ve (... ve ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(64/90)
- ÖZ ile/ve ÇEKİRDEK
( ESSENCE vs./and CORE )
- ÖZ ile/ve DOĞA
( ESSENCE vs./and NATURE )
- ÖZ ve/||/<>/= DÜŞÜNCE
- ÖZ ile/ve ENGİN
( ESSENCE vs./and VAST )
- ÖZ ile/ve EVRENSEL ÖZ
( ESSENCE vs./and UNIVERSAL ESSENCE )
- ÖZ ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- ÖZ ve/=/||/<>/>/< GÖZ ve/=/||/<>/>/< SÖZ
( Özü ağlamayanın, gözü ağlamaz. )
( Benzi sarı, gözleri yaş; hali bilen, dertli kar(ın)daş/arkadaş. )
- ÖZ ile/ve İÇ
( ESSENCE vs./and INSIDE )
- ÖZ ile/ve/<> NİTELİK
( ESSENCE vs./and/<> QUALITY )
- ÖZ ile/ve NOKTA
( ESSENCE vs./and POINT )
- OZ ile/ve/||/<>/< ONS
(
OZ ve ONS
Etimolojik Köken ve Dilsel Evrim
ONS (Ounce) Sözcüğünün Yolculuğu:
UNCIA (Latince) > UNCE (Eski Fransızca) > OUNCE (Orta İngilizce) > OUNCE (Modern İngilizce)
OZ Kısaltmasının Kökeni:
UNCIA (Latince) > ONZA (İtalyanca) > OZ (Kısaltma)
| Dil/Dönem | Terim | Anlamı | Tarihsel Bağlam |
|---|---|---|---|
| Klasik Latince | uncia | "On ikide bir" (1/12) | Roma pound'u (libra) 12 uncia'ya bölünürdü |
| Orta Çağ Latincesi | untia/onza | Ağırlık birimi | Ticaret dilinde standardizasyon |
| Eski Fransızca (12. yy) | unce | 1/12 pound | Norman İstilası ile İngiltere'ye geçiş |
| İtalyanca (13. yy) | onza/oncia | Ağırlık ve oylum birimi | Venedik ve Ceneviz ticaret ağları |
| Orta İngilizce (14. yy) | ounce/unce | Ağırlık birimi | Ticaret ve zanaat gildelerinde kullanım |
| Modern Kullanım | ounce (oz) | 28.35 gram (avoirdupois) | Uluslararası ticaret standardı |
Neden "OZ" Kısaltması Kullanılır?
| Neden | Açıklama | Örnek/Ayrıntı |
|---|---|---|
| Ticari Köken | İtalyan ticaret cumhuriyetlerinin etkisi | 13 - 15. yy Venedik, Cenova, Floransa ticaret ağları "onza" terimini yaydı |
| Karışıklık Önleme | "on" kısaltması sayı ile karışabilirdi | "10 on" yazımı → "10" mu "10 ons" mu belirsizliği |
| Standardizasyon | Uluslararası kabul görmüş kısaltma | ISO standartlarında "oz" kabul edilmiştir |
| Çoğul Kullanım | Tekil ve çoğul için aynı biçim | 1 oz, 16 oz (ozs ya da ozes denmez) |
Farklı Ons Düzenleri ve Kullanım Alanları
| Düzen | Simge | Gram | Mililitre | Pound İlişkisi | Kullanım Alanı |
|---|---|---|---|---|---|
| Avoirdupois Ons | oz / oz av | 28.349523125 g | - | 1 lb = 16 oz | Genel ağırlık (ABD/İngiltere) |
| Troy Ons | oz t / ozt | 31.1034768 g | - | 1 lb t = 12 oz t | Altın, gümüş, platin fiyatlaması |
| Sıvı Ons (ABD) | fl oz (US) | - | 29.5735295625 ml | 1 US gal = 128 fl oz | ABD sıvı ölçümleri |
| Sıvı Ons (İmparatorluk) | fl oz (Imp) | - | 28.4130625 ml | 1 Imp gal = 160 fl oz | İngiltere sıvı ölçümleri |
| Apothecary Ons | ℥ / oz ap | 31.1034768 g | — | 1 lb ap = 12 ℥ | Tarihi eczacılık (artık kullanılmıyor) |
| Maria Theresa Ons | oz MT | 28.0668 g | - | - | Etiyopya, Eritre (tarihi) |
Değerli Metal Ticaretinde Troy Ons
| Metal | Piyasa Simgesi | Standart Bar Ağırlığı | Fiyatlama | Saflık Standardı |
|---|---|---|---|---|
| Altın | XAU/USD | 400 oz t (12.4 kg) | $/oz t | 999.9 (24 karat) |
| Gümüş | XAG/USD | 1000 oz t (31.1 kg) | $/oz t | 999.0 |
| Platin | XPT/USD | 50 oz t (1.55 kg) | $/oz t | 999.5 |
| Paladyum | XPD/USD | 100 oz t (3.11 kg) | $/oz t | 999.5 |
Uygulama Dönüşüm Tablosu
Dünya Genelinde Kullanım
| Ülke/Bölge | Resmi Düzen | Ons Kullanımı | Özel Durumlar |
|---|---|---|---|
| ABD | Imperial/US Customary | Yaygın kullanım | Gıda etiketlerinde hem oz, hem de gram |
| İngiltere | Metrik (resmi) | Halk arasında hâlâ kullanımda | Bira imperial pint (20 fl oz) ile satılır |
| Kanada | Metrik | ABD ürünlerinde | Çift etiketleme zorunlu |
| Avrupa Birliği | Metrik | Sadece değerli metaller | Troy ons altın ticaretinde |
| Türkiye | Metrik | Altın piyasasında | "Ons altın" tabiri yaygın |
| Çin | Metrik | Uluslararası ticarette | Geleneksel "liang" (两) hâlâ kullanımda |
Tarihsel Gelişim Kronolojisi
Hassas Matematiksel Dönüşümler
Temel Dönüşüm Formülleri:
Avoirdupois: 1 oz = 28.349523125 gram (tam değer)
Troy: 1 oz t = 31.1034768 gram (tam değer)
Troy/Avoirdupois oranı: 1 oz t = 1.09714286 oz av
1 pound (av) = 16 oz = 453.59237 gram
1 pound (troy) = 12 oz t = 373.2417216 gram
1 kilogram = 35.27396195 oz (avoirdupois)
1 kilogram = 32.15074657 oz t (troy)
Mutfak ve Gıda Alanında Kullanım
| Ürün Sınıfı | Tipik Ölçüler (oz) | Metrik Karşılık | Örnek Ürünler |
|---|---|---|---|
| İçecekler (Kutu) | 12 fl oz | 355 ml | Meyve suyu |
| Bebek Maması | 4 oz, 8 oz, 32 oz | 113 g, 227 g, 907 g | Hazır mama, biberon ölçüleri |
Önemli Veri ve İpuçları:
- Altın Alımında: Daima troy ons (31.1 gram) kullanılır, avoirdupois ons (28.35 gram) değil!
- İlaç Dozajında: Modern tıpta gram/miligram kullanılır, eski apothecary ons artık kullanılmaz.
- Havacılıkta: Yakıt ağırlığı hâlâ pound/ons ile ölçülür (özellikle ABD yapımı uçaklarda).
- E-ticaret: Uluslararası kargo ağırlıkları genelde iki düzende de belirtilir.
