
"EZİYET" VE İBÂDET
Zembilli Ali Efendi'nin hanımı da kocasının yolunda değilmiş. Hem de kocasına karşı çok zalimmiş. Zembilli Ali Efendi Şeyhülislâm olduğu halde, karısını memnun etmek için, ocağı yakar, karısının kahvesini pişirir, bulaşıkları yıkarmış. Padişahın yanına, bu işleri yaptıktan sonra gidermiş. Bir gün beraber çamaşır yıkarken, hanımı:
"Haydi bir taş getir de şu çamaşırları tokaçlayalım" demiş.
Zembilli taş bulamayınca, hanımı çamaşırı Ali Efendi'nin sırtında tokaçlamış. Nihayet kocasının hasta olabileceğini düşünen hanımı: "Haydi taş bul!" demiş.
Adamcağız çıplak olduğu için, soğuktan korunmaya çalışarak çalılar arasında taş ararken, iki kişinin:
"Yarabbi, muradımızı Zembilli Ali Efendi'nin yüzü suyu hürmetine ver!" diye dua ettiklerini duymuş.
Meğer mürşitleri kendilerine, böyle dua etmelerini tavsiye etmiş. Zembilli onlara görünmeden, taşı bulup götürmüş. Fakat soğuktan yüzü mosmor olunca kadının vicdanı uyanmış ve bir daha kocasına böyle bir şey yaptırmamaya Allah'a söz vermiş. O günden sonra, son derece itaatli bir hanım olmuş.
"Haydi bir taş getir de şu çamaşırları tokaçlayalım" demiş.
Zembilli taş bulamayınca, hanımı çamaşırı Ali Efendi'nin sırtında tokaçlamış. Nihayet kocasının hasta olabileceğini düşünen hanımı: "Haydi taş bul!" demiş.
Adamcağız çıplak olduğu için, soğuktan korunmaya çalışarak çalılar arasında taş ararken, iki kişinin:
"Yarabbi, muradımızı Zembilli Ali Efendi'nin yüzü suyu hürmetine ver!" diye dua ettiklerini duymuş.
Meğer mürşitleri kendilerine, böyle dua etmelerini tavsiye etmiş. Zembilli onlara görünmeden, taşı bulup götürmüş. Fakat soğuktan yüzü mosmor olunca kadının vicdanı uyanmış ve bir daha kocasına böyle bir şey yaptırmamaya Allah'a söz vermiş. O günden sonra, son derece itaatli bir hanım olmuş.