ve (... ve ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(30/90)
- FARKLI OLMAK(/OLMAYA ÇALIŞMAK) ile/ve/değil/yerine FARK YARATMAK(/YARATMAYA ÇALIŞMAK)
- FARKLI ile/ve DEĞİŞİK
( DIFFERENT vs./and VARIOUS )
- FARKLI ile/ve İDDİALI
( DIFFERENT vs./and ASSERTIVE )
- FARKLI ile/ve ÖZEL
( DIFFERENT vs./and SPECIAL )
- FARKLI ile/ve SIRADIŞI
( DIFFERENT vs./and EXTRAORDINARY )
- FARKLILAŞMA ve/||/<> ANLAMIN OLUŞMASI
- FARKLILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİK
( Dilde, anlatımda/aktarımda, parçalarda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Gerçeklikte/hakikatte. )
- FARK/LI/LIK ile/ve/||/<> ÇEŞİT/Lİ/LİK
- FARKLI/LIK ile/ve/||/<> ETKİLİ/LİK
- FARKLILIK ile/ve/<> FARKINDALIK
( Farklılık, sadece, farklı olmak isteğinden çıkmaz. Ancak, yaşam biçiminde (de) olursa farklılıktır. )
( DIFFERENCY vs./and/<> AWARENESS )
- FARK/LI/LIK ve IŞIK
- FARKLILIK ile/ve/<> SÜREKLİLİK
- FARS ABECESİ ile/ve ARAP ABECESİ
( BÜYÜK KAPI ile/ve KÜÇÜK KAPI )
( BÂB-I KEBİR ile/ve BÂB-I SAGÎR )
- FARZ ile/ve/değil İMAN
- FARZ ile/ve/||/<>/> VÂCİB ( ile/ve/||/<>/> SÜNNET)
( ... İLE/VE/||/<>/> Farza yakın sünnet./Sünnete yakın farz. İLE/VE/||/<>/> ... )
- FARZ-I AYN ile/ve/<> FARZ-I KİFÂYE
( Herkes için geçerli olan durumların/konuların bilinmesi gerekli/zorunlu bilgiler/ilimler. İLE/VE Bazı kişilerin bilmesi yeterli olan bilgiler/ilimler. )
- FÂSIK ile/ve/<> FÂCİR
- FÂSILA:
SUGRÂ ile/ve/<> KÜBRÂ
( 3 harekeli ve 1 sakin. İLE/VE/<> 4'lü ya da üzeri. )
( [örnek] Kelebek. İLE/VE/<> Otomatik. )
- FAŞİZM ile/ve SOYKIRIM
- FASL-VASL ile/ve HAŞR-NEŞR
- FASON ile/ve TAŞERON
- FAT32 ile/ve NTFS
- FATİH KARATAŞ ve/||/<> BAHATTİN HEKİMOĞLU
( )
- FATİH SULTAN MEHMET ve AKŞEMSETTİN
- FATİH SULTAN MEHMET ve/< NİMEL[< Nİ AMEL] CEYŞ
( ... VE Fetihte şehit olan askerler. )
( 18 SEKBANLAR: Şehzâde Camii [Saraçhane'de] karşısında, [eski] Nikah Dairesi'nin yanındaki mezarlıklar. )
- FATİHÂ'YA İZNİ OLMAK ile/ve FATİHÂ'SI DÜZGÜN OLMAK
- FÂTIR ile/ve HÂLİK
- FATMA ile/ve/||/<> FATMA
( [Osmanlı döneminde] [Müslümanlar için "TI" ile yazılan.] İLE/VE/||/<> Müslüman olmayanlar için "TE" ile yazılan. )
- FATURA ile/ve/değil/yerine İRSALİYELİ FATURA
- FAZ UZAYI ile/ve/||/<> TERSİNEMEZLİK
( ... ile/ve/||/<> 10[üzeri 10 üzeri 25] [olasılıksızlık] )
( m = 3, n= 3 [1/4060]
m = 4, n= 4 [1/10.000]
m = 5, n= 5 [1/100.000] )
- FAZİLET ile/ve EDÂ
- FAZÎLET ile/ve/||/<> MENFAAT ile/ve/||/<> MASLAHAT
( Bireyde. İLE/VE/||/<> Toplulukta. İLE/VE/||/<> Toplumda. )
- FAZLA ALÇAKGÖNÜLLÜKTE/TEVÂZÛDA:
RİYÂ ile/ve/||/<> GERÇEK
( Fazla tevâzû gösterme, riyâdan sayarlar. İLE/VE/||/<> Fazla tevâzû gösterme, gerçek sayarlar. )
( [Fazla alçakgönüllük göstermek] İkiyüzlülük olarak yorumlanabilir. İLE/VE/||/<> İncelik olarak yorumlanmayıp çarpıtılarak, genelde de bilindiğiniz ya da göründüğünüz kadar incelikli olmadığınız biçiminde yorumlanabilir. )
- [ne yazık ki]
(FAZLA) BASKI ve/||/<>/>/< İHMAL
- FAZLA ENERJİ ve/<> KARMAŞA / KARGAŞA
- FAZLA FEDÂKÂR/LIK
ve/||/<>/>/ne yazık ki
(FAZLA) VEFÂSIZ/LIK
( Fedâkârlığın fazlası, vefâsızlığa neden olur. )
- FAZLA/GEREKSİZ/YERSİZ/BOŞ ...)
KONUŞMA! ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNME!