- Spor Ekipmanları: Boks eldivenleri, bowling topları hâlâ oz ile ölçülür (10 oz, 12 oz, 16 oz eldiven gibi).
- Parfüm Endüstrisi: Sıvı ons (fl oz) yaygın kullanımdadır (1.7 fl oz, 3.4 fl oz şişeler).
Bilimsel ve Teknik Alanlarda Kullanım
| Alan | Kullanım Biçimi | Standart | Bilgi |
|---|---|---|---|
| Kimya | Nadiren | SI (gram/mol) | Sadece eski Amerikan literatüründe |
| Farmasötik | Tarihi referans | Metrik | FDA etiketlerinde gram zorunlu |
| Havacılık | Yaygın | Pound/Ons | Fuel weight, payload calculations |
| Metalurji | Değerli metaller | Troy ons | LBMA, COMEX standartları |
| Gıda Bilimi | ABD/İngiltere | Çift düzen | Beslenme etiketlerinde ikisi de |
- ÖZ ile/ve/<> SONRADAN OLAN
( Kişiyi özünden uzaklaştıran, kişinin dünyasıdır. )
( ... ile/ve/<> LÂHİK )
( ESSENCE vs./and/<> LATER )
- ÖZ ile/ve/değil SÜREKLİLİK
- ÖZ ile/ve/||/<>/>/< TÖZ
( Özgürlük. İLE/VE/||/<>/>/< Zorunluluk. )
( Mâhiyet. İLE/VE/||/<>/>/< Cevher. )
( Güneş nasıl karanlığı bilmezse, Öz de Öz Olmayan'ı bilmez. )
( Mutluluk, özünüzden (gerçek varlığınızdan) gelir ve ancak onda bulunabilir. )
( Benlik sevgisinin yerine Öz'ün sevgisini koyun, o zaman manzara değişir. )
( Var olan herşeyin özü ve cevherisiniz. )
( Töz, kendinde olan ve kavranandır. )
( Töz, bir çokluk olamaz. )
( ÖZ: CEVHER[filozoflarda] | MÂHİYET[mantıkçılarda] | ZÂT[kelâmcılarda] | LÜBB[sufilerde] | EGO/SELF/NOMEN[psikolojide] )
( As the sun knows not darkness, so does the self know not the non-self.
Happiness comes from the self and can be found in the self only.
Replace self-love by love of the Self and the picture changes.
Understand that you are both, the essence and the substance of all there is. )
( Tözün gerçekleşmesi. )
( ESSENCE vs./and/||/<>/>/< SUBSTANCE )
( SUBSTRATUM cum/et/||/<>/>/< SUBSTANTIA )
( OUSIA ile/ve/||/<>/>/< ... )
( XING ile/ve/||/<>/>/< ... )
- ÖZ ile/ve/değil UZAM
( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )
( [not] ESSENCE vs./and/but EXTENT )
- OZAN ile/ve EZAN
- ÖZBEKİSTAN ve/<> KARAKALPAK CUMHURİYETİ
( ... VE/<> Özbekistan'ın içinde bulunan özerk bir bölge. [Başkenti Nukus'tur.][Aral Gölü, bu bölgede yer almaktadır.] )
- ÖZBESLENEN ile/ve/||/<>/> DIŞBESLENEN/DIŞBESLEK/ARDIBESLEK/HETEROTROF
( Fotosentez ile. İLE/VE/||/<>/> Solunum ile. )
( Dünyada, dışbeslenenler[hayvan/insan] olmasaydı, bitkiler, karbondioksit kaynaklarını kısa sürede tüketirdi. )
( Bitkiler. İLE/VE/||/<>/> Hayvan/insan. )
( Üreticiler. İLE/VE/||/<>/> Tüketiciler. )
( AUTOTROPH vs./and/||/<>/> HETEROTROPH )
- ÖZBİLİNÇ ile/ve/=/<> ÖZGÜRLÜK ile/ve/=/<> ÖZGÜNLÜK
( Özgürlük, özgünlüktür. )
( ESERLERDE: Kayıtsız, bireysel. İLE/VE/=/<> Öncekilere(kaynakçalara) bağlılık üzerine/üzerinden. )
- ÖZCÜ VAROLUŞ DÜŞÜNCESİ ve/||/<>/> DOĞANIN MANTIKSAL ALGILANMASINDA, MATEMATİĞİN ÖNEMİ/YERİ
- ÖZDEĞİN YOK EDİLEMEZLİĞİ ve/||/<> DEVİMİN SÜREKLİLİĞİ ve/||/<> KUVVETİN SÜREKLİLİĞİ
- ÖZDEŞ ile/ve/<>/değil/yerine DENK
- ÖZDEŞİM ile/ve/||/<> YANSITMALI ÖZDEŞİM
- ÖZDEŞLEŞMEK ile/ve "HEMHAL OLMAK"
- ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/||/<> KÖRLÜK
- ÖZDEŞLEŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EŞLEŞTİRMEK
- ÖZDEŞLİK ile/ve/||/<> AYRIM
- ÖZDEŞLİK ile/ve AYRIŞ(TIR)MAK
( IDENTITY vs./and TO DECOMPOSE )
- ÖZDEŞLİK ile/ve BENZERLİK
( Birbirine benzeyen şeyler, birbirinin aynı değildir! )
( IDENTITY vs./and SIMILARITY/RESEMBLANCE )
- ÖZDEŞLİK ile/ve/||/<> BİREYSELLİK
- ÖZDEŞ/LİK ile/ve BİRİCİK/LİK
( IDENTITY vs./and UNIQUE )
- ÖZDEŞLİK ile/ve BİRLİK
- ÖZDEŞ/LİK ile/ve BÜTÜN/LÜK
- ÖZDEŞLİK ile/ve ÇELİŞMEZLİK ile/ve 3. OLASILIĞIN/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI
( Bir şey, hem siyah, hem de siyah olmayan olamaz.
A=B ve A=B' ==> muhal[olması, gerçekleşmesi olanaksız]
İLE
Bir şey, ya siyahtır ya da siyah olmayandır.
A=B ya da A=B' ==> zorunlu )
( LAW OF IDENTITY vs./and LAW OF NONCONTRADICTION vs./and TERTIUM NONDATUR, EXCLUDED THIRD/MIDDLE )
( ... cum/et NONCONTRADICTIO cum/et PRINCIPIUM TERTII EXCLUSI/TERTIUM NONDATUR )
- ÖZDEŞLİK ile/ve EŞİTLİK
- ÖZDEŞLİK ile/ve İÇ BÜTÜNLÜK
( IDENTITY vs./and INNER INTEGRITY )
- ÖZDEŞ/LİK ile/ve TÜRDEŞ/LİK ile/ve SÜREKLİ/LİK ile/ve KURALLI/LIK
( IDENTITY vs./and HOMOGENEITY vs./and CONTINUITY vs./and REGULAR/NESS )
- ÖZDEŞLİK ile/ve ÜYELİK
- ÖZEK/MERKEZ[Ar.] ile/ve ODAK
( CENTER vs./and FOCAL POINT )
- ÖZEL BİR ... ile/ve/değil/yerine/||/<> BELİRGİN BİR ...
