ve (... ve ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(79/90)
- TEŞKÎLÂT[< TEŞKÎL] ile/ve/<> TECHÎZÂT[< TECHÎZ]
- TESKİN[Ar.] ile/ve/||/<> TESELLİ[Ar.]
( Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma. İLE/ve/||/<> Avunma, avuntu, avunç. )
- TESLİM ETMEK ile/ve/<>/değil EMÂNET ETMEK
- TESLİM ETMEK ile/ve TESLİM ETMEYİ SÜRDÜRMEK
- TESLİMİYET ile/ve/||/<> ADÂLET
- TESLİMİYET ile/ve/> AŞK
( SUBMISSION vs./and/> FALL IN LOVE )
- TESLİM/İYET ile/ve BAĞLI/LIK
- TESLİMİYET ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK
- TESLİMİYET ve/<>/|| DAYANMA GÜCÜ
- TESLİMİYET ile/ve İMAN
- TESLİMİYET ile/ve İNSAF
- TESLİMİYET ile/ve/değil/<> MAHVİYET
- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/< SABIR
( Özellikle, Anthony Hopkins'in, "The Edge" ve "The Instinct" adlı filmlerini de izlemenizi salık veririz. )
- TESLİMİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< TERK-İ DAVÂ
- TESLİMİYET ile/ve/||/<> TEVEKKÜL
( Ne kadar âlim olsak da iki dakika sonra başımıza ne geleceğini bilemeyiz. )
( İnsan da, varlık da, kudret de küçülmedikçe büyümez. [muhitleşmek] )
( Kendinden haberin olmayacak ki, vuslata çıkasın. )
( Herşeyin modeli vardır fakat hakikatin yok. Hem kafes içinde duracaksın, hem de aradan çıkacaksın. )
( Azrail'e can vermeyen,
Hakk'a, Hakikat'e varamaz. )
( KENAR GEZME!
DOLAN, GEL!
GİR İÇERİ! )
- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/>/< TEVEKKÜL
ile/ve/||/<>/>/<
TEBESSÜM :)
( Denizde, kendini bırakırsan batmazsın. Kişiyi batıran, kendini bırakmaksızın çırpınmasıdır. )
- TESLİMİYET ile/ve/değil TUTMAMAK
- TESLİMİYET ve/||/<>/< UTANMAK/UTANABİLMEK
- TESLİMİYET ve/<>/|| ZEKÂ
- TESLİMİYET/KABUL EDİLME/AFFEDİLME:
TÖVBE ve/||/<> DOĞRU/DÜZGÜN İŞ YAPMAK / SÂLİH AMEL
- TESLİS ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHİD
- TEŞNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MÜSAİT (OLMA)
- TESPİH ile/ve TENZİH
( Her tür eksiklikten tenzih, her tür kemâlle tesbih. )
- TESPİT ETMEK ile/ve ELDE ETMEK
( TO DETERMINE vs. TO OBTAIN/GET )
- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/< İTİRAF
- TESPİT ile/ve TEKLİF
( TO DETERMINE vs./and TO PROPOSE )
- TESPİT ile/ve TEŞHİS
( ESTABLISHING vs./and DIAGNOSIS )
- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/>/< (HAKKI/NI) TESLİM
- İCTİHÂD:
TEŞRÎ ile/ve/||/<> ADLÎ
- TEŞRİK[Ar.] ile/ve/||/<> MÜŞTEREK[Ar.]
( Yaptığı bir işe birini ortak etmek. İLE Ortak. | Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan/hazırlanan. | Ortaklaşa kullanılan. | Ortaklaşa, birlikte. )
- TEST ile/ve ANALİZ
( TEST vs./and ANALYSIS )
- TEST ile/ve/değil/||/<>/< CHECK
- TEST ile/ve LİKERT ÖLÇEĞİ
- TESTİ[Fars. < DESTİ] ile/ve/< AMFORA/AMFOR[Lat./Fr. < Yun.]
( Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli ya da emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. nesnelerden yapılan su kabı. | Bu kabın alabileceği miktarda olan. İLE/VE İki kulplu, dibi sivri, dar boyunlu, karnı geniş testi. )
(
)
- TESTİ ile/ve CERE/CERRE
( ... İLE/VE Toprak testi. )
- TESTİ ile/ve GARGAR
( ... İLE/VE Süzgeçli testi. )
- TESTİ ile/ve/değil/||/<>/< HIZMAN/HARMAN
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Çiriş kökünden yapılan yağ kabı. )
- TESTİ ile/ve KANATA
( ... İLE/VE Ağzı geniş tek kulplu testi. )
- TESTİ ile/ve KUMKUMA[Ar. < KUMKUME]
( ... İLE/VE Küçük testi. | Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kişi, olay, olgu ya da yer. )
- TESTİ ile/ve KÛZE[Fars.]
