Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(54/61)


- TO ASSUME vs. TO PRESUME


- TO ASSURE vs. TO ENSURE vs. TO INSURE


- TO ATTRACT ATTENTION vs. TO AROUSE INTEREST


- TO BE CARRIED AWAY vs. SENSATION


- TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE


- TO BE INSUFFICIENT vs. INCAPACITY


- TO BE READY vs. EXPECTATION


- TO BEGIN-TO FINISH vs. TO BEGIN-TO COMPLETE


- TO BELIEVE vs. TO AGREE


- TO BELIEVE vs. TO GET BASE

( TO BELIEVE instead of TO GET BASE )


- [not] TO BLAME vs. TO CRITICIZE


- TO BLAME vs. TO DETERMINE

( TO DETERMINE instead of TO BLAME )


- TO CALL/TO SEEK/TO SEARCH vs./and TO SHARE


- [not] TO CHANGE vs. ALTERATION

( ALTERATION instead of TO CHANGE )


- [not] "TO CHEAT" vs. NOT ABLE TO EXPLAIN


- TO CHEAT vs. "TO CONCOCT"


- TO CLOSE vs. TO GET CLOSER


- TO COLLAPSE vs. TO DISPERSE


- TO COMMEND vs. TO COMMENT


- TO COMPARE vs. "TO KNOCK"


- TO COMPLAIN vs. TO SQUEAL/SNITCH


- TO COMPOSE vs. TO COMPRISE


- TO CONCEPT vs. TO CONCEPTUAL


- TO CONFER POWERS and/||/<> TO CONFER RIGHTS

( Yetki vermek. VE/||/<> Hak vermek. )


- TO CONFUSE vs. TO COMPARE


- TO CONFUSE vs. TO DELVE


- TO CONFUSE vs. TO LOSE


- TO CONFUSE vs. TO NOT CONFUSE


- TO CONFUSE vs. TO RESEARCH


- TO CONFUSE vs. TO UNITE


- TO CONSOLIDATE vs. TO RIVET


- TO CONSTITUTE to(with) TO SHAPE


- TO CONTINUE vs. TO LIVE


- TO CONTROL AT THE END vs. TO CONTROL AT THE BEGINNING AND CONTINUOUSLY

( TO CONTROL AT THE BEGINNING AND CONTINUOUSLY instead of TO CONTROL AT THE END )


- TO CONVINCE vs. TO PERSUADE PERSUASION


- TO DEFINE vs. EVALUATION


- TO DEFINE vs. LIMITING


- TO DELUDE vs. TO DECEIVE


- TO DESCRIBE vs. TO PLAN


- TO DETERMINE vs. "TO ARRANGE"


- TO DETERMINE vs. TO PUT/BRING FORWARD


- TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE PIECE vs. TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE ENTIRE/WHOLENESS


- TO DETERMINE vs./and TO CLEAR


- TO DIE vs. TO BE DESTROYED


- [not] TO DISAPPEAR vs. TRANSFORMATION


- TO DISCLOSE vs. TO EXPOSE/TO REVEAL vs. TO DIVULGE


- TO DISTORT vs. TO REFLECT BACK


- TO DIVIDE vs. TO SEPARATE


- [not] TO ENCOURAGE vs./and (ONLY) EXPLAINING


- TO END/FINISH vs. TO COMPLETE


- TO EVALUATE vs. TO CHARACTERIZE/TO DESCRIBE


- TO EXAGGERATE vs./and TO GENERALIZE


- TO EXCITE vs. TO INCITE


- TO EXCLUDE vs. TO LEAVE OUT


- TO EXCLUDE vs. TO PRETEND NOT TO SEE/TO TURN A BLIND EYE


- [not] TO FACILITATE vs./and TO ESCAPE


- TO FIND STRANGE vs. TO REGARD AS A STRANGER


- TO FINISH vs. CLOSING


- TO FINISH vs. TO BRING TO END


- TO FINISH vs. TO CONSUME


- TO FINISH vs. TO END UP


- TO FINISH vs. "TO PUNCTUATE"