( YAP! ile/ve/||/<>/< YAP! )
- FAZLA SAFLIK ile/ve/> İHÂNET
( Bazen fazla saflık da ihanetin nedeni/kaynağı olabilir. )
- FAZLA SAMİMİYET ile/ve/||/<> ÇOK SEVGİ ile/ve/||/<> ÇOK İYİLİK
( Saygıyı azaltır. İLE/VE/||/<> Nankörlük getirir ve sevileni uzaklaştırır. İLE/VE/||/<> Suistimal edilir. )
- [ne yazık ki]
(FAZLA) ŞIMARTILAN ÇOCUK ve/||/<>/> KENDİNDEN NEFRET EDEN ÇOCUK
- FAZLA ile/ve ÇEŞİTLİ
- FAZLA ile/ve/değil ETKİN
( [not] EXCESS vs./and/but ACTIVE | EFFECTIVE )
- FAZLA ile/ve/değil GEREKSİZ
( [not] EXCESS vs./and/but UNNECESSARY )
- FAZLA ile/ve/değil HIZLI
( [not] EXCESS vs./and/but FAST )
- FAZLA ile/ve SORUN
( EXCESS vs./and PROBLEM )
- FAZLA ile/ve/yerine/değil YETERİNCE
( [not] EXCESS vs./and/but ADEQUATELY/SUFFICIENTLY
ADEQUATELY/SUFFICIENTLY instead of EXCESS )
- FAZLA/BOŞ/BOŞUNA ile/ve/değil/yerine GEREKLİ/LİK
- FAZLALIK ile/ve AİDİYET
( EXCESS vs./and STATE OF BELONGING )
- FBI ile/ve/||/<> CIA
( Federal Bureau of Investigation İLE/VE/||/<> Central Intelligence Agency )
- FECR-İ ÂTÎ ile/ve/<>/> MİLLÎ EDEBİYAT
( )
( )
- DİN:
FEDÂ ve/||/<> FERÂGAT
- FEDÂKÂR/LIK ile/ve/||/<>/> KAHRAMAN/LIK
- FEHM ile/ve/||/<> AKIL ile/ve/||/<> İLLET ile/ve/||/<> HİKMET
( Kavram. İLE/VE/||/<> Bağlam. İLE/VE/||/<> Neden/içsel. İLE/VE/||/<> Dışsal. )
- FEHM ile/ve FİKİR
( Tekrar vardır. İLE/VE Hareket vardır. )
- FELÂKET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SELÂMET
- FELEK ile/ve/||/<> ON/UNCU AKIL
- FELSEFE ile/ve/||/<> BİLİM ile/ve/||/<> İDEOLOJİ
- FELSEFE:
AKLIN SORUNLARINA YANIT ARAMAK ve/<>/>
SORU(N)LARINA YANIT ARAMAK ve/<>/>
ETKİNLİK
( FELSEFE: Aklı kullanma sanatı. )
- FELSEFE/BİLİM/SANAT'TA:
SAYGI DUY(UL)MA ile/ve/||/<>/< SAYGI UYAN(DIR)MA
- FELSEFE-BİLİM TARİHİ ile/ve/||/<> ANADOLU'DA FELSEFE-BİLİM
( )
- FELSEFE DAĞI ile/ve/||/<> MATEMATİK ÇANTASI
- FELSEFE:
DÜŞÜNCE BİÇİMİ OLARAK ile/ve/değil/||/<>/>/< YAŞAM BİÇİMİ OLARAK
- FELSEFE:
DÜŞÜNCENİN ...
TARİFİ ile/ve/değil/||/<>/< TARİHİ
- FELSEFE:
DÜŞÜNME BAĞLAMI ile/ve/<> BİLGİ TÜRÜ
- FELSEFE:
DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> BİLMEK ve/||/<>/> YAŞAMAK
- FELSEFE:
EĞİTİM ile/ve/değil/||/<>/> YETKİNLEŞTİRME
- FELSEFE:
İYİLİK ve/<> GÜZELLİK ve/<> DOĞRULUK
- FELSEFE/KAVRAM ANSİKLOPEDİSİNDE:
ARİSTOTELES ile/ve HEGEL
- FELSEFE:
NESNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM
- FELSEFE:
NİTELİKLİ SORU, SORMA "SANATI" ile/ve/||/<>
NİTELİKLİ, SORU SORMA "SANATI"
- FELSEFE:
NİYET ve/||/<>/+ OLGU
- FELSEFE:
"ÖĞRETMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖĞRETİLENLERİ DÜŞÜNMEK
- FELSEFE:
PHILO ve SOPHIA
( Sevgi. VE Bilgelik. [Bilgelik Sevgisi] )
( BİLGE değil BİLGE/LİK SEVGİSİ )
( Etkin. VE Edilgin. )
( Ten rengine bulanmamış güzellik aramak. )
- FELSEFE(PHILO-SOPHIA):
BİLGELİK SEVGİSİ ile/ve/||/<> SEVGİNİN BİLGELİĞİ
( )
- FELSEFE/PSİKOLOJİ ile/ve/||/<> AKADEMİK FELSEFE/PSİKOLOJİ
- FELSEFE TARİHİ ile/ve/değil DÜŞÜNCE TARİHİ
- FELSEFE TARİHİ ile/ve/=/||/<>/>/< TARİH FELSEFESİ
- FELSEFE YAPMAK" ile/ve/||/<> "EDEBİYAT PARÇALAMAK"
( İkisi de doğru/geçerli değildir! Kişi/kim anlamıyorsa ve ilgilenmiyorsa o kişinin/kişilerin çarpıttığı/çevirdiği saçma ve boş bir sözdür. )
- FELSEFE:
"YETENEK/ZEKÂ" ile/ve/değil/||/<>/< ÇABA/EMEK
- FELSEFE:
ZEKÂYI ve/||/<>/> AKLI
( Keskinleştirmek amacıyla. VE/||/<>/> Yetkinleştirmek amacıyla. )
- FELSEFE:
ZORUNLULUK ve/||/<>/> GÜVENİLİRLİK
- FELSEFE ile/ve/< AMAÇ
( Amacı bilinmeyen şey, felsefeye konu olamaz. )
- FELSEFE ve/||/<> ANAHTAR KAVRAMLAR
- FELSEFE ile/ve ANLAMBİLİM(SEMANTİK)
- FELSEFE ve ANTROPOLOJİ
( Felsefe, insanı tanıma çabasıdır. )
- FELSEFE ve/||/<> AŞK ve/||/<> SANAT
( "Evet!" diyememektir. VE/||/<> "Hayır!" diyememektir. VE/||/<> Soruyu anımsayamamaktır. )
- FELSEFE ve AYRIM
- FELSEFE ile/ve BELAĞAT
- FELSEFE ve BİLDİRİŞİM
- FELSEFE ve/||/<> BİLGE
( Gölgelerin, renkleri olduğunu öğretir. VE/||/<> Gölgelerin renklerini görebilir. )
- FELSEFE ile/ve BİLGELİK
- FELSEFE ile/ve/||/<>/> BİLİM
( Tanımlama ve tanıtlaması kendi içinde olan. İLE/VE Tanımlama ve tanıtlaması kendi dışında olan. )
( Kendi üzerine düşünebilme. İLE/VE Nesnesi üzerine yöntem uygulamaları. )
( Bilmediklerimiz. İLE/VE Bildiklerimiz. )
( Nesnesi, içindedir. İLE/VE Nesnesi, dışarıdadır. )
( Bilinç-bilinç ilişkisi. İLE/VE Bilinç-nesne ilişkisi. )
( Bilim, felsefenin başarılarından, felsefe de bilimin başarısızlıklarından örülmüştür. )
( FELSEFE: VARLIK ile/ve METAFİZİK ile/ve AHLÂK )
( FELSEFE: Yasaların örgünlüğünün bütünlüğü. )
( FELSEFE: BİLGİ OLARAK ile/ve/yerine YAŞAM TARZI OLARAK )
( FELSEFE: Nesillerarası mektuplaşma. Hem öldüren, hem de dirimli tutan bir özellik ve/ya da durumdur. )
( Felsefe, İyonya'da doğmuştur. Felsefeye ilk biçimini kazandıran üç filozof Thales, Anaksimander ve Anaksimenes'tir. )
( Düşünmenin yetkin biçimleridir. )
( Öngörme/öngörebilme gereksinimidir. )
( Nitelikli kavramlarını, daha nitelikli hale getirmektir. )
( Dili, daha nettir. )
( Betimlemeden kavrama, yasalılığa geçişin ilkeli olmasıdır. )
( BENZER YÖNLERİ:
İkisi de akla ve düşünme yasalarına dayanarak kendilerini haklı kılmaya çalışır.