( ... İLE/VE Su testisi. )
- TESTİ ile/ve LENGER
( ... İLE/VE Yayvan bakır testi. )
- TESTİ ile/ve SENEK
( ... İLE/VE Çam ağacından yapılmış su testisi. )
- TESTLERDE:
POZİTİF ile/ve NEGATİF
( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )
( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )
( POSITIVE vs./and NEGATIVE : ON TESTS )
- TEŞVİK ile/ve/<> CEVAZ
- TESVİYE[< SEVÎ] ile/ve/<> TASFİYE[< SAFV]
( Beraber etme, düz etme, düzleme, düzeltme, düz duruma getirme. | Ödeme, verme. | Hükûmetçe bir yere gönderilen erlere verilen ve bilet yerine geçen kâğıt. İLE/VE/<> Saf kılma, saflaştırma, arıtma, ayıklama, temizleme. | Özleştirme. | Bir ticaret kuruluşunun batması, kapanması vb. nedenler üzerine hesapların kesilmesi, alacaklılara, ortada kalan mal ve paradan paylarına düşen miktarın verilmesi, likidasyon. | Türlü nedenlerle çok sayıda çalışanın görevine son verme. )
- TETİKLEME ile/ve KIŞKIRTMA
- TETİKLEMEK ile/ve DEŞMEK
( TRIGGING vs. TO RECALL )
- TETİKLE(N)ME ile/ve DÖNÜŞÜM
- TETİKLE(N)ME" ile/ve "KÖRÜKLE(N)ME" ile/ve "YÜKSELME" ile/ve "HOŞLANMA"
- TETİKTE" OLMAK/KALMAK ile/ve/||/<> TEYAKKUZ
- TETT ile/ve/||/<>/> STT/SKT
( Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi İLE/VE/||/<>/> Son Tüketim Tarihi/Son Kullanım Tarihi )
- TEVÂCÜD ile/ve/sonra/||/<>/> TEVECCÜD[< VECD]
( | Kendine vecid dâvet etme, vecd içinde olabilmek için gayret sarfetme, vecdi talep etmek. İLE/VE/SONRA/||/<>/> Vecde gelme, hallenme, coşma. | Kendinden geçerek ilâhi aşka dalma. | Aşırı heyecan. | Kederlenme. )
- TEVÂRÜS[Ar. < VERÂSET] ile/ve/> TEMELLÜK[Ar. < MELK/MÜLK] ile/ve/> TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/ve/> TERCÜME[Ar. < TERCEME] ile/ve/> TELİF[Ar. < ÜLFET] ile/ve/> TEKELLÜM[Ar. < KELÂM]
( Birinden miras kalması, mirasa konma. | Kalıtım yoluyla birinden ötekine geçme. İLE/VE/> Kendine mâl etme. İLE/VE/> Benzeşme. | Özümleme. İLE/VE/> Çeviri. İLE/VE/> Birleştirmek. İLE/VE/> Dile getirmek, anlatmak, söylemek. )
- TEVÂTÜR ve/< TEBLİĞ
( Herşeyin senedi olması gerekmez. Tebliğ ve tevâtür de yeterlidir/geçerlidir. )
- TEVÂZÛ ile/ve HİKMET
- TEVCÎH[AR. < VECH] ile/ve/||/<> TEVDÎ[AR. < VED]
( Çevirme, yöneltme, döndürme, söz atma, bakma, anlam verme, yorumlama, rütbe/mevki verme. İLE Bırakma, emânet etme, vedâlaşma. )
- TEVDÎ (ETMEK) ile/ve/||/<> HAVÂLE (ETMEK)
( Bırakma, emânet etme. | Vedâlaşma. İLE/VE/||/<> Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme. | Banka, postane vb. aracılığıyla gönderilen para. | Postane, banka vb. aracılığıyla para gönderildiğinde gönderenle alacak olanın adları ve para miktarı yazılı kâğıt, havale kâğıdı, havalename. | Genellikle çocuklarda görülen, ateşli ya da ateşsiz olan çırpınma nöbetleri. | Bir arsayı çevirmek, kapamak için çekilen perde ya da duvar. | Yüksek ve büyük bir görünüşü olma. )
- TEVEKKÜL ve/||/<> AŞK
- TEVEKKÜL ve/||/<> İHLÂS
- TEVEKKÜL ile/ve/<> İTİMAT
- TEVEKKÜL ve/||/<>/> RIZÂ ve/||/<>/> SABIR
( Ulaşamadığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Ulaştığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Kaybettiğine gösterdiğin. )
- TEVEKKÜL ve (SONRASINDA DEĞİL!)
- TEVEKKÜL ve/||/<>/> TEVEKKEL
( Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma. VE/||/<>/> Bazı/çoğu şeyi oluruna bırakan. )
- TEVEKKÜL ve/||/<>/< TEVHİD
- TEVELLÂ[< VELY] ile/ve TEBERRÂ[< BERÂ]
( Yanaşma, yakınlaşma, bağlılık. İLE/VE Uzaklaşma. )
- TEVESSÜL ile/ve/||/<> TENEZZÜL
- TEVFİK FİKRET ile/ve/||/<>/> ATATÜRK
( Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bâl
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim,
İnhinâ tavk-ı esâretten girandır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür bir şâirim.
(Kimseden bir yarar ummam ben, dilenmem kol kanat.
Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
Bir eğik baş, bir boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür, irfânı hür, vicdanı hür bir şairim.)
Tevfik Fikret )
( )
- TEVFİKAT:
TAM ile/ve/değil/yerine/<> KISMÎ
( Ayrıntılarını okumak için burayı tıklayınız... )
- TEVHİD:
EYLEMDE ve ÖLÜMDE
