Bugün[15 Ekim 2025]
itibarı ile 9.326 başlık/FaRk ile birlikte,
9.326 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(18/39)


- İCRAAT[Ar.] değil/yerine/= İŞ YAPMA; UYGULAMALAR


- İÇSEL FUKARALIK ile/ve/<> EN BÜYÜĞÜN SAHİPLENİLMESİ

( INNER POVERTY vs./and/<> TO CLAIM THE BIGGEST )


- İÇSEL" ve/||/<> DÜŞÜNSEL


- İÇSELLEŞTİRME ve/||/<> COŞKU


- İÇSELLEŞTİRME ve/+/||/<>/> İŞSELLEŞTİRME


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<> "İYİ-KÖTÜ" BİRLEŞTİRMESİ


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> KAVRAMA/KAVRAMSALLAŞTIRMA


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/>/< KAYNAĞINA YÖNELME/KAYNAĞINDAN YARARLANMA


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> NORMALLEŞTİRME


- İÇSELLEŞTİRME ile ÖZÜMSEME


- İÇSELLEŞTİRME ile/> SÜREKLİLİK/SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve YAŞAMA YANSITMA

( INTERNALIZATION vs./and PROJECTION TO THE LIFE )


- İÇSELLEŞTİRMEK ile/değil (İYİ) ANLAMAK


- İÇSEL/LİK ile/ve/||/<> İLKESEL/LİK


- İÇSELLİK ile/ve KENDİLİK

( INNERNESS vs./and SELFNESS )


- İÇTEPİ ile İÇGÜDÜ

( Toplumda(kilerde)n. İLE Doğadan. )

( ... vs. INSTINCT )


- İCTİBÂ ile/ve/||/<>/> İSTİFÂ ile/ve/||/<>/> İHTAR ile/ve/||/<>/> İSTİNÂD

( Seçme. | Toplama. İLE/VE/||/<>/> Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE/VE/||/<>/> Anımsatma. | Dikkatini çekme, tenbih. İLE/VE/||/<>/> Dayanma. | Güvenme. | Senet, delil, hüccet sayma. )


- İCTİMÂ-İ ŞERÂİT ve/||/<> İMTİNÂ-İ MEVÂNİ

( Koşulların, biraraya gelmesi. VE/||/<> Engellerin, ortadan kalkması. )


- İCTİNÂB/İHTİYAT[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA, ÇEKİNME, UZAKLAŞMA


- İDAM" ETMEK/ETTİRMEK ile/değil/yerine/>< İDAME ETMEK/ETTİRMEK


- Dangıl-dungul konuşma! Biraz nazik ol öyle KONUŞ!!!


- İDARE ETMEK ile/değil/yerine ÇÖZÜM BULMAK


- "İDARE ETMEK" ile YETİNMEK


- İDÂRE[Ar.] ETMEK değil/yerine/= YÖNETMEK/YÖNETİM


- İDDİA ile/değil/yerine HAKİKAT


- İDDİA" ile KANAAT


- İDDİA ile/değil/yerine/> ÖZGÜVEN

( Özgüven oluşunca/oluşursa, "iddia" sonlanır. )


- İDDİACI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İDDİALI OLMAK


- İDDİALI OLMAK ile/yerine/değil ÇABA(SINI) GÖSTERMEK

( Başarı, ancak yorulmaksızın doğru çabaları göstererek kazanılır. )

( İyi huyluluğun etkisi, alçakgönüllü ve sıralı çabalarla elde edilen kalıcı durumlarda görünür. )

( [not] TO BE ASSERTIVE vs./but TO MAKE AN EFFORT
TO MAKE AN EFFORT instead of TO BE ASSERTIVE )


- İDEAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK


- İDEALİST" OLMAK değil/yerine İLKELİ OLMAK / HAYIR DİYEBİLME GÜCÜ


- Demek ki ile her inancına ve kişisel sonuçlarına bağlamadan KONUŞ!!! -ile/ve


- İDEOLOJİK TAVIR ile SONUÇ ODAKLILIK


- İDRAK >< HAYRET


- İDRAK ve/||/<>/> İNŞÂ


- İDRAK ve/=/||/<>/>/< İTİBÂR


- İDRAK ile/ve/> NİYET


- Elimde değil diye kendini/başkalarını kandır(a)madağını bilerek KONUŞ!!!


- ÎFÂ[< VEFÂ] ile/ve/<> İCRÂ[< CEREYÂN | çoğ. İCRÂÂT]

( Ödeme, yerine getirme. | Bir işi yapma. | İş görme. İLE/VE/<> Akıtma, akıtılma. | Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme. | Bir müzik parçasını çalarak gösterme. | Borçlunun, alacaklıya karşı ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi, adlî bir oluşum aracılığıyla elde etme. )


- İFÂ[< VEFÂ] değil/yerine/= YERİNE GETİRME | BİR İŞİ YAPMA | İŞ GÖRME


- İFADE HAKKI ve/||/<>/>/< ÖTEKİ HAKLAR


- İFÂDE ile/ve/||/<>/> İSTİFÂDE


- İFFET = UT = CHASTITY[İng.] = CHASTETÉ[Fr.] = KEUSCHHEIT[Alm.] = CASTITAS[Lat.]