İkisi de evreni, insanı ve yaşamı, bilinçli, yöntemli ve düzenlilik içinde araştırır.
İkisinde de eleştiri süzgecinden geçirilmeyen bilgi güvenli bulunmaz.
İkisi de eleştiri sonrası kavramlar ve soyutlamalarla bazı ilke ve yasalara ulaşarak genellemeler yapar.
FARKLI YÖNLERİ:
Felsefe; evreni, insanı ve yaşamı sorgularken; bilim, kendini olgular ile sınırlar. Evreni, kendi inceleme alanına göre parçalara ayırır.
Felsefe, olgu ve olayların ardındaki gerçekliği açıklamaya çalışır. Bilim, doğa olayları arasında nedensellik bağları kurarak doğa ile ilgili yasalara ulaşmayı hedefler.
Felsefe, kurgusal(spekülatif) ve rasyonel düşünüş gibi yöntemler kullanır. Bilimler ise tümevarım ve tümdengelim yöntemlerini kullanır. )
( Tümel. İLE/VE/||/<>/> Tikel. )
- FELSEFE ve/=/||/<>/>/< BÜTÜN/LÜK
- FELSEFE ve/||/<> DEVLET
( Aklın/düşüncenin, gelişmişlikteki son seviyesi. VE/||/<> Kurumların/toplumun, gelişmişlikteki son seviyesi. )
- FELSEFE ile/ve/||/<>/< DİL
( Dilin dil bilgisi. İLE/VE/||/<>/< Aklın dil bilgisi.
Aklın dil bilgisi. İLE/VE/||/<>/< Dilin dil bilgisi. )
- FELSEFE ve DİLİN EVRENSELLEŞTİRİLMESİ
- FELSEFE ile/ve DURUŞ
- FELSEFE ile/ve DÜŞÜNCE
( Düşünce, düşünce başlar. [yere/aşağı düşünce!] )
( Bir yerini/dizini incitmeyen, düşünmeye başlamaz kolay kolay. )
( Dilin dilbilgisi. İLE/VE/<> Aklın dilbilgisi. )
( Yunan ökesi/dehası. VE Roma ökesi/dehası. )
( Aristoteles. İLE/VE Büyük İskender. )
( Tekillerden, tümeli görmeye çalışmak. İLE/VE Tekilde, tümeli görmek esastır. )
( Felsefe, matematiğin çalışma odasını, röntgen ışığıyla yansıtmaya çalışır. )
( Birleştirmek/birlikte tutmak gerekiyor. )
( Hayranlık. VE Hayret. )
( Zanaat. VE Teknokrasi, işçilik. VE İdeoloji. )
( İdeoloji. İLE/DEĞİL/YERİNE Felsefe. )
( Hayret. VE/<> Hayranlık. VE/<> Aşk. )
( Hikmet, teolojik; illet, metafizik; sebep, fizik nedenleri aramaktır. )
( Hikmet: Nasıl ise onu o biçimde bilmek. )
( Hikmet: Varolanları, nasılsa o biçimde ve tâkatı kadar bilmek. )
( Hikmet: Olgunlaşmayı istemek. )
( Hikmet: Doğada ve zamanda illetlendirmek. )
( Hikmet: Gizil durumda, tüm erdemleri içerir. )
( Hikmet Tanrısı: ENKİ )
( Hikmet: İstikmal el-Nefs. )
( Hikmet: "En Yüksek Hikmet". Onu kazanmış olmaya(onun iktinâ'ına) "'İlm", o ilme meleke kazanmış olmaya "Felsefe". )
( FELSEFE: KAVLÎ HİKMET )
( PHIL0-SOPHOS ile/ve SOPHOS )
( el-Hikmet: ilmun bi-a'yan'il-mevcudât alâ ma hiye fi'nefs'il emr bi-kaderi takat'il-beşeriyye )
( Fikir üretir. İLE/VE Tedbir üretir. )
( Nazarî hikmet. VE Amelî hikmet. )
( ... İLE HİKMET-İ HÂLİDA, CÂVİDÂN-I HIRED, PHILOSOPHIA PERENNIS )
( Genel felsefe eserlerinin adı olarak bu ad kullanılır. İLE/VE İlm-i mantık'ın başka bir adıdır. Pek çok mantık kitabı bu adı taşır. İLE/VE Abdurrahman Hazinî'nin eserinin adıdır. Eser, çekim ve cisimlerin özgül ağırlıklarından bahseder. Modern döneme kadar konuyla ilgili en önemli çalışmadır. İngilizce çevirisi de vardır. )
( Kişinin [ve evrenin] sorularına aklın sınırları içinde kalarak yanıt vermeye çalışmak. VE Anlama ilişkin soruların akıl ile değil kurguyla yapılacağına yönelik yaklaşımı felsefenin soruları içinde kalarak yanıtlamaya çalışmak. )
( GAZALİ ve KANT )
( Kişinin, kendine soru sormaya başlamasıyla devreye girer. )
( PHILOSOPHY vs./and THOUGHT )
- FELSEFE ile/ve EDEBİYAT
( Zihne/akla hitap/etki eder. İLE/VE Kalbe hitap/etki eder. )
( Edebî olmayanı, kalbe hitap/etki etmez. İLE/VE Felsefî olmayanı, zihne/akla hitap/etki etmez. )
- FELSEFE ile/ve/değil/<> EROSEFE
- FELSEFE ile/ve/değil FELSEFE-BİLİM
- FELSEFE ile/ve FELSEFE ÜZERİNE FELSEFE
- FELSEFE ile/ve/<> FİLOZOF
( Felsefe, filozofla konuşmaktır. )
- FELSEFE ile/ve GELENEK
- FELSEFE ile/ve/= HİKMET
( Hikmet teolojik, illet metafizik, sebep fizik nedenleri aramaktır. )
( Hikmet: Nasıl ise onu o biçimde bilmek. )
