ve (... ve ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(61/90)
- ÖĞLE VAKTİ ile/ve ÖĞLEDEN ÖNCE ile/ve ÖĞLEDEN SONRA
- ÖĞLE ile/ve/||/<> İKİNDİ
( Gölgesizlik. İLE/VE/||/<> Gün geçişi. )
- ÖĞRENEN ANCAK DÜŞÜNMEYEN ile/ve/||/<> DÜŞÜNEN ANCAK ÖĞRENMEYEN
( Kaybolmuştur. İLE/VE/||/<> Tehlikededir. )
- ÖĞRENİLECEK OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TERK EDİLECEK OLAN
- ÖĞRENİLEMEZ ile/ve ANLAŞILAMAZ
( NOT ABLE TO LEARN vs./and NOT ABLE TO UNDERSTAND )
- ÖĞRENİLEREK ile/ve/değil SORGULANARAK
- ÖĞRENİM/ÖĞRETİM ÜNİVERSİTESİ ile/ve/değil/yerine ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ
- [ÖĞRENİYORUZ/ANLIYORUZ]
OKUDUĞUMUZU ile/ve/<> DUYDUĞUMUZU ile/ve/<>
GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
HEM DUYUP, HEM GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
TARTIŞTIĞIMIZI ile/ve/<> DENEYİMLEDİĞİMİZİ ile/ve/<>
ANLATTIĞIMIZI/ÖĞRETTİĞİMİZİ
( %10 ile/ve/<> %20 ile/ve/<> %30 ile/ve/<> %50 ile/ve/<> %70 ile/ve/<> %80 ile/ve/<> %95 )
( [WE LEARN, WHAT WE]:
READ vs./and/<> HEAR vs./and/<> SEE vs./and/<> SEE & HEAR vs./and/<> DISCUSS vs./and/<> EXPERIENCE vs./and/<> TEACH )
- ÖĞRENME ile/ve/<>/yerine ANLAMA
( Yapmak, onu bildiğini göstermektir. )
( Bir şeyi iyi anlayın, ulaşmışsınız demektir. )
( Öğrenmek, bildiğini fark etmektir. )
( Tekrarın etkili olabilmesi için anlamlı bir biçimde ve istekle yapılması gerekir. )
( Okuyarak ve/ya da gözlemleyerek ve/ya da deneyimleyerek. İLE/VE/<>/YERİNE Severek. )
( Understand one thing well, and you have arrived. )
( TO LEARN vs./and/<> MEANING
MEANING instead of TO LEARN )
- ÖĞRENME ile/ve/> DÖNÜŞME
( TO LEARN vs./and/> TRANSFORMATION )
- ÖĞRENME ve/<> EKSİKLİK
( Öğrenebilmek için eksiklik -ve de eksikliğinin farkındalığı- gerekir. )
- ÖĞRENME ile/ve/değil/yerine KOŞULLANMA
( DISCIPULUS: ÖĞRENME/LEARNING | DISCIPULA: DÜZEN TAKİBİ/MAINTAINANCE OF ORDER
[not] LEARNING vs./and/but CONDITIONING
CONDITIONING instead of LEARNING )
- ÖĞRENME ile/ve/||/<>/> PAYLAŞMA
- ÖĞRENME ile/ve/değil/<> SÜZME
- ÖĞRENME'DE:
KLASİK ile/ve EDİMSEL ile/ve PEKİŞTİRME ile/ve BİLİŞSEL ile/ve BİLGİSAYAR YARDIMIYLA
- ÖĞRENMEK/ANIMSAMAK ile/ve/değil/yerine YARATMAK
( [not] TO LEARN/REMIND vs./and/but TO CREATE
TO CREATE instead of TO LEARN/REMIND )
- ÖĞRENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ALIŞMAK
- ÖĞRENMEK ile/ve BAĞLANMAK
( TO LEARN vs./and TO BE CONNECTED )
- ÖĞRENMEK ile/ve/> BECERMEK
( TO LEARN vs./and/> TO MANAGE )
- ÖĞRENMEK ile/ve/<> BİLGİ EDİNMEK
( TO LEARN vs./and/<> TO GET INFORMATION )
- ÖĞRENMEK ile/ve/değil/<> DEĞER KAZANMAK
- ÖĞRENMEK ile/ve EDİNMEK
( TO LEARN vs./and TO GET/ACQUIRE/OBTAIN )
- ÖĞRENMEK ile/ve/<>/> "KALPTE BULMAK"
- ÖĞRENMEK ile/ve/<>/değil/yerine KEŞFETMEK
( [not] TO LEARN vs./and/<>/but TO DISCOVER
TO DISCOVER instead of TO LEARN )
( ... ile/ve/<>/değil/yerine FAXIAN )
- ÖĞRENMEK ile/ve ÖĞRENDİĞİNİ GÖRMEK
( TO LEARN vs./and TO SEE WHAT YOU LEARNED )
- ÖĞRENMEK/ÖĞRENMEMEK ile/ve/ya da "ÇİLESİNİ ÇEKMEK"
- [ne yazık ki]
ÖĞRENMEME ve/||/<>/> ÖĞRENİLEN YANLIŞLARDAN VAZGEÇMEME ve/||/<>/> YENİDEN ÖĞRENMEME
- ÖĞRETEN ile/ve/||/<>/> ÜRETEN
- ÖĞRETİ/DOKTRİN ile/ve/değil/||/<>/< KURAM/TEORİ
- ÖĞRETİLEMEYEN ile/ve ÖĞÜTLENEMEYEN ile/ve ÖNERİLEMEYEN
( NOT ABLE TO TEACH vs./and NOT ABLE TO ADVICE vs./and NOT ABLE TO ADVISE )
- ÖĞRETİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DAHA FAZLASI
- ÖĞRETİM'İN:
OLUMLU YANLARI ile/ve OLUMSUZ YANLARI
- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine AKTARMAK
- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine ANLA(T)MAK
( En iyi öğrettiğin şey en çok öğrenmen gereken şeydir. )
( Bir kişiye bilgimin bir bölümünü öğrettiğimde, o kişi, bunun öteki üç bölümünü öğrenemezse, dersimi bir kez daha yinelemem. )
( Hocanın derdi öğretmektir, küstürmek değil! )
( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO EXPLAIN
TO EXPLAIN instead of TO TEACH )
( JIAO ile/değil/yerine ... )
- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLAMAK
- ÖĞRETMEK ile/ve/<> FARK ETMEK/ETTİRMEK
( Öğretmek, başkalarına senin kadar iyi bildiklerini anımsatmaktır. )
( EACH ONE, TEACH ONE )
( TO TEACH vs./and/<> TO AWARE/TO MAKE SOMEBODY AWARE OF )
- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine GÖSTERMEK
( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO SHOW
TO SHOW instead of TO TEACH )
- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine KEŞF ETTİRMEK
( [not] TO TEACH vs./and/but TO GET DISCOVER
TO GET DISCOVER instead of TO TEACH )
- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< ÖĞRENMEK
( Öğretirken, kendini araya sokmamalı; öğrenirken, "ben varım" dememeli. )
( Öğretirken alçakgönüllülük, öğrenirken o bile değil [tam teslimiyet!(bilgiye tabii! kişiye değil!)]. )
( [öğrenmek] İki kere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/=/<>/< Bir kere. )
( Ne yazık ki bildiğini kullanmayanların/uygulamayanların, aklını kullanmayanların/kullanmayacakların kapıldığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/=/<>/< Aklını kullananların/kullanacakların önceliği. )
( TO TEACH and/||/=/<>/< TO LEARN )
- ÖĞRETMEN ile/ve/||/<>/> ÖĞRETİM ÜYESİ
( İlk ve orta derecede. İLE/VE/||/<>/> Evrenkentte/üniversitede/akademide. )
- ÖĞRETMENİ OLALIM! ve/||/+/<>/>/< ÖĞRENCİSİ OLALIM!
