Bugün[16 Aralık 2025]
itibarı ile 7.987 başlık/FaRk ile birlikte,
7.987 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(7/33)


- BİLİNÇSİZ YETERSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ YETERSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ YETERLİLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇSİZ YETERLİLİK

( [ BİLİNÇSİZ YETERLİLİK

              ^

BİLİNÇLİ YETERLİLİK

              ^

BİLİNÇLİ YETERSİZLİK

              ^

BİLİNÇSİZ YETERSİZLİK ] )

( Conscious incapacity. WITH/AND/||/<>/> Conscious sufficiency. WITH/AND/||/<>/> Unconscious sufficiency.

[ UNCONSCIOUS SUFFICIENCY

              ^

CONSCIOUS SUFFICIENCY

              ^

CONSCIOUS INCAPACITY

              ^

UNCONSCIOUS INCAPACITY ] )


- BİLİNÇSİZ(CE) ile/ve/değil KONTROLDIŞI


- BİLİNÇSİZLİK ile/ve/değil BİLGİYE KAPALILIK

( BİLİNÇSİZLİK: Örtük/açık nesnellik. )

( [not] UNCONSCIOUSNESS vs./and/but CLOSENESS TO INFORMATION )


- BİLİNÇ/ŞUUR ve/||/<>/>/< SORUMLULUK


- İŞLEM:
BİLİNÇTE ile/ve/||/<>/< BİLİNÇALTINDA

( [saniyede] 5-9 ile/ve/||/<>/< 1300 )


- BİLİNÇ'TE:
SÖZCÜK ve/<> İMGE

( Bilinç, sözcüklerle imgenin buluşmasıdır. )

( WORD and/<> IMAGE :ON CONSCIOUSNESS )


- BİLİNDIŞI ile/ve/=/||/<> BİLİNÇ AKIŞI


- [ne yazık ki]
"BİLİNMEYEN CENNET"
ile/"değil"/"yerine"
"BİLİNEN CEHENNEM"İ YEĞLEMEK


- BİLİRKEN SUSMAK ve/=/||/<> BİLMEZKEN KONUŞMAK/SÖYLEMEK

( [Bazen ...] İkisi de kötü ve yanlıştır. )


- BİLİŞ ile/ve/||/<>/>/< ÜST BİLİŞ

( COGNITION vs./and/||/<> META COGNITION )


- BİLİŞİM SUÇLARI ile/ve/||/<> ELEKTRONİK SUÇLAR ile/ve/||/<> DİJİTAL SUÇLAR ile/ve/||/<> BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SUÇLARI


- EMPATİ:
BİLİŞSEL ile/ve/||/<>/> DUYGUSAL


- BİLİYOR OLMAK ile/ve/<>/değil BELLEĞİN GÜÇLÜ OLMASI


- BİLME/"BİLEBİLME":
(")UYKUDA(") DA ile/ve/||/<> "HAYVANSAL DÜRTÜLERDE(") DE


- BİLME YETİSİ ile/ve ARZULAMA YETİSİ ile/ve HOŞLANMA/MA YETİSİ

( FACULTY OF TO KNOW vs./and FACULTY OF TO DESIRE vs./and FACULTY OF TO (NO) LIKE )


- BİLME ZEVKİ ile/ve/<> ÖĞRENME ZEVKİ/SEVGİSİ

( Eğer uyanık ve zeki isek, her şeyden öğreniriz. )

( ZAİKA/ZEVK: Dil. )

( Öğrenmeye yönelik bir sevgi beslemeden, iyilik yapmaktan hoşlanmak, kişiyi, basitliğe götürür.
Öğrenme sevgisi olmadan, bir şeyi anlamaya çalışmak, kişiyi, karışıklığa götürür.
Öğrenme sevgisi olmadan, içtenliği istemek, kişiyi, zararlı sonuca götürür.
Öğrenme sevgisi olmadan, doğruluğu istemek, kişiyi, başkaldırıya götürür.
Öğrenme sevgisi olmadan, dayanıklı olmayı istemek, kişiyi, gereksiz davranışlarda bulunmaya götürür. )

( We learn from everything, if we are alert and intelligent. )

( PLEASURE OF TO KNOW vs./and/<> PLEASURE/LOVE OF TO LEARN )


- BİLME ile/ve/||/<>/> ÖRTÜK BİLME/SEZGİ


- BİLMEDİĞİNDEN KORKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLDİĞİNDEN KORKMAK

( HAVF ile/ve/değil/yerine HAŞYET )


- BİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK

( Bilmek, anımsamaktır. )

( TO KNOW vs./and/<> TO REMIND/REMEMBER
To know is to remind/remember. )


- BİLMEK ile/ve/<> ANLAM

( Gözyaşı kaynağının ne olduğu sorusu ve yanıtı. İLE/VE/<> Gözyaşının düşünce ve duygulalarla bağlantılarının ne olduğu sorusu ve yanıtı. )

( TO KNOW vs./and/<> MEANING )


- BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Su. İLE/VE/<> Elektrik. [Herhangi birini tercih edemezsiniz. İkisi de aynı anda olmak durumundadır.] )

( Her gün, bir şey öğrenmek. İLE/VE/<> Her gün, "zihnimizdeki" bir bilginin/kaydın (daha) gitmesine, unutulmasına fırsat vermek. )

( Bilme; olma ve sevme'nin de yanısıra gerçek doğamızın bir yansımasıdır. )

( Yalnızca, eyleyenler bilir, bilenler de eyler. )

( İdrak edeceğiz ki, bilmek, sevmektir; sevmek de bilmektir. )

( Farkındalık, tüm zamanı ve uzayı içerir. )

( Kişi, bilmediğini ayağının altına alsa, başı, göğe erer. )

( Bilmek, belirlemektir. )

( Knowing is a reflection of your true nature along vs. being and loving.
Awareness contains all space and time. )

( TO KNOW vs./and/<> AWARENESS )


- BİLMEK ile/ve İDRAK

( ... ile/ve EDREKE: Tutmak, kavramak. )

( TO KNOW vs./and PERCEPTION/COMPREHENSION )


