Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

SANAT'ta

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 19 Mart 2024 ]
itibariyle 5191 başlık/FaRk ile birlikte,
6203 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(2/6)


- "AŞAĞI TÜKÜRSEN, SAKAL; YUKARI TÜKÜRSEN, BIYIK" ile/ve/||/<> "NE, İSA'YA; NE DE MUSA'YA YARANAMAMAK"


- "AŞIRI ..." değil/yerine DAHA YOĞUN ...


- "AŞIRI ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK" ile/ve/<>/>/< YAĞCI/LIK


- "ASLINDA ..." ile/değil/yerine ÖNCELİKLE ,,,


- "AŞMA" ile "ESNETME"


- "AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK" ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM


- "AYIP" OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA


- "AYNI PARALELDE" değil AYNI YÖNDE ya da PARALELDE


- "AZ BİLMEK" ve/değil/için/||/<>/< ÇOK OKUMAK/DİNLEMEK/DÜŞÜNMEK


- "BAĞLANTI":
"BULMAK" ile/ve/<>/> "KURMAK"


- "BAKIP KALMAK" ile/değil/yerine/>< GÖRÜP GEÇMEK


- "BAKMAK" ile/ve/<> "SAHİP ÇIKMAK"


- "BANA GÖRE" ... ile/değil/yerine GÖREBİLDİĞİM KADARIYLA ...


- "BANA GÖRE" ile/değil/yerine "BENİM İÇİN"


- "BAŞIMIZA GELEN" ile/ve/değil/||/<>/>/< NASIL TEPKİ VERDİĞİMİZ


- "BASİT/KÜÇÜK/ÖNEMSİZ" HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> BENİM ÖZENSİZLİĞİM/DİKKATSİZLİĞİM!


- "BATAKLIKTA SİNEK AVLAMAK" değil/yerine BATAKLIĞI KURUTMAK


- "BAZI ŞEYLER KOLAYLAŞIYOR" ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇLENİYORUZ


- "BECEREMİYORUM" değil/yerine YÜZ VERME!


- "BEN OLMA" GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> "AİT OLMA" GEREKSİNİMİ

( En temel/öncelikli gereksinimler. )


- "BENİM YEĞLEDİĞİM/TERCİHİM" ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİMİN YEĞLEDİĞİ/TERCİHİ


- "BENZETME" ile/ve/değil/||/<>/< ZORLAMA


- "BESLENME" ile "TUTUNMA"


- "BİLİME İNANMAK" değil BİLİMİ/BİLİMSELLİĞİ ÖNCELİKLİ KILMAK/TUTMAK

( Bilim/bilimsellik, olay, olgu ve kavramları değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada, olmazsa olmaz, aslolan ve öncelikli olanın, yanlı ya da keyfî davranmayarak, kendini/birini/kişiyi merkeze almadan (bu tavır ve tutumu anımsayarak/anımsatarak, göstererek), dayanakçalı düşünerek, konuşarak ve davranarak sağlanabilir/gösterilebilir. )

( Bilim/bilimsellik, doğrulanabilirlik ya da kanıt üzerinden değil yanlışlanana kadar doğru kabul etme gerekliliği ilkesiyle işleyen ve sürdürülebilen bir araç, yaklaşım ve tutumdur. )


- "BİLİNMEZ"E OTURMAK ve/||/<>/> ENGİNE YOL ALMAK


- "BİR ANLAMIYLA ..." ile/ve/||/<> "BİR YANIYLA ..."


- "BİR ARAYA GELMEK" ile/ve/||/<>/> "BİR ARADA DURMAK" ile/ve/||/<>/> BİRLİKTE ÇALIŞMAK

( Başlangıç. İLE/VE/||/<>/> İlerleme. İLE/VE/||/<>/> Başarı. )


- "BİR TANE DAHA RİCA EDEYİM" değil/yerine "ÇOK GÜZELMİŞ"["Bir tane daha alabilirsem memnun olurum tabii" anlamında]


- "BUNU ALDIM" <>/||/>/< "BUNALDIM" değil/yerine
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM


- "BÜTÜN BUNLAR" değil BUNLARIN HEPSİ/TÜMÜ


- "BÜYÜK BURUN/LULUK" ve/||/<>/> BURNUNUN DİBİNDEKİ FIRSATLARI/GERÇEKLERİ GÖREMEME


- "BÜYÜME" ile/ve/değil/yerine HAREKET


- "CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK" ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK


- "ÇARESİZLİK" ile/ve/||/<>/>/< HİÇBİR ŞEY YAPAMAMA


- "ÇARPITMAK" ile "SAPTIRMAK"


- "ÇERÇEVE" ile "PENCERE"


- "ÇERÇEVE" ile/ve/||/<> KAPSAM


- "ÇIKAR" ile/ve/||/<> "KÂR"


- "ÇIKIŞ" ile/>< "ÇÖKÜŞ"


- "ÇIPLAK/LIK" ile/ve/değil/||/<>/< "ŞEFFAF/LIK"


- "ÇIRPINMA" ile/ve/<> "CANLANMA"


- "ÇİZGİ" ile/ve/||/<> "OMURGA"


- "ÇOCUKLARA, DAHA İYİ BİR DÜNYA BIRAKMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜNYAYA, DAHA İYİ ÇOCUKLAR BIRAKMAK


- "ÇOĞUNLUKLA ..." ile "DAHA ÇOK ..."


- "ÇOK BİLMEK/BİLEN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
ÇOK BİLMEK/BİLEN / ÇOK BİLGİSİ OLMAK/OLAN

( Hiç yanıltmaz. [Her bilinen, her zaman, zemin ve koşul için "yeterince" hatta tamamen bilinir, emin olunan/olunur "kabul edilir."] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Çok yanıltır. [Veriyle/bilgiyle uğraşmak, varolanlar ve varolabileceklerin tüm (olası) çeşitlilikleriyle uğraşmak demek olduğundan dolayı her ilerleyişte, çok sayıda, yeni bilinmez(lik)ler/veriler açığa çıkar. Dolayısıyla da bilinemeyecek sayıda (sonsuzlukta), bilmenin/verinin ve yeninin sınırı olmadığı kadar yanılmanın da sınırı olmaz/yoktur. Bu durum ve süreçten dolayı da yeni olanların karşısında, yanılma da kaçınılmazdır. Tabii bu süreç/yol da bir o kadar tetikleyicidir. Bilme isteğinin pek sonu olmadığından ve olmayacağından dolayı da yanılmaktan da kurtulma olanağı yoktur. Süreç ve sonuç itibariyle de iyi bir durum ve süreçtir.] )


- "ÇOK GÖRMEK/GÖRDÜĞÜMÜZ" ile/değil/yerine HAK GÖRMEK/GÖRDÜĞÜMÜZ

( "Kendimize" hak gördüğümüzü, başkasına "çok" görmeyelim! )


- "ÇOK GÜZELSİN!" DEMENİN:
ÖNCESİ ile/ve/||/<>/> SONRASI

( )

( "Çok Güzelsin!" Demenin Etkileri... yazısı için burayı tıklayınız... )


- "ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR" ile/ve/||/<> "YAŞAMAKLA MEŞGUL OLMAZSAK, ÖLMEKLE MEŞGUL OLURUZ"


- "DAĞILMAK" değil/yerine/>< DALMAK


- "DAHA ÇOK OLAN"I ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK


- "DAHA İYİ OLAN" ile/ve/||/<> "DAHA İYİ HİSSETTİREN"


- "DAL" ile/ve/||/<> "KOL"


- "DAMARDAN" değil/yerine DOĞRUDAN


- "DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR" ile/ve/||/<> "TAŞI DELEN, SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR"


- "DEĞERİ OLMAYAN" ile/ve/değil DEĞERİNİ ÖLÇME OLANAĞI BULUNMAYAN


- "DEĞERLERİ BELİRLEMEK" değil/yerine/< DEĞERLERİN, BİZİM İÇİN DEĞERİ


- "DEĞİŞMEZ/LİK" ile/değil TUTARLI/LIK


- "DEMEK İSTİYOR/UM Kİ, ..." ile/değil/yerine "DİYOR/UM Kİ, ..."


- "DENEME-YANILMA" değil/yerine YAŞANMIŞLIKLARDAN DERS ALMAK


- "DENGESİZ" ile/değil DENGİ(/N/M) DEĞİL


- "DERİNLİK" ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK


- "DERİNLİK" ile/ve/<> İÇİÇELİK


- "DİKKAT EKSİKLİĞİ/AZLIĞI" ile/değil İLGİ EKSİKLİĞİ/AZLIĞI


- "DIŞSAL" ile/ve/||/=/<>/> DÜŞÜNCENİN YANSIMALARI/NESNELER


- "DOKUNAKLI" ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ/DUYGUSAL


- "DOMİNE ETMEK" değil/yerine/= YÖNLENDİRMEK


- "DÖNEMEÇ NOKTASI" değil DÖNÜM NOKTASI


- "DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ" değil
DÜNYA TİYATRO GÜNÜ

(

)

( Bu takvimleri, şu html kodlarını kopyalayıp yapıştırarak da istediğiniz yerde yayınlayabilir, kendi takviminizde yer almasını sağlayabilirsiniz...
< iframe src="https://www.google.com/calendar/embed?src=bnu9bqjgmq24m6ciq9cr2q5ne0%40group.calendar.google.com&ctz=Europe/Istanbul" style="border: 0" width="600" height="600" scrolling="no">

< iframe src="https://www.google.com/calendar/embed?src=1khlcjeeql7qblbama2s0h7sk4%40group.calendar.google.com&ctz=Europe/Istanbul" style="border: 0" width="600" height="600" scrolling="no"> )


- "DÜNYAYA GELMEK/GELDİK" değil DÜNYADAN GELMEK/GELDİK


- "DÜNYAYI/ÜLKEYİ/KİŞİLERİ" "KURTARMAK/KORUMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KURTARMAK VE KORUMAK


- "DURUŞ" ile/ve/||/<> "BAKIŞ"


- "DÜŞÜNEN ADAM" HEYKELİ:
TÜRKİYE'DE ile/>< DÜNYADA

( [ne yazık ki]
"Bakırköy akıl hastahanesinde". İLE/>< Üniversitelerde. )


- "DÜŞÜNENDEN ÜSTÜN OLMAYA ÇALIŞMAK" değil DÜŞÜNCENİN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK

( [ne yazık ki] Düşüncenin üstesinden gelemeyen ya da söylenilen söze yanıt veremeyecek olan, düşünenin, söz söyleyenin "üstesinden gelmeye çalışır". )


- "DÜŞÜNMEK" ile/değil GELİŞTİRMEK


- "DUYU/HİS" ile/ve/<> "DEĞER"


- "DÜZELTME" ile/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRME


- "ELE ALMAK" ile TARTIŞMA

( "DISCUSS" vs. ARGUE )


- "EN AZA İNDİRGEMEK" değil EN AZA İNDİRMEK


- "EN BAŞLANGIÇTA" ile/değil (EN) BAŞINDA


- "EN BÜYÜK HAYAL" değil/yerine EN BÜYÜK ZENGİNLİK

( "Zenginlik". DEĞİL/YERİNE Hayal. )


- "ES" değil/yerine/= DURAKLAMA


- "EŞİTLEME" ile EŞDEĞERLİLİK


- "EZBER BOZMAK" ile "KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRMAK"


- "EZBER BOZMAK" ile/ve/||/<>/>/< FARKLI/YENİ BİR BAKIŞ AÇISI


- "FANTEZİ YAPMAK" ile/değil/yerine "FANTEZİ/LER ÜRETMEK/YARATMAK"


- "GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ" ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK


- "GEÇMİŞİN KÖLESİ OLMAK" değil/yerine/>< GELECEĞİN MİMARI OLMAK


- "GENİŞ" ile/ve/||/<>/< KUŞATICI


- "GERİ KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> "UZAK KALMAK"


- "GERİSİ GELİR" ile/ve/||/<> "SONU GELMEZ"


- "GÖMMEK" değil/yerine/>< GÖRMEK


- "GÖNDERME" ile/ve/<> ANIMSATMA


- "GÖRDÜĞÜM KADARIYLA" ile/ve/||/<> "BÜYÜK/AZ OLASILIKLA"


- "GÖREV"İNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK


- "GÖZDEN GEÇİRMEK" ile "İRDELEMEK"


- "GÖZE BATMA" ile/değil/yerine "GÖZE ÇARPMA"


- "GÜÇLÜ OLAN" ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN

( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )


- "GÜZEL DEĞİL" değil BAKILIŞI (YETERİNCE) GÜZEL DEĞİL


- "GÜZEL İNSAN" değil/yerine İNSANDAKİ "GÜZELLİK"


- "GÜZEL OLAN, SEVGİLİDİR" değil/yerine SEVGİLİ OLAN, GÜZELDİR


- "GÜZEL"/"ÇİRKİN" diye birşey yok!

( There is no "BEAUTIFUL"/"UGLY"! )


- "GÜZELE, GÜZEL DEMEM, GÜZEL, BENİM OLMADIKÇA" yerine/değil GÜZELE, GÜZEL DERİM, GÜZEL, BENİM OLSUN DİYE! / BENİM OLAN, GÜZEL OLSUN DİYE!


- "GÜZELLİK YAPMAK" ile "KIYAK GEÇMEK"


- "HABERİNİN OLMAMASI" ile/ve/||/<>/ne yazık ki HABERİNİN OLMAMASINDAN, HABERİNİN OLMAMASI


- "HAKLI ÇIKMAK" ile/değil/yerine/>< HAKLI OLMAK


- "HAKSIZLIK" ile/değil BİLİNÇ FARKLILIKLARI


- "HAM" ile/ve/değil/||/<> BİÇİMSİZ


- "HAREKET" ile/ve "NUMARA"


- "HAYVAN/LIK" ile/değil/yerine/>< HAYRAN/LIK


- "HEM ..., HEM DE ..." ile "DURUMA GÖRE ..."


- "HERKES YAPIYORSA BIRAK YAPSINLAR" | "KİMSE YAPAMIYORSA BEN NASIL YAPAYIM" ile/değil/yerine/>< "HERKES YAPIYORSA BEN DE YAPABİLMELİYİM" | "KİMSE YAPAMIYORSA BEN YAPAYIM"


- "HERŞEYİ BİLEN" ile/değil KENDİNİ BİLEN


- "HESAPLAŞMA" ile/ve/değil/yerine "YÜZLEŞME"


- "HOŞLANIP HOŞLANMAMA" ile/ve/değil/||/<>/< GÜDÜLENİP GÜDÜLENMEME


- "HUZUR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM


- "İÇERİK ÖNEMLİ DEĞİL" değil "İÇERİĞİ, (BURADA/BUGÜN[ÇAĞIMIZDA]) ÖNEMLİ DEĞİL"


- "İÇSELLEŞTİRMEK" ile/değil (İYİ) ANLAMAK


- "İDEAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK


- "İLERİYE SÜRMEK" değil İLERİ SÜRMEK


- "İLGİ UYANDIRMAK" ile/ve "CAZİBE YARATMAK/OLUŞTURMAK"


- "İLKELERİM" ile/değil/yerine İLKELER (VE İLKESELLİK)


- "İNANÇ" ile/ve/değil/||/<> DAVRANIŞ

( Seni, daha iyi bir insan yapan, "inançların" değil davranışlarındır. )


- "İNDİRGEMECİLİK" >< ÇEŞİTLİLİK


- "İNSAN OLANLARIN DÜŞÜNEBİLİYOR OLMASI" ile/değil DÜŞÜNEBİLEN HERKESİN, İNSAN OLMASI


- "İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET


- "ISRAR/CI/LIK" ile/değil/yerine KARARLI/LIK


- "İYİ OYNAYAN/LAR" ile/değil/yerine/>< İYİ OLAN/LAR


- "İYİ YAŞAMAK" değil/yerine UYGUN OLMAK


- "İYİ-KÖTÜ" AYRIMI YAPMAK/TELKİN ETMEK değil/yerine (SADECE) NE OLMADIĞINI BELİRTME (ÇABASI)


- "İYİCENE, GÜZELCENE" değil İYİCE, GÜZELCE


- "İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- "KABACA ..." değil/yerine ANA AKIŞI İÇİNDE ...


- "KABUĞUNA ÇEKİLMEK" ile/değil/yerine/>< KABUĞUNU KIRMAK


- "KABUL" ile/değil/yerine TEMELLENDİRME


- "KAÇMAK" ile/değil/yerine KAÇINMAK

( Tüm canlılarda. İLE/DEĞİL/YERİNE Hayvanlarda[kısmen] ve insanda. )


- "KAFANIN ÇALIŞMASI" ile/ve/değil/+/||/<>/> KAFANIN ÇALIŞTIRILMASI

( Zekâ. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Akıl. )


- "KAFESİN İÇİNDEN ÇIKMAK" değil "KAFESİ", İÇİNDEN ÇIKARMAK


- "KALDIRMAK" ile/değil/yerine YAY(IL)ARAK GÖSTERMEME/GÖRÜNMEME


- "KALINKAFALI/LIK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI


- "KALP KIRMAK" değil/yerine/>< ÖZÜR DİLEMEK

( Zulm eder. DEĞİL/YERİNE/>< Feth eder. )


- "KAPALI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BELİRSİZ


- "KARIŞMAK":
NE YAPMAYACAĞI/NA / SÖYLEMEYECEĞİ/NE ile/değil
NE YAPTIĞINA/SÖYLEDİĞİNE

( Birine, ne yapmayacağını söylemek/anlatmak/göstermek karışmak değildir! ["Karışmak", yapılacak yanlış ya da doğru olan eylem/söz için kullanılabilir ancak.] )

( Kişilerin ne söyleyeceğini ya da yapacağını söylemeye, "müdahale" ya da "karışmak" denilebilir (belki ve çoğu şey için). Fakat ortak olan kavram, ifade, durum, davranış ve tutumlarda, toplumsal birlik, düzenlilik ve sürekliliğin sağlanması için gerektiğinde, hepimizin, birbirimize neyi yapamayacağını/yapmayabileceğini söylemesi kabalık ya da karışmak değildir! )


- "KARŞI ÇIKMAK" ile/değil/yerine ELEŞTİRMEK


- "KARTAL"IN:
SOLA BAKAN TARAFI ile SAĞA BAKAN TARAFI

( Hz. İsa. İLE Hz. Meryem. )


- "KAYBOLMAK" ile/ve/değil/yerine/<>/> "KAPILMAK"


- "KAZANÇ/KÂR" ile/değil/yerine YARAR(FAYDA)

( Ne denli güzel ve kârlı olsa da, hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. )

( Yaptığımız/söylediğimiz/yediğimiz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yapmadığımız/söylemediğimiz/yemediğimiz. )

( RİBH/RIBH ile ... )

( PROFIT vs. BENEFIT )


- "KENDİ KİŞİSEL ...SI" değil KENDİ DÜŞÜNCESİ/KARARI/EŞYASI VB. ya da KİŞİSEL DÜŞÜNCESİ/KARARI/EŞYASI VB.


