Bugün[16 Ekim 2025]
itibarı ile 11.139 başlık/FaRk ile birlikte,
11.139 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(37/46)


- SEMÂVÎ[Ar.] değil/yerine/= GÖKSEL


- SEMBOL/İK[Fr., İng. SYMBOL < Yun.] değil/yerine/= SİMGESEL


- SEMBOLİZMA değil/yerine/= SİMGESELLİK


- SEMERE/Lİ[Ar.] değil/yerine/= MEYVE, ÜRÜN | VERİM

( YARAR(LI), VERİM(Lİ) | SONUÇ | BİR ŞEYDEN ELDE EDİLEN GELİR )


- SEMERKANT ile/= MARAKANDA

( Semiz/bereketli anlamınadır. İLE/= Sogdiane devletinin başkenti olduğu, M.Ö. IV. yüzyıldaki adı. )


- SEMIKANTITATİF/SEMIQUANTITATIVE[İng.] değil/yerine/= YARI NICEL


- SEMIPERMEABIL/SEMIPERMEABLE[İng.] değil/yerine/= YARI GEÇİRGEN


- SEMISİRKÜLER/SEMICIRCULAR[İng.] değil/yerine/= YARIM DAIRE


- SEMİYOLOJİ[Fr.]/SEMIOLOGY[İng.] değil/yerine/= GÖSTERGEBİLİM/BELİRTİ BİLİMİ

( Hastalıkların belirti ve işaretleriyle ilgilenen tıp dalı. | Göstergebilim. )

( )


- SEMPATİ/SYMPATHY[İng.] değil/yerine/= HOŞ DUYUM


- SEMPATİK/SYMPATHETIC[İng.] değil/yerine/= SEMPATİK (SİNİR BİLİMİ) | SEVİMLİ, CANA YAKIN


- SEMPATİZAN[Fr.] değil/yerine/= DUYGUDAŞ


- SEMPOZYUM/SYMPOSIUM[İng.] değil/yerine/= BİLGİ ŞÖLENİ


- SEMPTOMATİK/SYMPTOMATIC[İng.] değil/yerine/= BELİRTILİ


- SEMPTOMATİK TEDAVİ/SYMPTOMATIC TREATMENT[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ SAĞALTIMI


- SEMPTOMATOLOJİ/SYMPTOMATOLOGY[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ BİLİMİ


- ŞEMSİYE, UMBELLE = EZHÂR-I SAYVÂNÎYE = OMBELLE


- ŞEMSİYE[Ar.] değil/yerine/= GÜNEŞLİK/GÜNCEK


- SEMT değil/yerine/= YÖNCE


- SEN ve/=/<> NEŞE


- BEN/SEN ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< ZEN

( [bir şey] Yaptığımızda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/=/<>/< Yapmadığımızda/yapmayabildiğimizde[yapmamayı yeğleyebilmemizde)]. )


- SENDROM/SYNDROME[İng.] değil/yerine/= BELİRGE


- SENE[Ar.] değil/yerine/= YIL


- SENE-İ DEVRİYE değil/yerine/= YILDÖNÜMÜ


- SENEVÎ değil/yerine/= YILLIK


- SENFONİ[Fr., İng. SYMPHONIE] ile/= KÂR[Osmanlı Tr.]

( Orkestra için bestelenmiş, birkaç bölümden oluşan uzun müzik yapıtı. )


- SENİL/SENILE[İng.] değil/yerine/= YAŞLI


- SENİLİTE/SENILITY[İng.] değil/yerine/= YAŞLILIK


- SENKOP/SYNCOPE[İng.] değil/yerine/= BAYGINLIK


- SENKRETİZM değil/yerine/= BAĞDAŞTIRMACILIK


- SENKRON NÖRAL NETWORK/SYNCHRONOUS NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI SİNİR AĞI


- SENKRON/SYNCHRONOUS[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI


- SENKRON TRAMSMİSYON/SYNCHRONOUS TRANSMİSSION[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI İLETIM


- SENKRON değil/yerine/= EŞOĞUR


- SENKRONİK/SYNCHRONICAL[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI


- SENKRONİK değil/yerine/= EŞOĞURLU


- SENKRONİ/SENKRONİZM değil/yerine/= EŞOĞURLULUK


- SENKRONİZASYON[İng. < SYCHRONIZATION] değil/yerine/= EŞLEME


- SENKRONİZASYON/SYNCHRONIZATION[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLAMA


- SENKRONİZASYON değil/yerine/= EŞLEME


- SENKRONİZE/SYNCHRONIZED[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI


- SENKRONİZM/SYNCHRONISM[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLILIK


- SENSASYON/SENSATION[İng.] değil/yerine/= DUYUM


- SENSE[İng.] değil/yerine/= UYARI ALGILAMA


- SENSIBILITE/SENSIBILITY[İng.] değil/yerine/= DUYUMSALLIK


- SENSITİF/PERİYOT SENSITIVE PERIOD[İng.] değil/yerine/= DUYARLI DÖNEM


- SENSITİF/SENSITIVE[İng.] değil/yerine/= DUYARLI


- SENSITİVİTE/SENSITIVITY[İng.] değil/yerine/= DUYARLILIK


- SENSITİZASYON/SENSITIZATION[İng.] değil/yerine/= DUYARLILAŞMA


- SENSÖR/SENSOR[İng.] değil/yerine/= DUYARGA, ALGILAYICI


- SENSÖR değil/yerine/= ALICI/ALGILAYICI


- SENSOR[İng.] değil/yerine/= DUYAR


- SENSORİYEL/SENSORIAL[İng.] değil/yerine/= DUYUMSAL


- SENSORY GATING[İng.] değil/yerine/= DUYUSAL KAPILAMA


- SENTAKS ANALİZ/SYNTAX ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= SÖZDİZİMSEL ÇÖZÜMLEME


- SE(/İ)NTAKS[İng. < SYNTAX]/NAHİV[Ar.] değil/yerine/= SÖZDİZİMİ/YAZAÇ(HARF) DİZİMİ


