Bugün[30 Haziran 2025]
itibariyle 595 başlık/FaRk ile birlikte,
595 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(4/4)


- [ne yazık ki]
SÖZDE, ÖLÇÜ BİLMEMEK/BİLMEYEN ve/||/<> EDEPSİZLİKTE SINIR TANIMAMAK/TANIMAYAN


- STADYA[Fr. < Yun.]

( Bir noktanın takeometreye olan uzaklığını ölçmek için, bu nokta üzerine düşey doğrultuda konan santimetrelere bölünmüş mira. )


- STANDART değil/yerine/= ÖLÇÜN/TEKBİÇİM


- STEN[İng.] ile STEN[Fr. < Yun.]

( Çapı, 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek. İLE Bir tonluk bir kütleye, bir saniyede 1 metre hız artışı veren kuvvet ölçü birimi. )

( STEN vs. ... )

( ... avec STHÈNE )


- SU:
ÇARKI ile/ve/||/<> DEĞİRMENİ ile/ve/||/<> BURGUSU


- SU TERAZİSİ ile HORTUM TERAZİSİ

( Açı ölçer. İLE Eğim/düzlük ölçer. )


- SÜLÜS ile/ve/||/<> SÜLÜS ASIR/YÜZYIL

( Üçte bir. İLE/VE/||/<> Yüzyılın üçte biri olan 33 yıl. )


- SUMM/ASAMM ile/||/>< MUNTAK

( Asal sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilemeyen sayı. İLE/||/>< Asal olmayan sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilebilen sayı. )


- SÜREKLİ NİCELİK ile/ve SÜREKSİZ NİCELİK

( Adet. İLE/VE Miktar. )

( Niceliğin parçaları/bölümleri arasında "birbirine değen ortak bir sınır" varsa. İLE Niceliğin parçaları/bölümleri arasında "birbirine değen ortak bir sınır" yoksa. )

( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )

( Çizgi. İLE/VE Nokta. )

( İndirgenemezlik ilişkisi vardır. )

( META BASES )

( Parçalararası komşuluk varsa. İLE/VE Parçalararası komşuluk yoksa. )

( Unit. VS./AND Quantity. )

( CONTINUAL QUANTITY vs./and DISCONTINUOUS/TRANSIENT QUANTITY )


- SÜRÜ ile/ve/değil/||/<> KİTLE

( Hayvan için. İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnsan için. )


- TABAN TABANA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAMAMEN


- TÂB-NÜMÂ[Fars.] ile ...

( Güç/kuvvet ölçer. )


- TAHTA ile BORGATA

( ... İLE Halat kalınlığını ölçen delikli tahta. )


- TAHTA ile PLANÇETA

( ... İLE Ölçme tahtası. )


- TÂK ile/||/<> VETR ile/||/<> KAVS

( Kemer. İLE/||/<> Kiriş. İLE/||/<> Yay. )


- TAKEOMETRE[Fr. < Yun.]

( Düzenlenmiş arazinin yüz ölçümünü bulup planını yapmaya yarayan alet. )


- TAKEOMETRE ile ...

( Harita alma işinde kullanılan ölçü aleti. )


- TAKİM[Ar.] ile TAKİMETRE[Fr. TACHYMETRE]

( Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma. | Mikrobundan arıtma. İLE Hareket durumundaki bir nesnenin hızını ölçmeye yarayan aygıt. )


- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TAKDİM

( Böl[ümle]mek. İLE/VE/||/<>/> Sınıflandırmak. İLE/VE/||/<>/> Sunmak. )


- TAKSİMETRE değil/yerine/= YOLSAYAÇ


- TAM/LIK ile/ve/değil/yerine YETERLİ/LİK


- TANIMLAMA ile/ve/<> ÖLÇÜ

( TO DEFINE vs./and/<> MEASURE )


- TANSİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= GERİLİMÖLÇER


- TANSİYON ÖLÇÜMÜ'NDE:
SOL KOL değil SAĞ KOL değil BACAK

( Sol Kol'dan alınan değerler, Sağ Kol'a göre[doğru olan] 1'er derece daha yüksektir[sol kolun kalbe yakın olması nedeniyle]. )


- TARAFEYN ile/||/>< VASATEYN

( Dışlar. İLE/||/>< İçler. )

( "a:b = c:d" orantısındaki "a" ve "d" İLE/||/>< "a:b = c:d" orantısındaki "b" ve "c" )


- TARLA ile/ve/<> EVLEK

( ... İLE/VE/<> Tarlanın, tohum ekmek için bölünen bölümlerinden her biri. | Dönümün dörtte biri kadar olan ölçüsü. | Tarlalarda suyun akması için açılan su yolu. | Onluk kâğıt para. )


- TARTAR ile TARTAR

( Dişte. İLE Tartma aracı, kantar/terazi. | Sürekli tartan kişi. )