- "KENDİMİ AŞMAM GEREK" "DÜŞÜNCESİ"
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/<
HİZMETİNİ ARTIRMAK VE SÜRDÜRMEK


- "KENDİNDEN KAÇMAK" ile/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KOVALAMAK/TANIMAK


- "KESİNLİK" değil/yerine/>< YAKLAŞIM / YAKINLIK


- "KEYFİNE/ÇIKARINA GÖRE DAVRANMAK" ile/değil/yerine/>< KENDİN/KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK

( Kendin olmak, "keyfine/çıkarına göre davranmak/davranabilmek" değildir. )


- "KEYİF/RAHATLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET

( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )


- "KIRMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÖNÜL ALMAYI (DA) BİLMEK

( Herkesin yapabildiği/yapabileceği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazılarının yapabildiği/yapabileceği. )


- "KISALTMA" ve/ya da "HIZLANDIRMA" ile/> GENELLEME ve İNDİRGEME


- "KİŞİLER ÜZERİNDE" değil/yerine/< KİŞİLER ÜZERİNDEN


- "KİŞİNİN BAKIŞINDA":
GÖRÜNEN ile/ve/||/<> KENDİ ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN


- "KİŞİSELLEŞTİRMEK" ile "KARAKTERLEŞTİRMEK"


- "KLASİK" ile/değil ANTİK/A

( [not] CLASSIC vs. ANTIQUE )


- "KOLAY(LIKLA) SÖYLEMEK" ile/ve/değil/<> İNAN(M)IYOR OLMAK


- "KONDURAMAMAK" ile/ve/||/<> YAKIŞTIRAMAMAK


- "KONTEKS/T" değil/yerine/= BAĞLAM


- "KONUŞMAK İÇİN SIRA/ZAMAN BEKLEMEK" değil/yerine/>< ÖTEKİNİ DİNLEMEK


- "KOPUK" ile/ve/değil/yerine/||/<> "İLGİSİZ"


- "KÖPÜRTME" ile/<> "KÖRÜKLEME"


- "KÖPÜRTME" ile "PARLATMA"


- "KORKULACAK OLAN":
BİZİMLE AYNI DÜŞÜNCEDE OLMAYANLAR ile/değil/yerine AYNI DÜŞÜNCEDE OLMAYIP BUNU SÖYLEME CESÂRETİNDE OLMAYANLAR


- "KÖTÜMSER/LİK" >< "İYİMSER/LİK" ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( [sadece] Tüneli "görür". >< Tünelin sonundaki ışığı "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tünelle birlikte, ışığı ve gelebilecek treni görür. )

( [sadece] Her fırsattaki "zorluğu" "görür". >< Her zorluktaki "fırsatı" "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her fırsatla birlikte kolay olmayabilecekleri birlikte değerlendirir. )


- "KÜÇÜK İŞ" ile/ve/<> "BÜYÜK İŞ"

( [iş/çalışma/etkinlik] Kent içindeyse. İLE/VE/<> Kent dışındaysa. )

( Küçük çocuklara, işe gitmenin ve geri dönüşün ne kadar süreceğini anlatmak üzere kullanılabilecek sözler. )


- "KÜÇÜK ZİHİN" ile/değil/yerine/<>/> "ORTA ZİHİN" ile/değil/yerine/<>/> "İLERİ ZİHİN"

( "Her sorunun" kendince bir yanıtı/açıklaması vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE Deneyimlerinden öğrenir. İLE/DEĞİL/YERİNE Herşeyden ve herkesten öğrenir. )

( Kişilerle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Olaylarla uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düzenle/sistemle uğraşır. )

( "Dengini" arar. İLE ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini arar. )

( "İleri zihinler, kendi çağının ötesindedir, zekiler, kendine bir şeyler çıkarır ve ahmak olan da buna karşı koyar.[The great person is ahead of their time, the smart make something out of it, and the blockhead, sets themselves against it.]" )


- "KÜÇÜLMEK" ile/değil/yerine "İNCELMEK"


- "KURALCILIKTA":
AKILSIZLAŞMA >< ROBOTLAŞMA


- "KUSURSUZLUK" ile/değil/yerine BÜTÜNLENME


- "KUTSALLIK" ile/ve/değil DUYGU YÜKLÜLÜK


- "KUTSAMA" ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA


- "KUTUPLAŞMA" değil/yerine KUCAKLAŞMA


- "MEKANİZMA" ile/ve/||/<> İLKE


- "MEŞGUL" ile/değil/yerine/>< ÜRETKEN


- "MEYDAN OKUMA" ile/değil/yerine DİRENÇ


- "MEYDAN/CANINA OKUMAK" değil/yerine/>< KİTAP OKUMAK


- "MÜMKÜN OLAMAZ" değil/yerine/= OLANAKSIZ


- "MUTLAK DEĞERLİ" ile/değil/yerine DEĞERLİ


- "NASIL YARARLANIRIM?" değil/yerine/>< NASIL YARARLI OLABİLİRİM?


- "NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK" değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR


- "NEDEN OLMA" ile/ve/değil/yerine/||/<> "ZEMİN HAZIRLAMA"


- "NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK" ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- "NEYİ KAYBETTİK?" değil/yerine BAŞKALARI, BİR ŞEYLERİ İNŞÂ ETTİ, ETMEYE DEVAM EDİYOR

( )


- "O DA HAKLI, O DA, O DA" ile/değil/yerine HER BİRİNDE, HAKLILIK PAYI VAR


- "ÖDEŞMEK" ile/ve/<> "BOY ÖLÇÜŞMEK"


- "ÖDÜN VERMEK" ile/değil/yerine ÖNCELİK YÖNETİMİ


- "ÖĞÜT VERMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ/DOĞRU ÖRNEK OLMAK/GÖSTERMEK

( Yolu uzun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu kısa. )

( Kolay. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Kolay değil". )


- "OLA DA BİLİR, OLMAYA DA BİLİR" değil OLABİLİR DE, OLMAYABİLİR DE


- "ÖNE ÇIKARMAK" ile "MERKEZE ALMAK"


- "ÖNEM VERMEK / ÖNEMLİ GÖRMEK"
ile/ve/||/<>/>
"ÖNCELİKLİ GÖRMEK"


- "ÖNEMLİ OLAN" ile/ve/değil/yerine ÖNEMİ OLAN

( Herşeyin bir (az/orta/çok) önemi(değeri) vardır fakat önemli olup olmamayı, öncelik belirler. )


- "ORTADA BIRAKMA/KALMA" ile/ve/||/<>/>/< BELİRSİZLİK


- "ÖYLE" "GÖRMEK" ile "ÖYLE" "GÖRMEMEK"


- "ÖYLESİNE ..." ile/değil ÖYLESİ ...


- "ÖZELLİK" ile/ve/değil DURUM


- "PANİK YAPMA!" ile "ACELE ETME!"


- "PARANTEZE ALMAK" ile "KENARA KOYMAK/ASKIYA ALMAK"


- "PİS" ile/değil BİZ


- "POLYANNA'CI/LIK" ile/değil/yerine/<>/< İYİMSER/LİK


- "PROTEST" (TUTUM/TAVIR) değil/yerine TEPKİCİ/TEPKİSEL (TUTUM/TAVIR)


- "PUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "KUT"


- "RAHATLIK" ile/ve CESÂRET

( Gereksiniminiz, içimizde bulacağımız cesârettir. )

( COMFORT vs./and COURAGE
Your need is the courage you're going to find inside yourself. )


- "RENKLENDİRMEK" " ile/ve ÇEŞİTLENDİRMEK


- "SAĞLIKLI/SAĞLIKSIZ" ... değil/yerine ORANTILI/ORANTISIZ ...


- "SAHİBİ OLMAK" ile/değil/yerine PARÇASI OLMAK


- "SAHİP OLMAK" ile/değil/yerine "ŞAHİT OLMAK"


- "SAHNE ÇALMAK" ile/değil ÖNEMİNE BİNAEN


- "ŞAKA GİBİ" ile/ve/=/||/<>/< GİBİ GİBİ


- "SALLAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "SARSMAK"


- "SANATÇIYIM" DİYEBİLMEK İÇİN:
USTANI GEÇECEKSİN ve/||/<>/> SENİ GEÇECEK BİR ÖĞRENCİ YETİŞTİRECEKSİN


- "SANATIN KAVRANMASI" değil SANATSAL DUYARLILIK


- "SANIRSAM" değil SANIRIM/SANIYORUM

( Anlatımda, bir koşulun[eğer/ise] tekrar ya da ikinci kez koşulu olmaz! Zannetmek ya da sanmak, bir koşuldur.

Zannetmek, bir şeyin, sözü geçtiği biçimde olduğunu/olacağını ya da olmadığını/olmayacağını, %51 - 99 oranında "kabul" ya da "iddia" etmenin ikinci kez ve başka bir olasılığı, belirsizliği barındırması ya da "tanımlaması" olanaksız ve anlamsızdır. )


- "SAPLAMA" ile/değil SAPTAMA

( Hızla batırmak. İLE/DEĞİL Bir şeyi belirgin kılma, tespit. | Yıkanmış gümüş bromürlü tabakanın, gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi. )


- "SATIR ARASI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- "SAVUNDUĞUNDAN" DOLAYI BİLMEK ile/değil/yerine/>< BİLDİĞİNDEN DOLAYI SAVUNMAK


- "SEKSÎ" ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< KIŞKIRTICI


- "SESİMİZİ YÜKSELTMEK" ile/değil/yerine/>< SÖZÜMÜZÜ YÜKSELTMEK


- "ŞİKÂYET ETMEK" ile/değil/yerine/>< DURUMU(NU)/ZİHNİ(Nİ) DEĞİŞTİRMEK


- "SİNİR" ile/ve/||/<> "GÜÇ" ile/ve/||/<> "VAJİNA/PENİS/PARA"

( "Düşünüyorum, dinliyorum, okuyorum, anlıyorum ve gelişmek istiyorum" düşünce ve çabası içinde olan [dişil ya da eril] her bireyin, zorunlu olan paylaşım ve dayanışmayla bazı şeylerden yararlanmak[/istifade etmek] ve birbirine zarar vermemek üzere nitelikli bir yaşam sürmek için uzaklaşması, terk/istifâ etmesi gerekenlerdir. )


- "SİZ (DE) HÂLÂ ÇOK GÜZELSİNİZ" değil SİZ (DE) HER ZAMAN ÇOK GÜZELSİNİZ


- "SIZLANMA" ile/ve/değil TESPİT

( [not] TO GROUCH vs./and/but TO DETERMINE )


- "SONUÇ" ile/değil/yerine ÇIKARIM


- "SONUÇTA" değil ...'NIN SONUCUNDA / SONUÇ İTİBARİYLE


- "SORGULANAMAYACAK" "YANITLAR" değil/yerine/>< YANITLANAMAYACAK SOR(G)ULAR


- "SORUN/SIKINTI":
"FARKLI OLMAK/TA" ile/ve/||/<>/ne yazık ki FARKINDA OLMAMAK/TA

( )


- "SOY" değil/yerine YOL


- "SÖZCÜKLER ÖNEMLİ DEĞİL" değil "SÖZCÜKLER, BURADA[BU KONUDA/ALANDA] ÖNEMLİ DEĞİL


- "SÖZLERİNİ" "DUYURMAK İÇİN":
"KİŞİLERİ TUTMAK" değil/yerine ÇENEYİ TUTMAK


- "TAKILMAK" ile/değil/yerine ÜSTÜNDE DURMAK/ÖNEMSEMEK

( Takılmayan[bilen], "takılma" demez; ancak ve ne yazık ki takılan[bilmeyen], "takılma" der. )


- "TAMAMLAYAMADI" değil TAM ANLAYAMADI


- "TARİH OLMAK" ile/ve "TARİHE MAL OLMAK"


- "TEHDİT" ile/değil/yerine TESPİT


- "TEK BAŞINA YÜRÜMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<> "KARANLIKTA YÜRÜMEK"


- "TEMSİLİ GİBİ" değil [sadece] TEMSİLİ ya da GİBİ


- "TERÖRİZE ETMEK" ile/değil/yerine/>< TEORİZE ETMEK


- "TERS-DÜZ OLMAK/ETMEK" ile "ALT-ÜST OLMAK/ETMEK"


- "TESHİP" değil TEZHİP/TEZHİB


- "TEŞVİK ETMEK" ile/değil "ÇANAK TUTMAK"


- "UNUTUL/UR / UNUTURUZ / UNUTURUM / UNUTURSUN" değil/yerine/&gt;&lt;/<
YAZMAZSAK/YAZMAZSAM/YAZMAZSAN UNUTULUR/UNUTURUZ/UNUTURUM/UNUTURSUN


- "ÜSTÜN/LÜK"(GALİBİYET) ile/ve/değil/yerine YÜCE/LİK


- "ÜSTÜN/LÜK" ile/değil/yerine ÖZGÜVEN/Lİ


- "ÜSTÜNDE DURMAK" ile "ALTINI ÇİZMEK" ile "PEŞİNDEN KOŞMAK"


- "ÜSTÜNDE DURMAMA" ile GEÇİŞTİRME


- "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine/>< (SADECE) BİLMENİN (BELKİ/BİRAZCIK) FARKI


- "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine KARŞITLIK


- "UTANIYORUM" ile/değil/yerine/>< TANIYORUM!


- "UYGUN OLMAMAK" ile "YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK"


- "ÜZERİNDE DURMAK" ile/ve/yerine "ALTINI ÇİZMEK"


- "UZUN" YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine DERİN/DÜRÜST/DOĞRU YAŞAMAK


- "VURDUMDUYMAZ/LIK" ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK


- "YAĞMUR ADAM" ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN

( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )

( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )


- "YAKIN İLİŞKİ" ile/ve/||/<> "YOĞUN İLİŞKİ"


- "YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN


- "YAN" ile "DERİNLİK"


- "YANIŞ" değil/yerine UYANIŞ


- "YANLIŞ DÜŞÜNMEK" ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK

( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )


- "YANLIŞ" ile/değil BAĞLAMINDAN KOPUK OLAN


- "YANLIŞ" ile/değil FARKLI


- "YANLIŞ" ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ


- "YAPILAMAZLIK" ile/ve/değil/||/=/<>/< MANTIKDIŞILIK


- "YARARLI >< ZARARLI" ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH

( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )

( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )

( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )

( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )

( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )

( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )

( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )

( BEŞ AMAÇ/MAKÂSID-I HAMSE[Ar.]: (KORUNANLAR/SAĞLANANLAR)
CAN ile/ve/<>/> KUŞAK/NESİL ile/ve/<>/> AKIL ile/ve/<>/> MAL ile/ve/<>/> DİN )

( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )

( BENEFICIAL >< HARMFUL vs./and/<>/> GOOD >< BAD vs./and/<>/> RIGHT >< WRONG/TRUE >< FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL >< UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )

( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )

( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )


- "YARGILAMAK" ile/değil/yerine YAPMAYABİLECEĞİNİ/İHTİYÂRINI ANIMSATMAK


- "YAŞAMIN, GİDEREK KOLAYLAŞMASI" değil BİZİM, GİDEREK GÜÇLENMEMİZ


- "YENİLGİ":
"KAYBETTİĞİNDE" değil VAZGEÇTİĞİNDE


- "YIKILIŞ" ile/değil/yerine KALKIŞ

( )

( Bazı "yıkılışlar", daha parlak kalkışların habercisi/teşvikçisi olabilir. )

( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... )


- "YIRTINMAK" ile/ve "ÇIRPINMAK"

( Parçalanırcasına bağırmak. İLE/VE Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirmek için aşırı derecede çaba harcamak. )


- "YOK" ile/değil/yerine "YOK DENİLEBİLECEK KADAR AZ"


- "YOKLUK, YOKTUR" değil "YOKLUK, YOKTUR", YOKTUR!


- "YORUM"(KEYFİYET / LÂF | KÜFÜR | HERZE) ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNCE


- "YUMUŞAK" OLMA(!) ile/ve/<>/>< "SERT" OLMA(!)

( Ezilirsin. İLE/VE/<>/>< Kırılırsın. )


- "YUVARLAMAK" ile BURMAK


- "ZAFER/YENİLGİ" değil/yerine SEFER


- "ZAYIF" ile/değil NAİF


- "ZEKÂ GÖSTERGESİ":
YANITLAR(IY)LA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SORULAR(IY)LA


- "ZEKÂ" değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)

( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )


- "ZEMİN" ile/ve/<> BAĞLAM


- "ZOR İŞ" değil AZ COŞKU/AŞK


- "ZORLUK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZORLANMA

( Dışarıda/ki/ler/de. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçeride/ki/ler/de/n. )


- (")AYAKTA DURACAK DURUMUNUN OLMAMASI(") ile/ve/||/<>/< YAŞAMDA DURACAK NEDENLERİNİN OLMASI


- (")BAŞ EDİLEMEZ/LİK(") ile (")ELDE TUTULAMAZ/LIK(")


- (")BAŞARISIZLIK("):
"DÖVME" değil "YARA"


- (")BEĞENMEME("):
(")HER KOŞULDA(") ile (")HİÇBİR KOŞULDA(")


- (")BESLEMEK(") ve/||/<> (")DESTEKLEMEK(")


- (")BİLMEK(") ile/ve/değil/||/<>/>/< HÂL'DEN, HÂL'E GEÇEREK BİLMEK


- (")BİTİK(") ile (")BATIK(")


- (")BOŞLUK DOLDURMAK(") ile/ve/||/<> (")BOŞLUK TAMAMLAMAK(")


- (")BULAŞMA(") ile/ve/değil/yerine/||/<> YANKILA(N)MA


- (")BÜYÜMEK(") ile/ve/||/<>/>/< "ÇOCUKLAŞABİLMEK"

( Zamanın etkisi. İLE/VE/||/<>/>/< Kişinin becerisi. )

( İçindeki çocuğa sarıl! Sana, insanı anlatır... )

( )


- (")ÇALIŞMAK(") ile/ve/değil/||/<>/< AKILLICA ÇALIŞMAK

( )


- (")ÇERÇEVE(") ile/ve/||/<> (")ZARF(")


- (")DELİ(") ile/değil/yerine/<>/>< (")AKILLI(")

( Sadece, aklı başında olanlar, deli olduklarını kabul ederler. )

( Dışından, kendi kendine konuşunca. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İçinden, kendi kendine konuşunca. )


- (")DESTEK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAYANAKÇA


- (")DOĞUŞ(") ile ORTAYA ÇIKIŞ


- (")DÜŞÜNEMEMEK(") ile/ve/değil/||/<>/>/< DÜŞÜNMEMEK


- (")DUVAR(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAPI


- (")EĞLENME(")Yİ (")SEVMEK(")
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK

( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )


- (")EĞRİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< (")DOĞRU(")

( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Eğrilebilir. )

( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )


- (")ESAS(") ile/ve/||/<> (")İRÂDE(") ile/ve/||/<> (")SONUÇ"

( Usûl/yöntem, esastan önce gelir/gelmelidir. İLE/VE/||/<> İhtiyâr[< Hayır!][yapmama bilgisi/isteği], irâdeden[yapma bilgisi/isteği] önce gelir/gelmelidir. İLE/VE/||/<> Süreç, sonuçtan önce gelir/gelmelidir. )


- (")EŞİTLİK(") ile/ve/değil/||/<> FIRSAT/OLANAK/KOŞULLAR EŞİTLİĞİ


- (")GEÇMEK(") ile (")ATLAMAK(")


- (")GÜZEL/LİK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜST/LÜK


- (")İNANMAK(") ile/ve/||/<> "YEMEK"/"YUTMAK"