( Hikmet: Varolanların kendini nasılsa o biçimde tâkatı kadar bilmek. )
( Hikmet: Olgunlaşmayı istemek. )
( Hikmet: Doğada ve zamanda illetlendirmek. )
( Hikmet: Gizil halde, tüM erdemlerin hepsini içerir. )
( Hikmet Tanrısı: ENKİ )
( Hikmet: İstikmal el-Nefs. )
( Hikmet: "En Yüksek Hikmet". Onu kazanmış olmaya(onun iktinâ'ına) "'İlm", o ilme meleke kazanmış olmaya "Felsefe". )
( FELSEFE: KAVLÎ HİKMET )
( PHIL0-SOPHOS ile/ve SOPHOS )
( el-Hikmet: ilmun bi-a'yan'il-mevcudât alâ ma hiye fi'nefs'il emr bi-kaderi takat'il-beşeriyye )
- FELSEFE ve/||/<>/> İDEOLOJİ ve/||/<>/> TÜZE
( Başlar. VE/||/<>/> Deneyimlenir. VE/||/<>/> Düzenlenir. )
- FELSEFE ile/ve/||/<> İNSAN
( vs./and/||/<> HUMAN/PERSON )
- FELSEFE ile/ve İNSAN BİLGİSİ
- FELSEFE ve/<> İNSAN-İNSAN İLİŞKİSİ
- FELSEFE ile/ve İSTATİSTİK
- FELSEFE ile/ve KELÂM
( Kelâmın anlaşılmayanı kabuğu, anlaşılanı içidir. )
( PHILOSOPHY vs./and ISLAMIC THEOLOGY )
- FELSEFE ve KİŞİSEL YÖNETİM
- FELSEFE ile/ve KÜLTÜR
- FELSEFE ile/ve/değil/||/<>/< KURAM
( [not] PHILOSOPHY vs./and/but/||/<>/< THEORY )
- FELSEFE ile/ve KURAMSAL/TEORİK AKIL
- FELSEFE ile/ve MACERA
( PHILOSOPHY vs./and ADVENTURE )
- FELSEFE ile/ve MATEMATİK
( Tekillerden tümeli görmeye çalışmak. İLE/VE Tekilde tümeli görmek esastır. )
( Felsefe, matematiğin çalışma odasını röntgen ışığıyla yansıtmaya çalışır. )
( Kavramlarla ilgili etkinlik. İLE/VE Kavram inşâ etmek. )
( PHILOSOPHY vs./and MATHEMATICS )
- FELSEFE ile/ve METAFİZİK ile/ve MİSTİSİZM["MİSTİZİM" değil!]
( ... İLE/VE Metafizik sözü ilk defa Peripatos'culardan Rodos'lu Andronikos (M.Ö. I. yy.) tarafından kullanıldığı öne sürülür. İLE/VE ... )
( METAFİZİK: BİLGİ - VARLIK - AHLÂK )
( MİSTİSİZM VE FELSEFE - WALTER T. STACE - İNSAN YAY.
PHILOSOPHY vs./and METAPHYSICS vs./and MYSTICISM )
( ... ile/ve XIN ER SHANG XUE ile/ve XUAN )
- FELSEFE ile/ve MÜZİK ile/ve FİZİK
- FELSEFE ve/||/<>/> ÖZBİLİNÇ
- FELSEFE ve PSİKOLOJİ
- FELSEFE ve SANAT ve GÖRELİLİK
- FELSEFE ve/||/<> SANAT ve/||/<> KEŞİF
( Soyutlayarak[tenzih ederek]. VE/||/<> Benzeterek[teşbih ederek]. VE/||/<> Bireştirerek[tevhîd ederek]. )
( Akıl ile. VE/||/<> Hayal ile. VE/||/<> Kalp ile. )
- FELSEFE ile/ve/||/<>/< ŞAŞMA/HAYRET
( Felsefenin başlangıcı, şaşmadır/hayrettir. )
( )
- FELSEFE ile/ve SAVAŞ TARİHİ
( Aristoteles. İLE/VE Büyük İskender. )
- FELSEFE ve SEVGİ
- FELSEFE ile/ve ŞİİR
- FELSEFE ile/ve SOHBET
- FELSEFE ile/ve/<> SÜREÇLİ FELSEFE
- FELSEFE ile/ve/<> TARİH
- FELSEFE ve/<> TASAVVUF
( Aklın hikmetli dilidir. VE/<> Ahlâkın hikmetli dilidir. )
- FELSEFE ile/ve TASAVVUF
( Akla, biçim verir. İLE/VE Nefse, biçim verir.["Akıl kârı" değildir.] )
- FELSEFE ve/<> TIP ve/<> TARİH
( Tabakât Literatürü Üzerine Bir İnceleme
[ www.klasikyayinlari.com/ebooks/default.aspx?kitapid=123 ] )
- FELSEFE ile/ve/||/<> TÜMEL/LİK
( FELSEFE: Tümel anlama ve açıklama. )
- FELSEFE ve/<> TUTKU
( Kişi, felsefeyi, ancak tutkuyla yaşama katar. )
( PHILOSOPHY and/<> PASSION )
- FELSEFE ve TÜZE(HUKUK)
( Yunan ökesi/dehası. VE Roma ökesi/dehası. )
- FELSEFE ile/ve/||/<>/>/< YAKLAŞIM
- FELSEFE ile/ve/||/<> YORUMBİLİM
( Toplumu yapılandırır. İLE/VE/||/<> Bireyi yapılandırır. )
- FELSEFE ile/ve ZEN
( Zen is not about eliminating thoughts but illuminating them. )
( ZEN KİTAPLARI
ZEN BUDİZMİ
( İLHAN GÜNGÖREN - YOL )
ZEN
( ARMAĞAN BİRGİL - OKYANUS )
ZEN YOLU / TASAVVUF YOLU
( OSHO - BHAGWAN SHREE RAJNEESH
ÇEVİRİ:SERTAÇ KARTAL - OKYANUS )
ZEN ETİ, ZEN KEMİĞİ
( PAUL REPS - ÇEV: NEVZAT ERKMEN - YOL )
LİDERLİK SANATI ZEN DERSLERİ
( THOMAS CLEARY - ÇEV: ŞEN SÜER KAYA - ANAHTAR )
ZEN YOLU VE ZEN BUDİZM'İN İLKELERİ
( ALAN WATTS - ÇEV: SENA UĞUR - )
TAOCULUK, ZEN VE BATI KÜLTÜRÜ
( ALAN WATTS - ÇEV: İLHAN GÜNGÖREN - YOL )
GÜNDELİK YAŞAMDA ZEN
( ADELHEID MEUTES, JUDITH BASSERT - ÇEV: SEDA TOKSOY - OKYANUS )
ZEN BUDİZMİ YOLU
( PROF. EUGENE HERRIGEL - BİLYAY VAKFI )