- TARTI ile TARTIM

( Ağırlık. | Tartma aleti, çeki. | Oran, ölçü, karar. | Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip. İLE [müzik] Dizem. )


- TAYFÖLÇER ile/ve/||/<> TAYFÖLÇÜMÜ

( Işın tayflarını incelemeye yarayan alet, spektroskop. İLE/VE/||/<> Işın tayflarının incelenmesi, spektroskopi. )


- TEBÂYÜN ile/||/<> TEDÂHUL

( Farklılık, iki ya da daha fazla sayı arasında herhangi bir ortak kat ya da bölen ilişkisinin bulunmaması. İLE/||/<> Girişimlik, iki ya da daha fazla sayının aynı anda birbirinin katları olması durumu. )


- TEKNİSYEN değil/yerine/= ÖLÇMEN


- TEKYÎL[Ar. KİLE]:
Kile ölçme.


- TENEKE ile/ve KİLE

( Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac. | Bu sacdan yapılmış olan. | Bu sacdan yapılan, yaklaşık yirmi litre hacmindeki kap. | Bu kabın aldığı miktarda olan.[13-14 kilo alır.]
İLE/VE
Tahıl ölçümlerinde kullanılır. Tenekeden 5 cm. daha kısadır. [10-12 kilo alır.] )

( KEYL[çoğ. EKYÂL]: Ölçme. | Kile ile ölçmek. | Tahıl, hubûbat ölçüsü, ölçek. | KEYLÎ: Kile ile ölçülen. | TEKYÎL[Ar. < KİLE]: Kile ile ölçme. )

( ... ile/ve YÜ [bir kile], FU [kilenin dörtte biri] )


- Terazi ile TERAZİ

( Burç. İLE Ölçme/tartma aleti. Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan. | İp cambazlarının dengeyi sağlamak için kullandıkları uzun sırık. | Gövdenin, asılarak ya da dayanarak yere paralel bulunduğu denge duruşu. )


- TEST ile/ve LİKERT ÖLÇEĞİ


- TİREMEK = AĞIRLIĞINI KARŞILAYABİLMEK


- TO[Jap.] ile HACİM

( Japonya'da eski bir hacim ölçüsü. )


- TOKLUK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ) ile/ve AÇLIK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ)

( Yemekten iki saat sonra. İLE/VE Sabah aç karnına. )


- TON[Fr. < TONNE] ile KİLOTON[Fr.]

( Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE Değeri bin ton olan kütle birimi. )


- TONAJ[Fr.] ile/ve/||/<> TONİLATO[İt.]

( Bir taşıtın alabildiği ton miktarı. | Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi. İLE Gemilerin alabileceği yükü belirtmekte kullanılan, bir tona eşit birim. )


- TOPLU ile TOPTAN


- TOPU TOPU (... KADAR) ALTI ÜSTÜ (... KADAR)

( Azımsayarak değer düşürmeye çalışmada. )


- TÖREN/MERASİM[Ar.]/SEREMONİ[Fr. CEREMONIE] ile/ve ŞÖLEN[Moğolca]

( TOY, BÂR-İ ÂM: Genel ziyâfet. )

( LİTURYA: Din töreni. )

( Bir toplulukta, üyelerin, belirli bir olayı, kişiyi ya da değeri ayırt edip simgeleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi. | Anma, kutlama, nişan, evlenme, ölüm gibi nedenlerle yapılan toplantı. İLE Ziyafet. | Belirli bir amaçla düzenlenen eğlence. | Sanat gösterisi. | Din töreni niteliğinde yemek toplantısı. )


- TREN ile MOTOTREN[Fr.]

( ... İLE Bir termik motorla çalışan, yolcu taşıyan demiryolu taşıtı. )


- TÛLÂNÎ değil/yerine/= UZUNLUĞUNA


- TÜM ÜLKELER ile/ve/değil AFRİKA

( 6400 km. İLE/VE/DEĞİL 7200 km. )

( )

( )


- TÜMÜYLE/BÜTÜNÜYLE ile/değil/yerine BÜYÜK ÖLÇÜDE


- TÜRK MİLİ ile/<> FRANSIZ MİLİ ile/<> ALMAN MİLİ ile/<> RUS MİLİ ile/<> YUNAN MİLİ ile/<> DENİZ MİLİ

( 1895 m. İLE/<> 1852 m. İLE/<> 7500 m. İLE/<> 7467 m. İLE/<> 10000 m. İLE/<> 1852 m. )


- TUTARSIZLIĞINDAN UTANMAMAK ile/ve/||/<>/< ÖLÇÜYÜ SEVMEMEK


- ÜNİTE[İng. < UNIT] değil/yerine/= BÖLÜM | BİRİM, ÖLÇÜ, VAHİT

( Birim, vahit, ölçü. )


- US/AKIL[Ar.]/LOGOS[Yun.] ile/ve/||/<> YER/TOPOS[Yun.]


