Bugün[30 Haziran 2025]
itibariyle 1745 başlık/FaRk ile birlikte,
1744 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(7/8)


- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> ÖNCELİK


- ÖNEMLİ ile/ve/fakat/||/<> AYRI


- ÖNERME(KAZA, KAZİYE) ile KIYAS(BURHAN, [DEMONSTRATION])


- ÖNERME ile/değil DİYALEL[Fr. < Yun.]

( ... İLE/DEĞL Bir önermeyi, başka bir önerme ile tanıtlamak yoluyla sürdürülmeye çalışılan, zorlama felsefe, üstü örtülü bir tür kısırdöngü. )


- ÖNERME = KAZİYE = PROPOSITION[İng., Fr.] = LEHRSATZ[Alm.] = PROPOSITIO[Lat.] = PROPOSICION[İsp.]


- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/> ÖNERİ

( [not] PROPOSITION vs./and/but/||/<>/> SUGGESTION )


- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/< ÖRNEK


- ÖNERME ile/ve/||/<>/>< TERS EVİRME

( ... İLE/VE/||/<>/>< Olumlu ya da olumsuz olan bir önermenin konusunun tersini, yüklem ve yüklemin tersini konu yapma. )


- ÖNERMEK ile/ve/<> KULLANMAK

( TO SUGGEST/RECOMMEND vs./and/<> TO USE )


- ÖNKABUL ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ÖNYARGI

( Çoğu kişi, zihinindeki önyargıları başka bir biçimde düzenlerken düşündüğünü zannetmektedir. )

( Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur. )

( PRE ACCEPTANCE vs. PREJUDICE )


- ÖNSÖZ AÇMAZI ile/ve/||/<> PİYANGO AÇMAZI


- ONUR ve/||/<>/>/< FARKINDALIK


- ÖNYARGI ile/değil/yerine/>< ÖNGÖRÜ


- ÖNYARGILARINI DÜZENLEMEK ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNMEK


- ORAN ile/ve/||/<> ANDIRIM


- ORAN/LI, (/ORANSIZ) ile/ve DENGE/Lİ, (/DENGESİZ)


- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET

( PROPORTION vs./and/<> RELATIVITY )


- ÖRF-Ü ÂAM ile ÖRF-Ü HÂSS

( Sözlük anlamıyla. İLE Terim anlamıyla. )


- ORGANON ile/ve/||/<>/> KANON


- ÖRNEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARAÇ


- ÖRNEK ve RESM-İ NÂKIS


- ORTA ile/ve/||/<> ARACI


- ORTA ile/ve/değil MERKEZ


- ORTA ile/ve/||/<> SONUÇ

( [İki taraftan da pay] Alarak/alıyorsa. İLE/VE/||/<> Almıyorsa. )


- ORTADA/Kİ ile/ve/değil/yerine ARACI

( Uzak illet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yakın illet. )

( MUTAVASSIT ile/ve/değil/yerine VASITA )


- ORTAKLIK ile/ve/<> AYRIM


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine TOPLUMSAL ADÂLET

( [not] COMMUNISM vs./and/but SOCIAL JUSTICE
SOCIAL JUSTICE instead of COMMUNISM )


- ORTALAMA ile/ve/||/<> GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ


- ORTALAMA ile YAKLAŞIK


- ÖRTÜK TASIM = KIYAS-I MATVİ = ENTHYMEME[İng.] = ENTHYMÈME[Fr.] = ENTHYMEM[Alm.] = ENTHYMEMA[Yun.]


- ÖRTÜK ile/ve/||/<> DOLAYLI


- ÖRTÜŞME ile BİRLEŞME

( INTERSECTION vs. TO CONJUNCTION )


- ÖRTÜŞME ile/ve BULUŞMA

( INTERSECTION vs./and TO BRING TOGETHER )


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> DOĞRULAMA


- ÖRTÜŞME ile/ve/değil/||/<>/< TUTARLILIK


- ÖRÜNTÜ ile/ve/||/<> DÖNGÜ


- OXYMORON ile TEZAT


- ÖYLE GÖRMEK ile ÖYLE GÖRMEMEK


- ÖZ ve/||/<>/= DÜŞÜNCE


- ÖZ ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK


- ÖZDEŞLİK:
"MANTIĞI" değil İLKESİ


- ÖZDEŞLİK ile/değil BİLEŞİM


- ÖZDEŞLİK ile/değil İÇİÇELİK


- ÖZEL KÜME ile/ve/değil/||/<> ALT KÜME


- ÖZEL ile/ve/<> KİŞİSEL

( PRIVATE vs. PERSONAL )


- ÖZEL ile/ve/||/<> SINIRLANDIRICI


- ÖZELLİK:
AYRIŞTIRAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLEŞTİREN


- ÖZEN ve/||/<> ONAT

( ... VE/||/<> Özenli, düzgün. | Yararlı. | Dürüst, iyi ahlâklı. )


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/= DÜŞÜNCEYİ DÜŞÜNEBİLME BİLGİSİ/OLANAĞI

( Sonsuz. VE/||/<>/= Tekil[ler üzerin(d)e.] )


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> SÖZGÜRLÜK


- ÖZLEŞTİRME ile/değil ÖZDEŞLEŞTİRME


- ÖZNE ile/ve/||/<> ANLAK/ZEKÂ


- p ile q


- PARADOKS ile ANTİNOMİ

( PARADOX vs. ANTINOMY )


- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]

( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )


- PARALOJİZM ile ...