- Fıs-fıs konuşma! Çevrene ayıp etmeden KONUŞ!!!


- İFLÂH (OLMA[MA]K) ile İSLÂH (OLMA[MA]K)


- İFLÂS[Ar.] ile/değil/yerine/>< İHLÂS[Ar.]


- İFTÂR[< FITR] ||/<>/> İSRAF |
ile/değil/yerine/><
ORUÇ

( "Kaptırıp koyvermek." İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini tutmak. )


- İFTİHÂR (ETMEK)/MEMNUNİYET değil/yerine/= KIVANÇ (DUYMAK)/ÖVÜNÇ, ÖĞÜNMEK


- İĞNE ile/değil/< ÇUVALDIZ[< Fars. CÜVÂL-DÛZ, BENDERZ]

( Dikim sağlayan alet. İLE/DEĞİL Çuval gibi şeyleri dikmekte kullanılan büyük iğne. )

( İğneyi, başkasına; çuvaldızı, kendimize batırmalıyız! )


- İHÂNET değil/yerine/>< SADÂKAT

( Sözler verilir, sözler unutulur; gün gelir, ihânet eden, sadâkat ister. )


- İHKAK-I HAK[Ar.] ile/ve/||/<>/> YARGILAMA

( Bir hakkı, usûlü dairesinde yerine getirme, mürâfaa ve muhâkeme sonucunda, ispat ve izhâr etme. )


- [ne yazık ki]
İHLÂL ile/ve/||/<> JUS COGENS İHLÂLLERİ


- İHMAL ile/ve/değil/>/< OLASI KAST


- İHSAN FAZLIOĞLU BETİKLERİNDE:
KENDİLİK ile/ve/||/<> KİMLİK


- İHSÂN ile/ve/||/<>/< İSÂR

( Fazlasıyla vermek. İLE/VE/||/<>/< Kendi muhtaçken vermek. )


- İHTİBÂRSIZ İHTİYÂR ile/değil/yerine İHTİYÂR

( Deneyimsiz/ihtibarsız ihtiyâr, ne doğru, ne de sağlıklı olur. )


- İHTİLAÇ ile İHTİYAÇ

( Çırpınma. İLE Gereksinim. )


- İHTİMAM[< HEMM] ile/ve/||/<> İTİNÂ[< UNİYY]

( Dikkatle, çabayla çalışma, özenle iş görme. İLE Çok dikkat etme. )


- İHTİRÂS[< HIRS] ile/ve/değil/yerine İŞTİYÂK[< ŞEVK]

( Gövdeye/fiziğe yönelik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Aşkınlığa yönelik. )


- İHTİYÂR SAHİBİ (OLMAK/OLAN) ile/ve/<>/|| TASARRUF SAHİBİ (OLMAK/OLAN)


- İHTİYÂR ile/ve DENGELİ(İTİDALİ/İTİDALLİ) İHTİYÂR


- İHTİYÂR ve/||/<> EDEBİ KORUMA/MUHAFAZA, SÜRDÜRME


- İHTİYÂR ve/||/<>/> İFFET


- İHTİYÂR[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİMSÂK[Ar.]

( "Hayır!" deme bilgisi/becerisi, isteği. İLE/VE/||/<> Kendini/nefsini tutma. )


- İHTİYÂR ile/ve/||/<> ÖLÇÜLÜLÜK ile/ve/||/<> EMEK

( Kişiler arasında bu üçü dışında hiçbir ayrım yapamayız, yapmamak gerekir. )


- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/> SABIR


- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/>/< TAKDİR


- İHTİYÂREN[Ar.] ile/ve/||/<> İHTİYÂRÎ[Ar.]

( Olumsuzdan, yanlıştan, zararlıddan, kötüden uzak durarak, zihnini/dilini/gözünü/elini/belini çekerek. İLE/VE/||/<> Reddetmeyi ve "Hayır!" demeyi yeğleyerek.["Evet!" demekten, istenç/irâdeden(yapma isteğinden/bilgisinden) önce olarak.] )


- İHTİYÂR-LAMA ve/> GENÇLEŞME

( İhtiyarlayan, yani ne yapmayacaklarını bilen kişi, gençleşmeye de başlar. )


- İHTİYÂT ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR


- İHTİZÂZ değil/yerine/= KENDİNİ ALÇAK TUTMA, ALÇALMA [bkz. TEZELLÜL] | TİTREME | SIÇRAYIP OYNAMA | SALLANMA | HAZZETME, GÖNLÜ FERAHLAMA )


- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ

( )


- İKAL ile/ve/||/<> AKIL

( İçten. İLE/VE/||/<> Dıştan. )


- İKİ) AYAK > (İKİ) EL ile/ve/||/<>/> İFFET[Ar. < ŞEHVET] ile/ve/||/<>/> ŞECAAT[Ar. < ÖFKE]

