İngilizce karşılıkları olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 10.540 başlık/FaRk ile birlikte,
10.540 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(21/44)
- IVF ile/ve/||/<>/> IVG
- IVUS/İNTRAVASKÜLER ULTRASONOGRAFİ INTRAVASCULAR ULTRASONOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= DAMAR İÇİ ULTRASONOGRAFİ
- İVYS/RELATIONAL DATABASE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İLİŞKİSEL VERITABANI YÖNETİM DÜZENİ
- İYİ ile/ve DOĞRU ile/ve GÜZEL
( Duyu ve duygu. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Duyu ve duygu ve düşünce. )
( Davranış. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Bütünlük. )
- İYİ ile/ve ETKİLİ
( İyilik yapmaya başlamadan önce yapılması gereken, kötülük yapmayı bırakmaktır. )
( İyi olanı yapmakta yavaş davranan kişinin aklı kötülükteki zevke dalar. )
( İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyin. )
( İyilik, ahlâktan kötülük çıktıktan sonra gelir. )
( İyiyi murad edenler memnun olacaktır, kötüyü murad edenler lâyıkını bulacaktır. )
( Ceasing to do evil precedes beginning to do good. )
- İYİ ile/ve/<> GÜZEL
( Ayrıntıdır/ayrıntılardadır. İLE/VE/<> Bütündür/bütünlüktedir. | İyilerin biraradalığı/toplamıdır. )
- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]
- İYİ ile/ve KESİN
- İYİ ile YARARLI
- İYİCİL/BENIGN ile/||/<> KÖTÜCÜL/HABİS[Ar.]/MALİGN/MALIGNANT[İng.]
( İyi huylu ve genellikle zararsız tümörler. İLE/||/<> Kötü huylu ve yayılma potansiyeli olan tümörler. )
- İYİLİK ile/ve HİZMET
( Her kişi, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur. )
( İyilik, sağırın duyabildiği, körün görebildiği bir dildir. )
- İYİLİK ile/ve/değil İŞİNİN HAKKINI TESLİM ETMEK
( İyiliğe iyiliği her kişi yapar, Kötülüğe iyiliği er kişi yapar. )
( "(BİR) GÜZELLİK YAPMAK": İYİLİK )
- İYİLİKSEVERLİK = BENEVOLENCE[İng.] = BIENVEILLANCE[Fr.] = WOHLWOLLEN[Alm.] = BENEVOLENTIA[Lat.]
- İYİMSER/LİK ile İYİLİKSEVER/LİK
( İyiliksever kişi, kendini yetiştirirken başkalarını da yetiştirmek ister. Kendi bilgisini genişletirken başkalarının bilgisini de geliştirmeye çalışır. )
( İyiliğe iyiliği her kişi yapar, Kötülüğe iyiliği er kişi yapar. )
- İYİMSERLİK = NİKBİNLİK = OPTIMISM[İng.] = OPTIMISME[Fr.] = OPTIMISMUS[Alm.]
- İYON[İng. < Yun.] değil/yerine/= YÜKÜN
( Bir ya da daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atom ya da atom grubundan oluşmuş, elektrik yüklü parçacık. )
- İYON/ION[İng.] değil/yerine/= YÜKÜN
- İYONİK BAĞ ile/ve/||/<> KOVALENT BAĞ
( İki atom arasında elektron aktarımı/alışverişi ile oluşan bağlar. İLE/VE/||/<> Elektron paylaşımıyla oluşan bağlar. )
- İYONİZASYON/IONIZATION[İng.] değil/yerine/= YÜKÜNLEŞME
- İYONTOFOREZ/IONTOPHORESIS[İng.] değil/yerine/= YÜKÜN SAĞALTIMI
- İYS/CONTENT MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK YÖNETİN DÜZENİ
- İZ ve/<> GÖZ
( Tarlada izi olmayanın, hasatta gözü ol(a)maz. )
- İZ ve/||/<>/> YÜZ
( Tarlada izin olsun ki harmanda yüzün olsun. )
- İZÂFİ[Ar.]/RÖLATİF[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ
- İZİN (VERMEK) ile/ve/değil/yerine FIRSAT (VERMEK)
( Kendine kapı açıldığı halde içeri girmeyen, kovulmayı (da) hak eder. )
- İZİN VERME(ME)K ile "SAYGI" GÖSTERME(ME)K
- İZİN VERMEK(/"VERİRSENİZ) ile/değil/yerine UYGUN GÖRMEK(/"GÖRÜRSENİZ)
- İZİN ile OLASILIK
- İZİN ile/ve/değil/yerine ONAY
- İZLEM/STRATEJİ(K)[Fr. < Yun. STRATOS: Ordu. | AGO: Gütmek.] ile/ve/<> TAKTİK
( Üst kuram, kuram kurma kuramı. İLE/VE Stratejinin uygulanması. )
- İZLEM/STRATEJİ ile/ve AKIL
( Üst kuram, kuram kurma kuramı. İLE/VE ... )
( Strateji sakatsa takviye yetmez. )
- İZLENİM ile ÇAĞRIŞIM
- İZLENİM = İNTİBA = IMPRESSION[İng., Fr.] = EINDRUCK[Alm.] = IMPRESSIO[Lat.] = IMPRESIÓN[İsp.]