( Mantığa uymazlık. )


- PARANLA "VEZİR", AKLINLA REZİL OLMAK
ile/değil/yerine/><
PARANLA "REZİL", AKLINLA "VEZİR" OLMAK


- PARÇA ve/||/<>/>/< TAMAMLAYICI/LIK


- PARÇAYI ZİKR-BÜTÜNÜ KASIT ile BÜTÜNÜ ZİKR-PARÇAYI KASIT


- PAYDA ile/ve/||/<> PARÇA


- PAYE[Fars.] ile/ve/değil/||/<>/< PAY/ÜLEŞ/HAK/HİSSE/SEHİM

( Aşama, rütbe. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm. | Eşit bölüm. | Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan para, marj. | Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane aldığını gösteren sayı. | Katkı. )


- PAZARLIK ile/değil/yerine TARTIŞMA

( [not] NEGOTIATION vs./but ARGUE
ARGUE instead of NEGOTIATION )


- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]


- PİŞMANLIĞIN SONA ERMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYDINLANMA


- PLOTINOS/PLOTINUS ve/||/<>/> PORPHYRIOS/PORFİRİOS ve/||/<>/> PROCLUS

( [ö.] 270 ve/||/<>/> M.S. 305 ve/||/<>/> 17 Nisan 485 )


- POETİKA ile/ve/||/<>/> RETORİK ile/ve/||/<>/> DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ANALİTİK

( Üretim/İntac. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- POTANSİYEL ile/ve/değil OLANAKLILIK


- POZ ile/değil/yerine KOZ


- POZİTİF BİLİM yerine DENEY BİLİMİ

( POSITIVE SCIENCE instead EXPERIMENTAL SCIENCE )


- POZİTİF BİLİM ile/ve MANEVÎ BİLİM

( Açıklayıcı. İLE/VE Anlamaya yönelik. )


- PRELIMINER/PRELIMINARY[İng.] değil/yerine/= ÖNCÜL | İLK


- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM


- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] ile/||/<> DEREALİZASYON ile/||/<> DEDİFERANSİYASYON

( Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Ayrıştırma/ayrımlaşma yitimi. )


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI ile/ve/||/<> YIĞIN AÇMAZI


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> WANG AÇMAZI ile/ve/||/<> YIĞIN AÇMAZI


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> YEĞLEME AÇMAZI


- RAHMET ile/ve/<> ELİ AÇIKLIK, CÖMERTLİK

( Allah'ın vermesi. İLE/VE/<> Kişinin yeterince, zamanında, zemininde ve/ya da bol bol vermesi/paylaşması. )


- RASYONEL[İng. < RATIONAL] değil/yerine/= AKILCI, USSAL


- RASYONEL ile İRRASYONEL


- REÇETE ile/ve/||/<> FORMÜL


- REDDİYE[Ar.]

( Bir düşünceyi, bir öğretiyi çürütmek için yazılan yazı. )


- REFERANS DEĞER/REFERENCE VALUE[İng.] değil/yerine/= DAYANAK DEĞER


- REFLEKSİYON/REFLECTION[İng.] değil/yerine/= YANSIMA | DERİN DÜŞÜNME


- RİSÂLE ile/ve/||/<> METİN


- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ


- HATA:
SABİT ile/||/<> DÜZENLİ ile/||/<> RASTLANTISAL


- SABİT ile/ve/<>/değil/yerine BELİRLİ


- SAÇMA-SALAK değil SAÇMA-SAPAN


- SAÇMA ile ABES

( ABSURD vs. IMPROPER/UNREASONABLE )


- SAÇMA = ABES = ABSURD[İng., Alm.] = ABSURDE[Fr.] = ABSURDO/DA[İsp.]


- SAÇMA/LIK:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/ne yazık ki/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ/SUSKUNLUĞU


- SAÇMALIK" ile/ve/değil/yerine/<> ÇELİŞKİ


- SAÇMALIK ile/ve/değil/||/<>/> KISIR DÖNGÜ


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI

( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )

BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )

SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )

KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )

TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )

İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )

ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )

YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )

DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )

SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )

KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )

SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )


- SAÇMA(LIK)LAR / SAFSATALAR ile/değil/yerine FaRkLaR

( Sözcükler: "SEN ..." / "SEN DE ..." ile başlatılan/saldırılan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: Tartışmada, öteki kişinin söz ve hareketlerini, kendi görüşünü savunmada kanıt olarak kullanma. | "Bir savın doğruluğunun, savı geliştiren kişinin, kişiliği ile ilgisi olduğu" "savı". | Bir kişinin önerileri yerine, önerinin reddedilmesini sağlamak üzere, kişiye sövülerek yapılan saldırı.
Örnek: - "Senin müdür hakkında söylediklerini duydum. Nankör adam! Sen müdürün o kadar ekmeğini yedin!"
- "...yı şu yaptıysa doğrudur/yanlıştır."
- "...yı savunuyorsa ahlâksızın tekiymiş."
Lat./İng.: ARGUMENTUM AD HOMINEM

* Tanım/açıklama: Tepkisel indirgemecilik.
Örnek:
- ... sorununun bu hâle gelmesinin toplumsal, ekonomik, politik bir sürü nedeni var.
- "Terör örgütünü mü savunuyorsun bana?!..."
İng.: STRAW MAN

Sözcük: "ONA BAKARSAN ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Ortak özellik gösteren iki önermenin birbiriyle aynı olması ya da birbirine çok benzemesi gerektiği" "savı". ZAYIF BENZETME
Örnek: "Osmanlı İmparatorluğu da tıpkı Roma İmparatorluğu gibi parçalanmıştır."
İng.: WEAK ANALOGY

Sözcük: "HERKES ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Çoğunluğun benimsediğinin doğru olduğu" "savı".
Örnek: " 'Herkes' ona oy verdiğine göre yaptıkları da doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD POPULUM

Sözcük: "DEMEK Kİ ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Zaman içinde, önce gerçekleşen bir olgunun, onu izleyen başka bir olgunun nedeni olması gerektiği" "savı".
Örnek: "Güneş tutulmasından sonra deprem oldu. Demek ki depremin nedeni güneş tutulmasıdır."
Lat.: POST HOC ERGO PROPTER HOC

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "SONUÇTA ..." / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Tersi kanıtlanamayanın doğru olduğu" "savı".
Örnek: "UFO'ların dünyayı ziyaret etmediği yolunda hiçbir kanıt yoktur. Demek ki ediyorlar."
Lat.: ARGUMENTUM AD IGNORANTIAM

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "ZATEN ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Bağlantı, ilişki ya da ortak özelliklerin, mutlaka neden-sonuç ilişkisi içinde olduğu" "savı".
Örnek: "Genç kızlar, çok çikolata yiyor. Genç kızlarda sivilce çok görülüyor. Demek ki, sivilcenin nedeni çikolatadır."
Lat.: CUM HOC ERGO PROPTER HOC

* Tanım/açıklama: "Geleneksel olanın doğru olduğu" "savı".
Örnek 1: "...'yı öldürmemiz gerekiyor. Çünkü töre böyle."
Örnek 2: "Bunca yıldır böyle yapılıyor. Demek ki doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD TRADITIO / ANTIQUITATEM

* Tanım/açıklama: "Bir tartışmanın taraflarından birinin sessiz kalmasının, sessiz kalan tarafın tartışılan konuda bilgisi olmadığını, haksız olduğunu ya da yanıldığını kabullenmesi anlamına geldiği" "savı".
Örnek: "Sükût, ikrardan gelir! Türk atasözü."
Örnek:
- Sanık, sorguda susma hakkını kullanmıştır!
- "Suçsuzsa neden sussun ki?! Kalkıp açık açık, 'Ben suçsuzum!' derdi suçlu olmasaydı!"
Lat.: ARGUMENTUM EX SILENTIO

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "BELKİ DE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Sorunun ardında yatan varsayımların doğru olduğu" "savı". YÜKLÜ SORU
Örnek:
- Uyuşturucu kullanmaktan ne zaman vazgeçtin?
- Vazgeçmedim!
- Demek ki hâlâ kullanıyorsun?!...
- Hayır, hiç kullanmadım!
- "Ama vazgeçmediğini itiraf ettin!"
İng.: LOADED QUESTION

Sözcükler: "TEMELDE ..." / "HİÇ" / "HEP" ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: Döngüsel nedensellik. Kendi kendini "kanıtlayan" önerme.
Örnek: "O, tembeldir. Çünkü çalışmayı hiç sevmez."
Örnek: "Yalancı değilim. O nedenle, tüm söylediklerim doğrudur."
Örnek: "Sudan hafif maddeler yüzerler. Çünkü batmazlar."
Lat.: PETITIO PRINCIPII
İng.: BEGGING THE QUESTION

Sözcükler: "NASILSA ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Ünlülerin/güçlülerin/zenginlerin söylediklerinin doğru ya da yoksulların söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek 1: "... bunu söylüyorsa doğrudur."
Örnek 2: "O beş parasızın teki! Söylediklerine kim inanır!?..."
Lat.: ARGUMENTUM AD CRUMENAM

* Tanım/açıklama: "Yoksulların söylediklerinin doğru ya da zenginlerin söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek: "Adamın beş parası yok ki çapkınlık yapabilsin!"
Örnek: "Adamın milyonları var. Güya eşini hiç aldatmamış!"
Lat.: ARGUMENTUM AD LAZARUM

