĞLAMAK"


- "KEYFİNE/ÇIKARINA GÖRE DAVRANMAK" ile/değil/yerine/>< KENDİN/KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK

( Kendin olmak, "keyfine/çıkarına göre davranmak/davranabilmek" değildir. )


- "KEYİF/RAHATLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET

( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )


- "KİM OLDUĞUMUZ" ile/ve/değil/yerine/< ADAM OLUP OLMADIĞIMIZ


- "KİMSE DİKKAT ETMİYOR" yerine/değil BEN NE YAPMAMALIYIM/YAPABİLİRİM?


- "KİMSEYE GÜVENME!" değil KİMSEYE (TAMAMEN) BIRAKMA!


- "KIRILMA" ve/> DEĞİŞİM ve/> GÜÇLENME ve/> UMURSAMAMA


- "KIRILMAMA NOKTASINDAKİ" KİŞİ İÇİN SÖYLENİLECEK OLAN:
[ya] "KALPSİZ" ile/ya da "GÜÇLÜ"


- "KİRLENMEMEK" ile/değil/yerine/||/<>/< ARINMAK


- "KIRMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÖNÜL ALMAYI (DA) BİLMEK

( Herkesin yapabildiği/yapabileceği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazılarının yapabildiği/yapabileceği. )


- "KIRMIZI IŞIK:
HERKESE YANMALI" ve/fakat/ne yazık ki/>/< "BANA YANMASIN"


- "KISA KES, AYDIN HAVASI OLSUN" değil "KISA KES, AYDIN ABASI OLSUN"

( ABA: Kumaştan yapılma giysi.[Aydın efesinin abası, kısa ve dizleri açıktır.] )


- "KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK" ve/||/<>/=/: "72 MİLLETİ", BİR BİLMEK


- "KİŞİLER ÜZERİNDE" değil/yerine/< KİŞİLER ÜZERİNDEN


- "KİŞİLERİ KONUŞMAK" ile/değil/yerine KİŞİLERLE KONUŞMAK


- "KİŞİNİN BAKIŞINDA":
GÖRÜNEN ile/ve/||/<> KENDİ ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN


- "KİŞİYE GÖRE RENK DEĞİŞTİRMEK" ile/değil/>< KİŞİLİĞİNİN, RENKLİ OLMASI


- "KIYMATARYEN" değil/yerine KIYMETARYEN

( Hayvanlara/canlılara kıyan ya da "kıyma" denilen şeyden yapılan "şeyler" yiyen. DEĞİL/YERİNE Hayvanların değerini bilip tüm canlılara saygı göstererek yaşama olanağı sunmayı yeğleme zihninde/bilincinde, tutum ve davranışında olanlar. )


- "KIZMAK" ile/ve KINAMAK


- "KOLAY(LIKLA) SÖYLEMEK" ile/ve/değil/<> İNAN(M)IYOR OLMAK


- "KOMPLO TEORİSİ" ile/değil/yerine TEORİ/KURAM

( [düşük/yüksek olasılıklı] Akıl hastalığı içinde. İLE/DEĞİL/YERİNE Akıl[felsefe/bilim/sanat] ile. )


- "KOMŞU, KOMŞUNUN KÜLÜNE "(BİLE)" MUHTAÇTIR" değil "KOMŞU, KOMŞUNUN 'KÜLL'ÜNE MUHTAÇTIR"

( Komşu, komşunun her şeyine muhtaçtır. "Kül"(Küllî, Külliyat), "hepsi, her, tamamı" gibi anlamlarda kullanılır. Eğer yanan şeyden arta kalan anlatılmak istenirse, "bile"(... külüne bile ...) eklenerek kullanılabilir. )


- "KONUŞMAK İÇİN SIRA/ZAMAN BEKLEMEK" değil/yerine/>< ÖTEKİNİ DİNLEMEK


- "KORKMAK" ile/ve "NE DER?" [DÜŞÜNCESİ]


- "KORKMAK" ile/değil/yerine ONUN SEVİYESİNE İNMEMEK/DÜŞMEMEK


- "KORKULACAK OLAN":
BİZİMLE AYNI DÜŞÜNCEDE OLMAYANLAR ile/değil/yerine AYNI DÜŞÜNCEDE OLMAYIP BUNU SÖYLEME CESÂRETİNDE OLMAYANLAR


- "KÖRLÜK":
ZİHİNSEL ile/ve/||/<> İŞLETME ile/ve/||/<> BENCİL

( Kendi eksiklerini "görememe". İLE/VE/||/<> Şirketinde tekrarlayan yanlışlara karşı oluşan "görememe". İLE/VE/||/<> Dost eleştirisine, "niyet okuyarak", inanmamak. )


- "KÖRLÜK/SAĞIRLIK"(IN NEDENİ) ile/ve/||/<> TIKANIKLIK('IN NEDENİ)

( Olanaklar/olanaklılık, rahatlık. İLE/VE/||/<> Yeti/yetenek, becerme, başarı. )


- "KÖTÜ TÜRKÇE" (OLDU) ile/değil KÖTÜ BİR İFADE (OLDU)


- "KÖTÜLÜK ETMEK" ile/ve/||/<>/< ZARAR VERMEK

( İnsanda. İLE/VE/||/<>/< Kişilerde ve hayvanlarda. )

( ÖNCE, ZARAR VERME!

DO NOT HARM!

PRIMUM NON NOCERE PRIMA NON NOCERE )


- "KÖTÜMSER/LİK" >< "İYİMSER/LİK" ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( [sadece] Tüneli "görür". >< Tünelin sonundaki ışığı "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tünelle birlikte, ışığı ve gelebilecek treni görür. )

( [sadece] Her fırsattaki "zorluğu" "görür". >< Her zorluktaki "fırsatı" "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her fırsatla birlikte kolay olmayabilecekleri birlikte değerlendirir. )


- "KÖTÜMSERLİK" değil/yerine/>< KONUŞABİLMEK

( Konuşabilirsek, "kötümserlik" oluşmaz. )


- "KRAL OLMAK" ile/değil/yerine/>< "BABA OLMAK"


- "KRALLIK" ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLGELİK

( Davranışla. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sessizlikle. )


- "KRİZ YOK" değil/ne yazık ki KERİZ ÇOK


- "KÜÇÜK ZİHİN" ile/değil/yerine/<>/> "ORTA ZİHİN" ile/değil/yerine/<>/> "İLERİ ZİHİN"

( "Her sorunun" kendince bir yanıtı/açıklaması vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE Deneyimlerinden öğrenir. İLE/DEĞİL/YERİNE Herşeyden ve herkesten öğrenir. )

( Kişilerle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Olaylarla uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düzenle/sistemle uğraşır. )

( "Dengini" arar. İLE ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini arar. )

( "İleri zihinler, kendi çağının ötesindedir, zekiler, kendine bir şeyler çıkarır ve ahmak olan da buna karşı koyar.[The great person is ahead of their time, the smart make something out of it, and the blockhead, sets themselves against it.]" )


- "KÜÇÜLMEK" ile/değil/yerine "İNCELMEK"


- "KÜFÜR ETMEK/EDEN"/ŞATİM[Ar. < ŞETM] ile/değil/yerine/>< ŞÜKÜR ETMEK/EDEN


- "KUL" ile/ve/||/<> KÜL

( Neye "inanıyorsak". İLE/VE/||/<> Neye "yanıyorsak". )


- "KULLUK İÇİN" değil İNSANLIK İÇİN/İNSANLIĞINDAN DOLAYI


- "KUMAŞI FARKLI" ile "BAMBAŞKA BİR RENGİ VAR"


- "KURAL KOYMAK" ile/ve/değil/yerine "KURAL/LARI BELİRLEMEK"

( Bilenler kurallar koyar, bilmeyenler kurallara uyar. )

( Kuraldan çok kuralcı, kraldan çok kralcı olmamak gerek! )

( [not] "TO MAKE THE RULE" vs./and/but "TO DETERMINE THE RULE/S"
"TO DETERMINE THE RULE/S" vs./and "TO MAKE THE RULE" )


- "KURALCILIKTA":
AKILSIZLAŞMA >< ROBOTLAŞMA


- "KURBAN KESMEK" değil KURBAN/YAKINLIK KESBETMEK[: Çalışarak kazanma.]


- "KUŞKU" ile/değil/yerine FELSEFİ KUŞKU


- "KUŞKUCULUK" ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- "KUTUPLAŞMA" değil/yerine KUCAKLAŞMA


- "KUYUNUN DERİNLİĞİ" değil "İPİN KISALIĞI"


- "MAĞDUR/HASTA EDEN/ETMEK" ile/ve/değil/||/<>/< MAĞDUR/HASTA OLAN/OLMAK


- "MAYMUN İŞTAHLI/LIK" ile/değil/yerine ÇOK YÖNLÜ/LÜK


- "MAZUR GÖRÜN" ile/değil/yerine "KUSURA BAKMAYIN"


- "MEKANİZMA" ile/değil METABOLİZMA[Fr. < Yun. METABOLE: Değişme.]

( ... İLE/DEĞİL Canlı organizmada ya da canlı gözelerde, hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, dirimbilimsel ve kimyasal değişimlerin tümü. )


- "MERKEZCİLİK":
TEO ile/ve/<>/> HOMO ile/ve/<>/> ETNO ile/ve/<>/> GEO ile/ve/<>/> EGO ile/ve/<>/> ECO


- "MESAFELİ OLMAK" ile/ve "POLİTİK DAVRANMAK"


- "MEŞGUL OLMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ETKİN OLMAK

( 13 Fark için burayı tıklayınız... )


- "MEŞGUL" ile/değil/yerine/>< ÜRETKEN


- "MEYDAN/CANINA OKUMAK" değil/yerine/>< KİTAP OKUMAK


- "MIZMIZ/LIK ("FELSEFE")" ile/değil/yerine FELSEFE


- "MODERN" (OLMAK) değil/yerine UYGAR OLMAK


- "MUHÂFAZA ve/+ KÂR" ile/değil/yerine/>< MUHÂFAZAKÂR/KORUYUCU


- "MÜKEMMEL/LİK" >< KİŞİ/İNSAN


- "MÜLKİYET" "HAZZI" değil/yerine VAROLUŞ SEVİNCİ


- "MUM DİBİNE IŞIK VERMEZ" ile "TERZİ KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMEZ"


- "MUTLAK DEĞERLİ" ile/değil/yerine DEĞERLİ


- "MUTLAK ÖZGÜRLÜK" >< EŞİTLİK ile/<> "MUTLAK EŞİTLİK" >< ÖZGÜRLÜK

( Özgürlük ve Eşitlik, genişlediği oranda, birbirini yok eder.
[ "Mutlak Özgürlük" diye bir şeyden söz ettiğimiz oranda "Eşitlik"ten,
"Mutlak Eşitlik" diye bir şeyden bahsettiğimiz oranda da, "Özgürlük"ten söz edemeyiz. ] )


- "MUTSUZLUK" değil/yerine/></> DEĞERİNİ AZALTMAK

( Bir şeyin/kişinin, bize verdiği mutsuzluktan kurtulmak istiyorsak, ona verdiğimiz "değeri/itibarı" azaltmamız gerekiyor. )


- "NAMIK KEMÂL" FIKRALARI değil NÂM-I KEMÂL FIKRALARI


- "NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ" ile NE BİLDİĞİMİZ

( Ne bildiğimizi değiştirir. İLE Nasıl göründüğümüzü değiştirir. )


- "NASIL KULLANIŞI" değil NASIL KULLANILDIĞI


- "NASIL YARARLANIRIM?" değil/yerine/>< NASIL YARARLI OLABİLİRİM?


- "NE DESEM BOŞ" değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ


- "NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK

( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )


- "NE KADAR GERÇEKTİR?" ile/değil "NASIL BİR GERÇEK?"


- "NE OLDUĞUN" ile/değil/yerine NE OLACAĞIN

( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )


- "NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK" değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR


- "NE OLDUM!" ile/değil/yerine "NE OLACAĞIM?"


- "NE YAPARSAN YAP" değil SEN BİLİRSİN


- "NEDEN OLMA" ile/ve/değil/yerine/||/<> "ZEMİN HAZIRLAMA"


- "NEDEN OLMAK" ile "YOL AÇMAK"


- "NEDENSİZ/SEBEPSİZ" ile/değil "BİR ANDA"

( [not] WITHOUT APPARENT REASON vs./but SUDDENLY )


- "NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK" ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- "NEREYE GELDİĞİMİZ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- "NİYE KONUŞUYORUZ?" değil NEYİ KONUŞUYORUZ?

( Konuşmak/konuşabilmek esas ve önceliklidir. Bazı şeyler gerçekleşmeden, olumsuzlukları ve yetersizliklerin yaşanmasına fırsat vermemek üzere, konuşabilmek, doğadaki en güçlü ve olanaklı yetimizdir. Konuşmanın, "niye"si, "gereksizliği" vs. olmaz! )


- "NOEIN ESTIN EINAI"!:
( DÜŞÜNCE ve/||/<>/= OLMAK )


- "NOKTA KOYMAK":
TÜMCENİN SONUNDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİRCİKTE


- "NORMAL KİŞİ" :/= ANORMAL KİŞİ


- "NOTA'DAN, SENFONİ'YE" ile/ve/||/<> "ZERRE'DEN, OKYANUS'A"


- "O DA HAKLI, O DA, O DA" ile/değil/yerine HER BİRİNDE, HAKLILIK PAYI VAR


- "O DÖNEMDE, ..." ile/değil "O DÖNEM DE, ..."

( Dahi anlamındaki "de" ayrı yazılır! Lütfen! Sadece biraz (daha) özen! )

( Konfüçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse, o zaman söylenilen şey, söylenilmek istenen şey olmaz. O zaman, yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman, adâlet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa, kişiler, kendini umutsuz bir karmaşanın içinde bulur. Bu nedenle, söylenilen şey, her şeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." )


- "O OLMAK" ile/ve/değil/yerine KENDİN OLARAK, "O OLMAK"

( [not] BEING THAT LIKE vs./and/but BEING THAT BY SELF
BEING THAT BY SELF instead of BEING THAT LIKE )


- "ÖDÜN VERMEK" ile/değil/yerine ÖNCELİK YÖNETİMİ


- "ÖĞÜT VERMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ/DOĞRU ÖRNEK OLMAK/GÖSTERMEK

( Yolu uzun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu kısa. )

( Kolay. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Kolay değil". )


- "OKU, BABAN GİBİ EŞEK OLMA!"
ile/değil
OKU BABAN GİBİ, EŞEK OLMA!
ve/||/<>
A WOMAN, WITHOUT HER, MAN IS NOTHING
A WOMAN, WITHOUT HER MAN, IS NOTHING

( Virgülün/vurgunun/durağın nerede olduğu çok önemli! )

( )


- "OL(A)MADIĞIMIZ GİBİ OLMAK/OLMAYA ÇALIŞMAK" ile/değil/yerine OLDUĞUMUZ GİBİ OLMAK


- "OLANAKLI" ile/ve/değil "YANLIŞ DEĞİL/OLMAYACAKTIR"


- "ÖLMEK" ile/değil/yerine YAŞAM(AY)I TAMAMLAMAK/HAY(I)R'LAMAK


- "ÖLMEK" ile/değil/yerine/>< YAŞAMAK

( Yaşamakla meşgul olmazsan, ölmekle meşgul olursun. )


- "ÖLMEYE DEĞER" ile ÖLDÜRMEYE DEĞER ile/değil/yerine YAŞAMAYA DEĞER

( Birkaç şey var. İLE Hiçbir şey yok. İLE/DEĞİL/YERİNE Çok şey var. )


- "ÖLÜMDEN KAÇMAK" değil/yerine KÖTÜLÜKTEN KAÇINMAK


- "ÖLÜMDEN SONRA, YAŞAMIN OLUP OLMADIĞI" değil/yerine ÖLÜMDEN ÖNCE, SENİN, YAŞAMDA OLUP OLMADIĞIN


- "OLUR" ile/ve/||/<> "OLMAZ"

( Diye bir şey yok! İLE/VE/||/<> Diye bir şey yok! )


- "OMURGASIZ/LIK" ile/değil BİLGE/LİK / İRFAN


- "ÖNEM VERMEK / ÖNEMLİ GÖRMEK"
ile/ve/||/<>/>
"ÖNCELİKLİ GÖRMEK"


- "ÖNEMİ YOK" ile/değil BELİRLEYİCİLİĞİ YOK


- "ÖNEMLİ OLAN" ile/ve/değil/yerine ÖNEMİ OLAN

( Herşeyin bir (az/orta/çok) önemi(değeri) vardır fakat önemli olup olmamayı, öncelik belirler. )


- "ÖNYARGI" ile/ve/değil/||/<>/> "SONUÇ ODAKLILIK"


- "ÖNYARGILARINI" YENİDEN DÜZENLEMEK ile/değil/yerine DÜŞÜNMEK


- "ÖRNEK ALMAK" ile "DERS ALMAK"


- "ORTAYA ÇIKMA" ile "KENDİNİ GÖSTERME"


- "ÖYLE" "GÖRMEK" ile "ÖYLE" "GÖRMEMEK"


- "ÖZGÜR İRÂDE" değil İHTİYÂR

( "Özgür İrâde", yanlış bir tanım ve "tamlama"dır. (İngilizce "Free Will"den bire bir çeviri olduğundan, Türkçe'nin yapısına ve kullanımına uymaz.)

İrâdenin çeşitleri ya da özgür olanı/olmayanı yoktur. İnsandan bağımsız ayrı ve tek başına da değildir. Ancak "irâdenin özgürce kullanılması" diye bir tanım olabilir.