- (")İYİ HİSSETMEK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİCE HİSSETMEK


- (")KADIN/LIK(") ile/ve/||/<>/> (")ANNE/LİK(")

( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )


- (")KARANLIK(") ile/ve/||/<> (")BULANIK(")


- (")KASILMA(") ile/ve (")TUTULMA(")


- (")KENDİLİK("):
(")KAYITLARIMIZDA(") ile/ve/||/<>/< BELLEĞİMİZDE


- (")KOLAY(") ile/>< (")ZOR(")

( [hiçbir şey ...] Göründüğü kadar kolay değildir. İLE/VE/>< Zannedildiği kadar zor değildir. )


- (")OLAY(") ve/değil/||/=/<>/< BETİMLENEN


- (")OLSUN(") ile/ve/||/<> (")OLUR ÖYLE(")


- (")ORTA YOL(") ile/ve/değil/||/<> ARA ÇÖZÜM


- (")PUT/LARI/NI KIRMAMAK(") ve/||/<>/> KENDİNİ, PUT KILMAK


- (")REÇETE(") ile/ve/||/<> (")FORMÜL(")


- (")REDDETMEK(") ile/ve/değil/ne yazık ki/+/||/<>/> ÜZERİNDE/HAKKINDA DÜŞÜN(E)MEMEK


- (")SAHİP OLMAK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< LÂYIK OLMAK


- (")SANSÜRLEME(") ile/değil/yerine DÜZENLEME


- (")SEVME/SEVGİ(") ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE YARAMA

( Çoğunlukla, kişilerin ne kadar işine yarıyor/yaramıyorsak, bizi o kadar çok/az "severler". )


- (")SORUN(") ile/değil/yerine FARK


- (")SUÇLULUK(") ile/değil/yerine SUSLULUK


- (")TANIMAK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TANIYANI(ZİHNİ) TANIMAK


- (")TATMİN OL(MA)MA(") ile/ve/||/<>/< ANLA(MA)MA


- (")TESLİM OLMAK(") ile/değil/yerine/>< KAYBETMEK


- (")TIRNAK İÇİNE ALMAK(") ile/ve/||/<> (")PARANTEZ İÇİNE ALMAK(")


- (")TOHUM(") ve/||/<> (")MEYVE(") ve/||/<> (")ÇEKİRDEK(")/ÇİĞDEM[Ege'de]]


- (")TRAVMA(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENEYİM

( [örüntüsü/bağlamı/öyküsü/anlamı] Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vardır. )


- (")UNUTMAK(") ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMAK


- (")ÜSTÜN/LÜK / ALÇAK/LIK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNCE/LİK / SONRA/LIK


- (")UYANMAK(") ile/ve/değil/<> (")GÖZÜN AÇILMASI(")


- (")YAŞAMAK(") ile/ve/||/<>/> NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Duyu, "duygu" ve hayal ile. İLE/VE/||/<> Us/akıl ile. )


- (")YAZI/YORUM/MİZAH/TA("):
"ÇARPITMA" ile/değil/yerine/>< ABARTMA


- (")YORULMADA("):
HAREKET ile/değil DURGUNLUK

( Kişiyi, hareket değil durgunluk yorar. )


- (")YÜKSELİP/İLERLEYİP BİRLEŞMEK(") ile/değil/yerine BİRLEŞİP YÜKSELMEK/İLERLEMEK

( 23 + 43 = 72 İLE/DEĞİL/YERİNE (2 + 4)3 = 216 )

( image )


- (B)İLİM'DE 3 KARIŞ:
1. KARIŞ ve/||/<>/>/< 2. KARIŞ ve/||/<>/>/< 3. KARIŞ

( Kibirlendirebilir. VE/||/<>/>/< Alçakgönüllü yapar. VE/||/<>/>/< Hiçbir şeyin bilinmediği bilinir. )


- (B)İLİM ve/||/<> ZİKİR ve/||/<> AŞK

( Aklın gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Sözün gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Gönlün gereği/terbiyesi/zekâtı. )


- (BAZI) DUYGULARI/NI:
SÜREKLİ YAŞAMAK/DUYUMSAMAK ile/ve/değil YOĞUN YAŞAMAK/DUYUMSAMAK


- (BAZI) VAHŞİ(ETÇİL/HEPÇİL) HAYVANLAR ile/ve/yerine (BAZI) UYSAL(OTÇUL) HAYVANLAR

( [bireylerin] Olumsuz yanlarını simgelerler. İLE/VE/YERİNE Olumlu yanlarını simgelerler. )

( )


- (BİRİNİ, BİR ŞEYİ) "GÜZEL BULMAK" ile/değil/yerine GÜZELİ BULMAK

( Yanılabilirsin. İLE/DEĞİL/YERİNE Yanılmazsın. )


- (BÜYÜK) "HİKAYE" değil SÜREÇ


- (DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME

( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. )


- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN

( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )


- (KİŞİSEL) YORUM ile/ve/değil/yerine/<> NESNELLİK

( Yorum niteliğindeki hiçbir yaklaşım/açıklama, nesnellik iddiasında bulunamaz. )


- (OLABİLDİĞİNCE) ÖNLERDE OTURMAK ile/ve (OLABİLDİĞİNCE) ARKALARDA VE ORTALARDA OTURMAK

( Tiyatroda. İLE/VE Sinemada ve konserlerde. )


- (OLMUŞ) OLAN ile OLMAKTA OLAN

( Nesne/ler. İLE Özne/kişi. / İnsan. )


- (ONUN İÇİN:)
[ne] ŞER ile/ve/değil/yerine/ne de/||/<>/< ŞEN


- (ONUN/SENİN) GÜZELLİĞİNE BAKMAK ile/değil/yerine GÜZELLİĞE BAKMAK


- (SİZİ):
"ODAKLADIK" değil ODAKLANDIRDIK


- (UYKUDAN) UYANMAK ile/ve/<>/< BİLMEK

( Göz ile değil! İLE/VE/<> Söz ile değil! )


- (UZUN SÜRELİ) BELLEKTE:
ANISAL ile/ve/||/<> ANLAMSAL ile/ve/||/<> İŞLEMSEL


- (UZUN/KISA) SÜRELİ/LİK (/ SOLUKLU/LUK) ile SÜREKLİ/LİK

( LONG PERIOD vs. CONTINUAL )


- [... BİÇİMİNDE ...]
... DÜŞÜNMEK/DÜŞÜNÜYORUM" ile/ve/değil/||/<>/< ... VARSAYMAK/VARSAYIYORUM


- [...'NIN ...]
... DUYUMSANDIĞI/HİSSEDİLDİĞİ ile/ve/değil/||/<>/< ... YANSIDIĞI


- [Alm.] ERINNERUNG ile/ve/+/||/<>/> ER-INNERUNG

( Anımsama. İLE/VE/+/||/<>/> İçselleştirme. )


- [Ar.] AKD ve HALL

( Düzyazıdaki bir sözü vezne döküp şiirleştirmek. VE Şiirdeki bir sözü düzyazıya çevirmek. )


- [Ar.] ÂLÂ ile/ve/||/<> VASAT ile/ve/||/<> EDNÂ

( En yüksek. İLE/VE/||/<> Orta. İLE/VE/||/<> En düşük. )


- [Ar.] MEDDAH ile MEDDAH

( Taklitler yaparak, hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçı. İLE Öven, aşırı övgüde bulunan kişi. )


- [Ar.] MEMUR ile MEMUL

( Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kişi, görevli. | Bir işle görevlendirilmiş olan, yükümlü. İLE Umulan, düşünülen. )


- [BİLGİ/SÖZ]
"KULAĞINDAN":
GİRMEYEN ile GİRİP-ÇIKAN ile ZİHNİNE[/"KALBİNE"] ULAŞAN

( Hiçbir biçimde dinlemeyen/anla(ya)mayan. İLE Anlasa/Dinlese de unutan, kayıtsız kalan. İLE Tutan/kaydeden, dönüştüren, işleyen, uygulayan. )


- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")


- [BU/ŞU/O] ANLAMI:
"TAHSİL ETMEK" ile/ve/||/<>/>/< ZEVK ETMEK


- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE


- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)


- [hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK

( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )


- [hem] BİLMEK ile/ve/||/<>/>/&lt;/=/hem de YAPABİLMEK

( Bilmek, yapabilmektir! )

( Bildiklerimiz, yapabildiklerimizdir. )

( TO KNOW vs./and/||/<>/>/


- [hem] BİLMEK ile/ve/hem de/||/<>/> YAPMAK

( Yapmak, onu bildiğini göstermektir. )

( Bilmek, yapabilmektir. )

( Kişi, bildiklerini, yönetir/yönetmelidir: bilmedikleri tarafından yönetilir. )

( [ne yazık ki]



- Yapabilen istemiyor,
- İsteyen yapamıyor,
- Bilen yapmıyor,
- Yapan bilmiyor ve
Dünya böyle kötüye gidiyor...

Ascoli Piceno, İtalya [1529] )

( TO KNOW vs./and/also/||/<>/> TO DO )


- [hem] ÇOK OKUYAN ile/ve/||/<>/hem de ÇOK GEZEN

( Hangisi daha çok bilir?" sorusuna, birinden yana, iki yaklaşımda bulunuluyor. Doğru yanıt diye bir şey yok! İkisi de doğru ya/ya da yanlış olabilir. Fakat bilinebilecek bir şey varsa, o da ikisini de yapanın hiçbir şey bilmediğidir. Yani ne kadar bilmediğini anlayarak ve ne kadar daha anlaması gerektiğini anlar. "ŞİO ME NİHİL ŞİRE"[En iyi bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğim!"] )


- [hem] KİŞİNİN "HATIRI" ile/ve/değil/yerine/hem de/||/<>/< HAKKIN HATIRI


- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME

( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )


- [İt.] BRAVO ile/ve/||/<> BRAVA

( [başarıda/beğenide/değerlendirmede] Erkeklere söylenilen. İLE/VE/||/<> Kadınlara söylenilen. )


- [ne yazık ki]
!TAHRİF[< HARF] ile/ve/<>/> !TAHRİB[< HARÂB]

( [ne yazık ki] Harflerin yerini değiştirme, bozma, kalem oynatma, değiştirme. | Bir tanımın anlamını değiştirme. İLE/VE/<>/> Yıkıp bozma. )


- [ne yazık ki]
KONULARI/AYRINTILARI/OLAYLARI/SORUNLARI:
ABARTMAK ile SAPTIRMAK ile TIRMANDIRMAK


- [ne yazık ki]
!MUHTERİ ile/değil/yerine/>< MUCİT

( Yeni bir şey yaratan, icat eden. | Yalanlar uydurarak birine iftirada bulunan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yeni bir buluş ortaya koyan. | Yaratıcı, yaratan. )


- [ne yazık ki]
"ALIŞKANLIK":
ÖNCE HAFİF ve/||/<>/> SONRA GÜÇLÜ

( Duyumsanılamayacak kadar. VE/||/<>/> Kırılamayacak kadar. )


- [ne yazık ki]
"BİLDİĞİNİ OKUMAK" ile/değil/yerine/>< GÖRDÜĞÜNÜ OKUMAK

( Gördüğünü okumaya çalışmamak/çalışmayan, bildiğini okumaya neden olur/devam eder. )


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMİŞLİK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( [ne yazık ki] Bir kişi, ne kadar bilmiyorsa, o kadar "bilir". İLE/VE/||/<> Ne kadar "korkuyor" ve "öfkeliyse", o kadar "garanticidir". )


- [ne yazık ki]
"KEYFÎLİK" ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- [ne yazık ki]
"MUTSUZ/LUK" ile/ve/||/<>/>/< "UMUTSUZ/LUK"

( Ahlâksızlık. İLE/VE/||/<>/>/< Küfür. )


- [ne yazık ki]
"YARIM AKILLI/LIK" ile/ve/değil/||/<>/>/< YARDIM "AKILLI/LIK"


- [ne yazık ki]
"YÜZEYSEL/LİK" ile/ve/||/<> "SIĞ/LIK"


- [ne yazık ki]
(")UYARI("):
(")AŞIRI(") ile/ve/||/<> (")YETERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YANLIŞ(")


- [ne yazık ki]
(ÇOK) BENCİL/LİK değil/yerine/>< (ÇOK) BİLGİ(Lİ/LİK)

( Ne kadar bilgi, o kadar az bencillik; ne kadar az bilgi, o kadar çok bencillik. )


- [ne yazık ki]
AĞIZ, DOLUYKEN KONUŞMAK ile/ve/=/||/<> ZİHİN, BOŞKEN KONUŞMAK


- [ne yazık ki]
AKILLILARIN DURUMU ile/ve/||/<> APTALLARIN TUTUMU

( [ne yazık ki] Sürekli, kuşku içinde. İLE "Küstahça, kendinden emin." )


- [ne yazık ki]
AYRIŞ(TIR)MA ile/ve/<> YABANCILAŞ(TIR)MA


- [ne yazık ki]
BASİRETSİZLİK ve/||/<>/> İHÂNET

( Sorumluları "yoksa". VE/||/<>/> Sorumluları bulunamaz. )


- [ne yazık ki]
BİLGİ YETERSİZLİĞİ ve/||/<>/> ÖNYARGI


- [ne yazık ki]
BÜYÜK SORUN/YANILSAMA:
"ACI ÇEKMEMEK" ve/||/<>/>/< "KENDİMİZİ KANDIRMAK" / KANDIRDIĞIMIZI/KANDIRABİLECEĞİMİZİ ZANNETMEK


- [ne yazık ki]
ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ


- [ne yazık ki]
FARKINDA OLMAMA ile/ve/<> KABUL ETMEME


- [ne yazık ki]
GEMİNİN BATMASI ile/ve/değil/||/<>/> SULARIN ÇEKİLMESİ

( Her zaman gemiler batmaz. Bu kez sular çekildi. )


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< "İDDİA"

( [ne yazık ki] Ne kadar çok "genelleme" yapı(lı)yorsa, o kadar çok iddia edilir/eder. )


- [ne yazık ki]
GENELLEME ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK


- [ne yazık ki]
HIRS ile/ve/||/<>/>/< TEERRÜB

( Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. | Öfke, kızgınlık. İLE/VE/||/<>/>/< Kendini zeki göstermeye çalışma. )


- [ne yazık ki]
İDDİA ile/ve/||/<>/< ÖFKE


- [ne yazık ki]
İKİ BÜYÜK YANLIŞ(IMIZ):
DÜŞÜNMEDEN HAREKET ETMEK ve/||/<> HİÇ HAREKET ETMEDEN, SADECE/BOŞ BOŞ "DÜŞÜNMEK"


- [ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK


- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA


- [ne yazık ki]
İNDİRGEMEK ile/ve/ya da/||/<>/>< REDDETMEK / YOK SAYMAK

( Üçünü de yapmadan düşünmek ve hareket etmek gerekmektedir. )


- [ne yazık ki]
KARAMSAR/LIK ve/||/<> KARARSIZ/LIK


- [ne yazık ki]
KEYFÎ "DÜŞÜNMEK"/KONUŞMAK ile/değil/yerine KENDİNE GÖRE "DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAŞAMAK"

( [ne yazık ki] Kişiler, (çoğunlukla) yiyecekleri ve yatacakları bir şeyleri olduğu sürece düşünmeyi reddederler. [ya da bu yanılsamadan ve keyfiyetten vazgeçip düşün(ebil)meyi, herşeye yeğlemelilerdir] )


- [ne yazık ki]
KONU(ŞULAN)LARI:
"SULANDIRMA" ile/ve/||/<>/< "ÇOK BİLMİŞLİK"


- [ne yazık ki]
KÜÇÜK HESAP ile/ve/||/<>/>/< BİLGİSİZLİK

( İkirciğe neden olur. İLE/VE/||/<>/>/< Hesapsızlığa ve fazla/yersiz "atılganlığa" neden olur. )


- [ne yazık ki]
KULLANILMAYAN METİN/KİTAP ||/<>/> MEZAR


- [ne yazık ki]
MÜKÂLEBE[< KELB] ile/değil/yerine/>< MÜKÂLEME[< KELÂM]

( Dalaşma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konuşma. | Antlaşma. )


- [ne yazık ki]
MUTSUZLUK:
"SAHİP OLAMADIKLARIMIZA ULAŞAMADIĞIMIZDAN DOLAYI" değil SAHİP OLDUKLARIMIZI UNUTMAKTAN DOLAYI


- [ne yazık ki]
OKUYAN ile/ve/||/<> ANLAYAN

( Az. İLE/VE/||/<> Sınırlı/kıt. )


- [ne yazık ki]
ORANTISIZ YORUM ile AŞIRI YORUM


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/<> TEKTİPLEŞTİRME


- [ne yazık ki]
REDDETMEK ile/ve/||/<>/> YASAKLAMAK


- [ne yazık ki]
ŞİKÂYET ile İSRAF ile SIRADÜZENSİZLİK[ANARŞİ] ile BASKI/İSTİBDÂD ile İFRÂD-TEFRÎT
değil/yerine/><
KANAAT ile İNFAK ile HUZUR/SELÂMET ile ADÂLET ile İSTİKÂMET

( [ne yazık ki]
Bilgisizlik + Yoksulluk >= Şikâyet İLE
Bilgisizlik + Varsıllık >= İsraf İLE
Bilgisizlik + Özgürlük >= Anarşi İLE
Bilgisizlik + Güç >= Baskı/İstibdâd İLE
Bilgisizlik + Din >= İfrâd - Tefrit İLE

DEĞİL/YERİNE/><

Bilgi/(b)ilim + Yoksulluk >= Kanaat İLE
Bilgi/(b)ilim + Varsıllık >= İnfâk İLE
Bilgi/(b)ilim + Özgürlük >= Huzur, Barış/Selâmet İLE
Bilgi/(b)ilim + Güç >= Adâlet İLE
Bilgi/(b)ilim + Din >= Yön/İstikâmet )


- [ne yazık ki]
TARAF TUTMAK ile/değil/yerine/>< TARTIŞMAK


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK


- [ne] "YERELCİLİK" ne de SALT "EVRENSELCİLİK"


- [ne] ANLAŞILABİLİR ile/ve/||/<> [ne] KAVRANABİLİR ile/ve/||/<> [ne de] KABUL EDİLEBİLİR OLAN


- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK


- [önce] | "GÖRMEMEZLİKTEN GELİRLER"
sonra
"ALAY EDERLER"
sonra
"SAVAŞIRLAR" |
ile/değil/yerine/||/>/><
[sonunda]
KAZANIRSIN


- [simge] DAĞ:
BİREYDE ile/ve/||/<> TOPLUMDA

( Nefs. İLE/VE/||/<> Devlet. )


- [TENZİH-TEŞBİH ile/ve/> TENZİHTE TEŞBİH, TEŞBİHTE TENZİH] ile/ve/değil/yerine/> HEM TENZİH, HEM DE TEŞBİH | NE TENZİH, NE DE TEŞBİH


- [ya] "BİR YOL BULMAK/AÇMAK" ve/ya da/||/<>/>/< [ya] YOL AÇMAK ve/ya da/||/<>/>/< YOLDAN ÇEKİLMEK