* Tanım/açıklama: "Acınacak durumda olmanın ya da çaresizliğin, söylenilen ya da yapılanların yanlışlığına ağır bastığı" "savı".
Örnek: "Adam ayakta duramayacak denli yaşlı ve hasta. Bence geçmişte yaptıklarından sorumlu tutulmasına artık gerek kalmamalı."
Lat.: ARGUMENTUM AD MISERICORIDIAM

Sözcükler: "İLLE DE" / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Yalnızca iki seçeneğin var olduğu savı." YANLIŞ İKİLEM.
Örnek: "Ya çözümün bir parçasısındır ya da sorunun!"
İng.: BIFURCATION

Sözcükler: "ELİMDE DEĞİL ..." / "NE BİLEYİM ..." sözlerinin eklendiği "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Güç"/"zayıflık" kullanımı.
Örnek: "Ders kitaplarında yazılanlar doğrudur. Eğer yanlış dersem öğretmen beni sınıfta bırakır."
Lat.: ARGUMENTUM AD BACULUM


Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! )

( http://www.nku.edu/~garns/165/ppt3_2.html

http://courses.washington.edu/spcmu/334/fallacies.html )

( Safsata Türleri )

( [not] FALLACY vs./but DiFfeReNCeS
DiFfeReNCeS instead of FALLACY )

( KIYÂS-I BÂTIL ile/değil/yerine FURKAN )

( SAFSATA ile/değil FURKAN )


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR

( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )


- SAÇMALIKLAR/DA:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ


- SADECE ile ANCAK VE ANCAK

( MAHZÂ: Ancak, yalnız, tek, sade. | Hâlis, katkısız, tam. )


- SAFSATA ile HURÂFE


- SAFSATA ile TOTOLOJİ

( Belirli bir niyet üzere uyarlanmışlık da vardır. İLE ... )


- Safsatasız KONUŞ!!!


- SAĞIN = SAHİH = EXACT[İng., Fr.] = EXAKT[Alm.] = EXIGERE[Lat.] = EXACTO/TA[İsp.]

( Doğruluk kuralına uygun olan. | Sözün, anlatılmak istenilene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği. )


- SAĞLAMLIK AÇMAZI ile/ve/||/<> GEÇERLİLİK AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- SAHİH ile/ve SÂDIK


- ŞAHİT ile/değil ŞAYET


- SAHNE TOZU YUTMAK ile/ve/||/<> MÜREKKEP YALAMAK


- ŞAHSİYYE ile TABİYYE


- SAİL ile MUTERİZ

( Yargıya ve kavrama/delillerine itiraz eden. İLE Sadece yargıya itiraz eden. )


- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME

( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )


- SAMANA ile SAMANYA

( Huzur içinde yaşayan Brahmin. | Rahip. İLE Tümellik. )


- ŞÂMİL[< ŞEML < ŞÜMÛL] ile/ve/<> KÂMİL[< KEMÂL]

( Topluma. İLE/VE/<> Kişiye/sana! )

( Genele. İLE/VE/<> Özele. )

( İçine alan, kaplayan, çevreleyen. İLE/VE/<> Tam, eksiksiz, bütün. | Olgun. | Bilgin, âlim. )


- SANAT ve/||/<>/> (< FELSEFE <) ve/||/<>/> KAVRAM ve ÖTESİ


- SANIYORUM ile/ve/||/<> SAYIYORUM


- SAPTIRMA ile/değil/yerine SAPTAMA


- ŞART ile/ve/<> ŞATR

( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/<> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )


- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART


- ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK

( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )


- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK


- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ

( )


- SAVT[Ar.] ile KELÂM[Ar.]


- ŞEBEKE[Ar.] değil/yerine/= ÖRÜKE


- SEBZELERDE:
EN DAYANIKLILAR ile EN DAYANAKSIZLAR, EN KOLAY/HIZLI ÇÜRÜYENLER

( Pancar, havuç, soğan. İLE Kuşkonmaz, Brokoli, Mısır. )


- SEFÎH[Ar.] değil/yerine/= UÇARI

( Zevk ve eğlenceye düşkün, parasını israf eden. | Ele, avuca sığmaz. | İrâdesine hâkim olamayan, ihtiyârını devrede tutamayan. )


- ŞEK/ŞEKK ile/ve/||/<> ŞIK/ŞIKK

( İkircik. %50-50. İLE/VE/||/<> İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. )


- ŞEKK ile ŞÜPHE ile RAYB


- ŞEKK ile ZAN ile TASDİK

( %50 %50; ne - ne. İLE [Öteki ucu: İlim.] İLE Câzim, sâbit, vakıaya mutabık. )


- ŞEKK ile ZANN ile TAHYİL

( %50 %50; ne o - ne o. İLE [Zıttı İlim.] İLE Câzim değil, sabit değil, vakıaya mutabık değil.[Tasavvur][Tasdikatten değil!] )