ZEN VE NEY-ZEN
( ÖMER TULGAN - YOL )
ZEN ZİHNİ BAŞLANGIÇ ZİHNİDİR
( SHUNRYU SUZUKI - ÇEV: CEM ŞEN - DHARMA )
ZEN VE OKÇULUK
( EUGEN HERRIGEL - ÇEV: O. CEMAL GÜNGÖREN - YOL )
ZEN KAÇIKLARI
( JACK KEROUAC ÇEV: NEVZAT ERKMEN - SÖZ )
ZEN VE ÇİÇEK YOLU
( GUSTIE L. HERRIGEL - ÇEV: O. CEMAL GÜNGÖREN - YOL )
ZEN VE MOTOSİKLET BAKIM SANATI
( ROBERT M. PIRSIG - ÇEV: SÜHA SERTABİBOĞLU - AYRINTI )
DOLMUŞA BİNME VE DOLMUŞTAN İNME SANATINDA ZEN
( CEM ŞEN - DHARMA )
ZEN VE YARATICI YÖNETİCİLİK
( ALBERT COW - ÇEV: AHMET FETHİ - ETİ )
ZEN VE SAVAŞ SANATLARI
( JOE HYAMS - ÇEV: CEM ŞEN - YOL )
ZEN BAHÇESİ
( MUSTAFA YILAMAZER - DOST )
İKEBANA ZEN VE ÇİÇEK YOLU
( GUSTIE L. HERRIGEL - ÇEV: CEMAL GÜNGÖREN - YOL )
KARETEDE ZEN
( C.W. NICOL - ÇEV: CEMAL GÜNGÖREN - YOL )
TAOCULUK, ZEN VE BATI KÜLTÜRÜ
( İLHAN GÜNGÖREN - YOL )
KEDİLER İÇİN ZEN
( ALFRED BIRNBAUM, RIKU KANMEI - DHARMA )
BÜYÜK ZEN DÜĞÜNÜ
( CHARLES BUKOWSKI - ÇEV: AVİ PARDO - METİS )
ZEN WISDOM
( WIZARD & GENIUS, CHEERFUL JOYS )
)
- FELSEFE:
"ŞAPŞALLIK" ile/ve/değil/||/<>/< ŞAŞIRMAK
( Felsefe, yaşam, durum, konu ve süreçteki [olası] her ayrıntıya, sürekli bir bebek ve çocuk şaşkınlığında[sevimli "şapşallığı" gibi] fakat sorumlulukla, iddiasızca, duygusal değil ölçüyle ve yetişkince bakabilme çabası, özeni, saygısı, emeği ve sürecidir. )
- FELSEFECİ ile/ve FİLOZOF
- FELSEFE/DE:
KAVRAMSAL/LIK ve/||/<> NEDENSEL/LİK ve/||/<> ELEŞTİREL/LİK
- FELSEFE'DE MÎLÂDLAR:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI
- FELSEFE/DE:
ÖZEL/LİK ile/ve/||/<> TÜMEL/LİK ile/ve/||/<> KESİN/LİK
- FELSEFE'DE:
SORUN ÇÖZMEK ile/ve ETKİNLİK/FAALİYET
- SÖZCÜK/LER:
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> YAZINDA/EDEBİYATTA
( Kavram. İLE/VE/||/<> Terim. İLE/VE/||/<> Deyim. )
- [ne yazık ki]
"... FELSEFESİ" ile/ve/||/<> "... SANATI" ile/ve/||/<> "... DUYGUSU" ile/ve/||/<> "... DİLİ" ile/ve/||/<> "... AKLI"
( Ne yazık ki, her durum ya da sözcüğün yanına/sonuna bu üç sözcüğün "getirilmesi/kullanılması", çok yaygın görülmektedir. Öncelikle kendimizden başlayıp bu yanlıştan ve kötü alışkanlıktan kurtulmak ve uzak durmak gerekiyor!
OLMAZ!
- ADÂLET "DUYGUSU/SANATI"
- ...[NESNE] "FELSEFESİ" )
- FELSEFESİZ SANAT ve FELSEFESİZ BİLİM ve FELSEFESİZ FELSEFE
( Zanaat. VE Teknokrasi, işçilik. VE İdeoloji. )
- FELSEFEYE GİRİŞ KİTAPLARI ile/ve/değil/yerine/<> FELSEFE TARİHİ KİTAPLARI
- FELSEFEYİ ANLAMAK ile/ve/||/<> FELSEFE İLE ANLAMAK
- FELSEFÎ ANLAYIŞ VE BİLİMSEL TUTUM/DURUŞ VE SANATSAL DUYARLILIK ve/< BEREKET
- FELSEFİ GÖRÜŞ/LER ile/ve GÖRELİ FELSEFÎ GÖRÜŞ/LER
- FELSEFÎ KAYGI ile/ve/değil FELSEFÎ YAKLAŞIM
- FELSEFÎ MİT ile/ve/<> ŞİİRSEL MİT
- FELSEFÎ SORU/SORGULAMA ile/ve/= DEĞERLENDİRME
- FELSEFÎ SÖYLEM/DİSKUR ile/ve FELSEFÎ EDİM
- FELSEFÎ SÖZLÜK ile/ve/değil/yerine FELSEFÎ ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK
- FELSEFÎ ile/ve BİLİMSEL
( An. Cairos. İLE/VE Zaman. Chronos. )
- FELSEFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAMSAL
- FEMİNİZMDE:
BİRİNCİ DÖNEM ile/ve/||/<>/> İKİNCİ DÖNEM ile/ve/||/<>/> ÜÇÜNCÜ DÖNEM
( "Aynılık." İLE/VE/||/<>/> "Farklılık." İLE/VE/||/<>/> "Kapsayıcılık." )
- FEMİNİZMDE:
BİRİNCİ DÖNEM ile/ve/||/<>/> İKİNCİ DÖNEM ile/ve/||/<>/> ÜÇÜNCÜ DÖNEM
( Aynılık. İLE/VE/||/<>/> Farklılık. İLE/VE/||/<>/> Kapsayıcılık. )
- FENÂ ile/ve/||/<> MAHV
( Yok olma, yokluk, geçip gitme. | Kötü, iyi olmayan, uygunsuz olan. İLE Yok etme, ortadan kaldırma, harâb etme, perişân etme, batma, bitme, yok olma. | [tas.] Kişisel/beşerî eksikliklerden/yetersizliklerden/olumsuzluklardan kurtulma durumu/hâli. )
- FENÂ-Fİ-LLÂH ile/ve/||/<> FENÂ-Fİ-L-AŞK
( Allah'ın varlığı içinde yok olma. İLE Aşk içinde yok olma. )
- FENER ADASI ile/ve İNCİRLİ ADASI
( Pendik - Tuzla arasında kıyıya yakın olan adalar. [5 ada] )
- FENER ile/ve/||/<>/> AYAKLI FENER/FANUS[Ar.]