( Nefsimizin. VE/||/+/<>/>/< Vicdanımızın. )
- ÖĞRETMENİN/HOCANIN SAĞLAYABİLECEKLERİ:
EMNİYETİ SAĞLAMAK ile/ve BAŞLANGIÇTA UYGUN OLAN(LAR)I SUNMAK
- ÖĞÜT VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ/DOĞRU ÖRNEK OLMAK/GÖSTERMEK
( Yolu uzun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu kısa. )
( Kolay. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Kolay değil". )
- ÖĞÜT ile/ve/||/<>/> ESİNLENME
- ÖĞÜT ile/ve/<>/>< HAKARET
( Bir insana, başkaları yanında verilen "öğüt", öğüt değil "küçük düşürme", "aşağılama" ya da "hakaret" olabilir/olur[bazen/çoğunlukla]. Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de öğüt, doğru/uygun zaman, zemin ve koşullar oluş(turul)madıkça, yapılmamalıdır. )
- ÖĞÜT ile/ve/değil/yerine/||/<> (İYİ/YETERLİ/NİTELİKLİ) ÖRNEK
( Yolu, uzundur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Yolu, kısa ve etkilidir. )
- ÖĞÜT ve/||/<>/> MERAK
- ÖĞÜT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRNEK
( Yolu/süreci uzundur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu/süreci kısa ve etkilidir. )
- ÖĞÜTMEK ile/ve SİNDİRMEK
( Ağızda. İLE/VE Midede ve sonrasında. )
( Yediğinizi için, içtiğinizi yiyin! )
( NÂCÎ[Ar.]: Sindirimi kolay yiyecek. )
- ÖĞÜTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/>< ÜRETMEK
- OHAL'DE, (")ÖNLEMLER("):
ANAYASAL ve YASAL ve/ne yazık ki YASADIŞI
- OK AÇMAZI ile/ve/||/<> KOŞU YOLU AÇMAZI ile/ve/||/<> UZAY GEMİSİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TANRILAR AÇMAZI
- OK ve TUZ
( Delikanlılığı simgeler. VE Dostluğu simgeler. [Tuzun kolay kolay çürümemesi ve çürütmemesinden dolayı.] )
( Eskiden barış amacıyla kullanılırdı. )
- OK ve YAY
( İlk Selçuklu sultanı, Tuğrul Bey, tüm resmî vesikalarında olduğu gibi gönderdiği mektupların başında yay ve ok işaretlerini koyar ve içine de kendi unvanlarını yazardı. Buna Tuğra deniliyordu. Sonraları bu ok ve yay işaretleri kaldırılmış ise de sultanların ad ve unvanlarını ok ve yay biçiminde gösteren tuğra yöntemi Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar devam etmiştir. )
( Oku ileri atmanın yolu, yayı geri çekmektir... )
( ARROW and BOW/ARC )
- OKB ile/ve/değil/||/<>/< YAYGIN KAYGI BOZUKLUĞU
- ÖKE/DEHÂ ve/||/+/<>/> GÜZELLİK
- ÖKLİD ile/ve/||/<>/> LOBACHEVSKY ile/ve/||/<>/> RIEMANN GEOMETRİLERİ
( Bir doğruya dışındaki bir noktadan bir paralel çizilebiliyorsa. İLE/VE Bir doğruya dışındaki bir noktadan hiç paralel çizilemiyorsa. İLE/VE Bir doğruya dışındaki bir noktadan birden çok paralel çizilebiliyorsa. )
( Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derece ise. İLE/VE Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 dereceden küçük ise. İLE/VE Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 dereceden büyük ise. )
( ÖKLİD POSTULATLARI
1- Bir noktadan, bir noktaya, tek bir doğru çizilebilir.
2- Sonlu bir doğru, yine bir doğru olarak uzatılabilir.
3- Bir merkez ve bir mesafe, çemberi tanımlar.
4- Tüm dik açılar, birbirine eşittir.
5- Eğer bir doğru, iki doğruyu kesiyorsa iç açıları toplamı, iki dik açıdan küçük olan tarafta iki doğru kesişirler.
(Bir doğruya, dışındaki bir noktadan yalnız bir tek paralel doğru çizilebilir.[John Playfair]) )
(
Üç Geometri Türü
Öklid, Lobachevsky ve Riemann Geometrilerinin Kapsamlı Karşılaştırması
Temel Kavramsal Farklar
Öklid Geometrisi
Tam 1 paralel
Lobachevsky (Hiperbolik)
Sonsuz paralel
Riemann (Küresel)
Hiç paralel yok
Öklid Geometrisi
- Yüzey türü: Düz yüzey (düzlem)
- Gauss eğriliği: K = 0
- Paralel çizgiler: Tam 1 tane
- Üçgen açıları toplamı: = 180°
- Pi sayısı: π = 3.14159...
- Mesafe formülü: √[(x₂-x₁)² + (y₂-y₁)²]
- Günlük örnekler: Masa üstü, kağıt, ekran
Lobachevsky (Hiperbolik)
- Yüzey türü: Eyer biçiminde yüzey
- Gauss eğriliği: K < 0
- Paralel çizgiler: Sonsuz tane
- Üçgen açıları toplamı: < 180°
- Pi sayısı: π < 3.14159...
- Mesafe: Hiperbolik fonksiyonlar
- Günlük örnekler: At eyeri, Pringles cipsi
Riemann (Küresel)
- Yüzey türü: Küre yüzeyi
- Gauss eğriliği: K > 0
- Paralel çizgiler: Hiç yok
- Üçgen açıları toplamı: > 180°
- Pi sayısı: π > 3.14159...