- USTUVÂNE KÂİME ile/||/<> USTUVÂNE MÂİLE ile/||/<> USTUVÂNE MÜSTEDÎRA ile/||/<> USTUVÂNE MUDALLA

( Dik silindir. İLE/||/<> Eğik silindir. İLE/||/<> Dairesel silindir. İLE/||/<> Çokgen prizma. )


- UYUCAK" değil UYACAK


- VALS ile YAVAŞ(SLOW) VALS/İNGİLİZ VALSİ

( XVIII. yüzyılda, Bavyera(Almanya) ve Avusturya Alpleri yöresine özgü, geleneksel halk dansı olan Landler'den doğup gelişen ve Habsburg Sarayı'nda oynanmasından sonra popüler olan Vals, Fransa'ya özgü bir danstır ve çeşitli türleri arasında en ünlüsü, hızlı dönüşlerle yapılan Viyana Valsi'dir. Önceleri, çeşitli dönüş ile tepinmeden sonra düşey sıçramalarla gerçekleştirilen ve bir köylü dansı olarak kabul edilen Vals, yıllar geçtikçe eklenen, yerde kayma ve dönme adımları ile bir burjuva ve yüksek sosyete dansına dönüşür. Çiftlerin birbirine sarılarak kendi etraflarında çember çizip dönmelerinden oluşan Vals, ülkemizde, Tanzimat Dönemi'nde başlar. Cumhuriyet Dönemi'nde de Cumhurbaşkanlığı Filarmoni ve Senfoni orkestralarının konserleri aracılığıyla icra edilir.

İLE

"İngiliz Valsi" olarak da bilinen Slow Vals, ¾'lük ölçüyle yavaş ve romantik bir yapıyla uygulanır. Adından da anlaşılacağı üzere, yavaş tempoda yapılan Slow Vals, Viyana Valsi'nin klasik yapısına karşın çok daha gelişmiş ve değişik figürler içeren Slow Vals, standart salon danslarının en bilinenidir. )


- VARLIK/VUCUD ile/ve/değil/||/<>/> VAROLAN/VAROLUŞ/MEVCUDİYET

( Anlamın olduğu yerdir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Anlam aranmaz/bulunmaz. )

( Nedeni, kendinde olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Nedeni, dışarıda olan. )

( Aklın alanında/sınırlarında. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zihnin alanında/sınırlarında. )

( VARLIK [< BARLIK] [Türkçe'de V ile başlayan sözcük yoktur.] )

( Tektir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çoktur. )

( Varlık, ölçülebilir ile ölçülemezin; sınırlı ile sınırsızın; oranlanabilir ile oranlanamazın harmanıdır. )

( Kendi özüne bağlı olarak varoluş! )

( Varlığın, görünüşte ne başlangıcı ne de sonu vardır, çünkü o her an yeniden başlar. )

( Evrende, herhangi bir şey, ancak, ilişkileriyle varlaşır. )

( Birlik, barış ve varlık üretir. )

( Kendiyle çelişkide olanın, varlığı yoktur. Ya da anlık bir varlığı vardır ki, bu da aynı anlama gelir. )

( Varlaşma, ilişkilerin belirmesi; değişme, ilişkilerin değişmesi; gelişme, ilişkilerin çözülerek, ilgili nesne, olay, olgu için daha üst bir konumda, yeniden kurulmasıdır. )

( Varlığın ve yokluğun ötesinde, hakiki olanın sonsuzluğu yatar. )

( Varlığın, kendi hakkında bilinçli olması gerekmez. )

( Her ne görürseniz, o gördüğünüz, sürekli olarak sizin kendi varoluşunuzdur. )

( Bilincinde olmadığım bir şeyin, "var olmadığı"nı söylemek, tümüyle yanlıştır. )

( Bilinçli deneyiminiz dışında, var olduğunu iddia ettikleriniz, eldeki bilgilerden çıkarılmış sonuçlardır. )

( Bildiğinizi, sonuna kadar araştırın, inceleyin! Varoluşunuzun, bilinmeyen katmanlarına ulaşacaksınız. )

( VARLIK: İçerik(mahiyet) olarak harf, dışlaşmış(tezahür etmiş) olarak rakam. )

( Dış dünyada bulunan varolanların biçimleri, zihinde, kavramlar olarak bulunur. )

( Gerçek var oluşumuzun derin katmanlarına ulaştıkça, zihnimizin, yüzeydeki oyunlarının bizi pek az etkilediğini göreceğiz. )

( Varoluşta, süreklilik olamaz. )

( Kişi, kendi emeğinin varolanıdır. )