İrâde, tekil bir kavram da değildir. İnsan/kişi için öncelikli/ağırlıklı olarak ihtiyâr ve sonrasında da irâde olarak işler. Bunlar ayrılamaz bir kavram çiftidir.

İrâde, bitki ve hayvan ile ortak olduğumuz gövdemizle sınırlı/çerçeveli bir olanak, araç ve işlevdir. Bir şeye yönelme, kas ve sinirleri seferber etme olanağı, yapma gücü ve bilgisidir. "Evet" diyerek yönelmedir. "Zekâ"[< tezkiye/keskinleştirilmiş/bileylenmiş] ile ilişkilidir.

İhtiyâr ise "Hayır!" diyebilme, yapmayabilme gücü ve bilgisidir. Sadece insana özgü bir olanak olarak, sorgulayarak, düşünerek ve ayırt ederek yeğleme/tercih olanağımızdır.[Muhtar/iyet] "Yöneldiğimiz/yönelebileceğimiz" düşünce, söz ve eylemden göz, söz ve elimizi/ayağımızı çekebilmemizdir.[EDEB]

2.5 yaş, 4 yaş 4 ay, 7 yaştaki ayırt edebilme[temyiz] becerisi ve yetkinliğiyle 13'ten gün alarak cezai ehliyet kazanma durumu, ihtiyârımızladır. 16'dan gün alarak bazı yetkinlikler itibarı ile bir seviye daha yukarı çıkarılır. 19'dan gün aldıktan sonra da aklî meleke kaybolmadığı sürece ve bunama, Alzheimer görülmedikçe yaşam boyunca öncelikle ihtiyâr sahibi olarak yaşamını sürdürürüz. )


- "ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE" değil YAKINLIK ya da SAMİMİYET


- "ÖZGÜRLÜĞÜNE" YÖNELİM/EĞİLİM ile/ve/değil/yerine ÖZGÜRLÜĞE YÖNELİM/EĞİLİM


- "ÖZÜR DİLERİM" değil/yerine "ÖZÜR/ÖZRÜMÜ BEYAN EDİYORUM/EDERİM"


- "PANİK YAPMA!" ile "ACELE ETME!"


- "PARA" (SAPLANTISI) değil/yerine "KİŞİ"[KARDEŞ/ARKADAŞ/OLANAKSIZ/MAĞDUR]


- "PATRON OLMAK" ile/değil/yerine ÖRNEK VE ÖNDER OLMAK

( [not] BEING BOSS vs./but BEING EXAMPLE AND LEADER
BEING EXAMPLE AND LEADER instead of BEING BOSS )


- "PERŞEMBE'NİN GELİŞİ, ÇARŞAMBA'DAN, BELİRLİ OLUR" ile/<> "ADAM OLACAK ÇOCUK, BOKUNDAN BELİRLİ OLUR"


- "PES ETMEK" ile/ve/değil/yerine/>< AKIŞINA BIRAKMAK


- "PES ETMEK" ile/ve/değil/yerine VAZGEÇMEK


- "PEŞİNDE KOŞMAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇMEK


- "PİS" ile/değil BİZ


- "POLYANNA'CI/LIK" ile/değil/yerine/<>/< İYİMSER/LİK


- "PROTEST" (TUTUM/TAVIR) değil/yerine TEPKİCİ/TEPKİSEL (TUTUM/TAVIR)


- "PUT KIRMAK" ile/değil "YORGAN SİLKMEK"


- "RİSK ALMAK" ile/değil/yerine/>< ÖNLEM ALMAK


- "RÖLANTİDE GİTMEK" ile/ve/||/<> "OTOMATİK PİLOTTA GİTMEK"


- "Sabır törpüsü" olmamak için SUS!!!


- "SADECE ŞAKAYDI" ile/ve/||/<> "BİLMİYORUM" ile/ve/||/<> "UMRUMDA DEĞİL" ile/ve/||/<> "TAMAM"

( [Ardında, en azından, küçük bir ... ]
Gerçeklik yatar. İLE/VE/||/<> Bilgi yatar. İLE/VE/||/<> Düşünce ve/ya da duygu yatar. İLE/VE/||/<> Acı yatar. )


- "SAFLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TESLİMİYET


- "SAHİPLENME" ile/değil/yerine/< AİDİYET

( Kentte. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Köyde, doğada. )


- "SAHİPLENME" ile/ve/||/<> KOLLAMA


- "SAKLA BENİ, VARKEN; BULUNAYIM SANA, YOKKEN" ile/ve "SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI"


- "SAKLANMAK" ile/ve/değil/yerine GERİDE DURMAK


- "SALLAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "SARSMAK"


- "SANA (DA) BİR ŞEY SÖYLENİLMİYOR" değil/yerine NE SÖYLEYECEĞİNİ (İYİ) BİLMEK

( Ne söylediğini ve haddini iyi bilirsen beklemediğin tepkiler de almazsın. )


- "SANA SÖVÜYORUM" değil/yerine/>< SENİ SEVİYORUM

( DEĞİL/YERİNE/>< )


- "SANATIN KAVRANMASI" değil SANATSAL DUYARLILIK


- "SANKİ YEDİM" CAMİSİ

( Fatih'te, Sanki Yedim Sokağı'ndadır. [Hocanın, yediğini farz ederek biriktirdiği para ile yaptırılmıştır.] )


- "ŞANSLI" (OLAN) ile/ve/değil/yerine "ŞANSINI" YARATAN (OLMAK)

( Kişileri değil de, konu/kavram, olgu ve olayları düşünerek yaşamanın ve konuşmanın önemli(öncelikli) olduğunu anımsayarak, kişinin "şanslı" olup olmadığı değil, olanaklarını, fırsatlarını değerlendirmesini/yaratmasını, olasılıkları yönetmenin esas olduğunu düşünmektir aslolan. )


- "SAP, DÖNER; KESER, DÖNER ve/||/<>/> GÜN GELİR, HESAP DÖNER"


- "SAV/İDDİA"YA KARŞI, KANIT ORTAYA KOYMA SORUMLULUĞU:
GÜMRÜKTE ve/||/<> KİŞİ(İNSAN) HAKLARINDA ve/||/<> KİŞİSEL VERİ İŞLEMEDE

( Kişiye aittir.[Bunların dışındakilerde, "sav/iddia" sahibinindir.] )


- "SAVUNDUĞUNDAN" DOLAYI BİLMEK ile/değil/yerine/>< BİLDİĞİNDEN DOLAYI SAVUNMAK


- "SAVUNULMASI BİZE DÜŞMEZ" değil SAVUNULMASINA GEREK KALMAZ/YOKTUR


- "SAYGISIZ/LIK" ile/ve/değil/||/<>/< ÇEKİNCESİZ/LİK


- "SEN ÇOK DEĞİŞTİN" ile/değil/ne yazık ki "SENİ ESKİSİ GİBİ KULLANAMIYORUM"

( (Hint Denizi'ndeki bir adanın adından) Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı. | Bir cins mısır. )


- "SEN DİLİ" KULLANMAMA GEREĞİ:
TANIMADIĞIN KİŞİ değil (YETERİNCE) SAMİMİ/YAKIN OLMADIĞIN(/DAN DOLAYI)

( Tanımadığınız ve/ya da yeterince samimi/yakın olmadığınız kişilere, "SİZ" diye hitap ediniz/edilir! )


- "SENİ SEVİYORUM!" ile/belki/yerine/değil "AYAK SESİNİ SEVİYORUM!" (AMA SENİ DEĞİL)


- "SENİ SEVİYORUM!" ile/ve/değil "SENİ (DAHA ÇOK) SEVMEK İSTİYORUM!"

( "I LOVE YOU" vs./and "I WOULD LIKE TO LOVE YOU" )


- "SENİ SEVİYORUM!" ile/belki/yerine/değil "SENİN, BENİ SEVEBİLME OLASILIĞINI SEVİYORUM!"


- "SENİ SEVİYORUM" (DEMEK/DİYEMEMEK) ile/ve/değil/yerine SEVDİĞİNİ GÖSTERMEK/YANSITMAK/YAŞATMAK


- "SENİ SEVİYORUM" (DEMEK/DİYEMEMEK) ile/ve/değil/yerine SEVDİĞİNİ GÖSTERMEK/YANSITMAK/YAŞATMAK


- "SERT (OLMAK)" ile/değil/yerine DİSİPLİNLİ (OLMAK)


- "SES" ve/<> HER VAROLAN

( Sur'dan üflenmiş olan. VE/<> ... )


- "SESİ YÜKSEK OLMAK/OLAN" ile/değil SÖZÜ YÜKSEK OLMAK/OLAN


- "SESİMİZİ YÜKSELTMEK" ile/değil/yerine/>< SÖZÜMÜZÜ YÜKSELTMEK


- "SESLİ DÜŞÜNME" ile/<>/ne yazık ki SÖYLENME


- "SEVDİĞİMİZ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVEBİLECEĞİMİZ


- "SEVİYORUM" ile/ve/değil/yerine YEĞLİYORUM / TERCİH EDİYORUM

( [not] "I LOVE" vs./and/but I PREFER
I PREFER instead of "I LOVE" )


- "SİBER SAMİMİYET" ile/ve/||/<> "STERİL TEMAS"


- "ŞİKÂYET ETMEK" ile/değil/yerine/>< DURUMU(NU)/ZİHNİ(Nİ) DEĞİŞTİRMEK


- "SINIRLARI GENİŞLETMEK" ile "EŞİĞİ YÜKSELTMEK"


- "SIRTINI DÖNMEK" değil/yerine "SIRTINI YASLAMAK"


- "SIRTTA TAŞINAN GİYSİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜZDE TAŞINAN İFADE


- "SİZ (DE) HÂLÂ ÇOK GÜZELSİNİZ" değil SİZ (DE) HER ZAMAN ÇOK GÜZELSİNİZ


- "SİZ" KULLANIMINDA:
SAYGI ile MESAFE ile ÇOĞUL


- "SON" ile/değil SONSUZLUĞA AÇILAN KAPI


- "SONRA" ile/ve/ne yazık ki/||/=/<>/> HİÇBİR ZAMAN


- "SORGULANAMAYACAK" "YANITLAR" değil/yerine/>< YANITLANAMAYACAK SOR(G)ULAR


- "SORUN/SIKINTI":
"FARKLI OLMAK/TA" ile/ve/||/<>/ne yazık ki FARKINDA OLMAMAK/TA

( )


- "ŞÖYLE DÜŞÜNMEK" ve/||/<>/>/< DENEY


- "SÖYLE! GİTSİN!" değil/yerine/> SUS! BİTSİN!


- "SÖZ DİNLEMEK" ile/ve/<> DİKKATE ALMAK

( Söylenilen ya da yapılması istenilen/beklenilen şeyin size [o an için] uymaması, o sözü/düşünceyi ya da durumu dikkate almamanızı gerektirmez. Gençlik/cehâlet düşünce ve tavırları olarak tepki gösterme eğiliminde olabilirsiniz fakat durum, söylenilen söze uyum gösterip göstermemekten çok [kulakardı etmek yerine] yeterince dikkate alıyor olmayı gerektirir. "Sırtına bir şey al/giy!" sözüne, hiç düşünmeden/değerlendirmeden, hızlıca "bana bir şey olmaz!", "gerek yok!", "sen yaşlı olduğun için söylüyorsun/önemsiyorsun" şeklinde yanıt vermek yerine yeteri kadar dikkate almakta yarar vardır. )


- "SÖZ(Ü) DİNLEMEK" ile/ve/değil/yerine SÖYLENİLENİ/İSTENİLENİ YAPMAK/YAPABİLMEK


- "SÖZCÜK PEŞİNDE KOŞMAK" değil/yerine "ANLAM PEŞİNDE KOŞMAK"


- "SÖZLERİN ALTINDA KALMAK" ile/<> "TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK ZORUNDA KALMAK"


- "SÖZLERİNİ" "DUYURMAK İÇİN":
"KİŞİLERİ TUTMAK" değil/yerine ÇENEYİ TUTMAK


- "SÖZÜNDEN ÇIKIL(A)MAYANLAR":
SU ile/ve/<> "EKMEK" ile/ve/<> ÖLÜM

( Çocuklukta. İLE/VE/<> Yetişkinlikte. İLE/VE/<> Yaşlılıkta. )


- "SU KOYVERMEK" ile "YELKENLERİ SUYA İNDİRMEK"


- "SU KÜÇÜĞÜN, SÖZ BÜYÜĞÜN" değil "SUS KÜÇÜĞÜN, SÖZ BÜYÜĞÜN"


- "SU TESTİSİ, SU YOLUNDA KIRILIR" ile/değil/yerine "GÖRGÜLÜ KUŞLAR, GÖRDÜĞÜNÜ İŞLER"


- "SUÇLAMAK" ile/değil/yerine SORUMLU OLMAK


- "SUÎ MİSÂL, MİSÂL DEĞİLDİR!" ile/ve/||/<> "KEM ÂLETLE, KEMÂLÂT OLMAZ!"

( Âlât ile hâsıl olur insâna kemâlât
Ermedi kemâlâta şu kim oldı kem-âlât )


- "SÜREÇ/YOL":
SABIR İLE ve/||/<>/> NİYAZ İLE


- "SÜREKLİ KAZANMAK" ile/ve/||/<> "HİÇ KAYBETMEMEK"

( İkisi de olanaklı değildir! )


- "TAHT" değil "BAHT"


- "TAKILMA" ile/ve/||/<> "BÜYÜTME"

( image )


- "TAKINTI" ile/değil/yerine ÇALIŞMA VE ÜRETME (GEREKLİLİĞİ)


- "TAKINTI" ile/değil/yerine GEREKENİ/GEREĞİNİ YAPMAK


- "TAM OLARAK ..." değil/yerine YETERİ KADAR ...


- "TANIDIK/LAR" ile/değil/yerine DANIŞMAN/LAR


- "TARAFTAR OLMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TAVIR ALMAK


- "TARİHSEL" ile AŞKIN


- "TAVİZ VER(ME)MEK" ile "GERİ ADIM ATMA(MA)K


- "TEK BAŞINA YÜRÜMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<> "KARANLIKTA YÜRÜMEK"


- "TENEZZÜL" ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> TEVECCÜH ETMEK


- "TERCİHİM, BU/ŞU/O" ile/ve/<>/değil/yerine "TERCİHİM, BU/ŞU/O YÖNDE"


- "TERİM SOĞUMASIN" değil/yerine DİNLENMEYİ BİLMEK


- "TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMAMALI!" değil/yerine "TEŞBİHİN, AYAĞI TOPALDIR"


- "TIKANMAK" ile "TAKILMAK"


- "TOPLUMSAL KABUL/LER" ile/ve "TOPLUMSAL 'KALIP/LAR'"

( Aynı toplumdaki birçok birey [ve çoğunluk] tarafından, [kendileri için ne kadar uygun olmasa da] -sözlü ya da sözsüz, yazılı ya da yazısız- sürdürülen kurallara/geleneklere işaret eder. İLE/VE Daha çok, içleri boş [dayanaksız] olarak algılanan [ve olumsuz olarak değerlendirilen] alışkanlıklara/geleneklere işaret eder. )

( "SOCIAL ACCEPTANCE/S" vs./and "SOCIAL 'PATTERN/S'" )


- "TÜKETMEK" ile "KULLANMAK"


- "TÜRKÇE, LASTİK GİBİDİR/BİR DİLDİR" değil/ne yazık ki (CAHİL/AHMAK) KİŞİ, HERŞEYİ, HER YERE (OLMADIK YERLERE) ÇEKER/ÇEKEBİLİR


- "TUTTUĞUN, ALTIN OLSUN!" ile/ve/||/<>
"ALLAH, NE İSTEĞİN/MURADIN VARSA, VERSİN!"

( Gerçekleşse, ikisi de kötü dua/beddua olabilecek, bu kadar ileri/uc derecede ve olanaksız olan "düşünce", "dilek", "dua" ya da "sözlere", "dilde" ve yaşamımızda yer vermemek gerekmektedir. Niyeti ve sözü de abartmak yerine uygun/doğru davranış ve tutumlarımızla, hizmet ederek, eyleyerek, çalışarak ve daha çok vererek ya da paylaşarak yani "el duası olmadan, dil duasının olmayacağını" anlamak ve anımsamak durumundayızdır. Bilgisiz, akılsız, yetersiz yaklaşımlara ya da "üçkâğıtçılıkta", bunlar gibi abartılı sözlere de itibar etmemenin bilgisi ve bilinciyle sağlanabilmektedir. )


- "TUTTURMAK" ile "DİRETMEK"/"DAYATMAK"


- "UÇMAK" için/ve/||/<>/>/< AŞAĞI ÇEKENLERİ/SIRTINDAKİLERİ BIRAKMAK


- "UĞRAŞMAK":
AKLINDAKİLERLE ile/ve/||/<> GÖNLÜNDEKİLERLE

( Gündüzleri. İLE/VE/||/<> Geceleri. )


- "ULAŞMAK" ile/ve/değil "NEDEN OLMAK"


- "UNUT!" değil/yerine UMUT/ÜMİT


- "UNUTMAK" ile/ve/değil/yerine ÜZERİNE KONUŞMAMAK


- "UNUTMAK" ile/ve/değil/yerine ÜZERİNE KONUŞMAMAK

( [not] "TO FORGET" vs./and TO TALK ON
TO TALK ON instead of "TO FORGET" )


- "UNUTUL/UR / UNUTURUZ / UNUTURUM / UNUTURSUN" değil/yerine/&gt;&lt;/<
YAZMAZSAK/YAZMAZSAM/YAZMAZSAN UNUTULUR/UNUTURUZ/UNUTURUM/UNUTURSUN


- "ÜST SINIF" ile "ORTA SINIF" ile "ALT SINIF"

( Yaşar. İLE Yakınır. İLE Şükreder. )

( Paraya tapar. İLE Öndere tapar. İLE Tanrı'ya tapar. )


- "ÜSTE ÇIKMAYA ÇALIŞMAK" ile/ve/değil/yerine SAVUNMA


- "ÜSTESİNDEN GELMEK" ile "ALTINDAN KALKMAK"


- "ÜSTÜN" İNSAN değil OLGUN/YETKİN/KÂMİL KİŞİ


- "ÜSTÜN/LÜK / GERİ/LİK" ile/ve/değil/yerine FARK/LI/LIK


- "ÜSTÜN/LÜK" ile/ve/değil/yerine KAPSAYICI/LIK


- "ÜSTÜNLÜĞÜN", "TÜZESİ" değil/>< TÜZENİN, ÜSTÜNLÜĞÜ

( Sakın Ha! - Sami Selçuk )


- "ÜSTÜNLÜK":
BAŞKALARINDAN değil/yerine/>< ÖNCEKİ DURUMUNDAN


- "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine/>< (SADECE) BİLMENİN (BELKİ/BİRAZCIK) FARKI


- "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine BÜTÜNLÜK

( )


- "ÜSTÜNLÜK" değil/>< SEÇİLMİŞ/LİK


- "UTANIYORUM" ile/değil/yerine/>< TANIYORUM!