- İZLENİM ile TESPİT
- İZLENİMCİLK ile DIŞAVURUMCULUK
( Fransız zihniyetiyle. İLE Alman zihniyetiyle. )
- İZOIMMÜNİZASYON/ISOIMMUNIZATION[İng.] değil/yerine/= EŞ BAĞIŞIKLAMA
- İZOKINETİK/ISOKINETIC[İng.] değil/yerine/= EŞ DEVİNIMLİ
- İZOLASYON/ISOLATION[İng./Fr.]/TECRİT[Ar.] değil/yerine/= YALITIM | AYIRMA | YALNIZLAŞTIRMA
( Elektrik akımının olumsuz etkilerini önlemek için, iletkeni kauçuk, lastik, porselen vb. ile kaplama, yalıtma. )
- İZOLE/ISOLATED[İng.] değil/yerine/= YALITIK | AYRI
- İZOMER/İSOMER[İng.] değil/yerine/= EŞİZ
- İZOMORFİK/ISOMORPHİC[İng.] değil/yerine/= EŞ YAPILI
- İZOTONİK/ISOTONIC[İng.] değil/yerine/= EŞ GEÇİŞİMLİ
- İZOVELOSITE/ISOVELOCITY[İng.] değil/yerine/= EŞ HIZ
- İZOVOLÜMETRİK/ISOVOLUMETRIC[İng.] değil/yerine/= EŞ OYLUMLU
- JAGUAR[Amerika Yerlilerinin dilinden] ile LEOPAR
( İri benekli. İLE Benekli. )
( Orta ve Güney Amerika'da yaşar. İLE ... )
( Çok seyrek rastlanan beyaz panterler, albino leopar ya da jaguarlardır. )
( Amerika'nın, en büyük etçilidir. İLE ... )
( Çenesi, en güçlü etçildir. İLE ... )
- JAMAIS VU[Fr./İng.] değil/yerine/= ASLA GÖRMEDİM SANISI
- JAVA ile/ve AJAX
- JENERALİZE/GENERALIZED[İng.] değil/yerine/= YAYGIN
- JENERASYON/GENERATION[İng.] değil/yerine/= KUŞAK
- JENERATÖR/GENERATOR[İng.] değil/yerine/= ÜRETEÇ
- JENERİK[İng. GENERIC | Fr. GÉNÉRIQUE < Lat. GENUS] değil/yerine/= TANITIMLIK
( Genel/kapsayıcı:
Belirli bir markaya ya da özel niteliğe bağlı olmayan, geniş kapsamlı.
Tıpta: Marka adıyla satılmayan ama aynı etken nesneye sahip olan ilaçlar için kullanılır. ["jenerik ilaç"]
Sinema ve televizyon: Bir filmin/dizinin başında ya da sonunda yer alan, yapımda emeği geçenlerin adlarının yazıldığı bölüm. ["filmin jeneriği"] )
- JET LAG[İng.] değil/yerine/= BOYLAM AŞMA SERSEMLİĞİ
- JİK ile/ve KAR TANESİ
( Yağmur damlası. İLE/VE ... )
- JİLET[İng. GILETTE] ile JİLE[Fr. GILET < İsp. JILECO < Tr. YELEK]
( İnce çelikten yapılmış, genellikle iki ağızlı keskin tıraş bıçağı. İLE Daha çok kadınların giydiği yelek. )
- JIT/JUST-IN-TIME[İng.] değil/yerine/= TAM ZAMANINDA
- JOYSTICK[İng.] değil/yerine/= YÖNETME KOLU
- JPG/JPEG/JOINT PHOTOGRAPHİC EXPERTS GROUP[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞMİŞ FOTOĞRAF UZMANLARI GRUBU (SAYISAL GÖRÜNTÜ KODLAMASI)
- JUDGEMENT ABILITY[İng.] değil/yerine/= YARGILAMA YETISİ/MUHAKEME BECERİSİ
- JÜRİ[Fr. < İng.] değil/yerine/= KURUL/SEÇİCİ KURUL
( Seçiciler kurulu, seçici kurul. | Yargıcılar kurulu. )
- JÜVENİL/JUVENILE[İng.] değil/yerine/= GENÇ
- KABAK ile BALKABAĞI/HELVACIKABAĞI/KESTANEKABAĞI
( Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki. | Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü. | Kabak kemane.Ham, tatsız kavun, karpuz. | Tüysüz, dazlak. | Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan taşıt lastiği. | Bilgisiz, görgüsüz, kaba. | Kısa boynuzlu hayvan. İLE Kabakgillerden, tatlısı yapılan, dışı boz, içi sarı renkli, iri bir kabak türü. )
- KABALA[İng.] ile KABALA[Ar.]
( Doğaüstüyle ilişki kurma. | Yahudilerde, yazılı olarak konulmuş olan Tanrı kanunlarının yanında, ağızdan ağıza geçen din buyruklarının, İbrani felsefesinin ve efsane yazılarının tamamı. | Bu öğretinin yandaşlarının tamamı. İLE Götürü, toptan. )
- KABALA = CABALA[İng.] = CABALE[Fr.] = KABBALA[Alm.] = KABBALAH:ALINMIŞ ŞEYLER, GELENEK, KABUL ETMEK[İbr.]
