KARGAYLA GELEN...

Zamanında, büyük bir adam, sahip olduğukudreti herkese göstermezmiş. Ancak birkaç kişiyi yetiştirmeye çalışırmış. Bir gün talebelerinden biri:
"Bizim de çok arkadaşımız olsun!" diye rica eder. Adam bunun gereksiz olduğunu söylese de talebesi ısrar edince Hoca:
"Yarın filan caminin önünde ölü bir karga bulacaksın. Herkes başına toplandığı sırada o ölü karganın burnuna üfür. Karga canlanıp uçar, o adamlar da senin başına toplanırlar. Bu suretle arkadaşların çoğalmış olur." der.

Dediği gibi de olmuş. Millet, o kerâmet gösteren adamın başına toplanır ve talebe hocasının yanına gidecek zaman bulamaz. Bir gün usanır ve hocasına:
"Nasıl kurtulacağım bunların elinden?" der.

Hocası sorar: "Usandın mı?"
"Usandım!"
"Peki, yarın koltuğunun altına bağırsak al, yine o camiye git, bağırsaktan yellenmeye benzer ses çıkart!"

Talebe camide secdeye varırken , hocasının dediği gibi ses çıkarır. Bu sesi duyanlar:
"Ne yaptın yahu? Namazda böyle şey olur mu?" derler.
Talebe: "Oldu bir kere!" der.

Adamlar etrafından uzaklaşırlar, sadece iki-üç kişi kalır.

Hocasına gidip olanları anlatınca hocası:
"Böyledir işte. Kargayla gelen, kavarayla gider!"