- "UYGUN OLMA/MA" ile/ve/değil YETERİNCE UYGUN OLMA/MA


- "UYUŞUK/LUK" ile/değil/yerine/>< DİNGİN/LİK


- "ÜZERİNDE DURMAK" ile/ve GÖZARDI ETMEMEK


- "UZUN" YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine DERİN/DÜRÜST/DOĞRU YAŞAMAK


- "VAR"I "YOK"LAMAK ile "YOK"U "YOK"LAMAK

( "TO MAKE NONEXISTENCE" TO THE "EXISTENCE" vs. "TO MAKE NONEXISTENCE" TO THE "NONEXISTENCE" )


- "VAZ CAYDIM" değil "VAZGEÇTİM"


- "VERİRSEN ALIRSIN" değil "VERİRSEN, ALIRSIN"


- "VİCDÂNÎ" DİN ve/+/||/<> AHLÂKSIZLIK


- "YA DOĞRUYSA" ile/ve/||/<> "YA ÖYLE DEĞİLSE"

( Tüzede(hukukta). İLE/VE/||/<> Bilimde. )


- "YAĞMUR ADAM" ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN

( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )

( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )


- "YAKINLIK":
"SIKICI" ile/ve/değil/||/<>/< "BOĞUCU"

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- "YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN


- "YALVARMAK" ile/değil/yerine KİBARLIK(TAN)

( "Uygun bir yerde indirir misin!" diyen bir yolcuya, minibüs şöförünün yanıtı: "Ne yalvarıyorsun! 'İndir!' de, indirelim!" )


- "YANAĞI DEĞDİRİP, ÖPÜCÜK SESİ ÇIKARMAK" ile/yerine YANAĞI ÖPMEK


- "YANINDA OLMAK İSTİYORUM" ile "YANIMDA OLMANI İSTİYORUM" ile "YANYANA OLMAK İSTİYORUM"


- "YANIŞ" değil/yerine UYANIŞ


- "YANLIŞ ANLAMIŞ OLMAK" ile/değil ÜMİT ETMEK

( "Beni yanlış anlamışsın!" sözünün/durumlarının nedenleri daha çok ümit etmekten kaynaklanmaktadır! )


- "YANLIŞ BULMAK" ile KATILMAMAK


- "YANLIŞ KİŞİ/LER":
"ZAMAN KAYBI" değil
DOĞRU KİŞİLERİ BULMA NEDENİ


- "YANLIŞ YAPMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> YALNIZ KALMAK


- "YANLIŞ" ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ


- "YANLIŞLARA AĞIT YAKMAK" ile/değil/yerine/>< DOĞRULARI İNŞÂ ETMEK


- "YAPABİLECEĞİM BİR ŞEY YOK" değil "YAPABİLECEĞİM FAZLA BİR ŞEY YOK"


- "YAPACAK/YAPILACAK BİR ŞEY YOK" değil "YAPILACAK (PEK) FAZLA BİR ŞEY YOK"


- "YAPAMAM" değil/yerine/>< YAPABİLİRİM

( )

( [not] I CAN'T DO IT but/>< I CAN DO IT
I CAN DO IT instead of I CAN'T DO IT )


- "YAPAMAMA/GERÇEKLEŞTİREMEME":
"YOĞUNLUK"TAN DOLAYI ile/ve/değil/<> ÖNCELİKLER(İN)DEN DOLAYI


- "YAPMA!":
EMİR değil KOLAYLAŞTIRMA/HIZLANDIRMA

( Bilenlerin/tecrübelilerin/büyüklerin, "... Yapma!/Etme!" sözleri/öğütleri, bir yasak/engel/kısıtlama değil yapılmayacakların kolay ve daha az olmasından dolayı, tecrübelerinden yararlanılmasını istedikleri içindir. Hemen buyruk/emir olarak algılanıp tepki göstermemekte yarar vardır! )


- "YAPMADI/M/N" ile/değil YAPAMADI/M/N


- "YAPMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK" ile/değil/yerine YAPAMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK


- "YAR/UÇURUM" OLMAK ile/değil/yerine/>< YÂR OLMAK


- "YARARLI >< ZARARLI" ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH

( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )

( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )

( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )

( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )

( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )

( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )

( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )

( BEŞ AMAÇ/MAKÂSID-I HAMSE[Ar.]: (KORUNANLAR/SAĞLANANLAR)
CAN ile/ve/<>/> KUŞAK/NESİL ile/ve/<>/> AKIL ile/ve/<>/> MAL ile/ve/<>/> DİN )

( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )

( BENEFICIAL >< HARMFUL vs./and/<>/> GOOD >< BAD vs./and/<>/> RIGHT >< WRONG/TRUE >< FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL >< UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )

( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )

( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )


- "YARASI OLAN, GOCUNUR" ile/değil "KİŞİ, KENDİNDEN BİLİR"


- "YARATMAK" ile "NEDEN"/VESİLE OLMAK


- "YARATMAK" değil/yerine (OLANI) DEĞİŞTİRMEK


- "YARAYI DEŞMEK" ile/ve/||/<> "SIKINTIYI PERÇİNLEMEK"


- "YARGILAMAK" ile/değil/yerine YAPMAYABİLECEĞİNİ/İHTİYÂRINI ANIMSATMAK


- "YASAK GETİRMEK/KOYMAK" ile/değil/yerine KATKI/DESTEK

( Sizi seven/düşünen yakınlarınızın yapmamanızı istedikleri/söyledikleri şeyler, size engel/yasak koymak değil yaşamınızı hızlıca nitelikli kılma niyetiyle/amacıyladır daha çok. [Size o anda uygun "görünmemesi" ile çatışmaya gitmek yerine biraz/bir kez daha düşünmeyi gerektirir sadece.] )


- "YASAK" ile/değil BAŞKASINA KAPALI


- "YAŞAM/IM ÇOK SIKICI" değil (YETERİNCE) PARA(N) YOKTUR


- "YAŞAMDAN KAÇMAK" değil/yerine/>< YAŞAMI KAÇIRMAMAK


- "YAŞAMI KOVALAMAK" ile "YAŞAMI YAKALAMAK"


- "YAŞAMI ÖĞÜTMEK" değil/yerine YAŞAM ÜRETMEK


- "YAŞAMIN, GİDEREK KOLAYLAŞMASI" değil BİZİM, GİDEREK GÜÇLENMEMİZ


- "YAŞLANDIĞIMIZDAN DOLAYI OYUN OYNAMAKTAN VAZGEÇMEK"
değil/ne yazık ki
VAZGEÇTİĞİMİZDEN DOLAYI OYUN OYNAMAMAK


- "YATAK ODASI" değil/yerine UYKU/UYUMA ODASI


- "YAVAŞLA(T)MA" ile/ve/değil/||/<>/>/< AZAL(T)MA


- "YEMEK":
ACIKINCA ile/ne yazık ki ÜZÜLÜNCE ile/ne yazık ki KIZINCA

( Sofradakileri. İLE/NE YAZIK Kİ Kendimizi. İLE/NE YAZIK Kİ Birbirimizi. )


- "YEMİNİNE BAKIP KİŞİYE İNANMAK" ile/değil/><
KİŞİYE BAKIP YEMİNİNE İNANMAK


- "YENİLGİ":
"KAYBETTİĞİNDE" değil VAZGEÇTİĞİNDE


- "YIKILIŞ" ile/değil/yerine KALKIŞ

( )

( Bazı "yıkılışlar", daha parlak kalkışların habercisi/teşvikçisi olabilir. )

( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... )


- "YOK ARTIK" ile "YOK DAHA NELER"


- "YOK ETMEK" ile/ve/<>/değil/yerine TIRNAK İÇİNE ALMAK "..."


- "YOK ETMEK" ile/değil/yerine/>< YAŞATMAK

( Yoketmek yerine yaşatmak )

( İMHÂ ile/değil/yerine/>< İHYÂ )


- "YOK" DEMEK ile/değil/yerine "BENİM İÇİN BU/BÖYLE BİR KONU/OLGU YOK" DEMEK

( [not] TO SAY "THERE IS/ARE NOT" vs./but TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME"
TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME" instead of TO SAY "THERE IS/ARE NOT" )


- "YOK" DEMEK ile/değil/yerine GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK


- "YOK" ile "OLMAZ"


- "YOK" ile/değil/yerine "YOK DENİLEBİLECEK KADAR AZ"


- "YOKLUK, YOKTUR" değil "YOKLUK, YOKTUR", YOKTUR!


- "YOKLUK" ile "SIKINTI"

( POVERTY vs. "STRAIT" )


- "YOKTU" değil KAYITLARDA YOK/BULUNMUYOR


- "YÜKSEK/LİK" ile/ve/değil/yerine AŞKIN/LIK, MÜTEAL, YÜCE/LİK

( ... ile/ve/değil/yerine PARA )


- "YUMUŞAK" OLMA(!) ile/ve/<>/>< "SERT" OLMA(!)

( Ezilirsin. İLE/VE/<>/>< Kırılırsın. )


- "YUMUŞATMA" ile/ve/<> DENGELEME


- "YÜRÜTMEK" ile/değil/yerine/>< YÜRÜMEK

( Bir şeyleri, parçaları. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamı, yolu ve bütünü. )


- "ZAFER/YENİLGİ" değil/yerine SEFER


- "ZAHMET OLMAZSA" ile/değil "SAKINCASI YOKSA"


- "ZAHMET"/Lİ ile/ve/değil/||/<>/> RAHMET/Lİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> "Zahmet"i, zevk edinmek. )

( Zahmet ile Rahmet arasında, sadece bir nokta fark vardır. )


- "ZAMAN GEÇİRMEK" ile/değil/yerine ZAMANI DOLDURMAK


- "ZAMAN(IM) YOK ile/değil "ÖNEM VERMİYORUM"


- "ZAMANI/VAKTİ HARCAMAK" değil/yerine "ZAMANI/VAKTİ KULLANMAK"


- "ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM AMA ..." ile/değil/yerine ... VE ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM


- "ZAYIF" ya da "GÜÇLÜ" ile/değil/yerine ZEKİ

( İntikam alır. YA DA Affeder. İLE/DEĞİL/YERİNE Görmemezlikten gelir. )


- "ZAYIF/LIK" ile/ve/değil/yerine "GÜÇSÜZ/LÜK"

( [not] WEAK vs./and/but POWERLESS
POWERLESS instead of WEAK )


- "ZAYIFLIK" ile ZAAF


- "ZEKÂ GÖSTERGESİ":
YANITLAR(IY)LA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SORULAR(IY)LA


- "ZEKÂ" değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)

( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )


- "ZEMİN" ile/ve/<> BAĞLAM


- "ZENGİNLİK":
[ya] ÇOK PARA ile/değil/yerine/ya da/>< ÇOK DOST

( Belki ikisinden biri olur fakat ikisi birden olmaz! )

( Dostlarım! Dünyada, dost yoktur! )


- "ZENGİNLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAŞARI


- "ZİHNİN BURUŞMASI" ile/değil/>< TENİN BURUŞMASI

( "Heyecanımızdan vazgeçmemizle".[Olmamalı!] İLE/DEĞİL/>< Yıllarla.[Olabilir.] )


- "ZİYARETİN, KISASI MAKBULDÜR" ile/ve/değil/||/<>/< "ZİYARETİN, KISAS'I[KARŞILIKLI OLANI] MAKBULDÜR"


- "ZOR İŞ" değil AZ COŞKU/AŞK


- "ZOR" değil/yerine/< KOLAY DEĞİL

( NOT EASY instead of DIFFICULT )


- "ZORLUK" ile/değil GELİŞİM/GELİŞME


- "ZORLUK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZORLANMA

( Dışarıda/ki/ler/de. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçeride/ki/ler/de/n. )


- (...) ÖNCE/Sİ ile/ve (...) SONRA/SI

( BEFORE [...] vs./and AFTER [...] )


- (")AÇILMA(") ile/ve/<> (")ÇÖZÜLME(")


- (")ANLAMLI(") YAŞAM ile/ve/yerine MUTLU YAŞAM

( Geçmiş ve/ya da gelecek üzerine kurulan. İLE/VE/YERİNE ÂN üzerine kurulan. )


- (")ANLAŞILMAK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAYA ÇABALAMAK

( Gereksinim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Gereken. )


- (")AYAKTA DURACAK DURUMUNUN OLMAMASI(") ile/ve/||/<>/< YAŞAMDA DURACAK NEDENLERİNİN OLMASI


- (")BAŞARI("):
KAZANILABİLEN ile/ve/||/<>/> KAYBEDİLEBİLEN


- (")BAŞARISIZLIK("):
"DÖVME" değil "YARA"


- (")BESLEMEK(") ve/||/<> (")DESTEKLEMEK(")


- (")BİLMEK(") ile/ve/değil/||/<>/>/< HÂL'DEN, HÂL'E GEÇEREK BİLMEK


- (")BODRUM KAT(") ile/ve/<> (")TAVAN ARASI(")

( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )


- (")BULAŞMA(") ile/ve/değil/yerine/||/<> YANKILA(N)MA


- (")BÜYÜCÜLER(") ile/ve/<> (")ARA VAROLAN/LAR(")

( Evrenin, "büyücülerden" ve "ara varolanlardan" temizlenmesini, kelâm sağlamıştır. )


- (")BÜYÜMEK(") ile/ve/||/<>/>/< "ÇOCUKLAŞABİLMEK"

( Zamanın etkisi. İLE/VE/||/<>/>/< Kişinin becerisi. )

( İçindeki çocuğa sarıl! Sana, insanı anlatır... )

( )


- (")ÇALIŞMAK(") ile/ve/değil/||/<>/< AKILLICA ÇALIŞMAK

( )


- (")ÇIKAR(") ile/değil/yerine OLASI ZARARLARI AZALTMA


- (")ÇIKARLAR(").
GENEL ile/ve/||/<>/< ÖZEL


- (")ÇIPLAK/LIK(") ile/ve (")ŞEFFAF/LIK(")

( BÜREHNEGÎ/BEREHNEGÎ ile/ve ... )


- (")DAĞ(") ile/değil/yerine/>< (")DENİZ(")

( Uzaklaştırır, ayırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yakınlaştırır, birleştirir. )


- (")DAVRANIŞ("):
"KİŞİYE GÖRE" değil/yerine/>< İNSAN GİBİ


- (")DİŞ"İM" AĞRIYOR(") değil ÖYLE BİR ŞEY/"İN" Mİ VAR?