- SENTAKTİK[İng.] değil/yerine/= SÖZDİZİMSEL


- SENTETİK/SYNTHETIC[İng.] değil/yerine/= YAPAY | BİLEŞİMLİ


- SENTEZ/CENTESIS[İng.] değil/yerine/= SIVI ALIMI


- SENTEZ/SYNTHESIS[İng.] değil/yerine/= BİREŞİM


- SENTIENTİZM değil/yerine/= SEZİŞÇİLİK


- SENTIL/CENTILE[İng.] değil/yerine/= YÜZDE BİRLİK


- SENTIMENT ANALİZ/SENTIMENT ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= DUYGU ÇÖZÜMLEME


- SENTIMENTAL[İng.] değil/yerine/= DUYGUSAL


- SENTINEL[İng.] değil/yerine/= NÖBETÇİ


- SENTRİOL değil/yerine/= ÇEKİLGEN


- SEPARASYON/SEPARATION[İng.] değil/yerine/= AYRILMA


- SEPARATÖR/SEPARATOR[İng.] değil/yerine/= AYIRICI


- SEPSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ZEHİRLENMESİ


- SEPTAL DEFEKT/SEPTAL DEFECT[İng.] değil/yerine/= ARA BÖLME AÇIKLIĞI


- SEPTASYON/SEPTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENME


- SEPTISEMI/SEPTICEMIA[İng.] değil/yerine/= KAN ZEHİRLENMESİ


- SEPTUM[İng.] değil/yerine/= ARA BÖLME


- seq. luce[Lat. < SEQUENTI LUCE] değil/yerine/= ERTESİ GÜN


- SER-Â-PÂ[Fars.] değil/yerine/= BAŞTAN BAŞA/AŞAĞI/AYAĞA, HEPSİ, TÜMÜ


- SERBEST NAZIM değil/yerine/= ERKİN OZ


- SERBEST(İ) değil/yerine/= ÖZGÜR/LÜK


- SERBEST/LİK değil/yerine/= ERKİN/LİK


- SERDAR[Fars.] değil/yerine/= BAŞKOMUTAN


- SERDETMEK[Ar.] değil/yerine/= İLERİ SÜRMEK/ÖNE SÜRMEK/ORTAYA ATMAK


- SEREBRAL/CEREBRAL[İng.] değil/yerine/= BEYİNLE İLGILİ


- SEREBROVASKÜLER/CEREBROVASCULAR[İng.] değil/yerine/= BEYİN-DAMARLA İLGILİ


- ONUR = ŞEREF[Ar.] = HONOUR[İng.] = HONNEUR[Fr.] = EHRE[Alm.] = ONORE[İt.] = HONOR[İsp.]


- ŞEREF[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/= ONUR[Fr. HONNEUR | İng. HONOR ] (HAYSİYET)

( Toplumsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/= Bireysel. )

( Mal, mülk ve makamla, kişinin toplumsal konumuyla ilişkilidir. [Şerefim, develerimin sırtındadır.] )

( ŞEREFİYE: Bir kişinin geldiği makam şerefine dağıttığı bahşiş. | Kamunun karar ve etkinlikleri sonucunda, belirli bir yerdeki taşınmaz malların artan değerleri üzerinden yerel yönetimlerin aldığı bir tür taşınmaz vergisi. )

( Kendi özüne bağlılık. )

( Başkasının, birine gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur. | Toplumca benimsenmiş iyi ün. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/= Kişinin, kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzet-i nefis. | Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar. )


- ŞEREF[Ar.] değil/yerine/= ONUR, YÜCEY


- SEREMONİ[Fr.] değil/yerine/= TÖREN

( Tören. | Genellikle, resmî yerlerde, resmî işlerde uyulması gereken kural, yol ve yöntemlerin tümü. )


- SERGERDE[Fars.] değil/yerine/= ELEBAŞI


- ŞERGİL değil/yerine/= ASKINTI, BAŞ BELÂSI


- ŞERH[Ar.] değil/yerine/= AÇMA, AYIRMA | AÇIKLAMA[Ar.]

( Bir kitabın ibâresini, sözcük sözcük açıp açıklayarak yazılan kitap. )


- SERHAT/SERHAD[Fars., Ar.] değil/yerine/= SINIR BOYU


- SERİ KATİL değil/yerine/= ÖLDÜRGEN


- SERİ[Fr.]/SERIAL[Ing.] değil/yerine/= DİZİ

( SERIAL vs. STRING )


- SERİ[Ar.] değil/yerine/= HIZLI


- ŞERİAT ve/değil/=/<> TÜZE(HUKUK)/HAK/ADÂLET


- ŞERİK[Ar.] değil/yerine/= ORTAK


- ŞERİT/TENYA/APTESBOZAN = SIĞIRTENYASI


- SERKEŞ[Fars.] değil/yerine/= KAFA TUTAN, BAŞKALDIRAN


- SERMAYE[Fars.]/KAPİTAL/İZM[Fr./İng. < CAPITALISM] değil/yerine/= ANAMAL/CILIK


- SERMÜRETTİP değil/yerine/= BAŞDİZGİCİ


- SEROLOJİ/SEROLOGY[İng.] değil/yerine/= SERUM BİLİMİ | KAN SERUM TAHLİLİ


- SERPANTİN[Fr.] değil/yerine/= ŞERİT | ISITICI | YILANTAŞI

( Eğlencelerde kullanmak için kendi üzerine sarılarak hazırlanan, savrulduğunda çözülen, renkli kâğıttan yapılmış, ince ve uzun şerit. | Kalorifer döşemesinde, bükülmüş borularla yapılmış ısıtıcı. | Yılantaşı. )