- Mesafe: Büyük çember yayı
- Günlük örnekler: Dünya yüzeyi, top
Üçgen Açıları Toplamı Karşılaştırması
Üçgenin iç açıları toplamı geometri türüne göre değişir
Pratik Uygulama Alanları
Öklid
CAD yazılımları, 2D oyunlar, UI tasarımı, mimari çizimler
Lobachevsky
Özel görelilik teorisi, kristalografi, hiperbolik sanat
Riemann
GPS navigasyon, genel görelilik, harita projektörleri
Matematiksel Formüller ve Denklemler
Temel Matematiksel Farklar
Öklid Geometrisi
d = √[(x₂-x₁)² + (y₂-y₁)²]
C = 2πr
K = 0
Bir doğru dışındaki noktadan
o doğruya tam 1 paralel çizilebilir
Lobachevsky Geometrisi
d = ln|(1+u)/(1-u)|/2
u = tanh(r)
C = 2π sinh(r)
K = -1/R² < 0
Bir doğru dışındaki noktadan
o doğruya sonsuz paralel çizilebilir
Riemann Geometrisi
d = R × arccos(cos φ₁ cos φ₂ +
sin φ₁ sin φ₂ cos Δλ)
C = 2πR sin(r/R)
K = 1/R² > 0
Hiç paralel doğru yoktur
(tüm doğrular kesişir)
Gauss Eğriliği Karşılaştırması
Önemli Matematiksel İlişkiler
∬ K dA + ∮ κ ds = 2πχ(M)
K: Gauss eğriliği, κ: jeodezik eğrilik, χ(M): Euler karakteristiği
R^ρ_σμν = ∂_μΓ^ρ_νσ - ∂_νΓ^ρ_μσ + Γ^ρ_μλΓ^λ_νσ - Γ^ρ_νλΓ^λ_μσ
cos c = cos a cos b + sin a sin b cosh C
Hiperbolik kosinüs yasası
Programlama Uygulamaları
const dy = p2.y - p1.y;
return Math.sqrt(dx*dx + dy*dy);
const dx = p2.x - p1.x;
const dy = p2.y - p1.y;
const r = Math.sqrt(dx*dx + dy*dy);
const u = Math.tanh(r);
return Math.log((1+u)/(1-u)) / 2;
const lat1 = p1.lat * Math.PI/180;
const lat2 = p2.lat * Math.PI/180;
const dLon = (p2.lon - p1.lon) * Math.PI/180;
const a = Math.cos(lat1) * Math.cos(lat2) +
Math.sin(lat1) * Math.sin(lat2) * Math.cos(dLon);
return R * Math.acos(Math.min(1, a));
Kullanım Örnekleri
const euclidDist = EuclideanGeometry.distance({x: 0, y: 0}, {x: 3, y: 4}); // 5
const euclidCirc = EuclideanGeometry.circumference(10); // 2π * 10 = 62.83
const hyperDist = LobachevskyGeometry.distance({x: 0, y: 0}, {x: 1, y: 1});
const hyperCirc = LobachevskyGeometry.circumference(1); // 2π * sinh(1)
const earthRadius = 6371; // km
const sphereDist = RiemannGeometry.distance(
{lat: 41.0, lon: 29.0}, // İstanbul
{lat: 48.9, lon: 2.3}, // Paris
earthRadius
); // ~2200 km
Gerçek Dünya Uygulamaları
Öklid Geometrisi
- CAD/CAM yazılımları
- 2D oyun motorları
- Kullanıcı arayüzü tasarımı
- Mimari çizim programları
- Grafik tasarım araçları
Lobachevsky Geometrisi
- Özel görelilik hesaplamaları
- Kristalografi simülasyonları
- Hiperbolik sanat uygulamaları
- Ağ teorisi ve graf analizi
- Yapay sinir ağları
Riemann Geometrisi
- GPS navigasyon sistemleri
- Genel görelilik simülasyonları
- Harita projeksiyonları
- Jeodezi uygulamaları
- Uzay misyonu hesaplamaları
(
Bu üç geometri arasındaki en temel fark, meşhur Paralellik Aksiyomu'na (ya da Beşinci Postüla'ya) yaklaşımlarıdır. Tüm farklar bu tek varsayımdaki değişiklikten doğar.
1. Kavramsal Farklar ve Anlaşılması
Anlaşılması İçin Bir Benzetme
- Öklid Geometrisi (Sıfır Eğrilik): Düz bir kâğıt yüzeyi düşünün. Bu, sezgilerimize en uygun olan geometridir.
- Riemann Geometrisi (Pozitif Eğrilik): Bir kürenin (örneğin bir portakalın ya da Dünya'nın) yüzeyini düşünün.
- Lobaçevski Geometrisi (Negatif Eğrilik): Bir at eyerinin yüzeyini ya da bir patates cipsini düşünün. Her noktada zıt yönlere doğru bükülen bir yüzeydir.
Şimdi bu benzetmeler üzerinden temel farklara bakalım:
Paralellik Aksiyomu:
- Öklid: Düz bir kâğıt üzerinde, bir doğruya dışındaki bir noktadan yalnızca bir tane paralel doğru çizebilirsiniz.
- Riemann: Küre yüzeyinde "paralel" doğrular çizemezsiniz. Çünkü küre yüzeyindeki tüm "doğrular" (en kısa yollar, yani büyük daireler) eninde sonunda birbiriyle kesişir. Kısacası, bir doğruya dışındaki bir noktadan hiçbir paralel doğru çizilemez.
- Lobaçevski: Eyer yüzeyinde, bir doğruya dışındaki bir noktadan sonsuz sayıda paralel doğru çizebilirsiniz. Bu doğrular, verilen ilk doğruyu asla kesmezler.
Üçgenin İç Açıları Toplamı:
- Öklid: Düz kâğıt üzerindeki bir üçgenin iç açıları toplamı tam olarak 180°'dir.
- Riemann: Küre yüzeyine çizilmiş bir üçgenin iç açıları toplamı her zaman 180°'den büyüktür.
- Lobaçevski: Eyer yüzeyine çizilmiş bir üçgenin iç açıları toplamı her zaman 180°'den küçüktür.
| Özellik | Öklid Geometrisi | Riemann Geometrisi (Küresel) | Lobaçevski Geometrisi (Hiperbolik) |
|---|---|---|---|
| Yüzey Benzetmesi | Düzlem (Kâğıt) | Küre | Eyer |
| Eğrilik | Sıfır | Pozitif | Negatif |
| Paralellik | Bir doğruya dışındaki bir noktadan tek bir paralel çizilir. | Paralel doğrular yoktur; tüm doğrular kesişir. | Bir doğruya dışındaki bir noktadan sonsuz paralel çizilir. |
| Üçgen İç Açıları | Tam olarak 180° | 180°'den büyük | 180°'den küçük |
| Uygulama Alanı | Gündelik hayat, mühendislik, klasik fizik | Kozmoloji, genel görelilik, Dünya yüzeyinde seyrüsefer (GPS) | Genel görelilik, karmaşık ağ analizi, soyut matematik |
2. Matematiksel Formül Farkı
Bu geometriler arasındaki fark, en temel düzeyde, iki nokta arasındaki mesafeyi ölçen formülde, yani metrikte yatar. İki boyutlu bir uzay için bu formüller (çizgi öğesi ds) şöyledir:
- Öklid Geometrisi (Kartezyen Koordinatlarda):
Bu, Pisagor teoreminden bildiğimiz basit uzaklık formülüdür. $dx$ ve $dy$, x ve y eksenlerindeki sonsuz küçük değişimlerdir. Bu metrik, uzayın "düz" olduğunu belirtir.