- [ya] (")TÂBİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/ya da ÂRİF


- [ya] KALMAK ile/değil/yerine/ya da İLERLEMEK


- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ


- [ya/hem] KÜL ile/değil/yerine/hem de/ya da/||/<>/>< GÜL

( [ya/hem] Bir "bakış/algı/yorum". İLE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/YA DA/||/<>/>< Başka bir "bakış/algı/yorum". )


- [Yun.] POLİMNİA ile/<> MELPOMEN ile/<> KALYOPE ile/<> KİLYO ile/<> ÖTERP ile/<> TERPSİGOR ile/<> ERATO ile/<> TALİA

( DOKUZLUKLAR[Yun. ENNEADLAR]
[simgelerdi...]
Ruhların, metafizik ve kehanet bilimlerinin sanatını.
İLE/<>
Yüzünde taşıdığı trajik maske ile Yaşam ve Ölümü.
İLE/<>
Bilimin tekrar doğuş sürecini.
İLE/<>
Tıp bilimini.
İLE/<>
Maji bilimini.
İLE/<>
İnsan ve psikolojik yapısının bilimini.
İLE/<>
Taşlar bilimini.
İLE/<>
Bitkiler bilimini.
İLE/<>
Hayvanlar Bilimini. )

( )


- | "DÜŞÜNMEK" ve "İNANMAK" ve "SEVMEK" |
ile/ve/ne yazık ki/||/<>/>
EYLEMEK

( Çok fazla. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Çok az. )


- | "İNANAN" ile/ve/>< "KUŞKULANAN" |
değil/yerine/>
BAKMAYI BİLEN

( | "Mutludur." ile/ve/>< (")Bilgilidir.(") | DEĞİL/YERİNE Anlayandır. )


- | "KAS KAFA" ile/ve/||/<> "BOŞ KAFA" ile/ve/||/<> "MAN KAFA" |
ile/değil/yerine
HOŞ KAFA

( Duyduğundan bir şey al(a)mayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu çabuk unutan, etki etmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu herkese anlatan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu içinde tutan. )

( Üç/dört heykel masalını okumanızı/dinlemenizi salık veririz. )


- | (")KÜLTÜRLÜ(") ya da (")HOCA(") |
ile/değil/yerine/<>/>
BİLGE

( | Öğrenmeyi seven. YA DA Öğretmeyi seven. |
İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>
Hem öğrenmeyi seven, hem de öğretmeyi seven. )


- | 1 KİLO PAMUK ile 1 KİLO DEMİR |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
1 KİTAP

( )


- | AFRODİT = VENÜS | ile/ve/||/<>/> URANYA

( | Yunan'ların (en) güzele verdiği ad. İLE/= Roma'lıların (en) güzele verdiği ad. | İLE/VE/||/<>/> ... )

( | [Aşkın simgesi.] Yunan'da. İLE/= Latin'de. | İLE/VE/||/<>/> ... )

( | Sevgi ve güzellik. | İLE/VE/||/<>/> Bilim ve gerçekliği simgelediğinde aldığı ad. )


- | BİRLİK ve/+ ÇOKLUK | ve/||/<>/> TÜMELLİK

( | UNITY and/+ ABUNDANCE | and/||/<>/> UNIVERSAL )


- | CÂNİ ve BUDALA | ile/değil/>< OYUNCU

( Sürekli akıl var ve hiç duygu yoksa. VE Sürekli duygu var ve hiç akıl yoksa. İLE/DEĞİL/>< Akıl ve duygunun dengelenmesiyle. )


- | DÜZ/"DONUK" BAKIŞ ile/ve DİK BAKIŞ | ile/değil/yerine/>< YANSIZ/NÖTR BAKIŞ


- | KARARSIZLIK ve/ya da KORKAKLIK |
ile/değil/yerine/><
CESÂRET

( | Tehlikeye sokar. VE Ölüme götürür/götürebilir. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zafere taşır. )


- | KENDİNDE ile/ve/+ KENDİ İÇİN | ile/ve/+/||/<>/> KENDİNDE VE KENDİ İÇİN


- | KORKU ile/ve/||/<> KIZMA/ÖFKE ile/ve/||/<> ÜZÜNTÜ/ÜZÜLME ile/ve/||/<> UTANMA/UTANÇ[>< AÇGÖZLÜLÜK] ile/ve/||/<> İĞRENME/TİKSİNTİ | ile/ve/||/<> SEVİNÇ(NEŞE)/COŞKU ile/ve/||/<> ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK/HAYRET

( Farklı coğrafyalarda yaşayıp farklı dilleri konuşsa da yeryüzünde yaşayan tüm bireyler, şu 6 ya da 7 duygu-durum için aynı yüz ifadesi ve mimikleri kullanıyor. )

( )

( )


- | PİRİNÇ EKMEK ile AĞAÇ DİKMEK |
ile/ve/değil/||/<>/<
ÇOCUK YETİŞTİRMEK

( [öngörümüz/"beklentimiz"] Bir yıllıksa. İLE On yıllıksa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yüz yıllık olursa. )


- | VARGI <> SONUÇ | > ORTA


- | VERİ ve/> BİLİ(ENFORMASYON) ve/> BİLGİ | ile/ve/+/<>/>/<
FARKINDALIK | BİLGELİK(İRFAN/HİKMET) ile/ve/+/<>/>/< ZARİFLİK/ZARÂFET

( BİLGİ: İnsan aklı sınırıları içerisinde evreni ve doğayı anlama çabası. )

( Bilgi, göklere uçabileceğimiz kanatlardır. )

( Yapmanız gereken şey farkında olmanın farkında olmaktır. )

( Tüm sonuçlarına katlanabilmektir. )

( Hiçbir uygarlık, varolan bilgiyle çatışmadan, bilgi üretemez. )

( KUTADGUBİLİG: Mutluluk/saadet veren bilgi, kutlu bilgi. Çinliler, ona Edebü'l-Mülûk der; Maçinliler, onu Enîsü'l-memâlik diye adlandırır. Bu meşrık ilinin büyükleri, buna doğruca Zînetü'l-ümerâ der.
İranlılar buna Şehnâme der, Turanlılar ise Kutadgu bilig diye anar. )

( | Yazaç/harf. VE/> Hece. VE/> Sözcük. |

İLE/VE/+/<>/>/<

Tümce. )

( | ... VE/> "Ne, ne zaman, nerede, kim?" soruları ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. VE/> "Nasıl?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. |

İLE/VE/+/<>/>/<

"Neden?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. )

( [bilginin/kavramın/nesnenin/olgunun] | Öncesi VE/> Sonrası VE/> İçi ve dışı |

İLE/VE/+/<>/>/<

Zamanı ve Zemini )

( | Letter, phoneme. AND/> Morpheme. AND/> Word. |

vs./AND/+/<>/>/<

Sentence. )

( | [by] ... AND/> "What, where, when, who?" questions and answers. AND/> "How?" question and answers. |

vs./AND/+/<>/>

"Why?" question and answers. )

( | Before AND/> After. AND/> Inside AND/> Outside |

vs./AND/+/<>/>/<

Time and place. )

( )

( DATA vs./and/<>/>/< INFORMATION vs. KNOWLEDGE vs. WISDOM, AWARENESS )


- | YALIN VE DOLAYSIZ ve/||/<> AYRIM VE DOLAYLI BİRLİK |
ve/||/<>
BUNLARIN BİRLİKTELİĞİ


- | YAZIN(EDEBİYAT) ve POLİTİKA |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
FELSEFE ve SU

( İnandırma "gücü". VE Kandırma "gücü".
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<
Uyandırma gücü/olanağı. VE Kaldırma gücü/olanağı. )


- 0.99365 = 0.03
ile/değil/yerine/><
1.01365 = 3.78

( Her gün yaptığımız işi (ya da kendimizi), %1 iyileştirdiğimizde, 365 gün sonra vardığımız sonuç ile her gün, %1 gerilettiğimizde vardığımız sonuç arasında, ne kadar büyük FaRkLaR olduğunu görüyoruz!... )


- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA


- 1 KİLO PAMUK = 1 KİLO/KIYYE DEMİR/KURŞUN


- 3 MAYMUN:
MIZARU ile/ve/||/<> IWAZARU ile/ve/||/<> KIKAZARU

( )

( Gözlerini kapatanın adı Mizaru, ağzını kapatanın adı Iwazaru ve kulaklarını kapatanın adı da Kikazaru. Adlarından da anlaşıldığı üzere Japon kökenli bir görsel bu. XVII. yüzyılda, Nikko kentinde inşâ edilmiş ünlü Tosho-Gu Tapınağı'nın kapısına oyulmuş "görsel bir deyim" olarak ortaya çıkmış, sonra da oradan tüm dünyaya yayılmış. )


- 4S:
SPOR ve/ SEKS[UYKU / GÜNEŞ] ve/ SANAT ve/ SEYAHAT

( SPORT and SEX and ART and TRAVEL )


- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- ABARTI ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK


- ABARTI ile KABARTI

( Bir şeyi/olayı, olduğundan büyük ya da çok gösterme, mübalağa. İLE Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer. )


- ABARTMA/EKSAJERE ile/ve/||/<> KABALAŞTIRMA/VULGARİZE


- ABARTMA ile/ve/||/<> GÜZELLEME


- ABARTMA ile KABARTMA

( Zihinde[vehmin olumsuz kullanımıyla]/olaylarda/olgularda/kavramlarda. İLE Nesnelerde. )


- ABARTMAK ile/değil/yerine/>< AZALTMAK


- ABARTMAK ile/ve/değil/<> DURMAYI BİL(E)MEMEK/BECEREMEMEK


- ABECELERDE:
GÖKTÜRK ve/||/<>/> UYGUR ve/||/<>/> ARAP ve/||/<>/> LATİN


- ABSOLUTE, NOMINATIVE[İng.] ile YALIN


- ABSTRAKSİYONİZM değil/yerine/= SOYUTÇULUK


- ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK

( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )

( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. )

( Fazla acele eden kişi, kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )


- ACHARYA

( Eğitimli, bilgili kişi. Saygı terimi. )


- ACI DUYABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/&lt; (KENDİ)/(ONUN/ÖTEKİNİN) ACISINI DUYABİLEN

( Canlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )

( )


- ACI/ISTIRAP:
KÖTÜLERİN ŞİDDETİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< İYİLERİN SESSİZLİĞİNDEN


- ACI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIŞ AÇISI

( Kişi, bakış açısını değiştirmedikçe "ıstırabını/acısını" değiştiremez. )


- AÇIĞA VURMA" ile/ve/||/<> ORTAYA ÇIKARMA


- AÇIK ARTIRMA ile/ve/<> AÇIK EKSİLTME

( MEZÂD/MÜZÂYEDE ile/ve/<> İHÂLE )


- AÇIK BAKIŞIKLIK(SİMETRİ) ile/ve GİZLİ BAKIŞIKLIK(SİMETRİ)


- AÇIK SEÇİK = CLEAR-CUT, CLEAR AND DISTINCT[İng.] = CLAIR(E) ET DISTINCT(E)[Fr.] = KLAR/DISTINCTEKLARE UND DEUTLICH(E)[Alm.] = CHIARO E DISTINTO[İt.] = CLARO Y DISTINTO[İsp.] = CLARUS/CLARE ET DISTINCTUS[Lat.] = SAF?S[Yun.] = VÂZIH VE MÜTEMÂYİZ[Ar., Fars.] = KLAAR EN DUIDELIJK[Felm.]


- AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET


- AÇIK-KOYU ile IŞIK


- AÇIK ile/ve/||/<> AYIK


- AÇIK ile/ve/||/<> DOĞRUDAN


- AÇIKLAMA = İZÂH/AT, TAFSİLÂT, BEYÂN = EXPLANATION[İng.] = EXPLICATION[Fr.] = ERKLÄRUNG[Alm.] = SPIEGAZIONE[İt.] = EXPLICACIÓN[İsp.] = EXPLENATIO[Lat.] = HO EKS?G?SIS[Yun.] = İZÂH, BEYÂN[Ar.] = BEYÂNKÂRÎ(far.) = VERKLARING[Felm.]


- AÇIKLANABİLİRLİK ile/ve/||/<> TÜRETİLEBİLİRLİK


- AÇIKLANMIŞ ile/ve/||/<> KABUL EDİLMİŞ(ZIMNÎ)

( EXPLICIT vs./and/||/<> TACIT )


- AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK KILMAK


- ACİL İHTİYAÇ değil/yerine/= İVEDİ GEREKSİNİM


- AÇILIM ile DIŞAVURUM


- AÇIMLAMA ile/ve/<> GÖSTERME


- AÇIMLANAN ile/ve SERİMLENEN


- AÇMAK ile AŞMAK


- ACTION AT A DISTANCE ile/ve/||/<>/> BUTTERFLY EFFECT


- AD ile/ve ÖNAD/SIFAT

( Ayırd edici. İLE/VE Nitelendirici. )

( Sıfatı, ad yapabiliriz fakat adı, sıfat yapmamalı ya da titiz davranılmalıdır. )

( NAME vs./and CAPACITY )


- ADÂLET:
VARLIĞI VE VAROLANI BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> HAK'I BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK/TANIMAK


- ADÂLET ile/ve/<> MEŞRÛ EŞİTSİZLİKLER


- ADÂLETSİZLİK DURUMLARINDA, "TARAFSIZ"(SESSİZ/ÂTIL) DURUYORSAK, KÖTÜLERİN/KÖTÜLÜĞÜN TARAFINI TUTMUŞUZDUR ile/ve/||/<> ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR


- ADÂLETSİZLİK ve/||/<> ANLAMSIZLIK

( [Çözüm olarak ...] Tüzeyi[hukuku] bulduk fakat tüzeye ulaşamadık. VE/||/<> Sanatı bulduk fakat sanat bize ulaşamadı. )

( Adâletsizliklerin en büyüğü, âdil olmayıp âdil gibi görünmektir. )


- ADANMIŞ(LIK) ile İNANMIŞ(LIK)


- ADANMIŞ/LIK ile FEDAKÂR/LIK


- ADDETMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYMAK


- ÂDETA[Ar.] değil/yerine/= NEREDEYSE/SANKİ


- ADINI BİLMEK ile TADINI BİLMEK

( Haberdar olmak. İLE Deneyimlemiş olmak. )

( İLM el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN )


- ADLANDIRMA = TESMİYE = ACTION DE NOMMER


- ADNAN SAYGUN ve/<> HALİT REFİĞ


- ÂFÂKÎ ile/ve/<> İZÂFÎ ile/ve/<> KEYFÎ


- AFALAMAK değil AFALLAMAK


- AĞ ile/ve BAĞ


- AĞ ile/ve BÜTÜNLÜK


- AĞIZ AÇIKLIĞI ile/değil/yerine/>< ZİHİN AÇIKLIĞI

( Kişinin, zihni, ne kadar kapalıysa; ağzı, o kadar açık olur. )


- AĞLAMAK ile/ve/||/<>/> BAĞLAMAK


- AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

( Yalnız. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herkesle birlikte. :) )

( Çocuklar, annesini/babasını yıkarken. İLE Anneler/babalar, çocuğunu yıkarken. )

(

ve/değil/yerine/<>/><

)

( Heraklitos. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Demokritos. )


- AGRANDİSMAN[Fr.] ile AGRANDİSÖR[Fr.]

( Resim ya da fotoğraf büyütme. İLE Resim ya da fotoğraf büyütücü araç. )


- AHFÂ[Ar. < HAFÎ] ile/ve/||/<> AHFİYE[Ar. < HIFÂ]

( [daha/pek/çok] Gizli, en gizli. İLE/VE/||/<> Gizli olanlar. | Ağaç çiçeğinin tomurcuğunu örten dış kabuklar. )


- AHLÂK/ERDEM ve/||/<> EYLEM/SELLİK


- AHLÂK ve/<>/> GÜZELLİK


- AHLÂKÎ ile/ve İNSANÎ/BİREYSEL

( MORAL vs./and HUMANE )


- AHLÂKIN GÜZELLEŞMESİ ile/ve/<> RIZKIN GENİŞLEMESİ


- AHMAK KİŞİNİN ARADIĞI değil/yerine/>< AKILLI KİŞİNİN ARADIĞI

( Başkalarında. DEĞİL/YERİNE/>< Kendinde. )


- AHMET NÂŞİT:
SELİM NÂŞİT ile/ve/||/<>/> ÂDİLE NÂŞİT

( )


- AIKIDO ile/ve JAİNİZM

( AIKIDO: "AI"=UYUM, "KI"=ENERJİ, "DO"=YOL/YÖNTEM --- ENERJİYİ UYUMLANDIRMA YÖNTEMİ/YOLU

Aikido, fiziksel ve zihinsel denge oluşturma yöntemidir.

Aikido, diğer tarafın gücünü kendine yönelik kullanabilmektir.

Aikido, %100 savunma odaklı ve bir ya da daha fazla yönden gelen her türlü saldırıya karşı kullanılabilecek bir uygulama sanatıdır.

Aikido, fizik kurallarını göz önünde bulundurarak saldırganın gücünden uygun biçimde yararlanır.

Aikido, önsezi, zamanlama, hareketlerin doğru uygulanışı, dairesellik, rakibin gücünü ele geçirip bunu ona yönelik kullanma, soluklamanın verdiği güç, doğru tutuşlar ve oldukça yüksek bir konsantrasyon ister.

Aikido, önemli temel güdülenmeleri, ahlâki standartları ve asil tarzıyla tanınır.

Aikido, kendi kendimizi sürekli olarak geliştirme ve kesin zafer üzerine kuruludur.

Aikido, rakibi etkisiz durarak getirerek var olmaya devam eder.

Aikido: Savaşmadan Kazanmak: "Uyum Kuralı"

Aikido'nun içinde yatan asıl anlam, Enerji, Anlık/Zihin ve Gövde'nin uyumudur.

Aikido'nun öncelikli özelliği enerjinin terbiye edilmesidir.

Aikido'nun ayırt edici özelliği, hareketler ve tekniklerdeki yumuşak akıcılıktır.

Aikido'nun başlangıcı savunma, devamı tekniktir.

Aikido'nun zihinsel kaynakları ikiye ayrılır:
1- Doğu kültürünün din ve Şintoculuk, Konfüçyusçuluk, Taoculuk ve Budizm gibi felsefe akımlarına dayanan ahlâkî değerleri;
2- Daha uygulamalı olan ve kolaylıkla uygulanan ahlâki değerler.

Aikido'nun ahlâkî anlayışında savunma asla saldırganı yok etme ya da ciddi biçimde yaralama amacını taşımaz.

Aikido'ya dayalı bir strateji üç ahlâki aşamayı içerir:
1- Algılama,
2- Değerlendirme,
3- Karar verme ve tepki gösterme

Aikido hareketleri, ileri derecede bir koordinasyon sonucu oluşan, sertlik ve şiddet içermeyen, akıcı ve esnek hareketlerdir.

Aikido'da el, bilek tutuşları ve düz vuruşlar[atemi] o kadar serttir ki, rakip daha fazla acıyı engellemek için teslim olmayı yeğler.

Aikido'ya dayanan bir strateji aynı zamanda ahlâkî bir yaklaşım ve düşünce tarzı gerektirir.

Aikidoka'nın[Aikido çalışan kişi] ahlâkî bir yaklaşım içinde olması gerekir.

Savunmanın asıl amacı saldırganı yok etmek değil onu yönlendirmek ya da etkisiz duruma getirmektir.