- TEVHİD:
FARK ve/<> HİZMET
- TEVHÎD[< VAHDET] ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV]
( Klasik Türk dînî şiir müziğinde bir biçim. Güftesinin konusu Allah'ın birliğidir. Allah'ın tevhîd ve azameti hakkındadır. İLE/VE/<> Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu manzûme. Divan Edebiyatı'nda, Tanrı'yı öven koşuk türü ya da koşuğun bir bölümü. )
- TEVHÎD ve/< ADÂLET ve/< MUHABBET
- TEVHİD ile/ve AMEL
( İlimlerin amacı. İLE/VE Amellerin amacı. )
( Amellerin en hayırlısı, az da olsa sürekli olandır. )
( Tevhid insan üzerinedir. )
- TEVHİD ile/ve/||/<> FITRAT
- TEVHİD ve/<> İLİM ve/<> TERBİYE ve/<> EDEB
- TEVHÎD ile/ve/<> İTTİHÂD
- TEVHİD ve SEVGİ
( AKLIM BENİ YANILTMADI KALBİM DE AKLIMI TEKZİP ETMEDİ )
- TEVHİD ve SÜKÛNET
( Tevhîd, sükûnettir. )
- TEVHîD ve/||/<> TAKVÂ ve/||/<> TEZKİYE
- TEVHİD ve/=/||/<> YOGA ve/=/||/<> SYMBOLON
- TEVHİD-İ EF'AL ve TEVHİD-İ SIFAT ve TEVHİD-İ ZÂT
( FİİLLERİN BİRLİĞİ ve NİTELİKLERİN, BİLGİNİN BİRLİĞİ ve KENDİNİ DIŞLAŞTIRABİLME OLANAKLILIKLARI )
( İLKELERİ: HAYR ve DOĞRULUK/SIDDIKİYET ve GÜZELLİK/CEMÂL )
( A ve S ve K )
( AYN ve SİN ve KAF )
( KİŞİ )
( 3 NOKTA, ŞIN )
( HARF-İ MUKEDDÂ )
- TEVİL ve İLİM
- TEVİL ile/ve ŞİİR ile/ve METAFİZİK
- TE'VÎL ve/<> TEVHÎD
- TEYZE / KÜKÜ/Y[dvnlgttrk] ile/ve/||/<> ANNE
( [Biyolojik açıdan] Anneyle kardeşlik bağlantısı olan dişil gövdeli kişi/ye verilen ad. İLE/VE/||/<> Yaşama, karnında(uterus'ta/rahim'de) gelişerek başlanılan kişi. )
( AUNT vs./and MOTHER )
- SAV/TEZ ile/ve/||/<>/> | ÖNSAV/HİPOTEZ ile/ve/||/<>/> KARŞISAV/ANTİTEZ | ile/ve/||/<>/> BİREŞİM/SENTEZ
( Sav. İLE/VE/||/<>/> | Varsayım[ispatta geçici olarak kabul edilen doğrular][faraziye]. İLE/<> Karşı Sav. | İLE/VE/||/<>/> Bireşim. )
- TEZAD ile/ve KOMİK
- TEZAD ile/ve/> MİZAH
( OPPOSITION vs./and/> COMEDY )
- TEZAHÜR ile/ve/||/<>/> TESİR
- TEZEKKÜR ile/ve/||/<>/> TEDEBBÜR
( Geçmişe yönelik. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe yönelik. )
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- TEZENELİ SAZLARDA:
[büyükten küçüğe] MEYDAN SAZI ile/ve DİVAN SAZI ile/ve KARA DÜZEN SAZ(BOZUK DÜZEN) ile/ve TAMBURA/DÜNBÜRE/DÜNBÛRE[Fars.] ile/ve BAĞLAMA ile/ve CURA ile/ve TAR
- TEZGÂH ile/ve/||/<> BANGO
- TEZHİB'DE:
ZÂHRİYE ile/ve/||/<> BAŞLIK ile/ve/||/<> SER LEVHA ile/ve/||/<> HÂTİME ile/ve/||/<> CETVEL ile/ve/||/<> HARİTA ile/ve/||/<> MİNYATÜR
- TEZHÎP[< ZEHEB] ile/ve TASVİR/MİNYATÜR
( Altın sürme. | Yaldızlama. | Süsleme. İLE/VE .... )
- TEZVÎD ile/ve/||/<> TEZEVVÜD
( Yol için yiyecek/azık verme, azıklandırma. İLE/VE/||/<> Yol için yanına yiyecek/azık alma. )
- TEZYÎF[Ar. < ZEYF] ile/ve/||/<> İSTİHFAF[Ar.]
( Değersiz gösterme. | Alay etme. İLE/VE/||/<> Küçümseme, hor görme, tahkir. )
- TEZYÎF[Ar. < ZEYF] ile/ve/||/<> TAHKİR[Ar.]
( Değersiz gösterme. | Alay etme. İLE/VE/||/<> Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma. | Hakaret. )
- THALES KURAMI ve/||/<> ÜÇGENLER KURAMI
( Piramidin yüksekliğini bulmak için yere dikilen bir çubuğun gölgesinin uzunluğunun, çubuğun uzunluğuna eşit olmasını beklemek ve o anda piramidin gölgesinin uzunluğunu ölçerek piramidin yüksekliğinin ölçülmesi. | Bir dik üçgende, dik açının tepe noktasından hipotenüse indirilen dikmenin, iki tarafında kalan iki üçgen, birbirine ve asıl üçgene benzer üçgenlerdir. VE/||/<> ... )
- THALES ve/||/<>/> ANAKSİMANDROS/ANAKSİMENDER
( ...[M.Ö. 624 - 546] VE/||/<>/> Thales'in öğrencisi.[M.Ö. 610 - 546/545] )
( Anaksimandros, dünyanın tepsi gibi değil küre gibi olduğundan ilk kuşkulanmış kişidir.[Dünyanın eğimini bile ölçmüştür.] )
( [2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. dersler...] )
- THALES ile/ve/değil PARMENİDES
( İlk filozof, Thales değil Parmenides olarak kabul edilir. )
( PARMENİDES - PERİ PHYSEOS(DOĞA ÜZERİNE) )
- THE TRUMAN SHOW ve/<>/> ASCENSION
( Film.[Jim Carrey] VE/<> Dizi.[3 bölüm] )
- THEIA ile/ve/||/<> DÜNYA
( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )
- THOMAS PAINE ile/ve/||/<>/>< EDMUND BURKE
- TRAK/THRAK TANRILARI ile/ve YUNAN TANRILARI
- T'I ve/ile YUNG ve/ile ...
