
Kişisel Gelişim'deki FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 9167 başlık/FaRk ile birlikte,
9155 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(18/38)
- İHTİYÂR ile/ve/||/<> ÖLÇÜLÜLÜK ile/ve/||/<> EMEK
( Kişiler arasında bu üçü dışında hiçbir ayrım yapamayız, yapmamak gerekir. )
- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/> SABIR
- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/>/< TAKDİR
- İHTİYÂREN[Ar.] ile/ve/||/<> İHTİYÂRÎ[Ar.]
( Olumsuzdan, yanlıştan, zararlıddan, kötüden uzak durarak, zihnini/dilini/gözünü/elini/belini çekerek. İLE/VE/||/<> Reddetmeyi ve "Hayır!" demeyi yeğleyerek.["Evet!" demekten, istenç/irâdeden(yapma isteğinden/bilgisinden) önce olarak.] )
- İHTİYÂR-LAMA ve/> GENÇLEŞME
( İhtiyarlayan, yani ne yapmayacaklarını bilen kişi, gençleşmeye de başlar. )
- İHTİYÂT ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR
- İHTİZÂZ değil/yerine/= KENDİNİ ALÇAK TUTMA, ALÇALMA [bkz. TEZELLÜL] | TİTREME | SIÇRAYIP OYNAMA | SALLANMA | HAZZETME, GÖNLÜ FERAHLAMA )
- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ
( )
- İKAL ile/ve/||/<> AKIL
( İçten. İLE/VE/||/<> Dıştan. )
- İKİ) AYAK > (İKİ) EL ile/ve/||/<>/> İFFET[Ar. < ŞEHVET] ile/ve/||/<>/> ŞECAAT[Ar. < ÖFKE]
( ... İLE/VE/<>/> Kendini (")savunur/korur("). İLE/VE/<>/> Haksızlığa gösterilen öfke. [Hakk'ı savunur/korur.] )
( ... İLE/VE/<>/> Temizlik. | Namus. İLE/VE/<>/> Yiğitlik, yüreklilik, koçaklık. )
- İKİ AYRI ŞEYİN BULUŞMASI ile/ve/değil VAROLANIN ALGILANMASI
- [ne yazık ki]
İKİ BÜYÜK YANLIŞ(IMIZ):
DÜŞÜNMEDEN HAREKET ETMEK ve/||/<> HİÇ HAREKET ETMEDEN, SADECE/BOŞ BOŞ "DÜŞÜNMEK"
- İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT ile/ve/||/<> İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT
( Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. İLE/VE/||/<> Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. )
( Erkek için. İLE/VE/||/<> Kadın için. )
- [ne yazık ki]
2 x 2 = 4 "ETMESİN" ile/ve/||/<>/> 2 x 2 = 5 "ETSİN"
("DİLEĞİ/BEKLENTİSİ")
- İKİ KİŞİ ARASINDAKİ İYİLİK KURALLARI:
BİRİNİN ve/||/<> ÖTEKİNİN
( Verdiğini, hemen unutması. VE/||/<> Aldığını, hiç unutmaması. )
- 2 KİŞİ OLARAK KONUŞMAK/KONUŞULAN ile 3 VE ÜZERİ KİŞİNİN BULUNDUĞU ORTAMDA KONUŞMAK/KONUŞULAN
- İKİ SORUN:
ADÂLETSİZLİK ile/ve/||/<> ANLAMSIZLIK
( Tüze(hukuk) ile sağlanmaya/çözülmeye çalışılmaktadır fakat hukuka ulaşılamamıştır. İLE/VE/||/<> Sanat ile giderilmeye çalışılmaktadır fakat ne yazık ki, sanat, kişilere ulaşamamıştır. )
- [ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK
- İKİ YIL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALTMIŞ YIL
( Konuşabilmek için gerekli zaman. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Susabilmek ve susabilmeyi anlayabilmek için geçen [ya da bu kadar uzun sürmeyebilecek] zaman. )
- İKİLEM ile/değil İLİŞKİ
- İKİLİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜÇLÜLÜK
- 2 GÖZ ile/ve/||/<> 3. GÖZ
( Dışa bakar. İLE/VE/||/<> İçe bakar. )
( Aklın gözüdür. İLE/VE/||/<> Anlayışın gözüdür. )
( Bilinenleri/bilinebilecekleri, anlaşılabilecekleri görür. İLE/VE/||/<> İki gözün anlayamadıklarını görür. )
( Gördüklerinden rahatsız olunabilir. İLE/VE/||/<> Şikâyet etmekten uzaklaştırır. )
( Lobsang Rampa'nın, "3. Göz" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )
( Kimileri, gözden içer şarabı. )
- İKİNCİ/L EL(LER)DEN ÖĞRENMEK ve/||/=/<>/> ÖĞRENMEMEK
- İKİNCİL KAYNAKLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA KAYNAKLAR
( Petrol, Doğalgaz, Uranyum. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Güneş, akarsu, rüzgâr, jeotermal, hidrojen. )
- İKİNCİL KAYNAKLARLA:
ÇÖZÜMLEME değil/yerine BETİMLEME
( İkincil kaynaklarla, belki betimleyici(tasvirî) çalışmalar yapılabilir fakat çözümleyici(tahlilî) çalışmalar yapılamaz! )