Aikido'da ego ya da kahramanlık yoktur.

Aikido, Sensei[üstad] Morihei Ueshiba (1883 - 1963) tarafından geliştirilmiştir.

Aikido, efendilerin savunmacı sanatı olarak tanımlanır.

Gerçek ustalar, çevrelerinin kendini denetlemesine izin vermeyendir. )

( Bazı Aikido Terimleri

Aikidoka: Aikido yapan kişi.

Aikikai: Aiki topluluğu. Bu sözcük, kurucu tarafından Aikido'nun yaygınlaştırılması için oluşturulmuş organizasyon için kullanılır.

Dan: Siyah kemer derecesi.

Dojo: İdman yapılan yer.

Doşhu: Yolun başı anlamında kullanılır. Aikido'nun başında bulunan kişiye verilen unvandır. (Şu anda doşu MORİHEİ UESHİBA'nın torunu olan MORİTERU UESHİBA'dır.)

Fukhişhidoin: Eğitmenin yardımcısı anlamına gelen resmî bir ad.

Gi: Eğitim giysisi.

Hakama: Siyah ya da lacivert renkte, genellikle siyah kemer sahibi olmuş Aikido'cularca giyilen, parçalı etek.

Hambu Dojo: Organizasyonun merkezi dojosunu belirten terimdir. Genellikle Aikido Dünya Karargahları'nı belirtir. (AİKİKAİ)

Hanmi: Üç gensel duruş.

Happo: Sekiz yön. HAPPO-UNDO (8 yön egzersizi) ve HAPPO-GIRI (kılıç ile sekiz yönde kesme.) (Burada anlaşılması gereken, gerçekten her yönde hareket edebilmektir.)

Hara: Gövdenin ağırlık merkezi. (Aikido teknikleri, olabildiğince kişinin hara bölgesinde yapılmalıdır.) Jiyuwaza: Tekniklerin serbest biçimde uygulanması.

Kihon: Temel olan şey. Aikido'da genel olarak aynı teknik, farklı görülen farklı yollardan yapılabilir. Temeli, yani çekirdeği kavramak için KİHON'u iyi anlamak gerekir.

Kohai: Yeni öğrenci.

Kokyu: Soluk alma. Aikido'nun bir bölümü de KOKYU RYOKUYU, yani soluk alma gücünü geliştirilmesidir. Aikido'daki pek çok teknik, KOKYU HO yani soluk egzersizi olarak adlandırılır. Bu egzersizler, kişinin KOKYU RYOKUYU yani soluk gücünü geliştirmesini sağlar.

Ku: Boşluk. Bu boşluğun doğrudan fark edilmesi, aydınlanmadır. Bu Aikido'da bilinç açıklığının geliştirilmesi, değişen durumlara çabuk ve iç güdüsel yanıt verebilmektir.

Kumi Jo: JO (bir araç) ile eşleşerek yapılan çalışma. (eşli uygulama) Kumi Tachi: Kılıçlı çalışma. (eşli uygulama) Kyu: Beyaz kemer düzeyi/derecesi. ŞHODAN(1. DAN)'a kadar olan(6) derece.

Maai: Rakibe göre olması gereken, düzenli aralık, uzaklaşma ve zamanlamadır.

Masagatsu: Gerçek zafer. Mudansha: Siyah kuşak derecesi olmayan öğrenci.

Nagare: Akmak. Aikido'nun amaçlarından biri de fiziksel güce, fiziksel güçle karşılık vermemeyi öğrenmektir. Asıl olan, uygulanan gücü yönünde, onu kendi avantajına olacak biçimde yeniden yönlendirerek hareket etmeye çalışmaktır.

Nage (Tori): Savunan. Tekniği yapan.

Randori: Serbest biçimde eğitim.

Rei: Selâm ver!

Sempai: Eski öğrenci.

Sensei: Öğretmen.

Shikaku: Ölü açı. Rakibin atağına devam etmesinin çok zor olduğu ve sizin de rakibinizin hareket ve dengesini kolaylıkla kontrol edebildiğiniz pozisyon. Aikido'nun ilk aşaması, ŞHİKAKU'yu yerleştirebilmektir.

Shindoi: Öğretmen, eğitme anlamına gelen resmî bir ad/unvan/başlık.

Shodan: Siyah kemerde ilk derece (1. dan)

Sukashiwaza: Saldırganın sizi sarmasına ya da vuruşuna başlamasına olanak vermeden yapılan teknikler.

Sutemi: Birinin, tekniğin uygulanması için kendini bırakmasıdır.

Tai No Tenkan: 180 derece dönmeyi kapsayan yalın dönüşler. (Harman uygulaması)

Tai Sabaki: Gövde hareketi.

Taijutsu: Gövde sanatları, silahsız çalışma.

Takasumu Aiki: Aiki'nin (ruh, zekâ ve evrensel enerjinin uyumu) sonsuz (bitmek bilmeyen) üretken savaş sanatı " anlamına gelen kurucunun bir sloganıdır. Aikido'da yeni teknikler yaratmak olanaklıdır.

Tatami: Minder. Tege Tana: El kılıcı ya da elin kenarı. Tenkan: Özellikle gövdenin 180 derece döndüğü dönüş hareketi.

Tori: Uzaklaştırma, uzağa alma, elinde bıçağı alma, elinden alma.

Uchi Deshi: Dojo’nun içinde yaşayan ve kendini eğitmene, dojonun bakım ve temizliğine adamış öğrenci (Kimi zaman, dojonun Sensei'sinin kişisel işlerine de yardım eder.)

Uke: Saldıran. Tekniği alan.

---

Morihei Ueshiba: Aikido'nun kurucusu (1883-1969)

O-Sensei Morihei Ueshiba: Hocaların hocası, büyük öğretmen.

Shihan: Hocaların hocası (usta eğitmen) anlamına gelen resmî bir ad.

Ueshiba Kısshomaru: Aikido'nun kurucusunun oğlu.

Ueshiba Moriteru: Kurucunun torunu, şuan yolun başında olan kişi doşhu.

)


- AİT OLMAK ile/ve/||/<>/> CİDDİYE ALINMAK


- AİT OLMAK ile PARÇASI OLMAK

( TO BELONG TO vs. TO BE PART OF )


- AJAN[AGENT] ile/ve/||/<> MEDYA[MEDIA]


- AJUR[Fr.] değil/yerine/= GÖZENEKLİ MOTİF


- AKIL HOCASI ile/ve/değil/<> ESİN KAYNAĞI


- AKIL ve EL ve/||/<>/> DÜŞÜNCE ve EYLEM


- AKIL:
SESİN YÜKSEKLİĞİNDE değil SÖZÜN İNCELİĞİNDE


- AKIL:
"YARATICI" değil DÜZENLEYİCİ


- AKIL:
(KENDİ/BAĞIMSIZ) "YÜRÜYEN" değil YÜRÜTÜLEN


- AKIL:
ANLAYAN değil İLİŞKİLENDİREN


- AKIL:
BÜTÜNSEL ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNLEYİCİ


- AKIL:
CEVHER ile İŞLETİM/İ


- AKIL:
ÖLÇÜLEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÇEN/R


- AKIL:
USTA ve/<> MÜRŞİD

( Öncelikle, kendi [donanımlı/yetkin] aklın ve kendine! )


- AKIL:
YAŞTA ile/ve/değil/||/<>/< BAŞTA


- AKIL'IN KONUSU ile/ve VEHİM'İN KONUSU

( Üçgenlik. İLE/VE Üçgen. )


- AKIL/LI ile/ve ERDEM/Lİ

( Akıllı kişiler, sudan hoşlanır. Erdemli kişiler, dağlardan zevk alır.
Akıllılar kıpır kıpırdır, erdemliler dingindir.
Akıllılar neşelidir, erdemlilerse uzun ömürlüdür. )


- AKIL ile/ve/> ÂKİL

( Us. İLE/VE/> Yiyen. | Aklı başında. )

( ... İLE/VE/> Kendi "aklını", evrenin aklıyla birleştirmiş/bütünleştirmiş kişi. )


- AKIL ve/||/<>/< AMAÇ

( INTELLECT and/||/<>/< TELOS )


- AKIL ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLGİ

( "Monolog". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Diyalog. )


- AKIL ile/ve/||/<> BİLGİ ile/ve/||/<> HİKMET

( Akıl kavramsal olup akla; Bilgi simgesel olup sezgiye; Hikmet mistik olup iç görüye ve iç deneyime hitap eder. )

( Aklın bilgiye ve hikmete kavuşması, neredeyse tüm uygarlıklarda ortak olarak Güneş, Işık, Nur simgeleri ile belirtilmektedir. )

( Genç ve kuvvetli iken uyanmayan ve uyandığı zaman çaba göstermeyen, böylelikle tembelliğe ve karar yoksunluğuna düşen kişi, hiçbir zaman hikmet yolunu bulamaz. )

( Gölgesinin, bir kişiyi izlemesi gibi, saf olan akılla konuşan ve davranan kişiyi de sevinç izler. )

( Uyanmak için bir şoku beklemeyen, akıllıdır. [ki bu çok sert olabilir] )

( Herşeyin akılla kavranamayacağını akıl edemeyen, akılsızdır. )

( Hikmetin dili, simge ve sükûttur. )

( HİKMET: Cehaleti kaldıran herşey! )

( HİKMET: Kuramsal aklın erdemi. )

( Wise is he who does not wait for a shock, which can be quite rude. )

( REASON vs./and/||/<> KNOWLEDGE vs./and/||/<> WISDOM )


- AKIL ile/ve/||/<> FİKİR

( Varolanları[mevcudu] bilmek. İLE/VE/||/<> Varlığı[vucudu] bilmek. )


- AKIL ve/||/<> GÖRME ve/||/<> DUYMA ve/||/<> KONUŞMA

( CAMİ: CEBRAİL ve/||/<> AZRAİL ve/||/<> MİKAİL ve/||/<> İSRAFİL )


- AKIL ve/<>/>/< HAYAL

( Akıl ile düzenlenir. VE/<>/>/< Hayal ile yapılır. )

( Olanlar. VE/<>/>/< [sen / kendi/n] Yarat!(tıkların). )

( Düzenler. VE/<>/>/< Yaratır. )


- AKIL ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR


- AKIL ve/<> MUHAYYİLE ve/<> İMAN

( Zihnin yetilerine doymadıkça, muhayyile alanına (pek) geçilemez. )


- AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK


- AKILSIZ BAŞ ve/||/<>/> AYAK

( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )


- AKIŞ ile/ve/değil/||/<> DÖNGÜ


- AKIŞLI/LIK ile/ve/||/<> GEÇİCİ/LİK


- AKL-I SELÎM ile/ve/<> KALB-İ SELÎM ile/ve/<> ZEVK-İ SELÎM ile/ve/<> ZEVK-İ SELÎM


- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU


- AKL(IN)A" GÖRE "AKIL" ile/değil/yerine AKIL


- AKLA YALIN ile/ve/||/<> AKLA YATKIN


- AKLEDİLEBİLEN ile ALGILANABİLEN

( RATIONALIZED vs. PERCEIVED )


- AKLEDİLEBİLİRLİK ile/ve/<> EBEDİLİK


- AKLÎ BELİRLENİM (İLE) ile/değil SEZGİSEL DENEYİM (İLE)


- AKLI BOŞ ile/değil/yerine AKLI BAŞINDA

( [(")anllatıklarından(")] "öykü" dinleriz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yaşam(ay)ı öğreniriz. )


- AKLIN SESİ ve/||/<> KALBİN SESİ ve/||/<> MİDENİN SESİ

( Herhangi bir işi yapmadan önce ve yaparken, üçünün sesi de olmalı ve olabildiğince orantılı, dengeli ve uyumlu olmalıdır. )


- AKLIN:
DIŞ SINIRI ile/ve İÇ SINIRI

( Mekân. İLE/VE Zaman. )


- AKLIN:
DÜZEN VERİCİLİĞİ ile/ve/||/<> İŞLEM GÖRÜCÜLÜĞÜ


- AKLINI BEĞENDİĞİMİZ BİRİNİN ...
ve/||/<>
AKLINI KULLANMAYAN BİRİNİN ...

( Görüntüsünü nerak etmeyelim. VE/||/<> "Görüntüsünden" etkilenmeyelim. )


- AKLININ BAŞINA GELMESİ ile/değil/yerine/>< AKLI BAŞINDA DAVRANMAK


- AKROLİT[Fr.] değil/yerine/= UCLARI TAŞ YA DA MERMER, TAHTA HEYKEL


- AKRONİM[İng. < ACRONYM] ile SÖZCÜKLEŞTİRİLMİŞ KISALTMA/KISALTILMIŞ BAŞLIK/KISMA AD

( ACRONYM )


- AKT[Fr.] değil/yerine/= PERDE [TİYATRO] | EDİM [FELSEFE]


- AKUATİNTA[İt.] değil/yerine/= BASKI RESİMLE GRAVÜR YAPMA YÖNTEMİ


- AKVAREL[Fr.] değil/yerine/= SULUBOYA RESİM


- ALÂ[Ar.] ile/ve/=/||/<> BÂLÂ[Ar.]

( Rütbece yükseklik, büyüklük, şeref, şan. | Üst, üzere. İLE/VE/=/||/<> Yüksek, yukarı, üst, yüce. | Boy, uzunluk. )


- ALÂKA[Ar.] ile MÜNÂSEBET[Ar.]


- ALBERT EINSTEIN ve/||/<> CHARLIE CHAPLIN

( Sanatınızda en çok takdir ettiğim şey, evrensellik. Tek bir söz bile kullanmıyorsunuz fakat tüm dünya sizi anlıyor. VE/||/<> Doğru. Sizin ününüz daha da yüce! Tüm dünya size hayranlık duyuyor fakat kimse, dediğiniz hiçbir şeyi anlamıyor. )

( What I admire most about your art is that it is universal. You don't say any word and the whole world understands you. AND/||/<> But your glory is greater. The world admires you while no one understands you. )


- ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK ve/||/<> BİLGE/LİK

( Kimseden daha iyi olmadığımızı anlayacak kadar. VE/||/<> Herkesten farklı olduğumuzu kavrayabilecek kadar. )


- ALÇALMA/SI ile/değil AZALMA/SI


- ALÇALMAK değil/yerine AÇ KALMAK


- ALDATANI:
ALDATMAK değil/yerine "ATLATMAK"


- ALEGORİ[Fr. < ALLEGORIE | İng. < ALLEGORY] ile ANALOJİ[Fr./İng. < ANALOGIE | İng. < ANALOGY] ile METAFOR[Fr.]/MECAZ[Ar.]

( Soyut bir düşünceyi heykel ya da resimle anlatma. İLE Benzeşim.| Örnekseme. | Andırışma. İLE Bir ilgi ya da benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz. | Bir sözcüğü ya da kavramı kabul edilenin dışında başka anlamlara gelecek biçimde kullanma. )


- ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK


- ALEL USÛL[Ar.] değil/yerine/= YÖNTEMİNCE, YÖNTEMLİ

( Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde. | Âdet yerini bulsun diye. )


- ALEM ile REMZ ile NİŞÂNE

( Bayrak. İLE Simge. )


- ÂLEMŞÜMÛL[Ar.] değil/yerine/= EVRENSEL


- ALENEN[Ar.] yerine AÇIKÇA


- ALENÎ[Ar.] ile/ve/||/<> ÂŞİKÂR[Ar.]

( Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde olan/yapılan. İLE/VE/||/<> Açık, apaçık, belirli, ortada, meydanda. )


- ÂLET = TOOL[İng.] = OUTIL[Fr.] = WERKZEUG[Alm.] = ARNESE[İt.] = HERRAMIENTA[İsp.] = ARNESE[Lat.] = TO ORGANON[Yun.] = ÂLET[Ar., Fars.] = WERKTUIG[Felm.]


- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON


- ALGI ile/ve/> DEĞER ile/ve/> YARGI


- ALGI ile/ve ESTETİK ALGI

( PERCEPTION vs./and AESTHETIC PERCEPTION )


- ALGI = İDRAK = PERCEPTION[İng., Fr.] = WAHRNEHMUNG[Alm.] = PERCEPCION[İsp.] = PERCEPTIONIS[Lat.] = HE KATALEPSIS[Yun.] = el-İDRÂK el-HİSSÎ[Ar.] = İDRÂK-İ CUZ'Î[Fars.] = GEWAARWORDING, WAARNEMING[Felm.]


- ALGI ile/ve/||/<>/> KAVRAM

( Duyusal. İLE/VE/||/<>/> Düşünsel. )


- ALGI ile/ve/||/<>/> OLAY ile/ve/||/<>/> OLGU

( Duyum. İLE/VE/||/<>/> Olumsal/keyfî. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. Kavram. )

( Gövdenin işlevleri. İLE/VE/||/<>/> Zihnin işleri. İLE/VE/||/<>/> Aklın edimleri. )

( Olaylar değil olayları algılayış biçimimiz önemlidir[önceliklidir]. )


- ALGIDA ...:
SEÇİCİLİK ile/ve/değil/||/<>/< SÜZÜCÜLÜK


- ALGILAMAK = İDRAK ETMEK = PERCEIVE[İng.] = PERCEVOIR[Fr.] = ERKENNEN/WAHRNEHMEN[Alm.] = PERCIPIO[Lat.]


- ALGILANAN ile/ve/||/<> ALGILAYAN

( Edilgin. İLE/VE/||/<> Etkin. )


- ALİ BEY ve/||/<>/> HASAN ALİ YÜCEL

( Ertuğrul Fırkateyni'nin kaptanı. VE/||/<>/> Torunu.[Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'ni kuran, çok sayıda önemli kitabın çevirisini yaptıran ve Türk ansiklopedisini oluşturtan kişi] )

( )


- ÂLÎ[Ar. < ULÜVV] ile ÂLÎ[Ar.] ile ALÎ[Ar. < ÂLET]

( Yüce, ulu. | Kişi adı. İLE/< Ebû Tâlib'in oğlu ve Hz. Muhammed'in damadı, dördüncü halife. İLE/< Âlete ait, âletle ilgili. | Yemin edici/eden. )


- ÂLÎ ile ALİ

( YÜCE, ULU )

( KEMALÂTI KENDİNDE TOPLAYAN )


- ALICI ile/ve ANLAYICI

( Almaya/anlamaya hazır olan. | Satın almak isteyen kişi, müşteri. | Kendine bir şey gönderilen kişi. | Almaç. | Kayıt aracı. | Azrail. İLE/VE Katılmaya hazır olan. )


- ÂLİM'KEN ÂRİF OLMAK ile ÂRİF'KEN ZARİF OLMAK


- ÂLİM ile/ve/||/<>/> ÂRİF

( Bilgi(sonuç). İLE/VE/||/<>/> Bilme(süreç). )

( Cins. İLE/VE/||/<>/> Fasıl. )

( Sindiren. İLE/VE/||/<>/> Geviş getiren. )

( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/||/<>/> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )

( Tekil.(Taksim edilir.) İLE/VE/||/<>/> Çoğul.(Tasnif edilir.) )

( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE/VE/||/<>/> İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )

( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )

( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )

( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )

( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )

( İhvân-ı Safâ, "Fasl fî ecnâsi'l-ulûm" başlığı altında ilimleri, -Riyâzî, -Dinî ve -Felsefî olmak üzere üç ana grupta toplamıştır. )

( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )

( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE Ârif; aliminin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )

( Birikime hizmet eden. İLE/VE/||/<>/> Yaşayışa hizmet eden. )


- ALINDI/MAKBUZ[Ar.] ile ALINTI/İKTİBAS[Ar.]

( Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge. İLE Bir yazıya, başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma. | Başka bir dilden alınmış sözcük. )


- ALINTI ile ARAŞTIRMA

( Bir kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". | Başka bir dilden alınmış sözcük. İLE Birkaç kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". )

( İKTİBAS ile İSTİKŞAF, TAHARRİ, TETKİK )


- ALIŞILABİLİRLİK ile/ve/||/<> KALDIRILABİLİRLİK


- ALIŞMA ile/ve/||/<> KAPILMA


- ALKIŞ ile/ve ALKIŞ

( Padişahlar ve vezirler hakkında, halk tarafından hep bir ağızdan söylenen dua sözleri. Tanzimat döneminde sonlanmaya başlamıştır. İLE/VE El çırpma âdeti, Tanzimat döneminde Avrupa'dan girmiştir. )


- ALKIŞ ile/ve/yerine BİLARDO ALKIŞI

( Elleri, avuç içlerini çarptırarak. İLE/VE/YERİNE Orta parmak ya da yüzük parmağını, baş parmakla birleştirip ve kaydırıp avuç içine çarptırarak. )

( Daha çok/güçlü ses çıkararak. İLE/VE/YERİNE Daha az/güçsüz ses çıkararak. )

( Daha kaba. İLE/VE/YERİNE Daha nazik. )

( Beğeni ve coşkunu daha çok ve doğrudan duyurmak/yansıtmak üzere. İLE/VE/YERİNE Sporcunun odaklanmasına ve derinleşmesine engel olmamak üzere. )


- ALKIŞ ile/ve/||/<> TEZAHÜRAT

( ... İLE/VE/||/<> Bağırıp çığırarak, alkışlayıp tempo tutarak yapılan gösteri. | Hastalıklarda belirtiler. )


- ALMAN:
İDEALİZMİ ile ROMANTİZMİ


- ALTAMİRA[İsp.] değil/yerine/= KUZEY İSPANYA'DA BULUNAN RESİMLİ MAĞARALAR VE BÖLGESİ | MAĞARA RESMİ


- ALTIN ORAN ile/ve/||/<> [LUDOLPH]Pİ SAYISI

( 1.6180339887 ile/ve/||/<> 3.14...~ )


- ALTIN ORAN ve YAŞAMSALLIK

( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and VITALITY )


- ALTYAPI ile/ve/||/<> SÜREÇ


- ÂMÂ ile KÖR

( Köre renk, sağıra ahenk olmaz! )

( DARÎR[çoğ. ADIRRÂ]: Doğuştan kör. )


- AMAÇ:
BİRLİK ve/<> BÜTÜNLÜK


- AMAÇ/HEDEF:
"DAĞIN DORUĞUNDA" değil DAĞIN ARDINDA

( Dorukta olursa gözünde büyür fakat ardında olursa o "zorlu süreç", aşılabilecek yola dönüşür dinleyen için. )


- AMAÇ ile/ve/||/<> İŞLEV

( TELOS vs./and/||/<> ERGON )


- AMAÇ ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA/KEMÂL


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/> YÖNELİM


- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK


- AMATÖR/LÜK ile PROFESYONEL/LİK

( Genel kabul ile tanımlanan. )

( Sanatta, tam tersi! )


- AMBLEM ile LOGO

( Çizgi ve resimle yapılan işaretler. İLE Bir ürünün, şirketin ya da hizmetin adının, harf ve resimsel öğeler kullanılarak simgeleştirilmesidir. )


- AMEL:
ADÂLET ve/değil/||/<>/> İSTİKÂMET


- AMELİYAT:
GÖVDEDE ile/ve/<> ZİHİNDE

( Uyutmak gerek. İLE/VE/<> Uyandırmak gerek. )


- AMFİ:
YUNAN ile/ve/||/<>/> ROMA


- AMFİ[Fr. < AMPHI] ile ODEON[Fr.]

( Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen yapı. | Yunan ve Roma'da açık hava tiyatrosu. | Basamak basamak yükselen yer biçimi. İLE Temelde müzik icra edilen, genelde üstü kapalı amfi tiyatro biçiminde inşâ edilen yapılardır. | Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer. )


- AMORE ve/||/<>/< MORE ve/||/<>/< ORE ve/||/<>/< RE

( Sevgi/Aşk. VE/||/<>/< Ahlâk. VE/||/<>/< Söz. VE/||/<>/< Eylem. )


- ÂN ile ÂN-I DAİM

( ... İLE Güneş. )


- ÂN ve/||/<>/> CÂN ve/||/<>/> CANÂN ve/||/<>/> CİHÂN


- ANA ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA UC


- ANADOLU HİSARI(GÜZELCEHİSAR/YENİCEHİSAR) ile/ve ANADOLU HİSARI

( Kale. [65 x 80 m.lik bir alanı kaplar. Duvarları 2.5 m. kalınlığındadır. 3 kulelidir.] İLE/VE Semt. [Adını bu kaleden almıştır] )


- ANAGLİF[Fr.] ile/ve/||/<> ANAGLİPTİK[Fr.]

( Oymalı bir yapıt ya da kabartma heykel. İLE/VE/||/<> Körler için hazırlanan kabartmalı baskı biçimi. )


- ANAMORFOZ[Fr.] değil/yerine/= GÖRSEL SANATLARDA FİGÜRLERİN ÇARPITILMIŞ GİBİ GÖSTERİLDİĞİ PERSPEKTİF TEKNİĞİ


- ANAVATA[Yun.] değil/yerine/= KABA İPLİK ÜZERİNDE İBRİŞİM SARARAK YAPILAN NAKIŞ


- ANDIRIM ile/ve/||/<> BENZEŞİM


- ANDIRIM ile/ve/||/<> İMGELEM


- ANDOKARDİT[Fr.] değil/yerine/= İÇ YÜREK ZARI YANGISI


- ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK


- ANGAJMAN[Fr./İng. < ENGAGEMENT] değil/yerine/= BAĞLANTI/ÜSTLENME


- ANGLEZ[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİKAN[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİKANİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİSİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLO ARAP[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLO AMERİKAN[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLOFİL[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLOSAKSON[Fr.]

( İngiliz biçimi. | Çizgileri sağdan sola yatık eğik yazı. | Tek bir erkek tarafından yapılan çok canlı bir dans. İLE/VE/||/<> İngiliz kilisesine bağlı kişi. İLE/VE/||/<> İngiliz Hıristiyan topluluğunun mezhebi. İLE/VE/||/<> Başka dillere geçmiş İngilizce sözcük ve deyimler. İLE/VE/||/<> İngiliz ve Arap atlarının soylarından yetişmiş at. İLE/VE/||/<> Ataları İngiliz, kendi Amerika'lı olan. İLE/VE/||/<> İngiliz dostu. İLE/VE/||/<> Anadili İngilizce olan. )


- ANI ile/değil GÖZLEM


- ANİMASYON[Fr.] ile/ve/||/<> ANİMATÖR[Fr.] ile/ve/||/<> ANİMİST[Fr.] ile/ve/||/<> ANİMİZM[Fr.]

( Canlandırma. | Çizgi film. İLE/VE/||/<> Canlandırıcı, harekete geçirici, sunucu. İLE/VE/||/<> Animizm yanlısı, animizm ile ilgili. İLE/VE/||/<> Her nesnenin üst bir imge tarafından yönetildiğini kabul eden düzen ve inanç, canlıcılık. )


- ANIMSA(T)MA ile/ve/||/<> ANIŞTIRMA


- ANIMSAMA ile/ve/||/<>/> ANIMSAMA TEPESİ

( ... İLE/VE/||/<>/> 17-25 yaş arası. )


- ANIMSAMA ile/ve/||/<> HESABA KATMA


- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ÖĞRENME

( Günlük dilde kullandığımız ve düşüncemizdeki gibi gerçekleşmeyen öğrenme işlevi ve sürecinin, öğrenme çeşitlerini bilmenin de kaygının nedeni/kaynağı ve sürecinde, kaygı duygu-durum bozukluklarında, hem doğru tanımlamak, hem de tersine çevirmek üzere ne kadar işe yarayacağını anımsamak durumundayız.

Bilindiği üzere, psikoloji araştırma ve deneylerinde, hayvanlardan ve özellikle de çeşitli nedenlerden dolayı sıçanlardan da yararlanılır. Kişinin, zihinsel ve bu doğrultuda, davranışsal ve tutumsal çözümlemelerinde, anımsamanın ve öğrenmenin sürecini de sıçanlar üzerinden şöyle ilginç bir deneyle anla(t)ma olanağımız bulunuyor.

Anımsama ile Öğrenme arasındaki farkları değerlendirebileceğimiz en verimli örnek ve deney ise Su Labirenti[Water Mase]'dir.

Sıçanın, sıçrayarak dışarı çıkamayacağı, ancak yüzerek bir çıkışa ulaşabileceğini düşündüren, 50 - 60 cm. derinliğindeki ve birkaç metre çaptaki, görüş mesafesi sıfır olan, boyalı bir suyla dolu havuzu, yüzeyinde, dörde böldüğümüzü varsayalım.

Havuzun bir çeyreğinde bulunan ve su üzerinde, sıçanı, batmadan taşıyabilecek bir mantarın çaprazındaki bir noktadan da sıçanı havuza bıraktığımızda, havuzun tamamında, suyun içinde ve herhangi bir yerinde yüzerken mantarı keşfetmesi ve üzerine çıkması, sıçan için bir çıkış kapısı ve bir kayıt olarak yerini almıştır.

Sıçan, yine aynı havuzun bambaşka bir noktasından tekrar havuza bırakıldığında, aynı çeyrekte bulunan mantarın, birkaç saniye daha hızlı keşfedilmeye başlandığı gözlemlenmektedir. Bu süreç ve tekrar sayısı arttıkça, sıçan, havuzun neresinden suya bırakılırsa bırakılsın, sürenin kısalmasıyla ve doğrudan bulunduğu çeyreğe ve noktaya yüzme şeklinde bir sonuca ulaşmaktadır. Bu durum, sıçanın, mantarın bulunduğu çeyreği ve yeri, öğrenmiş olması değil anımsaması ile ifade edilmektedir.

İkinci aşamada, mantar, havuzun içinden alınır ve sıçan, tekrar farklı çeyreklerden havuza bırakılır. Hangi çeyrekten ve kaç kere suya bırakılırsa bırakılsın, doğrudan, mantarın bulunduğu aynı çeyreğe yüzmekte ve mantarın bulunduğu noktanın etrafında yüzmektedir. Bu daha kapsamlı durum, süreç ve sonuç ise öğrenme ile ifade edilmektedir.

Kaygının ortadan kaldırılması için bilginin yanı sıra, zihnin işleyişinin de bilinmesi, çok belirleyici ve kolaylaştırıcı bir katkı sağlamaktadır. )


- ANKADRMAN[Fr.] değil/yerine/= ÇERÇEVELEME


- ANLADIĞIMIZI SANMAK ile/değil/yerine SANDIĞIMIZI ANLAMAK


- ANLADIN MI? ile/değil/yerine ANLATABİLDİM Mİ?


- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/||/<> BELLEK/HÂFIZA


- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Birleştirme/bağlantılandırma üzerine ve becerisi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ayırabilme, dışarıda bırakabilme üzerine ve becerisi. )

( Kendini düşünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< [Önce kendiyle birlikte] Başkalarını da düşünür. )

( "Savaşta". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Barış için! )

( Sunulmuş/bahşedilmiş olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin kuracağı. )

( Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum. )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bağ. | Eskiden, develerin ayağına bağladıkları bağ. | Kendini, gereksinimi duyulan şeyi, kendi aracılığıyla elde edilen özel bir sıfatla kayıtlandırmış zât. )

( Sözel/yazınsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Matematik. )

( )

( Dilin becerisi/hüneri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Dilin freni. )

( Yakını gösteren ışık/huzme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uzağı gösteren ışık/huzme. )

( Ne yapacağını "bilmek", istenç/irâde[yapma bilgisi/gücü/isteği]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ne yapmayabileceğini bilme[bilgisi/gücü/isteği], direnç/ihtiyâr. )

( Kısa sürede [kazanırsa/belki/kısmen] "kazan[dır]ır". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Orta ve uzun sürede kazan[dır]ır. )

( )

( [Kişileri ...] Ayrıştırır, uzaklaştırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birleştirir, buluşturur. )

( [öteki ucu] Asalaklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Aptallık. )

( Keskinleştirmek üzere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yetkinleştirmek üzere. )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hind felsefesindeki temel kavram RTA, Yol (Rota, route, road) anlamına gelmektedir. Ratio'nun kaynağı olan Ratis ise, Lâtince'de, bağ çubuklarını boylarına göre düzlemektir, denk etmektir. Eski Yunan'da, muntazam dizilmiş kolye anlamında, "cosmos", düzenli evren ("Cosmos") ile, akıl, dil, "Logos (uyumlu dil ve Akıl)", "Nomos", "Ethos" [yüce değerlere yönelme] arasındaki eşdeğerlik demektir. Japonların "Kannagara no michi"si, Arapların "Şeria"sı da aynı, doğru yol, anlamındadır. )

( INTELLIGENCE vs./and/but/||/<>/< REASON/RATIO
REASON/RATIO instead of INTELLIGENCE )

( [nicht] INTELLIGENZ mit/und/||/<>/< VERNUNFT )


- ANLAM ARAYIŞI ile/ve/<> ANLAM ÇOKLUĞUNA YÖNELME


- ANLAM ARAYIŞI ile/ve/||/<> ANLAM VERME


- ANLAM BÜTÜNLÜĞÜ ile/ve PARÇA PARÇA ELE ALIŞ

( MEANING INTEGRITY vs./and HANDLE IN PIECE BY PIECE )


- ANLAM ÇOKLUĞU ile/ve/||/<> ÇAĞRIŞIMSALLIK


- ANLAM GENİŞLEMESİ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANLAM "ŞİŞ(İRİL)MESİ"


- ANLAM İYİLEŞMESİ ile/>< ANLAM KÖTÜLEŞMESİ


- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL

( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbirleriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirlerine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )


- ANLAM TEKLİĞİ ile/ve/||/<> GÖRÜNÜŞ ÇOKLUĞU


- ANLAM VAROLANI ile/ve BİLGİ VAROLANI

( Anlam üretimi varsa. İLE/VE Veri ve bilgi sahibi. )

( Aşkın. İLE/VE Özdeş. )

( İnsan. İLE/VE Beşer. )


- ANLAM VERMEK ile ANLAM YÜKLEMEK


- ANLAM:
ALGI/DÜZEN ve/||/<> İMGE


- ANLAM/A ile/ve/<> ANLAMLANDIRMA

( TO UNDERSTAND vs./and/<> TO GIVE A MEANING )


- ANLAM/LI = MEAN/ING[İng.] = SIGNIFICATION[Fr.] = BEDEUTUNG[Alm.] = SIGNIFICATO[İt.] = SIGNIFICACION[İsp.] = SIGNIFICATIO[Lat.] = HE DIANOIA, HE DÜNAMIS[Yun.] = MEDLÛL, DELÂLET[Ar., Fars.] = BETEKENIS[Felm.]


- ANLAM ile/ve ALT ANLAM

( ... ile/ve HIPONOIA )

( MEANING vs./and SUB MEANING )


- ANLAM ile ANLAM VERİCİ

( Ne olmadığını anlamak, anlamaya olanak/ortam yaratır. )


- ANLAM ile/ve/||/<>/< DEĞER ile/ve/||/<>/< AMAÇ

( "Herkeste, [zannı] var." İLE/VE/||/<>/< "Herkeste var." İLE/VE/||/<>/< Herkeste yok. )

( MEANING and/< WORTH and/< AIM )


- ANLAM ve/=/||/<> FARK


- ANLAMA = FEHM, İDRAK = UNDERSTANDING, COMPREHENSION[İng.] = COMPRENDRE[Fr.] = DAS VERSTEHEN, HET VERSTAAN[Alm.] = ENTENDER, COMPRENDER[İsp.] = COMPREHENSIO[Lat.] = HE DIANOIA[Yun.] = MEFHUM[Ar.] = DARK[Fars.]


- ANLAMA ile/ve İNANMA

( MEANING vs./and TO BELIEVE )


- ANLAMA ile/ve/=/||/<>/> SOYUTLAYABİLME


- ANLAMA ile/ve YORUMLAYICI ANLAMA


- ANLAMAK ile/ve/||/<> "YAKALAMAK"


- ANLAMAK ile/ve/değil/yerine/> İÇSELLEŞTİRMEK


- ANLAMAK ile/ve/||/<>/>/< YORUMLAYARAK ANLAMAK


- ANLAMANIN:
SESİ ile/ve KURALLARI

( Hmmm.[içinden ve/ya da sesli!] İLE/VE 1. Nötr olmak. | 2. Nitelikli soru sormak. )


- ANLAMAYA/ÖĞRENMEYE:
AÇIK ile/ve/||/<>/> ÂŞIK


- ANLAMAYI:
"UZATMAK" değil BİR AN ÖNCE/EN KISA SÜREDE


- ANLAMIN:
KAYMASI ile İÇİNİN BOŞALMASI

( İkisi de, kavramın dizgesinden/bağlamından çıkmasıyla oluşmaya başlar. )


- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/<>/> KAVRAMAK


- ANLAMLI BAKMAK ile ALICI GÖZÜYLE BAKMAK


- ANLAMSAL ÖLÇÜT ile BİÇİMBİLİMSEL ÖLÇÜT ile SESBİLİMSEL ÖLÇÜT

( SEMANTIC CRITERIA vs. MORPHOLOGICAL CRITERIA vs. PHONOLOGICAL CRITERIA )


- ANLAMSIZ/LIK ile/ve "UZAK/LIK"

( Ederler dâvâsını, bilmezler mânâsını. )

( MEANING/LESS/NESS | ABSURDITY vs./and "DIGRESS" )


- ANLAŞILABİLİR/LİK ile/ve/||/<>/< YALIN/LIK


- ANLAŞILAN/ANLAŞILIR/DOBRA[Bulg.] ile/ve/||/<>/> AŞILAN/AŞILIR


- ANLAŞILMA "BEKLENTİSİ" ile/değil/yerine/>< ANLAMAK


- ANLAŞILMAMA ile/değil KABUL EDİLMEME/GÖRMEME


- ANLAŞILMAMAK/ANLAŞILAMAMAK ile/ve/> YANLIŞ ANLAŞILMAK

( Kişiyi, en çok zorlayan, en ağrına giden şey anlaşıl(a)mamaktır. İLE/VE/> Anlaşılamamaktan daha zoru da vardır, o da yanlış anlaşılmış olmaktır. )

( Bir bitki için, güneşe yönelememek ve bir üst hareket eden canlı zincirine katılamamak, onlara "hizmet edememek"; bir aslana kediymişcesine yaklaşmak, pireyi yürütmek ne kadar ağır bir durumsa!... )


- ANLAŞILMAMAK ile/ve/<>/değil/yerine/en azından YANLIŞ ANLAŞILMAMAK


- ANLAT(A)MAZSAK:
ÖĞRENEMEYİZ ile/ve/||/<>/> ÖĞRETEMEYİZ


- ANLATABİLDİĞİN ile/ve/değil/yerine (ÇOK) İYİ ANLATABİLDİĞİN

( [not] WHICH YOU CAN EXPLAIN vs./and/but WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD
WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD instead of WHICH YOU CAN EXPLAIN )


- ANLATABİLMEK ile/ve/değil/||/<>/< YALIN ANLATABİLMEK


- ANLATIM/AKTARIM:
YASALARLA ile/ve/<>/> MESELLERLE ile/ve/<>/> MİSALLERLE ile/ve/<>/> MASALLARLA ile/ve/<>/> KAVRAMLARLA

( Hz. Musa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. İsa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. Muhammed ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Âriflerin dilinde. İLE/VE/<>/> Filozofların dilinde. )

( Tevrat'ın dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> İncil'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Kur'ân-ı Kerîm'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Âriflerin dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Filozofların dili/usûlü/üslûbu. )

( Herkese, herkes için. İLE/VE/<>/> Yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Gençlere, yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Çocuklara, gençlere, yetişkinlere, sanatçılara. / Yetişkinler ve sanatçılarla. İLE/VE/<>/> Bilgelik aşkı olan herkese, bilgelerle, filozoflarla. )


- ANLATIMDA:
...'YI "BİLİYORSUNUZ" değil/yerine ...'YI BİLDİĞİNİZİ VARSAYIYORUM


- ANLATMAK ile/değil ANIMSATMAK


- ANLATMAK ile/ve/<> ÖĞRENMEK ÜZERE/İÇİN ANLATMAK

( TO EXPLAIN vs./and/<> TO EXPLAIN TO/FOR TO LEARN )


- ANLAYAMAMA ile/ve/||/<> YORUMLAYAMAMA


- ANLAYICI ile/ve ANLAMLANDIRICI


- ANLAYIŞ ile/ve/||/<> YAKLAŞIM


- ANLAYIŞLI ile/ve/değil FEDÂKÂR


- ANLIK/ZİHİN > US/AKIL ve/||/<>/> BETİMLEME > KAVRAM ve/||/<>/> OLASILIK > ZORUNLULUK (BİLİNCİ)


- ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN

( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )

( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )


- ANSAMBL[Fr.] değil/yerine/= ESKİ SOVYETLER'DE VE TÜRK CUMHURİYETLERİNDE, MÜZİK VE OYUN TOPLULUKLARI | TOPLULUK, BÜTÜNLÜK

( Dizenin son sözcüğüyle sonraki dizeyi başlatma sanatı. )


- ANŞANTE/ANJANTE[Fr.] değil/yerine/= BÜYÜLENMİŞ, HAYRAN


- ANTEFİKS[Lat. ANTEFIXA] ile ANTEMİYON[Yun. ANTHOS: Çiçek.]