- KABARCIK ile İSİLİK/ISIRGIN
- KABARTMA TOZU ile SODYUM BİKARBONAT
- KABIZLIK ve/ne yazık ki/||/<>/> ANAL ÇATLAK/YIRTIK
- KABUK ile/ve ÖZ
- KABUKLULAR:
İSTİRİDYE(SELCE[Ar.], SADEF[Fars.], OYSTER[İng.], OSTREA EDULIS[Lat.]) ile MİDYE/BELEHU'L-BAHR[Ar.]/MUSSEL[İng.] ile SHELL ile KTENIA ile LANGUST(İN)[Lat. PALINURUS VULGARIS] ile KARAVİDES(/KEREVİT) ile KRILL ile PAVURYA ile KARİDES[Yun.](SHRIMP) ile KREOPEK
( MISRÂ': İstiridye gibi deniz kabuklularından kabuklarının her biri. )
( İstiridyeler, doğal ortamlarında 80 yıla kadar yaşayabilirler. )
( İstiridyelerin bir inciyi tamamlamaları 15 - 20 yıllarını alır. [1 ton istiridyeden ancak 3 inci çıkar. Mükemmel küre biçiminde olma olasılıkları ise milyonda birdir.] )
(
)
- KABUL ETME(ME)K ile KATILMA(MA)K
- KABUL ETME(ME)K ile ÖN PLANDA TUTMA(MA)K
- KABUL ETMEK ile GÜZEL GÖRMEK(TAHSÎN[< HÜSN])
- KABUL ETMEK ile/ve KATLANMAK
- KABUL ile/ve EZBER
( Dönüştürücü. [Kalb/tekallüb] İLE/VE Kalbe yazmak. )
- KABUL ile/ve İNANCA
- KABUL ile/ve MERHAMET
- KABUL ile/ve/değil OYUN
- KABUL ile SÖYLEM
- KABUL ve/< TAHSÎN
- KABUL ve/<> UYGUN DAVRANIŞ
- KABUL ile/ve YADSIMA
- KABULLEN(E)MEMEK ile DAYAN(A)MAMAK
- KABULLEN(EBİL)MEK ile DAYANMAK/DAYANABİLMEK
( Her ne gelirse, sarsılmadan dayanmanın soyluluğu ve erdemi vardır fakat anlamsız işkence ve aşağılanmayı reddetmenin onurluluğu[vakarı] da vardır. )
- KABULLEN(ME)MEK ile "KATLAN(MA)MAK"
- KABURGALAR ile/ve UCLARI SERBEST OLAN 11. 12. KABURGALAR
- KAÇAK ile GİZLİ ile YERALTI
- KAÇIRMAK ile KAYBETMEK
- KADAVERİK/CADAVERIC[İng.] değil/yerine/= KADAVRA KAYNAKLI
- KADAVRA DONÖR/CADAVERIC DONOR[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ GÖVDESİNİ BAĞIŞLAYAN
- KADAVRA/CADAVER[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ GÖVDE
- KADER ile/ve BUYRUK
- KADER ile/ve RASTLANTI/TESADÜF
- KADER ile/değil YAZGI/"ALINYAZISI"
- KADÎM BİLGELİK ile/ve/<> KADÎM GELENEK
( ... İLE/VE/<> Kadîm Gelenek, hiçbir kültürün, milletin ve/ya da egemenliği altında değildir! Evrenseldir ve bu geleneğe ulaşmak, hünerdir. )
- KADRAN/QUADRANT[İng.] değil/yerine/= DÖRTTE BİR
- KAF/CUFF[İng.] değil/yerine/= SARGAN
- KAFATASI = SCULL, CRANIUM[İng.] = LE CRÂNE[Fr.] = SCHÄDEL[Alm.] = TESCHIO[İt.] = CRANEO[İsp.] = CALVA[Lat.] = TO KRANION[Yun.] = CUMCUME(T)[Ar.] = KÂSEH-İ SER[Fars.] = SCHEDEL[Felm.]
- KAFATASI ile SÜTÜR/SUTURE[İng.]
( Kafatası kemiklerinin dikişe benzer ek yerleri. )
- KAFATASININ DIŞ ZARI ile KALP DIŞ ZARI
- KAFATASININ DIŞ ZARI ile KEMİK DIŞ ZARI
- KÂĞIT ile PAPİRÜS[Yun. < Lat.]
( Hiçbir kağıt parçası, 7 kezden fazla ikiye katlanamaz. )
( ... İLE Papirüsgillerden, Nil kıyılarında yetişen bir bitki. | Eski Mısır'lıların, papirüs saplarından yaptığı kâğıt. | Bu kâğıda yazılmış el yazması. )
- KAKTÜS[Fr., İng. CACTUS] ile SÜTLEĞEN/JAPON KAKTÜSÜ
( Kaktüsgillerden, yaprakları yayvan ve dikenli, güzel, parlak renkte çiçekler açan bir bitki, atlas çiçeği. İLE Sütleğengillerden, yaprak sap ve köklerinde süt görünüşlü, kekre ve yakıcı bir öz su bulunan, verdiği öz su türlerine göre tıpta ve sanayide kullanılan, yediyüz kadar türü bilinen, bir ya da çok yıllık bir bitki. )
- KALÇA KEMİĞİ ile PALDIM KEMİĞİ
- KALÇA/PELVİS ile KIÇ/BÜZÜK(GÖT[< GÖDEN]/DÜBÜR,DÜBR/VERÂ'/MAKAT/MÂBAD/ŞERC/ANÜS/REKTUM)
( TEDBİR[< DÜBÛR]: Bir şeyi te'min edecek ya da önleyecek yol, çare. | Kul iradesi. )
- KALEM ile/ve DOLMA KALEM
- KALEM ile KURŞUN KALEM
( ... İLE İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir kalem türü. )
- KALİBRASYON/CALİBRATION[İng.] değil/yerine/= ÖLÇÜMLEME. | ÇAP
- KALİBRATÖR/CALIBRATOR[İng.] değil/yerine/= ÖLÇÜMLEMECİ
- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine SÜREKLİ/LİK
- KALICILIK = SUBSISTENCE[İng., Fr.] = SUBSISTENZ[Alm.] = SUBSSISTENTIA[Lat.]
- KALITATİF ARAŞTIRMA/QUALITATIVE RESEARCH[İng.] değil/yerine/= NİTEL ARAŞTIRMA
- KALITATİF/QUALITATIVE[İng.] değil/yerine/= NİTEL
- KALİTE/Lİ[Fr./İng. < QUALITY] değil/yerine/= NİTELİK/Lİ
- KALITIM/SOYAÇEKİM ile DOĞAL
- KALITIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KATILIM
- KALKÜL/CALCULUS[İng.] değil/yerine/= TAŞ
- KALLUS/CALLUS[İng.] değil/yerine/= KEMIK İYİLEŞİMİ | NASIR
- KALMA DURUMU -ile
- KALORİMETRE/CALORIMETER[İng.] değil/yerine/= KALORİÖLÇER
- KALP ve SES
( İkisini de yumuşatmak gerekiyor. )
- KALSIFIKASYON/CALCIFICATION[İng.] değil/yerine/= KİREÇLENME
- KALSİNOZİS/CALCINOSIS[İng.] değil/yerine/= DOKU KALSİYUM BİRİKİMİ
- KAMARA/CHAMBER[İng.] değil/yerine/= ODACIK
- KAMPİMETRİ/CAMPİMETRY[İng.] değil/yerine/= GÖRME ALAN ÖLÇÜMÜ
- KAMPİNG < CAMPING[Fr./İng.]
( Kamp kurma yeri. )
- KAMPÜS[Fr./İng. < CAMPUS] değil/yerine/= YERLEŞKE
- KAMUFLAJ[Fr./İng. < CAMOUFLAGE] değil/yerine/= GİZLEME/ÖRTME
- KAN ile/ve İLİK
- KAN ile KAN
( Gövdemizde dolaşan yaşamsal sıvı. İLE İnanmak. )
- KAN ile PIHTI/PIHTILAŞMA
- KAN ile/ve/<> PLAZMA[Yun.]