- (")DOĞRU DUYU/HİS(") ile/ve NASIL ÖĞRENİLECEĞİNİ BİLMEK

( Doğru hisse sahip olan, nasıl öğreneceğini bilir. )

( RIGHT SENSE vs./and TO KNOW HOW TO LEARN )


- (")DÜZELTME(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< CESÂRET VERME


- (")EĞLENME(")Yİ (")SEVMEK(")
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK

( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )


- (")EĞRİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< (")DOĞRU(")

( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Eğrilebilir. )

( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )


- (")ELİNİ ÖP(TÜR)MEK(") ile/ve/değil/||/<>/< EĞİLMEYİ GÖ(STE)RMEK/DENEYİMLE(T)MEK


- (")ESAS(") ile/ve/||/<> (")İRÂDE(") ile/ve/||/<> (")SONUÇ"

( Usûl/yöntem, esastan önce gelir/gelmelidir. İLE/VE/||/<> İhtiyâr[< Hayır!][yapmama bilgisi/isteği], irâdeden[yapma bilgisi/isteği] önce gelir/gelmelidir. İLE/VE/||/<> Süreç, sonuçtan önce gelir/gelmelidir. )


- (")EŞİTLİK(") ile/ve/değil/||/<> FIRSAT/OLANAK/KOŞULLAR EŞİTLİĞİ


- (")GEÇMEK(") ile (")ATLAMAK(")


- (")GERÇEKLİK(") ile/ve/değil/||/<>/< GEREKSİNİM


- (")GÖNÜLLÜLÜK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SORUMLULUK ALMAK


- (")GÜZEL/LİK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜST/LÜK


- (")HASTALIK("):
KİŞİLERDE ile/ve/değil/||/<>/< İLİŞKİLERDE


- (")İÇ(") ve/=/<> ZİHİN/DÜŞÜNCE


- (")İLİŞKİYE GİRMEK(") ile/ve/||/<> (")İLİŞKİDE BULUNMAK(")


- (")İLKE(") ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( Bazen, bir ilke için herkesten, bazen bir kişi/insan için tüm ilkeler(imiz)den vazgeçebiliriz/vazgeçebilmeliyiz! )


- (")İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK)("):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN

( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )


- (")İYİ HİSSETMEK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİCE HİSSETMEK


- (")İYİ/LİK(") ile/ve/>< (")KÖTÜ/LÜK(")

( Hesapsız/plansız. İLE/VE/>< Hesaplı/planlı. )

( İyi, yapmak ve yaratmakla; kötü, tembellik ve işsizlikle görülür. )

( Mükemmel olmayanı mükemmel olan uğruna seve seve feda edin, o zaman iyi ve kötü tartışmaları artık hiç olmayacak. )

( Ortak iyiliği (bütünün hayrını) arzu ettiğinizde, tüm dünya sizinle birlikte arzu eder. )

( Yapmış olduğu kötülüğü daha sonra yaptığı iyilikle yenen kişi, ayın, ışığını örten bulutlardan kurtulduğu zamanki gibi, dünyaya ışık yayar. )

( Olgun kişi, iyiyi gözlemleyerek onun peşinden gider, kötüyü gözlemleyerek düzeltmeye çalışır. )

( En yüksek katta şereflendirilmenin anlamı, kişinin iyiliğe olan içten aşkının doğurduğu başarıdır. )

( Olayları iyi ve kötü diye ayırdığınız sürece, haklı olabilirsiniz. Gerçekte ise, yerine getirildiklerinde, iyi kötüye, kötü de iyiye dönüşür. )

( Kötüyü kötü görebilmeliyiz ki, iyiyi arayabilelim. )

( Her şeyi iyi görürsek, tuzağa düşeriz. )

( ARETE[Hellence]: İyilik. | Erdem, yetenek, yetkinlik, yararlılık. )

( İyi şeylerin olduğu/olabildiği/olabileceği kadar, kötü; kötü şeylerin olduğu kadar da, iyi şeylerin olduğu/olabildiği/olabileceği ve bu bağlamda da, iyi/kötü tanımının olmadığı/olamayacağı, ancak ve sadece bizim alt seviye yükleme(leri)mizle ya da indirgeme(leri)mizle söz konusu olduğunu anımsamakta yarar vardır. )

( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )

( İyinin karşıtı, "kötü" değil ne yazık ki "düşünce/düşünme yok(sun)luğu"dur. )

( GOOD/NESS vs./and/>< BAD/NESS )

( BON avec/et/>< MAUVAIS )

( GUT mit/und/>< SCHLECHT )

( BONUM cum/et/>< MALUM )

( BUENO con/y/>< MALO )

( BUONO con/e/>< CATTIVO )

( CEYYİD, HASEN ile/ve/>< SEYYİ', RADİ' )


- (")İYİLİK(") ile/ve/değil/yerine/||/<> HİZMET


- (")KADIN/LIK(") ile/ve/||/<>/> (")ANNE/LİK(")

( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )


- (")KANDIRMA("):
BAŞKALARINI ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ


- (")KAYIBIN("):
KAYBI ile/ve/||/<> KAYIP OLMAYANI


- (")KENDİLİK("):
(")KAYITLARIMIZDA(") ile/ve/||/<>/< BELLEĞİMİZDE


- (")KESİNLİK(") ile/ve/değil KESİNLİĞİN OLANAKSIZLIĞI

( [not] CERTAINTY vs./and/but IMPOSSIBILITY OF CERTAINTY )


- (")KOLAY(") ile/>< (")ZOR(")

( [hiçbir şey ...] Göründüğü kadar kolay değildir. İLE/VE/>< Zannedildiği kadar zor değildir. )


- (")KÖTÜ (OLMAK)(") ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAMDA KALACAK KADAR (")KÖTÜ OLABİLMEK(")


- (")KURAL(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURUL


- (")MAL(") ve/||/<> (")ARKADAŞLIK(") ve/||/<> (")AŞK(")

( [Değeri yoktur!] Cömertlik yoksa. VE/||/<> Vefâ yoksa. VE/||/<> Karşılık yoksa. )


- (")MANTIK(") ile/ve/değil/||/<>/< MANTIKSAL ZORUNLULUK


- (")MERCİMEĞİ(") ... :
"FIRINA VERMENİN" HAZZI ve/||/<>
EVSİZ(LER)E VERMENİN HUZURU

( EVSİZLERİ (DE) DÜŞÜN(ELİM)!!! )

( Çorbada Tuzun Olsun!... )

( Aynada gördüğün, ben(evsiz) değil(im)!

Bu işte bir Evsizlik var!

Ne yersek paylaşıyoruz!...
Bu kurda-kuşa, bu bana, bu da bir evsize...

Evlenme teklifime yardım eder misin!?

Ben - Sen - O | Biz - Siz - Evsiz

3 taş oynamak için taşta oturmak/yatmak zorunda değilsin!

Yazın kaşın, kışın taşın! (İşimiz/yaşamımız bu/böyle!)

Düşün, taşın! Ya da kaşın!

"Evde yokuz!" / "Evdeyim!"
( Senin yalanın. / Benim yalanım. )

Benim görmem için pertavsız gerekebilir fakat senin görmen(düşünmen) için bir evsiz görmen gerekmiyor!

Yaşar, ne(rede) yaşar; ne(rede) yaşamaz(. / ?)

Ah bir Çelik kapım olsa...
Evsiz Hercai

Neden, huzurlu evinizde, evsizler için bir Hadise çıkmasın? )


- (")MİKROSKOP(") ile/ve/||/<>/>< (")TELESKOP(")

( [Kişinin] Önemini/"büyüklüğünü" gösterir. İLE/VE/||/<>/>< Önemsizliğini/küçüklüğünü gösterir. )

( Kıskançlığın aracı. İLE/VE/||/<>/>< Sevginin aracı. )


- (")MİLÂD/EŞİK(") ile (")DÖNEMEÇ(")


- (")NE YAPACAĞINI BİLMEK(") ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK


- (")ÖĞÜTMEK(") ile/ve (")SİNDİRMEK(")

( Ağızda. İLE/VE Midede ve sonrasında. )

( Yediğinizi için, içtiğinizi yiyin! )

( NÂCÎ[Ar.]: Sindirimi kolay yiyecek. )


- (")OLAY(") ve/değil/||/=/<>/< BETİMLENEN


- (")ÖLMEK("):
GÖVDEDE ile/ve/değil/yerine/<>/< KENDİNDE


- (")OLSUN(") ile/ve/||/<> (")OLUR ÖYLE(")


- (")ORTA YOL(") ile/ve/değil/||/<> ARA ÇÖZÜM


- (")PARLAMA(") ile (")ALEVLENME(")

( İŞTİAL: Tutuşma, parlama, alevlenme. )


- (")PİS OLMAK(") ile/ve/<>/değil/yerine (YETERİNCE) TEMİZ OLMAMAK


- (")PİYON(") ile/ve/değil/||/<>/> (")VEZİR(")

( )


- (")PUT/LARI/NI KIRMAMAK(") ve/||/<>/> KENDİNİ, PUT KILMAK


- (")SADAKA DAĞITMAK(") ile/ve/||/değil/yerine/< HAKSIZLIKLARI ORTADAN KALDIRMAK


- (")SAHİP OLMAK(") ile/ve/değil/yerine/ya da/||/<> OLMAK

( Erich Fromm'un, "Sahip Olmak ya da Olmak" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )


- (")SEVME/SEVGİ(") ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE YARAMA

( Çoğunlukla, kişilerin ne kadar işine yarıyor/yaramıyorsak, bizi o kadar çok/az "severler". )


- (")SORUN("):
(")ENGEL(") ile/değil/yerine/>< (")BASAMAK(")

( Önümüze çıkana, "engel" dersek, takılıp düşebiliriz; "basamak" dersek bir basamak daha yükseliriz. )


- (")SORUN(") ile/değil/yerine FARK


- (")SORUNLARI("):
BAŞKALARIYLA OLAN/LAR ile/değil/yerine (OLABİLDİĞİNCE) KENDİYLE OLAN/LAR

( Sorunun, kendi(nde) olduğunu anla(ya)mayan kişiler, ne yazık ki, çözümü, başkalarının huzurunu bozmakta "arar/bulur". )

( [çoğunlukla] Kendiyle, (ciddi) sorunları olan(lar)dır. İLE/DEĞİL/YERİNE Başkalarıyla, "sorunlu" "görünseler/düşünülseler" de sorunsuzdur(lar). )


- (")SUÇLULUK(") ile/değil/yerine SUSLULUK


- (")TANIMAK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TANIYANI(ZİHNİ) TANIMAK


- (")TESLİM OLMAK(") ile/değil/yerine/>< KAYBETMEK


- (")TOHUM(") ve/||/<> (")MEYVE(") ve/||/<> (")ÇEKİRDEK(")/ÇİĞDEM[Ege'de]]


- (")TRAVMA(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENEYİM

( [örüntüsü/bağlamı/öyküsü/anlamı] Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vardır. )


- (")ÜMİTSİZLİK(") değil/yerine/>< SEVGİ


- (")ÜSTÜN(") ve/||/=/<> İNSANI/KİŞİLERİ SEVEN

( En "üstün" kişi/ler, kişileri/insanı seven(ler)dir. )


- (")ÜSTÜN/LÜK / ALÇAK/LIK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNCE/LİK / SONRA/LIK


- (")VARSILLIK/ZENGİNLİK(") ile/ve/değil/||/<>/> SERVET

( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Fısıldar. )


- (")YAŞAMAK(") ile/ve/||/<>/> NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Duyu, "duygu" ve hayal ile. İLE/VE/||/<> Us/akıl ile. )


- (")YOK ETMEK(") ile/değil ÖRTMEK


- (")YORULMADA("):
HAREKET ile/değil DURGUNLUK

( Kişiyi, hareket değil durgunluk yorar. )


- (")YÜKSELİP/İLERLEYİP BİRLEŞMEK(") ile/değil/yerine BİRLEŞİP YÜKSELMEK/İLERLEMEK

( 23 + 43 = 72 İLE/DEĞİL/YERİNE (2 + 4)3 = 216 )

( image )


- ("BİR BEN VAR BENDE, BENDEN İÇERU" OLAN) "BEN" ile/ve/<> "ben"

( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olanız. )

( We are the infinite, focussed in a body. )

( - Seni gördüm, daha iyi oldum.
- Beni görürsen, bana da göster. )

( I vs./and ME )

( ZÂT ile/ve/<> SIFAT )


- (AĞIZDA) 30 SN. ile/yerine (MİDEDE) 2,5 SAAT'E ÖNEM/DEĞER/ÖNCELİK VERMEK


- (AYNI/FARKLI) HATALAR İÇİN:
"KİMSEYE GÜVENMEMEK" ile/değil/yerine İKİ KEZ GÜVENMEMEK


- (B)İLİM:
KÜÇÜK ZİHİNLERİ ile ORTA ZİHİNLERİ ile İLERİ ZİHİNLERİ

( Kibirlendirir. İLE Şaşırtır. İLE Alçakgönüllü yapar. )


- (B)İLİM'DE 3 KARIŞ:
1. KARIŞ ve/||/<>/>/< 2. KARIŞ ve/||/<>/>/< 3. KARIŞ

( Kibirlendirebilir. VE/||/<>/>/< Alçakgönüllü yapar. VE/||/<>/>/< Hiçbir şeyin bilinmediği bilinir. )


- (B)İLİM/LER ile/ve/+/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN/HİKMET

( İçtekileri, dışa alma, dışta görme/gösterme bilgisi. İLE/VE/+/||/<>/> Dıştakileri, içe alma, içte yaşama bilgisi. )

( Bilgisi.[hikmetin] İLE/VE/+/||/<>/> Kendi.[hikmetin] | İlmi, yaşama geçirme bilgisi. )

( [konunun] Öncesi[Evvel] | Sonrası[Âhir] | İçi[Bâtın] | Dışı [Zâhir] İLE/VE/+/||/<>/> Zamanı | Zemini )

( 4N İLE/VE/+/||/<>/> 2N )

( Nasıl?[Ne asıl?] | Niye?[Neye?] | Nereden? | Nereye? İLE/VE/+/||/<>/> Nerede? | Ne zaman? )

( Nasıl? İLE/VE/+/||/<>/> Niçin?[Ne için?] )

( Önü | Arkası | Sağı | Solu İLE/VE/+/||/<>/> Alt/ı ve üst/ü )

( Dört yön İLE/VE/+/||/<>/> Taban ve tepe )

( Yön İLE/VE/+/||/<>/> Konum )

( Değişken/araz. İLE/VE/+/||/<>/> Sabit/mutlak. )

( Akıl ile. İLE/VE/+/||/<>/> Akıl ve/+ gönül ile. )

( Görü. İLE/VE/+/||/<>/> Öngörü. )

( İdrak. İLE/VE/+/||/<>/> İz'an. )

( İdrak. İLE/VE/+/||/<>/> İlmi/ni idrak. )

( Rükû İLE/VE/+/||/<>/> Kıyam/Secde )

( Çevre İLE/VE/+/||/<>/> Çekirdek )

( Küre/Daire/Çember İLE/VE/+/||/<>/> Merkez/Nokta )

( Doğrusal. İLE/VE/+/||/<>/> Dairesel. Döngüsel. )

( Sözlük. İLE/VE/+/||/<>/> Kılavuz. )

( "Yatay". İLE/VE/+/||/<>/> "Dikey". )

( "Dikey". İLE/VE/+/||/<>/> "Yatay". )

( "Yabancı"/"tanıdık"/"uzak". İLE/VE/+/||/<>/> Tanıdık/yakın. )

( Sözcükler[Terimleri/Kavramları] | Tarih[/Tarihçesi] | Doğası[Kimyası/Biyolojisi/Anatomisi] | İşlevselliği[Fizik/Fizyoloji] İLE/VE/+/||/<>/> Koşullar[Zamanı ve Zemini(Yeri/Mekânı)] )

( Önce İLE/VE/+/||/<>/> Sonra )

( Âlim İLE/VE/+/||/<>/> Ârif )

( ben İLE/VE/+/||/<>/> BEN )

( Sıfat İLE/VE/+/||/<>/> Zât )

( Gövde İLE/VE/+/||/<>/> Öz )

( Gövde İLE/VE/+/||/<>/> Göz )

( Beden ilmi. İLE/VE/+/||/<>/> Ledün ilmi. )

( İlmin marifeti. İLE/VE/+/||/<>/> Marifetin ilmi. )

( Marifetin ilmi. İLE/VE/+/||/<>/> İlmin marifeti. )

( Tekillerin idrâki. İLE/VE/+/||/<>/> Tümellerin idrâki. )

( Müşkil çözer. İLE/VE/+/||/<>/> Akıl üretir. )

( Nesneyi/maddeyi idrak becerisi yüksek kişiler. İLE/VE/+/||/<>/> Nesneyi/maddeyi ve anlamı/mânâyı idrak becerisi yüksek kişiler. )

( İlm-i Hudurî. İLE/VE/+/||/<>/> İlm-i Husulî. )

( Tasdik[Yargı] İLE/VE/+/||/<>/> Tasavvur[Kavram] )

( Görerek/gözlemleyerek. İLE/VE/+/||/<>/> İşiterek/dinleyerek. )

( Düşünce ve gözlem ile. İLE/VE/+/||/<>/> Katılım ve sezgi ile. )

( Sözlük. İLE/VE/+/||/<>/> Kılavuz. )

( Yazı/şekil ile. İLE/VE/+/||/<>/> Gelenek ile. )

( Veri/ler ile. İLE/VE/+/||/<>/> Bilgi/bilgelik ile. )

( Nesneyi bilmek. İLE/VE/+/||/<>/> Kendini bilmek. )

( Yanıtlar ile. İLE/VE/+/||/<>/> Sorular ile. )

( Bilinebilecekleri ve yapılması gerekenleri bilmek. İLE/VE/+/||/<>/> Kaçınılması/yapılmaması gerekenlerden kaçınmak. )

( Cehâleti gideren. İLE/VE/+/||/<>/> Gafleti gideren. )

( Evreni tanımaya ve tanıtmaya çalışır. İLE/VE/+/||/<>/> İnsanı tanımaya ve tanıtmaya çalışır. )

( Doğayı tanımaya ve tanıtmaya çalışır. İLE/VE/+/||/<>/> İnsanı tanımaya ve tanıtmaya çalışır. )

( Herkes/e. İLE/VE/+/||/<>/> Bazıları/na. )

( İsteyene. İLE/VE/+/||/<>/> Hak edene. )

( Herkes bilebilir. İLE/VE/+/||/<>/> Bazıları bilir. )

( "40 yaş öncesi". İLE/VE/+/||/<>/> "40 yaş sonrası". )

( Bilmenin/bilginin sonucu. İLE/VE/+/||/<>/> Bilmenin/bilginin kendi. )

( Bilmek. İLE/VE/+/||/<>/> Bilmekten, [sürekli] "bilme"ye geçmek. )

( Kişi, bilmediğiyle karşılaşınca oluşmaya başlar. İLE/VE/+/||/<>/> Kişi, kendiyle karşılaşınca oluşmaya başlar. )

( Sizin araştırmalarınızla... İLE/VE/+/||/<>/> Birlikte paylaşımlarımızla... )

( Aramakla bulunabilir. İLE/VE/+/||/<>/> Aramakla bulunmaz. [Fakat bulanlar, aramış olanlarıdır!] )