( ... İLE/VE/||/<>/> Süslü, ayaklı fener. | Saat, mikroskop vb. araçları tozdan korumak için üzerine kapatılan, yarım küre biçiminde cam kap. | Genellikle silindir biçiminde olan mum, gaz lambası vb. aydınlatma araçlarının çevresini kapatarak rüzgârdan koruyan cam. | Hamam kubbelerinde içeri aydınlık girmesi için bırakılan deliklerin üzerine konan şişkin cam. )
- FEODALİZM ile/ve/||/<>/> FEDERALİZM
- FER[Ar.] ile/ve/||/<>/> FER'İ[Ar.] ile/ve/||/<>/> FERİH[Ar. < FERAH]
( Dal, budak. İLE/VE/||/<>/> Asıla değil fer'e ait olan, ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan. | İkinci dereceden. İLE/VE/||/<>/> Neşeli, sevinçli[< sevinmek]. )
- FERÂGAT AHLÂKI ile/ve/değil/yerine ANNELİK AHLÂKI
( [not] MORALS OF ABNEGATION vs./and/but MORALS OF MOTHER
MORALS OF MOTHER instead of MORALS OF ABNEGATION )
- FERÂGAT ve DÖNÜŞÜM
- FERÂGAT ve/> İŞTİYÂK ve/> AŞK
- FERÂGAT ile/ve/<> TESLİMİYET
- FERAHLATMA ve/<> KOLAY(LIK)(ÂSÂN[Fars.])
- FERÂSET ile/ve ÂGÂH ile/ve ZİKİR
( Gözün uyanıklığı. İLE/VE Kulağın uyanıklığı. İLE/VE Kalbin uyanıklığı. )
- FERÂSET[< FERES] ile/ve/||/<>/> SALÂT
( 1. ile/ve/||/<>/> 2. )
- FERDİYET-İ SELÂSE:
ZÂT ve/||/<>/> İHTİYÂR/İRÂDE ve/||/<>/> SÖZ/EYLEM
- FERMAN ile/ve FETVÂ
- FERMAN[Fars.] ile/ve/||/<> TEVKİ[Ar.]
( ... İLE/VE/||/<> Sultan fermanlarına çekilen tuğra. | Bu tuğrayı taşıyan ferman. )
- FERMAN ile/ve/değil TOMAR
- FES ÇEŞİTLERİ ile/ve KAVUK ÇEŞİTLERİ
( * AZİZİYE * HAMİDİYE * MECİDİYE ile/ve ... )
- FES ve PÜSKÜL
( Dönüşümü, kalbi(tekallübü) simgeler. Kırmızıdır. VE Saçağı tek değildir, çok saçaklıdır. Tek kişiye değil, herkese yönelik olduğunu ifade eder. )
- FESAHAT[Ar.] ile/ve/||/<> FETAHAT[Ar.] ile/ve/||/<> FETAKAT
( Dilin açıklığı. İLE/VE/||/<> Birinin kapıyı/kutuyu vb. açması. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin gevşeyip açılması. )
- FESLERDE:
MAHMUDÎ ile/ve/<> MECÎDÎ ile/ve/<> AZİZÎ ile/ve/<> HAMİDÎ
- FETHA ile/ve KESRE/ESRE/HAFZ ile/ve HEMZE ile/ve ÖTRE/ZAMME ile/ve ŞEDDE/TEŞDÎD ile/ve TENVÎN ile/ve NASB ile/ve REF ile/ve İLLET ile/ve MEDD/E ile/ve MEDD-İ LÎN ile/ve LÎN ile/ve VAV-I ATIFA
( a ya da e [düz ve geniş ünlü] okutan üstün imi. İLE/VE/||/<> ı ya da i [düz ve dar ünlü] okutan im. İLE/VE/||/<> Elif, vav, ye, he üzerine konan işaret - gırtlak vuruşu; elifin adı. İLE/VE/||/<> o, ö, u, ü [yuvarlak ünlü] okutan ötre imi. İLE/VE/||/<> Bir yazacı çift okutan ve şedde denilen im. İLE/VE/||/<> Sözcüğün sonunu, nun gibi okutmak üzere konan iki üstün[-en], iki esre[-in], iki ötre[-ün]. İLE/VE/||/<> Yazacın etha'lıymış gibi a ya da e'yle okunması. İLE/VE/||/<> Bir sözcüğü zammeli[ötre - yuvarlak ünlülü (o, ö, u, ü)] okuma. İLE/VE/||/<> Çeker harfleri[matres lectionis] elif, vav, ye yazaçlarından biri. İLE/VE/||/<> elif, vav, y e'yi çekerek uzatma. İLE/VE/||/<> vav ile ye sesçil imsiz[harekesiz] olup kendinden önceki yazaç üstün imi almışsa medd-i lîn olur. İLE/VE/||/<> Yumuşatarak çekme. İLE/VE/||/<> Atıf vavı. Bağlaç. Arapça ya da Farsça iki sözcüğü birbirine bağlarken, ilk sözcük ünsüzle bitmişse bu yazacı ü gibi okutur [ilim ve irfan~ilm ü irfan], ünlüyle bitmişse iki sözcüğü bağlayan vav, vü biçiminde okunur [kaza ve kader / kaza vü kader]. )
- FETVÂ ile/ve/||/<>/< İCTİHÂD
( ... İLE/VE/||/<> Müçtehitler tarafından kabul[ittihaz] edilen ictihâdın ifade biçimi. | İctihâd ile ortaya çıkan sonuçların, ifade edilmesinde bir araç. )
( EFFORT VEGISLATIF avec AVIS DOCTRINAL )
- FETVÂ ile/ve TAKVÂ
- FEVKÂLÂDE ile/ve HARİKULÂDE
( FEVK' el-ÂDE(T) ile/ve HARİK'UL ÂDE(T) )
( Doğanın ötesi. İLE/VE Doğanın dışı. )
- FEVT ile/ve/||/<> "HELÂK"
( [Osmanlı mahkeme kayıtlarında] Vefât etmiş müslümanlar için kullanılan. İLE/VE/||/<> Vefât etmiş müslüman olmayanlar için kullanılan. )
- FEYZ ve EDEB
- FEYZ ile/ve/<> İSTİMDÂT[< MEDED]
( Verimlilik, gürlük, ongunluk. İLE/VE/<> İmdat isteme, yardıma çağırma. )
- FEYZ-İ AKDES ile/ve/<> FEYZ-İ MUKADDES
( AN'da. İLE/VE/<> Zamanda. )
( ZÂT ÂLEMİNDEN GELEN TECELLİYÂT | EN KUTSAL TECELLÎ, MÂNÂ ile/ve/<> SIFAT ÂLEMİNDEN GELEN TECELLİYÂT, MADDE )
( ŞEFKAT ile/ve/<> KARŞILIKLI (KOŞULSUZ) SEVGİ )
- FEZÂ ile/ve/değil SEMÂ
( Aşağı/da olan. İLE/VE/DEĞİL Yukarı/da olan. )
- FIBONACCI ile/ve/||/<>/> TARTAN
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aşağıda ve sıkça gördüğünüz kumaş, dönem dönem moda olan, genelde battaniyelerde karşımıza çıkan, geleneksel "İskoç deseni"ni de anımsatıyor. Bu tarz desenlere, "tartan" adı veriliyor.