( ... İLE/VE/<> Kanda alyuvarla akyuvarların içinde bulunduğu sıvı. | Elektrik yükü yansız olan gaz moleküllerinden, pozitif iyonlardan ve negatif elektronlardan oluşan akışkan. )
- KANAL ile SU KANALI
( Doğal su yolu. İLE İnsan eliyle açılmış su kanalı. )
- KANARYA ile/ve KARTAL
( İspinozgillerden, yeşilimsi ya da sarı tüylü, koni biçiminde küçük gagalı, ötücü kuş. [Çizgi film kahramanı Tweety, bir kanaryadır.] İLE ... )
- KANDIRMAK ile ALDATMAK
- KÂNÎ[Ar.] ile Kânî[Ar.] ile KANİ'[Ar. < KANÂAT | çoğ. KANİÛN, KANİÎN]["ka" uzun okunur]
- KANIKSAMA ile/ve SAHİPLENME
- KANIKSAMA ile TAHAMMÜL
- KANIKSAMA ile/ve/> TÜKETMEK
- KANIKSAMAK ile/ve BENİMSEMEK
- KANIT/DELİL ile/ve İTİRAZ
( Hem filozofların, hem kelâmcıların birbirine yönelik yaptığı. )
( DELİL: Burhanın zihinde olması. (İNNE/İNNİ) )
( Kendiyle başka bir şeye işaret eden. İLE/>< ... )
- KANIT = DELİL = ARGUMENT[İng., Fr., Alm.] = ARGUMENTUM, ARGUERE[Lat.] = ARGUMENTO[İsp.] = APODEIXIS[Yun.]
- KANIT ile/ve İSPAT
( Fizik'te. İLE/VE Matematik'te. )
- KANIT ve/||/<>/< KAVRAM
- KANIT ile/ve KAYNAK
- KANITLAMAK ile İNANDIRMAK
- KANON = KANUN, KAİDE = CANON[İng., Fr., İsp.] = KANON[Alm., Yun.]
( Herhangi bir konuda yetkelerin belirlediği seçimler bütünü. | Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki ya da daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. )
- KANSER (GÖZELERİ) ile/||/<> KARSİNOM ile/||/<> SARKOM
( ... İLE/||/<> Kas, bağ doku, kemiklerde. İLE/||/<> ... )
( Bulaşma, sıçrama, yayılma olur/olabilir. İLE/||/<> Bulaşma/sıçrama olmaz fakat aynı yerde yoğunlaşması ve tekrarlaması oranındadır. İLE/||/<> ... )
( Kemoterapi, ışın terapisi ve cerrahi gibi çeşitli/çoklu tedavi yöntemleri uygulanır. İLE/||/<> Ameliyat gerektirir. İLE/||/<> ... )
( ... İLE/||/<> Deri bölgesinde de olabildiği gibi, daha çok, gövde boşluklarında ve derinliklerinde. İLE/||/<> ... )
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- KANSER[Fr./İng. CANCER] değil/yerine/= DOKUNMA BANA / İNCİTME BENİ
( Bir organ ya da dokudaki gözelerin kontrolsüz olarak bölünüp çoğalmasına bağlı olarak yakın dokulara yayılmasıyla ya da uzak dokulara sıçramasıyla beliren hastalık. )
- KANSEROJENİK/CANCEROGENIC[İng.] değil/yerine/= KANSER YAPAR
- KANSERÖZ/CANCEROUS[İng.] değil/yerine/= KANSERİMSİ
- KANSIZLIK/ANEMİ[Fr. < ANEMIE] ile AKDENİZ KANSIZLIĞI/ANEMİSİ(TALASEMİ[Fr.])
( [Ar., Fars.] FAKR-ÜD-DEM ile ... )
( Kansızlık hastalığı. İLE Akdeniz bölgesinde görülen ve genetik etmenlerle sonraki kuşaklara geçebilen bir tür kansızlık hastalığı. )
- KANTARON ile KANTARON ile KIZIL KANTARON
( Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki İLE Birleşikgillerden, sarı, mavi, kırmızı çiçekli türleri bulunan otsu bir bitki. İLE Kızılkantarongillerin örnek bitkisi olan, 10-50 santimetre yüksekliğinde, kırmızı çiçekli, karşılıklı yapraklı, sap ve yaprakları tıpta kullanılan, iki yıllık otsu bir bitki. )
- KANTITATİF ARAŞTIRMA/QUANTITATIVE RESEARCH[İng.] değil/yerine/= NICEL ARAŞTIRMA
- KANTITATİF/QUANTITATIVE[İng.] değil/yerine/= NICEL
- KANÜL/CANNULA[İng.] değil/yerine/= BORUCUK
- KANÜLASYON/CANULATION[İng.] değil/yerine/= BORUCUK YERLEŞTİRİMİ
- KAOS[Yun.] ile KOMPLEKS[Fr./İng.]
( Uçurum. | "Karmaşa". İLE Karmaşık. )
- KAOS = CHAOS[İng., Fr., Alm.] = KHAOS:UÇURUM[Yun.] = CAOS[İsp.]