- SERPANTİN/PARPI değil/yerine/= YILANTAŞI

( Rengi ve billur yapısı farklı birçok türü olan, perido ve öteki minerallerin başkalaşmasıyla oluşan kütle. )


- SERPUŞ[Fars.] değil/yerine/= BAŞLIK


- SER-PÛŞ değil/yerine/= BAŞLIK

( BAŞA GİYİLEN ŞEY, BAŞLIK )


- SERSEMLEMEK, ŞAŞKINLAMAK = SANGILAMAK


- SERTIFIKASYON/CERTIFICATION[İng.] değil/yerine/= BELGELENDİRME


- SERUM[İng.] değil/yerine/= KAN SIVISI


- SERVET[Ar.] değil/yerine/= VARLIK


- SESİL/SESSILE[İng.] değil/yerine/= SAPSIZ


- SESLİ-SESSİZ değil/yerine/= ÜNLÜ-ÜNSÜZ


- ŞEŞPER[Fars.] değil/yerine/= TOPUZ

( Savaş araçlarından, altı dilimli topuz. İLE ... )


- SETİR[Ar.] değil/yerine/= ÖRTME, GİZLEME


- SETLİÇ[Çekoslavakya'da, Sedlitz köyünün adından] değil/yerine/= MADENSUYU | LİMONATA

( İç sürdürücü bir madensuyu. | Karbonat katılarak köpürtülmüş limonata. )


- SEVECENLİK = ŞEFKÂT = COMPASSION[İng.] = MISÉRICORDE[Fr.] = BARMHERZIGKEIT, MITGEFÜHL[Alm.] = MISERICORDIA[Lat.]


- SEVGİ:
"YEĞLEME ya da SEÇİM ya da BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/!=/>< KOŞULSUZLUK

( Sevgi, ne yeğleme, ne seçim, ne de bağımlılık konusudur. Her şeyi sevilmeye değer ve sevilebilir kılan bir olanak ve güçtür. )

( The love is which is neither prefer or choice, nor attachment. But a power and possibility which makes all things love-worthy and lovable. )


- SEVGİ ile/ve/||/=/<>/>/< FEDÂKÂRLIK

( Hoş gör sen, boş ver sen! Sevgin kazanır! )


- SEVGİ ve/||/=/<> YARAR/LILIK

( Sevmek, "bir işe yarar mı"?
Tek iş, odur! )


- SEVİ = AŞK = LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMOR, CARITAS[Lat.] = PHILIA, EROS, AGAPE[Yun.] = AMOR[İsp.]


- SEVİNÇ = JOY, GLADNESS[İng.] = ÉPANOUISSEMENT[Fr.] = FREUDE[Alm.] = GAUDIUM[Lat.]


- SEVİYE[Ar.] değil/yerine/= DÜZEY


- ŞEVKET[Ar.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK, ULULUK, YÜCELİK


- ŞEVKET-İ BOSTAN = KENKER = AKKIZ


- SEVMEK ile/ve/=/||/<>/>/< DEĞERLENDİRMEK


- SEVMEK ve/=/||/<>/< GÜVENMEK

( Sevmek, güvenmektir. )


- SEVMEK ve/<>/= ÖZLEMEK

( TO LOVE and/>/= TO MISS )


- SEX[Azr.] = ATÖLYE[Tr.]


- ŞEY ile/ve/= SABİT


- ŞEY = THING[İng.] = CHOSE[Fr.] = DING[Alm.] = RES[Lat.] = ENS[Skolastik'te]


- SEYÂHAT[Ar. < SİYAHAT] değil/yerine/= GEZİ/YOLCULUK


- SEYELAN[Ar.] değil/yerine/= AKI

( Herhangi bir kuvvet alanında, belirli bir düzlemin belirli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri. )


- SEYELÂN[Ar.] değil/yerine/= AKMA, AKINTI | AKI


- ŞEYH ile/ve/= SAMED'ÜL KAVM


- ŞEYLERİN DOĞASI = UNIVERSE, NATURE[İng.] = NATURE[Fr.] = NATURDER DINGE[Alm.] = RERUM RATURA[Lat.]