( ... İLE/VE/<>/> Kendini (")savunur/korur("). İLE/VE/<>/> Haksızlığa gösterilen öfke. [Hakk'ı savunur/korur.] )

( ... İLE/VE/<>/> Temizlik. | Namus. İLE/VE/<>/> Yiğitlik, yüreklilik, koçaklık. )


- İKİ AYRI ŞEYİN BULUŞMASI ile/ve/değil VAROLANIN ALGILANMASI


- [ne yazık ki]
İKİ BÜYÜK YANLIŞ(IMIZ):
DÜŞÜNMEDEN HAREKET ETMEK ve/||/<> HİÇ HAREKET ETMEDEN, SADECE/BOŞ BOŞ "DÜŞÜNMEK"


- İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT ile/ve/||/<> İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT

( Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. İLE/VE/||/<> Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. )

( Erkek için. İLE/VE/||/<> Kadın için. )


- [ne yazık ki]
2 x 2 = 4 "ETMESİN" ile/ve/||/<>/> 2 x 2 = 5 "ETSİN"
("DİLEĞİ/BEKLENTİSİ")


- İKİ KİŞİ ARASINDAKİ İYİLİK KURALLARI:
BİRİNİN ve/||/<> ÖTEKİNİN

( Verdiğini, hemen unutması. VE/||/<> Aldığını, hiç unutmaması. )


- 2 KİŞİ OLARAK KONUŞMAK/KONUŞULAN ile 3 VE ÜZERİ KİŞİNİN BULUNDUĞU ORTAMDA KONUŞMAK/KONUŞULAN


- İKİ SORUN:
ADÂLETSİZLİK ile/ve/||/<> ANLAMSIZLIK

( Tüze(hukuk) ile sağlanmaya/çözülmeye çalışılmaktadır fakat hukuka ulaşılamamıştır. İLE/VE/||/<> Sanat ile giderilmeye çalışılmaktadır fakat ne yazık ki, sanat, kişilere ulaşamamıştır. )


- [ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK


- İKİ YIL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALTMIŞ YIL

( Konuşabilmek için gerekli zaman. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Susabilmek ve susabilmeyi anlayabilmek için geçen [ya da bu kadar uzun sürmeyebilecek] zaman. )


- İKİLEM ile/değil İLİŞKİ


- İKİLİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜÇLÜLÜK


- 2 GÖZ ile/ve/||/<> 3. GÖZ

( Dışa bakar. İLE/VE/||/<> İçe bakar. )

( Aklın gözüdür. İLE/VE/||/<> Anlayışın gözüdür. )

( Bilinenleri/bilinebilecekleri, anlaşılabilecekleri görür. İLE/VE/||/<> İki gözün anlayamadıklarını görür. )

( Gördüklerinden rahatsız olunabilir. İLE/VE/||/<> Şikâyet etmekten uzaklaştırır. )

( Lobsang Rampa'nın, "3. Göz" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )

( Kimileri, gözden içer şarabı. )


- İKİNCİ/L EL(LER)DEN ÖĞRENMEK ve/||/=/<>/> ÖĞRENMEMEK


- İKİNCİL KAYNAKLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA KAYNAKLAR

( Petrol, Doğalgaz, Uranyum. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Güneş, akarsu, rüzgâr, jeotermal, hidrojen. )


- İKİNCİL KAYNAKLARLA:
ÇÖZÜMLEME değil/yerine BETİMLEME

( İkincil kaynaklarla, belki betimleyici(tasvirî) çalışmalar yapılabilir fakat çözümleyici(tahlilî) çalışmalar yapılamaz! )


- İKİRCİK/TEREDDÜT[Ar. < REDD] ile TEMKÎN[Ar. < MEKÂNET]

( Kararsızlık. İLE Yerleşme, yer tutma, mekânlanma.| Ağırbaşlılık. | İhtiyat, tedbir. | Televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kişi, kendini yalnızca Hakk yoluna adamış olan kişi. )


- İKİRCİK(TEREDDÜT) ile/değil DÜŞÜNÜYOR OLMAK


- İKİSİNİN/ONLARIN ...:
"GÖNÜLLERİ" BİR değil GÖNLÜ BİR

( "Gönül", her kişide ayrı ayrı olarak "düşünülen/kabul edilen/zannedilen" değil iki kişinin ya da kişilerin ortak alanda bulunmasının ve buluşmasının karşılığıdır. )


- İKNA OLMA(MA)K ile "AKLINA YATMA(MA)K"

( Kişileri kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır. )


- İKNA ile/ve İNSAF

( PERSUASION vs./and JUSTICE/MERCY )


- İKRAM ile/ve İNFÂK

( Birey. İLE/VE Aydın. )


- İKRAR ile/ve/||/<> İTİRAF


- İKTİDÂR ile/ve İHTİYÂR


- İKTİDAR değil/yerine İTİBAR


- İKTİDARDA KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARDA KALMAK


- İKTİFÂ' (ETMEK) ile/ve/<> KÂFÎ

( İkisi de, [< KİFÂYET] kökünden gelmektedir. )


