Bugün[17 Ekim 2025]
itibarı ile 16.892 başlık/FaRk ile birlikte,
16.892 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(11/69)


- BÜSBÜTÜN ile/değil/yerine TÜMÜYLE/TAMAMEN


- BÛSE değil/yerine/= ÖPÜCÜK/ÖPÜŞ


- BUSINESS :/yerine İŞ


- BÜŞRÂ[Ar.]/MÜJDE değil/yerine/= SEVİNÇLİ SAVA/ÇAV(HABER)


- BUSTIR AŞI/BOOSTER SHOT değil/yerine/= PEKİŞTİRME AŞISI


- BUSTIR DOZ/BOOSTER DOSE değil/yerine/= PEKİŞTİRME DOZU


- BU/ŞU/O SÖZ/DÜŞÜNCE/DAVRANIŞ:
DOĞRU MU? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAKLI MI?


- BUSY :/yerine MEŞGUL


- BUT :/yerine AMA


- BUTON değil/yerine/= DÜĞME


- BUTTER :/yerine TEREYAĞI


- BUTTON :/yerine DÜĞME


- BÜTÜN HEPSİ yerine HEPSİ/TAMAMI


- BÜTÜN HEPSİ ile/yerine/değil HEPSİ/TÜMÜ/TAMAMI


- BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM

( Parçası bulunur. İLE/DEĞİL/YERİNE Parçası bulunmaz. )

( Nitelikse. İLE/DEĞİL/YERİNE Nicelikse. )

( Tekse. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoksa. )

( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür. Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.

Bütün elmalar, bütün insanlar, bütün arabalar, bütün kitaplar, olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".

Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" denildiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.

"Bütün parçalar" diyemeyeceğimiz ve
"Bütünden Gelim/Bütüne Varım" olamayacağı gibi! )


- BU'UD değil/yerine/= BOYUT


- BUY :/yerine SATIN ALMAK


- BUYER :/yerine ALICI


- BUY-I GÜL[Fars.] değil/yerine/= GÜL YAĞI


- BUYRUK/EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİLEK/TEMENNİ


- BÜYÜ/CADI[Fars.] ile/değil/yerine/>< DİN


- BÜYÜĞÜN İÇİNDEKİ KÜÇÜK ile/ve/değil/yerine KÜÇÜĞÜN İÇİNDEKİ BÜYÜK


- BÜYÜK DEVLET ile/ve/değil/yerine KÜÇÜK DEVLET


- BÜYÜK ŞEYLER ile/ve/değil/yerine KÜÇÜK ŞEYLER

( Yok olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sürekli[bâki] kalır. )


- BÜYÜK SÖZ yerine HİKMETLİ SÖZ


- BÜYÜK YERİN ile/ve/değil/yerine/||/>< KÜÇÜK YERİN

( Küçük konuşmacısı [olmak]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Büyük konuşmacısı [olmak]. )


- BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> OYLUMLU/HACİMLİ


- BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜCE/LİK


- BÜYÜME" ile/ve/değil/yerine HAREKET


- BÜZ-BÂN[Fars.] değil/yerine/= KEÇİ ÇOBANI


- BUZDOLABINDA SAKLANMASI GEREKEN SEBZELER ile/değil/yerine BUZDOLABINDA SAKLANMAMASI GEREKENLER

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kabak, soğan, patates, sarımsak. )


- BVK/BIG DATA SETS değil/yerine/= BÜYÜK VERİ KÜMELERİ


- BY :/yerine TARAFINDAN


- c.[Lat. < CUM] değil/yerine/= İLE


- CA/CLUSTERING ANALYSIS değil/yerine/= KÜMELEME ÇÖZÜMLEMESİ


- ÇABA HARCAMADAN ... ile/değil/yerine DAHA KOLAYCA ...


- CABG/CORONARY ARTERY BYPASS GRAFTING değil/yerine/= KORONER ARTER BAYPAS GREFTLEMESİ


- CABIN :/yerine KULÜBE


- CABINET :/yerine DOLAP, KABİNE


- CABLE :/yerine KABLO


- ÇABUK ile/değil/yerine BİLENMİŞ


- CAD/COMPUTER AIDED DESIGN/MANUFACTURING değil/yerine/= BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM/ÜRETIM


- CADDE değil/yerine/= ANAYOL


- CAFCAF/LI[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ

( Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden. | Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli olan. )


- ÇAĞ ile/ve/değil/yerine SÜREÇ

( [not] AGE vs./and/but PROCESS
PROCESS instead of AGE )