- ŞEYLERİN DÜZENİ ve/||/<>/= DÜŞÜNCELERİN DÜZENİ


- SEYR Ü SÜLÛK = İNİSİYASYON


- SEYRÂN[Ar.] değil/yerine/= GEZME/GEZİNME/GEZİNTİ


- SEYRETMEK değil/yerine/= İZLEMEK


- SEYR-Ü-SEFER[Ar.]/TRAFİK[Fr., İng.] değil/yerine/= GİDİŞ-GELİŞ


- SEYV[İng. < SAVE] değil/yerine/= KAYDETMEK/KORUMAK


- SEYYAH[Ar.]/TURİST[İng.] değil/yerine/= GEZGİN


- SEYYAH/TURİST değil/yerine/= GEZGİN


- SEYYÂL[Ar.] değil/yerine/= AKIŞKAN


- SEYYANEN[Ar.] değil/yerine/= EŞİT OLARAK


- SEYYANEN[Ar. + Fars.] değil/yerine/= EŞİTÇE


- SEYYÂR[Ar. < SEYR] değil/yerine/= GEZGİN/GEZİCİ

( Belirli bir yeri olmayan. | Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir olan. )


- SEYYAR değil/yerine/= GEZER


- SEYYİÂT[< SEYYİE] değil/yerine/= KÖTÜLÜKLER | SUÇLAR, GÜNAHLAR | KÖTÜLÜĞE KARŞILIK ÇEKİLEN SIKINTILAR


- SEYYİE[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜLÜK


- SEZA[Fars.] değil/yerine/= UYGUN


- SEZGİ = HADS, TEHADDÜS = INTUITION[İng., Fr.] = ANSCHAUUNG[Alm.] = INTUITIO-INTUITUS < IN-TUERI:İÇİNİ GÖRME[Lat.] = NOESIS[Yun.] = INTUICIÓN[İsp.]


- SEZON[Fr., İng.] değil/yerine/= DÖNEM/MEVSİM


- SƏKİ[Azr.] = KALDIRIM[Tr.]


- ŞƏKİL[Azr.] = FOTOĞRAF[Tr.]


- SƏNƏT[Azr.] = SANAT[Tr.]


- SF/SALINE SOLUTION[İng.] değil/yerine/= SERUM FİZYOLOJİK


- SFENKS[Yun.] değil/yerine/= YONTU

( Yunan mitolojisinde, geçen yolculara, bazı bilmeceler sorarak, bilmeyenleri yuttuğuna inanılan söylence canavarı. | Mısır'da, eski Mısır'lılar çağından kalma kadın başlı, aslan gövdeli yontu. )


- SFERİK/SPHERICAL[İng.] değil/yerine/= KÜREMSİ


- SFİGMOMANOMETRE/SPHYGMOMANOMETER[İng.] değil/yerine/= KAN BASINÇÖLÇER


- SFS/SEQUENTIAL FORWARD SELECTION[İng.] değil/yerine/= SIRALI İLERİ YÖNLÜ SEÇİM


- SFT/PULMONARY FUNCTION TESTS[İng.] değil/yerine/= SOLUNUM İŞLEV TESTLERİ


- SHEATH[İng.] değil/yerine/= KILIF


- SHUNT[İng.] değil/yerine/= ŞANT


- ŞİA = ŞİİLİK

( İslâmiyet'te, Hz. Ali'ye yandaş olan kişiler. )


- ŞİAR[Ar.] değil/yerine/= BELGİ | ÜLKÜ

( Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. )


- SİBERNETİK değil/yerine/= GÜDÜMBİLİM


- SİCİL[Ar.] değil/yerine/= KÜTÜK


- SİCİLE KAYIT/TESCİL değil/yerine/= KÜTÜĞE YAZIM/KÜTÜKLEM


- ŞİDDET =/||/<>/>/< ÖZENSİZLİK


- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK

( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )


- SIDDIK ile/ve/<>/= VELÎ


- SİF[İng. COST-INSURANCE-FREIGHT] değil/yerine/= MALİYET

( Bir malın fiyatı, sigortası ve navlunu birlikte olmak üzere maliyeti. )


- ŞİF[Erm.] değil/yerine/= KOZA | POSA

( Pamuk kozası. | Şırası alınmış üzüm posası. )


- ŞİFÂHÎ BEYAN değil/yerine/= SÖZLÜ AÇIKLAMA


- SIFAT-FİİL/PARTİSİP[Fr.] değil/yerine/= NİTEM EYLEM/ORTAÇ

( Tümleç alabilen, ad ve sıfat gibi kullanılan, eylem soylu sözcük. )


- SIFAT değil/yerine/= NİTEM


- ŞİFONER[Azr.] = GARDIROP[Tr.]


- ŞİFONYER[Fr. CHIFFONNIER] değil/yerine/= DOLAP

( Çekmecelerine, çamaşır konulan dolap. )


- ŞİFRE[Fr. CHIFFRE] = KOD[Fr., İng. CODE]

( Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü, kod. | Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam/harf. )


- ŞİFRE değil/yerine/= GİZGE


- SİFTAH[Ar. < İSTİFTAH] değil/yerine/= İLK ALIŞVERİŞ/İLK KEZ

( Siftah etme. | Başlama, başlanılma. | Açma, açılma. )


- SİFTİNMEK/ZİFTİNMEK = OYALANMAK

( Oyalanmak, vakit geçirmek. | Bir yere sürtünerek kaşınmak. )


- sig.[Lat. < SIGNA, SIGNETUR] değil/yerine/= TARİF ET, İLÂCIN KULLANILIŞINI ETİKETE YAZ


- SİGA/SAGA/SIYGA[Ar.] değil/yerine/= KİP

( Fiilin çekiminden oluşan türlü biçimlerden her biri. | Kalıba dökmek. )


- SİGORTA[İt.]/ASFALYA[Yun.] değil/yerine/= KORUNÇ


- SIHHAT[Ar.] değil/yerine/= SAĞLIK


- SIHHÎ TESİSAT değil/yerine/= SAĞIL DÖŞENEK


- SIHHÎ değil/yerine/= SAĞIL


- SİHİR" ile/ve/değil/=/||/<> YETERİNCE GELİŞMİŞ TEKNOLOJİ


- ŞİİR ile/ve/= NEFES


- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]


- ŞİİR/POEM değil/yerine/= OZ


- SİKATRİS değil/yerine/= (KAPANMIŞ, İYİLEŞMİŞ) YARA YERİ


- ŞİKAYET ETMEK değil/yerine/= YETKEYE BİLDİRMEK


- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/&gt;&lt;/>/< HİKÂYET

( Yaşanılmış bir sorun üzerine konuşulduğunda, o konuya değinmenin gereği, sorunun kendini değil daha sonraki durum ve/ya da süreçlerde, kişinin, davranış-tutumlarını ve dilini düzeltmesine, gelişerek değişmesine katkıda bulunulacak biçimde düşünülmeye/konuşulmaya çalışılmasıdır. Biri, bir sorundan konu açıyorsa, bunu, o sorundan "şikâyet ediyor" olarak değil daha sonrası için bir çözüm arıyor ve/ya da sunuyor olarak düşünmek/konuşmak ve algılamaya çabalamak gerekir. Bir serzeniş ya da isyan olarak algılanmamalıdır.

Bu tür durumlarda, ötekine bilgi vererek, değinilecek konu/sorun için, "Benimki/bizimki*, bir şikâyât değil hikâyât![olan-bitenin öyküsü/hikâyesi]" biçiminde, öncelikle, kişinin kendinde ve daha sonra çevresinde, adâleti ve dengeyi sağlamasına destek vermek üzere, çevresiyle olan iletişimini ve ilişkisini sürekli kılmak üzere, bir bilgi verilir ve/ya da açıklama/anımsatma/uyarı yapılır.