- ŞEKK ile/||/<>/< ZANN ile/||/<>/< ZAN-I GALİP ile/||/<>/< VEHİM ile/||/<>/< ŞÜPHE[< TEŞBİH]

( Birbirine muhalif iki şeyden birini, ötekine yeğleme sırasında kişide ortaya çıkan ikircik. Bir yargıda herhangi birini yeğlemeksizin "...dır" ile "...değildir" arasında yaşanan ikircik(tereddüt).
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilememesi.
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilebilmesi. [Yakîn(kesinlik) derecesindedir.]
İLE/||/<>/<
Yargının yeğlenen tarafı.
İLE/||/<>/<
Kavramın/olgunun gizliliği, karmaşıklığı ve kapalılığı. )


- ŞEKK/SİZ-ŞÜPHE/SİZ


- SELÂM ve/> KELÂM

( Önce. VE/> Sonra. )


- SELBÎ ile SUBUTÎ

( Bir şeyin bir şeye subutu, kendine ispat edilenin önceden müsbet olmasını gerektirir. )


- ... ŞEMASI ile ... AĞACI


- SEMÂVÎ CİSİM ile DÜNYEVÎ CİSİM

( Klâsik kozmolojide ayüstü âlemde esir maddesinden oluştuğu kabul edilen Nûrânî nesneler. İLE Ayaltı âlemde dört unsurdan oluşan nesneler. )


- ŞEMSEDDİN SEMERKANDÎ


- ŞEMSİYE ve/<> KELÂM

( ... VE/<> İlimleri koruyan. )


- MİKROPLU/SEPTİK[İng. < SEPTIC] ile/değil KUŞKUCU/SKEPTİK[İng. < SCEPTIC]


- ŞERH ile CERH


- ŞERH ile HÂŞİYE


- YÜKSELTMEK:
SESİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZÜNÜ


- SEVAP/"SEVABIYLA" ile/ve/değil SAVAB(DOĞRU)/SAVABIYLA(DOĞRUSUYLA)


- SEVGİ ile/ve/<> İLİŞKİ

( LOVE vs./and/<> RELATIONSHIP )


- ŞEY:
CİSİM ANLAMINDA ile/ve VAR ANLAMINDA

( THING: MEANING IN SUBSTANCE vs./and MEANING IN EXISTS )


- ŞEY/LİK ile/ve/+ ŞEY ile/ve/+ ŞEY

( THE THING/NESS vs./and THE THING + THE THING )


- SEZGİSEL ile/ve/<> İMGESEL


- SEZGİSEL/ÇAĞRIŞIMSAL değil/yerine/>< KAVRAMLARLA


- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA


- SIFIR ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIR


- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME

( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )


- ŞİİRDE, (")MANTIK("):
"YOK" değil ARANMAZ!


- SİMGE:
CANLI ve/||/<>/> CANLANDIRICI


- SİMGE:
[ÇOK FARKLI/ÇEŞİTLİ ANLAMI/DEĞERİ]
GÖSTEREN/TAŞIYAN ile/ve/değil/||/<>/< BİRARAYA GETİREN


- DÜŞÜNME:
SİMGESEL ile/değil YAPISAL


- SIMPSON AÇMAZI ile/ve/||/<> YABANCI DÜŞMANLIĞI AÇMAZI


- SINAMA ile/ve/||/<>/> SAĞLAMA


- SINIF/LAMA ile/ve/||/=/<> SINIR/LAMA

( CLASSIFICATION vs./and/||/=/<> LIMITING )


- SINIFLANDIRMA HATALARI:
BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME

( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION )


- SINIR KAVRAMLAR ile/ve İLİŞKİSEL KAVRAMLAR


- SINIR ile/ve/değil/yerine/<> ÇARE

( Çare/ler... [için burayı tıklayınız] )


- SINIR ve/<> MERKEZ/ÇEKİRDEK

( LIMIT and/<> CENTER/NUCLEUS )


- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI


- SINIR ile/ve/<> SINAMA


- İSTENÇ/İRÂDE VE SİNİRBİLİM DENEYLERİNDE:
LIBET ile/ve/||/<> HAGGARD VE EIMER ile/ve/||/<> HAYNES ile/ve/||/<> FRIED


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SIR ile/değil/yerine/>< AKIL


- SIRADAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALIN


- SIRTINI DÖNMEK değil/yerine SIRTINI YASLAMAK


- SİYÂK ve SİBÂK

( Sonrası. VE Öncesi. )


- SONA BAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YOLA BAKMAK


- SONLU KÜMELERİN BİRARADALIĞINDA ile/ve/||/<> SONSUZLUĞUN OLANAKSIZLIĞI


- SONLULUĞUN(ÖLÜMÜN) SONRASI ile/ve/||/<> SONSUZLUK


- SONLULUK VE SONSUZLUK ile/ve/||/<> OLANAK VE ZORUNLULUK

( SONLULUĞUN SONSUZLUĞU )


- SONLULUK ile/ve/||/<>/> SONLULUĞUN SONSUZLUĞU


- DENKÖBEK/SONSAL SINIFLAMA = CATEGORY[İng.] = CATEGORIE[Fr.] = KATEGORIE[Alm.] = PRAEDICAMENTUM[Lat.] = KATEGORIA[Yun.] = CATEGORÍA[İsp.]