- TO FINISH vs. TO SOLVE


- TO FIX/DETERMINE vs./and TO CATCH


- TO FOLLOW vs. TO CONTINUE


- TO FORGET vs. NEGLIGENCE


- [not] TO FORGET vs. PASSING FAST


- TO GENERALIZE vs. (VALUE) TO BE AS POSSIBILITY

( [VALUE] TO BE AS POSSIBILITY instead of TO GENERALIZE )


- [not] TO GET ANGRY vs. TO SAY DIRECT


- TO (GET) COMPLETE vs. TO BE


- TO (GET) DEVOTE vs./and TO DONATE


- TO GET FINISH vs. TO RELEASE


- TO GET FURTHER/BEYOND vs. TO POSTPONE/DELAY


- TO (GET) INFORM(ATION) vs. TO TEACH/LEARN


- TO GET RELATION vs./and TO DEEPEN


- [not] TO GET/GIVE PROMISE vs. TO GET/GIVE APPROVAL/CONSENT


- TO GIVE PERMISSION vs. TO GIVE AN OPPORTUNITY


- TO GIVE vs. TO GIVE AS A GIFT


- [not] TO GIVE vs. TO GIVE IN RIGHT TIME


- TO GIVE vs. TO TAKE


- TO GIVE UP vs. TO POSTPONE/DELAY


- TO GIVE vs./and TO GIVE UP


- TO GIVE/TO TAKE vs. SHARING


- TO HIDE vs. TO SAVE


- TO INTENSIFY vs. ATTENTION

( ATTENTION instead of TO INTENSIFY )


- TO KNOW and TO DEFINE and TO UNDERSTAND


- TO KNOW vs. AWARENESS

( tu now vit eveyr-nıs )


- TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST/OVER


- TO LEARN vs. TO GET INFORMATION


- [not] TO LIE vs./and NOT TO SAY THE TRUTH


- TO LISTEN/PRETEND TO LISTEN vs. INDIFFERENCE/UNCONCERN/NEGLIGENCE


- TO LIVE THE PERSONAL LIFE vs. TO LIVE IN THE PERSONAL LIFE


- TO LOCATE vs. TO FIT WELL


- TO MAKE BETTER vs. TO CORRECT


- TO MAKE DEEPEN vs. TO FEED


- TO MAKE DEEPEN vs. TO FIT WELL


- TO MIX vs. GET INSIDE


- TO NARROW vs. REDUCTION


- TO NOT (ABLE TO) THINK DEEP/INTENSIVE/WIDE vs. IGNORANCE/THOUGHTLESSNESS


- TO OBSERVE vs. TO SCAN


- TO ORGANIZE vs. SUMMARIZE


- TO PERCEIVE vs. TO EXCEED


- TO PERISH vs. TO DEGENERATE


- TO PRAISE vs. TO EXALT


- TO PRODUCE vs. TO CREATE


- TO PROGRESS vs. TO CONSOLIDATE


- TO PROTECT vs. ABSTAIN


- TO PROTECT/SAVE vs. TO WATCH FOR/TO PROTECT


- TO PUT vs. TO LEAVE


- TO QUIT vs. ABANDONMENT/FORSAKE/RENOUNCE/LEAVE


- TO RECONCILE vs. IDENTIFICATION


- TO REDUCE vs./and NEGLIGENCE


- [not] TO REPLACE vs. TRANSFORMATION


- TO SAVE vs. TO CLAIM


- TO SAVE vs. TO REDEEM


- TO SAVE UP vs. MOVEMENT

( MOVEMENT instead of TO SAVE UP )


- TO SAY vs. TO DETERMINE


- TO SCRATCH vs. TO DIG UP


- TO SEARCH FOR EXPECTATION vs. TO ASK [JUST TO UNDERSTAND]