( Fikri hür, vicdanı hür. İLE/VE/+/||/<>/> İrfanı hür. )

( Her yerde ve her şeyde. İLE/VE/+/||/<>/> Bizde! [ Bilim, doğanın her köşesinde var; görmesini bilirsek! İrfan/kültür, sokakta dolanır; almasını bilirsek! ] )

( Hem Doğu'da, hem Batı'da. İLE/VE/+/||/<>/> [daha çok] Anadolu'da ve Doğu'da! )

( Bazen birden, bazen zamanla kazanılır! İLE/VE/+/||/<>/> Zamanla kazanılır. )

( Yeterince çalışılırsa, -neredeyse- mutlaka! İLE/VE/+/||/<>/> Belki! )

( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )

( Kendini bilmek ve Dıştakini/Gayrıyı bilmek İLE/VE/+/<> İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )

( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )

( İhvân-ı Safâ, "Fasl fî ecnâsi'l-ulûm" başlığı altında ilimleri, -Riyâzî, -Dinî ve -Felsefî olmak üzere üç ana grupta toplamıştır. )

( Nasıl/nelerin konuş(ul)abileceğini öğretir. İLE/VE/+/||/<>/> Nasıl/neleri konuşmayacağını ve susabilmeni gösterir. )

( Maluma bakar. İLE/VE/+/||/<>/> Mazerete bakar. )

( Tâbi ol! İLE/VE/+/<> Talip ol! )

( Bilgi[episteme]. İLE/VE/+/||/<>/> Bilgelik/irfan[gnosis]. )

( Genel rahmet. İLE/VE/+/||/<>/> Özel rahmet. )

( Geçmiş. İLE/VE/+/||/<>/> Gelecek. )

( Bileşikleri(mürekkebât) idrâktir. İLE/VE/+/<> Yalını(basît) idrâktir. )

( Mutlaktır. İLE/VE/+/<> Bilgisizlikten sonraki bir duruma özeldir. )

( Mutlaktır. İLE/VE/+/<> Yokluğun(adem) aracılık ettiği iki idrâkin sonucudur. )

( Mutlaktır. İLE/VE/+/<> Riyâzet yoluyla elde edilir. )

( Yöntemi zordur. İLE/VE/+/<> Yöntemi kolaydır. )

( İhtilâfı çoktur. İLE/VE/+/<> İhtilâfı azdır. )

( Neden-delili[burhân-i limmî] ile elde edilir. İLE/VE/+/<> Nasıl-delili[burhân-i innî] ile elde edilir. )

( Seni/onu, başkasına bildiren. İLE/VE/+/||/<>/> Seni, sana bildiren. )

( FERZÂN[Fars.]: İlim ve hikmet/irfan. )

( İrfan öğretisi, insanlığı bir bütün olarak algılayıp insanlık değerlerine nerede olursa olsun, duyarlı olmayı öğretir. )

( Nesnesinde tutan. İLE/VE/+/||/<>/> Özneyi/kişiyi değiştiren. )

( Bilgisizliğe karşıdır. İLE/VE/+/||/<>/> Bağnazlığa karşıdır. )

( Bilge kişi, nutuk atan değil sabırlı olan, kin ve korkudan kurtulmuş olandır. )

( Kitaplarla. İLE/VE/+/||/<>/> İnsanla[kişilerle]. )

( Bildiğini, duyduğunu/gördüğünü, deneyini anlatır/aktarır. İLE/VE/+/||/<>/> Yaşadığını, deneyimlediğini paylaş(tır)ır. )

( Bilgisizlerin/cahillerin davet edildiği. İLE/VE/+/||/<>/> Bilenlerin davet edildiği. )

( Celâl'den. İLE/VE/+/||/<>/> Cemâl'den... )

( Zorunluluk. İLE/VE/+/||/<>/> Anlayış. )

( "Cehennem". İLE/VE/+/||/<>/> "Cennet". )

( Dıştakileri bilme. İLE/VE/+/||/<>/> Var olarak [amaca ve olgunluğa] dönüşerek bilme. )

( Parçaları bilme. İLE/VE/+/||/<>/> Bütünü/bütünlüğü bilme. )

( Nesneleri bilme. İLE/VE/+/||/<>/> Durumları bilme. )

( Kuramsal/teorik. İLE/VE/+/||/<>/> Uygulayımsal/pratik. )

( Göz ile, gözlemleyerek, araştırarak. İLE/VE/+/||/<>/> "Burun" ile, "koklayarak". )

( Dıştakiler, koşullar, durumlar, ayrıntılar. İLE/VE/+/||/<>/> İçselleştirme, saygı, çaba ve özen. )

( EPISTEME ile/ve/+/||/<>/> GNOSIS )


- (B)İLİM ve/||/<> ZİKİR ve/||/<> AŞK

( Aklın gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Sözün gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Gönlün gereği/terbiyesi/zekâtı. )


- (BAZI ŞEYLERİ:)
ÖĞRENDİKTEN SONRA YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine YAŞADIKTAN SONRA ÖĞRENMEK

( [not] TO REALIZE SOMETHING BEFORE TO LEARN vs./and/but TO LEARN SOMETHING BEFORE TO REALIZE
TO LEARN SOMETHING BEFORE TO REALIZE instead of TO REALIZE SOMETHING BEFORE TO LEARN )


- (BAZI TANINMIŞ) FİLOZOF ve BİLGİNLER

( * ORPHEUS: Antik Yunan'ın mitolojisini -mitini değil, mitinin lojisini, bilimini- oluşturan ve öğreten.
( Orpheus, Fenike dilinde Nur anlamına gelen Aur, Yunanca'da Arpha ile şifa anlamına gelen Rafae sözcüklerinden oluşmuştur ve "Nur ile şifa veren" anlamına gelmektedir. )
* HERMES: Hermes Trimegistes(Üç kere bilge Hermes).
( TRIMEGISTES (3 KEZ BİLGELİK): SEMÂVÎ ve ARZÎ ve KALBÎ )
( Hermes'in Mısır dilindeki adı Thot'tur. )
( İdris sözcüğünün anlamı terzidir. )
( Hermes sözcüğü Ermes, Hermis ve Heramis biçimlerinde söylenildiği gibi, Anadolu Türkçesi'ne de Ermiş olarak girmiş ve Tanrı'ya kavuşma durumunun bir adı olarak benimsenmiştir. Böylece tasavvufun en temel kavramı ve amacı, "ermiş" olmuştur. )
( Hermetik Öğreti'nin etkisi altında gelişmiş İbrani ve Arabi kültürlerde, "İbrani Kabalası ve Zohar'da, Arabi Ebced ve Hurufilik'te" görülen sessiz harflerin sayılarla eşleştirilmesi ve yerlerinin değiştirilerek anlama kombinasyonları oluşturulması geleneği Hermetik'tir. )
* HERAKLEİTOS: Filozof.
( Herakleitos'a göre Evren, var olanları tüm içeriği bakımından sürekli bir oluş içinde değişmektedir. )
( Herakleitos'a göre, kişiler, duyular ve görüngüler tarafından aldatılmaktadır, bunun için bilge insan mutluluğa ve doyuma giden yolda us'u izlemelidir. )
* HERAKLEİTOS: Filozof.
( Parmenides'te "Doğa", "Var olan" anlamına gelir. )
* PROTOGORAS: Filozof.
( Hakikatin ölçüsü insandır; insandan bağımsız saltık bir hakikat yoktur. )
* DEMOKRİTOS: Filozof.
( Demokritos'a göre metafiziksel araştırmanın hedefi bilgi kazanmaktır; törel hedef ise mutluluğu, ansal barış ya da huzuru kazanmaktır. )
* ARKHILOKHOS: Şair.
* SAPPHO: Şair.
* ALKAIOS: Şair.
* SOLON: Kanun koyucu, hukukçu. (Yedi Bilge'den).
* THALES (M.Ö. 600): Doğa ve felsefe bilimcisi. Suyu ilk arke olarak nitelendirmiştir. İyonya Mektebi denilen ünlü okulun kurucusu, Yedi Bilge'nin birincisi ve astronomi bilginlerindendir. Güneş tutulmasının olduğunu keşfetmiştir.
( Aristoteles tarafından Thales'in ilk filozof olarak kabul edilmesinin nedeni, Thales'in düşünceyi teolojiden doğa üzerine yöneltmesidir. Başka bir deyişle, evrende olan bitenin bilgisini kişinin kendi düşüncesi, becerisi ve çabasında aramayı, bunun için doğaüstü hiçbir güce gereksinim duymamayı, zihinsel düzeyde Thales başlatmıştı. Bu, kişinin inandan/dogmadan akla yükselmesinin bir göstergesidir. )
* ANAKSIMANDROS: Astronomi ve coğrafya bilginidir.
* PYTHAGORAS: Filozof ve geometri bilgini, sayı mistiği-matematikçi-felsefeci.
( Pİ: 3,1416, THA: İlk ilke, GORAS: Karanlıktan aydınlığa çıkaran, aydınlatan, RA'ya kavuşturan. )
( Matematikte (pi) ile gösterilen, "Çember uzunluğunun çemberin çapına oranı"ndan çıkartılan sabit bir sayıdır.
Pi sayısı sınırlı sonsuzluğu ifade etmekle, bilginin kesin değil ama yaklaşık olarak doğruluğunu belirtmekte.
Pi sayısı rasyonel tamsayılara karşın irrasyonel ve aşkın bir sayıdır.
Geometriye ait bir ifadenin matematiksel anlatımı.
Pythagoras'ın mistisizmindeki kavramsallığı, sınırlı sonludan sınırsız sonsuza akıl yoluyla bağ kurma çabasıdır. Başka bir deyişle, sonlu ve karşıtı sonsuzun akıl aracılığı ile armonik bir bütünlük olarak kavranma denemesidir. )
( Piramit: PY-RA-MYTH )
* AISOPOS: Ünlü Kinik, bir öykücü.
* PINDAROS: Şair.
* AISKHYLOS: Tragedya mucidi.
* SOPHOKLES: Dram yazan şairlerin birincisidir.
* ARISTOPHANES: Komedya şairi.
* HERODOTOS: Tarihçilerin babası. (Şeyhü'l-Müverrihîn)
* THUKYDIDES: Tarihçi.
* KSENEPHON: Filozof, tarihçi.
* METON: Matematikçi | Astronomide "Altın Dönem" denilen ondokuz senenyi keşfetmiştir.
* HIPPOKRATES: Tabâbeti diriltmiştir.
* PERIKLES: Kendi adıyla anılan bir ilerleme döneminin kurucusudur.
* ANAKSAGORAS: Atina'da felsefeyi ilk kurandır.
* SOKRATES: Filozof.
( GNOTHI SEATONU! )
( Sokrates dışta olan bitenden çok, insana, insan aklına ve onun kavramlarına yönelmekle, bilgi kuramcılığının temellerini atmıştır. )
* PLATON(EFLATUN): Filozof. Sokrates'in öğrencisi. Geniş omuzlu/göğüslü.
* ARİSTOTELES: Filozof. Platon'un öğrencisi.
( İSKENDER ÖNCESİ ARİSTOTELES ile İSKENDER SONRASI ARİSTOTELES )
* ARISTIPPOS: Tanınmış Kirene Okulu'nun kurucusudur ve Kirene'liler arasında en çok incelik sahibi olanıdır.
* PHIDIAS: Ünlü heykeltıraş.
* POLYGNOTOS: Ünlü ressam.
* DEMOSTHENES: Ünlü konuşmacı/hatip.
* EUKLEIDES: Ünlü geometri bilgini.
* ARKHIEMEDES: Ünlü geometri bilgini olup, yakıcı aynaları ve hidrostatikteki yasası ve burgusu ile olağanüstü ün kazanmıştır.
* KONFÜÇYÜS(KUNG-FU-TZU) (İ.Ö. 557-479): Öğretisi mistik değil, tamamıyla uygulamalı ahlâk öğretisidir. Bu öğreti dinsel ve metafizik hiçbir öğe taşımaz. )


- (BAZI) DUYGULARI/NI:
SÜREKLİ YAŞAMAK/DUYUMSAMAK ile/ve/değil YOĞUN YAŞAMAK/DUYUMSAMAK


- (BAZI) TROPİKAL MEYVELERİN[AVOKADO, MANGO, KİVİ VB.] YUMUŞATILMASINDA:
PİRİNCİN İÇİNE YATIRMAK ve/||/<> BUZDOLABININ ÜSTÜNE KOYMAK


- (BAZI) VAHŞİ(ETÇİL/HEPÇİL) HAYVANLAR ile/ve/yerine (BAZI) UYSAL(OTÇUL) HAYVANLAR

( [bireylerin] Olumsuz yanlarını simgelerler. İLE/VE/YERİNE Olumlu yanlarını simgelerler. )

( )


- (BİRİNİ, BİR ŞEYİ) "GÜZEL BULMAK" ile/değil/yerine GÜZELİ BULMAK

( Yanılabilirsin. İLE/DEĞİL/YERİNE Yanılmazsın. )


- (BİRŞEYE/ŞEYLERE) KARŞI OLMAK İÇİN/ÜZERE ile/ve/değil/yerine (BİR/BİRÇOK) YANLIŞA İŞARET ETMEK İÇİN/ÜZERE


- (ÇEŞİTLİ) BİTKİSEL/HAYVANSAL YAĞLAR yerine ZEYTİNYAĞI!

( )


- (DAHA/EN) KORKUNÇ/VAHİM OLAN:
SOKAKTAKİ KARGAŞA ile/değil DİLDEKİ KARMAŞA

( Yaşamdaki en korkunç "durum" ya da deneyim, birini çok sevmektir.
[Sevgi kadar değerli bir duygunun nesi, nasıl korkunç olabilir? O sevgimizin yoğunluğunun o kişiyi kendimizden kaçırma olasılığının artırması ve ölümünün duyulmasından dolayı her an için geçerli ve etkisi yüksek olan çok korkutucu bir durumdur.] )


- (DİLİN) DİLBİLGİSİ ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DİLBİLGİSİ


- (EN FAZLA:
) KISKANÇLIK YAPMAK ile/yerine KISKANÇLIK DUYMAK


- (FİZİKSEL) NEDENSELLİK ile/ve/değil/||/<>/>/< ZİHİNSEL NEDENSELLİK


- (GERÇEKTEN) İSTEMEK ve/+/||/<>/> EMEK ve/+/||/<>/> YEMEK


- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN

( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )


- (HERŞEYİ) ELLEMEMELİ/DOKUNMAMALI!


- (İKİ) AYAK > (İKİ) EL ile/ve/||/<>/> İFFET[Ar. < ŞEHVET] ile/ve/||/<>/> ŞECAAT[Ar. < ÖFKE]

( ... İLE/VE/<>/> Kendini (")savunur/korur("). İLE/VE/<>/> Haksızlığa gösterilen öfke. [Hakk'ı savunur/korur.] )

( ... İLE/VE/<>/> Temizlik. | Namus. İLE/VE/<>/> Yiğitlik, yüreklilik, koçaklık. )


- (KARŞILAŞMALARDA/BULUŞMALARDA/KÜLTÜRLERDE) HİÇ ÖPÜŞMEMEK ile 2 KEZ ile 3 KEZ ile 4 KEZ YANAKTAN ÖPÜŞMEK


- (KENDİ KENDİNE) HÜKÜM VERMEK değil/yerine İSTİŞÂRE


- (KENDİ/MİZ) İÇİN ile (KENDİ/MİZ) OLARAK


- (KİŞİSEL) YORUM ile/ve/değil/yerine/<> NESNELLİK

( Yorum niteliğindeki hiçbir yaklaşım/açıklama, nesnellik iddiasında bulunamaz. )


- (KOŞULSUZ) SEVGİ:
(EN BÜYÜK) ZAAF ve ERDEM


- (NEHY-İ ANİ'L) MÜNKER[Ar.] ile/ve/||/<>/>/>< (EMR-İ) BİL MÂRUF[Ar.]