- ÇAĞIRMAK ile/ve/<>/değil/yerine DAVET ETMEK

( [not] MESSAGE vs./and/<>/but TO INVITE
TO INVITE instead of MESSAGE )


- ÇAĞLAYAN ile/değil/yerine/= ÇAVLAN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/= Çağlayanın/şelâlenin büyüğü. )


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/yerine/&gt;/&lt;/||/>< KAVRAM


- CÂHİL ile/değil/yerine/||/>/>< ÂLİM ve ÂRİF

( "Keser atar." İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Temkinli/ihtiyatlı konuşur. )

( [Her sözünde] Kendini aklar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Kendini yoklar. )

( Kişiyi, hedef yapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Kişiye hitap eder. )

( "Cahil" dediğimizde, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.

Yoksa, okumuş olanlardan, en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören, gerçek âlimler çıkabilir. )

( [Hatasını gösterdiğinde ...] Küfür ve hakaret eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Teşekkür eder. )

( (Kendi) "Sonuçlar"/ı ile hareket eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Süreçleri bilir ve takip eder. VE Hem süreç, hem sonuç birliği ve bütünlüğüyle hareket eder. )

( Bilmeyenle/câhille oturup pekmez yiyeceğine, bilenle oturup kuru ekmek ye. )


- CAHİL ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNEMEYEN

( Herkes düşünür fakat herkes düşünmeyi düşünemez! )


- CAHİLİN AĞLAYIŞI ile/değil/yerine ÂLİMİN AĞLAYIŞI


- CAHİLLİKTE ile/değil/yerine/&gt;&lt;/> BİLGELİKTE

( Bilgisizlik/deneyimsizlik, bir yerlere düşürür ya da "çıkarır/taşır". İLE/DEĞİL/YERİNE/> Varolmak, tek başına ve sürekli olarak yeterlidir. )

( [Gösterge] Kavrayamadığın şeyin "doğruluğuna inanmak". İLE/DEĞİL/YERİNE/> Kavrayamadığı şeyin cahili olduğunu bilmek. )

( Kin çoğalır. İLE/DEĞİL/YERİNE/> Sevgi çoğalır. )


- CÂİZ[Ar. < CEVAZ] değil/yerine/= UYGUN / OLABİLİR, OLUR


- CAKE :/yerine KEK


- ÇAKILIŞ ile/değil/yerine/>< ÇIKIŞ


- CALCULATE :/yerine HESAPLAMAK


- ÇALINMASIN DİYE değil/yerine SAHİP ÇIKMAK ÜZERE


- ÇALIŞMA SÜRESİ/SAATİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK YOĞUNLUĞU/NİTELİĞİ


- ÇALIŞMADA (KENDİNDEN/İŞLERİNDEN) ÖDÜN VERMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÖZVERİLİ ÇALIŞMAK


- ÇALIŞMAK İÇİN DİNLENMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇALIŞTIKTAN SONRA DİNLENMEK


- ÇALIŞMAMAK değil/yerine/>< (B)AĞ KURMAK

( [not] NOT WORKING but NETWORKING
NETWORKING instead of NOT WORKING )


- CALL :/yerine ARAMAK, ÇAĞIRMAK


- ÇALMAK ile/değil/yerine/>< ÇALIŞMAK

( image )


- CAM | CAMDAN YAPILMIŞ değil/yerine/= SIRÇA


- CAMERA :/yerine KAMERA


- CAMİA/ZÜMRE[Ar.] değil/yerine/= KESİM/TOPLULUK

( Belirli ortak amaçlara sahip kişilerden oluşan öbek/küme. )


- CAMİDE:
HARİM/MUHAVVATA değil/yerine/= DIŞ AVLU


- CAMP :/yerine KAMP


- CAMPAIGN :/yerine KAMPANYA


- CAMPUS :/yerine KAMPÜS


- CAN SIKINTISINDAN (DOLAYI) YEMEK ile/değil/yerine AÇLIKTAN (DOLAYI) YEMEK


- CAN :/yerine -EBİLMEK, KONSERVE


- CANADIAN :/yerine KANADALI


- ÇANAK TUTMA(MA)K ile/ve/değil/yerine MEYDAN VERME(ME)K


- CAN/ÂN" ile/değil/yerine CAN ve CANAN


- CANCER :/yerine KANSER


- CANCERS değil/yerine/= YENGEÇ BURCU


- CANDIDATE :/yerine ADAY


- CAN/HAYAT değil/yerine/= DİRİM/YAŞAY


- CANHIRAŞ değil/yerine/= İÇYAKAN


- CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK


- CANINI ÇIKARMAK ile/değil/yerine/>< TADINI ÇIKARMAK


- CANLI/CANSIZ ile/ve/değil/yerine VAROLAN


- YAYINLARDA:
CANLI ile/ve/değil/yerine NAKLEN


- CANLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNÇLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNCİNİN BİLİNCİNDE OLAN/OLABİLEN