- ÖZEL DUYULAR ile/ve/<> YÜZEYEL DUYULAR ile/ve/<> DERİN DUYULAR ile/ve/<> İÇ DUYULAR
- ÖZEL EĞİTİM ile/ve/+/||/<>/>/< KENDİNİ GELİŞTİRMEK
- ÖZEL HUKUK ile/ve/||/<> KAMU HUKUKU
- ÖZEL KÜME ile/ve/değil/||/<> ALT KÜME
- ÖZEL YAŞAM ile/ve/değil GİZLİ YAŞAM
- ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ ve/||/<> MUTLULUĞU ARAMA HAKKI
- ÖZEL ile/ve/||/<> AYRICALIK/LI
- ÖZEL ile/ve/değil/yerine/||/<> AYRINTI
- ÖZEL ile/ve/değil/||/<>/< DUYARLI/LIK
- ÖZEL ile/ve/<>/hem de GÖZEL
( SPECIAL vs./and/<>/also BEAUTIFUL )
- ÖZEL ile/ve/<> KİŞİSEL
( PRIVATE vs. PERSONAL )
- ÖZEL ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖZELLİĞİ OLAN
- ÖZEL ile/ve/değil ÖZGÜN
- ÖZEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZNEL/LİK
- ÖZEL ile/ve/||/<> SINIRLANDIRICI
- ÖZEL ile/ve/||/<> SINIRLI
( vs./and/||/<> BOUNDED )
- ÖZEL ile/ve/değil/yerine SIRADIŞI
( [not] SPECIAL vs./and/but EXTRAORDINARY
EXTRAORDINARY instead of SPECIAL )
- ÖZELDE ile/ve "DAR ANLAMDA"
- ÖZELEŞTİRİ ile/ve PİŞMANLIK
( SELF-CRITICISM vs./and REGRET )
- ÖZELLİK:
AYRIŞTIRAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLEŞTİREN
- ÖZELLİK ile/ve AYIRICI ÖZELLİK
( FEATURE vs./and DISTINCTIVE FEATURE )
( ... ile/ve PRTHAKTVA )
- ÖZELLİK ile/ve AYRICALILIK
( PECULIARITY/SPECIALITY vs./and PRIVILEGENESS )
- ÖZELLİK ile/ve/değil DURUM
- ÖZELLİK ile/ve GÜZELLİK
( SPECIALITY vs./and BEAUTY )
- ÖZELLİK ile/ve/değil/||/<>/< OLANAK
- ÖZELLİK ile/ve/||/<> VURGU
- ÖZEL/LİKLİ ile/ve AYRICALIKLI
- ÖZEN/ÇABA/EMEK:
OLABİLECEK EN ÜST SEVİYE ile/ve/||/<> (AYRI AYRI) BENİM/SENİN/ONUN YAPABİLECEĞİ EN ÜST SEVİYE
- ÖZEN (GÖSTERMEK) ile/ve/<> ÖNEM (VERMEK)
( TO TAKE PAINS vs./and/<> TO ATTACH IMPORTANCE )
- ÖZEN GÖSTERMEYE:
ÇALIŞIRIM ile/ve/<> ÇALIŞAYIM
- ÖZEN ve/||/<>/> IŞIMA/AYDINLATMA/AYDINLANMA
- ÖZEN ve/||/<> ONAT
( ... VE/||/<> Özenli, düzgün. | Yararlı. | Dürüst, iyi ahlâklı. )
- ÖZEN ve/<> ÖZÜMSEME
- ÖZEN ile/ve/||/<> SAYGI
( EPIMELEIA ||/<> ... )
- ÖZEN ve/||/<>/>/< ŞİDDETSİZLİK
- ÖZEN ile/ve/||/<>/>/< TUTARLILIK
- ÖZENDİRME ile/ve/değil/yerine (SADECE) ANLATIM
( [not] TO ENCOURAGE vs./and/but (ONLY) EXPLAINING
(ONLY) EXPLAINING instead of TO ENCOURAGE )
- ÖZEN/ÖZENME ile/ve/||/<> TERESSÜL[< RESEL]
( ... İLE/VE/||/<> Yavaş yavaş, dikkatle görme. | Harflerin mahreçlerine ve kısaltılıp uzatılmalarına uyma. )
- [ne yazık ki]
ÖZENSİZ ÜRETİM ve/||/<>/> SINIRSIZ TÜKETİM
- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/<> HAZIRLIKSIZ/LIK
- ÖZENSİZLİK ile/ve/<> KANIKSAMA
- [ne yazık ki]
ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<> SAYGISIZ/LIK
- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/> UMURSAMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SIRADAN/LIK ile/ve/||/<>/> BOŞVERMİŞ/LİK
- ÖZERK GÖZE ÖLÜMÜ/OTOFAJİ ile/ve/||/<>/> GÖZE ÖLÜMÜ/APOPTOZ
( Gözenin, kendi bileşenlerini ve proteinlerini parçalayıp yeniden kullanması. İLE/VE/||/<>/> Gözenin, programlı ölümü. )
- ÖZERKLİK:
BİREYSEL ve/||/<> BİLİSEL(ENFORMASYONEL)
- ÖZERK/LİK ve/<> BİLİNÇLİ/LİK
- ÖZERKLİK ve/||/=/<> GÖRELİ ÖZGÜRLÜK
- ÖZET ile/ve/||/<> GİRİŞ
( vs./and/||/<> INTRODUCTION )
- ÖZET ile/ve ÖRNEK
( SUMMARY vs. EXAMPLE )
- ÖZET ile/ve TEKRAR
( SUMMARY vs./and REPETITION )
- ÖZETLEMEK ile/ve "TOPARLAMAK"
- ÖZGEÇMİŞ ile/ve/değil/+/||/<>/> ÖZGELECEK
- ÖZGÜ ile/ve ÖVGÜ
- ÖZGÜN ZEMİN ile/ve/> YETKİN HEDEF
( AUTHENTIC/ORIGINAL GROUND vs./and/> PERFECT GOAL/TARGET )
- ÖZGÜN ile/ve/<>/|| FARKLI
- ÖZGÜN ile/ve YENİ
( ORIGINAL/AUTHENTIC vs./and NEW )
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BEN/LİK
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/<> BENZERSİZ/LİK
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/||/<> EŞSİZ/LİK
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/değil ÖZGÜL/LÜK
( Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan. | Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. | Çeviri olmayan, asıl olan. İLE/VE/DEĞİL Bir türle ilgili, bir türe ait. )
( ÖZGÜL AĞIRLIK: Bir nesnenin, 1 cm³ oylumundaki parçasını ağırlığı. [Sadece suyun özgül ağırlığı, 1'dir.]
Özgül Ağırlık...
Özgül sözcüğü, Türkçede "kendine özgü", "özellikle o var olana ya da duruma ait" anlamında kullanılır. Fizikte ise bir niceliğin, belirli birim kütleye ya da oyluma düşen oranını tanımlar.
Özgül Ağırlık Tanımı
Özgül ağırlık, bir nesnenin birim oylumunun ağırlığıdır.
- Tanım: 1 cm³ hacmindeki bir nesnenin ağırlığıdır.
- Birim: g/cm³ ya da N/m³ [Newton m³]
SI birim düzeninde, "ağırlık" yerine "kütle" temel alınır. Bu yüzden, özgül ağırlık, çoğu zaman, yoğunlukla karıştırılır.
Su, Neden Referans Alınır?
- 1 atmosfer basınç [deniz seviyesi] ve 4°C'de, 1 cm³ suyun kütlesi yaklaşık 1 gramdır.