[ * "Bizimki" sözü/sözcüğü, "bu konuda/alanda, bu ayrıntılarda, ben ve benim gibi düşünenler" olarak/anlamında ve bencilliğe/tekbenciliğe düşülmemesi için kullanılır. ] )


- ŞİKÂYETÇİ/MÜŞTEKÎ[Ar.] değil/yerine/= YAKINAN


- ŞİKESTE[Fars.] değil/yerine/= DARGIN, KIRILMIŞ/KIRGIN

( Kırılmış, kırık. | Yenilmiş, yenik düşmüş. | Gücenmiş, kırgın, kederli. )


- SIKLET değil/yerine/= YÜK/AĞIRLIK


- SİKLİK/CYCLIC[İng.] değil/yerine/= DÖNGÜSEL


- SİKLOTRON/CYCLOTRON[İng.] değil/yerine/= YÜKLÜ PARÇACIK HIZLANDIRICI


- SİKLUS/CYCLE[İng.] değil/yerine/= DÖNGÜ


- SİL değil/yerine/= KİRPİK TELSİ


- SILAYT değil/yerine/= SAYDAM


- ŞİLİ = DANİMARKA - ORTA AFRİKA ARASI

( Şili'nin üst ucunu Danimarka'ya yerleştirseniz, alt ucu, Orta Afrika'yla denk gelir. )


- SİLİKULA = SİMÂR-I HUREYBÎYE = SILICULE


- SİLİKVA = SİMÂR-I HARNÛBÎYE = SILIQUE


- SİLİNDİR değil/yerine/= YUVAK/YUVGU


- SİLİSYUM KARBÜR[Fr. < CARBURE] = KARBORUNDUM[Fr. < CARBORUNDUM]

( Karbonun başka bir öğeyle birleşmesinden oluşan nesne. = Aşındırıcı nesne olarak kullanılan silisyum karbürün ticaretteki adı. )


- SİLO[Yun.] değil/yerine/= SARPIN

( Tahıl kuyusu, zahire ambarı. | Ekmeği koymaya yarayan, dört gözlü sandık. )


- SİLSİLE[Ar.] değil/yerine/= DİZİ

( Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra. | Bilinen en eski atalardan, yaşayan torunlara kadar aile sırası. )

( SERIES, CHAIN | GENEALOGY vs. SERIAL )


- PLAKET/ŞİLT[İng. SHIELD] değil/yerine/= ERGİLİK

( Üzerine, genellikle bir kurum ya da kuruluşun adı, işareti kazınmış ya da basılmış olan ve armağan olarak bir kişiye ya da takıma verilen levha. )


- ŞİLTE = DÖŞEK

( Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek. )


- SİLÜET[Fr. < SILHOUETTE] değil/yerine/= GÖLGE/KARALTI/KARARTI


- SİM[Azr.] = TEL[Tr.]


- SİMBİYOTİK/SYMBIOTIC[İng.] değil/yerine/= ORTAK YAŞAR


- SİMBİYOZ/SYMBIOSIS[İng.] değil/yerine/= ORTAK YAŞAM


- ŞİMDİ = NOW[İng.] = MAINTENANT[Fr.] = JETZT[Alm.] = ORA[İt.] = AHORA[İsp.]


- ŞİMENDİFER[Fr. CHEMIN DE FER] değil/yerine/= DEMİR YOLU | TREN


- SİMETRİ/K[İng.]/MÜTENAZIR[Ar.] değil/yerine/= BAKIŞIM/LI

( İki ya da daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu. | [mat.] Eksen olarak alınan bir doğrudan, benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer parçanın birbirine göre olan durumu, tenazur. )


- SİMGE = REMZ[çoğ. RÜMÛZ(ÂT)] = SYMBOL[İng., Alm.] = SYMBOLE[Fr.] = SYMBOLON[Yun.] = SIMBOLO[İsp.]