( Uyurken. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< "Uyurgezer". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Uyanıkken. )

( Bitki. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Hayvan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )


- CANLI ile/ve/yerine VAROLAN

( ALIVE vs./and EXIST
EXIST instead of ALIVE )


- cap.[Lat. < CAPE] değil/yerine/= ALINIZ


- CAP :/yerine ŞAPKA


- CAPABILITY :/yerine YETENEK


- CAPABLE OF DISCRİMINATING[İng.] değil/yerine/= ERGINLİK VE SEZGINLİK


- CAPABLE :/yerine YETENEKLİ


- CAPACITY :/yerine KAPASİTE


- CAPITAL :/yerine BAŞKENT, SERMAYE


- CAPR/COMPUTER AIDED PATIENT REGISTRATION değil/yerine/= BİLGİSAYAR DESTEKLİ SAYRI KAYDI


- CAPRICORN değil/yerine/= OĞLAK BURCU


- caps. amyl.[Lat. < CAPSULA AMYLACEA] değil/yerine/= KAŞE


- caps.[Lat. < CAPSULA] değil/yerine/= KAPSÜL


- CAPTAIN :/yerine KAPTAN


- CAPTURE :/yerine ELE GEÇİRMEK


- CAR :/yerine ARABA


- CARBON :/yerine KARBON


- CARD :/yerine KART


- CARDIOVERTER-DEFİBRİLLATOR değil/yerine/= YÜREK İÇİ DİZEMDÜZELTİR


- CARE :/yerine BAKIM, İLGİLENMEK


- ÇARE[Fars.] değil/yerine/= ÇÖZGE


- ÇARE değil/yerine/= UMAR


- CAREER :/yerine KARİYER


- CAREFUL :/yerine DİKKATLİ


- CAREFULLY :/yerine DİKKATLİCE


- ÇARESİZ KALMAK ile/ve/değil/yerine/<> ÜMİTLİ OLMAK


- ÇARESİZLİK ile/yerine KOŞULSUZLUK

( HELPLESS vs. UNCONDITIONALNESS
UNCONDITIONALNESS instead of HELPLESS )


- ÇARESİZLİK ile/ve/değil/yerine/<> SABIR


- CARİ HESAP değil/yerine/= SÜREN SAYIŞ


- CÂRİ MASRAF değil/yerine/= DÖNEM GİDERİ


- CARİ PARA değil/yerine/= GEÇER PARA


- CARİ ÜCRET değil/yerine/= GEÇER ÖDENÇ


- CARİ[Ar.] değil/yerine/= GEÇERLİ/YÜRÜRLÜKTE


- ÇARK ETMEK ile/değil/yerine/>< FARK ETMEK


- ÇARPAN ile/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN

( vs./and/||/<>/but/< VARIABLE
VARIABLE instead of MULTIPLIER )


- ÇARPICI ile/ve/değil/yerine/<> ŞAŞIRTICI


- ÇARPIM CETVELİ yerine ÇARPIM TABLOSU


- ÇARPIŞMAK ile/ve/değil/yerine/>< TARTIŞMAK


- CARRIER :/yerine TAŞIYICI


- CARRY :/yerine TAŞIMAK


- CÂRÛ/CÂRUB[Fars.] değil/yerine/= SÜPÜRGE


- CASE :/yerine DURUM, DAVA


- CASH :/yerine NAKİT


- CAST :/yerine OYUNCU KADROSU, ATMAK


- CASTING[İng.] değil/yerine/= DENEME ÇEKİMİ/OYUNCU SEÇİMİ


- CASUS[Ar.]/AJAN[Fr./İng. < AGENT] değil/yerine/= ÇAŞIT


- CASUSLUK YAPMAK değil/yerine/= ÇAŞITLAMAK


- CAT :/yerine KEDİ


- catapl.[Lat. < CATAPLASMA] değil/yerine/= LAPA


- CATCH :/yerine YAKALAMAK


- CATEGORY :/yerine KATEGORİ


- CATERING[İng.] değil/yerine/= TOPLU YEMEK SUNUMU


- CATHOLIC :/yerine KATOLİK


- ÇATIŞAN(I) ile/değil/yerine BÜTÜNLEYEN(İ)