( TO ASK [JUST TO UNDERSTAND] instead of TO SEARCH FOR EXPECTATION )


- TO SEARCH vs./and TO SHARE


- TO SEE vs./and TO PERCEIVE


- [not] TO SHOW vs./and TO LIVE/VALUE


- TO SKIP vs. TO PASS OVER


- TO SMOOTH; TO CORRECT vs. TO PACK/TIDY UP; SUMMARIZE


- TO SPEND vs. TO CONSUME


- TO SUPPORT vs. TO ADVERTISE


- [not] TO TALK THE PROBLEMS AS PROBLEMS vs. TO TALK PROBLEMS AS VEHICLE FOR DEVELOPMENT/PROGRESS


- [not] TO TALK vs./and TO PROVE


- TO THANK vs. TO APPRECIATE


- TO THINK and MANAGE TO NOT VAIN/WASTE TALKING


- TO THINK vs. TO APPRECIATE/EVALUATE


- TO THINK vs. TO CALCULATE


- TO vs. TILL/UNTIL


- TO TRANSFER/TRANSMIT vs. TO SEND


- TO TRANSFORM vs. TO CHANGE


- TO TRAVEL vs. TO STROLL/RAMBLE/WANDER


- TO TRUST vs./and TO CONSOLIDATE


- TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY


- TO UNDERSTAND vs./and TO APPRECIATE


- TO UNITE vs. TO COME TOGETHER


- TO UNITE vs. TO COMPLETE


- TO UNITE vs. TO INTEGRATE


- TO UNITE vs./and (NOT) TO MIX


- TO VERIFY vs. TO SUPPORT


- TO VISUALIZE LIKE HOW/WHAT YOU ARE vs. TO BE LIKE HOW/WHAT YOU ARE


- TO WASTE vs. EXTRAVAGANCE


- TOBAR İLKESİ ile ...

( Bir iktidar, anayasaya aykırı bir yol ile [hükümet darbesi vb.] el değiştirdiğinde, yeni iktidar, ulus tarafından kendi temsilcisi olarak kabul edilmedikçe öteki devletlerce o hükümetin tanınmaması ilkesi. [Ekvator Dışişleri Bakanı Dr. Tobar tarafından] [15 Mart 1907] )


- TÖHMET[Ar. < TUHMET] değil/yerine/= SUÇLAMA

( Birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlama. )


- TOHUM:
YUMURTA ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNCE


- TOHUMUN:
YİTMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< BİTMESİ/YEŞERMESİ


- TOKA ile TOKALAŞMAK

( BUCKLE vs. SHAKING HANDS )


- TOKAT ile FİSKE[Yun.]


- TOKAT = !ŞAMAR/BEŞKARDEŞ

( Açık elle yüze vurulan tokat. )


- TOKAT ile !ŞAPLAK

( ... İLE "Şap" diye ses çıkaran tokat. )


- TOKAT ile Tokat ile !TOKAT

( ... İLE Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. İLE İnsana el içi ile vuruş. )


- TOKAT ile YUMRUK


- TOKATLAMAK ile SÖĞÜŞLEMEK


- TÖKEZLEMEK ile SENDELEMEK


- TÖKEZLEMEK ile TAKILMAK


- TOK/LUK/YEMEK (YEMEK) ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< AÇ/LIK

( Öldürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>

( Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı. | Sık ve kalın dokunmuş (kumaş). | Kalın ve gür selen/sedâ. | Sevgi, sevecenlik, başarı, para, mal vb. şeyleri elde etmiş ve bunlara kavuşmuş olan.
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/> Yemek yemesi gereken, tok karşıtı. | Yiyecek bulamayan. | Gözü doymaz, haris. | Çok istekli, hevesli. | Karnı doymamış olarak. )