- SONSAL SINIFLAMA(KATEGORİ) ile/ve/||/<>/> KAVRAM


- SONSUZLUK ile/ve/||/<>/> AN ile/ve/||/<>/> TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ) ile/ve/||/<>/> HEM, HEM DE | NE, NE DE ile/ve/||/<>/> BİLE DEĞİL (<> / > / < BİLE DEĞİL) (<> / > / < BİLE DEĞİL) ... ∞


- SONSUZLUK ile/ve/<> KISIR DÖNGÜ


- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO

( ∞ İLE İLE Googol, matematikteki büyük sayılardan biridir ve 10 üzeri 100'e eşittir. Başka bir deyişle 1 googol, 1 rakamına yüz sıfır ekleyerek yazılır. Bu terim, Amerika'lı matematikçi Edward Kasner'ın yeğeni Milton Sirotta[1929–1980] tarafından 1938 yılında kullanılmaya başlanmıştır.[Milton, bu sırada dokuz yaşındaydı.] )

( Bir trilyon, oniki sıfırla yazılır. Yüz tane sıfır kullanırsak, buna, bir "gogol" denilir. Bir gogol sıfır kullanılarak yazılan sayıya, "gogolplex" denilir. Evrendeki tüm moleküllerin sayısını yazmak için 79 sıfır yetiyor. Bir milyon gün, ancak 2739 yıl oluyor. İstanbul'un fethinden bu yana, sadece 17 milyar saniye geçmiş. Yazının bulunuşundan bugüne ise ancak 189 milyar saniye geçmiş.[Bu, trilyonun ancak beşte biridir.] Bir kişinin yaşamı, ortalama 2 milyar saniyedir. )

( "Graham ve Rayo Sayısı" ile ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK/MERKEZLİLİK" ile/ve/||/<>/>/< TERBİYESİZLİK


- SORGULAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEMEK


- SORGULANABİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİRLİK


- SORİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÇIKARIM

( Öncül sayısı ikiden çok olan tasımsal çıkarım. )


- SORU ile/ve/<> YANIT

( Soru, yanıttan önce gelir. )

( Question comes before answer. )

( QUESTION vs./and ANSWER )


- SORUN ile/ve ÇÖZÜLMESİ GEREKEN

( Hiçbir sorun, o sorunu yaratan "bilinç düzeyi" ile çözülemez. )


- SORUNLARDAN/KİŞİLERDEN "KAÇMAK/UZAKLAŞMAK" ile/değil/yerine SORUN(LU)LARI UZAKLAŞTIRMAK


- [SORUNSAL]
AKLIN:
NEYİ BİLİP ile/ve/||/<> NEYİ BİLEMEYECEĞİ

( IMMANUEL KANT )


- SORUNSAL ile/ve/değil KURAMSAL SORUNSAL


- SÖYLEMEK ile/ve KONUŞMAK

( Yılan imgesi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Değnek imgesi. )

( dd İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> mdw )

( Sonuç [odaklılık]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Süreç ve sonuç [birlikteliği ve bütünlüğü]. )

( "Kendini merkeze alma" ve ötekileri önemsizleştirmeye neden olur/olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Ötekiyle birlikte kendini ve herkesin olası düşüncesini, durumunu/sürecini dikkate almayı gerektirir/sağlar. )

( [not] TO SAY/TELL vs./and/but/||/<> TO TALK
TO TALK instead of TO SAY/TELL )


- SÖYLEMEK ile/ve ÖNERMEK

( TO SAY vs./and TO SUGGEST/RECOMMEND )


- SOYUT ile/ve/değil/=/||/<> İLİŞKİSİZLİK (/"İLİŞKİ/LİLİK")


- SOYUT ile/ve/||/<> SONUÇ


- SOYUTLAMA ile SOYUTLAMA


- SOYUTLAMA ile/ve/||/<> SOYUTLANMA

( ABSTRACTION vs./and/<> TO GET IN ABSTRACTION )


- SOYUTLAMAK ile/ve/||/<>/> SOYUTLAMANIN SOYUTLA(N)MASI


- SÖZ/LÂFIZ:
İLZAMÎ ile/ve/||/<> İLTİZAMÎ

( EMİR | DÂVÂ | TALEP | HÜKÜM | VASİYET

ile/ve/||/<>

BORCU İKRAR[İKRÂR-I Bİ'D-DEYN]/SUÇU İKRÂR[Vİ'T-TÖHMET] | ŞAHADET | GAİP HAKKINDAKİ KEFÂLET | ŞARTA MUKÂRİN TAAHHÜTLER )


- SÖZ ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLİNCİ KURAN SÖZ


- SÖZ ile/ve/<> YEMİN

( Doğru söz yeminden ileri! )

( HULF[Ar.]: Verdiği sözü tutmama, üzerinde durmama. | [mantıkta/matematikte] Saçmaya indirgeme. )


- SÖZCÜK:
KÖKÜ ile/ve/değil/||/<>/> GÖVDESİ


- SÖZCÜK ile/ve AÇKI/ANAHTAR


- SÖZCÜK ile/ve ANAHTAR


- SÖZ(CÜK)LERİ/Nİ ve/||/<> TUTUMU/NU DEĞİŞTİR...
DÜNYA/N DEĞİŞSİN!