( Günah ve kötü şeyler[in yapılmaması]. İLE/VE/||/<>/>/>< Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu[nun yapılması]. )


- (OLABİLDİĞİNCE) ÖNLERDE OTURMAK ile/ve (OLABİLDİĞİNCE) ARKALARDA VE ORTALARDA OTURMAK

( Tiyatroda. İLE/VE Sinemada ve konserlerde. )


- (OLASI) BİR OLUMSUZLUĞU/KAYIBI:
"ESAS ALMAK" değil/yerine ...'YI DA ÖNGÖRMEK/DEĞERLENDİRMEK


- (OLMUŞ) OLAN ile OLMAKTA OLAN

( Nesne/ler. İLE Özne/kişi. / İnsan. )


- (ONUN İÇİN:)
[ne] ŞER ile/ve/değil/yerine/ne de/||/<>/< ŞEN


- (ONUN) İÇİN ile (ONDAN) DOLAYI ile (O) NEDEN(İY)LE


- (ONUN/SENİN) GÜZELLİĞİNE BAKMAK ile/değil/yerine GÜZELLİĞE BAKMAK


- (SEVDİĞİN)(BİR ŞEYİ)TOK KARNINA YEMEK ile/yerine AÇKEN (KARARINCA) YEMEK


- (SİGARA) "YASAĞI" değil SINIRLAMASI/KISITLAMA/SI

( Yürürlüğe giren yasa, bir "YASAK" koyma değildir! Toplum yaşamında ve kişiler arasında düzenin sağlanması, hakların korunması için ortak kullanım alanı kuralları uygulanmak zorundadır. Sigarayla ilgili düzenleme, kişilerin bulunmak zorunda/durumunda olduğu -kapalı ya da açık- ortamlarda sigara kullanıcılarının keyfî uygulamalarına izin vermemek üzerinedir. Bu durumdan rahatsız olan/olabilecek kişilerin haklarının korunması üzerine de bu tür kısıtlamalar getirilmesi gerekmiştir. "YASAK" olarak ifade edilen durum, "sigara içme yasağı" değil belirli ortak kullanım alanlarında keyfî tutumda bulunulmasına engel olabilmek üzere ve çevrenin rahatsız edilmemesine yöneliktir. Doğrudan, genel bir "içmeme yasağı" getirilmemiştir. "YASAK"[< YASA][yasaya/kanuna bağlı olan] sözcüğü ve kullanımının da, kişiler [içen-içmeyen, rahatsız olan/lar] arasında anlaşamamazlık/ihtilâf [ya da olası çatışma durumunda] toplum ve devlet tarafından kabul ve onay görmüş, uyumlu bir düzen sağlanabilmesi üzerine, gereken koşulların, yazılı ve tüzel(hukukî) bir karşılığının bulunması üzerinedir. Birlik ve bütünlüğü, sürdürülebilirliği sağlayabilmenin göstergesi ve dayanakçası olarak, "YASA" ve yasal gereklilik, işlevini yerine getirmek üzere uygulanmaktadır. Kişi, kendi evinde istediği gibi [çırılçıplak] dolaşabileceği halde dışarıda/sokakta, ortak alanlarda dolaşamayacağı gibi. Bu durumu anlayan ve kabul edebilen tütün kullanıcıları, tütün ürünleri kısıtlamasının da bir uzlaşım ve çözüm gerektirdiğini rahatlıkla anlayacak ve kabul ediyor olacaklardır. )


- (UYKUDAN) UYANMAK ile/ve/<>/< BİLMEK

( Göz ile değil! İLE/VE/<> Söz ile değil! )


- (UZUN SÜRELİ) BELLEKTE:
ANISAL ile/ve/||/<> ANLAMSAL ile/ve/||/<> İŞLEMSEL


- (UZUN/KISA) SÜRELİ/LİK (/ SOLUKLU/LUK) ile SÜREKLİ/LİK

( LONG PERIOD vs. CONTINUAL )


- (VAR İKEN) "YOK" ile (YOK İKEN) "VAR"

( Dememeli[/sin/yiz]! [ya da çok dikkatli olmak gerekir] İLE Diyemezsin! [dersen de sonraki bedeli çok ağır olur!] )


- (YAPILMAMASI GEREKENİ) YAPMAMALI!


- (YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK


- ["DURUMU"] KABUL ETME(ME)K ile KABULLENME(ME)K

( TEK ELİNİ KALDIRMAK ile İKİ ELİNİ BİRDEN KALDIRMAK )


- [Ar.] MEMNUNİYET ile MEMNUİYET

( Kıvanma, kıvanç. İLE Yasak olma, yasak edilme durumu. )


- [Ar.] MİNNET ile/ve ŞÜKRAN

( Bir iyiliğe, bir iyilik yapana yönelik, kendini borçlu görme. | Görülen iyiliğe yönelik teşekkürde bulunma. İLE/VE İyilik bilme, gönül borcu. )


- [Ar.] ŞEVK Ü TARÂB ile ŞEVK Ü TARÂB

( Makam. İLE Neşe, sevinç ve coşkunluk. )


- [bazen] [ya/hem]
"KAZANÇ"/"KÂR"
ile/ve/değil/yerine/bazen/hem de/ya da/||/<>
DENEYİM/ÖĞRENME/YARAR

( "Hep mi ben kazanacağım/"kazanmalıyım"?",
Sadece benim mi yolum sürekli açık olacak/"olmalı"?
[eksik/fazla/özensiz] Yapmasam da olmaz mı?
[eksik/fazla/özensiz] Söylemesem/konuşmasam da olmaz mı? )


- [BAZI/ÇOĞU DURUM/SORUN/HATA/ZORLUKTA]
"(BEN) İNSANIM" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< "İNSANIM" DÜŞÜNCESİNE/SÖZCÜĞÜNE SIĞINMIŞSIN/KAÇMIŞSIN/SAKLANMIŞSIN


- [BİLGİ/SÖZ]
"KULAĞINDAN":
GİRMEYEN ile GİRİP-ÇIKAN ile ZİHNİNE[/"KALBİNE"] ULAŞAN

( Hiçbir biçimde dinlemeyen/anla(ya)mayan. İLE Anlasa/Dinlese de unutan, kayıtsız kalan. İLE Tutan/kaydeden, dönüştüren, işleyen, uygulayan. )


- [Bir bilgiye/konuya]:
SAHİP OLMAK ile HÂKİM OLMAK


- [DURUM > DUYGU > DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ >= ... ]
ile
[DURUM > DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ > DUYGU >= ... ]
ile
[DUYGU > DURUM > DAVRANIŞ >= ... ]
ile
[DÜŞÜNCE > DAVRANIŞ > DURUM > DUYGU >= ... ]

( Sorun. İLE Çözüm. İLE Âşık. Düşünme[sonradan]. İLE Biliminsanı. )


- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE


- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)


- [hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK

( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )


- [hem] BİLMEK ile/ve/||/<>/>/&lt;/=/hem de YAPABİLMEK

( Bilmek, yapabilmektir! )

( Bildiklerimiz, yapabildiklerimizdir. )

( TO KNOW vs./and/||/<>/>/


- [hem] BİLMEK ile/ve/hem de/||/<>/> YAPMAK

( Yapmak, onu bildiğini göstermektir. )

( Bilmek, yapabilmektir. )

( Kişi, bildiklerini, yönetir/yönetmelidir: bilmedikleri tarafından yönetilir. )

( [ne yazık ki]



- Yapabilen istemiyor,
- İsteyen yapamıyor,
- Bilen yapmıyor,
- Yapan bilmiyor ve
Dünya böyle kötüye gidiyor...

Ascoli Piceno, İtalya [1529] )

( TO KNOW vs./and/also/||/<>/> TO DO )


- [hem] ÇOK OKUYAN ile/ve/||/<>/hem de ÇOK GEZEN

( Hangisi daha çok bilir?" sorusuna, birinden yana, iki yaklaşımda bulunuluyor. Doğru yanıt diye bir şey yok! İkisi de doğru ya/ya da yanlış olabilir. Fakat bilinebilecek bir şey varsa, o da ikisini de yapanın hiçbir şey bilmediğidir. Yani ne kadar bilmediğini anlayarak ve ne kadar daha anlaması gerektiğini anlar. "ŞİO ME NİHİL ŞİRE"[En iyi bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğim!"] )


- [İNANÇ +] İLİM ile/ve/||/<> İRFAN ile/ve/||/<> HÜZÜN ile/ve/||/<> NEŞE ile/ve/||/<> [bunlar yoksa]

( Hikmet. İLE/VE/||/<> Rahmet. İLE/VE/||/<> Zarâfet. İLE/VE/||/<> Muhabbet. İLE/VE/||/<> Şiddet. )


- [Lat.] CARITAS ve/||/<>/>/< CUPIDITAS

( Tanrı[uhrevî] sevgisi. VE/||/<>/>/< Kişi/nesne/dünya sevgisi. )


- [ne yazık ki]
!"BİRBİRİNE DÜŞMEK" değil/yerine/>< BİRBİRİNİ DÜŞÜNMEK


- [ne yazık ki]
"KENDİNDE":
!AYRICALIK/ÖNCELİK ("ARAMAK"/"BULMAK") ile !"ÖLÜMSÜZLÜK" ZANNETMEK ile !EGEMENLİK "KURMAK"

( Adâletten en uzakta olanların, en bilgisiz olanların ve kendinin en yüksekte olduğunu zannedenlerin, "kabul" ya da dayatmaları... )


- [ne yazık ki]
GELENEKSEL KİŞİ ile MODERN KİŞİ

( Ebeveynlerine tapar. İLE Çocuklarına tapar. )


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLETİŞİMSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK

( [kişileri] Geçimsiz yapar. İLE/VE/||/<> Birbirine düşman eder. İLE/VE/||/<> Güzellikleri yok eder. )

( [ne yazık ki] Bireyleri sevemeyenler, "insanlık" kavramına sığınır... )


- [ne yazık ki]
ŞİŞMAN/LIK ve/||/<>/> PİŞMAN/LIK

( Ağzımızı tutmazsak. VE/||/<>/> Dilimizi tutmazsak. )


- [ne yazık ki]
!"KÜÇÜMSEMEK" ile/ve/||/<>/> KÜÇÜMSEDİĞİNE GEREKSİNİM DUYMAK/MUHTAÇ KALMAK

( Kapalı olan Antep fıstığını, bırakıp sonunda, o kapalı olanları açmaya çalışmak kadar komik, çaresiz ve vahim durumlara düşmemek için çoğu ufak/değersiz/yetersiz "görünen" şeyi ve kişiyi küçümsememek gerekir. )


- [ne yazık ki]
!BANKA SOYARKEN ile/ve/<> !ÜLKE SOYARKEN

( Kar maskesi takılır. İLE/VE/<> "Din maskesi" takılır. )


- [ne yazık ki]
!DEDİKODU ile/değil/yerine/>< BİLGİ

( "Dilde". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akılda. )


- [ne yazık ki]
!HAKARET ETMEK ve/=/||/<>/> !YOK ETMEK


- [ne yazık ki]
!İŞKENCE ile/ve/<> !İNSANLIK DIŞI "UYGULAMA"


- [ne yazık ki]
!İTEN ile/||/<> !TUTMAYAN


- [ne yazık ki]
!KEYFÎ "İDÂRE" ile/ve !KEYFÎ "İRÂDE"


- [ne yazık ki]
!MUHTERİ ile/değil/yerine/>< MUCİT

( Yeni bir şey yaratan, icat eden. | Yalanlar uydurarak birine iftirada bulunan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yeni bir buluş ortaya koyan. | Yaratıcı, yaratan. )


- [ne yazık ki]
"ALIŞKANLIK":
ÖNCE HAFİF ve/||/<>/> SONRA GÜÇLÜ

( Duyumsanılamayacak kadar. VE/||/<>/> Kırılamayacak kadar. )


- [ne yazık ki]
"AYNI KEFEYE KOYMAK" ve/||/<> "AYNI POTADA ERİTMEK"

( İkisi de bireyler ve toplumlar için çok yanlıştır ve yapılmamalıdır! )


- [ne yazık ki]
"AZ İLE YETİNME(ME)K" ve/||/<>/> ÇOK'U BUL(AMA)MAK


- [ne yazık ki]
"BEN" DEYİP DURAN ile KENDİNİ/KENDİNDEKİNİ DAYATAN


- [ne yazık ki]
"BİLDİĞİNİ OKUMAK" ile/değil/yerine/>< GÖRDÜĞÜNÜ OKUMAK

( Gördüğünü okumaya çalışmamak/çalışmayan, bildiğini okumaya neden olur/devam eder. )


- [ne yazık ki]
"BU/BUNA" ile/ve/||/<> "BUNLAR/A"

( Kişilere/topluluklara, hiçbir zaman ve zeminde/koşulda, "bu, bunlar" diye seslenilmez, örnek verilmez! Büyük yanlıştır! Çok ayıptır! )


- [ne yazık ki]
"BULUP DA BULAMAK"["BUNAMAK" değil!] ile/ve/||/<> "AZIP DA AZIMSAMAK"


- [ne yazık ki]
"ÇIKAR" ile/değil/yerine/>< AKIL


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMEK" ile/ve/||/<>/> ÇOK YANILMAK


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMİŞLİK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( [ne yazık ki] Bir kişi, ne kadar bilmiyorsa, o kadar "bilir". İLE/VE/||/<> Ne kadar "korkuyor" ve "öfkeliyse", o kadar "garanticidir". )


- [ne yazık ki]
"DAHA FAZLASI" değil/yerine/>< GEREKLİ/YETERLİ OLAN

( En büyük suçlar ve hatalar, gerekli olanı değil daha fazlasını elde etmek için işlenir. )


- [ne yazık ki]
"GÖNÜL KIRMAK/GÖNÜLDEN ÇIKMAK"
değil/yerine/><
"GÖNÜLE GİRMEK/GÖNÜL ALMAK"

( [ne yazık ki] Zihindeki (tek ya da çoğul) olumsuz ve ölümlü kayıtlarla. DEĞİL/YERİNE/>< Zihindeki (tek) olumlu ve ölümsüz kayıtla. )

( Kişi, "nasıl" ise gireceği/çıkacağı gönül de öyledir. )


- [ne yazık ki]
"GÖZÜNDE BÜYÜTMEK" ve/||/<>/> GERÇEKLEŞME OLASILIĞINI DÜŞÜRMEK


- [ne yazık ki]
"KAYGILARIMIZA" BOYUN EĞMEK
ve/=/||/<>/>
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SIRT ÇEVİRMEK


- [ne yazık ki]
"KEYFÎLİK" ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- [ne yazık ki]
"KÖTÜLÜK" değil/yerine/>< İYİLERİN ÇABASI

( Kötülüğün baskın gelmemesi için tek koşul, iyilerin, çaba göstermeleridir. )


- [ne yazık ki]
"KÜÇÜK ŞEYLERİ KONUŞMAMAK" ve/||/<>/>/ne yazık ki BÜYÜK ŞEYLERİ KONUŞAMAMAK


- [ne yazık ki]
"MUTSUZ/LUK" ile/ve/||/<>/>/< "UMUTSUZ/LUK"

( Ahlâksızlık. İLE/VE/||/<>/>/< Küfür. )


- [ne yazık ki]
"NİYET OKUMA" ile/ve/||/<> "AKIL OKUMA"

( İkisi de yanlıştır ve olanaksızdır. Hiçbir zaman, zemin ve koşulda yapılmamalıdır! )


- [ne yazık ki]
"PAY KAPMAYA ÇALIŞMAK" değil/yerine HAK ETMEK


- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK/MERKEZLİLİK" ile/ve/||/<>/>/< TERBİYESİZLİK


- [ne yazık ki]
"SÖZÜ/SORUYU, TARTMADAN SÖYLEMEK" ve/||/<>/> ALACAĞIN YANITTAN İNCİNMEMEK


- [ne yazık ki]
"TEDBİR" ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( Her konuda tedbirli olabiliriz; ancak, "severken/sevdiğimize karşı tedbirli olmak", gerçek mutluluk için en zararlısıdır. )


- [ne yazık ki]
"TEPKİ" ile/değil/&gt;&lt;/< YANIT VEREMEMEK

( Yanıt veremeyen, tepki verir. )


- [ne yazık ki]
"TRENİ/OTOBÜSÜ KAÇIRMAK" ile/ve/değil/||/<>/< DOĞRU DURAKTA VE ZAMANINDA BULUNMAMAK


- [ne yazık ki]
"YARIM AKILLI/LIK" ile/ve/değil/||/<>/>/< YARDIM "AKILLI/LIK"


- [ne yazık ki]
"YOKUŞA SÜRMEK" ile/ve/<> "BİN DEREDEN SU GETİRTMEK" ile/ve/<> "ENSESİNDE BOZA PİŞİRMEK"["kafasında" değil!] ile/ve/<> "TOPU, TACA ATMAK" ile/ve/<> TRİBÜNLERE OYNAMAK ile/ve/<> İPE UN SERMEK


- [ne yazık ki]
(")GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET(") =/||/> ADÂLETSİZLİK


- [ne yazık ki]
(")UYARI("):
(")AŞIRI(") ile/ve/||/<> (")YETERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YANLIŞ(")


- [ne yazık ki]
(B)İLİMLE (B)İLGİLENENLERE:
"OKUMUYOR" ile/ve/||/<> "ÇALIŞMIYOR" ile/ve/||/<> "AÇGÖZLÜ" ile/ve/||/<> "İDEALSİZ"

( [ne yazık ki] Uğraşmayana "dedikleri". İLE/VE/||/<> Meşgul olana "dedikleri". İLE/VE/||/<> Hem (b)ilimle, hem ticaretle uğraşanlara "dedikleri". İLE/VE/||/<> Ne (b)ilimle, ne de ticaretle uğraşanlara "dedikleri".[Bu dedikodulara kulağımızı tıkamayı öğrendiğimiz oranda başarıyı elde ederiz.] )


- [ne yazık ki]
(BAZI) KİŞİLER:
"KABA" değil ÜZGÜN


- [ne yazık ki]
(ÇOK) BENCİL/LİK değil/yerine/>< (ÇOK) BİLGİ(Lİ/LİK)

( Ne kadar bilgi, o kadar az bencillik; ne kadar az bilgi, o kadar çok bencillik. )


- [ne yazık ki]
[ne] "SÖZ DİNLEMEK" ile/ve/ne de/||/<>/< RİCÂ TANIMAK


- [ne yazık ki]
| KİŞİSEL(KENDİNİ İSPAT) "...DIR!"I
ile
TAHMİN "...DIR!"I |
ile/değil/yerine/><
BİLİMSEL "...DIR!"