- BİLMEK ile/ve/değil ÖĞRENİM YOLUYLA İNANDIRILMIŞLIK


- BİLMELEKE AKIL ile BİLFİİL AKIL ile MÜSTEFÂD AKIL ile FAAL AKIL

( İBN-İ SİNÂ )

( İBN-İ SİNÂ BU KONULARDA ÖZELLİKLE YAZMAMIŞTIR: * HİKMET-İ AMELİYE (Çünkü fıkıh'da var olarak kabul eder.) * AHLÂK-TOPLUM-SİYÂSET )


- BİLMEMEK ile/ve/ne yazık ki/<>/> BİLMEYE/DÜŞÜNMEYE YANAŞMAMAK


- BİLMEMEK ile/değil DAHA/EN DOĞRU(YA YAKIN) OLAN TANIMI/BİLGİYİ DÜŞÜNMEK


- BİLMEMEK ile/ve/||/<>/> KABALIK


- BİLMEMEK ile/ve/değil YENİ ÖĞRENMİŞ OLMAK

( [not] NOT TO KNOW vs./and/but LEARNED IN SHORT PERIOD )


- BİN ZAHMET ile/değil/yerine/></< BİR HOŞ SÖZ


- BİPOLAR BOZUKLUK ile/||/<> DEPRESYON/MAJÖR DEPRESYON/DEPRESİF BOZUKLUK

( Duygu durumunda aşırı dalgalanmalar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> Sürekli üzüntü ve ilgi kaybı ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- BİPOLAR BOZUKLUK ile/||/<> DİSTİMİ

( Duygu durumunda aşırı dalgalanmalar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> süreğen ve hafif seyreden depresyon ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- BİPOLAR BOZUKLUK ile/||/<> ŞİZOFRENİ

( Duygu durumunda aşırı dalgalanmalar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> Gerçeklikten kopma, halüsinasyonlar ve sanrılar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- BIPOLAR DISORDER ile/değil CYCLOMATIC BIPOLAR


- BİPOLAR I BOZUKLUĞU ile/||/<> BİPOLAR II BOZUKLUĞU

( Manik ataklar ve depresif dönemlerle ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> Hipomanik ataklar ve depresif dönemlerle ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- BİR AN EVVEL/BİR AN ÖNCE değil/yerine/= KIPICAK


- BİR ANLAMI DA ŞUDUR ile/ve ANLAMLARINDAN BİRİ (DE) ŞUDUR


- BİR BAĞIMLI > DÖRT BAĞIMLI YAKINI

( Alkolik yakınları ve arkadaşlarının ortak sorunlarını çözebilmek için deneyimlerini ve umutlarını paylaştıkları bir topluluk. | http://www.al-anon-tr.org )


- BİR BEN VAR BENDE, BENDEN İÇERU" OLAN) "BEN" ile/ve/<> "ben"

( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olanız. )

( We are the infinite, focussed in a body. )

( - Seni gördüm, daha iyi oldum.
- Beni görürsen, bana da göster. )

( I vs./and ME )

( ZÂT ile/ve/<> SIFAT )


- BİR DÜŞÜNCE/BİLGİ/SÖZ İLE:
TOPLUMU "BOZMAK" ile/değil TOPLUMUN BİR BÖLÜMÜNÜ "BOZMAK" ["bozulacağına" dair ısrarcı olunuyorsa...]

( Olumsuz/kötü niyetli kasıt. İLE/DEĞİL Gelişmek/geliştirmek üzere/için. [Bazı bilgi ve durumlar, herkese değil bazı kişilere verilebilir/verilmelidir.] )


- BİR DÜŞÜNCEYİ:
"BESLEMEK" ile/ve/değil/yerine SADECE BİLMEK


- BİR DÜŞÜNCEYİ "SAVUNAN" ile/değil/yerine/>< BİR DÜŞÜNCEYE SAHİP OLAN

( Ötekileştirir, ayrıştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bizleştirir ve birleştirir. )


- BİR İŞİN:
"KOLAY GELMESİ" ile/değil/ne yazık ki "KOLAYINA GELMESİ"


- KİŞİYİ/KİŞİLERİ:
"KÜÇÜMSEMEK" ile/ve/değil/||/<>/>< "BÜYÜK GÖRMEK"

( Ahlâksızlıktır. İLE/VE/DEĞİL/>< Bilgisizliktir. )

( Akılsızlık. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>< Korkaklık. )


- BİR KONUYU/OLGUYU:
KENDİNE("BANA") GÖRE DÜŞÜNMEK/ÇÖZÜMLEMEK/YORUMLAMAK ile/ve/değil/yerine O KAVRAMI (/N İÇİNDE) KONUŞMAK


- BİR OLAY/DURUM:
ÖNCESİNDEKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM ile/değil/yerine SONRASINDAKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM


- BİR SEVMEK ve/||/=/<>/> BİN KEZ ÖLMEK


- BİR ŞEY "YEME/ATIŞTIRMA" "İSTEĞİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ACIKMAK


- BİR ŞEYİ ELDE ETMEK İÇİN:
ÇABALAMAK ile/ve/sonra/ne yazık ki/||/<>/> KENARA ATMAK ile/ve/sonra/ne yazık ki/||/<>/> ANLAMAK


- BİR ŞEYİN(DÜŞÜNCENİN/EYLEMİN):
EGEMEN OLMA(MA)SI ile/ve/değil/<> ÖNÜMÜZE GEÇME(ME)Sİ


- BİR ŞEYİN:
İLGİ ÇEKMESİ ile/||/<> DİKKAT ÇEKMESİ


- BİR ŞEYİN/BİRİNİN, DEĞERİNİ BİLMEK ile/ve/||/<>/< KENDİ DEĞERİNİ BİLMEK

( Kendi değerimizi bilmezsek, başkası hiçbir zaman, zemin ve koşulda bilmez. )


- BİR ŞEYİN/DURUMUN:
(")OLMASI(") ile/ve/değil/||/<>/< OLMA/GERÇEKLEŞME OLASILIĞI


- BİR ...:
SÖZCÜK ve/||/<> DUYGU ve/||/<> KİŞİ

( Kararı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Yaşamı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Seni/kişiyi değiştirebilir. )


- BİR YANLIŞI:
"BİLEREK YAPMAK"
ile/değil/yerine/><
BİLMEDEN YAPMAK

( Belirleyici olan, bulunç/vicdandır. )