- SÖZCÜKTEN, ANLAMA GİTMEK ile/yerine/değil ANLAMDAN, SÖZCÜĞE GİTMEK

( Sözlerin ötesine geçmeye çalışın. )

( [not] GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD vs. GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING
GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING instead of GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD )


- SÖZDİZİMİNDE:
ÖZNE > EYLEM > NESNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÖZNE > NESNE > EYLEM

(

)


- SÖZLEM/KELÂM:
SESTE ATEŞ ile/ve/||/<> ATEŞTE SES


- SÖZLER(EKÂVÎL)


- SÖZLÜK KULLANIMI ile/ve/||/<>/> SÖZLÜK YAZMAK


- SÖZÜN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve/<> DERECELERİ/DEREKELERİ

( ŞİİR

   ^


ATASÖZÜ, DEYİM [KELÂM-I KİBAR, VECİZE]

   ^

[dereceleri]


--- SÖZ ---[(bilgili ve bilinçli) kişinin ağzından çıkan]

[derekeleri]

   v

LÂF / KÜNGE / JÂJ[Fars.] [Evin içinden çıkan çer-çöp.]

   v

KÜFÜR [Ar. < KFR: Örtme, gizleme.]

   v

TARİZ [Birini eleştirme, küçük düşürme ya da alay etmek amacıyla söylenilmek istenileni tam tersi bir anlamda bir sözle, incelikle ve lâtîfeyle[espriyle] anlatma sanatı.]

   v

HİCV [Ar. < HECV: Yergi, yermek.]

   v

HERZ[Ar.: Anlamsız, boş, saçma. | Hakaret. ], YÂVE, TÜRREHÂT / HERZE/BESBÂS[Fars.] )


- SU ile/değil ŞU


- SUAL ile/ve SUAL

( Sormak. İLE/VE İstemek. )


- SUĞRÂ ile KÜBRÂ ile MATLÛB/MÜDDEA

( Küçük öncül. İLE Büyük öncül. İLE Sonuç. )

( HADD-İ ASĞAR(KONU/KÜÇÜK TERİM) ile HADD-İ EVSAT(YÜKLEM/ORTA TERİM) )

( HADD-İ EVSAT(KONU/ORTA TERİM) ile HADD-İ EKBER(YÜKLEM/BÜYÜK TERİM) )

( HADD-İ ASĞAR(KONU/KÜÇÜK TERİM) ile HADD-İ EKBER(YÜKLEM/BÜYÜK TERİM) )


- SÜKÛNET ile SÜKÛT

( Durum. İLE Tutum. )

( Öteye ulaşmak için uyanık bir sükûnete ve sessiz dikkate gereksiniminiz var. )

( Sakinlik, hareketsizlik. İLE Sessizlik. )

( Sükût, Allah'ın ihsanıdır. )

( Sükût, kazanç mahâlidir; konuşma ise sarf mahâli. )


- ŞUMUL ile TAZAMMUN

( Kaplam. İLE İçlem. )


- ŞUNU ...:
SÖYLER ile/ve/değil/||/<>/< SÖYLEMİŞ OLUR


- ŞÜPHE[Ar.] ile KUŞKU


- ŞÜPHE[< TEŞBİH] ile/ve/||/<> REYB

( ... İLE/VE/||/<> Bilimsel, yöntemli kuşku. )


- ŞÜPHE ve/< TASAVVUR

( Tasavvur olmadan şüphe oluşmaz/edilmez. )


- SÜREKLİ NİCELİK ile/ve SÜREKSİZ NİCELİK

( Adet. İLE/VE Miktar. )

( Niceliğin parçaları/bölümleri arasında "birbirine değen ortak bir sınır" varsa. İLE Niceliğin parçaları/bölümleri arasında "birbirine değen ortak bir sınır" yoksa. )

( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )

( Çizgi. İLE/VE Nokta. )

( İndirgenemezlik ilişkisi vardır. )

( META BASES )

( Parçalararası komşuluk varsa. İLE/VE Parçalararası komşuluk yoksa. )

( Unit. VS./AND Quantity. )

( CONTINUAL QUANTITY vs./and DISCONTINUOUS/TRANSIENT QUANTITY )


- SÜREKLİ ile SÜREKSİZ

( MUNFASIL ile MUTTASIL )

( CONTINUAL vs. DISCONTINUOUS )


- DAYANÇ/SABIR:
SÜREYE ile/ve/değil SÜRECE


- ŞUUR[Ar.] değil/yerine/= BİLİNÇ/US

( ŞUUR[Ar.]: Çatlak, sızıntı. = Kendi varoluşunun, sorumluluğu ve denetimi. | Anlama, anlayış, duyum/hissetme. )


- ŞUUR ile İŞRAK(AYDINLANMA)

( EŞ'AR[< ŞUUR]: Sızıntı. )


- TABİÎ Kİ DE" ile "TABİÎ Kİ" DE ...