( Madde ve görev. T'I evrensel zihin, madde, biçimsiz, maddi olmayan, algılanamayan. YUNG ise onun görevi. )
- TİBET BUDİZMİ'NDE:
KASİD ile/ve SAGYA ile/ve NINGMA ile/ve GELUGBA
( Beyaz Nilüfer Grubu. İLE/VE Çiçek Grubu. İLE/VE Kırmızı Grubu. İLE/VE Sarı Grubu. )
- TİBET MANDALASI ile/ve/||/<> HİNT MANDALASI
( )
- TİBET ve TEBES (MISIR)
- TİCARET:
T ile/ve/||/<> İ ile/ve/||/<> C ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> R ile/ve/||/<> E ile/ve/||/<> T
( Tecrübe/deneyim. İLE/VE/||/<> İtibar/saygınlık. İLE/VE/||/<> Cesaret. İLE/VE/||/<> Risk. İLE/VE/||/<> Emek. İLE/VE/||/<> Tedbir. )
- TİCARET ile/ve BİLGİ
- TİCARET ve/= HİDÂYET
- TIKAÇ ile/ve/değil/yerine/>< TAÇ
- [ne yazık ki]
TIKANIKLIK ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ
- TIKANMA ile/ve/||/<> ENGELLENME
- TIKANMAK ile/ve/||/<>/>/< TÜKENMEK
- TİKEL ile/ve/||/<>/< EVRENSEL
- TİKEL ile/ve/<> TÜMEL
( Dışarıda. İLE/VE/<> Zihinde. )
( Zihin ile. İLE/VE/<> Akıl ile. )
- TİKEL/LER ile/ve/||/<> NİTELİK/LER ile/ve/||/<> İLİŞKİ/LER
- TIKINMAK ve/> IKINMAK
( Tıkınırsanız, ıkınırsınız. )
- TIKMAK ile/ve/<>/> TEPMEK
- TIKMAK ile/ve/||/<>/> TIKAMAK
- TİLÂVET ile/ve/||/<>/> KIRAAT ile/ve/||/<>/> TERTİL ile/ve/||/<>/> MAKAM
( [Kur'ân-ı Kerîm'i, ...] Dil ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Akıl ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Gönül ile okumak. İLE/VE/||/<>/> ... )
- TİLMÎZ[Ar.]["TIRMİZ" değil!] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP[Ar. < TÂLİB]
- TİMSAH:
HANTAL ile/ve/değil/>< ÇEVİK
( Karada. İLE/VE/DEĞİL/>< Suda. )
- TİMSAH ile/ve GAVYAL/HİNT GAVYALİ
(
)
- TİMSAH ile/ve GİRYAL
- TİMSAH ile/ve TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA
( Isırma güçleri: 1134 kg. / 2500 lbs. İLE/VE 453 kg. / 1004 lbs. )
- TİMSAH'IN:
ILIK YUMURTASI ile/ve SOĞUK YUMURTASI
( Eril timsah. İLE Dişil timsah. )
- TİMSAHLARIN:
BOYU ile/ve/değil/<> ENİ
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Papua Yeni Gine'de, timsahlar, boyları ile değil enleri ile ölçülüyor. )
- TİN:
BÜTÜNSEL ve/||/<> BAŞLANGIÇ
- TİN:
DUYARLILIK ile/ve/||/<> HAYAL GÜCÜ ile/ve/||/<> İRÂDE
- TİN:
NESNEL ile/ve/||/<> ÖZNEL
( Devlette. İLE/VE/||/<> Bireyde. )
- TİN ile/ve KÜLTÜR
( Üretilenlerin, birlik sezgisi. | İnsan eliyle üretilmişler/oluşturulmuşlar. | İnsanı oluşturan ve insandan oluşan herşey. | Nedenselliği, kendinde/içkin olan. | Düşüncenin kaynağı olan (düşünce). )
( TİN: Düşüncenin edimselliği. )
( SPIRIT vs./and CULTURE )
( JINGSHEN ile/ve VENHUA )
- TÎN ve/||/+/<> MÂRİC
( Toprak ve su. VE/||/+/<> Ateş ve hava. )
- TİN ve/||/<>/< ŞAŞMA
( Şaşma, tin'in kapısıdır. )
- TİNDEN DOĞMA ve/||/<> YENİDEN DOĞMA
- TİNDEN DOĞMUŞ OLAN ile/ve/||/<>/> YENİDEN DOĞMUŞ OLAN
- TİNSEL BENLİK ile/ve/<> AŞKIN BENLİK
( SPIRITUAL SELF vs./and/<> TRANSCENDENTAL SELF )
( JINGSHEN ZIWO ile/ve/<> CHAOYUE ZIWO )
- TİN/SEL ile/ve TOPLUM/SAL
( SPIRITUAL vs./and SOCIAL )
- TIP:
İYİ ile/ve/||/<> ORTA ile/ve/||/<> KÖTÜ
( Önler. İLE/VE/||/<> Hastalık/sorun, belirmeden, yok eder. İLE/VE/||/<> Tedavi eder. )
- TIP:
ORTODOKS ile/ve/||/<>/< ÇİN ile/ve/||/<>/< HİNT(AYURVEDA)
- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ
- TIP ile/ve/||/<> ADLÎ TIP
- TIP ve/||/<> SANAT
( )
- TIPTA, 4P: PREDİKTİF ve/||/<> PREVANSİYON ve/||/<> PERSONALISED ve/||/<> PROAKTİF
- TIPTA:
GENEL CERRAHİ ile/ve/||/<> İÇ(DAHİLİYE) ile/ve/||/<> KADIN-DOĞUM ile/ve/||/<> ÇOCUK HASTALIKLARI
- TİRB[Ar.] ile/ve/||/<> ZEMÎL[Ar.] ile/ve/||/<> SEMÎR[Ar.] ile/ve/||/<> SAHİB[Ar.] ile/ve/||/<> REFÎK[Ar.] ile/ve/||/<> HİLL[Ar.] ile/ve/||/<> NECİY[Ar.]