- İLÂÇ[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< BESİN

( Besininiz, ilâcınız; ilâcınız, besininiz olsun! )


- İLAÇ ile/ve/=/||/<> BETİK

( Adını bilmek, yetmez. )


- İLÂCIN ETKİSİ ile/ve/< HEKİMİN ETKİSİ

( Bazen [ya da çoğunlukla], ilâçtan çok hekimin iyileştirici etkisi/telkini daha fazladır. )


- İLÂH ve/ CİRİM ve/ CİSİM ve/ İNSAN

( TANRI ve TANRISAL ve DÖRT UNSUR ve İNSAN )


- İLÂH ve/||/<>/= ZAN


- İLÂHÎ HİKMET ile/ve İLÂHÎ AŞK ile/ve İLÂHÎ KUDRET

( İrfanî. İLE/VE/||/<> Mistik. İLE/VE/||/<> Ezoterik. )

( Düzenli. İLE/VE/||/<> Düzensiz. İLE/VE/||/<> Düzenli. )

( Ne'liksiz, niteliksiz, muhattabsızdır ilâhî aşk. )

( ... İLE/VE/||/<> Cemâl ve celâl'i bir bilmek/görmek. İLE/VE/||/<> ... )


- YASALAR/KANUNLAR:
"İLÂHÎ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/⊇/< BEŞERÎ/İNSANİ

( (Olan ve olması gereken...
Belirli ve yaygın bir kesime. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/⊇/< [ne iyi ki] Herkese. )

(Çoğunluk/yaygın/baskın olmasına karşın olmaması gereken...
Herkese. İLE/VE/||/<> [ne yazık ki] Belirli bir kesime. )


- İLÂN-I AŞK ile YOLUNDA YÜRÜMEK


- ... İLE SINIRLI OLDUĞUNU:
DİLE GETİRMEK ile/ve/||/<> ANIMSATMAK


- ... İLE BAŞ ETMEK ile MÜCADELE ETMEK


- İLERİ GİDEBİLMEK ve/||/<>/< GERİ GİDEBİLMEK


- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!

( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )


- İLERİCİ/LİK ile/ve/<> GENİŞ BAKIŞLI/LIK


- İLERİDE OLUR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİMDİ YAPARSA/M OLUR


- İLERLEME ile ÇOĞALMA


- İLERLEME ile/ve/<> DEVAMLILIK

( Devam etmek, fırsatlar doğurur. )

( Gökgürültüsü ve rüzgâr, devamlılığı simgeler. )

( Genellikle, gerçek devamlılık, görünüşten anlaşılır. )

( Yalnızca dikkatli, hassas ve becerikli çabalar, devamlılık gösterecek sonuçlara ulaşır. )

( Kişi, yolunda devam ederse iyiye doğru belirtiler oluşur. )

( IMPROVEMENT vs./and/<> CONTINUITY )


- İLERLEME ile GELİŞME ile DEĞİŞME

( İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. )

( ADVANCE vs. PROGRESS/DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs. CHANGE )


- İLERLEME = TERAKKİ = PROGRESS[İng.] = PROGRÈS[Fr.] = FORTSCHRITT[Alm.] = PROGRESSUS < GRESSUS:YÜRÜME, ADIM. PRO:ÖNDE, İLERİYE[Lat.] = PROGRESO[İsp.]


- İLERLEMECİ ile AYDINLANMACI


- İLERLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRDÜRMEK


- İLERLEMEK ile/ve YÜRÜMEK


- İLERLEME/TERAKKİ ve/||/<>/< TAKLİT

( Taklit, ilerlemenin/terakkinin motorudur. )


- İLETİŞİM TÜRLERİ:
KİTLE İLETİŞİMİ ile/ve/değil/||/<>/< ÖRGÜTSEL DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< ÖBEKLERARASI DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİLERARASI DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİSEL DÜZEY


- İLETİŞİM = COMMUNICATION[İng., Fr.] = KOMMUNIKATION[Alm.] = COMUNICAZIONE[İt.] = COMUNICACIÓN[İsp.]


- [ne yazık ki]
İLETİŞİMSİZLİK:
"ANLAMSIZ KIRGINLIKLAR" ve/||/<> "BEKLENTİ" ve/||/<> "ZAMAN KAYBI"


- İLGİ ALANI ile/ve/<> ETKİ ALANI

( İlgi bir kez uyandığında, düzgün uygulama onu izler. )

( Işığa, ışıkla etki edilmez. )

( İğne ucundan daha küçüksek, iğne, bizi delemez - biz iğneyi delebiliriz. )

( INTEREST FIELD vs./and/<> EFFECT FIELD
Once the interest is roused, orderly application will follow.
When you are smaller than the point of a needle, then the needle cannot pierce you - you pierce the needle! )


- İLGİ (ALANI) ile/ve/||/<>/> ETKİ (ALANI)