ds² = dx² + dy²
- Riemann Geometrisi (Küresel Koordinatlarda):
$R$ yarıçaplı bir küre yüzeyi için metrik şöyledir. $R$ kürenin yarıçapı, θ ve φ ise enlem ve boylama karşılık gelen açılardır. Formüldeki $sin²(θ)$ terimi, uzayın eğriliğini yansıtır.
ds² = R² dθ² + R² sin²(θ) dφ²
- Lobaçevski Geometrisi (Poincaré Disk Modeli):
Bu geometriyi temsil etmenin bir yolu olan Poincaré diskinde metrik şöyledir. Paydadaki terim, diskin merkezinden kenarına doğru yaklaştıkça mesafelerin logaritmik olarak "genişlemesine" neden olur.
ds² = 4(dx² + dy²) / (1 - (x² + y²))²
3. Kodlama İlişkisi ve Farkı
Bu geometrilerin kodlamadaki yansımaları, genellikle uğraşılan problemin doğasına bağlıdır.
- Öklid Geometrisi:
- İlişki/Kodlama: Neredeyse tüm standart bilgisayar grafikleri, oyun motorları (Unity, Unreal Engine vb.) ve simülasyonlar varsayılan olarak Öklid geometrisini kullanır. Vektörler
(x, y, z)ile temsil edilir. Toplama, çıkarma, nokta çarpım, çapraz çarpım gibi standart vektör işlemleri bu geometrinin temelini oluşturur. - Fark: Kodlaması en basit ve en sezgisel olanıdır.
vectorA + vectorBgibi bir işlem, düz bir çizgide hareket anlamına gelir.
- İlişki/Kodlama: Neredeyse tüm standart bilgisayar grafikleri, oyun motorları (Unity, Unreal Engine vb.) ve simülasyonlar varsayılan olarak Öklid geometrisini kullanır. Vektörler
- Riemann Geometrisi:
- İlişki/Kodlama: Dünya yüzeyiyle ilgili uygulamalarda zorunludur. GPS sistemleri, uçuş simülatörleri, harita servisleri (Google Earth, OpenStreetMap) ve astronomi yazılımları bu geometriyi kullanır.
- Fark: Genellikle enlem ve boylam gibi küresel koordinatlar
(latitude, longitude)kullanılır. İki nokta arasındaki en kısa mesafeyi bulmak için Pisagor teoremi yerine Haversine formülü gibi özel algoritmalar gerekir.
- Lobaçevski Geometrisi:
- İlişki/Kodlama: Daha niş alanlarda kullanılır. Bazı oyunlar, sezgisel olmayan ve sonsuz gibi görünen alanlar yaratmak için bu geometriyi kullanır (örneğin, HyperRogue oyunu).
- Fark: Kodlaması en karmaşık olanıdır. Lobaçevski uzayını temsil etmek için Poincaré diski ya da Klein modeli gibi bir model seçmeniz gerekir. Tüm geometrik işlemler bu modelin metrik formülüne göre yeniden tanımlanmalıdır.
- ÖKLİD ve/||/<>/> POSTULATLARI
( 1- Bir noktadan, bir noktaya, tek bir doğru çizilebilir.
2- Sonlu bir doğru, yine bir doğru olarak uzatılabilir.
3- Bir merkez ve bir mesafe, çemberi tanımlar.
4- Tüm dik açılar, birbirine eşittir.
5- Eğer bir doğru, iki doğruyu kesiyorsa iç açıları toplamı, iki dik açıdan küçük olan tarafta iki doğru kesişir.
(Bir doğruya, dışındaki bir noktadan yalnız bir tek paralel doğru çizilebilir.[John Playfair]) )
- OKŞAMAK ile/ve/değil/||/<> OVMAK
- OKSİJEN ile/ve/||/<> DOYMUŞ OKSİJEN
(
Oksijen ve Doymuş Oksijen Arasındaki FaRkLaR
| Özellik | Oksijen (O₂) | Doymuş Oksijen / Oksijen Saturasyonu |
|---|---|---|
| Tanım | Renksiz, kokusuz, tatsız bir öge ve gaz | Bir ortamdaki oksijenin doygunluk durumu ya da yüzdesi |
| Formül / Gösterim | O₂ (iki oksijen atomu) | SpO₂ (pulse oksimetre) veya SaO₂ (arteriyel) |
| Ölçüm Birimi |
• Konsantrasyon: mg/L, ppm • Basınç: mmHg, kPa • Yüzde: % (havadaki oran) |
• Yüzde: % (saturasyon) • Konsantrasyon: mg/L (çözünmüş) • Parsiyel basınç: PaO₂ |
| TIBBİ BAĞLAM | ||
| Normal Değerler |
• Havada: %21 • Arteriyel kan PaO₂: 80-100 mmHg |
• Normal SpO₂: %95-100 • Hafif hipoksi: %90-94 • Ciddi hipoksi: <%90 |
| Ölçüm Yöntemi |
• Kan gazı analizi • Oksijen analizörü • Kimyasal testler |
• Pulse oksimetre (parmak ucu) • Arteriyel kan gazı analizi • Transkutanöz monitörler |
| Klinik Kullanım |
• Oksijen tedavisi (maske/kanül) • Mekanik ventilasyon • Hiperbarik oksijen tedavisi |
• Hasta monitörizasyonu • Tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi • Sayrılık tanısı ve izlemi |
| KİMYASAL BAĞLAM | ||
| Suda Çözünürlük |
• 0°C'de: 14.6 mg/L • 20°C'de: 9.0 mg/L • 40°C'de: 6.4 mg/L |
• Doygunluk = Maksimum çözünürlük • Sıcaklık ↑ = Doygunluk ↓ • Basınç ↑ = Doygunluk ↑ |
| Etkileyen Etmenler |
• Atmosfer basıncı • Rakım • Sıcaklık |
• Akciğer işlevi • Hemoglobin miktarı • Dolaşım durumu • pH ve CO₂ düzeyi |
| İLİŞKİ VE ETKİLEŞİM | ||
| Fizyolojik İlişki | Oksijen (O₂) → Akciğerlerden alınır → Kana geçer → Hemoglobine bağlanır → Oksijen Saturasyonu oluşur | |
| Uygulama Örnekleri |
|
|
| Tedavi Yaklaşımı |
Oksijen Verilmesi: • Nazal kanül: 1-6 L/dk • Basit maske: 5-10 L/dk • Rezervuarlı maske: 10-15 L/dk |
Hedef Saturasyon: • Normal kişi: >%95 • KOAH: %88-92 • COVID-19: >%92 |
- OKSİJEN ile/ve/||/<>/ KOKU
( "Oksijeni bilmem ama kokun şart!" )
- OKSİTANYA ile/ve/> TOULOUSE
( XII. yüzyılda, Paris'teki kralın yasalarına uymayan baronlarının egemenliğinde yaşamış olan coğrafya. İLE/VE/> Oksitanya'nın merkezi ve Fransa'nın dördüncü büyük şehri olan Toulouse'nin bir başka adı da, "Pembe Kent"tir.[Bu kent, gün doğumunda pembe, öğlen kırmızı, gün batımında ise leylak rengi alırmış.]