- KAPALI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BELİRSİZ
- KAPASITANS/CAPACITANCE[İng.] değil/yerine/= YÜKLENİM
- KAPASİTE[Fr./İng. CAPACITY] değil/yerine/= SIĞA/YETENEK/YETİ
( Bir kondansatörün, elektrik yığma sınırı. )
( Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü, sığa. | Belirli bir alana sığabilecek kişi ya da nesne sayısı. | Bir işletmenin üretim miktarı. | Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa. | Anlama, kavrama yeteneği. )
- KAPASİTE ile "DURUM"
- KAPATMA EKİ -ile
- KAPIL[İng. < COUPLE] ile KAPIL
( Çift. İLE Kapma işine konu olmak. | Sürüklenmek. | Birine güvenip boş bulunarak aldanmak. | Birine tutulmak, bağlanmak, yoğun sevgi duymak. | Bir şeyin ya da birinin güçlü etkisinde kalmak. )
- KAPİLER/CAPİLLARY[İng.] değil/yerine/= KILCAL | KILCAL DAMAR
- KAPILMA ile DUYGULANIM
- KAPİTALİZM ile/ve TÜKETİM TOPLUMU
- KAPİTÜLASYON[Fr./İng.]/İMTİYAZ[Ar.] AYRICALIK
( Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları. | [belirli koşullarla] Teslim olma, teslimiyet, silahları bırakma. | Teslim antlaşması, teslim koşullarını içeren belge. | Özet, hulâsa. )
- KAPLAN ile TAZMANYA KAPLANI/KURDU
( ... İLE Yeni Gine ve Avustralya anakarasına özgüdür.[Yaklaşık 4 milyon yıl önce evrilen, bilinen en büyük etçil keseli hayvanlardan biridir.][Avustralya'nın keşfinden sonra bilinen son Tazmanya kaplanı, 1936 yılında öldürülerek ne yazık ki soyu tüketilmiştir. :(] )
- KAPLUMBAĞA/TOSBAĞA ile TATLI SU KAPLUMBAĞASI
( REFŞ: Bir tür ırmak kaplumbağası.[Fırat ve Dicle'de bulunur.] )
( SÜLHAFİYYE[Ar.] | CHÉLONIENS[Fr.]: Kaplumbağalar. )
(
ile ... )
- KAPLUMBAĞA ile GÖKKUŞAĞI KAPLUMBAĞASI
( ... ile
)
- KAPLUMBAĞA ile KUZEY YILAN BOYUNLU KAPLUMBAĞASI
( ... İLE Avustralya ve Endonezya'da yaşarlar. )
- KAPNOMETRİ/CAPNOMETRY[İng.] değil/yerine/= SOLUKTA KARBONDIOKSIT ÖLÇÜMÜ
- KAPRİS[Fr./İng. CAPRICE] ile GURUR
( Geçici, düşüncesizce, değişken istek. | Huysuzluk. İLE Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir. | Övünme. Kurum, çalım. )
- KAPSAM = ŞÜMUL = EXTENTION[İng., Fr.] = UMFANG, EXTENTION[Alm.] = EXTENTIO[Lat.] = EXTENSIÓN[İsp.]
- KAPUT/HEAD[İng.] değil/yerine/= BAŞ
- KÂR ile KAZANÇ
- KARA İGUANASI (HİNT KERTENKELESİ) ile SU-KARA İGUANASI
( Kahverengi. İLE Siyah. )
( Amerika'nın tropikal bölgelerinde yaşar. İLE Galapagos Adaları'nda yaşar. )
( [kökeni/etimolojisi] Karaibçe'den İspanyolca'ya geçmiştir. )
- KARA KAPLUMBAĞASI ile BATAKLIK KAPLUMBAĞASI ile TATLISU KAPLUMBAĞASI ile DENİZ KAPLUMBAĞASI
( Bilinen, 200'den fazla çeşidi bulunmaktadır. Türkiye'de, 10 kaplumbağa türü bulunmaktadır. )
( ... İLE ... İLE ... İLE Türkiye'deki yuvalama kumsalları: Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında belirlenmiş ve resmî olarak kabul edilmiş 21 yuvalama kumsalı bulunuyor. Bu kumsallar, Batı'dan Doğu'ya şöyle sıralanmaktadır: Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye (Muğla), Patara, Kale, Kumluca, Çıralı, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa (Antalya), Anamur, Göksu Deltası, Alata, Kazanlı, Davultepe (Mersin), Akyatan, Yumurtalık (Adana) ve Samandağ (Hatay). )
( [yaşam alanları] Dağlık, ormanlık hatta çöl ortamlarında bile rastlanmaktadır. İLE ... İLE Karadan, su yaşamına geçen hayvanlardandır. Tropikal ve alt tropikal iklim bölgelerinde yaşarlar. İLE Hem karada, hem de suda yaşarlar. Dünyanın orta bölgelerinde, tropikal bölgelerine yakın denizlerinde, açık okyanuslarda, kıyı habitatları özellikle tropikal ve ılıman bölgelerde, Hint Okyanusu, Atlantik Okyanusu, Pasifik Okyanusu, Karayipler ve Akdeniz'de yaşarlar. )
( [yaşam süreleri] ... İLE ... İLE ... İLE 25-50 yıldır. )
( ... İLE ... İLE ... İLE Dünya denizlerinde yaşayan yedi deniz kaplumbağası türü:[Dermochelys coriacea, Eretmochelys imbricata, Lepidochelys kempii, Lepidochelys olivacea, Chelonia mydas, Caretta caretta, Natator depressus] )