( Varlığın dört biçimi/yansıması:
* VUCUD-İ AYNÎ
* VUCUD-İ ZİHNÎ
* VUCUD-İ HATTÎ/KİTABÎ
* VUCUD-İ LİSANÎ/İBARÎ )

( VARLIK:
* Özne-nesne ilişkisinde somut(vucûd fi'l-a'yân [Ar.])
* Zihnî (vucûd fi'l-ezhân [Ar.])
* Sözlü (vucûd fi'l-ibâre [Ar.])
* Yazılı (vucûd fi'l-kitâbe [Ar.]) )

( VUCÛD-U HARİCÎ: Varoluşunu, benim istencime/irâdeme borçlu olmayan. )

( VARLIK: Ne yapacağının araçlarını bilmek açısından bilmek. )

( Bütünlük. İLE/VE/DEĞİL/<> Parça. )

( İlkeseldir. İLE/VE/DEĞİL/<> Olmayabilir. )

( Becoming has, apparently, no beginning and no end, for it restarts every moment.
What contradicts itself, has no being. Or it has only momentary being, which comes to the same.
Beyond being and not-being lies the immensity of the real.
Being need not be self-conscious.
To say that what I am not conscious of does not exist, is altogether wrong.
What you claim exists outside conscious experience is inferred.
Whatever you see it is always your own being that you see.
Investigate what you know to its very end and you will reach the unknown layers of your being.
When you reach the deep layers of your true being, you will find that the mind's surface-play affects you very little.
There can be no continuity in existence. )

( Bâtın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zâhir. )

( [not] EXISTENCE vs./and/but/||/<>/> PRESENCE )

( HEN TO ON )

( CUNZAI ile/ve ... )


- VAROLUŞUMUZ:
ANLAMLI! ve/||/<> YETERLİ!

( Sadece, varolmamız/varoluşumuz bile, (yeterince) anlamlı ve yeterlidir!
[ Bir miktar fazlası da, -beklenti içine düşmeden!- olabilir elbette! ] )


- VERİM ile/ve BEREKET

( Bereket maddeyle ölçülmez. )

( YIELD vs. ABUNDANCE )


- VEZNECİLER ile ...

( Adını, barut ölçüsünden[vezne < vezn] ve bu ölçüyle barut satan dükkanların bulunduğu bölgeden almıştır. )


- VİCDAN ile/ve/||/<> İNSAF


- VOLT ile KİLOVOLT

( Elektromotor gücün ya da gerilimin birimi. İLE Değeri bin volt olan elektrik gerilimi ya da potansiyel farkı birimi. )


- VOLTMETRE[Fr. < Yun.] ile/ve/<> VOLTAMETRE[Fr. < Yun.]

( Bir elektrik devresindeki gizilgüç farkını volt cinsinden ölçmeye yarayan aygıt. İLE/VE/<> Bir elektrotta, açığa çıkan madde miktarına göre devreden geçen elektrik miktarını ölçmeye yarayan aygıt. )


- ...'YA GEREK YOK ile/değil/yerine ... YETERLİ


- YANIŞÖLÇER

( Yanma verimini ve onu etkileyen etkenleri ölçmekte kullanılan aygıt. )


- YARDA[İng.] ile ...

( Yaklaşık olarak, 91 cm. gelen İngiliz uzunluk ölçü birimi. )


- YARIM ile/ve/<> BUÇUK


- YARIMI KADAR değil YARISI KADAR


- YAŞ ile YAŞ ile YAŞ

( Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman. | Yaşamın, çeşitli evrelerinden her biri, çağ. | Bir kurum/kuruluş, düzen vb.'nın kurulduğundan bu yana geçen zaman. | Bir gökcisminin oluşmaya başladığı günden bugüne dek geçirdiği zaman süresi. İLE Nemli, ıslak. | Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze. | Ağlandığında, gözlerden akan berrak sıvı, gözyaşı. | Kötü, korkulu, zor. İLE Yüksek Askeri Şûra. )


- YASA/LAR ile İLKE/LER ile KURAL/LAR

( -- BOYLE-MARIOTTE YASASI(LAW OF BOYLE-MARIOTTE):
( Kütlesi değişmeyen bir gazın, sabit sıcaklık derecesinde hacmi, basıncı ile ters orantılıdır. )

-- CHARLES YASASI(LAW OF CHARLES):
( Sabit bir basınç altında bulunan ideal bir gazın oylumu/hacmi, o gazın mutlak sıcaklığı ile doğru orantılıdır. )

-- COULOMB YASASI(LAW OF COULOMB):
( Elektrik yükleri birbirini, yük miktarlarının çarpımıyla doğru, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak çeker ya da iterler. )

-- DALTON YASASI(LAW OF DALTON):
( Kapalı bir kapta bulunan bir gaz karışımının yaptığı basınç, kapta bulunan gazların ayrı ayrı yaptıkları basınçların toplamına eşittir. )