- İKİRCİK/TEREDDÜT[Ar. < REDD] ile TEMKÎN[Ar. < MEKÂNET]
( Kararsızlık. İLE Yerleşme, yer tutma, mekânlanma.| Ağırbaşlılık. | İhtiyat, tedbir. | Televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kişi, kendini yalnızca Hakk yoluna adamış olan kişi. )
- İKİRCİK(TEREDDÜT) ile/değil DÜŞÜNÜYOR OLMAK
- İKİSİNİN/ONLARIN ...:
"GÖNÜLLERİ" BİR değil GÖNLÜ BİR
( "Gönül", her kişide ayrı ayrı olarak "düşünülen/kabul edilen/zannedilen" değil iki kişinin ya da kişilerin ortak alanda bulunmasının ve buluşmasının karşılığıdır. )
- İKNA OLMA(MA)K ile "AKLINA YATMA(MA)K"
( Kişileri kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır. )
- İKNA ile/ve İNSAF
( PERSUASION vs./and JUSTICE/MERCY )
- İKRAM ile/ve İNFÂK
( Birey. İLE/VE Aydın. )
- İKRAR ile/ve/||/<> İTİRAF
- İKTİDÂR ile/ve İHTİYÂR
- İKTİDAR değil/yerine İTİBAR
- İKTİDARDA KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARDA KALMAK
- İKTİFÂ' (ETMEK) ile/ve/<> KÂFÎ
( İkisi de, [< KİFÂYET] kökünden gelmektedir. )
- İLÂÇ[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< BESİN
( Besininiz, ilâcınız; ilâcınız, besininiz olsun! )
- İLÂCIN ETKİSİ ile/ve/< HEKİMİN ETKİSİ
( Bazen [ya da çoğunlukla], ilâçtan çok hekimin iyileştirici etkisi/telkini daha fazladır. )
- İLÂH ve/ CİRİM ve/ CİSİM ve/ İNSAN
( TANRI ve TANRISAL ve DÖRT UNSUR ve İNSAN )
- İLÂH ve/||/<>/= ZAN
- İLÂHÎ HİKMET ile/ve İLÂHÎ AŞK ile/ve İLÂHÎ KUDRET
( İrfanî. İLE/VE/||/<> Mistik. İLE/VE/||/<> Ezoterik. )
( Düzenli. İLE/VE/||/<> Düzensiz. İLE/VE/||/<> Düzenli. )
( Ne'liksiz, niteliksiz, muhattabsızdır ilâhî aşk. )
( ... İLE/VE/||/<> Cemâl ve celâl'i bir bilmek/görmek. İLE/VE/||/<> ... )
- YASALAR/KANUNLAR:
"İLÂHÎ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/⊇/< BEŞERÎ/İNSANİ
( (Olan ve olması gereken...
Belirli ve yaygın bir kesime. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/⊇/< [ne iyi ki] Herkese. )
(Çoğunluk/yaygın/baskın olmasına karşın olmaması gereken...
Herkese. İLE/VE/||/<> [ne yazık ki] Belirli bir kesime. )
- İLÂN-I AŞK ile YOLUNDA YÜRÜMEK
- ... İLE SINIRLI OLDUĞUNU:
DİLE GETİRMEK ile/ve/||/<> ANIMSATMAK
- ... İLE BAŞ ETMEK ile MÜCADELE ETMEK
- İLERİ GİDEBİLMEK ve/||/<>/< GERİ GİDEBİLMEK
- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!
( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )
- İLERİCİ/LİK ile/ve/<> GENİŞ BAKIŞLI/LIK
- İLERİDE OLUR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİMDİ YAPARSA/M OLUR
- İLERLEME ile ÇOĞALMA
- İLERLEME ile/ve/<> DEVAMLILIK
( Devam etmek, fırsatlar doğurur. )
( Gökgürültüsü ve rüzgâr, devamlılığı simgeler. )
( Genellikle, gerçek devamlılık, görünüşten anlaşılır. )
( Yalnızca dikkatli, hassas ve becerikli çabalar, devamlılık gösterecek sonuçlara ulaşır. )
( Kişi, yolunda devam ederse iyiye doğru belirtiler oluşur. )
( IMPROVEMENT vs./and/<> CONTINUITY )
- İLERLEME ile GELİŞME ile DEĞİŞME
( İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. )
( ADVANCE vs. PROGRESS/DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs. CHANGE )
- İLERLEME = TERAKKİ = PROGRESS[İng.] = PROGRÈS[Fr.] = FORTSCHRITT[Alm.] = PROGRESSUS < GRESSUS:YÜRÜME, ADIM. PRO:ÖNDE, İLERİYE[Lat.] = PROGRESO[İsp.]
- İLERLEMECİ ile AYDINLANMACI
- İLERLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRDÜRMEK
- İLERLEMEK ile/ve YÜRÜMEK
- İLERLEME/TERAKKİ ve/||/<>/< TAKLİT
( Taklit, ilerlemenin/terakkinin motorudur. )
- İLETİŞİM TÜRLERİ:
KİTLE İLETİŞİMİ ile/ve/değil/||/<>/< ÖRGÜTSEL DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< ÖBEKLERARASI DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİLERARASI DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİSEL DÜZEY
- İLETİŞİM = COMMUNICATION[İng., Fr.] = KOMMUNIKATION[Alm.] = COMUNICAZIONE[İt.] = COMUNICACIÓN[İsp.]