Geçtiğimiz yıllarda bu tartanlardaki çizgilerin kalınlığının 1,1,2,3,5,8,13,21... biçiminde devam eden Fibonacci sayılarına göre oluşturulduğu fark edildi.
İlk tasarımcıların neden bu biçimde döşeme yaptığıyla ilgili bir bilgimiz olmasa da böyle bir ilişki olduğunu görmek çok heyecan verici... )
(
)
- FİDAN, SÜRGÜN ile/ve AĞAÇ
( ... Ağaç rakım sınırı 1800 m.dir. [Deniz seviyesinden 1800 m.nin üzerinde ağaç olmaz] )
( Sürgün, taze ve düzgün fidan. )
( Divan şiirinde sevgilinin boyu ve endamı, ince ve düzgün oluşu nedeniyle nihâle benzetilir. )
( [Sümerce] ... ile/ve GİŞ )
( ... ile/ve ŞEÇER[çoğ. EŞCÂR] )
( NİHÂL ile/ve BÎŞE )
( SAPLING vs./and TREE, [ANNUAL RINGS(AĞACIN YAŞINI GÖSTEREN HALKALAR)] )
- FİDANLIK ile/ve KERDE
( ... İLE Sebze fideliği. )
- FİİL ile/ve AMEL
- FİİL ile/ve DAVRANIŞ ile/ve EYLEM
( İş üretir. Durumu değiştirmektir. İLE/VE Psişik durumların dışavurumu. İLE/VE Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
- FİİL ve/> HAL
( Hal oluşturur. VE/> Anlam oluşturur. )
- FİİL ile/ve İNFİAL
- BİLGİ:
FİİLÎ ve İNFİALÎ[YENİLENEN, TECEDDÜD EDEN]
( Bilinenden önce meydana gelen varolan bilgidir. VE Bilinenden sonra meydana gelen bilgidir. )
( Bilgi, bilinenden öncedir. VE Bilgi, bilinenden sonradır. )
( Bilgi, bilineni yaratıyor. VE ... )
- FİİL-İ MÂZÎ ile/ve FİİL-İ MUZÂRİ
( Geçmiş zaman. İLE/VE Şimdi, geniş ve gelecek zaman. )
( FİİL-İ MÂZÎ (MALUM):
NASARÛ |
NASARNE |
NASARTÜM |
NASARTÜNNE |
NASARNÂ |
||
NASARÂ |
NASARATA |
NASARTÜMÂ |
NASARTÜMÂ |
|||
NASARA |
NASARAT |
NASARTE |
NASARTİ |
NASARTÜ |
NUSİRÛ |
NUSİRNE |
NUSİRTUM |
NUSİRTUNE |
NUSİRÂ |
||
NUSİRÂ |
NUSİRATÂ |
NUSİRTUMÂ |
NUSİRTUMÂ |
|||
NUSURA |
NUSİRAT |
NUSİRTE |
NUSİRTİ |
NUSİRTU |
YENSURÛNE |
YENSURNE |
TENSURÛNE |
TENSURNE |
NENSURU |
||
YENSURÂNİ |
TENSURÂNÎ |
TENSURÂNÎ |
TENSURÂNÎ |
|||
YENSURU |
TENSURÛ |
TENSURU |
TENSURÎNE |
ENSURU |
YUNSARÛNE |
YUNSARNE |
TUNSARÛNE |
TUNSARNE |
NUNSARU |
||
YUNSARÂNİ |
TUNSARÂNÎ |
TUNSARÂNÎ |
TUNSARÂNÎ |
|||
YUNSARU |
TUNSARÛ |
TUNSARU |
TUNSARÎNE |
UNSARU |
- FİİLLERDE:
HUKUKULLAH ile/ve/||/<> HUKUK'UL-ABD ADDEDİLEN ile/ve/||/<> İKİSİ BİRDEN ile/ve/||/<> HUKUK'UL-ABD'İN GALİP BULUNDUĞU
- FİİLLERDE:
MEMNÛ ile/ve/||/<> TAVSİYEYE ŞÂYÂN / GAYR-I ŞÂYÂN ile/ve/||/<> MUBAH
- FİİLLERİN ile/ve/değil/yerine/<> YAKARIŞ
- FİJİ'DE:
VİTU LEVU ile/ve/<> VANAU LEVU
( Fiji takımadalarının en büyüğü.[160 km. uzunluğunda] İLE/VE/<> İkinci büyük adası.
[Halkın %90'ı bu iki büyük adaya yerleşmiş.] )
( Jim Carrey'nin oynadığı "The Truman Show" filminin çekim yapıldığı adalar.