- BİR YANLIŞIN YAPILMASINDA VE YORUMLANMASINDA:
KAZÂ ile/ve/ne yazık ki/<>/> HATA ile/ve/ne yazık ki/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( İlk kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> İkincei kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> Üçüncü kez oluyorsa. )


- BİR ile/ve/||/<> AKIL(VARLIK, YAŞAM/HAYAT) ile/ve/||/<> NEFS ile/ve/||/<> DOĞA

( PLOTINOS ile/ve/||/<> PROKLOS )


- BİR
ve/||/<>/>
US
ve/||/<>/>
TİN
[Duyusal ve akılsal]
ve/||/<>/>
(DOĞA)


- BIRAKMAK ile/ve/değil AŞMAK


- BIRAKMAK ile/ve/değil UNUTMAK


- BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Mutlu olmak için herhangi bir şeye bağımlı olmak, çaresizliğin son aşamasıdır. )

( Herhangi bir şeye karşı artık bağımlı olmadığınızda, payınıza düşeni yapmışsınız demektir. )

( Zihnimizi, içiyle dışıyla bilmedikçe, bağımlılıklar bizi terk etmeyecektir. )

( Bağımlılıklarımızdan vazgeçelim. Vazgeçmemiz gereken başka hiçbir şey yoktur. )

( Bilincine varmadığınız bir şeyi, terk edemezsiniz. )

( Alışkanlık ve ihtiras, kör eder ve yanlışa götürür. )

( Alışkanlık! Gereklilik değil! )

( SİGARAYI: "BIRAKTIM!" değil/yerine "İÇMİYORUM" ya da "İÇMEMEYİ YEĞLİYORUM/TERCİH EDİYORUM!" )

( Mücadelemiz içenlerle değil maddeyle!
Koruyup kolladığımız, kişiler; kovduğumuz, o sinsi madde!...
Davetimiz, sağlıklı olmak; kabul etmediğimiz, sararmak...
Çözümlerimiz, herkes için; çaresi "Hayır!"da...
Herkes için hayırlı olan, hayırsızı yakmamakta... )

( Not necessary! It's habit/addiction. )

( FEEL FREE TO SAY NO! )

( Dependence on anything for happiness is utter misery.
When you are no longer attached to anything, you have done your share.
Attachments are in the mind and will not leave you until you know your mind in and out.
Give up your addictions. There is nothing else to give up.
You cannot leave if you don't aware of it.
Habit/addiction and passion makes blind and takes to the false.
"I PREFER, NOT TO SMOKE" instead of "QUIT SMOKING/CIGARETTE" )

( [not] TO LEAVE / QUIT vs./and/but TO CHANGE PREFERENCE
TO CHANGE PREFERENCE instead of TO LEAVE / QUIT )

( PROTIMO NA MIN KAPNIZU: İÇMEMEYİ TERCİH EDİYORUM! )


- BIRAKMAK ile YERİNE KOYMAK


- BİRAZ TOPARLASIN ile/değil BİRAZ TOPARLANSIN


- BİRBİRİMİZE ...:
"DÜŞMEK" değil/yerine/>< "DÜŞKÜN OLMAK"


- [ne yazık ki]
!"BİRBİRİNE DÜŞMEK" değil/yerine/>< BİRBİRİNİ DÜŞÜNMEK


- 1.5 - 2 YAŞINDAKİ, DIŞARI ÇIKMAK İSTEMEYEN ÇOCUĞA:
"DIŞARI ÇIKIYORUZ/ÇIKALIM MI?" DEMEK/SORMAK değil/yerine "TAVŞAN GİBİ Mİ, SİNCAP GİBİ Mİ ÇIKALIM?


- BİREŞİM/TEVHİD:
AKIL ve/||/<> BEN ve/||/<> GÖNÜL


- BİREŞİM/TEVHİD:
SEVGİLİNİ, HERŞEYDE/HER YERDE GÖRMEK değil/yerine HERŞEYDE/HER YERDE, SEVDİĞİNİ ANIMSAMAK

( Bir yâr için ağyâra minnet ettiğim ayıb eyleme
Bağ-ı bân bir gül için bin hâra[dikene] hizmetkâr olur )


- [simge] DAĞ:
BİREYDE ile/ve/||/<> TOPLUMDA

( Nefs. İLE/VE/||/<> Devlet. )


- SANAT:
BİREYLERİ/TOPLUMU ...
ŞAŞIRTMAK (İÇİN) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KIŞKIRTMAK (İÇİN)


- ÇIKAR:
[ne yazık ki] BİREYSEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< TOPLUMSAL


- BİRİ, BİR YERE:
BAKIYORSA ile/ve/ya da/<> HİÇ BAKMIYORSA

( İlgilendiği bir şey vardır. İLE/VE/ya da/<> İlgilendiği bir şey, kesinlikle vardır. )


- BİRİNCİ DÜĞME ETKİSİ ve/||/<> DOMİNO ETKİSİ ve/||/<> (SÜREKLİ) DAMLA ETKİSİ


- BİRİNCİL DUYGULAR:
İŞLEVSEL(ADAPTİF) ile/ve/||/<>/>< İŞLEVSEL OLMAYAN(MALADAPTİF)


- DUYGULAR:
BİRİNCİL ile/ve/||/<> İKİNCİL ile/ve/||/<> ARACI/YARDIMCI


- BİRİNCİL DUYULAR ile/ve İKİNCİL DUYULAR

( Görme ve İşitme. İLE/VE Dokunma, Pozisyon, Koklama ve Tad. )


- KUSUR:
BİRİNCİL/ASLİ ile İKİNCİL/TÂLÎ

( Tartışmaya tamamen kapalı olan durumlar.[Genellikle, araç sürücülerinin sorgusuz hatalı olduğunu gösteren durumlardır. Bu durumlardan biri, herhangi bir araca arkadan çarpmaktır.(arkadan çarpan araç her zaman hatalıdır.)] İLE Alkollü araç kullanma ya da "Dur!" işaretlerine uymama gibi durumlar için geçerlidir.[Bu gibi durumlarda araştırma yapılır ve yapılan araştırmaya göre sürücüye ceza kesilir.] )