- [ne yazık ki]
İLETİŞİMSİZLİK:
"ANLAMSIZ KIRGINLIKLAR" ve/||/<> "BEKLENTİ" ve/||/<> "ZAMAN KAYBI"
- İLGİ ALANI ile/ve/<> ETKİ ALANI
( İlgi bir kez uyandığında, düzgün uygulama onu izler. )
( Işığa, ışıkla etki edilmez. )
( İğne ucundan daha küçüksek, iğne, bizi delemez - biz iğneyi delebiliriz. )
( INTEREST FIELD vs./and/<> EFFECT FIELD
Once the interest is roused, orderly application will follow.
When you are smaller than the point of a needle, then the needle cannot pierce you - you pierce the needle! )
- İLGİ (ALANI) ile/ve/||/<>/> ETKİ (ALANI)
- İLGİ ve/> BİLGİ ve/> ZEVK
( INTEREST and/> KNOWLEDGE and/> PLEASURE )
- İLGİ ve/> (DÜZGÜN) UYGULAMA
( İlgi bir kez uyandığında, düzgün uygulama onu izler. )
- İLGİ ve/<> GEREKSİNİM
( Başlangıçta gerekli olan. VE/<> Tamamlamak ve başarmak için gerekli olan. )
- İLGİ ve/> İSTEK ve/> YÖNTEM ve/> EYLEM
( INTEREST and/> REQUEST and/> METHOD and/> ACTION )
- İLGİ ile/ve/<> SEVGİ
- ILGIM/SERAP[Fars. < SERÂB] ile YANILSAMA
( Yanılsamalar dünyasında yaşadığımızı anlamaya çalışalım, onları inceleyelim ve köklerini açığa çıkaralım. )
( Burnumuza sarımsak tıkamışız, gül kokusu arıyoruz. )
( Hiçbir şey, apaçık ortada olan kadar aldatıcı değildir. )
( Bir şeyi saklamak istiyorsan, ortalıkta bırak. )
( YANILSAMA NEDENLERİ:
* ARAÇLAR
* İLİŞKİLENDİRME
* "AKIL YÜRÜTME" )
( Try to understand that we live in a world of illusions, examine them and uncover their roots.
We plugged the garlic to our nose but we are seeking the smell of the rose. )
( MIRAGE vs. ILLUSION )
- İLİM:
HAKİKAT ve/+/||/<> İTİBAR
- İLİM-İRFAN (SAHİBİ OLMAK)
- İLİM-İRFAN ve/||/<>/>/< NOKTA
( İlim-irfan, noktayı düşünmek ve anlamaktır.
[Noktayı fehm etmektir, ilim-irfandan kasıt.] )
- İLİM ile/ve/<>/değil AŞK
( Âşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl ü kâl imiş ancak )
- İLİM ile/ve/||/<>/< DURUM/HÂL
( Önce durum/hâl gerek... Neylesin, ilim. )
- İLİM ve/<> HAKİKAT
( "Cahil" dediğimizde, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
Yoksa, okumuş olanlardan, en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören, gerçek âlimler çıkabilir. )
- İLİM ile/ve/<> HİZMET
( Kibirlendir(ebil)ir. İLE/VE/<> Erdir(ebil)ir. )
( Bilen, bilmeyenin hizmetçisi değilse hainliktir. )
- İLİM ve İRÂDE ve KUDRET
- İLİM ile/ve İRFAN
( Sahip olmak. İLE/VE Olmak. )
( Soyutlama. İLE/VE Soyutlanma. )
( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )
( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )
( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )
( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )
( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )
( İlmi, asıl sahibine götürüp teslim eden kurtulur. )
( İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır? )
( İlim, ilim ilmektir. İlim ilim ilmektir. )
( "İlmi öğreniniz. İlim için de dinginliği(sekîne) ve hilmi öğreniniz". )
( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )
- İLİM ile/ve İRFAN ile/ve AŞK ile/ve MUHABBET
( Gurur verir. İLE/VE Anlayış verir. İLE/VE Yok/ifnâ eder. İLE/VE Yaşam verir. )
- İLİM ve/<>/>/< İRFAN ve/<>/>/< BURHAN ve/<>/>/< BEYAN
( Başkası. VE/<>/>/< Kendi. VE/<>/>/< Özü. VE/<>/>/< Bunların da merkezi/kaynağı. )
- İLİM ile/ve/<> KEMÂL
- İLİM-İRFAN ve ÂRİF-ZARİF
- İLİM-İRFAN ve FİKİR-FELSEFE ve GÜZEL SANATLAR
- ILIMLI ile/ve DENGELİ
- [ne yazık ki]
İLİMSİZ HAL ile/ve/||/<> HALSİZ İLİM
( Meczûbiyet. İLE Şeytaniyet. )
( Evvela hal gerek, neylesin ilim. )
- İLİŞKİ:
"BAŞLAMIŞ OLAN" değilse/olmadıkça "BİTMİŞ/BİTECEK OLAN" (DA OL(A)MAZ)
- İLİŞKİ:
EMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZEN
- İLİŞKİ:
HAFTADA 3/4 GÜN ve/||/<> 3'ER SAAT
- İLİŞKİ:
KATEGORİK ve/||/<> HİPOTETİK ve/||/<> AYIRICI
- İLİŞKİ:
MESAFELİ ile/ya da/||/<> YÜZEYSEL
- İLİŞKİ ile/ve EŞİTLİK
( RELATION vs./and EQUALITY )
- İLİŞKİ ile/değil İLİŞKİ DIŞI İLİŞKİ
- İLİŞKİDE/EVLİLİKTE:
İKİ KİŞİNİN "BİR KİŞİ OLMASI" (VE BEKLENTİSİ) ile/değil/yerine/>< BİR KİŞİNİN İKİ KİŞİ OLABİLMESİ
- İLİŞKİLENDİRMEK ile/ve/<> DERİNLEŞTİRMEK
( TO GET RELATION vs./and/<> TO DEEPEN )
- İLİŞKİLERDE:
DEVRİLMEK değil/yerine EVRİLMEK
- İLİŞKİLERDE:
"GÜVENİLİRLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "ELDE TUTULABİLİRLİK/TUTULAMAZLIK"
- İLİŞKİLERDE:
"KAÇMAK/KOVALAMAK" ile/yerine ADAM/KENDİN OLMAK
- İLİŞKİLERİN:
AÇIK ANLAMLARI ile/ve/||/<> ÖRTÜK ANLAMLARI
- [ne yazık ki]
İLİŞKİLERİN/EVLİLİKLERİN BİTİŞİ:
AŞKIN BİTMESİNDEN ile/ve/||/<>/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASINDAN
- İLİŞKİLİ NEDEN ile DIŞTAKİ NEDEN
- İLİŞKİLİ NEDEN ile DIŞTAKİ NEDEN
( RELATED REASON vs. EXTERIOR REASON )
- İLİŞKİNİN/TOPLUMUN:
KAYNAŞMASI ile/ve/||/<>/> YAŞAMASI ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRÜLMESİ
( Sevgiyle. İLE/VE/||/<>/> Adâletle. İLE/VE/||/<>/> Dürüst çalışmayla. )
- İLİŞKİYE GİRMEK ile/ve/||/<> İLİŞKİDE BULUNMAK
- İLİŞKİYİ:
YÜRÜYÜŞ GİBİ SÜRDÜRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DANS GİBİ SÜRDÜRMEK
- İLK AYDINLANMA
- İLK DÜĞME ile/ve/||/<>/> SONRAKİ DÜĞMELER
( İlk ilikleme yanlışsa gerisi de yanlış olacaktır. )
- İLK ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> İKİNCİ ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> ERGENLİK ile/ve/||/<>/> ERİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> OLGUNLUK
( 4 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 9 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 13-15 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 18-21 arasında. İLE/VE/||/<>/> 21-24 sonrasında. İLE/VE/||/<>/> 40 yaşından sonra. )
- İLK FARKINDALIK
- İLK GÖRÜŞTE AŞK ile/ve/||/<> HER GÖRÜŞTE AŞK
- İLK HAREKET
- İLK İLKE ile/ve/||/<>/< EVREN ile/ve/||/<>/< İNSAN
( Kişi, evrenin kilit taşıdır. )
( ... İLE/VE/||/<>/< Büyük insan. İLE/VE/||/<>/< Küçük evren. )
- İLK KAR, YENMEZ!
( DO NOT EAT THE FIRST SNOW! )
- İLK KEMÂL ile/ve İKİNCİ KEMÂL
( [Kişi ...] Ancak, insan olma olanaklarıyla doğar. İLE/VE Ancak, kendine emek verdikçe, özendikçe insanlaşır. )
( Hiçbir bitki, bitkileşmez; hiçbir hayvan, hayvanlaşmaz fakat kişi, insanlaşır. Ancak kişi, kendi seviyesine ait yeti ve yetenekleri gerçekleştirdikçe, geliştirdikçe insan olur. )
( KEMÂL-İ EVVEL ile/ve KEMÂL-İ SÂNÎ )
- İLK KORKU[PRIMAL FEAR] ile/ve/||/<>/> UNBREAKABLE ile/ve/||/<>/> SPLIT ile/ve/||/<>/> GLASS
( Dört filmi de sırasıyla izlemenizi salık veririz... )
( |
)
- İLK NEDEN ile/ve/<> İLKELER
- İLK NEDEN ile/ve NEDENSELLİK
- İLK:
ÖZÜR DİLEYEN ve/<>/|| AFFEDEN ve/<>/|| UNUTAN
( En cesurdur. VE/<>/|| En güçlüdür. VE/<>/|| En mutludur. )
- İLK VAROLAN ile/ve/<> İLK NEDEN
- İLKE ile/ve/||/<>/>/< ARKE ile/ve/||/<>/>/< ERKE
( PRINCIPLE vs./and ARCHE vs./and AIM )
- İLKE ile/ve/<> BÜTÜNSELLİK/BÜTÜNLÜK
( PRINCIPLE vs./and/<> INTEGRITY )
- İLKE ile/ve/||/<> ERDEM
- İLKE ve/=/<>/> HAKİKAT
( PRINCIPLE and/=/<>/> TRUTH )
- İLKE ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN
( Bazen, bir ilke için herkesten, bazen bir kişi/insan için tüm ilkeler(imiz)den vazgeçebiliriz/vazgeçebilmeliyiz! )
- İLKE = MEBDE, UMDE = PRINCIPLE[İng.] = PRINCIPE[Fr.] = PRINZIP, GRUNDSATZ[Alm.] = PRINCIPIUM[Lat.] = ARKHE[Yun.] = PRINCIPIO[İsp.]