( KOŞAÇ: Ad tümcelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü olasılık, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki ya da değil sözcüğü. )


- [ne yazık ki]
AĞIZ, DOLUYKEN KONUŞMAK ile/ve/=/||/<> ZİHİN, BOŞKEN KONUŞMAK


- [ne yazık ki]
AHLÂKSIZ ile İKİ KERE AHLÂKSIZ

( Bir kişi, dindar bilindiği halde, ahlâklı değilse, ya bâtıl bir inanca, "din" adı vermektedir, ya da sahtekârdır. )


- [ne yazık ki]
AKILLILARIN DURUMU ile/ve/||/<> APTALLARIN TUTUMU

( [ne yazık ki] Sürekli, kuşku içinde. İLE "Küstahça, kendinden emin." )


- [ne yazık ki]
ASIKYÜZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEMEK

( Gülümsemesini kaybeden kişi, herşeyini kaybetmiştir. )

( A person, who has lost their smile, has lost everything. )

( Dünyanın en kötü görüntüsü/manzarası. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dünyanın en hoş/harika görüntüsü/manzarası. )


- [ne yazık ki]
AŞIRI DOYUM ve/||/<>/> KÜSTAHLIK


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK


- [ne yazık ki]
BASİRETSİZLİK ve/||/<>/> İHÂNET

( Sorumluları "yoksa". VE/||/<>/> Sorumluları bulunamaz. )


- [ne yazık ki]
BAZI KİŞİLERİN, HATALARI/SUÇLARI:
"ÇUVALA BASMASI" ile/ve/||/<> "DUVARA ASMASI"

( Kendilerininkileri. İLE/VE/||/<> Bizimkileri/seninkileri. )

( Özellikle daha büyük olanlarını. İLE/VE/||/<> Özellikle daha küçük olanlarını. )


- [ne yazık ki]
BELLEK KAYBININ NEDENLERİ:
KAN ŞEKERİNİN OYNAMASI ve/||/<> VİTAMİNLERİN EKSİLMESİ ve/||/<> MİNERAL YOKSUNLUĞU ve/||/<> YAĞLARIN DENGESİZLİĞİ ve/||/<> HORMONLARIN AZLIĞI


- [ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( Ayrık ve bitişik 'de/da'ları, "ki'leri, "mi'leri, gerektiği gibi yaz(a)mayan/yayınlamayanların, görüntü kirliliği yaratanların "tutumu". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yazım kurallarına uyarak ve noktalamalara özen göstererek, okuyuculara ve dilimize saygı gösterenlerin, görüntü kirliliği yaratmayanların tutumu. )

( )

( )

( )

( )

( )

( )

( )

( )

( )

( )


- [ne yazık ki]
BİLGİSİZLİĞİN/BİLGİSİZLERİN:
KABALIĞI ile/ve/||/<> KALABALIĞI


- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM


- [ne yazık ki]
BÜYÜK SORUN/YANILSAMA:
"ACI ÇEKMEMEK" ve/||/<>/>/< "KENDİMİZİ KANDIRMAK" / KANDIRDIĞIMIZI/KANDIRABİLECEĞİMİZİ ZANNETMEK


- [ne yazık ki]
ÇOCUĞUNA TAPMA ve ALAYCI TAVIR

( Modern kişinin, öncül ve ölümcül tutumları. )

( http://ahmetcorak.blogspot.com.tr/2010/01/ahtapor-anne.html )


- [ne yazık ki]
DİKENLİ TELLER JİLETLİ TELLER

( DİKENLİ TELLER

Madenlerden tel ekme tekniğini bulmakla yetinmeyen kişi, bu icadından çeşitli sanat ve sanayi dalları yarattı. Kafes ve kümes telinden, gelin ve telgraf teline uzanan tel türlerinden biri de dikenli teldir. Kadayıf telinden çok devedikenine benzeyen dikenli tele "teldikeni" de denebilirmiş ama, adı konmuş bir kere, değişmesi zor. Bozkırda sığır güden kovboylar için üretilen dikenli tel, savaşlarda toplama kamplarında kullanılmış. Kimi ülkeler telin üretimini, kimi ticaretini yasaklamış; ötekiler de tüketimi. Ülkemizde dikenli telle ilgili yasal kısıtlamalar olup olmadığı kesin bilinmiyor. Ancak nerede "yasak" levhası varsa onun yakınında dikenli tel örgü bulunması yabancı konuklarımızın hemen dikkatini çekiyor. Çünkü, yasak ya da tehlikeli bölge simgesi olan dikenli telin tüketim düzeyi, ülkenin kültür düzeyi ile yapısal ve açısal sorunlarını gösteriyor. Filtreli sigara ve Calcium(kuvvet) iğnesi türünden Frenk icatlarına fazlaca düşkün olan milletlerin dikenli tel tüketme eğiliminin giderek yükseldiği saptanmış. Yakın geleceğin üst düzey devlet yöneticiliğine aday olan sevgili evlatlarımıza karşı dikenli telin saldırganca kullanıldığı da anlaşılmış. Üstelik, eskiçağlarda "dikendutu" olarak bilinen böğürtlen çitleri yerine, günümüzde dikenli telörgüler kullanılması da çocuklarımızı hiç mutlu etmiyormuş. Nüfusunun yüzde elli oranında şehirli, yüzde yetmiş oranında okuryazar olmasıyla övünen Türkiye'deki dikenli tel tüketimi, plancılarla iktisatçıların tüylerini diken diken eden bir artış hızına ulaşmış. Kesin olmayan ilk hesaplamalara göre yıllık yüzde yüzyirmisekiz dolayındaki tüketim artışı, resmi enflasyon rakamlarını üçe katlayabilen tek tüketim kalemidir.

Bu denemede, dikenli telin şehir halkı ile topluma etkileri üzerinde durulmakta, güncelleşen milli soruna medeni bir çözüm yolu aranmaktadır.

Dikenli telin güvenilir tarihçesi ne yazık ki hâlâ yazılmamış. Tüm bildiklerimiz, yabancı dillerdeki ünlü ansiklopedilerden aktarılıyor. İlk üretim patenti 1874 yılında alınmış. Amerikalı mucit, madeni tele diken takmanın teknik kolayını (aletini) bulmuş. Erkeksi görüntüsünü vurgulamak için, bu yeni icada "sakallı tel" adı verilmiş. Çoğu sakallı olan yiğitlerimiz, Birinci Dünya Savaşı sırasında Mısır'da tanıştıkları yeni silaha "dikenli tel" adını koymuşlar. Sakalın traş çaresi var da dikeninki yok. Dikenli tel örgüler, o gün bugündür, düşmanlara, kaçakçılara, hırsızlara, savaş esirlerine tutuklulara, gözaltına alınanlara karşı bir güvenlik önlemi (aracı) olarak, inşaat şantiyelerinde, Hazine'den tahsisli resmi konutlarda, spor-eğitim ve turizm tesislerinde, yasak ve hassas bölgelerde, saray, köşk, müze ve çocuk bahçelerinde kullanılıyor. Kendi ülkelerinde dikenli teli belki hiç görmemiş olan kimi diplomatlar, bizdeki yaygın kullanıma özenerek, Kançılarya ve Rezidansların bahçe duvarlarını dikenli tellerle takviye etmeye başlamışlar. Bilinen çoğu örnek olaylar, dikenli tel çitlerin, aslında etkili olmadığını ve sadece "yasak" anlamında kullanıldığını ortaya koyuyormuş.

Genellikle güvenilir kaynaklardan alınan derlenen doğrulanmamış bilgilere göre, 1890'da 2000 ton olan dünya dikenli tel üretimi, 1930'da yaklaşık 200.000 tona, 1980'de 22.888.900 metrik tona ulaşmış. Avrupa, Akdeniz ve İslam ülkeleri arasındaki tüketim hızı artışında Türkiye yıllardır ilk sıraları koruyormuş. BM istatistikleri, sanayi ülkelerinde üretilen üstün nitelikli dikenli tellerin daha çok gelişmekte olan ülkelerde tüketildiğini gösteriyormuş. Sivil amaçlı projelerde, DT-7-ASA 9000 TSE standardına uygun (galvanizli çelikten yapılmış) piyasada "Kirpi" mal diye bilinen ithal mallar ihracatında adı geçen ülkeler, dikenli tel kullanılmasını tümden yasaklamışlar. Hatta, et ve süt paketleri üzerinde "Dikenli telsiz çiftliklerde üretilmiştir" damgası vuruluyormuş. Afrika İnsan Hakları Derneği'nin 1986 tarihli araştırması da, dikenli telin hayvanlardan çok yurttaşlara ve şehirlilere karşı kullanıldığı gerçeğini ortaya koymuş.

İlk "Dikenli Tel Yasası" 1894'te İngiltere'de yürürlüğe girmiş. Yasa, dikenli telin insana ve hayvanlara zarar verecek biçimde kullanılmasını yasaklamış. Meskûn yerlerde ve yol kenarında kurulu tel örgüler kaldırılmış, yasaya uymayan kişi ve kurumlara ağır cezalar kesilmiş. Yasa başarılı olmuş. Medeni ülkelere sokulmayan dikenli teller, günümüzde artık medeniyet merkezi sayılan şehirlerde görülüyor. "Gülü seven dikenine katlanır" sözü uyarınca, dikenl tel, en çok da, anıt ve sanat yapıları, okullar, luna-parklar ile çocuk bahçelerinde "yasak" (girilmez/geçilmez/dokunulmaz) anlamında kullanılıyor. Kime karşı, neden yasak? Malı mı koruduğu yoksa canı mı sakındığı? belirsiz olan yasağın kendi, tehlikesinden büyük bir simge! "Dikkat Köpek Var!" ihbarı gibi, "Dikkat Dikenli Tel" diye uyarmak gerekir hemşerileri.

Dikenli telden korunmak için neler yapılabilir? Telin dikenlerini traşlayan elektriklitraş makine patenti 1974'te alınmışsa da, yapılan pazar araştırmaları sonunda, talep azlığı nedeniyle üretime geçilememiş. Uluslararası Hayvanları Koruma Derneği'nin dergisine göre, en basit ve ucuzundan bir tel makası ve iki kalifiye işçi ile yaklaşık 200.000 metrelik tel örgünün üç günde kesilip kaldırılacağı; diken-traş makinelerine hiç ihtiyaç bulunmadığı anlaşılmış. Bu yüzden diken traşlama makinesi yerine, çim-biçme makineleri alınması tavsiye ediliyor.

En kolay ve etkili çözümü Türk çocukları bulmuş. Dikenli telleri, birer yay teli gibi gerip birbirine bağlayarak tel örgülerde 40-50 santimetrelik pencereler açmayı öğrenmişler. Çok büyük değil ama geçmeye yetiyor. Gönüller şen olsun! Büyüklerce tasarlanan tel engellerin çocuklara karşı etkili olmadığı görülüyor. Uzun sözün kısası, dikenli tel, öyle aşılmaz, geçilmez, sağlam ya da dayanıklı bir engel değildir. Tırmalar, yaralar, belki sakatlar ama kararlı kişileri durduramaz. Hele bizim mahalle çocuklarını asla!

Dikenli telle yıllardır içli-dışlı yaşamaya alışmış bir toplumdaki dikenli tel alışkanlığı nasıl giderilebilir? Günlük yaşamımızın parçası olan tellerden vazgeçilebilir mi? Şili, Peru ve Uruguay'daki ilk denemeler, yasağın karaborsaya yol açtığı ve milli standarda uymayan malların piyasaya sürüldüğünü göstermiş. Halkın taklitlerden sakınması güçleşmiş. Ayrca, "Dikenli tel kullanmak yasaktır" levhalarının dikenli telle çevrilmesi de -resmi tüketimin artmasına yol açarken- muhalefet basınında çıkan karikatürlere konu olmuş.

Dikenli telin sakıncası yalnızca ele-göze batmasından, gelip geçen vatandaşların elbise ve eteklerini yırtmasından, her ay yüzler ve binlerce çocuğa yok yere tetanoz serumu yapılmasından ibaret değildir. Asıl üzerinde durulması gereken sorun, dikenli telin gelişigüzel kullanımından doğan duygusal tepki ve manevi yıkıntılardır. AT ülkeleri, Belediyeler Biriği Genel Kurulu, dikenli telle korunmuş kent mekânlarının, hemşeriye hakaret, çocuklara saldırı, milli onura saygısızlık, kamu yararına "muzır" olduğuna karar vermiş.

Güney Amerika'da 1985'te yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, dikenli telli şehirlerde yetişen çocukların, küçüklerini sevmediği, büyüklerini saymadığı, vatandaşlık görevlerini yerine getirmediği görülmüş.* Yakın Doğu'nun Sincan özerk yöresinde at koşturan soydaşlarımızla geçen yaz yapılan bilimsel söyleşide, Uygurlar'ın dikenli tel örgüleri hiç bilmedikleri anlaşılmış. New York Belediyesi de, Batı Yakası'nın Öyküsü filminden sonra okul bahçeleri çevresindeki tel örgüleri tümden kaldırmaya karar vermiş. Çünkü bu okullarda yetişmiş çocukların 2-3 katlı binalara merdivensiz tırmandıkları görülmüş.

Dikenli telden yapılmış en ünlü engel, Birinci Savaş'ta Avusturya (Alp) Cephesi'nde savaşan ve zafer kazanan İtalyan piyadelerinin "Konçertino" (Küçük Konçerto) adını verdikleri istihkam (savaş) aracıdır. Akordiyon körüğü gibi açılıp kapanabilen, rüzgarlı kış gecelerinde, memleket ezgilerini anımsatan özlem dolu sesler çıkaran dikenli kangallar bir dönem Napoliten serenadlar kadar ün kazanmış. İtalyan savaşçılarn kara mizahı, medeniyet yolunda ilerleyen insanlık onuru için görkemli bir esin kaynağı olabilir mi? diye düşünüyorum.

Fantastik çözüm yolları geliyor insanın aklına. Önce, dikenli tel örgülerin önünde ya da arkasına yerleştirilecek sanayi tipi, kuvvetli hava üfüren vantilatörlerle, dikenli tellerin müzik yapma gücü kanıtlanabilir ve amatör müzikseverlerin bu telleri dev akordiyonlar gibi çalması sağlanabilir. İkinci ve daha etkili çözüm yolu olarak şehir merkezi (Centrum) çevresinden sökülecek dikenli tellerden yapılacak Santurlar, Belediye konservatuvar öğrencilerine parasız dağıtılabilir. Hele bir düşünün, değerli dostlarım: "Konser ya da Konçerto alanı: Giriş Serbesttir! Alışageldiğimiz, dikenli yasaklar yerine kulağa ne kadar hoş geliyor, değil mi?

Yasaklar konusunu işleyip de, dikenli tel örgülere yer vermeyen kimi usta sanatçılarımıza buradan kişisel bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yaşar Kemal gibi yazarlar, dikenli tel yasaklarına karşı bir kampanya açabilir. Kampanyanın koordinatörlüğünü belirlemek üzere uluslararası yarışmalar da düzenlenebilir. Belediye Başkanlığı, İl Eğitim Müdürlüğü ile İlçe Zabıta Amirliği'nin açılacak yarışmaya danışman olarak katılması sağlanabilir. En çok (kilo ya da kilometre) dikenli teli en kısa zamanda söküp kaldıran yerel örgüte, çocuk ve yaşlı hemşerilerden kurulu yarışma jürisi tarafından Büyük Belde Belediyeler Birliği (BBBB)'nin Başarı Beratı (BB) verilebilir. Yarışmayı kazanan örgüt bandosu ile Konservatuvar Santur Heyeti'nin şehir merkezinde konserler vermesi de düşünülebilir. Tanıtma Vakıflarımız, yeni spor dalının, Akdeniz ve Balkan Oyunları ile Olimpiyat programına alınması için harekete geçirilebilir. Uluslararası yarışmalardaki ulusal başarılara yıllardır özlem duyan ülkemiz, bir yandan altın madalyaları toplarken, barışcı çabalarındaki başarısından dolayı Nobel'e aday da olabilir. Belki hayal denecek ama dikenli tel örgülerimizin kaldırılabileceğini ve şehir merkezlerinin dikensiz, toplu-taşıma raylar ile örülebileceğini sanıyorum. Dikensiz şehir merkezlerinde yetişen kuşakların güllere karşı daha duyarlı ve saygılı olacaklarını da hayal ediyorum.

Dikenli tel, ekili tarlaları, başıboş sürülere karşı başarıyla korumuştur. Endüstrileşen ülkelerde bostana giren danalar tasarım önlemleriyle durduruldu. Zamana ayak uyduramayan ve geri kalmış ülkelerde, şehirlerin konut, eğitim, sağlık, üretim, ulaşım, dinlenme ve savunma bölgeleri birbirine karışınca, tel örgülü yasaklar kaçınılmaz olmuş. Çağdaş Belediyeler, savaşı anımsatan yasakları yaşatmak yerine dikensiz mekanlar yaratmak yolunu seçti. Kent bölgeleri yasalarla belirlenince dikenli tel yasaklara gerek kalmamış. Parklarda, hipodromda, Hisarda, stadyumda, okulda ve otoyoldaki dikenli "yasak"ların yerini biz de deneyebiliriz. Halk dilinde "köşeyi dönmek" başarmak anlamına gelir. Oysa Hemşeri, köşeleri değil, kestirmelerin dikkenarlardan yaklaşık, üçte-bir oranında daha kısa ve kârlı olduğunu keşfetmiştir. Dikdörtgen prizmanın köşegenleri yaya trafiğe açılınca, köşeleri bekleyen dikenler işlevsiz kalır. Böylece, uygar davranışa duyarlı şehir tasarımı, dikenli telin kullanma gerekçesini ortadan kaldırır. Dikenli tele çözüm bulan Belediye (Başkanı), "Gidemediğin yer senin değildir." sözüyle ünlü Sivas Valisi Halil Rıfat Paşa gibi, tarihe geçebilir. Gidilen her yer belediyenin, vatandaşın malı olur, vatan olur. Bu öneri de, kuşkusuz, biraz hayal-kurgudur ama gerçek-üstü kuruntu değildir.

Vatandaşımıza, "Girebildiğin her yer senindir. Bu vatan senindir" diyebilmeliyiz.