- MİZAÇ:
BİRİNCİL ile/ve/||/<>/> İKİNCİL


- BİRİNCİL NARSİSİZM ile/ve/||/<>/> İKİNCİL NARSİSİZM

( Doğuştandır.[Kohut][Bireydeki birincil narsisistik yapı, zaman içinde, kendilik nesnesi işlevleri yerinde/yeterince aynalama ve yüksek kırılma yaşatırsa ikincil narsisizme dönüşür.] İLE/VE/||/<>/> Kişinin yaratıcılığının ve etkinliğinin ortaya çıkması; yaşamı, yaşanabilecek kadar zevkli algılaması; acı ve çilelere dayanabilmesi; yaşamının, kendi yaşamı olduğunu derinden duyumsaması; yaşamını gerçekleştirmek üzere yönelmesi ve sonuçlarını da içtenlikle kabul edebilme becerisidir.[Kohut] )

( )

( )


- BİRİNCİL VE İKİNCİL DUYULAR'DA:
İNSAN ile HAYVAN

( İnsanda, birincil duyular, görme ve işitme örgenleri üzerindedir. İLE Hayvanın türüne göre değişir. )


- BİRİNCİLİK ile YENMEK

( Çokluda. İLE İkilide. )


- BİRİNE, BİR ŞEY(LER)İ:
LÜTÛF ETMEK değil/yerine/>< (O) KİŞİNİN DEĞERİNİ BİLEREK, BİR ŞEY(LER)İ PAYLAŞMAK


- BİRİNE, YENİDEN GÜVENİP FIRSAT VERDİĞİMİZDE:
"KALDIĞIMIZ YER" ile/ve/değil/ne yazık ki KANDIĞIMIZ YER


- [ne yazık ki]
KENDİNİ/BİRİNİ:
"HAKLI GÖRMEK/BULMAK" ile/ve/||/<> "ÜSTÜN GÖRMEK/BULMAK"


- BİRİNİ SEVMEK ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ SEVMEK


- BİRİNİN ...:
NE DEMEK İSTEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
NE DEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)


- BİRİYLE YAKIN OLABİLMEK/KALABİLMEK İÇİN:
KELEPÇE ile/değil/yerine KANAT

( O kişinin/kişilerin uçabilmesine karşın yanına konuyor(lar)sa seninle birliktedir. )


- BİRLİKTE OLMA GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/< BİREY OLMA GEREKSİNİMİ


- BİRLİKTE OLMAYALIM!:
SEVMEDİKLERİMİZLE ve/||/<> "UNUTAMADIKLARIMIZLA"


- BIRTH vs./and PROGRESS


- BİSİKLET ve/<> AKIL/ZEKÂ


- BİSİKLET ve/<> BİLGİ/BİLİNÇ/BİLGELİK...


- BİSİKLET ve/<> BİLİNÇ


- BİSİKLET ve/<> ÇEVRE BİLİNCİ


- BİSİKLET ve/<> COŞKU


- BİSİKLET ve/<> DOĞALLIK


- BİSİKLET ve/<> HEYECAN


- BİSİKLET ve/<> RAHATLIK


- BİSİKLET ve/<> TRAFİK EĞİTİMİ/BİLİNCİ


- BİSİKLET ve/<> UÇMA DUYGUSU/DÜŞÜNCESİ


- BİSİKLETTE DENGE:
BEYİN ile/ve/||/<>/< KULAK ile/ve/||/<>/< BACAK/KIÇ | AYAK


- BİTAP[Fars. < Bİ-TÂB] ile BİTKİN, DOĞASINDAN/GÜCÜNDEN/BULUNDUĞU YERDEN UZAK KALAN/DÜŞEN


- BİTKİLER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM

( image )


- BİYO-PSİKO-SOSYAL:
GÖVDE ile/ve/||/<> BAŞ ile/ve/||/<> KOL(/BACAK)


- BİYOGRAFİ ile/ve PSİKOBİYOGRAFİ

( Tanımlama. İLE/VE Açıklama. )


- BİZİ:
KİMİN İNCİTTİĞİ ile/değil/yerine/>< KİMİN GÜLDÜRDÜĞÜ :)


- BİZİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİMİZ/İN / ÜÇÜMÜZ/ÜN ...

( )


- BİZİ/SENİ İSTEMEYENE:
SABIR GÖSTERME! ile/ve/||/<> FEDÂKÂRLIK GÖSTERME! ile/ve/||/<> SEVGİ/ANLAYIŞ GÖSTERME!

( Adı, "yüzsüzlük" olur. İLE/VE/||/<> Adı, "eziklik" olur. İLE/VE/||/<> Adı, "kişiliksizlik" olur. )


- BLOK ile/||/<> BLOKE ile/||/<> BLOKER ile/||/<> BLOKAJ

( Engel. | Durma | Kalıp. İLE/VE/|| Engellenmiş. İLE/VE/|| Engelleyici. İLE/VE/|| Engel/leme. )


- BLOKAJ ile/||/<> BLOKER/BLOKÖR

( Durdurma. | Tıkanma, tıkanıklık. İLE/||/<> Durdurucu. | Engelleyici. )


- BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK


- BODRUM KAT ile/ve/<> TAVAN ARASI

( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )


- BOĞULMA ile/ve/değil/||/<> "BUNALMA"


- BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BOHEM/LİK ile/||/<> AYLAK/LIK

( Batı'da. İLE/||/<> Doğu'da. )


- BÖLÜNME ile/ve/<>/değil/yerine AYRIŞMA

( Belirleyici olan, bölünme ya da birleşme değil ayrışmadır. )

( Hücreler, bölündükleri gibi, ayrılarak ve ayrışarak çoğalmaktadır. Daha sonra biraraya gelen bütünlük görüntüsü ise ayrışmışların biraradalığıdır.[Sperm de yumurtaya ulaşarak önce birleşir ve daha sonra ikiye bölünerek ayrılan ve ayrılan her bir hücrenin de ikiye bölünerek ayrışmasıyla ve daha sonra yanyanalığıyla/biraradalığıyla "organ/hayvan/insan" dediğimiz bir bütün oluştururlar. Parmakların arasında da deri/et vardır fakat zamanı gelince hücreler bütünden ayrılarak, parmaklara parmak olma özelliklerini kazandırmış olur.] )


- BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )


- BÖNG/BÖN ile/ve/||/<>/< ŞABANG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK

( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )


- BORCUNU ÖDEMEK:
ÖNCELİKLE ...
TEK TARAFLI BİR DURUM ile/ve/değil/||/<>/< ÖZELLİKLE BORÇLU İÇİN(KENDİ İÇİNDE) BİR RAHATLAMA(YÜKSÜZLÜK)


- BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ ile/ve/||/<>/>/< YÜKSEK/DÜŞÜK BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ


- SINIRDA/BORDERLINE ile BIPOLAR

( )


- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ


- BOŞ SANDALYE ile/ve/||/<> ÇİFT SANDALYE


- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI


- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM


- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK


- BOŞBOĞAZ/LIK ve/||/<>/> ATEŞ

( Ateşe atmışlar. VE/||/<>/> "Odunum az" demiş. )


- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK


- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK


- BOŞLUK" ile "KÂBUS"


- BOŞLUK ile/ve/||/<> SU


- BOŞTA KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALNIZ KALMAK/KALABİLMEK


- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")


- BOYUN EĞMEK ile/ve BELİRLENMEK


- BOYUN EĞMEK ile/ve/||/<> DONUP KALMAK


- BOYUN OMURLARI ile/ve/<> SIRT OMURLARI ile/ve/<> BEL OMURLARI

( TORTİKOLİS: Eğri boyunlu olma durumu. )

( TAHADDÜB[Ar. < HADEB]: Kamburlaşma, dışarı doğru çıkıntı oluşması. )


- BOZUK PLAK (GİBİ) ile/ve/||/<> TEMCİT PİLAVI (GİBİ)


- BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Zihinsel/psikolojik. İLE/VE/DEĞİL Gövdesel/somatik. )

( Mekanikte. İLE/VE/DEĞİL Organikte. )

( Nedeni bilinmiyorsa. İLE/VE/DEĞİL Nedeni biliniyorsa. )

( Hastalanmamak en büyük hastalıktır. )

( Uzun sürmeyen hastalıkların değerini bilmek gerek. )


- BOZUKLUK ile/ve/ya da/||/<> İŞLEVSİZLİK


- BOZUKLUK ile/ve/değil/||/<>/< RAHATSIZLIK


- BOZULMA ile/değil SAPMA


- BOZULMA ile/ve/||/<> YIKILMA


- BOZUNTU -ile

( Taklitte kalan. )


- BRUKSİZM -ile

( Uyku sırasında dişleri sıkmak, gıcırdatmak ve çeneyi kenetlemek. )


- BRUKSİZM ile/||/<> APNE

( Dişlerin istemsizce sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Solunumun geçici olarak tamamen durması. )


- BRUKSİZM ile/||/<> TRİSMUS

( Dişlerin istemsiz olarak sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Çene kaslarının kasılması ve ağız açmada zorluk. )


- BU/ŞU/O "HÜKÜM", MUTLAK BUTLÂN İLE MALÛLDÜR ile/ve/||/<> İNSAN, NİSYAN İLE MALÛLDÜR


- BUDALALIK ile/değil/yerine/>< "BUDA'LIK"


- BÜKÂ-YI ŞEDÎD ile/değil/yerine BÜKÂ-YI SÜRÛR

( Hüngür hüngür ağlama. İLE/DEĞİL/YERİNE Sevinçten doğan gözyaşı. )


- Bulamazsan "71'inci bir neden vardır! diye düşün öyle KONUŞ!!!


- BULANIK ANLAM ile BULANIK ANLAMLI

( AMBIGUITY vs. AMBIGUOUS )


- BULANIKLIK ile/||/<>/> APROSEKSİ[Fr.]

( ... İLE/||/<>/> Dikkati yoğunlaştıramama zihin bulanıklığı gibi sayrılık belirtilerinin tümü. )


- BULANMA ile/ve/değil BUNALMA


- BULANTI ile/ve/||/<> BUNALTI


- BULAŞICI ile/ve/değil/||/<>/< KALITSAL


- BULAŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<> YANKILA(N)MA


- BULGAMAK/BULGAMAQ ile BULGANMAK/BULGANMAQ ile BULGAYUK/BULGAYUQ ile BULGAMA ile BULGAK/BULGAQ ile BULGAŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bulandırmak. İLE Bulanma.[Suyun bulanması] İLE Bulanık. İLE Yağsız ve tatsız bulamaç.[yulaf lapası] İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle halkı saran korku ve kaygı. İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle halkı saran itaatsizlik durumu. )


- BULUNÇ/VİCDAN[Ar.]:
DIŞARIDA ile/değil/yerine/>< İÇERİDE

( İlâh. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölçü. )


- BULUNÇ/VİCDAN ve/=/||/<> ÖLÇÜ/MİZAN


- BULUNÇ/VİCDAN[Ar.] ile/ve/<> BİLİNÇ

( CONSCIOUS vs./and/<< CONSCIOUSNESS )


- BULUNÇ/VİCDAN ve/||/=/<> TARİH

( Kişide. VE/||/=/<> Toplumda. )


- [ne yazık ki]
"BULUP DA BULAMAK"["BUNAMAK" değil!] ile/ve/||/<> "AZIP DA AZIMSAMAK"


- BUNALIM/KRİZ ile/ve/||/<> YARALANMA/VURUK/TRAVMA


- BUNALIM ile/değil BUNALTI


- BUNALIM ile/ve DUYARSIZLIK


- BUNALIM ve/> KÖTÜLÜK


- BUNALIM/BUNGUN ile/ve SIKINTI/LI

( DEPRESSION vs./and DISTRESS/BOREDOM )


- BUNALIM ile/ve YORUM


- BUNALMA ile BUNAMA/ATEH[Ar.]/DEMANS[Fr., İng. < DEMENTIA]

( Sonsuz sonucu olmayan hiçbir küçük iş yoktur. )

( ... ile ATEH [ATÛH: Bunak] )


- BUNALTI ile/ve DUYARLILIK


- BUNAMADA:
VASKÜLER ile/ve/||/<> LEWY CİSİMCİKLİ ile/ve/||/<> FRONTOTEMPORAL ile/ve/||/<> PARKINSON ile/ve/||/<> HUNTINGTON


- BUNU ALDIM <>/||/>/< BUNALDIM değil/yerine
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM


- BÜRGE ile BÜRGE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Pire. İLE Aklı olmayan, deli. )


- BURHAN[Ar.] ile BUHRAN[Ar.]