( Buradaki "de", fazla/yanlış. İLE Buradaki "de", bağlaç olarak başka bir konuya geçiş olarak kullanılmaktadır. )


- TABİÎ Kİ ile/ve/değil/||/<>/< MUHAKKAK


- TABÎ'Î ile AKLÎ ile MANTIKÎ

( Küllîlerin çokluk öncesinde Tabî'î. İLE Çokluk halinde Aklî. İLE Çokluktan sonra da Mantıkî. )


- TAFSİL ile TASNİF


- TAHAYYÜZ:
MEKÂN(EYN) ile/ve/||/<> KONUM(VAZ)


- TÂHİR[Ar.] ile/ve/||/<> TEZKİYE[Ar.]

( Temiz. İLE/VE/||/<> Temize çıkarma, aklama. | Birinin iyi bir insan olduğunu kendini tanıyanlardan soruşturarak ortaya çıkarma. )


- TAHLİL ile TÂ'LİL

( Kavramların, tanımı/tahlili yapılır. İLE Olguların, tâlili(tümdengelimi) yapılır, nedenleri gösterilir. )

( ANALYSIS vs. EXPLANATION )


- TAHMİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAHAMMÜL


- TAHRİP ile TAHRİŞ


- TAHYİL ile YAKÎN

( Câzim değil, sabit değil, vakıaya mutabık değil. İLE Câzim, sâbit, vakıaya mutabık. )


- TAKDİR ile/ve/<> TEŞHİS


- TAKILMA ile/ve TIKANMA ile/ve TUTUKLUK | ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİLEM


- TAKRÎBÎ ile/değil/yerine/>< TAHKÎKÎ


- TAKSÎM'DE:
AKLÎ ile/ve İSTİKRAÎ


- TAKTİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAKLAŞIM


- TÂLİB ile/ve ŞÂRİ

( ... İLE/VE Bir ilme başlayan. )


- TÂLİK[Ar. TA'LİK < ALAK] ile TÂLİK[Ar. TA'LİK] ile TALİKA[Bulg. TALİGA < Mac.] ile TÂLİK'UT TÂLİK(ÂT)[Ar.]

( Asma, asılma. | Bir koşul ile bağlama, bir konuyu başka bir konuya bağlı kılma. | Belirli bir zamana bırakma, geciktirme, erteleme. İLE Îran'da XI. ve XII. yüzyılda tevkî ve rikā' yazılarından geliştirilmiş bir yazı çeşidi.[Türkçe'de nestâlik yazıya da tâlik denmiştir.] İLE Dört tekerlekli, üstü kapalı bir çeşit hafif at arabası. İLE Bir kitabın bazı yerlerini açıklamak ve eleştirmek amacıyla sayfa kenarlarına konan ya da ayrıca bir risâle biçiminde yazılan notlar. )


- TAM EMİN OLMAK değil EMİN OLMAK


- TAM MÜREKKEB ile/ve TAM OLMAYAN MÜREKKEB

( Haber | İnşa İLE/VE ... )

( Doğru ve yanlışa olasılığı olanlar.[tam haber tümceleridir!] İLE/VE ... )


- TAM NİSBET / NİSBET-İ TÂMME ile NİSBET-İ NÂKISA / GAYR-I TAM NİSBET

( İnşâî | Haberî[İsim | Fiil] İLE/VE Takyidî | İzâfî )

( Nispet-i Tâmme= Tümce(cümle) * HABERİYE(-İsim(dır/dir) ve -Fiil(saklı dır/dir) * İNŞÂİYE(Emir, Soru, Nehiy, Temenni). İLE Nispet-i Nakısa(Eksik nispet)= Tamlama )


- TAMAMLA(N)MAK ile/ve/<> BÜTÜNLE(N)MEK


- TAMİR ile TELÂFİ ile TASHİH[< SIHHAT]


- TAMLAMA ile/ve/değil/||/<>/< ÖNERME


- TAMLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TANIMLAMA


- TAMLAMA ile TÜMCE/CÜMLE


- TANI! ve/<> UYUMLU OL! ve/<> MUTLU YAŞA!

( RECOGNIZE! and/<> BE HARMONIOUS! and/<> LIVE HAPPY! )


- TANIM ÇEŞİTLERİ'Nİ

( VARIATIONS OF DEFINITION )


- TANIM ile/ve/||/<> BİLGİ

( Kavranılanlar[durumlar/olgular] için geçerli olan. [Kavramaya hizmet edenler için.] İLE/VE/||/<> Nesneler için geçerli olan. )


- TANIM ile/ve/||/<>/> DURUM