( Eskiden, kiremitlerin uclarını tutmak üzere, yapıların çatılarına ya da frizlerine konulan, çoğu pişmiş topraktan yapılmış süslere verilen ad, kiremit ağızlığı. Saçak uclarına yerleştirilen antefikslerden, kimi zaman çörten olarak da yararlanılırdı. Antefikslerin bir başka türü de iç ve dış frizlerin süslenmesinde kullanılan küçük, alçak kabartmalardır. İLE Eski Yunan ve Roma mimarlıklarında, mermer antefikslerde ya da silmelerde görülen, hanımelini andırır, oymalı bir çeşit süsleme. )


- ANTİK YUNAN'DA:
HELEN DÖNEMİ ile/ve/<> HELENİSTİK DÖNEM ile/ve/<> ROMA DÖNEMİ

( M.Ö. VI. - IV. yy. İLE/VE/<> M.Ö. IV. - I. yy. İLE/VE/<> M.S. I. - V. yy. )

( )


- ANTUSİYAZM[FR./İNG. < ENTHUSIASM] değil/yerine/= COŞKU, COŞKUNLUK, AŞIRI HAYRANLIK


- APAÇIK/LIK = SELFEVIDENCE/SELFEVIDENT[İng.] = ÉVIDENCE/ÉVIDENT[Fr.] = OFFENKUNDIG/OFENKUNDIGKEIT[Alm.] = EVIDENZA[İt.] = EVIDENCIA[İsp.] = EVIDENTA, PERSPICUITAS[Lat.] = ANERGEIA[Yun.] = BEDEHA(T)/BEDİHÎ, BEYYİN[Ar.] = HODPEYDÂ[Fars.] = KLAARBLIJKELIJK/HEID[Felm.]


- APARTE[Fr.] ile/||/<> APAR[Fr.]

( Sahnedeki oyuncunun kendi kendine konuşması. İLE/||/<> Bir tiyatro oyuncusunun, izleyicilerin duyacağı biçimde sanki öteki oyuncular duymuyormuş gibi konuşması ya da düşüncesini/davranışını izleyiciye açıklaması. )


- APTAL "DOST" ile/değil/yerine AKILLI "DÜŞMAN"


- APTAL ile ŞAPŞAL/ŞAPŞİK

( ... İLE Aptalca davranışlarda bulunan, alık kişi. | Üstüne başına önem vermeyen, özen göstermeyen. | Bol, dökük ve biçimsiz (giyecek). )


- APTALLIK"/TAN ile/değil/ne yazık ki ÇARESİZLİK/TEN


- ARAÇ AKILSALLIĞI ile/ve/<> DEĞER AKILSALLIĞI


- ARAÇLAR/BİLGİLER/TUTUMLAR:
KURUCU ile/ve/||/<> TAŞIYICI ile/ve/||/<> ÖĞRETİCİ


- ARAMA ile ARAŞTIRMA

( Arayan ve aranılan birdir ve önemli[öncelikli] olan, yalnızca arayıştır. )

( The seeker and the sought are one and the search alone matters. )

( SEARCH vs. RESEARCH )


- ARAMAK = SEARCH/SEEK/LOOK FOR[İng.] = CHERCHER[Fr.] = SUCHEN[Alm.] = CERCARE[İt.] = BUSCAR[İsp.]


- ARANAN ile/ve/<>/> ARINAN


- ARANJE[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJMAN[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJÖR[Fr.]

( Derlenmiş, düzenlenmiş. İLE/VE/||/<> Belirli bir yönteme göre yerleştirme, düzenleme. İLE/VE/||/<> Düzenlemeci. )


- ARANJMAN[Fr./İng. < ARRANGEMENT] değil/yerine/= DÜZENLEME


- ARAPÇA'DA:
GÖZ ile/ve/||/<> KÖR

( )

( Bir noktanın eksikliği, gözü kör eder. )


- ARAPÇA ile/ve/||/<> FARSÇA ile/ve/||/<> TÜRKÇE

( Felsefe/bilim dili. İLE/VE/||/<> Sanat dili. İLE/VE/||/<> Eylem dili. )

( Fasîh. İLE/VE/||/<> Lâtif. İLE/VE/||/<> Zarif. )


- ARAŞTIRMA (YAPMAK) ile ÇALIŞMA (YAPMAK)

( RESEARCH vs. TO STUDY/WORK )


- ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ile/ve/||/<>/> SUNUM YÖNTEMİ

( Tarihsel. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )


- ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA DÖNEMLERİNDE:
KULUÇKA ile/ve/||/<>/> BELGE TOPLAMA ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞTIRMA(OKUMA) ile/ve/||/<>/> YAZMA


- ARAŞTIRMA ile İNCELEME ile ÇÖZÜMLEME/ANALİZ

( TA'MÎK[Ar. < UMK | çoğ. TA'MÎKÂT]: Derinleştirme, derin kazma. | Esasına varacak biçimde araştırma, inceleme. )


- ARAYAN, BULUR!:
[ya] BELÂ ya da MEVLÂ


- ARAYIŞ ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ"


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARDINA KADAR AÇMA! ve/||/<> TAMAMEN KAPATMA!

( Kapatmaya gücünün yetmeyeceği kapıyı. VE/||/<> Açmaya yüzünün tutmayacağı kapıyı. )


- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖNSEL/LİK


- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖZDEŞ/LİK


- ARDRAMATİK[Fr.] değil/yerine/= TİYATRO SANATI


- ÂRİF ile/ve ZARÂFET


- ARINMA ile/< ELEŞTİRİ


- ÂRIZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂRİF OLMAK


- ÂRIZÂN[Ar.] ile ÂRIZÂN[Ar. < ÂRIZ] ile ÂRIZÎ[Ar. < ÂRIZ | çoğ. AVÂRIZ]

( İki yanak. İLE Geçici olarak. | Tesadüfen, rastgele. İLE Sonradan çıkan. | Gelip geçici, muvakkat. )


- ARKA FON[Fr. < FOND] değil ARKADA[Tr.] ya da FONDA


- ARKA TEKER ile/ve/değil/||/<>/> ÖN TEKER

( Ön teker nereye giderse, arka teker de oraya gider. )


- ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Belirli seviyede tutulan iletişim ve paylaşımın, dolayısıyla ilişkinin durumu. İLE Dostlukta son derece derin ve yoğun yakınlık, iletişim ve paylaşım vardır. Bir kişinin birini "Samimi arkadaşım/kankam(kan kardeşim)" olarak tanıtması için en temelde, o iki kişinin sırlarını paylaşabilmesi ve Para ve Seks durumu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olma durumu vardır. )

( Dostluk, duygulu, erdemli iki kişi arasında, kendiliğinden oluşuveren bir anlaşmadır. Duygulu diyorum, çünkü bir keşiş, dünyadan el etek çekmiş biri, hiç kötü olmaz da dostluk nedir bilmeden yaşayabilir. Erdemli diyorum, çünkü kötülerin, olsa olsa suç ortakları olur, haz düşkünlerinin zevk ve eğlence arkadaşları, çıkarlarını arayanların ortakları vardır, siyaset kişileri, çevrelerine fitne fücurlar toplar, çoğu avarenin bağlılıkları, prenslerin dalkavukları olur; erdemli kişilerin, yalnız onların dostları vardır. )

( Eğlenebildiklerimizle. İLE/VE/<> Anlatabildiklerimizle. İLE/VE/<> Ağlayabildiklerimizle. )

( "Geçerken uğra" der. İLE "Geç, erken uğra!" der. )

( ... İLE Kişiyi, hiçbir zaman/koşulda, terk etmeyen. )

( Herkes dost olamaz! Dost olmayana, arkadaş demenin farkını görmek ve buna göre kullanmak gerekir. )

( Eğer hiç dostun yoksa sen bir dost ol! )

( Derviş, dostum demez! Dost, hiçbir zaman, yanından ayrılmayacak kişidir. Ancak, gerçekten dost olunacak kişi için kullanılabilir. )

( Tek dostumdur... Gökteki yıldızlar! )

( SEN, SANA DOSTSUN!
[HABERİN YOK] )

( Kişilerin en âcizi, dost edinmeyendir! Bundan da âcizi ise dostunu yitirendir. )

( İyi arkadaş, yanında, yüksek sesle konuşup düşünebileceğin kişidir. )

( "Dostlarım! Dünyada dost yoktur!" )


- ARKADAŞ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAŞ/LIK

( Bir yere kadar. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yolun sonuna kadar. )


- ART vs. CRAFT


- ARTI DEĞER ile/ve/||/<> YAN ÜRÜN


- ARTIRIM ile ARTIRMA ile ARTIŞ

( Bir şeyi idareli harcayarak onun bir bölümünü artırma işi, tasarruf. | Müzayedede artırma. İLE Artırma durumu. | Açık artırma. İLE Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. )


- ARTIŞ/ARTIM ile ARTIMLI/ARTAĞAN

( Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. İLE Pişince şiştiğinden, ölçüsü artmış gibi görünen. | Çoğalma özelliği olan. )


- AŞ ve EŞ ve/||/<>/>/< İŞ

( Gövdesinde erişkinliğine ulaşanlar[bülûğa erenler], eşini;
akılda erişkinliğe ulaşanlar, aslını aramaya başlar. )


- AŞAMA ile/ve SIRA

( TERETTÜB[Ar. < RÜTÛB]: Sıralanma, sırasında olma, sırası gelme. | Ait olma, icab etme, gerekme. )

( Dün, ben sizin gibiydim; yarın, siz de benim gibi olacaksınız! )

( PHASE/GRADE vs./and ORDER )


- AŞAMALI ile/ve/||/<> DALGA DALGA


- ÂSÂR-I ATÎKA değil/yerine/= ESKİ YAPITLAR


- ÂŞIK/ÂNE değil/yerine/= SEVGEN/CE / SEVGENCİL


- ÂŞIK ile ÂRİF

( Susarsa helâk olur. İLE Konuşursa helâk olur. )


- ÂŞİKÂR ile/değil ÂŞİNÂ


- ÂŞİKÂR ile/ve/||/<> BÂRİZ


- AŞIRI "AKILCILIK" >< YARATICILIK


- AŞIRI(") ile/değil/yerine/<> ÖTE


- AŞIRI/ABARTILI KEYFİYET ve/||/<>/> GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET


- AŞIRI/LIK ile/ve/değil AYKIRI/LIK


- AŞIRI değil/yerine/>< BAŞARI


- AŞK (İLE) ve/||/<>/> (B)İLİM (İLE)

( Bulunur, bulmak gerekir. VE/||/<>/> Bilinir, bilmek gerekir. )


- AŞK:
ANLAMAYAN İÇİN ile/değil/yerine ANLAYAN İÇİN

( Bir günlük. İLE/DEĞİL/YERİNE Ömürlük. )


- AŞK ile/ve/değil/<> AHİD'E VEFÂ


- AŞK ve/<> AŞKINLIK


- AŞK ile/ve/değil/||/<>/< İLK GÖRÜŞTE AŞK


- AŞKIN OLMAMA ile/değil ZORUNLU OLMA


- AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/> BİR/LİK


- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]


- AŞKINLIK:
DİKEY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YATAY


- AŞKINLIK:
ZİHİNDEN "KURTULMA" ve/||/<> AKILDAN "KURTULMA"


- AŞKINLIK ve/||/<>/< İLKELERİN OYNANAMAZLIĞI


- AŞKINLIK ve/||/<>/< ZAMANSIZLIK


- AŞKINLIKTAKİ İÇKİNLİK ile/ve/||/<> İÇKİNLİKTEKİ AŞKINLIK


- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<>/> SANAT


- AŞKLA ve/||/<> SEVGİYLE ve/||/<> MUHABBETLE

( Doğ(ur)mak. VE/||/<> Büyü(t)mek. VE/||/<> Geliş(tir)mek. )


- AŞMA ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜRME


- AŞMAK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞTİRMEK/DÖNÜŞTÜRMEK


- AŞMAK ve/> ULAŞMAK


- ASRÎ[Ar.]/MODERN[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇAĞDAŞ

( Zamana uygun. )


- AT, O "ADAMI"! ve/||/<>/> AT, O ADIMI!


- ATAERKİLLİK ile/ve/değil/yerine/< ANAERKİLLİK

( PATRİARKAL avec ... )


- ATARAK ile/değil/yerine SOYUTLAYARAK


- ATATÜRK ve/||/<> ANITKABİR

( )


- ATATÜRK ve/||/<>/< BEHİÇ ERKİN

( )


- ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]


- ATFETMEK ile İTHAF ETMEK ile ADDETMEK

( Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek. | Yöneltmek, çevirmek. İLE Birinin adına sunmak, armağan etmek. İLE Saymak. )


- ATILAN TOKADIN:
"SAHİBİ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/>/< NEDENİ


- ATLAMAK ile/ve/||/<>/> PATLAMAK


- ATLET ile/ve/||/<>/> TAVŞANLIK

( ... İLE/VE/||/<>/> Değerli ağaçlarla ince işler yapma sanatı. | Atletizm yarışlarında rekor kırması beklenen atletin önünde koşup tempoyu yüksek tutan atletin yaptığı iş. )


- ATLI KİŞİLERİN HEYKELLERİNDEKİ ATIN AYAKLARININ:
İKİSİ DE HAVADA ile/||/<> BİRİ HAVADA ile/||/<> İKİSİ DE YERDE

( Savaşta ölmüştür. İLE/||/<> Savaşta aldığı yaralar nedeniyle ölmüştür. İLE/||/<> Doğal nedenlerle ölmüştür. )

( )


- AUGUSTE RODIN ile/ve/||/<>/> KEMAL KÜNMAT

( "Düşünen Adam" heykelini yapan. İLE/VE/||/<>/> Bakırköy Akıl Hastahanesi'ndeki "Düşünen Adam" heykelini yapan. )


- AVUNMA ile/ve/değil/yerine/|| SAVUNMA


- AYAĞA KALKMAK/KIYAM ve/||/<>/> UYANMAK/UYANIKLIK/YAKAZA ve/||/<>/> YÜRÜYÜŞ/SEYR


- AYAK BASMAK" ile/ve/<>/> "ADIM ATMAK"


- AYAKTA DURMAK ve/fakat/||/<>/>/< HAYATTA KALMAK

( Yeterince gücün olmayabilir/kalmayabilir. VE/FAKAT/||/<>/>/< Nedenlerin vardır ve yeterince çoktur. )


- AYAKTA TUTMAK ile/ve/||/<> HAVADA TUTMAK


- AYARTICI ile KIŞKIRTICI


- AYDIN ile/ve/||/<> ÖNDER


- AYDINLANMA:
AYDINLIĞI "DÜŞLEYEREK" değil KARANLIĞIN BİLİNCINE VARARAK


- AYDINLANMA >< AYDINLANMA İSTEĞİ


- AYDINLANMA ile/ve/||/<>/> SÜKÛNET

( ENLIGHTENMENT vs./and/||/<>/> QUITENESS )


- AYDINLARIN BİLGİSİZLİĞİ ile/ve/||/<> SANATÇILARIN SATKINLIĞI


- ÂYET ve/=/||/<> İŞÂRET


- ÂYET ve/||/<>/< SİMGE


- AYIKLAMA ile/ve/||/<> ÇIKARMA


- AYILMA ile FARKINDALIK

( TO RECOVER vs./and AWARENESS )


- ÂYİNLERİN SAĞLADIKLARI:
ÂŞIK'IN, AŞKINI ARTIRMAK ile/ve GAFİL'İN GAFLETİNİ KALDIRMA


- AYIP (OLAN):
(")BİLMEMEK(") ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENMEMEK


- AYIRD ETMEK/EDEBİLMEK ile/değil/yerine AYIRMAK


- AYKIRI ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI


- AYNA:
| DOĞA NESNELERİ ve/||/<> NESNELER | ve/||/<> KİŞİ/İNSAN ve/||/<> YAZI


- AYNA:
CAM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< CAN

( Kendi yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Özünü görmek isteyenin baktığı. )


- AYNA ve/||/<>/> AYNI


- AYNI DİLİ KONUŞMAK ve/||/<> AYNI DURUMU/HÂLİ PAYLAŞMAK


- AYNI DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE DÜŞÜNMEK


- AYNI ŞEYE, FARKLI ADLAR KOYMAK ya da FARKLI ŞEYLERE, AYNI ADI KOYMAK

( İkisi de, yapılmaması gerekenlerdendir. Kavramlar, durumlar, olay ve olgular arasındaki farkları ya da karıştırılmaması gerekenlerin bilinciyle gerçekleştirilebilir. )