- İLKE ve/||/<>/= ÜST SOYUTLAMA
- İLKEL DİNLER ile/ve AHLÂK DİNLERİ ile/ve KOZMİK DİNLER
( PRIMITIVE RELIGIONS vs./and MORAL RELIGIONS vs./and COSMIC RELIGIONS )
- İLKELER:
BİLGİDE ile/ve/=/||/<> OLGUSALLIKTA
- İLKELER ile/ve/değil/||/<> İLKESELLİK
( Değişebilir/değiştirilebilir, geliştirilebilir, yok edilebilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aşılamaz, geçilemez, ertelenemez, göz ardı edilemez, askıya alınamaz, kenara konulamaz. )
- İLKE/LER ile/ve/||/<>/>< KOŞUL/LAR
( İlkeler, koşullara göre oluşmazlar ve belirlenemezler! )
- İLKELERİM ile/değil/yerine İLKELER (VE İLKESELLİK)
- İLKELERİN:
VAROLMA SORUNSALI ile/ve İŞLEVSELLİĞİ ile/ve DEĞİŞİMİ ile/ve OLMAMASI ile/ve BİRLİĞİ ile/ve İNKÂRI
- İLKEL/LİK değil/yerine/>< İLKELİ/LİK
( Kişiyi ayakta tutan, iskelet ve kas sistemi değil ilkeliliğidir. )
( )
( İlkel olmak istemiyorsak ilkeli olmak durumundayız. )
- İLKELLİK ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/></> UYGARLIK
- İLKENİN:
GERÇEKLEŞTİRİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/> DÜZENLEYİCİLİĞİ
- İLKESEL/İLKEYİ DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK ile/ve İLKEYLE DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK
( Anlayışı konuşmak, aklı anlamak. İLE/VE Şeyi, olayı anlamak. )
( Varlıksal. İLE/VE Varoluşsal. )
- İLMİ EĞİTİM ve/<> İRFÂNÎ TERBİYE
- İLM-İ SİYASET ile/ve İRFAN
- İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN
( İlimler üç bölüktür.
- Sülûk yoluyla elde edilen ilim.
- Keşfe dayanan ilim.
- Sırra bağlı ilim.[Hiçbir biçimde belirtilmez.] )
( Ledün ilmi, bilineni unutma ilmidir. )
( Ledün ilmi, öğrenmek değil, unutma ilmidir. )
( Bildiklerimizi unıta unuta, ilimsiz bir ilim zuhur eder. )
( Bilip unutacağız, sıra kendimize gelecek. Kendimizi de, önce bileceğiz, sonra unutacağız. )
( Bugünkü Cennet-i İrfâna dahil olsalar uşşak, Yarınki va'dolan hûri veyâ gılmanı neylerler... )
( Su. İLE/VE/<> Saf su gibidir. )
( Su. İLE/VE/<> Süt. )
- İLMİHAL =/< İLM-İ HÂL
- İLMİNE, İRFÂN (İSTEYEN/ARAYAN) ile/ve DERDİNE, DERMÂN (İSTEYEN/ARAYAN)
- İLTİFAT DEĞİL!:
[ya] KİNÂYE ile/değil/ya da GERÇEK
- İLTİFAT[Ar. < LÜTÛF[çoğ.] < LÂTİF(< L-T-F)(< LETÂFET)] ile/ve/||/<> TALTİF[Ar. < LÜTÛF < T-L-F]
( Sözel ya da duygusal bir övgü ve ilgi gösterme biçimi. | Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma. | İlgi gösterme, rağbet etme. | Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine ya da bir şeye yöneltme. | Yüzünü çevirerek bakma. İLE/VE/||/<> Daha çok, somut bir ödül ya da onurlandırma anlamı taşır. | Birini ödüllendirmek, takdir etmek. Birine lütûf ve ikramda bulunmak. | Yumuşatma, güzelleştirme. | | İyi ve güzel davranarak gönül almak. | Birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme. )
( Kişiye/kişilere, (beklentisiz/karşılık beklemeksizin ve incelerek) gülümsemek/tebessüm, yüz/bakış, dans, müzik, ses, şiir, ince sözcük, selen/sedâ ve/ya da soluk/nefes(konuşma/yanıt) ikram etmek... )
- İLTİFAT ve/+/||/<>/> CESÂRET VERMEK
- İLTİFAT ile/ve ONAY
- İLTİFAT ile/ve/değil/yerine/<> ŞÜKRAN
- İLTİMAS ile ŞEFAAT ile İSAR ile TAFDİL[< FADL]
( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kişiyle Tanrı arasında, peygamberin yaptığı aracılık. İLE İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE Birini, ötekilerden üstün tutma. | En üstünlük. )
- İLÜSTRASYON ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANAT
( Yöntemli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yöntemsiz. )
- İMAN ETTİM ve/||/<>/> TESLİM OLDUM
( AMENNA ve/||/<>/> ESLEMNA )
- İMAN ve/> GÜVENLİ/RAHAT HAREKET ALANI
- İMAN ve/<> İRFAN
( Akılsal. VE Sezgisel. )
- İMAN ve/||/<>/< ÖZGÜVEN
- İMAN ve/||/<> ÜMİT ve/||/<> ŞEFKÂT
- İMANDA EKSİKLİK ile İNTİKAL VE İRFANDA EKSİKLİK
( İddiamız yok, eksiğimiz çok! )
- İMGE ile İÇGÖRÜ
- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]
- İMGESEL DÖNEM ile/ve/||/<>/> SİMGESEL DÜZEN
( )
- İMGESELLİK ve/||/<> DOĞRUDANLIK
- İMLÂ ile/ve/||/<> İHYÂ
- İMLÂ ile/ve/||/<>/> MÜMLÎ
- İMSAK ile İMSAK ile İMSAK
( Bir şeyden el çekerek, kendine hakim olma, perhiz. İLE Oruca başlama zamanı. İLE Cimrilik. )
- İMTİHAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İMKÂN
- İMTİNÂ (ETMEK) ile/ve/||/<>/>/< İHTİYÂR (ETMEK)
- İMTİNA ETMEK değil/yerine/= KAÇINMAK/SAKINMAK/GERİ DURMAK
- İMTİNA ile/ve/||/<>/< HAYÂ
- İMTİNÂ[Ar.] ile İSTİNKÂF[Ar.]