( Ayaklarında, beş parmak bulunmaktadır. Çiftleşmeyi kolaylaştırabilmek için karın alt kabuğu, erillerde daha güçlü ve içe doğru çöküktür. Erillerin, ön bacak tırnaklarından biri, dişiyi çiftleşme sırasında kavrayabilmek üzere daha uzundur. İLE ... İLE Parmakları arasında yarım perde biçimlenmiştir. Ayakları ve sırt kabukları biraz daha küçülmüş, uzamış ve yüzmeye uygun bir duruma gelmiştir.[Fırat kaplumbağasında, kabuk, tam sertleşmemiş bir yapı gösterir.] İLE Ayakları, yüzmeye uygun palet benzeri biçim almıştır. Tırnaklardan bir ya da ikisi kalmıştır. Kabukları, kayık benzeri, uzun bir biçim almış, baş ve ön ayakların bulunduğu yerden, kabuk, daha geri çekilmiştir. )
( Kaplumbağalar, kıçlarından da soluk alabilirler. )
- KARA SÜLEYMAN MESCİDİ ile KARA SÜLEYMAN MESCİDİ ile KARA SÜLEYMAN MESCİDİ
( Eyüp, Düğmeciler Mahallesi'ndedir. İLE Süleymaniye'de, Bozdoğan Su Kemeri yakınındadır. İLE Eyüp, Nişanca'dadır. )
- KARA YILANI ile/ve KARAYILAN
( ... İLE Boyu uzun, başı iri pullarla örtülü, zararlı hayvanları yediği için tarıma yararlı, tehlikesiz bir yılan. )
- KARA ile/ve/||/<> DENİZ
- KARABAŞ MARTI ile BÜYÜK KARABAŞ MARTI
- KARABAŞ MARTI ile KÜÇÜK KARABAŞ MARTI
- KARABAŞ MARTI ile KÜÇÜK MARTI
- KARAFATMA ile HAMAMBÖCEĞİ/KAKALAK ile HANIMBÖCEĞİ/GELİNBÖCEĞİ ile TAHTAKURUSU
( Kınkanatlılardan, böcek, kurt ve sümüklüböceklerle beslenen, tarıma yararlı, parlak siyah renkli bir böcek. İLE Hamamböceğigillerden, temiz tutulmayan yerlerde üreyen, zararlı bir böcek. İLE Kınkanatlılardan, kara benekli, kırmızı renkte, kurtçukları yemesinden dolayı yararlı sayılan bir böcek. İLE Yarımkanatlılardan, uzunluğu 3-5 milimetre, gövdesi oval ve yassı, kanatları körelmiş, oturulan, yatılan yerlerde üreyerek insan kanıyla beslenen, pis kokulu böcek. )
- KARAKTER[Fr., İng. < CHARACTER < Yun.]/SECİYE[Ar.] değil/yerine/= ÖZYAPI/IRA/İMCETÜR
- KARAKTER[İng. < CHARACTER] değil/yerine/= İMCETÜR
- KARAKTER ile ALGI DÜZENEĞİ
- KARAKTER = SECİYE, HASİSA = CHARACTER[İng.] = CARACTÈRE[Fr.] = CHARAKTER[Alm.] = KHARAKTER < KHARASSEIN[Yun.] = CARÂCTER[İsp.]
- KARAKTERİSTİK/CHARACTERISTIC[İng.] değil/yerine/= AYIRT EDİCİ
- KARAMSAR/LIK ile/ve KÖTÜMSER/LİK ile/ve OLUMSUZ/LUK (NEGATİF/LİK)
- KARANFİL[Ar. < KARANFUL] ile TARÇIN[Fars. < DÂRÇÎN < DÂRÛ-Yİ ÇİN/DÂR-I ÇİN: Çin darısı/ağacı.]
( ... İLE Tarçın bitkisinin kökeninin, Sri Lanka olarak da bilinen Seylan Adası olduğu söylenir. Ne var ki, biz bu bitkiyi Uzakdoğu'dan, Çin ve Malezya gibi ülkelerden almışız. Aslında, bitkinin dilimizdeki adı da, tarihi bu bağa ilişkin bir ipucu verir gibi. Farsça, "dâr" sözcüğü, ağaç anlamına geliyor.[Arapça'da ev anlamına gelen "dâr" sözcüğüyle karıştırılmamalı!] "Dâr-ı Çin" yani "Çin ağacı" sözcüğü, Farsça'dan dilimize girmiş ve başındaki sessiz harf sertleşerek tarçın biçiminde söylenir olmuş.
İngilizce gibi Batı dillerinde, tarçın sözcüğünün karşılığı, "cinnamon". Bu sözcük, Latince, tarçın demek olan "cinnamomum" sözcüğünden kaynaklanıyor. Ama sözcük, Latince'ye gelinceye kadar dilden dile dolaşmış. Tıpkı, İpek Yolu tüccarlarının, mallarını taşımaları gibi, sözcük de dilden dile taşınmış. Sözcük, Latince'ye, eski Yunanca "kinnamomon"dan geçmiş. Yunanlar'sa, bu sözcüğü, İbraniler'in, "kinamom" dedikleri sözcükten alıp dillerine uyarlamışlar. Aramca, "qunimun" olarak söylenilen sözcüğün kökeniyse, Malezya'da ve Endonezya'da konuşulan Malay dili. Bu dilde, "kayu manis" sözcüğü, "tatlı odun" anlamına geliyor. )
- KARANLIK ile ALACAKARANLIK
- KARANLIK ve SÖZ
( İçinde, ışık vardır. [görebilen için] VE İçinde, ümit vardır. [duyabilen/dinleyen için] )
- KARAR VERMEK ile/ve İZİN VERMEK
- KARAR = DECISION[İng.] = DÉCISION[Fr.] = ENTSCHEIDUNG[Alm.] = DECISIÓN[İsp.]
- KARAR ile/ve/değil GEREKLİLİK
- KARAR ile/ve ONAY
- KARAR ile/ve SONUÇ
- KARARLILIK ve ULAŞMAK
- KARBON ile GRAFİT[Fr. < Yun.]