( Bizimle aynı yaşta olan. İLE/VE/||/<> İş arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Oturduğumuz yerde bize arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Bizimle geceleri konuşan. İLE/VE/||/<> Uzun süre bizimle arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Yolculuk arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Bizi kalbine yerleştiren. İLE/VE/||/<> Sırdaş. )
- TIRMIK ile/ve KARTUK
( Tırnak beresi/yarası. | Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç. İLE/VE Büyük tarla tarağı. )
- TIRMÎZÎ ile/ve/değil TİLMÎZİ[Ar. | çoğ. TELÂMÎZ/E]
( ... İLE/VE/DEĞİL Öğrencisi/talebesi. | Çırağı. )
- TIRNAK İÇİNDE ile/ve/||/<> KENDİ İÇİNDE
- TIRNAK İÇİNE ALMAK ile/ve/||/<> PARANTEZ İÇİNE ALMAK
- TIRNAK ve/||/<> LUNULA
( ... VE/||/<> Tırnağın başladığı yerdeki beyaz daire kesitinin adı.[Keratine olmamış, henüz düzleşmemiş gözelerden oluşur.] )
- TİROİT[Fr./İng.] ile/ve/||/<> TİROKALSİTONİN[Fr./İng. < THYROCALCITONINE] ile/ve/||/<> TİROKSİN[Fr./İng. < THYROXINE]
( ... İLE/VE/||/<> Kalkan[tiroit] bezinden salgılanan, kandaki kalsiyumu azaltan hormon. İLE/VE/||/<> Tiroit hormonlarının ilk keşfedileni. )
- TIRPAN[Yun.] ile/ve/||/<> TIRMIK
( Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. | Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun. İLE/VE/||/<> Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç. | Tırnak beresi. )
- TIRPAN ile/ve/||/<>/> YABA/ATKI
( Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. İLE/VE/||/<>/> Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde, tahtadan tarım aracı. | Ekin demetlerini, yükseğe atmaya yarayan araç. )
- [ne yazık ki]
PARA BATIRMA YANILIMINDA:
TITANIC ile/ve/||/<>/> CONCORDE
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
( ON SUNK COST FALLACY: TITANIC and/||/<>/> CONCORDE )
- TITANIC ve/||/<>/> HALOMONAS TITANICAE
( Titanic, Atlas Okyanusu'nun 3657 m. derinliğine kadar battıktan sonra pasla beslenen Halomonas Titanicae adı verilen bir tür bakterinin, geminin yapımında kullanılan 50 bin ton demiri yavaş yavaş tükettiği ortaya çıkmıştır. )
( )
- TITICACA GÖLÜ[GÜNEYBATI]:
"HUINAMARCA GÖLÜ" ile/ve/<> "PEQUENO GÖLÜ"
( Bolivya'lıların, gölün güneybatısında kalan, kendi taraflarında bulunan %40'lık bölümüne verdikleri ad. VE/<> Bolivya tarafındaki, gölün bu aynı küçük bölümüne, Peru'luların verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )
- TITICACA GÖLÜ:
GÜNEYBATI ile/ve/<> KUZEYBATI
( %40'nın bulunduğu Bolivya'daki bölümü. İLE/VE/<> %60'ının bulunduğu Peru'daki bölümü. [Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )
( Dünyanın en yüksek [3810 m.] gölüdür ve Maracaibo Gölü'nden sonra, Güney Amerika'nın ikinci büyük gölüdür. [8287 km²] )
( Ortalama derinliği, 122 - 183 m. arasında değişmektedir. [Bolivya kıyısına doğru derinlik birden artmaktadır.][Soto Adası açıklarında 280 m.'yi bulmaktadır.] )
( Gölün suyu, berrak ve az tuzludur. )
( Yüzeyde 14 °C olan ortalama su ısısı, 20 m. derinlikte 11 °C'ye düşmektedir. )
( Sadece dört çeşit [ufak cins] balık bulunmaktadır. )
( Göl üzerinde, yoğun nüfuslu 41 ada bulunmaktadır.[Buralarda yaşayan yerli halk, çoğunlukla dış dünyadan kopuk, ellerindekilerle yetinmektedir.] )
( Bolivya sınırları içinde bulunan adalarında yaşayan yerli halk, eski bir yerli dili olan Aymara dilini kullanmaktadır. İLE/VE/<> Peru'da bulunan bölümünde, İnka'lardan kalma Quechua dili konuşulmaktadır. )
- TITICACA GÖLÜ[KUZEYBATI]:
"CHUCUITO GÖLÜ" ile/ve/<> "GRANDE GÖLÜ"
( Bolivya'lıların, gölün kuzeybatısında ve Peru tarafında bulunan %60'lık bölümüne verdikleri ad. İLE/VE/<> Peru'luların, gölün kendi tarafında bulunan bölüme verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )
- TİTİZLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖZEN
- TİTİZLİK ile/ve/||/<>/> PİMPİRİK/LİK / PİMPİRMEK
( ... İLE/VE/||/<>/> Gereksiz yere titizlik gösteren. | Kuşkucu. | Çok yaşlı ve güçsüz kişi. | Harap, bozuk, virâne. )
- TİTİZLİK" ile/ve "ÜZERİNE TİTREMEK"
- TİTREMEK ile/ve/> SARSILMAK
( RA'ŞE ile/ve/> ... )
( SHIVE vs./and/> SHAKE )
- TİTREŞİM ile/ve/<> DÖNÜŞÜM
( vs./and/||/<>/and TRANSFORMATION )
- TİYATRO:
OYUNU, GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ve/||/<> GERÇEĞİ, OYUNLAŞTIRMAK İÇİN
- TİYATRO VE SİNEMA SALONLARI'NDA:
PARTER ile/ve/||/<> BALKON ile/ve/||/<> LOCA[Fr. < İt.]
( İlk kat. İLE/VE/||/<> Asma kat/lar. İLE/VE/||/<> Bazı izleyicilerin oturduğu özel bölüm. | Masonların, toplantı yeri. )
( ... İLE/VE/||/<> Dışarı doğru, dışarıda. İLE/VE/||/<> İçeri doğru, içeride. )
- TİYATRO ile/ve DİN
- TİYATRO ve/=/||/<> HALK SAĞLIĞI
- TİYATRO ile/ve/||/<> KUMPANYA[İt. < COMPAGNIA]
( ... İLE/VE/||/<> Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık. | Tiyatro topluluğu. | Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapanlar topluluğu. )
- TOGA:
Bol ve kıvrımlı Roma giysisi. -ve
- TOHUM:
YUMURTA ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNCE
- TOHUM ile/ve EVİNLİ
( ... İLE/VE Özlü ve dolgun tohum. )
- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN
(
)
- TOHUM ve/||/<> MASAL
( [ölür] Ekilmezse. VE/||/<> Anlatılmazsa. )
- TOHUM ve/||/<> MEYVE ve/||/<> ÇEKİRDEK/ÇİĞDEM[Ege'de]
- TOHUM ile/ve/<> MİBZER[Ar.]