- ÇATIŞMA değil/yerine/>< ÇALIŞMA


- ÇATIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KESİŞME


- ÇATIŞMA değil/yerine/>< UZLAŞMA


- ÇATIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZLAŞMA BECERİSİ


- ÇATIŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< ÇALIŞMAK


- CAUSE :/yerine SEBEP


- ÇAY değil/yerine IHLAMUR

( ... cum TILIA )


- ÇAY ile/ve/değil/yerine/<> YEŞİL/KÖK ÇAY

( THEA CHINENSIS cum ... )


- CAZİBE/TRAKSİYON değil/yerine/= ÇEKİM


- CAZİBE[Ar.] değil/yerine/= ALIMLILIK/ALBENİ


- CAZİBE değil/yerine/= ÇEKİCİLİK/ALIM/ALIMLILIK/ALBENİ


- CAZİP/CAZİBELİ/CAZİBEDAR değil/yerine/= ÇEKİCİ/ALIMLI/ALBENİLİ


- CAZİP[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİM


- CBCT/CONE BEAM COMPUTERIZED/COMPUTED TOMOGRAPHY değil/yerine/= KONİ IŞINLI BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ


- CBIRS/CONTENT-BASED IMAGE RETRIEVAL SYSTEM değil/yerine/= İÇERİK TABANLI GÖRÜNTÜ ERİŞİM SİSTEMİ


- CBS/GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEM değil/yerine/= COĞRAFİ BİLGİ DÜZENİ


- cc[Lat. < CENTIMETRUM CUBICUM] değil/yerine/= SANTİMETRE KÜP


- CC/CORRELATION COEFFICIENT | CLOUD COMPUTING değil/yerine/= KORELASYON KATSAYISI | BULUT BİLİŞİM


- CCMM/CONTİNUITY OF CARE MATURITY MODEL değil/yerine/= BAKIM OLGUNLUĞUNUN SÜREKLİLİĞİ MODELİ


- CCTA/CORONARY COMPUTERIZED TOMOGRAPHY-ANGIOGRAHY, CORONARY COMPUTED TOMOGRAPHY-ANGIOGRAHY değil/yerine/= KORONER BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ ANJIOGRAFİ


- CDC/CENTERS FOR DISEASE CONTROL AND PREVENTION değil/yerine/= HASTALIK KONTROL VE ÖNLEME MERKEZLERİ(ABD)


- CDSS/CLINICAL DECİSION SUPPORT SYSTEM değil/yerine/= KLINİK KARAR DESTEK DÜZENİ


- CEBE[< Fars.] değil/yerine/= ZIRH, SİLAH


- CEBERÛT/LUK / ZORBALIK değil/yerine/= GÜCEGEN/LİK


- CEBÎN[Ar.] değil/yerine/= KORKAK, YÜREKSİZ | ALÇAK | ALIN


- CEBİR değil/yerine/= GÜCER


- CEB(İ)R[Ar.] değil/yerine/= ZOR, ZORLAMA | DÜZELTME, TAMİR ETME


- CEBR ile/ve/değil/yerine/<>/< CEZB

( Dışsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçsel. )


- CEBREN değil/yerine/= GÜCERLE


- CEBRÎ İCRA değil/yerine/= GÜCERLE TÜZRE


- CEBRÎ SATIM değil/yerine/= GÜCERLE SATIM


- CEDEL ile/değil/yerine/<> BURHAN

( Bir bilginin, yanlışları göstermesi. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> Savını temellendirmek. )


- CEFÂKÂR değil/yerine/= KIRAV/CI


- CEFÂKEŞ değil/yerine/= KIRAVÇEKEN


- CEFÂLI değil/yerine/= KIRAVLI


- CEHÂLET KİBARLIĞI ile/değil/yerine KİBARLIK

( "Kibarlığını" yüzüne-gözüne bulaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanını, zeminini, gerektiği kadar ve ölçüsünü bilerek/tutturarak, bilinçle. )


- CEHÂLET["CAHÂLET" değil!] ile/ve/yerine/değil İLİM

( Dönüp dolaşmak. İLE Bilinenden bilinmeyene gitmek. )

( Dünyaya sizin cahilliğe son vermenizden daha çok yardımı olabilecek bir başka şey yoktur. )