( Atom numarası 6, atomsal kütlesi 12.01115, yoğunluğu 3.52 g/cm³, ergime derecesi 3500 °C, kaynama derecesi 4800 °C, elmazs, kömür ve grafit olarak serbestçe bulunan ve organik bileşiklerin ana elementini oluşturan, ısı ve elektriği oldukça iyi ileten, atomları, karbonda kristal yapının büyük bir sertlik kazanmasına yol açan, eşit aralıkta ve dört yüzlü, grafitte düzgün altıgen kafesler oluşturarak üst üste katmanlar biçiminde dizilmiş olan, duruma göre elektroartı ya da elektroeksi olabilen, doğal karbonun %98.9'unu oluşturan 12 kütle numaralı kararlı izotopu, tam olarak 12 birimlik atomik kütlesiyle en son atomsal kütle birimi [bağıl çekirdeksi kütle birimi] olarak, radyoaktif da denilen 14 kütle numaralı doğal radyoaktif izotopu, yayınladığı 156keV enerjili beta [β"] ışınları ve 5780 yıl yarılanma süresiyle, yaş belirlemede ve fotosentezde, karbonun metabolik yolunun açıklanmasında kullanılan, periyodik cetvelin dördüncü sütununda yer alan ametal. [Simgesi: C]
İLE
Kurşunkalem ve bazı aygıt parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolaylıkla toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen, bir çeşit doğal karbon. )
- KARBON ile/ve/||/<> SİLİKON
- KARBONHİDRAT ile PROTEİN
( Karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan organik bileşikler. İLE Karbon, hidrojen, oksijen ve azot içeren organik bileşikler. )
- KARDİNAL/CARDİNAL[İng.] değil/yerine/= ANA
- KARDİYAK AREST/CARDİAC ARREST[İng.] değil/yerine/= KALP DURMASI
- KARDİYAK OUTPUT/CARDİAC OUTPUT[İng.] değil/yerine/= KALP DEBİSİ
- KARDİYOJENİK/CARDIOGENIC[İng.] değil/yerine/= KALP KAYNAKLI
- KARGA ile ALAKARGA/ALAKABAK/KESTANEKARGASI ile UZUN TEPELİ/DAĞ/ÇAM/STELLER ALAKARGA/SI ile KIZILCA KARGA
( ... İLE İri gövdeli, ötücü, tüyleri alacalı bir kuş türü. İLE ... İLE ... )
( )
( ALAKARGA[yerel]: Saksağan. )
( 
Uzun Tepeli/Dağ/Çam/Steller Alakargası,
Kuzey Amerika'ya özgü bir kuştur. )
- KARGA ile BÜYÜK KARGA
( Tûle emeli simgeler. )
( Karga Mitleri'ni okumak için burayı tıklayınız... [İng.] )
( Bazı karga türleri:
Avustralya Kuzgunu [Corvus Coronoides]
Alacalı Karga [C. Albus]
Amerika Kargası [C. Brachyrhynchos]
Balık Kargası [C. Ossifragus]
Banggai Kargası [C. Unicolor]
Başlıklı Karga [C. Cornix]
Bayağı Karga [C. Monedula] [Türkiye'de]
Bayağı Kuzgun [C. Corax] [Türkiye'de]
Beyaz Boyunlu Karga [C. Leucognaphalus]
Beyaz Gagalı Karga [C. Woodfordi]
Beyaz Yakalı Kuzgun [C. Albicollis]
Boz Karga [C. Tristis]
Bugenvillea Kargası [C. Meeki]
Büyük Gagalı Karga [C. Macrorhynchos]
Chatham Adaları Kuzgunu [C. Moriorum]
Chihuahua Kuzgunu [C. Cryptoleucus]
Çöl Kuzgunu [C. Ruficollis] [Türkiye'de]
Dauria Kargası [Alaca Küçük Karga] [C. Dauuricus]
Ekin Kargası [C. Frugilegus] [Türkiye'de]
Ev Kargası [C. Splendens]
Flores Kargası [C. Florensis]
Hawai Kargası [C. Hawaiiensis]
İnce Gagalı Karga [C. Enca]
Jamaika Kargası [C. Jamaicensis]
Kahverengi Başlı Karga [C. Fuscicapillus]
Kalın Gagalı Kuzgun [C. Crassirostris]
Kap Kargası [C. Capensis]
Kuzeybatı Kargası [C. Caurinus]
Küba Kargası [C. Nasicus]
Küçük Karga [C. Bennetti]
Küçük Kuzgun [C. Mellori]
Leş Kargası [C. Corone] [Türkiye'de]
Mariana Adaları Kargası [C. Kubaryi]
Meksika Kargası [C. Sinaloae]
Orman Kuzgunu [C. Tasmanicus]
Palmiye Kargası [C. Palmarum]
Somali Kargası [C. Edithae]
Şeritli Karga [C. Typicus]
Tamaulipas Kargası [C. Imparatus]
Torres Kargası [C. Orru]
Uzun Gagalı Karga [C. Validus]
Yakalı Karga [C. Torquatus]
Yelpaze Kuyruklu Kuzgun [C. Rhipidurus]
Yeni Kaledonya Kargası [C. Moneduloides]
Yeni Zelanda Kuzgunu [C. Antipodum] )
( ZÂG-BEÇE[Fars.]: Karga yavrusu. )
( NEÂB[Ar.]: Karga yavrusu. )
- KARGA ile/ve KUZGUN/KARAKARGA
( ... İLE Kargadan daha iri, büyük gagalı bir kuş. )
( ... İLE 690 gr. ile iki kilo arasındadır.[Daha büyük gagalara ve kendilerine özel kuyruk biçimine sahiptir.] )
( [kuyrukları ...] Yelpaze biçimindedir. İLE Kama biçimindedir.
[Uçarken bu fark daha belirgindir.) )
( [boğaz tüyleri ...] Daha kısa ve yumuşaktır. İLE Daha uzun ve serttir. Özel bir boyun tüyü türüne sahiptir. )
( Kasaba ve kentlerde yaygındır. İLE Kentsel bir ortamda görmek çok daha nadirdir.
[Kuzey Amerika'da, karga ve kuzgun dağılımı bazı örtüşen yaşam alanlarına sahiptir.] )
( Keskin ve gaklama sesine sahiptir. İLE Derinden gelen ve guruldama gibi sesi vardır. )
( Genellikle daha büyük öbekler olarak görülür ve uçar. İLE Çiftler olarak uçar. )
( [vahşi doğada][ortalama] Yaklaşık yedi - sekiz yıl yaşar. İLE On - onbeş yıl arasında yaşayabilir. )
( Kuzgundan çok daha küçük ve güvercinden biraz büyüktür. İLE Kırmızı kuyruklu bir şahine daha yakındır. )
( Corvidae ailesinde, kargalar ve kuzgunlarla birlikte sadece Corvus cinsini değil aynı zamanda saksağanlar ve alakargaları da içeren yaklaşık 120 tür vardır. )
( [gagaları] Daha küçük ve incedir. İLE Daha büyük ve kalındır. )
( [ortalama uzunluğu yaklaşık ...] 43 cm.’dir. İLE 69 cm.'dir. )
- KARGAŞA ile/ve ÇATIŞMA/ARBEDE[Ar.]["ARBADE" değil!]
- KARGAŞA ile/değil KARMAŞA
( Kişiler arasında. İLE/DEĞİL Kavram ve/ya da olgularda. )
( Karmaşa, görünüşte ve sözlerdedir. Var olan, vardır. O, ne nesnel, ne de özneldir. Madde ve zihin, ayrı değillerdir, onlar, tek enerjinin yüzleridir. Zihne, maddenin işlevi olarak bakın, işte size bilim; maddeye, zihnin ürünü diye bakın, işte size din. )
( Between people.