- Bu nedenle, suyun yoğunluğu, bu sıcaklıkta, 1 g/cm³ olur.
- Bu sıcaklık ve yoğunluk, özgül ağırlık ölçümleri için kaynak/dayanakça kabul edilir.
Su, sıcaklığa bağlı olarak yoğunluk değiştirir. Örneğin 20°C’de yoğunluğu, yaklaşık 0.998 g/cm³'tür.
Özgül Ağırlık ile Yoğunluk...
- Yoğunluk (ρ): Kütle / Oylum (kg/m³)
- Özgül Ağırlık: Ağırlık / Oylum (N/m³)
Öteki Nesnelerin Özgül Ağırlığı...
- Belirli bir oylumda nesne alınır.
- Tartılarak ağırlığı ölçülür.
- Ağırlık / oylum oranı hesaplanır.
- Su ile karşılaştırılarak göreli özgül ağırlık belirlenebilir.
| Nesne | Yaklaşık Özgül Ağırlık (g/cm³) |
|---|---|
| Su (4°C) | 1.00 |
| Buz | 0.92 |
| Alüminyum | 2.70 |
| Demir | 7.87 |
| Kurşun | 11.34 |
| Cıva | 13.60 |
| Altın | 19.30 |
| Hava (20°C, deniz seviyesi) | 0.0012 |
( ... ile/ve/değil VİSEŞA )
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/||/<>/< ÖZGÜR/LÜK
( Başkalarının özgünlüğünü kabul etmeyenin kendi de özgün ve özgür değildir, olamaz. )
( Özgürlük, özgün olmak içindir. )
( Amaç. İLE/VE/||/<>/< Araç. )
( Son. İLE/VE/||/<>/< Başlangıç. )
( ORIGINAL/AUTHENTIC vs./and/||/<>/< FREE/NESS )
- ÖZGÜNLÜK ile/ve/||/<> ÖZLÜLÜK
( [Yazında/Edebiyatta] Başka hiçbir yazarın üslûbuna benzemeyen, tamamen yeni bir tarzda kaleme alınmış olan yapıtlar. İLE/VE/||/<> Anlaşılması zor tamlamaların yerine kısa ve özlü sözlerin kullanılması.[Amaç, kolay okunan ve akılda kalan veciz şiirlerin yazılmasıdır.] )
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve SANAT/SAL/LIK
- ÖZGÜR FİKİR ve/<> ÖZGÜR VİCDAN ve/<> ÖZGÜR İRFÂN
- ÖZGÜR ile/ve/değil ÖZGÜVENLİ
- ÖZGÜRLEŞME ile/ve/değil/||/<>/> YALNIZLAŞMA
- ÖZGÜRLEŞME ile/ve/||/<>/< YALNIZLAŞMA
- ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİM/EĞİLİM ile/ve/değil/yerine ÖZGÜRLÜĞE YÖNELİM/EĞİLİM
- ÖZGÜRLÜĞÜNÜN" ELİNDEN ALINMASI ile/ve/değil/||/<>/< DAYATMALARIN (ÇOK) OLMASI
- ÖZGÜRLÜĞÜNÜN" ELİNDEN ALINMASI ile/ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜĞÜN ELİNDEN ALINMASI
- ÖZGÜRLÜK:
BAĞIMSIZ OLMAK ile/ve/değil/< ÖZGÜRCE YARATABİLMEK
( Özgürlük bilinci, var oluşu ya da yaşamı duyumsama, özünü, hem özdek, hem de tin olarak algılamadır. )
( Özgürlüğün en yüksek tadı, onun tümüyle yitiminin sınırındadır. )
- ÖZGÜRLÜK ve EŞİTLİK ve KARDEŞLİK
ile/ve/değil/yerine/tersine/önce/||/<>/></<
KARDEŞLİK > EŞİTLİK > ÖZGÜRLÜK
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> AŞK (AHLÂKI) ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN
( Külün, bir daha ateşte yanmadığı gibi, kişi de aşkta yok(fânî) olmuşsa, ne kendi aklına, ne de başkasının aklına aldanır. )
( HİLMİ ZİYA ÜLKEN'in, "AŞK AHLÂKI" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )
( )
( Üzerinde en çok (")düşündüğümüz, konuştuğumuz, beklediğimiz, aradığımız(") ve (")ağladıklarımız(")... )
( FREEDOM and/||/<>/> MORALS OF LOVE and/||/<>/> WISDOM )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve BELİRLENİM
( Dış varlık yasası. İLE/VE Tin'in yasası. )
( FREEDOM vs./and DETERMINATION )
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/< BİRİCİKLİK
- ÖZGÜRLÜK ile/ve CESÂRET
( FREEDOM vs./and COURAGE )
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/= DÜŞÜNCEYİ DÜŞÜNEBİLME BİLGİSİ/OLANAĞI
( Sonsuz. VE/||/<>/= Tekil[ler üzerin(d)e.] )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/hem de/||/<>/< DÜZEN
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<> EŞİTLİK ve/||/<> DAYANIŞMA/KARDEŞLİK
( Aydınlanmanın doğurduğu ilkelerdir. Bunların, topluma yansıması, toplumda karşılık bulması, bir devrim niteliğinde olmakla birlikte, tarihî bir birikimi de gösterir. )
( LIBERTE et/||/<> EGALITE et/||/<> FRATERNITE )
( LIBERTY and/||/<> EQUALITY and/||/<> FRATERNITY/BROTHERHOOD )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/değil/||/<>/> ESNEKLİK
- ÖZGÜRLÜK ve/<>/= ETKİNLİK
( FREEDOM and/<>/= ACTIVITY )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<>/< GÜVENLİK
( FREEDOM vs./and SECURITY )
- ÖZGÜR/LÜK ile/ve GÜZEL/LİK
( FREEDOM vs./and BEAUTY )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<>/< HAK
( Özgürlük, hak ile sınırlanır. | Hak ile sınırlanabilmek. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Haklılığı/karşılığı olmayan tüm düşünce tutumları dışarıda bırakmak. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Özgürlük, salt amaç olamaz. )
( FREEDOM vs./and RIGHT )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve İÇ ÖZGÜRLÜK
( Nedeni, kendinde olmak, kendi dışında olmamak. İLE/VE ... )
( Özgürlük, hiçbir karşılık beklemeksizin yapılan iş/hizmettir. )
( Özgürlük, üzüntüden kurtulmuşluk demektir. )
( Özgürlük, kendini sınırlayabilme gücüdür. )
( Özgürlük, zorunluluğun bilincidir. )
( Özgürlük, ancak ve sadece, tarih ve kültürde olanaklıdır. )
( Özgürlük isteği ve iradesi olmadıkça özgürlük kazanılamaz ve korunamaz da. )
( Özgürlük, bazı yöntemlerin ya da koşulların ustaca uygulanması ya da kullanılması sonucu kazanılmaz. O, nedensel sürecin ötesindedir. Onu hiçbir şey zorlayamaz ya da engelleyemez. )
( Eğer özgür olmak istiyorsanız, özgürlüğe en yakın olan adımı atmayı ihmal etmeyin. )
( Özgürlüğe ulaşmak için çaba göstermelisiniz. )
( Bir şey ile özdeşleşmemek, doğal ve kendiliğinden olursa, o, özgürleşmedir. )
( İhtiras, emel kişiseldir, özgürleşme ise kişisel olandan kurtuluştur. )
( Özgürleşme, keşfetme özgürlüğü demektir. )
( Özgürleşme, bir elde ediş, bir kazanma meselesi değil, bir cesâret meselesidir. )
( Özgürleşme, özgür olduğunuza inanma ve ona göre davranma cesâretidir. )