- BURNU BÜYÜK/LÜK ile/değil/yerine SEÇKİN/LİK


- BÜRT = KÂBUS
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BÜŞRÂ[Ar.]/MÜJDE değil/yerine/= SEVİNÇLİ SAVA/ÇAV(HABER)


- BÜTÜN/LÜK ile/||/<> KUŞATICI/LIK


- BUYRUK/BUYUR ile/değil/||/<>/> (")BUYURUN(")

( Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir. | İLE/DEĞİL/||/<>/> İnceliğin ve/ya da anlayışın en üst seviyede olduğunu yansıtmak üzere kullanılan söz ya da kinâyeli söz. | Nispetli bir davranış ya da tutumla ve gerisi suskunlukla yansıtılan/gösterilen, ikinci sözcüğü tek sözcük olan[olarak kullanılan] bir karşıt pekiştirme[oxymoron]. )


- BÜYÜCÜ/LÜK" / "SİHİRBAZ/LIK" /"KÂHİN/KEHÂNET" ile/değil YANILTICI/LIK / İLÜZYON/İST


- BÜYÜK HATA:
BİR ŞEYE/KİŞİYE, GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEK ile/ve/değil/<> KENDİNE, HAK ETTİĞİNDEN DAHA AZ DEĞER VERMEK


- BÜYÜK ZEKÂ ve/<> BÜYÜK SORUNLARI

( ...VE/<> Kusursuzluk arayışı/çabası/tutkusu/hayranlığı/beklentisi. )


- BÜYÜK ... ile DELİ ...


- BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜCE/LİK


- [ne yazık ki]
BÜYÜK SORUN/YANILSAMA:
"ACI ÇEKMEMEK" ve/||/<>/>/< "KENDİMİZİ KANDIRMAK" / KANDIRDIĞIMIZI/KANDIRABİLECEĞİMİZİ ZANNETMEK


- BÜYÜLE(N)MEK ile/ve/değil HAYRAN (KALMAK/BIRAKMAK)


- BUZDAĞI ile/ve/||/<>/> EKİNSEL/KÜLTÜREL BUZDAĞI

( Easy to see: Gör(ül)mesi kolay ve olanaklılar...
Dil, Giysi, Yiyecek-İçecek, Yazın(Edebiyat), Güzel Sanatlar, Toplumsal davranışlar, tatiller ve şölenler...

Not easy to see: Gör(ül)mesi kolay olmayanlar...
İnanç ve zanlar, Aile rolleri, Otorite ilişkisi, Öz kavramı, Çekirdek değerler, Tavırlar, Yanlılıklar/taraflılıklar, Gövde dili, Güzellik düşünceleri, Yorumlar, Açık /Temiz olma/kalma, Okula yönelik tutum, Aile değerleri, Eşeysel roller, Yönetme/yürütme kuralları, Sağlık ve Tıbba yaklaşım, Mizah, Gurur, Adâlet düşüncesi ve duygusu, alçakgönüllülük, Çevre bilinci, Yarışabilme, İş ahlâkı, Çocuklaşabilme çabaları, Kabuller, Düşünce örüntüleri, Jestler, Kişisel alan, Estetik... )

( ... ile/ve/||/<>/> )


- ÇABA/GAYRET[Ar.] ile/ve/||/<>/< REKABET


- ÇABA/GAYRET[Ar.] ile/ve/||/<> ÖZEN


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/||/<>/> AKTARIM


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< KOŞULLANMA


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< UYARAN


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< UYDURMA


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/||/<> YAKIŞTIRMA


- ÇAĞRIŞTIRMA ile/ve/<> DÜŞÜNDÜRME


- CAHİL ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNEMEYEN

( Herkes düşünür fakat herkes düşünmeyi düşünemez! )


- CAHİLİN YAŞADIĞI/"DÜŞÜNDÜĞÜ" CEHALET ile BİLENİN YAŞADIĞI/"DÜŞÜNDÜĞÜ", ZANNETTİĞİ CEHÂLET

( Bilgisiz kişiye, hikmet dolu sözlerin yararı nedir? Kör bir kişiye, bir lambanın yararı nedir? )


- CAHİL/LİK ile/ve/<> APTAL/LIK

( Elif'i, mertek zannetmek. [Bir şey bilmediği halde konuşanlar için kullanılan deyim. (Elif harfini ve bu kadar basit bir şeyi bile bilmeyecek kadar bilgisiz olma durumu.)][MERTEK: Eskiden evleri yaparken kullanılan dört köşe ya da yuvarlak kalınca ağaç gövdesi.] )

( CAHİLLER...
* Her şeyde, hemen öfkelenir.
* Yararı olmayan şeylerden konuşur.
* Yersiz [yanlış yerlere] sadaka verir.
* Sırrı korumayıp açık ederler ve yayar.
* Dostunu ve düşmanını birbirinden ayıramazlar.
* Merhametsiz ve vicdansızlardır. Hoşgörü, onları bırakmıştır.
* Kindar olup, fitne ve fücûr çıkarmayı sever.
* İftira atmaktan, başkasının âhını almaktan kaçınmaz.
* Dedikodu ve yalanları çoktur.
* Güvenilmezdir, emanete ihanet eder.
* Dünya nimetleri için el-etek öpmeyi çok sever, utanmaz.
* Yoldaşını yarı yolda bırakır, yedikleri kaba etmekten çekinmez.
* Kalplerinde vefâ, diğergamlık, kadirşinaslık olmaz.
* Nezâket ve letâfet onlara hiç değmemiş, olmamış meyve misali hamdır!
* Edep, onları terk etmiştir! )

( IGNORANCE vs. STUPID/NESS )


- CÂHİZ[Ar.] ile CAHİZ/CAFİZ[Ar.]