( İLMİ: - Ya Öğreten, - Ya öğrenen, - Ya seven olmak gerek. )

( İlmin saati, feyzi belirli olmaz. )

( İlim öğrendikçe, ilim onun niyetini tashih eder. )

( There is nothing that can help the world more than your putting an end to ignorance. )

( [not] IGNORANCE vs./and/but KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of IGNORANCE )


- CEHD değil/yerine/= ÇALIŞMA, ÇABALAMA


- CEILING :/yerine TAVAN


- ÇEK AUT[İng. < CHECK-OUT] değil/yerine/= ÇIKIŞ İŞLEMİ


- ÇEK CUMHURİYETİ değil/yerine/> ÇEKYA[CZECHIA]


- ÇEKAP/CHECK-UP[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK TARAMASI/YOKLAMASI, TÜM/TAM BAKIM


- CEKET yerine/değil YEN


- ÇEKİMİN/KAMERANIN:
ÖNÜNDEN GEÇMEK değil/yerine/>< ARKASINDAN GEÇMEK


- ÇEKİNCE ile/değil/yerine SAYGI

( [not] AVOID vs./but RESPECT
RESPECT instead of AVOID )


- ÇEKİNGEN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MESAFELİ/LİK


- ÇEKİŞME değil/yerine/>< UYUM


- BOŞANMA:
ÇEKİŞMELİ ile/değil/yerine/>< ANTLAŞMALI


- CELÂLLENMEK değil/yerine/= ÖFKELENMEK


- CELB-İ MENÂFİ değil/yerine/>< DEF-İ MEFÂSID

( Yanlışları önlemek ve işlememek; çıkarları, iyilikleri getirmek ve işlemekten öncelik kazanır. )

( Def-i mefâsıd, celb-i menâfiden evlâdır. )


- CELEBRATE :/yerine KUTLAMAK


- CELEBRATION :/yerine KUTLAMA


- CELEBRITY :/yerine ÜNLÜ


- CELEP/CELEB[Ar.] değil/yerine/= İÇOĞLANI

( Saraylarda, çeşitli devlet hizmeti için aday olarak yetiştirilen gençlere verilen ad. )


- CELESÂT-I ÂTÎ değil/yerine/= GELECEK OTURUMLAR


- CELESTIAL değil/yerine/= GÖK,GÖKÇE, GÖK İLE İLGİLİ


- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine EYTİŞİM

( CONTRADICTION vs. DIALECTIC )


- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLİŞKİ

( [not] CONTRADICTION vs./and/but/||/<>/< RELATION
RELATION instead of CONTRADICTION )


- ÇELİŞKİ ile/değil/yerine/>< İLİŞKİ


- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYUMSUZLUK


- CELL :/yerine HÜCRE


- CELLAT[Ar. < CELLAD] değil/yerine/= ÖLDÜRMEN


- CELSE[Ar.] değil/yerine/= DURUŞMA/OTURUM


- CEMİYET değil/yerine/= DERNEK


- CEN/COMİTÉ EUROPÉEN DE NORMALISATION, EUROPEAN COMMİTTEE FOR STANDARDIZATION değil/yerine/= AVRUPA STANDARTLAR KURULU


- CENAZEYE GİDİYORUM ile/değil/yerine AĞLAMAYA GİDİYORUM

( Lazlar ve Mingreller, cenazenin adı yerine halini ifade etmeyi tercih ederler. )


- ÇEMBER/ÇENBER[Fars.] değil/yerine/= DÖNGE


- ÇENEYİ "ÇALIŞTIRMAK" değil/yerine ELİNİ "ÇALIŞTIRMAK"


- ÇENEYİ KULLANMADA:
(FAZLA) KONUŞMAK İÇİN ile/ve/değil/yerine ÇİĞNEMEK İÇİN


- CENİN[Ar.] değil/yerine/= DÖLÜT/DÖL


- CENTER :/yerine MERKEZ


- CENTRAL :/yerine MERKEZİ


- CENTURY :/yerine YÜZYIL


- CEO :/yerine CEO


- CEP TEL'DA:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK değil/yerine KULAKLIĞIYLA KULLANMAK

( [not] TO USE EARPHONELESS - TO USE WITH EARPHONE/WIRELESS :ON MOBILE PHONES) ( TO USE WITH EARPHONE/WIRELESS instead of TO USE EARPHONELESS :ON MOBILE PHONES )