-- ENERJİNİN KORUNUMU YASASI(LAW OF CONSERVATION OF ENERGY):
( Evrende herşey, enerjinin birbirine dönüşümü olduğuna göre toplam enerji sabittir. )
( Önceki enerjiler toplamı, sonraki enerjiler toplamına eşittir. )

-- ERİME YASALARI(LAWS OF MELTING):
( 1) Kimyasal bakımdan saf olan her katı cisim, belirli bir basınç altında belirli bir sıcaklıkta erimeye başlar.
2) Katının erime süresinde sıcaklık sabit kalır.
3) Erime sıcaklığı/noktası denen bu sıcaklıkta, katı nesnenin 1 gramının sıvı hale geçmesi için belirli bir ısı miktarı olması gerekir ki, bu ısıya o cismin erime ısısı denir. )

-- EYLEMSİZLİK YASASI/NEWTON HAREKET YASALARI(LAW OF INERTIA/NEWTON'S LAWS OF MOTION):
( Her nesne, dıştan bir güçle zorlanmadıkça, durgun durumda ya da düzgün doğru devim/hareket durumunda kalır. )
( Newton, yerçekimi yasasını bulan, keşfeden değil, doğa bilimindeki işlevini formüle eden kişidir. )

-- FARADAY ELEKTROLİZ YASALARI(FARADAY'S LAWS OF ELECTROLYSIS):
( 1) Toplama kabında açığa çıkan madde miktarı, kaptan geçen elektrik yükü miktarı ile doğru orantılıdır.
2) Seri bağlı toplama kaplarından 96.500 coulomb'luk elektrik yükü geçirilirse, her birinde bir eşdeğer gram madde açığa çıkar. )

-- FOTOELEKTRİK YASASI(LAW OF PHOTOELECTRIC):
( Gelen fotonun (enerji parçacığının) taşıdığı enerji, belirli bir "eşik enerjisinin" üstüne çıkmaz ise, elektron yayılması olanaklı değildir. (Eşik enerjisi: Elektronu yüzeyden ayırmak için verilmesi gereken minimum enerji) )

-- GAUSS YASASI(LAW OF GAUSS):
( Sabit sıcaklık ve basınç altında ölçüm yapıldığında, bir kimyasal tepkimede kullanılan ya da oluşturulan gazların hacimleri arasında basit oranlar bulunduğunu belirten yasa. | Kapalı bir yüzey içindeki toplam elektrik yükü miktarları sıfırsa, kapalı yüzey içindeki elektrik alanının büyüklüğü de sıfırdır. )

-- BİRLEŞEN HACİMLER (GAY-LUSSAC) YASASI(LAW OF GAY-LUSSAC):
( Gazlar, birleşerek yeni bir gaz bileşik oluşturduğu zaman, reaksiyona giren gaz hacimleri ile oluşan gazın hacmi arasındaki oran, küçük tam sayıların oranı gibidir. )

-- HOOK YASASI(LAW OF HOOK):
( Esnek bir cismin zorlayıcı bir kuvvet karşısında gösterdiği şekil değişikliği, uygulanan kuvvetle doğru orantılıdır. )

-- İVME YASASI/NEWTON HAREKET YASALARI(LAW OF ACCELERATION/NEWTON'S LAWS OF MOTION):
( Bir cismin hareketliliğinin değişim hızı, bu değişimi sağlayan kuvvetle doğru orantılıdır ve kuvvetin doğrultusuna yönelmiştir. )

-- JOULE YASASI(LAW OF JOULE):
( Bir iletkenden bir saniyelik sürede geçen elektrikğin verdiği ısı, iletkenin direnci ile elektrik akım şiddetinin karesinin çarpımına eşittir. )

-- KAYNAMA YASALARI(LAW OF BOILING):
( 1) Saf bir sıvı, belirli bir basınç altında belirli bir sıcaklıkta kaynar.
2) Sıvının kaynaması süresince sıcaklık sabit kalır.
3) Kaynama sıcaklığındaki sıvının buhar basıncı, sıvı üzerine etkileyen dış basıncı eşittir. )
( Ender Gazlarda:
Helyum[Atom No: 2]: -269°C
Neon[10]: -246°C
Argon[18]: -186°C
Krypton[36]: -152°C
Xenon[54]: -108°C
Radon[86]: -62°C )

-- KEPLER YASALARI(LAWS OF KEPLER):
( 1) Her gezegen güneşin çevresinde elips biçiminde bir yörünge izler. Güneş bu elipsin odaklarından birinde bulunur.
2) Bir gezegenle güneş arasında çekilen doğru çizgi, eş zamanlarda eş alanları tarar. Bu nedenle gezegenler güneşe yakın oldukları zaman, uzak olduklarına oranla daha hızlı hareket ederler.
3) Bir gezegenin güneş çevresinde bir kez dönmesi için geçen zamanın karesi, güneşe olan ortalama uzaklığının küpü ile doğru orantılıdır. )