( Çekinme. İLE Çekinme, geri durma, sakınma. )
- İMTİZÂC[< MEZC] ile KARIŞABİLME | BİRBİRİNİ TUTMA, UYGUNLUK | UYUM SAĞLAMAK, İYİ GEÇİNME
- İMZAYI:
ADIN ALTINA ATMAK ile/ve/değil/yerine ÜSTÜNE ATMAK
- İN ile İn ile İN
( Yaban hayvanlarının, kendilerine yuva edindikleri kovuk. | Mağara. İLE İndiyum'un simgesi. İLE İnsan. )
- İNÂ'[Ar. < EVÂNÎ] ile İ'NÂ[Ar.] ile ÎNÂ'[Ar.] ile ÎNÂ'[Ar.]
( Kap kacak. İLE Zahmete uğratma. İLE Yemiş toplama zamanının gelmesi. İLE Geciktirme, alıkoyma. )
- İNAN ile İMAN
( DO BELIEVE vs. FAITH/FULLNESS )
- | "İNANAN" ile/ve/>< "KUŞKULANAN" |
değil/yerine/>
BAKMAYI BİLEN
( | "Mutludur." ile/ve/>< (")Bilgilidir.(") | DEĞİL/YERİNE Anlayandır. )
- [İNANÇ +] İLİM ile/ve/||/<> İRFAN ile/ve/||/<> HÜZÜN ile/ve/||/<> NEŞE ile/ve/||/<> [bunlar yoksa]
( Hikmet. İLE/VE/||/<> Rahmet. İLE/VE/||/<> Zarâfet. İLE/VE/||/<> Muhabbet. İLE/VE/||/<> Şiddet. )
- İNANÇ ile/ve/değil/yerine "BAKIŞ/GÖRÜŞ"
- İNANÇ ile/ve/<> İBÂDET ile/ve/<> AHLÂK
- İNANÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSANLIK
( Sadece kişiyi ilgilendiriyor. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herkesi ilgilendiriyor. )
( )
- İNANÇ"TA:
KATI "AKILCILIK" ile/||/<> "İMANCILIK" |
ile/değil/yerine/><
ELEŞTİRİCİ AKILCILIK
- İNANDIĞINI BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİLDİĞİNE İNANMAK
- İNANILMAZ BİR ŞEY/İŞ YAPMAMIZ ile/değil/yerine YAPTIĞIMIZ ŞEYİ/İŞİ, İNANILMAZ BİR BİÇİMDE YAPMAMIZ
- İNANMA ile/ve/değil/||/<>/>/< BIKMA
- İNANMA +/+/+ BİLME +/+/+ DÜŞÜNME +/+/+ GÜZELLİK
( Din. + Bilim. + Felsefe. + Estetik. )
- İNANMADAN AİT OLMAK" ile/değil AİT OLMADAN İNANMAK
( [not] "BELONG WITHOUT BELIEVE" vs./but BELIEVE WITHOUT BELONG )
- İNANMAK ile/> KENDİNİ KAPTIRMAK
( TO BELIEVE vs./> TO GET CARRIED AWAY )
- İNANMAKLA değil İNANARAK
- İNAT (ETMEK/EDEN) ile/ve/değil/yerine/<> DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR] (GÖSTERMEK/GÖSTEREN)
- İNAT ETMEK ile/ve/||/<> PES ETMEMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇMEMEK
- İNAT değil/yerine/>< İNCELİK
( İnat gördüğümüzde, ince/lâtif olalım.
[Keskin kılıç, yumuşak ipliği kesmez.] )
- İNCE "ELEYİP" SIK DOKUMAK değil İNCE EĞİRİP SIK DOKUMAK
- İNCELİK ile/ve/||/<> DOĞRULUK ile/ve/||/<> GÜZELLİK
( Belde değil dilde. İLE/VE/||/<> Sözde değil özde. İLE/VE/||/<> Yüzde değil yürekte. )
- KIRILMA('DA):
İNCELİK('TEN) ile/değil/<> KALINLIK('TAN)
( Her şey. İLE/<>/DEĞİL İnsan. )
- İNCELTME (SİMGESİ) ile/ve/||/<>/< İNCELİK
( İzlemek için burayı tıklayınız... )
- İNCİNMEK ve/||/<>/> GELİŞMEK
- İNCİNMEMEK ve/||/<>/< AFFETMEK
- İNCİTME! ve/||/<>/> İNCİNME!