( Cesaretli, gözüpek. İLE Katılar için kullanılan hacim ölçüsü. )


- CAJOLE vs. CANVASS vs. COAX vs. CONVINCE vs. PERSUADE vs. WHEEDLE


- ÇAKMAK" ile/ve/||/<>/> "ÇAKOZLAMAK"


- ÇALIM/CAKA[İt. < GIACCA] ile ÇALIM

( Gösteriş, karşıdakini etkileme amacıyla yapılan davranış, kurum. İLE Kılıcın keskin yanı. | Bir şeyin, erebileceği uzaklık, erim. | Biraz benzeme, andırma. | Bir oyuncunun, topu, ayağından kaçırmadan, karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle aldatıp geçmesi. | Geminin su kesiminden aşağı bölümünün, baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. )


- ÇALIŞKANLIK/SANAT ÜRETİMİ ile/ve/değil/||/<>/< İÇİNDEKİ "CANAVARI" GİZLEYEN UYGARLIK MASKESİ


- ÇALKANTI ile GULGULE

( Deniz ve gölde dalgalanma. | Çalkalanmış nesne. | Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp. | Coşku. | Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum. İLE Her ağızdan bir ses çıkmasından meydana gelen, dalga dalga ortalığa yayılan karışık gürültü. )


- ÇALMAK ile/ve/||/<>/> ÇAR ÇUR ETMEK


- CÂMİ ile/ve/||/<>/> MİHRÂB YERİNDE

( Yıkılsa da. İLE/VE/||/<>/> Yerinde. )


- CAN SIKINTISINDAN (DOLAYI) YEMEK ile/değil/yerine AÇLIKTAN (DOLAYI) YEMEK


- CAN SIKMAK ile/||/<> KAFA ŞİŞİRMEK


- CAN ve/<> COŞKU

( LIFE and/<> EXUBERANCE, VIGOUR, ENTHUSIASM )


- CAN ve/||/<> KAŞINMA

( Örgenlerimizin adı yoktur! Kendimiz için yoktur!

Başkaları için vardır. Başkalarının örgenleri ve adları olarak vardır.

Her yerimiz, canımızdır.
Can(ım) +
kulağım/sırtım/ayağım/parmağım/yanağım/kafam/kıçım, "oram/şuram/buram"...

Neremizden söz edecek olursak olalım, başkasının anlaması açısından bir addan ibarettir. Bizim içinse bir bütün olarak sadece canımızın acıdığı ya da kaşınan, dışarıdan ya da içeriden, sinir, kas ya da ten/doku olarak uyarılan noktamızdır. Neremize dokunursak dokunalım, neremizi düşünürsek düşünelim, her birimiz, canımızı düşünürüz ya da duyumsar ve algılarız. Başkası ise kaşınan ya da acıyan noktanın bölgesine verdiği adı düşünür ya da söyler, konuşur. Örgenlerimiz, tıbbın ve hukukun konusu olabilir fakat zihnin konusu değildir. Ötekinin, başkasının "konusu ya da düşüncesi" olabilir fakat bizim konumuz değildir. Her yerimiz, sadece ve tamamen tek bir parça olarak canımızdır.

Dolayısıyla bazı özel, duyarlı ve kapalı bölgemizin kendi ya da adı, ayrıcalıklı, iyi ya da kötü, çirkin, pis, iğrenç vb. de değildir ve olamaz! Gövdemizin her parçası kadar sinir taşıyor ve değerliyse kendimiz için "ayıp, kötü ya da günah" diyebileceğimiz yerimiz de yoktur. Ancak, üçüncü kişinin bulunduğu ya da bulunabileceği yerden itibaren bazı sınırlamalara gitmek durumundayızdır. Her zihnimizden geçen düşünceyi nasıl dillendir(e)miyorsak, bazı noktalarımızın adını ya da ayrıntılarını da dile getireceksek bazı koşullar aramak durumundayızdır. Bu özen ve duyarlılığımız, kendimiz için değil söz(cük)lerimizin başkalarına yük ya da dayatma olmaması amaçlı ve temellidir.

Ağzımızı silmek ile kıçımızı silmek arasında da kendimiz için ve tensel olarak hiçbir fark yoktur ve olmamalıdır. Her bir noktamızı ayrı ayrı düşünür ve duyumsarız fakat bütünlüğünü unutur ya da göz ardı edersek, olmadık "düşünce ve duygulara" da boş yere kapılırız. Bebeğimiz ve çocuğumuz için de aynı/özdeş görerek zihnimizin konusu görmeyiz. Sadece gereksinimimiz doğrultusunda gereken eylemi, temizliği/mizi yaparız.

Bağırsaklarımız da kötü ya da pis değildir. Suyla dışımızı yıkadığımız gibi yiyecekler de bizi beslediği gibi içimizi yıkar. İçerideki karmaşık yapıyı tarayarak fazlalıkları siler, süpürür. Son noktası, dışkının çıkış noktası da "pis" değildir! Yani dışarı atılması gerekenler vardır fakat "pis" olarak adlandırmamak, olumsuz "söz(cük), düşünce ve duygularla" körüklememeyi anımsamalı, kendimizi bu düşünce biçimine alıştırmak durumundayız. Bağırsağın son bölümü ve noktası, "göden" olarak tanımlanmıştır. Daha sonra da kısalarak ve "göt" olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Kaba etimiz olarak üzerine oturduğumuz yerin adı da her ne kadar "arka" anlamında "kıç" sözcüğü olarak kullanılsa da "göt/kıç" değil bacaklarımızın sonu ya da başlangıcıdır. Birleşme, yan yana olma konumunu, bir bölge adı olarak adlandırmış durumdayız. Kadın ya da erkek farkı olmaksızın anatomik tanımları, belleğimizdeki olumsuz kayıtlarla, anlamsız, karşılıksız "düşünce ve duygularla" özdeşleştirmek ve olumsuzluğa indirgemek de ne yazık ki çok fazla karşılaşılan bir bilgisizlik ve bilinçsizlik durumudur.