[Oksitanya'da yaşayan halk, OC diye adlandırılıyor.]
[Kendilerine özgü, yine OC dili adına bir dil konuşuyorlar. Toulouse'da, tüm sokak adları hem Fransızca, hem de OC dilinde yazılıyor.]
Toulouse'a, 1460-1500 yılları arasında altın çağını yaşatan ve tekstil sanayisinde kullanılan mavi rengi sağlayan bitkinin adı "Pastel"dir.[Güney Amerika'dan gelen İndigo bitkisi, pastelin ününü sona erdirmiş.] )
- OKSİTOSİN ile/ve/||/<> VAZOPRESİN
( Annelik içgüdüsü. Doğumla başlayan annelerde salgılanan hormon. İLE/VE/||/<> Babalık içgüdüsü. Doğumla başlayan babalarda salgılanan hormon. )
( Doğum ve emzirme süreçlerinde rol oynayan hormon. İLE/VE/||/<> Su dengesini ve kan basıncını düzenleyen hormon. )
( Sosyal bağları ve güven duygusunu artırır. İLE/VE/||/<> Stres tepkilerini ve saldırganlığı etkiler. )
( İkisi de peptid hormondur ve dokuz amino asitten oluşur. [Hipotalamustan salgılanır ve arka hipofizden salınır.] )
- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]
( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar biçiminde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )
( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )
( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )
- OKU, BABAN GİBİ EŞEK OLMA!
ile/değil
OKU BABAN GİBİ, EŞEK OLMA!
ve/||/<>
A WOMAN, WITHOUT HER, MAN IS NOTHING
A WOMAN, WITHOUT HER MAN, IS NOTHING
( Virgülün/vurgunun/durağın nerede olduğu çok önemli! )
(
)
- OKUL ile/ve TAPINAK
- OKUL ile/ve/||/<>/>< YAŞAM
( Önce ders verir, sonra dener, sınav yapar. İLE/VE/||/<>/>< Önce sınav yapar, sonra [dene(yimle)terek] ders aldırır. )
- OKÜLT ile/ve MANİFEST
( Nesnenin içkin gizil gücü. İLE/VE Bu gizil gücün dışavurumu. )
- OKUMA:
DOĞRUSU ile/ve/||/<>/> GÜZELLEŞTİRME
- OKUMA YAPMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM YAPMAK
- OKUMA ile/ve/değil HECELEME
( [not] READING vs./and/but SYLLABLING )
- OKUMA ile/ve/||/<>/> UZMANLIK
- OKUMAK:
YOKSULLUKTA ve/||/<>/> VARSILLIKTA
( Varlık/servet[Ar.]. VE/||/<>/> Süs, ziynet/zinet[Ar.]. )
- OKUMAK ve/<> BİRARAYA GELMEK/GETİRMEK
( Anlamak için okursun, anlarsan okursun! )
( TO READ and/<> TO BRING TOGETHER )
- OKUMAK ile/ve/||/<>/></< DİNLEMEK
( Kişileri ayrıştırır. İLE/VE/||/<>/>< Kişileri/toplulukları/toplumu birleştirir. )
- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/= DUYURMAK/İLETMEK
- OKUMAK ile/ve/değil EŞİK
- OKUMAK ve/||/<> KONUŞMAK ve/||/<> YAZMAK
( Tamamlar. VE/||/<> Hazırlar. VE/||/<> Olgunlaştırır. )
- OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK!
( Duyduğumu unuturum, gördüğümü anımsarım, okuduğumu anlarım. )
( Kurnaz kişiler, okumayı küçümser; basit kişiler, ona hayran olur; akıllı kişiler ise ondan yararlanır. )
( Okumak bir kişiyi doldurur, kişilerle konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır. )
( Kişi kendini yetiştirmek/terbiye etmek için okumalıdır! [Başkalarına bilgi satmak için değil!] )
( Kitap okumak, sevgilinin fotoğrafına bakmak gibidir. )
(
Büyük buluş! )
( )
(
)
( Bir kitabı okurken geçen iki saatin, yaşamımın çoğu yılından daha dolu olduğunu fark edince, bir kişinin yaşamının ürkütücü hiçliğini düşünürüm.
Sabahattin Ali )
( "Okuma Alışkanlığı Üzerine" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )
( READING! and READING! and READING! )
- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/< OKUYABİLMEK
- OKUMAYA DEĞER ŞEYLER YAZMAK ve/||/<> YAZILMAYA DEĞER ŞEYLER YAŞA(T)MAK
- KUR'ÂN-I KERÎM:
OKUNAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞİTİLEN
- OKUNACAKLAR ile/ve/<> KONUŞULACAKLAR
( GOING TO READ vs. GOING TO TALK )
- OKUR-YAZARLIK ile/ve/<> SAYISAL OKUR-YAZARLIK
( ... İLE/VE/<> Sayıları kavrayabilme ve kullanabilme yetisi.[düzeyler, basamaklar, zaman algısı] )
( LITERACY vs./and/<> NUMERIC LITERACY )
( WHIPPLES ve ABCC Endeksleri )
- OKUYAN/YAZAN ile/ve/değil/yerine OKUR-YAZAR
- [ne yazık ki]
OKUYAN ile/ve/||/<> ANLAYAN
( Az. İLE/VE/||/<> Sınırlı/kıt. )
- OKYANUSU AŞMAK ve/ne yazık ki/||/<>/> DEREDE BOĞULMAK
- OLABİLDİĞİNCE ...:
KÜÇÜLTELİM!/AZALTALIM! ve/||/<> ARTIRALIM!