( Hz. Musa. VE/||/<>/> Hz. İsa. )
( İlk dersimiz. VE/||/<>/> Son dersimiz. )
- İNDİRGEME ile EŞDEĞER TUTMA/"GÖRME"
- İNDİRGEME ile/ve/||/<>/>/= HADDİNİ AŞMAK
- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA
- İNDİRGEMEK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- İNFÂK ile/ve/||/<> İBZÂL
( ... İLE/VE/||/<> Esirgemeden, bol bol verme, kullanma, yapma ya da söyleme. )
- İNFÂK ile/ve/||/<> KİŞİ
- İNGİLİZ SERVİSİ ile FRANSIZ SERVİSİ ile RUS SERVİSİ ile AMERİKAN SERVİSİ
( Uluslararası dört çeşit servis yöntemi vardır: * İNGİLİZ SERVİSİ: Misafirin sağ tarafından önüne koyulan sıcak ve boş yemek tabağına, garson tarafından fayansta, mutfaktan alınan yemek misafirin solundan, maşa ile yapılır. İLE * FRANSIZ SERVİSİ: Mutfaktan fayansta getirilen yemek misafirin solundan maşa vasıtasıyla kendi tabağına yaptığı servis biçimidir. İLE * RUS SERVİS: Servant servisi olup, mutfaktan getirilen yemekler misafir masasının yanındaki hazırlık masasında garson tarafından tabaklara konularak misafirin solundan yaptığı servis biçimidir. İLE * AMERİKAN SERVİSİ: Tabak servisi olup, yiyecekler ve garnitürleri mutfakta hazırlanarak tabakta getirilir. Ve misafirin uygun olan tarafından servis yapılır. Bu servis otellerin lobilerinde, kafeteryalarında, snack barlarında yapılır. Özelliği bir kurala bağlı olmamasıdır. )
- İNİSİYATİF ile/ve/<> GÖNÜLLÜLÜK
( Hem bireysellikte, hem/ve de toplumsallıkta. )
- Niye ki? diyerek, hazırcı değil önce kendin düşün de ona göre KONUŞ!!!
- İNKÂR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSAN
- İNLEME ile/değil/yerine/>< DİNLEME
( Bilgisizlikten, geç kalmış olmaktan dolayı inlemek istemiyorsan, (daha çok) dinlemelisin! )
- İNŞAALLAH ile/ve/<> MAAŞALLAH ile/ve/<> DUR BAKALIM
( Türk "felsefesi". )
- İNSAF ile/ve HAKKÂNİYET
( JUSTICE/MERCY vs./and EQUITY )
- İNSAF ile İNİSİYATİF
- İNSÂF[Ar.] ile İNSÂF[Ar. < NISF]
( Yaprak yaprak, lîme lîme olma, dağılma. İLE Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. )
- İNSÂF[Ar.] ile/ve/<> İNTİSÂF[Ar.]
( Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. İLE/VE/<> Hakkını, tamamen alma. | Hakkını ve adâleti isteme. | [zamanda] Yarıyı bulma. )
( Hakkını verme. İLE/VE/<> Hakkını alma. )
- İNSAF ile/ve MESAİ
- İNSAF ile/ve/<> YETİNME
( JUSTICE/MERCY vs./and/<> TO BE CONTENTED WITH )
- İNSÂN
( ÜNSİYET KURAN | ADAM | İYİ, OLGUN | VAR OLMAYAN | HAKİKAT'ÜL HAKAİK | [AÇIKLAMA YETMEZ!] )
- İNSAN:
ANLAMAYANA ile/ve/||/<> "ANLAYANA"
( "Eksik" geliriz. İLE/VE/||/<> "Çok" geliriz. )
- İNSAN ANLIĞI/ZEKÂSI ile/değil/||/<>/> KİŞİNİN ANLIĞI/ZEKÂSI (ya da ANLIK/ZEKÂ)
- İNSAN BİLİMİ/ANTROPOLOJİ ile İNSANIN GELİŞMESİ BİLİMİ
( BEŞERİYYÂT ile ... )
( ANTHROPOLOGY vs. EUGENICS )
- İNSAN BİLİMLERİ ile/ve FEN BİLİMLERİ
- İNSAN-DOĞA İLİŞKİSİ ile/ve/değil BİREY-BİREY İLİŞKİSİ
( Anlam bulamaz. İLE/VE/DEĞİL Anlam bulur. )
- İNSAN:
DOĞA VAROLANI ve/||/<>/> EĞİTİM VAROLANI
- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU
( )
- İNSAN:
"ET/KEMİK" ile/ve/değil/||/<>/< ALGI
- İNSAN FELSEFESİNDE:
FİZİK ÖTESİ/METAFİZİK ve/<> VARLIKBİLİM/ONTOLOJİ ve/<> BİLGİBİLİM/EPİSTEMOLOJİ ve/<> ZİHİNBİLİM/PSİKOLOJİ ve/<> TOPLUMBİLİM/SOSYOLOJİ