- TOKUŞTURMAK ile YARIŞTIRMAK


- TONGA[argo] değil/yerine/= HİLE, DÜZEN, TUZAK


- TONİLATA


- TOOL/DEVICE/INSTRUMENT vs. SCIENCE


- TOPARLA(N)MAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SİLKELE(N)MEK


- TOPLAM ile/ve/değil AŞILMIŞ BİRLİK


- TOPLAMAK ile/ve/||/<> ÇIKARMAK


- TOPLANTI ile/değil/yerine GÖRÜŞME


- TOPLULUK ile/ve AZINLIK

( CEMAAT ile/ve AKALLİYET )

( GÜRÛH ile/ve ... )

( SOCIETY vs./and MINORITY )


- TOPLULUK ile/ve BİRLİK

( SOCIETY vs./and UNITY )


- TOPLULUK ile/ve/<> TOPLUM

( Tarihi olan. İLE/VE/<> Sosyete. )

( Gerçek bağlam. İLE/VE/<> Tüzel bağlam. )

( Çeşitli arçalar/durumlar ve sevgi bağı ile sürdürülür. İLE/VE/<> Adâlet/yasa ile ayakta tutulur. )

( Bilgisi ve/ya da bilgisizliği[cehaleti] çok olabilen. İLE/VE/<> İlmi ve irfanı yüksek olan/olması gereken. )

( Doğrudan ilişkiler ile. İLE/VE/<> Dolay(ım)lı ilişkiler ile. )

( Sevgi. İLE/VE/<> Akıl )

( COMMUNITY vs./and/<> SOCIETY )

( ... ile/ve/<> KOINONIA )

( CEMAAT/CEMİYET ile/ve/<> CEMİYET )


- TOPLUM BİLİMLERİ yerine TARİH / TİN / EKİN(KÜLTÜR) BİLİMLERİ


- TOPLUM = CEMİYET = SOCIETY[İng.] = SOCIÉTÉ[Fr.] = GESELLSCHAFT[Alm.] = SOCIETAS[Lat.] = SOCIEDAD[İsp.]


- TOPLUM ile KALABALIK/KALABA[Ar. < ĞALEBE]

( Kavram. İLE Tekler. )


- TOPLUM ile/<> ÜLKE ile/<> EGEMENLİK


- TOPLUMDA YAŞAYAN ile/ve/<> TOPLUMLA YAŞAYAN


- TOPLUM'DA ile/ve DEVLET'TE

( Birey. İLE/VE Vatandaş. )


- TOPLUMLARI:
BİLGİNLER/AYDINLAR AYDINLAT("A")MAZSA ne yazık ki/> ŞARLATANLAR ALDATIR


- TOPLUMLAŞMA ile/ve TOPLUMSALLAŞMA

( Olgu ya da kavram. İLE/VE Kişinin/kişilerinin katılımı. )


- TOPLUMSAL ADÂLET'İN TANIMLARINDA:
GENEL ile/ve TOPLUMSAL ile/ve SİYASAL

( Toplum içinde ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yönden yoksul, mahrum ve zayıfların doğrudan doğruya toplum tarafından korunmaları. İLE/VE Kişinin, insan onuruna uygun bir düzeye, sadece emeğinin karşılığı ile çıkabilmesinin sağlanması. İLE/VE Kişilerde, kültürel ve siyasal zayıflığı doğuran olumsuz etmenlerin toplum gücüyle kaldırılması. )


- (TOPLUMSAL) BELLEK [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- [ne yazık ki]
DIŞLA(N)MA:
TOPLUMSAL ile BİREYSEL


- TOPLUMSAL DIŞLA(N)MA ile/ve/||/<> KÜLTÜREL DIŞLA(N)MA


- TOPLUMSAL GÜVEN ile/ve/||/<> BİREYSEL GÜVEN


- TOPLUMSAL KABUL/LER ile/ve TOPLUMSAL 'KALIP/LAR'