( Özgürleşme, doğal bir süreçtir ve sonuçta, kaçınılmazdır. Fakat onu şimdi'ye getirmek sizin gücünüz dahilindedir. )
( Özgürleşmede, emelin hem öznesi, hem nesnesi artık yoktur. )
( "Anlayış yoluyla özgürleşme", kadîm ve basit bir yoldur. )
( Özgürlük, terk edişten geçer. )
( Özgürleştirecek olan, açık ve berrak görüştür. )
( Birlik, özgürleştirir; özgürlük, birleştirir. )
( Sükûnet içinde ve bağımlılıklardan kurtulmuş olmak, her türlü kişisel çıkar endişelerinin, her türlü bencilce hesapların erişemeyeceği bir yerde durmak, özgürlüğe ulaşmanın kaçınılmaz şartıdır. )
( Bir kalemin minicik ucu nasıl sayısız resim çizebilirse, öylece, farkındalığın boyutsuz noktası da koskoca evrenin içeriğini çizer. Siz işte o noktayı bulun ve özgür olun. )
( Kişinin, canının istediğini yapma keyfiyeti, bağımlılıktır. Halbuki, kişinin yapması gerekeni, doğru olanı yapma olanağı, gerçek özgürlüktür. )
( Sizi hiçbir şey özgür kılamaz, çünkü siz özgürsünüz. )
( Fincanın içindeki boşluk özgürdür. O ancak fincana ilişkin olarak görüldüğünde, fincanın içinde sayılabilir. )
( Huzuru olan kişi özgür olur ve özgür olan kişi de başkalarını özgürlüğe ulaştırır. )
( Yağmurun izlediği gökgürültüsü, özgürlüğe kavuşmayı simgeler. )
( Unutmak zorunda değiliz; arzu ve korku son bulunca, tutsaklık da biter. )
( Tutsaklığı yaratan, karakter ve mizaç dediğimiz, duygusal bağlılıklar, sempati ve antipatilerin oluşturduğu davranış kalıplarıdır. )
( Unity, liberates; freedom, unites. )
( Freedom is freedom from worry.
You must strive for liberation.
Freedom comes through renunciation.
Non-identification, when natural and spontaneous, is liberation.
If you desire to be free, neglect not the nearest step to freedom.
Ambition is personal, liberation is from the personal.
Liberation is not the result of some means skilfully applied, nor of circumstances. It is beyond the causal process. Nothing can compel it, nothing can prevent it.
In liberation both the subject and the object of ambition are no longer.
Liberation is not an acquisition but a matter of courage.
Liberation is to believe that you are free already and to act on it.
Liberation is a natural process and in the long run, inevitable. But it is within your power to bring it into the now.
The ancient and simple way of liberation through understanding.
It is clarity that is liberating.
As the tiny point of a pencil can draw innumerable pictures, so does the dimensionless point of awareness draw the contents of the vast universe.
To be quite detached, beyond the reach of all self-concern, all selfish consideration, is an inescapable condition of liberation.
Nothing can set you free, because you are free.
Freedom cannot be gained nor kept without will-to-freedom.
Freedom to do what one likes is really bondage, while being free to do what one must, what is right, is real freedom.
The space within the cup is free. It happens to be in the cup only when viewed in connection vs. the cup.
You need not forget; when desire and fear end, bondage also ends.
It is the emotional involvement, the pattern of likes and dislikes which we call character and temperament, that create the bondage. )
( 
ÖZGÜRLÜK[Sümerce] )
( FREEDOM vs./and INTERNAL FREEDOM )
( ZIYOU )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<>/ancak KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK
( Dışarıdan sınırlanmak kölelik, içeriden sınırlanmak özgürlük, sınırlanmamak keyfîliktir, o da kendini kaybettirir. )
( FREEDOM vs./and/<> SELF REALISATION )
- ÖZGÜR/LÜK ile/ve "MANYAK/LIK"
( FREEDOM vs./and "MANIA" )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve MUTLULUK
( Özgür ve mutlu yaşamak için can sıkıntısını feda etmelisindir. )
( FREEDOM vs./and HAPPINESS )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve NAMUS
( FREEDOM vs./and HONOUR )
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/>/< ÖZELEŞTİRİ
- ÖZGÜR/LÜK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZERK/LİK
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<> ÖZGÜRLEŞTİRİCİ EYLEM
( Özgürleşme, doğal bir süreçtir. Ve sonucunda, kaçınılmazdır. Şimdi'ye getirmek ise bizim gücümüz(tercihimiz/önceliklerimiz) dahilindedir. )
( FREEDOM vs./and/<> THE ACT WHICH BRINGS TO FREEDOM )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve ÖZGÜRLÜĞE TUTSAKLIK/MAHKUMİYET
( THE FREEDOM vs./and CAPTIVITY OF THE FREEDOM )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/değil/yerine ÖZGÜRLÜĞÜN KULLANILIŞI
( [not] FREEDOM vs./and/but USING OF THE FREEDOM
USING OF THE FREEDOM instead of FREEDOM )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve ÖZGÜRLÜKTEN KAÇIŞ
( FREEDOM vs./and ESCAPE FROM FREEDOM )
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<> ÖZGÜVEN
( Eminlik sunar/sağlar. )
- ÖZGÜR/LÜK ile/ve SIRADIŞI/LIK
( FREEDOM vs./and EXTRAORDINARY/INESS )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> SÖZGÜRLÜK
- ÖZGÜR/LÜK ve/||/<>/< USTA/LIK
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> YALNIZLIK
( Yalnızlığı sevmeyen, özgürlüğü de sevmez. )
( Kişi, ancak yalnız olduğunda özgürdür. )
( FREEDOM vs./and LONELINESS )
- ÖZGÜRLÜK ve YANSIMA
( FREEDOM and REFLECTION )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<> YAPABİLME/EDEBİLME
( FREEDOM vs./and/<> ABILITY )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<>/= ZENGİNLİK
( FREEDOM vs./and/<>/= WEALTH )
- ÖZGÜRLÜK/BELEDİYE MEYDANI ile/ve/<> SAN FRANSISCO MEYDANI
( Ekvador'un başkenti Quito'nun, iki önemli meydanı. )
( PLAZA DE LA INDEPENDACIA / PLAZA MAYOR con/et/<> PLAZA SAN FRANSISCO )
- ÖZGÜRLÜKTE:
RAHATSIZLIK ile/ve/||/<> İTİRAZ
( Râzı olmadığımız bir davranış karşısında dile getirmemiz gereken. İLE/VE/||/<> Onaylamadığımız bir düşünceyle karşılaştığımızda dile getirmemiz gereken. )
- ÖZGÜVEN ile/ve/<> CESÂRET
( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )
( İçinize dönün, böylece özgüveninizi bulacaksınız. )
( Kendinize güvenmediğiniz sürece, bir başkasına da güvenemezsiniz. )
( Kendinize inanmaya başlamadıkça, kendinize ait bir yaşamınız da ol(a)mayacaktır. )
( Kılıcın tahtadan ise bırak kınında kalsın! )
( Turn within and you will come to trust yourself. )
( SELFCONFIDENCE vs./and/<> COURAGE )
- ÖZGÜVEN ve İMAN
( SELFCONFIDENCE and FAITH )
- ÖZGÜVEN ile/ve/||/<>/> TOPLUMSAL GÜVEN
- [ne yazık ki]
"ÖZGÜVENLİ" CAHİL ile/ve/||/<> GÖRGÜSÜZ VARSIL ile/ve/||/<> SIMARTILMIŞ APTAL ile/ve/||/<> ÇOCUK DAVRANIŞLI "YETİŞKİN"
- ÖZLEDİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÇOK GÖRESİM GELDİ
( Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, eşine yazdığı mektubu sonlandırırken, "özledim" demekten utanıp "çok göresim geldi" diye yazmış olması... )
- ÖZLEM ve/<>/< AYRILIK
- ÖZLEM ve/||/<>/> GÖZLEM ve/||/<>/> SÖZLEM ve/||/<>/> EYLEM ve/||/<>/> İŞLEM ve/||/<>/> İZLEM
- ÖZLEM ile/ve/||/<> ÖZENTİ
- ÖZLEM ve/ne yazık ki/||/<> SIKILMA ve/ne yazık ki/||/<> TUTULMA
( Geride bıraktıklarımızı. VE/NE YAZIK Kİ/||/<> Elimizin altındakinden. VE/NE YAZIK Kİ/||/<> Ulaşamadıklarımıza. )
- ÖZLEM ve/<> ZEVK
- ÖZLEMEK ile/ve/||/<>/> SEVMEK
( Rüyanda görmüşsen. İLE/VE/||/<>/> Rüyanda görmek ümidiyle yatıyorsan. )
- ÖZLEŞME ile/ve/değil/||/<> ÖZDEŞLEŞME
- ÖZLÜ ile/ve/||/<> ÖZSEL
- ÖZNE DURUMUNDAKİ KAVRAM ile/ve/||/<> YÜKLEM DURUMUNDAKİ KAVRAM
( [Yüklem durumundaki kavramı] İçeriyorsa, analitik. İLE İçermiyorsa, sentetik. )
- ÖZNE ile/ve/||/<> ANLAK/ZEKÂ
- ÖZNE ile/ve/değil/yerine ETKİN ÖZNE
( [not] SUBJECT vs./and/but ACTIVE SUBJECT
ACTIVE SUBJECT instead of SUBJECT )
- ÖZNE ile/ve SALTIK ÖZNE
( SUBJECT vs./and ABSOLUTE SUBJECT )
- ÖZNE ve/<> NESNE
( Özne, nesnesiyle birliktedir. )
- ÖZNE ile/ve/<> ÖZNE
( SUBJECT vs./and/<> SUBJECT )
- ÖZNEL ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/< NESNEL DÜZEN
( Nesnel düzen olmadan, öznel özgürlük, yalnızca bir kapristir, anarşidir, karmaşadır. Öznel özgürlük, devlet olmadan gerçekleştirilemez. )
- TİN:
| ÖZNEL ile/ve/||/<>/> NESNEL | ile/ve/||/<>/> SALTIK
( | Üretim. İLE/VE/||/<> Katılım. | İLE/VE/||/<>/> Zorunlu üretim. )
( | Bireysel. İLE/VE/||/<> Toplumsal. | İLE/VE/||/<>/> Tanrı/hakikat. ) )
( | Koşullu. İLE/VE/||/<> Koşullu. | İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )
( | Özerklik. İLE/VE/||/<> Özerklik. | İLE/VE/||/<>/> Özgürlük. )
- ÖZNEL ile/ve/değil/||/<>/< ÖZGÜN
- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GELECEĞE AÇIKLIK
- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GENETİK
- ÖZNEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZSEL/LİK
- ÖZNELLİK'TE ile/ve NESNELLİK'TE
( VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ ile VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ )
- ÖZSAYGI ile/ve/<> ÖZGÜVEN ile/ve/<> ÖZDEĞER
( ... İLE Sadece kendi bildiğin sözü/düşünceyi, yerine getirmeye çalışmak. )
( SELF CONFIDENCE vs./and/<> SELF ESTEEM )
- ÖZÜ" "GEREĞİ" ile/ve/değil/||/<>/< YAPISI GEREĞİ
- ÖZÜMLEME ve/<> ÖZÜMLEMEDOKUSU
( ... VE/<> Bitkilerde, havadaki karbondioksidi, karbonhidrata çeviren, daha çok, yapraklarda bulunan doku. )
- ÖZÜMLEME/ASİMİLASYON/ANABOLİZMA[Fr. < ANABOLISME] ile/ve/||/<>/>/>< YADIMLAMA/DİSİMİLASYON/KATABOLİZMA[Fr. < CATABOLISME] ile/ve/||/<>/>/>< ÖZÜMLEME-YADIMLAMA/METABOLİZMA/METABOLISM[İng.]
( Canlı var olanların, dışarıdan aldığı besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir bileşimle, organizmanın gereksinim duyduğu nesneler durumuna getirmek. | Edinilmiş olan verileri, bireyin öz malı durumuna getirmek. İLE/VE/||/<>/>/>< Canlı protoplazmayı yapan, büyük ve karmaşık yapılı moleküllerin enerji çıkararak yanması. İLE/VE/||/<>/< Canlılardaki tüm kimyasal tepkimelerin toplamı. )
( [Hormonlar:] Testosteron, östrojen, büyüme hormonu, insülin. İLE/VE/||/<>/>/>< Kortizol, Glukagon, adrenalin, sitokinler. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Protein sentezi tepkimeleri
Yağ sentezi tepkimeleri
Dehidrasyon
Fotosentez
Karbonhidrat sentezi
Mitoz
Kas oluşturmak amaçlı fiziksel egzersiz
Kemosentez
Kalvin döngüsü
İLE/VE/||/<>/>/><
Hidroliz
Sindirim
Hücresel solunum
Fermantasyon
Aerobik fiziksel egzersiz
Krebs döngüsü
Nükleik Asitlerin Parçalanması
Glikoz
İLE/VE/||/<>/>/><
... )
( [Enerji] Harcanır. İLE/VE/||/<>/>/>< Harcanmaz. İLE/VE/||/<>/>< ... )
( İkisi de hormonların, şekerlerin, enzimlerin, üreme, gözelerinin büyümesi ve doku onarımı gibi çok sayıda nesnenin üretilmesi için gereksinim duyulan enerjinin oluşturulmasından sorumludur. )
( İkisinin de tek göze içinde de çalışması olanaklı ve olasılıklıdır. )
( ... İLE/VE/||/<>/>/>< En fazla olduğu bölge, karaciğerdir. Bir saat içinde binlerce yıkım etkinliği karaciğer içinde gerçekleştirilebilmektedir. Gözelerde gerçekleşen yıkımların sağlıklı bir biçimde gerçekleştirilebilmesi için hafif gıdalarla beslenmekte yarar vardır. Ağır gıdalarla beslenen kişilerde karaciğer daha fazla yorulur ve bu nedenle zamanla tükenmesine neden olur. İLE/VE/||/<>/< ... )
- ÖZÜMLEMEDE:
GÜNEŞ + SU ve KLOROFİL + KARBONDİOKSİT
- ÖZÜMSEME ile/ve/değil ÖZÜMLEME
- ÖZÜMSEMEK ve/||/<> ÖZLEMEK
- ÖZÜN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ ile/ve/||/<> TANRI'NIN "VARLIĞI/YOKLUĞU"
- ÖZÜNDE ... ile/ve/<> SONUÇTA ...