- İNSAN GELİŞİMİ KURAMCILARINDA:
MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> ERIK ERIKSON ile/ve/||/<> JEAN PIAGET ile/ve/||/<> DANIEL STERN
- İNSAN GÖVDESİNDE BULUNAN:
DOĞAL ÖĞELER(ELEMENTLER) ile/ve/<> İZ ÖĞELER(ELEMENTLER)
( Öğe - Ağırlık Yüzdesi )
( % 0.01'den daha az oranda... * Bor[B], * Krom[Cr], Kobalt[Co], Bakır[Cu], Flor[F], İyot[I], Demir[Fe], Mangan[Mn], Molibden[Mo], Selenyum[Se], Silisyum[Si], Kalay[Sn], Vanadyum[V], Çinko[Zn] )
( İlgili videoyu izlemek için burayı tıklayınız... )
( )
- KİŞİ(İNSAN) HAKLARININ:
TANINMASI ile/ve/<> KORUNMASI ile/ve/<> GELİŞTİRİLMESİ
- İNSAN:
İRÂDE SAHİBİ ile/ve/değil/||/<>/< (TEK) İHTİYÂR SAHİBİ
- İNSAN/KİŞİ:
KENDİ OLAN ile/ve/||/<> ARASINDA (SIKIŞIP) KALAN ile/ve/||/<> ÂŞIK OLAN
- İNSAN/KİŞİ:
[ya] KULAKTAN İHYÂ OLUR/YAŞAM BULUR ya da KULAKTAN İFNÂ/İMHÂ/YOK OLUR
- İNSAN/KİŞİ:
OLGUN ile/ve/değil/<> ONURLU
- İNSAN/KİŞİ ile/ve "AYNA"
( Ayna, görüntüyü yansıtır fakat görüntü, aynayı düzeltmez. )
( Kendinizi, aynadan ve görüntüden ayırd etmeyi öğrenin. )
( HUMAN vs./and MIRROR
The mirror reflects the image, but the image does not improve the mirror.
Learn to separate yourself from the image and the mirror. )
- İNSAN/KİŞİ ve/<>/= BİLİNÇ/FARKINDALIK
( İNSAN: Varolmayanın, varlaştırılma süreci. )
( HUMAN and/<>/= CONSCIOUSNESS/AWARENESS )
- İNSAN/KİŞİ ile/ve İNSAN ADAYI
( ... İLE/VE Beşer. )
- İNSAN:
KONUŞAN ile/ve/değil/||/<>/< KONUŞULAN
- İNSAN KULAĞININ DUYABİLME EŞİKLERİ VE ARALIĞI:
16 - 20 Hz ile 16.000 - 20.000 Hz arasındaki sesleri duyabilir.
- İNSAN OLANLARIN DÜŞÜNEBİLİYOR OLMASI ile/değil DÜŞÜNEBİLEN HERKESİN, İNSAN OLMASI
- İNSAN:
SOĞUKTA ile/ve/değil/>< (")KARANLIKTA(")
( Yaşayamaz. İLE/DEĞİL/>< [Ancak/sadece, biyolojik (yığın) olarak] "Yaşar". )
- İNSAN YAPITI ile/değil/yerine/< DOĞA VAROLANI
- İNSAN YAŞAMI değil/yerine YAŞAM
( Hayvanların yaşamı değil yaşam süresi olur. )
( Nesnelerin, varoluş süresi olur. )
- İNSAN:
"YOK" VAROLAN ile/ve/=/değil "YOK OLAMAZ" VAROLAN
- İNSAN:
YURTTAŞ ve/||/<> YURTTAŞ
( Devletin. VE/||/<> Çağının. )
- İNSAN YÜZÜ ve/<> MİHRÂB
- İNSAN, ZAMANDA değil ZAMAN, İNSANDA
( ... DEĞİL Sürekliliğiyle. )
- İNSAN ile/ve ADEM[Ar.]/YOKLUK
( HUMAN vs./and NON-BEING )
- İNSAN = BERZAH
- İNSAN ve/<> DOĞA["DOA" değil!]
( Doğa, senin herşeyindir. Herşey, senin doğandır! )
( Kişi, doğayla arasındaki derin samimiyeti yitirdiğinde, tapınaklar, önemli bir duruma geçer. )
- İNSAN(/TOPLUM) ile/ve DOĞA
( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )
( İnsan doğası, azalıp çoğalmaz. )
( Kişi, doğanın doğal devamıdır. )
( Düşünce rüzgâr, bilgi yelken, insanlık da kayığın kendidir. )
( İNSAN: Başkasına yararı olan. )
( Kişi, Havasız üç dakika, Susuz üç gün, Yemeksiz ancak üç hafta dayanır. )
( HUMAN(/SOCIETY) vs./and NATURE )
- İNSAN ve/||/<> EMEK
- İNSAN ile/ve/||/<>/> GELECEK
( İnsan, geleceği geldirendir. )
- İNSAN[Ar.]/ZÂT[Ar.] =/||/<>/< GÖZBEBEĞİ
- İNSAN ve/||/<> GÜVEN
( İNSAN: Kendine, insan emânet edilebilen. )
- İNSAN ile HERHANGİ BİR ŞEY('İ)
( Kişi, başlı başına bir şeydir! Hiçbir şeyle karıştırılamaz/karıştırılmamalıdır! )
( HUMAN vs. ANYTHING )