( Aynı toplumdaki birçok birey [ve çoğunluk] tarafından, [kendileri için ne kadar uygun olmasa da] -sözlü ya da sözsüz, yazılı ya da yazısız- sürdürülen kurallara/geleneklere işaret eder. İLE/VE Daha çok, içleri boş [dayanaksız] olarak algılanan [ve olumsuz olarak değerlendirilen] alışkanlıklara/geleneklere işaret eder. )

( "SOCIAL ACCEPTANCE/S" vs./and "SOCIAL 'PATTERN/S'" )


- TOPLUMSAL (OLAN) ile/ve KİŞİSEL (OLAN)

( Bir topluluk/toplum, en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda, dağılmaya başlar. )

( SOCIAL vs./and PERSONAL )


- TOPLUMSAL/LAŞMA ile KAMUSAL/LAŞMA


- TOPLUM(SALLIK) ve/||/<>/< ÖRGÜTLÜLÜK

( Örgütsüz toplum, toplum değildir. )


- TOPLUM/SAL/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAM ORTAKLIĞI/SİMBİOSİS


- TOPLUMU DEĞİŞTİRME OLANAĞI/"GÜCÜ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ DEĞİŞTİRME OLANAĞI


- TOPLUMU:
"DÜZENLEME" ile/ve/değil/yerine DAVET


- TOPLUMUN:
"ANLAMAMASI" değil İTİBAR ETMEMESİ


- TOPRAĞIN ALTINDA ile/değil/yerine/olacağına/>< DAĞIN ARDINDA (OLSUN)


- TOPRAK [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- TOPRAK:
ÖŞRÎ ile/||/<> HARACÎ ile/||/<> IKTA/İKTA

( Ya zapt edildiğinde müslümanlara verilmiş ya da müslümanlara ait olan topraklar. İLE/||/<> Devlet tarafından belirlenen, vergi karşılığında gayri müslimlere verilen topraklar. İLE/||/<> Selçuklular'da geliri Tımarlı Sipahilere verilen toprak. | Sultanın bir toprağı birine mülkî olarak ya da gelirinden yararlanmak üzere vermesi. )


- TOPRAK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- TOPRAK ile/ve/||/<>/> SINIR

( MERZ[Fars.]: Toprak, yer. | Sınır, hudut. | Parmak ucuyla çimdiklemek ve tırmalamak. )


- TOPTAN" ile/ve "KÖKTEN"


- TOPTANCI(TOTALİTER) GÖZETİM >< VATANDAŞIN GÜÇLENDİRİLMESİ ile ULUSAL AYRIŞMA >< KÜRESEL DAYANIŞMA


- TOPU TAÇA ATMAK ile/ve/||/<> MİNDER DIŞINA KAÇMAK


- TÖRE ile/ve/<> AK TÖRE

( Toplumsal. İLE/VE/<> Bireysel. )


- TÖRE ile/değil GELENEK

( Tarihsel deneyim. İLE/DEĞİL Toplumsal deneyim. )


- TÖRE ile/ve/<> KAVRAM ile/ve/<> KURUM


- TÖRE ile/ve KİMLİK

( MORES vs./and IDENTITY )


- TÖRE ve/<>/> ÖKE


- TÖRE = ÖRF/ADÂT = CUSTOMS[İng.] = MOEURS[Fr.] = SITTE[Alm.] = MOS-MORES[Lat.] = ADUANA[İsp.]


- TÖRE ile/ve/<>/değil/yerine TÜZE/YASA


- TORELE değil TOLERE[İng. < TOLERENCE]


- TÖREN ile/ve/yerine EYLEM


- TÖREN ile/ve POTLAÇ[Fr. < POTLATCH]

( ... İLE/VE Bazı ilkel toplumlarda yapılan sözleşme töreni. )


- TÖRENLER [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- TÖRENLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- [ne yazık ki]
TÖREYE DOĞAN ve/||/<> İSVİÇRE TÜZESİYLE EVLENEN ve/||/<> ALMAN YÖNETİM ZİHNİYETİYLE YÖNET(İL)EN ve/||/<> İTALYAN TÜZESİYLE CEZALANDIR(IL)AN ve/||/<> İSLÂMÎ KURALLARA GÖRE GÖMÜLEN