( Lokmalarımızdaki oranı. VE/||/<> Çiğneme sayımızı. )
- (OLABİLDİĞİNCE) ÖNLERDE OTURMAK ile/ve (OLABİLDİĞİNCE) ARKALARDA VE ORTALARDA OTURMAK
( Tiyatroda. İLE/VE Sinemada ve konserlerde. )
- OLABİLDİĞİNCE ile/ve "ALABİLDİĞİNCE"
- OLABİLDİĞİNCE ile/ve ALABİLDİĞİNE
- OLABİLECEKLER ile/ve/||/<>/>/< OLMASI GEREKENLER
- OLABİLECEKLERİN OLMASI İÇİN UĞRAŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLMAYABİLECEKLERİN OLABİLMESİ İÇİN SABRETMEK
- ... OLABİLİR ile/ve ... OLSA GEREK ile/ve ... OLMALI
- OLAĞAN GERİBİLDİRİM(REFLEKS) ile/ve/değil BEYİN TRAVMASI
( [Bilinci kapalı bir hastanın, (olası/çeşitli) fiziksel tepkilerinin anlamı için ayağın tabanı gıdıklanınca, ayak parmakları...] İleri doğru kasılıyorsa. İLE/VE/DEĞİL Geriye doğru kasılıyorsa. )
- OLAĞANÜSTÜ DURUM/HAL ile/ve/<> SIKIYÖNETİM
- OLAGELEN ile/ve/> SÜREGİDEN
( Geçmişten bugüne. [değiştirip değiştirilememesi ayrı bir konu olmak üzere...] İLE/VE/> Geçmiş de (bazen/kısmen/tamamen) içinde olmak üzere, bugün de devam eden ve etmesi olası olan. )
- OLAN OLMALIYDI ile/ve OLACAK OLAN OLUR ile/ve (O HALDE) OLAN OLUR
- OLAN ile/ve BU
( BEING vs./and THIS )
- OLAN ile/ve/<>/değil/yerine OLABİLEN
( Evren/dekiler. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE İnsan... )
- OLAN ile/ve/||/<>/> OLAĞAN
- OLAN ile/ve/<> OLANAKLI OLAN
( Kavram. İLE/VE/<> Simge. )
- OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN
( Hiçbirine, çözüm yoktur. )
- OLAN ile/ve/||/<>/>< OL(MA)MASI GEREKEN
- OLAN ile/ve/<> OLMASI GEREKEN
( Akıl ile yönetilerek. İLE/VE/<> Eylem ve katılım ile sağlanan/sağlanır. )
- OLAN ile/ve/||/<> ORAN
( MATTER vs./and/||/<>/and RATIO )
- OLAN ile/ve VARLIK
( BEING vs./and EXISTENCE )
- OLAN ile/ve VAROLAN
- OLAN ile/ve VAROLAN
( Kişinin içindeki varolanlar kimine kıyâmet, kimine alâmet olur. )
- OLAN ile/ve YAYILIMLI (OLAN)
( BEING vs./and EXTEND )
- ... OLANAĞI ..:
SUNMAK ile/ve/||/<> TANIMAK
- OLANAK SAĞLAMAK ile/ve OLANAKLARI SEFERBER ETMEK
- OLANAK ile/ve/||/<> BENZERLİK
- OLANAK ile/ve/değil/<>/> ÇÖZÜLME
- OLANAK ile/ve FIRSAT
( Tutum, fırsatı kendine çeker. )
( Attitude attracts opportunity. )
( POSSIBILITY vs./and OPPORTUNITY )
- OLANAK ve/<> VAROLAN(MEVCUT)
- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI
- OLANAKLAR ile/ve/değil/yerine/||/<> OLANAKLILIKLAR
( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Bütün. )
( Hedef. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Durum. )
- OLANAKLARIN/KAZANIMLARIN/SORUNLARIN:
İÇİNDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EŞİĞİNDE
(OLMAK/OLMAMAK)
- OLANAKLI:
GENÇLİĞİNDE, YALNIZLIĞINI VE YAŞLILIĞINI YAŞAMAK ile/ve/||/<> YAŞLILIĞINDA, TOPLUMSALLIĞINI VE GENÇLİĞİNİ YAŞAMAK
- OLANAKLI İLKECE BİLİNÇLİ:
BİLİNÇ ÖNCESİ ile/ve/||/<> DİNAMİK BİLİNÇDIŞI
( )
- OLANAKLI ile/ve/değil YANLIŞ DEĞİL/OLMAYACAKTIR
- OLANAKLILAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> KOLAYLAŞTIRMA
- OLANAKLILIK ile/ve/<> GEÇERLİLİK
- OLANAKLILIK ile/ve/<> GERÇEKLİK
- OLANAKLI/LIK ile/ve KENDİ/LİK
( POSSIBLE/POSSIBILITY vs./and SELF )
- OLANAKLILIK ile/ve KENDİNDELİK
- OLANAK/LILIK ile/ve/<> KOLAYLIK
( POSSIBILITY vs./and/<> EASINESS )
- OLANAKLI/LIK ile/ve/||/<> SONSUZ/LUK
- OLANAKLILIK ile/ve UYGUNLUK
( POSSIBILITY vs./and APPROPRIATENESS )
- OLANAKLILIK/OLANAKSIZLIK ile/ve YETERLİLİK/YETERSİZLİK
( POSSIBILITY/IMPOSSIBILITY vs./and SUFFICIENCY/INSUFFICIENCY )
- OLANAKSIZ/LIK / OLANAKLI/LIK ve/<> KARARLI/LIK
( Aralarındaki tek fark, kararlılık derecesindedir. )
- Olan-biteni unut ve SUS!!! -ve
- OLAN/DAN ile/ve OLMAYAN/DAN
( Kâr. İLE/VE Yarar. )
- OLANI/ELDEKİNİ:
BEĞENMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine DAHA İYİSİNİ İSTEMEK
- OLANI BİLİRİM/BİLEYİM ile/ve/||/<>/< OLMASI GEREKENİ (")BİLEBİLİRİM(")/BİLEYİM
( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/< Platon. )
- OLANI BİLMEK ve/||/<>/>/< ORANI BİLMEK
- OLANLA(RLA) / OLDUĞU KADARIYLA:
TATMİN/MUTMAİN OLMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/||/<> YETİNME(ME)K
- ...:
OLARAK GÖRMEMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEMEK
- OLASI (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ) ile/ve/değil/yerine OLASI(LIKLI) (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ)
- OLASI ile/ve/değil/yerine OLASILIKLI
- OLASILIĞI DÜŞÜNMEYE BAŞLAMAK ile/ve OLASILIĞIN YÜKSEK OLMASI
( TO BEGIN TO THINK ABOUT PROBABILITY vs./and HIGH PROBABILITY )
- ... OLASILIĞI:
YÜKSEKTİR ile/ve/||/<>/> YÜKSELİR
- OLASILIĞIN DOĞUŞU ve/||/<> ŞANSIN TERBİYE EDİLİŞİ
( Ian Hacking'in bu kitaplarını da okumanızı salık veririz. )
- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK
( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )
( [not] PROBABILITY vs./and/but FUZZY LOGIC )
- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK
( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )
- OLASILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< DENEYİM
- OLASI/LIK ile/ve/||/<> GÖRELİ/LİK
- OLASILIK ile/ve KUVVE
- OLASILIK ile/ve/değil/ne yazık ki "NİYET OKUMASI"
- OLASILIK ile/ve POTANSİYEL
( PROBABILITY vs./and POTENTIAL )
- OLASILIK ile/ve/||/<>/> TEDBİR
- OLASILIKLARA "GÜVENMEK" ile/ve/değil/yerine KENDİMİZE GÜVENMEK
( Anımsa ki, her zaman şanslı olmayabilirsin! )
( [not] TO TRUST THE CHANCE vs./and/but TO TRUST THE SELF
TO TRUST THE SELF instead of TO TRUST THE CHANCE
Remind that, you might not lucky every time! )
- OLAY "AÇLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ONAY AÇLIĞI
- OLAY/OLGU/DURUM ile/ve/||/<>/>< YADSIMA
- OLAY UFKU ile/ve/<> ERGOSFER
( EVENT HORIZON ile/ve/<> ERGOSPHERE )
(
)
- OLAY ve/değil/||/=/<>/< BETİMLENEN
- OLAY ve/<> GELİŞİGÜZEL/LİK
- OLAY ve/||/<>/< KOLAY
( Olay ortaya çıkınca, çözümü de belirsizliğe göre nispeten daha kolay olur. )
- OLAY ile/ve OLGU
( Edebî. İLE/VE Bilimsel. )
( Fizik alanda gerçekleşmiş olup, üzerine herhangi bir eklemenin/yorumlamanın yapılamayacağı kesinlik/"sonuç". İLE/VE Oluş'un potansiyeli, kavramsallığı, sürekliliği, genelleştirilmesi. )
( OLGU: Varoluşu zihne bağlı olmayan. )
( Zorunlulukları gösterilmemiş betimleme. İLE/VE Betimlenen üzerine yönelerek nedenselliklerini sorgulamak. )
( Yaşayan kişi. İLE/VE Ölmüş kişi. )
( İlineksel. İLE/VE Ussal. )
( EVENT vs./and FACT )
( EREIGNIS/VORFALL mit/und TATSACHE )
- OLAY ve/<> TASARIM
- OLAY/DURUM ile/ve/||/<> AYRINTI/LAR(I)
- OLAYI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... DURUMU
- OLAYLAR VE KİŞİLER ve/||/<> YÜKLENEN ANLAM ve/||/<> ALGI ve/||/<> YORUM | BİLİŞSEL ÇARPITMALAR
- OLAYLAR ile/ve YANSIMALAR
( EVENTS vs./and REFLECTIONS )
- OLAYLAR'DA:
ARDIŞIKLIK ve BENZERLİK
( En büyük ahmaklık, olayı[vak'ayı] duygularla bozmaktır[tahrib etmektir]. )
- ÖLÇEK ile/ve/değil EŞİK
- ÖLÇEK ile/ve/<> NİCELİK
( vs./and/||/<> QUALITY )
- ÖLÇEK ile/ve/<> NİTELİK
( vs./and/||/<> ATTRIBUTE )
- ÖLÇEK/LENDİRME ile/ve/||/<>/>/< BİRİM/LENDİRME
- ÖLÇME ile/ve/||/<> ÖLÇÜMLEME
- ÖLÇMEK ile/ve HESAPLAMAK
( TO CONSIDER vs./and TO COMPUTE )
- ÖLÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TARTMAK
- ÖLÇMEK ile/ve/<> "YÜKLEMEK"
- ÖLÇÜ EKSİKLİKLERİNDE:
İMÂLE ile/ve/<> ZİHAF ile/ve/<> MED ile/ve/<> VASL(ULAMA) ile/ve/<> KASR ile/ve/<> SEKT-İ MELİH
( Kısa olan hecenin, uzun okunması. İLE/VE/<> Uzun hecenin, kısa okunması. İLE/VE/<> Bir tam sesi, birbuçuk sese yükseltmek. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Uzun heceyi, inceltmek. İLE/VE/<> Kısa hecelerin, birleşerek, uzun hece oluşturması. )
( )
- ÖLÇÜ ile/ve AMAÇ
( MODERATION vs./and AIM )
- ÖLÇÜ ile/ve/değil/||/<>/< ARAÇ
- ÖLÇÜ ile/ve AYAR
( MODERATION vs./and SETTING, ALIGNMENT )
- ÖLÇÜ ile/ve DENETİM/KONTROL
( MODERATION vs./and CONTROL )
- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> DERECE
( MEASURE vs./and/||/<> DEGREE )
- ÖLÇÜ ile/ve/değil EŞİK
- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> KARAKUŞÎ
( ... İLE Yasa, kural, mantık ölçülerine dayanmayan. )
- ÖLÇÜ ile/ve/<> ÖLÇÜT ile/ve/<> ÖLÇEK
( MEASURE vs./and/<> CRITERION vs./and/<> SCALE )
- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> ORAN ile/ve/||/<> MATEMATİK
( Bilim/de. İLE/VE/||/<> Sanat/ta. İLE/VE/||/<> Müzik/te. )
( MEASURE vs./and/||/<> RATIO vs./and/||/<> MATHEMATICS )
- ÖLÇÜ ve/||/<>/> TEKRAR ÜRETİM
- ÖLÇÜ ile/ve YASALLIK/MEŞRUİYET
( TO CONSIDER vs./and LEGALITY )
- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> YEĞLEME
- ÖLÇÜ ile/ve/değil/||/<>/< YÖNTEM
( [not] MEASURE vs./and/but/||/<>/< METHOD )
- ÖLÇÜDE:
7'Lİ ile/ve/<> 8'Lİ ile/ve/<> 11'Lİ ile/ve/<> 14'LÜ
( Mâni. İLE/VE/<> Semai, destan, türkü. İLE/VE/<> Koşma, destan. İLE/VE/<> Çağdaş Türk ve Tekke Yazını. )
( )
- ÖLÇÜDE:
HECE ile/ve/<> SERBEST ile/ve/<> ARUZ
( )
- ÖLÇÜLEBİLİRLİK ile/ve ÖLÇÜLEMEZLİK
( Sanat, evrenin ölçülemezliği ile uğraşır. )
( MEASURABILITY vs./and DISMEASURABILITY
Art interest to dismeasurability of universe. )
- ÖLÇÜLEMEZLER VE TARTILAMAZLAR:
ISI ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> ELEKTRİK ile/ve/||/<> MANYETİZMA
- ÖLÇÜLEMEZLİK ile/ve AKTARILANIN ÖLÇÜLEBİLİRLİĞİ
( UNMEASURABILITY vs./and MEASURABILITY OF TRANSMISSING )
- ÖLÇÜLÜ ile/ve/||/<> ÖLÇÜ İLE
- ÖLÇÜLÜLÜK ile/ve/<> DENGE
( MODERATION vs./and/<> BALANCE )
- ÖLÇÜSÜZ/LÜK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"
- ÖLÇÜ/T ile/ve/değil/<> ÇERÇEVE
- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE
- ... OLDUĞU HALDE ile/ve/değil/yerine ... OLMASINA KARŞIN
- ... OLDUĞU İÇİN ile/ve/değil/yerine ...(DAN) (OLDUĞUNDAN) DOLAYI
( [adın/ismin] -e hali. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE -den hali. )