- İLGİ ve/> BİLGİ ve/> ZEVK

( INTEREST and/> KNOWLEDGE and/> PLEASURE )


- İLGİ ve/> (DÜZGÜN) UYGULAMA

( İlgi bir kez uyandığında, düzgün uygulama onu izler. )


- İLGİ ve/<> GEREKSİNİM

( Başlangıçta gerekli olan. VE/<> Tamamlamak ve başarmak için gerekli olan. )


- İLGİ ve/> İSTEK ve/> YÖNTEM ve/> EYLEM

( INTEREST and/> REQUEST and/> METHOD and/> ACTION )


- İLGİ ile/ve/<> SEVGİ


- ILGIM/SERAP[Fars. < SERÂB] ile YANILSAMA

( Yanılsamalar dünyasında yaşadığımızı anlamaya çalışalım, onları inceleyelim ve köklerini açığa çıkaralım. )

( Burnumuza sarımsak tıkamışız, gül kokusu arıyoruz. )

( Hiçbir şey, apaçık ortada olan kadar aldatıcı değildir. )

( Bir şeyi saklamak istiyorsan, ortalıkta bırak. )

( YANILSAMA NEDENLERİ:
* ARAÇLAR
* İLİŞKİLENDİRME
* "AKIL YÜRÜTME" )

( Try to understand that we live in a world of illusions, examine them and uncover their roots.
We plugged the garlic to our nose but we are seeking the smell of the rose. )

( MIRAGE vs. ILLUSION )


- İLİM:
HAKİKAT ve/+/||/<> İTİBAR


- İLİM-İRFAN (SAHİBİ OLMAK)


- İLİM-İRFAN ve/||/<>/>/< NOKTA

( İlim-irfan, noktayı düşünmek ve anlamaktır.
[Noktayı fehm etmektir, ilim-irfandan kasıt.] )


- İLİM ile/ve/<>/değil AŞK

( Âşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl ü kâl imiş ancak )


- İLİM ile/ve/||/<>/< DURUM/HÂL

( Önce durum/hâl gerek... Neylesin, ilim. )


- İLİM ve/<> HAKİKAT

( "Cahil" dediğimizde, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.

Yoksa, okumuş olanlardan, en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören, gerçek âlimler çıkabilir. )


- İLİM ile/ve/<> HİZMET

( Kibirlendir(ebil)ir. İLE/VE/<> Erdir(ebil)ir. )

( Bilen, bilmeyenin hizmetçisi değilse hainliktir. )


- İLİM ve İRÂDE ve KUDRET


- İLİM ile/ve İRFAN

( Sahip olmak. İLE/VE Olmak. )

( Soyutlama. İLE/VE Soyutlanma. )

( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )

( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )

( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )

( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )

( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )

( İlmi, asıl sahibine götürüp teslim eden kurtulur. )

( İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır? )

( İlim, ilim ilmektir. İlim ilim ilmektir. )

( "İlmi öğreniniz. İlim için de dinginliği(sekîne) ve hilmi öğreniniz". )

( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )


- İLİM ile/ve İRFAN ile/ve AŞK ile/ve MUHABBET

( Gurur verir. İLE/VE Anlayış verir. İLE/VE Yok/ifnâ eder. İLE/VE Yaşam verir. )


- İLİM ve/<>/>/< İRFAN ve/<>/>/< BURHAN ve/<>/>/< BEYAN

( Başkası. VE/<>/>/< Kendi. VE/<>/>/< Özü. VE/<>/>/< Bunların da merkezi/kaynağı. )


- İLİM ile/ve/<> KEMÂL


- İLİM-İRFAN ve ÂRİF-ZARİF


- İLİM-İRFAN ve FİKİR-FELSEFE ve GÜZEL SANATLAR


- ILIMLI ile/ve DENGELİ


- [ne yazık ki]
İLİMSİZ HAL ile/ve/||/<> HALSİZ İLİM

( Meczûbiyet. İLE Şeytaniyet. )

( Evvela hal gerek, neylesin ilim. )


- İLİŞKİ:
"BAŞLAMIŞ OLAN" değilse/olmadıkça "BİTMİŞ/BİTECEK OLAN" (DA OL(A)MAZ)


- İLİŞKİ:
EMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZEN


- İLİŞKİ:
HAFTADA 3/4 GÜN ve/||/<> 3'ER SAAT


- İLİŞKİ:
KATEGORİK ve/||/<> HİPOTETİK ve/||/<> AYIRICI


- İLİŞKİ:
MESAFELİ ile/ya da/||/<> YÜZEYSEL


- İLİŞKİ ile/ve EŞİTLİK

( RELATION vs./and EQUALITY )


- İLİŞKİ ile/değil İLİŞKİ DIŞI İLİŞKİ


- İLİŞKİDE/EVLİLİKTE:
İKİ KİŞİNİN "BİR KİŞİ OLMASI" (VE BEKLENTİSİ) ile/değil/yerine/>< BİR KİŞİNİN İKİ KİŞİ OLABİLMESİ


- İLİŞKİLENDİRMEK ile/ve/<> DERİNLEŞTİRMEK

( TO GET RELATION vs./and/<> TO DEEPEN )