- TORPİL ile/değil/yerine ARACILIK


- TORPİL ile/ve/değil/yerine HAKKINI TESLİM ETMEK

( [not] "PULL/INFLUENCE" vs./and/but TO GIVE (HIS/HER/ITS) DUE
TO GIVE (HIS/HER/ITS) DUE instead of "PULL/INFLUENCE" )


- TÖS ile TÖSKÜRTMEK/TÖSKÜRÜ

( Hayvanı geri geri yürütmek. İLE Düşmanı püskürtmek. Karşısındakini yıldırarak kavgadan kaçırtmak. )


- TOTOLOJİ >< TUTARLILIK


- [ya] TÖVBE ile/ve/ya da/||/<>/> AFFETMEK


- TÖVBE ve/=/||/<>/> ASLINA DÖNME


- TÖVBE ile/ve/<> BAĞIŞ


- TÖVBE ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKINDALIK


- TÖVBE ile/ve/değil/=/||/<>/< ÖZELEŞTİRİ

( Değişmek. İLE/VE/DEĞİL/=/||/<>/< Değişmeye çalışmak. )


- TÖZ ile TÖS

( Kök, asıl, cevher. | Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram. İLE Hayvanı geri geri yürütmek. | Düşmanı püskürtmek. Karşısındakini yıldırarak kavgadan kaçırtmak. )


- TRADE vs. BARTER


- ANANE/TRADİSYON değil/yerine/= GELENEK


- TRAFİK KURALLARI ve/<> PSİKİYATRİ


- TRAFİKTE:
HIZ DÜŞÜRMEK ve/||/<>/< SEVDİKLERİMİZİ DÜŞÜNMEK


- TRAFİKTE ÖNCELİKLİLER[sırasıyla]:
ENGELLİ/LER ile/ve/< HASTA/LAR ile/ve/< YAŞLI/LAR ile/ve/<
ÇOCUK/LAR, ÖĞRENCİ/LER ile/ve/< HANIM/LAR ile/ve/<
YAYA/LAR ile/ve/<
BİSİKLETLİ/LER ile/ve/< MOTOSİKLETLİ/LER ile/ve/< ACİL DURUM ARAÇLARI[hasta taşıma, itfaiye, polis] ile/ve/<
TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI[raylı düzenler öncelikli olmak üzere!] ile/ve/<
ARABA/LAR ile/ve/< AYRICALIKLI/LAR
[her seviyedeki/konumdaki resmî makam araçları (her ne kadar güvenlikleri "önemli/öncelikli" sayılsa da!)]

( Kişiye ait arabaların sayılarının ülkemizde çok olması [ya da artmasının teşvik ediliyor olması], yolların eski olanaksızlıklara göre düzenlenmiş olması, önceliği arabalara vermek için geçerli bir neden değildir/olamaz! Tam tersine, konumları/sıraları en sondadır! [Bu zihniyeti geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı, her birimiz haklarımıza sahip çıkarak daha da hızlandıracağız! Lütfen!!! Sizin de farkındalığınız, desteğiniz ve katılımınızla!...] )


- TRAFİK'TE:
SİLECEKLERLE SÜRÜCÜ EMNİYETİ ve LASTİK PATLARSA ve TAŞITI EKONOMİK KULLANMAK


- TRAFİKTE:
"SİNİRLİ OLMAK" değil/yerine SORUMLU OLMAK

( www.plakanialdim.com )

( Facebook, KENDİNE GEL!!! sayfasına katılın, uyarın!

Kişi, kurum ve kuruluşların, "yaptığı" fakat yapmayabilecekleri yanlış(lık)ları göstererek anlatmak üzere kurulmuş bir uyarı sayfasıdır!