- [ne yazık ki!]
ÖZÜR DİLEYEMEMEK/DİLEYEMEYEN ile/ve/<> TEŞEKKÜR EDEMEMEK/EDEMEYEN
- ÖZÜRLÜ[Ar. < ÖZR / MAZERET]/LER ve ENGELLİ/LER
- ÖZVARLIK'TA:
BİLİNÇ ve SEVGİ
( Sizi, bilinenin dar çerçevesi içinde tutanın ne olduğunu bilmek yararlıdır. )
( Sevgi ve iradenin de sırası gelecektir, fakat önce zemin hazırlanmış olmalıdır. )
( Her zaman, öz varlığımızın eşliğindeyiz. )
( Herşeyden önce, öz varlığınızla devamlı bir temas kurun, her an kendinizle olun. )
( Bir gözlem merkezi olarak bilme ve tanıma niyetiyle işe başlayın ve eylem halindeki bir sevgi merkezine dönüşün. )
( Eylem halindeki sevgi. )
( Love in action. )
( CONSCIOUSNESS and LOVE (IN SELF-EXISTENCE)
It is worthwhile to know what keeps you within the narrow confines of the known.
Love and will shall have their turn, but the ground must be prepared.
You have always the company of your own self.
First of all, establish a constant contact vs. your self, be vs. yourself all the time.
Begin as a centre of observation, deliberate cognisance, and grow into a centre of love in action. )
- PAÇA ile/ve/||/<> ETEK
- PAÇA ile/ve/<> MANŞET
- PAÇAGÜNÜ ile/ve/<> PAÇALIK
( Düğünün ertesi günü. İLE/VE/<> Düğünün ertesi günü verilen yemek. | Gelinin, paçagünü giydiği giysi. )
- PAÇASINA SARILMA/TAKILMA ile/ve/ya da/||/<> PARÇASINA SARILMA/TAKILMA
- PAHALI ile/ve/değil BANA ÇOK GELİR
- PAK EDELİM! ve/||/<>/< HAK EDELİM!
( Bulunduğumuz/vardığımız yeri. VE/||/<>/< Yediğimiz lokmayı. )
- PALESTRA ile/ve/||/<>/> GMYNASIUM
( Çalışma alanı. İLE/VE/||/<>/> Yarışma alanı. )
( Sadece sporcuların alanı. İLE/VE/||/<>/> Sporcuların ve izleyicilerin alanı. )
- PALET ile/ve/değil/<> KARBON PALET
( Ressamların, boyaları üzerine dizerek, fırça ile karıştırdıkları tahta ya da porselen levha. | Sanayide, çeşitli ereklerle kullanılan, yayvan ve geniş levha. | Hızlı yüzmek için ayağa geçirilen araç. | Tankın, her türlü arazide yol almasını sağlayan, iki yanındaki tekerleklerini içine alan metal şerit, tırtıl. İLE/VE/DEĞİL/<> ... )
- PALMİYE ile/ve AREKA
( ... İLE/VE Bir tür palmiye. )
- PALMİYE ile/ve LATANYA[Karayip dilinden]
( ... İLE/VE Kimi türleri, evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kimi türlerinin de dokumalık iplik elde edilen bir tür palmiye. )
( ... cum/et LATANIA RUBRA )
- PALMİYE ile/ve PANAMA ŞAPKASI PALMİYESİ
( ... İLE/VE Panama şapkası, bu palmiyenin liflerinin dokunmasıyla yapılır. )
( En iyi nitelikte olan SUPERFINO şapkasının yapımı 5 ay sürebilir. )
( [Yerli][Lifinin adı] ... ile/ve JIPIJAPA, TOQUILLA )
( [Lifinin adı] ... cum/et CARLUDOVICA PALMATA )
- PALMİYE ile/ve RAFİT
( ... İLE/VE Bir tür palmiye. )
- PAMFİLYA ve/||/<>/> PERGE
( Perge, M.ö. 1200 yıllarında, Pamfilya'nın kültür merkeziydi. )
- PAMUK/KUTUN ile/ve KÜTLÜ
( ... İLE/VE Çekirdekli pamuk. )
- PAMUK:
NESNE ile/ve/değil/||/<>/< BİTKİ
- PAMUK ile/ve/değil/yerine/<>/> İP ile/ve/değil/yerine/<>/> KUMAŞ ile/ve/değil/yerine/<>/> GİYSİ ile/ve/değil/yerine/<>/> MARKA
( 1 TL. ile/ve/<>/> 10 TL. ile/ve/<>/> 100 TL. ile/ve/<>/> 1000 TL. ile/ve/<>/> 10.000 TL. )
- PAMUK ile/ve/||/<> ISIRGAN OTU
( Birinci Dünya Savaşı sırasında, hem Almanya, hem de Avusturya'da pamuk kıtlığı vardı. Pamuğun yerini tutabilecek uygun bir madde arayan bilimciler, zekice bir çözüm denediler: Çok az miktarlarda pamuğu ısırgan otuyla karıştırdılar; özellikle de kaşındıran ısırganların[Urtica dioica] sert liflerini kullandılar. )
- PANAMA KANALI:
ATLANTİK GEÇİDİ ve/||/<>/>/< GATUN GÖLÜ ve/||/<>/>/< GAILLARD GEÇİDİ
- PANAMA KANALI ile/ve/||/<>/> YENİ/PARALEL PANAMA KANALI
( Açılış yılı, 1914'tür. )
( )
( Panama Kanalı
Panama Kanalı (Teknik)
Panama Kanalı (video) )
- PANCAR ve/||/<>/> BORŞ[< BORSCH] ÇORBASI
- PANDOMİMA[İt. < Yun.] ile/ve/< PANTOMİM[Fr. < Yun.]
( Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerindeki tiyatroların çoğunda izlenen oyunlar arasına sıkıştırılan sözsüz oyun. | Pantomim. İLE/VE/< Düşünce ve duyguları müzik ya da türlü eşyalar eşliğinde kimi kez dansla, kimi kez de gövde ve yüz devinimleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun, sözsüz oyun. )
- PANENTEİZM ile/ve VAHDET-İ VÜCÛD
- PANİK ATAK ile/ve/değil/||/<>/> ÇARPINTI
- PANİK ATAK ile/ve/değil/||/<>/< KAYGI
- PANİK ile/ve/||/<> STRESLİ ile/ve/||/<> SİNİRLİ (OLMAMAK!)