- İLİŞKİLERDE:
DEVRİLMEK değil/yerine EVRİLMEK


- İLİŞKİLERDE:
"GÜVENİLİRLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "ELDE TUTULABİLİRLİK/TUTULAMAZLIK"


- İLİŞKİLERDE:
"KAÇMAK/KOVALAMAK" ile/yerine ADAM/KENDİN OLMAK


- İLİŞKİLERİN:
AÇIK ANLAMLARI ile/ve/||/<> ÖRTÜK ANLAMLARI


- [ne yazık ki]
İLİŞKİLERİN/EVLİLİKLERİN BİTİŞİ:
AŞKIN BİTMESİNDEN ile/ve/||/<>/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASINDAN


- İLİŞKİLİ NEDEN ile DIŞTAKİ NEDEN


- İLİŞKİLİ NEDEN ile DIŞTAKİ NEDEN

( RELATED REASON vs. EXTERIOR REASON )


- İLİŞKİNİN/TOPLUMUN:
KAYNAŞMASI ile/ve/||/<>/> YAŞAMASI ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRÜLMESİ

( Sevgiyle. İLE/VE/||/<>/> Adâletle. İLE/VE/||/<>/> Dürüst çalışmayla. )


- İLİŞKİYE GİRMEK ile/ve/||/<> İLİŞKİDE BULUNMAK


- İLİŞKİYİ:
YÜRÜYÜŞ GİBİ SÜRDÜRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DANS GİBİ SÜRDÜRMEK


- İLK AYDINLANMA


- İLK "BASAMAĞINI" ATTI değil İLK ADIMINI ATTI


- İLK DÜĞME ile/ve/||/<>/> SONRAKİ DÜĞMELER

( İlk ilikleme yanlışsa gerisi de yanlış olacaktır. )


- İLK ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> İKİNCİ ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> ERGENLİK ile/ve/||/<>/> ERİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> OLGUNLUK

( 4 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 9 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 13-15 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 18-21 arasında. İLE/VE/||/<>/> 21-24 sonrasında. İLE/VE/||/<>/> 40 yaşından sonra. )


- İLK FARKINDALIK


- İLK GÖRÜŞTE AŞK ile/ve/||/<> HER GÖRÜŞTE AŞK


- İLK HAREKET


- İLK İLKE ile/ve/||/<>/< EVREN ile/ve/||/<>/< İNSAN

( Kişi, evrenin kilit taşıdır. )

( ... İLE/VE/||/<>/< Büyük insan. İLE/VE/||/<>/< Küçük evren. )


- İLK KAR, YENMEZ!

( DO NOT EAT THE FIRST SNOW! )


- İLK KEMÂL ile/ve İKİNCİ KEMÂL

( [Kişi ...] Ancak, insan olma olanaklarıyla doğar. İLE/VE Ancak, kendine emek verdikçe, özendikçe insanlaşır. )

( Hiçbir bitki, bitkileşmez; hiçbir hayvan, hayvanlaşmaz fakat kişi, insanlaşır. Ancak kişi, kendi seviyesine ait yeti ve yetenekleri gerçekleştirdikçe, geliştirdikçe insan olur. )

( KEMÂL-İ EVVEL ile/ve KEMÂL-İ SÂNÎ )


- İLK KORKU[PRIMAL FEAR] ile/ve/||/<>/> UNBREAKABLE ile/ve/||/<>/> SPLIT ile/ve/||/<>/> GLASS

( Dört filmi de sırasıyla izlemenizi salık veririz... )

( | )


- İLK NEDEN ile/ve/<> İLKELER


- İLK NEDEN ile/ve NEDENSELLİK


- İLK:
ÖZÜR DİLEYEN ve/<>/|| AFFEDEN ve/<>/|| UNUTAN

( En cesurdur. VE/<>/|| En güçlüdür. VE/<>/|| En mutludur. )


- İLK VAROLAN ile/ve/<> İLK NEDEN


- İLKE ile/ve/||/<>/>/< ARKE ile/ve/||/<>/>/< ERKE

( PRINCIPLE vs./and ARCHE vs./and AIM )


- İLKE ile/ve/<> BÜTÜNSELLİK/BÜTÜNLÜK

( PRINCIPLE vs./and/<> INTEGRITY )


- İLKE ile/ve/||/<> ERDEM

( PRINCIPLE vs./and/||/<> VIRTUE )


- İLKE ve/=/<>/> HAKİKAT

( PRINCIPLE and/=/<>/> TRUTH )


- İLKE ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( Bazen, bir ilke için herkesten, bazen bir kişi/insan için tüm ilkeler(imiz)den vazgeçebiliriz/vazgeçebilmeliyiz! )


- İLKE = MEBDE, UMDE = PRINCIPLE[İng.] = PRINCIPE[Fr.] = PRINZIP, GRUNDSATZ[Alm.] = PRINCIPIUM[Lat.] = ARKHE[Yun.] = PRINCIPIO[İsp.]