[Brooke Shields'in oynadığı "Mavi Göl" filmi de, Fiji takımadalarında bulunan Kaplumbaga Adası[Turtle Island]'nda çekilmiştir.] )
- FIKIH ve/> TASAVVUF
( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )
( İman ve itikadı anlatan geniş ve derin ilim.[Bu ilmi anlatan kitaplara AKÂİD de denilir.] VE Gövde ile yapılacak ahkâm-ı islâmiye'yi bildiren ilim ve kitapları. VE Halk için, tahsili olmayanlar için yazılmış olan ve herkesin bilmesi, inanması ve yapması gereken kelâm, ahlâk ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan ilim ve kitapları. )
- FIKIHTA:
TEMİZLİK ve/||/<>/> MİRAS
( İlk konu/alan. VE/||/<>/> Son konu/alan. )
- FİKİR YÜRÜTMEK ile/ve ÇERÇEVE OLUŞTURMAK
- FİKİR ile/ve/yerine VİCDAN
( IDEA vs./and CONSCIENCE
CONSCIENCE instead of IDEA )
- FİKİR ile/ve ZİKİR
( Felsefe. İLE Tasavvuf. )
- FİKİR ve/> ZİKİR ve/> ŞÜKÜR
- FİLARMONİ[İng./Fr. PHILHARMONY/PHILHARMONIE < PHILOS: Sevgi/si.] ile/ve/||/<> SENFONİ[İng./Fr. SYMPHONY/SYMPHONIE < Yun. < SYMPHONIA(συμφωνία) | SYM-: Birlikte. ( > SEN-)]
( Güçlü müzik sevgisi. | Müzik konserleri derneği. İLE/VE/||/<> Orkestra için bestelenmiş, birkaç bölümden oluşan uzun müzik yapıtı. )
- FİLİGRAN'DA:
BULGAR ile/ve/||/<>/> AVRUPA
( 1282 - En eski filigran. )
- FİLİZ ile/ve KIVILCIM
( "SHOOT" vs./and "SPARK" )
- FİLİZ ve/||/<> SIRIKLAMA
( ... VE/||/<> Fasulye, domates gibi bitkilerin tutunması, dallarının desteklenmesi için yanlarına sırık dikmek. | Aşırıp götürmek, çalmak. )
- FİLLER ve/||/<>/> ÇİMENLER
( Tepinir. VE/||/<>/> Ezilir. )
- FİLM/FOTOĞRAF:
SİYAH - BEYAZ ile/ve/||/<>/> RENKLİ
- FİLM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLM
- FİLMDE/SİNEMADA:
BELGESEL ile/ve/||/<>/> KURGU/KURMACA
- FİLMDE:
HAREKET İMGELEMİ ile/ve/||/<> ZAMAN İMGELEMİ
- FİLMİ/KİTABI:
İZLEMEK/OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< DENEYİMLEMEK
- FİLOZOF:
ANLAŞABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZLAŞABİLEN
- FİLOZOF CEMAL HATİPOĞLU ile/ve/||/<> HİLMİ BEY
( İbn Arabî'ci. İLE/VE/||/<> İmam Rabbânî'ci.[Marmara Kıraathanesi] )
- FİLOZOF ile/ve/||/<>/> DERVİŞ
( Bildikçe, ölür. İLE/VE/||/<>/> Öldükçe, bilir. )
- FİLOZOF ile/ve/||/<> DÜŞÜNÜR ile/ve/||/<> AYDIN ile/ve/||/<> YAZAR
- FİLOZOF ile/ve/= KELDANÎ
- FİLOZOF ile/ve/||/<> SANATÇI
( Soyutlayan. İLE/VE/||/<> Soyutlanan. )
- FİLOZOF ile/ve/değil/yerine SORU ERBABI
- FİLOZOF ve SORU/SORUN
( Filozof/lar doğrudan sorunla/rla uğraş(and)ırlar. )
- FİLOZOFLAR ile/ve PEYGAMBERLER ile/ve SANATÇILAR
( Aklını, sana gösterir/gösterenler. İLE/VE Seni, sana gösterir/gösterenler. İLE/VE Zevkini, sana gösterir/gösterenler. )
( Evrenseller. İLE/VE Kendin. İLE/VE ... )
( Tenzihin temsilcisi. İLE/VE Teşbihin temsilcisi. İLE/VE ... )
( Hareket ederler. İLE/VE Hicret ederler. İLE/VE ... )
- FİLTRE ile/ve/değil EŞİK
- FIR FIR ile/ve/||/<> GIR GIR
( Eteğim. İLE/VE/||/<> Yaşamım. )
- FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN
- FİRÂŞ[çoğ. FÜRÜŞ] ile/ve/değil MENÂM[< NEVM]
( Döşek, yatak, yaygı, şilte. | Hasır, halı. İLE/VE/DEĞİL Uyunacak yer, yatak odası. | Uyku. | Düş, rüya. )
- FIRKA-İ NÂCİYE ve/<> NECÂT
- FIRSAT ile/ve/||/<> BAHANE
- FIRSAT ile/ve/<> CESÂRET
- FIRSAT ile/ve ORTAM
( OPPORTUNITY vs./and AMBIENCE IN POTENTIAL )
- FIRSAT ile/ve ŞANS
( OPPORTUNITY vs./and CHANCE )
- FIRSAT ile/ve VESİLE
( OPPORTUNITY vs./and CAUSE )
- [ne yazık ki]
!FIRSATÇILAR ile/ve !KONFORCULAR
- FIRTINA DERE ve İKİZDERE
( Sal Yaylası - Çamlıhemşin - Rize )
( Rafting yapılabilir. VE ... )
( 6 km.lik güzergâh [herkese yönelik] VE 12 km.lik güzergâh [uzmanlara yönelik] )
- FIRTINA ile/ve/<> MİKRO PATLAMA
( ... İLE/VE/<> Yoğunluk ve atmosferdeki sıcaklık farkının çok farklı değerler ile artması ya da azalması [kilometre başına 9,8 °C'lik değişimler] ile açığa çıkan büyük basınçlarla yeryüzüne püskürtmesi biçiminde oluşmaktadır. [Burada oluşan yüksek sıcaklık değişimleri rastgele büyük hava sütunları oluşturmakta ve sıcaklık farkının artması ile hız kazanmaktadır.] )
( ... İLE/VE/<> )
- FIŞKI ile/ve MAYIS/TEZEK ile/ve KESEK
( Taze gübre. İLE/VE Taze sığır gübresi. | Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı. İLE/VE Sıkışmış, kuru toprak parçası. )
- FIŞKIR(T)MA/ATTIRMA ile/ve/değil PÜSKÜR(T)ME
- ÇATLAK | AYRIK/FİSSÜR[İng. < FISSURE < Lat. FISSURA: Yarık/çatlak.] ile/ve/||/<> AKARCA/FİSTÜL[İng./Lat. < FISTULA: Tüp.] | OLAĞAN DIŞI KANAL/SAPAK BAĞLANTI
( Doku ya da örgen yüzeyinde çatlak ya da yırtık oluşması. İLE/VE/||/<> İki örgen ya da doku/yüzey arasında anormal bir bağlantı oluşması. )
( PALPEBRAL FISSURE: Göz kapakları arasındaki açıklık. )
( GASTROCOLICA FISTULA: Mide ile kolon arasında bağlantı oluşması.
COLOSTOMY: Kalın bağırsak ile karın yüzeyi arasında bağlantı oluşması. )
- FISTIK/PİSTE[Fars.] ile/ve/< YERFISTIĞI/ARAŞİT[Fr.(< Yun.)]
( ... cum ARACHIS HYPOGAEA )
- FİTNE ile/ve CEHALET
- FİTNE ve KİBİR
- FİTNE ile/ve TEŞVİŞ
- FİTNE ile/ve/=/||/<> ZAAF
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(30/90)
(1996'dan beri)