Aynı biçimde, özel bölge olarak tanımladığımız örgenlerin Latince adları olan "penis" ve "vajina" için de geçerli olan deneyimlediğimiz ve duyumsadığımız ayrıntılar vardır. Bu bölgelerin de adı, başkası için bir anlam ifade eder. Bizim içinse hiçbir ayrımı ve utanç konusu olmaksızın, yoğun sinirlerle kaplı ve öteki bölgelerimize göre daha duyarlı olan, belirli bir noktamız ya da bölgemizdir. Aralarında, ne Latince, Türkçe ya da argo, küfür, benzetme adıyla, ne düşüncesiyle, ne gözümüzle görerek, ne de elimizle dokunarak herhangi bir fark duyumsarız. Canımızın yandığı/yanabileceği, incinebileceğimiz, yüksek duyarlılıkta ya da her yerimizde olduğu gibi sadece kaşınan/kaşınabilen herhangi bir noktamızdır. Bir bütün olarak görüp hiçbir noktamızın herhangi bir ayrımı, düşünce konusu olmasa da dilimizin konusu olabilir fakat böyle olmamalıdır.

Kendimizi, dikey ya da yatay, üçgen, dörtgen, çokgen ya da kare gibi değil küre olarak, aynı anne karnında bulunduğumuz biçimde, sırtındaki yuvarlak kabuğunun/kalkanının içinde bulunan bir armadillonun açılıp kapanması gibi hiçbir yeri tamamen açık ya da kapalı olmaksızın, spor hareketlerimizdeki gibi gerektiğinde açılabilen, gerektiğinde kapanarak tek bir yuvarlak parça/gövde olarak yaşayan bir canlı olarak düşünmek ve görmek durumundayız.

Bildiğimiz her ayrıntı veri, gördüğümüz her bir noktamız/parçamız, bütünlüğümüzü bozmaya yetebilecek bir bilgi ve bakış olmamalıdır. Gereksiz ve bilinçsiz bir biçimde parçalar ve küçük hesaplarla uğraşırken, gördüğümüz, zihnimize, dilimize doladığımız her parça ayağımıza dolanır ve yürüyüşümüzü yani yaşamamızı, yakınlarımızı ve çevremizi bozar. Ya da bunu şu andan itibaren tam tersine çevirebiliriz.

Nesneleri ve olguları birbirinden ayırabilme, yalınlaştırabilme, ara çözümler üretebilme bilgi ve becerisiyle parçalar ve "küçük hesaplar" yerine daha bütünlüklü ve derinlikli algı, düşünce ve duygularla yaşamımızı sürdürmemiz dileğiyle... )


- ÇANAÇ = ...
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kadınsı tavırlar gösteren kişi. )


- CAN-I GÖNÜL (-DEN SEVMEK/YAPMAK) -ile/ve/||/<>


- CANI İSTEMEK ile CANI ÇEKMEK


- CANI:
"SIKIK" değil SIKKIN


- [ne yazık ki]
!"CAN/I ACITMAK" ile/ve/||/<> !"CAN YAKMAK" ile/ve/||/<> !"CANINA OKUMAK"


- CANİ/LİK ile/değil/||/<> VAHŞİ/LİK


- CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK


- CANINI YAKMA! ve/||/<>/>/< 'AH'INI ALMA!

( Zayıf olanın! VE/||/<>/>/< Hiçkimsenin! )


- CANLI (OLMAK/KALMAK) ile/ve/değil/||/<>/> YAŞAMAK

( Doğada, dirimbilimde, gövdede, hayvanda, bitkide. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İnsanda, anlıkta, düşüncede, anlamda, değerde. )


- CANLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNÇLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNCİNİN BİLİNCİNDE OLAN/OLABİLEN

( Uyurken. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< "Uyurgezer". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Uyanıkken. )

( Bitki. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Hayvan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )


- CANLILAR SINIFLANDIRMASI'NDA:
EUBACTERIA ve ARCHAEBACTERIA ve ARCHAEZOA ve PROTISTA ve CHROMISTA ve FUNGI ve PLANTAE ve ANIMALIA


- ÇARESİZLİK ile ACZİYET


- CÂRÎ[AR.] ile/ve/||/<>/> SÂRÎ[AR.]


- ÇARPICI ile/ve/||/<> SARSICI


- ÇARPIŞAN ile/değil ÇAKIŞAN


- ÇARPITMAK ile GERİYE YANSITMA

( TO DISTORT/PERVERT vs. TO REFLECT BACK | WHIGGISM )


- ÇARPTIRILMIŞ ile/değil ÇARPITILMIŞ


- ÇATAL-BIÇAK KULLANIMINI BİLMELİ/ÖĞRENMELİ/ÖĞRETMELİ! (ERKEN YAŞTA)


- ÇATAL ile/ve/||/<> YARIK


- ÇATIŞKI ile/ve/||/<> GERİLİM


- ÇATIŞKI ile/ve/||/<> UYUŞMAZLIK


- ÇATIŞMA ile/ve/<> DİDİŞME


- ÇATIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KESİŞME


- ÇATIŞMA değil/yerine/>< UZLAŞMA


- ÇATIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZLAŞMA BECERİSİ


- ÇATLAMIŞ OLAN, ...:
AORT DAMARI ile/değil/ne yazık ki/>< AR DAMARI


- CAYDIRMA ile/ve/||/<>/> ZORLAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> YASAKLAMA


- CAZİBE/TRAKSİYON değil/yerine/= ÇEKİM


- CAZİBE değil/yerine/= ÇEKİCİLİK/ALIM/ALIMLILIK/ALBENİ


- CBT ile MBT


- CEBÂN[Ar.] ile CEBBÂN[Ar.]

( Korkak. İLE Peynirci. )


- CEBÎN[Ar.] değil/yerine/= KORKAK, YÜREKSİZ | ALÇAK | ALIN


- CEBİR = CEBR[Fars., Ar.] = ALGEBRA[İng., İt., İsp., Dan., Rus.] = ALGÈBRE[Fr.] = ARS RATIOCINANDI PER LITTERAS, ARS PER LITTERAS[Orta Lat.] = ALGEBRA, BUCHSTABENRECHNUNG[Alm.] = ALGEBRA, STELKUNDE[Fel.]


- [ne yazık ki]
CEBR ve/||/<> HİLE


- CEBR ile/ve/<> RAHMET


- CEBR/İCBAR/MECBUR ile HÜKÜM[/HÜKM]/MAHKUM


- CEHÂLET ve/<> BAĞNAZLIK ve/<> ÖFKE ve/<> YEGİNLİK/ŞİDDET


- BİLGİSİZLİK/CEHÂLET ile/ve/<> TAKINTI