- İLKE ve/||/<>/= ÜST SOYUTLAMA


- İLKEL DİNLER ile/ve AHLÂK DİNLERİ ile/ve KOZMİK DİNLER

( PRIMITIVE RELIGIONS vs./and MORAL RELIGIONS vs./and COSMIC RELIGIONS )


- İLKELER:
BİLGİDE ile/ve/=/||/<> OLGUSALLIKTA


- İLKELER ile/ve/değil/||/<> İLKESELLİK

( Değişebilir/değiştirilebilir, geliştirilebilir, yok edilebilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aşılamaz, geçilemez, ertelenemez, göz ardı edilemez, askıya alınamaz, kenara konulamaz. )


- İLKE/LER ile/ve/||/<>/>< KOŞUL/LAR

( İlkeler, koşullara göre oluşmazlar ve belirlenemezler! )


- İLKELERİM ile/değil/yerine İLKELER (VE İLKESELLİK)


- İLKELERİN:
VAROLMA SORUNSALI ile/ve İŞLEVSELLİĞİ ile/ve DEĞİŞİMİ ile/ve OLMAMASI ile/ve BİRLİĞİ ile/ve İNKÂRI


- İLKEL/LİK değil/yerine/>< İLKELİ/LİK

( Kişiyi ayakta tutan, iskelet ve kas sistemi değil ilkeliliğidir. )

( )

( İlkel olmak istemiyorsak ilkeli olmak durumundayız. )


- İLKELLİK ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/></> UYGARLIK


- İLKENİN:
GERÇEKLEŞTİRİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/> DÜZENLEYİCİLİĞİ


- İLKESEL/İLKEYİ DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK ile/ve İLKEYLE DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK

( Anlayışı konuşmak, aklı anlamak. İLE/VE Şeyi, olayı anlamak. )

( Varlıksal. İLE/VE Varoluşsal. )


- İLMİ EĞİTİM ve/<> İRFÂNÎ TERBİYE


- İLM-İ SİYASET ile/ve İRFAN


- İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( İlimler üç bölüktür.
- Sülûk yoluyla elde edilen ilim.
- Keşfe dayanan ilim.
- Sırra bağlı ilim.[Hiçbir biçimde belirtilmez.] )

( Ledün ilmi, bilineni unutma ilmidir. )

( Ledün ilmi, öğrenmek değil, unutma ilmidir. )

( Bildiklerimizi unıta unuta, ilimsiz bir ilim zuhur eder. )

( Bilip unutacağız, sıra kendimize gelecek. Kendimizi de, önce bileceğiz, sonra unutacağız. )

( Bugünkü Cennet-i İrfâna dahil olsalar uşşak, Yarınki va'dolan hûri veyâ gılmanı neylerler... )

( Su. İLE/VE/<> Saf su gibidir. )

( Su. İLE/VE/<> Süt. )


- İLMİHAL =/< İLM-İ HÂL


- İLMİNE, İRFÂN (İSTEYEN/ARAYAN) ile/ve DERDİNE, DERMÂN (İSTEYEN/ARAYAN)


- İLTİFAT DEĞİL!:
[ya] KİNÂYE ile/değil/ya da GERÇEK


- İLTİFAT[Ar. < LÜTÛF[çoğ.] < LÂTİF(< L-T-F)(< LETÂFET)] ile/ve/||/<> TALTİF[Ar. < LÜTÛF < T-L-F]

( Sözel ya da duygusal bir övgü ve ilgi gösterme biçimi. | Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma. | İlgi gösterme, rağbet etme. | Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine ya da bir şeye yöneltme. | Yüzünü çevirerek bakma. İLE/VE/||/<> Daha çok, somut bir ödül ya da onurlandırma anlamı taşır. | Birini ödüllendirmek, takdir etmek. Birine lütûf ve ikramda bulunmak. | Yumuşatma, güzelleştirme. | | İyi ve güzel davranarak gönül almak. | Birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme. )

( Kişiye/kişilere, (beklentisiz/karşılık beklemeksizin ve incelerek) gülümsemek/tebessüm, yüz/bakış, dans, müzik, ses, şiir, ince sözcük, selen/sedâ ve/ya da soluk/nefes(konuşma/yanıt) ikram etmek... )


- İLTİFAT ve/+/||/<>/> CESÂRET VERMEK


- İLTİFAT ile/ve ONAY


- İLTİFAT ile/ve/değil/yerine/<> ŞÜKRAN


- İLTİMAS ile ŞEFAAT ile İSAR ile TAFDİL[< FADL]

( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kişiyle Tanrı arasında, peygamberin yaptığı aracılık. İLE İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE Birini, ötekilerden üstün tutma. | En üstünlük. )


- İLÜSTRASYON ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANAT

( Yöntemli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yöntemsiz. )


- İMAN ETTİM ve/||/<>/> TESLİM OLDUM

( AMENNA ve/||/<>/> ESLEMNA )