( ... İLE/VE/<> Tohum ekme aygıtı. )
- TOHUMLA(N)MA ile/ve SPORLA(N)MA
( Çiçekliler/de. İLE/VE Çiçeksizler/de. )
- TOHUMLU BİTKİ/LER ile/ve TOHUMSUZ BİTKİ/LER
( Döllenmiş yumurta hücresinin gelişerek tohum meydana getirdiği bitkiler. İLE/VE Eşeyli ya da eşeysiz olarak üreyen, eşeyli üremede zigot ya da embriyonun etrafında besi doku bulunmayan, tohum oluşturmayan bitkiler. )
- TOHUMLUK ile/ve SOFRALIK
- TOHUMUN:
İLK DURUMU ile/ve/<> SON DURUMU
( Toprak içinde/altında. İLE/VE/<> Meyvesinin içinde. )
( İdea. İLE/VE/<> İdeal. )
- TOHUMUN:
YİTMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİTMESİ/YEŞERMESİ
- TOK ile/ve/||/<> PEK
( Karnın. VE/||/<> Sırtın. )
- TOKAT ile/ve YUMRUK
( BERKİTME/K: Tokat atma/k. )
( TEBÂNÇE ile/ve ... )
- TÖKEZLEME ile/ve/değil/||/<>/< SÜRÇME
- TOKLUK (DUYUSU):
MİDE DUVARINDA ve BEYİNDE
( Önce mide duvarında ve şişkinlikle yaşanır. 20 dakika sonra da beyinde. )
- TOKLUK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ) ile/ve AÇLIK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ)
( Yemekten iki saat sonra. İLE/VE Sabah aç karnına. )
- TOK/LUK/YEMEK (YEMEK) ile/ve/değil/yerine/||/></< AÇ/LIK
( Öldürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Öldürmez. )
( Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı. | Sık ve kalın dokunmuş (kumaş). | Kalın ve gür selen/sedâ. | Sevgi, sevecenlik, başarı, para, mal vb. şeyleri elde etmiş ve bunlara kavuşmuş olan.
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/><
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı. | Yiyecek bulamayan. | Gözü doymaz, haris. | Çok istekli, hevesli. | Karnı doymamış olarak. )
- TOK/LUK ile/ve/||/<> DOYGUN/LUK
- TOKONOMA ile/ve/||/<> SHOJİ ile/ve/||/<> FUSUMA ile/ve/||/<> DOMA ile/ve/||/<> AMADO ile/ve/||/<> RANMA
(
Tokonoma (床の間)
Tanım: Zaşiki odasında yer alan, süs eşyalarının ya da sanat yapıtlarının sergilendiği dekoratif niştir.
- Rulo resim[kakejiku], ikebana[çiçek düzeni9 ya da kaligrafi yapıtları yer alır.
- Konuklara saygının ve estetik anlayışın göstergesidir.
- Odada genellikle en onurlu köşede yer alır.
Shoji (障子)
Tanım: Ahşap iskelet üzerine yerleştirilmiş yarı saydam kâğıttan oluşan sürgü kapı ya da pencere panelleridir.
- Gün ışığını yumuşatarak içeri alır.
- Odalar arasında ışık geçişini sağlar ama görüşü sınırlar.
- Doğayla geçirgen bir sınır oluşturur; engava ve zaşiki ile sık ilişkilidir.
Fusuma (襖)
Tanım: Opak, kalın kâğıtla kaplı, ahşap çerçeveli sürgü kapılardır. Odaları birbirinden ayırmakta kullanılır.
- Shoji'den farkı, ışık geçirmemesidir.
- İç mekân esnekliğini sağlar; duvar yerine geçebilir.
- Genellikle zarif manzara ya da motifli çizimlerle süslenir.
Doma (土間)
Tanım: Toprak ya da taş zeminli, ayakkabıyla girilebilen iç alan. Geleneksel evlerde mutfak ya da çalışma alanı olabilir.
- Genkan'a bağlı olabilir ya da onun devamı sayılır.
- Yarı iç mekân işlevi görür.
- Kırsal evlerde sık görülür; bazen ocak[irori] ile bütünleşir.
Amado (雨戸)
Tanım: Ahşap ya da metalden yapılmış, genellikle pencere ya da sürgü kapıların dışına yerleştirilen koruyucu panjurlardır.
- Gece kapatılarak güvenlik sağlar.
- Fırtına, yel ve dış etkenlere karşı koruma sunar.
- Engava çevresinde kullanımı yaygındır.
Ranma (欄間)
Tanım: Oda bölmeleri üzerinde yer alan dekoratif ve havalandırmaya izin veren ahşap oymalı panellerdir.
- Işık ve hava geçişini sağlar.
- Oymacılık sanatının ince örnekleriyle süslenebilir.
- Zaşiki ya da öteki odalar arasında bulunur.
- TOKONOMA ile/ve/||/<> TOKOVAKİ ile/ve/||/<> ZAŞİKİ ile/ve/||/<> OŞİİRE
(
Tokonoma [ 床の間 ]
Tanım: Geleneksel Japon odalarında[washitsu] bulunan, zeminden hafifçe yüksek, dekoratif bir niş ya da alandır.
Özellikleri:
- Genellikle bir kakemono[asılı resim/hat] ya da ikebana[çiçek düzenleme9 sergilenir.
- Alt bölümünde shikkui[sıva] ya da ahşap bir zemin bulunur.
- Konukların onur konuğu ["kamiza" tarafı9 tokonomaya bakacak biçimde oturur.
İlişki: Japon estetiğinde "ma"[boşluk] ve sadelikle bağlantılıdır.
Tokovaki [ 床脇 ]
Tanım: Tokonoma'nın yanında bulunan ikincil niş ya da depolama alanıdır.
Özellikleri:
- Genellikle chigaidana[asılı raflar] ya da tsukeshoin[yazı masası] içerir.
- Tokonoma'nın aksine daha işlevsel amaçlıdır [kitap, çay seti vb. koymak için].
Fark: Tokonoma dekoratifken, tokovaki uygulamalı kullanım içindir.
Zaşiki [ 座敷 ]
Tanım: Geleneksel Japon tarzında döşenmiş, tatami kaplı ana oturma odasıdır.
Özellikleri:
- Tokonoma ve tokovaki genellikle bu odada bulunur.