Sen de uyar! )

( Sivil Yaya Girişimi )

( Emniyet Şeridi İhlâli, Makas Atanlar, Yaya Geçidine park edenlere sinirlenip söyleneceğinize, fotoğraflayıp internetten İHBAR edin! Cezası, ilgiliye gitsin... )


- TRAGEDYA'DA:
ASKİLOS ile/ve/<> SOFOKLES ile/ve/<> EURUPIDES


- TRAJEDİ ile/değil/yerine/>< KOMEDİ

( Yaşama, yakından baktığımızda. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşama, uzaktan baktığımızda. )

( "Hissedenler" için. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşünenler için. )


- TRANSANDANTAL ile METAFİZİK


- TRANSCENDENT ile IMMANENT

( Transcendent= x'i aşan: - Varlık, - Bilgi. Anlamda müşterek, referansı ayrı. İLE Immanent= x'de bulunan )


- TRANSCENDENT ile TRANSCENDENTAL


- TRANSFER[İng., Fr.] değil/yerine/= AKTARIM, AKTARMA


- TRANSFORMATION vs. ALTERATION


- TRANSİLVANYA HALISI değil TÜRK HALISI

( Kara Kilise, Braşov - Romanya )


- TRANSKRİPSİYON[Fr./İng. < TRANSCRIPTION] değil/yerine/= ÇEVİRİYAZI/KOPYALAMA

( آ) ا) > Ā, ā

أ) ا) > A,a / E,e / I,ı/ İ,i / U,u/ Ü,ü

ب > B,b

پ > P,p

ت > T,t

ث > Ŝ,ŝ

ج > C,c

چ > Ç,ç

ح > Ĥ,ĥ

خ > Ħ,ħ

د > D,d

ذ > Ź,ź

ر > R,r

ز > Z,z

ژ > J,j

س > S,s

ش > Ş,ş

ص > Ś,ś

ض > Ż,ż / Đ,đ

ط > Ş,ş

ظ > Ž,ž

ع > Ǿ

غ > Ġ,ġ

ف > F,f

ق > Ķ,ķ

ك > K,k

ل > L,l

م > M,m

ن > N,n

و > V,v / Ū,ū / Ü,ü / O,o / Ö,ö

ه > H,h / a / e

لا > La / lā

ى > Y,y / I, ı / Ī,Ī

' > ǿ )

( â > Uzun a

é > Kapalı e

ē > Uzun e

π > Patlayıcı, tonlu, art damak ünsüzü

« > Sızıcı, tonsuz, art damak ünsüzü

h > Hırıltılı, sızıcı, sedasız ön damak ünsüzü

ȋ > Uzun i

ḳ > Patlayıcı, tonsuz, art damak ünsüzü

ñ > Nazal n

ō > Uzun o

û > Uzun u )


- TRANSPARENCY vs. ADVERTISEMENT


- TRANSPARENCY vs. FLEXIBILITY

( Saydamlık/şeffaflık. İLE Esneklik. )


- TRANSPERSONAL değil/yerine BEN-ÖTESİ


- TRANSPLANTASYON[Fr./İng. < TRANSPLANTATION] değil/yerine/= ÖRGEN/BİTKİ AKTARIMI


- AŞKIN/SAL = MÜTEALİ = TRANSCENDENTAL[İng., Fr.] = TRANSZENDENTAL[Alm.] = TRANSCENDERE[Lat.]


- TRAŞ BIÇAĞI, JİLET [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- TRAŞ BIÇAĞI, JİLET [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- TRAVEL vs. JOURNEY vs. TRIP vs. EXPEDITION


- TRAVELLER vs. TOURIST


- TRAVMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENEYİM

( [örüntüsü/bağlamı/öyküsü/anlamı] Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vardır. )


- TREATY =/<> CONTRACT =/<> AGREEMENT =/<> CONVENTION =/<> COVENANT

( Antlaşma. )