( DOYMAK İÇİN ile/ve/değil/yerine ACIKTIĞIMDAN DOLAYI )
- ... OLDUĞU KADAR ile/ve/değil ... OLMASININ YANISIRA
- OLDUĞUN GİBİ GÖRÜNMEK/KONUŞMAK ile/ve/<> GÖRÜNDÜĞÜN/KONUŞTUĞUN GİBİ OLMAK
( Kendinizi olduğunuz gibi bilmek için tüm fikirlerden vazgeçiniz. )
( TO VISUALIZE LIKE HOW/WHAT YOU ARE vs./and/<> TO BE LIKE HOW/WHAT YOU ARE
To know yourself as you are, give up all ideas. )
- OLDUĞUN GİBİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< YALINLIK
- ÖLDÜRME ile/ve/||/<> YOK ETME
- OLGU ile/ve/değil/<> GÖRÜNÜŞ
- OLGU ile/ve OLUŞ
- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ
- OLGUN ve/||/=/<> ACIYA GÜLEBİLEN
( En olgun kişi/ler, acıya gülen(ler)dir. )
- OLGUN ile/ve/değil/||/<> "DURGUN"
- OLGUN ile/ve/<>/+ YETKİN
- OLGUNLAŞMA(KEMÂLÂT) ve SABİTLİK ve TEKRAR
- OLGUNLAŞMA ile/ve/||/<> "DURULMA"
- OLGUNLAŞMA ve/||/<>/> ŞAŞIRMAMA
- OLGUNLAŞMA ve/||/<> "YARA ALMAMA" ve/||/<> KAZANMA
( İlgiye gereksinim duymadıkça. VE/||/<> Beklentiye girilmedikçe. VE/||/<> Bağımlı kalınmadıkça. )
- OLGUNLAŞMAK/TEKÂMÜL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇEKİRDEĞİNİ KÜÇÜLTMEK
- OLGUNLAŞMA/KEMÂL:
"YAŞ ALARAK" ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAYARAK
- OLGUNLAŞMANIN SAĞLADIKLARI:
"KALPTE" ile/ve/||/<>/> ANLIK'TA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<>/> YAŞAMDA
( Duyarlılık kazandırır. VE/||/<>/> İşleklik ve işlevsellik sağlar. VE/||/<>/> Huzur sağlar/sunar. )
- OLGUNLUĞUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGELERİ:
DEDİKODUYA DAYANMA/TAHAMMÜL ve/<>
İFTİRAYA DAYANMA/TAHAMMÜL
( Dedikodu ve iftiraya karşılığın da üç aşaması vardır.
1- Dedikodu ve iftiraya susarak[sükûnetle] karşılık vermek.
2- Dedikodu ve iftiradan "memnun olmak".
3- Dedikodu ve iftiradan "memnun olup", "dedikoducu/iftiracı" için üzülmek. )
- OLGUNLUK/KEMÂLÂT ve SÜKÛT
( Kemâlâtın sonu, sükûttur. )
( KEMÂL: YEKSAN-REKSAN )
( KEM-ÂLÂTLA, KEMÂLÂT OLMAZ )
( Cemal görmek, kemal bulmak. )
( Belirli bir seviyeye (olgunluğa/kemale) ulaşmadan dönüşüm gerçekleşemez fakat dönüştürücü öğe/ler içeridedir. )
- OLGUN/LUK ve/||/<> AKILLI/LIK ve/||/<> GÜÇLÜ/LÜK
( Hatalarımızı kabul edebilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızdan ders alabilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızı düzeltebilecek kadar. )
- OLGUN/LUK ile/ve SONSUZ/LUK
( MATURITY vs./and ETERNITY )
- OLGUNLUK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK
- OLGUN/LUK ve/||/<>/>/< SUSKUN/LUK
( KEMÂLÂT ve/||/<>/>/< SÜKÛT > SÜKÛNET > SEKÎNET )
- OLGUN/LUK ile/ve YETKİN/LİK
- OLGUNLUK ile/ve/değil/||/<>/< ZORUNLULUK
- OLGUSAL GERÇEKLİK ile/ve AKILSAL GERÇEKLİK
- TARİH:
OLGUSAL ile/ve/||/<> KAVRAMSAL
- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EDİMSEL/LİK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/<> FARKLI/LIK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/=/||/<>/> USSAL/LIK
( FACTIVE )
- OLİMPİYAT SONUÇLARI[2016]:
ÜLKELER ve/ne yazık ki/>< TÜRKİYE
(
)
( Türkiye, 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz olmak üzere toplam 8 madalyanın sahibi oldu. )
- OLMA ile/ve/< "OLMADAN ÖNCE OLMA"
- OLMADAN ÖNCE OLSUN DİYE ve/||/<> ÖLMEDEN ÖNCE ÖLSÜN DİYE
- OLMADIĞINDA (EN ÇOK) ARANAN ile/ve/<> OLDUĞUNDA (EN ÇOK) TARTIŞILAN
- OLMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> DÜŞÜNMEDİKLERİMİZ ve/||/<>/> KONUŞMADIKLARIMIZ
( Yeğlemedikleri... [B (bile değil)] )
- OLMAK ve/<>/:/= ANLAMAK
( TO BE and/<>/:/= TO UNDERSTAND )
- OLMAK ile/ve/=/<> BULMAK
( İsimsiz, cisimsiz, resimsiz. İLE/VE/=/<> İsimle, cisimle, resimle. )
( TO BE vs./and/=/<> TO FIND )
- OLMAK ve/=/<>/|| OLAN
( Kavram/olgu. VE/=/<>/|| İnsan. )
- OLMAK ile/ve/||/<>/> OLAN ile/ve/||/<>/> OLUŞ
( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olansınız. )
( BEDÂHETEN: O anda oluşan. | Birdenbire, ansızın, düşünmeksizin. )
- OLMAK ile/ve/değil OLDUĞUNU İLÂN ETMEK
( [not] TO BE vs./and/but TO ANNOUNCE THE SELF BEING )
( BLİ ile/ve/değil ... )
- OLMAK ile/ve/değil OLDUĞUNU İLÂN ETMEK
- OLMAK/OLDURMAK ile/ve SÜRDÜR(EBİL)MEK
( Olmak sözcüğünün bir anlamı da, hamlıktan olgunluğa geçmektir. )
( BEING vs./and TO SUSTAIN (/SUSTAINIBILITY) )
- OLMALI ile/ve/değil/yerine/<> OLABİLİR
- OLMAMIŞ ile/ve DÜŞMEMİŞ
- OLMASI GEREKEN ile/ve/||/<> OLANIN FELSEFESİ
( Platon. İLE/VE/||/<> Aristoteles. )
- OLMASI GEREKEN ile/ve ÖZVERİ/TÂVİZ[Ar.]
( NECESSITY TO BE vs./and SELF-SACRIFICE )
- ... OLMASINDAN/DURUMUNDAN (DA):
ANLAŞILACAĞI GİBİ ..." ile/ve/değil "HAREKET EDİLEBİLECEĞİ GİBİ ..."
- OLMAYAN MEYVEYE EL UZANMAZ ve/<> AŞILANMAYAN MEYVE TATLANMAZ
- OLMAYAN ile/ve/değil OLMASI GEREKEN
itibarı ile 22.177 başlık/FaRk ile birlikte,
22.177 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(61/90)
(1996'dan beri)