- İMAN ve/> GÜVENLİ/RAHAT HAREKET ALANI


- İMAN ve/<> İRFAN

( Akılsal. VE Sezgisel. )


- İMAN ve/||/<>/< ÖZGÜVEN


- İMAN ve/||/<> ÜMİT ve/||/<> ŞEFKÂT


- İMANDA EKSİKLİK ile İNTİKAL VE İRFANDA EKSİKLİK

( İddiamız yok, eksiğimiz çok! )


- İMGE ile İÇGÖRÜ


- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]


- İMGESEL DÖNEM ile/ve/||/<>/> SİMGESEL DÜZEN

( )


- İMGESELLİK ve/||/<> DOĞRUDANLIK


- İMLÂ ile/ve/||/<> İHYÂ


- İMLÂ ile/ve/||/<>/> MÜMLÎ


- İMSAK ile İMSAK ile İMSAK

( Bir şeyden el çekerek, kendine hakim olma, perhiz. İLE Oruca başlama zamanı. İLE Cimrilik. )


- İMTİHAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İMKÂN


- İMTİNÂ (ETMEK) ile/ve/||/<>/>/< İHTİYÂR (ETMEK)


- İMTİNA ETMEK değil/yerine/= KAÇINMAK/SAKINMAK/GERİ DURMAK


- İMTİNA ile/ve/||/<>/< HAYÂ


- İMTİNÂ[Ar.] ile İSTİNKÂF[Ar.]

( Çekinme. İLE Çekinme, geri durma, sakınma. )


- İMTİZÂC[< MEZC] ile KARIŞABİLME | BİRBİRİNİ TUTMA, UYGUNLUK | UYUM SAĞLAMAK, İYİ GEÇİNME


- İMZAYI:
ADIN ALTINA ATMAK ile/ve/değil/yerine ÜSTÜNE ATMAK


- İN ile İn ile İN

( Yaban hayvanlarının, kendilerine yuva edindikleri kovuk. | Mağara. İLE İndiyum'un simgesi. İLE İnsan. )


- İNÂ'[Ar. < EVÂNÎ] ile İ'NÂ[Ar.] ile ÎNÂ'[Ar.] ile ÎNÂ'[Ar.]

( Kap kacak. İLE Zahmete uğratma. İLE Yemiş toplama zamanının gelmesi. İLE Geciktirme, alıkoyma. )


- İNAN ile İMAN

( DO BELIEVE vs. FAITH/FULLNESS )


- | "İNANAN" ile/ve/>< "KUŞKULANAN" |
değil/yerine/>
BAKMAYI BİLEN

( | "Mutludur." ile/ve/>< (")Bilgilidir.(") | DEĞİL/YERİNE Anlayandır. )


- [İNANÇ +] İLİM ile/ve/||/<> İRFAN ile/ve/||/<> HÜZÜN ile/ve/||/<> NEŞE ile/ve/||/<> [bunlar yoksa]

( Hikmet. İLE/VE/||/<> Rahmet. İLE/VE/||/<> Zarâfet. İLE/VE/||/<> Muhabbet. İLE/VE/||/<> Şiddet. )


- İNANÇ ile/ve/değil/yerine "BAKIŞ/GÖRÜŞ"


- İNANÇ ile/ve/<> İBÂDET ile/ve/<> AHLÂK


- İNANÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSANLIK

( Sadece kişiyi ilgilendiriyor. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herkesi ilgilendiriyor. )

( )


- İNANÇ"TA:
KATI "AKILCILIK" ile/||/<> "İMANCILIK" |
ile/değil/yerine/><
ELEŞTİRİCİ AKILCILIK


- İNANDIĞINI BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİLDİĞİNE İNANMAK


- İNANILMAZ BİR ŞEY/İŞ YAPMAMIZ ile/değil/yerine YAPTIĞIMIZ ŞEYİ/İŞİ, İNANILMAZ BİR BİÇİMDE YAPMAMIZ


- İNANMA ile/ve/değil/||/<>/>/< BIKMA


- İNANMA +/+/+ BİLME +/+/+ DÜŞÜNME +/+/+ GÜZELLİK

( Din. + Bilim. + Felsefe. + Estetik. )


- İNANMADAN AİT OLMAK" ile/değil AİT OLMADAN İNANMAK

( [not] "BELONG WITHOUT BELIEVE" vs./but BELIEVE WITHOUT BELONG )


- İNANMAK" ile/değil/yerine/>< ANLAMAK

( MEANING vs./and TO BELIEVE )


- İNANMAK ile/> KENDİNİ KAPTIRMAK

( TO BELIEVE vs./> TO GET CARRIED AWAY )


- İNANMAKLA değil İNANARAK


- İNAT (ETMEK/EDEN) ile/ve/değil/yerine/<> DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR] (GÖSTERMEK/GÖSTEREN)

Bugün[15 Ekim 2025]
itibarı ile 9.326 başlık/FaRk ile birlikte,
9.326 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(18/39)