-- KIRILMA YASALARI(LAWS OF REFRACTION):
( 1) Gelen ışık, yüzeyin normali ve kırılan ışık aynı düzlemdedir.
2) Gelen ışığın yüzey normali ile yaptığı açının sinüsünün, kırılan ışığın yüzey normali ile yaptığı açının sinüsüne oranı sabittir. Bu sabit orana, ikinci saydam ortamın birinci saydam ortama göre kırılma indisi denir. )

-- KÜTLENİN KORUNUMU YASASI(LAW OF CONSERVATION OF MATTER):
( Madde yoktan yaratılamaz ve yok edilemez, ancak bir dizi etkileşimler sonunda toplam kütle değişmeden kalır. )

-- LAVOISIER YASASI(LAVOISIER LAW):
( Kimyasal reaksiyonlara giren ve oluşan maddelerin kütleleri eşittir. Buna kütlenin korunumu yasası denir. )

-- LENZ YASASI(LAW OF LENZ'S):
( İndüksiyon akımının yönü, her zaman, kendilerini doğuran etkilerin yönü ile zıt yöndedir. )

-- MENDEL YASALARI(MENDEL'S LAWS):
( 1) Eştiplik (İzotopi) Yasası: Birbirinden birer karakterle ayrılan iki saf ırk birleştiği zaman meydan gelen melezlerin hepsi de aynı tipde olur.
2) Başatlık (Dominant) Yasası: Melezlerde ana-babadan sadece birinin karakterinin görünmesi, ötekinin bu karakter tarafından maskelenmesi (çekinik) kalması hali.
3) Karakterlerin ayrılışı (Segregation) Yasası: Melezlerin kendi aralarında çaprazlanması halinde ana ve babaya ait karakterlerin 1/4 ana, 1/4 baba, 2/4 melez biçiminde ayrılmasıdır. )

-- MENDEL ORANI(MENDEL'S RATIO):
( Melez iki döl arasında çaprazlanırsa [F1xF2] oluşan F2 dölünde 1/4 arı döl, 2/4 melez döl, 1/4 ikinci arı döl oluşur. )

-- MIKNATISLIK YASASI(LAW OF MAGNETS):
( Aynı cins manyetik kutuplar birbirini iter, ayrı cins manyetik kutuplar birbirini çekerler. )

-- NEWTON GENEL ÇEKİM KUVVETİ YASASI(NEWTON'S LAW OF ATTRACTION):
( Evrendeki tüm nesneler, birbirini, kütleleri çarpımıyla doğru, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak çeker. )

-- NEWTON HAREKET YASALARI(NEWTON'S LAW OF MOTION):
( 1) Her nesne, dıştan bir kuvvetle zorlanmadıkça, durgun durumda ya da düzgün doğru hareket durumunda kalır.
2) Bir nesnenin hareketliliğinin değişim hızı, bu değişimi sağlayan kuvvetle doğru orantılıdır ve kuvvetin doğrultusuna yönelmiştir.
3) Her etkiye eşit ve karşıt yönlü bir tepki oluşur. )

-- OHM YASASI(LAW OF OHM):
( Bir iletkenin iki ucu arasındaki potansiyel farkının bu iletkenden geçme akım şiddetine oranı sabittir. Bu da o iletkenin direncidir. [R = V / I] )

-- SABİT ORANLAR YASASI(LAW OF DEFINITE PROPORTIONS):
( İki madde bir bileşik oluşturmak üzere sabit bir oranda birleşilrer. Bunlar hangi ortamda karıştırılırsa karıştırılsınlar tepkimeye giren kütlenin oranı sabit kalır. Karışımda maddelerin birinden çok fazla bulunuyorsa, bunun bir kısmı tepkimeye girmeyecek ve değişmemiş olarak kalacaktır. )

-- SNELL YASASI(LAW OF SNELL):
( 1) Gelen ışık, yüzeyin normali ve kırılan ışık yanı düzlem içindedir.
2) Gelme açısından sinüsünün kırılma açısının sinüsüne oranı sabittir. [sin i / sin r = n])

-- TERMODİNAMİK YASALARI(LAWS OF THERMODYNAMICS):
( 1) Enerji yaratılıp yok edilemez; yalnızca biçim değiştirir.
2) Isı her zaman, sıcak olan nesneden soğuk olana doğru akar ve soğuk cismin ısısının bir bölümünü daha sıcak bir başka cisme vererek onu ısıtması olanaksızdır.
3) Bir maddenin çeşitli halleri arasındaki entropi (termodinamik bir sistemde elde edilemez enerji miktarı) farkı, mutlak sıfır sıcaklığına yaklaştıkça sıfıra yaklaşır. )