The confusion is apparent and purely verbal. What is, is. It is neither subjective nor objective. Matter and mind are not separate, they are aspects of one energy. Look at the mind as a function of matter and you have science; look at matter as the product of the mind and you have religion. Vs. About concepts and/or facts. )
- KARGAŞA ile/ve TELÂŞ
- KARGO[Fr./İng. < CARGO] değil/yerine/= YÜK
- KARİDES ile KÜÇÜK KARİDES
- KARİDES ile MANTİS KARİDESİ
( ... İLE Hint ve Pasifik Okyanuslarının ılık sularında yaşarlar. )
(
)
( ... İLE Bugüne kadar keşfedilmiş 450 kadar çeşidi bulunmaktadır. )
( ... İLE Yumuşakçalar ve küçük balıklar ile beslenirler. Yaşamları, yaklaşık 6 yıldır. )
( )
- KARIN ZARI(PERİTON) ile KALP DIŞ ZARI
( Karın boşluğunun içini, bu boşluğun içinde bulunan bağırsakları, öbür örgenleri kaplayan ve tutan zar. İLE ... )
- KARIN ile GÖBEK
( BECRÂ'[Ar.]: Göbeği çıkık [kadın]. | Yüksek [yer, tepe]. )
- KARIN ile MİDE[Ar.]["MİĞDE" değil!]
( ... ile KURSAK[Halk dilinde] )
( KURSAK: Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin örgen. | Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı. )
( İnsan ve hayvanlarda, gövdenin, kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. | Dölyatağı. | Bazı şeylerde, şiş ve iç bölüm. | Mide. | [mecaz] İç, gönül, akıl, kafa. | Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda, en büyük genlikle titreşen noktalar. İLE Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında, besinlerin, sindirime hazır duruma getirildiği, omurgasız hayvanlarda, sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan bölgesi. | [mecaz] Karın, karın bölgesi. | [mecaz] Yemek yeme isteği. )
- KARINCA ile/ve AKKARINCA/DİVİK/TERMİT ile/ve ÖTEKİ KÜÇÜK CANLILAR
( Karıncaların bilinen 8000 türü vardır. 130 milyon yıldır yaşıyorlar. İLE 2600 termit türü vardır. )
( Dünyadaki toplam böceklerin %1'ini karıncalar oluşturur. [1 kentilyon olarak hesaplanmıştır.] )
( Günde ancak birkaç dakika uyurlar. )
( Sualtında 19 gün yaşayabilirler. )
( Ağaç karıncası kafası kopuk olarak 24 saat yaşayabilir fakat kolonisi dışında tek başına yaşayamaz. )
( Toplam kütleleri, insanın toplam kütlesinden daha fazladır. )
( Karınca, açgözlülüğü simgeler. )
( KARINCA[< KARNI İNCE]'den geldiği söylenir. )
( KÖRE: Karınca yuvası. )
( NEMLİYYE[Ar.]/FORMICIDÉES[Fr.]: Karıncalar. )
( ŞÜTÜR-MUR[Fars.]: Mitolojik, büyük bir karınca. )
- KARINCA ile BEYAZ KARINCA
- KARINCA ile ET KARINCASI
- KARINCA ile KIRMIZI KARINCA
- KARINCAYİYEN/KARINCAKUŞU ile KESELİ KARINCAYİYEN
( Bir günde, 30.000 karınca yerler.[Her gece, 10.000 akkarınca yemek zorundalardır.] İLE ... )
( ... ile NUMBAT )
- KARINCAYİYEN/KİRPİ/ORNİTORENG ile EKİDNE
( ... İLE Kuşlar gibi gagası, kirpiler gibi dikenleri, kertenkele gibi yumurtaları, keseli hayvanlarınki gibi torbası bulunan ve dört başlı bir penise sahip bir hayvandır. )
( ... İLE Avustralya ve çevresindeki adalarda yaşarlar. )
( ... İLE Dikenlerinden başka bir yanları görünmeyecek biçimde toprağı kazarak gizlenebilirler ya da top gibi bir görüntüye bürünerek kapanabilirler. )
( ... İLE Dişil ekidnenin meme başı olmadığından dolayı yavru, annesinin meme bezlerinden sızan sütü yalayarak beslenir. )
( ... İLE Boşaltım ve üremeleri aynı tek delikten(kloak) gerçekleşir. [MONOTREM: Tek delikli] )
( Karıncayiyenlerde olduğu gibi ekidnelerde de uzun yapışkan bir dil ve güçlü ön bacaklar bulunur. )
( Ornitorenglerle birlikte dört ekidne türünün 180 milyon yıl önce süperkıta Pangae'nin parçalanıp kuzeydeki muadillerinden ayrılan güney memelilerinden geriye kalan tek torunları olduğu düşünülmektedir. [Yaşayan en eski, memeli grubudur.] )
(
ile
|
)
( Ornitorengler, su altında, 10 dk. kadar havasız kalabilirler. )
- KARIŞIK = CONFUSED[İng.] = CONFUS[Fr.] = UNKLAR[Alm.] = CONFUSUS[Lat.]
- KARIŞIK ile/ve/değil DAĞINIK
- KARIŞIK ile/ve/değil KARMAŞIK
- KARIŞIKLIK = CONFUSION, DISORDER[İng.] = CONFUSION[Fr.] = WERWIRRUNG[Alm.] = CONFUSIO[Lat.]
- KARIŞIM ile/ve/değil ALAŞIM
- KARIŞIMLAR('I) ile/ve BİLEŞİMLER('İ)
- KARIŞMA(MA)K ile/ve KAVUŞMAK
- KARIŞMA ile/ve BAŞKALDIRI
- KARIŞMAK ile BURNUNU SOKMAK
- KARIŞMAK ile HAKKINDA/ÜZERİNE KONUŞMAK
( Konuşmayı bilmeden, kişileri tanımak olanaksızdır. )
(1996'dan beri)