- CEP TELEFONU'NDA:
SELÂMLAŞMA/HATIR yerine DOĞRUDAN KONUYU KONUŞMAK

( TO TALK DIRECTLY THE SUBJECT instead of TO GREET :ON MOBILE PHONES )


- ÇER değil/yerine/= SATRANÇ


- ÇERAG/Ğ[Fars.]/ÇIRA değil/yerine/= KANDİL, MUM, IŞIK | OTLAMA, OTLAK


- CERAHAT ile/değil/yerine/>< CEMAAT


- CEREMONY :/yerine TÖREN


- CEREYAN değil/yerine/= AKIM


- ÇERH[Fars. < ÇARH/ÇERYH]/FELEK[Ar.] değil/yerine/= ÇARK


- CERTAIN :/yerine BELİRLİ


- CERTAINLY :/yerine KESİNLİKLE


- CESARET ETMEK değil/yerine/= GÖZE ALMAK


- CESÂRET ile/ve/değil/yerine ŞEHÂMET

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Akıllıca olan cesâret. )

( [not] COURAGE vs./and/but REASONAL COURAGE
REASONAL COURAGE instead of COURAGE )


- CESARET değil/yerine/= YÜREKLİLİK/GÖZÜPEKLİK


- CESARETLEN(DİR)MEK değil/yerine/= YÜREKLEN(DİR)MEK


- CESET/NAAŞ[Ar. < NA'Ş] değil/yerine/= ÖLÜYİN/GÖVRE


- (ÇEŞİTLİ) BİTKİSEL/HAYVANSAL YAĞLAR yerine ZEYTİNYAĞI!

( )


- ÇEŞİTLİLİK ile/yerine MÜZİK

( Çeşitlilik alışkanlıklarda aşırılık doğurur, gövdede ise hastalık. İLE/YERİNE Müzikte sadelik, kişilere ağırbaşlılık, gövde eğitiminde ise gövdelere sağlık verir. )


- CESUR/CESURCA değil/yerine/= YÜREKLİ/KORKUSUZ/GÖZÜPEK


- CESUR ÖNDERİN ANLATACAĞI:
"BAŞARI/SIZLIK" değil/yerine/< GELİŞİM


- ÇETE[Bulg.] ile/değil/yerine/||/<>/< ÖRGÜT

( Yasa dışı işler yapmak ya da etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk. | Ordu birliklerinden olmayan silahlı küçük birlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ortak bir amacı ya da işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların ya da kişilerin oluşturduğu birlik. | Bir kuruluşa bağlı alt bölümlerin bütünü. )


- CETVEL değil/yerine/= ÇİZELGE


- CETVEL değil/yerine/= ÇİZGİLİK/ÇİZGEÇ


- CETVEL/LİSTE değil/yerine/= DİZELGE


- CEVAZ BAHŞ değil/yerine/= OLUR VEREN


- CEVAZ değil/yerine/= OLUR


- CEVÂZ-I İSTİHDAM değil/yerine/= İŞLENDİRME OLURU


- CEVHER[Ar.] değil/yerine/= TÖZ


- ÇEVİRİ ile/ve/yerine TÜRKÇELEŞTİRME


- ÇEVİRİDEN OKUMAK ile/ve/değil/yerine İLK KAYNAKTAN OKUMAK


- ÇEVRE İÇİN YAŞAMAK değil/yerine ÇEVRE İLE BİRLİKTE YAŞAMAK


- ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK değil/yerine/= ÇEVRE VE URELCİLİK


- ÇEVREMDEKİ ON(10) KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE YAPARIM/ALIRIM değil/yerine ÇEVREMDEKİ ON(10) KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE KENDİMİ YAPAR/ALIR BULUYORUM


- CEZA:
AMAÇ değil/yerine/>< ARAÇ

( [bkz.] CESARE BECCARIA[15 Mart 1738 - 28 Kasım 1794] )


- CEZA:
GELECEĞE YÖNELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEÇMİŞE DÖNÜK


- CEZA SAHASI değil/yerine/= KIZIT ALANI


- CEZA:
SUÇ İŞLEDİĞİNDEN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SUÇ İŞLENMEMESİ İÇİN


- CEZA YARGILAMASINDA:
CEZA KARARNAMESİ ile/değil/yerine/||/<>/> BASİT YARGILAMA USÛLÜ

( )

( )

( )


- CEZÂ ile/ve/değil/yerine/||/<> CEFÂ

Bugün[17 Ekim 2025]
itibarı ile 16.892 başlık/FaRk ile birlikte,
16.892 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(11/69)