* Manuel Scorza, Dikenli Tel adlı belgesel romanında (Türkçesi 1975), dikenli teli bir silah gibi kullanan sömürgecilere yenik düşen ve tüm otlaklarını yitiren Peru'lu köylülerin öyküsünü anlatır. Köyün rahibi, dikenli tel örgüyü "Şeytanla top oynayan kişinin işine", Yerli-köylülerse, "Tanrı'nın Gazabına" benzetmişler, Tanrı'ya yalvarmışlarsa da sonuç hiç değişmemiş!

Sayın Bozkurt Güvenç'in, İnsan ve Kültür adlı kitabından... )

( image )


- [ne yazık ki]
DİNİN, ...:
"EMİRLERİ" ile/değil/yerine/>< KAVRAMLARI


- [ne yazık ki]
DİRENÇ ile/ve/değil/yerine/<>/> TEPKİ


- [ne yazık ki]
DIŞLA(N)MA:
TOPLUMSAL ile BİREYSEL


- [ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK


- [ne yazık ki]
DÜŞÜLEN YALNIZLIK ile/ve/değil/yerine YEĞLENİLEN YALNIZLIK

( Çürütür/eritir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olgunlaştırır/geliştirir. )


- [ne yazık ki]
DÜŞÜNMEYEN ile DÜŞÜNEMEYEN ile DÜŞÜNEMİYOR OLMASINA ALDIRMAYAN

( Tutucu. İLE Aptal. İLE Köle. )


- [ne yazık ki]
EN BÜYÜK BİLGİSİZLİK/CEHÂLET:
YAKINLARIMIZIN VE SEVDİKLERİMİZİN DEĞERİNİ BİLMEME/ANIMSAMAMA/"AZIMSAMA" ile/ve/||/<>/> BİZİ SEVENLERİN DEĞERİNİ BİLMEME/ANIMSAMAMA/"AZIMSAMA"


- [ne yazık ki]
EN KÖTÜ HUY ile/ve/||/<> EN BÜYÜK HATA ile/ve/||/<> EN BÜYÜK SAFLIK

( Bazılarının karşısında bile iyi olmaktan vazgeçememek. İLE/VE/||/<> Herkesi, kendimiz gibi zannetmek. İLE/VE/||/<> Her bir kişiye güvenmek. )


- [ne yazık ki]
ENGEL OLMAYA ÇALIŞANLAR ve/||/<>/>/< BAŞARACAĞIMIZA EN ÇOK İNANANLAR


- [ne yazık ki]
FARKINDA OLMAMA ile/ve/<> KABUL ETMEME


- [ne yazık ki]
GEMİNİN BATMASI ile/ve/değil/||/<>/> SULARIN ÇEKİLMESİ

( Her zaman gemiler batmaz. Bu kez sular çekildi. )


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< "İDDİA"

( [ne yazık ki] Ne kadar çok "genelleme" yapı(lı)yorsa, o kadar çok iddia edilir/eder. )


- [ne yazık ki]
GENELLEME ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/ya da/||/<>/= İNDİRGEME ile/ve/ya da/||/<>/= ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/ya da/||/<>/= "KÖKTENCİLİK" ile/ve/ya da/||/<>/= "TOPTANCILIK" ile/ve/ya da/||/<>/= "SONUÇ ODAKLILIK"

( Tüm genelleme ya da indirgemeler, tamamen yanlıştır! )

( GENERALIZATION vs./and TO REDUCE, REDUCTION vs./and IDENTIFICATION vs./and RADICALISM vs./and WHOLENESS vs./and FOCUSING TO CONSEQUENCE/RESULT )


- [ne yazık ki]
GÖRELİ YOKSULLUK ile/ve/||/<> MUTLAK YOKSULLUK ile/ve/||/<> İNSANİ YOKSULLUK


- [ne yazık ki]
GÜÇLÜNÜN "SAZINI ÇALMAK" ve/||/=/<> NAMUSSUZLUK

( Gerekçesi ne olursa olsun, güçsüze karşı güçlünün sazını çalmak, namussuz sayılmak için yeterlidir. )

( Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalı! )


- [ne yazık ki]
GÜRÜLTÜ ÇIKARMAK/KORNA ÇALMAK ile/değil/yerine/>< SUSMAK/SESSİZLİĞİ YEĞLEMEK

( [ne yazık ki] Bilgisizlik ne kadarsa o kadar çok ve yüksektir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilgelik ve zarâfet ne kadar derinse/yüksekse. )


- [ne yazık ki]
HALKIN PARASINI, KENDİ ÇOCUKLARINA AYIRMAK değil/>< KENDİ PARANI, HALKIN ÇOCUKLARINA BIRAKMAK


- [ne yazık ki]
HAYRANLIK DUYANI ve/||/<> GÖRMEMEZLİKTEN GELENE

( Görmemezlikten geliyoruz. VE/||/<> Hayranlık duyuyoruz. )


- [ne yazık ki]
İHLÂL ile/ve/||/<> JUS COGENS İHLÂLLERİ


- [ne yazık ki]
İKİ BÜYÜK YANLIŞ(IMIZ):
DÜŞÜNMEDEN HAREKET ETMEK ve/||/<> HİÇ HAREKET ETMEDEN, SADECE/BOŞ BOŞ "DÜŞÜNMEK"


- [ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK


- [ne yazık ki]
İLETİŞİMSİZLİK:
"ANLAMSIZ KIRGINLIKLAR" ve/||/<> "BEKLENTİ" ve/||/<> "ZAMAN KAYBI"


- [ne yazık ki]
İLİMSİZ HAL ile/ve/||/<> HALSİZ İLİM

( Meczûbiyet. İLE Şeytaniyet. )

( Evvela hal gerek, neylesin ilim. )


- [ne yazık ki]
İLİŞKİLERİN/EVLİLİKLERİN BİTİŞİ:
AŞKIN BİTMESİNDEN ile/ve/||/<>/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASINDAN


- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA


- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )

( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )


- [ne yazık ki]
İSRAF ve/||/<>/> İFLÂS


- [ne yazık ki]
İSTEDİĞİN SÖZÜ SÖYLEMEK ve/||/<>/> İSTEMEDİĞİNİ DUYMAK

( "İstediğimiz sözü" söylersek, istemediğimiz sözü de duyarız/duymak zorunda kalırız. )


- [ne yazık ki]
ISTIRAP:
HAFİF ile DERİN

( Konuşulabilir. İLE Konuşulamaz, dile gel(e)mez/getiril(e)mez. )


- [ne yazık ki]
KANDIRMADA:
"APTAL/LIĞIMIZ" ile/ve/değil/||/<>/< "ONUN/ONLARIN" KARAKTERSİZ/LİĞİ

( Olmuyor. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Oluyor. )


- [ne yazık ki]
KARAMSAR/LIK ve/||/<> KARARSIZ/LIK


- [ne yazık ki]
KEYFÎ "DÜŞÜNMEK"/KONUŞMAK ile/değil/yerine KENDİNE GÖRE "DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAŞAMAK"

( [ne yazık ki] Kişiler, (çoğunlukla) yiyecekleri ve yatacakları bir şeyleri olduğu sürece düşünmeyi reddederler. [ya da bu yanılsamadan ve keyfiyetten vazgeçip düşün(ebil)meyi, herşeye yeğlemelilerdir] )


- [ne yazık ki]
KİŞİNİN, ...:
KİŞİLERLE DİDİŞMESİ
ile/değil/yerine/><
DOĞAYLA UĞRAŞMASI


- [ne yazık ki]
KONU(ŞULAN)LARI:
"SULANDIRMA" ile/ve/||/<>/< "ÇOK BİLMİŞLİK"


- [ne yazık ki]
KÖTÜ KULLANIM ile/ve/||/<>/> KÖTÜYE KULLANIM

( [... olduğunu/olacağını] "biliyorsun/biliyordun." İLE/VE/||/<>/> "ZÂTEN"/"SONUÇTA"/"ASLINDA" biliyorsun/biliyordun." )

( "Bir alışveriş, bir fiş." şeklinde, fazladan/gereksiz açıklama yapmak, uyarıda bulunmak. İLE/VE/||/<>/> "Ama bunu söylemenize gerek yok ki! Ben yapınca alışverişi, ZÂTEN/SONUÇTA alıyorum satış fişi." şeklinde [soluksuz/beklemeksizin/düşünmeksizin] "yanıt vermek." )

( Bir kişinin, neyi bilip bilmediğini ve/ya da o an/dönem için anımsayıp anımsamadığını "belirlemek", beklentisi içinde olmak, dilin/ifadenin kötü kullanılmasıdır. [Hiçkimsenin, neyi bilip bilmediği, isteyip istemediği ya da yapıp yapamayacağı, hiçbir zaman, zemin ve koşulda bilinemez!] İLE/VE/||/<>/> Sözcüklerin yetersiz ve kötü kullanımıyla birlikte "niyet okumak" ya da genelleyici/indirgeyici/özdeştleştirici/köktenci/toptancı/sonuç odaklı bir yargı ifadesi ise sürecin ve ilişkinin tükenmesine neden olacak/olmuş bir kötüye kullanımdır. [Güç ve baskı uygulama isteği ve/ya da nedeniyle olduğu/olabileceği gibi sorumluluktan kaçmak gibi çok çeşitli anlamsız/gereksiz nedenlerden de kaynaklanmaktadır.] )

( Dünyadaki Yaşamın Tehlikede Olduğunun 21 Kareyle Kanıtı )


- [ne yazık ki]
KÖTÜLERİN, "BASKISI" ile/değil/||/<> İYİLERİN, KAYITSIZLIĞI


- [ne yazık ki]
KÜÇÜK HESAP ile/ve/||/<>/>/< BİLGİSİZLİK

( İkirciğe neden olur. İLE/VE/||/<>/>/< Hesapsızlığa ve fazla/yersiz "atılganlığa" neden olur. )


- [ne yazık ki]
KULLANILMAYAN METİN/KİTAP ||/<>/> MEZAR


- [ne yazık ki]
MANTIK DIŞI/LIK ile/değil "DUYGUSAL/LIK"


- [ne yazık ki]
MÜDÂRÂ[T][< DERY] ile İKİYÜZLÜLÜK | YÜZE GÜLME, DOST GİBİ GÖRÜNME


- [ne yazık ki]
MÜKÂLEBE[< KELB] ile/değil/yerine/>< MÜKÂLEME[< KELÂM]

( Dalaşma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konuşma. | Antlaşma. )


- [ne yazık ki]
MUTSUZLUK:
"SAHİP OLAMADIKLARIMIZA ULAŞAMADIĞIMIZDAN DOLAYI" değil SAHİP OLDUKLARIMIZI UNUTMAKTAN DOLAYI


- [ne yazık ki]
NEYİ
BÖLÜŞEMİYORUZ? ve/||/<> NİYE DÖVÜŞÜYORUZ?

( Hiçbir mal, bizim değil! VE/||/<> Hiçbir can, bizim değil! )


- [ne yazık ki]
NİCE KİŞİLER ile NİCE GİYSİLER

( [ne yazık ki] Görürüz, üstünde giysi olmayan. İLE Görürüz, içinde insan olmayan. )


- [ne yazık ki]
NİCELİK EGEMENLİĞİ ile/ve/<> DEĞERSİZLİK ile/ve/<> GÖRELİLİK


- [ne yazık ki]
ÖĞRENMEME ve/||/<>/> ÖĞRENİLEN YANLIŞLARDAN VAZGEÇMEME ve/||/<>/> YENİDEN ÖĞRENMEME


- [ne yazık ki]
OKUYAN ile/ve/||/<> ANLAYAN

( Az. İLE/VE/||/<> Sınırlı/kıt. )


- [ne yazık ki]
ORTAK ALANDA:
"KİŞİSEL DAVRANIŞ" ve/||/<>/< "KEYFÎ TUTUM"

( İkisi de yapılmamalı! )


- [ne yazık ki]
PARA/NIZ:
VARSA ile/ve/değil/yerine YOKSA

( Sadece kendiniz, kim olduğunuzu unutursunuz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Tüm dünya, kim olduğunuzu unutur. )


- [ne yazık ki]
PARA ile/ve/||/<> DİN

( [ne yazık ki]
Konu "para" olduğunda, herkesin dini aynıdır. )


- [ne yazık ki]
PAYLAŞIMSIZ/LIK ile/değil/< "DOYUMSUZ/LUK"


- [ne yazık ki]
PSİKOLOJİDE/PSİKİYATRİDE:
GERÇEK "HASTA/LAR" ile/ve/değil/<>/> GERÇEK HASTANIN, "HASTA ETTİKLERİ"


- [ne yazık ki]
SAÇMA ile/ve/değil/||/<> BAĞLANTISIZ


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK


- [ne yazık ki]
ŞİDDETTEN DOLAYI ... ile/ve/değil/ne yazık ki/<> "BİZİM/SEN"İN "SESSİZLİĞİNDEN/TEPKİSİZLİĞİNDEN DOLAYI ..."


- [ne yazık ki]
ŞİKÂYET ile İSRAF ile SIRADÜZENSİZLİK[ANARŞİ] ile BASKI/İSTİBDÂD ile İFRÂD-TEFRÎT
değil/yerine/><
KANAAT ile İNFAK ile HUZUR/SELÂMET ile ADÂLET ile İSTİKÂMET

( [ne yazık ki]
Bilgisizlik + Yoksulluk >= Şikâyet İLE
Bilgisizlik + Varsıllık >= İsraf İLE
Bilgisizlik + Özgürlük >= Anarşi İLE
Bilgisizlik + Güç >= Baskı/İstibdâd İLE
Bilgisizlik + Din >= İfrâd - Tefrit İLE

DEĞİL/YERİNE/><

Bilgi/(b)ilim + Yoksulluk >= Kanaat İLE
Bilgi/(b)ilim + Varsıllık >= İnfâk İLE
Bilgi/(b)ilim + Özgürlük >= Huzur, Barış/Selâmet İLE
Bilgi/(b)ilim + Güç >= Adâlet İLE
Bilgi/(b)ilim + Din >= Yön/İstikâmet )


- [ne yazık ki]
SINIRSIZ "KONUŞMA" ile/ve/||/<>/> "SINIRSIZ SAHİP OLMA"


- [ne yazık ki]
ŞİŞMANLIK:
F ve/||/<> A ve/||/<> T

( Sıklık. VE/||/<> Oran. VE/||/<> Çeşit. )

( Frequency. AND/||/<> Amount. AND/||/<> Type. )


- [ne yazık ki]
SİYASET İLE ve/||/<> DİN İLE ve/||/<> FUTBOL İLE ve/||/<> SAVAŞ İLE

( Yanıltılırız. VE/||/<> Avutuluruz. VE/||/<> Uyutuluruz. VE/||/<> Korkutuluruz. )


- [ne yazık ki]
SORUMLULUKTAN KAÇMAK ile/ve/||/<>/< ÖZGÜRLÜĞÜ YADSIMAK


- [ne yazık ki]
SORUNU ÇÖZMEYE:
NİYETİNİN OLMAMASI ile/ve/değil/||/<> KARARLILIK GÖSTERMEMEK


- [ne yazık ki]
SÖZDE, ÖLÇÜ BİLMEMEK/BİLMEYEN ve/||/<> EDEPSİZLİKTE SINIR TANIMAMAK/TANIMAYAN


- [ne yazık ki]
SUSKUNLUĞU/NU ANLAMAMAK ve/||/<>/> SÖZLERİ/Nİ DE ANLAMAMAK


- [ne yazık ki]
TEDBİRSİZ TEVEKKÜL ile/ve/||/<> İCRAATSIZ DUA ile/ve/||/<> SÜFLÎ İNZİVÂ


- [ne yazık ki]
TÖREYE DOĞAN ve/||/<> İSVİÇRE TÜZESİYLE EVLENEN ve/||/<> ALMAN YÖNETİM ZİHNİYETİYLE YÖNET(İL)EN ve/||/<> İTALYAN TÜZESİYLE CEZALANDIR(IL)AN ve/||/<> İSLÂMÎ KURALLARA GÖRE GÖMÜLEN


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN

( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )

( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )


- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"


- [ne yazık ki]
YANLIŞ OLANDAN, DOĞRUYU AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN ile/ve/<>
DOĞRU OLANDAN, YANLIŞI AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN


- [ne yazık ki]
YAPAYALNIZ KALMAK ile/değil YAPAYALNIZ HİSSETMEYE NEDEN OLANLARLA YAŞAMAK


- [ne yazık ki]
YIRTICI ile/ve/<> YIKICI


- [ne yazık ki]
YOKSULLUK ve/değil/||/<> YOLSUZLUK


- [ne yazık ki]
YOKUŞA SÜRMEK ile/yerine ÜMİTSİZLENDİRMEK

( TO MAKE DIFFICULTIES vs. TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR
TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR instead of TO MAKE DIFFICULTIES )


- [ne yazık ki]
YORAN:
KOŞULLARIN "AĞIRLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ETRAFINI ANLAMAYAN KİŞİLERİN SAĞIRLIĞI


- [ne yazık ki]
ZORA KOŞMA ile/ve/||/<> "YOKUŞA SÜRME"


- [ne yazık ki]
"FAYTON":
"NOSTALJİ" değil ATLARI KÖLELEŞTİRME


- [ne yazık ki]
KATLANMAK" ile/ve/||/<>/> "KANIKSAMAK" ile/ve/||/<>/> "KABULLENMEK" ile/ve/||/<>/> "ONAYLAMAK"

( Çoğu soruna "tanık olmaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu soruna "katlanmaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu sorunu "kanıksamaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu sorunu "kabullenmekten" dolayı. )



(2/10)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 1245 kez incelenmiş/okunmuştur.