- Konuk ağırlama, çay törenleri ya da dinlenme için kullanılır.
İlişki: Tokonoma, zaşiki'nin bir parçasıdır.
Oşiire [ 押入 ]
Tanım: Geleneksel Japon evlerinde tatami odalarında bulunan, fusuma[sürme kapılı] depolama alanıdır.
Özellikleri:
- Yatak[futon], yorgan ya da eşya saklanır.
- Modern dolabın Japon biçimidir.
Fark: Tokonoma, sergileme amaçlıyken; oşiire, tamamen depolama içindir.
Tokonoma, Tokovaki, Zaşiki ve Oşiire arasındaki FaRkLaR...
| Terim | İşlev | Konum | Dekoratif mi? |
|---|---|---|---|
| Tokonoma | Sergi [sanat/çiçek] | Zaşiki içinde | Evet |
| Tokovaki | Depolama/yardımcı alan | Tokonoma'nın yanı | Kısmen |
| Zaşiki | Oturma odası | Ana oda | Hayır [mekânın kendi] |
| Oşiire | Depolama [eşya/futon] | Duvar içi | Hayır |
- Tokonoma ve tokovaki, sukiya-zukuri[çay evi mimarisi] ile popülerleşmiştir.
- Oşiire, modern wardrobe'un atası sayılırken; tokonoma, Batı'daki "şömine nişi"ne benzer simgesel bir rol üstlenir.
- Japon estetiğinde bu alanlar, wabi-sabi[mükemmelsizlikteki güzellik] ve yohaku no bi[boşluğun güzelliği] gibi kavramlarla da ilişkilidir.
- TOKSİKOLOJİ ile/ve/||/<> TOKSİN
( Zehirle, onların organizmaya olan etkileriyle ve zehirlerin belirlenmesiyle uğraşan bilim dalı. İLE Canlı organizmalarda görülen zehir. )
- TOLTEK ile/ve AZTEK ile/ve İNKA ile/ve MAYA
- TON TON ile/ve/||/<> BABACAN
- TONAJ[Fr.] ile/ve/||/<> TONİLATO[İt.]
( Bir taşıtın alabildiği ton miktarı. | Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi. İLE Gemilerin alabileceği yükü belirtmekte kullanılan, bir tona eşit birim. )
- TOP ile/ve/||/<>/< GÜLLE
- TOPAÇ ile/ve/||/<> YOYO
- TOPALTI ile/ve/||/<>/> TOPALTI
( Kale toplarının koruması altındaki yer. İLE Kale ile korunan bir kentin yakın çevresi. )
- TOPARLAK ile/ve/||/<>/> TOSTOPARLAK
( Top biçiminde olan, yuvarlak. İLE/VE/||/<>/> Bütünüyle toparlak. )
- TOPARLAMA ile/ve BÜTÜNLEŞTİRME
( TO (BE ABLE TO) PACK vs./and TO INTEGRATE )
- TOPARLAMAK ile/ve/değil TAMAMLAMAK
- TOPARLA(N)MAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SİLKELE(N)MEK
- TOPKAPI SARAYI'NDA:
ALAY MEYDANI ile/ve/||/<>/> BÂB-I ÂLÎ ile/ve/||/<>/> BÂB-I HÜMÂYÜN ile/ve/||/<>/> BÂB-I SELÂM ile/ve/||/<>/> BÂB-I SAADE
( Topkapı Sarayı'nın ilk bahçesi. İLE/VE/||/<>/> Yüksek kapı. | Sadrazamlık. [Osmanlı hükümeti XVIII. yüzyıldan itibaren bu adı almıştır.] İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nın yazılarla süslü ilk büyük kapısı. Saltanat kapısı. İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultam Mehmet'in yaptırdığı tuğralı ikinci kapı. Orta kapı adıyla tanınır. İLE/VE/||/<>/> Topkapı sarayı'nın üçüncü kapısı. [Harem ve taht kapısı olarak da bilinir.] )
- TOPLAM ile/ve/değil AŞILMIŞ BİRLİK
- TOPLAM ile/ve/değil TOPTAN
- TOPLAMA BİSİKLET ile/ve/<>/değil/yerine MARKALI BİSİKLET
- TOPLAMA ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> ÇARPMA ve/||/<> BÖLME
( ADDITION and/||/<> SUBTRACTION and/||/<> MULTIPLICATION and/||/<> DIVISION )
- TOPLAMA ile/ve/değil/yerine TEVHİD
( Maneviyatta bulunduğumuz yeri beğenmek ölümdür. Tevhid ise ölümsüzdür, ebedidir. )
- TOPLAMAK ile/ve/||/<> ÇIKARMAK
- TOPLAMANIN:
DAĞILMASI ile/ve/||/<> DEĞİŞMESİ
- TOPLANMA ile/ve/||/<> MERKEZLEŞME
- TOPLANTI SALONU ile/ve/||/<> FUAYE[Fr.]