- SİMGEBİLİM = SYMBOLICS[İng.] = SYMBOLIQUE[Fr.] = SYMBOLIK[Alm.]


- ŞİMİOTAKSİ[Fr. CHIMIOTAXIE] değil/yerine/= KİMYA GÖÇÜMÜ


- ŞİMİOTROPİZM[Fr. CHIMIOTROPISME] değil/yerine/= KİMYA DOĞRULUMU


- ŞİMŞEK ile/= YALABIK

( ... İLE/= Parlak, parıltılı, ışıltılı. | Alevin, oynayarak parıldaması, parlama, parıltı. | Şimşek. | Güzel, yakışıklı, sevimli. | İkiyüzlü, kaypak. )


- SİMÜLASYON/SİMÜLATÖR[Fr.] değil/yerine/= BENZETİM/BENZETİMLİK | SAYRIMSAMA


- SİMÜLATÖR/SIMULATOR[İng.] değil/yerine/= BENZETEÇ


- SİMÜLE HASTA/SIMULATED PATIENT[İng.] değil/yerine/= SÖZDE SAYRI


- SİMÜLTANE/SIMULTANEOUS[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI


- SINE QUA NON[Lat.]/ABSOLUTE MUST[İng.] değil/yerine/= OLMAZSA OLMAZ


- SİNE[Fars.] = SADIR/SADR[Ar.]


- SİNEMA değil/yerine/= ÇELKİTEY


- SINERJİ/SYNERGY[İng.] değil/yerine/= ARTI ETKİ | YÖNDEŞ ETKİ


- SINERJİK/SYNERGIC[İng.] değil/yerine/= YÖNDEŞ ETKİLİ 2 .ARTI ETKİLİ


- SINERJIST/SYNERGIST[İng.] değil/yerine/= YÖNDEŞ ETKIN | ARTI ETKIN


- SINERJİZM/SYNERGISM[İng.] değil/yerine/= YÖNDEŞ ETKİLEME | ARTI ETKİLEME


- SINEŞİ/SYNECHIA[İng.] değil/yerine/= YAPIŞIKLIK


- SINESTEZİ/SYNESTHESIA[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK DUYU


- ŞINGIR ŞINGIR = ŞINGIRDAYARAK


- SINGREFT/SYNGRAFT[İng.] değil/yerine/= TIPKI İKİZ YAMASI


- SİNGULUM/CINGULUM[İng.] değil/yerine/= KUŞAK, HALKA


- SINIF = CLASS[İng.] = CLASSE[Fr.] = KLASSE[Alm.] = CLASSIS[Lat.] = CLASE[İsp.]


- SINIF/DERSHANE değil/yerine/= ÖĞREŞLİK/ÖĞRETEY


- SINIF/LAMA ile/ve/||/=/<> SINIR/LAMA

( CLASSIFICATION vs./and/||/=/<> LIMITING )


- SINIFLANDIRMA = TASNÎF = CLASSIFICATION


- SINIFLAR = SUNÛF = CLASSES


- SINIR = HAT/HADD, HUDUT = LIMIT[İng.] = LIMITE[Fr., İsp.] = GRENZE[Alm.] = LIMITIS[Lat.] = PERAS[Yun.]


- SİNISTER LEFT[İng.] değil/yerine/= SOL | SOLDAKİ


- SİNN-İ İNHİTÂT değil/yerine/= ÇÖKKÜNLÜK DÖNEMİ


- SİNOFRİ/SYNOPHRYS[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK KAŞ


- SİNOVİYA/SYNOVIA[İng.] değil/yerine/= EKLEM SIVISI


- SİNTILASYON/SCINTILLATION[İng.] değil/yerine/= SAÇILIM

Bugün[16 Ekim 2025]
itibarı ile 11.139 başlık/FaRk ile birlikte,
11.139 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(37/46)