-- YANSIMA YASALARI(LAWS OF REFLECTION):
( 1) Gelen ışık, yüzey normali ve yansıyan ışık aynı düzlemdedir.
2) Gelen ışığın yüzey normali ile yaptığı açı yansıyan ışığın yüzey normali ile yaptığı açıya eşittir. )

-- YÜZME YASASI(LAW OF FLOATING):
( Bir sıvı yüzeyinde yüzen bir cismin, suyun itme kuvveti ile, o cismin ağırlığı birbirine eşittir. )

 

-- ARŞİMET İLKESİ(ARCHIMEDES'S PRINCIPLE):
( Bir suya kısmen ya da tamamen batmış durumdaki bir nesne, su içinde kapladığı hacim kadar suyun ağırlığına eşit bir kuvvet yukarıya kaldırır. ) -- AYRILMA İLKESİ(PRINCIPLE OF SEGREGATION):
( Belirli bir karakteri berlileyen bir gen çiftinin üyleri farklı gametlere ayrılır. )

-- BAĞIMSIZ DAĞILIM İLKESİ(PRINCIPLE OF INDEPENDENT ASOORTMENT):
( Çeşitli karakterleri kontrol eden gametlere geçerken birbirinden bağımsız olarak dağılır. )

-- BASKINLIK İLKESİ(PRINCIPLE OF DOMINANCE):
( Melez bir organizmada belirli bir karakteri öbür genlerin etkisini yok eden bir gen belirler. )

-- PASCAL İLKESİ(PASCAL'S PRINCIPLE):
( Kapalı bir kapta bulunan bir sıvının yüzeyinin herhangi bir parçasına yapılan basıncı, bu sıvı her yöne aynı şiddetle iletir. )

-- ÜSTÜSTE GELME İLKESİ(PRINCIPLE OF SUPERPOSITION):
( Bir ortamdaki iki ya da daha çok dalganın birlikte oluşturdukları etki, bu dalgaların tek tek etkilerinin toplamına eşittir. )

 

-- SAĞ EL KURALI(RIGHT HAND RULE):
( 1) Sağ elin başparmağı akım yönünü gösterecek biçimde tel avuç içine alındığında, tel çevresinde bükülen parmaklar manyetik alanın yönünü gösterir.
2) Sağ elin avuç içi halka merkezine bakacak ve dört parmak akım yönünü gösterecek biçimde el halka üzerinde hareket ettirilirse, açılan başparmak halka merkezinde oluşan manyetik alanın yönünü gösterir.(Halka merkezindeki manyetik alanı bulma)
3) Sağ elin dört parmağı akım yönünü gösterecek biçimde makara avuç içine alınırsa, açılan başparmak manyetik alanın yönünü gösterir. (Selenoid içindeki düzgün manyetik alan şiddetini bulma). )

( LAWS vs. PRINCIPLES vs. RULES )


- YAŞAMIN MATEMATİĞİNDE:
ÇARPMA ve/||/<> BÖLME ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> TOPLAMA

( Gerçeklerle. VE/||/<> Ayrılıklara. VE/||/<> İnsanlık ölçeğinden. VE/||/<> Kendini ve/ya da kendinle. )


- YEL/RÜZGÂR[< Fars. Zaman, vakit.] ile MELTEM(HAFİF RÜZGÂR)

( Yeller, her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğru eser. )

( Rüzgârlar, genellikle boğazlara, vadilere uygun eser. )

( Rüzgârlar, geldikleri yerin sıcaklığını gittiği yere taşır. )

( Toprağın üzerindeki rüzgâr, manzarayı temsil eder. )

( NİKAT-I CİHÂT[< NOKTA]["ka" uzun okunur]: Rüzgârların yönünü göstermek için bazı harita ve pusulaların üzerinde bulunan resim. )

( ANOMEMETRE: Rüzgârın hızını ölçen araç. )

( BÂD-NÜMÂ: Rüzgârın hangi taraftan estiğini gösteren araç. | Fırıldak. )

( MERVAHA[Ar. | çoğ. MERÂVÎH]: Ova, çöl. | Her tarafından rüzgâr esen yer.] )

( RÜZGÂR: Zaman, devir. | Dünya. | Yel.

BÂD: Olsun, ola, olaydı. İLE BÂD: Yel, rüzgâr. | Soluk, nefes. | Ah sesi, ah çekme. | [tas.] Allah'ın yardımı. | Övme, söz. | Büyüklük taslama, kibir. | Şarap.