( ... İLE/VE/||/<> Bir gösteri ya da toplantı salonunda, sunum ya da toplantı aralarında kullanılan dinlenme yeri. )
- TOPLANTI ile/ve OTURUM
- TOPLARDAMAR ile/ve/<> FLEBİT/FİLİBİT[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Toplardamlarda, içzar yangısı. )
- TOPLAYICI/LIK ile/ve DERLEYİCİ/LİK
- TOPLU) ALLAH ZİKRİ ile/ve ARI VIZILTISI
- TOPLU ile/ve GRUP
- TOPLULUK ile/ve AZINLIK
( CEMAAT ile/ve AKALLİYET )
( GÜRÛH ile/ve ... )
( SOCIETY vs./and MINORITY )
- TOPLULUK ile/ve BİRLİK
( SOCIETY vs./and UNITY )
- TOPLULUK ile/ve/<> TOPLUM
( Tarihi olan. İLE/VE/<> Sosyete. )
( Gerçek bağlam. İLE/VE/<> Tüzel bağlam. )
( Çeşitli arçalar/durumlar ve sevgi bağı ile sürdürülür. İLE/VE/<> Adâlet/yasa ile ayakta tutulur. )
( Bilgisi ve/ya da bilgisizliği[cehaleti] çok olabilen. İLE/VE/<> İlmi ve irfanı yüksek olan/olması gereken. )
( Doğrudan ilişkiler ile. İLE/VE/<> Dolay(ım)lı ilişkiler ile. )
( Sevgi. İLE/VE/<> Akıl )
( COMMUNITY vs./and/<> SOCIETY )
( ... ile/ve/<> KOINONIA )
( CEMAAT/CEMİYET ile/ve/<> CEMİYET )
- ÇALIŞMA:
TOPLUM İÇİN ile/ve/||/<> İNSAN/LIK İÇİN
- TOPLUM ile/ve/||/<>/> SİYASET ile/ve/||/<>/> AHLÂK
( [kişinin] Başkası ile ilişkisi. İLE/VE/||/<>/> Kamusal alandaki yetki. İLE/VE/||/<>/> Kendi ile ilişkisi. )
- TOPLUM ile/ve/||/<>/< TOPRAK
( SOCIETY vs./and/||/<>/< SOIL/EARTH )
- TOPLUM ve/=/||/<>/>/< UZLAŞIM
- TOPLUMA HİZMET ve/||/<> TOPLAMA HİZMET
- TOPLUMBİLİM ve KİMYA
( Durkheim, Lavosier kimyasını dikkate alarak sosyoloji bilimini kurmuştur. )
( DURKHEIM ve LAVOSIER )
- TOPLUMDA:
SEVGİ (İLE) ve/||/<> ADÂLET (İLE) ve/||/<> ÇALIŞMA (İLE)
( Kaynaşılır. VE/||/<> Yaşanır. VE/||/<> Ayakta kalınır. )
- TOPLUMDA YAŞAYAN ile/ve/<> TOPLUMLA YAŞAYAN
- TOPLUM'DA ile/ve DEVLET'TE
( Birey. İLE/VE Vatandaş. )
- TOPLUMLAŞMA ile/ve TOPLUMSALLAŞMA
( Olgu ya da kavram. İLE/VE Kişinin/kişilerinin katılımı. )
- TOPLUMSAL ADÂLET'İN TANIMLARINDA:
GENEL ile/ve TOPLUMSAL ile/ve SİYASAL
( Toplum içinde ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yönden yoksul, mahrum ve zayıfların doğrudan doğruya toplum tarafından korunmaları. İLE/VE Kişinin, insan onuruna uygun bir düzeye, sadece emeğinin karşılığı ile çıkabilmesinin sağlanması. İLE/VE Kişilerde, kültürel ve siyasal zayıflığı doğuran olumsuz etmenlerin toplum gücüyle kaldırılması. )
- TOPLUMSAL AHLÂK ile/ve İDEOLOJİK AHLÂK ile/ve DİNİ AHLÂK
( SOCIAL MORALS vs./and IDEOLOGICAL MORALS vs./and RELIGIOUS MORALS )
- TOPLUMSAL AHLÂK ile/ve ÖDEV AHLÂKI
( SOCIAL MORALS vs./and MORALS OF DUTY )
- BELLEK:
TOPLUMSAL ve/||/<> TOPLANMIŞ
( Ortak. VE/||/<> Bireysel. )
( MEMORY: COLLECTIVE and/||/<> COLLECTED )
- TOPLUMSAL DIŞLA(N)MA ile/ve/||/<> KÜLTÜREL DIŞLA(N)MA
- TOPLUMSAL GÜVEN ile/ve/||/<> BİREYSEL GÜVEN
- TOPLUMSAL HİZMET ve/||/<>/= AKIL
- TOPLUMSAL İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ ile/ve FİZİK İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ
( İstanbul'da. İLE/VE Ankara'da. )
- TOPLUMSAL KABUL/LER ile/ve TOPLUMSAL 'KALIP/LAR'
( Aynı toplumdaki birçok birey [ve çoğunluk] tarafından, [kendileri için ne kadar uygun olmasa da] -sözlü ya da sözsüz, yazılı ya da yazısız- sürdürülen kurallara/geleneklere işaret eder. İLE/VE Daha çok, içleri boş [dayanaksız] olarak algılanan [ve olumsuz olarak değerlendirilen] alışkanlıklara/geleneklere işaret eder. )
( "SOCIAL ACCEPTANCE/S" vs./and "SOCIAL 'PATTERN/S'" )
- TOPLUMSAL KALKINMA ile/ve/<> BİREYSEL DONANIM
- TOPLUMSAL (OLAN) ile/ve KİŞİSEL (OLAN)
( Bir topluluk/toplum, en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda, dağılmaya başlar. )
( SOCIAL vs./and PERSONAL )
- TOPLUMSAL ile/ve/||/<>/>/< BİREYSEL/ÖZNEL
( Kumaş. İLE/VE/||/<>/>/< Giysi. )
( Saygı. İLE/VE/||/<>/>/< Sevgi. )
- TOPLUMSALLAŞAMAMADA/DİSASASİYASYONDA:
GERÇEKLİK ALGISINI YİTİRME/DEREALİZASYON ve/||/<> KİŞİLİK ALGISINI YİTİRME/DEPERSONALİZASYON
- TOPLUMSALLIK:
TANIMA ve/||/<> TANINMA
- TOPLUM(SALLIK) ve/||/<>/< ÖRGÜTLÜLÜK
( Örgütsüz toplum, toplum değildir. )
- TOPLUMSAL/LIK ile/ve TARİHSEL/LİK
( SOCIAL/NESS vs./and HISTORICAL/NESS )
- TOPLUM/SAL/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAM ORTAKLIĞI/SİMBİOSİS
- TOPLUMSAL/SOSYAL BİLİMLER ile/ve/||/<> TOPLUMSAL/SOSYAL BİLGİLER
- TOPLUMU DEĞİŞTİRME OLANAĞI/"GÜCÜ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ DEĞİŞTİRME OLANAĞI
- TOPLUMU:
"DÜZENLEME" ile/ve/değil/yerine DAVET
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(79/90)
(1996'dan beri)