- AYNI ile/değil/!= BENZER

( [not] SAME vs./but/!= SIMILAR )


- AYNÎ ile İNFÂKÎ ile EKLİ


- AYNILIKLAR ile/ve/||/<> FARKLILIKLAR

( Yakınlaştırır. İLE/VE/||/<> Geliştirir. )


- AYRILABİLECEK OLAN ile/ve/||/<> AYRI OLABİLECEK OLAN


- AYRILIK/BOZUŞMA değil/yerine/>< BİRLİK

( Ölümdür/memattır. DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamdır/hayattır. )

( TEFRİKA[< FARK] değil/yerine/>< İTTİHAD[< VAHDET] )


- AYRIM <>/> ÇATIŞKI <>/> BİREŞİM


- AYRIM ile/ve/||/<>/< TANIM

( DIFFERENTATION vs./and/||/<> DEFINITION )


- AYRIMSAMA ile/ve/||/<> YENİDEN ÜRETME ile/ve/||/<> TANIMA


- AYRINCA(Ar. İSTİSNÂ) ile/ve/||/<> ÖZEL


- AYRINCA/İSTİSNA ile/ve/||/<> ÖZGÜN/LÜK


- AYRINTI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (BİR/ALT) BAŞLIK


- AYRINTI ile AÇIKLAMA

( TEFERRUAT ile TAFSİLAT )


- AYRINTI ile İNCELİK

( DETAIL vs. DELICACY )


- AYRINTI ile NÜANS

( ... İLE Resim sanatında renk ayrıntısı. )

( DETAIL vs. NUANCE
... WITH Color detail in art. )


- AYRINTICILIK ile/ve/||/<> TİTİZLİK


- AYRIŞMA ile/ve/değil/||/<>/> ÇOĞALMA


- AYRIŞMAK değil/yerine BULUŞMAK


- AYRIŞTIRMAK ile/değil/yerine KAYNAŞTIRMAK


- AZ ANLAYAN ile ÇOK ANLAYAN


- AZÂMET ile/ve ZARÂFET


- AZI, GÖRÜP; "DÜNYAYA SAHİP OLACAĞIM(IZ)A" değil/yerine DÜNYAYI GÖRÜP AZA, SAHİP OLMAK


- BÂDELİ ŞAİR ile/ve BÂDESİZ ŞAİR


- BÂDİHE = ÂNİ İLHAM


- BAĞ:
ÖZERKLİK ve/<> HAZIR OLMA ve/<> GÖNÜLLÜLÜK/RIZÂ ve/<> HAREKETE GEÇME/GEÇEBİLME ve/<> KURABİLME(SÜRDÜREBİLME/SÜREKLİLİK) ve/<> PAYLAŞIM ve/<> GÜÇ


- BAĞ ile/ve/<> BAĞINTI


- BAĞ ile BAĞLANTI


- BAĞ ile/ve/<> İLİŞKİ

( CONNECTION vs./and/<> RELATION )


- BAĞINTI ve/||/<> ÖLÇÜT


- BAĞIRARAK SÖYLEMEK ile/değil/yerine/= SERT SÖYLEMEK


- BAĞIRMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SESSİZ KALMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP

( Ağırdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok daha ağırdır. )


- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI

( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )


- BAĞLAM(INDA) ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK(ĞÜNDE)


- BAĞLAM ile/ve/||/<> İTİBAR


- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞULLAR

( CONTEXT vs./and/||/<> CONDITIONS )


- BAĞLAMLARDA DÜŞÜNCE ve/||/<>/> BİLME-İNANMA ve/||/<>/> EYLEME-YAŞAMA


- BAĞNAZLIĞIN KALKMASI:
BİLİMSEL TUTUM (İLE) değil FELSEFİ ANLAYIŞ (İLE)


- BAHANE <> GÜZELLİK


- BAHİS[Ar. < BAHS] ile BÂHİS[Ar.]

( Konuşulan şey, söz. | İddialaşma. İLE Bahseden, araştıran. )


- BAHS[Ar.] ile/ve/||/<>/> HAFRİYAT[Ar.]

( Söz. | Üzerinde konuşulan şey, konu. | Görüşünde ya da iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü antlaşma. | Bir kitabın bölümlerinden her biri. | Araştırma. İLE/VE/||/<>/> Yeryüzünü kazmak, yarmak ve açığa çıkan fazlalıkları da atmak. )


- BAHTİYÂR ile/>< İHTİYÂR

( Bir söz ki, bir gönlü, bir ömür bahtiyâr eder;
Bir söz ki, bir gönlü, bir günde ihtiyâr eder. )


- BAKİ[Ar.] değil/yerine/= SÜREKLİ


- BÂKÎ ile/ve/||/<> ASLÎ


- BAKIŞ AÇISI ile/ve "ÇERÇEVE"


- BAKIŞ AÇISI ile/ve/||/<>/>/< TUTUM


- BAKIŞ:
DIŞARIDAN ile/ve/değil/||/<>/< İÇERİDEN


- BAKIŞ/HİZMET:
"A'dan Z'ye" ile/ve/||/<> "360 DERECE"


- BAKIŞIK = SYMMETRICAL[İng.] = SYMÉTRFIQUE[Fr.] = EBENMÄßIG, SPIEGELGLEICH[Alm.] = SIM(M)ETRICO[İt., İsp.] = ÆQUALIS ET CONGRUENS, CONVENIENTER COMPOSITUS[Lat.] = SÜMMETROS, EMMETROS, EURÜTHMOS[Yun.] = MAVÂZİ, MUTEVÂZİ[Ar.] = MUTEKÂRON[Fars.] = SYMMETRISCH[Felm.]


- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve/<>/|| KIRIK BAKIŞIM/SİMETRİ


- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve/||/<> SÜPER BAKIŞIM/SİMETRİ


- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve UYUM

( TENÂZUR[< NAZAR] ile/ve TENÂSÜB[< NİSBET] )

( SYMMETRY vs./and HARMONY )

( SYMÉTRIE avec/et PROPORTION )


- BAKIŞIM = SYMMETRY[İng.] = SYMÉTRIE[Fr.] = EBENMAß, SPIEGELGLEICHHEIT, SYMMETRIE[Alm.] = SIMMETRIA[İt.] = SIMETRIA[İsp.] = CONVENIENTIA PARTIUM[Lat.] = SÜMMETRIA, EMMETRIA, EURÜTHMIA[Yun.] = el-TENÂSUK, el-TAMÂSUL, TAVÂZİ, MAVÂZÂT[Ar.] = TEKÂRON, SÂZOVÂRÎ[Fars.] = SYMMETRIE[Felm.]


- BAKIŞIMSIZLIK/ASİMETRİ ile TERS ORANTI


- BAKİYE/HARABE[Ar.] değil/yerine/= KALINTI/ÖREN


- BAKMAK ile/ve GÖZLEM

( NAZAR: Aklın hareketi.[HAREKET'ÜL AKL] )

( NAZAR ile/ve RASAD )


- BAKTIĞIN ve/<> AKTIĞIN


- BALE'DE:
5 AYAK DURUŞU ile/ve/||/<> PLIE ile/ve/||/<> ÇARPMA ADIMI(BEATEN STEP) ile/ve/||/<> KEÇİ SIÇRAYIŞI(CAPRIOLLES/CAPRIOLA[İt.])

( AYAK DURUŞU:
1. Ayaklar yanlara doğru düz bir çizgidedir. ve topuklar birbirine değer.
2. Birinci duruşun bir adım boyu kadar yanlara açılmış durumudur ve ayaklar yine yanlara doğru düz bir çizgidedir.
3. Bir ayak ötekinin önündedir ve öndeki ayağın topuğu arkadaki ayağın orta çukuruna değmektedir.
4. Bir ayak, bir adım boyu ötekinin önündedir ve ayaklar dışa dönüktür.
5. Bir ayak, hemen ötekinin önünde ve ona tümüyle dokunacak biçimde ve dışa dönük olarak yerleşir. [Bu duruşta ön ayağın arkasından sadece arka ayağın başparmağı görülür.]

İLE/VE/||/<>

PLIE:
Dizlerin kırılması hareketidir. [Bir zıplama hareketine başlamadan önce ya da bitirdikten sonra dizler mutlaka plie ile yanlara eğilir.] | Günlük bale derslerinde dansçının kaslarının ve tendonlarının yumuşaması ve dengeyi güçlendirmesi için ayaklar dışa dönük biçimde dizleri yavaşça kırarak balenin 5 duruşunda yapılan dersin açılış hareketidir.

İLE/VE/||/<>

ÇARPMA ADIMI(BEATEN STEP):
Bir bacağın ötekine çarpması ya da havada iken iki bacağın karşılıklı çarparak geçişmesi hareketine verilen ad.

İLE/VE/||/<>

KEÇİ SIÇRAYIŞI(CAPRIOLLES/CAPRIOLA[İt.]):
Her yöne yapılabilen bu harekette, sıçradıktan sonra iki bacak yere paralel olacak kadar yükselir ve birbirine çarpar. )


- BALIK ÖLÇÜSÜ[ARCHIMEDES]:
YÜKSEKLİK ve/||/<> UZUNLUK ORANI

( Bir çemberin merkezinin, ötekinin çevresine değmesiyle oluşan balık biçimi. )

( 153.265: 3'ün kareköküne ve eşkenar üçgenin orantısına yakın tam sayı. )

( VESICA PISCIS )


- BALİNANIN SIRTINDA ve/||/<> RÜZGÂRI Dİ(ZGİ)NLEYEN ÇOCUK

( ve/||/<> )


- BAMBU AĞACININ YETİŞTİRİLMESİNDE:
ALTI HAFTA ile/ve/değil/||/<>/< BEŞ YIL

( )


- BAMYA ANITI

( Topkapı Sarayı'ndadır. [1811] )


- BÂRİK[Ar.] ile BÂRÎK[Ar.]

( Parıldayan. İLE Nâzik, dakik, rakik/ince. )


- BÂRİKA-İ HAKİKAT[Ar.] ve/||/<>/< MÜSÂDEME-İ EFKÂR[Ar.]

( Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.
Gerçeğin kıvılcımı, düşüncelerin çatışmasından çıkar. )

( Gerçeğin kıvılcımı. VE/||/<>/< Düşüncelerin çatışması. )


- BARINDIRMA ile KAPSAMA


- BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ ile BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ

( Kadıköy'de. İLE Avcılar'da. )


- BARIŞ ve TUTKU =/||/<>/> SAADET


- BARIŞTIRICI ile/ve/||/<> KURTARICI


- BAROK ile GEÇ BAROK


- BAŞAK ile SAKSIGÜZELİ

( ... İLE Damkoruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi. )

( ... cum COTYLEDON UMBILICUS )


- BAŞARI GÖSTERGESİ:
TAKDİR (İLE) ile/ve/değil/yerine/< TAKLİT (İLE)


- BAŞARI:
SABIR ve/+/x/||/<>/> ÇALIŞMA ve/+/x/||/<>/> İSTİKRAR ve/+/x/||/<>/>
DENEME ve/+/x/||/<>/> KOŞULLAR ve/+/x/||/<>/> ZAMAN, ZEMİN


- BAŞARI ve/<>/< ÇABA


- BAŞARI ile/ve/||/<>/< İÇSELLEŞTİRME


- BAŞARI ve/=/||/<>/>/< MUTLULUK


- BAŞARI ile/ve/||/<>/< ÖTEKİLERİN BAŞARISI

( Başarıya ulaşmanın en hızlı yolu, ötekilerin başarısına (da) yardımcı olmaktır. )

( The fastest way to succeed is to help others succeed. )

( SUCCEED vs./and/||/<>/< OTHERS SUCCEED )


- BAŞARI ve/||/<>/>/< ÖZGÜVEN


- BAŞARILARDA ve/||/<> FELÂKETLERDE

( Gururu yenmek. VE/||/<> Ümitsizliğe direnmek. )


- BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI

( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )


- BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine DÜŞMEK

( Başarısızlık, düştüğün yerde kalmaktır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düşmek, başarısızlık değildir. )


- BAŞARISIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< YETERSİZLİK


- BASÎRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. )


- BASİRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/SAĞ/DOĞRU GÖRÜ


- BAŞKA (OLABİLİR/OLMAMALI):
"İÇİMİZDEKİ SAZLAR" ile/ve/||/<>/>< AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLER

( Duygular. İLE/VE/||/<>/>< Düşünceler. )


- BAŞKA ile/ve/||/<>/> ÖZGÜRLEŞME


- BAŞKALARI ...:
BİZİMLE YÜRÜYEBİLİR ve/fakat BİZİM İÇİN YÜRÜ(YE)MEYEBİLİR


- BAŞKALAŞIM ile/ve/||/<> (")CANLANMA(")


- BAŞKALAŞIM ile/ve DEĞİŞİM

( METAMORPHISM vs./and ALTERATION )

( İSTİHÂLE ile/ve ... )


- BAŞKALAŞTIRMA ile/ve/değil/yerine DÖNÜŞTÜRME

( [not] TO CHANGE vs./and/but TO TRANSFORM
TO TRANSFORM instead of TO CHANGE )


- BAŞKALDIRI ile/değil/yerine ELEŞTİRİ


- BASKIN ile/ve/değil/||/<> ÖNE ÇIKAN


- BAŞTACI değil BAŞ TÂCI


- BAYGIN ile/değil/yerine/>< AYGIN


- BAYILMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> AYILMAK


- BAYRAM:
SEVİNDİĞİN KADAR ile/ve/değil/||/<>/< SEVİNDİRDİĞİN KADAR


- BAZEN ve BAZI "DURUMLARI/KABULLERİ":
"KURMAK/SÜRDÜRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YIKMAK/BOZMAK


- BAZI "YEL"LERİN, ...:
KAVURMADIĞI GÜL ile/ve/||/<> SAVURMADIĞI KÜL
BIRAKMAMASI


- BAZI BEYİN/PSİKOJENİK HASTALIKLAR ile/ve/||/<>/> YARATICILIK


- BAZI BİLGİLERİN SUNUMUNDA:
TAÇLANMAK ile/ve/değil/<>/&gt;&lt;/< TAŞLANMAK

( Taşlanılmadan, taçlanılmaz! )


- BAZI DAVRANIŞLAR/DURUMLAR/NESNELER:
"HAVA ATMAK İÇİN" ile/ve/değil/||/<>/< HOŞLANDIĞINDAN DOLAYI


- BAZI DEĞERLERİ/İLKELERİ:
"ALMIŞ/ALMAMIŞ" OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> ANLAMIŞ OLMAK


- BECERİ ile/ve BAŞARI

( Başarının tek şartı sadece samimi ve ciddi istektir. )

( Gereksiz olana gösterilen sürekli ve kararlı direnç, başarının sırrıdır. )

( Başarıncaya kadar denemeye devam edin! )

( Başarı, ancak yorulmaksızın doğru çabaları göstererek kazanılır. )

( Alçakgönüllü yaşama biçimi olanlar, başarıya ulaşır. )

( Başarıyı en kötü biçimde kullanmak, onunla övünmektir. )

( Kişi, başarı için gerekli olan özelliklere yeterli ölçüde sahiptir. )

( Memnuniyet verici sınırlama. Başarı. )

( Anımsanması gerekeni anımsamak, başarının sırrıdır. )

( SKILL/ABILITY vs./and SUCCESS
Earnestness is the only condition of success.
Steady resistance against the unnecessary is the secret of success. )


- BECERİ ile/ve/||/<> TÂLİ(H)

( Kişide, ikisinin de bulunması gerek. )


- BEDİÎ değil/yerine/= GÜZEL, GÜZELLİK


- BEDÎİYYÂT/ESTETİK ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< SANAT FELSEFESİ


- BEĞENİ ile SAĞBEĞENİ

( ... İLE Güzeli, çirkinden ayırt edebilme yetisinin en yükseği. )


- BEHİYE[< BEHÂ]:
GÜZEL


- BEKLENTİ ile/ve/||/<>/> DAYATMA

( Aralarında çok ince bir çizgi ya da geçiş vardır. )


- BEKLENTİYİ YÖNETMEYE ODAKLANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÇÖZÜM ÜRETMEYE ÇABALAMAK


- BEL (EVLÂDI) değil/yerine YOL (EVLÂDI)


- BELÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AŞK

( Bin. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bir. )


- BELÂGAT ile/ve/||/<> BEDÂHET

( İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği. | Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı. Retorik. | Konuya tüm yönleriyle kavrayarak, hiçbir yanlış ve eksik anlamaya yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıklıktan uzak, düzgün anlatma sanatı. | Bir şeyde, gizli olan derin anlam. İLE/VE/||/<> Apaçık olma durumu. | Bir konuda, hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )


- BELİRGİNLEŞTİRME ile/ve/||/<> AÇIĞA ÇIKARMA


- BELİRLE(N)ME ile/ve/||/<> ETKİLE(N)ME


- BELİRLE/N/ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]


- BELİRLEMEK/BELİRLEYİCİ ile SONSAL SINIFLAMA / SONSALLIK / KATEGORİZASYON

( DESIGNATION vs. CATEGORIZE )


- BELİRLEYİCİ/LİK ile/ve/<> OYALAYICI/LIK


- BELİRLEYİCİ ile/ve/<> BELİRGİNLEŞTİRİCİ


- BELİRLEYİCİ ile/ve/||/<> ÖNCELİKLİ


- BELİRLİ BİR ALANDA/KONUDA:
BİN KİTAP OKUMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< (YETKİN) BİR KİTABI, BİN KEZ OKUMAK


- BELİRLİ BİR:
SÜREYLE ile/ve/||/<>/>/< SIRAYLA


- BELİRLİ NEDENLER ile/ve/||/<>/> BELİRLİ KOŞULLAR ile/ve/||/<>/> BELİRLİ SONUÇLAR

( Geçmiş. İLE/VE/||/<>/> Şimdi. İLE/VE/||/<>/> Gelecek. )


- BELİRLİ OLMA ile/ve/||/<> FİLİZ VERME


- BELİRME ile/ve/<> TAŞMA


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BELİRGİN/LİK

( Zihnin baş edemediği ve neredeyse her an tükenebileceği tek durum. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Zihnin ve sürecin rahatlayabildiği ve yaşayabildiği tek durum. )


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BÖLÜNMÜŞ/LÜK


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/=/||/<> DEĞERSİZ/LİK


- BELİRSİZ/LİK ile/ve/||/<> OLUMSUZ/LUK

( Zihnin, işleyebildiği tek durum/koşul belirginlik; rahat edemediği tek durum ise belirsizliktir. )


- BELİRSİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRTÜK


- BELİRSİZLİK ile/ve/değil BULANIKLIK


- BELİRTEN değil/yerine/= TAMLAYAN


- BELİRTİ ile/ve/||/<>/> İZ ile/ve/||/<>/> İZİN İZİ ile/ve/||/<>/> GÖSTEREN


- BELİRTKE ile BELİTKE

( Bir özlü sözle birlikte kullanılan im. | Soyut bir şeyin, bir kavramın simgesi olan varolan ya da eşya. AMBLEM | Gösterge. İLE Belitler dizgesi. [BELİT/AKSİYOM: Kendiliğinden, apaçık olan ve böyle olduğundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı olan temel önerme.] )



(2/6)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 645 kez incelenmiş/okunmuştur.