* BÂD-İ BERÎN: Lâtif hava, sabah yeli.
* BÂD-İ CEM: Süleyman Peygamber'in hükmettiği yel.
* BÂD-İ CENÛBÎ: Güney yeli.
* BÂD-İ HAZÂN: Sonbahar yeli.
* BÂD-İ HEVÂ: Bedâva.
* BÂD-İ NEVÂ: Ses, nağme; nakarat.
* BÂD-İ NEV-RÛZ: Bahar yeli.
* BÂD-İ PÜRGÜ: Sürekli sesler çıkaran, ıslık çalan yel.
* BÂD-İ SABÂ: Doğudan esen hafif yel. | Adı manzum anonim bir edvarda geçen makam.
* BÂD-İ SEHER-HÎZ: Gündoğusundan esen hafif yel, tan yeli.
* BÂD-İ SEMÛM: Sam yeli.
* BÂD-İ SUBH: Sabah yeli.
* BÂD-İ ŞİMÂLÎ: Kuzey yeli. )

( BÂD ile ... )

( WIND vs. BREEZE )


- YEMEK İÇİN YAŞAMAK ile/yerine/değil YAŞAMAK İÇİN YEMEK

( Olgun kişi, sözlerinde dikkatli, yiyip içtiklerindeyse ölçülüdür. )

( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )

( Kötüler, yemek için yaşar; iyiler ise yaşamak için yer. )

( EŞHÂ[Ar. < ŞEHÎ]: En çok sevilen, sevilerek/istekle yenilen şey. )

( NEHEM[Ar.]: Yemeğe, şiddetli arzu duyma. )

( TELEBBÜK[Ar.]: Mide dolgunluğuna uğrama. | İMTİLÂ'[MELÂ] )

( Hayvan. DEĞİL İnsan. )

( TÛŞE | KUT-İ LÂ YEMÛT: Ölmeyecek kadar yenilecek şey, azık. )

( TÛŞE-İ RÂH: Yol yiyeceği/azığı. )


- YETERİNCE ile/değil/yerine BELİRLİ BİR ÖLÇÜ/MİKTAR

( [not] ENOUGH vs./but CERTAIN DOSE
CERTAIN DOSE instead of ENOUGH )


- YETERLİ NEDEN ile/ve YETERSİZ/BÖLÜMSEL NEDEN

( Etkin/lik doğar. İLE/VE Edilgin/lik doğar. )

( Etkisi, kendi yoluyla açık ve seçik olarak anlaşılabilen. İLE/VE Etkisi, kendi yoluyla/aracılığıyla, dışarıdan ve net olarak anlaşılamayan. )

( ADEQUATE CAUSE vs. INSUFFICIENT/PARTIAL CAUSE )

( ADAEQUATA CAUSA cum/et INADAEQUATA SEU PARTIALIS )


- YETERLİ = ADEQUATE[İng.] = ADÉQUATE[Fr.] = ADEQUATUS[Lat.]


- YETERLİ ile/ve/değil/yerine/<>/< TATMİN EDİCİ


- YETERLİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KABUL EDİLEBİLİR/LİK


- YETERLİ/LİK ile/ve/> RAHAT/LIK


- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK


- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK

( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )

( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )


- YÜCEL(T)MEK ile YÜKSEL(T)MEK

( İTİLA[Ar.]: Yükselme, yücelme. )

( TO BECOME LOFTY, (TO EXALT/SUBLIMATE) vs. TO RISE/INCREASE, (TO PROMOTE) )


- YUNİT[İng. < UNIT] değil/yerine/= BİRİM


- YUVARÖLÇER

( Özellikle optik camların küresel eğriliğini ölçmeye yarayan aygıt. )


- ZÂVİYE ile/||/<> ZÂVİYE MUSATTAHA

( Açı. İLE/||/<> Düzlemsel açı. )


- ZENGİN[Fars. :Ağır.] ile KALANTOR[İt.]

( ... İLE Gösterişi seven varlıklı kişi. )


- ZERRE MİSKAL (İLGİSİ BULUNMAMAK)


- ZERRE ile/ve/||/<> KÜRRE[Ar. < KURE]

( Çok küçük parçacık. | 0,00156 gram olan ağırlık ölçü birimi. İLE/VE/||/<> Tüm noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı nesne. | Yeryüzü, acun/dünya. )


- ZİRÂ'[Ar.] ile ZÎRÂ[Ar.]

( Dirsekten orta parmak ucuna kadar olan bir uzunluk ölçüsü.[75-90 cm. arasındadır.] | Ay menzillerinden biri. İLE Çünkü, şundan dolayı ki. )


- ZİRÂÂT[Ar. < ZİRÂ] ile ZİRÂÂT[Ar.] ile ZİRÂÂT[Ar. < ZİRÂAT]

( Uzunluk ölçüleri. İLE Ekincilikler, çiftçiler, tarımlar. İLE Ekincilik, çiftçilik, tarım. )


- ZORUNLU NEDEN ile/ve/||/<> YETERLİ NEDEN

( Yetinilenler. İLE/VE/||/<> ... )