- PANTEON ile/ve PARTENON
( Yunan ve Roma'lıların tapınaklarının ortak adı. | Bir ülkenin büyüklerinin gömüldükleri yapı. İLE/VE Eski Yunan'ın Atina'daki ünlü tapınağı. [ Antik çağda yapılmış dünyanın en büyük kubbeli yapıtıdır. ] [ Roma Kralı Hadriyan 115-123 yılları arasında eski Yunan Tanrısı Athena Parthenos adına inşa ettirmiştir. Plan ve projesini mimar İktinos, süsleme ve heykellerini heykeltraş Fidyas yapmıştır.] )
- PAPA ile/ve PAPAZ
( Katolik mezhebinin dini ulu'su. V. yüzyıldan bu yana sadece Roma Psikoposu'na verilen ad. İLE/VE Hristiyan din adamı. )
- PAPATYA ile/ve ÇAYIR PAPATYASI
( UKHUVAN ile/ve ... )
( ANTHEMIS NOBILIS / MATRICARIA CHAMOMILLA cum/et ... )
( BÜLÜMBEBEK[Kayseri'de] )
- PAPATYA ile/ve HOROZGÖZÜ, KOYUNGÖZÜ, SIĞIRGÖZÜ, TAVUKGÖZÜ
- PAPATYA ile/ve SIĞIRGÖZÜ
( BÂBÛNE/C ile/ve BÂBÛNE-İ GÂV [Sarı bir papatya.] )
- PAPATYA ile/ve VİRÂNE PAPATYASI/VARATİKA
- PAPAZ ile/ve/<>/< DİYAKOZ[Yun.]
( ... İLE/VE/<>/< Papazın yardımcısı. )
- PAPAZ ile/ve/||/<>/> KARDİNAL[Fr. < CARDINAL]
( ... İLE/VE/||/<>/> Papa'yı seçen, danışmanlığını yapan başpapazlardan her biri. )
- PAPAZ ile/ve/<> PİSKOPOS[Yun.]
( ... İLE/VE/<> Katoliklerde, bir bölgenin din işlerine başkanlık eden, papazlığın en yüksek aşamasında olan din görevlisi. )
- PAPUA YENİ GİNE'DE:
İNGİLİZCE ile/ve/<> PİDGİN
( Resmi dil. İLE/VE/<> Halkın kullandığı bozuk İngilizce.[Zaman kipi yoktur.]
[EM WANEY: Bu nedir? | YU ONAIT: Nasılsın?] )
- PARA:
AKÇE ile/ve/||/<> SULTANÎ ile/ve/||/<> DUCAT ile/ve/||/<> FLORINS ile/ve/||/<> GURUS ile/ve/||/<> ŞÂHÎ
( Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> İLE/VE/||/<> Venedik'te. İLE/VE/||/<> Macaristan'da. İLE/VE/||/<> Avrupa'da. İLE/VE/||/<> İran'da. )
- PARA AKLAMAK ile/ve/değil "VİCDAN(LAR)I/NI" "RAHATLATMAK"
- PARA BİRİKTİRMEK ile/ve/değil/yerine PARA KAZANMAK
( Yaşamak için para kazanmak gerekir fakat para kazanmak için yaşanmaz. )
( [not] TO SAVE MONEY vs./and/but TO EARN MONEY
TO EARN MONEY instead of TO SAVE MONEY )
- PARA ÇEŞİTLERİ ve/||/<> PARA ÇİÇEĞİ(MONEY FLOWER[TAXONOMY OF MONEY])
(
)
- PARA KAZANMAK ile/ve PARA HARCAMAK
( Beceri gerektirir. İLE/VE Kültür gerektirir. )
( Paraya ve bilgiye mahkum olma! )
( İğneyle kuyu kazmak gibi. İLE/VE Kuma su dökmek gibi. )
( ... ile/ve SARF[: Harcama. | Para bozma. | Çevirme, döndürme. | Değişme. | Dilbilgisi.] )
( TO EARN MONEY vs./and TO SPEND MONEY )
- PARA/NUKUD[Ar. < NAKD]/SİPALİ[argo] ile/ve KAİME/KAYME[Ar.]
- PARA TUTKUSU/HAMAN ile/ve ORUN/MEVKİ TUTKUSU/BELÂM ile/ve RUHBANLIK/İLÂH OLMA TUTKUSU
( KÂRUN ile/ve FİRAVUN ile/ve BELÂM )
( Emeğin sömürücüsü. İLE/VE Siyasetin zâlimi. İLE/VE Maneviyatın gaspçısı. )
- PARA ile/ve/değil/yerine BOL PARA
- [ne yazık ki]
PARA ile/ve/||/<> DİN
( [ne yazık ki]
Konu "para" olduğunda, herkesin dini aynıdır. )
- PARA ve/||/<>/> DÜDÜK
( "Parayı veren, düdüğü çalar." [ne yazık ki] )
- PARA ve HARF
( Evrensel eşdeğerlik birimleri. )
- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< VERİ > BİLGİ
( Bilgi peşinde koşmak, altın peşinde koşmaktan daha iyidir.
[Ar. Talebu'l-ilm hayrun min taleb'z-zeheb] )
( [not] MONEY vs./and/but/||/<>/>/< KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of MONEY )
- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZAMAN
( Parayı, paranın satın alabileceği şeyler için tüketmek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Para ile satın alınamayacak şeyler için tüketmek. )
- PARABOL ile/ve HİPERBOL
( İki bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. İLE/VE Üç ve üzeri bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. )
( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )
( vs./and/||/<> HYPERBOLA )
- PARA:
DEĞER ÖLÇÜSÜ ile/ve/||/<>/> DEĞER STOKU
- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]/THAUMAZEIN[Yun. < THAUMA: Mucize.]
( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )
- PARAGRAF:
AÇMAK ile/ve/||/<> OLUŞTURMAK
- PARALEL ile/ve/değil/yerine/||/<> KATMANLILIK
- PARALEL ile/ve VE
( PARALLEL vs./and AND )
- PARALI ile/ve/<>/> PAHALI
- PARAMETER ile/ve/||/<> COMPONENT
- PARAMETRE/LER ile/ve DİNAMİK/LER
( "PARAMETER/S" vs./and "DYNAMIC/S" )
- PARANIN:
CEPTE OLMAMASI ile/ve/değil/yerine/>< CEPTE OLMASI
( [not] THE MONEY NOT IN THE POCKET vs./and/but/>< THE MONEY IN THE POCKET
THE MONEY IN THE POCKET instead of THE MONEY NOT IN THE POCKET
)
- PARANIN:
GİTMESİ ile/ve HARCANMASI
- PARANIN İŞLEVLERİNDE:
HESAP BİRİMİ ile/ve/||/<>/> MÜBÂDELE ile/ve/||/<>/> MUHÂFAZA
- PARANIN KAYBI ile/ve/||/<> SAĞLIĞIN KAYBI ile/ve/||/<> KARAKTERİN KAYBI
( Çok da etkileyici olmayabilir. İLE/VE/||/<> Kaybımız, önemli, etkileyici ve büyük olabilir. İLE/VE/||/<> Herşeyi kaybetmiş oluruz. )
- [ne yazık ki]
PARA/NIZ:
VARSA ile/ve/değil/yerine YOKSA
( Sadece kendiniz, kim olduğunuzu unutursunuz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Tüm dünya, kim olduğunuzu unutur. )
- PARANOYA:
ERDEM ve/||/<> AMAÇTAN UZAKLAŞMA/"SOYUTLANMA"
- PARAPLEJİ ile/ve TETRAPLEJİ
( İki bacakta da görülen felç. İLE/VE ... )
- PARASEMPATİK ile/ve/||/<>/< SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ
(
)
( ALÂKAVÎ )
- [ne yazık ki]
PARASIZLIK ile/ve/||/<> ALÇIDA OLMA/KALMA
( İkisi de zamanla çözülür. Zamanın değerini/önemini, en yakın/yoğun biçimde düşündürür/deneyimletir. )
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(64/90)
(1996'dan beri)